kutsal kĠtap eleġtĠrĠsĠ (doĞuġu, gelĠġĠmĠ ve...
TRANSCRIPT
-
T.C.
SAKARYA ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
KUTSAL KĠTAP ELEġTĠRĠSĠ (DOĞUġU, GELĠġĠMĠ
VE METOTLARI)
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
Muhammed Ali BAĞIR
Enstitü Anabilim Dalı : Felsefe ve Din Bilimleri
Enstitü Bilim Dalı : Dinler Tarihi
Tez DanıĢmanı: Doç Dr. Fuat AYDIN
MAYIS-2009
-
T.C.
SAKARYA ÜNĠVERSĠTESĠ
SOSYAL BĠLĠMLER ENSTĠTÜSÜ
KUTSAL KĠTAP ELEġTĠRĠSĠ (DOĞUġU, GELĠġĠMĠ
VE METOTLARI)
YÜKSEK LĠSANS TEZĠ
Muhammed Ali BAĞIR
Enstitü Anabilim Dalı : Felsefe ve Din Bilimleri
Enstitü Bilim Dalı : Dinler Tarihi
Bu tez 11/05/2009 tarihinde aĢağıdaki jüri tarafından Oybirliği ile kabul edilmiĢtir.
Prof. Dr. Ali ERBAġ Doç. Dr. Fuat AYDIN Doç. Dr. Murteza BEDĠR
Jüri BaĢkanı Jüri Üyesi Jüri Üyesi
Kabul Kabul Kabul
Red Red Red
Düzeltme Düzeltme Düzeltme
-
BEYAN
Bu tezin yazılmasında bilimsel ahlak kurallarına uyulduğunu, baĢkalarının eserlerinden
yararlanılması durumunda bilimsel normlara uygun olarak atıfta bulunulduğunu, kullanılan
verilerde herhangi bir tahrifat yapılmadığını, tezin herhangi bir kısmının bu üniversite veya
baĢka bir üniversitedeki baĢka bir tez çalıĢması olarak sunulmadığını beyan ederim.
Muhammed Ali Bağır
11.05. 2009
-
ÖNSÖZ
Kitab-ı Mukaddes, asırlar boyunca Yahudilerin ve Hıristiyanların dini ve sosyal
yaĢantılarının oluĢumunda çok önemli bir rol oynamıĢtır ve oynamaya da devam
etmektedir. Milyonlarca insan Kutsal Kitap‟ı Yüce bir Varlık tarafından gönderilmiĢ,
ilâhi bir kutsal eser olarak görür. Bu eserde anlatılan her bir olayın doğruluğuna,
güvenirliğine ve hakikiliğine iman eder. Kutsal Kitap‟ın bu tartıĢılamaz, sorgulanamaz
ve hiçbir Ģekilde reddedilemez üstünlüğü uzun asırlar boyunca devam etmiĢtir. Peki,
Kutsal Kitap, hakikati gerçekten güvenilir bir Ģekilde yansıtıyor mu? Kutsal Kitap
beyanları edebi ve tarihsel olarak otantik mi? Objektif bir bakıĢ açısıyla incelendiğinde
Kutsal Kitap tüm hatalardan berî mi?
Bu tür bir sorgulama aslında bir takım araĢtırmacılar tarafından, farklı zaman ve
mekânlarda çeĢitli Ģekillerde gündeme getirilmiĢti. Bu incelemeler her ne kadar
bilimsellikten uzak değerlendirmeler olsalar da ileriki asırlarda yapılacak profesyonel
araĢtırmalara yol göstermeleri bakımından oldukça değerli olarak kabul edilmelidirler.
Özellikle XIV. yüzyıldan itibaren Batı‟da, akıl ve bilim ıĢığında rasyonel düĢünmenin
artması Kutsal Kitap‟ı da etkilemiĢ ve O‟nu araĢtırma konusu haline getirmiĢtir. Daha
önceki yüzyıllarda hiçbir Ģekilde sorgulanmadan doğruluğu kabul edilen Kutsal Kitap
verilerine Ģüpheyle yaklaĢılmıĢ, doğruluk ve güvenirlik dereceleri araĢtırılmıĢtır. Akla
ve bilimsel verilere uygun olmayan beyanlar eleĢtirilmiĢ, bunların kutsal olarak görülen
bir eserde bulunmalarının mümkün olmadığı yüksek sesle dile getirilmiĢtir. Tabii olarak
bu Ģekilde ön plana çıkmanın da bir bedeli olmuĢtur. Bazı araĢtırmacılar bu bedeli farklı
Ģekillerde ödemek zorunda kalmıĢlardır.
ĠĢte, modern Ģekliyle Batı dünyasında ortaya çıkan, Kutsal Kitap‟ı her yönüyle araĢtıran
ve Kutsal Kitap‟ın hakikiliğini bilimsel ölçüler çerçevesinde ortaya çıkarmaya çalıĢan
Kitâb-ı Mukaddes EleĢtirisi bilim dalı araĢtırmamızın temel konusu olmuĢtur. Tez bir
giriĢ, dört bölüm ve sonuçtan oluĢmaktadır. Birinci bölümde tarih boyunca Kitab-ı
Mukaddes‟e yönelik yapılan eleĢtirel faaliyetler, ikinci ve üçüncü bölümlerde Kitâb-ı
Mukaddes EleĢtirisinin kullandığı metotlar, son bölümde de Kitab-ı Mukaddes
EleĢtirisinin sonuçları üzerinde durulmuĢtur.
Son olarak gerek konunun seçimiyle gerekse tezin yazımı esnasında yaptığı yapıcı
tenkitleriyle bu tezin ortaya çıkmasında ve tamamlanmasında bana yardımcı olan
-
değerli rehber hocam Doç. Dr. Fuat Aydın Bey‟e teĢekkürlerimi sunarım. Ayrıca
yardımlarını esirgemeyen arkadaĢlarıma ve aileme de çok teĢekkür ederim.
Muhammed Ali Bağır
11 Mayıs 2009
-
i
ĠÇĠNDEKĠLER
KISALTMALAR LĠSTESĠ ........................................................................................... iv
ÖZET…………………………………………………………………………………….v
SUMMARY……………………………………………………………………………..vi
GĠRĠġ………. .................................................................................................................. 1
BÖLÜM 1: KĠTÂB-I MUKADDES’E KRONOLOJĠK BĠR BAKIġ: ELEġTĠREL
FAALĠYETLER ........................................................................................... 9
1.1. Hıristiyanlık Öncesi ve Hıristiyanlığın Ġlk Asırlarından Reform Çağına Kadar
Yapılan EleĢtiri Faaliyetleri ....................................................................................... 9
1.1.1. Kilise DıĢında OluĢan EleĢtirel Faaliyetler.............................................................. 9
1.1.1.1. Ġslâm Dünyasında Yapılan EleĢtirel Faaliyetler ................................................. 14
1.1.2. Kilise Ġçinde OluĢan EleĢtirel Faaliyetler .............................................................. 19
1.2. Reform Çağında Yapılan EleĢtirel Faaliyetler ......................................................... 23
1.3. Modern EleĢtirinin Öncüleri .................................................................................... 25
1.3.1. Grotıus (Huig De Droot, 1583-1645) .................................................................... 25
1.3.2. Hobbes (1588-1679) .............................................................................................. 26
1.3.3. Spinoza (1632-1677) ............................................................................................. 27
1.3.3. Richard Simon (1638-1712) .................................................................................. 33
1.4. XVIII. Yüzyılda Yapılan EleĢtirel Faaliyetler ......................................................... 35
1.4.1. Jean Astruc (1684-1766)........................................................................................ 35
1.4.2. J.G.Eichhorn (1752-1827) ..................................................................................... 37
1.4.3. Karl David Ilgen (1763-1834) ............................................................................... 38
1.5. XIX. Yüzyılda Yapılan EleĢtirel Faaliyetler ............................................................ 38
1.5.1. Alexander Geddes (1737-1802) ............................................................................. 38
1.5.2. W.M.L. De Wette (1780-1849) ............................................................................. 39
1.5.3. H. Hupfeld (1796-1866) ........................................................................................ 40
1.5.4. K.H.Graf (1815-1869) ........................................................................................... 41
1.5.5. J.Wellhausen (1844-1918) ..................................................................................... 42
1.5.5.1. Dört Kaynak Teorisine Yönelik EleĢtiriler ........................................................ 46
1.6. XX. Yüzyılda Yapılan EleĢtirel Faaliyetler ............................................................. 47
-
ii
BÖLÜM 2: KĠTÂB-I MUKADDES ELEġTĠRĠSĠNĠN METOTLARI ................... 49
2.1. Metin EleĢtirisi (Textual Crıtıcısm-Lower Crıtıcısm) ............................................. 49
2.1.1. Metin eleĢtirisinin tanımı ....................................................................................... 49
2.2. Metin EleĢtirisinin Amacı ........................................................................................ 51
2.2.1. Eski Ahit Metin EleĢtirisinin Amacı...................................................................... 52
2.2.2. Yeni Ahit Metin EleĢtirisinin Amacı ..................................................................... 54
2.3. Kutsal Kitap‟ın Nakli Esnasında OluĢan Hatalar ..................................................... 55
2.3.1. Yazıcıların Bilinçsiz Olarak Yaptıkları Hatalar .................................................... 56
2.3.2. Yazıcıların Bilinçli Olarak Yaptıkları Hatalar ....................................................... 62
2.4. Metin EleĢtirisinin ĠĢleyiĢi ....................................................................................... 66
BÖLÜM 3: KĠTÂB-I MUKADDES ELEġTĠRĠSĠNĠN METOTLARI (HIGHER
CRITICISM-DERĠN ELEġTĠRĠ) ............................................................ 74
3.1. Tarihsel EleĢtiri ........................................................................................................ 74
3.1.1. Tarihsel EleĢtirinin Tanımı ................................................................................... 74
3.1.2. Kutsal Kitap‟ın Tarihsel EleĢtirisi ......................................................................... 77
3.1.2.1. Tanımı ................................................................................................................ 77
3.1.2.2. Tarihsel EleĢtirinin Tarihi .................................................................................. 80
3.2. Biçim EleĢtirisi ......................................................................................................... 82
3.2.1. Tanımı ................................................................................................................... 82
3.2.2. Biçim EleĢtirisinin Tarihi ...................................................................................... 85
3.2.2.1. Hermann Gunkel (1862-1932) ........................................................................... 85
3.2.2.2. Martın Noth ( 1902-1968) .................................................................................. 86
3.2.2.3. Rudolf Bultmann (1884-1976) ........................................................................... 86
3.2.3. Eski Ahit ve Yeni Ahit‟te Yer Alan BaĢlıca Edebi Türler .................................... 87
3.3. Kaynak EleĢtirisi ...................................................................................................... 88
3.3.1. Tanımı ................................................................................................................... 88
3.3.2. Kaynak EleĢtirisinin Tarihi ................................................................................... 90
3.4. Redaksiyon EleĢtirisi ................................................................................................ 92
3.4.1. Tanımı ................................................................................................................... 92
3.4.2. Redaksiyon EleĢtirisinin Tarihi ............................................................................. 94
3.5. Gelenek (Gelenek Tarihi; Sözlü Aktarım) EleĢtirisi ................................................ 96
-
iii
3.5.1. Tanımı ................................................................................................................... 96
3.5.2. Gelenek EleĢtirisinin Tarihi .................................................................................. 98
BÖLÜM 4: KUTSAL KĠTAP ELEġTĠRĠSĠNĠN SONUÇLARI VE BU
SONUÇLARA YÖNELĠK ĠNANANLARIN TAVRI ........................... 100
4.1. Kutsal Kitap EleĢtirisinin Sonuçları ....................................................................... 100
4.2. Kutsal Kitap EleĢtirisine KarĢı Yahudilerin Tavrı ................................................. 101
4.3. Kutsal Kitap EleĢtirisine KarĢı Kilisenin Tavrı ..................................................... 103
SONUÇ…….. ............................................................................................................... 106
KAYNAKÇA ............................................................................................................... 110
ÖZGEÇMĠġ ................................................................................................................. 118
-
iv
KISALTMALAR LĠSTESĠ
A.g.e : Adı geçen eser
A.g.m : Adı geçen makale
Bkz : Bakınız
CA : Catholic Encyclopedia
Edi : Editör
ERE : Encyclopedia of Religion and Ethichs
HBD : Harper‟s Bible Dictionary
IDB : The Interpreter‟s Dictionary of the Bible
JBL : Journal of Biblical Literature
JE : Jewish Encyclopedia
OTS : The Old Testament Student
S : Sayfa
SDÜ : Süleyman Demirel Üniversitesi
Trc : Tercüme Eden
TS : Theological Studies
T.y : Tarihi yok
V.b : Ve benzeri
Vol : Volume
Y.y. : Yayın yeri yok
-
v
SAÜ, Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans/Doktora Tez Özeti
Tezin BaĢlığı: Kutsal Kitap EleĢtirisi (DoğuĢu, GeliĢimi ve Metotları)
Tezin Yazarı: Muhammed Ali BAĞIR DanıĢman: Doç Dr. Fuat AYDIN
Kabul Tarihi: 01/05/2009 Sayfa Sayısı: VI (Ön Kısım) + 118 (Tez)
Anabilimdalı: Felsefe ve Din Bilimleri Bilimdalı: Dinler Tarihi
Kitâb-ı Mukaddes EleĢtirisi, Yahudi ve Hıristiyan Kutsal Kitap‟larının akıl ve bilim
ıĢığında, rasyonel metotların yardımıyla incelenmesi çalıĢmalarını yapan bir disiplindir.
