gaziantep Üniversitesi teknoloji transfer ofisi: target sayı 6-7

116

Upload: gaziantep-ueniversitesi-teknoloji-transfer-ofisi-target

Post on 30-Jul-2016

268 views

Category:

Documents


26 download

DESCRIPTION

Target TTO'nun Yenilikçilik ve Girişimcilik konularında tematik yayın yapan bülteninin yeni sayısında 'Sektörün Altın Yakalıları' teması ele alınmıştır. Keyifli okumalar dileriz.

TRANSCRIPT

Page 1: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7
Page 2: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7
Page 3: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

1

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

Üniversite ve bölge teknoloji vizyonu

D eğerli Okurlar,

Gaziantep Üniversitesin-deki değişimi fark ettiniz değil mi? Peki, şehirdeki değişimi ne kadar ya-

şadınız? Kaynakları kısıtlı bölgeler-de bir üniversitenin sadece eğitim, araştırma ve topluma sunulan hiz-metlerle kalması mümkün olabilir mi?

Biz, üniversitenin tüm çalışmalarına ek olarak şehrin ve ülkenin vizyonu-na katkı sunması gerektiğine inan-cımızı hiç yitirmedik. Şehre katabi-leceğimiz öncelikli vizyon ise bilgi temelli kalkınma planıydı. AR-GE ve inovasyon politikalarını etkilemek için bütün gücümüzle çalıştık.

Etkinliklerimizin amaç ve niteliğine hep önem verdik. Vizyon ve strateji toplantıları yaptık. Bir rektör olarak bu toplantılara ne kadar ilgi duy-duğumu takip ettiyseniz etkinlikle-rimizin de nasıl değişim göstererek birbirini tekrarlamadığını görmüş-sünüzdür. Yedi, sekiz yıl önce arama toplantıları ile başlayan çabalarımı-zın bugün şehir, teknoloji platform-larının kuruluşu noktasına kadar geldiğini görmüşsünüzdür.

Toplantı ve etkinlikleri buz dağının görünen yüzü olarak tanımlıyo-rum. Bunun yanında TEKNOPARK’ta nasıl bir doluluğun ve trafiğin ol-duğunu, TargeT Teknoloji Transfer Ofisi’nin başarılarını izliyorsunuzdur. TargeT’in üniversite içerisindeki fa-külte ve öğretim üyelerinin yanın-da, üniversite dışında ise firmalarla ve hatta uluslararası paydaşlarıyla nasıl sinerji içerisinde çalıştığını gö-rürsünüz.

Operasyonun doğru işlemesi için politika ve strateji çok önemlidir.

Bugün şehirdeki tüm kuruluşlar tek bir ağızdan AR-GE, inovasyon, tek-noloji, girişimcilik diyorsa bunun sebepleri arasında ısrarcı vizyonu-muzu, kabuğunda kalmayan bir üniversite oluşumuzu göz ardı et-memek gerekir.

Gaziantep Üniversitesi sekiz yılda neredeyse başka bir üniversite oldu. Açıkçası sekiz yıl öncesine veya dört yıl öncesine baktığımızda çok büyük oranda mesafe katettiğimi-zi fark etmemek mümkün değil. Bu farkı yaratabilmek için sadece stan-dart beklentileri karşılayan bir yapı olmak asla yetmezdi. Vizyon belirle-yen, sistem kuran bir anlayışı, altın yaka bir yönetim ekibi, altın yaka çalışanlarla bu başarıyı yakaladık. Bu sayı da ne tesadüftür ki sektörü-nün altın yakalıları temasyıla çıktı.

Okuduğunuz yayınımızdan keyif al-manız dileğiyle...

Prof. Dr.M. Yavuz COŞKUNGaziantep Üniversitesi Rektörü /TARGET TTOYönetim Kurulu Başkanı

REKTÖR’DEN

Page 4: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

2

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

PAT

EN

T

RÖPORTAJR

ÖP

OR

TAJ

PO

RTA

J

PO

RTA

J

PO

RTA

J

PO

RTA

J

Bilim adamlarından alkışlık davranış

“AR-GE VEİNOVASYONDA FARKLIOLMAYA ÇALIŞIYORUZ”

PERSU Yönetim Kurulu BaşkanıPerihan Çöçelli

Hülya Akkaya ile Akort Fuarcılık’ın başarısını ve iş yaşamını konuştuk…

Mustafa Topçuoğlu ile bir başarı hikâyesi: İsmail Çoban 100’e

yakın ülkeye ihracat gerçekleştirenŞölen’in başarısını anlattı .

“HER ZAMAN MUTLAKABİR ÇÖZÜM VARDIR”

“ZORLUKLARI AŞARAKİŞ KADINI OLABİLDİYSENİKİ KAT BAŞARILISIN DEMEKTİR”

KOSGEBHEP DESTEK

“FARKYARATABİLMEKİÇİN AR-GE VEİNOVASYON ŞART”

“YATIRIM, CESARET,YENİLİKÇİLİK”

10

RÖPORTAJ

“SANAYİCİ VE AKADEMİSYEN İŞBİRLİĞİNEAÇIK OLMALI”

7066

18 35 44

26R

ÖP

OR

TAJ

ARGETİ PROJE PAZARINDANTİCARİLEŞTİRİLMEYE:AŞURCUBUR!4842

İÇİNDEKİLER

“FİK

Rİ O

LAN

A H

ER

RLÜ

DE

STE

K V

AR

İNT

ÖR

N M

ÜH

EN

DIS

LIK

TH

IŞ B

IR U

YG

ULA

MA

TE

KST

İLD

E H

ED

EF

FAR

KIN

DA

LIK

Kim

ya v

e D

eri m

amul

leri

sek

törl

eri

tekn

oloj

iyi

konu

ştu

PO

RTA

JSı

ddık

Kay

abaş

“ÇO

K Ç

ALI

ŞIN

VE

FIR

SAT

LAR

I GÖ

N”

GİR

İŞİM

CİLE

RSE

RT

İFİK

A A

LDI

“BİL

GİY

İ RA

FTA

BEK

LET

MEK

YER

İNE,

ÜR

ETİM

İN İÇ

İNE

MM

ELİY

İZ”

GA

ÜN

’den

alın

acak

çok

proj

e va

r

MA

KA

LEP

rof.

Dr.

Mus

tafa

Bay

ram

PO

RTA

JFe

rhat

Güv

el

TE

KN

OPA

RK

UZ

MA

NLA

RI

HA

LI S

EK

İLE

BU

LUŞT

U

GİR

İŞİM

CİLE

R N

ASI

LB

AŞA

RD

IKLA

RIN

I AN

LAT

TI

“İno

vasy

on Y

olcu

luğu

nda

Gaz

iant

ep P

anel

i”

38 52 802422

AR

-GE’

Yİ Y

AŞA

MA

KZO

RU

ND

AYIZ

46 76 88 928454

GID

A S

EKT

ÖR

ÜN

DE

ND

EMT

EKN

OLO

JİK

İŞB

İRLİ

Ğİ

44 6206

ŞİM

Dİ İ

CAT

ÇIK

AR

MA

DE

VR

İ

7468 86 90 100

PO

RTA

JA

saf

Bey

dağı

GA

ÜN

– İs

kend

erun

Tek

nik

Üni

vers

itesi

İNO

VAT

İF k

arde

şliğ

i

Page 5: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

3

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

eğerli TargeT dergisi okurları,Hiç dikkatinizi çekti mi yeni ürünlerin başarı hikâyeleri? Tahmin ediyorum son yıllarda

oldukça artan başarı hikâyelerinden en az birkaçını duymuşsunuzdur. Son üç yılda 100’lerce girişimci, buluşçu ve sanayi çalışanının TargeT’ten yolu geçti. Beş modülümüzden hizmet alan bir inovasyoncunun hikâyesini dergimizde, bir etkinliğimizde veya kulaktan kulağa yayılma yoluyla bir sohbet sırasında işitmiş olabilirsiniz.

Modüllerimizin çok özel çalışmaları var. Ancak bugün görüyoruz ki TargeT’te başarının formülü tüm modüllerin bir arada çalıştığı sistemin bir arada çalışma sinerjisidir. TargeT’in bulunduğu konum itibariyle araştırmadan teknolojiye, patentten pazara kadar çeşitli kişilerle çalışma şansı var.

Buluşçuların ve inovasyoncuların ortak özelliklerini tarif etmek istediğimizde ise belirli bir adreslerinin veya pozisyonlarının olmadığını görüyoruz. Klinikte, laboratuvarda, bir firmada, bir endüstri tesisinde, derslikte, bir konferans salonunun dinleyici koltuğunda onlardan herhangi birinin gözlerindeki ışıltıyı görebiliyoruz. İşte bir inovasyoncu diyoruz.

Ne zaman bir inovasyoncu görsem düşünürüm. Farklı bir ruhu ve ışığı dikkatimi çeker. Mesela bir endüstri tesisinde gözünden tanıdığımız bir inovasyoncu, kimi zaman laboratuvarda çalışan beyaz yaka bir çalışandır, kimi zaman mavi

yaka, kimi zaman ise patron… Onlar her yerde ışıldar. Bu yüzden onları bu sayımızda “altın yaka” çalışanlar olarak nitelendirdik.

Her kurumda yaptıkları işlerle çalışanlar arasında yaratıcı fikirleriyle ışıldayan altın yaka çalışanlar görürsünüz. İşlerini çok iyi yapmalarına rağmen, daha üretken olmak için her zaman bir önerileri vardır.

Onlar klinikte olsa teknoloji çözümleri üretir, ameliyathanede bir cerrahi cihazı, endüstri tesisinde üretim verimliliğini bir anda yukarı çıkaracak bir öneriyi veya firmanın pazarda eşsiz duruşunu sağlayacak bir iş modelini ortaya koyuverirler.

Konseptin tasarımından ürünün müşteriye sunumuna kadar tüm sürece öyle hâkimdirler ki onlara bir beyaz yaka veya mavi yaka demek yeterli olmaz.

Çalışmalarımızda, sektörde böyle altın yaka çalışanlarla işbirliği yapma fırsatımız oldu. Geçtiğimiz üç yıl boyunca bu özel insanlarla üretmenin ve yeniliğin tadını aldık. Hâlen yenilerini eklediğimiz hikâyelerimiz oluyor. Bu sayıda da ithafen sektörünün altın yakalıları adlı temayı uygun gördük. 2016 yılının bu yayınını iki sayı birleştirerek çıkardık. Keyifli okumalar dileriz. Yayınlarımızla ilgili dilek ve temennilerinizi içeren geri bildirimleriniz bizler için önemlidir. Yaptığımız yayın ile ilgili önerilerinizi, düşüncelerinizi lütfen [email protected] adresine yazarak paylaşınız.

SUNUŞ

imtiyaz SahibiGaziantep Üniversitesi TARGETTeknoloji Transfer Ofisi AŞ AdınaYön. Kur. Bşk.Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun

Genel Yayın YönetmeniProf. Dr. Türkay Dereli

Yayın KoordinatörüProf. Dr. Mustafa Bayram

Yayın DanışmanıProf. Dr. M. Vural Özdemir

Sorumlu Müdür: Ekrem Tekin

editör: Gamze Erden

Yayın KuruluProf. Dr. Fahrettin GöğüşProf. Dr. İbrahim Halil GüzelbeyProf. Dr. Metin BedirDoç. Dr. Necip Fazıl YılmazYrd. Doç. Dr. Alptekin DurmuşoğluYrd. Doç. Dr. Deniz VuruşkanErcan EroğluYıldız BüyükdemirAli Özpolat (GSO Temsilcisi)Ali Değer (GTO Temsilcisi)

Katkıda BulunanlarFatih BalcıFeyza YılmazGizem Yarıcılarİ.Başar KılıçparlarLatife Çağla KoyuncuNeslihan EkenOnur AkarÖzge ErbağcıÖzkan KireçSamet Kürşat BaşolSedat ÖztürkSerap Özpolat ÇeteDuygu TiryakiZübeyde AytekinBülent AğcabayAhmet KayaArzu DedeZeynel Taşdelen

DüzeltiYrd. Doc. Dr. Ahmet Özpay

Grafik & Tasarım Mark&Mark İletişim Danışmanlığıİbrahim Soysal0342 232 80 81 - Faks: 232 80 82www.mark-mark.net

içerik YönetimiHüseyin Küpeli

Basım TarihiNisan 2016

Basım YeriGap Olay Medya Grubu A.Ş.Mücahitler Mah. 6 Nolu Cadde 35 Nolu Sk. No:1 Olay Medya Plaza Şehitkamil / GaziantepTelefon : +90.342.322 86 86 (Pbx)Fax : +90.342.322 86 87

Yönetim YeriKüçük Kızılhisar Mah. Burç Yolu Cad.Gaziantep Teknopark 4/A BlokŞehitkamil / Gaziantep Tel: 0(342) 360 06 11 - 317 10 95Faks: 0(342) 360 06 12

www.ttotarget.com

e-posta: [email protected]

Yerel Süreli Yayın

ISSN: 2149-1445

ekrem TekinTARGETTeknoloji Transfer OfisiGenel Müdürü,Proje Yürütücüsü

DDikkat Altın Yakalı Çıkabilir!

Page 6: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

4

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

eğerli Okuyucularımız,TargeT dergimizin altıncı ve yedinci bir-leşik sayısında sizlerle tekrar buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Kuşkusuz ki herkesin ilgi alanına girmeyi başaran ve birçok çalışmaya konu olan “AR-GE” ve “inovas-yon” kavramına, küreselleşmeyle birlikte değişen rekabet ortamında süreklilik sağlayabilmek için tüm sektörlerin yoğun ilgi göstermeye başladığı açıkça görülmektedir. Günümüzde ekonomik büyümeyi ger-çekleştirebilmek, uluslararası rekabet üstünlüğü ka-zanmak ve ileri teknolojiler için inovasyon ve AR-GE yapmak yeterli olmamaktadır. Teknolojik yenilikte küreselden ulusala yetkinlik kazanmak, yenilik üre-tebilme becerilerini artırmak çok daha önem arz et-mektedir. Teknoloji geliştirmek, AR-GE ve inovasyon kavramlarının yanında buluştan yayılmaya teknolo-jik gelişimi içeren tüm unsurları kapsamaktadır. Günümüzde yenilik performansını etkileyen ve deği-şik yollarla birbirleri ile etkileşim içinde olan özel gi-rişimler, üniversiteler, odalar, sivil toplum kuruluşları, teknoloji geliştirme bölgeleri, patent ofisleri gibi özel araştırma kuruluşlarıyla hükûmet teşkilatları, sektör lider ve temsilcilerinin bütünü AR-GE ile inovasyon yayılımını sağlamaktadır. Ayrıca bu etkileşim aktör-leri ve kurumsal kavramlar sosyal ve ekonomik po-

litikaların oluşumunda rol almaktadır.

Dünyada AR-GE faaliyetleri gerek performans gerek-se finansman bakımından özel sektör tarafından ya-pılmakta olup Türkiye’de bu durum tam tersi olmak-tadır. Bu nedenle bu sayımızda, yerelden küresele yol alabilmek için Gaziantep Üniversitesi TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi tarafından düzenlenen sektör liderleri ile bilimsel sermayenin kaynağı üni-versitemizdeki akademisyenlerle, “iş birliği-güç birli-ği” anlamında fikir geliştirme toplantılarını, girişimci-lik günleri buluşmalarının sahadan yükselen sesini siz değerli okuyucularımızla paylaştık.

Dergimizin sürekliliğini sağlayan Rektörümüz Sayın Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun başta olmak üzere, değerli yazarlara, sanayicilere, çalışma arkadaşlarıma, Ga-ziantep Üniversitesinin çok değerli hocalarına, Gazi-antep Üniversitesinin öğrencilerine ve dergide emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunarız.

Gaziantep ve Türkiye inovasyon ekosisteminin nab-zını almaya, materyal inovasyondan AR-GE ve bilgi inovasyonuna geçtiğimiz günümüzde son gelişmeleri sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Ayrıca sizlerin hazırladığı inovasyon ile ilgili yazıları da hakemli değerlendirme ve yayın için bekliyoruz.Keyifle okumanız dileğiyle….

AR-GE ve İnovasyon Politikalarında Sektörlerin Stratejik Rolü

D

Gamze erdenGAÜN TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Editör veHakla İlişkiler Uzmanı

EDİTÖRDEN

Page 7: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

5

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

Page 8: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

6

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

ŞİMDİ iCAT ÇIKArMA DeVriAbdulkadir Konukoğlu ve Ahmet Ziylan GAÜN’ün girişimci öğrencileriyle deneyimlerini paylaştı.

AZİANTEP TEKNOPARK’ın düzenlediği INOVAN-TEP Bölgesel İnovasyon Günleri kapsamındaki panelde konuşan SAN-

KO Holding Onursal Başkanı Ab-dulkadir Konukoğlu ve Ziylan Grup yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ziylan, öğrencilere çok ama dü-rüstçe çalışma uyarısını yaptı.

Gaziantep Üniversitesi Mavera Sa-nat ve Kongre Merkezinde düzen-lenen iki gün süren etkinliğin açı-lış konuşmasını yapan Gaziantep TEKNOPARK Genel Müdür Vekili Yrd. Doç. Dr. Deniz Vuruşkan, Ga-ziantep TEKNOPARK’ın AR-GE, tek-noloji ve inovasyon ekosistemi içe-risinde özellikle son birkaç yılda yükselen bir ivme ile yerini aldı-ğını belirtirken, “Çeşitli farkındalık etkinlikleri yapıyoruz. Biz bir yan-dan 70 firmaya teknolojik destek verirken, diğer yandan da böyle

işlerle ilimizin farkındalık düzeyini arttırmaya çalışıyoruz.” dedi. Proje Direktörü Petros Catsis ise projeyle Gaziantep TEKNOPARK’a destek ve gelişim sağlanacağını ifade eder-ken, “Burada yapmaya çalıştığı-mız, küresel ve uluslararası tecrü-

G

Page 9: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

7

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

bemizin Gaziantep’e ve Türkiye’ye transferini sağlamak. Avrupa’daki diğer teknoparklarla iletişim vası-tasıyla tecrübemizi, orada edindiği-miz tecrübeleri Gaziantep’e aktar-mak.” diye konuştu.

BilGiYi ÜrÜNÜN iÇiNe GÖMMeMiZ lAZIM...Türkiye’nin üreten bir ülke olduğu-nu, ancak üretilenin daha değerli olabilmesi için bilginin ürünün içi-

ne gömülmesi gerektiğini belirten GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coş-kun ise, “Çünkü dünyada ayakta

kalabilmemiz için, bilginin ürünle buluşarak yeni teknolojik bilgi, yo-ğun ürünler ortaya çıkarmak ge-rektiğinin herkes farkında artık. Bunun için biz TEKNOPARK’ı geliş-tirmeye çalıştık hep. Bütün ayak-larda intörnlük koyduk. Üniversite ile sanayi buluştuk. Üniversite ile iş dünyasını, toplumu buluşturmak için elimizden gelen her şeyi yap-maya çalıştık. Bu önemliydi.” dedi. Ülkenin refaha, geleceğe taşınması noktasında, yönetenlerin geçmiş-ten aldığı medeniyet değerlerini, geleceğe bugünün bilgi ve fikirle-rini süsleyerek taşıması gerektiğine vurgu yapan Coşkun, “Onun için gi-rişimci olacaksınız, dürüst olacak-sınız, çalışkan olacaksınız, ülkeyi düşüneceksiniz. Entelektüel san-

cınız olacak. Bu memleket nereye gidiyor diyeceksiniz. Matematikçi, sosyolog, tıpçı da olsanız diyecek-siniz. O alanda değişik fikirleri öne çıkaracaksınız. Israrcı, azimli ola-caksınız.” şeklinde konuştu.

ŞiMDi iCAT ÇIKArMA DeVriÇocukluk döneminde farklı bir iş ya da fikir ortaya koyanların “İcat çıkarma!...” diye uyarıldığını belirte-rek konuşmasına başlayan SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulka-dir Konukoğlu, “Devir icat çıkarma devri. Şimdi çocukları, gençleri icat çıkarmaları için uyarıyoruz.” dedi. Yenilikçi üretim yapmak için ki-şinin önce hayal etmesi, hayalini düşünceye, düşüncesini projeye dönüştürmesi, ardından da uygula-

“Dünyada ayakta kalabilmemiz için, bilginin ürünle buluşarak yeni teknolojik bilgi, yoğun ürünler ortaya çıkarmak gerektiğinin herkes farkında artık. Bunun için biz TEKNOPARK’ı geliştirmeye çalıştık hep. Bütün ayaklarda intörnlük koyduk. Üniversite ile sanayi buluştuk. Üniversite ile iş dünyasını, toplumu buluşturmak için elimizden gelen her şeyi yapmaya çalıştık. Bu önemliydi”.

Page 10: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

8

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

maya geçerek “icat çıkarması” ge-rektiğine vurgu yapan Konukoğlu, bir anısını paylaştığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “SANKO’nun amiral gemisi tekstil sektörüdür. Kumaşta iplikten kaynaklanan apraj (kumaş üzerinde bulunan lekeli ve bozuk görüntü) olmaması çok önemli. İstanbul’da 1970’li yıllarda bir müş-terimizden sürekli şikayet geliyor-du. Gittim, ürünleri kontrol ettim. Kumaşlar sorunlu. İplikle, kumaşla haşır neşir oldum âdeta. Üzerimi silkeledim ve çıktım. Canım sıkıldı, müşterimizle Muazzez Abacı’yı din-lemek için Maksim’e gittik. Abacı, Makber’i seslendirirken ışık sistemi kapatıldı, neon ışıkları ile salon ay-dınlatıldı. Bir ara ceketime ve pan-tolonuma baktığımda pamuk ve iplik tozarını gördüm ve “Ben so-runu çözdüm.” dedim. Sabahleyin Karaköy’den o mavi lambalardan alıp Gaziantep’e gönderdim. Fabri-kada oda yaptırdık ve lambaları o odaya taktırdık. İplik ve kumaşla-rı bu odada ışık altından geçirip sorunsuz olanları satışa gönderdik. Böylece apraj sorununu çözdük. Bu da bir inovasyon. Bir süre sonra SANKO’nun ürünleri abrajsız diye talep daha da arttı. Mavi lamba sayesinde bu işin çok kaymağını yedik. Gezdiğiniz, dolaştığınız yerde insanların yaptığı işi kolaylaştır-maktır inovasyon. Babam rahmetli

Sani Konukoğlu, ‘İşi müşteri öğretir.’ derdi. Müşteri söyler, sen de düzel-te düzelte iyisini yaparsın. Müşteri apraj sorununu dile getirmese çö-zümü nasıl bulacaktık.”

ÜreTiYOrUZ AMA ÜrÜNÜ TiCArileŞTireMiYOrUZ...Eskiden üniversiteler ve sanayici-lerin bir araya gelemediklerini ve bundan da üniversiteler ve sana-yicilerin yanı sıra ülkenin zarar gördüğünü kaydeden Konukoğlu, Rektör Yavuz Coşkun döneminde bu konuda Gaziantep Üniversitesi ile iş dünyasının âdeta altın ça-

ğını yaşadığını belirterek şunları söyledi: “Tekstilde yenilikçilik nasıl olur diye soruyorlar. 10-15 yıl önce İnegöl’deki kot fabrikamıza gittim. Fabrikayı gezerken personelin biri elinde kanca ile kotları yırtıyordu. Şaşırdım ve “Ne yapıyorsun?” de-dim. “Moda...” dedi. Sonra fabrika müdürü, bunun diğer ürünlere göre 1,5 kat daha fazlaya satıldığını söy-ledi. Bu da bir yenilikçilikti aslın-da. Türkiye’nin zayıf bir tarafı var. Üretiyoruz ama ürünü ticarileştire-miyoruz, geliştiremiyoruz. Nasıl ki güzel insanın daha güzeli var ise yenilikçiliğin de daha yenilikçili-ği vardır. Biz 11 sektördeyiz. Bütün sektörlerde inovasyon yapmalısınız. Yoksa gelişemediğiniz gibi yeriniz-de sayarsınız. Yerinde saymak da bir kayıptır.”

GÜVeN Ve SeVGi iŞiN BAŞIKonuşmasında güvenilirliğin öne-mine vurgu yaparak başlayan Ziy-lan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ziylan ise katılımcılara, “Önce güvenilir hâle gelmemiz la-zım. Güvenilir hale gelirken zaten hepimiz biliyoruz, başarının sırrı sevgidir. Başarının sırrı, basamak-ları önce sevgi ile çıkmaktır. Sevgi olmadan hiçbir şey olmaz. Güvenli, emin olmadan da hiçbir şey ol-maz” dedi. Türk Milleti olarak en

Page 11: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

9

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

çok çektiğimiz çilenin birbirimize itimadımız olmamasından kay-naklanan çile olduğu vurgusunu yapan Ahmet Ziylan konuşmasının devamında şöyle dedi: “Önce bu güveni telkin edersek, ancak kalkı-nabiliriz. Bilginin rafta kalması da o yüzden oluyor. Çünkü birbirimize itimat etmiyoruz. Güvenilir olmamız lazım. Güvenilir olmak için de ça-lışmamız lazım. Hep bunun başına sevgiyi eklememiz, herkesi sevme-miz lazım. Anamızı, işimizi, aşımı-zı, eşimizi nasıl seviyorsak hep bir sevgi içimize işlemeli. Dersimizi de öyle sevmeliyiz. Dersimizi seversek hocamızı çok iyi dinleriz, anlarız, geliştiririz. Eğer sevmiyorsan hiçbir şey anlayamazsın. İnsan sevdiğine de zarar vermez. Bu dersi bana ilk olarak veren annemdi. Benim için hayattaki en önemli derslerden bi-risi buydu.”

Panelin sonunda SANKO Holding Onursal Başkanı Abdulkadir Ko-nukoğlu ve Ziylan Grup Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Ziylan’a paylaşımlarından dolayı Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun tarafından plaket takdim edildi.

Page 12: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

10

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

AÜN Tekstil Mühendis-liği öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Kireçci, GAÜN Diş Hekimliği Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Eren İşman, İzmir Üni-

versitesi Tıp Fakültesi öğretim üye-si Ali Doğan Bozdağ, TargeT Tek-noloji Transfer Ofisi uzmanlarından

Sedat Öztürk’ün panelist olarak ka-tıldığı etkinliğin değerlendirilmesini yapan GAÜN Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ‘Fikri olan Beri Gel-sin’ sloganına çok değer verdikleri-ni belirterek, her icadın, düşünmek ve hayal etmekle başladığını ifade etti. Prof. Dr. Coşkun, “Hayal ede-miyorsanız bir buluşun, yeniliğin,

icadın, inovasyonun olması müm-kün değil. Yenilikçi, inovatif, kreatif düşünce artık tabuları yıkarak ve eski köylere yeni âdetler getirerek mümkün olduğunu her zaman her yerde söyledim.” dedi. Bu konuda kendi meslekî yaşamından örnek-ler sunan Rektör Coşkun şunları söyledi: “Asistanlığımı Hacettepe

Bilim adamlarından alkışlık davranış

6 bilim adamının GAÜN’e bağışladığı 2 önemli buluşun geliri öğrencilere burs olacak.

PATENT

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) TargeT Teknoloji Transfer Ofisi tarafından, patent farkındalığının artırılması amacıyla düzenlenen “Bu Fikir Satar” paneli Mavera Kongre ve Sanat Merkezinde gerçekleşti. Etkinlikte, iki önemli buluşunu Gaziantep Üniversitesine bağışlayan 6 bilim adamına Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun tarafından yarışmalarda kazandıkları madalyaları takılırken buluşlardan elde edilen gelirin Tıp Fakültesi öğrencilerine burs olarak verileceği açıklandı.

G

Page 13: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

11

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

Üniversitesi Çocuk Hastanesinde yaparken solunum kaslarının tu-tulmasını gözlemledik. Solunum kasları tutulduğunda hastaya mü-dahale etmezseniz hasta ölür. Bir gece bu şekilde rahatsızlığı olan bir hasta yattı ve monitör cihazı-na bağladık. Bu cihaz hastada so-lunum yavaşlarsa ötüyordu. Aynı gece üç hasta daha geldi. Moni-tör ise bir tane var. Hemen teksir kâğıdını hastanın göğüs kafesinin ucuna plaster ile yapıştırdım. Kü-çük bir buluş yapmıştım. Böyle-likle hastanın nefes alışını kontrol ettim. Fikrinizi sürekli düşünür ve yorarsanız bir şeyler buluyorsunuz. Belki de öğrenilmiş çaresizliği bı-rakmak lazım. Yaratıcının verdiği o muhteşem aklın sınırlı olduğunu biliyoruz ama sınırlarının ne oldu-ğunu bilmediğimiz için buluş için sadece düşünmek ve kafa yormak gerekiyor. Tabii düşünenin hakkını teslim etmek olayı, bugün bura-da bahsedilen fikri sınai mülkiyet hakları konusu önemli. Bu nedenle,

herkesin düşüncesini hayata geçir-mesi ve tescillenmesi için TargeT Teknoloji Transfer Ofisini kurduk ve arkadaşlarımız özveriyle çalışıyor”.

“BUlUŞUN DÜNYA ÇAPINDA BirYeNiliK iÇerMeSi GereKiYOr.”Panelin moderatörlüğünü yapan GAÜN Tekstil Mühendisliği öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Kireçci, elektrikli diş fırçası başlığı buluşuyla ilgi-li deneyimlerini paylaşırken “Eğer

bir buluşunuz dünya çapında bir yenilik içeriyorsa ancak o zaman patentlenmesi mümkün olabi-lir. Buluşla ilgili bir ülkede patent alınması yeterli olmayıp koruma sağlanması amaçlanan her ülkede ayrı ayrı alınması gereklidir. An-cak, buluşla ilgili bir ülkede patent almış olmak diğer tüm ülkelerde de kolaylıkla patent alınabileceği

Öğrenilmiş çaresizliği bırakmak lazım.

Yaratıcının verdiği o muhteşem aklın sınırlı

olduğunu biliyoruz ama sınırlarının

ne olduğunu bilmediğimiz için buluş için sadece düşünmek ve kafa yormak gerekiyor.

PATENT

GAÜN Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ‘Fikri olan Beri Gelsin’ sloganına çok değer verdiklerini belirterek, her icadın, düşünmek ve hayal etmekle başladığını ifade etti. Prof. Dr. Coşkun, “Hayal edemiyorsanız bir buluşun, yeniliğin, icadın, inovasyonun olması mümkün değil. Yenilikçi, inovatif, kreatif düşünce artık tabuları yıkarak ve eski köylere yeni âdetler getirerek mümkün olduğunu her zaman her yerde söyledim.” dedi.

Page 14: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

12

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

anlamına gelmemektedir. Ayrıca, patent başvurusu hazırlık ve takip aşamalarında profesyonel kişiler-den yardım alınmalıdır. Günümüz-de sağlanan teşvikler tüm patent giderlerinin karşılanması için yeter-li olmaktadır.” şeklinde konuştu.

“HAYAlleriN PeŞiNDeN KOŞMAK...”Üst çene tedavisi için yeni bir dental maske sistemi buluşunun hikâyesini aktaran GAÜN Diş He-kimliği Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Eren İşman ise “Hayal ettiğim şeylerin kıyılarına daha fazla yak-laştığımı hissederek bu konulara

eğildim. Çocukluğumda, arkadaşla-rımla sohbet ederken hayal ettiğim şeylerin gerçekleştiğini görmek, ha-yal etmenin önemi bir kez daha ortaya çıkarıyor. Bu yolda birkaç adım daha atabilmenin gururu ve sevinci içindeyim. Bu aşama-ya gelmede Gaziantep Üniversitesi TargeT Teknoloji Transfer Ofisinin cesaretlendirmesinin büyük katkı-sını gördüm. Çünkü fikrimin haya-ta geçmesine katkı sağladı. TargeT Teknoloji Transfer Ofisi aracılığıyla, İstanbul Buluş Fuarında bu çalış-mam ödül aldı.” dedi.

BUlUŞlArI ÖğreNCilere BUrS OlACAK.Cerrahi operasyonlarda kolaylık sağlayan bir aletin yapılması pro-jesi olan ‘Bir parçalayıcı’ buluşunun patentini ekibindeki Op. Dr. Cumhur Esin, Op. Dr. Cemal Kara, Op. Dr. Er-dal Aktan, Yrd. Doç. Dr. Aykut Soy-der, Yrd. Doç. Dr. Eyüp Murat Yılmaz ile birlikte Gaziantep Üniversitesine bağışlayan İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Doğan Bozdağ, “Buluşumuz, geçti-ğimiz günlerde İstanbul’da düzen-lenen Uluslararası Buluş Fuarı’nda gümüş madalya kazandı ve çok sevindik. Dünyada benzeri olma-yan bu alet cerrahi bilimine hizmet

GAÜN Diş Hekimliği Fakültesi öğretim

üyesi Doç. Dr. Eren İşman: “Hayal

ettiğim şeylerin kıyılarına daha

fazla yaklaştığımı hissederek bu

konulara eğildim. Çocukluğumda, arkadaşlarımla sohbet ederken

hayal ettiğim şeylerin

gerçekleştiğini görmek, hayal

etmenin önemini bir kez daha

ortaya çıkarıyor. Bu yolda birkaç adım daha atabilmenin gururu ve sevinci

içindeyim. Bu aşamaya gelmede

Gaziantep Üniversitesi

TargeT Teknoloji Transfer Ofisinin

cesaretlendirmesinin büyük katkısını gördüm. Çünkü fikrimin hayata geçmesine katkı sağladı. TargeT

Teknoloji Transfer Ofisi aracılığıyla,

İstanbul Buluş Fuarında bu

çalışmam ödül aldı”.

PATENT

Page 15: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

13

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

medecek. Bir sonraki aşama aletin üretilmesi ve ihraç edilmesi. Bu sayede Türkiye ekonomisine katkı sağlaması mümkün olacak. Bu-gün burada “Bir parçalayıcı” adlı buluş Gaziantep Üniversitesine ba-ğışlandı. Buluşumuzdan bize düşe-cek pay Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi öğrencilerine burs olarak verilecek. Ayrıca bireysel olarak bu-luşu Op. Dr. Cemal Kara’ya ait olan ve Gaziantep Üniversitesi’ne bağış-ladığımız Laparoskopik Torbalı Taş Toplama Pensi buluşunun paten-tinden elde edilecek gelir de yine öğrencilere burs olarak verilecek.” dedi.

BUlUŞ FiKri OlAN AKADeMiSYeN TArGeT’e UlAŞIr.GAÜN TargeT Teknoloji Transfer Ofi-sinde patent sürecini anlatan Pa-tent Uzmanı Sedat Öztürk de, “Aka-demisyen buluş fikri ile bize ulaşır. Buluşun içeriğine yönelik sorular yöneltiriz. Buluş bildirim formunun doldurulup teslim alınmasından sonra gizlilik sözleşmesi yaparız. Daha sonra da teslim alınan for-mun süreçleri başlar. Bu arada ar-tık günümüzde patent araştırması çok kolay. Avrupa Patent Ofisinin, kapsamlı araştıran son kullanıcıya açık bir veri tabanı var. Tamamen ücretsiz olduğu için de herhangi bir

maliyet sıkıntısı da yaşamıyorsu-nuz.” dedi.

Etkinliğin sonunda GAÜN Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Mühen-dislik Fakültesi Dekanı ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Yöneticisi Prof. Dr. Mustafa Bayram’ın katı-lımıyla protokol imzalandı. Daha sonra Rektör Prof. Dr. Coşkun ta-rafından “Bir Parçalayıcı” buluşuy-la İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Doğan Bozdağ’a ekibi adına, Üst Çene Te-davisi için Yeni Bir Dental Maske buluşu ile GAÜN Diş Hekimliği Fa-kültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Eren İşman’a da madalya verildi.

Cerrahi operasyonlarda kolaylık sağlayan bir aletin yapılması projesi olan ‘Bir parçalayıcı’ buluşunun patentini ekibindeki Op. Dr. Cumhur Esin, Op. Dr. Cemal Kara, Op. Dr. Erdal Aktan, Yrd. Doç. Dr. Aykut Soyder, Yrd. Doç. Dr. Eyüp Murat Yılmaz ile birlikte Gaziantep Üniversitesine bağışlayan İzmir Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Ali Doğan Bozdağ, “Buluşumuz, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Buluş Fuarı’nda gümüş madalya kazandı ve çok sevindik. Dünyada benzeri olmayan bu alet cerrahi bilimine hizmet edecek. Bir sonraki aşama aletin üretilmesi ve ihraç edilmesi. Bu sayede Türkiye ekonomisine katkı sağlaması mümkün olacak.” dedi.

PATENT

Page 16: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

14

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

PATENT

Page 17: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

15

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

SÖYLEŞİ

STATiSTiK analiz danışmanları tam ola-rak ne yapar? Bir istatistik danışmanı, araştırmacılara çalışmalarının ya da tezlerinin planlan-masından analizine kadar her aşama-sında araştırmanın geçerli ve güvenilir

bir şekilde yürütülebilmesi için gereken bilimsel desteği sağlar. Bu destek, genellikle güç analizi yani çalışmaya dahil edilecek kişi sayısının belirlenmesi, kontrol grubu seçimi ile başlar. Ve-rilerin elektronik ortama aktarılması, araştırılan hipotezlerin uygun istatistiksel yöntemlerle test edilmesi ve sonuçların raporlanması gibi aşa-maların da hepsini içerir.

ArGe-iST’te akademik düzeyde danışmanlık hizmetleri vermeye nasıl karar verdiniz? Uzun zamandır yoğun bir danışmanlık hizmeti talebi vardı. Fakat bu talebe nasıl bir yanıt ve-rebileceğim konusunda aklımda bir fikir oluş-mamıştı. Bu hizmeti vermeye karar vermemde GAUN TARGET Teknoloji Transfer Ofisinin benim-le yaptığı görüşmeler çok etkili oldu. Sürecin ba-şından beri beni çok desteklediler ve bilgilendir-diler. Verdikleri uzman desteği için kendilerine çok teşekkür ediyorum.

Kaç yıldır danışmanlık hizmeti veriyorsunuz? Sizce bilimsel çalışma yaparken araştırmacı-ların en çok zorlandığı konu nedir? 14 senedir aktif olarak istatistiksel veri analizi danışmanlık hizmeti veriyorum. Bu süre içinde gözlemlediğim, araştırmacıların yüksek lisans, doktora, uzmanlık tezlerini yazarken ya da bi-limsel çalışmalarını makaleye çevirirken en çok zorlandıkları aşama verilerin analizi ve so-nuçların yorumlanmasıdır. Bu nedenle en çok bu konuda danışmanlık hizmeti almak üzere başvuru alıyoruz.

Kimler için çalışıyorsunuz? Yüksek lisans, doktora yapanlardan tıpta uz-manlık yapanlara, akademik yükselme için araştırma yapanlardan özel sektöre kadar çok çeşitli bir başvuru profiline sahibiz.

Analiz yaptırmak isteyen araştırmacıların ya-pacakları ödeme miktarlarını neye göre belirli-yorsunuz? Ve bu ödemeye neler dahil? Araştırmacılar bizimle iletişime geçtiklerinde, araştırmacılardan bize verilerini ve hipotezleri-ni iletmelerini istiyoruz. Çünkü ödeme miktarı analizin kompleksliğine ve değişken sayısına göre değişiyor. Ödeme karşılığında araştırmacı-ya bir sonuç raporu iletiliyor. Bu raporda her hi-poteze ilişkin tanımlayıcı istatistikler, anlamlılık değerleri ve yorumları ve kullanılan istatistiksel

yöntemle ilgili detaylar bulunuyor. Araştırmacı sonuçları inceledikten sonra bir defaya mahsus olarak ek analiz, basit düzenlemeler talep etti-ğinde ek bir ücret talep edilmeden düzenleme-ler kendisine iletiliyor. Bulguların teze veya yayı-na konacak şekilde tablolaştırılması da (makul) bir ek ödeme yapılması durumunda mümkün.

Hizmet almak isteyenler size nasıl ulaşıyorlar? Bize çoğunlukla web aracılığı ile ulaşıyorlar. Hizmetlerimizin detaylarının anlatıldığı ve bazı analiz ipuçlarının verildiği sık tıklanan bir web adresimiz var. Adresimiz www.p005.net.

Web adresiniz neden “p005.net”? Aslında istatistik denildiğinde ilk akla gelenler-den birim P değeridir. P değeri, bir karşılaştır-mada “İstatistiksel anlamlı fark vardır.” kararı vereceğimiz zaman yapacağımız olası hata miktarını gösterir. 0,05 değerinin ise önemi şu-dur; P değerinin 0,05’in altında bir değer olma-sı istatistiksel olarak anlamlı farklılık saptandığı anlamına gelir. İstatistiğin bu iki önemli ögesini tek bir yerde birleştirmek istedik.

Başvuru yapan kişinin sonuçlarını alması için beklemesi şart mıdır? Normal koşullar altında bir danışmanlık tale-bi elimize ulaştıktan sonra 24 saat içinde veri incelenmekte ve analize hazır hâle getirilmek-tedir. Veride herhangi bir sorun saptanmadı-ğı takdirde en geç 2 gün içinde de sonuçlar araştırmacıya teslim edilmektedir. Araştırmacı, tablolarının da tarafımızdan yapılmasını isti-yorsa çalışmanın detaylarına göre 1 gün daha gecikmeli olarak sonuçların teslim edilmesi mümkündür.

Sizi diğer hizmet veren kuruluşlardan ayıran en önemli nokta nedir? Öncelikli olarak akademik bir danışmanlık hiz-meti alma olanağı ciddi bir ayrıcalık. Ayrıca araştırmacılar, verilerini ve oluşturdukları hipo-tezleri güvenli ellere teslim etmek istiyorlar. Biz, araştırmacılara hem bilgi ve birikim hem de güven ortamı sunuyoruz. Son olarak biz, şeffaf-lık ve ulaşılabilirlik sunuyoruz.

Araştırmacılar aldıkları hizmetin faturasını alabilirler mi? Yapılan her ödeme için talep edildiği takdirde fatura, Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi tarafından ödeme yapan kişi veya kuru-luşa iletilmektedir. Ayrıca çalışma incelendik-ten sonra 1 iş günü içinde istenilen kişi ya da şirket adına proforma fatura hazırlamamız da mümkündür.

10 Soru ve Cevap ile ArGe-iST: istatistik Analiz Hizmeti

Doç. Dr. Seval KUl Kimdir:

2001 yılında Eskişehir Os-mangazi Üniversitesi İsta-tistik Bölümünden mezun oldu ve 2003 yılında Mer-sin Üniversitesi Biyoistatistik Anabilim dalında araştırma görevlisi olarak akademik hayatına başladı. 2009 yı-lında Gaziantep Üniversitesi Biyoistatistik Anabilim dalı-na yardımcı doçent olarak atandı ve 2013 yılında do-çent ünvanını kullanmaya hak kazandı. Yüksek lisans ve doktora eğitimi dönemin-de Almanya’da Stuttgart ve Saarland Üniversitelerin-de, doktora sonrasında ise İtalya’da Eastearn Piedmont “A. Avogadro” Üniversitesi, Belçika’da Katolik Üniversi-tesi, İngiltere’de Cambridge Üniversitesi ve Amerika’da UCLA Üniversitesinde araştırmalar yaptı.

Doç. Dr. Seval KUlGaziantep Üniversitesi Tıp FakültesiBiyoistatistik ABD Bşk.

İ

Page 18: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

16

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

ARAŞTIRMA PROJELERİ

ANeliN açılış konuşma-sını yapan Rektör Yar-dımcısı Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, “Bugün burada üç panelist arkadaşımız panelistlik deneyimlerini

paylaşacaklar. Projeyi yazarken asıl incelik, TÜBİTAK bizden ne bekliyor? Projeyi bütçesi olan, süresi tanımlı, sonu raporlanabilen verileri olabilen bir süreç olarak düşünebiliriz. Bu an-lamda ister Avrupa Birliği Projeleri olsun isterse de en büyük kurum-

dan en küçük kuruma kadar ulu-sal projeler olsun, projelendirmek için edebî olarak bakmak gerekiyor. Onun da öncesinde uzmanlık alanı-mızda ne kadar uzman olduğu, ne kadar derinliğine girebildiğimiz ve ne kadar süre o işin içinde olduğu-muz çok önemli.” diye konuştu.Projede özgün bir veri ve proje çı-karabilmek için yıllarını vermiş bir kişinin o işin derinliğine inebilme şansını elde ettiğini ifade eden Prof. Dr. Göğüş konuşmasında şunları

söyledi: “Aksi takdirde kısa dönemde verebileceğimiz kararlardan projeler oluşabiliyor. TÜBİTAK verilerine de baktığımızda verilen projelerin bir kısmının son anda olduğu görülü-yor. Kısa sürede verilen projelerde özgünlükten söz etmek pek müm-kün olmuyor. Dolayısıyla özgün bir proje bu işe ne kadar zaman ayı-rabildiğimizle alakalı. Örnek vermek gerekirse, gıda alanında hububat ile ilgili bir çalışmada ne kadar derinli-ğe gidebildiğiniz, ne kadar derin bilgi

Panelistlik deneyimlerini paylaştılar

P

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) TargeT Teknoloji Transfer Ofisi ile stratejik ortağı Özyeğin Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi tarafından başlatılan, TÜBİTAK ARDEB Programına yapılan başvuruların kalite ve başarı oranını artırmayı hedefleyen “Panelistlerin Paneli Çalıştayı”, GAÜN Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, GAÜN Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ramazan Bal, Özyeğin Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Asiye Kumru, Özyeğin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Erhan Öztop, GAÜN TargeT Teknoloji Transfer Ofisi uzmanları ve GAÜN akademisyenlerinin katılımı ile Gaziantep TEKNOPARK Eğitim Salonunda gerçekleşti.

Page 19: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

17

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mve uzmanlığınızın olduğu ve yayın-ları ne kadar takip edebiliyorsunuz konuları önemli. Yeni şeyler yap-mak için çok fazla alan değiştirmek bazen bizleri doğru yola gitmekten uzaklaştırabilir. Mümkün olduğunca aynı alanda derine gitmek daha iyi projeler üretmek için çok daha etkili olacaktır diye ifade etmek istiyorum ve çalıştayın başarılı olmasını dili-yorum”. TÜBİTAK 1001 ve 3501 projelerinin de-ğerlendirme aşamalarında panelist olarak görev alan ve deneyimlerini aktaran Özyeğin Sosyal Bilimler Fa-kültesi Psikoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Asiye Kumru, “Proje yaparken duyulan heyecanla daha fazla şey araştırıyor ve daha ayağı yere ba-san projeler sunuluyor. Bu bağlam-da ilgi duyduğunuz bir noktadan proje yazmaya başlarsanız projeyi çok daha derinlere götürebilirsiniz. Panelistlerin hazırlık aşaması, siz-ler projeyi gönderdikten sonra süreç nasıl işlemekte, projeler önümüze geldikten sonra değerlendirme süre-ci, projenin değerlendirmesindeki üç temel kıstas ve arkasından danış-man hakem ve panelist olduğumuz zaman beklenen etik kurallarla ilgili deneyimlerimi paylaşacağım.” şek-linde konuştu.TÜBİTAK’ta projelerin kabul hikâyesi ile ilgili sunum yapan GAÜN Tıp Fa-kültesi Fizyoloji Anabilim Dalı öğ-retim üyesi Prof. Dr. Ramazan Bal, “TÜBİTAK’ta proje deneyimimiz ol-

masından kaynaklı TÜBİTAK dilinden anlayan ve proje yapmanın kodları-nı çözdüğümüzü düşündüğümüzden dolayı bildiklerimizi aktararak sizlerle paylaşımlarda bulunacağım. TÜBİ-TAK proje döngüsünün nasıl olduğu, kabul ettirmekle ilgili deneyimlerimi aktaracağım. Kendim TÜBİTAK pro-jeleriyle ilgili ne aşamadayım pay-laşmak isterim. Uluslararası işbirliği projesi ve iki adet 1001, bir adet 1002 yürüttüm. Şu an bir adet 1002, bir adet 1001 hazırlıyorum. TÜBİTAK’ta projeleri sunduktan sonra nasıl bir sürecin ilerlediğiyle ilgili paylaşım-larda bulunduktan sonra karşılıklı konuyla ilgili tartışacağız.” dedi.Proje yaparken ne tür problem çıktı-

ğına dair fikirlerini paylaşan Özyeğin Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Baş-kanı Doç. Dr. Erhan Öztop, “Çalışma konularım, robotlar üzerinde makine öğrenmek ve onların modellenme-si konusu. Dolayısıyla aktaracağım deneyimler biraz bu konular üzerine olacak. Bir önerge yazarken önem-li yedi 1001 projesi için proje özeti, amaç ve hedefler, özgün değer kıs-mı, yöntem, proje yönetimi, başarı ölçütleri ve risk yönetimi gibi konu-larda bilgiler aktaracağım. Bunların üzerinden tek, tek birlikte geçeceğiz.” ifadelerini kullandı.Çalıştay katılımcıların soru ve ce-vaplarıyla sona erdi.

