lma-fasttrach Ġle kÖr entÜbasyonda fĠberoptĠk...
TRANSCRIPT
TÜRKĠYE CUMHURĠYETĠ
ANKARA ÜNĠVERSĠTESĠ
TIP FAKÜLTESĠ
LMA-FASTTRACH ĠLE KÖR ENTÜBASYONDA
FĠBEROPTĠK BRONKOSKOPĠK GÖRÜNTÜLEME
ENTÜBASYON BAġARISI ĠÇĠN GEREKLĠ MĠ?
Dr. Süheyla KARADAĞ ERKOÇ
ANESTEZĠYOLOJĠ VE REANĠMASYON ANABĠLĠM DALI
TIPTA UZMANLIK TEZĠ
DanıĢman
Prof. Dr. YeĢim BATĠSLAM
ANKARA
2011
iii
ĠÇĠNDEKĠLER
KABUL VE ONAY ..................................................................................................... ii
ĠÇĠNDEKĠLER ........................................................................................................... iii
TEġEKKÜR ................................................................................................................. v
KISALTMALAR ........................................................................................................ vi
1. GĠRĠġ ....................................................................................................................... 1
2. GENEL BĠLGĠLER ................................................................................................. 3
2.1. ZOR HAVAYOLU ĠLE ĠLGĠLĠ TANIMLAR ................................................ 4
2.2. ZOR HAVAYOLU NEDENLERĠ .................................................................... 6
2.3. ZOR HAVAYOLUNUN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ ........................................ 7
2.4. ZOR HAVAYOLU YÖNETĠMĠNDE ÖNERĠLER ........................................ 11
2.5. ZOR HAVA YOLUNDA YAKLAġIM TEKNĠKLERĠ ................................. 14
2.5.1. Fiberoptik Teknikler ................................................................................. 14
2.5.2. Standart Olmayan Laringoskoplar ve Rijit Fiberoptik Entübasyon
Teknikleri ................................................................................................. 16
2.5.3. Retrograd Entübasyon.............................................................................. 17
2.5.4. Perkütan Transtrakeal Jet Ventilasyon .................................................... 17
2.5.6. Krikotirotomi ............................................................................................ 17
2.5.7. Trakeostomi .............................................................................................. 18
2.5.8. LMA.......................................................................................................... 18
Laringeal maskenin yapısı ve özellikleri: .................................................... 19
Laringeal Maske Uygulaması: ..................................................................... 20
YerleĢtirme Tekniği: .................................................................................... 21
Laringeal Maske Komplikasyonları:............................................................ 23
Laringeal Maske Endikasyonları: ................................................................ 24
Kontrendikasyonlar: ..................................................................................... 25
2.5.8.1. LMA-FT (ĠLMA) ............................................................................ 25
Genel Yerleştirme Tekniği ..................................................................... 27
LMA-FT ile entübasyon .......................................................................... 28
Kör Entübasyon Tekniği ......................................................................... 29
Endotrakeal tüp seçimi ........................................................................... 30
iv
LMA-FT Çıkarılması ............................................................................... 31
LMA-FT ile entübasyonu kolaylaştıran teknikler ................................... 31
Yerleştirme Endikasyonları ..................................................................... 33
Komplikasyonlar ..................................................................................... 35
3. GEREÇ ve YÖNTEM ............................................................................................ 36
4. BULGULAR .......................................................................................................... 42
5. TARTIġMA ........................................................................................................... 53
ÖZET.......................................................................................................................... 62
SUMMARY ............................................................................................................... 63
KAYNAKLAR .......................................................................................................... 64
v
TEġEKKÜR
Uzmanlık eğitimim süresince en iyi Ģekilde yetiĢtirilebilmem için bilgi ve deneyimini
esirgemeyen, destekleyici tavrı ile hekimlik bilgi ve yeteneklerimi geliĢtirmemde
yeni olanaklar sunan Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı BaĢkanı Prof.
Dr. Handan CUHRUK baĢta olmak üzere çok değerli hocalarıma,
Tez projemi destekleyen ve yardım eden danıĢman hocam Prof. Dr. YeĢim
BATĠSLAM‟a,
Tezimin hazırlanmasında katkı ve yardımlarını esirgemeyen Uz. Dr. Ali. Abbas
YILMAZ‟a ve onun Ģahsında, asistanlığım boyunca klinik bilgi ve tecrübesini
esirgemeyen ve eğitimimde emeği geçen klinik uzmanlarına,
Eğitimim boyunca birlikte çalıĢtığım mesai arkadaĢlarıma ve hastanemiz
çalıĢanlarına,
Hayatım boyunca benden desteğini, sevgisini ve sabrını esirgemeyen, beni yetiĢtiren
ve bu günlere gelmemde çok büyük katkıları olan sevgili aileme,
Her konudaki desteği, saygı ve sevgisi ile yanımda olan değerli eĢime,
Sonsuz teĢekkür ve saygılarımla
Süheyla KARADAĞ ERKOÇ
ANKARA 2011
vi
KISALTMALAR
ASA : American Society of Anesthesiologists
AA : Ağız açıklığı
C-L : Cormack-Lehane
C-LMA : Standart laringeal maske
DAS: : Difficult Airway Society
ETT : Endotrakeal tüp
ETC O2: : End-tidal karbondioksit
ERC : European Resuscitation Council
FOB : Fiberoptik Bronkoskop
KH : Kalp Hızı
LMA : Laringeal maske
LMA-FT : LMA-Fastrach
MS : Mallanpati skoru
OAB : Ortalama Arter Basıncı
SpO2: : Periferik Oksijen Satürasyonu
ST : Silikon tüp
SMM : Sternomental mesafe
TARD : Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği
TMM : Tiromental mesafe
ÜDIT : Üst dudak ısırma testi
VKĠ : Vücut Kütle Ġndeksi
1
1. GĠRĠġ
BaĢarısız entübasyon seyrek olmasına rağmen, anestezi için önemli bir morbidite
ve mortalite nedenidir (1). Hava yolu yönetimine bağlı problemler klasik
entübasyona alternatif tekniklerin araĢtırılmasına ve geliĢtirilmesine neden
olmuĢtur.
Klasik laringoskopi ile endotrakeal entübasyon deneme sayısı arttıkça
komplikasyonların da önemli derecede arttığı gösterilmiĢtir (2). Bu nedenle
Amerikan Anesteziyolojistler Derneği (ASA), zor hava yolunda aynı yöntemde
ısrarcı olmayıp, alternatif tekniklerin kullanımını önermiĢtir (1).
LMA-Fastrach™ (LMA-FT) ya da ILMA™ hem tahmin edimeyen hem
öngörülebilen zor entübasyonlarda ve diğer tekniklerle birlikte baĢarısız
entübasyonlardan sonra ventilasyon ve entübasyonu sağlamak için kullanılmak
üzere tasarlanmıĢ bir laringeal maske türüdür. Kardiyopulmoner resüsitasyonda
kurtarıcı veya primer hava yolu yönetim aracı olarak ve uyanık entübasyonda da
kullanılabilir. Acil servislerde, operasyon odalarında ve hastane dıĢında acil
durumlarda kullanılmıĢtır (3). Endotrakeal tüpün trakea içine yerleĢtirilmesi kör,
yarı kör ya da fiberoptik bronkoskop (FOB) yardımı ile yapılabilir. LMA-FT
aracılığı ile gerçekleĢtirilen kör endotrakeal entübasyonda yüksek baĢarı % 96,2-
99,3 oranları bildirilmektedir (4,5).
GeliĢen teknolojiler ile birlikte, LMA-FT ile entübasyonda FOB kullanımı
entübasyonun güvenle yapılması için önerilmektedir. Ancak hastanın ventile
edilemediği zor entübasyonlarda zaman kaybı hastanın aleyhine bir süreç
olduğundan, FOB gibi yardımcı teknolojilere her zaman baĢvurulama-
2
yabilmektedir. Ayrıca yüksek maliyeti nedeni ile tüm merkezlerde FOB
bulundurmak da mümkün olmamaktadır.
LMA-FT ile kör entübasyonda fiberoptik bronkoskopik görüntüleme, entübasyon
baĢarısı için gerekli mi?‟ baĢlıklı bu çalıĢmamızda LMA-FT yerleĢtirilmesi ile
elde edilen bronkoskop görüntüsü skorlanarak veriler kaydedilmiĢ ve FOB
yardımı olmadan LMA-FT içinden kör entübasyon yapılmıĢtır. Elde edilen
bronkoskop görüntüsüne ait skorlar ile kör entübasyon baĢarısı arasında bir
korelasyon olup olmadığı araĢtırlacaktır.
3
2. GENEL BĠLGĠLER
Havayolu yönetimindeki baĢarı, güvenli anestezi uygulaması için son derece
önemlidir. Zor ya da baĢarısız havayolu yönetimi, anestezi kaynaklı morbidite (diĢ
yaralanması, pulmoner aspirasyon, havayolu travması, planlanmamıĢ trakeostomi,
hipoksik beyin hasarı, kardiyopulmoner arrest) ve mortalitenin en büyük
nedenidir. Anesteziye bağlı ölümlerin % 30-40‟ı zor havayolu yönetimindeki
yetersizlikle iliĢkilidir (6).
Deneyimli bir anestezistin, geleneksel direkt laringoskopi ile endotrakeal tüpü
uygun Ģekilde yerleĢtirmek için, üçten fazla giriĢime veya 10 dakikayı aĢan bir
süreye gereksinim duyması zor entübasyon olarak tanımlanır (7,8).
Anestezistin solunum yolunun sağlanmasında güçlükle karĢılaĢılacağını önceden
tahmin etmesi konusunda yetersiz kalması; sorunun çözümlenmesi aĢamasında
deneyim ve beceriden yoksun olması, istenmeyen kötü sonuçlara sebep olabilir.
Laringoskopi esnasında tekrarlanan endotrakeal entübasyon giriĢimleri, “entübe
edilemez” hastayı “entübe edilemez ve ventile edilemez” durumuna dönüĢtüren
akut bir larinks ödemine neden olabilir (7).
Amerikan Anestezistler Derneği (ASA: American Society of
Anesthesiologists)‟nin kapalı davalar dosyalarının % 63‟ünde neden entübasyon
güçlüğüdür. Diğer davalarda ölüm ve beyin hasarı oranı % 43; zor entübasyonla
iliĢkili davalarda ise bu oran % 57 olarak bildirilmiĢtir (9). Anestezi indüksiyonu
sırasında ölüm ve beyin hasarı 1985-1992 yılları arasında % 62 oranındayken, zor
havayolu stratejilerinin geliĢtirilmesiyle, 1993-1999 yılları arasında bu oran %
35‟e gerilemiĢtir (10).
Amerikan Anestezistler Derneği (ASA) (1)‟nin 2003‟de, Difficult Airway Society
(DAS) (11)‟ın 2004‟de, Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği (TARD)
4
(12)‟ın 2005‟de yayımladığı kılavuzlarda zor havayolu akıĢ çizelgelerine yer
verilmiĢtir. Bu çizelgelerin oluĢturulma amacı, zor havayolu değerlendirmesini
kolaylaĢtırmak ve ölüm, beyin hasarı, kardiyopulmoner arrest, gereksiz
trakeostomi, havayolu travması, diĢ hasarı gibi istenmeyen sonuçları önlemektir.
Bu amaçla medikal öykünün alınması, havayolunun değerlendirilmesi, fizik
muayene, ek testler, zor havayolu yönetimi için hazırlık, entübasyon/ekstübasyon
stratejisi ve gözlemden oluĢan bir plan çizerler (1,11).
2.1. ZOR HAVAYOLU ĠLE ĠLGĠLĠ TANIMLAR
Anestezistler arasında zor maske ventilasyonu ile zor trakeal entübasyon
kavramları farklı algılandığı için, bu terimlerin ayrıntılı olarak tanımlanması
gerekir (13).
Zor havayolu: Deneyimli bir anestezistin yüz maskesi ile ventilasyonda ve/veya
trakeal entübasyonda güçlükle karĢılaĢtığı durumdur (1).
Zor maske ventilasyonu: Maskenin kenarlarından önlenemeyen gaz kaçağı veya
aĢırı direnç nedeni ile ventilasyonun sağlanamamasıdır. % 100 O2 uygulaması ile
periferik oksijen satürasyonu (SpO2 ) % 90'ın üzerine çıkarılamaz. Cerrahi
popülasyonda nadir olmakla birlikte, prevelansı bilinmemektedir. Langeron ve
ark. 2000‟de yaptıkları çalĢmalarında; % 92‟nin altında periferik oksijen
satürasyonu, anlamlı hava kaçağı, algılanabilir göğüs hareketi yokluğu, 2 el
tekniğine ihtiyaç duyulması veya anestezist değiĢimi olarak belirlenen kriterlere
göre prevelansı % 5 bulmuĢlardır (13).
ASA yetersiz maske ventilasyonu kriterlerini: göğüs hareketlerinin olmaması ya
da yetersiz olması, dinlemekle solunum seslerinin yokluğu ya da yetersizliği,
oskültasyonda ciddi obstrüksiyon, siyanoz, gastrik distansiyon, yetersiz ya da
düĢen SpO2, end-tidal karbondioksit (ETCO2) yokluğu ya da yetersizliği,
spirometrik ekspiratuvar ölçümlerin olmaması ya da yetersizliği, hipoksemi ya da
5
hiperkarbiye bağlı hemodinamik değiĢiklikler (hipertansiyon, taĢikardi, aritmi)
olarak belirlemiĢtir (1). Ayrıca preoperatif değerlendirmede, hastada sakal varlığı,
vücut kütle indeksi (VKĠ)‟nin > 26 kg/m2 olması, diĢlerin olmaması, yaĢ > 55
olması ve horlama öyküsü zor maske ventilasyonunu düĢündürebilir (14).
Zor laringoskopi: Tekrarlanan giriĢimlere rağmen, laringoskopu vokal kordların
bir kısmını görebilecek kadar ağız içine yerleĢtirememektir (1). “Zor
laringoskopi” çoğu hastada “zor entübasyon” ile eĢ anlamlı olarak kullanılır (15).
Zor laringeal maske ventilasyonu: ASA kılavuzunda yer almaz. “ Maskeyi
memnun edici pozisyonda yerleĢtirmede 3 kez baĢarısızlık ve yeterli ventilasyon
sağlanamaması” olarak tanımlanmıĢtır (13). Verghese ve ark. ‟nın yeterli
ventilasyon kriterlerini, ekspire edilen tidal volüm > 7 ml/kg, havayolu kaçak
basıncı < 15-20 cmH2O olarak belirledikleri çalıĢmalarında, %0,16 baĢarısızlık
bildirilmiĢtir (16).
Zor trakeal entübasyon: Trakeal patoloji varlığında/yokluğunda entübasyon için
tekrarlanan giriĢim gerekmesidir (1).
Başarısız entübasyon: Tekrarlanan entübasyon denemeleri sonucunda
endotrakeal tüpün yerleĢtirilememesidir (1).
Öngörülebilen zor havayolu: Deneyimli bir anestezist tarafından yapılan ayrıntılı
öykü, fizik muayene ve değerlendirme testleri sonucu havayolu açıklığının ve
ventilasyonun sağlanmasında güçlükle karĢılaĢılması beklenen durumdur (17).
Beklenmedik zor havayolu: Bir güçlükle karĢılaĢılması tahmin edilmediği halde,
havayolu açıklığı ve ventilasyon sağlanmasında baĢarısız olunmasıdır (17).
6
Genel anestezi altında cerrahi giriĢim geçirecek hastalarda zor entübasyon
insidansı %1,3-%13 arasında bildirilmiĢtir (18,19,20). Entübasyon iĢlemi,
uygulayıcının deneyimi ve becerisi ve/veya hastanın konjenital ya da edinsel
havayolu özellikleri nedeniyle güç olabilir (1,21).
Havayolunun değerlendirilmesi ve zorluğun önceden tahmin edilmesindeki
yetersizlik, baĢarısız havayolunun en önemli nedenidir (1). Zor entübasyon
olasılığı olan hastalar anestezi iĢlemi öncesinde belirlenmeli ve uygulanacak
iĢleme yönelik hazırlık yapılmalıdır (22).
2.2. ZOR HAVAYOLU NEDENLERĠ
Hastanın öyküsünde zor havayolu varlığını vurgulayacak dahili, cerrahi ve
anestezik faktörlerin araĢtırılması, mevcutsa önceki anestezi kayıtlarının
incelenmesi yararlı bilgiler verecektir. Çok az sayıda olguda, uygun
değerlendirme ve hazırlığa karĢın güçlükle karĢılaĢılmaktadır (8,21).
Havayolunu etkileyen bazı klinik durumlar Ģöyle sıralanabilir (17,21).
1-Doğumsal nedenler:
Pierre-Robin Sendromu
Kistik higroma
Treacher-Collins sendromu
Akondroplazi
Marfan sendromu
Koanal atrezi
Ansefalosel
Makroglossi
Klippel Feil Sendromu
Subglottik kistler
Goldenhar Sendromu
Down Sendromu
Doğumsal guatr
7
2-Fizyolojik nedenler:
Kısa ve kaslı boyun
Küçük ve geride mandibula
Çıkıntılı üst kesiciler
Yüksek damak ve küçük ağız
Büyük dil
3-KazanılmıĢ nedenler:
Enfeksiyonlar (epiglottit, krup, retrofaringeal apse)
Artrit (Romatoid Artrit, Ankilozan Spondilit gibi)
Tümörler (Kistik Higroma, lipom, adenom gibi)
Travma (fasiyal, servikal, laringeal, trakeal)
Endokrin nedenler (akromegali, diyabet, morbid obezite)
Gebelik
Yanıklar
Yabancı cisim
2.3. ZOR HAVAYOLUNUN DEĞERLENDĠRĠLMESĠ
Preoperatif dönemde orofaringeal yapıların anatomisi ve boynun hareket aralığı
tanımlanarak zor havayolu öngörülebilir. Bu anatomik yapılar, klinik olarak
atlanto-oksipital eklem ekstansiyonu, tiromental mesafe ve modifiye Mallampati
sınıflaması ile değerlendirilir. Ağız açıklığının yetersizliği, boyun ve çene
hareketlerinin kısıtlılığı endotrakeal entübasyonu zor veya olanaksız kılabilir (23).
Mallampati sınıflaması (MS): Zor endotrakeal entübasyon açısından hastanın
preoperatif değerlendirmesinde en basit, yaygın ve çabuk uygulanabilen test
Mallampati ve arkadaĢları tarafından tanımlanmıĢtır (24). Mallampati testinin
orijinalinde 3 sınıf olmasına rağmen Samsoon ve Young tarafından 4. bir sınıf
daha eklenmiĢ ve bu haliyle kullanılmıĢtır (ġekil 1) (22). Hasta oturur pozisyonda,
baĢ nötral, ağız açık, dil dıĢarıda, ıĢık kaynağı ile göz düzeyinden bakılır ve
8
faringeal yapıların görünebilirliğinin skorlanmasına dayanır (24). Hasta bu arada
ses çıkarmamalıdır, çünkü yumuĢak damak kontrakte olup yükseleceğinden
görüntü değiĢir (25).
Sınıf I: Uvula, yumuşak damak, tonsil yatağı, ön ve arka plikalar
rahatlıkla görülebilir.
Sınıf II: Uvula ve yumuşak damak görülebilir.
Sınıf III: Yumuşak damak ve uvula tabanı görülebilir.
