en ' sarisamveri.org/pdfdrg/d271899/2018/2018_ozelro.pdf · 2019. 5. 28. · abdÜlmecİd b. nasoh...

26
o "' en s ar EN SAR TiC. © Eserin her türlü olarak Ensar aittir. Takim 978-605-2174-50-0 (Tk) ISBN: 978-605-2174-52-4 (2.c) Serti.fika No: 17576 Döneminde Tefsir Tafsir in the Ottoman Period Yonetmeni Hüseyin KADER SAYDAN Edi törler Prof. Dr. Hidayet AYDAR Vniversitesi Fakültesi Doç . Dr. Abdulhameed MAJEED istanbul Fakültesi Dr . Üyesi Abdullah TIRABZON Vniversitesi Fakültesi · Istanbul Vniversitesi Fakiiliesi Gör . A!aaddin GÜNAY Vniversitesi ilahiyat Fakültesi Gör. Fatnla Nur Vniversitesi ilahiyat Fakiiliesi Redaktör Prof. Dr. Hidayet AYDAR Kapak Halil YILMAZ Matsis Matbaa Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Tevfikbey Mah. Dr. Ali Demir Cad. No: 51 Tel: 0212 624 2111 pbx Faks: 0212 624 21 17 SertiJika No: 40421 Ekim 2018/300 adet . En sar Tic. Mah. Karasüleyman Tekke Sokak No: 7 Eyüpsultan 1 Tel: (0212) 491 19 03 - 04 Faks: (0212) 438 42 04 www.ensamesriyatcom.tr [email protected]

Upload: others

Post on 07-Feb-2021

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

  • o "' en sar

    EN SAR NEŞRiYAT TiC. A.Ş. © Eserin her türlü basım hakkı anlaşmalı olarak Ensar Neşriyat'a aittir.

    Takim Numarası: 978-605-2174-50-0 (Tk) ISBN: 978-605-2174-52-4 (2.c)

    Serti.fika No: 17576

    Kitabın Adı

    Osmanlı Döneminde Tefsir .;ıw.!l _,...li.J~

    Tafsir in the Ottoman Period

    Yayın Yonetmeni Hüseyin KADER Ade~ SAYDAN

    Editörler Prof. Dr. Hidayet AYDAR

    İstanbul Vniversitesi halıiyat Fakültesi

    Doç. Dr. Abdulhameed MAJEED istanbul Vııiversitesi halıiyat Fakültesi

    Dr. Öğr. Üyesi Abdullah TIRABZON İstanbul Vniversitesi İlalıiyat Fakültesi

    · D~Z~adALRAWASHDEH Istanbul Vniversitesi halıiyat Fakiiliesi

    Arş. Gör. A!aaddin GÜNAY İstanbul Vniversitesi ilahiyat Fakültesi

    Arş. Gör. Fatnla Nur ŞENER lstanbııl Vniversitesi ilahiyat Fakiiliesi

    Redaktör Prof. Dr. Hidayet AYDAR

    Kapak Tasarım Halil YILMAZ

    Baskı

    Matsis Matbaa Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. Tevfikbey Mah. Dr. Ali Demir Cad. No: 51 Sefaköy-İstanbul

    Tel: 0212 624 2111 pbx Faks: 0212 624 21 17 SertiJika No: 40421

    ı. Basım

    Ekim 2018/300 adet basılmıŞtır.

    İletişiin . En sar Neşriyat Tic. A.Ş.

    Düğroecüer Mah. Karasüleyman Tekke Sokak No: 7 Eyüpsultan 1 İstanbul Tel: (0212) 491 19 03 - 04 Faks: (0212) 438 42 04

    www.ensamesriyatcom.tr [email protected]

  • ABDÜLMECİD B. NASÜH et-TOSYA Vi

    el-AMAsi (996/1588) ve

    RİSALE Fi TEFSiRİ'L-AYATİ'L-MÜTEALLİKA Bİ'T-TEMSiL

    ADLI ESERİNDE İŞ~i YORUMLAR

    p r. Öğr. Üyesi Recep Orlıan ÖZEL'

    Giriş

    Miladi 7. yüzyılda vahyin nüzulü ve son peygamber Hz. Muhammed'in (a.s)

    örneldiğiyle temelleri atılan İslam Dini kısa süre içinde Arap coğrafyası dışına

    çıkmıştır. Bugüne değin Hindistan, Maveraünnehir, Endülüs, Afrika, Anadolu,

    Balkanlar gibi dünyanın çok geniş bir coğrafyasında varlık göstermiştir. Bu

    bölgelerde Mekke, Kudüs, Yemen, Şam, Buhara, İstanbul, Kurtuba gibi nice İslam

    şehri, medrese ve kütüphaneleriyle birer ilim ve kültür merkezi haline getiı:ilmiştir.

    İslam şehirlerindeki ilmi hareketlilik çok geçmeden meyvelerini vermeye başlamış,

    rihleden rihleye koşan İslam bilginleri, ilmi mesaileriyle birçok ilim dalında telif-

    tercüme eserler kaleme almıştır. Şüphesiz İslam şehirlerindeki ilmi faaliyetlerin ve

    ondan geriye kalan mirasın büyük bir kısmının İslam'ın birinci kaynağı Kur'an-ı

    Kerim etrafında yapılan çalışmalar oluşturmuştur. Bu bağlaıp.da topraklan Asya,

    Avrupa ve Afrika'ya kadar uzanan ve buralarda asırlarca hüküm süren Osmarılı

    Devleti ~e ilim ve kültüre hizmet etmiş, İslam Medeniyetinin öİıemli bir halkasını

    teşkil etmiştir.

    • Amasya Üniversitesi, ilahiyat Faküİtesi, ttköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Eğitimi Bölümü, , [email protected]

  • 124 OSMANLI DÖNEMİNDE TEFSİR

    Çalışmamızı bizim için anlamlı lalan iki temel saik söz konusudur. Öncelikle

    şunu ifade etmek gerekir ki, İslam Tarihi boyunca Kur'an üzerine harcanan ilmi

    mesainin envanteri nitellğipdeki Tefsir Tarihi çalışmalarında, Osmanlı dönemi

    müfessir ve ilim adamlarının layıkıyla yer bulduğunu söylemek güçtür. Türkçe

    yazılan "Tefsir Tarilhi" eserleriyle ilahiyat Fakültelerinde okutulan Tefsir Tarihi

    derslerinin eksenini büyük ölçüde belirleyen et-Tefsir ve'l-Müfessirun adlı üç cililik

    eserin muhtevası, bu kanaati doğrular niteliktedir.1 Bu konuda dile getirilen eksiklik

    ya da ihmalin kapsamına Osmanlı dışında Endülüs, Kuzey Afrika ve Malezya gibi

    coğrafyaları da katmak mümkündür? Bununla beraber Ömer Nasuhi Bilmen'in (v.

    197f) içerik bakımından çok diıha kuşatıcı B.üyük Tefsir Tarihi-Tabakatü'l-

    müfessirin adlı eseri ve yine nispeten Edirnevi'nin (v. 1090/1680) Tabakatü'l-

    müfessirin adlı eserlerini müstesna bir çalışma olarak kaydetmek gerekmektedir.3

    Öte yandan Osmanlı bağlamında söz edilen bu açığın, dönemin ilmi anlayışına

    damga vuran ve şerh~haşiye türünde yazılan çok sayıdaki çalışmayı öz~ükten yoksun addeden değerlendirmelerden ileri geldiği tespiti yapılmaktadır.4 Şerh ve

    haşiyelerin nitelik yönünden özgünlüğü meselesi.ya da diğer nedenler bir tarafa son

    dönemde makale, tez, kitap düzeyinde yapılan çalışmaların, Osmanlı Tefsir nll.rasını

    nicelik ve nitelik bakımından daha sağlam ve objektif veriler ışığında

    değerlendirmeye imkan vereceği aşikardır. Bu bakımdan Fatiha-Nas ·türü müstak.il

    tefsirler kadar, sure tefsirleri: hatta ayet tefsirlerinin, şerh-haşiye ya da talik türü

    eserlerin ciddi bil- şekilde okunup hatası ve savabıyla değerlendirilmesi

    gerekmektedir.

    2

    Mustafa Öztürk, "Modern Dönem Tefsir Tarihi Edebiyatma Dair Bir Zihnixet Analizi: Muhammed

    Hüseyin ez-Zehebi ve et-Tefsir ve'l-Müfessirıin Örneği:', Tefsir Tarihi Yazı,;;ı Sempozyumı1: Editör: Mustafa Karagöz, Ankara: Araştırma Ya}'ınlan, 2015, s. 251. Zehebi'nin ve daha sonraki Tefsir .Tarihi eserlerinde takip edilen tasnif yöntemin de oryantalist Go)dziher'in etkisinin olduğu ifade

    edilmektedir. Mesut Okumuş, "Tefsir Tarilii ~serlerinin Did.iktik Açıdan Değerlendirilmesi", Tefsir Tarihi Yazımı Sempozyumu, Editör: Mustafa Karagöz, Ankara: Araştırma, 2015, s. 285.

    Mustafa Karagöz, "Osmanlı ve Cwnhuriy~t Dönemi Telif ve Tefsir Tarihi Eserleri- Tefsir Tarihi

    Yazımının Problemleri", Türkiye Araştımıalan Literatür Dergisi, c. 10, Sayı 19-20, 2012 s. 92.

    Ömer Nasuhi Bilmen'in Tabakatü'l-müfessirin adlı eserini kapsam, metot ve tefsire katkılan

    açısından değerlendiren · bir çalışma için bkz. Mubaınmet Abay, "ömer ·Nasuhi Bilmen'in Tabakatü'l-müfessirin Yazıcılığına Katkılan", Müftii ve Müderris Ömer Nasulıi Bilmen Sempozyumu, Editörler Nail Okuyucu, Ayhan Işık, K3.n:ıil Büyüker. İstanbul: Marmara Akademi Yayınlan, 2017: İstanbul, ss. 143-161. Ömer Dumlu, "Tefsir Tarihi YııZıcılığı Açısından. Ömer Nasuhi Bilmen'in Büyük Tefsir Tarihi: Taiıakatü'l-müfessirin Adlı Eseri Üzerine", Tefsir Tarihi Yazımı Sempozyumu, Editör: Mustafa Karagöz, 2015, s. 137-154.

    Mustafa Öztürk, Osmanlı Tefsir Mirası, Ankara: Ankara Okulu Yayınlan, 2012, s. 61. '

  • ABDÜLMECİD B. NASOH et-TOSYAVİ el-A.MASl (996/1588) ve 125 RlSALE Fl TEFS1R.İ'L-AYAT1'L-MiJTEALLiK.A Bi'T-TEMSIL ADU ESERINDE IŞARl YORUMLAR

    İkinci bir husus da Osmanlı Devleti'nin kuruluşundan itibaren tasavvufla olan

    irtibatını en yüksek düzeyde tuttuğu bilinmektediJ. Kimi tarikat liderlerinin Osmanlı

    Padişahlarıyla yakın ilişkiler içinde olduğu bir anlamda devlet desteğini kazandıkları

    bir gerçektir. Bu nedenle genel olarak Osmanlı ilmi mirasının özelde de tefsire dair

    yazılan birçok eserin tasavvufi perspektifiere dayalı olarak telif edildiği bir vakıadır.