ARAŞTIRMA PROJELERİ

Page 20: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

18

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

“Her ZAMAN MUTlAKA Bir ÇÖZÜM VArDIr”

PERSU Yönetim Kurulu Başkanı Perihan Çöçelli

Akademik kariyerini yarıda bırakarak 17 yıl önce iş hayatına atılan ve 9 yıl önce de kendi işini kuran başarılı iş kadını Perihan Çöçelli, işine olan bağlılığını “İşe başladığım zaman, sanki tüm dünya kapanmış ve sadece benim işim varmış gibi düşünüyorum. İşime aşkla bağlandım.” diyerek anlatıyor. Çöçelli, işinde her zaman farklı olmayı ve fark yaratmayı sevdiğini belirterek bunun temelinde ise AR-GE odaklı çalışmayı sevmesinin yattığını vurguladı.

ISACA kendinizden ve PerSU’ nun, bugün-lere geliş hikâyesinden bahseder misiniz?Almanya’da doğdum. Ankara Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümün-den mezun oldum. 20 yıldır sektörde çalı-şıyorum. Mezun olduğum günden bu yana

non-stop(hiç durmadan) çalıştım. İş hayatına tekstil sek-

töründe başladım. Bir yıl kadar üniversitede kaldım ama akademik kariyerin bana göre bir şey olmadığına karar verdim. Hocalarımın ısrarına rağmen kalmadım. Suni deri sektörüne geçtim. Şu an çalıştığım sektörde 17 yıldır çalışıyorum. Sude Suni Deri firmasında 8 yıl çalıştım. 9 yıldır da kendi şirketim olan PERSU firmasını kur-dum ve işletiyorum. İşime aşkla geliyordum. Sanki tüm

K

Page 21: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

19

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

dünya kapanmış ve benim işim var. Odaklanmakla mı, yoksa sevmekle mi, yoksa tutkuyla ilgili bir şey mi, bilemiyorum. Hâlâ ilk gün başlamış gibi heyecanla işime geliyorum ve çok seviyorum. Çalıştığım işlerde hiçbir zaman var olan sistemleri ça-lıştırmayı sevmem. Sistemlerde fark yaratabiliyorsam farklı olduğumu düşünürüm. Çalıştığım işte 6 ay gibi kısa zaman diliminde dahi fark ya-ratırım. Ürün kalitesi, üretkenlik, ve-rimlilik olarak çalıştığım şirketlerde şirketin vizyonu değişir. İşletmelerde sorunlu bir iş varsa kimse yaklaş-maz iken numuneden bir parça alıp hemen laboratuvara girerdim. Üre-tim sisteminde oluşabilecek sorunu çözmeliyim, araştırıp bulmalıyım. Bir şeyi araştırırken aynı zamanda öğ-reniyorum ve tecrübe kazanıyorum. Hiçbir zaman işten kaçmadım. Mev-cut olan bir sisteme bakarım aynı makinada iki kere üretmeye başla-rım. ARGE odaklı bir insanım. 20 yıl-lık mühendislik hayatımda mevcut sistemleri hep iyileştirmeye yönel-dim. Aynı makine ile iki katı üretme-yi başarırım. Bugün de %95 hisseda-rı olarak bu şirketin sahibiyim. Sorun çözme ve işi sevme odaklı bakarsa-nız iş çözülüyor.

Günde kaç saat çalışıyorsunuz? Kendinize zaman ayırabiliyor mu-sunuz?Çok sevdiğim bir işi yaptığım için kendime zaman ayırmaya fazla ihti-yaç duymuyorum. Her gün saat 9:00 ile akşam 20:00 arası çalışıyorum. Sohbet edeceğiniz bir insanla bir kez görüştükten sonra ikinci defa görü-şünce, enerjiniz düşüyor. İşimle ilgili bir araştırma yapmak, makale oku-mak, literatür taramak, teknik detay bulmak daha cazip geliyor bana.

“AlMAN DiSiPliNi AlDIM”.Kısa süre akademik ortamda çalış-tığınızı biliyoruz. Neden akademik kariyer olarak yaşamınıza devam etmediniz? Bilim dünyası ve sanayi ortak dili ne zaman kullanacak?Almanya’da doğan ve büyüyen biri olarak Almanya’da yaşamanın bana öğrettiği ve kazandırdığı dürüstlük ve disiplini çok önemsiyorum. Türkiye farklı bir dünya. Belki de her şeyi ol-mak olsun diye yapıyoruz. Tembellik ettiğimizi düşünüyorum. Hâlbuki bir

işi yapıyorsan günümüzde bu çok zor bir şey değil. İnsanlarımız gör-düğü şeyi yapıyor. Her şeyi öğrene-biliyorsun. Bugünlere çalışarak gelen biri olarak hiçbir şey hazır ve kolay olmuyor.

Kendi işinizi kurmadan önce 8 yıl yöneticilik yapan biri olarak “yöne-tim ve liderlik” konularında neler söylemek istersiniz?

Yöneticilik yaptığım sırada bir kişi başarısız olmuşsa suçlu aramadım veya baskı ile yapmak zorundasın şeklinde davranmadım. Her zaman ortak bir çözüm var. Ekip arkadaşla-rımla gece gündüz mutlu bir şekilde çalışırdım. Çünkü her çalışmamızda ortak bir çözüm bulunur. Şirketimde personel sirkülasyonu olmaz. Sadece şirketimiz büyüdüğü için yeni ele-manlar gelir.

Page 22: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

20

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

Hiçbir zaman çalışanlarıma bağır-madım, ne yaptığını sorgulamadım. Gözlemlerim, sorunun ve yapılacak işlerin ne olduğunu anlatır ve yol gösteririm. Türkiye’deki istihdam ni-teliğine bakıldığında, çok iyi niyetli insanlar var; ancak Türkiye’deki eği-tim sisteminden kaynaklı kapasite, yetkinlik, karar verme konusunda yetişmiş insanlar bulmak çok zor. Örneğin işletmeye inerim ve çalışa-na ne yaptığını sorarım ve bunun mutlaka viskozitesini (akışkanlığa karşı direnç) her gün kontrol etmen gerek şeklinde yol gösteririm. Başka sorun istemiyorum diyerek o çalışa-nı gözlemlemeye başlarım. Personeli suçlayarak hareket ettiğiniz zaman beyin sürekli koruma hâlinde olaca-ğından öğrenime kapanır. Her za-man personeli baskı altında hisset-mesini engelleyerek ve bilgilendirme yaparak eğitmeniz gerekiyor.

“Ar-Ge’Ye ÇOK YATIrIM YAPIYOrUZ”.Persu Suni Deri firmasını bugün için nasıl konumlandırırsınız?AR-GE’ye çok yatırım yapıyoruz. Yurt dışı teknik geziler, fuarlar ve sektö-rümüzle ilgili pek çok teknik gezilere katılıyoruz. Yaptığımız iş gereği her sene trendler, desenler ve renkler değişiyor. Teknik olarak katma de-ğer olarak ne katabiliriz, ne özellik-ler kazandırabiliriz sürekli nasıl bir yenilik yapmamız gerektiği üzerinde çalışan bir firmayız. Katkı ve yeni hammaddeler üzerinde denemeler yapıyoruz. Şirketimizin AR-GE birimi bulunmakta. AR-GE biriminde çalı-şan mühendisleri de bayan seçtim. 8 tane beyaz yakalı olmak üzere 80 çalışanım var. Model ve tasarımlar, sektörümüzde hiç yapılmayan şey-ler üzerinde çalışmalar yapmak için makineler alıyorum. Yurt dışındaki müşteri bizi buluyor ve sipariş üze-rine çalışıyorum. Üretimimizin %30’u ihracat oluşturma. Rusya, Özbekis-

tan, Fas, Yemen, Cezayir, Mısır, Suriye gibi pek çok ülkeye ihracatımız var. Uzmanlık alanımız daha çok ayak-kabı ve terlik sektörü.

Fon kaynaklarına erişim anlamında hangi destek programlarını kullanı-yorsunuz? Patent alıyor musunuz?KOSGEB’in fuar desteklerinden yarar-landık. Desenlerimize bazen patent alıyoruz.

Sektörünüz neyi tartışıyor?Ayakkabı-terlik sektörünün ham-madde ve yarı mamullerini üreti-yoruz. Vadelerin çok uzun olmama-sı ve kârlılığın yeterince olmayışı gündemde. Ancak iyi iş yaparsanız şartları da siz belirliyorsunuz. Ürün kalitemiz ve çeşitliliğimiz fazla.

“ÖğreNCiler MerAK eTMeli”Üniversite- sanayi işbirliği konusun-da neler söylemek istersiniz?Üniversite- sanayi işbirliği öğrenci-den başlar. İlk aşamada bu konuya öğrencilerin istekli olması gerekiyor. Öğrencilerin görev tamamlar gibi üniversiteyi bitirdiklerini gözlemliyo-rum. Sanayii merak etmeleri ve kafa yormaları gerekiyor. Üniversitelerin laboratuvar ortamını geliştirmesi ge-rekiyor.

Girişimciliği nasıl tanımlıyoruz?Sektöre 9 yıldır emek veriyorum. Eği-timimi çalıştığım sektör üzerine ta-mamladım. Müşteri portföyüm vardı ve teknik donanıma sahiptim. Çok küçük paralar da kazansam, içtiğim çay sadece günümün kârı olsa da yine de kendi işimi yapmak istedim. Para kazanmak için değil gerçekten işimi çok sevdiğim için kendi işimi yapmak istedim. Çalışan olduğunuz ve işiniz kendinize ait olmayınca patronunuz var. AR-GE ve yaratıcı-lığınızı kullanmak için fazla para harcayamıyorsunuz veya şirketin vizyonu size uygun olmayabiliyor.

İşveren AR-GE harcaması yapmak isteyemeyebilir. Özetle kendi işiniz kadar özgür değilsiniz. Kendi işiniz-de özgürce strateji ve proje geliştir-me şansınız var. İşletmelerde sürekli yenilenme var. İşveren olmanın en önemli stratejisi takip ve sistem kurmuş olmaktan geçiyor. Yenilikleri sürekli takip edip verimli hâle ge-tirmek gerekiyor. Girişimciliğe karar verdiğim zaman giyimlik, döşemelik olmak üzere her türlü ham maddeyi üretebilirdim. Ancak ayakkabı-terlik sektörü Gaziantep’te yoğun oldu-ğu için bu sektörü hedef belirleyip bu alanda yatırım yapmaya ve li-der olmaya çalıştım. Ve bir yıl bo-yunca sabah 08.00’de gelip, akşam 20.00’de bazen gece yarısı çıkıp hiç para kazanmadığım dönemler oldu. Sabırla pes etmedim. 2010 yılında Türkiye’nin yılın girişimci kadın ödü-lünü aldım.

Türkiye’nin kadın mühendis ve gi-rişimcilerinin sayısının artması için nelere öncelik vermesi gerekiyor?Bu sonradan olmaz. Ağaç yaş iken eğilir. Bu ahlak ve disiplin meselesi. Bunlar da küçük yaşlarda gerçek-leşiyor. Başarılı olmanın anahtarı doğru zamanda doğru şeyler yap-mak. İş hayatında erkekler tek bakış açısıyla bakarken kadınlar çok farklı bakış açısıyla olaylara bakabiliyorlar. Dünyada gezmediğim ülke kalmadı diyebilirim. Her zaman da tek seya-hat ettim. Çoğunluğu erkek sektörü olan bir işte çalışıyorum. Kadın ça-lışan olabilirim; ancak mühendisim, birey olarak, beyin olarak insanların karşısında duruyorum. Ve herkes de bana saygı duyuyor. Dolayısıyla kadın mühendis olmanın ve onun zorluklarının üstesinden gelmenin kişinin duruşuyla alakalı olduğunu düşünüyorum.

Gençlere tavsiyeniz nedir?Fakülteyi birincilikle bitiren biri ola-rak onlara dersi derste dinleyerek öğrenmelerini tavsiye ederim. Hayatı ertelemeyin derim. Hayat bir merdi-ven ve merdivenin neresinde dur-mak istiyorsan orada duruyorsun. Hayatım boyunca çok çalıştım ama hiç yorulmadım. Stratejik, sistemli olursanız ve ne zaman ne yapmanız gerekiyorsa onu yaparsanız yorul-mazsınız. Zamanı doğru kullanmak

Bir şirketin yapması gereken en önemli yatırımları size göre nedir?Bir şirketin yapması gereken en önemli yatırımları insan, AR-GE ve makinedir. İnsan ve AR-GE’ye yatırım yapmazsan makinen en iyisi olsa bile işe yaramıyor.

Page 23: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

21

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

gerekiyor. Günümüz koşulları çok rekabetçi diyorlar. Öyle olmadığını düşünüyorum. İşyerimde çalışmak isteyen ve kaç lira maaş vereceksin diye soran insanlara şunu söylüyo-rum: Maaşını sen belirleyeceksin. Bir konuda uzmanlaşmak için 5 yılı göze almak gerekiyor. Bunun dışında ami-riniz veya yöneticiniz çok önemli. Yö-neticiniz sizin kişisel kariyerinize kat-kısı yoksa 10 bin TL maaş verse de o şirkette çalışmanın doğru olmadığını düşünüyorum. Kendi işimi kurma-dan önce Çiltuğ Isı Sanayi ve Tica-ret AŞ’nin sahibi İbrahim Tuğsuz ile birlikte çalıştım. Onun yanında çalış-mak bir okuldu ve çok şey öğrendim.

Başarınızın sırrı nedir? Hobileriniz nelerdir?Özgüven, çalışmak, sabır. Tabii boş öz-güven değil. Çalışmak ve okumak ge-

rekir. Kişisel gelişiminiz önemli. Yap-tığım hiçbir şeyde limit bırakmam. Kitap okumayı severim. Ayda bir kitap bitiririm. Yatmadan önce mut-laka kitap okurum. Daha çok felsefe kitabı okurum. Yaşamım boyunca iki kitaptan çok etkilendim. Biri Simya-cı diğeri Lee Lacocca’nın Milyarder Olma Sanatı kitabı. Hatta Simyacı kitabını bitirdikten 1 gün sonra üni-versitedeki akademik kariyerimden istifa ederek vazgeçtim.

PerSU Suni Deri’nin yeni dönem he-defleri nelerdir? Durmak bana göre değil. Hep yürü-meliyim ve koşmalıyım. İşimin de-vamı olan farklı bir üretime girmek istiyorum. Ayağınızı yorganınıza göre uzatır ve bütçenizde varsa her işte bir kazanç var. Piyasanın durumuna göre farklı üretimlerim gündeme gelebilir.

Fakülteyi birincilikle bitiren biri olarak gençlere dersi derste dinleyerek öğrenmelerini tavsiye ederim. Hayatı ertelemeyin derim. Hayat bir merdiven ve merdivenin neresinde durmak istiyorsan orada duruyorsun. Hayatım boyunca çok çalıştım ama hiç yorulmadım. Stratejik, sistemli olursanız ve ne zaman ne yapmanız gerekiyorsa onu yaparsanız yorulmazsınız. Zamanı doğru kullanmak gerekiyor. Günümüz koşulları çok rekabetçi diyorlar. Öyle olmadığını düşünüyorum. İşyerimde çalışmak isteyen ve kaç lira maaş vereceksin diye soran insanlara şunu söylüyorum: Maaşını sen belirleyeceksin.

Page 24: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

22

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

rASA uşağı” Gaziantep’in eski iş dünyasında özel bir yeri olan, bir iş adamını, bir taciri betimlemek için kul-lanılan bir tabirdir. Özeldir.Çok fazla mana taşır. Ba-

sitçe işten/işinden anlayanı anlatmak için kullanılır. Hâlen de kullanılır. İş adamlarının ikinci nesil çocuklarında bir nebze de olmasını istedikleri bir özelliktir. “Arasa” genel anlamı ile ham maddenin alınıp satıldığı, eski dilde pazar/borsa anlamındadır. Burada, her sabah erken saatlerde ham mad-deler gelir, kendine özgü kuralların ol-duğu ticarî prensiplerle alınır ve satılır. Doğru kaliteyi, doğru fiyata alabilmek bir sanat olarak kabul edilir. “Arasa uşakları” bu işi en iyi yapanlardır. Tica-reti bilen, doğru zamanda, doğru fiya-ta, doğru malı alan, yanılmayan ve işi doğru yöneten kişi olarak adlandırılır.

Bugün bile, bugünün kıdemli tüccar-ları, esnafları, iş adamları çocuklarını sabah erkenden kaldırır ve “arasa”ya götürür. Oradaki havayı teneffüs etme-sini, işi öğrenmesini ister. Bir nevi, ge-lecekte işi teslim edeceği kuşağı mut-faktan yetiştirmeye çalışır.

Pek bilenmez; ancak bugünün başarı-lı Gaziantepli iş adamlarının yetiştiği okuldur “arasa”.

Artık, “arasa uşağı”nın özelliklerini ta-şıyan “yakalılar” dönemine geçilmeye çalışılmaktadır.

Sürekli gelişen teknoloji ve iş dünyası yeni bir terminolojiyi geliştirmiştir. Sa-nayi toplumunda mavi yakalılar yani ’makine işçisi’ varken, 1970 ve 1980’ler-

de beyaz yakalılar, yani ‘masa başı/orta/üst yönetici/eğitimli personel’ ta-nımı ortaya çıkmıştı. Günümüzde ise bilişim ve teknolojideki gelişmelere paralel olarak bilgi çağının yeni gücü olan ‘altın yakalı’ tanımı literatüre geç-miştir.

Peki kimdir bu altın yakalılar? Yeni güç “altın yakalılar”; iyi eğitim görmüş, yüksek vasıflı üst düzey beyaz yaka-lılar grubundandır ama o sınıftan bir şekilde ayrılırlar. Genel manada beyaz yakalılar, orta/üst düzey eğitimli ve yönetici sınıfken, altın yakalılar; yük-sek teknoloji ürünü iletişim olanakla-rını, bilgisayarları, yenilikli ürünleri ve yüksek teknolojiyle çalışan her türlü araçları kullanabilen, bilgi üreten, bilgi sentezleyen özel gruptur. Az ve nadir bulunur, özerk çalışırlar.

Altın yakalılarda yöneticilik vasıfların-dan ziyade, bilgiyi üretme ve kullan-madaki yetkinlikleri, problem çözme-deki kabiliyetleri, sentezcilikleri, bilgi üretme becerileri ve zekâları önemlidir.

Her iş adamının rüyasında, mavi, be-yaz, altın yakanın içine “arasa uşa-ğı” ruhunun da zerk edilmesi vardır. O ruh, o bedenle buluşmadığında, bu coğrafyanın iş dünyasında hep bir ek-sik kalmaktadır. Bugün hızlı değişen iş dünyasında tüm bu özellikleri bir be-dende toplamak, belki mümkün, belki de mümkün görülmemektedir. “Altın yakalı”yı belli bir yaştan sonra “arasa uşağı” okuluna göndermek zor olaca-ğına göre, tersine bir döngü ile “arasa uşağı”nı bir “altın yakalıya” dönüştür-mek belki daha doğru bir yöntem ola-bilir. Şöyle ki, Gaziantep birinci kuşağı

MAKALE

“Arasa” genel anlamı ile ham maddenin alınıp

satıldığı, eski dilde pazar/borsa

anlamındadır. Burada, her sabah erken saatlerde ham maddeler gelir, kendine özgü kuralların olduğu ticarî

prensiplerle alınır ve satılır. Doğru kaliteyi, doğru

fiyata alabilmek bir sanat olarak

kabul edilir. “Arasa uşakları” bu işi en iyi yapanlardır.

Ticareti bilen, doğru zamanda, doğru fiyata, doğru malı alan, yanılmayan

ve işi doğru yöneten kişi olarak

adlandırılır.

ARASA UŞAĞINDAN ALTIN YAKALILARA

Prof. Dr.Mustafa BAYRAM

A

Page 25: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

23

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mfirmayı kuran, onu belli bir mer-tebeye taşıyan kuşaktır. Alaylıdır. Yabancı dili belki yoktur ama yap-tığı işin tüm inceliklerini iyi bilir. Gaziantepli eski kuşak iş adamları, kendilerinden sonraki kuşağı çok iyi yetiştirir. İyi okullarda, yurt dı-şında okutur. En az bir yabancı dili öğrenmesini sağlar. Dünyayı gör-mesini ister. Ancak, firmayı ikinci kuşağa devrederken o kadar rahat davranamaz. Profesyonellere tes-lim edemez. Bu çekincenin altında “arasa” eğitiminin teslim edilecek-lerde olup olmadığı kuşkusu yat-maktadır. Klasik eğitim sisteminde de bu eğitim müfredatı maalesef yoktur. İyi ekonomi bölümlerinden mezun olabilirsiniz ama o bilgiler bu coğrafyanın iş dünyasında çok bir işe yaramaz.

İkinci kuşağın yetişmesinde o gizli “arasa” bilgisi elbette ki gereklidir. Ama onu “altın yakaya” çevirebil-mek için de bu kuşağın teknopark-larda, silikon vadilerinde nefes alıp vermesi de gerekir. AR-GE kültürü-nü içselleştirmiş, inovasyon odaklı düşünmesi gerekmektedir. Yani, bu coğrafya için “arasa altın yaka”lının nasıl yetiştirileceği ile ilgili kafa yo-rulması da gerekir.

MAKALE

Her iş adamının rüyasında, mavi, beyaz, altın yakanın içine “arasa uşağı” ruhunun da zerk edilmesi vardır. O ruh, o bedenle

buluşmadığında, bu coğrafyanın iş dünyasında hep bir eksik kalmaktadır. Bugün hızlı değişen iş dünyasında tüm bu özellikleri bir bedende toplamak, belki mümkün, belki de mümkün

görülmemektedir. “Altın yakalı”yı belli bir yaştan sonra “arasa uşağı” okuluna göndermek zor olacağına göre, tersine bir döngü ile “arasa

uşağı”nı bir “altın yakalıya” dönüştürmek belki daha doğru bir yöntem olabilir.

Page 26: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

24

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

GAÜN – İskenderun Teknik Üniversitesi iNOVATiF kardeşliği

SKeNDerUN Teknik Üniver-sitesi Rektörlüğündeki Tek-noloji Transfer Ofisi açılış ve protokol imza töreninde ko-nuşan Hatay Valisi Ercan To-paca, devletlerin en önemli

hedefinin insanları refah içerisinde yaşatmak ve mevcut bulundukla-rı ortamları iyileştirmek olduğunu söyledi. Refahı arttırmanın ve sür-dürülebilir bir şekilde devam ettir-menin yolunun üretimden geçti-ğini belirten Topaca, “Ülke olarak son dönemde, üretim konusunda adımlarını sıklaştırmış, başarılarını arttırmış ve dünyada ağırlığını git-tikçe daha fazla hissettiren bir ülke durumuna geliyoruz. Dünyaya bak-tığınız zaman da bu krizlerden en az etkilenenler üretim yapan ülke-lerdir. Bunun için üretim ve buna yönelik çalışmalara hız vermeliyiz.’’ dedi. İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli de İskenderun’un dünyada önemli bir merkez olduğuna işaret ederken, bünyelerinden ayrıldıkla-rı Mustafa Kemal Üniversitesi ve

İ Gaziantep Üniversitesi ile İskenderun Teknik Üniversitesi arasında Teknoloji Transfer protokolü imzalanarak, teknoloji transfer ofisi açıldı.

Page 27: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

25

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

ral Özdemir’den oluşan heyet, İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli’ye hayırlı olsun ziyaretinde bulundu. Ziyarette konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, “Gaziantep Üniversitesindeki performansını-zı burada da göstererek başarıla-

ra imza atacağınıza olan inancım tam.” dedi. GAÜN heyetini Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemal Turan, Rektör Danışmanı Doç. Dr. Selçuk Mıstıkoğlu ve Genel Sekreter Yılmaz Çiğdem ile kabul eden Dereli ise, ziyaretten dolayı teşekkür etti.

Gaziantep Üniversitesi ile teknolojik işbirliğini artıracaklarını vurgula-dı. Dereli, “Bununla da kalmayıp başka üniversitelerle de işbirliği yapacağız. Ama önceki görev ye-rim olan Gaziantep Üniversitesinin Teknoloji Transfer Ofisinin başarıla-rını biliyorum. Bu nedenle GAÜN ile bu anlamda önemli bir işbirliğine gidiyoruz. Eminim, bu işbirliği ge-rek İskenderun, gerek bölgemiz için önemli gelişmelere vesile olacaktır.” diye konuştu.GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coş-kun da bilgiyi raflarda çürüten de-ğil, ürünün içine gömülmesi için girişimcilerle her zaman işbirli-ğinde olan bir üniversite hüviyeti taşıyan Gaziantep Üniversitesinin, ‘kardeş’ üniversite İskenderun Tek-nik Üniversitesine her türlü deste-ği vereceğini söyledi. İSTE’de açı-lan Teknoloji Transfer Ofisinden İskenderun Teknik Üniversitesinin kadrosunun da yararlanabilece-ğini vurgulayan Coşkun, “Amanos Dağları’nın tünellerle aşılmasını sağlayacak proje yaşama geçiril-diğinde Gaziantep ile İskenderun daha da yakınlaşacak. Bu GAÜN ile İSTE’nin yakınlaşması demek. Bu arada, eski çalışma arkadaşım Türkay Dereli’nin rektör olması da İskenderun Teknik Üniversitesi için büyük bir şans.” dedi.Hatay Valisi Ercan Tapaca, İsken-derun Kaymakamı Hasan Özyiğit, İskenderun Belediye Başkanı Seyfi Dingil, Mustafa Kemal Üniversite-si Rektörü Prof. Dr. Hasan Kaya, iş adamları ve akademisyenlerin ka-tıldığı törende katılımcılara GAÜN TEKNOPARK uzmanları tarafından bilgilendirme de yapıldı.Bu arada, Gaziantep Üniversite-si Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, rektör yardımcıları Prof. Dr. Ali Gür ve Prof. Dr. Cahit Bağcı, Mühendis-lik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mus-tafa Bayram, Fen Bilimleri Ensti-tüsü Müdürü Prof. Dr. Metin Bedir ve Rektör Danışmanı Doç. Dr. Vu-

BİZDEN HABERLER

Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, rektör yardımcıları Prof. Dr. Ali Gür ve Prof. Dr. Cahit Bağcı, Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Metin Bedir ve Rektör Danışmanı Doç. Dr. Vural Özdemir’den oluşan heyet, İSTE Rektörü Prof. Dr. Türkay Dereli’ye hayırlı olsun ziyaretinde bulundu.

GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun da bilgiyi raflarda çürüten değil, ürünün içine gömülmesi için girişimcilerle her zaman işbirliğinde olan bir

üniversite hüviyeti taşıyan Gaziantep Üniversitesinin, ‘kardeş’ üniversite İskenderun Teknik Üniversitesine

her türlü desteği vereceğini söyledi.

Page 28: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

26

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

USTAFA Topçuoğlu, AR-GE ve İnovasyo-na verilen önemin sanayideki başarıyı daha da artırdığını belirtirken üniversi-

telerin şehirlere katkısının asla göz ardı edilemeyeceğini de vurguladı.

Gülsan Holding’in nasıl doğduğunu ve bugünlere geliş öyküsünü bi-zimle paylaşır mısınız?GÜLSAN, Topçuoğlu ailesi tarafın-dan, 1976 yılında üç kardeş tara-fından kurulan bir şirket. Rahmetli amcam Naci Topçuoğlu, babam Ali Topçuoğlu ve diğer amcam Vedat Topçuoğlu’nun birlikte yola çıkma-larıyla kurulmuş. Önceleri ticaret

ağırlıklı bir iş çerçevesiyle çalış-malar yapılırken, 1976’dan sonra sanayici olma temeller atılmış. Çok kısa bir süre sünger ve yatak ima-latı yaptık. Daha sonra hacim ve bölgesel olmanın dışında büyüme imkânlarının o günün şartların-da zorluğundan dolayı farklı bir sektöre geçiş yapma kararı aldık. Polipropilen sentetik çuval üretimi-ne başladık. Gülsan’ın en önemli özelliği ilkleri ve ilkeleriyle olaylara bakışı açısı. Yapmış olduğu iş kol-larında Türkiye’de ilkleri yapan bir firma özelliğine sahip. Sentetik çu-val üretiminde de 1980 yılına kadar düz tezgâhlarda dokunan kumaş-lardan üretim yapılırken ilk yuvar-lak tip dokuma tezgâhlarını getiren

firmayız. Böylece yeni bir teknoloji-yi Türkiye’ye getirdik. 1982 yılında çuval üretimi, 1985 yılında sentetik çuval üretimi, çuvalların taban ip-liğini yaparken 1994 yılında da po-lipropilen halı ipliği üretimi yaptık. Polipropilen halı ipliği üretimiyle il-gili bir anekdot paylaşmak isterim: Polipropilen halı ipliği üretimine Türkiye’de ilk başladığımızda 1994 yılında Gaziantep’in halı ihracatı 30 milyon dolar civarındaydı. Ve bunun da %90’ını akrilik iplikten, %5’ini yün iplikten yapılan halılar oluşturmaktaydı. Dünya genelinde bir araştırma yaptık ve polipropilen ipliğin çok hızlı ivmesi olduğunu gördük. Türkiye’de halıcılarla bunu paylaştığımızda, “polipropilenden

RÖPORTAJ

“FARK YARATABİLMEK İÇİN Ar-Ge VE iNOVASYON ŞART”

Başarılı sanayici Mustafa Topçuoğlu Gülsan Holding’in başarı hikâyesini anlatırken her zaman ilkleri yapan bir kuruluş olduklarına dikkat çekti. Gaziantep sanayiinin daima Türkiye o r t a l a m a s ı n ı n üzerinde bir büyüme gerçek le ş t i rdiğini söyleyen Topçuoğlu “Bu asla tesadüf değildir.” dedi.

M

Mustafa Topçuoğlu ile bir başarı hikâyesi:

Page 29: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

27

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

halı olmaz, bu işe girerseniz batar-sınız.” dediler. Olayı incelediğimizde Avrupa’da çok hızlı üretim büyü-mesi ve polipropilenden yapılan halılarda da inanılmaz bir satış bulunmaktaydı. Bunun başlangıcı-nın da 1991 yılında Rusya’da par-çalanma ile birlikte hızlı bir trendin olmasıydı. Biz buna rağmen yurt dışındaki gelişmeleri görerek yatı-rım kararı aldık. İç piyasada satış yapamasak dahi ihracat yaparız diye düşündük. O zaman şirkette satıştan sorumluydum. Tanıdığımız insanlara ürettiğimiz numuneleri götürdük. Bu insanlar bobini alıp sandalyenin bir tarafına koyarak “Bu iplikten halı olmaz.” dediler. O zaman 12 milyon mark değerin-de yatırım yapmıştık. Kimse bize inanmadı. Bunun üzerine firma olarak Gaziantep-Şehreküstü’de halı tezgâhı kiraladık. 15 gün sis-temi kurmak için uğraştık. Ve 15 günün sonunda tezgâhlarda halılar görülmeye başladı. Tabii ilk olarak tutkallar yüzeye çıktı, halıda keçe-leşme oldu. Avrupa’dan aldığımız teknik danışmanlık ve tecrübeleri-mizi birleştirerek doğru üretim kri-terleriyle makinelerin ve bıçakların ısısı ve kullanılan apre malzeme-leriyle yaklaşık 30-35 gün içinde doğru halıyı yere serdik. Gülsan, hem cesareti hem dünyadaki ge-lişmeleri takip etmesi, araştırmacı yönü ve teknik destekle Gaziantep’e polipropilen iplikle yapılan halıyı tanıttı. Bugün Gaziantep’in geldiği nokta; 1,5 milyar dolar halı ihracatı-nın %90’ı polipropilen iplikle yapılı-yor. Bu şekilde bir değişim yaşandı. Tabii bizi takip edenler oldu, sektör büyüdü. Tezgâhın kaliteli çalışması anlamında verimlilik arttı. Dolayı-sıyla Gülsan’ın Gaziantep’e bu şe-kilde bir öncülüğü oldu. Geleceği görerek vizyonu ortaya koyduk. Bu-

nun dışında, bulunduğumuz sek-törlerde de kalite anlayışıyla, servi-siyle, hizmetiyle Gülsan öncü firma özelliğini taşımaya devam ediyor.

ilk parayı nasıl kazandınız?Evde tatlı yaparken teyzeme, “Tatlıyı yap, satalım.” derdim. İlk ticaretim çocukken başlamıştı. Komşumuz da biz de aynı gazeteyi okurduk. Komşu sabah gazeteyi alır okur, ben de komşu gazeteyi okuduktan sonra ondan düşük fiyata satın alır, öğle vakti babama normal fiyata satardım. İlk para kazanmam bu şekilde başlamıştı.

Gülsan’ı bugün nasıl tanımlarsınız?Bundan 10 yıl önce bir sanayiciye kendinizi tanıtır mısınız deseydiniz; 50.000 m2 kapalı alanda, 200.000 m2 arsa üzerinde günde 300 ton üretim yapan, 1000’in üzerinde kişi istihdam eden, 50 milyon dolar ih-racat yapan bir firmayız derdim. Biz bugün artık bu değerlerin bi-

rinci öncelik olmadığını bir firma-nın değerini, büyüklüğünü ölçmek için başka kriterler olduğunu söy-lüyoruz. Bunlar ise işletmedeki ve-rimliliğiniz, kalite standartlarınız, patentli ürünleriniz, içinde bulun-duğunuz sektörde kaç tane ürün geliştirip farklılık yarattınız, müş-teri memnuniyeti, ürün geliştirme kabiliyeti, teknolojiyi kullanması ve şirketlerin karlılığı.

“GAZiANTeP SANAYiCiSi BU BiliNCe UlAŞTI”.

Gaziantep sanayicisi neyi konuşu-yor? Ar-Ge’ye yapılan yatırım ve Ar-Ge merkezleriyle ilgili düşün-celeriniz nelerdir?Gaziantep sanayiinde mevcut bu-lunan sektörler her zaman Türkiye ortalamasının üzerinde bir büyüme sergiledi. Özellikle son 10 yıla baktı-ğınızda cesaretleri, çalışmaları, ge-rek iç piyasadaki gerekse dış piya-sadaki ihracat pazarlarına girmek için yatırım ve ihracat odaklanma-larından dolayı Gaziantep sanayi-cisini takdir etmek gerekiyor. Gazi-antep pay alarak sürekli büyümeye odaklandı. Tabii büyüme belirli bir hızın üzerinde olunca bazı şeyler geriden geliyor. Gaziantep sanayi-inde 2016 yılına gelindiğinde arz ve talebin dengelendiği, artık reka-betin daha çok arttığı, gerek Gazi-antep’teki meslektaşların birbiriyle gerekse farklı üreticilerle rekabetin daha çok arttığı ve çoğu sektörde

RÖPORTAJ

ilk parayı nasıl kazandınız?Evde tatlı yaparken teyzeme, “Tatlıyı yap, satalım.” derdim. İlk ticaretim çocukken başlamıştı. Komşumuz da, biz de aynı gazeteyi okurduk. Sabahleyin komşu gazeteyi alırdı. Gazeteyi komşudan satın alırdım saat 13.00 gibi fiyat farkı ile babama satardım. İlk para kazanmam bu şekilde başlamıştı.

Page 30: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

28

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

arzın daha fazla olduğu bir konuma geldik. Daha re-kabetçi olmak için yeni olguların olması, kalitenin ve müşteri memnuniyetinin en üst düzeye çıkması lazım. Farklılığımızı pazara yeni ürünler sunarak yarataca-ğız. Görseli, performansı daha iyi birtakım çalışmalar yapmamız gerekiyor. Dolayısıyla sanayici fark yarata-bilmek için AR-GE ‘ye önem vermesi gerektiğinin bi-lincine ulaştı. Gaziantep’te AR-GE’nin önemini firmalar ve yöneticiler anlamış durumdalar. Gerek üniversite-sanayi işbirliği gerekse TÜBİTAK’ın verdiği imkânları kullanarak herkes kendi bünyesinde AR-GE’ye beş yıl öncesinden itibaren yatırımlar yapmaya başladı. Bir-takım şeylerin oluşması için şartların zorlanması la-zım. Artık Gaziantep sanayiinde şartlar zorluyor. Fark yaratmanız gerekiyor. Bunun için de herkesten daha farklı; tasarımla, desenle, ambalajı ve kalitesiyle, per-formansıyla veya alternatif ürünle farkımızı ortaya koymamız gerekiyor. Günümüz şartları bunu zorladığı için Gaziantep’in AR-GE konusunda çok mesafe kat edeceğini, çözümün hızlanacağını düşünüyorum.

Devletin desteklerinden yararlandınız mı? TÜBiTAK projesi yaptınız mı?AR-GE çalışmalarımızı kendi bünyemizde yapıyoruz. Ancak bu konuda yapılanma içindeyiz. Sanayici hızlı düşünmek, karar vermek ve bürokrasiden uzak olmak ister. Belki ülkemizde AR-GE mantığının da değişmesi lazım. Çünkü AR-GE yapan kişinin sahada, işletmede üniversitede, yurt dışı fuarlarında, makine üreticisi ve sektör temsilcileriyle sürekli istişare ederek, kafa yo-rarak çalışmalar yapması gerekiyor. AR-GE’yi odaya hapsedip bir şeylerin gerçekleşeceğini bekleyemezsi-niz.

“GiriŞiMCiliK GeNleriMiZDe VAr”.Girişimcilikle ilgili düşünceleriniz nelerdir? Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?Gaziantep’in girişimcilik genlerinde var. Gaziantep’te bazı sektörlerin büyümesi pozitif etki ile insanların birbirlerinden etkilenmesinden kaynaklanıyor. Girişim-cilik ruhu, fizibiteler doğru bir şekilde yapıldığı süre-ce şehre artı değerler katıyor. Eğer fizibiteleri doğru yapmazsanız doğruları da yanlış hâle getiriyorsunuz. Değişik iş kollarında, çok cesaretli, çok iyi araştırma yapan, yatırımlarla, üretim modelleriyle ve ürünlerle çok farklı yenilikler yapan girişimciler var. Bu durum şehrin dokusu ve kültürü hâline geldi. Gaziantep için girişimcilik bir birikim ve şehrin yaşam tarzı. Bu şehir-deki girişimcilik kültürü, sadece para kazanmak değil başarı odaklı bir yapılanma. Tabii bu kültürün kuşak-tan kuşağa geçmesi gerekiyor. Bu olaya sadece işlet-me sahipleri açısından bakmıyorum. Gerek profesyo-nel yöneticiler gerekse o işin başındaki patronların bu işi sahiplenmeleri gerekiyor. Yeni nesil, iletişim aletleri ve teknolojiyi, interneti çok iyi kullanıyor ve bilgiye çok hızlı ulaşıyor. Yalnız burada şunu da belirtmeliyim: Bi-rinci ve ikinci kuşak insanların yeni nesil gençleri çok iyi anlaması gerekiyor. Onların fikirlerine, yaptıklarına saygı duymaları gerekiyor. Gençlerin dinamizm ile bi-rinci ve ikinci kuşak yetişkinlerin fikirlerinin harman edilmesi lazım.

işyerinde zaman yönetimi ile ilgili neler söylersiniz?İşin neticesine bakarım. Hedefimiz bir şirkette ayda belli miktar mamul üretmek, katma değer sağlamak. Dolayısıyla sistemi doğru kurmak lazım. Kendi işlet-mem içinde de bu şekilde çalışma prensibimiz var. Çalışanları eğitmek lazım. Yeni nesile, iş yerinde sekiz saat çalışıyorsunuz ve bunu en verimli şekilde çalış-manız gerekiyor, demek gerekiyor. Çalışanları polisi-ye şekilde takip ederek iş çözülmez. İş tariflerini ve iş akışını doğru yaparak iş tanımına uygun zaman etüdü yapmamız yeterli. Bazı iş yerlerinde interneti yasaklayalım, gazete okuyun, deniyor. Birinci kuşak ile genç kuşağın çatışmasının sebebi, birinci neslin inter-

Gaziantep’in girişimcilik genlerinde var. Gaziantep’te bazı sektörlerin büyümesi pozitif etki ile insanların birbirlerinden etkilenmesinden kaynaklanıyor. Girişimcilik ruhu, fizibiteler doğru bir şekilde yapıldığı sürece şehre artı değerler katıyor. Eğer fizibiteleri doğru yapmazsanız doğruları da yanlış hâle getiriyorsunuz.

Page 31: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

29

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

neti, müziği vs. yasaklaması. İşinizi çalışana doğru tarif edin ve kontrol edin. Eğer o kişi verimli bir şekilde işini yapıyorsa sorun yok. Eski alış-kanlıklardan vazgeçmek gerekiyor. Bizim nesil çalışma odaklı. Yeni ne-sil ise çalışma, başarı odaklı olup özel yaşamına, hobilerine saygı du-yulmasını bekliyor.

“eKiBiNiZle BÜTÜNleŞMeNiZ lAZIM”.Uzun yıllar iş hayatında olan bir holding patronu olarak her şeyi bı-rakıp bir yerlere kaçmak istediği-niz oldu mu?İnsanoğlunun hayatında zorluklar ve engeller olabilir. Bakış açımız şu: Hiçbir şey imkânsız değil. Mücade-le etmek lazım. Aileniz ve sizin sağ-lığınız yerinde ise onun dışında her şey halledilir. Hiçbir şey imkânsız değil. Sanayici olmak bir bağımlı-lık. Bu bağımlılık varsa hiçbir za-man bıktım demezsiniz. Umutlar, engeller vardır; ancak ertesi sabah kalktığınızda yine aynı heyecanla pozitif olarak işinize dönersiniz. Ta-bii burada şunu vurgulamak lazım: Huzur çok önemli bir şey. Bir işye-rinin ve çalışanlarının huzuru çok önemli. Bu ortamın da yaratılma-sı gerekiyor. İş yerinin huzuru ise ekip ruhu ile olur. Ekibinizle bütün-leşmeniz lazım. Firmaların şuna da dikkat etmesi gerekiyor. Bazen fir-malar çok hırslanıyorlar ve çok bü-yük yatırımlara giriyorlar. O günün şartlarına göre yapabileceklerini düşünüyorlar. Pazarda olan şeyler kendilerini çok farklı hesaplara gö-türebiliyor. Bu açıdan da firmaların güçlü bir sermaye yapısının olması, öz sermaye/ borç oranının dengeli olması, nakit akışının çok iyi plan-lanmış olması lazım. Gün 24 saat. Tek başınıza yapabilecekleriniz bel-li. Doğru ekibi kurmanız gerekiyor. Hırs aklın önüne geçmemeli. Bun-lar, iş adamlarının görmesi gere-ken şeyler. Hiçbir iş son fırsat değil. Ticaret hiç eskimiyor. Sürekli fırsat var. Bunları iş adamlarının görme-si gerekiyor.

Başarılı ve zengin olmanın sırrı nedir?Başarıya giden yolun olmazsa ol-mazı iyi bir dinleyici olmakla baş-lar. Çok iyi bildiğim bir konu dahi olsa ben mutlaka o konuda fikir be-yan eden veya görüşlerini anlatan-ların konu hakkındaki düşüncelerini çok iyi dinlerim. Sorunuzdaki zen-ginliği, parasal zenginlik olarak gör-mek istemiyorum. Bizlerin bireysel olarak, aile olarak, toplum ve millet olarak önemli zenginliklerimiz var. En önemlisi sağlıklı olmak, hoş gö-rülü olmak, itibarlı olmak, kendi iyi tanıyıp neleri yapabileceğini keşfet-mek. Kendisini keşfeden insan as-lında zenginliğin de kapısını aralar. Aile içi olumlu ilişkiler, çevremizle olan dürüst ve sağlıklı ilişkilerimiz,

yaşadığımız ülke, toplum ve çevre-miz, hepimizin ortak zenginlikleridir. Başarıya giden yol bu zenginlikleri keşfederek, bu zenginlikleri anlaya-rak ve algılayarak gerçekleşir. Siz kendinizi keşfetmiş, değerlerinizi iyi kavramış ve kendinize büyük hedefler koymuşsanız zaten başa-rı ve beraberinde maddî zenginlik de kendiliğinden gelir. Ama önemli olan maddî olmayan zenginliklere de sahip olmaktır.

Üniversitelerden beklentileriniz ve eklemek istedikleriniz var mıdır?Gaziantep Üniversitesinin bu şehre katkıları çok büyük. Gerek işletme gerek idari kadrolarımızdaki üst dü-zey yöneticilerimizin önemli bir kıs-mı Gaziantep Üniversitesi mezunu. Gerçekten şirketimize çok önemli değer katıyorlar. Buradaki eğitim kalitesi, verilen kültür ve işle ilgili birikimler, çok başarılı... Dolayısıyla Gaziantep Üniversitesi bu şehrin en önemli değerlerinden biri. Maddî ve manevî olarak bu değere sahip çıkmalıyız.

İnsanoğlunun hayatında zorluklar ve engeller olabilir. Bakış açımız şu: Hiçbir şey imkânsız değil. Mücadele etmek lazım. Aileniz ve sizin sağlığınız yerinde ise onun dışında her şeyin üstesinden gelinir.

Page 32: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

30

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

MAKALE

Bourdieu, sosyal kapitali “kurumsallaşmış ya da kemikleşmiş karşılıklı tanınma, sosyal değiş tokuşa imkan sağlayan sosyal ağlar ve sağladıkları kaynaklar ve güçler bütünü” olarak tanımlamıştır.

OSYAl sermaye nedir?Sosyal sermaye kavramını James Coleman ve Robert Putnam, 1990’lardaki çalış-malarıyla düşünsel anaa-kımda popülerleştirmesin-

den çok önce, Fransız sosyal bilimci ve bağımsız düşünür Pierre Bourdieu günlük hayat pratiklerine sosyal ser-mayenin katkısını bize sunmuştur. Bir posta memurunun oğlu olarak hayata gelen Bourdieu, 1955’te Cezayir’de sa-vaş, toplumsal çözülme ve Fransız sö-mürgeciliği gibi zor koşulların berabe-rinde getirdiği “hayati farkındalık” hâli altında saha çalışmalarının öneminin farkına varmıştır (Bourdieu ve Wacqu-ant, 1992). Cezayirli topraksız köylüle-rin ve işsizlerin hayatsal pratiklerinin Fransız elitlerinin idealizasyonlarından farklı olarak sahada gerçekleşen ikti-sadi ve sosyal değiş tokuşların ve bir halı gibi özenle dokunmuş ama he-men görünmeyen sosyal ağların belir-lediğini sıklık ile belirtmiştir. Bourdieu, sosyal kapitali “kurumsal-laşmış ya da kemikleşmiş karşılıklı tanınma, sosyal değiş tokuşa imkan sağlayan sosyal ağlar ve sağladıkları kaynaklar ve güçler bütünü” olarak ta-nımlamıştır (Bourdieu, 1986).

