gurbetçi İşçi bülteni 2 - kasım 2008

8
Gurbetçi İşçi Bülteni Köle değil işçiyiz, örgütlüysek güçlüyüz! İşçi Bülteni Özel Say×ı×: 359 Fiyat× 25 YKr. Kasım 2008 İnsanca bir yaşam, insanca çalışma koşulları ve insanca barınmak için T T e e r r s s a a n n e e İ İ ş ş ç ç i i l l e e r r i i B B i i r r l l i i ğ ğ i i D D e e r r n n e e ğ ğ i i n n d d e e ö ö r r g g ü ü t t l l e e n n e e l l i i m m ! !

Upload: kizilbayrak

Post on 23-Mar-2016

239 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

Gurbetçi İşçi Bülteni 2 - Kasım 2008

TRANSCRIPT

Gurbetçi İşçi Bülteni

Köle değil işçiyiz,örgütlüysek güçlüyüz!

İşçi Bülteni Özel Say×ı×: 359Fiyat× 25 YKr. Kasım 2008

İnsanca bir yaşam, insanca çalışma koşulları veinsanca barınmak için

TTeerrssaannee İİşşççiilleerrii BBiirrlliiğğiiDDeerrnneeğğii’’nnddee öörrggüüttlleenneelliimm!!

Aşağıdaki haber 3 Temmuz 2008 tarihindentvmsnbc.com sitesinden alınmıştır...

Haberde Tuzla Kaymakamı’nın Meclis TuzlaKomisyonu’nda yaptığı konuşma yer alıyor…

Bu görüşmenin sonucunda işçilere lojmankurulması yönünde bir sonuç çıkıyor…

Tuzla Kaymakamı Fahri KESER konuşmasına şusöz-lerle başlıyor…

“İşçi barınma yerlerinde 40 metre karelik alanda 20kişi yatıyor. Mekân eski bir depo veya affedersiniz ahır.Tuzla’nın köy olduğu dönemlerde ahır olarakkullanılmış yerler, şimdi bu kişilere mekân olarakveriliyor. Tuvalet ya hiç yok, ya da sadece bir tane. O dayasal olmayan şekilde sonradan yapılmış. Şifon sistemiyok. Lavabo yok. Sıcak suyu düşünmek bile abes.Banyo hiç yok. Eski ranzalar ve vıcık vıcık yataklar.Bunları ben tespit ettim. Tuzla’da bir yakınının yanındakalmayan herkes buralarda kalıyor. Bunlara bekâr evimi bekâr hangarı mı demek lazım? Onu da kararverebilmiş değilim. Bunların derhal kapatılmasıgerektiğini düşündük ama kapattığımız zaman bir sorunolacak. Kaldıkları yerler insan yaşamına uygun değil.Buralarda işçilerden alınan kiralar da çok yüksek.

Hangar olarak nitelendirilen bu yerlerin sahibi aylık 20işçiden 1400 YTL kira alıyorlar. Kişi başına ortalama 70YTL...

Komisyon Başkanı AK Parti İstanbul MilletvekiliMehmet Domaç’ın, “Kaç kişi var böyle? Sorusu üzerineFahri Keser, “2 binin üzerindeki kişi böyle yerlerdekalıyor. Bunların büyük bir kısmını gezdim. Komisyonoluşturdum. Komisyon çalışmaları hala sürüyor dedi.

Normalde böyle yerlerin kiraya verilemeyeceğini,ama kendisinin vergi dairesi elemanlarına, Vatandaşbeyanına göre ceza kestirdiğini ifade eden Keser, “Aksitakdirde orayı kapatmam ve işçileri de boşaltmamlazım. O zaman da Nerede kalacağız” diye benimyakama yapışacaklar diye konuştu.

Gurbetçi İşçi Bülteni2 Kasım 2008

Sağlıklı barınmakoşullarıistiyoruz!

