futbol - ocak 2013.pdf

Siyaset, kültür, tarih, ekonomi v.salanlarda ne kadar dolu bir yıl ge-çirmişsek futbol alanında da o ka-

dar yoğun bir yıl geçirdik. Konuşulanlarınçoğu futbol dışındaki konulardı ama Fut-bol Extra, hep futbolun içinde kalmaya de-vam etti.

İlk defa karşılaştığımız birçok olayın daiçinde olduğu “2012 Böyle Geçti” dosya-mızda ne kadar gergin ve zorlu bir yıl ge-çirdiğimizi de görebilirsiniz. Fakat bu yo-ğun içinde çok güzel olaylar da yok değildi.Euro 2012, hakemlerimizin Avrupa’daönemli görevlere gelmesi gibi olaylar bizisevindiren cinstendi.

2012’ye tabii ki Lionel Messi damga vur-du. Geçtiğimiz sezon şampiyonluklar ya-şayamasa da bir yılda en çok gol atanoyuncu rekorunda Gerd Müller’i geçen Ar-jantinli yıldızı sizler için kapağımıza konukettik. Onu daha önce de defalarca kapağı-mıza taşımıştık ama o bize ilham vermek-ten sıkılmadı.

Röportaj köşemizde ise Felipe Melo’nunsallantıda olduğu dönemde çok iyi perfor-mans gösteren, Fatih Terim’in rotasyo-nunda ismini ilk 11’e yazdıran Yekta Kur-tuluş’u konuk ettik. Başarılı oyuncuyla il-gili bilmedikleriniz bu röportajın satırların-da saklı.

Aynı şekilde Orduspor’un başarılı gençson beki Atila Turan da dergimizin Ocaksayısına konuk oldu. Türk futboluyla ilgili

çok farklı düşüncelere sahip genç oyuncu-nun söyledikleri, hepimize ders olacakcinsten. Antalyaspor’un genç oyuncusuEmrah Başsan da yeni sayımızdaki üçün-cü röportaj konuğumuz.

Avrupa Şampiyonası ya da Dünya Ku-pası eleme grup kuraları çekildiğinde İr-landa, Galler, İskoçya, Kuzey İrlanda gibiülkelerin hep alt torbalardan kuraya gir-diklerini görürüz. Bu ülkelerin şu anda ne-rede olduklarını hazırladığımız dosyadagayet net şekilde görebilirsiniz.

Futbol ahalisi olarak alt liglere yeteri ka-dar önem vermesek de asıl mücadele ora-da yaşanıyor. Ocak sayımızda alt liglerdesezona kötü başlayan ama “u dönüşü” ya-parak ilk yarıyı zirvede kapatan takımlarısizler için derledik.

Ocak sayımızda SporToto Süper Lig’i de unut-madık. Ligimizdeki Türkoyuncuların ne kadarı-nın gurbetçi olduğunu veilk yarının flaş takımı An-talyaspor’u iki farklıyazıda derinleme-sine inceledik.

Keyifli okuma-lar…

Dolu dolu 2012

MAKSIMUM ILETISIM

SAYI: 94 / OCAK 2013

İmtiyaz SahibiMAKSiMuM iletişiMHizMetleri A.ş.

Genel MüdürilKAN GÖ[email protected]

Genel Yayın Yönetmenive Sorumlu Yazı İşleri MüdürütAHir [email protected]

Genel KoordinatörSerKAN [email protected]

Yayın EditörüerDi [email protected]

Katkıda BulunanlarerAY eMiN AYDeMirHÜSeYiN KIYICIAlPer KAYAArDA DiNÇerutKu GÖKerKÜÇÜKÖMÜr ÇeliKYAKuP ÇINArGÖKSel Sert

Görsel YönetmenerCAN [email protected]

Reklam MüdürüeBru Kurş[email protected] 243 45 28

[email protected]: 0212 243 45 28Faks: 0212 243 45 29

DağıtımYAYSAt A.ş.

BaskıiHlAS GAzeteCiliK A.ş.Yenibosna-İstanbul0212 454 30 00

İdare Merkeziİmtiyaz Sh./Sorumlu Md. AdresleriYaygın YayınMeclis-i Mebusan Cad. No : 23 Dursun Han Kat : 1 Salıpazarı –Beyoğlu - İstanbul

Tel : 0212 243 45 28Faks : 0212 243 45 29

Futbol Extra Dergisi bir Maksimumİletişim Hizmetleri A.Ş. yapımıdır

©Futbol Extra Dergisi’nde yer alanmakalelerdeki fikirler yazarlarınaaittir. Yayınlanan ilanlarınsorumluluğu ilan sahiplerine aittir.Yayınlanan yazı ve fotoğrafların tümhakkı Futbol Extra Dergisi’ne aittir.

[email protected]

Tahir Kum

KAPAK GÜZELİ

Bir gün komple ülke olarak Arjantin haritadan dahi

silinse Lionel Messi'yi çıkarttıkları için kıyamet

kopana kadar unutulmayacaktır.

BİRAZ ABARTMADI MI?

facebook.com/FutbolExtra twitter.com/_futbolextra

MP ANTALYASPOR

HELE BİR DEANTALYASPOR

LİDER İSE...

AKDENİZ AKŞAMLARI BİR BAŞKA OLUYOR!

Mehmet

Özdilek ve MP

Antalyaspor şu sıra

istim üstünde görünebilir

fakat bu başarının arka

planında pek çok cesur

hamle, eleştiri ve zor

günler yatıyor.

YEKTA KURTULUŞ

TRİBÜNDENSAHAYATRANSFER!

Sarı-kırmızılı takımdasakatlıktan sonragösterdiği müthiş

performans ile 'yenitransfer' olarak lanse

edilen Yekta Kurtuluş’amerak ettiklerimizi

sorduk.

Fotoğraflar: Vedat Yangın

2012-2013 sezonunun devre arası-na girmişken, geçmiş sezonlardadevreyi kapattığı sıradan çokfarklı bir sırada sezonu bitiren ta-

kımları yâd etmek istedik. Bu takımlar,içinde bulunduğumuz sezon için de güncelbirer örnek… Son düdük çalana kadar maçhiç bitmez, doksan dakika bitmeden de hiç-bir şey belli olmaz! Kırkpınar Güreşleri’ndenalıntılamamız gerekirse: “Altta kaldım diyeüzülme; Üste çıktım diye sevinme”

DİRENİŞİN ADI GEBZESPOR OLDU2011-2012 sezonu… Bir

önceki sezon 2. Lig’dendüşmüş olan Gebzespor3. Lig’e yapabileceği enkötü başlangıcı yapmış

ve paraşütsüz düşüşe geçmiş.

Ligde 19 takımın mücadele ettiği, son dörttakımın küme düşeceği sezonun ilk devre-sindeki on sekiz maçında sadece iki kez ga-lip gelebilmiş; iki kez de bir puan çıkartmayıbaşarmış Gebzespor. Galibiyetlerini kümedüşme adayı diğer takımlardan, AkçaabatSebatspor ve MKE Kırıkkale’den, aldığını;beraberliklerinden birisini de gene kümedüşme hattındaki Keçiören Sportif’ten çı-

karttığını belirtmekte fayda var. “Sürpriz”sayılabilecek tek sonuç deplasmanda-

ki Diyarbakır BŞB beraberliği…

Bir puan aldığı Keçiören Sportif’ten dörtpuan, üç puan aldığı Kırıkkale’den ise tamon puan geride; sondan ikinci sırada kapatırilk devreyi mor-beyazlı ekip.

Transfer yasağının kaldırılması, Süper Liggörmüş Fatih Özece gibi futbolcuların takı-ma on dakikalık bir operasyonla kazandı-rılması ise ikinci devrede 3. Lig 1. Grup’takidengeleri tamamen alt üst eder ve Gebzes-por beklenmedik bir çıkış yapar.

UNUTULMAMASI GEREKEN ŞEY!

FUTBOL

DAKİKADIR

@alper_kayaALPER KAYA

Ne başladığın gibi bitebilirişler ne de bitirdiğinde

başladığın yolu izlemişsindir.İşte futbol da böylesine karışıktır.

İngiliz futbolunun doğal olarak enönemlü ürünü olan Premier Lig, oyunyapısı, futbol kültürü ve hem seyirci-nin hem de futbolcuların organizas-

yona yaklaşımı ile şüphesiz enfazla izlenilen lig durumuda.

İçerisinde olmazsa ol-maz mücadeleazmi, sertlik,dolu tribünler

ve iyi birmedyaorganiz-yonu ile

her futbol-severin yakından takip et-

tiği bu oluşum, sadece Avru-pa'da değil tüm dünyada ilgi

odağı olurken İngiltere'nin he-men yanı başında bulunan

ülkeler git gide futbolda İn-giltere'nin diktası ile karşıkarşıya kalmış bir durum-

dalar. Peki nasıl oluyor da İn-giliz futbolu ve Premier Lig, en

yakın rakipleri Bundesliga, Serie A ve La Li-ga'ya dahi nal toplatırken aynı ada üzerindekiülkeler futbol bazında İngiltere'nin bu yükse-lişinden fayda elde edemiyorlar. Şimdi Adafutbolu kültürünün İngiliz futbolu diktasınagirme sürecine yakından bakalım.

ADA ÜLKELERİNDEKİ DÜŞMAN KARDEŞLER

Ada futbolu denildiğinde akla ilk olarak İn-giltere ardından da İskoçya gelmesine rağ-

men aslında Galler, İrlanda Cumhuriyeti veKuzey İrlanda da bu değişik futbol tarzınınhayat bulduğu futbol coğrafyaları olarakkarşımıza çıkmakta. Açık söylemek zorun-dayım ki işin tarihi kısmına girip (Kelt'lerekadar işi götürmek istemiyorum) bu incele-menin içine dahil etmekten özellikle kaçına-

cağım. Lakin ada tarihi sadece WilliamWallace veya yaşadığı Playboy hayatı

ile bilinen Tudor hanedanı ile sınırlıdeğil. Konumuz futbol olduğundanveriler ışığında gitmek hem aradaki

farkları görmek hem de yaşanançarpık gerçekleri anlamak açı-sından faydalı olacaktır.

İlk olarak İngiltere Premier Lig'in yapısınıanlamakta fayda var. Premier Lig toplam 3.4Milyar Euro'luk değeri ile Avrupa'nın en de-ğerli ligi durumunda. En yakın takipçisi LaLiga, içinde Real Madrid ve Barcelona gibi dev-leri barındırmasına rağmen yaklaşık 0.7 Mil-yar Euro'luk eksi bir rakamla Premier Lig'ingölgesinde kalıyor.

Premier Lig'e rakam anlamında en yakınAda ülkesi İskoçya. İskoç ligi Premier Lig'enazaran aynı futbol kültürüne ait olmasınarağmen son derece sıradan bir lig görünümdeve bu sıradanlık rakamlara da yansımış du-rumda. 3.4 Milyar Euro'luk Premier Lig'in ya-nında İskoçya Premier Ligi 150 Milyon Eu-ro'luk değeriyle adeta bir dev ile mücadele et-meye çalışan cüce konumunda. Son olarakRangers'ın başına gelen mali sorunlar ve ta-kımın alt seviyenin yolunu tutması zatenCeltic – Rangers ekseni etrafında dönen İs-koç futbolunun ipini çekerken bir zamanlar

ADA FUTBOLUNUN ÜVEY KARDEŞLERİ

@ErayEAydemirERAY EMİN AYDEMİR

Adafutbolu deninceaklınıza hemen

İngiltere Ligi geliyorsasize kızgın birkaç ülke

var. Onlardan sözetmek de bize

düştü.

36 Terim’in en önemli yedeğiGalatasaray’a geldiğinden beri en iyi sezonunu yaşayanYekta, kendisi hakkında bilinmeyenleri sizler için anlattı.

32 Rekorların adamıKariyeri rekorlarla dolu Lionel Messi, 2012’nin son ayındayeni bir rekor kırmayı es geçmedi.

27 Afrika’da bayram var!Bundan böyle tek senelerde oynanacak olan Afrika UluslarKupası’nın 2013 versiyonu, büyük sürprizlere gebe.

42 Ligimizin çeyreği gurbetçiA Milli Takım’da olduğu gibi ligimizdeki yerli oyuncularınbüyük çoğunluğu da yurtdışı kökenli.

46 Küllerinden doğanlarKimi sakatlıktan kimi de formsuzluklardan dip yapmıştı.Fakat küllerinden doğarken gayet iyiydiler.

51 2012 nasıl geçti?Futbol olarak fazlasıyla yoğun bir yıl yaşadık. Peki 2012’denaklımızda neler kaldı? Gün gün 2012’nin futbol haritası.

64 Özdilek’in hanedanlığı5 sezondur Antalyaspor’un başında olan Mehmet Özdilek,sonunda kafasındaki futbolu ortaya koyabilecek takımı kurdu.

KAPAK GÜZELİ

Bir gün komple ülke olarak Arjantin haritadan dahisilinse Lionel Messi'yi çıkarttıkları için kıyametkopana kadar unutulmayacaktır.


Aslında Rumen ekolüne birazzıt düşen vatandaşlardan…Rumenler genellikle teknikdirektör değil de futbolcu

yetiştirmeyle ünlüdürler. Lucescu iseçok parlak olmayan futbolculukkariyerinin ardından atldığı tek-nik direktörlük kariyerinde iseharikalar yaratan bir üstat.Dünya futboluna KarpatlarınMaradona’sını, Shaktar Do-netsk gibi bir dinamoyu ka-zandıran, Türk futbol tarihine ilkleriyaşatan ama asla kıymeti bilinmeyenLucescu’nun futbolculuk kariyeriyle baş-lıyoruz öykümüze.

19 YAŞINDA İLK TECRÜBE1962 yılında Dinamo Bükreş’in altyapı-

sına katıldıktan sonra aradan geçen 2yıllık hazırlanma evresinden sonra A ta-kımla ilk maçına Romanya’nın en önemliderbilerinden birinde Rapid Bükreş kar-şısında çıktı. Bu genç yaşta şans tanın-ması teknik direktörlüğünde futbola yıl-dızları kazandırması için önemli psikolo-jik altyapı hazırladı. Dinamo’da geçirdiği

13 yılın içinde 250 maça çıktı ve 57 golkaydetti. 4 lig şampiyonluğu gördüğü Di-namo’nun sembollerinden biri halinegelmeye başlamışken yaşının etkisiyleikinci lig ekiplerinden Ştiina’ya kiralıkgönderilmesi derin bir hüzün yaşaması-na sebep oldu. Asıl sürpriz ise Ştiina’dayani ikinci ligde oynarken milli takımaçağrılmasıydı. 1969 yılında ise İngiltereile oynanan maçta takım kaptanı olarak

sahaya çıkması Luce’nin kariyerindeönemli bir mihenktaşıydı. Ştiina’da ge-çirdiği 3 sezonun ardından Corvinul takı-mına transferiyle insanları yine şaşrt-mayı başarmıştı. Çok ön planda olmayanama sistemi çalıştıran en önemli parça-lar vardır. Görünmeyen başarı sırrı ola-rak takımın üst lige taşınmasında kıy-metlenmesini sağlıyordu.

GEÇİŞ YILLARICorvinul’un çıkması-düşmesi derken

tekrar ikinci lige dönen Lucescu, forma-sını giydiği takımda futbolcu-menajerolarak görev yapmaya başladı ve dahailk sezonunda takımı Liga 1’e taşıyarakönemli sinyaller atıyordu. Futbolubırakana kadar çalıştığı Corvinul’da kulüp tarihinin en önemli başarısı olanlig üçüncülüğüne kapağı atmasını sağlıyordu.

BAŞLANGIÇRomanya Milli Takımı'nın 1982 Dünya

Kupası elemelerinde başarısız olmasınınardından kovulan Stanescu’nun yerinegeldikten sonra hemen çiftçi gömleğinin

MIRCEA LUCESCU

KIYMETİBİLİNMEYEN

ADAM

ELİMİZDEN KAÇTI GİTTİ

Rumenlerin yetiştirdiğikallavi isimlerden biri…

Kaderiyle sürekli zıt düşmesionun yaptığı işi daha dadeğerli kılıyor. Basınımızve federasyonumuzunegolarını tatmin etmekuğuruna en büyük biziz

diyebilmeleri için kıymetinibilemediğimiz Mircea Lucescu...

,

@ÖMÜR ÇELİK

BUNDESLIGA’DA İLK YARI BÖYLE GEÇTİ

KAYIP İLANI:BUNDESLIGA’DAHEYECAN

Bayern’e kupayı verip lige baştan başlamak kötü bir fikir değil.Yoksa biz mi abartıyoruz?

LATİNLERE GURBET HARAM

Any Given Sunday filmininen etkileyici sahnelerin-den biri, Koç D’ama-to’nun (Al Pacino)

yedek oyun kurucusu WillieBeamen’ın (Jamie Foxx) birtelevizyon programına katı-larak ligdeki elit ırkçılığı dilegetirdiği sahnedir.

Ligdeki çoğu oyuncununsiyahi olduğunu söyleyenBeamen, bunun aksine ligde çok az sa-yıda siyahi koçun olduğunu söyler vesiyahi takım sahibi sayısının sıfır oldu-ğunu ekler. Evet bir siyahın gözündenbaktığınızda olay bu kadar basittir ve

işin tabiatına aykırıdır. Oyuna yön ve-ren siyahlardır ama işi düzenleyen be-

yazlardır.

Aslında şöyle de denebilir:Oyunculuktan gelen siyahilereyol verilirse onlar hem koçhem de takım sahibi olabilir-

ler. Yani beyazları denklem-den çıkardığınızda olay pekde bozulmaz. Yeter ki onlaragörev ve para verin.

Futbolda da son zamanlarda bunabenzer bir durum oluştu. Tabii ki futbolbire bir Brezilyalı ve Arjantinli oyuncu-lar üzerinden yürümüyor ama çoğu ta-kım da bu milletlerden oyuncular ol-

madan kadro mühendisliği yapmıyor.

Fakat çoğu takım kadro mühendis-liklerini bu şekilde teşkil etseler de Ar-jantinli ve Brezilyalı teknik direktörlerAvrupa’da ve Dünya’da pek tercih edil-miyor. Tabii ki bu iki milletten gelenteknik adamlar, diğer meslektaşlarıkadar futbolu biliyorlar ama bu onlarınözellikle zor liglerde istihdam edilmele-rini sağlamıyor. Hatta İspanya’yı çıkar-tırsak Şampiyonlar Ligi’ne yön verenülkelerde hiç iş bulamıyorlar.

Futbolda geride kalan, örnek aldıkla-rı ülkelere yetişmek isteyen futbol kül-türleri, Brezilya ve Arjantin'den teknikdirektör tercih ediyorlar diyebiliriz.

@erdi_aydemirERDİ AYDEMİR

Dünya futbolunu o Arjantin ve Brezilya’dan çıkan oyuncular belirlese demevzubahis teknik direktörler olduğunda iş o kadar da basit olmuyor.

70 Türk futbolunun geleceğiİlk defa geçtiğimiz sezon şans bulan Emrah Başsan,başarısının ve Antalyaspor’un sırrını Futbol Extra’ya anlattı.

74 Bundesliga’da heyecanBayern Münih’e kupayı verip lige baştan başlamak kötü birfikir değil. Yoksa biz mi abartıyoruz?

80 Latin hocalara gurbet zorArjantinli ve Brezilyalı teknik direktörler kendilerini tanıtmave pazarlama anlamında o kadar da iyi değiller.

84 Chelsea’yi yıkan adamShaktar Donetsk’e geçtikten sonra Ukrayna futbolunudeğiştiren Luce, bu sezon da Chelsea’nin hülyalarını yıktı.

90 Futbol 90 dakikadır!Alt liglerde lige kötü giriş yapıp “u dönüşü” yaptıktan sonrazirveye yerleşen birçok takım gördük. Peki bunun sırrı ne?

96 Tarihten gelen izlerİngiltere’nin arkasında kalan İskoçya, İrlanda, Galler veKuzey İrlanda, futbolda da makus talihlerini yenemiyor.

100 “Çok fazla koşuyoruz”Orduspor’un genç sol beki Atila Turan, Türk futbolunuPortekiz ve Fransa’yla kıyasladı. Çıkan sonuçlar hayli ilginç.

104 Ortadoğu’nun farklı ülkesiHaber bültenlerimizde acı dolu haberlerle izlediğimizFilistin, futbolunda atılım yapmaya devam ediyor.

AYIN FOTOĞRAFLARI

RIO’DA FUTBOL BİR BAŞKABrezilya sahilleri her zaman efsane futbolcuların

top ile ilk tanıştıkları yer olur. Acaba bu

fotoğrafta da kaç tane geleceğin yıldızı var?

AYIN FOTOĞRAFLARI

AYAĞINI YERDEMKESCEM SENİN!Sunderland’in orta saha oyuncusu Sebastian Larsson,

penaltıya sebebiyet verse de Chelsea’nin Brezilyalı

yıldızı Ramires’in ayağını kaydırmanın yolunu bulmuş.

AYIN FOTOĞRAFLARI

NE O GOL MÜ ATACAKSIN?Kaçırdığı gollerle eleştiri oklarını üzerine çeken Fernando Torres'e

Corinthians kalecisi Cassio'nun verdiği inanılmaz ayar!

İ talya Serie A’daki Hollandalı yıldızlarında farklı ülkelere geçişiyle birlikte liderli-

ğe yükselen Premier Lig, yıllardır sorgulan-maya devam ediyor. Arap soyluların, Rusoligarkların giderek daha fazla kanalize ol-duğu Premier Lig, artık iyiden iyiye WallStreet Borsası görünümünde. DortmundCEO’su Hans Watzke de bizim gibi düşün-müş olacak ki bu durumu çok ağır şekildeeleştirdi. Premier Lig’in İngiltere Ligi olmak-tan çıktığını söyleyen Alman yönetici, Bun-desliga’nın bu açıdan Avrupa’nın en iyi ligiolduğunu açıklamadan da edemedi.

10 FUTBOL EXTRA OCAK 2013

“GuardiolaBayern’dezorlanır”Alman futbol efsanesi,İspanyol teknik adamın heryerde başarılı olamayacağınıaçıkladı.

Futbol sahalarından çekildiğindenberi pek de insan içine çıkmayan

Oliver Kahn, mevzu Bayern Müniholunca bir anda şahlandı ve en popü-ler yorumculara taş çıkarttı. Adı, Ba-yern Münih ile anılan İspanyol teknikadamla ilgili geleceğe yönelik tercih-lere ilk cevap da Kahn’dan geldi. Bar-celona’da öne çıkan Pep’in yetiştiğiyerde başarılı olduğunu ve başka birdünyayı tanımadığını söyleyen Kahn,öneri olarak Guardiola’nın bir sezonHeynckes’le birlikte çalışması gerek-tiğini ve işleyişi öğrendikten sonrabaşa geçmesi gerektiğini de ekledi.Doğru söze üstüne söz söylemekevla değildir.

trivela Hazırlayan:Erdi Aydemir

[email protected]

Berlusconi “Dünyanın en başarılı başkanıyım”Futbolun kadınlarla en ilgili yüzü, yorumunda pek de haksızsayılmaz.

Onun kişiliğinde Türk töresine pek yanlış gelen unsurları görebilirsiniz. Onusevmeme hakkınız da var. Ama onun başkanlığı döneminde Milan’ın başa-

rısız olduğunu söylemezsiniz. 1986 yılında başa geçen Berlusconi döneminde 8lig şampiyonluğu ve 5 Şampiyonlar Ligi şampiyonluğu yaşayan Milan, son za-manlarda tökezlese de hala İtalya’nın en başarılı takımı konumunda. Kendini be-ğenen insanlar pek sevilmez ama bu kadar net başarı da dillendirilmeden olmaz.Tebrikler Silvio.

Dortmund’dan Premier Lig’e taşB.Dortmund CEO’su Watzke’nin sözleri ne yenilir ne de yutulur.

WATZKE

BERLUSCONI

KAHN

Böyle açıklama olur mu?Real Madrid’in eski başkanıeleştiri sınırlarını fazlasıylazorladı ve kovayı devirdi.

Koltuktan düşen futbol yöneticilerinin sertaçıklamalarına hayli alışık bir milletiz. De-

mek ki İspanyollar da pek severmiş böyle açıkla-maları. Eski Real Madrid Başkanı Ramon Calde-

ron, mevcut başkan Florentino Perez’iMourinho’nun kuklası olmak suçladı.Genelde bu tip demeçleri seçimlerdenönce görürüz ama La Liga’daki başarı-

sızlıkadamıncanına tak etmiş demek ki. Yine de

mevzubahis Jose Mourinho olunca eleş-tiri ya da espri yaparken dikkat etmek

gerekiyor. Çünkü öyle bir kontra ataklakarşılaşırsınız ki yıkılan kovaları bir türlü toparlayamazsınız.

TRİVELA


“Yeter ki Şampiyonlar Ligi’ni kazana-lım. Ben Barcelona’dan 25 puan farkyemeye razıyım.”

Real Madrid kalecisi Iker Casillas, ho-casının ligi kaybettik açıklamasınıdaha net dile getirmiş.

“ Ben Dortmund oyuncusu olsam,şampiyonluk konuşmalarını bu saattensonra bırakırdım.”

Bayern Münih’in başarılı oyuncusuThomas Müller takımından fazlasıylaemin. Geçen seneyi unutmuş galiba.

“ Ben 10 numara değilim ki. Bugünekadar hep orta sahanın merkezinde oy-nadım.”

Nuri Şahin iyi söylemiş, güzel söyle-miş de Liverpool, Borussia Dortmunddeğil ki.

“53 yaşındayım ve Milan için çokyaşlıyım. Ayrıca Rusya’da da mutlu-yum.”

Spaletti aman bu dediklerini Türki-ye’deki bazı hocalar duymasın.

"Ailelerde her zaman küçük kardeş,büyüğün yerini almaya çalışır. City debu mantıkla Manchester United'ınyerini almak istiyor ama bunu hiçbirzaman başaramayacaklarını düşü-nüyorum."

Ole Gunnar Solksjaer şimdi-den ManchesterUnited teknik di-rektörlüğünün yo-lunu yapıyor galiba.

“ Hakemler biraz da lehimizehata yapsın.”

Sergio Ramos hakemlere farklıbir eleştiri getirmiş. Fakat o ka-dar çok puan farkı sadece ha-kemlerle açıklanamaz.

“Hakemler bize kıyak yapmıyor.”

Buffon büyük kalecisin amawww.antijuve.it adresini çabukunutmuşsun.

KİM NE DEMİŞ? Bazen Cruyff olmanız bile yetmezBaşarı için çok uzak diyarlara giden Hollandalı efsane Johan, bu sefer istediklerini yapamadı.

U zun yıllar Barcelona’nın teknik di-rektörlerini seçen adam olarak lan-

se edilen ve tanınan daha sonra da Kata-lunya Milli Takımı’nın başına geçen Jo-hann Cruyff, geçtiğimiz aylarda ChivasGuadalajara’nın teknik danışmanlığınagetirilmişti. Kendisi için fazlasıyla farklıbir futbol ikliminde başarılı olmaya çalı-

şan Hollandalı efsane, pek de bekledikle-rini yapamadı. Hal böyle olunca delişmenruhlu Meksikalı yöneticiler de kanayanyaraya kül bastılar. Cruyff, 3 yıllık sözleş-me imzalayıp Barcelona modelini Chivas’auyarlamaya başlamıştı ama salyangozorada pek beğenilmedi. Sırada yine Bar-celona var galiba.

Aykut Kocaman’ın Fatih Terim’inGalatasaray’ın başına geçişinden

itibaren ezeli rakiplerinealdığı karşı galibiyet sayısı.

CALDERON

RAMOS

CRUYFF

TRİVELA


Onunla ilgiliböyle bir yorumyapılmadıİspanya Kral Kupası’ndaBarcelona ile eşleşenCordoba’nın başkanı,2012’nin demecine imza attı.

U lusal kupalarda bolca sürprizle-rin yaşandığı bir dönem yaşa-

sak da Barcelona her zamanki gibikendisini bu sürprizlerin dışında tut-tu. Tito Villanova’nın başa geçişiylebirlikte düşüş yaşaması beklenenBarcelona dolu dizgin devam ederkenKral Kupası’nda Cordoba ile eşleşti.Cordoba Başkanı da durur mu hemenyorumu yapıştırdı: “Messi’yi tutukla-tarak turu geçeceğiz”. Arjantinlioyuncuyla ilgili bunca yorumun ara-sında belki de en doğrusu buydu. Ta-bii ki iş şakada kaldı ve Messi, başka-nı haklı çıkarırcasına iki gol atarakİkinci Lig takımına kupayı bitirtti.

A ralık ayı içinde sadeceGalatasaray-Fenerbahçe derbisine

değil Manchester derbisine de şahitlikyaptık. Fergie’nin taktik zaferiylesonuçlanan maç sonrası hep City’litaraftarların sahaya attıkları konuşulsada Scotland Yard o anlarda Twitter’ıtakip etmekteydi. Maçla ilgili ırkçı

söylemleri tek tek toparlayan İngilizPolisi, 15 yaşındaki bir çocuğututuklamaktan bile çekinmedi.Ülkemizde deplasmana taraftargetiremezken işlerin İngiltere’de bukadar ciddi olması fazlasıyla manidar.Çocuk taraftarın tutuksuz yargılanmasıise sevindirici.

Konfederasyon Kupası ne alemde?Yazın düzenlenecek turnuvada gruplar çekildi ve bizi harikamaçların beklediği anlaşıldı.

H er Dünya Kupası’ndan önce evsahibi ülkeye tanışma turu olarak

düzenlenen Konfederasyon Kupası’naçok az bir süre kaldı. Maçlarınoynanacağı statlarla ilgili hala derinendişeler baki olsa da gruplarınçekilmesi heyecanımızı artırdı. İspanya;Uruguay, Tahiti ve Afrika Uluslar Kupasışampiyonu ile aynı grupta. Brezilya iseMeksika, İtalya ve Japonya tarafında.Dağılıma göre şimdiden Brezilya-İspanya finali ufukta görünüyor. FakatBrezilya’nın grubu daha sert olduğudüşünülürse sürprizlere açık olmaktafayda. Daha önceki KonfederasyonKupası’nda İspanya’nın üçüncüolduğunu unutmayalım.

İngiltere’de cadı avıİngiliz polisinin futboldaki ırkçılığa yönelik soruşturmalarıinanılmaz seviyelere ulaştı.

Genelde İngiltere saatiyle 16.00’da başlayan İngiliz derbileriyle

20.00’de başlayan GS-FB derbisi arasındaki

saat farkı.

RENK CÜMBÜŞÜTribün şov denince akla ilk gelen gruplardanolan Borussia Dortmund taraftarları yinekendilerine yakışan bir gösteri sunarken...

TRİVELA


Ediz’i nedenkaybettik?Biz onun ölümünü çok çabuk unuttuk amaAdli Tıp unutmadı.

Geçtiğimiz aylarda futbolsahalarından göçerek bizleri

üzüntüye boğan Ediz’le ilgili çokkonuştuk ama nispette de çabukunuttuk. Çoğu basın-yayın organıonun ölüm nedeniyle ilgili haberipaylaşmadı bile. Adli Tıpincelemelerine göre Ediz doğalnedenlerle kalp krizi geçirmiş.Vücudunda ne alkol ne uyuşturucune de farklı bir ilaca rastlanmış. İşinen acı tarafı ise Ediz’in ailesindeküçük yaşlarda ölen 3-4 gencimizdaha varmış. Ölüm her zaman acıama bu kadar erken olduğundaterörden bile acı.

Pardew hatasını kabul ettiNewcastle United menajeri, sonunda hatasını kabul edereközeleştiri yaptı.

Geçtiğimiz sezona harika bir giriş yapan,devre arası transfer döneminde Papiss

Cisse eklemesiyle sezonu inanılmaz bir nok-tada bitiren Newcastle’ın yerinde bu sezonyeller esiyor. Geçen sezonun kadrosunun sağ-lıklı şekilde korunmasına rağmen Pardew’insezon başında takıma bir ekleme yapmamasıuzun süredir dillendiriliyordu. Sonunda tecrü-beli menajer de hatasını kabul etti ve devrearasında bazı transferler yapacaklarını açıkla-dı. UEFA Avrupa Ligi’nde başarılı performansgösteren takımın Premier Lig’de bu kadarkötü görünmesi, düşme potasının hemen üze-rinde bulunması tüm bu eleştirileri haklı çıka-ran noktalar.

“Görevden alınmam haksız bir karar”Kovulan menajerlerin çok farklı açıklamalar yaptığını duymuştuk.Ama böylesi ilk defa oldu.

Çok uzun zaman emek verirsiniz, se-zona büyük umutlarla başlarsınız

ama bir türlü sahada oyuncularınız iste-diklerinizi yapamaz. Sizin ayrılmanızdansonra oyuncular değişmeyecektir amahava değişecektir. Görevinizden alındığı-nız için buruk olursunuz ama çok iddialıaçıklamalar yapmaktan kaçınırsınız.Çünkü o kapıyı hep açık bırakmak ister-siniz. Fakat Valencia’nın başından alınanMauricio Pellegrino, yaptığı açıklamada

bu kararın çok adaletsiz olduğunu açık-lamadan edemedi. Belki de bu açıklama-sıyla gelecekteki Valencia tekliflerini demezarlığın içine gömmüş oldu. Fakat butip sivri çıkışlar iyidir. Teknik direktörle-rin de gerektiğinde şahin demeçler ver-mesi gerektiğini hatırlatır. Ama Pellegri-no bunu biraz yanlış zamanda yaptı.Çünkü ardından gelen teknik adam ha-vayı değiştirerek başarılı sonuçlara kısasürede imza attı.

Burak YılmazŞampiyonlar Ligi H Grubu’ndaki

golleriyle takım arkadaşlarınıgol olarak 6’ya katladı.

EDİZPARDEW

PELLEGRINO

5 GB iNTERNET VE MODEM 25 TL

GSMOBiLE MODEM AVEA BAYiLERiNDE

TARAFTARLARIMIZA iNTERNETTE DE

FATURA SÜRPRiZi YOK

TRİVELA


Devlet güvencesi ve toplumun birkesiminin mutlu olması konu-sunda önemli günler yaşıyoruz.

Devletin başındaki insanlar sürekli dahaiyiye gittiğimiz yönünde görüşler sunu-yorlar. Fakat onların çizdiği tüm bu tablo-ya rağmen deplasman tribününe iki binkişiyi sağ salim götürüp getiremiyoruz.

İstanbul Emniyet Müdürü HüseyinÇapkın’ın başa geçişinden itibaren İstan-bul sokakları bambaşka bir çehre aldı.Artık gaspçılığı, kapkaçı pek haberlerdegöremiyoruz. Ayrıca taciz, laf atma, yolkesme gibi konuları da haber bültenleri-mizden çıkardık. Belki de en başarılı İs-tanbul Emniyet Müdürü’ne sahibiz amabuna rağmen bir takım Fenerbahçe ta-raftarlarını TT Arena’ya sokup onlarınsağ salim Şükrü Saracoğlu Stadı’nın önü-ne bırakamıyoruz.

Bu nereden bakarsanız bakın tam birfiyaskodur. Üstüne üstlük bu durumuanlatabilmek için koca koca adamlar,“Yasak kararı maalesef doğru” diyebili-yor. 2012 yılında %100 yerli uydusunu

uzaya fırlatabilen bir ülkeye bunu yakış-tıramazsınız. Yakıştırırsanız maalesef sizde yanlış düşünüyorsunuzdur.

Üstüne üstlük bu olayın bir tarafı sizetam teminat veriyor. Taraftarların kimlikfotokopilerini alarak kimleri mesul tuta-cağını açıklıyor. Galatasaray’ın önemli si-malarından Abdürrahim Albayrak Fe-nerbahçe’nin bu kararını doğru bulduğu-nu açıklıyor. Ama nedense olayın iki ta-rafı bu durumu bir türlü kabullenemiyor.

Doğru ya da yanlış darbe teşebbüsün-de bulunan insanları soruşturduğunusöyleyen bir devlet mekanizması, birstadyum dolusu insanın güvenliğini te-min edemiyor. Her şeyi kabul edebilirimama devletimizin bu kadar zayıf olduğu-nu kabul edemem. Edersem bazı koltuk-lardaki insanların bir an önce koltuklarınıbırakması gereklidir.

Olayın çözümü o kadar basit ki belki deşike soruşturmasından, Ergenekon so-ruşturmasından daha kolay. Kulüp yöne-ticileri, kolluk kuvvetlerinin istihbari bi-rimleri ve stadyumlardan sorumlu emni-

yet mensupları stadyumlarda kimlerinkavga çıkartabileceğini, hangi tribün li-derinin bu olayların önüne set çekebile-ceğini gayet iyi bilir.

Bu isimleri maçtan önce toplarsınız vebir olay çıkarsa onları mesul göreceğinionlara söylersiniz. Onlar da tribünlerine odenli hakim olurlar ki birkaç maç sonratribünlere polis koymanıza bile gerekkalmaz.

Osmanlı’nın oyunudur bu. Yeniçerilertarafından tahttan indirilmek istemeyenpadişah, hangi yeniçeri zabitlerinin isyançıkartacağını gayet iyi bildiği için tahtageçtiği anda onları kazanma yoluna gi-der. Kazanamazsa uzak eyaletlere sür-gün eder olayı başlamadan bitirir. Yine deisyan çıkarsa bu da padişahın doğru is-tihbaratı almadığını gösterir.

İşte iş bu kadar basittir. Ben bu kadarkıt zekamla bunu akıl edebilirken kocakoca mevki sahiplerinin bunu nasıl bula-madığını hala anlayamıyorum. Demek kibazen de bizim gibi alık insanlara baş-vurmakta fayda var.

Devlet olarak şu an her yere egemen olduğumuzu söylüyor, millet alarak mutlu mesut yaşadığımızı söylüyoruz ama deplasman yasağını devam ettiriyoruz.

HER ŞEYİ YAPIYORUZ AMABUNA ÇÖZÜM BULAMIYORUZ

TRİVELA


Gökçek’tensonra ilkÜlkemizde yeni bir maaşsorunsalı ortaya çıktı.

Yönetici zihniyeti olarak Avru-pa’nın hayli gerisinde olduğumu-

zu yabancı oyuncuların yurtdışına çı-kışlarından sonra verdikleri mülakat-ta görüyorduk ama yavaş yavaş kendikendimize anlamaya da başladık. Ah-met Gökçek’in Ankaragücü Başkanıolduğu dönemde unutulmayan biraçıklaması vardı: “Başkanlıkta kalıpkalmayacağımı bilmiyorum, o haldeneden oyuncularıma maaşlarını vere-yim?” Gökçek’in bu açıklamasına in-sanların hak ettikleri maaşı nedenvermediği penceresinden bakmıştık.Uzun zaman sonra buna benzer birolay daha yaşandı. Takımın ilk yarınınsonuna doğru gösterdiği kötü görün-tüye sinirlenen Samsunspor yönetimiseri galibiyetlere kadar oyuncularamaaş ödememe kararı aldı. Bu oyun-cular zorunlu tuttuğunuz idmanlarakatılıyor mu? Peki maçlarda formanızıterletiyor mu? O zaman neden hak et-tikleri maaşı vermiyorsunuz? Bununkararını siz verebilir misiniz?

