kur' an-i kerim'de mes'uliyet -...
TRANSCRIPT
. . .
KUR' AN-I KERIM'DE "' .
MES'ULIYET (Kaynağı, Sınırları, Sonuçları)
İstanbul 2006
-· ... · "' . - ._... -. . . ...
rm ~
EN SAR NEŞRİYA T · Ticaret Anonim Şirketi
© Tebliğierin muhteva ve dil bakımından sorumluluklan tebliğ sahibine, telif haklan İSA V' a eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Ensar Neşriyat' a aittir
Tartışmalı İlmi Toplahtılar Dizisi: 44 ISBN: 975-6794-80-1
Kitabın Adı
Kur'an-ı Kerim'de Mesııliyet (KmJnağı, Sıııırlan, Sonuçları)
Editör Prof. Dr. M. Bedreddin. ÇETİNER
Yayın Öncesi Hazırlık Dr. İsmail KURT
Seyit Ali TÜZ
Dizgi - Mizanpaj Ensar
Kapak Düzeni Erhan AKÇAOGLU
Baskı
Karmat
1. Basım
Temmuz2006 İsterne Adresi
Ensar Neşriyat Tic. A.Ş.
Süleymaniye Cad. No: 13 Süleymaniye 1 İstanbul Tel: (0212) 513 43 41 Faks: (02)2) 522 46 02
vv \-V\'\ .. . en~arn~sri \· ~~ t.Cc.'ın. tr
t'nSar@'ensarnesriyat.C~)m.tr
1
'! ' i
\
ı ! i • ı
·i ,
SORUMLULUGA RİA YETSİZLİGİN
DOGURDUGU PROBLEMLERE
GENEL BİR BAKIŞ (TlBBI AÇlDAN)
Dr. Ali ABKEN
Vakıf Guraba Hastanesi
Sorumluluk ve sorumluluk bilinci küçük yaşlar.da kazarulması gereken
önemli bir değerdir. Genel anlamı jle kurallara uyma tercihlere katianma ve
başkalarına saygılı olmayı içlnde barındınr.
Sağlıklı, huzurlu ve bilinçli yaşamarun temel anahtarlarından olan so
rumluluk bilinci aynı zamanda insarun olgunlaşması ve gelişmesinin de ö
nemli bir teminabdır. Her alanda başanlı olmarun şifresine ulaşmak içln sa
dece bu kavram elbette yeterli olmaz.
İnsan bilgi ve görgüleri ışığında akliyle düşünen, düşündüklerini man
bğı ile süzgeçten geçiren mükemmel bir yarabk yani eşref-i mahlllkattır.
Eşref-i mahlllkabn kalite ve derecelenmesinde; akıl, bilinç, zeka, manbk,
estetik, görgü, kişilik, sorwn!uluk ve halet-i ruhiye önemli rolleri olan sayısız
kavramdan sadece bir kaçıdır.
Akıl ve zeka bizlere sorumluluk misyonunu yüklernede en önemli iki
kavram olarak karşımıza çıkmaktadır.
374 KUR' AN-I KERiM'DE MES'ÜLİYET
Sorumluluk; kelime anlamı olarak şöyle tanımlanabilir: Kişinin kendisi
nin veya başkalarının davranışlan için bir kişiye veya bir kuruma hesap
vermesi ve bu davraruşlann doğuracağı sonuçlara katiarımayı kabul etmesi
dir. Karar almanın yaru sıra hesap verme zorunluluğunu da içinde hanndı
rarı her alarıda önemsenmesi gereken günümüzde değeri daha da artarı bir
kavram.
Başannın, mutluluğun, sağlıklı yaşamanın ruhi ve psikolojik dengenin
aile saadetirıirı toplumsal huzur ve banşın, hoşgörülü ·ve sevecenliğin nerede
ise ana hammaddesi olarak bu kavramı öncelikli olarak görmek istiyoruz. İş
ilanı veya izdivacın yada güven duymanın gerektirdiği bir ortamda akla ilk
gelen soru? Sorumluluk bilinci gelişmiş mi?