Sınıf IV: Uvula dil kökü tarafından tamamen kapatılmıştır ve farinks
duvarı görülemez.
ġekil 1. Mallampati sınıflamasının Samsoon ve Young modifikasyonu
Cormack-Lehane (C-L): Kord vokalleri ve epiglottisi laringoskopi altındaki
görünümlerine göre 4 dereceye ayrılırlar (ġekil 2) (26):
Derece I : Glottis tam görülür,
Derece II : Glottis kısmen görüür,
Derece III : Sadece epiglot görülür,
Derece IV : Epiglot görülmez.
9
ġekil 3. Cormack-Lahane derecelendirmesi.
Wilson risk sınıflaması (27,28): Bu testte vücut ağırlığı, baĢ ve boyun hareket
kısıtlılığı, çene hareketi, geride yerleĢimli mandibula ve büyük protrude diĢler gibi
beĢ faktör her biri 0, 1, 2 olarak zorluk derecesine göre puanlanarak skoranır.
Toplam skor 0-10 arasında değiĢir. Zor entübasyon kriteri 2 ve üzeri kabul edilir.
Tiromental mesafe (TMM) (ġekil 3): Patil ve ark. tarafından tanımlanan
tiromental mesafe, baĢ ekstansiyon yetisi, larinks pozisyonu, mandibulanın
uzunluğu ve derinliği ile ilgilidir. Laringoskop ile dilin ne kadar yer
değiĢtireceğini gösterir. BaĢ tam ekstansiyon, ağız kapalıyken tiroid çıkıntı ile alt
çene kemiği ön ucu arasındaki mesafenin ölçülmesiyle saptanır (29).
ġekil 3. Tiromental mesafe
Sternomental mesafe (SMM) (ġekil 4): Savva ve ark. maksimum baĢ
ekstansiyonunda, sternomental mesafeyi ölçerek, atlanto-oksipital eklem
hareketliliğini de havayolu değerlendirmesine eklemiĢtir (30). BaĢ tam
10
ekstansiyon, ağız kapalı pozisyondayken, manibriyum sterni üst sınırı ile alt çene
kemiği çıkıntı noktası arasındaki mesafenin ölçülmesiyle saptanır.
ġekil 4. Sternomental mesafe
Ağız Açıklığı (Ġnterinsizör Aralık) (AA): Alt ve üst ön kesici diĢler arası
mesafenin ölçülmesiyle saptanır (30).
Atlantooksipital eklemin hareketliliğinin (baĢın ekstansiyon derecesi)
değerlendirilmesi: Üst diĢ oklüzal yüzü ile horizontal düzlem arasındaki açı
normalde 35 derecedir. Yatak baĢı testlerden olup, dik ve karĢıya bakacak Ģekilde
oturan ve bu durumda diĢlerin oklüzal yüzü yere paralel olan hasta ağzını tam
olarak açar. Üst ve alt kesici diĢler arasındaki açı değerlendirilir. Ağız açıklığına
göre daralmanın derecesi saptanır (31,32).
Ağız köĢesi-tragus hattının horizontal hatla yaptığı açı: Yastıksız olarak sırtı
üzerine yatan hastanın baĢı ekstansiyona getirilir. Bu açı 80 dereceden az ise
entübasyon güçlüğü riski var kabul edilir (33).
Üst Dudak Isırma Testi (ÜDIT): Son olarak 2003 yılında Khan ve ark. tarafından
zor entübasyonu saptamak için Üst Dudak Isırma Testi (ÜDIT) adı verilen yeni,
basit ve özgün olabileceği düĢünülen bir teknik rapor edilmiĢtir (18). Test, alt
11
kesici diĢlerle üst dudağı ısırabilme yeteneğine dayanarak uygulanır (6). Hasta alt
kesici diĢleri ile üst dudağını vermillion‟un üstünden ısırabiliyorsa sınıf-1, alt
kesicileri ile üst dudağını vermillion‟un altından ısırabiliyorsa sınıf-2, alt kesicileri
ile üst dudağını ısıramıyorsa sınıf-3 olarak değerlendirilir (18).
Direkt radyografi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme ve
ultrasonografi, havayolu değerlendirmesinde destekleyici radyolojik
incelemelerdir (17).
Birçok çalıĢmada tek baĢına veya kombinasyonlar Ģeklinde risk faktörleri
kullanılarak zor hava yolu tahminleri yapılmıĢ, fakat yeterli duyarlılık ve pozitif
öngörü değeri saptanamamıĢtır (22,24,27,28). Shiga ve ark.‟nın derledikleri
metaanalizde, zor entübasyonun tahmin edilmesinde testlerin tek baĢlarına
kullanılmaları ile zayıf-orta duyarlılık tespit edilirken, kombine kullanılmaları ile
tanı değerleri artmıĢ, en uygun yatak baĢı test Mallampati sınıflaması ve
tiromental mesafe kombinasyonu olarak bulunmuĢtur (34).
Kullanılan testlerin beklenen yararları gösterebilmesi için yüksek sensitivite,
spesifite ve pozitif öngörü değerine sahip olması gerekmektedir. Bu testler, hem
zor olması beklenen entübasyonlar için gerekli hazırlığın yapılmasını sağlayacak,
hem de zor olmayan olgularda gereksiz hazırlığı önleyecektir (35,36).
2.4. ZOR HAVAYOLU YÖNETĠMĠNDE ÖNERĠLER
Havayolu acillerinde her durumda yardım istenmelidir. Ancak yardım için
gelenin; sizin, hastayı uyandırmanıza izin vermeden, bir dizi entübasyon serisi
deneyerek hastanıza zarar vermesine de engel olunmalıdır. Kullanıma sunulmuĢ
gereçlere hergün bir yenisinin eklendiği dikkate alınırsa, burada sunulanların Ģu
anda kullanımda olan teknik ve gereçlerden bir seçki olduğu unutulmamalıdır.
Ayrıca tüm bu gereçlerin kullanımı ve tekniklerin baĢarı ile uygulanması belli bir
tecrübe kazanımını gerektirdiğinden her anestezist çalıĢtığı kurumun algoritmaları
12
ve imkanları doğrultusunda eğitime tabi tutulmalıdır. Ancak bu Ģekilde acil
durumda havayolu sağlanmasında baĢarı sağlanacağı unutulmamalıdır (37).
Zor havayolunda pek çok farklı yöntem kullanılarak entübasyonu baĢarmak
mümkündür. Literatürde bu yöntemlerden herhangi birinin diğerine üstünlüğünü
gösteren kanıtlar yoktur. Ancak, burada önemli olan zor havayolu öngörülen veya
bilinen olguya önceden planlanmıĢ bir strateji ile müdahele etmektir. Bu planlı
stratejilerin birleĢtirilmesi ile oluĢturulan zor havayolu algoritmaları baĢarı ile
kullanılmaktadır. Algoritmalarda tercihler yapılırken planlanan cerrahi giriĢim,
hastanın genel durumu ve anestezistin deneyim ve becerileri de göz önüne
alınmalıdır. Zor havayolu algoritmasında dikkat edilmesi gereken, aĢağıda
sıralanan noktalara özen gösterilmelidir (1,38).
1.OluĢabilecek problemlerin değerlendirilmesi;
a. Zor ventilasyon
b. Zor entübasyon
c. Kooperasyon güçlüğü
d. Trakeotomide karĢılaĢılabilecek sorunlar
2. Üç temel yaklaĢımda seçeneklerin avantaj ve uygulanabilirliğinin
değerlendirilmesi;
a. Uyanık entübasyon veya genel anestezi altında entübasyon
b. Spontan solunumun korunması veya ortadan kaldırılması
c. Non-invazif veya invazif tekniklerle entübasyon
13
3. AĢağıdaki durumlarda tercih edilecek birincil yöntemin belirlenmesi;
a. Uyanık entübasyon
b. Ventilasyonu mümkün, entübe edilemeyen hasta
c. Ventile ve entübe edilemeyen acil durum
4. Birincil yöntemin uygulanamaması veya baĢarısız olması durumunda alternatif
yolların belirlenmesi;
a. Tablo 1‟de zor havayoluna yaklaĢım seçenekleri gösterilmiĢtir
b. Koopere olmayan eriĢkinler veya çocuklarda seçenekler, özellikle
uyanık entübasyon seçeneği kısıtlanır. Bu olgularda genel anestezi
altında entübasyon birincil tercih olabilir.
c. Mümkünse cerrahi giriĢimin lokal anestezi veya sinir blokları eĢliğinde
yapılması bir seçenek olabilir, ancak bu zor havayoluna çözüm getiren
bir seçenek değildir.
5. End-tidal karbon dioksit monitörü ile entübasyonun doğrulanması.
Tablo 1. Zor havayoluna yaklaĢım seçenekleri (38).
I. Zor entübasyona yaklaĢım teknikleri II. Zor ventilasyona yaklaĢım teknikleri
Uyanık entübasyon Ġki kiĢi varlığında maske ile ventilasyon
Farklı laringoskop palaları ile entübasyon Oral ve nazofaringeal havayolları
Kör entübasyon (oral veya nazal) LMA-FT
Retrograd entübasyon Kombitüp
LMA-FT içinden entübasyon Rijit bronkoskop ile ventilasyon
Tüp değiĢtirici üzerinden entübasyon Transtrakeal jet ventilasyon
Ġnvazif yaklaĢım Ġnvazif yaklaĢım
14
2.5. ZOR HAVA YOLUNDA YAKLAġIM TEKNĠKLERĠ
2.5.1. Fiberoptik Teknikler
Fiberoptik entübasyon hem beklenen hem beklenmedik zor havayolu
yönetiminde, çok yönlü bir tekniktir. Çoğu yazar uyanık elektif fiberoptik
entübasyon uygulamasının, spontan solunumu olan hastalarda beklenen zor veya
riskli havayolunda altın standart olduğu konusunda fikir birliğine varmıĢlardır
(39). Spontan solunumu olan hastada, uyanık fiberoptik entübasyonunun basarısı
güçlü bir Ģekilde, hem hastanın hem de araçların düzgün hazırlanmasına bağlıdır
(40).
Hasta uyanık entübasyon için psikolojik olarak hazırlanmalı, örneğin iĢlem
sırasında neler beklendiği ve bu iĢlemlerin hiçbirisinin ağrılı olmayacağı
konusunda hastaya güven verilmelidir. Bilinçli sedasyon, stressiz bir tecrübe
yaĢamak için yardımcıdır. Spontan ventilasyon sürdürülürken hastayı rahatmak
için sedasyonun derecesi dikkatli bir Ģekilde ayarlanmalıdır. Riskli hava yolu olan
hastalarda solunum depresyonu ve potansiyel hava yolu obstrüksiyonunu önlemek
için sedasyon uygun olarak azaltılmalıdır. Kısa etkili benzodiazepin (midazolam
gibi) anksiyoliz ve sedasyon sağlamak için iv kullanılabilir (41). Fentanil ve
midazolam birlite hava yolu reflekslerini baskılamak ve analjezi sağlamak için
baĢarılı bir Ģekilde kullanılmaktadır (42). Bazen fentanil yerine ketamin kullanılır,
ketaminin midazolamla birlikte kullanımı, analjezi ve sedasyon sağlar, fakat
önemli solunum depresyonu yapmaz. Uyanık fiberoptik entübasyon sırasında
remifentanil sedasyon için tek ilaç olarak önerilir (43). Hava yolunu
görüntülemeyi potansiyel olarak engelleyecek sekresyonları azaltmak için
giriĢimden önce antisiyalotik (örneğin glokopirolat) uygulaması yararlı olacaktır
(39,41). Özellikle sedatif ajanlar kullanılıyorken, nazal oksijen desteği önerilir.
Yeterli topikal anestezi öksürme, öğürme veya laringeal kapanma gibi hava yolu
reflekslerinin bastırılmasında, baĢarılı fiberoptik entübasyon için kritik öneme
sahiptir. Orofarinksteki duyuyu azaltmak için genellikle aerosol Ģeklinde lidokain
kullanılır, % 4 lidokain iyi bir topikal anestezi sağlar (41).
15
Nazofarinksi bir kere geçtikten sonra engelsiz görüĢe genellikle izin vermesi,
nasotrakeal yaklaĢımı orotrakeal entübasyona göre daha kolay yapabilir (44).
Hastanın pozisyonunun kritik öneme sahip olmaması, fiberoptik tekniğin hem
supinde, hem de oturan hastalarda kullanılabilme avantajı, pron ya da lateral
dekubit pozisyonda entübasyona olanak vermesi, çeĢili acil servis durumlarında
havayolu yönetiminde fiberoptik entübasyonu geleneksel bir araç yapar (45).
Bilinen veya tahmin edilebilen zor havayolu olan hastada genel anestezi
indüksiyonundan sonra fiberoptik entübasyon, etkili maske solunumunun ve
oksijenlendirilmesinin uygulanabilirliği problem olmadığında, dikkate alınmalıdır.
Bu yaklaĢım sadece, hastanın ventilasyonu konusunda çoklu görevleri yerine
getirebilen, hayati parametreleri gözleyen, anesteziyi devam ettiren ve fiberoptik
endoskopi ve entübasyonu yapabilen, anestezi eğitimi almıĢ ikinci bir kiĢinin
yardımı varsa önerilir (39).
Deneyimli kullanıcı tarafından yapılan fiberoptik entübasyon tahmin edilmeyen
zor havayolu yönetiminin çeĢitli rehberlerinde ilk araç olarak genel kabul görür.
Optimal pozisyona rağmen direkt laribgoskopi ile entübasyon baĢarısız olduğu
zaman alernatif bir teknik olarak uygulanabilir. Bu durumda orotrakeal yaklasım
nasotrakeal yola göre trakeaya daha hızlı eriĢime izin verir (1,11).
Avantaj, dezavantaj ve kompliıkasyonlar
Elektif fiberoptik entübasyon zor havayolunun güvenliğini sağlamada etkili,
güvenli ve kolay bir tekniktir. Herhangi bir hasta pozisyonunda uygulanabilir.
Havayolunun görüntülenebilmesi ve değerlendirilebilmesi tüp yerleĢtirmesinden
önce mümkündür. Uyanık fiberoptik entübasyon daha az streslidir ve geleneksel
laringoskopiye göre daha az Ģiddette kardiyovaskülar reaksiyonlara sebep olur
(46). Tekniğin dezavantajı aletlerin yüksek maliyeti ve ıĢık kaynağına ihtiyaç
duymasıdır, fakat fiyatlar son yıllarda düĢmüĢtür.
16
Tecrübeli kiĢilerin elinde ciddi komplikasyonlara nadir olarak rastlanır.
Komplikasyonlar lokal anestezilerin toksik yan etkileri, solunum deprasyonu ve
yüksek sedayona baglı hipoksemi, laringospazm veya yetersiz lokal anestezi
nedeniyle öksürük, nozatrakeal yaklaĢıma bağlı burun kanaması, ETT geçerken
kullanılan güç yüzünden oluĢan laringeal travma ya da kafın kazayla ses telleri
arasına sıkıĢması ve istemeyerek endobronĢial entübasyon olabilir (39).
2.5.2. Standart Olmayan Laringoskoplar ve Rijit Fiberoptik Entübasyon
Teknikleri
Rijit fiberoptik entübasyon sistemleri 3 grubta sınıflandırılabilir (47).
1-Geleneksel laringoskoplara benzer olan bleydler: Bu grupta direkt laringoskopi
için geliĢtirilmiĢ bleydleri olan Flexiblade™, McCoy and McMorrow gibi
laringoskoplar bulunur. Bu kategoride diğer grupta, dolaylı laringoskopi için
ıĢığın kırılmasını sağlayan Bullard®, WuScope, Upsherscope ve daha yeni
Viewmax™ and Truview™ laringoskoplar bulunur. McGrath™, Berci-Kaplan™,
C-MAC™ and Glidescope®, dolaylı laringoskopiye imkan veren ve sonra
bağımsız endotrakeal tüp ve entübasyon stilesine ihtiyaç duyan
videolaringoskoplardır.
2- Bonfils®, Shikani™, Levitan™ and Foley® gibi endotrakeal tüpün içine
yerleĢtirilen, fiberoptik optik stilelerin dahil olduğu gruptur.
3- CTrach LMA™, Pentax-AWS® ve Airtraq® gibi optik bleydi ve endotrakeal
tüp için yolu olan, dolaylı laringoskopi için kullanılan hava yolu araçlarının
olduğu gruptur.
17
2.5.3. Retrograd Entübasyon
Retrograd entübasyon, teknik olarak orotrakeal entübasyonun imkansız olduğu
veya kontrendike olduğu hastalarda yararlıdır. Üst havayolundaki kan veya
sekresyona rağmen bu teknik ile entübasyon mümkündür. Ayrıca kısa, kalın ve
anatomik olarak sorunlu boynu olan hastalarda krikotirotomiye alternatiftir.
Uygun bir anestezi sonrasında, 18 gauge iğnenin üstünden geçen intravenöz
kateter, krikotiroid membranı delerek trakeaya doğru ilerletilir. Hava aspire
edildikten sonra stile geri çekilir. Bu iĢlemden sonra 110-120 cm boyunda, 0,32-
0,38 cm çapında bir kılavuz tel, kateterden içeri sokulup, sefale doğru ilerletilir ve
ağız veya burnun içinde görülene dek itilir. Bu tel, krikotiroid membrana giriĢ
yerinde tespit edilir ve üzerinden endotrakeal tüp yollanır. Bu yöntemin, stile veya
fiberoptik kullanımı gibi çeĢitli varyasyonları mevcuttur (48).
2.5.4. Perkütan Transtrakeal Jet Ventilasyon
GeniĢ çaplı bir venöz kanül (14 gauge) krikotiroid membrandan trakeaya
yerleĢtirilir. Mandren çekilip kanül üzerinden yüksek basınçlı bir oksijen
kaynağından hızla oksijenizasyon ve manual ventilasyon sağlanabilir. Bu Ģekilde
manuel jet ventilasyon sağlayan çeĢitli araçlar bulunmaktadır. Ekspiryumun
olmadığı hastada jet ventilasyon uygulaması pnömotoraksa neden olacağından, bu
tür durumlarda kullanılmamalıdır (49).
2.5.6. Krikotirotomi
Krikotrotomi, cilt üzerinden, krikotiroid membranı geçerek yapılan, hastaya acil
havayolu sağlayan bir insizyondur. Perkütan trakeostomi ile birlikte, ASA‟nın zor
havayolu algoritmasındaki son basamakta (baĢarısız entübasyon ve ventilasyon)
hayat kurtarıcı giriĢimlerdir. Ġğne, perkütan ve cerrahi olmak üzere çeĢitli
krikotirotomi yöntemleri ve bunlara uygun piyasada satılan setler mevcuttur. Ġğne
krikotirotomi, eriĢkinde 4-14 cm‟lik kateter yardımı ile yapılır. Cerrahi
18
krikotirotomi ise, krikotiroid membran üzerinden yapılan insizyon sonrası,
endotrakeal tüpün yerleĢtirilmesi olarak tanımlanır (48).
2.5.7. Trakeostomi
Trakeostomi, krikoid kartilaj altından trakeaya direkt insizyonla havayolu
sağlayan cerrahi prosedüre verilen isimdir. Perkütan trakeostomide Seldinger
tekniği kullanılır; fakat çeĢitli versiyonları mevcuttur. Cerrahi trakeostomi ise
steril bir ortamda, çoğunlukla genel anestezi altındaki hastalara uygulanır; fakat
acil koĢullarda uyanık hastalara da lokal anestezi ile yapılabilir. Cerrahi
trakeostominin perkütana göre üstünlüğü, koagülasyon bozukluğu, anstabil
servikal vertebra, boyun deformitesi olan ve yüksek miktarda oksijen desteğine
ihtiyacı olan hastalarda daha yararlı olmasıdır. Trakeostominin, hayat kurtarıcı bir
iĢlem olması nedeniyle kesin bir kontrendikasyonu yoktur (50).