Ligi terk ederiz!Standart Liege Başkanı Roland Duchatelet, Hollanda ile birlikte“Beneliga” adında yeni bir lig oluşturulması gerektiğini düşünüyor,

Belçika 1. Ligi'nde mücadele eden Stan-dart Liege'in Başkanı Roland Ducha-

telet'ten ilginç bir çıkış geldi! Başkan, Bel-çika Ligi'nin artık öldüğünü ve bu nedenleHollanda ile birlikte "Beneliga" adında yenibir lig oluşturulması gerektiğini ifade etti.

Başkan, "Anderlecht, Bruges, Ajax ve PSVile bu fikir üzerinde anlaştık. eğer bu projeoluşturulmazsa biz de o zaman Belçi-ka'dan ayrılıp Fransa Ligue 1'de oynayaca-ğız. Yasal olarak bu mümkün." sözlerinikullanarak federasyonu adeta tehdit etti.

Cübbeli Ahmet Hocaolarak tanınan din bilgini Ahmet

Ünlü’nün 24 saat arayla katıldığıfutbol programı sayısı.

Mesut’la çay-simit keyfiDevre arası tatilini İstanbul’da geçiren Real Madrid’in yıldızı, simite olan hasretini de dindirme fırsatı buldu.

Her seferinde memleket hasreti çek-tiğini dile getiren Mesut Özil, yakın

arkadaşları Acun Ilıcalı ve Alişan'la birlik-te Levent'te bulunan Simit Sarayı'na gitti.Daha önce verdiği röportajlarda İspan-ya'da en fazla hasretini çektiği şeylerdenbirisini de simit olduğunu söyleyen gençfutbolcu dün muradına erdi!.. Simit yiyenve çay keyfi yapan Mesut Özil ardındançok mutlu bir şekilde objektife poz verdi.

Başkan logomuzu değiştiriyor!PSG’nin Katarlı sahibi, logodaki haç işaretini andıran çiçek motifini kaldırıyor.

K atarlı yatırımcılarının ardından heraçıdan büyük bir değişim içine giren

Fransa Ligue 1 ekiplerinden Paris Saint-Germain, şimdi de logo değişikliğine hazır-lanıyor. Ancak getirilen eleştiriler ise hiç deyabana atılmayacak cinsten... Katarlı veMüslüman kulüp sahiplerinin, PSG logosundaki 'haç' işaretini andıran çiçek moti-finin kaldırılmasını 'devrim' olarak nitelendiriliyor. Fransa'daki sağ kesimin buhamle karşısında tepki gösterebileceği de gelen haberler arasında yer alıyor.

DUCHATELET

GÖKÇEK

TRİVELA


SSL’NİN EN ÇOK GELİŞİMGÖSTEREN TOP5’İ

5 - ERKAN ZENGİN(ESKİŞEHİRSPOR)

Beşiktaş’tan Eskişehirspor’a geçtiği ilkgünlerde onun için Anadolu takımları içinbulunmaz kanat oyuncusu yorumlarıyapılıyordu fakat Erkan bu sezona kadarkendisinden beklenen performansı birtürlü çimlerin üzerine yansıtamadı. FakatErsun Yanal’ın Michael Skibbe’nin yerinegeçişinden itibaren sürekli üzerine koyanErkan, 2012-2013 sezonunun ilk yarısın-da belki de Diomansy Kamara ve NecatiAteş’ten fazla katkı verdi. İsveç’te aldığımücadele eğitiminin avantajlarını her po-zisyonda ayakta kalarak sergileyen Er-kan, ikinci yarı için de kritik oyuncular-dan biri olacak.

4 - NECİP UYSAL(BEŞİKTAŞ)

Son üç sezondur Fabian Ernst, MichaelFink ve Mehmet Aurelio gibi oyuncularınarkasında bolca zaman harcayan Necipsonunda kendisine güvenen bir hocayakavuştu ve oyunun iki yönünü de oyna-yabileceğini gösterdi. Veli Kavlak’ın kıza-ğa çekilişinden sonra eski savunma gö-revleri daha çok öne çıksa da ilk yarınınilk 10 haftalık döneminde hücum açısın-dan çok faydalı oldu. Milli takımımızın enzengin bölgesi merkez orta saha olsa daBeşiktaş için yapacakları ülke futbolu-muz açısından yüksek öneme haiz. Uma-rım bu istikrarlı performansını ikinci ya-rıdaki yeni transferlerle bozmaz ve yede-ğe çekilmek durumunda kalmaz.

3 - TRESOR LUA LUA(KARABÜKSPOR)

Newcastle United’da oynadığı dönem-de Winning Eleven oyununda en çok kul-landığım futbolculardan biri olan Lua Lua,İngiltere günlerinden sonra geniş bir ka-ranlığın içine girmişti. Kontra atak gerek-tiren maçlarda Newcastle’a çok güzel an-lar yaşatan Lua Lua, Karabükspor forma-sı altında eski günlerine geri döndü. Me-sut Bakkal hamlesinden sonra daha daiyi bir görüntüye kavuşan Kongolu fut-bolcu, Mehmet Yıldız’ın duvar santraforözelliğinin de ekmeğini fazlasıyla yedi.Belki de Lua Lua-Yıldız ikilisi olmasaydıMesut Bakkal’ın da ismi işine son verilenteknik adamlar listesine yazılacaktı.

2 - ALBERT RIERA(GALATASARAY)

Hakan Balta’nın çıtkırıldım vücudu,Çağlar Birinci’nin Galatasaray’ı kafasındaçoktan bitirmiş olması nedeniyle hiçbeklenmeyen bir şekilde Riera’yı solbeke çeken Fatih Terim büyük kumaroynadı ve masadaki bütün potları topladı.O potları toplarken Albert Riera daAsya’ya ya da Avustralya’ya gitmektenkurtuldu. Öte yandan Fatih Terim’in eliRiera’nın bu performansı sayesinde iyicerahatladı. Çünkü yana yakıla Avrupa’daoynamamış yabancı bir sol bek aramakyerine Riera-Balta ikilisiyle sezon sonu-na kadar dayanma şansı yakaladı. Rie-ra’nın ilk yarıdaki durumu tam anlamıylaKazan-Kazan teorisiydi.

1 - BEKİR İRTEGÜN(FENERBAHÇE)

Sezon başında kadro mühendisliğiprogramları yapılırken Aykut Kocamaniçin hep Yobo’nun yanına yabancı bir sto-per arıyor yorumları yapılmaktaydı. FakatEgemen Korkmaz’la anlaşılınca Koca-man’ın ikilisi belli olmuş gibi oldu. ÇünküEgemen geçtiğimiz sezon Beşiktaş for-ması altında 40’tan fazla maçta başarılıperformans göstermişti. Fakat ilk yarıyıbitirdik ve Bekir İrtegün yerini garantiledi.Onun performansını onurlandırmak içinbaşka bir yorum yapmamıza gerek yok.Ama şu da söylenmeli ki Bekir ligin ilkyarısında hücuma en çok katılan ve takı-mının işini kolaylaştıran savunmacı oldu.

ERKAN NECİP RİERA BEKİR

LUA LUA

MAÇ KAÇTAYDI?Cüneyt Çakır, Japonya'daki Dünya Kulüpler

Kupası finalini yönetmeden önce maçın

saatini mi kontrol ediyordu acaba?

Türkiye Futbol Federasyonu’nunyıllardır devam edegelen Türki-

ye Kupası statüsünü gruplara çevir-mesinin ardından 4-5 sene bu mec-radan keyif alamamıştık. Fakat geç-tiğimiz sezonki hatalı kararlara rağ-men kupanın statüsünü doğru şe-

kilde değiştiren Aydın-lar yönetimi kupamı-za kavuşmamızısağlamıştı. Nihayet

bu sezon da önemlisürprizlerle dolu bir

kupaya kavuştuk. İşin en garip tara-fı ise Galatasaray’ın 1461 Trabzon’aelendiği günde Arsenal’in de 2. Ligekibi Bradford’a elenmesiydi. Her-halde tüm ülke kupaları Fransa Ku-pası’na yaklaşmaya başlıyor.

Hareketi yadigar kaldıBeşiktaş’la ilgili çokça manşete konu olan Quaresma gitti amaçok şeyi de yadigar bıraktı.

Türkiye’ye geldiğinde sadece Beşiktaşlıları değil herkesi heyecanlandıran Ri-cardo Quaresma, aynı Ortega gibi Cassio Lincoln gibi Türkiye’den ayrıldı. Gi-

derken Beşiktaş camiasını ikiye bölen Q7, bol bol araba markası reklamı da yap-tırdı. Beşiktaş’a faydalı oldu mu olmadı onun yorumunu başkalarına bırakalım,Quaresma Türkiye’ye çok şey kattı. Yıldız oyuncu yönetmenin ne kadar zor oldu-ğunu, yönetici zihniyetinin bazen ne kadar ters köşede kalabileceğini gösterdi.Ama ne olduysa oldu ve imzası olan hareketin ismini bizim köşemize yadigar bı-raktı. Ayın Olayları’nın ismini Trivela’ya çevirdiğimizde bu sonu bilmiyorduk amayeni halimiz çok daha güzel oldu değil mi?

Son dönemlerin en çok yükselensosyal medya merkezi kuşkusuzwww.zaytung.com . Biz de sizler içinZaytung’un spor bölümündekihaberleri derleyip beğeninizesunuyoruz. Buyurun efendim…

∂ Bekir İrtegün'ün golü sonrasıyukarı bölümlere kaçmaya çalışanGalatasaray güney tribünündekitaraftarlar arasında çıkanizdihamda 8 kişi hafif yaralandı...

∂ Adı bu sefer de Levent Özçeliktarafından "Koyt" şeklinde telaffuzedilen Dirk Kuyt, Türkalfabesindeki 8 ünlüyü detamamlamış olmanın buruksevincini yaşıyor...

∂ Christoph Daum, "Kasımpaşa'yıbana verin, şampiyon yapayım"açıklamasıyla yılların intikamınıaldı...

∂ Art arda gelen istifalar nedeniylezor günler geçiren Tarafgazetesinde Genel YayınYönetmenliği için Yılmaz Vural veZiya Doğan isimleri ön planaçıkıyor...

∂ Messi'nin bir sene içerisinde en çokgol atma rekoruna bir itiraz daSarıcalar Halı Saha Ligi'nden geldi...

ZAYTUNG SPOR SERVİSİ Kupanın ne demek olduğunu hatırladıkHem Avrupa’da hem de Türkiye’de gayet keyifli bir kupa maratonu yaşadık.

TRİVELA


El Clasico’yu canlı yayınlayan mecralarile GS-FB derbisini yayınlayan

mecralar arasındaki fark.

GÖKHANSELAMET [email protected]

twitter.com/GokhanSelamet

J ames Bond filmlerini severim. Tü-münü izledim diyebilirim. Bond’un 50 yılında 25.filmiydiSkyfall.

Müthiş bir rakam. Peki neden 50 yıldır““Bond”, “James Bond” filmlerini izliyo-ruz?”

“E, film işte, aksiyon falan..” Evet, bunlardoğru da eksik bi şeyler yok mu?

İşletme biliminin dışında -antropoloji,sosyoloji, tarih, kitle iletişimi ve film eleş-tirmenliği gibi- diğer akademik disiplinler,kültürel markaların toplumda neden böy-lesine yoğun ve yaygın anlamlar taşıdık-larını araştırır.

Bu araştırmalar, tutarlı bir şekilde,markaların (takım ya da bir futbol-cu) onları tüketenlerin kimlik arzu-larını ve endişelerini gidermek içinkullandıkları belirli bir hikaye türü-nü -bir kimlik efsanesini- temsil et-tiklerini göstermektedir.

Markalar, fevkalade değerlidirler. Çünkü şevkli tüketicilerinin gö-

zünde her biri ağır, sembolik bir yükve anlam taşırlar. Onlar toplumunda ihtiyaç duyduğu özel bir efsaneyibenliğimizde canlandırırlar.

Her markanın bir hikaye konusuve karakteri vardır. İletişim kurmakve hayal gücümüzü canlandırmak

için ağırlıklı olarak metaforlardan güçalırlar. İşte en büyük yaşadığımız meta-forlardan birine örnek:

“Selçuk İnan’ın bir Galatasaraylı’da, Lio-nel Messi’nin tüm dünyaya hissetirebil-dikleri farkında olmasakta JamesBond’tan sahneler sunabilir bizlere”

Taraftar ya da müşteriler -aksini savu-nanlara ancak gülerim- bazı markalarayaptıkları şeyin yanı sıra sembolize ettik-leri şeye göre de değer verirler. Bu değer-ler; doğulan ya da yaşanan bir şehir gibibasit bir neden olabildiği gibi geçmiş hika-yelerinde kendi kimlik değerlerini teslimettiklerini düşündükleri karmaşık neden-ler de olabilir.

Kişilerin kendisini ifade etme kanalı gibirol üstlenen markalar (takımlar) müşteri-lerinin (taraftarlarının) kendi kimlikleriniinşa ederken değerli buldukları hikaye-lerle de bütünleşmişlerdir. Barcelona’nındiktatör Franco’nun takımı Real Madrid’edirenişi Barça’yı Barça yapar. Barça’yıBarça yapanne Messi ne Xavi ne de İnies-ta’dır. Barça’yı Barça yapan Katalan olma-larından çok bu hikayesidir.

Aynı Galatasaray’ı , Beşiktaş’ı ve Fener-bahçe’yi büyükler yapan büyük tarihlerive büyük hikayeleri olması gibi!

İşte bu nedenlerle kendinde bir anlamarayışında içinde olan tüketici de (taraf-tar) hayran olduğu ve idealleri somutlaş-

tıran markalara (takımlara) akıneder.

Bu nedenle takım tutar, JamesBond’u izler, Jack Daniel’s ya da Ta-lisker içer, Audi’ye biner, Lacoste gi-yer, lüks bir restaurantta yemekyer, Paris ya da Londra’ya gider,Starbucks’ta kahve içeriz.

Siz tüm bunlara “hadi canım sen-de” deseniz de, egonuz benimle aynıfikirdedir.

Bu metaforda yapabileceğimizbaşka bi şey olamaz. Kaçamazsınız!

Tükettikçe ve “takımımız sürekligalip geldikçe” mutlu oluruz.

Neden takım tutarız?

Şampiyonlar Lig’inde aralarında fi-nal gibi maçların oynanacağı eş-leşmelerde Shalke 04 ‘ü çekmek

sanırım müthiş bir şanstı Galatasaray için? Mc Maneman’in ilkçektiği top bizdik, ikincisi ise Shalke 04.

En azından çeyrek final şansımız var. Bunu cümle içinde kul-lanmak bile sevindirici.

Açıkcası diğer 6 takımdan (Malaga’da hariç) biri bize çıkmışolsa şansımız olmaz ve hem yönetim, hem teknik heyet, hem defutbolcular olarak konu baştan kapatılırdı. Şimdi tüm Galatasa-raylılar için büyük bir şans var Avrupa’nın en büyük kupasında.

Açıkcası Şampiyonlar Lig’inde bir Türk takımının artık çeyrekfinal görebilmesi birazda kura şansına bağlı. İşte bu şans bu seneyakalanmış durumda. Şanslar biraz Almanlar’dan yana olsa daeşite yakın.

Galatasaray’ın bundan sonra “turu nasılsa geçeriz” havasınagirmemesi gerekiyor. En basit örneğini bu sezon yine grup maç-larında gördü kendileri. Averajla bir üst tura çıkıldı! Almanlar’akarşı da buna benzer bir havalanmamız olmuştu:

2008 yılında yine bir Alman takımıolan Leverkusen ile UEFA Kupası’ında 3tur maçı oynanmış ilk maç 2-1 kazanı-

lınca Kadıköy’deki final için havaya girilmiş nasılsa eleriz edala-rıyla gidilen rövanş turistik geziden de beter olmuştu: 5-1 lik he-zimet!

Fenerbahçe’de Galatasaray gibi yine güçlü rakiplerinin arasın-dan dişine göre bir kura çekti.

BATE, deplasman maçındaki hava koşulları dışında Fenerbah-çe’nin bu kadrosuyla turu rahat geçebileceği rakiplerinden biri.Onun işi çok daha kolay görünüyor.

Fenerbahçe için bir üst turdaki muhtemel Napoli seyahati çokdaha yüksek ihtimal.

Kadrolarına ara transfer döneminde gereksiz futbolcu alımla-rına yerine, belki kaliteli tek futbolcu ile takviyeler yapmak, uzunvadeli düşünmek, bu sezon Avrupa Kupaları’nda bir bir üst turageçmek ve ona göre hazırlanmak çok daha gerçekçi olacak fut-bolumuz adına.

Şansımızı, şanssızlığa çevirmemek gerek, aman dikkat!

Avrupa’da şanslı kuralar

Bir tüketicinin hatıraları“Sana bir türlü kanım ısınmasa dastadın ve şehrin müthişmiş Real.Reina Sofia ve “Guernica” içintekrar teşekkürler.”


2013 AFRİKA ULUSLAR KUPASI

27FUTBOL EXTRAOCAK 2013

AFRİKA’DABAYRAM VAR

Artık tek yıllarda düzenlenecek olanAfrika Uluslar Kupası

19 Ocak – 10 Şubat arasında bizlere yineseyir zevki yüksek maçlar sunacak.



Bugüne kadar düzenlenmişbütün dünya kupalarındanfarklı bir organizasyona ta-nıklık ettiğimiz Güney Afrika,

şimdilerde de Afrika Uluslar Kupası’nahazırlanıyor. Büyük bir bölümü iç savaş-larla ve açlıkla şekillenen Afrika kıtasının

yek vücut olduğu futbolbayramı, artık tek sene-lerde yapılacak. DünyaKupaları ile aynı yıladenk gelmemesi içinalınan bu kararın ya-

nısıra Türk mü-hendislerin stat in-şasında görev aldığı

Libya asıl evsahibi olarak takımları ağır-layacaktı. Ne yazık ki iç savaş buna izinvermedi.

Ülkemizde ve futbol yöneticilerimizdeyeteri kadar ilgi görmese de devre ara-sındaki futbol yokluğunda dört elle sarıl-dığımız Afrika Kupası’nda bakın kimlerkimler var. Pek çok eski dostu da izlemeşansı bulacağız.

A GRUBUGüney Afrika: Afrika kıtasındaki

çok sayıda ülkede takım yönetmiş olanGordon Igesund ile şampiyonluğa hazır-lanan Güney Afrika, ev sahibi avantajınınyanında hayli kolay bir grupta yer alıyor.Angola ya da Fas’tan birini aşağıya aldığıanda kendilerini çeyrek finalde bulabilir-ler. Uzun yıllar Tottenham’da forma şan-sı bulamadıktan sonra PAOK’a geçenBongani Khumalo’nun kaptanlığındakiGüney Afrika, turnuvanın en düz takım-larından biri konumunda. Fakat AfrikaKupası’nda sadece yetenek başarıya ye-terli olmuyor. Disiplin avantajıyla diğertakımların bir adım önüne geçen Güney-lilerin diğer öne çıkan isimleri ise NgoncaAnele, Reneilwe Letsholonyane ve Ker-mit Erasmus.

Angola: Afrika kıtasının Portekiz’iolarak değerlendirilen Angola, yıllardır buturnuvada güzel futbol oynuyor fakat iyibir yerlere gelemiyor. Bucaspor’dan tanı-dığımız Manucho’nun önderliğindeki ta-kımın teknik direktörü Uruguaylı Gusta-vo Ferrin. Kırmızı-Siyahlı takımda Ma-nucho’nun dışında Kasımpaşa’dan Djal-ma Campos, AEL Limasol’dan acar mer-kez orta saha Dede ve Fortuna Düssel-dorf’tan Nando Rafael dikkatle izlememizgereken isimler. Grup aritmetiğine bakıl-dığında hem 1 hem de 3 olabilecek Ango-la’nın Fas maçı fazlasıyla kritik.

Fas: Yıllardır Nurettin Amrabat nede-niyle dikkatle izlediğimiz Fas, Eric Ge-rets’ten sonra dümeni yerli bir teknik ada-ma yani Raşid Tausi’ye bıraktı. Teknik ola-rak gruptaki bütün takımlardan önde olanFas’ta Maouran Chamakh, HoussineKharja, Usame Aissadi, Yunus Belhandagibi isimler hala kadroda bulunuyor. Avru-pa takımlarının rotasyonlarına zarar ve-ren takımlardan biri olan Fas, tekniğininyanına disiplinini koyabilirse şampiyonlukiçin ihtimalleri mevcut. Tabii ki önce grup-larını birinci bitirmeleri gerekiyor.

Cape Verde: Kağıt üstünde grubunen zayıf rakibi olarak görünse de CapeVerde’nin eleme turunda Kamerun’u safdışı bıraktığını söylemek yeterli olacaktırherhalde. Portekiz Ligi’nde yetişmiş bol-ca oyuncuya sahip olan Mavi Köpekba-lıkları, sınırlarını bilerek oynayan takım-lardan biri. Fakat Portekiz futboluna aşi-nalıkları onları Angola gibi farklı bir ta-kım kılıyor. Evet eleme turunda Kame-run’u yenmiş olabilirler ama Afrika Ulus-lar Kupası ciddi bir turnuva ve Zambiyadeğilseniz fazlasıyla çaba göstermenizgerekiyor.

B GRUBUGana: Uzun süredir dünya kupaların-

da arz-ı endam eden ve üst turlara ra-hatlıkla çıkan Gana, uzun yıllardır kendi-lerini taşıyan genç jenerasyonun daha datecrübelendiği bir turnuvaya çıkacak. Buaçıdan turnuvanın en önemli favorilerin-den biriler. James Appiah’ın teknik direk-törlüğündeki takımın en önemli isimleri;Jerry Akaminko, Asamoah Gyan, JohnMensah, Sulley Muntari, Kwadwo Asa-moah. Bu kadar yıldızın arasında 9Ocak’ta açıklanacak kadroya kimleringireceği ise meçhul.

Mali: Sadece 42 yaşında olan PatriceCarteron’un çalıştırdığı Mali, kuşkusuzbu kupanın en güzel formalarına sahip.Fakat futbolları için aynı şeyi söyleyeme-yeceğiz. Muhammet Sissoko ve CheikhDiabate’nin dışında harikulade isimleresahip olmayan Mali, grup avantajı nede-niyle ikinci sıradan çeyrek finallere kapa-ğı atacak gibi görünüyor. Ne Nijer ne deKongo, onları zorlayacak rakipler değil.


GÜNEY AFRİKAFAS

ANGOLA

CAPE VERDE

GANA

MALİ

Nijer: Eleme turunda Gine’yi eleyerekYattara’yı Süper Lig’e saklayan Nijer, Al-man teknik adam Gernt Rohr yönetimin-de. Avrupa’ya oyuncu gönderemeyen en-der ülkelerden biri olan Nijer, elemelerdegayet başarılı bir performans gösterse deMali’yi geçebilmeleri için Zambiya perfor-mansına çıkmak zorundalar.

Kongo: Karabüksporlu Lomano Tre-sor LuaLua’nın kaptanlığında turnuvayagelen Leoparlar, Afrika’da bolca milli ta-kım çalıştırmış Fransız teknik adamClaude Le Roy’un yönetimi altındalar.Mali’yi en çok zorlayacak takım konu-munda olan Kongo’da Larys Mabiala, JoelSami, Cedric Makiadi, Diomerci Mbokanigibi isimlere sahipler. Fakat savunmadakisakarlıkları, başlarına büyük iş açabilir.

C GRUBUZambiya: 2012 yılındaki turnuvayı

futbol hafızalarımıza geçiren Herve Re-nard’ın ekibi yine şampiyonluk hedefinikoymuş durumda. Geçen seneden tanı-dığımız Chris Katongo yine kaptanlıkkoltuğunda. Kağıt üstünde yine düz birkadroya sahipler. Ama onların inandığın-

da neler yapabildiklerini gördük. FakatYunanistan’a benzemeleri de çok muh-temel. Onlarla ilgili tahmin yapmadan sa-dece seyretmekte fayda var.

Nijerya: Bu kadar çok yeteneklioyuncuya sahip olup bu kadar başarısızolmak Nijerya’ya has bir şey galiba.2011’den beri takımın başında olan Step-hen Keshi hala bir şeyleri çözememişgibi. Eleme turlarında gayet iyi görüntüsergileseler de Onyekachi Apam, JohnObi Mikel, Joseph Yobo, Obafemi Martins,Victor Moses, Ideye Brown, Taye Taiwo,Joel Obi, Kalu Uche, Yakubu, John Utakagibi isimlere sahip olsalar da onlar konu-sunda hala emin değilim.

Burkina Faso: Eleme turunda OrtaAfrika Cumhuriyeti’ni geçerek turnuvahakkını kazanan Burkina Faso, turnuva-nın en zayıf takımlarından biri. Sam-sunspor’dan tanıdığımız Aristide Ban-ce’nin kadrosunda bulunduğu Aygırlar,Jonathan Pitroipa ve Bakary Kone’ninayağına fazlasıyla bakıyor. Ama onlarlailgili çok ümitlenmemekte fayda var.

Etiyopya: Olimpiyatlardaki atletizmyarışmalarından fazlasıyla aşina olduğu-muz Etiyopyalılar futbolda o kadar damahir değiller. Eleme turunda bir öncekiturnuvaya renk katan Sudan’la eşleşme-leri onlar için büyük şanstı. Fakat bu kad-rolarıyla bir şey yapmaları imkansız gibi.Avrupa’ya ihraç edebildikleri tek biroyuncularının olmaması, meramımızıanlatmak için yeterli olacaktır herhalde.


KONGO

NİJER

ZAMBİYA

BURKİNA FASO

ETİYOPYA

NİJERYA

D GRUBUFildişi Sahilleri: Bugüne kadar her

şeyi kazanan ama bir türlü Afrika Uluslar Kupası madalyasını alamayanDidier Drogba’nın bir kez daha şansınıdeneyeceği turnuvaya hazırlanan Fildişi,Zambiya’dan kurtulabilirse Gana ile birlikte turnuvanın en büyük favorisi.Kadro zenginliği olarak turnuvanın enşanslı takımı olan Filler, sadece vesadece final maçında iyi performansgöstermeleri sayesinde kupayı müzele-rine götürebilirler.

Tunus: Fildişi’yle aynı grupta olmaşanssızlığı nedeniyle Cezayir ve Togo ileçok yırtıcı bir ikincilik mücadelesi içinegirecek olan Tunus’ta, geçtiğimizturnuvada bizi mest eden Yusuf Msakniyine kadroda. Turnuvaya teknik direktörSami Trabelsi’yle katılan Kartaca’nınKartalları, Issam Jemaa’ya fazlasıyla belbağladılar. Wissem Ben Yahia’yı dakırmızı formayla izletecek olan Tunus,2012 turnuvasında yaptığı hatalarıtekrarlamamalı.

Cezayir: Çöl Savaşçıla-rı, Vahid Halilhodzic yöne-timinde yine büyük umut-larla yeni bir turnuvaya baş-lıyorlar. Valencia’da bu sezonharikalar yaratan Süfyan Fe-guli’nin önderliğindeki Ceza-yir, Karim Matmour, RafikDjebbour, Nadir Belhadj gibiisimlerden yeteri kadar des-teği bulabilirse Tunus’u ra-hatlıkla geride bırakabilir.Çünkü yedek kulübesininönünde Bosna’dan gelenbir şansları var.

Togo: 2006 Dünya Kupası’ndan sonraher geçen gün geri giden, yaşadıkları

kriminal olaydan sonra uzun süre-dir kendilerini toparlayamayanTogo, bir kez daha önemli bir mec-rada karşımızda. Emmanuel Ade-bayor’un önderliğindeki Yeşil-Sa-rılı takımın başında bize fazlasıylatanıdık bir isim var. Onun için Di-

dier Six mi demek lazım yok-sa Dündar Siz yeterli olur

mu bilemiyorum. Ele-melerde Gabon’u geçenTogo, Adebayor’un dı-şında fazlasıyla düz gö-rüntüye sahip olsa da2006’ya gelirken debuna benzer bir gö-

rüntüye sahipti. Bel-ki de hem Tunus’uhem de Cezayir’i

grup maçları sonun-da evlerine dönerken

bulacağız.



FİLDİŞİ SAHİLLERİTOGO

TUNUS

CEZAYİR

ADEBAYOR

KAPAK GÜZELİ

Bir gün komple ülke olarak Arjantin haritadan dahisilinse Lionel Messi'yi çıkarttıkları için kıyametkopana kadar unutulmayacaktır.


bütün isimlerin bir takım forması ile topkoşturduğu İspanya Ligi'nin en çok golatan ismi olmasının yanında bir sezoniçerisinde en fazla hat-trick yapan fut-bolcu olmayı da başardı. Rakip ağlara 8defa, tek maçta 3 gol bırakan Messi, bualanda da “en iyi benim” dedi. Bu da yet-medi ve Barcelona tarihinde Cesar Rodri-guez’e ait 13 hat-trick rekorunu geçen ilkfutbolcu oldu. Messi sadece yaptığı hat-trick sayısı ile değil, hat-tricklerinin için-den bir tanesi ile de tarihe geçti; resmen'hat-trickception'. Mallorca karşısındaalınan 5-0'lık galibiyetin baş mimarı olan'Bücür' 17 dakika içerisinde 3 gol atarakBarça tarihinin en hızlı hat-trickcisi ola-rak da gelecek nesiller tarafından hatır-lanmayı garanti altına aldı.

GENÇLİK BAŞIMDA DUMANVe ilk aşkım ilk heyecan. Bu şarkının

sözlerinin dilden dökülüşü kadar güzelfutbolu ile bizleri kendisine hayran bıra-kan Messi, 16 yaşındayken Porto karşı-sında ilk kez giydi Barcelona formasını.Ronaldinho'nun 10 numarayı sırtında ta-şıması nedeniyle bir süre 30 ve 19 numa-ralı formaları giyen Arjantinli, daha sonraMaradona gibi bir efsanenin de sırtınageçirdiği kutsalı giydi. Henüz 20'li yaşla-rının başında gelen bu sorumluluğunkarşılığını da “La Liga tarihinin 150 goleulaşan en genç oyuncusu” olarak ver-meyi başardı. Gençlik ateşini Şampiyon-lar Ligi'ne de bulaştırmayı başardı. Henüz24 yıl 9 ay 10 günlükken attığı goller sa-yesinde Devler Ligi'nde 50 gole ulaşan en

genç futbolcu olmayı başardı. (Bu yazıyı'başardı' parantezine alıp yazmak sanı-rım daha mantılı olacaktı.)

KÖTÜ EV SAHİBİBu sefer rekoru baştan söyleyelim;

Messi, La Liga'nın iç saha maçlarında ençok gol atan oyuncusu oldu. 27 golle Ath-letic Bilbao efsanesi Telmo Zarra Montoyave Atletico Madrid'de yıldızı parlayanBaltazar Maria Morais Junior'a ait olan re-koru egale eden Messi'nin şu anda kaçgole sahip olduğunu yazmak zor. Zira'adam atıyor!' Barcelona seyircilerininonun için 3 katlı Nou Camp'ı dolduruyorolmasının, en üst kattan dürbünle maç

izleme zahmetine katılmalarının tekaçıklaması var ki bu çocuk oynadığı fut-bolla herkesi mest ediyor.

ÖDÜLLERE DOYMUYORSiz bu satırları okurken ben çok uzak-

larda olmasam da FIFA Ballon d'Or ödül-leri sahibini bulacak. Real Madridli Cris-tiano Ronaldo ve takım arkadaşı AndresIniesta ile kapışacak olan Lionel Messi,2012 yılındaki performansı ile yine ödülüevine götüreceğe benziyor. UEFA Başka-nı eski Fransız futbol efsanesi MichelPlatini ile birlikte bu ödül alanında da re-korun sahibi olan Messi, yaşlı kurtu geri-de bırakabilir. Üst üste 3 defa 'Yılın en iyioyuncusu' seçilen Messi eğer böyle gi-derse ödülün ismini “Messi d'Or” olarakdeğiştirtebilir.

KRALLARA LAYIK“Bir gün aşklar biter hatıralar kalır”

şarkı sözünde dediği gibi insanların birgün Messi'ye olan aşkları bitecek belkiama onun futbolda bıraktığı hatıralarasla unutulmayacak. Özellikle de attığıgollerle çıktığı zirve noktaları. Devler Li-gi'nin en genç golcüsü olan Leo, 4 sezonda art arda gol kralı olarak bu dünyayabaşka bir hatıra bıraktı. Alman ekibi Ba-yer Leverkusen'e karşı oynanan ve 7-1kazanılan maçta 5 gol atarakk Şampi-yonlar Ligi'nin bir maçta en çok gol atanoyuncusu olan Messi ayrıca Litmanen,Hernan Crespo ve Henry gibi isimlerdensonra oynanan 7 Şampiyonlar Ligi dep-lasman maçında da gol atmayı başararaklisteye dördüncü olarak giriş yaptı.


YEKTA KURTULUŞ

TRİBÜNDENSAHAYATRANSFER!

Sarı-kırmızılı takımdasakatlıktan sonragösterdiği müthiş

performans ile 'yenitransfer' olarak lanse

edilen Yekta Kurtuluş’amerak ettiklerimizi

sorduk.

Fotoğraflar: Vedat Yangın

İzmirspor, Kasımpaşa ve Galatasa-ray... 18 yıllık futbolculuk kariye-rinde istikrarlı çizgisiyle basamak-ları ağır ağır ancak emin adımlarla

attı. Hayalini kurduğu takımın kapısın-dan içeri girdi. Galatasaray tarihinin enkötü sezonunda takıma gelmesi en bü-yük şanssızlığı olsa da sarı-kırmızılı for-mayla bir daha belki de kimsenin rüya-sında bile göremeyeceği bir şampi-yonluk yaşadı. Sakatlıklarla bo-ğuşsa da dimdik ayakta dur-mayı ve tekrar savaşarak for-mayı kapmayı bildi.

Galatasaray’a transfer sü-recinden başlayalım. Transfe-rin nasıl gerçekleşti?

İlk etapta Galatasaray yoktu gündem-de. İlgilendiklerini dahi bilmiyordum. Di-ğer kulüplerle görüşmeler devam ediyor-du. Aslında bir süre bekledim belki Gala-tasaray olur diye. Neticesinde Galatasa-ray oldu. Çok da mutluyum.

Senin nasıl bir Galatasaraylı olduğunubiliyoruz. Geldiğin sezon, takımın tarih-teki en kötü sezonlarından biriydi. Nelerhissettin?

Kötü bir dönemdi benim için. Hem ta-raftar hem de futbolcu olarak. Daha önceKasımpaşa’dayken maç kaybettiğimizdeGalatasaray’ın galibiyeti ile mağlubiyetiunutuyordum. Ama şimdi hem oynadı-ğım takım kaybediyor hem de tuttuğumtakım kaybediyor. Daha çok üzülüyor-dum. Çok kötü bir sezondu.

Sonra takımın başına Fatih Terim geldi.Fatih Terim geldikten sonra takımda ne-ler değişti?

Zaten Fatih hocanın adı ilk geçtiğinde osezonu şampiyon olarak bitireceğimiz-den emindik. Gelen transferler de o yön-deydi. Neticesinde de öyle oldu. Ben bü-yük bir sakatlık geçirdim. Çok fazla for-ma şansı bulamadım ama tuttuğum ta-kım şampiyon oldu.

Uzun bir sakatlık dönemin oldu. Kay-serispor maçıyla başlayan ve yine Kay-serispor maçıyla sona eren. O dönem na-sıl geçti?

Geçen sezon ligin 9. haftasında Kayse-rispor maçıyla sakatlandım. Bu sezon da9. hafta Kayserispor maçıyla döndüm.Uzun bir süre ama yapacak bir şey yoktu.

Sakat olduğun dönemlerde sürekli tri-bündeydin. Kombine aldığın söylenmişti.Böyle bir şey var mı?

Kombinem yoktu ama Bilkentli Aslan-lar'da her zaman bir biletim vardı. Kuze-nim Uraz Batur’dan dolayı. Mehmet Güle-ri de bunların içinde. Onlar bana her za-man bir bilet ayırırdı.

DOĞUŞTAN GALATASARAYLIYIM

Bir futbolcunun yaşayabileceği enkötü sakatlığı yaşadın. Çapraz bağlarınkoptu. O dönem nasıl geçti? Bu süreçtekimler destek oldu? O dönemi anlatabilirmisin?

Zor bir süreçti benim için. Sakatlandık-tan sonra o sakatlığın uzun süreceğinibiliyordum. Ne kadar çalışırsam çalışa-yım... O sakatlığın belli bir adaptasyon

süreci var. Ama Fatih hocam, Ümit ho-cam, Hasan hocam ve Taffarel hep banayardımcı oldular. Takım arkadaşlarım sa-katlandığım andan itibaren yardımcıoldu. Bu da benim için büyük bir moraldi.Ailemi söyleme bile gerek yok zaten. On-lar her zaman iyi günümde kötü günüm-de yanımdalar. Zor bir süreçti dediğimgibi ama hep beraber atlattık.

Sakat olduğun dönemde keşke şumaçta oynayabilseydim dediğin maçoldu mu?

İçerde kazandığımız Fenerbahçe maçıvardı. Keşke o maçta oynayabilseydimdemiştim.

Her topa giren, kafa sokan, korkusuzbir yapın var. Sakatlıktan sonra bir ür-keklik oluştu mu? Şu anda yüzde yüzhazırım diyebiliyor musun?

YEKTA KURTULUŞ


@yakupcinarYAKUP ÇINAR

Şu an yüzde yüz hazırım. Ama sakat-lıktan yeni çıktığım, idmanlara yeni baş-ladığım dönemlerde, ufak tefek korkula-rım oluyordu. Onu da çabuk atlattım.Doktor Sarper Çetinkaya sağ olsun.Korkmamam gerektiğini söyledi. Sağayağımla sol ayağımın birbiri ile eşit ol-duğunu söyledi. Biz de bunu testlerle gör-dük. Çok kısa sürdü korkularım.

Galatasaray’a gelmeden önce sosyalmedyada hangi takımlı olduğun merakediliyordu. Sonra öğrendik ki fanatik birGalatasaraylısın. Fanatiklik nerden geli-yor? Aileden mi?

Ailede babam Galatasaraylı. Aynı za-manda Narlıdere Belediye Başkanı olaneniştem Abdül Batur da iyi bir Galatasa-raylıdır. Benim Galatasaraylılığım da ora-dan geliyor. Aynı zamanda sarı-kırmızırenklerden dolayı Göztepe taraftarıydı.Beni her zaman maçlara götürüyordu.

Kasımpaşa’da oynadığın dönemde ev-lendin. Evlenme teklifi yaptığın görüntü-ler internette var. Bu sırada Galatasaraymarşı (çıldırın, çıldırın) çalıyordu. Kiminfikriydi bu?

O zaman Kasımpaşa ikinci ligde şam-piyon olmuştu. Doğum günü vasıtasıylabir arkadaşın kulübüne gittik. Doğumgünü pastası geldi. Kız arkadaşım kendisiGalatasaray marşını ayarlamış. Ben tekli-fi yaptım. Aslında marş bana da sürprizoldu.

