Televizyon sözcüğü, Yunanca “uzak” anlamındaki tele ve Latince “gör” anlamındaki visio sözcüklerinden 20. yüzyıl başlarında türetilmiş ve uzaktan görmek anlamına gelir.

Sonradan Türk Dil Kurumu tarafından televizyon sözcüğüne karşılık olarak göreç sözcüğü türetilmiştir.

İcat edildiğinde ‘insanların televizyonu sevmesi kısa sürecek, hergün bir kutuya bakmak onları bıktıracak’ denilse de insanoğlu yıllardır göz kırpmadan bu kutuya bakıyor.

21. yüzyılın vazgeçilmez aletlerinden biri olan televizyonun tarihi 86 yıl önce, İskoç mucit John Logie Baird’in keşfiyle başladı. 21. yüzyılda insanları saatlerce karşısında oturtabilen televizyonun babasıydı.

1888’de İskoçya’nın mucitleriyle ünlü Helensburgh kentinde, sağlığı pek de iyi olmayan ama bundan hiç yakınmayan, sessiz sakin, akıl topu bir çocuk doğar.

Bu çocuğun yaşadığı ev o kadar büyüktür ki, çevre sakinleri bu eve “Kulübe” adını verirler.

Bu dev kulübe, 1900’lerin başlarında son derece ilginç telefon santral-lerine, yanan kablolara, patlayan tüplere, erken dönem süpermen ham-lelerine sahne olur.

John o kadar sakin bir çocuktur ki, evde garip bir yaratığın yaşadığı kesin-lik kazanır.

Fakat işin güzel yanı John yaptığı icatları boşa harcamaz ve geri tepenleri yeni icatlarında kullanır.

Örneğin telefon santralinde kullandığı kabloları, daha sonra eve elektrik döşemek için değerlendirir.

Arka bahçeye kurulmuş olan ve petrolle çalışan jeneratörden sağlanan elektrikle, Baird ailesinin evi şehrin elektrikle aydınlatılan ilk evi olur.

Parası olmadığı için ilk televizyonunu bir lavabo ve bir çay tenekesiyle yapan Baird, bir sonraki denemesinde projeksiyon lambasını bisküvi kutusuyla kaplayıp basit bir düzenek geliştirdi ve düzeneğe kullanılmış lenslerle devrelerden tarama diskler ekledi.

Baird’in icat ettiği bu düzenek, tahta çubuklar arasına nakış iğneleri ve bal-mumuyla tutturulan bir cihaz olarak Tv’nin dedesi kabul edildi.

Çalışmalarını bundan sonra da sürdüren mucit, 1925’de hayal ettiği gibi, “Stok ey Bill” adını verdiği ilk ilkel televizyonda görüntü transmisyonunu da gerçekleştirmeyi başardı. Logie Baird icadının parlak bulundu ama pek ciddiye alınmadı. İlk yayın BBC’den Baird ’in ilk ilkel TV’yi icat ettiği dönemde 1929’da sınırlı bir kitleye ulaşan ilk deneme yayınıyla başladı. Baird televizyondan sonra infrared ışınlar üzerinde de çalışmalar yaptı.

1940’larda renkli televizyon çalışmaları hız kazandı. 1950’lerde ABD’de ilk renkli televizyon satışa çıktı, ancak renkli tele-vizyon ABD’de 1960’larda geniş kitlelerce kullanılmaya başlandı.

Günümüzde ise özel üretimler hariç tüplü televizyon üretimi pek yapılmıyor.

Tüplü televizyon yerini daha az elektrik harcayan, daha net görüntü özel-likleri taşıyan gelişmiş LCD ve Plazma televizyonlara bıraktı.

Türkiyede ev hanelerinde genel duruma baktığımızda yüzde 84’ü hala tüplü televizyon kullanıyor. Geri kalanında ise Flat Tv grubuna giren Lcd, Led ve Plazma Tv’ler bulunuyor.

Türkiye de yılda ortalama 700.000 kişi evleniyor ve yeni evlenenler tele-vizyon alırken flat tv grubundan seçim yapıyor.

Bu da flat tv’lerde teknolojinin gelişimini, fiyatlarını, satış politikalarını, dağıtım, teknik destek ve müşteri hizmetlerinde olumlu yönde değişime sebep oluyor.