    Bu bakımdan tasavvu? yorum, Osmanlı Tefsir mirasının oluşumunda temel

    kaynaklardan biri olarak görülmüştür.5 Keşşaf ve Beydavi tefsirleri üzerine harcanan

    büyük mesaiye rağmen Osmanlı alimlerinin çoğunun Kur'an algısı ağırlıklı ?larak

    işari tefsire dayanır.6 Bununla beraber tefsirdeki tasavvufi yönelişi Muhyiddin Arabi

    çizgisindeki felsefi-nazari sılfi. tefsir ile silluk ehline zahir olan işari tefsir olmak üzere

    iki ana kola ayırmak mümkündür? Bedreddin Simavi (823/1420), Molla Fenari

    (834/1431), Nimetullah Nahçıvaru (9i0/1514), İsmail Ankaravi (1041/1632),

    Abdullah Bosnevi (1054/1644), Niyazi Mısri (v.1694), İsmail Hakkı Bursevi

    (1137/1725), Eşrefzade İzzeddin Efendi (1202/1789)8 gibi isimleri ikinci gruba dahil

    etmek mümkündür.9 Anılan isimlerio çizgisinde gelişen Osmanlı Tefsirindeki işan

    tefsir etkisi sure tefsirleri, risale ya da talik türü birçok çalışmalarda kendisini

    göstermektedir.

    Biz bu çalışmamızda başta tefsir olmak üzere birçok ilmi dalda risaleler telif

    etmiş 16. yy. ilim adamlarından biri olan Abdülmecid b. eş-Şeyh Nasıih b. İsrail ve

    onun teİnsile dair yazdığı eserini -yukarıda andığunız konsepte oldukça mütevazı bir

    katkı sunmak gayesiyle- ele alacağız. Şunu belirtelim ki, müellifin bazı eserleri

    makale ve tahkik düzeyindeki bir kısım çalışmalara konu olmuştur. Görebildiğimiz

    kadarıyla Abdülmecid Efendi üzerine ilk çalışmayı Sayın Muammer Erbaş yapmıştır.

    Erbaş makalesinde müellifin pek çok eserini zikretmiş ve özellikle tefsire dair olan

    eserlerini tanıtmıştır.10 Bir diğer çalışma Ufuk Hayta ve Abdülhamit Birışık

    6

    lO

    Öztürk, Osmanlı Tefsir Mirası, s. 23.

    Murat Sülün, «osmanlı Tefsir Geleneğinde Kur'an'a İşari Yaklaşımlar~, Başlangıçtan Günümüze

    Türklerin Kıır'an'a Hizmetleri, İstanbul, 2012, s. 2012.

    Muhammed Abay, "Osmanlı Döneminde Yazılan Tefsirle llgili Eserler Bibliyognıfyası•, Divaıı,

    1999/l,s.254 . .

    Öztürk, Osmanlı Tefsir Mirası, s. 23.

    Abay, agııı, s. 253.

    Muammer Erbaş, "Bir Osmanlı Müfessiri", Abdülmecid b. eş-Şeyh NasUlı b. İsrail (v. 973/565),

    D.E. O.llahiyat Fakültesi Dergisi, İımir 2006, ss.61-86.

  • 126 OSMANLI DÖNEMİNDE TEFSİR

    tarafından yazılan "Hayatı ve Eserleriyle Abdülmecid. b. Şeyh Nasuh Tosyevi ve

    Cevahiru'l-Kur'an ve Zavahiru'l-Furkan" adlı makaledir. Çalışmada müellifin eserleri

    Tefsir, Kur'an İlimleri, Tasavvuf, Hadis, Fıkıh, Diğer ve Tercüme Eserleri olmak

    üzere yedi başlıkta tasnif edilmiştir. Ardından Cevahiru'l-Kur'an Zevdhiru'l-Kur'an

    adlı eseri aynntılı bir şekilde incelenmiştir. 11 Bir başka çalışmada ise Fatma Zelıra

    Pattabanoğlu, müellifin "Fezailü'l-ilm ve'l-ali.m" adlı ese~ transkripsiyonunu

    gerçekleştirmiştir}2 Bunlardan başka müellifin "el-Hüda ve'l-Felah" isimli eseri

    üzerine iki ayn yüksek lisans tezi yapılmışbeY Hadisle ilgili olan "Sürıiru'n-nazırin"

    adlı eseri üzerine14 ve yine manzum Kıyafetnamesi ıs ve Esrna-ı Hüsna şerhi üzerine16

    dJ yü!

  • ABDÜLMECİD B. N AS OH et-TOSYA vt el-AMASl (996/1588) ve 127 RlSALE Fl TEFS1Ri'L-AYATİ'L-M0TE.ALL!KA Bİ'T-TEMSlL ADU ESERİNDE İŞARI YORUMLAR

    tasavvufa intisa bı oluğu için de "sılfi" olarak nitelenmiştir. 18 Ayrıca kendisi için

    "Amasi" rusbesi de kullarulnuştır. 19

    Abdülmecid Efendi'nin derlesinin kim olduğu konusunda ihtilaf söz konusu

    olmuştur. Nitekim derlesinin adı bazı kütüphane kayıtlarında "İsraü", bazılarında ise

    "İsrafil" şeklinde geçmektedir. Yine bazı kütüphane kataloglarında da her iki isim de

    beraber gösterilmiştir. Bu açıdan araştırmaıruz sırasında müellifin dedesi ellietinden

    tam kimliğini tespit konusunda bazı problemlerle karşılaştığunızı ifade etmemiz

    gerekir. Nitekim Sursalı Mehmet Tahir (v. 1925), Osmanlı Müellifleri adlı eserinin

    farklı yerlerinde benzer isimli iki müellife yer vermektedir. Buna göre telif sahibi

    olan Ladikli Abdülmecid b. Nasüh · b. İsrafil (İsrafil-zade) 887/1482 yılında

    Amasya'da vefat etmiştir. Kendisinin Salavatün zakiyatün, Şerhu ta'lfmi'l-müteallim,

    lrşadü't-talibin, Telhisu cami'i'l-Fetava li Kırk Emre el-Hamid~ Tuhfetü'l-ahbab,

    Miftahın kısm-ı salisinin ihtisarı. 20 şeklinde eserleri vardır. Bursalı, 973/1565

    tarihinde Tosya'da vefat ettiğini belirttiği Abdülmecid b. Şeyh Nasüh adıyla diğer bir

    O~manlı müellifine daha yer vermektedir. Bu ilimin babası Şeyh Nasüh ZeyniyYe

    tarikatının kibarından Tosyalı Şeyh Nasüh Efendidir.21 Belirttiğine göre Tezkiretü

    üli'l-elbab, el-Havfü ve'l-huzn, el-Felah ve'l-hüda, el-Fevzü'l-azim, Riyazü'n-nasihin,

    Ravzatü'l-ezhtir ve cennetü'l-esmar, Kıyafetname ve bizim üzerinde çalıştığımız Şehid

    Ali Paşa Kütüphanesinde kayıtlı Temsile dair eser bu zata aittir.22 Bu durumda gerek

    vefat yeri ve tarihi ve gerekse telif ettikleri eserler bakımından Osmanlı Müellifleri

    sahibinin her iki ismi farklı iki ayrı şahıs olarak değerlendirdiği anlaşılmaktadır.

    · Osmanlı Müfessirleri ve tefsİ!lerine dair bir çalışma yapan merhum Ziya Demir,

    BursalıMehmet Tahir'in Abdülmecid Efendiyi iki farklı şahıs olarak tanıtmasını hata

    olarak nitelemektedir. Ona göre Bursalı, Abdülmecid Efend,i.'yi iki ayrı yerde farklı

    şahıslar olarak göstermiştir. Kaynakların bazılannın dedesini "İsrail", bazılarının ise

    "İsrafil" şeklinde vermesi Sursalıyı hataya sevk etmiştir. Diğer bir neden ise,

    18

    19

    20

    21

    22

    lsmail b. Muhammed Emin el-Bağdldi, Hediyyetü7-iırifin esmiıü'l-muellifin ve iısiırü'l-musannifin, Istanbul: Matbaayı Bebiyye, 1951, ı, 620; lzahu'l- meknünfi zeyli ald Keıfi'z-zunüıı an esiımi'i'lkutiibi ve'l- fonün, Beyrut: Daru ihyru't-türAsi'l-anıbiyye, m, 90; Omer Rıza Kehhate, Mu'cenıu'lmuellifiıı, Beyrut: DAru ihyai kütübi'l-Arabiyye, VI, 171.

    Ba~dadi, Hediyyetii'l-firifin, ı, 620.

    BursalıMehmet Tahir, Osmanlı Muellifleri, Ankara: 2012, I, 353.

    Bursalı, Osmanlı Muellifleri, I, 113.

    Bursalı, Osmanlı M uel/if/eri, I, 113.

  • 128 OSMANLI DÖNEMİNDE TEFSİR

    müellifin babasının Tosyalı olması, Abdülmecid Efendinin ise Ladik'te doğup

    yetişmesidir.23 Müellifin Tefsire dair eserlerini tanıtan Sayın Muammer Erbaş da

    "İsrail" ve "israfil" ihtil~ın Bursalı'yı bu yaklaşıma yönelttiğini zikretmektedir.24

    Aynı şekilde Ufuk Hayta ve Abdülhamit Birışık'ın çalışmalarında da Ziya Demir'in

    gerekçelerine yer verilıniştir.25

    Bize göre ise Osmanlı Müellifleri'nde Abdülmecid Efendi'nin iki ayrı şahıs

    olarak gösterilmesi hata olmasa gerektir. Aşağıda görüleceği üzere Tosyalı

    Abdülmecid Efendi'nin çok daha muahhar yıllarda telif edilen eserlerine dikkat

    edilirsebuzatın 887/1482'de Amasya'da vefat eden Abdülmecid b. Nasıüı b. İsratil'le

    aYnı _şahıs olması mümkün görünmemektedir. Nitekim Bursalı, Ladikli Abdülmecid

    Efendi'nin vefatını 887/1482 olarak gösterirken. Tosyalı · Abdülmecid Efendi'nin

    vefatını 973/1565 olarak göstermiştir. Her iki şahsın vefat tarihi arasında neredeyse

    bir asra yaklaşan bir zaman diliminin bulunması oldukça dikkat çekicidir ve

    Bursalının bunu fark etmemesi pek makul değildir. Bununla beraber Bursalı her ne

    kadar benzer isimli müellifleri tefrik etmede isabet etse de Tosyalı Abdülmecid

    Efendi'nin vefat tarihi konusunda sehv-i kalem etmiştir.

