görme engeli ve -...

8
Çocuklarda empatik özellikler ne zaman gelişmeye başlar? Anne-Babanı Rolü İpuçları DURAN YURTTAŞ - ENES ÇELİK

Upload: others

Post on 13-Oct-2020

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Görme Engeli ve - mebk12.meb.gov.trmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/07/03/353097/dosyalar/2015_12/30015529...reddetmeyen, koruyucu olan annelerin çocuklarındaki empati düzeyinin,

Çocuklarda empatik özellikler ne zaman gelişmeye başlar?

Anne-Babanı Rolü

İpuçları

DURAN YURTTAŞ - ENES ÇELİK

Page 2: Görme Engeli ve - mebk12.meb.gov.trmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/07/03/353097/dosyalar/2015_12/30015529...reddetmeyen, koruyucu olan annelerin çocuklarındaki empati düzeyinin,

Bültenin Hazırlanmasında

Emeği Geçenler:

Deniz BÜLBÜL

Gökhan POLATEL

Duran YURTTAŞ

Enes ÇELİK

Alanya Rehberlik ve Araştırma

Merkezi

Kadıpaşa mah. Bostancı Pınarı Cad.

No: 39 07400 Alanya/ANTALYA

0242 511 50 30

Bültenimiz ilçemizde ortak bir

rehberlik ve özel eğitim kültürü

oluşturulmasına katkıda

bulunmak amacıyla hazırlanmıştır.

Yayınlanmasını istediğiniz yazı ve

çalışmalar için bizimle iletişime

geçiniz.

1

ÖNSÖZ

Özel Eğitim ve PDR Bölümü olarak e-bülten dergilerimizin

2. sayılarını sizlere sunmaktan gurur duymaktayız. Sizlere her

sayımızda belirlemiş olduğumuz konularda bilgi vermek ve

paylaşımda bulunmak istiyoruz. Bu ay ‘Görme Engeli’ ve

‘Empati’ konularında paylaşımlarda bulunacağız. Bu sayıda

emeği geçen arkadaşlarıma teşekkür ediyorum.

Yeni yılın hepimize huzur ve mutluluk getirmesi dileğiyle..

Deniz BÜLBÜL

Kurum Müdürü

Page 3: Görme Engeli ve - mebk12.meb.gov.trmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/07/03/353097/dosyalar/2015_12/30015529...reddetmeyen, koruyucu olan annelerin çocuklarındaki empati düzeyinin,

Nasreddin Hoca karısıyla bir yaz gecesi

damda yatarken, artık ne olduysa olmuş,

damdan aşağı düşüvermiş.

Gürültü patırtı derken, Hoca’nın başına

toplanmışlar. İçlerinden biri:

– Hocam, hâlin nicedir; ne yapalım, deyince:

– Tez, demiş, bana bir damdan düşen getirin.

Hâlimden ancak o anlar!

Nasrettin Hoca , o an içinde bulunduğu

durumu, hissettiği mahcubiyet duygusunu,

başına gelen bu talihsiz olay ilgili ne

düşündüğünü, çevresine toplanan hiç

kimsenin anlamayacağını nükteli bir şekilde

ifade etmiş olmalı.

Nasrettin Hoca’nın yaşadığı bu

durumu hepimiz zaman zaman hissetmiş,

yaşadığımızı bir olay sonrasında

çevremizdekiler tarafından anlaşılmadığımızı

düşünmüşüz “kalabalıklar içinde”

yalnızlığımızla baş başa bulmuşuzdur

kendimizi.

Oysa bununla ilgili günlük

konuşmalarımızda da artık sık sık kullanılan bir

kelime var. Empati… Bu yazıda empatinin

bilimsel bir tanımını yaparak okuyuculara

hatırlatmak ve tanım üzerinden giderek bir

noktaya dikkat çekmek, çocuklardaki empati

yetisinin gelişimi ve anne babalara

çocuklardaki empati becerisinin gelişimi

konusunda neler yapabilecekleri konusunda ip

uçları vermek istiyorum.

Bir kişinin kendisini karşısındaki kişinin

yerine koyarak olaylara onun bakış açısıyla

bakması, o kişinin duygularını ve düşüncelerini

doğru olarak anlaması, hissetmesi ve bu

durumu ona iletmesi sürecine "empati" adı

verilir. Tanımı incelediğimizde 3 temel ögeden

oluştuğunu görüyoruz. 1- Kendimizi

karşımızdaki insanın yerine koyma , olaylara

onun bakış açısıyla bakma 2-Duygu ve

düşünceleri doğru olarak anlama 3- Bu

durumu ona iletme.