Çünkü sorumluluk duygusu yeterli olarak gelişen bir irısan:
*Neyi, niçin, nasıl yapacağını iyi bilir.
* Yapacağı bir görevi planlama va.programlamada sorun yaşamaz.
* İşine en üst düzeyde konsarıtre olduğu için hata oranı düşer .
. *Her ne yapb ise sonuçlarım sıkı takip eder. * Herhangi bir olumsuz sonuç çıkbğında ise sonuçlardarı kendine bir
ders çıkanr.
Sorumlu yaşama tarzı sadece kişinin kendisini bağlamaz. Hukukta, ada
lette, sağlıkta, ticarette, imalatta, inşaatta, velhasıl yaşamın her alarıında bu
bilinçle hareket sonucunda güzellikleri, olumluluklan görüyoruz.
Sorumluluk bilinci daha küçük yaşlarda ve gelişim düzeyine göre ço
cuklanmıza verilmelidir. Farklı yetenekler, farklı kişilik özellikleri ve farklı
fiziksel ve ruhsaidurum göz önüne alınmalıdır. Sorumluluğu kazarıdırma
mn önemli yollarından bir tanesi de çocuklanmıza seçme ve tercih etme
hakkırun verilmesidir.
Çocuk, kendine bakma, temizlik kurallan, zamanı kullanma, iyi arkadaş
ilişkileri, okul iş veya dersleri ile ilgili sorumluluklan yaşına, kültürüne, ge
lenek ve göreneklerine göre geliştirir.
SORUMLULUGA RİA YETSİZLİGİN DOGURDUGU 375 PROBLEMLERE GENEL BİR BAKlŞ (TIBBİ AÇlDAN)
Boş yere yaratılıp başı boş bırakılmayacağınuza ve hayahmız boyu yap
tıklarııruzdan muhakkak hesaba çekileceğimize göre sorumluluklanıruzı ye
rine getirmemiz bir anlamda bize emrediliyor. Neme lazımalık, adam sende!
veya bana ne! gibi sorumsuzluk anlaıruna gelen anlayışlar da yasaklandığına
göre sağlıklı huzurlu ve mutlu yaşamak için elzem olan bir yaşam tarzı so
rumluluk.
Sorumluluk almak bir anlamda insanın iradesinin gücünün ve olgunluğunun bir ölçüsüdür. Sorumluluk ayru zamanda bir hesap verme akdidir. Sorumlu!~ insana neyi yapabileceği bilincini verirken ayhı zamanda nelerden de uzak olması ger~ktiği yönünde de ona destek olur. Yaptığı iyi şeylerin ve kötü şeylerin sonuçlarına katlanılması noktasında onu zorlar.
Sorumluluk alan insan güçlü ve iradelidir. Sorumluluktan kaçan kişi ise zayıf, cılız olmaya mahkfundur. Ne kadar ekmek o kadar köfte mantığını burada işletmek mümkün.
Mükemmele ulaşmak isteyen insan sorumluluk taşıma kapasitesini artırarak hareket tarzını geliştirrnelidir. Kendi sözüne itibar etmeyen insana başkası da itibar etmez. Kendi sorumluluklarını yerine getirmede hassas davranmayan insanın da başkalarının kendisine hassas davranmasını beklemek gibi bir lüksü olamaz. Yetki .ve salaruyet arttıkça sorumluluk ta ona paralel olarak artacaktır.
Sorumluluğa riayetsizliğin sonuçlamu yukandaki genel bilgiler ışığında . değerlendirdiğimizde kq.rşınuza çıkanlara şöyle bir göz atalım:
Günümüz yorgun, sıkıntılı, bezgin insanıru bu hale getiren unsurların acaba yüzde kaÇı kalite ve sorumluluk bilincindeki eksikliklerden kaynaklanıyor? Veya toplumsal ve çevresel olaylarda bu eksiklik nasıl bir öneme haiz? Sorulan çağaltmak mümkün. Ancak Özgürleşmeye ve zenginleşmeye çalışan, ancak temel değerlerinden de giderek yoksunlaşan bir nesille yola devam etmenin faturasını daha ne kadar ödeyebiliriz? Batı toplumu bu gün bu faturanın ödenmesi noktasında ciddi olarak zorlanmaktadır.
