jennifer echols - sarhoştum hatırlamıyorum
TRANSCRIPT
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 1/311
r
- i_____________
:
• .
r ?
j
„
a
i__________
__
—
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 2/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 3/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 4/311
1
Her iyi yüzücünün boğulma tehlikesi atlattığı bir hikâ-
yesi vardır.
Bu da benimki:
Bir haziran akşamı telefonum çaldığında ve ekranında
Brandon’ın ismi çıktığında, babamın sahibi olduğu Clyde’ın
Eğlence Parkı’ndaki yazlık işimden çıkmış, arabamla evime
doğru gidiyordum. Araba kullanırken telefona asla cevap
vermediğimi bilirdi. Ayrıca bugün, Clyde’ın Eğlence Parkı’nda çalışanların tümü yirmi dört yaşındaki insan kaynakla-
rı müdiresi Ashley’nin babamdan hamile kaldığını öğren-
mişti. Bu aynı zamanda benim bütün arkadaşlarımın da bu
durumu öğrenmesi demekti. Çünkü Brandon’a da cankurta-
ran olarak iş bulduğum tüm yüzme ekibi, Doug Fox hari-
cinde bizim gibi on yedi yaşındaydı.Babam tahminimce annem başka yerlerden duymadan
ona durumu anlatmak için işten biraz erken çıkmıştı. Bran
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 5/311
Jennifer Echols
don benimle şimdi konuşmak istediğine göre önemli bir konu
olmalıydı. Belki de ailemle ilgili bir durum olabilirdi.
Klasik Vosvos’umu evimizin önüne, babamın Merce-
des’iyle annemin çevreci hibrit arabasının arasına park edip
motoru durdurdum.
Vosvos’umun kliması yoktu. Florida’nın sıcağına, vü-
cudum yüzmeden sonra nemliyken ve araba hareket halin-
deyken katlanılabiliyordu. Ama şortum ve tişörtümün altın-daki bikinim artık kurumuştu. Güneş vuruyordu ve sıcak, in-
sandan korkmayan vahşi bir hayvan gibi arabanın açık pen-
cerelerinden içeri girip göğsümün üzerine çöküyordu.
Telefonumu elime aldım ve Brandon’ı geri aramak için
düğmeye bastım.“Zoey,” dedi.
“Selam canım. Bir sorun mu var?”
“Var, hem de çok büyük!” diye bağırdı. “Öldürecek mi-
sin sen beni. Öğle yemeğinde sana bahsettiğim Clarissa’yı
biliyorsun.”
“Kim?” Öğle yemeğinde onunla konuşurken kafam ol-dukça karışıktı. Ashley konusunu daha yeni öğrenmiştim.
“Clarissa. Tropikal Havuz’da çalışan esmer kız. Üniver-
sitede okuyor. Hani ona çıkma teklif etmemi söylemiştin.”
“Tamam tamam, hatırladım.” Beni bu konuyla ilgili ara-
dığına inanamıyordum. İyi bir dinleyici olduğum ve ona kız-larla ilgili tavsiyeler verdiğim için arkadaş olmuştuk ama
bunun hiç zamanı olmadığını eminim o da biliyordu.
“Çıkma teklif ettim ve kabul etti. Ama onu işten almaya
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 6/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
ablası geldi ve Zoey, hatun çok seksiydi. Benden kaç yaş
büyük olduğunu bilmiyorum. Çoktan üniversiteden mezun
olmuştur herhalde. Benim için bile ulaşılması zor biri gibi.
Ama bu seferlik Clarissa’yla çıkmalıyım ve birkaç hafta son-
ra, ortalık durulunca ablasını denemeliyim. Ne dersin?”
“Henüz reşit olmadığını düşünüyorum.”
Brandon hafifçe güldü.
Sonrasında bir sessizlik oldu, yorumumu anlamıştı. Acıama gerçek. Şu anda dostça bir konuşma yapamayacaktım.
“Bu konuyu daha sonra konuşabilir miyiz Brandon?”
diye sordum. “Şu anda evimin önünde oturuyorum ve muh-
temelen içeride babam anneme Ashley meselesini anlatıyor.”
“Oo,” dedi Brandon. Sesi bugün işyerindeki dedikodu-ları gerçekten unutmuş gibiydi. “Endişeli misin?”
“Ben...” gözüm evin kapısındaydı. “Hayır, biliyordum
zaten. Herkes, mayısta tesis açıldığından beri babam ve Ash-
ley hakkında konuşuyor. Hatta anneme bu durumu ben söy-
lemek zorunda kalmadığım için mutluyum bile diyebilirim.”
Elimi açtım ve manikürümün antika direksiyon yzerinde nekadar mükemmel ve kibar durduğuna hayran hayran baktım.
“Rezil oldum, değil mi?”
“Zoey, sen asla rezil olmazsın.”
Tek bir cümleyle Brandon yine kalbimi fethetmişti.
Oyuncuydu ama iyi niyetliydi. Özünde çok tatlı biriydi veiyi bir arkadaştı, ayrıca beni nasıl iyi hissettireceğini de bili-
yordu.
Telefonu kapatıp evin bahçesinde beklemeye başladım.
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 7/311
Jennifer Echols
Bizimkilerin sesi buraya kadar geliyordu. Anneme destek
olabilmek için aceleyle eve gelmiştim. Şimdiyse karşılıklı
ihanet ve boşanma bağırışlarını duymamayı diliyordum. En
önde oturmuş filmin en önemli sahnesini izliyordum, ama
artık bu filmin mutlu bir sonu olmadığını biliyor ve bunu gör-
mek istemiyordum.
İçeri girmek yerine, bikinimin üzerindeki tişörtümü ve
şortumu çıkardım, ayağımdaki terlikleri fırlattım ve saçım-daki tokayı da çıkararak evin arkasına dolandım. Koşarak
kumsala doğru indim.
Ufukta fırtına habercisi kara bulutlar toplanmıştı. Flo
rida, Panhandle kumsallan genelde sakin olur ve denizin de-
rinlerine yerleştirilmiş olan kum süzgeçleri sayesinde keskindeniz kabuklarından arınmış, yumuşak ve beyaz kumlan var-
dır. Bugünse rüzgâr öyle sert esiyordu ki, rüzgârla havalanan
kumlardan bacaklanm acıyordu. Kumsal boyunca otellerin
önündeki şiddetli dalga ve akıntı uyarısı yapan kırmızı bay-
rakları seçebiliyordum. Bu bayraklar turistler içindi, benim
için değil.
Okyanusa atladım. Su, havadan daha sıcaktı. Bacakla
nma çarpıp geçerken beni gerçekten rahatlatıyordu. Yaklaşan
fırtınanın etkisiyle dalgalar çok güçlüydü ama ben onlardan
daha güçlüydüm. Bir an önce yorulmak için dalgalann üze-
rinden yüzerek açılmaya başladım. Bu gece ancak bu şekildeuyuyabilirdim. Kıyıdan oldukça uzaklaşmıştım. Zihnimde
yarattığım bir duvardan dönüş yapıp kıyıya doğru yüzmeye
başladım.
8
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 8/311
Beklemediğim bir anda kafama şiddetli bir dalga çarptı
ve ağzımı tuzlu suyla doldurarak beni suya batırdı. Akıntı bi-
leklerimden beni aşağıya doğru çekiyordu. Dizlerim okya-
nusun kumlu tabanında kayıyordu.
Birkaç kere şiddetli şekilde zemine çarptım ve bu tüm
kuvvetimi bitirdi. Zemine ulaşıp orada kalabilsem dalgaların
şiddetinden sıyrılıp kıyıya paralel bir şekilde yüzecek, beni
sürükleyen akıntıdan kurtulabilecektim.Birden kendimi soğuk havanın içinde buldum. Tam ne-
fes alırken başka bir dalga beni tekrar suya batırdı. Öksürme-
ye başladım. Biraz daha nefes alabilmek için çabalarken ken-
dimi dipte buldum.
Kalan son gücümle dipten güç alarak suyun yüzeyineulaşmaya çalıştım. Böylece tekrar yüzeye çıkabilecek ve o
özlemini duyduğum nefesi alabilecektim.
Fakat su yüzeyi, olmasını düşündüğüm yerde değildi.
Nefesimi daha fazla tutamadım ve okyanusun suyunu solu-
dum. O an, öleceğimi zannettim. Derken, okyanus beni bir
çöp gibi havaya fırlattı.
Tekrar suya düşmeden önce derin ve uzun bir nefes
aldım. Akıntının beni çok yakında tekrar alacağını biliyor-
dum. Nefesimi çığlık atmak için harcamadım. Kumsal bom-
boştu. Bu bölgede hiçbir cankurtaran görevli değildi. Tabe-
lalarda YÜZMEK KENDİ SORUMLULUĞ UNUZDADIR ya-zıyordu. Beni kurtarmaya biri gelse bile muhtemelen can ye-
leği bile olmayan sıradan biri olacaktı. İkimiz de suya bata-
cak ve bunun sorumlusu ben olacaktım. Çünkü cankurtaran
I
Sarhoştum Hatırlamıyorum
9
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 9/311
Jennifer Echols
olan bendim.
Artık yüzemeyecek hale gelene kadar yüzdüm ve sonra
yüzmeyi bıraktım.
Sonunda akıntıdan kurtuldum, ayağa kalktım, suyun
içinde kıyıya doğru yürüdüm ve üzerimden fırtına geçerken
kumsala yığıldım. Yağmur taneleri kum ve yosunların ara-
sında vücuduma çarpıyordu.
Orada, yağmur damlalarına karşı gözlerim sıkıca kapalı bir şekilde uzun uzun yatıp soluklandım. Bitmişti. Az önce
olanları düşündüm ve hayatta olduğum için şükrettim. Sonra
soğuk yağmur altında eve doğru yürüdüm.
Üç ay sonra annem intihara teşebbüs ettiğinde, o akşama
tekrar döndüm. O akşam eve gelip bizimkilerin tartışmasınıduyduğumda, sorunlu bir ergen gibi kaçıp suya atlayacağıma,
orada kalıp anneme destek olmalıydım. Eğer bana ihtiyaç
duyduğunda onunla daha fazla ilgilenmiş olsaydım her şeyi
engelleyebilirdim.
Pembe ojeli işaretparmağımın ucunda, hem de en dikkat
çekici yerinde, küçük bir çatlak oluşmuştu. Hiç kimse fark
etmeden, başparmağımla ovarak çatlağı düzeltmeye çalıştım.
Annem bana her zaman dış görünüşün önemini anlatırdı.
Güçlü kişilikler her ne olursa olsun seninle yarışacaklardır,ama sana çatan daha zayıf kişileri zengin ve şık görünerek
püskürtebilirsin.
Acil servisin bekleme odasından geçerken tanıdık bir
/
10
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 10/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
ses duydum; zor anlaşılsa da okuldan birinin sesiydi. Başımı
tırnağımdan kaldırıp sesin geldiği yöne baktım. Doug Fox,
arkasında simsiyah gece fonuyla hastanenin girişinde bekli-
yordu.
Doug, klor, tuz ve güneşten hiç etkilenmemiş siyah saç-
ları ve okyanus renginde maviyeşil gözleri olan yakışıklı bi-
riydi. Gözleri, bronzlaşmış yüzünde, etrafındaki uzun siyah
kirpiklerle büyüleyici duruyorlardı. Gözlerinin okuldaki kız-lar arasında neden bu kadar ünlü olduğunu anlayabiliyordum.
Doug gibi kocaman egosu olan biri bu gözleri hak etmiyordu.
Bu sene onunla ortak çok dersimiz oldu. Yıldızlar yüz-
me takımında beraberdik. Benden nefret ederdi. Doug, dok-
torlardan annemin yaşayacağını öğrendiğim ama sırada neolduğunu bilmediğim, şu anda görmek istediğim son kişiydi.
Eğer bana bakıyorsa pek hoş olmayacaktı ama içgüdüsel
olarak başımı önüme eğdim. Saçım, yüzümü kapatacak şe-
kilde öne düşmedi. Bitkin bir şekilde işten dönüp ürpertici
bir sessizlik içindeki evimizde annemi bulduğumdan beri at-
kuyruğu şeklinde toplu duruyordu. Zaten Doug ye ben uzun
zamandır tanışıyorduk ve saçımın yüzümü kapatması bile
beni kurtarmayacak, beni tanıyacaktı.
Neyse ki bana doğru bakmıyordu. 911 ’i aradığımda çağ-
rıyı ilk cevaplayan, sonrasında da annemin yatağında, onun
elini tutarak ambulansın gelmesini beklerken beni evde yal-nız bırakmayıp bana eşlik eden polis memuruyla konuşu-
yordu. Babam buraya yarım saat uzaklıktaki Destin’de
Ashley’le beraber indirimli bebek mobilyası alışverişi yap-
ı l
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 11/311
Jenrıifer Echols
maya gitmişti. On beş dakika önce hastane kapısından hızla
içeri dalarak, henüz reşit olmadığım için benim giremediğimkoridorlara doğru ilerlemişti. Bütün bu süre boyunca aynı
polis memuru boş bekleme odasında benimle birlikte otur-
muştu. Aslında benimle birlikte demek yerine benim etra-
fımda demek daha doğru olabilir. Sohbet edecek ya da bir
arkadaşım gibi beni rahatlatacak kadar yaklaşmasa da bir ko-
ruyucu gibi hep yakınlarımda olmuştu.Şu anda hastanenin girişinde, Doug’un yanındaydı.
Doug ona, üzerinde yerel bir deniz ürünleri restoranı olan
“Jamaika Joe’nun Yeri” yazan bir poşet verdi. O anda bu po-
lisin, soyadı sebebiyle okuldaki kızlar tarafından da tanınan
Doug’un ağabeyi Memur Fox olduğunu anladım. Doug bü-tün akşam benimle olmak zorunda kaldığından henüz akşam
yemeği yiyememiş olan ağabeyine yemek getirmişti.
Kafa kafaya vermiş konuşurlarken Doug bana döndü.
Ağabeyi ona annemin yaptıklarını anlatıyordu.
Tekrar gözümü kaçırdım. Acil servisteki kapılar be-
yazdı, bekleme salonunun duvarları da. Zeminse üzerinde gri
lekeler olan beyaz karolarla kaplıydı.
Daha fazla dayanamadım. Giriş kapısına doğru baktım.
Gece oldukça karanlıktı, Memur Fox da üniformasının içinde
neredeyse gece kadar karanlıktı. O sırada Doug, bu mesafe-
den bile göz kamaştıran gözlerinin önündeki saçlarını eliylearkaya attı. Ağabeyine bir şeyler söyleyip bana doğru yürü-
meye başladı.
Aman Tanrım! Bir bu eksikti. Kalbim hızla, canımı acı-
12
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 12/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
tarak çarpıyordu. Doug’un içinde bulunduğum durumu daha
da kötüleştirecek neler söyleyeceğini tahmin etmeye çalışı-
yordum.
Acil servis kapısı hızla açıldı ve duvara çarparak tekrar
kapandı. Kırk yedi yaşındaki, yapılı ve fit vücuduyla babam
öfke içinde, ağır ağır bana yaklaşıyordu. Bana sinirlendiğini
düşünerek, korku içinde tekrar bekleme salonundaki sandal-
yelerden birine oturdum.Ama belki de eski karısını bu hale getirdiği için dünyaya
ya da daha mantıklı olan, kendine öfkeliydi. Bebek mağaza-
sından buraya gelirken arabada bizi ihmal ettiğini fark etmişti
ve şimdi bizi kurtarmaya gelmişti. Evet, Ashley’nin dört
aylık hamile olduğu bir gerçek ama babam annemle tekrar bir araya gelmeli ve ailemiz eski günlerine dönmeli.
Hemen yanımdaki sandalyeye oturdu. Kaşlarını öfkeyle
çatmıştı, ama o ince dudaklarını açtığında bütün yaz duymayı
beklediğim cümleleri söyleyeceğinden emindim.
“Bu olay gizli kalacak,” diye homurdandı.
Çok şaşkındım. Kafamda babamı kahraman gibi gördü-
ğüm senaryolar kuruyordum ama artık bitmişti. İlk sözleri
bunu gizli tutmamıza dair komut vermek olan birinin bizim
kahramanımız olmasının imkânı yoktu. Kekeledim.
“Gizli... Nasıl?”
Sözümü, “Anneni Fort Walton’daki akıl hastanesine kal-dırıyorlar,” diyerek kesti. “En iyi ihtimalle işe dönmesi altı
hafta sürecek. Eğer tüm kasabanın anneni deli olarak görme-
sini istiyor ve annenin kariyerini mahvetmeyi göze alıyorsan
13
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 13/311
Jenrıifer Echols
devam et.”
Sesinde bir hüzün, annemin başına gelenlerle ilgili bir
üzüntü, onu bu duruma sürüklemiş olmasıyla ilgili bir vicdan
azabı aradım. Bu duygulan herhalde sert sözlerinin arkasın-
dan gelecekti.
Ama benim tek duyduğum kızgınlıktı. Arkadaşları, iş
ortaklan ve çalışanlannın onu ve özel hayatını yıpratma ola
sılıklanndan endişe ediyordu. Annemin işini kaybetmesindenve sahibi olduğu su parkının gelirlerinin tek bir aile yerine
iki aileye bölünmesinden korkuyordu.
“O küçük ikizlere bile söylemeyeceksin, anladın mı
beni?” Bunlan bana doğru eğilip, gözlerimin içine bakarak
söylemişti. Bizi bırakıp gittiğinden beri vücudu vücuduma
bu kadar yaklaşmamıştı. Bana sarılmayacaktı. Üstüme gele-rek, sımmızı en iyi arkadaşlanma söylememem gerektiğini
vurguluyordu.
Cevap vermemi beklemeden doğruldu. “Olduğun yerde
kal,” diye bağırdı. Bana bakmıyordu ama bekleme odasında
bir tek ben olduğum için üstüme alındım. Çoktan giriş kapı-
sına doğru yönelmişti.
Aman Tannm. Memur Fox’u sessiz kalması için korku-
tabilirdi ama Doug’un kim olduğunu bilmiyordu ve hayatta
hiç kimseyi umursamadığı hakkında hiçbir fikri yoktu. Do-
ug’un, bu haberi yaymasının beni inciteceğini öğrenmesin-
den sonra babamın onu durdurabilmesine imkân yoktu. Doug benim hayatımı mahvettiğini düşünecekti ama aslında mah-
volacak olan annemin hayatıydı. Çünkü annem ruh sağlığını
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 14/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
tekrar kazansa bile, eğer işini ve itibarını kaybederse bunları
geri alamayacaktı.Giriş kapısı açıldı, babam, Memur Fox’a doğru yanaştı.
Bütün bunlar gözümün önünde gerçekleşiyordu ve ben bunu
durdurmak için hiçbir şey yapamıyordum. Babam Memur
Fox’a bir şeyler söyledikçe Doug’un yeşil gözleri büyüyor-
du. Babamın söylediklerini tam olarak duyamıyordum ama
“işine elveda edebilirsin” cümlesini duymuştum. Gözlerimi
gecenin karanlığından acil servisin beyaz kapılarına çevir-
dim. Başparmağımla tırnağımdaki ojenin çatlağını buldum
ve ileri geri ovmaya başladım. Orada ne olduğunu bilmem
için görmem gerekmiyordu.
Giriş kapısı açıldı. Babam “Zoey,” diye seslendi. “Hadi,
gidiyoruz.” Kapı eşiğinde yalnız başına duruyordu. Doug ve
Memur Fox’u göndermiş olmalıydı.
Ellerimle acil servis kapısını işaret ettim. Ne demek is-
tediğimi anladığını düşünmüştüm. Ama kaşlarını bir beklenti
içinde kaldırdığında, annemi bırakmak istemediğimi ona dasöylemem gerektiğini anladım. Ağzımı açtım.ama hiçbir şey
söyleyemedim.
“Ne olursa olsun onunla görüşmene izin vermeyecek-
ler,” dedi. “Akıl hastanesi de onu görmene izin vermeyecek.
Bunun seni annenden, anneni de senden korumak için gerekliolduğunu söylüyorlar. Onu çevresinden uzak tutmak için. Se-
ninle görüşmeye hazır olduğunda seni aramasına izin vere-
ceklermiş.”
Benim düşündüğüm şeyleri söylüyordu. Kendimi suç
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 15/311
Jennifer Echols
luyordum ve böyle bir durumda kendimi suçlamanın doğal
olmasını umuyordum. Akıl hastanesindekiler bile annemin
bu yaptığından benim sorumlu olduğumu düşünüyorlardı. Bu
duyduklarımın hiçbirine inanmak istemiyordum. Sanki bir
rampadan aşağı hızla yuvarlanıyordum ve etrafımda tutuna-
cak hiçbir şey yoktu, bunun dışında:
“Buraya ilk geldiğimizde bana istersem hastane psiki-
yatrisiyle olanlar hakkında konuşabilirsin demişlerdi.” diyefısıldadım.
“Annene koyacağın teşhise ihtiyaçlarryoktur,” diye ho-
murdandı babam.
“Annemle ilgili değil,” dedim yutkunarak. “Kendimle
ilgili.”
Burnundan soluyarak bir omzunu girişteki cam duvara
yasladı. ”Ne yani, sen de mi delirdin? Psikiyatra falan gitmi-
yorsun. Anneni ne hale getirdiklerini gördün. Sadece, seni
ileride yüksek doza götürecek bir sürü ilaç verecekler. Bu
yüzden onlara deli doktoru deriz. Gidiyoruz, hadi.”
Ayağa kalktım. Uzun zamandır oturarak kapalı acil ser-vis kapısından gözümü ayırmadığım için sırtım ağrımıştı.
Babamın arkasından, hastane koridorundan gecenin karanlı-
ğına doğru ilerledim.
Fazla yürümek zorunda kalmadık. Mercedes’ini hemen
giriş kapısının yakınındaki engelli park yerlerinden birineçekmişti. Arka koltuk, üzerlerinde gülen bebek fotoğrafları
olan büyük kutularla doluydu. Bir mama sandalyesi ve beşik
de vardı. Ön koltuğa oturup kafamın içinde kendimle tartış-
16
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 16/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
maya başladım.
Babamın söylediklerinin doğru olduğuna inanmak iste-
miyordum. Annem bir deli doktorunun verdiği ilaçtan yüksek
doz almamıştı. Normal doktorunun ona verdiği uyku hapla-
rından yüksek dozda almıştı. Muhtemelen babamın bu dü-
şünceleri yüzünden hayatı boyunca psikiyatra gitmemişti.
Geçtiğimiz sonbaharda kavgalarının birinde babamın anne-
me buna benzer şeyler söylediğini duymuştum.Bu konuyla ilgili babamla konuşmuştum ama annemi
dinlemediği gibi beni de dinlememişti. Aslında bu konuyu
kafama takmıştım. Babamın anlayabileceği ve kabul edeceği
bir dil bulup ona bu durumu anlatmaya çalışacaktım ama
sanki bu düşüncelerim de akıntıya kapılıp kafamdan gitmiş-lerdi.
Kafamda, evimizdeydim ve annemin yatak odasmda her
şeyi düzeltmeye çalışıyordum. Ben cankurtarandım ama ne-
fes alabildiği için anneme suni solunum yapmadım, kalp ma-
sajı da yapmadım çünkü zayıf da olsa kalbi atıyordu. Peki
nasıl yardım edebilirdim? İlkyardım ekibi geldiğinde onlara
tam olarak hangi ilaçtan yüksek dozda aldığını söyleyebilir-
dim. Bir elimle cep telefonumu kulağıma tutuyordum çünkü
911 hattında konuştuğum kişi bana telefonu kapatmamam
gerektiğini söylemişti. Banyoya gidip çöp kutusunda reçeteli
ilacının kutusunu buldum. Boştu.“İçeri girmeyecek misin?” diye sordu babam.
Sürücü koltuğunda oturan babama baktım. Cep telefo-
nundaki mesajı okumakla meşguldü. Mercedes’ini apartma-
17
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 17/311
Jenrıifer Echols
nın önüne, annemin Hibrit’iyle benim Vosvos’umun arasına
park etmişti. Ashley’ye daha yeni, üstü açık bir Beamer satınalmıştı. Benim bu eski Vosvos’u kullanıyor olmamın sebebi
de babamın bana arabamın parasını, sigortasını ve benzin
masrafını Clyde’ın Eğlence Parkı’nda çalışarak kazandığım
paradan ödetmiş olmasıydı. Bana daha önce, şımarık bir
çocuk olarak yetişmemin annemin suçu olduğunu söylemişti.
“Bunu düşün,” dedi gözü hâlâ telefonda, “Sana yardım
etmek zorundayım. Her şeyini almalısın. Annen hastaneden
çıktıktan sonra da hâkim onunla birlikte yaşamana izin ver-
meyecektir. Uzun bir süre buraya dönemeyeceksin gibi görü-
nüyor.” Bu sırada arabanın bagajını eşyalarımı koymak için
içeriden açtı. Mercedes’inden aşağıya indi.Park yeri boyunca onu takip ettim. Evimizin olduğu
bina kasabadaki en güzel binalardan biriydi. Parası yetenler
müstakil evlerde yaşıyorlardı. Apartmanlar kiracılara kalmış-
tı. Ahşap binanın yıpranmış görüntüsünü bahçedeki doğal
palmiyeler güzelleştiriyordu. Büyük havalandırma motoru-
nun sesi bu sıcak yaz gecesini dolduruyordu. Bir yandan da
çöp konteynerinden rahatsız edici bir koku geliyordu.
Kokuyu babam da almıştı, arabanın önünde beni bek-
lerken burun delikleri kötü kokunun etkisiyle şişmişti. Neden
doğrudan binaya gitmeyip beni beklediğini anlamamıştım.
Sonra anahtarı olmadığını hatırladım. Cebimden anahtarlı-ğımı çıkardım. Yine hareket etmedi. Bu evde üç aydır yaşıyor
olmasına rağmen hangi evin bizimki olduğunu bilmiyordu.
Öfkeyle önüne geçip kaldırımda ilerlemeye başladım.
18
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 18/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Anahtarı deliğe soktum. Şimdi de anahtarı çevirip içeri gir-
meliydim.Babamın gözü benim üzerimdeydi, endişeli olduğumu
görmemeliydi. Aksi halde durum daha da kötüye gidebilir,
babam annem hakkındaki olumsuz düşüncelerinde haklı çı-
kabilirdi. İçeri girip ışığı açtım.
Evimiz, aynen bıraktığım gibi tertemiz duruyordu. Hiç
de evde bir deli yaşıyormuş gibi değildi. Fakat evin standart
mobilyaları annemi babamın gözünde daha da düşürmüştü.
Daha fazla evin içine girmesini istemiyordum.
Önüne geçtim. “Beni beklerken televizyon izlemeye ne
dersin? Hemen hazırlanırım. Bu sırada bir şeyler içmek ister
misin?”Homurdanarak dışarıya çıktı ve sigara paketini çıkar-
mak için elini cebine attı. Bu garip alışkanlığı geçen mayıs
ayında, su parkı sezonunu açtığında ve Ashley’yi işe aldı-
ğında edinmişti.
Arkasından kapı kapanana kadar bekleyip evin içinedoğru ilerledim. Oturma odasından geçerken annemin ça-
lışma masasının üzerinde ortada duran intihar mektubu gö-
züme çarptı: “Zoey, bir gün daha katlanamayacağını. Seni
seviyorum. Annen. ” Eğer mektubu masanın çekmecesine ko-
yarsam annemi ortadan kaldırmış olacaktım. Mektubu tekrar
masanm köşesine dikkatlice bıraktım.
Mutfağa gidip buzdolabını açtım. Annem döndüğünde
bozulmuş yiyeceklerle karşılaşmasın diye bözulabilecek yi-
yecekleri çıkarıp çöpe atmalıydım. Dolapta şaşırtıcı bir bi-
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 19/311
Jennifer Echols
çimde ne meyve vardı ne de süt. Annem zaten dolabı boşalt-
mıştı.
Banyodan kendi eşyalarımı alıp anneminkileri bıraktım.
Dolabımdan bir kucak dolusu kıyafet alıp bavuluma koydum.
Önce sadece yazlık kıyafetlerimi aldım. Sonra, akşamları
serin olduğunda hâlâ babamın yanında kalıyor olma ihtima-
lime karşılık ince bir ceketi de ekledim. Yatağımın altında
duran, içinde kazaklarımın bulunduğu kutuyu çıkardığımda
kalp atışlarım hızlandı, annemi ne kadar süre göremeyeceği-
mi düşündüm. Bu süre içinde akıl hastanesinde neler yapaca-
ğını, ona neler yapacaklarını, onu serbest bırakıp bırakma-
yacaklarını ve bir hâkimin beni lise hayatımın son senesinde
annemin yanında kalmaktan men edip etmeyeceğini çok
merak ediyordum.Burnuma gelen sigara dumanı kokusuyla kendime gel-
dim. Umarım babam evin içinde sigara içmiyordur. Çünkü
annemin alerjisi vardı. Kazak kutusunu yatağımın altına geri
ittim, bavullarımı kapattım ve odanın dışına çıkardım.
Evin kapısı ardına kadar açıktı. Evin içindeki serin hava
olduğu gibi dışarı çıkıyor, yerine dışarıdan sıcak ve sigarakokulu hava giriyordu. Babam annemin çalışma masasmın
başmda, yine burun delikleri şişmiş bir şekilde annemin mek-
tubunu okuyordu.
“Ben hazırım.” Bavullarımdan birini ona bırakıp birini
ben aldım ve önünden geçerek kapıya doğru ilerledim. Oku-
duklarının aklından çıkmış olmasını umuyordum. Beni takip
etti. Kapıyı kapatıp kilitledim. Arkamı döndüğümde babamın
20
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 20/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
elini açmış, beklediğini gördüm.
Şaşkın gözlerle ona baktım. “Anahtar mı? Neden?”“Çünkü sen genç bir kızsın,” dedi. “Ben de senin baba-
nım.”
Son kısmı hoşuma gitmemişti. Ona göre ben asi bir ço-
cuktum ve boş bir dairenin anahtarının bende bulunması sa-
kıncalıydı. Diğer yandan babamın benim sorumluluğumu
alması hoşuma gitmişti. Anahtarlığımdan evin anahtarını çı-
karıp ona uzattım. Fark etmedi. Gözü telefonunun ekranın
daydı.
“Baba.”
Anahtarımı cebine attı ama bavulumu bagaja koymak
için arabanın arkasına doğru giderken bile cep telefonunu
elinden bırakmadı. Her iki bavulu da bagaja yerleştirdikten
sonra bagajı kapatıp şoför kapısını açtı. Başıyla benim Vos
vos’umu gösterdi. “Arabanı da alıyorsun, değil mi? Evde gö-
rüşürüz.”
Ev. Sahildeki villadan bahsediyordu. Annemle o evdenayrıldığımızdan beri oraya gitmemiştim. Beıy himayesi al-
tına almıştı, ama bana göre birbirimizi işte her gün yeterince
görüyorduk zaten. Aynca Ashley bana kibarca, eğer eve gel-
mek istersem evin çok dağınık olduğunu söylemişti. Mutfağı
yeniletiyordu.Şu anda babamın arkasından o eve gitmek istemiyor-
dum. Eski odamda kendimi hayal ettim, simsiyah gecede ok-
yanusa bakan penceremden dışarı bakıyor, annemi düşünü-
yordum. Bugün saatlerce acil servisin beyaz kapısına bak-
21
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 21/311
Jennifer Echols
mıştım. Yaşadığım panik, soğuk kış gecelerinde, donmuş
parmak uçlarım ısınırken hissettiğim acıya benziyordu. Bu
gece o odada kalamazdım. Bu kadarı da fazla olacaktı.
“Aslında,” dedim, ”eğer kasabada kimsenin annemin
durumunu öğrenmesini istemiyorsan, bu geceki sezonun son
plaj partisine katılmam gerekir. Eğer orada olmazsam bütün
arkadaşlarım sebebini öğrenmek isteyeceklerdir.” Clyde’ın
Eğlence Parkı çalışanları yaz boyunca plaj partileri düzenle-mişlerdi. Bu geceki partinin özelliği, bugünün hem İşçi Günü
hem de son çalışma günümüz olmasıydı. Clyde’ın Eğlence
Parkı bu sene sezonu kapatmıştı. Buraya kadar söyledikleri-
min hepsi doğruydu.
Doğru olmayan, arkadaşlanmm beni partiye bekleme-
leriydi. Evde annemle birlikte olacağımı tahmin ediyorlardı.
Bazı günle,r işten eve geldiğimde annemi enerjik bulurdum.
Hatta bazı günlerden de nadir diyebilirim. Çoğu zaman zorla
akşam yemeğini yer, erkenden yatağına giderdi. Son hafta-
larda uykusuzluk çektiğini söylüyordu. Ben de ona, ihtiyacı
olan uykunun on iki saat olmadığını söylüyordum. Buna ver-diği karşılık doktorundan uyku hapları almak oldu. Şimdi an-
lıyorum ki annem intihan çoktan kafasına koymuştu. Bütün
yaz boyunca evde onunla ilgilenmiş, arkadaşlanmla dışan
çıkmaktansa onun yanında kalmıştım ama hiçbir işe yarama-
mıştı.Bu gece dışan çıkmalıydım.
Babam arabasının koltuğuna otururken umarsızca ba-
şıyla onayladı.
22
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 22/311
“Geç kalabilirim,” diye uyardım. “Sorun yok değil mi?
Yarın okulum olduğunu biliyorum.”
Arabanın kapısını kapatıp motoru çalıştırdı, çoktan
başka birini düşünmeye başlamıştı.
Sarhoştum Hatırlamıyorum
23
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 23/311
2
Arkadaşlarımın partileri, televizyonda ve filmlerde gör-
düklerimiz kadar romantik ve şaşaalı olurdu. Bir tek ateş ya
kılmazdı. Kumsalda, koruma altındaki su kaplumbağalarınıyanılttığı için her türlü ateş ve parlak ışık yasaktı. Düzine-
lerce genç plaja akın etmişti. Kumsalda bira içip park yerinde
oynaşıyorlardı; kaplumbağalara bulaşmadıkları sürece kimse
onlara karışmıyordu.
Bu partilerin bir kaçma daha çömezken arkadaşlarım
Keke ve Lila’yla katılmıştık. Ama hepsinde, üst dönemlerinarasında çok fazla kalmamış, parti bitmeden çıkmıştık. Şimdi
biz üst dönemdik. Vosvos’umu kalabalık park yerinde, Keke
ve Lila’nın paslı Datsun’ıyla Brandon’ın büyük 1980 model
Buick’inin yanına park ettim. Merak etmeme rağmen camlan
buğulanmış tanıdık arabaların içine bakmamaya çalıştım.
Kum tepelerinin ve çalılıklann üzerindeki ahşap köprüden
geçip kumsala ulaştım.
25
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 24/311
Jennifer Echols
Plajdaki tek parti bizimki değildi. Kumsalın üzerinde
halkalar halinde toplanmış gençler ayakta ya da havluların
üzerinde oturarak biralarını yudumluyorlardı. Clyde’ın Eğ-
lence Parkı partisinin yerini, Keke ve Lila’nın, okyanusun ve
radyodan yükselen müzik grubunun gürültüsünü bastıran
seslerinden tespit ettim. Parmak arası terliklerimi köprünün
son basamağında bıraktım, yıldızların altında parlayan bem-
beyaz kumların üzerinden geçtim ve kıyıya vuran dalgalarınüzerinde her iki elimle ikisinin de sırtına dokundum.
Şaşkınlıktan sonuna kadar açılmış gözlerle arkalarını
döndüler. İkisi de aynı anda “Zoey!” diye çığlık attı ve üze-
rimi ıslatarak sürekli yukarı aşağı zıplayıp bana sarıldılar.
Neyse ki Lila bir süre sonra durdu da nefes alabildim. Ama
Keke, ben “Yeter,” deyip zıplamayı kesmesi için omuzların-
dan tutana kadar devam etti. Hangisinin bu gece içki içtiği
ve hangisinin şoförlük yapacağı için içmediği çok net anla-
şılıyordu. İkizlerdi, tek yumurta ikizi değillerdi ama sanki
öyleymiş gibi birbirlerinin cümlelerini tamamlayabiliyor-
lardı. Birbirlerine benziyorlardı, ikisi de minyon tipliydi ve parlak kızıl saçları vardı, ama onun dışında pek de ortak yan-
lan yoktu.
Keke, yatak odasında yerde bulduğu ilk kıyafeti üzerine
geçirirdi. Lila’nın ya da kendinin olması, kirli veya temiz ol-
ması fark etmezdi. Bunu yaptığını kendi gözlerimle görmüş-tüm. Lila ise çok daha bakımlıydı, hatta o kadar bakımlıydı
ki bazen bunu gülünç olacak derecede abartırdı. Bu gece saç
lan maşayla dalgalandırılmış ve rüzgârlı bir plaj partisi için
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 25/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
tokayla toplanmıştı. İkisine de ayrı ayrı oldukça sıra dışı gö-
ründüklerini söylemiştim çünkü birbirlerinden farklı görün-
meye çalışıyorlardı. Rahat olduklarında ve kendilerini iyi
hissettiklerinde, ki bu birbirlerine benzemediklerinde olu-
yordu, erkekler onlarla daha fazla ilgileniyorlardı. Beni hiç
dinlemediler. Yalnız olduklarında beni daha fazla ciddiye alı-
yorlardı. İki kişi olduklarında onlara öğüt vermek zordu,
hemen itiraz ediyorlardı. Asla benim kadar güzel olamaya-caklarını söylüyorlardı ki bu da tavsiyelerimi geçersiz kılı-
yordu. Benim bu duruma gelmek için çok çabaladığımı ve
annemin zaman içinde bunları bana öğrettiğini anlatmaya ça-
lışmıştım ama beni susturmuşlardı.
Bu gece sanki daha önce aramızda hiç gerginlik olma-mış gibiydi. “Burada olduğuna inanamıyorum!” diye bağırdı
Keke. “Koca bir yaz geçti ve sonunda Clyde’ın Eğlence
Parkı partisinde tüm yüzme takımı bir arada!”
Arkasında halka biçiminde toplanmış, ayakta duran
grubu gösterdi. Yüzme takımından Stephanie Wetzel ve diğer
üç çömez kızla onların etrafında birçok erkek oradaydı. Hep-
si bana doğru el sallıyor ve “Zoey burada!” diye bağırıyor-
lardı.
“Bekle,” dedi Keke. ”Seni tam yeni kazanmışken kay-
betm ek...”
Uzaktan gelen bir tekne sireni lafını kesti. Karanlık gök-yüzü ve okyanusu, bir balıkçı teknesinin ışıklan ve o ışıklann
yansıması bölüyordu.
Yüzme takımının erkekleri “Doooooug!” diye bağırdılar
27
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 26/311
Jennifer Echols
ve karanlıktan alkış sesleri geldi.
“Vaaay,” dedi Lila, “Doug’un bedeni değil ama ruhu bu-
rada bizimle.”
“O Doug mı gerçekten?” diye sordum. Annemi düşün-
mekten bir buçuk saat önce onunla acil serviste karşılaşmış
olduğumu tamamen unutmuştum. Çarpıntım tekrar başlıyor-
du. En azından, babasının teknesinde sıkışıp kaldığına göre
bu gece buraya gelemezdi.“Evet,” dedi Lila. “Babasının seferleri yüzünden kaçır-
dığı her partide bizi böyle selamlar.”
“Bir süre önce buradaydı,” dedi Keke, “Seni sordu, Zo
ey.” Göğüskafesimden beni dürttü. “Doug senden neden bu
kadar nefret ediyor?”Okyanus havasından derin bir nefes aldım. Doug’un
benden intikam alma fırsatını kaçırmayacağını biliyordum.
“Doug ondan nefret falan etmiyor,” diye Keke’yi azar-
ladı Lila. “Sinirlendirme Zoey’i.” Bana döndü. “Senden hiç
kimse nefret etmiyor Zoey. Kim edebilir ki? Sen çok güzel-
sin.”
“Ve sarışın,” diye ekledi Keke.
“Ve hepimize çok iyi davranıyorsun.” Lila dudaklarını
büzüp bir bebekmişim gibi yanağımı sıkmak için uzandı.
“Ayrıca, Doug herkesten nefret eder.” Lila, Keke’nin karış-
tırdığı işleri toparlamaya çalışıyordu.Keke, sarhoş olan, konunun üstüne gitmeye devam edi-
yordu. “Hayır, çok hareketliydi, altüst olmuş bir hali vardı
ve çok telaşlıydı,” diye ısrar etti Keke. “Aranızda mutlaka
28
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 27/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
bir şey olmalı. Ne oldu?”
“Doug her zaman telaşlı, her zaman hareketli ve karma-şıktır.” dedi Lila, Keke’ye.
Lila’nın açıklamalarının Keke’yi ikna etmesini umdum.
Konuyu belki önümüzdeki cumartesi günü yapılacak olan
yüzme yarışlarından bahsederek değiştirebilirdim.
O sırada bizi ıslatarak yanımızdan, çalıların arasındaki
bira zulasma ulaşmaya çalışan Gabriel geçti. “Zoooey!”
Bana sarhoş bir halde sarıldı. “Biraz önce Doug buradaydı.
Sizin aranızda neler oluyor böyle?”
“Hiçbir şey!” diye cevapladı kızlar aynı anda.
“Tabii tabii.” Hepimize tek tek bize inanmadığını söy-
leyen gözlerle baktı ama o kadar sarhoştu ki bu konuşmayıertesi sabah hatırlamayacaktı. Sonra beni bıraktı ve sulan sıç-
ratarak yoluna devam etti.
İkizlerin gözleri benim üzerimdeydi. Bu durumdan daha
iyi bir açıklama yapmadan kurtulamayacağımı biliyordum.
Kafamda annemin yatak odasında her şeyi düzeltmeye
çalışıyordum. İlk yardım ekibi geldiğinde onlara daha güzel
görünmesi için iki parmağımla, kapalı gözlerinin üzerine
düşmüş saçlarını arkaya taradım.
Bu karanlık düşüncelerden sıynlıp gerçeklere, okyanus
sesleri içindeki plaja ve benden cevap bekleyen Keke ve Li
la’nın siluetine dönmeye çalıştım. Tabii ki onlara annemin
boşanma sonrası bazı sorunlar yaşadığını söylemiştim ve
Clyde’ın Eğlence Parkı partilerine gelerek annemi evde yal-
nız bırakmak istememiştim. Bundan fazlasını söyleyemez-
29
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 28/311
Jennifer Echols
dim onlara. Babam beni hastanede, annemin yaptığını “o kü-
çük ikizlere” söylememem konusunda uyarmıştı ve hisle-
rinde haklıydı da. Keke ve Lila’yı severdim ama kesinlikle
sır tutamazlardı.
Neyse ki Doug’un beni hastanede görmesi dışında açık-
layabileceğim başka sırlar da vardı. Doug’un benden nefret
etmesi için birçok sebep var. Clyde’ın Eğlence Parkı’nda ça-
lışanlarla ilgili konuların gizliliği sebebiyle, şimdiye kadarikizler de dahil olmak üzere kimseye bahsetmek istemediğim
bir konuydu. Ama şu anda beni çok zorluyorlardı ve annemin
sırrının gizli kalması Doug’un sırrının gizli kalmasından
daha önemliydi. Geçen mayıs ayında bütün yüzme takımıyla
birlikte Doug da Clyde’ın Eğlence Parkı’nda çalışmak üzere başvuru yapmıştı. Ama ben Ashley’ye onu çağırmamasını,
çünkü onun bir ara ıslahevine girdiğini söylemiştim. Bu ka-
yıtlar gizli olduğundan Ashley bunu benim ona söylemem
dışında bir yerden öğrenemezdi. Doug da muhtemelen onun
dışında herkes işe alınınca bunu anlamıştır.
Doug dokuzuncu sınıftayken bir süre ıslahevine girmiş-
ti. Bizim kasabamızda insanlar ıslahevine girmezler. Daha
önce oraya giren hiç kimseyi duymamıştım. Hatta ıslahevinin
nerede olduğunu bile bilmem. Doug iki hafta okula gelmeyip
oraya girene kadar, kasabada bir ıslahevi olup olmadığından
bile emin değildim. O günden beri sınıfta olmak yerine dahaçok müdür odasında oluyor.
“Onu Ashley’ye nedeö ihbar ettin ki?” diye sordu Lila.
“Dalga havuzunda boğulan yüz kırk kiloluk o adamı benim
30
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 29/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
yerime o kurtarabilirdi.”
Keke başıyla onayladı. “Ayrıca onu bütün yaz yan çıp-lak görebilirdik. Ne kann kaslan ama!”
Bütün yaz boyunca Doug’u görmüş olmayı düşünmek
bile istemiyordum. Ayrıca artık bu konuyu konuşmak iste-
miyordum. Yüzümü okyanusa döndüm. Doug’un balıkçı tek-
nesi gitmişti ve siyah gökyüzü siyah denizden ayırt edilemi-
yordu.
Gözümün kenarından, Keke ve Lila’nm bana baktığını
görüyordum. Bütün yaz boyunca her gün Doug’un yapılı ve
bronzlaşmış yüzücü göğüslerini izleme fırsatı vermek iste-
mememin sebebini öğrenmeyi bekliyorlardı. Açıkça, mantı-
ğımın genç kızlık dürtülerimin önüne geçtiğini söyledim:“Islahevine girdi. O bir suçlu. Ailemi, bir sabıkalıyı işe alma
malan için uyarmalıydım.”
“Ne yapabileceğini düşündün ki?” diye sordu Keke.
“Zimmetine para mı geçirecekti? Zimmetine para geçirmek-
ten mi içeri girmiş?”
“Neden ıslahevine girmiş?” diye sordu Lila. .“Daha do-
kuzuncu sınıftaydı. Ne yapmış olabilirdi ki?”
Gittikçe daha çok mahcup oluyordum. Söylediğime piş-
man olmuştum. Keşke partiye de gelmeseydim. “Bakın, ka-
sabadaki tek iş bizimki değildi.” diye savundum kendimi.
“Bütün kasabayı dolaşıp Doug’u işe almayın demedim ya.”
Ufuk çizgisinin önünde, Doug’un turistlere yardım ettiği
balıkçı teknesinin dalgada sallanan ışığına bakarken “Evet,
ama Doug’un bu yaz babasından kurtulabilmesinin tek yolu
31
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 30/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 31/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
den ıslahevinde olduğunu duydum. Birkaç hafta sonra okula
döndüğündeyse balo çoktan geçmişti.”
“Seni baloya götürmek için ıslahevinden izin alamamış
mı?” diye sordu Keke.
“Hiç komik değil!” dedi Lila, Keke’ye.
“Bir daha da o konuyu konuşmadı benimle,” dedim.
“Baloya başka birisiyle gittim. Doug ıslahevinden geri dön-
düğünde bana çok sinirliydi. Siniri belki de tüm dünyayaydıama ben üstüme alınıyordum. Belki hatırlamazsınız ama Do-
ug ıslahevine girmeden önce bu kadar aksi biri değildi. Is-
lahevi onu aksileştirmiş.”
“Ben de hep annesinin ölümünün onu aksileştirdiğini
düşünmüşümdür.” dedi Lila.Biz sekizinci sınıftayken, Doug’un annesinin bir trafik
kazasında öldüğünü unutmamıştım. Etrafındaki kızlan ters-
lemesine rağmen kızların ona hayran olmalarının bir sebebi
de buydu. Geçmişindeki bu trajediler onu çok hassaslaştırmış
olmalı, diye düşünüyorlardı.
Aslında düşündüm de... Doug belki de benden nefret
etmesine yol açan bütün sebeplere rağmen kendini benim ye-
rime koyarak babamın, annemle ilgili bildiklerini kendine
saklamasını istemesini anlayışla karşılamış olabilir. Belki de
acil servisteki hareketlerini yanlış yorumlamıştım. Benim ruh
halimi anlamış olabilirdi. Karşılaştığımız zaman küçümse-yici sözler söylememişti. Durumu anlamıştı. Bu durum Do-
ug’un geçtiğimiz birkaç yıldaki davranışlanyla hiç uyuşmu-
yordu. Ama dokuzuncu sınıftaki halini düşününce mantıklı
33
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 32/311
Jennifer Echols
gelmişti. Yıldız yüzme takımının antrenmanında, yan yana
havuzun duvarına tutunmuş mayolarımızın ve üzerlerindeki
köpek maskotunun ne kadar çirkin olduğundan konuşurken
beni yıl sonu balosuna davet etmişti. Sesi çok kibardı ve gü-
lüşü çok samimiydi.
“Hayır,” dedim Keke’ye, “ıslahevine girmeden önce hiç
de aksi biri değildi.”
“Bunun altında bir şey var,” dedi Keke Lila’ya. “Dougherkese bakış atar ama Zoey ağzını açtığında bakışları daha
bir farklı oluyor. Bunun gibi.”
Taklidi çok gerçekçiydi. Güldüm ve korkuyla ağzımı
kapattım.
“Bu çok doğru!” diye bağırdı Lila. “Ama ben bunu Zo
ey’in şirinliğine bağlıyordum.” Bana döndü. ”Doug’un şirin-
liğine değil.”
Lila haklıydı. Doug, zengin kızlarla beraber olma şansı
varken benimle ilgileniyordu; böyle olmasını diliyordum
ama şimdiye kadar hiçbir peri dileğimi yerine getirmemişti.
Muhtemelen onları başka yerlerde kullanmıştım.“Beni aramak için neden buraya geldiğini anlamadım.
Eğer yaz boyunca partilere katıldıysa benim bu partilerin bi-
rine bile gelmediğimi biliyor olmalı.”
Lila omuzlarını kaldırarak “Kesinlikle burada olduğunu
düşünüyordu.” dedi. “Sahiden, neden buradasın sen? Annen
nasıl?”
“Annem,” dedim yavaşça, ”iyi bu gece.” Kafamda yine
annemin yatak odasına dönmüştüm. Yatağm örtüsünü düzel-
34
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 33/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 34/311
Jennifer Echols
lazım.”
Lila bana doğru eğildi ve “Onu başından almamızı ister
misin?” diye fısıldadı. “Çok alkollü ve elinde o sigarayla çok
tehlikeli. Her an havaya uçabilirsiniz.”
“Sağ ol, sorun yok.” diye fısıldayarak cevap verdim.
Bozulan planlarıyla ilgili bir teselliye ihtiyacı olduğundan
emindim. Ayrıca ona yardım edebilirsem bugün en azından
birine yardım edebilmiş olacaktım.Suyun içinden çıkarken kollarımı ona doğru açtım. Ona
sarılırken “Tabii ki,” dedim. “Yalnız konuşabiliriz. Hadi gi-
delim...”
Dönüp suya baktım. Suyun içindeyken daha iyi hisse-
diyordum. Kimse kalmamıştı. Lila ve Keke de yüzme takı-
mının geri kalanının yanına, biraların olduğu tarafa gitmiş-
lerdi. Brandon’la suyun içinde konuşabilirdik artık. Okyanus
bize aitti.
Kaslı kollarıyla belime sarılmıştı.
Ona doğru baktım. Ciddiyetle bana doğru bakıyordu ve
yakışıklı, çizgi roman kahramanlarına benzeyen sert simasıyıldızların altında biraz yumuşamıştı.
Eliyle sırtımı okşuyordu. Benimle oynaştığını düşün-
müyordum. Dengesinin bozulduğunu ve bu yüzden sendele-
diğini düşündüm.
Ama benimle oynaşmasını istiyordum. Kaslı bir vücuduvardı, çapkın bir futbolcuydu. Ben onun bu görüntüsünün al-
tındaki yufka yüreğini biliyordum ama şu anda daha fazlasmı
istiyordum. Çılgınlıktı bu. Brandon’ı her zaman çekici bul
36
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 35/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
muşumdur. Kim bulmazdı ki. Bu dürtülerimi daha önce hiç-
bir zaman dinlememiştim. Ama bu kez kafamdaki annemle
ilgili düşünceler ve Doug’dan gelen baskı beni Brandon’ın
geniş göğsüne doğru itmişti. Bu partiye, ismini koyamadığım
bir şeyler umarak gelmiştim. Şu anda artık ne olduğunu bi-
liyordum.
Elini tuttum. “Senin Buick’ine gidebilir miyiz?”
Önceki yıllarda birçok yakışıklı çocukla çıkmıştım. Ama
hiçbiriyle ciddi bir ilişkim olmamıştı. Daha on yedi yaşın-
daydım. Kendimi, önüme çıkacak daha iyi bir fırsat için sak-
lıyordum.Ama haziran ayında, babam anneme Ashley’den bah-
settikten sonra bana bir şeyler oldu. Seks aklımdan çıkmı-
yordu; babam seks yapıyordu, Ashley seks yapıyordu, tüm
Clyde’ın Eğlence Parkı seks yapıyordu, annem ve benim dı-
şında herkes seks yapıyordu.
Cankurtaranlığın seksi bir meslek olduğunu .düşünebi-
lirsiniz. Ama zamanımın çoğu bir platform üzerinde, gö-
zümde güneş gözlüğü, ağzımda bir düdük, tehlikeli bir du-
rum olmasın diye beklemekle geçiyordu. Turistlerin gözünde
ben de, içine döşenmiş su borularından şelale yaptığımız be-
ton dağlar gibi dekorun bir parçasıydım.Turistler beni fark etmiyorlardı, onları haberleri olma-
dan gözetliyordum. Çocukları fıskiyelerle oynarken ya da
havuza çişini yaparken onlar cilveleşip birbirlerinin vücu-
37
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 36/311
Jennifer Echols
duna yağ sürüyorlardı. Odalarında, çocukları uyuduktan son-
ra ne yaptıklarını sormaya bile gerek yok.
Genç turistler için bunu yapabilecekleri bir yer yoktu.
Buralılar dışmda hiçbiri plajın otoparkından haberdar değildi.
Ama ne istedikleri apaçık ortadaydı. Panama City’deki gece
kulüpleri Clyde’ın Eğlence Parkı’yla karşılaştırıldığında dini
okul gibi kalırlardı. Üniversite öğrencileri tarafından alınıp,
yaşı tutmayan çocuklara verilen pinacoladalar. Her taraftansıçrayan serin sular. Ateşli çıplak tenler ve daha fazlası. Alır-
sınız ya da almazsınız, Clyde’ın Eğlence Parkı seks satıyor-
du.
Çalışanlar bunu değerlendiriyorlardı. Duyduğum kada-
rıyla her hafta, benim evde annemle olduğum için kaçırdığım plaj partilerinde istediklerini yapıyorlardı. Arkadaşlarım için
kaygılanıyordum. Ya da kendimi dışlanmış hissediyordum.
Ya da annem her geçen gün daha fazla uyurken ve yavaş ya-
vaş sona yaklaşırken, babama insan kaynakları müdiresini
hamile bıraktığı için çok kızgındım. Babam beni en son Cly
de’ın Eğlence Parkı için kâğıt havlu ve pipet satın almaya
gönderdiğinde ben dünyanın en büyük prezervatif kutusun-
dan da satın aldım. Babam hiçbir zaman faturayı kontrol et-
mezdi. Tek istediği benim kucağımda tuvalet kâğıtlarıyla
etrafta görünmemdi. Prezervatifleri, isteyen herkese verdim.
Hatta istemeyenlere de dağıttım. Almak istemeyenlerin so-yunma dolaplarının içine bıraktım.
Brandon bir akşam onun dolabına bir prezervatif bıra-
kırken beni yakaladı. Yerin dibine girmiştim. Okuldan arka-
38
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 37/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
daştık ve onu burada işe ben aldırtmıştım ama dolabına pre-
zervatif bırakacak kadar sıkı bir dostluğumuz yoktu. Neyseki anlayışla karşıladı. Benden beraber takıldığı kızla ilgili
tavsiye istedi. Ona yardımcı olmak istedim. Dostluğumuz bu
şekilde başlamıştı.
O günden sonra tüm yaz boyunca kızlar bana göz kır-
parak “Tabii, sen ve Brandon sadece arkadaşsınız,” derken,
aslında “Böyle bir vücutla nasıl sadece arkadaş olabilirsin
ki?” diyorlardı. Ama biz gerçekten sadece arkadaştık. Her
hafta bana gelip başka bir kız için tavsiye istiyordu.
Bütün kızlar Brandon’m peşindeydi. Kendilerini onun
üzerine atıyorlardı. Buick’inin açılır tavanından içeri kızlar
yağıyordu. Dertlerinin çoğu beraber olduğu kızların, dahaönce beraber olduğu kızlardan duyduğu rahatsızlıklarla ilgi-
liydi. Böyle bir erkek arkadaş istemiyordum. O da benim gibi
bir kız arkadaş istemiyordu. Okuldaki bütün erkekler beni
‘herkesin arkadaşı Zoey’ olarak bilirlerdi, ben de bozmaz-
dım. Bugüne kadar.“Bir dakika,” dedim otoparkta benim Vosvos’umun ar-
kasından geçerken. “Arabadan bir şey almam lazım.” Siga-
rasını söndürürken arabamın bagajını açtım ve dev prezer-
vatif kutusuna doğru eğildim. Brandon’ın fark etmemesini
umarak kutunun içinden bir tane alarak cebime attım. Fark
etmemişti. Yanına döndüm.
Cebime doğru baktı. Sonra bakışlarını yüzüme çevirdi.
Onu çok iyi tanımıyor olsam, mavi gözlerinin bir bebeğin
gözleri kadar masum göründüklerine yemin edebilirdim. Ba-
39
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 38/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 39/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
rine koydum; tırnağındaki ojede çatlak olmayan elimi.
Çoğu erkek bu durumda bana, ne yaptığını zannediyor-sun diye sorardı. Brandon sormadı. Ya kolay bir erkek oldu-
ğundan ya da ne yaptığımı tam olarak bildiğinden. Bu yüz-
den Brandon’ın hayatına bu kadar çok kız giriyordu. Bir kez
de ben basit kız olmak istedim.
“Sana soracağım şey bu değildi.” Elimi bronzlaşmış ba-
cağının üzerindeki san tüylerin arasından aşağı doğru kay-
dırdım. “Biz neden hiç beraber takılmadık?”
Güldü. “Çünkü işimi kaybetmek istemiyordum.”
“Babam için önemli bir konu değil ki.” Söylerken içim
acımıştı. Gülümsemeye devam ettim.
Omuzlannı silkti. “Seni sadece işte görüyorum. Yaz bo-
yunca bir kere bile iş dışındaki buluşmalarımıza gelmedin.”
“Şu an buradayım,” dedim.
Kaşları çatılmıştı. Yakalanmıştım. Benimle ilgili bir
sorun olduğunu anlamıştı ve durumu daha da berbat etme-
mem için bana engel olacaktı.
Ama hayır. Elini direksiyonun üzerinden .kaldınp kafa-
mın arkasına uzattı ve saçlanmın arasına soktu. “Bilmiyorum
Zoey. Muhtemelen senin hayır diyeceğini düşündüm. Sen
çok güzel bir kızsın.” Bana doğru eğilip beni öptü.
Vücudum arabanın içinde onunla sevişiyordu. Aklımsa
hayatım boyunca duyduğum seks hakkındaki uyanlardaydı.
Bu geceye kadar, seks yapmayı bir süre daha ertelemeye
karar vermiştim. Çok fazla sorumluluğum vardı. Mezuniyet,
üniversite, iş, seyahat. Bütün bunlan hormonlanm yüzünden
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 40/311
Jennifer Echols
riske atamazdım.
Ama şortumu çıkardığı zaman bu dertlerin hiçbir anlamı
kalmamıştı. Risk neredeydi ki? Sadece yapıyorduk. Bu kadar
basit. Cebimdeki prezervatifi bulup çıkardı. Boynunu öp-
meye devam ediyordum. Derken beni hafifçe uzaklaştırıp
koltuğun üzerine yavaşça yatırdı.
Tam sınırda durdu, içeri itmiyordu ama baskı yapıyor,
tehdit ediyordu. Önüne, aşması zor engeller koyuyordum.Ona yardımcı olmak için rahatlamaya çalıştım. Tüm engel-
leri kaldırıp onun içime girmesine izin verdiğimi hayal ettim.
İçimden bir şey bağırdı: Hayııur, delilik bu. İçimden
başka bir şey de tek eliyle uzanarak ağzımı kapattı. Beni aşa-
ğı doğru bastırdı ki olay gerçekleşene kadar yerimden kal
kamayayım. Brandon tamamen içime girdi, dönüş yoktu ar-
tık. Öyle hızlı ve derindi ki nefesim kesilmişti. Midemde
hafif bir ağrı hissettim, tüylerim diken diken olmuş batıyor-
lardı. Sanki garip bir hastalığa yakalanmış gibi hissediyor-
dum.
“İşte bu.” diye fısıldadım, daha da derine iterken. Ne kadar içeri girdiğini anlayamamıştım ama en iyisi
ona güvenmekti. Bunu daha önce çok yapmıştı ve ne yapaca-
ğını çok iyi biliyordu. İçime girdi, çıktı, tekrar girdi, sonunda
bir ritim tutturdu ve yaptığımız, Clyde’m Eğlence Parkı’nın
mola odasındaki bilgisayarlarda erkeklerin sürekli izlediği
pomo filmlerin herhangi bir sahnesine dönüştü. Bu çok ta-
nıdıktı. Rahat değildi ama sonunda kabullendim. Başkaları-
nın çoktan yaptığı bir şeyi yapıyordum ve bu beni normal
42
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 41/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
leştiriyordu. Tüylerim hâlâ diken dikendi ama vücudum so-
ğuktan sıcağa dönmüştü. Hayvansal içgüdüyü, bunu üremekiçin yaptığımızı anlamıştım. Brandon kendi türünün en haş-
metli örneklerinden biriydi ve onu elde etmiş olmanın hay-
vansal gururunu hissediyordum.
Sonra elele tutuşarak, kum tepelerinin üzerindeki köp-
rüden geçtik ve partiyi gören bir yerde ahşap merdivenlere
oturduk. Bu harikaydı. Partinin bir parçasıydık ama aynı za-
manda az önce paylaştığımız şey sebebiyle partiden ayrıydık
da.
“Bira ister misin?” diye sordu.Soru bana çok komik gelmişti. Hiçbir zaman içki içmem
ben. Kontrolümü kaybetmekten korkmuşumdur. Bunu bütün
arkadaşlarım bilirdi, henüz bekâretimi verdiğim arkadaşım
hariç.
“Neden gülüyorsun?” dedi dili sürçerek. “Bunu evet
olarak mı kabul etmeliyim?”