Bu yüzde 84’lük grubun da yine flat tv’lere geçiş yapacağını bekleniyor.

Türkiyede satılan her 100 televizyondan 79’u Lcd televizyon.

Durum sadece Türkiye de böyle değil. Dünya genelindede satışlar Lcd Tv’lerden yana.

Gelişmiş ülkelerde oran yüzde 80’leri geçerken, az gelişmiş ülkelerde Lcd satış oranı yüzde 30’lara kadar iniyor.

Bunun nedeni ise Lcd Tv üretim maliyetinin yüzde 80’ini oluşturan Lcd panel üretiminin tek bölgeden (Çin, Güney Kore, Japonya) yapılması.

Lcd panelin bu 3 ülke dışında kayda değer bir üretimi yapılmıyor.

Lcd televizyon piyasasasını, yeniliklerini, geleceğini bu üç ülke belirliyor.

Tüplü Tv’ler yerini yeni teknolojileri bırakırken eski tv’ler çöpe gidiyor.

buda tüm dünya üzerinde elektronik çöpler oluşmasını sağlıyor.

Araştırmaya göre 2010 yılında Türkiye’de 56 bin ton tüplü tv ve mönitör çöpe gitmiş.

Kayıtlara göre; likit kristal dünyada ilk olarak Avusturyalı bir botanist olan Fredresich Rheinizer tarafından 1888 yılında keşfedildi.

İnsanlığın, bu keşfin teknoloji için ne denli yeni ufuklar açabileceğinden habersiz olması nedeni, uzun yıllar sürümceme de kalmasına rağmen teknolojinin diğer uzuvlarına nispetle oldukça ağır gelişim göstermiştir.

Likit kristal, çok basit olarak; sabun köpüğü gibi ne tam katı ne de tam sıvı halde bulunan, kendine özgü bir yapı olarak tarif edilebilir.

Keşfinden yaklaşık 80 yıl sonra, 1960’lı yılların ortalarına doğru, bilim adamları, elektriksel bir yük uygulaması altında, likit kristalin içerisinden geçirilmekte olan ışığın özelliklerini değişime uğrattığını gösterince, birden bu özel solüsyonun yıldızı parlayıverdi.

1960’lı yılların sonlarına gelindiğinde, artık likit kristal teknoloji ile görüntü oluşturma denemelerinin ilk prototipleri ile insanlık tanışmıştı.

Ancak; bu ürünler, likit kristalin elektrikler kontrolündeki henüz mevcut bilinmezler nedeni ile sabit ve kesin sonuçlar vermiyordu.

Bilinmezlere uzun süreli tahammül gücü bulunmayan insanoğlu, bu engeli İngiliz araştırmacı Richard Williams’ın çalışmaları sonucunda kısa sürede aştı.

70’li yıllara gelindiğinde formülü yerine oturan Lcd’lere görüntü aktarma işlemi birçok firmanın ilgisini çekti ve yapılan inovasyon çalışmaları so-nucunda bugün kullandığımız şeklini aldı.

Lcd’lerin gelişiminde en büyük rolü ileride üretim süreçlerini de anlatacağımız Japon markası Sharp rol alıyor.

1973’te ilk Lcd’yi hesap makinelerinde daha sonra fotoğraf makinelerinde, kameralarda gördüğümüz panellerde, özel sekreterliklerde kullandı.

LCD’yi meydana getirebilmek için başlıca birkaç faktör bulunur;

* Işık polarize olabilmelidir. * Likit kristaller polarize ışığı iletebilmeli ve değiştirebilmelidir. * Likit kristallerin yapısı elektrik akımıyla değişime uğrayabilmelidir. * Elektriği iletici saydam yapıya sahip olmalıdır.

LCD’ler Nasıl Çalışır

- LCD’nin çalışması, ışığın polaritesi kavramına dayanır.- LCD ekranlarda özel olarak üretilmiş bir sıvı bulunur.- Bu sıvı kristal, 2 adet polarize cam tabaka arasında yer alır.- Kristaller ekrana bir ızgara şeklinde yerleştirilmiştir.