Çevremde sık sık şahit olduğum

kişilerarası ilişkilerde ve empatik anlayışta 1.

ögenin tam olarak yerine getirilmediğini ya da

yanlış anlaşıldığını düşünüyorum.

Empati kuracak kişi, başkalarının

düşünce ve duygularını kendi geçmiş ve

şimdiki yaşantılarından gelen, değer ve

geleneklerinden oluşan yargılarını

bulaştırmadan ‘başkasının olarak’ anlamaya

çalışmalıdır. Bir başkasının duygusu, aynı

ölçüde hissedilemese de anlaşılabilir. Birey

başkasının farklı değerlerini, davranışlarını,

düşüncelerini anlayarak kendi yaşamının dar

sınırlarından çıkabilir ve yaşamını

genişletebilir. Bu nedenle ‘…..benim başıma

gelseydi……. yapardım’ şeklinde bir ifade dar

bir görüşü yansıtır ve empatide kesinlikle var

olamaz. Empatide bir başkasının var oluşu ve

kişinin varoluşunun bireyselliği söz konusudur.

Bir başkasının duygu ve düşüncelerine karşı

geliştirilen yargılayıcı düşünce, ben-merkezci

bir düşüncedir. Birey, kendisi dışında bir

başkasının dünyasını algılarken yalnızca kendi

bulunduğu noktada kalarak yorum getirirse

bencilce bir davranış sergilemiş olur. Empati

kurabilmesi için bireyin; karşısındaki kişinin de

tıpkı kendisi gibi bir varlığa, farklı değer

yargılarına, farklı inançlara sahip olduğunu

bilmesi ve bunu kabul etmesi gerekir. Bu

kabulden hareketle; etkileşimde bulunulan

kişinin haklı/haksız, iyi/kötü biçiminde

yargılanmaması, sadece durumunun

anlaşılabilmesi için çaba gösterilmesi gerekir.

2

Page 4: Görme Engeli ve - mebk12.meb.gov.trmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/07/03/353097/dosyalar/2015_12/30015529...reddetmeyen, koruyucu olan annelerin çocuklarındaki empati düzeyinin,

Empatinin yapılmış tanımlarından biri

de; diğer bireyin ayakkabılarını giyerek onun

gereksinimlerini ve hissettiklerini anlama

becerisi (Weiner, 1985). Bu tanımda,

karşımızdaki kişinin duygu ve düşüncelerini

anlamamız için öncelikle kendi

varoluşumuzdan çıkıp empati kurmak

istediğimiz kişinin varoluşunda yer almamız

gerektiği çok güzel belirtilmiştir. Bu konuda bir

Kızılderili atasözü “Bir insanı anlamak

istiyorsan, gökte üç ay eskiyene kadar onun

ayakkabılarıyla dolaşmalısın” der. Empati

kurabilmek için kendi ayakkabılarımızı

çıkarmalı o’nun ayakkabılarını giymeliyiz.

Bireyin başkalarını anlaması için,

öncelikle kendi duygularının farkında olması ve

onları anlaması gerekir. Kendi duygularının

farkında olmayan bir bireyin, karşısındaki

kişinin duygularını anlaması düşünülemez.

Empati, bireylerin bakış açılarının fark

edildiğini ve anlaşıldığını göstermeye fırsat

veren önemli bir sosyal beceridir.

Bazen kendimizi bencillik, nankörlük,

duyarsızlık, kötülük ve şiddet ile çevrilmiş bir

dünyada yaşıyor gibi algılayabiliriz. Bütün

bunların çok sık görüldüğü ve hatta neredeyse

kabul edildiği bir dünyada, çocukların daha

duyarlı, iyilikçi insanlar olarak gelişebilmeleri

için neler yapılmalı, onlara nasıl davranılmalı?

Bu sorular pek çok anne ve babanın

merak ettiği sorulardır. Duyarlı çocuklar

yetiştirmenin dünyadaki bütün bu

olumsuzlukları azaltmada tek çözüm olmadığı

açıktır, ama acaba çevresinde bu gibi

olumsuzluklara sürekli tanıklık etmiş olmaları

ve hatta yaşamaları onların daha katı yürekli

olmalarına yol açıyor mu?

Kuşkusuz anne babalar, çocuklarının

yaşamını etkileyen her şeyi kontrol edemezler.