Soİumluluğa riayet etmemenin insan üzerinde meydana getirdiği tıbbi
arazlar nelerdir?
376 KUR' AN-I KERiM'DE MES'ÜLİYET
1- Davraruş Bozuklukları: Ruhsal ve bedensel nedenlerden kaynakla
. nan içsel çabşmalarm sonucu görülen; lurçmlık, siniflilik, saldırganlık, inatçı-' lık, yalan söyleme, çatma, küfür gibi davranışlara genel anlamı ile davranış
bozukluğu diyoruz. Tıbbi genel anlamı psikopatlık olarak tarif edilir.
Saldırganlık, davranış bozukluğu kuçük yaşlarda normal olarak kabul
edilebilir. Ancak, devam etmesi haliİıde derhal önemsenerek gereken tedbiri
almak ve zaman geçirmernek gerekir. Çünkü belli bir yaştan sonra bu dav
ranış bozukluğu ola:.ak kabul görür.
Davranış bozukluklannın sebeplerine genel hatları ile şöyle bir göz atb
ğımızda:
Çocuk bilinçsiz bir şekilde ebeveyn tarafından bu davranışlara itile
biliyor.
Baba uzun süre uzaklarda olabİ1;İyor.
Annenin çocuk üzerindeki kurdt;ğu feministik eğilim etken olabili-
yor.
Aile ortamından yetersiz sevgi ve kab. kurallar davranış" bozukluğu
na zemin hazırlıyor
Kitle iletişim araçlan ve burada örnekiediği kötü tiplerden etkilenme
olabiliyor.
Dayak önemli bir davranış bozukluğu sebebidir diyebiliriz. Her ne
kadar cennetten çıkma ise de dayak çok seyrek baş vurulması gereken bir yol
·olmalı.
Beyinsel organik hastalıkların bir kısmında da hayrı ve şerri ayırt
etme yetisi tam gelişemediği için davranış bozukluklarını görebiliyoruz.
Davranış bozukluğu problemi olan insanlara nasıl yardım ediyoruz?
• Ev ortamını saldırganlık modeli olarak kullanmamalıyız.
• Dayak bu bozukluğu düzeltmede en son baş vurulacak bir araç ol-
malı.
• Saldırgan davranışlar hiç bir şekilde ödüllendirilmemelidir.
• Sorumluluk verilerek davranışlan kontrol etmesi desteklenmelidir.
• Olumlu davranışlar ödüllendirilirken olumsuz olanlar çeşitli derece
ler.de cezalandınlmalıdır.
SORUMLULUGA RİAYETSİZLİGİN DOGURDUGU 377 PROBLEMLERE GENEL BİR BAKIŞ (TlBBi AÇlDAN)
• Saldırgan modellerin bolca arz-ı endam ettikleri televizyon gazete gibi etkenlerden yavrularımızı korumaya çalışmalıyız.
• Çocukla iyi iletişim kurulmalı ve anne baba burada rolünü ihmal etmemelidir,
IDRSIZLIK: Kendine ait olmayan her hangi birşeyi izinsiz olarak sahip
lenme olarak tanımlanabilir. "Can mal ve namus güvenliği" bir toplumda
olmazsa olmaz üç önemli husus. Özellikle mal emniyetinde hırsızlık önemli
bir yanlış davranış veya sorumsuzluk. Çocuk 3-4 yaşına_ gelinceye kadar
hayrı ve şerri ayırt edemeyebilir. Ama 8-10 yaşına geldiği halde bu durum
gözleniyor ise. burada ciddi bir sorumsuzlukla karşı karşıyayızdır demektir.
Hırsızlığın başlıca sebeple~e kısaca bakacak olursak:
• Yeterli harçlık veriliyor ~u? • Anne-Baba sevgisi ve ilgisi yeterli mi?
• Çocuk bu davranış ile anne babasına karşı öç alabilir.
