ıı®!!l İpŞİrlİ moltke, helmuth von · hoca hasan adlı bir komşusu günlük ih tiyacı olan...

2
Molla Zeyrek'in ve sert da göz önüne ders medresedeki Hocazade'yi getirdi. Dost ve seyrini sordukla- ise Molla Zeyrek, Hocazade'nin tev- hid konusunda hak yoldan onu bu hususta ikna etmek için na Molla Hüsrev'in bile ken- disini elinden (Mecdl, I, I44). eserinde yer alan ve ondan naklen daha sonraki biyografi kay- da zikredilen bu cereyan o döneme ait her- hangi bir kaynakta bilgi bulunmaz. Bun- dan hadisenin dair kesin bir sonuca da buradan Molla Zeyrek ile Molla Hüsrev-Hocazade ekipleri ciddi bir rekabetin ol- ve Molla Zeyrek grubunun tasfiye Nitekim Molla Zey- rek görevinden Bursa'ya dönüp oraya Bir süre geçimini makta zorluk çekti. mahallede Hoca Hasan bir günlük ih- olan 20 akçeyi boyunca ver- meyi taahhüt etti. Kaynaklarda, bir müddet sonra Molla Zeyrek'i olmaktan üzüntü duyup kendisine bir medrese vermek üzere onu davet ancak Molla Zeyrek'in, "Hoca Hasan olsun, benim odur" diyerek daveti kabul belirtilir (a.g.e., I, Ömrünün geri kalan talebe ve kitap mütalaa etmekle ge- çiren Molla Zeyrek'in bugüne her- hangi bir eserine rastlanmamakla birlik- te notlar ve ilirole ilgili bir risa- lesini görüp yazar (a.g.e., I, a.y.). Molla Zeyrek'in ll. Bayezid yeniden itibar ömrünün son- günlük 100 akçe ile Bursa rivayet edilir (M ecd!, I 45 ). Vefat tarihi ke- sin bilgi yoktur. kaynaklarda ölüm (1474) olarak verilir (Sicili-i Osma- nr , IV, 04). Ancak onun ll. Bayezid dev- rinde de hayatta dair bilgiler Süheyl Ünver vefat tarihini 903 (1497-98) diye gösterir. Bursa'da mevkiine ancak bugün bilinmektedir. Sü- heyl Ünver, kitap hare- ketle ilmiye intisap Rük- neddin ve Abdurrahman Hüseyni iki bahsetmektediL Rükneddin Efendi Bursa Sultaniye Medresesi mü- derrisi (Ünver, Il ; 78-79). : Tarih, s. 203; s. 123-125; Mecdl, Tercümesi, I, 143-145; Hoca Sadeddin, tanbul 1280, II , 466-468; All Mustafa Efendi, Künhü 'I·AI;bar ll: Sultan Dev· ri: 1451·1481 (haz. M. Hüdai Ankara 2003, s. 189; Sicill-i Osman i, IV, 1 04; Müellifleri, I, 319-320; Ta· ri hi, II , 151, 654; Süheyl Ünver, m ve Sanat Fatih Devri 1 (haz. Kara, Risaleleri içinde), 1995, II, 75-81. MEHMET L MOLTKE, Helmuth von (1800-1891) Bir süre hizmetinde bulunan asker ve devlet _j 26 Ekim 1800'de Parchim'de (Meclen- burg-Schwerin) Danimarkah bir genera- lin ve bir annenin olarak dünyaya geldi. Askeri Danimar- ka'da ve 1819'da subay olarak me- zun oldu. 1822'de Prusya hizmetine girdi. 1835-1839 rüt- besiyle Türkiye'de bulundu ve kendisini ileride de etkileyecek olan gerçek ilgili ilk ciddi tecrübelerini burada edindi. kurmayolarak süratle yük- selme buldu ve 1848'de Magde- burg'daki Dördüncü Ordu'nun kurmay getirildi. 1855'te veliaht Prens (lll.) Friedrich'in yaveri, 1858'de ge- nelkurmay oldu. Danimarka ile ( 864) Prens Friedrich Karl yönetilmekte olan ordu- nun kur m ay getirildi. 1866'- da Avusturya'ya, 1870-1871 'de Fransa'ya verilen genelkurmay üstün hizmet gördü. Daha sonraki döneminde Prusya ordusunu ve yönlendiren en üst derecedeki merci ola- rak askeri anlamda takip eden teknik bir büro haline getirdi. 1888'de bu vazifesinden ve Yurt Komisyonu olarak hizmete devam etti. 1867'deh iti- baren parlamentonun muhafazakar ka- yer 24 Nisan 1891'de Ber- lin'de öldü. Alman iki önemli isim olan Moltke ile Prens Bis- marck münasebet oldukça so- 1866 ve 1870 seferleri daha sonra devam etti. Moltke 1875'te, Rusya ve Fransa iki cepheli bir için Fransa'ya MOLTKE, Helmuth von önleyici bir taraftar oldu . Bismarck ise müttefiksiz ustaca Rus- kendi çekmeye böy- lece Moltke'nin destek verme- di. Moltke bu gibi ve larda sadece askeri hareket boyunca siyasi hedefler ve emellerden uzak Moltke'nin askeri derin bir ta - rih bilgisiyle desteklenir. N apoiyon olmak üzere Avrupa'daki bütün muharebeleri inceleyerek kendi strateji- sini Savunmayla ilgili problem- leri çözmek Moltke'nin askeri stratejisinin önemli bir eder. yönlerden hareket eden kuv- vetlerin ve sa- elde edilen öncelikle kumandanlara kendi inisiyatiflerini kul- lanma gibi husus- lar, Alman sonuç- lanacak büyük stra- tejileri Genç bir ola- rak Nizip ( Kon - ya'da bulunan ordusuyla olarak kuwetlerinin kar- belki de inisiyatif kul- lanma ve vurma ilkelerinin mesine yapan ilk önemli deneyim- leri Moltke, can nokta- yakalayarak becerisinin kurmay önüne geçebilecek de- recede önemli Türkiye'deki du- rumla ilgili izlenimlerinde, iyi gör- olmakla beraber en isabetli askeri tedbiri bilen subaylar hak- gözlemlerinde dile getirir. Döne- min pek çok askerinde gibi ka- lemini da bilen Moltke bu pek çok eser Uzun boyunca büyük bir ve itibar günü müna- sebetiyle düzenlenen kut larnalara bizzat Helmuth von Mol tke 267

