kul hİmmet

33
KUL HİMMET Günümüze kadar hakkında pek az bilgi elde edilebilen bu büyük ozanın 16. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı tahmin edilmektedir. Saadettin Nüzhet, Kul Himmet’i Pir Sultan Abdal’ın mürşidi olarak göstermektedir. Şiirlerinin çoğu didaktik olmakla beraber kuvvetli bir liriz unsuru da taşır. Hatayi ve Pir Sultan Abdaldan sonra bu zümre edebiyatının en büyük ve değerli şairlerindendir. Şiirleri incelendiğinde iyi bir öğrenim gördüğü anlaşılmaktadır. Kul Himmet kendi çağı içinde tekke ve tarikat öğrenim ve kültürünün verebileceğini en geniş biçimde almış bir ozan olarak karşımıza çıkmaktadır. Dili çok sade olmakla birlikte tasavvuf ve tarikat terimlerini iyi kullanmaktadır Kul Himmet’in kendi şiirlerinde nereli olduğuna dair bir bilgi yoktur. Buna karşılık nefeslerinde sözünü ettiği yerler tekkeler, pirler, yatırlar hep Sivas, Tokat, Çorum, Yozgat bölgeleridir. Kul Himmet’in mezarı Tokat’ın Almus ilçesinin Varzıl köyündedir. Daha sonra bu köyün adı değiştirilmiş Görümlü olmuştur. Kul Himmet’in türbesi bu köyün ortasında bulunmaktadır.

Upload: malaya

Post on 23-Feb-2016

117 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

KUL HİMMET. Günümüze kadar hakkında pek az bilgi elde edilebilen bu büyük ozanın 16. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı tahmin edilmektedir. Saadettin Nüzhet, Kul Himmet’i Pir Sultan Abdal’ın mürşidi olarak göstermektedir. - PowerPoint PPT Presentation

TRANSCRIPT

Page 1: KUL HİMMET

KUL HİMMETGünümüze kadar hakkında pek az bilgi elde edilebilen bu büyük ozanın 16. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı tahmin edilmektedir. Saadettin Nüzhet, Kul Himmet’i Pir Sultan Abdal’ın mürşidi olarak göstermektedir. Şiirlerinin çoğu didaktik olmakla beraber kuvvetli bir liriz unsuru da taşır. Hatayi ve Pir Sultan Abdaldan sonra bu zümre edebiyatının en büyük ve değerli şairlerindendir. Şiirleri incelendiğinde iyi bir öğrenim gördüğü anlaşılmaktadır. Kul Himmet kendi çağı içinde tekke ve tarikat öğrenim ve kültürünün verebileceğini en geniş biçimde almış bir ozan olarak karşımıza çıkmaktadır.

Dili çok sade olmakla birlikte tasavvuf ve tarikat terimlerini iyi kullanmaktadır

Kul Himmet’in kendi şiirlerinde nereli olduğuna dair bir bilgi yoktur. Buna karşılık nefeslerinde sözünü ettiği yerler tekkeler, pirler, yatırlar hep Sivas, Tokat, Çorum, Yozgat bölgeleridir.

Kul Himmet’in mezarı Tokat’ın Almus ilçesinin Varzıl köyündedir. Daha sonra bu köyün adı değiştirilmiş Görümlü olmuştur. Kul Himmet’in türbesi bu köyün ortasında bulunmaktadır.

Page 2: KUL HİMMET

KUL HİMMEDHer sabah her sabah ötüşür kuşlarAllah bir Muhammed Ali diyerekBülbül de gül uçun figana başlarAllah bir Muhammed Ali diyerek

Fatma Kanber durdu duvaya İsa kahreyledi ağdı havaya Şeriban ana soyundu bindi deveye Allah bir Muhammed Ali diyerek

Mümin olan ince elekten elenirTalib olan hak yoluna dolanırŞah İmam Hüseyin al kanlara boyanırAllah bir Muhammed Ali diyerek