Görüntü, sıvı kristallerin ışığı geçirme özelliklerinin elektrik ile kontrol edilmesi ile elde edilir.

LCD Bileşenleri

Tipik bir LCD üç ana bileşenden oluşur. - Arka Aydınlatmalar – Çeviriciler - LCD Panel

LCD Çözünürlüğü

Tüm LCD’lerin kendilerine özgün bir çözünürlüğü vardır. - En net görüntü bu çözünürlükte sağlanır.

Çözünürlük: uzunluk biriminde birbirinden ayırdedilebilen nokta sayısıdır, piksellerle ölçülür. LCD’lerde 1 pikselin genişliği, yani sıklığı 0.24 mm ile 0.26 mm arasındadır.

Lcd Büyüklük Ölçüleri

LCD’lerle görülebilir alan tam olarak panel büyüklüğü kadardır

LCD’de ekran büyüklüğü panelin köşeden köşeye ölçülmesi ile bulunur.

LCD Parlaklığı

LCD arka aydınlatmasının şiddeti, monitörün parlaklığını belirlerOrtalama LCD’ler yaklaşık 300 nits’dir

Bir görüntünün kontrastı, görüntünün en parlak alanı ile en karanlık arasındaki farktır.

Parlaklık değeri ve siyah ölçüm değerleriyle belirtilen kontrast oranı beyaz ve siyah renkler arasındaki gri tonların ne kadar rahat görülebildiğini gösterir.

LCD Tepki Süresi

Panel üzerindeki tüm alt piksellerin tam siyah renkten tam beyaz renge ve bu noktadan tekrar geriye dönmesi için gecen zaman miktarıdır

Piksel açılıp kapanması için geçen süre olarak ifade edilebilir

LCD Görüş Açıları

Ekrana direkt karşıdan değil de biraz yan taraftan baktığınızda de görüntünün ve renklerin bozulmadan görülebilmesi gerekir

LCD Piksel Hataları

1280*1024 bir LCD’de 3,9 milyon alt piksel (dot) bulunurHer alt piksel 1 transistör tarafından yönetilmektedirYani LCD’de 3,9 milyon transistör bulunmaktadırBunlardan herhangi biri arızalandığında piksel hatası oluşur

ISO standartlarına göre belirli sayıdaki tam ve alt piksel hataları nor-mal kabul edilir

LCD’lerde kırılma/çatlama benzeri hasarlar onarılamaz

Lcd televizyon üretiminde maliyetin %80’lik kısmını Lcd Panellerin oluşturduğunu söylemiştik.

Yani aldığımız Lcd televizyonlarda paranın sadece %20’si televizyona logosunu basan firmaya gidiyor.

Bu çerçevede dünyanın en büyüğü olan Sharp’ın Lcd tarihine bir göz atalım.

Sharp 1915 yılında Tokuuji Hayakawa tarafından mekanik kurşun kalem üretmek amacıyla kurulmuş. Kaderin cilvesine bakın ki 1923 yılı büyük depremiyle fabrika ve yatırımlar yerle bir olmuştur.

İkinci Dünya Savaşından sonra tekrar seri üretimlere başlayan Sharp 1963’te ilk güneş hücrelerini, 1973’te de LCD’nin ilk adımı olan kristal sıvıyı Hesap Makinelerinde kullandı.

Üretimini güneş enerjisi ve panellere yoğunlaştıran şirket 1987 ilk ince ekranı 1991 yılında ise duvara monte edilebilen ilk kristal ekranı ürettiler.

2000’li yıllara gelindiğinde cep telefonunda kullanılmak üzere ilk mobil kamerayı ürettiler.

Ve 2004 yılında dünyanın en gelişmiş çevre dostu fabrikasını Japonyada açtılar. Kameyama bölgesine kurulan fabrika dünyanın en büyük çatı güneş panellerine sahip.

Kameyama fabrikası bir fabrikadan ziyade gerçek bir sanat eseri. Dünyanın en iyi bilim adamlarını bir araya toplayan bu fabrika dünyanın ilk LCD fabrikası ve Ar-Ge merkezi.

Sharp’ın bu bölgede üretim yapması diğer sıvı kristal fabrikalarını bölgeye toplamış ve burası “Kristal Vadisi” olarak anılmaya başlamış.

