kati olan hersey yuceltiliyor

Upload: mehmed-isik

Post on 07-Jul-2018

238 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    1/62

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    2/62

    Katı Olan Herşey Yüceltiliyor

    Çeviri derlemesiEylül 2015

    Türkçesi: Işık Barış Fidaner, Serap Güneş, Erkal Ünal, Evrim Şaşmaz, Elif Okan GezmişMeltem Slonate, Tuncay Birkan, Alaattin Bilgi, Mehmet Selik, Nail Satılgan, Albert Dragstedt

    yersizseyler.wordpress.comdunyadanceviri.wordpress.com

    hayalgucuiktidara.orgfraksiyon.org

    dijitaloyun.wordpress.compsikanalitikseyler.com

    etesien.blog.de

    Kitabın LaTeX kodları yine CC Attribution-NonCommercial 3.0 Unported Lisansı altındadır.

    2

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    3/62

    İçindekilerReich ile Einstein . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 5

    Gri alandaSlavoj Žižek (SG, EÜ) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7

    Dünya gözüyle?Pink Floyd (IBF) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 14

    Kriz: Çağdaş dünyanın hakiki ve sahte çelişkisiAlain Badiou (EŞ, IBF) . . . . . . . . . . . . . . . . . . 15

    Kapital’den bir cümle ve paragraf Karl Marx (TB, AB, MS, NS, AD) . . . . . . . . . . . 20

    Fiilî ile VirtüelGilles Deleuze (IBF) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 23

    Güneşin kalbine göre yapın ayarlamalarıPink Floyd (IBF) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 27

    3

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    4/62

    UzakınlıkJacques-Alain Miller (IBF) . . . . . . . . . . . . . . . . 29

    Yeni oyunlarda öykü anlatımı aksiyonu yenmekteDouglas Heaven (IBF) . . . . . . . . . . . . . . . . . . 40

    Kağıtlar, Lütfen: büyük ses getiren ‘sıkıcı’ oyunLucas Pope ile görüşme (IBF) . . . . . . . . . . . . . . 43

    Dijital oyunlar, sanat ve gürültü: Today programındaki tar-tışmaya hükmeden eskimiş stereotiplerKeith Stuart (IBF) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 48

    Psikanalizin Sonlandırılma Kriterleri ÜzerineMelanie Klein (IBF, EOG) . . . . . . . . . . . . . . . . 52

    Ben hayatta kalacağımGloria Gaynor (IBF) . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 57

    Kapıya yaslanmayınız . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 60

    Franz Kafka’ya mektup (MS) . . . . . . . . . . . . . . . . . 61

    4

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    5/62

    Reich ile Einstein

    Orgon enerjisi kabul görmediyse de W. Reich bugünkü akademinin işleyi-şinde vazgeçilemez hatta hayat kurtarıcı sayılabilecek bir ilkeyi bulmuştur.Laboratuvarda erkek ne yapacak kadın ne yapacak gibi soruların halen ulu-sötesi diplomatik kriz1 yarattığı günümüzde belki bu ilkeyi onun ismiyle anıpkredisini vermeliyiz.

    Reich’ın Orgonomik İlkesi:“İyi niyetli insanları seçerek kurulmuş bir araştırma grubusık sık pozitif bulgulara ulaşır.”

    1#distractinglysexy #TimHunt

    5

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    6/62

    Öte yandan, iyi niyetli gruplar çok çeşitli araştırmalar yürütebilmekle bir-likte, birbirlerini anlamaları sorun olabilmektedir. Örneğin Reich Einstein’aOrgon Biriktirme Aygıtını getirip gösterdiğinde, masada duran Aygıt üzerineölçümler yapan Einstein, “Bu bir bomba!” diye yüksek sesle beyan etmiş-

    tir, ki o günlerde kendisi Atom Bombası çalışmalarına katılmaktaydı. Reichise bunu hayra yormuş, ve hayra yormuş olduğunu “Einstein’ın Orgon Bi-riktiricime bomba demesini hayra yormuştum” şeklinde birçok kereler dilegetirmiş ve çoğu deftere not düşmüştür. Bu da Reich’ın Orgonomik ilkesiile ortaya çıkan çeviri ihtiyacına işaret etmektedir.

    ‘İletişim’ kavramının eksikliği de Reich ve Einstein arasında yoğunca hissedilmiştir. Örneğin “Asistanınız bulgularımı gözardı etmiştir” diyerek iddiasıncesaretle savunan Reich’a Einstein en son şöyle yazmıştır: “Sayın Reich, Benkani oldum. Söyleyecek söz bulamıyorum.” Oysa şöyle deseydi belki daha iyanlaşılabilirdi: “Sanırım sizinle bir iletişim sorunu yaşıyoruz Wilhelm bey.”

    Fakat bu gibi yanıtlarda Einstein’ın izayete olan zayetinin de payı bu-lunabilir. Mesela Reich’ın “Bana deli diyorlar” demesine karşılık Einstein“Anlayabiliyorum” demekle yetinmiş, Reich ise bilinen iyi niyetiyle bunEinstein’ın yüksek anlayışının işareti saymıştır.

    6

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    7/62

    Gri alanda

    Slavoj Žižek — 5 Şubat 2015 — LRB

    “Ben şuyum” (veya “Hepimiz şuyuz”) şeklindeki acıklı özdeşleşme formülüancak belirli sınırlar dâhilinde iş görüyor; bu sınırları aştığındaysa müstehcenbir hal alıyor. “Je suis Charlie” (Ben Charlie’yim) diyebiliriz fakat “HepimizSaraybosna’da yaşıyoruz!” ya da “Hepimiz Gazze’deyiz!” gibi örnekler verildiğinde iş karışmaya başlıyor. Hepimizin Saraybosna veya Gazze’de yaşamıyor olduğumuzu hatırlatan acımasız gerçek, acıklı bir özdeşleşme ile üstüörtülemeyecek kadar güçlü hale geliyor. Söz konusu olan Muselmänner, yaniAuschwitz’deki yaşayan ölüler olduğunda böyle bir özdeşleşme müstehcenleşiyor. Şunu söylemenin mümkünatı yok: “Hepimiz yaşayan ölüleriz!” Auschwitz’de, kurbanların insanlıktan çıkarılması öyle bir raddeye varmıştı ki,onlarla herhangi bir anlamlı özdeşleşme kurmak olanaklı değildir. (Ve, tamzıddı yönde, “Hepimiz New Yorkluyuz!” diyerek 11 Eylül kurbanları ile da

    7

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    8/62

    yanışma beyan etmek de saçma olur. Milyonlarca insan şöyle der: “Evet,New Yorklu olmayı çok istiyoruz, bize vize verin!”

    Aynısı geçtiğimiz ay yaşanan katliam için de geçerli: Charlie Hebdo’nungazetecileri ile özdeşleşmek görece kolaydı, ancak şöyle bir açıklama yapmak çok daha zor olacaktı: “Hepimiz Baga’lıyız!” (Bilmeyenler için Baga,Boko Haram’ın iki bin kişiyi infaz ettiği, Nijerya’nın kuzeydoğusundaki küçük bir kasabadır.) “Boko Haram” adı, kabaca “Batı tarzı eğitim yasak”şeklinde tercüme edilebilir – özellikle de kadınların eğitimi. Ana hede cinsiyetler arasındaki ilişkilerin hiyerarşik olarak düzenlenmesi olan kitlesel bisosyopolitik hareketin mevcut olması şeklindeki tuhaf olguyu nasıl değer-lendirmek lazım? Sömürüye, tahakküme ve sömürgeciliğin diğer yıkıcı veaşağılayıcı yanlarına maruz bırakılmış olan Müslümanlar, tepkilerinde nedenBatı mirasının (en azından bizim için) en iyi kısmını, yani eşitlikçiliğimizi v– tüm otoritelerle dalga geçme özgürlüğü de dâhil – kişisel özgürlüklerimizhedef alıyorlar? Yanıtlardan biri hedeerinin bilinçli seçilmiş olduğu: LiberaBatı, yalnızca sömürdüğü ve şiddet yoluyla tahakküm kurduğu için değil,aynı zamanda bu zalim gerçekliği tam zıddı bir kılıkta, yani özgürlük, eşitlikve demokrasi olarak sunduğu için de bu kadar katlanılmaz.

    Paris katliamının kurbanları ile dayanışma içinde el ele tutuşmuş olan, Ca-

    meron’dan Lavrov’a, Netanyahu’dan Abbas’a kadar dünyanın büyük politikisimlerinin sergilediği piyese geri dönersek: eğer ikiyüzlü sahtekârlığın biresmi olsaydı, işte bu olurdu. Kimliği bilinmeyen bir vatandaş, tören alayıpenceresinin altından geçerken, Avrupa Birliği’nin gayri resmî marşı olanBeethoven’ın “Mutluluğa Övgü”sünü çalarak, içinde bulunduğumuz karma-şadan en fazla sorumlu olan insanların sahnelediği bu mide bulandırıcı piyesepolitik bir zevksizlik de kattı. Rus Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, onlarcagazetecinin öldürüldüğü Moskova’da böyle bir yürüyüşe katılsa hemen gö-

    zaltına alınırdı. Ve gerçekten de bir piyesti sergilenen: medyada gösterilenfotoğraarda siyasi liderler sanki bir caddedeki büyük bir kalabalığın önün-deymiş izlenimi veriliyordu. Fakat yukarıdan tüm sahneyi alan başka birfotoğrafsa, politikacıların arkasında yalnızca yüz kadar insanın durduğunu,geri kalan alanın bomboş olduğunu ve gruba arkadan ve etraftan polisineşlik ettiğini gösteriyordu. Esas Charlie Hebdo jesti, kapağında bu olaylaacımasızca ve tatsız şekilde dalga geçen koca bir karikatür olurdu.

    “Je suis Charlie!” yazılı dövizlerin yanı sıra, “Je suis ic!” (“Ben polisim”yazılı olanlar da mevcuttu. Kalabalık kamusal toplanmalarda kutlanan vesergilenen ulusal birlik, yalnızca etnik grupların, sınıarın ve dinlerin ötesingeçen halkın birliği değildi; aynı zamanda halkın, düzen ve denetim güçler

    8

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    9/62

    – yalnızca polis değil, gizli servis CRS de (Mayıs 1968’in sloganlarından bi“CRS-SS” idi) – ve tüm devlet güvenlik aygıtı ile birleşmesiydi. Snowdenveya Manning’e bu yeni evrende yer yoktu. “Yoksul Arap veya Afrika kökengençlik hariç, polise kırgınlık artık eskisi gibi değildi,” diye yazdı Jacques

    Alain Miller geçen ay. “Bu kuşkusuz ki Fransa tarihinde hiç görmediğimizbir şey.” Kısacası, terör saldırıları imkânsız olanı başarmıştı: VatanseverlikYasası’nın, insanların gözetime kendiliğinden teslim olduğu bir Fransız halkversiyonunda, 68 kuşağını, baş düşmanı ile barıştırmak.

    Paris gösterilerinin esrik anları, ideolojinin galebe çalmasıydı: cezbedicivarlığıyla tüm antagonizmaları bir anlığına ortadan kaldıran bir düşmanakarşı insanları birleştirmek. Kamuoyuna kasvetli bir seçim sunuldu: ya po-lissiniz ya da terörist. E peki Charlie Hebdo’nun hürmetsiz mizahı bununneresinde? Bu soruyu yanıtlamak için, “Dekalog” ile (Kenneth Reinhardve Julia Reinhard Lupton’ın savunduğu üzere, en nihayetinde On Buyruğuihlal etme hakkı olan) insan hakları arasındaki bağlantıyı akılda tutmamızgerek. Özel yaşamın gizliliği hakkı, zina yapma hakkıdır. Mülkiyet hakkı,çalma (ve başkalarını sömürme) hakkıdır. İfade özgürlüğü hakkı, yalancışahitlik yapma hakkıdır. Silah taşıma hakkı, öldürme hakkıdır. Dini inançözgürlüğü, sahte tanrılara ibadet etme hakkıdır. İnsan hakları, Buyruklarınihlal edilmesini doğrudan tasvip etmez elbette fakat (ister dini ister sekülerolsun) iktidarın erişimi dışında olması gereken marjinal bir gri alanı açıktatutar. Bu loş alanda, buyrukları ihlal edebilirim ve iktidar bunu gözetleyipbeni pantolonum inik yakalarsa şöyle feryat edebilirim: “Temel insan hakla-rıma saldırılıyor!” Esas nokta, burada kesin bir ayrım çizip, insan haklarının,gereğine uygun şekilde, örneğin Buyrukları ihlal etmeyen kullanımını zedelemeden, yalnızca suiistimalini önlemenin, iktidar için yapısal olarak imkânsızolmasıdır.