“Hayır, teşekkür ederim. Antrenman döneminde içki iç-
miyorum.” Elimi kamımın üzerine koydum ve reddetmemin
sebebini Brandon’a göstermeye çalıştım. Bir sporcu olarak,
her ne kadar kendi uygulamasa da, antrenman döneminde iç-
kiden uzak durmanın önemini biliyor olmalıydı.“Benim bir tane almamın bir mahsuru var mı?” diye
sordu. Çoktan bir elini benim omzuma dayamış, ayağa kalk-
maya başlamıştı. Eğer ayık olsaydı omzuma uyguladığı kuv-
43
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 42/311
Jentıifer Echols
vetin beni yaralayabileceğim fark edebilirdi.
Sesimi çıkarmadım ve dişimi sıktım. “Burada bekliyo-
rum.” Kumsalda, hafif sendeleyerek kum tepelerinin önün-
deki bira zulasına doğru gidişini izledim.
Birkaç saniye sonra bana doğru gelen bir karaltı gör-
düm. Çok çabuk gelmişti. Ama karaltının boyutu Brandon
olamayacak kadar küçüktü ve bana yaklaştıkça saçlarındaki
buklelerden bir kız olduğunu anlamıştım. Lila. Sanki onu biryıldır görmemiştim. Merdivenleri çıktı ve yanıma otururken
kumlan üzerime sıçrattı. Dalga seslerinin arasında yüksek
sesle fısıldadı, “Brandon Moore’la takıldığını duydum!”
“Evet,” dedim.
“Hayır, Brandon Moore’la birlikte olduğunu duydum
demek istedim.”
Dönüp köprünün arkasındaki otoparka bakmak istedim
ama şüphe çekmemek için vazgeçtim. İlk geldiğimde araba
lann buğulu camlarını görmüştüm. Brandon ile beni de gör-
müş olabilirlerdi. Dikkatlice sordum, “Nereden duydun bu-
nu?”“Brandon Moore’dan!”
“Hımm.” Ne diyeceğimi bilemiyordum. Brandon’m ya-
şadıklarımızı hemen başkalarına anlatmasını beklemiyor-
dum. Ama sarhoştu ve bu yüzden onu affedebilirdim. Yaşa
dığımızdan memnun kalmıştı ki hemen bunu arkadaşlarına
anlatmıştı. “Evet, olduk,” dedim tekrar.
Lila devam etti, “Bu senin için ilkti, değil mi?”
“Evet. Gerçekten çok tatlıydı.”
44
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 43/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Lila kaşlarını çatıp dudağını ısırdı. Yavaş yavaş Lila’ya
kızmaya başlamıştım. Brandon’la yaptığımız şey beni rahat-
sız etmiyordu ama Lila’nın tepkisi bana başka şeyler düşün-
dürmeye başlamıştı. Başka düşünceler istemiyordum. Ona
hatırlattım, “Brandon ve ben iyi arkadaşız.”
“Tabii,” dedi.
“Clyde’ın Eğlence Parkı’ndaki herkes bütün yaz bo-
yunca bana beraber olmamız gerektiğini söyledi.”“Evet,” dedi başını hafifçe sallayarak. “Bu çok güzel,
Zoey.”
“Ben mutluyum.” Kollarımı dizlerimin etrafına dolaya-
rak bacaklarıma sarıldım. Okyanus esintisi artmamıştı ama
ortam birden soğumuştu. “Keke nerede?”“Utanıyorum,” dedi Lila acıyla. “Ben asla biriyle bir-
likte olamayacağım.”
Bir kolumu bacağımdan ayırıp kızıl buklelerini elime
aldım. “Biraz zaman ver. Mutlaka olacak.”
“Bakıyorum beş dakikada bu konuda uzman kesildin.”
Elim saçlarında kaldı. Karanlıkta fark edilmiyordu muh-
temelen ama bana söylediklerine sinirimden, vücudumdan
yüzüme doğru pompalanan kanı hissedebiliyordum. Aynı za-
manda sanki ortaokuldan beri seks yapan biriymişim gibi ko-
nuştuğum için utanıyordum da.
“Özür dilerim,” dedi hemen. “Yanlış anlama. Öyle de-mek istemedim.”
“Ne demek istediğini biliyorum.” İstemeyerek de olsa,
bir sorun olmadığını göstermek için saçını birkaç kez daha
45
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 44/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 45/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
etmişti. O gece partiden döndüğümde evde, Ashley’nin bana
yazdığı, odamın yerini değiştirdiklerini söyleyen bir not bul-
muştum. Önceden üst katta annemle babamın odasının ya-
nındaki oda benim odamdı. Şimdiyse Ashley benim odamı
giriş katma, önceden misafir odası olarak kullandığımız oda-
ya taşımıştı. Bebek odasının üst katta onların odasının ya-
nında olmasını istediğini söyledi. Misafir odasındaki yatağı
benim için hazırlamıştı.Haftanın geri kalan günleri, annemin evinden getirdiğim
eşyaları paketlerinden çıkarmakla ve yerleştirmekle geçti.
Sonra, Ashley ve babamın Destin’den satın aldıkları mama
sandalyesi ve bebek beşiğini monte etmekle görevlendiril-
dim. Bütün bunların yanında evin içinde sürekli işçiler dola-şıyordu. Ashley mutfaktaki tadilatın bu cumartesiden, Ha
waii’ye babamla evlenmeye gitmeden önce bitmesi konu-
sunda ısrarcıydı. Babam da evin içine kameralar taktırıyordu.
Hawaii’ye kaçma planını haftalar öncesinden yapmış-
lardı. Ama evde reşit olmayan birinin olacağını planlama
mışlardı. Babamın bulduğu çözüm, bütün evi kameralarla
donatmak ve kaydedilen görüntüleri internet üzerinden takip
etmekti. Bir kedimiz vardı ve her seyahate gidişimizde an-
nem kedimizi veterinere bırakmak isterdi. Babam da kaplara
kedi maması doldurup onu eve kapatıp öylece bırakmamızı
isterdi. Merak etmeyin, idare eder derdi. Ne olabilirdi ki? O
bir kediydi ve veteriner de tadilatta olduğu için kapalıydı.
Kesinlikle onlarla birlikte Hawaii’ye gitmek istemiyor-
dum. Benim yüzümden seyahatlerinden vazgeçmelerini de
47
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 46/311
Jennifer Echols
istemiyordum. Yaptıkları tüm hazırlıklara değer veriyordı
Cenazelerin öncesinde insanların neden çiçekler, yemekl
ve bunun gibi şeylerle uğraştıklarını şimdi anlayabiliyordum*
Cenazenin kederinden bu şekilde biraz olsun uzaklaşabili-
yorlardı. Yatağıma yatıp uyku için dua etmeye başlayana ka-
dar kafamda annemin yatak odasına gidiyor ve her şeyi dü-
zeltmeye çalışıyordum.
Bu haftanın bir başka flaş konusu Brandon’dı. Onunlaalakası yoktu ama bütün hafta birbirimizi görmemiştik. Ak-
şamları futbol antrenmanı benim yüzmS' antrenmanımdan
daha geç bitiyordu. Derslerimizin ve öğle aralarımızın za-
manlan da birbirini tutmuyordu. İkinci ve üçüncü dersler ara-
sındaki aralanmız aynı zamandaydı fakat ben bu arada tarih
sınıfından matematik sınıfına koşturuyordum. Onun nerede
olduğunu hiç sormamış, gidip aramamıştım da. Çünkü bun
lan, yazın arabasının açılır tavanından içeri kızlar yağarken
onlar bana sorarlardı. Bizim ilişkimizse farklıydı çünkü biz
öncelikle sıkı dostlardık. Benimle olmak istediğini sürekli
teyit etmek zorunda değildi.Ayrıca arkadaşlarımdan, beraber olduğumuz için çok
mutlu ve şaşkın olduğunu duyuyordum. Sanki her derste ya-
nımda oturuyormuş gibiydi. Günde en az bir kere minik ya-
zım hatalarıyla dolu bir telefon mesajı gönderirdi. Gerçi bu.
mesajlar beni mutlu etmekten çok sinirlendiriyordu çünkütelefonumun ışığı her yandığında annemden bir haber geldi-
ğini umuyordum. Perşembe akşamı telefonum çaldığında,
Ashley’nin ve babamın beraber hazırlamış olduklan spaget-
48
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 47/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
tiyi yerken birden çatalımı fırlattım ve telefonumu bulmak
için misafir odasına koştum. Yine annem değil, Brandon’dı.
Cuma akşamı beraber olamayacağımızı, futbol takımındaki
arkadaşlarıyla erkek erkeğe bir plaj partisi yapacaklarım söy-
lemek için aramıştı. Sorun yoktu. Anlayışla karşıladım.
Hafta boyunca başıma gelen tek kötü şey Doug’un an-
nemle ilgili beni rahatsız etmeye başlaması oldu. Beklediğim
gibi oldu sonunda. Okulun ilk iki haftasında o da herkes gibiyüzme antrenmanına vaktinde gelmişti. Antrenmanlarımızı
son derste yaptığımız için geç kalması için herhangi bir sebep
yoktu zaten. Tüm yapması gereken sanat bölümünden çıkıp
okulun bahçesini geçmekti. Fakat bu hafta tüm antrenman-
lara geç katıldı. Zamanında havuzda olup üstümüzü değiş-tirdikten sonra, takım koçumuz yıldız yüzme takımının an-
trenmanından kalanları toparlarken, havuza girip ısınma ha-
reketlerini yapmamız gerekiyordu. Takım kaptanı olarak tüm
takımı toparlamak benim görevimdi.
Bu durum beni korkutuyordu. Etraftan annem hakkında
hiçbir şey duymamıştım. Tahminimce Doug bu kozu elindetutuyordu. Benimle bu konuyla ilgili konuşmaya çalışma-
mıştı bile. Pazartesi gecesindeki partide beni aramıştı ama
herhalde daha sonra konunun bekleyebileceğini düşünmüştü.
Ben yine de onu kızdırarak şansımı zorlamak istemiyordum.
Her gün onu nazikçe geç kalmaması için uyardım. Ama herseferinde yine geç kaldı.
Takımdaki arkadaşlanm üzerime geliyorlardı. Keke ve
Lila, Doug’a neden iltimas geçtiğimi soruyorlardı. Takım-
49
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 48/311
daki erkekler artık Doug’un kıçına bir tekme atmamın ge
rektiğini söylüyorlardı. Umanm Doug başka seçeneğim ol
madiğini anlar ve benden öç almaya kalkmazdı.
Artık başka şansım kalmamıştı.
Jennifer Echols
50
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 49/311
3
“Çok sağ ol, Zoey.”
Doug’un sesini duyduğumda şaşırdım. Kendimi tutama-yıp dönüp baktım. Onu takım koçuna şikâyet ettiğimde ve
koç onunla odada konuşurken, bu akşam bana söyleyecek bir
şeyleri olacağını biliyordum. Ama bu durum benim Bran
don’ı desteklemek için futbol stadyumuna gelmeme ve yüz-
me takımının geri kalanıyla beraber takılmama kesinlikle en-
gel değildi. Maçta devreler geçiyordu ve Doug hâlâ ortada
yoktu. Bu beni biraz olsun rahatlatıyordu. Ama sonunda dör-
düncü çeyrekte gelmişti. Her zamanki gibi geç kalmıştı, tabii
ki içeri para vermeden girmek için gişelerin kapanmasını
beklemişti.
“Koç seni takımdan atmadı, değil mi?” Doug’un üzgünolmasına şaşırmıştım. Takımın en iyi yüzücüsüydü ve böyle
küçük bir sebepten ötürü koç onu takımdan çıkaramazdı. Ba-
şı büyük dertte değildi. Bunu söylediğimde bana olan siniri
51
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 50/311
Jenrıifer Echols
nin biraz olsun azalmasını umut ediyordum.
Gözümü bakışlarından kaçırarak hemen aşağımızda,
ışıklı sahada oynanan maça çevirdim. Brandon’ın üzerinde
beyaz 24 numara olan kırmızı Bulldogs formasını bulmaya
çalıştım. Topu yakalayıp karşı sahaya doğru koşmaya baş-
ladı. “Hadi Brandon!” diye bağırdım. “Hadi, hadi, hadi. Of!”
Kendinden daha iri bir rakip oyuncuya çarpıp durdu. Islıklar
yükseldi, hakemler rakip alanda bir yerlerde faul çaldılar veoyun durakladı. Tribün bandosu dördüncü çeyrekte üçüncü
kez “Who Let the Dogs Out?” çalmaya başladı. Doug’u gör-
mezden gelmek için bahanem kalmamıştı.
Bana doğru bakıyor ve sorumu cevaplamadan önce tüm
dikkatimi ona vermemi bekliyordu. “Hayır, koç beni takım-
dan atmadı,” dedi alaycı bir şekilde. “Ama sen bunu istiyor-
dun Zoey. Sevimli kız rollerin bana sökmez.”
Bu alaycı tavrı beni tedirgin etmişti. Annemin sırrının
hâlâ gizli kalmış olmasını umuyordum. Doug’un bakışları
karşısında ne cevap vereceğimi unutmuştum.
Sonunda toparladım, “Sana karşı hiçbir kastım yok,Doug. Bütün hafta antrenmanlara geç kalman dışında seninle
ilgili hiçbir sorunum yok. Seni orada zamanında hazır bu-
lundurmak benim görevim.”
“Koça şikâyet etmek de mi görevin? Ona söylemesen .
benim geç kaldığımdan asla haberi olmazdı.” Doug’un sesigittikçe yükseliyordu. Önümüzdeki sırada oturan Mike ve
lan, stadyumda yankılanan “Who Let the Dogs Out” melodi-
sine rağmen onu duymuşlardı. Bize doğru döndüler. Mike’m
52
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 51/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
yüzü kızarmıştı. Mike için alışık olmadığımız bu durum onun
Doug’u net bir şekilde duyduğunu gösteriyordu. Ian’la da bir
an göz göze geldik. Doug’la aramızdaki bu tartışma, aramız-
da bir şeyler olduğu hakkındaki konuşmaları tekrar canlan-
dıracaktı.
Kalp atışlarım hızlandı. Göğsümde kalp atışımı hisse-
debiliyordum ve kan pompalamasının sesini kulaklarımla du-
yabiliyordum. Belki bana karşı neden sesini yükselttiğinitekrar düşünür diye tekrar açıkladım, “Koça her durumu tü-
müyle rapor etmek zorundayım. Ben söylemesem bile an-
trenmana geç başladığımız için kendisi fark edecekti.”
“Tümüyle,” diye taklit etti beni. “Şimdi koçun gözü be-
nim üzerimde. Sayende artık bana ayrıcalık tanımaması ge-rektiğini düşünüyor.”
“Tabii ki sana ayrıcalık tanımamalı,” diye tepki verdim.
“Bu senin karar vereceğin bir konu değil. Bana Florida
State’te yüzme bursu almam için referans verecekti. Anlıyor
musun? Konunun senin aptal takımınla ilgisi yok.”
Mike ve lan birbirlerine baktılar. îkisi de bu aptal takım-
daydılar.
Doug ne onlara baktı ne de sakinleşti. “Bu takımda ol-
madan ve koçun desteğini almadan Florida State Üniversi-
tesi’nden burs almak gibi bir şansım yok. Olimpiyat sporcusu
bir aileden gelmiyorum, Zoey. Babam lanet bir balıkçı.”Of. Ona ne yaptığımı galiba sonunda anlamıştım. Daha
büyük bir şehirde yaşıyor olsaydık etrafımızda ilkokuldan
itibaren devam edebileceğimiz ve iyi eğitim alabileceğimiz
53
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 52/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 53/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
nıydı. Ama çoğu zaman sınıfın benden uzak bir köşesine otu-
rurdu. İngilizce dersindeyse tam önümde oturuyordu. Bu
yüzden bronzlaşmış ensesi ve siyah saçının buklelerini bili-
yordum. Yüzüneyse, kafasında bone ve gözünde gözlük ol-
madan, hiç bu kadar yaklaşmamıştım. Komik olan şu ki do-
kuzuncu sınıftan beri benimle göz göze gelmekten kaçman
Doug’la, başını derde soktuğum gün yüz yüze gelmiştik. Si-
yah saçının her teli ve yüzündeki kirli sakalı en ince ayrıntı-sına kadar karşımdaydı.
Sesi çok yumuşamıştı. Söylediği kelimeleri saymazsak
benimle flört ettiğini bile düşünebilirdim. Geçtiğimiz seneki
yüzme takımından bu ses tonu bana çok tanıdıktı. “Hayır Zo-
ey. Fark tam olarak şu, benim o bursa ihtiyacım var, sense
şımarık bir hanımefendisin.” Kolunu elimin altından, sadece
dokunuyor olmama rağmen, sanki canını yakmışım gibi çek-
ti. “Ayrıca, Brandon Moore’un umurunda olduğunu düşüne-
cek kadar ahmaksan, senin de akademik bursun konusunda
şüpheliyim.”
Doug’un arkasından bakakaldım. Oturma yerlerininüzerinden atlayarak, yüzme takımının ilerisinde duran diğer
çocukların yanma gitti. Onlara bir şeyler söyledi ve gülmeye
başladılar. İnsanlar yalnızken bana Doug’dan yakınıyorlardı
ama etrafta o olduğu zaman tüm ilgi onun üzerinde oluyordu.
Oradaki kalabalık gittikçe büyüyordu. lan da benim altımda-ki sıradan kalkıp onlara katılmıştı. Hatta Doug’dan nefret
eden Mike bile onlara doğru yaklaşmıştı. Umarım benim
hakkımda konuşmuyorlardır. Konuşuyorlarsa da umarım
55
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 54/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 55/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Boynundaki tiril tiril fularla, tokayla toplanmış kızıl kâkülü
ve omuzlarına dökülen lüle lüle saçlarıyla asıl kendisi oyun-
cak bebeklere benziyordu.
Onlara, “Brandon maçtan sonra futbol takımıyla plaja,
partiye gidiyor,” dedim. “Erkek erkeğe.”
“Yüzme takımı da partiye katılmalı,” dedi Keke.
“Evet!” Lila, takımdaki çömez kızlarla bu fikri paylaş-
mak için birkaç basamak aşağıya inmeye yeltendi.“Hayır!” Lila’yı kolundan yakalayıp geri çektim.
Keke’yle birlikte benden bir açıklama bekliyorlardı. Herke-
sin bana bakmaktan vazgeçmesini diledim. Hayır diye çok
mu yüksek sesle bağırmıştım ve de Lila’yı çok mu sert çek-
miştim acaba? Delirdiğimi düşünecekler. Elimden geldiğincesakin bir biçimde, “Yarın gece yüzme yarışlarından sonra ona
gitmeyi planlıyordum,” dedim.
“Oooo,” diye yorumladı Lila.
“Bu çok saçma,” dedi Keke. “Senin plajda eğlenmene
engel olamaz. Plaj ona ait değil ya.”
“Doğru.” Lila, ben ona engel olamadan soluğu kızların
yanında aldı. Onlara bir şeyler söyledi ve kızlar bağrışmaya
başladı.
Gerçek olamayacak kadar güzel ve kolay olmuştu. Planı
ben yapmamıştım. Ben teklif etmemiştim. Brandon’ı takip
ediyor gibi olmayacaktım, çünkü partiye katılmak yüzme ta-kımının kararıydı. Bütün gün, ben onu pazartesi gününden
beri görmemişken, Brandon’ın benim yerime takım arkadaş-
larıyla dışan çıkıyor olmasının kızgınlığıyla mücadele etmiş-
57
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 56/311
Jennifer Echols
tim. Sorun olmadığını düşünüyordum ve ona da öyle söyle-
miştim. Fakat üzerine biraz daha düşününce aslında içim pek
de rahat değildi. Şimdiyse sorun birden, ben hiçbir şey yap-
madan, kendiliğinden çözülmüştü. Bu durum biraz ürkütü-
cüydü. İnanamıyordum.
Beni onaylar gibi, misafir tribününün arkasındaki çam
ve manolya ağaçları sert bir rüzgârla sallandılar. Keke’nin
patlamış mısır kutusunun üzerinden birkaç mısır tanesi rüz-gârla beraber uçtu. Saçlanm dağılıp gözüme girdi. Saçımı
toplarken “Peki ya fırtına?” diye homurdandım.
“Mississippi üzerinden dönüyor,” dedi Keke. “Gece geç
vakitte gök gürültüsü olacak sadece. Hadiiiiiiiii...” Bulldogs
başlama vuruşu yaparken, benim dışımda stadyumdaki her-kesin yaptığı gibi bağırıyor ve yumruğunu havada sallıyordu.
Top havalandı. Bizim takımın oyuncuları çizgi halinde koş-
maya başlayıp rakip takımla birbirlerine girdiler. Derken
Brandon yanında diğer hücum oyuncularıyla birlikte sahanın
yan çizgisine doğru koşmaya başladı. Boyu uzun olduğu için,
üzerinde beyaz 24 yazan kırmızı kaskını hemen tespit etmiş-
tim.
Akşamı düşündükçe kamım bir hoş oluyordu çünkü o
benimdi ve tekrar onunla olmama az kalmıştı. Bir tarafım,
onunla bir daha seks yapmamam gerektiğini söylüyordu; ge-
çen hafta sonu kendini kötü hisseden ve onunla sevişmek is-temeyen tarafım. Her şeyin yerli yerinde olması gerektiğini
düşünürüm. Brandon Moore’un benim içimde yeri yoktu.
Ama bu tamamen psikolojikti. Daha önce yaptığım gibi bir
58
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 57/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
kez daha o tarafımı görmezden gelebilirdim. Madem ki dü-
şündüğümüz kadar sık görüşemiyorduk, bulduğumuz her fır-
satı elimizden geldiği kadar iyi değerlendirmemiz gerekirdi.
Ayrıca bu akşam yüzme takımı futbolcuların partisine
katılırsa Doug da beni Brandon’la birlikte görecekti. Haya-
tımda bunca şey olurken bu konuyu bu kadar kafama takıyor
olmak çok garipti ama Doug’un beni aşağılamasından sonra
arzulanan biri olarak görünmek benim için gerçekten önem-liydi. Benim Brandon’m ne kadar umurunda olduğumu göre-
cekti. Ayrıca annemin bana her zaman söylediği gibi her
şeyin benim kontrolümde olduğunu insanlara ne kadar göste-
rebilirsem, Doug gibi insanlar benden o kadar çekinecekler-
di. “Savunma! Tanrım!” diye bağırdı Keke patlamış mısır
kutusunu koluna sıkıştırmış, ellerini kavuşturmuş biçimde.
Onun üzerinden Lila’nm ne yaptığına baktım. Kızlarla ko-
nuşmasını bitirmiş, takımın erkeklerinin yanına geçmişti.
Sonra etrafı görebilmek için parmak ucuna kalktı. Bana göz
kırptı. Parti işi tamamdı.
Kalabalıktan bir uğultu yükseldiği anda yüzü gülmeye
başladı. Bu Mike’tı. Bu sezon Lila ve Keke’nin yüzme takımı
minibüsüne CD’sini getirdikleri ince sesli bir erkek müzik
grubunun taklidini yapıyordu. Mike normalde aşırı utangaç-
tır. Yüzüne doğrudan baktığınız anda yüzü kızarır. Ama ta-kımda bu taklidi onun kadar komik yapan başka biri yoktu.
Diğer çocuklar da ağızlarıyla tempo tutuyorlardı. Takımdaki
kızlar bu performansa katılmıyorlardı. Çünkü minibüste Mi
59
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 58/311
Jennifer Echols
ke’ın ve çocukların uğultusunun kesilip birbirimizi duyabi-
leceğimiz ve sohbet edebileceğimiz anın gelmesini bekliyor-duk.
Ama şimdi minibüsün içinde sıkışıp kalmadığımız için
o kadar rahatsız edici değildi. Lila gülüyordu ve gözleriyle
Mike’la oynaşıyordu. Keke “Aman Tanrım!” dedi ve gülerek
Mike’ı işaret etti. Çömez kızlar Mike’ın ve çocukların yaptığı
müzikle dans etmeye başladılar. Bizim biraz üstümüzdeki tri- bün bandosundan birkaç davul tempo tutmaya ve trompetler
melodiye eşlik etmeye başladılar. Dans gittikçe yayılıyordu.
Bando başının aklı karışmıştı.
Bir tek Doug yüzme takımından ayrı hareketsiz duru-
yordu. Kalabalığın ortasında kollarını tişörtünün üzerinde birbirine dolamış duruyordu. Islahevine girmişti, bu yüzden
okulda hiçbir kız onunla çıkmak istemiyordu. Siyah saçları,
muhteşem gözleri olan neşeli bir çocuktu. Kızlar ona mesa-
feli yaklaşıyordu çünkü her an onlara dönüp onları parçalara
ayırabilirdi. Geçen sene Destin’de liseye giden bir kızla çık-
tığı hakkında bir söylenti olmuştu. Kızın ıslahevinden haber-
dar olması sadece birkaç gün almıştı. Ona haberi uçuran da
Mike’tı. Bu yüzden Doug ve Mike birbirlerinden nefret eder-
ler. Bu olay geçen yıl takım minibüsünde kulağıma gelmişti
ve gürültü yüzünden tamamını duyamamıştım. Kimseye de
soramamıştım çünkü insanların, benim Doug’un aşk hayatınımerak ettiğim izlenimine kapılmalarını istemiyordum.
Doug’la ilgili şeyler düşünüyordum ama onunla göz gö-
ze gelene kadar ona baktığımın farkında değildim. Çok sert
60
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 59/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
bakıyordu. Beni korkutup bakışlarımı kaçırmamı istiyordu.
Kalp atışlarım tekrar hızlandı ve kollarımdaki tüyler diken
diken oldu. Aslanla karşı karşıya kalmış, kavga ya da kaçma
kararım vermek durumunda olan o antiloptum. Gözlerimi ka-
çırmadım. Mike sözleri, kalbini kıran bir kızın arkasından
söylediği nefret dolu laflardan oluşan şarkısını söylerken ben
de Doug’un gözlerinin içine baktım. Bu stadyum Doug Fox’a
ait değildi. Karşısında zayıflık gösterecek ve annemi incit-mesi için ona fırsat verecek değildim. Benim partimi, Bran-
don’la geçireceğim gecemi mahvedemeyecekti.
Ve en son hatırladığım şey bu oldu.
“ZOEY.”
“Kalktım!” îçine gömüldüğüm yerden doğruldum. Bir
tabanı ve yüksek bir arkalığı vardı, bir koltuk olmalıydı. Ama
kimin koltuğu? Umarım kimse beni orta yerde uyurken gör-
memiştir. Yüzme takımının kaptanıydım, aynı zamanda okul
birincisi. Öyle orta yerde uyuyakalamazdım. Sarhoş da de-ğildim. Bugüne kadar hiç o yüzden kontrolümü kaybetme-
dim.
“Bir kaza geçirdin.” Bu yumuşak sesin sahibini hatırla-
mak birkaç saniyemi aldı: Doug. Sesinde en ufak kızgınlık
yoktu, sanki kazayı görmüş ve biraz korkmuş ama sakin kal-maya çalışıyor gibiydi. “Arabadan dışarı çıkmalısın.”
Bu şekilde komutlar vermek pek Doug’un tarzı değildi.
Verilen komutlara karşılık verme konusunda uzmandı ama
61
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 60/311
Jennifer Echols
kendisinin komut verdiğini pek duymamıştım. Şu anda bana
ne yapmam gerektiğini söylüyordu ve bu beni korkutuyordu.
Arabanın sürücü koltuğundaydım. Onun olduğu tarafa,
yolcu koltuğuna doğru kaydım. Arabanın yanında yatıyor,
yolcu kapısından içeri uzanmış vücudunun yansı arabanın
içinde, yansı dışındaydı. Dışandaki arabadan vuran ışıklar
yüzünden yüzü çok parlak bir fotoğraf karesi gibi görünü-
yordu. Siyah saçları yüzünü kapatmış, gözleri siyah birerdüğme gibiydi. Bu işte çok büyük bir terslik vardı.
“Vosvos’umu çarptım,” diye inledim.
“Evet, çarptın,” dedi acımasızca.
“Senin cipine mi?”
“Arabanın dışına çık.” Başıyla kapı tarafındaki boşluğugösterdi. “Hadi Zoey. Çık arabadan.”
Kendimi ona doğru kaydırdım. Yolcu tarafına ulaştı-
ğımda arabanın ön konsolu yolumu kapattı. Bacaklanmı kol-
tuğun üzerinden çektim ve dışan, Doug’un yanma bırakarak
ayağa kalktım.
Sonrasında çamurun içine yığıldım.
“Ben de bundan korkuyordum,” dedi Doug birkaç adım
ileriden. “Ayağa kalkamıyor musun?”
“Kalkabiliyorum,” diye cevapladım. Ama uzanmak
daha iyi gelmişti. Sadece, keşke vurduğum arabanın gözümü
alan ışıklan bu kadar parlak olmasaydı. Yeşil, uzun çimenleretrafımızı sarmıştı ve üzerimize beyaz yağmur damlalan dü-
şüyordu. Uzandığımız küçük alan dışında her yer çok karan-
lıktı, hiçbir şey seçemiyordum.
62
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 61/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Doug’un sadece yüzünü görebiliyordum ama süründü-
ğünü hissediyordum. Yanı başımda yükseldi. Kolunu vücu-
duma sardı. Soğuk ve ıslak çimenden sonra sıcacık gelmişti.
Beni havaya kaldırdı ve acıyla inledi.
“O kadar şişman değilim,” dedim.
“Tabii ki şişman değilsin.” Şimdi de sesi dişlerini sıkmış
gibi çıkıyordu.
“Brandon bana yazdan beri biraz kilo almış gibi görün-düğümü söyledi.” Bunu söylerken ciddi değildi. Sadece bana
takılıyordu. Aslında yüzme sezonu başladığından beri kilo
vermiştim. Ama Brandon’m bana o mesajı gönderdiği salı
gününden beri ne olur ne olmaz diye kahvaltı etmiyordum.
“Brandon,” dedi Doug büyük bir adım atıp beni ileridoğru savururken. “Gelsin.” Bir adım daha atıp yine inledi.
“Benim. Kırık. Kıçımı. Öpsün.” Beni kollarından yere bıra-
karak yanıma yığıldı.
Bu mesafeden, karanlıkta parlayan yağmur damlaları
arasından, ileride iki arabanın motorlarından buharlar yük-
selerek kafa kafaya durduklarını görebiliyordum. Biri benimVosvos’umdu da diğeri kesinlikle Doug’un cipi değildi. “Bu
kimin arabası?”
“Mike’rn Miata’sı.”
“Mike Abrams?” Tüm yüzme takımına birden çarpmış-
tım.“Bir şeyi yok, merak etme. Sadece içeride sıkışmış.
911 ’i arıyor şimdi. Yakında yardım gelir. Kaygılanma.”
Kaygılanmıyordum. Ama söylediklerinden sonra duru-
63
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 62/311
Jennifer Echols
mun ciddiyetinin farkına varmıştım. Geceydi. Yağmur yağı-
yordu. Kafa kafaya çarpışmıştık. Doug da bu yağmurda yer-
de çimenlerin üzerinde yattığına göre o da mutlaka yaralı
olmalıydı. “Özür dilerim Doug.”
“Ne özrü! Senin bir hatan yok. Neler olduğunu hatırla-
mıyor musun? Sen de Mike da yolda birden karşınıza çıkan
geyiğe çarpmamak için kaçtınız.”
Hayır, geyiği hatırlamıyordum. “Geyik nasıl? İyi mi?”“Boş ver geyiği falan. Sus şimdi hadi.” Beni yavaşça
kendine doğru çekip başımı göğsüne koyana kadar boynu-
mun arkasından bastırdı.
Tamamen masum bir durumdu. Beraber bir enkazdan
çıktıktan sonra Doug beni sakinleştiriyordu. Brandon yinede bu durumu kabullenmeyecekti, ama yapabileceğim bir şey
yoktu çünkü kendimde değildim. Elime Doug’un tişörtü
geldi ve dünyanın kenarından aşağı düşmemek için sıkıca bu
tişörte tutundum. Göğsüne doğru iyice sokuldum. Belli be-
lirsiz klor kokuyordu.
Tokam düştüğü için serbest kalmış saçlarımı okşadı. İki
eliyle saçlarımın köklerinden başlayıp omuzlarımın üzerine,
saçlarımın bittiği yere kadar kesintisizce okşuyordu. Şimdiye
kadar Brandon’dan böyle bir dokunuş hissetmemiştim. Şim-
şek çaktı, rüzgâr hızlandı ve yağmur daha da şiddetlendi.
Doug dişlerinin arasından hafif bir nefes aldı ve yine ha-fifçe geri verdi. İlk olarak bana, yüzme antrenmanında öğren-
diğimiz derin nefes egzersizini yapıyormuş gibi geldi, ben
de bu kadar yağmura rağmen etrafımızda henüz yeterli su
64
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 63/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
yok diye bir espri yapacaktım. Kafam göğsünde tam ağzımı
açacakken nefes verişindeki titremeyi hissettim. O da benim
gibi kendinde değildi ve ayık kalmaya çalışıyordu. Onun da
benim gibi rahata ihtiyacı vardı. Bir elimi başının üzerine
koydum. Saçları sırılsıklam olmuştu. Eliyle boynuma masaj
yapıyordu. Göğsü başımın altına, okyanusta üzerinde yüz-
düğüm dalgalar gibi yükselip alçalıyordu.
Biraz zaman geçmiş olmalıydı. Polis arabası puslu ha-vadan görünmüyordu. Bir kulağımda polisin siren sesi yan-
kılanıyordu. Diğer kulağımdaysa Doug’un kalbi çarpıyor ve
göğsünün içinde konuşma sesi dolaşıyordu. Yukarı tarafı-
mızda bir yerlerde duran polis memuruyla konuşuyordu. Ba-
şımı kaldırıp bakamadım. Polis arabasından gelen mavi ışıkçok parlaktı. Karşılık olarak gözümü sıkıca kapattım.
Doug’un “Başını çarptı,” dediğini duydum.
“Başımı falan çarpmadım,” diye düzelttim. Hiçbir şeye
çarptığımı hatırlamıyordum.
“Başını çarptı. Benim de bacağım kırık.” diye tekrarladı
Doug.
“Ooo.” Üzerinden kalkmaya çalıştım. Yaralı olduğunu
bile bile önemli bir şeyim olmamasına rağmen şımartılmak
isteyen kızlar gibi onun üzerine yatıyordum. Ama kollarıyla
beni sardığı için kıpırdayamadım. Neyse. Zaten hâlâ kendim-
de değildim ve Doug da sıcacık bir battaniye gibiydi.“Peki buraya kadar nasıl geldin?” diye sordu polis me-
muru. Bir gözümü açtım. Arkasından parlayan araba farları
ve dönüp duran mavi ışık yüzünden yüzünü göremedim.
65
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 64/311
Jennifer Echols
“Onu buraya kadar kırık bacakla mı taşıdın?”
“Aşağı yukarı,” diye mırıldandı Doug. Parmaklarıyla
ıslak saçlarımı okşadı.
Polis “Ne için peki?” diye sorduğunda uyandım. Ses to-
nu ve kullandığı kelimeler normal bir polis memuru gibi de-
ğildi. Bu Doug’un abisi, Memur Fox’tu. “Yapma Doug,” de-
di, “bir hiç için muhtemelen bacağını mahvettin.”
“Onu araba patlamadan oradan uzaklaştırmam gereki-yordu,” diye cevap verdi Doug. “Şimdi susup görevini yapar
ve Mike’ı patlamadan önce arabasından çıkarır mısın? Te-
şekkürler.”
“Seni salak,” dedi Memur Fox. “Arabalar çarpıştıkla-
rında patlamazlar.”Kıkırdayarak, “Doug, sen benim kahramanımsın,” de-
dim. Sonra, gücenmemiş olmasını umarak, ona sıkıca sarıl-
dım ve kulağına, “benim gözümde,” diye fısıldadım. Benim-
le beraber gülüyor muydu emin değildim ama o da bana sa-
rıldı ve ellerini saçlarımdan ayırmadı. Gülerek uykuya dal-
dım.
66
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 65/311
4
“Zoey.”
“Uyandım!” Pencereden giren güneş ışığından ve başı-mın ağrısından gözümü kısmış, yatağımın üzerinde oturu-
yordum.
“Erkek arkadaşın burada,” dedi Ashley kısık sesle ve
anaç bir tavırla. Benden sadece yedi yaş büyük bir çıtır ne
kadar anaç olabilirse. “İyi misin?”
Başımı salladım. Beynim çalkalanınca sancı başladı ve
kazayı hatırladım. Doug’un dediği gibi başımı bir yerlere
çarpmış olmalıydım. Ağrı kesici alabilir miyim lütfen! Ko-
modinin üzerinde hiçbir ilaç kutusu yoktu. “Ashley?” diye
seslendim, ama çok geçti. Sadece odamın kapısından çıkan
uzun ve bronzlaşmış bir bacak görebildim.Peki. Ağrı kesiciler biraz daha bekleyebilir. Brandon
beni görmek için buradaydı! Bu akşamki yüzme yarışların-
dan önce onun ilgisine ve sevgisine ihtiyacım vardı.
67
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 66/311
Jennifer Echols
Başım acıyarak, gözlerim yaşlı, yataktan kalktım. Lens-
lerim gözümde uyumuştum. Havalandırmadan gelen havayla
vücuduma yapıştıklarında dünkü kıyafetlerimin de hâlâ üze-
rimde olduğunu anladım. Hepsi hâlâ nemliydi: kot pantolo-
num, iç çamaşırım, sutyenim, tişörtüm. Tamam, babam ebe
veynlikten elini çoktan çekmişti, Ashley de evimizde yaşa-
yan yirmi yedi yaşında bir yabancıydı. Ama en azından beni
lenslerim ve ıslak kıyafetlerimle yatağa yatırıp komaya gir-meme engel olacak biri olur diye düşünmüştüm.
Yalpalayarak, lenslerimi gözlerimden kazımaya ve
Brandon’ı sabah nefes kokumdan korumak için dişlerimi fır-
çalamaya banyoya girdim. Ahumdaki çürüğü görünce diş fır-
çalamayı yarıda bıraktım. Ağzımdan köpükler sarkarkençekmeceden gözlüğümü buldum ve incelemek için aynaya
doğru yaklaştım. Çürüğün şekli bir dikdörtgenin üç kenarı
gibiydi: üst, yan ve alt kenarlan. Çizgilerin ortaları yeşilken
kenarlara doğru kahverenginden mora doğru gidiyordu. Ga-
liba Vosvos’umun dikiz aynasına kafa atmıştım.
Gözlerim ahumdaki çürükten kulaklanma doğru kaydı.
Elimle boş kulak deliklerimi yokladım. Geçen ocak ayında
on yedinci yaş günümde annemle babamın bana hediye etmiş
olduklan pırlanta küpelerimi çıkardığımı hatırlamıyordum.
Aslında maçın sonundan kazaya kadar neler yaptığımı
hatırlamıyordum.Hatta kazadan sonra yatağıma nasıl geldiğimi bile.
Ama Brandon beni bekliyordu ve o biliyordu.
Ağzımı çalkaladım, yüzümü yıkadım ve kâküllerimi al
68
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 67/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
nımdaki çürüğü kapatmak için umutsuzca öne doğru taradım
ama maalesef kapatamıyordum. Geçirdiğim kayıp geceninetkisiyle dış görünümüme çok da önem vermedim. Bran-
don’m karşısına gözlüklü olarak çıkmayı bile umursamıyor-
dum. Üzerimde buz gibi kot, ayaklarım çıplak salona daldım.
Koltukta Doug oturuyordu.
Kısa bir süre duraklayıp parlak cilalı parkeli büyük sa-
lonu gözlerimle taradım. Brandon yoktu. Sadece Doug. Ashley’nin, Doug’u erkek arkadaşım zannetmesi de mümkün
değildi. Brandon’ı Clyde’m Eğlence Parkı’nda işe alan ken
disiydi. Geçen salı günü ona Brandon’la beraber olduğumu
söylemiştim, o da bana Brandon’ı hatırladığını söylemişti ve
hatta yakışıklılığını da onaylamıştı. Bunu da yanlış hatırlıyorolamazdım. O kadar da delirmemiştim.
Doug, kubbe biçimindeki cam tavana bakıyordu. Bu,
son dönemde sahilde yapılan evlerin hemen hepsinde ortak
bir özellikti ama okuldaki çoğu arkadaşım gibi Doug da ev-
lerin daha ucuz olduğu iç kesimlerde oturuyorsa ona muhte-
melen etkileyici gelmiştir.
Sonra, evin içindeki loş ışıkta yemyeşil parlayan gözle-
rini bana çevirdi. Kibar Güneyli beyefendiler gibi koltuk değ-
neğiyle ayağa kalkmaya çalıştı. Sargılı bacağıyla. Denge-
sini kaybetti, öne doğru yalpaladı ama neyse ki tam zama-
nında koltuk değneklerine dayanarak dengesini sağladı.“Otur yerine!” diye bağırdım, ona doğru koşarken. İlk
olarak onu yakalamak ve omuzlarından tutarak yerine oturt-
mak istedim ama bir an tereddüt ettim. Sargıdaki bacağının
69
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 68/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 69/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
kamda kalması için kalçamı kaldırırken göğsümü onun göğ-
süne yaslıyordum. Boynuma daha rahat ulaşabilmesi için ba-
şımı yukarı kaldırdım. Bu çocuk geçen gece benim hayatımı
kurtarmıştı ya da en azından kurtarmaya yeltenmişti.
, Aynı zamanda bu çocuk, kazadan birkaç saat önce futbol
stadyumunda bana şımarık hanımefendi diye bağırıp erkek
arkadaşımın beni umursamadığını söylerken soğuk yeşil göz-
leriyle dik dik bakan çocuktu. Beni neyin inciteceğini kesin-likle biliyordu.
Dudakları boynuma değip tüm vücuduma elektrik dal-
gası verdiği anda kendimi geri çektim. Elleri belime doğru
yukan çıktı. Beni tutmasına izin veriyor ve devamında neler
yapacağını merak ediyordum. Bu çok garip ve saçmaydı.
“Babam bizi görebilir,” diye homurdandım. Doug bana bak-
tığında başımla tavanın köşesindeki kamerayı gösterdim.
“Görüş açısından çıkalım hadi,” dedi kameraya doğru.
Yeni tıraş olmuş çenesine doğru bakarken onu boynun-
dan öpmek istedim. Bu Brandon’ı aldatmak demekti. İçimde
bir türlü bastıramadığım, her şeyi bir kenara bırakıp Doug’la birlikte olma arzusu varken, Brandon’ı düşündüğümde sanki
kafamın içinden bir golf topu vuruyordu. “Oturalım hadi,”
diye tekrarladım.
“Özür dilerim.” Ellerini üzerimden çekip yavaşça kol-
tuğa oturdu. Ben de yanına oturdum. Tek elini gözlükleriminüzerine alnıma uzattı, saçlarımı arkaya attı ve başparmağını
alnımdaki çürüğün etrafında dolaştırdı.
Belki de kameranın görüş açısından çıkmak için koltuğa
71
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 70/311
Jennifer Echols
oturmak istediğimi düşünmüştü. Bana dokunmak konusunda
çok ısrarlı görünüyordu. Bu çok acayip bir durumdu ve golf
topu kafamın içinde vurmaya başlamıştı. “Evin her yerinde
kameralar var,” dedim başımla mutfak girişinin üzerindeki
kamerayı gösterirken. “Bu sabah babam bir haftalığına Ha
waii’ye gidiyor. Henüz reşit olmadığım için beni evde yalnız
bırakmanın doğru olmadığını düşündüğünden eve bebek ba-
kıcılarını izlemek için kurulan kamera sisteminden taktırdı.”Doug vücudumun sınırlarında dolaşmaya devam edi-
yordu. Parmaklan kâküllerimden kulaklarıma oradan da sa-
çımın arkasına doğru ilerledi. Her zaman yumuşak ve taran-
mış olan saçım şu anda dünkü yağmurun ve uykunun etki-
siyle karmakarışıktı ama Doug bunu hiç umursamadı. Saçımı
okşarken “Peki ya yatak odan?” diye fısıldadı.
“Hayır, odamın içinde kamera yok. Babam odama be-
nim dışımda giren olup olmadığını görebilsin diye odamın
kapısında var bir tane.” Babam sapık değildi. Gerçi yirmi
dört yaşındaki bir kızla beraber olduğu için belki biraz sayı-
labilirdi ama bana karşı sapık değildi. Doug’un nereye ulaş-maya çalıştığını anlamıştım. Benimle birlikte yatak odama
girmek istiyordu.
Şaşkın ve öfkeli olmam gerekirdi ama değildim. Göz-
lerimi yüzüne dikmiş, ona bakarken bir yandan onu bu de-
rece arzuluyor olmamın sebebini bulmaya çalışıyordum vekafamın içinde dolaşan golf topu kafatasıma her seferinde
daha sert çarpıyordu.
“Kahretsin,” dedi sanki odama gizlice giremeyecek ol-
72
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 71/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
mamız çok üzücü bir olaymış gibi. “Ablan oldukça hoş gö-
rünüyor,” dedi. “Baban seyahate gittiğinde o seninle beraber
kalmayacak mı?”
Güldüm. Bu başımın ağrısını artırmıştı. “Ashley? O be-
nim babamın kız arkadaşı. Burada yaşıyor.”
“Oo.” Doug’un eli saçımı okşamayı bıraktı.
“Ama babam o kızı namuslu bir kadın yapacak. Önü-
müzdeki çarşamba akşamı saat sekiz gibi benim üvey annemolacak. Ashley nikâh saatini, ben onları düşünebileyim ve
anında kutlayabileyim diye benim için değiştirdi. Çok etki-
lendim.”
Doug tek kaşım kaldırdı. "İğneleme miydi bu? Sen iğ-
neleyici konuşmazsın ama.” Elini saçlarımın arasından çıka-rıp dizimin üzerine, nemli kot pantolonuma koydu. Elinin sı-
caklığı pantolonun kumaşından tenime geçti ve yine tüm vü-
cudum karıncalanmaya başladı. “Buraya gelerek seni uyan-
dırmadım, değil mi? İyi olduğundan emin olmak istedim.
İyisin değil mi?” dedi gözlerimin içine bakarak.
Bu soruyu tam olarak nasıl cevaplayacağımı bilmiyor-
dum. Karşılık olarak, “Sen nasılsın?” diye sordum.
Sargılı bacağını uzatıp kederli bir şekilde bacağına bak-
tı. “Kınlan sadece fibulaymış, ince olan kemik. Vücut ağır-
lığının sadece yüzde onunu taşıyormuş.”
“Şanslıymışsın,” dedim. Artık kendimi daha az suçluhissediyordum. “Bu yüzden de alçı yerine bandaj var baca-
ğında.”
“Hayır, bandaj şişlik inene kadar duracak. Sonrasında
73
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 72/311
Jenrıifer Echols
alçıya alacaklar ve bacağım altı hafta alçıda kalacak.”
Kafamda bir takvim açtım. “Altı hafta mı! Bu eyalet
yüzme yarışlarından sadece birkaç gün önce demek.” Bu ya-
rışlarda iyi derece yapması Doug’un FSÜ’ye (Florida State
Üniversitesi) burs kazanabilmesi için tek şansıydı.
Umursamazca omuzlarını silkti ama ben omuzlarındaki
baskıyı gördüm. Kolundan eline, oradan da bacağıma geç-
mişti.“Bacağının daha kötü olmasının beni arabadan uzaklaş-
tırmaya çalışmanla bir bağlantısı var mı?” 3ıye sordum.
Bana doğru bakmadan başını hayır manasında salladı,
ama ben bunun evet demek olduğunu anlamıştım. “Mike da
iyi. Hastaneye bile gitmesine gerek kalmadı.”
“Peki ya geyik?”
Gülerek bacağımı sıktı. Tekrar bana bu şekilde dokunu-
yor olmasının ne kadar garip olduğunu düşündüm. Ama gü-
lerken kıstığı yeşil gözlerinin içinde kaybolmuştum. “Sen ve
o kahrolası geyik. Mike da sen de geyiği ıskalayıp birbirinize
çarptınız.”Bana doğru eğilerek bacağımı eliyle ovmaya başladı.
Sertçe. Masaj yapar gibi. Kalçalarıma doğru bir sıcaklık ya-
yıldı. “Sahil şeridinde olduğumuz sürece katil geyiklerden
uzağız demektir,” dedi. “Bu sabah birbirimize çarpabiliriz.”
Şu anda daha önce hiç görmediğim bir şey görüyordum:Doug sinirlenmişti. Her zaman şaka yapardı ama hiçbir za-
man onun sinirliyken şaka yaptığını görmemiştim. “Sonra
da, eğer iyi hissediyorsan, bir akşam yemeği yiyebilir ya da
74
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 73/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 74/311
Jennifer Echols
“Araba kullanamıyorsan buraya nasıl gelebildin?”
Doug’un benim hayatımı kurtararak eyalet yarışmasın-
daki şansını harcamış olması sebebiyle çok kötü hissediyor-
dum. Araba kullanamamasından da sorumlu olduğumu düşü-
nüyordum. Bu kasabada yapabileceğiniz her şey, turistler ya-
zın kolay erişebilsinler diye sahil şeridindedir. Sahilde evler
çok pahalı olduğu için kasabada yerleşim, arazi fiyatlarının
sahilden çok daha ucuz olduğu birkaç kilometre içeriye ku-ruludur. Okulumuz da şehir merkezindeydi. Yazın kasabamı
zın nüfusu turistlerin etkisiyle artar fakat şu anda eylül ayında
olduğumuz için kasabamız boşalıp küçüldü. O kadar küçük
ki toplu ulaşım yok. Ne bir otobüs, ne bir metro hatta ne bir
ticari taksi var. Doug’un araba kullanamaması demek mahsurkalması demekti.
“Beni ağabeyim getirdi,” dedi Doug.
Yerimden sıçrayarak bacağımı elinin altından çektim.
Ayağa kalkarak ön kapıya doğru ilerledim ve ağır giriş kapı-
sını açtım.
Evimizin girişi, annemin bir bahçıvan tutarak, doğal çim
ve sıcak yaz günlerine dayanıklı çiçeklerle donattığı bahçe-
mize bakıyordu. Bizimki gibi altı ev daha vardı ve bütün bu
evlerin bahçeleri de doğal taş döşemesiyle yapılmış bir ortak
avluya bakıyordu. Avlunun ortasında kasabadan tanıdığım
bir kamyonet duruyordu. Yolcu tarafındaki penceresinden dı-şarı bir çıplak ayak çıkmıştı. Beklediğim polis arabası değil-
di, Memur Fox kazalar ve bütün gece süren devriyelerle dolu
yoğun bir geceden sonra izinli olmalıydı.
76
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 75/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Birden, o kamyonete bakarken, kafamın içine golf topu
fırlatıp duran tüm problemleri anladım. Doug dün gece beni
araba enkazından kurtarıp kahramanım oldu. Fırtınanın al-
tında üzerine uzanmış, ona sokulmuş ve saçlarımı okşama-
sına izin vermiştim, o da bunları ciddiye almıştı. Muhtemelen
de bütün bunlar ben Brandon’la ikinci kez seviştikten birkaç
saat sonra gerçekleşmişti.
Bir diğer ihtimalse ki umarım durum böyle değildirDoug’un bana yaptığı çıkma teklifinin bir tür şantaj olma-
sıydı. Babamın ağabeyini uyarmasından sonra bana kesin-
likle çok iyi davranıyordu. Ağabeyi de şu anda evimizin
avlusunun ortasında bir kamyonette oturuyordu. Evimizin
önüne gelip sanki annen hakkında her şeyi biliyorum der gibi
ayağım okyanus esintisine uzatmıştı.
Evin kapısı arkamdan çarptığında açık bırakmış oldu-
ğumu anladım. Doug ve ben evin dışında bu sıcak havada,
evin içinden kaçmış bir parça serin havanın ortasındaydık.
Sıcak parmağıyla tişörtümün üzerinden sırtıma bir “Z” çizdi.
Her dokunuşu, vücudumun beklemediğim bir noktasına de-ğen ince bir tüy gibi geliyordu. Ama bu sefer soğukkanlılı-
ğımı koruyabilmiştim.
Ona doğru döndüm. Ben arkaya döndüğümde o sırtım-
daki parmağını çekmemiş, omzumdan geçen parmak, tüyle-
rimi diken diken ederek göğsümün üzerine denk gelmişti.Ona döndüğümde parmak ucu tam kalbimin üzerindeydi.
Artık çok ileri gitmişti. Brandon’la yeni başladığım ve
mahvetmek istemediğim bir ilişkim vardı. Eğer Doug’un ka-
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 76/311
Jenrıifer Echols
fasında bir şantaj senaryosu varsa Brandon’la olan ilişkimi
ona hatırlatmak bir daha düşünmesini sağlayabilirdi.
Elini tuttum, belimin seviyesine kadar indirip sıktım.
“Doug, hislerini incitmek istemem ama benim bir erkek arka-
daşım var. Brandon.” Onu reddederek Doug’a benden nefret
etmesi için bir sebep daha vermiş oluyordum ve benden,
bütün kasabaya anneme olanları anlatarak intikam alabilirdi.
Bakışlarım birleşmiş ellerimizi geçerek evimizin sundurma-sının eskitilmiş ahşap döşemesine döndü.
Annem bana, bir duruma hâkim olabilmek için insanla-
rın gözünün içine bakmalısın, özellikle de erkeklerin, de-
mişti.
Doug’un yüzündeki tepkiyi görmekten korkuyordum.Ama yavaş yavaş gözlerimi yukarı doğru kaldırdım. Koltuk
değneklerinin lastik uçlarını geçtikten sonra biri terlik içinde
diğeri sargılı, yerden bir miktar yüksekte duran iki ayak gör-
düm. Şortu belinden düşmek üzereydi. O da antrenmanlar
başladığından beri benim gibi kilo vermişti. İç çamaşırının
gri lastiği, düşük şortunun üzerinden görünüyordu. Üzerinde-
ki FSÜ Yüzme Takımı tişörtü eskimişti ve rengi koyu kırmı-
zıdan solgun mora doğru dönmüştü.
Sonunda bakışlarım yeni tıraşlı, sinirden kitlenmiş çe-
nesine, oradan da ateş saçan gözlerine ulaştı. Bana tam olarak
dün akşam stadyumda baktığı gibi bakıyordu.Hızlıca elini bıraktım.
Yavaşça nefes aldı. Göğsü şişip omuzları yükseldi. Ne-
fesi burnundan geri verdi. Gözlerindeki ateş söndü. Hafifçe
78
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 77/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
başım salladı. “Brandon’la resmi olarak ayrılman gerektiğini
mi söylüyorsun? Bitirmek istediğini yüzüne mi söylemek is-
tiyorsun? Anlıyorum ama onunla bu akşam buluşmuyorsun,
değil mi? Onunla ayrılmak için birlikte dışarı çıkmanız ge-
rekmiyor.”
“Ondan ayrıldığım falan yok benim.” Üzerinde durdu-
ğumuz sundurma gölgelikti fakat avlu güneş ışığından o
kadar parlaktı ki başımdaki zonklama katlanıyordu. “Doug,Brandon benim erkek arkadaşım. İyi olduğuna çok sevindim.
Mike’ın da iyi olmasına çok sevindim. Beni arabadan çekip
çıkardığın için sana minnettarım, fakat ben Brandon’la be-
raberim.”
“Anlamıyorum,” dedi Doug soğuk bir şekilde.“Daha açık nasıl söyleyebileceğimi bilmiyorum.” Kafa-
mın içindeki golf topu bilardo topu boyutuna çıkmıştı. “Dün
gece, senin benden dokuzuncu sınıftan beri nefret ettiğin ger-
çeğini değiştirmedi.”
Biraz geriye çekilerek koltuk değneklerini koltukaltına
yerleştirdi. “Nefret etmiyordum ki,” dedi masum bir şekilde.
Alışık olduğum kinayelerinden biriydi muhtemelen. Kafam-
daki bilardo topu artık bovling topuna dönüştüğü için bunu
ona söyleyemedim.
“Maç akşamı yüzme takımındaki erkeklere beni göste-
rip dalga geçtin,” diye hatırlattım.“Ne zaman? Öyle bir şey yapmadım.”
Çok kararlı görünüyordu, acaba yanlış yorumlamış ola
bilir miyim? diye düşündüm. Aslında yüzme takımındaki er-
79
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 78/311
Jennifer Echols
keklerin benimle dalga geçtiklerini kulaklarımla duymamış-
tım. Ama bundan emindim. “Bana şımarık hanımefendi diye bağırdın!”
Ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu. “Bunun için çok-
tan özür diledim ya Zoey.”
Ben özrünü hatırlamıyordum. Kafamın içindeki bovling
topu şiddetle bir o yana bir bu yana çarpıyordu. “Bak, ger-çekten çok ciddi bir baş ağrım var. Beni merak edip geldiğin
için teşekkür ederim.” Avluya doğru, ağabeyinin kamyone-
tine gidebilmesi için biraz geri çekilerek yolunu açtım.
Güzel gözleriyle bana bir süre daha boş boş baktı. Son-
ra, “Eğer hastaneden verdikleri ağrı kesicilerin etkisi devamediyor olmasaydı muhtemelen şu anda sana çok kızgın olur-
dum,” dedi.
“Ne oldu ki?” Bunu sormamla beraber aslında ne oldu-
ğunu daha net anladım. Dün geceki yanlış anlaşılma, Do
ug’la aramızın bozulmasından daha başka sorunlara da yol
açabilirdi. Brandon’la olan ilişkimi de mahvedebilirdi. “Dün
gece aramızda geçenlerden kimseye bahsetmedin, değil mi?”
“Zamanım olmadı.”
“İyi. Bahsetme zaten!” diye bağırdım. “Doug, Bran
don’a hiçbir şey anlatmamalısın. Ayrıca ağabeyine ve Mike’a
da hiç kimseyle konuşmamalarını söylemen gerekiyor. Söz
ver bana.” Brandon rahat biriydi ama dün gece çimenlerin
üzerinde Doug’la yaşadıklarımı ben bile anlayamamışken
onun anlamasını beklemiyordum. Sırf Doug beni araba en-
kazından kurtardı diye onu kaybedemezdim.
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 79/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
“Peki.” Doug avluya doğru ilk basamaktan aşağı indi.
Uzun olmasına rağmen şimdiye kadar gördüğüm en çevik
çocuklardan biriydi. Merdivenin bir sonraki basamağını tut
turamayıp sendeledi.
Tutmak için ona doğru hamle yaptım.
Son anda koltuk değneğine dayanabilmiş, kendini kur-
tarmıştı. Dirseğindeki elimin hiçbir önemi yoktu. Bana göre
çok fazla ağırdı ve otların üzerine düşmesine engel olmammümkün değildi. Çıplak güneşin altında parmaklarımın ara-
sından taşlık avluya doğru arkasına bakmadan ilerledi.
Tek koltuk değneğine dayanarak kamyonetin kapısını
açmaya çalışırken yine ona yardım etmek için atıldım. Pen-
ceredeki çıplak ayak ortadan kayboldu ve Memur Fox içeri-
den uzanarak ona kapıyı açtı. Koltuk değneklerini kamyone-tin arkasına attı ve birkaç kez zıpladıktan sonra kendini kam-
yonetin koltuğuna bıraktı. Sargılı bacağını içeri çekerken yü-
zünü acıyla buruşturdu. Bana bir kere bile bakmadı. Memur
Fox başını salladı. Arkasına bakarak kamyoneti çevirip bir
polis memurundan beklenmeyecek bir şekilde hızla yola
çıktı.
Kamyonetin arkasından giriş kapısı kapanır kapanmaz
eve döndüm ve ağrı kesici bulmak için rafları ve çekmeceleri
tekrar kontrol etmek üzere banyoya doğru koştum. Yoktu.
Ortadan kaybolmuş olamazlardı. Annemin evine toplanmak
için döndüğümde odamdaki ve banyodaki her şeyi alıp bu-raya getirmiştim.
Yatağıma döndüm. Komodinin üzerindeki cep telefonu-
81
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 80/311
Jennifer Echols
mu elime aldım ve ters çevirerek birkaç saniyeliğine bacağı-
mın üzerine koydum. Şu anda anneme çok ihtiyacım vardı.
Eğer futbol maçından bu yana telefonumu kontrol etmediy
sem bu şimdiye kadar annemden bir mesaj olup olmadığın-
dan emin olmadığım en uzun süreydi. Telefonu elime alıp
çevirdim.
Hiçbir şey yok. Hâlâ yapayalnızdım.
Neler olduğunu anlamak için havuza döndüm. Birkaçyıl önce annemle babam bu evi yaptırırlarken okyanusun ke-
narındaki bir eve havuz yaptırmanın çok saçma olduğunu
söylemiştim, annem de bana katılmıştı. Okyanus yeterli değil
miydi? İnsanların Florida’ya gelme sebeplerinin başında bu
gelmiyor muydu? Okyanus kenarına bir yüzme havuzu yap-tırmak şehirdeki temalı restoranların yapacağı türden bir işti.
Jamaika Joe’nun Yeri, Tahiti Cuisine, Califomia Eatin gibi.
Hepsi de sanki bizim bulunduğumuz yer diğerlerinden daha
kötü bir yermiş gibi okyanustaki başka yerleri kendilerine
konu olarak almışlardı. Muhtemelen Jamaika, Tahiti ve Ka-
liforniya’da da “Florida Foodie” isimli restoranlar vardır. Bu
durum, Emerald Kumsalı’nda bir sahil evinde yaşayan ba-
bam ile Ashley’nin evlenmek için Hawaii’ye gitmelerine
benziyordu.
Annem, para içinde büyümüş insanların, annem ve be-
nim gibi, çok paralan olduğunu göstermeyi umursamadıklanm, paraya sonradan ulaşmış insanlannsa, babam gibi, sahip
olduklan parayı dışandakilere göstermeyi çok önemsedikle-
rini söylerdi. Evimizin etrafındaki bütün evlerin okyanusa
82
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 81/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
bakan havuzlan vardı, yani babamın da bir havuza ihtiyacı
vardı. Aynı zamanda bir Mercedes’e, Rolex’e, neredeyse tümyatak odası duvarını kaplayan dev ekran bir televizyona, bir
metrese, bir yasak aşk çocuğuna ve bir boşanmaya da ihtiyacı
vardı. Şimdi de Hawaii’de bir düğüne ve bir miras avcısına.