• Otoriteye baş kaldırmanın pasif bir yolu olarak çalıyer olabilir.
• İlgi çekmek için çalıyer olabilir.
• Kendini kanıtlamak için çalıyer olabilir.
• Art niy~tli insanların maşası olarak zorunluluktan çalıyer olabilir.
Bu davranış bozukluklarına karşı yapmamız gerekenler nelerdir? Bunla
n nasıl önleyebiliriz?
• Anne-baba başkalannın mülküne önem vererek çocuğa örnek olmalı.
• Çocuğa değer vererek aile bireyleri arasındaki bağ güçlendirilmeli-dir.
• Harçlık önemli bir etkendir.
• Ödünç alma kavramı aşılanarak başkalarırun malı korunabilir.
• Anne-baba paniklerneden çocuğu ile sebep sonuç ilişkilerini konuş
malıdır.
• Kurulacak diyalogda hiçbir zaman tehdit olmamalı. Hatalı davranış
çocuğa bir şekilde kendi. dili ile söyletilmelidir.
• Ödül-ceza sistemi bu davranış bozukluğunda da kurulabilir.
378 KUR' AN-I KERiM'DE MES'ÜLİYET
YALAN: Günlük yaşanbda sık başvurulan yanlış bir yoldur. Gerçeğini söylediğimizde karşıdakinin incineceğini düşünere}< bazen konuştuklannuzı maniple ederiz. Yalan tüm dinlerde toplumsal sonuçlan ne.deni ile yasaklanmış ve günah sayılnuşbr. Bu davranış bozukluğuna yavrularınuzı götüren başlıca sebepler neler olabilir?
• Hayall yalanlar: Küçük çocuklann uydurduklan hayal ürünü algılamalardır.
• Taklidl yalanlar: Anne-babarun örnek alındığını sık olarak gördüğümüz yalanlardır. "Doktora gidiyoruz" diye gezmelere gibnek gibi bir yalarun çocukta ilk intibaıru düşünün. O yaşlarda aynlık anksietesi olarak bildiğimiz içgüdüsel bir bağımlılık çocuğa aydınlabcı olmadan bir yalanla geçiştiriliyor.
• Sosyal yalanlar: istemediğimiz bir yere davette baş vurolan yalan. • Savunma yalanlan: Sık eleştiriye uğrayan bir kimsenin baş vurduğu
yalan söyleme şekli. • Başkalannın hayranlığını kaz~ak için söylenen yalanlar. • Özlemsel yalanlar: Annesi olmayan bir yetimin annem var demesi
gibi.
Her ne sebeple olursa olsun yalan söylemek hem dini, hem sosyal olarak, hem de ahlak} yönlerden yanlış bulurimuştur. Semavi ve semavi olmayan dinlerde doktrinlerde de hep bu insanlar aşağılannuştır.
Ata sözlerim.iZe de girmesi bu sebeplerden olsa gerek.
Yalan söylemeyi nasıl engelleyebilirlz?
• Yetişkinler ve toplum önderleri hal ve hareketleri ile iyi örnek olma-lı.
• İnsanlara gücünün üstünde sorumluluk vennemeli. BaşaramayacakIan şeyler beklenmemeli.
• Başkalan ile kı yaslanarak çocuk zor durumda bırakılmamalı. • Anne-Baba-Çocuk iletişiminin çok önemli olduğu gerçeği önemsen
meli. • Yalancı etiketi yapıştınlmadan önce iki kere düşünilimeli
• Kontrol ederek çocuktaki sorumluluk duygu ve bilinci desteklenme
lidir.
SORUMLULUGA RİAYETSİZLİGİN DOGURDUGU 379 PROBLEMLERE GENEL BİR BAKIŞ (TIBBİ AÇlDAN)
KÜFÜR: IGşiliğe yönelik cinsel içerikli ve birine zarar vermeyi içerebilir. İnsan niçin küfreder sorusuna gelince:
• Dikkat çekmek isteyebilir. Yeterli ve doyurucu olmayan ebeveyn i-lişkisinin sık sonuçlanndan bir tanesini küfür olarak görebiliriz.