İmam Zeynel parelendi bölündü Şah İmam Bakır’a secde kılındı Caferi Sadık erkan çalındı Allah bir Muhammed Ali diyerek

 

Page 3: KUL HİMMET

Gönül kuşu bulamıyor yuvasıSerimize düştü şahın havası Kazım Musayıl Rıza’nın duvasıAllah bir Muhammed Ali diyerek  Taki Naki bir olup gitti

Hasan Ali Askeri nur olup gittiMehdi mağraya sır olup gittiAllah bir Muhammed Ali diyerek

 Gökten dört kitab indi dördüne düştüKuran muhammed’in virdine düştü“Kul Himmed” Ali’nin derdine düştüAllah bir Muhammed Ali diyerek 

Gerisinden baktım saçı saz gibiErittin yüreğimi karlı buz gibiYaz bahar ayında top Nergiz gibi Yeşiller boyanmış alın üstüne

Page 4: KUL HİMMET

KUL HİMMET ÜSTADIM

Asıl adı İbrahim’dir. Divriği’nin Örenik köyünde doğdu. Yine aynı köyde öldü. Ölüm ve doğum tarihleri belli değildir. Doluyu Kul Himmet’ten içtiği için onu üstad tanımıştır.

Bütün cönk, mecmua ve neşriyatta şiirleri Kul Himmet’e mal edilmiştir. Meşhur Kul Himmetle Aşık İbrahim’i birbirinden ayıran en bariz fark yalınız “Üstadım” kelimesidir. Kul Himmet Üstadım mahlaslı şiirler Kul Himmet’in değil, bittabi İbrahim’indir.

Page 5: KUL HİMMET

Şairimiz, mevzularını yalnız tarikatten değil, içtimai hayattan da almıştır. Bir kızın gelin olduğu evde dirlik edemeyip, kahrından ölmesi; yağmur yağmadığı zaman köylülerle beraber yağmur duasına çıkması ve bir kömür gözlünün derdi zaman zaman onun şiirlerinde yer almıştır. Bu şiirlere yalnız muhitimle değil, Türkiye’nin her tarafındaki Bektaşi mecmualarında rastlamak mümkündür. Kul Himmet Üstadım, belli başlı şairler arasında yer almağa layık kıymetlerdendir.

Page 6: KUL HİMMET

KUL HİMMED ÜSTADIM  

Meded Allah ya Muhammed AliYusuf kuyusunda zidana düştümGülbegi çekildi Bektaşı VeliyeGayretiniz yok mu ummana düştüm

 Fatma ananın tamin attımSelver Muhammed’e göz gönül kattımŞah Hasan ile çok metel sattımŞah Hüseyin ile dükkana düştüm

 

Page 7: KUL HİMMET

Zeynel’i severek aşnaya yetdimBakır’ın izniyle musahip tuttumCafer’in Sadık’ın yoluna gittimNecef deryasına ummana düştüm

 Kazım Musa Rıza’ya kavuştumKerbela çölünde cenge giriştimYezid askeriyle hayli savaştımYaralandı sinem al kana düştüm

 Taki Naki Askeri’dir nurumuzMehdi mağarada gizli sırrımızCebrail önümüzde rehberimizAli gibi şahı merdana düştüm

Page 8: KUL HİMMET

Şah Hatayi (Şah İsmail) (1487- 1524) Erdebil'de doğdu. Ana tarafından Uzun Hasan'ın torunu Bilki