Kitlesel hareket yetisi ve inovasyon...Günümüzde birçok ekonomist ve ino-

vasyon uzmanı, daha önce açıklana-mayan iktisadi kalkınma ve çığır açıcı inovasyon başarılarının temelinde sos-yal kapitalin, kitlesel hareket edebilme yetilerinin ve bağlayıcı normların yat-tığını vurgulamaktadır. Sosyal gruplar ve bireyler arası karşılıklı etkileşim, iletişim, ortak değerler, normlar, davra-nışlar ve sosyal ağları kapsayan sosyal sermaye, artık ekonomik kalkınma sü-recinde hayati bir unsur olarak kabul görmektedir.Bourdieu, sosyal sermayenin, fiziksel, ekonomik ve kültürel (eğitim) kapital-lerden bağımsız olmadığını ve hatta bu farklı sermaye tiplerinin aktif olarak birbirlerini etkilediklerini ve kuşaklara-rası aktarıldığını da belirtmiştir. Sosyal ağlar ve sosyal sermaye, sade-ce otomatik olarak faydalı bir unsur olarak anlaşılmamalıdır. Sosyal ser-maye, -sahip olmayanlar için– birey ve toplumların hareket ve üretim ka-pasitelerini de kısıtlayabilir.

Örneğin, göçmen ve mültecilerin kay-bettikleri sadece ana vatanları değil aynı zamanda sosyal sermayeleridir. Üstelik bu sosyal sermaye kaybı, ani olarak yaşanmakta ve yedek sosyal kapital geliştirme fırsatı hızla gelişen göçmenlik sürecinde her zaman müm-kün olamamaktadır. Dünyanın her kö-şesinde mevcut göçmen ve hemşeri

İnovasyon ve Sosyal Sermaye: Gaziantep’in Özgün Duruşu

Prof.Dr. Mehmet Vural Özdemir

S

Prof.Dr. Mehmet Vural Özdemir kimdir?

Prof. Dr. Özdemir, Gaziantep Üniver-sitesi İletişim Fakültesinde öğretim üyesi ve uluslararası inovasyon ve teknoloji politikaları alanında rektör danışmanıdır. 25 yıllık ulus-lararası tıp doktoru, akademisyen ve editör olarak kişiye özel tıp ve tanısal testler, küresel sağlık yöne-tişimi, yayın etiği, inovasyon eko-sistem tasarımı, bilim diplomasisi, kaynak kısıtlılığı olan bölgelerde inovasyon ve toplumsal kalkınma konularında ileri uzmanlığa sahip-tir. Amerika Birleşik Devletleri’nde (New York) SCI-indeksli ve disip-linler arası OMICS: A Journal of Integrative Biology dergisinde baş editör olarak görev yapmaktadır. 2008-2010 yılları arasında Kanada Sağlık Bakanlığında sağlık ürünle-ri güvenliği konusunda akademik danışman olarak görev yaptı.

Page 33: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

31

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

MAKALE

gettoları veya hüzün dolu göçmen kahveleri uygun bir örnek teşkil ediyor bu çerçevede. Berlin’in Kreuzberg semtindeki Türk mahallesinde aslında tavla ve okey masalarının arkasında oturan kişiler, aynı zamanda Almanya’ya göçle sosyal sermayelerini yitirmiş, ama var olanla yetinmenin verdiği o betimlenemez hüzün eşliğinde sosyal sermayelerini yeniden canhıraş çaba ve sessiz haykırışlar ile oluşturmaya çalışan kişiler de-ğil midir? İşte belki de bu sosyolojik açıdan Almanya, Avusturya ve diğer göçmen mecralarına 1950’lerde ilk gelen işçiler, gizli masal kahramanlarıdır.

Orta Doğu ve Suriye’den yoğun göç Türkiye’yi sadece Avrupa ve diğer ülkelere göç veren bir ülke değil, aynı zamanda göç alan bir ülke konumuna da getir-miştir. Yaşamakta olduğumuz sos-yal ve kültürel dönüşüm içerisin-de sınır sosyologlarının inovasyon konusunda sıklıkla göz ardı ettiği bir konu olan sosyal sermaye, Su-riyeli ve diğer göçmen kitlelerin Türkiye’de entegrasyonu, inovasyon ve kalkınmaya katkılarını sağlamak için göz önünde bulundurulmalıdır.

Madalyonun öteki yüzü: sosyal ser-maye “eksikliği’’ avantaj da olabilir mi?Öte yandan, sosyal sermaye bol miktarda mevcut olduğu zaman (örneğin, linkedin.com hesabınızda kaç bağlantı var? >500?) kalkınma ve inovasyon daima olumlu olarak tetiklenecek şeklinde de düşünme-mek gerekiyor.

Örneğin, çığır açıcı inovasyonların önemli bir özelliği “geçmiş ile gelecek arasında bir kopma yaşatan” buluş ve ürünlere yol açmaları. Diğer bir deyişle, inovasyon olarak bize sunulan bir ürün eğer geçmişteki ürünlere benziyor veya düşünsel içe-rik olarak tam anlamıyla geçmiş kavramlardan bir kopma ifade etmiyorsa çığır açıcı inovasyon olması da tam olarak mümkün değil.

İşte bu tip kopmaların yaşanması için bazen bildiği-miz birçok kavramın çok dışında ve hatta aykırı dü-şünebilme cesaretini de gösterebilmemiz çok önemli. Sosyal bağlar ve sosyal sermaye sıklıkla bize rahatlık

(“comfort zone”) sağladığı için, aykırı ya da alıştığı-mız standartların dışında düşünemeyebiliriz. Sosyal sermaye, işte bu nedenle, bizi bir yandan kitlesel ha-reket yetisi ve sosyal bağlantılar ya da alışkanlıklar açısından rahatlatırken aynı zamanda da çığır açıcı inovasyon için gerekli sıra dışı veya aykırı düşünme cesaret ve yetilerini de törpüleyebilir.

İngilizce “Every cloud has a silver lining.” ve “Her işte bir hayır vardır.” ya da “Her kötü gözüken olgunun iyi tarafı da vardır.” şeklinde Türkçeye tercüme edilebi-len özlü sözden yola çıkarak sosyal sermaye eksikliği olan toplum kesimleri ile TTO önemli bir ara yüz teş-

kil edebilir, çığır açıcı inovasyonlara önyargısız taze fikirleri ile katkıları için. Ayrıca Pierre Bourdieu’nun da ifade ettiği şekilde, sosyal sermaye her zaman göze gözükmez ve bi-linçli veya bilinçaltı önyargılarımız bu konuda bizi yanıltabilir.

İnovasyon alanındaki varsayımları-mızı (Kim daha iyi inovasyon ya-pabilir?.. vb. soru ve yargılarımızı) özeleştiri ve teste tabi tutmamız, sürdürülebilir girişimcilik ve top-lumsal faydası olan sorumlu ino-vasyonları gerçekleştirebilmemiz için vazgeçilmez ilkelerden.

Gaziantep: Özgün bir sosyal serma-ye coğrafyası.Gaziantep birçok sahada Türkiye’nin önde gelen şehirlerinden. Bunun ne-denlerinden bir tanesi belki de bi-reysel girişimcilik ve inovasyon için hayati öneme sahip olan kitlesel hareket (“tek vücut girişim”) yetile-

rinin aynı anda kültürel dokunun ve tarihinin parçası olmasıdır. Bugüne değin birçok ülke veya şehir bu tılsımlı bileşimi, kitlesel ve bireysel girişimciliği, Gazi-antep kadar bir araya getirebilmiş değil. Bu açıdan, Gaziantep sosyal sermayenin kuşkusuz özgün kullanıl-dığı ve geliştiği bir coğrafya.

Gaziantep ve Türkiye genelinde materyal sanayiler-den bilgiye dayalı inovasyona geçmekte olduğumuz çağımızda, sosyal sermaye ve inovasyon arasındaki kompleks ve çok boyutlu ilişkileri düşünmenin ve ha-yata uygulamanın tam zamanı!

Çığır açıcı inovasyonların önemli bir özelliği “geçmiş ile gelecek arasında bir kopma yaşatan” buluş ve ürünlere yol açmaları. Diğer bir deyişle, inovasyon

olarak bize sunulan bir ürün eğer geçmişteki ürünlere benziyor veya düşünsel içerik olarak tam anlamıyla geçmiş

kavramlardan bir kopma ifade etmiyorsa çığır açıcı inovasyon olması da tam olarak

mümkün değil.

KAYNAKÇA

Bourdieu P. (1986) ‘’The forms of capital.’’ Handbook of Theory and Research for the Sociology of Education. New York: Greenwood, sayfa 241–225.Bourdieu P, Wacquant L. (1992) Invitation to Reflexive Sociology. Chicago: Chicago University Press.Özdemir V (2016). Towards an “Ethics-of-Bioethics” for Responsible Innovation in a Global World. In: Handbook of Responsible Inno-vation. Von Schomberg R (Editör). New York: Routledge.

Page 34: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

32

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

ÜHeNDiSliK Fakültesi De-kanı Prof. Dr. Mustafa Bayram’ın moderatörlüğü-nü yürüttüğü panele, Persu Deri Yönetim Kurulu Üyesi Perihan Çöçelli, Gözüküçük

Makine Zuhal Gözüküçük, GAÜN Mühen-dislik Fakültesi ilk bayan öğrencisi MehtapÖğüt, mühendis-akademisyen Prof. Dr. Canan Dülger ve Prof. Dr. Sevim Kaya ile GAÜN Mühendislik Fakültesi öğrencisi Emel Birgül Mergin panelist olarak katıldı.Panelin açılışında konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, mühendis kadınla-rın, hekim, avukat, iktisatçı, eğitimci, öğ-

retmen kadınlarının hepsinin çok değerli olduğunu belirterek “Eskiden inşaat mü-hendisi, makine mühendisi kadınları çok görmezdik ama şimdi bu tür kız öğrenci-lerimizin sayısı da oldukça fazla. Hayatın içinde biz onların varlığından son derece memnunuz. Hayata, değer, estetik katıyor-lar. Kadın eli değen bir şey daha güzel, insanî ve estetik olur. Birlikte yaşanası bu hayatta kadın ve erkeğin tüm haklarının teslim edildiği, kimsenin kimseye hele de erkeğin kadına eziyet etmediği, kadınları-mızın birer iffet, insan timsali olarak ha-yatın içerisinde yer aldığı, bu anlamda mühendis olarak günün anısına ithafen

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Mühendislik Fakültesi, TargeT TTO ve Mühendislik Topluluğu işbirliğinde düzenlenen “Dünyanın Mühendis Melekleri” paneli GAÜN Atatürk Kültür Merkezinde gerçekleşti.

Dünyanın mühendis melekleri

BİZDEN HABERLER

M

Page 35: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

33

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

melek mühendisler olarak da yer almasının son derece kıvanç verici olduğunu belirtmeliyim.” şeklinde ko-nuştu.Mühendisliği tarif ederken tılsım-lı iki kelimenin olduğunu söyleyen Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram ise, “Bunlardan biri bilimin sanatçısı olmasıdır. Sa-nat dediğiniz zaman aklınıza estetik gelir. Eğer bir işte sanat ve estetik varsa da aklınıza kadın gelir. Belki de mühendisliği hep erkek mesleği gibi biliriz ki yanlıştır. Bu estetiği, gü-zel dokunuşu yapacak olan insanlar da kadınlardır.” dedi.2010 yılında Türkiye’nin “Yılın Giri-şimci Kadını” seçildiğini belirten Per-su Deri Yönetim Kurulu Üyesi Peri-

han Çöçelli, “Bayan mühendis olmak çok güzel bir şey. Bayan ve erkekte beyin eşittir ama bayanların kalbi farklıdır. Daha duygusaldır, teferruatlı bakarlar ve daha başarılı olurlar diye inanıyorum. İşinizi yaparsanız, emek verirseniz her şey düzgün gidiyor, so-run olmuyor” diyerek, iş hayatında kazandığı deneyimleri öğrencilere

BİZDEN HABERLER

Page 36: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

34

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

maktardı.“8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü kut-layan Gözüküçük Makine Zuhal Gö-züküçük, Dünya Kadınlar Günü’nün ticarî amaçla yapılan bir gün olma-dığına dikkat çekti. Gözüküçük, “Çalı-şan kadınların, ekonomik özgürlüğü olan kadınların desteklendiği, evde oturan kadınların ise çalışma haya-tına katılmasını sağlayacağımız bir gün. Bunun için de eğitime özellikle kız çocuklarının eğitimine çok önem vermeliyiz. Kız çocuklarının eğitimine destek olan kurumlara bizler de yar-dımcı olmalıyız.” diye konuştu.“Mühendislik bir sanat” diyen GAÜN Mühendislik Fakültesi ilk bayan öğ-renci Mehtap Öğüt, “36 yıllık meslek yaşantımın yarısını ofislerde geçir-diysem yarısını da şantiyelerde ge-çirdim. Mesleğimi çok sevdim, seve-

rek yaptım. Çok çalışkan olmamız gerekiyor. Dünyanın her yerinde bize ihtiyaç var. Bizler mühendisler olarak özel insanlarız. Çevremize baktığımız-da çok kalabalık olduğumuzu görebi-liriz. Dünyada ve Türkiye’de sayımız az, bunun değerinin bilelim.” diyerek öğrencilere çok çalışmaları ve mesle-ği çok sevmeleri konusunda tavsiye-lerde bulundu.Mühendis-akademisyen Prof. Dr. Ca-nan Dülger ise, “Hangi alanda çalı-şırsanız çalışın, aslında yaptığınız işin çok önemi yok. Farklılaşmanız, derinlemesine bir bilgiyi öğrenmeniz sizi o alanda öne çıkarıyor. İletişim becerileriniz, ilişkileri yönetmeniz, sanatta ve sosyal bilimlerden uzak kalmamanız sizi ön plana çıkarıyor.” ifadelerinde bulundu.Mühendisin problem çözen kişi ol-

duğunu belirten Mühendis-akade-misyen Prof. Dr. Sevim Kaya, “Bir işletmede normalde ustalar, opera-törler vardır. Hatta şimdi bilgisayar programları var. Bir sorun olduğun-da mühendise iş düşer. Mümkün olduğunda okulda problemin nasıl çözüleceğini, olaylara nasıl bakılaca-ğını, teknik sorunların nasıl anlaşı-lacağını, farklı görüş açılarının nasıl kazanılacağını, bunları göstermeye çalışıyoruz.” diyerek öncelikle teknik öğrenmenin, mühendis bakışını öğ-renmenin gerektiğini vurguladı.GAÜN Mühendislik Fakültesi Öğren-cisi Emel Birgül Mergin de neden

“8 Mart Dünya Kadınlar Günü”nü kutlayan Gözüküçük Makine Zuhal Gözüküçük, Dünya Kadınlar Günü’nün ticarî amaçla yapılan bir gün olmadığına dikkat çekti. Gözüküçük, “Çalışan kadınların, ekonomik özgürlüğü olan kadınların desteklendiği, evde oturan kadınların ise çalışma hayatına katılmasını sağlayacağımız bir gün. Bunun için de eğitime, özellikle kız çocuklarının eğitimine çok önem vermeliyiz. Kız çocuklarının eğitimine destek olan kurumlara bizler de yardımcı olmalıyız.” diye konuştu.

BİZDEN HABERLER

Page 37: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

35

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

“ZORLUKLARI AŞARAK iŞ KADINI OlABilDiYSeN

İKİ KAT BAŞARILISIN DEMEKTİR”

G. Hülya AKKAYA

Türkiye Odalar Borsalar Bir-liği Kadın Girişimciler Kurulu Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi ve Gaziantep İl Kurulu Başkanı, TOBB Fu-arlar Sektör Meclisi Başkan Yardımcısı, Gaziantep Turizm Derneği Başkanı, İKA Turizm Kültür Komisyonu üyesi, Kent Konseyi Kadın Meclisi üyesi, Büyükşehir Belediyesi Yardım Gönülleri Derneği Yönetim Ku-rulu üyesi, Gaziantep Engelsiz Spor Kulübü Yönetim Kurulu üyesi, Gaziantep Girişimci İş Kadınları Derneği Kurucu üyesi, GASTURDER üyesi gibi görevlerinin yanı sıra AKORT Fuarcılık Yönetim Kurulu Baş-kanlığı görevlerini sürdürmek-tedir. Ayrıca, geçen dönem Gaziantep Ticaret Odasının 111 yıl sonra seçilen ilk kadın meclis üyesi ve TOBB delegesi olarak görev yapmıştır.

Hülya Akkaya ile Akort Fuarcılık’ın başarısını ve iş yaşamını konuştuk…

Page 38: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

36

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

Gaziantep’te her yıl sayısız fuarlara imza attıktan sonra, bu alandaki başarını yurt içi ve yurt dışına da taşımayı başaran bir isim olan Akort Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Akkaya meslek yaşamını ve kadınların nasıl başarılı olabileceğine dair ipuçlarını bizlerle paylaştı.

ÜlYA Hanım öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?15 Eylül 1957 yılında doğdum. Eğitim ha-yatım Türkiye’nin değişik illerinde geç-ti. İlk işim olan Diyarbakır’da TRT Haber

Spikerliği sırasında evlendim ve Gaziantep Üniversite-sinde (ODTÜ) göreve başladım. Profesyonel olarak ço-cuk hikâyeleri resimlendirdim. Fahri olarak “kadınlara meslek edindirme” kurslarında halkla ilişkiler, konuş-ma, diksiyon, beden dili ve iletişim dersleri verdim.

Kendi işinizi yapmaya nasıl karar verdiniz? Bunu yapmaya karar verirken kimden destek aldınız?Gaziantep Üniversitesi Basın Yayın Halkla İlişkiler Mü-dürlüğü, Fen Edebiyat Fakültesinde Fakülte Sekreter-liği görevlerini yürütüyordum. 21 yıl olmuştu. Artık, daha özgün ve daha halka dönük projeler uygulaya-bileceğim bir alanda çalışmayı düşünmeye başladım. Emekli oldum ve 1996 yılı Şubat ayında ailem ve iş hayatında olan dostlarımdan destek alarak AKORT Fu-arcılık ve Organizasyon Şirketini kurdum.

“KiMSe ‘KIZIM SANAYiCi OlSUN.’ DeMiYOr”.iş hayatında kadın olarak yer almanın zorlukları var mı? Varsa nelerdir?Kadının rolü var, statüsü yok. Türk toplumunun gele-neğinde kadın öncelikle annedir, eştir, evinin kadınıdır. Öncelikle kadının başarısını ikinci plana atıyor. Aslın-da bu, dünya toplumlarında da böyledir. Kadının mis-yonu farklı ama aynı anda iki işi götürebiliyor. Fakat bunu çok iyi programlaması gerekiyor. Önce anneden, babadan sonra da eşten destek alması şart. Destek aldığı zaman bu dönemi çok kolay atlatabiliyor. Dola-yısıyla kadın otuzundan sonra farklı bir grafik çiziyor. Otuzuna kadar çocuğunu, evliliğini her şeyini toparla-mak zorunda. Dolayısıyla erkekten bayağı bir geride başlıyor iş yaşamına. Kadın belli bir yaştan sonra kay-bettiği mesafeyi kazanmak için çok hızlı bir şekilde iler-lemek zorunda. Bu da kadını yoruyor. Dolayısıyla kadın, erkek toplumunda yer bulabilmek için yoğun bir çaba sarf ediyor. Eğer babadan ve eşten dolayı bir sanayici geçmişi yoksa tercihleri hizmet sektörü oluyor. Çünkü sanayici kadın çok az. Kimse ‘Kızım sanayici olsun.’ demiyor. Yaşadığım zorluklara somut olarak bakarsak yurt içi ve yurt dışı iş seyahatlerine çok rahat katıla-mıyorsunuz. Belirli saatlerde evde olmak zorundasınız. Şirketleri tam olarak incelemeden iş görüşmesine gide-miyorsunuz. Erkek egemen sosyal faaliyetler esnasında gerçekleştirilmesi gereken lobi faaliyetlerini yapamıyor-sunuz. Arabanıza atlayıp istediğiniz saatte tek başınıza iş seyahatine çıkamıyorsunuz. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Tüm bunlara rağmen iş kadını olabiliyorsan iki kat başarı demektir.

Dezavantajları aşmak için ne gibi stratejiler geliştirdiniz?Erkek gibi giyinip erkek gibi davranmak bir çözüm tabii ki... Bir de yaş ilerleyince saygı faktörü avantaj olarak destekliyor. Kısaca kendin gibi değil de kendilerinden biri gibi davranınca her iki taraf da rahatlıyor.

Kadın girişimcilere örnek olacak başarılı bir iş hayatı-nız var. Başarıyı yakalamanın püf noktaları nelerdir?Kadın olarak değil de iş dünyasında var olmak güzel. Özgür olmak, ülken ve bölgen için üretici olmak, genç kızlarımıza örnek olmak, istihdama katkıda bulunmak, farklı olmak ve farkındalık yaratmak. Kadın olmanın avantajlarını hiç yaşamadım ama kadının genlerinde olan sosyal zeka, ayrıntılı düşünme, pratik çözümle-me, dikkat gibi özellikler avantajdır. Öncelikle kadını-mız kendini tanımalı ve teknolojiyi çok iyi kullanmalı. Kendimizdeki madeni keşfetmezsek başarı diye bir şey olmaz.

H

Page 39: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

37

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

“GAZiANTeP’e Değer KATACAK FU-ArlArIN HeP PeŞiNDe OlACAğIZ”.“Fuarcılık” deyince Gaziantep’te akla gelen ilk isim diyebiliriz sizin için. ilerleyen günlerde fuarcılık sektörü için yeni öngörüleriniz neler olacak? Gaziantep’te farklı sektör-lerde yeni fuarlar düzenlenecek mi?Farklı fuar arayışlarımız ve araş-tırmalarımız sürüyor. Mutlaka Gaziantep’e yakışacak, ekonomisi-ne değer katacak fuarların peşinde olacağız. Diğer taraftan da elimiz-deki fuarları çok daha üst seviye-lere taşımanın çalışmalarını sür-dürmek zorundayız. Gaziantep’te ve bölgemizde fırsatlar ve tehditler bir arada. Hakikaten çok fazla fırsatın olduğu bir bölge burası. Özellikle Suriye ve Irak’la ilişkilerimiz üst se-viyedeyken çok güzel fırsatlar söz konusuydu. O fırsatlar şu an tehdide dönüşmüş durumda. Gaziantep’te bütün sektörler etkilendi. İnsanlar tedirgin. Yatırım ve ticaret yapmak-tan çekinir hâle geldiler. Batının ba-kış açısı değişik. Sancılı bir süreç içerisindeyiz. Biz de doğal olarak Gaziantep ve bölgedeki birçok fir-ma gibi Suriye ve Irak pazarında alternatif pazarlar bulmak gayreti içerisindeyiz. Umarım bölgedeki kriz sona erer ve buradaki üretim gücü-müzü tekrar oraya yansıtma şansı buluruz. Bu noktada da fuarlarla elimizden gelen desteği verebilme düşüncesindeyiz. Ayrıca, bu dönem, TOBB Fuarcılık Sektör Meclisi Başkan Yardımcılığı-na seçildim. Sektörün sorunlarına çözüm getirilmesi ve gelişimi için mücadelemizi en üst seviyede sür-düreceğiz ve kentimizin uluslarara-sı bir fuar merkezi olması husu-sunda gerekli çalışmalara devam edeceğiz.

TOBB Gaziantep Kadın Girişimciler Kurulunda sizinle yeni bir dönem başladı. Bu dönemde hedefleriniz nelerdir?Her yeni yönetim geçmiş yönetim-deki başarılı işlere bir katkı sağla-mak ister. Yani bayrağı aldığı yer-den daha ileriye taşımaya çalışır. Biz de bayrağı aldığımız noktadan daha ileriye taşımak zorundayız. Geriye götüremeyiz. Özellikle kadın olduğu için, altını çiziyorum, ka-

dının iş hayatında daha fazla yer alması ve erkeklerin arkasından ya da önünden gitmesi değil, yan yana yürümesi için bu tarz sivil toplum kuruluşlarının gerekli çalış-maları yapması çok önemli. Geçmiş dönemde çok güzel işler yapılmış. Başkanlarımıza ve yönetimlerine teşekkür ediyorum. İnşallah bizler de güzel projelere imza atacağız. Bu kurul sadece kadınların çabasıy-la yoluna devam etmeyecek. Ben ayrımcılığa karşıyım, ama pozitif anlamda çok sayıda “projelerini-zi getirin, destek olalım.” mesajları alıyorum. Komisyonlar çalışma-larına devam ediyor. Güzel proje-

ler ile kentimize ve kadınlarımıza katkı sağlayacağız. Öncelikle eğiti-me ağırlık veren bir kurul olacağız. Özellikle mevcut kadın girişimci ve aday kadın girişimcilere yönelik çe-şitli eğitimler seminerler organize edeceğiz. Kadın girişimciliğini özen-dirmek ve geliştirmek için projeler üretecek ve üretirken de bu proje-lerin finansmanını karşılamak için çeşitli kurumlarla iletişim hâlinde olacağız. Kalkınma ajansları, SODES, KOSGEB, AB fonları gibi kurumlara proje sunacağız. Alacağımız destek-lerle kadın girişimci sayısını artır-mak için çaba sarf edeceğiz.

Farklı fuar arayışlarımız ve araştırmalarımız sürüyor. Mutlaka Gaziantep’e yakışacak, ekonomisine değer

katacak fuarların peşinde olacağız. Diğer taraftan da elimizdeki fuarları çok daha üst seviyelere taşımanın

çalışmalarını sürdürmek zorundayız.

Page 40: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

38

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

İntörn Mühendislik müthiş bir uygulama

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Mühendislik Fakültesi tarafından düzenlenen İntörn Mühendislik Zirvesi ve Eğitim Programı Paneli’ne katılan Ak Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer, Ticaret Odası Başkanı Eyüp Bartık, Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Adnan Ünverdi ve Gaziantep Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, mühendis adaylarıyla tecrübelerini paylaşıp tavsiyelerde bulundu. Konuşmacılar, “İntörn mühendislik müthiş bir uygulama.” dedi.

AÜN Atatürk Kültür Mer-kezinde düzenlenen pa-neli yöneten Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, intörn mühendislik uygulaması-nın meyvelerinin alındığını

ve Türkiye’deki üniversiteler tarafından kopyalandığını, YÖK’e bu sistemde mü-hendislik eğitimi verilmesi konusunda başvurular olduğunu ifade ederken bu başarıda üniversite-sanayi işbirliğinin önemine vurgu yaptı. Etkinliğin sonun-da panelistlere mühendis adayı öğren-cilerin imzaladığı baretler hediye edildi.

FArK YArATMAK ZOrUNDASINIZ.Panelin ilk konuşmacısı olan Ak Parti Gaziantep Milletvekili Nejat Koçer, zihni-yet değişiminin Türkiye için çok önem-li olduğuna işaret ederken Gaziantep Üniversitesindeki değişim hızının Tür-kiye’deki değişim hızından daha fazla olduğunu vurgulayarak “Hangi bölümü bitirirse bitirsin, üniversiteden sonra iş başvurusu yaptığı zaman öğrencinin yeterli olup olmadığının ya da işvere-nin beklentilerinin söz konusu. Önemli olan nokta bu.” dedi. Ders eğitiminin

önemi kadar, pratiğin de önemli oldu-ğu vurgusu yapan milletvekili Koçer şöyle devam etti: “Hangi konuda eği-tim yaparsa yapsın arkadaşlarımızın pratiği, özgüveni eksikse herhangi bir işe başvururken zorlanıyorlar. Örneğin, mühendislik mezunu bir arkadaşımız herhangi bir işyerine gittiği zaman yıl-larca görev yapmış bir ustanın, mü-hendis olmayan bir ustanın gerisinde kalabiliyor. Burada bu intörn müesse-sesi çok önemli. Üniversitenizdeki bu zihniyet değişimini kutluyorum. Bunun çok daha yaygın bir şekilde devam etmesini dilerim. Aslında ne yaparsa-nız yapın fark yaratmak çok önemli. Yüzlerce, binlerce mezunun içerisinde ben neredeyim, nasılım, farklı mıyım, sorularının cevabını önce öğrenci ar-kadaşlarımızın kendine sorması lazım. Çünkü, sizdeki en farklı bir merak, dün-yayla olan ilginiz, iş başvurunuzdan işe girdikten sonra iş yerindeki diğer kişile-re fark atmak için çok önemli. Sadece burada değil hayatın her alanında çok önemli. Çünkü dünyada rekabet çok yoğun. Her alanda insanlar birbirleriy-le rekabet ediyorlar. Öbür tarafta insan olarak hepimiz birbirimizdeki gördüğü-

G

Page 41: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

39

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mmüz farklılıklara göre hareket ediyo-ruz. O zaman devir farklı olma devri, fark yaratma devri. Bu farkı nasıl yaratacağız? Kendimizi geliştirerek, araştırarak, pratiğimizi artırarak. Di-ğer arkadaşımıza göre ben farklıyım diyebilmek burada çok önemli”.

HAYAlleriNiZ Ve HeDeFleriNiZ OlSUN!..Gaziantep Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Tiryakioğ-lu ise Gaziantep Üniversitesinin Türkiye’de çok farklı bir yeri olduğu-nu belirtirken “Başarılı olabilmemiz için kafamızdaki duvarları aşmamız gerekiyor. Bunun için de iletişimi çok güçlü tutmamız lazım. Ulusal düşün-memiz lazım. Bölgesel ve şehirsel sadece Gaziantep Üniversitesinin bir öğrencisi olarak değil ulusal düşün-memiz lazım.” dedi. Öğrencilerin bu-

gün atacakları bir adımın yıllar son-ra atılacak beş yüz adımdan daha değerli olduğunu kaydeden Tiryaki-oğlu konuşmasının devamında özet-le şunları söyledi: “Dolayısıyla bugün içinde bulunduğumuz zaman dilimi içerisindeki bir saat, bir gün bizim için çok önemli. Bu zamanı ve günü çok iyi değerlendirmemiz lazım. Ha-yallerimiz ve hedeflerimiz olmadan bir şey başarmamız mümkün değil.

Ulaşabileceğimiz bir hedef olması lazım. Aksi takdirde sarhoş gibi yaşı-yor pozisyonuna gelirsiniz. Yarını, bir yıl, beş yıl sonrasını planlamayan bir insan bana göre kördür. Körlük olarak değil de daha ileriye bakma-nın modelini mutlaka kendi içimizde geliştirmemiz lazım. Bilgi size gelme-sin, gidin siz bilgiyi alın. Mücadele mutlaka lazım, başarı tesadüf değil. Kendi içimizde vizyonumuzu, aklımı-

BİZDEN HABERLER

Bugün içinde bulunduğumuz zaman dilimi içerisindeki bir saat, bir gün bizim için çok önemli. Bu zamanı ve günü çok iyi değerlendirmemiz lazım. Hayal ve hedefleriniz olmadan bir şey başarmamız mümkün değil. Ulaşabileceğimiz bir hedef olması lazım. Aksi takdirde sarhoş gibi yaşıyor pozisyonuna gelirsiniz.

Page 42: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

40

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

zı, kafatasımızın içine hapsetmeye-lim. Kapıları açalım, dışarı çıkalım ve özgür bir şekilde ciddi anlamda bilgiye ulaşmanın yollarını arayalım. En az bir veya iki yabancı dili çok iyi konuşmanız lazım. Çünkü bilginin dili, dini yoktur. En son Aziz Sancar hocamız örnek. Buradan içimizden farklı Aziz Sancarlar çıkmaması için bir sebep yok. Burada mutlaka bir azim olması gerekir”.

BiZiM SiZe, SiZiN BiZeiHTiYACINIZ VAr…Konuşmasında, Türkiye’yi bugüne

kadar yöneten insanların önemli bir bölümünün mühendislikten geldiğini ifade eden Gaziantep Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkan Yardımcı-sı Adnan Ünverdi de “Çünkü mü-hendislikte farklı bir yetenek vardır. Mühendis matematiksel düşünür ve düşündüğünü de bir program da-hilinde karşıya sunar. Mühendislik bu anlamda ülkemizin geleceğidir.” dedi. Türkiye’nin 2023 hedefine an-cak mühendislerin sayesinde ula-şabileceğini savunan Ünverdi şöyle devam etti: “Çünkü, hedefi olan ül-kede yaşıyoruz. 2023 yılını hedefli-yoruz. Bunları ancak sizler sayesinde başarabiliriz. Yoksa eski, atadan ge-len üretim şekilleriyle üretim yapan sanayicilerle bir yere varamayız. Bir yere kadar zaten gelmişiz ama bun-dan sonrasında kendi kabuğumuzu kırma anlamında mühendise ihti-yacımız var. Matematiksel düşünen insanlara ihtiyacımız var. Global dü-şünebilen insanlara ihtiyacımız var. Çünkü global dünyada yaşıyoruz. Kendinizi yetiştirmeniz bizim gele-ceğimiz demektir. Ben iş başvurusu için karşıma gelen mühendis ar-kadaşımın CV’sinde öncelikle şunu görmek istiyorum. Tabii mezun ol-duğu okulun kalitesi önemli burada ama, bunun yanında kaç yabancı dil biliyor, bir mi, iki mi? En az bir olmasını istiyoruz ama iki de bizim için olmazsa olmazlardan biri du-rumuna geldi. Kaç tane bilgisayar programını biliyor? Bu da bizim

BİZDEN HABERLER

Matematiksel düşünen insanlara ihtiyacımız var. Global düşünebilen insanlara ihtiyacımız var. Çünkü global dünyada yaşıyoruz. Kendinizi yetiştirmeniz bizim geleceğimiz demektir. Ben iş başvurusu için karşıma gelen mühendis arkadaşımın CV’sinde öncelikle şunu görmek istiyorum. Tabii mezun olduğu okulun kalitesi önemli burada ama, bunun yanında kaç yabancı dil biliyor, bir mi, iki mi? En az bir olmasını istiyoruz ama iki de bizim için olmazsa olmazlardan biri durumuna geldi. Kaç tane bilgisayar programını biliyor? Bu da bizim için çok önemli. Çünkü rekabetçi bir dünyada yaşıyoruz.

Page 43: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

41

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

miçin çok önemli. Çünkü rekabetçi bir dünyada yaşıyoruz. Hedefi olan bir ülkedeyiz. Hedefi olan bir şehirde çalışıyorum şu anda. Türkiye’nin he-defi var, Gaziantep’in de hedefi var. Gaziantep’te de diyoruz ki 30 milyar dolar ihracatımızın olması lazım. Markalar yaratmak durumundayız. Ulusal markalar yaratmak duru-mundayız. Bunları ancak sizler sa-yesinde başarabiliriz. Yani bizim size, sizin bize ihtiyacınız var.”

iNTÖrNlÜK MUHTeŞeMBir UYGUlAMAGaziantep Üniversitesinin yaşama geçirdiği intörn mühendislik uygula-masını “muhteşem” olarak değerlen-diren Gaziantep Ticaret Odası Yöne-tim Kurulu Başkanı Eyüp Bartık ise “Dedelerimiz, babalarımız hep bilek, omuz gücüyle buralara geldiler. Artık tıkandık ve seviye atlamamız gereki-yor. Eski bilgilerle bunları yapmamız söz konusu değil. Farklı şeyler konuş-mamız, farklı şeyler düşünmemiz la-zım. Bunun için de temelde iyi bir eğitim almış olmamız gerekiyor.” dedi.Öğrencilerin başarılı eğitim dönem-leri nedeniyle kendilerini ‘önemli’ hissetmelerinden kaynaklanan bir handikap yaşadığını savunan Bartık konuşmasını şöyle sürdürdü: “Önem-lisiniz de. Ama, aldığınız bilgiler yalnızca teknik bilgi. Bunu sahaya yansıtmak çok kolay olmuyor. Rek-tör hocamla ilk intörnü konuşurken doktorların intörn olarak geldiğini ve okuldan mezun olduğu anda iş dün-yasına başladığını görünce hocam böyle bir fikirden bahsetti bize. Doğ-ru bir fikirdi. Şu an anlıyoruz ki çok daha doğru bir fikirmiş ve geç kal-mışız. Yeni mezun arkadaşlar kısa bir süre bizimle çalışıyordu. Sonra ya biz onları istemiyorduk ya onlar bizi istemiyordu. Çünkü beklentiler kar-şılanmıyordu. O, kendini, bir mezun olarak okulunun en başarılısı olarak görüyor. Saygı duyuyorum. Kendimi işletmemde başarılı bir insan olarak görüyorum ama bir türlü uyuşamı-yorduk”.

SAHANIN TOZUNU YUTUN!..Öğrencilerden emanet stajdan uzak durmalarını, ailelerin de bu konuda iş dünyasına taassupta bulunma-malarını isteyen Bartık, mühendis adaylarına, “Gidin, sahanın tozunu yutun!..” tavsiyesinde bulunduğu ko-nuşmasını şöyle sürdürdü: “İntörn-lüğü başlayan öğrencilerden yakın-

malar geliyor. ‘Bize faks çektiriyorlar.’ diyorlar. Bence faks çekmek de bir iş Bunu da öğrenmeniz lazım. Fotokopi çektiriyorlar. Bunları yapmazsak mü-hendis de iş adamı da olamayız. As-lında biz intörnlükte öğrencinin gazı-nı alıyoruz. Nasıl olsa okulu bitirecek. Bitirmek için orada sahanın tozunu yutuyor, bütün heyecanı kayboluyor ondan sonra gerçek dünyaya dönü-

yor. Şu anda Türkiye’de üniversite mezunu sayımız 6 milyon ve bu-gün itibariyle üniversitede okuyan sayısı da 6 milyon. Gelecekte 12 milyon üniversiteliye kavuşmuş olacağız. Bu Türkiye için iyi bir şey sizler için zor. Çünkü önümüzde-ki dönemde rakipleriniz çoğalıyor. Onun için de her zaman diğer arkadaşlarınızdan bir adım önde olmalısınız. Yarışta bir adım önde olmak için daha çok sahanın to-zunu yutmak gerekiyor. Bu nedenle intörnlüğü önemsiyorum. Mühen-dis olurken analitik düşünceyi de mutlaka ön sırada koyun. Bu nasıl sağlanıyor? Biraz daha fazla araş-tırmadan geçiyor. Sürekli araştırma içerisinde olmalıyız. Birçok yabancı yayını okumanız gerekiyor. Bilişim teknolojilerinize çok vakıf olmanız gerekiyor. Bunları doğru mecra olarak kullanmak gerekiyor. Hayatı bilgisayarın başında oyun oyna-yarak geçiren, annesine de bilgi-sayarda çalışıyorum, diyen birçok arkadaşımızla karşılaşıyorum. Bu konularda kendinize dikkat edin. Bu günler güzel günler. Önünüzde çok zor, rekabetin çok kızgın oldu-ğu günler bekliyor. Orada bir adım önde olmanız gerekiyor. Onun için analitik düşünüp geleceğe yatırım yapmanız gerekiyor”.

BİZDEN HABERLER

Dedelerimiz, babalarımız hep bilek, omuz gücüyle buralara geldiler. Artık tıkandık ve seviye atlamamız

gerekiyor. Eski bilgilerle bunları yapmamız söz konusu değil. Farklı şeyler konuşmamız farklı şeyler düşünmemiz lazım. Bunun için de temelde iyi bir

eğitim almış olmamız gerekiyor.

Page 44: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

42

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

“YATIRIM, CESARET, YENİLİKÇİLİK”

iSMAil ÇOBAN 100’E YAKIN ÜLKEYE İHRACAT GERÇEKLEŞTİREN ŞÖleN’iN BAŞArISINI ANLATTI.

ÖleN Çikolata Yönetim Kurulu Başkanı İsmail Çoban, kuruluş öyküsü-nü, başarılı markalaşma sürecini, ihracatı ve he-deflerini bizlerle paylaştı.

ismail Bey, sizi yakından tanıyabilir miyiz?1962 yılında Sivas’ta doğdum. Eği-timime Sivas/Gürün Başveren İlko-kulunda başladım ve ortaokul, lise eğitimime Gaziantep’te Ticaret Mes-lek Lisesinde devam ettim. Ticaret Meslek Lisesini bitirdikten sonra Preston Üniversitesinde işletme eği-timimi tamamladım. 1989 yılında kurduğumuz Şölen Çikolata ve Gıda Sanayi şirketimizde hâlen Yönetim Kurulu Başkanı olarak görevimi sür-dürüyorum. Gaziantep Sanayi Odası Danışma Kurulu üyesi, Güneydoğu Anadolu İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu üyesi ve DEİK Suriye, Ürdün ve Irak Yönetim Kurulu üyesiyim. İş hayatım süresince beni çok gurur-landıran ‘Türkiye Girişimcilik’ ve ‘En Başarılı İşadamı’ ödüllerinin sahibi oldum. Dört çocuğum var. İş dışın-daki yaşantımda, ekonomi ve finans programlarıyla dergilerini takip et-meyi, tenis oynamayı, fitness yap-mayı ve kitap okumayı seviyorum.

“PAZArDA ilK OlMA ÖZelliği ÜrÜNlerle ÖN PlANA ÇIKTIK”.Şölen markası nasıl doğdu, bugün-lere nasıl geldi?Şölen’i, Gaziantep’te 1989 yılında 50 kişilik bir ekiple günlük 10 ton üre-

tim kapasitesi olan 2000 m2’lik bir alanda kurduk. Şölen bugün yaklaşık 2000 çalışanı olan, İstanbul’da bir, Gaziantep’te 5 tesisiyle üretim yapan bir firma hâline geldi. Şölen, bugü-ne kadar büyümesini hep çift haneli olarak devam ettiren bir firma ko-numunda yer aldı. 2015 yılı sonunda ciroda 800 milyon TL’ye ulaştık. 200’ün üzerinde çeşidimiz bulunu-yor ve 100’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Başta çikolata üreticisi konumundayken kazan-dıklarımızı sürekli yatırıma dönüş-türdük. İstanbul’daki fabrikamızda 2009 yılında Biscolata Starz ürü-nüyle bisküvi üretimine başladık. Her zaman pazara yenilikçi, cesur ve iddialı ürünlerimizi sunmaya devam ettik. Lokkum, Sufle gibi fark yaratan, pazarda ilk olma özelliğini taşıyan ürünlerimizle ön plana çıktık. Bugün Biscolata, Gre-ta, Milango, Ozmo, Wapps, Luppo, Lokkum ve Nutymax gibi ciddi ba-şarılara ulaşmış markalarımız var. Yatırım, cesaret ve yenilikçilik gibi bileşenler bir araya gelince bugün bu noktaya geldik.

Gaziantep’ten yola çıkarak bugün-lere gelen sektörün liderlerinden bir firma olarak Gaziantep sanayii ve Gaziantep kentinin girişimcilik ruhu ve bu kentle ilgili neler söy-lemek istersiniz?Şölen’in doğum yeri olan Gazian-tep, Türk sanayiinin en önemli merkezlerinden biri olmaya devam ediyor. Şehirdeki üretim geleneğine

Gaziantep’te 27 yıl önce, 50 kişilik bir ekiple kurulan ve bugün 200’ün üzerinde çeşidiyle 100’e yakın ülkeye ihracat gerçekleştiren Şölen’in

bünyesinde başarıyı yakalamış sayısız markalar var.

Ş

Page 45: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

43

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

büyük önem taşıyor. Biz de Şölen olarak burada başlattığımız sanayi yolculuğunu yine bu şehirden des-tek alarak sürdürüyoruz. Çünkü bu şehrin sanayi kültürüne, üretim ge-leneğine inanıyoruz. Bütün bunların markalar için önemli bir şans oldu-ğunu düşünüyoruz. Şirketimiz, kendi sektöründe Türkiye’de ve dünyada dikkat çeken başarılara imza atıyor. Biz de yaptığımız üretimin ve özel-likle de ihracatın doğal bir sonucu olarak Türkiye’ye döviz, devletimize vergi girdisi sağlıyoruz. Gaziantep’te kurumlar vergisi sıralamasında 1. sıradayız. Hem şehrimize hem ül-kemize kazandırdıklarımızla motive oluyor ve kazandırdığımız her kuru-şu tekrar yatırıma dönüştürüyoruz. 2012 yılında yatırımına başladığımız ve Avrupa’nın çikolata alanında en gelişmiş tesislerinden biri olan yeni tesisimizi de yakın zamanda hizme-te soktuk. Yeni tesisimiz, üstün tekno-lojik donanımı, büyüme planlarımıza destek verecek kapasitesi ile sadece Gaziantep’in değil, Türkiye’nin de gu-ruru olacak.

“MArKAMIZI HeP Bir ADIM ÖTeYe TAŞIMAYI HeDeFleDiK”.Şölen’in yeni dönem hedefleri ve yatırımları neler olacak? Çoban ailesi olarak Şölen firmasıyla iş dünyasında 27 yıllık deneyimi-mizle kazandığımız en önemli değer güven oldu. Her zaman markamızı bir adım öteye taşımak için çok ça-

lıştık, kazandıklarımızı da yatırıma dönüştürdük. Şölen, bugün bünyesin-den onlarca markasıyla dünyanın 100’e yakın ülkesine ihracat yapan bir çikolata firması konumuna geldi. Burada, iş dünyasında edindiğimiz deneyim ve güveni devam ettirerek yeni yatırımlar yapmak en önemli hedefimiz. Ayrıca inşaat sektörüne de yeni bir soluk getirmeyi amaçlıyoruz. İnşa-atta adımıza yakışan titiz, güvenilir, istikrarlı özelliklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Tıpkı çikolata sektö-ründe olduğu gibi gayrimenkul sek-töründe de iddialı oyunculardan biri olmayı hedefliyoruz. Farklı yatırımla-ra da sıcak bakabiliriz. Bu sebeple fikirlere açığız.

Türkiye’nin sayılı firmalarından bi-rinin yönetim kurulu başkanı olarak iş dünyasına adım atacak üniversi-teli gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Gençlere en önemli tavsiyem ne iş yapacak olurlarsa olsunlar cesaretli olmaları olacaktır. Eğer girişimci ol-mak istiyorlarsa öncelikle kendilerin-de o enerji ve cesaret var mı diye bakmaları gerekiyor. Gençlerin, yapa-cakları tüm işlerde nasıl fark yarata-caklarını, işe nasıl değer katacakları-nı planlamaları gerekli. Yola çıktıktan sonra ise zorluklara göğüs germele-rini, cesaretlerini kaybetmemelerini, kolay pes etmemelerini öneririm. İş yaparken dürüst ve erdemli olmak ise yol boyunca işlerini kolaylaştıra-cak en temel özellikler arasında. Bi-zim kendi tecrübemize baktığımızda, bir önemli hususun daha olduğunu belirtmek isterim. O da birlik olmak, aynı ideal çevresinde buluşabilmek. Çoban ailesinin tüm fertleri olarak biz bunu başarabildik. Şölen marka-mızın elde ettiği başarıyı da en baş-ta buna borçluyuz.

İnşaat sektörüne de yeni bir soluk getirmeyi amaçlıyoruz. İnşaatta adımıza yakışan titiz, güvenilir, istikrarlı özelliklerimizi sürdürmeye devam edeceğiz. Tıpkı çikolata sektöründe olduğu gibi gayrimenkul sektöründe de iddialı oyunculardan biri olmayı hedefliyoruz.

Page 46: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

44

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

SEKTÖREL

GIDA SEKTÖRÜNDE GÜNDeM TeKNOlOJiK iŞBirliği

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Gaziantep TEKNOPARK bünyesinde, Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından ortak finanse edilen Gaziantep TEKNOPARK’ın Araştırma ve Teknolojik Altyapısının Geliştirilmesi projesi kapsamında gerçekleştirilen “Teknoloji İşbirliği Geliştirme Toplantısı” Gaziantep gıda sektörünün öncü firmalarıyla Dedeman Otel Helen Toplantı Salonunda gerçekleşti.