    Adı geçen İsrafil ve İsrail'in biri Ladikli diğeri Tosyalı olmak üzere iki ayrı şahıs

    olduğu konusu_nda Abdi-zade Hüseyin Hüsamettin Yasar'ın (v. 1939) "Amasya

    Tarihi" adlı on iki. ciltlik hacimli eserinde verdiği tarihi bilgiler Bursalıyı doğrular

    niteliktedir. Buna göre Ladikli Abdülmecid Efendi'nin dedesinin adı İsrafil'dir. İsrafil

    Çelebi, Ladik'in o sırada Amasya'ya bağlı o~ası hasebiyle Amasya'nın ileri gelen

    (a'yan) ve sözü dinlenen hey'et-i ilmiyesi içinde bulunuyordu. Timur'un

    adamlarının bölgeyi tehdit ettiği sırada İsrafil Çelebinin de içinde bulunduğu ney' et

    ş~hri korumak. adına büyük çabalar harcarnıştı.26 Abdizade, T~cüşşerla diye de anılan

    İsrafil Çelebi'nin muhtelif yerlerde İsrafil b. N~suh el-Ladiki diye imzalarını \

    gördüğünü ifade etınektedir.27 İsrafil Çelebi 818/1415'de. vefat etmiştir. Bunun oğlu ·

    Nasıüı Çelebi de meşahir-i ulemadan olup Abdullah? Abdülhamid, Abdülmecid,

    23

    24

    25

    26

    27

    Ziya Demir, Osmanlı Milfessir/eri ve Tefsir Çalışmaları, İstanbul: Ensar, 2006, s. 292-293.

    Erbaş, agm, s. 161.

    Ufuk Hayta-Abdülhamit Binşık, agm, ~- 346.

    Abdizade Hüseyin Hüsameddin Yasar, Amasya Tarihi, Yazma, Arnasya Belediyesi Kütüphanesi, m. 164.

    Yasar, Amasya Tarihi, VII, 82.

  • ABDÜLM.ECİD B. NASÜH et-TOSYAVİ el-AMASİ (996/1588) ve 129 RisALE El TEFSİRİ'L·AYATİ'L-MOTEALLIKA Bi'T-TEMSIL ADLI ESERiNDE !ŞARt YORUMLAR

    Mehmed ve Yahya Çelebiler de onun çocuklarıdır.28 Bunlara cümleten İsrafil-zadeler

    denilmektedir. Amasya'daki tahsili sonrası ders-i am olan Abdülrnecid Efendi, II. Bayezid Amasya'da şehzade iken kendisini saray çocuklarına muallim olarak

    görevlendirmiştir. II. Bayezid tahta geçince de Abdülınecid Efendi önemli ve büyük

    yerlere kadı olmuş ve 896/1490'da vefat etmiştir.29 Abdülmecid Efendi'nin biraden

    Abdülhamit Efendi 885/1480 yıllarında,l0 oğullarından İsmail Çelebi ise kibar-ı

    kuzatdan olup 911/1505 yılında vefat etmiştir.31

    Amasya Tarihinde "İsrail Çelebi-İsrail-zade" başlığı altında ise şu satıriara yer

    verilmektedir:

    "Tercemesi geçen Katip İsrail Çelebi oğlu Halil Çelebi'nin oğludur. Asrının ilim

    adarnlarından ilim tahsil ederek, ders-i arn ve müderris-i benarn oldu. 827/1423 yılına doğru vefat etti. Fakih, vaiz 9ir zat idi. Oğlu Nasılh Çelebi'dir.''32

    Abdi-zade ayrıca bu ailenin şeceresini bir şema ile Abdülınecid b. Nas~ b.

    İsrail b. Halil b. Katip İsrail şeklinde göstermektedir ve Büyük Dede Katip İsrail'in

    mahdumlarına "Beni İsrail" denildiğini ifade etmektedir.33

    Abdi-zade'nin İsrafil Çelebi ve mahdumlarına ilişkin yaptığı bu açıklamalar ve

    verdiği tarihler ile Tosyalı Abdülınecid Nasuh b. İsrail'in yaşadığı dönemler arasında

    bariz farklar olduğu açıktır. Bu dururnda müellifin dedesinin ismirıin İsrafil değil,

    İsrail olduğu; Abdülmecid b. Nasuh b. İsrail-zade ile Abdülmecid b. Nastih b.

    İsrafil'in farklı şahıslar olduğu anlaşılır. Bizce karışıklığın temelinde hem isim

    benzerliği hem de bu iki ilmi şahsiyetiri bulundukları yerler olan Ladik ve Tosya'nın

    o yıllarda Amasya· sancağı ile olan yakın irtibatı yatmaktadır. Nitekim Tosyalı

    Abdülınecid için Arnasi nisbesi de yer almaktadır. Bu durumda iki zatı tek kişi kabul

    eden yaklaşımlar gözden geçirilmeli ve şahıslar birbirinden ayırt edilmelidir. Bu

    arada bazı kütüphane kayıtlarında müellifin dedesinin İsrafil olarak gösterilmesinin

    de hata olduğu belirtmek gerekir. Çünkü müellif eserlerinde kendisini açıkça

    Abdülmecid b. eş-Şeyh Nasılh b. İsrail şeklinde tanıtmaktadır.

    28

    29

    30

    31

    . 32

    33

    Yasar, Amasya Tari/ıi, VII, 82.

    Yasar, Amasya Tarilıi, XII, 93.

    Yasar, Amasya Tarilıi, Xl, 438.

    Yasar,Anıasya Tarilıi, VII,l23.

    Yasar, Amasya Tarilıi, Vli, 78.

    Yasar, Anıasya Tari/ı i, VU, 78.

  • 130 OSMANLI DÖNEMİNDE TEFSİR

    Abdülınecid Efendi'nin babası Zeyniyye tarikatı şeyhlerinden Tosyalı Şeyh

    Nasılh'tur. Alim, salih, hafız-ı Kur'an bir şahsiyetti. Güzel yazı yazar, şiir nazm ederdi. Zeyniyye tarikatın~ girince Taceddin Karamani'nin hizmetine girdi. Şeyh

    Safiyyüddin'den sonra postnişin oldu. Abdülınecid Efendi, Menakıbnfune'de babası

    .. Şeyh Nasılh'un Amasya'da ~ahir bir hattattan hüsn-i hat meşk ettiğini ve yine

    Tokat'ta ilim meclislerinde bulunduğunu belirtmektedir.34 913/1507 veya 914/1508

    senesinde memleketinde vefat etti.35 Mecdi Mehmet Efendiye göre 924/1518

    tarihlerinde mernleketi Tosya'da vefat etmiştir.36 Müellifin Zeyniyye tarikatı

    şeyhlerinden "şeyhuna" diye bahs~tmesi kendisinin de bu tarikata intisaplı olduğunu

    göstermektedir.37 Abdülmecid Efendi'nin tasavvufa meyletmesinde babasının rolü

    olduğunu söylememiz mümkündür.38

    Müellifimiz İsrail-zade Abdülınecid Efendinin vefat tarihi konusunda da farklı

    bilgiler vardır. Hediyyetii'l-arifin'de vefat tarihi 960/1552, lzahu'l-mekniın'da

    996/1587, Mu'cemü'l-müellifin'de 996/1587 olarak gösterilmiştir.39 Edirnevi ise h.

    954/1547 olarak ver~ektedir.40 Yine yukarda geçtiği ~ere Osmanlı Müelliflerinde

    vefat tarihi, 973/1565 şeklindedir.4 1 Oğlu Mehmed'in doğumuna ebced hesabıyla

    35

    36

    37

    38

    39

    40

    41

    Abdülinecid Efendi, Menakıbııfınıe, Mecmua içinde vr. 40.

    Taşköprü-zade, eii ·Şakfıiku'ıı-Nıı'maııiyye fi ıilemtıi'd-devleti'I-Osmfıııiyye, Beyrut: Daru'l-kütübi'J.

    Ara bi, ts., s. 257.

    Mecdi Mehrned Efendi, Hadiıiku'ş-şakiıik, İstanbul: Çağrı Yayınlan, 1989, s. 425; Müstakim-za"de

    Süleyman, Tııhfetii'l-lıattfıtiıı, (Haz. Mustafa Koç), 2011, İstanbul: Klasik, s. 506.

    Ufuk Hayta-Abdülhamit Binşık, agm, s. 348. B\Ulunla beraber bazı risalelerinin sonuna, "el-Halveti" rusbesinin dereedileliğine rastlanmıştır. Bkz. Abdülmecid b. Nasü!ı, Leviıihıı'l-kıılil_b ve raviıihıı'l-mahbub, Kastamonu Yazma Eser Ktp., No: 3674, vr. 293.· Nite.k.im 16. yüzyılda Halvetiliğin Arnasya yöresinde etkin lduğu ve ulema içinde bu tarikata yönelimin olduğu görülmektedir. Bu etkinin bir örneği olarak bkz. Yakup Bıyıkoğlu, Muh~i Sinan Efendi ve "Haşiye Ala Tefsiri'l-Kadi" İsiınli Eserindeki Tefsir Metodu", Ulıısl~rarası Anıasya Alimleri Sempozyumıı, 2017, s. 208. .

    Abdülmecid Efendi Esraru'n-necat ve'n-necıih adlı eserde manevi arayışiarım ve tasavvufa intisap

    tecrübesini anlatır. Belirttiğine göre manevi ıstırap ve yakanşlan sürerken rüyasında kendisine "öldürücü gam zehrinin tiryakı", "ürkütücü düşüncelerin kibrit-i ahmeri" gösterilm.iştir. Bu rüyayı -dua ve müna_cltırun bir alameti görmüş ve bunun üzerine mücabede ve mulcitele lalıçlanyla netisierini öldüren, visal lezzetini tadan, ittisal şerbetini içenlerin yoluna ginniştir. Abdülmedd b. NasUh b. İsrail, Esriırıı'ıı-ııeciıt ııe'n-ııeciilı, Kastamonu Yazma Eser Ktp., No: 3674/6, vr. 276-277.

    Bağdadi, Hediyyetii'l-iırifiıı, I, 620; İziılııll-mekııun, III, 90; Kelıhiıle, Mu'cemü'l-miiellifin, VI, 171 . . , Ahmed b. Muhammed . el-Edimevi, Tiıbakiitii'l-miifessirfn, tlık. Süleyman b. · Salih el-Huzey,

    Medine: Mektebetii'l-ulfun ve'l-hikem, s. 383.

    Bursalı, Osmanlı Miiellifleri, I, 113.

