eğitim bilimleri 3
DESCRIPTION
TRANSCRIPT
-EĞİTİM BİÜMLERİ-
BEDENSEL GELİŞİM DÖNEMLERİ VE TEMEL ÖZELLİKLERİ (ÖZET TABLO)
Çocuğun gelişimini bir bütün olarak kavrayabilmek için psikolojik olduğu kadar fizyolojik gelişimi de bilmek garekir. Çünkü fiziksel gelişim, çocuğun davranışını hem doğrudan, hem de dolaylı olarak etkiler. Bedensel gelişim, dönemsel bir süreçtir. Bunun anlamı, fiziksel gelişmenin düzenli bir hızla değil, belli dönemlerde farklı hız derecelerine sahip dalgalar halinde gerçeklaşmesidir. Yani bazen hızlı, bazen yavaş olmasıdır. İkisi yavaş, ikisi hızlı olmak üzere dört belirgin büyüme dönemi vardır. Doğum öncesi ?e doğumdan sonraki ilk yıl büyüme hızı yüksektir. (Yavuzer, 2005)
GELIŞIM PSIKOLOJISI | Fiziksel ve Psiko-Motor (Devinsel) Gelişim
Dönemler Fiziksel Gelişim Psikomotor (Devimsel) Gelişim
1. Bebeklik Dönemi
(0-2 Yaş)
Doğum öncesi gelişimden sonra
bedensel gelişimin en hızlı
olduğu dönemdir.
Doğumdan sonra bir yıl içinde
boy bir buçuk kat uzar. (75 cm
olur.)
İlk altı ayda kilo iki katına, biryaşında üç katına, ikibuçukyaşında ise 4 katına ulaşır.
Beden, bacak ve kollar baştandaha htzlı büyürler.
Doğduğunda vücudunu kontrol edemez. Ancak çok hızlı bir şekilde gelişerek 2 yaşına kadar büyük bir ilerleme kaydeder.
Başlangıçta refleksif ve denetimsiz
genel vücut hareketlerine sahiptirler.
Yürümeyi öğrenirler.
Tuvalet eğitimine ve konuşmaya hazır hale gelirler.
2. İlk Çocukluk
Dönemi
(2-6 Yaş)
Bedensel gelişim hızı 0-2 yaşakıyasla azalır.
6. yaşın sonunda kilosu 7 kataulaşır.
Sinir sistemi gelişimi büyükölçüde tamamlanmıştır.
İlk doğduğunda çok hızlı olan
kalp atış hızı 6 yaşında
yetişkininkine benzer.
Etkinlik düzeyleri çok yüksektir.
Büyük kaslarını küçük kaslarından daha iyi kullanırlar.
Görme duyusu tam geüşmemiştir.
Doğru aletler ve etkinliklerle denge, koordinasyon ve hız yetenekleri geliştirilebilir.
3. Okul Dönemi
(6-12 Yaş)
» 9 yaşına kadar erkekler, daha
sonra kızlar daha uzun ve
ağırdır.
El-göz uyumu sağlanır.
Görme duyusu gelişir.
Küçük kas becerüeri gelişir.
4. Ergenlik Dönemi
(12-18 Yaş)
>> Büluğa ermeyle başlar.
» Ön ergenlik döneminde fiziksel,bilişsel ve psikolojik gelişme çokhızlıdır.
» Cinsiyet salgı bezleri aktif hale gelir. Cinsel organlar gelişir.
Hızlı fiziksel büyümeden dolayı vücut
koordinasyonunu sağlamakta
zorlanır. Devimsel becerilerde bir
acemilik ve sakarlık gözlenir.
Ergenliğin ikinci döneminde zihin ve
kas koordinasyonu düzeür.
Senemoğlu 2004'ten faydalanılarak hazırlanmıştır.
-GELİŞİM PSİKOLOJİSİ.
FİZİKSEL VE PSİKOMOTOR (DEVİNİMSEL)
GELİŞİM
Fiziksel Gelişim
Bedensel gelişim, döllenmeden başlayarak fiziksel olgunluğa kadar devam eden bir süreci ifade etmektedir.
Büyümede hız sabit olmayıp belirli yaş dönemlerinde değişiklikler gözlenir. Doğum öncesinin ilk altı ayı ile doğum sonrasının altı ayında büyüme hızının yüksek olduğu bilinmektedir. Bu hız yaklaşık olarak iki yaşın sonuna dek devam eder. Daha sonra ergenliğe kadar fiziksel gelişimde yavaş ama düzenli bir artış gözlenir.
Ergenlik dönemi doğum sonrasında bedensel gelişimin en hızlı olduğu ikinci dönemdir. Organların gelişim hızı da birinden diğerine farklılık gösterir. Yeni doğan bebeğin vücut ağırlığı ortalama 3200-3500 gramdır. Zamanında doğan bebekler beş aylık olduğunda doğum ağırlığının iki katına, bir yaşında doğum ağırlığının üç katına, iki yaşında ise doğum ağırlığının dört katına ulaşırlar. İkinci yaş ve ergenlik arasında ise yılda yaklaşık iki buçuk kg ağırlık artışı gözlenir.