Özellikle Batı kaynaklı olarak ortaya çıkan bu disiplin, Yahudilerin ve Hıristiyanların
kendi kutsal eserlerine olan bakıĢ açılarını Ģekillendirmesi açısından oldukça büyük bir
öneme sahiptir.
Tez giriĢ, dört bölüm ve sonuçtan oluĢmaktadır. Birinci bölümde Kitab-ı Mukaddes‟e
yönelik olarak tarih boyunca yapılan eleĢtiriler, eleĢtiri sahipleri ve eleĢtirdikleri
noktalar açıklanarak ele alınmıĢtır. Ġkinci bölümde Kitâb-ı Mukaddes EleĢtirisinin
kullandığı metotlardan metin eleĢtirisi metodu, Kutsal Kitap‟tan örnekler verilerek
açıklanmıĢtır. Üçüncü bölümde Kitâb-ı Mukaddes EleĢtirisinin kullandığı metotlardan
Derin EleĢtiri metotları (Tarihsel, Biçim, Kaynak, Redaksiyon ve Gelenek EleĢtirisi)
tek tek açıklanmıĢtır. Dördüncü bölümde ise Yahudiler ve Hıristiyanlar açısından
Kitâb-ı Mukaddes EleĢtirisinin sonuçları iĢlenmiĢtir.
Anahtar Kelimeler: Kitâb-ı Mukaddes EleĢtirisi, Eski Ahit, Yeni Ahit, Tevrat, Ġncil,
Metin EleĢtirisi
-
vi
Sakarya University Insitute of Social Sciences Abstract of Master’s/PhD Thesis
Title of the Thesis: Biblical Criticism (Its Birth, Development and Methods)
Author: Muhammed Ali BAĞIR Supervisor: Assistant Prof. Dr. Fuat AYDIN
Date: 01/05/2009 Nu. of pages: VI(Pre Text) + 118 (Main Body)
Department: Philosophy and Religion Science Subfield: History of Religions
Biblical Criticism is a discipline which investigates Jewish and Christian sacred
books in light of intelligence and science with the assistance of rational methods.
This discipline that arisen expressly in the Western World is very important for the
purposes of Jewish and Christian to shape their viewpoint of sacred books.
This thesis consists of an introduction, four chapters and a conclusion. The
Criticism against the Bible throughout the history, the critics and their claims were
examined in the first chapter. In the second chapter, Textual Criticism that is one of
Biblical Criticism methods was expounded with giving examples from the Bible. In
the third chapter, Higher Criticism methods ( Historical, Form, Source, Redaction
and Tradition Criticism) were mentioned individually. The results of Biblical
Criticism in terms of Jewish and Christian were treated in the fourth chapter.
Keywords: Biblical Criticism, Old Testament, New Testament, Torah, Gospel,
Textual Criticism.
-
1
GĠRĠġ
Konu
Kitâb-ı Mukaddes (The Bible), Yahudi ve Hıristiyanların kutsal kabul ettikleri eserlere
verilen isimdir. Eski Ahit ve Yeni Ahit olmak üzere iki kısma ayrılır. Yahudiler sadece
Eski Ahid‟i oluĢturan eserlerin kutsallığını kabul ederlerken Hıristiyanlar hem Eski
Ahit‟i hem de Yeni Ahit‟i oluĢturan eserlerin kutsal olduğuna inanırlar. Ancak,
Yahudilerin Eski Ahit‟i oluĢturan eserler, bu eserlerin sıralanması ve isimlendirilmesi
konusundaki inançları ile Hıristiyanların bu konudaki inançları arasında farklılıklar
vardır. Hatta Hıristiyanlar arasında bile hangi kitapların Kutsal Kitap olarak kabul
edilmesi gerektiği konusunda tam olarak bir fikir birliği bulunduğunu söylemek oldukça
zordur. Kutsal Kitap‟ı oluĢturan eserlerin, özellikle Eski Ahit bölümüne ait kitapların
oluĢumlarının ve resmi olarak kabul edilme süreçlerinin (kanon) yüzyıllar hatta binlerce
yıl süren oldukça geniĢ bir zaman aralığında gerçekleĢtiği bilinmektedir. Kutsal Kitap‟ı
oluĢturan bu iki bölüm, kutsal, güvenilir, hatadan berî ve doğru bilginin ana kaynağı
olan yegâne kitap olarak yüzyıllar boyunca Yahudiler ve Hıristiyanlar tarafından kabul
edilmiĢtir.
Batıda XIV. yüzyılda baĢlayan Rönesans ve Reform akımları beraberinde Aydınlanma
hareketini getirmiĢtir. Bu dönemde, daha önceki yüzyıllarda Kutsal Kitap‟ın
tartıĢılmayan mutlak otoritesi tartıĢılmaya baĢlanmıĢtır. Din adamlarının Kutsal Kitap‟la
ilgili ortaya koydukları düĢünceler sorgulanmıĢ ve doğruluk dereceleri araĢtırılmıĢtır.
Daha sonra, Kutsal Kitap‟ın bizzat kendisi araĢtırma konusu olmuĢtur. Kutsal Kitap
üzerine çeĢitli incelemeler yapılmıĢtır.
Böylece yavaĢ yavaĢ Kutsal Kitap üzerine yapılmıĢ olan araĢtırmalar ortaya çıkmaya ve
çoğalmaya baĢladı. Kutsal Kitap‟ı oluĢturan eserlerin orijinal (adı geçen yazar
tarafından yazılmıĢ olan) olup olmadıklarını belirlemek için özel ilmî çabalar sarf
edildi. Kutsal Kitap dıĢındaki edebiyat alanında bulunan eserlere uygulanan eleĢtiri
metodu, din adamlarının ve kilisenin bütün baskılarına ve karĢı çıkmalarına rağmen
Kutsal Kitap‟ı oluĢturan eserlere de uygulanmaya baĢlandı. EleĢtiri metodu, asıl olarak
belgelerin değerini inceler. Metinlerin otantik olup olmadıklarını, nispet edilen yazarlara
-
2
aidiyetlerini, orijinal Ģekliyle günümüze ulaĢıp ulaĢmadıklarını metin içi analiz (internal
evidence) ve metin dıĢı deliller (external evidence) yoluyla gösterir.
EleĢtiri metodunun Kutsal Kitap‟a uygulanmasıyla Kutsal Kitap EleĢtirisi (Biblical
Criticism) adı altında ayrı bir disiplin ortaya çıktı. XVII. yüzyılda özellikle Baruch
Spinoza ve Richard Simon‟ın yapmıĢ oldukları çalıĢmalar Kutsal Kitap EleĢtirisinin
temellerini atmıĢ ve sonraki asırlarda yapılacak çalıĢmaların öncüsü olmuĢlardır.
Bu çalıĢmada Kutsal Kitap EleĢtirisinin doğuĢu, geliĢmesi ve bugünkü hale geliĢi
sırasında geçirdiği aĢamalar ve bu konuda öncü olan kiĢiler ele alınacaktır. Ayrıca,
Kutsal Kitap EleĢtirisinin ele aldığı baĢlıca konular, bu konular incelenirken kullanılan
metotlar, ulaĢılan neticeler ve bu neticelerin Yahudiler, Hıristiyanlar ve Müslümanlar
için ifade ettiği önem üzerinde durulacaktır.
Konunun Önemi
Kutsal Kitap EleĢtirisi‟nin ayrı bir disiplin olarak ulaĢtığı neticeler, Ģifahi rivayetten
yazılı metne geçiĢi ve bu süreçte yaĢananları anlaĢılır kılacaktır. Bir önceki neslin
rivayetleri sonraki nesle aktarılırken hangi metotların ne Ģekilde kullanıldığının tespiti,
Kutsal Kitap‟ın otantikliğine olan bakıĢ açısını doğrudan etkileyecektir.
Günümüzde yaĢayan Yahudi ve Hıristiyanların en azından bir kısmının kendi kutsal
kitaplarına olan bakıĢ açıları, ortaçağda yaĢayan bir Yahudi veya Hıristiyanın bakıĢ
açısıyla aynı değildir. Kutsal Kitap EleĢtirisinin ulaĢmıĢ olduğu ilmî neticeler, Kutsal
Kitap‟ın mutlak otoritesini sarsmıĢ ve tamamen ilâhi vahiy mahsulü olduğu görüĢünü
zayıflatmıĢtır. Bu yüzden, Kutsal Kitap EleĢtirisi Yahudi ve Hıristiyanların kendi kutsal
kitaplarına olan bakıĢlarını ve bağlılıklarını doğrudan ilgilendiren bir disiplin
olduğundan bu dine inananlar için oldukça önemlidir.
Konu sadece bu dine inananları değil Kutsal Kitap‟ın varlığını kabul eden ancak tahrif
edildiğini savunan Müslümanları da yakından ilgilendirmektedir. Eski Ahit ve Yeni
Ahit‟i oluĢturan kitapların içerikleri, kimler tarafından ne zaman ve ne Ģekilde
yazıldıklarının bilinmesi, Müslümanların Kutsal Kitap‟a olan bakıĢlarını daha da
anlamlı bir hale getirecektir.
-
3
Kaynaklar
Her Ģeyden önce, bu konu modern dönem öncesi çalıĢmalarda (Rönesans, Yahudi ve
Ġslam) ele alınmıĢ olsa da bugünkü anlamında bu araĢtırmaların bilimsel bir disiplin
olarak batıda ortaya çıkıp Ģekillendiği için özellikle Ġngilizce ile yazılmıĢ kaynaklardan
yararlanılmıĢtır. Bu çerçevede özellikle Biblical Exegises, Handbook of Biblical
Criticism, To Each Its Own Meaning, Textual Criticism of the Bible gibi matbu
eserlerden ve www.newadvent.com gibi elektronik ansiklopedilerden geniĢ ölçüde
istifade edilmiĢtir.
Konular ele alınırken Türkçe kaynaklara da baĢvurulmuĢtur. Bu bağlamda, özellikle
Batı DüĢüncesindeki Büyük DeğiĢme, Kitâb-ı Mukaddes‟i Kim Yazdı, Yahudi
Kaynaklarına Göre Tevrat ve Dört Ġncil Farklılıkları ve ÇeĢitleri adlı eserlerden büyük
ölçüde faydalanılmıĢtır. Spinoza‟nın konuyla ilgili olarak ele alınmasında olduğu gibi
zaman zaman birinci dereceden kaynaklara da baĢvurulmuĢtur. Ayrıca, çeĢitli internet
kaynaklarından da adresleri belirtilmek suretiyle yararlanılmıĢtır.
Metodu
Konuyla ilgili kaynaklardan elde edilen bilgiler herhangi bir değerlendirmeye tâbi
tutulmadan tasvir metodu kullanılmak suretiyle ele alınmıĢtır. Konunun anlaĢılabilmesi
için zaman zaman etimolojik tahliller yapılmıĢtır.
Kutsal Kitap EleĢtirisinin tarihiyle ilgili bilgiler verilirken tarihsel analizden
yararlanılmıĢ, kaynaklardan elde edilen bilgiler, birbiriyle uyumlu hale getirilerek belli
bir düzen içerisinde sunulmuĢtur. Bu iĢlemler yapılırken herhangi bir yorum
yapılmamıĢ, geçmiĢte yaĢanan bu geliĢmeler olduğu gibi aktarılmaya çalıĢılmıĢtır.
Kutsal Kitap EleĢtirisinin metotlarının anlatıldığı bölümde ise yabancı terminolojinin
bol miktarda bulunması ve sık sık Kutsal Kitap metni ve tercümeleriyle ilgili bilgilerin
geçmesinden dolayı konunun anlaĢılabilmesi için verilen örnekler geniĢ bir Ģekilde izah
edilmiĢtir.
http://www.newadvent.com/
-
4
EleĢtiri Nedir?