Takipçisi olacağız!Bu sözlerin üzerinden aylar geçti... ancak ne

kaymakamlığın ne belediyenin ne de patronların bukonuda bir girişimi oldu. Tuzla tersanelerindeki bekârişçilerin yaşam koşulları basına yansıdığında busorunun çözümü için sözde toplantılar yapanlar,denetimler yapanlar, bekâr evlerine “ahır” diyenlerşimdi nerede? Bu konuda attıkları tek bir adım bileyok. Bizler halen tersaneler cehenneminde ağırkoşullarda çalışıp, oldukça yüksek fiyatlarla aynıevlerde kalıyoruz. Ancak bugüne kadar verilmiş tümsözleri unutmuş değiliz. Evlerimize gelip denetlemeyapanlar, kaldığımız yerlerin “ahır”dan beterolduğunu söyleyenler verdikleri sözü tutmalıdırlar.Ancak biz işçiler çoğu zaman bunların söz veriptutmadığını biliriz. Yıllardır hep aynı şeyleri gördük.Bu düzen böyleymiş dediler. Bu düzeni kuranlartepkilerimizden kurtulmak için böyle sözler verip biziyatıştırıyorlar. Ancak “böyle gelmiş böyle devameder” demeyeceğiz. Sağlıklı, nitelikli ve ücretsizbarınma hakkı için mücadele edeceğiz. Bizi hayvanyerine koyup ahırlarını yüksek fiyatlarlakiralayanlara, buna göz yuman mülki idareamirliklerine ve bizleri çalıştırıp lüks gemileri milyondolarlarla satarak nasıl yaşadığımızıumursamayanlara karşı sesi-mizi çıkaracağız.

Tersane İşçileri Birliği Bekarevleri KomitesiTemsilciler Kurulu’nda birleşerek gerçek gücümüzügöstereceğiz. Çünkü bizler örgütlenmeden, mücadeleetmeden hiçbir hakkın kazanılamayacağını biliyoruz.

—Sağlıklı ve nitelikli barınma hakkı istiyoruz!

Gurbetçi İşçi BülteniKasım 2008 3

Bölgedeki sorunların çözümü için önerilerde de bulunan Keser, kazaları azaltmanın birinci yolunun eğitim,diğerinin ise işçinin dinlenmiş bir kafayla çalışmaya başlaması olduğunu bildirdi.

“Dinlenmiş kafa, rahat ortamda sağlanır. Rahat ortam, insanca yaşamanın asgari şartlarının sağlandığı ortamdırdiyen Tuzla Kaymakamı Fahri Keser, tersaneler sorununun sadece işçi ölümlerinden ibaret olmadığını söyledi.

Keser, Tuzla’nın ova ve dağlarının tersanelerle dolduğunu dile getirerek, “Gürültü kirliliği hat safhada. BinlerceVatandaş dilekçeyle durumu protesto etmektedir” dedi.

Milletvekillerinin, “Vatandaş şikâyetlerinin taciz ve sarkıntılık gibi nedenlerden mi kaynaklanıyor? SorusunaKeser, “Elverişsiz şartlarda yaşayan işçilerin tabii ihtiyaçlarını giderme biçimleri çevre halkını rahatsız etmektedir.Tuvalet yok, dışarılarda bir yerlerde ihtiyaç gideriyorlar veya yakın bir yerdeki camiye, okula gidip gelirken çıplakgidip geliyorlar. Çevre “Bu görüntülere dayanamıyoruz, rahatsız oluyoruz” diyor karşılığını verdi.

Tuzla Kaymakamı Fahri Keser, TOKİ’ YE görev verilerek işçi yurtları yaptırılması gerektiğini belirterek, şöyledevam etti:

“Konut yaptırılması durumunda buralar kurtarılmış bölgeler olacak, Bir sorunu çözelim derken yeni sorunlaryaratılacaktır. İşçi yurtları yapılmalı ve bunun işletilmesi Yurt-Kur’a verilmeli. Her tersaneye bir yurt” sloganıyla,finansman temini cihetine gidilmeli. Buna tersaneler hazır. Hazine ve Belediyeler de arsa temininde kolaylıksağlamalı.

Tuzla Belediye Başkanı Mehmet Demirci ise Tuzla’da yoğun bir iş kapasitesinin olduğunu, bu nedenleistenmeyen olayların olduğunu anlattı. İşçilerin barınma sorunlarının ilçe Belediyesinin imkânlarıyla karşılamanınmümkün olmadığını ifade eden Demirci “ye Komisyon Başkanı Domaç , “Bunların yüzde 10”unu siz yapacaksınız.Burada komisyona söz verip gideceksiniz dedi.

