mİkroİktİsat teorİsİ

264
MİKROİKTİSAT TEORİSİ o CİLT 1 * * ORHAN TÜRKAY

Upload: vuhanh

Post on 29-Jan-2017

333 views

Category:

Documents


3 download

TRANSCRIPT

Page 1: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

MİKROİKTİSAT TEORİSİ

o

C İ L T 1

*

* ORHAN TÜRKAY

Page 2: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ YAYINLARI: 551

MİKROİKTİSAT TEORİSİ

CİLT I

ORHAN TÜRKAY Anltara Üniversitesi

Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi

Page 3: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekiller Bekir Taylan tarafından çizilmiştir.

© Copyright: Siyasal Bilgiler Fakültesi, 1986

A.ü. SİYASAL BİLGİLER FAKÜLTESİ VE BASIN - YAYIN YÜKSEKOKULU BASIMEVİ, ANKARA -1986

Page 4: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ÖNSÖZ

Bu kitabın özellikleri ile ilgili kısa açıklamalara Birinci Bö-lümün sonunda yer verdiğim için önsözde sadece teşekkür borç-larımı ödemekle yetiniyorum.

Önce Siyasal Bilgiler Fakültesi dekanı değerli arkadaşım Prof. Dr. Necdet Serin'e teşekkür ediyorum. Onun etkili "teşvik-leri" olmasa idi bu kitabim gün ışığına çıkması biraz daha geci-kebilirdi.

Müsveddelerin basılmış kitaba dönüştürülmesini büyük bir özenle gerçekleştiren A.Ü. Siyasal Bilgiler Fakültesi ve Bayın Ya-yın Yüksek Okulu Basımevinin titiz ustalarına ve bazıları gerçek-ten karışık şekilleri büyük bir ustalıkla çizen Sayın Bekir Taylan'a ayrıca teşekkür ediyorum. Çizim, dizgi ve baskı sırasında onlarla birlikte çalışmak benim için gerçek bir zevk idi.

Ankara, 6 Şubat 1986

ORHAN TÜRKAY

m

Page 5: MİKROİKTİSAT TEORİSİ
Page 6: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

İ Ç İ N D E K İ L E R

BİRİNCİ BÖLÜM

GİRİŞ 1

İKTİSAT NEDİR? 1 MİKROİKTİSAT - MAKROİKTİSAT 4 TEORİ - GERÇEKLER 4 BU KİTABIN ÖZELLİKLERİ 6

İKİNCİ BÖLÜM

TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI TEORİSİ 7

TÜKETİCİ VE TERCİHLERİ 8 FARKSIZLIK EĞRİLERİ 9 Farksızlık Paftası 10 Farksızlık Eğrilerinin Özellikleri 12 Marjinal İkame Haddi 14 Tamamlayıcılık ve İkame 16

FİYATLAR VE BÜTÇE DOĞRUSU 19 TÜKETİCİ DENGESİ 22 NOMİNAL GELİRİN DEĞİŞMESİ 25 Gelir - Tüketim Eğrisi 26 Engel Eğrileri 28 Engel Eğrileri ve Talebin Gelir Esnekliği 30

FİYATLARIN DEĞİŞMESİ 31 Fiyat - Tüketim Eğrisi 31 Bireysel Talep Eğrisi 33 Fiyat - Tüketim Eğrisinin Eğimi ve Talep Esnekliği 35 Gelir ve İkame Etkileri 36

V

Page 7: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

TÜKETİCİ TERCİHLERİNİN DEĞİŞMESİ 43 FAYDA YAKLAŞIMI VE FARKSIZLIK EĞRİLERİ YAKLAŞIMI 44 MÜBADELE VE FARKSIZLIK EĞRİLERİ YAKLAŞIMI 50 PİYASA TALEP EĞRİSİ 55 Piyasa Talep Eğrisinin Özellikleri 56 Talebin Değişmesi 57

TALEP EĞRİSİ VE HÂSILAT KAVRAMLARI 59 Talep Eğrisi ve Toplam Hâsılat 59 Toplam Hâsılat ve Marjinal Hâsılat Kavramları 60 Doğrusal Talep Eğrisinden Marjinal Hâsılat Eğrisinin Çıkarılışı 61 Doğrusal Olmayan Talep Eğrisinden Marjinal Hâsılat Eğrisinin Çıkarılışı '... 63

TALEBİN ESNEKLİĞİ 64 Esnekliğin Ölçülmesi: Nokta ve Yay Esneklikleri 66 Nokta Esnekliğinin Geometrik Olarak Ölçülmesi 69 Talep Esnekliği ve Toplam Satış Hâsılatı 72 Talep Esnekliği ve Marjinal Hâsılat ... ., 74 Talebi Esnek Olan ve Olmayan Mallar 75 Talep Esnekliğini Etkileyen Faktörler 76 Talebin Gelir Esnekliği 77 Talebin Çapraz Esnekliği 78

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM

ÜRETİM VE MALİYET TEORİSİ 79

3.1 ÜRETİM TEORİSİ 81

ÜRETİM FONKSİYONU ; 81 Üretim Yüzeyi 82

KISA DÖNEMDE ÜRETİM VEYA AZALAN VERİM KANUNU 84 Toplam, Ortalama ve Marjinal Ürün İlişkileri 86 Üretimin Üç Bölgesi ' 88

UZUN DÖNEMDE ÜRETİM VEYA ÖLÇEĞİN VERİMİ 90 Ölçek ve Ölçeğin Verimi 90 Eşürün Eğrileri 93 Eşürün Eğrilerinin Özellikleri 96 Marjinal Teknik İkame Haddi 98 Azalan Marjinal Teknik İkame Haddi 100 İkame Esnekliği 101

VI

Page 8: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Sırt Çizgileri 102

EŞÜRÜN EĞRİLERİNDEN TOPLAM ÜRÜN EĞRİLERİNE 103 EN DÜŞÜK MALİYETLE ÜRETİM ... 104 Eşmaliyet Eğrileri 104 Optimum İnput Bileşimi 107

GENİŞLEME YOLU 110

3.2 MALİYET TEORİSİ 113

ALTERNATİF MALİYET VEYA TOPLUMSAL MALİYET 113 PARASAL MALİYET 114 Açık Maliyet veya Yapılan Ödemeler 114 Zımnî Maliyet 114

DÖNEM UZUNLUĞU VE MALİYETLER 115 KISA DÖNEM MALİYET KAVRAMLARI 115 Sabit ve Değişken Maliyetler 116 Toplam Sabit Maliyet, Toplam Değişken Maliyet ve Toplam Maliyet 116 Ortalama Sabit, Ortalama Değişken ve Ortalama Toplam Maliyetler 118 Marjinal Maliyet 119

UZUN DÖNEM MALİYET KAVRAMLARI 120 Firmanın Genişleme Yolundan Uzun Dönem Toplam Maliyete 120 Uzun Dönem Ortalama Maliyet 120 Uzun Dönem Marjinal Maliyet Eğrisi 125

TAM KAPASİTE VE OPTİMUM ÇAPTA TESİS KAVRAMLARI 128 TOPLAM, ORTALAMA VE MARJİNAL MALİYETLER ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN GEOMETRİSİ 129

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

TALEP, ARZ VE PİYASA DENGESİ 135 t

ARZ KAVRAMI 136 Arz ve Arz Edilen Miktar Ayrımı 137 Arz Esnekliği 138 Sabit Esneklikte Arz Eğrileri 139 Esnek Olan ve Olmayan Doğrusal Arz Eğrileri 140

PİYASA DENGESİ 143 Talep Fazlası Yaklaşımı 143

VII

Page 9: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Fiyat Fazlası Yaklaşımı 145 Dengenin Varlığı 146 Dengenin Tekliği 147 Dengenin İstikran 147

PİYASA DENGESİNİN DEĞİŞMESİ 150 ÖRÜMCEK AĞI (COBWEB)TEOREMİ 151

BEŞİNCİ BÖLÜM

PİYASA ÇEŞİTLERİ VE FİRMA DAVRANIŞLARI TEORİSİ 155

5.1 TAM REKABET TEORİSİ 157

TAM REKABET PİYASASININ ÖZELLİKLERİ 157 TAM REKABETTE FİRMA VE ENDÜSTRİ DENGESİ 158 Firma Bakımından Tam Rekabetin Önemi 159

TAM REKABETTE FİRMANIN HÂSILAT EĞRİLERİ 161 KISA DÖNEMDE FİRMA DENGESİ 161 Toplam Eğriler Yaklaşımı 161 Marjinal Eğriler Yaklaşımı 164

KISA DÖNEMDE FİRMALAR ARASINDAKİ FARKLILIK 167 FİRMANIN KISA DÖNEM ARZ EĞRİSİ 168 ENDÜSTRİNİN KISA DÖNEM ARZ EĞRİSİ VE ENDÜSTRİ DENGESİ 170 TAM REKABETTE UZUN DÖNEM DENGESİ 173 Uzun Dönemde Kârın Sıfır Oluşu 174

ENDÜSTRİNİN UZUN DÖNEM ARZ EĞRİSİ 177 f>abit Maliyetli Endüstriler 177 Artan Maliyetli Endüstriler 178 Azalan Maliyetli Endüstriler 180

5.2 MONOPOL TEORİSİ 183

MONOPOLÜN ÖZELLİKLERİ 183 MONOPOLÜN KAYNAKLARI 184 MONOPOLCÜNÜN AMACI 135 MONOPOLDE HÂSILAT EĞRİLERİ 186 MONOPOLCÜNÜN MALİYETLERİ 189

VIII

Page 10: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

MONOPOLCÜNÜN KISA DÖNEM DENGESİ 190 Toplam Hâsılat, Toplam Maliyet Yaklaşımı 190 Marjinal Eğriler Yaklaşımı 192 Sıfır Maliyetle Üreten Monopolcünün Dengesi 194 Monopolcünün Zarar Etmesi 194 Monopolcünün Karşı Karşıya Bulunduğu Talep Esnektir 196 Kısa Dönemde Monopolcü Arzı 197

MONOPODE UZUN DÖNEM DENGESİ 198 Tesisin Optimumdan Küçük Oluşu 199 Tesisin Optimum Büyüklükte Oluşu 200 Tesisin Optimumdan Büyük Oluşu 201

MONOPOLDE FİYAT FARKLILAŞTIRILMASI 201 BİRDEN FAZLA FABRİKASI OLAN MONOPOLCÜ 206 MONOPOLÜN SAKINCALARI 208 MONOPOLLERİN DÜZENLENMESİ 211 Fiyat Tesbiti 212 Vergileme 214 Spesifik Vergi 214 Götürü Vergi 215

5.3 MONOPOLLÜ REKABET TEORİSİ 217

MONOPOLLÜ REKABET PİYASASININ ÖZELLİKLERİ 218 Endüstri ve Ürün Grubu 219 Chamberlin'in İki Talep Eğrisi 219

MONOPOLLÜ REKABETTE KISA DÖNEM DENGESİ 221 MONOPOLLÜ REKABETTE UZUN DÖNEM DENGESİ 222 Ürün Grubu İçindeki Firmanın Dengesi: Firma Sayısı Optimum 223 Ürün Grubu İçindeki Firmanın Dengesi: Firma Sayısı Optimumdan Farklı 224

MONOPOLLÜ REKABETİN SONUÇLARI V2Ö

5.4 OLİGOPOL TEORİLERİ 229

OLİGOPOL PİYASASININ ÖZELLİKLERİ 230 Bazı Varsayımlar 230

COURNOT MODELİ 231 BERTRAND MODELİ L-34 EDGEVVORTH MODELİ 235

I X

Page 11: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

CHAMBERLİN MODELİ 237 SWEEZY MODELİ 238 OYUN TEORİSİ VE OLİGOPOL 240 OLİGOPOLDE GÖZLENEN BAZI ÇÖZÜMLER 243 Karteller . , 244 Fiyat Önderliği 245

OLİGOPOLDE REKABET 248 Reklâm 248 Kalite ve Biçim Farklılaştırılması 249

OLİGOPOLÜN REFAH ETKİLERİ 249

ı

X

Page 12: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Ş E K İ L L E R

2.1. Farksızlık eğrisi i-0 2.2 Farksızlık paftası 11 2.3. Farksızlık eğrileri kesişmezler 14 2.4. Farksızlık eğrisinin eğimi 15 2.5. Azalan marjinal ikame haddi IV 2.6. İkamenin kolaylığı 18 2.7. İkamenin imkânsızlığı 18 2.8. Bütçe doğrusu 20 2.9. Gelir artışının bütçe doğrusunu kaydırması 22 2.1C X'in fiyatının düşmesinin bütçe doğrusunu döndürmesi . 22 2.11. Tüketici dengesi 24 2.12. Gelir • tüketim eğrisi 28 2.13. Normal ve düşük mallar 27 2 14. Normal bir mal için Engel eğrileri 29 2.15. Düşük bir mal için Engel eğrisi 30 ?.16. Fiyat - tüketim eğrisi 32 S.17. Fiyat - tüketim eğrisinden talep eğrisine 34 £.18. Talep eğrisi 33 2.19. Fiyat - tüketim eğrisinin eğimi ve talebin esnekliği 36 2.20. Gelir ve ikame etkileri: Hicks yaklaşımı 38 2.21. Gelir ve ikame etkileri: Slutsky yaklaşımı 39 2.22. Bir düşük mal: Gelir etkisi ikame etkisinden küçük 42 2.23. Bir düşük mal: Gelir etkisi ikame etkisinden büyük

(Giffen Paradoksu) 43 2.24. Tüketici zevklerinin değişmesi ve denge 44 2.25. Toplam ve marjinal fayda eğrileri 40 £.26. Kutu diyagramı 51 2.27. Sözleşme eğrisi. 54 2.28. Bireysel talep eğrilerinden piyasa talep eğrisine geçiş 56 2.29. Talebin değişmesi veya talep kayması 58 2.30. Talep eğrisinden toplam hâsılata 59 2.31. Toplam hâsılat eğrisinin eğimi marjinal hâsılattır 60

XI

Page 13: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

2.32. Toplam hâsılattan ortalama ve marjinal hâsılata 61 2.33 Doğrusal talep eğrisinden marjinal hâsılata 62 2.34. Doğrusal olmayan talep eğrisinden marjinal hâsılata 63 2.35. Talep esnekliğinin ölçülmesi 67 2 36. Nokta esnekliğinin geometrik olarak ölçülmesi 70 2.37. Doğrusal talep eğrisi üzerinde değişik esneklik değerleri 71 2.38. Sabit esneklikte talep eğrileri 72 2.39. Doğrusal olmayan talep eğrisinde esnekliğin geometrik olarak

ölçülmesi 73 2.40. Esneklik ve toplam hâsılat 75 2.41. Talebi esnek olan ve olmayan mallar 76

3.1. Üretim yüzeyi üzerinde bir nokta 82 3.2. Üretim yüzeyi 83 3.3. Üretim yüzeyinden bir kesit: B faktörü sabit 84 3.4. Toplam ürün eğrisi 85 3.5. Üretimin üç bölgesi 87 3.6. Üretim ölçeğinin değişmesi 92 3.7. Ölçeğin değişik verimleri 93 3.8. Üretim yüzeyinden eşürün eğrisine 94 3.9. Eşürün eğrisi 95 3.10. Eşürün paftası 96 3.11. Eşürün eğrileri kesişmezler 93 3.12. Marjinal teknik ikame haddi 99 3.13. Azalan marjinal teknik ikame haddi 100 3.14. Faktör ikamesinin tam ve imkânsız olduğu durumlarda eşürün

eğrileri , 101 3.15. Sırt çizgileri 102 3.16. Eşürün eğrilerinden toplam ürün eğrisine 105 3.17. Eşmaliyet eğrisi 106 3.18. Optimum input bileşimi: Sabit bir harcama ile en yüksek ürün 107 3.19. Optimum input bileşimi: En düşük harcama ile belli miktarda

ürün 109 3.20. Firmanın genişleme yolu 111 3.21. Üretim fonksiyonu ve genişleme yolu : (a) Doğrusal üretim

fonksiyonu, (b) Doğrusal olmayan üretim fonksiyonu 112 3.22. Kısa dönem toplam maliyetler 117 3.23. Kısa dönem ortalama maliyetler ve marjinal maliyet 119 3 24. Genişleme yolundan uzun dönem toplam maliyete 121 3.25 Kısa dönem ortalama maliyet eğrisinden uzun dönem ortalama

maliyet eğrisine 122

XII

Page 14: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

3.26. Uzun dönem ortalama maliyet eğrisi kısa dönem ortalama maliyet eğrilerinin her birine bir noktada teğettir. 123

3.27. Kısa ve uzun dönem ortalama maliyet eğrilerinin teğet oldukları üretim hacminde kısa ve uzun dönem marjinal maliyet eğrileri kesişirler 126

3.28. Eksik, tam ve aşırı kapasite 128 3.29. Optimum, optimumdan büyük ve optimumdan küçük çapta tesisler 129 3.30. Toplam sabit maliyetten ortalama sabit maliyete 130 3.31. Toplam değişken maliyetten ortalama değişken maliyete 130 5.32. Toplam maliyet eğrisinin bir noktadaki eğimi marjinal maliyettir 132 3.33. Ortalama ve marjinal maliyetlerden toplam maliyete 132

4.1. Arz eğrisi ve arzın değişmesi 136 4.2. Geriye bükük arz eğrisi 137 4.3. Arz esnekliğinin ölçülmesi 139 •1.4. Sabit esneklikte arz eğrileri 139 4.5. Arz esnekliğinin her noktada bire eşit oluşu 140 4.6. Arz esnekliğinin her noktada birden büyük oluşu 141 4.7. Arz esnekliğinin her noktada birden küçük oluşu 142 4.8. Doğrusal olmayan bir arz eğrisi üzerinde değişik noktaların

esneklikleri 142 4.9. Piyasa dengesi: Talep fazlası yaklaşımı 144 4.10 Piyasa dengesi: Talep fiyatı fazlası yaklaşımı 145 4.11. Piyasa dengesinin yokluğu: Aşın pahalı mal 146 4.12. Piyasa dengesinin yokluğu: Serbest mal 147 4.13. İstikrarsız denge: K noktası istikrarsız 148 4.14. Piyasa dengesinin değişmesi 150 4.15. Dengeye giden Cobweb 153 416. Dengeden uzaklaşan Cobweb 154 4.17. Sallanan Cobweb 154

5.1. Tam rekabette piyasa dengesi ve firmanın karşı karşıya olduğu talep eğrisi 160

5.3. Tam rekabette kârın azamîleştirilmesi: Toplam eğriler yaklaşımı 162 5.4. Tam rekabette zararın asgarîleştirilmesi: Toplam eğriler yaklaşımı 164 5.5. Tam rekabette kârın azamileştirilmesi: Marjinal eğriler

Yaklaşımı 165 5 6. Tam rekabette kârın azamileştirilmesi: Marjinal eğrilerle kâr

durumu 167 5.7. Tam rekabette kısa dönemde kâr, normal kâr ve zarar

durumları 168

XIII

ı

Page 15: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

0

5.8. Tam rekabet piyasasında firmanın kısa dönem arz eğrisi 169 5.9. Kısa dönem endüstri arz eğrisi: înput fiyatları sabit 171 5.10. Kısa dönem endüstri arz eğrisi: İnput fiyatları değişken 172 5.11. Tam rekabette firmanın uzun dönem dengesi 173 5.12. Tam rekabette endüstrinin uzun dönem dengesi sağlandığında

tipik firmanın durumu 173 5.13 Endüstrinin uzun dönem arz eğrisi: Sabit maliyetli endüstri 177 6.14. Endüstrinin uzun dönem arz eğrisi: Artan maliyetli endüstri 179 5.15. Endüstrinin uzun dönem arz eğrisi: Azalan maliyetli endüstri 182 5.16. Monopolcünün hâsılat eğrileri 187 S. 17. Monopolde kârın azamileştirilmesi: Toplam eğriler yaklaşımı 191 5.18. Monopolde kârnı azamîleştirilmesi: Marjinal eğriler yaklaşımı 193 5.19. Sıfır maliyetle üreten monopolcünün dengesi 195 5 20. Kısa dönemde zarar eden monopolcü 199 5.21. Kısa dönemde monopolcünün arzı 198 5.22. Monopolde uzun dönem dengesi: Optimumdan küçük tesis 199 5.23. Monopolde uzun dönem dengesi: Optimum çapta tesis 201 5.24. Monopolde uzun dönem dengesi: Optimumdan büyük tesis 202 5.25. Monopolde fiyat farklılaştırılması: Maliyetler hesaba katılmazsa 203 o.26. Monopolde fiyat farklılaştırılması: Maliyetler hesaba katılarak 204' 5.27. Birden fazla tesiste üretim yapan monopolcünün dengesi 207 5.28. Tam rekabetçi endüstrinin monopolleşmesi 209 5 29. Uzun dönemde monopolcünün normal kâr durumu 211 5.30. Monopolde devletçe azamî fiyat tesbiti 212 5.31. Monopolde vergilemenin etkisi: Spesifik vergi 215 5.32. Monopolde vergilemenin etkisi: Götürü vergi 216 5.33. Monopollü rekabette firmanın karşı karşıya olduğu talep eğrileri 220 5.34. Monopollü rekabette firmanın kısa dönem dengesi 222 5.35. Monopollü rekabette firmanın uzun dönem dengesi:

Firma sayısı optimum 223 5.36. Monopollü rekabette firmanın uzun dönem dengesi:

Firma sayısı optimumdan farklı 225 5.37 Cournot Modeli 232 5.38. Tepki eğrileri ile Cournot çözümü 234 5.39. Edgeworth Modeli 236 5.40. Chamberlin Modeli 238 5.41. Sweezy Modeli 239 5.42. Merkezi kartelde kârın azamileştirilmesi 244 5.43. Düşük maliyetli firmanın fiyat önderliği 246 £.44. Hâkim firmanın fiyat önderliği 247

XIV

Page 16: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

BIRINCI BOLUM GİRİŞ

Bir kitabın neyi, ne ölçüde ve nasıl anlatmak için yazıldığı-nı o kitabın ilk bölümünde açıklamak eski bir gelenektir. Bu ge-leneğe biz de uyacağız. Bu bölümde önce kitabın adının da ilk anda akla getirebileceği bazı soruları cevaplandıracak, bunlar dı-şında kalan fakat açıklama gerektiren noktaları daha sonra ele alacağız,

İKTİSAT NEDİR?

İktisat değişik iktisatçılarca, değişik zamanlarda değişik şe-killerde tanımlanabilmiştir. O kadar ki bu durumun belki de kız-gın ve alaycı bir tepkisi olarak iktisadın konusu iktisatçıların üze-rinde durdukları her şeydir tanımı bile verilebilmiştir.

Ancak, uzunca bir zamandır aşağı yukarı genel bir kabul gö-ren tanıma göre iktisadın konusu insan ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılan kıt kaymakların idaresidir.

Bu, çok kısa, çok basit bir ifadedir. Anlaşılması çok kolay gö-rünmektedir. Ama aslında bu kısa ve basit ifade uzun, dikkatli açıklamaları gerektirmektedir.

1

Page 17: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

İhtiyaçların karşılanması diyoruz. Nedir ihtiyaç? İktisadın pek çok terimi gibi ihtiyaç da günlük dilde çok kullanılan bir ke-lime olduğu için ihtiyaç nedir sorusu alaycı bir gülümseme ile karşılanabilir. Az gelirli bir ailenin kuru fasulya ihtiyacının ih-tiyaç olma niteliğini kimsenin tartışma konusu yapması beklen-mez. Çok zengin bir ailenin siyah havyar ihtiyacmı büyük çoğun-luğun ihtiyaç sayması da beklenemez. Ne var ki iktisat teorisinde bunlarm ikisi de ihtiyaçtır. Ayrıca karın doyurma nasıl bir ihti-yaçsa müzik dinleme, maç seyretme, kayak yapma da öyle bir ihtiyaçtır. İnsanı belki de hasta düşürecek olan sigaraya olan ih-tiyaçla hastalığı iyileştirecek ilâca olan ihtiyaç arasında iktisat teorisi bir fark gözetmez. Kısacası, bir toplumu oluşturan insan-ların her birinin ve herhangi birinin ihtiyaç saydığı her şey ik-tisat teorisinde ihtiyaç olarak kabul edilmektedir.

Pek çok ve pek çeşitli olan insan ihtiyaçlarını mal ve hizmet-leri kullanarak karşılayabiliyoruz. İhtiyaç karşılamakta kullana-bileceğimiz mal ve hizmetlerle bunları elde edebilmemiz için ge-rekli olan başka her şeye kaynak adını veriyoruz. Üzerinde buğ-day yetiştirebileceğimiz veya fabrika arsası olarak kullanabilece-ğimiz bir toprak parçası, fabrika binası, fabrika içindeki makina-lar, ham maddeler, stoklanmış mallar ve insan emeği kaynaklan meydana getirir.

Kaynakların kıtlığı nisbî bir kıtlıktır. En zengin toplumlar-da bile kaynaklar herkesin bütün ihtiyaçlarını karşılamaya yete-cek kadar bol değildir. İhtiyaçlar sınırsız, kaynaklar sınırlı veya sınırlı kaynaklar ihtiyaçlara oranla yetersizdir. Kaynak idaresi zorunluluğu buradan doğmaktadır. İhtiyaçların hepsi birden kar-şılanamadığına göre hangilerinin hangi ölçüde karşılanacağına karar verilmesi gerekmektedir. Bu, kaynakların değişik kullan-ma yerleri arasında bir seçim yapılması demektir. Belli bir top-rak parçasmı tarla olarak mı kullanacağız, fabrika arsası olarak mı? Tarla olarak kullanacaksak buğday mı, pancar mı yetiştire-ceğiz? Tarla olarak değil de fabrika arsası olarak kullanacaksak fabrikada makarna mı, çamaşır makinası mı üreteceğiz? Açık-tır ki bunlardan birini seçtiğimizde diğerinden vazgeçmiş oluyo-ruz. Bir ihtiyaç karşılandığında bir başka ihtiyacın karşılanma-sından vaz geçilmiş olmaktadır. İşte bu seçim zorunluluğu ikti-sadî olayı yaratmaktadır.

Açıktır ki iki durumda iktisadî mesele ortadan kalkar. Birin-

2

Page 18: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

cisi kaynakların nisbî bolluğu durumudur. Kaynaklar bütün ih-tiyaçların bir anda karşılanmasına imkân verecek kadar bol ise seçim yapmak zorunda kalmayız. İkinci durum, herhangi bir kay-nağın sadece bir tek kullanma yeri olması durumudur. Alternatif kullanma yerleri veya alternatif amaçlar yoksa önümüzdeki me-sele bir mühendislik meselesi olmaktan öteye geçmez. Elimizde belli bir miktarda kereste bulunduğunu düşünelim. Bu kereste-lerle mümkün olan en büyük hacimde bir orman evi inşa etmek bir mühendislik meselesidir. Ama bu evin en kuvvetli rüzgârlara dayanacak kadar sağlam olması, belli bir ısı yalıtımı sağlaması, güzel olması gibi amaçlar da söz konusu olduğunda durum deği-şir. Evi ne kadar sağlam yaparsak hacmi o kadar küçülebilir. Evi güzel gösterecek unsurlar için gerekli keresteyi meselâ ısı yalıtı-mından çekerek kullanabiliriz. Burada, bu amaçlardan her birine vereceğimiz ağırlıklar, yani değer hükümlerimiz, büyük önem ta-şımaktadır. Artık önümüzde basit bir mühendislik meselesi değil bir seçim meselesi vardır.

Kaynakların nisbî kıtlığı zengin, fakir, gelişmiş, az gelişmiş, sosyalist, kapitalist, kısacası bütün toplumların ortak meselesi-dir. Çok zengin toplumlarda nisbî kıtlığın daha büyük olması şa-şırtıcı değildir. İktisadî gelişme ve zenginleşme ihtiyaçların çeşi-dini ve yoğunluklarını kaynakları artırdığından dana hızlı bir şe-kilde artırabilmektedir. Bugün kaynak kıtlığının yarattığı güç-lüklerden kendini kurtarabilmiş hiç bir toplum yoktur. Böyle bir toplum bir gün var olabilecek mi sorusunun cevabı ise bugün için yoktur. Yoktur çünkü hem evet cevabı hem de hayır cevabı sonu gelmez tartışmalara yol açacaktır.

Kaynakların idaresi meselesine biraz daha yakından bakıl-dığında bütün toplumların üç temel soruya cevap bulmak zorun-da oldukları görülür. Birincisi hangi mal ve hizmetlerin ve han-gi miktarlarda üretileceğidir. İkincisi bu mal ve hizmetlerin han-gi metodlarla üretileceğidir. Üçüncüsü de ürünün nasıl paylaşı-lacağıdır. Açıktır ki ihtiyaçların mümkün olan en büyük ölçüde karşılanabilmesi için kaynakların tam olarak kullanılması ve et-kin olarak kullanılması gerekmektedir. Ayrıca, her toplum bugün ve gelecek hakkında bazı tercihler yapmak zorundadır. Bir dö-nemdeki ürünün tamamını o dönem içinde tüketmek mümkün-dür, ama bu ürünün bir kısmını bu dönemde tüketmeyerek gele-cek dönemdeki veya dönemlerdeki üretimi artırmak amacı ile

3

Page 19: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

kullanmak da mümkündür. Bazı yazarlar bu üç noktayı da üç ay-rı soru halinde ifade etmektedirler. Yani kaynaklar tam olarak kullanılıyor mu, etkin olarak kullanılıyor mu ve ekonominin bü-yümesi sağlanıyor mu sorularını ilk üç temel soruya eklemekte-dirler.

Kaynakların nisbî kıtlığının yarattığı meselelerle uğraşan iktisat bir toplumsal bilimdir. Kaynak kıtlığını birbirleri ile iliş-ki, işbirliği veya çekişme, halinde olan insanlar açısından inceler. Bir adada tek başma yaşayan bir insanın karşı karşıya bulundu-ğu kaynak idaresi problemleri iktisatçının ilgi alanı dışındadır.

MİKROİKTİSAT — MAKROİKTİSAT

İktisat teorisi günümüzde çok yaygın olan bir uygulama ile makroiktisat ve mikroiktisat olarak ikiye ayrılmaktadır. Bunla-rın yerine bir zamanlar millî gelir teorisi (veya bazan para teori-si) ve fiyat teorisi isimleri kullanılmakta idi. Nitekim bugün bile bazı mikroiktisat kitapları fiyat teorisi adını taşımaktadır.

Makro büyük, mikro ise küçük demektir. Ama mikroiktisat küçük iktisat, makroiktisat da büyük iktisat demek değildir. Mik-roiktisat küçük, önemsiz olayları, makroiktisat büyük ve önemli olayları inceler denemez. Mikroiktisatm ekonominin küçük bö-lümlerini, makroiktisadın ise ekonominin bütününü açıklamağa çalıştığını düşünmek de doğru değildir. İkisi arasındaki fark, te-melde, bir yaklaşım, bir metod farkıdır. Makroiktisat ilke olarak, çok az sayıda toplam büyüklük arasındaki ilişkileri açıklamağa çalışır: Toplam gelir, toplam tüketim, toplam istihdam, genel fi-yat seviyesi gibi... Mikroiktisat, ilke olarak, toplulaştırılmamış ve-ya daha sınırlı ölçüde toplulaştırılmış büyüklüklerle çalışır. Tek firmanın arzı, endüstri arzı, tek tüketicinin talebi, piyasa talebi gibi... Mikroiktisat da makroiktisat gibi iktisadî hayatın bütünü-nü açıklamayı amaçlar.

TEORİ — GERÇEKLER

Bütün bilimlerin amacı olayları, olaylar arasmdaki ilişkileri, bir olayın sebeplerini ve sonuçlarını yani gerçekleri anlayabilmek-tir. Bütün bilimler gerçekleri teori yardımı ile açıklamağa çaba-

4

Page 20: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

larlar. Bazen sanıldığı gibi teori ve gerçek birbirinin zıddı kav-ramlar değildir. Teori bir basitleştirmedir, bir soyutlamadır, ger-çekten bir uzaklaşmadır. Bunlar doğrudur. Ama bunlar yapılma-dan gerçeğin anlaşılması mümkün değildir. Gerçek, yani yapa-bildiğimiz ve henüz yapamadığımız gözlemler, sınırsız elemanlı bir kümedir. Elimizde bir teori olmadan gerçeği aramağa başla-mamız bile mümkün değildir.

İktisat teorisi de olayları açıklamağa çalışır. İktisat teorisi ile uğraşanlar kendi yarattıkları bir hayal dünyasında oyun oy-nayan çocuklar değillerdir. Çabaları başarısız olabilir ama yap-mağa çalıştıkları şey gerçekleri anlamaktır. Başanlı teori, tah-minleri gözlemlere uygun düşen teoridir. Bir şey teoride doğru, pratikte yanlış olamaz. Bir teori veya tahminleri gözlemlere uy-gun düşmüyorsa bu durum, büyük bir olasılıkla, o teorinin değiş-tirilmesi gerektiğinin bir ifadesi olabilir.

İktisat teorisi fiyat mekanizmasının teorisidir. Gerçek hayat-ta iktisadî meselenin çözümü için kullanıldığını gördüğümüz üç sistemden biri, gelenekler yolu ile çözüm, iktisatçıyı değil başka toplumsal bilimcileri ilgilendirmektedir. İkinci mekanizma emir-kumanda sistemi, veya, bir bakıma, merkezî plancılıktır. Üçüncü-sü fiyat mekanizması veya piyasa mekanizmasıdır. İktisat teori-sinin açıklamağa çalıştığı mekanizma da budur. Ötedenberi bu böyle olagelmiştir. Emir-kumanda ekonomisinin iktisadî teorisi henüz yoktur. Bu alanda bugüne kadar ortaya çıkan en büyük gelişme Oskar Lange'nin iktisat teorisinin öngördüğü sonuçların serbest piyasa ekonomisinde değil ancak plânlı bir ekonomide gerçekleşebileceği iddiasıdır.1

Mikroiktisat teorisi fiyat mekanizmasının işleyişini açıklaya-bilmek için birçok kavram, birçok tahlil aracı kullanmaktadır. Bunlardan bazıları başka bilimlerden alınmıştır, mekanikteki denge kavramı gibi... İktisat teorisinin mikroiktisat dışındaki bü-tün bölümleri esas olarak bu kavram ve tahlil araçlarını kullan-maktadır. Bu yüzden, mikroiktisat teorisinin iktisatçının âlet ku-tusu olduğu söylenir. Mikroiktisat teorisinin yaklaşım ve ilkele-rinin sadece iktisatçılarca kullanılmadığı, diğer bilim dallarında bu yaklaşım ve araçlara gittikçe artan bir şekilde yer verilmek-te olduğu da bir gerçektir.

1 Oskar Lange, "On the Economic Teory of Socialism", Lange ve Taylor, The Economic Theory of Socialism, B.E. Lippincott, ed., Minneapolis, 1938.

Page 21: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

BU KİTABIN ÖZELLİKLERİ

Bu kitap, iike olarak, mikroiktisat teorisi ile ilgili giriş sevi-yesinde bilgiye sahip okuyucuya hitap etmektediı. Birinci baskısı iki cilt olarak plânlanmıştır. Elinizde birinci cilt, ikinci bölümün-de tüketici davranışları teorisine yer vererek başlamaktadır. An-latılan teori modern teori veya farksızlık eğrileri yaklaşımıdır. Fi-yat mekanizmasının işleyişini açıklamakta kullanılan en önemli tahlil araçlarından biri olan talep kavramı bu bölümde incelen-mektedir. Üçüncü bölüm iki kesim halinde üretim ve maliyet teorilerini incelemektedir. İkinci ve üçüncü bölümlerde geliştiri-len temel tahlil araçları talep ve arzın kullanılması ile piyasada dengenin nasıl oluştuğunun gösterilmesi dördüncü bölümün ko-nusudur. Beşinci bölüm piyasa çeşitlerine ve firma davranışlarına ayrılmıştır.

Mikroiktisat teorisinin geriye kalan konularının başlıcalan ikinci ciltte ele alınacaktır. Bunlar faktör fiyatları veya gelir bö-lüşümü, genel denge ve refah teorileridir.

6

Page 22: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

İKİNCİ BÖLÜM TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI TEORİSİ

Mikroiktisat teorisinin başlıca amaçlarından biri tüketim mallarının ve üretim faktörlerinin fiyatlarmı belirleyen en önem-li etkenleri ayırabilmek, bu etkenlerin herbirinin rolünü ortaya koyabilmektir. Bir mal veya faktörün fiyatının varlığı, bir piya-sanın veya alıcı ve satıcı durumundaki iki ayrı grup insanın var-lığına bağlıdır. Bu yüzden, fiyatı etkileyen çeşitli güçler bu iki grup aktörün davranışları olarak iki büyük başlık altmda topla-nabilir.

Tüketim malları piyasasındaki alıcının adı tüketicidir. Tek tüketicinin belirli şartlar altındaki davranışı bizi bireysel talep kavramına götürür. Ancak bir tek tüketicinin davranışları, ge-nellikle, fiyat üzerinde hissedilir bir etki yapamaz. Bu bakımdan tek tüketicinin davranışları iktisat teorisinin fazla ilgi göstere-ceği bir konu değildir. Ne var ki bir malın piyasadaki bütün alı-cılarının davranışlarını özetleyen piyasa talebi kavramına geçmek için izlenecek yol tek tüketicinin davranışlarından veya bireysel talepten geçmektedir.

Bu yüzden bu bölümde önce tek tüketicinin davranışları ele alınacak, bireysel talep kavramına ulaşıldıktan sonra piyasa ta-lebine geçilecektir. Daha sonraki bölümlerle bağlantıyı sağlamak

7

Page 23: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

üzere piyasa talebinin bazı özellikleri üzerinde ayrı bir önemle durulacaktır.

Tüketici davranışları teorisi zaman içinde önemli değişme-ler göstermiştir. Bu gelişmenin bir hikâyesi bu kitapta anlatıla-cak değildir. Ancak, tüketici davranışları ile ilgili bu bölümde modern yaklaşım olarak da isimlendirilen farksızlık eğrileri yak-laşımı esas almırken, daha dar bir ölçüde olmakla birlikte, öteki yaklaşımlara da dokunulacaktır.

TÜKETİCİ VE TERCİHLERİ

Tüketici, ihtiyaçlarını gidermek veya tatmin sağlamak ama-cı ile mal ve hizmetleri kullanan kişi veya topluluktur. İktisat teorisinin tüketici birimi genellikle ailedir. Ancak, aile içinde tü-ketimle ilgili kararların nasıl alındığı hiç hesaba katılmadan bu kararlar bir tek kişinin kararları olarak ifade edilir.

Karşı karşıya bulunduğu alternatifler arasında seçim yapan tüketicinin tercihlerinde tutarlı olacağı tüketici davranışları teori-sinin önemli bir varsayımıdır. Tüketici A mal demetini B mal de-metine tercih ettiğini söylüyorsa artık B mal demetini Aya ter-cih ettiğini söylemeyecektir. Öte yandan tüketici A mal demetini B mal demetine, B mal demetini de C mal demetine tercih edi-yorsa A yı C ye de tercih ediyor demektir. Yani tüketici tercihi geçişlidir. Modern yaklaşımda bu tercihlerin derecesi önemli de-ğildir. Önemli olan, tüketicinin, A demetinden sağladığı tatminin B demetinin sağla dığmdan yüksek ya da düşük olduğunu söyle-yebilmesidir. Başka bir deyimle tüketicinin bir malı kullanarak sağladığı tatminin, yani faydanın, kardinal olarak ölçülmesi ge-rekmemektedir, ordinal bir ölçü yani çeşitli tatmin derecelerinin birinci, ikinci, üçüncü... olarak sıraya konulması tahlilimiz için yeterlidir.

Tüketici davranışları teorisinin çok önemli bir başka varsa-yımı tüketicinin amacının en yüksek tatmini sağlamak olduğu-dur. Tüketici, bazı sınırlamalar altında, elde edebileceği faydayı azamî kılmağa çalışacaktır. Elde edebileceği mal demetlerinden birini tercih etmesi, o demetin tüketiciye en yüksek faydayı sağ-lıyor olmasmdandır.

8

Page 24: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Fayda azamîleştirmeğe çalışan tüketicinin hareket serbestli-ğini sınırlayan etkenlerden biri tüketicinin tüketim malları satın almakta kullanabileceği geliridir. Teorinin buradaki hareket nok-tası zaman birimi başına bu gelirin sabitliğidir. Başka bir sınır-lama tüketicinin satın alacağı malların fiyatlarından gelmekte-dir. Fiyatların düşük ya da yüksek oluşu tüketicinin, sabit geliri ile, alabileceği azamî mal miktarlarını etkilemektedir. Demek olu-yor ki tüketici, tüketim mallarına harcayabileceği gelirinin ve satın alacağı malların fiyatlarının çizdiği sınır içinde, kendisine en yüksek tatmini sağlayan mal demetini tercih edecektir.

FARKSIZLIK EĞRİLERİ

Tüketici çeşitli mal demetlerinin sağladığı fayda seviyelerini birbirleri ile karşılaştırdığında bunların bazılarını aynı sıraya ko-yabilir. Bunların hiç birini bir başkasına tercih edemez. Her bir mal demeti tüketiciye aynı tatmini vermektedir. Bu mal demet-lerinden belirli birini almak yerine bir başkasını almak tüketici bakımından hiç bir değişiklik yapmaz. Bu durum bizi tüketici davranışları teorisinin çok önemli bir tahlil aracı olan farksızlık eğrilerine —bazan kayıtsızlık eğrileri de denmektedir— götürür.

Tahlili basitleştirmek için tüketicinin sadece iki mal ile kar-şı karşıya olduğunu ve tercihlerini herhangi bir yolla öğrenebildi-ğimizi varsayalım .Mallardan birine X, ötekine Y diyelim. İki bo-yutlu bir diyagramda yatay eksene X malı miktarlarını düşey ek-sene de Y malı miktarlarını koyalım. Eksenlerin sınırladığı düz-lem üzerindeki her nokta her iki malın belirli birer miktarını tem-sil etmektedir. (Şekil 2.1). Meselâ A noktası 4 birimlik Y malı ve 1 birimlik X malından meydana gelmiş bir mal demetini göster-mektedir. B noktasının temsil ettiği mal demeti içinde ise 2 bi-rimlik Y malı 3 birimlik X malı vardır.2 A ve B gibi noktaların temsil ettiği sayısız mal demetinden bazılarını diğerlerine tercih edecek olan tüketici bazı demetler karşısında kayıtsız kalabilir, yani mal demetlerinin bazıları tüketiciye aynı tatmini sağlamak-ta olabilir .Diyelim ki şekildeki A ve B noktaları için durum bu-

2 Burada, tüketilecek mal miktarlarıaım zaman birimi başına belirtilmiş ol-duğuna dikkat edilmelidir. Meselâ eğri üzerindeki A noktası günde veya haftada 4 birimlik Y malı ve 1 birimlik X malı kullanımını temsil etmek-tedir.

9

Page 25: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

dur. A mal demetinin tüketiciye sağladığı fayda ile B mal deme-tinin, sağladığı fayda arasmda hiçbir fark yoktur. Dolayısı ile tü-ketici A yı B ye, B yi de A ya tercih edememektedir. İşte tüketici-ye aynı tatmini sağlayan A ve B gibi bütün noktaların geometrik yerine farksızlık eğrisi adı verilmektedir. Şekil 2.1 de görülen eğ-ri bir farksızlık eğrisidir. A ve B noktaları hakkında söyledikleri-miz eğrinin üzerindeki bütün noktalar için geçerlidir. Yani her nokta X veY mallarının farklı bileşimlerini fakat aynı tatmin se-viyesini göstermektedir. Tüketici bu noktalardan hiç birini bir başkasma tercih etmez. Bir noktanın bir başka noktaya tercih edilebilmesi için bu iki noktanın aynı farksızlık eğrisi üzerinde olmaması şarttır.'

Şekil: 2.1 Farksızlık eğrisi.

Farksızlık Paftası

Değişik tatmin seviyelerini gösteren farksızlık eğrileri tüke-

3 Fayda fonksiyonu F = F (x, y)

olarak yazabiliriz. Fayda sabit bir sayı olduğunda bu ifade farksızlık eğ-risini göstermektedir:

F = F (x, y)

10

Page 26: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ticinin farksızlık paftasını meydana getirir. Bir farksızlık pafta-sında pek çok sayıda farksızlık eğrisi bulunacaktır. Şekil 2.2 de sadece üç farksızlık eğrisinden oluşan bir farksızlık paftası gö-rülmektedir. I, II ve III olarak işaretlenmiş olan bu eğrilerden her biri farklı bir tatmin seviyesini göstermektedir. Tatmin sevi-yesi soldan sağa gidildikçe yükselir. II numaralı eğri I numaralı-dan, III numaralı eğri II numaralıdan daha yüksek tatmin sevi-yesi gösterirler. Bu demektir ki tüketici III üzerindeki herhangi bir noktayı II üzerindeki herhangi bir noktaya tercih eder.

X'in miktarı Şekil: 2.2

Farksızlık paftası.

Farksızlık paftası üzerinde bir eğriden daha sağdaki bir eğ-riye geçildikçe tatmin seviyesinin yükselmesi daha önce açıkça belirtmediğimiz bir varsayımın sonucudur. Bu varsayım tüketici-nin kullandığı mal miktarı ile bu kullanımdan sağladığı fayda arasında aynı yönde bir ilişki bulunduğudur. Tüketici aynı malm daha büyük bir miktarmı daha küçük bir miktarına her zaman için tercih etmektedir. I I I üzerindeki herhangi bir noktanm II üzerindeki herhangi bir noktaya tercih edilmesi bu yüzdendir.

11

Page 27: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Çünkü tüketici II üzerindeki bir noktadan III üzerindeki bir nok-taya geçtiği zaman, şekil incelendiği zaman kolayca görülebüece-ği gibi, mallardan birinin miktarı aynı kalmak üzere öteki mal-dan daha büyük bir miktarı elde edebilmektedir. Şekil 2.2 de A, B, C, mal demetlerinin her birinde 3 birim Y malı vardır, fakat Adan B ye, B den C ye geçtikçe X malı miktarları artmaktadır. Aynı şekilde X malının miktarını sabit tutarak daha sağdaki eğ-rilere geçildikçe gittikçe büyüyen miktarlarda Y malı söz konusu olmaktadır. C noktasından X eksenine çizilen dikme üzerinde ha-reket ederek I farksızlık eğrisinden sağdaki eğrilere geçildikçe X'in miktarı 4 birim olarak kalmakta fakat Y'nin miktarı l'den 2'ye, 2'den 3'e çıkmaktadır.

Farksızlık Eğrilerinin Özellikleri

Farksızlık eğrilerinin ilk özellikleri negatif eğimli oluşlarıdır. Eğri soldan sağa doğru alçalarak gider. Bu özellik, farksızlık eğ-risi tanımından ve mallar hakkında benimsediğimiz varsayımdan doğmaktadır. Çünkü farksızlık eğrisinin her noktasında tatmin seviyesi aynıdır ve X ve Y mallarının artan miktarları artan tat-min demektir. Bu yüzden, kullandığı mallardan birinin miktarı arttığı zaman, tüketicinin elde ettiği tatminin aynı kalabilmesi yani tüketicinin belirli bir farksızlık eğrisi üzerindeki bir nokta-dan bir başka noktaya geçmesi öteki malm miktarının azalması-na bağlıdır. Farksızlık eğrisi üzerinde hareket edildikçe bir malm miktarı artacak öteki malm miktarı azalacaktır. Şekil 2.1 de A noktasından B'ye geçmek Y'nin miktarının azalması, X'in mik-tarının artması sonucunu vermektedir. Eğri negatif eğimlidir.

Farksızlık eğrilerinin negatif eğimli oluşlarının mantığını bir farksızlık eğrisinin eksenlerden birine paralel ya da pozitif eğim-li olmasının ne anlama geleceğini belirterek daha iyi açıklayabi-liriz. Yatay eksene paralel bir farksızlık eğrisi Ynin değişmeyen bir miktarı ile X in gittikçe artan miktarlarının tüketiciye aynı tatmini verdiğini gösterir. Tüketici X malına doymuştur, oııun artışı tatmini artırmaz. Ancak X malı negatif mal da değildir. Yani X in artışı tatmin azalışına yol açmaz. Farksızlık eğrisinin pozitif eğimli olması ise mallardan birinin negatif mal olması de-mektir. Mallardan birinin miktarının artması tüketicinin tatmi-nini azaltmakta, tüketicinin eski tatmin seviyesinde kalabilmesi ancak öteki malm miktarının artışı ile mümkün olmaktadır.

12

Page 28: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Farksızlık eğrilerinin ikinci özellikleri bu eğrilerin orijine dış-bükey oluşlarıdır. Başka bir ifade ile, farksızlık eğrileri yukardan bakıldığı zaman içbükeydirler. Eğrilerin bu özellikleri üzerinde biraz sonra marjinal ikame haddi kavramını anlatırken daha ay-rıntılı olarak duracağız. Bu noktada iki kısa açıklama ile yetine-biliriz. Birincisi, farksızlık eğrilerinin dışbükeyliği tüketicinin be-lirli bir parasal gelirle tatmin azamîleştirebilmesi için gerekli olan bir varsayımdır.4 İkincisi, farksızlık eğrisinin başlangıç noktasına dışbükey oluşu mallardan birinin miktarı eşit parçalar halinde artırıldığı zaman öteki malın miktarının gittikçe küçülen parça-lar halinde azaltılması gerektiğini anlatır. (Bakınız : Şekil 2.5).

Farksızlık eğrilerinin üçüncü özellikleri bir tüketicinin fark-sızlık paftasını meydana getiren farksızlık eğrilerinin birbirlerini kesmeyişleridir. Eğrilerin birbirlerini kesmeleri tüketici tercihle-rinin tutarlı olduğu varsayımı ile çelişirdi. Şekil 2.3 de I ve II farksızlık eğrileri A noktasmda kesişmektedir. Aynı eğri üzerin-de oldukları için tüketici A ve B noktaları arasında kayıtsızdır. Tüketici açısından A ve C noktaları arasmda da bir fark yoktur. Çünkü bu iki nokta aynı farksızlık eğrisi, yani I farksızlık eğrisi, üzerindedir. O halde C ve B noktalarının aynı tatmini sağlaması veya tüketicinin bu iki nokta karşısında da kayıtsız kalması ge-rekir. Ne var ki bu durum her iki malın pozitif mal olmaları ile bağdaşmaz. Tüketici B noktasmda zaman birimi başına 3 birim Y, 6 birim de X kullanmaktadır. C noktasmda X in miktarı gene 6 birimdir, fakat Ynin miktarı 1 birim olmuştur. X in miktarı sabit kalırken Ynin miktarının azalması tüketicinin tatmin se-viyesinin düşmesi demektir. O halde tüketici B noktasını C nok-tasına tercih edecektir, bu iki nokta karşısında kayıtsız kalamaz. Şu halde bir farksızlık paftasmdaki farksızlık eğrilerinin birbir-lerini kesmeleri, farksızlık eğrisi tanımı ve mallar ve tüketici dav-ranışları hakkında kabul ettiğimiz varsayımlar karşısmda, im-kânsızdır. Farksızlık eğrilerinin birbirlerini kesmemeleri birbirle-rine paralel olmaları veya her noktada birbirlerinden eşit uzak-lıkta olmaları demek değildir. İki farksızlık eğrisi bazı noktalar-da birbirlerine iyice yaklaşırken bazı noktalarda birbirlerinden uzaklaşabilirler.

4 J.R. Hicks, Value and Capital, Oxford University Press, Second Edition, 1946, s. 20-25. (Bakınız: Dipnot 8)

13

Page 29: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Y 7 .

6 -

.-5 -

O 2 3 4 5 6 7 X X' in miktarı

Şekil: 2.3 Farksızlık eğrileri kesişmezler.

Marjinal İkame Haddi Tüketicinin farksızlık eğrisi üzerindeki bir noktadan bir baş-

ka noktaya geçmesi, elde edilen tatmin aynı kalırken, mallardan birinin miktarının artması birinin miktarının azalması demekti. Bir malm miktarında meydana gelen azalma tüketicinin tatmi-ninde bir azalma demektir. Eski tatmin seviyesinin korunabilme-si için öteki malm miktarının artması gerekir. İşte bu artan ve azalan miktarlar arasındaki ilişki bizi marjinal ikame haddi kav-ramına götürmektedir.

Tüketici başlangıçta Şekil 2.4'deki A noktasında iken sonra-dan B noktasına geçsin. Böylece başlangıçta kullandığı Y malı miktarından şimdi yıy* kadar daha az, başlangıçta kullandığı X malı miktarından da şimdi xıx2 kadar daha fazla kullanmaktadır. Y deki azalışa Ay, X deki artışa da Ax dersek marjinal ikame had-dini

MİH: Ay_ Ax

14

Page 30: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

olarak ifade edebiliriz.5 Bu oran, Y'nin X ile marjinal ikame haddi admı taşır ve tüketicinin aynı tatmin seviyesinde kalmak şartı ile bir birim daha fazla X elde edebilmek için Y den vazgeçmeğe razı olacağı miktarı gösterir. Tüketicinin başlangıçta B noktasın-da olması tanımı etkilemez. Bu durumda X in Y ile ikamesi söz konusudur. Tüketicinin bir birim X den vaz geçmek için ne mik-tarda Y artışı istediği belirtilmiş olur.

Şekil: 2.4 Farksızlık eğrisinin eğimi.

X ve Y deki değişmeler son derece küçük olarak düşünüldük-lerinde bunların birbirine oranı farksızlık eğrisinin bir noktadaki eğimi, veya o noktada farksızlık eğrisine çizilen teğetin eğimi de-mektir. A ve B noktalarının birbirlerine doğru hareket ettiklerini ve C noktasında çakıştıklarını kabul edelim. Eğrinin C noktasm-

ı

— negatif bir değerdir. Çünkü ya \y negatifdir. ya da \x. Bunu po-Ax

zitif bir değer olarak ifade edebilmek için önüne bir — koyarız. Veya marjinal ikame haddini farksızlık eğrisinin bir noktadaki eğiminin nega-tifi olarak tanımlayabiliriz.

15

Page 31: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

daki eğimi o noktada eğriye çizilen teğetin eğimidir ve eğimin ne-gatifi marjinal ikame haddidir.8

Farksızlık eğrilerinin bir özelliklerinin orijine dışbükeylikleri olduğunu daha önce söylemiştik. Bu özellik azalan marjinal ika-me haddi ilkesi olarak da isimlendirilebilir. Yani tüketici-nin kullanacağı X malı miktarı birer birim birer birim arttırıldık-ça tüketicinin Yden vazgeçmeğe razı olacağı miktarlar gittikçe küçülecektir. Durum Şekil 2.5'de görülebilir. Tüketici başlangıç-ta A noktasının temsil ettiği mal demetini kullanmakta iken X in miktarları eşit aralıklarla veya birer birim artırılarak eğri üzerin-deki öteki noktalara geçmektedir. Bu hareket sırasında Y'den vazgeçmeğe razı olduğu miktarlar gittikçe küçülmektedir. Dola-yısı ile marjinal ikame haddi küçülmektedir.

Tamamlayıcılık ve İkame

Farksızlık eğrisinin başlangıç noktasına dışbükey oluşu mar-jinal ikame haddinin eğrinin her noktasmda farklı oluşu demek-tir. Eğrinin her noktasmda marjinal ikame haddinin aynı oluşu farksızlık eğrisini bir düz çizgi haline getirir. Farksızlık eğrisinin düz çizgi oluşu eksenlerde gösterilen malların birbirleri ile tam olarak ikame edilebileceklerini gösterir. Eğrinin eğimi bire eşitse tüketici bir birim X karşılığında bir birim Yye razıdır. Eğrinin eğimi iki ise tüketici iki birim Yden vazgeçerek bir birim daha fazla X elde edecektir. Tüketicinin başlangıçta kullanmakta ol-duğu X ve Y miktarları ne olursa olsun bu durum değişmeyecek-

3F 6 Fayda fonksiyonu F = F (x, y) idi. Xın marjinal faydası — —, Ymn mar-

3x 3F

jinal faydası 'dır. X'in ve Y'nin miktarları değiştiğinde aynı fark-dy

sizlik eğrisi üzerinde kalınabilmesi için F'deki değişmenin sıfır olması ge-rekir. Fayda fonksiyonunun toplam türevini sıfıra eşitlersek

3F 3F dx + dy = 0

ax ay 3F

dy dy 3x buluruz. Bunu —: i verecek şekilde çözersek — = elde

dx dx 3F ~~3y~

ederiz. Demek ki farksızlık eğrisinin bir noktadaki eğimi malların marji-nal faydaları oranına eşittir.

16

Page 32: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 2.5 Azalan marjinal ikaıne haddi.

tir, marjinal ikame haddi sabit kalacaktır. Böyle bir durumda X ve Y mallarım iki ayrı mal yerine tek bir mal saymak daha uy-gun olabilir. Şekil 2.6.

Mutlak veya tam ikame durumunun öteki ucunda mutlak veya tam tamamlayıcılık durumu vardır. Bunu da Şekil 2.7'de görebiliriz. Burada X ve Y'nin belirli birer miktarı birlikte kulla-lanılmaktadır. Mallardan birinin miktarım sabit tutarak ötekinin miktarını artırması tüketici tatminini hiçbir şekilde etkileme-mektedir.

Bu iki zıt duruma örnek vermek istersek tam ikame için me-selâ iki ayrı marka çikolatayı veya değişik para birimlerini gös-terebiliriz. İki tane beş yüz liralıkla bir tane bin liralık kağıt para arasmda tüketici hiçbir fark görmeyebilir. Eksenlere beş yüz li-ralık ve bin liralık kağıt paraları koyduğumuzda farksızlık eğrisi 2'ye 1 eğiminde bir düz çizgi olur. Mutlak tamamlayıcılık duru-muna örnek olarak da bir çift ayakkabının sağ ve sol teklerini

17

Page 33: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Y

O X'ın miktar X Şekil: 2.6

İkamenin kolaylığı.

gösterebiliriz. Şekil 12.7'de A noktası bir sol tek bir de sağ tekden meydana gelen bileşimi göstermektedir. Teklerden birini sabit tu-tarak ötekinin miktarını artırmanın tüketiciye bir faydası yoktur, yani A noktasının ötesinde farksızlık eğrisi eksenlere paraleldir.

Malların birbirleri ile tam ve kusursuz olarak ikamesi ile mutlak tamamlayıcılık arasında ikamenin değişik dereceleri yer almaktadır. Bu da farksızlık eğrisinin dışbükeylik derecesi ile be-lirtilebilir. Yani, farksızlık eğrisi düz çizgi haline ne kadar ya-kınsa malların birbirleri ile ikamesi o kadar kolay, farksızlık eğ-

Y

2

o

E c c A >-

0 X'in miktarı X

Şekil : 2.7 İkamenin imkânsızlığı.

18

Page 34: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

risinin dışbükeyliği ne kadar büyükse malların birbirleri ile ika-mesi o kadar güçtür.

FİYATLAR VE BÜTÇE DOĞRUSU

Tüketici tercihleri ile ilgili olarak şu ana kadar söyledikleri-mizde tüketicinin alternatifler arasında bir seçim yapmak zorun-da olduğunu belirttik ancak bu seçimi kaçınılmaz kılan etkenler üzerinde durmadık. Piyasa mekanizmasının geçerli olduğu bir sis-temde tüketicinin kararlarını sınırlayan etkenlerin başında tüke-ticinin geliri vardır. Tüketicinin kullanacağı malların piyasadaki fiyatları da aynı şekilde tüketicinin hareketini sınırlar. Tüketici davranışları teorisinde tüketicinin tüketim mallarına harcayaca-ğı parasal gelirinin zaman birimi başma sabit olacağı ve piyasa-daki malların fiyatlarının tüketici için veri olduğu varsayımından hareket edilir. Mal fiyatlarının veri oluşu, tüketim mallan piya-sasında tam rekabet şartlarının geçerli oluşu demektir.

Tüketicinin gene X ve Y gibi iki malla karşı karşıya olduğu-nu kabul edelim. Tüketicinin zaman birimi başına kullanabilece-ği gelirin ve malların fiyatlarının sabit olduğunu varsayalım ve bunlara sırası ile G, fx ve fy işaretlerini verelim. Şimdi tüketici, sabit gelirinin ve mal fiyatlarının çizdiği sınır içinde fayda aza-mîleştirmeğe çalışacaktır.

Tüketici G'nin tamamını X malına harcayabilir, veya Y ma-lına harcayabilir. Ya da G'nin tamamı ile bir miktar X, bir mik-tar da Y almayı tercih edebilir. Şüphesiz, aynı para ile satm alı-nabilecek X ve Y bileşimleri pek çok sayıdadır. Tüketici bu bile-şimlerden birini veya mallardan sadece birinden satm alabileceği azamî miktarı tercih edecektir.

Tüketicinin sabit gelirinin tamammı harcayarak satm alabi-leceği mal bileşimlerini gösteren noktaların geometrik yerine bütçe doğrusu adı verilir. Bütçe doğrusu tüketicinin satm alabi-leceği mal demetleri ile satm alamayacağı mal demetlerini birbi-rinden ayıran bîr smır çizgisidir.

Şekil 2.8 de görüldüğü gibi bütçe doğrusu negatif eğimli bir doğrudur. Bütçe doğrusu üzerinde bir noktadan bir başka noktaya geçmekle mallardan birinin miktarı artırılırken (azaltılırken) öte-kinin miktarı mutlaka azaltılmaktadır (artırılmaktadır). Tüketi-

19

Page 35: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ci gelirinin tamamı ile X malı satın almak isterse alabileceği aza-mî miktar OL'dir. L noktasında Y'nin miktarı sıfırdır. Tüketicinin bütün geliri ile satın alabileceği Y miktarı ise OK'dir. K nokta-sında X'in miktarı sıfırdır. Bütçe doğrusu bu iki noktayı birleş-tiren düz çizgidir. Bütçe doğrusu üzerindeki herhangi bir nokta, malların fiyatları veri iken, belirli bir para toplamı harcanarak satın alınabilecek X ve Y malı bileşimlerini göstermektedir. Me-selâ A noktasında tüketici x kadar X malı, y kadar da Y malı sa-tın alabilir. A noktasının özelliği şöyle de belirtilebilir: Tüketici gelirinin bir kısmı ile x kadar X malı satın almışsa gelirinin ge-riye kalan kısmı ile Y'den satın alabileceği azamî miktar y'dir.

X' in miktarı

Sekil: 2 8 Bütçe doğrusu.

B noktası tüketicinin, belirtilen şartlar altında, satın alama-yacağı bir mal demetini göstermektedir. Bütçe doğrusunun sağın-da kalan bütün noktalarda durum aynıdır. C noktasında tüketici gelirinin bir parçası kullanılmamıştır. Eksenlerle bütçe doğrusu-nun oluşturduğu üçgenin içindeki bütün noktalar tüketicinin sa-tın alabileceği mal demetlerini göstermektedir. Ancak biz tüketi-cinin bütün gelirini bu iki mala harcayacağını varsaydığımız için

20

Page 36: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

tüketici daima bütçe doğrusu üzerindeki bir noktayı tercih ede-cektir.