Yeni doğan bir bebeğin boyu ise ortalama 50-52 cm'dir. Boy ilk yıl ortalama 25-26 cm. artar. Bir yaşını dolduran bebek yaklaşık olarak 75-76 cm'yi bularak doğum boyunun 1.5 katına erişmiş olur. Bebek doğduğunda yetişkinlikteki boyunun yaklaşık %30'unu kazanmış olarak dünyaya gelir. 2 yaşında yetişkin boyunun yaklaşık yarısına ulaşır. 2 yaşından sonra bedensel büyüme çok yavaşlar, yıllık gelişim %5 dolayına düşer. Daha sonra, ergenlik döneminde yeniden hızlanır.
Büyüme eğrileri incelendiğinde kızlarla erkekler arasında hızlı büyümenin başlaması itibariyle bir farklılık olduğu gözlenir. Kızlarda büyüme hızındaki artış bir ile bir buçuk yıl önce başlamakta; ancak kızlar erkeklerin nihai hızına ulaşamamaktadır. Büyüme döneminin sonunda erkekler kızlara göre daha uzun ve ağır olmaktadır.
Doğumda baş diğer organlara oranla daha büyüktür. 5-6 yaşlarına doğru baş çevresi, yetişkin insan başına yaklaşır. Bebeklerin gövdelerine oranla bacakları kısa, kafaları ise daha büyüktür. Bebeklikte vücut uzunluğunun V*ü kadar olan kafa, yetişkinlikteki uzunluğun sadece 1/8'i kadar olacaktır.
AYLAR | BEDENSEL GELİŞİM DÜZEYLERİ1.Ay Yüzüstü yatarken 1-2 sn başını kaldırır.
2.Ay Kollarının desteği ile göğsünü ve başını kaldırmaya başlar.
3.Ay Başını dik tutar, bir nesneye uzanır ama yakalayamaz.
4.Ay Kucakta destek ile oturur.
5.Ay îstemli olarak bir yandan diğer yana döner.
6.Ay Özel bir sandalyede oturur. Uzatılan nesneleri avucunun içiyle yakalar.
7.Ay Desteksiz oturur.
8.Ay Kollarının altından tutulduğunda ayakta durur.
9.Ay Bir yere tutunarak ayakta durur.
10. Ay Emekler.
11. Ay Ellerinden tutulduğunda durur ve yürümeye başlar.
12. Ay Bir yere tutunarak ayağa kalkar.
13. Ay Yardımsız ayakta durur ve yürümeye başlar.
14. Ay Parmaklarını kullanarak nesneleri tutar.
15. Ay Ellerinin yardımıyla merdivene tırmanmaya başlar.
Psikomotor (Devinimsel) Gelişim
Çocuğun kol ve bacaklarıyla tüm organlarını kullanmada güç, hız ve uygunluk sağlamasına; bedenini denetim altına almada becerikli duruma gelmesine psikomotor gelişim denilmektedir. Psikomotor etkinlikler insan davranışlarında önemli bir yer tutarlar. Bir futbolcunun hareketleri, kalemle yazı yazmamız, otomobil sürmemiz, çocuğun giyinip soyunması, bir müzik aletinin çalınması, bayanların örgü örmesi, bir sporcunun mekik, barfiks hareketleri, vs. psikomotor etkinliklere örnek olarak verilebilir.
Psikomotor etkinlikler, duyu organları vasıtasıyla uyarıcıların alınması, beyinde ilgili merkeze iletilmesi, algılamanın meydana gelmesi ve
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
algılamaya bağlı olarak ilgili organların (kas gruplarının) harekete geçmeleri şeklinde bir dizi sıra izler. Daha genel bir açıklama ile psikomotor davranışlar sinirsel yapı ile kas yapıları arasındaki düzenli bir iletişim ve organizasyonu içerir.
Refleksler
Refleksler, dünyaya geldikleri andan itibaren bireylerin hayata tutunmalarını, varlıklarını sürdürmelerini sağlayıcı/kolaylaştırıcı etkiye sahip oldukları gibi hayatın daha sonraki evrelerinde gösterilecek daha karmaşık davranışların da temelini oluşturan ilk psikomotor davranışlardır. Bu açıdan gelişim psikolojisi içinde önemli bir yere sahiptirler. Ek olarak refleksler, hayatın ilk günlerinde özellikle nörolojik açıdan sağlıklılığın denetlenmesi amacıyla bir gösterge işlevi görürler. Doğuştan getirilen bu refleksleri kısaca inceleyelim:
Palmer Refleksi (Avuçiçi Refleksi): Bebekler avuçiçlerine dokunulunca ilk dört-altı ay içinde, avuçlarını kapatıp sıkarlar. Bu davranış o kadar güçlüdür ki, yeni doğmuş bebek kendi ağırlığını kaldırabilecek güce sahiptir. Avuçiçi refleksinin temeli, bebeklerin yaşamlarını sürdürebilmeleri için annelerine sımsıkı tutunmak zorunda olmalarına dayandırılır.