“KADIKÖY’DE KUPA KALDIRMAK HERKESE NASİP OLMAZ”

İstikrarlı bir futbolcusun ve kariyerin-de sadece İzmirspor, Kasımpaşa ve Gala-tasaray var. Kasımpaşa ile küme düştünve Galatasaray ile de şampiyonluk yaşa-dın. En dibi ve en tepeyi gördün. Nasıl birduygu?

İkisi de benim için büyük tecrübeleroldu. Kasımpaşa’daki kötü bir tecrübeydi.Ama neticesinde bir sene sonra aynıkadroyla tekrar Süper Lig’e çıktık. Gala-tasaray’da da şampiyonluk zaten tarifedilemez. Muhteşem bir duyguydu. Bir deKadıköy’de o kupayı kaldırmak, çok uzunyıllar tekrarlanamayacak bir şeydi. O dabize nasip oldu.

Galatasaray’a ilk geldiğin sezon dep-lasmanda oynadığınız Fenerbahçe ma-çında gol attın ama ofsayt gerekçesiyleiptal edildi. O golü attığın anda neler his-settin? Galatasaraylı oldum dedin mi?

İlk anda öyle hissettim tabii. Gol olduğuiçin sevindim. Fenerbahçe’ye attığım içindeğil. Galatasaray’da kariyerimde ilk go-lüm diye düşündüm ama kısa sürdü...

“UEFA’YI ALACAĞIZ DEDİĞİMİZDE GÜLMÜŞLERDİ”

Galatasaray kariyerinde en iyi ve enkötü oynadığın maçlar hangileri?

En iyi oynadığım maç Şampiyonlar

Ligi’nde deplasmanda kazandığımız Clujmaçı. En kötü maç ise Kayserispor ma-çından sonra oynadığımız İBB maçı. Omaçta kötüydüm. Kayseri maçından son-ra aşırı bir yorgunluk hissettim. Bu da İBBmaçına yansıdı.

Bu sezona gelmek istiyorum. Galata-saray hem Şampiyonlar Ligi’nde gruplar-dan çıktı hem de ligde lider. Senin hede-fin neler?

İlk hedefim mümkün olduğu kadar for-ma şansı bulmak. O forma şansını bul-dukça başarı gelecek zaten. İyi bir takı-mız her kulvarda yarışacak bir kadroyasahibiz.

'Yekta Kurtuluş' olarak düşünürsen...

Öncelikle ligde şampiyonluk. Şampi-yonlar Ligi’nde de ilk hedef çeyrek final.En büyük hedefimiz de ŞampiyonlarLigi’nde final oynamak. Herkes buna gü-lebilir ama UEFA Kupası’nı aldığında Ga-latasaray o zaman da gülmüşlerdi...

Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı aldığızamanı hatırlıyor musun? Neredeydin ozaman?

İzmir’deydim. Narlıdere Belediye Baş-kanı eniştem merkeze dev ekran kur-durmuştu. Orada izlemiştim.

Sen de torpilli olarak en önde izledinsanırım?

Aynen öyle olmuştu. (gülüyor) En güzelyerde izlemiştim. En son Popescu’nunpenaltısından sonra bende film koptu.Hiçbir şey hatırlamıyorum ondan sonra.Galatasaray formasıyla ilk oynadığım Si-vasspor maçında bile o kadar heyecan-lanmamıştım.

“SELÇUK’A HİÇ BÖYLE GOL ATMADIM DEMİŞTİM”

Bu sezon özellikle Cluj maçından sonraherkes Yekta’ya yeni transfer olarakbaktı. Sen bu konuya nasıl bakıyorsun?

Uzun süren bir sakatlıktan sonra her-kes aynı şeyi söyledi. Yeni transfer dedi-ler. Ben de öyle hissediyorum aslında.Yeni transfer olduk. (gülüyor) İnşallahfaydalı olurum bu sene. Tek amacım bu...

Sanica Boru Elazığspor maçından öncehazırlamıştım soruları ve 'Henüz Galata-saray formasıyla golün yok. Bu sen de


baskı yaratıyor mu?' diye soracaktımama golü attın...

Aslında öyle bir düşüncem olmadı hiç-bir zaman. Benim Galatasaray takımın-daki ilk görevim, savunma yapmak. Ka-sımpaşa’da uzun süre gol atamadığımzaman baskı yaratıyordu. Ancak Galata-saray’da hiçbir zaman öyle bir baskı his-setmedim.

Gole gelelim o zaman…Gol enteresan oldu. Elazığ maçından iki

gün önce Selçuk İnan ile birlikte televiz-yonda maç izlerken bir pozisyon gördükSelçuk’a “Hayatımda hiç böyle önüme dü-şen ve boş kaleye attığım golüm olmadı”dedim. İki gün sonra da öyle bir gol attım.

Daha önce Kasımpaşa’dayken A MilliTakım’a çağrıldın. Galatasaray dönemin-de de forma giydin. Milli Takım’a bakışaçın nasıl?

Milli takım herkesin hedeflediği biryerdir. İlk olarak Hollanda maçına davetedilmiştim. Muhteşem bir gurur. İnşallahdevam eder. Geçen sezon sakatlıktan do-layı milli takıma gidemedim. Bu sene deyeni yeni forma giymeye başladım. Bil-miyorum tekrardan çağrılacak mıyım

diye? Ama muhteşem bir gurur kaynağı.

“OKAN BURUK VE SUATKAYA’YA BENZETİLMEK GURUR VERİYOR”

Bu sezon Galatasaray formasıyla ilkkez Şampiyonlar Ligi’nde mücadele ettin.Takımın bu gruptan rahat çıkacağı düşü-nülüyordu. Galatasaray’ın sıkletinin altın-

da takımlarla mücadele ettiniz ama zor-landığınızı gördük. Şampiyonlar Ligi ileTürkiye ligi arasındaki fark nedir sence?

Çok zor bu farkı açıklamak. Küçümse-mek gibi oluyor diğer türlü. Türkiye ligin-deki takımlar takım oyununu tam olarakoynayamıyor. Belli bir süreden sonra ko-yuyorlar. Ama Şampiyonlar Ligi’nde öyledeğil. Takım 3-0 geriye de düşse disiplin-den kopmuyorlar. Hele ki beraberliğe gel-dilerse.. Cluj da, Braga da öyle geldi. Bizizorladılar. Açık bulduklarında da değerlen-diriyorlar. Biraz daha disiplinliler bizden.

Seni Suat Kaya ve Okan Buruk’a ben-zetenler oluyor. Sen bu konuda ne düşü-nüyorsun?

Boydan dolayı benzetiyorlar bence.Oyun stillerimiz farklı çünkü. Çocuklu-ğumda zevkle izledim iki başarılı futbol-cu. Onlara benzetilmek gurur veriyor.

Melo ve Selçuk’un sakatlanması ile for-ma şansı buldun. Fatih Terim’in bundansonraki tercihlerini nasıl değerlendiriyor-sun? Yine seni 11’de görebilecek miyiz?

O hocanın tercihi yapacak bir şey yok.Bana ne zaman oyna derse ben o zamanoynuyorum. Oynamadığım zamanlar

YEKTA KURTULUŞ


İlk olarak 11’de süreklioynamak istiyorum.Galatasaray ileAvrupa kupalarıkaldırmak istiyorum.

beni üzüyor ama yine de çalışmayı bırak-mıyorum. Hoca bana forma şansı verdi-ğinde kullanamazsam bu sefer hiçbir şe-kilde değerlendiremeyeceğim. O yüzdenher zaman kendimi hazır tutmaya çalışı-yorum.

Galatasaray kariyerine nasıl bakıyor-sun? Hedefin nedir?

İlk olarak 11’de sürekli oynamak istiyo-rum. Galatasaray ile Avrupa kupaları kal-dırmak istiyorum. Avrupa’da futbol oy-namak gibi hayallerim çok fazla yok.

“KADIKÖY’DE BAYRAK EĞER DİKİLSEYDİ BANA SIRA GELMEZDİ”

Kadıköy’de kazandığınız şampiyonluğagelmek istiyorum. Çok büyük bir başarı.Neler hissettin bizimle paşlaşır mısın?

Kadroya girme ihtimalim vardı. Sakat-lığım da geçmişti. Hazır olmasam da birihtimal kadroya gireceğimi düşündüm.Biz maçı soyunma odasında küçük birtelevizyonda izledik. Muhteşem bir heye-candı. 90 dakika boyunca sadece maçakonsantre olduk. Daha sonra son düdüklediğer kadroya alınmayan oyuncularla sa-hanın içine fırladık. Ondan sonrası yineçok fazla hatırlamadığım kısımlar.

Maç sonunda senin Galatasaray bayra-ğını dikmeye çalıştığın ancak engellen-diğin söylenmişti. O olayın detayları tamolarak nedir?

Ben sahaya çıktığımda bayrak vardı.Biz bayrağı açtık. Sabri’nin elindeki bay-rağı. Fotoğraflarda da var. O bayrakta

sopa yok. Orta sahaya dikme şansınızyok o bayrağı. Daha sonra olaylar çıktı biziçeri girdik. Onların bahsettiği 2-3 metre-lik sopalı bir bayrak.

Öyle bir bayrak var mıydı sizde?

Her maça gittiğimizde öyle bir bayrakvar. Çünkü oraya şampiyonluğu kutla-maya gidiyoruz. Ancak o bayrağın Kadı-köy’de dışarı çıkması söz konusu değildi.Çıkartmadık zaten. Öyle bir engellemeolmadı. Daha sonra bütün olayları onabağladılar. Sahaya ilk çıkardığımız bayra-

ğa bağladılar. Ama onunla ilgili olduğunudüşünmüyorum.

O bayrak dışarıda olsaydı o taraftarınönünde ikinci Souness olmak için dikermiydin?

O bayrak Kadıköy’e dikilirdi ama banakalacağını sanmıyorum.

Eşin de fanatik Galatasaraylı her maçageliyor mu?

Her maça geliyor. Ben oynadığım içindeğil. Galatasaray maçı olduğu için geli-yor. Ben oynamasam da tribünde. Hattadeplasmanlara da gelmek istiyor. Amaben izin vermiyorum.

“OPEL CORSA’M VARDI ONUTAMİR EDERDİM”

Boş zamanlarında neler yaparsın?

Çok fazla boş zamanım olmuyor amagenelde dinlenmekle geçiyor. Genel itiba-riyle sinemada geçiyor.

Ne tarz filmler izliyorsun?Eşimle çok farklı zevklerimiz var. O,

Kim Ki-duk filmleri izlerken ben aradaCem Yılmaz izliyorum. Eşim biraz dahasanatsal kaçıyor bana. Onun sayesindeben de izliyorum.

Dünya futbolunda senin oynadığınbölgede beğendiğin kimler var?

Benim en beğendiğim futbolcu Iniesta.

Araba merakın varmış. Özellikle motor-larını tamir ettiğini duydum.

Evet özellikle motor merakım var. O ta-bii mesleğimden dolayı çok ilgilenemedi-ğim bir hobi. Eski arabalarımı kendim ta-mir ediyordum. Ama şimdiki arabalarınmotorunu açmak pek mümkün değil. Es-kiden bir Opel Corsa’m vardı. Onun moto-runu açıp filtrelerini falan değiştiriyor-dum. Bakımlarını kendim yapabiliyordum.

Şimdi Porche’de olmuyor sanırım?(Gülüyor) Evet şimdi olmuyor.


YEKTAKURTULUŞ’UNRÜYA TAKIMI

AVRUPA'DA PİŞİYOR, BİZE DE DÜŞÜYOR

Emperyal hedeflerle kurulmuşkozmopolit imparatorluklargeçmişte çok büyük sö-mürge sahaları kur-

muşlardır. 20. yüzyılın içinde busömürgelerden çekilseler deetkileri hala oralardadır.

Bu olaya futbol pencere-sinden bakarsak çoğu büyükülke, eski sömürgelerindekiunsurları liglerinde yabancı statü-sünde oynatmıyor. Fakat biz farklı olarak'dışarıya gönderdiğimiz' Türk unsurlarıliglerimizde yerli statüsünde oynatıyo-ruz. Çoğu gurbetçi geldiklerinde Türkçekonuşamıyorlarsa da yabancısınırlamasına takılmıyorlar.

Yani biz tırnak içinde sö-mürgeciliği biraz tersten oku-yoruz. Tabii ki iki üç nesil ata-ları Türkiye’den göçtükleriiçin bu futbolcular da bizimmilletimizden. Ama çok sayı-da kulübün sadece bu tipoyunculara bel bağlamalarıenteresan. Pek tabii kulüplerböyle yapınca milli takım da bu dairedehareket ediyor. Öyle olunca da milli ta-kımdaki hakim dil Almanca oluyor.

LİDER KAYSERİSPORLigde en çok gurbetçi oyuncuyu is-

tihdam eden takım da TolunayKafkas döneminden beri sistemliolarak bu şekilde hareket eden

Kayserispor. Son yıllarda özel-likle İstanbul büyüklerine sat-

tıkları gurbetçi oyuncularüzerinden büyük bonservisbedelleri aldılar. Serdar Kesi-

mal ve Hasan Ali Kaldırım,bunun en önemli örnekleri arasında.

Türkiye’de gerçek anlamda tek siste-me sahip olan Kayserispor, yurtdışı ligleriçok iyi takip ederek kendisine uygun

oyuncuları çok kü-çük yaşlarda bün-yesine katabiliyor.Kayserispor'un 8oyuncusu gurbetçi.8 rakamı çok büyükgörünmese de buaraştırmayı gençtakımlara yöneltir-sek bu sayıyı 30veya 40’a çıkartabi-

liriz. Bu sistem için Süleyman Hurma’yıve zihniyeti veren Tolunay Kafkas’ı tebriketmek gerekiyor.

DİĞER KULÜPLER...Gurbeçti istihdam etme sıralamasında

Kayserispor’u 7 oyuncuyla takip eden ta-kımlar ise Beşiktaş, Medical Park Antal-yaspor, Kasımpaşa, Gençlerbirliği ve Or-duspor oldu.

UEFA Avrupa Ligi’nde Rapid Wien’leoynadıktan sonra Avusturya sahasını ta-ramaya başlayan Beşiktaş, Veli Kavlak veTanju Kayhan’ı transfer etmişti. Ancakbu sistem devam ettirilemedi. ÖrneğinGaziantepspor’da oynayan Yasin Pehli-van da o takımda oynamaktaydı. Üstüneüstlük Tanju Kayhan ve Bayer Leverku-sen’den büyük umutlarla alınan Burak

Kaplan kadro dışı bırakıldı.Beşiktaş’ın istatistiği kağıtüzerinde başarılı görünse depratikte böyle bir durum yok.

Gençlerbirliği ise FuatÇapa’nın gelişiyle birlikte Hol-landa sahasına geniş bir açı-lım yapıldı. Şu ana kadar ismi-ni duyurmasa da PSV Eindho-ven’dan alınan Okan Köse,gelecek yıllarda ligimizi birbi-

rine katabilir.

Orduspor ise ligdeki tüm takımların

LİGİN ÇEYREĞİGURBETÇİ

A Milli Takımsoyunma odasında

tercüman bulunduğusöylentileriyle ortaya çıkan

gurbetçi oyuncumevzusuna sayılarla ve

yüzdelerle bakmakgerek.


YERLİ OYUNCULARIN TAM %27’Sİ GURBETÇİ...

SERD

AR

TANJ

U


aksine Fransa pazarına açılım yaptı. AtilaTuran ve Ömer Kulga, bu seçimler arasın-daki en önemli isimler. Yakın zamandaHector Cuper’in yeri sağlamlaşırsa buakışı daha da berrak görebiliriz. Çünküşehrin küçüklüğü nedeniyle Türkiye do-ğumlu oyuncuları Ordu’ya çekebilmelerihayli zor.

Turgay Ciner’in sahip olduğu şirketinkulübü devralmasıyla birlikte gayet pa-halı bir kadro kuran Kasımpaşa, gurbetçioyunculara bel bağlayan kulüplerden birdiğeri. Fakat onlar Avrupa’da keşfetmekyerine daha çok diğer kulüpler tarafın-dan keşfedilmiş oyuncuları istihdam et-mekteler. Uzun dönemdir Kasımpaşa’daoynayan Barış Başdaş ve Şahin Aygüneşise Yılmaz Vural döneminde sükse yap-mışlardı.

Manisaspor da Kasımpaşa örneğindeolduğu gibi daha önce başka takımlar ta-rafından keşfedilmiş gurbetçi oyuncularıbünyesine kattı. Fakat şu da bir gerçek kibu oyuncular uzun süredir Medical ParkAntalyaspor’da olmasalar da takıma bü-yük katkı verdiler.

LİGİN YENİLERİ SESSİZİngiliz örneğindeki sahiplik sistemine

geçen Kasımpaşa’yı değerlendirme hari-

ci tutulursa ligin diğer iki yenisi AkhisarBelediye Gençlik Spor ve Sanica BoruElazığspor, gurbetçiye oyunculara en azrağbet eden takımlar.

SB Elazığspor’un gurbetçileri arasındabüyük sükse yapan Serdar Gürler, uzunyıllardır Fransa Ligi’nde top koşturuyor-du ama sezon başında Bülent Uygunbaşa geçene kadar Türkiye’de değerlen-dirilmemişti. Ama işin kaymağını ye-mek Yılmaz Vural’a düştü. Özellikle Ga-latasaray maçındaki oyunu, fazlasıylaönemliydi.

PTT 1. Lig’deki kadrosunu büyük ölçü-de koruyarak Spor Toto Süper Lig’e giriş

yapan Akhisar Belediyespor ise sadeceAhmet Cebe ile gurbetçiye en az rağbeteden takım oldu. Belki de bu durum ilkyarının büyük bölümü boyunca ligin sonsırasında kalmalarının en büyük nede-niydi.

Bu iki takımı takip eden gurbetçi tercihetmeyen diğer kulüpler ise Mersin İd-manyurdu, İstanbul Büyükşehir Beledi-yespor, Sivasspor ve Fenerbahçe oldu.

Gaziantepspor’da altyapıdan çıkardığıoyuncularla uzun süredir çalışan Nurul-lah Sağlam, Brezilya-Gaziantep karışımıtakımına pek gurbetçi oyuncu dahil et-miyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesporise Abdullah Avcı dönemindeki genlerinidevam ettiriyor. Onlar için önemli olandüşük maaşlı oyuncular. Fakat TanerYalçın gibi bir cevheri oynatmamaları dacabası.

Sivasspor ise daha çok büyük kulüp-lerde oynamış oyuncularla Doğu Avru-pa’dan ve Afrika’dan gelen yabancılarıkarıştıran kulüplerden. Bu nedenle oyun-cular tercih edilirken gurbetçi olup olma-dıkları değil büyük kulüplerde oynayıpoynamadıkları denetleniyor. Geçen se-neki kadar başarılı ve sert gözükmeselerde hala beklenmedik maçlarda can yakı-yorlar.

AVRUPA'DA PİŞİYOR, BİZE DE DÜŞÜYOR


HASAN ALİ KALDIRIM

ÖMER ŞİŞMANOĞLU

∂GALATASARAYCeyhun Gülselam, Hamit Altıntop,Engin Baytar, Hakan Kadir Balta,Furkan Özçal

18’de 5 %28

∂FENERBAHÇEHasan Ali Kaldırım, Sezer Öztürk,Serdar Kesimal

18’de 3 %17

∂BEŞİKTAŞBurak Kaplan, Ersan Adem Gülüm,Mehmet Akgün, Oğuzhan Özyakup,Olcay Şahan, Tanju Kayhan, Veli Kavlak

20’de 7 %36

∂ANTALYASPORDeniz Aslan, Deniz Barış,İbrahim Dağaşan, Murat Akın,Ömer Şişmanoğlu, Polat Keser,Uğur İnceman

17’de 7 %42

∂ESKİŞEHİRSPORErkan Zengin, Mikail Albayrak, Tarık Çamdal, Ufuk Budak

17’de 4 %24

∂KASIMPAŞASüme Elyasa, Ali Bilgin, Barış Başdaş,Hakan Özmert, Özer Hurmacı, Şahin Aygüneş, Volkan Yaman

17’de 7 %42

∂TRABZONSPORAykut Akgün, Barış Özbek,Emre Güral, Halil Altıntop, Yasin Öztekin

16’da 5 %32

∂BURSASPORBarış Örücü, Cemal Kaldırım, Hakan Aslantaş, Ömer Erdoğan

15’te 4 %27

∂GENÇLERBİRLİĞİAykut Demir, Ferhat Çapa, Hurşut Meriç, Jimmy Durmaz,Mehmet Kara, Okan Köse,İlkay Durmuş

17’de 7 %42

∂SİVASSPORAbdülkadir Özgen, Kadir Bekmezci,Murat Akça

15’te 3 %20

∂ORDUSPORAli Çamdalı, Ferhat Çökmüş, Atila Turan, Nizamettin Çalışkan,Ömer Alp Kulga, Selçuk Şahin, Şamil Cinaz

16’da 7 %46

∂KARABÜKSPORBertül Kocabaş, İshak Doğan, Kağan Söylemezgiller, Selim Teber

20’de 4 %20

∂KAYSERİSPORBerkay Dabanlı, Engin Bekdemir,Kamil Ahmet Çörekçi, Murat Bildirici,Nurettin Kayaoğlu, Ömer Bayram,Malik Deniz Fathi, Sefa Yılmaz

17’de 8 %48

∂GAZİANTEPSPORCenk Tosun, Ekrem Hayyam Dağ,Taşkın Çalış, Yasin Pehlivan

16’da 4 %25

∂ İ.B. BELEDİYESPORTaner Yalçın, Tevfik Köse, Turgay Bahadır

16’da 3 %19

∂S.B. ELAZIĞSPORAydın Karabulut, Serdar Gürler,Sezer Badur

18’de 3 %17

∂MERSİN İDMANYURDUMurat Erdoğan, Serkan Yanık

16’da 2 %13

∂AKHİSAR BGSAhmet Cebe

18’de 1 %6

307/80Takım başına ortalama 4.4Ortalama %27

Transfer kültürü olarak 10 senelik 20senelik planlar yapmayan Fenerbahçe,daha çok o gün hangi oyuncu uygunsaonu aldığı için sistemli bir gurbetçi poli-tikasına sahip değil. Hal böyle oluncaFenerbahçe’nin gurbetçileri de dahaçok Anadolu takımlarının parlattığıgurbetçi oyuncular arasından seçiliyor.Uzun zamandır Serhat Akın örneğindebir gurbetçi oyuncuyu Fenerbahçe for-ması altında izlemedik.

BAŞARI VADEDİYOR MU?Kadro mühendisliği olarak çok sayıda

takım gurbetçi oyuncu istihdam etmeyigelenek olarak addetse de bunun kesinbir başarı vadettiğini söylemek zor. Halböyle olunca çok sayıda takım bu siste-mi benimsese de bu olay ülke futbolunaya da milli takıma başarı olarak döne-miyor.

İşin bir başka ilginç tarafı da Alman-ya’dan ya da diğer Avrupa ülkelerindenzıpkın gibi sırım gibi gelen gurbetçioyuncuların 6 ay içerisinde Türkiye’deyetişmiş meslektaşlarına benzemeleri.

İlk geldiğinde inanılmaz işler yapançok sayıda gurbetçi oyuncu, bir andastandart oyuncuya değişiyor. Olay bu-raya gelince de takımlar başka başkagurbetçi oyuncular getiriyorlar.

Yani iş kısır döngüye varıyor ve başarıKanal Seferi’ndeki ümitler gibi suya dü-şüyor. Yani Türk futbolunda değişen birşey yok.


ŞAHİ

N AY

GÜNE

Ş

HERKES BİR ŞANSI DAHA HAK EDER

Bazı oyuncular için transfer sadece maddi kazanç değil

kariyer anlamında da çıkış getirir.

İşte hikayemize konu olan isimler bu cümlenin karşılığı...

Can Dündar ünlü türkücü İbra-him Tatlıses’ın hayat hikayesini

kendi hazırladığı Aynalar belgeseli-ne aktarırken Tatlıses’in ağzındançıkan ve o dönemde büyük şehiregelen kişiye örnek teşkil eden şusözlere yer vermişti : “Ey İstanbulbir gün bana İbo değil İbrahim Beydiyerek sesleneceksin...”

Burak için de benzer durumgeçerli. O artık İstanbul’a 20yaşında gelip yok olan Burakdeğil; UEFA Şampiyonlar Ligigrup aşamalarında 2012-2013 sezonunun en değerlioyuncusu olan birçok dev ku-lübün ilgilendi “Kral Burak Yılmaz”

21 yaşında Tigana’nın isteğiyleAntalyaspor’dan Beşiktaş’a geldi-ğinde tüm gözler ondaydı. Gençti vefiziği adeta futbol için yaratılmıştı.Tigana ondaki hız ve güçten fayda-lanmak istiyordu. Bu nedenle onusağ açık gibi oynattı. O takımda tümsezonda 41 maç oynadı ve 6 gol attı.Ancak ondan önceki her gençoyuncunun yaşadığı gibi basındaadı gece yaşantısı vb. dedikodularlaanıldığı için taraftarla arası pek iyideğildi.

Ertesi sezonda Ertuğrul Sağlam’laçalıştı Burak. Ancak alınan kötüskorlarda ilk günah keçisi de o ol-maya başlamıştı artık İnönü’nün

çimlerinde. Ve devre arası Holos-ko’ya karşılık Manisaspor’a transferoldu. Yani kankası Selçuk İnan’ın ya-nına. 16 maçta 9 gol attı. İstanbul ku-lüplerine hala “beni görün” mesajınıvermek için yeterliydi bu rakam.

Fenerbahçe kayıtsız kalmadı. Bu-rak Yılmaz 6 ay önce ayrıldığı şehiregeri dönüyordu. Biraz daha dikkatedecekti ve daha fazla tecrübeliydi

artık. Ama bir şeyi hesap ede-medi : Luis Aragones.

Sadece 6 lig maçında oy-natıldı. Başarısızlıkla bitensezonda Aragones yolcu

olurken Burak da Eskişehirs-por’a kiralanıyordu. 2.macera da

yine başarılı olmamıştı.

Derken o sezonun devre arasındaFenerbahçe Güiza’nın istikrarsızperformansından memnun olmadı-ğı için Trabzonspor’un golcüsü Gök-han Ünal’ı transfer etme girişimindebulunmuştu. Trabzonspor’a öneri-len futbolcu da Burak Yılmaz’danbaşkası değildi. Kader ağlarını örü-yordu desek yanılmış olmayız. Bu-rak artık rehabilite olabileceği fut-bolla yatıp futbolla kalkan bir kentegidiyordu. Üstelik ona inanan ŞenolGüneş’in ve kankası Selçuk İnan’ınyanına...

Sezon sonu Fenerbahçe’yi Urfa’daoynanan Türkiye Kupası finalindedevirdiler, ligde şampiyonluktan

eden Trabzonspor’un golündeyseBurak Yılmaz’ın imzası vardı. Trab-zon kenti 96 yılının intikamını alır-ken Burak da Fenerbahçe camia-sında yüzüne bakılmamasının acı-sını çıkarıyordu sanki!

Ertesi sezon ise kendi rekorunukırdı Burak. Takımının 19 golüneimza atarken artık bir sağ forvetgibi oynatılıyordu. Daha önce Tiga-na tarafından ona kanatta oynatıl-manın kazandırdıklarının da kay-mağını yiyordu diyebiliriz.

2011-2012’de ise adeta zirve yaptıBurak. 34 maç 33 gol ve Gol Krallı-ğı... Milli takımın da değişmez for-vetiydi artık. Sezon sonunda ise ta-lipleri çoktu Kral’ın. Trabzonspor’dakendisine göre yapacaklarını artıkyapmıştı. Atletico Madrid, L.Mosko-va derken adres geçen sezonunşampiyonu G.Saray oluyordu. 3. kezİstanbul seferiydi yani hedef. Üste-lik bu defa Krallık tacının verdiğiözgüvenle gidilecekti ve yine Sel-çuk oradaydı...

“Bütün topları onaatıyorlar yahu” ,“Büyük takım gol-cüsü olamaz” , “Ka-panan takımlarakarşı zorlanır” gibi içiboş eleştirilere ise 4 aydasus çekti Kral. Ligde 14 maç 9 gol;Şampiyonlar Ligi’nde ise 6 maçta 6gol ve Şampiyonlar liginde Messi veRonaldo ile düello...

BURAKYILMAZ

@hkiyiciHÜSEYİN KIYICI

İsveç’in Hammarby takımının for-masını giyerken; dönemin Beşik-

taş Teknik Direktörü MustafaDenizli’nin ısrarı ile 2008-

2009 sezonunun devre arasıBeşiktaş’a kazandırılan Er-kan, o sezon elde edilen 2

kupalı şampiyonluğa pekkatkıda bulunamasa da ara-

dan geçen 3,5 sezonunun so-nunda ligimizin en etkili kanat

oyuncularından biri olmayı başardı.Beşiktaş günleri sadece yarım sezonsüren Erkan’ın bir sonraki durağı iseEskişehirspor’du.

Özellikle Ersun Yanal’ın Eskişehirs-por’a gelişinden itibaren çok dahaofansif özgürlük tanınan Erkan Zen-gin, attığı ters çalımlar ve etkili aratoplarıyla dikkat çekici bir oyun stili-ne hakim.Erkan şu an 27 yaşında.Kimbelir belki bu göze hoş gelen perfor-mansını genç yaşta Almanya 2.ligin-de göstermiş olsaydı kendisine milliforma giydirme gayretinde olurduk..

ERKANZENGİN

Türkiye macerasına Vestel Manisas-por formasıyla başlayan Holosko,

2007 yılının sonlarına doğru ligimiz-de üç büyüklerin bir numaralıtransfer hedefiydi.Sadece üç bü-yükler değil rivayete göre dün-yaca ünlü Juventus ve birkaçİngiliz kulübü de Slovak oyun-cuyu göz hapsine almıştı.Ancakbu transferi bitiren 5 milyon Euro +Koray Avcı + Burak Yılmaz (işin bu kısmıda ayrı bir senaryo olur!) karşılığında Be-şiktaş oluyordu.

Holosko transferinin ardından ligde 7gole imzasını koydu. Hızı, gücü ve sonvuruşları ile taraftarın beğenisini kazan-dı.Ertesi sezonda Ertuğrul Sağlam’ınM.Kharkiv faciasından sonra göreve ge-len Mustafa Denizli Beşiktaş’ı çifte kupalışampiyonluğa taşırken; Filip Holosko,Bobo-Nobre-Delgado çemberinde kimizaman as kimi zaman joker oyuncu ola-rak oyunda kaldığı sürece işini yapmayadevam etti..Ligde ilk 11’de 20 maç 10 gol.

Ertesi sezonun sonunda Mustafa De-nizli görevden ayrıldı.Yerine Alman çalış-tırıcı Bernd Schuster’i getiren Beşiktaşyönetimi Guti ve Quaresma’lı yani bol

yıldızlı bir yapılanmaya giderken Holos-ko için işlerin iyi gittiği söylenemezdi.

Artık taraftarın sevgilisideğildi.Daha az süre alması da

kuvvetle muhtemeldi.Yine deUEFA Avrupa Ligi’nde 4 gol attıama ligde sadece “2” gole ula-

şabilidi Filip.

Carvalhal ve Tayfur Havutçu’ludönemde pek bir şey değişmiyordu

Holosko için..Artık Beşiktaş’tan ayrılma-yı kafasına koymuştu Slovakoyuncu.Sosyal medya ve sözlüklerde bilebir ölçüt birimi olarak “Holosko artı birmiktar para” cümlesi alay konusuydu.Derken bu sezonun başında FEDA projesiçerçevesinde Beşiktaş’la masaya oturanHolosko, ücretinde 900 bin Euro civarı birindirimle kalmaya razı oldu.

Artık yıldız sayısı azdı ama takımolunmak için bir adım atılmıştı kağıt üze-rinde... Samet Aybaba’nın gelişi ile özgü-venini geri kazanan Holosko sezona iyibaşladı.Artık eskisi gibi düzenli oynuyorve asıl mevkisi sağ forvette oynatılıyor-du.Ligin ilk yarısı 9 golün altında imzasıolan Holosko için 2013 neler getirecekgöreceğiz.

HERKES BİR ŞANSI DAHA HAK EDER


2002-2003sezonunda

Diyarbakırsporformasıyla AliSami Yen stadı-na gelirken bir se-zon sonra G.Saray for-ması giyeceğini düşünüyor muy-du Ömer bilemiyoruz ama Bur-saspor’la bir gün şampiyonlukyaşayacağını düşünmediğindennet eminiz!

Türk futbolunun son dönemdeikinci baharını yaşayan oyuncu-larının en başında Ömer Erdoğanvar. Kısa süren Galatasaray ma-cerasının ardından 2 sezon Ma-latyaspor forması giyen Ömer’inbir sonraki istikameti Bursas-por’du. Burada başarılı futboluylagöz dolduran Ömer takımda kap-tanlığa kadar yükselecekti. Tarihi2009-2010 şampiyonluğundansonra A milli takıma da çağrılanÖmer Erdoğan artık 36 yaşında.Tecrübeli futbolcu yakın zaman-da sezon sonunda futbolu bıra-kacağınıda açıklayarak sevenle-rini üzdü.

ÖMERERDOĞAN

FILIPHOLOSKO

2005 Dünya Gençler Şampiyonasında tur-nuvanın en dikkat çeken oyuncularının

başında Olcan Adın geliyordu. Sürati ve tekni-ği ile dikkat çeken bu genç yıldızın o dönemkiyıldız ve lejyonerle dolu Fenerbahçe kadro-sunda şimdinin Recep Niyaz’ı kadarsüre alma şansı da işin aslı pekyoktu. Bu nedenle Antalyaspor veKarşıyaka’ya kiralık gönderilir-ken asıl çıkışını Gazianteps-por’da yapacaktı başarılı futbol-cu. 2008’de Gaziantep şehrininyolunu tutarken hedefi takımın“patlama gücü” olmaktı. Öyle de oldu...2010-2011 sezonunda ligi 3.bitiren Gazian-tepspor’un en önemli isimlerinin başında geli-yordu artık Olcan. Sahada eski çelimsiz durangörüntüsü bambaşka bir değişime uğramıştı.Bu durum İstanbul takımlarının dikkatiniçekmeye başlamışken hızlı davranan Trab-

zonspor oluyordu. Şenol Güneş’in isteği doğ-rultusunda geçen sezonun devre arası takı-ma katılan Olcan Adın küllerinden doğanla-ra iyi bir örnek teşkil ediyor bizce.

C.Daum’lu 2003-2004 sezonunun devrearası Fenerbahçe’ye geldiğinde Van

Hooijdonk ve Tuncay’lı hücum hattınamoda tabirle “çilek” oluyordu Brezilyalıgolcü. O sezon ligi şampiyon kapatan Fe-nerbahçe’de kritik gollere imzaatan Nobre, ertesi sezon Kadı-köy’de G.Saray’a karşı şam-piyonluğu getiren golündekahramanıydı. Ertesi se-zonda şampiyonluğu kay-beden Fenerbahçe’nin AliSami Yen’de oynanan derbi-deki G.Saray galibiyeti teselli olur-ken maçta ki tek gol yine Nobre’nin aya-ğından geliyordu. Ancak Nobre’nin G.Sa-ray’a karşı golleri de Fenerbahçe’de barın-masına yetmeyecekti. O günlerde Spor-ting Lizbon’un da ilgilendiği golcünün birsonraki durağı ise Beşiktaş’tı. Üstelik artıkTürk vatandaşı olup Mert Nobre adı altındaforma giyecekti. Sezona Jean Tigana ile gi-ren Türkiye Kupası sahibi Beşiktaş’ın2006-2007 sezonun Süper Kupa finalinde-ki rakibi ise geçtiğimiz sezonun lig şampi-yonu G.Saray olurken mücadele 1-0 Beşik-taş’ın galibiyeti ile bitiyordu. Golü kimin at-tığını yazmaya gerek yok aslında ama ya-zalım: Mert Nobre.

Tigana ile o sezon ligi 2.bitiren Beşik-taş’ta Türkiye Kupası biraz teselli olurken;Nobre kupa yarı finalinde bu kez eski takı-mı Fenerbahçe’ye uzatmaların 102.daki-kasında attığı golle selam çakıyordu...

Tigana’nın ayrılmasının ardından Ertuğ-rul Sağlam’ın gelişiyle sıkça skor üreteme-diği için eleştirilmeye başlanan Nobre yinede Mustafa Denizli ile gelen şampiyonluktaattığı gollerle büyük pay sahibi olacaktı. Be-şiktaş’tan ayrılırken Türk futbolundan kop-mayan Nobre bu defa güneyin sıcak şehriMersin İdman Yurdu’na “evet” dedi. İlk se-zonunda 10 gol attı. Bu sezon daha şimdiden15 maçta 9 golde (1 tanesi yine belalısı G.Sa-ray filelerine) ve artık Türk futbolunun100’ler kulübüne girmiş bulunmakta.


MERTNOBRE

OLCANADIN

Türkiye’de futbol yazarla-rının çok sevdiği bir laftır

“aynı suda iki kez yıkanmaz”

Futbolda bu pek geçerli değilbana göre. Bugün Necati Ateş ismi yeni-den geçtiğinde bir kısım G.Saray taraf-tarı kendi arasında konuşurken “AbiNeco’yu bu sezon devre arası yine alsaken az 10 tane yine atar” diyebiliyorsakonu kapanmıştır arkadaş!

Türk futbolunun oyun stili ve imajı iledikkat çeken golcüsü Necati geçen se-zon çok sevdiği G.Saray’a geri döndü veözellikle attığı kritik deplasman golle-riyle takımının şampiyonluğuna müt-hiş bir katkı yaptı.Geçen sezon Ba-ros’un isteksiz performansı sonrası

kara kara düşünen Fatih Te-rim’i mahcup etmeyen Neca-

ti, bu sezon Umut ve Burak’ıntakıma katılmasıyla sezonbaşı

biraz gölgede kaldı. Yaşı gereği Eskişe-hirspor’dan gelen iyi bir kontrat teklifiolunca çok saygı duyduğu hocası FatihTerim’den izin isteyen Necati yeni kulü-bünde de icraatlarını sergilemeye de-vam etti: 13 maç 9 gol.

32 yaşındaki Necati’nin kariyerindeG.Saray’dan Kalli döneminde kovulması,Sociedad günlerinde kendisine yapılangüreşçi benzetmesi gibi kötü hatıralarolsa da Antalyaspor’da kendisini reha-bilite edip toparlaması ve futbola yeni-den sımsıkı sarılması takdire şayan.

NECATİATEŞ


ÖZGÜRGÖZÜAÇIK AKYILDIZ

twitter.com/Gzakzgr

Türkiye her ne kadar futbolu se-ven, futbol ile yatıp, futbol ilekalkan bir ülke gibi görülse dedaha yolun çok başında ve aş-

ması gereken birçok engel var önünde.