Üretim metotlarıyla Toyota modelini dünyaya kazandıran Japonya Kameyama fabrikası ile ekonomik verimlilik ve çevre korumayı ön planda tutan bir iş modeli oluşturmuş.

Kameyama fabrikası 330.000m2 alana sahip, 7 stadyum, 8 beyzbol sahası büyüklüğünde…

Çatı panelleri sayesinde 26.400 Kw elektrik üreten fabrika kendi elektriğini bu sayede sağlıyor.

Fabrika 3 aylık süreç içinde 48.300 ton saf ve geri dönüşümlü su kullanıyor.

Dünyanın En Büyük Süper İletken Manyetik Enerji Depolama Sistemine sahip fabrika

ayda 150.000 panel üretimi yaparak lcd panel üretimine liderlik ediyor..

Lcd Televizyonlarda ise liderlik Samsung firmasında.

Kurulduğu 1939’lu yıllarda sebze, meyve ve balık ihracatı yapan Samsung. 1970’li yılların sonuna doğru tekstil ve inşaat endüstrisiyle daha yakından ilgilendi, bunun yanında tüketicilerine renkli TV’ler de sunuyordu. Son-raki 10 yılında uçak yapımına odaklanan Samsung, o yıllarda dünyanın en küçük video kaydedicilerini üretiyordu. Bugün ise Sony, LG gibi dev markalarla rekabet içinde olan Samsung, milyar dolarlık satış rakamıyla dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden biri. İsmini Kore dilinden alan Samsung’un kelime anlamı ise “üç yıldız” de-mek.

Güney Kore menşeeli firma ürettiği televizyonları pazar durumuna göre bölgelere ayırmış. Esas üretimini yine Güney Kore’de yapan firma Avrupa, Amerika, İtalya, Rusya da açtığı fabrikalarla üretim gerçekleştiriyor.

Samsung’un 2008 yılında Rusya’nın Batısında Kaluga şehrinde açtığı Lcd Televizyon Fabrikası’nda üretimin nasıl gerçekleştiğine bir göz atalım.

Lcd Paneller, bileşenler, plastik kaplama için gerekli malzameler Güney Kore’den ana fabrikadan geliyor.

Ana fabrika hariç bütün fabrikalarında montaj ve dış görünümle ilgili üretimler yapılıyor. Yani bu fabrikalar montaj işlerini yapıyor.

Bu makina da televizyonun arka kapağı ve ön çerçevesini yapılıyor.

Bütün bu üretim aşamasında çalışanlar sadece işi yapan makinaları izlerler.

Bütün üretim otomatiktir.

Bazen çalıştıkları da oluyor.

Aksayan makinanın düzeltilmesine bakıyorlar.

Lcd televizyonun arka kapak kalıbı.

Kalıptan çıkan arka kapak ve ön çerçeve üretim bandına gidiyor.

Kalıptan çıkan çerçeve robot tarafından bant üzerine koyulur ve bir sonraki aşamaya geçer.

Banttan gelen çerçeve çalışan tarafından logo basılması için başka makineye konulur.

Burada pembe puf tarafından Samsung logosu basılır ve kontrol aşamasına geçilir.

Panel hatalarının kontrolü yapılır.

Çizilme, gaz kabarcığı, iplik leke gibi kusurları olan paneller geri gönderilir.

Lcd panellerin monte edilmesi ile Lcd Televizyonun üretimi biter.

Güney Kore’den paneller üzerine elektrik aksâmı monte edilmiş olarak gelir.

Bundan sonraki aşama depolama, paketleme ve dağıtım aşamasıdır.

Fabrikanın deposu.

Fabrika olduğu gibi depoda da bütün yük robotların sırtına binmiş durumda.

Bu robotlar iki mavi arasındaki beyaz çizgiden yolunu buluyor ve fabrika-da ayın robotu yarışması için var güçleriyle çalışıyorlar.

Belirtmek te yarar var Sharp yakın zamanda insansız bir televizyon fabrikası için çalışmalarına başladı.

Dünyada bir çok Lcd fabrikası bulunuyor.

Bunlar dünyanın dev teknoloji şirketleri.