Planter Refleksi (Ayaktabanı Refleksi): Bebeğin ayak tabanı sert bir cisimle uyarıldığında, ayak parmakları yelpaze gibi dışa doğru açılır. Oysa aynı uyarı olgunlaşmış bir kişiye verilirse, ayak parmakları tersine, aşağı bükülerek kapanır. Erişkinlerde görülen bu refleks Babinski Refleksi olarak isimlendirilir. Çocuklarda planter refleksi iki yaşlarında kaybolur.
Moro Refleksi: Bir tür ürkme tepkisidir. Duruştaki ani bir değişiklikle uyarılabilir. Uyarılmış bebek, başını arkaya atar, sırtını kemer yapar, kollarını yana açar, sonra hızla bir kolunu göğsüne doğru geri çeker ve bedenini büker. Aynı zamanda bacakları da açılıp tekrar kenetlenir. Bu eylemlere çoğu zaman ağlama eşlik eder. Olgunlaşmayla tepki silsilesi çok daha hızlı olmakta ve bir beden kasılması şeklini almaktadır. İlk üç ay içerisinde ortadan kaybolur.
Yüzme Refleksi: Yeni doğmuş bir bebek karın üstü yatırıldığında ya da suda destek verildiğinde, bedende gayet karakteristik yüzme hareketleri görülür. Bu hareketler bebeği yüzdürebüecek beceri düzeyindedir.
Adım Atma Refleksi: Bebekler düz bir zeminde destekle ayakta tutulduğunda bedenleri hafifçe öne gider. Yürüme gayretiyle adım atarlar. Bu refleks sekizinci haftada kaybolur.
Tonik Boyun Refleksi: Genellikle sırtüstü yatan bebeklerde kendini gösterir. Başını yana çevirir, kolunu yüzünü döndürdüğü yana uzatır, öbür kolunu büker, bu sırada bedenini döndüğü yönden bükerek uzaklaştırır. Bu refleksin işlevi ya da buna duyulan gereksinim açık değildir, ama bunun bebeğe rahimde bulunduğu sırada uygun şekli almasına yardımcı olduğu, doğum sürecine katılmasına izin verdiği ve sonra da bedenin bir yanını öbür yanından ayrı olarak kullanmayı öğrenmesine yardım ettiği düşünülmektedir. Bu refleks Gesell tarafından değerlendirilmiştir ve aşağı yukarı yirminci haftada kaybolur.
Bu reflekslerin çoğu çocuklarda ya da yetişkinlerde görülmezler. Reflekslerin çoğu ilk çocukluk sırasında ortadan kaybolur, çünkü ilgili kaslar üzerinde istemli kontrol geliştirilir. Bebekler kasları üzerinde bir kez istemli kontrol geliştirdiklerinde isterlerse ve istedikleri zaman emebilirler, bakmayı istedikleri yere bakabilirler. Davranış artık özel bir uyaran tarafından kontrol edilmez. Kalıcı refleksler bir beyin hasarı belirtisidir, dolayısıyla reflekslerin incelenmesi küçük bebeklerin pediatrik muayeneleri için gereklidir. Tonik boyun refleksi beş aydan sonra anormaldir; moro refleksi ilk üç ayda ortadan kaybolmalıdır. Beyin felçli bebekler bu refleksleri iki yaşında ya da daha ileride hâlâ sergileyebilirler.
Psikomotor etkinlikleri içtenlik ve olgunlaşma etkiler. İçtenlik, bireyin herhangi bir psikomotor davranışı gerçekleştirebilmek için istek duyuyor olmasıdır, Bireyin içtenlikle o davranışı gerçekleştirmeye çalışıyor olması gelişimi olumlu yönde etkileyecektir. Bununla birlikte ilgili davranışı sergilemekte kullanılacak olan organlar yeterli yapısal değişikliği kazanmış olmalıdır. Yani olgunlaşmış olmalıdır. Olgunlaşma meydana gelmediği sürece psikomotor etkinlik ya gerçekleştirilemeyecek ya da yeterli düzeyde sergilenemeyecektir.
Psikomotor Etkinliklerde Rol Oynayan Etmenler
Eşgüdüm: Herhangi bir psikomotor davranış gerçekleştirilirken kullanılan organlar arasında öncelik sonralık sırasıyla bir koordinasyon sağlanmalıdır. Örneğin, otomobilini kullanan birey, gaz ve debriyaj pedalını, vites değiştirmeyi belli sıra
-GELİŞİM PSİKOLOJİSL
ve koordine ile kullanması gerekir.
Güç: Herhangi bir psikomotor etkinliğin sergilenmesinde kullanılan organların yeterli güce sahip olması gerekir.
Tepki-Tepki Hızı: Herhangi bir psikomotor etkinlikte reaksiyon zamanı da oldukça önemlidir. Buradaki reaksiyon zamanı, uyarıcının alınıp beyinde algılandıktan sonra davranışın ortaya konulduğu ana kadar geçen süreyi ifade etmektedir. Yaşlanmayla, alkol-uyuşturucu gibi maddelerle veya nörolojik yapıda meydana gelebilecek yıpranmalarla bu hızda bir artış söz konusu olabilir.
Dikkat: Dikkat tanım olarak "Psiko-fizik enerjinin belli bir noktaya toplanması"dır. Bireyin bir psikomotor etkinliği gerçekleştirebilmesi için dikkatini uyarıcılara ve ortaya koyacağı davranışa odaklaması gerekir. Araç kullanan bir şoförün ya da örgü ören birinin dikkatini yaptığı davranışa toplamasında olduğu gibi.