Her zaman kısa sürede başarı isteyenbir ülkeyiz. Başarılı olmak için zaman vesabır gerektiğine inanmıyoruz. Ülkemiz-de futbolun gelişmesi için düzgün bir sis-tem ile çalışılarak en az 10 yıla ihtiyaç var.Bu zaman içerisinde tesisleşme sorunu-nun çözülmesi, futbolun okullarda ciddiboyutta daha yaygın hale getirilmesi,sporcu sayısının arttırılması gerekiyor.Diğer ülkelere baktığımız zaman lisanslısporcu sayıları oldukça fazla. Milli takım-lar için oyuncu havuzu oldukça geniş.Bizde ise tam tersi.

HATALAR...Türk futboluna ciddi boyutta hizmet

eden ve geleceğimizi oluşturan amatörtakımların ise sıkıntıları çok büyük. Bir-çok kişi futbola gönül verdiği için kulüp-lerde yöneticilik, başkanlık yapıyor. An-cak verilen destekler bir süre sonra sonbulduğunda kulübün herhangi bir geliriolmadığı için sonuç hüsrana dönüşebili-yor. Desteklenen takımlara bazen yüklümiktarda yatırım yapılarak sezonluk iyitakımlar oluşturuluyor. Beklenen başarıgelmediğinde ise herkes elini ayağını çe-kiyor, gelen futbolcular başka kulüpleregidiyor. Kulüpler de futbolcu bulamadığıiçin yaşı küçük tecrübesi az oyuncularlaçıkarak bir yanlışa daha neden oluyor.Tabii ki her zaman gençlere şans veril-meli ama hazır olmadıkları bir ligde mü-cadele eden ve yenilgi alan gençler moral,motivasyon açısından büyük zarar gör-mekte.

PEKİ NE YAPILMALI?Federasyonun teşviki ve belediyelerin

desteği ile amatör kulüplere gelir sağla-yabilecek tesisler kazandırılmalı. Örne-ğin halı sahalar, kafeler yapılarak gelirleriile bu kulüplerin ayakta kalmaları sağ-

lanmalı. Kulüplerin az da olsa gelirleri ol-duğu takdirde ani yönetim istifaları son-rasında zor durumda kalma ihtimalleriazalacaktır.

Bunun yanı sıra amatör takımlardaantrenörlük yapan hocaların da işleri ol-dukça zor. Antrenörlerin bir kısmı ku-lüplerin herhangi bir geliri olmadığı içinsosyal güvenceleri olmadan, çok az mik-tarda ücretlere çalışarak hem geçinmeyehem de bu ülkeye sporcular yetiştirme-ye çalışılıyor. Bir kısmı da bu işi hobiveya ikinci bir iş olarak yapıyor. Çünkügeçinmek için normal bir işte çalışmasıgerekli. Türkiye’de yapılan toplantılardamaddi, manevi sorunlar dile getirililiyorfakat antrenörlük mesleğinin hukuksalbir yapıya kavuşması ve öncellikle 'mes-lek' haline dönüştürülmesi gerekiyor.Hocalarımız sadece işlerine yoğunlaşa-madığı için kendilerini geliştirmek adınamaalesef çalışmalar yapamıyor. Takımı-na ve sporcularına yeterince zaman ayı-ramıyor.

Üstelik lisans yükseltme için yapılankurslara bile ücretleri yatırmakta zorla-nıyorlar.

Tüm olumsuz şartlara rağmen herkesonlardan mucize yaratmalarını bekliyor.Çalıştırdıkları takımlar başarısız sonuçlaraldığı zaman hemen hocaların işine sonveriliyor. Antrenörlük meslek olarak ka-bul edilmediği için de amatör takımlardaçalışan antrenörler sözleşmelerine hiçbirşekilde madde ekleyemiyor, alacağı üc-retle ilgili hiçbir şey yazamıyor.

Aslında “amatör” dendiği zaman parakazanmak için değil, yalnız zevk için ya-pılan iş olarak tanımlandığından dolayıpara konusunda tüm haklarından yoksunhocalarımız. Ama işin aslı böyle değil, so-nuçta sözlü de olsa antrenörler çalıştıra-cakları takımlarla anlaşma yapıyor. An-laşma fesh edildiği zamanda kulüpler ta-rafından verilen sözler yerine getirilmiyor.Ya da sezon sonu alacaklar ödenmiyor.

Yurt dışında bir antrenör kulübündenayrıldığı takdirde alacakları ödenmeden okulüp ikinci bir hocayla anlaşamıyor. Buşekilde de mağdur olmaları engelleniyor.

Meslek olarak kabul edilebilmesi içineminim birçok düzenlemenin yenidenyapılması gerekiyor. Ama ileride ülkeolarak futbolda iyi bir yerlere gelmek isti-yorsak bu düzenlemenin bir an önce ya-pılması ve tüm antrenörlerin sadece işle-ri ile ilgilenerek bu ülkeye düzgün spor-cular yetiştirebilmesi gerekli.

Avrupa’da başarı elde edemememiz,yıldız futbolcular yetiştiremememizinbaşlıca sebeplerinden bazıları bunlar diyedüşünüyorum. Ayrıca kariyerinde iyiyerlere gelmiş teknik direktör sayımız daçok az. Yeri geliyor milli takımımız içinyabancı hoca arayışına giriyoruz. Çokyüksek miktarlarda paralar harcayıp on-ların bile sistemi oturtmasına izin ver-meden gönderiyoruz.

Ülke olarak kendimizi sorgulamamız,olanakları iyileştirmek için de elimizi ta-şın altına koymamız gerekli.

AMATÖRE YATIRIM, FUTBOLA YATIRIM DEMEKTİR

Bir koca yılı daha devirdik...İşte futbol adına akılda kalanlar...

2012BÖYLE GEÇTİ


2012’NİN ARDINDAN

1 OCAK: Bir dönem Fenerbahçeforması da giyen Nicolas Anelka,Chelsea’yle yaşadığı sorunlardansonra Çin takımlarından Shang-hai Shenhua takımıyla anlaştı.Çin takımı Fransız oyuncuyayıllık 12 milyon euroluk maaşödeneceğini açıkladı. Za-man zaman sorunlar ya-şasa da Anelka eski takı-mı PSG’den gelen teklif-leri reddederek Çin’dekalmaya devam etti.

6 OCAK: New YorkRed Bulls oyuncusu ThierryHenry, efsane olduğu Arsenalile 2 aylık bir kiralık sözleşmesiyaptı. Amerika’da sezonun bit-mesi nedeniyle İngiltere’ye gel-me şansı yakalayan Henry, ilkçıktığı maçta Leeds United’akarşı gol atarak eski taraftarları-nı selamladı. Fransız oyuncu, İn-giltere’deki ikinci döneminin sonmaçında da Sunderland’e kar-şı ağları havalandırdı.

9 OCAK: Uluslararası Futbol Federas-yonları Birliği (FIFA) ''yılın en iyilerini''seçti. FIFA'nın İsviçre'nin Zürih kentinde-ki merkezinde düzenlenen ödül törenin-de, yılın en iyi futbolcusuna verilen ''AltınTop'' ödülü, üst üste 3. kez Barcelona'nınArjantinli futbolcusu Lionel Messi'ninoldu. Barcelona Teknik Direktörü JosepGuardiola ''yılın teknik direktörü'' seçilir-ken, ''yılın en iyi kadın futbolcusu'' unva-nı Japon Homare Sawa'ya gitti. Yılın golü-ne verilen ''Puşkaş Ödülü'' ise Flamen-go'ya attığı golle, Santos'da forma giyenBrezilyalı Neymar'ın oldu.

10 OCAK: İstanbul 16. Ağır Ceza Mah-kemesi, ''Futbolda şike'' davası kapsa-mında Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldı-

rım'ın da aralarında bulunduğu 23sanığın tutukluluk durumlarını

inceleyerek, bu hallerinin de-vamına karar verdi. Mahke-me, tutukluluk inceleme ka-rarında, Aziz Yıldırım, Sivass-por Başkanı Mecnun Otyak-maz, Fenerbahçeli yöneticilerİlhan Ekşioğlu ve Şekip Mos-turoğlu, Fenerbahçe KulübüMali İşler Müdürü Tamer Yel-kovan, Fenerbahçe Spor Ku-

lübü Amatör Şubeler Koordi-natörü Cemil Turan, sözleşmelerifeshedilen Eskişehirspor TeknikDirektörü Bülent Uygun'un daaralarında bulunduğu davanıntutuklu 23 sanığının bu durum-larının CMK'nın 108. maddesiuyarınca incelenmesi gerekti-ğini bildirdi.

13 OCAK: Fenerbahçe'nin efsanevi fut-bolcusu 1925 doğumlu Lefter Küçükan-donyadis, İstanbul'da tedavi gördüğühastanede hayatını kaybetti. Küçükan-donyadis, zatürre teşhisiyle AmerikanHastanesi'nde yoğun bakım ünitesindetedavi altına alınmıştı.

19 OCAK: Şike soruşturması nedeniylekadrosundan önemli oyuncuları gön-dermek zorunda kalan Fenerbahçe,devre arasında Musa Sow’u Lille’denalarak kadrosunu güçlendirdi. Senegallioyuncu için 10 milyon avroluk bonservisbedeli ödendi. Daha sonra kronik sakat-lığı bulunduğu konuşulsa da Sow, bir se-nelik Fenerbahçe döneminde oldukçafaydalı oldu.

26 OCAK: Türkiye Futbol Federasyonu(TFF) Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı,Ankara Sheraton Otel'de yapıldı. 300 de-legeden 240'ının hazır bulunduğu top-lantıda, haklarında şike ve teşvik primiiddiası bulunan kulüplere uygulanmasımuhtemel yaptırımların değiştirilme-mesine karar verildi.

31 OCAK: 2011’in haziran ayında TFFBaşkanlığı’na seçilen Mehmet Ali Aydın-lar, sadece birkaç ay sonra başkanlıktanistifa etti. Kritik dönemde kulüplerinkendisini desteklememesi nedeniylegörevi bırakan Aydınlar’ın yanı sıra as-başkanlar Lütfi Arıboğan ve Göksel Gü-müşdağ da görevlerini bıraktılar. Buolaydan bir gün önce yani 30 Ocak’taaynı yönetim kurulu, devam kararı al-dıklarını TFF resmi sitesinden açıkla-mışlardı.

OCAK 2012


HENR

Y

SOW

LEFTER

1 ŞUBAT: Mısır'da El-Masri ve El-Ehlitakımları arasında yapılan maç sırasındaçıkan arbedede 74 kişi hayatını kaybetti.

12 ŞUBAT: 2012 Afrika Uluslar Kupasışampiyonu, final maçında Fildişi Sahille-ri'ni penaltı atışlarıyla 8-7 yenen Zambi-ya oldu.

14 ŞUBAT: Çoğu ülkede bugünün öne-mi Sevgililer Günü olsa da futbol camiasıiçin önemi şike soruşturmasının ilk du-ruşmasından kaynaklanıyordu. Mahke-me Başkanı Mehmet Ekinci’nin iyi niyetdilekleriyle başlayan şike soruşturması-nın ilk duruşması, kimliklerin tespit edil-mesiyle birlikte sona ermişti.

15 ŞUBAT: Ünlü İskoç kulübü Rangers,devlete olan vergi borçları nedeniylekayyuma devredildi. Tarihi başarılarladolu olan, İngiliz Kraliçesi'nin özel ilgisinemahzar olan Rangers için bu karar sonunbaşlangıcıydı. İskoç kulüp bu kötü du-rumdan bir türlü çıkamadı ve takımayeni bir sahip bulunamadı.

23 ŞUBAT: İlk maçta evinde PSV Eind-hoven’a 2-1 yenilen Trabzonspor, dep-lasmanda da 4-1 mağlup olunca UEFAAvrupa Ligi’ne veda etti. İkinci maçın enönemli özelliği, Spor Toto Süper Lig golkralı olacak olan Burak Yılmaz’ın 2011-2012 sezonunda Avrupa’daki ilk golünüatmış olmasıydı.

26 ŞUBAT: Geçmişi başarılarla doluAnkaragücü, 2-0 öne geçmesine rağmenikinci yarının flaş takımı Karabükspor’a3-2 yenilerek Spor Toto Süper Lig’e vedaetti. Ligin bitimine 6 hafta kala düşmesikesinleşen Ankaragücü’nde çok sayıdaönemli oyuncu ligin ilk yarısında ve dev-re arasında takımdan ayrılmıştı.

27 ŞUBAT: Mehmet Ali Aydınlar’danboşalan Türkiye Futbol FederasyonuBaşkanlığı koltuğuna Beşiktaş başkanlı-ğından ayrılan Yıldırım Demirören seçildi.Tek aday olarak seçime giren Demirören,ilk iş olarak UEFA’yla görüşeceklerini veşike soruşturması hakkındaki kararlarlailgili tavsiye alacaklarını açıkladı. Demi-rören, katılan delegelerden 221 oy alarakbaşkanlık koltuğuna oturdu.

29 ŞUBAT: Mehmet Ali Aydınlar döne-minde A Milli Futbol Takımı Teknik Di-rektörlüğü’ne getirilen Abdullah Avcı,Ay-Yıldızlılar ile ilk maçına çıktı. Bursa’daSlovakya’yı dostluk maçında ağırlayanMilliler, 2-1 yenilerek bizleri üzdü. Abdul-lah Avcı döneminin ilk golü ise savunmaoyuncusu Ömer Toprak’tan geldi. Aynımaçta Slovakya adına Fenerbahçeli Mi-roslav Stoch da bir gol kaydetti.

ŞUBAT 2012


1 MART: FIFA, Bahreyn'in Endonezya'yı10-0 yendiği 2014 Dünya Kupası eleme-leri maçıyla ilgili soruşturma başlattı.

7 MART: Lionel Messi, Şampi-yonlar Ligi 2. Tur mücadelesinde7-1 kazandıkları Bayer Lever-kusen maçında 5 gol atarakŞampiyonlar Ligi’nde birmaçta en fazla gol atanoyuncu unvanını eldeetti. Daha önceki rekor4 gol ile birçok oyun-cuya aitti.

8 MART: Barce-lonalı Lionel Messi,takımının UEFA Şampi-yonlar Ligi'nde Bayer Le-verkusen'i 7-1 yendiğiçeyrek final rövanşmaçında attığı 5 gol-le, bir ŞampiyonlarLigi maçında 5 golatan ilk futbolcuolarak tarihegeçti.

13 MART: Bayern Münih’in Şam-piyonlar Ligi 2. Tur rövanşındaBasel’i 7-0 yendiği maçta 4 golatan Mario Gomez, bir maçta 4

gol atan oyuncular arasına gir-di. Bu kervana uzun yıllar-

dır hiçbir oyuncu dahilolamıyordu. Fakat bu

işi Messi’den 6 günsonra yaptığı içinrekoru egale et-miş olamadı.

15 MART:Braga’yı ele-

dikten sonra UEFA Avrupa Li-gi’nde son 16 takım arasına

kalan Beşiktaş, ilk maçta 3-1mağlup olduğu Atletico Madrid’e

kendi evinde de 3-0 mağlup olun-ca Avrupa kupalarına veda etti. Be-

şiktaş’ın bu eşleşmedeki tek golünüeski Atletico Madridli Simao Sabrosa

kaybetmişti. Beşiktaş’ın da Avru-pa kupalarına veda etmesi ileTürk takımları tamamen kendiliglerine dönüş yaptı.

17 MART: Fenerbahçe ligin ilk yarısında3-1 mağlup olduğu Galatasaray’ı kendievinde ağırladı. Sow ve Alex’in harikagolleriyle 2-0 öne geçen Fenerbahçe, Jo-han Elmander ve Hakan Balta’nın golleri-ne engel olamayınca taraftarlarını üzdü.Maça damga vuran olay ise Galatasa-ray’ın ikinci yarı boyunca karşılaşmayıtek kaleye çevirmiş olmasıydı.

25 MART: Yıldırım Demirören’den bo-şalan Beşiktaş başkanlık koltuğu için se-çimli olağanüstü genel kurul yapıldı. Üçadayın katıldığı seçimlerde diğer iki raki-bine büyük oranda fark atan Fikret Or-man Beşiktaş’ın 33. Başkanı oldu. Or-man’ın başa geçmesiyle birlikte daralmapolitikasına giden Beşiktaş, FEDA hamle-sini de başlatmış oldu.

30 MART: ''Futbolda Şike'' davasınıntutuklu sanıklarından Abdullah Eker,Abdullah Karakuz, Selim Kımıl, TalatEmre Koçak, Abdullah Başak ve HakanKaraahmet'in tahliyelerine, FenerbahçeKulübü Başkanı Aziz Yıldırım'ın da arala-rında bulunduğu diğer tutuklu sanıklarınise bu hallerinin devamına karar verildi.

MART 2012


MESSI

GOMEZ

ORMAN

2 NİSAN: Fikret Orman yönetimininbaşa geçtikten sonraki ilk hamlesi başa-rısız sonuçlar alan Carlos Carvalhal’ingönderilmesi oldu. Sezon başında TayfurHavutçu’nun şike soruşturması nede-niyle tutuklanmasının ardından başa ge-çen Carvalhal, ilk yarı boyunca başarılıbir görüntü sergilese de son haftalardaaldığı başarısız sonuçlar görevinin sonu-nu getirdi.

8 NİSAN: Galatasaray kalecisi FernandoMuslera, Spor Toto Süper Lig'de normalsezonda 90 dakika forma giydiği 32 ma-çın 16'sında kalesini gole kapatarak takı-mın efsane kalecileri Taffarel ile Mondra-gon'un başarılarını yakaladı. Uruguaylıkaleci, Manisaspor maçında takımının 3.golünü penaltıdan kaydetti. FernandoMuslera'nın da gol atmasıyla sarı-kırmı-zılı takımda bu sezon transfer edilen bü-tün oyuncular skora katkıda bulundu.

15 NİSAN: Beşiktaş-Galatasaray maçı-nın yoğun yağış nedeniyle tehir olması-nın ardından oynanan Fenerbahçe-Trab-zonspor maçı, Süper Final’in ilk maçıoldu. Rakibini Cristian Baroni ve MoussaSow’un golleriyle mağlup eden ev sahibiekip, zorlu Süper Final Grubu’na galibi-yetle başlamış oldu ve Galatasaray’lapuan farkını maç fazlasıyla ikiye indirdi.

24 NİSAN: 0-0’ın rövanşında Chelseaile kendi evinde 2-2 berabere kalan Bar-celona, Şampiyonlar Ligi’ne veda ederektüm otoriteleri şaşırttı. 4 günsonra da kendi evinde RealMadrid’e yenildikleri için buduruma sessiz kalamayanPep Guardiola, 2012-2013 sezonunda takı-mının başında olma-yacağını açıkladı.

25 NİSAN: Çokciddi bir sağlık soru-nundan kurtulan Antonio Cas-sano, Genoa maçıyla birlikte Mi-lan formasına tekrar kavuştu.Futbolu bırakacağı söylenen İtalyanoyuncu, Euro 2012’de de forma giye-ceğini açıkladı.

26 NİSAN: Ali Koç ve Nihat Öz-demir’in “namus meselemiz” ni-telendirmelerine rağmen Fener-bahçe Spor Kulübü, CAS’a açılan da-vanın geri çekildiğini resmi siteden açık-ladı. Ali Koç bu durumu “Türkiye’nin âlimenfaatleri için böyle bir karar verdik”diye açıkladı. Bu kararın Aziz Yıldırım’arağmen alındığı daha sonraki süreçte ba-sın mensuplarına belirtildi.

30 NİSAN: Yıldırım Demirören’in başageçmesiyle birlikte 58. Maddeyle ilgili çı-kan şayialar gerçek oldu ve Demirörenyönetimi, gece yarısındaki bu maddeyleilgili değişiklik yapıldığını duyurdu. Bun-dan böyle şike yapan ya da teşvik primiveren takımlar küme düşürülmeyecek,puan silme cezasına çarptırılacaktı.

30 NİSAN: Bundesliga ekiplerindenKöln’ün yıldız oyuncusu Lukas Podolski,bir sonraki sezon Arsenal forması giye-ceğini açıkladı. Podolski’nin bu açıkla-masını yaptığı dönemde Köln’ün Bunde-liga II’ye düşmesi, taraftarlar tarafındanfazlasıyla manidar bulundu.

NİSAN 2012


DEMİRÖREN

CASS

ANO

6 MAYIS: TFF, çok merak edilen şikedosyası kararını açıkladı. Hiçbir kulübeceza vermeyen PFDK, bazı kulüp yöneti-cileri ve futbolculara hak mahrumiyeticezası verdi. Bu karara en çok itiraz edenkulüpler ise Trabzonspor, Galatasaray veBursaspor oldu. Daha sonraki günlerdeTahkim Kurulu, bazı kişilerin cezalarındaindirime gitti.

9 MAYIS: Atletico Madrid’le birlikteUEFA Avrupa Ligi Finali’ne çıkan ArdaTuran, takımının 4-0’lık galibiyetinde bü-yük pay sahibi oldu. Sezon başında Gala-tasaray’dan İspanya’ya geçen yıldız solkanat, ikinci golün asistini yaptı. Arda,Fatih Tekke’den sonra yabancı bir takım-la UEFA Avrupa Ligi kazanan ikinci Türkoyuncu oldu.

12 MAYIS: Süper Final’in son haftasın-da Şükrü Saracoğlu Stadı’nda Fenerbah-çe’ye konuk olan Galatasaray, 0-0’lıkmaçtan sonra 18. Türkiye Şampiyonlu-ğu’nu elde etti. Maç sonrasındaki olaylarnedeniyle kupasını Başbakan’ın emriylekamera ışıkları eşliğinde alan Galatasa-ray, 2008 yılından sonra ilk defa şampi-yonluk kupası kaldırdı.

13 MAYIS: PTT 1. Lig’in 34. hafta maçla-rının oynanmasıyla birlikte Elazığspor veAkhisar Belediye Gençlikspor, Spor TotoSüper Lig’e katılma hakkı elde ettiler.Aynı hafta sonunda Sakaryaspor, Gire-sunspor ve Güngörenspor ise TFF 2. Lig’edüştüler.

16 MAYIS: Fenerbahçe, hüsranla bitenGalatasaray maçının ardından çıktığı Zi-raat Türkiye Kupası Finali’nde Bursas-por’u 4-0 yenerek 29 yıl sonra ilk defakupayı müzesine götürdü. İlk defa dü-zenlenen Spor Toto Kupası’nda ise Or-duspor’u 3-1 yenen Gaziantepspor, bukupanın ilk ve tek şampiyonu olma un-vanını elde etti.

19 MAYIS: Bayern Münih’i penaltılarsonucunda Almanya'da deviren Chelsea,Şampiyonlar Ligi Şampiyonu oldu. Ro-man Abramovich’in Chelsea’yi satın al-dıktan sonra bir türlü kazanamadığı bukupanın geçici bir antrenörün ellerindekazanılması sezonunun en ilginç anekd-otuydu. Çünkü bu kupayı ünlü teknikadam Jose Mourinho bile müzelerine ge-tirememişti.

20 MAYIS: Metris Cezaevi’nde bulunanAziz Yıldırım, bir kez daha FenerbahçeBaşkanı seçildi. Bu seçimde Yıldırım dı-şında hiç kimse adaylığını koymamıştı.Aynı gün Beşiktaş Teknik Direktörü Tay-fur Havutçu, Fikret Orman yönetimineistifasını verdi. Aynı cezaevinde aylarcabirlikte kalan iki insandan biri koltuğun-da kalırken diğerini koltuğunu bıraktı.

27 MAYIS: PTT 1. Lig’in play-off finalmüsabakasında Adanaspor’u uzatmalar-da 3-2 yenen Kasımpaşa, Spor Toto Sü-per Lig hakkı kazanan üçüncü ve son ta-kım oldu. Bu maçtan 4 gün sonra oyna-nan TFF 2. Lig play-off final maçında Fet-hiyespor’u 2-1 yenen Adana Demirs-por’la birlikte daha önce hak kazananŞanlıurfaspor ve 1461 Trabzon, PTT 1.Lig'e yükselen üç takımı oluşturdular.

30 MAYIS: Avrupa Futbol Federasyon-ları Birliği (UEFA), Beşiktaş'a, Bursaspor'ave Gaziantepspor'a 1'er yıl Avrupa kupa-larından men cezası verdi.

MAYIS 2012


3 HAZİRAN: Liverpool’un başına Bren-dan Rogers’ın geçeceğinin açıklanması-nın ardından ayrılık kararı alan Dirk Kuyt,Fenerbahçe ile sözleşme imzaladı. Ali Yıl-dırım’la birlikte imza törenine giden Ay-kut Kocaman’ın sakal bırakması uzunsüre Twitter'da gündem oldu. Fakat Koca-man’ın bu transferde ne kadar doğru birkarar verdiği, birkaç ay sonra belli olacakve herkes tarafından takdir edilecekti.

4 HAZİRAN: Çok su kaldıran şike dos-yası kararlarının PFDK tarafından açık-lanmasının ardından kendisine getirilenitirazları görüşen Tahkim Kurulu, bazı ce-zaları onadı, bazılarını kaldırdı ve bazıla-rında indirime gitti. Fakat alınan tüm bukararlar hiç kimseyi memnun edemedi.

4 HAZİRAN: Uzun süre Fenerbahçe veGalatasaray’ın transfer listesinde bulu-nan Eden Hazard, bir sonraki sezon Chel-sea’de oynayacağını açıkladı. Yıldız fut-bolcunun menajeri, Chelsea’nin Belçikalıoyuncu için Lille’e 32 milyon euro ödeye-ceğini açıkladı. Birkaç gün sonra Chelsea,Eden Hazard’ın kardeşi Thorgan Hazard’ıda renklerine bağladı. Fakat Thorgan kısabir süre başka bir takıma kiralandı.

8 HAZİRAN: Euro 2012, harika bir açılış töreninin ardından Polonya-Yuna-nistan maçıyla birlikte start aldı. 10 kişikalan Yunanistan’a üstünlük sağlayama-yan Polonya, 1-1’lik sonuçla yetinmek zorunda kaldı. Robert Lewandowski’yleöne geçen Polonya ikinci golü bulama-yınca Salpingidis’in golüyle maçta eşitlikortaya çıktı. Bu eşitliği bozmak için pen-altı kazanan Yunanistan, penaltıyı kaçı-rarak önemli bir mucizeyi elinin tersiyleitmiş oldu.

16 HAZİRAN: FEDA sezonunda büyükbir özveriyle başlayan Beşiktaş’ta teknikdirektörlük koltuğuna kimin oturacağıbelli oldu. Uzun yıllar Beşiktaş formasıgiyen ve daha sonra teknik direktörlükkariyerinde Beşiktaş’ın canını çokca ya-kan Samet Aybaba, resmi siteden Beşik-taş Teknik Direktörü olarak tanıtıldı.

19 HAZİRAN:Chelsea’yle birlikteŞampiyonlar Ligi’ni kazan-dıktan sonra tatile çıkan vetransferi merak konusu olanDidier Drogba, eski takım ar-kadaşı Nicolas Anelka’nınoynadığı Shanghai Shenhuatakımına gideceğini açıkladı.Drogba’nın Çin’e gidişiylebirlikte çok önemli futbolcu-lar ve teknik direktörler deUzakdoğu ülkesinin yolunututmaya başladı.

22 HAZİRAN: Bir önceki se-zon Fenerbahçe’nin Şam-piyonlar Ligi’ne katılmasının mümkünolmadığını söyleyen UEFA, Sarı-Lacivert-lilerin 2012-2013 sezonunda Avrupa ku-palarında mücadele edebileceğini açıkla-dı. Fakat temkini elden bırakmayı da ih-mal etmeyen UEFA yetkilileri, bu duru-mun UEFA’nın kendi disiplin soruştur-masından sonra değişebileceğini belirtti.

HAZİRAN 2012


KUYT

DROG

BA

1 TEMMUZ: Turnuva öncesinde Almanya’yla birlikte en büyük şampi-yonluk adayı olarak görülen İspanya, finalde İtalya’yı 4-0 yenerek üst üsteikinci kez Avrupa şampiyonu oldu. Finalmaçına, Cesare Prandelli’nin 3 değişikli-ğini çok erken bitirmesi ve İtalya’nınmaçı uzun süre 10 kişi götürmesi damgavurdu. Fakat İtalya, oynadığı futbolla tümotoritelerin beğenisini kazanmayı da ih-mal etmedi.

2 TEMMUZ: Şike soruşturmasının sonduruşması yapıldı ve Mahkeme BaşkanıMehmet Ekinci, çok beklenen kararlarıaçıkladı. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldı-rım, 6 yıl 3 ay cezaya çarptırıldı. Aynı şe-kilde Şekip Mosturoğlu ve İlhan Ekşioğluda 1 seneyi geçkin hapis cezalarına çarp-tırıldılar. Aziz Yıldırım ve diğer Fener-bahçeli yöneticiler mahkeme heyeti ta-rafından cezaya çarptırılsalar da yattık-ları süre ve Yargıtay süreci göz önündebulundurularak serbest bırakıldılar. Böy-lece Aziz Yıldırım tam 364 gün sonra öz-gürlüğüne kavuşmuş oldu.

5 TEMMUZ: Brezilya kulübü Corinthi-ans, Güney Amerika'nın en büyük kupasısayılan Copa Libertadores'te ilk şampi-yonluğuna ulaştı.

6 TEMMUZ: Sene başında vergi borçlarınedeniyle kayyuma devredildiği açıkla-nan Rangers, İskoçya Premier Ligi’ndekidiğer takımların da refakatiyle İskoçyaFutbol Federasyonu tarafından 3. Lig’edüşürüldü. Bu durum, İskoç futbolundabir devrin sonu anlamına geliyordu. Çün-kü dünyanın mezhepsel tek derbisi olanOld Firm, uzun süreli bir tatile girmiş oldu.

14 TEMMUZ: AC Milan’ın yıldız savun-macısı Thiago Silva, İtalyan kulüp tarafın-dan transfer piyasasının lideri Paris SaintGermain’e satıldı. Brezilyalı oyuncu içinödenen bonservis bedeli açıklanmasa dabu transferden memnun olmadığınıaçıklayan Silva, kısa süre sonra OlimpiyatOyunları’na katıldı.

18 TEMMUZ: Dünyanın endominant forvetlerinden biriolan Zlatan Ibrahimovic,Thiago Silva’dan sonraParis Saint Germain’inyolunu tutan ikinciMilanlı oldu. İsveçlioyuncunun ay-lık kazancının 2milyon euronun üzerin-de olacağının açıklan-ması, Avrupa transfer pi-yasasında dalgalanmalarayol açtı.

22 TEMMUZ: Avrupa Fut-bol Federasyonları BirliğiUEFA, TFF’den şike soruş-turmasıyla ilgili bütün dos-yaları istedi. Soruşturmaylailgili açıklanan mahkeme kararlarıylabirlikte yeni bir disiplin soruşturmasıbaşlatan UEFA’nın istediği belgeler, aynışekilde FIFA tarafından da talep edildi. Buiki kurumun disiplin soruşturmaları haladevam ediyor.

TEMMUZ 2012


SILV

A

3 AĞUSTOS: Aykut Kocaman’ın Fener-bahçe’nin başına geçtiği ilk günden butarafa istediği Milos Krasic, yeni sezondaFenerbahçe forması giyeceğini açıkladı.CSKA Moskova’da oynadığı dönemdebüyük sükse yapan Sırp oyuncunun Fe-nerbahçe’ye toplam maliyetinin20 milyon euronun üzerinde ol-duğu konuşulsa da bu transfereasıl damga vuran olay Krasic’informsuzluğu oldu.

10 AĞUSTOS: Transferi yılanhikayesine dönen Felipe Melo’nunbir sezon daha Galatasaray’da ki-ralık olarak oynayacağı açıklandı.Bir önceki sezon 11 gol atarakGalatasaray’ın şampiyonluğun-da büyük pay sahibi olan Melo,yaz aylarına Amerika tatiliyle il-gili fotoğrafları ve Ünal Aysal’la ilgilitweetleriyle damga vurmuştu.Bu transferde Galatasaray ta-raftarının isteği çok etkili oldu.

10 AĞUSTOS: İstanbul 16.Yüksek Yetkili Mahke-mesi, şike soruştur-masıyla ilgili gerekçelikararını açıkladı. Gerekçelikarar, 682 sayfalık bir klasör halindeavukatlara teslim edildi. Bu kararın enönemli özelliği ise şike ve teşvik primikavramlarının açıklanmış olmasıydı.

12 AĞUSTOS: Türk futbolunun resmisezonu lig şampiyonu Galatasaray ilekupa şampiyonu Fenerbahçe arasındaoynanan Süper Kupa maçıyla başladı.Rakibini 3-2 yenen Galatasaray’ın kupa-yı müzesine götürdüğü maçta EnginBaytar’ın hakem Cüneyt Çakır’ın yakası-na yapışması ve Umut Bulut’un başarılıperformansı çok konuşuldu. Engin Bay-tar bu hareketi nedeniyle 11 maçlık ceza-ya çarptırıldı.

17 AĞUSTOS: Spor Toto Süper Lig, Es-kişehirspor-Akhisar Belediye Gençliks-por arasında mücadele ile start aldı. Ko-nuk ekibin 1-0’lık galibiyetiyle bitenmaçtan çok ligi şampiyon takımın aç-ması geleneğine uyulmaması konuşul-du. Ligin başlama tarihi de kulüp teknikdirektörleri ile Milli Takım Teknik Direk-törü Abdullah Avcı arasında görüş farklı-lığına sebep olmuştu.

25 AĞUSTOS: Spor Toto SüperLig’in 2. haftasına Beşiktaş-Gala-tasaray derbisinden çok Aziz Yıl-dırım’ın anonsu damga vurdu.Maç 1-0 devam ederken kadın veçocuk taraftarların Alex konulutezahüratına kızan Yıldırım, sahakenarından taraftarlarına sesle-nerek herkesin Aykut Koca-man’ın arkasında olması gerekti-ğini salık verdi. Fakat bu durumbirçok yorumcu tarafından “taraftara fırça” olarak değer-

lendirildi.

30 AĞUSTOS: Ülkemizi UEFA AvrupaLigi play-off turunda temsil eden Bur-saspor ve Trabzonspor sırasıyla Twenteve Videoton’a elenerek Avrupa kupala-rına çok erken veda ettiler. ÖzellikleTrabzonspor’un nispeten kolay bir raki-be elenmesi, ülke puanı açısından Türkfutboluna büyük bir darbe vurdu. Bur-saspor cephesinde ise ilk maçtaki 3-1’likavantajlı skorun korunamaması pahalı-ya patladı.

31 AĞUSTOS: Şampiyonlar Ligi şam-piyonu Chelsea ile UEFA Avrupa Ligişampiyonu Atletico Madrid’in karşı kar-şıya geldiği Süper Kupa mücadelesinde4-1’lik skorla İspanyol ekip kupayauzandı. Arda Turan, 10 numaralı forma-sıyla bu maçta göz doldurdu. Diğer tem-silcimiz Emre Belözoğlu ise sonradanoyuna dahil oldu.

AĞUSTOS 2012


KRASIC YILDIRIM

MELO

4 EYLÜL: Orta sahanın merkezineoyuncu istediğini söyle-yen Aykut Kocaman mu-radına erdi ve Şampiyon-lar Ligi şampiyonu Chel-

sea’de oynayan RaulMeireles, 8 milyon

euroluk bonservisbedeliyle transferedildi. Portekizlioyuncunun yıllıkalacağı ise 3 mil-

yon euro olarakaçıklandı. İlkmaçlarda tutuk

görünse de özel-likle Alex’in gidişin-

den sonra Meire-les, Fenerbah-çe’nin en kritikoyuncularından

biri haline geldi.

8 EYLÜL: Abdullah Avcı’nın yönetimialtında ilk resmi maçına çıkan Millileri-miz gayet iyi oynadıkları maçta Hollan-da’ya 2-0 mağlup oldu. Maça Millilerinmağlubiyeti değil Abdullah Avcı’nınligin en iyi oyuncusu olarak addedilenSelçuk İnan’a bir dakika bile şans ver-memesi damga vurdu. Bu durum dahasonraki maçlarda yaşanacakların da ha-bercisiydi.

13 EYLÜL: Türkiye'nin ev sahipliğindegelecek yıl düzenlenecek UluslararasıFutbol Federasyonları Birliği (FIFA) 20Yaş Altı Dünya Kupası zirvesi, İsviçre'ninZürih kentinde bulunan FIFA Genel Mer-kezi'nde düzenlendi. FIFA Başkanı SeppBlatter ve FIFA Genel Sekreteri JeromeValcke'ın ev sahipliğinde düzenlenenzirveye, TFF Onursal Başkanı UEFA 1.Başkanvekili ve FIFA İcra Kurulu üyesi

Şenes Erzik, TFF Başkanı Yıldırım Demi-rören, turnuvaya ev sahipliği yapacakAntalya, Bursa, Gaziantep,İstanbul, Kayseri, Rize veTrabzon kentlerinin vali vebelediye başkanları, SporGenel Müdürü Mehmet Bay-kan, TFF Genel SekreteriProf. Dr. Emre Alkin ile FIFAve TFF yetkilileri katıldı.

15 EYLÜL: Kadın (A)Milli Futbol Takımı,2013 Avrupa Şam-piyonası Elemeleri 2.Grup'taki 9. maçında İsviçre'ye3-1 yenildi.

17 EYLÜL: TFF Yurtdışı Tek-nik ve İdari Sorumlusu ErdalKeser görevden alındı. Uzunyıllardır Türk futboluna önemlihizmetlerde bulunan Keser, söy-lentilere göre Almanya’ya seyahategelen Yıldırım Demirören’i karşılama-dığı için görevinden alınmıştı.

19 EYLÜL: Manchester United deplas-manıyla birlikte Şampiyonlar Ligi’ne baş-layan Galatasaray, 2006-2007 sezonun-dan beri ilk defa bir Şampiyonlar Ligi ma-çında sahadaydı. Zaman zaman rakibine

üstünlük sağlayan Cimbom, hakeminhatalı kararları ve Michael Carrick’in

golüne engel olamayınca Türki-ye’ye puansız döndü.

20 EYLÜL: Fenerbahçe forma-sıyla Marsilya maçına çıkan Alex

de Souza, takımının ikinci golünü at-tığında bunun Fenerbahçe’deki songolü olduğunu bilmiyordu. Bu gol, 8senelik gol dizisinin final bölümüydü.

29 EYLÜL: Spor Toto SüperLig’deki Kasımpaşa maçın-

da sahaya kaptan olarakçıkan Alex de Souza, Fe-nerbahçe maçıyla son

maçına çıkmış oldu. Uzunsüre kaptanlık yapan Alex’in

son maçında Fenerbahçe rakibine 2-0 mağlup oldu.

EYLÜL 2012


MEIRELES

ALEX

1 EKİM: 2004-2005 sezonunun başındaChristoph Daum’un talebiyle Cruzei-ro’dan transfer edilen Alex de Souza’nınsözleşmesi Aziz Yıldırım-Samet Güzel-Alex üçlüsünün kısa bir toplantısının ardından feshedildi. Aynı akşamAlex de Souza’nın yaşadığı sitenin önüFenerbahçeli taraftarlar tarafından işgaledildi. Hem Twitter’dan hem de camdantaraftarlarla iletişime geçen Alex’in göz-yaşları, o gecenin en çok konuşulan ko-nusuydu.