• Karşıdakini şok edip sarsmak için yapılabilir. • Ağızdan bir anlık kaçıverebilir. • Savunma amaç.lı olabilir.
• Bağımsızlığı ve büyürneyi ima edebilir. • Yetişkin olmanın bir sembolüymüş gibi yanlış bir .algılamadan kay-
naklanabilir. • Çocuksu seksüel bir zevk kaynağı olarak yapılabilir.
Nasıl önleyebiliriz
• İyi örnek olmaya çalışarak önlemek en doğru yol olsa gerek. • Ço~ğa küfrederek onun küfürden uzaklaşmasını temin edemeyiz. • Dürtilleri ifade etme biçimi olarak bu yolu engellemeliyiz. Kızgın bir
insanın boşalması ve kızgınlığırun sebeplerini anlatarak rahatlaması sağlanmalıdır.
• Tarbşma ~eminlerinde insanlar meramını rahatlıkla etrafı ile payiaşarak bu yola baş vurma durumundan kurtarılabilir.
• Çocuklarımızı önemseyerek onlann ağzından çıkanlan kulaklarının
duyınas~ sağlanmalı.
• Çocuğun kullandığı ve ağzından ·çıkan kelimenin ne anlama geldiği çocukla tarbşılmalı. Çocuğa kelimenin anlamı sorularak cevap vermesi sağ
lanmalı.
• Ciddi cezalandırmalar yerine kullanılan küfür kelimeleri yıpratılarak çocuklannuzın bu kelimelerden uzaklaşması sağlanabilir.
• Dövme tehdit gibi ciddi cezalar çocuğu bu yola adeta iter.
PSİKOPATLIK: Toplumsal suç ve cinayetierin esas sebeplerinden olan psikopatlık; sosyalleşmemiş kendisi ile ve toplumla sürekli çanşan bir kişilik bozukluğu hatta bir ruhsal hastalıkb.r. Bencil, duygusuz, mat, sorumsuz, sevimsiz, dürtillerinin esiri bir kişilik. Deneyimlerden birşey öğrenmez. Cezadan ders çıkarmaz. Suçluluk duygusundan yoksun sorumsuz bir kişilik Her zaman başkalan suçlu ve kendisi suçsuzdur.
. .... . ...
380 KUR' AN-I KERiM'DE MES'ÜLİYET
Psikopat kişilik özellikleri nelerd.ir?
• Toplum kurallanna uygun davranmaz.
• Sahte bir olgunluk ve sevimlilik vardır.
• Kuraliara ve hukuka aykın alışılmamış davranış patemleri vardır. • Ufak hileli suçlan sık işler.
• Vefasızdır beklentileri hiç bitmez.
• Kötü davranışlarnun sorgulamasım hayalinden bile geçirmez.
• Geçmiş deneyimlerden ders almaz.
• Yetkililerle sürekli çatışma halindedir.
• Uzun süreli insan ilişkilerini ve iş yaşamını devarn ettiremez.
Psikopat kişilikte sorumlu olan başlıca sebeplere gelince:
• Anne veya babadan birinin veya ikisinin olmayışı.
• Soğuk ve mesafeli anne veya baba.
• Tutarsız anne veya baba.
• Kötü bir evlilik vs ....
Psikopatlıkla mücadelede anne baba yarunda sosyal hizmet uzmanlan,
psikolog ve psikiyatristlere, hocalara büyük görevler düşmektedir.
Bir başka sorumluluğa riayetsizlik örneği de KARŞI GELME bozuklu
ğudur.
Karşı gelme bozukluğu: Tekrarlayıa olarak negativi.st, söz dinlemeyen
bir kişiliğe sahip olmaktır diye tanımlanabilir. Sosyal normlara uymarnada
ısrara ve kararlıdırlar.
Bu kişilik özellikli insanlar sıklıkla:
• Başkalannın gözünü korkutmakta mahirdirler. Kabadayılık iliklerine işlemiştir. ·
• Genellikle kavgayı ve döğüşü bu özellikli insanlar başlatır.