Hız: Hız yukarıda açıklanan eşgüdüm (koordinasyon) ile ilgilidir. Birey bir psikomotor davranışı ortaya koyarken ilgili organları arasındaki koordinasyonu belli bir hızda yapması gerekir.
Denge: Organizmanın belirli bir konumda algılanması ve bu konumun sürdürülmesidir. Bütün psikomotor etkinliklerde organizmanın denge
o
durumunda olması gerekir. Denge durumu olmadan psikomotor etkinlikler ya gerçekleştirilemez ya da istenen hızda, sürede yapılamazlar.
Esneklik: Herhangi bir psikomotor davranışta kullanılan organlar işlevlerini belli bir esneklik içerisinde gerçekleştirirler.
Bireyin yaşamında psikomotor etkinlikler kritik öneme sahiptirler. Bu etkinlikler sayesinde çocuklar dünyayı ve çevrelerini daha kolay ve etkili bir şekilde tanırlar. Bu bağlamda dokunur, keşfeder, merakını giderir, doyum sağlar. Ayrıca öz-bakım becerilerinin hemen hemen tamami psikomotor davranışlardan oluşur. Bu nedenledir ki, özel eğitime muhtaç çocuklar da öncelikli olarak bu psikomotor etkinlikler konusunda eğitilmeye çalışılır.
o esî
-EĞİTİM BİLİMLERl
1. İnsan yaşamında doğum öncesi dönemden
sonra bedensel gelişimin en hızlı olduğu
dönem aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bebeklik dönemi
B) İlkçocuklukdönemi
C) Son çocukluk dönemi
D) Genç yetişkinlik dönemi
E) Yetişkinlik dönemi
A,B,D ve e seçenekierinde verilen ifadeler
bebeklik döneminde görülen özelliklerdir. Oysa C
seçeneğinde verilen ifade yanlış bir ifade olup
kemik gelişimi de bebeklik döneminde oldukça
hızlıdır ve çocukların kemiklerin henüz
sertleşmediği için kemik kırılma olayları daha az
görülür.
(Cevap C)
ÇDZUMLU KONU KAVRAMA TEBTİ
Doğum öncesi dönemden sonra gelişimin en hızlı
oiduğu dönem 0-2 yaş aralığı olan Bebeklik
dönemidir.
(Cevap A)
(£}"occ111o
'ELU
'iz
2. Bebeklik döneminde görülen fiziksel ve &
devinimsel gelişim ile ilgili olarak aşağıda :|j
verilen ifadelerden hangisi yanlıştır? Ş
A) Yeni doğan bir çocuğun en gelişmiş organı
başıdır. Başın vücuda oranı doğum anında
vücudun dörtte biri kadarken yetişkinlikte bu
oran bir sekizde bire düşer.
B) Yeni doğan bir çocuğun dakikada ortalama
solunum sayısı 40 civanı iken yetişkinlikte bu
oran 1a civarıdır.
C) Bebeklik döneminde kemiklerin gelişim hızı
oldukça yavaştır. Bu nedenle bebeklik
döneminde çocuklarda kemik kırılma oranı
yüksektir.
D) Yeni doğan bir çocuğun ortalama boy uzunluğu
48-53 cm iken altı ayın sonunda doğun anının
yüzde ellisi, bir yaşın sonunda ise yüzde yetmiş
beşi kadar boy uzaması görülür.
E) Yeni doğan bir çocuğun eylemleri refleksif
eylemlerden bilinçli eylemlere doğru bir yönelim
göstermektedir.
3. Psikomotor etkinliklerin gelişmesinde rol
oynayan etkenlerle ilgili olarak aşağıda verilen
ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Eşgüdüm
B) Dikkat
C) Denge
D) esneklik
E) Öğrenme
A,B,C ve D seçeneklerinde verilen özellikler
Psikomotor etkinliklerin gelişiminde rol oynayan
faktörler olup E seçeneği yanlış bir ifadedir.
(Cevap E)
nilgi Nobı »
Psikomotor etkinliklerde rol oynayan faktörler şunlardır:
EşgüdümGüçTepke-Tepki HızıDikkatHızDengeEsneklik
-GELİŞİM PSİKOLOJİSİ-
4. İlkçocukluk döneminde görülen bedensel ve
devinimsel gelişim ile ilgili olarak aşağıda
verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Küçük kasların gelişimi büyük kasların gelişimine
göre daha hızlıdır.
B) Uzun süreli olarak belirli bir yerde oturamazlar.
Koşmak, zıplamak, tırmanmak, sürünmek gibi
davranımlar gösterirler.
C) Altı yaşın sonunda çocuğun toplam ağırlığı
doğum anının yedi katına kadar ulaşmış olur.
D) Sindirim sistemi büyük ölçüde gelişimini
tamamlamışîır.
E) Kalbin büyümesi altı yaşına kadar çok hızlıdır.
Kalp atış hızında ise giderek azalma
görülmektedir.