    Charlie Hebdo’nun acımasız mizahı bu gri alana ait. Dergi 1970 yılında,General De Gaulle’ün ölümü ile dalga geçtiği için yasaklanan Hara-Kiri’ninhale olarak yayın hayatına başladı. Bir okur mektubu Hara-Kiri’yi “ahmakve edepsiz” (“bête et méchant”) olmakla itham ettikten sonra, bu ifadederginin resmi sloganı olarak benimsendi ve günlük dile girdi. Paris’te yü-rüyen binlerce kişi için “Je suis bête et méchant” demek, “Je suis Charlie”demekten çok daha uygun olurdu.

    Charlie Hebdo’nun “bête et méchant” duruşu, kimi durumlarda ferahla-tıcı olabilse de, bizatihi kahkahanın özgürleştirici falan olmayıp, derin şekildemüphem oluşu ile kısıtlı. Antik Yunan’a popüler bakışa göre, vakur aristok-rat Spartalılar ile şen demokrat Atinalılar arasında bir karşıtlık mevcuttur.

    9

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    10/62

    Fakat ciddiyetleri ile övünen Spartalılar, kahkahayı ideoloji ve pratikleri-nin merkezine yerleştirmişlerdir: komünal kahkahayı devletin görkemini ar-tırmaya yardımcı olan bir güç olarak kabul etmişlerdir. Sparta kahkahası– aşağılanan bir düşman veya köle ile acımasızca dalga geçmek, onların

    bir iktidar konumundan duydukları korku veya acı ile eğlenmek – yankı-sını, “hainlerin” panikleyip ne yapacağını şaşırmasıyla alay eden Stalin’inkonuşmalarında buldu ve ta bugüne kadar geldi. (Yeri gelmişken şunu dasöyleyeyim ki bu, iktidardakilerin kahkahasının başka bir türünden, kendiideolojilerini kendilerinin bile ciddiye almadığını gösteren sinik istihzadanayırt edilmelidir.) Charlie Hebdo’nun mizahındaki sorun, saygısızlıkta fazlaileri gitmesi değil, ideolojinin toplumlarımızda yerine getirdiği hegemoniksinik işleve mükemmelen uyan zararsız bir aşırılık olmasıydı. İktidardakiler

    en ufak bir tehdit oluşturmuyordu; yaptığı şey iktidarın aşırılıklarını dahakatlanılır hale getirmekten ibaretti.Batılı liberal-seküler toplumlarda, devlet iktidarı kamusal özgürlükleri ko-

    rur, ama sözgelimi çocuk istismarından şüphe duyulduğu anda özel alanamüdahale eder. Fakat Talal Asad’ın 2009 tarihli Is Critique Secular? Blasp-hemy, Injury and Free Speech’te (“Eleştiri Seküler Midir? Küfür, İncinme veİfade Özgürlüğü”) belirttiği gibi, “İslami yasada ‘kamusal’ davranışa uyumsağlamak çok daha katı olabilse de, ev alanına davetsizce girilmesine, ‘özelalanların tecavüzüne cevaz verilmez . . . cemaatin gözünde mühim olan hu-sus Müslüman öznenin, içeriği ne olursa olsun içsel düşünceleri değil top-lumsal pratiğidir – bu pratiğe sözel duyuru da dahildir. Kur’an’da şöyle de-nir: ‘Bırakın dileyen iman etsin, dilemeyense reddetsin.’” Gelgelelim, Asad’ıkendi sözleriyle devam edecek olursak, bu “dilediğini düşünme hakkı. . . in-sanları sahte bir bağlılığa inandırmak maksadıyla kendi dinsel veya ahlakiinançlarını alenen ifade etme hakkını içermez.” Bu yüzdendir ki, Müslüman-ların nazarında, “küfür karşısında sessiz kalmak imkânsızdır . . . küfür ne‘konuşma özgürlüğü’dür ne de yeni bir hakikatin meydan okumasıdır; bila-kis, canlı bir ilişkiyi kesintiye uğratmayı hedeeyen bir şeydir.” Batılı liberabakış açısından bakıldığında, bu ne o/ne o formülasyonunun her iki tarafıda sorunludur: İfade özgürlüğünün canlı bir ilişkiyi kesintiye uğratabilecekedimleri de içermesi gerekiyorsa ne olacaktır? Peki ya “yeni bir hakikat”ında aynı kesintiye uğratıcı etkisi varsa? Veyahut yeni bir etik farkındalık canlıbir ilişkinin göze adaletsiz gelmesine sebep oluyorsa?

    Eğer Müslümanlara göre hem “küfür karşısında sessiz kalmak” hem deedilgen kalmak imkânsızsa –ve bir şey yapma baskısı şiddet içeren ve hattabirilerini katletmeye varan edimleri de içerebilir– bu durumda yapılacak ilkşey bu tavrı günümüzdeki bağlamı içinde tespit etmektir. Aynı husus Hı-

    10

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    11/62

    ristiyanların kürtaj karşıtı hareketi için de geçerlidir; onlar da her yıl yüzbinlerce fetüsün ölümü karşısında “sessiz kalmayı imkânsız” bulmakta vebunu Holokost’u andıran bir katliam diye değerlendirmektedir. Esas hoşgörüişte burada başlar: katlanılması-imkânsız (Lacan’ın deyişiyle, “l’impossible-

    a-supporter”) diye deneyimlediğimiz şeye karşı hoşgörüden bahsediyorum vetam bu noktada liberal sol, tüm o “karşısında sessiz kalmanın imkânsız ol-duğu şeyler” (cinsiyetçilik, ırkçılık ve diğer hoşgörüsüzlük türleri) listesiyledinsel köktenciliğe yakınlaşır. Diyelim ki bir dergi Holokost’la alenen dalggeçseydi ne olurdu? Sol-liberal duruşta bir çelişki vardır: İster manevi is-ter siyasi olsun tüm otoritelerle alay eden evrensel ironi ve istihzaya dayalıliberter konum (Charlie Hebdo’da tecessüm eden konum tam da budur)karşıtına kaymaya, ötekinin acısına ve yaşadığı aşağılanmaya yönelik artmış

    bir duyarlılık hissetmeye meyleder.Paris katliamına verilen sol tepkilerin çoğunun gayet kestirilebilir ve hatta

    acınası bir kalıbı izlemesine işte bu çelişki sebep olmuştur: Liberal muta-bakat ve kurbanlarla dayanışma temaşasında son derece derin bir yanlışınolduğu konusunda haklı bir şüpheye düşüldü, ama katliamı ancak uzun uzunve sıkıcı şerhler düştükten sonra kınayabildiklerinde yanlış bir yola girmiş odular. Katliamı dosdoğru kınarsak, öyle ya da böyle İslamofobi suçu işlemişolacağımız korkusu, gerek siyaseten gerekse etik açıdan yanlıştır. Nasıl ki İsrail’in Filistinlilere reva gördüğü muameleyi kınamanın anti-Semitik bir yanyoksa, Paris katliamını kınamanın da İslamofobik bir yanı yoktur.

    Paris katliamını bir bağlamın içine yerleştirmemiz ve onu “anlamamız” ge-rektiği kanısına gelecek olursak, bu da hepten yanıltıcıdır. Frankenstein’daMary Shelley canavarın kendisi adına konuşmasına izin verir. Yaptığı butercih en radikal haliyle ifade özgürlüğüne yönelik liberal tavrı ifade ederHerkesin görüşüne kulak verilmelidir. Frankenstein’da canavar hepten öz-

    nelleşmiştir: Canavar katilin, başkalarıyla birlikteliğe ve muhabbete özlemduyan, içten içe incinmiş, ümitsiz bir birey olduğu ortaya çıkar. Fakat buyordamın da açık bir sınırı vardır: Hitler’i ne kadar çok bilir ve “anlarsam”o bana o kadar bağışlanamaz görünür.

    Buradan hareketle, İsrail-Filistin çatışmasını ele alırken, amansız ve soğuk-kanlı ölçütlere bağlı kalmamız gerektiği de söylenebilir: (Nerede karşımızaçıkıyorsa) Arap anti-Semitizmini Filistinlilerin hal-i pür melaline verilen “doğal” bir tepki diye veya İsrail’in aldığı tedbirleri Holokost hatırası üzerindenverilen “doğal” bir tepki diye anlama ayartısına kayıtsız şartsız direnmeliyizBirçok Arap ülkesinde Hitler’in hâlâ bir kahraman olarak görülmesini, ilko-kuldaki çocuklara anti-Semitik mitler öğretilmesini, mesela Yahudilerin kur-

    11

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    12/62

    ban için çocukların kanını kullandığının söylenmesini “anlamak” söz konusuolmamalıdır. Bu anti-Semitizmin, yerinden edilmiş bir kiplik içinde, kapita-lizme direnişi ifade ettiğini iddia etmek, onu asla ve k’ata meşrulaştırmaz(aynısı Nazi anti-Semitizmi için de geçerlidir: O da enerjisini anti-kapitalist

    direnişten almıştır). Yerinden etme burada ikincil bir işlem değil, bilakis ide-olojik mistikasyonun temel jestidir. Bu iddia, uzun vadede, anti-Semitizmekarşı mücadele etmenin tek yolunun liberal hoşgörüyü vaaz etmekten değil,temeldeki anti-kapitalist saiki dolaysızca, yani yerinden edilmemiş şekildeifade etmekten geçtiği krini beraberinde getirir.

    İsrail Savunma Güçleri’nin Batı Şeria’da sergilemekte olduğu eylemlerHolokost’u arka planda tutarak değerlendirilmemelidir; Fransa’da ve Av-rupa’nın başka yerlerinde sinagoglara yapılan saldırılar İsrail’in Batı Şeria’dayapmakta olduklarına karşı verilen uygunsuz, ama anlaşılabilir tepki diyegörülmemelidir. İsrail’e karşı yapılan herhangi bir kamusal protesto basba-yağı anti-Semitizmin bir tezahürü diye görülüp kınandığında – yani, İsrail’inaskeri ve siyasi harekâtlarına yöneltilen her türlü eleştiriyi etkisiz hale ge-tirmek için devamlı Holokost’un gölgesine sığınıldığında – anti-Semitizm ilİsrail devletinin belirli politikalarına yapılan eleştiriler arasındaki farkın altını çizmek yetmez; bir adım daha ileri gitmek ve bu bağlamda, Holokostkurbanlarının kutsal hatırasına saldıranın, onu halihazırdaki siyasi tedbirle-rini meşrulaştırmanın bir yolu olarak araçlaştıranın İsrail olduğunu söylemekgerekir. Bir başka deyişle, Holokost ile İsrail-Filistin gerilimi arasında mantıksal veya siyasal bir bağ olduğu kanısını dosdoğru reddetmeliyiz. Bunlarınikisi de baştan aşağı farklı fenomenlerdir: Birisi Avrupa tarihinde sağın mo-dernleşme dinamiklerine direnişinin bir parçasıdır; diğeri ise sömürgeleştirmtarihinin son fasıllarından biridir.

    Avrupa’da anti-Semitizmin yükselmekte olduğu inkâr edilemez. Örneğin

    İsveç’in Malmö kentindeki saldırgan Müslüman azınlığın Yahudileri sokaktageleneksel kıyafetleriyle gezmekten korkacak kadar taciz etmesi dosdoğruve tereddütsüzce kınanmalıdır. Anti-Semitizme karşı verilen mücadele ileİslamofobiye karşı verilen mücadele aynı mücadelenin iki veçhesi olarak görülmelidir.

    Ruth Klüger 2001’de yazdığı Still Alive: A Holocaust Girlhood Remembered adlı kitabının hatırda kalan bir pasajında, Almanya’daki bazı “ileridüzey doktora adaylarıyla” yaptığı bir sohbeti anlatır:

    Auschwitz’ten sağ kurtulan yaşlı bir Macar Yahudisiyle Kudüs’tetanıştığını, ama bu adamın yine de Araplara küfrettiğini ve on-

    12

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    13/62

    ları hakir gördüğünü söylemişti biri. Auschwitz’den gelen birinasıl olur da böyle konuşabilir diye soruyordu bu Alman. Soh-bete dahil olup belki gerektiğinden çok daha hararetli bir şekildekonuşmaya başladım. Ne bekliyordu ki? Auschwitz bir öğretim

    kurumu değildi . . . Orada hiçbir şey öğrenilmezdi, hele insan-lık ve hoşgörü hiç. Toplama kamplarından hiç ama hiç iyi birşey çıkmamıştı diyordum ve sesim yükseliyordu; o ise katarsis,arınma, hani şu tiyatrodan murat ettiğimiz şeyleri bekliyordu.Bu kamplar akla hayale gelebilecek en faydasız, en manasız te-sislerdi.

