kayýp bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç...

83
Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý Jan Devrim öykü

Upload: others

Post on 09-Oct-2019

9 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Kayýp Bahçenin Çocuklarý

Jan Devrim

öykü

Page 2: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Kayýp Bahçenin Çocuklarý

Jan Devrim

www.altkitap.com

öykü

Page 3: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

altkitap - öykü 4

Kayýp Bahçenin Çocuklarý

Jan Devrim

1. Baský Mayýs 2000

2. Baský Ocak 2001

3. Baský Ekim 2003

Yayýna Hazýrlayan: Yekta Kopan

Düzelti: Yekta Kopan

Tasarým: Faruk Ulay

Tasarým Uygulama: Murat Gülsoy

© 2003 altkitap ve Jan Devrim

Yapýtýn tüm yayýn haklarý saklýdýr. Tanýtým için yapýlacak kýsa alýntýlar

dýþýnda yayýncýnýn izni olmaksýzýn hiçbir yolla çoðaltýlamaz.

www.altkitap.com

[email protected]

Page 4: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Yazar Hakkýnda

Jan Devrim 1974 Düzce doðumlu. Ýlk yazýlarýný yerel dergi ve

gazetelerde yayýnladý. Ardýndan, Endülüs, Düþçýnarý ve Ayvakti

dergilerinde öyküleri yayýnlandý. Bilgisayar Programcýsý ve Bilgi

Teknolojileri Uzmaný olarak çalýþýyor. Evli ve iki çocuk babasý.

Page 5: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

3. Baský için Önsöz

Ýlk kitap bitmek bilmeyen bir heyecanmýþ. Yazma maceramdan

aldýðým önemli derslerden biri bu. Üzerinden üç yýl ve 2 yayýncý geçen

bu kitabýn benim için eskimesi mümkün deðil. 3. Baskýnýn, hayatýmdaki

önemli bir baþka unsur olan bilgi teknolojileri kullanýlarak hazýrlanmýþ

olmasý bu yüzden beni çok mutlu etti. Hem 2. baskýsý sýr olan ve

daðýtýlmayan kitap yenilenebilecek, hem de öyküler çok daha fazla

insana ulaþabilecek. Bunu saðlayan yayýnevi AltKitap'a müteþekkirim.

Sýrlayýp sakladýðým çocukluðumun, kayýp bir bahçeden tekrar sesini

duyurabileceðini ummak, benim için bitmez bir tebessüm, dinmez bir

heyecan.

iÖnsöz - Jan Devrim

Page 6: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Ýçindekiler

ÞEHÝR HATIRASI

KAYIP BAHÇENÝN ÇOCUKLARI 3

ÝSKELEDE SIKIÞAN KALP 6

REÞÝT SABAHLARI 8

LOKANTA 13

SAVAÞÇI 17

YOLCULUK 18

ÞEHRE VEDA 21

DÜÞ GÖRME YETENEÐÝ

GALÝBA BEN ÖLÜYORUM 24

BEKLEYÝÞ 25

BERBER ÝHSAN AMCANIN BERBERLÝÐÝ 28

BÝRDAL AMCA'NIN MUTLULUÐU 34

DAÐIN TEPESÝ 38

DELÝ SAÇMASI 42

FAL 46

GÝDERKEN 51

HASRET VE ÇOCUKLUK 54

MÜZÝK 55

JAN SENÝ ÖLDÜRECEKLER 56

KARANLIK 57

KISA, ÝNCE VE AÇIK RENK TELLER 60

SOYUNMAK 63

MEKTUP ARKADAÞI 64

SENÝ SEVMEKTEN VAZGEÇÝYORUM 70

RUH KAPANI 71

ÇANTADA PAPATYA 74

ÖLMEK ÝÇÝN GÜZEL BÝR GÜN. 77

1

Page 7: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Þehir Hatýrasý

2

Page 8: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Kayýp Bahçenin Çocuklarý

- Anneme ve Babama-

I

Eskiden yaþadýðým þehrin sokaklarýnda dolaþýrken, yýllar öncekaybettiðim bir bahçeyi buluverdim. Bu, artýk yýkýlmýþ bir evi ve çalýçýrpýya dönüþmüþ, güzel çiçeklerin solgun hatýralarýný barýndýran eskibahçe; derin bir hasretin baþladýðý yerdi.

Ve ben onu ne kadar çok sevmiþtim�

II

Yýllar önce, annemin beni çekiþtirerek ilkokula götürdüðü günlerdi.Aniden yalnýz býrakýlmýþ olmanýn acýsý yüreðimdeydi ve annemi hergördüðümde, dudaklarýmý çizgi öykülerdeki zenci devler gibi sarkýtýpaðlamaklý oluyordum!

Babamýn eski ve loþ pasajdaki dükkaný, bu þehrin iki karanlýkpasajýndan birini aydýnlatýyordu. O zamanýn dekorasyon mucizesi tümmekanýn tek bir renk olmasýydý ve parýl parýl parlayan, bu kýpkýrmýzýufak dükkanýn spot ýþýklarýnýn altýndaki görüntüsüne hayranlýklabakardým.

Diðer dükkanlar da tek renkti ama onlarýn hiç biri bu kadar parlakdeðildi ve ben bu pasajýn her iki ucundan da görülen dükkaný çokseverdim . Pasajda baþka dükkanlar ve onlarýn içinde de afacançocuklar vardý, elbette! Ama ben hep "bir kýz çocuðu kadar " sakin veuslu olduðumdan sessiz sessiz vitrinlere bakar, annemin beni evegötüreceði aný beklerdim�

Pasajda neler yoktu ki? Bir kere tam çýkýþýnda köhne bir bakkalvardý Ýçinde güzel mi güzel oyuncaklarla dolu bir oyuncakçý. Bir beyazeþya maðazasý ve þeker kadar renkli kalemleri ile bir kýrtasiye. Amabunlardan sadece biri çok önemliydi: Sýk sýk deðiþen vitrininin herdetayýný ezberlediðim oyuncakçý; pasaj seyrinin en zevkli yeriydi.Okuldan gelip çantamý býraktým mý, hemen o vitrini seyretmeyekoþardým. Tüm düþündüðüm, fýrsatýný bulduðumda hangisinialdýracaðýmdý.

3

Page 9: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Tam giriþte, yemyeþil bir dükkan daha vardý. Ýçinde de yaþlý biramca. Yüzünü gözümün önüne getiremiyorum þimdi, ama çok iyihatýrladýðým, onun pek de sevimli olmadýðýydý. Bu dükkan -sanýrým-þehrin o zamanlar az olan beyaz eþya maðazasýndan biriydi. Dahadoðrusu, mobilyacýlarýn marifetiydi o zamanlar "beyaz eþya" satmak.Yemyeþil dükkanýn içinde koltuk takýmlarý, buzdolaplarý, sehpalar vebir kaleyi bekleyen devler gibi dikilmiþ vitrinler hatýrlýyorum. Tam giriþteolmasýna raðmen karanlýk, tozlu bir dükkandý. Yardýmcýsý da yoktugaliba. Dükkan bu yüzden her zaman aðýr bir toz tabakasýnýnaltýndaydý� Zaten çok kalmadan kapandý.

Bu yeþil dükkanýn pasaja bakan kýsmý aðaç ve cam ile bölünmüþ,bir ofis haline getirilmiþti. Ýçinde eski bir masa, duvarda karýncadualarý. Bir sehpa ve üzerinde hayatýmda ilk defa gördüðüm bir cihaz:Simsiyah ve dev gibi bir telefon. Üzerinde kocaman delikleri olan bualet ahþap ve eski maðazaya büyük bir ayrýcalýk veriyordu. Pasajdabaþka kimsenin telefonu yoktu. Ne babamýn kýrmýzý ve pýrýl pýrýldükkanýnýn ne de o zengin ve güzel oyuncakçýnýn. Sadece bu köhnedükkanýn ayrýcalýðýydý. Ben de oraya ilk defa bu bahane ile girmiþtim,babama gelen bir telefona -ne iþe yarayacaksam - onunla beraberyanýtlamak için koþmuþ ve yanýndan korkarak geçtiðim yeþil kaleniniçini de görmüþtüm.

Bu ilk ziyaret sadece telefonu deðil, karýnca duasýný da sokmuþtuhayatýma. Sapsarý bir kaðýt üzerinde minicik elifba harfleriyle yazýlmýþduanýn karýncalarla iliþkisini çok ama çok uzun zaman düþündüm.Ufacýk aklým orada karýncalar ile ilgili bir duanýn ne iþe yaradýðýnýalmýyordu. Neden sonra, bir yerlerde üzerlerinde karýnca duasý yerinebereket duasý yazarken buldum o birbirine geçmiþ lekeleri desonradan aslýný öðrendim.

Pasajda rengarenk spotlarýn ýþýðýnda eðlenip vakit geçirirken, oyaþlý adam elinde minik bir kýz ile geldi yanýma bir gün. Yemyeþilgözleri ile tam benim yaþýmdaki bu çocuðu bana býraktý ve "Haydi, usluuslu oynayýn bakalým" dedi.

Utangaçlýðýmýn her yanýmý sardýðý anda, tam ben "bu mekânýnustasý" olduðumu gösterecektim ki o kolumdan tutup beni pasajýnbaþýndaki bakkala götürdü ve cebinden çýkardýðý -Allah bilir kaç liraydý-paralarla bize kuþ lokumu aldý.

Ne kadar güzel bir isim deðil mi "Kuþ Lokumu"? Belki bu mukaddeshatýranýn hasretine ben seviyorum, çünkü o gün minicik lokumlarý yineminik ellerimizle bir taþa oturup yemiþtik ve yine Allah bilir nelerdenbahsetmiþtik. Hatýrlýyorum, bol bol oyuncakçýnýn önünde dikilipseyretmiþtik sevimli plastik adamcýklarý ve en çok hangisinin güzelolduðunu konuþmuþtuk.

4Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 10: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

O gün ne kadar sohbet ettiysek de doyamadýk. Ama onunla el elepasajýn çevresinde gezerken -itiraf etmeliyim, ben pasajýn dýþýnaadýmýmý bile atamamýþken, o her yeri biliyordu- beni evlerinin olduðubahçeye götürmüþtü. Acaba böyle bir manzarayý tarif edebilir miyim?

Beyaz, iki katlý bir evdi. Pencerelerini hatýrlýyorum hayal meyal. Soltarafta artýk minik birer aðaç olmuþ çiçekler. Genelde bahçenintamamýna hakim renk vardý: Pembe! Küçük beyazlý pembeliçiçeklerden þimdi bile burnumu hasretle sýzlatan kokular geliyordu.Diðer taraflarda ressamlarý kýskandýracak yeþiliyle capcanlý çimen vetam ortasýnda evin kapýsýna kadar giden taþ yol� Aslýnda pek büyüksayýlmayacak bu bahçe, yüksek duvarlar ve bir de demir kapý ilesaklanmýþtý ana caddenin gürültüsünden. Zaten kimse orada bir evolduðu tahmin edemezdi.

O karýþýklýðýn, o tozun dumanýn içinde sýkýþý vermiþ bir cennetgibiydi. Ama biz çok durmadýk koþa koþa bahçeden çýktýk. Pasaj veoyuncaklar bizim seyretmemizi bekliyordu, çiçekler bekleyebilirdi.

Artýk ayrýlma vakti geldiðinde, tam gitmek üzereydim ki, arkadaþýmyanaðýma bir öpücük kondurdu. Kýpkýrmýzý yüzümle hayret içindebakakalmýþtým.

Koþa koþa dükkana vardým ve tezgâhtarýmýza anlattým bunlarý, oda gülümsedi. Annem geldi, beni alýp eve götürdü. Ertesi gün henüzbaþladýðým okulda en uzun günlerimden birini geçirdim. Tekrar pasajadönmeli ve minik elli arkadaþýmla kuþ lokumlarýnýn tadýnabakmalýydým.

Zil çaldý ve ben arkadaþlarýmýn arasýndan koþa koþa vardýmpasaja. Ama o yoktu. Yeþil dükkanýn çevresinde ne kadar dolaþtýmsada gelmedi. Korkumdan o yaþlý amcaya da soramamýþtým. Bahçeye,lokum satan dükkana, kýrtasiyeye baktým. Oyuncakçýnýn önünde uzunuzun bekledim. Ama ne o gün bir daha geldi ne de baþka bir gün.Çocukluðumun içine bir günlüðüne býrakýlmýþ minik bir periydi sanki veo cennet gibi bahçeden kaçýp benim yanýma gelmiþti oynamaya. Veminik elli arkadaþým bana kuþ lokumlarýna sevgiyi miras býrakýp gitti.

III

Bilmezsiniz ya, ben kuþ lokumlarýný halen çok ama çok severim.Her elime aldýðýmda minik elli, yeþil gözlü küçük kýzýn hayali gelirgözümün önüne. Onunla bir taþa oturup yine minicik birkesekaðýdýndan alýp alýp yeriz lokumlarý sessizce� Lokumlar bitince oyine usulca yanaðýma bir öpücük kondurur mu? Tekrar elimden tutupbeni leylaklarýn ve adýný bilemediðim güzel çiçeklerin kokularý ileyeþeren bahçeye götürür mü? Oyuncakçýlarý gezip minik adamlarýn nekadar güzel olduðunu anlatýr mýyýz birbirimize?

5Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 11: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Ýskelede Sýkýþan Kalp

Adem Özbay'a

Çok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðimsýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum. Günler birbirini kovalamýyor artýkve sýnýrlarýmý zorlayan memleketime olan inancým her geçen günazalýyor�

Henüz daha sakallarýmýn keyfine varamamýþým ve her gün bununkavgasý ile geçiyor. Birden yalnýzlýða itiveriyor beni bu mücadele.Çevremde kim varsa terk ediyor ve çalmýyor artýk telefonlar bir mutluses duymak için.

Her þeyin direnmek ve "kaybetmeyeceðim" diye baðýrmak üzerinekurulduðu böyle bir dönemde, Ýstanbul'dan bir telefon geliyor : Zenginçocuklarýnýn okutulduðu bir lisede günde bir kaç saat öðretmenlikyapacaðým. Direniyorum ama fayda etmiyor. Sakallarým, yüzümdensararýp solmuþ yapraklar dökülüyor sanki.

Ýstanbul yýllardýr kozunu paylaþamadýðý birisini nihayet savaþalanýna çekmiþ muzaffer bir komutan gibi karþýlýyor beni. Ve tabiibilinen tüm sivri oklarýný fýrlatýyor hiç beklemeden�

Çok cahilim bu þehirde. Nereye nasýl gidilecek? Bu numaralar nedemek? Hangi semt hangi semte yakýn? Hýzlý Tramvay nedir ve buotobüslerin hangisinde hangi bilet geçiyor?

Çýlgýn bir koþu baþlýyor Rahmanlardan Etilere. Her gün 5 saatyollarda geçiyor. Ama bu hayatýn tek iyi yaný deniz. Denize bakmaköylesine büyük bir zevk ki, bu ýzdýraba sýrf bu yüzden katlanýyorumsanki.

Ýlk kez Beþiktaþ'tan Kadýköy'e geçeceðim. Vapura biniyorum,Dehþet ürkek bir halde denize, insanlara bakýyorum. Týraþlý ve benceçirkin yüzüm rahatsýz ediyor beni� Sanki tüm gözler üzerimde.

Bir an kafamý kaldýrýyorum. Bir kýz karþýmda oturuyor.

"Soluk uzun saçlar. Kahküller beni bile rahatsýz edecek kadardüþüyor önüne. Zayýf deðil ama, ince. Biraz solgun bir ten. Elinde darama kalýn bir kitap. Müthiþ bir derinlikle onu okuyor. Üzerinde bir þal.

6

Page 12: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Kemik beyazý ve çok güzel iþçiliði ile þal bu sadeliðe çok yakýþýyor.Ayaðýnda oldukça büyük görünen ayakkabýlar. 17. Yüzyýlý anlatanfilmlerdeki Avrupa köylülerinin giydiði potinlere benziyor."

Birden -kafasýný kitaptan kaldýrmadan- çantasýndan büyükçe birerik çýkartýyor. Ve tüm bu sadelik ve umursamazlýðýn en doðal parçasýhaline geliyor kocaman ýsýrýklarla yediði erik�

Onu uzun uzun seyrediyorum. Ýlk bakýþta her tarafýndan bir fakirlikakýyor. Ama detaylarda dehþet bir ruh zenginliði ve beni kendine aþýkeden bir sadelik var.

Çevredekiler ona hayran hayran baktýðýmý fark etmesin diye gözucu ile süzüyorum artýk. Cesaret diyorum kendi kendime. Kalk veonunla konuþ. Bu fýrsatý bir daha bulamazsýn. Yarabbi ! Sanki yýllarcabu dinlenmiþ hali, bu sessizliði aradým ben�

Ama konuþamýyorum. Ve vapur kýyýya yaklaþtýðýnda bu büyükiþkenceden kurtulmak için fýrlýyorum. En önde acý ile bakýyorum eskilastiklerle kaplý iskeleye.

Vapur yanaþmak için iskeleye vuruyor. Biraz geriliyor, sonra tekrar.Ve tekrar. Lastikler her seferinde geriliyor, daralýyor ve inliyorlar.Ýnliyorlar� Dalgalar inleyen lastiklere acýrcasýna su serpiyor. Benimyüreðime kim su serpecek? Denizin fýsýltýlarý bana "Geri dön veonunla konuþ" mu diyor? Bu sesi bir türlü duyamýyorum.

Kadýköy'den Beþiktaþ'a giden vapur ile iskeleye vardýðýnýzdadikkatle bakýn�Vapurun durmak ve içinde ne varsa atmak için vurupdurduðu lastiklerde, erik yiyen bir kýza aþýk olmuþ yüreðimin inlemesiniduyabilirsiniz. Belki hala dalgalar, vapurun acý hatýrlatmasýndan sonra"üzülme " diye serinletmektedir o hatýrayý�

Zaten durmak için,

Bir hatýra yüklü geminin,

Kendini duvarlara çarpmasýnýn,

Ne anlamý olabilir baþka?.

7Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 13: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Reþit Sabahlarý

Bütün sabahlar aynýdýr�

Ama bambaþka bir sabahla uyanmak mümkündür aslýnda.

Hayýr, hayýr. Bütün sabahlar ayný deðildir. Örneðin, sabahýn alacaaydýnlýðýnda, Dostoyevski'yi arayan sislerin arasýnda yürüyüpgidebilirsiniz St.Petersburg'da. Gökyüzü zaten çok az kararmýþtýr, nekadar aydýnlanacaktýr? Yada çiçekler salýnýp gider yüreðinizi saran darbir sokakta. Mekân içinde kaybolmak için bir Bolu yeþilidir. Dört biryanda bambaþka bir alemi ateþlemek için bekleyen füzelerdir, çamaðaçlarý. Soðuk büyük bir mutluluktur, dalar ciðerinden içeri� Acýtýr vesevindirir ayný anda�

Belki de dar, dev bir daðdýr, bu sabah Alplerde. Kýrýtkan birer aþüftemidir uçurumlar, gözlerini yüreðine dikmiþ?

Bütün sabahlar ayný olabilir mi?

Olamaz. Bu sabah, Ýstanbul'da uyanmaktýr çünkü. Kargaþadýr.

Derin bir nefesle uyanýlmaz. Usulca kalkýlmaz, hafif hafif günbatmaz gözüne.

Ne o lahuti ezan sesleri, ne tüp gazcýlar ne de otobüs kornalarý,hiçbiri deðil. Sadece çýðlýk atan bir saatle uyanýlýr.

Günler karþý karþýya konmuþ birer aynadýr.

Bütün yalnýz sabahlarý aynýdýr.

Reþit'in bütün sabahlarý aynýdýr.

O her sabah, isyan eden saatin sesi ile yarý panik içinde kalkar. Hiçsevmez uyanmayý. Tatil günü geldi mi, akþama kadar yatmak ister.Cumartesi akþamlarý saati mutlaka kontrol eder, alarmýný kapatmýþ mýkapatmamýþ mý? Televizyon programlarýna bakar, 37 ekran Tvsi ileakþama kadar nasýl vakit geçirecektir? Ufak tefek çerezi, kolasýhazýrlanmýþ olur.. Sibel Can'lý, Hülya Avþar'lý programlar denk gelirsetatil gününe, o zaman daha da keyiflenir.

Ekmeðini, peynirini gazetesinin üzerine, gazetesini ufak sehpasýnýnüzerine serip kurulur yataðýna� Bir elinde bantlanmýþ uzaktan

8

Page 14: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

kumanda, diðerinde çekirdek, üþüse de üþümese de, çýtýrtýlar içindezaman geçer gider.

Tatil günlerinde evden çýkmaz Reþit�

Reþit mutlaka takým tutar� Takým tutmayanýn da adamdansayýlmayacaðýna inanýr. Aslýnda, bu garip bir oyundur Reþit için.Çünkü, takým tutmayanýn adamdan sayýlmayacaðýna inandýðýndantutar takýmýný. Ve bu oyunu baþkalarýna oynamaya devam eder�Maçlarý heyecanla dinler radyodan. Eðer þifresiz kanaldaysa daha dakeyiflenir.

Akþamlarý evden çýkmaz, Fenerbahçeyi tutar Reþit�

Ýstanbul'a annesi gönderdi Reþit'i. Birkaç ay akrabalarýn yanýndakaldý ama fakirlik bir ortak payda, kimsenin yanýnda rahat edemedi.Þimdi iþte kendi kendini kovalayan bir ufak pansiyon odasýnda kalýyor.Yataðýný en son annesi giderken düzeltmiþti. O gün bu gündür aynýçarþaf, ayný yastýk, ayný yorgan, ayný Reþit'le yatýp kalkýyor. Tümdökülmüþ içecekler ve tüm çekirdekler ve tüm baþka pislikler onunüzerinde. Ama aldýrmamak da ayrý bir adamlýk düsturu onun için.

Büyük bir alýþveriþ merkezinde çalýþýyor, yaþý on dokuz.. Yalnýzkalýyor. Pansiyona kadýnlarýn girmesi yasak, annesi geldiðindeamcasýnda kalýyor zaten. Bazen aðlýyor. Babasý küçükken ölmüþReþit'in.

Evet, büyük bir alýþveriþ merkezinde çalýþýyor. Her sabah aynýoflamalarla biniliyor servise, elinde plastik saplý karton çantasý.Herkesin, elindekine benziyor çanta, herkesin üzerinde ayný renkte kotpantolon var. Herkesin gözleri þiþ servis sabahlarýnda. Bütün kýzlarýnmakyajlarý silik. Bütün kýzlarýn gözleri Reþit'ten baþka her yere bakýyor.Birisi kaza ile bir þey soracak diye çok korkuyor. Cevabýný hazýrlýyor,usanmadan. Yer verirken nasýl konuþmalý, nasýl teþekkür etmeli. Nasýlyol vermeli? Mesela, Fýstýkaðacý'ndan binen uzun saçlý, ince yüzlükýzla ayný anda yaklaþacak olsa minibüsün kapýsýna.. Hemen eliniuzatýp, "Buyurun" diyecek. Kýz onun yüzüne bakacak� Tebessümedecek hafifçe, ama diþlerini göstermeden� Kýz yavaþça aþaðýinecek. Ardýndan o. Sonra, baþka bir kapýdan girecek alýþveriþmerkezine� Böylece kýz aslýnda onunla ilgilenmediðini sanacak.

Son kez bunu denediðinde, nasýl oldu bilmiyor, "Buyurun Abla!!!"diyor. Kendinden çok utanýyor."Adam olan kýzlara düþkün olmamalýdýr"diyor kendi kendine!

Reþit çok çalýþýyor ama iþi kolay. Öyle diyorlar, memleketindekiler."Uzaktan konuþmak kolay" diyor Reþit, "Davulun sesi uzaktan hoþgelir, ne anlar onlar!" Kýzýyor açýkça: "Gelsinler onlar da zenginlerin

9Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 15: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

yediklerini toplasýnlar o kadar kolaysa!!!" Ya Ýstanbul'da yaþamak?"Bura köy merasý mý , su bedava, yer bedava? Burada gölge bileparayla?" Reþit, iþinin hafife alýnmasýný sevmiyor.

Yaptýðý þey kolay yine de! Alýþveriþ merkezinin en alt katýndarestoranlar, hamburgeciler ve çeþit çeþit yemek satan dükkanlar vardýr.Ve masalar, herkes yiyeceðini alýr, bu masalara çöker. Yiyeceðini yer.Ve býrakýr plastik tabaðýný, yediðini, yemediðini� Tepsisinin,peçetesini. Kaþýklarý. Artýklarý.

Yaptýðý iþ kolay. Bunlarý toplamak ve çöpe atmak. Tabii atýlacakolanlarý. Üzerinde iþaret olan tepsileri dükkanlara iade etmeli.

Yaptýðý iþ kolay , ufak bir servis arabasý ile dolaþýr masalar arasýndave iþi bitmiþ olanlarý toplar. Ýþ kolay aslýnda. Tepsileri çöpe boþalt,arabanýn altýna koy. Peçeteleri, artýk yemekleri de sýyýr tabaklardan.Kül tablalarýný boþalt. Sonra, baþka bir masaya git. Tepsiyi al,içindekileri çöpe at. Kül tablasýný boþalt. Tepsiyi yerine koy� Kültablasýnýn içini peçete ile sil.

Ýþi kolay. Eline yemek artýðý bulaþýr Reþit'in�

Masalarda yemek yiyenler hiç bakmazlar yüzüne�Ne güzel yüzlüneþeli kýzlar, ne minik çocuklar� Ne de yaþlý baþlý kadýnlarla adamlar.Hiç bakmazlar.

Reþit'in iþi çok kolay. Masalardakiler o yokmuþ gibi davranýrlar.

Gelenlerin yüzlerinde bambaþka bir ifade vardýr, Reþit'intanýmadýðý� Bir çoðu masalarýn arasýnda durup, hangi restorandayiyeceklerine karar vermek için bakýnýr bir süre. Acaba þuhamburgercide, özel patatesli, kolalý mönüden mi yeseler? Yoksa,ünlülerin çok sevdiði Ýtalyan pizzasýný mý? Belki de, özel katkýlý kumpirve hafif bir salata ile geçiþtirecekler bugün� "Neyse", diyor bazýlarý�"Þimdi özel hamburger mönüsü ve yanýnda dondurmalý tatlý yiyeyim,akþam gelince pizza yerim!"

Hiç mutsuz olmazlar mý? Hiç aðlamaz mý bu mönülere bakangözler? Bu durmadan açýlýp kapanan çeneler þiir okuyor mu?Birbirlerinin omuzlarýna kondurduklarý öpücükler, masum mu birçocuðun kardeþini öpmesi gibi? Paralarý biter mi hiç? Hiç kuru fasulyeyediler mi ekmek arasýnda?

Hiç aðlamazlar. Hep gülümser gözleri. Ya da, ayný zenginliktenbýkmýþ bir ifade ile bakarlar. Kýzlar hep çok güzeldir ve hepsifarkýndadýr bunun. Annesinin gözleri gibi, Fýstýkaðacý'ndan binen kýzýngözleri gibi çizgi çizgi deðildir onlarýn ki. "Aðlamýyorlar, üzülmüyorlarki? Niye çizgi çizgi olsun yüzleri, gözleri?"

10Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 16: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Reþit böyle sanýyor iþte.