EleĢtiri, genel olarak edebi belgeleri menĢe, derlenme, üslup ve tarih gibi çeĢitli
açılardan bilimsel olarak incelemektir1. Bu inceleme özellikle geçmiĢ dönemlerden
günümüze kadar ulaĢmayı baĢarmıĢ eserlerin, adı geçen yazarlara veya dönemlere olan
aidiyetlerinin hakiki olup olmadıklarını anlamak için kullanılır2. EleĢtiri (Criticism)
kelimesi, “hüküm vermek, yargılamak, ayırt etmek, bir hükmü oluĢturmada ya da bir
değerlendirme yapmada ayırt edici olmak” anlamlarına gelen Yunanca “krino”
kelimesinden türemiĢtir3. Terim olarak ise edebi metinlerin kaynak, derlenme, üslup ve
tarih gibi çeĢitli açılardan bilimsel olarak incelenme, sanatsal veya edebi bir eserin
kıymetini takdir etme ve özelliklerini açıklama sanatı anlamına gelir4. EleĢtiri zamanla,
amacı edebi eserler hakkında ince hükümler vermek ve birtakım incelemeler yapmak
olan bir araĢtırma Ģekli olarak kabul edilmiĢtir. Edebi eserlere uygulandığında eleĢtiri,
kusur bulmak değil, adil bir Ģekilde metnin erdemlerini ve zayıf noktalarını tespit etme
anlamına gelmektedir. BaĢka bir ifade ile eleĢtirinin basit anlamı, ele alınan konu ne
olursa olsun, eleĢtirmenin olabileceği kadar tarafsız bir yargıda bulunması eylemidir5.
XVIII. yüzyıldan itibaren, eleĢtiri metodunun bütün ilimlere, özellikle de tarihi
belgelere uygulanmaya baĢlanmasıyla tarihi eleĢtiri ortaya çıkmıĢtır. Tarihi eleĢtiri
metodu, belgelerin değerini tespit eder, metnin otantik (hakiki) olup olmadığını ve ilk
bütünlüğü içinde orijinal Ģekliyle günümüze ulaĢıp ulaĢmadığını belirlemeye çalıĢır. Bu
eleĢtiri metodu, çalıĢmaları esnasında metne ait gerçekleri ortaya çıkarmak için iki tür
ölçü kullanır: DıĢ Ölçü ve Ġç Ölçü. DıĢ ölçü, eserin kaynağı ile ilgili sayılabilecek her
türlü rivayet, belge ya da tanıklıktır. Bunlar eserin otantikliğine olan yakınlıklarına göre
değerlendirilirler. Ġç ölçü ise metinde kullanılan üslup, dil karakteri ve metnin
muhtevasından çıkan delillerdir. Bu deliller, metnin yazıldığına inanılan dönemle ve bu
döneme ait geleneklerle olan iliĢkisine göre tahlil edilirler. EleĢtirmen, bütün bu
1 John F. McCarthy, Two Views Of Historical Criticism, Living Tradition Organ Of The Roman
Theological Forum, No 77 September 1998, http://www.rtforum.org/lt/lt77.html, 08.09.2007. 2 Wilhelm Martin Leberecht De Wette, Critical And Historical Introduction to the Canonical Scriptures
of the Old Testament, Harvard College Library, Boston 1843, s.377. 3 Paul J. Achtemier, “Biblical Criticism”, Harper’s Bible Dictionary (HBD), Harper and Row, San
Francisco 1985, http://www.bibletexts.com/glossary/biblical-criticism.htm, 07.07.2007. 4 J. Strachan, “Criticism (Old Testament)”, Encyclopedia of Religion and Ethics (ERE), Edited by James
Hastings, Edinburg 1930, IV, 314. 5 John H. Hayes&Carl R. Holladay, Biblical Exegises, A Beginner’s Handbook, John Knox Press, Second
Edition, 1988, s. 26.
http://www.rtforum.org/lt/lt77.htmlhttp://www.bibletexts.com/glossary/biblical-criticism.htm
-
5
saydığımız eylemleri metin üzerinde tatbik ederken olabildiğince tarafsız ve peĢin
hükümlerden uzak olmalıdır6.
Ġki türlü eleĢtiriden bahsedilebilir:
1. Basit EleĢtiri (Lower Criticism-Metin EleĢtirisi)
Bu eleĢtiri, elimizde bulunan belge, kitap, tercüme, atıf ve elyazmalarından yola çıkarak
ilgilenilen metnin orijinal halini ya da orijinale en yakın halini elde etmeye çalıĢır.
Üzerinde çalıĢılan belgeyle ilgili olan bu tür malzemeleri bir araya getirir, düzenler ve
metnin ilk halini ortaya koymaya çabalar. Antik döneme ait metinlerin birçoğu, sonraki
nesillere yazıcıların elleriyle yazdıkları kopya metinler aracılığıyla aktarılıyordu.
Yazıcıların bu kopyalama esnasında bilinçli ya da bilinçsiz hata yapmaları kaçınılmazdı.
Bu yüzden bir eserin birbirinin aynısı olmayan yüzlerce nüshası bulunabiliyordu.
Örneğin, Shakspeare‟in birçok eserinin birbirinden farklı metinleri vardır. Günümüze
ulaĢan bu farklı kopya metinler arasında, hangi eserin orijinal ya da orijinale en yakın
olduğunu belirlemeye çalıĢmak hem zor hem de oldukça dikkat gerektiren bir iĢtir7.
2. Derin EleĢtiri (Higher Criticism-Edebi EleĢtiri)
Bu eleĢtiri türü ise, ilgilendiği belgenin menĢeini, yazarını, tarihini, kaynaklarını, yazılıĢ
tarzını ve edebi türünü araĢtırır. Söz konusu belgenin otantikliği üzerinde durur8. Bir
belgenin kim tarafından, nerede ve ne zaman yazıldığını ortaya çıkarmaya çalıĢır.
Kutsal Kitap EleĢtirisi
Kutsal Kitap EleĢtirisi (Biblical Criticism), en geniĢ anlamıyla rasyonel metotların
Kutsal Kitap‟ı anlamada kullanılması9 ve Kutsal Kitap‟ı oluĢturan eserlerin tarihsel
değerlerinin ve kaynaklarının incelemeye tâbi tutulmasıdır10
. Kutsal Kitap‟ın antik
dönemlerde yapılmıĢ birçok farklı tercümesi ve yine birbirinden çok farklı kopyaları
vardır. Bu eserler, günümüzde kullanılan Kutsal Kitap‟a kaynak olmaları açısından
6 Ömer Faruk Harman, Metin, Muhteva ve Kaynak Açısından Yahudi Kutsal Kitapları, Ġstanbul 1988,
s.203. 7 Hayes&Holladay, Biblical Exegises, s.12.
8 Harman, Yahudi Kutsal Kitapları, s.203.
9 Richard N. Soulen & R. Kendall Soulen, Handbook of Biblical Criticism, Westminster John Knox Press,
Kentucky 2001, s. 18. 10
George J. Reid, “Biblical Criticism (Higher)”, Catholic Encyclopedia (CA), New York 1908, IV,
http://www.newadvent.org/cathen/04491c.htm, 12.08.2007.
http://www.newadvent.org/cathen/04491c.htm
-
6
büyük öneme sahiptir. Bu yüzden ilmî açıdan oldukça titiz bir Ģekilde incelemeye tâbi
tutulmaları gerekir. Dolayısıyla Kitâb-ı Mukaddes EleĢtirisi, bu eserlerin tarihsel açıdan
değerlerini ortaya koymaya ve kaynak olmaları bakımından güvenirliklerini, ilmî
ölçüler çerçevesinde, sorgulamaya çalıĢır.
Batı dünyasında akılcı anlayıĢın ortaya çıkması ve ilim dünyasında yaygınlaĢması,
batılıların Kutsal Kitap‟larına olan bakıĢ açılarında birtakım değiĢmelere yol açmıĢtır.
Kitâb-ı Mukaddes EleĢtirisi, Kutsal Kitap‟a ortaçağın aĢırı tutuculuğu ile XIX. yüzyılın
liberalizmi arasında bir tutum ile yaklaĢmaktadır. Yani O‟nu bir yandan kutsal bir metin
olarak kabul ederken bir yandan da akılcılığın ve bilimselliğin getirmiĢ olduğu objektif,
rasyonel ve bilimsel prensipler ıĢığında incelenmesi gereken bir kitap olarak görür11
.
Belgelerin değerini ve otantikliğini ortaya çıkarmak için kullanılan dıĢ ölçüler ve iç
ölçüler, diğer edebi ve tarihsel belgelere nasıl uygulandıysa aynen Kutsal Kitap‟a da
uygulanmıĢtır.
Batılılar, modern anlamda eleĢtiri metodunu XVIII. asırdan itibaren Kutsal Kitap‟larına
uygulamaya baĢlamıĢlardır. Ġlk olarak Eski Ahit‟i oluĢturan eserler, özellikle de Tevrat
metni üzerine yoğunlaĢılmıĢ, daha sonra da Yeni Ahit‟i oluĢturan eserlere bu eleĢtiri
metodu uygulanmıĢtır12
.
ġayet Kutsal Kitap EleĢtirisi‟nden kastettiğimiz anlam, rasyonel metotların kutsal
sayılan metinlerin ve geleneklerin yorumlanması ve açıklanmasında kullanılması ise
Kutsal Kitap EleĢtirisinin bizzat Kutsal Kitap‟ın kendisi kadar eski olduğunu
belirtmemiz gerekir. Çünkü Kutsal Kitap‟ın birçok bölümünde bizzat Kutsal Kitap‟ın
kendisi, çeĢitli cümleleri ve gelenekleri yorumlamıĢ ve açıklamıĢtır. Örneğin I. ve II.
Tarihler kitaplarında, I. Krallar ve II. Samuel kitaplarında yer alan tarihsel açıklamalara
eleĢtirel bir yaklaĢımla bakan bölümler vardır. Ayrıca Eyüp kitabında, Tesniye‟de
anlatılan tarihe eleĢtirel bir yaklaĢım vardır. Yine Matta ve Luka, Markos‟un Hz. Ġsa‟nın
hayatını ve kiĢiliğini anlatma üslubunu eleĢtirirler. ĠĢte Kutsal Kitap yazarlarının bizzat
kendileri bile kendilerinden önceki gelenekte yer alan ve kutsal sayılan bir takım
değerleri eleĢtirmiĢlerdir. Kutsal Kitap‟ın önceki bölümlerinin yazarlarına göre sonraki
11
Mehmet Paçacı, Kutsal Kitaplarda Ölümötesi, Ankara Okulu Yayınları, Ankara 2001, s. 26. 12
ġaban Kuzgun, Dört İncil: Yazılması, Derlenmesi, Muhtevası, Farklılıkları, Çelişkileri, Ertem Matbaası,
Ankara 1996, s.79.
-
7
dönemlerde yaĢayan yazarların ortaya koydukları bu eleĢtirel bakıĢ açıları bile Kutsal
Kitap‟ta yer almıĢtır. Konuya bu açıdan bakıldığında Kutsal Kitap EleĢtirisi olarak
isimlendirdiğimiz bu ilim dalının aslında ne kadar uzun bir geçmiĢe sahip olduğu
anlaĢılacaktır13
.
Kutsal Kitap EleĢtirisinin genel olarak Aydınlanma Hareketi sonucunda oluĢmuĢ bir
ilim dalı olduğu yönünde bir kabul vardır. Bu yargının tam olarak doğru olduğunu
söylememiz biraz zordur. Çünkü milattan sonraki ilk dört asırda Kutsal Kitap
EleĢtirisinin ilk örnekleri diyebileceğimiz ilk adımlar atılmıĢtır. Eski Ahit‟in oldukça
detaylı bir edisyon kritik (tenkitli neĢir)14
baskısı M.S. III. Yüzyılda yaĢamıĢ meĢhur
Kutsal Kitap âlimi Origene tarafından yapılmıĢtır. Ayrıca yine bu dönemde Eski Ahit
kitaplarının ne zaman ve kim ya da kimler tarafından yazıldığı, kitaplarda bulunan
çeliĢkilerin nasıl açıklanması gerektiği, dört incilin kendi aralarında bulunan çeliĢkilerin
nasıl izah edileceği, ileri gelen din adamları ve konunun uzmanları arasında tartıĢma
konusu olmuĢtur. Bu tartıĢmalar içinde yer alan Ġskenderiyeli papaz Dionysius (M.S. III.
y.y.) örnek olarak verilebilir. Dionysius, Vahiy kitabının yazarının Yuhanna kitabının
yazarı olan Aziz Yuhanna olamayacağını ileri sürmüĢtür. Delil olarak da bu iki kitabın
üslubunun aynı olmadığını ve aynı kimsenin eseri olamayacak kadar farklı olduğunu
göstermiĢtir. Dionysius‟un savunduğu fikirler kendi döneminde pek etkili olamasa da
modern dönemlerde yaĢayan bir eleĢtirmen hiç farkında olmadan Dionysius‟un ulaĢtığı
neticelere ulaĢmıĢtır15
.