3 EKİM: Uluslararası Futbol Federas-yonları Birliği (FIFA) tarafından açıklananEkim ayı dünya sıralamasında İspanya,bin 611 puanla zirvedeki yerini korudu.Listede Türkiye, 1 basamak gerileyerek689 puanla 36'ıncı sırada yer aldı.

5 EKİM: (A) Milli Futbol Takımı'nın 2014Dünya Kupası Avrupa Elemeleri'nde Ro-manya ve Macaristan ile yapacağı maç-ların aday kadrosu açıklanırken, Galata-saraylı oyuncu Emre Çolak, ilk kez adaykadroya davet edildi.

7 EKİM: Son yıllarda senede 4-5 kerekarşılaşmalarına alıştığımız Real Madridve Barcelona, sezonun ilk El Clasico’sunaçıktılar. Barcelona’nın puan farkını koru-ma düşüncesiyle çıktığı maçta öne geçenReal Madrid bir türlü çok istediği üç puanıalamadı ve puan farkı 2-2’lik skorun ar-dından korundu. Fakat bu maçın enönemli göstergesi, Barcelona’nın RealMadrid’e karşı olan futbol tahakkümünühissettirememiş olmasıydı.

10 EKİM: Fenerbahçe Spor Kulübü tara-fından sözleşmesi feshedilen Alex deSouza, Başbakan Recep Tayyip Erdo-ğan’la Dolmabahçe’deki ofisinde görüştü.Başbakanın övgü dolu konuşmalarınımahcubiyetle karşılayan Alex, Türkiye’yiBrezilya’da seve seve tanıtacağını da ek-ledi. Alex bu randevudan kısa süre sonraTürkiye’den ayrılarak Coritiba kulübüyleanlaşmaya vardı.

12 EKİM: Eylül ayındaki milli maç mara-tonundan beklediği bulamayan Milliler,Şükrü Saracoğlu Stadı’nda Romanya’ya1-0 yenilerek herkesi şaşırttı. Beraberliğerazı olarak İstanbul’a gelen Romenler, busonuçla birlikte baraj maçları için büyükavantaj yakaladılar. Maçın adamı ise 4 ki-şilik savunmamıza adım attırmayan, topkaptırmayan Ciprian Marica oldu.

16 EKİM: Romanya mağlubiyetindensonra tek şansı Macaristan’ı deplasman-da yenmek olan Milliler, maça çok iyibaşlamalarına ve ilk golü bulmalarınarağmen beraberlik golüne engel olama-yınca soyunma odasına mutsuz gittiler.İkinci yarıda performanslarını iki katınaçıkaran Macarlar, maçı 3-1 kazanarakbizi ateşe attılar. Maçın en acı tarafı iseMacarların en önemli iki oyuncusuDzudszak ve Juhasz’ın eksikliğine rağ-men 3 puanı bırakmamızdı.

EKİM 2012


2 KASIM: Fenerbahçe Spor Kulübü Baş-kanı Aziz Yıldırım hakkında, ''sahte çü-rük raporu tanzim ederek, kendisi yerineyeğenini askeri hastanedeki heyetin hu-zuruna çıkarttığı'' iddiasıyla başlatılansoruşturmada savcılık, ''yetkisizlik'' ka-rarı vererek dosyayı İzmir CumhuriyetBaşsavcılığı'na gönderdi.

11 KASIM: Spor Toto 3. Lig takımların-dan Adıyamanspor’un seçimli genel ku-rulunda başkan adayı çıkmayınca kulüpkayyuma devredildi. Aynı kongrede ku-lübün mali tablosu da ibra edilmedi.

13 KASIM: Yaz aylarında 7 farklı şehri-mizde düzenlenecek olan 2013 U20 Dün-ya Şampiyonası’nın maskotu “Kanki”TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in katıl-dığı bir lansmanla basın mensuplarınatanıtıldı. Maskotun ismini genç futbolse-verler beğenirken çok sayıda futbol yo-rumcusu neden böyle bir ismin seçildiği-ni anlamadıklarını açıkladılar. Maskotiçin seçilen figür ise yavru bir kangal kö-peği oldu.

14 KASIM: A Milli Futbol Takımımız, 89yıllık tarihindeki 500. maçta Danimarkaile karşılaştı. Futbolseverlerin pek ilgigöstermediği maçtan önce Hadise’ninkonseri, maçtan daha fazla ilgiyemahzar oldu. Geniş bir rotasyonkullanan Abdullah Avcı’nıntalebeleri, Danimarka ile ye-nişemedi. Danimarka’nın go-lünü penaltıdan NicklasBendtner atarkenMillilerimizingolünü Ren-nes’de for-ma giyenMevlüt Er-dinç kay-detti.

14 KASIM:Beşiktaş'ınPortekizli eskifutbolcusu RicardoQuaresma, ülkesindebir polise saldırdığıiddiasıyla başkentLizbon'da gözaltınaalındı.

16 KASIM: Spor Toto2. lig Kırmızı Grup'ta mücade-le eden Sakaryaspor'a 3 kişilik ''kayyum''atandı. Sakaryaspor, 9 Kasım'da yaptığıgenel kurulda aday çıkmaması üzerinekayyuma gitmişti. Sakarya 1. Sulh HukukMahkemesi de kayyum olarak, Cemalİyem, Rahmi Şengül ve Batuhan Sever-can'ı atadı.

20 KASIM: Deplasmanda 1-0 yenildiğiManchester United’ı TT Arena’da ağırla-yan Galatasaray, kendisi için çok önemlimaçta 3 puanı alarak Avrupa kupalarındaŞubat ayını görmeyi garantiledi. Sarı-Kır-mızılıların golünü Burak Yılmaz atarkengolcü oyuncu kendisi hakkında söylenen'kafa vuruşu eksik' yorumlarına da ciddianlamda bir cevap verdi. Maçla ilgiliönemli bir diğer husus da maç sonrasındaFatih Terim, Sir Alex Ferguson ve Abdür-rahim Albayrak’ın çektirdiği fotoğraf oldu.

21 KASIM: Son 3-4 sezonda transfersezonlarının bir numaralı şampiyonuolan Manchester City, evinde Real Madridile 1-1 kalarak üst üste ikinci kez Şampi-yonlar Ligi’ne veda etti. Elindeki oyuncu-ların çeşitliliğine rağmen beraberliğe çarebulamayan Roberto Mancini ise suçuhakemlere attı. City, Şampiyonlar Ligi’ninson haftasında da mağlubiyet alarak ta-raftarlarını üzdü.

22 KASIM: Aykut Kocaman yöneti-minde ilk defa Avrupa’da başarılı bir gö-rüntü çizen Fenerbahçe, Bekir İrte-gün’ün röveşata golüyle UEFA AvrupaLigi Grubu’nu birinci bitirmeyi garantile-di. Maç sırasında çıkan tribün olaylarınaFransız polisinin cevabı ise ülkemiz içinders niteliğindeydi.

KASIM 2012


2 ARALIK: Antalya'da düzenlenen Par-lamentolar Arası Futbol Turnuvası'ndaTürkiye, Macaristan'ı 2-1 yenerek şampi-yon oldu.

5 ARALIK: Galatasaray, ŞampiyonlarLigi Grubu’nun son maçında deplasman-da Braga’yı 2-1 yenerek son 16 takımarasına kaldı. 2001-2002 sezonundasonra ilk defa ikinci tura çıkan Galatasa-ray’da Burak Yılmaz attığı gollerle takı-mını sırtladı. Fatih Terim de bu galibiyetlebirlikte ilk defa Galatasaray’la birlikteŞampiyonlar Ligi’nde gruptan çıkmışoldu.

6 ARALIK: Futbolda ''Gol çizgisi tekno-lojisi'', ilk kez Japonya'da düzenlenen FIFADünya Kulüpler Kupası'nda denendi.

8 ARALIK: Şike soruşturması ne-deniyle önce 10 ay ceza alan, dahasonra cezası 4 aya inen JuventusTeknik Direktörü AntonioConte, takımının başına geridöndü. Conte’siz dönemdepek de zorlanmayan, lig-de şampiyonluk yarışın-dan kopmayan, Şampi-yonlar Ligi’nde gruptançıkan Juve, otoriteler ta-rafından Serie A şampi-yonluğu için birinci sı-rada görülmeye baş-landı.

9 ARALIK: La Liga’daki Real Betis-Bar-celona maçında iki gol atan Lionel Messi,Gerd Müller’in 85 gollük 'bir takvim yılıiçerisinde atılan en fazla gol' rekorunu ta-rihe gömdü. Kariyeri rekorlarla dolu olanMessi 86 golle henüz 2012'nin bitmesine22 gün kala rekorun yeni ve büyük ihti-malle uzun süreli sahibi oldu.

11 ARALIK: Sezona üç kulvarda da ba-şarı parolasıyla başlayan Galatasaray, Zi-raat Türkiye Kupası’nda Balıkesirspor’ugeçtikten sonra 1461 Trabzon’a elenerekbu sezonki hesabı erken kapattı. PTT 1.Lig’de mücadele eden rakibine karşı ye-dek oyuncularının formsuzluğu nede-

niyle boyun eğen Galata-saray’da Fatih Terim, buoyuncularla ilgili devrearasında ciddi kararlaralacaklarını da ekle-meden edemedi.

16 ARALIK: Japonya'da düzenlenenFIFA Dünya Kulüpler Kupası'nın finalindeBrezilya'nın Corinthians takımı, İngilteretemsilcisi Chelsea'yi 1-0 yenerek, şampi-yon oldu.

16 ARALIK: Geçtiğimiz sezon 4 kerekarşılaşan, her iki takımın da bir galibiyet bir mağlubiyet ve iki beraberlikaldığı Galatasaray ve Fenerbahçe, busezon ligde ilk kez karşılaştılar. Şampi-yonluk yolunda 6 puanlık bir maç olanderbi, Avrupa’da tur atlamış iki takımı-mıza ev sahipliği yapmasıyla da önem-liydi. Maç öncesinde Fenerbahçe’nindeplasman yasağını kaldırma çabasıise sonuç vermedi. Sonuç; Galatasarayrakibini 2-1 ile geçti.

18 ARALIK: Av-rupa Futbol Fede-rasyonları Birliği(UEFA), Galatasa-raylı Burak Yılmaz'ı,Avrupa Şampiyon-lar Ligi grup maçla-rının en iyi oyuncu-su seçti.

ARALIK 2012


MP ANTALYASPOR

HELE BİR DEANTALYASPOR

LİDER İSE...

AKDENİZ AKŞAMLARI BİR BAŞKA OLUYOR!

Mehmet

Özdilek ve MP

Antalyaspor şu sıra

istim üstünde görünebilir

fakat bu başarının arka

planında pek çok cesur

hamle, eleştiri ve zor

günler yatıyor.

Beş sezon önce bir yıllık ayrılı-ğın ardından yeniden SüperLig’e yükselen MedicalPark Antalyaspor,

beklenmedik bir karar aldı vetakımın başına tecrübeli teknikdirektör Jozef Jarabinsky’i ge-tirdi. Türkiye’de daha önceGençlerbirliği, Ankaragücü,Göztepe gibi takımları çalıştı-ran Çek teknik adam Türki-ye’deki 2000’lerin futbolunaalışamadı ve 8. haftada 1-1’lik Hacettepeberaberliğinin ardından görevinden ay-rıldı. İşte tam bu sırada MP Antalyasporcesur bir adım atarak 90’lı yılların“Şifo”su Mehmet Özdilek’i teknik direk-törlüğe getirdi.

Cesur diyorum çünkü Mehmet Özdi-lek’in teknik direktörlük/antrenörlükkariyeri pek parlak başlamadı. Futbolubıraktıktan sonra İngiltere’de eğitim alanŞifo, 2004’te Malatyaspor’un başına geçtiama işler beklediği gibi gitmeyince bugörev sadece 4 ay sürdü.

RİSK ALINDI VE AŞI TUTTUMehmet Özdilek’in teknik direktörlük

kariyerini etkileyen en büyük olaysa acıhatıralarla hafızamızda yer tutan İsviçremaçında meydana geldi. Maç sonu çıkankavgada İsviçreli futbolcu Benjamin Hug-gel’le yaşadıkları görüntülere yansıyıncahem milli takımdaki antrenörlük gör-evinden oldu hem de 12 ay hak mahru-miyeti cezası aldı. Böyle yaşanmışlıklarınardından Mehmet Özdilek’in ligde tutun-ma mücadelesi verecek bir takımın başı-na getirilişi riskli olarak görülüyordu. Yo-rumculara göre Özdilek’in MP Antalyas-por için hem yeterli tecrübesi yoktu hem

de İsviçre maçından kalma kötü anılarasahipti. Ama gördüğünüz üzere korku-lanların hiçbiri yaşanmadı ve MehmetÖzdilek-Antalyaspor birlikteliği 5 se-zondur devam ediyor. Böylesitereddütlerle başlayan birkulüp kariyerinin ülkeninen uzun çalışmalarındanbirine dönüşmesiysefutbolumuza dair göz-den kaçırılmayacak birironi.

MP Antalyaspor’dakiMehmet Özdilek gerçeğininoluşumunu en kestirme yol-dan bu şekilde anlatabiliriz. Elbettedeğinilmesi gereken pek çok detay mev-cut ama iyisi mi konumuzu dağıtmadandevam edelim. MP Antalyaspor bir diğercesur hamleyi 20 Temmuz 2010’da haya-ta geçirdi. Medical Park’la sözleşme im-zalanarak kulübün başına hastanelerzincirinin ismi getirildi. Bu hamle başlan-

gıçta çok tepki çekse de benzer örneklergün geçtikçe çoğaldığı için Medical ParkAntalyaspor yönetim kurulunun doğru

bir iş yaptığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Yazının başında belirttiğimgibi MP Antalyaspor başarı

merdivenlerini elleri ce-binde tırmanmadı aksinepek çok kulübün yaşa-madığı/yaşayamayacağısıkıntılarla boğuştu.

Bunlardan biri de stad-yum meselesiydi. Antalya

Atatürk Stadyumu maç oy-nanma yeterliliğini sağlaya-

mayınca Antalyaspor’un göçebegünleri başladı. Önce şehirden kilometre-lerce uzakta bulunan bir otelin stadyumuolan Mardan Stadı’na gittiler ve uzaklıksebebiyle kendi şehirlerinde deplasmanyaşamaya başladılar. Bu sezon başınday-sa Akdeniz Üniversitesi’yle sağlanan an-laşma neticesinde Akdeniz ÜniversitesiStadyumu’nu yeni mekânları yaparakşehre bir nebze olsun geri döndüler.

HER ŞEYİN BAŞLADIĞI YERGelelim bu sezonki başarı özeline. Bana

göre bugünkü başarıyı anlamak ve an-lamlandırabilmek için geçen sezonun kışaylarına şöyle bir uzanmak gerekiyor. Gi-deceğimiz noktaysa Necati Ateş’in trans-fer döneminin son saatlerinde Galatasa-ray’a transferi ve MP Antalyaspor’un buduruma hazırlıksız yakalanarak çok kötübir ikinci yarı neticesinde kümede kal-mayı son haftada garantilemesi olacak.

Geçtiğimiz sezonun 23. haftasında Ne-cati Ateş, MP Antalyaspor formasıyla sonmaçına çıktı ve bu karşılaşmada tek gol

MP ANTALYASPOR


@UzunPaslarGÖKSEL SERT

atarak takımının Gençlerbirliği’yle 2-2berabere kalmasına katkı sağladı. Bumaçtan birkaç gün sonra Necati, Galata-saray’ın teklifini kabul etti ve MP Antal-yaspor transfer döneminin bitmesine sa-yılı saatler kala zor bir duruma düştü. Ne-cati’nin ayrılmasının ardından forvet ro-tasyonunu zenginleştirmek amacıylaJaba ve Sinan Kaloğlu transfer edildi fa-kat bu isimler başta olmak üzere diğeroyuncular beklenen performansı sergi-leyemeyince MP Antalyaspor için zorgünler başladı.

23. haftada 28 puanı olan MP Antalyas-por kalan 11 maçta sadece 11 puan topla-yabildi ve Samsunspor’un evinde Sivass-

por’a yenilmesiyle kümede kalmayı ba-şardı. Yaşanan küçük bir planlama hatasıaz kalsın büyük bir yıkıma sebep olacak-tı. İşte geçen sezon yaşanan gelişmelerAkdeniz ekibinin bu yıl transfer piyasası-na ayrı bir dikkatle girmesine vetransferlerini hızlı bir şekil-de bitirmesine sebepoldu.

TRANSFERDE DOĞRU HAMLELER

Mehmet Özdilekyaz transfer döne-minde on beşin üs-

tünde transfere imza attı. Bu listede IsaacPromise, Hakan Arıkan, Lamine Diarra,Emre Güngör ve İsmail Aissati gibi üstseviye kariyerlere sahip futbolcular olsada yalnız Pendikspor’dan alınan savun-

ma oyuncusu Lokman Gör içincüzi bir bonservis bedeli

ödendi. Bugünkü MPAntalyaspor’un ideal

11’inde yer alan Ha-kan Arıkan, KorayArslan, Emre Gün-gör, Ergün Teber,Murat Duruer, Isaac,Aissati, Diarra gibi

isimler sözleşmesibitmiş bir şekilde An-

talyaspor’a geldi.Transferleri duyuruldu-

ğunda taraftarlar arasındasevinçten çok tatminsizlik hissi

oluşsa da oyuncular ve takımın bugüngeldiği nokta ortada.

İKİ DEVİ ART ARDA DEVİRMEK...

MP Antalyaspor bu sezon sessiz ve de-rinden gelerek zirve grubuna yerleşti. Ligşekillenmeye başladığında bir de baktıkki kırmızı-beyazlı ekip zirvenin bir adımgerisinde yer alıyor. Belki de sezonunbaşlarında Galatasaray’a karşı alınan 4-0'lık yenilgi onların başarılı gidişininmedyadan gizlenmesine neden oldu.Mehmet Özdilek ve öğrencilerinin asıl çı-kışı 6. haftadaki 4-0’lık Sanica Boru Ela-zığspor galibiyetiyle başladı. Bu karşılaş-mayla başlayan seri 11. haftaya dek sür-dü. Bu periyotta kazanılan 15 puanın endikkat çekici halkaları hiç şüphe yok ki3-1'lik Fenerbahçe deplasmanı ve 2-1’likTrabzonspor galibiyetiyle geldi.

Alex sonrası dönemin çalkantıları ara-sında Kadıköy’e konuk olan Antalyas-por’dan hiç kimse galibiyet beklemiyor-du. Beraberlik dahi çok iyi bir sonuç ola-rak deftere yazılacaktı. Fakat Diarra ön-cülüğünde müthiş bir performans sergi-leyen Mehmet Özdilek’in öğrencileri 3gollü bir 3 puan alarak kulüp tarihine is-mini yazdırdı. Bu galibiyetin hemen aka-binde rakip Şenol Güneş’in Trabzons-por’uydu. Trabzonspor belki beklenenperformansı sergileyemiyordu ama Fe-nerbahçe’yi deplasmanda yenmiş Antal-yaspor’u sahasında mağlup etmek onlaradına ciddi bir geri dönüş olabilirdi. Bupsikolojiyle başlayan maç 86. dakikaya


dek Trabzonspor’un üstünlüğünde de-vam etti. 86’da sahneye çıkan “süper ye-dek” Ömer Şişmanoğlu eşitliği sağladı veardından Murat Duruer tarih yazan birdiğer galibiyeti getiren golü Trabzonsporfilelerine yolladı.

BAŞARININ MİMARLARIKupada tarih halkalarına bir yenisini

ekleyip Beşiktaş’ı eleyerek gruplara ka-lan ve ligde zirve yarışını sürdüren MPAntalyaspor ne yönden bakarsak baka-lım yıllar sonra dahi hatırlanacak bir se-zon yaşıyor. Şimdi gelin bu başarıda bü-yük payı olan birkaç ismin ilk 16 haftada-ki performanslarını detaya girmeden de-ğerlendirelim:

İsmail Aissati: Transfer sezonunbaşlarında ismi Gaziantepspor’la da anı-lan Faslı oyuncu sürpriz bir hamleyle MPAntalyaspor’a transfer oldu. Ofansif ortasaha, sol açık ve sağ açık olarak oynaya-bilen Aissati, Türkiye Kupası ve SüperLig’de 15 karşılaşmaya çıkıp 4 gol attı, 8de asist yaptı.

Murat Duruer: Futbolumuzun kendi-ni gösteremeyen yeteneklerinden biri olanMurat, Mehmet Özdilek yönetiminde tamanlamıyla kendini buldu. Sezona kulübedebaşlayan oyuncu daha sonra 11’deki yerinialdı ve 3 gol, 2 asiste imza attı.

Isaac Promise: Neredeyse çocuk sa-yılabilecek yaşta Türkiye serüveninebaşlayan Nijeryalı forvet Gençlerbirliği,Trabzonspor ve Manisaspor’dan sonrasoluğu MP Antalyaspor’da aldı. Isaac sonzamanlarda daha çok sağ açıkta görevyapıyor ve bu sezon 4 gol, 2 asistle oynadı.

Lamine Diarra: Önceki yıllarda bir-çok Türk takımı için ismi geçen Sene-galli, hızı ve mücadelesiyle hücum hat-tında fark yaratan bir oyuncu. MP Antal-yaspor’un flaş transferi olarak takımakatılan Diarra şu ana dek 6 gol, 6 asistleoynadı.

Ömer Şişmanoğlu: Kayserispor’dasorunlar yaşayıp MP Antalyaspor’a kira-lanan Ömer, kırmızı-beyazlılara hiçumulmadık bir katkıda bulundu. Kupa velig dahil pek çok maçta sonradan oyunagirmesine rağmen 10 gol atıp 2 asist yap-mayı başardı.

Gelelim bu başarıda emeği geçen diğermühim isimlere: sezon başı Mersin İd-man Yurdu’ndan bonservissiz transferedilen kaleci Hakan Arıkan, takımın ağa-beyleri Deniz Barış ve Uğur İnceman, solbeki zamanla ele geçirip iyi performans-lar sergileyen Ergün Teber, genç ve yete-nekli orta saha Emrah Başsan ile SüperLig’in tecrübeli Brezilyalısı Tita.

ZORU BAŞARMAKTIR DOĞRULUK...

Siz bu yazıyı okuduğunuzda SüperLig’in ilk yarısı bitmiş hatta takımlar ikin-ci devre için kampa gitmiş olacaklar. MPAntalyaspor’un bu başarısını ligin sonu-na dek sürdürmesi elbette kolay değil. Ennihayetinde büyük bütçeler ve çok kari-yerli isimlerle yarışıyorlar. Fakat şurasıgerçek ki MP Antalyaspor sezon sonundaAvrupa biletini almayı başarabilirseMehmet Özdilek ve öğrencileri çok bü-

yük bir iş yapmış olacaklar.

Sonuç olarak sezonsonunda elle tutulur

bir başarı gelsin yada gelmesin MPAntalyaspor pekçok Anadolu takı-mına örnek ola-

cak bir planla-mayla 5 sezondur

yoluna devam edi-yor. Bazen kötü günler

yaşasalar bile yalnızcaekonomik durumlarını günden

güne düzeltmeleri ve Mehmet Özdilek’lelig tarihimizin en uzun birlikteliklerindenbirini sürdürmeleri dahi büyük bir alkışıhak ediyor. Acı olan şu ki bu sezon yaşa-nan başarı gelmese Akdeniz temsilcisi-nin yaptığı doğru işler görünmeyecek,her zaman olduğu gibi kaybolup gide-cekti.

MP ANTALYASPOR


EMRAH BAŞSAN

OleGunnar Solskjaer

ya da Semih Şentürk...Oyuna sonradan girip kader

değiştiren isimler. Medical ParkAntalyaspor'un genç yıldızıEmrah Başsan da şu sıralar

oyuna sonradan girse deyedek kulübesi ile ilişkisi

pek uzun sürmeyecekgibi...


Karşımda henüz 20 yaşındabir genç; ama 10 yıllık fut-bolculuk geçmişi olan birgenç vardı. Sürati ile herkesi

kendisine hayran bırakan EmrahBaşsan, futbol tarzının aksine ağırbaşlı duruşu ve sorulara verdiğiaklı başında cevaplar ile röpor-taja keyif kattı. Medical ParkAntalyaspor'un bu genç yıldızadayı, 2009 yılında 2. Lig'deoynarken iki sene sonra ken-dini Süper Lig'de bulmuş olmanın “şo-kunu” atlatmış bir haldeydi.

MEHMET HOCAYI GÖRÜNCEÇOK HEYECANLANDIM

Klasik sorudan başlayalım. “EmrahBaşsan'ın futbola başlama hikayesi nedir?”

Futbola başlama hikayem biraz ente-resan. Küçükken mahallede top oynar-ken Davut hocamın beni balkonda izle-mesi, beni oradan tutup amatörden millitakıma kadar yanımda durması ile başla-dı. O zaman imkanlar benim için de zor-du. Hem maddi hem de manevi yöndençok yardımcı oldu. Dolayobaspor'da baş-ladım ama o zamanlar toprak sahalarda

oynuyorduk. 2002 yılı filandı... Başladığımilk yılda şampiyonluk yaşadım. İkinci yı-lımda da ligi iyi bir yerde bitirdik ve 2-3kişi transfer oldu. Pendikspor gibi profes-

yonel bir takıma geldim ve 6 yıl for-masını giydim. Bu 6 yıl içerisinde

çok çalışarak, azmederek Medi-cal Park Antalyaspor'a transferoldum. Sinan Yücer ve Abdul-

kerim Yılmaz'a çok büyükborçlarım var. Onlar da beniiyi yerlerde görünce sevini-

yorlar. Bazen paranın da önüne geçebi-len mutluluklar olabiliyor.

Özel çalışmalar yapıyor musun?

İdmana erken gitmek idman öncesiseni daha çok motive ediyor. Ben idman-dan 1 saat önce fittnessta ısınırım, bir gündenge, diğer gün kuvvet, diğer gün başkabir şey çalışırım. Her gün salona girilir miderseniz? Girilir! Farklı farklı çalışırsan buda senin gelişini daha iyi etkiliyor ve per-formansını artırıyor.

Peki bu çalışmaların için profesyonelyardım alıyor musun?

Bunu 3-4 yıldan bu yana uyguluyorum.Pendikspor'da kendim yapıyordum. Şim-

di MP Antalyaspor'da fizyoterapistimizÖnder ağabeyi çok ilgileniyor.

2. Lig'de forma giyerken birden kendiniSpor Toto Süper Lig'de buldun. Transfersürecinde neler yaşandı?

Beni o zamanlar 6-7 kulüp istiyordu.Fenerbahçe ve Beşiktaş da vardı. Pen-dikspor'da son iki yılım çok iyi geçti vetransfer etmek isteyen takımlar arttı.Tüm takımlar arasında MP Antalyasporçok daha girişimci davrandı ve işi halletti.İlk gittiğimde Mehmet Özdilek'le tanışa-cağım için çok heyecanlıydım. Antalya'yagidip Mehmet hocayı karşımda görüncedaha çok heyecanlandım. Cümlelerimibile seçerek kuruyordum. Bana inanıl-maz bir özgüven verdi. Ben de kendimibildiğim için bu takımda oynayabileceği-me inandım.

KANAT OYNAYINCA DAHA RAHATIM

Mehmet Özdilek ile ilk karşılaştığındaneler konuştunuz?

İlk söylediği söz “Nasılsın?” oldu. Ko-nuşurken ben ona “Hocam ben burayaoynamaya geldim” dedim. O da bana

@akkoyunserkanSERKAN AKKOYUN

“O FORMAYIALACAĞIM

HOCAM!”

MEHMET ÖZDİLEK'E İLK CÜMLESİ;

“İşte bak forma orada her zaman asılıdır.İyi olduğun sürece o formayı alacaksın.Bunun karşısına kimse geçemez. Seniyiysen o formayı alırsın” diye cevap ver-di. Ben de “O formayı alacağım hocam”dedim. İlk konuşmalarımız böyle oldu(gülüyor)

Kendi Süper Lig performansını nasılbuluyorsun?

İlk yıl benim adıma dolu dizgin geçti.Heyecanlıydım. Bu heyecanı atmak is-tedim. 34 maçın 32'sinde oynadım. Ho-cam bana çok katkıda bulundu, takımiçerisinde bana da çok yardımcı olanlarvardı. İlk yılımdan Necati Ateş, DenizBarış, Ali Tandoğan, Mehmet Eren, AliTuran... hem tecrübelerine bana yansıt-tılar hem de çok kararkterli insanlar.Bana ne yapmam gerektiği konusundayol gösterdiler. Ben de nasıl bir yola çık-tığımızın farkındaydım ve bunun doğ-rultusunda ilk yılımda çok iyi bir sezongeçirdiğimi düşünüyorum. Bu yıl da halaçıkış içerisindeyim. İnşallah daha da iyigider.

Sol açık, sağ açık, sol iç, sağ iç, forvetarkası... Hemen hemen her yerde oynu-yorsun. Sen kendini hangi bölgede daharahat hissediyorsun?

Evet doğru. MP Antalyaspor'da ortasahanın her yerinde oynadım. Forvetarkası da oynadım. İlk yılımda sezonbaşı hazırlıklarında Minev sakatlanmıştıben de 11 maç sol bek bile oynadım!Farklı farklı yerlerde oynamak avantajaslında. Asla şurada oynamam dememama futbolumu ilerletmem ve yetenek-lerim doğrultusunda kanat oyuncusuolduğumu düşünüyorum. Çabukluğum,tekniğim, dikine oynayan biri olmamnedeniyle kendimi daha iyi hissettiğimyer sağ-sol açık ya da forvet arkası...

Kendine örnek aldığın isimler var mı?

Türk oyunculardan Emre Belözoğlu'nuçok beğeniyordum. Oyun görüşü, top alışıüst düzeyde. Yabancı olarak da Ronal-do'yu çok beğeniyorum.

Peki Robben desem?

Evet (gülüyor) Bende Robben'in CD'lerivar. Arkadaşlarım da benzetiyolar. Be-nim de çok severek izlediğim bir oyuncu.Taktiksel CD'leri var onları izliyorum. Ko-şuları, driplingleri, çalımları...

ŞAMPİYONLUK MU? NEDEN OLMASIN...

Hayalinde oynamak istediğin bir ligvar mı?

Her futbolcunun Avrupa hedefi vardır.Şu anda hedefim takımıma katkı sağla-yıp Avrupa'ya gitmek. Hayalimdeki lig İs-panya ve İngiltere. Ama İspanya futbolu-nu daha çok seviyorum. Orayı izlerkengörsel olarak daha çok tatmin oluyorum.İspanya'da oynamayı çok isterim.

Peki Avrupa'da illaki üst düzey bir ta-kıma mı gidersin yoksa Osasuna, Mallor-ca gibi ekiplerden de teklif gelirse düşü-nür müsün?

İlla ki büyük takımlara karşı futbolcu-ların istekleri olur. Ayağına fırsat da birkere gelir. Doğru kararlar vermek önemli.Benim de Osasuna, Sevilla, Atletico Mad-rid diye ayırt etmemem lazım. Bunlar ka-lıcı takımlar. İlk tercihim, Osasuna da olsaİspanya'ya gitmek olur. Tabii MP Antal-yaspor'un da benimle ilgili olumlu ya daolumsuz vereceği kararlar önemli. İspan-ya'ya gitmeyi; Osasuna da olsa isterim...

Kadıköy'de Fenerbahçe'yi yendiniz vebüyük ses getirdi bu galibiyet...

F.Bahçe'yi Kadıköy'de yenmek çok zoriş. Onların 47 maçlık yenilmeme serisivardı ama bizim de çok iyi bir çıkışımızvardı. Takımın içindeki olumlu hava ger-çekten takıma çok pozitif bir enerji veri-yor. İlk golü bizim attığımızda işlerin de-ğişeceğini biliyorduk. Soyunma odasınada 2-0 önde gittik. İkinci yarıda da skoruve futbolu lehimize aldık. Fenerbahçe'yideplasmanda yenmek ekstra bir katkı vemotive sağladı.

Peki takım içerisinde 'şampiyonluk'kelimesi artık konuşuluyor mu?

Ben bile ciddi anlamda heyecanlıyım.“Neden olmasın diyorum?” Hem takımhem camia hem de taraftar bizden birbeklenti içinde. Biz de bunun karşılığınıvermeye çalışıyoruz. Şu anda erken ko-nuşmak doğru değil ama ilerleyen za-manlarda alacağımız galibiyetler bizidaha da fazla havaya sokacak ve şampi-yonluk periyoduna girdiğimizi zaten gö-receğiz. Taraftar ciddi anlamda şampi-yonluk bekliyor. Neden ikinci bir Bursas-por olmasın diyen insanlar var. Biz de al-

EMRAH BAŞSAN


dığımız galibiyetler sonrasında bunundaha da artacağının farkındayız. İnşallahöyle bir ivme yakalarız ve biz de şampi-yonluk yaşarız.

Taraftarla aran çok iyi. Maç sonlarındaonlara üçlü çektiriyormuşsun...

Taraftar beni çok seviyor ben de onlarıseviyorum. Taraftarlarımız çok mutevazive dışarıdan gelen insanlara çok yakındavranırlar. Onlara teşekkür etmek la-zım. Maç bittikten sonra beni ortaya ça-ğırıyorlar. Ben de onlara saygı gösteriyo-rum ve ortaya geçip üçlü çektiriyorum(gülüyor)

TARAFTARIN YAPTIKLARIUNUTULMAZ

Aissati transferi ile yedek kaldığın vebunu sorun yaptığın söyleniyor. Seniniçin yapılan eleştiriler hakkında ne diye-ceksin?

Dışarıdan bazı şeyler çok farklı görüle-biliyor. Bazen yapmadığımız şeyler için'yaptı' denebiliyor. Futbol camiasında butür şeyler yaşanıyor. Oynayıp oynama-ma sıkıntım hiçbir zaman olmadı. Her şeyMehmet hocada bitiyor. Hocam beni ya-zıyorsa çıkıp oynuyorum ama Ismail Ais-sati yazıyorsa ona da saygı gösteriyorum.Hiçbir zaman ilk 11 oynamamak benimiçin sorun olmadı. Şu anda takımda iyi birhava var ve takım iyi gidiyor. Ben de son-radan da girsem takıma katkı sağlamakistiyorum. Bu tür eleştirilere karşı so-ğukkanlı olmak lazım. Benim 'havalı' ol-

mak gibi bir durumum yok. Ben her za-man mutevazi, efendi, işine saygı duyanbir insanım. İdmandan önce kulübe gelipçalışan ekstra idman yapan birisiyim.Asla oldum demedim. 'Oldum' deseydimzaten buralara gelemezdim. Hedefim ta-kımıma katkı sağlamak ve Avrupa'yagitmek. Eleştiri her zaman olacak amaönemli olan bu eleştirilere karşı dik dura-bilmek.

Şehir dışındaki Mardan Stadı'ndan Ak-deniz Üniversitesi Stadı'na geçtiniz. Bu-nun size nasıl bir katkısı oldu?

Mardan Stadı bizim tesislerimize 60-70kilometre uzaklıkta. Kampı tesiste yap-mıyorduk. Otellerde yaptığımız için maçakonstrasyonumuz sıkıntılı oluyordu.Şimdi şehir merkezine yakın bir stada

geçtik ve bu bizi olumlu bir şekilde etki-ledi. Hem havaya soktu hem de taraftardesteği arttı. Her maç taraftarımız artı-yor. Evimizde olduğumuzu hissediyoruz.Mardan Stadı'na gelen taraftarlara da çokteşekkür etmek lazım. Yani mesela saat20:00'de maç olduğunu düşünelim;18:00'de yola çıkıyorlardı. O yolu çekiyor-lar, maç bitiyor 22:00'de çıkıp bir daha oyolu çekiyorlardı. İnsanların bizim içinyaptıkları unutulmaması gereken şeyler.Maç günü evlerine geç gidiyorlardı. Birço-ğu çalışan insanlar bunların. Bunun içinonlara çok teşekkür etmek lazım.

Rakipler arasında en çok zorlayan isimkimdi?

Açıkçası ciddi anlamda konsantre ola-madığım her maçta zorlandım. Futbolöyle bir şey ki bir anlık hatanız sizi zorduruma düşürüyor. Karşımdaki rakiptenönce benim ne yapacağım önemli. İyikonsantre olduktan sonra rakibimi hiçdüşünmedim.

Maçtan önce yaptığın özel şeyler varmı?

Genelde maça çıkmadan annemi ara-rım. Sonra da müzik dinlerim. Hareketliyabancı şarkılar... Bazı oyuncular vardırarabesk dinler. Mesela Adanaspor'daOkan Salmaz... Çok severim onu amadinlediği müzikleri hiç sevmiyorum (gü-lüyor)

David Beckham da Eminem'in LoseYourself şarkısı ile motive olduğunu söy-lemişti...

Ben de o şarkıyı çok dinlerim. FloRidada aynı şekilde. Psikolojik olarak ciddi biretkisi oluyor.

Türkiye Ligi'nde şu anda en beğendi-ğin isim kim diye sorsam?

Selçuk İnan. Bir maestro gibi orta sa-hayı yönetiyor. Oyun görüşü inanılmaz.Genç oyuncular arasında da Emre Çolak,Alper Potuk, Soner Aydoğdu... Bunlar cid-di anlamda yetenekli oyuncular. İlerleyenzamanlarda daha çok ön plana çıkacak-lardır.

Peki ya sen?

Tabii ben de önümüzdeki dönemlerdehem milli takıma hem de kendi takımımadaha fazla katkı sağlayacağım. İnşallah AMilli Takım'ın formasını da giyeceğim.


AISSATI EMRAH

KAYIP İLANI:BUNDESLIGA’DAHEYECAN

Bayern’e kupayı verip lige baştan başlamak kötü bir fikir değil.Yoksa biz mi abartıyoruz?



Bundesliga’da sezonun ilk ya-rısı Bayern Münih’in zirvede-ki yalnızlığıyla sona ererkenakıllarda tek bir soru var: “Biz

ikinci yarıda ne izleyeceğiz?”. Sahiden deonları durdurmak şu an için pek müm-kün değil. Eğer ikinci yarıda heyecanlıbir zirve yarışı izlemek istiyorsakyapabileceğimiz tek şey oturupBayern Münih’in tökezlemesinibeklemek veya Bayern’e ku-payı verip ikinci yarıya tekrareşit puanlarla başlamak. Herşeye rağmen ligde güzel şey-ler olmuyor değil. Ezberleri bozmakiçin zirve inadına devam eden Leverku-sen’in, lige bu sezon yükselmesine rağ-men harikalar yaratan Frankfurt’un vegol krallığına iyice kurulan Stefan Kiess-ling’in konu edindiği bu yazıyı keyifleokumanız dilekleriyle. Bu arada Bundes-liga’yla ilgili en kapsamlı portallardanolan “BundesligaFanatic.com” editörüNiklas Wildhagen’le yapılan röportajı dayazıda bulacaksınız.