Bazen kendini görüyor rüyalarýnda:Çekingen yürüyüþü uçup gitmiþüzerinden� Masalarýn arasýna kadar yürüyor usulca, yanýnda minietekli bir kýz yüzüne bakýp þakalar yapýyor. Kýz kahkaha atarken,Reþit'in omzuna tutunuyor. Bazen hafif sallanýyor ama yine de elinicebinden çýkarmýyor Reþit. Pantolonu ütülü, gömleði bembeyaz. Kýz,"Bugün ne yiyelim, caným?" diyor gülümseyerek. Sonra önünde çocukgibi zýplýyor "Pizza pizza. Noolur bugün de pizza yiyelim". Reþit,þakacýktan yüzünü asýyor. "Býktým pizzadan, dün de yemiþtik." Kýz,Reþit'in yanaðýndan makas alýyor. "Beni kýrmazsýn deðil mi?" O daþakacýktan, yüzünü asýyor, dudaklarýný sarkýtýp, aðlamaklý bakýyor tamgözlerine. Reþit gülümseyince, kýz elinden tutup pizzacýya çekiyoronu�

Bas bas baðýran saatin zili ile uyandýðýnda rüya bitiyor.

Ama.

Ama�Maaþ günü çatýp geldiðinde. Baþka bir sesle uyanýyor, tatlýbir müzik çalýyor o sabahlarda. Reþit akþamdan hazýrladýðý krem rengigömleðini, kurusun diye sobanýn yanýndaki iskemleye astýðý,pantolonunu giyip, erkenden dikiliyor servis duraðýna. O gün,Fýstýkaðacý'ndan binen kýz isterse önce binmek istesin, yol veremezona Reþit. Zaten zaman geçmiyor, onu bile bekleyemez maaþgününde.

Saniyeler birbiri ardýna yavaþ yavaþ geçer gider Reþit için. Herþeye bambaþka bir telaþ karýþýr. Tüm masalara koþar, tüm iþlere yetiþiro gün.

Reþit maaþ saatine ve parasýna kavuþunca, koþarak deðiþtirirüstünü, çýkarýr kýrmýzý çizgili siyah üniformasýný ve giyer pantolonunuve krem rengi gömleðini, derin bir telaþla.

Yavaþça ve aslýnda ürkek yürüyüp geçer masalarýn arasýndan,kekeme adýmlarla�

Hamburger dükkanýndaki kýzlara sessizce, her zamanumduðundan usulca seslenir: "Bakar mýsýn?" Olabildiðince normal,her zaman buradaymýþ gibi, istediklerini söyler Reþit. Her zamanburadaymýþ gibi, bekler istediklerinin hazýrlanmasýný. Ve her zamanburadaymýþ gibi, kuruþu kuruþuna hazýrlanmýþ parayý uzatýr, tepsisinialýr Reþit.

Bir masaya çöküp, yavaþ yavaþ yer patatesini. Tadýný çýkartýrkolasýnýn. Hamburgerin iki yumuþak ekmeðinin arasýnda neler var?Turþusuyla oynayýp yerine koyar, mayonezle ufak bir yüz çizeryuvarlak köftenin üzerine. Sonra iki lokmada yutar onu. Tepsinin

11Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 17: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

içindeki kaðýtla oynar biraz. Hamburgerin konduðu plastik kutuyu eviripçevirir. Sigarasýný yakýp yakýp söndürür.

Çöpleri toplayan görevli gelir arabasý ile, elini uzatýp usulca alýrtepsiyi. Özenle temizler kül tablasýný ve yürür gider.

Reþit hiç bakmaz onun yüzüne.

Sonra�Reþit'in yüzünden silinir sessizlik. Baþý önüne eðilir.

Yavaþça yürür soyunma odasýna� Yaptýðý iþin aslýnda ne kadarzor olduðunu düþünür� "Köyün ortasýndan ne bilecekler?" der.Fenerbahçe'nin maçý var mýdýr? Sibel Can'ýn programý? Annesi nezaman gelecektir?

Yavaþça yürür soyunma odasýna doðru Reþit�

12Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 18: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Lokanta

Babam da burada ölmüþtü.

Her sabah, þehrin bir ucundaki gecekondu mahallesinden, pislikdolu sokaklardan sisin içinde yola koyulurum. Sýkýþ pýkýþ otobüsler,trenler ve hayatýmý rezil etmek için hazýrlanmýþ bin bir tuzak varsokaklarda. Biliyorum,bunlarýn hepsi tuzak. Karanlýk içinde bir yerleregitmekten artýk korkmuyorum� Zayýf olduðum için beni kolayyenilecek birisi sanýyorlar. Ama hayýr! Ben kolay yutulur lokma deðilim.Babam gibi deðilim�

Lokanta þehrin pýrýl pýrýl caddelerinden birinde. O pis yol boyuncakorkmuyorum, Ama buraya gelince� Ýþte buraya gelince ayaklarýmtitremeye baþlýyor. Yüreðimde büyüyen o kocaman öfke olmasaçýldýrabilirim� Þu geçenleri görüyor musunuz? Ne kadar çirkinler.Ýncecik diþleri aralýklý ve bembeyaz. Saçlarý sarý sarý parlýyor. Tilkikürkü, ufak köpekler ve kahkahalar "ah ah ah ah, þekerim sen de biralemsin" Nefret ediyorum. Üzerlerine atlayýp boyunlarýný ýsýrmak vediþlerimin arasýnda etlerinin parçalarý ile kalkmak istiyorum.Yüzlerindeki o makyajlý gülümseme kaybolup yerini devasa açýlmýþhayret içinde gözler alýnca mutlu olacaðým sanki �

Ama yapamýyorum. Çünkü onlar bir sürü. Bana mutlaka saldýrýrlar.Bunun yerine gözlerini kolluyorum ve dehþet bir karaltý ile bakýyorumyakaladýklarýma. Buz gibi oluyorlar bir an. Minicik taytlarýn, pýrýl pýrýlmini eteklerin, güzel saatlerin arkasýnda oluþuvermiþ korkuyugörüyorum. Ve lokantaya varmamak için tüm cadde boyuncaçabalýyorum. Lokanta. Güzel el yazýsý ile yazýlmýþ bu tabeladaBabamýn mezar taþý�

Beyaz bir önlük var, her garson gibi ben de onu giyiyorum.Çevremde yýllanmýþ bir sürü garson bu canavara yem olmak içinbekliyor. Ve komiler de üzerlerinde mavi bir gömlekle bizim vemüþterilerin gözlerine bakýyorlar� Dýþarýnýn soðuðuna raðmen, içerisibu saatte bile sýcak. Çünkü canavar birazdan gelecek ve akþam olupbiz kapatana kadar yiyecek. O üþümemeli.

Þu adama bir bakýn. Yýllardýr burada. Babam kadar eski deðil tabii.Babam garson olmuþken, o henüz bir komiydi. Belki de bulaþýkçý.

13

Page 19: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Yüzünde nasýl ahmak bir gülümseme var, görüyor musunuz? Diþleri.Diþleri sapsarý ve bitiþik. Bir tanesi altýn kaplama. Biri de simsiyah.Çürük� Kahkaha atarken gözlerini kýsýyor ve yüzünün her tarafýndaçizgiler oluþuyor. Her gün bütün çalýþanlarla eðleniyor ve onlaraþakalar yapýyor. Nasýl da belli kimin tarafýnda olduðu� Biliyorum ofarkýnda her þeyin. Yoksa nasýl bu kadar mutlu olur?. O da bucanavarýn bir ajaný iþte. Bu yüzden kimseye bahsetmiyorumgerçeklerden. Herkes onun ajaný olabilir, bir duyarsa canavar benimutlaka parçalar.

Herkes nazik olmaya çalýþýyor, belleri nasýl da kýrýlýyor bir görseniz.Her yerleri parçalanýyor, dökülüyor. Gözleri pýtýr pýtýr yuvarlanýyormermer zeminde ve kayýp gidiyor. Burunlarý iðrenç bir ses ile yereyýkýlýyor ve bir muhallebi gibi daðýlýyor, sonra iðrenç bir morabürünüyor o et parçasý. Kurtlanýyor ve zeminde eriyip gidiyor. Yüz ,yanaklar, kulaklar hepsi parçalanýyor. Geriye bir tek çene kalýyor�Çene. Diþler� Diþler her an takýrdýyor, açýlýp kapanýyor, çeþit çeþit sesçýkartýyorlar� Aralarýna et parçalarý giriyor, kýzarýyorlar, mavileþiyorlar.Renkten renge giriyorlar. Ama hep takýrdýyorlar� O takýrtýlar büyüyor,içimi sarýyor. Çýðlýk atmak, ellerimi kulaklarýma dayayýp baðýrmakistiyorum. Gözlerim fýrlayacak olduðu yerden sanýyorum. Amaolmuyor, yapamýyorum� Bir þey beni tutuyor.

Ben lokantada hiç bir þey yemiyorum. Yolda gelirken bisküvialýyorum. Çünkü burada yediklerim mutlaka zehirlidir. Babam buradaöldü, onu canavar öldürdü� Ben gömdüm. Onun için burada bir þeyyemiyorum. Mutlaka zehirlidir� Biliyorum.

Tatlýlar, yemekler� Masalar� Hepsi birer dekor. Sadece bir süs.Birisi gelip gerçeði anlamasýn diye. Komiler büyüyecek, garsonlaryetiþecek ve canavar onlarý yiyecek. Param parça edecek. Bunun içinhazýrlandý.

Ýþte buranýn sahibi de geldi. Görüyor musunuz? Nasýl da bellicanavarýn hizmetçisi olduðu. Onun da dev gibi diþleri var. Ve birgöbeði. Göbeðini görebiliyorum, yaðlý büyük bir cisim. Vücudu buyaðdan dolayý oluþmuþ çeþit çeþit sivilce ile dolu. Hemen yazarkasanýn baþýna oturuyor o da. Birazdan canavar gelecek çünkü, o dahizmetini iyi yapmazsa canavar onu da yer belki. Ýþte, hemen çayýnýistedi. Diþlerinin arasýnda akýp gidecek çay� Koltuðuna nasýl dakuruluyor. Ýþte, pis canavarýn hizmetçisi olduðundan bu rahatlýk. Baþkakimde var böylesine kurum, caka? Kimsede yok. Ben biliyorum.

Bu ses ne? Ýþte kapý çýngýraðý çalýndý.

Geliyor. Korkmuyorum. Bugünü de atlatacaðým. Bugün deölmeyeceðim. Babam gibi� Deðil, ben dayanacaðým,yenilmeyeceðim. Geliyor�

14Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 20: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Bu sefer bir kadýn kýlýðýnda tek baþýna. Topuklu ayakkabýlarý iletýkýrdaya týkýrdaya gidiyor. Evet, oraya oturacaðýný tahmin etmiþtim.Tüm lokantayý izleyebileceði bir köþe. Hemen gitti birisi, sipariþinisordu. Ben kurtuldum.

Zil bir daha çaldý. Yine geldi. Bu sefer kalabalýk. Bir kaç öðrencikýlýðýnda� Tatlý istediler. Büyük bir masaya oturdular. Gürültüyapýyorlar. Bunlar zayýf olur . Ben servis yapayým. Yenilmeyeceðim. Üççay, iki poðaça istiyorlar. Diðerleri bir þey yemeyecekmiþ� Biliyorum,onlarda birazdan dayanamaz, çenelerini takýrdatmaya baþlarlar. Ýþte,üç çay, iki poðaça� Gülümsüyorlar. Ben gülümsemiyorum, biliyorumbu imayý ben: Bu "Bu sefer olmadý ama bir dahaki sefere mutlaka"demek.

Ben uðraþýrken bir kaç kiþi daha gelmiþ. Lokanta kalabalýklaþýyor.Hayýr, benim babamý öldürdü. Korkmayacaðým�

Þimdi siz bunlarý ayrý ayrý insanlar olarak görüyorsunuz. Ýþteburada yanýlýyorsunuz. Dikkatle bakýn. Dikkatle ama. Onlarýnoturduklarý masalar arasýndaki baðý görüyor musunuz. Yerden geçenþu baðýrsak gibi canlý borularý. Onlarý birbirine baðlýyor. Onlar tek birbeden aslýnda. Beni kandýrmak için farklý kýlýklarda geliyorlar. Nasýldaçenelerini birbirine vuruyorlar. Nasýl sesler çýkartýyorlar. Görüyormusunuz? Dikkatle bakýn, elbiseleri de yok. Dev bir beden. Gözü,kulaðý olmayan sadece minik elleri ve devasa aðzý olan bir beden bu .Ve bu beden hiç durmadan yiyor. Her yaný çene, her yaný el, kol veyaðlý et. Nasýl pis kokuyor , farkýndasýnýz deðil mi? Ben biliyorum. Ýþtebabamý bu canavar öldürdü.

Öðle saati geldi. En zoru bu. Çok kalabalýk olacak. Yani canavarýnçok çenesi, çok baþý olacak. Çok bedeni. Ve isteyecekler . Durmadan.Biliyorum. Babamý bu canavar öldürdü. Hep yiyecekler. Çeneler,diþler� Bir sürü ses çýkartacaklar. Biliyorum, yaðlý tek bir bedeninbaþlarý. Yine istiyorlar. Kim? Þu þiþman kadýn. Oflayýp pufluyor.Yakýndan bakýn. Esmer bir beden. Diðerlerine baðlanan beþ karýþkalýnlýðýnda bir et hortum çýkýyor tam karnýnýn hizasýndan. Minikellerinde büyük büyük yüzükler var. Karný yaðlý ve parlak.Görüyorum� Yüzünde sadece diþler var. Biri altýn kaplý, düzgün diþler.Çenesi hizasýnda bir çukur. Gözleri yerine de dümdüz, ifadesiz bir etparçasý. Ne kulak ne de baþka bir þey. Ne istiyor? Tatlý. Su muhallebisi.Ýþte . Su muhallebisi. Al� Hemen uzaklaþmalýyým. Bu sefersaldýracaklar. Hissediyorum.

Ne oldu? Beni çaðýrýyor. Biraz daha þeker istiyor. Hemen getireyim.Kýzacak ve saldýracak biliyorum. Þeker� Çabuk. Biliyorum, babamýöldürdü. Ýþte. Öfkeme hakim olmalýyým. Korkuma da. Ýþte.

15Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 21: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Yine çaðýrýyor. Baðýrma. Çok mu?Çok istemiþtin. Yenisini getirsempatron bana kýzacak. Çok istemiþtin diyorum�Baðýrma. "Sus!"Kýzýyor, daha da kýzýyor. Kýzdýkça o etten boru titreþiyor, kýpýrdanýyorbir solucan gibi. Baðýrma. Biliyorum, beni öldürecek ve yiyecek.Babamda böyle ölmüþtü. Birisi çayýný beðenmemiþti. Baðýrýyor. Çayýbabamýn üzerine atmýþtý. Ayaða kalkýyor. Babamýn yüzü yanmýþtý.Çýðlýk atýyor�Çok kýzmýþtý babam. Biliyorum, beni öldürecek. Kalbidurdu�Babamý bu canavar öldürdü. Ben biliyorum, mutlaka.

Tatlý tabaðýný yüzüme attý. Baðýrýyor. Tabak kýrýldý. Herkes banabakýyor. Eyvah, Birazdan saldýracaklar. Korkuyorum. Ne yapacaðýmþimdi ben? Patron ayaða kalktý. Hýzla buraya geliyor. Ýþte sahibinikoruyacak. Sus canavar. Ne yapmalýyým? Herkes bana bakýyor.Herkes üzerime geliyor.

Canavar. Yapma. Baðýrma. Ne yapacaðým. Tam aðzýnýn altýnaþunu saplarsam belki ölür. Çenesinin altýna, diþlerinin. Orasý kalbionun. Canavar. Beni öldürecek. Al bakalým!! Elleri ile orayý tutuyorþimdi. Ortalýða mor bir sývý bulaþýyor. Benim üzerime. Ýþte, herkesüstüme atlýyor. Çakal sürüsü gibiler. Beni öldürmek istiyorlar. Canavar.Hepsi canavarýn aðzý bunlarýn. Olsun, bende onlardan birini öldürdüm.Direndim. Ölmedim, babam gibi�Beni ýsýrýyorlar. Her yanýmýýsýrýyorlar. Her yaným acýyor. Diþlerinin sesini duyuyorum. Beni yiyorlar.Biliyorum. Canavar.

16Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 22: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Savaþçý

Savaþçý, kaybolur musun sýrlar içinde?

Karanlýk sokaklarýn serin ve mutlu sabahlarýnda, çið damlalarýnýnarasýnda ne aradýðýný bilen bir tek sen misin? Simsiyah bir pardösü ileceylan kadar ürkek gezersin. Gözlerinde kimse bir þey göremez,kapkara bir sabýrdan baþka� Sen kendini sever misin?

Sokaklarýn yalnýzlýðýnda, arkandakilerle nasýl da cesur savaþtýn.Yýkýldý mý düþmanýn ocaðý? Damlar üzerinde kovalarken bir kavgayý,sen dünyayý býrakmadýn mý? Simsiyah gökyüzü boþalttý içindeki tümyaðmuru ve dehþeti senin üzerine ve sen dinmedin, yorulmadýn,býkmadýn. Direndin, direnmenin sonuna varamadýn.

Yapayalnýz evlerde korkuyu bekler zalimlerin yüzleri. Senin gölgenmidir, kapýlarý ve pervazlarý sallayan? Arka odadan mý gireceksin þimdibu hesaplaþmaya yoksa, kapýyý birden açýp mý yýkacaksýn dehþetduvarlarýný onlarýn yüzlerine? Bin yýllýk bir duayý mý taþýyorsun içcebinde, neden sana bir þey olmuyor?

Zulmün can evinde bir toplantý var da sen yok musun? Onlarýn ziftlimutluluðunu daðýtmaya geldin, onlarý kaçýþýrken görmedin mi? Seniartýk herkes tanýyor, sen savaþçýsýn. Peki yüzün nerede? Nerededüþürdün yüzünü sen?

Gecelerin tadýný en çok sen bildin. Bu gece bir evde misin? Yoksasokaklarda bir zavallý gibi kývrýlýp yatar mýsýn? Güçlü müsün, dayanýklýmý?

Savaþçý, sen kimsin?

Bir bekleyenin var mý, sevenin? Seni terk etmemeye direnen birsevgilin? Minik elli çocuklar koþar mý bir yerde beklerken babasýný?Savaþçý, senin gölgen var mý?

Göz yaþlarýn bu yaðmurlar mý?

17

Page 23: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Yolculuk

Hava çok soðuktu� Baþýný kaldýrýp gözleri kadar kara gökyüzünebaktý. "Hiç yýldýz yok" dedi. Yürüdükçe ayaðýna yerdeki çöp, çimen vekurumuþ aðaç parçalarýndan oluþan yýðýn takýlýyordu.

Yanlarýndan ara sýra geçen arabalar olmasa, karanlýktan çokkorkacaktý. Ama annesi anlatmamýþ mýydý "Canavarlarýn sadeceyaramaz çocuklara geleceðini"? Korkacak bir þey olmadýðýnýdüþündü. Ayrýca o korkarsa kardeþi daha da korkacaktý. Cesur bir abiolduðu için gururlandý.

Þehrin dýþýný saran yolun çevresinde yaklaþýk on saattir dinlenedinlene yürüyordu. Gece üzerlerine çökeli çok olmuþtu. Dinlenecek biryer bulsa hemen uzanacaktý. Ama soðuk? "Ne yapacaðýz?" diye sordukendine. Bir an "Keþke yola çýkmasaydýk" demek geldi içinden amazaten mýzmýzlanmak için fýrsat arayan ufaklýðý tekrar ikna etmek zorolacaktý.

Babasýný görmeye gidiyordu. O þimdi Bayrampaþa cezaevindeydive oraya kadar yürüyeceklerdi. Kardeþi yýllardýr görmediði babasýnýçok özlemiþti.

Babasý annesini öldürdüðü için yatýyordu mahpusta Kardeþi henüzçok küçüktü bunlar olduðunda. Çok aðladýðýný hatýrlýyordu bir tek.Birde annesinin çýðlýklarýný� Teyzesi götürmüyordu hiç "katilbabalarýnýn" yanýna. Harçlýk da vermiyordu, kendileri gitmesinler diye.

Akþam üstü yola çýktýlar kardeþi ile. Beþ yaþýndaki kardeþibabasýnýn rüyasýnda görüyor ve çok aðlýyordu. Aslýnda o da görüyorduama annesini öldürdüðü için o kadar özlemiyordu artýk.

Çok geçmeden geniþ bir çimenlik buldu. Yanýndaki kirli çantayýyere býrakýp baþýný yasladý. Uzaktan ona bakan kardeþi de sessizverilmiþ bu komutu takip etti. Arabalarýn seslerini çok dinleyemedengözleri yorgunluktan kapandý.

Rüyasýnda en çok annesini gördü. Ona baðýrarak kahvaltýhazýrlýyordu. Kocaman gökdelenlerin arasýnda cüce bir gecekonduda,naylon parçalarýndan yapýlmýþ pencerenin hemen yanýndaki divanakonmuþ tepside ekmek, peynir ve çaydan ibaret nefis kahvaltýyýyiyordu.

18

Page 24: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Saatlerce yürümüþ olmanýn yorgunluðu güneþten çok sonra,sýkýþmýþ trafiðin gürültüsü ile uyanmalarýna sebep oldu. Çok önemliiþlere yetiþmek zorunda bir iþ adamý gibi kardeþini kaldýrdý "Kalk lan!Uyuyorsun hala" dedi öfkeyle, gecikmiþ hissediyordu kendini.Çantasýný eline alýp, sürükleye sürükleye yürümeye baþladý yine.

Kardeþi genelde hemen yanýndaydý. Korku ile büyük arabalarýn,kamyonlarýn çýkardýðý homurtularý dinliyor ve içindeki amcalarýn çokkýzgýn olduðunu düþünüyordu. Bu yüzden, mümkün olduðuncaabisinin arkasýnda saklanýyor ve eline yakýn duruyordu. Kimi zaman ouzun kamyonlar aç bir canavar gibi dumanlar içinde baðýrdýðýnda,korkudan gözleri doluyor ve abisinin koluna iyice yaklaþýp, yanaðýnýnonun tenine deðdiriyordu.

Ýki günlük yolculuðun kanlý izlerini taþýyordu minik esmer ayaklarý.Abisinin nasýl olup da bu kadar dayanýklý olduðunu anlamaya çalýþtý.Büyük bir hayranlýkla abisinin ayaklarýna baktý. Onun ayakkabýlarývardý ve neredeyse her yeri saðlamdý. Büyüyünce o da kendinekocaman bir ayakkabý alacaktý.

Bir süre daha seyretti abisini bu hayranlýkla. Sonra yüzü ekþidi.Aðlamaklý gözlerle baktý ilk önce ve korkudan yapýþmýþ olduðu kolunuçekiþtirdi : "Abi, acýktým"

Abisi ise güzel siyah arabalara bakarken açlýðýný unutmuþ gibiydi.Ýçlerinde ne kadar rahat görünüyorlardý. Kimisi yanýndaki ilekonuþuyor, kimisi elinde bir cep telefonu ile baðýra baðýra bir þeyleranlatýyordu. Bu hayallerden uyandýrdýðý için ona kýzdý: "Dur, bizdeaçýz herhalde!"

Bu sözü duyunca, düþtü dolu gözlerinde biriken damlalardan birtanesi. Sonra bir tanesi daha. Bir iki kez burnunu çekti. Bir an nefesalamadý� Bu korkusunu daha da arttýrdý� Arabalara baktý. Gözleritekrar doldu. Þimdi o kýrmýzý kamyonun önü ile ortasý birbirine girmiþtigözlerinde. Kamyona bakarken dikkati daðýldýðý için ayaðýný bir taþaçarptý. Artýk daha fazla dayanamadý ve baðýra baðýra aðlamayabaþladý.

"Ne var lan ! Dikkat etsene önüne" dedi baðýrarak. Ama o da artýkçok acýkmýþtý ve kardeþinin daha fazla sabredemeyeceðini biliyordu.Onu yere oturtup yanýna çantasýný býraktýktan sonra koþarak yoluçevreleyen metalin üzerinden atladý ve gördüðü ilk güzel arabayayaklaþtý.

Dilenme çabalarý uzun süre sonuç vermedi. O yaklaþýnca, her nasýlyapýyorlarsa, hiç hareket etmeden camlarý kapatýyorlardý. Ne sarýþýnboyalý kadýnlar yüz verdiler ne de güler yüzlü gençler.

Otomobillerin arasýnda bir süre koþtuktan sonra, bir minibüseyaklaþtý. Þoföre yalvararak aç olduðunu ve yiyecek bir þeyler için

19Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 25: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

paraya ihtiyacý olduðunu anlattý yalvararak. Bir an adamýn yana doðrueðildiðini gördü. Kendisine bir þey vereceði ümidi ile gülümsedi.

Minibüsün camýný açan 19-20 yaþlarýndaki genç yüzünde pis birgülümseme ile elindeki boþ kola þiþesini ayaklarýna fýrlattý "Yürü, pisþopar ! Sana kargalar baksýn !!!"

Bildiði tüm küfürleri sýralayýp bembeyaz minibüse tekme atmayabaþladý. Hýçkýra hýçkýra aðlarken birden kapýnýn açýldýðýný fark etti veelinden geldiðince hýzla kaçmaya baþladý.

Çok koþmadan yavaþladý. Artýk adam onu takip etmiyordu. Aðlayaaðlaya giderken bir arabanýn içinde ellerindeki simitleri yiyen bir ailegördü : Ýki kýz çocuðu, bir erkek ve kadýn.

Yaklaþtý, kapalý camý týklattý. Tam adam camý açacaktý ki, trafikaçýldý ve birkaç metre daha ilerledi. O da elini camdan ayýrmadankoþtu. Adam "Ne var?" diye sordu."Abi çok açým, 5 yaþýnda kardeþimde þurada. Vallahi iki gündür bir þey yemedik. Elindekilerden bana daver, ne olursun. Allah rýzasý için�" O yalvarmaya devam edecekti kitrafik açýldý ve araba biraz daha ilerledi. Büsbütün hayal kýrýklýðýnauðradý ve arabanýn arkasýndan bakakaldý.

Gözlerinden bir damla yaþ kirli esmer yanaðýndan pis bir izbýrakarak süzüldü. Diþleri birbirine kenetlendi ve dudaklarýnda birçýðlýk dondu kaldý. Gördüðü her þey bir anda birbirine karýþtý. Arabasesleri, kornalar ve diðer motor gürültüleri kesildi birden bire. Güneþbir sað tarafýnda görünüyordu bir sol tarafýnda. Bir arabaya çarptýðýnýhissetti. Ama düþmedi. Bir iki adým attý. Durmuþ bir arabaya yaslandý.

Bir iki saniye dinlendikten sonra kendine gelir gibi oldu.Dudaklarýnda biriken öfke hýrýltýlý bir ses olarak döküldü sessizce "Çokçalýþacaðým ve zengin olacaðým o zaman görürsünüz siz!!! Hepinizinyuvasýný yýkacaðým, kýzlarýnýz peþimden koþacak da bakmayacaðým"

"Çocuk baksana!" diye baðýrdý bir kýz sesi. Biraz önce yalvardýðýarabadaki aile büyük kýzlarýný ellerindeki simitlerle yanýna göndermiþti."Babam gönderdi" dedi elindekileri uzatarak.