2.5.8. LMA
Laringeal maske (LMA), kadavralardan alınan alçı kalıplarında hipofarinks
incelemeleri sonucunda 1981 yılında Dr. Archie Brain tarafından Londra'da
tasarlanmıĢ ve 1988 yılında ticari ürün olarak kullanıma sunulmuĢtur (51).
LMA kullanımının temel amacı, hastanın doğal havayolu ile doğrudan bağlantı
oluĢturmak ve bir yandan trakeal entübasyonun istenmeyen bazı etkilerinden
kaçınırken diğer yandan da yüz maskesine göre daha kolay ve güvenilir bir
havayolu sağlamaktır. Bu nedenle LMA modern anestezi uygulamasında giderek
daha sık baĢvurulan bir gereç olmaktadır (52).
LMA 1995 yılında ASA tarafından geliĢtirilen zor havayolu algoritmasında yer
alarak ventilasyon ve trakeal tüp yerleĢtirmeyi kolaylaĢtırmak üzere kullanılmaya
baĢlanmıĢtır (53). European Resuscitation Council (ERC)‟ in ileri yaĢam desteği
19
algoritmasında LMA‟nın entübasyon yapılamayan durumlarda veya entübasyon
konusunda deneyimsiz kiĢiler tarafından alternatif havayolu gereci olarak
kullanılması önerilmektedir (54).
Laringeal maskenin yapısı ve özellikleri:
LMA, hipofarenksin Ģekline uygun ve larinksi bir conta gibi kapatan minyatür bir
silikon maske ve buna 30 derecelik açı ile birleĢmiĢ silikon bir tüpten oluĢur.
Maskenin çevresinde ĢiĢirilebilir eliptik bir hava yastığı vardır. Maskenin
tabanında bulunan tüp açıklığının giriĢindeki longitudinal uzantılar epiglotun
obstüksiyonunu önler. Ayrıca trakeal tüplerdekine benzer Ģekilde hava yaĢtığını
ĢiĢirmek ince bir pilot tüpü ve hava yastığındaki basıncı kontrol edebilmek için
küçük bir balonu vardır. Maske ile tüp arasında 30 derece açı olması hem
maskenin larinkse tam oturmasına hem de gereğinde laringeal maske içinden
trakeal entübasyona olanak sağlamaktadır. LMA‟nın gövdesini oluĢturan tüp arka
duvarı boyunca siyah renkli radyoopak bir çizgi vardır ve oryantasyonda yararlı
olan bu çizgi radyolojik kontrol amacıyla da kullanılabilir (55).
LMA modelleri:
- Standart laringeal maske (C-LMA)
- Reinforced laringeal maske (Fleksibl LMA)
- Fastrach laringeal maske (LMA-FT)
- ProSeal laringeal maske (PLMA)
Standart laringeal maske, klasik LMA olarak bilinir. Tekrar kullanılabilen bir
üründür. Sterilizasyon uygulanarak 40 kez kadar kullanılabilir. Bu ürünlerin
sterilizasyon ve yeniden paketleme maliyetleri de göz önünde bulundurularak tek
kullanımlık ürünlere olan ilgi artmaktadır (56).
20
Reinforced laringeal maske, spiralli trakeal tüplere benzer Ģekilde kink yapmayı
önlemek üzere standart laringeal maskeye esnek metalik tüp eklenmesiyle
oluĢturulmuĢ bir modifikasyondur. BaĢ-boyun, nöroĢirürji ve ağız cerrahisine
yönelik anestezide kullanılabilir. Reinforced laringeal maske boyları 2 ile 4
numara arasında değiĢmektedir
PLMA 2000 yılında kullanıma girmiĢtir. Kontrollü ventilasyon sırasında
performansı artırmak, güvenli bir aspirasyon sağlamak amacıyla geliĢtirilmiĢtir.
PLMA, C-LMA‟ya göre daha yumuĢak ve geniĢ uç balonuna sahiptir. Hava
akımını sağlayan tüpe paralel seyreden ve aspirasyon sondasının geçmesine izin
veren baĢka bir tüpe sahiptir. PLMA doğru yerleĢtirildiğinde drenaj tüpü
özefagusun giriĢine yerleĢir. Bu tüp GĠS veya solunum sisteminin aspirasyonuna
izin verir.
LMA-FT ise laringeal maske içinden trakeal tüp yerleĢtirilebilmesi için
geliĢtirilmiĢtir. Fiberoptik veya oral trakeal entübasyon yapılmasına izin verir. 3
ve 4 numara LMA-FT‟lerin içerisinden 6 mm iç çaplı kaflı endotrakeal tüp (ETT)
geçirilebilirken, 5 numara LMA-FT‟nin içerisinden iç çapı 7 mm olan kaflı ETT
geçirilebilir.
Laringeal Maske Uygulaması:
LMA uygulanacak hastalarda anestezi indüksiyonunda temel ilke, havayolu
reflekslerini baskılayan yeterli anestezi derinliğinin sağlanmasıdır. Havayolu
reflekslerinin baskılanması için sedasyon amaçlı premedikasyon, opioidler,
benzodiazepinler ve sistemik ya da topikal lidokain kullanımı daönerilmistir (57).
Ġnhalasyon ajanıyla indüksiyon uygulandığında anestezinin yeterince derinlesmesi
sağlanmalıdır. Kas gevsetici kullanımı zorunlu değildir. Uyanık hastalarda topikal
anestezi ile de yerlestirilebilir. Deneyim kazanma sürecinde pre-oksijenasyon
yapılması önerilmektedir. Çalısmalar, intravenöz anestezikler kullanıldığında
LMA‟nın yerlestirilebilmesi için gereken zamanın inhalasyon anesteziklerine göre
21
daha kısa olduğunu (58) ve intravenöz anesteziklerle hasta memnuniyetinin daha
yüksek olduğunu göstermistir (59). Bu nedenle, LMA yerlestirilmesi için daha
çok intravenöz anestezikler tercih edilmektedir.
YerleĢtirme Tekniği:
Tekniğin zor olmadığı ve deneyimsiz kiĢilerce bile yüksek baĢarı oranıyla
uygulanabildiği kabul edilmekteyse de, gerçekte uzun bir öğrenme aĢaması vardır
ve deneyimli kiĢiler bile bazen hata yapabilir
Standart Teknik: (60)
1. Hastanın vücut ağırlığı için önerilen boydaki LMA‟nın uygun olarak
hazırlandığı, kafın tam ve düzgün olarak boĢaltılmıĢ olduğu kontrol edilir.
2. Laringeal maskenin arka yüzüne kayganlaĢtırıcı jel sürülür. Özellikle ön yüze
kayganlaĢtırıcı sürülmemelidir; çünkü maske açıklığını daraltma, inhale edilme ve
buna bağlı olarak öksürük gibi komplikasyonlara yol açabilir.
3. Dominant olmayan el ile hastanın kafası arkadan tutularak baĢ ekstansiyonda,
boynu fleksiyonda tutacak Ģekilde öne doğru itilir. Bu sırada bir yardımcı alt
çeneyi aĢağı çekerek ağzı açmalıdır. Deneyimli olanlar dominant elin üçüncü
parmağıyla ağız açma iĢlemini kendileri de yapabilirler. ĠĢlem tamamlanana kadar
bu pozisyon korunur. Teknik baĢarısızlığın en önemli nedeni hastanın baĢ ve
boynuna doğru pozisyon verilmemesidir.
4. Laringeal maske açıklığı öne bakacak Ģekilde, tüp ve maskenin birleĢim yerine
en yakın kısmından, baĢ ve iĢaret parmaklarıyla kalem tutar Ģekilde tutulur
22
5. Maske açıklığı alt çene ve dile bakacak Ģekilde, sivri uç kısmı hastanın üst
kesici diĢlerinin iç yüzeyi karĢısındaki sert damağa doğru bastırılır ve maskenin
yassılaĢtığı izlenir. ĠĢaret parmağı yardımıyla oral kaviteye doğru itmeye ve sert
damağa doğru bastırmaya eĢzamanlı olarak devam edilir.
6. ĠĢaret parmağı ile sert ve yumuĢak damak üzerinden kaydırarak hipofarinkse
doğru direnç hissedilene kadar itilir.
7. ĠĢaret parmağı dikkatlice ağzın içinden çekilir, bu sırada maskenin
pozisyonunun bozulmaması için dominant olmayan elle tüpün ağız dıĢında kalan
bölümü tutulur ve hafifçe aĢağıya doğru bastırılır.
8. Kaf, önerilen miktarda hava ile tam olarak ĢiĢirilir. ġiĢirme sırasında 1,5 cm'ye
kadar küçük miktarda dıĢa doğru bir kayma hareketi normaldir.
9. Laringeal maske solunum devresine bağlanıp ventilasyona baĢlanır. Yeterli
ventilasyon sağlanamadığı zaman maske geri çekilir ve yerleĢtirme yeniden
denenir.
Modifiye Teknikler :
1. Lateral uygulama
2. Rotasyon
3. Portex kılavuz kullanımı
4. Kafın parsiyel ĢiĢirilerek ilerletilmesi
5. Kafın tam ĢiĢirilerek ilerletilmesi
6. Çene hamlesi
7. Laringoskop kullanımı
Literatürde Brain‟in tanımladığı standart teknik ile ilk denemede LMA
yerleĢtirilme baĢarısı %75 (61) ile %98 (62) arasında değiĢmektedir. LMA‟yı
23
yerleĢtirmede toplam baĢarısızlık oranı %5, denemeler sırasında doğru
yerleĢtirilememe oranı %20-35‟tir (63). Hastalardaki anatomik değiĢiklikler
LMA‟nın oturmasını önleyerek yeterli fonksiyon yapmasını engelleyebilir. Ağız
açıklığı dar olanlarda veya yüksek faringeal tonus, tonsiller hipertrofi, yüksek
damak gibi orofaringeal geçiĢin zor olduğu olgularda LMA yerleĢtirilmesinde
güçlükle karĢılaĢılmakta ve birkaç deneme gerekli olmaktadır (64).
Laringeal Maske Komplikasyonları:
1. Regürjitasyon
2. Mukoza hasarı, kanama
3. Boğaz kuruluğu ve yanma hissi
4. Ses kısıklığı
5. Yutma güçlüğü
6. Tat duyusu kaybı
7. Kaf basısı ile karotis çapında daralma
8. Aspirasyon ve aspirasyona bağlı pnömoni
9. Nervus lingualis hasarı
10. Laringospazm
11. Mide distansiyonu
12. Boğaz ağrısı
LMA‟nın en önemli komplikasyonu regürjitasyondur. Regürjitasyon sıklığı
konusunda literatürde çok farklı sonuçlar bildiren çalıĢmalar vardır. Yüksek
sıklıkta (%25) bildirilen yayınların yanı sıra hiç regürjitasyon oluĢmadığını
bildirenlerde vardır (65).
24
Regürjitasyona predispozan risk faktörleri dolu mide, travma, laparoskopik
cerrahi, 14–16 haftadan büyük gebelikler, özefageal dilatasyon, üst
gastrointestinal cerrahi, nazogastrik tüp varlığı ve morbid obesite olarak
sıralanmaktadır. Bu olgularda LMA kullanımından kaçınılması önerilmektedir.
LMA‟nın yanlıĢ yerleĢtirilmesine bağlı mide dilatasyonu oluĢması da
regürjitasyon riskini artırmaktadır. Regürjitasyon riski; premedikasyon,
indüksiyonda kullanılan ilaçlar ve LMA‟nın kullanım süresi ile iliĢkilidir.
Laringeal maske ile regürjitasyon ve aspirasyon sıklıkla anestezinin yüzeyel
olduğu durumlarda, hastaların trendelenburg ya da litotomi pozisyonuna alınması
sırasında meydana gelir (66).
Laringeal Maske Endikasyonları:
Endikasyonlar ve kontrendikasyonlar mutlak olmaktan çok göreceli olarak
düĢünülmelidir.
1-Hava yolunun yüz maskesiyle sağlanabileceği bütün hastalar. Ġstisnası
orofaringeal patolojili hastalardır. Günübirlik kısa süreli giriĢimlerde yaygın
kullanım alanı bulmuĢtur.
2-Yüz maskesinin etkinliğini azaltan ya da olanaksızlaĢtıran sakal, çene anomalisi
ya da diĢsizlik gibi sorunların bulunduğu olgular.
3-Trakeal entübasyon güçlüğü olan olgular.
4-Pierre Robin Sendromu, Treacher Collins Sendromu, Freeman Sheldon
Sendromu, Juvenil Kronik Artrit ve Yarık damak gibi anatomik nedenli
entübasyon güçlüğü beklenen konjenital anomalili olgular ve ağız açıklığı,
laringoskopi ve trakeal entübasyon için yeterli olmayan olgular.
25
5- Fiber optik bronkoskopi giriĢimleri. Oksijenasyonu kolaylaĢtırmakta ve larinks
giriĢinin kolayca lokalize edilmesini sağlamaktadır.
6- Kardiyopulmoner resüsitasyon. Anestezist olmayan ve trakeal entübasyon
deneyimi bulunmayan kiĢiler tarafından kolayca yerleĢtirilebilir ve yüz
maskesinden daha etkin bir havayolu sağlar. Kalp masajı sırasında yerinin
değiĢebileceği anımsanmalıdır.
Kontrendikasyonlar:
1. Mide içeriği aspirasyon riski yüksek hastalar
2. Anestezistin havayolundan uzak kaldığı operasyonlar
3. Akciğer kompliyansı çok düsük ya da havayolu direnci çok yüksek hastalar
4. Ġntratorasik cerrahi girisimler
5. Ağız, farinks ve larinks lezyonu olan hastalar
2.5.8.1. LMA-FT (ĠLMA)
LMA-FT, C-LMA ile karĢılaĢtırıldığında en önemli ayırt edici özellikleri
Ģunlardır:
1) Anatomik kavisli kısa paslanmaz çelikten yapılmıĢ sert hava yolu tüpü,
2) Maskenin optimal pozisyonu için manüplasyona ve yerleĢtirmeye izin
veren entegre metal klavuz kolu,
3) Trakeal tüp maske açıklığından çıkarılırken epigilotun anteriora doğru
yerini değiĢitren epiglot yülseltici çubuk (C-LMA daki diyafram dikey
çubukların yerine),
26
4) Maske açıklığının tabanına yerleĢtirilmiĢ yol gösterici V-Ģeklinde 20
derecelik bir eğim ile sonlanan rampa; bu eğim endotrakeal tüplerin LMA-
FT‟nın içinden belli bir açı ile çıkmasını sağlar.
ġekil 5. LMA-Fasttrach (ILMA)
Böylece bu özellikleri ile maske açıklığı, glottik açılık ile en iyi Ģekilde uyum
sağlar ve ETT geçiĢi için bir yol sağlar. Havayolu tüpünün iç çapı 13 mm,
bununla uyum sağlayacak ETT‟nin iç çapı 8.0 mm kadardır. Hatta kayganlaĢtırıcı
ile 8.5 ile 9.0 mm ETT kullanılabilir, fakat genellikle tavsiye edilmez. LMA-
FT‟nin 3 (vücut ağırlığı 30-50 kg olan hastalar için tavsiye edilir), 4 (vücut
ağırlığı 50-70 kg olan hastalar için tavsiye edilir) ve 5 (vücut ağırlığı 70-100 kg
olan hastalar için tavsiye edilir) numarası bulunmaktadır ve C-LMA‟nın standart
boyutlarına benzerdir.
Yeniden kullanılabilir ve tek kullanımlık çeĢitleri vardır. Ġki çalıĢmada (sadece
mankenler üzerinde yapılmıĢ bir çalıĢma ve sadece insanlar üzerinde yapılmıĢ bir
çalıĢma) deneyimli ve acemi klinisyenler karĢılaĢtırıldığında yerleĢim,
27
havalandırma ve kör entübasyon açısından yeniden kullanılabilir ve tek
kullanımlık LMA-FT çeĢitlerinin her ikisi ile eĢit baĢarı oranları elde edildiği
gösterilmiĢtir (67,68).
Genel Yerleştirme Tekniği
LMA-FT, C-LMA‟ya benzer bir Ģekilde yerleĢtirilir. Bununla birlikte, sert hava
yolu tüp tipi nedeniyle orofarinks içine yerleĢtirilmesi için uygulayıcının parmak
ile yönlendirmesi gerekmez. YerleĢtirme iki Ģekilde yapılabilir, üretici tarafından
önerilen Ģekilde kaf tamamen indirilir, böylece kaf formları bir konkavite
doğrultusunda faringeal yüzeye yerleĢtirilebilir ya da kısmen ĢiĢirilebilir. Kısmen
veya tamamen ĢiĢirilmiĢ kaf ile yerleĢtirmenin yapılıp yapılmayacağı konusu
sadece LMA-FT için değil C-LMA içinde tartıĢılan bir konudur. Bazı
araĢtırmacılar kısmen veya tamamen ĢiĢirilmiĢ kaf ile C-LMA yerleĢtirmesinin
daha kolay ve genellikle daha az orofaringeal travmaya yol açtığını belirtmiĢlerdir
(61,69). Ancak, Brimacombe ve arkadaĢları ĢiĢirilmiĢ kaf ile C-LMA
yerleĢtirilmesinde, baĢarısız ilk yerleĢtirme (epiglotun aĢağı katlanmasına
sekonder) insidansını büyük buldular (70).
ġekil 6. ILMA yerleĢtirilmesi.
28
Yerleştirilme Tekniği (Şekil 6)
1. Uygun boyuttaki LMA-FT seçilir.
2. Kafın havası boĢaltılır.
3. Suda eriyen kayganlaĢtırıcı LMA-FT‟nin arka yüzeyine uygulanır,
yerleĢtirilmesi sırasında mandibular ilerleme orta derecede kolaylaĢabilir.
4. Düzgün baĢ ve boyun pozisyonunun sağlandığından emin olunur (nötral,
tek yastık, minumum ekstansiyon).
5. Direnç hissedilene veya kaldırma kolu yüze değinceye kadar LMA-FT
içerde döndürülür.
6. Bir kez düzgün yerleĢtirilen LMA-FT, üretici tarafından farklı boyutlar
için önerilen hava hacmi ile ya da kaf basıncı yaklaĢık 60 cmH2O olacak
Ģekilde ĢiĢirilir.
7. Hasta klinik olarak değerlendirilir ve LMA-FT yavaĢça sagital planda
hasta optimal havalandırılına kadar döndürülmelidir („birinci‟ Chandy
Manevrası) (ġekil 6-A) Bu, glottik açıklıkla LMA-FT açıklığının
uyumunu sağlar.
LMA-FT ile entübasyon
YerleĢtirildikten sonra LMA-FT, bir solunum cihazına bağlanabilir veya klinisyen
ETT yerleĢtirme için iĢleme devam edebilir. ETT‟nin glottis açıklıktan baĢarılı
geçiĢi, uygulayıcının teknik ve deneyimi, tüp kayganlaĢtırma, birlikte uygulanan
ilaçlar (örneğin, opioid, kas gevĢeticiler), ETT türü ve hastanın anestezi derinliği
dahil birden fazla faktöre bağımlıdır.