Upload: others

Post on 06-Jun-2020

8 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ıı®!!l İPŞİRLİ MOLTKE, Helmuth von · Hoca Hasan adlı bir komşusu günlük ih tiyacı olan 20 akçeyi hayatı boyunca ver meyi taahhüt etti. Kaynaklarda, padişa hın bir

Molla Zeyrek'in mağrur ve sert tavrını da göz önüne alıp ders verdiği medresedeki müderrisliğe Hocazade'yi getirdi. Dost ve arkadaşları tartışmanın seyrini sordukla­rında ise Molla Zeyrek, Hocazade'nin tev­hid konusunda hak yoldan çıktığını, onu bu hususta ikna etmek için "başına başı­na vurduğunu", Molla Hüsrev'in bile ken­disini elinden alamadığını söylemiştir (Mecdl, I, I44).

Taşköprizade'nin eserinde yer alan ve ondan naklen daha sonraki biyografi kay­naklarında da zikredilen bu tartışmanın cereyan tarzı hakkında o döneme ait her­hangi bir kaynakta bilgi bulunmaz. Bun­dan dolayı hadisenin doğruluğuna dair kesin bir sonuca varılamasa da buradan Molla Zeyrek ile Molla Hüsrev-Hocazade ekipleri arasında ciddi bir rekabetin ol­duğu ve Molla Zeyrek grubunun tasfiye edildiği anlaşılabilir. Nitekim Molla Zey­rek görevinden alımnca Bursa'ya dönüp oraya yerleşti. Bir süre geçimini sağla­makta zorluk çekti. Oturduğu mahallede Hoca Hasan adlı bir komşusu günlük ih­tiyacı olan 20 akçeyi hayatı boyunca ver­meyi taahhüt etti. Kaynaklarda, padişa­hın bir müddet sonra Molla Zeyrek'i kır­mış olmaktan üzüntü duyup kendisine bir medrese vermek üzere onu davet ettiği, ancak Molla Zeyrek'in, "Hoca Hasan sağ olsun, benim padişahım odur" diyerek daveti kabul etmediği belirtilir (a.g.e., I, ı45) . Ömrünün geri kalan kısmını talebe yetiştirmek ve kitap mütalaa etmekle ge­çiren Molla Zeyrek'in bugüne ulaşan her­hangi bir eserine rastlanmamakla birlik­te Taşköprizade, bazı kitapların kenarına notlar koyduğunu ve ilirole ilgili bir risa­lesini görüp ineelediğini yazar (a.g.e., I, a.y.).