Kara elleriyle çekinerek aldý simitleri. Kýz koþarak arabaya döndü.Bir süre arkasýndan gidiþini seyretti. Þaþkýnlýðý geçince gözlerinisimitlere dikti� Bir tanesini aldý, ýsýrabildiði en büyük parçayý koparttý.Daha aðzýndakini bitirmeden bir tane daha� Ve bir tane daha� Biranda bitirdi büyük sayýlabilecek simidi.

Bir þeyler yiyebilmiþ olduðu için çok mutlu hissetti kendini. Artýkdünya baþýnýn etrafýnda dönmüyordu ve daha rahat görüyordu.Arabalarýn arasýnda uzun süre önce çok geride býraktýðý kardeþinedoðru koþmaya baþladý. Bir an, geri dönüp çok uzaklaþmýþ olanarabaya baktý. Sonra sevinçle kardeþine koþtu.

20Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 26: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Þehre Veda

"Manik-depresif bir þehirdir." diye yazmýþým bir zamanlar. Bu kitabýderlerken bitmemiþ bir denemede buldum. Doðup büyüdüðüm kentianlatýyordum. Ýlginç tarihinin insanlar üzerindeki etkisini, garip coðrafiyapýsýný ve güneþin batýþý ile mimlediðim aþklarýmý.

Kýþ aylarýný anlatmýþým, bana o kadar güzel görünürdü ki.Bambaþka bir iklimdi sanki, kýþdan baþka her þey. Ruhunuzdan gelenbir müzikle dolaþýrdýnýz, nefes alýp vermek bile þiirdi. Büyük þehirlerdeyaþayanlar bilmez, yollara diklenen aðaçlar vardý, saygý ile eðilirlerdikýþ önünde.

Biliyorum ki, kitap tarihe konulmuþ bir iþarettir. Artýk o þehir yok,bunu da iþaretlemek istiyorum. Artýk o ufuk yolu yok, artýk yaþamýmatanýklýk eden binalar yok. O þehrin sokaklarýnda dolaþýrken sadece acýbir sýzý týrmalýyor kulaklarýmý. Hasret, ölüm, hüzün.

Ben, artýk her mevsim hüzünlü bir þehrin evladýyým, göz yaþlarýmýtutmayý öðrenmeliyim.

O kente dair hatýralar son kez ziyaret edildi. Son kez tebessümedildi, saklambaç oynadýðým binanýn önünde. Ve o hatýralara dairinsanlar, eðer yaþýyorlarsa, oradalar ise, bulunabiliyorlarsa, ziyaretedildi son kez. Artýk bu sahne derleniyor, greyderler, koca iþ makineleriçocukluðumuz üzerinde geziniyor, onlarý vura vura parçalýyor vekamyonlara dolduruyorlar. Yarýn oralarda sadece boþluk kalacak, birsüre sonra "yeni imar planý" gelecek. Çok daha güzel, temiz, derli topluyeni bir þehir inþa edilecek.

Ama o benim þehrim olmayacak. Asla doðduðum evi çocuklarýmagösteremeyeceðim, bir daha asla balkondan balkona zýpladýðýmbinayý çocuk cesaretinin tanýklýðýna çaðýramayacaðým, sonbaharasarýlýp evcilik oynadýðým bahçeleri selamlayamayacaðým.Çocukluðum yýkýldý, anlatamayacaðým.

Yeni imar planý ile yeni hatýra planý gelmeyecek.

21

Page 27: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Duvarlarda acýmasýz bir yazý: "Binalardan mutfak dolaplarý vepencereler sökülür" Peki ya hatýralarýmýz? Onlarý daha fazla acývermesin diye kim sökecek?

17 Aðustos 1999 ve 12 Kasým 1999'da Düzce iki ayrý depremlesallandý, þahidim. Rabbimin kudreti sonsuzdur, þahidim. O mutlakhakimdir ve bu dünya geçicidir, þahidim.

Elveda Düzce.

22Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 28: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Düþ Görme Yeteneði

23

Page 29: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Galiba Ben Ölüyorum

Galiba ben ölüyorum. Gözlerimi kapatýr mýsýn benim? Sýcak birdokunuþla, son göz yaþlarýmý sil ve hatýrlat bana güzel günleri. Benölüyorum galiba. Lütfen biraz sevindir beni.

Bir akþam üstünü anlat bana caným damarlarýmdan çekilirken.Yaramýn üzerine bir bez parçasý koy, ve anlat bir bardak çay içmeninmutluluðunu� Kelebek kovalamýþ mýydýk hiç? Rengarenk kelebeklerianlat, anlat güzel þeyleri þimdi�

Yavaþ yavaþ uykum geliyor. Ne olursun aðlama� Bana þu yaðanyaðmuru anlat, sesinin güzel ne kadar güzel olduðunu mesela. Toprakkokusu geliyor mu , kesildi mi mitralyözün gürültüsü? Yaram kanýyordeðil mi? Rengim de uçmuþtur. Bana kardeþini anlat. Kardeþ ! Negüzeldir, kardeþlerle oynamak. Bana güzel bir kardeþliði anlat�

Kulaðýma eðilip, mahrem sözler fýsýldayan hiç kimse olmadý.Kulaklarýma güzel bir þiir okur musun? Elime bir parça toprak alýpdinleyeceðim. Galiba ben ölüyorum, uzun bir þiir seçme, sonunugetiremeyeceðim�

Ne kadar aðýr geçiyor zaman. Bir bilsen saniyeler ne uzun? Hiçbilmezdim bu anda bu kadar yorgun olacaðýmý. Ne güzel bekliyorumdeðil mi ölümü. Ne kadar cesurum! Göz yaþlarýmý siler misin?Diðerlerine kötü örnek olmasýn� Bana güzel ölmeyi anlatýr mýsýn?

Tadýný hiç hatýrlamýyorum, ne þekerin ne de tuzun � Sözler geçiyoraklýmdan. Ne anlamý var, ölüyorum. Son sözüm belli olmalý benim, sonsöz için yaþamadým mý?

Bana güzel bir þiir oku ve canýmýn çýktýðý þu anda. Son güzel sözlerisöyle kulaðýma. Hazýrlanmalýyým artýk ben de son sözüme. Sonsözüm, ilk sözüm kadar anlamlý. Sanýrým bunlar sondan bir önceki vebu aðýrlýðýn bir anlamý olmalý.

Galiba ben ölüyorum!

24

Page 30: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Bekleyiþ

Bir süredir gözünü kýrpmadan seyrediyor. Yavaþ yavaþ kararangökyüzünü. Kendini bildi bileli çok ama çok çekmiþtir onu bu maviderinlik. Baktýkça ruhu aydýnlanmýþtýr. Zaten maviye bakmak gözleride rahatlatýr demiyorlar mý? Ama onu ilgilendirmiyor þimdi. O þimdisadece rahatlayarak bakýyor. Ýçindeki sýkýntýyý yavaþ yavaþ atarak.Sanki, gözlerinden tatlý bir duman, yine mavi bir duman sessizceyükseliyor o alacakaranlýk rengin ortasýna. Bulutlar, gölge oyunlarý ilebambaþka izler býrakýyorlar, hem orada. Hem de burada, tamyüreðinde. Bulutlar.

Akdeniz geceleri geçiyor aklýndan, meltemin tatlý tatlý estiði geceler.Deniz kýyýsýnda kayalýklara gider, saatlerce aðlardý. Ve bambaþkaiklimleri, coðrafyalarý düþlerdi. Denizin yüzüne attýðý köpükler ne çokmutlu ederdi onu. Yüreði aþktan kavrulurdu o zamanlar. Ne toyluk! Hiçama hiç tanýmamýþ meðer hayatý.

Þimdi? Þimdi her þey bambaþka. Hem de nasýl, dün o kayalarýnüzerine oturmuþ cýlýz gencin bugün neler düþündüðünü, nerelerdeolduðunu tahmin edebilecek bir tek kiþi var mý acaba?

En çok üzüldüklerinin arasýnda o deniz kokusunu, yosun kokusunutaþýyan meltemin bir an bile uðramamasý yanýna. Olsun. Bu hayattaböyle geçsin bakalým.

"Hoca, var mý bir þey?"

Düþünceleri bir anda daðýlýyor. "Yok. Gözlerimi ayýrmadan baký-yorum."

Olunca söyleyecek iþte, niye bozuyorlar ki rahatýný. Olsun. Bu daböyle olsun bakalým.

Kýzarmýþ ve yaþlarla dolmuþ gözlerini ayýrýyor gökyüzünden.Sessizce çaydanlýða doðru yürüyor. Hayýr, buna yürümek denemez.Öylesine hafif hareket ediyor ki þimdi, adeta süzülüyor bir gölge gibi.Büyüyü bozmak istemeyen bir gölge. "Çaycý, getir ilaç kokuluçaydan." Böyle miydi o mýsra? Uzun zamandýr okuyamýyor. Kitap yokelinde. Bakalým daha ne kadar böyle gider. Bakalým.

25

Page 31: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Çay çok acý�"Gerçekten de ilaç gibi koyuyor" diye düþünüyorgülümseyerek. Allah bilir kaç saattir kaynýyor. Ve daha kaç saat kaynarböyle. Gelen demler, su katar, döker. Ama tüp hiç sönmez. Ufacýkpiknik tüp sabahtan akþama kadar hizmetini eksiksiz verir. Baþka neyapsýnlar ki?

Þimdi güzel bir müzik olsaydý. Klasik müzik. Kulaklarýnda danseden güzel bir iki nota. Eskiden, daha sýk dinleyebildiði zamanlarda,hayal gücünü çalýþtýrdý mý dinlerdi. Artýk onu da pek yapamýyor. Bir ikiçok tanýnmýþ binlerce kez dinlenmiþ parça hariç aklýnýn ucundan bilegeçmiyor þarkýlar. Neydi? "Adagio For Strings, Samuel Barber" Kasetkapaðýnda aynen böyle yazýyordu. Oradan hatýrlýyor. Ama müzik?Kemanlarýn narin dansý? Ondan geriye bir þey yok. Ýçindenmýrýldanmaya çalýþýyor biraz. Ama hatýrlayamýyor. En büyükdertlerinden biri zaten hatýrlayamamak. Hafýzasý iyice zayýfladý.

Tekrar az önce durduðu yere gidiyor. Gözlerini dikiyor uzaklara. -Þiirler, öyküler. Hayat. Anlamsýz bir sýra ile her þey geçer mi insanýnaklýndan? Niye acaba? Az önce uzun zamandýr Ýngilizcekonuþamadýðýný hatýrladý ve kendi kendine bir iki mýsra sayýkladý birþairden "Gentleman and ladies/ These are my hands / These are myknees / I may be skin and bone / I may be Japanese"

Acaba tekrar Ýngilizce konuþacak birisi çýkar mý? Yada . Yada�Tekrar. Düþünmek istemiyor. Gözleri kýpkýrmýzý oldu. Þimdi istese debakamaz ki gökyüzünden baþka bir yere�Bakarsa o kýpkýrmýzý gözlerdolacak, gözyaþlarý kendini býrakacak. Tek baþýna olsa neyse, bukadar insan.

Kim gözüne bir þey kaçmýþ numarasý yapsa, herkes biliyor nelerolduðunu. Ve herkes yavaþ yavaþ kapanýyor önüne. Tüm sohbetlerbýçak gibi kesiliyor o an. Tüm gülmeler yarým kalýyor. Tüm sigaralardanderin derin çekiliyor, hayatýn son nefesi alýnýr gibi. Ve kararýyor tümgözler. Herkes birbirinin gözünde arýyor bir ümidi. Buluyorlar.Bulmalýlar. Bulacaklar her zaman. Hiç bir þey boþ yere deðil.

Hayat.

O da boþa deðil.

Gökyüzü dans ediyor önünde. Hilal. Çýkmaz mý acaba bu gece?Belki çýkar. Hilal. Þimdi, akþamýn kendine kavuþtuðu bu anda, yavaþyavaþ karanlýðýn çöktüðü ve tüm hüzünlerin bu odaya daðýldýðý anda,hilal. Acaba biter mi hasret? Hasret. Hasret bir yaþam þekli burada.

Düþünmemeli bazen. Hilal. Bir arkadaþý hilal kelimesi ile cihatkelimesinin ebcet hesabýnýn ayný olduðunu söylemiþti. Ne tatlý, negüzel tesadüf. Ne güzel! Þimdi hilali bekliyor� Gözlerindeki hüzünkayboldu bir anda. Onu hatýrlatan her þey nasýl da þaþýrtýcý.

26Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 32: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Acaba O bir þehri býrakýp giderken gökyüzünde hilal var mýydý?Ayýn on dördü gibi güzel yüzlü olan. Ýki kiþiden biri. Karanlýk mýydý?Yepyeni bir þehre giderken gökyüzüne düþündü mü bu büyükderinliði? Belki. "Acaba Onun istediðinin yarýsý olabilir miyiz bir gün?"Olabilir mi?

Gözyaþlarýný yavaþça siliyor, göstermemeye çalýþarak. Ufka doðrudaha derin bakýyor þimdi. Görebildiði gökyüzüne. Hilal. Bir gelse, birgörünse oradan. Nasýl baþka olacak her þey, nasýl. Ah, bir görünse. Nekadar oldu? Kýrk beþ dakika. Yok galiba. Bu akþam hilal yok onlara.Anlaþýlan. Yarýn, belki.

Gözlerini yavaþça indiriyor. Kime sitem etsin ki? Kime sitem edebilirki? Kimseye. Sadece üzülüyor. Sadece. Gözleri bir kez daha doluyor.Yerdeki ufak taþlara bakýyor, betonun içine gömülmüþ çakýl taþlarýna.Onlarýn serpiþtirilip sonra da dümdüz edildiðine defalarca þahit oldu.Hep, o taþlarýn özgürlük için atan birer yüreði olduðunu düþünmüþtü.Hep kendini yýrtan, parçalayan bir hal. Sanki bir gün bir tanesi olduðuyerden fýrlayacak, o yarýsý kesik, yarýsý parçalanmýþ hali ile mutlulukiçinde yuvarlanacak ve çekip gidecek bulduðu delikten. Amaçýkamýyorlar. Hiç çýkamazlar. Çünkü öylesine saðlam yerleþtirilmiþ ki,öylesine acýmasýz. Öylesine� Ýçinde, çok derin bir yerlerde bir þeyleracýyor yere baktýkça artýk.

Baþýný kaldýrýyor. Umutsuzluk. Hüzün. Kavuþamamak. Ve hasret.Hepsi bir anda yaþanýr mý? Yaþanýrmýþ. Bunu da yazmalý günlüðüne.Çakýl taþlarý ile birlikte. Ve.

Hilal! Ýþte orada. Ýþte hilal! Ýþte kavuþmak! Ýþte müjde

"Müjde ! Hilal göründü, haydi hayýrlý olsun!"

Artýk aðlamak serbest, gözyaþlarý gidebilir gidebildiklerince. Artýkkavuþma vakti geldi. Daracýk pencerenin demir parmaklýklarýarasýndan müjde girdi Müslümanlarýn koðuþuna. Hilal girdi, Ramazangirdi�

27Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 33: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Berber Ýhsan Amcanýn Berberliði

Nurettin Durman'a

I

Þýkýr þýkýr makas sesleri, her zaman kaynayan, eli yüzü kireçtutmuþ bir çaydanlýðýn fokurtusu, tatlý bir sabun kokusu ve tombik -evettombik!- güleç, temiz yüzlü, insana huzur veren bir amcacýk.

Böyle sahnelerin nostalji karikatürlerinde kaldýðýný zannederdim.Hani dükkandan içeri giriverdiðinizde içinize sükunet, huzur zerk eden,damarlarýnýzda tatlý bir uykuyu yola çýkartan berber dükkanlarý vebeyaz önlükleri, burunlarýnýn tam ucunda duran "yakýn gözlükleri" ilemutlu berberler.

Belki inanmazsýnýz ama kýþýn en çetin günlerinde þehrin tabiatlaverdiði savaþýn en karlý anýnda bu dükkandaki sac sobanýn içinizesalacaðý tatlý sýcaklýk, size ancak yine bu dükkanda, yazýn enkavurucu sýcaðýna direnen bu görünmez meþenin gölgesinin serinliðinihatýrlatýr. Ve her iki manzarayý birbirine baðlayan bir tombul bir kedi,gölgelere basmadan tembel tembel yürür gider.

Ben bütün bu makas þýkýrtýlarýný, her daim gülümseyen bu gözlerive bu tatlý sabun kokusunun tutsaðý oldum. Bir zamanlar evinde bir ikidakikada týraþ olup iþine gitmek varken berber sýrasý bekleyenlere deligözü ile bakan ben, haftada birkaç kez bu dükkanda sýramý beklerkenbir bardak çay içmesem, siyasi partileri ve "topçularý" bu beyaz önlüklü"hayat uzmanýndan" dinlemesem rahatsýzlanýyorum! Hani insanýn sýrabeklerken içinde biriken o kirli öfke vardýr ya: "Ýþini bitirse de benibekleyen falanca adama gidip, filanca iþimi yapýversem." Ýþte bu sihirliiksiri içince, onun yerine "Bu falanca adam ve onun filanca iþi birazdaha beklese ya!" geliverir.

Tabii, bu atmosferin bir sanatkârý var. Bütün berberlerde omakas þýkýrdar, bütün berberlerde (modern görünümlü, parlakmermerlere gizlenmiþ "termoslarý" olanlar hariç) o kireç yüzlüçaydanlýk kaynar. Ama pek azýnda, gerçekten çok azýnda bu havavardýr. Ciðerlerden önce ruha dolan bu hava, her þeyden önce oberber amcalarýn eseridir.

28

Page 34: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Berber amcalarýn diyorum, çünkü pek az olmalarýna raðmen,benim Ýhsan Amcacýðýmýn türünün tek örneði olmadýðýný, mesleðimicabý Anadolu'yu gezerken gördüm. O beyaz önlük, gözlerin kenarýndabir ömür gülümsemekten oluþmuþ kýrýþýklýklar, her geleni çok ama çokuzak yoldan geliyormuþçasýna heyecan ve sevinçle karþýlamak. Tatlý,þirin, hatta þeker kelimeler!!! Hele o "topçular", "Caponlar","Amerikalýlar" hakkýnda sürüp giden ve sonunun baþýnýn pek azsezildiði sohbet! O öyle bir konuþma, öyle bir paragraftýr ki! Azýcýkhaylaz ama hep "kabiliyetli" çýrak tarafýndan erkenden açýlan vebesmele ile "teþrif eden" ustanýn ilk müþterisi ile baþlar ve her gelenmüþteri sohbeti kendinden sonra gelene devreder. Herkes kendinegöre bir þeyler ekler, anlatýr ve en çok da dinler.

Bu karmaþýk ve çok sesli konuþmanýn deðiþmeyen kiþisi berber,her zaman söyleyecek bir þeyler bulur. Asla uzun sessizliklere izinvermez. Birine olmazsa öbürüne bir iki laf sýkýþtýrýverir ve þakýyanbülbüllerin arasýnda, hüzün konuþulsa bile, neþeli bir gün akar gider.Öyle ki, sinirler biraz gerilse,o hemen yumuþatýr, bir iki dakika içindetatsýzlýk unutulup gider. Zeki cümleler ile kelimeleri kelimelere,cümleleri cümlelere ve sonunda saatleri saatlere baðlar.

Diyebilirim ki, berberliðin mahareti iþte buradadýr. Ne kadar hýzlý,güzel, düzgün ve hatta acýsýz týraþ ettiðinizin önemi yoktur. Nabza göreþerbet verecek, acýlarý tatlýya baðlayacak ve tabii tevazu sahibi zenginbir dimaða sahip olup olmadýðýnýz önemlidir aslýnda.

Benim Ýhsan Amcam da iþte bu sanatýn en iyi mensuplarýndandýr.Beyazlaþmýþ saçlarý, temiz yüzü, tipik berber gözlüðü ve önlüðü ile, birgizli tarikata baðlýymýþ da, ayný elbiseyi, ayný deriyi hatta ayný ruhugiymesi gerekiyormuþçasýna, diðer meslektaþlarýna benzer.

Ama bir özelliði vardýr ki, onu diðerlerinden ayýrýr: Bu mesleðe nasýlbaþladýðýnýn öyküsü.

II

Ben evime pek de uzak olmayan bu dükkana her girdiðimde, basitama ilginç olan bu öyküyü hatýrlarým. O bana tebessümle "Hoþgelmiþsin beyzadem!" der. Hani bir elinde makas, diðerinde tarak,müþteriden baþýný kaldýrýp size döndüðü ve gözlüklerinin üzerindengülümsediði an vardýr ya, iþte tam o an aklýma geliverir bu öykü. Ve oda bunu her seferinde anlar, bir tatlý burukluk eklenir dudaklarýna.Sonra? Sonra sohbetimize dalar gideriz, sözler, makas þýkýrtýlarý, çaykaþýðýnýn çýngýrtýlarý arasýnda bir ses, bir melodinin parçasý olur, akargider.

Beni bu dükkana bir arkadaþým getirmiþti bir zamanlar. Týraþýnýolacaktý ve bizde -her ne iþimiz vardýysa- oraya gidecektik. Kapýdan

29Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 35: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

girince Ýhsan Amca neþeyle buyur etti bizi."Tahtayý da getirdin midelikanlý?" diye sordu þakayla, yýllardýr onu misafir ettiðini hatýrlatmakiçin. Gülümsemeler ve þakacýktan küsüþmelerin, kýzdýrmalarýnarasýnda dakikalar geçti gitti. Arkadaþýmýn iþi bitmiþti ve tam çýkýyordukki, bana "Sen Ýhsan Amca'nýn berberlik hikayesini biliyor musun?" diyesordu.

"Zaten týraþýn da gelmiþ" dediler ve beni o kocaman kahverengikoltuða oturttular. Sesimi çýkartamadým, beklemeye baþladým.

Ýhsan Amca önce beni tepeden týrnaða süzdü. Makasýný, taraðýnýtemizledi, tezgahýnýn üzerine sýrasý ile dizdi. Elleri ile saçlarýmý yokladý,uzunluðuna baktý. Gözlüðünü temizledi usulca. Kendini hazýrhissettiðinde anlatmaya baþladý.

"Beyzadem" dedi, "Bizim kafa kaðýdýmýz göründüðünden deeskidir. Siz belki bilmezsiniz, eskiden 'nüfus cüzdaný' demezlerdi de,kafa kaðýdý derlerdi. Hatta þimdikiler gibi bir kaðýt parçasý deðil de cildi,sayfalarý olan bir deftercikti o zamanlar, belki bu yüzden nüfus cüzdanýder bazýlarý.

Neyse efendim, ben bindokuzyüzotuzdokuz senesinde Ýstanbul'daTüccar bir ailenin oðlu olarak dünyaya gelmiþim. Peder Bey'in, rahatýyerindeydi. Fýrkayla arasý iyi olduðundan, kimse ona pekdokunamazdý. Altunizade'de, dedemden kalma konakta yaþargiderdik.

Konak dedemden kalma dedim ama ahþap, o zaman bile eskifakat dayanýklý, saðlam bir binaydý. Eski insanlar öyle sýk sýk evdeðiþtirmezdi, yýllar, kuþaklar boyu ayný evde oturulurdu. O zamanlarýnasýl anlatayým? Karýþýk, farklý fakat bizim için zengin günlerdi.Ýnþallah, bir daha geldiðinizde de o günlerden bahsederiz.

Zenginler pek berbere gidip týraþ olmazdý, zaten öyle sokaklarda birþey alan veren insanlar deðildiler. Þimdikiler nasýl bilmiyorum ama, ikikilo elmayý kendi elleriyle alýp, parayý cebinden çýkartýp vermesi küçükgörülürdü, hani küçük iþlerin adamý gözü ile bakýlýrdý sanki.

Bu yüzden, berber eve gelirdi sabahlarý babamý týraþ etmeye. Yýllarboyu ayný berber, babamýn gençliðinden itibaren evimizin kapýsýnýçaldý, hayli iyi bir aylýk karþýlýðý, nasýl diyeyim, bir dükkan açsa o kadarkazanýr belki, iþini yaptý.

Babam beni de ona týraþ ettirirdi. Bir masaya oturtur, saçlarýmýözenle keserdi. Sonra bizim yaþýmýz büyüdü, Peder Bey'in ki daha dabüyüdü. O artýk sabahlarý biraz geç kalkar, her gün týraþ olmaz oldu.Yaþlýlýk belirtileri baþlamýþtý sizin anlayacaðýnýz. Koltuðu biz devraldýk,berber her sabah beni týraþ etmeye baþladý.

30Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 36: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Bizim de iþlerimizin artýk pek iyi olmadýðý, evi elden çýkarmadanyaþamak için bir çare aradýðýmýz günlerdi, Avrupa'dan giyecek birþeyler getirelim dedik. Nasýl diyorlar þimdi ? Konfeksiyon ve sair birþeyler satalým istedik. Birkaç kez Avrupa'ya gittim. Yaa efendim,tebessüm ettiniz ama Paris görmüþ adamým ben!

Neyse, efendim Peder Bey rahmetlik olunca bu iþlerle uðraþmayadevam ettim, bata çýka . Ýtiraf etmeliyim ki biraz fazla battýk, az çýktýk.Evet, ne diyorduk, Almanya'ya Paris'e gittik ucuz alalým pahalý satalýmdiye ama pek beceremedik. Ucuz almasýna alýyor, buradaki oldumcuk- buldumcuklara pahalý satýyorduk ama oralardaki eðlence hayatý,peþimize takýlmýþ servet avcýlarý bizi bitiriyordu.

Son gezilerimden biri bayram arifesine isabet etmiþti. Hanibayramlarda adettir, konaðýn hizmetlileri sabahlarý ev sahibinin eliniöperler, üç beþ hediye, harçlýk alýrlar. Gözüme Paris'te bir maðazadagüzel mi güzel, gümüþ iþlemeli bir berber takýmý iliþti. Dedim ki, þunubizim berber amcamýza alalým, þu kadar yýldýr hizmetimizdedir, hiç biryanlýþýný görmemiþiz.

Aldým geldim, bayram sabahý o da herkesle beraber geldi,bayramýmýzý tebrik etti. Ona çýkardým bunu hediye ettim.

Efendim, bazý þeyleri anlatmasý söylemesi kolaydýr. Ama bilmeklazým ki, yaþamasý daha zordur. Ben bu hayatýmda bunu da öðrendim.Þimdi 'bunu öðrendim' desem 'baþka bir þey öðrenmedin mi? Yuholsun, altmýþ yaþýnda adamsýn!' diyeceksiniz, baþka þeylerdeöðrendim. Gülmeyiniz beyzadem, makas kaçýyor. Kýzlar beðenmez,evde kaldým diye gelirsiniz!!!

Neyse, efendim diyordum ki, zor yaþananý anlatmasý da zor oluyorgaliba, sözler dolanýyor biraz; berber amcamýza bu hediyeyi verdim.Hediye ama kýymetini söylersem, onun belki bir yýllýk kazancý. Ama,bizim için bir iki akþamlýk alem parasý.

Elline aldý, uzun uzun inceledi. Yýllardýr makasla dansetmiþ adam,malýn iyisini bilmez mi? Parmaklarýný dolaþtýrdý güzelim taraklarüzerinde, makaslarý gizliden gizliye þýkýrdattý. Gözleri doldu, yaþlý baþlýadam aðlayacak. Yýllar boyu da týraþ olmuþuz, o bize sabahlarý üç beþhavadis okur, biz de "aaa öyle mi? Vah vah, pek yazýk" falan dergeçiþtirmiþiz. Pek öyle sohbet etmemiþiz. Dedi ki: "Beyefendi zahmetetmiþsiniz, bizi çok sevindirdiniz."