Bütçe doğrusunun eğimi negatiftir ve X ve Y mallarının fi-yatlarının birbirine oranına eşittir. Bütçe doğrusunun eğimi a açı-sının tanjantıdır veya OK'nin OL'ye oranıdır. OK ve OL tüketi-cinin bütün geliri ile sadece Y veya sadece X satın almak istediği zaman satm alabileceği Y ve X miktarlarıdır. Sabit gelir ile bir maldan alınabilecek azamî miktar gelirin o malm fiyatına bölün-mesi ile bulunacaktır. Geliri G, malların fiyatlarını fx ve fy ile gösterirsek

tana = - O K - , OK = —G— , OL = ~ G -OL fy fx

Buradan G

f* Yani bütçe doğrusunun eğimi fiyatlar arasındaki orana eşit ol-maktadır. Bu eğimin neğatif olduğu dikkatten kaçmamalıdır.7

Malların fiyatlarında bir değişme yokken tüketicinin gelirin-de bir değişme olabilir. Gelirin artması bütçe doğrusunun para-lel olarak sağ tarafa kaymasına yol açar. Paralellik şartı, bütçe doğrularının eğimlerinde, yani malların fiyatlarının birbirine oranmda bir değişiklik olmadığı varsayımından doğmaktadır. Tü-keticinin gelirinde, gene fiyatlar sabitken, bir azalma olursa bu defa bütçe doğrusu paralel olarak sol tarafa kayar. Şekil 2.9.

Tüketicinin geliri sabitken fiyatlarda bir değişme olursa büt-çe doğrusu gene değişir. Burada, mallardan sadece birinin fiyatı-nı değiştirerek bunun bütçe doğrusunu nasıl değiştirdiğini gös-tereceğiz. Şimdi gelir sabitken Y'nin fiyatında da bir değişme ol-madığını ama X'in ucuzladığını kabul edelim. Şekil 2.10'da KL bütçe doğrusunun K noktası X in fiyatının değişmesinden etkilen-meyecektir. Çünkü tüketici bütün geliri ile gene, eskisi gibi OK

7 Bütçe doğrusunun denklemini G = fx - x + f v - y olarak yazabilir ve bu-G fx fx

radan y = — x elde ederiz. Görüldüğü gibi — „ - bütçe doğru-fy fy fy

sunun eğimidir.

21

Page 37: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

kadar Y malı satm alabilecektir. Ama şimdi bütün geliri üe X'den satın alabileceği miktar OL'den daha büyüktür, çünkü X'in fiyatı düşmüştür. O halde bütçe doğrusu K noktası etrafında sağ tara-

Şekil: 2.9 Gelir artışının bütçe doğrusunu kaydırması.

Şekil: 2.10 X'in fiyatının düşmesinin bütçe doğrusunu döndürmesi.

22

Page 38: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

fa doğru dönecek ve mesalâ KM halini alacaktır. X'in fiyatının düşmesi bütçe doğrusunun eğimini azaltmıştır. Aynı şekilde büt-çe doğrusu KL iken X'in fiyatında bir yükselme olsaydı bütçe doğrusu K noktası etrafında sol tarafa doğru döner, eğrinin eğimi de büyürdü.

TÜKETİCİ DENGESİ

Tüketicinin amacı fayda azamîleştirmektir. Sabit gelirini fi-yatları veri olan X ve Y mallarından satm almak için kullanacak, ve satın aldığı mal demetinin kendisine mümkün olan en yüksek faydayı sağlayan mal demeti olmasına dikkat edecektir. Bu ger-çekleştiği zaman tüketici dengededir. Yani zevklerinde, gelirinde ve karşı karşıya bulunduğu malların fiyatlarında bir değişme ol-madıkça tüketici zaman birimi başına aynı mal demetini kullan-mağa devam edecektir.

Tüketici dengesini bütçe doğrusu ve farksızlık eğrisi âletle-rini kullanarak şekil üzerinde açıklayabiliriz. Şekil 2.11'de tüke-ticinin bütçe doğrusu ve tüketicinin farksızlık paftasını meydana getiren farksızlık eğrilerinden üçü aynı eksenler araşma çizilmiş-tir. Daha önce söylediklerimizden tüketicinin bütçe doğrusu üze-rinde bir noktada dengede olması gerektiği açıktır. Acaba hangi noktada tüketici en yüksek tatmini elde edebilir? Bu nokta, II numaralı farksızlık eğrisinin bütçe doğrusuna teğet olduğu D nok-tasıdır. Tüketiciye belirli şartlar altında en yüksek tatmini sağ-layan mal bileşimi D noktasının gösterdiği Y ve X miktarların-dan oluşmaktadır. D noktasının denge noktası olduğunu bu nok-tayı bütçe doğrusu üzerindeki başka noktalarla karşılaştırarak ispat edebiliriz. A noktası denge noktası olamaz. Tüketici A nok-tasının temsil ettiği mal demetinde bir değişme yaptığı zaman tatmininde bir artış olduğunu görecektir. A noktasından sağ ta-rafa doğru, bütçe doğrusu üzerinde, bir hareket tüketicinin I nu-maralı farksızlık eğrisinden daha sağdaki bir farksızlık eğrisine geçmesini sağlayacak, yani tüketicinin tatmini yükselecektir. Şu halde tüketici A noktasmda kalmak istemez. Aynı şekilde B nok-tası da denge noktası olamaz. Çünkü tüketici B noktasından, gene bütçe doğrusu üzerinde, sol tarafa doğru hareket ederse I numa-ralı eğriden daha sağda bir farksızlık eğrisine geçecektir. D nok-tasında durum değişiktir. Tüketici D nin sağma da geçse, soluna

23

Page 39: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 2.11 Tüketici dengesi.

da geçse tatmin seviyesinin azaldığını görecektir. Ulaşabileceği en yüksek tatmin seviyesi II numaralı eğrinin temsil ettiği seviyedir. O halde tüketici D noktasının gösterdiği mal demetinde herhan-gi bir değişiklik yapmak istemeyecektir. Yani tüketici dengeye ulaşmıştır. Şekil dikkatle incelendiğinde durum açık olarak görül-mektedir. Farksızlık eğrilerinin orijine dışbükey oluşu teğet nokta-sının maksimum fayda noktası olması sonucunu doğurmaktadir.8

a

24

Farksızlık eğrileri orijine içbükey olsalardı bu teğet noktası maksimum değil minumum tatmin seviyesini gösterirdi. Denge çözümü bir köşe çözümüne dönüşürdü, yani tüketici mallardan sadece birini kullanarak en yük-sek tatmini elde edebilirdi. K noktasında ol-duğu gibi.

Page 40: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Tüketicinin niçin A ve B gibi bir noktada değil de sadece D noktasmda dengede olacağını rakamlı bir örnekle de gösterebili-riz. Denge noktasmda bütçe doğrusu ile farksızlık eğrisi birbirle-rine teğettirler. Bu demektir ki bunların eğimleri o noktada ay-nıdır. Bütçe doğrusunun eğimi X'in fiyatının Y'nin fiyatına oranı demektir. Farksızlık eğrisinin eğimi ise marjinal ikame haddidir. Şu halde denge noktasmda marjinal ikame haddi fiyatlar arasın-daki orana eşittir. Yani

= M İ H ^ ly

Şimdi, bütçe doğrusunun eğiminin 1,5 olduğunu kabul ede-lim. Bu demektir ki X in fiyatı meselâ 3 lira ise Y nin fiyatı 2 li-radır. Denge noktasında MİH nin değeri 1,5 dur. Tüketici 1 birim daha fazla X elde edebilmek için 1,5 birim Y den vazgeçmeye ha-zırdır. A noktasmda bütçe doğrusu II numaralı farksızlık eğrisini kesmektedir. Bütçe doğrusunun eğimi gene 1,5 dur. Ama A nok-tasında MİHxy daha büyük bir rakamdır, meselâ 3 dür. Tüketici A noktasmda iken bir birim daha fazla X elde edebilmek için 3 birim Y vermeğe hazırdır. Oysa X'in ve Y'nin fiyatları öyledir ki tüketici 3 birim Y'den vazgeçtiğinde 2 birim X satın alabilmek-tedir. O halde tüketici elindeki Y malı miktarım azaltıp X malı miktarını artırarak daha yüksek bir tatmin seviyesine çıkacak-tır. Şimdi de tüketicinin B noktasında olduğunu düşünelim. Bu noktada bütçe doğrusunun eğimi gene 1,5 yani X in fiyatı 3 lira, Y nin fiyatı da 2 liradır. Fakat MİHxy bütçe doğrusunun eğimin-den daha küçük bir rakamdır, meselâ 0,5'dir. Şu halde tüketici yarım birim daha fazla Y elde edebilmek için bir birim X'den vaz-geçmeğe razıdır. Oysa X'in bir biriminden vazgeçmekle elinde ka-lan para ile 1,5 birim Y satm alabilecektir. Faydayı azamî kılma-ğa çalışan tüketici X malının eldeki miktarını azaltmağa başla-yacaktır. A noktasmda başlayan Y'nin miktarını azaltma hareke-ti D noktasmda duracaktır. Çünkü D noktasına gelindiğinde büt-çe doğrusunun eğimi ile MİHxy arasındaki fark sıfıra inmiştir. Tü-ketici ulaşabileceği en yüksek tatmin seviyesine çıkmıştır.

NOMİNAL GELİRİN DEĞİŞMESİ

Dengeye ulaşmış olan tüketici şartlar değişmedikçe zaman birimi başına kullandığı X ve Y miktarlarım değiştirmeyecektir.

25

Page 41: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Değişmeyeceğini kabul ettiğimiz şartlar tüketicinin nominal ge-liri, tercihleri, malların fiyatlarıdır. Bunlardaki bir değişme tü-keticinin kullandığı miktarların değişmesine yol açacaktır.

Şimdi önce nominal gelirdeki bir değişmenin etkilerini ele alalım. Tüketicinin farksızlık paftasında, malların fiyatlarında bir değişme olmadığını ama nominal gelirin arttığını varsayalım.

Gelir - Tüketim Eğrisi

Bütçe doğrusu hakkındaki açıklamalar sırasmda X'in ve Y' nin fiyatmda bir değişme yokken nominal gelirin artmasının büt-çe doğrusunu paralel olarak sağa kaydıracağını söylemiştik. Şe-kil 2.12'de KL bütçe doğrusu tüketicinin başlangıçtaki gelirine göre çizilmiştir. Tüketici I numaralı farksızlık eğrisi ile KL büt-çe doğrusunun teğet olduğu A noktasında dengededir, zaman bi-rimi başma Ox, kadar X ve Oy, kadar Y malı kullanmaktadır. No-minal gelirin artışı KL eğrisini K'L' haline getirecektir. Gelirin

Şekil: 2.12 Gelir-tüketim eğrisi.

26

Page 42: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

tamamını bu iki mala harcadığını varsaydığımız tüketici artık A noktasında kalamaz. II numaralı farksızlık eğrisi ile K'L' 'nin teğet oldukları B noktasına geçer. Zaman birimi başına Ox2 ve Oy2

miktarlarını kullanmağa başlar. Nominal gelirin bir kere daha artması durumunda tüketicinin yeni denge noktası C'dir.

Tüketicinin zevkleri ve malların fiyatları sabitken nominal gelirin sürekli olarak artması sonucu ortaya çıkan denge noktala-rının geometrik yerine gelir-tüketim eğrisi adı verilir.

Gelir-tüketim eğrisi değişik gelir seviyelerinde tüketicinin ta-lep edeceği X ve Y miktarlarını göstermektedir. Şekil 2.12'de geli-rin artışının her iki maldan talep edilen miktarları artırdığını görüyoruz. Normal olarak karşılaşılacak durum budur. Malların büyük çoğunluğu normal mallardır. Normal mal, reel geliri arttığı zaman tüketicinin daha fazla miktarda kullanmak istiyeceği mal-dır. Böyle olmayan mallara düşük mal adı verilmektedir. Malm düşük mal sayılması, reel geliri artan tüketicinin o malm tüke-tim miktarmı azaltmasının bir sonucudur. Şekil 2.1'2'deki malla-rın her ikisi normal mallardır. Dolayısı ile gelir-tüketim eğrisinin her bölümü pozitif eğimlidir. Mallardan herhangi biri belirli bir gelir seviyesinden sonra, düşük mal olursa gelir-tüketim eğrisi eksenlerden birine doğru bükülecek, yani o noktadan sonra eğim negatifleşecektir. Şekil 2.13.a'da gelir-tüketim eğrisi bir noktadan sonra Y eksenine doğru bükülmektedir. Büküm noktasından son-

Y Y

O X'in miktarı (a)

X 0 X'in miktorı <b>

X

(a) X düşük, Y normal. (b) X normal, Y düşük.

Şekil: 2.13 Normal ve düşük mallar.

27

Page 43: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ra gelir arttıkça Y'nin miktarı artmağa devam ederken X'in mik-tarında azalma olmaktadır. Y normal, X düşük maldır. Aynı şek-lin b parçasmda eğri, X eksenine doğru bükülmektedir. Bir gelir seviyesinden sonra Y malı düşük mal haline gelirken X bütün gelir seviyelerinde normal maldır.

Gelir-tüketim eğrisini tanımlarken benimsediğimiz varsayım-lar iki malın birden düşük mal olmasını önlemektedir. Malların fiyatları sabit olduğuna ve tüketici gelirinin tamamını kullanaca-ğına göre gelir yükseldiği zaman mallardan birinin miktarı azal-makta ise öteki malm miktarı mutlaka artacaktır. Birinci mal dü-şük, ikinci mal normal mallardır.

Engel Eğrileri

Gelir-tüketim eğrisinin temsil ettiği bilgileri bir başka diyag-ram üzerinde bir başka şekilde göstermek ve kullanmak mümkün-dür. Gelirin değişik seviyeleri ile mallardan sadece birinin miktar-ları arasındaki ilişki gelir-tüketim eğrisinden çıkarılabilir. Her büt-çe doğrusunun temsil ettiği gelir miktarı bellidir. Veya X'in ve Y'nin sabit olan fiyatları bilindiği varsayımı ile gelir miktarları diyagramdan elde edilebilir. Şekil 2.12'de OK sabit gelirin bütünü ile satm alınabilecek Y malı miktarıdır. Aynı şekilde, OL, X'den satın alınabilecek azamî miktardır. Y'nin fiyatma fy dersek gelir bu fiyatla OL miktarının çarpımına eşittir. Gelire G diyelim,

G = fy • OK , veya

J G = ix • OL . Her bütçe doğrusunun temsil ettiği gelir rakamlarını diyag-

ramdan bu şekilde elde ederken, her gelir seviyesine tekabül eden denge noktalarmda X'den veya Y'den talep edilecek miktarlar eksenlerden doğrudan doğruya okunabilecektir, x,, x2, x3 gibi. Şim-di, bir eksene gelir rakamlarını, öteki eksene de X malı miktarla-rını koyarak her rakam çiftini bir nokta ile gösterdiğimizde bu noktaların geometrik yeri bize yeni bir eğri verir. Bu eğriye Engel eğrisi veya gelir-talep eğrisi adı verilir.9

Şekil 2.14.a'da böyle bar eğri gösterilmiştir. Şekil 2.12'deki A noktasının gösterdiği X miktarı x,'dir. KL bütçe doğrusunun tem-9 Eğrinin ismi 19. yüzyılda yaşamış bir Alman istatistikçinin adından gel-

mektedir: Christian Lorenz Ernst Engel.

28

Page 44: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

sil ettiği gelir rakamına g, diyelim. Şekil 2.14.a'daki A noktası g, gelir seviyesinde tüketicinin x, kadar X kullanacağını göstermek-tedir. Gene Şekil 2.12'deki B noktasından elde edilen g2 ve x2 de-ğerleri yeni şeklimizde gene B noktası ile işaretlenmiştir. Gelir tü-ketim eğrisinden elde ettiğimiz bütün rakam çiftlerini bu şekilde birer nokta ile göstererek Engel eğrisini elde etmiş oluruz.

Şekil 2.14'deki iki Engel eğrisinin her biri için X malı normal maldır. Gelir yükseldikçe X'den talep edilen miktarlar artmakta-dır. Ancak (a) işaretli eğride gelir arttıkça X'in gittikçe büyüyen miktarlarda artışına karşılık, şeklin (b) yansmdaki eğride gelir-deki artış maldan talep edilen miktarı gittikçe küçülen bir hızla artırmaktadır. Şekil 2.15'de ise düşük bir mal söz konusudur, g, gelir seviyesine kadar X'in miktarı artmakta, g,'den sonra gelir yükselmesi talep miktarını azaltmaktadır. Gelir gı'den g2'ye çıkın-ca miktar x,'den x2'ye düşmektedir.

o

X o X'ın miktarı (b )

Şekil: 2.14 Normal bir mal için Engel eğrileri.

Engel eğrileri değişik tüketicilerin değişik mallarla ilgili tüke-tim kalıplarını incelemekte çok işe yarayan araçlardır. Meselâ ba-zı gıda maddeleri için Engel eğrisi Şekil 2.14b'deki gibi olabilir. Ge-lir arttıkçe bu tip mallara olan talep miktarı ilkin önemli artış gösterirken gelirin yüksek seviyelerinde gelir artışının miktar üzerindeki etkisi gittikçe küçülmektedir.

29

Page 45: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

X'in miktarı

Şekil: 2.15 Düşük bir mal için Engel eğrisi.

Engel eğrisini yatay eksene geliri, dikey eksene mal miktarı-nı koyarak da çizebiliriz. Bu durumda Engel eğrisi makroiktisat teorisinin tüketim fonksiyonuna benzeyen bir eğridir. Tüketim fonksiyonunda toplam tüketim harcamaları toplam harcanabilir gelirin bir fonksiyonudur. Yatay eksende harcanabilir gelir, dikey eksende tüketim harcamaları gösterilmektedir. Buradaki Engel eğrisinde ise bir malın tüketilen miktarı tüketicinin gelirinin bir fonksiyonudur.10 Aradaki benzerlik açıktır.

Engel Eğrileri ve Talebin Gelir Esnekliği

Engel eğrisinin bir çeşit talep eğrisi olduğunu ve bu yüzden gelir-talep eğrisi adı ile de anıldığını biliyoruz. Talebin gelir es-nekliği, gelirdeki bir birimlik nisbî değişmenin talep miktarında

10 Miktar eksenine X'in miktarları yerine X'in değişik miktarları için har canan para toplamlarını da koyabilirdik. Çünkü X'in fiyatı sabittir. Mik-tar rakamlarının hepsini bu sabit fiyatla çarpmakla diyagramın temsil ettiği bilgiyi değil sadece eksenlerin birindeki ölçü birimini değiştirmiş olurduk. Böylece eğrinin herhangi bir noktası belli bir gelir seviyesinde kaç birim X talep edileceğini değil kaç liralık X talep edileceğini göste-rirdi.

30

Page 46: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

meydana getireceği nisbî değişmeyi belirtir. Gelirdeki nisbî de-ğişme ile talep edilen miktardaki nisbî değişme birbirine eşitse gelir esnekliği katsayısı bire eşittir. Miktardaki nisbî değişme ge-lirdeki nisbî değişmeden büyükse esneklik birden büyüktür. Mik-tardaki nisbî değişme gelirdeki nisbî değişmeden küçükse esneklik birden küçüktür. Bu duruma göre orijinden çıkan düz çizgi halin-deki bir Engel eğrisinin her noktasında esneklik bire eşittir. Düz çizgi halindeki bir Engel eğrisi düşey ekseni kesiyorsa esneklik eğ-rinin her noktasında birden büyüktür, yatay ekseni kesiyorsa her noktada birden küçüktür. Düz çizgi şeklinde olmayan eğrilerde bir noktanın esneklik değerinin bir mi, birden büyük mü, birden küçük mü olduğunu anlamak için o noktadan eğriye çizilen teğe-tin orijinden geçip geçmediğine, orijinden geçmiyorsa hangi ek-seni kestiğine bakmak gerekecektir. Buraya kadar söylediklerimiz normal mallar için geçerlidir. Normal mallarda Engel eğrisi pozi-tif eğimlidir, dolayısı ile gelir esnekliği katsayısı pozitif işaretli-dir. Bir gelir seviyesinden sonra, malm düşük mal olması duru-munda Engel eğrisi gelir eksenine doğru «bükülmekte, eğimi nega-tif olmaktadır. Bu bölgede gelir esnekliği katsayısı da negatif işa-retlidir, X malı düşük maldır.

FİYATLARIN DEĞİŞMESİ

Şimdi de tüketicinin nominal gelirinin değişmediğini, tercih-lerinde yani farksızlık paftasında da bir değişme olmadığını an-cak mallar arasındaki fiyat ilişkisinin değiştiğini kabul edelim ve bu değişmenin sonuçlarını inceleyelim.

Fiyat - Tüketim Eğrisi

Şekil 2.16 da A noktası tüketicinin başlangıç dengesini gös-termektedir. Bütçe doğrusu KL'dir. A noktasında I farksızlık eğ-risi KL'ye teğettir. Tüketici zaman birimi başına Oy ve Ox mik-tarlarını kullanmaktadır.

Tüketicinin nominal gelirinde herhangi bir değişme yokken malların fiyatları arasındaki oranın değişmesinin X'in fiyatının düşmesi sonucunda ortaya çıktığını düşünürsek KL bütçe doğru-sunu K noktası etrafında ve saatin tersi yönde döndürmemiz ge-rekir. Bütçe doğrusu KL' haline gelir. Sabit para geliri ile tüke-ticinin Y'den satın alabileceği miktar gene eskisi gibi OK kadar

31

Page 47: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 2.16 Fiyat-tüketim eğrisi.

iken aynı gelirle X'den satm alabileceği azamî miktar OL"dir. X'in fiyatmm düşmesi bütçe doğrusunun eğimini azaltmıştır, tan/3 < tana.

Bütçe doğrusu KL' haline gelince tüketici artık A noktasm-da kalamaz. Çünkü gelirin tamamının bu iki mala harcandığı varsayılmıştı. A'da kalmması gelirin bir kısmının tasarruf edil-mesi demek olurdu. X'in fiyatındaki düşme yüzünden tüketicinin reel gelirinde bir artma olmuştur. Bu artışla tüketici isterse mal-lardan birinden, isterse her ikisinden A noktasında olduğundan daha fazla satm alabilir. Tüketicinin yeni denge noktası KL' büt-çe doğrusu ile bir farksızlık eğrisinin teğet oldukları B noktasıdır.

Tüketici B noktasmda dengede iken X'in fiyatmm yeniden ucuzlaması bütçe doğrusunu biraz daha sağa döndürecek, mese-lâ KL" haline getirecektir. Tüketici, durumunu yeniden ayarla-yacak ve C noktasında denegeye gelecektir. Tüketicinin nominal geliri, tercihleri, ve mallardan birinin fiyatı sabitken ikinci malın fiyatmm birbiri arkasma düşmesi sonucu ortaya çıkan denge nok-talarının birleştirilmesi ile elde edilen eğri fiyat-tüketim eğrisidir.

32

Page 48: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Fiyat-tüketim eğrisinin şekli ve eğimi hakkında önceden bir şey söylenemez. Eğri bütünüyle negatif eğimli olabileceği gibi, bir bölümü pozitif eğimli, bir bölümü de negatif eğimli olabilir. Biraz sonra gösterileceği gibi fiyat-tüketim eğrisinin eğimi ile talebin esnekliği arasında yakm bir ilişki vardır. Ya da fiyat-tüketim eğ-risinin eğimine bakarak talep esnekliğinin bir mi, birden büyük mü, birden küçük mü olduğunu söyleyebiliriz.

Bireysel Talep Eğrisi

Fiyat-tüketim eğrisinin eğiminden talebin esnekliği hakkın-da bilgi edinebileceğimiz gibi fiyat-tüketim eğrisinin temsil ettiği bilgilerden talep eğrisinin kendisini elde etmemiz de mümkündür. Talep eğrisini çizebilmemiz için bir malm değişik fiyatları ile bu fiyatların her biri için tüketicinin talep miktarlarını bilmemiz gerekmektedir. Fiyat-tüketim eğrisinin eksenlerinde tüketicinin X'den ve Y'den talep edeceği değişik miktarlar vardır. Malların fiyatları biliniyorsa her fiyat seviyesinde talep edilen miktarları eksenden okuyarak talep eğrisine geçebüiriz. Malların fiyatları-nın belli olmadığı durumda ise fiyat-tüketim eğrisinin eksenlerin-den birini değiştirerek diğer eksende gösterilen malın fiyatmı el-de edebiliriz.11 Bu fiyat seviyesine tekabül eden miktar ise yatay eksenden okunabilir. Dolayısı ile talep eğrisini elde edebiliriz.

Yapacağımız değişiklik düşey eksende, Y malı yerine, tüketi-cinin gelirini göstermektir. Yatay eksende, gene X malı miktar-ları bulunacaktır. Şekil 2.17'de düşey eksende gelir vardır. Artık tüketicinin X ve Y malı karşısındaki tercihleri değil X malı ve ge-lir arasındaki tercihleri söz konusudur. KL bütçe doğrusunun bir ucu, K noktası, sabit gelirin tamamım; öteki ucu, L noktası, bu gelirle satın almabilecek azamî X miktarını göstermektedir. Tü-ketici dilerse gelirinin tamamını elinde tutar, bir birim bile X sa-tın almaz, yani K noktasında olabilir. Dilerse bütün parası ile X satın alabilir, yani L noktasında olabilir. Ya da parasının bir kıs-mı ile X satın alabüir. Meselâ A noktasmda gelirinin Kg, kada-rını harcayarak Ox, kadar X satın almıştır. Elinde kalan para Ogı'dir. X'in fiyatı ucuzlaymca tüketici B noktasına geçecek, ya-ni gelirinin bir kısmını daha, g,g2, harcayarak x,x2 kadar daha fazla X satm alacaktır. 11 Fiyat-tüketim eğrisinden X'in fiyatını elde etmek için bu değişikliği yap-

mak zorunda değiliz. Ama bu değişiklik anlatımı kolaylaştırmaktadır.

33

Page 49: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

G

Şekil: 2.17 Fiyat-tüketim eğrisinden talep eğrisine.

Bu diyagramda düşey eksene koyduğumuz geliri X'den başka bütün malları temsil eden bir rakam olarak da düşünebiliriz. Böy-ie olunca, tüketicinin farksızlık paftası ile temsil edilen tercihleri X malı ile X'den başka bütün mallar arasındaki tercihleridir.

• Düşey eksene başka bütün mallan temsil eden parasal geliri

koyduğumuz zaman bütçe doğrusunun eğimi doğrudan doğruya X'in fiyatmı verir. Çünkü bütçe doğrusunun eğimi fx/fy'dir. Y pa-ra birimleri ile ifade edildiği için fy burada bire eşittir. Bir birim paranın fiyatı bir birim paradır. fy bire eşit olunca da bütçe doğ-rusunun eğimi fx'dir, yani X'in fiyatıdır.12

12 Aynı sonuca bir başka yoldan da varılabilir. A noktasında tüketici geliri-nin Kg, kadarını kullanarak Ox, kadar X satın almıştır. Bir birim X için.

ödediği para, yani X'in fiyatı, — S | dir. Ox, = g,A olduğu için fx = g,A Ox,,

dır. Bu da KL'nin eğimidir.

34

Page 50: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

A denge noktasında X'in fiyatı KL'nin eğimine eşittir. Bu fi-yata f, diyelim. Aynı noktada, yani X'in fiyatı f, iken, tüketici Ox, kadar mal talep edecektir. Bu iki değer bize talep eğrisi üze-rinde bir nokta verir. Aynı şekilde, B denge noktasında X'in fiya-tı KL' 'nin eğimine eşittir. Buna f2 diyelim. Fiyat f2 olduğunda tüketicinin talep edeceği X miktarı Ox2'dir. Böylece talep eğrisi üzerinde ikinci bir nokta bulunmuş olur. Böylece, fiyat-tüketim eğrisi üzerindeki değişik noktaların verdiği fiyat ve miktar ra-kamlarını kullanarak talep eğrisini çizebiliriz. Şekil 2.18'de gös-terildiği gibi.

X'tn miktarı Şekil: 2.18

Talep eğrisi.

Fiyat - Tüketim Eğrisinin Eğimi ve Talep Esnekliği

Talebin esnekliği ile fiyat-tüketim eğrisinin eğimi arasındaki ilişkiyi Şekil 2.19 yardımı ile inceleyebiliriz. Şekil 2.19a'da fiyat-tüketim eğrisi yatay eksene paraleldir, X'in fiyatı düşmüş talep edilen miktarı artmış fakat X için ödenen para toplamı, Kg,, de-ğişmemiştir. Böyle bir fiyat-tüketim eğrisinden elde edilecek ta-lep eğrisinin esnekliği bire eşittir.

Şekil 2.19b'de fiyat-tüketim eğrisi negatif eğimlidir. X'in fi-yatı düşmüş, talep miktarı artmış ve X için ödenen para toplamı

Page 51: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

büyümüştür, K g 2 > K g , . Bu durumda talebin esnekliği birden bü-yüktür.

Şekil 2.19c'de fiyat-tüketim eğrisi pozitif eğimlidir. X'in fiya-tı düşmüş, X'den talep edilen miktar büyümüş ama X için öde-nen para toplamı küçülmüştür, Kg, > Kg2. Bu durumda talep es-nekliği katsayısı birden küçüktür. (Bakınız: s. 72).

Şekil: 2.19 Fiyat tüketim eğrisinin eğimi ve talebin esnekliği.

Gelir ve İkame Etkileri

Şekil 2.18'deki talep eğrisi negatif eğimlidir. X malının fiya-tı düştükçe tüketicinin talep edeceği miktarlar büyümektedir. Ta-lep tanımında fiyatla talep miktarları arasındaki bu ters yönlü ilişki son derece önemlidir ve talep kanunu ya da temel talep ka-nunu gibi adlarla adlandırılır.

Bir malın fiyatı düştüğü zaman o maldan talep edilecek mik-tarın artması iki ayrı sebebe bağlanabilir. Talep kanununun man-tığını göstermek bakımından bu sebepler özel önem taşırlar.

Sebeplerden birincisi bir malın fiyatının düşmesinin tüketici-nin reel gelirini artırmasıdır. Nominal geliri sabit olan tüketici, X'in fiyatı düştükten sonra her iki maldan satm aldığı miktarla-rı değiştirmezse gelirinin bir kısmını harcamamış olacaktır. Elin-de kalan bu gelirle ya her iki maldan ya da malların birinden bir miktar daha satm alabilir.

İkinci sebep fiyatm düşmesinin iki mal arasındaki nisbî fiyat ilişkisini değiştirmesidir. Bir malın fiyatı düştüğü zaman, diğer malın fiyatı değişmese bile, fiyatı değişmeyen mal eskisinden nis-bî olarak daha pahalı hale gelmektedir. Dolayısı ile tüketici her iki maldan kullandığı miktarları yeniden ayarlamak isteyebilir.

36

Page 52: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Nisbî olarak daha pahalı hale gelen malm miktarını kısabilir, böy-lece elinde kalacak parayı öteki maldan daha fazla satın almak için kullanabilir.

Şimdi bunları şekil üzerinde gösterelim ve daha tam olarak anlatalım. Şekil 2.20'de A noktası tüketicinin başlangıç dengesi-dir. Tüketici Ox, kadar X kullanmaktadır. X in fiyatında bir düş-me olunca bütçe doğrusu KL' haline gelmiş ve tüketici B nokta-smda yeniden dengeye ulaşmıştır. Bu durumda daha fazla X kul-lanmaktadır, OX2. Demek ki, Y'nin fiyatı, tüketicinin nominal geliri ve tercihleri sabitken X'in fiyatındaki bir düşme X'den kullanılan miktarı artırmıştır. Miktardaki artış x,x2 dir. Bu artışa toplam etki adı verilmektedir. Şimdi bu toplam etkiyi parçalarına ayıralım.

Tüketicinin A noktasından B noktasına geçmesi bir ölçüde reel gelirindeki artışın bir sonucudur. Toplam etkinin bir parçası reel gelirdeki bu artışa bağlanacaktır. Buna gelir etkisi denilmektedir. X'in miktarında meydana gelen artışın geriye kalan parçası fiyat-lar oranının değişmesinin bir sonucudur. Buna da ikame etkisi adı verilmektedir. Gelir etkisi ile ikame etkisini birbirinden ayırabil-mek için önce tüketicinin reel gelirinde meydana gelen artışı bir yolla, meselâ vergi alarak, ortadan kaldırdığımızı varsayalım. Bir başka türlü söylersek, tüketicinin nominal gelirinde telâfi edici bir. azaltma yapalım. Böylece tüketici açısından değişen şey sadece X ve Y'nin nisbî fiyatlarıdır. Nominal gelir de azalmıştır ama bu azal-ma X in fiyatının düşmesinin yarattığı gelir artışma eşittir, reel gelirde hiç bir değişme olmamıştır. Şu halde X'in miktarında mey-dana gelecek değişme sadece fiyatlar oranının değişmesinin bir so-nucudur. İkame etkisi budur.

Tüketicinin reel gelirini sabit tutmanın yollarından biri tüke-ticinin tatmin seviyesini sabit tutmaktır. A denge noktasında tüke-tici I farksızlık eğrisi üzerinde iken B noktasmda II farksızlık eğri-sine, yani daha yüksek bir tatmin seviyesine geçmiştir. Tüketicinin reel gelirini sabit tutmanın bir yolu, şu halde, tüketiciyi I farksız-lık eğrisi üzerinde bırakmaktır. Diyagramda MN bütçe doğrusu bu amaçla çizilmiştir. MN bütçe doğrusu KL' bütçe doğrusuna para-leldir. X'in fiyatında ucuzlama olduktan sonraki fiyat oranını yan-sıtmaktadır. Öte yandan MN bütçe doğrusu I farksızlık eğrisine C noktasmda teğettir. Demek oluyor ki, tüketicinin nominal geliri, reel gelirdeki artışı telâfi edecek ölçüde azaltılmıştır, tüketici -I

37

Page 53: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Y

Şekil: 2.20 Gelir ve ikame etkileri: Hicks yaklaşımı.

farksızlık eğrisi üzerinde tutulmuştur. A noktası artık denge nok-tası değildir. KL bütçe doğrusu geçerli değildir. Yeni bütçe doğ-rucunun I farksızlık eğrisine teğet olduğu C noktası yeni denge noktasıdır. Tüketici A'dan C'ye geçmiş, daha önce Ox, kadar X kullanırken şimdi Ox3 kadar kullanır hale gelmiştir. Bu değişme X malının Y malına göre daha ucuz hale gelmesinin bir sonucu-dur. Tüketici nisbî olarak pahalılaşan Y'nin miktarında bir azalt-ma yapmakta, yerine daha fazla X satın almaktadır. Y'yi X ile ikame etmektedir. İkame etkisi x,x3 mesafesidir.

Şimdi tüketicinin C noktasında dengede olduğunu, fiyatlar oranında bâr değişme yokken tüketicinin gelirini, daha önce azalttığımız kadar, artırdığımızı düşünelim. Aldığımız vergiyi ge-ri verelim. Tüketicinin MN bütçe doğrusu paralel olarak sağa ka-yacak, yeniden KL' haline gelecektir. Fiyatlarda bir değişme yok-ken gelirdeki bu artış tüketiciyi C noktasından B noktasına geçi-recek, tüketici kullandığı X miktarını artıracaktır. Artış x3x2 me-safesine eşittir ve gelir etkisi adını taşımaktadır. Toplam etki, x,x2, gelir etkisi ile ikame etkisinin toplamına eşittir.

38

Page 54: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Buraya kadar anlattığımız, tüketiciyi aynı tatmin seviyesin-de tutarak reel gelirin sabitliğini sağlayan yaklaşım Hicks yakla-şımıdır. Reel geliri sabit tutmanın bir başka yolu da paranın sa-tın alma gücünü sabit tutmaktır. Buna da Slutsky yaklaşımı den-mektedir. Şimdi Şekil 2.21 yardımı ile bu yaklaşımı açıklayalım. Tüketicinin başlangıç dengesi gene A noktasındadır. X'in fiyatı düşünce B'ye geçmektedir. x,x2 toplam etkidir. Tüketicinin reel gelirini sabit tutmak için nominal geliri o şekilde azaltacağız ki, yeni nisbî fiyatlar seviyesinde, başlangıçtaki kadar X ve Y satın almak mümkün olsun. Yani tüketici dilerse A noktasının temsil ettiği mal demetini, Oy, kadar Y malmı ve Ox, kadar X malını, satm alabilsin. MN bütçe doğrusu KL' 'ne paralel olarak çizilmiş-tir ve A noktasından geçmektedir. A noktası MN bütçe doğrusu üzerinde olduğu için tüketici dilerse A noktasının temsil ettiği mal demetini satm alabilir. MN bütçe doğrusu KL"ine paralel ol-duğu için X in fiyatmm düşmesi hesaba katılmıştır, fakat bu fi-yat düşmesinin sebep olduğu reel gelir artışı tüketiciden çekilip alınmıştır. Tüketici dilerse A noktasının temsil ettiği mal deme-tini satm alabilir dedik. Ama şekle baktığımızda tüketicinin bu

Şekil: 2.21 Gelir ve ikame etkileri: Slutsky yaklaşımı.

39

Page 55: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

noktayı tercih etmeyeceğini görüyoruz. A noktasında MN bütçe doğrusu I farksızlık eğrisini kesiyor. O halde A, denge noktası olamaz. Denge noktası C'dir. C noktasmda teğetlik şartı gerçek-leşmiştir. Ne var ki tüketici daha yüksek bir tatmin seviyesine çıkmıştır. II farksızlık eğrisi I farksızlık eğrisinin sağındadır. Bu-rada x,x3 mesafesi ikame etkisidir, x3x2 ise gelir etkisidir. Reel ge-lirin bu yolla sabit tutulmasında tüketicinin tatmin seviyesi yük-seldiği için "reel" reel gelirinin arttığını, fakat "zahirî" reel geli-rinin sabit kaldığını söyleyebiliriz.

Hicks ve Slutksy yaklaşımları aynı şeyin iki ayrı şekilde öl-çülmeleridir. Ancak fiyattaki değişme küçüldükçe bu iki ayrı ölçü arasındaki fark daha az önemli hale gelmektedir. Slutsky yakla şımmm üstünlüğü piyasanın miktar ve fiyat verilerinden bu etki-lerin hesaplanmasını mümkün kılmasıdır. Hicks yaklaşımında fi-yat ve miktar rakamları yeterli değildir, farksızlık paftasının da bilinmesi gereklidir.

Gerek Şekil 2.20'de, gerekse Şekil 2.21'de hem gelir hem de ikame etkileri aynı yöndedir. X'in fiyatmdaki bir düşme her iki yolla X'den talep edilen miktarı artırmıştır. Acaba her zaman böyle olabilir mi?

İkame etkisinin yönü daima aynıdır. X'in fiyatının düşmesi X'den talep edilen miktarı artıracaktır. Ya da ikame etkisi fiyat değişmesi ile ters yönlüdür. Fiyat düşünce miktar artmakta, fiyat yükselince miktar azalmaktadır. Bu anlamda, ikame etkisi daima negatiftir. Bu, farksızlık eğrilerinin dışbükey oluşlarının bir so-nucudur.13

Gelir etkisinin işareti hakkında önceden kesin bir şey söyle-nemez. Bu, söz konusu malm normal mal olup olmamasıan bağ-

ış Yandaki şekilde görüldüğü gibi X'in fiyatı-nın düşmesinden sonraki nisbî fiyat ilişkisini gösteren ve I farksızlık eğrisine teğet olan MN bütçe doğrusu A noktasının ancak sa-ğındaki bir noktada I'ya teğet olabilir. Çün-kü MN'nin eğimi KL'nin eğiminden daha küçüktür.

40

Page 56: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

lıdır. Normal mal, reel gelir arttığı zaman kullanılan miktarı ar-tan maldır. Böyle bir mal için gelir etkisi daima pozitiftir. Düşük mal için durum tersinedir. Gelirin artışı kullanılan miktarı azal-tır. Gelir ve miktar arasında ters yönlü bir ilişki vardır. Şu halde, düşük mallar için gelir etkisi negatiftir. Gelir etkisi normal mal-lar için daima pozitif, düşük mallar için daima negatiftir.

Malların büyük çoğunluğu normal mallar olduğu için —nor-mal denmesinin sebebi zaten budur— gelir etkisi ve ikame etkisi genellikle aynı yöndedirler. Pozitif gelir etkisi ile negatif ikame etkisi birbirlerini tamamlarlar.14 Fiyat düşmesi hem gelir etkisi, hem ikame etkisi yolu ile talep miktarını artırır. Toplam etki ne-gatiftir. Bu demektir ki talep eğrisinin eğitimi negatiftir. Başka şeyler sabitken bir malın fiyatı düştükçe o maldan talep edilen miktarlar büyüyecektir. Buna talep kanunu dendiğini daha önce de belirtmiştik.

Düşük bir mal için gelir etkisi ile ikame etkisi ters yöndedir-ler. Toplam etki, ikisi arasındaki farktır. Burada iki ayrı durum söz konusu olabilir. Birincisi, gelir etkisinin ikame etkisinden kü-çük olmasıdır. Toplam etki negatiftir, fiyatm düşmesi malın ta-lep edilen miktarını artırmaktadır. Durum Şekil 2.22'de görüle-bilir. Tüketici başlangıçta A noktasındadır, X'in fiyatı düşünce B noktasına geçmiştir. İkame etkisi A noktası ile C noktası ara-sındaki farktır, x,x3 mesafesidir. Reel gelir sabitken fiyat düşün-ce kullanılan miktar artmıştır. Öte yandan fiyatlar sabitken ge-lirin artması X'in miktarını azaltmıştır. Azalış x2x3 mesafesidir. İkame etkisinden gelir etkisinin çıkarılması ile bulacağımız top-lam etki x,x2'dir. Görülüyor ki ters yönlü oldukları halde gelir et-kisi ikame etkisinden küçük olduğu için toplam etki negatiftir,

14 Pozitif ve negatif kelimeleri burada farklı bir şekilde de kullanılabilir Fiyat ve gelirle ilişki kurmadan sadece miktardaki değişmenin yönüne bakarak ikame etkisinin daima pozitif, gelir etkisinin normal mallar için daima pozitif, düşük mallar için ise daima negatif olduğu söylenebilir ikame etkisi burada pozitiftir çünkü fiyat düşmesi X'in talep edilen mik-tarını artırmaktadır. Düşük mallarda fiyat düşmesinin yarattığı gelir et kisi negatiftir, çünkü reel gelir artmakta, malın talep edilen miktarı azalmaktadır. Negatif ve pozitifin bu şekilde farklı kullanılmalarının se-bep olabileceği karışıklığı önlemek için bu terimleri hiç kullanmamak belki de daha doğrudur. Bunun yerine, ikame etkisinin daima malın mik-tarını artırıcı, gelir etkisinin normal mallarda artırıcı, düşük mallarda azaltıcı olduğu söylenebilir.

41

Page 57: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 2.22 Bir düşük mal: Gelir etkisi ikame etkisinden küçük.

fiyatın düşmesi bu düşük maldan talep edilen miktarı artırmak-tadır.

Düşük mallarla ilgili ikinci durum gelir etkisinin ikame etki sinden büyük oluşudur. Şekil 2.23'de tüketici başlangıçta A nok-tasındadır. İkame etkisi ile C'ye, gelir etkisi ile de C'den B'ye geçmektedir, ikame etkisi gene negatiftir, X'in miktarı X|Xj ka-dar artmıştır. Gelir etkisi de negatiftir. Gelir arttığı halde mik-tar azalmıştır. Azalış x2x3 kadardır. Gelir etkisi ile ikame etkisi arasmdaki fark toplam etkidir. Toplam etki x2x,'dir ve pozitiftir. X malının fiyatındaki bir düşme X'in talep edilen miktarını azalt-mıştır. Talep eğrisi pozitif eğimlidir. Buna Giffen Paradoksu adı verilmektedir.

Giffen Paradoksu talep kanununun önemli bir istisnası de-ğildir. Çünkü az önce belirtildiği gibi malların çoğunluğu normal mallardır. Gelir ve ikame etkileri aynı doğrultudadır. Talep eğri-si negatif eğimlidir. Üstelik düşük mallarda mutlaka Giffen Pa-radoksu ile karşılaşılmaz. Karşılaşılması için gelir etkisinin ikame etkisinden büyük olması gerekir. Oysa genel olarak ikame etkisi

42

Page 58: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 2.23 Bir düşük mal: Gelir etkisi ikame etkisinden büyük.

(Giffen Paradoksu).

gelir etkisinden büyüktür. Çünkü tüketicilerin karşı karşıya ol-dukları malların büyük çoğunluğu için fiyattaki bir artış veya azalış reel geliri önemli ölçüde etkilemez. Bireysel talep eğrisi için doğru olan bu söylediklerimiz piyasa talep eğrisi için çok daha doğrudur. Piyasa talep eğrisi hemen her zaman negatif eğimlidir.

19. yüzyılda fakir İrlandalıların başlıca gıdası olan patates Giffen Paradoksuna örnek olarak gösterilegelmiştir. Gelir o kadar düşüktür ki asgarî bir gıda seviyesi ancak patates yenerek sağla-nabilmektedir. Patatesin fiyatı düştüğü zaman tüketici patates tüketimini kısmak ve başka gıda maddelerine para ayırmak im-kânını bulabilmektedir.

Giffen Paradoksunun gerçek hayatta karşılaşılan bir olay olup olmadığı tartışıladursun teorik olarak imkân sınırları içinde bulunduğu açıktır.

TÜKETİCİ TERCİHLERİNİN DEĞİŞMESİ

Buraya kadar tüketici tercihlerinde bir değişme olmadığını

43

Page 59: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

kabul ettik. Öysa tercihlerde de değişme olabilir. Tüketicinin gö-zünde X malının ya da Y malının nisbî önemi değişebilir. Yani tüketicinin farksızlık paftası değişebilir. Nominal gelir, malların fiyatları ayııı kalırken tüketici tercihlerinin değişmesinin denge noktasını nasıl etkilediği Şekil 2.24'de gösterilmiştir. Kesiksiz fark-sızlık eğrileri tüketicinin başlangıçtaki tercihlerini göstermekte-dir. Kesikli farksızlık eğrileri tüketicinin yeni tercihleridir. Tüke-tici başlangıçta A noktasında dengede iken, başka her şey sabit-ken, sadece tercihlerinin değişmesi yüzünden B noktasına geçmiş, kullandığı mal demetini değiştirmiştir.

Şekil: 2.24 Tüketici zevklerinin değişmesi ve denge.

FAYDA YAKLAŞIMI VE FAKSIZLIK EĞRİLERİ YAKLAŞIMI

Buraya kadar tüketici davranışları hakkındaki modern teori-yi anlattık. Farksızlık eğrileri kullanımına dayanan modem yak-laşımın temelleri 20. yüzyılın ilk yıllarında Pareto ve daha sonra Slutsky tarafmdan atılmış ve bu yaklaşım 1930'larda Hicks ve Allen'in çabaları ile yaygın bir kabule kavuşturulmuştur.

Modern teori, neoklâsik faydacı yaklaşıma yöneltilen eleştiri-lerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Gossen (1854), Jevons

44

Page 60: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

(1871), Walras (1874) ve Marshall (1890) gibi iktisatçıların adla-rı ile anılan neoklâsik yaklaşımda tüketicinin amacı fayda aza-mîleştirmektir. Fayda bir malm, o malı tüketici gözünde arzu edi-lir kılan özelliğidir. Tüketici bir malı kullanmak istiyorsa o mal faydalıdır .Fayda, şu halde, tüketiciden tüketiciye değişebilecek-tir. Ancak neoklâsik yaklaşımda fayda kardinal olarak ölçülebilir bir büyüklüktür. Öte yandan fayda bağımsızdır ve toplanabilir. Bir dilim ekmekle bir parça peynirin faydaları birbirinden bağım-sızdır. Her birinin faydası ayrı ayrı ölçülebilir ve bu faydalar top-lanarak toplam fayda rakamı bulunabilir. Neoklâsik yaklaşımın tarihî gelişmesinin daha sonraki bir döneminde faydanın bağım-sızlığı ve toplanabilirliği ilkesi terkedilmiş, sadece faydanın kar-dinal olarak ölçülebileceği görüşü ile yetinilmiştir. Artık her ma-lın kullanılan miktarlarının sağladığı bağımsız fayda seviyeleri yerine kullanılan bütün malların değişik miktarlarının hep bir-likte sağladıkları fayda seviyesi —fayda yüzeyi— önem kazanmış-tır. Ama, tekrar edelim, fayda gene kardinal olarak ölçülebilir bir büyüklüktür.

Faydacı yaklaşımın tüketici davranışları teorisi açısından önemli olan yönleri çok kısa olarak şöyle özetlenebilir. Tüketici karşı karşıya olduğu mallar arasında bir seçim yapar. Seçimi zo-runlu kılan şey gelirin sınırlı oluşudur. Fayda kardinal bir bü-yüklüktür ve bir noktaya kadar toplam fayda kullanılan mal mik-tarı ile birlikte artar. Ama tüketici bir doyma noktasına gelebilir. Doyma noktasından sonra kullanılan birim sayısının artırılması toplam faydayı azaltır. Kullanılan birim sayısı arttıkça toplam faydanın arttığı durumda da, yani doyma noktasına ulaşılmadan önce, dikkate değer bir özellik vardır. Toplam fayda artmaktadır ama kullanılan her yeni birimin sağladığı fayda artışı bir önceki birimin sağladığından daha küçüktür. Marjinal fayda azalmakta-dır. Marjinal fayda, doyma noktasında sıfırdır, doyma noktasın-dan sonra negatif hale gelebilir. Toplam ve marjinal fayda eğri-leri Şekil (2.25'de gösterilmiştir.

Tüketicinin faydayı azamî kılabilmesinin şartlarını önce bir-den fazla kullanım yeri olan ve miktarı belli bir tek malı göz önünde bulundurarak açıklamağa çalışalım. Burada tüketicinin karşılaştığı soru şudur. Elindeki miktarı değişik kullanım yerleri arasmda nasıl bölüştürmelidir ki değişik kullanım yerlerinin her birinde sağlayacağı faydaların toplamı âzamî olsun? Bu malın

45

Page 61: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 2.25 Toplam ve marjinal fayda eğrileri.

A ve B olarak harflendirebiieceğimiz iki amaçla kullanılacağını —suyun içmek ve çiçek sulamak için kullanılabilmesi gibi— dü-şünelim. A için kullanılan son birimin sağladığı fayda B için kul-lanılan son birimin sağladığı faydadan yüksekse tüketici B için kullandığı son birimi A için kullanmakla toplam faydayı artıra-caktır. Bir birim malın B'den A'ya aktarılması A kullanım yerin-de malm marjinal faydasını küçültecek, B kullanım yerinde ise artıracaktır. B'den A'ya aktarma devam ettikçe marjinal fayda-lar arasındaki fark küçülecek, bir noktada sıfıra eşit olacaktır. Yani iki ayrı kullanım yeri için malm marjinal faydaları birbiri-

46

Page 62: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ne eşittir. Bu noktada toplam fayda maksimumdur. İkiden fazla kullanım yeri söz konusu ise marjinal faydaların eşitliği ilkesi ge-ne geçerlidir. Bütün kullanım yerleri için marjinal faydalar eşit-lendiği zaman toplam fayda azamîleşmiştir.

Tüketicinin sabit bir geliri çeşitli mallar için harcamasında da aynı ilke geçerlidir. Tüketici bir mal için harcadığı son lirayı bir başka mala aktardığı zaman toplam fayda artıyorsa bu aktar-ma yapılacaktır. Her mal için harcanan son liraların toplam fay-daya katkıları aynı olduğu zaman tüketici elindeki geliri en uy-gun şekilde kullanmış, faydayı azamîleştirmiştir. Malların fiyat-larının tüketici için veri olduğunu kabul ederek tüketicinin denge şartını şu denklemle ifade edebiliriz:

MF, MF2 MFn

f, " f, fa Burada MF, birinci malın marjinal faydası ve f, birinci malm fi-yatıdır.

Bu eşitliğin niçin denge şartı olduğunu eşitliği eşitsizlik hali-ne getirerek gösterebiliriz. Sadece iki mal bulunduğunu düşüne-lim ve diyelim ki tüketicinin X ve Y mallarından kullandığı mik-tarlar öyledir ki X'in marjinal faydası 8, Y'nin marjinal faydası da 10 fayda birimidir. Öte yandan X'in fiyatı 2, Y'nin fiyatı da 5 liradır. Marjinal fayda-fiyat oranları birbirine eşit değildir.

MFX MFy 8 10 > veya > .

f* fy 2 5

4 2 Yani > .

1 1

Bu demektir ki tüketici X için harcadığı son lira karşüığında 4 birimlik bir ek fayda elde etmiştir. Y için harcadığı son lira ise toplam faydada 2 birimlik bir artış sağlamıştır. Tüketici Y için harcadığı son lirayı Y'den çeker ve bu bir lira ile X malı satm alırsa 2 birimlik fayda kaybedecek fakat 4 birimlik fayda kazana-caktır. Net kazanç 2 birim faydadır. Şimdi, azalan marjinal fay-da ilkesine göre, miktarı artan X'in marjinal faydası küçülecek, miktarı azalan Y'nin marjinal faydası büyüyecektir. Malların fi-yatları aynı kaldığı için MFx/fx oranı küçülecek, MFy/fy oranı bü-

47-

Page 63: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

yüyecektir. Y'den X'e para transferi devam ettikçe bu iki oran arasındaki fark küçülecek, somonda sıfır olacaktır. İşte bu du-rumda fayda azamîdir. Yani iki oran arasındaki fark sıfıra eşit-lendikten sonra bir maldan ötekine para transferi devam ederse toplam fayda azalmağa başlar. O halde tüketici dengesinin şartı marjinal fayda/fiyat oranlarının, bütün mallar için birbirine eşit olmasıdır. Bu faydacı yaklaşımda parayı marjinal faydası sabit olan bir mal gibi düşünüp denkleme sokarak, bu denge şartmdan negatif eğimli bireysel talep eğrisine ulaşılır.

Ayrıntılı bir şekilde anlattığımız modern yaklaşımda fayda kelimesine hemen hemen hiç yer vermediğimiz okuyucunun dik-katinden kaçmamış olsa gerektir. Fayda yerine tüketicinin tercih-lerinden ,sağladığı tatminden söz etmemizin amacı bir kelime ye-rine bir başkasını koymak modasına uymuş olmak değildir. Gün-lük dildeki fayda ile iktisatçımn dilindeki fayda arasındaki fark öyle güçlüklere veya tartışmalara yol açmıştır ki Pareto "fayda" sözünün iktisat sözlüğünden kovulmasını, yerine yepyeni bir ke-limenin konulmasını önermiştir. Bunun ötesinde, fayda yerine başka kelimeler kullanmanm amacı, geçmişte çok ciddî tenkitleri üzerine çeken bir kavramın, kardinal faydanın, modern yaklaşım-da terkedilmiş olduğunu göstermektir. Modern farksızlık eğri-leri yaklaşımında kardinal olarak ölçülebilir bir fayda kavramına yer yoktur. Fayda sadece ordinal olarak ölçülebilir. A mal deme-tini, tüketici, B mal demetine tercih edebilir, B mal demetini A mal demetine tercih edebilir veya bu ikisi arasında kararsız ka-labilir, birini ötekine tercih edemeyebilir. Tüketicinin bunun öte-sinde bir şey söylemesi, A nın sağladığı faydanm B nin sağladığı faydadan ne kadar fazla veya az olduğunu belirtmesi, mümkün değildir. Üstelik tüketici davranışları teorisi açısından bu gerekli de değildir. Değil sade kardinal fayda kavramını fayda kelimesini bile kullanmak zorunda değiliz.

Burada şu soru akla gelebilir. Faydacı yaklaşımla, ulaşılan tüketici denge şartı ile modern yaklaşımm verdiği tüketici denge şartı birbirinden farklı şeyler midir? Faydacı yaklaşımda denge

şartı — = idi. Farksızlık eğrileri yaklaşımında ise bu fx fy

şart = — - halini alıyordu. Bu ikisinin birbirinden farklı Ax f y

şeyler olmadığı gösterilebilir. Bir farksızlık eğrisinin bir noktada-

Page 64: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ki eğimi, yani marjinal ikame haddi, tüketicinin kullandığı X ma-lı miktarında bir birimlik bir artış olduğu zaman, tatmin seviye-sinin aynı kalması için, Ynin kaç birim azaltılması gerektiğini

gösteren bir orandır, —'— . Tüketici bir mal demetinden bir baş-Ax

kasma geçmekte ama bu ikisi arasında bir tercih belirtememek-tedir. Hangi demeti elde etmiş olduğu kendisi için önemli değildir. Farksızlık yaklaşımının bu ifadesi fayda yaklaşımının diline çev-rilebilir. Tüketici bu iki mal demeti karşısında kayıtsızdır, çünkü her birinin sağladığı fayda aynıdır. X'in miktarında Ax'lik bir artma olduğunda toplam fayda artmaktadır. Nasıl ölçüleceğine hiç önem vermeden bu artışa AF diyelim. X arttığı zaman, tüketi-cinin fayda seviyesinin aynı kalabilmesi için, Y'nin azalması ge-rekmekte idi. Y'de Ay'lik bir azalmanın sebep olacağı fayda kay-bı X'deki artışın sebep olduğu fayda artışına eşit olmalıdır ki tü-keticinin fayda seviyesinde bir değişme olmasın. O halde fayda kaybına gene AF diyebiliriz. X'in bir birim artması ile elde edile-

AF cek ek fayda , Y'nin bir birim artması ile elde edilecek ek

Ax AF

fayda ise - dir. Bunlar X'in ve Y'nm marjinal faydalarıdır.... Ay

AF AF MFX = ve MFy = ~ - . Ax y Ay Bunları MFX • Ax = AF ve MFy • Ay = AF şeklinde yazabiliriz. Bu da MFX • Ax = MFy • Ay • demektir. Bu eşitliğin her iki yanmı

MF Av Av MFY • Ax ile bölersek sonuç - - = dir. - J farksızlık eğri-MFy Ax Ax

sinin bir noktadaki eğimidir. Şu halde marjinal ikame haddi iki malm marjinal faydalarının birbirlerine oranına eşittir. Bu oran AF ye verdiğimiz sayısal değerden bağımsızdır. Bu sayısal değer ne olursa olsun bu oran değişmez. Şu halde diyebiliriz ki ne AF yi ne de X'in ve Y'nin marjinal faydalarının kardinal değerlerini bilmek zorunda değiliz. Farksızlık eğrisinin bir noktadaki eğimi kardinal olarak ölçülebilir bir büyüklüktür ve bu rakam marjinal faydalar oranına eşittir.

Farksızlık eğrileri yaklaşımında denge şartı farksızlık eğrisi Av f

ile bütçe doğrusunun teğetliği idi : —1— = - x - . Az önce göster-Ax fy

49

Page 65: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

diğimiz gibi farksızlık eğrisinin eğimi, — m a r j i n a l faydaların Ax

birbirlerine oranı olarak alınabileceğine göre denge noktasmda M*1* fx j . „ MFX MFy . , ,

dır. Bu da = — şeklinde yazılabilir. Go-MFy fy fx fy

lülüyor ki modern yaklaşım ile faydacı yaklaşımın verdiği sonuç-lar birbirinin aynıdır.

MÜBADELE VE FARKSIZLIK EĞRİLERİ YAKLAŞIMI

Tüketici davranışlarını incelerken tüketicinin fiyatları belli olan bir takım mallarla karşı karşıya olduğunu ve sabit gelirini bu mallardan satın almak için kullandığını varsaymıştık. Şimdi farksızlık eğrilerini kullanarak tüketiciler arasında bir mübade-lenin niçin var olabileceğini veya taraflarm kendi istekleri ile yaptıkları bir mübadelenin iki tarafın toplam tatminini veya re-fahını nasü artırabileceğini göstereceğiz.

Önce varsayımlarımızı sıralayalım. A ve B olarak isimlendi-receğimiz iki tüketici ve X ve Y ile göstereceğimiz iki mal vardır. X ve Y'nin toplam miktarları sabittir ve tümü bu iki tüketici ta-rafından kullanılmaktadır. Her iki tüketicinin bu mallar karşı-sındaki tercihleri bellidir. Yani farksızlık paftaları veridir ve bi-linmektedir. X ve Y'nin iki tüketici arasındaki başlangıç dağılımı bellidir.

Bu iki tüketicinin başlangıç dağılımını değiştirecek bir mü-badeleye niçin girişeceklerini Edgeworth kutu diyagramı adı ile bilinen bir diyagram üzerinde görelim. Şekil 2.26'da gösterilen ku-tunun bazı önemli özellikleri vardır. Kutunun yatay kenarının uzunluğu X malının toplam miktarına, düşey kenarının uzunlu-ğu ise Y malının toplam miktarına eşittir. Kutunun sol alt köşe-si A tüketicisi için başlangıç noktasıdır, O a olarak işaretlenmiş-tir. A,, A2 ve A3 eğrileri A tüketicisinin farksızlık paftası içindeki farksızlık eğrileridir. A2 A, den, A3 de A2 den daha yüksek tatmih seviyelerini temsil etmektedirler. Kutunun sağ üst köşesi, Ob, tü-ketici B için başlangıç noktasıdır. B'nin farksızlık paftasının ek-senleri kutunun OBN ve OBM kenarlarıdır. B'nin kullandığı X ma-lı miktarları Ob den başlayarak sola doğru, Y malı miktarları ise gene 0 B den başlayarak aşağıya doğru artmaktadır. B|, B2, B3 tü-

50

t

Page 66: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 2.26 Kutu diyagramı

ketici B'nin farksızlık eğrileridir. Eksenler ters döndüğü için bu eğriler soldan bakılınca içbükeydirler. Ama başlangıç noktası O b olduğu için başlangıç noktasına dışbükey olan normal farksızlık eğrileridir. Bu üç eğriden en yüksek tatmin seviyesini temsil ede-ni B3'dür.

Kutu diyagramı içinde herhangi bir nokta toplam miktarları veri olan bu iki malın iki tüketici arasında belirli bir dağılımını gösterir. Meselâ K noktasını ele alalım. Bu noktanm temsil ettiği dağılıma göre X in toplam miktarının O a x, kadarını tüketici A almaktadır. Geriye kalan x,M parçasını B kullanmaktadır. Y ma-lının A'ya giden bölümü 0Ay,'dir. B'ye düşen Y miktarı yıN'ye eşittir.

Şimdi başlangıç durumu olarak iki malııı iki tüketici arasın-da K noktasının gösterdiği şekilde dağıtılmış olduğunu kabul ede-lim. Tüketiciler üzerinde hiç bir zorlama söz konusu olmadığı için A ve B ya ellerindeki malların tümünü kendileri kullanarak be-

51

Page 67: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

lirli tatmin seviyelerine ulaşacaklardır, ya da daha fazla tatmin elde etmek ümidi ile kendi aralarında pazarlığa ve mal mübadele-sine girişeceklerdir. Mübadele gerçekleşince tüketiciler artık K noktasında değillerdir, bir başka noktaya geçmişlerdir. Zorlama söz konusu olmadığına göre tüketicilerin K'den bir başka nokta-ya geçmeleri, yani başlangıçta ellerinde bulunan malları müba-deleye başlamaları ya her iki tüketicinin birden daha yüksek bir tatmin seciyesine çıkmaları, ya da hiç değilse birinin tatmini ar-tarken ötekinin tatmininin sabit kalması halinde mümkündür.