  • ABDÜLMECİD B. NASÜH et-TOSYA vi el-AMAst (996/1588) ve 131 RlSALE Fl TEFSlRİ'L-AYA Ti'L-MOTEALLIKA Bi'T-TEMSlL ADLI ESERiNDE ~ŞARt YORUMLAR

    "şeyhi ecmel" terkibiyle düşürdüğü tarih 984/1576'ya tekabül etmektedir.'12 Kıssa-i

    Çoban ve Menakıb-ı evliyil nam risalelerin tetimmelerinde ise 988/1580 kaydının

    olduğuna nazaran vefat tarihinin bundan önce gösteren tarihierin isabetli olmadıiD

    ortaya çıkmaktadır. Bundan başka Kıyafetnfune adlı manzum eserin baş kısmında

    yazı karakteri itibarıyla müellif tarafından kaydedildiğini zannettiğimiz bir

    dörtlüğün sonunda 993/1585 tarihi bulunmaktadırY Bu durumda vefatının

    993/1585 veya sonrasına tekabül ettiğini söylememiz mümkündür. Biz de vefat

    tarihini 996/1587-88 olarak tercih etmiş bulunuyoruz.

    Müellifin bizim incelediğimiz temsile dair risalesi dışındaki tefsire ve Kur'an

    ilimlerine müteallık eserleri şunlardır:

    ı. Cev3.hirii'l-Kur'an Zevahiru'l-furkan: Bellir bir sistematik olmaksızın

    Kur'an ayetlerine dair meseleleri konu almaktadır.44

    2. el-Hüda ve'l-felah: Felaha erenleri anlatan ayetlerin tefsiridir. On sureden on

    bir ayet seçilip izahı yapılmıştır. Telif tarihi 956/1549'dur.45

    3. el-Havfü ve'l-huzn: Korku ve hüzün yaşamayacak olan mümirıleri konu alan

    ayetleri cem etmiştir. Sekiz surede 14 ayet tespit etmiştir. Müellif hattı ile

    yazılmıştır. 46

    4. Tezkirelli üli'l-elbab: Sekiz sureden on iki ayet tespit edilmiş ve tefsiri

    yapılmıştır. Müellifhattı ile yazılmış olup, telif tarihi 957 /1550' dirY

    5. el-Fevzü'l-azim: Müminlere büyük muva.ffakiyetler va'd eden ayetler on

    surede on üç ayet olarak tespit edilmiş ve izahı yapılmıştır. Müellif hattı ile kaleme

    alınrruş olup teliftarihi 957/1550'dir.48

    42

    45

    46

    47

    48

    Kastamonu YEK, No: 1046/02, vr. 4.

    Abdülmecid b. Nasıih b. lsıii.l, Kıyafetııdme, vr. 3.

    Süleymaniye-Hacı Mahmut Efendi YEK, No: 230, 117 vr.

    Süleyroaniye-Reşid Efendi YEK, No: 1019, 1-26 vr.

    Süleyroaniye-Reşid Efendi YEK, No: 1019, 31-40 vr.

    Süleymaniye-Reşid Efendi YEK, No: 1019,41-59 vr.

    Süleymaniye-Reşid Efendi YEK, No: 1019,61-73 vr.

  • 132 OSMANLI DÖNEMİNDE TEFSİR

    6. Tefsiru sureti'l-insan: Müdlifhattı ile kaleme alınmıştır.49

    7. Medhu'n-Nebi Muhammed Seyyidü'l-insi ve'l-dın fi esimi-i süveri'l-

    Kur'an: Sure isimlerini beyitlerde zi.kretmek suretiyle Hz. Peygamber {a.s) içİ!l

    yazılan manzum methiyedir.50

    8. Makaınatü'l-mücevvidin ve derecatü'l-muallimin: Müellif tarafindan

    Arapça olarak kaleme alınmış 70 vr.'tan ibaret bir eserdir. Eserde Kur'an'ın tilaveti

    ve fazileti,·uhimu'l-Kur'an'a dair bazı bahisler, harflerin sıfat ve mahreçleri konuları

    ele alınmışt)r. Ferağ kaydında 979/1571 yılında tamamlandığı kaydedilmektedir.

    Konular "makame" başlıkları altında ele alınmakta olup, kırk makameden ibarettir.S1

    9. Risale fi vuküfi'l-Kur'an: Tecvide dair bir risale olup Kur'an'daki vakıflarla

    ilgilidir .sı

    10. Feridetu'l-furkaıı fi tecvidi'l-Kur'an: Tecvide dair bir eser olmakla beraber

    meharic-i hurUf vs. ile b~ı ayetlere ilişkin meseleleri konu edirımektedir.53

    ll. Risale fi beyam'l-hurüfi'l-mukattaat.s4

    12. Riyazü's-silihin Cennetle ilgili bir araya getirilen ayetlerin tefsiri ve yine

    her ayetin tefsirinin akabinde bir hadis-i şerife yer verilen bir eserdir. Telif tarihi

    968/1560'dır. ss

    13. Tezkirü'n-nasin fi tefsiri süreti Yasin: İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler

    Kütüphanesindedir.56

    Mecdi mahlasıyla yazdığı manzumelerine · de rastladığımız müellifin çeşitli

    konulara dair pek çok risalesi olup isimleri şöyledir:

    49

    so

    S3

    54

    55

    56

    Süleyınaniye-Reşid Efendi YEK, No: 1019, 95-97 vr:

    Kastamonu YEK, No: 1046/04, 31a-34a vr.

    Süleymaniye-Bağdaili Vehbi YEK, No: 18, 69 vr.

    Kastamonu YEK. No: 1046/01, 7b-10 a vr.

    Kastamonu YEK, No: 1046/02, 12b-26a vr.

    ' Kastamonu YEK, No: 1046/05, 34a-36a yk. . Kastamonu YEK, No: 122, h. 968, 130 vr.

    İstanbul Ünv. Nadir Eserler Ktp. No: NECTYOOSS8/02, vr. 33b-78a.

  • ABDÜLMECİD B. NASOH et-TO SYA vi ei-AMASl (996/1588) ve 133 R1SA.LE Fl TEFSIR1'L-AYA.Ti'L-M0TEALLİKA BI'T-TEMS1L ADLI ESERiNDE İŞ ARt YORUMLAR

    Matlabu'l-a'la fi şerhi esmru'l-hüsna (972/1564),57 İrşadü't-tcllibin,58 Kenzü'l-

    fevrud ve'l-letill,59 Arafatü'l-ci.ri.fin li'l-vuküf fi mevkıfi ibadeti Rabbi'I-alemin fi

    ehadisi seyyidi'l-mürselin,60 Ravzatü'l-ezhar cennetü'l-esmar (952/1545),6ı

    Tefekkühü'l-fukaha ve telezzüzü'l-üdeba,62 Kıssa-i Çoban ve münacat (988/1580),63

    Menalab-ı evliya,64 Mutayebetü'l-kulfıb bi muhatebetihi'l-mahbfıb (988/1580),

    Me'debü'l-fuzalai'l-arilln fi menakıbi'l-hulefru'r-raşidin (988/1580), Ta'r1fat,65

    Tercemetü1-levruh (989/1581),66 Ucaletün muhtasara mine't-tasavvfıf,67 Feza'ilu'l-ilm

    ve'l-alim, Ravzatü'n-nasaüı ve tuhfetü'l-levailı, Esraru'n-necat ve'n-necah, Layilia-i

    rfthaniyye ve lamia-i nılraniye, Leva'ihu'l-kulub ve revruhu'l-mahbfıb, Münacat

    livahibi'n-necat, Erba'ılne hadisen,68 Şerh-i çihil nam, Tekmiletü'l-beyan, Mecmau'l-

    fezrul ve menbau'l-hasalı,69 Kıyafetname,70 Nahvü'l-ci.ri.fin71 , Muhtasaru'l-muhtasar.72

    57

    59

    60

    62

    63

    65

    66

    67

    68

    69

    70

    71

    Süleymaniye-Bağdaili Vehbi, YEK, No: 960,68 vr.

    Amasya-Gümüşhacıköy YEK, No:65, 98 vr. Burhaneddin Zernud'nin "Talimu'l-müteallimn adlı

    eserinin çevirisidir.

    Süleymaniye-Hacı Mahmut Efendi YEK, No: 2243, 287 vr. Çeşitli ıasavvuli ve alılaki konulara dair

    bir eserdir.

    Silleymaniye-Reşid Efendi, YEK No: 136, 31 vr. Kırk hadis şerhidir.

    S?Jeymaniye Şehit Ali Paşa YEK, No: 1481, 322 vr.

    Süleymaniye-Serez YEK, No: 4019, 27 vr. Fıkha dair bir risaledir.

    Süleymaniye-Yazma Bağışlar YEK, No: 4027/1, 1-12 vr. Hz. Musa ile çoban arasında geçen hikayenin Türkçe manzum biçimidir.

    Süleymaniye-Yazma Bağışlar YEK. No: 4027/4, 33-67 vr.

    Kastamonu YEK, No: 1046, vr. 23. Bazı kavramların kısaca tanımlandığı görülmektedir.

    Kastamonu YEK, No: 3670/10, 221b-230b vr. Eser, Ebü'l-Berekıit Abdurrahman b. Ahmed b.

    Muhammed el-Cıimi'nin (898/1492) Tasavvufa dair yazdığı "Leviib~ adlı Farsça eserin tercürnesidir. Müellif eserin sonuna ebced hesabına göre 989 tarihini düşürmüştür.

    Kastamonu YEK, No: 367403, 258b-263b.Tasavvufun değişik konularına dair bir risaledir.

    Kastamonu YEK, No: 3761/04, 107b-156a vr. Ebü'I-Leys es-Semerkandi'nin "Tenbihü'l-ğatllin" adlı

    eserindeki hadislerden kırk hadis seçkisi ve açıklamasından müteşekki.ldir.

    Kayseri, Raşid Efendi, YEK, No: 693, 31b-80a vr. Muhammed b. Muhammed ed-Derkiıini'nin

    (743/1342) "Nüziı.lü's-sıiirin fi ehfıdisi seyyidi'l-mürselin" adlı eserinden seçilen bazı hadislerden oluşmaktadır.

    Süleymaniye-Halid Efendi YEK, No: 479, 149-188 vr.

    Süleymaniye-Lala İsmail, YEK, No: 710, 67-69 vr. 12 ' Milli Kütüphane YEK, No: 06 HK 3080. Mefıni ilmine dairdir.

  • 134 OSMANLI DÖNEMİNDE TEFSİR

    2. "RisaJ.e fi tefsiri'l-ayati'l-müteallika bi't-temsil" Başlıldı Eseri

    Eserin mukaddiine kısmında müellifin tesmiye ettiği özel bir isme

    rastlanılmamaktadır. Bununla beraber, mesellerle ilgili ayetleri derlediğine dair

    beyan söz konusudur.73 Zahriye kısmında yer alan "Hazihi risaletün fi tefsiri'l-ayati'l-

    mütealli.ka bi't-temsil"74 ifadesi de bu bilgiye istinat ediyor olsa gerektir.