Netice itibarıyla eleĢtiri disiplininin, geçmiĢ dönemlerde yazılmıĢ eserlerin adı geçen
yazarlara ve dönemlere olan aidiyetleri konusunu, bilimsel araĢtırma metotları
kullanmak suretiyle ortaya çıkarmaya çalıĢan bir inceleme metodu olduğu
görülmektedir. Temelinde eleĢtiri disiplini olan Kutsal Kitap EleĢtirisi ise Kutsal Kitap
dıĢındaki eserlerin güvenirliklerini ortaya çıkarmak için uygulanan araĢtırma
metotlarının aynen Kutsal Kitap‟a da uygulanmasıdır. Kutsal Kitap‟ı oluĢturan eserlerin
ilmi açıdan değerini, tarihsel açıdan da ne kadar sahih ve güvenilir olduğunu belirler.
13
Soulen&Soulen, Handbook of Biblical Criticism, s. 18. 14
EleĢtirel basım. Bu tür basımlarda farklı nüshaları bulunan yazma veya matbu eserlerin aralarındaki
ayrılıklar tespit edilir, farklılıklar dipnotlar halinde gösterilir, açıklayıcı bilgiler verilir ve böylelikle eser
aslına en uygun Ģekilde yayınlanır. 15
C.H.Dodd, “Bölüm II (The Approach To The Bible)”, The Bible To-day, Syndics of the University
Press, Cambridge 1956, http://www.religion-online.org/showchapter.asp?title=689&C=894, 29.08.2007.
http://www.toplumdusmani.net/modules/dictionary/detail.php?id=3942http://www.toplumdusmani.net/modules/dictionary/detail.php?id=1427http://www.religion-online.org/showchapter.asp?title=689&C=894
-
8
Kutsal Kitap‟ı bir yandan kutsal bir metin olarak kabul ederken bir yandan da ilmi
ölçüler çerçevesinde incelenmesi gereken bir eser olarak kabul eder.
-
9
BÖLÜM 1: KĠTÂB-I MUKADDES’E KRONOLOJĠK BĠR BAKIġ:
ELEġTĠREL FAALĠYETLER
Kutsal Kitap asırlar boyunca milyarlarca insan tarafından kutsal bir eser olarak kabul
edilmiĢtir. Ancak zaman zaman bir takım din/ilim adamları tarafından çeĢitli açılardan
eleĢtiriye tâbi tutulmuĢtur. ÇalıĢmamızın birinci bölümünde, tarih boyunca Kutsal
Kitap‟ın kutsallığına ve ilâhi kaynaklı oluĢuna yönelik yapılan eleĢtiriler, bu eleĢtirilerin
değindikleri hususlar ve sonrakilere olan etkileri üzerinde durulacaktır.
1.1. Hıristiyanlık Öncesi ve Hıristiyanlığın Ġlk Asırlarından Reform Çağına Kadar
Yapılan EleĢtiri Faaliyetleri
1.1.1. Kilise DıĢında OluĢan EleĢtirel Faaliyetler
Eski Ahit‟i oluĢturan eserlere yönelik ilk ciddi eleĢtiri M.Ö. dördüncü asırda ortaya
çıkmıĢ olan Samiriler16
hareketi ile baĢlamıĢtır. Samirilerin Yahudilerden ayrılmasının
en önemli sebebi Yahudi Kutsal Kitap‟ının sonraki nesillere aktarılmasından sorumlu
olan Yazıcıların (Soferîm) faaliyetleridir. Samirilere göre yazıcılar bir yandan eğitim
öğretim iĢleriyle meĢgul olurlarken bir yandan da yazdıkları yeni kitapları Tevrat‟a
eklemeye, Tevrat‟ın yazısını ve okunuĢunu değiĢtirmeye baĢlamıĢlardı. Samiriler
yapılan bu ilâveleri ve değiĢtirmeleri kesinlikle reddetmiĢlerdir17
. Yahudilerin
ellerindeki mevcut Tevrat‟ın yanlıĢlarla dolu olduğunu, doğru olan Tevrat metninin
kendi kullandıkları nüsha olduğunu iddia etmiĢlerdir. Samirilerin kullandıkları Tevrat
ile Yahudilerin kullandıkları Tevrat arasında, yazıcı hatalarından kaynaklanmasının
imkânsız olduğu birçok önemli farklılıklar (altı bine yakın) vardır18
.
16
ġomronîm veya ġamerîm. Bugünkü adı ile Nablus, tarihteki adıyla ġomron Ģehrinde (Kutsal sayılan
Gerizim Dağı yanında) küçük bir cemaat halinde yaĢayan ve kendilerinin eski Ġsrail Krallığı‟nın
kalıntıları olduğunu iddia eden bir Yahudi mezhebidir. Ayrıntılı bilgi için bkz.: Tae Yeab Yoo,
“Reconstructing The Identity of Samaritan Christianity”, (Doktora Tezi), Claremont Graduate School,
California 1997, s.16-76; YaĢar Kutluay, İslam ve Yahudi Mezhepleri, Anka Yayınları, Nisan 2001,
s.196-211. 17
YaĢar Kutluay, a.g.e., s.200. 18
A. Cowley, “Samaritans”, Jewish Encyclopedia (JE), Vol. X, s.669,
http://www.jewishencyclopedia.com/view.jsp?artid=110&letter=S, 05.10.2007; Samiri Tevrat‟ı ile
Yahudilerin kullandığı Tevrat arasındaki farklılıklar için bakınız Baki Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre
Tevrat, Pınar Yayınları, Ġstanbul 2002, s.141-145.
http://www.jewishencyclopedia.com/view.jsp?artid=110&letter=S
-
10
Hz. Ġsa öncesi dönemde Filistin-Ürdün taraflarında yaĢamıĢ heterodoks bir Yahudi grup
olan Nasuraizm ekolüne bağlı Nasuralar, Ortodoks Yahudilerin ellerinde bulunan
kitapların gerçek kutsal kitaplar olmadığını, uydurma eserler olduklarını savunuyorlardı.
Hz. Musa‟nın Allah‟tan ilâhi emir ve yasaklar ihtiva eden bir Kutsal Kitap aldığını
kabul ediyorlar, ancak Yahudilerin ellerinde bulunan Tevrat‟ın bu kitap olmadığını
iddia ediyorlardı19
.
Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde, Hıristiyan olmayanlar arasında Kutsal Kitap‟a karĢı
eleĢtirel mahiyetli birçok entelektüel karĢı çıkıĢlar yaĢanmıĢtır. Celsus (M.S. II. y.y.) ve
Porphyry (M.S. IV. y.y.) gibi Roma‟nın pagan dinine mensup olan bazı yazarlar, Kutsal
Kitap‟a karĢı oldukça ağır diyebileceğimiz bir takım ithamlarda bulunmuĢlardır.
Yazdıkları eserlerle Kutsal Kitap‟ın güvenirliğini sorgulamıĢlardır.
Bu yazarlar arasında en dikkati çeken isim, en ağır ithamları yöneltmesi açısından
Celsus‟tur. Sonraki asırlarda yaĢayan bazı kilise babaları Celsus‟un özellikle
Hıristiyanlığa ve Kutsal Kitap‟a karĢı ileri sürdüğü bu ithamlarını cevaplamak ve Kutsal
Kitap‟ı savunmak için apolojik eserler yazmıĢlardır. Celsus‟un The True Word (Hakiki
Söz) adlı eseri aslında günümüze ulaĢamamıĢtır. Ancak Origene (M.S.185-254), Contra
Celsus (Celsus’a Karşı) adıyla Celsus‟un ileri sürdüğü fikirlere cevap niteliğindeki
eserinde hem Celsus‟un fikirlerine hem de kendisinin bu ithamlara verdiği cevaplara yer
vermiĢtir. Dolayısıyla Celsus‟un yönelttiği ithamlar, günümüze Origen vasıtasıyla
ulaĢmıĢlardır20
. Celsus, Eski Ahit‟in YaradılıĢ kitabında anlatılan insanın yaradılıĢına ve
sonrasında yaĢanılan olaylara ait anlatıların ancak yaĢlı kadınlar tarafından anlatılan
masallardan biri olabileceğini iddia etmiĢtir21
. Eski Ahit‟in saçmalıklarla dolu bir kitap
olduğunu, bunu da “ancak Musa gibi budala (!)” bir kimsenin kaleme alabileceğini ve
Kutsal Kitap‟ın tamamının “anlamsız” sözlerden oluĢtuğunu söylemiĢtir. Yeni Ahit‟in
sonradan ortaya çıkmıĢ boĢ bir itikat olduğunu ve içinde anlatılanların tamamıyla yalan
olduğunu savunmuĢtur22
.
19
ġinasi Gündüz, Mitoloji ile İnanç Arasında, Etüt Yayınları, Samsun 1998, s. 85-86. 20
Aaron Christensen, Celsus and Modern Anti-Mormonism, s.1, www.farils.org/pubs/celsus.pdf,
22.10.2007. 21
Thomas Rodd, Arguments of Celsus, Porphyry and the Emperor Julian against the Christians, London
1830, s.27; John Granger Cook, The Reaction to the Bible in Paganism,
http://www.bibleinterp.com/articles/Cook_Reaction_Bible_Paganism.htm, 22.10.2007. 22
Christensen, a.g.m., s. 3.
http://www.farils.org/pubs/celsus.pdfhttp://www.bibleinterp.com/articles/Cook_Reaction_Bible_Paganism.htm
-
11
Kutsal Kitap‟ın vahyî oluĢuna ve güvenirliğine yönelik erken dönemde yapılan en ciddi
saldırılardan biri de Hıristiyan bir rahibin oğlu olan ve öğretileriyle M.S. II. yüzyılda
büyük bir üne kavuĢan Marcion tarafından yapılmıĢtır. Marcion, M.S. 138 yılında
Roma‟ya gelmiĢ ve orada iyi bir eğitim almıĢtır. Hangi kitapların Kutsal Kitap olarak
kabul edilmesi gerektiği noktasında kiliseden ayrı bir yol izlemiĢtir. Örneğin Eski Ahit
kitabını oluĢturan bütün eserlerin kutsallığını tamamıyla reddetmiĢtir23
. Yeni Ahit‟te ise
Luka Ġncili ile Pavlus'un 10 mektubunu geçerli saymıĢ, diğerlerini güvenilir kabul
etmemiĢtir. Marcion, günümüz Yeni Ahit'inin temelini oluĢturan dört Ġncil arasında
yalnızca Luka Ġncili'ni sahih kabul etmiĢ; ancak bu metni de olduğu gibi değil, yeniden
gözden geçirerek ele almıĢtır. Marcion açısından Luka Ġncili, Ġncil metinleri arasında
Pavlus tarafından öğretilen orijinal Mesih Ġncili'nin tek derlemesiydi. Benzer Ģekilde O,
günümüz Yeni Ahit'inde yer alan ve Pavlus'a atfedilen 13 mektuptan yalnızca onunu
(Galatyalılara Mektup, Korintlilere Birinci ve Ġkinci Mektuplar, Romalılara Birinci ve
Ġkinci Mektuplar, Selaniklilere, Efeslilere, Koloselilere, Filipililere Mektuplar ile
Filimun'a Mektup) kanonik olarak kabul etmiĢtir. Timoteus‟a Birinci ve Ġkinci Mektup
ile Titus'a Mektubu ise kabul etmemiĢtir. Bundan baĢka günümüz Yeni Ahit'inde
bulunan, Resullerin ĠĢleri, Ġbranilere Mektup, Yakup‟un Mektubu ve benzeri diğer
metinler de Marcion tarafından sahih kabul edilmemiĢtir24
.
Marcion, otantik kabul edip kendi Yeni Ahit'ine dâhil ettiği Luka Ġncili ve Pavlus'un 10
mektubunu da üzerinde bir takım değiĢiklikler yapmak suretiyle kanonik kabul etmiĢtir.