“Arsa konusunda söz verebilirim diyen Demirci’ye Domaç, “Demiri de verirsin, diğer altyapılarını da yaparsınkarşılığını verdi. Domaç, barınma yeri yapımı için süper bir otelden değil, 6 bin metre karelik bir alandanbahsedildiğini ifade ederek, Demirci’den arsa konusunda komisyon üyelerine söz vermesini istedi.

Tuzla Kaymakamı Fahri Keser’in “İşletimi de önemli demesi üzerine CHP İstanbul Milletvekili Bayram Meral,“Binayı yap, işleten bulunur. Olmadı Emniyete veririz diye konuştu. Diğer milletvekillerinin de araya girmesiyle

Mehmet Demirci’den arsa için söz alındı. (ntvmsnbc.com’dan alınmıştır...)

21. yüzyılda bir köle pazarı ararsanız öyle çok uzaklara gitmeye gerek yok.Tuzla İçmeler Meydanı’na geldiniz mi onlarca işçinin köle pazarında iş

beklediğini görürsünüz. Sabahın köründe birçok gurbetçi işçi iş bulabilmekumuduyla İçmeler Meydanı’na akıyor. Bazen akşama kadar bekler, iş bulamaz. Bazen kısa süreli

işler bulur. Herhangi bir taşeron gelir aralarından birkaç kişiyi karpuz seçer gibi seçerek işe götürür. Ya açığaya da tersaneye. Önce ücret pazarlığı yapar, en ucuza kim çalışırsa onu götürür. Sigorta yok. Herhangi bir hakyok. Bazen onları işe götüren taşeron iş bittikten sonra ortalıktan kaybolur, ücretlerini bile ödemez. Bazen tersaneişi bulamaz, ne iş bulursa onu yapar. Hamallık, inşaat işçiliği vb. işleri yapar.

Evet, bu görüntüler 21. yüzyılın İstanbul’unda yaşanıyor. İşçilerle ilgili yazılmış kitaplar, 300 yıl önceki yaniortaçağdaki işçi yaşamlarını anlatırken aynı şeyleri anlatıyor. Yani bu 300 yıllık sürede değişen bir şey olmamış.Teknolojinin baş döndüren bir hızla geliştiği günümüz koşullarında tüm bu nimetlerden sadece sermaye sahiplerifaydalanıyor. Bu kadar gelişmişliğin yaşandığı 21. yüzyıl dünyasında işçiler halen 18. yüzyıl koşulları yaşanıyor.

Kabul etmiyoruz! Köleliği kabul etmiyoruz. Biz işçileri İçmeler köle pazarına mahkûm edip, her türlü güvenceden mahrum

olarak çalıştıranlar bilsinler ki, bu duruma sessiz kalmayacağız. Utanç pazarı olan İçmeler köle pazarı derhalkaldırılmalıdır. Tüm işçilere iş ve iş güvencesi sağlanmalıdır. Bu haklarımız kazanmak için Tersane İşçileriBirliği Derneği’nde örgütlenip mücadele etmeliyiz.

İçmeler köle pazarı kaldırılsın!Pazarda bekleyen tüm işçilere düzenli bir iş olanağı sağlanmalı!

İÇMELER KÖLE

PAZARI

KALDIRILSIN!Herkese iş tüm çalışanlara iş güvencesi!

Gurbetçi İşçi Bülteni4 Kasım 2008

Gurbetçi İşçi Bülteni’nden...Bizler bu ülkenin değişik illerinden gelen gurbetçi

işçileriz. Kimimiz Urfa’dan, kimimiz, Diyarbakır’dan,kimimiz Şırnak’tan, kimimiz Hakkâri’den geldik. Kendimemleketlerimizde iş imkânı bulamadığımız için Tuzlatersanelerine çalışmaya geldik. Ancak bizler hiçbirşekilde umduğumuzu bulamadık.

Çalışma koşullarımız gibi barınma koşullarımız daortaçağ koşullarını andırıyordu. Tersanelerde çoğu kezçalıştığımız halde ücretlerimiz ödenmedi.Sigortalarımızı ancak eylemlerimizin gücüyleyatırmaya başladılar. O da eksik olarak yatırdılar. İşgüvencemiz yoktu. Her an patron bizi işten atabilirdi. İşgüvenliği tedbirleri alınmadığı için bugüne kadar 112arkadaşımız katledildi. Halen önlemler tam anlamıylaalınmış değil.