    Ferağ kaydında "Suver-i tenzil'de gelen temsil ayetleri, Aİlah'ın yardımı, lütfu ve

    kere~yle 972/1564 tarihinde Recep Ayının başında Perşembe günü Duha vaktinde

    aciz kul Abdülmecid b. Nasuh b. İsrail eliyle tamamlanmıştı.r." 75 denilmektedir.

    ' -)~serin tek nüshası Süleymaniye Kütüphanesi Şehit Ali Paşa Bölümü 272 nurnarada kayıtlıdır. 99 varaktan ibarettir. BursalıMehmet Tahir bu nüshanın ''hatt-

    ı destiyle muharrer" diyerek müellifhattı ile yazıldığını belirtmektedir.'6

    Mukaddime kısmında müellif, "Bu meselleri biz insanlar için getiriyoruz ki

    onları ancak alirnler akJeder"77 ayet-i kerimesinden hareketle böyle bir eser yazma

    düşüncesinin belirdiğini ifade etmektedir. 78

    3. TemsilAye~erine İşari Yaklaşımlan

    Meseller, Kru'an dilinde karşılaştığımiZ muhtelif üsluplardan biridir. Öğüt

    verme, teşvik etm.e, ibret verme, maksadı zihinde tasvir ederek müşahhaslaştı.rma,

    meraını özlü bir şekilde ifade etme gibi birçok amaca hizmet ederler.'9

    Meseller, kimi ayet-ikerimelerde ifade edildiği üzere tefekküre imkan veren ve •.

    düşünce alanına geniş bir saha açan boyutları haizdirl~r. Onları, doğru

    anlamlarından hareketle yan anlamlara gitme ve yeni . çıkarırnlara varma imkanı

    73

    14

    75

    Temsil, vr. 2b.

    Temsil, vr. la.

    Temsıl, vr. 99b. 16 Bursalı, Osmanlı Mıie/lifleri: I, 113. 77 · Ankebüt, 29/43.

    78

    79

    Temsil, vr. 2a.

    Ebü Abdiilah Şemseddin Muhamıned'İl?n Kayyım el-Cevziyye, el-Emsal fi'l-Kur'iiııi'l-Kerim, ı:hk:.: Fevvaz Ahmed, Beyrut Darubi Hazm, 2013, s. 73. Muhammed Qbir el-Feyyaz, el-Emsal fi'l· Kıır'iiııi'l-Kerim, Mısır: Daru's-Seliim, 2012. s. 2ll, İsmail Çalışkan, Tefsir Usulü, ,Ankara: Ankara Okulu, 2017, s.l59.

  • ABDÜLMECto B. NASOH et-TOSYA Vİ el-AMASI (996/1588) ve 135 RlSALE Fl TEFS1Ri'.L-AY J.Tl'Ir.M.OTE.ALLIKA BI'T-TEMSIL ADLI ESERİNDE İŞ ARI YORUMLAR

    vardır. Bu yüzden temsilierin izahında zahire. itibar edilmediği olabilmektedir.80

    Abdülmecid Efendi de Kur'an'daki meselleri cem etmiş ve birkaç istisna dışında

    onların işan yorumlarına temas etmiştir.

    Ankebut suresinin "İşte bu meselleri insanlar için getiriyoruz. Onlan ancak

    bilenler ak/eder" mealindeki 43. ayet-i kerımesinin teşviki ile eseri kaleme almaya

    başladığını söyleyen Abdülmecid Efendi, Kur'an'ın yirmi beş suresinden kırk beş

    ayet-i kerime tespit ettiğini ifade eder.81 Mushaf tertibine de riayet etmek suretiyle

    eserini meydana getirir.82 Böylece sadece Kur'an mesellerini konu alan bir eser

    meydana gelmiş olur. Kur'an'dan seçip tefsir ettiğisureve ayet-i kerimeler şunlardır:

    ı. Bakara, 17, 26, 171,214,263-265 2. Al-i İmran, 3/59, 117 3. A'raf, 7/175-178

    4. Yunus, 10/24 s. Hud, 11/24 6. Ra'd, 13/17, 35 7. İbrahim, 14/18, 24-27, 45-47 8. Nahl, 57-60; 74-77, 112 9. İsra, 7/48, 88, 89 10. Kehf, 18/32-34,45, 54 11. Hac, 22/63

    12. Nfu, 24/35 13. Furkan, 25/9, 33, 39 14. Ankebı1t, 29/41, 43 ıs. Rum, 30/28, 58

    16. Yasin, 36/13,77 17. Zümer, 39/28-29 18. Zuhruf, 43/17,56 19. Muhammed 47/3,

    15 20. Fetih, 48/29 21. Hadid, 20. 22. Haşr Suresi, 59/15, 21 23. Cum'a, 62/5 24.

    Tahrim, 66/10.83

    Abdülmectd Efendi, eserini hemen hemen baştan sona belli bir yöntem

    dahilinde meydana getirmiştir. Buna göre önce ilgili ayetin lügat, nahiv, kıraat gibi

    bilinen tefsir şekline yer vermektedir. Tespit ettiğimize göre bu açıklamalarda Kadı

    Beydavi'nin "Envaru't-tenzil ve esraru't-te'vil" adlı eserini esas almış ve bu tefsirden

    birebir iktihaslarda bulunmuştur.84 Hemen ardından da işan yorumlara yer

    vermektedir. Birkaç ayetin dışında hemen bütün ayetleri bu minval üzere tefsir etme

    yoluna gitmiştir. Bu durum pek çok sufi gibi Abdülmecid Efendi'nin anlayışında

    nasların zahiri boyutunun işari tevile göre asü bir konumda olduğunu

    göstermektedir.85

    80

    81

    82

    83

    84

    85

    Çalışkan, Tefsir Usulii, 159-160.

    Bizim tespitimize göre temsil ayetlerini yinni beş sureden değil, yinni dört sure içeri~inden

    seçmiştir.

    Temsil, vr. 2a.

    Müellif ilgili temsil ayetlerini 25 sure içinden seçtiğini belirtmesine rağmen 24 sure tespit edilmiştir.

    Temsil, vr. lSa, 16a, lSa, 2lb, 26b, 27b, 29a, 3la, 32a, 33a, 37b, 45a.

    lşan yorumun niteliğine ilişkin açıklamalar için bkz. Davud Ağbal, İbn Arabi'de İşari Tefsir, !stanbul: Litera Yayıncılık, 2017,s. 58.

  • 136 OSMANLI DÖNEMİNDE TEFSİR

    Eserde Beydavi'nin "Envaru'tenzll"i,86 İbn Atıyye'nin "el-Muharraru'l-vedz"i,87

    Beğavi'nin "Mealimü't-tenzil"i,88 Kurtubi'nin "Cfuni'u'l-ahkam"ı,89 Semerkandi'nin

    "Bahru'l-ulfun"u,90 Razi'nin "Mefatihu'l-ğayb"ı91 kaynak olarak kullarulınıştır. Ayrıca

    sayfa kenarlannda Zemahşeri ve İbn Atıyye'den çokça notlar alınmıştır.

    İşan yorumlannda sıklıkla Necmeddin el-Kübra'nın (618/1221) Aynü'l-hayat,

    Necmeddin ed-Daye'nin (654/1256) Bahru'L-hakaik ve'l-meani,91 ve Nizamüddin en-

    Neysabfui'nin {730/İ329) Gartiibü'l-Kur'tin Reğtiibü'l-Furkan93 adlı eserlerini kaynak

    olarak kullanmıştır.94

    : Şimdi bazı ayetler üzerinden yer verdiği işiiri yorumlara dikkat çekmek

    istiyoruz:

    1. "Onların durumu, gece ateş yakan kimsenin durumu gibidir: Ateş etrafını

    ışıtmca Allah (birden) ışıklarını yok ediverir. Onları öyle bir zifiri karanlık içinde

    bırakıverir ki (hiçbir şey) göremezler. •ıgs

    Bu ayet-i kerime işart tefsir bakırnından müridin manevi yolculuğunun ifadesi

    olarak değerlendirilmiştir. Mürid önce bir süreliğine irade yoluna salik olıır.

    Aydınlanmak için talep nurunu yakmak ister. Etrafı aydınlanınca saadet ve şekelvetin

    sebeplerini görür. Sohbet ipine sıkıca sarılır. Hizmet ve halvete mülazım olıır. Revayı

    söküp atarak Allah'a yönelir. Kalbin tasfiyesiyle kendine şevk ışıkları doğar. Ruhun

    86

    87

    88

    89

    90

    91

    92

    93

    94

    95

    Temsil, vr. 47a, 64 b .

    Temsil, vr. 27a, 33b, 38a, 4lb, 43b, 47a, Slb, SSa.

    Temsil, vr. 57b, 92b, 98b.

    Temsil, vr. 7la.

    Temsil, vr. 7la, 87a.

    Temsil, vr. 94 a.

    Temsil, 63a, 7la.

    Temsil, vr. 58a, 59a, 60a, 6la, 68a, 7lb, 74b.

    Abdülmedd Efendi "Bahru'l-hakaik" adlı tefsiri Da'ye'ye, Aynü'l-hayatı ise Kübra'ya nispet ediyor.

    (bkz. vr. 72) Bu eserlerin nispet problemini çözmek üıere bir makale kalme alan Süleyman Ateş, "Bahru'l-hakaik"ın Necmeddin Diye'ye ait olduğunu belirtirken Aynü'l-hayat'ın yine bu tefsirin bir

    özetinden ibaret olduğunu belirtiyor. Buna göre Bahru1-hakaik, hem zahir hem de batın mana üzerinde dururken Aynü'l-hayat'ta zahir manalar ayıklanmış ve yalmı batın manalar kalıruştır. Bkı.

    Süleyman Ateş, "Üç Müfessir bir Tefsir", Aııknra OlFD, 1970, c. XVlJI, ss. 85-104. AyrıcaDayeve Bahru'l-hakaik üzerine Sayın Mehmet Okuyan tarafından yapılan do.ktora tezi de basılınıştır. Mehmet Okuyan, Necmeddlıı Dliye ve Ta.savvııfı Tefsiri, İstanbul: Rağbeı, 2001.

    Bakara, 2/17.

  • ABDÜLMECİD B. NA SOH et-TOSY Aviel-AMAsİ (996/1588) ve 137 RiSALE Fl TEFSIRi'L-AYATi'L-MOTEALLİKA B/'T-TEMSIL ADLI ESERiNDE iŞA.RI YORUMLAR

    nurundan da zevk ışıkları çakar. Bu sırada Allah'ın rnekrioden emin olur. Nefsin

    hilelerine aldarur. Endişeli (hevacis) düşünceler gelir ve kenclisini vesveseler rahatsız

    eder. Sonra mağlup bir şekilde dünyaya doğru çekilir. Güneşi batar, nefsi karar.ır.