A,B,C ve D seçeneklerinde verilen ifadeler
ergenlik döneminde görülen bedensel gelişim
özelliklerdir. E seçeneği ise yanlış bir ifade olup,
öğretmenler bu dönemde ergenlerdeki enerjiyi
değerlendirebilmek için onları kültür, sanat, spor
gibi çeşitli etkinliklere yönlendirmelidirler.
(Cevap E)
İlkçocukluk döneminde büyük kasların kullanımı
daha yoğundur.Çocuk küçük kas gerektiren
becerilerde henüz istenilen düzeye gelememiştir.
(Cevap A)
"Z.
o
UJ
5. Ergenlik döneminde görülen bedensel gelişim
ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden
hangisi yanlıştır?
A) İkinci çocukluk döneminde yavaşlayan bedensel
gelişim ergeniik dönemi ile birlikte tekrar
hızlanmıştır.
B) ergenlik döneminde görülen hızlı bedensel
gelişim bireylerde sakan davranışların ortaya
çıkmasına yol açabilir.
C) Ergenler, bu dönemde görülen hızlı bedensel ve
hormonel gelişimi uyum sağlamakta
zorlanabilirler. Bu durum onlarda çeşitli psikolojik
sorunların yanı sıra çatışmalara da yol açabilir.
D) Bu dönemde görülen hızlı hormonel değişiklikler
ergenlerin vücutlarının yetişkin bir insan veya
kadın görünümü almasını sağlar.
E) Öğretmenler, ergenlerde hızlı bedensel
gelişimsel özellikleri ve ergenlik döneminin
kendine has enerjisini kontrol altına alabilmek
için onları sıkı bir disiplin ve kontrol altında
tutmalıdırlar.
(îilgiNoty/
Ebeveyn ve öğretmenlerin ergenlik döneminde
(yerine getirmeleri gereken görevler şunlardır: |
- Onları spor, sanat, kültür gibi farklı etkin!lklere|yöneltmek|
- Kimlik kazanma ve bağımsızlaşma çabaiarınajdestek vermek
|
-Onlarla etkili bir iletişim kurmak, onları dinlemek j
-Ergenleri bir birey olarak kabul etmek|
- Kimlik krizlerinin ve hızlı bedensel gelişimlerin|
yaşanması nedeniyle onlara anlayışlı vej
hoşgörülü yaklaşmak.
|
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
6. "Ergenlik döneminde vücut koordinasyonunda ve eşgüdümünde meydana gelen bozulmalar nedeniyle ergenlerin davranışlarında sakar özellikler görülebilmektedir. Örneğin bir ergen eline aldığı bir tabağı düşürebilmektedir" Bu durumun nedeni aşağıda verilen ifadelerden hangisi olabilir?
A) Hızlı bedensel büyüme ve gelişmeB) Duyusal ve duygusal gelişimin çok hızlı olmasıA) Bilişsel geüşimde ortaya çıkan bozuklukların
etkisiC) Bireyin kimlik arayışı içerisine girmesiE) Bireyin davranışında ve iletişiminde görülen
aksaklıklar
B, C, ve e seçeneklerinde verilen ifadeler yukarıda verilen açıklananın nedeni olabilecek ifadeler değildir. A seçeneğinde verilen ifade ise bu açıklamanın nedenidir.
(Cevap A)ccILJo.__m
8. Çocuğun küçük kaslarının gelişim gösterdiği, bu nedenle de kalem tutma, el-göz uyumunu sağlama gibi ince davranışları yapmaya başladığı dönem aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bebeklik dönemiB) İlk çocukluk dönemiC) Son çocukluk dönemiD) Genç yetişkinlik dönemiE) Yetişkinlik dönemi
Küçük kasların geliştiği ve kalem tutma gibi ince kas gerektiren becerilerin yapılmaya başlandığı dönem son çocukluk dönemi (ikinci çocukluk) dönemidir.
(Cevap C)
"ta«İ 't
Ui
7. Psikomotor etkinliklerin gelişiminde etkili olan faktörler aşağıda verilen ifadelerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Olgunlaşma-içtenlikB) Olgunlaşma-büyümeC) Büyüme-hazır bulunuşlukD) İçtenlik-olgunlaşmaE) Hazırbulunuşluk-içtenlik
Psikomotor etkinlikleri "içtenlik" ve "olgunlaşma" etkenleri etkilemektedir. İçtenlik; bireyin herhangi bir Psikomotor davranışı yapmaya istekli olmasıdır. Olgunlaşma ise vücut organlarının istenilen davranışı yapabilecek düzeye fizyolojik olarak gelmesidir.
(Cevap A)
9. Bireylerin bir yetişkin kadın ya da erkek rolünü üstlenerek bedenlerini etkin bir şekilde kullanmak istedikleri bu nedenle de ayna önünde geçirilen zamanın arttığı dönem aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bebeklik dönemiB) İlk çocukluk dönemiC) Son çocukluk dönemiD) ErgenlikE) Yetişkinlik dönemi
Ergenlik döneminde ani bedensel ve hormonel gelişim nedeniyle ergenlerin bedenleri bir yetişkin erkek ya da kadın bedenine dönüşür.
(Cevap D)
8- -GELİŞİM PSİKOLOJİSİ.