Yaşam koşullarımız da çalışma koşullarımızdanfarklı değil. İşyerimize yakın olur diye İçmeler vecivarındaki kimi işyerleri, kömürlükten bozma yerler,küçük odunluklar, Tuzla Kaymakamı’nın tabiriyle“ahır” denilebilecek yerlerde barınmaya çalışıyoruz.Kaldığımız odalar küçük olmasına rağmen kiralarıoldukça yüksek. Üstelik sağlığa uygun yerler de değil.Çoğumuz tersanelerin sağlıksız ortamından çıkıp dahatemiz ve sağlıklı yerlerde dinlenmek istiyoruz. Oysakaldığımız odalar, tersanelerdeki soyunmakonteynırlarından farklı değil. Tuvaleti neredeyse yok.Banyo ve sıcak su imkânımız yok. Odalarda kalabalıkkaldığımız için rahat hareket edemiyoruz. Çoğu zamanbalık istifi yattığımız odalarımızı mutfak olarakkullanıyoruz.

Bir tarafta bunlar yaşanırken, diğer taraftan en lüksyatları, en büyük gemileri üreten ve milyon dolarlarkarşılığında dünyanın en zenginlerine satılan teknolojiharikalarını biz yaratıyoruz.

Tersanelerde yürüttüğümüz mücadelenin ürünüolarak hem çalışma koşullarımız hem de barınmakoşullarımız kamuoyuna yansıdı. Basına çıkıpdurumumuz hakkında konuşmalar yaptık. Haklarımıziçin bir takım eylemler gerçekleştirdik. Bununbasıncıyla tersanelerde bir takım düzenlemelergerçekleşti. Ancak bu düzenlemeler istediğimiz gibideğil. Barınma koşullarımıza ilişkin verilen sözler isetutulmadı. Bizler bu sorunlarımızı ilk defa dile getirmi-

yoruz. Tersane İşçileri Birliği Derneği’nin 9 Aralık 2007

tarihinde gerçekleştirdiği 2. Tersane İşçileriKurultayı’nda dile getirdik. Orada cehennemkoşullarına karşı “Tersane işçilerinin birliği” sorununutartıştık ve bir takım kararlar aldık. Bu kararlardan biribiz gurbetçi işçilere sağlıklı barınma hakkınınsağlanması için etkin bir mücadele yürütmekti ve bununbir aracı olarak GURBETÇİ İŞÇİ Bülteni’ninçıkarmakta.

Biz gurbetçi işçiler olarak 2. Tersane İşçileriKurultay’ın kararı olan bu bültenin ilk sayısını çıkarmışbulunuyoruz.

Bültenimiz insanca yaşam ve çalışma koşulları için,sağlıklı ve nitelikli barınma hakkı için mücadeleninrotasını çizecek ve yol gösterecek. Bekâr evlerindekalan bütün işçileri bültenlerine sahip çıkmaya vedernek çatısı altında birleşmeye ve mücadeleyeçağırıyoruz.

Gurbetçi İşçi BülteniKasım 2008 5

Adım Yılmaz Kara. Adana’dan tersanelerdeçalışmaya geldim. DESAN Tersanesi’ndeçalışıyordum. “Kriz var” diyerek birçok arkadaşımızınişine son verdiler. Benim de işime son verdiler. Şimdi işbulamıyorum. Çalıştığım tersanede koşullar iyi değildi.Ücretlerimiz düşüktü ve zamanında verilmiyordu.Kaldığımız yerden de memnun değiliz. 12 metrekarelikbir odada 6 kişi kalıyoruz. Hepimiz sığmıyoruz buodaya. Banyomuz, mutfağımız yok. Yemeğimizikaldığımız odada yapıyoruz. Burada yatıyoruz. Herşeyimizi bu odada yapıyoruz. Kişi başına 80 YTL kiraveriyoruz. 6 kişi kalıyoruz. Toplam 480 YTL kiraödüyoruz. Elektrik ve su faturalarını ayrıca bizödüyoruz. Tüm gurbetçi işçiler bu bekar evlerindesağlıksız koşullarda kalıyorlar. Birlik olmalı, mücadeleetmeli ve lojman gibi güzel yerlerde barınmalıyız.