    Maksada vasıl çılmadan visal ipi kopar. Kötü durumuna geri döner.96

    2. "Onlar, sağırdırlar, dilsizdirler, kördür/er: Artık hakikate dönmezler. ''17

    Abdülmecid Efencli, Necmeddin el-Kübra'nın Aynü'l-hayat adlı eserinden

    nakille şunlara yer verir:

    Misak günü Allah'ın hitabını duyduklan kalp kulaklan olmakla beraber

    sağırdırlar. "Bela" diyerek Rablerine icabet ettikleri dilleri olmakla beraber

    dilsizdirler. Yine rubılbiyyetinin güzelliklerini müşahede ettikleri gözleri olmakla

    beraber kördürler. Misak günü gayp alemine açılan kalplerinin önüne şehvet ve

    lezzetlere, hile ve nifaklara tabi olarak set çekmişlerdir .. Onlara cenab-ı kudsten

    esintiler olmaz. Ruhlarının kokusunu soluyamazlar. Kalpleri hastalanır. Günah

    zulmetiyle kalpleri kararır. Sonra kendilerine mahir bir doktor olan Kur'an

    gönderilir. Ancak kafirler doktoru da tedaviyi de reddederler. Rahmet ve hidayet

    olmayınca sağırlık ve körlüğü mucip olan lanete uğrarlar.98

    3. "Allah, bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten

    çekinmez. ''19

    Arş-ı azimden en küçük zerreye kadar her şey Allah'ın ayetidir. Kullara

    mabudunu gösterir. Sivrisinekte de türlü ayetler ve delaletler vardır. Acıktığı vakit

    güçleDir ve uçar. Doyduğu zaman telef olur. Bu da insanın hallerine delalet eder. Zira

    insan aç kaldığında Allah'a yönelir. Doyduğu vakit de heva ve hevese ulaşır. Nitekim

    Allah (c.c) "Eğer Allah rızkı kullara bol bol verseydi, yeryüzünde azarlardı. ",

    "Şüphesiz insan kendisini müstağni gördüğü için azar"100 buyurmaktadır.

    96 Temsil, vr. 9a. 97 Bakara, 2/18. 98 Temsil, vr. 9-10. 99 Bakara, 2/6. 100 Temsil, vr. ıs. 16.

  • 138 OSMANLI DÖNEMİNDE TEFSİR

    4. "Kô.firlerin hali davarlarına seslenen (çobanın) durumuna benzer. Zira

    hayvanlar bağırtı ve çağırtıdan başka bir şeyi duymazlar. Onlar sağır, dilsiz ve

    kördür! er. Haki ka te dönüş yapmazlar. "101

    Bu ayet-ikerimenin işari manası ise şudur:

    Allah (c.c) ruhlar aieminde misak sırasında kafirlere, "Ben sizin Rabbiniz değil

    miyim?" diye hitap ettiğinde, kafirler en son safta idiler. Çünkü o sırada ruhlar,

    peygamberlerin, velilerin, diğer müminlerin ve kafirlerin ruhları olmak üzere dört

    saf halinde bölük bölük toplanmıştır. Son saftaki kafirler az olsun çok olsun hakkın

    ken.ıal nurlarını müşahede edememiştir. Hiçbir şey duyamamıştır. "Bela" sözi:ifiü de

    taklid yoluyla söylemişlerdir. Bu yüzden dünya. hayatında da taklidi seçmişler ve

    atalarının peşinden gittiklerini beyan e~~lerdir. Ruhlar cesetlerle birleştiğinde de

    nefsani güçlere bıı:ı.lanrruş ve hayvani sıfatıarın karanlığıyla kararmıştır. Bu yüzden

    peygamberlerin davetine karşı sağır ve kör kes~lerdir.102

    5. "Mallannı.Allah yolunda infak edip sonra infaklarının ardından minnet ve

    eziyet etmeyeniere Rablerinin katında ecirleri vardır. qnlara korku yoktur üzülmezler

    de ... "103

    Mallarını Allah yolunda infak edenlere cennetler (cinan) halef olur. Ruhlarını

    Allah yolunda infak edenlere ise Ralıman halef olur. Kim bir fakire bir hurma

    verirse, tıpkı sizin yavru hayvanını büyütmesi gibi Allah onu "sağ elf'yle alır ve

    büyütür. Öyle ki dağdan bile büyük olur. Ruhunu Rabbine verenleri bir düşün

    nasıldır! Allah onu "celal ve cemal parmakları" arasında büyütür. Böylece Allah'ın . -

    terbiyesi ile, aı::ş-ı aladan daha büyük olur. Öyle ki arş onun içirıde çöldeki bir demir

    ~alka gibi olur.

    Allah yolunda irıfak, Allah'ı talep için olur; dünyevi övgüleri ya da uhrevı

    mükafat gibi başka şeyi talep için değil. Böyle bir irıfak,''"menn" ve "eza" dan arınmış

    olur.104

    101 Bakara, 2/ ı 7 ı. ' 102 Temsil, vr. 17.

    103 Bakara, 21263. 104 Temsil, vr. 21.

  • ABDÜLMECİD B. NASÜH et-TOSYA vt el-AM.ASl (996/1588) ve 139 RisALE·FI TEFSİRİ'L-A YATİ'L-MOTEALLIKA Bl'T-TEMSIL ADLI ESERİNDE İŞA.Rl YORUMLAR

    6. "Bu dünya hayatında harcadıklan şeylerin durumu, kendilerine zulmeden bir

    kavmin mahsulünü (hars) dondurucu soğuğuyla vurup helak eden bir rüzgara benzer.

    Allah onlara zulmetmedi. Fakat onlar kendilerine zulmediyor/ar. "105

    Nefsani lezzetleri, hayvani arzuları tatmak ve dünyevi hazlardan faydalanmak

    için harcadıkları mallar, kavurucu soğukla beraber kavmin "hars"ma isabet eden

    rüzgara benzer. Bu "hars", ruhani sıfatıardan ve güzel ahlaktan hasıl olan meyvelerin

    olduğu ruhani mahsuldür. Mallarını nefsani amaçlar elde etmek ve şehevi arzular

    ikmal etmek için infak etmekle kendilerine zulmetmişlerdir. Böylece nefsani

    arzuların soğuğunu taşıyan rüzgar, ruhani mahsulü yok eder. İşte onlar- ruhani

    istidatlarını yok edip netisierine yönelmekle kendilerine zulmetmişlerdir. 106

    7. "Kendisine ayetlerimizi verdiğimiz ardından o ayetlerden sıyrılıp da şeytanın

    peşine taktığı, bu yüzden de azgınlardan olan kimsenin haberini onlara anlat.

    Dileseydik o ayetler/e onu elbette yüceltirdik. Fakat o, dünyaya çakılıp-kaldı da kendi

    heva ve hevesine uydu. Onun durumu köpeğin durumu gibidir ... "107

    Bunda salikin en yüce makamlara ulaşsa da Allah'ın rnekcinden emin olmaması

    gerektiğine işaret vardır. Bu yüzden hiçbir zatnan nefsini mücahede ve riyazat

    kapılarına kapatmamalıdırlar. Giyimde, yeme-içmede, evlenme, mesken ve binek

    konularmda dünya zevklerirıin kapılarını açmamalıdır. Sadık -salik, dünyevi bolluk

    ve genişlik, hevaya tabi olma sebebiyle şakilere isabet eden belalardan sakınmalıdır.

    "Dileseydik onu yükseltirdik Fakat o dünya sapiandı ve hevasma uydu" şeklinde

    buyurmuştur. En yüce derecelerde iken masivaya iltifat eder, dünyaya meyleder

    gayret-i ilahiye de onu kelbe mürnasil olacağı bir derekeye (melekiyet mertebesinden

    kelbiyyet derekesirıe) irıdirir. 108

    8. "Dünya hayatının hali, gökten indirdiğimiz bir yağmurun misalinden

    ibarettir. İnsanların ve hayvanların yedikleri yer bitkileri onunla yetişip birbirine

    karışmıştır. Nihayet toprak bütün zinetlerini takınıp süslendiği ve sahipleri de onun

    üzerine (her türlü tasarrufa) kadir olduklannı sandıklan bir sırada, geceleyin veya

    güpegündüz ansızın ona emrimiz (afetimiz) geliverir de, bunları, sanki dün yerinde

    lOS Al-i İm.ran, 3/117. 106 Temsil, vr. 27. 107 A'raf, 7/175, 176. 108 Temsil, vr. 29-30.

  • 140 OSMANLI DÖNEMİNDE TEFSİR

    hiç yokmuş gibi, kökünden kazınmış bir hale getiririz. İşte düşünen bir toplum için,

    ayetleri böyle ayrı ayrı açıklıyoruz. "109

    Burada su, ruhani feyzdir. Allah onu kalp semasından beşeriyet arzına

    indirmiştir. Oradan tevellüt eden insanlara faydcılı insani ve ahlak-ı hamide sıfatları

    ile insanı hayvan gibi hatta daha da aşağı yapan hayvani mezmılm sıfatlarla

    karışmıştır. Nefis toprağı ahlak-ı hamide, ruhani keşifler ve kalbi müşahedelerle

    zinetlendiği vakit, nefis sahipleri bu hallerle kendileri için -felsefeciler, tabiatçılar,

    hulılliyye ve ibahiyye gibi- manevi bir makarn elde ettiklerini zanneder. Ancak bütün

    bu ~eşif ve haller sanki olmamış gibi yok olur gider. Burılar düşünenler için, seyr-i

    ilailah yolunda ki afetler için tenbihlerdir. 110

    9. "Müttakilere va'dolunan cennetin misali şudur: İçinden ırmaklar akar,

    yemişleri. ve gölgeleri devamlıdır. İşte bu, o müttakilerin sonudur. İnkar edenlerin

    akıbeti ise ateştir. "1 11

    Ayetteki nehirler fazilet, kerem ve hidayet nehirleridir. O cennetin yemişleri,

    cemal müşahedeleri ve celal. keşifleridir. Gölgeler de makam ve hallerdir.112

    10. "De ki: "Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur'an'ın bir benzerini getirmek

    üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini

    getiremezler. "113

    Cafer-i Sadık'tan şı:nu naklediyor: Kur'an'ın ibaresi avarn için, işareti havas

    için, letam evliya, hakaik-i enbiya içindir. Yine ibare duyma, işaret akıl, letayif

    müşaliede, hakayık istislam içindir. Hakikatierin denizine daldığı zaman, cevh~r-i

    insani için asla sahile çı.lananın imkanı yoktur. 114

    109 Yunus, 10/24. 110 Temsil, vr. 31-32. lll Ra'd, 13/35. 112 ' Temsil, vr. 36, 37. 113 İsra, 17/88. 114 Temsil, vr. 46.

  • ABDÜLMECİD B. NASÜH et-TOSYA vt el-A.MASi (996/1588) ve 141 R1SALE Fl TEFSIRJ'L-A. YA Tİ'L-MOTEALLİKA BI'T-TEMSlL ADLI ESERİNDE iŞARt YORUMLAR

    ll. "Allah, şu kenti misal verdi: Orası güven ve huzur içinde idi. Oraya her

    taraftan bolca rızık ge/irdi. Fakat Allah'ın nimetlerine nankörlük ettiler; bu yüzden

    yaptıklarına karşılık, Allah onlara şiddetli açlık ve korku ıstırabını tattırdı. "115

    Bu kentle insan ruhuna işaret edilmektedir. O Allah'ın zikriyle itıninan

    içindedir. Onun gıdası, taat ve ibadetler ile bol bol gelir. Ancak nefs-i emınare

    Allah'ın bu manevi nimetlerine nankörlük edip heva peşinden gidince, nefsani

    perdeler çek.Umiş ve ruhani yollar kapanmıştır. Hak yolunda ruh ve kalpten

    kesilmiştir.116

    12. "Ey insanlar! Size bir örnek verildi. Şimdi onu iyi dinleyin. Sizin Allah'tan

    başka taptıklarınız bir sinek dahi yaratamazlar, hepsi bunun için toplansalar bile.