Bende bu söylediðine bir cevap vereyim, bir incelik yapayýmistedim.

Beyzadem, bilmek lazým ki, insan marifetli olmadýðý bir þeyde nekadar acemi ise o kadar hata ediyor, cahillik para ile silinmiyor, onur veþeref para ile alýnmýyor.

31Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 37: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

"Þu kadar zamandýr rýzkýný veriyoruz, bu hediyenin ne önemi var."Dedim. Dedim ama o aný orada yaþamak lazým.

O az önce dolu dolu olan gözlerdeki yaþlar birden çekildi, hafifkambur duran o yaþlý adam dikleþti. Gözlerindeki matlýk gitti.Ýnanmazsýnýz, çok korktum, adama ne oluyor dedim kendi kendime.

Titreyen elini, parmaðýný yüzüme uzattý. "Beyefendi þu kadarzamandýr sizin ve babanýzýn hizmetindeyim ama siz benim rýzkýmýveremezsiniz. Bilin ki rýzký veren ancak Allah'týr, rýzk sizin gibilerekalmýþ olsaydý, halimiz nice olurdu?" dedi, elindeki takýmý 'hiç birþeymiþ' gibi yere attý. Yürüdü gitti.

Arkasýndan baktým sadece. Ne söylediklerinden bir þeyanlamýþtým, ne kendi söylediklerimden onun ne anladýðýný. "Bunakiþte" dedim, týraþ takýmýný kaldýrdým, olaný da unuttum gitti. Parasýylaolduktan sonra berber mi yok efendim?

Çok geçmedi, iþimiz tepe taklak oldu. Birkaç uðursuz kýzýn peþinetakýlmýþýz, neyimiz var neyimiz yok onlarýn kaprislerine gitti. Ufak birgülücük, minik bir öpücük derken konak da elimizden icra ile alýndý mý?Ben bir bavula ancak sýðan þahsi eþyalarýmý da kendimi konaðýnkapýsýnda bir yabancý olarak buldum.

Derler ya, ne oldum dememeli, ne olacaðým demeli. Ýþte o zamananladým. Tam o konaðýn kapýsýnda çevreden geçen arabalar üzerimeçamur sýçratýrken, berber amcayý hatýrladým. "Rýzký veren Allah'týr"demiþim iç çekerken kendi kendime. Artýk o an tepki verememiþimdemek ki ama aylar boyu içimi bir kurt gibi kemirmiþ o hadise vesonunda farkýnda olmadan itiraf edivermiþim, hem de beþ parasýzkaldýðým an! Dudaklarým bende deðil sanki, "Rýzký veren Allah'týr!"Durmadan bunu söylüyorum. Dudaklarýma yapýþtý bu çýkmýyor.Günlerce dolaþtým. Paranýz yoksa, dostunuz da yok demektir! Ouðruna her þeyimi sattýklarým beni tanýmadýlar bile. Biri önüme "pisdilenci al da git!" diyerek para attý efendim, hatýrladýkça utanýrým. Acýama, bir çorba içecek param yoktu, aldým gittim, bir ekmek ile o günaçlýktan burkulan karnýmý doyurdum.

Elimde bavulum dolaþýp dururken, aklýma o berber takýmý geldi,açtým çantayý bir yerlere sýkýþmýþ lüzumsuz kaðýtlarýn arasýndaduruyor. Ýlkin "Bunu satayým, üç beþ kuruþ eder." dedim. Satmak içinbir yerlere girip çýkarken karþýma o berber amca çýktý.

Halimi görünce öylesine üzüldü ki adamcaðýz. Dedi, "Vay haline.Sen bunlarý görecek adam mýydýn? Duymuþ fakat inanmamýþtým. "Oturup aðlamaya baþladý. Ben de gittim yanýna, bütün bu olaylarboyunca tek damla gözyaþý dökmemiþim. Dökmemiþim ama idrak da

32Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 38: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

edememiþim, film gibi, þaka gibi oluyor her þey. Bir rüya sanki, sabaholacak ve uyanýlacak.

Neyse gittim yanýna sarýldým usulca. Baþladým hüngür hüngüraðlamaya. Bir yarým saat kadar aðlaþtýk. Sonra aldý beni bir lokantayagötürdü, bir güzel karnýmý doyurdu. Ama nasýl yiyorum görseniz, negetirseler silip süpürüyorum. Halen sorsanýz ne yedin diye,hatýrlamýyorum. Bakmamýþým ki yerken !!!

Efendim, bir iki akþam beni misafir etti. Dedi ki ne yapacaksýn?Anlattým, iþ yok güç yok. Para var diye okumamýþýz, bir iþin ucundantutmamýþýz. Al þunu þuraya koy deseler anlamam. Zengin doðdukzengin öleceðiz sanýyoruz. Dedim ki "Berber takýmým var, onu satýp biriki hafta idare ederim!"

Bana baktý derin derin. "O berber takýmýný satarsan bir iki hafta senidoyurur. Satmazsan bir ömür, inþallah." dedi, güldü sonra. "Gelbakalým, elin ne kadar maharetli." dedi aldý götürdü beni tekrardükkana.

Bir ufak çýrak gibi eðitti, bende teslim oldum. Yerleri süpürmesini,müþteri buyur etmesini öðrendim. Balonlarý patlatmadan týraþ etmesiniöðrendim. Efendim, en sonunda bir gün "Tamam, sen artýk iþiöðrendin" dedi. "Bu koltuða oturan her müþteri senindir!"

Aðlaya aðlaya ellerine sarýlmýþým."Öðrendin mi rýzkýn kimdenolduðunu þimdi " dedi . "Öðrendim" dedim "Üstelik ruhumunderinliklerine yazdým!"

Efendim iþte filmlerde seyrettiklerinize benzer bir mutlu son!Gördüðünüz üzere ayný dükkanda halen ayný iþi yapmaktayým. Benibir oðlu bildi o berber amca, yýllar yýlý beraber yaþadýk. Rahmetli oldu,mekaný cennet olsun. Bir bayram ziyaretine gitmeyeyim, bir kez dahaölürüm. Allah razý olsun, bizi evlendirdi, çoluk çocuk sahibi yaptý. E,meslek sahibi yaptý, yolu yordamý öðretti. Yoksa bir serseri olup çoktanhayat diyarýný terk etmiþtik."

Bunlarý söyledikten sonra üstümden önlüðü kaldýrdý. Çýraðý koþupaynayý getirdi, ensemi gösterdi. "Elinize saðlýk" dedim. Elimi cebimeatýnca "Olmaz efendim, bu da benim baþ aðrýtma hediyem" dedigülümseyerek. "Ama bir daha gelince bu kadar ucuza býrakmam!" dediarkasýndan.

Gözlerinin içi gülüyordu, "böyle gülümseyerek ölmek mümkünmüdür?" diye sordum kendime

33Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 39: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Birdal Amca'nýn Mutluluðu

Aðustos ortasýydý. Daðlarýn yeþil örtüsüne henüz güneþ vurmamýþtýki, Birdal Amca'nýn küçük toprak evinde telefon sesi yankýlandý. Panikiçerisinde, salavat getirerek uyandý Birdal Amca. Ne olduðunuanlayamadý önce, belki bir saniye kadar gözlerini açýk tuttu. Yorgungözleri uykuya geri dönmek için tam kapanacaktý ki, telefonun zýrýltýsýtekrar duyuldu. Besmele getirip kalktý ve gece entarisinin eteklerinitoplayarak koþtu telefona.

Ahizeyi "Hayýrdýr inþallah" diyerek kaldýrdý. Öyle ya, sabahýn busaatinde telefonla ya ölüm haberi gelirdi ya kaza! Aleti kulaðýnagötürüp bir saniye kadar dinledikten sonra "Kimsin?" dedi sertçe.Beklediði cevap gelmedi ahizeden. Sinirle "Fesuphanallah!" diyecektiki, aðzýndan daha ".hanallah!" çýkmamýþtý telefondan ince ve uzun bir"Ciiiyk" sesi geldi. Birdal Amca, "Allah! Suphanallah!" diyip, ahizeyifýrlattý elinden. Sallanan aletten o garip ses gelmeye devam ediyordu.Eðildi, yavaþça alýp kulaðýna yaklaþtýrdý, ses çekilir gibi deðildi.Ahizeye bir süre bakýp, baþýný sallayarak yerine koydu. Kesin birisialay ediyordu.

Kimseyi uyandýrmamak için usulca yataðýna gitti ve yavaþçayorganýn altýna girdi. Tam uyumak üzereydi ki, yanýk bir sabah ezanýdaðlar arasýndan gezine gezine geldi dayandý Birdal Amca'nýnkulaklarýna. Öfke ile kalktý giyindi. Sisler içinde, yine baþýný hayretlesallaya sallaya, camiye gitti ama en iyi arkadaþlarýna bile anlatmadý bugarip cýzýrtýyý. Karadeniz daðlarýnda Aðustos geldiyse, fýndýktan baþkabir þey düþünülmezdi, tüm günü ailesi ile fýndýk tarlasýnda geçirdiBirdal Amca.

Ertesi gün yaklaþýk ayný saatlerde o garip ses yine duyuldu. Bu keztemkinle kalktý ve telefonu açtý. Ahizeyi dikkatle dinledi. Bir iki saniyesessizlik oldu ilkin, arkasýndan yine o tiz ve çirkin ses duyuldu.Hazýrlýklý olduðundan, "Aloo, kimsin, ne istiyorsun evladým!" diyebaðýrdý. Sonra evdekileri uyandýracaðýný düþünerek ayný cümleyiusulca tekrarladý. Karþýdan o garip "cýzýrtýdan" baþka bir þeygelmeyeceðinden emin olunca, sessiz öfkesini sýrtlanýp, tekraryataðýna yöneldi.

34

Page 40: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Devam eden günlerde ayný olay tekrarlandý. Her sabah, ezanabirkaç dakika kala o "cýzýrtý" telefon ediyor ve anlamadýðý bazýgürültüler çýkartýyordu. Artýk, ahizeyi kaldýrýp dinlemeden kapatýyordu,hem kafasý þiþmiyor hem de uykusuna daha çabuk dönebiliyordu!

Fýndýk toplanýp, kurutulana dek tüm ailesi ile birlikte çalýþýyorduBirdal Amca ve doðrusu sabahýn köründe arayýp "cýzýrdayan" birdeliyle uðraþmaya niyeti yoktu. Ancak, fýndýklar çuvallanýp zamanýnýnçoðunu evde geçirmeye baþladýðýnda gördü ki, o cýzýrtý aslýnda güniçerisinde de birkaç kez arýyordu. Ýlkin telefonun kablosunu sökmeyidenedi. Bir iki gün, hasret kaldýðý sessizliðe kavuþtu ve kimseninsebebini anlamadýðý yayvan bir gülümseme oturdu yüzüne! Bu sakingünler bir haftayý dolduramadan, tüm köyü ayaða kaldýran bir olayoldu: Birdal Amca'nýn Ýstanbul'da çalýþan kýzý ve damadý bir gece yarýsýgürültülü arabalarý ile panik içinde geldiler. Kýzý babasýnýn telefonunungünlerdir açýlmamasýný pek hayra yormamýþ, yola koyulmuþtu.Böylece hem Birdal Amca'nýn kurnaz planý suya düþmüþ oldu, hem detüm kýzýna ve onun geliþine uyanmýþ olan köylüye bu meseleyianlatmak zorunda kaldý, utanýp sýkýlarak!

Bir gün, Birdal Amca en yeni elbiselerini giydi. Þehir merkezinesekiz dokuz kilometre yakýn köylerin þehir içinde sayýldýklarý biryörede, yirmi kilometreyi su motorundan bozma bir týrtýrla gitti sabýrla.Yol boyunca da kendi kendine söylendi:"Yarabbi, orada cýzýrtý, buradatýrtýr. Ben bu gürültüden kurtulamayacak mýyým?"

Çarþýya varýnca, bir iki ahbabýna uðradý, çay içti,sohbet etti.Ardýndan onlara bu durumu anlattý. Uzun uzun konuþtular.Arkadaþlarýndan biri bilgece bir öneride bulundu: "Senin hattýnbozulmuþ, telefon müdürlüðüne uðra kontrol etsinler." Bunu duyuncaçok sevindi ve " Bizde baþýmýza bir dert sarýldý diye korkmuþtuk!" dedikendi kendine. Oturmalarýný kýsa kesip telefon müdürlüðüne gittihemen. Oradaki görevlilere derdini ne yaptýysa anlatamadý ilkin.Telefonun gereksiz çaldýðýný anlattý, olmadý, sabah ezanýnda da çalý-yor dedi: "Telefonun saati mi olur, ne yapalým yani bey amca!" dediler.Hatta aðzý ile cýzýrtýyý taklit bile etmeye çalýþtý, utanç içinde. Ensonunda baþýndan savmak için bir memur "Bey amcaya bir arýza açýn" diye baðýrdý bir baþka memura. Kendisine söylenmese de, gidipbeklemesi gerektiðini anladý ve týrtýrýna binip derin bir suskunluklaköyüne týrmandý daðlar arasýndan.

Birdal Amca ve ailesi cýzýrtýyý görmezden gelmeye çalýþtý amazaman zaman sýklaþan aramalara sabretmek için mücadele ettikçekendi aralarýnda hoþnutsuzluklar çýkmaya baþladý. Kýþ için yeterinceodun olup olmadýðý konusunda hanýmý ile konuþurken arada sýk sýk"cýzýrdayan" telefon, Birdal Amca'nýn defalarca en son ne anlattýðýný

35Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 41: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

unutmasýna sebep oldu ki, konu hararetli bir tartýþmaya dönüþtü. BirdalAmca'ya karýsý telefonu da ima ederek "Bir iþi beceremedin!" dedi!Birdal Amca'da tartýþmanýn harareti ile "Telefon gibi cýzýrdama sende!"diye baðýrdý 40 yýllýk karýsýna ve bu "çok aðýr hakaret" aile içinde birhafta süren bir kýrgýnlýða sebep oldu.

Ailesinin huzurunu cýzýrtýlar ile mahfeden telefonu parçalamayakarar verdiði gün, telefoncular geldiler. Öyle sevindi ki Birdal Amca, biraðýr misafir, yaþlý bir akraba gibi davrandý telefonculara: Hemen evinebuyur etti. Hanýmýna taze ekmek piþirtti. Önce yemek ikram etti,ardýndan da kendi elleriyle özenerek çay demledi ve derdini anlattýuzun uzun. Telefoncular bu hoþsohbet ve misafirperver Birdal Amca'yayardým etmek gerektiði kanaatine vardýlar. Aralarýndan biri köyünsantraline gitti, diðeri evde kaldý. Bir süre sonra kendi aralarýndatelefonla konuþtular, bazý cihazlarý telefon kablolarýna baðladýlar vetebessümle Birdal Amca'ya "Artýk bir þey olmaz Amca, telefon hattýnýbaþtan sona kontrol ettik, eskimiþ kablolarýný da deðiþtirdik!" dediler.Birdal Amca, duyduðu þükranýn ifadesi olarak bir çuval fýndýk attýarabalarýna ve gülümseyerek gönderdi onlarý.

Ancak tam telefoncular köyü terk etmiþti ki, telefon yine çaldý ve osinir bozucu ses yine duyuldu: "Ciiiiyk." Birdal Amca, elindeki gürültüçýkartan alete uzun uzun baktýktan sonra yavaþça yerine koydu vesakinleþmek için daða doðru yürüdü.

Takip eden günlerde, cýzýrtýnýn daha sýk telefon etmesinden baþkabir yenilik olmadý. Bir süre köy kahvesinde bu konu konuþuldu, bir ikihayalperest "uzaylýlarýn" yada "cinlerin" özel bir haber vermek içinBirdal Amca'yý seçtiðini bile iddia etti. Birdal Amca'nýn son günlerdeçok huzursuz olmasý, sürekli ormana doðru yürümesi, namazlaracamiye gelmemesini de aldýðý bu gizli mesaja yoranlar bile oldu. Ama,bu gibi dedikodularýn çoðu gibi bir süre sonra unutuldu gitti.

Her gün defalarca arayan "cýzýrtý", bahçelerde yankýlanan telefonsesi, ailesi ile arasýnýn bozulmasý, bir süre köyde çýkmýþ dedikodular .Tüm bunlarýn hepsi üst üste gelince Birdal Amca'nýn yüzündekikýrýþýklýklara bir iki yenisi daha eklendi ve daha öncenin pek mülayim,dost canlýsý ihtiyarý, aksi, kolay kolay konuþmayan birisi haline geldi.Artýk özenle baktýðý bahçeye neredeyse hiç girmiyor, meyvalaradadanan kurtlarla ilgilenmiyor, satranç oynarcasýna mücadele ettiðiyaban otlarýna aldýrmýyordu. Baþkalarýna belli etmeseler de, ailesiendiþelenmeye baþlamýþtý.

Sonbaharýn kendini iyiden iyiye gösterdiði karanlýk sabahlardanbiriydi, Birdal Amca'nýn telefonu uzun uzun çaldý. Evdekiler, artýkadetleri olduðu üzere, ilgilenmediler. Sadece Birdal Amca oturduðu

36Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 42: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

yerden telefona ters ters baktý, bir kez daha. Sonra telefon sustu. Biriki saniye geçmemiþti ki, telefon tekrar çaldý. Dikkatlerini çekmesineraðmen yine açmadýlar. Tekrar sustu telefon. Bir saniye sonra tekrar.Ve tekrar. Yaklaþýk yirmi dakika boyunca telefon çaldý, sustu, çaldý,sustu. Birdal Amca oturduðu yerden dehþete kapýlmýþ bir þekildeizliyordu olaný! Telefonun bir daha asla susmayacaðýný düþündü bir an.

Yavaþça kalktý, telefonu açtý. Kulaðýna yaklaþtýrdý. Hayýr, cýzýrtýdeðildi arayan! "Alo?" dedi bir kadýn sesi. "Kimsin?" dedi Birdal Amcasertçe. Karþýdaki ses "Faks sinyali verir misiniz?" dedi. "Aylardýr sizefaks çekemiyoruz, faksýnýz bozuk mu?"

Önce bir iki saniye düþündü Birdal Amca. Faks diye bir þeyi dahaönce duymuþtu ama ne olduðunu pek bilmiyordu. Doðru soruyusormaya çalýþtý: "Sen kimi aradýn kýzým?" dedi mümkün olduðuncaþefkatli bir sesle. "Orasý ABC Pazarlama Þirketi deðil mi? " diye sordukýz. "Bizim bilgisayarda borsa sonuçlarýnýn fakslanacaðý müþterilerlistesinde görünüyor bu numara." dedi.

"Burasý ev kýzým, ne þirketi?" dedi Birdal Amca. "Biz faks maksistemedik!"

"O zaman bir yanlýþlýk olmuþ. Bu numarayý listeden çýkartayým!"dedi kadýn hayretle. "Kusura bakmayýn, iyi günler!" dedi ve anidenkapattý. Birdal Amca ahizeyi yerine koydu yavaþça. Tekrar ocaðýnyanýna oturdu. Ceplerini aradý, bir sigara buldu, ocaktan aldýðý odunparçasý ile yaktý. Gözlerini kapatýp derin bir nefes çekti. Sigaraya,dumanýna baktý uzun uzun. Yavaþ yavaþ yükselmesini seyretti.Sigarayý kenara koyup eline aldýðý odun parçasý ile ateþi karýþtýrdý.Biraz daha yakýnlaþtý ateþe. Sigarasýný eline aldý tekrar. Hafif hafiftebessüm etti. Uzun zamandýr kararmýþ yüzü aydýnlandý. "Yanlýþlýkolmuþ!" dedi kendi kendine. Sonra gülümsedi, "yanlýþlýk!"

Sessizce bekledi, ara sýra telefona uzandý gözleri. Uzun bir süretelefon çalmadý. Yine gülümsedi. Bitmiþ sigarasýný ateþe attý, biryenisini yaktý. "Þirket zannetmiþler!" dedi bu sefer duyulur bir sesle.Baþýný kapýya doðru uzattý."Haným bir çay demle de içelim artýk!" dedi.

Neþeli bir türkü tutturdu ardýndan.

37Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 43: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Daðýn Tepesi

Yaðmur öylesine hýzla yaðýyordu ki !

Aðaçlarý dahi sarsýyordu yaðmur. Ara sýra esen rüzgar, onlarýeðiyor, büküyor, biraz sonra tekrar eski haline getiriyordu� Birazuzakta kývrýla kývrýla çýkan toprak patika, ki artýk çamurlu sularýn aktýðýbir derecik halini almýþtý, bu felaket manzarasýna çýkan yolugösteriyordu sanki. Yolun bittiði yerde yemyeþil, uzun çimenlerbaþlýyordu. Onlarda rüzgârýn dümeninde bir o tarafa yatýyorlardý, bir butarafa� Çimenler düzgün yarým oval çizen geniþ bir alanýn tamamýnýkaplamýþlardý, bir taraflarýnda sýk bir koru diðer taraflarýnda ise denizvardý

Yaklaþýk kýrk metre yükseklikteki bu tepenin üzerinde, hemenuçurumun kýyýsýnda kravatlý ve ceketli bir adam dizlerinin üzerineçökmüþ, sýrtýný denize vermiþ aðlýyordu. Yüzü çamurdan veaðlamaktan karýþmýþtý. Koyu lacivert ceketi bir iki yerden sökülmüþtüve beyaz astarý sarkýyordu. Zaman zaman , dizlerinin üstüne kývrýlmýþolan ellerine daha da yaklaþýyor, zaten ufak olan görünümü iyicekayboluyordu bu dekorda. Simsiyah bir leke halini alýyordu ve daha dahýzla aðlýyordu sanki�

Onun yanýnda yarý beline kadar çýplak genç sayýlabilecek bir adamelindeki silahý ona doðrultmuþtu. Uzaktan gören birisi yerdekizavallýnýn bu adama çok büyük bir kötülük yaptýðý ve onun da bukararlýlýkla ondan intikam almak için beklediðini düþünebilirdi.

Yaðmurun içinden adamýn yüksek sesle aðlamasý duyuluyordu .Haykýrýyor ve tüm zavallýlýðý ile merhamet diliyordu ondan. Ara sýralanet okuyordu ama ayaktakinin yüzündeki ifade pekdeðiþmiyordu�"Benden ne istiyorsun? Seni tanýmýyorum bile. Neolursun bana bir þey yapma!" Ne yerde bir solucan gibi kývranan veyalvaran adam bu kararlý gence bir kötülük yapmýþtý ne de ayaktakiona. En azýndan þimdilik. Tanýmýyorlardý gerçekten birbirlerini. Orastgele seçilmiþ birisiydi. O dar sokaktan geçeceðine baþka biryerden gitseydi, burada olmayacaktý Tabii onun yerine bir baþkasýkývranmýþ yalvarýyor, baðýþlanma diliyor olacaktý hayatý için.

"Sus" diye baðýrdý ayaktaki. "Birini öldürmek kolay mýsanýyorsun?Konsantrasyonumu bozma. Her gün yapmýyorum bu iþi."

38

Page 44: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Yerdeki ise daha da yüksek sesle aðlamaya baþladý. Tek eli ile tuttuðutabancasýný ani bir hareketle bacaðýna doðrulttu ve ateþ etti öfke ile."Söz dinle ve sükunet içinde öl aptal!" Zavallý adam büyük bir acý ileyan yattý ve vurulmuþ olan bacaðýný iki eli ile tutarak çýðlýk atmayabaþladý. Belli ki çok acýyordu. "Vurdun beni, Allah kahretsin, benivurdun. Kemiklerim bile acýyor .. Vurdun!"

O, bu manzara karþýsýnda bir an indirdi silahýný ve yere baktýüzüntü ile� Ama bir iki saniye geçmiþti ki yine ayný kararlýlýk ilekaldýrdý ve tekrar doðrulttu. Yaðmur her þeyi birbirine karýþtýrýyordu.

Baþarýsýz bir öðrenciydi. Duygularýný ifade etmekte hep güçlükçekmiþti. Okulunu çok zor bitirdi. Sürekli sorunlarla oldu hayatý.Okulda, bulabildiði ender iþlerde ve özel yaþantýsýnda. Anlatamýyormuydu, anlamýyorlar mýydý? Her þeyin ters gittiði günlerden birinde, biriþ arkadaþý oyuncak silahla fýrlamýþtý önüne ve gözüne yakýcý bir sývýsýkmýþtý. Gözünün birden karardýðýný ve canýnýn çok yandýðýnýhatýrlýyordu.

Bu karanlýktan sonra gözlerini tekrar açtýðýnda bembeyaz bir odadaelleri , kollarý baðlý yerde yatýyordu. "Öldüm mü?" diye sormuþtu ilk. Birbebek gibi kundaklanmýþ olduðunu sanmýþtý ilk önce. Sonra yumuþakbir þeylerle döþenmiþ ufak bir hücrede olduðunu anladý. Uzun sürebakamadý duvarlara. Caný yandý, gözlerinden baþlayarak. Ayaðakalkmaya çalýþtý ve kalkamadý. Sol kolunun üzerine düþtü hafifçe veumulmadýk bir þekilde haykýrdý. Kolu çok acýmýþtý. Duvarýn bir parçasýsandýðý bir noktadan bir pencerecik açýldý, kapandý ve daha sonra kapýolduðunu anladýðý yerden birileri içeri girdi. Çevresinde anlaþýlmaz birþeyler söyleyen beyaz önlüklü bir yýðýn insan dolaþýyor, elleri ilevücudunu yokluyorlardý. Ýçeri hepsinin saygý ile baktýklarý, büyükgözlüklü birisi girdi. Kýrýþ kýrýþ olmuþ yüzünü ve bilhassa gözünü onunyüzüne yaklaþtýrdý. Bir eli ile gözünü açýp, diðeri ile gözünün için acýveren bir ýþýk tuttu. Büyük bir hýrsla ýsýrdý onun yumuþak ve kremliellerini� Uzun süre býrakmadý.