Aka'nın oğludur. Babası Haydar'ın ölümünden (1488) sonra dayısı tarafından iki kardeşiyle birlikte düşmanlarından kaçırılarak Şiraz'a gönderildi. Şiraz valisinin, üç kardeşi bir süre hapsettiği söylenir. Akkoyunlu hükümdarı Sultan Yakup'un ölümü üzerine oğlu Rüstem saltanat mücadelesinde onlardan yararlanmak amacıyla üç kardeşi hapisten kurtarır, Şah İsmail'in ağabeyi Sultan Ali, katıldığı iki savaşı da kazanarak Tebriz'e döndüğünde parlak bir törenle karşılanır. Ama üç kardeşin halk üzerinde manevi etkisi, Sultan Ali'nin kazandığı zaferler Rüstem Bey'i korkutur, onları ortadan kaldırmanın yollarını ararken durumu sezen Sultan Ali kardeşleriyle birlikte Erdebil'e kaçar. Sultan Ali yolda kendilerini izleyen Rüstem Bey'in askerleri tarafından öldürülür. Ama iki kardeşini yedi müridiyle Erdebil'e göndermeyi başarır. Şah İsmail ve kardeşi İbrahim burada müritlerince korunur. Sürekli izlendikleri için bir süre sonra Bağru dağına, oradan da Gilan, Gaskar, Reşt ve Lahican'a kaçırılırlar.

Page 9: KUL HİMMET

Lahican'da Kar Kaya'nın evinde saklanan Şah İsmail ilk öğrenimini özel bir öğretmenden gördü. Babasının müritleri dört bir yandan onu görmeye geliyorlardı. Yakalanamadığını gören Rüstem Bey, Lacihan üzerine yürümeye hazırlanırken öldürülünce (1497), Şah İsmail harekete geçer. Müritlerini toplayıp Hazer kıyılarındaki Aravan'a (1500), oradan Erdebil'e gelir. Kendisine katılan Türk oymaklarıyla birlikte yeterince kuvvet topladığını görünce ilk olarak babasının ve Şiilere yapılan eziyetlerin öcünü alma yolunu tutar. Tebriz'e gelip taç giydiğinde (1502), babasının öcünü almış, Baku'yü zaptetmiş, Nehcivan'da Elvend Bey'i yenmiştir. Şah İsmail'in bundan sonraki yaşamı Şiiliği yaymak, Safevi devletinin sınırlarını genişletmek için yaptığı savaşlarda geçer.

Page 10: KUL HİMMET

Devletin sınırları genişleyip Şiilik Anadolu'ya doğru hızla yayılınca Osmanlı'larla çatışır. Sonunda Çaldıran'da Yavuz'a yenilir (1514) ve kaçar. Bu yenilgiden sonra Tebriz'e döndüyse de eski gücünü yitirdiği gibi uğradığı ruhsal çöküntüyle de kendisini şaraba verir. Oğlu Tahmasb'ı yerine atabey olarak bırakır, her yılını ayrı bir kentte geçirerek yaşamını tamamlar. Azerbaycan'da iken ölür. Cenazesi Erdebil'e götürülür.Şah İsmail, Hatayi mahlasıyla şiirler yazdı. Sanatçı kişiliği, çok zor koşullar altında geçen çocukluğu sırasında oluştu. Aruz ve heceyle yazdığı şiirler Azerbaycan edebiyatının Nesimi ve Fuzuli arasındaki döneminin en güçlü temsilcisi olduğunu kanıtlar. Özellikle heceyle yazdığı şiirler Anadolu'da gelişen tekke edebiyatını büyük ölçüde etkiler. Alevi -Bektaşi edebiyatının en güzel örneklerini sunar.

Page 11: KUL HİMMET

Nüzhet, şiirlerini dörde ayırıyor:

a) Tasavvufi düşüncelerini içerenler, b) Aleviliği dile getirenler, c) Hurufiliğin ilkelerini yansıtanlar, d) Aşıkane olanlar. Aruzla yazdığı şiirlerinin ise daha çok tasavvufi olduğu görülür. Bu şiirlerinde kullandığı dil klasik şiirin dilidir.

Hece ölçüsüyle koşma ve semai biçiminde yazdığı nefesler ise Yunus'un izlerini taşır. Ama Hatayi'nin kendine özgü şiir yolu oluşturduğu da belirtilmelidir. Hece ve aruzla yazdığı şiirlerini kapsayan Divan'ı basıldı. Ayrıca Dehname adlı Ali'yi öven bir mesnevisi ile yine mesnevi biçiminde yazılmış bir Nasihatnamesi vardır. Değerli araştırmacı Nejat Birdoğan Alevilerin Hükümdarı Şah İsmail Hatayi adlı yapıtında bu büyük ozanın yaşam öyküsünü, Osmanlı ve Safevi yanlarından topladığı şiirlerini daha geniş ve gerçekçi biçimde vermiştir.