OPlANTININ açılış ko-nuşmasını yapan TEKNO-PARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, Gaziantep TEKNOPARK olarak yakla-

şık 15 gün önce fikir geliştirme toplan-tıları serüvenine başladıklarını söyledi. Dr. Vuruşkan, “İlk toplantıyı halı sek-törünün temsilcileriyle yapmıştık. Bu toplantıları yaparak somut çıktılar ve hedefler gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Gaziantep için önemli olan 8 sek-tör belirledik. Bugün Gaziantep için önemli bir sektör olan gıda sektörü-nün ilgili tarafları ve paydaşlarıyla fikir geliştirme toplantısı gerçekleşti-receğiz. Çok değerli katılımcılarımız ve toplantıda emeği geçen herkese teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi.

TEKNOPARK’ta yürüyen AB projesi adına uzmanlık çalışmaları yapan Serap Özpolat Çete konuşmasında

şunları söyledi: “Bugün birlikte top-lanmamıza neden olan projemiz, Ga-ziantep TEKNOPARK’ın Araştırma ve Teknolojik Altyapısının Geliştirilmesi projesi yani bir “IPA projesi.” Bu pro-je kapsamında 2016 yılında akredi-te bir nano-teknoloji laboratuvarı ve mekanik prototip üretecek bir labo-ratuvar yapacağız. Bu laboratuvar-lar bölgede tek diyebilirim. Konuyla ilgili çalışmalarımız devam etmekte. Bunun yanında şu ana kadar tüm paydaşlarımız ve sektör temsilcileriy-le dünyadan TEKNOPARK örneklerini dile getirmeye, anlatmaya çalıştık. Türkiye’nin AR-GE ve inovasyon ha-ritasında Gaziantep’in yerini tartıştık. Gaziantep TEKNOPARK vizyonunu be-lirlemek için grup çalışmaları ve top-

T

Page 47: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

45

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

lantıları yaptık. Bu proje kapsamında KOBİ’lere anket çalışması yapıldı. KO-Bİ’lerin AR-GE alt yapısını belirlemek ve mevcut resmini çekmek üzere yapılan ankete 300 firma katıldı. Eğitimlerimiz devam etmekte. Bugü-ne kadar 19 eğitim düzenlendi. Proje bitimine kadar 23 farklı eğitim daha yapılacaktır. Yine proje kapsamın-da teknoloji platformu ve seminerler yapılacak. İlkini halıcılık sektöründe yaptığımız bugün ise ikincisini dü-zenlediğimiz gıda sektörüyle birlikte 8 farklı sektörde çalıştaylarımız devam edecektir”.Lidersan firmasının teknoloji yolculu-ğunu anlatan Gıda Mühendisi Şeref Yaşar konuşmasında “Bu çalıştayda katma değerimiz olursa ne mutlu bize. Ticaret yapan, ticareti sanayie dönüştüren firmalarız. Lidersan’ın da içinde bulunduğu Altunkaya firması olarak 1980 yılında kurulan bir firma-yız. 1999 yılında Altunkaya Şirketler Grubu olarak çalışmalarımıza devam ettik. Yaklaşık 1500 üzeri çalışan ile katma değer sağlamaya çalışıyoruz. Sahip olduğumuz markalar ile global pazarlarda sürdürülebilir bir şekilde rekabetçi olmak ve pazar payımızı artırmak çabasındayız. 2006 yılında ise bugün en çok bahsedeceğimiz Lidersan firmasını faaliyete geçirdik.” dedi. Gıda, enerji, sağlık, taşımacılık vb. faaliyet gösterdikleri alanlarda 56 ülkeye ihracat yapmanın gururunu yaşadıklarını kaydeden Yaşar, “Ge-çen yıl inovasyon haftasında başla-

yan işbirliği görüşmeleriyle Gaziantep TEKNOPARK TargeT Teknoloji Trans-fer Ofisiyle ortak proje çalışmalarına başladık. Kalite sistemlerinin oluştu-rulması için AR-GE birimlerinin ku-rulmasına karar verdik. İyileştirme çalışmaları ve inovasyon ekipleri kur-duk. TargeT Teknoloji Transfer Ofisiyle TEYDEB-1501 projemiz devam ediyor. Öncelikle TargeT ekibi ve Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölü-mü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Medeni Maskan hocamıza teşekkürlerimizi iletiyorum.” ifadelerini kullandı.Gıda sektörünün büyüklüğünü dile getiren Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Gökmen ise Türkiye ve dünyada gıda sektörünü ve gıda sektöründeki eğilimlerle ilgili sunumlarıyla katkıda bulundu. Toplantı katılımcıların karşı-lıklı fikir alışverişiyle sona erdi.Proje Uzmanı Funda Suran Modera-törlüğünde gıda sanayiinde AR-GE ve inovasyonun konuşulduğu toplantı-

ya GAÜN Rektör Yardımcısı ve Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Göğüş, GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı ve Gıda Mühendis-liği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Bayram, Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Gökmen, Gaziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, TEKNOPARK Uzmanları Serap Özpolat Çete ve Onur Akar, TargeT Teknoloji Ofisi AR-GE ve Yenilik Uzmanları Ba-şar Kılıçparlar, Dr. Fatih Balcı, TargeT TTO Halkla İlişkiler Uzmanı Gamze Erden, Proje Uzmanı Buğra Barlas, Gaziantep Ticaret ve Sanayi Odaları temsilcileriyle, Gaziantep Gıda sektö-rünün öncü firmaları Oba Makarna, Lidersan, Zer yağ, Beşler Grup, Şölen Çikolata, Pamyağ, Simaş Bulgur, Tir-yaki Grup gibi firmaların AR-GE uz-manları ve temsilcileri katıldı.

SEKTÖREL

Bu çalıştayda katma değerimiz olursa ne mutlu bize. Ticaret yapan, ticareti sanayie dönüştüren firmalarız. Lidersan’ın da içinde

bulunduğu Altunkaya firması olarak 1980 yılında kurulan bir firmayız. 1999 yılında Altunkaya Şirketler Grubu olarak çalışmalarımıza devam

ettik. Yaklaşık 1500 üzeri çalışan ile katma değer sağlamaya çalışıyoruz.

Bugün birlikte toplanmamıza

neden olan projemiz, Gaziantep Teknoparkın

Araştırma ve Teknolojik Altyapısının Geliştirilmesi projesi yani bir “IPA projesi.” Bu proje kapsamında 2016 yılında akredite bir nano- teknoloji

laboratuarı ve mekanik prototip

üretecek bir laboratuar yapacağız. Bu

laboratuarlar bölgede tek diyebilirim.

Page 48: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

46

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

GİRİŞİMCİLİK

Ar-Ge’Yİ YAŞAMAK ZORUNDAYIZ

ÖreNiN açılışında konu-şan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, giri-şimcilik, araştırmacılık bütün bunlar birbirlerin-

den bazı davranış kalıpları açısın-dan fark etse de hepsinin pozitif ama genelde de bilginin üretilmesi ve bilginin hayata geçirilmesi, tica-rileştirilmesi anlamında çok önemli konular olduğunu ifade etti.Üniversite-sanayi ilişkisi, AR-GE, inovasyon... Artık bunların yaşa-nır şeyler hale gelmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Coşkun konuşma-sında şunları söyledi: “Tıpkı eğitim

de bu değil mi zaten. Eğitim, bir öğrenmeden daha öte bir şey, artık öğrendiklerimizin bir şekilde ha-yatın içerisinde yaşanır hâle geti-rilmesi, bir davranış kalıbı hâline gelmesidir. Biz de artık girişimciliği, inovasyonu, araştırmaları, AR-GE’yi yaşamak zorundayız. Bu çağda artık bilginin çok önemli hâle gel-diği saatler veya günler içerisinde yüzyıllar önce biriken bilginin ikiye katlandığını müthiş bir geometrik artış sergilediği bir dünyayı yaşı-yoruz. Bu dünya içinde üretilen bil-gilerin çok önemli bir kısmı pozitif amaçlı kullanılsa da kimi zaman

Gaziantep TEKNOPARK’ın Araştırma ve Teknolojik Altyapısının Geliştirilmesi (GATEK) projesi kapsamında Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) TEKNOPARK tarafından düzenlenen INNOVA-ANTEP Bölgesel Girişimcilik Günleri açılış töreni, GAÜN Kongre ve Kültür Merkezinde gerçekleşti.

T

Page 49: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

47

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mnegatif amaçla da kullanıldığını görmek hüzün verici. Barış, insan-lık, ülkemiz adına bilginin üretile-rek hayata geçirilmesi konusunda, geçmiş on yıllardan daha farklı olarak her katmanındaki ki, bugün devlet erkânı, devletin politikalar, siyasilerin geldikleri noktalar, üni-versitelerin bu konudaki anlayış değişiklikleri statükoları yıkmaları ve yeni yeni şeyler ortaya koyma-ları bunların göstergesidir. Bu an-lamda buralarda ciddi mesafeler katetmek zorundayız”.Girişimcilikte, öğrenilmesi gereken bazı hususlar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Coşkun, “İletişim becerini-zin iyi olması, insanlarla ilişkinizin iyi olması lazım. Bazı farkları gö-rebilmeniz, hayal edebilme gücü-nüzün olması, her insana mahsus olan temel şeyleri kendi belleğiniz-de, şahsınızda geliştirmekle başla-nılmalı. İçinize kapanarak, dünyayı sadece ezber anlayışıyla anlamaya çalışarak girişimcilik olmaz. Ortaya bir şey, bir farklılık koyacaksınız.” şeklinde konuştu.Türkiye tarafından önerilen diğer projeler arasında bu projenin Av-rupa Birliği tarafından desteklen-meye hak kazandığını hatırlatan GATEK Proje Takım Lideri Dr. Rein Ruubel, “Proje kapsamında geçi-rilen bir buçuk yıllık süre zarfın-da yapılan birçok faaliyet hayata geçmiştir. Bu faaliyetler arasında Gaziantep’teki yerel bazı firmalara araştırma gezilerini sayabiliriz. Ga-ziantep bölgesi içerisindeki firmalar için hazırlanmış eğitim programla-rının planlanması ve bunların ger-çekleştirilmesini sayabiliriz. Yine bu faaliyetlerin arasında üniversi-te, TEKNOPARK ve yerel sanayiler arasındaki işbirliğinin artırılması için gerçekleştirilen faaliyetler de bulunmaktadır. Bu kapsamda de-ğerlendirdiğimizde bu faaliyeti de projenin son etkinliklerinden bir tanesi olarak düşünebiliriz.” diye-rek bu faaliyet içerisinde Gaziantep Üniversitesi tarafından uygulama-ya yönelik birtakım destekler ve eğitimler verildiğini söyledi.

D r .

Rein Ruubel, “Gaziantep Üniver-sitesi, Gaziantep TEKNOPARK ve TTO’nun ortaya koyduğu anlayış, algılama ve iş birliği üzerine ku-rulan, bununla gerçekleştirilen iş-birliği bölgenin gelişimi açısında hayati öneme sahiptir. Bir araştır-macı olmak, bir girişimci olmak ve bir yenilikçi olmak arasında anla-yış, zihin yapısı, beceriler ve bilgi-ler açısından birtakım farklılıklar vardır. Umarım düzenleyeceğimiz bu iki günlük faaliyet içinde giri-şimcilik adına daha derinlemesine ve daha kapsamlı bilgiler edinebi-lirsiniz.” dedi.Gaziantep TEKNOPARK Genel Mü-dür Vekili Yrd. Doç. Dr. Deniz Vu-ruşkan ise konuşmasında, çeşitli mecralarda Gaziantep Üniversitesi ve Gaziantep TEKNOPARK tarafın-

dan girişimcilik ile ilgili çok çeşitli aktiviteler yaptığını belirterek “Bu etkinliğin diğer etkinliklerden farklı iki noktası var. Bu bölgesel, bölgey-le ilgili şeyleri konuşacağız. 7 farklı ilden 9 farklı üniversiteden arka-daşlarımız aramızda olacak. Yarın aramızda 8 tane liseden 40 genç beyin lise öğrencilerimiz aramızda olacak. İkincisi de ilk gün tamamıy-la sahadan alıp bu işi başarmış ki-şilerle sizi buluşturduk. Amacımız da farkındalık yaratmak zaten. Bu-günkü bu deneyimleri yarın hazır-ladığımız girişimciliği sizlere tiyatro, oyun ile hazırladığımız etkinliklerde kullanacaksınız. İki gün sonunda da Gaziantep’ten umarım hayatı-nızın geri kalanında kullanacağınız artı olgularla sizleri uğurlayacağız.” şeklinde konuştu.

GİRİŞİMCİLİK

Dr. Rein Ruubel, “Gaziantep Üniversitesi, Gaziantep TEKNOPARK ve TTO’nun ortaya koyduğu anlayış, algılama ve iş birliği üzerine kurulan, bununla gerçekleştirilen işbirliği bölgenin gelişimi açısından hayati öneme sahiptir. Bir araştırmacı olmak, bir girişimci olmak ve bir yenilikçi olmak arasında anlayış, zihin yapısı, beceriler ve bilgiler açısından birtakım farklılıklar vardır. Umarım düzenleyeceğimiz bu iki günlük faaliyet içinde girişimcilik adına daha derinlemesine ve daha kapsamlı bilgiler edinebilirsiniz”.

Page 50: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

48

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

SADIK BeY, ÖNCeliKle SiZi TANIYABilir MiYiZ?1975 Gaziantep doğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Gaziantep’in İslahiye ilçesinde tamamladım. Ankara Üniversitesi Ziraat Fakülte-si Tarım Ekonomisi Bölümünü bitir-dim. 2002 yılında KPSS sınavı ile KOSGEB’e uzman yardımcısı olarak girdim. İlk görev yerim Şanlıurfa idi. Daha sonra Kahramanmaraş ve İzmir’de çalıştım. Tekrar 2006

yılında Kahramanmaraş’a atan-dım. 2006’dan 2015 yılına kadar Kahramanmaraş’ta KOBİ uzmanı, son üç yıl ise müdür olarak görev yapmaktaydım. Tarıma dayalı sa-nayide tarım ekonomisi önem arz ettiği için yüksek lisans ve dokto-ramı da tarım ekonomisi üzerine yaptım. Yüksek lisansta girişimcilik, doktorada ise tarım ve gıda küme-lenmesi üzerine çalıştım. Avrupa’da tüm reel kümeleri takip edip dok-

tora tezimde bu çalışmaları İn-gilizceden Türkçeye çevirdim. Bu konuda fiili olarak şahsıma ait ça-lışmalarım bulunmakta. Temmuz sonu itibariyle KOSGEB Gaziantep İl Müdürü olarak atandım.

“GAZiANTeP’TeKi ÖNeMi BÜYÜK”KOSGeB’in kuruluşundaki amacı ve bugünkü ulaştığı konumdan bahseder misiniz?KOSGEB’in geçmişine baktığımız-

KOSGEB Gaziantep Müdürü Dr. Sadık Gözek ile kurumun çalışmalarını, uygulamalar, destek ve teşviklerden kimlerin nasıl yararlanabileceğini konuştuk.Dr. Sadık Gözek, kurulduğunda sadece imalat sanayiine destek veren KOSGEB’in günümüzde hedef kitlesinin büyüdüğüne dikkat çekerken en fazla destek talebinin girişimciliğe olduğunu açıkladı.

KOSGEB HEP DESTEK

Page 51: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

49

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mda Gaziantep’teki önemi oldukça büyük. 1970’li yıllarda Birleşmiş Milletler ile yapılan Gaziantep’te KOBİ’lerin yoğunlukta bulunduğu sanayie ismini veren “KÜSGET” pro-jesi zamanla KOSGEB’in oluşumunu sağlamıştır. O dönemde Türkiye’de olmayan teknolojiler, torna-tesvi-ye atölyeleri yeni eğitim imkânları ve laboratuvarlar, 35 dönümlük o zamanki kampüs alanında bulu-nuyormuş. Tabii bu çok güzel bir örnek teşkil edip Gaziantep Sana-yiinin gelişimine çok büyük katkı sağlamış. Bu başarı 1990 yılında rahmetli Turgut Özal tarafından görülüp KÜSGET projesini Türkiye genelinde KOSGEB hâline getirmiş-ler ve 1990 yılında KOSGEB İdare Başkanlığı kurulmuş. 2016 yılına geldiğinde ise 81 ile yaygınlaşarak il müdürlükleri şeklinde hizmet ver-mektedir.

HeDeF KiTle BÜYÜDÜ.KOSGeB’ten fon kaynağı ve diğer konularda hizmet almak isteyen kuruluşlar için nasıl bir süreç işli-yor ve bu destekler için aradığınız koşullar nelerdir?KOSGEB, 2009 yılına kadar sade-ce imalat sanayiine destek veren bir kuruluştu. Ancak 2009 yılında kanun değişikliği ile KOSGEB’in he-def kitlesi büyüdü. Tarım, hayvan-cılık, eğitim ve sağlık sektörü dı-şındaki hemen hemen her sektör KOSGEB’in hedef kitlesi hâline geldi. Dolayısıyla hedef kitlesi büyüyünce KOSGEB’in destek çeşitleri de art-maya başladı. Öncelikle işletmelerin desteklerden faydalanabilmesi için KOSGEB veri tabanına kaydolması gerekiyor. Bunu web sayfamız ara-cılığıyla çok rahat yapabiliyorlar. Ancak yeni girişimci desteğimizde işleyiş biraz daha farklı.

HANGi DeSTeKler VAr?Şu an yürürlükte olan KOSGeB des-tek programlarıyla ilgili kısaca bil-gi verebilir misiniz?İlk olarak Genel Destek Progra-mından bahsedeyim. “Başvur-Al” dediğimiz herhangi bir proje ha-zırlamadan KOSGEB veri tabanına kaydolup işletmenin daha sonra-dan desteği talep ettiği bir prog-ram. Bunun içinde neler var? Ni-telikli eleman istihdam desteği. Örneğin 4 yıllık üniversite mezunu

ihtiyacı olan bir işletmenin bu ih-tiyacında KOSGEB, ilgili işletme-de istihdam edilen personelin net maaşının %60’ını hibe olarak geri veriyor. Yine tanıtım desteği dedi-ğimiz işletmenin katalog, uluslara-rası dergilere vereceği reklam, mo-bil tabanlı uygulama ve Ekonomi Bakanlığınca uygun görülen elekt-ronik ticaret sitelerinde yer almak istediği reklam ve üyelik giderleri

için üst limit 15.000 TL’ye kadar destek verdiğimiz destek programı-mız var. Tabii tanıtım destek prog-ramının tek şartı işletmenin mar-ka tescil belgesinin olması. Yurt içi fuar desteğimiz var. İşletmenin fuar katılım bedelinin %60’ını KOS-GEB olarak karşılıyoruz. Yurt dışı fuar desteğimiz yok. Ancak bir der-nek veya oda, heyet olarak yurt dışına bir iş gezisi organizasyonu

RÖPORTAJ

KOSGEB’in geçmişine baktığımızda Gaziantep’teki önemi oldukça büyük. 1970’li yıllarda Birleşmiş Milletler ile yapılan Gaziantep’te KOBİ’lerin yoğunlukta bulunduğu sanayie ismini veren “KÜSGET” projesi zamanla KOSGEB’in oluşumunu sağlamıştır.

Page 52: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

50

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

düzenlediği zaman en az 10 kişi ol-ması kaydıyla organizasyonun gi-diş-dönüş ve konaklama dâhil kişi başı 2.000 TL’ye kadar ödemesini yapabiliyoruz. Yine işletmelere dış ticaret, teknik, üretim, organizasyon gibi konularda danışmanlık hiz-meti veriyoruz. Dolayısıyla işletme-ler kalite, eğitim ve belgelendirme desteği alabilirler. Lojistik destek programı kapsamında işletme yeni bir ülkeye ihracat yapacaksa her yeni ihracat yapacağı ülke için nakliye ve sigorta giderlerine 4.000 TL destek veriyoruz.Tabii tüm bu destek programların-da işletmelerin faydalanabileceği bir üst limiti var ve destek prog-ramlarımız her üç yılda bir yeni-lenmektedir.

GiriŞiMCiliğe TAleP ÇOK FAZlA...Girişimcilik konusunda neler söy-lemek istersiniz? Bu konudaki des-tek programını anlatabilir misiniz?En fazla talep gören destek prog-ramımız. Bu program kapsamın-da girişimcilik eğitimleri veriyoruz. Yeni bir girişimcinin bu destek programından faydalanabilmesi için girişimcilik eğitimini almak zorunda. Girişimcilik eğitimleri-ni Sanayi, Ticaret Odası, Belediye, Üniversite, TEKNOPARK ve Teknoloji

Transfer Ofisiyle ortak yapıyoruz. 2010 yılından bu yana 7 bin ki-şinin üzerinde insana girişimcilik eğitimi verdik. Bu eğitim 70 saat-ten oluşuyor ve girişimci adayları eğitim sonunda sertifikalarını alıp bir iş planı dâhilinde kendi işle-rini kurma imkânına kavuşuyor. Bu eğitimlerde iş fikri belirleme, iş fikri analizi, pazarlama ve üretim analizi gibi pek çok konuda eğitim

verilip girişimci adayı, bir fizibilite raporu oluşturmayı öğreniyor.Girişimcilik eğitimlerini çok önem-siyoruz. Bu eğitimlerde adaylar çok farklı fikir ile girip çok farklı fikirle çıkabiliyor. Örneğin tanıdığım bir girişimci adayı “pizza salonu” kur-mak fikri ile eğitimlere katılırken eğitim sonunda konfeksiyon atöl-yesi kurdu.

Yeni girişimci desteğiniz ne kadar?50.000 TL hibe, 100.000 TL faizsiz kredi desteği şeklinde yeni giri-şimci adaylarını destekliyoruz. Gi-rişimcilik desteğinde destek oranı kadınlara %90, erkeklere %70 olup kadınlara, şehitlere, engellilere po-zitif ayrımcılık yapıyoruz. Bu 50.000 TL hibenin 2.000 TL’si işletme ku-ruluş gideri, 18.000 TL’si ofis, ekip-man gideri olup 30.000 TL ise işlet-menin kira ve personel gideri için veriyoruz. 100.000 TL’yi ise 2,5 yıl geri ödemesiz, 2 yıl ise faizsiz geri ödemeli olarak toplamda 4,5 yılda ödemiş oluyor. 100.000 TL faizsiz kredi için tek şartımız banka temi-nat mektubu.

Çağrı esaslı destek programınız olan “KOBi-Proje” destek progra-mından bahseder misiniz?Bu proje kapsamında işletmelerin üretim, yönetim, insan kaynakları, organizasyon, kurumsallaşma ve markalaşma konularında 150.000 TL’ye kadar %60 oranında geri ödemesiz destek verebiliyoruz.

Ar-Ge’Ye DeSTeK“iş birliği–Güç Birliği” ve “Ar-Ge inovasyon” ve “endüstriyel Uygu-lama” destek programınızdan da kısaca bahseder misiniz?İş birliği-Güç birliği kapsamında 5 işletme bir araya gelirse 1 milyon, ileri teknoloji ürünler üreten 3 işlet-me bir araya gelirse 1.5 milyon TL destek veriyoruz. Yani işletmelere ortak, imalat, tasarım, laboratuvar, tedarik gibi birçok iş birliği güç bir-liği konusunda destek verebiliyoruz. Burada işletmeler kendi tüzel kişi-likleri yanında ayrı tüzel kişiliğe or-tak oluyorlar. Girişimcilerin Bakan-lığımızın öngördüğü öncelikli orta, yüksek ve ileri teknoloji sektörleri özellikle ithalat anlamında dışa bağlı olduğumuz sektörlerde yatı-rım yapmaları gerekiyor.

Girişimcilik eğitimlerini çok önemsiyoruz. Bu eğitimlerde adaylar çok farklı fikir ile girip çok farklı fikirle çıkabiliyor. Örneğin, tanıdığım bir girişimci adayı “piza salonu” kurmak fikri ile eğitimlere katılırken eğitim sonunda konfeksiyon atölyesi kurdu.

Page 53: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

51

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

AR-GE ve inovasyon destek progra-mında ise yeni bir buluş, Türkiye’de olmayıp da yurt dışında olan her-hangi bir ürünü üretmeye yönelik bir girişimleri varsa bu kapsamda AR-GE sürecine destek verebiliyo-ruz. AR-GE sürecini başarıyla ta-mamlayan işletmeler, endüstriyel uygulamaya başvurabiliyorlar. Bu kapsamda alabilecekleri hizmet alımı, makine ve ham madde, ma-kine, ekipman, yazılım için toplam-da 700.000 TL üst limit destekten faydalanabilirler. Ayrıca işletmeler talep ederlerse AR-GE ve inovas-yon projesi için TEKMER’de işçi tahsisi yapabiliyoruz. Prototip ve projesi uygun dediğimiz işletme, endüstriyel uygulamaya başladı-ğında seri üretimine ise 800.000 TL’ye kadar destek verebiliyoruz. Tabii bu süreçten sonra bakanlığı-mızın 2 ile 10 milyon TL’ye kadar olan “Tekno-Yatırım” destek prog-ramına da başvuru hakkına sahip olabiliyor. Ayrıca incelemeli patenti olanlar, kamu kaynağı yani TÜBİ-TAK, SANTEZ gibi projeleri başarıyla tamamlamış olanlar da endüstriyel uygulama programından faydala-nabilir.Son olarak, “KOBİ- Gelişim” destek programını da açıklar mısınız?Kısaca KOBİ-GEL dediğimiz bir prog-ram. 300.000 TL hibe ve 700.000 TL faizsiz geri ödemeli olarak işlet-melerin yapacakları yatırım, önce-likli bölge ve sektöre göre verilen bir destek programı. İşletmelerimiz bireysel olarak başvurabilirler.

Temmuz 2015’te atandığınız, Gazi-antep KOSGeB’deki görevinizde he-defleriniz nelerdir?Büyük hedeflerimiz var. Yürüttüğü-müz bazı projeler var. Bir tanesi si-zin de içinde bulunduğunuz Avrupa işletmeler ağı, “COSME” projesi. 2020 yılına kadar bu proje kapsamında önemli etkinliklerimiz olacak. İş bir-liği profilleri hazırlayacağız ve yurt dışı heyet organizasyonları, kongre-ler ve konferans yapacağız. AB’nin IPA (Katılım Öncesi Mali Yardımlar) kapsamında fonlanan endüstriyel tasarım merkezi modelleme (GE-TAM) projemiz bulunmakta. Bu pro-je ile bazı sektörler öncelikli olmak üzere tasarım merkezi kurmayı

planlıyoruz. Bu tasarım merkezinin kuyumculuk, ayakkabı, tekstil sek-töründe Gaziantep ve Bölge için çok ciddi katma değer sağlayaca-ğına inanıyorum. Uzman insanları yetiştireceğimiz bu projenin bütçesi toplamda 7,5 milyon euro. Nisan ayı gibi KÜSGET’te bulunan kam-püs alanı içinde temelini atmayı düşünüyoruz.

eklemek istedikleriniz var mı?KOSGEB’in ilk kuruluş yeri olması nedeniyle Gaziantep ayrı bir öne-me sahip. Bu nedenle yeni girişim-cilerin nitelikli olanlarını daha çok desteklemeyi hedefliyoruz. Bugün itibariyle sertifika verip KOSGEB des-

teği alıp kendi işini kuran işletme sayımız 600 adet. Dolayısıyla yeni girişimci sayımız ve kalitesinde ar-tış olmasını istiyoruz. Yani bu oranı daha nitelikli bir şekilde artırmak ve tüm destek programlarımızdan başarı hikâyesi çıkarmak hedefin-deyiz. TargeT Teknoloji Transfer Ofisi ve TEKNOPARK ile Avrupa İşletme-ler Ağı ortak projemiz var. Yakında Gaziantep TEKNOPARK’a taşınıyoruz. Dolayısıyla TEKNOPARK’ın bulundu-ğu Gaziantep Üniversitesi kampüs alanına taşınmamız KOBİ’ler için iyi bir sinerji oluşmasını sağlaya-cak. Böylece KOBİ’ler Teknoloji Ge-liştirme Bölgesinde anahtar teslim hizmet alabilecek.

AR-GE ve inovasyon destek programında ise yeni bir buluş, Türkiye’de olmayıp da yurt dışında olan herhangi bir ürünü üretmeye yönelik bir girişimleri varsa bu kapsamda AR-GE sürecine destek verebiliyoruz. AR-GE sürecini başarıyla tamamlayan işletmeler endüstriyel uygulamaya başvurabiliyorlar. Bu kapsamda alabilecekleri hizmet alımı, makine ve ham madde, makine, ekipman, yazılım için toplamda 700.000 TL üst limit destekten faydalanabilirler.

Page 54: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

52

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

ÜHeNDiSliK Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Enver Atik, İktisadi ve İdari Bi-limler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Minyat,

İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr.

Ramazan Gökbunar, Fen-Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmail Maraş, dekan yardımcıları, yüksek okul, teknopark ve merkez müdür-lerinin de aralarında bulunduğu 32 kişilik öğretim üyesi grubu, üç

günlük ziyaretin ilk gününde Rek-tör Prof. Dr. Yavuz Coşkun ile gö-rüştü. Prof. Dr. Coşkun, makamında kabul ettiği Celal Bayar Üniversitesi öğretim üyelerine Parlayan Yıldız Gaziantep Üniversitesinin 45.000 öğrencili, 1.600 kişiden oluşan dev bir öğretim kadrosuna sahip, dün-yanın 98 ülkesinden 2.700 yabancı öğrenciye ev sahipliği yapan bir uluslararası üniversite olduğunu belirtti. Gaziantep Üniversitesinin kentiyle bütünleşen, sağlık, kültür başta olmak üzere her konuda top-lumla iç içe bir üniversite olduğu-nu anlatan Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun, şunları söyledi:

iNTÖrN MÜHeNDiSliKTe iNANIlMAZ BAŞArI...“Üniversitemizin önce Mühendislik Fakültesinde uyguladığı, ardından da diğer fakültelerde yaygınlaştır-dığı intörn mühendislik uygulama-sıyla öğrencilerimizin yüzde %85’i diplomasını almadan iş buldu. Bu

GAÜN’den alınacak çok proje var

Celal Bayar Üniversitesinden (CBÜ) bir grup öğretim üyesi, Gaziantep Üniversitesinin başta İntörn Mühendislik Uygulaması, TEKNOPARK, Teknoloji Transfer Ofisi, TargeT olmak üzere Türkiye’deki diğer üniversitelere örnek olan uygulamalarını inceledi. GAÜN Kongre Merkezi ve Sporium’u da gezen heyet, “GAÜN’den alınacak pek çok proje var.” dedi.

BİZDEN HABERLER

M

Page 55: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

53

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mdünyanın hiçbir yerinde yok. Naci Topçuoğlu Meslek Yüksekokulun-da uyguladığımız trimester eğitim modeli Türkiye’ye örnek oldu. Top-lumsal Duyarlılık Projesi dersleri, Etik dersleriyle iyi ama, topluma duyarlı öğrenciler yetiştiriyoruz. Bilgiyi toplumla paylaşıyoruz. İş dünyasıyla kol kolayız. TargeT, Tek-noloji Transfer Ofisi, TEKNOPARK ile iş dünyasına bilgi akışı sağlıyoruz. Türkiye’nin en işlevli kongre ve kül-tür merkezini tamamladık. Burada uluslararası tüm kongrelere ve her türlü etkinliğe ev sahipliği yapıyo-ruz. Sanayi tezleri kapsamında, en fazla destek alan üniversitelerden birisiyiz. Non-Woven araştırma, ge-liştirme çalışmalarında çok iyi bir durumdayız. İyi çalışan bir has-tanemiz ile hem kentimize, hem bölgeye hem Orta doğu ülkelerine hizmet veriyoruz”.

GAÜN BiZe ÖrNeK OlDU.Gaziantep Üniversitesinin gelişimini yakından takip ettiklerini belirten Celal Bayar Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Enver Atik, özellikle Gaziantep Üniversitesinde başarılı bir şekilde uygulanan intörn mü-hendislik uygulamasını incelemek istediklerini vurguladı. Bir ay önce Celal Bayar Üniversitesinde, GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram tarafından İntörn Mühendislik Modeli konu-sunda yapılan bilgilendirme semi-nerinden sonra büyük bir heyetle yerinde inceleme yapmak ve sis-tem konusunda bilgi almak üzere hemen GAÜN’e ziyaret yapmaya karar verdiklerini belirtti. Kendi fa-kültelerinde öğrencilerini part-time olarak sanayie göndererek uygula-maya başladıklarını, son bir yıldır

ise Gaziantep Üniversitesinin uygu-lamasını takip ettiklerini ve ciddi bir şekilde üzerinde durduklarını vurgulayarak şöyle devam etti: “Bu nedenle rektörümüz konuya çok önem veriyor. Sadece mühendislik fakültemiz değil, 5 dekan, 5 yük-sekokul müdürümüzün de bura-da olması bunun göstergesi. Sizin örneklerinizi uygulayarak umarım çok hızlı bir şekilde hayata geçire-ceğiz. Tabii, çok güzel bir uygulama olarak GAÜN’ün intörn öğrencileri-nin Manisa’daki dev sanayi kuru-luşlarında da olduğunu biliyoruz. Benzer katkıları bizde de çok hızlı sağlayacağına inanıyoruz. Öncelik-le bu çok güzel örneği sergilediğiniz için size çok teşekkür ediyoruz”.

iNŞAllAH BiZ De BAŞArIYlA UYGUlAYACAğIZ.İki günlük inceleme gezisinde Ga-ziantep Üniversitesi kampüsündeki tüm fakültelerin yanı sıra TargeT, TTO ve TEKNOPARK’ta incelemelerde bulunup Organize Sanayi Bölgesi’ni de görme fırsatı bulan Celal Ba-yar Üniversitesi öğretim üyeleri, GAÜN’den çok etkilendiklerini be-lirtti. Özellikle intörn mühendislik uygulaması ve üniversite-sanayi işbirliği konusunda elde edilen ba-şarıdan çok etkilendiklerini vurgu-layan CBÜ öğretim üyeleri, “Biz de Gaziantep Üniversitesinin yolundan giderek aynı başarıyı elde edeceğiz. Gaziantep Üniversitesinden alınabi-lecek pek çok proje var.” dedi. Ken-dilerine gösterilen ilgi ve konukse-verlikten dolayı GAÜN yöneticilerine teşekkür eden konuk akademisyen-ler, “Sizleri de üniversitemizde ağır-lamaktan onur duyarız.” dedi.Heyet, ayrıca Türkiye’nin örnek pro-jelerinden olan GAÜN Kongre Mer-kezi ve Sporium’da incelemeler de bulunarak projeler hakkında bilgi aldı. Celal Bayar Üniversitesi öğre-tim üyelerine iki günlük GAÜN gezi-sinde Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, Oğuzeli MYO Müdürü Doç. Dr. Necip Fazıl Yılmaz ile İTAK (İntörn Takip Kuru-lu) Başkanı Doç. Dr. Ahmet Tan da eşlik etti.

BİZDEN HABERLER

Özellikle intörn mühendislik uygulaması ve üniversite-sanayi işbirliği konusunda elde edilen başarıdan çok etkilendiklerini vurgulayan CBÜ öğretim üyeleri, “Biz de Gaziantep Üniversitesinin yolundan giderek aynı başarıyı elde edeceğiz. Gaziantep Üniversitesinden alınabilecek pek çok proje var.” dedi.

Page 56: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

54

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

Törenin açılış konuşmasını yapan ARGETİ Düzenleme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, “Avrupa ülkeleri içerisinde en büyük insan kaynağına sahip ülkelerden biri durumundayız ve her yıl üniver-sitelerimizden bir milyon öğrenci mezun oluyor. Bu, ülkeye her yıl bir milyon fikir ve ürün kazandırma potansiyeli anlamına geliyor. Eğer biz bunun %10’unu kazandırabilir-

sek yaklaşık her yıl 100.000 civa-rında ürünü, fikri ülkemize de ka-zandırmış olacağız.” dedi.

FiKri OlANA Her TÜrlÜ DeSTeK VAr.AK Parti Gaziantep Milletvekili Ne-jat Koçer ise fikre, projeye daha fazla hürmet ve destek olduğunu belirttiği konuşmasında, sadece fik-ri olanların projeyi ortaya koymasa

bile, bir fizibiliteyle desteklendiğini vurguladı. Milletvekili Koçer şun-ları söyledi: “Hükümetimizin 2016 Eylem Planı içerisinde AR-GE ve inovasyon ülkenin bütçesinin de yönetiminin de merkezine oturmuş durumda. Buna en çok uyan şehir-

BİZDEN HABERLER

“FiKri OlANA Her TÜrlÜ DeSTeK VAr”

Gaziantep Üniversitesi TargeT Teknoloji Transfer Ofisi ve Gaziantep TEKNOPARK tarafından düzenlenen ARGETİ (Araştırma-Geliştirme-Ticarileştirme) 2016 Proje Pazarı Açılış Töreni Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Kongre ve Kültür Merkezinde yapıldı. Pazarda konuşan Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun, “Bugüne kadar hep ‘Fikri olan beri gelsin.’ dedik. Çağrımız büyük geri dönüşüm sağladı. Şimdi diyoruz ki ‘Fikri olan yeniden beri gelsin.” şeklinde konuştu.

Page 57: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

55

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

lerden bir tanesiyiz. Ben bunu okuduğum zaman, eylem planı içerisinde Gaziantep’in önüne koyduğu hedefleri ve ufku gördüm. Şehrin sanayii-ni ve Sanayi Odasının yapmış olduğu her şeyin merkezinde AR-GE, inovasyon ve marka-laşmanın olduğunu görmek, bu sürecin devam etmesini sağlayan bu tür etkinliklerde bulunmak bizim için gurur verici. Gaziantep sanayiinin gelişmesi ve Gaziantep Üni-versitesinin sanayimize ve bi-lime katkısı açısından ARGETİ Pazarı’nı çok önemsiyorum”.

FiKri OlAN YeNiDeN Beri GelSiN.ARGETİ Proje Pazarı’na bu yıl 300’e yakın projenin başvuru-da bulunduğunu, bunlardan 175’inin sergilenmeye değer bulunduğuna işaret eden GAÜN Rektörü Prof. Dr. M. Ya-vuz Coşkun ise “Milletimize, insanımıza, sanayi ve endüst-rimize hizmet etmek üzere

projelerimizi görücüye çıka-rıyoruz.” diye konuştu. Ciddi bir TEKNOPARK ve içerisinde profesyonellerin çalıştığı Tek-noloji Transfer Ofislerine sahip olan Gaziantep Üniversitesi-nin insanlara düşünmeyi, fikir üretmeyi, ürettiği fikirleri ha-yata geçirmeyi, onları ticari-leştirmeyi ve sonunda da bilgi yoğun, teknoloji yoğun ürünler elde etmek noktasında ülkeye katkı sunmak gibi bir vazife-yi benimsediğini kaydederek şöyle devam etti: “Çünkü, bu olmazsa olmaz. Bilgi ve tek-noloji yüklü ürünler olmadığı sürece bugün ihracatımızın içerisinde %1-2’lerin arasında bulunan ileri teknoloji veya bilgi yoğun ürünlerin oranını %10-20’lere çıkarmadığımız sürece 2023 hedefleri gelece-ğe matuf olarak hedeflerimizi gerçekleştirme noktasında çok sıkıntı duyacağımız açıktır. Bilgiyi üreten üniversitelerin iş dünyasıyla buluşması, kol

“Gaziantep’in önüne koyduğu hedefleri ve ufku gördüm. Şehrin sanayiinin ve Sanayi Odasının yapmış olduğu her şeyin merkezinde AR-GE, inovasyon ve markalaşmanın olduğunu görmek, bu sürecin devam etmesini sağlayan bu tür etkinliklerde bulunmak bizim için gurur verici”.

Page 58: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

56

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

kola girmesi ve sonuçta da bilgi, teknoloji yoğun ürünlerin ortaya çıkması kaçınılmazdır ve bu konuda kararlılık gere-kir.” şeklinde konuştu.

ArGeTi’Yi TOPlUMA AÇTIK.Hükûmetin bütün erklerinin, devletin bütün kurumlarının da bu konuda gereken bü-tün enstrümanları hazır hâle getirdiğini söyleyen Prof. Dr. Coşkun, konuşmasının deva-mında şöyle dedi: “Üniversite-lerde de bu konuda bir uyanış bir farklılaşma bir değişim söz konusu ama Gaziantep Üniversitesi olarak bunu çok önceden fark eden ve karar-lılık gösteren bir üniversite olarak işte bu proje pazarını, ARGETİ’yi üç yıldır ısrarla sür-dürüyoruz. Bu yıl 300’e yakın proje başvurusu geldi. 175’i sergilenmeye değer bulundu.

Bu yıl sadece kendi üniver-sitemizin öğrencilerine değil topluma da açtık. Bu sergi-lenmenin amacı, fikirlerini-zi görünür hâle getirmek. Bu vesileyle görünür hâle gelen fikirlerinizin üretime, ticarileş-meye ve sanayie, endüstriye toplumun gelişmesine katkı bulacak projeler olsun istiyo-ruz. Bu anlamda da bütün projeleri, katılımcıları des-teklemeye özen gösteriyoruz. Şehrin kuruluşlarıyla iş dün-yasıyla buluşturmaya çalı-şıyoruz. Bu itibarla bu bizim için şenlik, bir düğün töreni gibi fikirleri iş dünyasıyla bu-luşturmaya çalışıyoruz”.

SiZler Bill GATeS’e ADAYSINIZ.Ülkemizin geleceğinin bilişim-den geçtiğini belirten Gazian-tep Sanayi Odası Başkanı Adil

Gaziantep’teki sanayiciler olarak üzüldüğümüz bir şey var. Yıllarca çalışırız, emek veririz ve birikimlerimizi gerçekleştiririz ondan sonra gider üç tane makineye biriktirdiğimiz paranın hepsini Avrupalının, Amerikalının, Çinlinin cebine koyar geliriz. Bu bizi çok üzüyor. Siz değerli gençlerin bulacakları buluşlarla her biriniz bir Bill Gates’e aday olduğunuzu hiçbir zaman unutmayın.

Page 59: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

57

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

Konukoğlu ise, AR-GE yapma-yan hiçbir ülkenin ne sanayi de ne de bir başka sektörde varlığını sürdüremeyeceğini vurguladı. Konukoğlu sözleri-ni şöyle sürdürdü: “Gaziantep bu konuda çok şanslı. Çünkü, inanılmaz bir genç nüfusa sahibiz. Gençlerimizin yaptığı çalışmaları bir de sanayie dö-nüştürebilirsek inanılmaz bir ivme kazanabiliriz. Gaziantep olarak da şu anda yapmış ol-duğumuz ihracat yıllık aşağı yukarı 6 buçuk milyar dolar. Geçen seneki rakam. İnşallah bu sene de bu rakamı yakala-

yacağız. Fakat, Gaziantep’teki sanayiciler olarak üzüldüğü-müz bir şey var. Yıllarca çalı-şırız, emek veririz ve birikim-lerimizi gerçekleştiririz. Ondan sonra gider üç tane makineye biriktirdiğimiz paranın hepsi-ni Avrupalının, Amerikalının, Çinlinin cebine koyar geliriz. Bu bizi çok üzüyor. Siz değerli gençlerin bulacakları buluş-larla her biriniz bir Bill Gates’e aday olduğunuzu hiçbir za-man unutmayın. Üniversitele-rimiz eski üniversiteler değil, özellikle Gaziantep Üniversite-si şu anda sanayiyle iş birliği yapan ender üniversitelerden bir tanesi. Sanayiciler olarak da öğrencilerimizle iç içe ya-şıyoruz ve öğrencilerimiz ne zaman dönüp geldilerse de başarılı oluyorlar. İnşallah bu-radan çok güzel fikirler çıka-cak ve sanayileşecektir.” dedi.Konuşmaların ardından Mil-letvekili Koçer, Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Adil Konukoğlu ve diğer katılım-cılar pazarı gezdi. Bu sırada Adil Konukoğlu, bazı projeler-le özel olarak ilgilendi ve bu proje sahipleriyle daha sonra görüşmek üzere sekretaryası-na not aldırdı. Bazı proje sa-hiplerine ise çeşitli uyarı ve önerilerde bulundu.

Ülkemizin geleceğinin bilişimden geçtiğini belirten Gaziantep Sanayi Odası Başkanı Adil Konukoğlu ise AR-GE yapmayan hiçbir ülkenin ne sanayide ne de bir başka sektörde varlığını sürdüremeyeceğini vurguladı.

Page 60: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

58

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

ARGETİ PROJE PAZARINDAN TİCARİLEŞTİRİLMEYE:

AŞUrCUBUr!

AŞUREYİ BİR DE BÖYLE DENEYİN…

Gaziantep Üniversitesi Gıda Mühendisliği öğrencisi Hatice Balkır hazırladığı ARGETİ projesiyle aşureye yepyeni bir boyut kazandırdı. Türk mutfağının geleneksel tatlılarından aşure üzerinde proje çalışmaları yapan Hatice, ürünü kurutarak ambalajladı. Şimdi de patentini alarak ticarileştirmeye hazırlanıyor.

NCeliKle tebrik ederiz. Kendini bize anlatır mı-sın?Afyon, 1990 doğumlu-yum. Afyon’da ilk ve orta öğrenimimi ta-

mamladıktan sonra 2008 yılında Adnan Menderes Üniversitesi Gıda Teknikerliğini kazandım. 2010 yılın-da dikey geçiş sınavlarına girerek Gaziantep Üniversitesi Gıda Mü-hendisliği Bölümü II. öğretim kıs-

mını kazandım. Bununla da yetin-meyip 2013 yılında tekrar sınava girerek aynı bölümün I. öğretimi-ne geçiş yaptım. Şu an yine aynı bölümde son sınıf öğrencisi olarak devam etmekteyim.

Daha önce bir projede veya sosyal aktivitede yer aldın mı? Uzun süreli bir üniversite hayatım oldu. Bu durumu avantaja çevir-mek için de birçok konuda bilgi

sahibi olmak istedim. Bunun içinde birçok proje ve sosyal aktivitede yer aldım. Bunlardan da kısaca bahse-dersem: Gaziantep Üniversitesinde Gıda Mühendisleri platformu oluş-turduk. Onun yönetim kurulunday-dım. Bilinçli Tüketim Topluluğu’nun başkanlığını yapıyorum, GAÜN Dağcılık Kulübünde eğitmenim ve bu kulüpte 30 kişilik bir ekibiz. Bu ekip ile Demirkazık Zirvesi ve En-der Zirvesi yaptık. Keyifli bir şekil-

Ö

Page 61: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

59

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mde aktivitelerimize devam ediyoruz. Onun haricinde Gaziantep’te iki yıldır var olan “Bitter Noa” öğrenci kariyer merkezinde ge-çen yıl insan kaynakla-rı süpervizörlüğü, bu yıl da turistik süpervizörlük yapmaktayım. Turistik sü-pervizorlüğünü de keyifle yapıyorum, Gaziantep‘in tarihi yerlerinin tanıtımı için yazılar yazıyor, geziler düzenliyorum. Bu aktivi-telerin dışında uzun süreli iki firmada yarı zamanlı çalışma fırsatım oldu.

PrOJeNiN ÖYKÜSÜ…GAÜN proje pazarı ArGeTi’de sunduğun pro-je fikrin “Aşurcubur”un hikâyesini anlatabilir misin? Bu süreçte sana kimler destek oldu? Geçen yaz TİM’in düzenle-diği Endüstriyel Gıda Ta-sarım Yarışması vardı. Bu yarışma Türkiye genelin-de yapılan bir yarışma ve zirvesi de İstanbul Dolma-bahçe Sarayı’nda yapıldı. Yarışmanın kapsamı, ge-leneksel Türk tatlılarının endüstriyel olarak üreti-lip pazara sunulmasını kapsıyordu. O yarışmaya katılmak için birkaç pro-je önerim vardı. Yazın bu konuyu Doç. Dr. A. Coşkun Dalgıç ve Arş. Gör. Derya Dursun hocama mail yolu ile ilettim. Bütün proje öneri fikirlerimi de bera-berinde ilettim. Coşkun Hoca “Aşurcubur”u beğen-di. Yani aşureyi pişirip, kurutup bar formu hâline getirilmesi fikrini beğendi. Hatta bu konunun bitirme projem olabileceğini de belirtti. Bu arada bir ar-kadaşımla beraber birkaç firma ile görüşmelerimiz oldu. Bu yarışma için ge-rekli hazırlıklara başladık. Ancak yatırımcı firma ile sıkıntı yaşadık. Projem za-

manında bitmedi. Dolayı-sıyla yarışmaya katılama-dım. Ancak bitirme projesi olarak projeye devam et-tim. Sonrasında ARGETİ proje pazarında bu projeyi sındum.