Arka kapıdan çıktığım anda Ashley canlı bir şekilde
“Günaydın!” dedi. Babamla birlikte, üzerlerinde birbirinin
aynısı bomozlanyla tik ağacından yapılma rahat şezlonglann
üzerinde, palmiye ağacının gölgesinin altında uzanmışlardı.
Babamın buraya taşınmak için gösterdiği sebeplerin başında
gelen okyanusun sesi, havuzu çevreleyen duvarlann arkasın-
dan zorlukla duyuluyordu. Babam elindeki sigarayı söndür-
dü.Ben de daha canlı bir şekilde karşılık verdim, “Günay-
dın!” Normalde Ashley’den uzak durmaya çalışırım. Ama
daha yeni araba kazası yapmış birini bu canlılıkta selamladığı
için saygıyı hak ediyordu. Doug haklıydı, dün geceden beri
alaycı biri olmuştum. Sadece başım ağndığı için böyleydim.
Babamın yanındaki şezlongun kenarına oturdum.
Bana doğru smtarak babamın eline uzandı. Babam da
onun ellerine başparmağıyla masaj yaparak karşılık verdi.
Sanki ben ilişkileri için bir tehditmişim gibi bana karşı bir
dayanışma gösteriyorlardı.
Umursamadım. Kafam neredeyse yerinden düşmek üze-reydi. “Benim ağn kesicilerim nerede?”
Birbirlerine baktılar. Aslında birbirlerine doğru döndü-
ler, güneş gözlükleri yüzünden nereye baktıklarını göremi
83
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 82/311
Jennifer Echols
yordum. Sonra bana doğru döndüler. Babam, “Hastaneden
sana hiçbir ilaç vermediler. Başınla ilgili önemli olabilecek
bazı belirtileri fark etmemizi engelleyebilir diye Tylenol’den
daha güçlü bir ilaç kullanmana izin yok. Dün gece bunu sana
tam dört kere söylediler!” dedi. Sesi bana kızmış gibi çıkı-
yordu ki hemen sonra nedenini anlamıştım. Ashley’ye döne-
rek, “Hawaii planını erteliyoruz. Onu hastaneye geri
götürmemiz gerekiyor. Bu arada körfez üzerinden başka birfırtına daha geliyormuş. Bu uçakla gidemezsek bir sonraki
uçuş kim bilir ne zaman olur.”
Onun ne kadar yakışıklı, uzun ve erkeksi olduğunu dü-
şünüyordum ki bana dönüp, “Kesin hafıza kaybı yaşıyorsun
dur,” dedi. Ne demek istediğini tam olarak anlamamıştım. Başımın
ağrısından artık gözümden yaş geliyordu. Bu zonklamaların
arasında babamla başımın büyük dertte olduğunu anlamış-
tım. “Ne dedin?”
Ashley’nin elini bıraktı ve şezlongu gıcırdatarak yerindedoğruldu. Parmaklarını sallayarak bana doğru yaklaştı. “Ash-ley ve ben bu seyahati planladık.” İlk parmak, “Ve annensinir krizi geçirmek için bu haftayı buldu.” İkinci parmak,“Yola çıkacağımız günün önceki gecesinde sen arabanı çarp-tın.” Üçüncü parmak, “Ve şimdi de hafıza kaybı mı yaşıyor-sun?” Küçük parmağı açık bir şekilde elini yüzüme doğru
uzattı. “Madem durum böyle, seni hastaneye geri götürece-ğim.” Elini yumruk yaptı. “Ama yemin ederim, seni de an-nenin yanma, tımarhaneye kapatmaları için elimden geleniyapacağım.”
84
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 83/311
5
Zihnimde yine annemin yatak odasındaydım ve her şeyi
düzeltmeye çalışıyordum. Ama bu sefer bir elim zonklayan başımda oturmuş, çaresiz bir şekilde annemin sessizce ölü-
münü izliyordum.
Ashley başını sallayıp babamın saçmaladığını ima eder
bir şekilde gözlerini çevirdi. Planlanmış bir Hawaii seyaha-
tinin baskısı altındayken babamın kendi kızına az önce söy-
lediği kelimeler için aptalca ve aceleyle söylenmiş deni-
lebilirdi.
Daha sonra babamın eline doğru uzanıp o hiç sevmedi-
ğim anaç ve rahatlatıcı ses tonuyla konuşmaya başladı.
“Clyde, çarpmanın etkisiyle bazı şeyleri karıştırabileceğini
ve bunun da normal olduğunu söylediler. Dün geceyi de ha-tırlamayabileceğim söylediler. Eğer böyle bir durum varsa
maalesef yapılabilecek bir şey yok.” Bana doğru döndü.
“Dün geceyi hatırlamıyor musun?”
85
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 84/311
Jennifer Echols
“Hatırlıyorum, tabii ki,” diye yalan söyledim. Sesim
kısık çıkmıştı. Boğazımı temizledim. “Başım gerçekten çok
acıyor. Bir hemşirenin, biz hastaneden çıkarken halime acı-
yıp size ağrı kesici vermiş olmasını umuyordum.”
“Maalesef,” dedi Ashley suratında abartılı bir ifadeyle
altdudağım dışarı çıkarıp. “Hemşireler erkek arkadaşınla il-
gilenmekle meşguldüler.”
“Doug?” kafamın içindeki canavar gittikçe büyüyentoplarla oynamayı bırakıp şimdi de eline bir beyzbol sopası
alarak bir o yana bir bu yana vuruyordu. “Benim erkek arka-
daşım Brandon’ı tanıyorsun. Bütün yaz Clyde’ın Eğlence
Parkı’nda bizimle çalıştı. Hatta onu işe sen aldın.”
“Oooooo.” Babamla tekrar güneş gözlüklerinin üzerin-den karşılıklı bakıştılar. “Dün geceki halinizi görünce, Do
ug’la beraber olmaya başladığını düşünmüştük.” dedi Ashley.
“Doğru. Hepsi kazanın yüzünden. Hayatta olduğumuz
için ikimiz de çok sevinçliydik.” Umarım sesim utanmış gibi
değil utandırmak ister gibi çıkmıştır. Doug’un da beraber ol-
duğumuzdan ve onun için Brandon’ı terk edeceğimden şüp-hesi yoktu. Ne yapmıştım ben böyle? Acil serviste Doug’un
üzerine mi çıkmıştım?
“Geçen pazartesi akşamı acil servisin kapısında polis
memurunun yanındaki çocuk değil miydi o?” diye sordu ba-
bam. “Ve enkazdan seninle beraber çıkıyor?”“Okulda Doug’la hemen hemen aynı dersleri alıyoruz
ve ikimiz de yüzme takımındayız.” Az önce Doug hakkında
komplo teorileri üretirken şimdi aynı şeyleri babam söylü-
86
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 85/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
yordu. Çok garip.
“Tatlım!” Ashley pırlanta saatine bakarak babamın eline
hafifçe vurdu. “Havaalanına doğru hemen yola çıkmamız ge-
rekiyor ve biz henüz ne bavullarımızı toplamayı bitirdik ne
de duş aldık.”
Babam ayağa kalktı ve nişanlısına yardımcı olmak için
güçlü elini ona uzattı. Ashley evin içine girene kadar kulak-
larımı tırmalayan sesiyle konuşmaya devam etti. Havuzun başında şezlongun kenarında oturuyordum ve yalnız kalmış-
tım.
Halsizdim ve başım dönüyordu. Banyoda bir kutu reçe-
tesiz ağrı kesici buldum. İki tane aldım. Etiketini okudum.
Bir seferde iki taneden fazla almamam gerektiği yazıyordu.Bir tane daha çıkarıp onu da yuttum. Etiketi tekrar okudum
ve bunları kimin yazdığını ve yazarken ne kadar ciddi oldu-
ğunu düşündüm. Sonra kutuyu çekmeceye kaldırdım.
Küveti doldurdum. Bu yaptığım şey muhtemelen bütün
sıcak suyu bitirecek, babama ve Ashley’ye duş almaları için
sıcak su kalmayacaktı. Gerçi onlar büyük ihtimalle beraber
duş alıyorlardır. Nemli kıyafetlerimi üzerimden çıkardım.
Kendimi aynada gördüğümde bir kez daha şoka girdim.
Sol omzumdan başlayan bir morluk göğsümün üzerin-
den belimin sağma doğru ilerliyor, orada kayboluyordu.
Aynaya doğru yaklaşıp enkazı hatırlamaya çalıştım. Ka-ranlıktı. Yağmur yağıyordu. Yolda bir geyik belirdi. Direk-
siyonu kırıp freni kökledim. Arabam yolda kaydı ve Mike’ın
Miata’sına çarptım. İleri doğru fırladım ve emniyet kemeri
87
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 86/311
Jennifer Echols
kilitlendi. Kafam dikiz aynasına çarptı. Oturduğum yerden,
Miata’nın hasarlı kaportasının önünden geçen çocukları gö-
rüyordum. Ön koltukta, lastiğin arkasında Mike vardı. Sıkış-
mıştı. Eliyle cep telefonunu bulmaya çalışıyordu. Doug da
yanında, acı içinde yolcu tarafının kapısını açmaya çalışı-
yordu.
Bunların en ufak bir kısmını bile hatırlamıyordum.
Başımı salladım hata, tekrar zonklamaya başladı veküvetin içine daldım. Böylece kim bilir kimlerden ve nere-
lerden vücudumun üzerine gelmiş olan kirden ve mikroplar-
dan arınacak, kendimi daha iyi hissedecektim. Temiz ve kuru
kıyafetler istiyordum. Yumuşak, düz, taranmış, açık bir saç.
Ama ilk olarak rahatlamaktan öte ıslanmak istiyordum.Zaten babam ve Ashley odalarında oradan oraya koşuşturur
larken ya .da babam yatağına uzanmış televizyon izlerken
ve Ashley koşuştururken pek mümkün değildi. Kafamın
üzerinde hissettiğim bir gümbürtüyle yerimden sıçradım.
Sular küvetin yanlarından taştı. Sanki bir daha hayatım bo-
yunca rahatlayamayacakmışım gibi geliyordu. Tek isteğim,
virüs yüzünden yavaşlamış bir bilgisayarı hızlandırmak için
yeniden başlatır gibi beynimi yeniden başlatmaktı. Böylece
olanlar hakkında belki bir fikrim olabilirdi.
Beynimi sıfırlayamıyordum. Hep aynı pencere açılıp
duruyordu. Son on iki saatten hatırlayabildiğim tek şey: Doug arabamın kapısını açıyor ve enkazın içinden beni çekip
çıkarıyor. Beyin sarsıntısının etkisiyle olsa gerek, Doug’un
beni arabadan çıkardığı sahnede ne bir acı, ne bir şok, ne de
88
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 87/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
bir korku anımsıyordum. Aksine aklımda kalan his sadece
hoş bir sersemlikti. Eğer doğru şeyler hatırlıyorsam tam bir
aptal gibi davranmışım demekti ve benim ona âşık olduğumu
düşünüp aramızda bir ilişki olduğunu düşünmesi gayet nor-
maldi.
Islak siyah saçları farlardan bembeyaz parlayan cildinin
üzerine yayılmıştı. Sesini duyuyordum. Klor kokuyordu.
Yirmi kere tekrar ettikten sonra bilinçaltımın bana bir şeylersöylemeye çalıştığını anladım. Kötü bir kaza olmuştu. Hatır-
ladıklarımın çoğu doğru olmalıydı, belki az bir farklılık ola-
bilirdi. Geçen pazartesi günü Brandon’la seviştim ve o gün-
den sonra bütün çabalarıma rağmen onu bir daha görmedim,
gördüysem de hatırlamıyordum. Diğer arabada Mike ve Do-ug’un yerine o olsaydı ne olurdu sanki? Ne olurdu benim
kahramanım o olsaydı?
“Zoey,” dedi Brandon. Onun da Doug gibi bacağı kırıl-
mış mıydı? Hayır, yaralanmamıştı, en azından şimdilik. Ara-
bamın içine girdi, beni dışanya çıkardı ve çimenlerin üzerine
doğru taşıdı. Arkamızdan araba patladı. Geyik, patlamanın
etki alanının dışındaydı. Şok dalgası her ne kadar iri ve güç-
lü bir vücudu olsa da Brandon’ı da savurdu. Havada dönerek
uygun bir düşme pozisyonu aldı ve böylece ben de yumu-
şakça onun üzerine düştüm.
“Özür dilerim, Brandon,” diye mırıldandım.“Ne özrü!” diye inledi yapmış olduğu kahramanlığın
sebep olduğu acıyla. “Senin bir hatan yok. Sus şimdi hadi.”
Parmaklarımı başımın arkasına getirdi. Saçlarım karışma-
89
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 88/311
Jenrıifer Echols
mıştı. Yağmur yağmıyordu.
Bu yeni geliştirdiğim senaryo pek inandırıcı değildi.
Belki de Brandon’la daha erken saatlerde beraber olmuştum.
Onunla plaj partisinde sevişip ardından onu kasabanın için-
deki evine bıraktıktan sonra, evime dönerken kaza geçirmiş
olabilirdim.
Düşündüklerim, yüzümü sıcak küvetin içinde kızart-
mıştı. Eğer seviştiysek bunu anlamam mümkün müydü? İlksevişmemizden sonraki gün hissetmiştim. İkincisinden sonra
da hisseder miydim acaba?
Banyonun tavanının bütün köşelerini kamera var mı
diye kontrol ettim. Parmaklarımı içime soktum, çıkardım.
Parmak uçlarımla daireler çizerek kendimi yokladım. Her-
hangi bir ağrı yoktu.
Gerçi bu pek bir şey ifade etmiyordu. Başımın ağrısı için
ağrı kesici almıştım. Ağrıyı kesmiş olabilirlerdi. Yine de
Brandon’la sevişmiş olabilirdik.
Eğer yaptıysak? Doğum kontrol hapımı içmiş miydim?
Küvete yakın olan çekmeceyi açıp doğum kontrol haplarımıkontrol ettim. İyi bir kız gibi dün akşam içmem gereken hapı
içmiştim. On yedi yaş doğum günümden sonra annem do-
ğum kontrol hapı kullanmaya başlamamı tavsiye etmişti. O
günlerde, şüphe edecek bir durum olmadığı için ona söyle-
memiştim.
Şimdi vardı. Tanrı doğum kontrol hapından razı olsun.
Ama hap beni cinsel hastalıklardan koruyamazdı. Brandon
kesinlikle yine prezervatif kullanmıştır. Aksi halde yapma-
90
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 89/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 90/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 91/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
sunda rahatsız olmama gerek yoktu. Babam dışında hiç kim-
se o görüntüleri izlemeyecekti. Bana dediği gibi, evin içinde benimle birlikteymiş gibi olacaktı sadece. Şimdiye kadar an-
nemle babamı endişelendirecek hiçbir şey yapmamıştım.
Brandon’la sevişmem hariç.
Ama şu anda kameraların takibinde olduğum için olsa
gerek daha önce yapmadığım her şeyi yapmak istiyordum.
Babamın beni bir hafta evde yalnız bırakıyor olmasını sonu-
na kadar değerlendirmek istiyordum. Evde çılgın bir parti
vermek, mutfak tezgâhının üzerinde esrar sarmak, babamın
yatağında Brandon’la sevişmek. Yapılmaması gereken ne
varsa. Doug’la bir saat önce yan yana oturduğumuz koltuğun
üzerinde sevişmek. Vücudundaki klor ve deniz kokusu hâlâ burnuma geliyordu.
Sonunda merdivenlerden aşağı indiler. Babam kuca-
ğında Ashley’nin bavulları söylenerek geliyordu, yine de ona
seslendim. Başkasının umurunda olmadığım için kendi ihti-
yaçlarım ve isteklerimle benim ilgilenmem gerekiyordu.“Baba, eğer sen burada değilken sigorta şirketinden ödeme
gelirse o parayla kendime yeni bir araba alabilir miyim?”
“O paranın içinden bana ödemen gereken bir kısım var,”
dedi. “Arabanı, kazayı yaptığın kasabaya giden yoldan mer-
kezdeki otoparka çektirmek için ben ödeme yaptım.”Bu bilgiyi hemen depoladım: Bana kazanın nerede ol-
duğunu söylemişti. Başımla, ani hareketler yapmamaya ça-
lışarak onayladım. “O paranın önceki gibi bir klasik Vösvos
almaya yeteceğini düşünüyorum.”
93
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 92/311
Jentıifer Echols
“Kesinlikle hayır,” dedi. “Vösvos olmaz.”
Ashley’ye baktım. Denize bakıyordu. Salonun duvar
yüzünden deniz görünmüyordu ama o tarafa doğru bakıyor-
du.
“Neden?” diye sordum.
“Bir külüstür daha almayacaksın,” dedi. “Vosvos’unun
hava yastığı yok. Emniyet kemeri kazada kırılmış. Bu yüz-
den en çok sen hasar görmüşsün.” Alnımı göstererek, “Birdahakine ölürsün.” ^
Alnımı ovuşturduğumu fark ettim. Elimi indirdim, derin
bir nefes aldım ve mantıklı bir şekilde sordum, “Arabamı
kendi paramla almamı istiyorsun ama eski bir araba almama
izin vermiyorsun, peki ne yapmamı öneriyorsun?”
Omuzlarını silkti. “Bu hafta ben yokken benim Merce-
des’imi kullanırsın. Önümüzdeki yaz da yine çalışarak kaza-
nacağın parayı şimdikinin üzerine eklersin.”
“Peki bu haftadan sonra ne yapacağım? Gitmem gere-
ken yerlere nasıl gideceğim? Beni okula Ashley mi bıraka-
cak?” Jürinin sinirlendiğini fark etmesine asla izin verme.Annem böyle söylerdi. Asla sakinliğini kaybettiğini görme-
lerine izin verme. Ama gel gör ki annem kafasına taşla vursa
lar bile kimseyle tartışmazdı.
Ashley güldü. “Eminim hepsi hallolur,” dedi dışarı çık-
ması için babamın kalçasına vururken. Bavullarının devamı-
nı getirmesi için bir tur daha yukarı çıkması gerekiyordu.Tüm eşyalarını BMW’sine sığdırabildikleri için şanslılardı.
Babam bana beyin sarsıntısı geçirerek onu merak içinde bı-
94
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 93/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
raktığım ve seyahatlerini mahvettiğim için ben suçluymuşum
gibi bakarken Ashley şimdiye kadar ondan görmediğim birtutkuyla bana sarıldı. Birkaç hafta önce okula başladığımda
babamı rahatsız etmemek için acil durumda aranacaklar lis-
tesine onu değil, sadece annemi yazmıştım. Yani okulda
düşüp ölsem babama ulaşabilecekleri bir telefon numarası
yoktu ellerinde.
Bunu ona söylememeye karar verdim. Kendime sakla-
dım. Ashley arabayla avluda manevra yapıp çıkış kapısına
doğru ilerlerken onlara el sallayıp mutluluklar diledim. Sonra
evin girişindeki tikağacından yapılma banka oturup Keke’yle
Lila’yı aradım.
“Onlara çarptığında Mike ve Doug nereye doğru gidi-
yorlardı?” diye sordu Lila arka koltuktan. Keke bu sabah sı-
cağında arabayı biraz daha hızlandırdı. Dün gecenin eksik
kalan taraflarını tamamlayabilmek için bulduğum en iyi fikironlarla bir araba seyahati yapmak olmuştu. Beni durum de-
ğerlendirmesi yapmak ve ziyaret için Brandon’m evine bıra-
kabilirlerdi. Sonra da beraber yüzme yarışlarına gidip takı-
mın geri kalanını eksik kalan bilgiler için yoklayacaktım.
Hem yalnız başıma araba kullanmamın doğru olmadığını dü-şünüyordum. Başım hâlâ tuğla düşmüş gibi ağrıyordu, aynı
zamanda ayaklarımın da altında bir tuğla vardı sanki. Her an
dengemi kaybedebilecekmişim gibi hissediyordum.
Bilmem gerekmediğini umarak, “Nereye doğru gittik-
95
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 94/311
Jennifer Echols
lerini bilmiyorum,” dedim. Beni aldıklarından beri Lila ve
Keke’den dün gece neler olduğunu öğrenmeye çalışıyordum.
Tahmin ettiğimden daha zor oluyordu. Onlara da Doug’a
söylediğimin aynını söylemiştim. Sadece kazayı hatırlamı-
yordum. Bundan fazlasını söylemiş olsaydım bundan anne-
lerine bahsetmelerinden, annelerinin benim anneme ulaşma-
ya çalışmasından, ulaşamayınca babamı aramasından ve ba-
bamın da tehdit ettiği gibi beni tımarhaneye kapattırmasındankorkuyordum.
İkizler dün yaşananları kendiliğinden anlatmıyorlardı.
Boşa ümitlenmiştim. Onları bir şeyler anlatmaları için yön-
lendirirken de kelimelerimi çok dikkatli seçmeliydim. Aksi
halde bazı şeyleri hatırlamadığımı anlayabilirlerdi. Onlara Dün geceki parti harikaydı ya da Dün geceki parti ne kadar
sıkıcıydı diyemiyordüm mesela. Söylediğimin aksi olmuş
olma ihtimali vardı. CD çalardan gelen birkaç saniyelik kötü
erkek sesinden sonra, tasarladığım gibi, “Vay, ne partiydi
ama. Hayatım boyunca unutamayacağım.” dedim.
İkisi de aynı anda “Neden?” diye sordular bana.
Nasıl anlamazsınız der gibi ellerimi açtım. “Olanlar yü-
zünden. Biliyorsunuz.”
“Hayır,” dedi Keke, “bilmiyoruz. Bize Brandon’ı bula-
madığını söyleyip ortadan kayboldun. Sonra yağmur başladı,
Lila’yla ben de eve döndük. Neler oldu?”“Her zamanki şeyler,“ dedim.
“Hayatın boyunca unutamayacağın kadar güzel olan
neydi?” diye ısrar etti Lila. “Belki de zannettiğimden daha
96
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 95/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
sarhoştum, çünkü pek aynı partiden söz ediyormuşuz gibi
gelmedi bana.”
Açık pencereden dışarı bakarken, “Başım ağrıyor de-
dim, Babamın kazayı yaptığımı söylediği kasabaya doğru
giden düz yola gelmiştik. Kesinlikle burasıydı. Yolda siyah
lastik izleri, çimenlerin üzerinde parıldayan cam parçaları
duruyordu. Ağaçların arasında da bir geyik geviş getirerek
yolu izliyordu. Ona karşı öfkeyle yumruğumu savurdum.“Kafayı yemişsin sen,” dedi Keke.
Merkeze ulaştık. Okul ve stadyum. Konser salonu. Polis
karakolu. Annemin çalıştığı hükümet binası. Dükkânların
çizgili güneşlikleriyle çevrili eski bir meydan. Annemin ofi-
sinin penceresindeki saksılarda sulayacak kimse olmadığıiçin kurumuş petunyalar duruyordu. Tüm diğer küçük kasa-
balar gibi bizim kasabamız da turistlerin sahili önemsemediği
yıllarda kurulmuş şirin bir kasabaydı. Tek fark bizim kasa-
bamızın kumların üzerine kurulmuş olmasıydı.
Keke meydanın etrafında döndükten sonra yeni binala-
rın olduğu yoldan devam etti. Keke ve Lila da burada oturu-
yorlardı. Birkaç kilometre sonra karşımıza Brandon’ların
mahallesinin etkileyici girişi çıktı. Karşımızda, üzerinde sar-
maşık desenleri olan sütunlarla bezeli kocaman bir malikâne
duruyordu. Mahalledeki diğer evler kahverengi tuğladan,
yeni yapılmış, birbirine benzeyen evlerdi. Evlerin giriş kapı-lan, iki arabalık garaj lann kapılarının arkasında kalmıştı.
“Ben de bizim sokaktaki evler birbirine çok benziyor
sanırdım,” dedi Lila. “Onu nasıl bulacaksın?”
97
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 96/311
Jennifer Echols
“Üç sokak geçtikten sonra altıncı ev,” dedim. Çok sık
geldiğimden biliyor değildim. Daha bir haftadır beraberdik
ve bu süre içinde zaten çok meşguldü. Birkaç yüzme antren-manından sonra eve dönerken belki dışarıda ona rastlarım
diye buradan geçmiştim. Ailecek dışarıda oturmayı pek sev-
miyorlardı. Evlerinin kapı pencereleri daima kapalıydı.
Bugün saymak zorunda kalmadık. Bulutlar dağıldı. Me-
lekler trompetlerini çalmaya başladılar, güçlü spot ışıklan birsağa bir sola dönüyor, evi işaret ediyorlardı. Sanki sahilde
turistlere havadan broşür atan reklam uçaklarından biri arka-
sında BRANDON BURADA YAŞIYOR yazılı pankartla üstü-
müzden geçti. Tişörtünü çıkarmış, garajın önüne çıkardığı
Buick’ini yumuşak hareketlerle sabunluyordu.
“Tekrar edebilirsin,” dedi Lila gözünü Brandon’m sır-
tındaki kaslardan ayırmadan. Artık nasıl bir ses çıkardıysam
beni onaylıyordu.
“Stephanie Wetzel tekrar edebilir,” dedi Keke başıyla
Brandon’m evinin karşısındaki evi işaret ederek. Kapıdaki
perde yeni kapandığı için sallanıyordu.“Acaba onu okula götürmemizi istiyor olabilir mi?” diye
sordum.
“Asıl Brandon’ı o götürüyor,” dedi Keke.
Lila, Keke’ye hafifçe vurdu.
“Bir tane de benim için vur,” diye söylendim.“O şekilde götürmekten bahsetmiyorum,” dedi Keke.
“Brandon’ı Buick’i bozulduğundan beri okula o getiriyor de-
mek istedim. Bunu bilmiyor muydun?”
98
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 97/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Bilmiyordum. Buick’in bozulduğunu da bilmiyordum.
Bu Brandon’ın bu hafta neden hiç bana uğramadığını açıklı-
yordu. Ama okula götürmem için neden beni aramadığını
açıklamıyordu.
“Madem Buick’i bozuk, onu garajdan dışarı nasıl çıkar-
mış ki?” diye sordu Lila.
Oturduğum koltukta ona doğru döndüm. “Hani biz
Brandon’la müthiş ve rüya gibi bir çifttik?”“Beraber olmaya devam ettiğiniz sürece,” dedi Keke.
Datsun’ım yolun kenarına park etti çünkü Brandon’ın garaj
yolu iki araba için çok dardı. “Saldır.”
Doğrulaması için Lila’ya döndüm. Omuzlarını kaldırdı.
“Bizden söylemesi.”İhtiyacım olan moral konuşması tam olarak bu değildi.
Brandon arabasını sabunlamayı bırakmış, kaslı gövdesini
bize doğru çevirmiş, bu Datsun 280Z’nin içinden acaba kim
inecek diye merakla buraya doğru bakıyordu. Yan aynada bir
kez daha yüzümü kontrol ettim. Makyajım hâlâ alnımdaki
çürüğü tam olarak kapatıyor gibi görünüyordu. Ama sadece
kısaca baktım. Brandon’ın beni aynada kendime bakarken
görmesini ve kendimle çok ilgilendiğimi düşünmesini iste-
miyordum. Arabadan dışarı çıkarken benim açımdan ayna-
daki yansımamın çoğu AYNADAKİ CİSİMLER GÖRÜNDÜK-
LERİNDEN DAHA YAKINDADIRLAR yazısının arkasındakalmıştı.
“Selam bebeğim!” diye seslendim.
“Selam!” diye karşılık verdi ve kısacık bile olsa Step
99
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 98/311
Jennifer Echols
hanie Wetzel’in evine doğru bakmadı. Ben görmedim. Zaten
bu saçma fikri aklıma Keke sokmuştu.
Ona doğru ilerledim. Elindeki sabunlu süngeri arabanın
kaportasının üzerine fırlattı, tam da olması gerektiği gibi o
da bana doğru geldi ve ortada buluştuk. Kaslı kollarıyla beni
sardı, okşadı ve sonra bıraktı. Büyük elleri kollarımın üze-
rinde duruyorlardı.
“Biz de okula, yüzme yarışlarına gidiyorduk,” dedim ro-tamızdan birkaç kilometre saparak, “ki sana uğrayıp dün
gece kaza geçirdiğimi söyleyeyim dedim!”
Kaşları çatıldı. “Doug’la mı?”
Birileri ona Doug ve benim acil serviste beraber oldu-
ğumuzu söylemişti! Ama... eğer öyle olsaydı hâlâ başpar-mağıyla kolumu bir aşağı bir yukarı okşuyor olmazdı. Belki
de hikâyenin masum kısmını duymuştur, hikâyenin tamamı
için savunmam hazırdı zaten: Beyin hasarıyla tetiklenen şeh-
vet hissi. Şaka yollu omzuna vurdum. “Olanları duydun ve
beni hiç aramadın!”
Ağzı açık bir süre bana baktı. “Senin kaza yaptığmı duy-madım. Doug yaptı diye duydum.” Şimdi benim üzerimden
Stephanie Wetzel’in evine doğru baktı. Uydurmuyordum.
Bir yerlerde yalan söylüyor diye aklımdan geçirdim.
Yalan söylediğini biliyordum. Bütün yaz boyunca, seviştiği
her kıza yalan söyledi. Ama ben o yalanları anlattığı kişiy-dim. Yalan söylenen kişi değildim. Bu yüzden, kızlara yalan
söylerken nasıl bir tavır takındığını bilmiyordum. Şu anda
gayet yalan söylüyor olabilirdi.
100
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 99/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Hayır, bugün olur olmaz her şeyden şüpheleniyordum.
Geçmişimiz yüzünden Brandon’m benimle olan ilişkisi fark-
lıydı. Biz iyi arkadaşlardık ve birbirimize güvenebilirdik.
Ona baktığımda seksi bir yüz ve iri bir vücuttan fazlasını gö-
rüyordum. Ona geyiğe çarpmamak için direksiyonu kırdı-
ğımı ve Mike’la Doug’un arabasına vurduğumu anlattım.
Ben konuşurken Stephanie’nin evine doğru bakmaya
devam ediyordu. Dikkatini bana vermediğini düşündüm.“Yani, dün gece için kızgın değilsin?” diye sorarak bunu doğ-
ruladı.
Geçirdiğim kazayı pek umursamış gibi görünmüyordu.
Kâküllerimi kaldırıp alnıma bakmamıştı bile. Herhalde, kötü
durumda olsaydım buraya gelip onunla konuşuyor olamaz-dım diye düşünüyordu. Değil mi?
Derken, bilmeden bana dün gece olanları anlatmaya
başladığını fark ettim. Dikkatlice sordum, “Kızgın mı? Ol-
malı mıyım?”
“Kesinlikle hayır.” Kaşlarını çatarak mavi gözlerini göz-
lerimin içine dikti. “Sana partiye gelmemeni söylemiştim.”
“Söylemiştin,” diye onayladım. Tüm hatırladığım buy-
du.
“Seni özledim.”
Tatmin olmuş bir şekilde iç çektim. Dün gece ne oldu-
ğunu anlatmamıştı ama ne olmadığını anlatıyordu. Beni özle-diğine göre dün gece fazla zaman geçilmemiştik. Muhteme-
len onun erkek erkeğe partisini bozduğum için tartışmıştık.
“Özlemini hemen giderebilirsin,” dedim ona doğru yak-
101
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 100/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 101/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
matik sınavından kaldım bile.”
Aslında bana, bu akşam bozuk arabasını yıkayacağına
ders çalışsa yarın benimle dışarı çıkabilir gibi geliyordu. Ama
ebeveynlerin ne kadar garip olduklarını biliyordum. Bran
don’ın ailesinin benim baskıcı ve ısrarcı biri olduğumu dü-
şünmelerini istemiyordum. “O zaman belki çarşamba günü,
saat altıdaki yüzme antrenmanıma gelirsin?”
“Mmmm,” dedi.“Okul günü?” diye sordum. Acıyla çıktı ağzımdan.
“Okul günü,” diye tekrarladı.
“Derslerini o akşama kadar bitirsen. Ayarlaman için çok
zaman yok mu önünde?”
“Mmmm,” dedi.Tam o anda neredeyse kes şunu diye bağıracaktım. Ama
bu doğru olmazdı. Brandon benim arkadaşımdı. Benimle gö-
rüşmekle ilgili geçerli sebepleri vardı. Beni başından savmı-
yordu. Bunu bana yapmazdı.
“Evet. Bunu yapabilirim belki,” dedi sonunda. “Senin
için önemli olduğunu biliyorum.”
“Hem belki sonrasında da dışarı çıkarız. Babamın Mer
cedes’ini kullanmana izin veririm.” Babamın, Mercedes’ini
kesinlikle kimseye kullandırtmamam hakkındaki talimatını
yıkmıştım. Bu çok kötüydü. Arabasına da bir kamera taktır-
mış olmalıydı. Bu çok önemliydi.“Elimden geleni yapacağım.” Güçlü kollarını bana do-
ladı. Vücudu güneş yüzünden ısınmıştı. Bütün yaz boyunca
kollarını vücuduma dolamıştı. O zamanlar erkek arkadaşım
103
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 102/311
Jennifer Echols
olma ihtimalini bile düşünmezken bana dokunması çok ho-
şuma giderdi. Şimdi benim erkek arkadaşımdı ve vücudunun
bana temas etmesi beni tahrik ediyor olmalıydı.Tam aksine, pazartesi gecesi olduğu gibi tiksindim. Bu-
nun sebebi ilişkimizin henüz çok taze olması ve benim seksle
daha yeni tanışmış olmamdı. Bunun üzerine çalışacaktım.
Neyse. Elimi kocaman elinin içine alıp bütün parmak-
larımı sırayla tek tek çıtlatmaya başladı. Bunu yazın yap-maya çalıştığında çığlık atıp elimi hemen çekerdim. Şim
diyse hassas bir dönemde olduğum için ondan gelen her türlü
ilgiye olumlu karşılık vermek istediğimden yapmasına izin
verdim. Ama halsizlik ve baş ağrısı yüzünden parmaklanmı
daha fazla çıtlatmasına izin veremedim. Elimi çektim ve bu
kadar kolay bir şekilde elinin içinden kurtulmasına çok şa-şırdım.
104
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 103/311
6
“Geç kaldın!” diye seslendi lan yüzme takımı minibü-
sünden içeri adımımı attığımda. Diğer çocuklar da ona eşliketti, “Geç kaldın!”
“Bir dakika.” Saatime baktım, sonra da umurumda de-
ğilmiş gibi güldüm. Takım kaptanı olarak kızlar soyunma
odasmı gözden geçirip kilitlemek benim görevimin bir parça-
sıydı. Keke bugünlük bu görevi benden almayı teklif etmiştiama bu durumda hem koç hem de takım arkadaşlarım benim
iyi olmadığımı düşünebilir bu da takımın moralini olumsuz
etkilerdi. Muslukların kapalı olduğunu ve dolap kapaklarının
kilitlendiğini kontrol ettikten sonra içeriden doğal olarak en
son ben çıkmıştım.Bütün takım Doug’un sürekli gecikiyor olmasından şi-
kâyetçiyken, ben bu durumu dün koça söylemişken, Doug
beni stadyumda aşağılamışken, bu sabah Doug’un çıkma tek-
lifini reddetmişken, buralarda her gün yaşamadığımız şeyler
105
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 104/311
Jennifer Echols
yaşamışken her ortaya çıkışımda, bilgisayarımda sürekli oto-
matik açılan uyarı penceresi gibi geç kaldm şakası yapılma-sından sıkılmıştım. Zoey burada = geç kaldın şakası. Geç
kalmayla ilgili yapılan her şaka Doug’a bana olan kızgınlı-
ğını hatırlatıyordu. Şu anda minibüste olmasını beklemiyor-
dum tabii ama birkaç gün boyunca okulda bu şakalara şahit
olmuştu. İçimi delen yeşil gözlerini düşündükçe içim ürpe
riyordu.
Bu düşünceleri kafamdan çıkarıp minibüsün sürgülü ka-
pısını arkamdan çektim. Tek istediğim takımın arasına karış-
mak, boş bir koltuğa oturmak ve kırk dakikalık Panama City
yolu boyunca elektronik sudokumu oynamaktı. Nerede boş
yer var diye minibüsü bir gözden geçirdim. Genelde hepi-mize yetecek kadar boş koltuk olurdu. Takımdaki herkesle
aram iyi olduğu için Stephanie Wetzel’in yanına oturmak zo-
runda kalmadığım sürece minibüse son binen olmak sorun
değildi. Aslında Stephanie’den hoşlanmamam için hiçbir ge-
çerli sebebim de yoktu. Brandon’ın evinin karşısında oturu-
yordu. Bu da onu arabasıyla okula getirmesi için yeterli bir
sebepti.
On yedi kişilik takım ve şoför koltuğunda koçumuz, mi-
nibüsü doldurduk. İkinci ya da üçüncü sırada bana ayrılmış
bir koltuk olmalıydı. Ama bugün üç sıra da dolmuştu. Hatta
dolmaktan da öte, kızlar erkeklerin kucağına oturmuş kıkır-dıyorlardı. Arka sıra boştu. Koltuklarda herkesi öne doğru
gönderen ters bir durum olmalıydı. Sorunun ne olduğunu an-
lamak için üçüncü sıranın üzerinden uzanarak arkaya bak
106
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 105/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
tim.
Doug.
Bütün koltukları işgal ederek uzanmış, uyukluyordu.
Sakat ayağını sırt çantasının üzerine yerleştirmişti. Koltuk
değnekleri de uzandığı sıranın önünde yerde duruyordu. Bü-
tün takımın, minibüsün arka sırasını tamamen Doug’a bırak-
mış olması, onun yanşamayacak olmasına rağmen sakat
haliyle bugün okula gelmiş olmasına karşılıktı. Doug’dabuderece bir takım ruhu olduğunu görmek de onları şoka sok-
muş olabilirdi.
Ya da onun için endişeleniyorlardı. Mike onu gıdıkla-
yınca Lila bir çığlık attı. Doug sesten hiç etkilenmedi. Göz-
leri ağır gözkapaklannın ve siyah uzun kirpiklerinin arkasına
gizlenmişti.Yaşayıp yaşamadığını kontrol etmişler midir acaba?
Yaşıyordu. Aşırı dozda ilaç da almamıştı. Öyle olmuş
olsaydı ilaç şişesini elinde tutabilmek için kaslarını yönete-
mezdi. Tüm bunlan kendi kendime düşünüyordum ve takım
arkadaşlanmın kalbimin sıkışmasından haberleri yoktu. An-nemin yatak odasına dönerek her şeyi düzeltmeye çalışıyor-
dum. Çantamı sırtımdan çıkardım, Doug’un yanına doğru
çömeldim ve ilaç şişesinin etiketini okumak için başımı uzat-
tım.
“İlacıma dokunursan ölürsün.”
Parlayan gözleri beni minibüsün tavanına çivilemişti. Neyse ki bacaklarımı bulup minibüsün koridoruna
doğru kaçtım. Koç motoru çalıştırmadan ona yetişmem ge-
107
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 106/311
Jennifer Echols
rekiyordu. Doug’la bu sabahki tartışmam henüz çok tazeydi.
Aynı konuyu bütün Panama City yolu boyunca tartışmak zo-
runda kalmak istemiyordum.
Koltuğa yayılmış olan Gabriel’m etrafından dolanıp
şoför koltuğundaki koça ulaştım. Koç, burada doğmuş olma-
sına ve Panama City’ye belki bin kez gitmiş olmasına rağ-
men elindeki haritayı inceliyordu. lan koçun yanındaki kol-
tukta oturuyordu ama kulağında kulaklıklar olduğu için beniduyamazdı. Koça yaklaştım ve kulağına, “Doug’un burada
olmaması gerekiyor,” diye fısıldadım.
“Burada olması gerek. Sakat olmaması gerekiyordu. Bir
dahaki sefere geyiğe çarp.” Koç bana dönerek tek parmağıyla
kâküllerimi alnımın üzerinden yana çekti. Galiba makyajımdüşündüğüm kadar başanlı değildi. Ya da Brandon’ın göre-
mediği şeyleri görebiliyordu. “Senin de burada olmaman ge-
rekiyor.”
“Hayır, olmalıyım.” Dün gece nerelerde olduğumu bul-
mam gerekiyordu. Hem sağlıklı bile olsam benim takıma en
büyük katkım onlara amigoluk yapmak ve kayıt tutmaktı.Bunu beyin sarsıntısı geçirmiş olarak da yapabilirdim. Muh-
temelen.
Omuzlarını silkti. “Yola çıkmamız gerekiyor. İstersen
Fox’u minibüsten aşağı at, ama sorumluluk tamamen sana
ait. Limanın çevresinde, karanlık bir sokakta babasıyla kar-şılaşmak istemem.” Haritayı Ian’a fırlatmasıyla lan elindeki
sporcu içeceğini etrafa saçarak yerinden sıçradı. Koç minibü-
sü çalıştırdı.
108
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 107/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Başka şansım yoktu. Koçun nasıl araba kullandığını bi-
liyordum. Orada öylece kalırsam ön cama yapışıp kafama bir
dikiz aynası daha yiyecektim. “Hazır buradayken arkadaşla-
rıma dünkü partiyle ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Ben
konuşmamı bitirmeden hareket etmeyin tamam mı?” Öne
doğru eğilip beni duyduğundan emin olmak için koçun göz-
lerinin içine baktım.
O da bana baktı. “Nasıl bir partiymiş bu? Kötü şeylermi oldu partide?”
“Sanırım.”
“Neler olduğunu duymak istemiyorum.”
“Kulaklarınızı kapatın.” Koç şaka yollu kulaklarım ka-
patıp önüne döndüğünde minibüsün içine doğru seslendim,“Beni dinleyebilir misiniz lütfen?”
“Konuşmaaa,” dedi bazı erkekler.
“Evet,” dedim. “Dün gece benimle birlikte partiye gel-
diğiniz için hepinize teşekkür etmek istedim.”
Çocukların kendi aralarındaki konuşmalarından dün ge-
ceye dair bazı ipuçları edinebilirim diye bir süre durakladım.İlk kez minibüste sessizlik vardı. Takımın bütün elemanları
Doug hariç dönmüş bana bakıyor, devam etmemi bekli-
yorlardı.
“Unutulmaz bir partiydi,” diyerek risk aldım.
Geviş getirir gibi çenelerini oynatarak, gözlerini kırp-madan bana bakıyorlardı.
“Ama sonu güzel bitmedi,” diye bitirdim.
“Minibüs çarpmak üzere!” diye bağırdı Connor. “Çabuk
109
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 108/311
Jennifer Echols
ol Doug, kurtar beni!”
“Minibüs patlıyor Doug! Çıkar beniiii!” diye başka ço
cuklar da katıldı. En son koltuğun arkasından ortaparmağı
kalkık şekilde Doug’un eli göründü.
Dikkatleri dağılmıştı. “Neyse, partiye katıldığınız için
hepinize teşekkür ederim.” Gece neler olduğu hakkında bir
ipucu bulamamıştım. Koçun kulaklarını kapattığı ellerinden
birini çektim. “İşlem tamam.” Minibüsün koridoruna doğru koltukların arkalarına sıkıca tutunarak ilerlemeye başladım.
Koçun şoförlüğü bana pek güven vermiyordu. Bunu kanıt-
larcasına, okulun etrafından hızlı bir şekilde döndü ve ana
yola çıkmak üzereyken sert bir fren yaptı. Ben de dahil ol
mak üzere minibüsteki her şey öne doğru fırladı. Elim tutunduğum koltuğun arkasından kaydı ve zaten çürük olan göğ
sümün çarpmasıyla beraber koltukların arkasının ne kadar
sert olduğunu anladım. “Siktir!”
“Ne dedin sen?” diye bağırdı Keke ve Lila.
“Zoey!” diye ciyakladı çömez kızlar.
“Önce geç kaldın, şimdi de bu,” diye homurdandı er
kekler.
“Özür dilerim.” Son koltuğa geldiğimde Doug’la yüz
yüzeydik.
“Bu laflar,” dedi bir kaşı havada. “Senden daha önce hiç
duymadığım laflar.”“Senin yüzünden oldu.”
“Siktir.”
Tüm yolculuk boyunca yanında oturmak zorunda kal
110
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 109/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
mış olmamın verdiği endişeyle ortamı biraz yumuşatmaya
çalıştım. “Beyin sarsıntısı yüzünden olmalı.”
“Bunu bana sabah neden söylemedin ki? Şimdi her şey
açıklığa kavuştu.” Karşılık olarak bana imalı bir cümleyle
saldıracağını bilmeliydim ya da iki. “Ayrıca, bence beynin
deki hasar aslında pazartesi gecesi oluştu, Brandon’la birlikte
olduğunda.”
Acı çektiğini biliyordum ama bu kadarı da fazlaydı artık. Brandon’la yaşadığım şeyi bu kadar aşağılayamazdı.
Sinirle ayağımı kaldırmaya çalıştım ama terliğim seneler
önce dökülmüş kola yüzünden yere yapışmıştı.
“Oooooo,” dedi Connor ve Nate. Koltukların üzerinden
bize dönmüş kafalarıyla, yolu izleyen bir çift geyik gibi du
ruyorlardı. Yavaşça gözden kaybolduklarında tekrar Doug’la
yalnız kalmıştık. Diğerlerine nazaran.
Ama Doug gözlerini kapatmıştı. Ben yokmuşum gibi
davranıyordu.
Ona birkaç saniye daha baktım. Sonra gözlerimi mini
büsün tabanına çevirdim. Oraya oturabilecek kadar cesur muydum? Yerdeki buruşmuş, kaydırmaz plastik kaplamanın
üzerindeki kâğıt parçaları ve kum taneleri zeminin iki kat
daha fazla yapışkan olduğunu gösteriyordu. Yere dökülmüş
kola hafif kalıyordu. Ama beni rahatsız eden şey yerin ya
pışkan olması değil, takım arkadaşlarımın beni o yerde otururken görecek olmalarıydı. Yerde, onların altında, bir çöp
gibi. Biliyordum ki Doug Fox bana yer açmayacaktı.
“Doug,” dedim. “Kenara kay. Tüm koltuğu böyle kap-
111
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 110/311
Jennifer EchoLs
!
layamazsın.”
“Evet kaplarım,” dedi gözlerini açmadan. “Bacağım şiş
ve bu yüzden havada tutmak zorundayım. Başım ya da aya
ğım? Seç birini.”
Tereddütle bacağındaki sargıya ve çıplak ayağına bak
tım, ikisi de temiz görünüyorlardı. Yıpranmış terlikleri kol
tuğun altında bir yerlerde olmalıydı. Onun ayağının kucağı
mın üzerinde durması umurumda değildi. Umurumda olan
yine takım arkadaşlarımın beni o şekilde görmesiydi. Man
tıklı, kendine saygılı hiçbir genç kız böyle bir şeye izin ver
mezdi.
Brandon’ın, Doug’un kaza geçirdiğini duyduğundaki
tepkisini unutmamıştım. Bizim, acil serviste aşk yaşadığımızı falan mı düşünmüştü? Kıskanmış mıydı? Eğer Doug’un ka
fasını yetmiş kilometre boyunca kucağıma koymasına izin
verirsem bu Brandon’m kulağına giderdi.
Minibüs çok sert bir fren yaptı.
Kızlar çığlık attılar. İki elimle önümdeki koltuklara tu
tunabildiğim için koridora fırlamamıştım. Doug benim kadar
şanslı değildi. Bütün vücuduyla koltukların arkasına çarptı
ve koltuk değneklerinin üzerine, yere düştü.
“Koç!” diye bağırdı herkes.
Koç da “Kahrolası geyik,” diye bağırdı. Aslında kırmızı
ışıktaydık.“Mesaj alındı,” diye seslendim. “Bu kadar yeter.” Do
ug ’ın doğrulmasına yardım etmek için elimi uzattım. “İyi mi
sin?”
112
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 111/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
“Allahtan ağrı kesici diye bir şey var.” Elimi geri çevirdi
ama, “Sen iyi misin?” diye sordu.
“Bu sefer iyiyim.”
“Otobana çıkmak üzereyiz. Koç seni öldürmeden otur-
san iyi edersin.” Doug tekrar koltuğa uzandı. Tamı tamına
yere düşmeden önceki pozisyonunu almıştı. Geçebilmem
için çok dar bir aralık vardı.
Yerdeki koltuk değneklerine basmamaya çalışarak baştaki koltuğa doğru ilerledim. Başının olduğu yere ulaştığım
da yavaşça omuzlarından tutarak kaldırdım. Bana direnmedi
ama yardım da etmedi. Oldukça ağırdı. Koltuğa oturdum, ba
caklarımı altıma aldım ve başını kucağıma koydum.
Şu anda çok ince bir çizgideydim. Brandon’a güvenim tamdı ama ya gerçekten Stephanie Wetzel onun peşindeyse?
Brandon’la beni ayırması için onun eline bir koz vermek is
temiyordum.
Diğer yandan da Doug’un beni sevmesini istiyordum.
Son on iki saatte onu önce baştan çıkarıp sonra başımdan at
mışken artık ne kadar sevebilirse. Benimle ve sorunlarımla
ilgili çok şey biliyordu. Bana karşı kin besleyerek etrafta do
laşmasına izin veremeyeceğim bir serseri mayın gibiydi.
Onunla yaralıyken ilgileniyor olmamı herkes anlayışla kar
şılardı. Amacım buydu. Bizim sırrımızı sakladığı sürece hiç
kimse kaza sonrası veya hastanede yaşadıklarımızı bilemezdi.
Kucağımın üzerindeki başına doğru baktım. Acı çeker
gibi gözlerini sıkıca kapattı. Bana pek ağrı kesici gibi gel
113
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 112/311
Jennifer Echols
medi bu. “Doug.”
“Zoey,” diye karşılık verdi aynı tonda. Aynı tonda kar
şılık vermesinin altında biraz kinaye vardı.
“İyi misin? Pek iyi görünmüyorsun.”
Küçük iki hareketle dudaklarını yaladı. “O ilaçları al
mak istemedim çünkü bağımlılık yapıyorlar. Bütün bu olan
lardan sonra yüzme bursu almam zaten çok zor. İhtiyacım
olan son şey ağrı kesici bağımlılığı. Hastaneden de eğer ağrım dayanılmaz olana kadar beklersem ilaçların ağrımı azalt
mayacağını söylemişlerdi.”
“Of.” Bendeki hasar yeterince kötüydü. Doug’un ağrı
kesici almadan kırık bacakla neler çektiğini sadece hayal
edebiliyordum.Ellerimi başının iki tarafına yerleştirip şakaklarını ov
maya başladım. Elime ters bir pozisyonda uzanmış olsa da
tepkileri yerindeydi. Parmaklarıma doğru meyil almış, her
bastırışımda geriliyor, bırakmamda rahatlıyordu. Sakinleşti.
Uzun süre masaj yapmaya devam ettim. Cildi çok sıcaktı.
Sonunda yerde duran sırt çantama uzanarak içinden
elektronik sudokumu aldım. Ciddi sorunlarım vardı fakat şu
anda hiçbir şey dokuzun tabloda nerede olması gerektiğini
bulmaktan daha önemli değildi. Dakikalar geçti. Minibüsteki
konuşmalar yerini sessizliğe bırakmıştı. Otobana ulaşmıştık.
Yatay kutulardaki seçeneklerimi belirlediğimde Doug içini çekti. Gözlerini açmadan başını bacağımın diğer tarafı
na çevirdi. Sudokuma geri döndüm. Sayıların bulunduğu alan
boş sayılırdı, beyaz odacıklar içinde beyaz çizgilerle sütun
114
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 113/311
f
lara ayrılmıştı. Tanıdık ve tahmin edilebilir gelmişti. Rahat
ladım ve kumlu ayak parmaklarımı oynattım.
Henüz dikey kutular için tahminlerimi belirlememişken
tekrar iç çekti. Bu sefer başını çevirirken, uzun siyah saçlarını
başıyla sert bacak kemiğim arasına yerleştirmek için biraz
salladı.
Minibüs buz gibiydi. Koç klimayı çalıştırdıktan sonra
bir daha dokunmamıştı. Yine de, Doug’u uyandırmamak için dikkatli bir şekilde, üzerimdeki yüzme takımı eşofmanını çı
karıp dörde katladım.
Bir elimde eşofman üstü, diğer elim Doug’un kafasının
arkasında havada kalmış bir şekilde bir an durakladım. Zaten
minibüsün arka koltuğunu paylaşıyorduk. Kucağıma uzan
mış yatıyordu. Başının altına eşofmanımı koymak onu rahat
latmak adına bir adım daha atmak olurdu. Dün gece yaşadık
larımızın yanında bu yaptığım çok az kalırdı. Yine de kolla
rım karıncalandı ve yüzüm kızardı. İlk kez minibüsteyken
üzerimde takım eşofmanı olmamasına rağmen mutluydum.
Beni izleyen birileri var mı diye başımı kaldırıp baktım. Sebepsiz yere bu şekilde kızarmış olmam mümkün değildi.
On dört koltuk yatar durumdaydı. On beş ve on altı da
benimle ilgilenmiyordu. Mike ve Lila da benim anlamadığım
bir şekilde, dirseklerini önlerindeki matematik ders kitabına
dayamışlardı. Matematik ödevlerini yanlarında getirmişlerdi.
Ben matematik ödevlerimi genelde okulda bitirirdim, hatta
bazen sırf eğlenmek için ekstra problemler de çözerdim. As
lında Mike, Lila’yla konuşuyordu. Mike asla konuşmazdı ki.
Sarhoştum H atırlamıyorum
115
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 114/311
Jen nifer Echols1
Sonuç olarak hiç kimse bana bakmıyordu.
Doug’un başını yavaşça kaldırıp altına eşofmanımı yer
leştirdim.
Başını bıraktığımda gözleri açıldı. Batan güneşin ışıklan
minibüsün arka penceresinden yüzümüze vururken etkileyici
yeşil gözleriyle bana baktı.
Hemen sonra tekrar gitti, başı eşofman yastığın üzerinde
döndü.Sudokuyu tekrar elime aldım ve devam etmek için ek
ranına dokundum. Şimdi de elimde sert tnr şeyle Doug’un
yüzüne bu kadar yakın olmak beni rahatsız etmişti. Üzerinde
olduğumuz US 98 otobanının asfaltı yer yer bozuktu ve daha
yeni V osvos’umla bacağını yaralamışken bir de elimdeki su- dokuyla burnuna vurmak istemiyordum. Aynı zamanda ona
dokunuyor olmak da rahatsız ediyordu. Ellerimi koyacak
başka yer yoktu. Kalçamın altına koydum.
Tekrar Doug’a baktım, uyuşmuş, derin uykudaydı. Yü
zündeki kirli sakal üstdudağmı, çenesini ve yanaklarını kap
lamıştı. Gözleri kapalı, kirpikleri uzun, dudakları uykudan
yumuşamıştı. Çok yakışıklı bir çocuktu. Dokuzuncu sınıfta
ıslahevine girmiş olduğuna inanmak zordu ya da onuncu sı
nıfta tarih sınıfının dışında yaptığı kavgadan dolayı ceza al
dığına veya dün akşam stadyumda bana şımarık hanımefen
di diye bağırdığına.Üzerinde kendi takım eşofmanı olmasına rağmen üşü-
müştü. Kollarını birbirine sıkıca dolamıştı. Eşofmanı belinin
üzerinde toplanmıştı ve bronzlaşmış, dümdüz kamı ve güzel
116
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 115/311
!
göbek deliğinin etrafından başlayıp aşağı doğru inen siyah
tüyleri ortaya çıkmıştı.Brandon’ın göbek deliğini ve o bölgede sarı tüyleri olup
olmadığını düşündüm. Onu birçok kez üzerinde tişört olma
dan görmüştüm. Clyde’m Eğlence Parkı’nda standın arka
sında çalışırken sıcak günlerde bazen üzerini çıkarırdı. Bunu
yapmasına babam izin veriyordu çünkü bu şekilde daha fazla
dondurma satışı oluyordu. Brandon’ın çıplak göğsüne doku
nalı daha yarım saat bile olmamıştı. Tek aklımda kalan ne
kadar kaslı, büyük ve bronz olduğuydu. Göbek tüyleri ve de
liği gibi küçük ayrıntıları hatırlamıyordum. Bana özel şeyler
hissettirmeyen biriyle cinselliğin en uç noktasını yaşamış
olmam gerçekten garipti.Geçen pazartesi günü seviştiğimizde de üzerinden tişör
tünü çıkarmamıştı. Her zaman, ilk sevişmemin alelade bir an
olmaması gerektiğini düşünürdüm. Brandon farklı farklı kız
larla o kadar çok seks yapmıştı ki bizim yaşadığımız şey sı
radan statüsüne bile girmemişti.
Ama istediğim seviyeye ulaşacağımızı biliyordum. Da
ha önce bizi hiç sevgili olarak hayal etmemiştim ama bu ya
şadıklarımızdan sonra liseden mezun olana kadar beraber
olacağımızı hatta FSÜ’den futbol bursunu kazanırsa üniver
sitede de beraberliğimizin devam edeceğini düşünüyordum.
Doug kimseyle beraber değildi. D estin’de okuyan o kız dışında şimdiye kadar kimseye çıkma teklif ettiğini de duy
madım, benim dışımda tabii. Hiç seks yapmış mıdır ondan
bile şüpheliydim.
Sarhoştum Hatırlamıyorum
117
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 116/311
Kontrolüm dışında gözlerim tüylü, düz kamına doğru
indi. Şortunun altından içindeki iç çamaşırın gri lastiği görünüyordu. Acaba bol çamaşırlardan mı yoksa dar olanlardan
mıydı diye düşündüm. Ama lastiğinden gerisi karanlıktaydı.
Şu anda kızaran tek yerim yüzüm, karıncalanan tek ye
rim de kollarım değildi. Doug’un çok yakınlarında olduğu
yerlerim de karıncalanmaya başlamıştı. Peki neden kendimi suçlu hissediyordum? Bunun D oug’la hiçbir ilgisi yoktu. İlk
kez seks yaptın, sonra beyin sarsıntısı geçildin, tekrar seviş
tiğini düşündüğün sevgilinle aslında sevişmem işsin ve en az
birkaç gün daha onunla yalnız kalamayacaksın. Bu yersiz ka
rıncalanmanın sebebi bunlar olmalıydı. Kesinlikle, beyin sar
sıntısı.
Nefesim daralarak minibüse döndüm. Minibüs, otoban
asfaltındaki yamaların üzerinden zıplayarak ilerliyordu.
Doug yanağını kucağımdaki eşofmanıma doğru bastırdı ama
uyanmadı.
Bu sırada ikinci sırada arkasını dönmüş bana doğru bakan Stephanie Wetzel’i gördüm. Acaba beni Doug’un ka
sıklarına doğru bakarken ne zamandır izliyordu ve acaba bu
haber Brandon’m kulağına ne kadar hızlı gidecekti.
Bakmak, aldatm ak değildir. Brandon bunu bana Clyde’
m Eğlence Parkı’ndaki öğle molalarında belki binlerce kez
söylemişti. Gerçekten beğendiği en son kız arkadaşıyla ilgili
yaşadığı sorunları anlatmaya gelirdi. Biz konuşurken gözü
yemek bölümündeki başka bir kızın kalçasına takılırdı ve onu
dürterek ikiyüzlülük yapmamasını söylerdim. Karşılık olarak
Jennifer Echols
118
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 117/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 118/311
Jennifer Echols
lı okulun öğrencileri ve velileri arasında bağırıyor olmamdı.
Ya da önümdeki havuza konsantre olmak yerine aklımın arkamda yarı uyuklar biçimde uzanmış Doug’da olmasıydı.
Şimdi iyice başım dönmeye başlamıştı. Diğer kategoriler için
tezahüratlarıma oturarak devam etmeye karar verdim.
Kaslarımı gerdim. Vücudumu açmak için esnettim. Ya
rışan arkadaşlarımı ben de havuzun içinde onlarla birliktey
mişim gibi yakından izlemeye başladım. Kaslarının çalışma
sını, sonra yanmasını ve yorulmasını, vücutlarının etrafından
geçen suyu hissedebiliyordum. Yaptıkları süreyi görmeden
ne kadar hızlı olduklarını söyleyebilirdim. Süreleri not etmi
yordum çünkü ev sahibi okul koça tüm müsabakalardaki ya
rışmacıların sürelerini bir bilgisayar çıktısı olarak verecekti.Saate bakmasam bile hangi turun kişisel rekor olduğunu
bilirdim. Bunun çok fazla antrenman yaptığım için içimde
otomatik olarak ortaya çıkan kronometreyle ilgisi yoktu.
Takım arkadaşlarımın vücutlarını tanıyordum ve ne zaman
hazır, ne zaman yorgun ya da kafalarının yarışmada olmadı
ğını anlardım. Bu Doug için de geçerliydi. Erkeklerin, 200
serbestte bitişe ulaşmadan önce Doug’un bu sezon her yarış
mada daha da geliştirdiği kişisel süresinden daha yavaş ol
duğunu biliyordum.
Doug’un bunların hiçbirini izlemediğine bahse girer
dim. Yarışmalar bittiğinde başımın ağrısı tekrar başlamıştı. Aslında çok komikti. Connor ve lan son müsabakada yarı
şırlarken ilk turda başıma bir sancı saplandı. İkinci tura geç
tiklerinde sancının sebebinin, uzun süre gözümü kırpmadan
120
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 119/311
onları izlemem değil başımın ağrısı olduğunu anladım.
Üçüncü tura geçtiklerinde golf topu geri gelmişti ve kafatasımın içinde bir o yana bir bu yana çarpıp duruyordu. Dör
düncü tura geçtiklerindeyse gözüm saatimde, buraya geldik
ten sonra içtiğim en son ağrı kesicinin üzerinden dört saat
geçip geçmediğini hesaplamaya çalışıyordum. Kaç saat geç
tiğini hesaplamak için saatime uzun süre bakmam gerek
mişti. Beyin sarsıntısı geçirenler kesinlikle dijital saat
kullanmalıydı.
Müsabaka bitti. Puanlar açıklanmadan önce herkes so
nucu biliyordu. Ev sahibi takımın taraftarları tribünlerden at
layıp kazanan takımlarını kutluyorlardı. Biz beş takım ara
sında üçüncü olmuştuk. Normalde takım arkadaşlarımla birlikte soyunma odasına gidip hakemden ve sanki Black Lago-
on’dan çıkmış bir canavar gibi olan Apalachicola’lı kızdan
dert yanar, eğer Doug takımda olsaydı yarışmayı kazanaca
ğımızı ya da en azından ikinci olacağımızı söylerdim.