Baðýrarak diþlerinden elini kurtardýðý gibi, çevresindekilereanlaþýlmaz bir þeyler söyledi öfke ile ve gitti�O ise gördüðü herkesinüzerine bir taþ gibi atýyordu vücudunu. Çarptýkça acýyordu her yeriama yinede hýrsla mücadele ediyordu. Bir ara, onu zaptedebildiklerikýsa sürede, kolunda bir acý hissetti. Sonra onlar bu kavgayý býrakýp,duvarýn içinde kaybolan kapýdan çýkýp gittiler hýzla. Sonra o be-yazlýðýndetaylarýnýn kaybolduðunu hatýrladý sadece�

Kalabalýk ve anlaþýlmaz bir güruhun içinde geçti aylar.Anlamýyordu, ne yapmýþtý? Bunlar neler söylüyordu: Þizofreni nedemekti? Ara sýra yine kopmalar oluyordu hayatýnda ve bir kezkocaman bir aletin yanýnda yatarken buldu kendini. Sonra? Sonrasýacý. Büyük bir acý. Her yaný titremeye baþlamýþtý birden. Gözlerinin,

39Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 45: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

hayýr tam gözbebeklerinin ortasýnda korkunç bir yanma oluþuyor sonrahýzla sarýyordu vücudunu. Göðüs kafesinin tam ortasýnda bir daralmaoluþuyordu ve elleri parmaklarý her yöne birden açýlmaya çalýþýyordusanki. Binlerce insanýn ayný anda çekmeye çalýþtýðý bir battaniye gibigeriliyordu vücudu ve parçalanacak sanýyordu. Acýdan baðýrmak içinaðzýný açtýðýnda çýðlýk donup kalýyordu ve boðazýndan boðuk ve kýsýkbir ses çýkýyordu sadece. Baþýný geriye doðru atýyor ve boynundakitüm damarlarý,kaslarý, sinirleri hissediyordu� Bir saniye bekliyordu buacý veren þey, her neyse ve tekrar ediyordu. Gözleri kararmadan önceson hatýrladýðý ona yüzyýl gibi gelen ama gerçekte ne kadar geçtiðinive kaç kere tekrarlandýðýný bilmediði bu acý anlarýnýn sonuncusundatüm kainatý inletecek kadar büyük bir çýðlýk attýðýydý. Sonrasýnýbilmiyordu. Bir ara soðuðu hissetmiþ ve tüm vücudu sýzýlarla oralardabir yerde olduðunu haykýrmýþtý ona�

Kendini baygýn bir sedyede yatarken buldu. Kaç gün geçmiþti, buacý yýldýzlarýnýn gözlerinin önünde dolaþmasýný saðlayan iþkence kaçkere tekrar etmiþti? Hatýrlamýyordu. Gözleri kararýyordu sadece vesonra kayboluyordu her þey. Zaman nasýl iþliyordu kendisine habervermeden? Bu insanlar niye ona böyle davranýyorlardý. O kendisinetabanca ile þaka yapýldýðý ana dönmek ve uyanmak istiyordu.Uyanmak ve masasýnýn üzerinde yarým kalmýþ iþlere geri dönmek:"Muhasebe fiþlerini teslim ettiler mi? Unutmuþlardýr belki de."

Bir aynanýn önünden geçtiler bir an. Ve birisini gördü orada. Gözleriçökmüþ, bitkin ve incecik, bir dal kadar, bir çöp kadar zayýf birini. Bukendisi olamazdý. O yirmi bir yaþýnda gencecik bir delikanlýydý. Baþkabir ayna aradý ve yemeði geldiðinde uzun uzun baktý ilk kezgörüntüsüne metal tepside.

Saçlarý dökülmüþ ve bir kýsmý beyazlamýþtý. Yüzünde, bilhassaalnýnda kýrýþýklar ve derin yara izleri vardý. Bir iki diþi yoktu artýkaðzýnda. Çok zayýftý. Sakince tepsiyi hücresindeki masaya býraktý. Biran ayaða kalktý ve masayý tutup olduðu yerden duvara fýrlatmak istedi.

Odadaki her þey gibi o da yerine büyük çivilerle, metal tutacaklarlasabitlenmiþti. Ne yatak, ne sandalye ne de baþka bir þey. Yüreðinde,yorgun yüreðinde bir þey kabarýyordu� Kafasýný kaldýrdýðýndagördüðü bu tavana kaç gün, kaç ay baktýðýný anlamaya çalýþtý. Hayatýne hale gelmiþti ve bunu kim yapmýþtý ona. Neler oluyor diye kendineson kez sorduktan sonra avazý çýktýðý kadar baðýrdý ve kapandý yere.Odaya onun haykýrýþýný duyup gelen beyaz önlüklüler kapýyý açýpkorku ile baktýlar uzaktan.

Diz çöktüðü yerden kalkmadan, baþýndan baþka hiç bir þeyioynamadan baktý onlara� Saçlarý þimdi yüzüne dökülmüþtü vegözlerinde müthiþ bir kararlýlýk vardý. Yüreðinde bir þey büyüyor,büyüdükçe ona korkunç bir haz veriyordu. Bambaþka bir tad ve ateþ

40Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 46: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

gelmiþti dudaklarýna. "Hoþ geldiniz." Dedi fýsýltýlý, çatallaþmýþ birsesle�

Sokaklarda yarý çýplak yara içinde dolaþýyordu. Gökyüzü ne kadargüzeldi ve ne kadar güzel yaðýyordu yaðmur. Evine gitti ilk önce. .Tamkapýya yaklaþtý ki baþkalarýnýn oturduðunu gördü orada. Sonra,iþyerine doðru yöneldi, yürürken yüreðini dahi saran bir üþüme hissetti.Artýk orada çalýþtýðý iþyeri yoktu. Aslýnda o dört katlý iþ haný bile yoktuartýk. Yerine baþka bir bina yapýlmýþtý ve insanlarýn bakýþlarýnaaldýrmadan saatlerce dolaþtý dev yapýyý. Bekçiler hýrpalayarakatmasaydý belki bir o kadar daha dolaþacaktý.

Sokaklar onun sokaklarý deðildi. Hiçbir þey durmuyordu yerindeartýk ve hiç kimseyi tanýmýyordu. Üþüdü, üþüdü. Üþüdükçe büyüdüiçindeki hayal kýrýklýðý ve öfke. Akþam olurken bir dükkana girdi ve"Tarihi biliyor musunuz?" diye sordu titreyen zavallý bir sesle. Gençbakkal çýraðý korku ile cevap verdi, o da sessizce süzüldü çýktý dýþarý.Yüzüne yavaþ yavaþ bir karanlýk yerleþti. Gözyaþlarý nicedirkarýþýyordu yaðmura. Kendini bir duvarýn dibine fýrlattý ve dizlerininarasýna kapayýp baþýný hýçkýra hýçkýra aðlamaya baþladý :"Tam altýseneyi çalmýþlar hayatýmdan. Hayatýmý çalmýþlar. Ben size neyaptým?"

Ýþte þimdi bu tepenin baþýndaydý. Kendisini hýrpalayan bekçilerdenbirinden alýnmýþ silahýn kabzasýnda hala adamýn kafasýndan akankanýn izleri vardý. Derin bir nefes aldý. "Benim hayatýmý siz çaldýnýz"dedi. "Þimdi sýra bende, þimdi siz bir kayýp vereceksiniz ve bu böylesürüp gidecek."

Yerdeki zavallý aðlayarak onu tanýmadýðýný ve ona bir kötülükyapmadýðýný anlatmaya çalýþa dursun, o burnunu çekti ve bir el ateþetti. Zaten ikinci kez tetiði çekmesine gerek kalmamýþtý. Tüm tepedeyankýlandý ses. Baþýný çevirip azgýn dalgalarla uçurumu döven denizebaktý. Ellerini kaldýrdý yüz ifadesini deðiþtirmeden. Açtý hafifçe vemuzaffer bir komutan gibi bakýyordu ufuklara þimdi. Rahatlamýþtý biraz.Gözlerinde hiç yaþ yoktu. Üstelik az önceki yalvarma yakarmaseslerinin mide bulandýrýcý gürültüsü bittiði için mutlu bile olmuþtu.Elindeki silah yere düþtü. Yarým dakika kadar bu halde sessiz kaldýktansonra "Bir hayata karþýlýk baþka bir hayat, koca deniz!" dedibaðýrarak:"Anormaller bir, Normaller bir"

Sonra eðildi, silahý aldý ve beline taktý. Adamýn üzerinden ceketinive gömleðini çýkardý. Onlarý giydi. Döndü. Denize bir kez daha baktý,derin bir onay istercesine. Sonra,hiçbir þey olmamýþ gibi, patika yolayöneldi.

41Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 47: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Deli Saçmasý

Aðaçlar ince ince. Nasýl da birbirlerine karýþýyorlar, inanmazsýn.Karýn istilasýndan kurtulanlar siyah, simsiyah sanki. Kurtulamayanlarda bembeyaz. Ama bu kuruluk, bu tezat öyle güzel ki! Dallar göðeincecik narin parmaklar gibi uzanýyorlar. Dua eden, yakaran parmaklargibi, güzel gözlü narin kadýnlarýn parmaklarý gibi.

Caným sýkýlýyor, anlýyorsun. Kendime soruyorum burada neyaptýðýmý da cevap alamýyorum. Tabii artýk beni þaþýrtmýyor. Niyeþaþýrtsýn ki? Çoktandýr geliyorum buraya bir baþýma. Ama sen benianlýyorsun. Deðil mi?

"Katil, Cani! Öldürdün onu pislik. Seni, seni öldüreceðim� Allahbelaný versin. Hele bir bitsin þu mahkeme, hele bir çýkalým dýþarýbakalým bu yaptýðýndan kurtulabilecek misin? Seni soysuz deli, hiç miacýmadýn be !"

Karlar sakince uzanmýþ aðaçlarýn dibine. Öylesine korkunç birhuzur hakim ki, her yer dümdüz, göz alýcý bir beyazlýk her þeyi örtmüþ.Tek bir düzensizlik yok sanki. Tam masallýk bir manzara aslýnda. A,tabii arada minik sincaplarýn ayak izleri var. Pýtýr pýtýr koþuvermiþler biruçtan bir uca. Görsen, öyle þirin, öyle tatlý ki! Ýnsanýn o hayvancýðýbulup , bir bebek sever gibi sarýlasý geliyor. Belki de perilerdir oradadolaþanlar, ne dersin? Ellerinde, ucunda yýldýz figürü olan sevimli birdeðnek, koþup duruyorlardýr karlar boyunca pembe beyaz elbiseleriile. Üþümezler mi dersin? Hayýr, periler kýþ dahi olsa bir baharý yaþarlarartarda.

Uzaktan bakýnca aðaçlarýn uçlarýnda çiçek gibi duruyor kartanecikleri. Dikkatimi toplayýp uzaktaki koruya bakýyorum. Bir süresonra görüntü bulanýklaþýyor ve çeþit çeþit þekil geçiyor gözleriminönünden. O içice geçmiþ dallarýn arasýnda en çok yüzler görüyorum.Hep zayýf, düþünceli mahzun yüzler. Kadýn yüzleri. Bazen orada olsuntanýdýk bir yüz görmek için zorluyorum kendimi. Bildik birilerinebenzetmek istiyorum. Bildik birisine. Ama olmuyor

Göremiyorum.

42

Page 48: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

"Niye öldürdün kýzý, it herif! On para etmez ciðerin var, neyine aþýkolsun o senin? Yalancý köpek seni. Arkadaþlarý da söylediler, yokmuþöyle bir þey, manyak. Yüzüne bile bakmamýþ hiç. Deli misin ulan sen?Gel bir ýslatalým, mektebe alalým seni de aklýn baþýna gelsin hele!"

Ýnsanýn nefesi nasýl da daðýlýyor bu soðukta. Sigara dumaný gibideðil! O dans eden bir yýlan gibi uzar gider çoðu zaman. Yada birbirinesarýlmýþ sevgililer gibi. Ayrýlmayacak iki sevgili� Oysa , nefesim hiç deuzun ömürlü deðil. Bir saniye bile dayanamadan o sis parçasýkaybolup gidiyor. Uzun uzun düþününce nasýl hüzünleniyorum birbilsen!

Ýstiyorum ki, benim de nefesimden iki uzun çizgi çýksýn ve buyalnýzlýk kokan, bu bitkinlik kokan, bu. Bu� Bu ölüm kokan manzarayainat týrmansýn göðe helezonlar çizerek, raks ederek bir aþkýnmüziðinde. Benim ciðerlerimden çýkmýyor belki böyle müzikler. Belkikalbim böyle bir þarkýya tempo tutmuyor. Bilmiyorum.

Oysa sen benim hayallerimi biliyorsun. Deðil mi?

Ýstiyorum ki, bazen tabii, þu karlarýn üzerine kendimi atayým ve birheykel olana dek, buzdan bir abide kýlýnana dek bekleyeyim.Kaþlarýmda kar taneleri donduðunda ve derin bir uyku bedenimisardýðýnda beni alýp bir þehrin meydanýna, yo hayýr vazgeçtim, buraya,bu korunun giriþine diksinler. Ve ayaklarýmýn altýndaki kaideye "Hayaletti ve öldü" yazsýnlar. Benim niye öldüðümü anlayan çýkar mý?

Yoksa ben hala tedavi olamadým mý?

"Bak bak bak! Kim gelmiþ hele. Gel bakalým� Gelin millet, meþhurmanyak gelmiþ koðuþumuza. Kýzý yüz vermedi diye öldüren tip.Oðlum, ne istedin kýzcaðýzdan, ha? Eþek herif! Bir yol anlat bakalýmderdini, bizim usul ile �"

Kuþlar. Minik ölüm mahkumlarý. Þimdi açlar�Kar beyaz bu tablodabuz kesmiþ dalýn birinden diðerine iki gram et ve biraz tüyden ibaretbedenlerini taþýyorlar ümitsizce. Ne artýk bu her santimi ile kapanmýþtoprak onlara bir parça yiyecek verir ne de bahara dek uykuya dalmýþolan aðaçlar. Kuþlar, minik ölüm mahkumlarý. Sizin için aðlýyorum,biliyor musunuz?

Biliyor musunuz? Bir bahar gecesinde tatlý bir kuþun mutluluk dolusesi kaplarken ortalýðý, bahçede sýcacýk gülmüþtü o bana. Bende sizingibi, bir o yana bir bu yana koþuþturan zavallý bir serçeydim. Bir tek ogülümsedi bana. Sadece o. Yüreðim nasýl ýsýndý, içimde nasýl bir isyanbaþladý, anlayabilir misiniz? Her þey olup bittikten, o minicik saniyelergeçip gittikten sonra yurda gidip odama kapandýðýmda hayatýmda hiçhissetmediðim kadar yalnýz buldum kendimi, hayret içinde� Veçaresiz.

43Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 49: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Düþündüm gece boyunca. Bana hiç kimsenin gülümsemediði, hiçkimsenin bir tek güzel söz söylemediði hayatýmý düþündüm. Ve okocaman gözleri, ýþýltý saçan gülümsemeyi ve o mükemmel anýdüþündüm.

Hep düþündüm. Aþký, aþkýmý düþündüm. Bana gülümseyendudaklardaki o tatlý eðimi çizdim saatlerce kaðýtlara. Keþke o tatlýgülümseme beni sardýðýnda mutluluktan ölseymiþim.

Üþümeye baþladým. Yazmak için bir takýp bir çýkarýrkeneldivenlerim yere düþtü, ýslandý. Ellerimi yanaklarýma deðdiriyorum ,yavaþ yavaþ ýsýnýyorlar. Sonra nefesimle kendimi soðuktan korumayaçalýþýyorum.

Bütün bu yýpratýcý havaya raðmen, puf puf þiþmiþ kabanýmý,kazaðýmý, atkýmý ve gömleðimi, hatta fanilamý çýkartmak ve saatlercebu bembeyaz denizin içinde koþmak istiyorum.

Cesaretim yok. Yapamýyorum.

Hep istediklerini kovalayamamýþ ve hayal kýrýklýklarýnýn üzerinde þusert buz parçalarýymýþçasýna basmýþ, acý dolu birisi oldum. Caným çokama çok yandý, biliyorsun.

Bu soðuk yere tüfeðimi alýp geliyorum. Ne tüfeðimde tek bir saçmavar, ne de burada kýyýp da vurabileceðim kuþlar. Ama sen tabiatýn benidinlendireceðini, huzur bulacaðýmý söylemiþtin. Sýrf bu yüzdengeliyorum bu beyazlýða. Onu öldürüp hayatýný düþ kýrýklýðým uðrunayok ettiðimden beri. Bunu sen diyorsun. Bana beni böyle anlatýyorsun.

Bense o beni sevdi, sevmeliydi diyorum hala. Hala, kimsenin banagülümsemediði anda, yüreðime sýcaklýðý sokan o gözlerin sonra bananasýl bir acý verdiðini anlamýyorsun, diyorum. Böyle bir aldatýlmanýnbenim ölümüm olduðunu hiç göremedin. Hiç biriniz göremediniz.

Ve yumruklar inerken yüzüme, tekmeler altýnda çýlgýnca inlerkenhayatýmýn merkezindeki aþký düþündüm hep, onu düþündüm. Artýk ogülümseme, þimdi aðaçlarýn tane tane dallarý arasýnda bir türlüçizemediðim o gülümseme, yüreðimin en tatlý hatýrasý oldu�

Sevgili Doktorum!

Bu kim bilir sana meçhul bir yerden yazdýðým kaçýncý mektup�Biliyorum kocaman gözlüklerinin ardýndan gözbebeklerini kýzgýnlýkla,gözyuvalarýnda bir noktada kaybedeceksin yine. Ýþte o an, "Bu yinebaþa dönmüþ" dediðin an, güzel bahçene, kaloriferli ve gül aðacý iledöþenmiþ odandan bak! Kýþýn aðýr hükmü altýnda benliklerinikaybetmiþ, benden bile aciz, zayýf, aðaç dallarý arasýnda koþuþturanserçeleri görebilirsen onlarý anlamaya çalýþ, beni deðil! Eðer onlardan

44Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 50: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

biri ile dost olur da, onu güzel odanda misafir edersen, biraz ekmekkýrýntýsý ile onu ölmekten kurtarýrsan, iþte o zaman zavallý hastanýmutlu etmiþ olursun. Bu da bana yeter!

Sevgili Doktorum!

Biliyorum, ben hastayým ve�

Ve biliyorum ki bunlar bir kýþ günü boþ tüfeði ile dolaþan bir adamýnyüreðinden attýklarý.

Yani deli saçmasý.

45Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 51: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Fal

1. Bölüm

Yirmidört Ekim Ýkibindokuzyüzon�Karanlýk kendi içineçöker. Doðar batmasýný hiç bilmemiþ olan. Distance. Hayatkarýþýr karanlýðýna� Yirmi� Keman sesleri büyütürkuðularý bir uzak mevsimde� Yalancý þair. Kezzap�Antony�Hell. Yirmidörtbin kez. Karanlýk büyür kendi içine.Kuðular�Sessizlik. Karanlýk. Parýltý. Bir milyon mumlukampuller. Kör karanlýk. Þair� Hayat�Yirmidört. Ýklimin�Baharý. Kayýp.

"Yes, Sir"

"Eski dilleri konuþma. Benimle alay da etme."

"Özür dilerim. Nexen? Sorun ne?"

"Ýþler. Çok yorucu� Kafamda sorular dolaþýp duruyor."

"Çok iþim var. Çok bile konuþtuk. Nexen. Ararým sonra."

Cevap. Yok. Yorgunum. Nexen. N�e�.x�.e�.n� Niye böyle birismim var? Bilmiyorum� Uyanmalý mýyým? Uyanýnca ne olacak.Yiyecek bir þeyler bulunmalý. Karanlýk. Iþýk � (Daha yüksek sesle)Iþýk! [Iþýklar açýldý] Ev. Bomboþ. Her þey orada burada. [Haberlerigörmek istermisiniz, efendim?] Hayýr� [Bugün toplanan genel barýþkonseyi dünyadaki savaþ yüzdesinin azaltýlmasý için�] Hayýr! [.dahabüyük çaba ve masraf ha.] HAYIR! [.rcandýðýný söyledi. Yapýlanaçýklamaya gö.] Hayýr dedim pis alet, hayýr! [.re en az beþ yýl içindesavaþýlan toprak sayýsý dünyanýn %40'ýna çekil�] Kapan. Pislik.Kapan� Ýþ. Yazýlar. Yazýlarým neredeydi? Sistem�Yazýlarýmnerede� [�] Sistem. Yazýlarým nerede? Bu alet niye gerektiðindeçalýþmaz. [�] Sistem [Sistem tarafýnýzdan kapatýldý. Açmak için�]Açýl!. Yazýlarým nerede? [.mesi bekleniyor� Dünya teknoloji kurumubaþkaný Hellistrien bugün .] Haberleri kapat, yazýlarýmý bul� [YazýlarBilgisayarýnýzda Kiþisel Bölüm/Önemli Çalýþmalar/K-125/Son Dönem/altýnda efendim] Ben oraya koymadým ki? Ben oraya koymadým. Ben

46

Page 52: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

oraya koymamýþtým. Ama bu manyak sistem oraya koydu. Çünkü koduK-125. Bu anlamsýz kodu kim verdi? [Ýletiþim Talebi, Bril-co 18,Yakýnarkadaþ, son iletiþim 34 dakika önce. ] Onayla

"Yes, sir"

"Konuþ. "

"Raporlar. Tamam mý?"

"Ancak buldum�"

"Ancak uyandýn. Ararým."

[Ýletiþim sona erdi�] Teþekkürler, haber verdiðin için. Masam�.Klavye. Kahvaltý� [Protein eksiðiniz var. Önerilen kahvaltýyý kabuledecek misiniz?] Hayýr. Besinler þu listeye göre hazýrlansýn: Ýçecek.Tatlý. Kimyasal uyarýcý katýlsýn. Sekreter sisteme baðlan�Gündem�[Günaydýn Nexen. BRB Ýþletmeleri pazarlama müdüryardýmcýsýsýnýz. Konumunuzda bir deðiþiklik yok. Bugün Yirmi�Dört�Ek�im� Pazar.Tes.i. Gündeminiz� Pazarlama analizi yoðunluklu veizleme temelinde gündeminiz var. Dört ayrý toplantý. Ýlk ikisi kýsa. Yirmive on iki dakika. Toleranslarý, ikiþer dakika. Üçüncü toplantýnýzbilgilendirme, müþteri bilgisayarý ile. Data aktarým standardý : ACP-100, 4 dakika aktarým ve detay açýklama. Üçüncü toplantý, þirket idaritoplantýsý. Ana makine kontrolünde. Kayýt yoðunluðu yüksek. Bildiri:Uyarýcý yoðunluðu yüksek içki talebiniz gündem yoðunluðu sebebi ileþirket tarafýndan iptal edildi. Ýþi býrakma hakkýnýz var�.]

Onay�

Yirmidört Eylül Ýkibindokuzyüzon�Kopuyor. Kopuklukartýyor. Kediler. Iþýltý� Yok aranan bir þey. Kutular. Ses vemüzik büyüdükçe aydýnlanýyor bir dehliz. Ayetler ve ölümlübir yaþam. Tezat sindiðinde hayata. Unutmak ne acý eskiþarkýlarý. Toz beyazý bir bina. Dünya düþüyor ve düþtükçekazanýyor anlamýný. Karanlýk. Büyüyor. Kendi içine. Saklýkelimeler oyunu. Çocuklarý nerede bu yaþamýn. Yer midolu hayatý bir iklimin dolu yüzleri.

Gözlerim. Gözlerim acýyor� Ýlaç kullanmayacaðým. Tedavi,olmayacaðým. Acý hissetmeliyim. Acýnýn tadýna varmalýyým.Yaþadýðýmýn. Farkýna varmalýyým. Tedavi olmayacaðým. Sokaklar.Sanýrým son sekiz aydýr evden çýkmadým. Nereye çýkabilirim ki?Çýkamam. Bir yere. Sokak diye bir yer yok. Gürültü ve karmaþa�Gürültü ve ölüm. Sokak kapýsý açýlsýn [Hava sýcaklýðý dýþarýda 12derece. Ulaþým güçlüðü batý yakasýnda ve güney doðuda var. Ulaþýmaracý olarak BRB iþletmelerini tercih etmenizi öneririz. BRB en uygunulaþýmý saðlar.] Soðuk. Ne güzel.

47Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 53: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Eskiden kar diye bir þey varmýþ. Beyaz. Eriyormuþ dokununca vesoðukmuþ. Soðuk� Ne güzel. Sokaklar. Bomboþ. Kimse yok. Sis.Kaçýncý kat bu? Merkeze baðlantý açýlsýn. [Açýldý. Baðlantý onaylandý]Adres bilgisi [Bölge: SRK-14787, Sokak ATH002-3 Sokak Katý: 3Bulunduðunuz bölge ile ilgili tarihi, ticari ve kriminal bilgi ister misiniz?]Hayýr. Kapan [Baðlantý sistemi kapanýyor] Sis. Ýnsanýn hayatý sis içindekaybolur mu? Acaba eski insanlar sis hakkýnda ne düþünürdü. Buelektronik buhar yerine baþka bir þey var mýydý acaba onlarýn elinde?Gözlerim. Acýyor.

Tertemiz sokaklar. Her yer ýþýl ýþýl� Sessiz. Sadece reklampanolarýnýn ufak sesleri var. [BRB Ýçecekleri� Ruhsal uyumu saðlar,hayatý anlamanýzý saðlar, yaþamýnýzda yeniliklere yol açar] BRB. Neanlamsýz. Gözlerim aðrýyor. Ne güzel.

[Ýletiþim Talebi, Bril-co 18,Yakýn arkadaþ, son iletiþim 3 saat 12dakika önce. ] Onay verilmedi. [Bilgi iletildi] Küçük bir çocukken çokkorkardým bu her an boþ sokaklardan. Sanki her köþeden bir þey,çirkin büyük bir þey çýkacak ve bana zarar verecek zannederdim. Amahiç bir þey çýkmazdý. Ben korku ile dadýma kaçmak isterdim. Ama onada kaçamazdým. Soðuk ve ayný masallarý tekrar tekrar anlatan bircihazýn neresine saklanýr bir çocuk? Ama bunu þimdi anlýyorum. Ve.[Ýletiþim Talebi, Bril-co 18,Yakýn arkadaþ, son iletiþim 3 saat 12 dakikaönce. ] Kahrol Bril-co, salak herif� Rahat býrak beni . Onay verilmedi.Ben saatlerce sessiz ve düþünerek dolaþmak istiyorum bu sokaklarda.Rahat býrak beni. Ýletiþim sistemi kapatýlsýn. [Ýletiþim sisteminikapatmak istediðinizden emin misiniz?] Onay [Ýletiþim sistemikapatýldý�] Rahat býrakýn.

Eskiden, yani çocukken, geceleri uyuya kaldýðýmda rüya dagörürdüm. Hatýrlýyorum. Bazen kabus olurdu, bazen de mutlu,bambaþka. Her þeyin tertemiz olduðunu görürdüm. Her yer ýþýldardýtemizlikten. Baþka çocuklar görürdüm, bazen. Sokaklar korku doludeðildi benim için. Oysa þimdi, halen ürpererek dönüyorum köþeleri.Sanki þimdi bir þey çýkacak ve beni �[Yurttaþ Nexen� Bu bir güvenliksistemi uyarýsýdýr. Koruma aracý gelene dek bulunduðunuz yerdenhareket etmeyin. Yasalara saygý duymak bir yurttaþlýk görevidir.] alýp�götürecek�.sanýr.dým.kor.kar�dým�Gözlerim yanýyor. Gözlerim.yan. Göz.yaþlarý.

48Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 54: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

2. Bölüm

[Yurttaþ Nexen� Ýletiþim kodu Axp-1455. Savcý Dev-1L sizinleilgilenene dek sessizce bekleyin. Görüþme yirmi dakika sürecektir.Sorulan sorulara kýsa ve net cevaplar verin. Savcýyý aldatmaya yadayormaya kalkmayýn. Devlete yardýmcý olmak bir yurttaþlýk görevidir] �.

Yirmidört iklim, iki bin yalnýzlýk� Sarý. irin dolu günler.Beklemek, beklemek çam ormanlarýný. Dolu yaðan hayat.Dolu. Sarýlmýþ kablolu ve yapayalnýz. Bir deniz, hayatýkovalayan. Senin yerine. Açýk ve simsiyah. Anlatmak,uzun bir gece. Seperated. Insan-e. Hýzlý ýþýk. Güneþsiz.Ve beyaz.