Page 12: KUL HİMMET

ŞAH HATAYİM 

Hata ettim Hüda yaktı deliliMuhammed Mustafa yaktı deliliOl Ali Aba’dan Haydar’ı Kerrar Aliyyün Murtaza yaktı delili

 Haticetül Kübra Fatıma ZehraOl Hayrün Nisa yaktı deliliİmam Hasan aşkına girdi meydanaHüseyin’i Kerbela yaktı delili

 

Page 13: KUL HİMMET

İmam Zeynel İmam Bakur’u CaferKazım Musa Rıza yaktı deliliMuhammed Taki ba Ali NakiHasanül Askeri yaktı delili 

Muhammed Mehdi ol sahip zaman Eşiğine ayet yaktı deliliBilirim günahım hadden aşıktırHünkarı evliya yaktı delili

 On iki İmamlardır bulur “Hatayi”Şiri Yezdan Ali yaktı deliliPirim hünkar Hacı Bektaş kızıl deliCümlesinin aşkına yaktı bu delili

Page 14: KUL HİMMET

ŞAH HATAYİM 

Sofu mezhebimin nesin sorarsın Biz Muhammed Ali diyenlerdenizGözlüye gizli yoksa sen ne dersinBiz Muhammed Ali diyenlerdeniz

 Eğnimize kırmızılar giyerizHalimi ceher manadan duyarızKatanda İmam Cafer uyarızBiz Muhammed Ali diyenlerdeniz

 Biz tütcar değiliz alup satmayızErkan gözetir yoldan sapmazAslımız on iki imama çıkarBiz Muhammed Ali diyenlerdeniz

 

Page 15: KUL HİMMET

Her kimin ki çırağını Hak yakarMümin olanlar katara çekerAslımız on iki imama çıkarBiz Muhammed Ali diyenlerdeniz

 Muhammed Ali’dir kırkların başıVuralım Yezid’e laneti taşıHünkar Hacı Bektaşı Veli’dir eşiBiz Muhammed Ali diyenlerdeniz

 Baharda açılır gonca gülümüzOl dergaha doğru gider yolumuzOn iki imam ismin okur dilimiz Biz Muhammed Ali diyenlerdeniz

 ‘’Şah Hatayim’’ eder Muhammed Ali Onlardan öğrendik erkanı yoluAli muhammed’dir Muhammed AliBiz Muhammed Ali diyenlerdeniz

Page 16: KUL HİMMET

KUL HÜSEYİNHakkında bilinenler azdır. XVI. Yüzyılın ikinci

yarısı ile XVII. Yüzyılın ilk yarısında yaşadığı tahmin edilmektedir. Alevi-Bektaşi şairlerinden olup, Sivas kaynaklı pek çok cönklerde şiirleri vardır. Bir deyişinde yetmiş yaşında olduğunu söylediğine göre uzun bir hayat sürdüğü anlaşılmaktadır.

Şair ele aldığı konuyu yansıtmada başarılıdır. Şiir tekniği sağlamdır. Genellikle inancını dile getiren şiirler söylemiştir.

Page 17: KUL HİMMET

KUL HÜSEYİNİM

 Günah ettim şahım darına durdumAllah bir Muhammed Ali aşkınaKırklar eşiğine yüzümü sürdümAllah bir Muhammed Ali aşkına

 Hasan Rıza’ya ben ricaya vardımİmam Hüseyin’i sefim bildimŞahım Zeynel Aba eyledi yardımAllah bir Muhammed Ali aşkına

 Muhammed Bakır’ın yüzü nurunaİmam Cafer’in vardım darınaKalmış günahımın küllü varınaAllah bir Muhammed Ali aşkına

 