Genellikle sertlikle, acımasızlıklarla ya da

mutsuzluklarla dolu bu gerçek dünyada daha

çok zaman geçiriyorlar. Ayrıca çocukların anne

ve babaların kontrol edemeyecekleri

kendilerine özgü mizaç özellikleri de

bulunmaktadır. Tüm bunlara rağmen,

çocuklarımızın daha sevecen, daha adil ve

daha sorumlu ve ‘’insan olmanın bilinci’’

içinde bir birey olarak yetişebilmelerini

istiyorsak öncelikle onların “empati’’ yetilerini

geliştirmemiz gerekir.

Çocuklarda empatik özellikler ne

zaman gelişmeye başlar?

Çocuklarda da empati gelişiminin diğer

gelişim alanlarında olduğu gibi birdenbire

olmadığı, süreç içinde geliştiği

vurgulanmaktadır.

3

Page 5: Görme Engeli ve - mebk12.meb.gov.trmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/07/03/353097/dosyalar/2015_12/30015529...reddetmeyen, koruyucu olan annelerin çocuklarındaki empati düzeyinin,

Empatinin ortaya çıkışı ve gelişimi

ile başkalarının duygularına karşı ilgisiz

olmadığı ve onları anlama yeteneğinden

yoksun olmadıkları ifade edilmektedir.

Doğumdan birkaç hafta sonra bebeklerin

yanlarında birisi ağladığında kendilerinin

de ağlamaya başlaması, en erken görülen

empati kurma örneği olarak belirtiliyor.

Bebeklerin diğer kişilerin üzüntülerine

tepki verdikleri ama o kişinin üzüldüğünün

farkında olduklarını belli etmedikleri, bir-

iki yaş civarında, diğer kişinin üzüntülü

olduğunu anlayabildikleri ancak diğer

kişinin kendisinden farklı gereksinimlerinin

olabileceğinin farkında olmadıklarından

dolayı uygun olmayan tepkiler

gösterebildikleri vurgulanmaktadır. Bu

dönemde, bebeklerin, acı çekerken

gördükleri birisi karşısında kendilerinin de

rahatlatılmak istedikleri gözlenmiştir. Bir

yaşındaki bir çocuğun diğerinin sıkıntısını

belki de onun ne hissettiğini daha iyi

anlayabilmek için taklit etmektedir.

Örneğin, bir bebeğin parmakları acıdığında

bir yaşındaki başka bir çocuk kendi

parmaklarını ağzına götürüp acıyıp

acımadığına bakmıştır. İki üç yaş

civarındaki çocukların, diğer insanların

duygularının kendi duygularından farklı

olduğunu anlamaya başladıkları ifade

edilmektedir. Bu yaşlardaki bir çocuğun

mutsuz birine kendi sevdiği bir eşyasını

vererek onu mutlu etme çabası yine erken

çocukluk döneminde görülen bir empati

örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Altı

yaşından itibaren çocukların kendisini

karşısındaki kişinin yerine koyabildiği

ancak, empatinin gelişmesinde somut

düşüncenin sınırlılıklarına sahip oldukları

söylenmektedir. Erken ve orta ergenlik

dönemi çocuklarının soyut düşünebilme

yetisi geliştirdiklerinde önceki dönemlere

kıyasla ilişkilere, duygulara ve inançlara

odaklaşmaya, empati-iletişim kurmaya

daha fazla önem verdikleri izlenmektedir.

Artan yaşla birlikte soyut düşünme

gelişmekte, empati ve başkalarının bakış

açısını görebilme yeteneklerinde de artış

olmaktadır .

4

Page 6: Görme Engeli ve - mebk12.meb.gov.trmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/07/03/353097/dosyalar/2015_12/30015529...reddetmeyen, koruyucu olan annelerin çocuklarındaki empati düzeyinin,

Çocuklarda empati becerisinin

gelişiminde anne-babanın rolü nedir?,

Çocuklarda empatinin yaşla beraber

gelişmekle birlikte, empati gelişiminde anne-

baba tutum ve davranışlarının da etkili olduğu

yapılan çalışmalarla ortaya konmuştur.