Bu metinlerdeki, kendine göre Ġsa Mesih'in mesajına uygun düĢmeyen ve Eski Ahit'in
uzantısı durumunda olduğuna inandığı kısımları çıkarmıĢtır. Örneğin bu çerçevede, Ġsa
Mesih'in doğum hikâyesini konu edinen Luka Ġncili'nin ilk iki bölümünü kabul
etmemiĢtir25
. Pavlus‟un Galatyalılara Mektup ve Romalılara Mektubunu bazı
bölümlerini çıkartmak suretiyle kabul etmiĢtir. Örneğin Galatyalılara Mektup‟ta
23
Gerd Lüdemann, Heretics: The Other Side of Early Christianity, Westminster John Knox Press,
Kentucky, s.164. 24
ġinasi Gündüz, Sinoplu Marcion’un Gnostik Teolojisi, HoĢgörü Yılı ve Ġnanç Turizminde Göller
Bölgesi Sempozyumu, 07-08 Eylül 2000,
http://www.dinlertarihi.com/dosyalar/makaleler/sinasigunduz/marcion.htm, 23.10.2007. 25
ġinasi Gündüz, a.g.m., http://www.dinlertarihi.com/dosyalar/makaleler/sinasigunduz/marcion.htm,
23.10.2007; Bart D. Ehrman, İncil Nasıl Değiştirildi, Trc. Özlem Toprak, Truva Yayınları, Ġstanbul 2007,
s.51-52; Archibald Duff, History of Old Testament Criticism, London 1910, s.74.
http://books.google.com.tr/url?client=ca-print-presbyterian_publishing-westminster_john_knox_press&format=googleprint&num=0&channel=BTB-ca-print-presbyterian_publishing-westminster_john_knox_press+BTB-ISBN:0664226426&q=http://www.cokesbury.com/%3Fpid%3D0664226426&usg=AFQjCNE4WRmfTuk0bgaV1KVoLh9SFape7w&source=gbs_buy_s&cad=1http://www.dinlertarihi.com/dosyalar/makaleler/sinasigunduz/marcion.htmhttp://www.dinlertarihi.com/dosyalar/makaleler/sinasigunduz/marcion.htm
-
12
Pavlus‟un Kifas ve Yakup‟la Kudüs‟te görüĢmesi (1/18-24) ve Pavlus‟un Hz.
Ġbrahim‟in imanı ile ilgili sözleri (3/6-9) Marcion‟un Yeni Ahit‟inde bulunmaz26
.
Kutsal metinler konusundaki bu çalıĢmalarıyla Marcion, Hıristiyanlık tarihinde metin
eleĢtirisi konusundaki çalıĢmaları baĢlatan kiĢi olması yanında, Hıristiyan Yeni Ahit‟i
oluĢturacak kutsal kitap listesinin belirlenmesinin baĢlamasına vesile olması yönünden
de önemli bir konumdadır27
.
Porphyry, Hıristiyanlara Karşı adlı eseriyle, özellikle Eski Ahit‟in Yunanca tercümesi
olan Septuaginte metnini eleĢtiriye tâbi tutmuĢtur. Yunus kitabında anlatılan Yunus
peygamber ile balığın hikâyesi ve HoĢea kitabında geçen HoĢea peygamber ile bir
fahiĢenin evlenmesi hikâyelerinin gerçek olmadıklarını iddia etmiĢtir. Vâiz kitabının
Septuaginte tercümesinin 4/828
cümlesinin, Allah‟ın bir “Oğlu”nun olamayacağı
gerçeğini yansıttığını düĢünmektedir29
. Porphyry‟nin üzerinde en çok durduğu bölüm
Daniel kitabıdır. Daniel kitabının Ġbrani Kutsal Kitap‟ları arasında bulunmaması
gereken, aslında Yunanca yazılmıĢ uydurma bir eser olduğunu savunmaktadır. Bu
görüĢünün dayanak noktasını da Daniel kitabında geçen Susanna‟nın hikâyesi30
26
Cky J. Carrigan, Marcion And Marcionite Gnosticism, http://www.ontruth.com/marcion.html,
17.02.2008. 27
Konuyla ilgili olarak bakınız Ehrman, İncil Nasıl Değiştirildi, s.50-54 28
Vâiz 4/8:” Bir adam var, ona ikinci yok; oğlu da kardeĢi de yok; ve bütün emeğinin sonu yok; ve gözleri
zenginliğe doymuyor. Öyle ise ben kimin için emek çekeyim ve canımı iyilikten mahrum edeyim? Diyor.
Bu da boĢ ve kötü bir zahmet.” 29
Cook, The Reaction to the Bible in Paganism,
http://www.bibleinterp.com/articles/Cook_Reaction_Bible_Paganism.htm, 22.10.2007. 30
Elimizdeki Daniel kitabı on iki bölümden oluĢmaktadır. Ancak, “Susanna” isimli bir kadın hakkında
olan on üçüncü bölüm sonradan bu esere ilave edilmiĢtir. Bu bölüm Eski Ahit‟in apokrif (sahih olmayan)
kitapları listesinde yer alır. Katolikler ve Ortodokslar, Yahudiler ve Protestanların apokrif saydıkları bu
ilaveyi deuterokanonik (erken dönemde kilise babaları ve ileri gelen din âlimleri tarafından kutsallıkları
tartıĢıldıktan sonra kabul edilmiĢ, ikinci dereceden önemli sayılan sahih eserler) olarak saymıĢlar ve
Kutsal Kitap listesine eklemiĢlerdir (John H. Hayes, Introduction to the Bible, The Westminster Press,
Pennsylvania t.y., s.3-4). “Hikâye temelde, Daniel döneminden bağımsız ve belki de Daniel kitabından
oldukça önce yazılmıĢtır. Kitap, duĢ alırken, cinsel arzularla kendisine yaklaĢan iki nüfûz sahibi adamın
isteklerini reddettiği için bir kadının nasıl hapse düĢtüğünü anlatmaktadır. Susanna‟nın attığı çığlık ve
tecavüze yeltenen adamların yalanları kadının mahkemeye sevk edilmesine neden olmuĢtur. Susanna‟nın
kaderi mahkemede belirlenmiĢ; halk ve yargıçlar kendisini dinlemeden mahkûm etmiĢlerdir.
Recmedilmeye götürülürken Tanrı onun feryadını iĢitmiĢ (cümle 44) ve Daniel isimli bir genç, yargıçtan,
kadına karĢı ithamda bulunanların suçlamalarının çapraz bir biçimde tekrar gözden geçirilmesini
istemiĢtir. Hikâye, Tanrı‟nın inançlı ve faziletli bir kadına nasıl yardım ettiğini göstermekte ve Daniel‟in
Tanrı hikmetine sahip olduğunu açıklamaktadır. Ancak bu hikâye, M.Ö. II. asırda mahkemelerde
Ģahitlerin, gizli bir Ģekilde, çapraz ifadelerinin alındığı ve Helenistik dönem Yahudiliğinde mahkemelerde
bireylere (hatta kadınlara bile) birinci sınıf bir mevki verildiği iddialarını dile getirmemize olanak
vermektedir” (James H. Charlesworth, “Eski Ahit‟in Apokrif Kitapları”, Trc. Muhammed Tarakçı,
Uludağ Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, Cilt 12, Sayı 2, 2003, s.394-395).
http://www.ontruth.com/marcion.htmlhttp://www.bibleinterp.com/articles/Cook_Reaction_Bible_Paganism.htm
-
13
oluĢturur. Hikâyeye göre Daniel ileri gelenlerle konuĢurken Yunanca kelimeler
kullanmaktadır. Porphyry, bu noktadan hareket ederek eserin aslında Yunanca yazılmıĢ
uydurma bir eser olduğunu iddia eder31
. Ayrıca, Daniel kitabının yazarının kesinlikle
Daniel peygamber olamayacağını, olsa olsa Yahuda eyaletinde M.Ö. II. yüzyılda Kral
Antiochus Epiphanes zamanında yaĢamıĢ bir yazar olabileceğini ileri sürmüĢtür.
Porphyry‟nin bu yazım tarihi ile ilgili görüĢü günümüzde yaĢayan ilim adamlarının
birçoğuna göre doğrudur32
.
M.S. IX. yüzyılın son çeyreğinde Ġran‟ın Horasan eyaletindeki Belh Ģehrinde yaĢamıĢ
olan Hîvî el-Belhî Kutsal Kitap‟a karĢı yaptığı sert eleĢtirilerle tanınan bir Yahudi
âlimidir. Kutsal Kitap‟ın ilâhi kaynaklı olduğuna dair inancı, iki yüz itiraz noktası
belirlemiĢ ve Book of Two Hundred Questions (Ġki Yüz Soru Kitabı) isimli bir eser
yazarak eleĢtirmiĢtir. Hîvî‟nin ileri sürdüğü argümanları, kendi eseri günümüze
ulaĢamadığı için ancak baĢka yazarların eserlerindeki anlatımlardan öğrenebiliyoruz.
Kutsal Kitap‟ta bir takım çeliĢkiler bulunduğunu, bundan dolayı da Kutsal Kitap‟ın ilâhi
kaynaklı olamayacağını savunmuĢtur. II. Samuel 24/933
ile I. Tarihler 21/534
; II. Krallar
8/2635
ile II. Tarihler 22/236
aralarındaki çeliĢkilere dikkat çekmiĢtir. ÇıkıĢ 14/2737
‟de
anlatılan Hz. Musa‟nın denizi ikiye ayırma olayını da eleĢtirmiĢ, bunun ancak bir med-
cezir neticesinde olmuĢ olabileceğini söylemiĢtir. ÇıkıĢ 34/2938
‟da anlatılan Hz.
Musa‟nın yüzünün parlamasının da mucizevî bir olay olmadığı, uzun süre Sina dağında
aç kalmasından dolayı yüzünün parladığını iddia etmiĢtir. Hîvî el-Belhî‟nin çağdaĢı olan
31
St. Jerome, Commentary on Daniel, trc (Ġngilizce). by Gleason L. Archer, s.15-17,
http://www.tertullian.org/fathers/jerome_daniel_02_text.htm, 20.10.2007. 32
Rodd, Arguments of Celsus, s. .44; Cook, The Reaction to the Bible,
http://www.bibleinterp.com/articles/Cook_Reaction_Bible_Paganism.htm, 22.10.2007;
St. Jerome, Commentary on Daniel, s. 16, http://www.tertullian.org/fathers/jerome_daniel_02_text.htm,
20.10.2007. 33
II. Samuel 24/9:” Ve Yoab yazılanların sayısını krala verdi; ve Ġsrail‟de kılıç çeken sekiz yüz bin yiğit
vardı; ve Yahuda adamları beĢ yüz bin kiĢi idi.” 34
I. Tarihler 21/5:” Ve Yoab yazılan kavmin sayısını Davud‟a verdi. Ve bütün Ġsrail, kılıç çeken bin
binler (“bir milyon” New King James Version) ve yüz bin kiĢi idi; ve Yahuda kılıç çeken dört yüz yetmiĢ
bin kiĢi idi.” 35
II. Krallar 8/26:“ Ahazya kral olduğu zaman yirmi iki yaĢında idi; ve YeruĢalim‟de bir yıl krallık etti.
Ve anasının adı Ġsrail kralı Omrinin kızı Atalya idi.” 36
II. Tarihler 22/2:“ Ahazya kral olduğu zaman kırk iki yaĢında idi; ve YeruĢalim‟de bir yıl krallık etti.
Ve anasının adı Ġsrail kralı Omrinin kızı Atalya idi.” 37
ÇıkıĢ 14/27:” Ve Musa elini deniz üzerine uzattı, ve sabaha karĢı deniz kendi akınına döndü; ve onun
karĢısından Mısırlılar kaçtılar; ve Rab Mısırlıları denizin ortasına silkip attı.” 38
ÇıkıĢ 34/29:” Ve Musa Sina dağından indiği zaman vaki oldu ki, dağdan inerken Ģehadetin iki levhası
kendi elinde idi; ve Musa Rab ile söyleĢtiğinden yüzünün derisi parladığını bilmiyordu.”
http://www.tertullian.org/fathers/jerome_daniel_02_text.htmhttp://www.bibleinterp.com/articles/Cook_Reaction_Bible_Paganism.htmhttp://www.tertullian.org/fathers/jerome_daniel_02_text.htm
-
14
büyük Yahudi âlimi Saadia Gaon39
(Sa‟îd Ġbn-i Yusuf el-Feyyûmi, ö.942), Hîvî‟nin
eserinin okunmasını yasaklamıĢ ve bu esere cevap niteliğinde olan Kitab’ur-Redd âlâ
Hîvî el-Belhî isimli bir eser yazmıĢtır. Ancak bu eser de günümüze ulaĢamamıĢtır. Hîvî
el-Belhî bir heretik olarak kabul edilmiĢ, kendisinin ardından her türlü lanetleme
yapılmıĢ hatta soyadına nispetle anılırken El-Belhî (Belhli) olarak değil de El-Kelbî
(Köpeğin soyundan gelen, köpek tabiatlı) olarak zikredilmiĢtir40
.
1.1.1.1. Ġslâm Dünyasında Yapılan EleĢtirel Faaliyetler
Ġslâm‟ın ilk günlerinden itibaren Müslümanların Ehl-i Kitâp‟a karĢı giriĢtikleri
polemiklerin nüvesini, onların kendi kutsal kitaplarını tahrif, tebdil ve tağyir ettikleri
Ģeklindeki iddialar teĢkil eder. Ġslâm inancına göre Yahudiler Tevrat‟ı orijinal Ģekliyle
koruyamamıĢ, bu kitap üzerinde çeĢitli Ģekillerde değiĢiklikler yapmıĢlardır.