Adım Turan, buraya Şanlıurfa’dan geldim. Şu anTURKTER Tersanesi’nde çalışıyorum. Sigortaya şuana kadar hiç bakmadım. Bence yatırmıyorlar. Çünküdaha önce bir yerde 3 ay çalıştım, sadece 8 günyatırılmış. Ücretlerimizi aydan aya alıyoruz. Ama yinede gecikme oluyor. Ücretlerimizi gecikmeli ödüyorlar.Çalıştığım tersanede her türlü tehlike var. Yani hiçbir

güvenlik yok. Ben 2 yıldır tersanelerde çalışıyorum. 2 yıl önceki

koşullar nasılsa şimdi de aynı. Bekâr evinde kalıyorum.Yerimiz dardır. Banyomuzu rahat yapamıyoruz.Banyomuzu leğende yapıyoruz. Odanın içerisinde ve yatuvalet içerisinde. Mutfağımızda burası, yattığımız yerde burası. Tüm bu koşullara karşı işçilerin birlik olmasıve mücadele etmesi gerekiyor.

Adım Kazım... Buraya Adana’dan geldim. GİSANTersanesi’nde çalışıyorum. Ücretler konusunda olumlubir gelişme yok. Ücret az geliyor. Ücretlerimizizamanında alamıyoruz. Sigortamızı yatırıyorlar amaaldığımız gerçek ücret üzerinden değil. Düşük primüzerinden yatırıyorlar. Tersaneler ağır sanayi olduğuiçin prim daha yüksek olarak yatırılmalı. Barınmakoşullarımız sağlıklı değil. Bir odada 5 kişi, 10 kişikalıyor. Tuvalet ve mutfak aynı yerde. Banyosu aynıyerde. Yemek yediğiniz yerin yattığınız yerlerinkoşulları belli. Şöyle bir baktığınız zaman her yer nemiçinde, her yer pislik içinde. Yatılmıyor. Kenesi var, bitivar. Yatılmıyor burada. Hayvanı bağlasan durmazburalarda. Ama insanlar mecburiyetten burada kalıyor.Geçmişte kölelik vardı. Şimdi de kölelik var. Kölelik

Gurbetçi İşçilerle barınma ve çalışma koşulları üzerine konuştuk...

“Kölelik çağ atladı!”

Gurbetçi İşçi Bülteni6 Kasım 2008

İnsanca çalışma ve barınma koşulları içinTersane İşçileri Birliği “Bekâr Evleri Komitesi”

Temsilciler Kurulu’nda birleşelim!

çağ atladı yani. Patronunuz sizi beğenmiyorsa hemen işten kovuyor. Örgütlenmekten başka yolumuz yok…

Adım Haydar Şanlıurfa’dan geldim. 2006 yılından beri tersanelerde çalışıyorum. Sigortalar hiç yatırılmıyor.İkincisi işten pek memnun değiliz. Ücretler de halen aynı. Bazı arkadaşlar 20-25 milyona çalışıyor. Bekâr evindekalıyorum. Yaşam çok zor geçiyor. Bekar evinde sabah kalk kahvaltı hazırla, elbiseleri yıka akşam yemek hazırlabayağı rezillik çekiyoruz. Eskiden Güzelyalı’da kalıyordum. Bekâr evinde 20 kişi banyo kuyruğuna giriyor bazenkavga çıkıyor. Biz, bu odada eskiden iki kişi kalıyorduk. 450 YTL kira istenmişti oysa aldığımız ücret belli. Biz bukadar parayı nasıl vereceğiz.

Çalıştığımız tersaneler de aynı. Bu arkadaşın yüzünü gördünüz. Calaskar’ı biliyorsunuz. Calaskar koptu zinciriyüzüne geldi. Üç dikiş attılar. Yüzü şişti, 7 gün rapor verdiler. Patrona gittik “kim verecek bu arkadaşa parasını?”dedik. Patron, “sigortadan alacaksınız” dedi. Ama arkadaşın sigortası yatırılmamış. Taşeron sadece 9 gün yatırmış.Düşün işte nasıl bir durumla karşı karşıya kaldığımız. Hep aynı kuralsızlık. Kıran Tersanesi (eski Sadıkoğlu)Derya Gemi taşeronunda çalışıyorum. Taş yapıyorum. Hiçbirimizin sigortası yatmıyor. İşyerinde bize hayvanmuamelesi yapılıyor. Geçen gün benden işçi istediler. Amcamın oğlunu çağırdım. Memleketten geldi 300 milyonmasraf yaptı. 2 gün çalıştırıp çıkarttılar. Halimiz işte böyle. Çalıştığımız yeri belki siz bilmiyorsunuzdur. Ne eldivenveriyorlar ne maske. 15 günde bir eldiven veriyorlar. Maske istiyorsun diyorlar ki “sabah verdik ya…” “İşgüvenliği var” diyorlar. Sabah girişte bakıyorlar baretin var mı diye ondan sonra hiç arayıp sormuyorlar. Tozundumanın içinde çalışıyorum.