Şimdi tüketicilerin K noktasmdan L noktasına geçtiklerini düşünelim. K'den L'ye geçiş tüketici A'nm elindeki X miktarının azalması, buna karşılık Y'nin miktarının artması demektir. Aynı şekilde B'niıı elindeki mal miktarları da değişmiştir, ama X'in miktarı artarken, Y'nin miktarı azalmıştır. Bu yeni durum her iki tüketici açısından K noktasmdan daha iyi bir durumdur. K nok-tasında A isimli tüketici A, farksızlık eğrisi üzerinde idi. L nok-tasında A2 farksızlık eğrisine geçmiştir. Elde ettiği tatmin yük-selmiştir. B isimli tüketici de gene daha yüksek bir tatmin sevi-yesine çıkmıştır. Başlangıçta B, farksızlık eğrisi üzerinde iken bu tüketici şimdi B2 üzerinde bir noktadadır. Demek ki ellerinde-ki malların bir ölçüde mübadelesi ile bu iki tüketici kendi tat-minlerini artırabilmişlerdir. Şekilde taralı olarak gösterilen ya-knısak mercek biçimindeki alan içindeki herhangi bir nokta, bu bakış açısından, K noktasına tercih edilecektir. Bu alan, malla-rın başlangıç dağılımı veri iken mübadelenin mümkün olduğu alandır. Ancak bu sınır içinde hareket, K noktasına kıyasla ya her iki tüketicinin tatminini artırır, ya da birininkini artırırken ötekinin tatminini sabit bırakır.

Tüketicilerin K'den kalkıp L'ye geldiklerini söyledik. Acaba o noktada kalırlar mı? Kalmazlarsa mübadelenin sona ereceği bir nokta yok mudur? Tüketiciler L noktasında kalmazlar. Çünkü mübadeleye devam ederlerse daha yüksek tatmin seviyelerine ula-şabileceklerini göreceklerdir. Meselâ L noktasından D noktasına geçmekle her iki tüketici elde ettikleri tatmini yükseltmişlerdir. Çünkü A3 ve B3 farksızlık eğrilerine geçmişlerdir. Mübadelenin duracağı nokta da bu D noktasıdır. D noktasına geldikten sonra mübadeleye devam ederek her iki tüketicinin birden daha yüksek tatmin seviyelerine geçmeleri mümkün değildir. D noktasmdan herhangi bir yöne hareket ya her iki tüketicinin birden tat-

52

Page 68: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

minini azaltır, ya birininkini aynı seviyede bırakırken diğerinin-kini azaltır, ya da birinin tatminini artırırken diğerinin tatmini-ni azaltır. Mübadele ancak iki tarafın isteği ile gerçekleşebilece-ğine göre bu durumların hiç biri gerçekleşemez. Çünkü ya iki tü-keticinin birden ya da sadece birinin razı olmayacağı sonuçlardır bunlar. Şu halde mübadele D noktas,mda duracaktır. D noktası-nın özelliği, A'mn farksızlık paftasmdaki bir farksızlık eğrisi ile B'nin farksızlık paftasmdaki bir farksızlık eğrisinin bu noktada birbirlerine teğet olmalarıdır. Bu da D noktasmda her iki tüketi-cinin X ve Y arasındaki marjinal tercihlerinin veya marjinal ika-me hadlerinin birbirinin aynı olması demektir.

Başlangıç noktasındaki mal dağılımı K noktasının gösterdi-ğinden farklı bir dağılım olabilirdi. Gerçekten, bu kutu içindeki sayısız noktadan her biri başlangıç dağılımı olarak alınabilir. Bu noktaların her biri için yukardaki tahlil geçerlidir. Yani bu nok-talardan her birinden hareket ederek iki tüketiciye ait birer fark-sızlık eğrisinin birbirlerine teğet oldukları bir nokta bulunur. Bu teğet noktalarının her birinde, başlangıç dağılımı veri iken, ar-tık mübadele mümkün değildir. Bu noktaların geometrik yerine sözleşme eğrisi (bağıt, mukavele, veya seyrek olarak, uzlaşmazlık eğrisi) adı verilir. Şekil 2.27. Sözleşme eğrisi üzerinde hareket tü-keticilerden birinin tatmininin artmasına ve ötekinin tatmininin azalmasına yol açar. Sözleşme eğrisi üzerindeki noktalar müba-delenin etkinliğinin sağlandığı noktalardır. Pareto Optimumu adı ile bilinen bu etkinlik kavramını şöyle tanımlayabiliriz. Tüketici-lerden birinin tatminini artırmak ancak ve ancak diğer tüketici-nin tatmininin azaltılması ile mümkün oluyorsa etkinlik sağlan-mıştır. Tüketicilerden her ikisinin birden tatminini artırmak, ve-ya birininki sabit kalırken diğerininkini artırmak mümkün ise etkinlik sağlanmamıştır.

Pareto Optimumu kavramı faydanın ancak ordinal olarak öl-çülebileceği kabülünün gerekli kıldığı bir kavramdır. Kardinai ölçme mümkünse bir durumda tüketicilerin elde ettikleri fayda toplamı bir başka durumda elde ettikleri fayda toplamı ile karşı-laştırılır ve hangi durumun daha yüksek fayda sağladığı görülür-Mallarm tüketiciler arasında yeniden dağıtılmasının toplam tat-mini veya refahı artırıp artırmayacağı kesin olarak söylenebilir. Ordinal fayda yaklaşımında bu mümkün değildir. Yeni dağılım sonucu olarak bazı tüketicilerin elde ettikleri tatminin arttığını ba-

53

Page 69: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

0 B

Şekil: 2.27 Sözleşme eğrisi.

zılarmm elde ettikleri tatminin azaldığını düşünelim. Toplam tatmin artmış mıdır, azalmış mıdır yoksa değişmemiş midir? Bu soruya cevap verilemez. Çünkü kaybedenin ne kadar kaybettiği, kazananın ne kadar kazandığı belli değildir. Pareto Optimumu kavramı, fayda kardinal olarak ölçülemese bile, -bazı durumlarda toplam tatminin ne yönde değişeceğini söylemeyi mümkün kıl-maktadır. Bütün tüketicilerin tatmini artarsa toplam tatmin ar-tar. Tüketicilerin bazılarının tatmin seviyesi aynı kalırken bazı-larınınki artarsa toplam tatmin gene artmıştır. Bütün tüketicile-rin tatmin seviyeleri düşmüşse toplam tatminin azaldığı ortada-dır. Bazılarınınki sabit kalırken bazılarınınki düşmüşse toplam tatmin gene azalmış demektir. Bazılarınınki artarken bazılarının-ki azalmış ise bir şey söylemek mümkün değildir. Demek ki baş-ka hiç kimsenin durumunu kötüleştirmeden bir kişinin bile du-rumunu iyileştirmek mümkünse başlangıç durumu optimal de-ğildir. Bir kişinin' durumunu iyileştirmek en azından bir başka-sının durumunun kötüleşmesine bağlıysa başlangıç durumu bir Pareto Optimumu durumudur.

54

Page 70: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

%

Şimdiye kadar söylediklerimizden kolayca çıkarılabilecek bir sonucu açıkça ortaya koymak faydalı olabilir. Sözleşme eğrisi üze rinde her nokta etkindir. Ancak bu noktaların her biri belirli bir gelir dağılımının sonucudur. Veri gelir dağılımından hareketle her iki tüketici, pazarlık güçleri ölçüsünde, birlikte ulaşabilecek-leri en yüksek toplam tatmin seviyesine ulaşmışlardır. Ama ulaş-tıkları bu noktada tüketicilerden birinin kullandığı miktarlar öte-kinin kullandığı miktarlardan çok büyük veya küçük olabilir. Başka bir ifade ile tüketicilerden biri çok zengin ,biri çok fakir olabilir. Meselâ Şekil 2.27'de L noktasında tüketici A'nm kullan-dığı X ve Y miktarları çok az, B'nin kullandığı miktarlar ise çok fazladır. A fakir, B zengindir. M noktasında durum tam tersine dönmüştür. B fakir, A zingindir. Tüketicilerin nisbî durumları ne olursa olsun L noktası da M noktası da mübadelenin etkinliğinin sağlandığı noktalardır. Bu bakımdandır ki buradaki etkinlik kav-ramını dağılımın eşitliği veya değişik şekillerde tanımlanabilecek olan dağılımda adalet kavramları ile karıştırmamak gerekir.

PİYASA TALEP EĞRİSİ

Bir tek tüketicinin herhangi bir mala olan talebini gösteren bireysel talep kavramını daha önce görmüştük (Bakınız: s. 33). Bi-reysel talep eğrisi bir tüketicinin bir malm değişik fiyat seviyele-rinin her birinde o maldan satın almağa hazır olduğu miktarları gösteren bir eğri olarak tanımlanmıştı. Tanımın önemli bir un-suru da malm fiyatından başka şeylerin değişmediği varsayımı idi.

Mikroiktisat teorisinin başlıca amaçlarından biri malların pi-yasa fiyatlarının nasıl oluştuğunu, nasıl değiştiğini açıklayabil-mektir. Bu bakımdan bireysel talep eğrisi yetersiz bir araçtır. Ma-lın fiyatını etkileyen talep, tek tüketicinin değil bütün tüketicile-rin toplam talebidir, yani piyasa talebidir. Bireysel talep eğrisi üzerinde durmanın amacı da zaten piyasa talebi kavramına ula-şabilmektir.

Bireysel Talep Eğrilerinin Yatay Olarak Toplanması

Bireysel talepten piyasa talebine geçiş bireysel talep eğrileri-nin yatay olarak toplanması ile sağlanmaktadır. Her fiyat sevi-yesinde malın bütün alıcüarmm talep miktarları toplanmakta ve

55

Page 71: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

fiyat ile bu toplam talep miktarı rakamları piyasa talep eğrisinin bir noktasını vermektedir. Durum Şekil ı2.28'de gösterilmiştir. Pi-yasada sadece üç tüketici bulunduğu varsayılmış, bunlardan her birinin talep eğrileri yan yana çizilmiştir. Belirli bir fiyat seviye-sinde her birinin talep miktarları yan yana eklenerek piyasa ta-lebi eğrisinin bir noktası bulunmuştur. Meselâ f, fiyatında birin-ci tüketicinin talep miktarı sıfırdır. İkinci tüketicinin 5 birimdir, üçüncü tüketicinin de 8 birimdir. Toplam talep miktarı 13 birim etmektedir, f, fiyatı ve 13 birim mal rakamları piyasa talep eğri-

Şekil: 2.28 Bireysel talep eğrilerinden piyasa talep eğrisine geçiş.

sinin bir noktasını bize vermektedir. f3 fiyatında tüketicilerden her birinin talep miktarları sıfıra eşittir. Fiyat f3'ün biraz altına düştüğü anda 3. tüketici mal talep etmeğe başlamaktadır. f3 ve f2 fiyatları arasında sadece bu tüketicinin talebi vardır. Dolayısı ile piyasa talep eğrisinin bu fiyat aralığına düşen parçası 3. tü-keticinin talep eğrisinin aynı fiyat aralığma rastlayan parçasının bir kopyasıdır.

Piyasa Talep Eğrisinin Özellikleri

Görüldüğü gibi, piyasa talep eğrisi bir malın bütün alıcıları-nın malın değişik fiyat seviyelerinin her birinde o maldan, zıaman birimi başına, satın almağa hazır oldukları toplam miktarları gös-teren bir eğridir. Bireysel talep eğrisi tanımının önemli unsuru olan ceteris paribus varsayımı burada da geçerlidir. Yani tüketi-cilerin zevklerinin, parasal gelirlerinin ve söz konusu maldan baş-ka bütün malların fiyatlarının aynı olduğu varsayılmaktadır. An-cak bu varsayımı, zaman içinde aynı şeklinde değil, talep eğrisi üzerindeki her nokta için aynı olarak anlamak gerekmektedir. Başka şeyler eşit varsayımı kabul edilince tüketicilerin söz konu-su maldan talep edecekleri miktarlar sadece o malm fiyatının bir

56

Page 72: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

fonksiyonu olmaktadır. Talep miktarına x ve malın fiyatma fx

dersek bu ilişkiyi x= f ( f x ) olarak yazabiliriz. Bu fonksiyonel iliş-kinin adı talep fonksiyonudur.

Piyasa talep eğrisinin normal şekli negatif eğimli veya soldan sağa doğru azalan bir eğridir. Fiyat düştükçe talep miktarları art-makta, fiyat yükseldikçe talep miktarları azalmaktadır. Bireysel talep eğrisini incelerken gelir ve ikame etkilerinin karşılıklı du-rumlarının bir sonucu olarak bireysel talep eğrisinin genel ola-ra!^ negatif eğimli olduğunu, pek ender olarak da pozitif eğimli olabileceğini (Giffen Paradoksu) söylemiştik. Bir malm bütün alıcılarının bazıları için Giffen Paradoksunun söz konusu olabile-ceği durumlarda bile alıcıların büyük çoğunluğunun bireysel ta-lep eğrileri negatif eğimli olduğu için piyasa talep eğrisi hemen her zaman negatif eğimlidir. Talep eğrisinin bu özelliğine temel talep kanunu veya talep kanunu dendiğini daha önce belirtmiştik.

Talep eğrisi üzerindeki her nokta bir fiyat bir de miktar ra-kamını temsil etmektedir. Eğri üzerinde hareket ettikçe fiyat ra-kamları değişmekte, bunun bir sonucu olarak miktar rakamları da değişmektedir. Ancak talep aynı kalmaktadır. Çünkü talep sö-zü talep eğrisinin bütününü anlatmak içiıı kullanılmaktadır.15

Talep eğrisi üzerindeki sayısız miktar rakamlarından her biri için kullanılan isim talep edilen miktar veya talep miktan'dır. Talep ile talep edilen miktar arasındaki bu ayrıma dikkat etmemek çok önemli yanlış anlamalara yol açmaktadır.

Talebin Değişmesi

Bir talep eğrisi üzerinde bir noktadan başka bir noktaya ge-çildiğinde fiyat değişmekte, talep miktarı da değişmekte ama ta-lep aynı kalmaktadır. Talebin değişmesi talep eğrisinin değişme-sidir. Sağa veya sola kaymasıdır. Her fiyat seviyesinde eskisinden daha fazla veya daha az mal talep edilmesi durumudur. Şekil 2.29'da T, ve T2 olarak işaretlenen iki talep eğrisinin durumlarını ele alarak talep değişmesini açık olarak ortaya koyabiliriz. Baş-langıçtaki talep eğrisi T, ise ve sonradan T2 haline gelmişse talep

15 Talep eğrisi üzerindeki her noktanın gösterdiği fiyat ve miktar rakam-larını iki sütunlu bir tablo halinde de gösterebiliriz. Böyle bir tabloya talep tablosu (veya talep cetveli, talep şedülü) adı verilmektedir. Talep kelimesi, bu durumda, talep tablosu olarak anlaşılmalıdır.

57

Page 73: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

X malı miktarı Şekil: 2.29

Talebin değişmesi veya talep kayması.

artmış demektir. Çünkü her fiyat seviyesinde talep edilen miktar-lar daha fazladır, f, fiyatında talep miktarı başlangıçta x, kadar iken şimdi x2 kadardır. Her fiyat seviyesinde talep edilen mikta-rın daha fazla olması demek talep eğrisinin sağ tarafa kayması demek olduğu için talebin azalması, aynı mantıkla, talep eğrisi-nin sol tarafa kayması ile gösterilecektir. Başlangıçtaki talep eğ-risinin T2 olduğunu düşünürsek bu eğrinin sola kayıp T, eğrisi haline gelmesi talebin azalmış olduğunu gösterecektir.

Talebin değişmesinde her fiyat seviyesinde eskisinden daha fazla veya daha az mal talebi söz konusu olduğu için bu değişik-lik malın fiyatı dışındaki etkenlerin bir sonucudur. Talep eğrisi üzerindeki her noktada aynı olduklarını varsaydığımız için talep fonksiyonunda göstermediğimiz değişkenlerin birinin veya birden fazlasının değişmesi talebi değiştirmektedir. Bunlardan biri tü-keticinin parasal geliridir. Parasal geliri değiştiği zaman tüketici bir maldan, aynı fiyat seviyesinde, eskisinden daha fazla ya da az satın alabilir. Tüketicinin zevkleri bu değişkenlerin ikincisidir. Tüketicinin mallara verdiği nisbî önem değişince o mallara olan talebi artabilir, azalabilir. Son olarak, başka malların fiyatları de-ğişebilir. Başka malların fiyatlarının değişmesi, bir yandan, tüke-ticinin reel gelirini değiştirerek söz konusu malın talebinde bir değişmeye yol açabilir. Öte yandan, fiyatı değişen malm veya

58

Page 74: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

malların söz konusu malla rakip veya tamamlayıcı mal olmaları durumu da söz konusu malın talebini artırabilir, azaltabilir.

TALEP EĞRİSİ VE HASILAT KAVRAMLARI

Talep diyagramının düşey ekseninde fiyat rakamları vardır. Alıcıların malm belirli bir miktarının bir birimine ödemeğe hazır oldukları para miktarını bu eksenden okuyabiliriz. Alıcıların bir birim mal için harcadıkları para miktarı satıcılar için ortalama satış hasılatı demektir. Değişik satış miktarlarının her birinde bi-rim başına satış hâsılatını gösterdiği için talep eğrisine ortalama hâsılat eğrisi gözü ile de bakabiliriz.

Talep Eğrisi ve Toplanı Hâsılat;

Toplam hâsılat belirli bir miktar malm satışı sonucu satıcı-ların elde ettikleri para toplamıdır. Malm bir birimin getirdiği hâ-sılat fiyata eşit olduğu için toplam hâsılat fiyatla satış miktarının çarpılmasına eşittir:

Talep eğrisi ortalama hâsılat eğrisi olduğu için talep diyag-ramında toplam hâsılat miktarlarını görebiliriz. Şekil 2.30'da f fi-

TH = f X m -

F

a >> f

T

O m X malı (niktarı

X

Şeki l : 2.30

Talep eğrisinden toplam hâsılata.

59

Page 75: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

yatında satış miktarı m kadardır. Fiyat çarpı miktar, yani dikdört-genin alanının yüzölçümü o fiyat seviyesinde elde edilebilecek top-lam satış hâsılatıdır.

Toplam Hâsılat ve Marjinal Hâsılat Kavramları

Talep eğrisi ile marjinal hâsılat arasındaki ilişkiye geçmeden önce toplam hâsılat ve marjinal hâsılat kavramları üzerinde dur-mak uygun olacaktır. Toplam hâsılat eğrisi talep eğrisinin eğimi-ne bağlı olarak değişik görünüşler alabilen bir eğridir. Talep eğ-risi ikizkenar hiperbol ise toplam hâsılat eğrisi miktar eksenine pa-ralel bir doğrudur. (Bakınız : s. 72). Talep eğrisi miktar ekse-nine paralel bir doğru ise toplam hâsılat eğrisi orijinden çıkan bir düz çizgidir. Son olarak, normal bir talep eğrisi yani negatif eğimli bir talep eğrisi söz konusu ise toplam hâsılat eğrisi orijin-den başlayan ve çan biçiminde bir eğridir. Bunların her birini az sonra yeniden ele almak üzere şimdilik toplam hâsılat eğrisinin Şekil 2.31'deki görünüşte olduğunu kabul edelim ve marjinal hâ-sılat kavramı ile ilişkisini kuralım. Marjinal hâsılat, satış miktarı bir birim artırıldığında toplam hâsılatta meydana gelen değişme-dir. Satış miktarındaki küçük bir artışa Ax, toplam hâsılatta mey-

Şekü 231 Toplam hâsılat eğrisinin eğimi marjinal hâsılattır.

60

Page 76: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

A (T 'H) dana gelen değişmeye A (TH) dersek marjinal hâsılat ^ -dir. Miktardaki değişmeyi son derece küçük bir nicelik olarak al-dığımızda marjinal hâsılat toplam hâsılat eğrisinin belirli bir nok-tadaki eğimine (ya da belirli bir noktada toplam hâsılat eğrisine çizilen teğetin eğimine) eşittir. Şekil 2.32'de satış miktarı x bi-rimdir ve toplam hâsılat Kx yüksekliğine eşittir. Sonuncu birimin satılması ile toplam hâsılatta meydana gelen değişme, MH, K noktasında eğriye çizilen teğetin eğimine, veya bu teğetin yatay eksenle meydana getirdiği a açısının tanjantına eşittir. Aynı di-yagramda toplam ve ortalama hâsılat ilişkisini bir kere daha gör-mek mümkündür. x satış miktarında toplam hâsılat rakamını sa-tış miktarına bölersek ortalama hâsılatı buluruz. Bu rakam

dir. O halde K noktasını orijinle birleştiren doğrunun eğimi, Ox

veya bu doğrunun yatay eksenle meydana getirdiği P açısının tan-jantı ortalama hâsılat rakamını vermektedir.

Şekil: 2.32 Toplam hâsılattan ortalama ve marjinal hâsılata.

Doğrusal Talep Eğrisinden Marjinal Hâsılat Eğrisinin Çıkarılışı

Gerekli rakamlar elde olduğu zaman bir hâsılat kavramından ötekine geçmek kolaydır. Toplam hâsılat ve satış miktarı rakam-

61

Page 77: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ları verilmişse ortalama veya marjinal hâsılat rakamlarını doğ-rudan doğruya elde edebiliriz. Acaba elde sadece bir talep eğrisi varken bu eğriye tekabül eden marjinal hâsılat eğrisini çizebilir miyiz? Talep eğrisinin doğrusal olması halinde marjinal hâsılat eğrisini Şekil 2.33'de gösterilen şekilde çizebiliriz. Talep eğrisi KT doğrusudur. Bu eğri üzerinde herhangi bir noktadan yatay ekse-ne paralel bir çizgiyi düşey eksene kadar uzatalım, NL doğru par-çasını elde edelim. Bu doğru parçasının tam yarı noktasmı işa-retleyelim, M noktası. Şimdi, K noktasından başlayıp M nokta-sından geçen düz çizgi aradığımız marjinal hâsılat eğrisidir.

Şekil: 2.33 Doğrusal talep eğrisinden marjinal hâsılata.

Bu çizimin doğruluğunu şöyle gösterebiliriz. N noktasının gösterdiği fiyat ve miktar rakamlarına göre toplam hâsılat OLNP dikdörtgeninin alanına eşittir. Eğer çizdiğimiz marjinal hâsılat eğrisi N noktasına tekabül eden fiyat ve miktar rakamlarında ay-nı toplam hâsılat rakamını veriyorsa çizim doğrudur. OP kadar satış yapıldığında, marjinal hâsılat eğrisinin gösterdiği toplam hâsılat P noktasına kadar marjinal hâsılat eğrisinin altında ka-lan alanm yüzölçümüne eşittir. Bu alan OKRP yamuğunun ala-nıdır. Demek ki OLNP alanı OKRP alanına eşitse MH eğrisi doğ-

62

Page 78: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ru çizilmiştir. Bu iki alan birbirine eşittir. Çünkü LKM ve MNR üçgenleri benzer üçgenlerdir ve LM kenarı MN kenarına, KL ke-narı NR kenarına ve KM kenarı MR kenarına eşittir. O halde iki üçgenin alanları birbirine eşittir. OLMRP alanı hem OLNP hem de OKRP için ortak olduğuna ve üçgenler de birbirine eşit oldu-ğuna göre yamuğun alanı dikdörtgenin alanına eşittir. MH eğrisi doğru çizilmiştir.

Doğrusal Olmayan Talep Eğrisinden Marjinal Hâsılat Eğrisinin Çıkarılışı

Talep eğrisi bir düz çizgi halinde değilse marjinal hâsüat eğ-risini gene elde edebiliriz. Bu durumda da yukardaki mantık ge-ne geçerlidir ancak biraz daha karışık bir şekilde uygulanabilmek-tedir. Şekil 2.34'de doğrusal olmayan bir talep eğrisi gösterilmiş-tir. Talep eğrisi üzerindeki N noktasma tekabül eden marjinal hâ-sılat miktarını bulmak için önce bu noktada talep eğrisine bir teğet çizip bu teğeti dik eksene kadar uzatırız. Gene N noktasın-dan başlayıp dik eksene kadar uzayan ve miktar eksenine para-

F

K

O P X

X- m q 11 miktarı

Şekil: 2.34 Doğrusal olmayan talep eğrisinden marjinal hâsılata.

63

Page 79: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

lel olan bir düz çizgi çizeriz. Böylece elde ettiğimiz K ve L nok-taları arasındaki mesafeyi ölçer ve N noktasından yatay eksene indirdiğimiz dikme üzerinde bu mesafeye eşit bir mesafeyi işaret-leriz : KL = NR. Bulduğumuz R noktası marjinal hâsılat eğrisi üzerinde bir noktadır, veya OP satış hacminde marjinal hâsılat RP mesafesine eşittir. Talep eğrisi üzerindeki başka noktalar için de aynı işlemi yapar, marjinal hâsılat eğrisi üzerindeki diğer nok-taları buluruz. Bütün bu noktaların geometrik yeri marjinal hâ-sılat eğrisidir.

TALEBİN ESNEKLİĞİ

Talep veya talep eğrisi bir malm fiyatları ile bu maldan ta-lep edilen miktarlar arasındaki fonksiyonel ilişkinin bir ifadesidir. Talep eğrisi üzerinde hareket edildikçe fiyatlar değişmekte, buna bağlı olarak da talep miktarları değişmektedir. Ancak fiyatlarda-ki değişme karşısında miktarda meydana gelen değişmenin dere-cesi her zaman aynı olmamaktadır. Bazı durumlarda fiyattaki önemsiz bir değişme talep miktarında büyük değişmelere yol aç-makta, bazı durumlarda ise fiyattaki önemli değişmeler talep mik-tarını pek az etkilemektedir. İşte, belli bir talep eğrisi için, talep miktarının fiyattaki değişmeler karşısındaki bu duyarlığı talep esnekliği terimi ile ifade edilmektedir.16

Talep esnekliği kavramı, veya talep esnekliği katsayısı, aynı talep eğrisi için, malın fiyatında meydana gelecek bir birimlik bir nisbî değişme yüzünden talep miktarında kaç birimlik bir nisbî değişme olacağını gösterir. Nisbî değişmeyi, genellikle yapıldığı

16 Burada söz konusu olan esnekliğe bazı yazarlar talebin fiyat esnekliği adı-nı verirler. Talep eğrisini tarif ederken malın fiyatından başka her şey sabit kabul edildiğinden talep miktarını etkileyen tek değişken talebi söz konusu olan malın fiyatıdır. Şu halde esneklik sadece fiyata atıfda bulu-narak tarif edilebilir. Bu yüzden talebin esnekliği terimi talebin fiyat es-nekliği terimi ile eşanlamlıdır. Bir malın talep edilen miktarlarım etkileyen başka şeyler de değişken alındığında artık önümüzde bir talep eğrisi değil bir talep yüzeyi vardır. Böyle bir durumda talep esnekliği terimi birbirinden farklı kavramları anlatmak için kullanılabilir. Bunlardan ikisi talebin gelir esnekliği ve talebin çapraz esnekliğidi'r. Bunlara bu bölümün sonunda yer vereceğiz ve talep esnekliği terimini daima talebin fiyat esnekliği anlamında kul-lanacağız.

64

Page 80: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

gibi, yüzde değişme olarak alırsak talep esnekliği katsayısı maim fiyatmda yüzde birlik bir değişme olduğunda maldan talep edile-cek miktarda yüzde kaçlık bir değişme olacağını gösterecektir. Bir başka söyleyişle esneklik katsayısı, malm talep edilen mikta-rındaki yüzde değişmenin malm fiyatındaki yüzde değişmeye ora-nıdır :

. 100 m

e = — • 1 0 0

f Pay ve paydadaki 100 1er birbirini götürdüğü için esneklik

denklemini

Am

f

şeklinde yazabilir, bunu da

Am f Am f

m Af Af m

haline getirebiliriz.

Talep esnekliği katsayısının işareti daima eksidir. Çünkü nor-mal bir talep eğrisi için fiyattaki bir düşme talep miktarının ar-tışını, fiyattaki bir yükselme talep miktarının azalışını gerektir-mektedir. Katsayının sayısal değerleri sıfır ile eksi sonsuz arasın-da değişmektedir. Bu, hatırdan çıkarılmaması gereken bir nok-tadır. Çünkü iktisat yazılarında talep esnekliğinden söz edilirken genellikle katsayının işaretinin eksi olduğu belirtilmez. Bunun herkesçe bilindiği kabul edilir. Öte yandan, gene esneklik katsa-yısının işaretinin eksi olduğu ayrıca belirtilmediği için esnekliğin birden büyük veya birden küçük olduğu ifadeleri yanlış anlaşıla-bilmektedir. Esneklik katsayısının bire eşit olması durumunda birim esneklikten hahsedilir ve bu, bir çeşit smır olarak kullanılır. Yani katsayının birden küçük olması durumunda talebin esnek olmadığı katsayının birden büyük olması durumunda ise talebin esnek olduğu söylenir. Burada esnekliğin birden büyük olması de-mek katsayının — 1 ile — arasında bir değer taşıması demek-

65

Page 81: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

I

tir. Esnekliğin birden küçük olması ise, aynı şekilde, katsayının 0 ile — 1 arasında bir değer taşımasıdır.

Esneklik katsayısı bire eşit olduğu zaman fiyattaki değişme oranı ile miktardaki değişme oranı birbirine eşittir. Fiyat yüzde bir azalmca talep edilen miktar yüzde bir artar. Esneklik katsayısı birden küçük olduğu zaman fiyattaki yüzde birlik bir azalış talep miktarını yüzde birden daha küçük bir oranda artırır. Katsayı bir-den büyükse fiyat yüzde bir düştüğü zaman miktar yüzde birden daha büyük bir oranda artar.

Esneklik katsayısı, iki oranın birbirine oranı demek olduğun-dan, ölçü birimlerinden etkilenmeyen bir sayıdır. Fiyat eksenin-de gösterdiğimiz para birimi veya miktar ekseninde gösterdiğimiz ölçü birimi değişik alınarak aynı talep eğrisi farklı görünüşlerde çizilebilir. Meselâ değişik fiyat seviyelerinde talep edilen miktar-ları ton olarak veya kilo olarak göstermek mümkündür. Böyle olunca aynı talep birbirinden farklı iki eğri ile gösterilecektir. Şimdi esnekliği nisbî değişmelerin değil de mutlak değişmelerin birbirine oranı olarak tanımlamış olsa idik ölçü birimini ton veya kilo olarak kullanışımıza göre iki ayrı esneklik katsayısı el-de ederdik. Oysa söz konusu olan talep bir tek ve aynı taleptir. Aynı verileri kullanarak bir tek esneklik katsayısı bulmamız ge-rekir. Talep esnekliği katsayısının iki oranın birbirine oranı olu-şu bunu sağlar. Kullanılan ölçü biriminin değişik olması, belirli bir talep söz konusu olduğunda, esneklik katsayısının sayısal de-ğerini etkilemez. Meselâ miktar rakamlarını kilo ile veya ton ola-rak ifade etmemiz miktardaki nisbî değişmenin büyüklüğünü hiç bir şekilde değiştirmez.

Esnekliğin Ölçülmesi; Nokta ve Yay Esneklikleri

Esneklik katsayısını veren denklemi yukarda

Am f e =

Af m /

şeklinde yazmıştık. Bu denklemdeki Am ve Af terimleri miktarda-ki ve fiyattaki mutlak değişmeleri, f ve m harfleri ise değişiklik-ten önceki miktar ve fiyat rakamlarını göstermekte idiler. Şekil 2.35'e baktığımızda denklemde kullanacağımız değerler bakımın-dan bir mesele ile karşı karşıya olduğumuzu görürüz. Talep eğri-

66

Page 82: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 2.35 Talep esnekliğinin ölçülmesi.

si üzerindeki A ve B noktalarından birinden hareket edip ötekine geçildiğinde fiyat 75'den 100'e çıkmakta veya 100'den 75;e inmek-tedir. Talep edilen miktar da, aynı şekilde, 40'dan 60'a çıkmakta veya 60'dan 40'a inmektedir. Şimdi, fiyatın düştüğünü varsayar-sak esneklik katsayısı

- 20 100 - 2'dir.

25 40

Ama fiyatın başlangıçta 75 iken sonradan 100 olduğunu kabul edersek esneklik katsayısı

20 75 = — 1 olacaktır.

— 25 60 Görülüyor ki aynı talep eğrisi, aynı fiyat aralığı için, birbirinden önemli ölçüde farklı iki ayrı esneklik katsayısı verebilmektedir. Bu farkın ortadan kalkması, veya ihmal edilebilecek kadar kü-çülmesi, fiyat ve miktardaki değişmelerin son derece küçük olma-sı ile mümkündür. Bu, eğri üzerindeki A ve B noktalarının çakış-ması demektir. Böyle olunca denklemdeki A m terimi bu belirli

67

Page 83: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

noktadan talep eğrisine çizilen teğetin eğiminin tersine eşit olur.17

Bu şekilde tanımlanmış olan, yani talep eğrisi üzerindeki belirli bir nokta ile ilgili bulunan, esneklik kavramma nokta esnekliği adı verilir.

Fiyat ve miktardaki değişmeler son derece küçük değilse, ve-ya bir talep eğrisi üzerinde oldukları bilinen iki nokta arasını dol-duracak veriler elde yoksa, esnekliğin hesabında bir çeşit ortala-ma alma yoluna gidilir. Ortalama bir esneklik değeri hesaplama-nın yollarmdan biri esneklik denklemindeki m ve f değerlerini, miktar ve fiyatın başlangıç değerleri olarak değil de miktar ve fiyatın küçük olan değerleri olarak kabul etmektir. Gene Şekil 2.35'deki rakamları kullanarak ve denklemi şimdi anlattığımız şe-kilde yorumlayarak esneklik katsayısını hesaplayalım:

20 75 = - 1.5

25 40 Görüldüğü gibi burada denklemdeki f yerine fiyat rakamlarının küçüğü olan 75 ve m yerine de miktar rakamlarının küçüğü olan 40 rakamı konmuş ve daha önce elde ettiğimiz — 1 ve — 2 ra-kamları arasmda bir esneklik değeri bulunmuştur. Bu şekilde tanımlanmış talep esnekliğine yay esnekliği adı verilir. Bir talep eğrisi üzerindeki belirli bir nokta için değil fakat iki ayrı nokta arasmdan geçebilecek çok sayıda talep eğrisi için hesaplanmış bir ortalama esneklik değeridir yay esnekliği. Hesaplanan ortalama-nın iki nokta arasındaki gerçek talep eğrisinin esneklik değerine yakınlığı kullanılan formüle ve talep eğrisinin bilinmeyen duru-muna göre değişik olacaktır. Meselâ yay esnekliği hesaplanırken iki nokta arasındaki talep eğrisi parçasının doğrusal olduğu var-sayılmışsa ve gerçek talep eğrisi hemen hemen doğrusal ise bu-lunan rakam doğru olan rakama çok yaknı çıkacaktır. Ama ta-lep eğrisi o iki nokta arasmda iyice kavisli ise bulunan değer ger-çek değerden önemli ölçüde farklı olacaktır.

Yay esnekliğinin yukardakinden daha karmaşık ve çok kul-lanılan bir formülü de şudur :

m — m, f — f, e = =

m + m, f + f.

17 Bu durumda — yerine —— ifadesinin kullanılması daha doğru olur.

68

Page 84: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Bu formül de talep eğrisi üzerindeki A noktasından B nokta-sına ve B noktasından A noktasma hareketin verdiği iki ayrı de-ğerin bir ortalamasını verir.18 Gene Şekil 2.35'deki rakamları kul-lanırsak;

- 20 25 e = h = - 1.4

100 175 katsayısını elde ederiz.

Nokta Esnekliğinin Geometrik Olarak Ölçülmesi

Bir talep eğrisi üzerindeki herhangi bir noktanın esnekliğinin nasıl tanımlandığını hatırlayalım. O noktadan eğriye çizdiğimiz teğetin eğiminin tersini alıyoruz. Bu rakamı, aynı noktanın gös-terdiği fiyat rakamının miktar rakamına bölümü ile çarpıyoruz. Şimdi talep eğrisinin doğrusal olduğunu varsayalım. Şekil 2.36' daki TT' talep eğrisi gibi. Bu eğri üzerinde A noktasının esnekli-ğini, az önce tekrarladığımız tanımdan hareket ederek, geomet-rik olarak hesaplayalım. Esneklik denklemindeki terimi A

AR noktasında talep eğrisinin eğiminin tersine eşittir. Eğim

BT' im f

e = • •— denkleminde f ve m yerine fiyat ve miktar rakamlarının arit-Af m

metik ortalamalarını koyalım: f + f,

Am 2

Af m + m, 2

Am = m — m l ,Af = f - f 1 olduğuna göre f + f,

f — f, m + m, 2

Bu son ifade sadeleştirilerek m — m, f •

e = • m + m, f + f,

eide edilmektedir.

69

Page 85: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

olduğuna göre ^ Gene A noktasının gösterdiği fiyat

rakamı şekilde AB, aynı noktanın gösterdiği miktar rakamı da OB uzunluklarına eşittir. O halde

A m f yerine e = — — • — B - yazabiliriz. ' AB OB

T'A

e = Af m

Demek ki e = dir. Bunu da OB

olarak yazabiliriz.

e = AT

X'in miktarı Şekil: 2.36

Nokta esnekliğinin geometrik olarak ölçülmesi.

Bu son ifadeden şu önemli sonuçları çıkarabiliriz. Düz çizgi şek-lindeki bir talep eğrisinin tam orta noktasmda esneklik katsayısı bire eşittir. Orta nokta ile miktar ekseni arasındaki bölgede es-neklik birden küçüktür. Orta nokta ile fiyat ekseni arasmdaki bölgede ise esneklik katsayıları birden büyüktür. Bütün bunlar bir başka şekilde de söylenebilir. Talep eğrisinin orta noktasına tekabül eden fiyat seviyesinde esneklik bire eşittir. Bu fiyatın üs-tündeki fiyat seviyelerinde esneklik birden büyük .altındaki fi-yat seviyelerinde ise esneklik birden küçüktür. Yani fiyat yük-seldikçe esneklik katsayısı sonsuza, fiyat düştükçe de sıfıra yak-laşmaktadır. Şekil 2.37.

70

Page 86: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 2 37 Doğrusal talep eğrisi üzerinde değişik esneklik değerleri.

Doğrusal talep eğrisinin üzerindeki her noktanın esneklik de-Af

ğermın değişik olmasının sebe*. , esneklik denklemindeki A M

f teriminin eğrinin her noktası için aynı olmasına karşılık — teri-

m minin her noktada farklı değerler taşımasıdır

Doğrusal talep eğrilerinin her noktada değişik esneklik de-ğerleri göstermelerinin iki önemli istisnası vardır. Talep eğrisi fi-yat eksenine paralel bir doğru şeklinde ise eğrinin her noktasın-da esneklik değeri aynıdır ve sıfıra eşittir (Şekil 2.38.a). Burada talep edilen miktar fiyattaki değişmelerden hiç bir şekilde etki-lenmemektedir. Şekil 2.38.c ise ikinci istisnayı göstermektedir. Ta-lep eğrisi miktar eksenine paralel bir düz çizgidir. Bu eğri üze-rindeki her noktada esneklik katsayısı aynı değeri taşır. Bu de-ğer eksi sonsuzdur.

Doğrusal olmayan talep eğrileri üzerindeki bir noktanın es-nekliğini geometrik olarak göstermek için yukardakine benzeyen bir yaklaşıma başvurabiliriz. Talep eğrisi üzerindeki bir noktaya bir teğet çizeriz. Bu teğeti eksenlere kadar uzattıktan sonra doğ-rusal talep eğrisi üzerindeki bir noktanın esnekliğini ölçmek için

71

Page 87: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

yaptığımızı bu teğet üzerinde yaparız. Şekil 2.39 doğrusal olma-yan bir talep eğrisini göstermektedir. Bu eğri üzerindeki A nokta-sının esneklik değeri, dir. AL = AK ise esneklik bire eşittir.

AL > AK ise esneklik birden büyüktür. AL < AK ise esneklik bir-den küçüktür.

Doğrusal bir talep eğrisinin, kural olarak, her noktasında es-nekliğin niçin farklı değerler taşıyacağını gördükten sonra doğru-sal olmayan bir talep eğrisinin her noktasında esnekliğin, gene bir kural olarak, aynı olamayacağı ortadadır. Çünkü doğrusal ol-mayan bir talep eğrisi için, bir noktadan ötekine geçildiği zaman,

sadece——terimi değil terimi de değişmektedir. Çünkü eğri-ni ' Af

nin eğimi her noktada aynı değildir. Ancak burada da önemli bir istisnayı hemen hatırlatmak gerekiyor. Negatif eğimli, doğrusal olmayan fakat ikizkenar hiperbol biçimindeki talep eğrilerinin üzerindeki her noktada esneklik dejjeri aynıdır, bire eşittir. (Şe-kil 2.38.b).

Şekil: 2.38 Sabit esneklikte talep eğrileri.

Talep Esnekliği ve Toplam Satış Hâsılatı

Talep esnekliği kavramının iktisat teorisinde önemli bir yer tutmasının önemli sebeplerinden biri değişik esneklik değerlerin-de fiyat değişmesinin alıcıların ödedikleri para toplamını, veya satıcıların elde ettikleri toplam satış hâsılatını, belirli bir şekil-de etkilemesidir. Tüketicilerin ödedikleri para toplamı, malm fi-yatı ile satm alman miktarın çarpımına eşittir. Esneklik katsa-

72

Page 88: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 2.39 Doğrusal olmayan talep eğrisinde esnekliğin geometrik olarak ölçülmesi.

yısmııı değeri bire eşit olduğunda fiyattaki değişme ile, bu değiş-menin sonucu olarak talep edilen miktarda meydana gelen değiş-me aynı orandadırlar. Bu yüzden fiyat değişmesi toplam satış hâ-sılatını etkilemez. Talep esnekliği birden büyükse, yani miktar-daki nisbî değişme fiyattaki nisbî değişmeden büyükse, fiyatın düşmesi toplam satış hâsılatını artırır, yükselmesi azaltır. Eğer talep esnekliği birden küçükse, yani miktardaki nisbî değişme fi-yattaki nisbî değişmeden küçükse, fiyatın düşmesi toplam satış hâsılatını azaltır, yükselmesi artırır.

Durumu Şekil '2.40 üzerinde görebiliriz. Fiyatın en yüksek ol-duğu noktadan başlayarak fiyat düştükçe toplam satış hâsılatı yükselmektedir. Talep eğrisinin esnekliğinin birden büyük oldu-ğu bu bölümde fiyat yükselmesinin toplam satış hâsılatını düşür-düğü de görülmektedir. Doğrusal talep eğrisinin yarı noktasmda esneklik değeri' bire eşittir. Bu noktada toplam hâsılattaki değiş-me durur. Fiyatın değişmesi toplam hâsılatı değiştirmez. Gene şekilde görüldüğü gibi toplam satış hâsılatı bu noktada maksi-mumdur. Talep eğrisinin sağ yarısında esneklik değerleri birden küçüktür. Fiyat düştükçe satış hâsılatı düşmekte, fiyat yüksel-dikçe satış hâsılatı da yükselmektedir.

73

Page 89: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Talep Esnekliği ve Marjinal Hâsılat

Esneklik değeri ile toplam satış hâsılatı arasında böyle bir ilişki var olduğuna göre esneklik değeri ile marjinal hâsılat ara-sında da belli bir ilişki olması gerekir.

Bu ilişkiyi şu denklemde gösterebiliriz19

M H = f ( l - T e | ~ ) -

Burada f malm fiyatı, e talep esnekliği katsayısının mutlak de-ğeridir. Esneklik bire eşit olunca parantez içindeki ifadenin değe-ri sıfır olur, marjinal hâsılat sıfırdır. Şekil 2.40'da toplam hâsılat eğrisinin tepe noktasında durum budur. Esneklik katsayısı birden büyükse parantez içindeki ifade pozitif olur, yani marjinal hâsılat pozitifdir. Son olarak esneklik birden küçükse parantez içi ifade-nin işareti eksi olur, marjinal hâsılat negatiftir. Satışın artması toplam hâsılatı düşürür.

19 Toplam hâsılat satılan miktar ile fiyatın çarpımına eşittir: TH = f . m. Fiyat değiştiğinde miktar da değişir ve yeni toplam hâsılat rakamını (f + Af) • im + Am) çarpımı verir. Bu, f • m + fAm + mAf + Af Am ola-rak yazılabilir. Af ve Am son derece küçük rakamlar olduklarından Af Am terimi ihmal edilebilir. O halde toplam hâsılatta meydana gelen de-ğişme şudur:

A(TH) = f Am + mAf •

Her iki tarafı Am'ye bölersek

A(TH) Af = f + m

Am Am

A (TH) Burada marjinal hâsılat demektir. Eşitliğin sağ tarafını

Am f İ ı -u — - i olarak yazabiliriz. — • - terimi bir bolü talep esnek-

\ f Am ' f Am liği demektir. Sonuç olarak

MH = f|ı ) .

Talep esnekliğinin işaretinin eksi olduğunu g'jz önüne alarak bu son ifa-

deyi MH = f (ı —-r—r ) olarak yazabiliriz.

74

Page 90: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

o X' in miktarı

X

Şekil: 2.40 Esneklik ve toplam hâsılat.

Talebi Esnek Olan ve Olmayan Mallar

Az yukarda düz çizgi halindeki talep eğrilerinin bile, bazı is-tisnalar dışında, yüksek fiyat seviyelerinde fazla esnek, düşük fi-yat seviyelerinde az esnek olduklarını söylemiştik. Oysa talep eğ-rilerinin eğimine bakarak talebin esnek veya az esnek olduğundan söz edilir. Bir eğri miktar eksenine ne kadar dik ise talep o kadar az esnek sayılır, miktar eksenine doğru yatıklaştıkça da talep faz-la esnek sayılır. Acaba burada bir çelişme ile mi karşı karşıyayız? Değiliz. Durumu Şekil 2.41 üzerinde inceleyelim. Burada iki ayrı talep eğrisi görüyoruz. Bu eğriler bir noktada kesişmektedir. Fiya-tın başlangıç seviyesi olarak bu kesişme noktasının gösterdiği fi-yatı alalım, f„ ve bu fiyatı f2'ye düşürelim. Fiyatın ilk seviyesi ve fiyattaki nisbî değişme her iki eğri için aynıdır. Ancak talep mik-tarı için durum farklıdır. îlk talep miktarları her iki eğri için ay-nı olmakla birlikte talepteki riisbî değişme yatık eğride daha bü-yüktür. Şu halde f,f2 fiyat aralığında dik talep eğrisi yatık talep eğrisinden daha az esnektir. Aynı şekil üzerinde talep esnekliği

75

Page 91: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

X'in miktarı

Şekil: 2.41 Talebi esnek olan ve olmayan mallar.

ile ödenen para toplamı arasındaki ilişki de geometrik olarak gös-terilebilir. Ödenen para toplamı fiyat ile satış miktarı çarpımıdır, veya şekildeki dikdörtgenlerin alanlarının yüzölçümüne eşittir. Fiyat f, iken satış hasılatı Of, A x, alanıdır. Fiyatın f2'ye düşme-si ile satış hasılatı T, talep eğrisi bakımından, Of2Bx2 haline gel-mekte ve gözle görüldüğü gibi toplam hâsılatta bir azalma olmak-tadır. Bu fiyat aralığında T,'in esnekliğinin birden küçük olduğu-nu söyleyebüiriz. Oysa T2 talep eğrisi bakımından yeni fiyat sevi-yesindeki toplam hasılat Of2Cx3 alanına eşittir. Bu alanın ilk fi-yat seviyesindeki .alandan büyük olduğu görülmektedir. O halde T2 eğrisinin esnekliği, f,f2 fiyat aralığında birden büyüktür.

Talep Esnekliğini Etkileyen Faktörler

Normal olarak bir talep eğrisinin her noktasmda esneklik de-ğerleri farklı olduğu halde bir malm talebinin esnek veya az es-nek olmasının ne demek olduğunu böylece açıkladıktan sonra bir malm talebini etkileyen faktörler üzerinde durabiliriz.

Bunlardan en önemlisi bir malm yerine kolayca konabilecek başka mal veya mallar bulunup bulunmadığıdır. Eğer böyle mal-

76

Page 92: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

lar varsa söz konusu olan malın talebi esnek olacaktır. Tüketici bu malm fiyatmm artması karşısında, öteki malların fiyatları-nın değişmediği varsayımı ile, kolayca ikame mallarına kayabile-cektir. Eğer ikame imkânı çok sınırlı ise malm talebi az esnek olacaktır.

Bir mala olan talebi etkileyen faktörlerden biri de malm kul-lanım yerlerinin az veya çok oluşudur. Bir malm çeşitli kullanım yerleri varsa bu malm talebinin dalıa esnek olacağı, kulanım yer-leri çok sınırlı ise talebin daha az esnek olacağı söylenebilir.

Son bir etken olarak tüketicilerin söz konusu mala ödedik-leri para toplamının tüketicilerin gelirleri içindeki nisbî önemini gösterebiliriz. Bir mal için ödenen para tüketicinin bütün harca-maları veya geliri içinde çok küçük bir yer tutuyorsa o malın fi-yatındaki küçük değişmeler tüketicinin o maldan satm alacağı miktarları çok büyük ölçüde etkilemez, yani esneklik katsayısı küçük olur. Tersine, o mala ödenen para toplam gelirin önemli bir parçası ise malm fiyatmdaki değişmeler o malm talep edile-cek miktarlarını büyük ölçüde artırır veya azaltır. Malın talebi esnektir.

Bazan, lüks malların talebinin esnek, zaruri malların talebi-nin az esnek olduğu söylenir. "Lüks" ve "zarurî" kavramlarını tatmin edici bir şekilde tanımlamak kolay olmadığı için bu ay-rım esnekliği belirleyen bir etken olarak fazla önemli değildir.

Talebin Gelir Esnekliği

Talep eğrisini tarif ederken tüketicinin nominal gelirinin sa-bit olduğunu kabul etmiştik. Nominal gelirde değişme talep eğri-sini değiştirebilir. Talep eğrisinin değişmesi ise her fiyat seviye-sinde tüketicinin o maldan daha fazla veya daha az talep etmesi demektir. Tüketicinin nominal gelirindeki nisbî değişme ile, bu gelir değişmesinin bir sonucu olarak tüketicinin bir maldan sa-tın almak istediği miktarda meydana gelen nisbî değişme arasın-daki ilişkiye talebin gelir esnekliği adı verilir. Talep edilen mikta-ra m ve gelire de g dersek talebin gelir esnekliğini;

Am m

e s = Ag

S

77

Page 93: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

denklemi ile gösterebilriz. Bu, gelirde yüzde birlik bir değişme ol-duğunda söz konusu olan malm talep edilen miktarının yüzde kaç değişeceğini gösterir. Hemen farkedileceği gibi talebin gelir es-nekliği daha önce üzerinde durduğumuz Engel Eğrisinin (gelir-talep eğrisinin) esnekliğidir. Engel Eğrisi, başka her şey sabit varsayımı ile, bir maldan talep edilecek miktarları nominal geli-rin bir fonksiyonu olarak vermektedir.

Talebin gelir esnekliği katsayısı artı işaretli ise söz konusu mal normal, eksi işaretli ise düşük maldır.

Talebin Çapraz Esnekliği

Talep eğrisinin başka şeyler eşit varsayımı içine söz konusu maldan başka malların fiyatları da giriyordu. Başka malların fi-yatları değiştiğinde o malm talebi etkileniyordu. Bir malm fiya-tındaki değişmenin bir başka malın talep miktarlarını nasıl etki-lediğini incelemek için kullanılan esneklik kavramına talebin çap-raz esnekliği adı verilir.

İki maldan birini X ikincisini Y ile gösterelim. Y malının fi-yatındaki yüzde birlik değişmenin X malının talep edilen mikta-rını yüzde kaç değiştireceğini gösteren çapraz esneklik denklemi-ni şöyle yazabiliriz :

Ax_ x

fy

Burada fy Y malının fiyatıdır.

Çapraz esneklik katsayısının işareti malların rakip veya ta-mamlayıcı mallar oluşunu gösterir. Tamamlayıcı mallarda Y'nin fiyatının artması X'in talep edilen miktarını azaltır. Çünkü Y'nin fiyatının artması Y'nin talep miktarını düşürür. Böylece X'in miktarı da azalır. Demek ki tamamlayıcı mallarda çapraz esnek-lik katsayısının işareti eksidir. Rakip mallar veya ikame malları için durum tersinedir. Y'nin fiyatının düşmesi X'in talep edilen miktarını azaltır. Esneklik katsayısının işareti artıdır.

78

Page 94: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Ü R E T İ M VE M A E İ Y E T T E O R İ S İ

Bundan önceki sayfalarda tek tüketicinin davranışlarından hareket ederek piyasa talep eğrilerini incelemiştik. Fiyatın oluş-masında piyasa talebi son derece önemli bir rol sahibidir. Ancak bu rolünü oynayabilmesi için sahnede ikinci bir aktörün bulun-ması gereklidir. Bu aktör arzdır. Arzla ilgili açıklamalar bir yan-dan üretim ve maliyet teorisine, öbür yandan firmanın satış hac-mi ile ilgili kararlarının teorik temellerine dayanacaktır. Bu yüz-den, bu bölümde önce üretim teorisini ele alacağız. Üretim teori-si ile maliyet teorisi arasmda çok sıkı bir ilişki bulunduğu için üretim teorisini maliyet teorisi izleyecektir. Firmanın satış hac-mi ile ilgili davranışlarının teorik açıklamaları daha sonraki bazı bölümlere konu olacaktır.

Üretim, maliyet ve üretici davranışları hakkındaki teoriler daha sonra ele alacağımız faktör fiyatları teorisinin de temelini oluşturacaktır.

Üretici davranışları ile ilgili bölümler okunduğu zaman gö-rülecektir ki tüketici davranışları teorisi ile üretici davranışları teorisi arasmda bazı önemli benzerlikler vardır. Tüketicilerin ve üreticilerin amaçlarından başlayan bu benzerlikler kullanılan tahlil araçlarının benzerliğine kadar uzanır.

79

Page 95: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Üretici, üretim işini gerçekleştiren birimdir. Bu birim genel likle firma olarak adlandırılır. Firma tek kişilik bir teşebbüs ola bileceği gibi dev bir anonim şirket de olabilir.

80

Page 96: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

3.1. ÜRETİM TEORİSİ

Üretim, üretim faktörleri kullanılarak ürün elde edilmesidir. Burada sadece maddî bir şekil değiştirmenin söz konusu olmadığı unutulmamalıdır. Ham maddelerin şeklini değiştirerek bir ma-mûl elde etmek üretimdir. Elde edilen bu ürünü bir yerden başka bir yere taşımak da üretimdir. Elde edilen ürünü bir zaman nok-tasından bir başka zaman noktasına taşımak da gene üretimdir. Antalya'daki muz'un Ankara'daki tüketiciye faydası yoktur. Ey-lül'deki buğdayı uygun bir şekilde silolamazsak Şubat'ta ekmek bulamayız. Üretimle ilgili açıklamalarda genellikle bir mal üre-timi örnek alınır. Ama hizmet üretimi açısından da aynı açıkla-maların geçerli olduğu unutulmamalıdır.

ÜRETİM FONKSİYONU

Üreticiler bir takım üretim faktörlerini kullanarak ürün elde ederler. Elde edilen ürün kullanüan faktörlerin veya inputların bir fonksiyonudur. Bu fonksiyonel ilişkiye üretim fonksiyonu adı verilir. Üretim fonksiyonu, üretim teknolojisi veri iken, zaman bi-rimi başına kullanılacak belirli input miktarları ile elde edilecek azamî ürün miktarları arasındaki ilişkidir. Burada dikkat edilme-si gereken noktaları belirtelim. Üretim fonksiyonu, ne inputların ne de ürünün (veya outputun) para değeri esas alınarak tarif edilmiştir. Gerek inputların, gerekse ürünün sadece fizikî mik-tarları söz konusudur. Ürünün elde edilen miktarları belirli input bileşimleri ile elde edilebilecek azamî miktarlardır, üretimde et-kinlik sağlanmıştır. Ayrıca, üretim teknolojisinin değişmediği ka-bul edilmektedir. Üretim teknolojisinin değişmesi belli bir input bileşimi kullanılarak daha yüksek miktarda ürün elde edilmesini mümkün kılardı.

Üretim fonksiyonunu sembolik olarak şöyle yazabiliriz : x = f (a, b,...n)

81

Page 97: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Burada x ürün miktarını, a, b ve n de değişik faktörlerden kullanılan miktarları göstermektedir. Fonksiyon, ürün miktarının kullanılan faktörlerin miktarlarına bağlı olarak değiştiğini gös-termektedir.

Üretim Yüzeyi Üretim fonksiyonu kavramını bir şekil yardımı ile gösterebi-

liriz. X ürününün sadece iki faktör A ve B, meselâ emek ve ser-maye, kullanılarak üretildiğini düşünelim. Şekil 3.1'de yatık ek-senlerden biri A faktörünün zaman birimi başına kullanılan mik-tarlarını, biri de B faktörünün miktarlarını göstermektedir. Dik eksen X ürünü miktarlarım göstermektedir. Bu üç boyutlu uzay-daki herhangi bir noktanın gösterdiği üç değer vardır: X, A ve B'nin miktarları. K. noktasma bakalım. L. noktası K'nin taban-

Şekils 3.1 Üretim yüzeyi üzerinde bir nokta.

82

Page 98: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

\

daki izdüşümüdür. L'den eksenlere çizdiğimiz dikmelerin uzun-lukları bize A ve B'nin belli birer miktarlarını verir, Oa, kadar A faktörü ve Ob, kadar B faktörü. Bu faktör bileşiminin kullanıl-ması ile elde edilebilecek maksimum ürün miktarı ise KL veya Ox,'dir. OAB düzlemi üzerindeki L gibi her nokta belli bir faktör bileşimini temsil edecektir ve bu faktör bileşimi ile elde edilecek ürün miktarları da bize K gibi noktalar verecektir. Üretim yüzeyi, K gibi bütün noktaların geometrik yerine verilen isimdir.

Şekil 3.2'de bir üretim yüzeyi gösterilmiştir. Kesik bir koni şeklinde görünen bu üretim yüzeyinin orijinden başlayarak yük-seldiği görülmektedir. Orijinden ve eksenlerden uzaklaşıldıkça faktörlerin kullanılan miktarları artmakta ve elde edilen ürün

Şekil: 3.2 Üretim yüzeyi.

83

Page 99: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

miktarları büyümektedir. Şekil 3.1'de gördüğümüz K noktası bu üretim yüzeyi üzerindeki noktalardan biridir.

KISA DÖNEMDE ÜRETİM VEYA AZALAN VERİM KANUNU

Firma zaman birimi başına üretim miktarını değiştirmek için kullandığı input miktarlarını değiştirmek zorundadır. Uzun dö-nemde bütün inputların miktarları değiştirilebilir. Kısa dönemde inputlarm hiç değilse bir tanesinin miktarı değiştirilemez, sabit-tir. Firma, kısa dönemde bu sabit inputu değişken input —veya inputlar— ile birleştirerek üretim miktarını artırıp azaltabilir.

Durumu üretim yüzeyi diyagramına dönerek açıklayalım. A ve B inputları kullanılarak X üretilmektedir. B inputunun mik-tarı sabittir. Şekil 3.3'de B'nin miktarını b noktası göstermekte-

Şekil: 3.3 Üretim yüzeyinden bir kesit: B faktörü sabit.

84

Page 100: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

dir. A'nm miktan firmanın isteğine göre değişebilmektedir. Fir-manın kullanabileceği faktör bileşimlerini temsil eden noktaların geometrik yeri bK doğrusudur. Bu doğrunun özelliği OA'ya para-lel oluşudur. Bu doğru üzerindeki herhangi bir noktadan üretim yüzeyine çıkılacak dikme o noktanm temsil ettiği faktör bileşim-leri kullanılarak elde edilebilecek azamî X miktarını göstermek-tedir.

Şimdi bu üretim yüzeyini XOA düzlemine paralel olarak ve bK doğrusu üzerinden kesip ikiye ayırdığımızı düşünelim. Kesi-tin kenarı bize Şekil 3.4'deki eğriyi verir. Üç boyutlu diyagram iki boyutlu hale gelmiştir. Aslmda B faktörü gene kullanılmaktadır. Ama miktarı sabit olduğu için ayrıca gösterilmemektedir. Yatay eksen sabit miktardaki B ile birlikte kullanılan A miktarlarım göstermektedir.

Şekü 3.4'deki eğri toplam ürün eğrisidir. Eğri üzerindeki K noktası sabit miktardaki B ile birlikte Oa kadar A faktörü kulla-nüırsa Ox birim ürün elde edileceğini göstermektedir.

A faktörü miktarı

Şekil s 3.4 Toplam ürün eğrisi.

B inputunun sabit oluşu A'nın miktarı artırıldıkça A ile B arasındaki oranın değişmesine yol açmaktadır. A ekseni üzerinde

85

Page 101: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

sağa doğru ilerlendikçe A'nm miktarı artmakta, a/b oranı de-vamlı olarak büyümektedir. Faktörler arasmdaki oranın değişme-si esas alınarak, burada üzerinde durduğumuz üretim ilişkisine, değişken oranlar kanunu adı verilir.

Aynı kanunun bir başka adı azalan verim kanunudur. Bu is-min gerekçesi değişken faktörün marjinal verimliliğinin önünde sonunda azalacak olmasıdır. Önünde sonunda kaydının konması başlangıçta marjinal verimliliğin yükseliyor olabilmesindendir. Yani sabit faktör (veya faktörler) üe birlikte kullandığımız de-ğişken faktörün miktarmı eşit birimler halinde arttırdığımızda üretim önce artan bir hızla artar. Yani değişken faktörün mar-jinal ürünü büyür. Değişken faktörün her ek birimi toplam ürünü bir önceki birimin artırdığından daha fazla artırır. Ama değişken faktör miktarını artırmağa devam edilirse öyle bir noktaya geli-nir ki o noktadan sonra toplam ürün azalan bir hızla artmağa devam eder. Değişken faktörün marjinal ürünü gene pozitifdir. Ama gittikçe küçülmektedir. Hattâ, değişken faktörü artırmağa devam edersek marjinal ürün negatif bile olabilir. Yani, sabit faktörle birlikte kullandığımız değişken faktörün miktarı artık c kadar fazladır ki bu faktörün her ek birimi üretimi artırma-makta azaltmaktadır.

Azalan verim kanununu ortalama verimliğin azalmasını esas alarak ifade etmek de mümkündür. Ancak genellikle kastedilen marjinal verimliliğin azalmasıdır.

Toplam, Ortalama ve Marjinal Ürün İlişkileri

Şekil 3.5'de artan, azalan ve negatif marjinal verimlilik hal-lerini gösteren bir toplam ürün eğrisi gösterilmiştir. Hatırlanaca-ğı gibi toplam eğrilerden ortalama ve marjinal eğrileri elde etmek mümkündür.20 Toplam ürün eğrisine bir noktada çizilen teğetin eğimi marjinal ürünü, o noktayı orijinle birleştiren doğrunun eğimi de ortalama ürünü verir. Marjinal ürün değişken faktörün kullanılan miktarını bir birim artırdığımızda toplam üründe mey-dana gelen değişmedir. Yani A15HL.. Çok küçük değişmeler için

Aa bu ifade _A!T-U1_ olarak yazüır ve bir noktasmda toplam ürün

da

20 Bakınız: s. 60, 61.

86

Page 102: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 3.5 Üretimin üç bölgesi.

eğrisine çizilen teğetin eğimini veya toplam ürün fonksiyonunun birinci türevini gösterir. Ortalama ürün, belli miktarda değişken faktör kullanılarak elde edilen toplam ürünün o faktör miktarı-

87

Page 103: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

na bölünmesi ile bulunur. Yani demektir. Şekil 3.5'in üst ya-a

rısmda toplam ürüne değişik noktalarda teğetler çizümiştir. Bu teğetlerin eğimi değişken faktörün marjinal ürününü vermekte-dir. a, faktör kullanımında çizilen teğet orijinden geçmektedir. Bu yüzden bu teğetin eğimi hem marjinal ürüne hem de ortalama ürüne eşittir. Nitekim ortalama ürün burada _ K a i - dir. Yani OK

Oa, doğrusunun eğimine eşittir. Şeklin alt yarısında toplam ürün eğ-risinden elde edilen ortalama ve marjinal ürün eğrileri gösteril-miştir. Bunlar değişken faktörün, yani A'nın, ortalama ve marji-nal ürün eğrileridir. Görüldüğü gibi değişken faktörün marjinal ürünü önce artmakta, bir noktadan sonra azalmaktadır. Marjinal ürün a2 faktör kullanımında sıfır olmakta ve sonra negatif düz-leme geçmektedir. Marjinal ürünün sıfır olduğu nokta toplam ürünün maksimum noktasıdır. Değişken faktörün ortalama ürün eğrisi de önce yükselmekte, sonra alçalmaktadır. Ama hiç bir fak-tör kullanımı seviyesinde sıfır veya negatif olmamaktadır. Ortala-ma ürün eğrisinin maksimum noktasında ortalama ve marjinal ürün eğrileri birbirlerini kesmektedirler.