[Savcý hizmet odasýna eriþti� Saygý gösterin] Nexen� Yaramazevladým benim� Duyduðuma iyi bir yurttaþ olmak için gerekenleriyapmýyormuþsun? Ben. Görevimi. A, sözümü kesme� Raporlar,psikolojik madde raporu okunsun [Yurttaþ Nexen, son iki aydýr %80aðýrlýklý uyuþturucu. Uyarýcý kullanýmýný sürekli ret yada yavaþlatma�Etken Maddeler: Sentetik aðýrlýklý. Uyum sorunu] Bak, sistemyanýlmaz! O her þeyini kontrol ediyor evladým, niye tavsiyelereuymuyorsun? Çok. Yor.gunum efendim,ben. Ben. Bakýyorum darehabilitasyon cihazýný kapatmýþsýn. Oooo tam iki aydýr bozukgörünüyor. Arýzaya. bildir.miþ.dim. Ama. Ben. Arýza gelmedi mi? Birdaha bildirseydin. Sürekli uyuyor ve topluma faydalý olman efendim,ben. gereken yerde artýk tüketen ben. ar.týk. birisi haline gelmiþsin.Üretim toplumu ve iyi yurttaþlýk Artýk iste.miyor. için çok çalýþmalý veçok üretmelisin. Çok üretmeyenler um. Çalýþmak istemi. tükenmehakkýna sahip deðildir. O zaman imha edilirsin� yorum. Bu çokan�Dinlenme zamaný çocukluktaydý Nexen lam. artýk bitti. sýz. [Savcýdinleme görevini tamamladý. Karar süresi: Ýki dakika otuz saniye.Baþladý.] Evladým, görevini yerine getirmelisin. Bir daha bunu duymakistemiyorum. Karar! [Sistem karar defteri kayýt no: 2019-ax-NXN. Kayýtbaþladý] Ýhtar kayýt edilmesi, kontrol grubuna rapor akýtýlmasý verehabilitasyon süresinin arttýrýlmasý. Cihaz onarým takibi kontrol grubutarafýndan yapýlsýn. Yurttaþlýk görevinin aksatýlmasý tekrarýnda, yargýgerektirmeksizin infaz. [Karar alýnmýþtýr. Yurttaþ Nexen karar sistemineyerleþtirildi. Þu andan itibaren kararýn etkisi altýndasýn. Kararlara saygýduymak bir yurttaþlýk görevidir. Savcý gidiyor]

Ben. Çok . Yal.nýzým� Çok.

49Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 55: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

3. Bölüm

Gece düþüm�Kýyamet, eller alýnlarda ýþýk arar. Gözlerdönmüþ ve heyecanlar sönmüþ. Ýkna olmuþ bir bahar,suskun hayat ve her þeye raðmen yaþamak. Gözler. Güzdüþüm� Kendinden önce ve kendinden sonra, hayatyoksa eðer, hiç bir þey yok. Bir milyar yalnýzlýk, öyle kidenizler kadar karanlýk. Onbeþ Kasým Ýkibindokuzyüzon.Karanlýk kendi içine çöker�

[Yurttaþ Nexen, rehabilitasyon sistemi bugün R-EW Devriminin sonbölümünü anlatacak, kolunu þýrýngaya hazýrla] .. [Ýnsanlarýn elindegitgide karmaþýklaþan dünya, artan entropi ve bunu durduracakherhangi bir sistem üretilememesinden dolayý yaþanmaz bir yer halinegeldi. Toplumsal iliþki denen yozlaþmýþ diyaloglar yýðýný, zamanýn veenerjinin boþa harcanmasýndan baþka bir þey deðildi. Bu yüzden,dünyayý ve düzeni seven birkaç gönüllü tarafýndan sistem üretildi.Sistemin tüm gözetleme, denetleme, karar ve eylem birimlerineentegre edilmesi çok sürmedi. Bir yüzyýldan biraz fazla bir zamansonra, artýk insanlar sistemle birlikte yaþamaya alýþtýlar. Sistem busüre içinde kendini yeniledi ve yurttaþlýk, insanlýk, toplum ve hayatkavramlarýný baþtan tanýmladý� Biyolojik hayatýn devam etmesi,yapýlan araþtýrma tarafýndan en önemli unsur olarak gözeçarptýðýndan, sistemin tüm yapýsý buna göre kuruldu. Biyolojik yaþamve kimyasal zevk alma düzeni, insanýn yeryüzündeki varlýk maksadýný,insanlýk tarihinden görülebileceði gibi, en güzel þekilde tarif etmektedir]

[Yurttaþ Nexen: Sistem, kusursuzdur ve kusursuzluðu tartýþýlamaz.Ýnsanlarýn kendini nasýl hissettiðinin önemi yoktur, önemli olan biyolojikdevamlýlýk ve kimyasal zevk alma sürecinin kesintiyeuðramamasýdýr� Bu yüzden, rehabilitasyon cihazýna sýk sýk baðlan vegörevlerini yerine getir. Ýkinci bir isyanda, yaþam hücrende, yargýyagerek kalmaksýzýn, biyolojik devamlýlýðýn sona erdirilecektir� Sistemesaygý duymak bir yurttaþlýk görevidir]

Sistem: Görev planý okunsun: [Günaydýn Nexen. BRB iþletmeleripazarlama müdür yardýmcýsýsýnýz� Bugün On.Beþ Kas.ýmÝkibindokuz.yüz.on. Konumunuzda bir deðiþiklik yok.]

[Biyolojik varlýðýnýz devam ediyor�]

50Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 56: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Giderken

"Delirmek" demiþti;" bir kurtuluþtur, sence de öyle mi?"

Ben gözlerimi kaldýrmadan baktýðým yerden -yani sýmsýký birbirinekenetlenmiþ incecik zarif ellerinden- bilmem dedim. Hayýr, yalansöylüyorum. Elleri incecik deðildi, elleri sýcacýk, büyük parmaklý pek dezarif olmayan parmaklarý ile o yaþta bir kýza yakýþmýyordu aslýnda,ama o kadar gerçekti ki. Anadolu kadýnýn elleri gibiydi, saban peþindekoþmuþ eller gibi.

"Bilmem" dedim, çok da umursamadan. "Bilmem." Kocamangözbebeklerine baktým dikkatle. Sýkýldý. Gözlerini yere indirip "Aptalaþýk" dedi. "Özgürlük her þeydir"

Uzun saçlarýnýn salýnýp benden uzaklaþtýðýný gördüm bir tek. Bir tekgözlerindeki durgun alevin sýcaklýðýný hissettim. Sonra bir düþünsilinmesi gibi kayboldu ufukta. Ben yapayalnýz kaldým kýþ soluyan birçay bahçesinde.

"Nefes. Al. Ver. Nefes. Al. Ver. Nefes. Bir daha. Diren. Nefes. "

Zor. Çok zor oldu. Kanýyor mu? Evet.

"Nefes."

Bir kez daha alabilir miyim?

"Bilmem"

Ýnanmaz kimse ama nasýlda uyku bastýrýyor þu anda, gözlerimkararýyor. Uyuyuversem biliyorum hemen bitecek ama olmaz."Özgürlük her þeydir." Dayanmalýyým. Yaþamalýyým.

"Bir yolculuk gibi. Arabanla hýzla geçiyorsun Anadolu'nun çoraktepeleri, daðlarý arasýndan. Ovalarda yalnýzlýk rüzgâr gibi esiyor.Fakirlik esiyor. Bedbaht bir hayatýn damla damla hatýralarý geçiyor.Hayat geçiyor. " Gözyaþlarý akýyor gözlerinden. Kocaman gözler, billurdolmuþ o dev gözler bana bakýyor pýrýltýlar içinde: "Lütfen beni hatýrla."

Seni hatýrlýyorum.

Caným yanýyor. Ama hatýrlýyorum.

51

Page 57: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

"Nefes. Al. Ver. Nefes al. Ver."

"Uzanýrsýn her karanlýða." Sessiz bir çýðlýk gibi. Aðlýyorum.Bilmiyorsun.

Gözlerin bana bakýyordu. Bükülmüþ bir çiçek gibi, solan bir karanfil,bir gül gibi, bir damla göz yaþý gibi, bir nehir, bir ýrmak, dinlenmiþ birgöl gibi, isyanýný büyüten Anadolu gibi kucaðýmdaydýn. Gözlerin. Banabakýyordu. Kapandý sonra.

"Al. Nefes. Al Ver. Nefes. Bir kez daha . Hadi."

Dudaðýndan, incecik bir çizgi halinde sýzan o kan damlasý ve þimdi,ancak þimdi dokunabildiðim saçlarýnýn arasýnda kurumuþ lekelerolmasa senin nihayet aþýðýna kavuþmuþ mesut bir kýzcaðýz olduðunsanýlabilirdi.

Acýyor. Uykum geliyor derinden. Uyusam, son kez, tadýna vararakuyusam?

Hayýr. Direnmeliyim. Direnmek. Her þeydir.

O zamanlar bana þiir okumuþtun, deðil mi? "Yaþadýklarýmdanöðrendiðim bir þey var." Neyi öðrendin en çok? Gülümseyen gözlerin,güçlü ellerin.

Deðiþtin.

Ellerin güçlüydü, gözlerin gülümsüyordu. Deðiþtin. Ama sen baþkabir þeydin artýk. Hem sen olan hem de senden baþka, senden. Sendenöte mi? Senden büyük? Kendi içinden kendinden büyük neyitaþýyorsun? Anlamadým.

"Nefes. Al. Nefes ver. Haydi. Biraz daha. Nefes al. Nefes ver."

Biliyorum, beni görsen gülümserdin. Hiç kýzmazdýn bana deðil mi?Tatlý gözlerle bakýp "Hayat bitecek, biliyorsun " mu derdin? Yoksa"Özgürlük her þeydir" mi? Direnmekten bahsederdin belki de. "Ufaktatlarý da önemse" derdin ve derdin ki "Her insanýn içinde bir cevher,bir mücevher vardýr." Bunlarý söyleyip siler miydin göz yaþlarýmýþefkatle? Beni avutur muydun?

"Sevgili,

Biliyorum, biliyoruz ki bundan öte bir hayat var. Buluþmalar orayamý kalsýn?

Sevgili, ah zavallý sevgili.

Ne vahim bir aþka düþmüþsün, bilmiyorsun.

Her gittiðim yere gelir misin? Benimle birlikte yürür müsün daðlargibi yola çýktýðýmda?

52Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 58: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Ben bambaþka olurken, bir týrtýldan bir kelebeðe dönüþtün, diyecekmisin?

Sevgili,

Kavuþma anýna kadar sabredecek misin?

Benim zavallý aþýðým, ne vahim bir aþka düþtün. Bilmiyorsun."

Sadece gözlerime dolduruyorum seni.

"Ne.fes. Al. Nefes. A. Ne.fes. Ver."

Caným yanýyor. Gülümserken hayat þimdi bana ve sana, gülbahçeleri bizi beklerken orada, benim caným yanýyor. Daha erkengörmeliydim, daha erken anlamalýydým diyorum.

Kucaðýmda sen gözlerini huzurla kapatýrken, bir serseri kurþunlaben de peþinden geliyorum.

"Nefes. Al."

Nasýl da yavaþça indi göz kapaklarýn. Nasýl. Tatlý bir melodi gibibaktýn en son. Ne fýsýldamýþtýn kulaðýma, bir emaneti teslim eder gibi?Neydi, o son söz, her can verenin söyleyeceði?

"Nefes."

53Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 59: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Hasret ve Çocukluk

Küçükken en çok neyi sevdiðimi hatýrlamaya çalýþýyorum.

Bakkalda kocaman bir çikolata vardý, maket. Onu severdim,mesela. Amcam söz vermiþti, bana bayramda onu alacaktý.Hayallerimin kocaman çikolatasýný severdim. Ben küçükken bitmeyenbir çikolatayý çok severdim.

Sonra, sonbahar gelince parktaki yapraklarý toplamayý çokseverdim. Onlarý yastýk, yatak yapar, üzerinde evcilik oynardým, altkattaki komþunun kara kuru kýzý ile� O sararmýþ yapraklarýn üzerindeçýtýrtýlarla uyumayý ya da uyuyormuþ gibi yapmayý severdim. Benküçükken sonbaharýn üzerinde uyumayý çok severdim.

Akþamlarý annemin ufak yataðýma getireceði sütü beklerkenhavada uçuþan gölgelerle konuþmayý severdim. Onlara "Sakin olundostlarým, annem sütü getirecek ve uyuyacaðýz." derdim. Sýcacýkkocaman süt bardaðý o kadar güzel kokardý ki !Ben uçuþangölgelerden bile kýskanýrdým. Ama yine de o gölgeleri severdim. Benuçuþan gölgelerle konuþmayý çok severdim.

Babamýn dükkanýnýn olduðu pasajda renkli ufak kuþ lokumlarýsatan bir bakkal vardý. Minik parmaklarýma lokumlar ne de yakýþýrdý!Ben lokumlarý, kocaman sandýðým ufak bir kesekaðýdýndan alýp,akþama kadar vitrinlere bakarken yemeyi severdim. Ben rengarenkkuþ lokumlarýný çok severdim.

Yüreðimi yokluyorum, küçükken sevdiðim kadar çok þey yokhayatýmda. Çocukluðum, yaþayamadýðým parçalarý ile sanki birzebani, baþýmýn üzerinde dikiliyor ve þimdinin eksiklerini hatýrlatýyor.Mahrem hatýralarda yüzdüðüm o karanlýk baþlangýç nerede? Ben kuþlokumlarýmý ve uçuþan dostlarýmý istiyorum. O çikolataya hiçdoyamadým ve hangi yataða uzansam yerimi yadýrgýyorum.

Çünkü sonbahara uzanmayý özlüyorum.

Göz yaþlarým gözlerimde,

Kendimi çok özlüyorum.

54

Page 60: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Müzik

Gözlerini üzerime dikiyorsun. Ne kadar buðulu bir bakýþ. Korkunçbir müzik baþlýyor ve sen yüzünü buruþturuyorsun...

Ben sesi iyice açýyorum. Kapýyorsun kulaklarýný ve odanýn uzak birköþesine oturuyorsun. Öfkeli misin? Niye öyle bakýyorsun? Diyorsun ki"Böyle gürültülü þeyleri niye dinler insan?" Bu öfke ne?

Ben daha da açýyorum sesi. Açýyorum, açýyorum. Daha çok.Kulaklarýmý dayýyorum o dehþetli gürültüye. Daha çok, daha!..

Baðýrarak odadan çýkýyorsun. Daha çok. Daha çok ses! Her þeyyerinden oynuyor! Çok ses istiyorum. Daha çok, en çoðu neyse o...Kývranarak yatýyorum yanýna devasa hoparlörlerin. Ses kulaklarýmdauðulduyor artýk. Caným yanýyor, kulaklarýma korkunç bir aðrý yerleþiyor.Çýðlýklar atýyorum. Hayýr, bu bir çýðlýk deðil. Baðýrýyorum avazým çýktýðýkadar. Gözlerimde korkunç bir acý týkanmýþ. Alevler içinde biri gibikývranýyorum yerde. Daha çok ses istiyorum. Daha, daha, daha çok!

"Evet" diye baðýrýyorum, haykýrýyorum. "Bu davullar ekilen birfýrtýnayý biçen oraklar þimdi. Duyuyor musun kemanlarýn bu sessizçaðrýsýný, onlar dostlarý kasýrgayý ýslýklarla davet ediyorlar. Bu müzikektikleriniz için: Çýlgýnlýk ve Ölüm"

Daha! Daha çok ses istiyorum. Beynimde çalýnsýn bu ses ve sonses olsun beynimden çalýnan. Ölüm ve çýlgýnlýk. Ruhum ektiklerinizibiçiyor.

Susun !

Ben geliyorum, ektiklerinizin yemiþleri ile !

Susun!

Size geliyorum�

55

Page 61: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Jan Seni Öldürecekler

Bir caddedeyim, yürüyorum. Birileri var beni bekleyen. Jan seniöldürecekler. Ýnsanlarý seviyorum, yada deðil. Gökyüzü masmavi, tamsevdiðim gibi. Ýçimden geldiðince sohbet etmiþim, yada tümhissettiklerimi anlatmýþým. Jan seni öldürecekler. Bir köþe baþýndabekliyor. Silahýnda kurþunlar, beni bekliyor. Yüzü ter içinde,muhtemelen siyah giyinmiþ. Kendini beni öldürmek için hazýrlýyor.Kafasýnda benim ne kadar iðrenç biri olduðum fikri, alný ter içinde,derin derin nefes alýyor. Kim göndermiþ, niye gelmiþ? Sebebineinanmýþ, inanýyor. Jan seni öldürecekler. Ýçinde bin bir kýpýrtý. Benserahat gibiyim. Belki bir rüya gördüm, hatýrlamýyorum, yada deðil. Birgündüz düþü görüyorum, bir þiir okuyorum, yada deðil. Tam köþeninönündeyim. Baþým öne eðik yada deðil. Namluya kurþun veriyor. Janseni öldürecekler. Birden uzaktan baðýrarak fýrlýyor: "Geber!" Ýlk olaraktek bir kurþun, ve sesi. Göðsümden içeri giriyor, þaþkýným. Jan seniöldürecekler. Bir an duralýyor. Ben anlamamýþým, kendime bakýyorum.O ise, hýrsla silahýna. Jan, Jan seni öldürecekler. Sonra daha büyük birhýrs yüzünde, alný ter içinde, burun delikleri büyümüþ. Ben dengemisaðlamaya çalýþýyorum. Hýrsla asýlýyor tetiðe. Jan seni öldürecekler.Kurþunlarýn sesini duyuyorum. Ancak, kurþunlar bedenimde. Çýlgýn biracý ve son bir "Klik" sesi. Kalabalýktan çýðlýklar. Jan seni öldürecekler.

"Yere yýkýlýyorum, aðzýmdan burnumdan kan geliyor. Çýlgýn bir acýve kalabalýðýn uðultusu. Bedenimin ve baþýmýn yere çarptýðýnýhissetmiyorum. Ellerimi kaldýrýyorum, göz ucu ile bakýyorum. Kanýmhýzla elbiseme akýyor. Masmavi gömleðimde çirkin bir yeþil þimdi.Dehþet bir acý ile vücudum uyuþuyor. Ýnsanlar etrafýmý çevrelemiþ,dehþetle bana bakýyorlar. Kimileri çýðlýk atýyor. Kadýnlar, güzel kýzlaryada çocuklar. Hiç biri bir anlam taþýmýyor þimdi. Tanýdýk birileriniarýyorum hüzünle. Yok�Ellerimi uzatýyorum, birisi tutsun diye,uzattýðým taraftaki insanlar korku ile kaçýyorlar . Oysa birileri tutsa negüzel olurdu�Sessizce baþýmý tekrar göðe çeviriyorum. Masmavi.Hep maviyi sevmiþimdir�"

Vücudum uyuþmaya baþlýyor. Ayaklarýmý hissetmiyorum artýk.Kulaklarýmda çýlgýn bir výzýltý. Bir ambulans sesi; çok, çok uzaktanberi� Gözlerim aðýrlaþýyor. Yaralarým acýmýyor artýk. Nefes almak çokzor. Dehþet uykum var. Derin derin nefes alýyorum. Parmaklarým hafifoynuyor, sonra tekrar düþüyor. Derin derin nefes veriyorum.

Jan, seni öldürdüler�

56

Page 62: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Karanlýk

Güneþ ortalýkta yok. Ama ne taraftan battýðý belli. Sanki oraya birsürü boya býrakýlmýþ ve gerçek üstücü bir ressam elleri ile bu boyalarýbirbirine karýþtýrmýþ. Korkunç bir derinlik var ufukta... Kýrmýzýlar,maviler. Yukarýlara doðru mor kendine yer bulmuþ, akýl ötesi çizgilerleyavaþ yavaþ silinip gidiyor. Bulutlar, hayal edilemez üç boyutlu objeler,birer rüya gemisi gibi asýlý duruyorlar...

Bu kýyamet sahnesi mi?

Hayýr.

Sadece güneþ batýyor.

Gözlerini ufuktan ayýramýyor. Boðazdan gemiler geçiyor, içlerindegözlerini ayný yere dikmiþ insanlarla. Zengini, fakiri, öðrencisi, esnafý.Hepsi bu sonbahar akþamýnýn, enfes tablosuna bakýyor. Ýþte, tüminsanlar böylesi bir manzaranýn en yüce sanat olduðunda hem fikir...

Hayýr, gözlerini ufuktan ayýramayacak galiba...

Bir sigara yakmak istiyor... Cigara! Eskiden böyle derlerdi... Yýllarönce çektiði alaturka filmlerde de buðulu buðulu ufka bakar,cigarasýndan bir nefes çekip, savururdu. Arkasýndaki güzel ve minietekli genç kýz da onu terk etmemesi için yaþlý gözlerle yalvarýrdý.Hava soðuk. Sigara ýsýtýyor ciðerlerini...

Ýçeriden birisi baðýrýyor. "Eve gel, hasta olup üþüteceksin." Cevapversin mi? Hayýr... Bu sahneyi bozmak istemiyor. Öylesine bir hastalýkiçin bu güzellik ziyan edilir mi? Daha kaç kere bu manzarayý görecek,kim bilir? Çok üþüyor... Yarýn hava tekrar böyle olur mu? Gözlerini obüyülü noktadan almadan sesleniyor içeri: "Bana giyecek bir kazakverin." Cevap yok...

Yavaþ yavaþ kararýyor o nokta. Ama öylesine yavaþ kararýyor ki,anlamýyor insan. Sanki, biraz önce de bu karanlýk yere bakýyordu...Sanki hep karanlýða bakýyordu... Yavaþça her þey bitiyor. Hayatýn tümdetaylarý þimdi göz önünden silinip, gidiyor... Sigara... Ýlaç mýdýr?Hayýr� Rahatlatmasý niye? Psikolojikmiþ... Öyle diyorlar. O zamanöyledir. Böyle þeylerden hiç anlamaz. Genelde, hiç bir þeydenanlamaz.

Ufukta artýk sadece karanlýk var... Baþka hiç bir þey yok.Gözlerindeki yaþlarý siliyor. Ýçeri böyle gitmemeli. Ne diyeceksoranlara? "Ufuk çok güzeldi, çok duygulandým." Onlar da alay

57

Page 63: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

etsinler. Eskiden olsa, "iþte büyük sanatçý, ruhunda her güzelliðe yervar" derlerdi. Artýk sanatçý eskisi oldu. Aklýna yýllar önce tartýþtýðý þairgeldi. Ahmak herif. Güzellikten anlamýyordu ve onunla alay etmiþti. Ýlkdefa o zaman gururu incinmiþti... Tabii ünlü olmak baþkaydý. Kimse o"meczup þair"'in söylediklerine kulak asmamýþtý ve o ününübüyütmüþtü...

Þimdi? Kimse hayatta olduðundan haberdar bile deðil. Olsalar neolur? Kocaman göbekli, kel bir þarkýcý eskisini kim ne yapsýn? Artýkyakýþýklý, kývrak danslarý ile çekici bir sürü çocuk var. Üstelik, yýllarharcamadan ünlü olduklarý için yirmi bir, yirmi iki yaþýnda kasetlerioluyor. Ve kýzlar hayran tabii.

O ise, artýk yýllarýnýn birikimini deðerlendirip, para simsarlarýnýnelinde oyuncak olmaktan baþka bir þeye yaramýyor. Sokakta kimsetanýmýyor onu... Ýnsan ölünce zamanýnda ölmeli. Kahraman olmak için,unutulmamak için. Bak Özal'a... Adam bir on yýl daha yaþasaydý kimsetakmayacaktý, ama þimdi efsane oldu... Dean'de öyle. Beceriksiz cüce!Birkaç film çevirip öldü, o da efsane oldu. Halbuki kendisi gibi 50yaþýna kadar yaþasaydý, o da kenarlarda sürtecek ve kendisine ilgigösterecek birilerini bekleyecekti... Sinatra gibi...

Koca Sinatra. Herkes onu örnek alýrdý bir dönem ama sahnedeþarký sözlerini unutuyordu ölmeden önce. Üstelik, neydi o hastalýðýnadý... Parkinson'u vardý... Muhammet Ali'ninde öyle. Artýk onlar bir alaykonusu. Maskot kadar deðerleri yok kimsenin gözünde... Amazamanýnda ölselerdi efsane olacaklardý...

"Zeki en iyisini yaptý". Aðzýndan kaçýyor bunlar... Ama doðruolduðunu düþünüyor daha sonra. Ortalýktan kaybol, sonra da þýk birþekilde öl... Böylece toplum seni yine büyütsün... Evinde ölseydi böylemi olurdu? Olmazdý. Sahnede öldü, "sanat kahramaný" oldu... "Bendeno da geçti, artýk benden basma elbise bile olmaz." Gözleri yinedoluyor.

Bu insanlarýn alkýþlarý ile mi yaþýyorlar? Evet... Öyle olmalý... Amatabii sadece alkýþlar deðil� Yýllardýr düþünür durur: En çok adisofralara meze olmaktan piþman. Özellikle duygusal þarkýlarý...Meyhanelerde çalýnmak için deðil, kavuþmasý imkansýz sevgililerinbirbirlerine hasretlerini anlatmalarý için söylenmiþ þarkýlar... Çokönemli mi? Bilmiyor. Parasýný hep aldý. Hep... Ama bugün iþeyaramazlýk hissi çok kötü... Arada bir ortaya çýkmalý belki de�

Ne fark eder... Bu saatten sonra ortaya çýkmak kimseye bir þeykazandýrmaz...

Hayat eskiyor. Hayýr, hayat yepyeni. Hayat eskitiyor. Yaþamýnýdeðerlendirmekten hep korktu. Yani tüm bu olanlarýn sonunda mutlumu, huzurlu mu, piþman mý, üzüntülü mü? Bunlar çok zor sorular.

58Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 64: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Sormaktan daha korkunç, cevap almak.

En çok korktuðu unutulmak olsa gerek bir sanatçýnýn. Hayýr. Onunen çok korktuðu ölmek. En azýndan kötü bir þekilde ölmek. Ýþin en acýtarafý, gençliðinde hiç ölmeyeceðini sanýrdý. Ya da, doya doyayaþandýðýnda bunun bir ömre bedel olduðuna... En azýndan... Amaþimdi çeþit çeþit heyecaný ile doldurulmuþ bir yaþantýya raðmenöylesine tükenmiþ hissediyor ki kendini...

Ölülerin dili yok. Dean genç ölmekten dolayý mutlu mu? Deðildir.Peki ya Sinatra çok yaþamýþ olmaktan dolayý piþman mý? Hayýr o dadeðildir. O? O þu anda eskimiþliði düþünüyor...

Hava iyice karardý. Artýk ufukta sadece kocaman bir karanlýk var...Gözlerini dikip uzun uzun süzüyor karanlýðý... Orada, o karanlýðýn tamortasýnda, bir çift siyah göz saklý sanki... Ve ona bakýyor... Seyrediyor...Bunlar bir çift kurt gözü mü? Buz gibi bakýyorlar...

Karanlýk her yeri kaplýyor birden... Deniz karanlýk, gök karanlýk ,kara karanlýk�Ev karanlýk, bahçe karanlýk... Elleri karanlýk, yüzükaranlýk, bedeni karanlýk... Sadece karanlýk... Yavaþça bir ürpermesarýyor bedenini... Ve büyüyen bir korku. Ne oldu? Denize mi düþtü ?Hayýr... Bu kadar uzaktan olamaz. Her þey nereye gitti o zaman? Haniþuracýkta güzel bir desen vardý? Ne çabuk karanlýða karýþtý? Neçabuk� Ya deniz? Ya insanlar? Uzaktaki cüceleþmiþ devler, okocaman binalar nerede?