    Uç noktadaki deneyimlerde özgürleştirici bir şey olduğu, bu deneyimleringözlerimizi bir durumun nihai hakikatine açtığı krini terk etmek zorundayızTerörden çıkarılacak en bunaltıcı ders belki de budur.

    Türkçesi: Serap Güneş, Erkal Ünal

    13

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    14/62

    Dünya gözüyle?

    Pink Floyd — 1979 — The Wall

    MademkiAklına gelmişGösteriye gitmek istesem demişsinSıcak kargaşalı heyecanı duyup görmeyeUzaylının parıltısını.Söyle bana şekerim anlamadığın bir şey varsa.Bu değil miydi görmeyi beklediğin?Yok eğer bu donuk gözlerin ardındakini arayacaksanŞu kamuajların içinden kendine bir yol açmanGerekecek

    (In The Flesh?)

    14

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    15/62

    Kriz: Çağdaş dünyanın hakiki ve sahte çelişkisi

    Alain Badiou — 13 Nisan 2015 — fraksiyon.org

    Kapitalizm küresel genleşmenin doruğunda, semirmeye devam etmekte. Kriz-ler ve savaşlar da kapitalizmin gelişimindeki olağan ritme katkıda bulunuyor.

    Modernite her şeyden önce olumsuz bir gerçekliktir. Aslında, gelenektenayrılıştır. Kastları, asilleri, dini mecburiyeti, gençliğe adım ritüelleri, yeremitolojileri, kadın tahakkümü, babanın oğlanlar üzerinde mutlak iktidarı veküçük bir hakim grup ile mahkum emekçiler kitlesi arasındaki resmi bö-lünmesiyle eski dünyanın bitmesidir. Batı’da Rönesansla açığa çıkıp, 18.yüzyıldaki Aydınlanmayla pekiştirilen, ve üretim tekniklerinde açılan em-salsiz çığırlarla, ölçüm, dolaşım, iletişim araçlarının sürekli damıtılmasıylamaddeleşmiş bu hareketin üzerine hiçbir şey geri gelemezdi.

    Belki en çarpıcı nokta, gelenek dünyasından bu ayrılışın, insanlığı kavur-muş bu esaslı kasırganın sadece üç yüzyılda binlerce yıldır süregelen örgüt-

    15

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    16/62

    lenme biçimlerini silip süpürmüş olmasıdır. Bu ayrılış sebeplerini ve kapsamını algıladığımız öznel bir kriz yaratır; bunun en bariz yanlarından birisiözellikle genç insanların kendilerine bu yeni dünyada yer bulmakta karşılaştıkları aşırı ve artan zorluktur.

    Gerçek kriz budur. Bazen bunun nansal kapitalizmin krizi olduğunu sa-nıyoruz. Hayır — hiç de bile! Kapitalizm dünyanın her tarafında, her yerdegenişlemektedir, semirmeye devam etmektedir. . . Savaşlar ve krizler onungelişimindeki olağan ritme katkıda bulunur. Rekabet biçimlerinin temizlen-mesi ve kazananların harcanabilir kapitalin tahayyül edilebilen en yüksekrakamı ellerinde biriktirmelerini sağlaması açısından acımasız fakat bir okadar da gerekli araçlar da buradadır.

    Kesin bir nesnellikle bulunduğumuz yerden, yani kapitalin tekelleşmesiaçısından nerede olduğumuzu hatırlayalım: Dünya nüfusunun %10’u dö-ner sermayenin %86’sına sahiptir; %1’i %46’sına sahiptir ve dünya nüfusu-nun %50’si tam olarak hiçe, %0’a sahiptir. Neredeyse her şeye sahip olan%10’un, hiçbir şeye sahip olmayanlar ile asla eş tutulmak istemediğini ko-layca anlayabiliriz. Bunun gibi, geri kalan %14’ü paylaşan çok sayıda kişisahip oldukları varlığa sıkıca tutunmayı deli gibi arzular. İşte bu yüzdensık sık —ırkçılık ve milliyetçilik de bunda rol oynar— hiçbir şeyi olmaya

    %50’de gördükleri korkunç “tehdit” karşısında savunma duvarı kurulmasınadönük sayısız baskıcı tedbire destek verirler.O halde diyebiliriz ki, Occupy Wall Street hareketinin halkı birleştirdiği

    varsayılan “Biz %99’uz” sloganı tamamen boştur. Batı dediğimiz varlıkaslında, %10’luk hakim aristokrasiye ait olmasalar da küreselleşmiş kapi-talizme küçük-burjuva destek bölüğü olan insanlarla dolu; şu meşhur ortasınıf olmasaydı demokratik vahanın hayatta kalma şansı hiç olmazdı. As-lında %99 olmanın —simgesel olarak da— yanına bile yaklaşamayan WallStreet işgalcisi cesur genç insanlar (aslında en başından beri) “hareket” par-tisi bitince kaybolmaya mahkum, kenetlenmiş bir demet insandan fazlasınıtemsil etmiyordu. Elbette, hiçbir şeye sahip olmayan veya gerçekten çok azşeye sahip olanların gerçek kitlesine kendilerini kalıcı anlamda bağlamayı becerselerdi; yani %14’te bir payı olanlar —özellikle entelektüeller— ile, halkıhiçbir şeyi olmayan %50’sini (en başta işçiler ve köylüler, sonra orta sınıfındaha alt, en güvencesiz, en kötü ücretli tabakası) çaprazlayan bir politikyol izleyebilselerdi, işler değişirdi. Bu politik stratejinin mümkünatı vardır—60lar ve 70lerde Maoizm bayrağı altında denenmiştir. Daha yakın zamandada Tunus ve Kahire’deki iş(ti)gal [occupation ] hareketlerinde, hatta Oak-land’de bile (iskele işçileriyle etkin bir bağlantının en azından ana hatları

    16

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    17/62

    bulunmaktaydı) bu denenmiştir. Her şey, mutlak olarak her şey, bu itti-fak ve uluslararası düzeyde politik örgütlenmeyle gelecek belirleyici uyanış[rönesansa ] bağlıdır.

    Fakat mevcut durumda —bu hareket aşırı zayıf haldeyken— gelenektenayrılışın, küresel kapitalizmin yapılandırdığı dünyada meydana getirdiği nes-nel, ölçülebilir sonucu, ancak demin bahsettiğimiz şey, yani küçücük biroligarşinin kendi yasasını, hem yalın asgari yaşamkalım düzeyindeki halkınezici çoğunluğuna, hem de Batılılaşmış —yani tabi kılınmış ve kısır— ortasınıara dikte etmesi olabilir.

    Peki toplumsal ve öznel düzeyde ne oluyor? 1848’de Marx bize bu ger-çekliğin çarpıcı bir tarini vermişti, onun kendi çağına kıyasla şimdi bu tari

    ebediyen daha geçerlidir. Yaşına rağmen inanılmaz genç kalmış bu metindenbirkaç satırı alıntılayalım:

    Burjuvazi, üstünlüğü ele geçirdiği her yerde, bütün feodal, ata-erkil, romantik ilişkilere son verdi. . . Dinsel tutkuların, şöval-yece coşkunun, darkafalı duygusallığın en ilâhi vecde gelme-lerini, bencil hesapların buzlu sularında boğdu. Kişisel değeri,değişim-değerine indirgedi. . . Burjuvazi, şimdiye dek saygı du-

    yulan ve saygılı bir korkuyla bakılan bütün mesleklerin halelerinisöküp attı. Doktoru, avukatı, rahibi, şairi, bilim adamını kendiücretli emekçisi durumuna getirdi. 2

    Burada Marx gelenekten ayrılmanın—burjuva kapitalist bir biçim aldığında—insanlığın simgesel örgütlenmesinde gerçekte ne kadar devasa bir kriz açtı-ğını tarif ediyor. Cidden binlerce yıl boyunca insan yaşamındaki fıtri farklarhiyerarşik biçim altında düzenlenmiş ve simgelenmişti. En önemli ikiliklermesela yaşlı ve genç, adamlar ve kadınlar, ailemin içinde ve dışında, yoksullar ve muktedirler, benim mesleğim ve diğerleri, yabancılar ve hemşerilerasiler ve imanlılar, avamlar ve soylular, kasaba ve kır, kol gücüyle çalışanlarve beyin gücüyle çalışanlar — bunlar hep (dilde, mitolojilerde, ideolojilerdeve tesis edilmiş dinsel modellerde) birbiriyle üst üste örtüşen birçok hiye-rarşik sistemden oluşan bir küme içinde herkesin yerini tayin eden düzenliyapılara müracaat ile ayırt edilirdi. Mesela soylu bir kadın kocasının astıydıama avam bir adamın üstüydü; zengin bir burjuva bir dük karşısında dizçökerdi, ama hizmetkarları da onun karşısında diz çökerlerdi; bunun gibi, şuveya bu Kızılderili kabilesinden bir kadın, kendi kabilesinden bir savaşçınıgözünde neredeyse bir hiç iken, (belki bu savaşçının nasıl işkence edeceğin

    2Komünist Parti Manifestosu (Marks & Engels). Kaynak: kurtuluscephesi.com

    17

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    18/62

    kararlaştırdığı) başka kabileden bir esirin gözünde neredeyse en muktedirkişiydi. Ve Katolik Kilisesinin yoksul bir müridi kendi papazına göre çok aönem taşırken, Protestan bir asiye kıyasla kendisini en seçkin kişilerden birisayabilirdi, hatta bunun gibi, azat edilmiş bir adamın oğlu, tamamen ba-

    basına bağlı da olsa, kocaman bir ailenin başındaki bir siyah adamı kendikişisel kölesi yapabilirdi.Böylece bütün geleneksel simgeleme, bireylerin toplumdaki yerlerini be-

    lirleyen düzenli bir yapıya, dolayısıyla bu yerler arasındaki ilişkilere yaslanyordu. Gelenekten kopuş ise aslında, genel üretim sistemi olarak kapitalizmingerçekleştirdiği haliyle, etkin herhangi yeni bir simgeleme önermez, bununyerine sadece ekonominin acımasız ve bağımsız oyununu getirir: Marx’ın“bencil hesapların buzlu suları” dediği şeyin tarafsız, simgesiz hükmünü ge-tirir. Bunun sonucu simgelemede tarihsel bir krizdir. Bugünkü gençlik buyüzden büyük bir yönelim ıstırabı çekmektedir.

    Tarafsız bir özgürlük örtüsü altında paradan başka hiçbir evrensel gön-derge önermeyen bu krizle yüzyüze gelindiğinde, olası iki çözüm olduğuninanmamız beklenir. Ya “kriz yoktur ve olamaz” dememiz ve tarafsız pa-zar hesaplamaları altında ezilen liberal “demokratik” özgürlükler modelin-den daha iyi hiçbir şey bulunamayacağını iddia etmemiz; ya da geleneksel

    —yani hiyerarşik— simgelemeye dönülmesi için tepkisel bir arzu duymamıbeklenir.Benim görüşüme göre bu rotaların ikisi de çok tehlikeli çıkmazlardır, ve

    giderek daha çok kan döken bu ikili çelişki insanlığı sonu gelmez bir savaşladöngüsü içine çekmektedir. Hakiki çelişkinin rol oynamasını engelleyen sahteçelişkilerde karşılaştığımız sorun tamamen budur. Düşünce ve eylemimizinçerçevesini kurması gereken hakiki çelişkide karşı karşıya konan şeyler, hiyerarşikleştiren simgesel gelenekten kaçınılmaz ayrılışın iki farklı kurgusudurBir yanda Batılı kapitalizmin korkunç eşitsizlikler ve hastalıklı çalkantılaryaratan simgesiz kurgusu, öbür yanda Marx ve çağdaşlarının eşitlikçi birsimgeleme icat etmeyi önermesinden beri genelde “komünizm” denilen kur-gudur.

    Komünizmin geçici tarihsel yenilgisinden —SSCB ve Çin’de devlet sosyalizminin başarısızlığından— sonra, modern dünyanın asli çelişkisi sahtebir çelişkiyle maskelenmiştir. Gelenekten ayrılma ile yüzyüze gelindiğinde

    sahte bir çelişki tesis edilmiştir: Bunun bir yanında baskın Batı’nın tarafsız,kısır, saf olumsuzluğu; öbür yanında ise sık sık dinsel anlatıların çarpıtılmaskılığına giren faşist bir tepki vardır — eski hiyerarşilere dönülmesini önerive bu uğurda gerçek zayıığını maskelemek üzere tasarladığı görkemli bir

    18

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    19/62

    şiddet uygular.Aralarındaki çatışmalar ne kadar şiddetli gözükse de, bu varsayılan kar-

    şıtlık her iki tarafın çıkarlarına da hizmet eder. İletişim araçları üzerindekidenetimleri yoluyla genel çıkarlara el koyarlar ve her bir kimseyi “Batı yahut Barbarlık” arasında sahte bir tercih yapmaya zorlarlar. Böyle yapmakla,insanlığı felaketten kurtarabilecek tek küresel kararlaşmanın ilerleyişini dur-dururlar. Bu kanı —ben buna bazen komünist kir diyorum— gelenektenayrılış hareketinin içinde bile eşitlikçi bir simgeleme yaratmaya çalışmamızgerektiğini ilan eder. Eşitlikçi simgeleme, kaynakların kolektieştirilmesineeşitsizliklerin etkin olarak yok edilmesine, ve —eşit öznel haklar arasında—farklılıkların tanınmasına rehber olabilecek, düzen ve biçim verebilecek, nihayetinde devlet tarzındaki ayrık yetke biçimlerinin solup gitmesini sağlayacakistikrarlı bir öznel katman olmalıdır.