    Eğer sinek onlardan bir şey kapsa, bunu ondan kurtarıp alamaz/ar. İsteyen de aciz,

    istenen de. "117

    İnsanlardan kasıt, ehl-i nisyandır. Gaflet ve isyan uykusundan uyanmaları için

    kendilerine mesel getirilmiştir. Hitap misak genel olarak alıdini unutanlar iç~dir.

    "Zübab"tan kasıt nefsin dürtilleri ve şeytanın vesveseleridir. Talipten kasıt, kalptir.

    İman nuroyla desteklenmediği zaman zaafiyete uğrar. Matlub, nefis ve şeytandır. Bu

    vası.fla vası.flananlar Allah'ı hakkıyla takdir edemezler ve O'nun ahlakıyla

    ahlaklanamazlar.118

    13. "A.llah'tan başkalarını dost edinenierin durumu, kendine bir ev edinen

    örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke

    bilselerdi!"119

    Ayet nefsin ve sıfatlarının meselidir. Heva, dünya ve şeytanı dost e9Jrunede

    "ankebılt" gibidir. Örümcek ağını her örüşünde dışarıdan uzaklaşır. O evini inşa

    ederken aslında kendi zindanını yapm~ta ve kendi ayaklarına bağ vurmaktadır. İşte

    bunun gibi her kim heva, dünya ve şeytanı dost · edinirse onu dalalet ve iğva

    zincirleriyle şehvet yollarına sevk ederler.120

    llS Nahl,ll2. 116 Temsil, vr. 45. 117 Hac, 22173. 118 Temsil, vr. 53. 119 Ankebuı, 29/41. 120 Temsil, vr. 59 b.

  • 142 OSMANLI DÖNEMİNDE TEFSİR

    Değerlendirme

    Abdülmecid Efendi'nin temsile dair eserindeki işari yorumlar genellikle aynı

    düzlem ve muhtevada serdedilmiştir. Söz konusu tevillere bakıldığında, nefsin istek

    ve temayüllerinin yol açtığl manevi zararlar ile bu olumsuz yönelimin kontrol ve

    terbiyesi, tarikat ehlinin sillük süreci ve tecrübeleri gibi ahlaka dönük konuların

    sıklıkla ön plana çıktığı görülmektedir. Kendisinin slıfi düşüncedeki tartışmalı felsefi

    görüş ve düşüncelere dahil olmaktan kaçındığı anlaşılmaktadır. Bu, tasavvufun onun

    dünyasında daha çok insanın iç alemini ve ahlaki yönünü eğitici bir sistemden ibaret

    olduğunu göstermektedir.

    Müellif söz konusu mesajlarını Kur'an'ın temsilleri üzerinden vermeyi uygun

    bulmuştur. Gerçekte temsilierin belli ölçüde lafızların zahiri . boyutunu aşan bir

    anlam taşıdıkları açıktır. Örneğin başa kakılan iyiliğin geçersizliğinin işlendiği bir

    temsilde yağmur, kaya, toprak gibi doğa unsurları kullanılmıştır. 121 Bu temsilde akıp

    giden topraktan kastın görünür iyilikler, kayadan maksadın sözde iyiliklerio ardında

    rızai ilahinin yokluğu, yağmurdan maksadın ise iyilikleri silip süpüren başa kakma

    ve ineitme şeklindeki davranışlar olduğu düşünülebilir. Bu açıdan temsile dair

    ayetlerin, kimi ulema tarafından meşruiyet tartışmaianna konu edilen işari teviller

    için nispeten müsait bir alan olduğunu söylememiz mümkündür. Ancak temsiller

    yorumcunun önüne elverişli bir saha açsa da her birinin Kur'an'da belli bir bağlam

    çerçevesi içinde bulunduğu da bir gerçektir. Dolayısıyla temsilierin yoruma açık

    yönlerinin, ilgili ayetleri bağlarnından soytitlayarak gelişi güzel tevillerle

    ilişkilendirecek bir serbesiyete imkan verdiği kanaatinde değiliz. Nitekim -

    "meselühüm o o o" şeklinde başlayan ayet-ikerimelerde temsilin hangi anlam dairesine

    oturduğuna bariz gösterge ve karineler bulunmaktadır. 1

    Abdülmecid Efendi de her ne kadar tartışmalı naiari-slıfi revillerden kaçınsa da

    çoğu kere temsilleri bağlamının dışında bir mana ile ilişkilendirme yoluna gitmiştir.

    Söz gelimi müellifin, münafıkların ya da müşriklerin tutum ve hallerine dönük

    temsilleri heva, nefis gibi tasavvufi unsurlarla salikin slıfi tecrübe ve manevi halleri

    üzerinden tevile gitmesi ayetlerin bağlamsal konumu açısından tenkide açıktır.

    121 Bakara, 2/264.

  • ABDÜLMECİD B. NASÜH et-TOSYA vt el-AMASl (99611588} ve 143 RiSALE Fl TEFSlRi'L-AYATi'L-MOTEA.LLlKA B/'T-TEMSIL ADLI ESERİNDE İŞA.Rl YORUMLAR

    Diğer taraftan gözden kaçınlmaması gereken bir husus da şudur ki, müellif

    temsilleri izah ederken öncelikle Beydavi'den yaptığı alıntılara yer vermiştir. İşari

    yorumlar ise bu izahların ardından gündeme getirilmiştir. Bize göre Abdülmecid

    Efendi'nin bu yaklaşımı işan tevili yegane, asli ve alternatif bir yorum tarzı olarak

    görmediğinin göstergesidir. Bu dururnda işan teville ilgili bu yaklaşımın, batıniyyede

    görülen katı bir zahir-batın düalizminden ayrıldığını teslim etmek gerekir.

    Sonuç

    Abdülmecid b. eş-Şeyh Nasuh b. İsrail birçok dalda pek çok risale kaleme almış

    bir 16. yüz yıl Osmanlı alimidir. Buna rağmen biyografi eserlerinde hakkında

    yeterince bilgiye rastlanılmaması hayrete şayandır. Kimi kütüphane kayıtlarında

    dedesİili? adının "israfil" olarak gösterilmesi hatalıdır. Çünkü bizzat müellif

    eserlerinin mukaddimesinde ya da ketebe kaydında derlesinin adını açıkça "İsrail"

    olarak zikretmiştir. Hatta bir dizi tasawu.fl şahsiye~er hakkında bilgi verirken

    dedesine de yer vermiş onun "İsrail Dede" lakabıyla aruldığını ifade etmiştir.

    Bursalı Mehmet Tahir Osmanlı Müellifleri adlı eserinde İsrafil-zade

    Abdülmecid b. N asiılı adlı ikinci bir kişiye daha yer vermiştir, ~erhum ·ziya Demir,

    Bursalırun sehven tek bir şahsı iki ayrı şahıs gibi gösterdiğini ifade etmiş, sonraki

    bazı araştırmacılar da aynı kanaati paylaşmıştır. Bize göre Bursalı verdiği bazı

    bilgilerde hatalı olsa da gerçekte isim benzerliği taşıyan ilimleri iki ayrı şahıs olarak

    göstermekte isabetli davranmıştır. Nitekim Amasya Tarihi hacimli eserinde Abdi-

    Zade Hüseyin Büsarnettin Yasar, Abdiil:mecid b .. Nasuh b. İsrail'i Tosyalı olarak

    kaydederken yine benzer adı taşıyan Abdülmecid b. Nasuh b. İsrafil'i Udikli olarak

    kaydetmiştir.

    Öte yanda Abdülmecid b. Nasuh b. İsrail'in vefat tarihi ile ilgili de kaynaklarda

    çok farklı bilgiler yer almaktadır. Müellifin es~rlerindeki ferağ kayıtlarında yer

    verdiği tarihler dikkate alınırsa h. 986 öncesini gösteren tarihierin isabetli olmadığı

    ortaya çıkmaktadır.

    Müellifin hemen tüm risalelerinde tasavvufi yaklaşımlar öne çıkmaktadır.

    Gerek dedesi ve gerekse Zeyniyye tarikatında şeylilik. makamında bulunan

    babasından tasawu.fl kültürü tevarus ettiği anlaşılmaktadır. Bununla beraber bazı

    yazma nüsbalaraa "halveti" olduğuna dair notlar dercedildiğine de rastla.nriııştır.

  • 144 OSMANLI DÖNEMİNDE TEFSİR

    Abdülmecid Efendi tefsire müteallık çalışmalara da yönelmiş ve Sayın

    Muammer Erbaşın da belirttiği üzere, "Konulu tefsir" türü ürünler ortaya

    koymuştur. Bunlardan biri de Kur'an'da temsili anlatımlar içeren ayet-ikerimeleri

    konu aldığı risaledir.

    Süleymaniye Kütüphanesinde bulunan bu eserde müellif yirmi beş surede geçen

    kırk beş ayeti bir araya getirdiğini beyan etmiştir. Usul olarak, ele aldığı her ayetin

    tefsirine önce Kadı Beydavi'den nakillerle başlamış ve akabinde işari te'villere yer

    vermiştir. Müellifin ayetlerin zahiri boyutları ile işari yorumları birlikte vermesi

    z~-batın ayrımını birbirinin alternatifi olarak görmediğinin, ilmi anlayışında her

    ikisinin de meşru ve makbul bir yeri olduğunun göstergesi olmalıdır. Metnin lafzı ile

    işari yorumlar arasıru net çizgilerle birbirinden ayıran ve işari tefsir meşru görmeyen

    yaklaşırnlara karşı her ikisini de benimseyen bir bakış açısını muhafaza etmiştir.

