komşum hitler

2
Komşum Hitler Tiyatro Oyunu Eleştirisi Oyun, ilk başta oldukça sade ve olağan bir görüntü çizerek başlar. Selçuk çalıştığı iş yerinden patronunu ve eşini yemeğe davet etmiştir. Karısı Ebru da hazırlıkları halletmiş, günlük sıradan görünen mevzular hakkında birazcık kocasıyla atışmış ve sonrasında beklenen misafirler gelmiştir. Bu kadarıyla, yerküredeki binlerce evin birinin içinden alınıp önümüze sunulmuş bir kesit var karşımızda. Karakterlerin davranışlarında bize yabancı gelen bir şeyler bulmak güç. Onlarda herkes gibi hayatın akışına kendini kaptırmış tatil, daha yüksek bir mevki vb. hayallere sahip kimseler. Bir tek ustaca hazırlanmış dekor, Ebru’nun anlam verilemeyen bazı tavırları ve arka odadan yükselen bazı sesler tehlike çanlarını çalarak yemeğin devamının pek de sanıldığı gibi huzurlu geçmeyeceğini söylüyor. Dekor, oyunun derinliğinden daha fazlasına sahip. Sahnenin köşelerine doğru eğrilip bükülen koltuk ve masa, basit ve temel görünen şeylerin bile sahip olduğu insana saçma gelen tuhaflığı ve farklılığı göze çarpıyor. Tavandan yansıyan oda kapıları ise ortalığı kasvetli ve yoğun bir havaya bürüyor. Yaratıcı sahne aklınıza pek çok çağrışım getirerek oyunun devamına dair ipuçları veriyor. İlk dakikalarda sahnenin de etkisiyle olayların ilerleyişini merak ediyor ve bekliyorsunuz. Ama sonuç nafile. Yemek boyunca küçük atıflarla altan alta kendini belli eden gerginlik Ebru’nun Hitler itirafından sonra oyunu başka bir yola sokar. Yüklü bir sosyal medya, internet, sistem eleştirisiyle dolu ders niteliğinde bir eser. Ana eleştirinin bu kadar açık ve net gösterimi ne kadar doğrudur, bilemiyorum. Bende bıraktığı pek bir etki olmadı. Dışarıdan ne kadar absürt göründüğümüz gerçeği dışında…Ama absürt görünmenin de neresi yanlış? Benim vardığım tek kanı şu ki; eseri meydana getiren kişi, güzel bir fikirle bu yola başlamış ve ne yaptığını pek fark edemeyince de son kısımları aceleye getirip, bir ana tema

Upload: fulya-okur

Post on 20-Feb-2016

6 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

hitler

TRANSCRIPT

Page 1: Komşum Hitler

Komşum Hitler Tiyatro Oyunu Eleştirisi

Oyun, ilk başta oldukça sade ve olağan bir görüntü çizerek başlar. Selçuk çalıştığı iş yerinden patronunu ve eşini yemeğe davet etmiştir. Karısı Ebru da hazırlıkları halletmiş, günlük sıradan görünen mevzular hakkında birazcık kocasıyla atışmış ve sonrasında beklenen misafirler gelmiştir. Bu kadarıyla, yerküredeki binlerce evin birinin içinden alınıp önümüze sunulmuş bir kesit var karşımızda.

Karakterlerin davranışlarında bize yabancı gelen bir şeyler bulmak güç. Onlarda herkes gibi hayatın akışına kendini kaptırmış tatil, daha yüksek bir mevki vb. hayallere sahip kimseler. Bir tek ustaca hazırlanmış dekor, Ebru’nun anlam verilemeyen bazı tavırları ve arka odadan yükselen bazı sesler tehlike çanlarını çalarak yemeğin devamının pek de sanıldığı gibi huzurlu geçmeyeceğini söylüyor.

Dekor, oyunun derinliğinden daha fazlasına sahip. Sahnenin köşelerine doğru eğrilip bükülen koltuk ve masa, basit ve temel görünen şeylerin bile sahip olduğu insana saçma gelen tuhaflığı ve farklılığı göze çarpıyor. Tavandan yansıyan oda kapıları ise ortalığı kasvetli ve yoğun bir havaya bürüyor. Yaratıcı sahne aklınıza pek çok çağrışım getirerek oyunun devamına dair ipuçları veriyor.

İlk dakikalarda sahnenin de etkisiyle olayların ilerleyişini merak ediyor ve bekliyorsunuz. Ama sonuç nafile. Yemek boyunca küçük atıflarla altan alta kendini belli eden gerginlik Ebru’nun Hitler itirafından sonra oyunu başka bir yola sokar. Yüklü bir sosyal medya, internet, sistem eleştirisiyle dolu ders niteliğinde bir eser. Ana eleştirinin bu kadar açık ve net gösterimi ne kadar doğrudur, bilemiyorum. Bende bıraktığı pek bir etki olmadı. Dışarıdan ne kadar absürt göründüğümüz gerçeği dışında…Ama absürt görünmenin de neresi yanlış?

Benim vardığım tek kanı şu ki; eseri meydana getiren kişi, güzel bir fikirle bu yola başlamış ve ne yaptığını pek fark edemeyince de son kısımları aceleye getirip, bir ana tema bulmaya çalışarak eserini tamamlamış. Eksik ve kötü bir sonla bitti. Herkes tektipleşti ama bunda sosyal medyanın mı, insanın doğal yapısının mı yoksa toplumlaşmanın, devletleşmenin mi suçu var? Şimdi buraya sosyal bilimlerle ilgili bir paragraf da yazmalı mıyım?

Oyunda beğendiğim kısımlar da olmadı değil. Hitler herkes için faşizmin ve vahşetin bir sembolü olmuşken karakterlerimiz bunun bilincinde ama yine de kendi çıkarları uğruna yarattıkları dehşetin ayrımında değildir. Toplumun, içinden çıkan bireyden uzak olmadığı böylece görülmüş oluyor. Patronun karısının kapının ne tarafında olduklarına ilişkin sorusu durumu gerçekten çok güzel özetler. Önünde mi, arkasında mı? Ama yan temalar geniş bir yelpazeye sahip olunca burada bile habercinin yani medyanın ‘Bakın ben size demiştim, her şey benim istediğim gibi ilerler.’ demesi anlaşılır gelmedi. Konular alakasız yerlerden bağlanmaya çalışılmış, oralar bile çorba olmuş.

Sonuç olarak içindeki fikir kalabalığıyla ne kadar kafanızı karıştırıp ‘bu ne ya’ dedirtse de sizi düşünmeye sevk edebilecek bir oyun. Korku ve gerilim unsurlarını mizahtan daha çok hissetmeme sebebiyet veren şey bizi anlatması ve bunu saçma görünecek bir gerçekçilikte yapması olabilir. Ama tabii ki de oturup ne hale düştüğümüze gülebiliriz. Zeynep OKUR 5219 11-G