Baş ağrısı beni tribüne çivilemişti. Soyunma odasındaki
kızların bağrışlarını kaldıramayabilirdim. Bir de üzerine mi
nibüste Mike o müzik grubunun taklidini yapmaya başlarsa
onu öldürebilirdim.
Diğer okullardan dört uzun çocuk Doug’a seslendi. Ba
na sürtünerek yanımdan geçti ve onlarla konuşmak üzere tri
bünden havuz seviyesine indi. Bacağındaki bandajı işaret
ettiler. Onlara göstermek için havaya kaldırdı, başını salladı
ve güldü. Doug’a yenileceklerini düşünerek yarışmaya gel
mişlerdi. Şanslarına inanamıyorlardı. Sakatlığının ne kadar
Sarhoştum H atırlamıyorum
121
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 120/311
Jennifer Echols
süreceğini -aslında bu şanslarının daha ne kadar süreceğini-
öğrenmek istiyorlardı. Onları duymasam da böyle olduğundan emindim. Sesleri binadaki diğer seslere karışıyordu. Bü
tün kelimeler beş kere yankılanıyordu.
Birden çenemde Doug’un parmağını hissettim. Gözleri
mi görmek için başımı kaldırıyordu. Ne zamandır koltuk
değneklerine dayanmış bir biçimde önümde durduğu hakkında bir fikrim yoktu. “Bunun için geldim,” dedi. “Sabah,
adrenalinin etkisiyle iyi hissettiğini ama akşam yıkılacağını
tahmin etmiştim. Ayrıca tam bir salak olduğun için yarışmaya
da geleceğinden emindim.”
“Kötü konuşman hoşuma gidiyor.” Söylenmesi gereken
şey bu değildi. Doug bana benimle ilgilendiğini söylüyordu.
Beni takip etmek için yarışmaya gelmişti. Doğru cümleleri
söylemeliydim ve sonra ufak ufak sohbet etmeye başlardık.
Böylece küçük dünyasında bir insanla iletişim kurabilmiş ol
manın verdiği rahatlıkla minibüsün arkasına uzanıp uykuya
dalabilirdi. Doğru cümlenin ne olduğunu düşünemedim. “Git ve ağrı kesici al,” dedi bana.
“Yapamam,” diye fısıldadım. “Dört saatin dolmasına
daha bir saat var.”
“Git-ağrı-kesici-al,” dedi, anneme cevap verdiğimde
bana karşı kullandığı haşin ses tonuyla.Çeşmenin başında sırt çantamdan ağrı kesici kutusunu
çıkarıp üç tane aldım. Binanın boyalı dış cephesinin karşı
sında rahatlamıştım. Bir süre önümdeki boşluğa doğru bak
tım. Sonra minibüse doğru giden arkadaşlarımı takip ettim.
122
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 121/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Koltuklara dayanarak arkaya doğru ilerledim. Şükürler olsun
ki arka sıra boştu. Doug’la koltuk için yine tartışacaktık ama neyse ki bu sefer tartışırken koltukta uzanan ben olacaktım.
Koltuğu benimle paylaşabilirdi. Birkaç yerinin daha ağrıması
onun için önemli olmamalıydı. Aldığı ağrı kesicinin etkisiyle
bir rock konserinde bile uyuyabilirdi.
123
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 122/311
7
“Zoey! Doug!”
“Ne var?” diye söylendim koltuktan. Başımı hareket et
tirmeden yattığım için koltuğun izi yüzümde çıkmıştı.“Captain Anderson’s!” dedi Keke. Panama City’deki
Captain Anderson’s benim favori yol üstü restoranlarım-
dandı. Ama şu anda minibüsten inmemin imkânı yoktu. Baş
ağrım hafiflemişti ama uykuluydum. Gitmişti bile.
“Siktir,” dedi Doug. Sesi tam arkamdan geliyordu. Ben
midemin üzerine doğru yatıyordum. O da muhtemelen koltuğun arkasına dönük yatıyordu.
Minibüsün ön kapıları çarptı, yan kapı kayarak kapandı.
İçeriyi bir sessizlik kapladı. Gece olmasına rağmen mi
nibüsün içi klima çalışmıyorken çok sıcak oluyordu. Flo-
rida’ya hoş geldiniz.
Doug koltuğun birinin arkasına tutunarak beni rahatsız
etmeden vücudumun üzerinden atladı. Koltuklar boşalmıştı
125
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 123/311
Jenrıifer Echols
ve kendisine ait bir koltuk kapmak istiyordu. Peki. Eriyen
bir buz kalıbı gibi bütün koltuğa yayıldım. Doug’dan henüz
boşalan kısmın sıcaklığı erimemi hızlandırıyordu. Rüyaları
gerçeklerden daha güzeldi.
Önce bir gıcırtı sonrasında da gümleme sesi geldi. Pen
cereleri açıyordu.
Yan tarafıma tekrar yerleştiğinde koltuğun dolgu mal
zemesi çöktü. Bu da ona dönmesi için fırsat verdi. Takım minibüse döndüğünde yine benim yanıma yatmak zorunda
kalacaktı. Eğer o da benim kadar kötüyse rfTuhtemelen müm
kün olduğu kadar az yer değiştirmek istiyordu.
Onunla ilgili rüyalarıma tekrar döndüm. Dizinin baldır
larıma değmesine engel olamıyordu muhtemelen.
“Zoey,” dedi Vosvos’un içine doğru uzanırken. Beni dı
şarıya çıkarıp çimenlerin üzerine doğru taşıdı. Arkamızdan
araba patladı. Geyik uzaklara kaçmış, ağaçların arasından
bize doğru bakıyordu. Şok dalgası her ne kadar iri ve güçlü
bir vücudu olsa da Doug’u da savurdu. Havada dönerek uy
gun bir düşme pozisyonu aldı ve böylece ben de yumuşakça onun üzerine düştüm.
“Özür dilerim Doug,” diye mırıldandım.
“Senin bir hatan yok,” diye fısıldadı. “Sus şimdi hadi.”
Dizini kaşıklanma doğru bastırdı. Diliyle dudaklarımı ara
larken diziyle de bacaklarımı araladı. Hafifçe yağan yağmu
run altında beni sertçe öptü. Titredim.
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 124/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 125/311
Jennifer Echols
koltuk değneklerinin uçlarını dikkatlice kaldırıma yerleştire
rek kendini dışarı aldı. Düştüğünü görmedim ama bağırışını
duydum, “Siktir!”
“Zoey, arkadaşım,” diye seslendi Keke. “Geceyi Lila ve
benimle geçiriyorsun ki gözümüz üzerinde olsun.”
Gabriel üçlü lezbiyen ilişkiyle ilgili bir şeyler söyledi.
Lila ona tokat atmak için iki sıra arkaya uzandı. Minibüste
kalan herkes onları izliyordu. Mike dışında herkes. Tam önümde eşyalarını çantasına koyup kapıya yöneldi.
Arkasını döndüğünde doğruca bana "baktı. Minibüsten
çıkarken öylesine etrafa baktığını düşünmem için gözlerini
hemen başka yere çevirdi.
Ama onu yakalamıştım. Yüzü kızarmıştı. Kaza sonrası
Doug’a yaptıklarıma şahit olmuştu. Brandon’la bir ilişkim
varken böyle bir şey yapmış olmam onu utandırmış olabilir
di.
Ya da Doug ona gelip, olanlar hakkında Brandon da da
hil olmak üzere herkese yalan söylemesi gerektiğini söyle
diği için kızgındı.Ya da... ona kazayla ilgili bir şeyler sormama izin ver
meden benden önce minibüsten çıkmak istemişti. Benim bil
mediğim bir şeyler biliyormuş gibiydi.
“Hadii.” Kolumdan çekti Lila.
“Sizinle kalamam,” diye homurdandım. “Babam evde
beni bekliyor.”
“Doug, babanın gittiğini, annenin de şehir dışında oldu
ğunu söyledi. Gözümüz üzerinde olmalı,” diye ısrar etti.
128
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 126/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Annenin şehir dışında olduğunu. Bu tabire gülmüştüm.
En azından Doug ağzındaki baklayı çıkarmamıştı. Okuldan
başka kimse bilmediği sürece hiç olmamış gibi davranabilir
dim.
“Babam benim evde olmamı bekliyor,” diye tekrarla
dım. “Beni denetlemek için çeşitli yöntemleri var.”
“Ara onu,” dedi Lila. “Eğer sana inanmazsa anneme onu
arattırırız.”İki elimi kaldırarak bu fikri geri çevirdim. Eğer anneleri
annemin de babamın da burada olmadığını öğrenirse beni
Çocuk Koruma Servisi’ne teslim ederdi.
“O zaman ona sadece bir e-posta atıp ne yaptığını ve ne
den yaptığını anlat,” dedi Lila. “Al benim telefonumdan yaz. Bir de nasıl göründüğünü anlaması için fotoğrafım çeke
riz...”
“Kullanılmış,” dedi Keke.
Lila’nın telefonunu elime aldım, babamın e-posta adre
sinin mesaj kısmına, Boku yedim ! yazıp ona geri verdim.
“Zoey!” diye çığlık attı.
Keke, Lila’nın elinden telefonu alarak ekrana baktı.
“Kendi kendini cezalandırtacaksın. Bir daha Brandon’la ara
ba parkına gitmek yok.” Bu arada başparmağıyla sürekli bir
tuşa basıyordu. Silme tuşu.
“Yeri gelmişken,” diye mırıldandım. “Sizce kimse Doug ve benimle ilgili yanlış şeyler düşünmüş müdür?”
Bana boş boş baktılar. Lila hızla, “Ne gibi?” diye sordu.
“Stephanie Wetzel’in Brandon’a yetiştireceği bir şey
129
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 127/311
Jennifer Echols
gibi.”
Keke hızla, “Yani...?” dedi.
“Yani Doug ve benim seviştiğimizi falan.”
“Seviştiniz mi?” diye çığlık attı Lila.
“Hayır!” diye karşılık verdim ben de kulaklarımı kapa
tarak.
Lila gülme krizine girdi. “Sen ve Doug? Bu çok alaka
sız!”Keke sevgiyle dirseğimi dürttü. “Hayır, hiç kimse ar
kada D oug’la bir şeyler karıştırdığını düşünmedi. Sen başını
bizim düşündüğümüzden de sert çarpmışsın.”
Ben hep sahilde yaşamıştım. Yani sahilde derken tele
vizyonu kapatıp pencereyi açtığım zaman dalga seslerini du
yabileceğim mesafede. Bütün arkadaşlarım, Keke ve Lila da
dahil olmak üzere herkes çoğunlukla şehir merkezinde otu
ruyordu ama ben asla buralardan ayrılmayı düşünmedim.Normal uyanma saatimde koltuktaki yatağımdan kalk
tım. Saat biraz erkendi. Hafta sonu öğlene kadar uyuduklarını
söyleyen diğer gençlere göre oldukça erkendi. Bunu hiç an
layamamıştım. Yapmam gereken ödevler, okumam gereken
kitaplar ve işlemem gereken bilgiler vardı. Keke ve Lila’mn küçük kardeşleri bile çizgi film izlemeye kalkmamıştı.
Başımın ağrısı ağrı kesici almam için yeterli seviyedey
di ama dikkatlice hareket ettirdiğimde idare edebiliyordum.
130
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 128/311
I
Yavaş yavaş normale dönüyordum. Yani normal rutinime
yaklaşmıştım. Rutin önemliydi. Annem kendini öldürmeye
çalıştığında hayatımdaki rutin bana hâlâ çok normal bir ha
yatım olduğunu hatırlatıyordu. Babamın evinde yataktan kal
kar kalkmaz yaptığım ilk şey balkon kapısını açmak ve ok
yanusu izleyerek havayı içime çekmek oluyordu. Burada, yü
zümdeki Lego parçalarını aldıktan sonra odanın kapısını aça
rak arka bahçeye çıkmıştım.Buraya çok gelmiştim. Evlerinin hangi yöne baktığını
biliyor olmalıydım. Fakat burası da Brandon’ların mahalle
sinden daha sakin ama orası gibi karmaşıktı. Yollar dik git
mek yerine kıvrılarak gidiyordu. Buraya gelirken hep kafam
karışırdı. Ayrıca bu sabah gökyüzünü kış gelmiş gibi alçak gri bulutlar kaplamıştı. Doğunun ne taraf olduğunu anlaya
bilmem için güneş de yoktu ortalarda. Güney ve dolayısıyla
okyanus ne taraftaydı hiçbir fikrim yoktu.
Hızla evin önündeki bahçeye dolandığımda tam çığlık
atacaktım ki elimle ağzımı kapattım. Ne tarafta olduğum
hakkında hiçbir fikrim yoktu. Paniklememek için nefesimi
tuttum. Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. Gözümden yaş
lar süzüldü.
Sonunda eve döndüm. Keke ve Lila’nın küçük kardeş
lerinden biri evin girişinde üzerinde Süpermen tulumu, ko
lunun altında pembe bir fil bana doğru bakıyordu. Bir Büyük İnsan’m delirdiğini izlerken ne hissettiğini tahmin edebili
yordum.
Burnumu çektim ve gözlerimi kurulamak için elimle
Sarhoştum Hatırlamıyorum
131
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 129/311
Jennifer Echols
hızlıca ovdum. “Günaydın!” diye seslendim. “Bir şeyimi
kaybettiğimi fark ettim de. Ama meraklanma bulacağım.”
Süpermen temkinli gözlerle bana bakıyordu.
“Ben kahvaltı hazırlarken yardım etmek ister misin?”
dedim Keke’nin coşkusunu taklit etmeye çalışarak.
Bu değişken halim aklını başından almıştı. Derken mut
fakta aramıza bir prenses tulumlu katıldı. Sonunda sanki on,
on beş çocuk gibi duran minikler için kahvaltıyı hazırladım. Çocukları severdim.
Clyde’m Eğlence Parkı’nda doğum günü partileri dü
zenlerdim ve tabii ki bir cankurtaran olarak bütün gün ço
cukları izlerdim. Ama Clyde’ın Eğlence Parkı’nda dikkatle
rini çekmek istediğimde bir düdük çalmam yeterli oluyordu.
Onlara başımla işaret ederdim ve beni dinlerlerdi. Çünkü yü
zümdeki sert ifade ve gözlüğün arkasına saklanmış gözlerim
onlara ürkütücü gelirdi.
Buna karşılık bu çocuklar “Yapma,” demenin ne anlama
geldiğini bilmiyorlardı. Mutfağın zemininden yere dökülen
unları temizlerken bir yandan da kaygıyla yakın zamanda doğacak olan üvey kardeşimi düşündüm. Doğum tarihi Sevgili
ler Günü’ne denk geliyordu.
Sonra çocuklara kısık sesimle biraz kitap okudum. Ama
daha fazla devam edemeyecektim. Eve dönmek istedim. Tu
valet malzemelerim yanımda değildi ve Keke ile Lila’nm kıyafetlerini giyemeyecek kadar uzundum.
Bundan da öte, bana ne olduğunu bulmak istiyordum.
Bunun için de kaza yaptığım yere gitmem gerekiyordu.
132
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 130/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
“Annen, M ike’a dava açacak mı?” diye sordu Keke. Ar
kadaşlarım bütün avukatları aynı kefeye koyar ve onların
üzerinden espri yaparlardı. Sürekli annemin insanları dava
edip etmeyeceğini sorup dururlardı. Annem sadece bir avukat
değil kamu avukatıydı. Şimdiye kadar hiç kimseye dava aç
mamıştı, ancak şımarık kızların senelerce okula gidip sonra
sında bu kadar az paraya çalışmayı seçeceğini söyleyen ba
bam hariç. Keke’nin bu sorusu hoşuma gitmişti. Annemin
hâlâ çalıştığını düşünüyor demekti. Haberler henüz yayılma
mıştı.
“Hayır, kazada Mike’ın hatası yoktu,” dedim. “Ya da benim. Annem hazır izler hâlâ oradayken gidip bazı ölçümler
yapmamı istedi. Sigortadan daha fazla para alabilme ihtima
limiz var.” Dün bana göz kulak olan ve şu anda da bana yar
dım etmeye çalışan arkadaşlarıma yalan söylüyor olmaktan
nefret ediyordum. Ama çaresizdim.
Yoldaki lastik izlerini gördüğümde Lila ve Keke’nin
Datsun’ım yolun kenarına park ettim. Eczaneden aldığımız,
üzerinde LİSE YÜZME TAKIMI BAĞIŞ TOPLAMA ETKİNLİ
Ğİ yazan kartonları çıkardık. Para toplamak gibi bir amacım
yoktu. Bu işaretler arabaları yavaşlatacak, ben araştırmamı
yaparken beni ezmelerini engelleyecekti. Keke’yi Datsun’ın
yanında bıraktık. Lila bu taraftaki trafiği kesmek için yüz
metre kadar aşağı fırladı.
Ben de arkasından, sarsılmış olan beynimi daha fazla
133
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 131/311
;
yerinden oynatmamak için daha yavaş gidiyordum. Şimdiye
kadar milyon kez üzerinden arabayla geçtiğim bir yolda yürüyor olmak çok garip bir duyguydu. Kokular çok farklıydı,
erimiş asfalt ve kuru ot. Sesler de çok farklıydı: Uzun çimen
ler içinde ilerleyen terliğimin hışırtısı, kuşların cıvıltısı, bö
ceklerin vızıltısı, rüzgârın uğultusu ve bir çatırtı. Aşağı bak
tım. Ayağımın altında benim Vosvos’umun kırılan farlarının
camları vardı. Ya da Mike’ın Miata’smm. Soru buydu. Yolda
ki lastik izlerine ulaştım. ^
Yola çıkmadan önce sağımı ve solumu kontrol ettim.
Lila elinde tabelayla yerindeydi. Keke bir kamyoneti durdur
muştu bile. Lastik izlerini, kesiştikleri yere kadar takip ettim.
İzler çok uzun değillerdi. Mike da ben de şaşırmıştık. Karanlıkta ve yoğun yağmurda yolu pek iyi göremiyorduk ve bir
den önümüzde nereden çıktığım anlayamadığımız bir geyik
görmüştük.
Bu şekilde olmuş olmalıydı. Kafamda kurduklarım bun
lardı. Hafızamsa dün sabah uyandığımdaki gibi boştu. Do
ug’la başlıyor Doug’la bitiyordu.
Arkamdan esmeye başlayan serin rüzgar atkuyruğu sa
çımı omzumun üstünden savurdu. Hava her zamanki gibi sı
caktı ama bu serin rüzgâr içimi ürpertmişti. Gri bulutları bir
birine karıştırarak türbülansa sebep oldu ve kasabadaki ma
sum havanın bozulacağı izlenimini veriyordu. Büyücü filmlerinde karışan bulutlar sonucunda pek hayırlı şeyler olmu
yordu.
Yine kendi kendimi korkutuyordum.
Jennifer Echols
134
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 132/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Cebimden Keke’nin babasının demir metresini çıkar
dım. Metrenin bir ucunu fren izlerinin birinin başlangıcına
koydum, iz boyunca ilerledim ve sona erdiği noktada metreyi
yere indirdim. Tam yüz elli üç santimetreydi. Bu Brandon’ın
evinin tarafından gelen arabanın iziydi. Eve döndüğümde
yüz elli üç santimetre olan araba benim Vosvos’um mu yoksa
Miata mı diye internetten bakacaktım. Sonucunda da hangi
yönden geldiğimi bulacaktım. Bu kadar basit.
Verileri kesinleştirmek için metrenin ucunu bu sefer
diğer fren izinin bittiği yere koydum ve izin başladığı nok
taya kadar ölçtüm. Bu da sahil tarafından gelen arabaydı.
Yüz elli üç santimetre. Her iki araba da aynı uzunluk
taydı.“Lanet olsun.” İçimi bir panik kapladı ve kalbim göğüs
kafesimden dışarı fırlayacak gibi çarpmaya başladı. Kendi
kendime sakin ol dedim, sakin ol. Lila ve Keke’nin önünde
şalterim atamazdı. Bana o gece neler olduğunu anlamam için
farklı bir yol bulmalıydım, hayatım ancak o zaman tekrar dü
zene girecekti. Kendi kendime bunları söylüyordum fakat
kalbim yavaşlamak yerine gittikçe hızlanıyordu. Hava hâlâ
kapalıydı, yolun kuzeyi de güneyi de aynı görünüyordu ve
ben kafayı yemek üzereydim ki dikkatim Keke’nin kamyo
nete doğru bağırmasıyla dağıldı. Kalp atışlarım yavaşlıyordu.
Bu mesafeden Keke’nin kamyonetin içindekilere ne söylediğini duyamıyordum ama elindeki pankartı ve kutuyu
kamyonete doğru salladığını görebiliyordum. Sonra pankart
la para toplama kutusunu bagaja fırlattı ve arkasından kendisi
135
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 133/311
Jennifer Echols
atladı. O anda Lila ve Keke’nin kardeşleriyle ortak yanlarını
gördüm, irsi bir durumdu ve yapabilecekleri bir şey yoktu.
Verilen talimatlara uymakta pek iyi değillerdi, ben size söy
leyene kadar ellerinizdeki pankartları ve kutuları sakın bırak
mayın dediğim gibi. Kamyonet muhtemelen yakışıklı çocuk
larla doluydu.
Beklediğim gibi, kamyonet yaklaştıkça içeridekilerin
Memur Fox ve yolcu koltuğunda da Doug’un olduğunu gördüm. Kalp atışlarım tekrar hızlandı.
Metal metreyi toplamaya başladım. Bacağıma çarparak
yerine geri sarıldı. Sonra sanki yakalanmamışım gibi arka
cebime koydum.
“Basıldık!” diye bağırdı Keke kamyonet Datsun’m önü
ne park ederken. Doug yolcu kapısını açtı ve önden koltuk
değneklerini çıkararak dışarı çıktı.
Üzerinden kamyonetin içindeki Memur Fox’a “Sokakta
bağış toplamak yasalara aykırı değil,” diye bağırdım.
“Ama bunu otoyolda yapmak güvenli değil,” diye cevap
verdi Memur Fox. “Ama haklısın, aptallık suç değil. Eğer suç olsaydı bu kasabanın yarısı hapiste olurdu. Özellikle de
Doug ölüm cezası alırdı. Fley...” Memur kendisine doğru
uzanan Doug’dan kurtulmak için kamyoneti çalışır halde bı
rakıp kendini kapıdan dışarı, yolun ortasına attı.
Doug vazgeçti, yolcu kapısını çarptı ve hafif zıplayarak
koltuk değneklerine yerleşti. “Ne yapıyorsunuz burada?” di
ye sordu tatlı ve alaycı bir ses tonuyla sanki metreyi görme
miş gibi.
136
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 134/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
“Biraz temiz hava alıyoruz,” dedim. Arkamdan esen
rüzgar saçımı önüme attı. Elimle düzelttim. “Keke ve Li-
la’nın evindeydik. On, on beş kadar kardeşleri var.”
“Üç kardeşimiz var bizim,” diye bağırdı Keke kamyo
netin bagajından Lila’yı almaya giderlerken.
“Daha fazlaymış gibi duruyor,” diye geri bağırdım. Geri
geri giden kamyonete ve Keke’nin Memur Fox’un camına
vuruşuna baktığım için D oug’la göz göze gelmemiştik. Ona
Keke’ye beni dün gece evlerine götürmeleri konusunda ısrar
ettiği için teşekkür etmeliydim. Ona teşekkür etmedim çünkü
son zamanlarım ona teşekkür etmek, ondan özür dilemek ve
benim arkamdan annemin hayatını mahvetmiyor olmasını
ummakla geçiyordu. Birbirimizden köşe bucak kaçtığımız o okulun ilk günlerine dönebilmeyi çok isterdim. Bana stad
yumda şımarık hanımefendi diye bağırmadan önceye. Çi
menlerin üzerinde ona sarılmaktan hoşlandığımı öğrenmeden
önceye. Onun nasıl koktuğunu öğrenmemden önceye.
Çünkü şimdi rüzgâr etrafımızda bir tur attı ve vücudun
dan gelen klor ve okyanus kokusu beni benden aldı.
Dudaklarıma doğru uzandı. Ne amaçladığını anlamadı
ğım için pozisyonumu bozmadan sabit durdum ve yanağımın
yanında görüş alanımın biraz dışında ağır ağır hareket eden
eline tepki vermedim. Serçeparmağıyla, az önce rüzgârın ağ
zımın içine uçurduğu saçlarımı kenara çekti. Parmağı, do
kunduğu yerlerin arkasında ateşten bir iz bırakıyordu.
Sonra elini çekti ve beni ne hale getirdiğine bakıp sırıttı.
En azından öyle görünüyordu. Sıcağı altında, serin rüzgâr
137
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 135/311
Jennifer Echols
eserken koltuk değnekleriyle her zamankinden daha uzun du
ruyordu. Etkileyici yeşil gözleriyle yukarıdan aşağıya beni
süzdü. “Biraz cila ister misin?”
“Cila mı? Nerede?” diyerek etrafa bakındım. Keke ve
Lila artık yolu tutmuyorlardı ve her an bir araba yoldan çıkıp
bizi ezebilirdi.
Doug ıslık çaldı ve dikkatimi çekmek için elini gözü
mün önüne getirdi. “Cila. Tüm gece içtiklerinin üzerine bir Bloody Mary. Tekrar aynını yaparsan benim üzerimden ge
çebilirsin.”
Gözlerimle, koltuk değneği düşmesin diye eliyle yaka
lamasını izledim. Gece içki içtiğimizi mi söylemek istiyor
du? Ben içmedim. Doug da yarışma öncesi olduğu için iç
medi. Mike içti. O da kazadan önce içmiş olamazdı, öyle olsa
Mike’ın Miata’sım Doug kullanıyor olurdu.
Doug parmaklarıyla, kullanılmış koltuk değneğinin
tutma yerini sıvazladı. Gözlerim büyük ellerinden geniş bi
leklerine, oradan da bu vücudu suyun üzerinde çekmek için
ihtiyaç duyduğu güçlü koluna çıktı. Sonunda mecazi konuştuğunu anladım.
Tepkiyle, “Senin üzerinden geçmek gibi bir niyetim
yok,” diye bağırdım. Söylemek istediğimden daha sert çık
mıştı sesim çünkü yalan söylüyordum. Aman Tanrım, yine
yalan söylüyordum. Şu anda kafam çok karışık ama buna bir son vermeliyim artık. “Brandon’la birlikte olmaktan mutlu
yum. Ben buradayken senin de bu yoldan geçeceğini bilmi
yordum. Nereden bilebilirdim ki?”
138
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 136/311
Gözlerini kırpmadan bana bakıyordu. Kafasını yavaşça
yana yatırdı. “Kazanın üzerinden geçmeni kastetmiştim.”
“Doğru!” Yüzümün kızarıklığını gizlemek için yoldaki
fren izlerine doğru döndüm. Bunu arkadaşlarımızın içinde
beni utandırmak için kullanabilirdi. Yalnızken bile yeterince
utanmıştım. Zoey aksi için yemin etse de benden hoşlanıyor.
Zoey kasıklarındaki dizimle ilgili fantezi kuruyor.
Mucizevi bir şekilde konunun üzerine gitmek yerine bana bir kaçış noktası sundu. “Biz de ağabeyimle birlikte araba
hurdalığına Vosvos’un ve Miata’nın enkazına bakmaya gidi
yorduk.” Arkama doğru dolandı. Arka cebime bakarak, “Ya
nıma metre almadım ama.”
Omzunun üzerinden yola doğru baktım. Uzakta Lila, pankartla kutuyu yere bırakmış elleri belinde kamyonetin
içindeki Memur Fox’la tartışıyordu. Bir an önce tartışmayı
kesip buraya gelmesini, beni bu konuşmadan ve bu yakışıklı,
rahatsız edici, zeki çocuktan kurtarmasını diliyordum. Rüz
gâr pankartı yamaçtan aşağıya uçurdu. Lila, Memur Fox’la
tartışmayı keserek pankartın arkasından koşmaya başladı.
Oradan yardım gelmiyordu.
“Ben...” dedim hızlıca düşünürken.
Doug bir kaşını havaya kaldırdı.
“Benim aklım, olanlar hakkında hâlâ biraz karışık. Kaza
saat kaçta olmuştu?”Bunu sormamam gerektiğini şüpheli bakışlarından an
lamıştım. “İki buçuk gibi,” dedi.
Bunu sormakla hem onu şüphelendirmiştim hem de hiç
Sarhoştum Hatırlamıyorum
139
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 137/311
Jennifer Echols
bir bilgi edinememiştim. Annemle birlikte yaşarken her dı
şarı çıkışımda detaylı şekilde konuşurduk, ne yapacağım, nerede olacağım, hangi arkadaşlarla olacağım gibi. Hatta bazen
şaka yollu bütün bunları bir kâğıda yazar, kontrat gibi imza
layıp anneme verirdim.
Ama eve saat kaçta geldiğim babamın umurunda de
ğildi. Saat iki buçukta burada kaza yaptığımda eve doğru da
gidiyor olabilirdim, Brandon’ın evine doğru da. Ya da başka
bir yere. ^
Nereye?
Memur Fox, Lila’yı da alıp bize doğru geliyordu. Hız
lıca bir soru daha sorup eğer yine Doug’un kaşı havaya kal
karsa kaçabilirdim. Ona sürtünerek yanından geçtim ve fren izlerinin birine doğru yürüdüm. Omzumun üzerinden, “Yani,
bu yöne doğru gidiyordum. Derken, aniden...” Kollarımı
açtım. “Geyik faciası. Doğru mu?” Sırıtarak ona doğru dön
düm.
Ah. Kaşı kalkmıştı. “Hangi yöne doğru gittiğini hatır
lamıyor musun?”
Böylece tekrar şüphelenmesini sağlamıştım. En azından
artık ne yöne doğru gittiğimi biliyordum. Kuzeye, Bran
don’ın evine doğru.
Ya da? Belki de Doug hatalı olduğumu söylemek iste
memişti. Sadece sorumun ne kadar garip olduğunu kastetmişti. Gecenin tamamını hatırlamadığımı anlamasına az kal
mıştı.
Kamyonet yanımıza gelip biraz ileriye park etti. Rüzgâ
140
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 138/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
rıyla havaya kalkan kumlardan korunmak için gözlerimi ka
pattım.
Kamyonetin arkasından Lila’nın sesi yükseldi, “Şimdi
yüzme takımının District seyahati için hiç para toplama şan
sımız kalmadı!”
“Burada kandırabileceğin kimse yok,” dedi Doug Li-
la’ya.
“Oh, evet.” Lila ve Keke kamyonetten aşağı inerek ellerindeki pankartlar ve kutularla bu rüzgârda zor da olsa Da-
tun’a doğru koştular.
Ben de onlara katıldım. Keke sürücü koltuğuna oturma
dan önce koltuğunu öne doğru ittim ve yoğun bir şekilde ya
pıştırıcı kokan arka koltuğa kendimi attım. Doug’a bir veda borçluydum ama belki bu sürpriz kaçışımla saçma sorularım
aklından çıkardı.
Şansım yoktu. Bize yetişti ve Keke penceresini açana
kadar cama vurdu. Oldukça eski bir Datsun’dı. “Zoey,” dedi
Keke’nin yanından kafasını uzatıp direkt bana bakarak.
“Hangi yöne doğru gittiğini hatırlamıyor musun?”Onun görüş açısından çıkarak Lila ve Keke’nin koltuk
larının arasına doğru eğildim ve “Memur Fox bizi tutuklama
dan bas gaza Keke,” dedim.
“Hani bu yaptığımız yasadışı değildi?!” diye inledi.
“Annen bir avukat!”“Belki biraz yasadışı olabilir,” diye itiraf ettim. Keke
çoktan yola fırlamak için gazı köklemişti.
Doug akıllıca yolumuzdan çekilmişti. Keke ve Lila baş
141
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 139/311
Jennifer Echols
larını belaya soktuğum için bana saydırırlarken bir yandan
da kazanın benim beynime gerçekten hasar verdiğini söylü
yorlardı. Onlar bağırırken ben arabanın arka camından Do-
ug’ın bizim gidişimizi izlemesine bakıyordum.
Yarın okulda bunu bana tekrar sorarsa her şeyi uygun
bir dille reddetmeliydim ve arkadaşlığımızın mesafesini ko
rumalıydım ki bana bozulup kazadan sonra yaşadıklarımızı
saklamaya devam etsin. Ya da annemin hikâyesini.Bu arada babamın evine dönmeliydim ve okyanusta
uzun uzun yüzmeliydim. Akıntıya karşı yüzmek gücümü ye
rine getirip daha iyi düşünmeme yardım edecekti. Neler ya
şadığımı bulmaya dair planımın bir sonraki parçası kumsal
dan denize girmek ve babamın evi küçülerek gözden kaybolana kadar açılmaktı. Tıpkı şimdi otoyolda Doug’un, elinde
koltuk değnekleriyle yeşil gözleri görünmez oluncaya kadar
küçülmesi gibi.
142
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 140/311
Takımımdaki üç çıtır “Zoey!” diye hep bir ağızdan çığ
lık attı, aynı anda da koç “Kaptan!” diye bağırdı. Sonra suya daldım.
Atlamam gereken zamandan önce atladığımı biliyor
dum. Suya atlama, takım yarışında çok büyük bir öneme sa
hipti. Hızlı yüzmek ve kondisyon da önemliydi ama kesinlik
le benden önceki yüzücü benim üzerinde beklediğim bloğa
dokunmadan önce suya atlamamam gerekiyordu. Eğer atlar
sam sadece kendimi değil, benimle birlikte takımdaki diğer
üç yüzücüyü de harcamış olurdum.
Hızla suyun üzerine çıktım, böylece benim hakkımda
kötü şeyler söylemek için takımın az zamanı kalmıştı. Step-
hanie’yi “Bir daha asla!” derken yakalamıştım. Hızlıca havuzun kenarına kadar yüzdüm ve tutunarak koçun söylen
mesini bekledim.
Ne söylendi ne de benimle konuşmak için aşağı eğildi.
143
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 141/311
Jennifer Echols
“Kurulan, Kaptan,” diye bağırdı. Sanki tartışmamız bitmiş
gibi.
“Koç!” diye inledim. “İyiyim ben. Bir daha yapamaya
cağım.”
“Peş peşe üç kez yaptın,” diye lafa girdi Stephanie.
Bone ve yüzme gözlükleri hiç kimseyi daha güzel göstermi
yordu ama havuzdan çıkıp akşam güneşinde kurumak için
tribüne otururken ben Stephanie’nin tam bir dört göz ve
deniz mahlukatı olduğunu düşündüm.
Yüzme antrenmanı okulun son dersinde başlayıp okul
dağıldıktan bir buçuk saat sonra bitiyordu. Başlarda çok iyiy
dim. Başım da beni rahatsız etmiyordu. Önlem olarak her
dört saatte bir ağrı kesici alıyordum, önerilen dozaj da buydu zaten. Belki koç birkaç dakika sonra beni tekrar suya sokardı.
Çünkü ancak şu anda odaklanabilmiştim. Doug’un an
trenmana gelmeyeceği şimdi kesinleşmişti. Bu sabah İngi
lizce dersinde yoktu. Bir saat boyunca, acaba okula bugün
hiç gelmeyecek ve kazayla ilgili karanlık bir gün daha geçir
mek durumunda kalacağım diye çok korktum. Bacağına mı
bir şey olmuştu acaba? Kangren?
Biyoloji dersinde ortaya çıktı. Doktora gitmiş, bacağın
daki bandajı çıkartıp alçıya almışlardı. Sınıfa girdiğini fark
etmemek imkânsızdı. Güçlü çocuğun çöküşüyle yükselen
zayıf çocuklar ıslıklar çalarak sarmalamışlardı etrafını. Bunun için hepsini yumrukladığı düşüncesi geçti aklımdan, on
ların da geçmiş midir diye düşündüm. İki sene önce tarih
sınıfının dışında o çocuğu neden dövdüğü ve ceza aldığı hak
144
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 142/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 143/311
Jennifer Echols
“Zoey!” diye bağırdı telefonda. Yerimden sıçradım. “İyi
misin?”
“Evet evet, iyiyim,” dedim. “İyi olmadığımı mı düşün
dün?” Benim onun için kaygılandığım kadar o da benim için
kaygılanmış gibiydi. Doug hiç kimseyi bu kadar umursa
mazdı.
Telefondan, dışarı verdiği uzun nefes yüzünden statik
bir ses çıktı. “Aramanı beklemiyordum.”“İyi olduğundan emin olmak istedim,” dedim. “Antren
mana gelmedin.”
“Ah, yüzme antrenmanı.” Alaycı ses tekrar dönmüştü.
“Beni bilirsin. Normalde takım arkadaşlarıma destek olmamı
hiçbir şey engelleyemez. Ama babamın bu akşam bir grubu
var ve benim de paraya ihtiyacım var. Bir gün üniversiteye
gitme hayallerim tamamen sona ermedi. Bekle bir saniye.”
Statik ses artmıştı. Elini telefonun üzerine kapatmış, bir şey
ler homurdanıyordu. Geri döndü. “Kapatmalıyım şimdi. Bir
kılıçbalığmı tekneye almaya çalışıyoruz.”
“Seni kötü halde görmeyelim diye bu sezon antrenmanlara gelmeyecek misin artık?”
Arka planda bir adamın bağırma sesi geldi, “Doug!
Biraz yardım!”
Doug bana cevap vermeyince, telefonu kapatmasına izin
vermeden devam ettim. “Aşırı tepki gösteriyorsun. Tamam, bacağının altı hafta alçıda kalacak olması seni geri düşürecek
ama sen zaten takımın çok ilerisindeydin. Üniversitenin göz
lemcileri senin sakat olduğunu ve iyileşeceğini biliyorlar.
146
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 144/311
Sarhoştum H atırlamıyorum
Balık yakalamaya gitmek ve kendine acımak yerine antren
manlara gelerek bu işi ne kadar çok istediğini koça göster
melisin. Bacağın kırık, bir gün izin yaptın, peki. Şimdi işinin
başına dön.” Sesim tahmin ettiğimden daha yüksek çıkmıştı
ve heyecanlanmıştım. Koç havuzun başından bana bakıp
beni tebrik etti.
“Doug!” diye bağırdı teknedeki adam.
Doug bu sefer elini telefonun üzerine kapatmadan cevap
verdi, “Ne var be? Koltuk değnekleri var elimde görmüyor
musun?” Sonra benim için sesini alçalttı. “Galiba birinin ba
na bunları söylemesini bekliyordum. Koç bunları söyleme
mişti bana.
“Nasıl söyleyebilirdi ki? Antrenmana gelmedin!”Sessizlik oldu. Sadece Doug’un teknesinin üzerinde dö
nenler mi yoksa buradakiler mi olduğunu anlamadığım martı
sesleri vardı.
Sonunda, “Yarın geleceğim,” dedi Doug. “Aradığın için
teşekkür ederim Zoey. İngilizce dersinde görüşürüz.”“Bekle. Seni esas bunun için aramadım ben,” dedim hız
lıca elimi telefonun etrafına kapatarak. Bu arada Stephanie
ve diğerleri tekrar sıralanmak üzere havuzdan dışarı çıkıyor
lardı. Doug’u görmek istiyor oluşumu bir sır olarak tutmaya
gerek yoktu. Cuma akşamı neler yaşadığımı anlayabilmem
için ona ihtiyacım vardı. Ama onunla birlikte olmak istemi
yordum. Brandon’m kaygılanmasını gerektirecek bir durum
yoktu ortada. Takımdakiler dudaklarımı okuyamasın diye
elim hâlâ telefonun etrafındaydı. “Saat kaçta kıyıya yanaşı
147
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 145/311
Jennifer Echols
yorsunuz? Seni karşılayabilir miyim? Belki beraber akşam
yemeği yeriz. Sadece arkadaş olarak. Sadece konuşmak için.”
Sesi tehlikeli bir tatlılığa bürünmüştü. “Hangi konuda
konuşmak istiyorsun? Bizim hakkımızda mı?”
“Hayır,” dedim. Kesinlikle konuşmak istediğim konu
bu değildi. “Kaza hakkında. Hâlâ neler olduğunu tam olarak
hatırlamıyorum. ’ ’
“Annen hakkında mı konuşmak istiyorsun?”Bir an nefesim kesildi, diyecek bir şey bulmaya çalıştım.
Bütün hafta annemden hiç bahsetmemişti. Hatta bir daha da
bahsetmeyecekmiş gibi hissettirmişti bana.
“Geçen hafta bu yüzden yüzme antrenmanlarına geç
geldim ,” dedi. “İnsanların arasında bu konuyu konuşmak istemediğini biliyordum. Ayrıca seni arayıp babanı sinirlendir
mek ve ağabeyimin kovulmasına sebep olmak da istemedim.
Beni aramanı sağlamaya çalışıyordum.”
“Doug!” Teknedeki adam artık sövmeye başlamıştı.
“Cumartesi günü Panama City’ye giderken yanma otur
mayı planlamıştım,” dedi ve devam etti. “Ama cuma günü
beni koça geç kalıyorum diye gammazladın. Beni arkamdan
bıçaklamamıştın aslında. Arkadaş bile değilken nasıl arkam
dan bıçaklayabilirdin ki? Ama ben öyle hissetmiştim. Bran
don’ı izlemek için futbol maçına gideceğini tahmin ettim. Oto
parkta bir süre sana tam olarak ne söyleyeceğimi düşündüm. Sonra yanma gelip yanlış şeyler söyledim. Sen de Bran
don’dan bahsetmeye başladın ve benim göt olduğumu söy
ledin.”
148
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 146/311
Sarhoştum H atırlamıyorum
“Sen de bana...”
“Şımarık hanımefendi,” dedik beraberce.
“Ve ben bunun için senden özür diledim,” dedi. “Onu
hatırlıyorsundur umarım.”
Bir elimle oturduğum sıranın altını tutuyor, her şeyi dü
zeltmek için annemin odasına dönmeye karşı koymaya ve
normal nefes almaya çalışıyordum. Onu o şekilde bulalı bir
hafta olmuştu. Ondan her bahsettiklerinde böyle eriyemez-
dim.
“Peki,” dedi Doug içten bir şekilde. “Tamam Zoey, kıyı
ya yanaştıktan sonra seninle buluşmak, akşam yemeği yemek
ve kaza hakkında konuşmak isterim. Başka bir şey olmaya
cak.”
Arbayı park ettim, cilalı yatlar ve eskimiş balıkçı tek
nelerinin arasından geçtikten sonra bir boşluk buldum ve
üzerinde Hemingway yazan büyük ahşap tabelayı gördüm.
Tabelaya, üzerinde balıkçılık turlarının fiyatlarının yazdığı
yeşil bir kâğıt yapıştırılmıştı. Bu akşamki tur için ayrı bir ku-
tucuk açılmıştı. İçinde de ÖZEL İSTEK ÜZERİNE SİZİ
TAHTA BACAK DOUG AĞIRLIYOR yazıyordu.
Saatime baktım. Turun bitiş saati gelmişti aslında ama
henüz dönmemişlerdi. Belki de bir fırtınaya yakalanıp ala
bora oldular. Ya Doug tek bacakla yüzemediyse? Ya baca
ğındaki alçı onu denizin dibine çektiyse?
Saçmalama, dedim kendi kendime. Sıcak bir sonbahar
149
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 147/311
Jennifer Echols
akşamıydı ve gökyüzü beyaz pofuduk bulutlarla kaplıydı.
Hemingway sadece biraz gecikmişti. Neden acele etsinler ki
zaten? Onları bekleyen hiç kimse yok sonuçta. Benim dışım
da.
Hemingway tabelasının altından geçip biraz yürüdüm.
Denizin sığlaştığı yerlere geldim. Belki benim iskeleden
uzaklaşmam Hemingway’in dönüşünü hızlandırabilirdi.
Suyun içinde yengeçler kayaların ve midyelerin üzerinde toplanmışlardı. Ben daha beşini sayabilmişken dalgayla sa
hilden gelen kum, suyu karıştırıp bulanıklaştırdı. Şu anda beş
yengeç de ayrı ayrı yerlere doğru hızla hareket ediyorlardı.
Amaçlarını ve hangi tarafa giderlerse bu amaçlarına ulaşa
bileceklerini bilseydim onları düzenli bir şekilde o tarafa
yönlendirebilirdim. Doug bunları duysa kesin benimle dalga
geçerdi.
Çok saçma ama benimle dalga geçmesini istiyordum.
Onu elde edemediğim için bana çekici geliyordu. Şu anda
Brandon’la birlikteydim. Eğer Doug için Brandon’dan ayrı
lırsam, Doug beni istese bile artık ben onu istemeyecektim
ve Brandon’m özlemini çekecektim. Bu işin kuralı buydu.
Aldatmak. Umarım Ashley, Hawaii’de güzel zaman geçiri -
yordur, çünkü babamla olan günleri sayılıydı.
Biliyordum bunu. Bu sırada Hemingway tabelası beni
tekrar dökük iskeleye döndürdü. Su hortumunu, plastik kovaları inceledim ve Doug’un bunlara dokunup dokunmadı
ğını düşündüm. Hemingway tabelasının üzerine TAHTA BA
CAK DOUG yazısını kendisi mi asmıştı acaba? Onu, tek
150
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 148/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
ayaküstünde, koltuk değnekleri yerde, bir eliyle tabeladan
destek alırken diğer elinde bantla hayal ettim. Bugün okulda
onu gördüğümde koltuk değneklerine artık alışmış ve bir yü
rüyüş ritmi tutturmuştu. Kendini öne doğru atıyor, dengesini
kaybetmeden koltuk değneklerini önüne alıyor ve bir sonraki
hamleye geçiyor. Bu hareketleri evde kendi kendime dans
ederken uyguluyordum zaten.
Ve işte Doug Hemingway’in baş kısmındaki demir parmaklıklara dayanmış, bana doğru yaklaşıyordu. Tekne li
mana çok hızlı bir şekilde giriş yaptı, o kadar yakındı ki
kontrolümde olmadan geriye doğru kaçtım. Daha sonra da
Doug babasıyla tartıştığı için uzaklaşmaya devam ettim. Ya
kındaki bir bankın, kurumuş martı pisliklerinin arasında bulduğum temiz bir kısmına oturdum.
Bay Fox’u tanımıyordum. Şimdiye kadar hiçbir yüzme
yarışına gelmemişti. Ama şu anda Doug onunla tartıştığı için
kim olduğunu anlayabiliyordum. Sarışın, sakallı, uzun atkuy
ruğu şeklinde toplanmış saçları vardı. Memur Fox’a benzi
yordu. Doug’dan biraz daha kısa ve zayıftı. Doug yanından
çalışmak için ayrıldıktan sonra Bay Fox gözleriyle sahili ta
radı. Gözleri benim üzerimde hiç beklemeden geçti gitti.
Tekne yavaşça iskeleye yanaştı, biraz geri gitti. Motoru
çalışıyor, arkasındaki su kabarıyordu. Bu gürültüde Bay Fox’
un teknenin kaptanına sövdüğünü duydum. Bir süre Doug’un
çabalamasını izledikten sonra ona, “Ağırlığını ver. Nesin sen,
bir ibne mi?” dedi. Arkasını döndü, kabine girdi ve dışarı el
lerinde bir kutu bira ve yanan bir sigarayla çıktı. Elindeki bi
151
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 149/311
Jennifer Echols
radan bir damla bile dökmeden tekneden iskeleye atladı ve
yolculara ya da çalışanlara hiçbir şey söylemeden doğrudan benim arkamdaki küçük ofise yöneldi. Yanımdan geçerken
bana bakmadı bile.
Birkaç saniyede bir demir parmaklıkların arkasından
Doug’un kafası ortaya çıkıyordu. Hâlâ çalışıyordu.
Telefonda bana önce onu almaya buraya gelmemi iste
mediğini söylemişti. Önce köşedeki Jamaika Joe’nun Ye-
ri’nde buluşmayı teklif etmişti. Sonra, bence blöf yaparak,
şehrin içindeki evinde buluşmayı teklif etti. İkisi de bana
mantıksız geldi. Ben araba kullanabiliyorken Doug’un bu
halde yürümek zorunda kalmasına gerek yoktu. Onu tekneye
mümkün olan en yakın yerden almak için ısrar ettim. Şimdi sorunu anlamıştım. Herkes manyak ebeveynlerinden utanır
dı.
Tayfa, balıkçılar ve yakaladıkları balıklar iskeleye çık
mışlardı. Doug önündeki fıçıyı iterek arkalarından geliyordu.
Yuvarlanmamak için de teknenin korkuluklarından destek
alıyordu. Koltuk değneklerini kenara bıraktı ve sekerek kabi
ne girdi. Çıktığında üzerinde farklı bir tişört ve şort vardı. Kol
tuk değnekleriyle birlikte teknenin kenarına geldi, bir süre
bekledi ve teknenin yükselip alçalmasını izledi. Daha sonra
sanki hayatı boyunca koltuk değneği kullanmışçasma rahat
bir şekilde iskeleye çıktı. Tayfalardan birinin açtığı musluğa bağlı hortumu alıp ayaklarıyla terliklerine su tuttu.
Sonra bana doğru gelmeye başladı. “Selam,” dedi gü
lümsemeden. Tam önümde durduğunda serin rüzgâr etrafın
152
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 150/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
dan dolandı ve kokusunu bana taşıdı. Bugün klor kokusu
yoktu. Sabun ve okyanus kokuyordu.Ayağa kalktım. Sanki babasının ona söylediklerini duy
mamış gibi, elimden geldiğince normal bir şekilde “Merha
ba,” dedim. Kötü bir oyuncu olduğumu söylercesine bir ba
kış fırlattı.
Gırtlağımı temizledim. “Kılıç balığını yakalayamadmız
mı?”“Yakaladık. Ama fotoğrafını çektikten sonra geri bırak
tık. Balıkçılar ellerinde iki metrelik bir balıkla eve gittikle
rinde eşleri bir daha bizimle balığa gelmelerini istemiyorlar.
Hemingway’de olan Hemingway’de kalır.” Kelimeleri ko
mikti ama sesi ciddiydi.Güldüm. “Eminim Hemingway’de çok şeye şahit ol-
muşsundur.”
Siyah kaşlarından biri havaya kalkıp aşağı indi. Ağzını
sıkıca kapatmıştı. Bu ciddi duruşu beni kaygılandırıyordu.
Doug çok çabuk sinirlenir, zor sakinleşirdi. Siniri, mutlu
luğu gibi aniden patlardı. Sadece bir ebeveynin sebep olabileceği bir tür depresyon yaşıyordu.
“Peki,” başıyla otoparkı işaret etti. “Biraz daha cila.”
“Geyik cilası.” Kendini fazla zorlamaması için yanında
yavaş yavaş yürüyordum. Bir metre seksen yedi santimetre
uzunluğunda ve seksen dört kilo ağırlığında -bunları yüzme takımının istatistiklerinden biliyordum- bir vücudu koltuk
değnekleri üzerinde taşımak kolay değildi. Koltuk değnek
lerine dayanarak sağlam ayağım ileri doğru her atışında FSÜ
153
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 151/311
Jennifer E chols
tişörtünün altındaki karın kasları ortaya çıkıyordu. Bu seferki
tişörtü soluk kırmızı değil, soluk altın sarısıydı.
Kumandayla arabanın kapılarını açtıktan sonra koltuk
değneklerini tutmak, kapıyı açmak ya da neye ihtiyacı varsa
yapmak için yanma gittim. Ama ona yardım etmeme izin ver
miyordu. Birkaç hamlede koltuğa oturup koltuk değneklerini
arka koltuğa yerleştirdi. Başını sallayarak gözünün önüne
gelmiş olan saçlarını savurdu. Kapısını kapatmak için uzandım ama kapıyı benden önce yakaladı.
Arabanın etrafından dolanıp sürücü koltuğuna oturdum.
Motoru çalıştırdıktan sonra içerideki sıcak havanın çıkması
için dört pencereyi de açtım. Bir süre durakladım ve son
kontrollerimi yaptım. Bugün üçüncü kez arabaya biniyordum
ve kazanın şokuyla bağlantılı kalp çarpıntısı veya ellerimin
terlemesini bekliyordum. Hiçbiri yoktu. Kazayı hatırlamadı
ğım için geçmişe dayalı bir travma da yoktu. Bana ne oldu
ğunu bulmak üzere yola çıkıyorduk.
“Güzel araba,” dedi.
“Sağ ol. Babamın,” dedim Jamaika Joe’nun Yeri’nin önünden geçerken. “Önümüzdeki cumartesi günü Hawa-
ii ’den dönene kadar kullanabileceğim ancak.”
“Sonra ne kullanacaksın peki?”
Ona, kendine ve sevgilisine lüks arabalar satın alıp kızı
na almayan ve hatta kızının ucuz araba almasına da izin ver
meyen babamdan bahsettim biraz.
“O da benim babam kadar manyakmış,” dedi şaşırarak.
“Madem senin güvenliğin için bu kadar endişeleniyor o za
154
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 152/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
man sana neden bir araba almıyor ki?”
“Benim şımarık bir kız olmamı istemediğini söylüyor.”
Birkaç saniye sonra sahil yolunda ilerlerken karşı şerit
ten geçen arabaların vızıltıları altında ne yaptığımı fark ettim.
Doug’u yemeğe cuma akşamı neler yaşadığımı öğrenmek
için çağırmıştım, onu stadyumda bana söylediği şeyler için
kötü hissettirmek için değil. Ayrıca onunla kesinlikle tartış
mak istemiyordum.“Eğer kendini daha iyi hissedeceksen bana ibne diyebi
lirsin.” Oturduğu koltuğu en geriye alacak kadar bir düğmeye
bastı. Sonra da koltuğun arkasını yatırmak için farklı bir düğ
meye bastı. Şimdi alçılı ayağını uzatabiliyordu. Arabadaki
sessizliği yavaş çalışan koltuk motorunun sesi bozuyordu. “O konuyla ilgili konuşmak ister misin?” diye sordum.
“Hayır.”
“Birine hakaret etmek için ibne demek doksanlarda kal
dı,” dedim. “Artık kimse bunu umursamıyor. Ian’m anne ve
babası onun eşcinsel olmasını umursamıyorlar.”
“Babam onu hakaret olarak kullanıyor ama. Başka bir
şekilde yorumlamak saflık olur.”
Başımla onayladım. Bir keresinde babam bana şımarık
hanımefendi diye bağırdığında ona karşılık vermiştim. Bu
yüzden beni ayrıca azarlamıştı. Eğer babam kızgınsa kızgın
dır. Gençler arasında kullanılan argodan da haberi yoktu. Ne demek istediğini anlıyordum.
İçinde Califomia Eatin’in de olduğu restoranların ve he
diye dükkânlarının önündeki otoparka park ettim. “İyi mi bu
155
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 153/311
Jennifer Echols
rası?” diye sordum arabadan indikten sonra yanında yavaşça
ilerlerken.“Gayet iyi ama hazır buraya gelmişken...” Kaldırımın
karşısını gösterdi. “Karşı tarafta suşi yemeye ne dersin? Eğer
çiğ balıktan hoşlanmıyorsan suşi dışında başka şeyler de var.
Bacağım alçıda olduğu için tatami masasında rahat rahat uza
tabilirim.”
“Tatami masaları altı ve daha kalabalık gruplara verili
yor yalnız.” Biliyordum çünkü annemle kız kıza çıktığımız
bir akşam bunu denemiştik.
Önüme geçerek restoran kapısının açılması için kapının
önünde durdu. “Sen onu bana bırak. Yaşlı hanımlar koltuk
değnekli bir çocuğa dayanamazlar. Bugün okulda bunu yeterince test ettim. Çok etkileyici olabilirim.”
“Hangisi?” diye sordum tişörtünün önüne dokunurken.
“Etkileyici mi, aksi mi?”
Başını arkaya atarak kahkaha attı, öyle bir melodik kah
kahaydı ki az önceki aksi Doug’u hayal etmek bile zordu.
“Tahmin et bakalım,” dedi. Beni geçerek seke seke müşteri
lerin karşılandığı bölüme doğru gitti.
Bana tahmin et bakalım derken etkileyici rolünün bir
parçasını mı oynuyordu yoksa bana kur mu yapıyordu acaba?
Bana kur yapmasını istiyordum.
Bu hiç doğru değildi, çünkü bir erkek arkadaşım vardı.Doug koltuk değneklerine dayanmış, Japon hostesle
karşılıklı ellerini kollarını kullanarak konuşuyorlardı. Doug
başını arkaya atıp yine bir kahkaha attı. Okuldaki kızlar bu
156
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 154/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Doug’u görseler tanıyamazlardı. Ben şahsen tanıyamıyor-
dum.Sonunda hostes bizi kalabalık yemek salonunun içinden
geçirdi ve iki basamak yukarıda kâğıttan duvarların içindeki
alçak masalı odaya götürdü. Terliklerimizi odanın girişinde
çıkardık. Doug’un koltuk değneklerini tutmak ve oturmasına
yardım etmek üzere yanma giderken hostes benim yerime
yardım etti. Ona Japonca bir şeyler söyledi, Doug da anlamış
gibi görünüyordu. Ortada kalmıştım. Masanın diğer tarafına
dolanıp bir minderin üzerine oturdum. Hostes bana göz kır
pıp uzaklaştı.
Doug masanın ucunda duran kâğıt mönüyü ve ince ka
lemi almak üzere iki parmağıyla uzandı. “Buraya sık gelir misin? İçinde hiç çiğ balık olmayan bir suşi söylememi ister
misin sana? Bana burada en taze şeyleri getirirler hep.” Ben
cevap vermeyince başını mönüden kaldırıp bana baktı. “Ta
mam, tamam. O kadar da etkileyici değilim. Hostesle annem
arkadaşlardı.”
Tekrar mönüyü incelemeye başladı ya da inceler gibi
yaptı. Sözlerini tamamlamasını bekliyordum.
Sonunda, başım mönü kâğıdından kaldırmadan çözme
ye çalıştığım bulmacayı açıklığa kavuşturdu: “Benim annem
Japondu.”
Bundan haberim olmadığı için kendimi çok yabancı ve aptal hissettim. Ama daha önce bu konu hiç açılmamıştı.
Hem okulumuzda da hiç Asyalı yoktu. Ya da ben öyle düşü
nüyordum.
157
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 155/311
Jennifer Echols
“Babam onunla Pearl Harbor’da görevliyken tanışmış,”
dedi Doug. “Cody aslında Honolulu doğumlu.”
O mönüyü incelerken ben de onu inceledim. Tabii ki,
Asyalıydı ve beyazdı. Bu deniz yeşili gözlerini, bronz tenini
ve siyah saçlarını açıklıyordu. Bugüne kadar bu durumu nasıl
fark etmemiştim. Yüzüne baktıkça ışıklar saçarak iki farklı
yüz birbirine girip çıkıyordu; biri tanıdığım diğeri hiç gör
mediğim bir yüzdü.“Senin yarı Japon olduğunu bilmiyordum,” dedim.
“Söyleyebilirdim.”
Kâğıt duvarın arkasından bir garson belirdi. Doug mö
nünün üzerinde bir şeyler işaret etti ve garsona teslim etti.
Garson selam verip gittikten sonra, “Senin için sade pirinç, karides ve avokado söyledim. Califomia Eatin’de de yiyebi
leceğin şeyler,” dedi Doug.
“İnsanlardan... etnik kökenini gizliyor musun?” Do
ug’un bir Asyalı’ya dönüşmüş olması beni bu kadar etkile-
memeliydi ama onun hakkında bu kadar temel bir şeyi bile
bilmiyor oluşumu kafamdan bir türlü çıkaramıyordum.
Bu soruma Doug bizi aşağılayarak cevap verdi. “Ben
hiçbir şey saklamaya çalışmıyorum. Herkes benim ne yaptı
ğımı biliyor ya da bildiklerini zannediyorlar. Sadece yete
rince dikkat etmiyorsunuz.”
Cesaretimi toplayıp onu tam sırtından vurdum. “Kimsenin senin neden ıslahevine girdiğin konusunda bir fikri yok
ama.”
158
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 156/311
IV .
9
Kâğıt duvarın arkasından yükselen bir kahkaha ikimizi
de zıplattı. Etrafımızda başka insanlar olduğunu unutmuş, kendimizi bize özel bir odada zannetmiştik. Acaba çok mu
yüksek sesle konuşmuştum ve diğer insanlar söylediklerimi
duymuş muydu?
Minderdeki oturma pozisyonumu değiştirdim. Doug ha
reket etmedi. Sırtını duvara dayalı minderlere yaslamış ve
ayağını uzatmış, rahat olduğunu söylüyordu. Dizinin üzerin
deki parmakları kıpır kıpırdı ve insanların bana bunu sorma
ları gerekmiyor diyorlardı. Ya da kâğıt duvarlar yüzünden
artık herkes bunu biliyor.
Kan kaybetmiyordu. Ama bir kılıç balığını yakalayıp
sonrasında serbest bırakmalarını şimdi anlamaya başlamış
tım. Gerçekten, bir kılıçbalığıyla ne yapacaktınız ki? Suyun
dışında, bir metre seksen yedi santimlik bir kılıç balığı min
yatür bir yemek masasının yanında. Kambur durmasına rağ-
159
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 157/311
Jennifer Echols
men omuzları çok genişti, kafası hemen hemen benimki ka
dardı, bacakları da önündeki tüm alanı kaplıyordu. Kazada
bacağının kırılmasına şaşmamalı. Tatami masasına büyük
geldiğine göre M ike’ın Miata’sına da büyük gelmesi çok do
ğaldı.
“Yok mu?” dedi garip bir sesle, sonra gırtlağını temizle
di.
“Her şeyden haberi olan Lila ve Keke bile bilmediğine göre.”
Acı acı güldü. “Oraya ait biri değilim eğer sorduğun
buysa. Ama birkaç şey öğrendim. Eğer bir gün uyuşturucu
satmak istersen sana saklayabileceğin envai çeşit yer göste
rebilirim.”
Sindim. “Hayır, neden içeri girdiğini soruyorum.”
“Bildiğini sanıyordum,” dedi kesin bir dille.
“Nereden bilebilirdim ki?”
“Beni annen savundu.”
Garson tekrar gelerek önümüze dikdörtgen tabakları
mızı ve küçük kapları yerleştirdi. Gittikten sonra ben de D oug’un yaptığı gibi küçük kabın içine soya sosu koydum.