Japonya Sharp’ın ve Panasonic’in fabrikası.

Kore’de Samsung ve Lg fabrikaları dünyanın en büyükleri.

Diğer Lcd panel fabrikaları ise

Tayvan menşeili AUO Ptronics, Chai Mei Kore de LG-Philips ve Samsung Sony Joint Venture’ları Çin’de BOE, Chunghwa Picture Tubes, SVA-NEC fabrikaları.

2010 Yılında Türkiye 1,5 milyon adet lcd televizyon satıldı.

Bu satışların yarısı gördüğünüz gibi teknoloji marketlerde yapıldı.

Bunun en büyük nedeni ise Samsung, Lg, Sony gibi dev şirketlerin Tür-kiye de bayilerinin fazla tutulmaması ve bunların fazla müşteri çeke-memesi.

Vestel, Arçelik, Regal, Beko gibi markalarında Türk markası imajı ile kendi bayi kanallarında satış yapması.

Bilgisayar pazara çıkınca “ileri teknolojiye dayalı halka dönük ürünlerin satıldığı” mağazalar açılmaya başlandı. Bunlara “tekno” market denildi.

Önce Vatan ve Bimeks açıldı. Onları Teknosa izledi. Teknosa zincirleşmeyi ve yaygınlaşmayı başlatarak sektörün oluşmasına liderlik etti.

Türkiye’de bu marketlerin pazarladıkları ürün çeşidinin yıllık pazarı 17-18 milyar TL.

Türkiye’de 500’e yakın teknoloji market mevcut.

Genellikle alışveriş merkezlerinde toplanmış bu marketler televizyon satışlarına liderlik ediyor.

Bu marketlerde satılan televizyonların yarısını Teknosa gerçekleştiriyor.

Satılan her 10 televizyon dan 5 tanesini Teknosa gerçekleştiriyor.

Türkiye’de tekno market pazarı cazip bir pazar.

Nüfus 70 milyon, yarısı genç ve teknolojiye meraklı.

Türkiye, çevre ülkelere açılmak isteyenler için en uygun lojistik ülke.

Tekno market zinciri Alman Saturn, İstiklal Caddesi üzerindeki Demirören AVM’de 9 bin metrekarelik bir yer açtı. Saturn bu büyüklükle Türkiye’deki en büyük tekno market mağazası. Pazarın lideri Teknosa’nın en büyük mağazası 6 bin metrekareyle Ceva-hir AVM’de.

Türkiye yabancı teknomerket için cazip bir pazar. Dünyanın en büyük marketleri Türkiye’de ardı ardına mağazalar açıyor.

Best-Buy geçenlerde Türkiye’den çekilme kararı aldı. İzmir, Bursa ve An-kara mağazalarını kapatacak.

Marketler yaptıkları açılışlarla müşretinin ilgisini çekiyor. Açılışta yapacakları kampanyalarla müşterilerini sabah erken saatlerde market önünde uzun kuyruklar oluşturmasını sağlıyor.

Bu açılışlarda fiyatlar aşırı cazip fiyatlarla hem büyük bir reklam kampanyasına hemde müşteriyi markete çekme fırsatı yakalıyorlar.

Açılışların büyüklüğü göstermesi açısından bir anekdot; Saturn mağazası açılışında 500 tane güvenlik görevlisi görev yaptı.

Tüketicilerin Lcd televizyon alırken önemsediği özellikler ise yüzde 94,9 fiyat, yüzde 94,8 garanti süresi ve yüzde 92,6’yla marka.

Diğer aranan özellikler ise sırasıyla, enerji tüketimi, HD özelliği, dış görünüş, bağlantı çeşitliliği ve ağırlık-boyut.

Satın alınmayı etkileyen faktörlere bakıldığında ise yüzde 52 ile arkadaş tavsiyesi açık ara birinci.

İkinci sırada yüzde 38,2’yle fiyat odaklı kampanyalar, üçüncü sırada yüzde 28’le teknoloji mağazasındaki marka satış temsil-cileri geliyor.

Tv reklamlarıyüzde 26,4’le dördüncü olurken gazete ve dergilerle verilen insert’ler ise yüzde 13’le beşinci sırada.