• Karşıdakini yaralayacak silah, sopa, şişe, bıçak vs kullanmaktan sa:.
kınmazlar.
• İnsanlara eziyet etme ve fiziksel olarak aşın davranış vardır. • Soygun, gasp, kap-kaç gibi davranış bozukluklan sıktır .
SORUMLULUGA RİA YETSİZLİGİN DOGURDUGU 381 PROBLEMLERE GENEL BİR BAKIŞ (TIBBİ AÇIDAN)
• Sıklıkla cinsel taciz, sataşma, laf atma gibi eğilimlerin önüne geçemez.
Davranış bozukluklannın birbiri ile ilişkisi şöyle izah edilebilir.
Erken çocukluk çağında:
An.ksiete -karşı gelme bozukluğu-, dikka.t eksikliği ve hperakti-vite bo
zukluğu.
Ergenlik çağında:
Depresyon -davranış bozukluğu- Sornatoform bozukluk.
Erken yetişkinlik çağında:
Madde kullarum-anti sosyal kişilik bozukluğu ...
Sorumluluğa riayetsizliğin doğurduğu tıbbi problemierin ilaana gelin
ce; kendimizi değerli hissetmeli, fıtratina uygun ve uyumlu yaşam stilini
seçmeliyiz. Muhabbet, hoşgörü, kendisi ve çevresi ile banşık yaşamak, zan
nediyorum işimizi epeyce kolaylaştıracaktır.
İnsan, kendisi .olmaktan memnun alabilmelidir. Öz güveni tam olmalı-dır.
Öz güven nasıl sağlarur?
Büyükleri tarafından sevgi gören, ihtiyaç duyduğu yerlerden zamanın
da ve beklediği kadar yakınlığı göre, en önemsenen ve fikirlerine değer veri
len, sorumluluk alma bilinci gelişmiş, eylemleri nedeni ile övülen, gurur du
yulan, yaptığı hatalaruu görebilen insarun öz güveni devamlı desteklenip beslenir.
Öz güveni artım:ıak ve karakteri sağlamlaştırmak için neler yapabil.iriz?
• Sevgiyi esas çimento olarak her yerde ve her zamanda kullanabiliriz.
• Dürüst olup çocuğun zayıf yanlan görülmeli ve derhal tamir için ha
rekete geçilmelidir.
382 KUR' AN-I KERiM'DE MES'ÜLİYET
• İnsanların çoğunda gizli bir hazine gibi duran yetenekler ehil insan
lar tarafından görülüp çıkanlmalıdır. Farklı özelli~ ve yetenekierin içerisin-ı
den seçilerılerle kişi yüceltilebiliyor.
• Çocu~ okulda evde ilgi duyduğu nesnelere göre onun cevherini bulmak mümkün.
• Çocuğun davranışlarında anne-baba örneklemesi çok önemli bir yer
tutar.Çocuk öncelikle arılan taklit etmeye çalışır.
• Çocuğun yapbğı birşeyi veya davranışı küçük de olsa önemseyerek
onun gelecekteki yolculuğuna daha güçlü çıkmasına sebep olun ..
• Birlikte vakit geçirerek ortak yapılacak faaliyetleri paylaşın.
• Teşekkür ve takdir, olmadık olumlu sonuçlan yakalamamız içirı
bulunmaz birer fırsattır.
Çocuklaruruza sorumluluk bilinci ve arzu ettiğimiz olumlu davranışlan
nasıl verebiliriz?
• Sevdiği bir işi yaparak onun dün_yasına girebiliriz.
• Küçük bir hediye ile ona daha yaklaşabiliriz.
• Sanlıp koklayarak öpüp okşayarak sevgi kanalıru açabiliriz. • Aşınlığa kaçmamak şartı ile överek ona bir adım daha yaklaşabiliriz.
• Yörılendirerek ve göstererek ona yeni bir davranış öğretebiliriz.
İstenmeyen davranışianna karşı çocuğumuza yapacağımız yardırnlara
gelince:
• Doğru bulmadığımız istek ve arzularım duymazdan gelebiliriz.