Doug çubuklarla ustaca tuttuğu bir parça çiğ tonbalığını
bana doğru uzattı. “Denemek ister misin?”
Kafamı sallayıp çubuklarla tuttuğum bir parça suşiyi dü
şürmemek için odaklandım. Bunda pek iyi değildim. Ayrıca birbirine eşit dilimlenmiş suşileri ve tabağın müthiş ahengini
bozmaktan nefret ediyordum. Sonunda birini soya sosuna ba
tırdım, yavaşça çiğneyip yuttum. Bu arada düşünmüştüm.
160
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 158/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
“Annemin seni savunduğunu bilmiyordum.”
“Tabii annen savundu. O kamu avukatı. Babam hayatta
beni savunması için bir avukata para vermezdi. Benim ıslah-
evine girmemi isteyen oydu zaten.”
“Ne için?” Yemek yediğimiz için mutluydum. Birbiri
mize bakmak yerine yediklerimize bakıyorduk. Doug’la ile
tişim kurmamızın kilit noktası bu gibi görünüyordu. Sohbet
çok heyecanlı olduğu için yediğimden pek bir şey anlamıyordum ama senelerdir meraktan öldüğüm şeyi öğrenmeme
çok az kalmıştı.
“Kaçtığım için ıslahevine girdim,” dedi.
Yanlış anladığımı düşündüm. “Evden mi?” diye netleş
tirmeye çalıştım soya sosuna doğru kaşlarımı çatarak.“Evet, evden kaçtım. Altı yaşındayken baban Scooby-
Doo’yu kapattığı için sinirlenip senin de yaptığın gibi.”
Bu hikâye bana pek anlamlı gelmedi. Doug’un şimdiye
kadar çoğu şeyi içine attığını fark ettim. Aramızdaki bu kısa
ve özlü sohbeti bir açılma fırsatı olarak görüyordu muhteme
len. Her ayrıntıyı içinden çekip almalıydım. “Sadece bu se
bepten neden ıslahevine gönderildin ki?”
“Beni göndermesini hâkimden babam istedi. Bilirsin
işte, beni hizaya sokmak için.” Sesi, babasının ona ibne diye
bağırdığı acı tonda çıkıyordu. Bir taşı kaldırmıştım ve altın
dan solucanlar çıkmıştı.“Hizaya sokmak mı? Yapmaman gereken ne yapıyordun
ki?” Onu hırsızlık yaparken, ot içerken hayal ettim. Onu uzun
zamandır tanımayan birisi onu bu tip şeylerle suçlayabilirdi.
161
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 159/311
Jennifer Echols
Tedirgin bir kişiliği vardı. Ama yüzme hayatım riske atacak
bir şey kesinlikle yapmazdı. Hem dokuzuncu sınıfta... hatır
ladığım kadarıyla, çok daha az serseriye benziyordu. Neşeli
ve cahildi, alaycılık yeteneği henüz gelişmemişti. Doug’un
okula hastalık yüzünden değil, ıslahevine girdiği için gelme
diğini öğrendiğimde çok şaşırdığımı hatırlıyorum.
“Of!..” Elindeki çubukları sallayarak, yine babasının ses
tonuna çıktı. “Yapmamam gereken ne yapıyordum? Çok okuyordum. Futbol gibi sert erkek sporları yerine yüzmek istiyor
dum. Ayrıca babam beni orduya katılmaya ikna edememişti.”
“Ordu! Sen mi?”
“Kesinlikle.” Elleri havadaydı. “On sekiz yaşıma geldi
ğimde beni orduya yazdıracak, ama ben biliyorum ki bana ne yapacağımı söyleyen insanlara dayanamam.” Çubukları
yüzük ve serçeparmaklarıyla tutuyor, işaret ve başparmakla
rıyla da sanki hayali bir gırtlağı sıkıyordu. Derken elleri ye
nilmiş, batmış gibi masanın üzerine düştü.
Güldüm, çünkü küçük bir parçam hâlâ şaka yapıyor o l
duğuna inanıyordu.
Ama yapmıyordu. Sinirli bakışıyla beni çiviledi. “Ağa
beyim ordudan eve döndüğünde yarı ölü gibi yaşıyordu, lo-
botomi yapılmış gibi sanki.”
Sonra sinirli ifadesi yumuşadı. Ne söylediğini fark et
mişti. Lobotomi ve diğer ruhsal hastalık tedavileri konuşmak
istemediğimiz konu başlıklarıydı.
Kilit nokta birbirimize bakmaktan kaçınmaktı. Tekrar
tabağıma döndüm, soya sosuna bir dilim suşi daha batırdım
162
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 160/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
ve anlatmaya devam etmesini umdum.
Suşiyi ağzıma götürürken, “Neden kaçmıştın?” diye sor
dum.
“Beni dövdü.” Fonda çalan Japon rock müzik parçasına
dizinin üzerindeki parmaklarıyla iki kat hızlı tempo tutu
yordu. “Bunlarla kafanı şişirdiğim için özür dilerim. Şimdiye
kadar hiç kimse bunları sormamıştı.”
Kim se cesaret edememiştir, diye düşündüm. Çubuklarımı tabağıma bıraktım. Okul hayatım boyunca hep iyi bir
dinleyici ve sorun çözücü olmuşumdur. Ama bu çektiğim kı-
lıçbalığıyla baş edebileceğimden emin değildim. “Hâlâ dö
vüyor mu?” diye homurdandım.
“Hayır. Hiç olmadığım kadar büyüğüm artık.” Sesi oldukça gergindi. Dizinin üzerindeki parmakları durmuştu.
“Neyse, acayip günlerdi. Annem öldüğünde, Cody hâlâ bu
ralardaydı ve üçümüz çok iyiydik. Cody Körfez Donanma-
sı’na katıldıktan sonra babamla aramızda hiçbir ortak şey
olmadığını anladık. Hiçbir şey.” Çubuklarının uçlarını taba
ğına koyuyor, çeviriyor, sonra tekrar birleştiriyor, son suşi
dilimini değerlendiriyordu. Dilimi ağzına atıp yavaş yavaş
çiğnedi. “Mezun olmama sekiz ay kaldı.”
Su bardağımı havaya kaldırdım. “Mezuniyete.”
Bardaklarımızı tokuşturduk ve birbirimize bakarak içtik.
“Annemin senin avukatın olduğu ya da ıslahevine neden girdiğin hakkında hiçbir fikrim yoktu. Avukat-müvekkil g iz
liliğine çok önem verirdi. Eminim kasabanın yarısının pisli
ğini biliyordur ama ondan bunlarla ilgili bir kelime bile
163
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 161/311
Jennifer Echols
duymadım şimdiye kadar.”
“Mezuniyet balosu kavalyeni savunduğunu söyleme-
meli miydi sana?”
Göz göze geldik. Yüzündeki ifade tanıdıktı. Keke’nin
çok güzel taklit ettiği ifadeydi bu.
“Annene mezuniyet balosuna beraber gideceğimizi söy
lememiştin değil mi?” İç çekti.
Oturduğum minderde yönümü değiştirdim. “Tam olarak hatırlamıyorum. Üç yıl önceydi.”
Beni alt etme sırası ondaydı. İtiraf edene kadar o tek
siyah kaş kalkık duracaktı.
“Ona söylemedim,” dedim hızlıca, “ama bunun sebebi
sen değildin. Sırık kadar olmuştum. Zorunda olmadıkça ebeveynlerimi özel hayatıma dahil etmezdim. Bu konuları ko
nuşmaktan utanırdım.” Hâlâ da öyleydi, geçen pazartesi
gecesine kadar. Okula döndüğünde ben ortada yokmuşum
gibi davrandığında, çok samimi olmadığımız için gelip de
sana ne olduğunu sormamıştım.”
“Sana kızgındım çünkü baloya Carey LevvisTe birlikte
gitmiştin.”
Bir düşündüm. Çocuğun ismini bile hatırlamıyordum.
Bir süre sonra ailesi Alabama’ya taşınmıştı. Kasırgalardan
korkuyorlarmış.
“Ortadan kaybolmuştun,” dedim. “Bana hiçbir şey söylemedin. Ben de bittiğini düşünmüştüm. Aramızda hiçbir şey
geçmemişti zaten.”
Çubuklarını masanın üzerine bıraktı, arkasına yaslandı
164
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 162/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
ve somurtarak bana baktı. Söylediklerim yüzünden çok in
cinmişti. Düşününce az önce ağzımdan çıkanların cumartesi
günü söylediklerimden pek de farkı yoktu.
“Eğer sana söylemiş olsaydım,” dedi yavaşça, “seni ara
yıp ‘Zoey, selam, hapiste olacağım için seni baloya götüre-
meyeceğim maalesef,’ demiş olsaydım sonrasında benimle
beraber olmaya devam edecek miydin?”
İçimden verdiğim cevabım, hayırdı. “Bana bu şansı hiç
vermedin,” dedim.
“Doğru, vermedim. Çünkü çok iyi karakter tahlili ya
pardım. Baksana, üç yıl sonra bile hâlâ bunu yüzüme vuru
yorsun ve babanın iş yerinde cankurtaran olarak çalışmama
bu yüzden engel oluyorsun.” İki kaşını birden kaldırıp inkâr etmemi bekledi.
Annemin yaptığından sonra geçirdiğim bir hafta içinde
hiç bu kadar ağlamaklı olmamıştım. Yutkunarak masaya
doğru eğildim. “Doug,” diye fısıldadım, “bana kızgın olmak
için çok fazla sebebin var biliyorum. Ama lütfen anneme
olanlardan kimseye bahsetme.”
Gözlerini kırptı. “Bahsetmem.”
“Benim için değilse bile onun için yap bunu. Avukatın
mış senin. Islahevine girmene engel olamamış olsa da...“
“Cezamı hafifletti,” diye sözümü kesti. “Çok daha kötü
olabilirdi.”
“Lütfen.”
“Bahsetmeyeceğim dedim,” diye tekrarladı, hüzünlü bir
şekilde bana bakarken.
165
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 163/311
Jennifer Echols
Dudaklarımı ıslatıp teşekkür etmek için bir nefes aldım.
“Yani!” diye devam etti ben konuşmaya başlayamadan.
“Konuşmayacağız dememize rağmen annenden konuştuk.
Kesinlikle konuşmayacağız dememize rağmen bizden ko
nuştuk. Bana kazayla ilgili bir şey bile sormadın. Ayrıca bu
yaptığımızın ne demek olduğunu biliyorsun. Beni yemeğe
çıkardın. Brandon bundan hoşlanmayacak, çünkü hepimizin
bildiği gibi, Brandon senin erkek arkadaşın.”Neden birden bu konuya dönmüştük i? Yana doğru kay
kıldım ve beklemediğim bu durum karşısında burnumdan so
ludum. “Seni anlamıyorum.”
Bir yudum su içti. “Ben de seni anlamıyorum,” dedi yü
züme bakmadan.
“Sonsuza kadar burada oturacak mıyız? Hesabı nasıl is
teyebilirim?” Aralıktan bulunduğumuz bölmenin dışına doğ
ru baktım. Gerçekten yemeğe çıkmış çiftler gayet mutlu gö
rünüyorlardı.
“Hesap yok. Hostes sever beni.”
“Hayır, ödemek istiyorum.” Kredi kartımı çıkarmak için
cüzdanımı açtım. “Seni yemeğe çıkartacağımı söyledim ve
ben ödüyorum.”
Doug masanın köşesinde duran koltuk değneklerini alıp
ayağa kalkmaya çalıştı. Şu anda gözlerindeki acıyı görmüş
tüm.Garson için masaya bir beşlik bıraktım ve Doug’a yar
dım etmek için masanın diğer tarafına koştum. “Geldim.” El
lerimi ona doğru uzattım.
166
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 164/311
Sarhoştum H atırlamıyorum
“Senin yardımına ihtiyacım yok.” Omzunu duvara da
yadı ve yukarı doğru kalktı ama şimdi de koltuk değneğinin
tekini düşürdü. Almak için uzandı ve onun yerine benim bile
ğimi tuttu.
İkimiz de durup birbirimize baktık. Bileğimi saran eli
kocaman, sıcacık ve sertti. Yüzü kızardı. Mike’a sadece
dönüp bakmak bile yüzünü kızartmaya yeterdi ama Doug he
men hemen hiçbir şey karşısında kızarmazdı.
Şu anda, Doug benim erkek arkadaşımdı.
“Tamam.” Bileğimi elinden kurtarmak için çevirdim ve
yerdeki koltuk değneğini almak için eğildim. Daha yeni bir
sevgilim olmuştu -Brandon- ve başkasına ihtiyacım yoktu.
Ben öyle biri değildim.Doug’un odadan çıkıp basamaklardan dikkatlice salona
inişini takip ettim. Yarım yamalak Japoncasıyla kapıda hos
tesle vedalaşırken yanında bekledim. Arabaya giderken de
yanında yürüdüm. Yanımızdan kahkahalar atarak geçen çifte
yol vermek için ona daha da yanaştım.Brandon’la devam etmeliydim. Etmek zorundaydım.
Brandon hayatımdaki tek düzgün giden şeydi ve beni iyi his
settiriyordu. Eğer Doug Fox beni etkiledi diye ve arada kıs
kançlık lafları etti diye ondan ayrılırsam bu benim onu al
dattığım, sevmediği adamla yatan bir fahişe ve deli olduğum
anlamına gelirdi.
Sorun da buydu zaten, ben deliydim. Yavaş yavaş bunu
görmeye başlıyordum. Çünkü Doug onun yerine Brandon’la
beraber olduğum için bana her takıldığında ona katılmak is
167
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 165/311
tiyorum. Bu aynı zamanda acı veriyordu.
Arabada otoyoldan sapıp kasabaya giden anayola gire
ne kadar hiçbir şey konuşmadık. “Her şey çok iyi gidiyordu,”
diye mırıldandı Doug.
Onu duymazdan gelip sürmeye devam ettim. Yaz bo
yunca arka sokakları, koylardaki köprüleri keşfettim ve bu
değişken, kocaman okyanusta ve dünyada kasabamızın ne
kadar narin olduğunu fark ettim. Sağlı sollu labirent gibi sokaklarda önlerinde müthiş kokan, açmış çiçekler olan iki katlı
evler vardı. Kasabanın anacaddesinde, turistler buradayken,
Tahiti Cuisine’de yemek yerken, Beach Reads’de kitaplara
bakarlarken, Clyde’ın Eğlence Parkı’nda yüzde elli akşam
indiriminden faydalanırlarken sadece duraklayarak ilerleyebilirdiniz. Turistler artık gitmişlerdi, dükkânlar erken kapa
nıyordu, Clyde’in Eğlence Parkı sezonu kapatmıştı, kaldı
rımlar boştu, yollar tertemizdi. Doug’u bundan hızlı götüre
mezdim.
“Nasıl oldu bilmiyorum,” dedi Doug.
“Özür dilerim Zoey mi demek istiyorsun?”
“Özür dilerim Zoey,” dedi hemen.
İskeleye giden yola saptım, o anda onu belki de yanlış
yere bırakıyor olabileceğimi düşündüm. “Seni evine mi bı
rakmamı isterdi yoksa .. .”
“Hayır, iskele iyi. İşle ilgili yapmam gereken hesaplar vardı. Babamın matematiği iyi değildir.”
“Senin de matematiğin iyi değildir ki.” Matematik, Do-
ug’la ortak almadığım derslerden birisiydi. Bir alt sınıftaydı
Jennifer Echols
168
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 166/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
ve hâlâ National Honor Society derecesi yapamamıştı. Bu
yüzden de spor bursu kazanmak son çaresiydi.
“Üstesinden gelebiliyorum,” dedi ben arabayı park eder
ken.
Bekledim.
Bekledi.
Araba çalışıyordu. Dışarı çıkıp onun kapısını açmamı
mı bekliyordu? Gözlerimi sulanana kadar bir sokak lambasına diktim.
Derken bana sarıldı. Aslında yarım sarılmak desek daha
doğru olur çünkü ben karşılık vermemiştim. Çenesini om
zuma dayadı ve kolu diğer taraftan göğsüme kadar uzandı.
“Peki o zaman. Harika vakit geçirdim,” dedi tatlı ve alaycı bir şekilde. Beni sertçe sıkıp bıraktı. Sonra koltuktan indi ve
kapıyı çarparak kapattı.
Hemen eve doğru hareket etmem gerekiyordu, yoksa
geri gelip neden hâlâ burada beklediğimi sorabilirdi. Ama bir
süre, yazın karanlıkta parlayan ateş böcekleri gibi vücu
dumda dalga dalga yayılan karıncalanmadan kalan izlerin ta
dını çıkardım. Sokak lambasına doğru koltuk değnekleriyle
gidişini izledim. Işığın içinde kayboldu.
Benim ruh sağlığımı ve mutluluğumu tehdit eden bir
çocuk bu kadar uzun olmamalıydı.
Ertesi sabah İngilizce dersinde zil çaldığında sınıfa
geldi. Gözlerini benden kaçırıyordu. Bu beni şaşırtmıştı. Dün
169
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 167/311
Jennifer Echols
geceden sonra üstünlüğümü ele geçirdiğimi düşünüyordum
ve sabah erkenden yanıma gelip bana yalakalık yapmasını
bekliyordum. Bana yalakalık yapmasına ihtiyacım vardı. Ka
zayla ilgili hiçbir şey öğrenememiştim. Tekrar denemeliy
dim. Hurdalıkta Vosvos’umu görmeye gitmeliydim ve o da
benimle birlikte gelmeliydi. Eğer bu da tutmazsa başka türlü
konuşturamazdım onu.
Beni izleyen casus var mı diye kontrol etmek için üst sıralara bir göz attım. Keke ve Lila sınıfın öteki uçundaydılar.
Stephanie bizden küçüktü ve o yüzden bu derste yoktu. Ve
Brandon, İngilizce dersi için yolun ortasındaki bir geyik gibi
felaket demekti. Bir bütün sayfaya notumu yazdım ve dışarıdan
görenlere sanki bir şey gizliyormuşuz gibi görünmesin diye
katlamadan Doug’a verdim. Yüzme takımıyla ilgiliymiş gibi.
Bugün antrenmandan sonra sana yine ihtiyacım var.
Bir lütfen ya da gülen surat eklemeyi düşündüm ama
sonra vazgeçtim. Bu, dün akşam fazla tepki gösterdiğimi kabul ettiğim anlamına gelebilirdi. Özellikle de iskele üze
rinde yatan bir kılıçbalığı gibi ailesiyle ilgili hikâyeyi anlat
tıktan sonra.
Benim notumun altına bir şeyler yazıp kâğıdı bana gön
derdi.
Hayır.
170
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 168/311
Sarhoştum H atırlamıyorum
Yüzüm, insanların ortasında bana şımarık diye bağırdı
ğındaki gibi kızarmıştı. Ama etrafımızdaki insanlar bu sefer
elleriyle ağızlarını kapatıp kıkırdamıyorlardı. Sadece Bayan
Northam, İngiliz yazar E. M. Forster’dan bahsediyordu.
Doug önümde hareket etti. Saçının siyah bukleleri ense
sinde oynuyordu ve yanağı gümüş gibi parlıyordu. Adrenali
nim yükselmişti. Belki de başını yana doğru çevirip bana as
lında gelmek istediğini ama antrenmandan hemen sonra katılması gereken bir ahtapot avı olduğunu fısıldayacaktı. Baş
ka bir zaman olmaz mıydı?
Bana doğru dönmedi. Boynu ağrıyana kadar başı yatık
biçimde durdu ve sonra omuzlarını kaldırarak boynunu ra
hatlattı. Dirseğini sırasına dayayıp çenesini ellerinin arasına
aldı ve Bayan Northam’ın anlattıklarını dinlemeye başladı.
Acele etmeden kâğıda yine bir şeyler karalayıp tekrar
ona uzattım. Bu sefer omzunun üzerindeki kâğıdı almadı,
ben de kâğıdı ileri doğru fırlattım. Umarım yere değil sırası
nın üzerine düşmüştür.
Doğru cevap bu değil.
Elini kaldırdı. Bayan Northam’m söz vermesini bekle
meden lafa girdi. “Bayan Northam, Zoey beni rahatsız edi
yor.”Sınıflan bir kahkaha yükseldi. Bu hikâyenin Brandon’m
kulağına gidene dek ne kadar abartılacağını hesaplamaya ça
lıştım.
171
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 169/311
Jennifer Echols
“Zoey,” dedi Bayan Northan, “sorun ne bilmiyorum
ama başka bir yerde daha rahat edeceğini düşünüyorum. Aslında Doug’un yerini değiştirirdim ama o şimdi bir saat sü
rer.”
Bazı çocuklardan “Ooooo,” diye bir ses yükseldi. Bunun
Bayan Northan’la direkt ilgisi olduğunu düşünmüyordum.
Bizim çocuklar her şeye “Oooo” çekerlerdi.
Ayağa kalktığımda kâğıdı, yanlış ellere düşme ihtima
line karşı Doug’dan geri aldım ve burnumdan soluduğumu
kimse fark etmeden sakinleşmeye çalıştım. İnsanlar muhte
melen Doug ve benim aramda yüzme takımıyla ilgili yeni bir
anlaşmazlık olduğunu düşünüyorlardı. Hiç kimse futbol ta
kımı yıldızının kız arkadaşının ıslahevine girmiş bir çocuğun peşinde olduğundan şüphelenmezdi. Ayrıca ıslahevine girmiş
olan çocuk yapılan iyiliği karşılıksız bırakıyordu.
Kızların soyunma odasından çıkıp çalışmak için havu
zun başına geldim. Doug da orada koltuk değneklerine da
yanmış, bana bakıyordu. “Bırak senin yerine ben yapayım.”
Elimdeki klasöre baktım. “Neden?” Her gece evde,
okulda dikkatlice tuttuğum süreleri inceler, hepsinin altını
çizip bilgisayarıma girdikten sonra, her seferinde unuttuğu
için nasıl indirebileceğini de anlatarak e-posta gönderirdim.
“Takımın bir üyesiyim,” dedi donuk bir ifadeyle. “Senin
yarın katılacağın bir yarış var ve çalışman gerekiyor. Bense
burada öylece oturuyorum. Bana güvenmiyor musun?”
172
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 170/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Hayır, diye düşündüm klasörü ona uzatırken.
Klasörü şortunun beline sıkıştırdı.
Bir yandan koltuk değneklerini sıkıca tutarken bir eliyle
de şortunun belini çekti. İç çamaşırının kırmızı gri lastiği,
klasörü yerleştirince gözden kayboldu.
Yarım tur dönüp tribüne doğru ilerlerken klasörü neden
bu şekilde taşıdığını anladım. Sırt çantası yanında değildi.
İki eli de koltuk değnekleri için gerekliydi. Hareket etmek için sağlam bacağını ileri atarken klasörü düşürmemek için
kalçasını oynatmıyordu.
Etrafım mayolu erkeklerle doluydu. Dokuz mayolu er
kek ve ben. Ama Doug F ox’un iç çamaşırını görmek mi beni
azdırmıştı? Bu Brandon’la olan seks hayatımın ne kadar kötü
gittiğinin bir kanıtıydı.
Doug benim neredeyse çıplak vücuduma bakmamıştı
bile ama benim gözlerim onun iç çamaşırındaydı. Bir ihtimal
klasör görevlisi benimle biraz daha fazla ilgilenir diye onu
tribüne kadar takip edip yanına oturdum.
“Hayır,” dedi kâğıdın üzerindeki sayıları incelermiş gibi yaparken.
“Vosvos’uma veda etmek için hurdalığa gitmek istiyo
rum ama nerede olduğunu bilmiyorum.”
“Telefon rehberine bak.” İkinci sayfada yazan sürelere
bakmak için sayfayı çevirdi. “Mercedes’in GPS’i yok mu?”
Havuza doğru baktım. Stephanie de dahil herkes ora
daydı. Kendisi gibi çömez bir başka kızla derin bir sohbet
ediyormuş gibi yapıyordu. D oug’un dizine dokunma riskini
173
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 171/311
f
alamazdım. Cuma gecesi onu kendi tarafıma çekmek için do
kunmuştum ama bu kurduğum hayallerden pişman olmadan
önceydi.
Yüzünü yandan inceliyordum, bronz teninde henüz yeni
çıkan sakallarının gölgesi vardı. Saçının siyah lüleleri kulak
larının etrafında kıvrılıyordu.
“Lütfen,” dedim.
Dönüp bana baktı. Yeşil gözleri beni içine çekti. Dostça
bakıyorlardı. Biraz sonra kuracağı cümlenin pek arkadaşça
olmayacağını bile bile gözlerinin içine dalmak istiyordum.
“Dün gece beni bırakırken zorla konuşuyordun,” diye
hatırlattı.
“Bir kez daha düşündüm,” dedim. Tam olarak olan bu değildi ama benzerdi. Uykum kaçmıştı. “Değişimden bahse
diyorsak şen de dün gece çok konuşkanken şimdi benimle
zorla konuşuyorsun. Bu kadar sessizlik senin için hiç normal
değil. Ne oldu?”
Koç kapıdan göründü ve düdüğünü bir kere kısaca çaldı.
İstemeye istemeye kalkıp havuza doğru ilerledim.
“Bir kez daha düşündüm,” diye arkamdan bağırdı.
Antrenman oldukça uzun sürecekti. Doug’u benimle
birlikte gelmeye ikna etmenin bir yolunu bulmalıydım. Aynı
zamanda bugün, dünkü rezaletten sonra çok iyi bir perfor
mans gösterme konusunda kararlıydım. Ağrı kesicimi önerilen dozda aldığım sürece başım ağrımıyordu. Bu bahane ola
mazdı.
400 metre bireysel karışık stil çalışmasının ortalarında,
Jennifer Echols
174
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 172/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Stephanie’yle kafa kafaya çekişirken, bir yerlerden gelecek
ekstra bir güce ihtiyaç duydum. İçime döndüm ve tam bir
hafta bir gündür beni mahveden şeyi bulup yakaladım. Anne
me olan sinirimi tutup dışarı çıkardım. Ortaya çıkan bu güç
beni kelebeklemede ileri itti. Babama, annemden daha fazla
sinirliydim. O da beni sırtüstünde hızlandırdı.
Brandon kurbağalamada işe yaradı. Yeni kız arkadaşıyla
seks yapmak yerine ailesinin sözünü dinleyen bir genç erkek duyulmuş şey değil. Bu çok olgun ve sorumlu bir davranış,
tamam ama gerçekçi olursak böyle bir tercih yok.
Son sırada ama kızgınlık seviyesi olarak değil, hayatımı
mahveden Doug var. Eğer Doug benim aklımı sadakat ve ön
celik konularında karıştırmamış olsaydı listenin en başında
Brandon olmayacaktı. Doug benim Brandon’dan soğumama
sebep oldu. Bunun bedelini ödemeli. Bu kızgınlığın verdiği
kuvvet de beni serbest stilde hızlandırdı. Kontrolü kaybettim,
bir hız treninde son hızla gidiyor gibiydim. Müthiş bir duy
guydu. Final turundan sonra duvara dokunduğumda yarışın
bitmiş olduğuna neredeyse üzülüyordum.
“Bravo, Kaptan!” diye bağırdı koç, yumruğunu havada
sallayarak. Birkaç saniye sonra diğer kızlar bitiş noktasına
gelip kafalarını sudan çıkardıklarında ne yaptığımı anlamış
tım. “Müthiş zaman!” diye bağırdılar. Doug bile tribünden,
yaptığım zamanı klasöre işlemeden önce başparmağı havada, beni tebrik ediyordu.
“Harikasın,” dedi Lila nefes nefese yanımdaki kulvar
dan. “Sırrın ne?”
175
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 173/311
“Eğer Lila’ya söylersen o artık bir sır olmayacaktır,” di
ye tavsiye verdi Keke diğer taraftan. Keke ve Lila bütün gün kavga etmişlerdi. Nedeni hakkında hiçbir fikrim yoktu. Nor
mal bir durumda şu anda aralarındaki sorunu tespit edip çöz
müştüm.
“Eğer Keke çenesini kapatırsa nasıl cadalozluk yapabilir
ki?” dedi Lila.Keke, Lila’ya vurmak için suya dalarak benim kulvarı
mın altından Lila’nmkine doğru yüzdü. Koç düdüğünü çaldı
ve erkekler havuzun başında toplandı. lan kızların kapışma
sını bir süre izledikten onra “İki numaralı kulvarı boşaltın,”
diye bağırdı.
Rüzgâra karşı kendimi hazırlayarak -son birkaç gün
kadar soğuk esmese de yine de ıslakken her esinti üşütüyor
du- yavaş yavaş Doug’un yanma geldim ve “Benimle hur
dalığa gelmeni istiyorum. Senden nazikçe bir şey istedim ve
yerine getirmemen için aslında bir bahanen de yok.”
Ben ayakta, üzerimden sular damlayarak beklerken o
elindeki klasöre bir şeyler yazmaya devam etti. Tribünün di
ğer ucunda oturan kızlar Doug’u izliyorlardı. Şu anda Doug’
la yalnız konuşabilmek istiyordum.
Sonunda sessizce, “Beraber olma ihtimalimiz yoksa
daha fazla birlikte zaman geçirmemiz doğru olmaz bence,” dedi.
Öyle şiddetli titredim ki Doug bile gördü. Göz göze gel
dik. Sonra tekrar başını klasördeki rakamlara çevirdi.
“Brandon’la beraberim ben,” dedim.
Jennifer Echols
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 174/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
“Öyle mi?” diye sordu kafasını kaldırmadan.
“Evet!”
“Böyle durumlarda çıkarıp vermen için bir kartvizit bas-
tırtacağım sana. Sesini yormamış olursun böylece.”
“Mat kâğıda bastırtabilir misin?”
Sonunda başını bana çevirip tek kaşını havaya kaldırdı.
“Şansını zorlama.”
Koç düdüğünü çaldı. Anlaşılan erkekler yavaşlıklarıyla koçu çıldırtmışlardı -y a da cumartesi günkü Doug’suz kötü
performanslarıyla da olabilir- çünkü herkes ellerinde yüzme
tahtalarıyla havuzdaydı. Doug’un yanından ayrıldım ve bir
yüzme tahtası alarak suya atladım. Beni hırslandıracak kadar
sinir vardı içimde. Ayrıca gerçekleri öğrenme planımı yeni
den gözden geçirmem gerekiyordu.Sonunda antrenman bitti. Koç durumumuzun kötü ol
duğunu -Doug takımda olmadığı için-, bu halimizle yarın
bizi mahvedeceklerini söyledi. Yüzme tahtamı peşimde sü
rükleyerek kulvarları ayıran dubaların altından geçtim ve üç
sıra ilerideki Mike havuzdan çıkmadan yetiştim. Eğer
Doug’u benimle hurdalığa gelmeye ikna edemezsem o gece
olanları Mike’a sormaya karar vermiştim.
Suyun yüzeyine çıktığımda hafifçe bana doğru döndü,
göz ucuyla baktı ve benim olduğumu anladı. Başka bir yere
doğru gidiyorum zannetti. “Selam Mike,” diye seslenince ye
rinden sıçradı.“Özür dilerim,” dedim sıçramasının normal olduğunu
göstermek için gülümserken. Ona suyun altından sinsi sinsi
177
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 175/311
Jennifer Echols
yaklaşmıştım. “Kazadan beri konuşmak için bir türlü fırsat
bulamadık. Üstümüzü değiştirdikten sonra Vosvos’uma bak
maya hurdalığa gideceğim. Sen de benimle gelir misin? Ka
zadan sonra çekici, iki arabayı birbirinden ayıramayıp tek
parça halinde mi götürdü acaba onu merak ediyorum.”
Ben ona baktıkça kızardı. “Gelemem,” diye cevapladı.
Bu şekilde kızaracağını önceden tahmin ettiğim için ona
mümkün olduğunca sakin yaklaşmıştım. Onu bırakmaya niyetim yoktu. Önüne geçip havuzun duvarına dayandım. Çık
mak için benim üstümden tırmanması gerekiyordu ki bu
Mike’ın kesinlikle yapabileceği bir şey değildi. “Hadi ama,”
diyerek ikna etmeye çalıştım. “Doug Ta dün akşam kazayı
konuşmak için yemeğe çıktık ama hiçbir şey çıkmadı.” Ya
lan.
“Mike’ın randevusu var,” diye seslendi Lila tribünlerin
oradan saçını kurulayarak bize doğru gelirken. “Benimle.”
“Peki,” dedim Mike’ın biriyle çıkmasının, Lila’nın bi
riyle çıkmasının, Mike’ın ve Lila’nın beraber çıkıyor olma
larının şokunu gizlemeye çalışarak. “İyi eğlenceler...”“Hadi Mike, neye ihtiyacın varsa iste Zoey’den,” diye
bağırdı Keke soyunma odasından içeri girerken. “Koca bir
kutu prezervatif var onda.” Arkasından soyunma odasının
kapısı çarparak kapandı.
Havuzun etrafındaki arkadaşlarımız anladı mı bilmiyo
rum ama ben Keke’nin kötü şakasını gayet iyi anlamıştım.
Mike da anlamıştı. Yüzündeki kızarıklık ıstakoz rengine dön
müştü. Lila da anlamıştı. İlk buluşması olması -MikeTa ilk
178
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 176/311
!t
buluşması değil, tüm hayatı boyunca yaşadığı ilk buluşma-
yeterince utandırıcıydı. Ama ikiz kardeşinin şakayla karışık,
ilk buluşmanda seks yapacağın için prezervatife ihtiyacın ol
duğunu söylemesi çok aşağılayıcıydı.
Bir dakika. Ben de Brandon’la ilk buluşmamda seviş
miştim. Ama en azından erkek arkadaşımın yanında bunun
şakasını yapan bir kardeşim yoktu! Lila bakışlarımızdan ka
çarak başını gökyüzündeki pofuduk bulutlara çevirdi. “Özür
dilerim,” diye homurdandı ve ayaklan çıplak, omzunda hav
luyla soyunma odasına doğru gitti. Bir saniye sonra okulun
kasırgaya dayanıklı duvarlarının arkasından çığlık sesleri gel
diğini duyduk.
“Size prezervatif veremem,” dedim Mike’a. “Prezervatif kutusu arabamda kaldı.” Kendimi havuzun dışına çektim, bo
nemi ve gözlüklerimi çıkardıktan sonra Doug’a doğru yönel
dim.
Onu yakaladım. Beni izlerken ona doğru döndüğümde
bakışlarını yeterince hızlı kaçıramadı. Tribüne giderek tam yanma oturdum. Ona doğru uzandığımda saçımdan damla
yan sular soluk kırmızı tişörtünde parlak kırmızı lekeler bı
raktı.
En üstteki sayfaya bir şeyler yazmakla meşguldü. Pislik
yapmak istedim ve ne karaladığına bakmak için ıslak saçla
rımla omzunun üzerinden uzandım. İçinde B. M. + Z. C. ya
zan bir kalp.
“Kavga çıkartmamaksın” dedi. “Takım motivasyonu
için iyi olmaz.”
Sarhoştum Hatırlamıyorum
179
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 177/311
Jen nifer Echols
“Ver şunu bana,” diye homurdandım klasörü elinden
alırken. Nefes alırken ne kadar yorgun ve gergin olduğumu
fark ettim. Burnumdan alabildiğim kadar derin bir soluk
aldım ve gözlerimi kapatarak ağır ağır bıraktım. “Gerçekten
benimle hurdalığa gelmeni istiyorum,” dedim.
“Ben de gerçekten artık beraber vakit geçirmememiz ge
rektiğini düşünüyorum.”
Ne yapacağımı bilmiyordum. Kazayla ilgili ayrıntıları
öğrenebilmem için benimle gelmesi gerekiyordu. Ayrıca
kabul etmeliyim ki kazayla ilgili tüm ayrıntıları biliyor olsam
bile, D oug’la baş başa zaman geçirebilmek için başka bir ba
hane bulurdum.
Gözlerimi açıp ona doğruyu söyledim. “Brandon’la çı
kıyorum...”Cebinden cüzdanını çıkardı ve içinden hayali bir kart
vizit çıkarıp bana doğru uzattı.
Parmaklarına kendi parmaklarımla vurdum. “Ama ile
ride bir gün, Brandon’la işler yolunda gitmezse... benimle
ilgili bir şansın olabilir demek istemiyorum, çünkü o zaman
kulağa lunaparkta bir buçuk dolar verip kazanmak için atış
yaptığın pembe, turuncu oyuncaklardan bahsediyormuşum
gibi geliyor.”
Gözlerini devirdi. Sonra bana doğru uzandı. Tüm takım
soyunma odalarına gitmişti. Havuz bomboştu. Ortaparma-
ğıyla alnımdaki çürüğün ne durumda olduğunu kontrol ettiğini hiç kimse görmedi. Bir tutam ıslak saçımı kulağımın
arkasına atarken, “Bu bile yeterli,” diye fısıldaması tüm tüy-
180
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 178/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
lerimi diken diken etmişti.
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 179/311
10
Vosvos’un etrafında tekrar yavaşça dolandım, sonra
Miata’nın etrafında bir başka daire çizdim. Klasöre çizdiğim
kaza yeri krokisini incelerken sırtımı Miata’ya dayadım. Gıcırdaması ve altımdan kaymasıyla birlikte tekrar sıçradım.
“Yani geyiği gördüm ve direksiyonu aniden sola kırdım.”
Önümdeki klasörü tutup bir dümen gibi sola çevirdim.
Otlarla kaplı hurdalıkta koltuk değneklerine dayanmış
bekleyen Doug omuzlarını silkti. Eliyle bir sivrisinek öl
dürdü.
“Mike’m başı diğer tarafa dönüktü. Aniden adı geçen,
geviş getiren hayvanı algılayıp direksiyonu sola çevirdi.”
Doug, “Dinliyorum,” diyerek devam etmem için ısrar
etti.
Ellerimi nazikçe Miata’nm çarpık ön paneline koydum.
“Görünen o ki ikimiz de otomatik olarak sağa dönmüşüz.
Arabayı kullanan kişi olarak, sorumluluk sende olduğu için,
183
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 180/311
Jenrıifer Echols
yolcu tarafını çarpmaktansa kendi tarafını çarpmayı tercih
edersin.”Doug kafasını sallayarak “Oraya gitmeyelim,” dedi.
“Karanlıktı, yağmur yağıyordu, yollar kaygandı. Lanet olası
bir geyik vardı, Tanrı aşkına. Kazayı hatırlamadığın için bana
güvenmek zorundasın. Ben kazayı hatırlamama rağmen di
reksiyonu kimin hangi tarafa çevirdiğini söyleyemiyorum.
Çok hızlı oldu. Geyik, bam ve bitmişti.”
Kederli bir şekildeki elimdeki klasörü aşağı indirdim.
Sadece Doug’un bana kazayla ilgili ayrıntı verememesinden
dolayı üzüntülü değildim. Aynı zamanda onun hakkında da
ayrıntılar istiyordum ama o her seferinde bana engel olu
yordu. Onunla ilgili emin olduğum birkaç şeyden biri, o ve Mike’ın birbirlerinden nefret ettikleriydi. Ne zaman takım
minibüsünde yan yana denk gelecek olsalar, birbirlerinden
uzaklaşmak için başkalarıyla yer değiştirirlerdi. Ama şimdi
anlattıklarıyla sanki Mike’ı savunuyor gibiydi.
Vosvos’un yanında bir branda ile kaplı olan arabaya
doğru ilerlerken, “Bu ne?” diye sordu. Arabanın bir köşesin
den brandayı çıkarmasıyla altındaki parlak kırmızı metalik
boya ortaya çıktı. “Vay anasını, bu 1987 model bir Porsche
944.”
Cesaret edip yaklaştım. “Arabalar hakkında hiçbir şey
bilmediğini sanıyordum.”“Ama ben bir erkeğim ve bir 1987 model Porsche 944’ü
nerede görsem tanırım.”
Sesindeki huşudan, bu arabanın çok özel bir şey olduğu
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 181/311
r
anlaşılıyordu. Oysa çok da matah bir şeye benzemiyordu.
“Biraz boya işi var.”
“Evet, sanırım bu bir Porsche’un hurdalıkta olmasının
sebeplerinden biridir. Bu rengin doğada kesinlikle bir eşi
yok.” Sonra bana sırıtarak “Park etmek ister misin?” diye
sordu.
Gergin bir şekilde “Ha-ha-ha,” diye karşılık verdim.
Parmaklarını şaklattı. “Mike’a prezervatifleri arabada bıraktığını söyledin. Bunları da istedin mi?”
Vosvos’un önüne doğru -m otor bagajdaydı- ilerlerken
“Evet, doğru,” dedim. Anahtarımı kilidin içinde çevirdim
ama kapak açılmıyordu; ön sağ çamurluk tahrip olduğu için
bu şaşırtıcı değildi. Kapağı itip levyeyle kaldırdım, mücadele
verirken “Prezervatiflerimi hatırladığın için teşekkürler,”
dedim. “Bir fikrin var mı?”
Cevap olarak, koltuk değneklerini bırakıp beni itti ve
tüm ağırlığını kapağı zorlamak için kullandı.
“Ona zarar verme!” diye yalvardım.
Bana baktı.“Tamam haklısın,” diyerek izin verdim. Arabam zaten
tost olmuştu.
Hem Doug’dan hem de arabadan çıkan bir figanla kapak
açıldı. Birkaç hafta önce parça kumaş dükkânından aldığım
temiz halılarla kapladığım el değmemiş bagajımı görmemle
gözlerim doldu. Olduğu gibi içeri göçmüştü. Zavallı Vösvos.
Prezervatif kutusu bagajın en dibine kaymıştı. Ona uzanmaya
çalışırken vücudumun yarısıyla bagajın içine düşmek üze-
Sarhoştum Hatırlamıyorum
185
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 182/311
Jennifer Echols
reydim. Doug düşmemem için eliyle belimi tuttu.
Prezervatif kutusu uzanabileceğim yerden daha da uza-
ğa kaydı ve garip bir şekilde kutuyu kavrayamadım. Doug’un
ılık eli belimin üzerinden tenimi yakıyordu.
Artık buna daha fazla tahammül edemeyeceğimi anla-
yınca kutuyu kaptım ve bagajdan dışarı çıktım. Çok yavaşça.
Doug’un eli tişörtümün altından sutyenime doğru sırtımı ok-
şuyordu.Ona döndüm.
Parmaklarını sırtımdan aşağı doğru kaydırarak tişörtüm-
den dışarı çıkarırken yüzünde herhangi bir ifade olmaksızın
bana baktı. Benim tekrar Brandon’dan bahsetmeme meydan
okurcasına, masumca “Ne?” diye sordu.
“Sanırım, arabam bir metal küpe dönüştürülüp sonsuza
kadar yok olmadan önce, içinden her şeyi çıkarmam gerek.”
Prezervatif kutusunu ayaklarının yanına bırakıp ondan sıvı-
şarak şoför kapısına doğru koştum, kapı kolaylıkla açıldı.
Yerde ve şoför koltuğunun altında hiçbir şey yoktu. Haşat
olan yolcu tarafındaki ön konsol ile koltuk arasına başımıuzatmakta sıkıntı yaşadım ama başardığımda orada da hiçbir
şey olmadığını gördüm. Çarpmanın şiddetiyle açık kalan tor-
pido gözü de boştu. Bunların hiçbirine şaşırmadım. İçinde
diz boyu şeker ambalajı bulunan Keke ve Lila’nın Datsun’
ımn aksine, oldukça temiz bir arabam vardı. Koltuğu öne çe-kip arkaya yöneldim.
Doug, şoför koltuğunu yerine itip, alçısını arabanın içine
doğru kaldırarak biraz homurtuyla oturdu. “Bir şey mi arı-
186
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 183/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 184/311
Jen nifer Echols
“Tabii ki gerçekler.” Üzerinden atayıp kumlu zemini ta-
ramaya koyuldum. Şansıma Porsche’un altında yok olma-
mışlardı. Küpeleri kumun içinden alıp döndüm.
Kapısı açık duran şoför koltuğuna tekrar oturdu, ayağı
ve alçısı arabanın dışındaydı. Solgun ve hasta görünüyordu.
“Hayalet görmüşe benziyorsun. Ağrı kesici sana yara-
mıyor mu? Neyse işte, buldum onları.” Küpeleri kaybettiği
için bana parasını ödemesi gerektiğini düşündüğünü sanarak,küpeleri çıkarıp ona gösterdim. Kimseyi böyle bir şey yap-
maya asla zorlamazdım.
Başının ağrıdığını anlatırcasına ortaparmağını kaşının
üzerinde bastırarak gezdirdi. “Aklıma bir fikir geldi. Sence
bunlar birkaç bin dolar eder mi? Çünkü bunları satıp parayı
babanın uygun bulacağı daha yeni bir arabaya harcayabilir-
sin.”
“Bu müthiş bir fikir,” diyerek onayladım. “Ama yapa-
mam, bana bu küpeleri annem ve babam verdi.” Onları ce-
bime attım.
“Satmana izin vermezler mi? Daha çok ihtiyacın olan bir şeyi alabilmen için bile mi? Ben kendi babama böyle bir
şey söyleyemem ama sen söyleyebilirsin.”
“Demek istediğim, bunlar annem ve babamın, geçen yaz
ayrılmadan önce, bana birlikte verdikleri son şeydi.” Kulak
memelerimi çekiştiriyordum, bu midemi bulandırdı. Ellerimi
indirdim.Kaşlarını çattı. “Peki neden küpelerini bulmak için dün-
yanın altını üstüne getirmedin?”
188
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 185/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Omuzlarımı silktim. “Bir daha geri gelmeyeceklerini
düşündüm. Aynı bekâretim gibi.”
Güldü. Ben de onunla birlikte güldüm ama daha çok onu
gülerken izlemek istiyordum. Bir oğlan çocuğu gibi kızardı
ve gerçek bir insan gibi gözlerinin köşelerinden gözyaşlarını
döktü. Ona daha fazla yakınlaşamıyordum çünkü Brandon
benim erkek arkadaşımdı. Ama Doug’la gülmek, ona sarıl-
mak istiyordum. Küçük bir parçam Doug olmak istiyordu.Gülüşünün üstüne “Şeninkini nasıl kaybettiğini bana an
latsana. O Destin’li kızla mı oldu?”
Güneş gözlerinin içine doğru parlayınca, gözlerinin ye-
şili şeffaflaştı, sığ suda kumların yer değiştirmesini izlemek
gibiydi. Omzumun üzerinden Porsche’a baktı ama biliyor-dum ki orada Destin’li kızı görüyordu. Kızın elini tutmuştu
ve birlikte okyanusa atlamışlardı. Kollarıyla kızın vücudunu
sarmış ve gelgitin gelmesiyle onu gevşekçe ılık suyun için-
de tutmuştu. Öğleden sonraya doğru kuruyunca şehre dönüp
turistler için hediyelik eşya satan dükkânlarda başıboş gez-
mişler ve hindistancevizi kabuklarından yapılan gizemli kor-
san heykellerine hayretle bakmışlardı. Izgara Denizkızı’nda
kıza bir hamburger ısmarlamıştı ve birlikte bir milkshake
paylaşmışlardı. Kız tasasız ve rahat davranmaya çalışmış,
sıcak kaldırımlarda çıplak ayakla yürüyerek oldukça çılgın
davranmıştı. Kaldırımdaki bir kabukla ayak başparmağınıkesmişti. Akşam karanlığında onu sırtına alarak cipine taşı-
mıştı. Arabayla plaja gidip sevişmişlerdi. Her ikisi için de ilk
kezdi, birbirlerini seviyorlardı ve bunun bir anlamı vardı.
189
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 186/311
Jennifer Echols
Gözünü kırpıp bana doğru baktı.
Yutkundum ve ona yumuşak bir sesle, “Ne oldu ona?”
diye sordum.
“Mike ona benim ıslahevine girdiğimi söyledi.”
Başımı salladım. “Ben de böyle duydum, ama hiçbir
zaman bunu neden yaptığını duymadım.”
Omzunu silkerek, “Sanırım ondan hoşlanıyordu ya da
öyle bir saçmalık. Kendi başına bir kızla ilişki kuramadığıiçin başkasınınkini çalıyor.”
İyi bir dinleyici olduğumu anlatırcasına tekrar başımı
salladım. Bilgi edinmek için ona baskı yapan çok meraklı bir
dinleyici olduğumu belli etmeksizin “O zamana kadar sen ve
Mike yakın arkadaştınız, değil mi?”
Doug sakince cevap verdi, “Doğru”. Nereye ulaşmayaçalıştığımı biliyordu.
“Ve bu olaydan sonra birbirinizle konuşmadınız?”
“Kazaya kadar, evet.”
Cuma akşamı ne olduğuna bağlı olarak, bir sonraki so-
rumu sorarsam hafızamı kaybettiğimi anlayabilirdi. Gerçeği
bulabilmek için ihtimaller üzerinden konuşup duruyordum.
Ona güvenmeyi seçtim. “Peki, neden Mike’ın arabasına bin-
din?”
Bana uzun uzun baktı. Kafamda bir delik açacak türden
yakıcı bir bakış veya omzunun üstünden boş bir bakış de-
ğildi, gözlerini kocaman açarak şaşırmış bir bakıştı. Derinyeşil gözleriyle ve siyah uzun kirpikleriyle bundan daha seksi
görünemezdi. Ve ben ona daha fazlasını yapamazdım çünkü
190
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 187/311
Sarhoştum H atırlamıyorum
beni fark etmişti.
Ya da etmedi. “Kaza yaptığımızda mı?” diye hayretle
değil, sanki aklı karışmış gibi sordu.
Ayağımı yere vurdum. Terliğimin etrafından bir kum
bulutu yükseldi. “Evet kaza yaptığımızda.”
Kalçasına ellerini sürterek hurdalığa baktı, birden rahat-
sızca “Bilirsin, Gabriel hep sarhoş olmayacağını söyler ve
partiye arabayla gider ama sonra sarhoş olur.”
Başımı salladım.
Cipimi okula bırakıp Gabriel’in arabasıyla partiye git-
tim, böylece parti sonrasında Gabriel’i Honda’sıyla eve bı-
rakabilecektim. Oradan da cipime yürüyerek gidebilirdim.”
Bu her şeyi açıklıyordu. Doug antrenman yaparken aslaiçmezdi. Hep insanlara şoför gibi hizmet ederdi. Onu dürttüm
“Ama?”
“Ama başkası erkenden gelip Gabriel’i aldı ve Mike da
cipimi alabilmem için beni okula bırakabilecek tek kişiydi.”
“Yani sen ve Mike, Kuzey’e doğru gidiyordunuz,” di-yerek düşüncelere daldım. “Yani çarpıştığımızda ben güneye
gidiyordum, plaja doğru. Eve doğru. Ama Brandon onunla
birlikte olmadığımı söyledi. Peki neredeydim?”
“Kim bilir.”
Doug’a dik dik baktım. Bu alaycı yorumun tek bir anla-mı vardı. Şimdiye kadar bu alaycı laflarına tahammül etmiş-
tim. Ama onun benimle bu konuda dalga geçmesi... Bu ka-
darı çok fazlaydı.
Mega prezervatif kutumu kaldırıp kollarımla sardım.
191
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 188/311
Jennifer Echols
Ağır adımlarla hurdalığın diğer tarafına Benz’e doğru ilerle-
dim.Arkamda Vosvos’un hızla çarpan kapısını duydum. Me-
tal ve küt sesinden kapının menteşelerinden çıkarak düştü-
ğünü sanmama rağmen dönüp arkaya bakmadım.
”Zoey” diye seslendi.
TV’lerden oluşan bir kuleyle tekerlekli sandalye yığını
arasında durdum. Doug’a güveniyormuş gibi yapmamın al-
tında onun suyuna gitmek ve sözünü tutmayıp annemle ilgili
bildiklerini herkese anlatmasına engel olmak yatıyordu. Ona
doğru geri yürümedim ama önümde bir kalkan gibi tuttuğum
prezervatif kutusuyla arkamı döndüm. Hurdaların arasından
dönerek ilerleyen dar yoldan gelmesini bekledim.Bu akşam hava normalde Florida’da olduğu kadar sıcak
değildi ama koltuk değnekleriyle yanıma geldiğinde alnından
çenesine doğru iki damla ter aktı. “Ben hafıza kaybının bu
kadar derin olduğunu bilmiyordum Zoey. Bunu neden bana
söylemedin?”“Çünkü hafızanı kaybetmek kulağa delilik gibi geliyor!
Tıpkı annem gibi.”
Sanki bana farklı bir açıdan bakmasının yardımı ola-
cakmış gibi başını bir yana doğru eğdi. “Bu durum annenin
kinden farklı.”
“Ama ben aynıymış gibi hissediyorum.” Kutuyu koltuk-
altıma alıp tırnağımı kemirmeye başladım; normalde yapma-
dığım bir şeydi çünkü annem zayıflık göstergesi olduğunu
söylerdi; ayrıca manikürümü mahvediyordu.
192
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 189/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Sonunda bu konuyu birisiyle konuşuyordum.
Konuştuğum kişi Doug Fox olsa da.
“Babam aynı şey olduğunu söyledi. Eğer Hawaii seya-
hatlerini mahvedersem beni onun yanma kapattıracağını söy-
lemişti.”
Doug gözlerini kapattı. Ağrısı var gibiydi. Başını salladı.
Koltuk değneklerinin birine yaslandı ve diğerini yerdeki las-
tik ucunun üzerinde döndürmeye başladı. Son günlerde keş-fettiği oyunlardan biriydi bu da. Bana bakmak yerine dönen
koltuk değneğine bakarak, “Kazayı hatırlamadığını söyledin
ama benim seni enkazdan çıkardığımı hatırlıyorsun. Ayrıca
sana stadyumda şımarık dediğimi de hatırlıyorsun.”
Güldüm. “Bütün güzel şeyleri hatırlıyorum.”
Koltuk değneğini çevirmeyi kesip bana baktı.
“Cumartesi günü gelip sanki berabermişiz gibi davran-
dığında bu yüzden aklım karışmıştı,” diye açıkladım. “Acil
serviste ne olduğunu hiç hatırlamıyorum.”
Gözlerini ayırmadan bana bakıyordu.
“Evet...?” diye dürttüm onu.Bir şey söylemedi.
“Evet, neler oldu?” diye ısrar ettim.
“O konuda kaygılanma,” dedi tersleyerek ve hafifçe dir-
sek atarak yanımdan geçip Mercedes’e doğru gitti.
Beni bu şekilde ortada bıraktığı için yüzüm ve göğsüm
öfkeden yanarken gidişini izledim.
Arabanın diğer tarafına geçti ve beş adımda koltuk değ-
neğiyle arabaya binme kurallarına uygun bir şekilde koltuğa
193
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 190/311
Jennifer Echols
oturdu.
Arkasından koştum. Sanki kelebekleme yüzüyormuşum
gibi öfkeyle katlanan tüm gücümü kullanarak koştum. Sü-
rücü tarafının kapısını açtım ve kutuyu koltuk başlığının üze-
rinden arka koltuğa fırlattım. Kutu yan cama çarptı ve önce
koltuğa, oradan da yere yuvarlanırken içinden birkaç paket
prezervatif yere düştü. “Kaygılanma!” diye bağırdım. “Ne
bok yedik, Doug?”Kollarını kavuşturmuş, başı pencereye doğru dönük,
gözleri kapalıydı. “Peki...” diye başladı.
Yapabildiğim kadar çabuk bir şekilde sürücü koltuğuna
oturup kapımı kapattım. “Sana daha önce de dediğim gibi...”
“Tamam...” dedi gözlerini açmadan.“Bu benim için çok önemli...”
“Evet...”
“ Ve senin de bana bu konuda bilgi vermemen hiç adil
değil!”
“Olan şuydu, sana seni sevdiğimi söyledim.” Vücudunu
ve kafasını hiç oynatmadan gözlerini açtı ve “işte öğrendin”
diyen gözlerle bana baktı.
Arabayı çalıştırdım ve hurdalığın otoparkından dikkat-
lice dışarı çıkardm. Ya da aralarına park ettiğim hurda ara-
baların da arasından çıkarmış olabilirdim. Ofise yakın yerde
duran arabaların çalışıp çalışmadığı hakkında bir şey söyle-yemezdim ama aralarındaki Mercedes’in oraya ait olmadı-
ğını söyleyebilirdim.
Doug omuzlarını benden uzaklaştırıp pencereden dışa
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 191/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 192/311
Jennifer Echols
madiğimi biliyorum ama bu şansımı kaybetmek istemiyo-
rum. Senin dediğin gibi, bana bir şans vermeni istiyorum.”
“İstiyor musun?”
“Evet,” dedim, “ama hemen şu anda değil. Çünkü Bran
don ’ la çıkıyorum...”
“Tanrım!”
“Ve aldatan kız olmak istemiyorum.”
“Evli değilsiniz Zoey!” diye bağırdı Doug. “Henüz.Bekle. Bu salak düşüncelerin yüzünden bir gün kendini
Brandon Moore’la evlenmiş bulacaksın.”
Gülmeye çalıştım ama daha çok öksürme sesi gibi çıktı.
“Daha on yedi yaşındayım!”
“Ben de tam olarak onu diyorum.”Bana baktığını hissediyordum ama bir daha yoldan çı-
karım korkusuyla dönüp bakmadım.
Arabayı iskeleye park ettim ve bu şartlar altında olabil-
diğim kadar hoş bir şekilde, ”Tamam mı? İstersen seni eve
de bırakabilirim. Hesap işin var mı?”
“Evet.” Kapısını açtı ve arabaya tutunarak kendini dışarı
çekti.
“Bekle. Vakit henüz erken. Bir yerde hamburger yiyip
biraz daha konuşabiliriz. Hesap kitap işlerin çok mu fazla?”
“Yığınla, sonra da güverteyi paspaslamam ve teknenin
altındaki midyeleri temizlemem gerekiyor.” Ön kapıyı kapa-tıp koltuk değneklerini almak için arka kapıyı açtı.
“Ciddiyim,” dedim omzumun üzerinden. “Bu konuyu
konuşmalıyız yoksa gittikçe büyüyecek.”
196
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 193/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
“Konuşacak neyimiz kaldı ki?” diye sordu. “ Neden şitf1̂1
de ‘Ben Brandon’la çıkıyorum’ demiyorsun? Bu durum de"
ğiştiği zaman haber ver, sende telefon numaram var.” Kap1)1
çarptı.
Eve gitmeliydim, donmuş yemeklerden birini ıs ıtm ak'
dım, ödevlerimi bitirmeliydim, İngilizce dersi için kitap ok11'
malıydım ve televizyon izleyerek uykuya dalmalıydım.
Kendimle baş başa geçireceğim bu geceyi düşününce
kamıma ağrılar girdi. Son günlerde ödevlerime, kitaplara ve
hatta televizyona bile gittikçe daha zor odaklanıyordum.
yalnız kalmamıştım. Bütün odaların kapısında Doug ve 0ran'don, kollarını kavuşturmuş, kaşlarını çatmış bana bakıy°r'
lardı. Ve tabii ki babam tarafından kameralar üzerinden ger”
çekten izleniyordum.
Bunun yerine sahil yolunda yarım saat boyunca ileHe"
dim, Destin’deki alışveriş merkezine gittim. Açık havada r*13'
tematik ödevimi yaparken bir yandan akşam yemeğimi Ye”
dim. Madem yalnız kalamıyordum, o zaman kendimi ne ^e'
diye alacağı ya da üzerine neyin yakışacağı gibi derin kayS1'
lan olan bir kalabalığın içine atmak en güzeliydi. Bol b0*
kola içerek kitabın arkasındaki ekstra problemleri çözrrteye
dalmıştım. Yanımdan artık üçüncü kez geçen müşteriler bır' birlerine beni işaret edip fısıldaşıyorlardı. Çok uzun süfe^ır
aynı masada oturup matematik problemi çözüyordum.
Alışveriş yapmak için kalktım. Hiçbir şeye ihtiy^cirn
197
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 194/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 195/311
mediğini öğrenmek için dersin bitmesini beklemek zorunda
kalmayacaktım. Derslerde telefonlarımızı kapatıyorduk. Aksi
halde telefonları elimizden alıyorlardı. Okul girişindeki ban-
konun üzerinde duran akvaryum fanusunun içinde titreşen
cep telefonları yüzüyordu.
Ayrıca Doug’un arkasından da bu kadar sert bakmama
lıydım. Her nasılsa cumartesi gününden beri Brandon’dan
haber alamadığımı biliyordu. Bu sabah Brandon’a ümitsizcemesaj gönderdiğimi biliyordu. Ama Brandon beni umursu
yordu. Yemin ederim.
Zil çaldığında çantama uzanıp telefonumu açtım. Mesaj
yoktu.
Doug arkasını dönmedi. Omzunun üzerinden, çaktırma-dan bakmaya çalışıyordu. Biraz olsun oyunculuğu becerebil
seydim telefonumun üzerinde parmaklarımı dolaştırır, Bran
don’ın gönderdiği yalan mesaja yalandan cevap yazardım.
Tarih dersine kadar bunları düşünmedim.
Sonunda, ders arasında, Brandon’ın mesajını aldım. Do-
ug çoktan sınıftan çıktığı için artık pek önemi yoktu.
Hatırlattığın iyi oldu. Stepane 'ye bir sorayım.
“Götürmesi için,” diye tamamladım Brandon’ın yerine.
Onunla sadece okula götürmesi için konuştuğundan emin-dim.
Sarhoştum Hatırlamıyorum
199
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 196/311
Jen tıifer Echols
Başlama yerinden suya atladım ve ayaklarımı çırpma-
mın beni en iyi hızlandıracağı yere kadar hareketsizce suyuniçinde kaydım. Sonra bütün gücümle ve anneme, babama,
Brandon’a ve Doug’a olan sinirimin etkisiyle yüzmeye baş-
ladım.
Brandon’a olan sinirim çok tazeydi. Stephanie Wetzel
onu yarışmaya getirmişti, tamam. Ama sürekli yanına gidip
geliyordu. Havuzdan onu selamlamak için baktığımda onu
Stephanie’nin kolasından bir yudum alıp geri verirken yaka-
lamıştım.
400 Metre Bireysel Karışık Stil Yarışı’nı kazanmaya ye-
min ettim. Daha önce hiç olmamıştı bu. Genelde altıncılık
ya da daha kötü dereceler alırdım. Brandon’m ilgisini tekrarçekmeliydim. Ona, futbol maçında o sayı yaptığında benim
duyduğum gururu tattıracaktım. Aslında o anda Doug beni
oyaladığı için tam olarak görememiştim ama bu cuma göre-
ceğimden emindim.