Değişken faktörün toplam ürün eğrisi sabit faktörün ortala-ma ürün eğrisidir. Sabit faktörün miktarını bir birim olarak dü-şünürsek bunun niçin böyle olduğunu anlamak kolaylaşır. Diye-lim ki, bir dönümlük bir tarlada değişik sayıda işçiler çalıştırıl-maktadır. Sabit faktörün ortalama ürününü bulmak için toplam ürün rakamları daima bire böleceğimiz için değişken faktörün toplam ürün eğrisi ile sabit faktörün ortalama ürün eğrisi aynı-dır.

Üretimin Üç Bölgesi

Yukardaki açıklamaların ışığında üretimle İlgili üç ayrı böl-geyi, gene Şekil 3.5 üzerinde, ayırabiliriz.

Firmanın amacı en yüksek kârı elde etmektir. Bunun için, önce üretimi mümkün olan en düşük maliyetle gerçekleştirmek zorundadır. Mümkün olan en düşük maliyetle üretmek demek faktörleri en verimli veya en etkin şekilde kullanmak demektir. Üretim faktörlerinin fiyatlarının firma için veri olduğunu kabul edelim. Bu durumda bir faktörün her biriminin firmaya maliyeti

88

Page 104: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

aynı olacağı için bu faktörün ortalama verimliliğinin en yüksek olduğu nokta üretim maliyetinin en düşük olduğu noktadır. Ama firma tek faktörle üretim yapmamaktadır. Miktarı sabit bile olsa en azmdan bir başka faktör dalıa vardır. O halde firma hangi fak-tör bileşimini veya hangi bölgedeki bileşimlerden birini seçecek-tir?

Sorunun cevabım kolaylaştırmak için faktörlerden birinin iktisadî birinin serbest olduğunu düşünelim. Diyelim ki B'nin fi-yatı sıfırdır, A'nm fiyatı pozitifdir. Firma sadece A faktörü için bir bedel ödemek zorunda olduğu için A'nm en etkin olduğu fak-tör bileşimini seçecektir. A faktörünün en etkin olduğu faktör bi-leşimi sabit miktardaki B ve Oa, kadar A'dır. Çünkü bu kadar A kullanıldığında A'nm ortalama ürünü azamîdir. A iktisadı, B serbest faktör iseler firma a, noktasındaki faktör bileşimini ter-cih edecektir. Şimdi sabit faktörün bir fiyatı olduğunu, değişken faktörün fiyatmm sıfır olduğunu düşünelim. Firma A'dan istedi-ği kadar kullanacak ve bir bedel ödemeyecektir. Bu durumda he-def B için yapılan ödeme karşılığında en yüksek ürünün elde edil-mesidir. Yani B faktörünün ortalama verimliliği maksimum ol-malıdır. Bunu sağlayan faktör bileşimi a2 noktasmm gösterdiği ı'aktör bileşimidir. Sabit miktardaki B ile birlikte firma Oa2 ka-dar A faktörü kullanmalıdır. Çünkü, görüldüğü gibi bu noktada B faktörünün ortalama ürünü (veya A faktörünün toplam ürünü) maksimumdur.21 O halde A serbest, B iktisadî faktör iseler firma Oa2 kadar A kullanacaktır.

İşte bu iki nokta, a, ve a2, üretimle ilgili üç ayrı bölgenin sı-nır taşlarıdır. Birinci bölge orijinle a, noktası arasındaki bölge-dir. Bu bölgede A'nm miktarı büyüdükçe hem A'nm hem de B'nin etkinlikleri artmaktadır, yani ortalama ürünleri artmaktadır. Or-talama ürünler artarken firmanın faktör kullanımım durdurma-sı akıllı bir davranış olmaz. O halde firmanın birinci bölge için-deki bir faktör bileşimini seçmeyeceğim söyleyebiliriz. a2 nokta-smm sağında, III. bölgede, hem değişken hem de sabit faktörün ortalama verimlüiklerinin azalmakta olduğunu görüyoruz. O hal-de firmanın bu bölgedeki bir faktör bileşimini de seçmeyeceğini söyleyebiliriz. I. ve III. bölgeler dışarda kaldığına göre firmanın hareket alam olarak geriye ikinci bölge kalmaktadır. Bu bölgenin

21 Bakınız: s. 88.

89

Page 105: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

sol sınırında A'nm ortalama ürünü maksimumdur, sağ sınırında da B'nm ortalama ürünü. B'nin fiyatı sıfır ise firma a, noktasını, A'nm fiyatı sıfır ise a2 noktasını tercih edecektir. Her iki faktö-rün de fiyatı pozitif ise firma a, ve a2 noktaları arasındaki bir fak-tör bileşimini tercih edecektir. Bu bölgede A'nm ortalama ürünü azalmakta B'nin ortalama ürünü artmaktadır. Firmanın hangi faktör bileşimini seçeceği faktörlerin nisbî fiyatlarına bağlı ola-caktır. , Bu açıklamalar arasmda yer alan bir özelliği okuyucunun dikkatine yeniden sunmak istiyoruz. Firmanın rasyonel hareket alanı olduğunu belirttiğimiz ikinci bölgede değişken faktörün marjinal ürünü azalmaktadır. Veya rasyonel hareket alanı için-de her noktada azalan marjinal verim kanunu geçerlidir.

UZUN DÖNEMDE ÜRETİM VEYA ÖLÇEĞİN VERİMİ

Firma faktörlerin her birinin miktarlarını değiştirerek ürün miktarını değiştirebilir. Bütün faktörlerin değiştirilebilmesi an-cak uzun dönemde mümkündür. Üç boyutlu diyagramdaki faktör-lerinden ikisi de değişken olarak alınınca kısa dönemden uzun döneme geçilmiş olmaktadır.

Ölçek ve Ölçeğin Verimi

A ve B inputlarmm aynı oranda artırılmaları veya aynı sa-bit sayı ile çarpılmaları üretim ölçeğinin değiştirilmesidir. Bunun bir sonucu olarak ürün miktarında meydana gelen değişiklik öl-çeğin verimi olarak adlandırılır. Üretimde kullanılan inputların her biri belli bir oranda artırıldığında ürün miktarı da aynı oran-da artıyorsa ölçeğin sabit verimi durumu ile karşı karşıyayız de-mektir. Üründeki artış oranı inputların artış oranmdan büyükse ölçeğin arttan verimi, üründeki artış oranı inputların artış oranın-dan küçükse ölçeğin azalan verimi söz konusudur.22 Demek olu-yor ki inputların her birini meselâ iki kat artırırsak ürün de iki kat artabüir. Ölçeğin verimi sabittir. Ama mutlaka böyle olması gerekmez. İnputlar iki kat artırıldığı halde ürün meselâ üç kat artabilir. Bu durum, ölçeğin artan verimi durumudur. Veya in-12 Türkçe kitapların çoğunda ingilizcedeki "returns to scale" terimi "ölçeğe

göre getiri' terimi ile karşılanmaktadır. Biz "ölçeğin verimi" teriminin da-ha uygun ve daha güzel bir türkçe karşılık olduğunu düşünüyoruz. Ve "diminishing returns"ün türkçedeki yerleşmiş karşılığının "azalan verim-ler" olduğunu hatırlatmak istiyoruz.

90

Page 106: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

putlar iki kat artmışken ürün bir buçuk kat artabilir. Bu da ölçe-ğin azalan verimi durumudur.

Durumu önce şekil üzerinde görmeğe çalışalım. Şekil 3.6'da OAB düzlemi üzerine çizilen OK doğrusu üzerindeki P ve R nok-taları iki farklı input bileşimi temsil etmektedirler. OP uzunlu-ğu PR'ye eşittir. O halde R noktasmdaki A faktörü miktarı, Oa2, P noktasmdaki A faktörü miktarının tam iki katıdır, üa, ve a,a2 birbirlerine eşittirler. Aynı şekilde Ob, ve b,b2 birbirlerine eşit-tirler. Yani P'den R'ye geçmekle B faktörünün miktarı da iki kat olmuştur.

OK doğrusu üzerindeki değişik faktör bileşimleri ile elde edi-lebilecek azamî ürün miktarları o noktalardan üretim yüzeyine çıkılan dikmelerin uzunluğu ile temsil edilmektedir. Veya üretim yüzeymi tabana dik olarak ve OK doğrusu üzerinden kesersek al-dığımız kesitin üst kenarı bize ürün miktarlarını verecektir. Şe-kil 3.7'de A,B olarak işaretlenen eksen Şekil 3.6'daki OK doğru-sudur. Bu eksen A'nm ve B'nin değişik miktarlarını göstermekte-dir. Faktörlerin her ikisi de değişkendir. Dik eksen ürün miktar-larını göstermektedir. Ölçek değişmesinin ürün miktarını aynı oranda artırması orijinden çıkan doğrusal bir toplam ürün eğrisi ile gösterilmiştir. Artan verim halinde bu eğri yatay eksene dış-bükey, azalan verim halinde ise içbükey olmaktadır.

Ölçeğin verimi ile ilgili açıklamaları üretim fonksiyonu yar-dımı ile tekrarlamak faydalı olabilir. A ve B faktörleri kullana-rak X üretildiğini kabul ettiğimize göre üretim fonksiyonunun x = f (a,b) olarak yazabiliriz. Bir fonksiyonun bağımsız değişken-leri k gibi sabit bir sayı ile çarpıldığında bağımlı değişken k A ile çarpılmış gibi değişiyorsa bu fonksiyon homojendir. A'nin değeri fonksiyonun derecesini gösterir. X = 1 ise bu fonksiyon birinci de-receden homojen bir fonksiyondur. Böyle bir fonksiyonda input-lar iki ile çarpılmışsa ürün de 2 ile çarpılmış gibi artar. Yani öl-çeğin verimi sabittir. Buna doğrusal homojen üretim fonksiyonu da denir. Açıktır ki X > 1 ise ölçeğin artan verimi X < 1 ise ölçeğin azalan verimi söz konusudur.

Ölçek verimliliğinin farklı oluşunun sebepleri nelerdir? Üç verim halini ayrı ayrı ele alalım.

Bütün inputları belli bir oranda artırdığımızda ürünün de aynı oranda artmasını beklemek tabiîdir. Bütün inputları iki kat yaptık. Ürünün de iki kat olması gerekmez mi? Dolayısı ile bütün

91

Page 107: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil s 3.6 Üretim ölçeğinin değişmesi.

üretim fonksiyonları doğrusal homojen değiller midir? İlk bakış-ta bu soruya hayır demek gerçekten güçtür. Nitekim ölçeğin ve-rimi kavramı bu bakımdan tartışmalı bir kavramdır. Bazı iktisat-çılar eğer bütün inputlar aynı oranda artırılabiliyorlarsa ürünün de mutlaka aynı oranda artacağım yani artan ve azalan verim durumlarının söz konusu olamayacağını ileri sürerler. Ürün fark-lı bir oranda etkileniyorsa bu bütün inputların aynı oranda artı-rılamamasının bir sonucudur, derler. Bu görüşe göre, biraz son-ra üzerinde duracağımız, üretimin ölçeği büyüdükçe firmanın idaresinde etkinliğin azalaibileceği iddiası doğru kabul edilemez. Üretim ölçeği daha büyük hale geldiği için firma eskisi kadar iyi idare edilemiyorsa bu, idare inputunun diğer inputlar oranmda artırılamamış olması demektir. Eğer belli bir tesisi kullanarak belli miktarda ürün elde eden bir firma aynı tesisin kusursuz bir benzerini kurar ve işletirse bu iki tesisin toplam üretim hacmi birinci tesisin üretim hacminin tam iki katı olacaktır.

Ölçeğin sabit verimi sonucunu veren doğrusal homojen üre-

92

Page 108: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ölçeğin değişik verimleri.

tim fonksiyonları matematik özellikleri yüzünden son derece kul-lanışlı oldukları için iktisat teorisinde en sık rastlanan üretim fonksiyonlarıdır. Öte yandan, ekonominin bütünü için tahmin edilen üretim fonksiyonlarının doğrusal homojen bir fonksiyon-dan çok farklı olmadığı sonucunu veren araştırmalar da vardır.

Ölçeğin artan verimini açıklayabilmek için ileri sürülen ge-rekçelerden biri inputlarm miktarları arttıkça bunlardan bazıla-rının daha ihtisaslaşmış hale gelecekleri yani input kullanımında etkinliğin artacağıdır. Bir başka gerekçe boyutlarla ilgilidir. Bir ambarın boyutlarını iki misli büyüttüğümüzde, ambarın hacmi veya depolama kapasitesi iki ile değil ikinin küpü olan sekiz ile çarpılmış gibi artacaktır.

Üretim ölçeği büyüdüğü zaman ürünün inputlardaki artış oranından daha küçük bir oranda artmasının sebebi olarak fir-manın idaresindeki etkinliğin azalışı gösterilmektedir. Ölçek bü-yüdükçe firma içinde kırtasiyecilik artmakta, haberleşme ve kont-rol güçleşmekte ve ölçeğin verimi azalmaktadır.

Eşürün Eğrileri Üretim teorisi bölümünde şimdiye kadar ele aldığımız üç bo-

93

Page 109: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

yutlu üretim yüzeyi şeklinin çeşitli kesitlerine bir yenisini ekle-me zamanı geldi. Şimdiye kadar üretim yüzeyini BOA düzlemine dik düzlemlerle kesmiştik. Bu dik düzlemlerden biri A eksenine (ya da B eksenine) paraleldi, öteki de başlangıç noktasmdan ge-çiyordu. Birinci kesitte azalan verim kanunu veya değişken oran-lar kanunu ile, ikincisinde ölçeğin verimi konusu ile karşı karşı-ya idik. Şimdi alacağımız kesit BOA düzlemine dik değil paralel olacak. Ürün miktarını gösteren X ekseninin herhangi bir nok-tasmdan tabana paralel bir kesit alacağız. Bu kesit üzerindeki her noktanın tabana uzaklığı aynıdır. Kesitin dış kenarı, yani aldığımız kesitin üretim yüzeyi üzerindeki noktalarının geomet-rik yeri A ve B inputlannm değişik bileşimleri ile elde edilen eşit ürün miktarlarım gösteren bir eğridir. Bu eğrinin her noktası-nın tabana uzaklığı aynıdır. Meselâ zaman birimi başına 50 bi-rimlik bir ürün miktarıdır. Bu 50 birimlik ürünü elde etmek için iki inputu değişik miktarlarda bir araya getirmek gerekmekte-dir. Bu input miktarlarını kesitin kenarındaki noktaların taban-daki izdüşümünden okuyabiliriz. Şekil 3.8.

x

o

B

Şekil: 3.8 Üretim yüzeyinden eşürün eğrisine.

94

Page 110: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şimdi, daha önce de yaptığımız gibi, üç boyutlu şekli iki bo-yutlu hale getirelim. Üç boyutlu şeklin tabana dik kenarını, ya-ni X eksenini ortadan kaldıralım. Yukarda elde ettiğimiz kesitin kenar çizgisini BOA düzlemi üzerine indirelim. Şekil 3.9. Bu iki boyutlu şeklin üçüncü boyutu eksenler arasına çizilen eğrinin her noktasmda aynı olan ürün miktarıdır; zaman birimi başma 50 birim X gibi. Eğri üzerinde bir yönden ötekine hareket ürün miktarını değiştirmez, inputların miktarlarını değiştirir. Meselâ K noktasmda B inputundan b kadar ve A inputundan a, kadar kullanıldığı halde, L noktasında B'nin miktarı b?, A'nınki de a2

olmuştur. Elde edilen ürün miktarı aynıdır.

Şekil: 3.9 Eşürün eğrisi.

Değişik input miktarları ile elde edilebilecek aynı ürün mik-tarını gösteren bu eğriye eşürün eğrisi adı verilir.

Şekil 3.8'deki kesitin aşağısından ve yukarısından sayısız ke-sit alınabilir. Yukarıya doğru hsr yeni kesit daha büyük bir ürün miktarım gösterir. Bu kesitlerin herbirinin izdüşümünü O AB düzlemi üzerine çizersek tüketici farksızlık paftasına benzeyen bir

95

Page 111: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

şekil elde ederiz. Şekil 3.10. Bu eğrilerden birinden hareket ede-rek sağ tarafa geçildiğinde ürün miktarı artmakta, sol tarafa hareket edildiğinde ürün miktarı azalmaktadır. Şekilde en dü-şük ürün miktarını X, eşürün eğrisi, en yüksek ürün miktarım X5 eşürün eğrisi temsil etmektedir.

La •O

CQ

0 A faktörü miktar ı

Şekil: 3.10 Eşürün paftası.

Okuyucunun hemen dikkatini çekeceği üzere eşürün eğrileri tüketicinin farksızlık eğrilerine çok benzemektedir. Farksızlık eğ-risi iki malm değişik miktarları kullanılarak elde edilebilecek eşit tatmin seviyesini gösterir. Eşürün eğrisi ise iki inputun değişik miktarları kullanılarak elde edilebilecek eşit ürün miktarım gös-terir.

Eşürün Eğrilerinin Özellikleri

Eşürün eğrileri her bakımdan tüketici farksızlık eğrilerine benzerler. Negatif eğimlidirler, orijine dışbükeydirler ve aynı paf-tadaki eşürün eğrileri birbirlerini kesmezler.

Eşürün eğrileri negatif eğimlidirler. Çünkü eksenlerde gös-terilen inputların marjinal ürünleri pozitifdir. Bunlardan sadece

96

Page 112: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

birini artırırsak ürün miktarının mutlaka azaltılması gerekecek-tir. Aslında, eşürün eğrilerinin de pozitif eğimli bölgeleri vardır. Ama tıpkı tüketici farksızlık eğrilerinde olduğu gibi bu bölgeleri hesaba katmıyoruz. Niçin böyle yaptığımızı biraz sonra sırt çizgi-leri başlığı altında açıklayacağız.

Eşürün eğrileri orijine dışbükeydirler. Bunun sebebi eksen-lerde gösterilen inputların birbirleri ile ikamesinin her faktör mevcudunda aynı kolaylıkla gerçekleşmemesidir. Faktörler bir-birlerini tam olarak ikame edebilselerdi eşürün eğrisi düz çizgi halini alırdı. İkamenin tam olmaması demek inputlardan birinin miktarı arttıkça öteki input yerine bu inputun konmasmm git-tikçe güçleşmesi demektir. A inputunun miktarını birer birim artırdığımızda bu artışlar B inputunun gittikçe küçülen miktar-larda azalışı ile telâfi edilecektir. Veya B'nin eşit miktarlarda aza-lışının yaratacağı ürün kaybmı telâfi edebilmek için gittikçe ar-tan miktarlarda A inputu kullanmak gerekecektir. Bu dışbükey-iik özelliğine az sonra azalan marjinal teknik ikame haddi ilkesi adı altında tekrar döneceğiz.

Aynı paftadaki eşürün eğrileri birbirlerini kesmezler. Bunu kesişme durumunun nasıl bir sonuç vereceğini göstererek açıkla-yalım. Şekil 3.11'de X, ve X2 eşürün eğrileri K noktasında birbir-lerini kesmektedirler. Bu noktada b, kadar B inputu ve a, kadar A inputu kullanılarak belli bir miktarda X ürünü elde edilmek-tedir. K ve L noktaları X2 eşürün eğrisi üzerindedirler. O halde bu noktaların temsil ettiği ürün miktarları eşittir. Şimdi, K ve M noktaları X, eşürün eğrisi üzeıtridedirler. K ve M noktalarının temsil ettikleri ürün miktarları da birbirlerine eşittir. Demek olu-yor ki L ve M noktalarının temsil ettikleri ürün miktarları da birbirine eşit olmalıdır. Bu sonuç üretim fonksiyonu tanımına ters düşmektedir, yani imkânsızdır. Çünkü inputların en etkin şekilde kullanıldıkları varsayılmaktadır. Ve inputların marjinal ürünleri pozitif dir. L noktasının temsil ettiği faktör bileşiminin, Oa2 ve Ob2, M noktasmm temsil ettiği faktör bileşiminden. Oa2 ve Ob3, daha fazla miktarda ürün vermesi gerekir. Çünkü her iki noktada A inputunun miktarları aynıdır ama L noktasın-da daha fazla B inputu kullanılmaktadır. L ve M noktalarının gösterdiği ürn miktarları birbirlerine eşit olamazlar.

97

Page 113: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil s 3.11 Eşürün eğrileri kesişmezler.

Marjinal Teknik İkame Haddi

Eşürün eğrilerinin herhangi bir noktadaki eğimlerine marji-nal teknik ikame haddi adı verilir. Bu da tüketici , farksızlık eğri-lerini incelerken gördüğümüz marjinal ikame haddi kavramına çok benzer. Zaten teknik kelimesi bu iki kavramı birbirinden ayır-mak için konulmuştur. Marjinal teknik ikame haddi inputlardan birinin miktarı bir birim artırıldığı (azaltıldığı) zaman, ürün mik-tarının aynı kalabilmesi için, öteki inputun miktarmda kaç birim-lik bir azalış (artış) olması gerektiğini gösterir.

MTİHbJ = A b -Aa

Bu ifade, eşürün eğrisine belirli bir noktadan çizilen teğetin eğiminin negatifi demektir. Şekil 3.12'de K noktasından L nok-tasına geçiş B'nin miktarını b,b2 kadar azaltmaktadır. Yukarda-ki denklemde Ab bunu göstermektedir. Aynı hareket A'nm mik-tarını a,a2 kadar artırmaktadır. Bunu da Aa göstermektedir. De-ğişmenin son derece küçük olması durumunda, yani K ve L nok-talarının adeta çakışması durumunda, Ab/Aa, o noktada eşürün

98

Page 114: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

eğrisine çizilen teğetin eğimini verir. Eğim a açısının tanjantına eşittir. Marjinal teknik ikame haddi A inputunun miktarında bir birimlik bir değişmenin B inputu miktarında kaç birimlik bir de-ğişmeyi gerektirdiğini gösterir. Inputlardan biri artarken diğeri azaldığından Ab/Aa'nm işareti eksidir. Bu eksiyi ortadan kaldır-mak istediğimizde, yukardaki denklemde görüldüğü gibi, bir eksi işareti koyarız.

A faktö rü m i k t a r ı

Şekil: 3.12 Marjinal teknik ikame haddi.

Marjinal teknik ikame haddi faktörlerin marjinal fizikî ürün-lerinin birbirine oranına eşittir. Bunu şöyle gösterebiliriz. A'nm miktarındaki küçük bir artışın ürün miktarında meydana geti-receği değişme A'daki artışın A'nm marjinal fizikî ürünü ile çar-pımına eşittir. Bu çarpım, B'nin miktarında meydana gelen aza-lış ile B'nin marjinal fizikî ürününün çarpımına eşit olmalıdır ki üründe bir değişme olmasın. Yani;

Aa X M F Ü a = Ab X M F Ü B

Bu eşitliğin her iki tarafını Aa X MFÜa 'ye bölersek

M F Ü a Ab

M F Ü b ~ Aa elde edilir.

99

Page 115: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Azalan Marjinal Teknik İkame Haddi

Eşürün eğrilerinin özelliklerinden birinin orijine dışbükeylik-leri olduğunu yukarda belirtmiştik. Bu özellik, azalan marjinal teknik ikame haddi ilkesi olarak da adlandırılabilir. Ve bu durum inputlann birbiri yerine istenildiği gibi geçirilememelerinden doğ-maktadır. Veya inputlar arası ikame tam ve kusursuz değildir. Bir inputun miktarı artırıldıkça öteki inputun bu input ile ika-mesi güçleşmektedir. Şekil 3.13'de K noktasına bakalım. 1 birim A ve b, birim B kullanılmaktadır. A'yı bir birim artırdığımızda B'de b,b2 kadar bir azalma olmaktadır. A'nm miktarını bir birim

Şekil: 3.13 Azalan marjinal teknik ikame haddi.

daha artırırsak B'nin miktarında b2b3 kadar bir azalma olmakta-dır. B'nin miktarındak azalmaların gittikçe küçüldüğü açık ola-rak görülmektedir. A'nm miktarlarmdaki artış yani Aa sabit ve B'nin miktarmdaki azalış yani Ab devamlı küçülmekte olduğu için marjinal teknik ikame haddi küçülmektedir. A inputunun miktarını birer birim artırdığımızda bu artışlar B inputunun git-tikçe küçülen miktarları ile telâfi edilmektedir. Başka bir söyle-yişle A'rnn eşit miktarlarda azalışının yol açacağı ürün kaybını

100

Page 116: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

telâfi edebilmek için gittikçe daha fazla B mputu kullanmak ge-rekecektir.

Eşürün eğrisinin orijine dışbükey oluşu faktörlerin birbirle-rinin yerini kusursuz bir şekilde alamayışlarını ifade eder demiş-tik. Tam ikame halinde eşürün eğrisi düz çizgi halini alacaktır. Faktörler hiç bir şekilde birbirleri ile ikame edilemiyor ancak sa-bit oranlarda bir araya getirilebiliyorlarsa eşürün eğrileri dik açı-lı. açının kenarları eksenlere paralel bir görünüşte olacaktır. Bu eğriler Şekil 3.14'de gösterilmiştir.

A faktörü miktarı « i )

A faktörü miktarı (b)

Şekil: 3.14 Faktör ikamesinin tam ve imkânsız olduğu durumlarda

eşürün eğrileri.

İkame Esnekliği

Eşürün eğrisinin dışbükeylik derecesi arttıkça ikamenin güç-leştiği açıktır. Bu ikamenin kolaylık veya güçlük durumu esneklik kavramı ile de belirtilebilir. Eşürün eğrisi üzerinde hareket fak-törler arasındaki oranı değiştirdiği gibi, MTİH'ni de değiştirmek-tedir. Bu değişmelerin nisbî büyüklüklerini birbirine oranlarsak ikame esnekliği katsayısını elde ederiz: Yani

İnputlar arasındaki orandaki nisbî değişme İkame Esnekliği = — —

Marjinal Teknik ikame haddindeki nisbî de-ğişme

101

Page 117: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Bu • ( - f ) - s - * ( • » - )

A(MTİH b , ) A MTİHba

b a

MTIHba MTİHba demektir.

İkame elsnekliğinin sıfır olması ikamenin mümkün olmama-sı demektir. Katsayının büyümesi ikamenin kolaylaştığını göster-mektedir.

Sırt Çizgileri

Eşürün eğrilerinin özelliklerini sayarken bunların negatif eğimli olduklarını söylemiştik. Oysa Şekil 3.8 ve 3.9'da görülen eğrilerin bazı bölümlerinin pozitif eğimli oldukları görülmektedir. Şimdi bu çelişkiyi ortadan kaldıralım.

Şekil 3.15'de X, işaretli eşürün eğrisi üzerinde K ve L nokta-larına dikkat edelim. Bu noktaların özellikleri, bu noktalarda es-

A faktörü miktarı Şekil: 3.15

Sırt çizgileri

102

Page 118: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ürün eğrisine çizilen teğetlerin A ve B eksenlerine paralel olması-dır.L noktasında çizilen teğet B eksenine paraleldir. L'nin üst ta-rafında eğri sağ tarafa kıvrılarak yükselmekte, L'nin altında sağ tarafa kıvrılarak alçalmaktadır. K noktasında ise çizilen teğet A eksenine paraleldir. K'nin solunda eğri negatif eğimli, sağ tara-fında ise pozitif eğimlidir. Bu noktaların iktisadî açıdan önemleri de şöyle anlatılabilir. K noktasını ele alalım. L ve K noktalan arasmda bir noktadan başlayarak K noktasma doğru eşürün eğ-risi üzerinde hareket ettiğimizde B faktörünün miktarını azaltı-yoruz, A'nmkini artırıyoruz. K noktasmda her iki faktörün kul-lanılan miktarları a, ve b, olmuştur. A'nın miktarını biraz daha arttırdığımızda yani a, noktasının sağma geçtiğimizde, B'nin miktarını aynı seviyede tutarsak ürün miktarı azalır. X, eşürün eğrisinin solundaki bir eşürün eğrisi üzerine geçilmiş olur. A'nm marjinal ürünü negatif hale gelmiş demektir. Ürünün azalmama-sı için, yani X, eşürün eğrisi üzerinde kalınması için, A'nm ar-tan miktarı ile birlikte B'nin de miktarının artırılması gerekmek-tedir. Eşürün eğrisinin K noktasmdan sonra pozitif eğimli bir eğri haline gelmesinin iktisadî yorumu budur. Bir başka ifade ile X, eş-ürün eğrisinin K noktasının sağmda kalan parçası firma bakımın-dan anlamlı hareket alanının dışında kalmaktadır. L. noktasın-da durum aynıdır, ancak faktörler yer değiştirmiştir. Artık B faktörünün marjinal ürünü negatif hale gelmektedir. Ürünün azalmaması, aynı kalması için E ile birlikte A'nm da artırılması gerekmektedir. Firma eşürün eğrisinin L noktasımn üstünde ka-lan kısmında faaliyet göstermeyecektir. Şu halde firma bakımın-dan eşürün eğrisinin sadece L ve K noktalan arasmda kalan par-çası anlamlıdır. Bu parça da negatif eğimlidir.

Firmanın öteki eşürün eğrileri üzerinde eğimin eksenlere pa-ralel olduğu, K ve L gibi, noktalar vardır. Bu noktalann birleşti-rilmesi ile C ve D eğrileri elde edilir. Bunlara sırt çizgisi adı veri-lir. Firmanın hareket alanı sırt çizgileri arasmda kalan bölgedir. C'nin solu ve D'nin sağı rasyonel firma tarafından tercih edilme-yecek iııput bileşimlerini göstermektedir.

EŞÜRÜN EĞRİLERİNDEN TOPLAM ÜRÜN EĞRİLERİNE

Daha önce üzerinde durduğumuz toplam ürün eğrilerini eş-ürün eğrilerini gösteren diyagramdan çıkarabiliriz. Değişik oran-lar kanununda inputlardan birini saibit tutmuş diğerini devamlı

103

Page 119: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

değiştirmiş ve toplam ürün miktarlarını Şekil 3.5'de bir eğri ile göstermiştik. Şekü 3.16'da B ekseninin herhangi bir noktasından A eksenine paralel bir doğru çizdiğimizde B'nin sabit bir miktarı ile birlikte kullanılan A miktarlarını yatay eksenden okuyabiliriz. Her eşürün eğrisinin sayısal değeri de bize gerekli ikinci veriyi, yani ürün miktarını verecektir. Şekil 3.16'mn alt parçasında ya-tay eksende B faktörünün sabit miktarı b, ile birlikte kullanılan değişik A miktarları, düşey eksende ise ürün miktarları işaretle-nerek A faktörünün toplam ürün eğrisi çizilmiştir. Görülmekte-dir ki firmanın kısa dönemde kullandığı faktör bileşimlerinden sa-dece biri, a2b, bileşimi, genişleme yolu üzerinde veya optimumdur. Faktörlerden ikisini de değiştirmek mümkün olsa idi firmanın hareketi genişleme yolu üzerinde olacak ve biz ölçek değiştikçe toplam ürünün nasıl değiştiğini gene bu diyagramdan çıkarabile-cektik.

EN DÜŞÜK MALİYETLE ÜRETİM

Hedefi kâr maksimizasyonu olduğuna göre firma ya belirli bir maliyetle mümkün olan en yüksek ürün miktarına ulaşmağa, ya da belirli bir ürün miktarını mümkün olan en düşük maliyet-le elde etmeğe çalışacaktır. Durumu eşürün eğrilerinin yanına eşmaliyet eğrilerini koyarak şekil üzerinde inceleyebiliriz.

Eşmaliyet Eğrileri

Eşmaliyet eğrisi, fiyatları veri olan iki inputtan belirli bir harcama karşılığında satın alınabilecek maksimum miktarları gösteren bir doğrudur. Tüketicinin bütçe doğrusuna çok benzer. Firmanın inputlar için harcayacağı para toplamının T lira oldu-ğunu kabul edelim. A ve B inputlarının fiyatları da sırası ile fA

ve fB olsun. Firma T lira harcayarak sadece A inputu satm almak isterse alabileceği maksimum miktar T/fA'dır. Aynı şekilde sade-ce B inputu almak istediğinde alabileceği maksimum miktar ise T/fB'dir. Şekil 3.17'de A'dan ve B'den almabilecek azamî miktar-lar A ve B eksenleri üzerinde K ve L noktaları ile gösterilmiştir. Firma faktörlerden sadece birini satm almak isterse OL kadar A veya OK kadar B faktörü satm alabilir. Aynı harcama miktarı ile her iki inputtan da satm almak istemesi halinde satm alın-ması mümkün olan bileşimler K ve L noktalarını birleştiren düz

104

Page 120: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

A FoktSrü miktarı

Şekil: 3.16 Eşürün eğrilerinden toplam ürün eğrisine.

Page 121: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

çizgi üzerindeki noktaların gösterdiği bileşimlerdir. Meselâ M nok-tasmda firma A'dan a kadar ve B'den b kadar satın alabilecektir.

Şekil: 3.17 Eşmaliyet eğrisi.

Eşmaliyet eğrisinin sağ tarafmdaki noktalar satm alınmala-rı daha yüksek bir harcamayı gerektiren faktör miktarlarını gös-terirler. Eğri ile eksenler arasında kalan alan ise T liranm tama-mının kullanılmadığı bir bölgedir.

Eşmaliyet eğrisinin eğimi A ve B toputlarının fiyatlarının birbirine oranına eşittir. Çünkü eğim a açısının tanjantıdır, ve-

va O K - dir. Az önce söylediğimiz gibi OK = T/U ve OL = T/fA ' OL

T/U T fA f A

T/fA fB T ~ fB

Görülüyor ki eşmaliyet eğrisinin eğimi yatay eksendeki faktörün fiyatının düşey eksendeki faktörün fiyatına oranına eşittir.

106

Page 122: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Faktör fiyatları firma için veri olduğundan firmanın az veya çok input satın alması input fiyatlarını, dolayısıyla eşmaliyet eğ-risinin eğimini, etkilemez. Eğimin değişmesi input fiyatları oranı-nın değişmesi demektir. Öte yandan fiyatlar veri ve harcama mik-tarı sabitken eşmaliyet eğrisi belirli ve sabittir. Fiyatlar sabitken harcama miktarının değişmesi eğrinin sağa veya sola paralel ola-rak kayması sonucunu verir. Sağ taraftaki eğri daha büyük bir harcama miktarını, sol taraftaki eğri ise daha küçük bir harca-ma miktarını gösterir. (Bakınız : Şekil 2.9 ve 2.10).

Optimum İnput Bileşimi

Şimdi firmanın belirli bir maliyete katlanarak mümkün olası en yüksek ürünü hangi input bileşimi ile elde edebileceği mese-lesini ele alalım.

Firmanın harcayacağı miktar T lira, inputların fiyatları, fA, f:1 ve firmanın üretim fonksiyonu veridir. Aynı üretim fonksiyo-nun verdiği değişik eşürün eğrileri, xı,x2, x3, x4 ve KL eşmaliyet eğrisi Şekil 3.18'de aynı eksenler arasına çizilmiştir. Firmaya en yüksek ürünü verecek faktör bileşiminin KL doğrusu üzerindeki

B

o

*4

* 3

*2

A a L A faktörü miktarı

Şekil: 3.18 Optimum input bileşimi:

Sabit bir harcama ile en yüksek ürün.

107

Page 123: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

noktalardan birinin temsil ettiği bir bileşim olması gerekmekte-dir. Çünkü firma bu doğrunun sağ tarafına geçemez, bu daha büyük bir harcamayı gerektirir. Sol tarafında da kalamaz, bu da veri olarak kabul ettiğimiz T liranın tamamının kullanılmaması demektir. Eşmaliyet eğrisi üzerinde aradığımız nokta D noktası-dır. Sadece D noktasmda firma T lira harcayarak elde edebilece-ği en yüksek ürünü elde etmektedir. D bir denge noktasıdır. Ni-çin böyle olduğunu eşmaliyet eğrisi üzerindeki başka noktalan ele alarak gösterelim. C noktasmda firma gene T lira harcamak-tadır. Ama x2 eşürün eğrisi üzerindedir. Eşmaliyet eğrisi üzerin-de C'den D'ye doğru hareket ederse, yani B inputunun miktarını azaltır, A'nmkini artırırsa ürün miktarı artacaktır. Çünkü bir eşürün eğrisinden daha sağdaki bir eşürün eğrisine geçmektedir. Bu durum D noktasına kadar devam edecektir. Şimdi de Firma-nın E noktasmda olduğunu düşünelim. Burada firmanın çıkan E noktasından, eşmaliyet doğrusu üzerinde, sol tarafa doğru ha-reket etmesi, A'nm miktarını azaltıp, B'nin miktannı artırmasm-dadır. Böylece gittikçe artan ürün miktarlarına ulaşabilecektir. Bu hareket de gene D noktasına kadar devam edecektir. D'den sağa veya sola hareket firmayı mutlaka daha düşük bir eşürün eğrisine kaydıracaktır. C ve E noktaları denge noktası değiller-dir. Firmanın belirli kısıtlamalarla elde edebileceği en yüksek ürün x3 eşürün eğrisinin gösterdiği üründür. Bu da a ve b input bileşimi kullanılarak elde edilmektedir.

Konuyu öteki bakış açısından da ele alarak aynı sonuca ula-şabiliriz. Yani firmanın belirli bir ürünü en düşük maliyetle elde etmek istediğini varsayabiliriz. Bu da Şekil 3.19'da gösterilmiştir.

Firmanın amaçladığı üretim miktarı x3 eşürün eğrisi ile gös-terilmiştir. Firmanın bu ürünü en düşük maliyetle elde etmesi için yapması gereken şey input miktarlarını a ve b olarak tespit etmesidir. Yani D noktası firmanın aradığı çözümü vermektedir. C noktası ve E noktası her ne kadar aynı ürün miktannı vermek-te iseler de bu noktalar denge noktaları olamazlar, çünkü aynı ürün daha büyük bir maliyetle elde edilmektedir. D noktası K2L2

eşmaliyet eğrisi üzerindedir, oysa C ve E noktaları K3 L3 eşmaliyet eğrisi üzerindedirler. K2L2 'den daha düşük bir maliyet seviyesi ise mümkün değildir. Çünkü bu takdirde daha düşük bir bir eş-ürün eğrisi üzerine geçilecektir.

108

Page 124: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

B

Şekil: 3.19 Optimum input bileşimi:

Eıı düşük harcama ile belli miktarda ürün.

İster 3.18, ister 3.19 numaralı şekilde olsun D noktalarının özelliği aynıdır. Bu da eşürün eğrisinin eşmaliyet eğrisine teğet oluşudur. D noktasında her iki eğrinin eğimleri birbirine eşittir. Daha önce gördüğümüz gibi eşmaliyet eğrisinin eğimi input fi-yatlarının birbirine oranına, eşürün eğrisinin eğimi ise inputların marjinal fizikî ürünlerinin birbirlerine oranma eşitti. Teğet nok-tasında bu ikisi birbirine eşit olduğuna göre

_ M Ü a f B

M Ü b ' f A

yazabiliriz. Bu da

_ M Ü A _ _ M Ü B f A ~ fB

demektir. Firma faktörlere harcadığı parayı iki faktör arasmda o şekilde bölecektir ki birine harcadığı son lira ile ikincisine har-cadığı son liranın ürüne katkıları birbirine eşit olsun. Bu durum-da A'ya harcanan son liranm A'dan alınıp B'ye transfer edilmesi,

109

Page 125: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

yani bir liralık A'dan vazgeçerek bir liralık B satın alınması ürün miktarında bir artış yaratmaz, tersine ürünü azaltır. Oysa bu eşitlik sağlanmadığı zaman faktörlerin birini diğeri ile ikame et-mek ürünü artırır. A'ya harcanan son liranın ürüne katkısı B'ye harcanan son liranm ürüne katkısından büyükse firmanın çıkan B'ye harcadığı son lira ile A inputu satm almaktır. Bu transfer yu-kardaki eşitlik sağlanıncaya kadar devam edecektir. Faktör sayı-sının ikiden fazla, meselâ N, olması durumunda yukardaki eşit-liği

MÜa __ MÜb _ _ MÜn

f A " " f B" ~ " FN

olarak yazmamız gerekecektir.

Burada da tüketici teorisinin bizi ulaştırdığı bir sonuçla şim-di ulaştığımız sonucu karşüaştırabiliriz. Tüketici veri olan para-sını çeşitli mallar arasında o şekilde bölüştürüyordu ki bir malın marjinal faydasının o malm fiyatına oram bütün mallar için birbi-rine eşit oluyor ve ancak bu şartla tüketici mümkün olan en yük-sek faydayı sağlayabiliyordu. Şimdi ulaştığımız sonuç hemen he-men aynı sonuçtur, fark marjinal fayda yerine marjinal ürünün geçmiş olmasıdır. Tahlilin mantığında hiçbir fark yoktur.

GENİŞLEME YOLU

Firmanın üretim hacmini büyütmesi veya küçültmesi her za-man mümkündür. Üretim fonksiyonu ve input fiyatları veri iken firma daha az veya daha çok input kullanarak, daha az veya da-ha çok harcama yaparak, üretim hacmini değiştirebilir. Bu deği-şiklik sırasmda yukarda açıkladığımız teğetlik şartının her zaman göz önünde bulundurulması gerekecektir. Firmanın harcama miktarını arttırdığını düşünelim. Bu demektir ki eşmaliyet eğri* leri birbirlerine paralel olarak sağa doğru kayacaktır. Bu eşmali-yet eğrilerinin herbiri bir noktada bir eşürün eğrisine teğet ola-caktır. Şekil 3.20'de gösterilen en düşük maliyet seviyesinden baş-layan firma ilkin D, noktasında dengededir. Maliyeti bir sağdaki eşmaliyet eğrisinin gösterdiği seviyeye çıkardığında D2 noktasımn gösterdiği input bileşimini tercih edecektir. Harcamaların daha da artması üreticiyi sırası ile D3 ve D4 noktalarına geçirir. Bu te-ğet noktalarının sayısını alabildiğine artırabiliriz. Bu noktaların

110

Page 126: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

birleştirilmesi ile elde ettiğimiz eğriye genişleme yolu adı verilir. Firma üretim hacmini değiştirirken ancak bu yol üzerinde hare-ket ederse en düşük maliyetle üretim şartlarını yerine getirmiş olur.

Şekil: 3.20 Firmanın genişleme yolu.

Genişleme yolunun şekli üretim fonksiyonunun özelliğine bağlıdır. Üretim fonksiyonu birinci dereceden homojen ise, yani ölçeğin sabit verimi söz konusu ise, genişleme yolu orijinden baş-layan bir düz çizgidir. Bu demektir ki üretim hacminin artması inputlar oranının değişmesine yol açmaz. Firma bütün üretim se-viyelerinde inputlan aynı oranda, meselâ 1 birim A, 2 birim B gibi, bir araya getirerek faaliyette bulunur. Üretim fonksiyonu-nun birinci dereceden doğrusal olduğu ve olmadığı durumlarla ilgili genişleme yollan Şekil 3.21'in a ve b parçalarında gösteril-miştir.

111

Page 127: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil! 3.21 Üretim fonksiyonu ve genişleme yolu: (a) Doğrusal üretim

fonksiyonu, (b) Doğrusal olmayan üretim fonksiyonu.

112

Page 128: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

3. 2. MALİYET TEORİSİ

Üretim teorisinin birinci kesiminde üretimin fizikî kanunla-rı, ve input fiyatları ve teknoloji veri iken optimum input bileşi-mi konuları üzerinde durduk.

Bu kesimde dikkatimizi maliyet kavramına çeviriyoruz. İkti-sat teorisinin çok önemli kavramlarından biridir maliyet. Bir ke-re firmanın amacı kârm azamîleştirilmesidir. Kâr, satış hâsılatı ile maliyet arasındaki farktır.Bu farkm maksimum olabilmesi için maliyetin minumum olması gerekir. Maliyet nedir ve ne zaman minumum olur? sorusu son derece önemlidir. Ayrıca fiyat oluşu-munu açıklamakta kullanılan iki kavramdan biri olan arz, özel-likle tam rekabet şartlarında, maliyetle çok yalandan üişkilidir. Son bir nokta firmanın denge satış hacminin belirlenmesinde marjinal maliyet kavramının özel bir yeri vardır. Bu kısa açıkla-malar bile maliyet kavramını daha yakından tanımanın niçin önemli olduğunu göstermeğe yetecektir.

ALTERNATİF MALİYET VEYA TOPLUMSAL MALİYET

Maliyet değişik şekillerde anlaşılabilen bir kavramdır. İktisat teorisinde bugün maliyet dendiği zaman akla alternatif maliyet gelmelidir. Alternatif maliyet, bir şeyi elde edebilmek için vazgeç-mek zorunda kaldığımız şeydir.

İktisat insan ihtiyaçlarım karşılamakta kullanılacak kaynak-ların kıt olmasının ortaya çıkardığı bir bilim disiplinidir. İhtiyaç-ların karşılanması olayında önce ihtiyaç duyulan mal ve hizmet-ler söz konusudur, sonra da bunları üretmek için kullanılacak im-kânlar. Herhangi bir anda mevcut olan mal ve hizmetler ihtiyaç-lara kıyasla sınırlı olduğu gibi yeni mal ve hizmet üretiminde kullanacağımız kaynaklar da aynı şekilde sınırlıdır. Şu halde X

113

Page 129: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

malını üretmek için kullandığımız kaynakları meselâ Y malını üretmek için artık kullanamayız. Böylece belirli bir miktar X ma-lı ürettiğimiz zaman belirli bir miktar Y malından vazgeçmişiz demektir. Elde ettiğimiz X'in alternatif maliyeti vazgeçmek zo-runda kaldığımız Y malı miktarıdır.

X'in alternatif maliyeti vazgeçtiğimiz Y malı miktarıdır de-diğimizde bir kaynak tahsisi olayına atıfda bulunduğumuz orta-dadır. X'i üretmek için kullandığımız inputlarla artık Y malı üre-temeyiz. Bu yüzden alternatif maliyet kavramım toplumsal mali-yet olarak anlamak da mümkündür.

PARASAL MALİYET

Bir firma bakımından belirli bir ürünün maliyeti üretimde kullanılan bütün inputlarm para cinsinden değeridir. Bu input-larrn bir kısmını firma satın almakta veya kiralamakta, bir kıs-mına zaten sahip bulunmaktadır.

Açık Maliyet veya Yapılan Ödemeler

Firma satın aldığı ve kiraladığı inputlar için bir bedel öde-mektedir. Bu ödemelerin toplamı maliyeti oluşturan kalemlerden biridir. İş idaresi veya muhasebe teknikleri açısından maliyet ve ödemeler bir bakıma eşanlamlıdır. Ne var ki iktisatçının dilindeki maliyet bundan daha geniş kapsamlı bir kavramdır. Herhangi bir ödeme yapılmadığı halde mevcut olan maliyet kalemleri veya zımnî maliyetler yapılan ödemelere eklenmektedir.

Zımnî Maliyet

Firma sahip olduğu faktörleri üretim için kullandığında bun-ları başkasına kiralamak imkânından vazgeçmektedir. Müteşeb-bis kendi emeğini veya zamanını kendi işine harcadığı zaman bu emeği başkasına satmak ve karşılığında bir ücret geliri elde et-mek imkânından vazgeçmiştir. Yaptığı üretimin kâr-zarar değer-lendirmesini yaparken kaybettiği bu ücret gelirini maliyetin içi-ne sokmalıdır. Bu ücret geliri müteşebbisin bir başkasının yanın-da çalışarak elde edebileceği en yüksek ücret geliridir. Başkasın-dan bir sermaye malını kiralayan müteşebbis bunun karşılığını para olarak ödemektedir. Kendi sahip olduğu bir sermaye malını

114

Page 130: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

kullandığında hiç bir ödeme yapmamaktadır ama o sermaye ma-lım bir başkasına kiraya verse idi elde edebileceği en yüksek be-deli kaybetmektedir. Bu kayıp bedel maliyet hesabına girmelidir. Görülüyor ki iktisat teorisinin maliyet kavramı muhasebecinin maliyet kavramından farklıdır. Muhasebecinin maliyet kavramı, ilke olarak, yapılan ödemeler toplamıdır. İktisatçının maliyet kav-ramında ödemelerin toplamı ile birlikte zımnî maliyetler de he-saba katılmaktadır.

DÖNEM UZUNLUĞU VE MALİYETLER

Maliyetler kısa ve uzun dönem maliyetler olarak ikiye ayrıl-maktadır. Daha önce de üzerinde durulduğu gibi kısa ve uzun ke-limeleri iktisat teorisinde takvim zamanı birimlerini anlatmak için kullanılmazlar. Kısa dönem üç aydır, uzun dönem altı yıldır denemez. Dönemin kısalığı veya uzunluğu zaman süresi ile değil her şeyin değişken olup olmaması ile ilgilidir. Üretim teorisinde bütün inputlar değişkense uzun dönemden, inputların hiç değil-se biri sabitse kısa dönemden söz edilmektedir. Uzun dönem her şeyin değiştirilmesine yetecek kadar uzun bir zaman parçasıdır. Kısa dönem ise her şeyi değiştirmeğe yetecek olandan daha kısa bir zaman parçasıdır. Hemen tahmin edilebilir ki kısa veya uzun dönem endüstriden endüstriye, firmadan firmaya hatta aynı fir-ma için bir durumdan bir başka duruma fark gösterebilecek olan zaman süreleridir.

Maliyetler üretimle ilgili olduğuna göre kısa dönem inputlar-dan hiç değilse birinin sabit olduğu bir durum için, uzun dönem de bütün inputların değişken olduğu bir durum için kullanılmak-tadır.

KISA DÖNEM MALİYET KAVRAMLARI

Firma üretimde kullandığı inputların bazılarını istediği gibi değiştirebilir. Herhangi bir ham maddeden hiç satm almayabilir veya çok miktarda satm alabilir. Bazı inputları ise istediği anda değiştiremez. Meselâ kurulu bir tesisi aşırı, tam veya eksik kapa-site ile çalıştırabilir ama bu tesisin çapını istediği anda değiştire-mez. Bu, belirli bir zamanı gerektirir. Öte yandan firma bir takım sözleşmeler yapmıştır. Bunlar personel çalıştırılması ile ilgili ola-

115

Page 131: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

bileceği gibi başka alanlarda da olabilir. Sözleşme süreleri sona ermeden firma bunların koyduğu sınırları istediği gibi değiştire-mez. Az yukarda işaret edildiği gibi kısa dönemden kasıt budur.

Sabit ve Değişken Maliyetler

Kısa dönem maliyetleri, yukardaki açıklamadan hemen tah-min edilebileceği gibi, ikiye ayırabiliriz. Birincisi, üretim miktarı ne olursa olsun firmanın katlanmak zorunda olduğu maliyeti ifa-de eder. Buna sabit maliyet (veya maliyetler) denir. Sabit mali-yet üretim miktarı sıfır olsa bile firmanın katlanmak zorundıa ol-duğu maliyettir. F'irma üretimi durdurduğunda maliyetlerin tü-münden kurtulamaz. Tesisin bakılması, korunması için yapılması gerekenler vardır. Sözleşmeden doğan giderler vardır. Bu gibi ka-lemler sabit maliyetleri oluştururlar. Kısa dönem maliyetlerin ikincisi, değişken maliyettir (veya değişken maliyetler). Değişken maliyet, üretim miktarının bir fonksiyonu olarak değişen maliyet demektir. Firma üretim hacmini artırmak istediğinde daha fazla ham madde satın alır, daha fazla işçi çalıştırabilir, daha fazla elektrik kullanır. Bu miktarlar değiştikçe bunlar için yapılan öde-meler de değişecektir. Üretim miktarı sıfır olduğu zaman değiş-ken maliyet de sıfırdır.

Toplam Sabit Maliyet, Toplam Değişken Maliyet Ve Toplam Maliyet

Üretim sıfır olsa bile var olan maliyetlerin toplamına toplam sabit maliyet, herhangi bir üretim hacminde değişken maliyet ka-lemlerinin toplamına da toplam değişken maliyet denmektedir. Bu ikisinin toplamı belirli bir üretim hacminin toplam maliyetini vermektedir.

Şekil 3.22'de bu üç eğri gösterilmiştir. TSM eğrisi toplam sa-bit maliyeti göstermektedir. Üretim miktarı ister sıfır olsun ister herhangi bir pozitif rakam, TSM aynıdır. Eğrinin X eksenine pa-ralel olmasının anlamı budur.

Toplam değişken maliyet eğrisi TDM olarak işaretlenmiştir. Üretilen miktar sıfır olduğu zaman TDM sıfırdır, bu yüzden bu eğri orijinden başlamaktadır. Üretim miktarı ile birlikte TDM yükselmektedir. Şekilde görüldüğü gibi TDM'nin artışmm hızı üretim seviyesi ile birlikte değişmektedir. Bu daha önce üzerinde

116

Page 132: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Toplam maliyet

Şekil: 3.22 Kısa dönem toplam maliyetler.

durduğumuz değişken oranlar kanununun bir sonucudur. Firma üretimini artırmak için gittikçe daha fazla miktarda değişken in-put satın almakta ve bunu miktarı sabit olan inputla (veya in-putlarla birlikte kullanmaktadır. Başlangıçta değişken input mik-tarının artırılması artan marjinal verim halini ortaya çıkarabi-lir ve bu durumda bu inputun toplam ürün eğrisi aşağıya doğru dışbükeydir. Yani değişken inputun marjinal ürünü gittikçe bü-yümektedir. Belirli bir noktaya geldikten sonra artık azalan ve-rimler hali görülmeğe yani marjinal ürün küçülmeğe başlar. Bu bölümünde toplam ürün eğrisi aşağıya doğru iç bükeydir. Bakı-nız Şekil 3.5. Şimdi üzerinde durduğumuz TDM eğrisinin şekü ile toplam ürün eğrisinin şekli arasındaki ilişki açıktır. Artan ve-rimlerin geçerli olduğu üretim miktarında, input fiyatlarının ve-ri olduğu varsayımı ile, değişken inputlar için yapılan eşit har-camlar üretime gittikçe daha büyük katkıda bulunmakta ya da elde edilen her yeni birim mal daha küçük bir maliyetle elde edil-mektedir. Bu TDM eğrisinin eğiminin başlangıç noktasından son-ra gittikçe küçülmesini veya eğrinin X eksenine iç bükey olmasını gerektirmektedir. Azalan verim bölgesine girildiğinde değişken

117

Page 133: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

input veya inputlar için yapılan eşit harcamalar toplam ürünü gittikçe daha küçük miktarlarda artırmakta veya her yeni birim ürün eskisinden daha büyük bir maliyetle elde edilmektedir. Bu yüzden TDM eğrisi artık X eksenine dışbükey hale gelmiştir.

Toplam maliyet toplam sabit maliyetle toplam değişken ma-liyetin toplamına eşit olduğundan Şekil 3.22'deki TM eğrisi TSM ve TDM eğrilerinin düşey olarak toplanması üe elde edilmiştir. Her üretim seviyesinde TM eğrisi ile TDM eğrisi arasmdaki düşey uzaklık sabittir ve toplam sabit maliyete eşittir. Bu eğrinin dik-kate değer başka özellikleri TSM eğrisinin başladığı noktadan başlaması ve eğiminin, bütün üretim seviyelerinde, TDM eğrisi-nin eğimine eşit olmasıdır.

Genişleme yolu ile toplam maliyet arasındaki ilişki uzun dö-nem maliyet eğrileri hakkındaki açıklamalardan sonra ele alına-caktır.

Ortalama Sabit, Ortalama Değişken ve Ortalama Toplam Maliyetler

Toplam maliyet belirli bir üretim hacminin maliyetidir. Bu toplam maliyet rakamının üretim hacmine bölünmesi bir birimin maliyetini veya ortalama maliyeti verir.

Şekil 3.22'deki toplam maliyetlerin her biri için bir ortalama vardır. Bunlar sırası ile ortalama sabit maliyet, ortalama değiş-ken maliyet ve ortalama toplam maliyettir. Bu ortalama eğriler Şekil 3.23'de bir arada gösterilmişlerdir.

Ortalama sabit maliyet devamlı olarak azalan bir eğri ile gösterilir. Çünkü sabit bir rakam, TSM, gittikçe büyüyen üretim miktarlarına bölünmektedir. Üretim miktarı büyüdükçe OSM eğ-risi X eksenine yaklaşmaktadır.

Ortalama değişken maliyet genellikle U şeklinde bir eğri ola-rak çizilir. Bunun sebebi toplam değişken maliyet eğrisinin Şekil 3.22'de gösterilen özelliklere sahip olduğunun kabul edilmesidir. Üretim hacmi büyüdükçe başlangıçta ortalama değişken maliyet azalmakta, bir noktadan sonra yükselmektedir.

Ortalama toplam maliyet hakkında söylenmesi gerekenler ODM hakkında söylenenlerin aynıdır. Aynı sebeplerle bu eğri de U şeklinde çizilmektedir. Ancak Şekil 3.23'de açık olarak görüldü-

118

Page 134: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ğü gibi ODM ve OTM eğrileri birbirlerine paralel değillerdir. Çün-kü bu iki ortalama eğri arasındaki düşey mesafe ortalama sabit maliyete eşittir. Üretim büyüdükçe OSM küçülmekte ve böylece OTM ve ODM eğrileri birbirlerine yaklaşmaktadır. Burada gözden kaçmaması gereken bir başka nokta marjinal maliyet eğrisinin OTM ve ODM eğrilerinin her birini bu eğrilerin minimum nokta-larında kestiğidir.

Şekil: 3.23 Kısa dönem ortalama maliyetler ve marjinal maliyet.

Marjinal Maliyet

Marjinal maliyet üretim miktarını bir birim arttırdığımızda toplam maliyette meydana gelen değişmedir. Bunu toplam mali-yetteki bir değişmenin üretim miktarındaki küçük bir değişmeye oranı olarak da söyleyebiliriz. Bu kavram toplam maliyet fonksi-yonun birinci türevi veya toplam maliyet eğrisine bir noktada çi-zilen teğetin eğimidir. Toplam maliyet eğrisi (veya toplam değiş-ken maliyet eğrisi) Şekil 3.22'de gösterilen özelliklere sahipse marjinal maliyet eğrisi de, Şekil 3.23'de görüleceği gibi, U şeklin-de olacaktır.

Toplam, ortalama ve marjinal maliyetler arasındaki geomet-rik ilişkilere bu kesimin sonunda ayrı bir yer verilecektir.

119

Page 135: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

UZUN DÖNEM MALİYET KAVRAMLARI

Kısa dönemin her şeyin değiştirilmesine yetmeyecek bir za-man parçası olarak anlaşılması gerektiğini, üretim ve maliyet teorisinde hiç değilse bir inputun miktarının sabit olduğu bir du-rumun kısa dönem olarak adlandırıldığını büiyoruz. Bütün input-ları değişken olarak aldığımızda uzun döneme geçmiş oluyoruz.

Uzun dönemde input miktarları ve firmanın bütün sözleşmele-ri değişken olduğuna göre kısa dönem maliyetlerle uzun dönem maliyetler arasında bir önemli fark hemen akla gelmelidir. Uzun dönemde sabit maliyet yoktur. Böyle olunca kısa dönemin yedi ayrı maliyet kavramına (üç toplam, üç ortalama, bir marjinal) karşılık uzun donemde sadece üç maliyet kavramı vardır: Uzun dönem toplam maliyet, uzun dönem ortalama maliyet, ve uzun dönem marjinal maliyet kavramları.

Firmanın Genişleme Yolundan Uzun Dönem Toplam Maliyete

Üretim fonksiyonu Şekil 3.t20'deki genişleme yolunu elde et-memizde hareket noktamızdı. Eşürün paftasını ve eşmaliyet eğ-rilerini kullanarak en düşük maliyetle üretimin ancak genişleme yolu üzerindeki noktalarm gösterdiği input bileşimleri ile sağla-nabileceğini göstermiştik. Şimdi genişleme yolundan uzun dönem toplam maliyet eğrisine kolayca geçebiliriz. Bu geçiş Şekil 3.24'de gösterilmiştir. Genişleme yolu üzerindeki her nokta diyagramın alt parçasında toplam maliyet eğrisinin bir noktasmı oluşturmuş-tur. Toplam maliyet eğrisi belirli bir ürünün en düşük toplam maliyetini göstermektedir. Genişleme yolu üzerindeki D, nokta-smda ürün miktarı X, eşürün eğrisince temsil edilmektedir. Bu ürünün toplam maliyeti T, eşmaliyet eğrisince gösterilmektedir. D2,D3 veya genişleme yolu üzerindeki bütün noktalar bir ürün bir de maliyet rakamını bize vermektedirler. Bunları diyagramın alt parçasına aktardığımızda elde ettiğimiz eğri uzun dönem toplam maliyet eğrisidir.

Uzun Dönem Ortalama Maliyet

Uzun dönem maliyet eğrilerine geçmek için kısa dönem ma-liyet eğrilerinden hareket edebiliriz. Bir fabrika kurmayı planla-makta olan bir firmanın üç ayrı büyüklükte fabrika kurma imkâ-nı karşısmda bulunduğunu kabul edelim. Bu fabrikaların herbıri

120

Page 136: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

M

donem toplam maliyet

Şekil: 3.24 Genişleme yolundan uzun dönem toplam maliyete.

x malı miktarı ( b )

Page 137: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

x molı miktarı

Şekil: 3.25 Kısa dönem ortalama maliyet eğrisinden uzun dönem

ortalama maliyet eğrisine.

belirli teknoloji ile belirli üretimde bulunacak şekilde hazırlan-mışlardır. Bunların herbirinin belirli bir ürünü elde etmek için sebep olacakları asgarî maliyetler bellidir, yani her biri için ayrı bir ortalama maliyet eğrisi söz konusudur. Bu fabrikalardan en küçük kapasitelisine A, ikincisine B, üçüncüsüne de C diyelim. Şekil 3.25'de bu üç tesisin her biri için söz konusu olan kısa dö-nem ortalama maliyet eğrileri gösterilmiştir KOMA A tesisinin ortalama maliyet eğrisidir. A tesisinin en düşük birim maliyetli üretim seviyesi x,'dir. B ve C'nin en düşük birim maliyetli üretim seviyeleri ise sırası ile x2 ve x3'tür. Ne var ki firmalar daima kısa dönem ortalama maliyet eğrisinin minumum noktasında faaliyet-te bulunmazlar. Firma bakımından önemli olan belirli bir üretim hacminin en düşük maliyetle elde edilmesidir. Firmanın gelecek hakkındaki tahminleri üretim seviyesinin OK kadar olması gerek-tiğini gösteriyorsa firma A tesisini kuracaktır. Çünkü OK kadar üretim A tesisinde birim başma K K A kadar bir maliyetle elde edi-lebilirken B tesisinde KK B kadar bir birim maliyeti gerektirmek-

122

Page 138: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

tedir. Açıktır ki firma A'yı kuracaktır. Ama firma satış imkân-ları bakımından üretim seviyesinin OL kadar olması gerektiğini düşünüyorsa bu defa B tesisini kuracaktır. Çünkü OL'nin birim başma maliyeti A tesisinde, LLA, B tesisinde olduğundan, LLb, büyüktür. Son olarak, üretim seviyesinin M olması gerekiyorsa kurulacak tesis C'dir. Çünkü birim başma maliyet, bu üretim se± viyesi için, C'de B'den daha düşüktür.