Hayýr... Hiç biri yok. Sadece bir çift simsiyah göz bakýyor þimdi odev gibi karanlýktan... Ve onun korkusu büyüyor. Ýçini sarýyor. Sanki ziftdolu bir denizde yüzüyor... Ölüyor mu acaba?

"Ölmek istemiyorum�"

Ölmek istemiyor� Çýlgýn bir korku ve bir o kadar þiddetlihýçkýrýklarla aðlamak sarýyor � Artýk hissedemediði bedeninin herhücresinin titrediðini sanýyor... Ölecek ve ondan geriye hiçbir þeykalmayacak. Hayat bitecek, yaþananlarýn hepsi bitecek... Þu anda oeskimiþ ve sefil yaþama da razý... "Çok karanlýk... Çok korkuyorum.Tanrým!"

Çok korkuyor� Çok... Ölüyor...

"Ýyi misin?"

Ses kendine getiriyor� Her yer aydýnlanýyor birden...

"Bak hasta oldun. Gördün mü?"

Evet... Hasta olduðunun farkýnda...

"Artýk içeri girsen iyi olur.."

Evet... Artýk içeri girse iyi olur.. "Zaten ortalýk çok karardý�"

59Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 65: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Kýsa, Ýnce ve

Açýk Renk Teller

Uðraþanlar bilir, polis muhabirliði zor meslektir... Gecesi gündüzübirbirine karýþýr insanýn. Yedikleriniz hep sabahtan kalmýþ, ekþimiþyemeklerdir. .Ýçtikleriniz ise, artarda defalarca demlenmiþ çayýsaymazsanýz, çoðu zaman pek de mideyi hoþnut edecek gibi deðildir...Elinizde kýytýrýk bir fotoðraf makinesi saatlerce beklersiniz karakolkoridorlarýnda... Balýk avlamak gibi, saatlerce bekledikten sonra,ufacýk bir kayabalýðý bulmak gibi oltanýn ucunda... Çoðunlukla ciddi birhaber çýkmaz, çýksa bile çok çok ikinci sayfada ufak bir yer bulur...Böyle bir haber de ancak kötü çaylar ve sabahtan kalmýþ salatalaryedirecek kadar kazandýrýr insana...

Polisler kadar fahiþeler, yankesiciler, dönmeler, sarhoþlar da sizitanýr artýk... Kimi zaman sokulup "Abi geçen çektiðin fotodan yanýndavar mý? Benim kýza gönderecem" diye soruverir biri... Yine de insanaöðrettikleri biriktirilip saklanacak cinstendir...

Bir gece boþ boþ beklerken ekip otosu yavaþça yaklaþtý karakolgiriþine... Ýki polis arabadan orta yaþlý bir adamý indirdiler. Adamýnoturduðu kapýyý açýp, "Gel bakalým" dedi polislerden biri...Adamitirazsýz indi ve kolunu sýký sýký tutmuþ polisin peþi sýra itaat ile yürüdüufak adýmlarla... Polislerden biri, alýþkanlýktan olsa gerek, çekiþtirerekkayýt masasýna götürdü...

Dikkatimi çekmiþti bu adamcaðýz... Adamcaðýz diyorum, çünkü peksefil, yorgun bir görünüþü vardý... Kýrlaþmaya henüz baþlamýþ saçlarý,zayýf yüzü ile kýrk - kýrk beþ yaþlarýnda görünüyordu. Esmer yüzündeaz ama derin çizgiler yer bulmuþtu... Ýçlerinde hiç ýþýk kalmamýþçasýna,gözbebekleri, göz çukurunda siyah iki noktaydý sanki... Gri eski birceket, eski renginin beyaz olduðunu tahmin ettiðim kirli bir gömlek.Bunlarýn altýnda adi bir kadifeden yapýlmýþ, siyah bir pantolon... Belli kiilk yýkamada aþýnmýþ ve ayak bileklerini gösterecek þekilde kýsalmýþtý.Ve tabii, parçalanmýþ taklit spor ayakkabýlar. Kýsacasý sefalet...

Bir polis muhabiri çok geçmeden insanlarý yüzlerinden tanýmayabaþlar, tabii daha çok yankesicileri, fahiþeleri, dönmeleri ve alkolikleri...Kýpkýrmýzý gözler, o gözlerde matlaþmýþ bir bakýþ, þiþ bir yüz mümkün

60

Page 66: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

olduðunca saklanmaya çalýþan eller size her zaman alkoliðihatýrlatmalýdýr mesela... Ya da yerli yersiz gülümseyen çok hareketlidudaklar ise bir fahiþeyi anlatýr kimi zaman...

Oysa bu adamda gördüðüm yüzlerin hiç birinde olmayan birsükunet vardý ve çoðunlukla bu koridorlara gelenlerin ýsmarlamaisyanýný taþýmýyordu üzerinde... Kesin bir teslimiyet ile girdi kapýdaniçeri ve dikildi kayýt masasýnýn önünde.

Adýný soyadýný sorduklarýnda kýsa düþünme aralýklarý ile kýsýk birses cevap veriyordu. Öyle ki bir iki metre öteden sadece hýrýltýlý bir sesgeliyordu kulaðýma. Duyabilmek için biraz daha yaklaþtým.

"Geçmiþ olsun arkadaþ." dedim, bir cevap alma umudu ile.Bakmadý bile. Bir süre bekledim. Ama bir cevap alamayacaðýmdanemin olunca polise sordum.

"Abiyi neden getirdiniz?"

"Þüpheli bulduk... Bu akþam biraz misafir edeceðiz" dedi. Buherhangi bir kusur iþlemediði ama GBT denen genel bilgitaramasýndan geçmesi için nezarete konmasý anlamýna geliyordu.

Olay yavaþ yavaþ benim için ilginçliðini yitirdi. Daha önceoturduðum sandalyeye döndüm, adama nezarete girecek olanlarayapýlan iþlemlerin yapýlmasýný seyrettim uzaktan: Kemeri alýndý,ayakkabý baðlarý alýndý... Ýçinde sadece bir iki otobüs bileti olancüzdaný alýndý ve üstü arandý tekrar. Ceplerinde yýrtýk bir iki kaðýtparçasý ve bir iki bozuk para çýktý. Ama üstü aranýrken adamýn birdenheyecanlandýðý, benim de, artýk insanlarýn hareketlerini pekalaöðrenmiþ olan polislerin de dikkatini çekti...

Tam polis tekrar adamýn üzerini arýyacaktý ki, adam bir adým geriçekildi aniden. Biri yavaþça silahýna uzattý elini, diðeri de adamayaklaþtý gülümseyerek:

"Yok birþey, bir daha bakacaðým birþey unutmuþ muyuz diye... Gel"dedi... Adamýn gözlerinden korku silinmedi...

"Birþey varsa sen çýkar istersen" dedi polis mümkün olduðuncasevimli görünerek. "Burada malýna birþey olmaz, merak etme..." Bir ikisaniye sessizlik oldu... Ben yavaþ yavaþ fotoðraf makinemi hazýrladým.

Adam usulca elini gömleðinin içine soktu gözlerini polistenayýrmadan. Diðer polis silahýný kýlýfýndan çýkartýp eline aldý bununüzerine.

"Tamam.,. Birþey yok." dedi diðer polis sakinleþtirmek içinarkadaþýný.,. Adam ufak bir þey çýkardý gömleðinin içindeki özelbölmeden... Ufak, kartondan bir mücevher kutusu... Ýçine ancak biryüzük sýðabilecek, ufak bir kutu...

61Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 67: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Sakinleþen polis elini uzattý kutuyu almak için...

"Neymiþ o bakalým?" dedi... Bunun üzerine adam tekrarheyecanlandý ve bir adým daha yaklaþtý kapýya doðru... Bu sefer, poliskýzgýnlýkla atýldý adamýn üzerine, ceketinin yakasýndan tutup, "Çokuzattýn sende," diye baðýrdý... Fakat adamýn direnmesinden dolayýzaten eski olan yaka yýrtýldý ve adam elinden kurtuldu polisin... Gözünüpolisten ayýrmadan karakolun önündeki caddeye fýrladý... Önce,kendisini getirmiþ olan ekip otosuna çarpýp sendeledi, tam ayaðakalkamadan, caddeye doðru yuvarlandý...

Hýzla geçen bir araba tam ayaða kalkamamýþ olan adama çarptý,bir iki metre öteye fýrlattý ve fren yaparken üzerinden geçti ve zorlukladurdu... Polisler henüz þaþkýnlýklarýný atmamýþken, ben adamýnardýndan caddeye koþmuþtum bile... Hem sakinleþmeye çalýþýyor hemde mümkün olduðunca çok fotoðraf çekmeye çalýþýyordum...

Henüz beni uzaklaþtýrmayý akýl edememiþ olan polislerin arasýndanadama yaklaþtým, nefesi çoktan kesilmiþti. Eðilip elinde buruþmuþkutuya baktým. Ýçinde bir tutam kýsa, ince ve açýk renk tel vardý. Kýsa,ince ve açýk renk saç telleri. Bir fotoðraf daha çekip, oradanuzaklaþtým...

Gazete tabii ki haberi yayýnlamadý... Polisin elinden kaçarken arabaçarpýp ölmüþ bir adam hakkýnda ne yazýlabilirdi ki? Ama sadecemerakýmý tatmin etmek için isminden ev telefonunu, aslýnda eski evtelefonunu ve boþanmýþ olduðu karýsýný buldum...

Hikayesi pek de uzun deðilmiþ aslýnda: Bir þirkette satýþtemsilcisiymiþ. Yýllar boyunca çocuklarý olmamýþ... Sonra, ortayaþlarýnýn sonuna yakýn nihayet çocuklarý olmuþ fakat trafikkazasýnda, henüz birkaç aylýkken ölmüþ çocuk... Arabayý da okullanýyormuþ... Eski karýsý sakin ve içine kapanýk fakat þefkatli birisiolduðunu anlattý bana... Çocuk doðduðunda o kadar sevinmiþ ki ilksaçlarýný kesip bir mücevher kutusuna koymuþ ve gömleðinin içinde,kalbinin tam üstüne gelecek þekilde ufak bir cepte saklamýþ bebeðinkýsa, ince ve açýk renk saç tellerini...

62Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 68: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Soyunmak

Kapýyý açtý. Paltosunu, ceketini portmantoya astý. Sonra odayagirdi. Kravatýný dolaba koydu. Gömleðini çýkardý, askýya astý.Pantolonunu dürüp, sandalyeye býraktý. Ýç çamaþýrlarýný düzenleyipçekmecedeki yerlerine koydu. Çoraplarýný iç içe koyup, iççamaþýrlarýnýn yanýndaki yerlerine yerleþtirdi. Saatini, yüzüklerini,kolye zincir ve künyesini mücevher kutusuna koydu...

Kendine baktý.

Saçlarýný çýkardý.

Týrnaklarýný söktü...

Derisini dürdü ve askýsýna astý�

Kendine baktý.

Akciðerini, karaciðerini, dalaðýný ve midesini çýkardý bir kutuyaözenle býraktý. Baðýrsaklarýný bir sopaya sardý. Dilini, gözlerini,dudaklarýný , kulaklarýný ve içindekileri özel mücevher kutusuna özenleyerleþtirdi...

Parmaklarýný söküp delikli bir suntaya taktý...

Kemiklerini, kaslarýný, sinirlerini dolaptaki yerlerine koydu. Baþýnýbir sandýða býraktý.

Bir kalbiyle kaldý.

"Çok zahmetli oldu" diye düþündü, kalp

63

Page 69: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Mektup Arkadaþý

Yaðmur yaðýyor�

Cama ölü bir sinek gibi vuruyor þimdi billur tanecikler. Gözlerimi,yanaðýmý dayadým buz gibi pencereye. Damlalar gözümün hizasýndanyavaþça süzülüyor, akýp gidiyor. Düþünüyorum� Ýnsanlarý, onlarhakkýnda bildiklerimi düþünüyorum�

Yaðmur yaðýyor.

Yüreðim yanýyor.

Kaybetmenin acýsýný böyle derin hiç yaþamamýþtým. Caným en çokbu yüzden yanýyor galiba. Yapayalnýz, terkedilmiþ gibiyim sanki. Sanki,büyük bir haksýzlýk yapýldý bana. Benim soracak bir sürü sorum,söyleyecek sözüm, dinleyecek, okuyacak þiirlerim vardý. Belki deyenilenecek bir hayatým.

Yaðmur yaðýyor.

Kalbimdeki ateþi söndürmüyor yaðmur�

Annem derdi ki, yaðmur yaðýnca bir ölünün ardýndan, rahatlatýrmýþonun ruhunu. Kalanlar sevdiklerini gömerlermiþ hafif çiseleyensonbahar damlalarýnýn arasýnda ve huzurla çekip giderlermiþmezarlýktan. Yaðmur damlalarý indikçe tarlalarýn, çiçek bahçelerininarasýna bambaþka bir aleme ait kokular yükselirmiþ o an.

Camý açýp koklasam, cennetten geldiðine inanýlan bu kokuyuduyar mýyým þimdi? Gözüme, göz yaþlarýma karýþsa bu su damlalarýgönlüm ferahlar mý? Diner mi bu isyanýn acýsý?

Aðlar mýyým sessizce kabullenip?

Neredeyse bir yýl oluyor onun adýný duyduðum. Baþým boþ, gönlümboþ Ýngilizce kursuna gidiyordum. Kurs biterken hepimize birer adresverdiler.

Mektup arkadaþlarýmýzýn adresleri!

Aylar boyunca bir sürü para akýttýðýmýz hýzlandýrýlmýþ kurslardanalýp alabildiðimiz bir iki kelime Ýngilizce böylece unutulmayacaktý.

Kursun en uyumsuz öðrencisi olduðumdan olsa gerek, Kanadalýöðretmen muzip bir gülümseme ile uzattý benim zarfýmý:

64

Page 70: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

"Sana ilginç birisinin adresini veriyorum, Türkiye'den. Ýyianlaþýrsýnýz!"

Zarfýmý kaparcasýna aldým.

"Abdüssamed Gümüþçü! Kim bu Abduþ?"

Sarý saçlarýnýn arasýndaki zayýf yüzünün bir an kýzardýðýný gördümsanki. Sonra hayret verici bir sakinlikle cevap verdi;

"Abdüssamed bu kursun en baþarýlý öðrencilerindendir, " dedi. "Adýhakkýnda merak ettiklerini de, o kadar kendine güveniyorsan, onasorarsýn!"

Kurs bittiði gibi, bana oradan verilmiþ her kaðýt parçasý, her kitap,her not ile birlikte onun adresini de bir yerlere fýrlattým gitti. Uzunzaman ne aklýma geldi, ne de elime!

Televizyon karþýsýnda tembellik ettiðim gecelerden birinde,elektrikler kesilip beni mutlu yalnýzlýðýmdan alýkoyunca elime zavallý birmum alýp ev içinde sýkýntý ile oflayýp puflayarak dolaþmaya baþladým.Hangi odaya girsem, yapacak oyalanacak birþeyler bulmak hevesi ileoradan oraya fýrlatýyordum her þeyi.

Çalýþma odamda notlarýmýn arasýnda bir kader gibi elime geldiadres�

"Abdüssamed Gümüþçü"

Bir elimde alelade kaðýt parçasý ve kalem, diðer elimde de dev gibisözlükler, çizikler bozuklar içinde yazdým mektubu. Buncadüzensizliðe birde, mum damlalarý eklendi.

Hemen ertesi gün gönderdiðim mektubu çoktan unutmuþtum ki,çok geçmeden, belki bir iki hafta içinde, posta kutumda orta büyüklüktebir zarfta geldi yanýt.

Zarfý çocukça bir heyecan ile açtým hemen� Ýçinden bir kitap veüzerinden "Lütfen önce bunu okuyunuz!" yazan baþka bir zarf çýktý�

"Ýyi günler,

Bana mum ýþýðýnýn altýnda yazmýþ olduðunuz nazik mektubunuzualdým. Þakayý pek seven Ýngilizce öðretmenim, sanýrým sizinle benimmektuplaþmamý uygun görmüþ. Benim için bir sakýncasý yok, hattamemnun bile oldum. Böylece unutmaktan korktuðum Ýngilizcemi vetabii emeðimi çöpe atmamýþ olurum.

Sizin þu günlerde mezun olduðunuz kurstan yaklaþýk iki yýl öncealdým diplomamý. Benim amacým yurtdýþýna çýkmak, özellikleÝngiltere'de TOEFL denen Ýngilizce sýnavýný kazanmaktý. Ne yazýk ki,hayat umduðumuz gibi gitmiyor ve ben yurt dýþýna gidip o sýnava

65Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 71: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

giremedim. Bu zorlu sýnavý kazanabilir miydim? Allah'ýn yardýmý ile,kazanacaðýma inanýyordum. Kendimi övmek için deðil ama, sizindoðru kiþiyle mektuplaþtýðýnýzý size bildirmek için söylemeliyim ki,Ýngilizce kursunun en yüksek notu ile mezun oldum. Sanýrým halen enyüksek mezuniyet notu bana ait.

Güzel mektubunuzu mum ýþýðý altýnda yazmanýz beni ne kadarduygulandýrdý bilseniz. Özel anlarda yapýlan iþlerin özel manalarý varmýdýr? En azýndan unutulmalarý daha zor olur herhalde.

Ýsmimi sormuþsunuz. "Samed'in Kulu" anlamýna gelir. SamedRabbimizin güzel isimlerindendir. Size Esma-ül Hüsna denilenRabbimizin isimleri kitabýndan bir adet hediye ediyorum. Umarýmokursunuz.

Ýþlerimin yoðunluðundan dolayý , daha fazla yazmaya þu anda vakitbulamýyorum. Ancak daha detaylý bir mektubumu bekleyin. AllahÝngilizce öðrenmenizde yardýmcýnýz olsun.

Abdüssamed"

Mektup, ismi hakkýndaki tahminlerimi doðruluyordu: "Yobaz vecahil bir köylü! Yaþadýðý daðda yapacak iþ bulamayýnca, ya da hayvangütmekten býkýnca atlamýþ Ýstanbul'a gelmiþ, yemek yerken garipsesler çýkartan, uzun, yaðlý simsiyah sakallý, pis býyýklý takunyalý birköylü."

Kimi gördümse anlattým bunu uzun süre. Ýngilizce bilen bir köylüfikri o kadar komik gelmiþti ki! Garip bir aksanla Ýngilizce'nin baþýnýgözünü yaran bu adamda, Kanada'dan kalkýp buraya gelmiþ Ýngilizceöðretmeninin ne bulduðunu birbirimize anlattýk günler boyu. Artýk onukandýrýp arkasýndan gelen kara çarþaflý trene mi eklerdi bu yobaz?Yoksa Kanada'da beraber gezer, Quebec'e gidip Fransýzca mýöðrenirlerdi?

Bir hafta sonra bir mektup daha geldi. Bu sefer, kendindenbahsediyordu uzunca; Muhasebeciymiþ, Ýstanbul'da pek çevresiyokmuþ, Fransýzca kurslarýna gidiyor ve 'Lisan' öðrenmeyi çokseviyormuþ. Bir gün içinde þunlarý yaparmýþ, bunlarý yaparmýþ. Birsürü detay� Sabah namaz kýlmak için kalkmak, bir takým dini kitaplarokumak, felsefe ile ilgilenmek þu bu. Benden bambaþka, hiçyaþamadýðým hiç duymadýðým bir hayat modelini sürüyordu sanki.Ayný yaþam dilini konuþmuyorduk, ayný þeyleri yemiyor, ayný sulardaniçmiyor ve ayný havayý solumuyorduk. Yazýþtýðýmýz dil Ýngilizce olmasa, belki anlaþamayacaktýk. Belki de ayný topraklarda yaþamýyordukonunla.

Elime kalemi alýp, bu sefer özenip bezenerek, ben de hayatýmýanlattým ona. Arkadaþlarýmý, okulumu, babamý ve hafta sonueðlencelerimizi. Onun bu sýkýcý ve tekdüze yaþamýný sevmedim,

66Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 72: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

sevemedim. Onun gibilerin çoktan çekip gitmiþ olmasý gerekiyordu,mutlaka. Her þey deðiþirken hala, ýsrarla eskiler gibi yaþamak, kentiniçine köylü adetlerini getirmek anlamsýzdý.

Onu kýzdýrmak için mektubuma birde sevgilim ile sarmaþ dolaþresmimi ekledim. Kim bilir ne kadar sinirlenecekti.

Mektup yine gecikmedi. Bana resim gönderdiðim için teþekkürediyor, beni tahmin ettiðinden genç bulduðunu yazýyordu. "Niþanlým"ile ne zaman evlenmeyi düþündüðümü de sormayý ihmal etmemiþti,üstelik "bir yastýkta hayýrlý ve güzellikler ile dolu bir yaþam" da diliyordubize Allah'tan.

Bu kasýtlý cevaba o kadar sinirlendim ki, kaðýdý bir andaparçalayýverdim. Hemen ilk gördüðüm boþ kaðýt parçasýna, elimdengeldiðince sert bir dille bu ülkeyi eski çaðlarýn karanlýðýna götürmekisteyenlerden nefret ettiðimi yazdým. Böylece aslýnda ondan nefretettiðimi anlatmýþ olacaktým.

Mektubuma yanýt bu sefer gecikti. Zevk içinde "Nasýl da susturdumyobazý" diye sevinirken, kalýnca bir zarf içinde üç ayrý dilde geldimektubum; Türkçe, Ýngilizce ve Fransýzca�

Hemen sarýldým Türkçe olanýna: "Fransýzca öðrenmek istiyorolabileceðinizi umduðumdan ve mektubumun da yanlýþ anlaþýlmasýnaengel olmak istediðimden üç lisanda hazýrladým cevabýnýzý." Banaülkeyi geriye götürmek isteyenleri iþaret edersem ve onlardagerçekten ülkeyi geriye götürmek istiyorlarsa, benimle birlikte"gericilere" karþý elinden geleni yapacaðýný yazýyordu. "Ancak sizitham ettiðiniz insanlarý doðru anladýðýnýzdan ya da onlarýn kendilerinidoðru ifade edebildiklerinden emin misiniz?" Düþman olduðuminsanlarýn ne istediklerini bilmeden, onlar hakkýnda böylesi öfke ilekonuþmanýn gerçekle yüzleþecek kadar cesur birisineyakýþmadýðýndan bahsediyordu. "Gerçeði öðrenme sürecinde belki deen çok adalet duygusuna ihtiyacýmýz var�" Beni, eleþtirdiklerimidetayý ile öðrenmemi ve daha sonra bu kadar net fikir beyan etmemitavsiye ediyordu: "Ülkemizdeki insanlarýn neredeyse tamamýnýn nüfuskaðýdýnda Ýslam yazarken, bizlerin bu din hakkýnda genel kültürden ötehiç birþey bilmememiz, üstelik bu haldeyken çok sert söylemlerleortaya çýkmamýz ne utanç vericidir."

Mektuba bir iki kaynak kitap ismi de eklemiþti�

Doðrusu, sert yazmaya çalýþtýðým mektuba gelen cevap nazikçe"Cahilsin" oldu! Ama kýzamadým. Çünkü, söylediklerine itirazedememiþtim. Besbelli düþünerek, dikkatle hazýrlanmýþ cevap benimbir çýrpýda yazýverdiklerimden daha ciddiydi ve sanýrým en azýndanbilgisizlik konusunda haklýydý.

67Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 73: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Böylece aramýzdaki mektuplaþma tek krizini atlatmýþ oldu.

Yine de önerdiði o kitaplarýn hiç birini almadým. Piþman mýyým?Bilmiyorum. Daha önce gönderdiði kitap nasýl raflarda bir yerdeduruyorsa ilgisiz, o kitaplara da ilgi göstermedim, ne bir dahadüþündüm ne de hatýrladým.

Daha sonra bir çok mektup gitti, geldi. Bana Fransýzca öðretmeyeçalýþýyor, ben de yardýmcý kitaplarla onun yazdýklarýný anlamak, onayeni birþeyler göndermek için uðraþýp duruyordum. Þiirler, öykülerçevirdik beraber. Kelimeler arasýnda incecik bir yol aramak ne kadarzormuþ, bunu öðrendim. Þiirin düþündükçe derinleþen bir kuyuolduðunu, þairin bir çeþit büyücü, bir sihirbaz olduðunu öðrendim. Hiçduymadýðým þairler, sesler duydum sanki�Çevirdiklerimiz ufak tefekdergilerde yayýnlandý.

Ama hiç görüþmedik, telefonla da konuþmadýk. Sanki birbirimizinsesini duysak, beraber bir bardak çay içsek bu kutsal anlaþmabozulacaktý. Ve bir daha ne mektup alacaktým ne de gönderecektim.

Son yazdýðým mektuba ailesinden farklý bir cevap gelene kadar buböyle sürdü gitti.

"Abdüssamed'e yazdýðýnýz mektubu aldýk. Ona ulaþtýracaðýz.Ancak kendisi þu anda aþaðýda adresini verdiðimiz cezaevinde tutukluve yirmi yýl hapis istemi ile yargýlanýyor�

Lütfen bundan sonraki mektuplarýný bu adrese yazýn."

Þaþýrdým.

Yegane mektup arkadaþýmýn içinde bulunduðu durum beni ürküttü.Hem neler olduðunu merak ettiðimden, hem de onu görmeyi artýk çokistediðimden hemen ertesi gün gittim cezaevine.

Uzun ve sýkýcý bir sürü bürokratik iþlemden sonra tel kafeslerin, çiftcamlarýn bulunduðu son derece dar bir koridorun sonunda metal birtabureye oturtuldum. Ve beklemeye baþladým.

Çok geçmeden incecik yüzlü, zayýf ve bitkin birisi karþýmdakisandalyeye oturdu. Bir süre beni süzdükten sonra, "Hoþ geldiniz" dedi."Sizi tanýyor muyum?"

Bir an tek kelime bile edemedim. Görebildiðim kadarý ile -aramýzdaki kirli camlar ve üzerlerindeki teller arasýndan görebilmekçok zordu- ince yüzlü, kýsa sakallý ve derin siyah gözlü birisiydi. Saçlarýoldukça kýsaydý ve hafif beyazlaþmýþtý.

Yaþý otuzdan küçük olmalýydý ama bitkin görünüþünden dolayýtahmin etmek mümkün deðildi.

68Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 74: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Kim olduðumu söyleyince yüzünde bir gülümseme belirdi. Banaziyaretimden dolayý çok memnun olduðunu söyledi defalarca. Hayatýninsana umulmadýk þeyler yaptýðýndan bahsetti. Mektuplara biraz araverdikten sonra devam edeceðini de söyledi inandýrýcý olmayan birsesle.

Mahkemesi henüz yapýlmamýþtý. "Büyük ihtimalle yirmi yýl kadar buadresten mektup alacaksýnýz" dedi, tebessümle.

Çok geçmeden sorgusunun çok zor ve yoðun geçtiðini, bu yüzdenhasta olduðunu söyledi. Ýzin isteyip tekrar tekrar teþekkür ederek gitti.Ben arkasýndan bakakaldým. Tekrar gelmek fikri kafamda, hýzla çýktýmdar gri koridorlarýn, minik odalarýn ve metal taburelerin binasýndan.

Sonra bu sabah geldi çattý.