Molla Zeyrek'in ll. Bayezid zamanında yeniden itibar kazandığı, ömrünün son­larına doğru günlük 100 akçe ile Bursa müftülüğüne gönderildiği rivayet edilir (M ecd!, ı. I 45 ). Vefat tarihi hakkında ke­sin bilgi yoktur. Bazı kaynaklarda ölüm yılı879 (1474) olarak verilir (Sicili-i Osma­nr, IV, ı 04). Ancak onun l l. Bayezid dev­rinde de hayatta olduğuna dair bilgiler vardır. Süheyl Ünver vefat tarihini 903 (1497-98) diye gösterir. Bursa'da Pınar­başı mevkiine defnedildiği, ancak bugün mezarının kayıp olduğu bilinmektedir. Sü­heyl Ünver, bazı kitap kayıtlarından hare­ketle ilmiye mesleğine intisap etmiş Rük­neddin ve Abdurrahman Hüseyni adlı iki oğlundan bahsetmektediL Rükneddin Efendi Bursa Sultaniye Medresesi mü­derrisi olmuştur ( Ünver, Il ; 78-79).

BİBLİYOGRAFYA :

Aşıkpaşazade, Tarih, s. 203; Taşköprizade, eş· Şel):a'i/r., s. 123-125; Mecdl, Şekaik Tercümesi, I, 143-145; Hoca Sadeddin, Tfıcü't-tevfırih, İs· tanbul 1280, II , 466-468; All Mustafa Efendi, Künhü 'I·AI;bar ll: Fatif:ı Sultan Mef:ımed Dev· ri: 1451·1481 (haz. M. Hüdai Şentü rk). Ankara 2003, s . 189; Sicill-i Osman i, IV, 1 04; Osmanlı Müellifleri, I, 319-320; Uzunçarşılı, Osmanlı Ta· ri hi, II , 151, 654; Süheyl Ünver, İli m ve Sanat Bakımından Fatih Devri Notları 1 (haz. İsmail Kara, İstanbul Risaleleri içinde) , İstanbul 1995, II, 75-81. r;,ı

ıı®!!l MEHMET İPŞİRLİ

L

MOLTKE, Helmuth von (1800-1891)

Bir süre Osmanlı hizmetinde bulunan Prusyalı asker ve devlet adamı .

_j

26 Ekim 1800'de Parchim'de (Meclen­burg-Schwerin) Danimarkah bir genera­lin ve Prusyalı bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Askeri eğitimini Danimar­ka'da aldı ve 1819'da subay olarak me­zun oldu. 1822'de Prusya hizmetine girdi. 1835-1839 yılları arasında yt;ızbaşı rüt­besiyle Türkiye'de bulundu ve kendisini ileride de etkileyecek olan gerçek savaşla ilgili ilk ciddi tecrübelerini burada edindi. Dönüşünde kurmayolarak süratle yük­selme imkanı buldu ve 1848'de Magde­burg'daki Dördüncü Ordu'nun kurmay başkanlığına getirildi. 1855'te veliaht Prens (lll.) Friedrich'in yaveri, 1858'de ge­nelkurmay başkanı oldu. Danimarka ile yapılan savaşta ( ı 864) Prens Friedrich Karl tarafından yönetilmekte olan ordu­nun kur m ay başkanlığına getirildi. 1866'­da Avusturya'ya, 1870-1871 'de Fransa'ya karşı verilen savaşta genelkurmay baş­

kanı sıfatıyla üstün hizmet gördü. Daha sonraki barış döneminde genelkurmayı, Prusya ordusunu savaşa hazırlayan ve yönlendiren en üst derecedeki merci ola­rak askeri anlamda çağdaş gelişmel eri

takip eden teknik bir büro haline getirdi. Ağustos 1888'de bu vazifesinden ayrıldı ve Yurt Savunması Komisyonu başkanı olarak hizmete devam etti. 1867'deh iti­baren parlamentonun muhafazakar ka­nadında yer aldı. 24 Nisan 1891'de Ber­lin'de öldü.