(Röportaj yaptığımız işçilerin gerçek isimleri işten atılma tehlikesi göz önünde bulundurularakdeğiştirilmiştir. Çalıştıkları işyerleri doğrudur...)

1950'lerin Türkiyesi’nde sanayileşmeningelişmesine bağlı olarak Anadolu’nun birçok köyündenbüyük şehirlere göç başladı. Büyük şehirlere gelen köykökenli emekçiler büyük işletme ve fabrikalardaistihdam edildi. Büyük işletme ve fabrikalardaistihdam edilen geniş emekçi kitlelerin barınma sorunuortaya çıkmaya başladı. İlk olarak devlete bağlı kamuişletmelerinde çalışan işçilere lojman olanaklarısağlandı. Daha sonra bu lojmanlar geliştirilerekişçilerin ailelerine de olanak sağlandı. Büyük kentlerdeçalışan onbinlerce işçi, ailelerini de yanına almış oldu.Özel sektörlerde çalışan işçilere de bu imkânlarsağlandı. Temel fabrikalarda işçi lojmanları kuruldu.Bu lojmanların içeriği ailelerin ihtiyaçlarına göredüzenlendi. Çocuk bahçeleri yapıldı, banyo ve sıcak suimkânı sağlandı.

Patronlar tüm bunları işçileri düşündüğü içinyapmamıştı. Sermaye sahiplerinin üretimi üst düzeydetutabilmek için işçilere ihtiyacı vardı. Doğal olarakbarınma imkânı yaratmak zorundaydı. Birinci neden buolmakla birlikte, ikinci temel etken ise Avrupa’dagöçmen işçilerin "barınma hakkı" talebiyle kitleseldirenişe geçtiği bir sürecin yaşanıyor olmasıydı.Avrupa’daki bu süreç Türkiye’deki emekçileri deetkiliyordu. Yavaş yavaş barınma hakkı talebiyleTürkiyeli işçiler de patronlara kafa tutmaya başlamıştı.Barınma imkânları bu zorunluluktan dolayı yaratıldı.Fakat hiçbir zaman bu konutlar insani ihtiyaçlarıkarşılama noktasında tamamlanmadı. Dahası birkaçtemel işyeri dışında işçi sınıfının diğer bölüklerineböyle bir imkân sağlanmadı. Çoğunlukla işçiler kendiimkânlarıyla çalıştıkları işletmelere yakın gecekondu

Gurbetçi İşçi BülteniKasım 2008 7

semtlerinde ev tuttular. Yani emeğinipatronlara satarak aldıkları ücretin birkısmını yine kapitalist sistemin bir parçasıolan ev sahiplerine vermek zorundakaldılar. Dolayısıyla bu sorun birkaç temelişletme dışında bugüne kadar bütünağırlığıyla orta yerde duruyor.

Sanayinin güçlenmesiyle beraberbarınma sorunu büyüyerek sorun yumağıhaline geldi. Sermaye diğer tüm sosyalhaklar gibi barınma hakkını da işçilerinelinden aldı. Bu sorun mücadeleninbüyüyüp gelişmesiyle beraber kısmen deolsa çözülüyordu. Mücadele ne zamangeriye çekilse bu hak da tıpkı diğer haklargibi gaspediliyordu.