Burada basitleştirilmiş bir örnek üzerinde durduğumuz için firmanın karşı karşıya olduğu tesis alternatiflerinin sadece üç tane olduğunu kabul ettik. Gerçekte firmaların önündeki alterna-tifler, genellikle, sayısız denecek kadar çoktur. Bir tesis bir hayli küçük kurulabileceği gibi, ondan biraz daha büyük ve devamlı olarak gittikçe daha büyük olarak çeşitli boylarda kurulabilir. Fir-ma gelecek hakkındaki tahminlerine bağlı olarak bu sayısız im-kândan birini seçer. Şimdi bu durumu şekü üzerinde görelim ve uzun dönem ortalama maliyet eğrisine geçelim.

Şekil 3.26'da çok sayıda kısa dönem ortalama maliyet eğrisi görülmektedir. Üretim hacmi büyüdükçe firma devamlı olarak

M

x matı miktarı

Şekil: 3.26 Uzun dönem ortalama maliyet eğrisi kısa dönem ortalama

maliyet eğrilerinin her birine bir noktada teğettir.

123

Page 139: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

daha sağdaki ortalama maliyet eğrilerine geçecektir. Belirli bir üretim hacminin en düşük ortalama maliyetle üretimi firma ba-kımından hedef olarak kabul edileceği için uzun dönem ortalama maliyet eğrisi bu kısa dönem ortalama maliyet eğrilerinin her bi-rine bir noktada teğet olacaktır. Başka bir ifade ile, uzun dönem ortalama maliyet eğrisi, her üretim seviyesinde en düşük maliyet-le üretimi mümkün kılan kısa dönem ortalama maliyet eğrileri üzerindeki noktalarm geometrik yeridir. Veya uzun dönem orta-lama maliyet eğrisi tesis çapı ile ilgili bütün ayarlamalar yapıl-dıktan sonra, her üretim seviyesinin en düşük ortalama maliye-tini gösteren eğridir.

Burada dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Birincisi UOM eğrisinin KOM eğrilerine teğet olduğu ve onları adetâ içine aldığıdır. Bu yüzden, uzun dönem ortalama maliyet eğrileri gibi eğrilere zarf eğrisi, adı verilir. Teğettik şartının bir devamı olarak UOM eğrisinin KOM eğrilerinin hiç birini kesmediğine dikkat edil-melidir. Gene dikkate değer bir özellik, uzun dönem ortalama ma-liyet eğrisini burada U şeklinde çizdiğimiz için, UOM eğrisinin azaldığı bölgedeki teğet noktalarında KOM eğrileri de azalmak-tadır. UOM eğrisinin yükseldiği bölgedeki teğet noktalarında KOM eğrileri de yükselmektedir. UOM eğrisinin en düşük olduğu üre-tim seviyesindeki teğet noktasmda KOM eğrisi de en düşük sevi-yesindedir.

Uzun dönem ortalama maliyet eğrisine firammn plânlama eğrisi adı da verilir. Gelecekle ilgili karar verilirken bu tesis çap-larından her birini gözönünde bulundurulmak gerekbilir. Bun-lardan biri seçilip de kurulunca kısa döneme dönülmüş olur. Bü-yüzden, bazan, firmanın uzun dönemde plânladığı, kısa dönemde üretim yaptığı söylenir.

Uzun dönem ortalama maliyet eğrilerinin genellikle U şek-linde olduğu düşünülür. Bu, üretim ölçeği büyüdükçe ürünün or-talama maliyetinin bir noktaya kadar düşeceğini, o noktadan sonra ölçeği büyütmeğe devam edilirse ürünün ortalama maliye-tinin yükseleceğini ifade etmektir. Acaba niçin?

Uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin alçalan bölümünü açıklamak için kullanılan gerekçelerden biri işbölümü ve ihtisas-laşmadır. Üretim hacmi büyüdükçe üretim sürecinin çeşitli saf-halarını ihtisaslaşmış işçiler yaparlar, oysa küçük hacimli üre-

124

Page 140: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

timde bir işçi çok sayıda ve değişik işi yapmak zorunda kalır. Bir işten ötekine geçmenin sebep olduğu zaman kaybı ihtisaslaşma ile ortadan kalkar. Öte yandan aynı işi yapan işçi bir çeşit maki-ne haline gelir. Alışkanlık o derece ileri gider ki yapması gereken işi işçi büyük bir hızla adeta farkmda olmadan yapar.

Uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin alçalan bölümünün açıklanmasında kullanılan ikinci gerekçe teknolojik faktörlerdir. Küçük çapta üretim basit fakat maliyeti yüksek tekniklerle ger-çekleştirilebilecekken büyük çapta üretim daha ileri ve maliyeti düşük üretim tekniklerinin kullanılmasını mümkün küar. Ayrıca tesis çapının büyümesi tesisin kuruluş maliyetlerini aynı oranda artırmayabilir Belirli güçte bir makine ile bunun iki katı güçte bir makmenin fiyatları arasmdaki ilişki genellikle bire iki değil-dir. Daha güçlü makinenin fiyatı, birinci makinenin fiyatmm iki katmdan daha düşük olabilmektedir.

Uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin artan bölümünün açıklanması amacı ile kullanılan başlıca gerekçe artan bürokra-sidir. Üretim kapasitesi büyüdükçe maliyet düşmektedir ama bu-nun devam edip gitmesini, veya maliyetin bir noktadan sonra sa-bit kalmasını artan sevk ve idare güçlükleri önlemektedir. Tesis veya üretim çapı büyüdükçe yetki devri gittikçe büyüyecek bu da ciddî bir koordinasyon meselesini ortaya çıkaracaktır. Böylece ürünün ortalama maliyeti yükselecektir.

Uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin U şeklini açıklarken kullanılan iki terim üzerinde ayrıca durmak istiyorum. Bunlar ingilizcedeki "economies of scale" ve "diseconomies of scale" te-rimleridir. Türkçeye ölçek ekonomileri, ve eksi-ekonomileri olarak çevrilmektedirler. Bunlardan birincisi üretim ölçeğinin büyüme-sinin maliyeti düşürmesini, ikincisi de üretim ölçeğinin büyüme-sinin maliyeti yükseltmesini anlatmak için kullanılan terimler-dir.

Uzun Dönem Marjinal Maliyet Eğrisi

Firmanın genişleme yolu ile uzun dönem toplam maliyet ara-smdaki yakm ilişkiyi Şekil 3.24'de göstermiştik. Uzun dönem or-talama maliyet eğrisinden de uzun dönem toplam maliyete geçe-büiriz. UOM eğrisi tesis çapı ile ilgili ayarlamalar yapıldıktan son-ra her üretim hacminin en düşük ortalama maliyetini göstermek-

125

Page 141: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

tedir. Ortalama maliyeti üretim hacmi ile çarptığımızda toplam maliyeti buluruz. Değişik üretim hacimlerinin toplam maliyetle-rini bulduğumuzda uzun dönem toplam maliyet eğrisini çizebili-riz. Bu eğrinin orijinden başlaması gerektiğini biliyoruz. Çünkü uzun dönemde sabit maliyet kalemi yoktur.

Uzun dönem marjinal maliyet kavramı uzun dönem toplam maliyet eğrisinin bir noktadaki eğimi demektir, ve tesis çapı ile ilgili ayarlamalar yapılmak şartı ile üretim hacmini bir birim artır-manın toplam maliyete sebep olacağı değişmeyi göstermektedir.

Uzun dönem ortalama maliyet eğrisi U şeklinde olduğu tak-dirde uzun dönem marjinal maliyet eğrisi de U şeklinde olacaktır. Tabiî uzun dönem marjinal maliyet eğrisi uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin en düşük noktasında bu eğriyi kesecektir.

Uzun dönem marjinal maliyet eğrisi ile kısa dönem marjinal maliyet eğrisi arasındaki ilişkiye bir göz atmak da faydalı olacak-tır. Şekil 3.27'de x, üretim hacminde uzun dönem ortalama mali-yet eğrisi ile bir kısa dönem ortalama maliyet eğrisi birbirlerine te-

Şekil: 3.27 Kısa ve ıızun dönem ortalama maliyet eğrilerinin teğet oldukları üretim

hacminde kısa ve uzun dönem marjinal maliyet eğrileri kesişirler.

126

Page 142: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ğettirler. Kısa ve uzun dönem ortalama maliyetler birbirine eşit-tir, dolayısı ile uzun dönem ve kısa dönem toplam maliyetler de birbirlerine eşittirler. Aynı üretim hacminde kısa ve uzun dö-nem marjinal maliyet eğrileri de kesişmektedirler. Kısa ve uzun dönem marjinal maliyetlerin kısa ve uzun dönem ortalama mali-yet eğrilerinin birbirlerine teğet oldukları üretim hacminde eşit olmaları gerektiğini şöyle anlatabiliriz. x, üretim hacminin he-men solunda, x2 noktasında kısa dönem ortalama maliyet uzun dönem ortalama maliyetten büyüktür, dolayısı ile kısa dönem toplam maliyet uzun dönem toplam maliyetten büyüktür. Bu nok-tadan x, noktasına geldiğimizde iki toplam birbirine eşit olmak-tadır. Demek ki bu eşitliğe gelirken uzun dönem toplam maliye-tin kısa dönem toplam maliyetten daha fazla artması gerekmek-tedir. Veya x2 noktasında uzun dönem marjinal maliyet kısa dö-nem marjinal maliyetten daha büyük olmalıdır. x, noktasının he-men sağındaki bir noktada, x3'de, kısa dönem ortalama maliyet uzun dönem ortalama maliyetten, dolayısı ile kısa dönem toplam maliyet uzun dönem toplam maliyetten büyüktür. x, noktasın-dan x3 noktasına geçildiğinde kısa ve uzun dönem toplam mali-yetlerin eşit oldukları bir noktadan kısa dönem toplam maliyetin daha büyük olduğu bir noktaya geçilmiş olmaktadır. Şu halde kı-sa dönem toplam maliyetteki artış uzun dönem toplam maliyet-teki artışdan daha büyük olmalıdır. x3 noktasında kısa dönem marjinal maliyet uzun dönem marjinal maliyetten büyüktür.23

n Kısa ve uzun dönem marjinal maliyetlerin kısa ve uzun dönem ortalama maliyetlerin teğet oldukları üretim hacminde birbirlerine eşit olmaları ge rektiğini bir başka yaklaşımla da gösterebiliriz. Kısa ve uzun dönem or talama maliyet eğrilerinin teğet oldukları noktada kısa ve uzun dönem top-lam maliyet rakamları birbirine eşittir, yani kısa dönem toplam maliyet eğrisi uzun dönem toplam maliyet eğrisine teğettir. Demek ki iki eğrinin

eğimleri birbirine eşittir. Eğimler ise mar-j inallardır.

Toplam rakamların eşit olması toplam eğrilerin teğet olduğu noktada gerçekle-şeceği gibi birbirlerini kestikleri noktada da gerçekleşir. Ne var ki kısa ve uzun dönem toplam maliyet eğrileri birbirle-rini hiç bir noktada kesmezler. Uzun dö-nsm maliyet eğrisi de bir zarf eğrisidir. Pek çok kısa dönem toplam maliyet eğri-sine birer noktada teğet olan bir eğridir

127

Page 143: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

TAM KAPASİTE VE OPTİMUM ÇAPTA TESİS KAVRAMLARI

Kısa dönem ortalama maliyet eğrisinin bir tesisi, bir fabrika-yı temsil ettiğini biliyoruz. Kapasite kavramı da bu eğriye atıfda bulunarak tanımlanmaktadır.

Tam kapasite terimi kısa dönem ortalama maliyet eğrisinin minimum noktasına rastlayan üretim hacmini anlatmak için kul-lanılmaktadır. Bir tesiste üretilebilecek değişik miktarlar arasın-da ortalama maliyeti en düşük olanını ifade etmektedir. Tam ka-pasite terimi maksimum ürün miktarını belirtmek için kullanıl-mamaktadır.

Şekil 3.28'de x2 üretim hacmi tam kapasiteyi temsil etmekte-dir. x, gibi daha küçük bir üretim hacmi tesisin eksik kapasite ile, x3 gibi bir üretim hacmi ise tesisin aşırı kapasite ile çalıştırıldığı-nı göstermektedir.

M

KOM

I

A , * 2 x 3

x malı miktarı Şekil: 3.28

Eksik, tam ve aşırı kapasite.

Optimum çapta tesis tanımında kısa ve uzun dönem ortala-ma maliyetlerin ikisine birden atıfda bulunulmaktadır. Optimum çapta tesis uzun dönem ortalama maliyet eğrisinm minumum noktasmda ona teğet olan kısa dönem ortalama maliyet eğrisinin

128

Page 144: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

temsil ettiği tesistir. Şekil 3.129'da KOM2 optimum çapta tesisi, KOM2 optimumdan küçük, KOM3'de optimumdan büyük tesisi temsil etmektedirler.

M

KOM, KOM3 UOM

x malı miktarı

Şekil: 3.29 Optimum, optimumdan büyük ve optimumdan küçük

çapta tesisler.

TOPLAM, ORTALAMA ve MARJİNAL MALİYETLER ARASINDAKİ İLİŞKİLERİN GEOMETRİSİ

Az yukarda kısa ve uzun dönem maliyet kavramlarının her birinin tanımlarını verip başlıca özelliklerini belirttik. Şimdi bun-lar arasındaki bazı dikkate değer ilişkileri tek tek ele alacağız.

Toplam sabit maliyetten ortalama sabit maliyet eğrisine ge-çiş Şekil 3.30'da gösterilmiştir.

x

olduğu için şeklin (a) parçasında x, üretim hacminin toplam sa-

bit maliyeti Px,, ve ortalama sabit maliyeti P x ' - dir. Bu son ifa-Ox,

de a açısının tanjantı veya OP doğrusunun eğimidir. Bu eğimin sayısal değeri diyagramın (b) bölümünde Px, yüksekliğinin sayı-sal değerine eşittir. Görüldüğü gibi OSM eğrisi devamlı olarak al-çalmaktadır.

Toplam değişken maliyet eğrisinden ortalama değişken ma-

129

Page 145: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

OSM

x malı miktarı Ca)

*ı *» x malı miktarı

( b ) Şekil: 3.30

Toplam sabit maliyetten ortalama sabit maliyete.

liyet eğrisine geçişi de benzer bir şekilde gösterebiliriz. Şekil 3.31' de bu yapılmıştır. TDM eğrisi üzerindeki P, R ve S noktalarını orijinle birleştiren doğruların eğimleri ortalama değişken maliyet rakamlarını vermektedir. Meselâ diyagramm (a) bölümünde x2

üretim hacminin toplam değişken maliyeti RX2, ortalama değiş-Dy

ken maliyeti de - dir. Bu değer diyagramm (b) bölümündeki Ox2

RX2 uzunluğuna eşittir. TDM

ODM

"2 " 3 * malı miktarı

( b ) Şekil: 3.31

Toplam değişken maliyetten ortalama değişken maliyete.

130

Page 146: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Toplam değişken maliyet eğrisi ile toplam sabit maliyet eğri-sinin düşey toplamına eşit olan toplam maliyet eğrisinden orta-lama toplam maliyet eğrisine geçiş ayrı bir şekil üzerinde göste-rilmemiştir. TDM eğrisinden ODM'ye geçişi aynen tekrarlarsak gene önce azalan sonra artan bir ortalama toplam maliyet eğrisi buluruz. Yalnız, ODM ve OTM eğrilerini aynı diyagrama çizdiği-mizde her üretim hacminde ODM'nin OTM'den daha küçük oldu-ğunu, yani ODM eğrisinin bütünü ile OTM eğrisinin altmda yer aldığını görürüz. İki eğri arasındaki düşey mesafenin ortalama sabit maliyete eşit olduğunu daha önce de görmüştük. (Bakınız Şekil 3.23).

Bir toplam eğrinin bir noktadaki eğiminin marjinale eşit ol-duğunu biliyoruz. Toplam maliyet eğrisinin bir noktadaki eğimi de o noktaya rastlayan üretim hacminin marjinal maliyetidir. Marjinal maliyet üretim miktarını bir birim artırdığımızda top-lam maliyette meydana gelen değişmedir. Şekil 3.32'de üretim miktarı x,'den x2'ye çıkarıldığı zaman toplam maliyet m,'den m2'ye çıkmaktadır. Üretim miktarındaki artış x,x2, toplam mali-yetteki artış m,m2'dir. Üretimi bir birim artırmanın toplam ma-liyette meydana getireceği değişme

m,m2 ATM — veya dır.

x,x2 Ax Üretim miktarındaki değişiklik son derece küçük olduğunda,

ATTVF yanı limitte, — ifadesi belirli bir noktadan toplam maliyet eğ-

Ax risine çizilen teğetin eğimine eşit olur. Şekil 3.32'de K noktasın-dan TM eğrisine çizilen teğetin eğimi, veya bu teğetin yatay ek-senle yaptığı açısının tanjantı K noktasına rastlayan üretim hac-minin marjinal maliyetine eşittir.

Şu ana kadar toplam maliyet eğrilerinden ortalama ve mar-jinal maliyet eğrilerine nasıl geçileceğini gösterdik. Ortalama ve marjinal maliyet eğrilerinden toplam maliyet eğrilerine geçişi ha-tırlatmak da faydalı olabilir. Bir ortalama maliyet eğrisinin altın-da kalan yükseklik ile o noktaya rastlayan üretim miktarını çarp-tığımızda toplam maliyet rakamını buluruz. Bir marjinal mali-yet eğrisinden toplam maliyet eğrisine geçmek için ise söz konu-

131

Page 147: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

x malı miktarı

Şekil: 3.32 Toplam maliyet eğrisinin bir noktadaki eğimi marjinal maliyettir.

su üretim hacmine kadar marjinal maliyet eğrisinin altında ka-lan alanm yüzölçümünü hesaplamamız gerekmektedir. Şekil 3.33'

Şekil: 3.33 Ortalama ve marjinal maliyetlerden toplam maliyete.

132

Page 148: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ün (a) ve (b) bölümlerindeki taranmış alanlar ortalama ve mar-jinal eğrilerden elde edilen toplam maliyet miktarını göstermek-tedir.

Toplam, ortalama ve marjinal maliyetler arasındaki bu geo-metrik ilişkiler kısa dönem eğriler için geçerli olduğu gibi uzun dönem eğriler için de geçerlidir. Bunun için uzun dönem maliyet eğrileri arasındaki ilişkiler üzerinde ayrıca durmamız gerekmiyor. Uzun dönem toplam maliyet eğrisinin bir noktasını orijinle bir-leştiren doğrunun eğimi uzun dönem ortalama maliyeti, o nokta-da uzun dönem toplam maliyet eğrisine çizdiğimiz teğetin eğimi de uzun dönem marjinal maliyeti vermektedir.

/

133

Page 149: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

DÖRDÜNCÜ BOLUM TALEP, ARZ VE PİYASA DENGESİ

Piyasa, bir şeyin alıcılarının ve satıcılarının alış-veriş işle-mini gerçekleştirmelerini sağlayan her çeşit kolaylıktır. Fiyat, bir şeyin bir biriminin el değiştirme bedelidir. Mal piyasasında alıcı-lar tüketicilerdir. Satıcılar da üreticiler. Piyasada bir malm satı-lacak miktarı ve fiyatı alıcıların ve satıcıların davranışlarmca be-lirlenir.

Tüketicilerin davranışlarını İkinci Bölümde ele almıştık. Tek tüketicinin tercihlerinden başlayarak piyasa talebi kavramına gelmiştik. Piyasada bir malm satılacak miktarını ve fiyatım be-lirleyen birinci kavram işte bu piyasa talebidir. İkinci kavram arzdır.

Satıcı veya üreticilerin davranışları ile ilgili hazırlık çalışma-larını Üçüncü Bölümde üretim ve maliyet teorileri olarak açıkla-dık. Bu iki bölümün sonuçlarını Dördüncü Bölümde bir araya getirecek piyasa dengesini veya bir malm denge fiyatını ve denge miktarını ele alacağız.

Bir malm satıcılarının davranış plânları arz eğrisi şeklinde gösterilmektedir. Arz kavramının arkasmda üretim ve maliyet teorisi vardır. Biz bu bölümde önce arz kavramı ile ilgili bazı ha-tırlatmalara yer verecek sonra, piyasa dengesi, dengenin değişme-

135

Page 150: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

si ve dengenin istikrarı gibi konuları ele alacağız. Fiyat oluşumu ile ilgili bir dinamik tahlil örneği olarak da Örümcek Ağı Teore-mine yer vereceğiz.

Arzla maliyetler arasındaki yakın ilişkiyi Beşinci Bölümde firma davranışlarını incelerken göstereceğiz.

ARZ KAVRAMI

Tek satıcı ile ilgili arz kavramı, bu satıcının belirli bir zaman birimi içinde değişik fiyat seviyelerinde bu maldan satmağa hazır olduğu miktarları gösteren bir tablo veya bir eğri demektir. Tanı-mından başlayarak bir çok yönleri ile talep kavramına benzemek-te olan arz üzerinde kısaca duracağız.

Arz tablosunda veya arz eğrisinde iki rakam dizisi söz konu-sudur. Malm değişik fiyatları ve bu fiyatların her birinde arz edi-lecek olan miktarlar. Bu iki rakam dizisi arasında aynı yönde bir ilişki vardır. Fiyatlar yükseldikçe arz edilen miktarlar da büyür. Bu özellik talep eğrisi ile arz eğrisinin görünüşleri arasındaki en önemli farktır. Talep eğrisi negatif eğimli iken arz eğrisi, normal olarak, pozitif eğimlidir. Şekil 4.1.

F

o f

O X X 3

x malı miktarı

Şekil: 4.1 Arz eğrisi ve arzııı değişmesi.

136

Page 151: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Talep eğrisinin negatif eğimli oluşu kuralının nasıl bir istis-nası varsa (Giffen Paradoksu) arz eğrisinin pozitif eğimli oluşu-nun da istisnaları vardır. Arz eğrisinin bir bölümü pozitif eğimli iken diğer bölümü negatif eğimli olabilir, böyle bir arz eğrisine geriye bükük arz eğrisi denir. Şekil 4.2. Emek arzının ve bazı du-rumlarda bazı tarım ürünlerinin arzının geriye bükük olduğu gö-rülür. Fiyat f, iken düşmeğe başladığında belli bir satış hâsılatına ulaşma ümidiyle tarımsal üreticiler arz miktarını artırabilirler. Veya II. ciltte faktör fiyatları konusunda yeniden üzerinde dura-cağımız gibi emek arz miktarları belli bir ücret seviyesinden da-ha yüksek ücretlerde azalabilir. Şekil 4.2'de arz eğrisinin L nok-tasmda geriye bükülmesi böyle bir durumu gösterir. Tabiî bura-da diyagramm eksenlerine emek miktarlarını ve ücret rakam! a-rmı koymamız gerekmektedir.

x malı miktarı

Şekil: 4.2 Geriye bükük arz eğrisi.

Arz ve Arz Edilen Miktar Ayrımı

Gene talepte olduğu gibi arz ve arz miktarı veya arz edilen miktar deyimleri arasındaki ayrıma daima dikkat edilmelidir. Bir tek arz eğrisi üzerinde pek çok sayıda arz miktarı vardır. Eğri

137

Page 152: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

üzerinde sola ya da sağa hareket arz miktarını değiştirir. Ama eğT

ri" üzerinde kalındığı sürece arzın değiştiğinden bahsedilemez. Ar-zın değişmesi, bütün fiyat seviyelerinde arz miktarlarının daha f azla veya daha az hale gelmesi, yani arz eğrisinin sağa veya sola kayması demektir. Sola kayış arzın azalışını, sağa kayış artışım gösterir. Şekil 4.1'de A0 eğrisinin A, haline gelmesi arzın arttığını, A2 haline gelmesi arzın azaldığını göstermektedir. Arzın değişme-sine arz kayması da denmektedir.

Arz Esnekliği

Belirli bir arz eğrisi üzerihde hareket edildiğinde fiyat ve mik-tar rakamları devamlı olarak değişir. Talepte olduğundan farklı olarak burada her iki serinin değişme yönü aynıdır. Fiyatlar yük-selir, arz miktarları artar, fiyatlar düşer, arz miktarı azalır. Arz esnekliği fiyat değişmeleri karşısında arz miktarının duyarlığının bir ölçüsüdür. Arz esnekliği, talep esnekliğinde olduğu gibi, fiyat-ta meydana gelen bir birimlik bir nisbî değişme karşısında arz miktarında meydana gelecek nisbî değişmeyi gösterir.

Ax x Ax f

_A f Af x f

Şekil 4.3'de A arz eğrisi üzerindeki K ve L noktaları arasındaki esneklik değerini

XqX| fo ,ea

fof ı Xo şeklinde yazabiliriz. K ve L noktaları çakıştığında, yani limitteki

değişmeler için, bu denklemdeki x"x '-- , yani terimi M nok-fofı Af

f tasından arz eğrisine çizilen teğetin eğiminin tersi demektir. -

Xo terimi de M noktasının gösterdiği fiyat ve miktar rakamlarının birbirine oranıdır. Arz eğrisi üzerinde bir noktanın esnekliğine, tıpkı talepte olduğu gibi, nokta esnekliği diyoruz. K ve L nokta-ları arasmda bir ortalama esneklik değeri hesaplamak durumun-da isek kullanacağımız kavram yay esnekliği kavramıdır. Bu kav-ramla ilgili olarak talep esnekliği ile ilgili açıklamalarımıza bakı-labilir. 138

Page 153: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

x malı miktarı Şekil: 4.3

Arz esnekliğinin ölçülmesi.

Sabit Esneklikte Arz Eğrileri

Doğrusal olmayan arz eğrilerinin her noktasmda esneklik de-ğerleri farklıdır. Üç özel durum dışında aynı şey doğrusal arz eğ-rileri için de geçerlidir. Bu üç durumdan ikisi talepte olduğu gibi-dir. Esneklik her noktada sıfır ise arz eğrisi fiyat eksenine, her noktada sonsuz ise miktar eksenine paraleldir.

Şekil 4.4'de gösterilen sabit esneklikte arz eğrilerinin üçün-

Şeltil: 4.4 Sabit esneklikte arz eğrileri.

139

Page 154: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

cüsü talepteki duruma benzemez. Birim esneklikte bir talep eğ-risi bir ikizkenar hiperbol iken birim esneklikte bir arz eğrisi ori-jinden başlayan bir doğrudur. Durumu Şekil 4.5'de gösterebiliriz. A eğrisi orijinden geçen bir doğrudur. Bu eğri üzerinde bir nokta-nın esnekliğini geometrik olarak ölçebüiriz. Esneklik denklemin-

deki terimi K noktasında arz eğrisinin eğiminin tersidir.

Eğim her noktada sabittir ve a açısının tanjantına e ş i t t i r , d i r . Kx

«• f Eğimin tersini^1 ile çarpınca esneklik katsayısının değerini bu-

X luruz.

Ox Kx z = 1 .

Kx Ox Görülüyor ki eğimi ne olursa olsun orijinden geçen doğrusal

arz eğrilerinin her noktasında esneklik bire eşittir.

Şekil: 4.5 Arz esnekliğinin her noktada bire eşit oluşu.

Esnek Olan ve Olmayan Doğrusal Arz Eğrileri

Esneklik değeri birden büyük olunca arzın esnek olduğu, bir-den küçük olunca arzın esnek olmadığı söylenir. Fiyat eksenini kesecek bir eğimde doğrusal bir arz eğrisi üzerinde her noktanın esneklik değerleri farklıdır ama bunların her biri birden büyük-

140

Page 155: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

tür. Miktar eksenini kesecek eğime sahip doğrusal bir arz eğrisi üzerinde her noktanın esneklik değerleri değişiktir fakat bunla-rın her biri birden küçüktür.

Şekil 4.6'da fiyat ekseninden başlayan bir arz eğrisi çizilmiş-TCT TCT

tir. Bu eğri üzerindeki K noktasının eğimi - — = dir. Şu ML Ox

OTT K Y TCV halde bu noktanm esnekliği • = - — > 1 olarak yazıla-

KL Ox KL bilir. Çünkü Kx >KL. Bu eğrinin her noktasmda esneklik farklı-dır ama birden büyüktür.

Şekil: 4.6 Arz esnekliğinin her noktada birden büyük oluşu

Şekil 4'7de esnek olmayan bir arz eğrisi vardır. Bu eğri üze-

rindeki K noktasının esnekliği - = M x < 1 dir. Çünkü Kx Ox Ox

Mx < Ox. Bu eğri üzerinde her noktada esneklik farklı fakat bir-den küçüktür.

Doğrusal olmayan bir arz eğrisi üzerindeki bir noktanm es-neklik değerinin bire eşit, birden büyük veya birden küçük olu-şu benzer bir yaklaşımla gösterilebilir. Doğrusal olmayan arz eğ-risine bir noktada çizdiğimiz teğet orijinden geçiyorsa o nokta-nın esneklik değeri birdir. Teğet fiyat eksenini kesiyorsa esneklik birden büyük, miktar eksenini kesiyorsa birden küçüktür. Durum

141

Page 156: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 4.7 Arz esnekliğinin her noktada birden küçük oluşu.

Şekil 4.8'de gösterilmiştir. Arz eğrisine çizdiğimiz teğetleri doğru-sal arz eğrileri gibi alırsak yukardaki ifadenin doğruluğu orta-dadır.

Doğrusal olmayan bir arz eğrisi üzerinde değişik noktaların esneklikleri.

142

Page 157: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

PİYASA DENGESİ

Piyasa, alıcı ve satıcıları karşı karşıya getiren, alış-verişi ger-çekleştirmelerini sağlayan her türlü imkândır.

Bir malm piyasasının dengede olması hem alıcıların hem de satıcıların plânlarının aynen gerçekleşmesi demektir. Satıcılar, belli şartlarda, satmak istedikleri kadar satmakta, alıcüar aynı şekilde almak istedikleri kadar almaktadırlar. Şartlar değişme-dikçe satılan miktar değişmez, malm fiyatı değişmez.

Piyasa dengede olduğu zaman gerçekleşmiş olan fiyata den-ge fiyatı, bu fiyattan satılan miktara da denge miktarı adı veri-lir.

Denge fiyatı, değişme eğilimi göstermeyen fiyattır. Fiyatı et-kileyen güçler alıcıların ve satıcıların davranışları yahi talep ve arzdır. Denge fiyatı, talep miktarını arz miktarına eşitleyen veya piyasayı temizleyen fiyattır.

Piyasada fiyatın oluşmasını veya denge fiyatı kavramını açık-lamak için kullanılan iki farklı yaklaşım vardır. Bunlardan biri Walras'm talep fazlası yaklaşımı, diğeri Marshall'm fiyat fazlası (veya talep fiyatı fazlası) yaklaşımıdır.

Talep Fazlası Yaklaşımı

Bir malm alıcılarının ve satıcılarının karşı karşıya geldikle-rini düşünelim. Alıcıların kendilerine göre bir satın alma plân-ları vardır. Buna talep diyoruz. Satıcıların da bir satma plânı var-dır. Buna da arz diyoruz. Piyasa henüz açılmamış, malm bir biri-mi bile satılmamıştır. Dolayısı ile malm fiyatı da belli değildir. Alıcılar ve satıcılar satın alıp almamakta ve satıp satmamakta serbesttirler.

Şekil 4.9'da alıcıların satın alma plânları, yani talep eğrisi, ve satıcıların satma plânları, yani arz eğrisi bir arada gösteril-mişlerdir.

Şimdi piyasanın açıldığını ve bir görevlinin, tellâlın, rastgele bir fiyat bağırdığını varsayalım. Bundan sonrasını Şekil 4.9 üze-rinde inceleyelim. Tellâlın doyurduğu fiyat Of, olsun. Bu fiyattan alıcıların satın almağa hazır oldukları miktar Ox,, satıcıların sat-mağa hazır oldukları miktar Ox4'dür. Satıcıların satmağa hazır

143

Page 158: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

oldukları miktarın ancak bir parçası satılabilecek, bir parçası sa-tıcıların elinde kalacaktır. Satılamayacak miktar veya arz fazlası KL veya x,x4 mesafesidir. Bu durumda fiyatın düşürülmesi gere-kir. Tellâlın rastgele bağırdığı fiyat Of2 ise bu fiyattan talep edi-len miktar Ox3, arzedilen miktar da Ox2'dir. Bu fiyatta MN veya x2x3 kadar bir talep fazlası vardır. Fiyatın yükseltilmesi gerekir. Of, ve Of2 fiyatları denge fiyatı değildirler.

Şekil: 4.9 Piyasa dengesi: Talep fazlası yaklaşımı.

Fiyatm Of,'den aşağıya, Of2'den yukarıya doğru hareketi Ofo fiyatmda duracaktır. Bu fiyatta talep ve arz miktarları bir-birine eşittir. Ne arz fazlası vardır, ne de talep fazlası, Of0, denge fiyatıdır. Ox0da denge miktarıdır.

Talep fazlası terimi aslmda hem arz fazlasını hem de talep fazlasını ifade etmektedir. Arz fazlası negatif talep fazlasıdır. Ta-lep fazlası böyle anlaşılmak şartı ile Walras'ın talep fazlası yak-laşımında piyasanın dengesi talep fazlası sıfır olduğu zaman ger-çekleşir.

I.

144

Page 159: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Fiyat Fazlası Yaklaşımı

Marshall'ın fiyat fazlası hipotezi, veya daha doğru olarak ta-lep fiyatı fazlası yaklaşımı da Şekil 4.10 yardımı ile açıklanabilir. Ox, kadar satış yapmak için satıcıların kabul edecekleri minimum fiyat, yani arz fiyatı, Of,'dir. Aynı miktar malı satm almak için alıcıların ödemeğe hazır oldukları maksimum fiyat, yani talep fi-yatı, Ofs'dür. KL veya f,f3 mesafesi talep fiyatı fazlasıdır. Talep fi-yatı fazlası arz miktarlarının artırılmasını gerektirecek bu da arz ve talep fiyatlarını değiştirecektir. Piyasada denge talep fiyatı fazlası sıfır olduğu zaman gerçekleşecektir. Şekilde Ox2 arz mikta-rında MN mesafesi arz fiyatı fazlası olarak adlandırılmıştır. Bunu negatif talep fazlası olarak anlamak gerekiyor. Böylece bu yakla-şımda denge şartı talep fiyatı fazlasının sıfır olmasıdır. Arz ve ta-lep eğrilerinin birbirlerini kestikleri noktaya rastlayan Of0 fiyatı denge fiyatı Ox0 miktarı da denge miktarıdır.

x malı miktarı

Şekil: 4.10 Piyasa dengesi: Talep fiyatı fazlası yaklaşımı.

I Görülüyor ki her iki yaklaşımda da denge arz ve talep eğri-

lerinin birbirlerini kestikleri noktada oluşmaktadır. Ancak Walras

145

Page 160: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

yaklaşımında fiyat, miktardaki değişmelere ayak uydurmakta iken Marshall yaklaşımında miktar, fiyattaki değişmelere göre ayarlanmaktadır. Biraz ilerde gösterileceği gibi bu iki yaklaşım dengenin istikran açısından farklı sonuç vermektedir.

Dengenin Varlığı

Bir malm piyasasında her zaman bir dengenin var olup ol-mayacağı sorulabilir. İktisat kitaplarında, genellikle negatif eğim-li bir talep ve pozitif eğimli bir arz eğrisi çizilerek bunların kesim noktasında piyasa dengesinin sağlanacağı anlatılır. Oysa teorik olarak dengenin her zaman mevcut olması gerekmez. Bir malm arz eğrisi bütünü ile talep eğrisinin üzerinde ise bir denge fiya-tından veya miktanndan söz edilemez. Şekil 4.11'de söz konusu olan malm arz fiyatları her noktada talep fiyatlannın üzerinde-dir. Bu fiyat seviyelerinde hiç kimse bu malı satm almak isteme-mektedir. Bazı iktisatçılar som altından yapılmış bir Cadillac'ı böyle bir mala örnek olarak gösterirler.

x malı miktarı

Şekil: 4.11 Piyasa dengesinin yokluğu: Aşırı pahalı mal.

Dengenin mevcut olamayacağı bir başka durum Şekil 4.12'de görülmektedir. Belli bir talep miktarına kadar söz konusu mal bir serbest maldır. Meselâ bir pınarın suyu bir kaç ailenin su talebi-ni fazlası ile karşüıyor olabilir. Malm fiyatı sıfırdır.

146

Page 161: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 4.12 Piyasa dengesinin yokluğu: Serbest mal.

Dengenin Tekliği

Bir malm piyasasında denge var olsa bile bu dengenin bir-den fazla noktada sağlanıp sağlanamayacağı sorusu da akla ge-iebilir. Meselâ talep eğrisinin negatif eğimli fakat arz eğrisinin geriye bükük olması durumunda denge birden fazla olabilir. Şe-kil 4.13'de hem K hem de L noktaları denge noktalarıdır. Bu arz ve talep eğrilerinin sağladığı bilgiye dayanarak piyasa dengesinin bu iki noktanın hangisinde kurulacağı söylenemez.

Dengenin İstikrarı

Piyasa dengesi ile ilgili bir başka problem dengenin istikra-rıdır. Piyasada mevcut dengeden, herhangi bir sebeple, küçük bir sapma olursa acaba geriye dönüş mümkün müdür? Denge tekrar aynı noktada mı gerçekleşir yoksa başka bir noktada mı? Hattâ bu küçük sapma yeni bir dengeyi imkânsız kılamaz mı?

Bir piyasada denge sağlanmış olması dengenin bir daha bo-zulmayacağı anlamına gelmez. Arz ve talep değişmeleri piyasada yeni denge fiyatları ve miktarları ortaya çıkarır. Öte yandan, arz ve talep şartlarında hiç bir değişme olmadığı halde, kurulmuş denge sürekli olmayabilir. Arz ve talep eğrileri veri iken, herhan-gi bir sebeple bozulduğu zaman tekrar eski yerinde kurulamayan

147

Page 162: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

dengeye istikrarsız denge denir. İstikrarlı denge, herhangi bir se-beple bozulduğu zaman yeniden aynı noktada kurulan dengedir.

Şekil: 4.13 istikrarsız denge: K noktası istikrarsız.

Şekil 4.9 ve 4.10' da arz ve talep eğrilerinin kesim noktaların-da meydana gelen dengeler istikrarlıdır. Herhangi bir sebeple bo-zulduklarında yeniden aynı noktada kurulurlar. İster Walras'm talep fazlası hipotezini, isterse Marshall'm fiyat fazlası hipotezini kullanalım dengeden küçük bir sapma olduğunda hareketin yönü daima arz ve talep eğrilerinin kesiştiği noktaya doğrudur. Walras yaklaşımında dengenin istikrarlı olabilmesi için fiyat yükselme-sinin talep fazlasını azaltması gerekir. Şekil 4.9'da fiyat yüksel-dikçe talep fazlası azalmaktadır. Burada denge noktasının üstün-deki fiyatlarda talep fazlasının negatif olduğu gözden kaçırılma-malıdır. Marshall yaklaşımında dengenin istikrarı için miktar artışmm talep fiyatı fazlasmı azaltması gerekmektedir. Şekil 4.10'da miktar ekseni üzerinde sağ tarafa doğru gidildikçe talep fazlası azalmaktadır. Burada gözden kaçırılmaması gereken nok-ta da denge miktarından, x0'dan daha büyük miktarlarda talep fiyatı fazlasmm negatif olduğudur.

148

Page 163: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Bu son paragrafı biraz daha açık hala getirelim. Şekil 4.9'da f2 fiyatında MN kadar bir talep fazlası vardır. Alıcıların kendi ara-larındaki rekabet fiyatı yükseltecektir. Fiyat yükselince arz mik-tarı artacak, talep miktarı azalacak ve talep fazlası küçülecektir. Hareket f0'a doğrudur. Fiyat seviyesi denge noktasından daha yu-karda ise, f, gibi, arz edilen miktar talep edilen miktardan bü-yüktür. KM kadar bir arz fazlası (negatif talep fazlası) vardır. Arz fazlası satıcıların kendi aralarındaki rekabete, bu da fiyatın düş-mesine yol açar. Fiyat düşünce arz fazlası küçülür (veya negatif talep fazlası büyür). Hareketin yönü gene f0'a doğrudur.

Şekil 4.10'da x, miktarını arz etmek için satıcıların bekledik-ieri asgarî fiyat f, lira iken alıcılar bu miktar malm bir birimi için f3 lira ödemeğe hazırdırlar. Beklediklerinin üstünde bir fiyat elde eden satıcılar arz miktarını artırırlar. Arz miktarının artışı arz fiyatını yükseltir, talep fiyatını düşürür. Böylece talep fiyatı fazlası küçülür. Hareket x0'a doğrudur. Denge miktarından daha büyük bir arz miktarında, x2 gibi, arz fiyatı talep fiyatından bü-yüktür (veya negatif talep fiyatı fazlası vardır). Bekledikleri fi-yatı bulamayan satıcılar arz miktarını azaltacaklardır. Arz mik-tarının azalması arz fiyatı fazlasını küçültür (veya negatif talep fiyatı fazlasını büyütür). Hareket gene x0 miktarına doğrudur.

İstikrarsız dengenin bir örneği Şekil 4.13'de gösterilmiştir. Normal bir talep eğrisi ile geriye bükük bir arz eğrisi (meselâ emek arz eğrisi) iki denge noktası vermektedirler. Bunlardan L denge noktası istikrarlı dengedir. Talep fazlası yaklaşımına göre istikrarın şartı fiyat yükselmesinin talep fazlasını azaltmasıdır. Fiyat fı'in biraz altında olunca pozitif talep fazlası fiyatı yüksel-tecek ,talep fazlası azalacaktır. Fiyat fı'in biraz üzerinde ise ne-gatif talep fazlası (arz fazlası) fiyatı düşürecek, arz fazlası küçü-lecektir. Denge istikrarlıdır. K noktasmda denge fiyatı f2'dir. Bu-nun biraz üzerindeki bir fiyat seviyesinde talep fazlası vardır. Fi-yat yükselecektir. Talep fazlası büyüyecektir. Hareketin yönü dengeden uzağadır. Fiyat f2'nin biraz altında ise arz edilen mik-tar talep edilen miktardan büyüktür. Fiyat düşecektir. Hareket gene dengeden uzağa doğrudur. K noktası istikrarsızdır.24

24 Marshall'm talep fiyatı fazlası yaklaşımı ile hem K noktası hem de L noktaları istikrarlı denge noktalarıdır. Walras'm talep fazlası ve Marshall' ın talep fiyatı fazlası yaklaşımları arasındaki farklardan biri bu noktam dadır: Bunlardan biri ile istikrarlı olan bir denge diğer yaklaşımla istik-rarsız olabilmektedir.

149

Page 164: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

PİYASA DENGESİNİN DEĞİŞMESİ

Az önce piyasanın istikrarını incelerken arz ve talepte bir de-ğişme olmadığı halde bir denge noktasından uzaklaşabileceği gös-terilmişti. Normal olarak, piyasa dengesinin değişmesi arz ve/veya talepteki bir değişmenin sonucudur.

Şekil 4.14'de kısa dönemde talepde meydana gelen bir artı-şın piyasa dengesini nasıl etkilediği gösterilmiştir. Başlangıçta denge noktası K'dir. Arzda bir değişme yokken talebin artmış ya-ni talep eğrisinin sağa kaymış olması başlangıçtaki denge fiyatı olan f, fiyatında KL kadar bir talep fazlası doğmasına sebep ol-muştur. Talep fazlası fiyatı yükseltecek, fiyatm yükselmesi M nok-tasında talep fazlasını sıfıra indirecektir. Yeni denge noktası M'dir.

F

.A

\ M / y L

T

x, x2 X x malı miktarı Şekil: 4.14

Piyasa dengesinin değişmesi.

Kendi çizeceği şekiller üzerinde durumu incelemesini okuyu-cuya tavsiye ederek arz ve talep değişmelerinin piyasa dengesini nasıl etküeyeceğini özetleyelim.

Arz sabitken talep artarsa fiyat da miktar da artar. Talep azalırsa fiyat da miktar da azalır.

150

Page 165: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Talep sabitken arz artarsa fiyat düşer, miktar artar. Arz aza-lırsa fiyat yükselir, miktar azalır.25

Hem arz hem de talep değişirse dengenin nasıl değişeceği ön-ceden söylenemez. Ulaşılacak sonuç arzm ve talebin ne yönde ve ne kadar değiştiklerine bağlıdır. Denge fiyatı artabileceği gibi azalabilir, hattâ sabit kalabilir. Arz ve talebin birlikte değişmesi denge miktannı da artırabilir, azaltabilir veya hiç değiştirmeye-bilir.

ÖRÜMCEK AĞI (COBWEB) TEOREMİ

Şu ana kadar yaptığımız arz-talep tahlilleri statik tahliller-dir. Çünkü bu tahlillerde zamanm etkisi ihmal edilmiş, değişken-lerin zaman içinde aldıkları değerler kronolojik sıraları üe izlen-memiştir.

Şimdi dinamik bir arz-talep tahliline geçeceğiz. Değişkenle-rin değişik değerlerini kronolojik sıra üe izleyeceğiz, bir dönem-deki bir değişme veya bir olayın bir sonraki dönemde nasıl bir de-ğişmeye veya olaya sebep olacağım göstereceğiz.

Bazı üretim dallarında ürün miktan ancak bir dönemden öbürüne değişebilir. Tarım ürünlerinin bir çoğunda hasatta elde edilen ürün miktan yeni hasat dönemine kadar sabittir. Gene bir çok tarım ürünü için iki hasat arasmda bir yıllık bir süre vardır. Meyve üretimini artırmak amacı üe yeni meyvelikler yetiştirmek yıllar ister.

Modelin varsayımlan şunlardır. Üreticilerin daha önce gör-düğümüz şekilde bir arz eğrileri vardır. Değişik fiyat seviyelerin-de değişik miktarlarda mal arz etmek isteyeceklerdir, ama, arz miktarlarmı istedikleri anda artırmaları mümkün değildir. Üreti-cilerin arz eğrisi bir dönemden ötekine değişmemekte, aynı kal-maktadır. Ancak, burada şöyle bir özel durum vardır. Hasattan

25 Bu tahliller negatif eğimli bir talep ve pozitif eğimli bir arz eğrisi var-sayımına dayanmaktadır. Eğrilerden birinin eksenlerden birine paralel olması halinde yukarda ulaştığımız genellemeler geçersiz olabilir. Mese-lâ arz sabitken talebin artması fiyatı artırır, demiştik. Arz eğrisi miktar eksenine paralel, yani sonsuz esneklikte, bir eğri ise talebin artması fi-yatı etkilemez. Okuyucu bu ve benzer durumları, kendisi şekil çizerek, incelemelidir.

151

Page 166: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

sonra ürünün piyasada oluşan fiyatı üreticilerin bir sonraki dö-nemle ilgili üretim plânlarını etkileyecektir. Üreticilerin plânla-rının aynen gerçekleştiği kabul edilmektedir. Böyle olunca arz eğrisi üzerindeki her nokta bir önceki dönemin fiyat seviyesini ve içinde bülunulan dönemde piyasaya çıkarılacak ürün miktarım gösterecektir. Arz edilen X miktarı bir önceki dönemin fiyatının bir fonksiyonudur : x = f (f _ ı ) .

Tüketicilerin davranışları da, başka şeyler eşit, o malın fiya-tına bağlıdır. Değişik fiyat seviyelerinde satın alacakları miktar-lar talep eğrisince verilmektedir. Ancak burada dönem farkı söz konusu değildir. X malından bir dönemde talep edilecek miktar-lar aynı dönem fiyatının bir fonksiyonudur : x = f (f).

Örümcek ağı teoreminin son varsayımını da belirterek şekil üzerinde açıklamalara geçelim. Her dönemde piyasada arz miktar-larını talep miktarına eşitleyen bir fiyat teşekkül etmektedir. Ürün stokunun tamamı satılmaktadır ve o fiyat seviyesinde daha fazla mal satılması imkânı yoktur.

Şimdi birinci dönemde hasadm kalktığını, ürünün piyasaya çıktığım, bir önceki dönemde fiyat f0 olduğu içrn ürün miktarının da x0 olduğunu kabul edelim. x0 miktarında üreticilerin razı ola-bilecekleri en düşük fiyat f0'dır, fakat tüketiclerin ödemeye hazır oldukları fiyat f3'dür. f3 fiyat seviyesinde hem bütün stok satılmış olacak, hem de o fiyattan mal almaya hazır olduğu halde mal bulamayan alıcıya rastlanmayacaktır. O halde birinci dönemde arz miktarı talep miktarına f3 fiyat seviyesinde eşitlenmiş olacak-tır. Üreticiler bir sonraki yılın üretim plânlarını yaparken birinci dönemde gerçekleşmiş olan fiyat seviyesini esas alacaklardır. Arz eğrisinin gösterdiğine göre f3 fiyat seviyesinde üreticilerin üretip satmak isteyecekleri miktar x2'dir. Plânlanan ve gerçekleşen mik-tarların aynı olduğunu varsaydığımızdan ikinci dönemde hasat-tan sonra piyasaya x2 kadar ürün çıkacaktır. Acaba bu dönemde fiyat ne olacaktır? Bu sorunun cevabını gene talep eğrisine baka-rak verebiliriz. Arz miktarı x2 olduğu zaman alıcıların ödeyecek-leri azamî fiyat f,'dir. f, fiyat seviyesinden başka bir fiyat seviye-sinde arz ve talep miktarlarının eşitliği sağlanamayacağı için pi-yasada teşekkül eden fiyat f, olmak zorundadır, f, fiyatı üçüncü dönemdeki arz miktarını tayin edecektir. Bu da x,'dir. Üçüncü dönemde arz miktarı x, olunca fiyat yeniden yükselecek ve f2'ye çıkacaktır.

152

Page 167: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Fiyat ve miktar değişkenlerinin zaman içinde ve sıra ile al-dıkları bu değerleri izlemeye devam edersek arz ve talep eğrileri-nin kesim noktasına kadar geleceğimizi görürüz. Ancak her za-man böyle olacağını ve dinamik dengenin mutlaka kurulacağını düşünmek yanlış olur. Arz ve talep eğrilerinin durumuna göre ha-reket dengeden uzaklaşıcı yönde olabileceği gibi aynı değerler arasmda sürekli bir sallantı da gösterebilir. Bu iki durum Şekil 4.16 ve 4.17'de görülmektedir. Fiyat ve miktar hareketlerinin bu üç halden hangisine benzeyeceği arz ve talep eğrilerinin durum-larına daha açık bir deyişle eğimlerinin karşılıklı ilişkisine bağ-lıdır. Her üç şekilde arz ve talep eğrilerinin eğimleri normaldir, şu anlamda ki, arzın eğimi pozitif, talebinki negatiftir. Ancak dengeye yaklaşıcı hareketin görüldüğü Şekil 4.15'de arz eğrisinin

x ürünü miktarı

Şekil: 4.15 Dengeye giden Cobweb

eğimi talebinkinden büyüktür, arz eğrisi talebe bakarak daha dik-tir. Buna karşılık, dengeden uzaklaşma halinde, Şekil 4.16, tale-bin eğimi arzmkinden büyüktür. Üçüncü durum arz ve talep eğ-rilerinin eğimlerinin birbirine eşit olmasından doğmaktadır. Bu-

153

Page 168: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil s 4.16 Dengeden uzaklaşan Cobweb.

rada hareket, değişmeyen iki fiyat ve iki miktar rakamı arasında devamlı bir gidiş geliş veya sallanma şeklindedir.

Örümcek ağı teoremi ismini şeklin görünüşünden almıştır.26

Belirli varsayımlar altında bazı piyasalarda, özellikle tarım ürün-leri piyasalarında görülen fiyat dalgalanmalarını açıklamakta kullanılan bir teorik yapıdır.

Şekil: 4.17 Sallanan Cobweb.

26 Cobweb ingilizcede örümcek ağı demektir. Bazı muzip öğrencilerin sınav kâğıtlarında yazdıkları gibi "tanınmış bir iktisatçı" değildir.

154

Page 169: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

BEŞINCI BOLUM PİYASA ÇEŞİTLERİ VE FİRMA DAVRANIŞLARI

TEORİSİ

Dördüncü Bölümde fiyatın piyasada nasıl oluştuğunu ele al-mıştık. Fiyatın nasıl oluştuğunu açıklamak için kullandığımız başlıca tahlil araçları piyasa talebi ve endüstri arzıdır. Piyasa ta-lebi ile ilgili açıklamalara İkinci Bölümde yer vermiştik. Dördün-cü Bölümde arz kavramı ile ilgili bazı açıklamalar yapmış, arzın maliyetlerle ilgisini daha sonra ele alacağımızı söylemiştik.

Şimdi başladığımız Beşinci Bölüm, Dördüncü Bölümün de-vamıdır. Bu bölümde maliyetler ve arz ilişkisi kurulacak, değişik piyasalarda ürünün fiyatını ve satış miktannı açıklamağa çalı-şan teorilere yer verilecektir.

Dördüncü Bölümde anlatılan piyasa dengesi tam rekabet var-sayımına dayanmaktadır. Tam rekabet piyasasını piyasadaki bü-tün alıcıların ve bütün satıcıların fiyat kabul eden birimler olma-ları şeklinde tanımlayabiliriz. Bu, hiç bir satıcının veya hiç bir alıcının tek başına piyasayı veya fiyatı etkileme gücüne sahip ol-maması demektir. Beşinci Bölümün Birinci Kesimi böyle bir pi-yasada firma ve endüstri dengelerine ayrılmıştır. Firma ve en-düstri dengeleri kısa ve uzun dönemde ayrı ayrı incelenecektir.

155

Page 170: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Tam rekabet dışındaki bütün piyasalara eksik rekabet piya-saları denebilir. Bunlar monopol, oligopol ve monopollü rekabet olarak sınıflandırılmaktadır. Bu piyasaların ortak özelliği satıcı-ların her birinin fiyat yapan birimler olmalarıdır. Her firma ürü-nün fiyatı üzerinde az veya çok bir kontrol gücüne sahiptir. Bu bölümün ikinci, üçüncü ve dördüncü kesimlerinde sırası ile piya-saların her birinde fiyat ve miktar belirlenmesi teorilerine yer ve-rilecektir.

156

Page 171: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

5. 1. TAM REKABET TEORİSİ

Tam rekabet piyasası, iktisat teorisinin kullandığı kavram-lardan biridir. Bu piyasanın çoik özel bir tanımı vardır. Biraz son-ra verilecek bu tanıma yüzde yüz uyan piyasalar gerçek hayatta yoktur. Tam rekabet piyasasının tam zıddı olan saf monopol kav-ramı d<a böyle bir kavramdır. Saf monopol tanımına yüzde yüz uyan bir piyasayı gerçek hayatta bulmak mümkün değildir.

Ama, birinci bölümde de üzerinde kısaca durulduğu gibi, teori gerçeği anlayabilmek, açıklayabilmek amacı ile başvurulan bir soyutlama, bir basitleştirme yoludur. Ve teori olayları tahmin-de başarılı olabildiği ölçüde iyi teoridir.

Varsayımları gerçekçi olmadığı için pek çok eleştirilmiş olan tam rekabet modeli bir çok iktisadî olayı halâ en iyi açıklayan model olduğu ve diğer modellerin anlaşılabilmesine yardımcı ol-duğu için ayaktadır.

TAM REKABET PİYASASININ ÖZELLİKLERİ

Tam rekabet piyasası, iktisat teorisinde, aşağıdaki dört özelliğin dördüne birden sahip olan bir piyasadır.

Ürünün Homojenliği. Tam rekabet piyasasında değişik satı-cıların satışa çıkardıkları mallar arasmda bir fark yoktur. Alıcı-ların gözünde her firmanın sattığı mal aynıdır. Hattâ firmalar arasmda da bir fark yoktur. Her bakımdan birbirinin aynı olan malları sattıkları halde alıcı, firmalar arasmda bir tercih yapı-yorsa malların homojen olduğu söylenemez.

Giriş ve Çıkış Serbestliği. Alıcıların ve satıcıların piyasaya gi-rişlerini ve çıkışlarını engelleyen hiç bir şey yoktur. Bir kimsenin veya bir firmanın bir malı üretip üretmemesi, satıp satmaması, satm alıp almaması sadece kendi kararma bağlıdır. Toplumun,

157

Page 172: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

devletin veya piyasadaki alıcı ve satıcılardan herhangi birinin koyduğu herhangi bir yasak yoktur.

Alıcı ve Satıcıların Fiyatı Veri Almaları. Piyasadaki alıcılar-dan ve satıcılardan her biri bir karar alırken piyasadaki fiyatı ve-ri kabul eder. Kendi kararının bu fiyatı etkileyeceğini hesaba kat-maz. Bu özellik genel olarak alıcı ve satıcıların çok sayıda olma-ları şeklinde ifade edilir. Her satıcının sattığı her alıcının satm aldığı miktarlar piyasanın toplam hacmine kıyasla o kadar kü-çüktür ki bunlardaki bir değişme piyasayı etkilemez.

Piyasa Hakkında Tam Bilgi Sahipliği. Alıcı ve satıcıların her biri piyasa ile ilgili her bilgiye her an sahiptir. Aynı malm bir başka satıcıda daha ucuz olduğunu bilmeyen bir alıcı pahalı ma-lı satın alır, piyasada aynı malm tek fiyattan satılması gerçek-leşmez. Kendisine daha yüksek ücret ödeyecek bir iş yerinin var-lığım bilmeyen bir işçi düşük ücreti kabul edebilir. Üreticilerin ürünlerinin maliyetini tam olarak bildikleri varsayılır. Tam bilgi varsayımı bu kadarla da kalmaz. Üretici ve tüketicüerin veya alı-cı ve satıcıların sadece bugün hakkında değil gelecek hakkında da bilgi sahibi oldukları kabul edilir.

Özellikle bu son varsayımın tam rekabet kavramına çok bü-yük bir sınırlama getirmiş olduğu açıktır. Ama iktisat teorisinin çok büyük bölümünde, açıkça belirtilmemiş olsa bile, bu varsa-yım vardır.

İktisat teorisinin tam rekabet kavramı terimin günlük dilde-ki yorumuna hiç uymaz. Günlük dilde tam rekabet, genellikle, birbirleri ile, piyasa payı için, kıyasıya boğuşan firmaların duru-munu akla getirir. Reklâmı akla getirir. Oysa iktisat teorisinin tam rekabetinde firmalar arasında boğuşma yoktur, reklâma yer yoktur, ihtiyaç yoktur.

TAM REKABETTE FİRMA VE ENDÜSTRİ DENGESİ

Firma, bir malın üreticisi veya satıcısıdır. Tam rekabette ay-nı malı üreten firmaların çok sayıda, dolayısı ile tek başına pi-yasayı etküemeyecek kadar küçük olduğu kabul edilir. Ama fir-malar her bakımdan birbirlerinin kopyası değillerdir.

Endüstri, kural olarak, tam rekabet piyasası ile ilgili bir te-

158

Page 173: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Timdir. Aynı malı üreten firmalar topluluğuna endüstri adı ve-rilir.

Denge gözlediğimiz değişkenlerde bir hareketsizlik durumu-nu anlattığına göre firmanın dengesi firmanın amacı gerçekleş-tiği anda gerçekleşir. Pir manın amacı kârı azamîleştirmek ise fir-manın kısa dönem dengesi kısa dönem kârının azamî olması ile gerçekleşir. Firma kurulu bir tesiste üretebileceği değişik üretim miktarlarından kendisine en yüksek kârı verecek olanmı seçmiş-tir. Uzun dönem dengesi uzun dönem kârının azamî olması ile gerçekleşir. Tesis çapı ile ilgili ayarlamalar yapıldıktan sonra fir-ma kendisine en fazla kâr bırakan üretim hacminde karar kılmış-tır.

Çok kısa dönem veya piyasa döneminde firmanın arz mikta-rı sabittir. Kısa dönemde kurulu bir tesis kullanılarak değişik miktarlar üretilebilmektedir. Üretim kapasitesi sabittir. Uzun dö-nemde tesis çapı veya kapasite değiştirilebilmektedir.

Kısa dönemde endüstriyi meydana getiren firmaların sayısı sabittir. Uzun dönemde firma sayısı değişir. Endüstrinin uzun dö-nem dengesi firma giriş ve çıkışlarının durması demektir.

Firma Bakımından Tam Rekabetin Önemi

Tam rekabet varsayımının firma bakımından en önemli et-kisi firmanın karşı karşıya olduğu talep eğrisi üzerindedir. Tam rekabet piyasasında denge piyasa talep eğrisi ile endüstri arz eğ-risinin kesim noktasında gerçekleşir. Bu piyasa dengesi ve şart-ları Dördüncü Bölümde anlatılmıştı. Piyasada gerçekleeşn denge fiyatı endüstriyi meydana getiren firmalardan her biri için veri-dir. Firmalar tek başlarına, yani kendi arz ettikleri mal miktarı-nı artırıp azaltmakta, bu fiyatı etkileyemezler. Bu bir firmanın piyasada gerçekleşmiş olan fiyattan istediği kadar mal satabilme-si demektir. Firmanın karşı karşıya olduğu talep eğrisi yatay ek-sene paralel bir doğrudur. Şekil 5.1.a'da piyasa dengesi ve 5.1.6'dt firmanm karşı karşıya olduğu talep eğrisi gösterilmiştir. Bu fi-yattan firmanın satacağı en büyük miktar endüstrinin toplam sa-tış miktarı olan Ox'in çok küçük bir bölümüdür.

Eksik rekabet piyasalarında bir firmanın karşı karşıya bu-iunduğu talep eğrisi negatif eğimlidir. Talep eğrisinin negatif

159

Page 174: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 5.1 Tam rekabette piyasa dengesi ve firmanın karşı karşıya

olduğu talep eğrisi.

eğimli olması firmanın tek başma, yaııi kendi arz miktarını artı-rıp azaltmakta, fiyatı etkileyebilmesi demektir. Firma açısından tam ve eksik rekabet piyasalarını birbirinden ayıran en önemli özellik talep eğrileri arasındaki bu farktır. Tam ve eksik rekabet-te firmaların karşı karşıya bulundukları talep eğrileri Şekil 5.2'de gösterilmiştir.

— T

( a ) ( b)

Şekil: 5.2 Tam ve eksik rekabet piyasalarında firmanın karşı karşıya olduğu talep eğrileri: (a) Tam rekabet, (b) Eksik rekabet.

160

Page 175: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

TAM REKABETTE FİRMANIN HÂSILAT EĞRİLERİ

Tam rekabette firma sabit fiyattan mal sattığına göre orta-lama hâsılatı sabittir, OH eğrisi yatay eksene paraleldir. Ortala-manın değişmediği bölgede ortalama ve marjinal birbirlerine eşit olacaklarına göre OH eğrisi aynı zamanda marjinal hâsılat eğrisidir.

Tam rekabetçi firmanın toplam hâsılat eğrisi orijinden çıkan bir doğrudur. Çünkü değişik ürün miktarları sabit fiyatla çarpı-larak toplam hâsılat rakamına ulaşümaktadır. Şekil 5.3'deki TH eğrisi firmanın toplam hâsüat eğrisidir.