Bazen zor vakalar için kullanılan, ancak üretici firma tarafından rutin kullanımı
önerilen „ikinci‟ Chandy Manevrası (metal kolu kullanarak posterior farengeal
duvardan LMA-FT kaldırma) ETT ile arytenoid çarpıĢmayı önler, FT-LMA
açıklığı ve glottis arasındaki açıyı azaltır (ġekil 3B) (71).
29
Kör Entübasyon Tekniği
1. Glottik açıklıkla LMA-FT‟nin açıklığının uyumunu sağlarak ventilasyonu
optimize edin (Ġlk Chandy Manevra).
2. Hastada paralizi geliĢmediyse, düĢük doz kas gevsetici kullanmayı göz
önünde bulundurun.
3. LMA-FT metal kolu kullanarak posterior farengeal duvardan dikey bir
Ģekilde kaldırılır (ikinci Chandy Manevrası)
4. Düzgün bir Ģekilde kayganlastırılmıĢ, tel ile güçlendirilmiĢ ETT‟yi, siyah
çizgi hastanın burnuna bakacak sekilde LMA-FT içine yerleĢtirin
5. Tüp ilerledikten sonra, kafı ĢiĢirin ve yerlestirmeyi ETCO2 ile teyit edin.
6. Üretici tarafından önerilen Ģekilde kafın havası tamamen indirilerek LMA-
FT uzaklaĢtırılır.
Sorunların Giderilmesi
Tüpün dirençle karĢılaĢması
1) Tüp kayganlaĢtırılmamıĢtır veya LMA-FT için çok büyüktür.
2) Krikoid basıyı azaltın.
3) LMA-FT büyüklüğünü değiĢtirin.
Tüpün ETT üzerindeki 15 cm‟lik transverse çizgisine 2 cm mesafede dirençle
karsılasması
1) GiriĢ duvarına çarpması: ETT çevirin
2) AĢağı katlanmıĢ epiglottis: aĢağı-yukarı manevra
Tüpün özofagusun içine serbest bir Ģekilde geçmesi
30
1) Chandy manevralarını tekrar edin.
2) LMA-FT büyüklüğünü değiĢtirin.
Ġki Chandy manevrasınında kullanımına rağmen ETT geçerken karĢılaĢımıza
zorluk çıkıyorsa, sorunu gidermek için ETT‟nin üzerindeki 15 cm‟yi gösteren
transvers çizgi (ETT‟nin ucunun, LMA-FT‟nin distal ucundan çıktığını gösterir)
bize rehberlik eder. Açıklığın yaklaĢık 2 cm distalinde dirençle karĢılaĢıldığı
zaman, tüpün ucu giriĢ duvarına çarpıyor veya epiglot aĢağı katlanmıĢ olabilir.
Ġlk olarak, ETT kısmen LMA-FT‟nin metal borusu içine geri çekilir ve epiglottu
serbestleĢtirmek için, ĢiĢirilmiĢ LMA-FT orofarinksin yaklaĢık 6 cm dıĢında
döndürülür ve daha sonra serbest epiglotta yeniden yerleĢtirilmelidir (aĢağı-yukarı
manevra ile). Eğer entübasyon hala baĢarısız ya da eğer 2 cm önce veya sonra
olan direnç hala hissedilirse, LMA-FT‟nin yanlıĢ boyu kullanılmıĢ olabilir.
Krikoid basınç uygulaması optimum LMA-FT yerleĢtirmesini bozabilir ya da kör
veya FOB ile yerleĢtirilen ETT‟nin geçiĢini bozabilir (72,73). Uygun LMA-FT
veya ETT yerleĢtirilmesine izin vermek için krikoid basınç azaltılması ya da
kaldırması bu bağlamda etkili olabilir.
Endotrakeal tüp seçimi
LMA-FT aracılıgı ile entübasyonun baĢarısı sadece dizaynı ile alakalı değildir. Bu
yüzden özel olarak tasarlanmıĢ ETT, üretici tarafından önerilir (74).
LMA-FT ile kullanılmak üzere tasarlanmıĢ ETT, düz yumuĢak tel takviyeli tekrar
kullanılabilir silikon tüptür (ST), distal bölüm bir konik uç ile sonlanır.
Periglogtik yapılara çarmasını engelleyen, Ģekilli künt ucu nedeniyle bu tüp kör
yerleĢtirme için çok uygundur (75). Eğik ucu glottik açıklığa yönlendirmek için
ETT dıĢ yüzeyindeki siyah uzunlamasına çizginin, hastanın burnu ile uyumu
önemlidir.
31
LMA-FT Çıkarılması
Eğer mümkünse LMA-FT entübasyondan sonra farigeal ödemi veya basıya bağlı
orofaringeal yumuĢak doku yaralanmalarını önlemek için çıkarılmalıdır. LMA-FT
orofarinksten çıkarılmadan önce, ETT‟nin 15 mm‟lik konnektörünün ayrılmasında
yarar vardır. ETT yerleĢtirildikten sonra, LMA-FT ayrılırken ETT‟nin orofarinks
içinde yarı rijit obturator çubuk ile sabitlenmesi gerekir. Bu alet yanlıĢ
yerleĢtirilebilir, kazayla atılabilir ya da LMA-FT‟nin çıkarılması sırasında
elimizin altında olmayabilir. Korula ve ark. alternatif olarak küçük bir ETT nin
(5.0 mm çaplı, kaflı ETT) yerleĢtirilmiĢ olan ETT‟nin distal ucuna stabilizatör
yerine yerleĢtirilmesini tarif etmiĢlerdir (76). Alternatif olarak, klinisyen magill
forseplerinide kullanabilir.
LMA-FT ile entübasyonu kolaylaştıran teknikler
LMA-FT aracılığı ile trakeal entübasyon kör gerçekleĢtirilebilir, baĢarı oranı %70
den %99 varan oranlar arasında değiĢir (5,77). LMA-FT aracılığı ile entübasyonu
kolaylatırmak için çeĢitli teknik ve havayolu gereçleri önerilmiĢtir.
Havayolu değiştirici katater (AEC) kullanımı
Anstezi indüksiyonu ve LMA-FT yereleĢtirilmesinden sonra, AEC kör bir Ģekilde
yerkleĢtirilir, kapnograf bağlanır ve trakeada olduğu teyit edilir. Sonra ETT
yerleĢtirmek için AEC bir rehber olarak kullanılır.
32
Lightwand kullanımı
Pille alıĢan bir handle ile ucunda ıĢık kaynağı bulunan fleksibl bir tüpten oluĢur.
IĢık kaynağı tüpün alt ucundan çıkacak Ģekilde yerleĢtirilir. Karanlık bir ortam
sağlanır. IĢık kaynaklı tüp ilerletildiğinde translüminasyon dıĢarıdan
görüldüğünde ve bu görünüm iyice ĢeffaflaĢtığında trakeada olduğu düĢünülüp
tüp kaydırılarak trakeaya itilir. Eğer özofagusta ise translüminasyon görülmez.
LMA-FT ile birlikte flexible laight-wand (TrachlightTM
) kullanılarak trakael
entübasyon rapor edilmiĢtir (78, 79). Fan ve ark. daha önce zor entübasyon
öyküsü olamayan 172 hastada TrachlightTM
ile kör entübasyon yöntemini
karĢılastırmıĢ ve kör entübasyon grubunda daha fazla giriĢim (%58 kör ve %93
TrachlightTM
) ve baĢarsızılık gözlemiĢtir (%76 kör ve %95 TrachlightTM
). LMA-
FT‟nin veya ETT‟nin yerleĢtirlimesinde gereken zaman, hemodinamik
değiĢiklikler veya operasyon sonrası komplikasyonlar açısından hiçbir farklılık
gözlememiĢlerdir (79).
Fleksibl fiberoptik bronkoskop kullanımı
LMA‟nın yerleĢtirilmesi veya LMA ile entübasyon, ventilasyonun ve
oksijenasyonun sürdürülmesine yardım ederken, aynı zamanda sonraki fiberoptik
entübasyon için rehber bir kanal sağlar.
LMA-FT ulaĢılabilir olmadığı zaman, fiberoptik bronkoskop ile entübasyon için
C-LMA kullanılabilir, fakat bunun bazı sınırlamaları vardır. C-LMA‟nın tüp
bağlantısı dar ve uzundur, bu yüzden FOB ile endotrakeal entübasyon
Mallinckrodt® gibi güçlendirilmiĢ uzun trakeal tüp (4 veya 5 büyüklüğündeki
LMA için 31 cm uzunlugunda sırayla 6.0 mm veya 6.5 mm geniĢliğinde) ya da
burun RAETM
tüpü ya mikrolaringoskopi tüpü ya da AintreeTM
kateter ile 2
aĢamalı uygulama gerektirir (3).
33
Yerleştirme Endikasyonları
1. Operasyon odasında beklenen zor entübasyon
Bilinen zor havayolunun güvenliğini sağlama ihtiyacı, LMA-FT kullanımının
primer endikasyonlarından bir tanesidir. Ek olarak, LMA-FT bilinen zor havayolu
durumlarında uyanık hastalara yerleĢtirmelerde ve uyanık entübasyonlarda
kullanıla gelmiĢtir (80,81). Bu yüzden LMA-FT uyanık tekniklerin ihtiyaç
duyulduğu veya FOB‟a eriĢimin kısıtlı olduğu ve uyanık tekniğin gerektiği
durumlarda kullanılabilir.
2. Operasyon odasında beklenmedik zor entübasyon
Özellikle entübasyonun ve ventilasyonun yapılamadıgı durumlarda, beklenmedik
zor havayolu yönetiminde Combes ve ark. LMA-FT‟yi içeren temel algoritmanın
etkinliğini göstermiĢlerdir. 18 aylık bir aralıkta, 11257 hastanın 100‟ünde (%0.9)
beklenmedik zor havayolu durumuyla karĢılastılar, ancak ventilasyon güçlüğüyle
karĢılaĢmadılar. Hastaların 13‟ünde LMA-FT aracılığıyla kör entübasyon, 2‟sinde
LMA-FT aracılığıyla ventilasyon, 80‟ninde buji yardımı ile trakeal entübasyon
yapılmıĢ ve diğer 5‟i ise algoritmaya uyulmadığı için çalıĢma dıĢı bırakılmıĢlardır.
Hem LMA-FT hemde gum elastik bujinin çoğu vakada beklenmedik zor
havayolunun yönetiminde yeterli olduğu sonucuna varmıĢlar (82).
3. Şüpheli veya teyit edilmiş servikal spinal yaralanma
LMA-FT kullanımının popülerliği, entübasyon sırasında servikal spinal
vertabraların hareketinin sınırlanması olan süpheli ve bilinen servikal spinal
yaralanmalı hastalarda artmıĢtır. Ferson ve ark. anstabil servikal vertebral kolon
nedeniyle servikal boyunluk içinde immobilize durumda olan 70 hastaya LMA-
FT yerleĢtirmiĢler. BaĢarılı kör entübasyon hastaların 63‟ünde (%92.6) ilk
34
denemede, 5‟inde (%7.4) ikinci denemede ve 2‟sinde FOB yardımı ile elektif
olarak yapılmıĢtır (71). Servikal yaralanması olan hastalarda bir diğer faktör
önemli havayolu distorsiyonu ihtimali ve sonrasında boyun yaralanması sonucu
kanama ve ödemdir.
4. Direkt larinskopiye zayıf erişim
LMA-FT kullanımında diğer olası endikasyonlar, tipik olamayan hasta
lokalizasyonları (örneğin, hastanın arkasında durulamadığı alan) ya da
yaralanmalar nedeniyle hastanın supin poziyona alınamaması nedeniyle
geleneksel direkt laringoskopinin uygulanmasının mümkün olmadığı durumları
içerir. Biswas ve ark. sağ ve sol leteral dekübit poziyondayken LMA-FT ile kör
entübasyon yaptıkları, elektif kolesistektomi yapılan normal havayolu olan 82
eriĢkin vaka tarif etmiĢtir. LMA-FT ilk denemede tüm hastalara yerleĢtirilmiĢtir.
LMA-FT aracılıgı ile ilk yerleĢtirme sonrasında ventilasyon %97.5 oranında
yapılabilmiĢtir ve LMA-FT manüplasyonlarından sonra tamamında (%100)
ventilasyon yapılabilmiĢtir. Sadece bir tane baĢarısız entübasyon ile
karĢılaĢılmıĢtır, diğer tüm hastalarda entübasyon baĢarıyla yapılmıĢtır (83).
5. Tecrübesiz uygulacılar ve anestezist olmayanlar tarafından kullanım
Birçok araĢtırma LMA-FT‟yi tecrübesiz uygulacılar için bir havayolu aracı olarak
önerir (74,84). Timmermann ve ark. iki çalıĢmada minumum havayolu tecrübesi
olan tıbbi personel tarafından geleneksel maske ventilasyonu ve direkt
laringoskopi ile ventilasyon ve entübasyonda LMA-FT kullanımını
karĢılaĢtırmıĢlardır. Her iki çalıĢmada da LMA-FT ile ventilasyon ve
entübasyonun geleneksel tekniğe göre daha hızlı ve baĢarılı olduğunu
bulmuĢlardır. Bununla birlikte direkt laringoskopi ile baĢarısız olunan hastalarda
LMA-FT ile entübasyon baĢarılı olmuĢtur (85,86). Entübasyon konusunda
tecrübesiz bireyler tarafından ventilasyonu sürdürmede ve acil durumlarda
ETT‟nin yerleĢtirilmesinde, LMA-FT‟nin üstün bir araç olduğu ve acil servis
35
personelinin havayolu yönetimi eğitiminin, LMA-FT kullanımını içermesi
önerilmektedir.
Acil servislerde ek bir kullanımda trakeal mukozaya ilaç uygulama yönetimidir.
Liao ve ark. LMA-FT arasından kör olarak intratrakeal kateter
yerleĢtirilebileceğini tanımlamıĢlardır. Bu yöntem intravenöz eriĢimin ya da
endotrakeal entübasyonun mümkün olmadığı durumlarda ya da resüstasyon
sırasında ilaç uygulaması için kullanılabilir (87).
Komplikasyonlar
Birden fazla rapor özofagus entübasyonunu, LMA-FT aracılığı ile ETT‟nin kör
yeleĢtirilmesi sırasında potansiyel komplikasyon olarak anlatır (88,89). LMA-FT
ile arasından yapılan 5 kör entübasyon giriĢiminden sonra özofagus perforasyonu
vakası rapor edilmiĢtir (90). Kihara ve ark. ASA I ve II kadın hastalar üzerinde
LMA-FT ve C-LMA‟yı karĢılastırmıĢtır ve LMA-FT kullanımının ağız ağrısı ve
zor yutkunma gibi daha küçük komplikasyonlarla sonuçlandığını bulmuĢtur (91).
Kör entübasyon sırasında aĢırı gücün minimalize edilmesi larinksin yaralanmasını
önler veya LMA-FT‟nin çıkartılması sonrasında orofarinks ağrısının
engellenmesini sağlayabilir (92). LMA-FT‟nin mide içeriğinin akciğerlere
regürjitasyonuna karĢı koruyucu özelliği, diğer LMA türlerine benzer Ģekilde
kısıtlıdır (93).
36
3. GEREÇ ve YÖNTEM
Hasta Seçimi
Bu çalıĢma, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ġbni Sina Hastanesi
Ameliyathanelerinde Nisan 2011-Eylül 2011 tarihleri arasında yapılmıĢtır.
Prospektif olarak, elektif cerrahi geçiren ve endotrakeal entübasyon gerektiren
ASA I-III (Tablo 2), 18-80 yaĢ arası 100 hasta çalıĢmaya dahil edildi.
Tablo 2. ASA sınıflaması
ASA Hasta Özellikleri
I Normal sağlıklı hasta
II Hafif sistemik hastalığı olan ve fonksiyonel kısıtlaması olmayan hasta
III Belirli fonksiyon kısıtlamalarına neden olan, ortadan ciddi dereceye
varan sistemik hastalığı olan hasta
IV Fonksiyonel olarak güçsüz duruma getiren ve hayatı tehdit edici ciddi
sistemik hastalığı olan hasta
V 24 saat içinde opere olsa da, olmasa da ölmesi beklenen hasta
VI Beyin ölümü olmuĢ ve organları alınacak hasta
ÇalıĢma DıĢı Bırakılma Kriterleri
Ağız açıklığı 2.5 cm‟nin altında, bilinen üst havayolu ve faringeal patolojisi,
regürjitasyon veya aspirasyon riski (peptik ülser, özofageal reflü hikayesi), kronik
obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve astım öyküsü olan hastalar, morbid
obezite (VKĠ>40 kg/m2), premedikasyon ve anestezi esnasında kullanılacak
ilaçlardan herhangi birine allerjisi olan hastalar çalıĢma dıĢı bırakıldı.
37
Hasta Hazırlığı ve Monitorizasyon
ÇalıĢmaya dahil edilmesi planlanan hastalardan elektif cerrahi geçirecek olanlara,
bir gün önce yapılan preoperatif değerlendirme sırasında veya operasyondan bir
saat önce, operasyon odasında uygulanacak yöntem ve anestezi Ģekli hakkında
bilgi verilerek onayları alındı.
Tüm hastalara sedasyon amacıyla ameliyathanede 0.03 mg kg-1
midazolam iv
olarak uygulandı. Uygulama öncesi, olguların demografik verileri (yaĢ, cinsiyet,
kilo, boy, vücut kitle indeksi) kaydedilip, zor entübasyonu önceden belirlemeye
yönelik testler yapıldı. Bu amaçla MS, TMM, SMM, AA (interinsizör aralık)
değerlendirildi ve kaydedildi (ġekil 7).
ġekil 7. Mallanpati sınıflaması
Hastalar operasyon odasına alındığında preoperatif standart monitorizasyon olarak
D II derivasyonunda elektrokardiyografi (EKG), noninvaziv kan basıncı (sistolik
arter basıncı, diyastolik arter basıncı, ortalama arter basıncı), periferik oksijen
satürasyonu (SpO2) monitorizasyonları yapıldı (Viridia CMS M1166A, Hewlett
Packard, Almanya). Rutin monitorizasyon sonrası, 0.5 µg kg-1
remifentanil, 3 mg
kg-1
propofol ve 0.6 mg kg-1
rokuronyum ile anestezi indüksiyonu gerçekleĢtirildi.
Anestezi idamesinde % 5-6 desfluran ve % 50 O2 -% 50 N2O karıĢımı kullanıldı.
38
LMA-FT yerleĢtirilmesi
Yüz maskesi ile % 100 oksijen solutulan olgularda, kirpik refleksinin kaybolması
ve yeterli çene gevĢemesi sağlandıktan sonra laringoskopi iĢlemine geçildi. Direkt
laringoskopi Macintosh No:3 bleydler ile yapıldı. Laringoskopik görüntülemeye
göre C-L sınıflaması yapıldı (ġekil 8).