Page 18: KUL HİMMET

Musayı Kazım’dan görünen nurlarAliyyür Rıza’ya hak olan nurlarAlka günahıma erenler pirlerAllah bir Muhammed Ali aşkına

 Muhammed Taki’nin yolu aşkınaAliyyür Naki’nin hali aşkınaBağışla cümrümü veli aşkınaAllah bir Muhammed Ali aşkına

 Hasanül Askeri nuru hakkıy çünErenler semahı devri devri hakkıy çünMuhammed Mehdi’nin sırrı hakkıy çünAllah bir Muhammed Ali aşkına

 Mürşidi bilelim yare varalım“Kul Hüseyinim” ile dara varalımŞerleri def eden hayra varalımAllah bir Muhammed Ali aşkına

Page 19: KUL HİMMET

KUL HÜSEYİNİM 

Ortalığa aldılar imam CaferiEl elden tutup çekti kaferi Şükretti iki cihan serveriHutbeler okunup ikrar verince

 Muhammed miraca burağa bindiO nasıl buraktı onu kim bildiAy ile gün orda secdeye indiAli ile Muhammed dara durunca

 Cennetin yapısını Rıdvan açtıHikmetini görenler serinden geçtiAli ile Muhammed erkana düştüYer gök titredi tarik çalındı

 Cebrail erkanı elinde aldıDesturi şah deyip beline çaldı Selman o demde bestrine geldiDoldurup badeyi ele alınca

 

Page 20: KUL HİMMET

 …Muhabbet dalgasını boydan aşıran İblisdir yol oğlunu yoldan şaşurmazİki musahibi birbirine düşüren Cehennem iti olur onlar ölünce

 Münkirler elini baturdu kana Ali sevenler ceme geleBu deme söylenir yirmi haneAli ile Muhammed irfan kurunca

 Hüü “Kul Hüseyinim “ her dem bunları söylerBir derin deryanın ummanın boylarHer kim bu demeyi sıtk ile dinlerCehennem azabı çekme ölünce

Page 21: KUL HİMMET

PİR MEHMED

XVIII. Yüzyılda yaşadığı tahmin edilmektedir. Şarkışla’nın Emlek yöresi şairlerinden olup, Beyyurdu köyündedir. “Ağca Kahya”, “Mehmet Dede” olarak da bilinir. Usta derecede ata bindiği ve attan iyi anladığı söylenir. Beyyurdu’nun üstündeki Eski Ören yerini köyün kurucularından olan Veloğlu Ahmet Bey’den bir ala at karşılığında almıştır. Hamza, Bekir, Ali, Mehmet isminde dört oğlu vardır. Sülalesine köyde hala “Ağcagil” denmektedir.

Page 22: KUL HİMMET

PİR MEHMEDİM

Eğer benim ahuzarım sorarsan Allah bir Muhammed Ali sevdiğim Bu cihanda kulli varım sorarsan Allah bir Muhammed Ali sevdiğim

Odur dayandığım demanım menimHem din ile hem billah imanım menimGizli kalp evinde mihmanım menimAllah bir Muhammed Ali sevdiğim

 A= Sevdiğim senin bir an olam Şad olup da sensiz bir dem gülememSenden bir özge bir yardımcı bilememAllah bir Muhammed Ali sevdiğim

 Derdim bana yeter derman istememHükmün yeter asla ferman istememGöster didarını gılmam istememAllah bir Muhammed Ali sevdiğim

 

Page 23: KUL HİMMET

Senin aşıkların dini imanıMüminlerin can içinde hem canıDuvaz dek okurum on iki imamıAllah bir Muhammed Ali sevdiğim

 Sözün budur gayrı bende best derimBana dost diyene ben de dost derimLali gevher hastır bende hoş derimAllah bir Muhammed Ali sevdiğim

 ‘’Pir Mehmedim’’ eder hezar isterim Mürşidimden himmet nazar isterimMalım dökmekliğe pazar isterim Allah bir Muhammed Ali sevdiğim