    Yani öznelliğimizi tamamen yeni bir göreve adamamız gerekir: İki cephedebirden mücadele ederek —hem simgelemenin kapitalist hesapların buzlu su-larında boğulmasına karşı, hem de eski düzeni geri getirmeye niyetli tepkisefaşizme karşı— kaynakların toptan paylaşımına dayanan, müşterek kural-ları yaygın kurallara dönüştürerek farklılıkları tekrar ve yeniden yapılandıraneşitlikçi bir simgelemenin icat edilmesi.

    Bize —Batı’daki insanlara— gelirsek, biz en başta bir kültürel devrim iler-leyişine girmeliyiz: Yani olan bitene dair görüşümüzün diğer herkesten üstünolduğuna dair mutlak arkaik kanımızı silkeleyip atmalıyız. Aslında mevcutgörüşümüz, 19. yüzyılda kapitalizmin duyusuz, acımasız eşitsizliğinin ilk büyük eleştirmenlerinin arzuları ve öngörülerinin halen çok gerisindedir. Ayrıcabu büyük önceller şunu da görmüşlerdir: Politikanın demokratik sayılan ör-gütlenme, gülünç seçim ritüelleri ile, politikanın toptan rakiplik ve hırsınyüksek çıkarlarına tabi kılınması üzerinde bir örtüden ibarettir. Bu eleş-tirmenlerin —sözünü esirgemeyen netlikleri ile— “parlamenter gerzeklik”dedikleri acınası gösteriyi bugün her zamankinden iyi görebiliriz.

    “Batılı” kimliğin kitlesel olarak terk edilmesi, tepkisel faşizmlerin mutlakreddi ile birleşerek, eşitlikçi değerlerimizin gücünü doğrulayabilmemiz içigereken olumsuz zamanı teşkil eder. Sahte çelişkinin oyuncakları olmamamızve kendimizi gerçek çelişki içinde tesis etmemiz, öznellikleri değiştirecektirve en sonunda, özel mülkiyet ve rekabeti kaldırarak onların yerine Marx’ın

    “özgür üreticiler birliği” dediği şeyi koyacak politik kuvveti icat etmelerineolanak sağlayacaktır.Türkçesi: Evrim Şaşmaz, Işık Barış Fidaner

    19

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    20/62

    Kapital’den bir cümle ve paragraf

    Karl Marx

    In a rst approach, commodity fetishism is “a denite social relation be-tween men, that assumes, in their eyes, the fantastic form of a relationbetween things.” [Karl Marx 1867 Capital Vol 1 p.77] — Slavoj Žižek 1989Sublime Object of Ideology p.14

    Bir ilk yaklaşım olarak denebilir ki meta fetişizmi “insanların gözünde fantastik bir biçime, şeyler arasındaki bir ilişki biçimine bürünen, insanlar ara-sındaki belirli bir toplumsal ilişkidir.” [Karl Marx 1867 Kapital Cilt 1 s.77— Slavoj Žižek 1989 İdeolojinin Yüce Nesnesi (TR: Tuncay Birkan) s.39

    Sol Yayınlarınca bastırılan Alaattin Bilgi türkçesiyle (s.82):Demek ki, metaın gizemli bir şey olmasının basit nedeni, onun içinde insanemeğinin toplumsal niteliği, insana, bu emeğin ürününe nesnel bir nitelikdamgalamış olarak görünmesine dayanmaktadır; üreticilerin kendi toplamemek ürünleri ile ilişkileri, onlarla kendi aralarında bir ilişki olarak değil deemek ürünleri arasında kurulan toplumsal bir ilişki olarak görünmesindedir.Emeğin ürünlerinin, metalar haline, niteliklerinin duyularla hem kavranabi-lir hem de kavranamaz toplumsal şeyler haline gelmelerinin nedeni budur.

    Bunun gibi, bir nesneden algılanan ışın, bize, görme sinirimizin öznel etki-lenmesi olarak değil de, gözün dışında bir şeyin nesnel biçimi gibi geliyorOysa, görme olayında her zaman, ışının bir şeyden başka bir şeye, dıştaki birnesneden göze ilen geçmesi sözkonusudur. Fiziksel şeyler arasında zikse

    20

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    21/62

    bir ilişki vardır. Ama metalarda bu farklıdır. Şeylerin, quâ [ki bu] metalarınvarlığı, ve bunlara meta damgasını vuran emek ürünleri arasındaki değerilişkisi ile bunların ziksel özellikleri ve bu özelliklerden doğan maddi ilikiler arasında mutlak olarak bağ yoktur. Burada, insanlar arasındaki belirli

    toplumsal ilişki, onların gözünde, şeyler arasında düşsel bir ilişki biçimine bürünüyor. Bu nedenle, benzer bir örnek vermek için, din aleminin sislerlekaplı katlarını dolaşmanız gerekir. Bu alemde, insan beyninin ürünleri, ba-ğımsız canlı varlıklar gibi görünür, ve hem birbirleriyle, hem de insanoğlu ililişki içine girerler. İşte metalar aleminde de, insan elinin yarattığı ürünleriçin durum aynıdır. Emek ürünlerine, meta olarak üretildikleri anda yapışı-veren ve bu nedenle meta üretiminden ayrılması olanaksız olan şeye, ben,fetişizm diyorum.

    Yordam Yayınlarınca bastırılan Mehmet Selik ve Nail Satılgan türkçesiyle(s.82):Demek ki, meta biçiminin esrarlı bir şey oluşunun nedeni, basitçe, insanlara,kendi emeklerinin toplumsal niteliğini, emek ürünlerinin nesnel nitelikleri olarak, bu şeylerin toplumsal doğal özellikleri olarak yansıtması ve dolayısıylaüreticilerle toplam emek arasındaki toplumsal ilişkiyi de, şeyler arasındaki,üreticilerin dışında var olan bir toplumsal ilişki olarak göstermesidir. Emekürünlerinin metalar, yani duyusal olarak algılanamaz ya da toplumsal şeylerhaline gelmesinin nedeni işte budur. Benzer şekilde, bir şeyin görme siniriüzerindeki ışık etkisi, kendisini, görme sinirinin kendi öznel duyarlılığı olaradeğil, gözün dışındaki bir şeyin nesnel biçimi olarak gösterir. Ama, görmeolayında, gerçekten de, bir şeyden, yani dışarıdaki nesneden, bir başka şeye,yani göze, ışık fırlatılır. Bu, iki ziksel şey arasındaki bir ziksel ilişkidiBuna karşılık meta biçimi ve bunun kendisini ortaya koymasına aracılık edenemek ürünlerinin değer ilişkisi, kendi ziksel doğaları ve bundan kaynaklanan nesnel ilişkilerle hiçbir bağlantıya sahip değildir. Burada, insanlar içinşeyler arasındaki hayal ürünü bir ilişki biçimini alan, insanların kendilerininbelirli toplumsal ilişkisinden başka bir şey değildir. Bunun için de, bir ben-zetme yapmak istersek, din dünyasının sisli bölgesine yükselmemiz gerekirBurada, insan kafasının ürünleri, kendilerine özgü hayatları olan, kendi ara-larında ve insanlarla ilişki halindeki bağımsız biçimler gibi görünür. İnsanelinin ürünleri olan metalar dünyasında da böyledir. Emek ürünleri meta-lar olarak üretilmeye başlar başlamaz onlara yapışan ve dolayısıyla da metaüretiminden ayrılmaz olan bu şeye fetişizm adını veriyorum.

    21

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    22/62

    Albert Dragstedt ingilizcesiyle (marxists.org):A commodity is therefore a mysterious thing, simply because in it the socialcharacter of men’s labour appears to them as an objective character stam-ped upon the product of that labour; because the relation of the producersto the sum total of their own labour is presented to them as a social re-lation, existing not between themselves, but between the products of theirlabour. This is the reason why the products of labour become commodi-ties, social things whose qualities are at the same time perceptible andimperceptible by the senses. In the same way the light from an object isperceived by us not as the subjective excitation of our optic nerve, but asthe objective form of something outside the eye itself. But, in the act of seeing, there is at all events, an actual passage of light from one thing toanother, from the external object to the eye. There is a physical relationbetween physical things. But it is different with commodities. There, theexistence of the things quâ commodities, and the value relation betweenthe products of labour which stamps them as commodities, have absolutelyno connection with their physical properties and with the material relationsarising therefrom. There it is a denite social relation between men, that assumes, in their eyes, the fantastic form of a relation between things. Inorder, therefore, to nd an analogy, we must have recourse to the mist-enveloped regions of the religious world. In that world the productions of the human brain appear as independent beings endowed with life, and en-tering into relation both with one another and the human race. So it is inthe world of commodities with the products of men’s hands. This I call theFetishism which attaches itself to the products of labour, so soon as theyare produced as commodities, and which is therefore inseparable from theproduction of commodities.

    22

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    23/62

    Fiilî ile Virtüel3

    Gilles Deleuze — 1995 — Dialogues

    Felsefe çoklukların kuramıdır. Her çokluk ilî ve virtüel öğelerden müteşekkildir. Saf ilî nesneler varolmaz. Her ilî şey kendisini bir virtüel imgelebulutuyla sarmalar. Bu bulut eş-varoluş içinde az çok uzanımlanmış dev-relerin bir dizisidir. Virtüel imgeler bu dizi boyunca dağıtılır ve bu dizi etrafında koşar. Bu virtüeller hem türce hem de onları neşreden ve soğuranilî partiküllere yakınlık derecelerine göre çeşitlenirler. Onlara virtüel den-mesinin ölçüsü, neşir ve soğurularının, yaratı ve yokedilerinin imgelenebileen kısa süreğen süreden daha kısa bir zaman süresinde olmasıdır; onlarıbir kesinsizlik veya belirsizlik ilkesine tabi tutan işte bu kısalıktır. Virtü-eller, ilî olanı çevrelerken, durmaksızın kendilerini yenilemek üzere başkvirtüeller neşreder, sonra onlar onu sarmalar ve dönüp ilî olanı tepkiler:‘virtüelin bulutunun kalbinde daha bile yüksek düzende bir virtüel bulunur. . . her virtüel partikül kendisini virtüel bir kosmos ile sarmalar ve her birisırayla süresizce yine böyle yapar.’4 Bir algıyı bir partikül ile benzeştiren,dinamiğindeki dramatik özdeşimdir: ilî bir algı kendisini virtüel imgelerinbir bulutuyla sarmalar. Bu bulut giderek daha uzak, daha büyük, birbiriniyapan ve kaldıran hareketli devreler üzerine dağıtılmıştır. Bunlar farklı çeşit-lerden hafızalardır, ama onlara yine virtüel imgeler denir çünkü hızları veyakısalıkları onları da bir bilinçdışı ilkesine tabi kılar.

    Karşılıklı ayrıştırılamazlıkları sayesinde virtüel imgeler ilî nesneler üzerine tepkilenebilirler. Bu perspektifte, virtüel imgeler bir süremi sınırlarlar,

    3Gerçel ile Görcül’ün (NO FÜTUR) versiyonudur.4Michel Cassé, Du vide et de la création (Paris: Éditions Odile Jacob), s. 71-2. Ayrıca

    bkz. Pierre Lévy’nin çalışması, Qu’est-ce que la virtuel? (Paris: Éditions de la Déco-uverte).