Doug’a da sinirlenmek için taze bir sebebim vardı, sanki
yeterli sebebim yokmuş gibi. Dün akşam gösterdiği takım
ruhundan bugün eser yoktu. Zamanının çoğunu telefonda
mesaj yazarak geçiriyordu. Destin’den, onun ıslahevine gir-
diğini bilmeyen bir kızla mesaj laşıyordu muhtemelen ve ben
neler yazdığını çok merak ediyordum. Benim, beklemeye
değmediğime karar vermiş olmalıydı.
Bu beni ilk turda rekor zamana ulaştırmıştı. Kulaç ara-
larında başımı duvardaki saate bakabilecek kadar kaldıramı
yordum. Ama suyun vücudumdan hiç olmadığı kadar hızlı
200
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 197/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
geçtiğini hissediyordum ve yan kulvardaki Crestvievv ve Nic
eville’den gelen kızlar ortada yoklardı. Öfke müthiş bir şey-di.
Duvarı hızla ittim. Her nefes alışımda Doug’un ismimi
bağırdığını duyuyordum. Tribündeki yüzlerce kişinin ve ha-
vuzun kenarındakilerin sesleri arasından onun sesini ayırt
edebiliyor olmam çok garipti. Özellikle de kulaklarım suyla
dolu olmasına rağmen. Eğer bana tezahürat yapmasının ona
olan sinirimi artırdığını ve benim daha hızlı yüzmemi sağla-
dığını düşünüyorsa gerçekten işe yarıyordu. Bu arada Bran
don’ın Doug kadar bana tezahürat yapmadığını fark ettim.
Brandon’ın zannettiğim kadar kıskanç olmadığına karar ver-
dim. Brandon, Stephanie’yle kola paylaşmıştı. Aslında Bran-don’m umurunda bile değildim. Kulacım çok güçlüydü ve
bütün vücudum uyum içindeydi. Öfkeli, daha öfkeli, bu ya-
rışı kazanabilirim. Bir sonraki tur için takla atarak duvardan
döndüm.
Bir şey beni okyanusta dip akıntısının çektiği gibi, aşağı
çekiyordu. Beni çekiyor ve bırakmıyordu. Suyun altında çığ-
lık attım, su yuttum ve hangi yönün yukarısı olduğunu bilme-
den çıkmak için çırpındım. Bu şey beni aşağı çekiyor, ha-
vuzun içinden çıkmamam için üzerime bastırıyordu. Ama şu
anda tepemdeki güneşin sıcaklığından anladığım kadarıyla
başım suyun üstündeydi. Hava yuttum, gözlüklerimi çıkar-dım ve annemle yüz yüze geldim.
201
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 198/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 199/311
Jennifer Echols
sessizce söylemiştim. Belki sesimi alçak tutarsam kimse deli
annemin havuzun kenarına uzanıp bana yapıştığını fark et-mezdi. Crestview’dan ve Niceville’den gelen kızlar çoktan
duvara ulaşmış, ellerini kaldırarak bizi izliyorlardı. “Anne,
beni bırak.”
Beni rahat bıraktı ama yine de tek bir eliyle bileğimi
sımsıkı tutmaya devam edip beni çekti. Tek kolumla havuz-
dan dışarıya tırmandım ve onunla aynı boyda ayakta durdum.
Koç hemen arkasındaydı, soru soran gözlemle bana bakıyor-
du. Onun arkasında ise bir hakem vardı. Yarışı durdurmuş
olmalıydı ama düdüğü duymamıştım. Üç yüzme takımının
farklı renklerdeki yüzücüleri kollarını aniden çıkan rüzgâra
karşı kavuşturarak bir araya toplandı. Herkes bize bakıyordu.
Brandon, Stephanie’nin kulağına bir şeyler fısıldadı. Doug
ise telefonla konuşuyordu.
Koça, “Ben onunla ilgilenirim,” dedim. Sonra hakeme
döndüm ve ona da “Ceza olarak kaybediyorum, her neyse,”
dedim. Sonra kolumu annemin beline doladım. Belini ıslat-tığım halde bunu fark ettiğini bile sanmıyordum. Onu okulun
önündeki kapıya doğru götürdüm. Tuhaf bir görüntümüz ol-
duğunu biliyordum çünkü annem hâlâ bileğimi bırakmamıştı.
Arkamızdan kalabalığın içindeki fısıltılar yükseliyordu. Göz-
lerim savaş vermekte olduğum yaşlardan yanıyordu.İkinci kapı da kapandıktan sonra kalabalık artık bizi gö-
remezdi. Bileğimi annemin elinden çekip onu kendime çe-
virdim. “Sen ne halt ettiğini sanıyorsun?”
Annem bana göz kırpıp bir adım geri gitti. “Rüyamda
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 200/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
senin boğulduğunu gördüm.”
Ellerimi kalçama koydum. “Kötü bir rüya gördüğün için
bir akıl hastanesinden çıkmana izin mi verdiler?”
Annem boğazını temizledi. “Sanırım ben kaçtım.”
“Akıl hastanesinden mi kaçtın?” Sesim birkaç araba ve
otobüsün bulunduğu okulun açık otoparkında eko yaptı.
Annem omuz silkti. “Beyin ameliyatı değildi ya!”
“Kırk beş dakika uzakta. Kahrolası Fort Walton’dan bu-raya nasıl geldin?”
Annem bu kez kahrolası kelimesi için gözlerini kırp-
madı bile ve bu kötü bir işaretti. “Taksiye bindim.”
Ellerimi saçlarımın arasından geçirdim ya da en azından
bunu yapmayı denedim ve plastik boneyle gözlüklere takıl-
dım. Seninle ne yapacağım? diye sordum kendi kendime. Bu
annemin beni yedinci sınıftayken, Keke ve Lila’yla Beach
Reads’te buluşmak için baklava desenli çoraplarım ve jim-
nastik şortumla kaçmaya çalışırken yakaladığı sırada sorduğu
sorunun aynısıydı. Şimdi ne yapacaktım? Otoparka baktım
ve bir polis arabasının bize doğru geldiğini gördüm.Memur Fox bir kez daha yardımıma koşmuştu.
Hemen yanımıza park edip dışarı çıktı. “Merhaba, avu-
kat hanım!”
Annem gülümsemeden, “Merhaba Cody,” diye karşılık
verdi.
Cody park engelini dolanıp sanki yıllık mezunlar top-
lantısında bir araya gelen üç eski dostmuşuz gibi bize katıldı.
“Hastanedekilerin sizin için endişelendiklerini duydum. İs-
205
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 201/311
Jenrıifer Echols
terseniz sizi bırakabilirim ya da.. ,”Doğruca bana bakıp sonra
yeniden anneme odaklandı. “Sizi Zoey de bırakabilir.”
Annem başıyla onayladı. Tartışmadı. Bu kötü bir işa-
retti, çok kötü bir işaret.
Memur Fox, parmağıyla havuzu işaret etti. “Zoey, sen
neden gidip kuru bir şeyler giymiyorsun, sonra bizimle bu-
rada buluşabilirsin. Doug’a burada olduğumuzu haber vere-
bilirsin.”“Pekâlâ,” dedim ve annemi ilk seferinde olduğu gibi
Memur Fox’a bıraktım.
Doug giriş kapısının hemen yanında koltuk değnekleri-
ne yaslanmıştı. Annemi geri götürmesi için ağabeyini ara-
mıştı. Ya da ağabeyi annemin kaçtığını haber vermek içinona mesaj atmıştı. Ne olup bittiğini en son öğrenecek kişi ben-
dim.
Doug’un yanından geçtim, başka bir eleme yarışı baş-
lamıştı. Benim mahvettiğimi tekrar etmiş ve yeni bir tane
başlatmış olmalıydılar. Çünkü panoda BENNETT yazıyordu.
Keke mi yoksa Lila mı olduğuna karar veremedim. Elemele-
rin sıralamasını ya da kimin hangi yarışta yüzdüğünü hatır-
layamadım. Kontrolümü kaybediyordum.
Kalabalık umurumda değildi. Sudaki yarışmacılar için
tezahürat yapıyorlardı. Sadece birkaç izleyici arkadaşlarını
dürtüp başlarıyla beni işaret etti. Brandon olağandışı hiçbirşey olmamış gibi Stephanie’yle oturmaya devam ediyordu.
Belki de tuhaf hiçbir şey olmamıştı.
“Ne oldu?”,diye sordu Doug ve kaçabileceğimi düşüne-
206
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 202/311
Sarhoştum Hatırlamiyonun
rek önüme geçip yolumu kesti.
Arkamda kalan dünyayı elimle işaret ederek “Ağabe-
yinle birlikte,” dedim.
“İyi mi?”
“İyi değilse de artık arabası bana kalır,” diye dalga geç-
tim.
Doug’dan birkaç adım uzaklaşmıştım ki, şiddetli bir
mide bulantısıyla sarsıldım. Arabası bana kalır, cümlesi bo-ğazıma takılmıştı. Annem hayatının geri kalanını bir akıl has-
tanesinde geçirebilirdi ve benim ağzımdan çıkan, arabasının
bana kalabileceği miydi?
Giysilerim kızların soyunma odasındaydı ama ben doğ-
ruca havuzun kenarında izleyiciler için olan tek kişilik tuva-
lete yöneldim. Eğer içeride biri olsaydı ve ben kapıda kalsay
dım, ne yapardım bilmiyorum. Olan biten her şeyden sonra
bir de yüz elli kişinin önünde kusamazdım. Neyse ki tuvalet
açıktı, soğuk ve boştu. Sakin bir şekilde kapıyı arkamdan ka-
pattım, kilidi çevirip hızla tuvalete koştum.
Midemde korkunç bir ağrıyla iki büklüm halde defalarca
sadece öğürdüm. Sanki öğürme yeterince kötü değilmiş gibi
bir de titreme baş göstermişti. Ağlıyordum ve yüzüm halka
açık bir tuvaletin içine gömülmüş haldeydi. İşte tam o an
kendimi aynada gördüm. Odanın diğer ucundaki aynada hal-
ka açık bir tuvalette aile sorunları içinde kaybolmuş bir kızvardı. Ve o kız ben olamazdım.
Makineli tüfeği andıran bir ses tuvaletin kapısında yan-
kılandı. Başımı kaldırdığımda, birilerinin metal kapıya vur-
207
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 203/311
Jenrıifer Echols
duğunu fark ettim. “Ben iyiyim,” diye seslendim ve ayağa
kalktım. Kendimi daha iyi hissedebilmek için kusmuş olmayı
isterdim ama artık hiçbir şeyin bana kendimi daha iyi hisset-
tirmeyeceğini biliyordum.
îyi, kapıya vurmayı bırakmışlardı. “Ben iyiyim,” dedim
bir kez daha. Sonra birden alnımda ve yanaklarımda soğuk
bir şey hissettim. Yerde yatıyordum. Bayılmış olmalıydım.
İslak bir mayoyla halka açık bir tuvaletin zemininde öyleceyatıyordum. Ne harika!
Yavaşça ayağa kalkmaya çabaladım. Ellerimle yere bas-
tırarak hafifçe kendimi kaldırdım, iğrenç bir şeydi ama en
azından yüzümün yere değmesinden iyiydi. Sırtımı duvara
yaslamadan önce iki derin nefes aldım; ayağa kalkmayı ko-
laylaştırmaya çalışıyordum. İçimden bir ses kapıdaki ısrarlı
kişinin er ya da geç içeri dalacağını ve benim en azından o
bunu yaptığında ayakta olmam gerektiğini söylüyordu.
Gerçekten de kilit kendi kendine döndü. Büyük bir ola-
sılıkla yanaklarıma yer zeminin izleri çıkmış olmalıydı. Hızla
lavaboya koştum ve yüzüme su vurup, düşmemek için diğerelimle duvara tutunmaya devam ettim.
Kapı hızla açıldı. Okulun yaşlı temizlik görevlisi içeri
başını uzattı. “Zoey?”
Yüzümü kurulamak için kâğıt havluya uzanırken “Mer-
haba Bayan Roberts,” diyerek adeta şakıdım. “Beni kontrolettiğiniz için teşekkür ederim.”
Yüzü kapı aralığından kayboldu. Doug içeri girerek om-
zuyla kapıyı itti. “Ne yapıyorsun?”diye sordu.
208
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 204/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
O kadar yüksek sesle, “Biraz yalnız kalmaya çalışıyo-
rum,” diye bağırdım ki başım yeniden döndü. “Kahretsin,
biraz yalnız kalamaz mıyım?”
Doug da “Hayır,” diyerek bana karşılık verdi. “Ortadan
kaybolup kendini tuvalete kilitleyemezsin, hem de annen.”
Kâğıt havluyu sıkıp küçük bir top haline getirdim ve ona
fırlattım. Top göğsünden sekti. Birlikte yere düşmesini izle-
dik. Delirmediğimi biliyordum. Son derece normaldim çün-kü içimdeki topu alıp hızla çöpe atma isteğini bastırmıştım.
Yere çöp atmayı sevmezdim.
“Bayıldın, öyle değil mi?”
“Hayır.”
“Buraya gel,” dedi ve değneklerini bir kolunun altına
alıp diğer koluyla bana sarıldı.
“Hayır,” diye bağırdım. “Bana dokunma. Ve çekil yo-
lumdan.”
O kadar şaşırmıştı ki kenara çekildi. Dışarı çıktım.
Ve yüzme takımının havuzda olmayan neredeyse tüm
ekibiyle yüz yüze geldim. Çevremi sarmışlardı.
Gözlerine bakmadan yanlarından geçip soyunma oda-
sına gittim.
Doug usulca, “Onunla birlikte git,” dedi.
Kiminle konuştuğunu görmek için arkama bakmadım.
Ne de olsa hiçbir anlamı yoktu. Soyunma odasında anidengelen bir üşüme sonucu titreyen parmaklarla kilide şifremi
girdim. Giysilerimle birlikte arkamı döndüğümde Lila orada
dikilmiş duruyordu. Kollarını bir havluyla sarmıştı, bana ba-
209
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 205/311
Jennifer Echols
kıyor ve tek kelime etmiyordu. Lila, Keke ya da Stephanie
olması fark etmiyordu. Artık hepsi annemle ilgili gerçeği bi-
liyordu.
İkimiz de başımızı dışarıdan gelen gürültüye çevirdik.
Doug kızlarla erkeklerin soyunma odasının arasındaki kori-
dorda birilerine bağırıyordu. “Brandon, git kendini becer!
Harika zamanlama aşağılık herif!”
Doktorlar beyin ölümü gerçekleşmiş hastaları, makine-lere bağlı bir biçimde hayatta tutabiliyorlardı. Eğer beyin
ölümü gerçekleşmiş insanları yürütebiliyor, konuşturabiliyor
ve ananaslı buzlu içecek standına doğru gitme isteğini uyan
dırabiliyorlarsa buna en iyi örnek sanırım ben olabilirdim.
Etrafımda olup biten her şeyin farkındaydım ve zombi Zoey,
Doug Fox’un onun erkek arkadaşına aşağılık herif diye ba-
ğırmasına herhangi bir tepki göstermemişti. Gözlüklerimi ve
bonemi çıkardım, dolabımdaki askıya astım. Hızla ıslak ve
karmakarışık haldeki saçlarımı taradım. Giyinip hâlâ bana
bakmakta olan Lila’nın yanından geçip gittim.
Bu kez kapıda beni Brandon karşıladı. Gerçek şu ki,onun da bana herhangi bir şekilde sarılmasını istemiyordum.
Ama adeta tüm kapıyı kaplamıştı ve onu geçmeye çalışmak
gereksiz bir karmaşaya neden olabilirdi. Doğruca ona yürü-
düm. Büyük kollarıyla beni sardı.
Omzunun üzerinden baktığımda Doug’un, değneklerineyaslanıp beni izlediğini gördüm. Ya da Brandon’ı izliyor ve
benden kaçmadığından emin olmaya çalışıyordu. Brandon’a
destek olmuş ve yaz boyunca yaşadığı sayısız aşk ilişkisini
210
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 206/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
atlatmasına yardımcı olmuştum. Onu her zaman dinlemiş ve
asla şikâyet etmemiştim. Bir seferinde sarhoş bir şekilde ge-
cenin bir yarısı uyanmış ve sızlanmak için beni aramıştı. Onu
konuşarak sakinleştirmiştim ve bunun nedeni ondan hoşla-
nıyor olmam değildi. O zamanlar sadece onu önemsediğim için
bunu yapmıştım.
Ve şimdi Brandon’ın gelip bana sarılması için görünen
o ki Doug’un ona bağırıp çağırması gerekiyordu.Artık insanlar anneme ne olduğunu bildikleri için her
şey böyle olacaktı.
Bana yeterince uzun bir kucaklaşma gibi geldiği için
ona kadar saydım, daha sonra kendimi geri çekip Brandon’a
gülümsedim. “Geldiğin için çok teşekkür ederim. Belki sonragörüşürüz.”
İri ellerinden biriyle altın sarısı saçlarını karıştırdı. “Ne
zaman istersen beni arayabilirsin,” dedi. Sanki bu kız arka-
daşı olmanın verdiği otomatik bir ayrıcalık değilmiş gibi.
Sanki bana bir iyilik yapıyormuş gibi.
Yürüyerek yanından geçip havuza ve tribünlere doğru
ilerledim. Bu yolu son bir kez daha geçecektim. Keke’nin
elemesi bitmişti ve şimdi takımın geri kalanıyla birlikte titre-
yerek kenarda dikiliyordu. O ve Lila tıpatıp ikizler olmaya-
bilirlerdi ancak öfkeli bakışları kesinlikle aynıydı. Gözlerimi
ilerideki kapıdan ayırmadım.Kapının dışında ilk kez güneşin battığını gördüm. An-
nem ve Memur Fox, okulun hemen önünde, otoparkın ışık-
landırmasının altında bir palmiye ağacının çevresindeki alçak
211
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 207/311
Jennifer Echols
1
duvara oturmuşlardı. Bu mesafeden ne konuştuklarını duya
mıyordum ama sıradan bir sohbet yapıyormuş gibi görünü-
yorlardı. Memur Fox’un bacakları ayrıydı ve elleri dizlerinin
üzerindeydi. Tam da Memur Fox’tan bekleyebileceğiniz bir
oturma şekliydi bu. Oysa annem bacaklarını zar if bir şekilde
çapraz yapmış ya da beton bir duvara oturmayı reddetmiş ol-
malıydı. Ama dizlerini göğsüne doğru çekmiş, cenin pozis-
yonu almıştı. Ona ulaşmadan öne ve arkaya doğru sallanma-ya başlarsa, banyoya dönüp bu kez gerçekten kusacaktım.
Arkamdaki kapı bir hapishanenin demir parmaklıkları-
nın kapanma sesi gibi gürültülü bir şekilde kapandı. Doug,
“Zoey,” diye seslendi.
Durdum ve ona döndüm.“Annenle birlikte polis arabasında gidebilirsin,” dedi.
“Ağabeyim seni eve bırakacak.”
Başımı hayır anlamında iki yana salladım. “Plan bu de-
ğil. Onu ben götüreceğim. Ağabeyin onu götürebileceğimi
söyledi.”
“Daha yeni tuvalette bayılmışken onu Fort Walton’a
kadar sen götürmeyeceksin,” diye karşılık verdi Doug.
“Kendimi kötü hissetseydim araba kullanmazdım. Beni
ne zannediyorsun, deli mi?” Çiçekliğin oraya doğru yürürken
annemin dikkatli bir şekilde sallanmaya başladığını gördüm.
“Hadi gidelim.”Beni takip edip etmediğini görmek için arkama bakma-
dım. Karşı koyduğu takdirde Memur Fox şok tabancasıyla
ona müdahale edebilirdi. Ama annemin adımlarının otopark
212
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 208/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
da dahil her yeri kaplayan kumda çıkardığı sesleri duydum.
Adımları Benz’in arkasında durdu. “Araban nerede?” diyesordu.
“Parçaladım.”
Tepki yok. Hem de hiç. Ardından monoton bir ses to-
nuyla, “Baban nerede?” diye sordu. Tabii ki babamın Ha
waii’ de hamile sevgilisiyle evlenmek üzere olduğunu hatır-
lamıyordu. Annem delirmişti.
“İş için seyahate gitti.” Benz’in kapılarını açmak için
düğmeye basıp arabaya bindim. Otoparktan yola çıktığımda
dikiz aynasına baktım ve Memur Fox’un arabasının yolcu
koltuğunda oturan Doug’la birlikte beni yakından takip etti-
ğini gördüm.Kuzey’e doğru yol aldım ve körfezi dolanan karayolun-
dan devam ederek en hızlı şekilde Fort Walton’a ulaşmaya
karar verdim. Görülebilecek hiçbir şey yoktu, sadece farların
ışığında aydınlanan yol kenarındaki bitkileri fark edebiliyor-
dum. Doğuya, Panama City’ye doğru dönmüş olsaydım ara-
daki farkı anlamayabilirdim. Tüm yollar birbirine benziyor-
du.
Birden “Neye dönüştüğünün farkında mısın?” diye pat-
ladım.
Annem tepki vermedi. Tüm yol boyunca camdan dışarı
bakarak ve sanırım elleri terlediği için onları kalçalarına sür-
tüp kurulayarak geçirdi. Sanki mahkemedeki başka bir avu-
katın elini sıkmadan önce onları kurulaması gerekiyordu.
“O tımarhaneden kaçtın,” dedim. “Bundan sonra yapı-
213
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 209/311
Jennifer Echols
lan tüm şakaların konusu sen olacaksın. Hatta yoldan geçen
tavuk şakasındaki tavuk bile artık sensin!”
“Bu kimyasal bir dengesizlik,” diye fısıldadı cama doğ-
ru.
“Evet, doğru. Ve sen o kimyasal dengesizliğini bir er
lenmayer şişesine doldurup bir güzel karıştırdın.” Göstere-
bilmek için elimi vahşi bir şekilde savurup konuşmaya
devam ettim. “Ve hepsini okulumun üzerine döktün!” Kol-larımı patlamanın şiddetini göstermek istercesine iki yana
açtım. Bir yanım ona bunları söylediğim için kendimi çok
suçlu hissediyordu. Ama kendimi durduramıyordum. Öfke,
panikten milyon kat daha iyiydi.
Annem hareket etmedi. Konuşmadı. Ama göz ucuyla
ona baktığımda Benz’in panelinden yansıyan ışıkta yanağın-
dan süzülen yaşları görebiliyordum.
Az da olsa, annemin akıl hastanesinin çevresindeki or-
mana doğru kaçmasını ve palmiye ağaçlarının arasında kay- bolmasını beklemiştim. Ardından Memur Fox peşine düşe-
cekti. Annem şaşırtıcı bir şekilde birkaç gün sonra yolun ke-
narında, dizleri Florida ağaçlarının affetmeyen dalları tara-
fından çizilmiş bir halde bulunacaktı. Sanki son modaymış-
çasına üzerine geçirdiği çöp torbasına açtığı deliklere ellerini
geçirmiş, gözleri boş bakıyor olacaktı. Ve bu kez fotoğrafıçekilip gazete sayfalarında basılacaktı.
Ama bunların hiçbiri olmadı. Annem benimle birlikte,
214
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 210/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
ayakkabılarından tıraş bıçağı çıkarmadan ya da herhangi bir
krize girmeden sessizce hastaneye doğru yürüdü. Danışma-daki görevliye kim olduğumuzu söylediğimde, dört güvenlik
görevlisi yanımızda bitti. Annemin kollarına girdiler ve kori-
dorda gözden kayboldular. Çevredeki herkese parlak bir deli
ellerinden kaçtığı zaman onu nasıl toparladıklarını göstermek
ister gibi bir halleri vardı.Danışmadaki görevli beklememi istedi. Sonunda bir deli
doktoru beni avludaki bahçeye çıkardı. Baloncuklar çıkaran
fıskiyenin çıkardığı sesler ve büyük olasılıkla lobotomi gör-
müş adamların tırnak makasıyla budadıkları zakkumların
güçlü kokuları eşliğinde; doktor bana en azından karşıdan
karşıya geçen tavuk hikâyesinden daha iyi, ironik ve bir o
kadar da can alıcı şeyler anlattı. Can alıcı noktaları kafamda
tekrar gözden geçirirken hastanenin çıkışına doğru yürüdüm;
böylelikle onları Doug’a doğru şekilde anlatabilirdim.
Benim otoparka doğru yaklaştığımı görünce polis ara-
basından indi. Önce kapı açıldı, ardından değnekler ve sağ-
lam ayağı göründü ve sonunda kendini yukarı kaldırarak
dışarı çıktı. Açık kapıdan destek aldı ve kalçasıyla iterek ka-
pattı. Daha sonra arabanın önüne doğru ilerledi, kaputun üze-
rine zıpladı ve eminim ki ağabeyini daha iyi kızdırabilmek
için rahat bir yer arandı. Eliyle yanındaki yeri işaret etti. Polis
arabasının içinde oturmakta olan Memur Fox’tan onay almak
için yüzüne baktım ama o güç bulmak için dua edercesine
tavana bakıyordu.
Doug’un yanma kaputun üstüne tırmandım. Her ne
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 211/311
Jennifer Echols
kadar gece çökmüş olsa da, ıslak mayoyla dolaşmadığım için
hava beni ısıtmıştı. Ve hastanenin koridorları sanki içeridekiinsan örneklerini korumak istiyorlarmışçasına buz gibiydi.
Popomu ısıtmakta olan motor kapağının sıcağıyla gevşedim.
Doug beni seyrediyordu.
Hatırladığım can alıcı cümleleri ona aktardım. “Doktor
en başta annemin depresyonda olduğunu düşündüklerini söy-
ledi. Ne de olsa intihara kalkışmıştı. Bu nedenle ona antidep
resan verdiler ama bu onu manik nöbetg sürükledi. Bu da
insanların akıl hastanesinden kaçıp kızlarım tam da bir ele-
meyi kazanmak üzereyken havuzdan çekip çıkarmalarına se-
bep olurmuş. Ve ilacın onu neden bir manik nöbete soktu-
ğunu bilmek ister misin?”
Hayır, neden? Doug’un kuru bir sesle böyle söylemesi
gerekiyordu, böylece beni bir sonraki can alıcı cümleye ha-
zırlayacaktı. Ama onun yerine iri yosun yeşili gözleriyle beni
izleyip hayır anlamında başını iki yana salladı.
Ben de ağzımdaki baklayı çıkardım. “Çünkü annem sa-dece depresyonda değil. Annem de aynı zamanda bipolar bo-
zukluk var. Bunu anlamaları için bir buçuk hafta geçmesi ve
annemin hastaneden kaçması gerekmiş. Oysa ben onlara en
başından söyleyebilirdim. Demek istediğim neyi olduğunu
bilmiyordum ama onlara birkaç haftadır depresyonda oldu-ğunu anlatabilirdim. Onlara bunun bazı haftalar doktordan
uyku ilaçlan alacak kadar arttığını ve böylece yeniden dep-
resyona girip sonunda intihara kalkıştığını söyleyebilirdim.
Ve böylelikle çoktan ona ne olduğunu anlamış olurlardı.”
216
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 212/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Bu kez Doug söylemesi gerekeni biliyordu. “Peki, ne-
den daha önce anlatmadın?”
“Çünkü bana sormadılar. Onu görmeme izin vermediler.
Babama insanlar intihara kalkıştıklarında ailelerinin sorunun
bir parçası olduğunu ve bu yüzden de delilerin tedavi olurken
ailelerini görmelerine izin vermediklerini söylemişlerdi.”
Doug gülmedi ya da bana ağzı açık bir şekilde bakakal-
madı. Sadece bana bakmaya devam etti. Her İngilizce sına-vında sınıftaki en yüksek notu almış olmasına karşın; yine
de bu durumla ilgili yaptığım ince alayı anlamamıştı. Bunu,
“Senin onun delirmesine yardımcı olduğunu söylemediler.
Demek istedikleri baban bir çalışanını becerdi. Ama bir hasta
onlara geldiğinde ilk başlarda böyle şeyleri bilmezler. Her ih-
timale karşı herkesi hastalardan uzak tutmak zorundalar,”
diye karşılık vermesinden anlamıştım.
“Anlamıyorsun,” dedim. “Eğer onunla birlikte acile gel-
diğimde doktorlar beni sorun çıkaran bir çocuk olarak gör-
mek yerine bana biraz itibar etselerdi, olan biten tüm bu so-
runları engellemiş olabilirdim!”Şimdi Doug ağzı açık bir halde beni bir kütüphane m e-
muru ya da çift odaklı gözlüklerinin arkasından bakan belalı
bir bakıcı gibi bana bakıyordu. Daha da kötüsü, ağzı açık bir
haldeyken bana uzun siyah kirpikleriyle bakıyor olmasıydı.
Bunun farkında olmadığı halde son derece seksi bir şekilde
beni yargılıyordu. Ve benim ancak hatırlatıldığı zaman bana
sarılabilen bir erkek arkadaşım vardı.
Motorun üzerinden aşağıya kayıp, “Sana hiçbir şey an
217
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 213/311
Jennifer Echols
latmamalıydım,” diye homurdandım.
Ben daha ondan uzaklaşamadan, “Hey,” diyerek elimi
yakaladı. “Senin benden beklediğin gibi davranmıyorum. Ne
yapmamı istiyordun ki?” Öne doğru eğildi, elimi çok sıkı
kavramıştı. Eğer onu yanlış anlamıyorsam son derece cid-
diydi.
Bırakması için elimi sallayıp kollarımı göğsümde ka-
vuşturdum. “Benimle birlikte gülmeni, öfkelenmeni ve bu-rada oturmak, bana bakmak ve benim için üzülmenin dışında
bir şey yapmanı bekliyorum.”
Hâlâ bana bakıyor ve anlamıyordu.
“Bu kalıtımsal.” Hızlı bir şekilde konuşmaya devam
ettim. “Doktor bana uyarı belirtilerinin neler olduğunu anlat-
tı. Depresyon...Bu zaten apaçık. Sonra bu insanlar birden
delirebilirmiş. İşkolik olurlarmış. Her şeyle ilgilenmek ister-
lermiş.”
“Ama bu senin doğal halin.”
“Düşüncesiz olurlarmış,” diye ekledim.
Doug başını kaldırdı. “Ne gibi? İlk buluşmada sevişmek
gibi mi?”Adeta cırladım, “Brandon ve ben birbirimize âşık...”
Doug uzandı ve iki parmağını dudaklarıma bastırdı. “An-nenin bir şişe uyku ilacı yuttuğu gece Brandon’la seviştin.
Bana göre bu senin bipolar bozukluğun varmış anlamına gel-
miyor. Bu senin perişan bir halde saçma sapan davrandığını
gösteriyor. Deli olduğunu değil.”Memur Fox polis arabasının içinden “Bu kız deli,” diye
homurdandı.
218
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 214/311
V
12
Memur Fox’a kısık gözlerle baktım ama hastanenin ışık-
ları ön camdan yansıdığı için arabanın içini tam olarak göre-medim. Sanırım dördüncü kez onun bir şey söylediğini duyu-
yordum. Bir polis memuruna küfür etmeden önce onu doğru
duyup duymadığımı kontrol etmek istedim.
Görünen o ki, onu doğru anlamıştım. Doug gülümsedi.
“Ağabeyim senin deli olduğunu ve kendine gelmen gerekti-
ğini düşünüyor.”
Gözlerimi kapadım, derin bir nefes alıp gözlerimi açtım.
“Neden?”
Doug her zamanki alaycı ses tonuyla konuştu. Eğer yü-
züne bakmadan onu dinliyor olsaydım, bir şeylerin ters git-
tiğini asla anlamazdım. Ama konuştukça başı gergin bir ipinüzerindeki top gibi sallanıp duruyordu. “O gün anneni bul-
duğunda oldukça sakindin. Ağlamadın.”
Bunu hiç düşünmemiştim. Ama şimdi olanları değerlen
219
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 215/311
Jennifer Echols
dirmek için kendime izin veriyordum... On yedi yaşındaki
bir kız annesini intihar girişiminden hemen sonra bulup hiçağlamaz mı? İşte bu gerçekten de kulağa çılgınca geliyordu.
Doug’un yeşil gözlerine konsantre oldum. “Evde oldu-
ğunu biliyordum çünkü arabası otoparktaydı. Ama içeri gir-
diğimde ışıklar kapalıydı ve hava soğuktu.” O kavurucu ak-
şamüzeri buz gibi, karanlık odaya girdiğim ana ait hatıralarla
birlikte tüylerimin diken diken olduğunu hissettim.
Doug motorun üzerinden kayarak indi ve tek bir değ-
nekle dengede durarak bana doğru geldi.
“Onu yatağında buldum ve öldüğünü biliyordum. Ne
yaptığını tam olarak biliyordum. Günün ortasında bile sürekli
uyuyordu ama elini yastığa koymak gibi bir tuhaflık vardı.”
Parmaklarımı o pozisyonu göstermek için uzatarak, bir ölü-
nün bana nasıl göründüğünü, parmaklarının nasıl gevşedi-
ğini, avucunun açıklığını ve zayıflığını ona göstermeye
çalıştım.
Doug’un eli avucumu kavradı.“Ve sonra ona dokunduğumda yaşadığını anladım.” El-
lerimize bakarak anlatmaya devam ettim. “O kadar rahatla-
mıştım ki. Ne kadar rahatladığımı ve mutlu olduğumu hayal
bile edemezsin. Büyük ihtimalle 911 kayıtlarında kahkahalar
bile attığımı duyabilirsin. Kendimi yaşayan en şanslı insangibi hissettim. Ağabeyin geldiğinde ve onunla birlikte am-
bulansın arkasında hastaneye gittiğimizde bile hâlâ böyle his-
sediyordum. Ancak, hastanenin bekleme odasında otururken
annemin böyle kalabileceğini düşünüp korkmaya başladım.
220
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 216/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Oh, Tanrım.”
Ben yıkılmadan Doug öne gelmiş ve bana yüzümü sak-
lamam için bir yer vermişti. Florida Eyalet Üniversitesi ti-şörtünde hıçkırıklara boğuldum. Bir kez başladıktan sonra
kendimi durduramadım ve boğuluyormuş gibi bir ses çıkar-
dım. Bu öyle güçlü bir sesti ki, annem hastanenin bahçesin-
deki yollan süpürüyorsa beni duyabilirdi, aynı taşı tekrar
tekrar anlamsızca süpürüyor olsa bile.
“Şişşt,” dedi Doug. Parmak uçları kalın saçlarımın ara-
sından geçip enseme dokunana dek başımı okşadı. Diğer ko-
lunu değneğini de tutabilecek tuhaf bir açıyla bana sarmıştı.
Ve başımı öptü.
Bu daha çok ağlamama neden oldu. Kendimi akıntıya
kapılmış, okyanusun dibine çekiliyor gibi hissediyordum.“Bunu bana neden yapıyorsun?”
“Şişşt. Sadece iyi olduğundan emin olmak istiyorum.”
Uzun süre ağladım. Birkaç dakikada bir ondan uzakla-
şıyor, burnumu çekiyor ve kendime gelmeye çalışıyordum.
Ama yüzüne bakıp gözlerindeki yaşlan gördüğümde kendimi
yeniden kaybediyordum. En azından çevremizde bana göz-
lerini dikip bakan kimse yoktu. Otoparkta bizim ve Memur
Fox’un dışında kimse yoktu. Ve herhalde hıçkırarak ağlayan
biri, hastanenin dışında sık sık rastlanan bir durumdu. Tüm
bu zaman boyunca Doug parmaklarıyla boynumda daireler
çizmeye devam etti.Son bir kez burnumu çekip derin bir nefes aldım, yorgun
düşmüştüm ama iyiydim. Yeniden Memur Fox’un arabasının
221
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 217/311
Jennifer Echols
üstüne tünedik. “Şimdi ne yapacağım?”
“Bekleyeceksin,” dedi Doug.
“Onu zaten yaptım,” diye iç geçirdim. “Onu ziyaret et-
meme izin vermiyorlar. Buraya geldiğinden beri kendini ha-
zır hissettiğinde beni arayabileceğini biliyordum. Ama beni
hiç aramadı. Onun yerine yüzme yarışıma geldi ve Grendel
canavarının annesi gibi beni çılgınca havuzun içinden çekip
çıkardı.”“Hımm.” Doug söylediklerime az da olsa gülmüştü.
“Artık sorunun ne olduğunu bildiklerine göre her şey daha
farklı olacaktır.” Elimi sıktı.
Hangi hastane camının ona ait olduğunu merak ettim.
Eğer ön tarafa bakan bir camı varsa belki de şimdi beni gö-
rebiliyordu. Tabii bir camı varsa. “Yüzme elemesindeki in-
sanlar onunla ilgili ne söyledi?”
“Tahmin ettiğin şeyler.” İki eliyle beni omuzlarımdan
kavrayarak kendine çevirdi ve biraz sarstı. “Zoey, birçok in-
san ne olduğunu bilmiyordu. Yüzme takımındaki kimse bil-
miyordu. O nlar.. Keyifsiz bir şekilde kıkırdadı. “Şaşırdılar.
Ama annen bir kamu avukatı. Elli kişiyle birlikte mahkeme
binasında çalışıyor. Bir haftadan fazla süredir ortalarda gö-
rünmüyordu. İnsanlar er geç bunu öğrenecekti. Baban Cody’
yi kovdurtmakla tehdit etmiş olabilir ama bunu asla tahmin
edemezdi. Artık insanların her şeyi öğrendiğini biliyorsun.Tek farkı bu. Ne sen ne de babanın bu bilgiler üzerinde bir
kontrolü vardı. Sadece her şeyi kontrol edebileceğini sandın.
Ve eğer sen böyle bir kandırmacaya inanmak istiyorsan, işte
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 218/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
o zaman gerçekten deli olabilirsin.”
Alnımı ovuşturdum, başım zonklamaya başlamıştı. Ağrı
kesicilerimi almayı unutmuştum.
“Bu dünyanın sonu değil, Zoey. Evet, kasabadaki herkes
olanları bilirken işe dönmesi zor olacak, peki ama başka ne
yapabilir ki? Ve inan bana annen bunun üstesinden gelecek.
Üç yıl sonra tüm bunlar hiç yaşanmamış gibi gelecek.”
“Gerçekten mi?” Bunu sordum çünkü artık annemdensöz ediyormuş gibi gelmiyordu. Islahevinden çıkıp gelmesini
anlatıyordu.
Sonra saatime baktım. “Ah, bak. Babam tam da şu an
evlendi.” Memur Fox’u görevinden yeterince alıkoymuştum.
Doug’a “Kasabaya ağabeyinle birlikte mi döneceksin?” diye
sordum. “İstersen seni ben bırakabilirim.”
Başparmakları omuzlarıma doğru kaydı. “Tabii ki. Ama
beni hemen eve götürmek zorunda değilsin. Biraz takılabili-
riz.”
Derin bir nefes aldım, bunu nasıl doğru şekilde ifade
edebileceğimi düşündüm. Bu gece benim için yaptığı onca
şeyden sonra onu kızdırmak istemiyordum.
Ben daha ağzımı açamadan Doug atıldı. “Sen Brandon’a
gideceksin, öyle değil mi?”
Bunun Doug için bir anlamı olmadığını biliyordum.
Benim için de pek bir anlamı yoktu. Sadece tüm bunlar olma-dan önce Brandon benim en iyi arkadaşımdı. “Hâlâ birlikte
miyiz yoksa dehşete mi kapıldı bilmek zorundayım.”
Doug, “Sadece onu arayamaz ya da mesaj atamaz mı-
223
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 219/311
Jen nifer Echols
sın?” diye homurdandı.
“Hayır, öyle bir şey anlayamam.”
Doug bir an için güldü. “Böyle de anlayamıyorsun.”Göğsüne hafifçe vurdum. “Bu da ne demek oluyor?”
Beni, “Sen sadece onunla park alanına gitmek istiyor-
sun,” diye suçladı.
“Pekâlâ, öyle yaparsam ne olur?”
Öyle yapsam ne olurdu?
Doug kolunu Benz’e doğru uzattı; nasıl istersen.
“Benimle geliyor musun?” diye sorclum. Benimle gel-
mesini, kasabaya onunla birlikte dönmeyi ve böylece konu-
şup işleri yoluna koyabilmeyi diledim.
Başını hayır anlamında iki yana salladı.
Kaputun üzerinde kaydım ve sağlam dizine hafifçe kal-çamla dokundum.
“Bana kızma.”
Doug omuz silkti ve hastanenin üzerinden yükselmekte
olan aya baktı. Neredeyse dolunay olmak üzereydi.
Polis arabasının diğer tarafına dolaştım ve Memur Fox’a
teşekkür etmek için camının yanma gittim. Ama o horluyor
du.
Başka bir şey olmasını diledim. Doug’un fikrini değiş-
tirmesi, biraz daha kalabilmem için bana hakaret etmesi gibi
herhangi bir şey. Yavaşça Benz’e doğru yürüyüp arabaya bin-
dim. Annem parfüm sıkmamıştı ama yine de onun kokusunualabiliyordum. Her zaman kullandığı ve büyük olasılıkla has-
tanede bulamayacağı sabun ve şampuanın dışında bir şeydi
224
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 220/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
bu. Annemin kendi kokuşuydu. Kontağı çevirdim.
Hiçbir şey olmadı.
Herhalde iyice kafayı yemiştim. Büyük bir olasılıkla
artık kendi ayakkabılarımı bile bağlayamayacak bir haldey-
dim. Anahtarı çektim, tekrar yerine taktım ve kontağı çevir-
dim.
Yine bir şey olmadı. Ne farlar, ne radyo, ne de motor
çalışmıyordu.
Bana bakmakta olan Doug polis arabasının önünden
inip ağabeyini uyandırmaya gitti.
On beş dakika sonra Memur Fox başını motordan kal-
dırıp Benz’in motor kapağını indirdi. “Sana tek bir şey söy-
leyebilirim, köşede arkadaşıma ait bir tamirhane var. Geç
saatlere kadar çalışır. Onu arayacağım ve senin için çekiciyle
gelmesini söyleyeceğim. Belki de basit bir şeydir.” Onu ba-
şımla onaylayınca Memur Fox polis arabasına dönerek tel-sizle konuşmaya başladı.
Doug ağabeyi için el fenerini tutmuştu. Şimdi de feneri
bana çevirmişti. “Biraz oturmam lazım. Bacağım yeniden
şişmeye başladı.”
Ondan çekiniyordum.“Benimle birlikte uzanabilirsin.” O kadar yaklaşmıştı
ki, fenerin ışığını yanaklarımda hissedebiliyordum. “Sen de
yorgunsun.”
Birden kendimi çok yorgun ve bitkin hissetmiştim. San-
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 221/311
Jennifer Echols
ki yüzlerce kulaç atmış gibiydim. Yoksa bu Doug’un teklifi-
nin çekiciliğinden mi kaynaklanıyordu?Yine de onunla uzanamazdım. Erkek arkadaşımla park
alanına gidemediğim için bir polis arabasının arkasında Do
ug’la birlikte uzanmak benim teselli ödülüm olmamalıydı.
İşte o zaman tam bir fahişe olurdum.
Tek eliyle koltuk değneğini dengede tutmaya çalışırken
feneri tutan elini omzuma koydu. Otoparkın loş ışığında artık
yüzünü çok net göremiyordum ama diğer duyularım devreye
girmişti. Tişörtümün üzerinden hissettiğim elleri sıcacıktı ve
alçak sesi boğazımı yakıyordu. “Hadi ama Zoey. Ölü gibi gö-
rünüyorsun. Benimle birlikte uzan. Bir şeye kalkışmayaca-
ğım.”Anahtarları Benz’in üzerinde bıraktım ve Doug’la bir-
likte polis arabasına yürüdüm. Doug ağabeyine birkaç şey
söyledi, o da ön koltukla arka arasındaki cam bölmeden bize
birkaç yastık verdi. Anlaşılan Doug polis arabasını arada sı-
rada uyumak için kullanıyordu. Gerekli tüm malzemeye sa-hipti. Yastıklardan birini başımızın altına koydu, diğerini ise
bacağım yukarı kaldırmak için kullandı ve uzun bedeniyle
kıvrıldı.
Yüzme takımının minibüsünde olduğu gibi ben de onun
önüne uzandım. Aradaki tek fark polis arabasının koltuğunun
diğerine göre daha küçük olmasıydı. Yani birbirimize dokun-
madan uzanmamız mümkün olmuyordu. Ve birbirimize do-
kunuyorduk. Elleriyle bana dokunmuyor ya da belirgin bir
şey yapmıyordu. Ama dizlerimin onun dizlerine değdiğini
226
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 222/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
hissedebiliyordum. Kalçaları kalçalarıma değiyordu. Popom
leğen kemiğini hissediyordu. Göğsünden sırtıma doğru bir
sıcaklık yayılıyor ve sıcak nefesi saçlarıma değip geçiyordu.
Baş ağrım yavaşça hafiflemeye başlamıştı. Memur Fox rad-
yodaki sert metal şarkının sesini açıp yola koyuldu.
Yumuşak bir ses tonuyla, “Doug,” dedim.
“Zoey,” diye fısıldadı.
“Evden kaçtığında nereye gittin?”Aldığı derin nefesi saçlarıma bıraktı. Boynum ürperdi.
Sonunda, “Seattle,” diye cevap verdi.
“Orası çok uzak.” Doug’u on dört yaşındayken, benim
o yaşlarda olduğum kadar masum bir şekilde, Seattle’da tek
başına hayal ettim. Şimdiki halinden çok daha küçük bir ço-
cuktu. Florida havasına uygun ince montu Pasifik’in nemli
rüzgârlarına göre değildi ve cüzdanı bomboştu.
“Elimden geldiğince uzağa gittim.” Boynumun arkasını
burnuyla dürttü. Bunu kasıtsızca yaptığından emindim. Sa-
dece yastıkta kafası için daha büyük bir yer açmaya çalışı-
yordu.Başka bir şey konuşmadık. Araba gürültüyle ilerledi, bi-
naların ışıkları üzerimizden geçti. Fort Walton ve Destin’den
geçmek için sahil boyunca devam eden uzun kuzey yolunu
seçmiştik. Sokak lambaları arabanın içini arada aydınlatıyor-
du. Ve Doug’un ensemdeki nefesi derin bir ritme dönüştü.
Elleri vücudumun herhangi bir yerine dokunmuyor olsada, tüm bedeniyle bana değiyordu. Ve bunu bana dokunmak
istediği için yapmıyordu. Ben de ona dokunmamalıydım.
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 223/311
Jennifer Echols
Çünkü bir erkek arkadaşım vardı ve Doug’u ayartmak iste-
miyordum, ama elim kalçamın üzerinde durmaya devam etti.
Doug’un gerçekten de dokunmamam gereken bir yerine ulaş-
mam için çok fazla hareket etmem gerekmiyordu.
Eve yaklaştıkça içimdeki istek de artmıştı. Yanından
geçtiğimiz her araba daha fazla arzu yaratıyordu. Yap hadi,
yap hadi, yap hadi. Ona dokunursam ve uyanıksa utancım-
dan ölebilirdim. Ona dokunursam ve uyuyorsa, bu neredeyse
bir suç sayılabilirdi. Sanki en savunmasız olduğu an ondan
faydalanmak gibi olurdu.
Yapamadım. Ama sadece bunu düşünerek bile arzula-
rım, Brandon’la birlikte bunu gerçekten yaptığımız andan
çok daha fazla artmıştı.Clyde’ın Eğlence Parkı ve Izgara Deniz Kızı gibi tanıdık
tabelaları.görmeye başlamıştım. Eve az kalmıştı. Doug çok
geçmeden uyanacaktı. Ve ben bu fırsatı elimden kaçırmış ola-
caktım.
Yavaşça, her seferinde neredeyse bir milimetre ilerleye-
rek elimi kalçamla aramızdaki yere kaydırdım. Onun uyudu-
ğunu düşündüm ve elim aşağıya kaydı. Onu şaşırtabilirdim.
Hayır. Buna cesaret edemezdim.
Ve birden Jamaika Joe’nun Yeri ışıklarının arabanın ca-
mından süzülüp geçmesini izlerken, Doug ağzıyla ensemi
sanki ağzımı, kulağımı ya da göğsümü öpüyormuş gibi öptü.
Bu fikrin aklına nereden geldiğini bilmiyordum. Daha önce
hiçbir erkek ağzıyla göğüslerime dokunmamıştı. Bu düşünce
beni korkuttu ve bir o kadar da hoşuma gitti. Dili boynumda
228
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 224/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
daireler çizerek masaj yapıyordu; beni kendine daha çok çek-
ti. Ve ben de tıpkı hayal ettiğim gibi ona dokunarak sertleş-
mesine neden oldum.
Arabanın motoru ve radyodaki metal müzik aynı anda
sustu.
İkimiz birden fırladık, arabanın ışığının altında daha en
başında birlikte uzanmamamız gerekiyormuş gibi birbirimize
baktık. Suçluluk duygusu eğlenceli bir şey. Eğer suçlu olma-saydık beni öpmekten dudaklarının ne kadar kızardığını ve
şiştiğini fark etmezdim. Ya da cam gibi yeşil gözlerinin ona
dokunduğum yere nasıl baktığını.
“Dışarı çıkmana gerek yok,” dedim. “Yarın görüşürüz.”
Koltuktan tırmandım, Memur Fox’un camının yanında dur-
dum. “Çok teşekkür ederim, her şey için teşekkürler.”
Memur Fox iki parmağıyla alnına dokunarak tam bir ah-
mak gibi selam verdi. “Sadece işimi yapıyorum hanımefen-
di.”
“Hı hı.” Doug’la birbirimize yaptığımız ve yapmadığı-
mız tüm o şeylerden sonra hâlâ başımın döndüğünü ve ser-sem gibi olduğumu fark etmemesini umdum. Babamın evine
doğru koştum, kameraları geçtim ve doğruca odama gidip
başladığımız şeyi bitirdim.
“ZOEY.”
“Mmmm.”
Doug’un sesiyle yatağımdan fırladım.
229
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 225/311
Jerınifer Echols
Gece boyunca rüyalarımda dolanıp durmuştu ama on-
ların sadece rüya olduklarını biliyordum. Gerçekler o kadar
güzel değildi. Sonra birden cep telefonumu kulağıma bastır-
dığımı fark ettim. “Tamam, uyandım.”
“Okula gelecek misin?”
Kendimi yatağa geri bıraktım ve komodinin üzerindeki
saate baktım. “Geç kalmadım.”
“Sadece bir araban olduğunu bilmeni istedim. Belki bakmak aklına gelmez ama ağabeyimin arkadaşı Benz’i ta-
mir etti. Evin önünde duruyor.”
Yatağımdan uzandım ve evin önüne bakmaya çalıştım.
Ama odamın camı o yöne bakmıyordu ve duvarlardan evin
önünü görmem mümkün değildi. “Şaka yapıyorsun. Pekisorun neymiş?”
“Hani insanların Japonca konuştuklarını anlarsın ama
ne söylediklerine dair en ufak bir fikrin olmaz ve kesinlikle
söylediklerini tekrar edemezsin...”
“Yani arabalarla ilgili hiçbir şey bilmiyorsun, öyle mi?”
Doug güldü. Onu, başını geriye atıp gülerken hayal et-
tim.
“Vay canına,” dedim. “Ağabeyine minnettarım. Sanı-
rım. Ne kadar tuttuğunu biliyor musun? Kredi kartım var.”
Tamirhane faturasının yüksek olmamasını diledim, öyleyse
bile babam yokken kesme tahtasında esrarlı sigara sarmış de-ğildim ya. Tabii böyle bir şey babamdan çok annemi ilgilen-
dirirdi.
“Borcun yok,” dedi Doug. “Tabii ağabeyim ve arkadaşı
230
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 226/311
!Sarhoştum Hatırlamıyorum
Benz’le polis arabasını yarıştırmış olabilirler. “
“Ne?” Yeniden yattığım yerden fırlamıştım. “Ama bu
yasadışı! Otobanda kovayla yardım toplamaktan çok daha
yasadışı!”
“Ağabeyim çok kötü bir polis. Pekâlâ... O halde okula
geliyorsun, değil mi?”
Doug’u görmek için ölüyordum. Telefondaki alçak ses
tonu tekrar tüylerimi diken diken yapmıştı. Ama boştaki eli-mi yıkamadığım için klordan sertleşmiş saçlarımdan geçir-
meye çalıştığımda, Brandon’ın bana dün geceki sarılışını
hatırladım. Ve hemen onun arkasında adeta hayvanat bahçe-
sindeki bir gösteriyi izler gibi bakan yüzme takımını. “Ha
yıııırrrr.”Doug “Gel ve çevrende biraz insan olsun,” diyerek beni
kandırmaya çalıştı. “Bence bugün yalnız kalmamalısın.”
“Bence kesinlikle kalmalıyım.”
“Gelirsen senin için endişelenmek zorunda kalmayaca-
ğım.”
Beni ikna edebilecek yegâne gerekçeyi sunmuştu. Ona
zaman ayırmalıydım. En azından bu kadarım borçluydum.
Gün boyunca birlikte takıldık, matematik dersi hariç
tabii. Ve bu çok zevkliydi. Sanki çıkıyor gibiydik. Ya da, pe-kâlâ, onu polis arabasının arkasında hissetmem gibiydi.
Gerçekten de bana göz kulak olan en yakın arkadaşım
gibi davranıyordu. Olağandışı hiçbir şey yapmıyorduk. Okul
231
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 227/311
Jenrıifer Echols
başladığından beri İngilizceden tarihe, biyolojiden öğle ye-
meğine kadar zaten bir şekilde birbirimizi takip ediyorduk.
Bugünün tek farkı birlikte yürüyor olmamızdı. İnsanlar bana
bakmaktan kaçınıyor mu yoksa sadece bana bakmıyorlar mı
anlayamamıştım. Annem ve benimle ilgili fısıldaşarak konu-
şup konuşmadıklarını merak ediyordum. Doug, ona anlat-
mama gerek kalmaksızın nasıl hissettiğimi çok iyi biliyordu.
Kendimi yalnız hissetmemem için bana birlikte yürüyüp ko-
nuşabileceğim bir arkadaş olmuştu.
Okul açıldığından beri öğlenleri aynı yemek masasında
ama farklı uçlarda otururduk. Bugün her zamanki masamızda
yüzme takımının büyük bir kısmıyla birlikte yan yana otur-
duk. Yani onun arkadaşları ve şimdi sanki onları ısıracakmı-şım gibi davranan benim eski arkadaşlarımla. Salı günü Keke
ile Lila’yı en son kavgalı bir halde bırakmıştım ama şimdi
görünen o ki onları çaba dahi göstermeden yeniden bir araya
getirmiştim. Hiçbir şey iki kişiyi, üçüncü bir şahısa duyulan
öfke kadar güçlü bir duyguyla birbirine bağlayamazdı. Lila,
Mike ile Keke’nin arasında oturuyordu ve kendi aralarında
konuşuyorlardı. Keke’yle her konuştuğunda, onun donmuş
yoğurdundan bir kaşık alıyor ve sonra ikisi birden soru soran
gözlerle bana bakıp başlarım çeviriyorlardı. Onlar herkesle
ilgili her şeyi biliyor olmakla gururlanırlardı. Oysa şimdi en
yakın arkadaşlarının annesiyle ilgili bilgilerden uzak tutul-dukları için öfkeliydiler. Bunu kimsenin öğrenmesini iste-
memiş olmayı anlatmaya çalışmam faydasız olacaktı.
Doug bana bir şeyler yapmam için “Hadi şu klasöre bir
232
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 228/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
bakalım, Kaptan,” dedi.
Çatalımı bırakıp sırt çantamdan onun için klasörümü çı-
kardım. Gerçekten de ilgili bir şekilde kendi elyazısıyla yaz-
dığı sayılara bakıyordu. “Son birkaç günkü rakamların
gerçekten de inanılmaz. Yoksa peşinden kovalayan mı
vardı?”
“Belki de.” Yemek salonunun diğer ucunda Stephanie
Wetzel abartılı hareketlerle arkadaşları için bir şeyler taklit
ediyordu. Bu annemin beni havuzdan çıkarmasıydı. Daha
çok bir balıkçının bir kılıçbalığım tekneye alması da diyebi-
lirdik.
“Önemli olan senin her zaman böyle yüzebilmeni sağ-
lamak,” diye devam etti Doug. “Kafanda bir şeyler dönüpdurmadığı zamanlarda bile.”
Ona doğru döndüm. “Bunun en azından bir süre sorun
olacağını pek sanmıyorum.” Elimle başımın üzerinde bir da-
ire çizdim. “Burası artık çok kalabalık bir hava sahası oldu.
Böyle devam ederse eyalette bile devam edebilirim.” Keke
ve Lila bana baktı. Elimi indirdim.
Doug, “Bugünkü yüzme egzersizinden sonra beni ba-
bam alacak,” dedi. “Perşembe günleri günbatımı gezintimiz
olur ve ardından da mürettebat toplantısı.”
“Mürettebat toplantısı mı? ”diye tekrarladım. Bu He
mingway’de gördüğüm kabadayı adamlar düşünülünce ku-lağa çok fazla yenilikçi gelmişti.
“Ama yüzme takımının yarın akşamki futbol maçından
sonra kumsalda bir parti planladığını duydum,” dedi. “Ve ka-
233
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 229/311
Jenrıifer Echols
tılmaları için futbol takımını da ikna etmeye çalışıyorlarmış.
Gelmek ister misin?”
Göz ucuyla Keke ve Lila’ya bakmaktan geri durama-
dım. Keke bana bakarken aralarında fısıldayarak bir şeyler
konuşuyorlardı. Doug’a dönüp, “Ben davet edilmedim,” de-
dim.
“Tabii ki davetlisin, sen yüzme takımının kaptanısın,
ama bu konuyu geçelim. Davetlisin çünkü seni ben davet edi-
yorum.”
“Randevu gibi mi?” Etrafımızdakilerin kahkaha ve çatal
bıçak seslerinden duyamayacağı kadar alçak bir sesle sor-
muştum.
“Tabii ki randevu gibi değil, çünkü aksi halde gün bo-yunca sana tek bir mesaj bile atmamış olan muhteşem erkek
arkadaşından ayrılman gerekir.” Doug bunu nasıl bilebilirdi?
Beni, gösterdiğinden çok daha dikkatli bir biçimde izliyordu.
“O halde arkadaş olarak mı?” diye sordum.
Başını hafifçe öne eğdi ve uzun siyah kirpikleriyle bana
o seksi bakışlarından birini attı. “Her neysek.”
Yüzme egzersizi boyunca Gabriel’i havuzun kenarına
katlanabilir bir sandalye getirmesi için ikna etmeyi bile ba-
şardı. Böylelikle bana daha yakın oturup beni koruyabilecek-
ti. Ama egzersizin sonunda aynen söylediği gibi bana el sal-
ladı ve babasıyla buluşmak için çıkıp gitti. Beni kızların so-yunma odasında koruması zaten pek mümkün değildi.
Bunun er geç olacağını biliyordum. Duş alıp kurulanır-
ken ve giyinirken Keke’nin beni izlediğini hissedebiliyor-
234
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 230/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
dum.
Hızlanıp kalabalıktan önce dışarı çıkabilir, benimle yal-
nız kalma fırsatını onun elinden alabilirdim. Ama aksine ya-
vaşladım. Onun ve Lila’mn buz gibi bakışlarını yeterince
çekmiştim. Lila, Mike’la buluşmak için aceleyle soyunma
odasından çıkmıştı. Yine de Keke’yle barışmak, ikisiyle bir-
den barışmak anlamına gelebilirdi. Son alt sınıftaki kız grubu
da kıkırdayarak dışarı çıktıktan sonra kapıyı kapatıp Ke-ke’yle yüz yüze geldim. Bana “ne var?” bakışıyla bakıyordu.
“Ne var?” diye sordum. “Söyle!”
İlk saldıran olamadığı için şaşkınlığa uğrayan Keke
önce gözlerini kırpıştırdı ve bombayı patlatmadan önce derin
bir nefes aldı. “Sen patinaj izlerini sigortadan daha fazla para
alabilmek için ölçmedin. Onları ölçtün çünkü neler olduğunu
anlamaya çalışıyordun. Görünen o ki, o geceyle ilgili hiçbir
şey hatırlamıyorsun. Hatırlasaydın, kesinlikle çılgına döner-
din. Ve tabii Lila’yla bana yalan söylememiş olurdun.”
Evet, bu doğruydu ama tek nedeni babamın beni tehdit
etmiş olmasıydı. Bunu söylemek için ağzımı açtım. Ama ke-limeler bir türlü çıkmak bilmedi. Beynim söylediği bir şeye
takılmıştı. O geceyle ilgili neden çılgına dönecektim ki? Ben
ne yapmıştım?
“Evine git ve kaza raporunu bul,” dedi Keke. “Son iki
haftadır bana söylediğin tüm o yalanlara rağmen, gerçekte
ne olduğunu bilmen gerekiyor.”
235
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 231/311
“Bana hemen anlat!” diye bağırdım. Eğer evde kaza ra-
porunun bir kopyası varsa, onun nerede olabileceğini tahmin
ediyordum. Ve benim o odaya girmem yasaktı. “Madem bu
büyük sırrı biliyorsun, o halde peşinde koşturtmak yerine ba-
na ne olduğunu anlat!”
“Ah, ben insanların sırlarını ortaya dökmem!” Eğer Do
ug’un sözleri alaycıysa, Keke’ninkiler üzerime Clyde’ın Eğ-
lence Parkı’ndaki şelale gibi inivermişti. “İşte bu yüzden ba-
na annenin...” Keke, benimle tartışırken bile bunu kelimesi
kelimesine söyleyememişti. Annenin bir deli olduğunu söy-
lemedin. “İşte bu yüzden bana hafızam kaybettiğini söyle-
medin. Çünkü bu kadar önemli bir konuda bana güvenmiyor-sun. Artık herkes en yakın arkadaşımın bana güvenmediğini
biliyor. Beni tam bir aptal yerine koydun..
“Bana neler olduğunu anlat!” diye çığlık attım. Sesim
dolapların üzerindeki kilitlerin ötmesine neden oldu. “Nasıl
237
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 232/311
Jennifer Echols
öğrendin? Başka kim biliyor?” Kelimeler ağzımdan dökülür
dökülmez, ona bağırmamam gerektiğini fark ettim. Aslında
başka kimin bildiğini ve onun nasıl öğrendiğini biliyordum.