Page 24: KUL HİMMET

TURABİYaşantısı hakkında elde yeterli bilgi yoksa da; 1849'da Hacı Bektaş Tekkesi postunda oturduğunu ve 1868 yılında öldüğünü gösteren belgeler vardır. Bir şiirinde asıl adının Ali olduğunu söyler:Mahlasım derler Türabi, namım el- hac Ali.Doğduğu yerde kesinlikle bilinmiyor. Kimi kaynaklar Ankara'lı, Yanya'lı ve Koniçeli olduğunu belirtiyorlarsa da, aynı mahlas ile yazan birkaç ozanın bulunduğu sanılıyor. Divanı basılmıştır (1294/1878). Divandaki şiirlerin çoğu aruzla yazılmıştır. Heceyle olanlar da halk geleneği işlenmiştir; divan edebiyatı örnekleri pek başarılı değil. Koşuk düzeni acemicedir. Yine de Türabi, Bektaşilerin değerli ozanlarındandır. Daha çok divan şairi Fuzuli'nin etkisinde kalmıştır. On dokuzuncu yüzyılda yaşamış bir Bektaşi ozanı olarak bilinen Türabi bir Bektaşi ulusu Yanbolu'lu Hacı Türabi Dede-Baba olarak tanınır. Çorum'lu Seyyid Hasan Hüsnü Dede- Baba'nın 1849'da ölümü üzerine, Hacı Bektaş dergahı postuna oturur. 19 yıl meşihat ettikten sonra, 1868'de ölür. Hacı Bektaş türbesinin girişinde sol yanda bulunan tümsek üzerinde gömülüdür.

Page 25: KUL HİMMET

TURABİ 

Ezelden sevmişim erenler siziBezetmiş mekanı parlıyor yüzüEfendim dergahından ayrıma bizi

Gönüller mekanı yar sefa geldin 

Nehup yaratmış yaradan seniBezetmiş mekanı parlıyor nuruYardımcımız olsun Muhammed AliErenler sultanı yar sefa geldin

 Can içinde mehman eyledim yariYüzünüzü gördüm buldum didariDidarda mevcuttur Bektaşı VeliHak ile hak olan yar sefa geldin

 Öyle yar sevmişim canların canıCan içinde mehman durandır AliCanı cana vermiyen olu mu veliCanda cenanım yar sefa geldin

 ‘’Turabi’’ kulun bağlıdır pireNoksanım çoktur durmuşum daraGünbegün artıyor sinemde yareYareler saranım pir sefa geldin

Page 26: KUL HİMMET

Sefil AliM1790-1867 Sungurlu’nun Yazır köyünde doğdu. Babasıyla birlikte köyün sığır çobanlığını yaparken birgün öğle vakti uyuduğunda rüyasında bir pir elinden bade içti. O güne kadar fazlaca konuşmayan, meclis içinde pek sesi çıkmayan Ali, deyiş söylemeye başladı. Konumuna uygun olduğunu düşündüğünden Sefil Ali mahlasını aldı.

Kısa sürede kendi yöresinde ve hemen tüm Orta Anadolu’da adını duyurdu ve dolaşmaya başladı. Bu dolaşmalar zamanla tam bir sefil hayatına dönüştü. Şiirleri, deyişleri dilden dile dolaştı ancak kağıda aktarılmadığından beli ölçülerde belleklerde kalanların dışındakiler unutulup gitti.Sefil Ali köyünde öldü ve orada toprağa verildi.

Aynı adlı öteki aşıklarla Sefil Ali’nin şiirleri birbirine karışmaktadır. Ancak son yıllarda Gürani Doğan tarafından yörede gerçekleştirilen araştırmalarla belli ölçüde bir ayıklama yapılarak toparlandı.