    23

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    24/62

    bütün çemberler birlikte de alınsa her biri ayrı da alınsa, her vakada imge-lenebilir azami zamanla belirlenen bir uzamı sınırlarlar. Fiilî nesnenin çeşitlyoğunluklardaki katmanları, virtüel imgelerin bu az çok uzanımlanmış çem-berlerine karşılık gelirler. Bu katmanlar, kendileri virtüel de olsalar, ilî nesne

    onlar üzerinde virtüelleşiyor da olsa, nesnenin toplam güdüsünü teşkil eder-ler5. İçkinlik düzlemi, ilî nesnenin çözünümünün olduğu yer olarak, hemnesne hem imge virtüel olduğunda teşkil edilir. Fakat ilî olanın başındangeçen ilîleşme süreci, nesne üzerinde olduğu kadar imge üzerinde de et-kisi olan bir süreçtir. Zamansal bileşim-ayırmaların regüler veya irregüleroluşuna göre virtüel imgelerin süremi parçalanır, uzamı biçilir. Virtüel nes-nenin toplam güdüsü, kısmi süreme karşılık gelen kuvvetlere, biçilmiş uzamkateden süratlere ayrılır6. Virtüel, içkinlik düzleminde onu biçen ve bölen

    tekilliklerden hiçbir zaman bağımsız değildir. Leibniz’in gösterdiği gibi kuvvet, ilîleşme süreci içinde bir virtüeldir, seyahat ettiği uzay gibi. Düzlemböylece süremdeki biçmelere göre, virtüelin ilîleşmesini işaretleyen kuvvebölünmelerine göre bir düzlemler çokluğuna bölünür. Ama bütün düzlemlerilî olana çıkan yolu izleyen tek bir düzlemde birleşir. İçkinlik düzlemi hemvirtüeli hem de ilîleşmesini eş-zamanda içerir, ikisi arasında tayin edilebilibir sınır bulunmaz. Fiilî, tamamlayıcıdır ya da üründür, ilîleşmenin nesne-sidir, virtüelden başka hiçbir özneye sahip değildir. Fiilîleşme virtüele aittir.

    Virtüelin ilîleşmesi tekilliktir, ilî olanın kendisi ise teşkil edilmiş bireyliktFiilî, bir meyve gibi düzlemden düşer, ilîleşme ise onu yeniden düzlemlilişkilendirir, nesneyi yeniden bir özneye döndürür gibi.

    II

    Şimdiye dek ilî olanın giderek daha uzanımlanmış, daha uzak ve daha türlüvirtüelliklerle sarmalandığı vakaları düşündük: bir partikül geçicilikler yaratırbir algı hafızaları uyarır. Ama tersine hareket de olur: burada, çemberler da-raldığından, virtüel, ilî olana daha yakınlaşır, ikisi de daha az ayrık olurlar.Sadece ilî nesne ile virtüel imgesini bağlayan bir içsel devreye gelirsinizilî bir partikül virtüel ikizine sahiptir, o da ondan neredeyse hiç ıraksa-maz; ilî bir algı kendi hafızasına sahiptir, bir çeşit dolaysız, müteakip hattaeş-zamanlı ikiz olarak. Çünkü, Bergson’un gösterdiği gibi, hafıza nesneninalgılanmasından sonra biçimlenen bir ilî imge değildir, nesnenin ilî algı

    5Henri Bergson, Matière et la memoire (Paris: Éditions du centenaire), çev. N. M.Paul and W. S. Palmer as Matter and Memory (New York: Zone Books, 1991), p.

    250/104; İkinci ve üçüncü bölümler hafızanın virtüelliğini ve ilîleşmesini analiz ediyor.6Bkz. Gilles Châtelet, Les Enjeux du mobile (Paris: Éditions du Seuil), s. 54-68 (’vir-

    tüel sürat’lerden ’virtüel biçme’lere).

    24

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    25/62

    sıyla eş-varolan bir virtüel imgedir. Hafıza ilî nesneyle zamandaş bir virtüeimgedir, onun ikizidir, onun ‘ayna imgesidir’,7 Şangaylı Hanım’daki aynanınbir karakteri denetimine alması, onu içine çekmesi ve onu salt bir virtüellikhaline getirmesi gibi; bu yüzden ilî nesne ile virtüel imgesi arasında bi

    kaynaşım ve bölünüm, veya bir salınım, durmaksızın bir mübadele bulunurvirtüel imgenin ilîleşmesi hiçbir zaman durmaz. Virtüel imge bir karakteriniliyatının tamamını soğurur, aynı zamanda, ilî karakter bir virtüelliktenfazlası değildir. Virtüel ile ilî arasındaki bu durmaksızın mübadele bir kristali tanımlayan şeydir; ve kristallerin belirdiği yer içkinlik düzlemidir. Fiilî ivirtüel eş-varolurlar, ve birinden diğerine sürekli yeniden izini sürdüğümüzsıkı bir devreye girerler. Bu artık bir tekilleşme değil, süreç olarak bir bireyleşmedir, ilî ile onun virtüeli: artık bir ilîleşme değil, bir kristalleşme. Sa

    virtüelliğin artık kendisini ilîleştirmesi gerekmez, çünkü o en sıkı devreybiçimlediği ilî olanın kesin bir bağlaşığıdır. Ayrık nesneler var da ‘ilî’ v‘virtüel’ terimlerini onlara tayin edemiyor değiliz, daha ziyade bu ikisi ayıredilemezdir.

    Fiilî nesne ile virtüel imge, virtüelleşen nesne, ilîleşen imge, hepsi temeoptikte ele alınan gürlerdir8. Virtüel ile ilî arasındaki bu ayrım zamandakien asli ayrılışa karşılık gelir, yani farklılaşmanın geçtiği iki büyük çeşmeyemevcut anın geçmesi, ve geçmişin muhafazası. Mevcut an süreğen zamandaölçülmüş verili bir değişkendir, tek-yönlü sayılan bir harekettir, mevcut anbu zamanın tüketilmesine kadar geçer. Fiilî, mevcut anın bu geçmesi iletanımlanır. Virtüelin geçiciliği ise, tek bir yöndeki asgari hareketi işaretleyenzamandan daha küçük bir zaman uzayında belirir. İşte bu yüzden virtüel‘geçici’dir, ama virtüel, geçmişi muhafaza da eder, çünkü bu geçicilik yöndeğişimleri karşısında sürekli dakik ayarlamalar yapmaktadır. Tek yönde im-gelenebilir süreğen zamanın en küçük süresinden daha küçük zaman süresiaynı zamanda en uzun zamandır, her yönde imgelenebilir süreğen zamanınen uzun biriminden daha uzundur. Mevcut anın geçmesi, geçicinin mu-hafazası ve kendini-muhafazası, her birisi kendi ölçüm ölçeğine göre olur.Virtüeller onları ayıran ilîlerin tepesinde dolaysızca iletişirler. Zamanın ikyanı, geçmekte olan mevcut anın ilî imgesi ile muhafaza edilmiş geçmişinvirtüel imgesi, aralarındaki sınırlar tayin edilemez de olsa ilîleşme süresincayırt edilebilirler, fakat kristalleşme süresince ayırt edilmezcesine mübadele

    7Henri Bergson, L’Énergie spiritulle , ’mevcut anın hafızası’, s. 917-20. Bergson giderek

    genişleyen çemberlere yönelen ve giderek daralan çemberlere yönelen iki harekette ısrarediyor.8Optik disiplini ilî nesne ile virtüel imgeyi başlangıç-noktaları olarak alır ve nesnenin

    virtüelleşmesinin, imgenin ilîleşmesinin ne şartlar altında olduğunu gösterir, sonra dahem nesne hem de imgenin nasıl ilîleştiklerini ya da virtüelleştiklerini gösterir.

    25

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    26/62

    ederler, her birisi diğerinin rolüyle ilişkilenir.Fiilî ile virtüel arasındaki ilişki bir devre biçimini alır, ama bunu iki yolda

    yapar: ilî bazen virtüellere atıf yapar, virtüelin ilîleştiği muazzam devre-lerdeki diğer şeylere yaptığı gibi; ilî bazen de virtüele kendi virtüeli olaraatıf yapar, virtüelin ilî ile kristalleştiği en küçük devrelerde. İçkinlik düzlemhem virtüelin diğer terimlerle ilişkisi olarak iliyatı, hem de virtüelin mübadele edildiği bir terim olarak ilî olanı içerir. Ne olursa olsun, ilî ile virtüarasındaki ilişki iki ilî arasında tesis edilen ilişkinin aynısı değildir. Fiilî olalar halihazırda teşkil edilmiş bireyleri gerektirir, ve sıradanlıkla belirlenirlerilî ile virtüelin ilişkisi ise eyleyen bir bireyleşme veya vaka vaka belirlenmemuhtaç hayli özgül ve dikkate değer bir tekilleşmeyi biçimlendirir.

    EN: Eliot Ross Albert

    26

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    27/62

    Güneşin kalbine göre yapın ayarlamaları

    Pink Floyd — 1968 — A Saucerful of Secrets

    Azar azar gece döner arkasınıŞafakta titreyen yaprakları sayarakNilüferler özlemle yaslanır birbirineSaçak altında kırlangıç dinlenir

    Güneşin kalbine göre yapın ayarlamaları

    Dağın üzerinden gözetçiyi gözeterekKırıyor karanlığı asmaları uyandırarakBir santim aşk bir santim gölge ederAşk şarabı olgunlaştıran gölgedir

    Güneşin kalbine göre yapın ayarlamalarıGüneşin kalbine göre, güneşin kalbine göre

    27

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    28/62

    Duvara doğru celallenen adama bakınSoruları Cennete göre şekillendirirGüneş akşam batsa da batmasa da o

    Vermesi gerektiğini hatırlayacak mı?

    Güneşin kalbine göre yapın ayarlamalarıGüneşin kalbine göre, güneşin kalbine göre

    (Set The Controls For The Heart Of The Sun)

    28

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    29/62

    Uzakınlık

    Jacques-Alain Miller — 2008 — The Symptom 9 (lacan.com)

    Lacan’ın “yakınlık” [intimité ] teriminden türettiği uzakınlık [extimité ] te-rimi, Seminer’de iki üç kere geçer. Bu terimi bir ifadelendirmeye, bir yapıydönüştürmek, onu bir S 1 olarak üretmek, böyle bir imleyenle ilk karşılaşma-nın vereceği kafa karışıklığının ötesine ulaşmak bize düşecektir.

    1. SAnalistlere göre, salt analiz deneyimine atıf yapmak yanıltıcı olur; zira

    Freud ve Lacan’ın çalışmaları da bizim psikanalizle olan ilişkimizin parçasıdır. Ve Lacan’ın Seminer’inin ilk on yıllık konusunu oluşturan Freudcumetinler üzerine tefsirlerin, Orta Çağların lectio’suna benzemediği söyle-nemez. O zamanlar, bir ustanın dersi üç kısma bölünürdü: littera , sensus ve sententia . Littera metnin inşa edilme düzeyidir, en gramatik düzeydir;sensus imlenenin düzeyidir, aleni ve kolay anlam düzeyidir; sententia iseanlamın derinden anlaşılmasıdır. Ancak bu sententia düzeyi tefsir disiplininigerekçelendirebilir.

    Lacan’ın öğretisinin koyduğu mesele tam olarak şudur: Freud’un bir tef-siri bu öğretinin değişmezlerinden biridir. Dahası, kendi deyişlerinden Lacandüsturlar veya sententia ’lar yapar (Orta Çağda bu sözcük “basmakalıp”anlamına da gelirdi). Böylece Lacan, Lacan’dan nelerin tekrarlanması gere-keceğini Başkasının seçmesine izin vermez — çünkü basit formüllerle, ya daen azından basit gözüken formüllerle ifade ederek kendi düşüncesini biçim-leştirir. “Bilinçdışı bir dil gibi yapılanmıştır.” “Arzu Başkasının arzusudur.”ve “İmleyen özneyi bir başka imleyene göre temsil eder” Lacan’ın senten-tia ’larıdır. Mevcut görevimizin bir kısmı bu sententia’ları elden geçirerek birorilegium içinde derlemektir. Bunu Lacan için yaparız, çünkü o kendisinisözcüğün ortaçağdaş anlamıyla bir otör , yani ne dediğini bilen birisi sayıyorgözükmektedir.

    29

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    30/62

    Fakat sententia ’larına rağmen Lacan bir otör değildir. Onun çalışmasıbir öğretidir. Bunu dikkate almak zorundayız; şunu bilmeliyiz ki, bu yıl-dızı izlememiz, öğretiyi senkronize edip dogmalaştırmaktan kaçınmamızı,çelişkilerini, antinomilerini, çıkmazlarını ve zorluklarını gizlemekten ziyad

    vurgulamamızı gerektirir. Zira analiz deneyimi üstüne bir öğreti, ilerlemekteolan bir çalışmaya benzer, metin ile deneyim arasında bir gelgit hareketigerektirir.