1800'lü yılların Avrupa'sında işçiler"kulübe" diye tabir ettikleri sağlıksızyerlerde kalıyorlardı. Bu yerlerde boy veren salgınhastalıklar kitlesel ölümlere yol açıyordu. Zamanilerledikçe barınma yerlerinin sadece ismi değişti.Kulübeden barakalara, barakalardan gecekondulara, birtek isimdi değişen. Koşulları hep aynıydı. Sağlıksız kir,pas içerisindeki yerlerin ne doğru düzgün penceresi vekapısı ne de tuvaleti ve banyosu vardı. İşyerlerinde pat-ronlar için canını dişine takıp her türlü sosyalgüvenceden yoksun bir şekilde saatler boyu çalışanişçiler, ortaçağı andıran barınma yerlerine mahkûmediliyordu. Oysa bu kadar yorucu mesailerden sonraişçiler sağlıklı bir ortamda dinlenme ihtiyacı duyuyordu.Patronlar sadece kârlarını düşündükleri için bu ihtiyacayanıt vermiyorlardı. Kârlarını gittikçe artırarakkendilerine lüks villalar yaptılar.

Günümüzde ise tersanelerde durum çok farklı değil.21. yüzyılda Dubai şeyhlerine lüks yatları üreten,kocaman gemiler yaparak mavi okyanuslara salan, gemiindirme törenlerinde milyarlar harcayan tersanepatronları, işçileri 1800'lü yılların kulübelerini andırankoşullarda yaşamaya mahkûm ediyorlar. Türkiye’ninçeşitli yerlerinden tersanelere gelen binlerce işçi lojmanolmadığı için oldukça fahiş fiyatlarla ev tutuyorlar.Kimi zaman eski bir işyeri, kimi zaman bir bakkaldükkânı kimi zaman bir kömürlük, kimi zaman eski birhan işçiler tarafından kiralanıyor. Kiralanan bu yerlerdebir dairede ya da bir odada işçiler kitlesel olarak kalıyor.Kaldıkları yerleri mutfak olarak da kullanıyorlar. 15–20

kişinin kaldığı kimi odalarda tuvaletler işçilerinyattıkları yerlerde bulunuyor. İşçilerin kitlesel kaldığıbir takım apartmanlar da bulunuyor. Bu apartmanlarınher katındaki odalar 15–20 işçiye kiralanıyor. Buapartmanlarda sadece 2 ya da 3 banyo ve tuvaletbulunuyor. Sabahın erken saatinde işe gitmek zorundakalan işçiler yüzlerini bile yıkayamadan yola çıkmakzorunda kalıyorlar. Kimi tersanelerde işçiler soyunmaodası olarak kullanılan konteynırlarda yatıyorlar. Kimiişçiler ise yoğun mesai harcadıkları gemilerin bir takımodalarında 3–5 gün kalabiliyorlar.

Bugün gurbetçi işçilerin tersanelerde yaşadıklarısorunlar, gemi üretiminde çağı yakaladıklarını iddiaeden tersane patronlarının tersine, eski çağlardakikoşulların gerisinde kalmıştır. Tersane patronları 1800'lüyıllardaki gibi bir sömürü düzeni kurabilmenin bir yoluolarak kulübeleri biz gurbetçi işçilere reva görüyorlar.Yani bu sorunun asıl muhatabı Gemi İnşa SanayicileriBirliği (GİSBİR), Tuzla Kaymakamlığı ve TuzlaBelediyesi’dir. Ancak tüm bu yetkililer gurbetten bucehenneme gelen işçiler, sessiz kaldıkça bu talepgörmezden gelinecek. Kendi kaderimizi kimseninellerine bırakmayacağız. Bizler sağlıklı ve niteliklibarınma hakkı için kendi komitemizi kuruyoruz.“Tersane İşçileri Bekarevleri Komitesi” her evdentemsilciler seçerek “Temsilciler Kurulu”nu oluşturacakve bir mücadele programı belirleyecek. Sağlıklı venitelikli barınma hakkını kazanana kadar tüm gücümüzve enerjimizle mücadele edeceğiz….

İşçi Bülteni Özel Sayı: 359 * Fiyatı: 25 YKr * Kasım 2008 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Gülcan CEYRAN EKİNCİ * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * MollaşerefMah. Millet Cad. 50/10 Fatih/İstanbul * Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * Baskı: Özdemir Mat Davutpaşa Cad Güven Sanayi sit C Blok No: 242

Topkapı İstanbul * 577 54 92

Tersane İşçileri Birliği Derneği (TİB-DER)

Tel: 0 216 447 44 81E-posta: [email protected]

Adres: Evliya Çelebi Mah. Yasemin SK No: 31/3

İnsanca çalışma ve barınmakoşulları için Tersane İşçileri

Birliği “Bekâr Evleri Komitesi”Temsilciler Kurulu’nda

birleşelim!