Çocukların içinde bulundukları ailenin

sosyokültürel düzeyi, ailedeki ilişki biçimi ve

anne babaların çocuk yetiştirme tutumları

çocukların gelişimlerinde belirleyici rol

oynamaktadır. Anne- babaların çocuklarına ve

çocukların yanında diğer bireylere karşı

gösterdikleri empatik davranışların özellikle

çocukların empatik davranış gelişimleri ile ilgili

olduğu ifade edilmektedir .Araştırmalarda

çocuğun ihtiyaçlarına cevap verebilen, kabul

edici, şiddet uygulamayan, ihmal etmeyen,

reddetmeyen, koruyucu olan annelerin

çocuklarındaki empati düzeyinin, çocuklarını

reddeden, ihmal eden, çocuklarıyla

ilgilenmeyen annelerin çocuklarına göre daha

yüksek olduğunun da altını çizmektedir.

Çocukların farklı durum ve olaylara

dikkati çekilerek, duygularını ifade etmesine

olanak sağlanması, kendi yaşadığı çeşitli

durumlarda hissettiği duyguların hatırlatılması,

çocuklarda empatinin gelişmesine katkı

sağlamaktadır. Anne-babaları ve

çevrelerindeki yetişkinler tarafından duyguları

anlaşılan, ifade edilen çocuklar empatiyi daha

kolay öğrenirler. Bu doğrultuda, çocuklara

öncelikle duygularını tanıma ve duygularını

tanımlama çalışmalarının yaptırılmasının

yararlı olacağı düşünülmektedir.

Örneğin yeni doğan kardeşi nedeniyle

yuvaya gitmek istemeyen bir çocuğa,

annesinin, buna okula uyum

problemiymiş gibi yaklaşması, çocuğun agresif

tavırlarını sıradan bir davranış problemiymiş

gibi algılaması, çocuğun da kendi duygusunu

ayırt edememesine neden olacaktır. Böyle bir

durumda annenin “biliyorum, sen de bizimle

evde kalmak istiyorsun, hep kardeşinle vakit

geçirdiğim için bana kızgınsın” gibi empatik bir

yaklaşımda bulunması çocuğun da hem

duygusunu fark etmesine yardımcı olacak hem

de olumsuz duyguların da kabul edilebilir

olduğunu anlamasını sağlayacaktır.

Çocukların empati yetilerini

geliştirmek için bazı ipuçları:

Çocuklardaki davranışları sırasında ortaya

çıkan duygular arasındaki ton farklılığını anne-

babanın fark edip çocuğa geri bildirimde

bulunması, empatinin gelişmesinde çok

gereklidir. Duyguları anlaşılan ve geri bildirilen

çocukların kendi davranışlarının

sorumluluğunu alabilmeleri daha kolay

olacaktır. Çünkü anne-baba çocuğun bu

davranışıyla aslında neyi ifade etmek

istediğinin şifresini çözmektedir. Oyuncağını

tekmeleyen bir çocuğa “bugün yuvada canını

sıkan bir şey olmuş” demek ile “her zaman

oyuncaklarını böyle hırpalıyorsun” demek

arasında çocuğun iç görü kazanması açısından

da büyük farklar vardır.

Çocuğunuz size bir şeyler anlatırken ya

da kendi duygularını sizinle paylaşırken onu

mutlaka dinleyin. Bu davranışınız ona, sizin de

karşıdaki kişilerin düşünce ve duygularına

önem verdiğinizi anlatacaktır.

Çocuğunuza kitap okuyun (masal

anlatın) ve okuma bittikten sonra kitaptaki

karekterlerin duygu ve düşünceleri hakkında

çocuğunuzla konuşun. Böylece karekterin

5

Page 7: Görme Engeli ve - mebk12.meb.gov.trmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/07/03/353097/dosyalar/2015_12/30015529...reddetmeyen, koruyucu olan annelerin çocuklarındaki empati düzeyinin,

duygu ve düşüncesini çocuğunuz ne kadar

anlamış (paylaşmış) siz de fikir sahibi

olursunuz. Televizyon izlerken de aynı

aktiviteyi yapabilir.

Kendi duygularınızı ve düşüncelerinizi

ona anlatmaya çalışın ve sizi anlamasına

yardımcı olun. Ona kendi duygularınızı

anlatmak için çocuğunuzun sevdiği bir şey ile

durum arasında ilişki kurun ve ona

duygularınızı bu ilişki üzerinden anlatmaya

çalışın. Örneğin çocuğunuz sizin çok uğraşarak

hazırladığınız bir yemeği yemek istemedi ve siz

de bu duruma çok üzüldünüz. Bu durumda

çocuğunuza “sen legolarla araba yaparken ne

kadar çok uğraşıyorsun, ben de aynı şekilde

yemek yaparken çok uğraşıyorum, ben senin

yaptığım arabayı bozsam üzülürsün, ben de

senin yaptığım yemeği yememene çok

üzülürüm” diyerek durumu açıklayabilirsiniz.