Yahudilerin yaptıkları iddia edilen değiĢiklikler Kur‟ân-ı Kerim‟de Ģu kavramlarla
anlatılır: Metnin veya mananın bozulması (Tahrif, Bakara Suresi 2/75), kelimelerin
baĢka kelimelerle değiĢtirilmesi (Tebdil, A‟raf Suresi 7/162), bazı bölümlerin
gizlenmesi (Kitmân, Bakara Suresi 2/42), metni okurlarken ağızlarını eğip bükmeleri
yoluyla mananın yanlıĢ anlaĢılmasını sağlamaları (Leyy, Nisa Suresi 4/46) ve kitapta
bulunan emir ve yasakların bir kısmının unutulması (Nisyan, Mâide Suresi 5/13).
Kur‟ân-ı Kerim ve sahih hadislere dayalı olarak Yahudilerin kendi Kutsal Kitap‟larını
bozdukları ve Allah‟ın indirdiği Ģekliyle muhafaza edemedikleri görüĢü genel olarak
kabul görmüĢtür. Buna karĢılık bir takım Yahudi ilim adamları da aslında Kur‟ân‟ın
Tevrat‟ın temeline oturan bir kitap olduğunu ve Hz. Muhammed‟in Kur‟ân‟ı yazarken
39
Sa‟îd b. Yusuf el- Feyyûmî (ö.942). Yahudi Tanrıbilimci ve yorumcularının ileri gelenlerindendir.
Ortaçağ Geonim dönemi felsefesinin en önemli düĢünürü ve bilimsel otoritesidir. “Yahudi felsefesinin
babası” olarak adlandırılmıĢtır. Aynı zamanda biyolog, gramer uzmanı, mütercim, Ģair ve halakhist
(doğrudan Musa kanunundan kaynaklanmayan hukukî kurallar uzmanı) olarak hatırlanır. Bağımsız
hareket ediĢi ve geniĢ çaplılığı ile birçok Yahudi entellektüel disiplinin baĢlatıcısı kabul edilmiĢtir.
Rabbinik Yahudilik otoritesini pekiĢtirmiĢtir. Eserlerini Ġbranî harfleriyle, fakat Arap diliyle yazmıĢtır.
Onun en önemli baĢarısı Tevrat‟ı Arapçaya kısmî bir yorumla tercümesidir. Yemen Yahudileri bu
tercümeyi, Ġbranîce metni ve Onkelos‟un Targum‟unu içeren bir cilt olan “Tac” (Tora‟nın Tacı) adı
altında hâlen kullanırlar. (Sami Baybal, Saadia Gaon Onun Ortaçağ Yahudi Felsefesini OluĢturma Ve
Yahudi Dogmasını Yeniden Formüle Etme Çabaları, Selçuk Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Dergisi, 2003
Bahar, Sayı XV, Konya 2003, s.169-186) 40
Richard J. H. Gottheil, Some Early Jewish Bible Criticism, Journal of Biblical Literature(JBL),
Published by The Society of Biblical Literature, Vol. 23, No. 1, (1904), s.6-7; Max Schloessinger, “Ḥıwı Al-Balkhı”, JE, 429, http://www.jewishencyclopedia.com/view_page.jsp?artid=809&letter=H&pid=0,
01.06.2008; Theodore Pulcini, “Exegises as Polemical Discourse: Ibn Hazm on Jewish and Christian
Scriptures”, (Doktora Tezi), University of Pittsburgh, 1994, s.27.
http://www.jewishencyclopedia.com/view_page.jsp?artid=809&letter=H&pid=0
-
15
Tevrat‟tan yararlandığını ileri sürmüĢlerdir. Yahudilerin bu iddialarına karĢılık olarak
Müslüman ilim adamları baĢta Tevrat olmak üzere Yahudi ve Hıristiyan Kutsal
Kitapları‟nı araĢtırmıĢlardır. Bu çalıĢmalar arasından, Modern Kutsal Kitap EleĢtirisinin
ulaĢtığı sonuçlara oldukça erken dönemlerde ulaĢan ve ilmi açıdan önemli bilgiler sunan
ilim adamlarının eserlerini özellikle belirtmekte fayda vardır.
Bunların baĢında Tevrat hakkındaki bilgisi Yahudi araĢtırmacılar tarafından da takdir
edilen ve modern eleĢtirmenlerin takip ettiği usullere yakın bir usulle baĢta Tevrat ve
Ġnciller olmak üzere Kutsal Kitap‟ın tamamı hakkında araĢtırmalar yapmıĢ olan Ġbn
Hazm (ö. 1064) gelir. Ġbn Hazm, Tevrat‟taki tarihsel ve sayısal bilgileri incelemiĢ,
bunlar arasındaki çeliĢkileri ortaya çıkarmıĢ ve Tevrat‟ın mevcut Ģekliyle Hz. Musa‟ya
ait olamayacağını ispat etmeye çalıĢmıĢtır. Ġbn Hazm, Tesniye kitabının son babında
Hz. Musa‟nın ölümünün, defninin ve sonrasının anlatıldığı kısımlara dikkati çekmiĢ ve
bu bölümlerin Tevrat‟ın sonradan değiĢtirildiğinin en açık delilleri olduğunu savunmuĢ
ve bu kısımların Hz. Musa tarafından yazılmıĢ olmasının imkânsız olduğunu iddia
etmiĢtir41
. Tevrat‟ın Allah tarafından indirilmiĢ bir kitap olamayacağını, tam aksine bu
kitabın mel‟un ve mekzup bir kitap, yazıcısının ise Allah‟a, peygamberlerine ve
kitaplarına hakaret eden, aritmetik, astronomi, coğrafya ve teoloji gibi bilimlerde cahil
olan budala bir zındık olduğunu belirtmiĢtir42
. Tevrat‟ta bir takım sayısal hatalar
bulunduğunu örneklerle anlatır: Tekvin kitabı 5/32. cümlesinde “ ve Nuh beĢ yüz
yaĢında idi; ve Samın, Hamın ve Yafetin babası oldu” bilgisi ve Tekvin kitabı 7/6.
cümlesinde de “ Ve yeryüzü üzerinde sular tufanı olduğu zaman Nuh altı yüz yaĢında
idi.” bilgisi verilir. Hâlbuki yine Tekvin 11/10. cümlede “Samın zürriyetleri bunlardır.
Sam yüz yaĢında idi, ve tufandan iki yıl sonra ArpakĢad‟ın babası oldu;” açıklaması
yapılır. Basit bir aritmetik hesabı bilen kimse buradaki yanlıĢlığı fark edebilir: Samın
ArpakĢad‟ın babası olduğunda 102 yaĢında olması gerekmektedir43
. Ġbn Hazm,
Tevrat‟ın ilahi vahiy mahsulü olamayacağını ispat eden çeliĢkileri çeĢitli örnekler
vererek Ģöyle açıklar: Tevrat‟ta güzelliğinden dolayı Hz. Ġbrahim‟in eĢi Sara‟nın iki defa
yabancı krallar tarafından eĢ olarak alınmak istendiği anlatılmaktadır. Ġlki Mısır
Firavunu tarafından (Tekvin 12/14-15) ikincisi de Gerar Kralı Abimelek tarafından
41
Ġbn Hazm, El Fasl fi’l-Milel ve’l-Ehvâi ve’n-Nihal, Daru‟l Ceyl, Beyrut t.y, I/285. 42
Adam, Yahudi Kaynaklarına Göre Tevrat, s.231; Pulcini, Exegises as Polemical Discourse, s.169. 43
Ġbn Hazm, El Fasl, I/212.
-
16
(Tekvin 20/2) gerçekleĢtirilmek istenmiĢtir. Ancak burada ilginç olan nokta Tevrat‟a
göre (Tekvin 17/17) bu olaylar yaĢandığında 90 yaĢlarında yaĢlı bir kadın olan Sara
nasıl oluyor da hâlâ çekici ve güzel bir kadın olarak baĢka erkeklerin dikkatini celbedici
bir halde kalabiliyor44
? Bir baĢka örneği de ÇıkıĢ kitabından verir. Firavun‟un, Hz.
Musa‟ya Ġsrailoğullarını Mısır‟dan çıkarmasına izin vermemesinden dolayı karĢılaĢtığı
bela ve musibetlerin anlatıldığı bölümde, ÇıkıĢ 9/6. cümlede anlatılan (Ve Rab bu Ģeyi
ertesi gün yaptı; ve Mısırlıların bütün hayvanları öldüler; fakat Ġsrailoğullarının
hayvanlarından bir tane ölmedi.) musibete dikkat çektikten sonra ÇıkıĢ 9/9-10 (Ve
bütün Mısır diyarı üzerinde ince bir toz olacak, ve bütün Mısır diyarında insan ve
hayvan üzerinde irin çıkaran çıban olacak) ve ÇıkıĢ 9/19 (Ve Ģimdi hayvanlarını, ve
kırda sana ait olan her Ģeyi kaçır; çünkü kırda bulunan bütün insanlar ve hayvanlar eve
getirilmezlerse, onların üzerine dolu inecek, ve öleceklerdir.) cümlelerinde anlatılan
musibetleri saymıĢ ve önceki musibette bütün hayvanların telef olduğu belirtildiği halde
sonraki musibette de hayvanların vebadan telef olacakları söylenmiĢtir. Bu musibetlerin
aralarında bir veya iki günlük bir süre bulunduğuna göre, bu hayvanlar nereden
gelmiĢtir45
?
Ġbn Hazm sadece Tevrat‟ı değil Ġncilleri de araĢtırmıĢ ve çeĢitli yönleriyle eleĢtiriye tâbi
tutmuĢtur. Matta ve Luka kitaplarında verilen Ġsa‟nın soyağacı ile ilgili bilgilere dikkati
çekmiĢtir. Luka‟nın Ġsa‟nın soyunu Nathan‟a (Davut‟un oğlu, Süleyman‟ın kardeĢi)
dayandırırken (Luka 3/31), Matta‟nın ise Süleyman‟a dayandırdığını (Matta 1/6) söyler.
Ya Matta‟nın ya da Luka‟nın verdiği bilgilerin yanlıĢ olduğunu, ya da her ikisinin de
yalan söylediğini iddia etmiĢtir46
. Ġbn Hazm‟ın yaptığı bu çalıĢmalar, Batıda ileriki
yüzyıllarda bilimsel olarak yapılacak olan Kutsal Kitap eleĢtirisi çalıĢmalarının
prototipini oluĢturmuĢtur47
.
44
Ġbn Hazm, El-Fasl, I/225; Ġbn-i Hazm‟ın dikkat çektiği bu nokta Yahudi din adamlarının da dikkatinden
kaçmamıĢ ve bu bölümü açıklamakta zorlanmıĢlardır. Bu bölümleri, Sara‟nın güzelliğinin zamanın
geçmesine veya yapmıĢ olduğu uzun yolculuklara bağlı olmadığını, O‟nun güzelliğinin hiçbir zaman
azalmadığını, kendisine güzelliğin simgesi olan Havva‟nın güzelliğinin bahĢedilmiĢ olduğunu ileri
sürerek yorumlama yoluna gitmiĢlerdir. (Pulcini, Exegises as Polemical Discourse, s.197) 45
Ġbn Hazm, a.g.e., I/252. 46
Ġbn Hazm, a.g.e., II/33. 47
Ignaz Goldziher, “Ehl-i Kitaba KarĢı Ġslam Polemiği II”, Trc. Cihad Tunç, Ankara Üniversitesi İlâhiyat
Fakültesi İslam İlimleri Enstitüsü Dergisi, Sayı V, Ankara 1982, s.260.
-
17
Yahudi ve Hıristiyan Kutsal Kitap‟larını asıl kaynaklarından inceleyerek bu eserleri
eleĢtiren bir baĢka önemli isim de el-Karafî (ö. 1286)‟dir. YazmıĢ olduğu “Kitabu’l-
Ecvibeti’l-Fâhira Ani’l-Es’ileti’l-Fâcira” isimli eserinde Tevrat‟ın büyük bir kısmının
tahrif ve tebdil edildiğini savunmuĢtur. Bu iddiasını adı geçen eserin II. bâbının IX.
bölümünde toplam on sekiz adet olarak belirlediği Tevrat‟ın değiĢtirilmiĢ kısımlarını
açıklamak suretiyle ispatlamaya çalıĢmıĢtır48
. Karafî‟ye göre Hz. Musa Tevrat‟ı yazmıĢ
ancak O‟nu Ġsrailoğullarından saklamıĢtır. Tevrat‟ı Harunoğullarına vermiĢtir.