EN TEMİZ HEYECANLARIMIZINKATİLİSİN BAYERN MÜNİH

Lige; “Bu sezon yenilmiyoruz beyler”parolasıyla başlayan Bayern Münih, liginilk 8 haftasını puan kaybetmeden ta-mamlayınca sezonun kaderini ister iste-mez belli etmişti. Aslında Bayern’in bugörkemli başlangıcı çok da sürpriz değil-

di. Yaz döneminde yapılan transferlerinzaten güçlü olan takıma daha ilk hafta-dan uyum sağlaması, Mandzukic’in sü-rekli gol atması derken Bayern Münih’insezona fırtına gibi başlaması kaçınılmazoldu. Ayrıca son iki yıldır şampiyonluğu

kaptırmanın verdiği hırsı da unutma-mak gerek. İlk yarı itibarıyla sadece

tek yenilgisi olan takımın birsonraki yenilgisini ne zamanalacağına dair bahis açılsa pek

şaşırtıcı olmaz. Bahis konu-sunda yüzüm hiç gülmediğiiçin bu konuya pek girmek is-

temiyorum. Bu arada Bayernli oyun-cular laf sokmalı demeçlerinde sürekliDortmund’u hedef alırken ligin ikinci sı-rasındaki takımın kim olduğunu tekrardüşünmekte fayda var.

LEVERKUSEN’İN HÂLÂ UMUDU VAR, GERÇEKTEN!

Bayern Münih’in zirvede iyice yalnız-laşması ligin ikinci yarısını zevksiz kıla-bilecek unsurların başında gelse de onla-rın 9 puan arkasındaki Bayer Leverku-sen’i es geçmemek lazım. Zirvedeki raki-bine şu ana kadarki tek yenilgisini yaşa-tan Leverkusen, Kiessling ve Schürr-le’nin bu sezon enfes bir uyum yakala-masını gayet iyi değerlendiriyor. Takımınligde attığı gollerin yarısından fazlasındaimzası bulunan bu ikiliye bir de GonzaloCastro’nun teknik zekası eklenince orta-

ya çıkan tablo onlar açısından fazlasıylaumutlu. Tabii Bayern bu durumu ne denlibir tehdit olarak görüyor bilmiyorum. Buarada Leverkusen’in zirve inadını yazar-ken Sidney Sam ve Daniel Carvajal gibigenç isimlerin hakkını vermezsek olmaz.Özellikle Real Madrid’in genç takımındantransfer edilen Carvajal’ın etkili perfor-mansının devamı halinde eski takımınane gibi bir pişmanlık yaratacağı merakkonusu. Gerçi her ne kadar satılık verilsede oyuncuyu geri alma hakkı Real Mad-rid’de. Bu müthiş sağ beki Bundesliga’dauzun yıllar boyunca izlememiz maalesefpek olası değil.

DORTMUND’UN BAHANESİNE LAF YOK

Ligdeki heyecansız zirve yarışına etliyesütlüye pek karışmadan katkıda bulunanBorussia Dortmund için bu sezon tek birhedef var; Şampiyonlar Ligi. “Ya geçensezon da lige kötü başlamışlardı, birazbekleyin” diye diye 17 hafta geçti ve so-nuç yok. Yine de Şampiyonlar Ligi’nde şuana kadar turnuvanın en büyük işini ya-pan Dortmund’u Bundesliga’daki etkisiz-liğinden ötürü eleştirmek biraz acımasız-ca olabilir. Bayern Münih kadar hem ligi,hem Avrupa’yı idare edebilecek kadargeniş bir kadroya sahip değiller ve özel-likle takımın gol yükünü çeken Lewan-dowski’nin alternatifsiz oluşu onlar içinbüyük bir sorun. Transfer döneminde Lu-cas Barrios’a geri dön çağrısı mı yaparlarbilmiyorum ancak takıma bir canlılığıngerektiği ortada. Tabii bunu ligin devamı-nı baz alarak söylüyorum. Yoksa Şampi-

@zoltangeraARDA DİNÇER

yonlar Ligi’ndeki Dortmund’u izlemekgerçekten çok büyük bir keyif. Bu aradatekrar ismi eski takımıyla anılmaya baş-lanan Nuri Şahin de inadından vazgeçer-se çok iyi olur; keza İlkay’ın formsuzluğubazen hiç çekilmiyor.

SEZONUN SÜRPRİZ TAKIMI:FRANKFURT

Bu sezon tekrar yükseldiği Bundesli-ga’ya muhteşem seri galibiyetlerle baş-layan Frankfurt, üst üste puan kayıplarıyaşamaya başlasa da son dönemde aldı-ğı kritik galibiyetlerle (Bremen, Wolfs-burg) tekrardan ligin üst sıralarına ya-naştı. Sezonun ilk yarısını Dortmund’laaynı puanda ve 4.sırada tamamlayankırmızı siyahlılar sezonun en renkli fut-bolunu oynayan takımların başında. Busezon izlediğim en etkili sol bek perfor-mansına imza atan Bastian Oczipka,orta sahaya harika bir direnç katan Se-bastian Rode ve Schwegler ikilisi, Japonfuryasının harika isimlerinden olan Ta-kashi Inui ve tabii ki güçlü fiziğiyle liginen dikkat çeken oyuncularının başındagelen Alex Meier gibi oyuncularıylaFrankfurt, kelimenin tam anlamıyla se-zonun en şaşırtıcı takımı. Rüzgarlarınıkesmezlerse ligi ilk altı takım arasındabitirip Avrupa kupalarına katılma şansı-nı elde etmeleri hiç de zor değil. Birincilige yükseldiği ilk sezon bunu başarabi-len kaç takım var ki?

GOL KRALI GİBİ GOL KRALI:STEFAN KIESSLING

Almanya’nın hakkı verilmeyen yıldız-larının başında gelen Stefan Kiessling,bu sezon attığı 12 golle ligin ilk yarısınıgol krallığı tahtına oturarak tamamladı.Her çeşit golü hiç zorlanmadan atabilenKiessling’in en büyük şanssızlığı her gö-rüntüye geldiğinde Gülse Birsel’i andır-ması değil, tabii ki milli takım düzeyindeoynayabilecek önemli forvetlerin ara-sından bir türlü sıyrılamıyor oluşu. Yok-sa bu müthiş golcünün ismini transferdedikodularının arasında pek duyamı-yor olmak en büyük üzüntülerimden bi-risi. Kariyerinde, bir sezona en fazla 21gol sığdırabilmiş olan Kiessling’in bu se-zon kendi rekorunu kırması hiç de zordeğil. Yeter ki şu an tıkır tıkır işleyen Le-verkusen’de bir aksaklık meydana gel-mesin. Unutmadan, sezon başında Fe-nerbahçe’nin, daha önce de Galatasa-ray’ın istediği Kiessling’in Türkiye’yepek gelme niyeti yok. Hani devre arasın-da takımınıza alınması gereken isimleriyazıyorsanız size şimdiden üzülerek be-lirteyim.


“BUNDESLIGA FANATIC” EDİTÖRÜ NIKLAS WILDHAGEN’LA

Bildiğim kadarıyla Norveç'te yaşıyor-sun. Peki senin Bundesliga'yı takipetme hikayen nedir?

13 yaşında Norveç’e yerleştim. O za-mana kadar Almanya’da yaşıyordum vefutbola orada aşık oldum. En sevdiğimtakım da her zaman Werder Bremenoldu. Kısacası Alman futboluna karşıolan sevgimin çok özel bir sebebi yok.

Sence Bayern Münih'in bu sezonuşampiyon bitirmeme ihtimali var mı?

Bayern bu sezon şampiyonluğu kaza-nacak gibi gözüküyor. Artık şampiyon-luğu kazanma konusunda oldukça hırs-lılar. Sezonun ikinci yarısında işlerinters gitme ihtimali dışında karşılarınapek engel çıkacağını sanmıyorum.

Bayern Münih dışında Bundesliga'dabu sezon hangi takımların oynadığı fut-bolu beğeniyorsun?

Bundesliga’da dört teknik direktörünhayranıyım: Klopp, Slomka, Tuchel veFavre. Bana kalırsa maçlardaki oyuntarzları oldukça enteresan ve takip et-meye değer. Eintracht Frankfurt da busezon şimdiye kadar oldukça iyiydi. Sonolarak da benim favori takımım olanWerder Bremen bu aralar biraz inişli çı-kışlı grafik sergilese de onları tarafsızgözle izleyenlere keyif verdiklerini dü-şünüyorum.

Borussia Dortmund'un bu sezon Bun-desliga'da başarısız, Şampiyonlar Li-gi’nde başarılı olmasının sebebi nedir?

Bundesliga’da gerçekten başarısız mıoldular? Kulüp, Bayern kadar yeterlikaynaklara sahip değil. Transfer döne-minde fazla para harcama şansları yokve en iyi oyuncuları da başka takımlar-dan yüksek teklifler alacak. Bu takımıbir arada tutmak çok zor. Geçen sezon

Kagawa; ondan önceki sezon da Nuri Şahin ayrılmıştı. Bence Şahin’in gidişin-den sonra şampiyon olmakla büyük işyaptılar.

Bunun yanı sıra Bayern’in sezona müt-hiş başlayışı da durumu olduğundandaha kötü gösterdi. Onlara karşı rekabetedebilmek şu an neredeyse imkan-sız. Yine de Dortmund’un Şam-piyonlar Ligi’ndeki başarısıkonusunda haklısın. Geçenyıldan birçok tecrübe ka-zandılar ve şu anki du-rumları çok etkileyici.Klopp’un ŞampiyonlarLigi’nde başarılı olabil-mek için kendi silahlarınabağlı kalıp takımın stilini de-ğiştirmemesini de başarılı bu-luyorum.

Yakın bir zamanda Schalke'nin deşampiyonluğunu görebilir miyiz?

Tabii ki görebiliriz. 2001’de buna olduk-ça yaklaşmışlardı. Schalke her zamanşampiyonluğa ulaşma potansiyelini ko-ruyan takımlardan biri. Şu an kadrodakioyuncuların verimi oldukça iyi, eğer enönemli oyuncuların da ilerlemesini sağ-layabilirlerse neler olur kim bilir.

Dortmund’da Schieber çok etkili birtransfer olmadı gibi. Lewandowski'ye al-ternatif olabileceğini düşündüğün oyun-cular var mı?

Schieber bu sezon oynadığı 10 maçın9’una yedek kulübesinde başladı. Banakalırsa ona başarısız demek için henüzerken. Neler yapabileceğini Stuttgart ve

Nürnberg’de zaten göstermişti ve emi-nim ki Klopp’un ona dair planları vardır.Ona biraz zaman verildikten sonra parla-yabileceğini düşünüyorum. Lewandows-ki’nin de Lukas Barrios’dan formayı kap-mak için zamana ihtiyacı vardı ve sonun-da bunu başarmıştı. Lewandowski’nin

yerine geçme potansiyeli olan oyuncu-lar ağaçta yetişmiyorlar ve kolay

kolay bulunmuyorlar.

Sınırsız bir bütçen vardiyelim. Hangi Bundesli-ga oyuncularıyla kendi-ne bir kadro oluşturur-

dun?

Şu an seçilebilecek bir-çok harika oyuncu var. Ön-

celikle 4-2-3-1 sistemiyle oy-nardım.

Kaleci: Marc Andre ter-Stegen

Sağ Bek: Lukasz Piszczek

Sol Bek: Philipp Lahm

Stoperler: Dante ve Mats Hummels

Orta İkili: Sebastian Rode ve ZlatkoJunuzovic

Sağ Kanat: Arjen Robben

Sol Kanat: Marco Reus

Ofansif Orta Saha: Alexander Meier

Forvet: Stefan Kiessling

Bundesliga'da oynayan Türk kökenlioyuncular da var. Aralarında beğendik-lerin var mı?

Yıllarca Bundesliga’da Türk kökenli

olup da başarılı olan pek çok oyuncuoldu. Yıldıray Baştürk’ün Bochum ve Le-verkusen’deki büyüleyiciliğine hayranlıkduyarak büyüdüm. Bayern’de oynamışolan Mehmet Scholl’ü de unutmayalım.Aynı zamanda birkaç sezon önce İlkayGündoğan ve Mehmet Ekici’nin Nürn-berg’deki kombinasyonunu da gerçektenbeğenmiştim. Bu arada bunlardan birininAlmanya için oynamayı, ötekinin ise Tür-kiye için oynamayı seçmesi çok ilginç.Birçok oyuncu içinde bu çelişkiyi hep ya-şar. Ömer Toprak gibi. Tabii ki WerderBremen için unutulmaz bir oyuncu olmuşolan Mesut Özil gerçeği de var.

Son olarak Türk futboluyla ilgili nelerbiliyorsun?

Türk futbolunu yakından takip edemi-yorum. Almanya’da büyüdüğüm için bir-çok Türk sınıf arkadaşı edindim ve onlar-dan Türkiye Milli Takımı hakkında çokfazla şey duymuştum. Üstelik birkaç defaTürkiye Ligi maçlarını izlemek için yerelkafelere davet edildiğim bile oldu ve bumaçları izlemek oldukça keyif vericiydi.

Türk futbolu uzmanı olduğumu söyle-yemem; fakat tarihi konusunda bildikle-rimden yola çıkarsam etkileyici olduğu-nu söyleyebilirim. Ayrıca maçlar esna-sındaki atmosferi de gerçekten seviyo-rum. İstanbul’a bir gezi yaparak Fener-bahçe-Galatasaray maçını tribündenseyretmek uzun süredir hayallerim ara-sında. Umarım günün birinde bu hayaligerçekleştirebilecek kadar şanslı olurum.

(Tercüme konusunda büyük yardımlarıbulunan Eda Denker’e teşekkürler.)




Any Given Sunday filmininen etkileyici sahnelerin-den biri, Koç D’ama-to’nun (Al Pacino)

yedek oyun kurucusu WillieBeamen’ın (Jamie Foxx) birtelevizyon programına katı-larak ligdeki elit ırkçılığı dilegetirdiği sahnedir.

Ligdeki çoğu oyuncununsiyahi olduğunu söyleyenBeamen, bunun aksine ligde çok az sa-yıda siyahi koçun olduğunu söyler vesiyahi takım sahibi sayısının sıfır oldu-ğunu ekler. Evet bir siyahın gözündenbaktığınızda olay bu kadar basittir ve

işin tabiatına aykırıdır. Oyuna yön ve-ren siyahlardır ama işi düzenleyen be-

yazlardır.

Aslında şöyle de denebilir:Oyunculuktan gelen siyahilereyol verilirse onlar hem koçhem de takım sahibi olabilir-

ler. Yani beyazları denklem-den çıkardığınızda olay pekde bozulmaz. Yeter ki onlaragörev ve para verin.

Futbolda da son zamanlarda bunabenzer bir durum oluştu. Tabii ki futbolbire bir Brezilyalı ve Arjantinli oyuncu-lar üzerinden yürümüyor ama çoğu ta-kım da bu milletlerden oyuncular ol-

madan kadro mühendisliği yapmıyor.

Fakat çoğu takım kadro mühendis-liklerini bu şekilde teşkil etseler de Ar-jantinli ve Brezilyalı teknik direktörlerAvrupa’da ve Dünya’da pek tercih edil-miyor. Tabii ki bu iki milletten gelenteknik adamlar, diğer meslektaşlarıkadar futbolu biliyorlar ama bu onlarınözellikle zor liglerde istihdam edilmele-rini sağlamıyor. Hatta İspanya’yı çıkar-tırsak Şampiyonlar Ligi’ne yön verenülkelerde hiç iş bulamıyorlar.

Futbolda geride kalan, örnek aldıkla-rı ülkelere yetişmek isteyen futbol kül-türleri, Brezilya ve Arjantin'den teknikdirektör tercih ediyorlar diyebiliriz.


Dünya futbolunu o Arjantin ve Brezilya’dan çıkan oyuncular belirlese demevzubahis teknik direktörler olduğunda iş o kadar da basit olmuyor.

Bunun sebebi ise izlemekten en çokkeyif aldıkları ülkeleri örnek almaları.Bu tip ülkelerde bu iki ülkeyi takip edenülkenin İspanya olduğunu söylemek,meramımızı daha iyi anlatacaktır. Bu ikiülke arasında kıyaslama yapmak gere-kirse Arjantin, Brezilya’ya göre boyunfarkıyla önde. Çünkü futbol disiplini ola-rak Brezilya’nın önündeler ve Avrupafutbolunda bu resim, geçer akçe duru-munda.

SELEFLERİN BIRAKTIĞI KÖTÜ İMAJ

Brezilyalıların Arjantinli-lerden geride kalmasının enönemli sebeplerinden bir di-ğeri de daha önce istihdamedilen teknik adamların ba-şarısızlıkları. Brezilyalı aşığıolan bizim gibi bir ülkedebile Sebastiao Lazaroni’ninTrabzonspor’daki başarısız-lığı çok etkili oldu.

Fazlasıyla aşina olduklarıPortekiz ve İspanya’da bileBrezilyalıların tercih edil-memesi pek manidar. Çünkü dil, iklim,yemek, sosyal hayat ve futbol aklı ola-rak aynı aynanın sirleri gibiler.

Arjantinli teknik adamların Avru-pa’da pek fazla tercih edilmemelerininsebebi ise savunmaya pek fazla önemvermeleri. Marcelo Bielsa’nın Bilbao’nunbaşına geçtikten sonra ilk olarak sa-vunmaya önem vermesi, Diego Simeo-ne’nin Arda Turan’a sol bek oynamayıbile öğretmesi bu yorumun en büyükemsalleri.

Çoğu ülkede bu kadar çok savunmapek sevilmiyor. Özellikle de İngiltere gibigökselliğe yönelik, endüstriyel liglerde.

DİSİPLİNSİZLİK Mİ TAKMAMAK MI?

Arthur Zico’nun Fenerbahçe’nin ba-şında olduğu dönemde takımına en bü-yük katkısı sakinlik olmuştu. Futbolunher evresini yaşamış, en önemli maçlar-da o baskının altında ezilmemiş biri ola-rak Fenerbahçe’ye öğrettikleri Şampi-yonlar Ligi’ndeki çeyrek finalde çok et-kili olmuştu.

Çünkü Türk takımlarınınAvrupa kupalarındaki enbüyük eksikliği sakin ola-mamalarıdır. Rakibin, taraf-tarların gazına çok çabukgelen oyuncularımız, ya si-nirden garip hareketler ya-parlar ya da gereksiz kartlargörürler. Zico, en kritik an-larda bile sakin kalmayı öğ-reterek çok sayıda maçınçevrilmesini sağlamıştı.

Fakat madalyonun ötekitarafında da Avrupa kupalarındakimaçlardan sonraki müsabakalardabambaşka bir 11 çıkartması var. Özellik-le 2007-2008 sezonundaki Bursaspormaçına direkt olarak yedek 11’le çıkma-sı ve maçın kaybedilmesi, şampiyonlu-ğun kaçırılmasında büyük etken ol-muştu.

Sadece Arthur Zico örneği bile Arjan-tinli ve Brezilyalı teknik direktörlerle il-gili sıkıntıların aynası gibi. Bu olaya birbaşka emsal olarak da Diego ArmandoMaradona’nın Dünya Kupası’ndaki Al-manya maçına yalnız ve yalnız bir mer-kez orta sahayla başlamasını gösterebi-liriz. Onun için Almanya maçı da pek ra-hat bir maçtı ve bu maç da tek merkezorta saha ile kotarılabilirdi.

İşte bu disiplinsizlik ya da diğer tabirletakmamak, Güney Amerikalı teknik di-rektörler için fazlasıyla kritik. Luis Feli-pe Scolari’nin Chelsea’nin başındaykenFrank Lampard gibi bir adamı yedek bı-rakabilmesi, John Terry’yi yedek kulü-besine çekmesi, onun kovulmasındakien önemli etkenlerdi.

NEPOTİZMİtalyanca’daki nepote (yeğen, İngiliz-

ce’de nephew) sözcüğünden gelen bu



BREZİLYAÇİNGuangzhou R&F: Sergio FariasTianjin Teda: Alexandre Guimares

JAPONYAKashiwa Reysol: NelsinhoKashima Antlers: JorginhoCerezo Osaka: Levir Culpi

KATAREl Garafa: SilasKatar Sports Club: Sebastiao Lazaroni

MEKSİKATigres: Ricardo Ferretti

MISIRZamalek: Jorvan Vieira

SUUDİ ARABİSTANHajer Club: Ednaldo Patricio

TUNUSStade Gebesien: Robertinho

LAZARONI

SCOLARI

ZICO

kavram, akrabalarını veya has adamla-rını işe aldırmak manasına gelir. Ülke-mizde çok sık görülen bu durum, Brezil-yalı ve Arjantinli insanlar için de geçer-lidir.

İlk olarak oyuncu ya da teknik direk-tör yeni bir takımla anlaştığında bolcaaile üyesi o şehre taşınır. Bu kişiler ça-lışmıyor görünse de takım içindeki üye-leri yavaş yavaş kanal yapmaya başlar.Teknik direktörse yardımcı antrenöryaptırmaya, futbolcuysa menajeri gös-tererek kulüpten komisyon aldırmayaçalışır.

Aziz Yıldırım’ın Arthur Zico’yu gön-dermesinin altında yatan en önemli se-bep olarak, yardımcı antrenör olan Bre-zilyalı biraderin başkanla arasını iyi tut-maması gösterilir. Bu biraderin takım-dan gönderilmesini isteyen Yıldırım’aZico’nun kardeşim yoksa ben de yokumdemesi, ipleri koparmıştır.

Bu olay, çok sayıda Arjantinli ve Bre-zilyalı mevzubahis olduğunda defalarcatekrarlanmıştır. Kurumsallığa önem ve-ren ülkelerde bu durum çok kötü karşı-lanır ve kendinizi bir anda evinize dö-nerken bulursunuz.

Kurumsal olmaya çalışan bizim gibiülkelerde ise bu duruma bir süre ta-hammül gösterilir ama bir yere kadar.

MENAJERLERİN ODAK NOKTASI

Brezilyalı ve Arjantinli menajerlerinen çok çalıştıkları alan kuşkusuz Avru-pa’ya futbolcu pazarlamak. Her yıl bin-lerce oyuncunun Brezilya ve Arjantindışına çıktığı düşünülürse, bu menajer-lerin teknik direktör pazarlamasını ha-liyle pek bekleyemeyiz.

Juan Figer ismini Christoph Daum’unFenerbahçe’nin başına geçmesindensonra defalarca duymuştuk. Ülkemizdepek matah bir referansı olmasa da Figer,Avrupa’da çok saygın bir menajer. Sa-dece Hulk ve Neymar isimlerini vermekfazlasıyla yeterli olacaktır.

Ancak Avrupa’da bu kadar büyük birpazara sahip olan Figer’in listesine bak-tığınızda tek bir teknik direktörü bilegöremiyorsunuz. Bu tip örnekleri ço-ğaltmaya gerek yok. Diego ArmandoMaradona gibi bir nesnenin bile önemlimenajer tarafından Avrupa kulüplerine

pazarlanmamasıolayın vehame-tini açıklamayayeterli olacaktır.

Her ne kadarfutbolcuları Av-rupa futbolunayön verseler deteknik direktör-lerine buradayer yok. Çünküburada kıta dışıadamlar peksevilmez…


ARJANTİNTÜRKİYEOrduspor: Hector Cuper

ÇİNShanghai Shenhua: Sergio Batista

EKVADORLDU Quito: Edgardo BauzaCD Olmedo: Juan Amador SanchezBarcelona Guayaquil: Gustavo Adolf CostasTecnico Universitario: Jose Horacio BasualdoCS Emelec: Gustavo QuinterosClub Deportivo Quito: Ruben Dario InsuaDeportivo Cuenca: Guillermo DuroCSD Macara: Fabian Daniel Bustos

İSPANYAAthletic Bilbao: Marcelo BielsaAtletico Madrid: Diego Simeone

KANADA (ABD)Montreal Impact: Mauro Biello

KOLOMBİYACucuta Deportivo: Juan Carlos DiazOnce Caldas: Guillermo Hoyos

KOSTA RİKAMunicipal Perez Zeledon: Miguel Rossi

MEKSİKAClub Tijuana: Antonio Mohamed FC Leon: Gustavo MatosasCF Atlante: Ricardo La VolpeMonarcas Morella: Ruben RomanoCF Pachuca: Gabriel Caballero

PERUFBC Melgar: Julio Alberto ZamoraU.San Martin de Porres: Angel Cappa

ŞİLİO’Higgins: Eduardo BerizzoRangers Talca: Dalcio GiovagnoliColo Colo: Omar Raul LabrunaClub Deportes: Diego MusianoAudax Italiano: Pablo Alejandro MariniUnion La Calera: Nestor Craviotto

YUNANİSTANPanathinaikos: Juan Ramon Rocha

BIELSA

SIMEONE

MARADONA

Aslında Rumen ekolüne birazzıt düşen vatandaşlardan…Rumenler genellikle teknikdirektör değil de futbolcu

yetiştirmeyle ünlüdürler. Lucescu iseçok parlak olmayan futbolculukkariyerinin ardından atldığı tek-nik direktörlük kariyerinde iseharikalar yaratan bir üstat.Dünya futboluna KarpatlarınMaradona’sını, Shaktar Do-netsk gibi bir dinamoyu ka-zandıran, Türk futbol tarihine ilkleriyaşatan ama asla kıymeti bilinmeyenLucescu’nun futbolculuk kariyeriyle baş-lıyoruz öykümüze.

19 YAŞINDA İLK TECRÜBE1962 yılında Dinamo Bükreş’in altyapı-

sına katıldıktan sonra aradan geçen 2yıllık hazırlanma evresinden sonra A ta-kımla ilk maçına Romanya’nın en önemliderbilerinden birinde Rapid Bükreş kar-şısında çıktı. Bu genç yaşta şans tanın-ması teknik direktörlüğünde futbola yıl-dızları kazandırması için önemli psikolo-jik altyapı hazırladı. Dinamo’da geçirdiği

13 yılın içinde 250 maça çıktı ve 57 golkaydetti. 4 lig şampiyonluğu gördüğü Di-namo’nun sembollerinden biri halinegelmeye başlamışken yaşının etkisiyleikinci lig ekiplerinden Ştiina’ya kiralıkgönderilmesi derin bir hüzün yaşaması-na sebep oldu. Asıl sürpriz ise Ştiina’dayani ikinci ligde oynarken milli takımaçağrılmasıydı. 1969 yılında ise İngiltereile oynanan maçta takım kaptanı olarak

sahaya çıkması Luce’nin kariyerindeönemli bir mihenktaşıydı. Ştiina’da ge-çirdiği 3 sezonun ardından Corvinul takı-mına transferiyle insanları yine şaşrt-mayı başarmıştı. Çok ön planda olmayanama sistemi çalıştıran en önemli parça-lar vardır. Görünmeyen başarı sırrı ola-rak takımın üst lige taşınmasında kıy-metlenmesini sağlıyordu.

GEÇİŞ YILLARICorvinul’un çıkması-düşmesi derken

tekrar ikinci lige dönen Lucescu, forma-sını giydiği takımda futbolcu-menajerolarak görev yapmaya başladı ve dahailk sezonunda takımı Liga 1’e taşıyarakönemli sinyaller atıyordu. Futbolubırakana kadar çalıştığı Corvinul’da kulüp tarihinin en önemli başarısı olanlig üçüncülüğüne kapağı atmasını sağlıyordu.

BAŞLANGIÇRomanya Milli Takımı'nın 1982 Dünya

Kupası elemelerinde başarısız olmasınınardından kovulan Stanescu’nun yerinegeldikten sonra hemen çiftçi gömleğinin

MIRCEA LUCESCU

KIYMETİBİLİNMEYEN

ADAM

ELİMİZDEN KAÇTI GİTTİ

Rumenlerin yetiştirdiğikallavi isimlerden biri…

Kaderiyle sürekli zıt düşmesionun yaptığı işi daha dadeğerli kılıyor. Basınımızve federasyonumuzunegolarını tatmin etmekuğuruna en büyük biziz

diyebilmeleri için kıymetinibilemediğimiz Mircea Lucescu...

,

ÖMÜR ÇELİK

kollarını sıvayarak işe koyuldu. Futbol-cuyken ilk milli kariyerine İsviçre maçıy-la başlayan üstat, milli teknik direktör-lük kariyerine de İsviçre ile başlıyor veformalite icabı çıkılan maç 0-0 sona eri-yordu. Basın mensuplarının ciddiyettenöldüğü, her şeyin çok önemli olduğu ilkmilli sınav EURO 84 elemeleri başlıyordu.İtalyalı, Çekoslavakyalı gruptan birinciçıkarak yine önemli bir başarıya imzaatıyordu. Ama asıl imzasını bir hazırlıkmaçında 17 yaşındaki, daha sakalları bileçıkmamış Gheorghe Hagi’yi dünya fut-boluna kazandırarak attı. EURO 84’e gi-den ekip İspanya, Portekiz, Batı Alman-ya’nın bulunduğu grupta sonuncu olmakkariyerine gelen bir darbeydi. Federas-yon takımın başında devam etmesini is-tediği hocalarını 86 Dünya Kupası ele-melerinde de çalıştırdı. Kaderimizin ça-kıştığı ilk zamanlar o elemelerdeydi.Türkiye ile Romanya aynı grupta yer al-mıştı. Gruptan çıkmayı başaramayanRomanya’da hocanın gitme vakti gel-mişti anlaşılan.

EFSANENİN DOĞUŞUCavuşescu’nun takımı Steaua Bük-

reş’in egemenliğinde geçen 80’lerin ba-şından sonra Dinamo Bükreş’te bir baş-kaldırış, bir isyan gibi gözüken kıpırdan-malar vardı. Tabii ki siyasi bir başkaldırışdeğildi bu. Dinamo’nun başına 1985’tegelmiş Mircea Lucescu takımı başarıyaulaştırma yolunda iyi bir köprü kurmayıbaşararak Steau hükümdarlığına tehditoluşturuyordu. Takıma geldiği hafta ku-pada Steaua Bükreş’i yenip UEFA KupaGalipleri Kupası’na 18 yıl sonra katılmahakkını kazandı.

MASA BAŞI KUPASIYıl 1987. Lucescu'nun takımı Steaua

Bükreş karşısında 1-0 yenik durumday-ken, 87. dakikada Răducioiu'nun attığıgolle maça eşitlik geldi. 90. dakikadaSteaua Bükreş, Balint'in golüyle durumu2-1 yaptı ancak hakem kararıyla gol ge-çerlilik kazanmadı. Dönemin lideri Nico-lae Cauşescu'nun oğlu Valentin, SteauaBükreş'in yöneticilerinden biriydi veonun emriyle Steaua'a sahadan çekildi.Maç, Romanya Federasyonu kararıyla 2-1 Steaua Bükreş lehine tescillendi vekupa onlara verildi. (Sebebi açıktı) 1988-89 sezonunda Avrupa’da Kupa Galiple-ri'nde çeyrek finale kadar geldiler ve dö-nemin en önemli ekiplerinden Sampdo-ria’yla 2 maçta da berabere kalarakelendiler.

ROMANYA DEVRİMİ1989 senesinin soğuk ve çetin aralık

ayında, Romanya’da Cauşescu’nun demiryumruk iktidarının halk darbesiyle sonaermesinin ardından ülkede hayat özgür-lüğe doğru gidiyordu. Ordu’nun takımıSteaua duraklama dönemine girdi ve ligşampiyonluğunu 6 yıl sonra Lucescu’nunDinamo’suna kaptırdılar. Kupada da Ste-aua’ya sağlam bir tokat attıktan sonra

MIRCEA LUCESCU


Steaua’da çöküş dönemi başlamıştı. Buesnada Dinamo lehine masa başında il-ginç gelişmeler yaşanıyordu. 2 yıl öncemasa başında ordu baskısıylaezeli rakiplerine verilen kupa-nın kendilerine geri verilmeşansı vardı. Ancak kulüp yöne-timi kupayı istemedi ve Ste-aua’nun müzesine geri kondu.O yıl Avrupa kupalarında yineçok başarılı işler yapmışlar veyarı finale kadar yükselmişler-di. Bu sefer ise Belçika maki-nesi Anderlecht’e elenmektenkurtulamadılar ancak Lucescu eldekikadro ve dönemin şartları üst üste kon-duğunda kulübün çok başarılı bir dönemiyaşamasına rehberlik etti.

YURT DIŞINA GİDİŞ-DÖNÜŞ BİLETİ

1990 yılında Romanya’nın sert rüzgâ-rından yorulmasının da etkisiyle İtal-ya’ya Pisa’nın başına geçmek için yolaçıktı. Birinci ligde takımın kalmasınısağlayamadığı için sezon sonunda ta-kımdan ayrıldı. İtalya’da kalmayı kafayakoymuş ve filozof Osho’nun dediği gibikorkularının üzerine giderek yaratıcılı-ğını ve özgüvenini geliştirme yolundabir karar almıştı. Sezon öncesinde ikincilig ekiplerinden Brescia’nın çalıştırıcılı-ğını üstlendi ve sezon sonu lig lideri ola-rak birinci lige yükselmeyi başarmıştı.Takip eden sezonda çok zor günler ge-çirdiler ve ligin son haftasına 5 takımlaberaber düşme korkusuyla girdiler. Bu5’i bir yerdenin içinde başarılı olamayanBrescia ligde kalamayıp ikinci ligin yolu-

nu tutmuştu. Takımdan gönderilmeyenve güvenilen Rumen hoca takımı tekrarbirinci lige yükselterek insanların güve-

nini boşa çıkarmıyordu. Takı-ma ilk kupalarından birini İn-gilizlerin ve İtalyanların ortak-laşa düzenlediği Anglo-İtalyankupasında Notts County’i 1-0yenerek kazandırıyordu. Ku-lüpteki son iki yılı ise yöne-timsel fiyaskolar içinde geçtidesek yalan olmaz. Takımdanbir ara gönderilen Lucescu veyardımcısı Moro, 5 hafta sonra

tekrar takımın başına getirildiler ve ta-kımı son anda ligde tuttular. Ancak er-tesi sezonda ligden düşen ilk ekip olma-ları kesinleştikten sonra tekrar gönde-rildiler. 1996-97 sezonunda ise Serie Aekiplerinden Reggina’yla anlaşan ikili

takımın ligde tutunmasını sağlayama-dılar ve yine kovulma dejavusunu yaşa-dılar.

O sezon bittikten sonra ülkesine geridönerek Rapid Bükreş’in başına geçti.Son 20 yıldır Romanya futbolundan sili-nen, adı bile duyulmayan ekibi yenideninşa eden Lucescu, takımı lig ikincisiyaptı. Aradan bir buçuk yıl geçmişti veİtalya’dan yeniden teklifler gelmeyebaşladı. Devre arasında Inter’den ayrılanLuigi Simoni’nin yerine getirilmişti. Ta-kımla Şampiyonlar Ligi çeyrek finalineçıkmak başarılı olduğu anlamına gelmi-yordu. Ligde alınan kötü sonuçlar veçeyrek final eşleşmesinde ManchesterUnited karşısında oynanan kötü futboltaraftarın tepkisini çekti ve sadece 4 aydaha kalabildiği İtalya kariyerine nokta-yı koydu.


YENİ ARAYIŞLARHikayenin buradan sonraki kısmını

hepimiz biliyoruz elbette ama hatırlat-makta fayda var. Fatih Terim’in İtalya’yagitmesiyle birlikte Galatasaray’ın başına,vatandaşlarının, eski öğrencilerinin ya-nına gelmişti. İlk çıktığı resmi karşılaş-mada Jardel’in uzatmalarda attığı golleReal Madrid’i yenip Süper Kupa’yı müze-ye getirmeyi başardı. Ligin sonlarına ka-dar ikincilik ve birincilik arasında mekikdokudular. Ligin bitimine 4 hafta kalaFenerbahçe’nin Trabzonspor’a puankaybetmesinin ardından liderliğe yük-selmişlerdi ancak bir hafta sonra oyna-nan Fenerbahçe derbisinde kaybederekliderliği ve şampiyonluğu Fenerbahçe’yekaptırdılar. O yıl Galatasaray, ŞL’de çey-rek finale çıkarak ülke tarihinin enönemli Şampiyonlar Ligi başarısını ka-zandı. Ancak Real Madrid’e şansız birşekilde elenmekten kurtulamadı. Türki-ye Kupası'nda da yarı finalde Fenerbah-çe’yle oynadıkları 4-4 biten maçta pen-altılarla elenmişlerdi. Sonraki sezondaise takımı şampiyonluğa taşıdı. Ancakbasınımızla; Fatih Terim’le eşleştirme-sinden rahatsız olması sebebiyle papazolan Lucescu’nun yıldızı barışmayacaktı.Galatasaray’ın takımın başına İmpara-tor’u yeniden getirmek istemesi ile yol-lar ayrıldı ve 100. yılında başarı isteyenBeşiktaş’ın başına geçti. Yeni takımıylabaşarılara koşmasının yanında dikkatçeken başka özellikleri de vardı. SergenYalçın ve Pascal Nouma gibi disiplin so-runları olan, çalışmayı sevmeyen amayetenekleriyle Real Madrid gibi takımla-rın formasını giymeyi hak eden oyuncu-

lardan en yüksek verimi almayı başar-mıştı. Sezonu şampiyon kapatarak Be-şiktaş taraftarına güzel bir hediye veri-yordu. Bir sonraki sezon bittiğinde ise ligişampiyon Fenerbahçe’nin 14 puan geri-sinde üçüncü olarak tamamladı ve ta-kımdan ayrıldı.

ŞAHLANMA DEVRİBir arının petek yapması gibi her işe

titizlikle el attığı ve emeğinin son haddi-ne kadar dikkat ettiği Shaktar’ın başına2004-05 sezonuyla geçer ve RumenFerguson olma yolundaki ilk adımı atar.Takıma ilk geldiği yıldan itibaren etkisinigöstermeye başlar. Kurtluk seviyesineyükselen Mircea Lucescu, Brezilya menşeili futbolculara yönelerek onlarıtakım disiplinine uymalarını sağlayarakşampiyonluklara koşuyordu. Ülke fut-bolunu domine eden bir ekip yaratmıştı.Kulüpte geçirdiği 9 yılda 6 lig şampiyon-luğu, 3 kupa şampiyonluğu ve 1 AvrupaKupası kazanmıştı. Bu süreçte dünyafutboluna kazandırdığı futbolcular dacabası. Hatta Ukrayna Milli Takımı'nınkalitesini yükselmesini sağlayan birdevrim yaptığını bile söyleyebiliriz. Fe-nerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı’ndaUEFA Kupası ismiyle son finalini gerçek-leştrildiği ve Shaktar Donetsk’le WerderBremen’i canlı izleme fırsatı bulduğu-muz maçta Shaktar Donetsk net biroyunla kupaya uzandılar ve geçen se-zon da Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek fi-nale yükseldiler.

Bu yıl da yollarında emin adımlarlailerliyorlar. Biz de hayran hayran elimiz-den kaçan bu büyük nimeti izliyoruz...

MIRCEA LUCESCU


Uydu: Türksat 3AFrekans: 12729Polarite: Vertical – DikeySymbol: 30.000Fec: 5/6

RadyosporSporun Tek Adresi

D-Smart 538. kanal

‹stanbul 107.2Ankara 105.1Ayd›n 105.6

Bal›kesir 107.7Band›rma 94.0

Bursa 94.0Denizli 105.6‹zmir 102.5

K›r›kkale 107.2Kocaeli 107.2Manisa 102.5Sakarya 97.2Tekirda¤ 95.7Yalova 107.2


FUTBOL

DAKİKADIR

Ne başladığın gibi bitebilirişler ne de bitirdiğinde

başladığın yolu izlemişsindir.İşte futbol da böylesine karışıktır.