10. Bazı bireylerin ergenlik dönemine yaşıtlarına göre erken ya da geç girmeleri ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) İkiim B9CinsiyekC) Aiienin ekonomik durumuD) Eğitim seviyesiE) Beslenme alışkanlığı ve hızh bedensel gelişim
1. Aşağıdakilerden hangisi ergenlik döneminde görülen gelişimsel özellikler ile ilgili yanlış bir ifadedir?
CEVAPLÎKAVRAMA
A, B,C ve E seçenekleri kızların ya da erkeklerin yaşıtlarına göre ergenlik dönemine daha erken girmelerini etkileyen etkenler iken, eğitim seviyesi bu durumu doğrudan etkileyen bir faktör değildir.
(Cevap D)
A) Bedene ve bedensel görünüme ilginin artmasıB) Yetişkin bir erkek ya da kadın görünümünü
kazanmaC) Cinsiyet salgı bezlerinin aktif hale gelmesiD) Cinsiyet rollerini yerine getirebilecek hormonel
olguniuğa erişmeE) Dış görünümde meydana gelen değişikliklere
hemen uyum sağlayabilme yeteneğini kazanma
z: o
oo
o
2. Kendine ve yeteneklerine karşı olumlu tutumiar geliştirme
-Kişiler arası ilişkilerini zenginleştirebilme -Bir
vicdan ve değer sistemi geliştirme -Kendi
cinsinden olan bireyler ile oyun oynama
Yukarıda verilen gelişim görevleri hangi gelişim dönemine ait görevlerdir?
A) İlkçocuklukB) İkinci çocuklukC) ErinlikD) ErgenlikE) Genç yetişkiniik
3. "0-2 yaşları arasında bulunan bir çocuğun tuvalet alışkanlığını kazanabilmesi için bedensel olarak belir l i bir olgunluk seviyesine gelmesi gerekmektedir."
Bu ifade ile bedensel gelişim açısından hangi gelişim ilkesi açıklanmaya çalışılmıştır?
A) Gelişim büyük kaslardan küçük kaslaradoğrudur.
B) Gelişimde bireysel farklılıklar vardır.C) Gelişim bir bütündürD) Gelişim bitişik değil, binişiktir.E) Gelişim nöbetleşe olarak devam eder.
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
4. Özbakım becerilerini kazanma
-Olgunlaşmaya bağlı olarak yürümeyi ve konuşmayı öğrenme
-Kalbin büyüme hızının çok hızlı olması
-Sindirim sisteminin tüm besinleri sindirebilecek bir düzeye gelmesi
Yukarıda verilen gelişim görevleri hangi gelişim dönemine ait görevlerdir?
A) BebeklikB) İlk çocuklukC) ErinlikD) ErgenlikE) Genç yetişkinlik
7. Aşağıdakilerden hangisi ergenlik döneminde görülen özellikler ile ilgili yanlış bir ifadedir?
A) Eşyalarının ve giysilerinin seçiminde titizdavranma, ebeveynlerin aldığı eşya vehediyeleri beğenmeme.
B) Dinsel içerikli konulara daha çok eğilimgöstermeye başlama
C) Çabuk küsme, sinirlenme, hırçınlık yapma gibidavranımlar sergileme
D) Kendi hayat felsefesini ve düşünce sisteminioluşturma
E) Toplumsal doğru ve yanlışları ifade etmede veanlamada ebeveynlerin tesiri altında kalma
5. Okul öncesi dönemde görülen bedensel gelişim özellikleri ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Özbakım becerilerini kendileri yerine getirmekisterler
B) El-göz koordinasyonunu geüştirmeye başlarlar.C) Büyük kasların kullanımını gerektiren eylemleri
küçük kasların kullanımını gerektiren eylemleregöre daha rahat yaparlar.
D) Tuvalet alışkanlığını kazanırlar.E) Okul öncesi dönemde görülün hızlı bedensel
gelişimin yaratmış olduğu rahatsızlıklarnedeniyle ebeveynleri ile sık sık çatışmayaşarlar.
6. İlköğretim birinci kademeye giden Kaan'ın gelişimsel özellikleri ile ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Yeteneklerine ve kendisine karşı olumlu tutumlargeliştirme
B) Vicdan ve bir değer sistemi geliştirirC) Ahlaki değerlendirmelerinde otoriteye olan
bağımlılığını devam ettirir.D) Hem kendi cinsi ile hem de karşı cinsi ile oyun
oynayabilir, okul sırasında birlikte oturabilir.E) Kızlara göre hareketlilik gerektiren eylemleri,
aktiviteleri daha rahat yapabilir.
Aşağıdakilerden hangisi İlkçocuklukdöneminde görülen gelişim özellikleri arasında yer almayan bir özelliktir?
A)Cinsiyet farklılıklarını öğrenmeB) Öz bakım becerilerini yerine getirmeC) Çevresinde olup bitenlere ilişkin çok soru sormaD) Konuşmayı ve yürümeyi öğrenmeE) Cinsiyet rollerini yerine getirebilme
Okul öncesi dönemde fiziksel gelişim özellikleri açısından, bir öğretmen aşağıda verilen ifadelerden hangisine daha çok dikkat etmelidir?