Bu aktivite özellikle küçük yaşlardaki

çocukların empati kurma hakkında fikir sahibi

olmaları için çok önemli bir role sahiptir.

Çünkü çocuklar bu yaşlarda somut örnekler

üzerinden soyut kavramları anlamaya

yatkındırlar.

Çocuğunuzun kardeşiyle yaptığı

kavgalarda sorunu çözmek için birbirlerine

duygularını ve düşüncelerini anlattırma

yöntemini kullanabilirsiniz. Çocuklarınız

üzerindeki otoritenizle bu konuşmayı

istediğiniz şekilde yönlendirebilme şansınız da

var, unutmayın. Bu konuşma sonrasında

kavganın ikisi içinde anlamsız ve sonuç

vermeyen bir aktivite olduğunu anlatın.

6

5

Page 8: Görme Engeli ve - mebk12.meb.gov.trmebk12.meb.gov.tr/meb_iys_dosyalar/07/03/353097/dosyalar/2015_12/30015529...reddetmeyen, koruyucu olan annelerin çocuklarındaki empati düzeyinin,

BİR ÖNERİMİZ VAR…

7

Empati, Amerikalı yazar Adam Fawer tarafından kaleme alınan 2008 basım

tarihli gnostisizm, empati, sinestezi gibi konuları eksenine oturtmuş bir

romandır. Geçmişte yaşanan bazı olayların akılcı bir biçimde birleştirildiği

romanda, Elijah Glass ve Winter Zhi isimli iki karakterin başından geçenleri

öğreniyoruz. Elijah ve Winter'ın boyunlarındaki kolyenin gizemi nedir? İkisinin

de geçmişlerine dair hatırlayamadıkları ama hissettikleri giz nedir?

Geçmişlerini öğrenemeden, başlarına gelen şeyden ve Kader gününden

kaçamayacaklardır.

Üstün DÖKMEN bu kitapta öncelikle kişilerarası iletişimle ilgili bazı bilgiler

veriliyor. Bu bilgiler, hem çocukların eğitiminde yararlı olabilir, hem de ailede,

işyerinde ve benzeri ortamlarda görülen çatışmaların çözümüne ışık tutabilir.

Ayrıca, geleneksel kültürümüze ve bugünkü yaşam biçimimize yeni bir bakış

açısıyla bakılarak bir iddia ortaya atılıyor. Bu iddiayı test etmek amacıyla çeşitli

kültür ürünlerimiz, özellikle edebiyatımıza ve sanat tarihimize ilişkin ürünler

psikolojik açıdan inceleniyor. Öte yandan Prof. Dökmen iletişim çatışmaları ve

empati ile ilgili yeni kuramsal modeller ve sınıflamalar geliştiriyor.

Tüm bu yönleriyle kitap, hem psikolojiye ilgi duyanlara hem de edebiyata ve

sanat tarihine farklı bir bakış açısıyla yaklaşmak isteyenlere ilginç bilgiler

sunuyor.

Kıran kırana bencilliğin hâkimiyetindeki bu yeni dünyada, mutlu ettikçe mutlu

olunabileceğini anlayabilmek, egoist yaratıklardan çok daha fazlası olduğumuzu

gösterebilmek, toplumsal bölünmeler arasında köprü kurarak çocuklarımıza yeni

dünyanın kapılarını açabilmek, bozulan ilişkileri düzeltecek, "sosyal içgüdümüzü"

yeniden canlandıracak gücü bulabilmek ve itaat kültürüne, önyargılara,

"kaygısızca duyarsız" hallerimize ket vurup, "İnsanın kaderi insandır,"

diyebilmek...

Singer ve Piaget gibi psikanalistlerden ve kuramcılardan, Gandhi, Che Guevera

gibi insanlık için mücadele etmiş liderlere, acımasız ve zevkine düşkün bir Nazi

subayıyken dünyanın en ünlü soykırım savaşçısı haline dönüşen Schindler'den

anarşist bilim insanı Kropotkin'e, Darwin'in "sosyal içgüdü" kavramından Smith'in

Ahlaki Duygular Kuramı'na kadar, pek çok önemli kuramcının ve ismin

yaşamlarından ve düşüncelerinden yola çıkan Kriznaric, empatinin devrimsel

etkisini inceliyor ve evrensel insani endişelerimizi yok etmenin yollarını arıyor.