Dünyada Lcd televizyon pazarının geliri 76 Milyar dolar.

Yani 116 Kat Trilyon.

Türkiyede geçen 2010 yılında 1,5 milyon adet Lcd televizyon satıldı.

Lcd televizyon pazarında 200’e yakın yerel ve ulusal marka ve 2000’den fazla bileşen ve tedarikçi firma bulunuyor.

76 milyar dolarlık bu sektörün gelirlerinde ise en büyük pay Güney Koreli Samsung şirketine ait.

Onu yine Koreli şirket LG takip ediyor.

Bu iki şirketi 4 Japon şirketi Sony, Toshiba, Sharp ve Panasonic takip edi-yor.

Diğer şirketlerden Alman markası Telefunken, Amerika firması Vizio ve Türk markası Vestel dışında 20’ye yakın Çin markasını görüyoruz.

Satışlarda bölgesel farklılıklar da görülüyor. Amerikada Vizio’nun liderliği görülürken, Avrupa’da Telefunken ve Vestel’in satışlarının daha yüksek olduğu görülüyor.

Lcd televizyon üretiminde Japon markaları önde olsada kalite ve lcd panel üretimlerinin Güney Kore’de olması nedeniyle bu ülke televizyon pazarının birincisi.

Türkiye Lcd televizyon satışlarında liderlik Vestel’de. Rusyaya açtığı fabrika ile Avrupa’da liderliğe oynayan Vestel yılda 1 miyon adet lcd televizyon üretmeyi planlıyor.

Türkiyede birçok lcd televizyon üreticisi var ama pazara baktığımızda, aradığımızda bulamayacağımız firmalar.

Vestel Türkiye pazarının %41’lik dilimini oluşturuyor. En yakın rakibi Samsung ise %31 ile ikinci sırada.

Bu arada lcd televizyon üretiyoruz ama lcd panel üretimini sadece Vestel yapıyor. 2010 yılında sadece 10.000 adet lcd panel üretimi yaptı.

İnsanların sevdikleri marka ile sahip oldukları marka arasında bazı farklılıklar görülüyor.

Brandlove, insanlar arasındaki duygusal ilişkilerden yola çıkarak tüketici-marka ilişkisini tanımlayan bir model.

İlişkinin gücünü ölçümlemenin yanı sıra tüketici-marka arasındaki bağın içeriğini tanımlıyor ve Marka Yöneticilerine gerek mevcut gerekse potan-siyel müşterileri ile mükemmel bir ilişki yaşamaları için hangi yönlerini geliştirmeleri gerektiği konusunda yol gösteriyor.

3 büyük şehirde 500 kişi ile yapılan araştırmaya göre Türk insanı en fazla LG televizyonlarını seviyor.

Şirketler reklamın sosyal medya ayağında facebook aplikasyonları ile kendilerini tanıtıyor.

Samsung, Lg, Sony, Vestel facebookta yaptığı uygulamalar ile ön plana çıkanlar.

Twitter’da ise dünya çapında Sony şirketi rakiplerine göre daha aktif.

Türkiyede ise Samsung ve Lg Türkiye firmaları tarafından twitter üzerin-den reklam, satış, kampanya haberlerini duyuruyorlar.

Televizyon markaları müşterilerine ürünlerinin özelliklerini daha iyi şekilde anlatmak için sanal alemde de ayrı bir yarış sürdürüyor.

Sitelerinde ürünlerinin karşılaştırmalarını, özelliklerinin neler olduğunu, kullanım, teknik servis, fiyat özelliklerini daha iyi anlatmak için etkili internet yayını yapıyorlar.

Samsung’un Samsung evi, Sony Market sitesi, Vestel’in “Tv’li Geçmiş Za-man” siteleri bunlardan bir kaçı.

Reklam dünyasında ise durum yine lider firmaların elinde.

Yaptıkları reklamları genelde basılı olarak gazete ve dergil-erde, orjinal müzik ve tv reklamları ile yapıyorlar.

Lcd televizyon reklamlarını futbol ve sinema görünüm ka-litesini, yeni geliştirdikleri Hd, Bluray ve 3 Boyutlu görüntü kalitelerini sunmak için yapıyorlar.