ġekil 8. Cormack-Lahane sınıflaması
Sonra baĢ-boyun nötral pozisyonda tutularak entübe edilebilir laringeal maske
(ILMA: intubating laringeal mask airway; Fast-rachTM
, Laryngeal Mask Company
Ltd. UK) yerleĢtirildi. 30-50 kg. arasında olan eriĢkinlerde 3 numaralı LMA-FT,
50-70 kg. arasında olan eriĢkinlerde 4 numaralı LMA-FT, 70 kg.‟ın üzerinde olan
eriĢkinlerde 5 numaralı LMA-FT kullanıldı. LMA-FT‟nin kafı önerilen
maksimum volüme kadar (No:3 20 mL ile, No: 4 30 mL ile, No:5 40 mL ile)
ĢiĢirildi. BaĢarılı LMA-FT yerleĢtirilmesi, elle ventilasyonla göğüs hareketlerinin
olması, her iki akciğer oskültasyonu veya hava yolu basıncı > 20 cmH2O ile kaçak
olmaması olarak değerlendirildi.
BaĢarılı ventilasyon için gereken her LMA-FT yerleĢtirilmesi sonrası, LMA-FT
aracılığı ile vokal kordların konumu deneyimli bir anestezist tarafından fiberoptik
glottik skorlaması, 0-4 arasında bir skorlama olan Brimacombe sınıflandırması ile
değerlendirildi. Brimacombe sınıflandırmasına göre;
4: sadece kord görülebiliyor,
3: kordlar ve posterior epiglot görülebiliyor,
2: kordlar ve anterior epiglot görülebiliyor,
1: kordlar görünmüyor ama fonksiyonu yeterli,
0: yerleĢtirilmesi baĢarısız veya fonksiyonu yetersiz
39
LMA-FT içinden entübasyon için düz, spiralli, silikon ve kaflı olan ST (7, 7.5, 8.0
mm. iç çaplı, The Laryngeal Mask Company. Ltd. Ġngiltere) kullanıldı. LMA-FT
yerleĢtirildikten sonra endotrakeal tüp jel ile kayganlaĢtırıldı. LMA-FT üzerinden
kör olarak entübasyon gerçekleĢtirildi. Endotrakeal entübasyonun baĢarısı, elle
ventilasyonla göğüs hareketleri ve oskültasyon ile doğrulandı. Entübasyon baĢarılı
ise, endotrakeal tüpün konnektörü çıkartıldı. YerleĢtirilen endotrakeal tüpün
üzerinden LMA-FT‟nin çıkarılması için kullanılan ittirici “stabilizer” endotrakeal
tüpün üst açıklığına yerleĢtirildi. Stabilizer tüpü sabit tutarken LMA-FT ağız
içinden çıkartıldı.
Endotrakeal tüp ilerletilirken dirençle karĢılaĢıldığında sırasıyla üç manevra
uygulandı:
1. Manevra: Chandy-2 manevrası (4), LMA-FT sapından tutularak yukarı
doğru kaldırıldı.
2. Manevra: Endotrakeal tüpün yön değiĢtirilmesive aĢağı-yukarı manevra
3. Manevra: Boyun fleksiyona ve baĢ ekstansiyona getirildi.
BaĢarılı ventilasyon ve entübasyon için gerekli deneme sayıları kaydedildi.
Deneme sayıları 2 ile sınırlı tutuldu. Birinci denemede entübasyon baĢarısız
olduğunda chandy manevrası kullanıldı. Ġki deneme sonunda LMA-FT içinden
entübasyon manevralar ile de yapılamadığında giriĢim baĢarısız olarak kabul
edildi. Bu deneme de baĢarısız olduğunda çalıĢma sonlandırıldı ve hastalar
standart laringoskopi ile entübe edildi.
Takip edilen parametreler
1. Hemodinamik parametreler: Sistolik, diyastolik ve ortalama arteriyal kan
basıncı noninvazif yöntemle ölçüldü. OAB, KH ve SpO2 değeri, indüksiyondan
önce, indüksiyonu takiben, entübasyondan önce ve sonrasında dakikada bir 10
dakika süre ile kaydedildi.
40
3. LMA-FT yerleĢtirme zamanı: Ağız açıklığıyla baĢlayan ve LMA-FT
yerleĢtirildikten sonra elle ventilasyonla göğüs hareketlerinin olması veya hava
yolu basıncı > 20 cmH2O ile kaçak olmamasının izlenmesiyle sonlanan süre
olarak kaydedildi.
4. Endotrakeal entübasyon zamanı: LMA-FT‟ye endotrakeal tüpün yerleĢtirilmesi
ile baĢlayan ve entübasyonun oskültasyonla doğrulanmasıyla sonlanan süre olarak
kaydedildi.
5. Total entübasyon süresi: Ağız açıklığıyla baĢlayan ve LMA-FT‟nin çıkarılması
ile sonlanan süre olarak kaydedildi.
6. Manevra sayısı ve entübasyonun kaçıncı denemede yapıldığı kaydedildi.
ĠĢlem sırasında LMA-FT yerleĢtirilirken ve LMA-FT çıkarılırken meydana gelen
komplikasyonlar kodlanarak keydedildi. Bunlar:
a. LMA yerleĢtirilmesinde zorluk
b. Supraglottik LMA çıkarılmasında zorluk
c. YerleĢtirme sırasında travma (kanama vb.)
d. Boğaz ağrısı (yutkunmadan bağımsız)
e. Disjaji (yutkunma sırasında ağrı, yanma)
f. Disfoni (konuĢurken zorluk veya ağrı, ses kısıklığı)
g. Laringospazm
h. Desaturasyon
i. Diğer
Entübasyon baĢarısızlığı tüpün LMA-FT‟nin tamamını geçmemesi, tüpün
tamamnını geçmesine rağmen ventilasyonun olmaması veya hastada SpO2 <90
olması olarak değerlendirildi. Bu durum oskültasyonla doğrulanarak kaydedildi.
Postoperatif derlenme odasında 0-3 arasındaki yakınma skoru kaydedildi. Ayrıca
entübasyonu yapan anestezist tarafından iĢlemin zorluk derecesi 0-100 arasında
puanlandı.
41
Ġstatistik
Ġstatistiksel analizler için SPSS 11.5 programı kullanıldı. Tanımlayıcı istatistik
olarak nitel değiĢkenlerde sayı ve oran, nicel değiĢkenlerde ise ortalama±standart
sapma veya ortanca (minimum-maksimum) verilmiĢtir. Ölçümle elde edilen
değiĢkenler bakımından bağımsız iki ve ikiden fazla grubun karĢılaĢtırılmasında
parametrik test varsayımları sağlanmadığı için sırasıyla Mann-Whitney U testi ve
Kruskal-Wallis varyans analizi kullanıldı. Kruskal-Wallis varyans analizi
sonucunda farklılık bulunduğunda farklılığı yaratan grubun belirlenmesinde post-
hoc testlerden yararlanıldı. Zamana bağlı ölçümlerin bağımsız gruplarda
karĢılaĢtırılmasında tekrarlı ölçümlerde iki yönlü varyans analizi kullanıldı.
Kategorik değiĢkenler bakımından iliĢki ya da gruplar arası farklılık
incelemesinde ki-kare testi uygulandı. DeğiĢkenler arası iliĢkinin
değerlendirilmesinde Pearson/Spearman korelasyon katsayısı hesaplandı. p<0.05
istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi.
42
4. BULGULAR
Demografik veriler
ÇalıĢmamıza Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ameliyathanesinde
elektif Ģartlarda genel anestezi uygulanacak toplam 100 hasta dahil edildi. ArdıĢık
olarak çalıĢmaya alınan bu hastaların demografik verileri Tablo 1‟de verilmiĢtir.
Tablo 1. Demografik Veriler. Veriler ortalama±standart sapma veya [Ortanca
(minimum-maksimum)] olarak verilmiĢtir.
Cinsiyet (n,%)
Erkek
Kadın
40 (%40)
60 (%60)
YaĢ (yıl) 47.8 ± 14.6 [49 (18-80)]
Boy uzunluğu (cm) 164.5 ± 13.4 [165 (150-185)]
Vücut ağırlığı (kg) 74.3 ± 13.2 [75 (46-107)]
BMI (kg/m2) 27.2 ± 4.7 [27.6 (16.9-39.5)]
ASA (n, %)
I
II
III
42
48
10
ĠĢlem süresi
(saniye)
LMA-FT yerleĢtirilme süresi 16.2 ± 6.7 (7-56)
Fiberoptik görüntüleme süresi 17.1 ± 11.9 (5-103)
Toplam entübasyon süresi 19.4 ±12.4 (6-80)
Toplam Süre 131.3 ± 79.5 (50-435)
Havayolu değerlendirmesi
Entübasyon öncesi havayolu değerlendirme testleri ve ölçümleri yapılan hastaların
sonuçları Tablo 2‟dedir. Elde edilen verilere göre beklenen zor entübasyon
ve/veya zor ventilasyon kriterlerine uyan hasta sayısı MS‟ye göre (gözlenen
havayolu sınıflaması 4 olan) 24 hasta veya direk laringoskopi ile elde edilen C-L
skoruna göre (>3 olan hastalar) 16 hasta (12 tanesi 3, 4 tanesi 4 olarak
43
değerlendirilen hasta) olmasına karĢın ölçüm değerleri zor entübasyon ve/veya
ventilasyon olmayacağını öngörecek değerlerde idi (Tablo 3). Brimacombe
sınıflaması ile elde edilen fiberoptik görüntüleme skorlarında “1: kordlar
görünmüyor ama fonksiyonu yeterli, 0: yerleĢtirilme baĢarısız veya fonksiyonu
yetersiz” olan değerlerde hasta sayısı 27 olarak değerlendirildi.
Tablo 2. Havayolu değerlendirilmesinde kullanılan testler ile elde edilen ölçümler
Veriler ortalama±standart sapma veya [Ortanca (minimum-maksimum)] olarak
verilmiĢtir.
Mesafe (cm)
Tiromental Mesafe 8.6 ± 0.9 [8,5 (6,0-11,0)]
Sternomental Mesafe 15.4 ± 1.5 [15,5 (12,5-19,0)]
Ön Kesici DiĢler Arası Mesafe 4.4 ± 0.5 [4,5 (3-5,5)]
Tablo 3. Havayolu değerlendirilmesinde MS, C-L derecelendirmesi ve Fiberoptik
görüntüleme skoru. Veriler ortalama ± standart sapma veya [Ortanca (minimum-
maksimum)] olarak verilmiĢtir.
1 2 3 4
Mallampati Sınıflaması 27 (%27) 30 (%30) 19 (%19) 24 (%24)
Cormack-Lehane Derece 40 (%40) 44 (%44) 12 (%12) 4 (%4)
Fiberoptik Görüntüleme Skoru 27 (%27) 27 (%27) 34 (%34) 12 (%12)
Üst Dudak ısırma testi 65 (%65) 33 (%33) 2 (%2)
Havayolu değerlendirmesi yapılan hastalarda LMA-FT yerleĢtirilmesi ve ardından
FOB ile değerlendirildikten sonra yapılan entübasyonda iĢlemin baĢarılı olduğu
44
93 hastaya karĢılık 7 hastada entübasyon baĢarısız olmuĢtur. BaĢarılı olan
hastalarda ise ilk denemede baĢarılı olan entübasyon sayısı 81, ikince denemede
baĢarılı olan entübasyon sayısı ise 12‟dir. BaĢarılı olan ve baĢarısız olan
entübasyonlara ait ölçülen değerler ve skorlamalar ve bunlar arasındaki farklar
Tablo 4‟de verilmiĢtir. Fiberoptik görüntüleme skoru bakımından
değerlendirildiğinde baĢarılı olanların değerlerinin daha yüksek olduğu bulundu
(p<0.05).
Tablo 4. Havayolunun değerlendirilmesinde kullanılan parametrelerin BaĢarılı ve
BaĢarısız entübasyon gruplarında karĢılaĢtırılması. Veriler ortalama±standart
sapma veya [Ortanca (minimum-maksimum)] olarak verilmiĢtir.
Parametre BaĢarılı (n=93) BaĢarısız (n=7) p
Mallampati Sınıflaması 2.3±1.1
[2.0 (Klas 1- Klas 4)]
2.7±1.113
[3.0 (Klas 1- 4)] 0.42
Tiromental Mesafe
(cm)
8.6 ± 0.9
[9,0 (6,0-11,0)]
8.1 ± 0.9
[8,0 (7,0-10,0)] 0.19
Sternomental Mesafe
(cm)
15.3 ± 1.5
[15,5 (12,5-19,0)]
15.5 ± 1.5
[15,5 (13.0-18,0)] 0.89
Ön Kesici DiĢler Arası
Mesafe (cm)
4.3 ± 0.5
[ 4,5 (3,0-5,5)]
4.4 ± 0.5
[ 4,5 (3,5-5,0)] 0.46
Üst Dudak ısırma testi 1.38 ± 0.5
[1.0 (Klas I - III)]
1.29 ± 0.4
[1.0 (Klas I - II)] 0.69
Cormack-Lehane
Derece
1.7±0.7
[2 (Derece 1- 4)]
2.29±1.1
[2 (Derece 1- 4)] 0.17
Fiberoptik
görüntüleme skoru
2.4 ± 0.9
[2.0 (Skor 1- Skor 4)]
1.14±0.2
[1.0 (Skor 1- Skor 2)] 0.001
VKĠ (kg/m2) 27.2 ± 4.6
[27.5 (18,9-39,5)]
27.17 ± 5.5
[29.2 (16,9-32,8)] 0.71
BaĢarılı entübasyonu, baĢarısız entübasyonla karĢılaĢtırdığımızda; fiberoptik
görüntüleme skorları açısından ilk denemede baĢarılı entübasyon olan, ikinci
denemede baĢarılı entübasyon olan ve baĢarısız entübasyon olan hastalar
45
bakımından istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p=0.0001). Ġlk denemede
baĢarılı entübasyon olan grupta ortalama skor diğer iki gruptan daha yüksek
bulundu (2.54±0.9). C-L skoru ilk denemede baĢarılı entübasyon olan, ikinci
denemede baĢarılı entübasyon olan ve baĢarısız entübasyon olan gruplar
karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı. (p=0. 402) Ancak
baĢarısız entübasyon grubunda ortalama değer daha yüksek bulundu. Mallanpati
ilk denemede baĢarılı entübasyon olan, ikinci denemede baĢarılı entübasyon olan
ve baĢarısız entübasyon olan gruplar karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak
anlamlı fark bulunmadı (p=0.58). Ancak baĢarısız entübasyon grubunda ortalama
değer daha yüksek bulundu.
Fiberoptik görüntüleme skoru ile havayolu değerlendirme ölçümleri ve
skorlamaları korelasyonu yapıldığında fiberoptik görüntüleme skoru ile C-L
derecelendirmesi arasında ters yönlü bir iliĢki vardır (r=-0.122), ancak bu iliĢki
istatistiksel olarak anlamlı değildir (p=0.226). Fiberoptik görüntüleme skoru ile
TMM arasında ters yönlü bir iliĢki vardır (r=-0.080), ancak bu iliĢki istatistiksel
olarak anlamlı değildir (p=0.431). Fiberoptik görüntüleme skoru ile SMM
arasında ters yönlü bir iliĢki vardır (r=-0.119), ancak bu iliĢki istatistiksel olarak
anlamlı değildir (p=0.239) (Tablo 5).
Tablo 6. Fiberoptik görüntüleme skoru ile zor entübasyon testlerinin korelasyonu
Fiberoptik görüntüleme
skoru (r) p
Cormack-Lehane derecelendirmesi -0.122 0.226
Tiromental mesafe (cm) -0,80 0.431
Sternomental Mesafe (cm) -0.119 0.239
46
LMA-FT ile yapılan ebtübasyonlarda iĢlemin toplam süresi ortalama 131.3±79.5
saniye olarak bulundu. BaĢarılı ve baĢarısız entübasyonalara baktığımızda ise
iĢlem için LMA-FT yerleĢtirilme süresi, fiberoptik görüntüleme süresi, toplam
entübasyon süresi ve toplam süre Tablo 7‟de verilmiĢtir. LMA-FT yerleĢtirilme süresi
baĢarılı ve baĢarısız gruplarda karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark
bulunmadı (p=0.1). Fiberoptik görüntüleme süresi baĢarılı ve baĢarısız gruplarda
karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p=0.1). Toplam
entübasyon süresi baĢarılı ve baĢarısız gruplarda karĢılaĢtırıldığında istatistiksel
olarak anlamlı fark bulundu (p=0.0001). BaĢarılı entübasyon grubunda toplam
entübasyon süresi daha kısaydı. Toplam süre baĢarılı ve baĢarısız gruplarda
karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p=0.001). BaĢarılı
entübasyon grubunda toplam süre daha kısaydı.
Tablo 7. Entübasyon sırasında yapılan iĢlemlerde kullanılan sürelerin baĢarılı
entübasyon, baĢarısız entübasyon gruplarında karĢılaĢtırılması. Veriler
ortalama±standart sapma veya [Ortanca (minimum-maksimum)] olarak
verilmiĢtir.
BaĢarılı
(n=93) BaĢarısız (n=7) p
LMA-FT yerleĢtirilme süresi (sn) 16.4±6.9
[15 (7-56)]
13.1±4.6
[12 (8-21)] 0.1
Fiberoptik görüntüleme süresi (sn) 17.1±12.4
[14 (5-103)]
17.4±3.2
[17 (14-23)] 0.1
Toplam entübasyon süresi (sn) 17.7±10.7
[15 (6-80)]
42.4±11.9
[42(27-57)] 0.0001
Toplam Süre (sn) 124.3±73.6
[100 (50-435)]
244.2±78.5
[210 (160-380)] 0.001
LMA-FT yerleĢimi sırasında yerleĢimin tam olmadığının tespit edilmesi ile
optimal yerleĢim ile hastanın ventile edilebilmesini sağlamak için yapılan
Chandy-2 manevrası özellikle 2. denemede baĢarılı olan veya baĢarısız olan
entübasyonlarda daha sık yapılmıĢtır (Tablo 8).
47
Tablo 8. Chandy manevralarının gruplar arası dağılımı (p değeri hesaplanamadı)
Chandy-1 Chandy-2 Toplam
BaĢarılı / Ġlk deneme (n=81) 2 (%100) 0 ( %0) 2
BaĢarılı / ikinci deneme (n=12) 0 (%0) 12 (%100) 12
BaĢarısız (n=7) 0 (%0) 7 (%100) 7
Toplam (n=100) 2 ( %9,5) 19 (%90,5) 21
Ġlk denemede baĢarılı entübasyon olan grupta LMA-FT yerleĢtirilmesi için 2
hastada Chandy-1 manevrası kullanıldı. Ġkinci denemede baĢarılı entübasyon olan
grupta 2. entübasyon denemesi sırasında 12 hastada, baĢarısız entübasyon olan
grupta 2. entübasyon denemesi sırasında 7 hastada Chandy-2 manevrası
kullanıldı. 7 hastadan 2‟ sinde ETT‟nin yönünün değiĢtirilmesi ve aĢağı-yukarı
manevralarıda ugulandı.
LMA-FT aracılığı ile entübe edilen hastalarda baĢarılı olan veya baĢarısız olan
entübasyonlarda iĢlemin kendisine ait veya uygulama sırasında oluĢan
komplikasyonlar ve bunların sıklığı Tablo 9‟da verilmiĢtir. BaĢarısız entübasyon
olan grupta komplikasyon görülme oranı daha yüksektir. Ġlk denemede baĢarılı
olanlar ile ikinci denemede baĢarılı olanlar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir
farklılık yoktur. (p>0.05). BaĢarılı entübasyon yapılanlar baĢarısızlar ile
karĢılaĢtırıldığında ise baĢarısız entübasyon olan hastalarda komplikasyon
görülme oranı daha yüksektir (p=0.021). Tüm hastalarda görülen
komplikasyonların sıklığı sırası ile “yerleĢtirme sırasında travma (kanama)” (26
kez), “disjaji (yutkunma sırasında ağrı, yanma)” (16 kez), “boğaz ağrısı
(yutkunmadan bağımsız)” (9 kez), “LMA-FT takılmasında zorluk” (7 kez),
“laringospazm” (3 kez), “desaturasyon” ( 2 kez) Ģeklindedir.