Bir toplam eğrinin bir noktasının eğimi marjinali veriyordu. TH doğrusal olduğuna göre eğim her noktada aynıdır ve marji-nal hâsılat sabittir. Bir toplam eğrinin bir noktasını orijinle bir-leştiren doğrunun eğimi ortalamayı veriyordu. TH eğrisi orijin-den çıkan bir doğru olduğuna göre ortalama hâsılat da sabittir ve ortalama hâsılat marjinal hâsüata her "satış hacminde eşittir.

KISA DÖNEMDE FİRMA DENGESİ

İktisat teorisinin temel varsayımlarından biri firmaların kâ-rı azamîleştirmeğe çalıştıklarıdır. Kâr, satış hâsılatı ve ürünün maliyeti arasmdaki farktır. Kârın maksimum olması önce ürü-nün minumum maliyetle üretilmesine bağlıdır. Maliyet Teorisi kesiminde belirtildiği üzere firmanın her üretim seviyesini müm-kün olan en düşük maliyetle gerçekleştireceğini kabul ediyoruz. Bu noktada önümüzdeki soru herbiri minimum maliyetlerle sağ-lanmış olan çeşitli üretim hacimlerinden hangisinin firmaya en yüksek kârı sağlayacağıdır. Bu soruya önce toplam eğriler yakla-şımı, sonra da marjinal eğriler yaklaşımı ile cevap verelim.

Toplam Eğriler Yaklaşımı

Firma toplam hâsılat ile toplam maliyet arasmdaki farkın en büyük olduğu üretim hacminde dengede olacaktır. Sabit ka-bul ettiğimiz etkenlerde bir değişiklik olmadıkça her zaman bi-rimi başma aynı üretim hacmini üretecek ve satacaktır. Firmaya zaman birimi başına en büyük kârı sağlayan üretim hacmi şekil 5.3'de gösterilen Ox2 miktarıdır. Çünkü toplam hâsılat ve toplam maliyet eğrileri arasmdaki düşey açıklığın en büyük olduğu üre-tim hacmi Ox2'dir. Başlangıç noktasından hareket ederek sağa

161

Page 176: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

x malı miktarı

Şekil: 5.3 Tam rekabette kârın azamileştirilmesi: Toplam eğriler yaklaşımı.

doğru ilerleyelim ve şekli inceleyelim. O ve x, noktaları arasmda toplam maliyet eğrisi toplam hâsılat eğrisinden yüksektir. Bu bölgede firma zarar etmektedir. Veya kâr negatiftir. x, ve x3 nok-taları arasmda toplam hâsılat toplam maliyetten büyüktür, fir-manın kârı vardır.Üretim miktarı Ox3'ü geçtikten sonra yeniden zarar başlamaktadır. x, ve x3 noktaları firmanın toplam hâsılatı ile maliyetinin birbirine eşit, dolayısıyla kârm sıfır olduğu nokta-lardır. Ox2 üretim hacmi firmaya en yüksek kân sağlayan üretim hacmidir. Bu üretim seviyesinde firmanın toplam hâsılatı Kx2, toplam maliyeti Lx2, toplam kân da KL'dir. Başka hiç bir üretim seviyesinde toplam hâsılat ile toplam maliyet arasındaki fark KL kadar büyük değildir. Şekle dikkat edilince görüleceği üzere L nok-tasında TM eğrisine çizilen teğet TH eğrisine paraleldir. Bu para-lellik özel bir önem taşır. Çünkü toplam eğrilere çizilen teğetlerin eğimleri, matematik ifade olarak fonksiyonlarm birinci türevleri, iktisattaki marjinal kavramına tekabül etmektedir. Yani burada kârm en yüksek olduğu üretim hacminde toplam maliyet eğrisi-nin eğimi olan marjinal maliyet, toplam hasılat eğrisinin eğimi olan marjinal hâsılat birbirlerine eşittirler. Az sonra ortalama ve

162

Page 177: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

marjinal eğrilerle konuyu yeniden açıkladığımızda tekrarlayaca-ğımız gibi firmanın kârının azamî olmasının birinci şartı marji-nal hâsılatın marjinal maliyete eşitliğidir.27

27 TH toplara hâsılatı, TM toplam maliyeti, -jt'de toplam kârı göstersin. Top-lam kâr fonksiyonu n = TH — TM. Bir fonksiyonun bir maksimum veya minimum değeri varsa bu maksimum veya minimum noktada fonksiyo-nun birinci türevi sıfır olur. Söz konusu noktanın maksimum mu mini-mum mu olduğunu ikinci türev belli eder. İkinci türev pozitif ise o nok-ta minimum, negatif ise maksimumdur. Şimdi yukardaki kâr fonksiyonu-nun birinci türevini sembolik olarak yazalım ve bunu sıfıra eşitleyelim. TU' = TH' - TM' - 0 Demek ki TH' = TM'. TH' ve TM' toplam hâsılatın ve toplam maliyetin birinci türevleri, yanı marjinal hâsılat ve marjinal maliyettir. Kârın maksimum olmasının bi-rinci şartı budur.

İkinci şart ikinci türevin negatif olmasıdır. TH' sabit bir sayı olduğu için türevi, yani toplam hâsılat fonksiyonun ikinci türevi sıfırdır, TH" = 0. Demek ki kâr fonksiyonunun ikinci türevinin, n" 'nin negatif olabilmesi için maliyet fonksiyonunun ikinci türevinin, TM" 'nin, pozitif olması gerekmektedir. Bu, marjinal maliyetin artıyor olması demektir. Marjinal maliyet ile marjinal hâsılatın eşit olduğu yerde marjinal mali-yet azalıyor ise o nokta maksimum değil bir yerel minimumdur. Bu açıklamayı, biraz daha teknik bir ifade ile şöyle de yapabiliriz:

iz = TH - TM. Toplam hâsılat fiyatla satılan miktarın çarpımına eşit: TH = f • x. Toplam maliyet toplam sabit maliyetle toplam değişken maliyetin toplar mına eşit ve toplam değişken maliyet ürün miktarının bir fonksiyonu. Şu halde

İZ (x) = f • x - TSM - TDM(x). Bu kâr fonksiyonunun maksimum olması için birinci şart

ün dTH dTM = = 0

dx dx dx dTH dTM

dx dx Bu da MH = MM demektir. Kâr maksimizasyonunun ikinci şartı

d?ız d2TH d2TM = < 0 .

dx2 dx2 dx2

dTH Tam rekabette TH doğrusal olduğu için — — sabit. Bunun türevi yani

dx d2TH

— sıfıra eşit. O halde MM artıyor olmalıdır. dx2

163

Page 178: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Firmalar her zaman kâr elde edemezler, zararma çalıştıkları zamanlar da olur. Bu durumda kârı azamîleştirmek yerine zararı asgarıleştirmek söz konusudur. Zararın en küçük kılınmasının şartı da gene marjinal hâsüatın marjinal maliyete eşit olmasıdır. Toplam maliyet eğrisinin bütünü ile toplam hâsılat eğrisinin üs-tünde olduğu bir durumda, iki eğri arasında en kısa düşey mesa-fe eğrilerin eğimlerinin birbirlerine eşit olduğu üretim hacminde görülür. Şekil 5.4'deki x üretim hacmi böyle bir noktadır. x'den başka hiç bir üretim hacminde iki eğri birbirlerine KL mesafesin-den daha yakın olmamaktadırlar.

x malı miktarı Şekil s 5.4

Tam rekabette zararın asgarîleştirilmesi: Toplam eğriler yaklaşımı.

Marjinal Eğriler Yaklaşımı

Şimdi durumu marjinal eğrileri kullanarak yeniden ele ala-lım. Şekil 5.5'de miktar eksenine paralel doğru malm piyasada oluşan fiyatmı, dolayısı ile de firmanın marjinal hâsılatını gös-termektedir. U şeklindeki eğri firmanın marjinal maliyet eğrisi-dir.

Firmanın hedefi, kârm azamîleştirilmesi, Ox3 üretim seviye-sinde gerçekleşmektedir. Ox3 üretim seviyesinde MM eğrisi MH

164

Page 179: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

M,H

Şekil: 5.5 Tam rekabette kârın azamîleştirilmesi: Marjinal eğriler yaklaşımı.

hâsılat eğrisini kesmektedir, yani marjinal maliyet ve marjinal hâsılat eşitliği gerçekleşmiştir. Marjinal maliyet ve marjinal hâ-sılat AX3 yüksekliğine eşittir. Bu üretim hacminin niçin en yük-sek kâr sağlayan hacim olduğunu x2 ve X4 noktalarına bakarak anlayabiliriz. Ox2 üretim hacminde son birimin, x2'inci birimin, firmaya maliyeti Lx2'dir. Aynı birimin satışından firmanın elde edeceği hâsılat Kx2'dir. Firma bu birimi üretmeyip bir önceki bi-rimde üretimi durdursa idi KL kadar bir kârdan vazgeçmiş olacak-tı. Mümkün olan en yüksek kârı elde etmeğe çalıştığını varsay-dığımız firma şu halde x2'inci birimi üretip piyasaya sürecektir. x2'de duracak mıdır? Durmayacaktır. Çünkü x2'den sonraki biri-min üretim maliyeti gene o birimin satış fiyatından küçüktür, firma bu birimi üretmezse elde edebileceği bir miktar kârdan vaz-geçmiş olur. Aynı mantıkla firmanın üretimini x3'e kadar artırma-sı gerektiğini söyleyebiliriz. Şimdi de firmanın x,'de olduğunu varsayalım. x4'üncü birimin firmaya maliyeti Mx4, bu birimin getirdiği satış hâsılatından, Nx4'den büyüktür. Bu birimi üretip sattığı için firma NM kadar zarar etmektedir. x4'ün sağındaki üretim miktarları için her birimin sebep olduğu zarar gittikçe büyümekte, x3'ün solundaki üretim hacimleri için ise gittikçe kü-çülmektedir. O halde firma x,_ noktasından x3 noktasına kadar

165

Page 180: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

üretimi kısacaktır. Ox3 üretim hacmine geldikten sonra firma üre-tim hacmini ne artıracak ne de azaltacaktır. Artırması her yeni birimin zarara yol açması demektir, azaltması elde etmekte oldu-ğu kârın bir kısmından vazgeçmesi demektir.

Şekil 5.5'deMM =MH eşitliğinin sağlandığı bir nokta daha vardır, B. Acaba bu noktada da firma dengede midir? Ya da fir-manın A ve B noktaları arasında kayıtsız kalabileceğini söyleye-bilir miyiz? Ox, üretim hacminde marjinal maliyet ve marjinal hâsılat birbirlerine eşit oldukları halde bu, bir denge durumu de-ğildir. Üretim hacmini azaltıp artırdığımızda her yeni birimin kâr veya zarara katkısını inceleyerek Ox,'in bir denge seviyesi olama-yacağını görebiliriz. Ox,'den daha küçük üretim hacimlerinde marjinal maliyetler marjinal hâsılatlardan büyüktür ve başlan-gıç noktasından x,'e yaklaştıkça aradaki fark, yani marjinal za-rar, küçülmektedir. Ox,'den daha büyük üretim hacimlerinde ise marjinal hâsılat marjinal maliyetten büyüktür. Üretimi x,'de tut-mayıp artırmaya devam etmek firmanın kârmı artıracaktır. O halde firmanın en yüksek kârı sağlayan üretim hacminin şartı olarak bir yeni etkeni hesaba katmak zorundayız: Kârın azami olması için marjinal hâsılatın marjinal maliyete eşit olması gere-kir, ancak bu noktada marjinal maliyet eğrisi yükseliyor olmalı-dır. Marjinal maliyetin azalmakta olduğu bir bölgede üretimi dur-durmak firma için rasyonel bir davranış değildir. Kâr maksimizas-yonunun ikinci şartı marjinal maliyetin artıyor olmasıdır. MM = MH eşitliğinin sağlandığı ve MM eğrisinin yükselmek-te olduğu üretim hacminde firma en yüksek kârı elde et-mektedir. Ya da zarar etmekte ise bu zarar minimumdur. Kârm veya zararın büyüklüğünü toplam hâsüat ve toplam maliyet ra-kamları belirleyecektir. Şekil 5.5'e firmanın ortalama maliyet eğ-risini ekleyerek kâr durumunu kolaylıkla gösterebiliriz. Şekil 5.6' da bu yapılmaktadır. Toplam hâsılat satış miktarı ile ortalama hâsılatın (veya fiyatın) çarpımına eşittir. Satış fiyatı Of, veya Ax2'dir. Satış miktarı da Ox2 olduğuna göre satış hâsüatı Ox2Af dikdörtgeninin alanına eşittir. Aynı şekilde toplam maliyet bir birimin ortalama maliyeti ile üretilen bütün birimlerin çarpı-mına eşittir. Denge üretim seviyesinde ortalama maliyet eğrisi ile X ekseni arasmdaki yükseklik, Kx2, bir birimin ortalama mali-yetidir. Üretim miktarı gene Ox2 olduğuna göre toplam maliyet, O X 2 K L dikdörtgeninin alanına eşittir. İkisi arasmdaki fark, yani

166

Page 181: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 5.6 Tam rekabette kârın azamîleştirilmesi: Marjinal eğrilerle kâr durumu.

LKAf dikdörtgeninin alanı firmanın toplam kârıdır. Verilmiş fi-yat ve maliyet şartlarında firmanın sağlayabileceği en büyük kâr-dır bu. Ox2 üretim seviyesinin altmda veya üstündeki bütün üre-tim seviyelerinde firma ya daha az kâr elde edecektir, ya da zarar edecektir.

Şekildeki B ve C noktaları Şekü 5.3'deki M ve N noktalarına tekabül etmektedir. Bu noktalarda ortalama hâsılatlar ortalama maliyetlere, toplam hâsılatlar toplam maliyetlere eşit dolayısıyla firmanın kârı sıfır olmaktadır.

KISA DONEMDE FİRMALAR ARASINDAKİ FARKLILIK

Kısa dönemde firmaların hepsinin kâr elde edeceği düşünül-memelidir. Piyasada teşekkül eden fiyat seviyesi bütün firmalar için aynı olmakla birlikte her firmanın maliyet yapısı aynı olma-yabilir. Böyle olduğu için de firmalardan bazıları kâr elde eder-lerken, bazıları zarara katlanmak zorunda olabilirler. Bazıları da normal kârla yetinmek zorunda kalabilirler. Bu üç hal Şekil 5.7' de gösterilmiştir. Birinci firma aşırı kâr elde etmekte, ikinci fir-

167

Page 182: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ma sadece normal kârla yetinmekte, üçüncü firma ise zararına çalışmaktadır.

Şekil: 5.7 Tam rekabette kısa dönemde kâr, normal kâr ve zarar durumları.

FİRMANIN KISA DÖNEM ARZ EĞRİSİ

Şimdi maliyetlerle arz arasındaki ilişkiyi ele alabiliriz. Yukar-da belirtildiği gibi firmanın hedefi kâr maksimizasyonudur. Bu-nu sağlayan üretim hacmi marjinal maliyet marjinal hâsılat eşit-liğini veren üretim hacmidir. Bu üretim hacminde firmanın or-talama maliyeti ortalama hâsılatından küçükse firma kâr etmek-tedir. Ama hiç kâr etmediği hatta zararına çalıştığı zamanlar da olabilir. Şimdi sorumuz şudur: Firma ne kadar zarara katlana-rak faaliyetini devam ettirir? Veya firmanın üretime son verme-si hangi durumda kaçınılmaz olacaktır?

Firmanın kısa dönem maliyetleri sabit ve değişken olarak ikiye ayrılıyordu. Üretim miktarı sıfır olduğu zaman büe katla-nılması gereken maliyetler birinci grubu meydana getiriyordu. Firma işini tasfiye etmediği sürece bu sabit maliyetlerden kurtu-lamayacağı için üretim veya faaliyete ara verme kararını etkile-yen etken değişken maliyetler olacaktır. Daha açık bir söyleyişle değişken maliyetlerini karşüamadığı takdirde firmanın üretimde bulunmasının bir anlamı yoktur. Ortalama değişken maliyetler fiyata eşit olduğu zaman, yani en azından değişken maliyetlerin tamamı, satış hâsılatmca karşılanabildiği zaman firma MM = MH eşitliğinin sağlandığı seviyede mal üretecektir. Ama fiyat ortala-ma değişken maliyetlerin altına düştüğünde üretim faaliyetini durduracaktır. ODM eğrisinin minimum noktası firmanın kapat-

168

Page 183: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ma noktasıdır. Şekil 5.8'de bu nokta K harfi ile gösterilmiştir. Firma Of, fiyat seviyesinde fiyatı marjinal maliyete eşitlemekte ve Ox, kadar mal üretmektedir. Sabit maliyetlerin en küçük bir parçası bile satış hâsılatmca karşılanmamaktadır. Fiyatın Of2'ye çıkması halinde firma üretimini Ox2'ye çıkaracak, sadece sabit maliyetlerini değil değişken maliyetlerini de karşılar hale gelecek-tir. L noktasında fiyat ortalama toplam maliyete, dolayısı ile top-lam hâsılat toplam maliyete eşittir. Firma sadece normal kâr el-de etmektedir. Ortalama toplam maliyet eğrisinin minimum nok-tası firmanın kâra geçiş veya başabaş noktasıdır. Fiyat daha da yükselirse, meselâ Of3'e çıkarsa, üretim seviyesi Ox3'tür. Artık normalin üstünde bir kâr söz konusudur.

MM

\ M / OTM ODM

N ^ K

r - J r ~ '

o x, x z ^ x

Şekil: 5.8 Tam rekabet piyasasında firmanın kısa dönem arz eğrisi

Görülmektedir ki değişik fiyat seviyelerinde firmanın denge üretim miktarlarını veren K, L ve M noktaları firmanın marjinal maliyet eğrisi üzerindedirler ve Of,'den daha düşük fiyatlarda üre-tim sıfırdır. Demek oluyor ki tam rekabet şartlarında satış yapan bir firmanın kısa dönem arz eğrisi marjinal maliyet eğrisinin or-

169

Page 184: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

talarna değişken maliyet eğrisinin üstünde balan parçasıdır. Çün-kü arz eğrisi değişik fiyat seviyelerinin her bilinde firmanın sat-mağa hazır olduğu miktarları gösterir.

ENDÜSTRİNİN KISA DÖNEM ARZ EĞRİSİ VE ENDÜSTRİ DENGESİ

Endüstri belirli bir malı üreten firmaların topluluğudur. Bu firmalardan her birinin kısa dönem arz eğrisi, az önce açıklandı-ğı gibi kısa dönem marjinal maliyet eğrisinin kısa dönem ortala-ma değişken maliyet eğrisinin üstünde kalan parçasıdır. Endüst-ri arz eğrisi ise bütün firmaların arz eğrilerinin yatay toplamın-dan başka bir şey değildir. Tıpkı kişisel talep eğrisinden piyasa eğrisine geçişte olduğu gibi (Bakınız : s. 55). Her fiyat seviyesinde bütün firmaların arz miktarları toplamı endüstrinin arz miktarla-rını vermektedir.

Ancak, burada, önemli bir varsayım gizlidir. Bu varsayımı kaldırdığımız zaman endüstri arz eğrisi hakkında söylediklerimi-zi önemli ölçüde değiştirmek zorunda kalırız. Varsayım input fi-yatlarmm firmaların üretim kararlarından bağımsız, veya input-ların arz esnekliğinin sonsuz olduğu varsayımıdır. Tam rekabet şartları altındaki firmaların hiçbiri kendi davranışları ile input fiyatlarını etkileyemez. Belirli bir inputtan az veya çok kullanma-sı bu inputun piyasadaki fiyatını değiştirmez. Ancak, bütün fir-malar birlikte hareket edince durum değişir. İnput fiyatları etki-lenebilir. Endüstrinin ürettiği mala talep artmca, normal olarak, endüstri üretim hacmi yükselecektir. Daha fazla üretim daha fazla input gerektirir. İnputlarm arz eğrileri pozitif eğimli oldu-ğu takdirde input talebinin artmış olması input fiyatlarının art-ması demektir. İnput fiyatlarının artması firmaların marjinal ve ortalama maliyet eğrilerinin değişmesine yol açar. İnput fi-yatları artarsa ortalama ve marjinal maliyet eğrileri yukarıya, input fiyatları düşerse aynı eğrüer aşağıya kayar. Endüstri fiyatı veri olduğu zaman firma maliyet eğrilerinin değişmesi firmanın denge üretim seviyelerini değiştirir. Durumu şe-kil yardımı ile daha fazla açıklığa kavuşturabiliriz. Şekil f-.9.a'da endüstriyi meydana getiren tipik bir firmanın kısa dönem marjinal maliyet ve kısa dönem ortalama maliyet eğri-leri gösterilmiştir. Şeklin b yarısmda endüstri arz ve piyasa talep

170

Page 185: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

eğrileri yer almıştır. Endüstri arz eğrisi bütün firmaların marjinal maliyet eğrilerinin ortalama değişken maliyet eğrisinin üstünde kalan parçalarının yatay toplamından ibarettir. T eğrisi endüst-rinin ürettiği mala olan piyasa talebini göstermektedir. Arz mik-tarı ile talep miktarının eşit olduğu fiyat seviyesinde endüstri dengededir, üretim miktarı Oxe, ve fiyat seviyesi Of,'dir. Tipik firma Of, fiyat seviyesinde Ox, miktarında mal üretmektedir. Şimdi mala olan talepte bir artma olduğunu kabul edelim. Bu, pi-yasa talep eğrisinin sağa kayması demektir. Yeni talep eğrisi T,' dir. Endüstri arz eğrisi veri olduğuna göre talebin artması fiyatı yükseltmiş ve arz miktarı da Oxel'den OXe2'ye çıkmıştır.

Şekil: 5.9 Kısa dönem endüstri arz eğrisi: İnput fiyatları sabit.

İnput fiyatları etkilenmediğine göre firma yeni fiyatı, Of2'yi marjinal maliyetine eşit kılacak, yani satış hac-mini Ox,'den Ox2'ye çıkaracaktır. Daha fazla üretim için daha fazla input kullanılması input fiyatlarının artma-sına sebep olmuşsa firmanın maliyet eğrileri yukarıya ka-yacaktır. Şekil 5.10'da gösterildiği gibi, firmanın maliyet eğrile-rinin yukarıya kaymış olması firmanın denge üretim seviyesini etkilemektedir. Of, fiyat seviyesinde firma dengesi, ya-ni MM — MH şartı, K noktasmda sağlanmakta iken, fiyatm Of2' çıkması ve KMM eğrisinin sola kayarak KMM, halini alması, den-ge noktasını L'ye kaydırmaktadır. Eğer maliyetlerde bir artma olmasa idi fiyatın yükselmesi sonucunda firmanın yeni denge noktası N ve üretim hacmi L noktasında olandan daha fazla ola-

171

Page 186: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

çaktı. Yani KMM ile Of2'nin eşit olduğu noktada denge kurula-caktı. İnput fiyatlarının yükselmesi firmanın üretiminin bu nok-taya kadar genişlemesini önlemektedir. Dikkat edileceği üzere K ve L noktaları endüstri fiyatının değişmesi ve firma maliyet eğ-rilerinin kayması sonucunda ortaya çıkan denge üretimi seviyele-rini gösteren noktalardır. Firma maliyet eğrilerinin kaydığı bu gi-bi durumlarda endüstri arz eğrisi artık firma arz eğrilerinin de-ğil bütün firmaların her fiyat seviyesinde en yüksek kârı sağla-yan üretim miktarlarının toplamından ibarettir. İnput fiyatları-nın yükselmesi durumunda endüstrinin kısa dönem arz eğrisi, fi-yatların sabit kalması durumuna kıyasla, daha az esnek, fiyatların düşmesi durumunda ise daha çok esnek olacaktır.

(o ) C t> J

Şekil: 5.10 Kısa dönem endüstri arz eğrisi: input fiyatları değişken.

TAM REKABETTE UZUN DÖNEM DENGESİ

Kısa dönemde firmaların tesis çapları veya üretim kapasitele-ri sabittir. Kurulu bir tesisin çapı istenildiği anda değiştirilemez. Plirma kurulu tesisin verebileceği üretim hacimleri arasında bir seçim yapar, kârını azamîleştirir. Uzun dönemde firma sadece üretim miktarını değil kapasitesini de değiştirebilir. İstediği te-sisi kurabilir.

Endüstriyi oluşturan firmaların sayısı kısa dönemde veridir. Uzun dönemde firma sayısı da değişkendir. Kâr imkânı varsa en-düstriye yeni firmalar katılır. Zararma çalışmak zorunda kalan

172

Page 187: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

firmalar o endüstriyi terkederler. Uzun dönemde endüstri denge-sinin sağlanmış olması demek firma giriş ve çıkışlarının durmuş olması demektir.

FİRMANIN UZUN DÖNEM DENGESİ

Firmanın uzun dönemde dengede olmasının şartları kısa dö-nemde olduğundan farklı değildir. Firmanın uzun dönemde de amacı azamî kârdır. En büyük kâr, uzun dönem marjinal maliye-tin marjinal hâsılata, yani fiyata, eşit olduğu üretim hacminde sağlanır. Uzun dönem marjinal maliyet, en düşük maliyetle üre-timi mümkün kılacak kapasite veya ölçek değişiklikleri yapıldık-tan sonra, üretimin bar birim artırılmasının toplam maliyette meydana getireceği değişikliktir.

Firmanın uzun dönemde dengede olabilmesi aynı zamanda kısa dönem dengesine de ulaşmış olmasını gerektirir. Bu ifadenin tersi her zaman doğru değildir. Firmanın kısa dönem dengesinin sağlanmış olması uzun dönem dengesinin de sağlanmış olmasını gerektirmez. Şekil 5.11'de bir firmanın uzun dönem ortalama ma-liyet eğrisi ve değişik çapta üç tesisi temsil eden üç kısa dönem ortalama maliyet eğrisi görülmektedir. Ox, üretim hacminde mar-jinal hâsılat ve KMM, eğrileri A noktasında kesişmektedirler. Fir-

M,H

KMM,

UOM

MH

O *ı x. X '2 3

Şekil i 5.11 Tam rekabette firmanın uzun dönem dengesi.

173

Page 188: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ma kısa dönem dengesindedir. Fakat zarar etmektedir. Piyasa hak-kında tam bilgi sahibi olan firma için yapılacak iki şey vardır. Birincisi endüstriyi terketmek, ikincisi tesis çapını büyütmektir. Firma KOM2 eğrisinin temsil ettiği tesisi kurarsa Ox2 üretim hac-minde kısa dönem dengesini sağlar. Çünkü B noktasında KMM2

eğrisi MH eğrisini kesmektedir. Bu üretim hacminde firma kâr etmektedir. Ama bu kâr uzun dönemde ulaşabileceği en yüksek kâr değildir. Uzun dönemde sağlanabilecek en yüksek kâr KOM3

eğrisinin temsil ettiği tesisin kurulması ile elde edilebilir. Ox3 sa-tış hacminde veya C noktasında uzun dönem hem de kısa dönem marjinal maliyet eğrileri marjinal hâsılat eğrisini kesmektedirler. Firmanın hem kısa dönem hem de uzun dönem dengesi sağlan-mıştır. Firmanın toplam kârı CK X Ox3'dür. Firmanın uzun dö-nemde sağlayabileceği en büyük kâr toplamı budur.

Tam rekabette firmanın uzun dönem dengesinin şartını tek-rar edelim. Firmanın uzun dönem dengesinin sağlanabilmesi için

UMM = KMM = MH

eşitliği gerçekleşmelidir. Tabiî burada MH yerine fiyatı koyma-mız da mümkündür.

Uzun Dönemde Kârın Sıfır Oluşu

Şekil 5.11'deki firma uzun dönemde kâr elde etmektedir. Hem uzun, hem de kısa dönem dengesini sağlamıştır yani kârı maksi-mumdur. Burada sözünü ettiğimiz kârın net iktisadî kâr olduğunu unutmamalıyız. Net iktisadî kâr bazan aşırı kâr olarak da adlan-dırılır. Aşırı sözü kârın çok büyük olduğunu değil normal kârı aş-tığını belirtir. Hatırlanacağı üzere normal kâr maliyetin bir par-çasıdır.

Tam rekabet piyasasında bir firmanın uzun dönemde kâr el-de etmesi endüstrinin uzun dönem dengesinin sağlanmamış oldu-ğunu gösterir. Endüstrinin uzun dönem dengesi sağlandığında endüstriyi oluşturan firmaların her biri sıfır kârla çalışır veya sadece normal kâr elde eder.

Kârın sıfıra inişi nasıl gerçekleşir? Kârın varlığı yeni firma-ların endüstriye girişini teşvik eder. Yeni firmaların girişi endüst-riyi meydan getiren firmaların kârları üzerinde iki yönden baskı yapar, kârm küçülmesine ve sonunda da yok olmasma sebep olur.

174

Page 189: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Bir kere firma sayısındaki artış endüstri arzının artması, en-düstri arz eğrisinin sağ tarafa kayması sonucunu verir. Talepte bir değişme yoksa arzın artması malm fiyatını düşürür. Malm piyasa fiyatmm düşmesi, firmalarm kısa dönem maliyet yapıla-rında bir değişiklik olmadığına göre, firmanın kârmı azaltır.

İkinci olarak, endüstriye yeni firmaların girmesi sonucunda endüstri arzının artması endüstrinin kullandığı inputlarm fiyat-larını yükseltebilir. İnput fiyatlarının yükselmesi, firmalar bakı-mından, maliyet eğrilerinin yukarı doğru kayması demektir. Or-talama ve marjinal maliyet eğrilerinin yukarı doğru kayması, malm piyasa fiyatı veri iken, firmanın üretim hacminin daralma-sını ve kâr miktarının küçülmesini gerektirir. Böylece kâr, hem malm fiyatmm düşmesi, hem de maliyetlerin yükselmesi gibi iki sebeple küçülür. Uzun dönemde bazı firmalar gerekli kapasite de-ğişikliğini gerçekleştirip üretime devam ederler. Bazı firmalar ka-pasite değiştirme imkânına sahip olamadıkları ve uzun dönemde malm fiyatı ortalama maliyetlerinin altına düşmüş olduğu için faaliyeti bırakırlar. Sonunda, faaliyete devam etmekte olan firma-larm hiç biri ötekilerden farklı olmaz. Her firma sadece normal kârla yetinmek zorundadırlar. Böyle bir firmanın durumu Şekil 5.12'de gösterilmiştir. KMM ve UMM maliyet birbirlerine ve fi-

M.H

UMM

UOM

f MH

0 x X

Şekil: 5.12 Tam rekabette endüstrinin uzun dönem dengesi sağlandığında

tipik firmanın durumu.

175

Page 190: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

yata Ox üretim seviyesinde eşittirler. Firma hem kısa hem de uzun dönem dengesindedir. Firmanın kısa ve uzun dönem ortala-ma maliyet eğrileri bu üretim hacminde talep veya fiyat eğrisine teğettir. Böylece toplam maliyetler toplam hâsüatlara eşittir, fir-ma sadece normal kâr elde etmektedir. Bunun üstünde bir kâr söz konusu değildir. Demek ki tam rekabette endüstrinin uzun dönem dengesi sağlandığında her firma için

Fiyat = KMM = KOM = UMM = UOM

eşitliği geçerlidir.

Endüstrinin uzun dönem dengesi sağlanmıştır, yani firma giriş çıkışları sona ermiştir. Çünkü kâr elde etme imkânı kalma-dığı için hiçbir yeni firma endüstriye girmeyecektir. Zarar et-mekte olan firma da yoktur. Bu yüzden hiçbir firmanın endüstri-yi terk etmesi beklenmez. Her firma normal kârmı elde etmekte-dir. Bundan daha fazlasını elde etmesi mümkün değildir. Çünkü maliyetin bir parçası olan normal kâr firmanın elindeki kaynak-ları başka yerde kullanarak elde edebileceği en yüksek kazanca eşittir.

Görüldüğü gibi endüstrinin uzun dönem dengesinde olabil-mesi için firmaların her birinin uzun dönem dengesinde olması gerekir. Ancak bunun tersi doğru değildir. Yani firmalar uzun dönem dengesine ulaştıkları zaman endüstrinin de dengede ola-cağını söyleyemeyiz. Şekil 5.11'de firmanın Ox3 üretim hacmin-de hem uzun hem de kısa dönem dengesini sağladığını görmüş-tük. Böyle bir firmanın durumu endüstrinin uzun dönem denge-si ile bağdaşmaz. Endüstrinin uzun dönem dengesinin sağlanma-sı için endüstri içindeki bütün firmaların ne kâr ne de zarar et-tikleri üretim seviyesinde dengeye gelmiş olmaları gerekir.

Şekil 5.12'de hemen dikkati çeken bir özellik Ox denge üre-tim hacminin uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin en düşük noktasına rastlamasıdır. Kurulan tesisi temsil eden KOM eğrisi de aynı noktada UOM eğrisine teğettir. Fiyat, ortalama maliyete eşittir ve uzun dönemde mümkün olan en düşük seviyededir. Tam rekabet piyasasında uzun dönem dengesinin bu sonucu ikinci ciltte ayrıntılı olarak ele almacaktır.

176

Page 191: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ENDÜSTRİNİN UZUN DÖNEM ARZ EĞRİSİ

Sabit Maliyetli Endüstriler

Endüstrinin tam rekabet şartlarında faktör satm aldığını, ya-ni endüstrinin faktör kullanımının input fiyatlarını etkilemediği-ni varsayalım. Endüstrinin kısa ve uzun dönem dengesi sağlan-mış olsun. Endüstrinin uzun dönem dengesinin sağlanmış olması firmaların her birinin kısa ve uzun dönem dengelerinin gerçekleş-miş olması ve herbirinin denge üretim hacminde fiyatın uzun dö-nem ortalama maliyetin minumum seviyesine eşit bulunması de-mektir. Firmaların hiç biri için kâr veya zarar söz konusu değil-dir. Sadece normal kâr vardır. Şekil 5.13.a endüstriyi meydana getiren firmalardan birinin durumunu, Şekil 3.13.b ise endüstri-nin durumunu göstermektedir. Başlangıçta, uzun dönem denge-sini sağlamış olan endüstrinin arz eğrisi A ve piyasa talebi T ve fiyat seviyesi Of0'dır. A ve T kısa dönem piyasa arz ve talep eğri-leridir. Bütün firmalar piyasada oluşan Of0 fiyatına göre kendi durumlarım ayarlamışlardır. Şeklin a yarısındaki firma Ox0 ka-dar satış yapmaktadır. Firma için

KMM = UMM = KOM = UOM = Fiyat »

eşitliği gerçekleşmiştir. Bütün firmaUr için durum aynıdır.

Şekil: 5.13 Endüstrinin uzun dönem arz eğrisi: Sabit maliyetli endüstri.

Şimdi mala olan piyasa talebinin arttığını talep eğrisini sa-ğa kaydırarak gösterelim. Yeni talep eğrisi T"dür ve yeni fiyat

177

Page 192: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Of,'dir. Şekilde gösterilen temsilî firma artık Oxo üretim hacmini korumayacaktır. Firmanın yeni denge seviyesi yeni fiyatın, veya yeni MH'm, KMM'e eşit olduğu üretim hacmidir, yani Ox,. Bu du-rumda firma kâr elde etmektedir. Bu endüstride aşırı kârm var-lığı yeni firmaları endüstriye çekecektir. Yeni firmaların girişi endüstrinin kısa dönem arz eğrisini sağ tarafa kaydıracak, öte yandan, input fiyatları değişmediği için eski firmaların maliyet yapısı aynı kalacaktır. Arzın artışı fiyatı Of, seviyesinden aşağı düşürmeğe başlayacak, bu düşüş, input fiyatlarında bir değişme olmadığı için, malm başlangıçtaki fiyat seviyesine, yani Of0'a ka-dar, devam edecektir. Fiyatın yeniden Of0'a düşmesini sağlayacak sayıda yeni firma endüstriye girince endüstri yeni bir uzun dö-nem dengesine erişmiş olacaktır. Endüstrinin yeni uzun dönem dengesine karşı gelen kısa dönem piyasa dengesi A' ve T' eğrileri-nin kesim noktasmda sağlanmıştır. Şu halde endüstrinin uzun dönem arz eğrisi K ve L noktalarını birleştiren yatay çizgidir. Endüstri uzun dönemde sabit maliyetlerle çalışmaktadır. Uzun dönem arz fiyatı da sabittir ve Of0 fiyatına eşittir. Bu fiyat, firma-ların minimum uzun dönem ortalama maliyetlerine eşittir.

Görülüyor ki uzun dönemde sabit maliyet veya endüstrinin uzun dönem arz fiyaının sabit olması durumu belirli bir şarta bağlıdır: Endüstri arzımn artırılması, ya da azaltılması yeni fir-maların girişi ya da çıkışı ile sağlanacak fakat uzun dönem or-talama maliyetin minimum seviyesinde bir değişme olmayacak-tır. Bu da ancak endüstrinin faktör talebinin değişmesinin fak-tör fiyatlarını etkilememesine, yani faktör arzının sonsuz esnek olmasına bağlıdır.

Artan Maliyetli Endüstriler

Şekil 5.14'de artan maliyet durumu ele alınmıştır. Endüstri-nin uzun dönem dengesinde olduğu varsayımından hareket ede-rek fiyatm f0'da belirlendiğini ve bütün firmaların normal kârla çalıştıklarını söylüyoruz. Şeklin sağ yarısı endüstrinin, sol yarısı da endüstri içindeki temsilî firmanın durumunu göstermektedir. Temsilî firma minimum uzun dönem ortalama maliyetle Oxo ka-dar üretim yapmakta, ürününü Of0 fiyatmdan satmaktadır. Piya-sa talebinde bir artış, Tnin T' haline gelişi, endüstrinin kısa dö-nem arz eğrisinde bir değişme olmadığı için fiyatı Of,' e çıkaracak-tır. Firmanın yeni denge noktası KMM, eğrisinin bu yeni fiyata

Page 193: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

eşit olduğu üretim hacmi, ya da Ox,'dir. Bu kısa dönemli bir ayar-lamadır. Firmanın mevcut kapasiteyi daha yoğun kullanması ile sağlanmıştır. Of, fiyat seviyesinde ve Ox, üretim hacminde firma aşırı kâr elde etmektedir. Uzun dönemde yeni firmaların aynı alana girmeleri kaçınılmaz olmaktadır. Yeni firmaların gi-rişi endüstri arzını artıracak A eğrisi sağa doğru kaymaya başla-yacaktır. Böylece piyasa talebinde yeni bir değişme söz konusu değilse, T' değişmiyorsa, arzın artışı malm fiyatım f, seviyesin-den aşağıya doğru itmeğe başlayacaktır. Bu da temsilî firmanın elde ettiği aşırı kân küçültecektir.

Şekil: 5.14 Endüstrinin uzun dönem arz eğrisi: Artan maliyetli endüstri.

Endüstrinin daha fazla input kullanması, bu defa input fi-yatlarını artıracaktır. Burada varsayımımız, endüstrinin kullan-dığı input miktarının, faktör piyasalanndaki input mevcudunun ihmal edilemeyecek bir bölümü olduğu, dolayısı ile bu endüstri-nin daha fazla input elde edebilmesinin ancak daha yüksek fiyat ödemesiyle mümkün olabildiğidir. İnput fiyatlarının bu şekilde yükselmesi endüstriyi meydana getiren firmaların maliyetlerini artıracak, maliyet eğrilerini yukanya kaydıracaktır. Şekil 5.14.a' da firmanın yeni maliyet eğrileri UOM2, KOM2, ve K M M 2 olarak gösterilmiştir. Maliyet değişmelerinin etkisi de tam olarak kendini gösterdikten sonra firmalar ve endüstri yeniden uzun dönem den-gesine ulaşacaklardır. Temsili firma Of2 fiyatı ile KMM2 eğrisinin keşistikleri üretim hacminde, yani Ox2'de, faaliyette bulunacak, kısa ve uzun dönem ortalama maliyetleri birbirine ve fiyata eşit olacak, sadece normal kârla yetinecektir. Bu denge durumu fir-ma bakımından, hem kısa dönem hem de uzun dönem dengesidir.

179

Page 194: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Bütün firmalar için aynı durum söz konusudur. Aşırı kâr imkânı ortadan kalktığı için yeni firmaların endüstriye girmesi söz ko-nusu olmadığı gibi hiç bir firma zarar etmediği için endüstriyi terk de söz konusu değildir. Dolayısı ile endüstri uzun dönem den-gesindedir. Şimdi, şeklin sağ yarısında K ve L denge noktalarını birleştiren çizgi, KL endüstrinin uzun dönem arz eğrisidir ve gö-rüldüğü gibi, bu eğri yükselen bir eğridir. Endüstrinin uzun dö-nem arz fiyatı veya maliyetleri yükselmektedir.

Firma maliyetinin endüstri arzının genişlemesi sonucunda yükselmesi, dışsal eksi-ekonomiler adıyla adlandırılır. Çünkü bu olay firmanın kendi tercihlerinin ve davranışının bir sonucu ol-mayıp firma dışındaki bir gelişmenin ürünüdür.

Şekilde firmanın ilk üretim seviyesinin, Xo, ikinci üretim se-viyesinden, X,, büyük olduğu dikkati çekmiş olmalıdır. Yeni den-ge durumunda malm fiyatı yükselmiş fakat firmanın sattığı mik-tar azalmıştır. Endüstri arzı artmıştır. Ama bu artış yeni firma-ların üretime katkısı ile sağlanmıştır. Dışsal eksi-ekonomiler fir-ma maliyetlerinin yükselmesi demektir ama acaba her zaman fir-manın üretim hacminin kısılması sonucunu mu verir? Her zaman böyle olması gerekmez. Sorunun cevabı input fiyatlarının değiş-me oranları ile ilgilidir. Firmanın kullandığı inputlarm her biri-nin fiyatı aynı oranda artmışsa, inputlar arasmdaki nisbî fiyat ilişkisi değişmemişse, firmanın maliyet eğrileri olduğu gibi yuka-rı kayar. Firmanın üretim hacminde hiç bir değişiklik olmaz. Ama kısa dönem maliyetlerini meydana getiren inputlardan sabit ma-liyet kalemlerinde, değişken maliyet kalemlerine kıyasla, daha büyük bar nisbî artış meydana gelmişse firma sabit maliyet ka-lemlerinden kısmak, değişken maliyetleri yaratan inputları artır-mak isteyecektir. Üretim tesisinin optimum büyüklüğü eskisin-den küçük olacak, firma uzun dönemde daha küçüJk ölçekli bir ka-pasiteye geçecektir. Böylece firmanın üretim hacmi daralacaktır. Bunun tam tersine bir gelişme de mümkündür. Kısa dönemdeki sabit maliyet unsurlarının fiyatları nisbî olarak daha büyük bir azalış gösterebilir. Böylece firma daha büyük kapasiteli tesisleri tercih edecektir. Dolayısı ile firmanın üretim hacmi büyür.

Azalan Maliyetli Endüstriler

Artan ve sabit maliyet durumlarını anlattıktan sonra azalan maliyetli endüstrilere de dokunmakta fayda vardır. Azalan ma-

180

Page 195: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

liyetli endüstrilerin durumu daha önce gördüklerimizden, tahlil biçimi bakımından, hiç farklı değildir. Önce endüstrinin uzun dö-nem dengesinde olduğunu kabul ediyoruz. X malmm piyasadaki fiyatı Ofo'dır. Temsilî firma ve bütün firmalar uzun dönem den-gesine ulaşmışlardır. Herhangi bir sebeple X malma olan talep artarsa malm fiyatı Of,'e çıkar. Firma durumunu bu yeni fiyata göre ayarlar ve üretimini, kısa dönemde, Ox,'e çıkarır. Bu üretim hacminde firma normal üstü kâr elde etmektedir. Yeni firmalar X malı üretimine başlarlar .Endüstri arz eğrisi sağ tarafa doğru kayar. Endüstri arzının artması ile birlikte endüstrinin kullan-dığı inputların fiyatlarında düşme olur. Firmanın maliyet eğrileri aşağı doğru yer değiştirir. Bu olaya, dışsal ekonomiler adı verilir. Firmanın maliyetlerinin düşmesi firmanm kontrolunda olmayan etkenlerin bir ürünüdür. Burada, firmanm kendi kapasitesini uzun dönemde değiştirerek ortalama maliyetlerini düşürmesi ola-yı ile dışsal ekonomilerin hiçbir ilişkisi olmadığına dikkat edilme-lidir. Firmanm kendi kararlarının bir sonucu olan maliyet azalı-şına, içsel ekonomiler denildiği hatırlanmalıdır. Uzun dönemde firmanm maliyetlerinin, endüstri üretim hacminin genişlemesi yüzünden, düşmesi firmayı yeni bir denge noktasına götürecek-tir. Ox2 üretim hacminde temsilî firma yeniden kısa ve uzun dö-nem dengesini sağlamıştır. Endüstrideki bütün firmalar aynı du-rumdadır. Yani endüstriye giriş, çıkış durmuştur. Endüstri yeni kısa dönem arz ve talep eğrilerin kesim noktası olan L'nin göster-diği üretim ve fiyat seviyesinde uzun dönem dengesini sağlamış-tır. Endüstrinin uzun dönem arz eğrisi K ve L'nin, daha doğrusu K ve L gibi bütün uzun dönem denge noktalarının birleştirilmesi ile bulunan eğridir. Burada eğrinin sağdan sola azalması endüst-rinin uzun dönem maliyetlerinin düşmekte olduğunu göstermek-tedir.

Böyle bir durumun gerçek hayatta ender rastlanacak bir du-rum olduğu söylenebilir. Yeni bir endüstrinin gittikçe büyümesi, firma sayısının artması başlangıçta bulunmayan bir takım kolay-lıkların firmalara sağlanmasını mümkün kılabilir. Ulaştırma te-sislerinin önemli şekilde gelişmesi, endüstri büyüdüğü için, müm-kündür. Pazarlama imkânlarında aynı sebeple gelişme olacağı düşünülebilir. Bunlar ve bunlara benzeyen değişmeler firmaların maliyetlerinde düşmeye yol açabilir.

Gerçek hayatta en çok rastlanan halin artan maliyetler ol-

181

Page 196: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ması ihtimali kuvvetlidir. Hatta başlangıçta azalan maliyetlere sahip olan endüstrilerin bile zamanla sabit veya artan maliyetli bir yapıya dönüşmesi kaçınılmaz olabilir.

Şekil: 5.15 Endüstrinin uzun dönem arz eğrisi: Azalan maliyetli endüstri.

Endüstrilerin uzun dönem maliyet yapıları ile ilgili tahlille-rimizde başlangıç dengesini bozan unsuru endüstrinin ürettiği mala olan talepte bir artış olarak aldık. Bunu ters yöne de çevire-biliriz. Yani mala olan piyasa talebinin herhangi bir sebeple azal-dığını kabul ederek bunun firmanın maliyetlerini ve üretim hac-mini nasıl etkilediğini de gösterebilirdik. Talep değişikliğini bir yana bırakarak arzı etkileyecek teknolojik değişmeleri başlangıç noktası yapmamız da mümkündü. Bunların herbirinde başvura-cağımız tahlil metodu yukarıda kullandığımız metodun aynıdır.

182

Page 197: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

5. 2. MONOPOL TEORİSİ

Tam rekabet modeline tam uyan bir piyasa şeklini gerçek hayatta bulmanın son derece güç olduğunu, gene de bu modelin iktisat teorisinde son derece önemli ve faydalı bir yeri bulundu-ğunu belirtmiştik. Şimdi gene böyle gerçek hayatta bulunması son derece güç ama iktisat teorisinin çok önemli bir başka tah-lil aracı olan bir piyasa çeşidine dikkatimizi çevireceğiz: Mono-pol.

Piyasaları firmalann piyasayı etkileme güçleri açısından bir sıraya koyarsak bir uçta tam rekabet öteki uçta monopol yer alır. Bu ikisi arasmda, bir uca veya öteki uca daha yakın değişik pi-yasa çeşitleri sıralanır. Bu kesimde monopolü inceleyecek bundan sonraki kesimlerde diğer eksik rekabet piyasalarım ele alacağız.

MONOPOLÜN ÖZELLİKLERİ

Monopol "tek satıcı" demektir. Bir piyasada belirli bir malm bir tek satıcısı olması durumunu belirtmek için kullanılmakta-dır. Belirli bir tek mal ve bir tek satıcı durumunu tam rekabette-ki endüstri kavramına benzetebiliriz. Endüstri, tam rekabet şart-larında aynı malı üreten bütün firmaların toplamına verilen isimdi .Endüstri içindeki her firma ayrı karar birimi idi. Firma endüstri arzının ve piyasa talebinin belirlediği fiyat seviyesini veri olarak kabul ediyor ve kendisine en yüksek kârı sağlayacak üretim hacmini tespit ediyordu. Monopolde ayrı ayrı firmalar yerine bir tek firma söz konusudur. Tam rekabette en-düstrinin karşı karşıya olduğu piyasa talep eğrisi monopolde bu tek firmanın karşı karşıya olduğu talep eğrisidir. Artık tek firma, tam rekabetteki tek firma gibi, fiyatı veri olarak kabul etmek zo-runda değildir. Monopolcünün kararları malm piyasa fiyatım et-kileyecektir.

183

Page 198: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Ancak monopolcünün gücünün sınırsız olduğunu düşünmek yanlışlığa düşmek demektir. Bir kere saf monopolün varlığı mo-nopolcünün ürettiği malm başka bir malla ikamesinin adetâ im-kânsızlığına bağlıdır. Yani piyasada "yakın" bir ikame malı bu-lunmamalıdır. Hiç bir şekilde başka bir malla ikame edilemeyecek bir malda monopol gücü en yüksektir. Gerçek hayatta böyle mal-ların örneklerini göstermek pek kolay değildir. Hemen her mal, şu ya da bu ölçüde, bir başka malla ikame edilebilir. Öte yandan monopolcünün ürettiği mala olan talep sınırlayıcı bir etkendir. Monopolcü fiyat ve üretim miktarı konusunda karar verirken başka firmaların davranışlarını hesaba katmak zorunda değildir ama karşı karşıya olduğu piyasa talebini göz önünde tutmak zo-rundadır. Monopolcü piyasa talebinin çizdiği sınır içinde kendisi için en uygun karan almakta hareket serbestliğine sahiptir. Bir başka nokta da piyasaya girişin kesin olarak imkânsız olup ol-mamasıdır. Herhangi bir yolla piyasaya başka firmaların girme-si önlenebiliyorsa monopolcünün monopolcü niteliği sürüp gide-bilir. Ama piyasaya girme imkânı varsa, monopolcünün davranış-ları, meselâ büyük kâr sağlaması, başka firmaları aynı alana çe-kebilir, böylece bu firmanın monopolcü niteliği ortadan kalka-bilir.

MONOPOLÜN KAYNAKLARI I

Monopol bir çok hallerde kanunla veya devlet eliyle yaratı-lır. Bir malm üretiminin piyasaya bırakılması kamu yararı ile bağdaşmaz sayıldığında veya monopolcü kârının devlete aktarıl-ması arzu edildiğinde başvurulacak yol budur. Bir kanun veya kararla ya bir kamu kuruluşuna veya bir özel ortaklığa monopol-cü statüsü tanınır. Kamu kuruluşu söz konusu ise o kuruluştan başka bir kamusal veya özel kuruluş o alana giremez. Özellikle monopolcü kârının olduğu gibi devlete kalması düşüncesi ile ha-reket edildiğinde bir kamu kuruluşuna monopolcü yetkiler tanı-mak yoluna gidilir. Bazan da tek satıcılık imtiyazı bir özel şirkete verilebilir. Bu imtiyaza karşılık monopolcü özel şirket dev-lete karşı bazı yükümlülükler altına girer.

Bazı durumlarda belirli bdr malm üretimin ve satışının bir-den fazla firma tarafından yapılması imkânsızdır. Maliyet ve üre-tim hacminin yarattığı bir durumdur bu. Üretim hacmi büyüdük-çe firmanın ortalama maliyeti düşüyorsa, veya firmanın uzun

184

Page 199: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

dönem ortalama maliyet eğrisi devamlı azalan bir eğri ise, böyle bir durum ortaya çıkabilir. Bir şehirde içme suyu ağının birden fazla, özel veya kamusal firma tarafından gerçekleştirilmesi bek-lenemez. Birden fazla firmanm böyle bir alana girmesi, bir süre sonra, ortada bir tek firma kalmasından başka bir sonuç vermez. Ya firmalar arasmdaki savaş, bir firma dışındaki, bütün firma-ların o alandan çekilmesini gerektirir, ya da böyle bir savaşa gi-rişmektense birden fazla sayıdaki firma anlaşarak tek bir firma haline gelirler. Bu çeşit monopollere, piyasa şartlarının tabiî bir sonucu olarak ortaya çıktıkları için, "tabiî monopol" denmektedir.

Bir tek firmanm piyasaya hâkim olabilmesinin sebepleri ara-smda malm üretimi için gerekli olan ham madde kaynaklarının bir firmanm elinde bulunması da vardır. Ham madde kaynağını tam olarak elinde bulunduran firma, bu inputu başka firmalara satmayabilir, dolayısı ile kendisinden başka bir firmanm kendi çalışma alanına girmesini önler.

Monopol yaratan sebepler arasında, son olarak, patent hak-larını sayabiliriz. Yeni buluşları teşvik etmek için kullanılan pa-tent kurumu belirli sürelerle bir buluşun bir tek firma tarafından piyasaya aktarılması hakkını tanımaktadır. Ancak bu hak, baş-ka firmalar tarafından kolaylıkla, ihlâl edilebilmektedir. Çünkü patent çok belirli bir sınırlama getirmektedir. Malm niteliğini bir parça değiştirerek, malm üretiminde kullanılan süreçte bazı fark-lılaştırmalara giderek patent hakkının koruduğu alana sızmak imkânı her zaman bulunabilmektedir. Bu bakımdan patenti sü-rekli bir monopol kaynağı saymak doğru olmayabilir.

MONOPOLCÜNÜN AMACI

Monopolcünün amacının da tam rekabet şartlarmdaki bir firma gibi kâr azamîleştirmek olduğunu kabul edebiliriz. Aslında monopolcünün hareket serbestliği çok daha fazladır. Faaliyetine devam edebilmek için mümkün olan en yüksek kârı elde etmesi gerekli olmayabilir. Bu yüzden de devamlı bir dikkat ve çaba ye-rine kendisi için yeterli saydığı bir kârı elde edip "sâkin bir ha-yat" sürebilir.

Öte yandan monopolcü durumunun devam etmesi için elin-deki imkânlardan sonuna kadar faydalanmaması gerekebilir Elin-

185

Page 200: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

deki imkânları sonuna kadar kullandığı, veya monopolcü duru-munun kısa dönemde kendisine sağlayacağı en yüksek kârı veren üretim hacmine yönelmiş bir politika izlediği zaman devletin dü-zenleyici müdahalesi ile karşı karşıya kalabileceğini, ya da uzun dönemde şu veya bu yolla yeni firmaların kendi çalışma alanına girebileceğini düşünen monopolcü daha düşük kârla yetinmeyi uygun görebilir. Bunları bir yana bırakarak monopolcünün kârı azamîleştirmek amacına yöneldiğini varsayalım, kârı azamî kılan üretim hacmini araştıralım. Bu amaçla önce monopolcünün kar-şı karşıya olduğu piyasa talep eğrisinin, dolayısıyla monopolcü-nün ortalama hâsılat eğrisinin durumunu, buna bağlı olarak da monopolcünün toplam ve marjinal hâsılat eğrilerinin özelliklerini inceleyelim.

MONOPOLDE HÂSILAT EĞRİLERİ

Monopolcünün talep eğrisi, daha doğrusu monopolcünün ürettiği mala olan talep eğrisi piyasa talep eğrisidir. Normal ola-rak bu eğrinin negatif eğimli bir eğri olduğunu biliyoruz.28 Tam re-kabet piyasasındaki bir firma ile monopolcü firma arasındaki en önemli farklardan biri burada kendini göstermektedir. Hatırlana-cağı gibi tam rekabette endüstri talep eğrisi negatif eğimli oldu-ğu halde tek firmanın karşı karşıya olduğu talep eğrisi miktar eksenine paraleldir. Tek firma piyasada oluşan fiyattan istediği kadar mal satabilir. Çünkü tek firma, endüstrinin ancak çok kü-çük bir parçasıdır. Bu yüzden tek firmanın satış miktarı piyasa fiyatını etkilemez.

Talep eğrisi, ister tam rekabette olsun isterse monopolde, fir-manın ortalama hâsılat eğrisidir. Talep eğrisi üzerindeki herhan-gi bir nokta hem bir birim malm kaça satılacağını, hem de bu fiyattan kaç birim satılacağını gösterir. Fiyat ve miktar çarpımı firmanın toplam hâsılatını veya toplam satış hâsılatını verir. Açıktır ki fiyat ve ortalama hâsılat aynı şeylerdir.

Talep eğrisinin negatif eğimli olması toplam hâsılat eğrisi-nin çan biçimli olması sonucunu verir.29 Monopolcünün toplam, ortalama ve marjinal hâsılat eğrilerinin gösterildiği Şekil 5.16'ya 2 8 Bakınız: s. 57. 2 9 Ancak talep eğrisi bir ikizkenar hiperbol ise toplam hâsılat sabittir. TH

eğrisi yatay eksene paralel bir doğrudur.

186

Page 201: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

bakarak durumu inceleyelim. OH ortalama hâsılat veya talep eğ-risidir. Düz çizgi halinde ve negatif eğimli olarak çizilmiştir. TH toplam hâsılat eğrisidir. Toplam hâsılat eğrisinin üzerindeki her nokta belirli bir satış hacminde firmanın elde ettiği para topla-mım göstermektedir. Meselâ x, satış hacminde firmanın toplam hâsılatı en büyüktür. O ile x, arasmda artmakta, x, ile x2 arasın-da azalmaktadır. Satış miktarı sıfır olduğunda toplam hâsılat sı-fırdır. Aynı şekilde fiyat sıfıra düşerse, x2 noktasmda olduğu gi-bi, toplam hâsılat gene sıfırdır.

Şekil: 5.16 Monopolcünün hâsılat eğrileri

Toplam hâsılat eğrisinin biçimi ile talep eğrisinin çeşitli par-çalarının esneklik değerleri arasmda belirli bir ilişki vardır. Ha-tırlanacağı üzere doğrusal bir talep eğrisinin miktar eksenine ya-kın olan yarısmda esneklik katsayısı birden küçük, fiyat ekseni-

187

Page 202: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ne yakın yarısında birden büyük ve tam orta noktasmda ise bire eşittir.30 Talep esnekliği ile satış hâsılatı arasmda da belirli iliş-kiler bulunduğu hatırlanacaktır. Esneklik birden büyük ise fiyat düşmesi toplam hâsüatı artırır, birden küçük ise azaltır. Esnek-liğin bir olması durumunda ise fiyat değişmesi toplam hâsılatı etkilemez. Şimdi monopolcünün sıfırdan başlayarak satış mikta-rım yavaş yavaş artırdığını, veya fiyatı yavaş yavaş düşürdüğü-nü düşünelim. En yüksek seviyeden başlayarak fiyat düştükçe toplam hâsılat artacaktır, çünkü talep eğrisinin bu bölümünde esneklik birden büyüktür. x, miktarına gelindiğinde toplam hâ-sılatdaki değişme duracaktır, çünkü esneklik talep eğrisinin bu noktasmda bire eşittir. Satış miktarı artırılmağa, veya fiyat düşü-rülmeğe devam edilirse toplam hâsılatta azalma başlayacaktır. Tam rekabetçi firma ile monopolcü arasındaki ikinci fark da bu-rada görülmektedir. Tam rekabetçinin toplam hâsüat eğrisi baş-langıç noktasından çıkan bir doğru idi. Monopolcünün toplam hâ-sılat eğrisi bir çan biçimindedir.

Toplam hâsüat eğrisinin biçimi monopolcünün marjinal hâ-sılat eğrisinin görünüşünü belirlemektedir. Gene hatırlanacağı gibi belirli bir üretim seviyesinde marjinal hâsılat, toplam hâsılat eğrisinin o noktadaki eğimine eşittir. Şekil 5.16'da marjinal hâsı-lat eğrisi MH ile işaretlenen eğridir. Görüldüğü gibi MH, O ile x, arasmda pozitifdir ama azalmaktadır. x,'de sıfır, x,'den daha bü-yük üretim hacimlerinde ise negatif olmaktadır. Marjinal hâsılat herhangi bir noktasmda toplam hâsılat eğrisinin eğimi olduğuna göre durum açıktır. x, miktarına kadar toplam hâsılat yükselen bir eğridir, eğimi pozitiftir, dolayısıyla marjinal hâsılat pozitifdir. Ancak bu bölümde toplam hâsüat eğrisine teğetler çizersek göre-bileceğimiz gibi toplam hâsılat eğrisinin eğimi üretim miktan arttıkça azalmaktadır, x, miktarında da sıfır olmaktadır. Bu da marjinal hâsılat eğrisinin negatif eğimli olması ve x, miktarında X eksenini kesmesi demektir. Esnekliğin birden küçük olduğu bö-lümde toplam hâsılat eğrisi azalan bir eğridir, eğimi negatiftir, şu halde marjinal hâsılat eğrisi x, miktarından sonraki miktar-larda eksi değerler gösteren bir eğri olacaktır. Marjinal hâsılat bir birim fazla mal satıldığı zaman toplam hâsılatta görülen ar-tış olduğuna göre marjinal hâsılatın negatif oluşu bir birim faz-la satmanm toplam hâsılatı azaltması demek olmaktadır.

30 Bakınız : s. 71.

188

Page 203: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Tam rekabetçi firma ile monopol arasmdaki önemli bir fark da bu noktada kendini göstermektedir. Tam rekabette firmanın ortalama hâsılat eğrisi ile marjinal hâsılat eğrileri çakışıktır. Sa-tılan her yeni birim daha önceki birimlerin getirdiği kadar hâsılat getirmektedir. Monopolcü firmanın marjinal hâsılat eğrisi ise daima ortalama hâsılat eğrisinin altındadır. Çünkü monopolcü satış miktarını artırmak istediği zaman fiyatı düşürmek zorunda-dır, bu talep eğrisinin negatif eğimli olmasından doğmaktadır. Daha fazla satmak fiyatı düşürmekle mümkün olduğu için her yeni birimin toplam hâsılata katkısı daha önceki birimlerin orta-lama hâsılatından küçük olmaktadır. Marjinal hâsılat daima or-talama hâsılattan küçüktür. Negatif eğimli talep eğrilerinin mar-jinal hâsılatla ilişkileri için s. 61 ve sonrasına bakılabilir.

Ortalama hâsılatla, esneklik ve marjinal hâsılat arasmdaki bu ilişkileri daha önce gördüğümüz bir denklem yardımı ile de gös-terebiliriz. (Bak. s. 74). Bu denklem şöyle idi:

ı r r ) -

Bu denklemi

MH = f — — -|e|

şeklinde yazabiliriz. Şimdi, esneklik katsayısının bire eşit olması durumunda MH'm sıfır olacağını denklemden çıkarabiliriz. Aynı şekilde katsayı bir-

f f den büyükse -:—r 'nin değeri f'den küçük olacak, f — - — r yani

I 6 I I e I . marjinal hâsılat fiyattan küçük olacaktır. Son olarak esneklik f birden küçiikse y-^y'nin değeri f'den. büyük dolayısıyle marjinal

hâsüat negatif olacaktır.