Sırt çantamı toplayıp kapıya yöneldim.
Kapıya ulaştığım sırada Keke elini omzuma koyup beni
geri çekti. Gözlerinde korku vardı. “Onlara bunu benden
duyduğunu söyleyemezsin. Yoksa Doug, Mike’ı öldürür. Mi
ke bir daha asla Lila’yla konuşmaz. Ve Lila da... benimlekonuşmaz.
“O halde bana neler olduğunu an la t”
Keke dudaklarını birbirine bastırdı.
Keke beni durduramadan hızla kapıyı açıp dışarı çıktım.
Doğruca havuzun kenarına gittim; katlanır sandalyede
birbirine yakın bir şekilde oturan Lila ve Mike dışında orta-
lıkta kimse yoktu. Lila beni görünce ayağa kalktı. Klasörüm
elindeydi ve benimle barışmak üzereymiş gibi duruyordu.
“Bunu unuttuğuna inanamıyorum!” Yüzümdeki ifadeyi gör-
ünce donup kaldı.
Hızla aramızdaki mesafeyi kapatarak klasörümü elindenaldım. “Bana cuma akşamı neler olduğunu anlat.”
Ağzı açık bir halde bana baktı ve omzumun üzerinden
Keke’ye “Ona söylemişsin!” diye bağırdı.
“Ona neler olduğunu anlatmadım,” diye düzeltti Keke.
“Sadece ne olduğunu öğrenmesi gerektiğini söyledim. Ne ol-
duğunu bilmeden ortalıkta dolaşamaz Lila. Ve eğer bu yüz-
den erkek arkadaşından ayrılırsan umurumda olmayacak.”
Lila, “Benim bir erkek arkadaşımın olmasını istemiyor-
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 233/311
ISarhoştum Hatırlamıyorum
sun,” diye bağırdı.
“Kendine bir sevgili bulamıyorsun ve bu yüzden benim
bir erkek arkadaşım olmasını da istemiyorsun!”
“Her neyse!” diye homurdandım ve Lila’nın yanından
geçip havuzun kenarına doğru ilerlemiş olan Mike’ın yanına
gittim. Sanki tüm bu olup bitenle hiçbir ilgisi yokmuş gibi
sessizce ikizleri seyrediyordu. Doğruca yanına gittim ve beni
duymazdan gelmesini engellemek için tam karşısında dikil-dim. Bu, cevap vermemek için kullandığı her zamanki tak-
tiklerinden biriydi. “Michael.” Gülümsedim. “Bebeğim, bana
neler olduğunu anlat.”
Bir trafik lambası kadar kızardı ve başını iki yana sal-
ladı.“Doug seni öldürmeyecek.” Mike’ın gözleri büyürken
benim de sesim yükseliyordu. “Seni dövmeyecek ya da her
neyle tehdit ettiyse onu yapmayacak.” Mike’ın gerçekten gü-
vende olup olmadığından emin değildim ama çaresizdim.
“Doug sadece saçmalıyor, belki fark etmemişsindir. Şimdison kez soruyorum, lanet olsun, o gece ne oldu?”
İlgimi başka tarafa çekmek için Mike kolumun altındaki
klasörü çekip havuza savurdu.
Arkamdaki ikizlerin soluğu kesilmişti.
Plastik klasör birkaç saniye suyun üzerinde yüzdü. Rüz-
gâr sayfaları ıslatan küçük dalgacıklar yaratıyordu. Ardından,
klasör suyun içine gömüldü.
Dibe oturduğunu görmek için beklemedim. Yine de kol-
larım sanki uzanıp onu kurtarabilecekmişim gibi uzanmıştı.
239
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 234/311
Onları indirdim. Otoparka doğru giderken omzumun üzerin-
den, “Gerçek dostlar olduğunuz için teşekkür ederim,” de-
dim.
İkizlerle asla ağız dalaşma girilmezdi. Benz’e doğru
ilerlerken hâlâ arkamdan bağırmaya devam ediyorlardı. Ken
di yaptığına bak! Sanki sen bizden farklısın! Bir de gerçek
dosttan söz ediyor!
Kaltak!
Son kurşun o kadar canımı yakmıştı ki, arabanın kapı-
sına doğru uzanırken anahtarlar elimden düştü. Onları almak
için eğildim ve geçen cumartesi gününden beri tırnaklarıma
oje sürmediğimi fark ettim. Ve bu hiç bana göre bir şey değil-
di. Başparmağımın tırnağında büyük bir kırık vardı.Araba kullanırken cep telefonuyla konuşmak da bana
göre değildi. Bu hiç güvenli değildi. Otoparktan yola çıkınca,
Doug’u aramak için tuşlara bastım. Karşıma alaycı sesli me-
sajı çıktı.
Kazaya yaptığım yere doğru yol alırken, parmağım ba-
bamın cep telefonunu tuşlamak üzereyken duraksadı. Bu ne
işime yarardı ki? Eğer kaza raporu ondaysa, ofisinde olma-
lıydı ve benim oraya girmem yasaktı. Bana hayır diyecek ve
raporu almak için ofise giremeyecektim. İzin isteyebilir, red-
dedilebilir ve yine de o ofise girebilirdim. Ya da doğrudan
gidip bu işi bitirebilirdim. Veya babama raporda yazan veeski arkadaşlarımın bilmemi istemediği şeyin ne olduğunu
sorabilirdim. Ama bu kez de hafızamın bir kısmının kayıp
olduğunu kabul etmiş olacaktım. Ve tabii babamın uzun za-
Jenrıifer Echols
240
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 235/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 236/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 237/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Başıyla onayladı ve yanımdan geçip merkeze doğru yü-
rüdü. “Babanla birlikte çalışma saatleri içinde gelmeli ve birde Motorlu Taşıtlar Departmanı için iki dolar getirmelisin.”
Binanın girişinde gözden kaybolmuştu.
Birkaç saniye olduğum yerde donup kaldım. Sonra ar-
kasından koştum ve ofisin onu yakalayamayacağım odala-
rından birinden kaybolmadan önce camlı kapıyı savurarak
içeri girdim. Ön gişeden geçebilmek için bir bölmenin man-
dalını açıp havaya kaldırıyordu.
Arkasından “Neden?” diye seslendim. “Florida eyale-
tinde geçerli bir ehliyetim var. Sürücü benim, kazayı yapan
benim ve bu benim kaza raporum. Vereceğim iki dolar da ba
bamınkinden farklı olmayacak.”
“Merhaba Zoey!” Arkamdan derin bir ses geldi. Polis
şefi arkamdaki cam kapıyı kapattı, elinde Kızarmış Deniz
Kızı’na ait kâğıt bir torba vardı.
Yardımcısına bağırdığımı duymadığını ümit ederek gü-
lümsedim ve “Merhaba efendim,” diye karşılık verdim. Bü-yürken annem beni polis müdürüyle tanıştırmıştı. Kumsalda
yapılan geçit törenleri ve festivallerde her zaman atıyla kala •
balığın içinde gezinirdi. Annemle birlikte çalışıyorlardı. Ya
da annem onun tutukladığı insanları savunduğu için artık bir-
birlerine karşı çalıştıkları da söylenebilirdi. Ama daha öncehiç polis merkezine gelmemiştim ve hayatımı geri almak için
buraya dalarken müdür hiç aklıma gelmemişti.
“Fox,” diye seslendi. “Hemen Bayan Commander’a is-
tediği şeyi ver.”
243
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 238/311
Memur Fox ofisin arkasına doğru gözden kayboldu.
Müdür bana dönüp samimi bir şekilde gülümsedi. “Kazayaptığını duydum.”
Aslında bundan çok daha fazlası vardı. “Evet efendim,
korkutucuydu.”
“Annenin dün firar ettiğini de duydum.”
İşte bu nedenle kimsenin annemle ilgili olanları öğren-
memesini dilemiştim. Yeniden gülümsedim ve buna onunla
birlikte gülebilirmişim gibi yaptım. Yardımına ihtiyacım var-
dı. O raporu almalıydım.
“Geçen haftalarda birkaç kez hastaneye gittim,” dedi.
“Hâlâ ziyaretçiye izin vermiyorlar, öyle değil mi?”
Konuşmak için ağzımı açtım. Ağlamaktan korktuğumiçin ancak başımı hayır anlamında iki yana sallayabilmişim.
Annemi görmeye mi gitmiştim? Yalnız olduğumu zannedi-
yordum.
“Sen ya da annen için yapabileceğim bir şey olursa bana
haber ver.” Omzumu okşadı ve Memur Fox’un yaptığı gibi
diğer bölmeye yöneldi. “Fox!” diye içeri bağırdı.
Müdürle Memur Fox koridorda birbirinin yanından
geçti, Memur Fox değerli evrakı bankonun üzerinden uzattı.
“İki dolar,” diye homurdandı.
Cüzdanımı açtım, iki doları bankoya bıraktım ve geri
çekmeden önce elimi kâğıdın üzerine koydum.Aynı hızla eliyle elimi kavradı. “Doug’un evine gitme,”
dedi.
Ya da, Pandora ’nın kutusunu açma, demiş de olabilirdi.
Jennifer Echols
244
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 239/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
“Pekâlâ,” dedim ve raporu alıp kapıya yöneldim.
Arkamdan, “Ben ciddiyim Zoey!” diye bağırdı.
Kapıya geldiğimde arkamı döndüm ve “Neden oraya gi-
demezmişim?” diye sordum.
“Çünkü bugün perşembe,” diye karşılık verdi.
Her neyse, diye düşündüm. Batmakta olan güneşin tu-
runcu ışıkları altında Memur Fox’un kazaya ait çizimini in-
celedim. Geyikle ilgili tuhaf anlatımını ve beceriksiz hukukdilini geçtikten sonra aradığım şeyi buldum.
Doug, Mike’ın arabasındaki yolcu değildi. Doug benim
arabamdaydı.
Yüzme takımının telefonumda kayıtlı eposta listesin-
den Doug’un adresini buldum ve bilgileri arabadaki GPS’e
girdim. İlk başta beni doğru yönlendirdiğini düşünmüştüm.
Rıhtıma doğru yol alıyordum, ardından sola döndüm.
Ama arabanın yolu adeta kuşatan bir ağaçlığın içine dal-
masıyla birlikte endişelenmeye başladım. Palmiyeler sıklaş-
mış, gece kelebekleri ön cama çarpmaya başlamıştı. Uydular
da hata yapabilirdi.
Ağaçlığın yıldızlı bir gökyüzüne ve okyanusa yansı-
yan dolunaya çıkmasıyla gerçekten merak etmeye başlamış-
tım. Birilerinin ilerdeki adada yaşayabilmesi için yapılmışolan geçit yoldan geçtim. Yani zengin birilerinin. Ve bu Doug
olmazdı. Ancak yolun diğer tarafına ulaşıncaya dek geri
dönme şansım yoktu. Benz’in gazına bastım ve dar geçit yol-
245
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 240/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 241/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
olmazsa sadece gülümse ve başınla onayla,” diye fısıldadı.
Benden uzaklaştı ve arkasından gelmem için tek değneğinin
üzerinde büyük bir daire çizerek bana yol gösterdi.
Sadece kafası güzel değildi, zil zuma sarhoştu.
Onu yakaladım ve “Sizin mürettebat toplantınız bu
mu?” diye fısıldadım.
“Ha. Öyle mi demiştim? Her perşembe babamın tekne-
sindeki tayfa istiridye ve bira için burada takılır. Aynı zaman-da babamın işçi arkadaşları, onların bedava bira sözünü
duyan kuzenleri ve rıhtımda dolaşan herhangi biri de buraya
gelebilir.” Aşina olduğum rahatsız edici espri anlayışı Doug’
un oralarda bir yerde olduğunu gösteriyordu, sadece tepkileri
yavaş ve alkol nedeniyle hareketleri hızla ileri oynatılıyor gi- biydi. “Hepsi bedava bira, çiğ istiridye ve genç Fox’la uğraş-
ma fırsatına sahip olur.”
“Nasıl bir uğraşma?” endişelenmeye başladığım için
sormuştum.
Doug, boğuk bir sesle, “Bira içmediği için aşağılanır,”
diye karşılık verdi. “Çünkü bu senin ibne olduğun anlamına
gelir. İçki içmemek ve homoseksüellik şeytanın birbirine
geçmiş güçleridir; yani aynı anlama gelir.”
“Ama sen içki içiyorsun.”
Kahkahalar atan adamlara gelmeden durup bana baktı.
“Çünkü babam artık bacağımı da kırdığım için o ibne yüz-me takımında hiçbir şansım kalmadığını söylüyor. Ve sana
aynı şeyi tekrarlayıp duran on denizciyle tek bir gece bile ge-
çirirsen, sen de içmeye başlarsın. Sarhoşluktan kaçınmak
247
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 242/311
Jennifer Echols
korkaklara göredir.”
Onu, “Deneyimli denizciler sarhoşluktan kaçınmak gibi
şeyler söylemezler,” diye düzelttim. “Onlar kafayı çekmek,
demeyi tercih ederler.”
“Hey millet, bakın burada kim var! Zoey!”
Adamlar, “Zoeey!” diye neşeyle karşılık verdiler. Beni
biliyorlardı. Sadece Doug’un gözlerini bana dikmiş sigara-
sından bir nefes çekmekte olan babası suskundu.“Merhaba,” diye seslendim ve birden üzerimde çok kısa
bir jimnastik şortu ve dekoltemi göstererfson derece açık, V
yakalı, uzun kollu bir tişört olduğunu fark ettim. Bunu ge-
nellikle yüzme egzersizinden sonra giyerdim. Mike’a çatar-
ken, Memur Fox’u kovalarken, polis müdürüyle konuşurken
üzerimdeki giysileri bir an için bile düşünmemiştim. Oysa
şimdi aklım başıma gelmişti. Doug’un arkasına saklanabil-
mek için yana kaydım.
Omzunun üzerinden “Çiğ istiridye sever misin?” diye
sordu.
“Hiç denemedim.”
On adamdan yedisi bana selam verdi ve yanlarına otur-
mamı işaret ettiler. Bir adım daha geri gitmemek için kendi-
mi zor tuttum.
Doug adamlara, “Çok kibarsınız,” dedi. “Zoey ve benim
ilgilenmemiz gereken konular var.”İki imalı ıslık duyuldu.
“Frank, Barry, Zoey’in kendini daha iyi hissetmesini
sağladığınız için teşekkürler,” dedi Doug. “Zoey’le özel bir
248
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 243/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
şey konuşacağız.”
İki adam homurdandı, “Özel ne?” Bu arada iki iskemle
bulup dairenin yanına koymuş ve bir kova istiridye bırakma-
yı da ihmal etmemişlerdi.
Rahatlayarak iskemleye çöktüm. Doug’un dengesini
bulmasına yardım ederken, “Burası milyon dolar ediyor ol-
malı,” diye fısıldadım.
“Neredeyse,” diye karşılık verdi Doug ve dengede du-rabilmek için bana daha sıkı tutunarak oturdu.
“Baban seni üniversiteye göndermek için kredi alamıyor
mu?”
“Ah Tanrım! Bu ev babamın değil.” Değneklerini kena-
ra bıraktı, eline adamların bırakmış olduğu eldivenlerden bi-
rini geçirdi, tek bir hareketle istiridyeyi açtı. “Burada beda-
vadan kalıyor. Ordudayken bir amiralle arası çok iyiymiş.
Amiral emekli olup evini inşa edene dek buraya göz kulak
oluyor.” Doug üstteki midyeyi kenara bıraktı. Gözlerim artık
karanlığa alıştığı için araba yolunun bu deniz kabuklarıyla
kaplı olduğunu görebiliyordum.“Babam amiralin balıkçı teknesini işletiyor,” diye
devam Etti Doug. “Amiral de kârdan pay alıyor. Anlıyor
musun? İşte bu yüzden babam benim orduya katılmamı isti-
yor. Otlakçılık yapabileyim diye, kendime ait bir amiral bu-
labilmem için. Fox’ların başarı anlayışı bu.” Becerikli birşekilde bıçağı midye kabuğunun arasından geçirdi ve tek bir
hareketle istiridyeyi çıkarıp bana uzattı.
Dairenin çevresindeki adamların çoğu izlemek için bana
249
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 244/311
Jennifer Echols
doğru döndüler. Parıldayan istiridyeye baktım, kendimi sa-
kinleştirmeye çalışıyordum. Milyonlarca kez insanların bunu
yapmasını izlemiştim. Babam çiğ istiridyeyi neredeyse kiloy-
la yerdi.
Doug’un dirseği sağlam dizindeydi, çenesini eline yas
lamıştı ve beni izliyordu. “Bunu yapmak zorunda değilsin.”
Ona baktım, sonra istiridyeyi boğazımdan içeri gönderip
üst üste yutkundum. Tadını almaması için dilimi ondan uzaktutmaya çalışıyordum. Beni sakinleştiren bir şişe bira oldu.
Öfkeli olduğum zamanlarda her şeyi yapabiliyordum.
Birkaç adam beni alkışladı.
Doug “Etkileyici,” dedi. “Ayrıca istiridyenin daha ko-
lay yutulmasını sağlayan soslara da ihtiyacın olmadı. Kraker,
acı biber, limon. Ya da biraz medeniyet. Bana bir iyilik yap!”
Bir kez daha yutkundum ve istiridyenin ağzıma gelme-
diğinden emin oldum. “Ne?” diye kurbağa gibi bir ses çıkar-
dım.
“Bir daha asla buraya perşembe akşamı gelmeyeceğine
söz ver. Hem burada ne işin var?”
Başımla kovayı işaret ettim. “Bir tane daha alabilir mi-
yim?”
Doug tek kaşını kaldırdı. “O... oh. Ne oldu? O kadar
kötü mü?”
“Biraz önce polis merkezindeydim,” diye karşılık ver-dim. “Senin benim arabamda olduğunu öğrendim.”
Adamlar birden neşeyle bağırıştı ve Doug henüz bana yeni
bir istiridye vermemişti bile. Midye kabuklarıyla dolu araba
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 245/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
yoluna bir polis arabası yanaşıp Benz’in arkasına park etti.
Memur Fox arabadan çıkarak bize doğru geldi. Adamlara el
salladı, seslenmelerine karşılık verdi. Ancak doğruca onların
yanına gitmek yerine kestirmeden alkollü haliyle bile gözle-
rini ondan ayırmayan Doug’la yanımıza geldi.
“Cep telefonun nerede?” diye Doug’u tersledi.
Doug öne doğru eğildi, arka cebinden cep telefonunu
çıkarıp Memur Fox’a verdi.Memur Fox telefona dikkatlice baktı. “Bu telefon kapalı
seni sersem! Seni ZoeyTe ilgili uyarmak için defalarca ara-
dım. Neden telefonunu kapattın?” Telefonun düğmesine bas
tıp Doug’a geri verdi.
Doug kendini bilmiş bir şekilde “Sarhoşken Zoey’in
beni aramasını istemedim, çünkü bu çok utanç verici olurdu,”
dedi ve telefonu cebine geri koydu.
Memur Fox ellerini kalçasına koydu. “Sen tam bir za-
vallısın. Bira içmeden önce Percocet almadın, değil mi?”
“Hadi ama Cody, ben asla öyle aptalca şeyler yapmam.”
Ağabeyi öfkeli bir şekilde yanımızdan ayrılıp ateşin etrafın-
daki diğer adamların yanma gidene kadar bekledi.
Sonra kovadan başka bir istiridye alıp açtı. “Evet, ben
de Benz’deydim.”
Onu Vosvos diye düzeltmek için ağzımı açtım, babamın
arabasından değil, kaza yaptığım arabadan söz ediyorduk.Ama ağzımı kapadım, Benz’le ilgili neler olduğunu da öğ-
renmek zorundaydım. Her zamanki gibi Doug’la ilgili hayal
ettiğimin daha fazlası vardı.
251
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 246/311
Jenrıifer Echols
“Aslında bunu benim için ağabeyim yaptı,”diye devam
etti. “Resmi polis kapı açma aletini kullandı. Sonra motorun
çalışmasını engellemek için fünyelerden birini çıkardı. Bana
bunun güvenli olduğu ve asla kalıcı bir zarar vermeyeceğine
dair söz verdi. Hatta bunu düşündüğüm için benimle dalga
bile geçti.” Doug bana bir istiridye daha uzattı.
O şeyi hızla yutup çenemden akan suyu elimle sildim.
Konuşmadan önce sakinleşmem ve kendime gelmem gerek-tiğini düşündüm. Konuşmaya çalıştım ama hâlâ dilim dola-
şıyordu. “Sen! Sen arabama mı girdin Doug? Arabamı
sabotaj mı ettin?”
“Şey, bunu benim için bir polis yaptığına göre her iki
kelimeyi de kullanmazdım. Ağabeyimin arkadaşı arabanı as-
la garaja çekmedi, çünkü arabanda hiçbir sorun yoktu. Ağa-
beyim sadece fünyeyi yerine geri taktı. Ama sanırım senin
evine doğru gelirken gerçekten de yarışmış olabilirler. Ama
bunu zaten sana söylemiştim.”
“Ama Doug, neden arabamı bozdun?” Öfkeli sesim o
kadar yüksek çıkmıştı ki, evin duvarlarında yankılandı veadamlar ne olduğunu anlamak için bize döndü.
“Senin Brandon’la birlikte park alanına gitmeni engel-
lemek için.” Gözleri kısıldı ve saldırgan bakışlarla alçak ses-
le “Gideceğini biliyordum,” dedi.
“Tüm bunlar benim için yeni haber,” diye karşılık ver-dim. “Ben aslında polis merkezinden kaza raporunu aldığımı
söylemeye çalışıyordum. Kaza yaptığım sırada sen de be-
nimle birlikteydin.”
252
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 247/311
Doug gözlerini kırpıştırdı.
Bana bir istiridye daha uzattı.
Onu da yuttum.
“Ş imdi, bunu gözlerden uzak konuşabileceğimiz bir yer
var mı? Tüm şu mürettebat toplantısı biraz...”
“Pedofılik mi?”
“Fazla kalabalık,” diye karşılık verdim.
Başıyla onaylayarak eldiven ve bıçağı kovaya fırlattı,
değneklerine tutunup yavaşça kendini kaldırdı. Onunla bir-
likte eve doğru yürüdüm. Ona o kadar yakındım ki, birkaç
kez neredeyse takılmasına neden oluyordum. Onu daire ha-
lindeki adamlarla aramızda tuttum.
İçlerinden biri “İşlerini mi halledeceksin, Doug?” diye bağırdı.
Memur Fox, “Barry, kapa çeneni!” diye araya girdi.
Sarhoştum Hatırlamıyorum
253
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 248/311
14
Doug’un odası evin bütün bodrum katını kaplıyordu. İlk
bakışta duvarlardaki el yapımı kitaplıklara, çimento blokların
üzerine yapıştırılmış üzerleri kâğıtlarla dolu panolara ve yer-deki kitap yığınlarına rastlamak mümkündü. Kitaplarla dolu
olmayan duvarlarda yabancı film posterleri vardı. Japon
adam ve kadınlar kucaklaşıyor, başka Japon adamlar savaş-
çılarla dövüşüp onların kıçlarını tekmeliyordu.
Doug diğer uçtaki yatağına doğru aksayarak yürüdü.
“Sabaha karşı iki buçukta senin arabanda nereye gittiğimiziöğrenmek istiyorsun,” dedi. “Sadece dolambaçlı bir yoldan
beni eve bırakıyordun.” Yatağa oturdu ve bana eliyle yanına
gelmemi işaret etti.
“Ah, pekâlâ. Bu her şeyi açıklıyor!” Bunu onun alaycı
ses tonuyla söylemiştim. Yatağa oturdum ve onu dürtüp doğ-
ruca gözlerine baktım. “Doug, sabaha karşı iki buçukta sen
benim arabamdaydm, hem de bana maçta şımarık bir hamm
255
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 249/311
Jennifer Echols
efendi dedikten sonra. Bana neler olduğunu anlatır mısın?”
Yeşil gözleri büyümüştü, şaşkın ve aynı zamanda ciddi bir şekilde bakıyorlardı. Kapıya doğru baktı, yukarıdakilerin
bizi dinlediğim düşünür gibiydi. Yatağın hemen yanındaki
teybe uzandı. Ve acı bir sesle yataktan düştü.
“Yüce Tanrım!” Yanma oturmak için yere kaydım. “İyi
misin?”
Kendini koltuk değneklerinden kurtarıp dikildi. “İyi-
yim.” Sendeleyerek en yakın raftan bir CD alıp CD çalara
yerleştirdi. Odanın her köşesindeki hoparlörlerden gürültülü
bir rock müziği gelmeye başladı.
Bas seslerinin midemde yankılandığını hissedebiliyor-
dum.Alçısını öne doğru uzattı ve sağlam bacağını göğsüne
çekip onu müziğe rağmen duyabilmem için bana doğru eğil-
di. “Gabriel’in her zaman sarhoş olmayacağını söyleyip par-
tiye gittikten sonra sarhoş olduğunu bilirsin. Bunu yine ya-
pacağını biliyordum.” Tek elini not defteri gibi kaldırdı ve
diğer parmağını şekilleri çizmek için adeta bir kalem gibi
kullanmaya başladı. Bu pek de ona göre bir davranış değildi.
“Arabamı okulda bıraktım (parmak ucuyla gösterdi) ve Con
nor’la birlikte kumsaldaki partiye gittim (elinin ortası). Parti
bittiğinde Gabriel’in Honda’sını eve kadar götürecek, onu
eve bırakacak (başparmak) ve sonra arabamı almak için yü-rüyerek okula dönecektim; (bu kez de işaretparmağımn ucu).
Partide seninle biraz takıldık, bu nedenle Gabriel’i ve araba-
sını lan Ta Connor aldılar. Ve sen arabamı alabilmem için
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 250/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
beni okula bırakmak zorunda kaldın.”
“Takılmamız bittiğinde...” diye tekrar ettim. Sanki bu
çok anlamlıymış gibi başımı sallıyor, cildim karıncalanmıyor
ve oda etrafımda dönmüyor gibi davranmaya çalışıyordum.
“Bana nasıl takıldığımızı anlatır mısın?”
Doug omuz silkti. “Partiden ayrılıp Brandon’la birlikte
park alanına gitmek istedin. Ben de seni bundan vazgeçir
dim.”Sabrımın sonuna gelmiştim. Öne doğru eğildim, onu
sağlam baldırından yakaladım ve iki elimle birden sıktım.
“Douglas. Bana bir iyilik yap ve bir daha tüm bunlar orta-
daymış ya da çok önemli değilmiş gibi omuz silkme, çünkü
omuzlarını silktiğin zaman bu beni gerçekten de çok öfke-
lendiriyor.”
Bana bakan derin gözlerinden mi yoksa baldırını çok
sıkı tutuyor olmamdan mı bilmiyorum ama başlarımız birbi-
rine çok yaklaşmıştı. O kadar yakındık ki, dudaklarının üs-
tündeki sakalının her bir siyah tüyünü görebiliyordum. Ama
aramızda adeta bir enerji dalgası esiyordu. Hâlâ ikimiz de
hareket etmemiştik. Tişörtündeki Florida Eyalet Üniversitesi
yazısı o nefes aldıkça kıpırdıyordu. Dilinin ucu, dudaklarını
ıslatmak için dışarı çıktı.
“Ben Brandon’la birlikte araba parkına gitmek istedim,”
diyerek onu kışkırttım. “Ve sen bunun yerine benimle konu-şup beni vazgeçirdin, öyle mi?”
Neredeyse gözlerini gözlerimden ayırmadan başını ha-
yır anlamında iki yana salladı. “Tam da böyle oldu. Konuş-
257
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 251/311
Jennifer Echols
tuğumuz gibi.”
“Peki ama neden beni Brandon’la araba parkına gitmek-
ten vazgeçirdin?” diye sordum. “Brandon benim erkek arka-
daşım.”
Ve aramızdaki büyü bozuldu. Doug kendini yatağa doğ-
ru geri bıraktı. “Brandon senin erkek arkadaşın, evet bu doğ-
ru. Sürekli ‘Brandon benim erkek arkadaşım,’ deyip duruyor-
sun.” Parmaklarıyla alıntı işareti yaptı. “Ve bu ancak, ‘Plütongezegeninin dengesini ayak başparmağımla sağlıyorum’ de-
mek kadar anlamsız!”
El kol hareketlerinin büyümesinden sinirlerinin de git-
gide bozulduğunu anlayabiliyordum. Parmaklarıyla yaptığı
alıntı işaretlerinin her birinin sonunda ünlem vardı.
Her ne kadar bu çocuğa kızgın olursam olayım, baca-
ğındaki ellerimi gevşettim. “Tamam, tamam. Sadece bana
neler olduğunu anlat.”
“Olan şu ki; Brandon seni Stephanie Wetzel’la aldatı-
yor.” İri elleriyle ellerimi yakaladı, bir araya getirdi ve res-
men el sıkıştı. “Sana bunu söylememe gerek yok. Çünkükalbinde Brandon’ın seni tüm bu çalkantılı ve yarım yamalak
aşk ilişkili hafta boyunca aldattığım zaten biliyorsun. Ama
görmezden gelmeye çalışıyorsun. Onunla sadece bir kez se-
viştin ama şimdi sonsuza kadar onunla kalacaksın, çünkü
zihninde ancak böyle bir anlamı olacak. Seni hamile bıraka-
cak...”
Mantığımla, “İlaç kullanıyorum,” diye sözünü kestim.
Doug bir şey ima ederek, “Biliyorum,” dedi. “Ama seni
258
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 252/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
bir şekilde hamile bırakacak, çünkü başına hep bela açıyor-
sun, Zoey. Ve seni aldatmaya devam edecek. Sen de, kendin
de dahil olmak üzere, her şeyin iyi olduğunu tekrar ederek
kendini kandıracaksın. O senin hayatının aşkıymış gibi dav-
ranacaksın. Burada, kasabada kalacaksın ve o Florida Eyalet
Üniversitesi’nde parti yaparken sen bebeği büyüteceksin.
Düşük not ortalamasından dolayı takımdan atıldığında sürü-
nerek sana geri gelecek ve sen de onunla evleneceksin. Ne-den olmasın? Nasıl olsa karın Stephanie Wetzel’i becermene
bir şey demiyor!”
Devam etmek için derin bir nefes aldığında, mantıklı bir
şekilde araya girdim. “Tüm bunları sen uydurdun. Bunun far
kmdasm, değil mi?”Dosdoğru bana bakmasıyla nabzım hızlandı; adeta
kanım dondu, yeşil gözleri bana odaklanmıştı ve son derece
korkunç bir ifadeyle bana bakıyorlardı. “Geleceği görebili-
yorum.”
Bana yoğunlaşmaya bir son verdikten sonra yine deli
gibi konuşmaya devam etti: “Ondan daha fazla çocuk yapa-
caksın. Kasabada üniversite diploması gerektirmeyen bir işe
girecek ve kendisinden beklenen en az çabayı harcayacak:
Sigortacı! Tam da Brandon gibi büyük ve boş bir iş. Ve senin
de bir işin olacak. Belki sonunda onu terk edeceksin. Ama
kendin kadar parlak ve güzel bir şeyler yapabilme fırsatınıkaçırmış olacaksın.”
Babamın evindeki gibi bir kamera sallanıyormuşçasına
tavanının köşesindeki hoparlörlerden birine baktı. Ben de çe-
259
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 253/311
Jennifer Echols
nesinin altındaki kirli sakallara gözlerimi diktim. Kendimi
toparlamaya çalışıyor, rahat yüzme giysilerimle Doug
Fox’un yatak odasında ve dışarıda on deneyimli denizci var-
ken gözyaşlarına boğulmamaya çalışıyordum. “Hayattan is-
tediğin tek şey anneni güvenli bir şekilde eve getirmek ve
kafayı yememek olduktan sonra kulağa o kadar da korkunç
gelmiyor,” diye karşılık verdim. Ama ağzımdan dökülenleri
ancak kulaklarımla duyduktan sonra kavrayabilmiştim.Doug, sanki bu düşüncemi en başından beri biliyormuş
gibi fırsatı kaçırmadı. Ve tiradına devam etti. “İşte tam da bu
nedenle Brandon’dan ayrılman gerekiyor. Sorunlarınla ken-
din başa çıkmak istiyorsun. Onlarla başa çıktığını zannedi-
yorsun ama yapamıyorsun. Sen Brandon’a yaslanıyorsun. Oyaslanmak için zayıf bir seçim. Sana ihanet etmeyecek, sağ-
lam bir adama ihtiyacın var. Ya da ağabeyimin söylediği gibi
bir psikologa g it...”
“Babam böyle bir şeye izin vermez.”
“Ya da, Yüce İsa, Zoey, okuldan birileriyle konuş ya da
başka bir şey yap. Evrendeki diğer tüm kızların böyle şeyleri
konuşabilecekleri iyi arkadaşları var. Ama normal bir kız ar-
kadaş Keke’yle Lila’nm bir araya gelmesinden çok daha an-
lamlı olurdu.”
“Yani benim bu sorunlu günlerimde kendime yaslanmak
için sağlam bir adam bulmam senin için bir zorunluluk, öylemi?” diye onunla dalga geçtim. “Ama çeşitli gizli ve apaçık
yasadışı eylemlerle beni yönlendiren kişi sensin! Islahevine
gitmiş biri!”
260
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 254/311
Sarhoştum H atırlamıyorum
Bana parmağını salladı. “O üç yıl önceydi. Ve o kayıtlar
mühürlü! Kimsenin o bilgilere ulaşması mümkün değil, tabii
beni tanıyanların dışında.”
Onu sakinleştirmek ve kendime çevirmek için elimi sağ-
lam dizine koydum. Bu bağı kurmamla birlikte geçen cuma
akşamı futbol maçında aramızda neler geçtiğini kaçırdığımı
hatırladım. “Ne kadar ileri gittik?”
Diğer elimi eline aldı. Gevşekçe tuttu. Dudaklarına bas-tırıp beni izledi.
Bu pek de hayra alamet değildi.
“Ne kadar?” sesim çatlamaya başlamıştı. “Doug, biz ne
yaptık? Üçüncü aşamaya geçtik mi?”
Elimi ağzından uzaklaştırdı. “Üçüncü aşama ne?” diyesorup tekrar ağzına bastırdı.
Başımı geriye doğru attım. “Pantolonuma inmek. Bu
benim için önemli, Doug. Senin için de bir önemi var mı?”
“Evet,” diye fısıldadı.
Birden her şeyi anlamıştım. “Ah, Tanrım, her şeyi yap-
tık. Sanki bana bir sakinleştirici ilaç vermişsin gibi rahatlıkla
hem de!”
Doug’un gözleri birden sanki ona tokat atmışım gibi
yaşlarla doldu. “Öyle değildi,” diye bağırdı. “Ve sakın, bir
daha asla beni seni istemediğin bir şeyi yapman için zorla-
makla suçlama. Bunu sen istedin. İstediğini söyledin. Bunudiledin. O yüzden sakın beni suçlamaya kalkışma!” Birkaç
kez hızla soluk aldı. “Ben hapishaneye ait değilim, Zoey.
Orada bulundum ve oraya ait olmadığımı biliyorum. Eğer
261
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 255/311
w
cuma gecesini hatırlıyor olsaydın bunların hiçbiri başına gel-
mezdi. Benim de başıma gelmezdi. Beni anlıyor musun?”Elleriyle dizini sarstı.
Arkama yaslandım ve onu anlamaya çalıştım. Kırık ba-
cağını uzatmıştı, vücudunun geri kalanı bir top gibi mutsuz
halde kıvrılmış duruyordu. Artık doğruyu söylüyordu. “O
halde neden bana daha önce söylemedin?” diye ısrar ettim.
“Çünkü bilmediğini bilmiyordum! Kaza dışında her şeyi
hatırlıyormuş gibi davranıyordun!”
“Ama salı günü küpelerimi benim arabamda buldu-
ğunda öyle olmadığını anlamıştın,”dedim. “Küpelerimden
biri cuma günü arabada bir yere takılmış olmalı ve sen onları
çıkarıp saklamak için küllüğe koymamı izledin.”“Pantolonumun fermuarına takıldı.”
Ne yapmış olabileceğimizi düşünürken ona ağzım açık
bir halde bakakaldım.
Doug burnunu çekip başka yöne baktı. “Özür dilerim.
Bu çok kabaydı.”
Usulca, “Doug, kırk sekiz saat önce öğrendin...” diye
söze başladım. “Bana ne zaman söyleyecektin?”
Doug tekrar bana doğru döndü; bitkin ve korkunç görü-
nüyordu. “Düzgün bir şekilde düşünmeye başlar başlamaz.
Percocet denen şu ilaçtan kurtulunca.”
Başımı hayır anlamında iki yana salladım. “Kötü birmazeret. Bir daha dene.”
Yutkundu. “Acil serviste birbirimizi istemiş olmamız
düşüncesinde bile beni ne kadar kendinden uzaklaştırdığın
Jennifer Echols
262
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 256/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 257/311
Jennifer E chols
bir şey söylememelerini tembih ettin!”
“Zaten benden onlara birlikte olduğumuzu söylememe-
leri için tembih etmemi istemiştin. Böylece Brandon olan bi-
teni öğrenemeyecekti,” dedi Doug. “Yalan söylemek senin
umurunda değil. Sen sadece onları kontrol eden kişi olmak
istiyorsun.”
Beni kötü yakalamıştı.
“Ve asıl en büyük yalanı bana söyleyen sensin. Bana
beni sevdiğini söyledin.”
Sanki bana tokat atmış gibi donup kalma sırası ben-
deydi. “Böyle bir şey söylediğimi hatırlamıyorum.”
“Gerçek olsaydı hatırlardın. En azından bir şeyler his-
sederdin.”“Bir şeyler hissediyorum,” diye karşı çıktım.
“Umurunda değil.”
“Umurumda,” diye ısrar ettim. “Doug, seninle ne kadar
çok ilgilenmek istediğimi anlamıyorsun. Ama son birkaç
gündür, attığım her adımı kontrol ettin.”
“Tabii ki de etmedim,” dedi. “Senin kim olduğunu iyi
biliyorum. Birinin sana yapabileceği en kötü şey bu.”
Onu izledim, bana yaptıklarının derinliğini kavrayabil-
mesini istedim. Doug tanıdığım en zeki insanlardan biriydi.
Alkollü olsa bile bunu anlayabilirdi. Yeniden konuşması için
on saniye kadar geçmesi gerekti, dudakları aralandı. Ve işteşimdi pişmanlığıyla ilgili bir şey söyleyecekti ama ben onun
bu özrünü kabul etmeyecektim. Hem de asla.
“Seni seviyorum,” dedi.
264
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 258/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 259/311
Evinden ayrılırken kendimi salı gecesi onu rıhtıma bı-
raktığım zaman hissettiğim kaybolmuşluk duygusunun on
yedi katı kadar kötü hissettim. Eve gidemedim. Vardığım za-
man kapanmak üzere olacağı için Destin’deki alışveriş mer-
kezine de gidemedim. Ve Benz elimin altındayken sonuna
kadar tadını çıkarmalıydım. Babam bir gün sonra arabasını
geri almak için eve gelecek ve ben de uzun bir süre arabasız
kalacaktım. Tabii bir de ofisini karıştırdığım için cezalı ola-
caktım.
GPS sistemini açıp Seattle yazdım.
Yol uzun, karanlık ve ıssızdı. Ve Mobile’a kadar 10.Oto-
yol boyunca en az on mil hiç çıkış yoktu. Vücudum yorgun-luktan ölü gibiydi ama beynim Doug’un söyledikleri yüzün-
den öfkeyle enerji doluydu.
Doug bir yalancı mıydı?
Tekrar düşündüğümde, bana söylediği geçerli bir yalan
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 260/311
Jennifer Echols
bulamıyordum. Pekâlâ, o ve Mike’ın kaza yaptığımız sırada
nereye gittikleri konusunu biraz saptırmıştı ama o zaman bile
elinden geldiğince gerçeğe yakın bir yalanı tercih etmişti.
Elinde tuttuğu bilgiler konusunda o kadar da yalancı biri ol-
duğu söylenemezdi. Ağzı laf yapan biri olarak fikirlerini ken-
dine saklamıştı.
Tabii Brandon Ta ilgili konular dışında. Gerçekten de
içten içe Brandon’ın beni Stephanie WetzelTe aldattığını bi-
liyor muydum?
Stephanie’ye yaklaştığı ve beni kendinden uzaklaştırdı-
ğına dair kanıtlar gitgide artıyordu. Ama kalbime ne hisset-
tiğini sorduğumda, kalbim bana karşılık vermiyordu. Beni
aldattığı düşüncesiyle hızlanmıyordu bile. Kalbim ancak ge-leceği düşünüp, kaderim onun da söylediği gibi Brandon’la
yazıldıysa,.Doug’un kiminle birlikte olacağını hayal ettiğim-
de hızlanıyordu. Doug’un başını geriye atıp başka bir kızla
kahkahalar attığı düşüncesine dayanamıyordum.
Doug’la birlikte olurken prezervatif kullanmış mıydık?
Kesinlikle kullanmış olmalıydık. Aynen Memur Fox’a
asla aptalca şeyler yapmayacağını söylediği gibi. Tabii ki bu-
nu şaka yollu söylemişti. Kahretsin!
Ve bu zihnimde yaptığımız şeyle ilgili sayısız soru işa-
retinin oluşmasına neden olmuştu. İlk hareket kimden gel-
mişti? Nasıl o kadar ileri gidebilmiştik? Hey, küpem nasılolup da fermuarına takılabilmişti? Hoşuma gitmiş miydi?
Peki ya onun? Son iki sorunun cevabını kaza yaptığımız sı-
radaki davranışlarımıza göre verebilirdim. Kesinlikle hoşu-
268
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 261/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
muza gitmiş olmalıydı. Ama geri kalan ı... Ben hafızamı kay-
betmiştim. Ve o da olan biteni sonsuza kadar kendine sakla-
yacaktı. Bu haksızlıktı.
Mobile’la Hattiesburg arasında bir yerdeki, zifiri karan-
lık otoyolda yediğim istiridyelerin mideme oturduğunu ve
kanıma ağzımı alev alev yakacak kadar afrodizyak pompa-
ladığını fark ettim. Parmak uçlarımla dudaklarımı ovuyor ve
yanlış yöne doğru gidiyordum. Çoktan Doug’dan iki buçuksaat kadar uzaklaşmıştım.
Gecenin karanlığında arabamı Doug’un araba yolunun
gerisine yanaştırdım, caddede durdum ve farları söndürdüm.
Denizcilerin hâlâ orada olmasından ve beni yakalamaların-
dan korkuyordum. Ama grup çoktan dağılmıştı.
Doug’un cep telefonunu tuşlayıp dinledim. Ya telefonu
açmazsa? Telefonunu yeniden mi kapattı yoksa ekrandan
benim aradığımı görüp konuşmayı ret mi ediyor diye merak
ederek çıldırabilirdim. Ne olursa olsun, onu bu gece görme-diğim takdirde her an çılgına dönebilirdim, biliyordum. Üze-
rimdeki baskıyı hissedebiliyordum. Aynı zamanda vücudum-
da yoğun bir elektrik dolaşıyordu. Kafamdaki her düşünce
evin bodrum katının camlarında yoğunlaşıyordu. Bu düşün-
celerden kurtulmam gerekti. Bu şekilde devam edemezdim.“Zoey! Neredesin?” Telefondaki yumuşak sesi bana ka-
za anını hatırlattı. Başımın dertte olduğunu sanmıştı.
Onu aradığım zaman korkutabileceğim hiç aklıma gel-
269
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 262/311
Jennifer Echols
memişti. İlk kez bu planla ilgili şüphe duymaya başladım.
Baskı ve üzerimdeki elektrik beni mahvediyordu. “Araba yo
lunuzdayım.”
“Bana iki dakika ver,” dedi ve telefon kapandı.
Bodrumun camında bir ışık parladı. Sonra oda yeniden
karanlığa büründü.
Evin hemen yanında daha önce fark etmediğim bir bod-
rum kapısı yavaşça açıldı. Doug koltuk değnekleriyle dışarıçıktı ve aynı yavaşlıkla kapıyı arkasından kapattı. Eski ağaç-
ların altından yürüyerek açıklığı geçti ve bana doğru geldi.
Sonra caddeye çıktı. Hemen arkasında uzakta okyanus sim-
siyahtı ve bize doğru beyaz köpüklü dalgalar yaratıyordu.
Gökyüzü simsiyahtı ve sadece beyaz dolunayın verdiği ma-
vimsi bir ışık vardı.
Yolcu tarafına ulaşabilmek için dar yoldan yürüdü. Üze-
rinde yüzme takımının eşofman üstü ve kenarından iç çama-
şırının bel kısmı görünen bir jimnastik şortu giymişti. Çıkar-
mak kolay olacaktı. Aynı zamanda gözlük de takmıştı. Göz-
lük taktığını bilmiyordum. Büyük bir olasılıkla hayran kaldı-ğım o yeşil gözlerin arkasındaki sır buydu; renkli lensler. O
güzel gözlerin sahte olduğunu bilmek nasıl da büyük bir ra-
hatlamaydı!
Benz’in kapısını açmayı denedi. Kilitliydi. Düş kırıklı-
ğıyla kapıya vurdu.Kapımdaki düğmeye basarak kilidi açtım ve kapısını
açmak için uzandım. Tek ayak üzerinde sörf yapmaya çalı-
şırken dengesini kaybedip düşmesi hiç iyi olmazdı.
270
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 263/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Önce içeri meltem ve okyanusun sesi girdi. Ardından da
kafamı neredeyse sıyırıp geçen değnekleri. Onları koltuk
başlığının üzerinden arka koltuğa fırlattı. Diş macunu koku-
yordu. Bu, geçen cumartesi sabahı beni uyandırmaya geldi-
ğindeki kokunun aynısıydı. Ve ben onu Brandon zannetmiş-
tim.
Arabanın kapısını kapatıp bana döndü. Ay ışığında göz-
lüklerinin arkasından gözlerinin her zamanki gibi yeşillimavili olduğunu görebiliyordum. Gözleri gerçekten de deniz
rengiydi. Kuru bir sesle, “Neden aradın?” diye sordu.
“Prezervatif kullandık mı?”
Tiksinmiş bir halde “Hepsi bu mu?” diye isyan etti. Elini
açmak için kapı koluna koydu.
“Bu önemli Doug.”
Sabırsızca iç çekti. “Tabii ki önemli. Bu yüzden araba-
nın arkasında korkutucu bir prezervatif kasası var. Tabii ki
prezervatif kullandık. Eğer hepsi buysa kâbuslarıma dönmek
istiyorum.” Eli tekrar kapı koluna gitti.
Hızla “Hepsi bu değil,” diye itiraz ettim. “O geceye ait
hafızamın asla geri geleceğini sanmıyorum.”
“Bir hindistanceviziyle kafana vurmamı ister misin?
Gilligan’ın Adası’nda işe yarıyor.”
“O geceyi benim için yeniden canlandırmanı istiyo-
rum.”Gözlüklerinin arkasından bana baktı. Bu herhalde onun
en seksi ifadesi olmalıydı. Çene aşağıya doğru ve kirpikler
uzun.
271
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 264/311
Jen nifer Echols
“Tekrar sevişmek mi istiyorsun?”
“Evet.”
“Hayır,” dedi ve bu kez kapıyı açtı.
Dalgaların sesinin arasından “Daha önce yaptığımıza
göre, neden olmasın?” diye seslendim.
“Çünkü bütün hafta boyunca Brandon’ı sayıkladın. Bir
anda parmaklarım şaklatıp” elini uzattı ve çırp tı “senin is-
tediklerini yapmamı bekleyemezsin.”“Bunu bana borçlusun,” dedim. “Bana yalan söyledin
ve beni idare ettin. Bu seferlik sana ne söylersem onu yapa-
caksın.”
Beş saniye kadar eli kapının kolunda durdu. Sonra ka-
pıyı hızla kapatıp arkasına yaslandı. “Pekâlâ.”“Pekâlâ, ne?”
“Eh, kendi başıma sevişmedim herhalde.”
Yani ilk hareketi ben mi yapmıştım? Kendimi ona doğru
uzanırken hayal etmeye çalıştım. Aynı koçun bize yüzme ele-
melerini kazandığımızı hayal etmemizi söylediği gibi. Ama
Doug çok mesafeli duruyordu. Arabanın bir ucundan bana
seksi gözleri ve kolları kavuşturulmuş bir şekilde bakıyordu.
“Belki sahneyi sen hazırlayabilirsin,” diye öneride bu-
lundum. “Ay bu kadar parlak mıydı?”
Başım hayır anlamında iki yana salladı. “Şiddetli bir
yağmur vardı. Biraz endişelenmiştim.”“O halde neden partiden ayrıldık?”
“Herhangi bir kasırga uyarısı yapılmamıştı. Belki de ol-
malıydı ama yoktu işte. Güvenli olduğunu düşünmüştüm. Ya-
272
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 265/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 266/311
Jennifer Echols
larda dudaklarımı dişliyordu. Vücutlarımız yavaşça birbirine
yaklaşırken dakikalarca öpüşmeye devam ettik. Elim şortu-
nun içine doğru kaydı. Onun eli de şortumu ve iç çamaşırımı
geçip tenime ulaşmıştı. Sonunda nefessiz kaldım. Birkaç san-
tim uzaklaşıp soluklandım.
Beni bırakmıyordu. Alnını alnıma dayayıp kıkırdadı.
“İşte daha önce tam da böyle yapmıştık.”
Burnumun ucunu onun burnuna sürttüm. “Küpem nasıloldu da fermuarına takıldı?”
“Hımm,” dedi ve güldü. “Onu sadece seni kızdırmak
için söylemiştim. Öyle bir şey yapmadık. Onu sonraya sak-
lamayı tercih ettik. Küpen, ellerimi saçlarına koyduğum za-
man düştü. Aynen böyle.” İki elinin parmaklarıyla saçlarımadokundu ve beni sıkıca tutup yeniden öptü.
Uzun bir süre geçtikten sonra ağzıyla ağzıma yapabile-
ceği her şeyi yapmıştı, hem de iki kez. Ellerim yerinde dura-
mıyordu. “O halde bu aralar arka koltuğa geçtik, öyle mi?”
diye fısıldadım.
Hızla burnundan soluyup bana göz kırptı. Bana odak-
lanmakta zorlanıyor gibi duruyordu ama belki de bu gözlük-
leri gözünde olmadığı içindi. “Evet, ama...”
“Ama ne?” Arkaya doğru kayıp onun için arka kapıyı
açtım. Doug, arabaya yaslanıp ön kapıdan arkaya zıplarken
bir taraftan da onu tutmaya çalıştım. Onu içeri çektim ve“Burası benim arabamın arka koltuğundan çok daha konforlu
olmalı,” dedim.
Kapıyı kapatırken “Daha geniş,” dedi. “Ama daha önce
274
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 267/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
kırık bir bacağım yoktu. Tuhaf bir şekilde durum eşit.”
Koltukta uzanana kadar onu geriye itip üzerine uzan-
dım. Yüzme takımının minibüsünde ve polis arabasının ar-
kasında uzandığımız anlardan çok da farklı bir pozisyonda
değildik ama bu kez kontrol bendeydi. Dudaklarını ve boy-
nunu öptüm, her inlemesinde içimde yeni bir heyecan dalgası
hissediyordum.
Eşofman üstünü çekiştirdim ve o da çıkarmam için banayardım etti. Ellerimi ince göğsünde ve güçlü kollarında gez-
dirdim. Boynundan başlayıp göğüskafesine ve oradan da mi-
nibüste çok ilgi çekici bulduğum göbek deliğine doğru her
yerini öptüm. Göbek deliği bu gece için benimdi. Dilimi içi-
ne soktum, çevresini yaladım. Küpemin fermuarına takılma-sıyla ilgili yaptığı şakanın intikamını almak için dilimle onu
gıdıkladım.
Dilim şortunun bel kısmına ulaştığında nefesi kesildi.
“Peki,” dedi.
“Peki.” Güldüm ve tişörtümü çıkarabilmek için dikleş-
tim. “Sutyenimi bundan sonra mı çıkardın?”
Gözleri kısık bir şekilde bana baktı. “Evet, ama...”
“Aynı sutyen mi?”
Dirseklerinin üzerinde doğruldu. “Hayır, o üzerinde
beyaz puantiyeleri olan mavi bir sutyendi ve şurada da mavi
bir fiyonk vardı.” Göğüslerimin arasım dürttü. “Yani hâlâ bunu yaptığımıza inanmıyorsun, öyle değil mi?”
“Sana inanıyorum.” Öncesinde aklımda bazı şüpheler
olmasına rağmen, sutyeni tam olarak tarif ettiği için artık ona
275
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 268/311
Jennifer Echols
inanıyordum. “Sadece ben Brandon’la araba parkına gitmek
isterken nasıl oldu da seninle bu noktaya geldik onu anlaya-mıyorum. Ama bir kez burada olduktan sonra her şeyin nasıl
çığ gibi büyüyerek kontrolden çıktığını kavrayabiliyorum.
Oysa hayatım boyunca Florida’da yaşadım ve karla hiç de-
neyimim olmadı.”
Doug, “Benim de öyle,” diye cevap verdi. Tekrar arka-
sına yaslandı, sonra iki eliyle birden uzanıp parmaklarını sut-
yenimde gezdirdi. “Zoey, eğer bunu yaparsak ne anlama
gelecek?”
“Bunu yapacağız ve senin bana bu anıyı borçlu olduğun
anlamına geliyor.”
Ellerini çekti. “Eğer bundan fazlası olmayacaksa, benyapmak istemiyorum.”
Dört ayaküstünde kalacak kadar öne doğru eğildim ve
yüzümü yüzüne yaklaştırdım. “Bunu yapacaksın.”
Gözleri yeniden kısıldı. Ne yapacağını söyleyerek çok
üstüne gitmiştim. Uzandı ve yerdeki eşofman üstünü arandı.
Elimi hızla iç çamaşırından içeri sokup, “Böyle yaptım
mı?” diye sordum.
“Mımmmm,” diyerek karşılık verdi, iki eliyle bana ye-
niden uzandı ve öpüşmeye başladık. O kadar güçlü bir şe-
kilde öpüşüyorduk ki, sutyenimin arkasına uzanıp onu açtığı-
nı ancak omuzlarımdan aşağıya kayarken fark edebildim.Çok geçmeden koltuktan aşağıya doğru kaydı ve göğ-
sümü ağzına aldı. Elimin her hareketinin aynısını ağzıyla ya-
pıyordu, ta ki kendimi kaybedip ona her şeyi sunmak isteyin
276
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 269/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
ceye kadar.
Dakikalar boyunca bu şekilde devam ettik. Ben dahafazlasını yapmak istiyordum. Yaptığımız şeye bir son verir-
sek her şeyi kaybetmekten korkuyordum. Ama göğsümün
üzerindeki dilinin beni inletmesiyle koltuğun arasına sıkışmış
bir prezervatif buldum. Salı günü onu oraya fırlattığımdan
beri devasa prezervatif kutusunu arabanın zemininde bırak-
mış ve birkaç prezervatifin etrafa dağılmış olmasına aldırma-
mıştım. Aklı başında olsaydı annem bile çarşamba akşamı
arabaya bindiğinde onları rahatlıkla fark edebilirdi.
Daha önce hayatımda hiçbir prezervatif paketini açma-
mıştım. Doug’un kalçalarına oturup yırtmak için paketi ışığa
doğru tuttum.“Zoey.”
“Ne? Yanlış mı yapıyorum?”
Güçlükle nefes alan Doug tek eliyle uzanıp paketi elim-
den aldı. “Nerdeyse gecenin iki buçuğu. Bir geyikten son
anda kaçıp M ike’a çarpmak için randevun var.”
Tatlı dil daha önce de işe yaramıştı, bir kez daha yaraya-
bilirdi. Üzerine uzandım. Çıplak göğüslerim sıcak çıplak
göğsüne değdi, bu tuhaf bir duyguydu. Sakallı yanaklarına
elimin arkasıyla dokundum, başparmağımı yumuşak dudak-
larının üzerinde dolaştırdım. Bu hafta boyunca bana gösterdi-
ği ilginin karşılığını veriyordum. Büyük ihtimalle cuma ak-şamı o da bana böyle davranmıştı ama şu ana dek fark ede-
memiştim. Yeniden fısıldadım, “Bana borçlusun.”
“Sana borçlu değilim, Zoey,” diye karşılık verdi üzgün
277
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 270/311
Jennifer Echols
bir sesle. “Bunu sadece belki bu geceden sonra daha fazlası
olabilir diye düşünerek yapmayı kabul ettim. Ama senin iste-diğin tek şey bu. Ben bunu yapamam. Olduğundan daha kötü
bir hale getiremem. Hafızanı yeniden canlandırabilmek için
bu tek geceye ihtiyacın olduğunu biliyorum ve seni gerçekten
önemsiyorum. Ama kendimi de önemsiyorum ve bunu daha
fazla yapamam.” Oturdu, bacağını ve alçısını yere doğru sal-
landırdı, yüzüme bakmadan bana sutyenimi ve tişörtümü
uzattı.
Sevişmesek bile benimle birlikte orada kalması için ona
bir şeyler söylemek istedim. Biraz daha ilgi, konuşma, her
ne olursa. Durmamam gerektiğini biliyordum. Ama haklıydı.
Yalanlan, aramızdaki her neyse onu mahvetmişti. Ondan bugecenin dışında hiçbir şey istemiyordum. Ve her ne kadar bu
geceyi yaşamayı çok istesem de, bunu elde etmek için ona
yalan söyleyecek değildim. Yalanlarla işim bitmişti.
Eşofman üstünü giydi, değneklerini aldı ve eli kapı ko
lundayken durdu. “Cep telefonu numaramı biliyorsun. Üni-
versiteye gittiğimde de numaramı değiştirmeyeceğim.” Göz-
lerini devirdi. “Tabii eğer Üniversiteye gidebilirsem. Her ne-
reye gidersem gideyim numaram aynı kalacak.” Doğruca
gözlerime baktı. “Annenin yaptığı şeyi yapacağını hisseder-
sen, beni ara.”
İrkildim, “Hissetmeyeceğim,” dedim.“Lütfen.” İlk kez Doug’un birisine bu kelimeyi söyle-
diğini duyuyordum.
Başımı hayır anlamında iki yana salladım. “Demek is-
278
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 271/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
tediğim, öyle hissetmeyeceğim.”
“Eğer hissedersen, beni ara. Söz ver.”O şekilde hissetmeyi hayal etmeye çalıştım. Ve böyle
bir durumda Doug’u arayıp arayamayacağımı düşündüm.
Ama öyle bir duyguyu hayal edemiyordum. Bu da iyiye işa-
retti. “Söz veriyorum,” dedim.
Elini dizime koydu ve başparmağıyla hafifçe vurdu.
“Sana sahip olamayacağımı anlıyorum. Ama benim dünyam-
da sana yer olduğunu bilmeni istiyorum.” Değnekleriyle öne
doğru uzanıp beni alnımdan öptü. Son bir kez klor ve okya-
nus kokusunu içime çektim. Arabadan yavaş ve tuhaf bir şe-
kilde çıktı. Yolda iki kez değneklerini düşürdü; neredeyse
kendisi de düşüyordu. Onu durdurmak ve eve girmeden öncegeri çağırmak için yeterli zamanım vardı.
Ve sonunda gözden kayboldu.
Hayatımda ilk kez okula geç kaldım. Ebeveynlerimden
herhangi bir izin kâğıdı olmaksızın dört saatlik uykuyla ken-
dimi ana ofise sürükledim. Müdür yardımcısının beni Çocuk
Koruma Servisi’ne teslim etmemesini umuyordum. Ama
Bayan Northam’ın İngilizce dersini bölerek sınıfa girdiğimde
tüm bunları unutmuştum. Herkesin bana baktığını bile fark
etmemiştim. Doug’a odaklanmıştım. Belki de akşamdan kal-maydı. Erken saatlerde aldığı alkolden kurtulması için yeterli
zamanı olmuştu. Ama ağrı kesicilerinden birini atladığını bi-
liyordum.
279
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 272/311
Jennifer Echols
Sahiden de başı Hindistan ’a Bir Geçit kitabının ciltli
sayfalarına bizde okulun eski cilt kapaklı kitapları vardı
gömülmüştü. Geçen gece arabamın ön panelinde unuttuğu
gözlüklerini vermeyi ve bunu onunla konuşup iyi olup olma-
dığını görmek için bir bahane olarak kullanmayı planlıyor-
dum.
Ama Keke hemen arkasındaki yerimi kapmıştı. Genel-
likle sınıfın diğer köşesinde Lila’yla birlikte otururdu. Görü-len o ki, Lila ona hâlâ kızgınken orada oturmak pek mümkün
olmamıştı.
Gözlüklerini kitabının yanına bıraktım ve Connor’ın ar-
kasındaki sıraya oturdum. Buradan Keke’nin elinin Doug’un
sırtında olduğunu görebiliyordum.Keke’nin dünkü davranışım hatırlayınca yeniden içer-
ledim ama kıskançlık ve korku daha ağır bastı. Öne doğru
eğilip ona “O iyi mi?” diye fısıldadım.
Bayan Northam, “Doug?” diyerek araya girdi. Duyma-
dığım bir soru sormuştu. Ve sınıfın gerisindeki gürültüyü ki-
min çıkardığını pek seçememişti.
Keke, Doug’a sanki onu korumak ve bugün beladan
uzak tutmak için görevlendirilmiş bir arkadaş gibi fısıldadı.
“Sabit karakter.”
“Roman Sanatı’ndaki eksen karakterler.” Bunu sıra-
sında, başım kitabından kaldırmadan, ancak Bayan Northam’ın duyabileceği kadar yüksek bir sesle söylemişti.
“Bu doğru,” diye karşılık verdi Bayan Northam. Doug’u
görebilmek için bir adım yana kaydı. “Bacağın seni rahatsız
280
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 273/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
ediyor mu?”
Doug sırasından kıpırdamadan, “Evet efendim,” diye
karşılık verdi. “Ağrı kesici ilacım her an etkisini gösterebilir.”
“Peki, istersen beklerken gidip hemşirenin ofisinde uza-
nabilirsin,” dedi Bayan Northam.
Keke hiç soru sormadan gözlüklerini ve kitaplarını Do-
ug’un sırt çantasına koyup ona uzattı. Doug değneklerine tu-
tundu ve yavaşça ayağa kalkıp sınıfa yukarıdan baktı.