A)Bu dönemdeki çocukları kendi cinsinden olandiğer çocuklarla oynatmalıdır.
B)Bu dönem çocukları büyük kas gelişimigerektiren hareketlerde başarılı oldukları için,oyun yoluyla öğrenmelerine imkan sağlamalıdır.
C) Sınıf içerisinde çocukları kontroi altına alabilmekiçin otoriter ve disipliner bur tutum takınma
D)Çocukların merakından kaynaklanan sorularahemen cevap vermeyip bu sorular içerisindenmantıklı olanlara cevap verme
E) Çocukların daha başarılı bireyler olabilmelerinisağlayabilmek için onlar arasında rekabetiarttırma ve birbirleri ile kıyaslamalar yapma
10-
10. Tuvalet alışkanlığını kazanma -Dış
çevreye uyum sağlama -Nefes alma-
verme düzenini öğrenme -Taklidi
öğrenmeler yapma
-Bilinçsiz davranışlardan bilinçli davranışlara doğru
yöneîme
Yukarıda verilen geiişim görevleri hangi gelişim
dönemine ait görevlerdir?
A) Bebeklik
B) İlkçocukluk
C) İkinci çocukluk
D) Eriniik
E) Ergenlik
H.Doğum sonrasında büyümenin en hızlı olduğu
dönem aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yenidoğan ve bebeklik dönemi
B) İlk çocukluk dönemi
C) Son çocukluk dönemi
D) Erinlik dönemi
E) Ergenlik dönemi
12.1. Bebeklik dönemi
II. Okulöncesi dönem
III.ilkokul dönemi
IV. Ergenlik dönemi
Yukarıdaki gelişim dönemlerinin hangisinde
bedensel ve psiko-motor gelişim en hızlıdır?
A) Yalnız-I B) Yalnız-ll
C) Yalnız-IV D) 1-IV
E) ll-lll
13. Çocukiardaki vücut biyokimyasındaki
farklılaşmalara bağlı olarak ani boy artışı yanında
ikinci! cinsiyet özelliklerinin belirmeye başlaması
söz konusudur.
Yukarıdaki açıklamaya en uygun bedensel
gelişim dönemi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Doğum öncesi dönem
B) Bebeklikdönemi
C) Okulöncesi dönem
D) İlkokul dönemi
E) Ergenlik dönemi
14. Bedensel gelişimin yavaş olmasına rağmen
psiko-motor gelişimin yoğun olduğu bedensel
gelişim dönemi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bebeklik dönemi
B) Okulöncesi dönem
C) ilkokul dönemi
D) Ergenlik dönemi
E) Doğum öncesi dönem
15. Çocukların ergenlik dönemine farklı zamanlarda
girmeleri söz konusudur.
Buna göre;
I. Cinsiyet
II.İklim
III. Eğitim durumu
IV. Ailenin ekonomik durumu
Yukarıdaki ifadelerden hangisi çocukların
ergenlik dönemine yaşıtlarından erken girmesi
üzerinde etken degildir?
A Yalnız-IB)
Yalnız-ll
C)
Yalnız-lll
D)
ll-lll
E III-IV
-GELİŞİM PSİKOLOJİSİ.
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 11
16. Aşağıdakilerden hangisi bir bebeğin
gerçekleştiremeyeceği bir davranıştır?
A) Nesnelere dokunur
B) Etraftaki sesleri dinler
C) Refleksler şeklinde oian davranışlar sergiler
D) Hareketleri bilinçlidir
E) Davranışları taklit eder
1. Sınıf arkadaşlarına göre kısa boylu olan bir 7.
sınıf öğrencisjni, "Uîaklık, gel buraya." diye
çağıran bir öğretmenin bu davranışının gelişim
psikolojisi açısından olumsuz olmasının temel
nedeni aşağıdakilerden hangisidir? (2001
KPSS)
A) Bireysel farklılığı, öğrenciyi incitebilecek şekilde
kullanması
B) Öğrencilerin özellikleriyle ilgüenmediğini
göstermesi
C) Öğrenciye beslenen olumlu duyguları üeîmekte
yetersiz kalması
D) Ergenlikte ortaya çıkan fiziksel farklıliklara dikkat
çekmesi
E) Okul başarısını etkilemeyen bir özelliği
vurgulaması
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
"G crLUa-~UJ
UJ
Q UJ>
Erikson'a göre ergenlik dönemi, insan hayatının
en önemli evresidir. Bu dönemde bedensel
değişimler çok hızlı bir şekilde yaşanır. Bu
dönemde birey hem kendi hem de arkadaşlarının
bedensel değişimleri üzerinde çok durur,
kendisiyle arkadaşlarını fiziksel değişimier
açısından sürekli kıyaslar. Akranlarıyla kendi
arasındaki fiziksei farklılıkların vurgulanması bireyi
bu dönemde çok etkiler. (Bacanlı, 2004)
(Cevap A)
CEVAP ANAHTARI1.
LJ
J 2. B 3. A 4. B
5. E 6. D 7. E 8. E
9. B 10.
D 11 A 12. A
13 E 14.
B 15.