MONOPOLCÜNÜN MALİYETLERİ

Kısa, dönemde monopolcünün maliyetleri ile tam rekabetçi firmanın maliyetleri arasında hiçbir fark olmayacağını varsaya-biliriz. Monopolcü ürettiği malm piyasasında tek satıcı durumun-da olmakla birlikte kullandığı inputlarm piyasasında tek alıcı ve-

189

Page 204: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ya input piyasasını etkileyebilecek önemde bir alıcı olmayabilir. Bu demektir ki firma satıcı olarak monopol şartlarında, alıcı ola-rak tam rekabet şartlarında çalışmaktadır.31

MONOPOLCÜNÜN KISA DÖNEM DENGESİ

Monopolcü firmanın amacının, tıpkı tam rekabet piyasasın-daki bir firma gibi, kâr azamîleştirmek olduğunu varsayıyoruz Monopolcünün kârını azamî kılan üretim hacmini, gene tam re-kabetçi firmanın durumunu incelerken yaptığımız gibi, iki ayrı yaklaşımla inceleyeceğiz. Birincisi toplam hâsılat, toplam maliyet yaklaşımıdır. İkincisi marjinal eğriler yaklaşımıdır.

Toplam Hâsılat, Toplam Maliyet Yaklaşımı

Monopolcünün toplam maliyet eğrisi tam rekabetçi firmanın toplam maliyet eğrisi gibidir. Toplam hâsılat eğrisinin çan biçim-li olduğunu da görmüştük. Monopolcü kârının en yüksek olduğu üretim hacmi bu iki eğri arasındaki düşey farkın en büyük oldu-ğu üretim hacmidir. Tabiî, bu noktada toplam hâsılat toplam ma-liyetten büyük ise kâr pozitiftir. Durumu şekil üzerinde inceleye-lim. Şekil 5.17'de TH ve TM eğrileri toplam hâsılat ve toplam ma-3 i yeti göstermektedir. Monopolcüye en yüksek kârı sağlayan üre-tim hacmi Ox2'dir. Bu üretim hacminde TH ve TM eğrileri ara-sındaki düşey fark en büyüktür. Ox2 üretim hacminde monopolcü-nün toplam maliyeti Lx2, toplam hâsılatı Kx2'dir. KL ise mono-polcünün toplam kârını göstermektedir. Ox2'den daha küçük ve-ya daha büyük hiçbir üretim hacminde kâr KL'ye eşit veya on-dan daha büyük değildir. O halde toplam hâsılat ile toplam ma-liyet arasmdaki farkı azamî kılmak isteyen monopolcü üretimini Ox2 seviyesinde tutacaktır.

Kârın azamî olduğu Ox2 üretim hacminde toplam hâsılat ve toplam maliyet eğrilerine K ve L noktalarında çizilen teğetler bir-birine paraleldir. Toplam eğrilerin herhangi bir noktalarındaki eğimlerinin ya da o noktada eğriye çizilen teğetin eğiminin mar-jinal değerleri verdiğini biliyoruz. K ve L noktalarında eğrilere çizdiğimiz teğetler birbirine paralel olduğuna, yani teğetlerin

s ı Monopolcünün input fiyatlarını etkilemesi durumu II. Ciltte faktör fiyat-ları bölümünde ele alınacaktır.

190

Page 205: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

2 mak miktarı

Şekil: 5.17 Monopolde kânn azam leştirilmesi: Toplam eğriler yaklaşımı.

eğimleri birbirinin aynı olduğuna göre Ox2 üretim hacminde MH = M M demektir. Kârm azamîleştirilmesinin birinci şartı, tam rekabetteki firma için neyse, monopolcü için de odur.32

82 Daha önce tam rekabetçi firmanın kâr maksimizasyonu şartlarım açık-lamak için yaptığımızı şimdi monopol için tekrar edebiliriz. Monopolcü firma için de toplam kâr, toplam hâsılat ile toplam maliyet arasındaki farktır.

ti (x) = TH(x) - TM(x) Toplam kâr fonksiyonunun maksimum olabilmesinin birinci şartı fonk-siyonun birinci türevinin sıfıra eşit olmasıdır.

dTi:(x) dTH(x) dTM(x)

dx dx dx

191

Page 206: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Ox, ve Ox3 üretim hacimleri toplam hâsüatla toplam maliye-ti eşit kılan üretim hacimleridir. Bu üretim miktarlarında mono-polcünün kârı sıfırdır. Ox,' den daha küçük ve Ox3 'den daha bü-yük üretim hacimlerinde firma zarar etmektedir. Kârın pozitif olduğu üretim aralığı Ox, ve Ox3 arasıdır. Kârm azamî olduğu üretim hacmi sadece Ox2 'dir.

Marjinal Eğriler Yaklaşımı

Şekil 5.18'de Ox, üretim hacminde marjinal maliyet marjinal hâsüata eşittir. Bu üretim hacmi denge üretim hacmi olamaz. Çünkü üretimi biraz azaltırsak marjinal maliyet marjinal hâsılat-tan büyük olur. Ox,'in biraz sağma geçersek marjinal hâsılat marjinal maliyetten daha büyük hale gelir. Üretimi artırmak fir-manın çıkarmadır. Ox2 üretim hacmine kadar her yeni birim fir-

dTH(x) dTM(xl

dx dx Demek ki monopolcünün kâranın azamî olabilmesinin birinci şartı, tıpkı tam rekabetçi firmanın durumunda olduğu gibi, marjinal hâsılatın mar-jinal maliyete eşit olmasıdır. Maksimumun ikinci şartı kâr fonksiyonunun ikinci türevinin negatif olmasıdır. Yani;

d27r(x) d2TH(x) d2TM(xl < 0

dx2 dx2 d2x Demek ki ikinci türevin sıfır olabilmesi için

d2TH(x) d2TM(x) <

d2x d2x olmalıdır. Bu da marjinallerin eşit olduğu üretim hacminde marjinal ma-liyet eğrisinin eğiminin marjinal hâsılat eğrisinin eğiminden büyük ol-ması demektir. Bu noktada tam rekabetle monopol arasında önemli bir fark vardır. Tam rekabette firma dengesinin ikinci şartı marjinal mali-yetin artıyor olması, veya marjinal maliyet eğrisinin eğiminin pozitif ol-masıdır. Çünkü marjinal hâsılat eğrisi yatay eksene paraleldir. Monopolde marjinallerin eşit olduğu noktada marjinal maliyet artıyor ise dengenin ikinci şartı gerçekleşmiştir. Çünkü marjinal hâsılat eğrisinin eğimi ne-gatiftir. İşareti pozitif olduğu sürece marjinal maliyet eğrisinin eğimi marjinal hâsılat eğrisinin eğiminden büyüktür. Ne var ki monopolde denge üretim hacminde marjinal eğrilerin ikisinin de negatif eğimli ol-ması mümkündür. Bu durumda maksimumun ikinci şartı marjinal mali-yetin marjinal hâsılattan daha yavaş azalması veya marjinal maliyet eğ-risinin marjinal hâsılat eğrisinden daha yatık olmasıdır. Bakımz: Şekil 5.18.

192

Page 207: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

x malı miktarı

Şekil: 5.18 Monopolde kârm azamileştirilmesi: Marjinal eğriler yaklaşımı

maya bir ek kâr sağlamaktadır. Ox2 üretim hacmi firmaya mak-simum kârı veren üretim hacmidir. Çünkü üretimi Ox2'den önce durdurursa elde edebileceği bir kârdan vazgeçmiş olur. Ox2 nokta-sında durmaz üretimi artırmağa kalkışırsa her ek birim üretimin ek bir zarara sebep olacağını görecektir. x2 noktasının sağındaki üretim hacimlerinde marjinal maliyet marjinal hâsılattan büyük-tür. Firma Ox2 kadar satış yapacaktır. Görülüyor ki dengenin bi-rinci şartı marjinal maliyet ile marjinal hâsılatın eşitliğidir. İkin-ci şart, bu eşitliğin gerçekleştiği yerde marjinal hâsılat eğrisinin marjinal maliyet eğrisinden daha dik olmasıdır. Ox, üretim hac-minde marjinal maliyet eğrisi daha dik olduğu için denge sağ-lanmaktadır. Dikkat edileceği üzere birbirlerini kestikleri her iki noktada marjinal eğriler negatif eğimlidir. Böyle bir durumda dengenin ikinci şartı marjinal hâsılat eğrisinin daha dik olması-dır. Ama marjinal hâsılat eğrisi marjinal maliyet eğrisini bu eğ-rinin pozitif eğimli bölgesinde de kesebilir. Böyle bir kesim nokta-sı daima denge noktasıdır. Tam rekabette dengenin ikinci şartı marjinal maliyet eğrisinin yükseliyor olması iken monopolde ya marjinal maliyet eğrisinin yükseliyor olması, ya da, marjinal ma-

193

Page 208: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

liyet eğrisi negatif eğimli ise marjinal hâsılatla marjinal maliye-tin birbirlerini kestikleri noktada marjinal hâsılat eğrisinin daha dik bir eğri olmasıdır.

Şekil 5.18'deki firma Ox2 kadar malm her birimini Of fiyatın-dan satacaktır. x2 noktasından talep eğrisine çıktığımız dikmenin uzunluğu, MX2, fiyata eşittir. Bu miktar üretimin ortalama ma-liyeti Lx2'dir. Üretimin toplam maliyeti OKLX2 dikdörtgeninin ala-nının yüzölçümünün sayısal değerine eşittir. Toplam hâsılat OfMx2 dikdörtgeninin alanına eşittir. Firmanın toplam kârı ise KfML dikdörtgeninin alanınca gösterilmektedir.

Sıfır Maliyetle Üreten Monopolcünün Dengesi

Monopolcünün maliyetlerinin kâr azamîleştirilmesindeki ro-lünü incelerken bir özel duruma eğilmekte fayda vardır. Mono-polcünün maliyetinin sıfır olması halinde acaba hangi üretim hacmi en yüksek kârı sağlayacaktır?

Sahip olduğu toprakta maden suyu bulunan ve hiç bir mali-yete katlanmadan bu suyu kaynakta satan bir monopolcünün du-rumu böyledir. Burada da kâr azamîleştirilmesi şartı geçerlidir. MM = MH eşitliği sağlanmalıdır. MM sıfırdır çünkü toplam ma-liyet sıfırdır. MM sıfır olduğuna göre, monopolcüye en yüksek kâ-rı sağlayan satış hacmi MH'm sıfır olduğu satış hacmidir. Şekil 5.19'da, MH eğrisi bir noktada miktar eksenini kesmektedir. Mo-nopolcünün tercih edeceği satış miktarı bu kesim noktasıdır. Mo-nopolcü Ox, kadar malı arzedince alıcıların buna ödeyecekleri fi-yat Kx, veya Of'dir. OfKx, alanı toplam satış hâsılatıdır. Toplam maliyet sıfır olduğu için bu alan aynı zamanda toplam kârdır. Toplam satış hâsılatı eğrisi Ox, satış hacminde azamî noktasına ulaşmaktadır. Lx, yüksekliğinin sayısal değeri OfKx, alanının yüzölçümünün sayısal değerine eşittir. L noktasında toplam hâsı-lat eğrisinin eğimi sıfırdır, yani MH eğrisi L noktasmın tam al-tında miktar eksenini kesmektedir. Daha önce de gördüğümüz gi-bi gene bu üretim hacmine tekabül eden noktasında, K noktasın-da, talep eğrisinin esnekliği bire eşittir.

Monopolcünün Zarar Etmesi

Monopolcünün kısa dönemde her zaman kâr elde etmesi mümkün değildir. Bu bakımdan tam rekabet ile monopol arasın-

194

Page 209: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 5.19 Sıfır maliyetle üreten monopolcünün dengesi.

da bir fark yoktur. Kısa dönemde monopolcü normal kârla, hattâ zararına çalışabilir. Gene tam rekabette olduğu gibi, monopolcü-nün mal arzetmesi için fiyatın monopolcünün ortalama değişken maliyetine eşit veya ondan büyük olması gerekmektedir. Çünkü sa-bit maliyetler üretim sıfır olsa bile katlanılmak zorunda olan mali-yetlerdir. Değişken maliyetleri kurtardığı sürece faaliyete devam etmekte firmanın çıkarı vardır. Monopolcünün marjinal maliye-tinin marjinal hâsılatına eşit olduğu üretim hacminde ortalama toplam maliyet fiyattan büyükse firma zarar etmektedir. Fakat fiyat ortalama değişken maliyetten yüksekse firma faaliyetine de-vam edecektir. Fiyat ortalama değişken maliyetin altında ise faaliyeti durdurmak gerekecektir. Şu halde, monopolcünün kâr elde edip edemeyeceği monopolcünün maliyet yapısına ve mono-

195

Page 210: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

polcünün karşı karşıya olduğu piyasa talep eğrisinin durumuna bağlıdır. Zarar etmekte olan bir monopolcünün durumu Şekil 5.20'de gösterilmiştir. Monopolcünün denge üretim seviyesi Ox,' dir. Bu miktarda bir arzm monopolcüye getireceği fiyat Kx, veya Of'dir. Oysa bir birimin monopolcüye maliyeti Lx,'dir. Monopol-cü birim başına KL kadar ve toplam olarak da f AKL alanının yüz-ölçümüne eşit bir zarara katlanmak zorundadır.

Şekil: 5.20 Kısa dönemde zarar eden monopolcü.

Monopolcünün Karşı Karşıya Bulunduğu Talep Esnektir.

Monopol hakkındaki yanlış kanılardan biri monopolcünün karşı karşıya bulunduğu talebin esnek olmadığıdır. Bu kanı te-melsizdir. Çünkü normal olarak monopolcünün karşı karşıya ol-duğu talep eğrisi negatif eğimli bir eğridir. Negatif eğimli talep eğrilerinin bazı bölgelerinde esneklik katsayısının büyük bazı böl-gelerinde küçük olduğunu daha önce görmüştük. Monopolcünün maliyeti sıfır ise, gene daha önce gördüğümüz gibi, monopolcü ta-lep eğrisinin esnekliğinin bire eşit olduğu üretim hacmini tercih edecektir. Maliyet sıfırdan büyükse MM daima pozitif bir değer taşıyacaktır. O halde kârı azamî kılan üretim seviyesinde MH'da

196

Page 211: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

pozitif olmak zorundadır. MH'm pozitif olması esneklik katsayısı-nın birden büyük olması demektir. Şu halde monopolcünün kârı-nı azamî kılan üretim seviyesi talep eğrisinin esnekliğinin birden büyük olduğu bölge içindedir. Gene hatırlanacağı gibi, esnekliğin birden büyük olması halinde fiyat düşüşü satış hâsılatım artırır-ken fiyat yükselişi satış hâsılatını azaltmaktadır. Böylece, fiyat yükselmesinin her zaman monopolcünün lehine olduğunu düşün-mek doğru değildir. Talep eğrisi fiyat eksenine paralel veya es-nekliği her noktasmda sıfır olsa idi fiyat yükselişi her zaman mo-nopolcünün lehine olurdu. Oysa, taleple ilgili daha önceki açıkla-maların gösterdiği gibi talep eğrisi hemen her zaman negatif eğimlidir.

Kısa Dönemde Monopolcü Arzı

Tam rekabet şartları altında faaliyet gösteren bir firmanın marjinal maliyet eğrisi ile bu firmanın arz eğrisi arasındaki çok sıkı ilişkiyi daha önce görmüştük. MM eğrisinin, ODM eğrisinin üstünde kalan kısmı firmanın arz eğrisini meydana getiriyordu. Monopolde aynı şeyi söylemek mümkün değildir. Hattâ monopol-cünün, gerçek anlamda bir arz eğrisi olduğunu söylemek bile mümkün değildir.

Tam rekabette arz fiyatı belirli ve tektir. Yani belirli bir mik-tarın arz edilebilmesi için belirli bir fiyat seviyesi vardır. Her arz miktarı için belirli bir arz fiyatmdan bahsedebiliriz. Monopolde her arz miktarı için belirli bir arz fiyatmdan bahsedilemez. Dola-yısı ile monopolcünün arz eğrisi yoktur. Belirli bir miktar malm satış fiyatı talebe bağlı olarak değişmektedir. Şekil 5.21'de T, mo-nopolcünün karşı karşıya bulunduğu talep eğrisi, MH,'de bu talep eğrisinin verdiği marjinal hâsılat eğrisidir. MH, ve Marjinal ma-liyet eğrisinin kesim noktası denge noktasıdır. Firma Ox, kadar mal arzedecektir. Bu miktar mal Of, fiyatmdan satılacakttr. Bu fiyata arz fiyatı demenin mümkün olacağı düşünülebilir. Ne var ki talep değişince aynı miktar malm fiyatı değişebilmektedir. T2

farklı bir talep eğrisidir. T2'den elde edilen marjinal hâsılat eğri-si MH2'dir. Firmanın marjinal maliyetinde bir değişme yoktîır. MM ve MH2 eğrileri gene Ox, üretim hacminde keşişmektedirler. Ve bu miktar malm satış fiyatı Of2 liradır. Demek ki monopolde arz eğrisinden söz edemeyiz. Fiyat oluşumunda tam rekabette ar-zın oynadığı rolü monopolde maliyetler oynamaktadır.

197

Page 212: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 5.21 Kısa dönemde monopolcünün arzı.

MONOPOLDE UZUN DÖNEM DENGESİ

Tam rekabette endüstriye giriş çıkış serbest olduğu için en-düstrinin uzun dönem dengesinin firma sayısının değişmesi yo-luyla sağlanacağını görmüştük. Monopolcü firmanm monopolcü kalabilmesi başka firmaların aynı alana girmemesine bağlı oldu-ğu için monopolde uzun dönem dengesi monopolcünün fabrika v e

tesis büyüklüklerini ayarlaması ile sağlanacaktır. Monopolcü gerek kısa gerekse uzun dönemde kârı azamî kılmağa çalışmakta-dır. Kısa dönemde kârm azamîleşmesi kısa dönem marjinal ma-liyet eğrisinin marjinal hâsılat eğrisini kestiği üretim hacminde mümkün olmaktadır. Uzun dönemde ise kâr, uzun dönem marji-nal maliyet eğrisinin marjinal hâsüat eğrisini kestiği üretim hac-minde azamî olacaktır. Monopolcü bu üretim seviyesinde uzun dönem ortalama maliyet eğrisine teğet kısa dönem ortalama ma-liyet eğrisinin temsil ettiği tesisi kuracaktır. Bu tesisin optimum büyüklükte olması gerekmez.33. Monopolcünün ürününe olan piya-33 Optimum çapta tesis ve tam kapasite tanımlarım 128. sayfada vermiştik.

Burada da bu terimleri aynı anlamda kullanıyoruz. Bu açıklamayı, opti-mum çapta tesis terimi ile bazan firmanın uzun dönem kârını azamî kı-

198

Page 213: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

sa talebi ile monopolcünün UOM eğrisinin durumuna bağlı ola-rak, uzun dönemde kârı azamî kılan tesis optimum büyüklükte olabileceği gibi, optimumdan büyük ya da optimumdan küçük de olabilir. Ayrıca bu tesislerin tam kapasite ile kullanılmaları da gerekli değildir. Kurulan tesis, tam kapasite üretimini verecek yoğunlukta kullanılabileceği gibi, kapasite altında veya üstün-de de çalıştırılabilir. Şimdi buraya kadar söylediklerimizi şekil yardımı ile gösterelim.

Tesisin Optimumdan Küçük Oluşu

Burada, firmanın uzun dönem marjinal maliyet eğrisi ile mar-jinal hâsılat eğrisi, uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin alça-lan bölümünde birbirine eşit olmaktadır. Çünkü monopolcünün karşı karşıya olduğu talep sınırlıdır. Şekü 5.22'de talep eğrisinin

Şekil : 5.22 Monopolde uzun dönem dengesi: Optimumdan küçük tesis.

lan tesis anlatıldığı için gerekli görüyoruz. Uzun dönemde, eksik rekabet şartlarında, firmaya azamî kân sağlayan bir tesis herhangi bir tesis ola-bilir, uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin minimumunda ona teğet olan kısa dönem ortalama maliyet eğrisinin temsil ettiği tesis olması ge-rekmez.

199

Page 214: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

belirlediği marjinal hâsılat eğrisi ile uzun dönem marjinal mali-yet eğrisinin kesim noktalarına tekabül eden üretim hacmi Ox' dir Firmanın uzun dönemde en yüksek kârı elde edebilmesi bu üretün hacmini tutturmasına bağlıdır. UOM eğrisine Ox üretim hacmine tekabül eden noktada teğet olan KOM eğrisi firmanın seçmesi gereken tesisi temsil etmektedir. Daha önce de görüldü-ğü gibi UOM eğrisi ile KOM eğrisinin birbirlerine teğet oldukları noktaya tekabül eden üretim hacminde UMM eğrisi ile KMM eğ-rileri birbirini kesmektedir, uzun dönem marjinal maliyet kısa clönem marjinal maliyete eşittir. Aynı üretim hacminde MH hem uzun hem de kısa dönem marjinal maliyete eşittir, firma hem uzun hem de kısa dönem dengesindedir. Ox arz miktarma alıcıla-rın ödeyecekleri fiyat Of'dir, üretilen her birimin maliyeti ise OK'ye eşittir. Şu halde ortalama kâr Kf ve toplam kâr taralı ala-lım yüzölçümü kadardır. Talep ve maliyet şartları değişmedikçe firmanın uzun dönemde daha büyük bir kâr elde etmesi mümkün değildir. Firma UOM eğrisinin daha düşük seviyelerinde bir üre-tim hacmine geçememekte, yani üretim hacminin büyümesinin sağlayacağı tasarruflardan (veya ekonomilerden) yoksun kal-maktadır. KOM eğrisine baktığımızda firmaya azamî kârı sağla-yan üretim hacminde kurulan tesisin optimal kapasitede değil daha düşük kapasitede kullanıldığını görüyoruz. Dolayısıyla, mo-nopolcü hem optimal büyüklükteki tesisi kuramamıştır, hem de kurduğu tesisi eksik kapasite ile çalıştırmaktadır.

Tesisin Optimum Büyüklükte Oluşu

Firmanm MH eğrisi, UOM eğrisini en düşük noktasmda ke-siyorsa kurulacak tesisin büyüklüğü optimumdur, ve bu tesis op-timum yoğunlukta kullanılmaktadır. Ne kullanılmayan kapasite vardır, ne de kapasite zorlanarak optimum üretim hacmi aşılmış-tır. Durum Şekil 5.23'de gösterilmiştir. Firmanm kârı Ox üretim hacminde azamîdir .Çünkü bu üretim hacminde MH = UMM = KMM'dir. Firmanm kuracağı tesisin ortalama maliyeti KOM eğ-risince gösterilmiştir. Üretilen miktarın her birimi OK maliyeti ile elde edilecek ve Of fiyatma satılacaktır. Firmanın toplam kân taralı alana eşit olacaktır. Görüldüğü gibi monopolcü uzun dö-nemde optimum çapta tesisi kurmuştur, kurduğu tesisi de tam kapasite ile çalıştırmaktadır. Bu üretim hacminde MH = UMM — KMM = UOM = KOM'dir.

200

Page 215: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 5.23 Monopolde uzun dönem dengesi: Optimum çapta tesis.

Tesisin Optimumdan Büyük Oluşu

Monopolcünün karşı karşıya olduğu talep o kadar büyük ola bilirki monopolcü optimumdan büyük bir tesis kurmak zorunda kalabilir. Yani optimumdan büyük bir tesis ,optimum ölçekte bir tesisten daha fazla kâr getirebilir. Şekil 5.24'de MH eğrisi ile UMM eğrisi Ox üretim hacminde kesişmektedirler, bu üretim hacminde kâr azamîdir. MH eğrisi bu üretim hacminde hem UMM eğrisini, hem de KMM eğrisini kestiği için firma hem uzun hem de kısa dönem dengesindedir .Ancak, bu üretim hacminde UOM eğrisi ve KOM eğrisi yükselen eğrilerdir. Bu demektir ki firma optimumdan büyük ölçekte bir tesis kurmuştur, kurduğu tesisi de tam kapa-sitenin üstünde kullanmaktadır.

MONOPOLDE FİYAT FARKLILAŞTIRILMASI

Monopolcünün amacı kârını azamî kılmaktır. Ürettiği malm bir tek piyasası varsa bu mal tir tek fiyattan satılacaktır. Mono-polcünün seçtiği üretim hacminin getireceği fiyat monopolcüye

201

Page 216: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil! 5.24 Monopolde uzun dönem dengesi s Optimumdan büyük tesis.

mümkün olan en yüksek kârı sağlayacak olan fiyattır. Bazı hal-lerde aynı malm değişik alıcılara değişik fiyatlardan satılması mümkündür. Mal, birbirinden ayrı piyasalarda satılmaktadır, ya da, monopolcünün mal sattığı piyasa alt piyasalara ayrılabilmek-tedir. Bu durumda, monopolcü, iki ayrı piyasada aynı malı ayrı fiyatlarla satmakla, aynı malı tek fiyattan sattığı duruma kıyasla, daha fazla kâr elde edebilir. İşte, monopolcünün daha fazla kâr elde etmek için aynı malı ayrı piyasalarda ayrı fiyatlarla satma-sına fiyat farklılaştırılması adı verilmektedir.

Fiyat farklılaştırılması iki şarta bağlıdır. Birincisi piyasaların birbirinden ayrılabilmesi şartıdır. Eğer piyasalar herhangi bir şe-kilde birbirinden ayrılamıyorsa alıcı ucuz olan piyasaya yö-nelecek, dolayısıyla iki veya daha fazla farklı fiyat uygulamak imkânsızlaşacaktır. Elektrik üreten bir monopolcü ev için kulla-nılan elektrikle ticarî ve smaî amaçlarla kullanılan elektriği bir-birinden ayırabilir. Bunlar için değişik tarifeler uygulayabilir. Bir monopolcü ürettiği malı iç piyasada değişik bir fiyata, yurt dışın-da değişik bir fiyata satabilir. Çünkü bu iki piyasa çeşitli sebep-

202

Page 217: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Lerle birbirinden ayrılmış durumdadır. Farklı fiyat uygulamanın ikinci şartı birbirinden ayrılmış olan bu alt piyasalarda, her fiyat seviyesinde mala olan talebin esnekliğinin farklı olmasıdır. Biraz sonra daha yakından göreceğimiz gibi, alt piyasalarda talep es-neklikleri aynı olursa farklı fiyat uygulamakla monopolcünün daha fazla kâr sağlaması mümkün değildir.

Konuyu daha derinlemesine incelemeğe başlarken, bir an için, üretim maliyetlerini bir yana bırakalım. Monopolcünün belir-li miktardaki bir malı iki ayrı alt-piyasada satacağmı kabul ede-lim. Maliyeti bar yana bıraktığımız için firmanın buradaki amacı malm iki alt-piyasadaki satışından elde edeceği toplam satış hâ-sılatının azamî olmasıdır. Bu amaca ulaşmak için firma acaba bu belirli miktarı iki ayrı piyasa arasında nasıl dağıtacak, ne ka-darını birinci alt-piyasada, ne kadarını ikinci alt-piyasada satışa çıkaracaktır? Sorunun cevabı basittir. Firma, belirli miktardaki malı her iki alt-piyasaya o şekilde bölüştürmelidir ki her iki piya-sada elde edilen marjinal hâsılatlar birbirine eşit olsun. Çünkü, marjinal hâsılatlar birbirine eşit olmazsa bir alt-piyasadaki mik-tarı azaltıp öteki alt-piyasadaki miktarı artırmak toplam hâsılatı yükseltecektir. Bu durumu Şekil 5.25'de görebiliriz. Şekilde 1 ve

Şekil s 5.25 Monopolde fiyat farklılaştırılması: Maliyetler hesaba katılmazsa.

203

Page 218: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

2 numaralı alt-piyasalara ait talep eğrileri T, ve T2'dir. Ancak T3 piyasası için miktar ekseni başlangıç noktasmdan sola doğru uzan-maktadır. Bu yüzdendir ki T2 talep eğrisi ters bir görünüş kazan-makta ve sağdan sola doğru alçalarak gitmektedir. MH, ve MH2

eğrileri de her iki alt-piyasa için marjinal hâsılat eğrileridir. Şim-di firmanın toplam arz miktarının Ox, + Ox2 olduğunu varsaya-lım. Monopolcü bu miktarın Ox, kadarını 1 numaralı, Ox2 kada-rını da '2 numaralı alt-piyasada satarsa mümkün olan en yüksek satış hâsılatını elde edecektir. Yani her iki alt-piyasadaki MH ra-kamı, burada Oh, aynı olacaktır. Birinci piyasada mal Of, fiyatı-na, ikinci piyasada ise Of2 fiyatına satılacaktır.

Monopolcünün maliyetlerini de hesaba kattığımızda karşımı-za bildiğimiz marjinal hâsılat marjinal maliyet eşitliği tahlili çı-kar. Malı iki ayrı alt-piyasada satmanın monopolcü maliyetlerini etkilemediğini, yani marjinal maliyetin her iki alt-piyasa için ay-

Şekil: 5.26 Monopolde fiyat farklılaştırılması: Maliyetler hesaba katılarak.

maliyeti göstermektedir. Ortalama maliyet eğrisi ise OM'dir. T t

ve T2 eğrileri sırası ile 1 ve 2 numaralı alt-piyasalardaki talebi gös-

204

Page 219: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

termektedir. Dolayısıyla MH, ve MH2 aynı piyasalarla ilgili mar-jinal hâsılat eğrileridir. Şekilde 2MH olarak işaretlenen eğri MH, ve MH2 eğrilerinin yatay toplamından başka bir şey değildir. Her iki alt-piyasanm toplam marjinal hâsılatını göstermektedir. Mo-nopolcüye en yüksek kârı sağlayacak üretim hacmi EMH ile MM'in eşit olduğu üretim hacmidir, yani Ox. Firma Ox kadar üretimde bulunarak en yüksek kârı elde edecektir. Şimdi soru, bu miktarın ne kadarının birinci alt-piyasada, ne kadarının da ikinci alt-piya-sada satılacağıdır. Burada da MM = MH eşitliği söz konusudur. Birinci alt-piyasadaki marjinal hâsılat her iki alt-piyasa için aynı olan MM'e eşit olmalıdır, aynı şekilde ikinci alt-piyasanm marji-nal hâsılatı ile MM eşitliği de sağlanmalıdır. MM ve MH eşitliği-nin sağlandığı satış miktarı birinci alt-piyasada Ox,'dir. MM Oh' dir ve bu üretim hacminde MH, = Oh'dir. Şu halde malın toplam miktarının Ox, parçası birinci alt-piyasada satışa çıkarılacaktır. Bu miktar arzın getireceği fiyat, x, noktası ile T, talep eğrisi ara-sındaki düşey uzaklıktır, veya Of,'dir. Ortalama maliyet OK'ye eşit olduğuna göre bu alt piyasada firma Kf, x Ox, kadar kâr el-de edecektir.

Aynı şeyleri ikinci alt-piyasa için de söylememiz gerekiyor. Bu alt-piyasada MM = MH2 eşitliği Ox2 satış hacminde gerçekleş-mektedir. Arz miktarı Ox2 olduğunda alıcıların verecekleri fiyat Of2'dir. Ortalama maliyet gene OK olduğu için firma Kf2 X Ox2 kadar kâr elde edecektir. Monopolcünün toplam kârı, birinci ve ikinci alt-piyasalarda elde ettiği bu kâr miktarlarının toplamıdır. Bu toplam, veri şartlarda, firmanın elde edebileceği en yüksek miktardır.

Fiyat farklılaştırılması konusunu incelemeğe başlarken alt-piyasalardaki taleplerin esnekliği hakkında bir şarta işaret etmiş-tik. Alt-piyasalardaki talep eğrilerinin esneklikleri, bütün fiyat se-viyelerinde aynı ise, ayrı fiyatlar uygulayarak monopolcünün da-ha yüksek bir kâr elde edemeyeceğini söylemiştik. Şimdi, niçin böyle olduğunu gösterelim.

Fiyat, talep esnekliği ve marjinal hâsılat arasmda belirli iliş-kiler bulunduğunu be bu ilişkilerin şu denklemle gösterilebilece-ğini biliyoruz:

205

Page 220: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Burada MH marjinal hâsılatı, f fiyatı, | e |'de esneklik katsa-yısının mutlak değerini göstermektedir.

Fiyat farklılaştırılmasında alt-piyasaların marjinal hâsılatla-rının ortak MM'e dolayısıyle birbirlerine eşit olduğunu az önce gördük. Örneğimizdeki birinci ve ikinci alt-piyasalarda marjinal hâsılatlar birbirine eşit olduğuna göre, talep esnekliklerinin de birbirine eşit olması halinde her iki alt-piyasadaki fiyatların da birbirine eşit olması gerekecektir. Yani fiyat farklüaştırmak müm-kün değildir. Şu halde monopolcünün anlamlı bir şekilde fiyat farklılaştırmasına gidebilmesi alt-piyasalarm birbirinden ayrila-bilmesi şartı yanında, bu alt piyasalarda talep esnekliğinin aynı olmaması şartına da bağlıdır.

Bu noktada, son olarak, alt piyasalardaki fiyat seviyeleri, ile esneklik katsayıları arasındaki ilişkiye bir göz atalım. Acaba mo-nopolcü talep esnekliğinin daha büyük olduğu alt-piyasada mı daha yüksek bir fiyat uygulayabilecektir, yoksa esnekliğin daha az olduğu alt-piyasada mı? Bu sorunun cebabmı gene yukardaki denkleme bakarak verebiliriz. Birinci ve ikinci alt-piyasalarda MH eşit olduğuna göre

Şu halde, eğer e, < e2 ise eşitlik ancak f, > f2 olması ile mümkün-dür. Monopolcü fiyat esnekliğinin daha az olduğu alt-piyasada daha yüksek fiyat elde edebilecektir. Esnekliğin daha fazla oldu-ğu piyasada ise fiyat daha düşüktür. Burada hatırlanması gere-ken bir özellik alt-piyasalardaki esneklik katsayılarının her biri-nin birden büyük olduğudur. Çünkü monopolcünün kâr maksimi-zasyenunu anlatırken belirttiğimiz gibi monopolcü daima marji-nal hâsılatın pozitif olduğu satış hacminde, veya aynı şey demek olan, talep eğrisinin esnekliğinin birden büyük olduğu bölgede kalacak, marjinal hâsılatın negatif, talep esnekliğinin birden kü-çük olduğu bölgeye geçmeyecektir.

BİRDEN FAZLA FABRİKASI OLAN MONOPOLCÜ

Bir monopolcünün üretimini bir tek tesiste yapması gerek-mez. Tesis veya fabrika sayısı birden fazla olduğu zaman acaba monopolcüye en yüksek kârı sağlayan üretim hacmi nasıl tesbit

206

Page 221: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

edilecek ve bu toplam üretim miktarı fabrikalar arasında nasıl paylaştırılacaktır?

Sadece iki ayn fabrikada üretim yapan bir monopolcü için üç ayrı MM eğrisi söz konusu olacaktır. Birinci fabrikanın mar-jinal maliyetlerini MM,, ikinci fabrikanmkini MM2 olarak göste-relim. Monopolün toplam marjinal maliyeti bu MM, ve MM2'nin yatay toplamına eşittir. Bu eğri de Şekil 5.27'de 2MM olarak işa-retlenmiştir. Monopolcünün en yüksek kârı elde edebilmesi SMM' in marjinal hâsılata eşit olmasına bağlıdır. En yüksek kârı sağ-layan üretim hacmi Ox'dir, bu miktar arzın getireceği fiyat ise Of'dir. Monopolcü Ox üretim hacminin Ox, bölümünü bir numa-ralı fabrikada, Ox2 kadarını ise 2 numaralı tesiste üretmelidir. Çünkü ancak bu üretim hacimlerinde MM, ve MM2 marjinal hâ-sılata, Kx'e eşit olmaktadır.

x malı miktarı

Şekil: 5.27 Birden fazla tesiste üretim yapan monopolcünün dengesi.

207

Page 222: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

MONOPOLÜN SAKINCALARI

Monopollerin çeşitli sakıncaları üzerinde durulabilir. İktisadî, siyasal ve toplumsal açıdan monopoller eleştirilebilir. Nitekim bir çok ülkede bu konuda çok şey yazılmış, söylenmiş, monopollere karşı çeşitli tedbirlere başvurulmuştur.

İktisadî açıdan monopollerin sakıncası üzerinde durulurken genellikle, iktisadî etkinliği sağlayan bir model olarak kabul edi-len tam rekabet piyasası ile monopol piyasası karşılaştırılır, tam rekabetten monopole geçişin sebep olacağı değişmeler monopo-lün sakıncalarını göstermek için kullanılır.

Monopolleşmenin üretim miktarı be fiyat üzerindeki etkisini gösterebilmek için tam rekabet şartları altmdaki bir endüstrinin birdenbire bir monopol haline geldiğini varsayalım. Endüstriyi meydana getiren bütün firmalar bağımsız varlıklarını böylece kaybetmekte ve bir tek firmanın adı ve yönetimi altında toplan-maktadırlar. Bu monopolleşmenin beklenebilecek bazı sonuçları-nı bu tahlilde ihmal edelim, yani firmaların maliyet yapılarında monopolleşme yüzünden hiçbir değişme olmayacağını kabul ede-lim. Böylece endüstrinin arz eğrisi monopolcünün marjinal ma-liyet eğrisi haline gelecektir. Çünkü tam rekabet şartları altında aynı malı üreten bütün firmaların marjinal maliyet eğrilerinin yatay toplamı endüstri arz eğrisini vermektedir, ve monopolleşme eski firmalara ait üretim tesislerinin maliyet yapısını değiştirme-mektedir. Öte yandan, monopolleşme sırasında piyasa talebinde de hiç bir değişme olmadığım, çok daha rahatlıkla, kabul edebi-liriz. Şimdi durumu gene şekil üzerinde inceleyelim. Şekil 5.28'd.e endüstrinin kısa dönem arz ve talep eğrileri, A ve T, Of0 fiyat se-viyesinde kesişmekte, her firma bu fiyat seviyesinde yatay eksene paralel bir talep ve aynı zamanda marjinal hâsılat eğrisi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Bütün firmaların bu fiyat seviyesin-de arz edecekleri toplam miktar ise Ox0 olmaktadır. Monopolleşme ile arz eğrisi marjinal maliyet eğrisi haline gelmekte idi. Mono-polcünün karşı karşıya olduğu piyasa talebi negatif eğimli oldu-ğuna göre marjinal hâsılat eğrisini çizebiliriz. Monopolcü, MM = MH eşitliğinin sağlandığı üretim hacminde dengede ola-caktır. Şekilde görüldüğü üzere tam rekabetçi endüstrinin mono-pol haline gelişi üretimin kısılmasına yol açmıştır. Ox, üretim hacminin monopolcüye getireceği fiyat Ofi'dir. Bu da Of0'dan da-

208

Page 223: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 5.28 Tam rekabetçi endüstrinin monopolleşmesi.

ha yüksek bir fiyattır. Monopolleşmenin ikinci etkisi fiyatın yük-selmesi olmuştur. Tüketiciler veya alıcılar hem eskisinden daha az mal ile yetinmek hem de daha yüksek fiyat ödemek zorunda-dırlar.

Monopolün bir başka sakıncası da gene tam rekabetle karşı-laştırılarak gösterilebilir. Tam rekabette, uzun dönem endüstri dengesi sağlandığı zaman firma uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin en düşük noktasında dengededir. Optimum büyüklükte bir tesisi kurmuştur. Ayrıca bu tesisi tam kapasite ile çalıştır-maktadır. Öte yandan tek firmanın karşı karşıya olduğu talep eğrisi tam rekabette miktar eksenine paralel olduğu için ve den-ge noktasında ortalama maliyet eğrisi talep eğrisine teğet olduğu için aşırı kâr ortadan kalkmıştır. Monopolde de monopolcünün normal kârla yetinmek zorunda kaldığı, hatta zarar ettiği du-rumlar vardır. Monopolcü her zaman aşırı kâr sağlayamaz. An-

209

Page 224: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

cak tam rekabette olduğu gibi uzun dönemde bile monopol kâ-rnım ortadan kalkması gerekmez. Monopolcü uzun dönemde de aşırı kâr sağlayabilir. Böylece gelir dağılımı tam rekabette oldu-ğundan farklı hale gelir. Eğer monopolcü fazla varlıklı olmayan bir kimse ise ve kendisinden daha zengin kimselere satış yapıyor-sa gelir dağılımında monopolün sebep olduğu bu değişmenin ge-lir dağılımını daha eşit hale getirdiği, dolayısıyla iyi bir şey ol-duğu iddia edilebilir. Ancak monopolcü zengin, mal sattığı kim-seler fakir iseler gelir dağılımı monopolcünün lehine değişmekte, daha az eşit hale gelmektedir. Dolayısıyla bu gerekçe ile mono-pole karşı çıkılabilir.

Toplum refahı açısından monopolün sakıncalı sonuçlarından biri de monopolde fiyatın marjinal maliyete eşit olmamasıdır. Oysa tam rekabette fiyat daima firmanm marjinal maliyetine eşittir. II. Ciltte bu konu üzerinde daha ayrmtüı bir şekilde du-rulacaktır.

Son olarak optimum tesis ve tam kapasite konusuna doku-nalım. Monopolcü uzun dönemde normal kârla yetinmek zorun-da kalabilir demiştik. Böyle bir durumda bile monopolcü tesisini tam kapasitesinin altmda çalıştırmaktadır, üstelik bu tesis opti-mal büyüklükte de değildir. Çünkü monopolcünün talep eğrisi negatif eğimlidir. Aşırı kârın ortadan kalkması ortalama maliyet eğrisi ile talep eğrisinin teğet olmaları ile mümkündür. Talep eğ-risi negatif eğimli olduğu için, ortalama maliyet eğrisi de U şek-linde kabul edilirse, bu ikisi ancak ortalama maliyetin azaldığı bölgede birbirine teğet olabilirler. Demek ki firmanm monopolcü kârı ortadan kalkabilir ancak fabrikası eksik kapasite ile çalıştı-rılmaktadır. Gene uzun dönem ortalama maliyet eğrisinin de U şeklinde olduğu varsayımı ile monopolün çalıştırdığı tesis opti-mumdan küçüktür. Durum Şekil 5.29'da gösterilmiştir. Monopol-cü Ox, üretim hacminde hem uzun hem kısa dönem dengesinde-dir. Çünkü KMM = UMM = MH eşitliği sağlanmıştır. Bu üretim hacminde firma sadece normal kâr elde etmektedir. Çünkü A noktasmda KOM eğrisi talep eğrisine teğettir. Görüldüğü gibi bu tesis tam kapasite ile çalıştırılmamaktadır. Öyle olsaydı üretim hacmi KOM ile KMM'nin kesiştiği noktaya kadar artırılırdı. Öte yandan bu tesis optimum büyüklükte de değildir. Uzun dönem ortalama maliyetlerin en düşük olduğu seviye B noktası veya Ox2 üretim hacmidir. Optimum tesis ise B noktasmda UOM'ye te-

210

Page 225: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

ğet olacak olan KOM, kısa dönem ortalama maliyet eğrisinin temsil edeceği tesistir. Şu halde monopolcü aşırı kâr elde etme-mekle birlikte ortalama maliyet mümkün olan en düşük seviyeye inmemekte, üretim hacmi kısılmaktadır.

x malı miktarı

Şekil: 5,29 Uzun dönemde monopolcünün normal kâr durumu.

MONOPOLLERİN DÜZENLENMESİ

Tam rekabet modeli ile karşılaştırıldığında monopolün fiyat, üretim miktarı, kaynak kullanımı ve gelir dağılımı bakımından, sakıncalı sayılabilecek sonuçlar vermesi monopolün düzenlenme-si, yani kamu otoritelerinin şu veya bu yolla monopollere müda-hale etmeleri gerektiği sonucuna götürebilmektedir. Gerçekten bir çok ülkede monopollerle mücadele edilmekte veya monopolle-rin düzenlenmesi için çeşitli tedbirlere başvurulagelmektedir.

211

Page 226: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Bu ana kadar incelediğimiz tahlil araçlarını kullanarak dev-letin monopolleri düzenlemek için başvurabileceği belli başlı iki tedbiri ve beklenebilecek sonuçlarını gösterebilriz. Bu tedbirlerden birincisi fiyat tesbiti veya devletin monopole doğrudan doğruya müdahalesi, ikincisi vergileme yolu yani devletin dolaylı müda-halesidir.

Fiyıat Tesbiti

Monopolde tam rekabete kıyasla, tüketicilerin daha küçük bir üretim miktarına daha yüksek bir fiyat ödedikleri, monopol-cünün gelir dağılımını kendi lehine değiştirdiği hatırlanırsa fiyat tesbiti ile bu sakıncaların hepsinin veya hiç değilse bir kısmının önlenmesi sağlanmalıdır. Şekil 5.30'da fiyat tesbitinden önce mo-nopolcü MH — MM eşitliğinin sağlandığı Ox üretim hacminde dengededir, malı tüketicilere Of fiyatmdan satmaktadır, birim

H,M

T x x, n X

x malı miktarı

Şekil s 5.30 Monopolde devletçe azami fiyat tesbiti.

212

Page 227: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

başına Af kadar kâr elde etmektedir. Devlet X malı için azamî fiyatı Ofk olarak tesbit ettiği zaman monopolcünün karşı karşıya olduğu talep eğrisi değişmiş gibi olacaktır. Çünkü üretim hacmi O ile Ox, arasında iken fiyat daima Ofk'ye eşit olacak, bunun üs-tüne çıkamayacaktır. Tabiî burada yasağın kesin olarak uygula-nabildiği varsayılmaktadır. Monopolcü Ox,'den daha fazla mal satmak istediği zaman ise eski talep eğrisi olduğu gibi geçerli ola-caktır. Demek ki yeni talep eğrisi fkMT eğrisidir. Talep eğrisinin bu şekilde değişmesi marjinal hâsılat eğrisini de değiştirecektir. Ox,'e kadar olan üretim seviyeleri için talep eğrisi sonsuz esnek-liktedir, dolayısıyla bu eğri aynı zamanda marjinal hâsılat eğri-sidir. Ox, üretim hacminden daha büyük üretim hacimlerinde azamî fiyat konulmasından önceki marjinal hâsılat eğrisi geçer-lidir. Böylece yeni marjinal hâsılat eğrisi fkMLN eğrisidir. Bu yeni eğri eskisi gibi sürekli bir eğri değildir, kesikli bir eğri haline gel-miştir. Şimdi firma durumunu yeniden gözden geçirmek zorun-dadır. Ox üretim seviyesi artık kendisine en yüksek kârı sağlayan seviye değildir. Qx üretim seviyesinde MH > MM'dir, dolayısıyla firma üretimini artırma yoluna gidecektir. Yeni denge noktası M, veya yeni denge üretim hacmi Ox,'dir. Çünkü yeni marjinal hâsılat eğrisi bu üretim hacminde eski marjinal maliyet eğrisi, ile kesişmektedir. Firma Ox, kadar üretimde bulunacak ve malm her birimini Ofk fiyatmdan satacaktır. Birim başına kâr m2fk, toplam kâr ise m : fk • Ox,'dir. Fiyat tesbitinden önce birim başına kâr fkf ve toplam kâr fkf • Ox idi.

Devletçe tesbit edilecek azamî fiyatın Ofk seviyesinde olma-sının sonuçlarını şöylece sıralayabiliriz. Üretim miktarı artmış-tır, tüketiciler daha fazla X malı kullanma imkânına kavuşmuş-lardır. Fiyat düşmüştür, MM = Fiyat eşitliği sağlanmıştır. Mono-polcünün kârı eskisinden küçüktür. Monopol yüzünden ortaya çıkan gelir dağılımmmm bozuk olduğu düşünülürse, bu bozukluk kısmen düzelmekte monopolcü, durumunun kendisine sağladığı kârın tamamını elde edememektedir.

Bu diyagramdaki durumun uzun dönemde tam rekabet den-gesinden farkı, Ox, üretim hacmi için, ortalama maliyetin fiya-ta eşit olmaması yani monopolcü kârının tamamen ortadan kalk-mış olmamasıdır. Tabiî bir de ortalama maliyetin en düşük oldu-ğu üretim seviyesinde bulunulmadığını eklememiz gerekiyor. Bu diyagramda MM fiyat eşitliğinin sağlandığı üretim hacminde

213

Page 228: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

aşırı kâr var. Her zaman böyle olması gerekmez. Firma zarar edi-yor da olabilir. O zaman MM fiyat eşitliğinin sağlandığı üretim hacminin gerçekleşebilmesi için devletin monopolcüye sübvansi-yon vermesi gerekecektir. MM fiyat eşitliğinin sağlandığı nokta-da aşırı kârm sıfır olması da mümkündür.

Vergileme

Monopolleri düzenlemek için devletin vergi tedbirine başvur-masının beklenebilecek sonuçlarını iki ayrı vergi çeşidini göz önünde bulundurarak inceleyebiliriz. Birinci çeşit vergi satış mik-tarına bağlı olarak değişen veya satılan her birim için aynı olan spesifik vergidir. İkinci çeşit vergi, götürü vergidir. Satış miktan ne olursa olsun monopolcü sabit bir miktar vergi öder.

Spesifik Vergi

Spesifik vergi satış miktarma bağlı olduğu içiıı değişken ma-liyetler gibidir. Dolayısıyla, böyle bir verginin konması firmanm değişken maliyetlerini etkileyecek, sabit maliyetlerini etkileme-yecektir. Değişken maliyetlerin etkilenmesi ortalama ve marjinal maliyetlerin de etkilenmesi demektir. Ortalama ve marjinal ma-liyet eğrileri, vergi yüzünden, yukan kayacak, yani bu maliyetler vergi kadar artmış olacaktır. Vergilemenin talep şartlarını etki-lemeyeceğini kabul edebiliriz. Şekil 5.31'de KOM, ve KMM, eğri-leri vergiden önceki kısa dönem ortalama ve marjinal maliyet eğ-rileridir. Vergiden sonra bu eğriler KOM2 ve KMM2 haline gelmiş-lerdir. Vergiden önce monopolcü Of, fiyatından Ox, kadar mal satmakta ve m,f, Ox, kadar kâr elde etmektedir. Vergiden son-ra yeni denge üretim seviyesi Ox2'dir, yani üretim kısılmıştır. Ver-gileme talep şartlarını etkilemediği için Ox2 üretim hacmi mono-polcüye daha yüksek bir fiyat sağlayacaktır. Dolayısıyla tüketi-ciler hem daha az mal bulacaklar, hem daha yüksek fiyat ödeye-ceklerdir. Öte yandan monopolcü de kânnın bir kısmını kaybet-mektedir. Vergiden önce monopolcünün kân m,f, - OXj idi. Ver-giden sonra kâr m2f2 - Ox2'dir. Kâr azalmıştır. Monopolcünün kar-şı karşıya olduğu talep eğrisi vergiden etkilenmediği için bütün üretim seviyelerinde toplam satış hâsılatı aynı kalmaktadır. Oysa vergi monopolcünün ortalama maliyet eğrisini yukan kaydırmak-ta, bütün üretim seviyelerinde toplam maliyeti yükseltmektedir. Kâr, toplam hâsılat ile toplam maliyet arasındaki farktır. Şu hal-

214

Page 229: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 5.31 Monopolde vergilemenin etkisi: Spesifik vergi.

de bütün üretim seviyelerinde monopolcü, spesifik vergi konduk-tan sonra, eskisinden daha az kâr elde edebilir. Monopolcünün kârım sıfıra indirecek ölçüde Vergi alınsaydı fiyat Of2'den daha büyük ve satış miktarı Ox2'den daha küçük olurdu.

Götürü Vergi

Götürü vergi satış miktarına bağlı olmayan bir vergidir. Mo-nopolcü belirli bir zaman için belirli bir miktar vergiyi ödemek zorunda bırakılabilir. Götürü vergi sabit bir maliyete benzemek-tedir, üretim hacminden bağımsızdır, dolayısıyla monopolcünün sabit maliyetini artıracaktır. Hatırlanacğı gibi toplam sabit ma-liyetin yükselmesi toplam maliyeti artırır, ancak toplam maliyet eğrisinin eğimini etkilemez, yani marjinal maliyeti değiştirmez. Spesifik vergi konusunda söylediğimiz gibi burada da verginin ta-lep şartlarını değiştirmesi beklenemeyeceği için diyagramda sa-dece ortalama maliyet eğrisinde bir değişme görülecektir. Şekil 5.32'de görüldüğü gibi götürü vergi üretim seviyesini etkileme-

215

Page 230: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

x malı miktarı

Şekil: 5.32 Monopolde vergilemenin etkisi: Götürü vergi.

mektedir. Çünkü MM ve MH eğrilerinde bir değişme yoktur. Mo-nopolcü vergiden önce de sonra da Ox kadar mal üretecektir. Ver-gi fiyatı da etkilememektedir. Değişen, sadece monopolcünün kâ-rıdır. Vergiden önce m,f - Ox kadar kâr sağlayan monopolcü şim-di m2f - Ox miktarmda kâr elde etmektedir. Tüketicilerin ödedik-leri fiyat ve satın aldıkları miktar bakımından bu vergiden hiç bir kazançları veya kayıpları yoktur. Verginin tamamı monopol-cünün üstünde kalmaktadır. Sadece gelir dağılımı bakımından bir değişme söz konusudur.

216

Page 231: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

5. 3. MONOPOLLÜ REKABET TEORİSİ

Beşinci Bölümün ilk iki kesiminde tam rekabet ve monopol teorilerini ele almıştık. Tam rekabette homojen bir malı üreten çok sayıda firma vardı. Tam rekabet teorisi bu firmaların satış miktarlarının ve fiyatlarının ne olacağını başarılı bir şekilde açıklayabilmekte idi. Monopolde yakm ikame imkânı bulunma-yan bir malm tek satıcısı söz konusu idi. Monopol teorisi de bu firmanm satış miktarının ve fiyatının ne olacağı sorularmı gene başarılı bir şekilde cevaplandırıyordu.

Bu iki modelin, veya iktisat teorisinin tanımladığı şekilleri ile bu iki piyasanm gerçeklere uymadığını da daha önce söyle-miştik. 1920'lerde iktisatçılar arasmda bu iki modele karşı bir akım başlamış gerçek hayata daha uygun bir piyasa teorisi ge-liştirme çabaları yoğunlaşmıştır. Bu çabaların en önemli iki ürü-nü Joan Robinson ve Edward Chamberlin'in aynı yılda, 1933'de yayımlanan, kitaplarıdır.34

Aslmda daha önceki iktisatçılar gerçek hayattaki piyasala-rın tam rekabet ve monopol piyasaları olduğu varsayımını yap-mış değillerdir. Nitekim fiyat teorisine aşağı yukarı bugünkü şek-lini veren Alfred Marshall gerçek hayatta bir uçta rekabetin hü-küm sürdüğü piyasaların öbür uçta rekabetin çok sınırlı ve do-laylı olduğu piyasaların yer aldığını ve iktisatçıların ve iş adam-larının incelemek zorunda oldukları piyasalarm bu iki uç ara-sında yer aldığını açıkça belirtmişti.35 Tam rekabet ve monopol modelleri gerçek hayatın tasvirleri olarak değil gerçek hayatı 34 Joan Robinson, The Economics of Imperfect Competion, MacMillan and

Co„ London, 1933. Edward H. Chamberlın, The Theory of Monopolistic Competition, Camb-ridge, Mass., 1933.

3 5 Alfred Marshall, Principles of Economics, Eight Edition, The Macmillan Co„ New York, 1948, s. 329.

217

Page 232: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

açıklamakta kullanacağımız teorik araçlar olarak kabul edilmek-te idi.

Robinson ve Chamberlin'in ,aynı yılda ortaya attıkları ve ger-çek hayatı daha iyi açıklayacağına inandıkları model monopol! ü rekabet modelidir. Bu piyasa tipi hakkındaki açıklamalarımız esas olarak Chamberlin'in tahlilleridir.

MONOPOLLÜ REKABET PİYASASININ ÖZELLİKLERİ

Monopollü rekabette tam rekabet tekinden farklı olarak fir-maların sattıkları ürün homojen değildir. Ve piyasada çok sayıda firma vardır.

Ürünün homojen olmayışı bu piyasaya bir monopol unsuru getirmektedir. Her firmanm sattığı malm diğerinden az da olsa farklı oluşu bu firmalara sınırlı da olsa bir monopol gücü kazan-dırmaktadır. Her firmanm karşı karşıya olduğu talep eğrisi çok esnektir, fakat negatif eğimlidir. Çok esnektir çünkü ikame çok kolaydır. Firmaların sattıkları mallar birbirlerinin yerini kolay-ca alabilecek olan mallardır.

Ürünün farklılığının malm gerçek niteliklerinden doğuyor olması mümkündür. Bir firmanm ürettiği ürün bir başkasmın ürettiğinden meselâ kimyasal veya fizikî nitelikleri bakımından farklı olabilir. Ama mutlaka böyle olması gerekmez. Alıcı malın farklı olduğuna inanmışsa ürünün homojenliği ortadan kalkar. Aspirinin bileşimi bellidir. Her firma aynı formüle uyarak aspirin üretmektedir. Ama hasta kendisine Bayer aspirininin daha iyi geldiğine inanıyorsa iki ayrı marka aspirin iki farklı maldır.36

Firma sayısının çokluğu sayısal olarak ifade edilemez. Piya-sayı monopollü rekabet piyasası olarak nitelememiz için firma-ların asgarî sayısının kaç olması gerektiği sorusunun cevabı yok-tur. Eğer piyasadaki bir firma başka firmaların davranışlarını he-36 Milli Piyango biletlerinin kazanma şansları eşittir. Bu biletler homojen

bir mala örnek olarak gösterilebilir. Ama burada bile malın homojen ol-maktan çıkabileceği görülmektedir. Ankara'da oturanlar Kızılay'da bir seyyar bilet satıcısının önünde zaman zaman kuyruklar oluştuğunu gö-rürler. Çevrede pek çok sabit ve gezici bilet satıcısı vardır ve hiç birinde kuyruk yoktur. O satıcının uğurlu olduğuna ondan alman bilete ikramiye çıkması ihtimalinin yüksek olduğuna alıcılar inandıkları anda milli pi-yango biletinin homojenlik niteliği kaybolmaktadır.

218

Page 233: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

saba katmak gereğini duymuyorsa, veya firmalar birbirlerinin kararlarından etkilenmediklerine inanıyorlarsa o piyasada çok sa-yıda firma vardır. Monopollü rekabet piyasası bu yönü ile tam rekabet piyasasına benzer. İki piyasa arasındaki fark malm ho-mojen oluşu veya olmayışıdır.

Monopollü rekabet piyasasında her firmanın karşı karşıya olduğu talep eğrisinin negatif eğimli olduğunu söylediğimize gö-re firmanın hâsılat eğrilerinin monopolcünün hâsılat eğrilerinin aynı olduğunu da ekleyebiliriz. Öte yandan bu firmanın inputla-rı tam rekabet şartlarında satın aldığını varsayıyoruz.

Monopollü rekabet piyasasında, tam rekabette olduğu gibi, alıcı sayısı da çoktur.

Monopollü rekabet piyasasının tam rekabete benzeyen bir yö-nü de firma giriş ve çıkışlarının herhangi bir yolla sınırlandırıl-mamış olmasıdır. Belli bir ürün grubunda aşırı kârııı varlığı gru-ba yeni firmaların katılmasına yol açacaktır.

Endüstri ve Ürün Grubu

Tam rekabette homojen bir mal üreten firmalar topluluğuna • endüstri admı veriyorduk. Chamberlin'in monopollü rekabet tah-lilinde karşılaşılan bir mesele endüstri teriminin bu piyasa için kullanılmasındaki güçlüktür. Endüstri homojen bir malı üreten firmalar topluluğu olarak tanımlanınca, birbirleri ile kolayca ikame edilebilecek fakat heterojen mallar üreten firmaları aynı kolaylıkla bir araya koymak gerçekten mümkün değildir. Bu yüz-den Chamberlin, birbirleri ile kolayca ikâme edilebilecek, benzer, fakat heterojen malları üreten firmalar topluluğuna ürün grubu adını vermektedir. Açıktır ki bir ürün grubunun kesin sınırını çiz-mek kolay değildir. Böyle olduğu için monopollü rekabette grup arzından ve talebinden söz etmek, bu eğrileri çizmeye çalışmak fazla tatmin edici olmamaktadır. Monopollü rekabet tahlilleri de firma seviyesinde tahliller olarak kalmaktadır. Grup hakkmdaki sonuçlar bu tahlilere dayanmak zorundadır.

Chamberlin'in İki Talep Eğrisi

Chamberlin'in monopollü rekabet tahlilinde firmanın karşı-sında iki ayrı talep eğrisi vardır. Bu iki eğri Şekil 5.33'ds göste-rilmiştir.

219

Page 234: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

x malı miktarı

Şekil: 5.33 Monopollü rekabette firmanın karşı karşıya olduğu talep eğrileri.

Piyasada birbirine benzer mallar satan çok sayıda firma var-dır. O halde bir tek firmanın kendi sattığı malm fiyatında bazı değişiklikler yapması başka firmalar tarafından farkedilmez ve-ya farkedilse bile başka firmalar fiyat rekabeti yoluna gitmezler. Chamberlin tahlilinde monopollü rekabet piyasasındaki bir firma-nın bu şekilde düşündüğü kabul edilmektedir. Bunun sonucu ola-rak firmalım kendi malına olan piyasa talebi hakkındaki tahmini bu eğrinin çok esnek olduğudur. Temsilî firma malm fiyatını dü-şürdüğü zaman iki şey olacaktır. Bir kere firmanın eski müşteri-leri düşük fiyattan daha çok mal alacaklardır. Öte yandan, fiyatın düşmesi, başka firmaların bazı müşterilerini fiyat düşüren fir-maya kazandıracaktır. Çünkü firmaların ürettikleri mallar bir-birleri ile kolayca ikame edilebilmektedirler. Şekildeki t eğrisi başka firmaların fiyat değiştirmeyecekleri varsayımına dayanan talep eğrisidir.

Ne var ki bir firma için doğru olan bu durum bütün firma-lar için de doğrudur. Her firma aynı şeyi düşünecek, aynı şekilde hareket edecektir. Böyle olunca fiyat indiren firmanın başka fir-maların müşterilerini kazanması imkânsızlaşır. Firmanın kazan-cı sadece genel fiyat düşmesinin sebep olacağı miktar artışıdır.

220

Page 235: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Böylece ikinci talep eğrisine geliyoruz. T eğrisi bütün firmalar fiyat değiştirecekleri veya bütün firmalar fiyat düşüren firmanm fiyatmı uygulayacakları zaman temsilî firmanm karşı karşıya kalacağı talep eğrisidir. T eğrisi t eğrisinden daha az esnek bir eğridir. Of, fiyatında Ox, kadar mal satmakta olan firma fiyatı Of2'ye düşürdüğünde satış miktarının Ox2'ye yükseleceğine inanmaktadır. Ancak başka firmalar da fiyat düşürdüğü için fir-ma gerçekte T eğrisi ile karşı karşıyadır. Fiyatı düşürdüğü zaman satış miktarı Ox2 yerine Ox3 olmaktadır. Firma bu durumda kar-şı karşıya bulunduğu talep eğrisi hakkındaki inancının doğrulu-ğundan şüphelenmek yerine bu talep eğrisinin kaymış yani t' ha-line gelmiş olduğuna inanmaktadır.

T eğrisi firmanm gerçekte karşı karşıya olduğu talep eğrisi-dir. Chamberlin'in kendi nitelemesi ile "kahramanca" bir varsa-yımla bu talebin bütün firmalar için aynı olduğu kabul edilmek-tedir. Bu, ürün grubunun karşı karşıya olduğu toplam talep mik-tarının bütün firmalar arasmda eşit olarak bölünmüş olması de-mektir. Piyasada yüz firma varsa bunlardan birine ait talep eğ-risini yüz defa büyüttüğümüzde, yani her fiyat seviyesindeki ta-lep miktarlarını yüzle çarptığımızda bütün grup için geçerli olan talep eğrisini bulmuş oluruz. Chamberlin firmaların maliyet ya-pılarının da birbirinin aynı olduğunu varsaymaktadır. Her firma-nm sattığı malm az da olsa farklı olması maliyetlerin de farklı olmasma yol açmamaktadır.