    Öte yandan yer verdiği işari tevillerde tasavvuf eksenli nazari-felsefi tevillere

    hemen hiç yer vermemiştir. İşari yorumlarda daha çok salikin ya da müridin manevi

    ahvllini konu edecek yorumlara yer vermiştir. Bu da onun tefsirde nazari-felsefi sıifi

    tefsirden daha çok sillUk ehlinin ahlakını hedefleyen işari yorumları takip ettiğini

    göstermektedir. Ancak işarl tevillerde ayetlerin bağlamının dışına çıktığı da

    görülmektedir.

    KAYNAKÇA

    Abay, Muhammed, "Osmanlı Döneminde Yazılan Tefsirle İlgili Eserler

    Bibliyografyası", Divan, 1999/1.

    ----.ı "Ömer Nasuhi Bilmen'in Tabakatü'l-müfessirin Yazıcılığına Katkıları", Müftü ve Müderris Ömer Nasuhi Bilmen Sempozyıımu, Editörler: Nail Okuyucu,

    ~ Ayhan Işık, Kamil Büyüker. !stanbul: Marmara Akad.erni Yayınları, 2017: İstanbul, ss. 143-161.

    Abdülmecid b. Nasuh b. İsrail, Risdle fi tefsiri7-ô.yeti7-müteallika bi'l-emsdl, Süleymaniye: Şehit Ali Paşa, NO: 272, 98 vr ..

    ----.ı Cevô.hirü'l-Kur'ô.n Zavdhiru'l-furkdn, Süleymaniye-Hacı Mahmut Efendi YEK, No: 230, 117 vr.

    ----.ı el-Hüdd ve'l1eldh, Süleymaniye-Reşid Efendi YEK, No: 1019, 1-26 vr.

    ----.ı el-Havfii ve'l-huzn, Süleymaniye:·Reşid Efendi YEK, No: 1019, 31-40 vr.

    ----.ı Tezkiratü üli'l-elbab, Süleymaniye-Reşid Efendi YEK, No: 1019, 41-59 vr . .

  • ABDÜLMECİD B. NASÜH et-TOSYA vt el-AMASt (996/1588) ve 145 RlSALE Fİ TEFSlRl'L-AYATi'L-MiJTEAI.LiKA BI'T-TEMSILADU ESERİNDE İŞARt YORUMLAR

    _____. el-Fevzü'l-azim, Süleymaniye-Reşid Efendi YEK, No: 1019, 61-73 vr.

    _____. Tefsiru süreti'l-insan, Süleymaniye-Reşid Efendi YEK, No: 1019, 95-97 vr.

    _____. Makamatü'l-mücevvidin ve derecdtü'l-muallimin, Süleymaniye-Bağdaili Vehbi

    YEK, No: 18, 69 vr.

    _____. Risale fi beyani'l-hurufi'l-mukataat, Kastamonu YEK, No: 1046/05, 34a-36a yk.

    _____. Ravzatü'l-ezhar cennetü'l-esmar, Süleymaniye Şehit Ali Paşa YEK, No: 1481, 322 vr.

    _____. Kıssa-i Çoban ve mündcat, Süleymaniye-Yazma Bağışlar YEK, No: 4027/1, 1-

    12 vr.

    _____.Menakıb-ı evliyd, Süleymaniye-Yazma Bağışlar YEK, No: 4027/4,33-67 vr.

    _____. Riyazü's-salihfn, Kastamonu YEK._No: 122, h. 968, 130 vr.

    _____. Kıyafetntlme, Süleymaniye-_Hafid Efendi YEK, No: 479, 149-188 vr.

    _____. Erba'Ctne-hadisen, Kastamonu YEK, No: 3761/04, 107b-156a vr.

    _____. Esraru'n-necdt ve'~-necdh, Kastaman u YEK, No: 3674, vr. 273-277.

    _____. Levaihu'l-kulub ve ravaihu'l-mahbUb, Kastamonu YEK, No: 3674 vr. 293.

    Ağbal, Davud, lbn Arabi'de İşıiri Tefsir, İstanbul: Litera Yayıncılık, 2017.

    Aktürk, İsmet, Abdülmecid b. Nasith'un Hadisçiliği ve Süruru'n-Nazırln Adlı

    Risalesindeki Hadislerin Tahrici, Necmettin Erbakan O. i. F. Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, 2013.

    Ateş, Süleyman, "Oç Müfessir bir Tefsir", Ankara 01FD, 1970, c. XVIII, ss. 85-104.

    Bağdadi, İsmail b. Muhammed Emin, Hediyyetü'l-drifin esmdü'l-müellifln ve asarü'l-musannifln, İstanbul: Matbaayı Behiyye, 1951.

    _____.lzahü ·ı- rneknun fi zeyli ala Keşfi 'z-Zünun an Esami 'u ·ı- Kütübi ve'/- Fünun,

    Beyrut: Daru ihyru't-türasi'l-arabiyye, ts.

    Bıyıkoğlu, Yakup, Muhaşşi Sinan Efendi ve "Haşiye Ala Tefsiri'l-Kadi" isimli

    Eserindeki Tefsir Metodu", Uluslararası Amasya Alimleri Sempozyumu, 2017,

    s.s.207-220.

    BursalıMehmet Tahir, Osmanlı Müellifleri, Ankara: 2012.

    Çalışkan, İsmail, Tefsir Usulü, Ankara: Ankara Okulu, 2017.

    Demir, Ziya, Osmanlı Müfessirleri ve Tefsir Çalışmaları, İstanbul: Ensar, 2006.

    Dumlu, Ömer,· "Tefsir Tarihi Yazıcılığı Açısından Ömer Nasuhi Bilmen'in Büyük Tefsir Tarihi: Tabakatü'l-müfessirin Adlı Eseri Üzerine", Tefsir Tarihi Yazımı

    Sempozyumu, Editör: Mustafa Karagöz, s. 137-154.

  • 146 OSMANLI DÖNEMİNDE TEFSİR

    Edirnevi, Ahmed b. Muhammed Tabakatü'l-müfessirin, thk. Süleyman b. Salih el-Huzey, Medine: Mektebetü'l-ulCım ve'l-hikem, s. 383.

    Erbaş, Muammer, "Bir Osmanlı Müfessiri", Abdülmecid b. eş-Şeyh Nasıih b. İsrail (v. 973/565), D.E.O. ilahiyat Fakültesi Dergisi, İzmir 2006, ss.61-86.

    Ercedoğan, Fatma, Abdülmecid b. Nasuh Tosyavi ve Manzum Kıyafetni'imesi, Dokuz EylülÜ. İ.F., 2016.

    Hayta, Ufuk, Abdülh;unit Birışık, "Hayatı ve Eserleriyle Abdülmecid b. Şeyh Nasıih

    Tosyevi ve Cevahiru'l-Kur'an ve Zavahiru'l-Furkan", Uludağ Onivers~tesi

    ilahiyat Fakültesi Dergisi, c. 16, Sayı: 2, 2007, ss. 343-367.

    ____.Ufuk, Abdülmecid b. Nasuh ·Tosyevi'nin (Ö. 1588) Hayatı, Eserleri ve el-Hüda ' ve'l-Feli'ih Adlı Tefsir Risti!esinin Tahklki, Ul~dağ Ü. İ. F., Basılmamış Yüksek

    Lisans Tezi, 2008.

    İbn Kayyım el-Cevziyye, Ebu Abdilialı Şemseddin Muhammed, el-Emsal .fi'l-Kıır'ani'l-Kerim, thk.: Fevvaz Ahmed, Beyrut: Darubni Hazm, 2013.

    Karagöz, Mustafa, "Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Telif ve Tefsir Tarihi Eserleri-

    Tefsir Tarihi Yazuninın Problemleri", Türkiye Araştırma/an. Literatür Dergisi, c. 10, Sayı 19-20, 2012.

    Kehhale, Ömer Rıza, Mu'cemü'L-müellifin, Beyrut: Daru ihyfu kütübi'l-Arabiyye, ts.

    Mecdi Mehmed Efendi, Hadi'iiku'ş-şakaik, İstanbul: Çağrı Yayınları, 1989.

    Muhammed Cabir el-Feyy;iz, el-Emsi'il .fi'l-Kur'ani'l-Kerim, Mısır: Daru's-Selam, 2012.

    Müstakim-zade, Tuhjetü'l-hatti'itin, (Haz. Mustafa Koç). İstanbul: Klasik, 201 ı.

    Okumuş, Mesut, Tejsir Tarihi Eserlerinin Didaktik Açıdan Değerlendirilmesi, Tefsir Tarihi Yazımı Sempozyumu, Editör: Mustafa Karagöz, Ankara: Araştırma

    Yayınları, 2015, ss. 275-292.

    Okuyan, Mehmet, Necmeddin Ddye ve Tasavvu.fi Tejsiri, İstanbul: Rağbet, 2001.

    Öztürk, Mustafa, Osmanlı Tefsir Mirası, Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2012. "Modern Dönem Tefsir Tarihi Edebiyatma Dair Bir Zihniyet Analizi:

    Muhammed Hüseyin ez-Zehebi ve et-Tefsir ve'l-Müfessiriı.n Örneği", Tefsir

    Tarihi Yazıını Sempozyumu: Editör: Mustafa Karagöz, Ankara: Araştırma

    Yayınları, 2015, ss. ı47-274.

    Pattabanoğlu, Fatma Zehra, "Abdülmecid b. Şeyh Nasıih Tosyevi'nin "Fezfulü'l-ilm

    ve'l-llim" Adlı Risalesi ve Trans!

  • ABDÜLMECİD B. NASÜH et-TOSYA vt el-A.MASt (996/1588) ve 147 RlSALE Fl TEFS1Rl'L·AYAT1'L-MOTEALL1KA Bl'T-TEMSlL ADLI ESERİNDEİŞAR! YORUMLAR

    Sakar, Ekrem, Abdülmecid b. Nasuh Tosyevi ve Matiab-ı A 'Iii Adlı Esmii-i Hiisnd

    Şerhf, Marmara Ü. i. F., 2016.

    Sülün, Murat, "Osmanlı Tefsir Geleneğinde Kur'an'a İşari Yaklaşımlar",

    Başlangıçtan Günümüze Türklerin Kur'an'a Hizmetleri, İstanbul, 2012.

    Taşköprü-zade, eş-Şakaiku 'n-Nu'maniyye fi ulemai'd-devleti'l-Osmiiniyye, Beyrut: · Daru'l-kütübi'I-Arabi, ts.

    Uluğ, Harun, Abdülmecid b. eş-Şeyh Nasuh b.· ! srail'in 'el-Hüda ve'l-Felah' İsim li Eserinin Edisyon Kritiği ve Tanıtımı, Dokuz Eylül Ü.İ.F, 2009.

    Yasar, Abdizade Hüseyin Hüsameddin, Amasya Tarihi, Cilt: 6-12, Yazma, Amasya

    Belediyesi Kütüphanesi.