48
Tablo 9. Komplikasyonların gruplar arası dağılımı
Komplikasyon
Yok Var
BaĢarılı / Ġlk deneme 47 (%58) 34 (%42)
BaĢarılı / Ġkinci deneme 8 (%66,7) 4 (%33,3)
BaĢarısız 1 (%14,3) 6 (%85,7)
Hasta uyandıktan sonra derlenme odasında iĢlem ile ilgili yakınmaları
sorulduğunda 82 hastanın bir yakınması olmadığı görüldü. ĠĢlem baĢarısına göre
değerlendirildiklerinde ise yakınma sıklığı Tablo 10‟da verilmiĢtir. Ġlk denemede
baĢarılı entübasyon olan grupta yakınma oranı n=17 (%21) diğer gruplarla
karĢılaĢtırıldığında daha yüksek bulundu. Ancak diğer gruplarla arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yoktu (p=0.06).
BaĢarılı ve baĢarısız entübasyonlar uygulayıcı tarafından iĢlemin zorluk
derecesine göre değerlendirildiğinde baĢarısız uygulamalarda anlamlı olarak daha
zor olduğu görülmektedir (Tablo 11). Toplam süre ilk denemede baĢarılı
entübasyon olan, ikinci denemede baĢarılı entübasyon olan ve baĢarısız
entübasyon olan gruplar karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark
bulundu (p<0.001). Ġlk denemede baĢarılı entübasyon olan grupta toplam süre
daha kısaydı. ĠĢlemin zorluk derecesi ilk denemede baĢarılı entübasyon olan,
ikinci denemede baĢarılı entübasyon olan ve baĢarısız entübasyon olan gruplar
karĢılaĢtırıldığında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p<0.001). Ġlk
denemede baĢarılı entübasyon olan grupta iĢlemin zorluk derecesi daha az
bulundu.
49
Tablo 10. Gruplar arasında hasta yakınma skoru dağılımı.
Hasta yakınma skoru
Yakınma
yok
Hafif
yakınma
Orta derecede
yakınma
BaĢarılı / Ġlk deneme 64 ( %79) 15 (%18,5) 2 (%2,5)
BaĢarılı / ikinci deneme 12 (%100) 0 (%0) 0 (%0)
BaĢarısız 6 ( %85,7) 1 (%14,3) 0 (%0)
Toplam 82 (%82) 16 (%16) 2 (%2)
Tablo 11. Gruplar arasında toplam iĢlem süresi ve iĢlemin zorluk derecesinin
karĢılaĢtırılması.
BaĢarılı / Ġlk
Deneme (n=81)
BaĢarılı / 2.
Deneme (n=12)
BaĢarısız
(n=7) p
Toplam Süre
(sn) 95 (50-435)* 150 (84-287) 210 (160-380) <0.001
ĠĢlemin zorluk
derecesi 5 (0-40)* 32.5 (20-50) 50 (40-80) <0.001
*: Ġlk denemede baĢarılı olanlar farklılık yaratmaktadır.
ĠĢlem öncesinde, sırasında ve iĢlemden sonraki 10 dakika boyunca hastaların
hemodinamik verileri ġekil 1-2‟de gösterilmiĢtir. OAB ve KH bakımından iĢlem
öncesi, iĢlem sonrası ve takip eden ölçümlerde istatistiksel olarak anlamlı fark
bulunmadı.
50
ġekil 1. Tüm hastalarda zamanla OAB değiĢimi
ġekil 2. Tüm hastalarda zamanla KH değiĢimi
Hastalar baĢarılı ve baĢarısız giriĢim olarak ayrıldığında da iĢlem öncesinde,
sonrasında ve iĢlemden sonraki 10 dakika boyunca hastaların hemodinamik
verileri ġekil 3-4‟de gösterilmiĢtir. Tüm hastalarda iĢlem boyunca sadece bazal
değere göre belirgin bir azalma olduğu gözlenmiĢtir (ġekil 3-4) (p<0.001). Gerek
OAB gerek ise KH ölçüm zamanları arasındaki değiĢim baĢarılı ve baĢarısız
gruplarda birbirine benzer bulundu.
51
ġekil 3. BaĢarılı ve baĢarısız entübasyon gruplarında OAB değerlerinin karĢılaĢtırılması
ġekil 4. BaĢarılı ve BaĢarısız entübasyon gruplarında KH değerlerinin karĢılaĢtırılması.
Tüm hastalar iĢlem süreci boyunca sadece entübasyon anı olarak
değerlendirildiğinde entübasyon sonrasında bazal değere göre belirgin bir artıĢ
olduğu gözlenmiĢtir (Tablo 12) (p<0.001). Diğer ölçüm aralıklarında ve kalp hızı
ölçümlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamamıĢtır. Gerek OAB
52
gerek ise KH ölçüm zamanları arasındaki değiĢim baĢarılı ve baĢarısız gruplarda
birbirine benzer bulundu.
Tablo 12. Hastaların entübasyon anı itibari ile OAB ve KH değiĢimleri. Veriler
ortalama±standart sapma olarak verilmiĢtir.
EÖ ES 1 2 3 4 5 p
O
r
t
a
l
a
m
a
A
r
t
e
r
B
a
s
ı
n
c
ı
Tüm
hastalar 79.4±2.6
87.9±2.9
* 83.9±2.8
79.3±2.
7 73.8±2.4
73.1±2.
3
75.2±2.
3 <0.001
BaĢarılı
Grup 76.9±13.1 83.9±15
79.9±14.
3
75.5±1
3
74.3±12.
4
72.9±1
2
73.5±1
2
0,330 BaĢarısız
Grup 82±15.9
91.8±17.
8 88±17.3
83±16.
5 73.2±8.9
73.2±6.
2 77±7.1
K
a
l
p
h
ı
z
ı
Tüm
hastalar 83.8±3 86.4±3.1 88±2.8
89.1±2.
7 87.4±2.6
86.1±2.
5
85.6±2.
5 0.181
BaĢarılı
Grup 81.4±15.4
85.8±15.
8
88.2±14.
4
88.9±1
3
88.3±13.
4
88.1±1
3
86.5±1
3
0.960
BaĢarısız
Grup 86.2±13.7
87.1±14.
8
87.8±17.
9
89.2±1
3
86.4±15.
9
84.1±1
5
84.7±1
3
EÖ: entübasyon öncesi, ES: entübasyon sonrası.
*: p<0.001; entübasyon sonrası ortalama arter basıncı entübasyon öncesine göre
53
5. TARTIġMA
Bu çalıĢmada havayolu problemi olup olmadığına bakılmaksızın sıralı olarak
çalıĢmaya dahil edilen olgularda LMA-FT aracılığı ile entübasyon uygulanarak
entübasyon baĢarısı değerlendirildi. Bu değerlendirme sırasında entübasyon
öncesinde havayolu değerlendirme ölçümleri ve LMA-FT içinden FOB ile
Brimacombe görüntülenme skoru kaydedildi. ÇalıĢmamızda 100 hastada FT-
LMA ile kör entübasyon yapıldı. Hastaların % 81‟inde ilk denemede, % 12‟sinde
ikince denemede olmak üzere toplam 93 (%93) hastada entübasyon baĢarılı oldu.
7 hastada ise entübasyon baĢarısız oldu. FOB ile değerlendirilen, Brimacombe
skorları ile entübasyon baĢarısı arasında korelasyon olduğu bulundu. Ayrıca
Brimacombe skoru, ilk denemede baĢarılı entübasyon olan grupta, ikinci
denemede baĢarılı entübasyon olan ve baĢarısız entübasyon olan gruplara göre
daha yüksek bulundu.
Havayolu problemi olan olgularda, entübasyonda FOB kolaylaĢtırıcı bir yöntem
olmakla birlikte glottisin lokalizasyonu ve fiberoskop üzerinden trakeal tübün
trakeaya yerleĢtirilebilmesi güç olabilmektedir. Boynu stabilize edilmesi gereken
ve havayolu poblemi olan olgularda LMA-FT uygulaması, orofarinkse yakın
yerleĢiminden dolayı bu güçlüğü yenmede yardımcı olabilmektedir.
Zor entübasyonları önceden tahmin etmek için güvenilir testlere ve havayolunun
dikkatli incelenmesi gerekmektedir. Anestezi öncesi havayolunun
değerlendirilmesinde MS, AA, baĢ/boyun hareketliliği, TMM, SMM, VKĠ,
mandibula protrüzyonu, diĢ yapısı, baĢ ve boynun radyolojik görüntülenmesi, zor
entübasyon hikâyesi gibi kriterler kullanılmıĢtır (22, 24, 30).
Zor entübasyona daha doğru karar verebilmek için tanı testlerinin kombine
kullanılması önerilmektedir. Iohom ve ark. yaptıkları çalıĢmada, MS ile SMM ya
da TMM birlikte kullanıldığında, pozitif öngörü değerinin % 100 olduğunu, aynı
zamanda sensitivitenin çok fazla düĢmediğini bildirmiĢlerdir (94). Shiga ve
54
ark.‟nın derledikleri meta analizde, zor entübasyonun tahmin edilmesinde testlerin
tek baĢlarına kullanılmaları ile zayıf-orta duyarlılık tespit edilirken, kombine
kullanılmaları ile tanı değerleri artmıĢ, en uygun yatak baĢı test MS ve TMM
kombinasyonu olarak bulunmuĢtur (34).
Shetty ve ark. LMA-FT ile kör endotrakeal entübasyonun klinik değerlendirmesi
amacıyla vertebra cerrahisi planlanan ortopedik hastalarda yaptıkları incelemede
hastaların %96‟sında entübasyonu baĢarıyla gerçekleĢtirmiĢler ve bunların ilk
denemede baĢarılı entübasyon oranını % 56 olarak bulmuĢlardır. Ġlk seferde
entübasyon giriĢiminin baĢarısız olduğu hastalar ile MS ve TMM‟ye göre güç
havayolu Ģüphesi olan hastalar arasında iliĢki bulunmamıĢtır (95).
ÇalıĢmamızda baĢarılı ve baĢarısız entübasyon gruplarında SMM, TMM, AA ve
ÜDIT ölçümleri açısından anlamlı fark bulunmadı. Her iki grupta ölçüm değerleri
zor entübasyon ve/veya ventilasyon olmayacağını öngörecek değerlerde idi. Tüm
hastalarda ortalama MS ve C-L skoru 2 olarak bulundu. Her iki grupta ölçüm
değerleri karĢılaĢtırıldığında, baĢarısız entübasyon grubunda daha yüksek
olmasına karĢın gruplar arası anlamlı fark bulunmadı. 100 hastada ÜDIT ortalama
1 olarak bulundu. Her iki grupta ve tüm hastalarda VKĠ sonucunda hastalar fazla
kilolu bulundu. ÇalıĢmamızda baĢarısız entübasyon grubunda diğer gruba göre
erkek hasta sayısı ve yaĢ ortalaması daha yüksek bulundu.
Timmermann ve ark. iki çalıĢmada minumum havayolu tecrübesi olan tıbbi
personel tarafından geleneksel maske ventilasyonu ve direkt laringoskopi ile
ventilasyon ve entübasyonda LMA-FT kullanımını karĢılaĢtırmıĢlardır. Her iki
çalıĢmada da LMA-FT ile ventilasyon ve entübasyonun geleneksel tekniğe göre
daha hızlı ve baĢarılı olduğunu bulmuĢlardır. Bununla birlikte direkt laringoskopi
ile baĢarısız olunan hastalarda LMA-FT ile entübasyon baĢarılı olmuĢtur (85,86).
Komatsu ve ark. 51 hasta üzerinde yaptıkları çalıĢmada LMA-FT yerleĢtirme
süresini ortalama 20 sn olarak bulmuĢ, 51 hastanın 42‟sinde ilk denemede baĢarılı
olmuĢlar (96). Tomatır ve ark. ise ASA I-II 60 eriĢkin hastayı rastgele iki gruba
ayırarak LMA-FT yada standart laringoskopiyle entübasyon uygulamıĢlardır.
55
Entübasyon süresi, giriĢim sayısı ve hemodinamik yanıtı karĢılaĢtırdıkları
çalıĢmada LMA-FT ile entübasyon süresini anlamlı olarak uzun bulmuĢlardır.
Ayrıca LMA-FT ile entübasyonda baĢarılı olunamayan iki olguyu laringoskopi ile
entübe edebilmiĢlerdir. LMA-FT ile kör entübasyon tekniğinin standart
laringoskopi tekniğine göre baĢarı oranının biraz daha düĢük ve entübasyon
giriĢim süresinin en az iki kat uzun olduğu sonucuna varmıĢlardır (97). Zhang ve
arkadaĢları LMA-FT ve laringoskopi ile entübasyona hemodinamik yanıtı
karĢılaĢtırmak amacıyla elektif plastik cerrahi operasyonu planlanan ASA I-II
fizik durumdaki 53 hastada, LMA-FT ile entübasyonu planlanan 28 hastanın
24‟ünde endotrakeal entübasyon ilk denemede baĢarılı iken 3 hastada ikinci
denemede ve 1 hastada 3. denemede baĢarılı olmuĢlar. Bu hastaların üçünde
entübasyon 120 sn‟den uzun sürmüĢ ve çalıĢma dıĢı bırakılmıĢtır. Bu çalıĢmada
LMA-FT ile entübasyon süresi laringoskopi ile entübasyona göre 3 kat daha uzun
bulunmuĢtur (98).
ÇalıĢmamızda LMA-FT yerleĢtirilme süresi ortalama 16 sn, toplam entübasyon
süresi ortalama 131 sn olarak bulundu. Toplam zaman olarak verilen süre içinde
LMA-FT yerleĢtirilmesi ve yerinin doğrulanması, endotrakeal tüpün
yerleĢtirilmesi ve entübasyonun doğrulanması ve LMA-FT‟in yerinden
çıkartılmasıdır. Bu nedenle laringoskopiye göre LMA-FT ile entübasyon süresinin
uzun olması beklenen bir sonuçtur. Önceki çalıĢmalarda olduğu gibi direk
laringoskopi ile entübasyon LMA-FT‟ye göre kısa bulunmuĢ olması makul
görünmekle birlikte, LMA-FT‟nin zor entübasyonlarda daha çok kullanım alanı
bulduğu düĢünüldüğünde, göreceli olarak sürenin kısaldığı da söylenebilir.
ÇalıĢmamızda baĢarılı entübasyon grubunda toplam entübasyon süresi ortalama
124 sn, baĢarısız entübasyon grubunda toplam entübasyon süresi ortalama 244 sn
bulundu. LMA-FT yerleĢtirme süresi ve fiberoptik görüntüleme süresi gerek
baĢarılı gerek ise baĢarısız entübasyonlarda benzerdi. Farklılığın nedeni LMA-FT
ile entübasyon yapılamayan hastalarda direkt laringoskopi ile entübasyon için
kullanılan süreninde, toplam entübasyon süresinin hesaplanmasında kullanılması
olabilir.
56
Brain ve ark. 150 hastada ilk deneyimlerinde, LMA-FT‟yi tüm hastalarda ilk
denemede (% 100) baĢarıyla yerleĢtirilmiĢtir. Bu hastaların 4‟ ünde gerekli küçük
ayarlamalar yapılarak tüm hastalarda yeterli ventilasyon gerçekleĢtirilmiĢtir.
LMA-FT ile kör endotrakeal tüp yerleĢtirmesi 150 hastanın 149‟unda (%99.3)
baĢarılı olmuĢtur.(5)
Asai ve ark. servikal patolojileri olmayan fakat baĢ-boyun nötral pozisyonda iken
laringoskopi (n=20) ve FOB yardımlı LMA-FT aracılığı ile (n=20) uygulanan
endotrakeal entübasyonu karĢılaĢtırdıkları çalıĢmalarında; baĢarı oranlarını LMA-
FOB grubunda (17 olgu), laringoskopi grubuna (9 olgu) göre anlamlı olarak
yüksek bulmuĢlardır (99). Joo ve ark. havayolu poblemi olmayan 90 olgu ile
yaptıkları kontrollü, randomize çalıĢmalarında, LMA-FT ile kör entübasyon,
LMA-FT ile fiberoptik yardımı ile entübasyon ve direkt laringoskopi ile
endotrakeal entübasyon baĢarısını (%97) aynı bulmuĢlardır (100).
Baskett ve ark. genel anestezi gerektiren elektif cerrahi operasyon planlanan ASA
I-II 500 hastayla yedi ayrı merkezde yaptıkları çalıĢmada tüm hastaların
entübasyonlarında LMA-FT kullanmıĢlar ve hastaların %79.8‟ında ilk denemede,
%12.2‟inde ikinci denemede ve %4‟ünde 3. denemede olmak üzere LMA-FT
aracılığı ile entübasyonda ilk 3 denemedeki baĢarı oranını % 96.2 olarak
vermiĢlerdir. Toplam 19 hastayı ise hiç entübe edememiĢlerdir. Entübe
edilemeyen 19 hastanın 17 sinde baĢarısızlık ilk 20 hastada olmuĢtur (4).
ÇalıĢmamızda 100 hastada LMA-FT ile kör entübasyon, hastaların % 81‟inde ilk
denemede, % 12‟sinde ikince denemede olmak üzere toplam 93 (%93) hastada
baĢarılı oldu. 7 hastada entübasyon baĢarısız oldu. Entübe edilemeyen 7 hasta,
entübasyon denenen ilk hastalar değildi. Baskett ve ark. çalıĢmalarında
araĢtırmacılar 2 yıldan fazla deneyimi olan anestezistlerken bizim çalıĢmamızda
LMA-FT ile kör entübasyon yapanlar 4 yıl deneyimi olan anestezistlerdi,
Anestezistin tecrübesinin artması ile kullandığı malzemeyi tanıması, havayolunu
değerlendirmede becerisi de baĢarıyı arttıran faktörler olmaktadır.
57
Joo ve Rose havayolu poblemi olmayan 90 olgu ile yaptıkları kontrollü,
randomize çalıĢmalarında; LMA-FT ile kör entübasyona, LMA-FT ile fiberoptik
yardımı ile entübasyona ve direkt laringoskopi ile endotrakeal entübasyona
hemodinamik yanıtı ve postoperatif morbiditeye etkilerini karĢılaĢtırmayı
amaçlamıĢlardır. Ortalama arter basıncını ise direkt laringoskopi ile entübasyon
grubunda daha fazla bulmuĢlardır. LMA-FT ile daha az hemodinamik yanıt
gözlemlemiĢlerdir. Postoperatif boğaz ağrısı ve ses kısıklığı ise her üç grupta da
eĢit bulunmuĢtur (100). Laringoskopi ve laringoskopi sonrası entübasyon
uygulanan olgularda sempatomimetik yanıtlar görülmekte ve bu yanıtların anlamlı
derecede olduğu bildirilmektedir. Laringoskopi uygulamasında supraglottik
dokulara basınç uygulamasına bağlı olarak plazma katekolamin konsantrasyonu
artar ve buna bağlı olarak da hemodinamik yanıtta artıĢ gözlenmektedir (21).