Neden Aşurcubur? Bu ürünü neden almalıyım? Ve Projenin hazırlık aşa-maları hakkında okuyu-cularımıza bilgi verebilir misin?Aşure, Türk ailelerinin belirli günlerde tüketti-ği geleneksel bir tatlıdır. Aşurenin besinsel değe-ri, içerisinde bulunan ta-hıllardan ötürü oldukça fazladır. Aşure minimum yedi çeşit tahıl barındı-rıyor. Böyle besin değe-ri yüksek bir gıda ürünü

RÖPORTAJ

Hepimiz abur cubur tüketmeyi

seviyoruz. Bu proje ile besin değeri yüksek, raf ömrü uzun abur cubur üretmiş oluyoruz. Tadı aşureden daha lezzetli,

yoğun kıvamlı. Katı fazda helva formunda olması

da tüketim rahatlığı sağlamaktadır. Aşurcubur’un

son ürün çıktısı denendi ve sensör

testleri yapıldı. Ticarileştirilmeye

hazır, patent başvuruları ile ilgili çalışmalar, TargeT TTO aracılığı ile

devam etmektedir.

Page 62: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

60

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

endüstriyel olarak bar formu şek-linde bulunmuyor. Projenin yapım aşamasından da kısaca bahset-mek gerekirse... Aşureyi pişiriyo-ruz. Daha sonra suyunu kurutma işlemi ile uçuruyoruz ve bar formu hâline gelmesini sağlıyoruz. Bu projedeki asıl amacımız: He-pimiz abur cubur tüketmeyi sevi-yoruz. Bu proje ile besin değeri yüksek, raf ömrü uzun abur cu-bur üretmiş oluyoruz. Tadı aşure-den daha lezzetli, yoğun kıvamlı. Katı fazda helva formunda olması da tüketim rahatlığı sağlamakta-dır. Aşurcubur’un son ürün çıktısı denendi ve sensör testleri yapıldı. Ticarileştirilmeye hazır, patent baş-vuruları ile ilgili çalışmalar TargeT TTO aracılığı ile devam etmekte-dir. Hatta yatırımcı bir firma ile görüşmeler gerçekleştirdik. Coş-

kun hocamın desteğini ve cesa-retlendirmesini, Derya hocamın da yardımlarını asla unutmamam gerekir. Projenin her aşamasında acaba bu sefer olmadı mı dediğim-de Coşkun hocam beni cesaretlen-direrek Derya hocam da yardım ederek destek verdiler. Bu konuda da şanslıyım galiba.

“eN ÇOK HeYeCANlANDIğIM…”Proje Pazarları hakkında ne düşü-nüyorsun? ArGeTi proje pazarına katılım sağlaman sana neler ka-zandırdı ve TargeT Teknoloji Trans-fer Ofisi’nin çalışmalarını gençler gözünden yorumlar mısın?Her yıl dönem başlarında katılabi-leceğim proje pazarları, yarışma-lar, eğitimler hakkında bilgi topar-lar, son başvuru tarihleri ile ilgili kendime takvim çıkarırım. Şu ana kadar katılım gösterdiğim proje pazarları içerisinde en çok ARGE-Tİ proje pazarından verim aldım.

ARGETİ proje pazarına iki senedir katılıyorum. Geçen yılki proje fikir-lerimiz de dereceye girmişti. AR-GETİ proje pazarında en çok he-yecanlandığım kısım ticarileştirme aşaması. Fikirlerimizi sanayiden yapılan katılımcılara sunmak, fik-rimi onlara anlatmak, işbirliği gö-rüşmeleri yapmak benim için şu aşamada çok ciddi deneyim. Onun haricinde yarışmada poster ha-zırlamak, sunum yapmak, bunlar

TargeT TTO’yu iki senedir çok yakından takip ediyorum. TargeT TTO bünyesinde bizler için yapılan ücretsiz eğitimler, bu eğitimde öğrendiklerim, eğitim sonunda aldığım katılım belgeleri ve sertifikalar, bu eğitimde tanıştığım kişiler, beni ve çevremdeki arkadaşlarımı harekete geçiriyor. Denemek ve deneme hevesimizi artırıyor. Özellikle Aşurcubur projemde en büyük katkıyı TargeT TTO’dan aldım.

Page 63: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

61

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

bana çok şey kattı.TargeT TTO’yu iki senedir çok ya-kından takip ediyorum. TargeT TTO bünyesinde bizler için yapılan ücretsiz eğitimler, bu eğitimde öğ-rendiklerim, eğitim sonunda aldı-ğım katılım belgeleri ve sertifika-lar, bu eğitimde tanıştığım kişiler, beni ve çevremdeki arkadaşlarımı harekete geçiriyor. Denemek ve de-neme hevesimizi artırıyor. Özellikle Aşurcubur projemde en büyük kat-kıyı TargeT TTO’dan aldım. Biliyor-sunuz TargeT TTO’nun yürüttüğü Mıcrogrant öğrenci projeleri var ve bu proje kapsamında kullandığım malzemeleri microgrant projesin-den fonlanarak aldım. Böylelikle ARGETİ proje pazarına katıldım. Tüm bu imkanlar bir öğrenci için önemli avantajlar diye düşünüyo-rum.

Gıda Sektöründe Ar-Ge ve inovas-yonu nasıl değerlendiriyorsun?Kesinlikle ilk olarak şunu söyleye-bilirim ki insan var oldukça gıda sektörü de var olacaktır. İnsan ge-liştikçe gıda sektörü de gelişecek-tir. İnsanlar artık yeme ve içme-ye eskisi kadar zaman ayırmıyor. Fast food ve abur cubur ile ge-çiştiriyor. Ancak bunları yaparken de organik beslenmeye de önem veriyorlar. Bunlar için endüstriyel mutfağa ihtiyaç var. Çünkü günü-müzde çalışan insan sayısı gittikçe artıyor. Bilinçli tüketmek ve bilinçli üretmek için de “bilim” şart.

Gaziantep’i nasıl buluyorsun? Burada öğrenci olmaktan memnun musun?Gaziantep’ e ilk olarak öğrenci ola-rak geldim. Kesinlikle bu durum-dan ve ortamdan hiçbir zaman rahatsızlık duymadım. Bölümümü, üniversitemi ve şu an yaşadığım şehri çok sevdim. Gaziantep bu-lunduğu bölgeye göre çok iyi bir konumda. Gelişmişlik düzeyi ve ya-şam şartları oldukça iyi. Her istedi-ğimi yapabiliyorum. Arkadaşlarım-la bu şehirde oldukça keyifli vakit geçirebiliyorum.

Kısaca Hatice Balkır’ı da tanımlar mısın?

Gününü dolu dolu geçirir. Geç uyandığında kendine çok kızar. Hâlâ aradığımı bulmuş değilim. Uğraşıyorum ve hâlâ tam olarak nerede mutlu olacağımı bilmiyo-

rum. Asıl hayalim butik cafe aç-mak; ancak sonuç olarak her in-san gibi düşüncelerim değişebilir. Sabit fikirli değilim. Denemeyi ve öğrenmeyi seviyorum. İleride gıda mühendisi olarak devam etmek de isteyebilirim. İşimi ve alanımı çok seviyorum. Sosyal bir insanım.Bir-çok aktiviteye katılmaya çalışıyo-rum. Neyi en iyi yaparım? Yapabil-mek için nelere ihtiyaçlarım olur? Bunları her zaman düşünüyorum. Bunları düşünürken de önüme çı-kan her fırsatı değerlendiriyorum.

Page 64: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

62

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

SEKTÖREL

TEKSTİLDE HEDEF FArKINDAlIK

Tekstil sektörünün önde gelen firmalarıyla, Gaziantep TEKNOPARK’ın IPA projesi kapsamında teknolojik işbirliği toplantısı gerçekleşti.

eKSTil Sektörü Lider-leri İşbirliği, Teknolojik Fikir Geliştirme” konulu toplantı, Divan Gazian-tep Otel’de gerçekleşti. Toplantıya, Gaziantep

TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. De-niz Vuruşkan, Gaziantep Üniversi-tesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kireçci, Royal Halı AR-GE Müdürü Tayfun Cevher, Gaziantep Üniversitesi TargeT Tek-noloji Transfer Ofisi ve Gaziantep TEKNOPARK uzmanları, Şireci Teks-til, Koç Tekstil, Teymur Tekstil, Ka-ran Tekstil, Moğol Tekstil, Royal Halı, Kurt Kumaş, Selçuk İplik, Akınal Nonwoven, Mimpa İplik, Gaziantep İplik gibi pek çok sektör liderleri ile Sanayi Odası, Ticaret Odası, İpekyo-

lu Kalkınma Ajansından temsilciler katıldı.

“FArKINDAlIK TOPlANTIlArI”Toplantının açılış konuşmasını ya-pan Gaziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan “Bir süredir fikir geliştirme, farkındalık toplantıları yapıyoruz. Gaziantep Teknoloji Transfer Ofisi çatısı altın-da bu işlere biraz hız verdik. Tek-noparklar için şunu söyleyebilirim: Bilim ve Teknoloji Bakanlığının o ildeki üniversitenin kampüs alanı içindeki teknoloji kampı. Burada yaptığınız yeni ürünlerde, tasarım-larda yapılan AR-GE işlemlerinde belirli mali ve kurumsallık açısın-dan muafiyetlerin ve avantajların olduğu kampüs. Bir tekstil mühen-disi olarak da tekstilin AR-GE’sinin katma değerinin ve ürününün ko-nuşulacağı bu toplantıda tekstilin

T

Page 65: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

63

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

SEKTÖREL

“Üniversitenin sanayide lokomotif olması gerekiyor. Üniversite, Gaziantep TEKNOPARK vasıtasıyla bu lokomotif görevini yerine getirmeye başladı. Sanayideki yönetici veya firma sahiplerinin de TEKNOPARK’a gerekli destekleri vermesi gerekiyor. Royal Halı olarak Gaziantep TEKNOPARK’ta büromuz bulunmakta ve iki SAN-TEZ projemizi buradan yürüttük.

AR-GE’sini bilen siz sektör liderleriyle birlikte olmaktan gerçekten gurur duyuyorum.” şeklinde konuştu.

“AKADeMiK KADrO, FirMAlArA ÇÖZÜM ÜreTiYOr”.Gaziantep Üniversitesi TargeT Tek-noloji Transfer Ofisi adına bilgiler aktaran üniversite-sanayi iş birliği uzmanı İbrahim Başar Kılıçparlar “TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Ga-ziantep TEKNOPARK’ın bir anonim şirketi olup TÜBİTAK’ın yeni konsep-ti altında kuruldu. Teknoloji Trans-fer Ofisleri tüm Türkiye’de bilginin ticarileşmesini sağlıyor. Sanayi-deki sorunları sahadan toparlayıp üniversitedeki akademik kadro ile tartışıp firmalara çözüm üretme-ye çalışıyoruz. Bu sebeple TÜBİTAK bu konuyla ilgili fonlama programı açtı. TargeT’te bu işleri yürütmek için Türkiye’de fonlama anlamında desteklenen 20 üniversitenin Tekno-loji Transfer Ofisinden biri. Beş mo-dül üzerinde, tanıtım ve farkındalık, araştırma projeleri, üniversite-sanayi işbirliği, fikri ve sınai mülkiyet hak-ları ve girişimcilik olmak üzere faali-yetlerimizi yürütmekteyiz.” ifadelerini kullandı.

“HAYAl Değil, rOYAl”Royal Halı’nın AR-GE ve inovasyon konusundaki başarı hikâyesini dile getiren Royal Halı AR-GE Müdürü Tayfun Cevher “Üniversitenin sa-nayide lokomotif olması gerekiyor. Üniversite, Gaziantep TEKNOPARK vasıtasıyla bu lokomotif görevini yerine getirmeye başladı. Sanayide-ki yönetici veya firma sahiplerinin de TEKNOPARK’a gerekli destekleri vermesi gerekiyor. Royal Halı olarak Gaziantep TEKNOPARK’ta büromuz bulunmakta ve iki SAN-TEZ proje-mizi buradan yürüttük. Başarı yolcu-luğumuza geçmeden önce sektörle ilgili bilgi aktarmam gerekirse 1995 yılında Gaziantep’e geldiğimde fab-

rikaları ustalar veya teknikerler yö-netiyordu. Çünkü o dönemlerde fab-rikalarda en önemli parametre, hız ve ne kadar üretim yapılmış olması idi. Yapılan her şey satılabiliyordu. Bugün 3. kaliteye koyamayacağınız iplikler dahi o zamanlar rahatlıkla piyasada alıcı bulabiliyordu. Tabii zaman ilerledikçe gerek Gaziantep gerek Türkiye’de rakipler ortaya çık-maya başladı. Durum böyle olunca firmalar yavaş yavaş mühendis is-tihdam ettiler. İşletmelere farklı ba-kış açısı ve kalite-kontrol olayı arttı. Rekabet trendi hızla yükselişe geçti. Kalite kontrol ekiplerinin kurulmasıy-la kalite kontrol sistemleri işlevsellik kazandı. Bugün artık firmalar orga-nizasyon şeması içinde AR-GE birim-lerini kurmaya veya birim kurmasa-lar bile AR-GE terimini kullanmaya başladılar. Royal Halı’ya sekiz dokuz yıl önce AR-GE’yi yönetmek üzere çalışmaya başladım. İlk başladığım-da her yıl nasıl yenilik yaparız diye karamsar düşünürken inanın her yıl bir veya iki yenilik veya proje çalış-malarımızla aktif sekiz yıl geçirdim. Her yıl piyasaya kendi sektörümüzle ilgili bir yenilik sunduk. Şu an AR-GE birimimiz tasarım ekibiyle birlikte koordineli çalışıyor. Bir AR-GE’ci basit düşünmeli. İnsanı AR-GE’ye odak-

Bugün artık firmalar organizasyon şeması içinde Ar-Ge birimlerini kurmaya veya birim kurmasalar bile Ar-Ge terimini kullanmaya başladılar.

Page 66: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

64

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

ladığınız zaman inanılmaz yara-tıcı fikirler ortaya çıkıyor. Hayaller gerçeğe dönüşüyor. Yüzlerce AR-GE çalışması yapıyoruz. TÜBİTAK destek programlarını kullanıyoruz. Kimyasal madde, makine üreticile-ri, tedarikçilerimiz, iş birliği içinde olduğumuz üniversiteler, çalışan-larımız, bayilerimizden ve sürekli

düzenlediğimiz “Hayal Varsa Royal Var” yarışmalarının sonuçlarından bir fikir bankası oluşturuyoruz. Yine internette herkesin fikrini belirtece-ği “Fikrini Serbest Bırak” ve “Halıcı-lar” ağımızdan da faydalanıyoruz. Çalışanlarımızın katılımı sağlamak, görüşünü almak için fabrikamızın yedi sekiz noktasına “Akıl Küpü”

dediğimiz küçük kutucuklar bıra-kıp çalışanlarımızı fikirleri ve gö-rüşlerinden dolayı ödüllendiriyoruz. Tabii AR-GE çalışanının kısıtları ol-maması lazım. Bu durum firmada-ki yönetiminizle alakalı. Dolayısıy-la bugün Royal Halı’nın bugünlere gelişinde desteklerini esirgemeyen, önümüzü açan ve fikirlerimize ina-nan yönetim kurulu başkanımız ve yönetim kurulu üyelerimize sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum.” dedi..

GAZiANTeP’Te TeKSTil SeKTÖrÜ iÇiN Ar-Ge... AR-GE ve ÜR-GE’nin önemine dik-kat çeken Gaziantep Üniversitesi Tekstil Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kireçci “ ÜR-GE ve AR-GE terimlerini hatırlatarak konuş-mama başlamak istiyorum. ÜRGE işletmede mevcut olan bir ürünü geliştirmek için kullanılır. Bu ne-denle ÜR-GE TÜBİTAK-TEYDEB des-tek kapsamına alınmamakta. En yalın hâliyle AR-GE ise işletmede olmayan bir ürünün o işletmede yapılmasıdır. Veya üretmiş oldu-ğunuz bir ürünün katma değerini artıracak şekilde yeniden üretilme-siyle ilgili çalışmalar AR-GE kapsa-mına dâhil edilmektedir. Bu şekilde tanımları ayrıştırdıktan sonra AR-GE yapılmasının neden gerektiğini aktarmak gerekirse yüksek katma değere ihtiyacımız var. Rekabetin çok yoğun olduğu günümüz ko-şullarında mevcut pazarı kaybet-memek veya artırmak için AR-GE yapmak durumundayız. Hepimizin

SEKTÖREL

Bir AR-GE’ci basit düşünmeli. İnsanı AR-GE’ye odakladığınız zaman inanılmaz yaratıcı fikirler ortaya çıkıyor. Hayaller gerçeğe dönüşüyor. Yüzlerce AR-GE çalışması yapıyoruz. TÜBİTAK destek programlarını kullanıyoruz. Kimyasal madde, makine üreticileri, tedarikçilerimiz, iş birliği içinde olduğumuz üniversiteler, çalışanlarımız, bayilerimizden ve sürekli düzenlediğimiz “Hayal Varsa Royal Var” yarışmalarının sonuçlarından bir fikir bankası oluşturuyoruz. Yine internette herkesin fikrini belirteceği “Fikrini Serbest Bırak” ve “Halıcılar” ağımızdan da faydalanıyoruz. Çalışanlarımızın katılımı sağlamak, görüşünü almak için fabrikamızın yedi sekiz noktasına “Akıl Küpü” dediğimiz küçük kutucuklar bırakıp çalışanlarımızı fikirleri ve görüşlerinden dolayı ödüllendiriyoruz.

Page 67: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

65

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

SEKTÖREL

bildiği gibi tekstil sektöründe em-poze edilen birtakım yaptırımlar var. Örneğin işçi 8 saat çalışacak. Yaklaşık 1,5 saat öğle yemeği ola-cak gibi. İşçilik maliyetlerinin artışı nedeniyle 3. Dünya ülkeleriyle re-kabet etme şansımız azalıyor. Dola-yısıyla bu sektör, daha ucuz işçili-ğin ve enerji maliyetlerinin olduğu bölgelere doğru kayıyor. Türkiye, tekstil sektöründe zirvede ancak elimizdeki pazarın değerini bilme-miz gerekiyor. Tüm bu nedenlerle katma değeri yüksek ürünlere doğ-ru yönelmemiz gerekiyor. Katma değerli ürün üretmenin yolu ise AR-GE yapmaktır. Dolayısıyla aynı üründe ısrar etmek ve merdiven altı firmalarla rekabet etmek ger-çekçi olamaz. Bu nedenle sürekli AR-GE yapmak önem arz etmek-tedir. Belki de AR-GE için sektörün en önemli motivasyonu teşviklerdir. Devlet tarafından verilen çok fazla teşvik var. Bunlardan bazıları TÜ-BİTAK 1505, 1507 ve 1501 olarak sı-ralanabilir. 1501 üst sınırı olmayan büyük sanayiciler için verilen des-

tek programıdır. Proje süresi 36 ay ile sınırlı olup %60’a kadar destek alabilirsiniz. 1507 daha çok KOBİ işletmeleri için verilen bir destek. Destek miktarı daha yukarılarda yani %75’e kadar destek alınması mümkün. Her bir proje için verilen destek miktarı, 500.000 TL ve 18 ay ile sınırlandırılmıştır. Diğer bir des-tek programı 1505 ise daha ziyade bir çalışmanın üniversite tarafın-dan yapılmasını arzu ediyorsanız yani alt yapınız proje yapmaya uygun değilse üniversitedeki bilgi bankası akademisyenlerle anla-şarak bunu projelendirebilirsiniz. Buradaki destek miktarı %80’lere

kadar çıkmaktadır. Gaziantep öze-line baktığınızda destek program-larından tekstil sektörünün yoğun olduğu illere göre daha az fayda-lanılmaktadır. Bunun nedeni ise bu destek programlarının içeriğinin tam olarak sanayicimiz tarafından bilinmemesi. Bunların dışında AR-GE yapmak için bir önemli neden ise vergi avantajları. Dolayısıyla baktığınızda AR-GE ile ilgili yaptı-ğınız bir projenin neredeyse tama-mını devlet karşılıyor şeklinde bir sonuç çıkmaktadır.” diyerek konuş-masını tamamladı..Toplantı katılımcıların karşılıklı fikir alışverişi ile sona erdi.

Dolayısıyla bu sektör daha ucuz işçiliğin ve enerji maliyetlerinin olduğu bölgelere doğru kayıyor. Türkiye, tekstil sektöründe zirvede, ancak elimizdeki pazarın değerini bilmemiz gerekiyor. Tüm bu nedenlerle katma değeri yüksek ürünlere doğru yönelmemiz gerekiyor. Katma değerli ürün üretmenin yolu ise AR-GE yapmaktır.

Page 68: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

66

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

AHreTTiN Bey, sektörle tanışmanız nasıl oldu, Kartal Halı nasıl doğdu?Tarım işiyle iştigal eder-ken 1985 yılında halı işiyle uğraşmaya başla-

dık. 1985-1995 yılına kadar bireysel halı işleri yaptık. 1995 yılında Kartal Halı’yı kurduk ve ihracata başladık. Aile şirketiyiz. Dört kardeş ortak ola-rak çalışmaktayız. 1993 yılında liseyi bitirdiğim günden bu yana Kartal Halı’nın satış ve AR-GE’sinden so-rumluyum.

Kartal Halı’yı bugün için nasıl tanımlarsınız?Yıllık 12 milyon m2 üretim kapasitesi ile dünyadaki 5 firmadan biriyiz. 1300 çalışanımızın 50 tanesi mü-hendis olup 60 ülkeye ihracat yap-maktayız. 2015 yılı ihracatımız 80 milyon dolar. Türkiye’nin en büyük ilk 500 şirketi arasında yer almakta-yız. Yurt dışında Kazakistan’da halı üretim tesisimizde, 300 çalışanı-mız bulunmakta olup entegre tesis olarak hizmet vermekteyiz.

Dünyada ve Türkiye’de halı sektörü

neyi tartışıyor?Gaziantep, dünya halısının %57’sini üretiyor. Dünyada tafting, makine ve el halısında 15 milyar dolar bir pazar payı var. Bunun 2,5 milyar doları makine halısı. Son teknolo-ji makinelerle daha yüksek verim alınıyor. Ancak halıda arz ve talep dengesizliği ve üretim fazlalığı var. Rekabetten dolayı müşteriye vadeli satışlar arttı. Dünya ülkelerinin ço-ğunda doların değerinin artmasın-dan kaynaklı rekabet ve aşırı üre-timden dolayı kârlılık azalışı ve ham madde fiyatlarındaki dengesizlikler görülmekte. Bugün sektörümüzde en çok tartışılan konular arasında bun-lar yer almaktadır.

Kartal Halı’nın farkındalığı nedir?AR-GE ve inovasyon olarak farklı ol-maya çalışıyoruz. Beş altı yıl önce Sanat Halı’yı oluşturduk. Marka ola-rak farklılaşma çalışmalarımız sür-mekte. Pazar payımızı genişletme çabasındayız. Almanya Köln’de bir lojistik merkezi ve showroom kur-duk. Rakiplerimizden AR-GE, inovas-yon ve satış konusundaki çalışmala-rımızdan dolayı farklıyız diyebilirim.

Halıda ne tür ürün geliştirdiniz ve yaptığınız yenilikler nelerdir?Kayın ağacından halı yaptık. Yine “tozu az” olan halı ürettik. Tasarım ve renkte farklılık yaratmak ve özgün olmak için ekibimizle tüm dünyayı

“Ar-Ge Ve iNOVASYONDA FArKlI OlMAYA ÇAlIŞIYOrUZ”

FAHRETTİN KAPLAN BAŞARILI İŞ YAŞAMINI VE SEKTÖRDE NASIL FARKINDALIK YARATTIKLARINI AÇIKLADI:

Sanat Halı Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Kaplan’la Kartal Halı ile başlayan ve Sanat Halı ile devam eden sektördeki başarısını konuştuk. Yıllık 12 milyon m2 üretim kapasitesi ile dünyadaki 5 firmadan birisi olduklarını belirten Kaplan, AR-GE ve inovasyona verdikleri önemi anlattı.

F

Page 69: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

67

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mgeziyoruz. Türkiye’nin en iyi tasarım ekibine sahibiz diyebilirim.

Girişimcilikle ilgili neler söylersiniz?Gazianteplinin genlerinde pes etmek yok, mücadele var. Geçmişteki iş adamlarımız İngilizcesi vs. olmadan uçağa binip yurt dışına cesaretle gi-derlermiş. Bu Gaziantep sanayicisi-nin girişimcilik ruhunu gösteren çok iyi bir örnek diyebilirim.

Üniversite- sanayi işbirliği ile ilgili neler söylersiniz?Üniversite- sanayi işbirliğinde ey-leme geçmekte geç kalınıyor. Gaziantep’te çok küçük firmalar ha-riç 150’nin üzerinde halı firması var. Halı sektörünün bu kadar yoğun ol-duğu bir ilde, tasarım, planlama gibi bölümlerin açılması biraz zaman

aldı. Üniversiteleri “bilgi çiçeği” olarak görüyoruz. Dolayısıyla hocaların sa-nayicilerle sürekli fikir alışverişi yine üniversitelerimizin, halk ve sanayi ile iç içe olması gerekiyor. Almanya, ABD gibi ülkelerde üniversiteler do-nanımlı, vizyoner ve sanayi ile çok sıkı çalışmalar yapmakta ve projeler geliştirmekteler. İlerleyen zamanda aynı gelişmeyi kendi ülkemizde de yaşayacağımıza inanıyorum.

Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?Üniversite mezunu genç bir insanın bulunduğu ortama katkısı, vizyonu ve hedefi olmalı. İngilizce, Arapça gibi yabancı dil bilen gençlerin sayısı yeni yeni artıyor. Günümüzde genç-lerin iki tane yabancı dili mutlaka olması gerekiyor. Gaziantep Üniver-sitesinin “intörn modelini” beğeniyo-rum ve bu tür sanayinin ihtiyacına yönelik projelerin artmasını isterim. Değerli sanayici Konukoğlu’nun bir sözü var: “İşin hilesi dürüstlük”. Gençler dürüst olsunlar. Bir de mil-let olarak en büyük handikabımız herhangi bir başarı yakaladığımız-da çabuk havalara giriyoruz. Herkes kendi alanında çok çalışıp üretken olmalı. Çile çekmeden, çok çalışma-dan bir yere gelmek çok zor. Genç-lerin bunun farkında olması lazım.

işletmelerin sürdürülebilirliğini sağlaması için ne yapmak lazım?Bunun için kurumsallık ve bilgi-ye ihtiyaç var. Geçmişte beyaz ve mavi yakalı sınıflaması yoktu. Gü-nümüzde işletmelerde kurumsallık için çalışmalar, eğitimler yapıl-makta. Yetki devri olmalı. Bunun için de ikinci ve üçüncü nesli çok iyi yetiştirmemiz, kaliteli insan ve ekip oluşturmamız gerekiyor. İşlet-melerde elini taşın altına koyacak ve gözünde ışık olacak, tuttuğunu koparan insanlara ihtiyacımız var. Herkesin her şeyi yapması müm-kün değil. Ancak insanlar, üzerine düşeni yapsalar bile kâfi. Bu şekil-de hedeflere ulaşmak için epey yol alınmış olur diye düşünüyorum.

TeKNOPArK ve Teknoloji Transfer Ofisleriyle ilgili neler söylemek istersiniz?Bu tür teknoloji geliştirme bölgele-rinde son yıllarda yapılan çalışma-ları olumlu buluyorum. Ancak fon desteklerinden faydalanma ve tek-nolojiyle ilgili konularla firmaların daha sık bilgilendirilmesi gerekiyor. Verimlilik, satış, AR-GE ve inovasyon konularında sanayi ile daha sıkı çalışmalar, ortak projeler ve ortak akıl ile hareket etmek lazım.

RÖPORTAJ

Page 70: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

68

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

SEKTÖREL

OPlANTININ açılış ko-nuşmasını yapan Ga-ziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Yrd. Doç. Dr. Deniz Vuruşkan, önümüzdeki Ocak ayın-

da hizmete girecek olan Halı Mü-kemmeliyet Merkezinin verimli bir şekilde çalışması için halıcıların görüşlerini önemsediklerini vurgu-ladı. Çalışmasını İpekyolu Kalkınma Ajansının yürüttüğü ve finansmanı Avrupa Birliği tarafından sağlanan yaklaşık 9 milyon euro bütçeli Halı Mükemmeliyet Merkezinin bu sek-tör için önemli bir fırsat olduğunu kaydeden Vuruşkan şunları söyle-di: “Gaziantep TEKNOPARK olarak önemli bir süreç başlatıyoruz. Gazi-antep için önemli ve değerli olan 8 farklı sektörde fikir geliştirme top-lantısı yapacağız. Tabii öncelikli ola-rak buna halı sektörü ile başladık. Gaziantep için lokomotif bir sektör. Burada sizlere AR-GE’nin geri dönüş

sürecini anlatacağız. Geçmiş yıllarda üniversite-sanayi işbirliği nezdinde inovasyonla, AR-GE ile katma de-ğerli ürün üretimiyle ilgili toplantılar oldu. Bu toplantılara inanmayanlar da çıktı. Halbuki bunların hepsi bi-

rer tohumdu. Bugün sanayimizdeki TEYDEP (Teknolojik Yenilik Destek Programı) başvuru sayılarımızın, patent, faydalı model başvuru sa-yılarının artması, AR-GE merkezle-ri kurma süreçlerinin başlatması, 1 milyon TL’nin üzerindeki fonların alınması hep o günlerin meyvesidir. Bu nedenle, bugün de bu yaptığımız organizasyonlara inanırsak asıl üç beş sene sonra bunun hangi sonuç-larla geri döndüğüne inanamaya-cağız.”

“BeN GAÜN’ÜN CeOSUYUM”Toplantıya katılan Gaziantep Üniver-sitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun da, üniversite olarak sanayi-üni-versite işbirliğine verdikleri önemin altını bir kez daha çizerken, “Ben salon rektörü hiç olmadım. Kendi-mi bir CEO olarak adlandırıyorum. Yani, üniversiteyi bir başka konuma taşıma konusunda gayret gösteri-yorum. Bu çabalarımızı da zaman

TEKNOPARK UZMANLARI HAlI SeKTÖrÜ ile BUlUŞTU

Gaziantep ekonomisinin önde gelen 8 sektöründe AR-GE ve inovasyon kültürünün geliştirilip katma değerli ürünler üretilmesine yönelik çalışmalar başlatan Gaziantep Üniversitesi TEKNOPARK uzmanları, ilk olarak halı sektörünün temsilcileriyle bir araya geldi. Dünya ve Türkiye’de halı sektörünün geleceğiyle, kalifiye eleman sıkıntısı çekilmesi, neden yeterli AR-GE’nin yapılmaması gibi çeşitli sorunların tartışıldığı Dedeman Otel’deki toplantıya, aralarında Merinos, Kaşmir, Royal, Sanat Halı gibi Gaziantep’in önde gelen halı markalarının temsilcileri katıldı.

T

Page 71: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

69

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

SEKTÖREL

zaman sizlerle paylaşıyorum.” dedi. Akademisyen olarak, kendilerindeki bilgiyi raflarda, hocaların kafasında saklamamaları gerektiğinin farkın-da olduklarını ifade eden Coşkun konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu sadece bizim değil, sizler açısından da önemli. Artık şunu biliyoruz. Bil-giyi ürünün içine gömmediğimiz sürece katma değerli, yüksek de-ğerli ürünler elde etmek mümkün değil. Bu konuda biz üniversite ola-rak her sektörde birliktelik sergile-mek için canhıraş bir gayret sarf ettik. Sizlerle birlikte AR-GE sürecini, TEKNOPARK’ın içerisini doldurma-mız lazım. Biz orada para kazanma derdinde değiliz ama, orada bir bir-liktelik sağlamak, bu AR-GE kültü-rünü tabana yaymak, iş dünyasına iyice empoze edip o söylediğimiz, o katma değerli ürünlerin elde edil-mesinde üniversite olarak üzerimize düşeni yapmak zorundayız. Birbiri-mizin söylediklerini anlar noktaya geldik. Bunun bir adım ilerisi AR-GE yaparak yeni ürün elde etmek. Ama bu bugünden yarına olmuyor. Şimdi biz toplumla, iş dünyasıyla el ele yeni bir şeyler üretmenin, yeni bir şeyler ortaya çıkarmanın heye-canı içerisindeyiz. Bu anlamda Ga-ziantep, Türkiye’yi öne çıkaran, po-tansiyeli olan bir kent. Tüm coğrafi dezavantajımıza rağmen biz ayakta durmasını bilen, sosyal barışın bo-zulmasına müsaade etmeyen bir kentiz”.

“ArTIK YUKArI TIrMANMAlIYIZ”.“Gelinen noktada kent olarak, ülke olarak yavaş yavaş irtifa alanında yukarı çıkmamız” gerektiği vurgusu yapan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz

Coşkun, bu konuda üniversite ola-rak hazır olduklarını vurguladığı ko-nuşmasını şöyle tamamladı: “Bu da bilgiyle ürünü buluşturmakla olur. 10 milyon euro bütçeli Halı Mükem-meliyet Merkezi kuruluyor. Fon çok

ama yapılması gereken, bu fonla-ra ticari kazancımızı artıracak birer finans olarak değil, AR-GE’yi yapa-rak dolaylı olarak ticari kazancımı-zı artıracak birer enstrüman olarak bakmaktır. Gelin hep beraber yeni bir şeyler söyleyelim. Bazı şeyleri siz yapıyorsunuz, biliyorum. Ama, gelin

biz de size bir şeyler verelim. Katkı-da bulunalım. Biz veremezsek bile-ni getirelim. Bugün kendi ürününe inovasyon anlayışlarını katarak orta gelir tuzağından kurtulalım. Bizim hızlı bir yükselişe ihtiyacımız var. Ülke olarak dünyanın ilk 10 ekono-misi arasında yer almak istiyorsak bu anlayışları benimsemeliyiz. Bu toplantı, bu anlamda bir beyin fırtı-nası toplantısı ve eminim çok fay-dalı olacak”.

AMAÇ, TeKNOlOJiK iŞBirliği…Halıcılık sektörünün ileri gelen mar-kalarının temsilcilerinin katıldığı toplantıda, Adıyaman Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Tas-macı “Halı Sektörü Özelinde Tekstil Sektörünün Bölgede ve Dünyadaki Teknolojik Gelişmeleri”, TARGET – TTO Uzmanı Sedat Öztürk “Fikri Mül-kiyet Hakları”, Tayfun Cevher “Royal Halı’nın Teknoloji Yolculuğu”, İKA Uz-manı Abdülmenap Ertaş “Halı Mül-kiyet Merkezi” konulu birer konuş-ma yaptı. Etkinliğin beyin fırtınası bölümünde katılımcılar birbirinden ilginç fikirlerini paylaştı.

Page 72: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

70

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

“SANAYİCİ VE AKADEMİSYEN İŞBİRLİĞİNE

AÇIK OLMALI...”

DOÇ. DR. M. AKiF KÜTÜK:

Makine-imalat ve medikal başta olmak üzere birçok sektörde sayısız projeleri bulunan Doç. Dr. M. Akif Kütük, özellikle TÜBİTAK projelerinde uzmanlaşmış bir isim… Yaptığı proje sayısını hatırlamayan Doç. Dr. Kütük, akademisyen ve sanayicilerin daha çok proje yapabilmesi için her iki tarafın da işbirliğine açık olması gerektiğini söyledi.

NCeliKle kendinizden bahseder misiniz?Gaziantepliyim. Gazian-tep Üniversitesi Makine Mühendisliğinde öğretim üyesiyim. Evliyim ve 4

çocuk babasıyım. 1996 yılında Maki-ne Mühendisliği Bölümünde araştır-ma görevlisi olarak göreve başladım. Daha sonra 2003 yılında öğretim üyesi olarak atandım. O günlerden bugünlere görevim devam ediyor.

2008 yılında Gaziantep Üniversitesi-nin ilk “Leonardo da Vinci” projesini yaptık. Proje kapsamında üç aylığı-na 18 mühendisi Almanya’ya staja gönderdik. Bu şekilde bu mühen-dislerin Avrupa’daki iş adabını, sis-

Ö

Page 73: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

71

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mtemini görmelerini sağladık. Şu an bu mühendislerin tamamı bu refe-rans ile çok iyi yerlerde çalışıyorlar. Bu proje kültürünü TÜBİTAK-TEYDEB projeleriyle devam ettirdik. Sanayide sektörün en büyük firması olan Ünal Sentetik ile proje çalışmaya başladık. İlk projemizin başarılı olmasıyla Ünal Sentetik’ten sonra diğer firmalara da proje yapmaya başladık. Böylece 2008 yılından sonra başarılı birçok projeye imza attık.

“15 PrOJeDeN SONrA SAYMAYI BIrAKTIM”.Kaç proje yaptınız?15’ten sonra saymayı bıraktım. Çu-val, makine-imalat, medikal sektör-leri olmak üzere pek çok firmaya proje yaptım. 2015 yılı itibariyle gıda sektörüne girdim. Kimya sektöründe görüştüğüm firmalar var. Son olarak gıda sektöründe de Türkiye’de ilk defa kakao içermeyen krema ge-liştirdik. Kakao yerine muadil ürün yaptık. Genelde yaptığımız projeler Türkiye’de olmayan orijinal konu-lar oluyor. Bu şekilde çalışmalarla hem çalıştığımız firmaya bir şeyler katarken hem de üniversite-sanayi işbirliği açısından küçük de olsa bir katkıda bulunmuş oluyoruz. Diğer bir fayda ise proje yapılan firmayı üniversiteyle hem tanıştırmış hem de geliştirmiş, uzmanlığımızın ye-tişmediği yerlerde ise diğer öğretim üyesi arkadaşlardan destek almış oluyoruz. Sonuç olarak üniversite ile sanayi arasında bir köprü vazifesi görerek sanayideki firmalara katma değerli ürünler üretme konusunda yardımcı oluyoruz. Dolayısıyla firma bu kazançlarının yanında TÜBİTAK’ın imkânlarından faydalanmış oluyor. Bu durum sektörde firmaya farklılık sağlarken proje yapmayı ve proje kültürünü de öğretmiş oluyor. Yapa-cağı ürünlere ve yatırımlara bir pro-je mantığıyla yaklaşmayı öğrenerek yeni bir kavram ve süreç uygulama-sını bünyesine kazandırmış oluyor.

Genelde TÜBiTAK projesi mi yazıyor-sunuz?Evet. Genelde TÜBİTAK projesi yazı-yorum. TÜBİTAK projelerinde uzman-laştığımı düşündüğüm için TÜBİTAK projesi yapmayı tercih ediyorum.

Makine sektöründe uzman bir aka-demisyen olarak bu sektörle ilgili

neler söylemek istersiniz?Her sektörde makine ihtiyacı oldu-ğundan diğer sektörleri de yakından tanıyorsunuz. Örnek vermem gerekir-se firmanın birisi kendi sektörü ile ilgili Almanya’dan makine alacaktı. 2 milyon euro fiyat teklifi almıştı. Pazarlıkla bu fiyatta bir miktar in-dirim yapılmıştı ve makine alınmak üzereydi. Firmada daha sonra “Bu makineyi yapabilir miyiz?” düşünce-si oluşmuş. Kendi içinde yapabiliriz kanaati oluşunca beni çağırdılar. Bu talep üzerine çuval sektöründeki bu firma ile çalışmaya başladık. Firma-ya “Bunu yapabiliriz.” dedim. Bunun için altyapılarının uygun olduğunu dile getirdim. 2 milyon euro teklif aldıkları makineyi projelendirdik ve bütün aksamları Gaziantep’te olmak üzere yerli üretim olarak firmanın içinde gerçekleştirdik. Böylece hem 2 milyon euroyu yurt dışına gönder-mekten kurtardık hem de 1 milyon TL Gaziantep piyasasına dağıldı. Bu firmayı örnek alarak bazı firmalar da proje yapmak istediler. “Bu kadar büyük proje yapılabildiğine göre biz daha küçüğünü yapabiliriz.” diye öz-güven kazandılar.

“TeK BAŞINA ZOr...”Sanayicimiz farklı destek kalemle-rindeki bu fonlara erişim için neden sıkıntı yaşıyor?Gaziantep sanayiine 2008 yılından beri sürekli ziyaretlerde bulunan biri olarak şunları söyleyebilirim: Sanayi-ci, bürokrasiyle uğraşmak istemiyor. Bir projenin yazma işinden tutun da raporlama işine kadar lisans mezu-nu bir mühendisin altından kalkaca-ğı işler değil. Burada TÜBİTAK şunu istiyor: Sanayici bu işi yaparken üniversitedeki bir hocayla yürüsün. Başvuru formları ve yapılacak işler üst seviyede. Firmanın öncelikle bir danışman bulması gerekiyor. Çünkü proje yapma deneyimi olmayan bir

mühendisin bu işi tek başına ger-çekleştirmesi çok zor.

Akademisyen ve sanayicinin birlikte ortak proje uygulaması için ne yap-ması lazım?İki tarafın iyi niyet ve iş birliğine açık olması gerekiyor. Aynı zamanda üni-versitede doğru yerde, doğru kişiyle temasa geçmek lazım. Dolayısıyla iki tarafın da bu iş birliğine açık, süreçleri yönetebilir şekilde bilgili olduktan sonra “kazan-kazan” man-tığıyla hareket etmesi iş birliğinin oluşmasını sağlar. “Üniversite-sanayi işbirliği” çok güzel bir deyim. Ancak Gaziantep için konuşmak gerekirse

RÖPORTAJ

Üniversite ile sanayi arasında bir köprü vazifesi görerek sanayideki firmalara katma değerli

ürünler üretme konusunda yardımcı oluyoruz. Dolayısıyla firma bu kazançlarının yanında

TÜBİTAK’ın imkânlarından faydalanmış oluyor. Bu durum sektörde firmaya farklılık sağlarken proje yapmayı ve proje kültürünü de öğretmiş oluyor.

Page 74: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

72

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

içini tam dolduramıyoruz. Belki ba-şarılı örneklerin ön plana çıkarılma-sını sağlayabiliriz ve dile getirebiliriz. Örneğin A firmasıyla B hocamız bir araya geldiler, şu şekilde başarı öy-küsü yarattılar. Katma değeri yüksek ürün geliştirdiler ve ithalatın ikame-sini sağlayarak firmanın şu seviye-den bu seviyeye geldiğini belirterek konunun insanlara anlatılması gere-kiyor. Sanayicimiz kendi konusunda bu işin yapılabileceğini gördükten ve işin güçlüğünün akademisyen

tarafından alındığını bildikten sonra iş birliğine açılıyor. Aslında bizimki de başarı öyküsüdür. 2008‘de ilk fir-mada başarıyı yakalayınca“Beraber proje yapalım.” diyen firmaların ta-lepleri arttı. İlk projemiz, makineyi geliştirme ve iyileştirmeyle ilgiliydi. İkinci projemiz ise makine imalatıy-la ilgiliydi. Çuval sektöründeki firma kendi ihtiyacı olan makineleri üret-meye başladı. Daha sonra bu modeli farklı firmalarda uyguladık. Yine BCF halı ipliği sektöründe makine mo-

dernizasyonu yaptık. Medikal tekstil sektöründe yer alan bir firmanın elle yapılan üretimini otomasyon kapsa-mına aldık. Örneğin bu firmada 10 işçinin yaptığı işin tek makine ile ya-pılmasını sağladık. Yaptığımız katla-ma makinesiyle üretimi hızlandırdık ve standart getirmiş olduk. Böylece firma, 2010 yılından 2013 yılına ka-dar yaptığı katma değerli ürünlerle 8’e katlandı.

“eKiP ÇAlIŞMASI ÇOK ÖNeMli...”Yurt dışında bu işler nasıl oluyor?Türkiye’de mantalite olarak insanın vazgeçilmez olmadığını gösterme-miz gerekiyor. Mühendis veya çalı-şan, bilgilerini dokümante etmiyor ve kendisinden sonra gelen arka-daşın bunu kullanmasını istemiyor. Hâlbuki firmada çalışandan sonra gelecek kişi bu bilgileri kullanabilir. Ancak şu zihniyet var: Firmada ça-lışan patron dâhil bilgilerinin kulla-nılmasını istemiyor ve gizliyor. Ma-alesef insanlarımızda “Herkes bana tabi olsun.”, zihniyeti olduğu için ekip çalışması yok ve sistem kurulmuyor. Yurt dışında ise başarılı olmak için ekip çalışması çok önemseniyor.

ilk projeyi yaptığınız günlere döner-sek sanayi ile çalışmaya sizi yön-lendiren şey neydi?Akademisyenlik ve ders vermek çok zevkli. Ancak bir makine mühendi-si olarak bir makine üretmek daha heyecan verici. Tabii bunun yanın-da sanayicinin “Avrupa Birliği projesi yapan biri olarak TÜBİTAK’ta birlikte proje yapalım mı?” şeklindeki talebi de sanayide çalışmalar yapmamda önemli etken oldu.

GAZiANTeP’iN BAKIŞ AÇISI…Sanayicilerle proje odaklı çalışmayı başarabilen bir akademisyen olarak Gaziantep Sanayii için neler düşü-nüyorsunuz?Bu konuya bir anekdot ile başlamak isterim. Almanya’da bir fuarda ge-ziyoruz. Yanımızdakilerden biri diğer fuara katılan arkadaşın yatırımla-rının isabetli olduğu dile getirerek “Şu an ne yatırım yapmayı düşün-düğünü biliyor musunuz?” diye soru yöneltti. Bu anekdot, Gaziantep’in yatırımdaki bilinç düzeyini çok iyi aksettiriyor. Yani genel olarak insanı-mız için “aklı gözünde” deyimi uygun diyebilirim. Hatta fiyat, üretim değeri,

Gaziantep’i halı konusunda herkes biliyor. Domotex Halı ve Zemin Kaplamaları Fuarı’nda firmalar İran’dan, Mısır’dan katılıyorum derken Gaziantepli firmalar, “Gaziantep’ten katılıyorum.” diyor. Bakın, Türkiye değil Gaziantep diyorlar. Çünkü tüm dünya Gaziantep’i halı sektöründeki bu büyümesinden dolayı çok iyi tanıyor.

Page 75: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

73

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

msektör araştırması olmadan, fizibilite araştırması ve enerji tüketim değeri konuşulmadan başarılı bir yatırımcı ne sipariş veriyorsa diğeri de onu taklit ederek yatırım yapıyor. Halıcılık sektörünün bu mantalite ile geliştiği-ni gözlemliyoruz.Tabii Gaziantep’in halı sektöründe dünyanın lideri hâline gelmesini önemsiyorum. Gaziantep’i halı konu-sunda herkes biliyor. Domotex Halı ve Zemin Kaplamaları Fuarı’nda firmalar İran’dan, Mısır’dan katılı-yorum derken Gaziantepli firmalar, “Gaziantep’ten katılıyorum.” diyor. Ba-kın, Türkiye değil Gaziantep diyorlar. Çünkü tüm dünya Gaziantep’i halı sektöründeki bu büyümesinden do-layı çok iyi tanıyor. Gaziantep Sana-yii bu noktaya komşu komşuyu takip ederek ulaştı. Şu an yatırım yapmayı düşünen büyük firmaların takdir etti-ğim bir yönü var: Türkiye’nin ihtiyacı olan katma değerli ürün üretme ara-yışı içine girdiklerini gözlemliyorum. Dolayısıyla bilinçli yatırım yapmanın daha faydalı olduğunun yaygınlaştı-rılması gerekiyor. Bunun için başarılı örneklerin iyi anlatılması gerekiyor. Bunun dışında komşularımızdaki si-yasi durum düzelinceye kadar yeni pazarlar bulmamız gerekiyor. Zaten bizim olan bu pazarlardaki güven-lik, siyasi durum çözülene kadar Gaziantep’te mevcut olan ciddi üre-tim kapasitesini bir şekilde yeni pa-zarlara açmamız zorunlu görünüyor. Bunun yanında kişi başına düşen gelir seviyesine baktığımızda, Türki-ye olarak emekle en fazla yapabile-ceğimiz kişi başı gelir 10.000 dolar seviyesinde. Dolayısıyla AR-GE ya-parak daha doğrusu Türkiye ancak AR-GE ile yol alabilir. Böylece katma değerli ürün ihracatı yaparak kar marjı olan ihracat da yapmış oluruz.