Son dönemlerde büyük reklam kampanyalarını Futbol üzerinden oluşturan markalar, Dünya Kupası, Avrupa Kupası gibi organizasyonlarda gözle görülür büyük bir satış gerçekleştiriyorlar.

Yapılan reklamlardan en önemlisi Sony Bravia’nın ren-garenk toplarla yaptığı, stopmotion tekniği ile çekilmiş güzel reklamları.

like.no.other mottosuyla “bir eşi daha yok, eşsiz, benzer-siz” anlamına gelen tanıtım kampanyası çok beğenildi ve 3 devam reklamı daha çekildi.

Basılı reklamlardan da örnek verelim. Lg’nin ekranın dışına çık kampanyası. Parklarda kurduğu standlarla çocuklara 3 Boyutlu görüntünün nasıl olduğunu anlatmaya çalışmış.

Bir diğeri de Sky firmasının “karıncaları en net gösteren tv” kampanyası.

84 yıl önce başlayan beyazcamın serüveni tüplü tv, lcd tv derken daha ekonomik, görünümü şık, fiyatı ucuz kaliteli televizyonlara doğru gidiyor.

Bu teknoloji üzerinde yapılan inovasyon çalışmaları takip edile-meyecek kadar hızlı.

20 yıllık bir tarihi olan Lcd televizyonların gelişim sürecini, pazar duru-muna, reklam ve rekabet stratejilerine göz attıktan sonra Lcd’ye rakip olan ve olacak televizyon teknolojilerine bir göz atalım.

Lcd Tv’nin en büyük rakibi hiç kuşkusuz Plasma televizyon.

Lcd ve Plasma tv arasındaki fark ilk önce ikisi de ayrı teknikle bize görüntüyü iletiyor.

Aslında bu teknoloji görünümde sadece incelik ve kalınlık olarak görül-sede esas farklılık görüntüyü aktarım şekillerinde.

Plasma Tv barındırdığı küçük tüplerin içerisindeki gazın ışıması yolu ile bize görüntüyü iletir. Fakat Lcd Tv likid kristal yani sıvı benzeri bir yapı ile bize görüntüyü iletiyor.

İki cam levha arasına yerleştirilmiş ufak ampülden oluşan bir cihaz olarak düşünülebilir.

Bu ampüller plasma gazı tarafından uyarılmakta ve farklı renklerin oluşması sağlanmaktadır.

Plasma tv’lerin diğer monitörlerden ne farkı vardır? Plasma Tv için avantaj olarak nitelendirilebilecek olan özellikler şunlardır:

Plasma Tv’ler çok incedirler, bu nedenle geleneksel tüplü televizyonların ya da monitörlerin kullanılamayacağı yerlere takılabilirler.

Renk üretimleri mükemmeldir. Renk kontrastı iyidir, ancak mükemmel değildir. Büyük ekran olarak üretilmektedir. Genellikle aynı boydaki Lcd ekran benzerlerinden daha ucuzdurlardır.

Lcd ve Plasma televizyon arasındaki farklarda şöyle;

Lcd tv’ler çözünürlük, güç tüketimi ve ısı yayımı bakımından daha iyidir.

Plasma tv’ler ise renk yelpazesi, izleme açısı, yüksek kontrastı Lcd tv’ye göre daha iyidir.

Led Tv’ler ise Plasma tv’ler kadar pazarda smz sahibi.

LEd Tv’ler yeni bir tv ürünü değildir.

Led tv’ler arkadan aydınlatmalı bir Lcd tv’dir.

Diğer teknolojilerden farklı olarak Led tv’ler kendine özgü bir ışık kaynağı vardır.

Hd ve Bluray görüntüler en iyi bu televizyonlardan elde ediliyor.

Diğer bir teknoloji ise Oled Tv’ler.

Oled çok sayıda organik ince film tabakaları ve 2 yarı ilet-ken bir araya gelerek oluşturulan bir yapıya verilen isimdir.

Bu yapının üzerinden elektrik akımı geçtiğinde ise parlak bir ışıma yapmaktadır.

Kısaca farkı organik film tabakaları kullanılması ve diğer tv teknolojilerinde olduğu gibi beyaz bir arka plana sahip olmaması.

bu teknolojinin avantajları ise şu şekilde sıralanabilir.