2012-2013 sezonunun devre arası-na girmişken, geçmiş sezonlardadevreyi kapattığı sıradan çokfarklı bir sırada sezonu bitiren ta-

kımları yâd etmek istedik. Bu takımlar,içinde bulunduğumuz sezon için de güncelbirer örnek… Son düdük çalana kadar maçhiç bitmez, doksan dakika bitmeden de hiç-bir şey belli olmaz! Kırkpınar Güreşleri’ndenalıntılamamız gerekirse: “Altta kaldım diyeüzülme; Üste çıktım diye sevinme”

DİRENİŞİN ADI GEBZESPOR OLDU2011-2012 sezonu… Bir

önceki sezon 2. Lig’dendüşmüş olan Gebzespor3. Lig’e yapabileceği enkötü başlangıcı yapmış

ve paraşütsüz düşüşe geçmiş.

Ligde 19 takımın mücadele ettiği, son dörttakımın küme düşeceği sezonun ilk devre-sindeki on sekiz maçında sadece iki kez ga-lip gelebilmiş; iki kez de bir puan çıkartmayıbaşarmış Gebzespor. Galibiyetlerini kümedüşme adayı diğer takımlardan, AkçaabatSebatspor ve MKE Kırıkkale’den, aldığını;beraberliklerinden birisini de gene kümedüşme hattındaki Keçiören Sportif’ten çı-

karttığını belirtmekte fayda var. “Sürpriz”sayılabilecek tek sonuç deplasmanda-

ki Diyarbakır BŞB beraberliği…

Bir puan aldığı Keçiören Sportif’ten dörtpuan, üç puan aldığı Kırıkkale’den ise tamon puan geride; sondan ikinci sırada kapatırilk devreyi mor-beyazlı ekip.

Transfer yasağının kaldırılması, Süper Liggörmüş Fatih Özece gibi futbolcuların takı-ma on dakikalık bir operasyonla kazandı-rılması ise ikinci devrede 3. Lig 1. Grup’takidengeleri tamamen alt üst eder ve Gebzes-por beklenmedik bir çıkış yapar.

@alper_kayaALPER KAYA

İkinci devreye küme düşme hattındakiLüleburgaz’dan aldığı 3-1’lik mağlubiyet-le başlamasına karşın sonraki beş maç-tan üç galibiyet iki de beraberlikle çıka-rak ümitlenir mor menekşeler. Gümüş-hane ve Bayrampaşa gibi play-off hattın-daki takımlar ile Manavgat Evrenseki,Belediye Vanspor gibi ligin dişli takımla-rından aldıkları mağlubiyetler seri kaza-nımları baltalamaz ve ikinci devredeki onsekiz maçın sekizini kazanır, beşindenbirer puan alır ve sadece beş kez yenile-rek ligde kalır; üstelik sezonun son ma-çında, kendi sahasında, Sandıklı Beledi-yespor karşısında aldığı galibiyetle kümedüşme hattındaki rakiplerine bel bağla-madan üç puan farkla! Hacettepe’den 3-3’le bir puan kopartmış; ikinci DiyarbakırBŞB’yi ise 3-1 yenmiş, lig alt sıralardandomine ederek kendi düşüşünü durdur-muştur. Sürece tanıklık edenlerin uzunyıllar boyunca anlatacağı bir maceranınodağına oturmuş, kolay kolay tekrarla-namayacak bir başarıya imza atmıştır.

100 YILLIK EFSANETaraftarın sevdiği tezahüratlardandır,

sevdirenler utansın: “X yıllık efsane/ Re-zil oldu sayenizde” Türk futbolunun mi-

henk taşlarından, şimdilerde İkinci Köp-rü’nün altında on beş yirmi kişinin önün-de oynayan Beylerbeyi için de geçerliydibu tezahürat…

100. yılını kutladığı 2011-2012 sezonu-nun ilk devresini 3. Lig 3. Grup’ta sondanüçüncü sırada tamamlar. Düşecek olandört takımın içinde, ateş hattının tam or-tasındadır. Ancak grubun garip bir duru-mu vardır; puantajda herkes birbirine okadar yakındır ki, her an tüm dengelerdeğişecek gibi görünmektedir! 17. sırada-ki Beylerbeyi ile 5. sıradaki Anadolu Üs-küdar 1908 arasında sadece sekiz puanfark vardır.

İlk devrede sadece dört kez galip gele-bilen, toplamda 18 puan toplayabilen vemaç başına bir puanla hayli düşük biristatistiğe sahip olan yeşil-kırmızılılarçırpınışa geçer. İkinci devreye Tarsus İd-man Yurdu galibiyetiyle başlayan 100 yıl-lık kulüp; sonraki beş maçtan da üç gali-biyet, iki beraberlik alınca kötü gidişattaolan küme düşme hattı rakiplerinin ara-sından sıyrılmayı başarır. İlk beş maçtaaldığı peş peşe dört galibiyet adeta ölütoprağı serpilmiş kulübü silkeler ve ken-

dine getirir, ikinci devredeki 18 maçtantoplamda yedi galibiyet ve beş de bera-berlik alarak altı puanlık bir farkla kü-mede kalır ama bu şahlanışın arkasındabir de dram vardır: Araklıspor.

NE UMDU, NE BULDU?Alt ligler için hep dilden dile aktarılan

bir ‘duyum’ vardır. İş bu duyuma göre,Trabzon takımları hep Türk liglerindekollanır zira lobisi yüksek bir oluşumdurKaradeniz –bilhassa Trabzon-. Peki bunudiyenlerin Araklıspor’un tersine devrimi-ni görse yüzleri azıcık kızarır mı? 2011-2012 sezonunun Üçüncü Lig’indeyiz gene.Beylerbeyi’nin Arap atı gibi açılıp küme-de kaldığı sezon son dörtlüye Beylerbe-yi’nin yerine dahil olan takımın süreciniirdeleyeceğiz.

Araklıspor kötü bir başlangıç yapmazsezona. İlk beşteki dört takımın play-offoynayacağı düşünülürse, ilk devreyi ye-dinci sırada ve play-off hattının iki puangerisinde bitirmesi rüya gibi bile değer-lendirilebilir. Altı galibiyet, yedi beraber-lik, beş de mağlubiyet tadar ilk devrede.İkinci devreye de son sıradaki Çarşam-ba’yı 1-0 yenerek başlar ama düşüş o ka-dar serttir ki tutunacak tek bir dal bilebulamaz Araklı!

Çarşamba galibiyetinden sonra ligdeçıktığı 11 maçtan sadece bir puan alabilenAraklı, Anadolu Üsküdar’ı mağlup etme-sine karşın kalan beş maçtan da mağlupayrılarak koskoca ikinci devrede sadeceiki kez galip gelip bir kez de bir puan ala-rak sondan ikinci sıraya yerleşerek kümedüşer. Bu sürecin en ironik tarafı ise ikin-ci devredeki yedi puanının tekini kümedüşme hattında yerini aldığı Beylerbe-yi’den alması olur.

ZİRVENİN ŞAŞKINLIĞIZirvedeki takımlar ikiye ayrılır: Birinci-

si zirvenin kıymetini bilip özümseyen vebu coşkuyu yavaş yavaş tüketenler, ikin-cisi ise puanlarını har vurup harman sa-vuran ve zirveden düşerken bunu hiçfark etmeyenler. 2011-2012 sezonundaşampiyon olacak olan Hatayspor için2010-2011 Sezonu ikinci gruba dahil ola-rak geçmişti.

Halen İkinci Lig’de zirve mücadelesiveren ve Türkiye liglerinin 2012-2013 se-zonunda en çok beraberlik alan takımıolan Hatayspor’un üç sezon önceki mü-cadelesine odaklanalım biraz. Sezonunilk devresini sadece üç kez mağlup ola-



GEBZESPOR

ARAKLISPOR

rak, 17 maçın 11’ini kazanarak zirvede ka-patır Akdeniz temsilcisi.

İkinci devreye de peş peşe iki galibi-yetle girerek havalanır iyiden iyiye Ha-tayspor. Öyle ki küme düşme hattındakiDiyarbakır Kayapınar’dan aldığı mağlubi-yet bile bozmaz moralini, akabinde gelenMalatyaspor galibiyetiyle liderliğini sür-dürür ancak sonraki dokuz maçtan sa-dece dört beraberlik alarak zirveden iyi-den iyiye kopar, düşüş hızında kümedüşme hattı takımlarından Kırşehir’denaldığı galibiyet bile işe yaramaz. Son üçmaçından da bir puan çıkartan devrik li-der ikinci devrede sadece dört kez galipgelince play-off hattında bile tamamla-yamaz ligi ve altıncı sırada paydos eder.

BİR SEZONU DOKSAN DAKİKAYA SIĞDIRMAK

Koca bir sezon, doksan dakikaya nasılsığar? Akıl almaz bir durum, biraz fevrihatalarla biraz da azimle yapılamayacakşey değil. 2011-2012 Sezonu’nda Tokats-por yaptı mesela…

Karadeniz temsilcisi İkinci Lig’deki se-rüveninde beklemediği bir süreç yaşaya-rak ilk on altı maçta sadece bir kez galipgelebilirken, iki beraberliği de yanına ka-tık yapar. On gol atarken kalesinde deotuz beş gol gören Tokatspor ikinci dev-rede vites büyütünce olan her devrin tar-tışmalı takımı Diyarbakırspor’a olur.

İlk devreyi beş puanla sondan ikinci sı-rada bitiren Tokatspor’un en yakın rakip-leri on puanlı Çorumspor (sondan üçün-cü), on bir puanlı Diyarbakırspor (sondandördüncü) ve on iki puanlı Yeni Malat-ya’dır. İkinci devreye Pendik beraberli-

ğiyle giren Tokatspor kötü gidişatını çokda bozamaz. Ta ki 24. haftada alınan Ko-caelispor galibiyetine dek. Üç maçlık gali-biyet serisi yakalayan Tokat, zirve takım-larından Balıkesir’e yenildikten sonrakritik maçta Diyarbakır’ı tartışmalı birşekilde yenerek ipini keser, sonraki üçmaçtan aldığı tek galibiyet de kümedekalma yolunda hayati bir öpücük oluverir.

Neden ‘Sezonu doksan dakikaya sığ-dırdı’ diyoruz peki? Kümede kalma yo-lunda Diyarbakır’ı yenemese, Diyar’ınolası bir ekstra galibiyeti Tokat’ı kırmızı

çizgide tutacaktı ve gergin başlayanmaçta Tokat ilk devreyi 1-0 galip tamam-ladı, ikinci devre Güneydoğu temsilcisiskoru etkili bir oyunla 1-1’e getirmesinerağmen haksız bir kırmızı görerek 10 kişikaldı; bu bile Tokat’a yetmedi, ceza alanıyakınında son dakikalar oynanırkentopa yere atlayarak kafa vuran Tokatsporfutbolcusu lehine faul çalan hakeminverdiği karar ikinci devre rakip yarı saha-ya bile zar zor geçen Tokatspor’un endi-rekt serbest vuruştan golü bulup küme-de kalmasına, Diyarbakırspor’un ise düş-mesine neden olur.

MUSTAFA REŞİT AKÇAY FARKIBir önceki sezonu küme düşme korku-

suyla bitiren 1461 Trabzon, Tavşanlı Lin-yit’e o sezon lig atlatan Mustafa Reşit Ak-çay ile anlaşırken böylesi bir performansıbekliyor muydu bilinmez ama MustafaHoca’yı takip edenlerin şaşırmayacağı birsüreç yaşadı Karadeniz temsilcisi 2011-2012 sezonunda...

İlk devreyi dördüncü sırada, lider Ban-dırma’nın tam yedi puan gerisinde ta-mamlar Trabzonspor’un pilot takımı.Genç, dinamik bir kadrosu olan 1461Trabzon, 17 maçta yedi galibiyet, beş demağlubiyet almayı başarmıştır. İkincidevre herkesin nefesini kesecek bir atı-lım yapan Mustafa Reşit Akçay’ın talebe-


HATAYSPOR

TOKATSPOR

leri okullarda ders olarak okutulabilecekbir süreç sergiler.

İkinci devreye golsüz beraberliklerlebaşlayan Trabzon ekibi, ikinci devredeoynadığı on yedi maçın hiçbirisinde ye-nilmeyerek, on kez galip gelip altı kez deberaberlik çıkartarak ligi zirvede ta-mamlar. İlk devrenin lideri Bandırma’nıntopladığı 22 puana mukabil tam 36 puantoplamayı başararak müthiş bir perfor-mansa imza atan 1461 Trabzon’un gidişa-tının tek keyifsiz yanı, olası bir Süper Ligterfisinin B Takım olmalarından dolayıhiçbir geçerlilik taşımaması...

GERÇEK PENDİK FACİASIİstanbul’un kalburüstü ekiplerinden

Pendikspor’u herkes “Pendik faciası” te-malı Fenerbahçe galibiyetiyle hatırlar. Ofaciayı unutun! Gerçek bir Pendik faciasıyaşandı iki sezon önce, şimdi, unuttuysa-nız gerçeğe odaklanalım...

Coşkun Birdal’lı, Emrah Başsan’lı kad-rosuyla ilk devre fırtına gibi esen ve2010-2011 sezonu 2. Lig Kırmızı Grup'tayedi maçlık kaybetmeme serisiyle dev-reyi üçüncü sırada bitiren Pendikspor ge-lecekten umutludur. Toplamda 28 puantoplayan İstanbul temsilcisinin ikinci sı-

rayla arasında beş puanlık bir fark vardır.

Ancak ne olduysa bir anda Pendiksporkendisini düşüşte bulur. İkinci devreye üçmaçta beş puanla giriş yapan kırmızı-beyazlılar kalan maçlarından dört bera-berlik, iki de galibiyet alabilince sezonu10. sırada kapatmak zorunda kalır ve ilçesınırları içinde yaşanıp unutulacak bir fa-ciaya imza atar.

PLAY-OFF’A UZANAN DÖNÜŞŞampiyonluktan önceki basamak

play-off ise, listemizdeki 1461’den sonra-ki en iyi dönüşü Yeni Malatya’nın yaptığı-nı iddia edebiliriz rahatça. Malatyas-por’un düşüşe geçmesinin akabinde böl-ge halkına sevmeleri için dayatılan suni“Malatyaspor”, Yeni Malatyaspor, 2010-2011 sezonunda tarihçesine öykündüğü

sarı-kırmızılılardan farklı bir şekildebaşlamaz lige...

İlk devresinde topladığı 22 puanla (6galibiyet-4 beraberlik-7 mağlubiyet)küme düşme hattının sadece sekiz puanüstünde, on birinci sırada seyreyleyenYeni Malatyaspor’un ikinci devrede sekizmaçlık galibiyet serisi takımı ilk devredearasında on puan fark olan play off hattı-na taşır! Sezonun son maçında ise play-off için Çorumspor ile çekişen BeypazarıŞekerspor’a Ankara’da üç puanı bırakıprakibini kendi üstüne taşıyan Malatyatemsilcisi, play-off’ta çapraz eşleşmeylekendisinden sekiz puan az toplamış olanKırmızı Grup beşincisi Adana Demirs-por’a yenilmekten kurtulamayarak birsonraki sezonu da İkinci Lig’de oynamakzorunda kalacaktır.



1461 TRABZON

PENDİKSPOR


Adafutbolu deninceaklınıza hemen

İngiltere Ligi geliyorsasize kızgın birkaç ülke

var. Onlardan sözetmek de bize

düştü.

İngiliz futbolunun doğal olarak enönemlü ürünü olan Premier Lig, oyunyapısı, futbol kültürü ve hem seyirci-nin hem de futbolcuların organizas-

yona yaklaşımı ile şüphesiz enfazla izlenilen lig durumuda.

İçerisinde olmazsa ol-maz mücadeleazmi, sertlik,dolu tribünler

ve iyi birmedyaorganiz-yonu ile

her futbol-severin yakından takip et-

tiği bu oluşum, sadece Avru-pa'da değil tüm dünyada ilgi

odağı olurken İngiltere'nin he-men yanı başında bulunan

ülkeler git gide futbolda İn-giltere'nin diktası ile karşıkarşıya kalmış bir durum-

dalar. Peki nasıl oluyor da İn-giliz futbolu ve Premier Lig, en

yakın rakipleri Bundesliga, Serie A ve La Li-ga'ya dahi nal toplatırken aynı ada üzerindekiülkeler futbol bazında İngiltere'nin bu yükse-lişinden fayda elde edemiyorlar. Şimdi Adafutbolu kültürünün İngiliz futbolu diktasınagirme sürecine yakından bakalım.

ADA ÜLKELERİNDEKİ DÜŞMAN KARDEŞLER

Ada futbolu denildiğinde akla ilk olarak İn-giltere ardından da İskoçya gelmesine rağ-

men aslında Galler, İrlanda Cumhuriyeti veKuzey İrlanda da bu değişik futbol tarzınınhayat bulduğu futbol coğrafyaları olarakkarşımıza çıkmakta. Açık söylemek zorun-dayım ki işin tarihi kısmına girip (Kelt'lerekadar işi götürmek istemiyorum) bu incele-menin içine dahil etmekten özellikle kaçına-

cağım. Lakin ada tarihi sadece WilliamWallace veya yaşadığı Playboy hayatı

ile bilinen Tudor hanedanı ile sınırlıdeğil. Konumuz futbol olduğundanveriler ışığında gitmek hem aradaki

farkları görmek hem de yaşanançarpık gerçekleri anlamak açı-sından faydalı olacaktır.

İlk olarak İngiltere Premier Lig'in yapısınıanlamakta fayda var. Premier Lig toplam 3.4Milyar Euro'luk değeri ile Avrupa'nın en de-ğerli ligi durumunda. En yakın takipçisi LaLiga, içinde Real Madrid ve Barcelona gibi dev-leri barındırmasına rağmen yaklaşık 0.7 Mil-yar Euro'luk eksi bir rakamla Premier Lig'ingölgesinde kalıyor.

Premier Lig'e rakam anlamında en yakınAda ülkesi İskoçya. İskoç ligi Premier Lig'enazaran aynı futbol kültürüne ait olmasınarağmen son derece sıradan bir lig görünümdeve bu sıradanlık rakamlara da yansımış du-rumda. 3.4 Milyar Euro'luk Premier Lig'in ya-nında İskoçya Premier Ligi 150 Milyon Eu-ro'luk değeriyle adeta bir dev ile mücadele et-meye çalışan cüce konumunda. Son olarakRangers'ın başına gelen mali sorunlar ve ta-kımın alt seviyenin yolunu tutması zatenCeltic – Rangers ekseni etrafında dönen İs-koç futbolunun ipini çekerken bir zamanlar


şu an Manchester United'da yaşayan ef-sane haline gelen Sir Alex Ferguson'unyönetiminde başarılı günler geçirenAberdeen'in de durumu İskoç ligini ayağakaldırmak için yetmedi. Keza İskoç ligi-nin izlenirliğinin düşmesi olayı öyle birboyuta getirdi ki Celtic ve Rangers'ın İn-giltere Premier Lig'ine dahil edilmesi dahigündeme geldi. Ancak bu düşünce sade-ce masa üstünde kaldı.

Birleşik Krallığı meydana getiren 4 ül-keden biri olan İskoçya'nın durumu o ka-dar kötü bir hal aldı ki, artık İskoçlarındahi büyük çoğunluğu İngiltere takımla-rını desteklemeye ve bu takımları takipetmeye başladılar. Bir anlamda İngilizfutbolunun alt yapısı durumuna düşenİskoçya, son yıllarda futbol sahnesindezaman zaman Celtic ve Rangers'ın Avru-pa'da aldığı başarılarla dikkat çekse dePremier Lig'e oyuncu yetiştiren bir futbolorganizyonundan öteye geçemiyor.

İskoçya'nın bu durumu Kuzey İrlandave İrlanda Cumhuriyeti için de geçerliğinikoruyor. İskoçya'ya nazaran dünya ça-pında yıldız çıkarma konusunda dahabecerikli olan İrlandalılar, futbolu ülkeselanlamda kaliteli hale getirememenin veUluslararası anlamda da göz ardı edilenülke olmanın sıkıntısını fazlasıyla hisse-diyorlar.

SORUN SADECE İKİ TAKIM MI?İlk olarak İngiltere ile İskoçya arasın-

daki farkı incelemek istediğimizde İngilizfutbolunda Liverpool, Chelsea, Manches-ter United, Manchester City, Arsenal vehatta Tottenham gibi devlerin mevcudi-yeti dikkatimizi çekiyor. Bu devlerin yanısıra Newcastle United, West Ham, hattaşu an alt ligde bulunan Milwall gibi ekip-ler sadece aldıkları başarılarla değil ta-raftar yapıları ile de gündemde kalmayısürekli başarıyorlar. Ancak İskoçya ligiiçin durum daha farklı. Lig tamamen Cel-tic ile Rangers arasındaki rekabete dayalıolarak şekillendi tarih boyu. Sadece bir

dönem Alex Ferguson'un yönetimindekiAberdeen, bu iki takıma kafa tutarken bubaşkaldırışın devamı gelmediği için ligingenel formatında bir değişiklik olmadı.Şu an Rangers'ın içinde bulunduğu duru-mu da düşündüğümüzde İskoç futbolunuparlak günlerin beklemediği çok açık.

İRLANDALILAR BİLDİĞİNİZ GİBİ...

Tarih boyunca hep girdikleri savaşlar-da en önde olan ve bir anlamda Ada ülke-lerinin arasında en çılgın karakterleriyledikkat çeken İrlanda, Protestan ve Kato-lik mezhep farklılıkları sebebiyle tarihboyunca sıkıntılı günler geçirdi. Ada'dahem İrlanda Cumhuriyeti hem de Kuzeyİrlanda gibi aynı millete ait iki farklı dev-letler bulunurken bu durum doğal olarakfutbolda da bir bütünleşememe durumu-nu berabere getirdi. İngiltere ve İskoçyaile aynı adada olmamasına rağmen futboltarzı olarak İngiliz futboluna oldukçabenziyen İrlanda futbolu bırakın İngilizle-re yaklaşmayı İskoçya ile bile rekabetedemeyecek durumda. İrlanda'da en pa-halı takım olarak 7.3 Milyon Euro değe-riyle Shamrock Rovers karşımıza çıkar-ken bizim için dikkat çekici tek ekip iseDrogheda United olsa gerek, zira bordo-mavili ekibin taraftarları Trabzonspor ta-raftarları ile kardeşlik durumundalar. İr-landa'da durum bu haldeyken ezeli rakipKuzey İrlanda'da da durum pek farklı de-ğil. 12 takımla oynanan Kuzey İrlanda Li-gi'nde en pahalı takım 1.3 Milyon Euro'luktahmini değeriyle Donegal Celtic... Doğalolarak İngiltere alt lig takımlarından biledaha fakir olan bu ekiplerden oluşan ülkefutbolunun gelişmesi ihtimal dahilindebile değil.

GALLER EMEKLEME AŞAMASINDA

İngiltere’nin tıpkı İskoçya gibi neredey-se dibinde yer alan başka bir Ada ülkesiolan Galler ise lig anlamında şu an emek-leme aşamasını geçebilmiş değil. GallerPremier Ligi’nin kuruluş tarihi 1992. 12takımla oynanan ligin tahmini değeri ise6 Milyon Euro civarında ancak Galler fut-bolu için işin garip tarafı başkent takımıCardiff’in İngiltere Championship’de mü-cadele etmesi ve Swansea City’nin dePremier Lig takımlarından biri halindeolması. Sonuç itibariyle futbolda en ba-şarılı iki ekibini İngilizlere kaptıran Galler,henüz bebek ligi ile dikkate alınacak du-ruma gelemedi.



İSKOÇ KENY MILLER

PARA PARAYI ÇEKİYORİşin futbol tarafını bir kenara bıraktığı-

mızda ise karşımıza tanıdık bir hikayeçıkıyor. Sık sık ülkemizde duyduğumuz'İstanbul takımlarının cazibesi' kavramıAda ülkelerinde daha çok İngiltere içingeçerli. Hem sosyal hem de ekonomikolarak diğer ülkelere nazaran bir çekimkaynağı olan İngiltere maddi açıdan vesosyal yaşam standartı ile biraz yete-nekli olan herkesi kendisine çekerkenyetenekli oyuncuların İskoçya, İrlandave Kuzey İrlanda'da tutunamaması kali-teyi, kalitenin düşmesi de ligin izlenilirli-ğini düşürüyor. Bir anlamda Ada futbo-lunda para parayı çekiyor.

SADECE YILDIZLAR VARİngiltere’nin gölgesinin adeta eski za-

manlardaki gibi görkemiyle kapattığı di-ğer Ada ülkeri açısından tek olumlu nok-ta bir şekilde sürekli olarak yıldız yetiş-tirmeli olsa gerek.

Bu durum yine de İngiliz futbolu altın-da şekillense de Galli, İrlandalı ve İskoçyıldızların adlarından söz ettirmeleri futbolseverlerin zihninde ‘bu ülkelerdede bir hareketlilik var’ izlenimini uyandı-rıyor.

Biraz geçmişe gittiğimizde ilk olarakkarşımıza George Best çıkıyor. Manc-hester United’ın Kuzey İrlandalı efsaneviismi futbol yeteneği, çalımları ve gecehayatı ile tanınırken genellikle kendisinitanımayanlar onu İngiliz zannediyor. An-cak Best’in Manchester United forma-sıyla tanınması ve küçük yaşta KırmızıŞeytanlar tarafından keşfedilmesi onunbir İngiliz futbol makinesi ürünü olarakgörülmesini de sağlıyor.

Galler futbolu denilince ise akla gelenyıldızlardan birisi bizim için fazlasıylatanıdık. Bir dönem Beşiktaş’ı da çalıştı-

ran John Benjamin Toshack, Galli bir fut-bol adamı. Liverpool forması ile efsane-leşen Toshack’ın Kırmızılardan önce for-ma giydiği ekip ise biraz önce bahsetti-ğimiz Cardiff City... Galler futbolu ise fut-bola yeni bir yıldızı Tottenham forma-sıyla sundu. Southampton forması iledikkat çeken ancak Tottenham’da oy-nadığı futbolla tam anlamıyla parıldayanGareth Bale, son yıllarda Galler’in yetiş-tirdiği en büyük yetenek olarak karşı-mıza çıkıyor. Best gibi bir başka Manc-hester United efsanesi olan Ryan Giggsise Galler'de doğmuş olmanın 'uluslar-arası' alanda acısını çeken en önemliisim. Onun İngiltere Milli Takımı'nda oy-naması halinde kariyerinin nasıl birnoktaya geleceği hala tartışılan birkonu.

Kuzey İrlandalı George Best, Galli Tos-hack ve Bale’nin ardından bir İrlanda-lı’dan bahsetmemek olmaz. İrlanda fut-bolunun en görkemli isimlerinden biri iseRobbie Keane tabii ki... İngiltere’de nere-deyse forma giymediği takım kalmayanKeane, İrlanda futbolunun şu an yetiştir-diği en önemli isim durumunda. Son yıl-larda ise İrlanda futbolu adına en fazladikkat çeken isim bir dönem ManchesterUnited forması ile izlediğimiz ve şu anEverton takımında top koşturan ortaDerron Gibson. Orta alanda hem ofansifhem de defansif görevler üstlenen Gib-son, İngiliz futbolunda uzun süre ismin-den söz ettirecek futbolcular arasında.

İskoçya için söylenecek fazla bir şeyyok. Hızla kan kaybeden İskoç futbolu-nun en göze batan ürünü ManchesterUnited’da forma giyen Darren Fletcher,İskoç menajer Sir Alex Ferguson ve Dar-ren Fletcher olmasa İskoç futbolununadını iflas ve Celtic dışında fazlaca duy-mayacağız.


GALLER MİLLİ TAKIMI İRLANDA MİLLİ TAKIMI

GEORGE BEST

GARETH BALE

ATİLA TURAN

Orduspor’un genç sol beki Ati-la Turan’ın karşısına geçme-den önce Türkçe’yi çat patkonuşan bir gurbetçi bekli-

yorduk. Ama karşımızda Seksenlerdizisini bölüm bölüm takip edenbir futbolcu bulduk. Hala Türk-çesinin yeterli olmadığını söyle-se de meramını gayet iyi anla-tan Atila, bize çok büyük bir sırvermeyi de ihmal etmedi.

Öncelikle Portekiz’de birsezon geçirdikten sonra Orduspor’u ter-cih sürecin nasıl gelişti?

Sporting Lizbon’a 5 senelik imza at-mıştım fakat iki hafta sonra Galatasa-ray’dan Insua da aynı takıma transferoldu. Bana bir takıma kiralık gitmeninbenim için daha faydalı olabileceği söy-lendi. Beira Mar’a kiralık olarak gönderil-dim. Orada da pek oynamadım. Yanlışhatırlamıyorsam 12 maçtı. Lizbon’a tek-rar döndüğümde sadece hazırlık maçla-rında oynatılınca ayrılmam gerektiğinekarar verdim. Fransa’ya gidebilirdim amabeni en çok isteyen takım Orduspor’duve Cuper’in burada olması kararımda çoketkili oldu.

Transferin öncesinde görüştüğünFransız ya da Türk oyuncular oldu mu?

Hiç kimseyle konuşmadım açıkçası.Karar verdim ve geldim.

Ailen hangi şehirden Türki-ye’ye göçmüş? Ata toprağını

görme şansın oldu mu?

Ailem Fransa’ya Afyon’dangitmiş. Zaten yaz tatillerindebirçok defa Afyon’a gidip ai-lemin yaşadığı yerleri görme

şansım oldu. Gelmeden önce Türki-ye’yle ilgili habersiz değildim yani.

Kendini ait hissettiğin yer Türkiye miFransa mı?

Ben Türkiye’de olduğumda çok rahatım.Burada insanlar daha yakın daha samimi.Fransa’da herkes birbirine karşı soğuk.

Türkçe seviyen ne durumda? Bizimmilli takımımızda tercüman kullanıldığıgünümüzde bu konu hayli önemli.

Türkçe seviyemin gayet yeterli oldu-ğunu düşünüyorum. Zaten Orduspor’dakitakım arkadaşlarımla da gayet iyi anlaşı-yorum. Sadece basına demeç verirkenFransızca düşündüğüm için arada zor-luklar yaşıyorum ama takım içindeki ko-nuşmalar benim için zor değil.

“ORDUSPOR’DA GELECEĞİMİÇİN; HAYIRLISI...”

Takımda Fransızca bilen bir oyuncuvar mı? Bildiğim kadarıyla Ömer KulgaBelçika’dan geldi.

Evet Ömer Kulga Fransızca’yı gayet iyikonuşuyor. Dediğiniz gibi Belçika’da ye-tişmiş. Onunla konuşurken çok rahatbirbirimizi anlayabiliyoruz.

Türkiye’deki en iyi maçın Galatasaraymaçı mıydı?



“TÜRKİYE’DEFUTBOL EKONOMİK

OYNANMIYOR”Türkiye A Milli Takımı'nın İbrahim Üzülmez'den bu yana içi rahat birşekilde teslim edemediği sol bek pozisyonu için artık iyi bir alternatifi var.

ATİLA TURAN'DAN DÜŞÜNDÜRÜCÜ TESPİT

Benim için iyi bir maçtı ama daha faz-lasını yapabilirim. Daha 20 yaşımdayımve biraz daha zamana ihtiyacım var. Sü-rekli çalışıyorum ve çalışıyorum.

Aslolarak sol bek misin sol açık mısın?

Grenoble’da uzun süre sol açık oyna-dım ama son zamanlarda hocamız solbekte daha etkili olabileceğimi söyledi.O günden beri sol bek oynuyorum vebundan çok mutluyum. Çünkü bek oy-narken sizi savunan bir oyuncu yok vesahanın tümünü daha rahat görebili-yorsunuz.

İki Akdeniz ülkesi olarak Portekiz veTürk futbolu birbirine benziyor mu?

Bana kalırsa ikisi hiç birbirine benze-miyor. Onlar buraya göre tekniğe dahafazla önem veriyorlar ve Türkiye’dedaha önce de söylediğim gibi çok koşu-luyor, kimse ekonomik oynamıyor.

Orduspor’da kiralık durumdasın. Ge-lecek sezon Orduspor’da ya da Türki-ye’de devam etmeyi istiyor musun?

Annemin hep söylediği gibi 'hayırlısı'(gülüyor)

“KÜÇÜKKEN GALATASARAYLIYDIM”

İstanbul büyükleriyle zaman zamanadın anılıyor. Küçükken tuttuğun birtakım var mıydı?

Açıkçası küçükken Galatasaray’ınmaçlarını daha fazla ilgiyle takip ediyor-dum. Ama şimdi profesyonel bir futbol-cuyum.

Oyun tarzı olarak hücumcu bir bek mi-sin ya da stoper özellikli bir bek misin?

Ben kendimi hücumcu bir sol bekolarak düşünüyordum ama Cuper banasavunmaya da önem vermem gerekti-ğini gayet iyi bir şekilde öğretti. Artıksavunmaya da çok önem veriyorum.

Barcelona’nın seni takip ettirdiği ku-lağına çalındı mı?

Evet Grenoble’da oynarken Barcelo-na’nın beni izlettiğini duydum. Dahasonrasında Barcelona B Takımı’nda oy-namam için bana teklif geldi. Fakat benbunun için daha çok erken olduğunudüşündüm ve gitmedim. Şu an Ordus-por’dayım ve geleceğin nasıl olacağınıbilemeyiz.

ATİLA TURAN


Barcelona’nınB Takımı’ndaoynamam içinteklif gelmişti.Ama erkenolduğunudüşündüğüm içingitmemiştim.

A Milli Takım’da bir sol bek eksikliğiolduğunu düşünüyor musun?

Bana göre Hasan ağabey ( Hasan AliKaldırım) çok iyi bir oyuncu. Ben de ken-dimi geliştirmeye çalışıyorum. Belki degelişimime devam edersem Hasan ağa-beyle rekabete girebilirim. Zaten Ordus-por’da iyi olursam Milli Takıma da çağrı-lacağımı düşünüyorum.

Forma numaranın bir anlamı var mı?

Fransa’da doğup büyüdüğüm yerinplaka numarası 89 olduğu için ben de89’u seçtim. Herkes 89 doğumlu olduğu-mu zannediyor ama 1992 doğumluyum.

“SEKSENLER DİZİSİNİ ÇOK SIKI TAKİP EDİYORUM”

Çok sayıda yabancı oyuncunun burunkıvırdığı maç öncesi kamp sistemine na-sıl bakıyorsun?

Onların hoşuna neden gitmiyor bilmi-yorum ama Fransa’da ve Portekiz’de dekamp sistemi vardı. Yani Türkiye’ye özelbir konu değil bu. Zaten evde ne yapıyor-sak orada da aynılarını yapıyoruz. İdman,yemek, uyku, televizyon, Facebook,Twitter...

Bilgisayar oyunlarıyla aran nasıl?

Pek aram yok diğer futbolcuların aksi-ne. Ben daha çok dizi izlemeyi seviyo-rum. Evde ne zaman canım sıkılsa tel-evizyonu açıyorum ve dizi izliyorum.

En çok sevdiğin diziler hangileri?

Alev Alev ve Seksenler dizilerini çok

sıkı takip ediyorum. Bu ikisi dışında dizitakip ettiğim söylenemez.

“ARTIK TÜRK MİLLİ TAKIMIİÇİN OYNAYACAĞIM”

Fransa Genç Milli Takımları'nda oyna-mıştın. Bundan sonra seni Türkiye for-ması altında mı izleyeceğiz?

Kasım ayındaki maçlar için kadroyaalınabilirdim ama UEFA’dan beklenenbazı belgeler gelmediği için işlemler ye-tişmedi. Ama gönül rahatlığıyla söyleye-bilirim artık Türkiye için oynayacağım.Fransa’yı da seçebilirdim ama Grenob-le’da oynarken sürekli çağrılan bir oyun-cuyken Portekiz’e gittikten sonra birdaha adımın hatırlanmaması bu seçi-mimde çok etkili oldu.

Fransa forması altında Türkiye’ye kar-şı oynamış mıydın? Neler hissetin?

Oynamak isterdim ama hiç karşılaş-madım.

SOSYAL MEDYA...Ordu’daki hayat nasıl gidiyor? Sosyal

hayat Fransa’dan çok farklı mı?

İdmana gidiyorum, eve dönüyorum bi-raz uyuyorum daha sonra da televizyon,Facebook ve Twitter. Rutin bir hayatımvar.

Hesaplarının isimlerini alabilir miyiz?

İki mecrada da Atila Turan olarak ara-tırlarsa insanlar beni bulabilirler.


Ülkemize gelen çoğu Fransız fut-bolcu Claire Fontain mezunu. Sana dao okuldan teklif geldi mi ya da oradabulunmak istemiş miydin?

Ben de orada bulunmayı çok iste-miştim. Seçmelere de girdim za-ten. Son elemeye kadar başarılı

oldum ama o en önemli elemeyi geçe-medim. Böyle olunca da Grenoble ku-lübünü tercih ettim. Zaten ilk profes-yonel kontratımı da orada yaptım. Birsene İkinci Lig’de bir sene de Ligue 1’deoynadım. Daha sonra takım iflas ettiğiiçin Portekiz’e gitmek zorunda kaldım.

Peki neden Portekiz’i seçtin? Tekteklif bu muydu?

Çok sayıda teklif vardı ama Liz-bon’dan gelen teklif çok cazipti.

Fransa’daki futbol eğitimiyle Türki-ye’deki arasında farklar var mı?

Türkiye’de gereğinden fazla koşu-yoruz. Fransa’da oyun daha çok tak-tik ve disiplin üzerine kurulu. İlk baş-larda Türk futbolu bana çok garip gel-mişti.

CLAIREFONTAINE

Bir ülkede hayat ne za-man normale dö-ner? Kimilerinegöre istediği kıya-

feti giyebilme özgürlüğü ha-kiki bir normallik alametidir.O ülke GSYİH rakamlarınagöre sıralanan listede ne kadar üstsıradaysa, insan hakları ihlal raporlarındane kadar alt sıradaysa, kredi derecelen-dirme kuruluşlarının notlamalarında al-fabenin başına ne kadar yakınlaşırsa oülke o kadar yakınlaşır normal, olmasıgereken seviyeye. Kimi ülkelerde şehitdüşen asker haberleri azaldığında veyadoğal afetlere bir süredir rastlanmadığın-da veya sadece akşam evde çay içilebil-

diğinde hayat normale dönmüştür.Ancak dünyanın bazı bölgelerin-

de yaşayan insanlar için tüm bunormallik alametleri hiçbir şey

ifade etmiyor olabilir. Bu ül-kelerden biri Filistin ve Filis-tin'de hayat sadece futbol

maçı başladığında normale döner.

Hapse atılan, sürgün ettirilen, öldürü-len futbolcularıyla, yıkılan stadlarıyla, ol-mayan finansal durumlarıyla Filistin fut-bolu, Filistin halkını temsil etmek konu-sunda başka hiçbir ülkenin erişemeye-ceği bir noktada duruyor. Dünyanın hiç-bir ülkesi yoktur ki futbolunun kaderiyleülkesinin kaderi birbirine bu kadar özdeşolsun.