TÜBiTAK son dönemde hangi alan-larda destek veriyor?Çok farklı başlıklarda... Sağlık, oto-masyon gibi çok değişik alanlarda özel çağrılar açıyor. TÜBİTAK öncelik-li alanlar başvuruları var. Türkiye’nin ihtiyacı olan sektörlerde yani itha-latımızın fazla olduğu sektörlerde daha fazla destek veriyor. Türkiye olarak ürün ihracatımız fazla. Ancak ürün ihracatını sağlayan komponent ithalatımız da çok fazla. Bu çarkın devamı için de yeni yapılacak yatı-rımlarda katma değeri yüksek ürün

üretimine yönelmemiz gerekiyor. “Mevcut üretimimizi daha az işçi-lik, daha az enerji ve daha yüksek üretim değerine nasıl dönüştürülebi-liriz?” sorusunun cevabı proje oluyor zaten. Eğer buna bir çıkış yolu bu-labilirsek TÜBİTAK böyle bir projeyi destekliyor.

Proje yapmak isteyen insanların ne-reden başlamaları gerekiyor?Proje yapmak için öncelikle fikir ve farklılık olması gerekiyor. Yani çevre-yi bilmek, ihtiyaçları görmek ve yeni fikir üretmek ile başlıyor. Bu farklılık olursa sanayi için 1501, 1507 TEYDEB proje destekleri var. Bu destekler-de konu çok önemli değil. Yeter ki Türkiye için katma değer yaratacak

bir fikir olsun, proje konusu olabilir. Öğrenciler için TÜBİTAK 499 bitirme projeleri destekleri var. Bu projelerini hocalarıyla yapabilirler veya mezun olduktan sonra tekno-girişim destek programları var.

Bir akademisyen olarak gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?Bulunduğum ortamdan dolayı genç-lerle içi içeyiz. Tabii tüm Türkiye profilini gözlemlemem mümkün değil. Ancak bulunduğum ortam-daki gençlerin çok rahat oluğunu ve gelecek kaygılarının olmadığını gözlemliyorum. Belki öncelikle ebe-veynleri eğitmek, çocuk yetiştirmeyi öğretmek belki de çocuklara hedef

koyarak ödül mekanizmasıyla onları motive edip bu hayata değmelerini, mücadeleci ruha sahip olmalarını sağlamak gerekiyor. Bizim çocukluk yıllarımız çok farklıydı. Babam kun-dura satardı. Yılda bir kunduram olurdu. Yeni ayakkabı için gelecek ramazanı özlemle beklerdim. Gü-nümüzde ise ebeveynler çocukların ihtiyaçlarını daha çocuğun aklına gelmeden karşılıyor. O zaman ço-cukta özlem olmuyor. Motivasyonu olmayan gençler özlemeyi, istemeyi, bir şeyi elde etmek için bir şeylerin feda edilmesi, yani çalışmak gerekti-ğini bilmiyor.Ama bunun yanında son sınıf öğren-cilerimden sanayide proje yapmak isteğini dile getiren cevher gençler de var. Bizim bu cevher gençlerle ilgilen-memiz gerekiyor. Bu düşünce ile de 2015 Bahar Döneminde bitirme proje-si olarak bir TÜBİTAK projesi yazdık. Tabii TÜBİTAK’ın desteği şu şekilde: Proje konuları üniversite-sanayi işbir-liğine uygunsa 4.000 TL hibe sağlıyor. Sanayicinin düşündüğü bu projenin olabilirliğini göstermek için bu proje-yi yapın. Eğer olumlu olursa sanayici üniversiteyle iş birliği yaparak bu ko-nuyu geliştirsin şeklinde TÜBİTAK’ın bir beklentisi var. Gaziantep Üniversi-tesinde ilk defa bu konuda üç öğrenci için proje yazdık. Er-Pen firmasından Ercüment ve Mustafa Eruslu’nun des-teği ile projeyi yazdık ve kabul edildi. Böylece öğrenciler, resmi proje yapa-rak proje kültürünü yakından tanımış oldular. Ayrıca öğrenci seviyesinde bir sanayi probleminin çözümünü bu öğrenciler göstermiş oldu. Burada danışman hoca olarak yol göstermiş oldum. Bu üç öğrenci, proje yürütü-cüsü Engin Bal ve ekip arkadaşları Ali Haşım ve Cem Yıldız idi. TÜBİTAK projesi yazma olayı, yetenekli, istek-li öğrenciler için önemli bir sıçrama tahtası. Bu olayı, hem öğrenci hem de danışman hoca seviyesinde yay-gınlaştırmamız gerekiyor.

TargeT Teknoloji Transfer Ofisiyle ilgili neler söylemek istersiniz?Gaziantep Üniversitesinde üniversite-sanayi iş birliği kurumsal olarak Tar-geT Teknoloji Transfer Ofisiyle devam ediyor. Dolayısıyla firmalar belirli bir gizlilik sözleşmesiyle güven içinde akademisyenlerle işbirliği yapıyorlar.

RÖPORTAJ

Proje yapmak için öncelikle fikir ve farklılık olması gerekiyor. Yani çevreyi bilmek, ihtiyaçları görmek ve yeni fikir üretmek ile başlıyor. Bu farklılık olursa sanayi için 1501, 1507 TEYDEB proje destekleri var. Bu desteklerde konu çok önemli değil. Yeter ki Türkiye için katma değer yaratacak bir fikir olsun, proje konusu olabilir.

Page 76: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

74

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

OPlANTIYA, GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Gedik Holding CEO’su Dr. Mustafa Koçak, GÜNMAK Makine sahibi Sıddık Ka-yabaş, GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, Gaziantep TEK-NOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan,

GAÜN Makine Mühendisliği Bölümü akademisyenleri, makine sektörünün öncü firmaları, oda temsilcileri, TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi uzman-ları yer aldı.GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun açılış konuşma-sında, bu toplantılarla bir uyanışın ve yeniden an-layışın ortaya çıkması için çalıştıklarını söyledi. Prof.

Dr. Coşkun, ürettikleri bilgi ve fikirlerden iş dünyasının yararlanmasını istediklerini belirterek, “İş dünyasıyla kol kola girmek istiyoruz. Bildiğiniz gibi 2011 yılında üniversite–sanayi işbirliği arama toplantıları yaptık. Bilgiyi üretimin içine gömmek gerekir. Bilgiyi raflarda bırakamayız. Bu ülkenin hizmetine sunmakla görevli-yiz. Kendimizi bu şekilde konumlandırdık. 1973 yılında başlayan çok değerli, çok kadim bir kadromuz var. Ancak bir kademe daha atlamamız gerekiyor. Sadece öğrenci yetiştirmek değil. Kaldı ki öğrenci yetiştirme-de de ‘intörnlük’ gibi yeni anlayışları tesis ettik. Bu Türkiye’de bir devrimdir. Öğrencilerimiz mezun olunca sudan çıkmış balık gibi olmasınlar ve hayata hazır

GaziantepTEKNOPARKtarafından makine ve metal sektörününgelişmesine yönelikdüzenlenen“Makine İmalat Sektörü Liderleri Teknolojik Fikir Geliştirme” toplantısı gerçekleşti.

SEKTÖREL

“BİLGİYİ RAFTA BEKLETMEK YERİNE, ÜreTiMiN iÇiNe

GÖMMeliYiZ”

GAÜN REKTÖRÜ PROF. DR. YAvUZ COŞKUN:

T

Page 77: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

75

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

olsunlar istedik. Tabii bunun bir de yan ürünü vardı. Öğretim üyeleri-mizin iş dünyası ile temasını da sağlamış oluyorduk. Bizim şehrin, üniversitenin, iş dünyasının göbe-ğinde olmamız gerekiyordu. Yaşa-yan ve soluk alan bir üniversite ha-yalimiz vardı. Bu alanda da önemli mesafeler aldık. İş dünyasıyla olan cam duvarı kırdık. Araştırmaları-mızı iş dünyasının çözüm aradığı bir vaka olsun dedik ve buralara taşıdık. Neticede bunun sonucunda öyle bir üretim çıksın ki inovasyon ve AR-GE, teknolojiyi barındıran üre-tim ortaya çıksın istedik. Fikri olan beri gelsin dedik. Bize fikir üretsin-ler istedik veya şu fikre ne dersin şeklinde tartışmalar açtık. Bu sektör toplantılarında siz değerli sanayici-lerin temsilcilerinin fikirleriyle yol haritamızı daha da netleştiriyoruz. Bu ülkeyi seviyorsak katma değerli üretimin peşinde olmak zorundayız. Bunun için Teknoloji Transfer Ofisi açtık. TEKNOPARK’ımız var, 24 saat emrinizde.” dedi.Makine, imalat sektöründeki AR-GE’nin önemi ve dünyadaki tekno-lojik gelişmeler konusunda payla-şımlarda bulunan Gedik Holding CEO’su Mustafa Kaynak ise bildik-lerini paylaşmak adına ‘Gedik Tek-noloji’ günleri yaptıklarını, burada en önemli konunun ise insanı üre-timin kalitesini etkileyecek yerden çıkarıp yerini mekanizasyona, oto-masyona, robota ve endüstriye bı-

rakmak gerektiğini vurguladı.Makine sektörü ile tanışma hikâyesini ve tecrübelerini aktaran GÜNMAK Makine firma sahibi Sıd-dık Kayabaş, “Bize alaylı mühendis diyorlar. Bundan mutlu oluyoruz. Akademisyenlerle çalışmayı se-viyoruz. GÜNMAK Makine olarak proje yapmayı seviyoruz. Dolayı-sıyla bugünkü seviyemize AR-GE’ye önem veren firma olduğumuz için geldik.” ifadesini kullandı.Moderatörlüğünü AB uzmanı Funda Suran’ın yaptığı toplantı katılımcı-ların soru-cevap ve fikir alışverişi ile sona erdi.

SEKTÖREL

Makine, imalat sektöründeki ARGE’nin önemi ve dünyadaki teknolojik gelişmeler konusunda paylaşımlarda bulunan Gedik Holding CEO’su Mustafa Kaynak ise bildiklerini paylaşmak adına ‘Gedik Teknoloji’ günleri yaptıklarını, burada en önemli konunun ise insanı üretimin kalitesini etkileyecek yerden çıkarıp yerinimekanizasyona,otomasyona, robota veendüstriye bırakmak gerektiğini vurguladı.

Page 78: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

76

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

IDDIK Bey, iş haya-tına nasıl atıldınız? GÜNMAK Makine nasıl doğdu?Ben, 1953 yılında Kilis’in Güvenli köyün-

de doğdum. 1964 yılında tarım-sal aletlerin köyümüze gelmesin-den dolayı çiftçilik yapamayıp Gaziantep’e göç etmek zorunda kalan bir ailenin çocuğuyum. O dönemlerde ilkokul üçe gidi-

yordum. Babam “Seni okutacak gücüm yok.” diyerek bir ma-rangozun yanına çırak olarak verdi. Dört yıl sonra da Direkçi Pazarı’nda değirmen makine-si yapan bir firmaya geçtim. O zamanlar metalden yaptığımız makineleri kayın ve meşe ağacı ham maddesi içerikli ahşaptan yapıyorduk. Askerlik dönüşünde bir yıl kadar yine aynı işletme-de çalıştım. Aynı iş yerinden iki

“BİLİME İNANAN ALAYLI MÜHENDİS”

51 yıldır makine sektöründe çalışan

Sıddık Kayabaş, Günmak Makine’yi 40 yıl önce

kurdu. Yıllar önce, eşinin bileziklerini kendisine

sermaye yaparak girdiği iş hayatında, Günmak

Güney Değirmen Makine’yi sektörün

başarılı firmaları arasına sokmayı başaran Sıddık Kayabaş, geçmişte iflas etmesine ve çok büyük sıkıntılar yaşamasına

rağmen, mücadele azminin kendisine

bugünkü başarısını getirdiğini söyledi.

SIDDIK KAYABAŞ’IN MÜCADELE AZMİ, ŞİRKETİNİ BAŞARIYA TAŞIDI.

S

Page 79: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

77

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

arkadaş ve dışardan bir arkadaşla birlikte üç arkadaş hanımlarımızın birer çift bileziğini sermaye yapa-rak ortaklaşa Ender Makine ismiy-le bir işyeri kurduk. 1975’ten 1985’e kadar üç ortaklı bu firmada Direkçi Pazarı’nda Sandalyeciler Sokak’ta çalışmaya başladık. 1977 yılında Ünaldı Kocaoğlan Mahallesinde rahmetli İbrahim Bülent Ocak‘ın sahibi olduğu 800 metrelik yere geçtik. 1985 yılına kadar burada ortaklarımla devam ederken 1985 yılında yollarımı ayırdım. 1985’te Ünaldı postanesinin yanında ken-di işyerimi çalıştırdım. 1990 yılın-da ortaklarım Mersin’e taşınınca onlardan işletmeyi satın aldım ve helezon imalatına başladım. GÜNMAK’ın ilk nüveleri de bu şe-kilde atıldı.

“iFlAS eTTiM, AMA YIlMADIM”.Helezon fikrinin oluşması nasıl oldu?Bende bu iş merak uyandırdı. Bil-diğiniz gibi “helezon” makinesi çok geniş sektöre hitap ediyor. Girmedi-ği sektör yok diyebilirim. Değirmen sektöründe sürekli kullanılan bir sistem. İlk zamanlar teknik bilgim yoktu. O zamanlar ahşap ile çalı-şan bu sistem 1985’ten sonra meta-le dönüştü. Helezonun yapısındaki metali tanımıyordum. 1990 yılında yeni tanışmıştık bu yapıyla. Me-tali tanımadan belki de zihnimde hiç bağlantı kuramayacağım bir bilgiyle metal ile ilgili bir makine yapmaya çalıştım. Tamamı me-tal olan helezon makinesinin hem makinesi hem de üretimini 1993 yılına kadar yaptık. Yine olmayan parayla yani faizle aldığım parayla hatta malzemeyi (sıradan saç de-mir malzemesi) de yanlış aldığımı

fark etmeden üretim yapmaya ça-lıştım. Dolayısıyla iflas ettim. Çok büyük maddi sıkıntılar yaşadım. Ama yılmadan çalıştım. Günde 16 saat çalışarak yeri geldiğinde uyu-mayarak helezon makinesi yap-mayı başardık.

“Ar-Ge’Ci Bir iNSANIM”.Sıddık Usta gününü nasıl geçirir?

Her sabah 05.30 gibi evden çıka-rım. Günde ortalama 12-15 saat arası çalışıyorum. Gündemi takip ederim ancak erken kalktığım ve iş odaklı olduğum için gazetemi bir gün sonra okurum. Uyumadan önce bile o problemi nasıl çözece-ğimi düşünür ve not alırım. AR-GE’ci bir insanım. Birikimi yaşama geçiriyorum. Projelendiriyorum. Her

İlk fabrikayı Suriye’nin Derbesiye bölgesine göç eden Mardinli bir aileye yapmıştık. Yıllar önce Suriye’de ilk fabrikayı kurarken Prof Dr Mustafa Bayram la aylarca makineleri geliştirmek için uğraştık. Ben işin atölye ve imalatını yaparken, o makinelerin tasarlamasını gerçekleştirdi. Kurutma sistemi dünyada bir örnek olarak o zaman ortaya çıktı ve ilk kez Suriye’de kullanıldı. Günlerce makinelerin fabrikayı çalıştırmak için hocayla nöbetleşe uyurduk. O günler, o tecrübeler, o işbirliği kitaplara girecek kadar önemlidir. O günlerde yapılan çalışmalar bugün bulgur sektöründeki pek çok yeni teknolojinin gelişmesini sağladı. Bir akademisyen ile bir ustanın beraber neler yapabileceğini görebilirsiniz. Ego olmadan, karşılıklı sevgi ve saygı ile neler başarılabilir inanamazsınız.

Page 80: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

78

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

gece uyku öncesi iki üç saat maki-ne yapma düşüncesiyle geçiririm. Uyku öncesi yaşamdan koparım. Günlük hayatla kendimi meşgul etmem. Bir olayı çözene kadar uğ-raşırım. Mağlubiyeti, yenilgiyi kabul edemem. Bir şeyde başarıya ula-şıncaya kadar uğraşır ve mücadele ederim.

Bugün GÜNMAK’ı nasıl konumlan-dırırsınız? Başarınızın sırrı nedir?Sektörde 51 yıllık bir geçmişim var. GÜNMAK Makine’nin ise 40 yıllık birikimi bulunmakta. Başlangıçta 70 m2 alanda üretim yaparken şu an 25 bin m2 gibi alanda üretim yapıyoruz. Tabii bugünkü durumu-muz hayalimizin ötesinde. Bu ala-nın 11 bin m2’si kapalı alan olup 8 bin m2’si geliştirmeye açık alan. Kalanı idari ofis alanı. 105 çalışanı-mız var. 20’ye yakın beyaz yakalı çalışanımız olup üretim kapasite-mizin %40’ını ihracat yapıyoruz. 2000 yılından 2012 yılına kadar

Suriye’de çok yoğun çalışmamız vardı. Yaklaşık 15 tane bulgur ve mercimek fabrikası yaptık. Orada ciddi bir marka konumuna gelmiş-tik. İlk fabrikayı Suriye’nin Derbe-siye bölgesine göç eden Mardinli bir aileye yapmıştık. Yıllar önce Suriye’de ilk fabrikayı kurarken Prof. Dr. Mustafa Bayram’la aylarca makineleri geliştirmek için uğraş-tık. Ben işin atölye ve imalatını ya-parken o makinelerin tasarlaması-nı gerçekleştirdi. Kurutma sistemi dünyada bir örnek olarak o zaman ortaya çıktı ve ilk kez Suriye’de kul-landı. Günlerce makineleri, fabrika-yı çalıştırmak için hocayla nöbetle-şe uyurduk. O günler, o tecrübeler, o iş birliği kitaplara girecek kadar önemlidir. O günlerde yapılan çalış-malar, bugün bulgur sektöründeki pek çok yeni teknolojinin gelişme-sini sağladı. Bir akademisyen ile bir ustanın beraber neler yapabile-ceğini görebilirsiniz. Ego olmadan, karşılıklı sevgi ve saygı ile neler

başarılabilir, inanamazsınız. İlk ku-rutma sistemini AR-GE’siz yaptık ve çok sıkıntılar çektik. Daha sonra AR-GE çalışmalarımızı artırdık. Üç adet AR-GE çalışmamızda yedi tane icadımızın faydalı modelle-rini aldık. GÜNMAK olarak başa-rının sırrı çok çalışmak ve servis hizmetleri. Malın satışından sonra da takibimiz devam etmekte. Kısa-ca işimizi sahiplenerek yapmamız başarımızın sırrı diyebilirim.

“DÜNYA ÇAPINDA PrOJe...”Ar-Ge çalışmalarınızdan kısaca bahseder misiniz?AR-GE uzun dönemli çalışma ge-rektirir. Çünkü hem sistemi ya-pıyorsun hem de sistem içindeki olumsuzlukları çözmeye çalışıyor-sun. Daha önce de dile getirdiğim gibi TÜBİTAK’a üç proje başvurusu yapıp yedi yeni icat yaptık. Tam otomatik pişirme sistemini oluştur-duk. Hatta TÜBİTAK web sitesinde yaklaşık bir, bir buçuk yıl dünya çapında bir proje diye yayınladı. 2003 yılında AR-GE’ye başladık. 2006 yılına kadar yaptığımız ça-lışmada istediğimiz performansı alamadık. Bu sene ikinci AR-GE çalışmamızda tam otomatik insan eli değmeden buğday temizliyor, yıkıyor ve haşlamasını, pişirme-sini yapıyor. Suyunu boşaltıyor ve pişirme kazanlarının içinde otoma-tik yıkama yapıyor. Bu çalışmamız daha tasarruflu bir sistem oldu.

Yurt dışından teknoloji transferi ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? Yerli malı üretimi için neler söylemek istersiniz?Bugün buna kopyalama yerine esinlenme deniyor. Tabii yabancı makineleri inceliyorum ama aynı-sını hiçbir zaman yapmadım. Böy-le bir şey AR-GE odaklı düşünen biri olarak onurunu incitir diye düşünüyorum. Öncelikle AR-GE’ye yaptığımız yatırım, TÜBİTAK des-teklerinden faydalandığımız için ve akademisyenlerle ortak çalışma-nın çok faydasını gördük. TÜBİTAK destekli projelerimizin olması müş-terimizde bir güven oluşturuyor. Yaptığımız çalışmaların muadili Avrupa’da bile yok. Otomatik pişir-me sistemi ve bulgurla ilgili çalış-

RÖPORTAJ

en son hangi yatırımları yaptınız? Gelecek dönem hedefleriniz nelerdir?En son 350.000 avro lazer tezgâhı yatırımı yaptık. AR-GE odaklı ilerlemeye ve yatırım yapmaya devam edeceğiz. Kaliteyi artırmak ve prestij için son sistemle 250.000 avroluk robot kaynak hattı yapmayı planlıyoruz.

Page 81: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

79

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

maları yok. Onlarda pirinç haşla-ma sistemi var. Fabrikamızın tüm %90’ı yerli üretim. Sanayicilerimize bazen kızdığımız noktalar oluyor. Firmalarımızın AR-GE veri tabanı olmayışı, yeterli tecrübelerinin ol-mamasından dolayı kopyacılık iş-leriyle işleri yürütmeye çalışıyorlar. Hazırı alıp dağıtıp yapmak kolayla-rına geliyor. BUlGUrDA TeKNOlOJi DÖNeMiSektörünüz en çok neyi tartışıyor?Meslek hayatım boyunca kendi mesleğimle ilgili 30 ülkeye gittim. Senede yaklaşık beş fuara katılıyo-ruz. Ancak dünya ölçeğinde ne du-rumdayız. Net bir şey söyleyemem ancak yurt dışından talepleri olan ve büyük projelere imza atan bir fir-mayız. Tabii önce bulguru tanıtmak ve yenmesini sağlamak lazım. Bul-guru yiyecek kitle olmalı ki bulgur fabrikalarını kuralım. Komşumuz İran, bulguru tanımıyor. ABD ve Avrupa kısmen tanıyor. Daha çok Irak ve Suriye’de tüketiliyor. Türki-ye’deki duruma gelince, özellikle, yaptığımız AR-GE çalışmalarından sonra fabrikalar verimlilik olayını sorgulamaya başladılar. Artık 100 ton üzerine çıkamayan fabrikalar çok verimli olamıyor. Yaptığımız AR-GE çalışmalarında, tam otoma-tik pişirme olayı %40’ın üzerinde bir yakıt tasarrufu getirdi. Sektörde bugün tartışılan, AR-GE’de yapılan tasarruflar demek doğru olur diye düşünüyorum. Artık maddi imkânı olan sektördeki firmalar sistemi-ni yenileyecek diye düşünüyorum. Bugün kurutma sisteminde sonu-ca vardık. Emsali dünya çapında pek yok gibi. Bulgurun teknolojisi GÜNMAK Makine’den doğuyor di-yebilirim. Değirmen sektörü Kon-ya, Antep, Çorum ve Eskişehir’de çok yoğun. Tabii sadece bulgur ve mercimek üzerine çalışıyoruz. Un sektörüne fazla girmiyoruz. Bugün Konya’da yaptığım çalışmalardan dolayı çalışan 70’in üzerinde un üreten meslektaşımı da gözlemle-diğimde, babaları arkadaşım olan ikinci kuşağın tahsilli ve işi sahip-lendiklerini görmek mutluluk verici.

Bulguru geçmişten günümüze

nasıl anlatırsınız?Bulgur, mesleğe merak saldığım zamanlarda içler acısı olarak kedi

ve köpeklerin gezdiği sahalara se-rilerek üretiliyordu. Bu kadar geliş-miş makineler yoktu. Bulgur fab-rikalarında allefçi denen ustalar kırılmış bulgurun içindeki unu ve ayrılamayan bulgurdaki kepekleri ayıklarlardı. Alefçi, 1 metreye ya-kın çapta kalburu ile eleme işlemi yapardı. Günümüzde artık bulgur ileri teknolojiyle üretilen 60’a ya-kın çeşit yemeği yapılan bir diya-bet ürünü olup sağlıklı bir besin ve bulguru zevkle tüketen insanlardan biriyim.

Uzun yıllar sektörünüzde yer alan akademisyenlerle çalışan biri ola-rak üniversite-sanayi işbirliği için neler söylemek istersiniz?Daha önceleri üniversite kapalı bir kutu idi. Serbest değildi. Hocala-rımız yönetimlerinden çekinerek sanayie gelirlerdi. Şimdi ise Rek-tör Prof. Dr. Yavuz Hocamız ile Mü-hendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram Hocamız “intörn-lük” olayını getirdiler. Bu intörn mo-deli ile öğrenciler, akademisyenler korkmadan sanayie geliyor ve fikir alışverişi yapıyorlar. Üniversitede mevcut olan bilgiler hayata değe-biliyor. Şu an en önemli eksiğimiz sanayi yatırım danışmanlarımızın olmayışı. Bu konuda uzman aka-demik kadrolar artarsa iyi olur diye düşünüyorum.

Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?İşletmemde mühendislere, gençlere, “Kitapokuyor musun?” diye soruyorum. Bugün gençlerin temel eğitimi okumak olmalı. Boş kaldıkça sürekli kitap okumaları gerekiyor. Gençler sürekli dizi izliyor. Ancak bu seyretmenin, televizyonda zaman harcamanın sonu yok. Yine telefon konuşmasını da çok yapıyorlar. Kısaca aleti, teknolojiyi iyi zamanda kullanmıyoruz.

Page 82: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

80

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

“KAMU-ÜNiVerSiTe-SANAYi iŞBirliği DAHA DA ArTMAlI...”

ISACA kendinizden bah-seder misiniz?İnşaat mühendisiyim. Memleketim Osmaniye’nin Kadirli ilçesinde, Belediye Fen İşleri Müdürü olarak

çalışmakta iken 2006 yılında Gazi-antep Ticaret ve Sanayi İl Müdürlü-ğünde mühendis olarak çalışmaya başladım.2012’nin Kasım ayında Ga-ziantep İl Müdürü olarak atandım. altı ay vekâleten baktım. Yaklaşık üç bu-çuk dört yıldır ise asaleten bu görevi

yürütmekteyim. Bakanlığımız Sanayi ve Ticaret Bakanlığı iken, Bilim ve Teknoloji Bakanlığı olarak değişti.

il Müdürlüğünüzün görevlerini sıra-lar mısınız?Piyasa gözetim ve denetim ağırlıklı çalışmalar yürütülmekteyiz. Kulla-nılan sanayi ürünlerinde “C işareti” denetimleri, elektrikli ev aletlerinden, elektrikli ürünler, ev eşyaları, beyaz eşyalar, otomobil, asansör denetimle-rini yapmaktayız. Sanayicimize “sa-

nayi sicil belgesi” vermekteyiz. Akar-yakıt istasyonlarında satış yapılan yerlerde marka denetimi yapıyoruz. Bunun yanında sayaç ve tartı aleti denetimleri gibi iştigal konularıyla ilgilenmekteyiz. Tabii bakanlığımızın “bilim ve teknoloji” olarak ismi deği-şince görevlerimizde de yenilikler ve değişiklikler oldu.

“SANAYiCilerle iSTiŞAre”il Müdürlüğünüzün bağlı olduğu ba-kanlık, “Bilim ve Teknoloji Bakanlı-

Sanayi ve Ticaret Bakanlığının Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına dönüştürülmesiyle birlikte, ilgili bakanlığın sanayi ve akademik anlamdaki faaliyetleri daha da arttı. Gaziantep İl Müdürü Ferhat Güvel, yaptıkları hizmetleri bizlere aktarırken kamu-üniversite-sanayi işbirliğinin hedeflenen başarıyı daha kolay getireceğine dikkat çekti.

BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİ İL MÜDÜRÜ FERHAT GÜvEL:

K

Page 83: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

81

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mğı” olarak değişince hangi konular üzerinde yoğun olarak çalışmaya başladınız?Daha çok üniversite-sanayi işbirliği konusunda görevlerimiz bulunmak-ta. 2012 yılının Aralık ayında Gazi-antep Üniversitemizde, Adıyaman ve Kilis ili üniversite rektörleri, sanayi-ciler ve oda başkanlarının katıldı-ğı bir toplantı düzenledik. Tabii bu toplantıya, müsteşarlarımız, birim amirlerimiz ve genel müdürlerimiz de katılmıştı. Bu toplantılar, Türkiye geneli 26 bölgede yapılmıştı. Yine sanayicilerimizle görüş alışverişi için süreklilik arz eden ziyaretlerimiz olu-yor. Sanayimizin gelişmesi için ne-ler yapılabilir konuları üzerinde ça-lışmalarımız devam etmekte. Yakın zamanda sanayide elektrikli motorla verimliliğin artırılması, sanayideki eski motorların yenisiyle değiştiril-mesi ve enerjide tasarrufun sağlan-ması konusunda çalışmalar yaptık. Bilindiği üzere eski hantal makinele-rin enerji kaybı çok fazla. Ülkemizde enerji ithalat açığını kapatmak için bakanlığımız bu şekilde bir çalışma yürütmektedir. İthalat ve ihracat ora-nının azaltılması, yerli malı üretimi için sanayi ziyaretlerimiz devam ediyor. Tabii bakanlığımızın en bü-yük amaçlarından bir tanesi katma değerli ürün üretiminin artması için sanayide AR-GE merkezlerinin kuru-lumunu sağlamak. Son yıllarda bu konudaki çalışmalarımızda artış göz-lenebilir.

işletmeler ve KOBi’ler, proje ve des-tekleri il Müdürlüğünüz aracılığıyla yapabilir mi?Bakanlığımızın destek programı kapsamında pek çok fon kaynakları bulunup bu tür başvurular örneğin bir SAN-TEZ projesi başvurusu direkt bakanlığa yapılmaktadır.

“Ar-Ge MerKeZleri YAYGINlAŞTI-rIlMAlI...”Sürekli sanayi ziyaretleri yapıyor-sunuz. Sizce Gaziantep Sanayiinin ne tür sorunları var? Çözüm öneri-leriniz nelerdir?Yaşadığımız çağda ekonomimizin var olması, gelişmesi ve sürdürülebi-lir olması açısından AR-GE merkezle-rinin kurulması ve yaygınlaştırılması elzemdir. Bu merkezlerin kurulması, katma değerli ürünlerin üretilmesi ve ülke ekonomimizin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerle rekabet

edebilmesi, verimliliğin artırılması, ürünlerin kalite ve standartlarının yükseltilmesi için gereklidir. Şu an ülkemizde AR-GE merkezi sayısı 217 civarındadır. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Kocaeli illerinde bu merkezlere yoğun bir şekilde rast-layabilirsiniz. Maalesef Gaziantep için aynı şeyi söyleyemeyiz. Örneğin Gaziantep sanayii ihracat rakamına yakın Konya ilinde 12 tane AR-GE merkezi olan firma yer almakta-dır. Gaziantep’te ise bir tane AR-GE Merkezi bir tane de başvurusu olan firma bulunmaktadır. Gaziantep ili-nin ihracat rakamlarına bakıldığın-

da AR-GE merkezi olan illerle rekabet edebilecek seviyede iken AR-GE mer-kezleri konusunda ise çok gerilerde olduğu görülmektedir. Bu nedenle, Bilim ve Teknoloji Genel Müdürümüz İlker Murat Ar ve Müsteşarımız Prof. Dr. Ersan Arslan, Oda ve OSB Başkanı ile Gaziantep’te ihracatta ilk 1000’e girmiş 67 firma ve Üniversite Rek-törlerimizin katılımıyla yakın zaman-da bir toplantı yaptık. Müsteşarımız Gaziantep’teki 12 firmadan AR-GE merkezini kurmakla ilgili söz aldı. En kısa zamanda bu AR-GE merkezleri-nin kurulmasını ümit ediyoruz.

“KAMU-ÜNiVerSiTe-SANAYiCi iŞ Birliği”KÜSi nedir? Hedefleri nelerdir?Yaptığımız toplantıları bir adım daha ileriye götürerek KÜSİ kuruluşu oluş-turduk.” “KUSİ”, kamu-üniversite-sa-nayi iş birliği anlamına gelmektedir. Senede iki defa toplantı yapmayı planlıyoruz. Bu toplantılarda ortak akıl olarak neler yaparız, bunları tar-tışacağız.

eklemek istedikleriniz nelerdir?Ürün güvenliği ve verimlilik hafta-larında okullara gidiyoruz. Müdür-lüğümüzün çok kapsamlı ve çeşitli konularda işleri bulunmakta. Azimle çalışmaya devam ediyoruz. Günü-müz bilgi çağı. Bilgi sürekli canlı ve yenileniyor. Ülke olarak global dün-yada, rekabet edebilmek için tekno-lojik ürünler üretmeliyiz. Dolayısıyla Gaziantep’in hak ettiği sayıda AR-GE merkezi sayısına ulaşmasını temen-ni ediyorum.

RÖPORTAJ

Gaziantep ilinin ihracat rakamlarına bakıldığında AR-GE merkezi olan illerle rekabet edebilecek seviyede iken AR-GE merkezleri konusunda ise çok gerilerde olduğu görülmektedir. Bu nedenle, Bilim ve Teknoloji Genel Müdürümüz İlker Murat Ar ve Müsteşarımız Prof. Dr. Ersan Arslan, Oda ve OSB Başkanı ile Gaziantep’te ihracatta ilk 1000’e girmiş 67 firma ve Üniversite Rektörlerimizin katılımıyla yakın zamanda bir toplantı yaptık.

Page 84: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

82

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

MAKALE

Uluslararası düzeyde Araştırma-Geliştirmeolarak bilinen “AR-GE” üniversitelerde GaziantepÜniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi “TargeT”in dedediği gibi “Ar-Ge-Ti” araştırma geliştirme veticarileştirme şeklinde algılanması gerekir.

lUSlArArASI düzey-de araştırma-geliş-tirme olarak bilinen “AR-GE” üniversitelerde Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi

“TargeT”in de dediği gibi “Ar-Ge-Ti”araştırma geliştirme ve ticarileş-tirme şeklinde algılanması gerekir. Çünkü yapılan bir araştırma sade-ce yapılmamış olduğundan yapılı-yor, somut bir amaç hedeflemiyor ve sadece literatüre katkıda bulun-mak için yapılıyorsa pek dikkat çekici olamaz. Oysa ticarileşme po-tansiyeli olan bir çalışma ise daha siz çalışmaya başlamadan bile sa-nayicilerin dikkatini çekmeyi başa-rıyorsunuz. Türkiye’de üretilmeyip

tüketimi oldukça fazla olan o kadar kimyasal madde ve müstahzar var ki bunların oranı kalem bazında %90 civarındadır. AR-GE çalışma-larının bir kısmı bile bu konulara yöneltilse ülkemizin ekonomisine çok büyük bir katkıda bulunacak, ihracatı artırıp ithalatı azaltma yö-nünde büyük bir adım olacaktır. Peki bu çalışmaları kimler nasıl yapacak? Üniversitelerdeki aka-demisyenler, yeterli teorik bilgiye sahip ama pratik deneyimleri çok az. Sanayicilerin de pratik bilgileri oldukça fazla olmasına karşın te-orik bilgileri yetersiz kalmaktadır. O hâlde bu işi ancak ve ancak akademisyenler ve sanayiciler bir araya gelebilirlerse başarabilirler.

KİMYA’DA ARGE: “ArAŞTIr-GeTir”ARGE’Yİ KİMLER YAPACAK

Doç.Dr. Hidayet Mazı

UHidayet Mazı Kimdir?

1974 Hatay doğumlu. İlk ve orta öğre-nimini İskenderun’da tamamladı. 1993 yılında Hacettepe Üniversitesi Fen Fa-kültesi Kimya Bölümünü kazandı. 1998 yılında lisans, 2000 yılında yüksek lisans ve 2006 yılında doktora eğiti-mini yine Hacettepe Üniversitesinde tamamladı. 2007 yılında Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümüne yardımcı doçent ola-rak atandı. 2015 yılında doçentlik un-vanını aldı. 2009 yılından beri Kimya Bölümü Başkan Yardımcılığı ve Poli-mer Kimyası Anabilim Dalı Başkanlığı görevlerini yürütmektedir.

Page 85: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

83

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

MAKALE

Teorik ve pratik deneyimler birle-şirse sonuç çok kısa sürede olumlu çıkacaktır.

SANAYiCiNiN Ar-Ge’YeBAKIŞ AÇISISanayici, TargeT’in “Ar-Ge-Ti” slo-ganını “Ar-Ge-Ti” “Araştır-Getir” diye düzeltmiş durumdadır. Yani orta-da bir fikir varsa, “Araştırın, sonuç olumlu çıkarsa gelin konuşalım.” diyor. Projeyi yapacak olan bir ya-zılım firması ve proje bir yazılım programından ibaret ise belki bu düşünce geçerli olabilir. O da ancak yazılım şirketi yeterli yazılım prog-ramlarına sahipse mümkün olabi-lir. Oysa Kimya, uygulamaya dayalı bir temel bilim dalıdır. Yani elinizde kimyasallar, sarf malzemeleri, ci-hazlar ve yeteri kadar personeliniz yoksa asla bir şey yapamazsınız. Peki akademisyenler bu ihtiyaç-ları nereden temin edecekler? Bir kaynak gerekli. Kaynağı da ancak projenin olumlu sonucuna ihtiyaç duyan sanayici karşılayabilir. Yani gerekli kimyasalları ve projede gö-rev alacak personellerin gelirlerini sanayici karşılayacak ki akademis-yen de sahip olduğu teorik bilgiler sayesinde proje personelini yön-lendirip projenin en kısa sürede olumlu sonuçlanması için elinden gelen gayreti sarf etsin. Günümüz Türkiye’sinde sanayici kendi AR-GE laboratuvarlarını kurmaya ça-lışmakta, pratik bilginin yeterli ol-duğunu düşünmekte ve AR-GE’nin deneme yanılmalardan ibaret ol-duğunu sanıyor. Bu düşünce ile hareket edildiğinden kolay kolay hiçbir firmanın AR-GE sonucu elde edilmiş yepyeni bir ürünü bulun-mamaktadır. Olanlar sadece istis-nalardır. Sonuç böyle olduğundan dolayıdır ki çok az firmanın AR-GE departmanı bulunmaktadır. Herke-sin milyonlarca dolar harcayarak cihazlar almasına gerek yok. Üni-versitede ihtiyaç duyulan hemen hemen her cihaz bulunmaktadır. Sanayici, yeterli teorik bilgiye sahip

olmadığından hangi cihaza ihtiyacı olduğunu bilememekte, birilerinin tavsiyesiyle cihazlar almakta ve bu cihazların çoğu atıl durumda tutul-maktadır. Bunun yerine, konusunda uzman bir akademisyenle irtibata geçip onunla fikir alışverişinde bu-lunması, birlikte kararlaştırdıkları bir projede maliyetleri karşılasalar hem maliyet çok daha ucuz hem de sonuçlar çok daha güzel olacak-tır.

NeDeN Ar-Ge YAPAlIM?Ülkemizde kurulan üretim firmala-rının büyük bir kısmı “Komşu yapı-yor, biz de yapalım.” mantığıyla ku-ruluyor. Özellikle de Gaziantep’te bu şekilde kurulan üretim firmalarının oranı son derece fazladır. İlgili ko-nuda bilgi sahibi olan bir usta veya usta başı bulunur, tesis kurulur ve üretime geçilir. Bazı durumlarda nihai ürünün potansiyel müşte-rileri bile tespit edilmemiş oluyor. Ürün elde edildikten sonra müşte-ri aranıyor. Farz edelim ki müşteri hazır. “Potansiyel rakipler kimler? Rakiplerle nasıl mücadele edece-ğiz? Teknolojiye nasıl ayak uydu-racağız?” soruları akla bile gelme-miş oluyor. Firmanın, muhtemel rakipleriyle mücadele edebilmesi ya ürünü daha ucuza mal edip fi-yatı düşürmesi ya da katma değeri daha yüksek, daha üstün özellik-lere sahip bir ürün üretmesi şek-

linde olabilir. Komşudan öğrendiğini komşudan daha ucuza mal etme-si pek kolay olmuyor. Çünkü teo-rik bilgi yok. Ürüne üstün özellikler kazandırmak da mümkün olmuyor. Hal böyle olunca, ürünü satabilse bile teknoloji ve insan ihtiyaçlarına ayak uyduramadığından dört beş yıl içinde iflas ediyorlar. Teknoloji her gün değişiyor. İnsanların ihti-yaç duyduğu şeyler sürekli değişi-yor. İşte “Var olan bir ürünü daha ucuza nasıl mal edebiliriz? Ürüne hangi özellikleri katmalıyız ve na-sıl katabiliriz? Başka ne tür ürünler üretebiliriz? Teknolojinin son geliş-meleri nelerdir?” sorularının cevabı konusunda uzman, teknolojiyi en önden takip eden bir akademis-yenle ortaklaşa yapılacak AR-GE çalışmasında yatmaktadır. Sana-yici belki de şunu diyebilir: “Ben bu kadar maliyeti karşılayacağım ama sonuç olumlu çıkacak mı? So-nuç olumlu çıkmazsa ne yaparım?” Hiçbir insan hiçbir AR-GE çalışma-sının sonucunun olumlu çıkacağını garanti edemez. Ama 10 tane AR-GE projesine yapılacak toplam yatırım bunlardan bir tanesinin dahi olum-lu sonuçlanması hâlinde en geç bir yılda yaptığı tüm AR-GE harca-malarını geri almış olacaktır. Konu-sunda uzman bir akademisyen de yaptığı 10 AR-GE projesinden en az birini olumlu sonuçlandırabilir diye düşünüyorum.

Teknoloji her gün değişiyor. İnsanların ihtiyaç duyduğu şeyler sürekli değişiyor. İşte “Var olan bir ürünü daha ucuza nasıl mal

edebiliriz? Ürüne hangi özellikleri katmalıyız ve nasıl katabiliriz? Başka ne tür ürünler üretebiliriz? Teknolojinin son gelişmeleri nelerdir?” sorularının cevabı konusunda

uzman, teknolojiyi en önden takip eden bir akademisyenle ortaklaşa yapılacak AR-GE

çalışmasında yatmaktadır.

Page 86: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

84

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

SEKTÖREL

AlIŞTAYIN açılış konuş-masını yapan Dr. Deniz Vuruşkan, “Gaziantep TEKNOPARK olarak Ga-ziantep Üniversitesinin AR-GE ve inovasyonunu

üstlenmiş birimi olarak şehrin AR-GE ve inovasyon ekosistemine içinde bulunduğumuz projeler kap-samında yerli ve yabancı uzman-larımızla pozitif ivmeler katmaya çalışıyoruz. Burada, sektör ile ilgili fikir paylaşımları için buluştuk. Çık-tıları da elle tutulur ve gözle görü-lür somut bir hâle getirmeyi düşü-nüyoruz.” dedi.TEKNOPARK’ta yürütülen projeler hakkında bilgi sunan TEKNOPARK Uzmanı Serap Özpolat Çete, “Gazi-antep TEKNOPARK’ta yazılım, bili-şim, sağlık ve biyoteknoloji, makine imalatı ve otomasyon, yapay zekâ teknolojileri ve tıbbi cihazlar, ener-

ji, gıda, inşaat, tekstil ve elektronik alanlarında faaliyet gösteren toplam 60 firma bulunmaktadır. Bir IPA projesi olan projemiz inşaat ve mü-şavirlik süreciyle birlikte yürümekte olup teknik destek devam etmekte-dir. Mal alımı sürecinin sonuna ge-linmek üzeredir. Proje kapsamında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan-lığı yetkilileri ve tüm konsorsiyum üyelerinin temsilcileriyle Gaziantep TEKNOPARK’ta açılış toplantısı yap-tık. Proje kapsamında Gaziantep Sa-nayi Odası, Gaziantep Ticaret Odası, Esnaf Sanatkarlar Odası Birliği gibi paydaşlarımızın bir araya geldiği bir toplantı yapıldı. Pek çok kurum ve kuruluş temsilcileriyle AR-GE ile inovasyonun geliştirilebilmesi ve Türkiye’nin AR-GE inovasyon hari-tasında, Gaziantep’in yerinin ne ol-duğuyla ilgili odak grup toplantıları yaptık.” ifadelerini kullandı.

Kimya ve deri mamulleri sektörleri teknolojiyi konuştu

Gaziantep TEKNOPARK tarafından düzenlenen plastik, kimya ve deri mamulleri sektörlerinin liderleri ile “Teknolojik FikirGeliştirme Toplantısı”,Avrupa Birliği Uzmanı Funda Suran moderatörlüğünde, Gaziantep Divan Otel Osmanlı Toplantı Salonunda gerçekleştirildi.

Ç

Page 87: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

85

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mTargeT Teknoloji Transfer Ofisi hak-kında ve neden AR-GE yapmalıyız konusunda sunum yapan TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Üniversite-Sanayi İş Birliği Uzmanı Dr. Fatih Balcı, “2012 yılında TÜBİTAK, açtığı program kapsamında üniversite ve sanayinin iş birliğini tek platformda toplama kararı aldı. Bu platformlara da Teknoloji Transfer Ofisi adını ver-di. TargeT Teknoloji Transfer Ofisi de bu platformlardan biri olup farkın-dalık, araştırma projeleri, üniversite-sanayi iş birliği, fikri ve sanayi mül-kiyet hakları ve girişimcilik, modülprogramları üzerine çalışmalar yap-maktadır. Teknolojik açıdan yeni ürün, teknolojik açıdan iyileştirilmiş ürün, teknolojik süreç yeniliği, sanayi AR-GE’sinin çerçevesini çizmektedir. Ülkemizde AR-GE destekleriyle üni-versite-sanayi iş birliği ile ihraç edi-lebilir ithal ikamesi sağlayan ürün-lerin geliştirilmesi, AR-GE personel sayısının artırılması, akademik bil-ginin ticarileşmesi, yeni ve yenilik-çi şirketlerin yaratılması, sanayimi-zin rekabet gücünün yükseltilmesi amaçlanmaktadır.” şeklinde konuştu.Dünyada ve Türkiye’de plastik, kim-ya ve deri mamulleri sektörüne bakıldığında 2012 yılında kimyasal madde satışının 3 bin 127 milyar avro olduğunu dile getiren AB Uz-manı Funda Suran, “Dünyada kim-yasal madde üretiminde %30,5 pay ile Çin, %14,6 pay ABD ve %5,6 pay ile Japonya gelmektedir. Türkiye’de kimya sektörüne baktığımızda kim-ya sektöründe ürünlerin %30’u doğ-rudan tüketiciye ulaşırken %70’i diğer sektörlerde ara mal veya ham madde olarak kullanılmakta-dır. Plastik sektörü imalatında ise Gaziantep’in en çok plastik firma-sı olan 6’ncı il ve en fazla sigor-ta istihdamının yapıldığı 4’üncü il olduğu görülmektedir. Ayakkabı ve deri sektöründe ise dünya ayakkabı üretiminde Türkiye söz sahibi 10 ül-keden biri. Dolayısıyla kimya, plastik ve ayakkabı-deri sektörü pazar pa-yının çok büyük olduğu sektörler. Bu sektörlerde siz sektör temsilcilerinin görüşleri çok önemli.” dedi.Toplantıya Gaziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, TEKNOPARK Uzmanı Serap Özpolat Çete, Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Kimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hüseyin Zengin ve GAÜN Kimya

Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Gülay Zengin, Proje Uzmanı Buğra Barlas ve Esra Taşçı, TargeT Teknoloji Trans-fer Ofisinden Dr. Fatih Balcı, Gam-ze Erden, Başar Kılıçparlar, Samet Kürşat Başol ile Beydağı Kimya, Tat Kimya, Kms Plastik, Süper Film, Kur-san Ambalaj, Erpen Plastik, Köksan Plastik, Monokem Kimya, PolyMetal Kalıp Plastik, Admaco AR-GE gibi çe-şitli firma sektör temsilcileri katıldı.Toplantıda kalifiye eleman, marka-laşma, alt yapıda bilim ve teknoloji-nin kullanılmayışı, teknolojiyi gelişti-recek ve elde tutacak güce ihtiyacın olması ve eğitim gibi konulara de-ğinilirken AR-GE yapabildiklerini fa-kat ihracatta sıkıntılarının olduğunu dile getiren sektör liderlerinin karşı-lıklı fikir alışverişi ile sona erdi.