Heyecan verici ekranlarDüşük enerji tüketimiyüksek parlaklıkve hafiflik.

transparan tv teknolojinin çıkış kaynağını bu Oled Tv’ler oluşturuyor.

Diğer teknolojilere göre daha çok sayıda farklı alanda kullanılan Oled teknolojisi bir çok alanda önümüze çıkıyor.

Oled teknolojisin günlük hayatımızda da geniş bir bir kullanım alanı olacağı sinyallerini vermeye başladı. örenğin Oled’den yapılmış bir el-bise istediğiniz renge ayarlayıp kullanabileceksiniz. Bir başka örnek de resimdeki bayanın dolaptan yoğurt aldığı modellenmiş. Yoğurdu alınca üzerine baktığında, eğer ürünün son kullanma tarihi geçmiş ise, Üstteki Oled ekranda ürünün kullanma süresinin geçtiğini belirten bir yazı ile karşılaştığı görülmekte. Gelecekte kendi buzdolaplarımızda da buna benzer ürünler görmemiz mümkün.

İleriki yıllarda günümüzde kullandığımız ampüllerin yerini alcağı da ön görülüyor.

Diğer bir teknoloji ise Amoled Tv’ler.

Bu tv’lerde her piksel kendine has bir elektrik bağlantısına sahiptir ve bu sayede ışıldıyor.

Bu teknolojide arka aydınlatmaya gerek yok. Bu da muazzam bir elek-trik tasarrufu sağlıyor.

Arka aydınlatmanın olmaması sayesinde milimetrik bir kalınlık sağlıyor.

İlk siyah beyaz televizyonlarla tanıştık. Sonra renklileri çıktı. Şimdi ise o zaman hayal edemeyeceğimiz televizyonları konuşuyoruz.Çünkü televizyonların en az üç haftada bir yeni modeli çıkıyor. Bir de üstüne, 5 bin TL’ye aldığımız televizyon bir sonraki sene 1000 TL’ye düşüyor. Sürekli hareket halinde olan bu gelişmelere ayak uydurmak mümkün değil. Sanmayın ki teknolojisi en gelişmiş bir televizyonu aldığınızda yenisi çıkmayacak. Daha düne kadar var olan plazma TV furyası şimdilerde LCD’ye ve LED televizyona dönüştü. İhtiyaç için değil de, zevk için televizyon değiştirme modası, böyle giderse pek de bitecek gibi gözükmüyor. Çünkü bir seneye kalmaz elektronik eşya piyasasına ‘Akıllı TV’ler girecek. Bu sefer daha geçtiğimiz yıl aldığınız hatta çoğu özelliğini kullanmayı öğrenemediğiniz LED TV’ler eskiler arasına girecek. ‘İyi de şimdi biz ne yapalım?’ demeyin. Çünkü bir tane alıp 15 yıl kullanmak sizin iradenize bakıyor. Yapmanız gereken, sadece televizyonu tam olarak ne için istediğinizi bilmelisiniz. Eğer sadece akşam evime geldiğimde dizimi izleyeyim, haberlere bakayım diyorsanız ya da niyetiniz evinizin eksik kalan dekorasyonunu tamam-lamaksa gidip yüksek teknolojilerde televizyon almanıza gerek yok. Kısacası, teknoloji o kadar hızla gelişiyor ki biz bile yetişemiyoruz. Öyleyse, sürekli gelişen televizyon teknolojisine aldanıp her yıl tele-vizyonunuzu değiştirmeye kalkmayın. Yoksa zarar edersiniz, çünkü bu teknoloji her geçen gün başka özelliklerle karşımıza çıkacak. Büt-çenizi sarsmadan bu ihtiyacı en iyi karşılayacak TV’leri bulabilirsiniz. Yok, eğer çok param var; televizyonum her ihtiyacımı görsün, sinema izleyeyim, bilgisayardan veri aktarayım diyorsanız o zaman akıllı tercih yapmak için iyi düşünün.

Dinlediğiniz için teşekkür ederiz.

Teknolojiye ilişkin yaptığımız bir video ile sunumu sonlandırıyoruz.