Alman birliğinin kurulmasındaki iki önemli isim olan Moltke ile Prens Bis­marck arasındaki münasebet oldukça so­ğuktu . 1866 ve 1870 seferleri dolayısıyla aralarında çıkan anlaşmazlık daha sonra devam etti. Moltke 1875'te, Almanya'nın Rusya ve Fransa tarafından iki cepheli bir savaş sıkıntısı yaşamaması için Fransa'ya

MOLTKE, Helmuth von

karşı önleyici bir saldırıya taraftar oldu. Bismarck ise Fransa'nın müttefiksiz bıra­kılması politikasını ustaca uygulayıp Rus­ya'yı kendi tarafına çekmeye çalıştı, böy­lece Moltke'nin görüşüne destek verme­di. Moltke bu gibi tartışma ve karşı çıkış­larda sadece askeri kaygılardan hareket etmiş, hayatı boyunca siyasi hedefler ve emellerden uzak durmuştur.

Moltke'nin askeri dehası derin bir ta­rih bilgisiyle desteklenir. Başta N apoiyon savaşları olmak üzere Avrupa'daki bütün muharebeleri inceleyerek kendi strateji­sini geliştirdi. Savunmayla ilgili problem­leri saldırıyla çözmek Moltke'nin askeri stratejisinin önemli bir özelliğini teşkil eder. Ayrı yönlerden hareket eden kuv­vetlerin birleşip düşmanı vurması ve sa­vaşın başlarında elde edilen kazanımla­rın öncelikle sağlama alınması gerektiği, kumandanlara kendi inisiyatiflerini kul­lanma özgürlüğü tanınması gibi husus­lar, Alman birliğinin kurulmasıyla sonuç­lanacak büyük savaşlarda uyguladığı stra­tejileri arasındadır. Genç bir yüzbaşı ola­rak katıldığı Nizip savaşında ( ı 839) Hatız Paşa'nın bağımsız davranamaması, Kon­ya'da bulunan diğer Osmanlı ordusuyla birleşmiş olarak Mısır kuwetlerinin kar­şısına çıkmaması , belki de inisiyatif kul­lanma ve birleşip vurma ilkelerinin geliş­mesine katkı yapan ilk önemli deneyim­leri olmuştur. Moltke, işe can alıcı nokta­sından yakalayarak girişme becerisinin kurmay eğitimin önüne geçebilecek de­recede önemli olduğunu, Türkiye'deki du­rumla ilgili izlenimlerinde, iyi eğitim gör­memiş olmakla beraber en isabetli askeri tedbiri almasını bilen bazı subaylar hak­kındaki gözlemlerinde dile getirir. Döne­min pek çok askerinde gözlendiği gibi ka­lemini kullanmasını da bilen Moltke bu özelliğiyle pek çok eser vermiştir. Uzun hayatı boyunca büyük bir sayg ı ve itibar görmüştür. Daksanıncı yaş günü müna­sebetiyle düzenlenen kutlarnalar a bizzat

Helmuth von Moltke

267

Page 2: ıı®!!l İPŞİRLİ MOLTKE, Helmuth von · Hoca Hasan adlı bir komşusu günlük ih tiyacı olan 20 akçeyi hayatı boyunca ver meyi taahhüt etti. Kaynaklarda, padişa hın bir

MOLTKE, Helmuth von

devrin Osmanlı padişahı Il. Abdülhamid yolladığı bir telgrafla katılmış ve dedesi zamanında ifa ettiği yüksek hizmeti tak­dirle anıp kendisini en üst seviyede onur­Iandırmıştır.

Moltke'nin genç bir yüzbaşı olarak Türk hizmetinde geçirdiği yıllar ileride parlak bir kariyer yapması ve büyük bir şöhret kazanmasıyla ön plana çıkmış. birlikte geldiği ve gördükleri hizmet itibariyle kendisinden hiç de aşağı kalmayan diğer Prusyalı subayları gölgede bırakarak za­manla Türkiye'de bir Moltke efsanesinin oluşmasına yol açmıştır. 1835 yılı sonları­na doğru. serasker Koca Hüsrev Paşa va­sıtasıyla Prusya elçisi von Königsmarck'a eğitmen olarak bazı subayların gönderil­mesiyle ilgili ilk resmi girişimde bulunul­masıyla Moltke'nin Türkiye macerası baş­lamıştır. Von Königsmarck tarafından Hüsrev Paşa'ya takdim edilen Moltke, or­dunun düzenlenmesi ve özellikle redif teşkilatı üzerinde bir görüşme yaptı ve paşanın bu konudaki sorularına tatmin edici cevaplar verdi. Görüşme neticesinde elçiye padişahın Moltke'nin kalması için izin verilmesi isteği iletildL 8 Haziran 1836 tarihli hükümet kararıyla ve Prusya or­dusundaki konumunu korumak kaydıyla Türkiye'de vazife görmesine onay verildi. Boğaz istihkamlarının çağdaş askerlik bi­limi ışığında düzenlenmesi için Prusya'­dan istenen von Vincke, Fischer ve Mühl­bach gibi diğer mühendis subaylar ise 5 Temmuz 1837'de İstanbul'a ulaştılar ve Eylül'de ll. Mahmud tarafından kabul edildiler.