SEKTÖREL

TargeT Teknoloji Transfer Ofisi hakkında ve neden AR-GE yapmalıyız, konusunda sunum yapan TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Üniversite-Sanayi İş Birliği Uzmanı Dr. Fatih Balcı, “2012 yılında TÜBİTAK, açtığı program kapsamında üniversite ve sanayinin iş birliğini tek platformda toplama kararı aldı. Bu platformlara da Teknoloji Transfer Ofisi adını verdi. TargeT Teknoloji Transfer Ofisi de bu platformlardan biri olup farkındalık,araştırma projeleri,üniversite-sanayiiş birliği, fikri vesanayi mülkiyet hakları ve girişimcilik,modül programlarıüzerine çalışmalar yapmaktadır.

Page 88: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

86

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

SAF Bey, kendinizi ta-nıtır mısınız?1968 Gaziantep do-ğumluyum. İlk, orta ve lise öğrenimimi Gaziantep’te tamam-

ladım. Babam Sebze Hali’nde kab-zımaldı ve ben çocukluğumda okul çıkışı ve yaz tatillerinde babamın ya-nında çalışırdım. Yüksekokulu Trak-ya Üniversitesi Sağlık Hizmetlerinde tamamladım. Bu sektöre anestezi teknikeriyken tesadüfen girdim. Çapa Tıp Fakültesinde çalışırken aldığım iş teklifi üzerine sektöre adım attım.

Beydağı Kimya’nın temelleri nasıl atıldı?Bilirsiniz bölgemizin insan yapısında 6 yaşından itibaren ticari ruh var. Bu bölgelerde her evlenen çocuğa ba-basının gücü doğrultusunda serma-yeler verilir. İstanbul’u çok severim. Askerden dönüşte bir gönül gözü ile İstanbul’u göreyim ve öyle memleke-te döneyim istedim. Bu arada kim-ya işiyle uğraşan eniştemin yanına uğramıştım. O zamanlar keşke böyle bir işim olsa diye düşünürken eniş-

temden bu işi Gaziantep’te yapmam-la ilgili teklif geldi. Böylece Beydağı Kimya’nın ilk nüveleri atılmış oldu.

“BAŞArAMAZSAM, SeBZe HAli’Ne DÖNÜŞ YAPACAKTIM”.Süreç daha sonra nasıl işledi? Kur-duğunuz şirketi nasıl büyüttünüz?Ben ilk işe başladığımda satacağım ürünlerin ismini bile telaffuz etmek-te zorlanıyordum. Mavi bidon ve ba-casını gördüğüm, kimyasal olan her yere daldım ve çok çalıştım. Müşte-rilerim sağ olsunlar; onlarla istişare yaparak bugünlere geldim. Daha sonra, “Boynuz kulağı geçer.” derler sözünü gerçekleştirmiş olduk. Eniş-tem deri sektöründe çok iyiydi. O za-manlar deri sektörünü araştırmamı istedi. Gaziantep’te 18 tane deri fab-rikası vardı. Buradaki 18 fabrikanın bileşimi kendilerinin faaliyet göster-diği alanda var olan fabrikaların bir tanesinden dahi küçüktü. “Kazın aya-ğı öyle değil.” diye bir atasözü var. Deri sektörü zordu. Onların teşviki ile girdiğimiz bu sektörde kendi başımı-za yol almaya başladık. 1996 yılında Beydağı Kimya firmasını kurduk. Deri

sektöründeki kimyasallardan vazge-çip kimya sektörü derya deniz bir sektör deyip deterjancılara yöneldik. Bazı dönemler birtakım sektörler ta-bir etmek gerekirse dökülme gösterir. Deterjancılar da o yıllarda öyle idi. Tüm bunlar keyif vermedi ve tatmin etmedi. Başaramazsam, yapamaz-sam Sebze Hali’ne dönecektim. Bu nedenle başarmak zorundaydım. Bu defa tekstilcilerin kimyasal ihtiyaçla-rını karşılamak üzere faaliyete baş-ladık. 1998-2001 dönemlerinde tekstil sektörü de çok iyi değildi. Ambalaj sektörü kimyasalında çalışmalar yapmaya başladık. 6 yıl boyunca gece gündüz kafa yordum ve çok çalıştım. Bugün geldiğimiz noktada, tekstil-baskı, plastik-ambalaj, gıda-agro, deterjan-kozmetik sektörlerinin kimyasal tedarikçisiyiz. Ürün tedariki, kalite ve hizmet anlamında artık söz sahibi firma olduk. Bu 4 ana sektör-de birimlerimiz de oluşmuş vaziyette. Her birimimizden sorumlu mühen-dis arkadaşımız var. Bazı birimlerde en az iki tane bulunmakta. Ayrıca AR-GE, ÜR-GE ve satışta destek olan kimyager ve kimya mühendisi arka-

“KAliTe, YÖNeTiM Ve ÜreTiMe ÇOK ÖNeM VeririM”

Beydağı Kimya Yönetim Kurulu Başkanı Asaf Beydağı, kimya sektöründe %90 oranında dışa bağımlı bir ülke olduğumuzu belirterek bundan kurtulmak için AR-GE’ye yönelik çalışmaların artması gerektiğini söyledi. Beydağı, şirketinin kuruluşunu, başarısını ve sektörü değerlendirdi.

BEYDAĞI KİMYA’NIN BAŞARI ÖYKÜSÜ… ASAF BEYDAĞI :

A

Page 89: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

87

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

RÖPORTAJ

daşlarımız yer almakta. Başlangıçta bu kadar dağınık bir sektörde, teknik gerektiren ve rakipleriniz çok daha iyi koşulda iken bugün 2016 yılına geldiğimizde konusunda uzman ar-kadaşlarımızla sanayi kuruluşlarının kimyevi madde tedarikini teknik des-tek vererek hızlı ve kaliteli bir şekilde sağlıyoruz.

“DIŞA BAğIMlI Bir ÜlKeYiZ”.Faaliyette bulunduğunuz sektörün Türkiye’deki durumu ile ilgili neler söylemek istersiniz?Kimya sektöründe %80-90 dışa ba-ğımlı bir ülkeyiz. Türkiye’de yoğun olarak üretilen soda, boraks ham maddeleri var. Sodyum sülfat ve hid-rojen peroksit üretimimiz var. Ara, yarı mamul veya ham maddesi dışardan gelmek kaydıyla üretilen ürünler var.

Şu an Beydağı Kimya’yı nasıl ko-numlandırırsınız? Yeni dönem he-defleriniz nelerdir?Sektörde teknik bilginin çok önem arz etmesinden dolayı, teknik bilgiye sahip kadro oluşturmanın önemli ol-duğunun farkındayız. Bugün insana yapılan yatırım, bir şirketin önemli bir değeri. Bunun yanında Gaziantep Organize Sanayi 5. Bölgede üretim, depolama olarak yatırımlarımız yine şu an mevcut iş yerimizde araç sa-yısı ve dış cephe anlamında ek yatı-rımlarımız devam ediyor.

“FirMA KÜlTÜrÜ ÇOK ÖNeMli...”Uzun yıllar hem yöneticilik deneyi-mi hem de saha deneyimi olan biri olarak hangi konulara yatırım yapı-

yorsunuz?Önce insan sonra teknoloji ve gay-rimenkule yatırım yapıyoruz. Firma kültürü çok önemli. En ciddiye aldı-ğım konu bu. İşletmede kalite, yöne-tim, üretim gibi konulara çok önem veriyorum.

Faaliyet gösterdiğiniz sektör nereye gidiyor?Dünya konjonktürüne baktığımızda gerek hedefleri ve gerek stratejileri anlamında en büyük ekonomi de-diğimiz Almanya, Rusya, ABD, Çin’in çokta mutlu olduğunu düşünmüyo-rum. Gaziantep, sanayi anlamında gerçekten zoru başarıyor. Beyda-ğı olarak ihracat ve ithalatımız az ancak ürün verdiğimiz müşterilerin %70’i ihracat yapıyor. Dolayısıyla direkt çok fazla olmasa da dolaylı olarak ihracat yapıyoruz. Türkiye’nin global marka, firma, sektör yarata-bileceği konfeksiyon, tekstil, ayakka-bı gibi sektörler bulunmakta. Ancak kimya sektörünün önü açık. Ara mamul, yarı mamul, nihai ürünler ve plastik bu sektörün içine giriyor. Belki de otomotivden daha popüler bir sektör. Yan sanayi üretmek çok daha önemli ve Türkiye olarak bunu başarabiliyoruz. Son yıllarda halk dilinde limon tuzu olarak bilinen sit-rik asit veya sodyum hipoklorit gibi satış grafiğimizde olan ürünlerin sa-

tışı ülkemizde artmakta. Ancak tüm bunları üretmek için de elektrik, doğalgaz gibi enerjiye ihtiyaç var. İş güvenliği ve sağlığı konusu, bu sektör için önemli. Beydağı olarak teknik ve görsel olarak bu konuya çok dikkat ediyor ve önemsiyor.

Ar-Ge DePArTMANIMIZ VAr”.Ar-Ge konusunda düşünceleriniz nelerdir, firmanızın Ar-Ge çalışma-ları var mı?Enzimler, yaşayan organizmalardır. Bu konuya odaklandık. Yurt dışında bir firmanın formülatör firması ola-rak yakında üretime başlayacağız Doğa, çevre, insan sağlığına duyar-lı ürünlerdir. AR-GE departmanımız var. Tekniker ve mühendislerimiz var.

Gençlere tavsiyeleriniz nelerdir?Bilirsiniz, “Sen ağa, ben ağa; bu ma-sada, sahada kim çalışacak?” diye halk arasında konuşulan bir söz var. Şehirlerimizde üniversitelerimizin ol-ması güzel.. Ancak üniversite mezu-nu arkadaşlar sahada çalışma sis-temine alışmalılar. Bu nedenle ara elemanlar Türkiye için can suyu. Değerini bilmek lazım. Tabii çalışan donanımlı istihdamın beyin göçünü önlemek için çalışmalar yapmak lazım.

Gaziantep, sanayi anlamında gerçekten zoru başarıyor. Beydağı olarak ihracat ve ithalatımız az ancak ürün verdiğimiz müşterilerin %70’i ihracat yapıyor. Dolayısıyla direkt çok fazla olmasa da dolaylı olarak ihracat yapıyoruz.

Page 90: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

88

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

iriŞiMCiliği tarif etmek için kendi işini kurmanın yetmediğini belirten Şah-süvar, konuşmasını şöy-le sürdürdü: “Son 10 yıldır

bir şeyi alıp satan ticarethane ile yeni yazılımlar geliştiren girişimcile-rin aynı olmadığı düşünülmektedir.

Günümüz dünyasında kendi nam ve hesabına çalışan kişi girişimci olarak tanımlanmakta. Endüstride çalışan kişi kadar kendi nam ve hesabına çalışan kişi bulunmakta, dolayısıyla nüfusumuzun epeyce bir kısmını oluşturan ve para döndüren bir kitleden bahsediyoruz. Türkiye’de

toplam istihdamın %70’ini KOBİ’ler oluşturmakta. Yatırımların, devlet teşviklerinin epeyce bir katkısı bu-lunmakta. Girişim ve girişimcilik de-diğimiz zaman önemli bir gruptan bahsediyoruz. Girişimcilik ekosiste-minde geçmişten bu yana çalışan biri olarak Gaziantep bizim için ente-resan bir yerdir. Türkiye’deki ilk giri-şimcilik programını KOSGEB koordi-nasyonunda 1995 yılında uyguladık. Yine Türkiye’de ilk defa üç üniversi-te de girişimcilik programı 1997’de gerçekleşti. Bu üniversitelerden biri de Gaziantep Üniversitesiydi. Sizlere yeni nesil girişimciler diyoruz. Çünkü girişimci, ölçeklenebilir hızlı büyüme yani yelkenlerini rüzgâra göre ayar-layıp hızla yol alan kişi demektir”.

“Girişimcilik Niyetiniz Varsa Çok Ça-lışın ve Fırsatları Görün”İstanbul’daki yaşam ve ardın-dan İpek Hanım Çiftliğinin kuruluş hikâyesini paylaşan İpek Kaftancı-oğlu, “Girişimcilik hikâyemi anlatır-ken hem bakış açım hem de yap-mak ve yaşamak istediklerim çok geleneksel. Her zaman çok çalıştım. 12 yaşında sokaklarda su satarak başlayan serüvenim arife, kurban, pazar tatili demeden çalışarak geçti. Bir şeye devam etmek ile ilgili niye-tiniz varsa yapacağınız ilk şey çok çalışacaksınız ve çok düşüneceksi-niz. İpek Hanım Çiftliğiyle Türkiye’ye iyi gıda sunmak istedim. Bugün 800 çeşit ürünümüzü entegre olarak üre-tiyoruz.” dedi.Kaftancıoğlu, “Sizlere girişimcilikle ilgili söyleyeceğim en önemli şey, girişimci olmanın bir nedeni olmalı. Yani fark yaratmak, takdir edilmek, başarı, daha sonra kazanç ve konfor

GİRİŞİMCİLİK

“ÇOK ÇAlIŞIN Ve FIrSATlArI GÖrÜN!..”

Bölgesel Girişimcilik Günleri kapsamında katılımcılara tecrübelerini aktaran Adnan Şahsüvar, 30 binin üzerinde girişimciyle birebir çalıştıklarını ifade ederek “Girişimcilik hikâyelerinin tutarlı olmasını beklemeyin. Önemli olan bu tutarsızlıklar içinde tutarlı bir hikâye yaratmak, bir şeyleri belirli vizyona götürmek.” şeklinde konuştu.

G

Page 91: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

89

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mgelmeli. İyi bir iş ve işinizin peşin-de olmanız gerekiyor. İpek Hanımın Çiftliğini kurmak severek yaptığım, hayatımın nefes aldığı dönemi di-yebilirim. Aklımı, adaletimi, girişim gücümü kullanabildim. Girişimcinin önemli bir özelliği var. Herkesin risk gördüğü yerde girişimci fırsatı görür. Bu nedenle, kulaklarınızı olumsuz yönlendirmelere kapayın, aklınızı ve kalbinizi koordine edin ve mümkün olduğunca öz sermayenizi hazırla-yın ve yaptığınız işin her anlamda tozunu yutun.” ifadelerini kullandı.Gaziantep Üniversitesi TEKNOPARK IPA projesi kapsamında GAÜN Kong-re ve Sanat Merkezi “MÂVERA”da düzenlenen, “Bölgesel Girişimcilik Günleri” programına, Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Gaziantep TEK-NOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, Gaziantep TEKNOPARK’ta yürütülen AB projesi Takım Lideri Dr. Rein Ruubel, GAÜN TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi uz-manları, tecrübelerini katılımcılarla paylaşmak için Girişim Eğitim ve Danışmanlık Merkezi Uzmanı Ad-nan Şahsüvar ve İpek Hanım Çiftli-ği Sahibi Pınar Kaftancıoğlu ve pek çok girişimci adayı, GAÜN ve çevre üniversitelerden gelen pek çok öğ-renci katıldı.Program sonunda, GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun ve Gaziantep TEKNOPARK’ta yürütülen AB projesi-nin Takım Lideri Rein Ruubel tara-fından günün anısına katılımcılara plaket takdim edildi.AB uzmanı Funda Suran tarafından TEKNOPARK’ta Girişimcilik Pane-li ile devam eden programa, New Energy firmasından Emre Acar ve Ali Başpınar, Odaksan AŞ’den Vedat Temiz, Mech Robot’tan Ali Kılıç, Ino-vit firmasından Ahmet Konukoğlu, Bedesten.co site sahibi Enver Çağrı Yıldırım katıldı. Panel’de girişim yol-culuğu ve teknoparklarda bir AR-GE projesi ile şirket kurmanın vergisel ve fon kaynaklarına erişim anla-mında avantajları hakkında bilgi verildi.Panellerin sonunda günün anısına panelistlere, Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun, Mühendislik Fakültesi De-kanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, Ga-ziantep TEKNOPARK Genel Müdürü Yrd. Doç. Dr. Deniz Vuruşkan, AB Uz-manı Funda Suran, AB Takım Lideri

Rein Ruubell, Gaziantep TEKNOPARK Uzmanı Serap Özpolat Çete tarafın-dan plaket takdim edildi. Bölgesel Girişimcilik Günlerinin ikinci günü Gaziantep KOSGEB Müdürü Dr. Sadık Gözek’in destek programlarıyla ilgi-li konuşması ve Kanvas İş Modeli , Drama , İnovasyon, Çocuk Oyuncağı Üretim ve Balon Arabalar Atölye ça-lışmaları ile tamamlandı.

GİRİŞİMCİLİK

Page 92: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

90

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

eNiliKÇiliK ve Başarı Paneli’nin moderatörlü-ğünü yapan Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram “Olaylara farklı bir gözle baktığımız-

da, her şeyin içerisinden bir yenilik çıkarabiliyoruz. Ancak bulunan yeni-liği başarıya çeviremeyince her şey hayal olarak kalabiliyor. Bugün bu-rada olmak benim için çok önemli. Genç bayan panelist arkadaşlarımızı

görünce sizlerle bir hayalimi paylaş-mak istiyorum. Özellikle Mühendislik Fakültemizde okuyan kız öğrencile-rimden sanayici, girişimci çıkarmak istiyorum.” dedi.Girişimcilik deneyimlerini katılım-cılara aktaran ve panelist olarak programa katılan INSPARK Teknoloji firması sahibi Ömer Görgüç, “Birçok şehirden ve üniversiteden gelen ar-kadaşlar bugün aldıkları öneriyi bir fikir ve yol haritasına dönüştürmek istiyorlarsa bir proje yazmalarını tav-siye edebilirim. Böyle fikirler aklınızın bir köşesinde bulunsun.” diyerek giri-şimcilere geç kalmamaları konusun-da uyarıda bulundu.İnsan hakları, çevre gibi toplumsal duyarlılık projelerini yürütürken veya üzerinde çalışırken girişimci oldu-ğunu kaydeden ustamdan.com site sahibi Müge Ulusoy, konuşmasında şunları söyledi: “Lise yıllarından bu

GİRİŞİMCİLİK

GiriŞiMCiler NASIl BAŞArDIKlArINI ANlATTI

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Mavera Kongre ve Sanat Merkezinde, Gaziantep Üniversitesi TEKNOPARK IPA Bölgesel Girişimcilik Günleri Projesi kapsamında “Yenilikçilik ve Başarı”, Gaziantep TEKNOPARK’ta “Girişimcilik” paneli düzenlendi.

Y

Page 93: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

91

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

myana kadın girişimci ve yatırımcı olma hayalim vardı. Arkadaşım ve ortağım Gökçe ile birçok proje ve yarışmalara katıldık. Başlangıçta ne yapacağımızla ilgili fikrimiz yoktu ancak bir şey yapmak istediğimizi biliyorduk. Dolayısıyla bir şeyler yap-mak istediğinizde nasıl sorun çöze-bilirim noktasında değişimi lokalden başlatmak gerekiyor. Bir gün arkada-şım ve ortağımla, 2014 yılında Gazi-antep Yeşil Altın Antep Fıstığı Zirvesi-ne katıldık. Biliyorsunuz Gaziantep’in çok üretken bir havası var. Gezimi-zin son gününde Bakırcılar Çarşısı’nı gezerken Gaziantep’in zanaatkârları dikkatimizi çekti. İlk ustamız olan yemenici Mehmet Usta ile karşılaştık ve bazı zanaatkârlık mesleğinin kay-bolmaması için neler yapacağımızla ilgili sohbete başladık. Mehmet Usta bize yaşadığı sıkıntıları aktardı. Bu tür zanaatkârların müşteriye ulaşı-labilirlik problemini nasıl çözebilirimi düşündüğüm an itibariyle girişimci-lik hikâyem başladı”.GESK Teknoloji’den Mehmet Baylan da Güneş Enerjili Sistemler Kulü-bünde güneş-hidrojen-elektrik ener-jili araç yapmaya çalışırken yurt içi ve yurt dışında yarışmalara ka-tıldığı sırada girişimcilik faaliyetle-rine başladığını söyledi. Baylan, “Şu an piyasada tuvaletlerde kullanılan hijyen cihazlarının tasarım işlerini yapıyoruz. Bununla ilgili Türkiye’de en büyük üretici firmasının AR-GE işlerini yapıyoruz. Türkiye’de pek çok sayılı firma müşterimiz. Dene-

yim kazanmak önemli ancak genç yaşta girişimcilik faaliyetlerine gir-menin faydası şu: Genç yaşta kay-bedecekleriniz çok az. Geçindirmek

zorunda olduğunuz bir eviniz, aile-niz ve alıştığınız hayat standardınız olmadığı için genç yaşta girişimci olmak için mücadele etmek gerek-tiğine inanıyorum.” şeklinde konuştu.

GİRİŞİMCİLİK

“Bakırcılar Çarşısı’nı gezerken Gaziantep’in

zanaatkârları dikkatimizi çekti. İlk ustamız olan

yemenici Mehmet Usta ile karşılaştık

ve bazı zanaatkârlık mesleğinin

kaybolmaması için neler yapacağımızla

ilgili sohbete başladık. Mehmet Usta bize yaşadığı

sıkıntıları aktardı. Bu tür zanaatkârların

müşteriye ulaşılabilirlik problemini nasıl

çözebilirimi düşündüğüm an

itibariyle girişimcilik hikâyem başladı”.

Page 94: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

92

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mAZiANTeP TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, sertifika töre-ninin açılışında yaptığı konuşmada, Gaziantep

Üniversitesinin teknoloji kurumları ve teknoloji yapan bölgeleri olarak

yaklaşık iki yıldır çok ciddi aktiviteler yaptıklarını söyledi. Dr. Vuruşkan, böl-gedeki inovasyon, AR-GE ve girişim-cilik sistemini geliştirmek adına iki önemli programı daha sonuçlandır-mış olmanın mutluluğunu yaşadıkla-rını söyledi.Girişimciliğin doğuştan geldiğini ve nakış gibi işlenmesi gerektiğini dile getiren GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram ise, “Bu eğitim sürecinde doğal, yaratı-lıştan gelen girişimciliğin işlenmesi amaçlanmaktadır. Şu an Türkiye’de yirmi ülkenin başkanları bir arada. G20 zirvesinde temanın üç ana te-mel konusu var. Bunlardan biri kap-sayıcılık ve bunun içerisinde de ‘Genç 20’ gündem maddesi var. Buna çok önem veriliyor. Bu, gelecekte gençleri kolay bir hayat beklemiyor demektir.

GİRİŞİMCİLİK

G

Gaziantep TEKNOPARK tarafından düzenlenen KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimi Sertifika Töreni ve Gaziantep TEKNOPARK ile TargeT Teknoloji Transfer Ofisi işbirliğiyle düzenlenen Projein-Yenilikçilik ve Girişimcilik Eğitimi Sertifika Töreni Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Mühendislik Fakültesi Dekanlığı toplantı salonunda gerçekleşti.

GiriŞiMCiler SerTiFiKA AlDI

Page 95: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

93

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

GİRİŞİMCİLİK

Örneğin, İtalya’da genç işsizlik oranı %40’ların üzerine çıkmışken, bu oran Türkiye’de gençlerde %17. Dolayısıyla gelecekte zor ve riskli bir hayat var. Bizim ülkemizin güzel tarafı çok iyi girişimci çıkartmasıdır. Bu girişimci-lerimizin de büyük bir kısmı alaylı olup iyi bir girişimcilik serüvenleri bulunmakta. Petrolü, altını olmayan ülkemizin en büyük zenginliği genç nüfus potansiyeli. Ülkemizin ilerle-yebilmesi için bu insan kaynağına odaklanmak gerekiyor. Artık yedi sekiz milyon üniversite nüfusu olan ülkemizden yani eğitimli insan kay-nağından, sanayici, girişimci, iş ada-mı çıkarmak gerekiyor. Yeni bir ufuk çizmemiz gerekiyor. Eskiden üniver-site mezunu, nerede çalışayım, diye hayal kurardı. Artık şimdi üniversitemezunu genç nüfus, hangi sektö-re yatırım yapayım, hangi sektörde patron olmalıyım, şeklinde hayal kurmalı. Bu çağda ve bu sistemde devletin fon sağlayıcı kuruluşlarının, danışmanlık hizmeti veren kuruluş-larının olması itibarıyla bu hayallerin gerçekleşmesi çok zor değil. Yeter ki Girişimcilik ruhunuz, fikriniz olsun ve isteyin. Bu ülkeye yeni yatırımcılar ve girişimciler olarak sizler lazımsı-nız.” ifadelerini kullandı. KOSGEB Gaziantep Hizmet Merkezi Müdürü Dr. Sadık Gözek konuşma-sında Türkiye’de girişimciliği baş-langıç düzeyinde destekleyen tek kuruluş olduklarını belirterek “Giri-şimcilik eğitimlerini 2010 yılından bu yana aktif bir şekilde vermekte-yiz. Gaziantep ilinde yaklaşık 6.000 kişiye girişimcilik eğitimlerini verip sertifikalarını teslim ettik. Bilindiği gibi Türkiye’de ve dünyada kurulan 100 işletmeden ilk beş yıl içerisinde yaklaşık 60 veya 70 tanesi kapan-maktadır. KOSGEB olarak bu girişim-

cilik eğitimi kapsamında iş fikrinin belirlenmesinden analizine kadar hatta pazarlama, iş planları gibi tek-nik konular ile muhasebe, finans gibi yan dalları içeren eğitim başlıklarıy-la girişimcileri eğitimli bir şekilde hayata hazırlıyoruz. KOSGEB olarak 100 bin TL yeni girişimci desteği-miz bulunmakta. Bunun 30 bin TL’si geri ödemesiz, 70 bin TL’si faizsiz

geri ödemeli. Hükûmetimiz ve baş-kanlığımızın bu desteğin toplamda 150 bin TL’ye çıkmasıyla ilgili ça-lışmaları sürmektedir. Bu program kapsamında verdiğimiz eğitimlerle şu ana kadar Gaziantep ilinde 450 girişimcinin yeni işletme kurması-na destek verdik.” dedi. Girişimcile-re sertifikaların takdimi ile program sona erdi.

Page 96: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

94

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

MAKALE

Yüksek teknolojiye sahip, nitelikli AR-GE ve inovasyonprojeleri üreten,bilgiyi teknolojiyedönüştüren, örneküniversite-sanayimodeli ve iş birliğinesahip bir değer yaratmak istek ve azmindeyiz. Bu hedeflerimize ulaşmak amacıyla siz değerli akademisyenlerimizle iş birliği içerisinde olmak, ortak hedefler doğrultusunda birlikte hareket ederek hedeflenen noktaya beraber ulaşmak istiyoruz.

Başarılı projelerin yolu TargeT ‘den geçer...

ÜNÜMÜZDe, sanayi toplu-mundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde, bilimsel ve teknolojik gelişmenin ger-çek önemi evrensel düzey-de kendini açıkça göster-

mektedir. Bu anlamda, bilime, yüksek ve yoğun teknolojiye, AR-GE‘ye ve de inovasyona daha fazla pay ayıran ül-kelerin gerek sosyo-ekonomik gerekse küresel manada söz sahibi oldukları diğer ülkelere nazaran görülmekte-dir. Bu bakımdan AR-GE ve inovasyon ekosisteminin kurulması, geliştirilme-si ve sürdürülebilir hâle getirilmesi, hedeflenen kalkınmanın sağlanma-sı açısından önemli bir unsurdur. Bu çerçevede, bilimsel gelişmenin temel kaynağı olan üniversitelere ve bağlı olarak Teknoloji Transfer Ofislerine cid-di anlamda önemli görevler düşmek-tedir.Bu gaye ile ülkemizin 2023 yılında en büyük on ekonomi arasında yer alma hedefi göz önüne alınarak Gaziantep Üniversitesi ve TargeT Teknoloji Trans-fer Ofisi olarak bu hedefe ulaşmak adına katkı sağlıyor olmak ve de pay

sahibi olmak, bu anlamda önemli bir vizyon olarak görülmektedir. Bu amaç ve bilgiler ışığında, sahip olduğumuz istek ve hedefler doğrultusunda, gele-cek için ve de geleceğimiz için TargeT Teknoloji Transfer Ofisi öncü ve kilit bir rol üstlenmeye devam edecektir. Bu bağlamda, akademisyenlerimiz, sevgili okurlarımız, TargeT dergimizin bu sayı-sında sizlerle, “Araştırma Projeleri Biri-mimiz” hakkında ve de bu kapsamda gerçekleştirdiğimiz destek ve faaliyet-ler hakkında bilgi paylaşmak istedik. Bu arzu ile siz değerli akademisyenle-rimize daha fazla destek olmak, proje çalışmalarınızda ve ikili iş birliği ça-lışmalarınızda süreç içerisinde ihtiyaç duyduğunuz konular üzerinde çalışma faaliyetlerimize yön vermek ve geliş-tirmek istemekteyiz. GAÜN TargeT TTO, Araştırma Projele-ri Birimi olarak, gerek ulusal gerek-se uluslararası projelerde sağlana-cak başarılarda pay sahibi olmak ve olumlu katkı sağlıyor olabilmek bizler açısından memnuniyet ve onur veri-ci bir unsur olarak görülmektedir. Bu kapsamda, ana hedeflerimizden biri

GAÜN TARGET Teknoloji Transfer Ofisi Araştırma Projeleri Uzmanı

ÖZKAN KİREÇ

G

Günümüzde, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş sürecinde, bilimsel ve teknolojik gelişmenin gerçek önemi evrensel düzeyde kendini açıkça göstermektedir. Bu anlamda, bilime, yüksek ve yoğun teknolojiye, AR-GE’ye ve de inovasyona daha fazla pay ayıran ülkelerin gerek sosyo-ekonomik gerekse küresel manada söz sahibi oldukları diğer ülkelere nazaran görülmektedir.

Page 97: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

95

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mde akademisyenlerimizin, iş dün-yasından sanayicilerimizin ve gi-rişimcilik aşamasındaki gençleri-mizin, gerçekleştirmek istedikleri projeler, çalışmalar ve ulaşmak istedikleri hedefler doğrultusunda, amaca en kısa yoldan ulaşabilme-leri açısından gereken destek ve çalışma faaliyetlerini sürdürmek ve çok daha iyi bir noktaya taşı-maktır. Bu gaye ile TÜBİTAK destek programları, AB destekli projeler ve çeşitli hibe destek programların-dan yararlanabilmelerini sağlamak amacıyla bilgilendirme, projelen-dirme, danışmanlık, teknik destek ve idari destek hizmetlerine yönelik bir sistem oluşturduk. Bu sayede proje çağrılarının ve takvimlerinin ilgili akademisyenlerle paylaşımı-nı, proje önerilerinin ve fikirlerinin ön değerlendirilmesi ve diğer ilgili konularda destek sağlayarak pro-je başvuru ve proje ortaklıklarının arttırılmasını ve geliştirilmesini he-deflemekteyiz. Buna bağlı olarak yüksek teknolojiye sahip, nitelikli AR-GE ve inovasyon projeleri üre-ten, bilgiyi teknolojiye dönüştüren, örnek üniversite-sanayi modeli ve iş birliğine sahip bir değer yarat-mak istek ve azmindeyiz. Bu he-deflerimize ulaşmak amacıyla siz değerli akademisyenlerimizle iş birliği içerisinde olmak, ortak he-defler doğrultusunda birlikte ha-reket ederek hedeflenen noktaya beraber ulaşmak istiyoruz. Bu nok-tada neler yaptığımıza değinmek gerekirse...

- Ulusal ve uluslararası çağrı du-yurularının paylaşımı ve ilgili aka-demisyenler ile eşleştirilmesi• TÜBİTAK ARDEB, AB destekli prog-ramlara(Ufuk 2020, Cost ve diğer program-lar) ait çağrıların duyurulması,ilgili destek programlarına yönelik bilgi paketlerinin hazırlanması,• Çağrılara yönelik akademisyen eşleştirme ve bilgilendirme ziyareti,• Proje geliştirme çalışmalarına yö-nelik proje takımı oluşturma,• Çağrı bilgi günü ve etkinliklerin düzenlenmesi.

- Proje başvurusu ve proje yazım sürecinin koordinasyonu ve destekfaaliyetleri• Başvuru öncesi, proje öneri bilgi-lerinin alınması ve uygun destek programının belirlenmesi,• Proje önerisi yazımına destek, proje inceleme ve değerlendirme-nin yapılması,• Proje sürecinin takibi, stratejik ey-lem planlarının oluşturulması,• Yeni projelerin geliştirilmesine yö-nelik iş birlikleri.

- Akademisyen ve sanayicilere, projeler, teknoloji trendleri ve des-tek / fon kaynakları hakkında bil-

gilerin güncel olarak duyurulması• Üniversite-sanayi iş birliğinin ge-liştirilmesi, vizyon raporunun oluş-turulması,• Fuar, panel ve çalıştaylarda des-tek programlarına ait yeniliklerin tanıtılması,• Sektör ve meslek gruplarına yö-nelik, AR-GE nitelikli toplantı ve et-kinliklerin düzenlenmesi.

- Hibe / destek kuruluşlarıyla or-tak çalışmalar• Akademinin ve sanayinin ihtiyaçduyduğu öncelikli konuların belir-lenmesi, ortak proje çalışmalarınıngeliştirilmesine yönelik faaliyetler.

- Yeni proje fikirlerinin ortaya çı-karılması ve geliştirilmesi• ARGETİ proje pazarları, microgrant programı ile inovasyon ekosistemi-nin geliştirilmesi, TargeT Akademi ile gerçekleştirilen eğitimler ile bilgive proje kültürünün yaygınlaştırıla-rak ivme kazandırılması.

“Başarılı projelerin yolu TargeT’ten geçer.” sözü ile akademik çalış-malarınızda başarılı ve AR-GE dolu güzel bir 2016 yılı dileklerimizle, say-gılarımızı siz değerli akademisyen-lerimize ve saygıdeğer okurlarımıza içtenlik ve hassasiyetle sunarız.

MAKALE

GAÜN TargeT TTO, Araştırma Projeleri Birimi

olarak gerek ulusal gerekse uluslararası

projelerde sağlanacak başarılarda pay sahibi olmak ve olumlu katkı

sağlıyor olabilmek bizler açısından

memnuniyet ve onur verici bir unsur olarak

görülmektedir.

Page 98: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

96

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

OPlANTININ açılış ko-nuşmasını yapan AB uzmanı Funda Suran, “Yaklaşık üç aydan beri BIGS (Business Ideas Ge-neration Session) adını

verdiğimiz fikir geliştirme toplan-tılarıyla AR-GE ve inovasyonda, Gaziantep sanayii için yapmış ol-duğumuz toplantıların bugün ye-dincisini yapmış bulunuyoruz. Bu toplantılarda önemli çıktılar elde ettik. TÜBİTAK ile birlikte yürüttüğü-müz ve adına “BTAP” yani Bireysel Tecrübe Aktarım Platformu dediği-miz ve tecrübeli insanları bir araya getirdiğimiz proje ile bu kadar tec-rübeli insanları bir araya getirdik. Dolayısıyla projeyi yürüten TargeT Teknoloji Transfer Ofisi program yetkililerine teşekkür etmek gereki-yor.” ifadelerini kullandı.TÜBİTAK’ın, teknoloji ve bilim alan-larında Türkiye’deki en üst kurum, çatı olduğunu dile getiren Gazian-tep TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, “Birkaç ay içerisin-de TÜBİTAK havuzunda resmi ola-rak hepiniz mentör olacaksınız. Bu toplantı o network’ün, bağlantının kopmaması için yapılan buluşma-lardan bir tanesi. Bundan sonra da gerek fikir geliştirme gerekse ara-ma toplantıları çalıştaylarını ge-liştirmek istiyoruz. Bu nedenle ki teknoloji platformunu kurmak için uzun süredir birlikteyiz.” şeklinde konuştu.TEKNOPARK’ta yürüyen ve fikir ge-liştirme toplantılarının hem finan-sörü hem de fikir çıkış noktası olan

AB Projesi hakkında sunum yapan Gaziantep TEKNOPARK Uzmanı Se-rap Özpolat Çete, “Gaziantep TEKNO-PARK, TargeT TTO ve projemizi en çok bilen grup ile karşı karşıyayız. Bu durum beni çok mutlu ediyor. Şu ana kadar 6 tane sektör çalış-tayı yaptık. Sektör çalıştaylarından çıkan sonuçların yer aldığı gün-demler eşliğinde teknoloji platfor-mu toplantısı yaptık ve bu tekno-loji platformu toplantılarına devam edilecek. 16-17 Şubat’ta “Girişimcilik Günleri”, 22-23 Mart tarihinde “In-nova Antep Bölgesel İnovasyon Yenilikçilik Günleri” düzenleyeceğiz. Bu projeler kapsamında Gaziantep Teknopark bünyesinde genel proje ve danışmanlık masası kurulmaya başlanmıştır.” dedi.Üniversite-Sanayi İş Birliği Uzma-nı Başar Kılıçparlar “TargeT TTO, TÜBİTAK tarafından kurulan, Gazi-antep Üniversitesi yönetiminde bir kuruluş. Beş modül altında faaliyet göstermekteyiz. Bunlar, tanıtım- far-kındalık destek programlarından yararlanma, üniversite- sanayi iş birliği, fikri ve sınai-mülkiyet hak-ları, girişimcilik ve şirketleşme fa-aliyetleri.” diyerek, TargeT Teknoloji Transfer Ofisi adına bilgiler verdi.Mentörlük Programını nasıl yürüt-tüklerini ve bundan sonraki süreç hakkında bilgiler aktaran TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Uzmanla-rından ve Mentörlük Proje Koordi-natörü Yürütücüsü Dr. Fatih Balcı, “TÜBİTAK tarafından Mentör Yetiştir-me Programıyla ilgili Temmuz 2015 tarihinde sekiz kurumun destek

Mentör Adayları Fikir Geliştirme Platformunda

Buluştu

MENTÖRLÜK

TGaziantep TargeT Teknoloji Transfer Ofisiyle TÜBİTAK İş birliğiyleyürütülen“Mentörlük işgeliştirme” projesikapsamındaproje yürütücüsüGaziantep Üniversitesi (GAÜN) TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, Avrupa Birliği Projesi Takım Lideri Dr. Rein Ruubel, Gaziantep Üniversitesi TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi uzmanları, Gaziantep Dedeman Otel Begonya Salonu’nda teknoloji platformu fikir geliştirme toplantısı için buluştu.

Page 99: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

97

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

almaya hak kazandığını açıkladı. Bu kurumların arasında bu des-tek programını almayı hak eden tek Teknoloji Transfer Ofisi olmak önemli bir başarıydı. Bu sekiz ku-rumdan her biri iki alanda mentör-lük eğitimi vermeye hak kazanmış-tır. Biz bunlardan ileri mühendislik, iş geliştirme, teknoloji tabanlı baş-langıç firmalarına yönelik alanlar-da mentör yetiştirme hakkını sa-hip olduk. Dolayısıyla Ağustos ayı itibariyle 250’nin üzerinde mentör aday başvurusu aldık. Şu ana ka-dar bunlar için iki eğitim programı açıldı. TÜBİTAK’ın mentör tanımın-da KOBİ’ler için beş alanda mentör yetiştirilmesi düşünülmüştür. Bun-lar, stratejik-teknolojik ürün yöne-timi, ileri mühendislik ve tasarım, teknoloji tabanlı başlangıç firmala-rına yönelik mentörlük, iş geliştir-me ve sonradan eklenen Ufuk2020 mentörlük programları. Bu çağrının temel amacı, nitelikli mentör ha-vuzunun geliştirilmesi. Mentörlük mekanizması arayüz fonksiyonunu bilen, görmüş-geçirmiş kişiler ola-

rak tanımlanmaktadır. Nitelikli AR-GE deyince de AR-GE mentörlüğü yapan insanlar akla gelmektedir. Aslında TÜBİTAK kılcallara ulaşa-rak işletmelerin fon kaynaklarının artırılması ve nitelikli AR-GE’nin ya-pılmasını sağlayan bir mekanizma“mentör havuzu” oluşturmak istiyor.”

ifadelerini kullandı.Program, Danışmanlık Uzmanı Bi-lal Ekmekçi ve AB Uzmanı Funda Suran’ın birlikte moderatörlüğün-de katılımcıların beyin fırtınası ve düzenlenen logo yarışmasının so-nuçlarının açıklamasının ardından çektirilen aile fotoğrafı ile sona erdi.

MENTÖRLÜK

TÜBİTAK’ın mentör tanımında KOBİ’ler için beş alanda mentör yetiştirilmesi düşünülmüştür. Bunlar, stratejik-teknolojik ürün yönetimi, ileri mühendislik ve tasarım, teknoloji tabanlı başlangıç firmalarına yönelik mentörlük, iş geliştirme ve sonradan eklenen Ufuk2020 mentörlük programları. Bu çağrının temel amacı nitelikli mentör havuzunun geliştirilmesi. Mentörlük mekanizması, arayüz fonksiyonunubilen, görmüş-geçirmiş kişiler olaraktanımlanmaktadır. Nitelikli AR-GE deyincede AR-GE mentörlüğü yapan insanlar aklagelmektedir. Aslında TÜBİTAK kılcallara ulaşarakişletmelerin fon kaynaklarının artırılması venitelikli AR-GE’nin yapılmasını sağlayan birmekanizma “mentör havuzu” oluşturmak istiyor”.

Page 100: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

98

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

“TÜrKiYe sanayii olarak çok iyi şey-ler yapıyoruz” diyen Prof. Dr. Coşkun, konuşmasında şunları söyledi: “Yük-sek teknolojisi olan ürünlerin ihracat içindeki payı, ithalat oranımız gibi konularına eleştirel bakmalıyız. Or-tak akıl diyoruz. Gaziantep kendini dışarıda temsil etme gücü anlamın-da ortak aklı sergileyebiliyor. Ancak birbirimizi tenkit edebilme gücü an-lamında ne kadar ortak akıl sergili-yoruz? Böyle bir düşünce kuruluşu-nun, ‘Think-Tank’in sistematik, doğru, bilgileri metodolojik bir çizgi, stratejik

bir plan dâhilinde bir noktaya taşıyan ve her seferinde de hesap verilebilir olması gerekiyor. Hesap verilebilirlik mutlaka olmalı ve çok önemsiyorum. Bu işletmeler için de bu şekilde. Ge-leceğinizi ve buna dair çalışmaları-nızı ortaya koyabilecek bir çalışma-nın, perspektifin ve stratejinizin var olması lazım. Biz bilgi sahipleri olan camia olarak şunu söyleyebilirim: Ho-calarımız kıymetli. Ancak akademik camianın cam fanus içinde steril or-tamda olan Türkiye’deki bu geleneği-ni kırmaya çalıştık. Dolayısıyla hayat-

la, iş dünyasıyla cam duvarları kırdık. İntörn, arama toplantıları, Teknoloji Transfer Ofisi gibi enstrümanlarımızla bu bağlantıyı sağlamaya çalışıyoruz. Tabii bunların stratejik ve planlı ola-rak daha üst noktaya çekilmesi du-rumunda fon kaynakları bulunabilir. En önemli nokta ise bilgi temelli stra-tejiyle sürdürülebilirlik için bu konuya gönül vermek gerekiyor. Tüm bu ko-nuların konuşulduğu platformun bir ‘Think-Tank’ düşünce kuruluşu mo-delinin veya bir Japonya örneği gibi bir modelin yapılanmasının oluşması

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) TEKNOPARK bünyesinde Avrupa Birliği IPA projesi kapsamında

“Fikir Geliştirme Toplantısı” düzenlendi.

BilGi TeMelli STrATeJi iÇiN GÖNÜl VerMeK GereK...

TEKNOLOJİ PLATFORMU

GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun konuşmasında steril bir ortamda değil hayatın içinde yetişmiş bir öğrenci anlayışını tesis etmeye çalıştıklarını, bu konuda da çok önemli mesafeler aldıklarını ifade etti. Prof. Dr. Coşkun, “Temel sorun şu: Ülkenin sadece ekonomik değil sosyal kalkınmışlığına da önemveren politikalar ortaya koymaya çalıştık. Dolayısıyla Gaziantep’in kültür,sanat, eğitim gibi tüm alanlarda çalışmalar yapıyoruz. Bu nedenle sizlerleburada yapacağımız çalışmaların da meyvelerini vermesi lazım. Bunun içindebir aksiyona girmek lazım.” şeklinde konuştu.

Page 101: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

99

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

miçin her zaman çalışmak ve gönül vermek isterim”.