Ġsrailoğullarına “Haazinu” olarak bilinen (Tesniye 31/9: Ve Musa bu Ģeriatı yazdı ve
onu Rabbin ahit sandığını taĢıyan Levi oğulları Kohenlere ve Ġsrailin bütün ihtiyarlarına
verdi.) surenin yarısını öğretmiĢtir. Bu cümle Musa‟nın Ġsrailoğullarına Tevrat‟ın
tamamını vermediğine, sadece bu sureyi verdiğine delildir. Zaten Tevrat‟ın geriye kalan
kısmından da haberdar olmamıĢladır. Tevrat‟ın kendilerine verildiği Harunoğulları ise
Tevrat‟ı korumanın gerektiğine inanmamıĢlardır. Daha sonra Buhtunnasr, Yahya b.
Zekeriyya‟nın kanından dolayı Harunoğullarını katletmiĢtir. Buhtunnasr Yahudileri
Bâbil‟e sürmüĢ, bu olaydan yetmiĢ sene sonra da Ezra Kohenlerin yanında bulunan
parçalardan Tevrat‟ı derlemiĢtir. Ezra‟nın Tevrat‟ı yeniden yazmasından dolayı
Yahudiler O‟na büyük saygı göstermiĢlerdir. Hâlbuki bu kitap hakikatte Allah‟ın
indirdiği bir kitap değil, Ezra‟nın yazdığı bir kitaptır. Bu kitap incelendiğinde cahil bir
insan tarafından yazıldığı kolaylıkla anlaĢılabilir49
. Karafî Tevrat‟ta Hz. Ġbrahim‟e
Allah‟ın “senin zürriyetin Mısır‟da dört yüz yıl kulluk edecek” (YaradılıĢ 15/13)
dediğini aktarır. Devamında da Tevrat‟ın yazarının yukarıda aktarılan sözün aksine
Yahudilerin Mısır‟da 230 sene kaldığını (ÇıkıĢ 12/40-41) yazdığını iddia eder.
Dolayısıyla sonraki bilgi ile ilk bilgi arasında bir tenakuzun olduğunu bildirir. Tevrat‟ın
yalancılar tarafından yazılmıĢ bir eser olduğunu iddia eder50
. Karafî‟nin konuyla ilgili
iddialarına vereceğimiz son örnek Tevrat‟ın son kısmında anlatılanlarla ilgili olarak
yaptığı değerlendirmelerdir. Tesniye kitabının 34. bâbında anlatılanların zaruri olarak
48
El-Karafî, Kitabu’l-Ecvibeti’l-Fâhira Ani’l-Es’ileti’l-Fâcira, Alemü‟l Kütüb, Beyrut 2005, s.99-108. 49
El-Karafî, Kitabu’l-Ecvibe, s. 100-101. 50
El-Karafî, a.g.e., s. 105; Karafî‟nin burada 230 sene olarak belirttiği sürenin aslında 430 sene olması
gerekir (ÇıkıĢ 12/40-41: Ve Ġsrailoğullarının Mısır‟da oturdukları müddet dört yüz otuz yıl idi. Ve vaki
oldu ki, dört yüz otuz yılın sonunda, Rabbin bütün orduları Mısır diyarından aynı günde çıktılar). YanlıĢ
olarak tespit etse de yine de YaradılıĢ 15/13 ile ÇıkıĢ 12/40-41 arasında bir çeliĢki vardır ve bu durumu
sonraki ilim adamları da tespit etmiĢlerdir. Sözü edilen cümleler arasındaki çeliĢki ile ilgili geniĢ bir
değerlendirme için bkz. Maurice Bucaille, Çıkış Kitabı, Trc. AyĢe Meral, Ġbrahim Kapaklıkaya, Gelenek
Yayınları, Ġstanbul 2002, s.33-35.
-
18
Musa sonrasında yaĢamıĢ bir kimse tarafından yazılmıĢ olması gerektiğini, kesinlikle
Musa‟ya indirilmiĢ vahyî bir haber olamayacağını, çünkü burada anlatılanların Musa
sonrasına ait olduğunu söylemiĢtir. Özellikle “bugüne kadar hiç kimse O‟nun kabrinin
yerini bilmez” cümlesinin sonradan yazılmıĢ olduğunu gösteren kesin bir delil olduğunu
savunmuĢtur51
.
Konuyla ilgili araĢtırma yapmıĢ bir baĢka önemli isim de Ġbn Kayyim El-Cevziyye
(ö.1351)‟dir. YazmıĢ olduğu “Hidayetü’l-Hayarâ Fî Ecvibeti’l-Yehûd ve’n-Nasarâ” adlı
eserinde Tevrat‟ın tahrif edildiğini ve değiĢtirildiğini savunmuĢ, Tevrat nüshaları
arasındaki farklılıkları öne sürerek Tevrat‟ta eklemelerin ve çıkarmaların bulunduğunu
iddia etmiĢtir. Allah‟ın Hz. Musa‟ya indirdiği Tevrat‟ta bulunmayan bu farklılıkların
konunun ehli uzman kiĢilerce bilindiğini öne sürmüĢtür52
. Ġbn Kayyim, Yahudilerin
kullandığı Tevrat ile Hıristiyanların ve Samirilerin kullandıkları Tevrat nüshalarının
birbirleriyle çeliĢtiğini, bunların aynı eser olmadıklarını belirtir53
. Aynı Ģekilde
Hıristiyanların kutsal kitaplarından dört Ġncil‟de birbirleriyle çeliĢen ifadeler
bulunduğunu savunmuĢtur54
. Ġbn Kayyim‟in Kutsal Kitap‟a yönelik eleĢtirilerinin
temelini Hz. Muhammed‟in peygamberliğine delalet eden ayetlerin lafızlarının
değiĢtirildiği ve anlamlarında tahrifat yapıldığı iddiaları oluĢturur. Bu iddiasına Tesniye
18/18 cümlesini örnek olarak gösterir. Ġbn Kayyim “KardeĢleri arasından Ġsrailoğulları
için senin gibi bir peygamber çıkaracağım ve kelamımı O‟nun ağzına koyacağım”
cümlesini Yahudilerin, cümlenin baĢına mahzuf bir istifham-ı inkarî edatı getirerek
okuduklarını, dolayısıyla cümlenin anlamını “Onların kardeĢleri arasından bir
peygamber mi çıkaracağım?” Ģeklinde değiĢtirdiklerini söyler55
. Ġbn Kayyim‟in yaptığı
eleĢtirilere vereceğimiz son örnek de YaradılıĢ 22/2 cümlesidir: “ Ve dedi: Ģimdi
oğlunu, sevdiğin biricik oğlunu, Ġshak‟ı al ve Moriya diyarına git, ve orada sana
söyleyeceğim dağların biri üzerinde onu yakılan kurban olarak takdim et.”. Cümleye
göre Hz. Ġbrahim‟e biricik oğlu Ġshak‟ı kurban olarak kesmesi emredilmektedir. Ġbn
Kayyim‟e göre bu anlatımda iki temel çeliĢki vardır. Birincisi Hz. Ġbrahim‟in, birinci
51
El-Karafî, Kitabu’l-Ecvibe, s. 106. 52
Ġbn Kayyim El-Cevziyye, Hidayetü’l-Hayarâ Fî Ecvibeti’l-Yehûd ve’n-Nasarâ, Daru‟l Kuteybe, Beyrut
2001, s.181. 53
Ġbn Kayyim, Hidayetü’l-Hayarâ, s.159. 54
Ġbn Kayyim, a.g.e., s.171. 55
Ġbn Kayyim, a.g.e., s.180.
-
19
evladı Hz. Ġsmail‟dir. Ġkinci çeliĢki ise Hz. Ġshak, Hz. Ġsmail‟in kurban olarak kesilmesi
emrinden sonra Allah tarafından melekler aracılığı ile Hz. Ġbrahim‟e doğacağı
müjdelenmiĢtir. Dolayısıyla bu emir geldiğinde henüz Hz. Ġshak doğmamıĢtır56
.
1.1.2. Kilise Ġçinde OluĢan EleĢtirel Faaliyetler
Kilisenin ilk dönemlerinde Kitâb-ı Mukaddes EleĢtirisi önce Eski Ahit kitaplarının daha
sonra da Yeni Ahit kitaplarının incelenmesi ile baĢlamıĢtır57
. Ġlk dönem kilise
babalarının bazı eserlerinde az da olsa eleĢtiri kokan bazı ifadeler vardır ama bunlar
kesinlikle kabul edilmiĢ olan kutsal kitaplar koleksiyonunun sistematik olarak
sorgulanması ile ilgili değildir. Aslında bu dönemde Kutsal Kitap‟ın vahiy mahsulü bir
eser olduğu inancında herhangi bir değiĢiklik yoktur. Ancak anlaĢılamayan bazı
noktaların anlaĢılması ve çeliĢkili ifadelerin açığa kavuĢturulması için Kutsal Kitap
EleĢtirisi‟nin habercisi diyebileceğimiz ilk adımlar bu dönemde atılmıĢtır58
. Bunlardan
birkaç örnek vermek gerekirse Ģunları gösterebiliriz: Afrikalı Julius (M.S.160–240),
Origene‟e (M.S.185-254) yazmıĢ olduğu mektupta Ġbranice-Aramice yazılmıĢ olan
Daniel kitabında geçen (Daniel 13/54–55, 58–59) Susanna‟nın hikâyesi bölümünün
orijinalinin aslında Yunanca olduğunu, dolayısıyla bu bölümün Daniel kitabında
bulunmaması gerektiğini iddia etmiĢtir59
.
Ġlkçağın en büyük Hıristiyan ilâhiyatçılarından Origene (M.S.185-254), yazmıĢ olduğu
“Hexapla” adlı eseriyle metin eleĢtirisinin adeta temellerini atmıĢtır. Origene, bu
eserinde Eski Ahit metninin kendi dönemine kadar yapılmıĢ olan Yunanca tercümelerini
ele almıĢ ve özellikle Septuaginte tercümesinde yapılmıĢ olan metin hatalarını
düzeltmiĢtir. Ayrıca Eski Ahit‟in Ġbranice metni ile Yunanca tercümesi olan Septuaginte
metnini karĢılaĢtırmalı olarak değerlendirmiĢtir. Birbirlerinde bulunmayan veya farklı
olan metinleri birtakım iĢaretlerle belirtmiĢ ve hatalı olan metinlerin düzeltilmiĢ Ģeklini
yine aynı kitapta göstermiĢtir. Metin tenkitçiliğinin ilk örneklerinden olması nedeniyle
56
Ġbn Kayyim, Hidayetü’l-Hayarâ, s.313. 57
K. Grobel, “Biblical Criticism”, The Interpreter’s Dictionary of the Bible (IDB), George Arthur
Buttrick, Abingdon Press, New York 1962, I, 408. 58
Harman, Yahudi Kutsal Kitapları, s.211. 59
Grobel, a.g.m., IDB., I, 408.
-
20
eserin büyük bir önemi vardır60
. Origene Kutsal Kitap‟ın anlaĢılması çalıĢmalarında
kelime (literal-zahiri) anlamına baĢvurmaktan ziyade alegorik61
yorumun tercih
edilmesinin gerektiğini savunmuĢtur. Origene‟e göre Kutsal Kitap‟ta bulunan bazı
bölümlerin literal anlama göre anlaĢılması oldukça saçma ve imkânsız sonuçlara
ulaĢılmasına neden olacaktır. Bu yüzden alegorik anlam tercih edilmelidir. Bu
bağlamda, Eski Ahit‟te yer alan bazı emir ve yasakları eleĢtirmiĢ ve Tanrı‟nın insanlara
bu tür bayağı ve sıradan emir ve yasakları vermiĢ olamayacağını savunmuĢtur. Ayrıca
Eski Ahit‟te yer alan Tanrı hakkındaki antropomorfik ifadeleri kesinlikle reddetmiĢtir.
Lût peygamberin kızlarıyla olan iliĢkisini ve Ġbrahim peygamberin Ģehvet düĢkünü
davranıĢlarının anlatıldığı Kutsal Kitap cümlelerinin gayri ahlâki ve uygunsuz olduğunu
belirtmiĢtir. YaradılıĢ kitabının 17/1462
cümlesinde sünnet olmamıĢ çocukların
öldürülmesini isteyen emrin insanlık dıĢı bir emir olduğunu savunmuĢtur. Ġncillerde yer
alan çeĢitli farklılıklara ve tenakuzlara dikkat çekmiĢtir63
. Ayrıca Origene, ilerde metin
eleĢtirisinin kullanacağı içsel delillerin bir kısmından faydalanarak, Pavlus‟un,
Ġbranilere Mektup‟u yazmıĢ olması ihtimalinin oldukça düĢük olduğunu iddia etmiĢtir64
.