Moltke İstanbul'da kaldığı yirmi sekiz ay içinde çeşitli faaliyetlerde bulundu. Prusya redif (eyalet askerleri) teşkilatının Türkiye'de uygulanmasıyla ilgili Fransız­ca olarak kaleme aldığı rapor başta olmak üzere askeri raporlar, plan ve haritalar hazırladı . Kendisinin hazırladıklarıyla be­raber diğer Prusyalı subaylar tarafından da kaleme alınıp 8 Ocak 1838'de Hüsrev Paşa'ya teslim edilen on adet rapor, plan ve harita tercüman Serpas marifetiyle Türkçe'ye çevrildi. Bunların içinde von Vincke'nin genel durum raporu, Türk ka­lelerindeki istihkamları ve Balkan geçit­lerinin durumuyla ilgili değerlendirmesi; Moltke'nin Burgaz, Süzeboli, Ahyolu, Mi­sivri, Balçık. Kavarna ve Köstendiye, Hır­sova dahil olmaküzere Dobruca, Maçin, İsakçı ve Tulçı bölge ve kalelerinin plan ve haritaları; Fischer'in Varna, Pravadi, Şumnu ve Mühlbach'ın Rusçuk, Silistre ve Çanakkale planları yer almaktaydı (Wag­ner, s. 57-58) . Moltke ayrıca Anadolu ve

268

Rumeli yakalarma kısa seyahatlerde bu­lundu. IL Mahmud'un çıktığı denetim ge­zilerine iştirak etti ve gittiği bu yerler dı­şında İstanbul ve Boğaziçi'nin, bu arada özellikle istihkamlarını incelediği Çanak­kale Bağazı'nın plan ve haritalarını çıkart­tı. 1838'de Hfıfız Paşa ordusuna göndec rilmesi üzerine bu bölgelerde yürüttüğü haritaya alma işindeki başarısı ve çizim­lerindeki mükemmelliği, Moltke'nin ho­calığını da yapmış olan dönemin ünlü coğ­rafyacısı Karl Ritter tarafından Türkiye Mektuplan'nın ilk baskısına ( 1841) yazı­

lan önsözde dile getirilir. Moltke'nin bu bölgeyle ilgili sekiz parça haritası daha sonraları Heinrich Kiepert tarafından ba­sılan (Berlin 1852-1858) haritalarda kul­lanılır.

24 Şubat 1838'de Moltke, Mühlbach'la beraber Harput'ta bulunan HB.fız Paşa kumandasındaki orduya katılmak üzere emir aldı. Fischer, Konya'daki Hacı Ali Pa­şa kumandasındaki orduya gönderilirken Vincke İstanbul'da seraskerlikte kaldı. 28 Şubat'ta ll. Mahmud tarafından Türk kıyafetleri giymiş olarak kabul edildikten sonra 2 Mart'ta Prens Metternich buhar­lısıyla Samsun'a hareket etti. Oradan 17 Mart'ta Harput'a ulaşan Moltke, Hfıfız Pa­şa'nın bölgedeki aşiretlere karşı sürdür­düğü mücadeleye katıldı . 4 Ekim'de Hacı Ali Paşa ordusuyla ortak harekat için Kon­ya'ya gönderildi. Ekim sonunda geri dön­dü. Ocak 1839'da Bilecik bölgesinin hari­tasını çıkartma ve Suriye bölgesine ka­dar araziyi tanıma emri aldı. 15 Şubat'ta Malatya'ya geri döndü. Kavalalı İbrahim Paşa kumandasındaki Mısır ordusuna karşı harekete geçen Hafız Paşa'nın hare­katını gözleyen ve Hfıfız Paşa'yı devamlı olarak bilg ilendiren Moltke ve Mühlbach, bu gelişme karşısında bizzat paşanın hu­zuruna gelip Mısır öncü kuvvetlerine sal­dırılmasını istedilerse de bu teklif olum­lu karşılanmadı. Mısır öncü kuvvetlerinin harekatı karşısında gerekli askeri tedbir­leri alma konusunda HB.fız Paşa'yı ikna edemediler (a.g.e. , s. 257-259) . Böylece Nizip savaşı Osmanlı ordusunun hezime­tiyle sonuçlandı (24 Haziran ı 839).