• Çocuğa kendini affettirmek için fırsat oluşturun.
• Hayır demeyi çok sıklıkla yapmamalıyız.
• Yasaklarla ve emirlerle yaklaşmaktan ziyade rica ve ikna yolunu kul
lanın.
Aile ve yuva ortamında sorumluluklann yerine getirilememesi mutsuz
yuvalan çoğaltmaktadır. Toplum ve millet olma bilincinin ilk nüvesi olan ai
le içindeki sorumsuzluklar, karşılıklı sevgi ve saygı bilincini zayıflatarak a
deta bir kurt gibi yuvayı içerden kemirmeye başlıyor.
Günümüzde boşanmaların bu kadar sıkiaşmasında aile fertlerinin so
rumluluklanm yerine getiremerneleri ne kadar önemli? İş kadıni olmak, ka-
---- 'ai
SORUMLULUGA RİA YETSİZLİGİN DOGURDUGU 383 PROBLEMLERE GENEL BİR BAKlŞ (TIBBİ AÇlDAN)
riyer yapma arzusu veya çalışma zorunluluğu boşanmaların ne kadannda
sebep olabilir?
Yoğun tempoda çalışmak zorunluluğu, ev ile yeteri kadar ilgilenememe
ve eş ve çocuklara lakaidlik gibi yuvadaki sorumluluklara riayetsizlik bizi
nereye götürüyor?
Helal-haram aramaksızın kazandıklarımız ile yaşarnımızda oluşturdu
ğumuz müreffehlik bizi ne kadar mutlu edebiliyor. Haram loJ<marun günü
müz hastalıklarında rolünü ve yerini kaçımız biliyoruz.
Son yüz yılda sık gördüğümüz yorgunluk, stres, depresyon, müzmin
ağn gibi hastalıkların oluşmasında haram lokma gerçekten soyut bir sebep
olarak düşünülebilir mi?
Yarış ab gibi yetiştirdiğimiz ve papağan gibi ezberleterek eğittiğimiz çocuklarımızın manevi gereksinimlerini, fıtri ihtiyaçlarını ihmalin faturası ola
rak ödediğimiz birşeyleri yok mu? Eskilerin talim ve terbiye olarak vasıflan
dırdığı, günümüz milli eğitimi ile onlara karşı vazifelerimizi yapbğımızı ger
çekten iddia edebiliyor muyuz?
Sorumluluk bilincinin gelişmesi ve ahiili kurallar manbk, zeka, estetik,
karakter, vasıf gibi soyut kavrarnların kazanılması ve onlar vasıtası ile kali
tenin yakalanması gibi eğitimler terbiye ilmi ile kazarulabilir. Bu günkü milli
eğitim dediğimiz sistemdeki millilik vasfı ve sıfab insanlarımıza yukarda
saydığımız hasletlerin ne kadarını verebiliyor?
Anne-Baba-Ebeveyn-Akraba-Komşu ilişkilerimizdeki sorumluluklan
mızın ne kadannı yerine getirebiliyoruz sorusuna cevabımız ne düzeydedir?
"Komşu komşunun külüne muhtaç" atasözü veya Yüce Peygamber'in kom
şulukla ilgili hadisleri, ya da Kur'an-ı Kerim' deki komşu hukukuna riayet ile
ilgili buyruklar bizi ciddi olarak düşündürmeli sanınm. "Komşularımıza
karşı sorumluluğa riayetsizlik sonucu kalabalık apartman ve şehirlerde ya
şayan birer yalruzlar olmamız ruhi ve bedeni fonksiyonlarımızın bozulma
sında ne kadar role sahiptir?" sorusunu kaçımız sorma cesareti gösterebili
yoruz.
384 KUR' AN-I KERiM'DE MES'ÜLİYET
Bizlere mükemmel birer emanet olarak verilen doku ve organlanmıza
karşı sorumluluklanmızı yerine getirmede yaptı~mız aifedilmez hatalann 1
bedelini ödemek zorunda mıyız?