Origene‟in öğrencilerinden Dionysius (M.S. 200-265), Vahiy kitabı hakkında o güne
kadar yazılmamıĢ eleĢtirel bir eser kaleme almıĢtır. Eserinde Vahiy kitabının yazarının,
Yuhanna Ġncili‟nin yazarı olan havari Yuhanna olamayacağını savunmuĢtur. Buna sebep
olarak da bu iki eserde kullanılan dil ve üslûbun, aynı yazar tarafından
kullanılamayacak kadar birbirlerinden farklı olduklarını ileri sürmüĢtür. Yunancanın,
Yuhanna Ġncili‟nde büyük bir maharet ve incelikle, mükemmel ifadelerle ve herhangi
60
Norman L. Geisler & William E Nix, A General Introduction to the Bible, Moody Press, Chicago 1986,
s. 446-447; Herbert Marsh, Lectures on the Criticism and Interpretation of the Bible, London 1842, s.56-
59. 61
Bir metnin alegorik yorumunun yapılmasıyla Ģu kastedilir: Metnin içinde kelime anlamının da ötesinde
anlatılmak istenen çok daha derin ve mistik bir anlam vardır. Bu anlam, kelimelerin doğrudan doğruya
tercüme edilmesiyle ortaya çıkmaz. Metinde bulunan o cümlenin anlamı üzerinde, kelimelerine
takılmadan daha derin düĢünmek gerekir.
Alegorik anlam bulma çabası ilk olarak Helenistik dönemde, Stoacı filozofların antik dönem Yunan
mitlerinde derin bir anlam bulma çalıĢmalarıyla ortaya çıkmıĢtır. Bu yolla, metnin görünen anlamının da
ötesinde derin bir anlam çıkarma çabası M.Ö. II. asırda Helenistik Yahudiler, özellikle de Ġskenderiye
Yahudileri arasında yaygınlaĢtı. M.S. I. yüzyılda Philo, Josephus, Matta ve Pavlus tarafından sıkça
baĢvurulan bir metot oldu. Erken dönem kilise babaları da alegorik yoruma büyük önem vermiĢlerdir.
Bunun en güzel örneğini, Augustine‟in Ġncil‟de geçen iyi Samiriyeli hakkında yaptığı meĢhur alegorik
yorum oluĢturur (Soulen&Soulen, Handbook of Biblical Criticism, s.4-5). 62
YaradılıĢ 17/14:” Ve gulfe etinde sünnet olunmamıĢ sünnetsiz erkek varsa, o can kendi kavminden
kesilecektir; o benim ahdimi bozmuĢtur.” 63
Fred G. Bratton, Precursors of Biblical Criticism, JBL, Vol. 50, No. 3, 1931, s.178-179. 64
Reid, “Biblical Criticism (Higher)”, CA, http://www.newadvent.org/cathen/04491c.htm, 12.08.2007.
http://www.newadvent.org/cathen/04491c.htm
-
21
bir dilbilgisi yanlıĢlığı yapılmadan kullanılırken Vahiy kitabında aynı incelik ve
maharetin bulunmadığını, tam tersine eserde zaman zaman dilbilgisi yanlıĢlıkları ve
kaba sayılabilecek ifadeler bulunduğunu iddia etmiĢtir. Bundan dolayı Vahiy kitabı
yazarının Yuhanna Ġncili yazarı havari Yuhanna olamayacağını ileri sürmüĢtür65
.
Mopsuestialı Theodore (M.S.350–428), Süleymanın Meselleri kitabının edebi olarak
erotik bir Ģiir olarak anlaĢıldığını ve Eyüp kitabının yazarının bir Yahudi olmadığını
ileri sürmüĢtür66
. Origene‟e yazmıĢ olduğu reddiyede, Kutsal Kitap‟a alınacak eserler
konusunda sıkı kurallar koyulması gerektiğini belirtmiĢtir. Tarihler, Ezra ve Nehemya
gibi kitapların tarih kitapları olduklarını ve bu yüzden resmi kanona alınmamaları
gerektiğini savunmuĢtur67
. Yine aynı kilise babası, özellikle 51., 65. ve 127.
Mezmurların Hz. Davut zamanında değil, sürgün döneminde (M.Ö. 597-538) yazılmıĢ
olması gerektiğini iddia etmiĢtir68
. Ayrıca, Hugo of St. Victor, XII. yüzyılda yapmıĢ
olduğu öngörüde Süleyman‟ın Meselleri kitabının Süleyman tarafından yazılmadığını
ve Daniel kitabının XI. bölümünün ancak I.ve II. Makkabiler kitaplarının yardımıyla
anlaĢılabileceğini ifade etmiĢtir69
.
Ġspanya‟da yaĢayan Ġsaac ben Jesus (982–1051) isimli bir Yahudi ilim adamı, Tekvin
36/31‟de Hz. Musa döneminden sonra yaĢamıĢ olan Edom krallarının isimlerinin yer
aldığını, dolayısıyla bu cümlede bir sorun olduğunu yüksek sesle dile getirdi. Bu
listenin Hz. Musa‟dan sonra yaĢayan birisi tarafından yazıldığını iddia etti. Fakat bu
keĢif, kendisinin “ çam deviren Ġshak” olarak anılmasına neden oldu70
.
XII. yüzyılın Müslüman Ġspanyası‟nda yaĢamıĢ olan meĢhur Yahudi din adamı
Abraham b. Ezra (1092–1167), Ġsaac ben Jesus‟a yukarıda zikrettiğimiz sıfatı
yakıĢtırmıĢtı. Ancak oldukça tuhaftır ki, Ġbn Ezra da Hz. Musa‟nın Kutsal Kitap‟taki
bazı bölümleri kendisinin yazmıĢ olamayacağı yönünde birtakım Ģüphelere sahip
olduğunu eserlerinde belirtmiĢtir. Tevrat‟ın içinde baĢka kalemlerin rol aldığını ve
65
F. C. Conybeare, History of New Testament Criticism, London t.y., s.3-5 ; R. Alan Culpepper, John,
the Son of Zebedee, y.y. 2000, s.145. 66
Grobel, “Biblical Criticism”, IDB., I, 408. 67
Paçacı, Kutsal Kitaplarda Ölümötesi, s.30. 68
Strachan, “Criticism (Old Testament)”, ERE, IV, 314. 69
Grobel, a.g.m., IDB., I, 408. 70
Richard Elliott Friedman, Kitâb-ı Mukaddes’i Kim Yazdı, Trc. Muhammed Tarakçı, Kabalcı Yayınevi,
Ġstanbul 2004, s.24.
-
22
Tevrat kronolojisinin yanlıĢ olduğunu savunmuĢtur. Tevrat‟ta birbirleriyle oldukça
tutarsız ve çok sayıda tarih hatasını ihtiva eden ifadeler olduğunu tespit etmiĢtir. Fakat
bu ifadelerle Tevrat‟ın yazarının Hz. Musa olmadığını pek tabii ki iddia etmiyordu.
Yalnızca Ģöyle söylemekle yetiniyordu: “ve eğer anlarsan, o zaman hakikati idrak
edeceksin.”71
. ÇeliĢkili ifadeleri incelediği YaradılıĢ 12/672
cümlesindeki “ Ve o vakit
Kenânlılar memlekette idiler.” ifadesinde bir sır olduğunu ve bu sırrı anlayanın sessiz
kalması gerektiğini söyledi. Ayrıca, ĠĢaya kitabının ĠĢaya peygamber tarafından tek
baĢına yazılmıĢ bir eser olamayacağını, mutlaka ikinci bir yazarının olması gerektiğini
ilk tespit edenlerden biri de Ġbn-i Ezra‟dır. Bu ikinci yazarın kesinlikle sürgün
sonrasında yaĢamıĢ olması gerektiğini, M.Ö. VIII. yüzyılda yaĢamıĢ olan ĠĢaya‟nın,
Yahudilerin dönmesine izin veren ve sürgünün bitmesini sağlayan Cyrus73
hakkında
yazmıĢ olamayacağını savunmuĢtur74
.
XIV. yüzyılda ġam‟da yaĢamıĢ olan Bonfilis, Ġbn-i Ezra‟nın yapmıĢ olduğu
açıklamaları kabul etti ancak O‟nun sessiz kalma tavsiyesine itibar etmedi. Hz.
Musa‟nın sorunlu bölümleri yazmıĢ olamayacağını, bu bölümlerin ancak sonraki
peygamberlerden biri tarafından yazılmıĢ olması gerektiğini iddia etti. Metnin ilahi
oluĢunu reddetmedi. Bu metinlerin bir kısmının Hz. Musa tarafından yazılmadığı, sonra
gelen peygamberlerden biri tarafından yazıldığı sonucuna vardı75
.
XV. yüzyılda Avila‟nın piskoposluğunu yapmıĢ olan Tostatus, özellikle Hz. Musa‟nın
ölümünü anlatan rivayetin Hz. Musa tarafından yazılmıĢ olamayacağını ileri sürdü. O,
bu bölümü Hz. Musa‟nın yerine geçen YeĢu‟nun yazdığına inanan eski bir gelenek
olduğunu ileri sürdü76
. Tostatus‟un ileri sürdüğü bu gelenek Talmud‟un Baba Bathra
14b-15a bölümünde geçen “YeĢu kendi ismiyle anılan kitabı ve Tevrat‟ın son sekiz
ayetini yazdı.” açıklaması olmalıdır77
.
71
Friedman, Kitâb-ı Mukaddes’i Kim Yazdı, s.24; Strachan, “Criticism (Old Testament)”, ERE, IV, 314.;
KürĢat Demirci, Dinler Tarihinin Meseleleri, Ġnsan Yayınları, Ġstanbul 1997, s.38. 72
YaradılıĢ 12/6:” Ve Abram ġekem denilen yere, MoĢe meĢesine kadar olan memleketi geçti. Ve o
vakit Kenânlılar memlekette idiler.” 73
ĠĢaya peygamber M.Ö.740-687 yılları arasında peygamberlik yapmıĢtır. Yahudilerin Sürgün dönemi ise
M.Ö. 587-538 yılları arasındadır. 74
Bratton, Precursors of Biblical Criticism., JBL, s.181. 75
Friedman, a.g.e., s.24- 25. 76
Friedman, a.g.e., s.25. 77
Baba Bathra 14b-15a, Soncino Babylonian Talmud, edi. Rabbi Dr. I. Epstein, The Soncino Press,
London t.y., http://www.come-and-hear.com/bababathra/bababathra_14.html, 10.10.2007.
-
23
Kutsal Kitap‟a yönelik yapılan bütün bu ilk eleĢtirel faaliyetler, birbirlerinden
çoğunlukla bağımsız bir Ģekilde farklı zaman ve mekânlarda geliĢmiĢtir. Zaman
içerisinde yapılan araĢtırmaların daha ileriki safhalarında, ele geçen çeĢitli bilgilerin
kullanımı sonucunda aĢamalı olarak eleĢtirel faaliyetlerin temelleri atılmıĢ oldu. Fakat
bu çalıĢmaların Kutsal Kitap‟ın güvenirliğini sorgulamak amacında olmadığını
rahatlıkla belirtebiliriz. Aslında yapılmak istenen, Kutsal Kitap‟ta yer alan birtakım
açıklanamayan ve birbirleriyle tutarsız görünen hususların aydınlığa kavuĢturulması
çabalarından ibarettir. Zaten daha ileriye gidip Kutsal Kitap‟ın ilhamı meselesini
gündeme getirenlerin, kilise ve sinagog tarafından Engizisyon baskısıyla karĢı karĢıya
kalmaları muhtemeldi. Bu kimselerin ellerinde bulunan bu tür yayınların akıbeti de ya
fırında ya da hamur makinelerinde son bulmaktı. Kilise ve sinagogun Engizisyon
destekli bu susturma politikası, Rönesans ve Reform döneminde Kutsal Kitap üzerine
çeĢitli incelemeler yapan araĢtırmacıların sayılarının çoğalması ve seslerinin biraz daha
yüksek çıkması nedeniyle etkisini kaybetmeye baĢladı.
1.2. Reform Çağında Yapılan EleĢtirel Faaliyetler
Reform döneminin en belirgin özelliği, Kutsal Kitap ve Kutsal Kitap araĢtırmacıları
üzerinde kurmuĢ olduğu mutlak otorite ile yüzyıllar boyunca hüküm sürmüĢ olan
Kilise‟nin bu baskıcı anlayıĢını tartıĢmaya açmasıdır. Bu dönemde Kutsal Kitap
üzerinde yapmıĢ oldukları araĢtırmalar ve yorumlarla eleĢtirel bakıĢ açısının oluĢumuna
katkı sağlayan baĢlıca üç isim vardır: Martin Luther, Calvin ve Carlstad.
Reform döneminde göze ilk çarpan isim Luther‟dir. Bir reformcu olan Luther‟in Kutsal
Kitap‟lara bakıĢ açısı, kendi zamanının bakıĢ açısından farklıdır. Luther 1522 yılında
Yeni Ahit‟i oluĢturan kitapların Almancaya tercümesin