Moltke 27 Ağustos'ta İstanbul'a döndü. 2 Eylül'de diğer silah arkadaşlarıyla bir­likte Abdülmecid tarafından kabul edildi ve daha önce Ocak 1837'de Il. Mahmud'un verdiği pırlantalı iftihar nişanının beratı­nı aldı. 27 Aralık 1839'da zor bir yolculuk­tan ve geçirdiği ağır bir hummadan son­ra Berlin'e vardı. Moltke'nin Türkiye hak­kındaki izlenimleri dağılmakta olan bir imparatorluğun bütün işaretlerini taşır.

Yeni ordunun yetersiz, eğitimsiz duru­munu, memleketin perişan halini büyük bir açıklıkla gözler önüne serer. Türkiye Mektuplan'nda adını vermeden anlattı­ğı, dünyanın düz olduğunda ısrar edip yu­varlak olduğunu sırf nezaket olsun diye kabul eden kişi sonradan hatıratında be­lirttiği gibi Hfıfız Paşa'nın bizzat kendisi­dir. Moltke, buna rağmen verdiği resmi rapor ve ifadelerinde Hafız Paşa'yı koru­yucu mahiyette bir dil kullanmıştır. Paşa­nın da kendisine yapılan tavsiyeleri din­lememiş olmaktan ötürü büyük bir piş­manlık içinde olduğu ve bunu itiraf ettiği bilinmektedir (a.g.e., s. 285) . Moltke ve silah arkadaşlarının Türkiye'deki hizmet yılları kalıcı bir fayda sağlamamış ve her­hangi bir iz bırakmamıştır.

Önemli Eserleri. Eriefe über Zustan­de und Eegebenheiten in der Türkei aus denJahren 1835-1839 (Berlin I 84 I; Hayrullah Örs tarafından Türkiye Mektup­lan başlığıyla Türkçe'ye çevrilmiştir 1 is­tanbul I 969] ); Der russisch-türkische Feldzug in der europaisehen Türkei 182811829 (Berlin 1845); Eriefe aus Russland (ı 877); Geschichte des deut­sch-französischen Krieges( 1891 ). Ölü­

münden sonra bütün eserleri ve yazılı olarak bıraktıkları sekiz ciltlik bir külliyat halinde basılmıştır ( Gesammelte Schrift­en und Denkwürdigkeiten des General­Feldmarschalls Grafen Helmuth von Molt­ke, Berlin 1891-1912).

BİBLİYOGRAFYA :

Helmuth von Moltke, Türkiye Mektupları (tre. Hayrullah Örs), İstanbul 1969, tür. yer.; a.mlf., Brie{e über Zustii.nde und Begebenheiten in der Türkei aus den Jahren 1835-18391ed. Hel­muth Arndt), Nördlingen 1987, tür. yer.; R. Wag­ner, Moltke ve Mühlbach zusammen un ter dem Halbmonde 1837-1839. Geschichte der Sen­dung preussischer Offiziere nach der Türkei 1827, des Kurdenfeldzuges 1838 und des Syrischen Krieges 1839, Berlin 1893, tür.yer.; Ahmed Lutfı. Tarih (nşr. Yücel Demirel). İstan­bul 1999, VI, 993; Memduh Paşa . Tanzimattan Meşrutiyete: Mir'fıt-ı ŞuCınat (s.nşr. Hayati Deve­li), İstanbul 1990, s . 146-148; N. Fischer, Molt­ke als Topograph. Eine Auswahl aus seinen handgezeichneten Karten und Kartenskizzen, Berlin 1914, tür.yer. ; E. Kessel. Moltkes erster Feldzug. Aniage und Durchführung des tür­kisch -agyptischen Feldzuges 1839, Berlin 1939, tür. yer. ; a .mlf .. Moltke, Stuttgart 1957, tür. yer.; J. L. Wallach, Anatomie einer Mili­tarhilfe. Die preussisch-deutschen Militarmis­sionen in der Türkei: 1835-1939, Düsseldorf 1976, s. 17-29 (Türkçe tercümesi: Bir Askeri Yardımın Anatomisi Itre. Fa h ri Çelikerı. Ankara 1977); Abdülkadir Özcan- İlhan Şahin, "Il. Ab­dülhamid'in Husus i Mektub v e Telgrafları", TD, sy. 34 (1984). s. 417-474.

~ KEMAL BEYDiLLi