Son yıllarda artan kalp damar hastalıkları, şeker hastalığı, beyin felci ve
kanser gibi hastalıklarm pençesinden kurtulamayan insanlann bu duruma
düşmedeki sorumluluğunu hesap edebiliyor muyuz?
Son SO yılda onlarca kat daha sık rastlanan şeker hastalığında yediğimiz
beyaz unlu gıdalann, beyaz şekerin, rafine gıdalann, nebaô yağlann, fast
. food beslenmenin etkisi bilim adamlarını korkutmakta. Bu yanlışta ısrar et
memek gerekir ve buradaki sorumluluğumuzun farkına varmak hepimiz i
çin önemli olmalıdır.
Kalp ve damar hastalıklannda görülen artışın baş sebebi olarak alkol,
sigara ve stres görülmekte. Burada sorumluluğumuzu yerine getirmemeye
devam etmemizin faturasını kime çıkarabiliriz? Sosyal içicilik olarak bir dö
nem hekimlerimizin sıcak baktığı sınırlı_ alkolün dahi zararlannın su yüzüne
çıkması karşısında dinin buyruklanna teslim ·olmaktan başka çare var mı?
Yakın gelecekte halsiz, bitkin ve yaygın ağrılarm esiri bir nesil ile karşı
laşmak istemiyorsak yol yakınken organlanmızı ve hücrelerimizi korumarun
sorumluluğuna riayet edelim. Özellikle batı ülkelerinin girdabına düştüğü
uyuşturucu çukurundan toplumumuzu ve yavrulanmızı korumak için geç
kaldık sayılmaz. Yapılan bilimsel çalışmalardan bildiğimiz iki gerçeğin altını çizerek işe başlamamızda yarar var:
Ülkemizdeki intiharların azlığında, sosyal patlamarun olmamasında ve
uyuşturucu ntüptelalığında komşu ülkelerden daha şanslı olmanuzın en ö
nemli sebebinin dini duyarlılıklan ve sağlam geleneksel aile kurumunun ol- ·
d uğu gerçeği hiçbir zamaıt göz ardı edilmemelidir.
"Sağlıklı vücut, sağlıklı beyin" sloganının en önemli sorumlusu olarak
yediklerimizi görüyoruz. Sağlıklı dengeli beslenmenin sanılandan daha ö
nemli birer vazifemiz olduğuna inanalım. İfrat ve tefrit her yerde bizi sınır
ladığı gibi burada da sırurlamalıdır.
i ı
" ...... J _o,l
SORUMLULUGA RİA YETSİZLİGİN DOGURDUGU 385 PROBLEMLERE GENEL BİR BAKIŞ (TlBBI AÇIDAN)
Manevi yapımızı güçlü tutup dua ile Yaratan'a yaklaşmaya çalışarak
zayıflıklarımızı ve acizliklerimizi paylaşalım. Dua sadece bir temenni değil
aynı zamanda ~zlı ve etkili gevşemeyi beraberinde getiren çabuk tedavi ara
cıdır. Kaygılar, huzursuzluklar, hastalık ve ölüm korkusu gibi olumsuzluk
larla baş etmede, Yaratan'a sığınma fikri önerrilidir. Bu yaşam tarzı olumsuz
düşünce ve karamsarlıktan kurtulmaya vesile olabilir.
Günümüz müsbet bilimi ile dinimizin hiçbir konuda çalışmadan paralel
gitmesi, biz Müslümanlar için önemli bir avantaj olup bunu ~yi değerlendir
meliyiz. Onun yasaklarına, önerdiklerine ve üzerimize yüklediği vazifelere
ve sorumluluklara riayet ettiğimizde büyük oranda görevimizi yapmış olu
yor hem dünyamızı, hem ukbfunızı güvence alhna alabiliyoruz.
Akl-ı selimimiz bu yolu önerirken şeY.tan ve nefis bunun tam tersi ile bi
zi iki arada bir derede tutabilir. Cüz'i irademizi kullanırken her iki yöne
meyletmemiz mümkün. Bizi hayra götürecek yol bilgiden geçmektedir.
Bilenle bilmeyenin bir olmadığı dünyada yaşıyoruz.