    2. Uzakınlık [extimité ]Niye bu başlık? Birincisi, geçen yıl dikkatimi Lacan’ın öğretisindeki dörtlü

    yapıları toplamaya, geliştirmeye, ifadelendirmeye vermiştim; bunun sonu-cunda bana öyle geliyor ki uzakınlığın ele alınıp biçimleştirilmesi bu yapı

    lardan ayrı olarak yapılmalıdır. İkincisi, bu uzakınlık sorusunu görmezdengelemedim çünkü kendimi özellikle Simgeseldeki Gerçek meselesine vakfediyorum. İşe bakın ki uzakınlık, Lacan’ın simgeseldeki gerçeği sorunsal bitarzda adlandırmak için kullandığı terimdir. Üçüncüsü, bana öyle geliyor kibu terim büyük kristalleşme potansiyeline sahiptir. Bu noktadan yola çıkı-larak analiz deneyimindeki ve Lacan’ın öğretisindeki sorunlar tekrar düşü-nüldüğünde, pratiğimizden çıkmış bir dizi dağınık meselenin sahiden yerineoturduğu fark edilir. Dördüncüsü, bu “uzakınlık” ifadesi, dahili olanla harici

    olan arasındaki ikili-bölüntüde bulunması beklenen psişeciliğe dair yaygınzırvalardan kaçabilmek için gereklidir.Fakat gelin bu son şeyi nitelendirelim, zira bu ikili-bölüntü tatmin edici

    değildir demek yetmez; onun yerine gelecek bir ilişkiyi de ayrıntılandırmakzorundayız. Sahiden, bu dahili-harici ikili-bölüntüsüne kaymak o kadar ko-laydır ki, kendi kullanımımız için onun yerine geçecek başka bir ilişkiye ihtyaç duyarız, şu çizimle temsil edeceğimiz olası en basit ilişkiye:

    Lacan’ın bu çok basit şeması şu demektir: harici olan dahili olanda mev-cuttur. En dahili olan —“yakınlık”ın [l’intime ] sözlük tanımı böyledir—,analiz deneyiminde, bir hariciyet niteliği taşır. İşte bu yüzden Lacan uza-kın terimini icat etmiştir. Bu sözcük sahiden henüz kullanımda değil. Ama

    30

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    31/62

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    32/62

    yazmanın gerekçesi budur.Bu uzakınlık noktasının birçok kılıfı bulunur, bunlardan birisi de dinsel

    kılıftır. Aziz Augustine Tanrıdan bahsederken interior intimo meo , “en içoluşumdan daha dahili” der. Yani Tanrı burada (kendi içinde hiçbir sevilecekyanı olmayan) bu uzakınlık noktasını örten bir sözcüktür. Bu da şu şemayıgetirir:

    Burada öznenin çemberi yakınlığının en yakını [intime ] olarak Başkasınınuzakınlığını içerir. Belli bir anlamda bu, Lacan’ın, Başkasının söylemi olarakbilinçdışından bahsettiğinde, yakınlığımdan daha yakın olup beni kıpırdatanbu Başkası dediği şeydir. Ve radikalce Başkası olan bu yakını Lacan teksözcükle ifade etti: uzakınlık.

    Bu terimi psikiyatrik kliniğe uygulayarak, otomatizme, Başkasının ve onunsöyleminin mevcudiyeti altında yakınlığın tam merkezinde açıkça belirdiği ölçüde “uzakın otomatizm” diyebiliriz. Analiz kliniğinde, ilginçtir, tanıya dairtereddütler analistte her seferinde uzakınlığın işaretlendirildiği zaman çıkar,örneğin analist saplantı ile psikoz arasında kalır, başka bakımlardan biriçok açıkça diğerinden ayırt edilmiş olsa bile. Konuşan oluşa göre uzakın-lık sahiden o kadar yapısaldır ki hiçbir analist onunla asla karşılaşmadığınısöyleyemez, en azından kendi tereddüt etme deneyiminde karşılaşmıştır.

    4. a AŞimdi önceki şemamızdakinden farklı bir boyutu getirmek üzere, küçük

    a ’yı Başkasının ortasına koyalım. Yapı aynıdır ama bu sefer harici çemberBaşkasına aittir ve merkezi alanda, uzakınlık alanında, a iş(ti)gal eder

    Bu, önceki şemanın yadsınması değil, aynı yapının farklı bir değerlendirmeiçin yeni bir kullanımıdır. Tartışmamızın bu noktasına kadar, Başkası kav-ramını bariz bir şey gibi kullandık. Şimdi, uzakınlık sorusu bizi bu kavramsorunsallaştırmaya, Başkasının başkalığı sorusunu (Başkası gerçekte niyebaşkadır?) sormaya yöneltiyor.

    “Başkasının Başkası nedir?” Başkasının başkalığına zemin bulmak için

    32

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    33/62

    Lacan bu çok basit soruyu sorar. Bu Başkasının Başkasının özne olduğunusöylemek bizi pek ileri taşımazdı, tam olarak şu nedenle: analiz deneyimininöznesi hiçbir şey değildir, men edilmiş bir işlevdir.

    Lacan’ın birinci denemesi imleyenin Başkasının Başkasının, yasanın Baş-kası olduğunu öne sürmekti. Psikozlar üzerine makalesini bu hipotezle ne-ticelendirir 9. Başkasının önüne Yasayı çıkaracak bir Başkası varolacaktı.Bu bir üstdilin varolmasını, Yasa olmasını gerektirecekti, zira mutlak olarakYasa bir üstdildir.

    Sonraki Lacan, Lacan’ın aksine düşünerek, bunun zıttını söyler: “Başka-sının hiçbir Başkası yoktur,” yani “üstdil yoktur.” O bunu kime söyler? Obunu önceki Lacan’a söyler. Yani bu akılcılık çabasını dogmalaştırmayla ka-rıştırılması için bir sebep yoktur. Ayrıca belirtelim ki bu meşhur sententia ,“Başkasının hiçbir Başkası yoktur,” Babanın-Adının değersizleştirilmesini veçoğullaştırılmasını gerektirir. Ama aynı zamanda Başkasının başkalığına ze-min bulunmasında problem yaratır. Sahiden, nedir bu, bu Başkası, bir evren-sel işlev, bir soyutlama değil de nedir? Mesela peder Takatsuga Sasaki’ninverdiği tepki: bu türdeki soyutlamanın Japon dilinde imkansız gözüktüğünübize söylemesi, bu dilde hiçbir Başkasının olmadığını, onun yerine başkalıkve çoğulluğun çeşitli kategorilerinin bulunduğunu söylemesi, buna tanıklıkeder.

    Dinsel kılıf yoluyla tecrübe ettiğimiz Başkası, tümdeğerlidir. Bu tam olarakHıristiyanlıkta komşu denilen şeydir. Uzakınlığı boşa çıkarmanın bir yoludubu; yaygın olmanın, uygunluğa uygun olmanın zeminidir. Asli olarak, evren-sel olarak, bu uygunluğa aittir. Ama eğer Başkasının hiçbir Başkası yoksa,onun başkalığının zemini nedir?

    Başkasının hiçbir Başkası olmadığı zaman Başkasının başkalığının zeminiolan şey tam olarak jüisans tır. Başkasının gerçekten Başkası olması jüisans ile ilişkisi içinde olur. Demek ki hiçkimse, Başkasının başkalığının zemin

    9Bkz. “Psikozun herhangi bir imkanlı tedavisinin olup olmadığı üzerine.”

    33

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    34/62

    olarak, bir imleyeni alamaz, çünkü imleyenin kendi yasası birisinin diğeriyl(ve tersi) her zaman yerdeğiştirebilmesini gerektirir. İmleyenin yasası sahi-den tam olarak 1-2’nin yasasıdır, ve bu boyut içinde, sanki bir demokrasi,bir eşitlik, bir topluluk, bir barış ilkesi varmış gibidir. Artık görmeyi denedi

    ğimiz şey Başkasını başkası kılan şeydir, yani onu belirli, farklı kılan şeydive Başkasının başkalığının bu boyutu içinde, savaşı buluruz. Mesela ırkçı-lık, tam olarak, farkı içinde kavranan Başkasına dönük bir ilişki meselesidir.Ve ben hiç sanmam ki “hepimiz akran-oluşlarız” teması üzerine cömert veevrensel herhangi bir söylemin bu meseleye ilişkin herhangi bir etkisi olmuolsun. Neden? Çünkü ırkçılık, tam olarak Başkasının başkalığının zeminine,başka deyişle onun jüisans ına yönelen bir nefreti meydana çağırır. Eğer hiç-bir karar, hiçbir irade, hiçbir miktarda muhakeme ırkçılığı silip süpürmeye

    yetmiyorsa, bu sahiden, Başkasının uzakınlık noktası üstüne kurulu olmasın-dandır. Bizzat akran-oluşlara yönelen bir imgesel saldırganlık meselesindenibaret değildir bu. Irkçılık kişinin Başkasının jüisans ına dair ne hayal et-tiği üzerine kuruludur; jüisans ı Başkasının kendi deneyimleme yolundan, bubelirli yoldan duyulan nefrettir. Irkçılığın varoluş sebebinin İslamcı komşumuzun çok gürültülü partiler yapması olduğunu da pekala düşünebiliriz; neolursa olsun bu bir olgudur: gerçekteki mesele, onun kendi jüisans ını bizim-kinden farklı bir yoldan alıyor olmasıdır. Böylece Başkasının yakınlaşmas

    ırkçılığı kötüleştirir: yakınlaşma olduğu anda birbiriyle bağdaşmayan jüisans şekilleri karşı karşıya gelirler. Zira insanın komşusunu uzaktayken sevmesibasittir, yakındayken sevmesiyse farklı bir sorundur. Irkçı hikayeler her za-man Başkasının bir artakalan-keyif / fazlalık-keyif elde etme yoluna dairdir:ya çalışmıyordur veya yeterince çalışmıyordur, ya da işe yaramazdır veya biraz fazla faydalıdır, ama hal ne olursa olsun, ona her zaman layık olmadığıbir parça jüisans bahşedilmiştir. Bu yüzden hakiki tahammülsüzlük, Baş-kasının jüisans ına olan tahammülsüzlüktür. Tabii ki, ırkların varolduklarını

    inkar edemeyiz, ama Lacan’ın sözleriyle, söylem ırkları oldukları ölçüde, yanöznel konum gelenekleri oldukları ölçüde varolurlar.5. a ⊂ ABaşkasında neyin özne olduğu ekseriyetle vurgulanır. Mesela Lacan bilmesi

    beklenen-özneden bahsettiğinde, hiçbir zorluk yok gibi gözükür: Başkasındaözne olmanın bir yolu bulunur. Fakat biz başka bir şeye, Başkasında neyinnesne olduğuna dikkat çekmeliyiz. Bu meseleyi Lacan’ın iki semineri, Etik

    ve Aktarım ile geliştireceğiz.Şey (Das Ding ) ile Başkası arasındaki karşıtlık Etik ’te serimlenir. Bu anti-

    nomi üzerine muammalı bir çalışma yapılır — bu da das Ding’in uzun zaman

    34

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    35/62

    gizemle sarılı kalmasını açıklar. Ama öyledir ki, Etik ’ten hemen sonra gelenaktarım üstüne seminerde bu karşıtlık şöyle yazılabilecek bir ilişkiye dönüştürülür: a ⊂ A. Lacan bu dönüşümü felsefeden ödünç alınmış bir mecazlayapar, bugünlerde Silenus diye biliniyor, nesneyi, agalma yı kendi içinde ba-

    rındırır. Burada Lacan’ın öğretisindeki bir devrime tanık oluruz, zira bu iliş-kinin biçimselci olmaması, edebi, mitsel yolla kurulması, önceki gelişimlertamamen antagonistik gözükür. Başkası, Aktarım’da, artık imleyenin yerin-den ibaret değildir, artık nesne Başkasında içerilir — bu da biraz gizemligörünür çünkü Seminerde ele alınan sadece dahili olma ve harici olma kridir. Platon’un modeli de bundan öte değildir: Silenus’a benzeyen ama içindebaşka bir şey bulunan bir kılıf. O halde bu dahili ve harici olma modelinbiçimleştirmek zorundayız.

    Lacan’ın öğretisiyle gelen bir şey ancak yakın zamanda anlaşılmıştır: im-leyenin Başkasının değersizleştirilmesi. Yani “Başkası yoktur” diyebiliyordubu da Başkasını işlevli olmaktan alıkoymuyordu, zira birçok şey varolmadanişlevli olur. Fakat “Başkası yoktur” cümlesi, eğer a’nın buna karşın varolma-sını gerektirmiyorsa anlamsızdır. Lacancı Başkası, işlevli olan Başkası, gerçekdeğildir. Bu da a’nın gerçek olduğunu anlamamızı sağlar, a’nın artakalan-keyif / fazlalık-keyif olarak hem Başkasının başkalığının hem de SimgeselBaşkasında neyin gerçek olduğunun zemini oluşunun yolunu anlamamızısağlar. Bu entegre edici, dahil edici bir bağ meselesi değildir, uzakınlığınifadelendirilmesi meselesidir.