Ona, “Seninle birlikte gelmemi ister misin?” diye fısıl-
dadım.
Bana döndü ve nemli gözlerle düşmanca baktı. Keke
önce bana, sonra yeniden ona baktı.
Connor, “Yoksa avlıyov musun?” diye sordu. “Mendileihtiyacın vav mı?”
Doug bir an için Connor’a doğru bir hamle yaptı ve
Connor da sırasından arkaüstü düştü. Sınıftaki erkeklerden
kaygı verici bir kıkırdama yükseldi.
Doug arkasını dönüp koridordan kapıya doğru yöneldi.
Çok geçmeden dolapların oradan sanki düşmüş gibi metalik
bir çarpma sesi geldi. Keke hafifçe ayağa kalktı. Bayan Nort-
ham başıyla ona onay verdi. Keke’yi durdurup ya da Doug’a
yardım etmesi gereken kişinin ben olduğumu bile açıklaya-
madan Keke, Doug’un arkasından gitti.
Doug’un bana ihtiyacı yoktu.
281
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 274/311
16
Sınıftaki diğer çocuklar onunla dalga geçerken Connor
da yerden kalkıp sırasına tekrar oturdu. Sınıfın ilgisinin ye-
niden Bayan Northam’ın dersine dönmesini bekledikten son-ra omzunun üzerinden Connor’a fısıldadım. “Onuncu sınıf-
tayken Doug’un Aaron Spears’la kavga başlatmaktan dolayı
tarih dersinin dışında uzaklaştırma aldığını hatırlıyor musu-
nuz?”
Önümde oturan Connor, yanındaki Nate’le birlikte
onayladılar.
“Doug’u kızdıran şey neydi?”
“Aaron bir kung fu şakası yapmıştı,” dedi Connor. “Dur
biraz, bu Japonca değildi ki. Bu bir karate şakasıydı.”
Nate de başıyla onayladı. “Bu tamamen başka bir kav-
gaydı. Geçen sene Jimmy Gillespie’yle Jamaika Joe’nun Ye-
ri’nde yapmıştı. Doug uzaklaştırma aldığında, Aaron gözleri-
ni şöyle yapmıştı.” Nate parmaklarını gözlerinin ucuna
283
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 275/311
Jennif er Echols
koyup onları iki yana çekti.
“Evet, bu doğru,” diye karşılık verdi Connor. “Eğer Do-
ug’un okuldan uzaklaştırılmasını istiyorsan tek yapman ge-
reken Asyalılarla ilgili bir şaka yapmak ve sana vurana dek
orada beklemek.”
Nate, “Güçten başım dönüyor,” dedi. O ve Connor bir-
likte dalga geçip şeytani bir şekilde ellerini birbirine vurdu-
lar.“Zoey!” Bayan Northam elleri kalçasında bana sesleni-
yordu. “Lütfen sınıf arkadaşlarını rahatsız etmemek için sı-
nıfın diğer köşesine geç. Bunu bir alışkanlığa dönüştürme-
menizi umuyorum.”
Hayır, günlük alışkanlığımız İngilizcenin dışında İngi-
lizce olan her şeyi düşünmekti. Kitabımı kapatıp odanın di-
ğer köşesindeki sıraya geçtikten sonra iyi bir kız olmaya ça-
baladım ve derse dikkatimi verdim. Bunu gerçekten yaptım.
Bu arada gözlerim Bayan Northam’dan kapıya doğru merak-
la kaymaya devam ediyordu. Keke’nin yeniden görünmesi
için sabırsızlanıyordum.
Tarih dersinin yarısına kadar geri gelmedi. Sınıfın diğer
ucundaki sırasına parmak uçlarında ilerlerken bana sadece
ağız hareketleriyle seninle konuşmam gerek, dedi. Benim dı-
şımda başka biriyle konuşup konuşmadığını anlamak için ar-
kama bile baktım ama duvara dayalı bir sırada oturuyordum.Bu, Boston Çay Partisi’ne olan tüm ilgimi yok etmişti.
Son yarım saati Doug Ta birlikte geçirmişti. Her ne söyleye-
cekse bu Doug ve benimle ilgili olmalıydı. Ve bu ister iyi
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 276/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
ister kötü olsun, duymak için sabırsızlanıyordum. Teneffüs
zili çalmadan önce saatime neredeyse beş yüz kez baktım.
Sırt çantalarımızı alıp sakin bir şekilde matematik sını-
fına doğru yürümeye başladık. Bu çok tuhaftı çünkü nor-
malde ben kampusa zamanında ulaşmak için hızlı yürürdüm.
Ve Keke de hem enerji kazanmak hem de kaçırdığı şakaları
yakalamak üzere sınıfa doğru koşardı.
“Uzun bir süre Doug’la konuştum,” dedi.Başımla onayladım, heyecanımı ve bildiklerini benimle
daha hızlı paylaşması için onu sarsma isteğimi bastırmaya
çalışıyordum.
“Ona dünkü büyük kavgamızı anlattım. Bana gerçekten
çok kızdı. Bacağının ağrısıyla birlikte sana yemin ederim şal-teri fena atıyordu.”
Güldüm. Anlamsızca, “Arabalarla ilgili hiçbir şey bil-
mez ki o,” dedim.
“Senin beni her zaman dinlediğini ve bana her zaman
katlandığını söyledi,” diye devam etti Keke. “Ve senin tek
ihtiyacın olan zamanda sana sırtımı çevirmişim. Bana ken-
dimi bok gibi hissettirdi. Yani, ben çok üzgünüm.” Durdu ve
kollarını bana doğru uzattı.
Bana sarılmak istediğini kavrayamadan önce üç dört sa-
niye boş boş Keke’ye baktım. Sonra ben de onu kucakladım.
“Sorun değil.”
Keke kulağıma doğru, “Ben gerçekten de iyi dost oldu-
ğumuzu sanıyordum,” diye devam etti. Bana bakmak için
geri çekildi. “Başına bu kadar büyük bir şey gelmişken bun-
285
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 277/311
Jennif er Echols
dan haberdar olmadığıma inanamadım. İnsanlar bana gelip
nasıl oluyor da annenle ilgili sorundan haberim olmadığımsoruyorlardı. Sanki benim bir hatam varmış gibi. Bu utanç
vericiydi. Ama sen bunu benden saklamayı tercih ettin.”
Doğruca gözlerime baktı, bunu pek sık yapmazdı ve bir
cevap bekliyordu.
Yavaşça, “Berbat haldeydim. Keke, özür dilerim.” Bunu
söylememle birlikte heyecanımın gözyaşlarına dönüştüğünü
hissettim. Özür dilerim, derken koridorun ortasında, hem de
ikinci sınıf öğrencileri yanımızdan geçip giderken, ağlıyor-
dum. Keke kollarıyla beni sıkıca sardı ve bu daha çok ağla-
mama neden oldu. “Gördün mü?” diye burnumu çektim. “İş-
te bu yüzden kimseye anlatmadım.”Keke, “Sorun değil,” dedi ve sırtımı sıvazladı. Ve tuhaf
bir şekilde,işte olmuştu. Nasıl yüzme havuzunun halka açık
tuvaletinde kusmaya çalıştıysam, kendimi koridorun ortasın-
da ağlarken bulabilmiştim. İkinci sınıfların sonrasında arka-
daşlarının kulaklarına neler fısıldayacaklarını tahmin ede-
biliyordum: “Zoey Commander koridordun ortasında kendini
kaybetti. Bilirsin, hani kendini öldürmeye çalışan ve son yüz-
me elemesinde çılgına dönen şu kadının son sınıf öğrencisi
kızı.” Ama bu sorun değildi, çünkü o son sınıf öğrencisinin
arkadaşları vardı. En azından Keke vardı.
Matematik sınıfı hâlâ çok uzaktaydı. Ellerimin tersiylegözlerimi silerken derse yetişebilmek için koridor boyunca
koşmamız gerekti. Ben de bu arada annemle olan her şeyi
anlatmaya başladım. Matematikten biyolojiye geçerken ve
286
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 278/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
öğle yemeğinde yüzme takımının masasında oturduğumuzda
geri kalanları parça parça anlattım. Biraz yalnız kalabilmek
için masanın ucuna geçmeyi isterdim ama birileri bizden
önce davranmıştı. Masanın diğer ucunda başlan birbirine yakın
bir şekilde Doug her zamanki gibi çok çekiciydi ve Lila
oturuyordu.
Keke önce onlara, sonra bana baktı. Alt sınıftan kızların
duyamayacağı kadar yumuşak bir ses tonuyla K eke bugünsürprizlerle doluydu konuşmaya başladı. “Bu sabah Do-
ug’la konuştuğumda bana aynı zamanda dün gece aranızda
büyük bir kavga geçtiğini de anlattı. Dün geceki amacın
yüzme takımındaki herkesle kavga mı etmekti?”
Sindim, “Doug’la yaptığımız kavga daha özeldi.” Sala-
tamdan bir çatal aldım.
“O da böyle söyledi. Onu tekrar kazanmayı deneyecek
misin?”
Ona baktım ve yutkundum. “Doug çok çekici.”
Keke sırıtarak söylediğimi onayladı.
“Ama aynı zamanda çıkarcı ve insanları kontrol etmeyiseviyor,” dedim.
Keke kaşlarını çattı. “Benden bugün sana göz kulak ol-
mamı istedi. Sanırım bunun da çıkarcı ve kontrolcü bir dav-
ranış olduğunu söyleyebilirsin. Ama bu aynı zamanda senin
için endişelendiği ve seni düşündüğü anlamına da gelir. Kız-lar böyle bir çocuğa sahip olmak için ölüyor.” Sesindeki is-
tekliliği fark edebiliyordum. Lila, Mike’la çıkıyordu. “Bana
bir hafta önce bu suçluyla takılacağını söylesen.. .”
287
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 279/311
Jennif er Echols
“O suçlu değil,” diye iç geçirdim.
“Sana gülerdim.”“Zaten gülüyorsun!”
“Ama senden söz etme şeklini gördükten sonra...” Ba-
şım iki yana salladı. “Vay canına!”
“Önce Brandon’dan ayrılmam lazım.” Gün boyunca
Brandon’la ilgili düşündüğüm ilk şeyin bu olması beni biraz
utandırmıştı. Sırt çantamdan cep telefonumu çıkarıp ondan
bir mesaj gelip gelmediğini görmek için kontrol ettim. Ya da
daha da iyisi, annemden. Ne annemden ne de Brandon’dan
mesaj gelmişti. Çarşamba akşamı toplantıdaki görüşmemizin
üzerinden iki gün geçmişti ve ben Brandon’dan hiç haber al-
mamıştım.Keke masaya biraz daha yaklaşarak daha da alçak bir
sesle konuştu. “Bunu söylemen çok komik. Bu gece yüzme
takımının futbol maçından sonra bir parti vereceğini biliyor-
sun. En azından bizim orada olmamız gerekiyor. Lila sosisli
sandviçleri getirmezse bu benim sorunum değil. Her neyse,
önemli olan şu ki, Stephanie, Brandon’ı getireceğine yemin
ediyor.”
Şaşkınlıkla dikildim, sonra yeniden salatama eğildim.
“Peki Brandon, Stephanie’niyle çıkacaklarını biliyor mu?”
“Kız arkadaşı olduğuna göre, bence bunu kesinlikle ona
sormalısın,” dedi Keke.
Egzersizin başlangıcında, dolabımın önünde durmuş tam
288
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 280/311
Sarhoştum H atırlamıyorum
mayomu çıkarıp tişörtümü giyeceğim sırada havuz tarafın-
daki kapı açıldı. Doug, “Hanımlar,” diye içeri seslendi.Altı kız birden aynı anda çığlık attı. Bana sadece biraz
sıcak bastı.
Çığlıkların azalmasıyla, “Erkek takımı binadan ayrıldı,”
dedi. “Ve koç üstünüzü değiştirmemenizi söyledi, çünkü bu-
gün havuzun üzerini kapatacakmışız.
Altı kız birden başını bana doğru çevirdi.
Yüzümün kızardığım hissettim. Olabildiğince normal
bir ses tonuyla, “Doug,” diye seslendim.
“Koç havuz kapatma sisteminin talimatlarım yine kay-
betmiş,” dedi ve kapı hızla kapandı.
Havuzun talimatlarını koçun ofisinde geçen sene “H”harfinde bıraktığım yerde buldum. Onları dışarı çıkardığımda
Doug’un, “Biz havuzun üzerini kapatacağız,” dediğini anım-
sadım. Bacağını uzatarak havuzun kenarında, sırtını tuvalete
vererek oturdu; kızların oraya girip bayılmasını önlemeye
çalışıyordu. Geri kalanımız suyun üzerinden devasa plastik
tenteyi katlamaya çalışırken o da Howard’ın Sonu adlı kitabı
okudu. Erkeklerin geri kalanı ve koç da kubbeyle soyunma
odaları arasına yerleştirilecek plastik kabloyu en iyi nasıl
monte edebileceklerini tartıştılar. Doug burnunu kitabından
kaldırmadı. Kabloyu onun etrafından geçirdiler.
Geçen sezon sonuna doğru havalandırma bizi biraz en-dişelendirmişti. Bir gün okula geldiğimizde havuz kapama
sistemindeki kubbenin hafif bel verdiği, neredeye söndüğünü
gördük. Bu nedenle Doug’un çaprazındaki köşeye gidip yere
289
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 281/311
Je nnifer Echols
çömeldim ve yüksek ses çıkaran motorun düzgün çalışıp ça-
lışmadığını kontrol ettim. Kubbe yeterince hava dolmamıştıama yinede tavan beli oldukça yüksekti. Bu nedenle Lila ya-
nıma gelene kadar plastikle kimin nasıl bir savaş verdiğini
anlayamadım.
“Öğle yemeğinde Doug’la konuştum,” dedi.
“Fark ettim,” dedim. Hissettiğim kıskançlığın sesime
yansımamasına çalışıyordum.
“Mike’ı öldürmemesi için onu ikna_etmeye çalıştım;
böylece Mike da benimle yeniden konuşacak. Ama Keke,
Doug’a dün havuzda aramızda geçen o büyük kavgadan bah-
setti. Doug bana gerçekten çok kızdı! Mike’a klasörünü ha-
vuza attığı için neler söylediğini duymalıydın!”“İyi,” diye güldüm. “Doug o klasörün benim için ne
kadar önemli olduğunu biliyordu.”
“Eğer hâlâ istiyorsan, sen gittikten sonra Mike onu ağla
çıkardı.”
“Sorun değil,” diye iç geçirdim. “Hayatıma devam ede-
bilirim.”
“Sonra Doug senin her zaman beni dinlediğini ve bana
katlandığını söyledi. Ve senin tek ihtiyacın olan zamanda ben
orada olmamışım. Bana kendimi bok gibi hissettirdi. Yani,
ben çok üzgünüm Zoey.” Havuz kenarından yanıma gelip ba-
na sarıldı.“Sorun değil,” diyerek ben de ona sarıldım. Havalandır-
manın gürültüsünün arkasından kıkırdamaları duydum. An-
nemin bir deli olduğunu öğrendikten sonra ikizlerin neredey-
290
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 282/311
Sarhoştum Ha tırlamıyorum
se aynı kelimeleri kullanarak benden özür dilemesi acımasız
bir şaka olmalıydı. Düşene bir tekme daha atmak gibiydi.Ama yüzme takımının geri kalanı bizimle ilgilenmiyordu.
Plastik kabloyu başlarının üzerinde taşımaya çalışıyorlardı.
Onların hemen altındaki Doug kitabım okumaya devam edi-
yordu. Kendimi geri çekip Lila’nın gözlerine baktım. “Bugün
Keke’yle saatlerinizi falan mı ayarladınız?”
“Hayır, biz konuşmuyoruz. Babam yarın sabaha kadar
barışmamız gerektiğini söylüyor; aksi halde bir ay boyunca
erkek kardeşimizin bezini biz değiştireceğiz. Neden sordun?”
“Sadece merak etmiştim.” Görünen o ki her şeyi iki kez
yaşamak üzere lanetlenmiştim, şimdi bile her şeyi iki kez ha-
tırlıyordum.Lila elimi tutup sıktı. “Ben gerçekten de iyi dost oldu-
ğumuzu sanıyordum. Başına bu kadar büyük bir şey gelmiş-
ken bundan haberdar olmadığıma inanamadım. İnsanlar bana
gelip nasıl oluyor da annenle ilgili sorundan haberim olma-
dığını soruyorlardı. Sanki benim bir hatam varmış gibi. Bu
utanç vericiydi. Ama sen bunu benden saklamayı tercih et-
tin.”
Hissetmeye başladığım şey tam bir dejavuydu. Gözle-
rimin dolmasını bekledim.
Lila’nın gözleri irileşti. “Oh,” dedi ve neyin gelmekte
olduğunu gölmüşçesine elimi yeniden sıktı.“Berbat haldeydim,” diye hıçkırdım. “Lila, gerçekten
özür dilerim.”
Bana sarılmak için öne doğru eğildi ve ben onun om-
291
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 283/311
Jennifer Echols
zunda ağlarken, “Sorun değil, sorun değil,” diye mırıldandı.
Bir süre sonra yeniden konuşmaya başladım ve ona annemle
ilgili olup biten her şeyi anlattım. Bitirdiğimde gözlerinde
yaşlarla, “Keşke bana daha önce anlatsaydın,” dedi.
“Keşke.”
Havalandırmanın sesini delip geçen çığlıklar yükselerek
kubbede yankılandı. Havuzun diğer ucundaki çatının plastik
kablosunun yüzme takımının üzerine kapandığını gördük.Onlara kendi başlarının çaresine bakmaları için beş dakika
vermeyi düşündüm, sonra gidip onlara yardım edebilirdim.
Ve sonra Doug’un bana baktığını fark ettim. Başını
hemen kitabına eğdi.
Lila da bunu görmüştü. “Doug bana öğle yemeğinde birşey daha söyledi,” dedi. “Dün gece ikiniz kavga etmişsiniz.
Ve sonra ,..” Kaşlan anlayışla çatıldı. “ .. .başka şeyler de yap-
mışsınız. Gerçekten iyi şeyler. Ve sonra biraz daha kavga et-
mişsiniz.”
Adeta sindim. “Özeti bu diyebiliriz.”
Tekrar Doug’a baktım. Çevresinde olup biten tüm o kar-
maşanın ortasında sakin bir şekilde kitabını okumaya devam
ediyordu, sonra bir sayfa daha çevirdi. “Doug çok çekici,”
diye iç çektim. “ Ama aynı zamanda çıkarcı ve insanlan kontrol
etmeyi seviyor.”
Lila, “Sen delirmiş olmalısın,” dedi. Ağzım açık birhalde ona bakınca, “Alınma ama Doug senin için endişeleni-
yor ve seni önemsiyor. Seni patlamak üzere olan bir arabadan
kurtardı!”
292
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 284/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
“Patlamıyordu. Doug arabalarla ilgili hiçbir şey bilmi-
yor.”
“Ben de bilmiyorum. Ama yine de bu mükemmel ve ro-
mantik!”
“Lila, bir haftadan kısa bir süre Önce Brandon için de
aynı şeyleri söylemiştin!”
“Oh!” Bana parmağını salladı. “Neredeyse unutuyor-
dum. Bu gece futbol maçından sonraki yüzme takımı partisi-ne geliyorsun, değil mi? Stephanie Wetzel partiye erkek ar-
kadaşı olarak Brandon’ı getireceğini söylüyor! Bu da ne de-
mek oluyor peki?”
“Sanırım partiye gelip öğrenmem gerekecek.” Ve bu ko-
nuyu hallettikten sonra Doug’la yeniden konuşabilirdim.Konuşmak... ya da başka şeyler. Yeniden dudaklarıma
dokunuyor, bana yapabileceklerini, daha sonraya sakladık-
larımızı ne zaman yaşayabileceğimi düşünüyordum.
Lila, “Maça gelecek misin?” diye sordu.
Gerinip esnedim. “Hayır, dün gece pek uyuyamadım.”
Lila bana göz kırptı.
“Evet,” dedim. “Yeniden konsantre olmak için partiden
önce biraz zamana ihtiyacım var.”
Yeniden konsantre olmak için dört saatlik bir uyku çek-tim. Tırnaklarıma yeniden oje sürdüm. Dikkatlice kumsal-
daki partide giyeceklerimi seçtim. Bu seçime, beyaz nok-
taları ve aynı renkteki kurdelesiyle mavi sutyenim de dahildi.
293
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 285/311
Jennifer Echols
Babamın arabasındaki büyük prezervatif kutusunu çıkardım.
Ve Brandon’a söyleyeceklerimi düşünürken sakinleşmek içinsudoku oynadım.
Brandon çok tatlı ve bir o kadar da olanlardan haber-
sizdi. Partide Stephanie’nin erkek arkadaşı olacağını bildi-
ğinden şüpheliydim. Onu tanımayan biri bu duruma tarafsız
baktığında, beni annemin olayından beri görmeye çalışma-
mış olmasını benimle ilgilenmediği şeklinde yorumlayabi-
lirdi. Ama Brandon’la biz dosttuk. Bir geçmişimiz vardı.
Ondan ayrılmak istediğimi söylediğimde üzülmesinden kor-
kuyordum. Bunu düşünürken bile midem düğümleniyordu
ve söyleyeceklerimin üzerinden geçip duruyordum.
Ben kumsala doğru giderken, araba parkı okuldan tanı-dığım tiplerle doluydu. Boş yer bulabilmek için içeriden do-
laşmak zorunda kaldım ve birden kendimi geçen cuma olan-
ların aynen şimdi olduğu gibi gelişip gelişmediğini merak
ettim. Körfezde başka bir fırtına daha vardı, her ne kadar bize
ulaşmayacak ve yarma kadar yağmur beklenmiyor olsa da,
rüzgâr palmiye ağaçlarının siyah gölgelerini savurup duru-
yordu. Kumlara uzanan tahta yoldaki uyarı bayrakları hızla
sallanıyordu. Neredeyse kumsaldaki radyoda çalan bir erkek
grubunun sesini bastıracaktı.
Ay ışığında bile daireler halinde düzinelerce kahkaha
atan insanın yüzünü seçmek zordu. İlk fark ettiğim kişi, birgrup irikıyım futbol oyuncularıyla birlikte duran Brandon ol-
du. Kolu Stephanie Wetzel’in belindeydi, plastik bir bardağı
yudumluyordu.
294
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 286/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
Keke onun hemen yakınındaki bir grupla birlikteydi.
Beni patikada görüp telaşlı bir şekilde Brandon’la Stepha
nie’yi işaret etti.
Lila diğer tarafta Mike’ın tam karşısındaydı ve el ele tu-
tuşmuşlardı. Beni gördüğünde Keke’yle aynı şekilde Bran-
don’a baktı. Her konuşmayı iki kez yaşamamak için bir an
önce barışmalarını diledim.
Midemdeki düğümlenmenin üzerine, kumda ilerledikçe
sinirlerim de gerilmeye başlamıştı. Futbol oyuncularının ara-
şma girerek Stephanie’nin karşı tarafından Brandon’m dir-
seğine dokundum. “Hey, biraz konuşabilir miyiz?”
Stephanie öfkeyle önce bana, sonra Brandon’a baktı.
Brandon’ın belindeki kolunu itip bir hışımla kumsala doğ-ru gitti.
Futbol oyuncuları, “Vaaaooooooov!” diye bağırdı.
Kesinlikle Brandon’ı kendi erkek arkadaşı sanıyordu.
“Tabii Zoey,” diye karşılık veren Brandon bir yandan da
Stephanie’nin arkasından bakıyordu.
Yine de neler olduğunu anladığını pek sanmıyordum.
Kum tepeciklerinin karşısındaki merdivenlere yürüdükten
sonra oturduk. Bir sigara yaktı ve artmakta olan rüzgârın sön-
dürmemesi için iki eliyle birden kavradı.
“Ben...” ikimiz de aynı anda konuşmaya başlayıp gül-
dük.“İlk önce sen tatlım,” dedim.
“Peki.” Birasından büyük bir yudum aldı. “Geçen cu-
martesi Stephanie’yle yatmamın seni rahatsız etmeyeceğini
295
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 287/311
Jen nifer Echols
söylemiştin, hatırlıyor musun?”
Hâlâ gözlerimle kumsalı tararken sonunda tüm bu za-man boyunca gözlerimin kimi aradığını bulmuştum. Doug,
Stephanie’i ve yüzme takımının geri kalan kızları için değne-
ğinin bir ucuyla kuma bir resim çiziyordu. Onu izlemeye ça-
lışırken Brandon’m söylediklerini kaçırdığımı hissettim. Bran-
don’ ın bana biraz önce Stephanie Wetzel’le seks yaptıklarını
söylediğine yemin edebilirdim. “Özür dilerim. Ne dedin?”
“Bilirsin işte, geçen cuma akşamı sen ve Doug, Stepha-
nie’yle bizi Buick’in arkasında sevişirken görmüştünüz ya
ve hani sen üzülmüştün? Sonra cumartesi sabahı evime gel-
din ve kızgın olmadığım ve sorun olmadığını söyledin. Değil
mi?”“Evet,” diye karşılık verdim. Çünkü eğer Lanet olsun,
sen neden bahsediyorsun! demiş olsaydım bana hikayenin
sonunu anlatmayabilirdi. Bilirsin işte, diye başlayan cümleler
genellikle şey ... diye biterdi.
“Şey,” dedi. “Stephanie, seninle yatmamı umursuyor.”
Gerçekten de umursuyordu. Karanlıkta bile belli olan
çelik gibi bakışlarından bunu anlayabiliyordum.
“Ya da bilirsin, seninle bir kez yapmış olmamızı,” diye
sınırladı. “İşte bu yüzden Buick’in tamire ihtiyacı olduğunu
söyledim, çünkü böylelikle okula Stephanie’yle birlikte gide-
bilirdim. Ve geçen hafta boyunca senin evine bu yüzden ge-lemedim. Sana yalan söylediğim için kendimi gerçekten çok
kötü hissediyorum Zoey. Çarşamba akşamı yüzme toplantı-
sında sana olanları anlatmaya çalıştım. Yüzme toplantısına
296
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 288/311
Sarhoştum H atırlam ıyorum
bunları söylemek için gelmiştim. Ama Doug tam bir pislik
gibi davrandı.”
Başımla onayladım. “Annem akıl hastanesinden kaçtık-
tan sonra benden ayrılmanı istemedi. Evet, o tam bir pislik.”
Brandon sanki beni ilk kez görüyormuşçasına dönüp
bana baktı. Sanki bir şeyin farkına varıyordu. Aferin sana!
Safça sordum, “Ne var?”
“Senin daha önce hiç küfür ettiğini duymamıştım,” dedi.“Her neyse, sen ve ben yaz boyunca benim kız arkadaşlarım-
dan söz ettik. Benim nasıl biri olduğumu biliyordun ve Step
hanie’yle yatmamın senin için bir sakıncası yoktu. Senden
söz edince Stephanie küplere bindi. Ve ben sanırım ona âşık
olabilirim. Bu daha önce hiç olmamıştı. Beni anlamanı umu-
yorum.”
Canlı bir şekilde, “Anlıyorum,” dedim. “Ben de Doug’a
âşığım.”
Brandon bir yudum daha aldı. “Doug kim?”
“Doug Fox!” Okulda Doug isimli başka biri olduğunu
sanmıyordum.Brandon’la aynı şeylerden söz etmediğimiz için biraz
sinirlenmeye başlıyordum. “Evet. Biz bir haftadır birlikteyiz.
Çözmemiz gereken şeyler va rdı..
Brandon sözümü kesti, “Doug bana birlikte olmadığı-
nızı söylemişti!”Bıkkınlıkla iç geçirdim. “Doug neden sana o ve benimle
ilgili herhangi bir şey söylesin ki?”
Brandon sigarasından derin bir nefes çekti, sönmemesi
297
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 289/311
Jennifer Echols
için diğer eliyle korumaya devam ediyordu. “Geçen cuma
partide birkaç çocukla sohbet ediyordum. Biraz bira içmiştim
ve seninle yatmış olmamızla ilgili övünüyordum. Sakın alın-
ma, erkekler nasıl konuşur bilirsin. Kimse senin hukuk fa-
kültesine gidene kadar birileriyle yatacağını düşünmüyordu;
o yüzden bayağı etkilenmişlerdi. Neyse, birkaç dakika sonra
Doug Fox beni köşeye sıkıştırdı. Bunun benimle hiçbir ilgisi
olmadığını, o yüzden övünmeyi bırakmam gerektiğini söyle-di. Herhangi biri bile seni yatağa atabilirmiş. Senden nefret
ettiğini ama yine de iki saatte seni yatağa atabileceğini söy-
ledi. Tek yapmam gereken senin beni başka bir kızla yakala-
mana izin vermekti. İşte bu yüzden Stephanie’yle birliktey-
dim.”
Başımla söylediklerini onayladım. “Ve sen de, ‘Pekâlâ
Doug, bakalım kız arkadaşımla sevişebilecek misin? Ben de
gidip diğer kızla sevişeyim. Sorun değil,’ dedin.”
“Şey,” diye dumanını üfledi. “Bizim birlikte olduğumu-
zu düşünmemiştim. Demek istediğim, birlikteydik ama ger-
çek anlamıyla birlikte değildik. Biz sadece takılan iki arka-daştık. Ve Doug Fox karşıma geçip bana meydan okuyordu.
Başka ne yapabilirdim ki?”
Bir kez daha onu başımla onayladım. Brandon’ın gü-
neşli sahte dünyasında bu gayet normaldi, bunu biliyordum
çünkü bütün yaz o dünyayı gözlemleme fırsatım olmuştu.“Ertesi sabah sen geldin, Stephanie ve benimle ilgili kız-
gın olmadığını düşündüm.” Yüzünde olağanüstü bir gülüm-
seme belirdi, sonra birden hayatımı mahvetmenin ortasında
298
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 290/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
olduğunu hatırladı. “Ama Doug cumartesi sabahı beni arayıp
sizin birlikte olmadığınızı ve kimseye bu konudan bahset-
memem gerektiğini söyledi.”
Hâlâ söylediklerine inanmıyor olsam da, “Ve sen de
kalkmış şimdi bana olan biten her şeyi anlatıyorsun,” diye
dikkatini çektim. Ya da inanmak istemiyordum, çünkü söyle-
dikleri gayet mantıklıydı ama öyle olmamasını dilerdim.
“Seni onunla ilgili daha önce de uyarabilirdim ama okazadan birlikte çıktınız. Kırık bir bacakla seni sıkıştırmaya-
cağını düşünmüştüm. Ama... Zoey... Ondan uzak durmalı-
sın. O adamdan daha az öfkeli tiplerin bile nasıl savunma
yaptıklarını gördüm. Hem biliyorsun, adam ıslahevine bile
girdi.”“Doug Fox’un öfkenin ne olduğuna dair hiçbir fikri
yok!” Göz ucuyla Brandon’ın elinin beni yakalamak üzere
uzandığını gördüm ama ben daha hızlı davranmıştım. Mer-
divenlerden atlayıp kumsala doğru hızla ilerledim. Stephanie
Wetzel’i geçtim ve ayağımla Doug’un kumda çizdiği resmi
savurdum. “İki saat mi?” diye bağırdım. “Sadece iki saate
mi ihtiyacın vardı?”
Yarım saniye kadar ağzı açık bir halde bana baktı, sonra
başını arkamdan gelmekte olan Brandon’a çevirdi. “Adi he-
rif!” Koltuk değnekleriyle merdivenlerde dikilen Brandon’a
doğru gitmeye çalıştı.“Ona söyledin mi?” Doug, Brandon’a bağırıyordu. “Dos-
tum, sen tahmin ettiğimden daha da salaksın. Hadi ama!”
Değneğinin kumlu ucuyla Brandon’m göğsüne vurdu.
299
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 291/311
Jennifer Echols
Yüzme takımından birkaç erkek etraflarını sarmıştı. Her
biri Doug’u tişörtünden geri çekmeyi deniyordu. Ama ben
orada dikilerek olanları izliyordum. Neredeyse eğlendiğimi
bile söyleyebilirdim.
Doug, Brandon’a “Korktun mu?” diye sordu.
Brandon merdivenlerden Doug’un olduğu yere atladı.
Yüzme takımı yoldan çekildi. Brandon ve Doug birlikte kum-
ların üzerine düştüler. Doug’un değnekleri adeta uçtu ve düş-tükleri yerden bir kum bulutu yükseldi. Yüzme ve futbol ta-
kımının geri kalanı da koşarak gelip etraflarım sarmıştı. Bran-
don Ta Doug’u ayırıp Doug’a değneklerini verdiler.
“Brandon, seni kahrolası!” diye bağırdı lan. “Adamın
bacağı alçıda!”“Ve aynı zaman da Percocet kullanıyor!” diye ekledi
Gabriel.
Ayakta durmaya çalışan Doug, “Sadece daha az canım
yanıyor!” diye bağırdı. Bir yandan değneklerine dayanıp di-
ğer yandan Brandon’a bağırmaya devam etti. “Ve senin ca-
nına okumak için üç hafta sonra bu alçının çıkmasını bekle-
meyeceğim. Benimle birlikte denizin içine gel de ayakta du-
rup sana gününü göstereyim.”
Kalabalık Doug’un geçmesi için çekildi. Doug aksaya-
rak okyanusa doğru yürüdü ve değneklerden birinin ıslak ku-
ma batmasıyla az kalsın yeniden düşüyordu. Omzunun üze-rinden geriye baktı. “Geliyor musun korkak tavuk?”
Brandon etrafına bakındı. Onu durduran kimse yoktu.
Gelgite doğru Doug’u takip etti. Geri kalanımız arkalarından
300
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 292/311
Sarhoştum Ha tırlamıyorum
bakakaldık.
Nate, “İkisinin de matematiği iyi değil,” dedi.
“Bu fizik kanunlarına aykırı. Dalgalar çok yüksek. Do-
ug’un değnekler olmadan ayakta durabileceği derinliğe gi
delerse, bu aynı zamanda birbirlerine yumruk atamayacakları
bir derinlik olacaktır.”
“Ben paramı Fox’a yatırıyorum,” dedi futbol oyuncula-
rından biri. “Bu herif tam bir deli.”Connor, “Para mı?” diye tekrarladı.
Erkekler kuma diz çöktü ve cüzdanlarını çıkarıp kural-
ları koymaya başladı. Okyanusa baktığımda Doug ve Bran-
don görünmüyordu. Bulutlar artmış ve dolunayı örtmüştü.
Okyanus da gece kadar simsiyah görünüyordu.“Zoey.”
Erkek arkadaşlarım birbirlerini haklamak üzereydi. Ve
ben keyifle bunu izlemek isterken biri bunu bölmeye cesaret
etmişti. Kim olduğunu görmek için arkamı döndüm. Kar-
şımda Stephanie Wetzel vardı. “Evet, Stephanie?” diye sor-
dum. “Brandon ilk başta benimdi ama şimdi onu gönül ra-
hatlığıyla alabilirsin. Yani bana söyleyeceğin her neyse, ar-
tık o konuşmayı yapmak zorunda değiliz.”
Stephanie bir adım daha yaklaşıp nefes nefese, “Bran
don’ı durduramam. Tüm futbol takımı onu izlerken asla dur-
mayacaktır. Bu yüzden Doug’u durdurmak zorundasın.”“İkisi de her ne olacaksa bunu hak ediyor,” diye karşılık
verdim.
“Anlamıyorsun!” diye bağırdı. “Evimde bir havuzum
301
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 293/311
Jennif er Echols
var. Çarşamba akşamı yüzme toplantınızdan sonra Brandon
bana geldi.”“Sorun değil,” dedim. Ama aslında öyleydi. O ve Bran-
don beni aldatmıştı. Ama ben de aldatmıştım. Her neyse, Do
ug’a o kadar kızgındım ki, Stephanie Wetzel’e karşı hissede-
bileceğim pek bir duygu kalmamıştı. “Brandon bana birlikte
olduğunuzu söyledi.”
“Hayır, anlamıyorsun. Brandon’m yüzme bilmediğini
öğrendim.”
Derin bir nefes aldım. “Ah Tanrım!” Demek bu yüzden
Brandon, Clyde’ın Eğlence Parkı’nda terfi alıp cankurtaran
olmayı reddetmişti. Ve bu yüzden onu ve Doug’u ne duya-
biliyor ne de görebiliyordum. Şiddetli dalgalar Brandon’ı de-virmişti. Doug onu yakalamayı denemiş ama su dolmuş olan
alçısı onu aşağıya çekmişti. İkisi de neredeyse gözden kay-
bolmak üzereydi.
Ve ben de tam her ne olursa hak ettiklerini sayıklayıp
duruyordum!
Ayakkabılarımı fırlattım, kot pantolonumu çıkardım ve
karanlık sulara dalmadan önce arkamdan her kim geliyorsa,
“Brandon yüzme bilmiyor!” diye bağırdım.
302
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 294/311
\
17
Sanki peşimden birileri kovalıyormuş, erkek arkadaşım
önümde boğuluyormuş gibi yüzdüm. Olduklarım düşündü-ğüm yere varınca karanlığın içine bağırdım, “Doug!”
“Zoey!” Okyanusun sesinden güçlükle duyulsa da, akın-
tının onları kumsala doğru attığı yerden karşılık vermişti.
O yöne doğru yüzdüm. Sonra birden akıntının beni de
yakaladığını hissettim. Birden beni o kadar ileri itmişti ki,
bu sayede neyse ki soğuk suyun içinde sıcak bir vücuda çarp-
tım ve yakalamak için ona uzandım.
Bana tutunmak yerine elimi gevşekçe sarsıp kendi ba-
şına yüzeye ulaşmaya çalıştı. Doug hızla soluyordu, “Bran-
don yüzme bilmiyor. Onu yakaladım. Bana yardım et,” dedi
ve yeniden suyun altına daldı. Brandon’ı bırakmayacaktı ve ben de Doug’u bırakmayacaktım. Üçümüz birlikte boğula-
caktık. Son bir kez daha nefes aldım.
“Zoey, Brandon’ı biz alacağız,” diyen Stephanie yüze
303
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 295/311
Jennifer Echols
rek yanımdan geçti. Alt sınıflardan bir başka kız daha arka-
sından gidiyordu, birlikte suya daldılar.
Bir dalga üzerime gelip beni suya batırdı. Karanlığın
içinde Doug’u aradım ve hiç beklemediğim halde kumlu dip-
le karşılaştım. Baş aşağıya döndüğümün farkında bile değil-
dim.
Ve sonra onu yakaladım. Kollarımı ona doladım. Olanca
gücümle, nefessiz kalana dek denizin dibinden yukarı doğru
ayaklarımı çırptım. O kadar çok çırpıyordum ki, nefes almış
olmam gereken sınırı bile geçmiştim.
Soğuk geceye çıktık ve ikimiz birden hızla soluk aldık.
Doug, “Ben iyiyim,” diye inledi. “Brandon’ı bul.”
Arkamızdan bir kız, “Biz onu yakaladık,” diye seslendi.Yanıma doğru gelen Mike, “Doug’u ben alırım,” dedi.
“Zoey, sadece kıyıya yüz.”
Keke ve Lila da gelmişti ve “Zoey’i biz alıyoruz,” de-
diler. Biri kolunu göğsüme doğru sardı ve cankurtaranların
her zamanki cümlesini kurdu. “Mücadele etmeyi bırak ve
gevşe.”
Mücadele etmek ve onları da batırmak istemiyordum;
bu yüzden kendimi suyun üzerine bıraktım ve beni çekme-
lerine izin verdim. Bunun nasıl yapılacağını biliyordum. Ay-
larca süren cankurtaran eğitimlerinde kurban rolünü üstlendi-
ğim de olmuştu. Suyun yüzeyinde kaymaya başladım. Su,soğuk havayla karşılaştırıldığında ılık bile sayılabilirdi. Gök-
yüzüne baktım ve evrenin yıldızlarla dolu olduğunu gördüm.
Kıyıya yaklaşınca beni bir başkasına devrettiler. Bir er-
304
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 296/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
keğin güçlü kolu beni sardı. Bağırışlardan Doug ve Bran
don’ın da birilerine aktarıldığını anlayabiliyordum, bu can-
kurtaran aktarmasıydı.
Sırtım kuma değdi ve güçlü kol beni bıraktı. Ters dön-
düm ve geri kalan yolu kumsalda emekleyerek kendimi buz
gibi esen rüzgârla diğer paralel yatan vücutların yanına bırak-
tım. Toparlanabilmek için üç derin nefes aldım, sonra etrafı-
ma bakınmak için oturdum. Kumun içinden Brandon’ın vü-cudunu seçebilmiştim. “Brandon,” dedim. “Brandon iyi mi?”
Alt sınıftan kızlar, “O iyi,” diye karşılık verdiler.
Yanımda yatan Doug’un düz kamına yapışmış ıslak ti-
şörtüne dokundum. “Bir,” dedim. Yüzme takımında on yedi
kişi vardı ve herkesin iyi olduğundan emin olmalıydım. “İki.”
On altıya kadar yüksek sesle saymaya devam ettim. “On yedi
nerede? Kim eksik?” Ayağa kalktım ve kalbim deli gibi atar-
ken karanlık kumsalı gözlerimle taradım. “Ah Tanrım, on ye-
di numara nerede?”
Doug, “On yedi numara sensin,” dedi.
“Ah!” Hemen yanma dizlerimin üzerine çöktüm. “Birazuyumaya ihtiyacım var.”
“Benim de bir biraya,” diye bağırdı Gabriel. Erkekler
neşeyle ona katıldı.
“Benim de yeni bir alçıya,” dedi Doug. “Ve tabii yeni
değneklere. Babam beni öldürecek.”
Elimi tekrar karnına koydum. Ona hâlâ kızgındım. Göz-
lerimin önünde neredeyse ölüyor olması bunu değiştirme-
mişti. Ama elim karnının üzerindeyken kendimi daha iyi
305
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 297/311
Jennif er Echols
hissediyordum. “Seni acile götüreceğim.”
“Gelip beni alması için ağabeyimi arayacağım,” dedi.
“Seni ben götürmek istiyorum,” diye ısrar ettim.
“Babanın arabasını ıslatacağım,” dedi.
“Bunu hak etti. Şehir dışına gidip arabanın anahtarlarını
kızma verirsen olacağı budur. Herkes on yedi yaşındakilerin
sorumsuz olduğunu bilir.” Dik oturdum ve diğerlerine ses-
lendim. “Orada hepimiz ölebilirdik. Okulun yüzme takımınıntamamı ve bir de geri koşucu boğulabilirdi. Ve kumsaldaki
insanlar arkamızdan ne derdi, biliyor musunuz? ‘Her şey çok
hızlı oldu,’ derlerdi.”
Lila araya girdi ve, “Aptallık konusunda bu kadar hızlı
olabilmemiz gerçekten inanılmaz!” dedi.
Mike kahkahalarla karşılık verdi ve Keke de kıkırdadı.
“Lila, seni seviyorum.”
Yanımızdan geçen bir futbol oyuncusu, “Eğer ne halde
olduğunuzu görseydiniz, birbirinize şu an bunları söylüyor
olmazdınız,” dedi. “Nasıl oldu da hepiniz birden pantolon-
larınızı çıkarabildiniz? Yüzme takımı gerçekten de nasıl partiverileceğini iyi biliyor!”
Keke güldü, “İnan bana hiç fikrin yok,” dedi.
Pembe doktor önlüğünün üzerine beyaz bir gömlek giy-
miş bir doktor, “Muhabbet kuşları geri gelmiş!” dedi. Islak
perçemlerimi kenara itti. “Başın nasıl oldu?” diye sordu.
Göz ucuyla formları doldurmakta olan Doug’a baktım.
306
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 298/311
Sarhoştum Ha tırlamıyorum
Omuzlarında bir battaniye vardı ve tekerlekli iskemlede otu-
ruyordu. İkimiz de boğulmaktan son anda kurtulmuş gibi gö-
rünüyorduk. Doktorun bizi hatırlaması bir mucizeydi. Geçen
hafta oldukça ilgi çekmiş olmalıydık. Tabii ki, o zaman da
yağmurdan sırılsıklam olduğumuz için aslında şu anki hali-
mizden pek de farklı değildik.
Doug doktora bir şeyler söylemeye çalıştı ama konuşa
madan öksürmeye başladı. Kumsaldan buraya gelene dek tekkelime bile etmemişti. Ş imdi arka arkaya öksürdü ve sonun-
da, “Zoey hâlâ o geceyle ilgili pek bir şey hatırlamıyor. Bu
normal mi?” diye sordu.
“Ah, tabii ki,” dedi doktor. “Ortaokuldayken bir öğleden
sonra patenlerle break dans yapmaya çalışıyordum ve nasıl
son bulduğunu tahmin edersiniz. Düşüp başımı çarptım. En
azından arkadaşlarımın daha sonra bana anlattığı buydu. Aynı
zamanda o gün erken saatlerde kendime yeni bir tozluk aldı-
ğımı da söylemişlerdi. Benim tek hatırladığım ise paten sa-
hasının ortasında doğrulup, ‘Tozluklarım nerede? Bunlar
benim tozluklarım değil!’ diye bağırmamdı.”
Doug’la birbirimize baktık. Doug tek bir kaşını kaldırdı.
“O güne ait anılarım asla geri gelmedi,” dedi. “Ama on
iki yıl sonra tıp okulundan mezun olabildiğime göre, iyi ol-
malıyım.”
Doktora, “Bunu bana daha önce söyleyebilirdin,” diye bağırdım. “En azından kendimi daha az deli hissederdim.”
“Bunu sana zaten daha önce söyledim,” dedi ve banko-
dan bir dosya alıp muayene odasına giden kapıdan geçip göz-
307
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 299/311
Jennifer Echols
den kayboldu.
Doug son forma da bir şeyler karaladı, üzerine ıslak bir
sigorta kartı iliştirip hemşireye uzattı. Onu, bana oldukça ta-
nıdık gelen beyaz bekleme odasına doğru götürdüm. Onu ye-
niden o kapılara bakmayacağım bir yere bıraktım ve ben de
yanma oturdum.
Yumuşak bir ses tonuyla, “Sanırım nedenini öğrenmek
istemeyeceksin,” dedi.Beyaz zemindeki gri beneklerden gözlerimi kaldırma-
dan, “Buradayım, öyle değil mi?” dedim.
Doug, karşımızdaki boş beyaz duvara bakarak monoton
bir ses tonuyla konuşmaya devam etti. “Seni burada gördük-
ten sonraki o pazartesi gecesi senin için çok endişelenmiştim.
Seni aramaya çekindim çünkü ağabeyimin babanla başının
derde girmesini istemiyordum. Kumsaldaki partide seni ara-
dım. Sonraki gün okulda bu büyük olayı duymayı bekledim.
Tüm yüzme takımının seni destekleyeceğini düşünmüştüm.
Oysa kimse bir şey duymamıştı. Ama futbol takımıyla yüzme
takımı aynı zamanda giyiniyor. Ve soyunma odasına gitti-ğimde Brandon Moore’un seni nasıl becerdiğiyle ilgili atıp
tuttuğunu duydum.”
Ona vuracağımdan korkarcasma elleriyle yüzünü ka-
pattı. Ona sadece baktığımı görünce ellerini indirdi.
“Bunlar Brandon’ın kelimeleri, benim değil. Senin kim-
seyle yatmamak üzerine bir ünün var, işte bu yüzden bir şey-
lerin ters gittiğinin farkındaydım. Tam olarak ne yaptığını
biliyordum. O duyguyu iyi bilirim. Bir şeyler yapmak zorun
308
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 300/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 301/311
Jennifer Echols
şansım olmayacağım biliyordum ama yine de seni düşün-
mekten kendimi alamamıştım.” Parmağını avucumun içinekaydırdı. “Bunlar açıklama, ama bahane değil. Islahevi bu
ayrımı iyi yapabilmeni sağlıyor.” Parmağıyla bu kez başpar-
mağıma dokundu. “Ya da durup senin başına kötü bir şey
gelmesini izleyemezdim de diyebiliriz, çünkü bu aynı şeyin
benim başıma gelmesi gibiydi. Bu aşk mı?” Eli elimi kavradı
ve sıktı.
Yutkundum, “Olabilir,” dedim. ^
Elimi öptü. “Her neyse, bunu yapmamalıydık. Senin ne
kadar savunmasız olduğunu bile bile o kadar ileri gitmeme-
liydim. Sana karşı tam anlamıyla dürüst davranmadım. Şimdi
anlıyorum ve gerçekten çok üzgünüm.” Elimi bir kez dahasıkıp sonra bıraktı.
Birden Doug’la aramızdakilerin burada sonlandığı dü-
şüncesi gözüme son derece yanlış göründü. Buraya gelmek
için hangi yollardan geçmiş olursak olalım, şimdi acilde yan
yana oturuyorduk. Bir kez daha. “Bu kadar erken yapmama-
lıydık,” diye fısıldadım.
Karşıdaki duvara bakmaya devam etti. Ama neredeyse
hiç kımıldamıyordu. Nefes bile almadı.
Yoksa nefes alamayan ben miydim?
“Bir kez daha denemek isterim,” dedim. “Bu kez daha
yavaştan alarak.”
Bana döndü. Uzun uzun birbirimize baktık, sonra elini
ağzımın kenarına koydu. Bir an için yine benimle alay ede-
ceğine dair şüphe ettim. Ama sonra öne doğru uzanıp beni
310
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 302/311
Sarhoştum H atırlamıyo rum
öptü.
Bu yumuşak ve son derece seksi, ağzımın içini keşfeden bir öpücüktü. Yüzme çalışmalarında bazen nabzımızı tutup
kalp atışlarımızı uzun bir süre belirli bir seviyenin üstünde
tutmayı deneriz. Bu öpüşme tam da bu egzersize göreydi.
Doug hâlâ alçıdayken bunu iyileşmesi için her gün yapmayı
önerebilirdim.
Birisi koridora doğru koşturdu. Biz öpüşmeye devam
ettik. Kapıların açılıp kapanmasıyla doktor, “Acil serviste
uluorta sevişmek yok. Bunu size daha önce de söylemiştim,”
dedi.
Öpüşmeyi bırakıp Doug’a baktım. “Söyledi mi?”
Başıyla onayladı.“Bana ne yaptığımızı göster.”
Ellerimi battaniyesinin altına çekti. Şimdi biraz daha
ısınmıştı. Dudakları boynumdaki en hassas noktayı buldu.
Nefes nefese, “Sanırım o geceye ait bazı anılar geri ge-
liyor,” dedim. “Bu çok tanıdık geliyor. Mutlu olduğumu ha-
tırlıyorum.”
Ve tam o sırada telefonum çaldı. Çantamdan çıkardım
ve ekranda hastanenin numarasının yanıp söndüğünü gör-
düm. “Annem,” diye fısıldadım.
Büyük olasılıkla arayan annem değildi. Boşuna ümit
lenmemeliydim. Arayan, annemin daha da kötüleştiğini bil-dirmek isteyen bir doktor olmalıydı. Annem delirmişti, an-
nem ölmüştü. Telefon çalmaya devam etti. Derin bir nefes
alıp elimde tutmaya devam ettim. Kimin neden aradığını bi-
311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 303/311
Jennifer Ech ols
lemeden biraz daha beklemek zorundaydım.
Doug, “Aç şunu yoksa ben yapacağım,” dedi.
Nefes alıp vererek telefonu açtım, “Efendim?”
“Zoey, iyi misin?”
Annem herhalde benim ölümümle ilgili başka bir rüya
daha görmüştü. Hastane güvenliği daha dikkatli olduğu için
bu kez ziyaret etmek yerine telefonla aramayı tercih etmişti.
“Ben iyiyim anne.”“Ben de öyle olduğunu düşünmüştüm. Ne yapıyorsun?”
Gözlerim Doug’un dudaklarına kaydı. “Doug Fox’u acil
servise getirdim. Denize düştü ve alçısı ıslandı.”
Annem kuru bir sesle, “Hımm,” dedi. “Doug Fox’u tanı-
yorum. Eminim söylediğinden daha fazlası vardır.” Bu nor-
malde vereceği bir tepkiydi. Normal olsaydı böyle bir şey
söylerdi. Ama yine de umutlanmak istemiyordum.
Konuşmaya devam etti. “Baban Los Angeles havaala-
nından çıldırmış bir halde beni aradı, Hawaii’den dönüyor.
Evlenirken seni gözetlemek için eve kameralar yerleştirmiş.
Bu sahte ebeveynlik planı işe yaramadığı takdirde yedek pla-nı, aklı hastanesindeki eski karısını aramakmış.”
“Evet,” diye onayladım. “Gitmek konusunda çok istekli
olduğu için onu bu sorunla ilgili sıkıştırmadım. En azından
bir hafta beladan uzak durabileceğimi düşünmüştüm. Nere-
deyse başarıyordum.”
Annem bir kez daha, “Hı hı,” diye karşılık verdi.
“Ama anne, yemin ederim dün gece geç saate kadar dı-
şarıda kalmanın başına iş açabileceğini düşünmedim. Eve
312
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 304/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
aynı birkaç hafta önce geldiğim saatte döndüm . Yani babam
buradayken olduğu gibi. Ve o zaman hiç sorun olmamıştı.”“Ah, başın eve geç geldiğin için dertte değil.” Manikür-
lü ortaparmağım sarı saçlarının arasından geçirdiğini nere-
deyse hayal edebiliyordum. “Başın dertte çünkü babanın ofi-
sine girmişsin.”
“Bir şeye ihtiyacım vardı,” diye hom urdandım.
Annem iç geçirdi. “Bu tamamen sana bağlı Zoey. Eğer
bunu istiyorsan, elimden geldiğince kısa bir sürede senin ve-
layetini yeniden alacağım. Tamam mı?”
“Tamam.” Normale döndüğü takdirde deliler gibi onun
yanma taşınmayı istiyordum. Tabii eğer normale döndüyse.
“Sadece kendini hazırla,” dedi. “Benimle birlikte yaşa-maya başladığında, bana yoldan geçen tavuk dediğin için c e-
zalı olacaksın!”
O kadar sesli ve güçlü bir kahkaha attım ki, canım yan-
dı.
Doug yeşil gözleri açılmış bir halde, “Ne var?” diye sor-
du. Sonunda kafayı yediğimi düşünüyordu.
Kıkırdamalarımın arasında, “Annem y ine kendi gibi his-
sediyor,” dedim.
Beş cuma geçmişti ve ben, Doug’un a lçısı çıkana kadarödünç aldığım cipiyle denize sıfır yolda gidiyordum. Camları
plastik kaplamaydı; bu nedenle arabanın içinde değerli b ir
şeyler bırakıp kilitleme şansım olmuyordu. Bu üstü kapalı
3)3
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 305/311
Jennif er Echols
bir havuzu andırıyordu. Ve bu arabayı sürmek çok eğlence-
liydi. Rüzgârı sadece saçımda değil, tüm vücudumda hisse-
debiliyordum. Özetle cip tuhaftı ve çok bakım gerektiriyordu
ama yine de tüm bu zahmetlere değerdi. Tıpkı Doug gibi.
Annem rüzgârı önemsiyordu çünkü saçı bozuluyordu,
yine de buna dayandı. Bir saat kadar ev arayıp Izgara Deniz
kızı’nda erken bir akşam yemeği yedikten sonra onu dairesi-
ne geri götürüyordum. Sonra Doug’u futbol maçı için ala-caktım ve maçtan sonra Lila, Mike, Keke ve K eke’nin kum-
salda tanıştığı ve futbol takımında oynayan erkek arkadaşıyla
pantolonlarımızla ilgili meraklanan şu çocuk buluşacaktık.
Yaklaşmakta olan fırtınaya rağmen çok güzel ve ılık bir ekim
akşamıydı. Son zamanlarda üzerimden o kadar çok yük kalk-
mıştı ki, adeta sersemlemiştim. Bu gece için sabırsızlanıyor-
dum. Tam kuzeydeki otobana dönmek üzereyken arkamızdan
mavi ışıklar yanıp söndü.
Annem, “Dur işaretini mi geçtin?”diye sordu.
Dikiz aynamdan baktığımda polis arabasını tanıdım.
“Bu Cody. Benimle kafa bulmak için beni kenara çekiyor.”Annem, “Zoey!” diye irkildi. “Kullandığın kelimelere
dikkat et! Normal davran yoksa ikimizi birden akıl hastane-
sine tıkar! İyi akşamlar Memur!” diyerek normal bir arabada
cam diyebileceğimiz tarafa döndü.
Memur Fox annemi başıyla selamladı. “Avukat Hanım.
Sizi merkeze götürmek için şeften emir aldım. Sizi şu da-
vayla ilgili acil olarak görmesi gerekiyormuş. Ve Zoey, Doug
onunla araba mezarlığında buluşmanı istiyor,” dedi ve ara
314
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 306/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
basma geri yürüdü.
Annem, “Ah, şu dava,” dedi ve beni alnımdan öpüp yol-cu ‘kapısını’ açarak aşağıya atladı. Ayağında geçen hafta
Destin’den aldığımız o harika bağcıksız gece ayakkabıları
vardı. Bana açık ‘camdan’, “Yarın akşam biraz daha ev ara-
mak ister misin?” diye seslendi.
“Teorik olarak, evet. Ama arabayı senin kullanman ge-
rekecek. Eminim tüm bu olanlar Cody’nin Doug Ta buluş-
mam ve onu alçısız görmem için tezgâhladığı bir şey. Bugün
röntgen sonuçlarına göre alçısını çıkartması gerekiyordu. Ve
bu da cipini ona geri vereceğim anlamına geliyor.”
Annem sanki o da tezgâhın bir parçasıymış gibi, “Ta-
mam o zaman. Seni sabah ararım,” dedi. Polis arabasına yü-rüdü, yolcu koltuğuna kuruldu ve Cody’nin dikiz aynasında
rujunu tazeledi. Evet, o ve polis şefinin arasında bir şeyler
döndüğünden şüphelenmeye başlıyordum. Yarın onu bu ko-
nuda sıkıştıracaktım.
Milyonlarca kez araba kullandığım anayol bugün sarı
ve kırmızı renklere bürünen ağaçlarla bir kartpostalı andırı-
yordu. Cipin içinden asfalt ve saman kokusunu alabiliyor-
dum. Kasabanın merkezindeki mahkeme binasını geçtim ve
diğer anayoldan devam edip sonunda araba mezarlığına ulaş-
tım. Porsche ofisin önüne çekilmişti, muşambası üzerinde ol-
madığı için göz alıcı kırmızı rengi parlıyordu. Ben cipi parkederken Doug, Porsche’un içinden indi ve kumlu araba yo-
lunda yüzünde büyük bir gülümseme ve koltuk değnekleri
olmadan yanıma geldi.
315
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 307/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 308/311
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 309/311
numu ovdu.
“Yorgun musun?”
Yorgun muydum? Annem işine ve hayatıma döndüğü
için çok mutluydum. Yeniden yanına taşınmak için sabırsız-
lanıyordum. Ve onun desteğiyle, Ashley evde yokken oturup
babamla konuşmuştum. Ona benim yanımdayken artık an-
nemi aşağılamasını, kameralar tarafından izlenmeyi isteme-
diğimi ve bir psikiyatrla görüşmeye ihtiyacım olduğunu söy-lemiştim. Sadece konuşmak istiyordum. İlk görüşmem gele-
cek haftaydı.
İşler yoluna giriyor gibiydi ama tüm enerjimi almıştı.
Doug beni kendine çektiğinde başımı göğsüne yasladım.
“Evet, yorgunum,” dedim.
Alçak sesi göğsünden titreyerek beni ısıttı. “Annenle
aranızdaki şu şey. Artık her şey çok daha iyi ama üstesinden
gelmeniz için biraz daha zamana ihtiyacınız var. Bu konuda
konuşmak ister misin?”
Derin bir nefes alıp iç geçirdim. Göğsüne doğru, “Seni
seviyorum,” dedim.i
“Ben de seni seviyorum.” Bir elini saçlarımın arasından
geçirdi. Kafa derim adeta karıncalandı.
“Bunu daha sonra akşam konuşabilir miyiz?” diye sor-
dum. “Bu, çok güzel bir gün.” Başım Doug’un göğsündey
ken bu güzel günü göremiyordum. Demek istediğim güneş ' omuzlarımı ısıtırken günün bana hissettirdiğiydi.
“O halde bu yardımımı kabul et,” dedi. “Senin için bir
araba buldum. Araba mezarlığının oğlu üniversiteye gittiğin (I
I
Jennifer Echols
318
I
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 310/311
Sarhoştum Hatırlamıyorum
den beri burada öylece duruyormuş, yaklaşık on yıldan beri.
Sadece biraz tamire ve hava... işte öyle bir şeye ihtiyacı var.”
Ona baktım, “Hava girişine mi?”
“Ya da havayı dışarı çıkaran bir şeylere. Havayla ilgili
olduğunu biliyorum. Ya da su. Her neyse, ağabeyimin arka-
daşı senin için gerekli tamirleri yaptı; tüm o hortumları ve
başka ne varsa kontrol etti. Araba tam senin karşılayabilece-
ğin fiyat aralığında. Ve bir de hava yastığı var.”“Doug, çok tatlısın,” diyerek belini sıktım. “Ama yine
şu kontrol olayını yapıyorsun.”
Beni kendinden uzaklaştırdı. “Bunun kontrol etmekle
ne ilgisi var?”
“Öncelikle, ağabeyinden beni buraya göndermesini is-
tedin.”
“Hımm,” diyerek güldü. “Pekâlâ, bu arabayı satın almak
zorunda değilsin. Ama eğer satın alırsan, sonsuza kadar tut-
mak zorunda değilsin. Sadece sıkılıp bir yenisini isteyene
dek kullanabilirsin.” Sürücü koltuğunun kapısını açtı, bana
yol verip kapıyı kapattı.Arabanın diğer tarafını dolaşırken büyük bir esinti oldu
ama burnuma sigara, esrar ya da bagajdaki cesede ait her-
hangi bir koku gelmedi. Doug haklıydı. Hayatımda birçok
şey olmuştu ve o sadece benim için bir iyilik yapıyordu. Bu
arabayı satın almamam için bir neden yoktu, tek sorun buişin her bir adımında kontrol bende değildi. Derin bir nefes
daha alıp yavaşça verdim.
Doug uzun gövdesini yolcu koltuğuna beklediğimden
319
8/17/2019 Jennifer Echols - Sarhoştum Hatırlamıyorum
http://slidepdf.com/reader/full/jennifer-echols-sarhostum-hatirlamiyorum 311/311