MONOPOLLÜ REKABETTE KISA DÖNEM DENGESİ

Monopollü rekabet piyasasındaki bir firmanm kısa dönem denge durumu ile ilgili tahlil monopol tahlilidir. Her firma diğer firmalarmkinden az da olsa farklı bir mal sattığı için talep eğri-si, çok esnek olsa bile, negatif eğimlidir. Dengenin birinci ve ikin-ci şartları tıpkı monopolde olduğu gibidir. Firma marjinal mali-yetini marjinal hâsılatına eşitleyecektir. Ve bu eşitliğin gerçek-leştiği bölgede ya marjinal maliyet artıyor olmalıdır, ya da eğer marjinal maliyet eğrisi negatif eğimli ise marjinal hâsılat eğrisi-nin. eğimi daha büyük olmalıdır.

Durum Şekil 5.34'de gösterilmiştir, t eğrisi, az yukarda açık-landığı gibi, firmanm karşı karşıya olduğuna inandığı talep eğri-sidir. MH eğrisi t talep eğrisine uygun düşen marjinal hâsılat eğ-

221

Page 236: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 5.34 Monopollü rekabette firmanın kısa dönem dengesi.

risidir. Firma Ox kadar mal satmakta, ve taralı alan kadar bir aşırı kâr elde etmektedir. Görüldüğü gibi bu denge durumu mo-nopolün kısa dönem denge durumundan hiç farklı değildir. Yal-nız, burada monopol diyagramında bulunmayan bir eğri daha vardır, T. Firmanm gerçekte karşı karşıya olduğu talep eğrisi, veya nisbî piyasa payı eğrisidir T eğrisi. Dikkati çekmesi gereken bir özellik T eğrisi ile t eğrisinin denge üretim hacmi seviyesinde kesiştikleridir.

MONOPOLLÜ REKABETTE UZUN DÖNEM DENGESİ

Monopollü rekabet piyasalarının tam rekabete benzeyen yön-lerinden birinin firma giriş ve çıkışlarının serbestliği olduğunu söylemiştik. Kısa dönemde aşırı kârm varlığı yeni firmaları özen-direcek, bu yeni firmalar daha önce üretilmekte olanlardan az farklı malları üreterek piyasaya gireceklerdir. Monopollü rekabet-te uzun dönem tahlilini etkileyen unsurlardan biri firma sayısın-daki bu değişmedir. Tek firma bakımından uzun dönemin kısa dö-nemden farkı, diğer piyasa çeşitlerinde olduğu gibi, burada da uzun dönemde üretim ölçeğinin değişkenliğidir. Firma uzun dö-nemde iki ayrı ortalama maliyet eğrisi ile karşı karşıyadır. Birin-cisi kısa dönem ortalama maliyet eğrisi, ikincisi de uzun dönem ortalama maliyet eğrisidir.

222

Page 237: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Ürün Grubu İçindeki Firmanın Dengesi: Firma Sayısı Optimum

Birbirinin her bakımdan aynı olan firmalardan birinin uzun dönem denge durumunu Şekil 5.35'de görebiliriz.

Şekil I 5.35 Monopollü rekabette firmanın uzun dönem dengesi: Firma sayısı optimum.

Monopollü rekabette firmaların ve grubun uzun dönem den-gesine ulaşmasını sağlayan değişmelerden biri firma sayısının değişmesidir. Ama şimdilik, sadece tahlilin mantığını daha açık olarak gösterebilmek için grup içindeki firma sayısının optimum olduğunu kabul edelim. Bu, birbirinin aynı olan firmalar-dan her biri için piyasa payı eğrisinin, veya T talep eğrisinin sa-bit kalması demektir. Şekildeki UOM eğrisi uzun dönem ortalama maliyet eğrisidir. Kısa dönem ortalama maliyet eğrileri ve kısa ve uzun dönem marjinal maliyet eğrileri gösterilmemiştir.

Başlangıç durumunda firmanın her iki talep eğrisinin kesim noktasının gösterdiği kadar arzda bulunduğunu kabul edelim. Yani arz miktarı Ox, satış fiyatı Of'dir. Ox üretim hacminin or-talama maliyeti Bx, veya OE, olduğu için firma aşırı kâr elde et-

223

Page 238: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

mektedir. Kâr toplamı EfAB dikdörtgeninin alanının yüzölçümü-ne eşittir.

Firma t talep eğrisi ile karşı karşıya bulunduğunu düşünmek-tedir. Fiyatı düşürürse bu eğri üzerinde, sağa hareket etmiş olaca-ğını, satış miktarını bu eğrinin gösterdiği kadar artırabileceğini, böylece de kârının artacağını tahmin etmektedir. Ne var ki fiya-tı düşürdüğünde satış miktarı t eğrisinin değil T eğrisinin gös-terdiği kadar artmaktadır. Dolayısı ile firma daha fazla kâr ede-ceğine kârı azalmaktadır. Firma bunu karşı karşıya bulunduğu talep eğrisinin T olduğu şeklinde değil fakat t eğrisinin aşağı kaydığı şeklinde yorumlamaktadır. Bu yüzden fiyatı daha fazla düşürerek durumunu iyileştirebileceğine inanmaktadır. Her yeni denemede ayııı sonuçla karşılaşmakta, durumu devamlı kötüleş-mektedir. Firmanın denemeleri fiyat Of,'e düşünceye kadar de-vam etmektedir. Bu fiyat seviyesinde firmanın karşı karşıya bu-lunduğuna inandığı talep eğrisi, yani t', firmanın uzun dönem ortalama maliyet eğrisine teğettir, firmanın aşırı kârı sıfıra in-miştir. Bütün firmalar aynı durumda oldukları için uzun dönem-de monopollü rekabette aşırı kâr yoktur.

Of, fiyat seviyesinde firmanın üretim miktarı Ox,'dir. Bu üretim seviyesinde t' talep eğrisi uzun dönem ortalama maliyet eğrisine teğettir ve T eğrisini kesmektedir, t' ve UOM eğrilerinin eğimlerinin t' ve T eğrilerinin birbirlerini kestikleri bir noktada her zaman eşit olacağı söylenemez. Ancak, firma sayısının uzun dönemde değişken olduğunu kabul ettiğimizde yukardaki şekilde sabit kabul ettiğimiz T eğrisi değişir. T eğrisinin değişmesi T ve t' talep eğrilerinin birbirlerini kestikleri bir noktada t' ve UOM eğ-rilerinin birbirine teğet olmasını sağlar. Bu durumu da yeni bir şekil üzerinde inceleyelim.

Üıiin Grubu İçindeki Firmanın Dengesi: Firma Sayısı Optimumdan Farklı

Şekil 5.36'da birbirinin her bakımdan aynı olan firmalardan birinin durumu görülmektedir. Bu şekilde de, Şekil 5.35'de ol-duğu gibi, kısa aöııem ortalama ve kısa ve uzun dönem marjinal maliyet eğrileri gösterilmemiştir. Başlangıçta firmanın piyasa hissesini gösteren talep eğrisi T0'dır. Bu firma ve her firma aşırı kâr elde etmektedir. Aşırı kârın varlığı başka firmaları faa-

224

Page 239: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 5.36 Monopollü rekabette firmanın uzun dönem dengesi:

Firma sayısı optimumdan farklı.

liyet alanına çekecektir. Yeni firmalar daha önceki mal-lara çok benzer mallar üreterek piyasaya gireceklerdir. Bu-nun bir sonucu olarak her firmamn piyasa hissesi darala-cak, T eğrisi sola doğru kayacaktır. Şimdi T0 eğrisinin böyle bir gelişme sonucunda T, haline geldiğini kabul edelim. A noktasın-da T, eğrisi UOM eğrisine teğettir. Malm fiyatı Of,, üretim mik-tarı ise Ox,'dir. Satış fiyatı ortalama maliyete eşit olduğu için firma aşırı kâr elde etmemektedir. Ancak firmanm, kendisi için geçerli olduğunu sandığı talep eğrisi T, değil, t,'dir. Böyle oldu-ğu için firma fiyat düşürerek satışı artırırsa kâr açısmdan daha iyi bir duruma geçeceğini düşünmektedir. Fiyatm bu bekleyişle Of2 seviyesine kadar düştüğünü kabul edelim. Firmanm üretim se-viyesi Ox2'dir. Bu üretim seviyesinde fiyat ortalama maliyeten dü-şüktür, firma zarar etmektedir. Zarar miktarı EB x Ef2'dir. Bü-tün firmalar aynı durumdadır. Firma kendi talep eğrisinin t? eğ-risi haline geldiğini düşündüğü için fiyatı daha fazla düşürüp üretimi Ox3 seviyesine çıkararak zarardan kurtulmak isteyecek-tir. Ne var ki bir kere daha T, eğrisi üzerinde hareket etmiş ola-

225

Page 240: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

cak, fakat bunun kendi talep eğrisinin t3 haline gelmiş olmasmm bir sonucu olduğunu düşünecektir. Fiyat Of3'e düşmüştür. Firma zarar etmektedir. Fiyatı düşürüp satışı artırarak bu zarardan kurtulma ümidi de yoktur. Çünkü t3 talep eğrisi ile karşı karşıya olduğuna inanmaktadır. Bütün firmalar aynı durumda oldukları için bunlardan bazıları piyasayı terk etmeğe başlayacaklardır. Firma sayısının azalması T eğrisini sağa doğru kaydıracaktır. Ya-ni geriye kalan firmaların piyasa paylan büyüyecektir. T, eğri-sinin sağa kayması C noktasına kadar devam edecek, bu noktada firmanm t2 eğrisi uzun dönem ortalama maliyet eğrisine teğet olacak ve T2'yi kesecektir. Fiyat Of4 ve satış miktan Ox3 olacak-tır. Böylece uzun dönemde hiç bir firmanm aşm kâr elde edeme-diği, firma giriş ve çıkışlannın durduğu bir duruma, yani denge-ye ulaşüacaktır.

MONOPOLLÜ REKABETİN SONUÇLARI

Öteki eksik rekabet tipleri için yaptığımız gibi monopollü re-kabetin bazı sonuçlannı gene tam rekabet modelinin uzun dö-nem sonuçlan ile karşılaştırabiliriz.

Monopollü rekabette, ürün grubuna giriş, lisans ve benzeri yollarla smırlanmamışsa, uzun dönemde aşın kâr ortadan kalk-maktadır, ürünün fiyatı ortalama maliyete eşit olmaktadır. Bu bakımdan monopollü rekabet tam rekabete benzemektedir. An-cak uzun dönem dengesinin sağlandığı seviyedeki ortalama mali-yet mümkün olan en düşük ortalama maliyet değildir, çünkü fir-ma optimum büyüklükteki tesisi kurmamıştır. Optimum tesis UOM eğrisinin en düşük noktasında bu eğriye teğet olan KOM eğrisinin temsil ettiği tesistir. Şekil 5.36'da D noktası UOM'nin en düşük seviyesidir. Optimum tesis D noktasında UOM'ye teğet olan KOM eğrisinin gösterdiği tesistir. Oysa firma C noktasında UOM eğrisine teğet olan KOM eğrisinin gösterdiği tesiste karar kılmıştır. Bu sonuç firmanm talep eğrisinin sonsuz esnek olma-masının bir sonucudur. Firma üretimini D noktasının gösterdiği seviyeye kadar genişletmiş olsa idi ortalama maliyet fiyatın üze-rinde kaldığı için zarar ederdi. Demek oluyor ki, tam rekabete kıyasla, monopollü rekabette üretim kısılmakta, malm fiyatı da-ha yüksek olmaktadır. Ancak, monopollü rekabette, firmaların karşı karşıya olduklan talep eğrilerinin sonsuz esnek olmamakla

226

Page 241: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

birlikte çok esnek oldukları hatırlanırsa tam rekabet çözümü ile monopollü rekabet çözümü arasmdaki farkın küçük olacağı an-laşüır. Talep eğrisi ne kadar yatık olursa bu eğrinin UOM eğrisi-ne teğet olduğu nokta, UOM eğrisinin minimum seviyesine o ka-kadar yakın olacak, dolayısıyla ürün fiyatı, tam rekabette olabi-leceğinden, ancak bir parça yüksek ve ürün miktarı, gene tam re-kabette olabileceğinden ancak bir miktar küçük olacaktır.

Talep eğrisinin sonsuz esnek olmamasının sonucu olarak fir-manın optimum çaptaki tesisi kuramayacağını az yukarda söyle-miştik. Firmanın kurduğu tesisi tam kapasite ile çalıştırması da mümkün olamayacaktır. Çünkü KOM eğrisi UOM eğrisine, bu ikinci eğrinin azaldığı bölümde teğettir. Yani bu teğet noktası KOM'nin minimum seviyesi olamaz. Firma üretimini bu mini-mum seviyeye kadar artıramaz, dolayısı ile bir eksik kapasite ile kullanım ortaya çıkar. Hem firmalar optimum çapta tesisi kura-madıkları, hem de kurdukları tesisi tam kapasite ile çalıştırma-dıkları için kaynakların israfı söz konusudur. Ancak firma sayısı-nın, lisans ve benzeri yollarla sınırlanması, üretim miktarım da-ha çok kısacak, fiyatı daha yüksek hale getirecektir.

Monopollü rekabette fiyat marjinal hâsılattan büyüktür. Tam rekabette olduğu gibi üretim seviyesinin fiyatın marjinal maliye-te eşit olduğu noktaya kadar artırılması mümkün değildir. Bu açıdan toplum bir refah kaybına uğramaktadır.

Monopollü rekabet piyasalarında firmalar piyasalarını geniş-letmek için reklâma başvurabilirler. Reklâm masrafları üretim maliyetini yükseltir. Bu açıdan da monopollü rekabetin bir isra-fa sebep olduğu söylenebilir. Reklâmın yanında firmaların ürün-lerinin az da olsa farklılaştırüması zorunluluğu da maliyet yük-seltici bir etkendir. Buna karşılık tüketici, diğer piyasalarda oldu-ğundan çok daha geniş biir seçim imkânı ile karşı karşıyadır. Tam rekabette bütün firmalar aynı malı satmaktadır, monopollü reka-bette firmaların malları az da olsa birbirinden farklıdır ve bu farklılık tüketicilerin arzu ettikleri bir şey olabilir, farklılık tü-keticiye ek' bir tatmin sağlayabilir. Böylece maliyetin ve fiyatın tam rekabettekinden daha yüksek olması eleştirilecek bir kusur olmaktan çıkar. Nitekim bu argüman monopollü rekabet modeli-nin şavunucularınca kullanılmıştır.

1930'larda monopollü rekabet modeli büyük bir heyecan uyandırmıştı. Gerçek hayata uymayan tam rekabet ve saf mono-

227

Page 242: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

pol modelleri yerine monopollü rekabet modeli kullanılarak ikti-sadî olaylar daha iyi anlaşılacak, daha güvenilir tahminler yapı-lacaktı. Ama bugün geriye bakıldıkça bunun aşırı bir iyimserlik-ten başka bir şey olmadığı anlaşılmaktadır. Monopollü rekabet modeli bir çok yönden eleştirilmektedir. Bu eleştiriler ürün gru-bu kavramının anlamlı bir şekilde tanımlanamayacağmdan baş-layıp firmaların karşı karşıya bulunduklarına inandıkları t eğrisi ile ilgili varsayıma kadar uzanmaktadır, t eğrisi üzerinde hareket edebileceğine inanan firma her defasında başarısızlığa uğradığı halde bu inanışta ısrar etmek yerine doğru değerlendirme yapsa idi duruma göre ya tam rekabet veya monopol veya oligopol mo-dellerinden biri piyasa tahlili için yeterli olabilirdi.

228

Page 243: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

5. 4. OLİGOPOL TEORİLERİ

Bsşiııci Bölümün bundan önceki kesimlerinde tam rekabet, monopol ve monopollü rekabet piyasalarını ele almıştık. Tam re-kabet ve monopol (veya saf monopol) iki zıt piyasanın isimleri idi. Birincisinde homojen bir mal üreten çok sayıda firma vardı, ikincisinde yakın ikame imkânı bulunmayan bir malm tek satıcı-sı. Birincisinde günlük dildeki anlamı iie rekabet söz konusu de-ğildi, çünkü her firma veri bir fiyattan satabileceği miktarın ta-mamım satabiliyordu. İkincisinde gene günlük dildeki anlamı ile rekabet gereksizdi, çünkü bir rakip firma yoktu. Bu iki model-den sonra, bu ikisinin bazı özelliklerini kendinde toplayan mono-pollü rekabet modelini incelemiştik. Bu piyasada kısa dönem çözü-mü tamamen monopole, uzun dönem çözümü de, önemli bir ölçü-de, tam rekabete benziyordu. Bu üç piyasa tipi ile ilgili teorilerin belli sonuçları vardı, veya, bunların her biri belli durumlarda pi-yasadaki fiyatın ve satış miktarının ne olacağı sorusuna cevap verebiliyorlardı.

Şimdi ele alacağımız oligopol piyasası bir yönü ile yukardaki piyasa tiplerinin hepsinden farklıdır. Oligopolde bir firmanm sa-tış fiyatı, üretim hacmi, ürün kalitesi, reklâm harcamaları vs. ile ilgili bir kararı rakip firmaları etkilemekte, onların tepkilerine yol açmaktadır. Bu yüzden bir firma, herhangi bir karara vara-bilmek için rakiplerin beklenebilecek davranışlarını hesaba kat-mak zorundadır. Bu durum firmanm karşı karşıya bulunduğu taleple ilgili olarak önemli bir belirsizlik unsurunu tahlile getir-mektedir. Bunun bir sonucu olarak da bugün oligopolün genel teorisi mevcut değildir. Özel durumlarla ilgili özel oligopol teori-leri veya modelleri vardır. Bu kesimde bu modellerin en tanın-mışlarına yer vereceğiz.

229

Page 244: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

OLİGOPOL PİYASASININ ÖZELLİKLERİ

Oligopol, az sayıda satıcı demektir. Satıcılar tam rekabette olduğu gibi homojen bir mal da satabilirler, monopollü rekabet-te olduğu gibi farklılaştırılmış mallar da satabilirler. Firma sayı-sının azlığı belli bir rakamla ifade edilemez. Bir piyasanın oligo-pol olarak adlandırılabilmesi için o piyasadaki firmaların birbir-, lerinin hareketlerini dikkate almak zorunda olmaları gerekir. Bu da ancak firma sayısının sınırlı oluşu veya her firmanın piyasa payının toplam içinde önemli bir yer tutması ile mümkündür. Oligopolde azamî firma sayısı belirsizdir ama asgarî sayı ikidir. İçinde sadece iki firmanın bulunduğu oligopol piyasasına düopol adı verilmektedir.

Firma sayısının sınırlı oluşu piyasaya girişin serbest olnıaya-şmm bir ifadesidir. Oligopolde girişi engelleyen temel faktörler teknoloji ve maliyettir.

Tam rekabet, monopol ve monopollü rekabet piyasalarında olduğu gibi oligopolde de alıcı sayısı çoktur.

Bazı Varsayımlar

Oligopol teorileri ile ilgili açıklamalarımızda firmaların ho-mojen bir mal ürettiklerini varsayacağız. Gerçek hayattaki oli-gopollerin büyük çoğunluğu farklılaştırılmış mal satarlar. Ama ister homojen ister farklılaştırılmış mal satsınlar firmalar birbir-lerinden bağımsız hareket edemedikleri için malm niteliği hak-kındaki varsayımımız tahlil bakımından önemli bir fark yaratma-maktadır.

Oligopolde maliyetlerle ilgili varsayımımız diğer piyasalarla ügili varsayımımızdır. Oligopolcünün inputları tam rekabet şart-larında satm aldığını varsayıyoruz. Yani daha önceki kesimlerde kullandığımız maliyet eğrilerini burada da kullanacağız.

Son olarak, ayrıca belirtmediğimiz sürece, firmaların anlaş-ma yoluna gitmediklerini kabul ediyoruz. Firmalar birbirlerinin kararlarından etkilendiklerini bildikleri için rakiplerin kararla-rım tahmin edebilmek, mümkünse öğrenebilmek için çırpınmak-ta olabilirler ama gene de kendi kararlarım kendileri verirler. Veya kendi aralarında bir anlaşmaya varabilirler. Varsayımımız

230

Page 245: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

firmaların böyle anlaşmalara girmedikleri, bağımsız hareket et-tikleridir.

COURNOT MODELİ

Oligopol tiplerinin biri ve tahlil bakmamdan en elverişlisi düopoldür. Düopol, homojen veya bir dereceye kadar farklılaştı-rılmış bir malın sadece iki satıcısı olması durumudur. Düopol teorilerinin tarihî gelişim bakımından ilki ve bugün en tanınmışı 19. yüzyılın ilk yarısında (1838) bir fransız iktisatçısı, Augustin Cournot, tarafmdan ortaya atılan, dolayısı ile de Cournot Mode-li diye bilinen basit modeldir.

Cournot Modelinin iki firması maden suyu satmaktadırlar. Satış maliyeti sıfırdır. Çünkü alıcılar suyu kaynakta kendi kap-larına doldurup gitmektedirler. Piyasa talep eğrisi doğrusal ve bellidir. Her iki firma toplam talebin durumunu kesin olarak bil-mektedir. Her iki firmanm da amacı kâr azamîleştirmektir. Fir-malar birbirlerinin kararlarından etkilendiklerini bilmekle birlik-te bağımsız hareket etmektedirler, anlaşma yoluna gitmemekte-dirler. Modelin son ve çok önemli bir varsayımı firmaların her bi-rinin rakip firmanm satış miktarını veri olarak kabul ettiği ve kendi satış seviyesini bu veriye dayanarak kararlaştırdığıdır.

Başlangıçta piyasada tek firma vardır. Bu firma dengede iken ikinci firma piyasaya girmektedir. Durumu Şekil 5.37 üze-rinde görelim. Şekildeki T eğrisi piyasa talep eğrisidir, doğrusal-dır. MH marjinal hâsılat eğrisidir. MH eğrisi, bilindiği gibi, Ox mesafesinin tam yarı noktasmda X eksenini kesmektedir. Kârını azamî kılmak isteyen birinci firma MM = MH eşitliğinin sağlan-dığı üretim hacminde dengede olacaktır. MM sıfır olduğuna göre bu ürelim hacmi Oxl'dir.3" Alıcılar bu miktardaki arza Of, fiyatını ödeyeceklerdir. Firmanm toplam satış hâsılatı toplam kârına eşit-tir, çünkü toplam maliyet sıfırdır. Bu noktada ikinci firmanın sahneye çıktığını kabul edelim. İkinci firma birinci firmanm üre-tim seviyesini veri olarak almaktadır. Birinci firmanm üretim se-viyesi Ox, olduğuna göre ikinci firma kendisinin karşı karşıya ol-duğu talebin T eğrisinin Ax parçası olduğunu görmektedir. Birin-ci firma için söylediklerimizi ikinci firma için aynen tekrarlaya-

37 Sıfır maliyetle üretim yapan monopolcünün dengesi için bakınız: s. 194.

231

Page 246: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 5.37 Cournot Modeli.

rak ikinci firmanın x,x mesafesinin tam yarışma eşit miktarda su satarak kârını azamî kılacağını gösterebiliriz. Demek ki ikin-ci firmanın arz miktarı X|X2'dir. İki firmanın toplam arzı Ox2"ye çıktığı için suyun piyasadaki fiyatı Of2'ye düşmüştür. İkinci fir-ma x,x2 • Cx2 kadar kâr elde ederken birinci firmanın kârı azal-mış, Ox, • Mx, haline gelmiştir. Şimdi durumunu ayarlamak sıra-sı birinci firmadadır. Çünkü modelin varsayımlarının biri bir fir-manın, öteki firmanm üretim hacmini veri kabul edeceği, kendi durumunu buna göre ayarlayacağı varsayımı idi. İkinci firma x,x2 veya x2x kadar arzda bulunmaktadır. Şu halde birinci firma Ox2 miktarının tam yarısı kadar arzda bulunacak, yani başlan-gıçtaki arz miktarını kısacaktır. Böylece fiyat Of2 seviyesinin üs-tüne çıkacaktır. Birinci firmanın bu kararından sonra ikinci fir-manm karşısındaki talep yeniden değişmiştir. Dolayısıyla ikinci firma kendi üretim seviyesini değiştirecektir, yani artıracaktır. Bunun üzerine birinci firma yeniden kendi arzını kısmak duru-mundadır. Bu hareket bir noktaya kadar devam edecek, firma-lardan birinin arzı artarken ötekininki azalacak ve model bir nok-tada bize kesin bir çözüm verecektir : Her iki firmanm satış mik-

232

Page 247: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

tarı ve suyun fiyatı artık bellidir. Şekilde bu fiyat Of0, birinci fir-manın arz miktarı Ox3, ikinci firmanın arz miktarı da x3x0'dır.

Şimdi I ve II numaralı firmaların satış miktarlarının değiş-mesini ve sonunda belirli bir seviyede karar kılmasını rakamlar-la gösterelim. Birinci firma piyasada yalnızken Ox miktarının tam yarısı kadar, 1/2 Ox, üretimde bulunmaktadır. İkinci firma piyasaya girince birinci firmanm satış hacmini veri kabul edecek, piyasanm geriye kalan kısmmı göz önünde bulundurarak kendisi için en kârlı üretim hacmini tesbit edecektir. Şu halde ikinci fir-manın üretimi 1/2 (Ox — 1/2 Ox) yani 1/4 Ox olacaktır. Birinci firma bu durumu veri kabul ederek kendi satış miktannı yeniden ayarlayacak, 1/2 (Ox — 1/4 Ox) veya 3/8 Ox kadar satış yapacak-tır. Böylece birinci firma başlangıçtaki satış miktarının 1/8'ini kaybetmiştir. İkinci firmanm yeni kararı, 1/2 (Ox — 3/8 Ox) veya 5/16 Ox'dir. Oysa bir önceki üretim seviyesi 1/4 Ox idi. Şu halde ikinci firmanm üretim hacmi (5/16 — 1/4) Ox ve 1/16 Ox kadar artmıştır. Aynı mantıkla birinci firma yeni bir ayarlama yapa-cak, üretim hacmini bir miktar daha kısacaktır. Azalış miktan l/32 0x'dir. Daha sonraki ayarlamada kaybedeceği miktar 1/128 Qx olacaktır. İkinci firma ise üretim hacmini 1/16 artırdıktan sonra yeni ayarlama ile 1/64 Ox kadar daha artıracaktır. Şu hal-de birinci firmanm başlangıçtaki üretim miktan gittikçe azalır-ken ikinci firmanm üretimi ise artacaktır. Birinci firmanm duru-munu şöyle gösterebiliriz. Ox(l/2 — 1/8 — 1/32 — 1/128 — ) = 1/3 Ox. İkinci firmanm üretim seviyesi ise, ayarlamalann sonun-da, şöyle olacaktır. Ox(l/4 — 1/16 — 1/64 — ) = 1/3 Ox.

Demek oluyor ki Cournot modelinde firmaların her biri tam rekabet outputunun üçte biri kadar output arzetmekte, dolayısı ile düopolün toplam outputu tam rekabet outputunun üçte ikisi-ne eşit olmaktadır.

Cournot Modelini tepki eğrilerini kullanarak açıklamak da mümkündür. Tepki eğrisini, rakip firmanın veri kabul edilen üre-tim seviyelerinde bir firmaya en yüksek kân sağlayan üretim mik-tarlarım gösteren eğri olarak tanımlanabiliriz. Az önce üzerinde durduğumuz modelde olduğu gibi birinci firmanm üretimi tam rekabet üretim hacmini tamamına, yani l'e eşitse ikinci firma-nm üretimi O'dur. Birinci firmanm üretimi 1/2 ise, ikinci firma-nm 1/4'dür. İkinci firmanın üretimi 1 olduğu zaman birinci firma-

233

Page 248: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

nmki O, ikinci firmanınki 1/2 olduğunda birinci firmanmki 1/4'dür. Bu rakamları kullanarak her iki firmanın tepki eğrilerini çizebi-liriz!. Şekil 5.38'de yatay eksende A ve düşey eksende B firmasının üretim miktarları gösterilmiştir. Yatık eğri B firmasının tepki eğ-risidir. Daha dik olan ise A firmasının tepki eğrisidir. İki tepki eğrisinin kesim noktasma Cournot Noktası adı verilir. Bu nok-ta modelin üretim seviyesi bakımından çözümünü verir. Görüldü-ğü gibi kesim noktasmda her iki firma tam rekabet üretim sevi-yesinin 1/3'ü kadar üretimde bulunacaklardır.

A firmasının satışı

Şekil: 5.38 Tepki eğrileri ile Cournot çözümü.

BERTRAND MODELİ

Klâsik düopol modellerinin ikincisi gene bir fransızın adı ile anılmaktadır. Joseph Bertrand (1883) Cournot modelinin varsa-yımlarından birini değiştirerek çok farklı bir çözüm veren mode-lini ortaya atmıştır. Düpolcü firmalar birbirlerinin üretim seviye-lerini veri kabul etmek yerine Bertrand modelinde fiyat seviyele-rini veri kabul etmektedirler. Birinci firmanın, başlangıçta, mo-nopolcü olarak faaliyette bulunduğunu, dolayısı ile tam rekabet

234

Page 249: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

üretim seviyesinin yarısı kadar üretimde bulunduğunu kabul ede-lim. İkinci firma piyasaya girdiği zaman, birinci firmanm fiyat seviyesinin değişmeyeceğini varsayarak kendi fiyat seviyesini ka-rarlaştıracaktır. Monopol fiyatından biraz daha düşük bir fiyat istediği takdirde, bütün alıcüarı kendisi kazanmış olacak, birin-ci firmanın satışı sıfıra inecektir. Fiyat düşürmekle bir firmanm bütün piyasayı ele geçirmesi mümkündür, çünkü firmalar homo-jen bir mal satmaktadırlar. Şimdi tepki göstermek sırası birinci firmadadır. Birinci firma da ikinci firmanın fiyatmm değişmeye-ceğini kabul edecektir. Dolayısıyla ikinci firmanm fiyatından bi-raz daha düşük bir fiyat istediği zaman bütün piyasayı elde ede-bilecek, ikinci firmanm satışını sıfıra indirecektir. Bu hareket fiyat maliyet seviyesine düşünceye kadar devam edecektir. Böy-lece denge seviyesindeki üretim hacmi ve fiyat, tam rekabet çö-zümünün vereceği üretim hacmine ve fiyata eşit olacaktır.

EDGEVVORTH MODELİ t

Klâsik düopol modellerinin üçüncüsü Bertrand Modelinin biraz değişiği olan Edgeworth Modelidir (1897). Modelin varsa-yımları arasmda Bertrand Modelinden ayrılan husus firmaların üretim kapasitelerinin sınırlı yani piyasa talebinin tamamını değil ancak bir kısmını karşılayabilecek durumda oluşlarıdır. Diyelim ki düopolcülerin her biri karşı karşıya oldukları piyasa talebinin ancak dörtte üçünü karşılayacak üretim kapasitesine sahiptirler. Öte yandan bütün piyasamn iki firma arasmda yarı yarıya bö-lünmüş olduğunu varsayalım ve durumu Şekil 5.39'da izleyelim. Şekilde fiyat ekseninin sağındaki talep eğrisi A firmasının, so-lundaki talep eğrisi de B firmasının karşı karşıya oldukları piya-sa talep eğrileridir. Piyasa eşit olarak bölünmüş kabul edildiği için bu iki eğri birbirinin aynıdır, ancak B firmasının talep eğri-sini değerlendirmek için miktar rakamlarını O noktasından baş-layarak sola doğru okumak gerekmektedir. A firmasının üretim kapasitesi OK, B firmasının kapasitesi OK"dür. Modelin öteki varsayımlarının Cournot ve Bertrand modellerinin varsayımların-dan farklı olmadığını hatırlayalım. Üretimin maliyeti sıfırdır, ve her iki firma homojen bir mal üretmektedirler.

Şimdi gene piyasada sadece A firmasının bulunduğu varsa-yımından hareket ederek Edgeworth Modelinin işleyişini ve so-

235

Page 250: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

T

Şekil: 5.39 Edgeworth Modeli.

nuçlarmı inceleyelim. A firması bir monopolcü gibi hareket ede-cek OT miktarının tam yarısı kadar, OM kadar, mal arzedecek, fiyat Of, olacaktır. Maliyet sıfır olduğu için monopolcünün top-lam kârı satış hâsılatına eşittir. B firması piyasaya girdiğinde Of, fiyatından daha düşük bir fiyat uygularsa A firmasının piya-sasının bir kısmını elde edecektir. Ancak, B firmasının bekleyişi-nin aksine, A firması fiyatını sabit tutmayacak, o da kendi fiya-tını, rakip firmanm fiyatının değişmeyeceği varsayımı ile, yeni-den ayarlayacak, B firmasının tesbit ettiği fiyatın biraz altında bir fiyat uygulayacaktır. Şimdi B firması müşterilerinin bir kıs-mını A firmasına kaptırmış olmaktadır. Modelin varsayımına uy-gun olarak B firması yeniden fiyat düşürecek ve bu hareket Of2

fiyat seviyesine kadar devam edecektir. Of2 fiyat seviyesinde fir-maların her biri kapasitelerinin tamamına eşit arzda bulunmak-tadırlar. Şimdi firmalardan biri şu durumun farkına varacaktır. Rakip firma satabileceği bütün miktarı satmaktadır. Fiyatı düşü-rerek daha fazla satması ve diğer firmanm piyasasının bir kısmı-nı elde etmesi mümkün değildir. Şu halde bu durumun farkına varan firma, rakip firmanm fiyatını değiştirmeyeceği varsayımı

236

Page 251: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

.le, kendi fiyatını yeniden Of, seviyesine çıkaracak, Of, • OM'ye eşit olan monopolcü kârınm tamamını elde edecektir. Ne var ki rakip firma hareketsiz kalacak değildir. Başlangıçta olduğu gibi, Of,'den biraz düşük bir fiyat uygulayacak bütün üretimini satma imkânı bulacak, rakip firma gene buna tepki gösterecek dolayısıy-la fiyat yeniden Of2'ye kadar düşecektir. Görülüyor ki Edgeworth modelinde malm fiyatı Of, ve Of2 fiyatları arasında devamlı bir dalgalanma gösterecektir. Modelin istikrarlı ve belirli bir sonucu yoktur.

Klâsik düopol modellerinin her birinin ortak yanı düopolcü-lerin tecrübeden hiç bir şekilde ders almadıkları varsayımıdır. Bir düopolcü, rakip firmanm üretim miktarının veya tesbit ettiği fi-yatın değişmeyeceğini hareket noktası olarak almakta, bu varsa-yımın yanlış olduğunu gördüğü halde, her yeni fiyat veya mik-tar ayarlamasını gene bu varsayıma dayandırmaktadır. Öte yan-dan rakip firmanm fiyatının değişmeyeceği varsayımının kabul edilmesi ile rakip firmanın üretim miktarının değişmeyeceği var-sayımının kabul edilmesi birbirinden çok farklı sonuçlar vermek-tedir. Fiyatın değişmeyeceği varsayımı ile birlikte bir kapasite sınırlaması da söz konusu olunca bu defa model belirli bir çözüm vermemekte fiyat iki smır arasmda dalgalanıp durmaktadır. Bu sebeplerle klâsik düopol modellerinin gerçek hayatı açıklayacak, ilerisi hakkında tahminlerde bulunmayı sağlayacak tutarlı bir teorinin niteliklerini taşımadıklarını söylemek yersiz olmamak-tadır.

CHAMBERLİN MODELİ

Cournot Modelinin firmaları denemelerinden ders almıyor-lardı. Her defasında değiştiği halde rakibin satış miktarının de-ğişmeyeceği varsayımına göre kendi tutumlarını ayarlıyorlardı. Chamberlin Modelinde firmalar durumlarını daha doğru olarak değerlendiriyorlar, kaderlerinin ortak olduğunu gözönünde tuta-rak ortak kârlarını azamîleştirmeğe çalışıyorlar. Firmaların bu davranışları hakkındaki varsayım dışmda Chamberlin Modelinin bütün varsayımları Cournot Modelinin varsayımlarıdır. Şekil 5.40'daki T eğrisi piyasa talep eğrisidir, doğrusaldır. Firmaların maliyet yapıları aynıdır ve başlangıçta piyasada gene tek firma vardır. A firması, tıpkı Cournot Modelinde olduğu gibi, Ox, ka-dar satış yapmakta Of, x Ox, kadar kâr sağlamaktadır, çünkü

237

Page 252: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil: 5.40 Chambsrlin Modeli.

fiyat Ox, satış hacminde Of, olmaktadır. B firması piyasaya gir-diğinde karşı karşıya bulunduğu talep eğrisini Kx olarak değer-lendirmekte, x,x3 kadar satış yapmaktadır. İki firmanın toplam arzı Ox3 olunca fiyat Of2'ye inmekte, iki firmanın toplam kârı Of2 x Ox3 olmaktadır. Şimdi birinci firma kendi çıkarmm başlan-gıçtaki monopolcü kârını diğer firma ile paylaşmakta olduğunu düşünüp kendi satış miktarını Ox,'in yarışma yani Ox2'ye indir-mektedir. İkinci firma da aynı şekilde düşünmekte ve x,x3 kadar arzda bulunmaktadır. İki firmanm toplam arzı Ox,, malm fiyatı Ofi ve her iki firmanm ortak veya toplam kârı Of, x Ox,'dir. Gö-rülüyor ki Chamberlin Modelinin sonucu bir monopol çözümüdür ve bu çözüm istikrarlıdır.

SWEEZY MODELİ

İstikrarlı bir çözüm veren oligopol modellerinden bir başka-sı Sweezy veya dirsekli talep modelidir. 1939'da ortaya atılan ve bugün eskisi kadar ilgi görmeyen bu model oligopolde var olduğu iddia edilen fiyat katılığını açıklamak amacmı güdüyordu.

238

Page 253: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Şekil 5.41 yardımı ile açıklayacağımız dirsekli talep modelin-de firmanın karşı karşıya olduğu iki talep eğrisi vardır. Bunlar daha önce üzerinde durduğumuz Chamberlin'in iki talep eğrisi-dir. t işaretli talep eğrisi rakip firmaların fiyatlarının veri oldu-ğu varsayımına, T talep eğrisi ise rakiplerin fiyatlarının da de-ğişken olduğu varsayımına dayanmaktadır. Sweezy bu iki talep eğrisinin birer parçasmı alarak yeni bir talep eğrisi oluşturmak-tadır ve modeldeki firmanm bu talep eğrisi ile karşı karşıya bu-lunduğunu varsaymaktadır.

Şekil: 5.41 Sweezy Modeli.

Başlangıçta firma dengededir. Nasıl oluştuğu açıklanmayan bu denge durumunda fiyat Of, satış miktarı Ox'dir. Firma, ken-disi fiyat yükseltirse rakip firmaların fiyat yükseltmeyeceğini fa-kat kendisi fiyat düşürürse rakip firmaların da fiyat düşüreceği-ni düşünmektedir. Bu varsayımın sonucu ABT talep eğrisidir. Çünkü Of'nin üstündeki fiyatlarda rakiplerin fiyatları veridir, ya-ni t eğrisi geçerlidir, f noktasının üzerinde firmanm karşı karşı-ya olduğu talep eğrisi AB'dir. Firma fiyatı düşürdüğü zaman ra-

. kiplerin de düşüreceklerine inandığı için f noktasının altında fir-manm karşı karşıya olduğu talep eğrisi BT'dir. Böylece dirsekli talep eğrisi ortaya çıkmaktadır. Firmanm karşı karşıya olduğuna inandığı talep eğrisi ABT eğrisidir.

I 239

Page 254: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

Talep eğrisinin dirsekli oluşu kesikli bir marjinal hâsılat eğ-risi vermektedir. Dirsekli talep eğrisinin AB parçasına tekabül eden marjinal hâsılat eğrisi AC'dir. Dirsekli talep eğrisinin BT parçasına tekabül eden marjinal hâsılat eğrisi ise D noktasmda başlayıp sağa doğru azalan eğridir. Firmanm marjinal hâsılat eğ-risi C ve D noktaları arasında bir kopma göstermektedir. Sonuç olarak firmanm marjinal hâsılat eğrisi A'dan C'ye, C'den D'ye ve D'den sağ aşağıya uzanan eğridir.

Şimdi Sweezy Modelinin fiyat katılığını nasıl açıkladığı soru-suna cevap verebiliriz. Firmanm başlangıçta marjinal maliyeti-nin MM, olduğunu varsayalım. Böylece firmanın dengede oluşu-nu gerekçelendirmiş oluyoruz. Çünkü Ox satış hacminde firmanm marjinal hâsılat ve marjinal maliyet eğrileri birbirlerini kesmek-tedirler. Aynı zamanda marjinal maliyet yükselen bir eğridir. Herhangi bir sebeple firmanm maliyetlerinin arttığını düşünelim. Maliyet eğrileri yukarı kayacaktır. Bu arada marjinal maliyet eğ-risi MM2 haline gelmiştir. Ancak MM2 eğrisi de MH eğrisini Ox üretim hacminde kesmektedir. Aynı üretim hacminde firma gene dengededir. Talepte bir değişiklik söz konusu olmadığı için satış fiyatı da değişmemektedir. Demek ki maliyetleri arttığı halde fir-ma fiyat artırma yoluna gitmemektedir. Başlangıçtaki marjinal maliyet eğrisi MM2 olsa ve firmanın maliyetleri düşse idi firma fiyat düşürme yoluna da gitmeyecekti. Firmanm marjinal mali-yet eğrileri marjinal hâsılat eğrisini C ve D noktaları arasmda kestiği sürece maliyet değişmesi firmanm satış fiyatmm değiş-mesine yol açmayacaktır.

Sweezy Modeli hem kuruluşu hem de olayları açıklama gücü açısmdan güçlü eleştirilere uğramıştır. Bir kere fiyatm niçin baş-langıçta Of olduğunu açıklamamaktadır. Dirsek niçin bu fiyat seviyesinde oluşmaktadır? Bu sorunun cevabı modelde yoktur. Bir oligopol modelinin amacı her şeyden önce fiyat ve miktarı açık-lamak olduğuna göre model ciddi olarak kusurludur. Öte yandan modelin tahminlerinin gözlemlerle doğrulanmadığı da ortaya ko-nulmuştur.

OYUN TEORİSİ VE OLİGOPOL

İkinci Dünya Savaşı sıralarında geliştirilen ve The Theory of Games and Economic Behavior isimli kitabın yayımlanması ile

240

Page 255: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

iktisatçılar arasında büyük bir ilgi uyandıran oyun teorisi o ta-rihlerde oligopolün genel teorisi olabüeceği ümidini vermişti.38

Oyun teorisi, genel olarak, elde edecekleri sonuçlar birbirlerinin davranışlarına bağlı olan oyuncular için rasyonel davranışı be-lirleyen matematiksel ilkeler olarak tanımlanabilir.

Oyun, rakipleri karşı karşıya getiren herhangi bir durumdur. Tenis, satranç, briç, bir askerî çatışma ve oligopolde rakipler ara-smdaki hamleler ve karşı hamleler oyunu meydana getirir. Oyun teorisinde rakiplerin her biri bir oyuncudur. Her oyunun kuralla-rı vardır, bunlar başlangıçta mevcut olan verilerdir. Voleybol ağı-nın yüksekliği, hatalı sayılacak vuruşlar, piyasadaki malların özellikleri v.s. böyle verilerdir. Bir oyuncunun yapacağı bir ham-le strateji olarak adlandırılır. Bir oyunda oyuncuların yapabile-cekleri bütün hamleler bilinmektedir. Ancak, bir oyuncunun bun-lardan hangisini seçeceği rakip oyuncularca bilinmemektedir.

Oyuncuların oyun sonundaki kazançları veya kayıpları açı-sından farklı durumlar söz konusudur. Bazı oyunlarda bir oyun-cunun kazancı mutlaka bir başka oyuncunun veya oyuncuların kaybıdır. Bütün oyuncuların kazançları toplamı sıfırdır. Böyle oyunlara sıfır-toplam oyun adı verilir. Oyun teorisinin en geliş-miş şekli iki-kişi sıfır-toplam oyunlardır. Sıfır-toplam oyunların genel şekli sabit-toplam oyundur. Sabit-toplam oyunda toplam kazanç, bu kazancın oyuncular arasmdaki dağılımı ne olursa ol-sun, sabittir. Bir malm talep eğrisi fiyat eksenine paralel, yani her noktada esnekliği sıfır ise, piyasa talebi sabit bir sayıdır. Pi-yasadaki firmaların herbirinin piyasa paylarının toplamı bu sa-bit sayıya eşittir.

Oyun teorisinin oligopolde kullanılışını bir düopol örneği ile göstermeğe çalışalım. Firmalar kendi piyasa paylarını azamıleş-tirmeğe çalışsınlar. Firmaların kendi piyasa paylarını yüzde ola-rak ifade edelim. Piyasanın toplamı yüzde yüzdür. Bir firmanm payı yüzde 25 ise ikinci firmanmki yüzde 75'dir.

Bu firmalardan biri, diyelim A firması, piyasa payını artıra-bilmek için ürüne yeni bir ambalaj aramaktadır. Ve önünde üç seçenek vardır, üç farklı ambalaj. Bu üç seçenekten her biri bir stratejidir. Bu stratejileri birinci, ikinci ve üçüncü olarak adlandıra-lım. B firması da bir reklâm kampanyası plânlamaktadır, ve dört M J. von Neumann and P. Morgenstern, The Theory of Games and Economie

Behavior, Princeton University Press, 1944.

241

Page 256: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

seçenek üzerinde durmaktadır. Bunlardan birincisi TV relâmla-rıdır, ikincisi duvarlara afiş asmaktır, üçüncüsü gazete reklâmla-rıdır, dördüncüsü de el ilânlarıdır. Bunlardan birini seçecek, rek-lâm kampanyası için ayırdığı parayı bu seçenek için kullanacak-tır.

A firmasının kazançları Tablo l'de gösterilmiştir. Tablodaki rakamlardan her biri A'nm piyasa payını yüzde olarak göstermek-tedir. Bu matrise kazanç matrisi (payoff matrix) adı verilmekte-dir. Matrisin satırları A'nm stratejilerini, sütunları ise B'nin stra-tejilerinin numaralarını taşımaktadır. Meselâ A bir numaralı stra-tejisini uyguladığında B de kendi bir numaralı stratejisini uygu-larsa A'nm piyasa payı yüzde 60 olacaktır. A üç numaralı strate-jiyi uygular ve B de dört numaralı stratejisini uygularsa A'nm piyasa payı yüzde 90 olacaktır.

Acaba A hangi stratejiyi seçecektir. Oyun teorisi oyuncuların ihtiyatlı davranacaklarım veya maksimin-minimaks ilkesini be-nimseyeceklerini öngörmektedir. A firması birinci stratejiyi seçti-ğinde karşılacağı en kötü ihtimal B'nin iki numaralı stratejiyi uygulamasıdır. Bu durumda A piyasanın sadece yüzde 25'ini ka-

B'nin stratejüeri

1 2 3 4

1 60' 25*' 75 48

2 55 18 40 12*

3 8* 15 85' 90'

Tablo I. Kazanç matrisi

zanacaktır. A ikinci stratejisini uygularsa karşılacağı en kötü ih-timal B'nin dördüncü stratejiyi uygulamasıdır. Bu durumda A pi-yasanın yüzde 12'sini almaktadır. Üçüncü stratejiyi uyguladığın-da A için en kötü olasılık B'nin biri uygulaîhasıdır. Bu, A'ya piya-sanın sadece yüzde 8'ini bırakır. Maksimin ilkesi A'nm bir numa-ralı stratejiyi seçmesini gerektirir. Yüzde 25'lik bir piyasa payı,

242

Page 257: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

bu durumda elde edeceği en kötü sonuçtur. Ve bu sonuç ikinci ve üçüncü stratejiler benimsendiğinde karşılaşılacak en kötü sonuç-lardan, yani yüzde 12 ve yüzde 8'lik piyasa paylarmdan daha iyi-dir. Firma en kötülerin en iyisini seçmektedir. Veya minimum pi-yasa paylarının maksimumunu seçmektedir. A'nm minimum pi-yasa payları matriste * işareti ile gösterilmiştir. Maksimin, mini-mumların maksimumu demektir.

B minimaks ilkesini uygulayacaktır. Matristeki rakamlar A'nın kazançları olduğu için B açısından en kötü sonuçlar A'nın piyasa paylarının en yüksek olduğu sonuçlardır. Meselâ B bir nu-maralı stratejisini uyguladığında karşılaşacağı en kötü olasılık A'nm da bir numaralı stratejiyi uygulamasıdır. Bu durumda A pi-yasanın yüzde 60'ını elde eder. B açısından en kötü sonuçlar mat-ride ' ile işaretlenmiştir. Kötüler arasmda en iyisini seçecek olan B firması A'nm kazançlarının en küçüğünü hedef alacak, yani minimaks ilkesini uygulayacaktır. Minimaks, maksimumların mi-nimumunu ifade etmektedir. Demek ki B iki numaralı stratejiyi benimseyecektir. A'nm elde edebileceği maksimum piyasa payla-rının en küçüğü bu stratejinin sonucudur.

Görülüyor ki 25 rakamı üzerinde hem * hem de ' işaretleri vardır. Bu durum oyunun bir çözümü olduğunu gösterir ve mak-simini minimaksa eşitleyen değere, buradaki 25 gibi, oyunun de-ğeri adı verilir. Her zaman böyle olması gerekmez. Bazı durum-larda oyunun çözümü yoktur.

Oyun teorisinin maksimin-minimaks ilkesi iktisat teorisi açı-sından aşırı bir kısıtlama olarak görülmekte ve eleştirilmektedir. Normal olarak, bir müteşebbisin bu kadar korkak veya pısırık bir davranış sahibi olmadığı veya olamayacağı ileri sürülmektedir. Öte yandan oyun teorisi çok fazla şeyin biliniyor olmasını gerek-tirmektedir. Oyun teorisi modelleri statik modellerdir. Kısacası bugün için oyun teorisinin iktisat teorisine önemli bir katkıda bu-lunduğunu söylemek imkânsızdır. Ayrıca, ilerde böyle bir katkı-da bulunup bulunamayacağını kestirmek de imkânsız görünmek-tedir.

OLİGOPOLDE GÖZLENEN BAZI ÇÖZÜMLER

Klâsik oligopol modellerinde firmaların anlaşma yoluna git-mediklerini, birbirlerine bağlılıklarının farkında olmakla birlikte

243

Page 258: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

bağımsız hareket ettiklerini gördük. Gerçek hayatta oligopolcüler zaman zaman gizli veya açık anlaşmalarla ortak hareket etmek-tedirler. Böyle durumlarda fiyat ve miktar belirleyecek oligopol modelleri vardır. Şimdi bunlardan bazılarını göreceğiz.

Karteller

Kartel bir satıcılar topluluğudur. Bu satıcılar ürünün fiya-tmm tesbiti, piyasanın üyeler arasmda paylaşılması gibi konular-da uygulanacak ilkeler üzerinde anlaşmaya varmışlardır. Kartel değişik görünüşler alabilir. Sendikalar ve meslek odaları gibi ku-ruluşların bile bir çeşit kartel oldukları, veya bir kartelin yaptığı bazı işleri yaptıkları söylenebilr.

Merkezî kartel homojen veya az farklı mal üreten firmaların adetâ bir monopol haline gelmesidir. Önemli kararları firmalar değil kurulan bir merkezî organ almaktadır. Böyle bir kartel için teorik model, esas olarak, monopol modelidir. Şekil 5.42'de T eğ-

x malı miktarı

Şekil: 5.42 Merkezi kartelde kârın azamîleştirilmesi.

244

Page 259: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

risi kartelin karşı karşıya olduğu piyasa talep eğrisi, MH ise bu talep eğrisinin vereceği marjinal hâsılat eğrisidir. Merkezî organ kartelin toplam arz miktarını veya fiyatı kararlaştırırken marji-nal hâsılat ile kartelin marjinal maliyetini eşitlemek isteyecektir. Merkezî organ, demek ki, kartelin marjinal maliyet eğrisini bil-mek zorundadır. Bütün firmalar inputları tam rekabet şartla-rında satın alıyorlarsa kartelin marjinal maliyet eğrisi firmala-rın marjinal maliyet eğrilerinin yatay toplamına eşittir. İnput kullanımı arttığmda input fiyatlan yükseliyorsa bunun da hesa-ba katılması gerekecektir. Şekil 5.42'de MMk eğrisi kartelin mar-jinal maliyet eğrisidir, veya toplam marjinal maliyet eğrisidir.

Firma Ox satış hacmini seçecek, fiyat Of lira olacaktır.

Kartel içindeki her firmanm satış miktarlarmm tesbiti de merkezî organın işidir. Uygulamada çeşitli yollara başvurulduğu görülmektedir. Yukardaki modelin bu konuya da uygulanması mümkündür. Toplam satış miktarının firmalar arasmda bölüştü-rülmesinde her firmanın marjinal maliyetinin kartelin marjinal hâsılatına ve dolayısı ile marjinal maliyetine eşit olmasına dik-kat edilecektir. Böylelikle üretimin maliyetinin mümkün olan en düşük seviyede tutulacağı açıktır. Bu eşitlik yoksa yüksek mali-yetli firmanm satışını azaltıp düşük maliyetli firmanm satışını artırarak maliyeti düşürmek ve kartelin toplam kârmı artırmak mümkündür.

Karteller, genel olarak, piyasa talebinin canlı olduğu dönem-lerde, kendi amaçlarına ulaşma açısından başarılıdırlar. Talep daraldığı, satışlar düştüğü zaman karteli oluşturan firmalar bir-birlerini aldatma yoluna sapabilmekte, bu da kartelin sonu ol-maktadır.

Fiyat Önderliği

Gerçek hayatta gözlenen oligopol çözümlerinden bir başkası fiyat önderliğidir. Bu çözümde fiyatı bir firma belirler, diğerleri bu fiyata uyma konusunda görüş birliği, içindedirler. Burada fir-maların açıkça bir anlaşma yapmaları gerekmez. Sessiz bir anlaş-ma yeterlidir.

Hangi firmanın fiyat önderi olacağı sorusu duruma göre fark-lı farklı cevaplandırılabilir. Bu firma en düşük maliyetli firma

245

Page 260: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

olabilir veya en büyük firma olabilir. Bu iki durumla ilgili model-leri de sırası ile görerek oligopolle ilgili modeller açıklamasına bir son verelim.

Düşük maliyetli firmanın fiyat önderliği Şekil 5.43'de görül-mektedir. Homojen bir mal üreten iki firma söz konusudur. T eğ-risi piyasa talep eğrisidir ye firmalar piyasa talebini eşit olarak paylaşmak için, şu veya bu şekilde, anlaşmışlardır. Bu yüzden her firma t eğrisini kendi karşısındaki talep eğrisi olarak almaktadır. Böyle olunca MH eğrisi firmaların her birinin marjinal hâsılat eğrisi olmaktadır. Maliyet bakımından firmalar arasmda fark var-dır. Birinci firmanm maliyetleri daha yüksektir ve Şekilde OM, ve MM, olarak gösterilmiştir. İki numaralı firma daha düşük mali-yetle üretim yapmaktadır, onun maliyet eğrileri OM2 ve MM2'dir. Birinci firma marjinal maliyeti ile marjinal hâsüatmı eşitleyen satış hacmini tercih edecektir, satış miktarı Ox,, satış fiyatı Of,

Şekil: 5.43 Düşük maliyetli firmanm fiyat önderliği.

246

Page 261: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

olmalıdır. İkinci firma da aynı eşitliği gözeteceği için Ox2 kadar malı Of2 fiyatmdan satmak isteyecektir. İkinci firma Of2'den sa-tış yaptığında birinci firma için yapılacak tek şey vardır, Of2 fiya-tmdan satış yapmak.

Hâkim firmanın fiyat önderliğini Şekil 5.44 yardımı ile gös-tereceğiz. Bu modelde piyasadaki firmalardan biri çok büyüktür. Diyelim ki bu firma geriye kalan bütün firmaların toplamına eşit veya ona yakın büyüklüktedir. Şekildeki MMh eğrisi hâkim firma-nm marjinal maliyet eğrisidir. MMk eğrisi ise geriye kalan bütün firmaların toplam marjinal maliyet eğrisidir.

Şekil: 5.44 Hâkim firmanın fiyat önderliği.

Varsayalım ki hâkim firma fiyatı tesibit etmekte, küçük fir-malar bu fiyattan satabilecekleri kadar satmakta, piyasa talebi-nin karşılanamayan kısmını hâkim firma karşılamaktadır. Bu du-rumda küçük firmaların her biri tam rekabet şartlarmda satış ya-pan bir firma durumundadır. Karşı karşıya bulundukları talep eğrisi her noktada sonsuz esnek bir talep eğrisidir. Yani bu fir-maların karşı karşıya bulundukları talep eğrisi aynı zamanda mar-

247

Page 262: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

jinal hâsılat eğrisidir. MMk eğrisi küçük firmaların toplam mar-jinal maliyet eğrileridir demiştik. Bu eğri her fiyat seviyesinde bu firmaların toplam olarak arzedecekleri miktarı göstermekte-dir.

T talep eğrisi piyasa talep eğrisidir. Bu eğriyi ve MMk eğrisi-ni kullanarak hâkim firmanm karşı karşıya bulunacağı talep eğ-risini elde edebiliriz. Hâkim firma fiyatı Of, olarak tesbit ettiğin-de piyasa talebinin tamamı küçük firmalarca karşılanacak hâkim firmanm satabileceği miktar sıfır olacaktır. Hâkim firma fiyatı Of2 olarak tesbit etse idi küçük firmalar f2R kadar, hâkim firma da RM kadar satacaktı. f2S ve RM birbirlerine eşittirler. O halde Of2 fiyat seviyesinde hâkim firma f2S kadar satış yapacaktır. S noktası hâkim firmanm karşı karşıya bulunduğu talep eğrisi üze-rindedir. Böylece t eğrisini elde ediyoruz. Her fiyat seviyesinde küçük firmaların sattıkları miktar ile hâkim firmanın sattığı mik-tarın toplamı piyasanın toplam talep miktarına eşittir, t eğrisi hâlam firmanm talep eğrisi olduğuna göre MHh eğrisi de aynı firmanm marjinal hâsılat eğrisidir.

Hâkim firma kârını azamîleştirebilmek için MMh ve MHk eğ-rilerinin kesim noktasının gösterdiği Oxn miktarını Of0 fiyatından satmaktadır. Bu fiyat seviyesinde küçük firmalar toplam olarak Oxk kadar satış yapmakta, Oxh ve Oxk miktarlarının toplamı Ox-'e eşit olmaktadır.

OLİGOPOLDE REKABET

Yukarıya aldığımız oligopol modellerinin sadece birinde, Edgeworth Modelinde, firmalar arasmda fiyat rekabeti vardır. Gerçek hayatta da firmalar arasmda fiyat savaşları seyrek olarak görülmektedir. Firmalar fiyat-dışı rekabeti tercih etmektedirler. Ürünün maliyeti düşürülmeğe, kalitesi yükseltilmeğe, satış ve ba-kım hizmetlerinin daha iyi olmasına çalışmaktadır. Reklâm en yoğun şekilde oligopol piyasalarında kullanılmaktadır. Reklâm bir ürün farklılaştırma metodu olarak kabul edilebilir. Firmalar başka yollarla da farklılaştırmaya gitmektedirler.

Reklâm

Reklâm en yoğun şekilde oligopol piyasalarında kullanılır de-dik. Tam rekabette reklâma hiç gerek yoktur. Her firma veri fi-

248

Page 263: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

yattan istediği kadar satabilmektedir. Firmanm karşı karşıya ol-duğu talep eğrisini sağa kaydırmak ve daha esnek hale getirmek reklâm ile elde edilmeğe çalışılan sonuçtur. Tam rekabetçi firma-nm karşı karşıya bulunduğu talep eğrisi yatay eksene paralel ol-duğuna göre bunun sağa kaydırılması söz konusu değildir. Mono-polde reklâma başvurulabilir. Tabiî, firmanın rakiplerinin müşte-rilerini kendine çekmek için reklâma ihtiyacı yoktur, çünkü raki-bi yoktur. Fakat karşı karşıya olduğu talep eğrisi negatif eğimli-dir. Alıcıları mal hakkında daha fazla bilgi sahibi yaparak talep eğrisini sağa kaydırmak mümkündür. Reklâm monopollü reka-bette özel olarak da oligopolde son derece önemlidir. Firmalar kendi sattıkları malm rakiplerin sattıkları maldan, şu veya bu bakımdan, daha iyi olduğuna alıcıları inandırmaya çalışacaklar-dır. Firma açısından ne ölçüde reklâm yapılması gerektiği sorusu-nun cevabı daha önce üzerinde durulan tahlil metodları ile cevap-landırılabilir. Reklâm harcamaları firmanm maliyetlerini artır-maktadır. Bu reklâm başarılı olduğunda satış hâsılatı artacaktır. Satış hâsılatmdaki artış maliyetteki artıştan büyük olduğu sürece reklâma devam etmekte firmanın çıkarı vardır. Bu iki değişme birbirine eşit olduğu anda firma en uygun reklâm temposunu bul-muş demektir.

Kalite ve Biçim Farklılaştırılması

Alıcıları kendi ürünlerinin üstünlüğüne inandırmak için fir-malar kalite değiştirmektedirler, ürünün biçimini veya modelini değiştirmektedirler .Tipik bir oligopol piyasası olan otomobil en-düstrisinde araba modelleri devamlı değişmektedir. Her firma bir-birinden farklı tipler ürettiği gibi her tip için her yıl model deği-şikliğine gitmektedir. Ürünlerin ambalajları değiştirilmektedir. Farklılaştırmanın hangi ölçüde yapılmasının firma açısından en uygun olacağı sorusuna verilecek cevap az önce reklâmlar için söylediğimizin aynıdır.

i OLİGOPOLÜN REFAH ETKİLERİ

Tam rekabeti bir etkinlik normu olarak alıp monopolün ni-çin refah kaybına sebep olacağını göstermiştik. Oligopolle ilgili değerlendirme bir hayli güçtür. Çünkü pek çok sayıda oligopol modeli vardır ve bunların sonuçları farklıdır. Öte yandan oligo-pol modelleri statik, kısa dönem tahlilleridir. İhtiyatlı bir değer-

249

Page 264: MİKROİKTİSAT TEORİSİ

lendirmede şunları söylemek mümkündür. Oligopolde uzun dö-nemde firmaların aşırı kârlarının sıfır olmasını gerektiren bir se-bep mevcut olmadığı için oligopolün de, aynı maliyet ve talep ya-pısında, tam rekabete kıyasla ürün hacmini daraltıp fiyatı yük-seltiyor olması gerekir. Fiyat ne ortalama maliyete ne de marji-nal maliyete eşittir. Bunun bir refah kaybı demek olduğunu da-ha önce görmüştük. Bu nokta üzerinde II. Ciltte ayrıntılı olarak duracağız.

Statik yaklaşımı bırakıp oligopolün dinamiğine geçildiğinde tüketici refahı açısından oligopoller hakkında iyi şeyler söylene-bileceği ileri sürülmektedir. Ürün çeşidinin ve kalitesinin yüksel-mesi tüketici refahının yükselmesine yol açmaktadır. Bu ancak araştırma ve geliştirme çabaları ile mümkün olabilir. Araştırma ve geliştirme çabalarını teşvik etme ve mümkün kılma açısmdan oligopol piyasaları en ön sırada yer almaktadır.

250