    Gelin bunu bir dersimi aksatan hadiseyle örnekleyelim: bomba korkusu10.Bomba yoktu. Ama varolmasa da etkisini üretebildiğinin kanıtı vardı. Dersimleyenin düzenine aittir ve öğretime adanmış bir yerde yürütülmektedir,derken bir nesne gelir ve, belirtmeliyim ki, büyük bir etkisi olur, ama onunnerede olduğunu kimse bilmez. Şunu kanıtlamış olduk: bu nesnenin “Bomba!

    imleyeniyle tam belirdiği anda, Başkası boşaltılır, gözden kaybolur. Geridesadece nesne kalır, bir çöldeki nesne.A ve a arasında varolan antinominin güzel bir örneğidir bu. Ve bu an-

    tinomi a ⊂ A diye yazdığımız formüle uygundur. Zira bu nesne, bomba—varolmayan haliyle, yarın veya gelecek hafta patlayabilecek haliyle mü-kemmel tesir gösteren bu nesne— Başkasının söyleminin sonucudur. Doğalbir görüngü değildir, deprem değildir; bir cevher değildir, aksine, bu bir so-nuçtur, bilim söyleminin bir ürünüdür. “Bomba!” cümlesi, sözceleme özne-sinin [söylenişin] mevcudiyetinin sözcenin [söylenenin] mevcudiyetine ihtiya

    1019 Şubat 1986’daki ders bir bomba korkusu ile aksadı ve aynı akşam başka bir yeretaşındı.

    35

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    36/62

    duymadığını kanıtlamak için Lacan’ın incelediği kesişimler düzeyinde bulunur. Aynı zamanda bu cümle imleyen ile nesne arasındaki ilişkiye dair açıkbir belirti sunar. Sahiden, “Bomba!” imleyeni bombaya dönük hakiki bir atıf olsa da, yine de bu bombayı temsil etmez; bombanın nerede olduğunu söy-

    lemez. Yani bu imleyen ile nesne arasında bir bağ vardır, ama “Bomba”nınbu bombanın imleyeni olduğunu söyleyemeyiz. Bunun en iyi kanıtı şudurkimse patlamasın diye gidip bombayla konuşma krine kapılmayacaktır.

    Paradigma değeri taşıyan bu meseleyi bağlamak üzere, benim kendi du-ruşum şöyle der: “Bomba!” diye bağırarak odaya dalan genç kadın bunuküçük bir kağıda yazıp benim elime vermeliydi. O anda, odanın önce birtarafındaki insanların çıkmasını, sonra öbür tarafındaki, sonra üçüncü taraf-taki insanların çıkmasını rica ederdim; yani işleri en düzenli yolla yapmayaçalışırdım. Bu, onunla benim aramdaki klinik bir farkı belirtir, bir özneninkriz anında kendine hal kazandırma yolunun taşıdığı önemi belirtir. Bu kişiyebeni neden yazıyla uyarmadığını sorduğumda şöyle yanıtladı: “Ama bombaher an patlayabilirdi.” Elbette, ama böyle bir halden kurtulmanın en iyi yolubombayla özdeşleşmek olmayabilir.

    6. Quidsiz Quod Geliştirmemin bu kısmı nesnenin tipine ve Başkasının yerinde yerlendi-

    rilmesini zorlaştıran şeye ilişkindir. a nesnesi nden bahsettiğimizde, temsilöznesinin huzuruna çağırılan bir nesneden bahsetmiyoruz. Örneğin bombayıalırsak, orada ona nazar edecek kimse yoktur; o öznenin mevcudiyetiyle ger-çekten bağdaşmayan bir nesnedir; bu örnekteki özneyi temsil eden beden vekişilerin ziken yok olmasını gerektirir. Bir sergide tablonun karşısına oturupyanınızdaki insanlarla sohbet edebilirseniz de, bombada böyle olmaz; böylebir nesne tipinden bahsettiğinizde, özne yok olur.

    a nesnesi ontolojinin bir faslı değildir. Sahiden, ontoloji her nesnede or-tak olanı söyler. Temsil nesnesi henüz bizzat tecrübe edilmeden önce nes-nenin çeşitli özelliklerinin toplanmasından oluşur. Heidegger’in “ontolojikön-kavrayış” dediği şey budur: eğer şu şu özelliğe sahipse nesnenin nesneolduğunu önselce [a priori ] bilebiliriz. Nesnenin kriterlerini de listeleyebili-riz. Bir ontoloji, nesneler hakkında ne söylenebileceğini önsel olarak belirtirBunlar Aristo’nun kategorileridir, söylenen şeyler halihazırda nesnenin üs-tüne yerleşmiştir. Bir ontoloji sahiden her zaman bir kategoriler doktrinidir.

    Denilebilir ki orada nesnelerin yapısı halihazırda sözcenin [söylenenin] yapsıyla aynı şeydir.Ama a nesnesi nden bahsettiğimizde, başka bir nesnellikten bahsederiz —

    36

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    37/62

    diyelim ki başka bir “nesnelik”ten, temsil öznesinin huzuruna çağırılmayanbir nesnelikten bahsederiz. Zira temsil imgesel bir işlev değildir. Etik ’te Vors-tellung Simgeselin kendisidir — Lacan’ın birkaç yıl sonra imleyenin özneytemsil etmesiyle biçimleştireceği şeydir. Vorstellung ’un Lacancı anlamdaki

    tanımlaması böylece simgesele atıf yapar, İmgesele değil. Fakat, bu yeni nes-nelik öyledir ki, insan onu tecrübe etmekten kaçınamaz. Bu nesnenin ifade-lendirilmesi özneye değil onun bölünmesine yöneliktir, dünyanın nesnelerinkendisine göre temsil eden bir özne değildir bu, kendi kendisi temsil edilmibir öznedir. Bu sebeple, bu nesnenin yapısının sözcenin [söylenenin] yapı-sına özdeş olduğunu söyleyemeyiz. Başkasında nesnenin hiçbir özgüllüğü bulunmaz, bununla birlikte, a nesnesi orada çözündürülemez. Kategorilerdenkaçar çünkü sözce [söylenen] ile aynı yapıya sahip değildir. Yankelevich’in

    tekrar gerçelleştirdiği ortaçağ başvurusunu kullanarak diyebiliriz ki, buradabu bir quod meselesidir, quodluk ve quidlik arasındaki fark anlamında. Şunuda diyebiliriz ki bu, varoluş ile öz arasındaki fark meselesidir, orada varolanama özü Başkasında tanımlanamayan bir şeye dair bir meseledir.

    Olduğu —yani quidliği— söylenebilir ama ne olduğu söylenemez. Buradabir tür quod paradoksu var: bir şey vardır ama quidsizdir. Böylece kimsedemin bahsettiğim bombayı tarif edemez, onunla karşılaşacak kişi hariç,ama o da pek uzun yaşamayacaktır! Bu quidsiz quod bir “özsüz oluş”tur(bu ifade Lacan’da bir iki yerde geçer).

    7. Aai (a )

    a

    A/ a , Lacan’ın bir başka formülünün, i(a)/a , modeline göre inşa edilir, de-mek ki gerçekten, başkasının imgesi nesnenin gerçeğini giydirir veya örterAma büyük A için de bu söylenebilir. A/a Başkasının değersizleştirilme-sini gerektiren bir formüldür. Başkasının varolmadığını, yanılsamadan başkahiçbir statüsü olmadığını belirtir. Bu sebeple, Lacan analizin sona ermesini“sinik” diye karakterize edebilmişti. Sinisizm burada Başkası yanılsamasınınsona ermesi demektir. Ve bazen, bu düşüş jüisans a yönelik yeni bir erişimsağlar, Lacan bu jüisans a sapkın der çünkü Başkasıyla ilişkiyi içermez. Ba-zen, aslında, insanın analizin sona ermesiyle kazandığı şey budur — demekki bu sinisizmin naiiğinden öte bir şey değildir.

    Sinisizmin kendisi sahiden bir naiik biçimidir, çünkü şu düşünceden olu-şur: Başkasının varolmaması, işlevli olmadığı anlamına gelir. Fakat Başkası-

    nın varolmamasından, onun evrensel işlevini silebilecek olduğumuzu, sadece jüisans ın gerçek olduğunu çıkarımlamak, naifçedir. Böylece Lacan psikana-lizin alçak şahısları aptallaştırdığını söyleyebildi. Aptallaşırlar çünkü analizsona erdikten sonra Başkasının değerlerinin işlevli olmadığını düşünürler.

    37

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    38/62

    Zamanımız az olduğundan, analistin sinisizm ile yüceltim arasındaki ko-numunu geliştirmeyeceğiz. Sadece şunu belirtelim, yüceltim a /A diye yazı-labilir. Analist nesnenin suretinden ibarettir anlamına gelmez bu — öyle olsaa nesnesi nin nihai hakikati gerçek oluşu olurdu. Analitik söylem aygıtında

    daha zor bir şey bulunur: a nesnesi suret olarak surettir. Sık sık kullandığımız“nesnenin sureti” ifadesinde, a nesnesi nin gerçek oluşuna naifçe inanıldığınıgörürüz. Ne var ki, bizzat a nesnesi , vurgulamak zorundayım ki, bir suret-tir. Ve çizginin altındaki A, beklenti olarak —kendi kendisi varolmadan—mükemmelen işlev gösterebilir.

    8. a Φ

    Burada getireceğimiz Barcelona’da sunulmuş11 vakada, mutlak riske atıf

    yapmanın bir yolunu görebileceğiz: Bir kadın evleniyor, ve kocasının onuarzulamayı kestiği gün bütün haklarından feragat edeceğini taahhüt ettiğibir belgeyi hazırlamak için avukata gidiyor. Bu iki terim arasındaki anti-nominin açıklanmasında bence paradigmatik bir vakadır bu, çünkü evliliğintersine çevrilmesini içerir, ki evlilik tam olarak kişinin kendisini arzu sebebkarşısında emniyete almasını sağlayan şeydir. Evlilik arzu sebebinin imleyenişlenmiş olmasını gerektirir, bu kadının avukatına gitmesi ise arzu riskininyasaya işlenmesidir.

    9. A− φBu benim Lacan’da ikinci babasal mecaz formülü dediğim şeye ilişkindir

    Bu da Babanın-Adı formülüne tamı tamına karşılık gelir, bunu kesinlikleunutmamalıyız, ama klinik içinde, ikinci formüle atıf yapmalıyız: bu formüfallusun imleyimini eksi φ diye koyarak bizi Başkasının (tutarlılık işlevindenziyade) varolmayışıyla ve tutarsızlığıyla işlem yapmaya zorlar. Bana göre bu,analiz pratiği açısından önemli neticeler içerir.

    10. a nesnesi Gerçek, a nesnesi ne ilişkin olduğunda, demek ki bir surettir. Öyledir çünkü

    bir yalandır. Lacan’da a nesnesi nereden gelir? Karl Abraham’ın kısmi nes-nesinden gelir, yani bedensel bir tutarlılıktan gelir. İlginçtir ki, Lacan’ın bubedensel tutarlılığı mantıki bir tutarlılığa dönüştürdüğünü görürüz. Bu birolgudur, ve belirgin bir olgudur: Lacan a nesnesini , imleyen olmayan bu nes-neyi, mantıki bir tutarlılığa indirger. İşte bu yüzden kuşkusuz, Encore ’da,

    a nesnesi nin bir oluş sureti getirdiğini okuyabiliriz. Dikkat ederseniz, suretile gerçek arasında bir karşıtlık olduğunu söylemez, bilakis. Ama Başkasınınmantıki tutarlılığını geliştirmek yeterli değildir; onu a nesnesi nin mantıki

    11Bkz. Ornicar? 43, Kış 1988, Paris: Navarin. s.107

    38

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    39/62

    tutarlılığı ile ifadelendirmek de gereklidir. Şunun anlaşılabilmesi için gereklidir: gerçek, ancak mantığın çıkmazları açısından bir hal kazanabilir. Lacangerçek kategorisinin bu kullanımını L’étourdit ’de önerir12. Psikanalizde birontik olsaydı, a nesnesi nin ontiği olurdu. Ama kesinlikle Lacan’ın gittiği yol

    bu değildir. Onun gittiği yol, mantıki tutarlılığın yoludur. Ancak bu yol-dan analisti a nesnesi olarak kavrayabiliriz. Analist bir bedensel tutarlılıktanibaret değildir. Mevcudiyet olarak öyledir tabii, ama onun değeri özelliklemantıktan gelir. Böyle olması da insanın imleyen ile nesne arasında suskuncaoturmasına izin vermez, aksine a nesnesi nin ne anlamda bir mantıki tutar-lılık olduğunun görülmesine gereksinim duyar. Böyle konuşmak belki önceksöylediklerimizin aksini düşünmeye eşdeğer oluyor, ama artık biliyorsunuzkendi kendimizin aksi yönde düşünmeyi de Lacan’dan öğrendik.