Filistin, Ortadoğu'da futbol topunaayak vurulan ilk ülkelerden. Birinci Dün-ya Savaşı sırasında İngilizler bölgeyi işgaledince halkı da futbolla tanıştırırlar. 20'liyıllarda Filistin'de önemli Arap, Musevive İngiliz kulüpleri kurulur ve futbol se-vilir. 1928 yılında Filistin/İsrail Futbol Fe-derasyonu kurulur. FIFA, 1929'da fede-rasyonu tanır. Böylece her ne kadar mo-dern zamanlarda Filistin Futbol Federas-yonu'nun tanınma tarihi 1998 olarak gö-zükse de FIFA, Filistin futboluyla 69 yılönceden selamlaşmış olur. İngiliz, Arapve Musevi kulüplerin bir araya gelerekoluşturdukları çatı federasyon 1934 Dün-ya Kupası elemelerinde mücadele etme-ye hak kazanır. Filistin/İsrail Milli Takımı

İŞGAL ALTINDA FUTBOL OYNAMAK


@utkugkUTKU GÖKERKÜÇÜK

FUTBOL, HAYAT,

FİLİSTİN

Filistin’de abluka altında yaşamakne kadar zorsa, orada futboloynamak da o kadar zordur.

Dünya Kupası elemelerine katılan ilkAsya takımıdır.

MUSEVİLERDEN KURULU FİLİSTİN MİLLİ TAKIMI

1934 Dünya Kupası elemelerinde Mısırile karşılaşan Filistin/İsrail Milli Takımısahaya şu oyuncularla çıkmıştı: WilliBerger, Avraham Reznik (kaptan), Pin-has Fiedler, Zalman Friedmann, GdalyahuFuchs, Yohanan Sukenik, Amnon Harlap,Peri Kraus, Paul Kastenbaum, Chaim Re-ich, Avraham Nudelman. Dikkatli bakıldı-ğında takımda hiç Arap oyuncu bulun-madığı fark edilebilir. İlk 11'in tamamı İs-railli musevilerden oluşan takım maça çı-karken İsrail Milli Marşı'nı da okumuştu.

Filistin/İsrail Milli Takımı'ndaki Filistintemsiliyeti sembolik düzeydeydi. O dö-nem İngiliz kulüplerinin takıma katmakistediği Jabra Al-Zarqa gibi pek çok Filis-tinli oyuncu aktif kariyerlerini sürdürsede milli takım kapıları kendilerine açıl-mamıştı. Mısır, Kahire'deki maçı 7-1, TelAviv'deki maçı 4-1 kazanarak Dünya Ku-pası vizesi almıştı. 1938 Dünya Kupasıelemerinde de Yunanistan ile eşleşen Fi-listin/İsrail, Tel Aviv'de 3-1 kaybedip, Ati-na'da tek golle yenilince bir kez dahaDünya Kupası'na katılma hakkı elde ede-memiş oldu. Takım, son olarak 1940'da içsahada Lübnan'la karşılaştı ve maçı 5-1kazandı. Lübnan maçı, bir devrin sonuolacaktı. 40'lı yıllarda Filistin ve İsrail ara-

sında gerilimin artmasıyla 1948 yılındaİsrail devleti kuruldu. 15 Mayıs 1948 yenikurulan İsrail devletinin ilk günüdür. Fi-listinliler içinse bu tarih felaketle eşde-ğerdir. 750 bin Filistinli bir günde mültecistatüsüne geçmiştir.

Filistin'in futbola dair mirası da biranda buhar olur. Sürgün edilen binlerceFilistinlinin arasında Suriye'ye giden Jab-ra Al-Zarqa ve George Mardini, Ürdün'egiden Ibrahim Nusseibeh, Abdel Rahmanal-Habbab, ve Rushdi Abu Ghazaleh gibiönemli futbolcular da vardır. Geri kalan-lar da zaten mülteci kamplarında tutsakedilmiştir. Filistin futbolu tam olarak fet-ret devrindedir.


Yeni kurulan İsrail devleti önceki futbolfederasyonunu sahiplenerek adını İsrailFutbol Federasyonu olarak değiştirdi. İs-rail mirasın üzerine konup yola kendiadıyla devam edince Filistin'de de 1952'deFilistin Futbol Federasyonu kuruldu.1929'da Filistin'e göz kırpan FIFA, 90'lı yıl-ların ikinci yarısına kadar ülkeyi tanıma-mazlıktan geldi. FIFA ve AFC üyeliklerininolmaması, yarım yüzyıl boyunca FIFADünya Kupası ve Asya Şampiyonası gibibüyük turnuvalara katılmaya engeldi.Ancak Filistin bu dönemi özel maçlar ya-parak ve katılabildiği bütün küçük tur-nuvalara katılarak geçirdi. Bu turnuvalar-dan biri dört yılda bir Arap ülkeleri ara-sında düzenlenen olimpik festival olanPan Arap Oyunları. İlki 1953'te Mısır'dadüzenlenen oyunların futbol dalında Fi-listin Mısır'a 8-1 ve Lübnan'a 5-2 yenile-rek ilk turda elendi. Bu maçlar, Arapoyunculardan kurulu Filistin takımınınilk milli maçlarıydı. Günümüzde de hâlâdevam ettirilen Pan Arap Oyunları'na Fi-listin, futbol dalında belli aralıklarla işti-rak etmekte. Yine Arap ülkeleri arasındadüzenlenen futbol turnuvası Arap UluslarKupası da Filistin'in ilk katıldığı kupalar-dandır. 1966'da Bağdat'ta düzenlenenüçüncü Arap Uluslar Kupası'nda boygösteren Filistin, Libya'yla berabere kalır,Kuzey Yemen'i 7-1'le geçer, gruptaki ka-rar maçında Suriye'ye 3-1 yenilerek tur-nuvaya veda eder.

Bu dönemde Filistin'in katıldığı bir diğerturnuva GANEFO oldu. GANEFO, yani "Ge-lişmekte olan ülkelerin oyunları", Olimpi-yat Oyunları'na alternatif olarak sunulanorganizasyonlardan biri. 1962 AsyaOyunları'nı düzenleyen Endonezya'nın

politik sebeplerle İsrailli ve Tayvanlı vizevermemesi sonucu Uluslararası OlimpiyatKomitesi tarafından cezalandırılması,GANEFO düşüncesinin başlangıcı olur.Ekseriyetle sosyalist ülkelerin katılımgösterdiği alternatif oyunlar 1963'te En-donezya ve 1966'da Kamboçya'da olmaküzere iki kez düzenlenir. Diğer 16 ülkeylebirlikte ikinci GANEFO'da boy gösterenFilistin ilk maçında Kuzey Yemen'i 4-0'lageçse de diğer maçlarda Kuzey Kore, Çin,Kuzey Vietnam ve Kamboçya'dan fark yi-yerek oyunlara veda eder.

ŞİLİ, ACI VATANBüyük turnuvalara katılım göstereme-

mek ülke futbolunun gelişimi adına en-geldir. Ancak Filistin futbolu bu dönemdefarklı bir şekilde evrilir. İçeride gelişimimkanı bulamayan Filistin futbolununilerlemesinde ilginç bir ülkenin büyükrolü olur: Dünyanın öbür ucundaki Şili.

Şili ile Filistin'in hikayesi Osmanlı za-manına dayanıyor. 17. ve 18. yüzyılda Os-manlı tarafından Filistinli ailelerin bir kıs-mının Şili'ye gönderilmesiyle iki ülke ara-sında yakınlaşma başlar ve bu iyi ilişkiler20. yüzyılın başında da devam eder. İngi-lizlerin bölgede Musevileri destekleyenpolitikaları yüzünden çok sayıda Filistinliyüzyılın başında Şili'nin yolunu tutar.Dünyanın her yerindeki ezilenleri kenditopraklarına kabul etmekte cömert birülke olan Şili, Filistinlilerin yeni vatanıolur ve ülkede yaklaşık 300 bin kişilikArap nüfus yer eder. 20'li yılların başındaülkedeki Filistinliler Club Deportivo Pa-lestino adındaki futbol kulübünü kurar.1948'de profesyonel statü kazanan Pales-tino, dört yıl sonra Şili Premier Ligi'ndemücadele etmeye başlar ve 1955'te Pre-mier Lig'deki üçüncü sezonlarında daşampiyon olurlar. 1978'de ikinci Şili şam-piyonluğunu kazanan takım, pek çok kezülkeyi Libertadores Kupası'nda temsiletti. Palestino'nun kadrosunda ve altya-pısında bugün de çok sayıda Filistinlioyuncu yer alıyor. Yönetimde de Filistinasıllı isimler var. Filistin'den oyuncu ala-rak ve Filistin Milli Takımı'na oyuncu ye-tiştirerek ülke futboluna doğrudan hiz-met ediyorlar. Çeşitli projelerle Filistinhalkına maddi yardımda da bulunuyorlar.Yanı başındaki İsrail'in mezalimine ma-ruz kalan Filistin, dünyanın öbür ucunda-ki Şili'nin dayanışmasıyla moral buluyor.

BM ÜYELİĞİ OLMAKSIZIN FIFA ÜYELİĞİ

Dışarıda bu gelişmeler olurken, içerideülke futbolunun durgunluğunu bitirecekgelişme 1998'de meydana geldi, FilistinFIFA'ya kabul edildi. FIFA üyeliği için te-mel şart Birleşmiş Milletler üyeliği olsada bugün BM üyesi olmayıp FIFA organi-zasyonlarında boy gösterebilen Filistingibi 24 ülke mevcut. Takım ilk olarak1998'in Temmuz ayında Lübnan, Ürdün veSuriye ile hazırlık maçları yaptı. 2000Asya Kupası elemelerinde grupta yaptık-ları dört maçın üçünü kazandılar ancakPakistan'ı 2-0'la geçerek FIFA üyesi ola-rak tarihlerinin ilk resmi galibiyetini eldeettiler. 2002 Dünya Kupası elemelerindedaha da ileri gittiler ve Hong Kong ile Ma-lezya'yı grupta geride bıraktılar, ancakKatar'ı geçemeyip ilk turda elendiler.Kendi sahalarında maç yapması yasakolan bir takım için hiç fena sayılmaz.

İlk dönemde takıma seçilen oyuncularFilistin liginden seçiliyordu. Ancak 2006

İŞGAL ALTINDA FUTBOL OYNAMAK


Dünya Kupası elemeleri öncesinde Filis-tin Futbol Federasyonu takımın başınaŞili'de hayatını sürdüren Nicola Shah-wan'ı getirdi. Shahwan, Roberto Bishara,Pablo Abdala, Luis Mussri, Roberto Kett-lun ve Francisco Atura gibi Palestino'dave Şili'de futbol hayatını sürdüren Filistinkökenli pek çok oyuncuyu milli göreveçağırdı. Sahada sonuç pek değişik olma-dı. FIFA sıralaması 120-130 arasında sey-reden bir ülke için de ötesi olması bekle-nemezdi. Ancak Tayvan'ı 8-0 mağlup et-melerinin ardından çıktıkları ikinci maç-ta Irak'la 1-1 berabere kalarak geçici ola-rak grupta liderlik koltuğuna oturdular.Irak maçı, Kettlun'un frikik golü ve ve ya-rattığı coşku bütün Filistinlilerin hâlâ ha-fızalarındadır. Filistin Asya Kupası'na dahenüz katılım gösteremedi. 2011'den iti-

baren eleme sistemi değişen Asya Kupa-sı'na katılabilmek için Filistin'in bir şansıvar. Zaman zaman UEFA için de önerilenzayıf takımları birbirleriyle eşleştirerekkupaya katılmalarını sağlama fikrini BinHammam'ın Asya'sı uyguluyor. Araların-da Filistin'in de olduğu zayıf Asya takım-ları iki yılda bir Challenge Kupası'nda bir-birleriyle karşılaşıyor ve şampiyon iki ta-kım, dört yılda bir düzenlenen AsyaŞampiyonası'na katılma hakkı kazanıyor.2011'de piyango Hindistan ve Kuzey Ko-re'ye vurdu. Filistin'i de bir Asya Şampi-yonası'nda görmek hayal olmasa gerek.

Kulüpler düzeyinde de Filistin futbolu-nun handikapları büyük. Filistin liginin1977'den beri yalnızca yedi kez bitirildiği-ni belirtelim ve durumun vahameti orta-ya çıksın. Çoğu futbolcusu hapiste veyasürgünde olan takımlar, yeni isimleri dekadroya katamıyorlar. İsrail ablukası al-tındaki Batı Şeria'da dışarıdan gelenkimsenin üç aydan uzun süre kalınmasımümkün değil. 10 takımlı Batı Şeria Pre-

mier Ligi birinci lig, 14 takımlı Gazze Şeri-di ligi ikinci ligi oluşturuyor. Premier Lig'işampiyon bitiren takım, Asya'nın geliş-mekte olan ülkelerinin kulüplerinin mü-cadele ettiği Başkanlar Kupası'na katılı-yor. Asya'nın üçüncü en büyük kupasıolarak değerlendirilebilecek BaşkanlarKupası'nın 2012 versiyonunda Filistin'itemsil eden Markaz Shabab El-Am'aritakımı finale kadar çıktı ancak Taciktemsilcisi İstiklal'e 2-1 yenilerek ikincioldu. İlk kez bir Filistin kulübü resmiuluslararası maç yapmıştı.

BU ÜLKEDE FUTBOL OYNANABİLİR

Filistin'in Asya Şampiyonası ve DünyaKupası'na katılabilme serüveninde enbüyük handikaplarından biri kendi saha-

sında maç oy-nayamamasıydı.Ancak takvim-ler 26 Ekim2008'i gösterdi-ğinde 1981 yapı-mı Zafere Kaçışfilmini aratma-yan bir maç opynandı Ramallah yakınla-rında. Ürdün'e karşı oynanacak hazırlıkmaçında her şey senaryoya uygundu.Sahada olması gerekirken hapiste olanFilistinliler, İsrailli yetkililer tarafındanneredeyse ülkeye sokulmayacak Lüb-nanlı oyuncular, milli duyguları tavanyapmış tribünler ve beraberlikle bitenmaç. İsrail tarafından iki kez bombalana-rak yıkılan Faysal El-Hüseyni Stadı, FI-FA'nın Goal projesi kapsamında 4 milyondolar'a yenilenmişti. Başkan Sepp Blatterbile o gün staddaydı.

Cünet Çakır'ın düdük çaldığı maç 1-1'likeşitlikle sonuçlanmıştı. Artık Filistin, fut-bol oynamaya elverişli bir ülkeydi. Tabi

sadece kağıt üstünde.

2007 Asya Kupası elemelerinin sonmaçında takım, Singapur'la deplasman-da oynaması gereken maçta sahaya çı-kamamıştı çünkü İsrail Filistinli oyuncu-lara çıkış vizesi vermedi. 2010 Dünya Ku-pası elemelerinde rakip yine Singapur'duve Filistinli oyuncular İsrail yüzündenyine ülkeden çıkamadı. Protestolara rağ-men FIFA, maçı 3-0 Singapur lehine tesciletti. Tayland'a karşı iç sahada oynanacakmaç için futbolcular Mohammed Samarave Majed Abusidu ülkeye alınmadı. GolcüZiyad El-Kord'un evi yakıldı. Tarık El Qutoİsrail Savunma Kuvvetleri tarafından öl-dürüldü. 2008-2009 İsrail saldırıları sıra-sında diğer 1400 Filistinliyle birlikte fut-bolcular Ayman Alkurd, Shadi Sbakheand Wajeh Moshate hayatını kaybetti.2009'un Temmuz ayında Filistin Milli Ta-kımı kampına gitmek üzere Batı Şeria'yadoğru yola çıkan Mahmut Sarsak hiçbirgerekçe gösterilmeden tutuklandı.

Üç yıl boyunca suçu kendisine söylen-meden hapiste tutuldu. İçinde bulundu-ğumuz yılda 90 gün açlık grevi yaptı.Noam Chomsky'den Eric Cantona'ya, KenLoach'tan Sepp Blatter'e pek çok tanın-mış isim Sarsak'ın serbest bırakılmasıiçin İsrail'e çağrı yaptı ve Sarsak serbestbırakıldı. Geçtiğimiz Ekim ayında oyna-nan Barcelona-Real Madrid maçında Ka-

talan temsilcisi,Sarsak ile birlikteFilistin'de uzunsüre rehin tutu-lan İsrailli askedGilad Şalit'i maçadavet etti. Sar-sak daveti red-detti. Çünkü

kendisinin serbest bırakılmış olması ha-yatın normale döndüğü anlamına gelmi-yordu. Dar Alanda Kısa Paslaşmalar fil-minde Suat çocuklara hayatın futbolafena halde benzediğini anlatırken ben-zerliği mi yoksa fenalığı mı vurgulamıştıbilinmez. Ancak Filistin için her ikisi deaynı yola çıkıyor. FIFA sıralamasında 152.sırada. Herkes biliyor ki Filistin için herbir maça çıkabilmek, sıralamada birinciolabilmekle eşdeğer. Milli takımın eskiteknik direktörü Mahmut Bezaz, oyun-cuların tek isteklerinin özgürce futboloynamak, tek hayallerinin bir gün İsrail'iyenebilmek olduğunu söylüyor. Zatenfutbol bu ihtimali içinde barındırdığı içinbu kadar seviliyor.


'NE DERSİN HERR DAUM?'

Vatandaşı olduğu Almanya'da gazeteci-lerle arası pek iyi olmayan Daum'un yıldızıBeşiktaş günlerinde de sert tavrı sebebiylebasın mensupları ile barışmadı. Fenerbah-çe'yi çalıştırdığı dönemde basın ile ilişkileri-ni düzeltmiş olsa da eski günlerden kalmahaberler bu gerginliği çok iyi bir şekilde or-taya koyuyor. Kaybedilen puanların ardın-dan Daum kadro derinliğinden şikayetedince o dönem fırsat kovalayan meslekta-şımız Alman teknik adamı şikayet ettiğiyerden yakalamış. Fulya'da idmanlara çı-kan Tayfun Korkut'un Fenerbahçe'yeUfuk'un da Galatasaray'a gittiğini ancak se-zon öncesinde Daum'un bu iki ismi de be-ğenmediği belirtilen haberde Daum'a soru-lan 'Bu duruma ne diyeceksin Herr Daum?'sorusu da dikkatlerden kaçmıyor.

Galatasaray Teknik Direktörü FatihTerim, yaptığı açıklamalar ile her za-man gündem belirleyen bir isim. MilliTakım ve Galatasaray'da yaşadığıbaşarılar teknik adam olarakFatih Terim'in gücüne güç ka-tarken başarılı futbol adamıfutbolculuk günlerinde deher zaman medya önündeolmayı ve dikkat çekiciaçıklamalar yapmayı adetedinmiş bir isimdi. 1984 yılında millitakım kampında Galatasaray ve milllitakım kaptanı olarak açıklamalardabulunan Fatih Terim o yıllarda Türkfutbolu ile Avrupa futbolu arasında birkıyaslama yaparken olaya sadece fut-

bol açısından değil sosyal açıdan dabakmış. Fatih Terim futbolumuzunAvrupa'dan geri olduğunun ve alt yapı

sisteminin çalışmadığının altını çi-zerken futbol kadar, tarım, en-

düstri ve sosyal yaşamda dageri olduğumuzu söyleyerekbir anlamda Türkiye adına

dikkat çekici bir özeleşti-ride bulunmuş. Fatih Te-rim'in bu açıklamaları

yapmasının üzerinden neredeyse30 yıl geçti ancak 'İmparator' lakaplıfutbol adamının yaptığı bu açıklama-nın ardından Türkiye'de nelerin pozitifanlamda değiştiğinin yorumunu siz-lere bırakmakta fayda var.

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ


“HER ALANDA GERİYİZ”


Futbolcuların özel yaşamları her za-man gündem konusudur. Spor muha-birleri ve magazin muhabirlerininomuz omuza gece nöbeti tuttuğu yıl-larda Galatasaray'ın üç ismi gazetecitabiri ile fena zımbalanmışlar. Adlarıçapkınlıkları ve gece hayatları ile anı-lan Arif Erdem, Hakan Ünsal ve OkanBuruk, takımın ettiği beraberlik yemi-

ninin ardından isimlerini aklamak içinöyle bir paranoyaya girmişler ki, kiralıkolarak oturdukları evleri boşaltıp tesis-lere taşınmışlar. Hakklarında çıkan de-dikoduların 'Galatasaray'ı yıpratmak'amacıyla yapıldığını söyleyen üç yıldızbir anlamda onları camialarının önüneatan basını da Galatasaray taraftarınınönüne atmayı da ihmal etmemiş.

GECE KUŞLARININ EV SORUNU

Hem Beşiktaş hem de Fenerbahçeforması giyen ve milli takımımızın uzunbir süre kalesini koruyan Engin İpekoğ-lu, Antalyaspor'un ardından Fenerbah-çe'ye transfer olan genç file bekçisiRüştü Reçber'e tam anlamıyla kol kanatgermiş. Fenerbahçe'de yaşanan formarekabetinde dikkat çekici bir ağabeylikgösteren Engin, Brezilyalı çalıştırıcı Par-reira'ya “Ben artık sona yaklaştım, Rüş-tü kaleye geçsin” diyerek bir anlamdaRüştü'nün önünden çekilirken doğal

olarak Engin'in bu tavrı Rüştü'yü deduygulandırmış. Kaderin cilvesi RüştüReçber, sarı-lacivertli forma ile yıldızla-şırken tıpkı Engin'in kariyerinde yaşa-dığı gibi o da Beşiktaş formasını giydive hem Fenerbahçe'de hem de Beşik-taş'ta genç kalecilere yardım etmek içinelinden geleni yaptı. Sonuç itibariyle En-gin'in ardından Rüştü Reçber de ilerle-yen yıllarda eldivenlerini emekli eder-ken bu iki file bekçisinin de Türk futbo-luna hizmetleri unutulacak gibi değil.


TARAFTARLAR HAKEMİ TUTUKLATTI

Taraftarlar arasında kullanılan 'bumaç karakolda biter' deyimi genel-likle sahadaki sert futbola yapılanbir gönderme olarak kabul edilirkenbazı maçlar gerçekten de karakoldabitiyor. Ancak Bursaspor taraftarıradikal bir hamleye imza atarak ma-çın yan hakemini tutuklatmayı ba-şarmışlar. 8 Şubat 1984 tarihli ha-berde Bursaspor ile Trabzonspor'un1-1 berabere kaldığı maçın ardındanyan hakem Yüksel Okçuoğlu'nu em-niyet güçlerine şikayet eden yeşil-beyazlı taraftarlar Yusuf Namoğlu,Abdurrahman Arıcı ve kendilerineküfür ettiğini iddia ettikleri YükselOkçuoğlu'nu Çarşı Karakolu'na bağlıekipler tarafından gözaltına aldır-mayı başarmış ve futbol tarihindeeşine ender rastlanacak türden birolaya imza atmışlar. Araya giren Ca-vit Çağlar ve Ayhan Kızıl gibi hatırlıisimler taraftarlarla hakemleri ba-rıştırarak olayın büyümesini önle-mişler.

ENGİN'DEN RÜŞTÜ'YE ELDİVEN

Ülkemizdeki futbolcuların profesyo-nel futbolculuk dönemlerinde ve futbo-lu bıraktıktan sonra ticarete atılmalarıartık yadırganmayan bir gerçek. Zamanzaman bu radikal sektör değişimi başa-rısızlığı da beraberinde getirse de fut-bolcular futbol yaşam-larının ardından doğalolarak kendilerini sağ-lama almak istiyorlar.Ancak Bulgar yıldızHristo Stoichkov bu ti-caret işini biraz abart-mış. Barcelona'da daforma giyen golcü fut-bolcu Serie A ekiple-rinden Parma'da oyna-dığı dönemde arka-daşlarıyla banka kur-mak için kolları sıva-mış. Üç arkadaşıyla

beraber National Bank isimli bir bankakurmak için girişimlere başlayan Sto-ichkov bir de eşeğini sağlam kazığabağlayarak Bulgaristan Merkez Banka-sı'nın eski genel müdür yardımcısını dabankanın başına geçirmiş.

STOICHKOV PARAYI BULUNCA...

GEÇMİŞ ZAMAN OLUR Kİ


'CİMNASTİKTE PARA YOKFUTBOLCU OLAYIM'

Türkiye'de spor tarihi yazıldı yazılalı amatör branşlarınçektiği çilelerden roman yazsak bir kütüphaneyi rahatlık-la doldurabiliriz. Durum ülkemizde öyle bir haldeki Türksporunda lokomotif olarak görülen büyük kulüplerin fut-

bol şubelerinde milyonlarca lira harcanırkenamatör şubelerdeki sporcular ve çalışanlar ay-larca maaş alamaz. Geçmişte de durum farklıdeğildi. Avrupa ve Dünya Şampiyonluğu kaza-nan ve dünya cimnastik litaratürüne 'Çelenhareketini' kazandıran başarılı sporcu SuatÇelen, maddi imkansızlıklar sebebiyle şansınıfutbolda denemek istemiş. Mensubu olduğuŞekerbank kulübünün futbol şubesinde ken-disine lisans çıkartıran milli sporcu, cimnas-tikte gelecek görmediğini ve ekonomik an-lamda geleceğini düşünmek zorunda oldu-ğunu bu yüzden branş olarak futbolu seçtiği-ni söylerken kendisine şu an Fenerbahçe'deteknik direktörlük görevini sürdüren ve eskibir cimnastikçi olan Aykut Kocaman'ı örnekalmış. Suat Çelen futbol branşında başarılıolamazken şu an ait olduğu dalda TürkiyeJimnastik Federasyonu'nda başkanlık gör-

evini üstlenerek Türk sporuna hizmet ediyor.

FENERBAHÇE'DE DAYAK SIKINTISI

Fenerbahçeli futbolcuların gece hayatı macerası bu kez oldukçafarklı sonuçlanmış. Futbolcuların gece hayatı taraftarların her za-man tepkisini çekerken Fenerbahçeli üç isim Tarık, İbrahim veEmre Ortaköy'de bir gece kulübüne gidince bir de gece kulübü-nün sahibi Fanatik bir Fenerbahçeli olunca doğal olarak ortalıkkarışmış. 1995 yılında yaşanan olayda, Fenerbahçeli üç futbolcusaat sabaha karşı 03:00'da Ortaköy'de gittikleri gece kulübündemekan sahibinin ikazına habere göre tepki verince önce gece ku-lübünden çıkartılmışlar ardında da dışarıda süren tartışmadayumruklar konuşmuş. Olayın büyümesinin ardından üç futbolcuamiyane tabirle olay yerinden araçlarına binerek topuklarken ya-şananları duyan Fenerbahçe yönetiminin tepkisi sert olmuş. Sarı-lacivertli yönetici Şadan Kalkavan, Tarık başta olmak üzere oyun-culara oldukça dikkat çekici nasihatlerde bulunurken Ali Şen'inyaşananlara tepkisi nasıl oldu düşünmek bile istemiyoruz.

Yirminci Dönem Milletvekilliği Seçimleri'nde Doğru YolPartisi'nden adaylığını açıklayan Galatasaray’ın eski başkan-larından Alp Yalman ve eski yöneticilerinden Ergun Gürsoysandıklar açılınca büyük bir şok ile karşı karşıya kalmış. Ga-

latasaraylı iki ismin tek tesellisi ezeli rakiplerinin de seçim-lerde fire vermesi olsa gerek; Fenerbahçeli eski yönetici HadiTürkmen de Denizli'den milletvekili seçilememiş. Trabzons-porlu yönetici Harun Yavuz da kaybeden diğer bir isim olmuş.

GALATASARAY SEÇİMLERDE TERS KÖŞE

Versace’den yeni yıl tasarımıVersace yeni yılı V-Race GMT koleksi-

yonuyla karşılıyor. Tasarımlarındateknoloji ve estetiğin mükemmel birlikteli-ğini sergileyerek lüks saat anlayışına yenibir boyut getiren Versace, yeni V-RaceGMT koleksiyonuyla da çizgisini yansıtıyor.Detaylardaki yaratıcılık ile dikkat çeken V-Race GMT koleksiyonu; 46 mm çapındakicesur kasası, geniş döngüleri, medusa ka-bartmalı tepesi, güç ve enerji yaratan er-gonomik butonları ile enerji ve dinamizmibirleştiriyor. İsviçre yapımı Quartz meka-nizmalı, çift zaman göstergeli ve alarmlı buözel saat, özellikle yoğun iş yaşamı içeri-sinde sürekli koşturma içindeki iş adamla-rı düşünülerek üretildi. Küçük saniye saya-cı ve eğimli gün penceresi saatin özel gö-rünümünü tamamlıyor. V-Race GMT ko-leksiyonunda; paslanmaz çelikten IP pas-lanmaz çelik üzerine sarı altın kaplamaya,çelik bezelden Versace logolu kauçuk be-zele yayılan 7 farklı model seçeneğiyle herzevke uygun model bulunuyor. Saatin kah-verengi versiyonu ise son trendleri takipetmek isteyenler için ideal.

Yeni yılın enerjisiKangaROOS’lardaKangaROOS, yeni yılın ruhuna yakışır

kırmızı renkli, rahat, fonksiyonel, di-namik modelleriyle cazip bir hediye alter-natifi oluşturuyor. Rahatlık ve konforunşık tasarımla birleştiği kırmızı renkli mo-deller, yeni yılda kendini şımartmak ya dasevdiklerine güzel bir sürpriz yapmak iste-yenler için ideal seçim. Canlı, enerjik kırmı-zı KangaROOS’lar ile spor şıklık yaratabilir-siniz… Konforun keyfini çıkarmak için kır-mızı renkte tasarlanan cepli KangaROOSmodellerine mutlaka bakmalısınız… Dün-yanın ilk cepli ayakkabısı KangaROOS;sport lifestyle, outdoor ve günlük giyimayakkabılarından oluşan koleksiyonlarını,tüm Türkiye’de Esem Spor’un 300’ü aşkınsatış noktasının yanı sıra; Ayakkabı Dün-yası ile Intersports mağazalarında ve EsemSport Kardium AVM mağazasında satışasunuluyor.

En havalı saçlar sizin olsunÖzel formüllü ürünlerini kullanıcılarına

sunan Marrakesh, saçların tüm dışetkenlere rağmen sağlıklı, doğal, parlak,canlı olmasını sağlıyor.Marrakesh zenginiçrekli ürünleriyle saçı besleyip, koruyor,mükemmel parlaklığa kavuşturuyor vekolay şekil almasını sağlıyor. MarrakeshOriginal Şampuan alana Marrakesh SaçKremi ve Marrakesh Oil Saç Şekillendiriciİksir… Kenevir ve Argan Yağı özü ile hazır-lanan doğal içerikli bu muhteşem üçlü gözalıcı saçlar yaratıyor…Tüm saç tiplerini na-zikçe temizleyen Marrakesh Şampuan,yıpranmış ve boyalı saçlara nem kazandı-rıyor.Zengin içeriği ile tüm saç tiplerine ba-kım sağlayan Marrakesh Saç Kremi; saçısakinleştirici etki yaratıyor.Marrakesh OilSaç Şekillendirici İksir ise parlaklık ve ko-rumayı bir arada sunuyor. Saçı derinleme-sine nemlendirip canlandırarak mükem-mel parlaklık veren İksir, ısı ile şekillendir-meye karşı da koruma altına alıyor. Zor şe-kil alan saçları da yumuşatıp elektriklen-mesini engelliyor. İksir, saçın kuruma za-manını da yüzde 50 azaltıyor. Marrakeshürünleri; sülfat, paraben içermez, propilenglikol, boyar madde içermiyor. Hayvanlarüzerinde test edilmeyen ürün, hayvansalkaynaklı bileşenler de içermiyor.

Avea’ya ödülAvea’nın, dünyanın en iyi

futbol takımı FC Barcelo-na işbirliği ile Türkiye’nin ge-lecekteki futbol yıldızlarınıyetiştirmek amacıyla hayatageçirdiği FCBEscola CampAvea’ya anlamlı ödül. TürkiyeKurumsal Sosyal SorumlulukDerneği’nin (TKSSD) düzenlediği,“İşletme 2023; Cumhuriyetin 100.Yılında Kurumsal Sosyal SorumlulukPazaryeri” etkinliğinde Avea, “Uluslar-arası İşbirliği” ödülüne layık görüldü

Ferahlık dilediğinizher yerdeK işisel temizlik ve hijyenine önem

veren, genç ve kendini genç hisse-den kullanıcılar için tasarlanan MendixIslak Temizlik Havluları sevimli kahra-manları, renkli ve eğlenceli ambalajlarıy-la ilgi çekerek; Mendix Ormanda, MendixOkulda ve Mendix Bebek temalı tasarım-larıyla beğeni topluyor. Mendix Islak Te-mizlik Havluları; yumuşak, kalın ve es-nek dokusu ile cildinize zarar vermedengünlük temizlik ihtiyacınızı karşılar. Der-matolojik ve mikrobiyolojik testlerleonaylanan, cildin pH dengesi ile uyumlu,cildin doğal nem dengesini koruyan, pa-raben ve alkol içermeyen Mendix IslakTemizlik Havluları’nı evde ve arabada darahatlıkla kullanabilirsiniz. Mendix IslakTemizlik Havluları’nın ihtiyacınıza göre60’lı, 70’li, 80’li 90’lı ve 120’li paketleri debulunmaktadır.

Artık bisikletçilerin desaati varTüm ürünlerinde doğadan ve doğa

sporlarından ilham alan Timber-land'ın saatleri de gençlerin aklını başın-dan alıyor. Uygun fiyatlı ve kullanışlı saat-leriyle fark yaratan Timberland'ın "Rad-ler" modeli bisikletçiler için tasarlanan ilk

saat olma özelliğini taşı-yor, Timberland ‘ın

"Radler" tasarımırenkli modelleriy-le gençlerin yenigözdesi olacakgibi görünüyor.

Tımberland saa-tin özellikleri

ise; 42 x 50mm boyut, sa-

fir kaplamalımineral cam ve

silikon kayışa sahipsaat 5 ATM ‘ye ka-

dar da suya daya-nıklı.

SPORTİF HABERLER


Cafusa’da kültürsembolleriB rezilya’da yapılacak olan 2013 FIFA

Konfederasyon Kupası için tasarla-nan Resmi Maç Topu ilk kez, geçtiğimizhafta sonu gerçekleştirilen, FIFA DrawShow’da futbolseverlerin beğenisine su-nuldu. Brezilya kültürünün üç önemli sem-bolü Karnaval, Futbol ve Samba, adidasCafusa’yı yaratmak için bu tasarımda biraraya getirildi. Ürünün adı ve canlı renkler-den oluşan tasarımı, Brezilya bayrağındatemsil edilen “Southern Cross”tan (güneyyarı kürede çıplak gözle görülebilen en be-lirgin yıldız kümesi) esinleniyor ve ulusalkimliği yansıtıyor.

Kobe Bryant’ın yeniayakkabısı tanıtıldıN ike’ın, kariyeri için çok büyük bir dö-

nüm noktası olan 30 bin sayıya ulaşanen genç ve bu başarıya ulaşan beşinci oyun-cu olan Kobe Bryant için özel olarak tasarla-dığı yeni basketbol ayakkabısı KOBE 8SYSTEM, hızlı adımlar için adeta Kobe’ninayağının bir uzantısı gibi. Daha önce 5 kezNBA şampiyonluğu, 2 kez NBA Finalleri EnDeğerli Oyuncu (MVP) Ödülü’nü almak, 14kez NBA All Stars Takımı’na seçilmek ve birmaçta 81 sayı üretmek gibi başarılara imzaatan oyuncu için Nike’ın özel geliştirdiği fileüst kısmı sayesinde ayakkabı ultra dinamik,hafif ve nefes alabiliyor. Hız. Kesinlik. GörmeGücü. Çok Yönlülük. Bu özelliklerin her biri tekbaşına çok güçlü birer özellik. Bir araya gel-diklerinde ise karşısında hiçbir şey duramaz.

Kadifenin yükselişiSabri Özel’deSabri Özel’in, kesimleri ve kadife ku-

maşlarıyla son derece şık ve konforluceket ve pantolonları kendinizi iyi hisset-tirmeye devam ediyor… Sabri Özel’in Son-bahar Kış Koleksiyonu’nda göze çarpanrenkler, erkek giyiminin vazgeçilmez ton-

larındanoluşuyor.Siyah,koyu laci-vert, füme,nefti, haki,gri tonlarıve camelmodeller-de kullanı-lan anarenklerarasında...Sabri Özel;klasikle

modern çizgileri birleştirdiği, özel kumaş-lardan üretilmiş, birbirinden şık gömlekleriile iş ve özel yaşamın vazgeçilmezi olan ta-kım elbiselerini yeni sezonda erkek kulla-nıcılarıyla buluşturuyor. Kadife ceket vepantolonlarınızı gün içerisinde hem şıkhem de sportif triko kombinlerle rahatlıklakullanabilirsiniz.

Decathlon’dan kayak ekipmanlarıAvrupa’nın en büyük spor perakende

zincirlerinden biri olan Decathlon’unBayrampaşa Forum İstanbul, Marmara Fo-rum, Ankara Kent Park AVM ve İzmir Opti-mum’daki megaspor mağazalarında kışsporlarıyla ilgili binlerce ürünü bir aradabulabilirsiniz. Decatlon’da amatörden pro-fesyonele çocuktan yetişkene farklı yaşgrupları ve seviyeler için çok uygun fiyat-lara kayak/snowboard ekipmanları, kıya-fetleri ve aksesuarları bulunuyor. Kayaktatili için alışverişinizi yaparken ara-dığınız her şeyi tek mağazada bul-mak istiyorsanız Türkiye’nin ilk veen büyük mega spor mağazası De-cathlon’a mutlaka uğrayın! Renga-renk ve sıcacık polarlardan,trendy snowboard ve kayaklara,çocuklar için özel kayak tulum-larından kayak gözlüklerine, be-relerden bağlamalara aradığınıztüm kayak/snowboard ekip-manları çok uygun fiyatlara De-cathlon mağazalarında.

Matraş erkek modasınayenilik getiriyorMatraş, yeni kaz tüyü görünümlü deri

yelek koleksiyonuyla erkek gardı-robuna yenilik getiriyor. Kış mevsimininvazgeçilmezi kaz tüyü tasarımları, derimalzemeyle yeni baştan yaratan Matraş,böylece kaz tüyü görünümlü deri yelekle-ri günlük, casual stilden resmi, şık gardı-

roplara taşıyor. Deri yeleklerböylece klasik gömlek-ku-maş pantolon kombinas-yonlarıyla dahi uyumlu bir

şekilde kombinlenebiliyor.Matraş’ın bu yeni koleksiyo-

nu, kışın en soğuk günle-rinde dahi stilinden

ödün vermeyen erkek-lerin demirbaşı olacak.Matraş, şıklığın ayrıl-maz parçası olan derigiysi, ayakkabı ve ak-sesuarlara sahip ol-mayı isteyen herkesi,mağazalarına vewww.matras.comadresindeki sanal

mağazasına bekliyor.


SPORTİF HABERLER

futbol - ocak 2013.pdf

Documents