SANAYiCiMiZiN KOrKUSU: YeNi NeSil KUŞAKlArA BU eMANeTi NASIl DeVreDeriM?Üniversite-sanayi iş birliğiyle ilgili öngörülerini paylaşan GAÜN Mü-hendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, dünyadaki hızlı değişimin üniversiteleri ister istemez değiştireceğini belirterek, “Günümüz üniversitelerinde öğrencilerimiz sa-nayie yeterince hazır değildi. Akade-misyenlerimiz ve öğrenciler kampüs alanına çıkmadan yetişmişlerdi ama GAÜN’de bunlar değişti, bugünlere gelmeyi başardık. Eski sistemi günü-müz Türkiye’si kaldıramaz. Hayatın ve sanayinin içinde olmak zorunda-yız artık.” dedi.Prof. Dr. Bayram, “İntörn mühendis olayına başlarken Üniversite olarak büyük bir risk aldık. Bu işi naylon olsun veya dostlar alışverişte görsün diye yapmadık. Gerçekten çok büyük kaynak ayırarak hocalarımız gece gündüz bu işle uğraştılar. Bunda en büyük desteğimiz de hocalarımız ve sanayicilerimizdi. Son üç yıl içerisinde çok ciddi bir aşama kaydettik. İntörn öğrencilerimiz sanayiden döndüğü zaman da çok ciddi ölçümler yapı-yoruz. Öğrencilerimizi “Ne öğrendin? Sanayinin faydası oldu mu? Durum nedir?” şeklinde sürekli takip ediyo-ruz. Tabii aslında üniversite-sanayi iş birliğinde intörn mühendisliği lo-komotif olarak kullandık. Hocalarımı-zın, sanayi nerede ise, intörn öğrenci Türkiye’nin neresinde ise ayda bir ziyaret etmesini sağladık. Amacımız akademisyenlerimiz sanayinin hava-sını koklasın, sanayici ile sohbet etsin istedik ve ziyaretlerin her kademesin-de akademisyenimiz işletmeye, AR-GE departmanına girsin ve çözüm önerisi getirsin arzusundaydık. Her zaman ortak bir şeyler oluşsun hede-findeydik. Bunda da patent sayısında %140 artış ölçümlemesiyle fayda sağ-ladığımızı gördük. Hatta hocalarımız-dan sanayideki eksiklikleri görüp ders notlarını bile güncelleyenler oldu.” diye konuştu.Toplantıda yaş ortalaması 30 ile 40 arasında çok iyi eğitim almış sanayi-cilerin bulunduğunu belirten Prof. Dr. Bayram, “Yaklaşık 35 yaşlarında 30 kişiyiz ve genç sanayicilerin tecrübe-lerini üst üste koyduğumuzda 1000 yıllık bir deneyim sahibi eğitimli be-

yinler mevcut, bu salonda. Gaziantep sanayiini hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Birinci kuşak alaylı ve yüksek kapasi-teli geleneksel üretim ile sanayinin ilk temellerini atan insanlar. İşletmesini ikinci kuşağa teslim etmek için yurt dışında eğitiminden, fuarına, yaban-cı diline kadar pek çok alanda yeni nesle yatırım yaptı. İyi bir nesil ye-tişiyor ancak birinci kuşağın korku-su, ikinci nesil kuşaklara bu emaneti nasıl devrederim. Dünya değişiyor ve Türkiye’nin, dünyanın geleceğini yeni kuşaklar çizecek. Dolayısıyla bu ku-şakların dilinden çıkacak olan AR-GE, inovasyona, katma değerli üretime dair söylemler toplumda ciddi bir karşılık bulacaktır. Bu bağlamda re-kabetçi ve girişimci bir üniversite ola-rak bundan sonraki sanayicilerimizin Gaziantep Üniversitesinden çıkmasını hedeflemekteyiz. ” ifadelerini kullandı.Toplantının açılış konuşmasını ve moderatörlüğünü yapan AB Uzma-nı Funda Suran, yaklaşık iki üç ay-dan bu yana Gaziantep sanayiinin önde gelen yedi sektörüyle ilgili ça-

lışmalar yaptıklarını söyledi. Suran, “TEKNOPARK’ta yürüyen AB projesinin amaçlarından biri Gaziantep’te yürü-yen AR-GE ve inovasyon çalışmaları-nın bir adım daha ileriye götürmek. Bu nedenle hemen hemen her sek-törden halı, gıda, tekstil, makine ve kimya sektöründen olmak üzere sek-törün önde gelen temsilcileriyle çok daha kapsamlı toplantılar organize ettik. Bu toplantılardan elde ettiğimiz çıktılardan beklentimiz; Gaziantep’te, ‘Teknoloji Platformu’nu kurmak. Bu konuda birlikte hareket ettiğimiz birtakım kurum ve kuruluşlar var. Bunlar; İKA, KOSGEB ve Bakanlık. Bi-lindiği gibi Gaziantep’in sanayii ciddi bir ivme kazanmış durumda. Fakat zirveye çıkmak, zirvede durmaktan çok daha zor. Bu sıçrama, AR-GE , inovasyon ve bilgiye dayanmak zo-runda. Bunu da en iyi yakalayabile-ceğimiz yer üniversiteler, teknoparklar ve teknoloji transfer ofisleri. Bugün pek çok genç sanayici temsilcile-rimizle Gaziantep’te bir “think-tank” (düşünce kuruluşu) kurulabilir mi? Teknoloji Transfer Ofisi bir “think-tank” olabilir mi? paylaşmak istiyoruz.” diye konuştu. Toplantıya GAÜN Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun, GAÜN Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram, GAÜN TEKNOPARK Genel Müdürü Dr. Deniz Vuruşkan, AB Proje Uzmanı Funda Suran, Gaziantep TEK-NOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi uzmanları, IPA Proje uzmanları, GAGİAD Başkanı, TOBB Genç Girişim-ciler Kurulu temsilcileri, Mutlu Makar-na, Ekonet Tekstil, TAT Grup, Erpen Plastik, RAD Tekstil, Enta Yapı, Nilayen Sanat Evi, Teymur Otomotiv, Beydağı Kimya, CHT Tekstil, Milimetrik Pre-fabrik gibi pek çok firma temsilcisi katıldı.

Prof. Dr. Bayram, “İntörn mühendis olayına başlarken Üniversite olarak büyük bir risk aldık. Bu işi naylon olsun veya dostlar alışverişte görsün diye yapmadık. Gerçekten çok büyük kaynak ayırarak hocalarımız gece gündüz bu işle uğraştılar. Bunda en büyük desteğimiz de hocalarımız ve sanayicilerimizdi.

TEKNOLOJİ PLATFORMU

Page 102: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

100

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

GİRİŞİMCİLİK

“İnovasyon Yolculuğunda Gaziantep Paneli”

ANeliN açılışını ve mo-deratörlüğünü yapan Prof. Dr. Mustafa Bay-ram “ İnovasyon Yolculu-ğunda Gaziantep konulu panelimizde Gaziantep

başlığını iyi düşünmek gerekiyor. Çok dolu olan bu kelime sadece Gaziantep’in değil bu şehrin insan-larını da tarif etmektedir. Bu şehir çok fazla inovasyon ve girişimci çıkarır. Bunlar bildiğiniz medyada, kitaplarda gördüğünüz inovasyon ve girişimciler değil. Dolayısıyla Gaziantep’in bu özelliği çok farklı ve dünyada da bu anlamda özel.”

dedi.

“Ar-Ge MerKeZleriNiN OlUŞTU-rUlMASI ÇABASINDAYIZ”.Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdür-lüğünde makine mühendisi olan Soner Ziya Öztürk konuşmasında “Bakanlığımız daha önce denetim faaliyetleri yürütürken şu an illerde yerel bazlı kamu-sanayi-üniversi-te iş birliğini geliştirme açısından oluşturduğumuz kurulda yaptığımız çalışmalarla özellikle bu konuda yol almaya çalışıyoruz. Öğrenci arka-daşlarımızın düşündüğü şeyler ve kapasitelerini önemsiyorum. Bun-

ların farkına varılması gerekiyor. Gün geçtikçe gelişiyoruz. Bu an-lamda yenilikçilik, AR-GE gibi konu başlıklarında hem bakanlığımızın destekleri arttı hem de yaptığınız çalışmalardan sonuç alabilmeniz anlamında gerekli yönlendirmeler yapabiliyoruz. Bakanlığımızın son dönemde çok önem verdiği konu-lardan biri de AR-GE merkezleri. Bu konuyla ilgili de yüksek lisans ve doktorasını yapmış kişilerin merak ettiği konularda şunları söyleyebili-rim: AR-GE ve tasarım merkezlerin-de temel bilim mezunları çalıştırı-lırken yeni AR-GE yasasıyla birlikte

Gaziantep TEKNOPARK bünyesindeki IPA projesi kapsamında, “ INOVANTEP Yerelden Küresele Buluşuyor” temalı Bölgesel Girişimcilik Günleri, Gaziantep Üniversitesi Mavera Salonunda yapıldı. Gaziantep Üniversitesi TargeT Teknoloji Transfer Ofisi Yöneticisi ve Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram moderatörlüğünde gerçekleşen “İnovasyon Yolculuğunda Gaziantep” paneline, İpekyolu Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Dr. Bülent Özkan, Gaziantep KOSGEB Müdürü Dr. Sadık Gözek, Bilim, Teknoloji ve Sanayi İl Müdürlüğü Uzmanı Soner Ziya Öztürk , TSE Güneydoğu Bölge Koordinatörü Mehmet Hakan Yıldırım, Gaziantep TEKNOPARK Yönetim Kurulu ve Gaziantep Ticaret Odası Yönetim Kurulu Üyesi Ali Değer, Gaziantep Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Özdemir panelist olarak katıldı.

P

Page 103: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

101

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

GİRİŞİMCİLİK

ilk iki yıl maaşlarının bir kısmı kar-şılanacak. İkinci kısım ise her çalı-şan gelir vergisi öder. Gelirinin %20’si kadar gelir vergisi ödeyip maaş arttıkça da bu rakam artar. Temel bilimlerde yüksek lisans veya di-ğer bölümlerde doktora yapmış olanların gelir vergisinin %95’i alın-maz. Doğal olarak maaşları artmış olur.” şeklinde konuştu.

“BÖlGeYe 200 MilYON Tl KATMADeğer YArATTIK”.Ajansın faaliyetlerinden ve Bölge için inovasyon adına neler yaptık-larından bahseden İKA Genel Sek-reteri Dr. Bülent Özkan “Türkiye’de Kalkınma Ajansları yeni bir olgu. İpekyolu Kalkınma Ajansı, 2011 yı-lında Gaziantep, Kilis ve Adıyaman illerini kapsayacak bir şekilde ku-rulmuştur. Kalkınma Ajanslarının kuruluş amacı kamu-özel sektör ve sivil toplum kuruluşları arasın-da koordinasyonu sağlamak, Böl-genin gelişmesi ve kalkınması için stratejiler gerçekleştirip gelecek vizyonunu ortaya koymak. Dolayı-sıyla İKA olarak, belirlenen strate-jimiz doğrultusunda temel alanlara bağlı olarak gerek paydaşlarımız gerekse Kalkınma Bakanlığından aldığımız bütçeleri özel, kamu ve sivil toplum kuruluşlarına dağıtıyo-

Bakanlığımızın son dönemde çok önem verdiği konulardan biri de AR-GE merkezleri. Bu konuyla ilgili de yüksek lisans ve doktorasını yapmış kişilerin merak ettiği konularda şunları söyleyebilirim. AR-GEve tasarım merkezlerinde temel bilim mezunları çalıştırılırken yeni AR-GE yasasıyla birlikte ilk iki yıl maaşlarının bir kısmı karşılanacak. İkinci kısım ise her çalışan gelir vergisi öder. Gelirinin %20’si kadar gelir vergisi ödeyip maaş arttıkça da bu rakam artar. Temel bilimlerde yüksek lisans veya diğer bölümlerde doktora yapmış olanların gelir vergisinin %95’i alınmaz. Doğal olarak maaşları artmış olur.

Page 104: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

102

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

ruz. Tabii bağımsız değerlendirici-lerden geçen ve başarılı bulunan projeler dâhilinde hibe veriyoruz. Bugüne kadar ekonomik kalkınma, Turizm Altyapısı Geliştirme ve Or-ganik Tarımın Geliştirilmesi Mali Destek Programı gibi pek çok des-tek programı ile fonlama yaptık. Şu an Enerji Verimliliği ve Organik Tarımın Geliştirilmesi Mali Destek Programımız açık bulunmakta. Bu-güne kadar mali destek kapsamın-da verdiğimiz kaynak 100 milyon TL üzerinde gerçekleşti. Ama bunu eş nüanslarla düşündüğümüzde yaptığımız istatistiklerle bölgeye 200 milyon TL’nin üzerinde katma değer yarattığımızı düşünüyorum. ” ifadelerini kullandı.

“iNOVATiF PrOJeleri DeSTeKliYOrUZ”.KOSGEB destek programları hak-kında bilgi veren KOSGEB Gazi-antep Müdürü Dr. Sadık Gözek “Gaziantep’in bu yıl destek prog-ramlarından daha fazla faydalan-masını istiyorum. Özellikle orta, ileri teknoloji gerektiren ve dışa bağım-lı olduğumuz sektörlerde 300 bin TL hibe, 500 bin TL faizsiz kredi imkânı veriyoruz. Yine siz genç gi-rişimci arkadaşlarımızın faydala-nabileceği 50 bin TL hibe, 100 bin TL faizsiz kredi imkânı sağlıyoruz. Paydaşlarımızdan Gaziantep TEK-NOPARK ve TargeT Teknoloji Trans-fer Ofisi ortak Cosme (Avrupa İşlet-meler Ağı) projemiz ile işletmelerin getireceği her türlü inovatif fikir ve projeye, etkinliğe destek verebiliyo-ruz.” şeklinde konuştu.

“eSKi KÖYe YeNi ÂDeT”TSE Güneydoğu Anadolu Bölge Ko-ordinatörü Mehmet Hakan Yıldırım, “Pek çok ürün üzerinde amblemi-mizi görmüşsünüzdür. Halk arasın-da, “Eski köye yeni âdet.” diye bir sözümüz yerleşmiştir. Baktığınızda aslında âdetlerimiz hep standarttır.

Dolayısıyla standartları oluşturma-ya çalışan bir kurum olarak İSO standartları dediğimiz uluslararası standardizasyon teşkilatı üyesiyiz. Bu teşkilatın dünyada 186 üyesi bulunmaktadır. Yine Avrupa Elekt-roteknik Standardizasyon Komitesi tarafından oluşturulan (CENELEC), Avrupa Standardizasyon Komitesi (CEN) üyeliğimiz bulunmakta. Tür-kiye olarak son yıllarda standart-ları uygulayan tarafta iken şu an standartları oluşturan tarafa geç-tik. Artık Avrupa’da oluşturulacak standartlarla ilgili oy hakkımız var. Standartlar nasıl oluşuyor derseniz bu standartları akademisyenler, üniversiteler ve konusunda uzman-laşmış meslek kuruluşları oluşturu-yor. Kısaca her türlü ilgili taraflar oluşturuyor. TSE bu noktada stan-dartların gerçekleşmesini sağlıyor. Standartlar oluşurken tse. org.tr’ye girip ücretsiz olarak AR-GE komite-lere üye olabiliyorsunuz. Düşünün dünyada oluşabilecek herhangi bir

GİRİŞİMCİLİK

KOSGEB Gaziantep Müdürü Dr. Sadık Gözek: Gaziantep’in bu yıl destek programlarından daha fazla faydalanmasını istiyorum. Özellikle orta, ileri teknoloji gerektiren ve dışa bağımlı olduğumuz sektörlerde 300 bin TL hibe, 500 bin TL faizsiz kredi imkânı veriyoruz. Yine siz genç girişimci arkadaşlarımızın faydalanabileceği 50 bin TL hibe, 100 bin TL faizsiz kredi imkânı sağlıyoruz. Paydaşlarımızdan Gaziantep TEKNOPARK ve TargeT Teknoloji Transfer Ofisi ortak Cosme (Avrupa İşletmeler Ağı) projemiz ile işletmelerin getireceği her türlü inovatif fikir ve projeye, etkinliğe destek verebiliyoruz.

Page 105: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

103

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

GİRİŞİMCİLİK

standardın oluşması sizin fikirleri-nizin yönlendirmesiyle sağlanabilir. Bu çok önemli bir şey. Bu anlamda herkesin elini taşın altına koyması gerekmektedir. Faaliyetlerimizle il-gili olarak ise şunları söyleyebilirim: Ürün belgelendirme, hizmet yeri belgelendirmesi, yönetim sistem-leri belgelendirmesi, muayene gö-zetim alanlarındaki faaliyetlerimiz, Ulaşım Lojistik Merkezi Başkanlığı-mızca araçlarla ilgili karayolu uy-gunluk belgeleri, Deney Kalibrasyon Merkezlerimizde ürünlerle ilgili de-neyler ve kalibrasyonlar. Bilim, Sa-nayi ve Teknoloji Bakanlığının ifade ettiği rakamlarla yaptığımız faali-yetlerle ilgili olarak dünyada 200 milyar dolar Türkiye’de ise 2 milyar dolar bir pazar var ve Türkiye’de-ki bu pazarın %70’inden yabancı kuruluşlar faydalanıyor. Tabii TSE gibi yerli kuruluşlardan bu hizmet-lerin alınmasını önemsiyoruz. Bu anlamda inovatif belgelendirmeler yapmaya başladık ve yurt dışına belge satar olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. ” dedi.

“GeTAM PrOJeSiNi ÇOK YAKINDA HiZMeTe SUNACAğIZ”.Gaziantep’in dünyanın en eski yer-leşim yerlerinden biri olduğunu vurgulayan Gaziantep TEKNOPARK Yönetim Kurulu Üyesi ve Gaziantep Ticaret Odası Yönetimi adına pa-nele katılan Ali Değer “Gaziantep 6.000 yılı aşkın geçmişiyle dün-yanın en eski yerleşim yeri olarak örnek ve bu anlamda da ticaret-te önder bir şehir. 1970’li yıllardan sonra Gaziantep sanayii büyük bir atılım gerçekleştirdi. Gaziantep Ti-caret Odası olarak 2020 hedefimiz-de Gaziantep’i sanayideki bu ön-derlik yarışında 4. sıraya oturtmayı planlıyoruz. Dünyanın en rekabet-çi 7. şehri olarak Gaziantep’in bu bayrağı taşıması için inovasyon ve AR-GE’nin gerekliliği ve uygulayıcı-sı kurumlardan biri olduğumuzun farkındayız. Gaziantep Ticaret Oda-sı olarak üyelerimize değişik alan-larda eğitim, fuar organizasyonları yapıyoruz. Özellikle inovasyon ve AR-GE anlamında projeler geliştir-meye çalışıyoruz. Bu bağlamdaki Organize Sanayi Bölgesinde Teknik Lise kurma aşamasındayız. Gazi-antep KOSGEB ile beraber yürüttü-ğümüz Gaziantep Endüstriyel Tasa-

rım ve Modelleme Merkezi şeklinde (GETAM) projemiz gündemde. Bu Modelleme ve Tasarım Merkezini Nisan ayı içinde hem üyelerimiz hem de siz gençlerimizin hizmetine sunacağız.” diye konuştu.

“BilGiYe DAYAlI iNOVASYONU ANlAMAK GereKiYOr”.Uzmanlık alanının sağlık sektörün-de inovasyon olduğunu dile getiren

Gaziantep Üniversitesi İletişim Fa-kültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Vural Özdemir “ İnovasyon deyince birden fazla bileşenin yer aldığı aşikâr. Fonlama, girişimcilik, yeni fikir gelişimi ve uygulanması. Örneğin bir orkestranız var ise buradaki tüm çalgıları yönetmenizle senfoni ortaya çıkar. 100 adet kemandan orkestra çıkmadığı gibi inovasyon için de farklı disiplinler arası ça-lışmayı, projeyi yürütmek gereki-yor. Aslında günümüzde konuşulan inovasyonun teknik adı olan bilgi-ye dayalı inovasyon. XXI. yüzyılda fark yaratmak ve lider olmak isti-yorsanız bilgiye dayalı inovasyonu anlamak gerekiyor. Bilginin nasıl üretildiğini bilmek ve katma de-ğerli ürün üretmek gerekiyor. Hatta dünyanın pek çok yerinde inovas-yon yönetimi ve yönetişimi prog-ramları da açılıyor. Bu bağlamda biraz da Gaziantep’ten bahsetmek istiyorum. Gaziantep heyecanlı ve aurası olan girişimciliğin özel ve özgün olduğu bir şehir. Hem bi-reysel hem de tek vücut hâlinde çalışılabilen kitlesel bir girişimcilik ruhu var. Dünyanın hiçbir yerinde bu iki yetenek mevcut değil. Kitle-sel inovasyon konsepti çok önemli. Bunu biraz açarsak 1950’lere kadar yerel inovasyon yapılırken 1990’lar-da küresel modeller önemli hâle geldi. 2016 yılına geldiğimizde ise hem yerel hem de uluslararası konseptleri çok iyi bilmemiz gere-kiyor.” ifadelerini kullandı. Günün anısına panelistlere plaket verilerek, “İnovasyon Yolculuğunda Gaziantep Paneli” tamamlandı.

Bir orkestranız var ise buradaki tüm çalgıları yönetmenizle senfoni ortaya çıkar. 100 adet kemandan orkestra çıkmadığı gibi inovasyon için de farklı disiplinler arası çalışmayı, projeyi yürütmek gerekiyor. Aslında günümüzde konuşulan inovasyonun teknik adı olan bilgiye dayalı inovasyon. XXI. yüzyılda fark yaratmak ve lider olmak istiyorsanız bilgiye dayalı inovasyonu anlamak gerekiyor. Bilginin nasıl üretildiğini bilmek ve katma değerli ürün üretmek gerekiyor.

Page 106: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

104

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

ANeliN açılış konuş-masını yapan Rektör Prof. Dr. Yavuz Coşkun, “Üniversitelerde AR-GE ve inovasyon, çok bah-sedilen ve önemli hu-

susları olan bir konu. Geldiğimiz şu

noktada, en azından hem sivil top-lum kuruluşlarını hem işverenleri hem de iş dünyasını etkileyen bir iklimin oluştuğunu söyleyebilirim. Son trendlerde AR-GE ve inovasyo-nun ne kadar önemli olduğunun gerek siyasiler gerekse idareci-

ler farkında. Siyasi veya hükûmet idaresine baktığınızda sürekli bunu geliştirecek enstrümanlar ortaya çıkarmaya, bir yandan TÜBİTAK diğer yandan SAN-TEZ gibi proje-lerle veya KOSGEB gibi farklı ens-trümanları kullanarak bunları teş-

ÜNİVERSİTELERDE Ar-Ge VE iNOVASYON

TÜMEXPO-TÜMSİAD Sanayi ve Ticaret Fuarı 2015 kapsamında yapılan İnovasyon Zirvesi Programının “Üniversitelerde, AR-GE ve İnovasyon” temalı paneli, Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Coşkun’un moderatörlüğünde, İstanbul Kongre Merkezi Üsküdar-3 salonunda gerçekleşti. Panele Microsoft Genel Müdür Yardımcısı Onur Koç, Hacettepe Üniversitesi Teknokent AŞ Genel Müdürü Abdurrahman Güngör, Haliç Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Turan Şişman, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mükerrem Şahin panelist olarak katıldı.

P

BİZDEN HABERLER

Page 107: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

105

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

mvik etmeye çalışıyor. Bir yandan da üniversitelerde teknoloji geliştirme bölgeleri, teknoparklar dediğimiz yerler ve teknoloji transfer ofisleri gibi yeni kavramlar var. Bunların da önemli ölçüde fonlanması ya-pılarak hayata geçmesi sağlan-makta. Bu konuda ülkelerin ayırdı-ğı bütçeye baktığımızda 1980’lerde Finlandiya’nın AR-GE’ye %3,5 bütçe ayırmış olduğunu ve eğitim anla-yışında yepyeni bir devrim ortaya çıkardığını görüyoruz. Bugün dün-yadaki diğer örneklere baktığınızda AR-GE deyince Güney Kore’yi görü-yorsunuz. Ülkemizde ise AR-GE’nin gerçek anlamda hayat bulduğu ik-limi gerek üniversitelerde gerekse özel sektörde göremiyoruz. Dünya-da AR-GE’ye önemli bütçeler ayıran ülkelerde üniversitelere gittiğiniz zaman hocaların bir CNC tezga-hının veya mikroskobun başında sanki bir teknisyen gibi çalıştıkla-rını görüyorsunuz. Tabii böyle olun-ca dünya markaları ortaya çıkıyor.” dedi.Ülkemizin 2023’te dünya ekono-misinde hedefinin ilk 10’a girmek olduğunu dile getiren Prof. Dr. Coş-kun, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bilgiyi ürünün içine gömmek ve inovasyon yapmak zorundayız. Ye-nilikçilik ve yeni anlayışlar ortaya koymak gerekiyor. Bu resim içe-risinde üniversitelerin bu konuya uyum sağlayıp sağlamadığı nokta-sında sıkıntılar söz konusu. Teknolo-jik ve ekonomik kalkınma içerisine sosyal inovasyonu da katmak ge-rekiyor. Tüm bu cümlelerden yola çıkarak Gaziantep örneğinde kendi çapımızda bir şeyler yapmayı ba-şardık. Arama toplantıları yaptık. Üniversite-sanayi iş birliğinin altını doldurmaya çalıştık. İş dünyası ile birbirimizi görüyorduk ama ara-daki cam duvarı kıramıyorduk. Şu an birbirimizin sesini duyar olduk. Örnek vermek gerekirse ‘intörnlük olayı’. Bir mühendis öğrenci yedi dönem her şeyini bitiriyor. Sekizin-ci dönem sahada birebir akredite ettiğimiz bir firmada dört beş ay çalışıyor. Akademisyen ve sahadan

birer danışmanın öğrenciyi değer-lendirdiği, son derece dinamik ve sonunda da o işyerine ait inovatif bir projeyle, fikir projesiyle okulunu bitiriyor”.Dünyanın hiçbir üniversitesinde olmayacak şekilde %80’inin tezke-re bıraktığı yani öğrencinin mezun olduğu gün iş bulduğu hiçbir üni-versite olmadığını kaydeden Prof. Dr. Coşkun, “Şimdi bu projemizdeki uygulamayı, Hukuk, İletişim, İktisat Fakültesine taşıyoruz. Gaziantep’i anlatmama gerek yok. Devasa bir sanayi ve üretim var. Sanayi ile üniversite arasında arayüz oluştu-ran TargeT Teknoloji Transfer Ofisini kurduk. Tabii AR-GE, üç beş günde sonuç alınacak bir olay değil. İlerle-yen dönemlerde bunun verimli so-nuçlarını göreceğimize inanıyorum. Teknoparkların, teknoloji transfer ofislerinin gerek akademisyen-ler gerekse sanayiciler tarafından şuuruna varılıp daha anlamlı bir şekilde bu yerleri kullanmaları ge-rekiyor.” şeklinde konuştu.Gaziantep Üniversitesinin parlayan bir yıldız olduğunu kaydeden Prof. Dr. Coşkun, “Türkiye’de en iyi üni-versite sıralamasında 9. sıradayız. Etrafında Suriye ve Orta Doğu’nun bulunduğu bir kentte yer almamıza rağmen 45 bin öğrencimiz, ulusla-

Dünyanın hiçbir üniversitesinde

olmayacak şekilde %80’inin tezkere

bıraktığı yani öğrencinin mezun

olduğu gün iş bulduğu hiçbir üniversite

olmadığını kaydeden Prof. Dr. Coşkun,

“Şimdi bu projemizdeki uygulamayı, Hukuk,

İletişim, İktisatFakültesine

taşıyoruz. Gaziantep’i anlatmama gerek yok. Devasal bir sanayi ve üretim var. Sanayi ile

üniversite arasında arayüz oluşturan TargeT Teknoloji

Transfer Ofisini kurduk. Tabii AR-GE, üç beş

günde sonuç alınacak bir olay değil. İlerleyen

dönemlerde bunun verimli sonuçlarını

göreceğimize inanıyorum.

BİZDEN HABERLER

Page 108: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

106

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

rarası her alanda 3.500 öğrencimiz ve İngilizce eğitimimizle yıldız bir üniversite olma başarısını sürdür-mekteyiz. Bu anlamda Microsoft firmasına Gaziantep Üniversitesini ve Gaziantep TEKNOPARK’ı gelin ve görün diyorum.” dedi.Microsoft Genel Müdür Yardımcısı Onur Koç konuşmasında teknoloji-nin dünyayı değiştirmesi konusun-da düşüncelerini aktardı. Koç, “On beş yıldır Microsoft’ta farklı ülkeler-de farklı görevlerde bulundum. Son üç yıl içerisindeki teknolojideki de-ğişim inanılmaz. Tabii burada ino-vasyonun çok önemli rolü var. Öyle teknolojiler görüyoruz ki daha önce karşımıza çıkmayan ve aklımıza gelmeyen farklı iş modelleri. Çok yakın zamanda insanlar, başka bir ülkedeki birinin dilini konuşmak için onun dilini bilmek zorunda ol-mayacak. Biz Microsoft olarak bunu Skype üzerinde üç dilde yapıyoruz. Belki de beş yıl sonra Japonya’da-ki biriyle görüşmek için onun dilini bilmek zorunda kalmayacaksınız. Bunun iş dünyasına ve sosyal dün-yanıza etkisini düşünün. Engelliler-den bahsediyoruz. Türkiye’de en-gellilerin iş gücüne katılımı çok az.Teknolojideki bu hızlı değişimle çok yakın zamanda engellileri de iş dünyasında görmeye başlayacak-

sınız. Teknolojinin gelişimiyle ina-nılmaz şekilde eğitim içeriği değişti. ‘Khan Academy’ diye internet ser-visi var. Bu akademinin 80 milyon öğrencisi var. Bulut teknolojileri, Big Data gibi pek çok kavram var. Her hafta bir iş ortağımız farklı bir fi-kirle geliyor. Bu inovatif fikirleri or-taya çıkaran insanları desteklemek çok önemli. Ama inovasyon ile eş-değer önemde sahiplendiğimiz bir diğer konu da yetenekli iş gücü.” dedi. Üniversitelerle iş dünyasının arasındaki ilişkinin istenilen nokta-larda olmadığını dile getiren Koç, “İnovasyon konusunda ileri ülke-lerin geldiği seviyeye gelmek için

insanlarımıza genç yaşta bu bilinci aşılamamız gerekiyor. Ağaç yaşken eğilir, atasözümüz çok doğru. Mic-rosoft olarak yetenekli iş gücüne çok önem veriyoruz. Örneğin Açık Akademi diye bir programımız var.Türkiye’de 150.000 tane online öğ-rencisi var. Microsoft Türkiye’nin çalışması olan bir proje. 150.000 kişi sıfırdan yazılım geliştiriyor. Microsoft olarak yazılım geliştirme ve eğitimli iş gücüne çok önem ve-riyoruz.” ifadelerini kullandı.Hacettepe Teknokent Genel Müdürü Abdurrahman Güngör, “Çok yete-nekli öğrencilerimiz ve hocalarımız var. Milli üretime çok önem veri-yoruz. Özellikle yerli aşı noktasın-da bir çalışma başlattık. Hacettepe Üstün Zekalılar Okulunu açtık. Ho-calarımızla teknokenti, sanayii ve ticareti bir araya getiren Teknosfer adını verdiğimiz yeni bir sistem or-taya koyduk.” dedi.Panele, Haliç Üniversitesi Mühen-dislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Turan Şişman, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Mükerrem Şahin sunumlarıyla katkıda bulun-du. Panel, katılımcıların panelist-lere karşılıklı soru ve cevapları ve plaket töreni ile sona erdi. TÜMSİ-AD Genel Başkanı Yaşar Doğan ta-rafından Rektör Prof. Dr. Coşkun’a plaket takdim edildi.

Son 3 yıl içerisindeki teknolojideki değişim inanılmaz. Tabii burada inovasyonun çok önemli rolü var. Öyle teknolojiler görüyoruz ki daha önce karşımıza çıkmayan ve aklımıza gelmeyen farklı iş modelleri. Çok yakın zamanda insanlar, başka bir ülkedeki birinin dilini konuşmak için onun dilini bilmek zorunda olmayacak. Biz Microsoft olarak bunu Skype üzerinde üç dilde yapıyoruz. Belki de beş yıl sonra Japonya’daki biriyle görüşmek için onun dilini bilmek zorunda kalmayacaksınız.

BİZDEN HABERLER

Page 109: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

107

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

MAKALE

Think tankdediğimizdekamusal, teknolojik, sosyal ve politik strateji alanlarında problem çözmeye yönelen, fikir ve öneriler üreten uzmanlar grubunun oluşturduğu ve kamu politikalarının oluşumuna ve uygulanmasına etki eden bağımsız, özel, kâr amacıgütmeyen yoğunaraştırma yapanorganize düşüncekuruluşları geliyor aklımıza.

Gaziantep ‘in İlk think tank’i olacak Teknoloji Platformu Kuruluyor!

hink tank” daha çok siya-si platformlarda duyduğu-muz ama içeriğini çok da bilmediğimiz bir kavram. Avrupa Birliğinin Gaziantep TEKNOPARK’ın altyapısının

geliştirilmesi projesinde görev yapar-ken gündeme gelen bu kavramdan ve Gaziantep’teki bu konuda ekilen tohum-lardan bahsetmek istiyorum.Öncelikle think tank”in ne olduğunu açıklağa kavuşturmak gerekiyor. Keli-me anlamı “düşünce kuruluşu” olanthink tank yapıları ilk olarak 1900’lerdeAmerika Birleşik Devletleri’nde kuru-luyor. Beyin kuruluşları olarak günde-me geliyor. Bugünkü anlamına ancak 1950’lerde ulaştığı biliniyor. Bugün think tank dediğimizde kamusal, teknolojik, sosyal ve politik strateji alanlarında problem çözmeye yönelen, fikir ve öne-riler üreten uzmanlar grubunun oluş-turduğu ve kamu politikalarının olu-şumuna ve uygulanmasına etki eden bağımsız, özel, kâr amacı gütmeyen yoğun araştırma yapan organize dü-şünce kuruluşları geliyor aklımıza. Tink tank’ler politika oluşturulmasına karar alıcılarla doğrudan iletişim kurarak ve kamuyu bilgilendirerek etkili oluyorlar. Think tank türlerine baktığımızda üç şekilde karşımıza çıktıklarını görüyoruz:

• Akademik Araştırma Enstitüleri (Öğ-rencisiz Üniversiteler), • Kamu Yararına Çalışan Araştırmacı-ların oluşturduğu Kuruluşlar ve• Kamu-Özel Sektör ve Üniversite İş Bir-liği ile Kurulan Platformlar olarak.

İşte Gaziantep TEKNOPARK’ın öncülü-ğünde Gaziantep’te kurulması planla-nan think tank’in “Kamu-Özel Sektör ve Üniversite İş Birliği ile Kurulan Platform” olması düşünülüyor.

Gaziantep girişimciliği ve sanayii ile artık rüştünü ispat etmiş bir şehir. Elde etmiş olduğu üstünlüğünü teknolojik gelişmeler ile tamamlayamazsa arka-sındaki rüzgârın onu zirveden aşağıya doğru hızla sürüklemesi uzak bir ola-sılık değil.Gaziantep TEKNOPARK’ın amacı ya-kalanmış olan rekabet üstünlüğünü devam ettirecek bir teknoloji platfor-mu kurmak. Bu nedenle de hızlı bir çalışma içine girmiş bulunuyor. Ekim 2015’ten beri Gaziantep’in önde gelen 7 sektöründe (halı, tekstil, gıda, kim-ya, plastik, deri ve makine sektöründe) AR-GE ve inovasyon çalışmaları yapan ve kendisini bu konularda geliştirmek isteyen firmalarla bir araya gelerek sektörel toplantılar düzenledi.Bu toplantılardan çıkan sonuçlar, böy-le bir platformun şehir için gerekli ve elzem olduğu idi. Bu aşamadan son-ra gidilecek yol, bu işi sahiplenecek kurum ve kuruluşların istekliliklerine ve ellerini ne kadar taşın altına koya-caklarına bağlı. Gaziantep Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Yavuz Çoşkun başkanlığında, Gaziantep sanayiinin genç patronları ile Şubat ayında yapı-lan toplantı çok verimli geçmiş ve umut vermiştir. Bundan sonra yapılması ge-reken, Gaziantep TEKNOPARK’ın şehrin gelişimine destek veren kurum ve ku-ruluşları bir araya getirerek profesyonel kapasiteye ve entellektüel bakış açısı-na sahip, kamu ve diğer paydaşlarla yakın iş birliği içinde, toplumsal ve kamusal saygınlığı olan kaynaklara ve bilgiye kolay ulaşan, toplum ve medya ile kolay güven ilişkisi kurabilen, ulusal ve uluslararası platformlarda saygınlı-ğı olan birteknoloji platformunu genç patronlar-daki heyecanı da kullanarak hayata geçirmek olmalıdır.

AB UZMANIFunda SARAN T

Page 110: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

108

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

GAZİANTEP ÜNİVERSİTESİ’NDE BİR İLK GERÇEKLEŞTİ

BİZDEN HABERLER

AZiANTeP Üniversitesi Mühendislik Fakültesi ile TargeT Teknoloji Transfer Ofisi işbirliğiyle düzenle-nen, Mühendis Odaları Kampüste Zirvesi Gazi-

antep Üniversitesi Mavera Kongre ve Sanat Merkezinde gerçekleşti. Gazi-antep Üniversitesi Mühendislik Fakül-tesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram moderatörlüğünde gerçekleşen zirveye, Gaziantep Makina Mühendisleri Odası Başkanı Gürcan Ülger, Gaziantep İnşa-at Mühendisleri Odası Başkanı Gökhan Çeliktürk, Gıda Mühendisleri Odası Onur Başkanı Ergün Uğurluer, Fizik Mühen-disleri Odası İl Temsilcisi ve Gaziantep Üniversitesi Fizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necmettin Yazıcı, Gaziantep Endüst-ri Mühendisliği Oda Temsilcisi Özge Renklidağ, Tekstil Mühendisleri Odası Kahramanmaraş İl Temsilcisi ve Süt-çüimam Üniversitesi Tekstil Mühendis-liği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yasemin Aydoğmuş Korkmaz, Gaziantep Elekt-ronik Mühendisleri Odası Enerji Komis-yonu Başkanı Nahit Eser, TargeT Tekno-loji Transfer Ofisi Genel Müdürü Ekrem Tekin ve çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı.Panelin açılış konuşmasında, kampüs-te ilk defa üniversitenin, oda başkan-

larının ve öğrencilerin biraya geldiğine dikkat çeken Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Bayram “ Bildiğiniz gibi odalar mühendisliğin en önemli argümanla-rından biri. Bizdeki odalar ve üniver-sitenin çalışma şekliyle gelişmiş ülke-lerdeki özellikle ABD’deki modeller çok farklı. Ve bu konuda da en iyi başarıyı sağlamış ülke bildiğim kadarıyla ABD. Üniversitede eğitimi tamamladıktan sonra siz öğrenciler verdiğimiz dip-loma ile mühendislik yapıyorsunuz. Sizin ne kadar mühendislik yapacağı-nız ve bu mühendislik formasyonuna ne kadar uygun olup olmayacağınızı odaların karar vermesi gerekiyor. Do-layısıyla odaların örgütlü olarak teslim aldıkları mezunları mühendislik ha-yatında işlemeleri ve bunların onayı-nı vermeleri gerekiyor. Yurtdışında bu iş böyle yürüyor ve bu durumu çok önemsiyorum. Türkiye’nin her yerinde üniversiteler olup bu üniversitelerde mühendislik fakülteleri var. Dolayısıyla bu rekabet ortamında mezun olacak mühendislerin gelişebilmesi üniver-sitelere ve odalara için çok önemli görevler düşüyor. Bu bağlamda odala-rımızı şahsi olarak önemsiyorum. Son dönemde gerek YÖK, gerekse Üniver-sitelerin Mühendislik Fakülteleriyle en

sık konuştuğumuz konu odaların mü-hendis yetiştirilmesindeki yönetim sü-recinde daha aktif rol almalarıyla ilgili olmaktadır. Dolayısıyla üniversitemizde mühendislik bölümlerinin karşılığı olan oda başkanlarını bugün bu zirveye da-vet edip, mühendislik mesleğini icra edecek öğrencilerimiz için odalara üye olmadan önce odaların ne tür faaliyet-ler yaptığını organizasyon yapılarını ve gelecekteki planlarını öğrenmeleri için bir araya geldik” şeklinde konuştu.

“Odaların yönetimleri aktif olmalı”Makine Mühendisleri Odası Başkanı Gürcan Ülgey konuşmasında “Yakla-şık 30 yıldır bu diplomaya sahibim ve makinalar odası üyesiyim. Yıllarca odanın her aşamasındaki işleri özüm-seye, özümseye çalışarak bir noktaya geldik. Beraber yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızla odamızı yönetiyoruz. Öncelikle TMMOB bahsetmem gere-kirse mühendisler, mimarlar ve şehir planlamacıları barındıran bir kuruluş. Bu kurum bünyesinde 24 oda var. Ma-kine Mühendisleri Odası, 1954 yılında TMMOB kurulduğunda eş zamanlı ola-rak kurulmuş ve örgütün en önemli saç ayaklarından biri. Makine Mühendisleri Odasının Türkiye genelinde 18 odası bulunmakta. Birçok şubenin kendine

Mühendis Odaları Kampüste

Gaziantep Üniversitesi Mühendislik Fakülteleri ile Gaziantep’teki Mühendis Oda Başkan ve temsilcileri bir araya geldi. Mühendis yetiştirme sürecini ele alan katılımcılar, Gaziantep için neler yapabileceklerini de konuştu. Taraflar, ayrıca birbirinden beklentilerini aktardı.

G

Page 111: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

109

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BİZDEN HABERLER

bağlı temsilcilikleri vardır. Gaziantep Makine Mühendisleri Odasına bağlı 2100 civarında üyemiz var. Mühen-dislikler yıllara münhasır geliştiği için bünyemizde mekatronik ve endüstri mühendisliği gibi paydaşlarımız yer almakta. Odaların yönetimleri aktif olmalı. Her zaman demokratik, eşit, paylaşımcı yapıdan yanayız ve bilim her şeyin üzerinde olmalı” ifadelerini kullandı.

“Umudunuzu yitirmeyin”Türkiye’de İnşaat Mühendisleri Oda-sına bağlı 110 bin kayıtlı mühendisin olduğuna dikkat çeken Gaziantep İnşaat Mühendisleri Odası Başka-nı Gökhan Çeliktürk “ Bu sıralardan başlayarak, 2000 yılında Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği bö-lümünden mezun olarak bugünlere geldim. Üniversiteyi bitirir bitirmez hemen odaya kayıt oldum. Komis-yonlardan başlayarak, yedek yönetim, asıl yönetim derken bu dönem arka-daşlarım Yönetim Kurulu Başkanlığını layık gördüler. Daha önceleri belge ve proje vizesi gibi görülen odamız şu an üyeler arası iletişimi güçlendir-mek için sosyal ve kültürel faaliyetler düzenleyip, mesleki eğitimler de yap-makta. İnşaat Mühendisleri Gaziantep Şubemiz ayda ortalama iki seminer düzenlemekte. Siz öğrencilerin geçti-ği yollardan bizde geçtik. Çalışarak, azmederek ve zamandan fedakârlık ederek öncelikle mesleki tecrübeleri-mi geliştirmeye çalıştım. Herkese bir iş imkânı var. Önemli olan umudu-nuzu kaybetmeden, moralinizi yük-sek tutmanız ve tecrübe kazanmak için gayret etmeniz. Gaziantep Üni-versitesine ve hocalarınıza güvenin. Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühen-disliğini bitiren arkadaşlarım şu an Türkiye’nin çeşitli yerlerinde çok güzel işler başarıyor’” şeklinde konuştu.

“Gıda Mühendisliği yeni bir dal”Gıda Mühendisliği Gaziantep Onur Üyesi Ergün Uğurluer konuşmasında” Türkiye’nin ilk gıda mühendislerinden ve Gaziantep’inde ilk gıda mühendisi-yim. Gıda Mühendisliği yeni bir dal diyebilirim. 1975 yılından bu yana ül-kemizde var. Oda olarak ise 1996 yı-lında TMMOB bünyesine katıldı. Daha önce kimya mühendisliği içindeydik. Yakın zamana kadar odanın il tem-silcisiydim. Fakat son genel kurulda onur üyesi seçildim. Şu an 325’e ya-kın üyemiz ve tüm Türkiye de odaya kayıtlı 15 bin üyemiz var. En az bu kadar da bu kayıtsız gıda mühendisi bulunmakta.” diye konuştu.

“Mesleki tecrübeler Oda’larda olur”Elektronik Mühendisleri Odası adına açıklamalarda bulunan, Gaziantep Elektronik Mühendisleri Odası Enerji Komisyonu Başkanı Nahit Eser “İnsan doğar bir ailesi olur, meslek sahibi olunca da meslek sahipleriyle birlik-te bir ailesi daha olur. Bir mühendis meslek sahibi olduktan sonra alaca-ğı eğitimler, çalışma hedefleri, neler üretebileceğini ve tecrübelerini odalar-da edinir. Mühendis hesap adamıdır. Mezun olduktan sonra öğrendiğiniz bu hesapların icra etme yoluna bakarsı-nız. Okulda aldığı bilimsel eğitimden sonra bu eğitimleri nerelerde, nasıl, hangi usul ve kanuna göre uygula-nacağınızı, tatbik edeceğinizi odalarda öğrenirsiniz. Yine bir iş ile ilgili olarak dünyada hangi standartlar uygulanı-yor konusunu da odalar vasıtasıyla öğreniyorsunuz. Dolayısıyla odaların çok önemli görevleri ve yetkileri bu-lunmakta” dedi.

“etkili iletişim ve sürekli öğrenim be-cerisi kazandırıyoruz”Fizik Mühendisleri Oda Temsilcisi ve Gaziantep Üniversitesi Fizik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Necmettin Yazıcı” Sa-hipsiz mühendisliğin sahibi olarak bu-radayım. Bazı kanunlar sosyal olarak toplumun hayatını şekillendirir. İnsa-noğlu kendi eliyle hayatına şekil verir. Fizik Mühendisliği tabi kanunu olup sosyal kanunu olmadığı için çok fazla hayatımıza girmemiştir. Ancak haya-tımızın her evresinde olan bir olgudur. Fizik Mühendisliği Odası 1970 yılında kurulmuştur. Türkiye’de ilk defa Fizik Mühendisliği eğitimi 1954 yılında An-kara Üniversitesiyle, 1968 Hacettepe, 1982 yılında İTÜ ve Gaziantep Üniver-sitesinde başlayıp hala 4 üniversitede aktif olarak lisans eğitimi verilmekte-dir. Odamıza Matematik ve Nükleer Enerji Mühendisi mezunları da kayıt olmaktadır. Kuruluşumuzdan bu yana odamıza aktif 1872 kişinin kayıt ol-duğu görülmektedir. Bu arada kendi meslek kazanımları için fakültelerimi-zin gençlik kısımlarına teşekkür ediyo-

rum” diyerek konuşmasını tamamladı.

“Fakültelerimizin gençlik kollarına te-şekkür ediyorum”Makine Mühendisler Odası çatısı altın-da meslek dalı komisyonu olarak fa-aliyetlerini sürdürdüklerini dile getiren Endüstri Mühendisliği Oda Temsilcisi Özge Renkli Dağ “ Türkiye genelinde 7 bin 500 üyemiz var. 135 üye Gaziantep şubeye bağlı çalışıyor. Odamız yok. Bel-ki de oda kurmak için daha fazla işbir-liği ve organizasyon kurmak gerekiyor. Odayı yönetmek, bürokratik işlemle-ri yönetmek kolay işler değil. Makine Mühendisleri Odası ile sıkı bir işbirliği içinde çalışıyoruz. Endüstri Mühendisliği uzmanlığına yönelik ana komisyonu-muzda yatırım hizmetleri ve stratejik planlama yetkilendirme eğitimlerimiz var. Bunun yanında verimlilik, enerji yönetimi, bilirkişilik, işçi sağlığı ve gü-venliği, tedarik, lojistik yönetimi gibi ko-nularda da eğitim seminerlerimiz olu-yor. Öğrenci arkadaşlarımızı odamıza davet ediyorum. Odaya gelip, gitmek onlara tecrübe kazandıracaktır. “dedi

“Odalarınızı sahiplenin”Kahramanmaraş Tekstil Mühendisleri İl Temsilcisi ve Sütçü imam Üniversite-si Tekstil Mühendisliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Yasemin Aydoğmuş Korkmaz konuşmasında “Geçmişte ahilik gele-neği, usta-çırak ilişkisi zinciri vardı. Bu zincir 21. Yüzyıla uyarladığımızda oda-lar vasıtasıyla olacaktır. 14 üniversitede tekstil mühendisliği var. Sayıların ezici çoğunluğu altında ezilmemek gereki-yor. Türkiye’deki 40 bin tane tekstil işlet-mesinde, 20 bin mezun tekstil mühen-disinin ayak basmadığı işletmeler var. Bunun yanında bu tekstil işletmelerin-de farklı uzmanlık alanından gelen pek çok çalışan bulunmakta. Global dünya da işler eskisi gibi değil. Bilinçli bir tü-ketici kitlesi var. Bu bağlamda üretme-den Türkiye’nin var olmayacağını dü-şünerek, siz sevgili gençler odalarınızı sahiplenin, dallarınıza destek verin ve bu bayrak yarışını sizler sürdürmeniz gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Page 112: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

110

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BASINDA TARGET

Page 113: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

111

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BASINDA TARGET

Page 114: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7

G A Z İ A N T E P Ü N İ V E R S İ T E S İ T E K N O L O J İ T R A N S F E R O F İ S İ

112

ww

w.t

to

ta

rg

et

.co

m

BASINDA TARGET

Page 115: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7
Page 116: Gaziantep Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi: TargeT Sayı 6-7