    Son bir not eklemek isterim: burada verdiğim bu mathemler şenliği, öy-külerle daha güzel kıldığım kendi dersimde daha gevşek ve eğlenceli yolltamamlanmış bir derinlemesine çalışmaya dayanmaktadır. Ama bu öykü-ler, herşeye rağmen, mevcut metinle sonuçlanmış derinlemesine çalışmadandaha değerli değildir.

    12Bkz. Scilicet 4 , 1983, s.5

    39

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    40/62

    Yeni oyunlarda öykü anlatımıaksiyonu yenmekte

    Douglas Heaven — 22 Mayıs 2014 — New Scientist > ButtonMasher

    ButtonMasher dijital oyunlar ve oyun kültürü üzerine köşemizdir —sıradışı kıyılardan son moda oyunların ardındaki son moda yeniliklere kadar

    Oturduğunuz yer rahat mı? Öykü anlatımına gelindiğinde, dijital oyunlarroman ya da lmlerin eline asla su dökemediler, genelde anlatı pahasınaaksiyonu vurguladılar.

    Ama bu değişmekte. Yazarlar ortam tercihi olarak oyunlara dönmekte veyeni çıkan bir avuç oyunda amaç oyunun kendi kendisini yazması.

    “İnsanlar yaratmayı seviyor,” diyor Ichiro Lambe, Dejobaan oyun stüd-yosunun (Boston, Massachusetts) kurucusu. Lambe yakın zamanda duyur-dukları Elegy for a Dead World ’ün tasarımcılarından biri. Bu oyun Shel-ley’nin Ozymandias ’ı gibi şiirlerden esinlenen yıkılmış bir dünyada geçiyor.Oyuncuların, geçmişte olanlara dair birkaç ipucuna ve kendi deneyimlerine

    Elegy for a Dead World şiirsel bir çeşit dijital oyun (Görsel: Dejobaan Games

    40

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    41/62

    dayanarak bir masal yazmaları gerekiyor, sonra bunu internette paylaşabili-yorlar. “Herhangi bir öyküde büyük miktarda yorum bulunur,” diyor Lambe.“Sadece açıklama ayarını birazcık aşağı çekiyoruz.”

    Benzeri bir kre dayanan Storium oyuncuların anlatı yazmak için işbirliğiyaptıkları bir oyun. Yakın zamandaki Kickstarter kampanyasında geliştiricileristedikleri toplamın on katını sağlamışlar.

    “Öykü anlatmadaki Kutsal Kadeh bir öykü anlatılması değil, öykününoyuncu ile beraberce yaratılması,” diyor Lambe. “Bu benim oyunlarda dahaönce gördüğüm bir şey değil.”

    Savaşma oyun yap

    Bu iki oyun, anlatı üzerine herkesi ilgilendiren yeni bir odaklanışın par-çaları. Mesela bu yılın başlarında, başarılı BioShock serisinin yaratıcısı KenLevine, oyun stüdyosunu dağıtarak öykü deneyimlemenin farklı yollarına daideneyler yapmaya koyuldu. “Anlatı Legosu” denilen büyük kri, bir karak-terin motivasyonlarını oyuncak yapıtaşları gibi birbirine karıştırmak, böyleceoyundaki karakterler aynı kalsa bile oyunun her oturumunda taze bir öykü-nün açımlanması.

    BioShock ’un çoğu ana akım oyundan daha güçlü olan anlatısı, çevreseldetayları ve kullanıcıların durup dinlemeyi seçebildiği sesli kayıtları kullanıdikkat çekiciydi. Bu gelenek geçen yıl The Fullbright Company (Portland,Oregon) tarafından yapılan Gone Home ’da sürdürülmekte.

    “İnsanlar Bioshock ’un gerçekten ilginç bir dünyası olduğunu düşündüler,”diyor Gone Home ’un tasarımcılarından Karla Zimonje, daha önce Bioshock serisi üzerinde çalışmış. Fakat bazı oyuncular açısından, oyunda öykününsunuluşu, durmak bilmez aksiyonlarla uyuşmazlık içinde. “Ne zaman havalıbir günlük bulsalar, herin biri çıkagelip onları arkadan vuruyor,” diyor.

    Gone Home böylece kavgayı tamamen işin içinden çıkararak yalnızca an-latıyı bırakmakta. Bu anlatı Bioshock ’taki gibi karakterlerin arkalarında bı-raktığı sesli kayıtlar ve notlarla iletilmekte. Ama oyuncuların hayatta kalmakiçin mutantlarla kavga etmek zorunda olduğu bir bilim kurgu öyküsü olmak-tan ziyade, orta-sınıf bir aileyi konu almakta. “Oyundaki zorluk, anlamakve parçaları bir araya getirmekten ibaret,” diyor Zimonja. “Yeterli olur mudiye merak ettik.” Oyunun başarısı yeterli olduğunu gösteriyor.

    Macera tüneli13

    13“Choose Your Own Adventure” kitaplarının Türkçedeki karşılığı: Macera Tüneli

    41

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    42/62

    “İnsanlar hep öykü anlatan oyunlar istediler,” diyor etkileşimli kurgu vemetin-tabanlı mobil oyun Versu ’nun ödül-kazanan yazarı Emily Short, oy-nanışın ekrandaki istemciye komutlar yazılmasından oluştuğu oyunlar. “Bizde bunu sunmakta iyileşiyoruz.”

    Etkileşimli kurguda oyuncu tempoyu da denetleyebiliyor. “P D James gibiyazarlar sıklıkla odada bulunan şeyleri uzun uzun tarif ederler mesela,” diyorShort. “Ama bu tür bir serimleme dikkatlice ele alınmazsa, biraz can sıka-bilir. Etkileşimli kurguda öykünüzü bir sürü detayla tuzlayabilirsiniz, amahangilerini didikleyeceğine karar veren oyuncu olur.”

    Zimonja bu özgürlüğün oyunların güçlü yanı olduğuna inanıyor. “Kendini-yönlendirmek, bir rayda yürütülmekten çok daha iyi hissettiriyor belirli öy-küler için,” diyor. “Neyle ilgileniyorsanız onu izleyebiliyorsunuz, neyle ilgilneceğinizin size söylenmesinden ziyade.”

    Short ayrıca Inform’un (etkileşimli kurgu inşa etmeyi kolaylaştıran bir ya-zılım aracı) arkasındaki ana tasarımcılardan biri. Son versiyonu yazarlarınoyuncuların etkileşim kurmalarını istedikleri nesneleri belirtmelerini ve kullanacakları sezgisel bir kelime haznesini seçmelerine izin veriyor.

    Kavramlı şiirler14

    Daha da basiti olan Twine oyunlarında oyuncular ekranda önceden ta-nımlanmış metinler arasından seçimler yaparak öyküyle etkileşim kurmakta.Popüler bir örnek Cry$tal Warrior Ke$ha, pop yıldızı Ke$ha’nın müziğinedair tuhaf gerçek-hayat anekdotları ile örülmüş bir siberpunk fantazi. “Bun-lardan tonlarcası var, gerçekten tuhaf, ilginç şeyler,” diyor yazar ve oyuneleştirmeni olan Cara Ellison. Ona göre oyunlar en az lmler veya romanlarkadar güçlü olabilir, dahası oyuncular onları farklı bir yolla deneyimleyereköykünün eş-yönetmeni olabilirler.

    Twine oyunları oyuncuları okumaya ve metni yeni yollarla deneyimlemeyeteşvik etmeleriyle şiirleri anımsatıyor. Gerçekten, yayınlanmış olan en büyükTwine oyunu, A Kiss , bir öpücüğün anlık deneyimini anlatmak için yüzlerceihtimale dallanarak keşfeden bu oyun, şair Dan Waber’in yaratımı.

    Waber oyunun yeni bir kitleye ulaşmasıyla çarpılmış. Online edebiyat fo-rumları ile paylaştığında sadece 10 civarında okuyucu bulmuş. Ama bir oyunsitesine gönderilmesiyle A Kiss binlerce insana ulaşmış. “Oyun oynayan insanların okumaya bu kadar meraklı olabileceğini hiç düşünmemişti,” diyorEllison.

    14Poetry in notion. Burada sanki önce “Poetry in motion” (hareketli şiir) denmekistenip sonra typo yapılmış, motion notion kısa devresi typo olarak metne dahil edilmiş.

    42

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    43/62

    Kağıtlar, Lütfen: büyük ses getiren ‘sıkıcı’ oyun

    Dave Lee — 12 Mart 2014 — BBC Teknoloji

    Lucas Pope bu oyunu dokuz ayda geliştirdi

    Dijital oyunlar eğer bir kaçışçılık biçimi olarak tasarlandıysa, insan nedenbir çıkmaza, ömür törpüsü bir işe kaçmayı tercih etsin?

    “Tartışmalı bir denetim noktasında bir gümrük denetçisini oynuyorsunuz,”diyor Lucas Pope, 36, büyük ses getiren oyunların en alışılmadık olanındansorumlu olan geliştirici.

    “İnsanlar kulübenize geliyor ve bir taraftan diğer tarafa geçmek istiyorlar.Geçmelerine izin vermeden önce belgelerini denetlemeniz ve her şeyin usuluygun olduğuna emin olmanız gerekiyor.

    “Oyunu tarif ederken eğlenceli izlenimi vermek zor.”Oldukça.

    43

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    44/62

    Kağıtlar, Lütfen geliştirilmiş ilk evrak işi simülasyonu olma hakkını iddiaedebilir [çevirenin notu: edemez, etmez, neden etsin]. Bunun kimsenin dol-durmaya lüzum görmediği bir boşluk olduğunu söyleyebilirsiniz. Haklısınız

    Yapılışı“Kağıtlar, Lütfen ’i altı ayda yapmak istiyordum,” diye açıklıyor Pope.

    “Yola çıktıktan sonra beklediğimden daha fazla büyüdü —ufkum birazgenişledi. Sonunda yaklaşık dokuz ay sürmüş oldu, ki pek kötü sayılmaz.“Oyunu geliştirirken ne yaptığıma ve oyunun ne ilerleme kaydettiğine dair

    bir geliştirme defteri tuttum.“Oyunun daha önceki versiyonlarını yüklüyordum ve insanlar oynuyorlard

    —geri besleme neredeyse en başından itibaren gerçekten iyiydi.“Bu yüzden biraz özgüvenim vardı, ama şimdi olduğu kadar popüler ola-

    cağı hiç aklıma gelmezdi. Popüler olsun diye yaptığım bir oyun değildi bu.“Bana olan maliyetini kesin olarak saptamak zor. Hiçbir şey diyebilirim

    gerçekten —birkaç parça yazılım satın aldım ama çoğunlukla oyun üzerineçalıştığım vakitten ibaretti.

    “Ve bunun üzerine çalışıyor olmasaydım başka bir şey üzerine çalışıyorolacaktım.

    “Yani maliyet olarak bayağı ucuz bir proje. Geri dönüş bayağı fantastikoldu.”

    Ama yine de, Bay Pope bir şekilde gerilimli, sürükleyici bir oyun yaratmı—eleştirmenlerin övgüye boğduğu klostrofobik bir gerilim oyunu.

    44

  • 8/18/2019 Kati Olan Hersey Yuceltiliyor

    45/62

    “Kağıtlar, Lütfen açık ki sizi düşündürmek üzere tasarlanmış, tamameneğlence amaçlı bir şey değil,” diyor Gamesbrief.com’dan Nicholas Lovell.

    “Zor bir iş.”

    En önemlisi de, diyor Bay Lovell, tarihsel olarak oyun listelerini her za-man doldurmuş bulunan hep-vurmalı hep-öldürmeli haşarılıklara karşı birpanzehir olması.

    Çarşamba günü BAFTAS dijital oyunlarda Kağıtlar, Lütfen “en iyi oyun”dalında şansını deneyecek.

    “Bu gerçekten delice,” diyor Bay Pope, bundan neredeyse utanmış olarak.O gece kazanabileceği dört ödülden birisi bu.

    Bağımsız sahneKağıtlar, Lütfen ’in bu etkinlikte çıkacak olması, yaratımına giden yolculuk

    nedeniyle daha bile tatlı olacak.Aynı odada —ve ciddi anlamda daha geniş bir grup eşliğinde— Bay

    Pope’un önceki işverenleri olan Naughty Dog bulunacak. Oyunları olan zom-bie gerilimi The Last of Us da en iyi oyun olmaya aday.

    Bay Pope kitlesel satış yapan Uncharted serisi üzerine çalıştıktan sonraşirketi