LMA-FT ile entübasyonda göze çarpan bir avantaj dil kökünü, epiglotu ve
faringeal reseptörleri uyarmamasıdır. Bu nedenle LMA-FT ile endotrakeal
entübasyona düĢük kardiyovasküler yanıt beklenir (101).
Kihara ve ark. 150 hastalık çalıĢmalarında, hastaların yarısı normotansif yarısı
hipertansif olup bunlar da 25‟er kiĢilik üç gruba ayrılmıĢtır. Birinci gruba LMA-
FT ile entübasyon, ikinci gruba “Trachlight lightwand” ile entübasyon, üçüncü
gruba Macintosh laringoskopla entübasyon yapılmıĢ ve entübasyon baĢarısı,
hemodinamik yanıt ve postoperative morbidite yönünden karĢılaĢtırmıĢlardır.
Normotansif hastalarda hemodinamik yanıtta fark bulunmazken, hipertansif
hastalarda entübasyondan iki dakika sonrasına kadar olan ölçümlerde direkt
laringoskopi grubunda anlamlı artıĢ saptanmıĢtır (102). Tomatır ve ark yaptıkları
çalıĢmada LMA-FT ve laringoskopi ile entübasyona hemodinamik yanıtı
karĢılaĢtırdıklarında KH laringoskop grubunda entübasyon sonrası 10 dk boyunca
daha yüksek bulmuĢlar ve LMA-FT uygulamasının zaman alıcı olmasına karĢın
hemodinamik stabilite yönünden üstünlüğü olduğu ve hemodinamik yanıt
istenmeyen hastalar için seçenek olabileceği sonucuna varmıĢlardır (97). Baskett
ve arkadaĢları ASA I-II fizik durumda 500 hastada yaptıkları çalıĢmada
indüksiyon sonrası, hastanın baĢ ve boynu nötral pozisyonda iken uygun boydaki
LMA-FT yerleĢtirilmesi, hastanın entübasyonu ve bunu takiben LMA-FT
çıkartılması sırasındaki hemodinamik verileri kaydetmiĢlerdir. Ortalama KH‟nın
58
ve OAB nın LMA-FT‟ın yerleĢtirilmesini takiben arttıĢını, kör entübasyondan
sonra ise anlamlı artıĢ olduğunu ve çıkartırken anlamlı değiĢiklik olmadığını
gözlemlemiĢlerdir (4).
Zhang ve ark. LMA-FT ve direkt laringoskopi ile orotrakeal entübasyona
hemodinamik yanıtı karĢılaĢtırmayı amaçladıkları çalıĢmalarında LMA-FT ve
laringoskopi ile entübasyonda hemodinamik açıdan iki grup arasında fark
bulmamıĢlardır. Entübasyon sonrası her iki grupta da KH artmıĢ ve bazal
değerlerin üzerine çıkmıĢtır. Laringoskopi ve LMA-FT grubunda entübasyon ve
entübasyon sonrası 1. dakikada KH indüksiyon sonrası değerleri ile
karĢılaĢtırıldığında artmıĢ fakat bu artıĢ sadece LMA-FT grubunda bazal
değerlerinin üzerine çıkmıĢtır. Kan basıncı değerleri ise entübasyon sonrasında
indüksiyon sonrası değerlerinin üzerine çıkmıĢ fakat bazal değerlerini açmamıĢtır.
LMA-FT uygulamasının gerek yerleĢtirilirken, gerekse çıkarılırken perilaringeal
yapılarda manipülasyon sonucu laringoskopi ile manipülasyondan farklı olmayan
uyarılara neden olunduğunu öne sürmüĢlerdir (98).
Bununla beraber entübasyon sonrasında LMA-FT çıkartılması sırasında
entübasyan tüpünün ileri-geri hareketleri güçlü bir sürtünme etkisi yaratarak
hemodinamik cevapta atıĢa neden olmuĢ olabilir (103). LMA-FT ile entübasyonda
laringoskopiye göre daha uzun bir apne periyodu yaĢandığından bu durum da
artmıĢ hemodinamiden sorumlu olabilir (104).
LMA-FT orofaringeal yapıya ve servikal vertebralara büyük basınç yükleyebilir
ve servikal vertebralarda geriye kaymalara bunun sonucunda o bölgede daha fazla
uyarıya neden olarak hemodinamik yanıtı Ģiddetlendirebilir (105). Ayrıca LMA-
FT epiglot kaldırıcı çubuğu periepiglottik yapıları uyarabilir ve nosiseptif
reseptörlerden zengin supralaringeal bölgeye etki ile güçlü hemodinamik yanıta
sebep olabilir (106). Fakat çalıĢmamızda entübasyon sonrası LMA-FT yerinde
tutmayıp çıkarttığımız için bu durumun çok fazla etkili olmayacağını düĢündük.
ÇalıĢmamızda tüm hastalarda OAB ve KH indüksiyon öncesi ve sonrasında 10 dk
boyunca izlendi. Tüm hastalarda OAB bazal değerlerin üstüne çıkmadı, ancak KH
59
3. Dakikadan sonra artmaya baĢladı ve sadece 7. dk da bazal değerlerin üstüne
çıktı. Hastalarda ortalama 3. ve 7. dakikalar arası entübasyon ve LMA-FT‟nin
çıkarılması iĢleminin yapıldığı dönemdir. Bu dönemde yukarıda bahsedildiği gibi
entübasyon ve LMA-FT‟nin çıkartılması sırasında entübasyon tüpünün ileri-geri
hareketleri güçlü bir sürtünme etkisi yaratarak havayolu irritasyonu ile
hemodinamik cevapta atıĢa neden olmuĢ olabilir.
ÇalıĢmamızda ayrıca entübasyon öncesi ve entübasyon sonrası dönemde toplam 7
dakika boyunca OAB ve KH değerleri kaydedildi. ÇalıĢmamızda LMA-FT
yerleĢtirilmesi, kör entübasyon ve LMA-FT çıkarıldıktan sonraki dönem
entübasyon sonrası kabul edildi. Bu dönemde OAB bazal değere göre belirgin bir
artıĢ olduğu gözlendi. Bu dönemde KH‟da da belirgin olmamakla birlikte artıĢ
görüldü. ÇalıĢmamızda Basket ve ark. sonuçlarıyla, benzer sonuçlar bulunmuĢtur.
Kontrol grubu olarak direkt laringoskopi grubu olan çalıĢmalarda LMA-FT ile kör
entübasyona hemodinamik yanıtın daha az olduğunu gösteren çalıĢmalar
çoğunluktadır.
ILMA içinden endotrakeal tüp ilerletilirken dirençle karĢılaĢıldığında kullanılan
manevralar endotrakeal entübasyonu kolaylaĢtırabilir. Bu amaçla tarif edilen
Chandy manevrası LMA-FT ile entübasyon sırasında sık kullanılan bir
manevradır. Bunun dıĢında aĢağı-yukarı manevrası veya endotrakeal tüpün
yönünün değiĢtirilmeside entübasyonu ve LMA-FT yerleĢimini kolaylaĢtıran
manevralardır. Baskett ve ark. LMA-FT ile kör entübasyon yaptıkları çalıĢmada
48 hastada aĢağı-yukarı manevra yapılarak 45 hastada baĢarılı entübasyon, 24
hastada LMA-FT‟nin küçük olduğuna karar vererek bir büyük boy ile değiĢtirerek
19 hastada baĢarılı entübasyon, 19 hastada deneyimlerine dayanarak LMA-FT‟nin
büyük olduğuna karar vererek bir küçük boy ile değiĢtirip 14 hastada baĢarılı
entübasyon gerçekleĢtirmiĢlerdir (4). Bizim çalıĢmamızda Chandy-2 manevrası ilk
denemede baĢarısız olan grupta uygulandığında 19 hastanın 12‟sinde entübasyon
baĢarılı olmuĢtur.
60
LMA-FT ile endotrakeal tüpün kör yerleĢtirilimesinde özofagus entübasyonu
beklenen bir komplikasyondur. Basket ve ark. 500 hastalık çalıĢmalarında LMA-
FT içinden ST ile entübasyon sırasında beĢ hastada özefagus entübasyonu
yapmıĢlar (4). ÇalıĢmamızda ise, ST ile daha sık özefagus entübasyonu görüldü.
100 hastada, entübasyonun baĢarısız olduğu 7 hastadan 5‟inde özafagus
entübasyonu gerçekleĢti. ST‟nin düz ve yumuĢak olması özefagus entübasyonunu
kolaylaĢtırırken deneyimli uygulayıcılar tarafından erken dönemde fark edilmesi
önemlidir.
Kihara ve ark. ASA I ve II kadın hastalar üzerinde LMA-FT ve C-LMA‟yı
karĢılastırmıĢ ve LMA-FT kullanımının ağız ağrısı ve zor yutkunma gibi daha
küçük komplikasyonlarla sonuçlandığını bulmuĢtur (91). Postoperatif dönemde
entübasyona bağlı komplikasyonlar içinde boğaz ağrısı ve ses kısıklığı da yer alır.
Bu komplikasyonlar LMA-FT‟nin güç yerleĢtirilmesine ya da tekrarlayan
entübasyon denemelerine bağlı olabilir (107). ST‟nin kafı düĢük volüm ve yüksek
basınçlıdır. Uzayan entübasyon süresi artan kaf basıncı ile mukozal kanlanmayı
azaltarak postoperatif boğaz ağrısına ve ses kısıklığına neden olabilir. ST‟nin
ucunun eğimle sonlanması ve yumuĢak olması nedeniyle aritenoidlere daha az
sıklık ve Ģiddetle temas eder (108). Bu nedenle bu endotrakeal tüp ile boğaz ağrısı
ve ses kısıklığının Ģiddetinin düĢük olması beklenebilir. Lu ve ark.‟nın (109)
yaptığı bir çalıĢmada kullanılan manevra sayısı ile orantılı olarak postoperatif
boğaz ağrısının da arttığı bildirilmiĢtir. ÇalıĢmamızda baĢarılı entübasyon
grubunda, baĢarısız entübasyon grubu ile karĢılaĢtırıldığında, baĢarısız entübasyon
olan hastalarda komplikasyon görülme oranı daha yüksektir. Bunun uygulanan
manevralara ve ST manüplasyonlarına bağlı olduğunu düĢünmekteyiz. Ancak
bizim uygulanan manevra sayımız çok olmadığı için komplikasyon sıklığı ile
iliĢkisi görülmemektedir. LMA-FT ile entübasyonlar sırasında bizim hasta
grubumuzda en sık yerleĢtirme sırasında travma (kanama vb) ve disjaji (yutkunma
sırasında ağrı ve yanma hissi) komplikasyonları görüldü.
Kapila ve ark. (110) entübasyon öncesi, LMA-FT‟nin pozisyonunu FOB ile
değerlendirdikleri çalıĢmalarında, fiberoptik görüntüleme skoru ile entübasyon
61
kolaylığı arasında korelasyon olduğunu bildirmiĢlerdir. LMA-FT aracılığı ile
entübasyon öncesi FOB ile glottisin direkt görüntülenmesi, tek baĢına LMA-FT
ile kör entübasyona göre uygulamada daha fazla kontrol, güvenlik ve kesinlik
sağlamaktadır (111). ÇalıĢmamızda da benzer Ģekilde fiberoptik görüntüleme
skoruları ile entübasyon baĢarısı arasında korelasyon olduğu bulundu. Fiberoptik
görüntüleme skoru ilk denemede baĢarılı entübasyon olan grupta, ikinci denemede
baĢarılı entübasyon olan ve baĢarısız entübasyon olan gruplara göre daha yüksek
bulundu. Ayrıca fiberoptik görüntüleme skoru ile zor entübasyon testlerinin
korelasyonuna baktığımızda, hastalarda C-L skoru arttıkça daha kötü fiberoptik
görüntüleme skoru elde edildi ve bu hastalarda entübasyon baĢarısı daha düĢük
bulundu. Dolayısı ile fiberoptik bronkoskop kullanmadan LMA-FT aracılığı ile
entübasyon yapılabilme ihtimalinin az olduğu görülmektedir. Özellikle zor
entübasyon öngörülen hastalarda entübasyon baĢarısını arttırmak için LMA-FT ile
birlikte FOB kullanılmasını önermekteyiz.
Sonuç olarak çalıĢmamızda LMA-FT ile kör entübasyonda, fiberoptik
bronkoskop görüntüleme sonucu ile entübasyon baĢarısı iliĢkili bulundu. FOB ile
değerlendirilen görüntüleme skorları ile entübasyon baĢarısı arasında korelasyon
olduğu bulundu. Brimacombe skoru, ilk denemede baĢarılı entübasyon olan
hastalarda, ikinci denemede baĢarılı entübasyon olan ve baĢarısız entübasyon olan
gruplara göre daha yüksek bulundu. LMA-FT aracılığı ile entübasyon öncesi FOB
ile glottisin direkt görüntülenmesi ve LMA-FT yerleĢiminin değerlendirilmesi
entübasyon baĢarısını arttırmaktadır.
62
ÖZET
Zor ya da baĢarısız havayolu yönetimi, anestezi kaynaklı morbidite ve
mortalitenin en büyük nedenidir. Hava yolu yönetimine bağlı problemler klasik
entübasyona alternatif tekniklerin araĢtırılmasına ve geliĢtirilmesine neden
olmuĢtur. LMA-Fastrach™ (LMA-FT) hem tahmin edimeyen, hem öngörülebilen
zor entübasyonlarda ve diğer tekniklerle birlikte baĢarısız entübasyonlarda
kullanılmak üzere tasarlanmıĢtır. Bu çalıĢmada LMA-FT yerleĢtirilmesi ile elde
edilen FOB görüntüsü skorlanarak, FOB yardımı olmadan LMA-FT içinden kör
entübasyon yapılarak; bronkoskop görüntüsüne ait skorlar ile kör entübasyon
baĢarısı arasında bir korelasyon olup olmadığı araĢtırlıldı.
Ġbni Sina Hastanesi Ameliyathanelerinde Nisan 2011-Eylül 2011 tarihleri
arasında, prospektif olarak, elektif cerrahi geçiren ve endotrakeal entübasyon
gerektiren, ASA I-III, 18-80 yaĢ arası 100 hasta çalıĢmaya dahil edildi. ÇalıĢmaya
dahil edilen hastalarda MS, SMM, TMM, AA, UDIT gibi zor entübasyon
kriterleri değerlendiridi. Hastalar operasyon odasına alındığında, preoperatif
standart monitorizasyon uygulandı ve intravenöz ilaçlarla anestezi indüksiyonu
yapıldıktan sonra direkt laringoskopi yapılarak C-L skoru değerlendirildi. LMA-
FT yerleĢtirildi ve FOB ile vokal kordların konumu, deneyimli bir anestezist
tarafından FOB skorlama ile değerlendirildi. Hastalar LMA-FT içinden ST ile kör
entübe edildi. Entübasyondan sonra LMA-FT çıkarıldı. FOB görüntüleme
skorları, LMA-FT yerleĢtirilmesi ve trakeal entübasyonda baĢarı oranları, baĢarılı
ventilasyon ve trakeal entübasyon için gerekli deneme sayıları ve süreleri, iĢlem
ile iliĢkili komplikasyonlar kaydedildi. ÇalıĢmamızda 100 hastada LMA-FT ile
kör entübasyon, hastaların % 81‟inde ilk denemede, % 12‟sinde ikince denemede
olmak üzere toplam 93 (%93) hastada baĢarılı oldu. 7 hastada iki kez deneme
sonucunda entübasyon baĢarısız oldu. Yüksek FOB skorları ile entübasyon
baĢarısı arasında korelasyon olduğu bulundu.
Sonuç olarak çalıĢmamızda LMA-FT ile kör entübasyonda, fiberoptik bronkoskop
görüntüleme sonucu ile entübasyon baĢarısı iliĢkili bulundu.
Anahtar Kelimeler: LMA-FT, fiberoptik bronkoskop, zor entübasyon
63
SUMMARY
Difficult or failed airway management is the leading cause of morbility and mortality
in anaesthesia. Airway management problems has led alternative techniques to classic
entubation. LMA-Fastrach™ (LMA-FT) is a designed for use in both anticipated and
unexpected difficult intubations, and for failed intubations with other techniques. In
this study FOB view that acquired through LMA-FT insertion scored and blind
intubation through LMA–FT was performed. Correlation between scores obtained
from bronchoscope view and success of blind intubation has been researched.
In Ġbni Sina Hospital between April 2011-September 2011 total of 100 patients aged
18-80 years with ASA 1-3 at elective surgery and endotracheal intubation included
into the study. In this study Difficult intubation criterias such as Mallampati scoring
(MP), thyromental distance (TMD), sternomental distance (SMD), upper lip bite test
(ULB) were reviewed. Standard monitoring to patients was performed preoperatively
in the operating room and after induction of anesthesia with intravenous drugs, direct
laryngoscopy was performed in order to Cormack-Lehane score (CLS) is evaluation.
LMA-FT was inserted and view of vocal cords was evaluated by experienced
anesthetist via FOB scoring.Blind intubation through LMA-Fastrach with ST was
performed to patients. LMA-FT was removed after intubation. FOB scores,times for
successful placement of the LMA-FT and tracheal intubation, number of attempts
needed for successful ventilation and tracheal intubation, and complications
associated with procedure were recorded. Blind tracheal intubation through LMA-FT
was attempted on 100 patients in our study. Blind intubation with LMA-FT was
successful at the first attempt in %81 cases, at the second attempt in %12 cases. Blind
tracheal intubation through the LMA-FT was possible in %93 cases within two
attempts. The tracheal intubation of % 7 patients were not successfully within the two
attempts. Correlation between high FOB scores and intubation success were found.
Consequently in blind intubation through LMA-FT, fiberoptic bronchoscope view
result and intubation were found to be associated.
Key words: LMA-FT, fiberoptic bronchoscope score, difficult intubation
64
KAYNAKLAR
1. Practice guidelines for management of difficult airway. An updated report
by the American Society of Anesthesiologists Task Force on management of
the difficult airway. Anesthesiology 2003; 98: 1269-1277.
2. Mort TC. Emergency Tracheal Intubation: Complications associated with
repeated laryngoscopic attempts. Anesth Analg 2004; 99: 607-613.
3. P. A. Baker, B. T. Flanagan et al. Equipment to manage a difficult airway
during anaesthesia, Anaesth Intensive Care 2011; 39: 16-34
4. Baskett PJ., Parr MJ., Nolan JP. The intubating laryngeal mask. Results of a
multicentre trial with experience of 500 cases. Anaesthesia 1998; 53: 1174-9
5. Brain AI., Verghese C., Addy EV., Kapila A., Brimacombe J. The
intubating laryngeal mask. II: A preliminary clinical report of a new means
of intubating the trachea. Br J Anaesth 1997; 79: 704-9.
6. Hester C. E., Dietrich S. A., White S. W., Secrest J. A., et al. A comparison
of preoperative airway assessment techniques: the modified Mallampati and
the upper lip bite test. AANA J. 2007 Jun; 75: 177-82.
7. Rosenblatt W.H. Airway Management. Clinical Anesthesia (Ed. Barash
P.G.) 2001 4 th ed. Philadelphia: 595-638.
8. Gal T. J. Airway management. Miller‟s Anesthesia (Ed. R.D.Miller) 2005;
Vol: 2. 6 th ed. New York: 1617-53.
9. Miller CG. Management of the Difficult Intubation in Closed Malpractice
Claims. ASA Newsletter 2000; 64: 13-16.