Page 27: KUL HİMMET

SEFİL ALİM Yası matem günü doğdu dolunur Ağla gözlerim imam Hüseyin aşkına Derdime derman orda bulunurAğla gözlerim imam Hüseyin aşkına

 Ağla bu günlerde gözünü silme Abı revan olur zay olur sanmaAç gözün gaflette sen gafil olma Ağla gözlerim imam Hüseyin aşkına

 Hüseyin’e türlü zahim verdinizTaze iken gonca gülün derdiler Ah edip melekler saçın yoldularAğla gözlerim imam Hüseyin aşkına

 Yaktılar ciğerimi attılar naraDünyada ahrette yüzleri kara Bir su vermediler gül yüzlü yare Ağla gözlerim imam Hüseyin aşkına

 

Page 28: KUL HİMMET

On iki imamı düşürdün kanaÇok figan eyledi Şeriban ona Yasu matem günü mümin olana Ağla gözlerim imam Hüseyin aşkına  

Ehli beyitin ismini kaldırak dediDünyayı ahireti saymadı adüSiyah zülfün al kana belediAğla gözlerim imam Hüseyin aşkına

 Hasan Hüseyin tanrının dostuLanet Yezit ona eyledi kastiMervan soyu zürban ellerin kestiAğla gözlerim imam Hüseyin aşkına

 Ebul Kasım düğmelerin çözmediSeyyid Zeyneb al halasın bozmadıFatıma ana ciğerciğin közlediAğla gözlerim imam Hüseyin aşkına

 “Sefil Alim” onlar şehit Hak içünCanım kurban Hüseyini pak içünRuzi mahşer cömert saki içünAğla gözlerim imam Hüseyin aşkına

Page 29: KUL HİMMET

SEFİL ALİM

 Gene dalgalandı dağların başıAla gözlü sultan nere kaldımAşam dedim karlı dağın başınıAşamadım yolum yarıda kaldım

 Bakmaz mısın benim kara yazımaYel estikçe kar doluyor gözümeBir dahi uymayım düşman sözüneİntizarlık vardır arada kaldım

 

Page 30: KUL HİMMET

Kar olsa da duman bari olmasaDost ağlayıp düşman bari gülmeseHünkar efendimden imdad olmasaGayri gidemiyom burada kaldım

 Üşüdü ayağım elim tutmuyorGam Asker’i gönlümden gitmiyorDeryalar bekçisi gelip yetmiyorBu günlerde yetiş nerede kaldım

 Üşüdü elim ayağım tutmuyor elimDağlar başında düş kaldı yolumYetiş bu günümde Bektaşı Veli’m

“Sefil Alim”dağ boranda kaldım

Page 31: KUL HİMMET

KUL İBRAHİM

Pir Sultan ve Kul Himmet yolunda yürüyen eylemci bir sanat adamı da Kul İbrahim’dir. On altıncı yüzyılın ikinci yarısında başlayan eylemci sanat yolunun ikinci halkası, on yedinci yüzyılda Şah Adil ve Kul Mazlum ile sürmüş, yüzyılın ortalarında Kul İbrahim yetişmiştir.Nefeslerinde artık umutların söndüğü, toplumun birliğinin sarsıldığı yolundaki şikayetleri açıkça görülür. Bu dönemin son temsilcisi Kul İbrahim ve arkadaşları olmuştur.

Page 32: KUL HİMMET

İBRAHİM 

Şu aşkın dost sevgüsüne baksalarGöz gördü güzeli gönül ayrılmazBen bir güzeli sevmiş idim alemdeAlemde benzer efendim donum ayrılmaz

 Benzerimüştüde rengizmiz donumuzGider hak dergahına doğru yolumuzÖldürseler dahi dönmez yolumuzAkar dostan yanı kanım ayrılmaz

 

Page 33: KUL HİMMET

Aşk ile muhabbet sevgüsüne baksalarIrakıplar ara yerden çıksalarKelbetünü kelbetüne taksalarÇekseler etimi yönüm ayrılmaz

 Hile ile dost sevülmez doğrusuKimi meyallıkta yoktur uğrusuZerrece kadar gönülde yoktur gayrisiBizi bilen canlar tanır ayrılmaz

 ‘’İbrahim’’ dosta doğrudur Sevenlerin muhabbetle meylüdür meylüSadık yar olanların hali gayrudurGalip gider amma gönül ayrılmaz