Mutlu bir pazar sabahý olabilirdi bu, yada sakinlik içinde kahvaltýmýedebilirdim.

Olmadý.

Kapýcýnýn getirdiði gazetelerden birinde gördüm resmini.

"Siyasi otoriteyi yýkmak ve yerine Þeriata dayalý düzen kurmak içineylem yapan gerici teröristin tatbikattan kaçarken vurulduðunu"yazýyordu gazete� Yanýnda da kimliðinden sökülmüþ, damgalý resmi.Asýl adý Tarkan'mýþ, Abdüssamed yazmýyordu çünkü. Yaþý da yirmibeþmiþ. Ayný sayfadaki köþe yazarý, gericilerin cahilliklerinden bueylemleri yaptýklarýný ve kendilerini eðitmediklerini anlatýyordu.

Hiç birþey düþünemiyorum. Hiç birþey söyleyemiyorum. Gazeteþurada masanýn üzerinde bana bir alacaklý gibi bakýyor. Üzerinde hafifgülümseyen bir resim, damganýn býraktýðý girintiler çýkýntýlar içindegözlerini tam bana dikmiþ sanki. Baþýmý cama dayayýp öylesinezamanýn geçmesini ve henüz gördüðüm, henüz sesini duyduðum amaçoktandýr tanýdýðým birisini kaybetmenin acýsýný dinliyorum. Bu acýnýndinmesini bekliyorum.

Hiç birþey düþünemiyorum.

Mektup arkadaþýmý böyle kaybedeceðimi düþünebilir miydim?Sanýrým Fransýzca'yý hiç bir zaman öðrenemeyeceðim ve böyleceFransýzca öðrenememek de onun hatýrasý olacak bana. Öyle dememiþmiydi? Özel anlarda yapýlan iþlerin özel manalarý var mýdýr?

Evet, vardýr Abdüssamed. Seninle mektuplaþmak özeldi�

69Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 75: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Seni Sevmekten Vazgeçiyorum

Seni sevmekten vazgeçiyorum, bir tanem. Kirleniyor aþklar vekelimeler eskiyor bundan bahsettikçe. Biliyorum, kaðýtta göz yaþlarýnbirikecek. Ama ben aþklarýn güzelliði ölmesin diye, seni sevmektenvazgeçiyorum. Lütfen aðlama, bir tanem.

Bülbül ve gül bir "imaj" olmuþ biliyor musun? Halbuki dinledikçekanýyla bembeyaz gülü boyayan bülbülün öyküsünü içimiz ürperirdi.Kaný ile boyanýyor bir bülbülün ruhsuz bedenler ve yazýk oluyorsevdadan bahsettikçe biz. Seni sevmekten vazgeçiyorum, beni birdaha bekleme�

Mektuplar bitiyor, telefonlar bir suskunluðun habercisi. Yüreklerdesessiz bir isyan büyüyor. Kimse kimseye bir güzelliði tavsiye etmiyor.Yüreðim yanýyor bu manzarayý gördükçe ve içimdeki öfke büyüyor.Ama hayat deðiþmiyor. Kirlenmekte her güzellik ve eskiyoruzbirbirimize bu kadar uzakta.

Hatýrlar mýsýn, seni sevmeyi öðrenmiþtim ilk. Sonra da benisevmeyi öðretmiþtim incileri sayarcasýna denizde. Zor oldu telefondasesini duymam ve mektuplar birer destandý o zaman. Bir mektupardýna ikincisi gelirdi, posta kutularý bir hasretin yetersiz depolarýydý.Mahcup bakýyorduk birbirimizi görsek sokakta. Halen öyleyiz deðil mi?

Halen birbirimizi gördüðümüzde eðiliyor baþýmýz ama onlarsaldýrýyorlar bu güzelliðe. Sayýlý bir güzelliðin acýklý temsilcileriyiz. Busevdayý eskitmemeliyiz. Seni sevmekten vazgeçiyorum, ben bir hainolamam�

Sanki tutulmadýkça eller, kirletilmedikçe güzel iki ruhun vuslatýbedenlerin bitmez tutkusu ile devam edemiyor bir sevdanýn büyüdüðümecra. Yüreðimize reklam panolarý asacaklar, çok korkuyorum. Benianla ve unut, seni sevmekten vazgeçiyorum.

Lütfen aðlama...

70

Page 76: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Ruh Kapaný

Ayþegül'e

Geceleri yattýðýnýzda, rüyalar bir esrarlý duman gibi sardýðýndabedeninizi, dünyada bir deðiþim baþlar. Baþlar baþka bir aleme aitolanlarýn farklý gecesi... Tatlý uykunuzu býrakýrsanýz,sýcacýk baþýnýzýyastýktan, bedeninizi yataktan kaldýrýrsanýz ve bakarsanýz uykulugözlerle aya, yýldýzlara, uçuþan esrarlý ruhlarý görürsünüz pembeýþýklar içinde.

O ne yolculuktur ki, ýþýksýz ve kýlavuzsuz giderler gidebildikleri yolboyunca. Birer süvaridir hazin aþkýn gömüldüðü her kalp o anda.Ruhlar buluþurlar kendilerini daraltan bambaþka bir mekânda.

Ne bir yuvarlaktýr buluþma alaný ne de kare. Kendine mahsus birþekil çizen, göz bu þekilden pay alamaz. Maddeden kalan tek bir eserbile o toplantýda yer bulamaz. Sýralar yoktur, ama vardýr rütbeler.üstündür her yanýnda aðýr yanýk sýzýlarý taþýyan yürekler.

Görürseniz toplantýnýn ortasýnda kývranan bir ruhu, bilin ki gelmiþtirkavuþamadýðý hayal sevgilinin sureti. Artýk baþlamýþtýr onun için büyükiþkence. Ne yapsa ikna edemez o güzeli böylesi bir vuslatýn davetine.Her saniye yanar gözler önünde. Biliriz ki o yandýkça terlemektedir veacý çekmektedir bir beden toprak dolu kürede. Karþýsýnda daveteicabet etmiþ bir ruh yoktur, hatýrasýndan gelen yakýcý bir surettir o.Zaten yanýyorsa ona yanmaktadýr. Yanmak ki, o yanmanýn hakkýnývermenin derdindedir.

Kimileri bambaþka bir yerindedir bu mekânýn. Bakabilirsenizgörürsünüz, çiçek kokularý gelir, bahar yaðmurlarý yaðar o yöne, korurgibi sesini, tadýný mübarek bir anýn. Ruhlar tek sýralanmamýþ, çifterçifter dizilmiþtir aslýnda. Ama görünmez tek vücut olduklarýndan vedoldurduklarýndan güzelliklerle her bir anýný hayatýn.

Tutmak mümkün müdür onlarý sabit bir yerde? Gezinirler yýldýzlarýnaydýnlattýðý bir yolda dokunmak için yanýp tutuþtuklarý bir hayale. Geceya da gündüz onlar için fark etmez. Yýldýz bulamadýklarýnda görürleryýldýzlarý birbirlerinin gözlerinde. Ne imrenilecek andýr onlarýn

71

Page 77: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

kavuþtuklarý an. Bu dünyada en çabuk tükenen hayalin, tertemiz biraþkýn ve övülmüþ sevginin kutlu mücahitleridir onlar. Bu toplantýnýnüyeleri önünde ufuk çizgisi gibi dikilirler. Yürek yaralarýný daðlarlar,onlarý kamçýlayan birer eldirler. Ruhlarýn toplantýsý birer mazialýþkanlýðýdýr onlar için. Çünkü her kim vardýysa aþkýn tadýna, içmiþtirmutlaka bu acý þerbetten. Onlar özenilecek misafirleridir bu toplantýnýn.Saklanmýþlardýr soluk pembe bir karesinde hasretin büyükfotoðrafýnýn.

Birde maðrur duranlar vardýr, ki nilüfer çiçekleridir bu toplantýnýn.Yüzlerinde nazik bir gülümseme ile bakarlar toplantýnýn davetlilerine.Ne sevinçten yýkýlmaktadýr onlar bastýkça zemin, ne de yanýk kokularýgelmektedir yüreklerinden.

Yine de onlar geldikçe çekilir herkes ve yol verir. Yol verir bu zorhayatýn yolcularýna. Sessizce otururlar kendilerine ayrýlmýþ yerlere. Nebir ses dökülür dudaklarýndan ne de hareket ederler tüm toplantýboyunca. Kimi zaman birbirleri ile göz göze gelirler, ardýndan eðilirmahzun baþlarý ve belki de söyleyebilecekleri kelimeler kýrýlýr, dökülürdudaklarýndan, parçalanýr sesleri.

Onlar ayakta tutarlar hayatlarý, acý bir ilacý içenlerdir kendi elleri ile.Ýsimlerinin altýnda yoktur yüce rütbeler ama bu toplantýnýn gerçeksebebidir onlar.

Bir ruhtur yandýkça, aþkýn tadýna vardýkça kendini deðiþtiren. Onasýl bir ruhtur ki, baþkalarý için yüreðinden parça kopartýp veren. Ýþteböyle bir hikayenin kahramanlarýdýr, aþkýn bin bir çeþidinden enacýsýnýn tadýna doyasýya varanlardýr onlar.

Kimisi sevdiðini kaybetmiþ en güzel gününde, sessiz, mahzun.Gömmüþ mü acaba yüreðine? Gezinir sokaklarda, gezinir insanlarýnarasýnda da acaba gözleri baktýkça yýldýzlara arar mý cananýný?Yanlarýnda duyulmaz bu inlemeler, ama baktýkça onlar kararýr gölgeler,dokunduklarýnda kavrulur nesneler. Toprak altýndan ruhlar gelemezböyle bir toplantýya. Artýk o sabýrla bekler ki zaman gelsin ve o dasevgilisi gibi hayatý soluyamaz olsun. Ýþte narin bir güzelle buluþmanýnzamaný gelmiþtir o an. Hayýrlý bir yaþamý, sabýrla dolduranlarýnbuluþacaðý mekân, onlarýn aþkýnýn hasretinin bittiði yerdir.

Kimi ruhlar vardýr ki, tercih ederler sevdiklerinin güzelliðini kendileriyerine. Onlar için çekip giderler sessizce. Olmazlarý olur yapmazlaracýsýz bitsin diye. Ve bir daha açýlmaz gönül kapýsý. Artýk baharbitmiþtir, baþlar sonbahar yarasý. Belki de "buluþmak" imkânsýz biröyküdür. Belki sevdiði de buradadýr, bu toplantýda baþkasýnýnkollarýnda. Buruk bir mutluluk sarar yüreklerini onun gülümsediðiniduyunca. "Buluþmak" bir imkânsýz öyküdür: Beklemektedirler sonu

72Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 78: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

olmayan bir uçurumda dibe vurmayý. Düþlerinde dahi göremezlerkavuþtuklarý aný. Onlar için en güzelidir, sevdiklerini görebilmek birlahza. Kâbus dediðimiz bir hayat biçimidir aslýnda. Her saniyeyiayrýlýkla geçirmek, hissetmek her hücresi ile bir daha buluþmaolmayacaðýný... Ýþte bu onlarýn yüreklerini yakan zalim bir ejderhanýnnefesidir.

Tüm bunlarýn arasýnda bir güruh vardýr ki, en yücesidir butoplantýnýn. Yüzlerinde yoktur hüzün, buruk bir mutlulukla bakmazlarmý? Onlarý esrarlý bir rüyadan uyandýrmayan müziðin kaynaðýnýbaþkalarý sormaz mý? Bu nasýl bir kokudur ki, herkesi kendineçekmekte. Nasýl, nasýl bir hayaldir ki, görmeye gelenlerin yüreklerititremekte. O bekleyenler ki, artýk ele geçmezler. Onlara aþýk olanlar,bu toplantýnýn umutsuzlarý arasýndaki yerlerini alýrlar. Herkes bilir amakimse el uzatamaz bu buruk mutluluðun iksirine, bükemez yüreðini. Oruh ki, gitmiþtir onu en çok bekleyen yiðit, yiðitliðin gereðini yapmaya.Bu yüzyýlda mýdýr yoksa bin beþ yüz sene önce mi? Hayalleresýðmayan bir buluþmanýn yaþanacaðý anda, kendi güzelliðine tercihetmiþtir toprak dolu arþý dolduracak mutluluðu. Bir kýlýç ki, tatlýdýrsevgilinin elinden, kavranmýþtýr sýmsýký. O yürüdükçe arþ sallanýr veçýnlar tüm aðaçlarda büyük aþký tercih edip küçüðünü reddedenin ismi.Meydan yeri onun vuslat yeridir, sevilenlerin en büyüðüne kavuþmayeridir.

Yüzü acý ile kývrandýðýnda, güzel bir koku sarar onu. Hiç biryaþayan ruhun bilmediði buluþma baþlar. Ölüm yenilmiþtir ve bitmiþtirayrýlýk. Gafil gözler, hasreti görmezde bedende bir yara arar.

O ruh ki bu toplantýya gelmektedir, yüreðinde hasreti kaybettiðiyiðidin. Bilir ve hiç çýkarmaz aklýndan, gözyaþlarý hiç ama hiçunutulmayacaktýr bir þehidi sevenin.

Bu garip toplantý sürer gün aðarana dek. Ruhlar birbirleri ile hasretgiderir yada hasretlerini tazelerler. Güneþ ýþýklarý yaklaþtýðýnda veaydýnlandýðýnda yeryüzündeki yüzler, her biri döner mahzunbedenlerine. Pembe ýþýklar hale hale dünyaya düþerler ya, bilin ki bukýrmýzýlýktýr gelir hasret dolu yüreklerden. Bir gün sizde böylesi bir aþkadüþerseniz, buluþursunuz bu toplantýnýn müdavimleri ile gözlerinizikapatmadýðýnýz ve sevdiðinizi düþlediðiniz gecelerden birinde.

73Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 79: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Çantada Papatya

Barýn kapýsýnda, burada çok yeniymiþçesine bakmaya çalýþýyor,aslýnda her geldiklerinde hiçbir þeye hayret etmiyor, Temurçin'inarkasýnda fon oluþturan Çiçek. Her yerde her renk, sanki birkovalamaca var, sesler renkler kovalýyor, renkler birbirlerindenmahzun, kaçýþacak yer arýyor, bilinmez bir hüzün bu gürültüde her yerisarýyor. Ve sanki bir tek Çiçek bunlarýn farkýnda varýyor�

Barlar boyunca yaþamýnýn akýp gittiðinin farkýna mý varmayaçalýþýyor, her akþam bir yerlerde birþeyler yapýlýyor, bazen o akþamlarsabahlara kavuþuyor. Temurçinler ve bilinmeyen baþka bir takýmþahsiyetler ara sýra birbirlerinin hayatlarýna giriyor fakat çok durmadanbaþka insanlarý tüketmek için yola çýkýlýyor... Çiçek bir çok þeyianlamýyor, zaten kimse de anlýyor gibi durmuyor� Temurçin bu sýralarsevgilisi ve her sýralar birilerinin sevgilisi olunmalý, barýn gürültüsüneçok mutluymuþ ve bundan dolayý dans ediyormuþ gibi giriyor Çiçek.

Saçlarý sarý, gözleri de mavi olsun çok isterdi ama bir çok istediðigibi bu da olamýyor. Mahzun bir doðulu güzel gibi görünmek çoðuzaman moralini bozuyor ve yer yer sarýlarýn arasýndan saçýnýn aslýgörünüyor, siyah ve bastýrýlmýþ. Gözlerine lens de taksa Asyalý Çiçek,aþký bulamamaktan þikayet ediyor.

Henüz genç, ama asayiþ kontrollerinden korkmuyor, yirmi ikiyaþýnda. Okumuþ, akýllý mý desek zeki mi? Elinden pek bir iþ gelmez,bunu bir marifet bellemiþ herkese anlatýyor. Gözü bazen ince iþleretakýlýyor: Zigon sehpalar, fiskos masalarý ve perde kenarlarýndakisüsler, Çiçek'in Asyalý benliðindeki evi süslüyor...

Uzun Geceler... Herkes terli ve yorgun... Birbiri ardýna içkiler... Hepkaranlýk sokaklara açýlan kapýlardan çýkýlýyor... Hep ýslak ve yorgunsokaklara... Her zaman kenarda birileri aðlýyor... Bir dilenci bir þiþedaha þarap içmek için yalvarýyor... Kimse kimseye iyi haber vermiyor...Geceler sahte ve uzun...

Kendini özgür hissediyor geceleri fakat gündüzleri dinamik birhalkla iliþkiler sorumlusu ufak bir þirkette. Her sabah ayna karþýsýndakendine kendini anlatmaya çalýþýyor, ama çoðu zaman yanlýþ dersiçalýþýyor. Her neyi anlattýysa o gün, o olamýyor: Zeki iþ kadýný,

74

Page 80: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

neþesini kaybetmemiþ arkadaþ veya sevgilisini arayan mahzun güzel.Durgun bir gülüþü var ve bir o kadar sessiz duruyor bazen. Aslýndabardan çýkarken tüm bu detaylar anlamsýzlaþýyor, gözleri yuvalarýndankayboluyor, Temo'lara baygýn dönüyor ve bazen hangi yataktauyandýðýný anlayamýyor. Bütün bunlarý bu yüzden önemsemiyorÇiçek...

Günler her seferinde daha da uzuyor... Durup dururken insanlarbirbirine gülüyor... Akþamý beklemekten ibaret bir koþuþturmacadýrbaþlýyor... Hafta sonlarý daha sonraki günlerde hasretle bekleniyor...Günlerin isimleri, kötü olmalarýna bahane sayýlýyor... Yorgun Pazartesisendromlarý, bitkin ve hastalýklý Salý'larý kovalýyor. Oysa, ne Çarþambagecesinin suçu var yorgun gecelere yatak olmakta, ne de Perþembesuçlu baþ aðrýlarýndan. Trafik ve bitkinliði Cuma günleri beslemiyorzaten. Ama her gün için bir hastalýk biliniyor...

Herkes birbirinin yanýnda dans ediyor, dans ederken kimisi birþarkýyý anlatýyor, kimisi birþey anlattýðýný zannedip çok mutlu oluyor.Çiçek herþeyin birbirine karýþtýðýný görüyor. Temo birilerine birþeyanlatýyor, sýk sýk birþeyleri irdeliyor. Keçi sakalýndan sürükleyipTemo'yu boðasý geliyor, fakat tam bunu söylemek isterken, aðzýndanbir içki daha istediði çýkýyor. Temo'nun yüzünde bir anlamsýz ifade, barorada git alsana dercesine bakýyor. Bu mesaja alýþkýn Çiçek. Baragidip "bir bira daha" diyor birbirini takip eden "dahalar" boyunca...Çiçek'in yüzüne bakan birileri onun kolay lokma olduðunu anlýyor,sapsarýya yeni boyadýðý saçlarý nedense bir türlü aradýðý özgüvenivermiyor...

Çiçek, bara gidiþleri iyi tanýyor, bu yüz ifadelerini, bu danslarý,sürtünmeleri ve daha birçok þeyleri. Baygýn bakan gözleri, irdelenenmeseleleri ve aslýnda nelerin ne edildiðini... Fakat yaþamak denenoyunun kuralý bu, herkes gibi o da herkese uyuyor... Zaten baragiderken "Temo ile herþeyin bittiðini" düþünüyor...

Birþeylerin birileri ile bitmesinin birþey olmadýðýný da biliyor. Çünkü,özel hayat ve hoþlanma doktrinine göre her an her þey olabiliyor, bir anolmadýk bir evde olmadýk bir düzlemde uyanýlabiliyor yada olduk birevde olduk bir düzlemde tanýmadýk birisine rastlanabiliyor ve kimsekimseye birþey sormuyor. Sonuçta herkesin memnun olduðu birsistem olduðu varsayýlýyor. Fakat rimelleri gözden akarken, çirkin garipüçgenler çiziyor hatta gözyaþlarý tüm boyalarý siliyor ama izlerisilinmiyor yaþananlarýn...

Her þey dönemlerden bir dönem sanýlýyor, herkes birbirinin birdönemine rast geliyor. Bilinmiyor ki hayat bu dönemlerin tekrarýndanibaret bir karýþýmdýr ve günün birinde dönemler dönmeyebilir. Çiçek

75Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 81: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

herþeyin bu kadar anlamsýz geçip gitmesine aðlýyor en çok. Onundönemleri gitgide daha kýsa sürüyor...

Hasret büyüyor sürekli... Ölümden korkuluyor mu yoksa ölümözleniyor mu bilinmiyor... Yaþamda neden haz alýnýyor? Yoksa sadecegünler mi dolduruluyor?.. Hasret ölümlü bir þarkýyý söylüyor... Yaþamýþolmakla olmamak arasýnda bir fark kalmýyor... Ýnsanlar birbirlerini nede çabuk tüketiyor?

Barda "dahalara daha" eklemekle meþgulken Çiçek, onun yalnýzolup olmadýðýný merak ediyor birisi. Çiçek artýk pek de hareketetmeyen gözlerinin ucu ile bakýyor. Onun arkasýnda, uzakta biryerlerde, heyecanla irdelemeye devam edem eden Temo'yu veyanýndaki kýzý görüyor. Baþý ile onaylýyor yalnýzlýðýný, aðzýndan dabirtakým sesler çýkýyor. Tebessüm ediyor avcý. "Böyle bir güzel hanýmýnyalnýz olmasý mümkün mü?" Bunu sorguluyor bir müddet, Çiçek'in elielinde... Laflar aðzýnda bir oraya bir buraya gidiyor. Sonunda adýnýsoruyor ve "Bu gece kendisine 1gelmesini istediðini" ekliyor hemenarkasýndan... Avcý Çiçek'in kendisine geleceðini zaten biliyor, fakat buonayý duymaktan timsahça bir tad alýyor... Sarý saçlara bakýyor, ellerinigezdiriyor onlarýn üzerinde.

"Senin adýn Papatya olmalýydý güzelim, bu güzel sarý saçlar sanaçok yakýþmýþ..." diyor sahte bir gülümsemeyle. "Haydi gidelimPapatyam!" Çiçek burnunu çekiyor, ufak bebekler gibi, baþýnýsallayarak onaylýyor. Daha fazla ne beklenecek? Hangi þiir okunursaokunsun gece zaten ayný bitecek. Bu gece ve ardýndan gelen geceler,o aranan romantik prens asla gelmeyecek.

Güzel güzel gidiyor onun peþi sýra Çiçek.

76Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim

Page 82: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Ölmek Ýçin Güzel Bir Gün.

"Ölmek için güzel bir gün..."*

"Evet... Belki..."

Adam yattýðý yerden kadýný seyrediyordu... Kadýnsa, daðýlmýþeþyalarý bir araya topluyor, sonra onlarý baþka daðýnýklýklarýn yanýnakoyuyordu... Bu anlamsýz meþguliyet adamýn hoþuna gitti, alaycý birtebessüm dudaklarýna oturuverdi... Ne ki, kadýnýn gözünden dekaçmadý bu...

"Neden?" dedi kadýn, "Neden bir kadýnýn yanýnda kendinizi filmartisti gibi göstermek istersiniz?"

Biraz an düþünüp "Bilmem" diye cevapladý adam... Huzurununkaçtýðýný belli etmek istercesine kýmýldadý yatakta... "Belki de diþisininyanýna kabaran hayvanlarý hatýrlatmak istiyorsun..." dedi sitemle.

Elindeki çamaþýrlarý düzeltmeye devam etti kadýn, alaylý birgülümsemeyi takýnýrken... Bir an durdu, yavaþ yavaþ yüzünü soldurdu,gülümsemeyi kaybetti, mesajý aldýðýný belli edercesine... Sonra, iþinedevam etti... Uzunca bir süre, belki yarým saate yakýn, sessizkaldýlar... Arada birbirini sýnayan iç çekiþler geçmedi deðil, ama derin,acý bir sessizlikle beklediler...

Adam bir anda bozuverdi bunu, "Gel aynada kendimize bakalým"dedi birden bire...Yataktan fýrladý ve kadýnýn hayret dolu bakýþlarýnaaldýrmadan çekip holde asýlý aynanýn önüne götürdü onu.

Eski, mavi çerçevesi solmuþ aynada kendi gözlerine baktýlar ilkin...Sonra birbirlerinin gözlerine... Gülümseyerek biraz daha sokuldular,yanaþtýlar birbirlerine... Kadýn yaptýklarýnýn saçma olduðunu düþündüönce, ardýndan kendi yüzüne derin derin bakmaya baþladý vedudaklarýndaki alay yavaþ yavaþ silindi...

Adamsa, en baþýndan beri ciddi bir tavrý koruyordu. Kendigözbebeklerine baktý, oradaki kahverengiye, çevresindeki inceçizgilere, uzun, çapraþýk ve kýrmýzý bir yýlana benzeyen damarlarýnýizledi...

Burnuna baktý dikkatle... Ucundaki iki kara dehlize dikti gözlerini...

77

Page 83: Kayýp Bahçenin ˙ocuklarý - altkitap.net · Adem Özbay’a ˙ok yoðun yaþanmýþ bir kaç yýlýn arkasýndan birden düþüverdiðim sýkýntýlý ve boþ bir dönem yaþýyorum

Üzerindeki siyah noktalarý inceledi... Renklerini, biçimlerini... Düzensizbýyýðýna kaydý ardýndan gözleri... Ara ara kýsa, bazen uzun, hatta biriki teli isyan etmiþ, ters istikametleri gösteren býyýðýna...

"Bir insan büyük cümleler kurabilir mi?" diye sordu kendine..."Gerçekten kahramanlar, sinema artistleri gibi konuþmanýn bir anlamýolabilir mi?" Olamayacaðýný düþündü... Siyah noktalý bu burun, bukanlý gözler onundu ve ölümlüydü...

Tebessüm etti, aklýna az önceki cümle geldi aniden... "Bu günölmek için güzel bir gün... - Gerçekten ölmek için güzel bir gün mü?"diye sordu beyni... Bu gün ölmeyi istiyor olabilir miydi? "Olabilir..." dediiçinden "Bu gün ölebilirim!"

Hayatýnýn bir anlamý olmadýðýný düþündü. Çalýþmanýn, üretmeninyada tüketmenin hiç birþey olmadýðýný... Evet, o bugün ölebilirdi vebundan dolayý bir þikayeti olmazdý.

"Bugün ölebilirim" dedi kadýna. Kadýn önce birþey anlamadýsöylediðinden... O da kendi iç dünyasýnda bir yerlere dalmýþtý...Geçmiþte kalmýþ bir aný tekrar tekrar oynatýyordu beyninde... Mutluolmak isterken canýnýn yandýðý bir aný...

"Ne?" diye soruverdi aniden... Adam gülümsedi, "Bugün ölebilirim,diyorum" dedi, aynadaki kadýna bakarak... "Düþündüm de, bugünölmek için güzel bir gün..."

Kadýn anlamadýðý her halinden belli bir ifadeyi takýndý..."Saçmalama" dedi önce... Bir an durdu... Söylenenleri sýraya dizdikafasýnda... "Ýþim var" dedi, "Eyleme beni..." Adamýn yanýnda hýzlaayrýldý, az önce çamaþýrlarla uðraþtýðý odaya döndü...

Adam aynadaki kendine bir süre daha baktý... "Bu gün ölebilirim"dedi yüksek sesle... Sonra baþýný sallaya sallaya kadýnýn peþindengitti...

O gün ölmedi...

* It's a good day to die!

78Kayýp Bahçenin Çocuklarý- Jan Devrim