10. Peterson GN., Domino KB., Caplan RA., et al. Management of the difficult
airway: a closed claims analysis. Anesthesiology 2005; 103: 33-9.
11. Henderson J. J., Popat M. T., Latto I. P. and Pearce A. C. Difficult Airway
Society guidelines for management of the unanticipated difficult intubation.
Anaesthesia. 2004; 59: 675-94.
12. Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği (TARD), Anestezi Uygulama
Kılavuzları, Zor Hava Yolu, Kasım 2005.
13. Pearce A. Evaluation of the airway and preparation for difficulty. Best
Practice and Research Clinical Anaesthesiology 2005; 19: 559-579.
65
14. Langeron O., Masso E., Huraux C., Guggiari M., et al. Prediction of
Difficult Mask Ventilation. Anesthesiology 2000; 92: 1229–36.
15. Pinar E., Calli C., Oncel S., Selek B., et al. Preoperative clinical prediction
of difficult laryngeal exposure in suspension laryngoscopy. Eur Arch
Otorhinolaryngol 2009: 699–703.
16. Verghese C. And Brimacombe JR. Survey of LMA usage in 11910 patients:
safety and efficacy for conventional and unconventional usage. Anesthesia
and Analgesia 1996; 82: 129-133.
17. Tüzüner F. Anestezi, Yoğun Bakım ve Ağrı. 1.baskı. Ankara: Nobel Tıp
Kitabevleri 2010: 142.
18. Khan Z. H. Kashfi A., Ebrahimkhani E. A comparison of the upper lip bite
test(a simple new technique) with modified Mallampati classification in
predicting difficulty in endotrakeal intubation: a prospective blinded study.
Anesth Analg. 2003; 96: 595-599.
19. Ramadhani S. A. L., Mohamed L. A., Rocke D. A., Gouws E. Sternomental
distance as the sole predictor of difficult laryngoscopy in obstetric
anaesthesia. British Journal of Anaesthesia 1996; 77: 312-316.
20. Tse J. C., Rimm E. B., Hussain A. Predicting difficult endotracheal
intubation in surgical patients scheduled for general anesthesia: A
prospective blind study. Anesth Analg 1995; 81: 254-258.
21. Kayhan Z. Klinik Anestezi. 3. Baskı. Ġstanbul: Logos Yayıncılık, 2004:
243-73.
22. Samsoon G.L.T., Young J.R.B. Difficult tracheal intubation: a retrospective
study. Anaesthesia 1987; 42: 487-90.
23. Bhat R., Mishra S.K., Badhe A.S. Comparison of upper lip bite test and
modified Mallampati classification in predicting difficult intubation. The
Internet Journal Of Anesthesiology 2007 vol. 13; 1.
24. Mallampati S. R., Gatt S. P., Gugino L. D., Desai S. P., et al. A clinical sign
to predict difficult tracheal intubation: a prospective study. Can Anaesth Soc
J 1985; 32: 429-434.
25. Benumof J. L. Management of the difficult adult airway. With special
emphasis on awake tracheal intubation. Anesthesiology 1991; 75: 1087-110.
26. Cormack RS., Lehane J. Difficult tracheal intubation in obstetrics.
Anaesthesia 1984; 39: 1105-1111.
66
27. Wilson M. E. Predicting difficult intubation. British Journal of Anaesthesia
1988; 61: 211-216.
28. Oates J. D. L., Macleod A. D., Oates P. D., Pearsall F. J., et al. Comparison
of two methods for predicting difficult intubation. British Journal of
Anaesthesia 1991; 66: 305-309.
29. Patil V. U., Stehling L. C., Zaunder H. L. Fiberoptic Endoscopy in
Anaesthesia. Chicago: Year Book Medical Publishers, 1983.
30. Savva D. Prediction of difficult tracheal intubation. British Journal of
Anaesthesia 1994; 73: 149-153
31. Kayhan Z. Entübasyon güçlüğü, tanımı, nedenleri, sınıflandırılması,
önceden belirlenmesi. Anestezi Dergisi 1998; 6: 91-6.
32. Tham J., Gıldersleve CD., Sanders LD., Mapleson WW., Vaughan RS.
Effects of posture, phonation and observer on Mallampati classification. Brit
J Anaesth 1992; 68: 32-8.
33. Lewis M, Keramati, Benumof JL, Berry CC. What is the best way to
determine oropharyngeal classification and mandibular space lenght to
predict difficult laryngoscopy. Anesthesiology 1994; 81: 69-74.
34. Shiga T., Wajima Z., Inoue T., Sakamoto A., Predicting difficult intubation
in apparently normal patients. A Meta-analysis of bedside screening test
performance. Anesthesiology 2005; 103: 429-437.
35. AĢık i., Göktuğ A., Çanakçı N. Farklı entübasyon değerlendirme testlerinin
zor entübasyon ile iliĢkisi. Anestezi dergisi 2000;8: 188-192.
36. Kararmaz A., Turhanoğlu S., Kaya S.,Özyılmaz M.A. Zor entübasyonun
tahmin edilmesinde karĢılaĢtırma. TARD Dergisi 2003; 31: 303-308.
37. Chartes P. What future is there for predicting difficult intubation? Brit J
Anaesth 1996; 77: 309-311.
38. TARD Yönetim Kurulu. Zor Havayolu. Anestezi uygulama klavuzları.
2005: Kasım; 1-9
39. Fiberoptic techniques: Best Practice & Research Clinical Anaesthesiology
Vol. 19, No. 4, pp. 611–621, 2005
40. Ovassapian A., Tuncbilek M.,Weitzel EK & Joshi CW. Airway
management in adult patients with deep neck infections: a case series and
review of the literature. Anesthesia and Analgesia 2005; 100: 585–589.
67
41. Ovassapian A. The flexible bronchoscope. A tool for anesthesiologists.
Clinics in Chest Medicine 2001; 22: 281–299.
42. Machata AM., Gonano C., Holzer A et al. Awake nasotracheal fiberoptic
intubation: patient comfort, intubating conditions, and hemodynamic
stability during conscious sedation with remifentanil. Anesthesia and
Analgesia 2003; 97: 904–908.
43. Puchner W., Egger P., Puhringer F et al. Evaluation of remifentanil as single
drug for awake fiberoptic intubation. Acta Anaesthesiologica Scandinavica
2002; 46: 350–354.
44. Stackhouse RA., Marks JD & Bainton CR. Performing fiberoptic
endotracheal intubation: clinical aspects. International Anesthesiology
Clinics 1994; 32: 57–73.
45. Lipp M., Mihaljevic V., Jakob H et al. Fiberoptic intubation in the prone
position. Anesthesia in a thoracoabdominal knife stab wound. Anaesthesist
1993; 42: 305–308.
46. Ovassapian A, Yelich SJ, Dykes MH & Brunner EE. Blood pressure and
heart rate changes during awake fiberoptic nasotracheal intubation.
Anesthesia and Analgesia 1983; 62: 951–954.
47. Mihai R., Blair E., Kay H., Cook TM. A quantitative review and meta-
analysis of performance of non-standard laryngoscopes and rigid fibreoptic
intubation aids. Anaesthesia 2008; 63: 745-760.
48. Walls RM. Cricothyroidotomy. Emerg Clin North Am 1988; 6: 725-36.
49. Davis L, Cook-Sather SD, Schreiner MS. Lighted stylet tracheal intubation:
A Review Anesth Analg 2000; 90: 745-56.
50. Toye FJ., Weinstein JD., Clinical experience with percutaneous
tracheostomy and cricothyroidotomy in 100 patients. J Treauma 1986; 44:
663.
51. Brain AlJ: Intavent larinks maskesi (çev. ġirin Parkan) ikinci baskı, Türe
Medikal Ltd, Ġstanbul. 1993; 1-53.
52. Wilkins CJ., Cramp PG., Staples J., Stevens WC. Comparison of the
anesthetic requirement for tolerence of laryngeal mask airway and
endotracheal tube. Anesth Analg 1992; 75: 794-7.
53. Benumof JL. Laryngeal mask airway and the ASA difficult airway
algorithm. Anesthesiology 1996; 84: 686-99.
68
54. Deakin CD., Nolan JP. European Resuscitation Council guidelines for
resuscitation. Resuscitation. 2010.
55. Brimacombe J, Berry A. The Laryngeal Mask Airwa.y-anatomical and
physiological implications. Acta Anaesthesiol Scand. 1996; 40: 201-9.
56. Pennant JH., White PF. The Laryngeal Mask Airway, Its uses in
Anesthesiology. Anesthesiology. 1993; 79(1): 144-163.
57. Changchien CF., Chen HS., Hsieh SW., et al. Topical lidocaine improves
conditions for laryngeal mask airway insertion. Can J Anaesth. 2010; 12:
9281-9.
58. Leong WM., Ong EL. Laryngeal mask airway can be inserted with inhaled
desflurane induction. J Anesth. 2005; 19(2): 112-7.
59. Suzuki KS., Oohata M., Mori N., et al. Multiple-deep-breath inhalation
induction with 5% sevoflurane and 67% nitrous oxide: comparison with
intravenous injection of propofol. J Anesth. 2002; 16(2): 97-101.
60. Morgan GE., Mikhail MS., Murray MJ., Larson JP. Anesthesic Equipment
and Monitors; Airway Management. Ġn: Clinical Anesthesiology, 4th Ed.
New york: Lange Medical Books / McGraw-Hill Medical Publishing
Division 2010; 17-117.
61. Matta BF., Marsh DS., Nevin M. Laryngeal mask airway: a more succesful
method of insertion. J Clin Anesth 1995; 7: 132-5.
62. Brimacombe JR., Berry AM. Mallampati grade and laryngeal mask
placement. Anesth Analg 1996; 82: 1112-3.
63. Asai T., Morris S. The laryngeal mask airway: its features, effects and role.
Can J Anaesth 1994; 41: 930-60.
64. Jaffe RA., Brock-Utne JG. A modification of the Yodfat laryngeal mask
airway insertion technique. J Clin Anesth 2002; 14: 462-3.
65. Barker P., Langton JA., Murphy PJ., Rowbotham DJ. Regurgitation of
gastric contentsduring general anaesthesia using the laryngeal mask airway.
Br J Anaesth 1992; 69: 314-5.
66. McCrory CR., McShane AJ. Gastroesophageal reflux during spontaneous
respiration with the laryngeal mask airway. Can J Anaesth 1999; 46: 268-70
67. Haardt V., Lenfant F., Cailliod R., Freysz M. Tracheal intubation through
the intubating laryngeal mask airway training on manikin: comparison of
69
single use and reusable devices from the same manufacturer (French). Ann
Fr Anesth Reanim 2008; 27: 297-301.
68. Teoh WH., Lim Y. Comparison of the single use and reusable intubating
laryngeal mask airway. Anaesthesia 2007; 62: 381-4.
69. Wakeling HG., Butler PJ., Baxter PJ. The laryngeal mask airway: a
comparison between two insertion techniques. Anesth Analg 1997; 85: 687-
90.
70. Brimacombe J., Berry A. Insertion of the laryngeal mask airway–
aprospective study of four techniques. Anaesth Intensive Care 1993; 21: 89-
92.
71. Ferson DZ., Rosenblatt WH., Johansen MJ., Osborn I., Ovassapian A. Use
of the intubating LMA-FastrachTM in 254 patients with difficult-to-manage
airways. Anesthesiology 2001; 95: 1175-81.
72. Aoyama K., Takenaka I., Sata T., Shigematsu A. Cricoid pressure impedes
positioning and ventilation through the laryngeal mask airway. Can J
Anaesth 1996; 43: 1035-40.
73. Harry RM., Nolan JP. The use of cricoid pressure with the intubating
laryngeal mask. Anaesthesia 1999; 54: 656-9.
74. Instructions For Use Euromedical ILM (Intubating Laryngeal Mask) 100%
Silicone Wire-Reinforced Endotracheal Tube and Endotracheal Tube
Stabilizer. Euromedical Industries, Kedah, Malaysia.
75. Kanazi GE., El-Khatib M., Nasr VG., et al. A comparison of a silicone wire-
reinforced tube with the Parker and polyvinyl chloride tubes for tracheal
intubation through an intubating laryngeal mask airway in patients with
normal airways undergoing general anesthesia. Anesth Analg 2008; 107:
994-7.
76. Korula G., Ramamani M., Raviraj R., Bhaskar S. Intubating laryngeal mask
airway-Fastrach: an alternative to the stabilizing rod. Anesth Analg 2007;
105: 1518.
77. Kihara S., Watanabe S., Taguchi N., Suga A, Brimacombe JR. Tracheal
intubation with the Macintosh laryngoscope versus intubating laryngeal
mask airway in adults with normal airways. Anaesth Intensive Care 2000;
28: 281-6.
70
78. Chan PL., Lee TW., Lam KK., Chan WS. Intubation through intubating
laryngeal mask with and without a lightwand: a randomized comparison.
Anaesth Intensive Care 2001; 29: 255-9.
79. Fan KH., Hung OR., Agro F. A comparative study of tracheal intubation
using an intubating laryngeal mask (Fastrach) alone or together with a
lightwand (Trachlight). J Clin Anesth 2000; 12: 581-5.
80. Degler SM., Dowling RD., Sucherman DR., Leighton BL. Awake intubation
using an intubating laryngeal mask airway in a parturient with spina bifida.
Int J Obstet Anesth 2005; 14: 77-8.
81. Wong JK., Tongier WK., Armbruster SC., White PF. Use of the intubating
laryngeal mask airway to facilitate awake orotracheal intubation in patients
with cervical spine disorders. J Clin Anesth 1999; 11: 346-8.
82. Combes X., Le Roux B., Suen P., et al. Unanticipated difficult airway in
anesthetized patients: prospective validation of a management algorithm.
Anesthesiology 2004; 100: 1146-50.
83. Biswas BK., Agarwal B., Bhattacharyya P., Badhani UK., Bhattarai B.
Intubating laryngeal mask for airway management in lateral decubitus state:
comparative study of right and left lateral positions. Br J Anaesth 2005; 95:
715-8.
84. Choyce A., Avidan MS., Shariff A., Del Aguila M., Radcliffe JJ., Chan T. A
comparison of the intubating and standard laryngeal mask airways for
airway management by inexperienced personnel. Anaesthesia 2001; 56:
357-60.
85. Timmermann A., Russo SG., Crozier TA., et al. Novices ventilate and
intubate quicker and safer via intubating laryngeal mask than by
conventional bag-mask ventilation and laryngoscopy. Anesthesiology 2007;
107: 570-6.
86. Timmermann A., Russo SG., Crozier TA., et al. Laryngoscopic versus
intubating LMA guided tracheal intubation by novice users–a manikin
study. Resuscitation 2007; 73: 412-6.
87. Liao CK., Lin HJ., Chen KT. An easy method to administer drugs into the
trachea via the intubating laryngeal mask airway. Am J Emerg Med 2008;
26: 370-1.
71
88. Pandit JJ., MacLachlan K., Dravid RM., Popat MT. Comparison of times to
achieve tracheal intubation with three techniques using the laryngeal or
intubating laryngeal mask airway. Anaesthesia 2002; 57: 128-32.
89. Dimitriou V., Voyagis GS. The intubating laryngeal mask airway (ILMA):
disadvantage of being a blind technique. Eur J Anaesthesiol 1999; 16: 418-
9.
90. Branthwaite MA. An unexpected complication of the intubating laryngeal
mask. Anaesthesia 1999; 54: 166-7.
91. Kihara S., Yaguchi Y., Brimacombe J., Watanabe S., Taguchi N. Routine
use of the intubating laryngeal mask airway results in increased upper
airway morbidity. Can J Anesth 2001; 48: 604-8.
92. Asai T. Dental damage caused by the intubating laryngeal mask airway.
Anesth Analg 2006; 103: 785.
93. Smith CE., Dejoy SJ. New equipment and techniques for airway
management in trauma. Curr Opin Anaesthesiol 2001; 14: 197-209.
94. Iohom G., Ronayne M., Cunningham A. J. Prediction of difficult tracheal
intubation. Eur. J. of Anaesthesiology 2003; 20: 31–36.
95. Shetty A., Shroff P. Clinical Appraisal of Intubating Laryngeal Mask
Airway (ILMA) for blind endotracheal intubation in the patients undergoing
Spine or Orthopaedic Surgery under General Anaesthesia. The Internet
Journal of Anesthesiology ISSN: 1092-406
96. Komatsu R., Nagata O., Kamata K. At all,Comparison of the intubating
larngeal mask airway and larngeal tube placement during manual in-line
stabilisation of the neck. Anaesthesia 2005. 60, 113-117.
97. Tomatır E., Serin S., Gürses E. Entübasyon amaçlı laringeal maske
(Fastrach) ile standart laringoskopinin karĢılaĢtırılması. Anestezi Dergisi
2000; 8(1): 37-40
98. Zhang G., Xue F., Sun H. Comparative study of hemodynamic responses to
orotracheal intubation with intubating laryngeal mask airway. Chinese
Medical Journal. Zhongguo Yi Xue Ke Xue Yuan Xue Bao. 2006 Jun;
28(3): 406-9.
99. Asai T., Murao K., Tsutsumi T., Shingu K. Ease of tracheal intubation
through the intubating laryngeal mask during manual in-line head and neck
stabilization. Anaesthesia 2000; 55: 82-85.
72
100. Joo HS., Rose DK. The intubating laryngeal mask airway with and without
fiberoptikguidance. Anesth Analg 1999; 88: 662-6.
101. Choyce A., Avidan MS., Harvey A., Patel C et al. The cardiovascular
response to insertion of the intubating laryngeal mask airway. Anaesthesia
2002; 57: 330-3.
102. Kihara S., Brimakombe J., Yaguchi Y. Hemodynamic responses among
three tracheal intubation devices in normotensive and hypertensive patients.
Anesth Analg 2003; 96: 890-5.
103. Shimoda O., Yoshitake A., Abe E, Koga T. Reflex responses to insertion of
the intubating laryngeal mask airway, intubating and removal of the ILMA.
Anaesth Intensive Care 2002; 30: 766-70.
104. Singh S., Smith JE. Cardiovascular changes after the three stages of
nasotracheal intubation. Br J Anaesth 2003;91:667-71.
105. Keller C., Brimacombe J. Keller K. Pressures exerted against the cervical
vertebrae by the standard and intubating laryngeal mask airway. Anesth
Analg 1999; 89: 1296-1300.
106. Hamaya Y., Dohi S. Differences in cardiovascular response to airway
stimulation at different sites and blockade of the responses by lidocaine.
Anesthesiology 2000; 93: 95-103.
107. Coponas G. Intubating laryngeal mask airway. Anaesth Intensive Care
2002; 30: 551-569.
108. Murashima K, Fukutome T., Brimacombe J. A comparison of two silicone-
reinforced tracheal tubes with different bevels for use with the intubating
laryngeal mask. Anaesthesia 1999; 54: 1198-1200.
109. Lu PP., Yang CH., Ho ACY. The intubating LMA: a comparison of
insertion techniques with conventional tracheal tubes. Can J Anaesth 2000;
47: 849-853.
110. Kapila A., Addy EV., Verghese C., Brain AIJ. The intubating laryngeal
mask airway: an initial assessment of performance. Br J Anaesth 1997; 79:
710-713.
111. Kannan S., Norman C., Greg M. Intubating LMA guided awake fibreoptic
intubation in severe maxillo-facial injury. Can J Anesth 2000; 47: 989-991.