C 16. D
12- -GELİŞİM PSİKOLOJİSİ-
2. Aşağıdakilerden hangisi, ergenlikteki hızlı
bedensel değişmenin dogrudan bir sonucu
degildir? (2002 KPSS)
A) Bedensel görünüşe ilgi ve özenin artması
B) Sakar davranışların çoğalması
A) Dış görünüşteki değişikliklere duyarlılığın
artması
C) Zararlı alışkanlıklara ilginin artması
E) Cinselliğe ilginin artması
A, B, C ve E seçeneklerinde belirtilen özellikler
doğrudan doğruya ergenlik dönemindeki bedensel
gelişimin sonuçlarıdır. Ergenin zararlı
alışkanlıklara yönelmesi fiziksel gelişimle
yeterince açıklanamaz. Ergenlik döneminde birey
zihinsel gelişim açısından "kimlik kazanmaya
karşı rol karmaşası" dönemindedir. Kim olduğunu
ve toplumdaki rolünü öğrenmeye çalışan birey
taklit ve özdeşleşme mekanizmalarını kullanır.
İşte bu aşamada kimlik duygusu yoksunluğu
yadsıma olarak ortaya çıkabilir. Yadsıma kendini
inkar, grup üyelikleri veya yıkıcı etkinliklere
(uyuşturucu, alkol, sigara vb.) katılmak suretiyle
gösterir. (Bacanlı, 2004)
(Cevap D)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 13
3. OPERANT ŞARTLANMA (SKİNNER)
Skinner en çok programlı öğretimin kurucusu olarak bilinmektedir. Skinner'in öğrendiği öğrenme yolu "operant(edimsel) koşullanma"6\r.
Operant Şartlanma,
• Organizmanın göstermiş olduğu bir davranışın pekiştirilmesi yoluyla tekrar gösterilme ihtimalinin
artırılmasıdır.
ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ Davranışçı Öğrenme Kuramları
2. İç güdüsel ve refleksi davranışları tamamen
inceleme alanı dışında bırakmamakla beraber daha
çok edimsel davranışlar üzerinde durmaktadır.
3. Operant şartlanma daha çok psikomotor
davranışların öğrenilmesinde kullanılırken, klasik
koşullanma daha çok refleksif ve duyusal
davranışlar için uygundur.
4. Klasik koşullanmada pekiştireç davranıştan önce
verilirken, edimsel koşullanmada davranıştan sonra
verilmektedir.
Edimsel koşullanma, bir davranış parçacığının
'o
doğurduğu
sonuçlara
bağlı olarak Q
kendi
değişikliğe uğraması sürecidir.
• Operant şartlanma pekiştirme ve cezaya ğj
dayanmaktadır. - |
1. Operant şartlanma da davranış determinist |
açıdan ve deneysel olarak analiz edilmektedir. .*
KLASİK ve EDİMSEL KOŞULLAMA ARASINDAKİ FARKLAR (ÖZET TABLO)
Klasik ve edimsel koşullama arasında belli başlı dört fark vardır: 1. Uyarıcının türü, 2. Öğrenilen davranışın
türü, 3. Davranışın pekiştirmeyle olan ilişkisi, 4. Kullanım alanları.
Klasik Koşullama Edimsel Koşullama
Uyarıcı Bir ışık ya da ses gibi bir olaydır ve kısa bir süre için sunulur.
Belirli bir olay değildir. Çok daha uzun süreli ve bir çok öğesi olan durumdur.
Davranış Genellikle tepkisel olarak yapılan ve doğuştan gelmedir.
Uyarıcı durumunda yapılan rastlantısal davranışlardır ve başlangıçta çeşitlilik gösterirler.
Davranış ve pekiştirme ilişkisi
Pekiştirme, organizmanın yaptığından bağımsız olarak koşullu uyarıcıdan hemen sonra yapılır. Pekiştirme yapılan davranıştan bağımsızdır.
Pekiştirme davranışa bağımlıdır. Denek doğru davranışı yaparsa pekiştirilir, aksi halde pekiştirilmez.
Kullanım alanı Duyuşsal davranışlarda ve reflekslerde kullanılır.
Psikomotor davranışlarda kullanılır.
14- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ-
5. Skinner teorisinin klasik U-T psikologlarından ayrı
yönü davranışı "tepkisel davranış" ve "edimsel
davranış" diye ikiye ayırmasıdır. Burada tepkisel
davranış uyarıcıların meydana getirdiği davranışlar,
edimsel davranışlar ise organizmanın kendiliğinden
ortaya koyduğu davranışlardır. Klasik U-T
psikologlarına göre "uyarıcı yoksa tepki de yoktur"
kuralı geçerü iken, Skinner öğrenmeyi uyarıcıdan
değil organizmanm tepkilerinden başlatmış ve U-
T formülünü ters çevirerek T-U şekline
dönüştürmüştür.
Tepkisel Davranış
Bu tür davranışlar bir uyarıcı tarafından oluşturulur.
Klasik koşullamadaki koşulsuz tepki, koşulsuz
uyarıcı tarafından meydana getirildiği için tepkisel
davranışa bir örnekîir.
Edimsel Davramş
Bilinen bir uyarıcı
oluşturulmaz; z
organizma tarafından ortaya konur. Edimsel ^
davranış kendi ortaya çıkar ve sonuçları tarafmdan £
kontrol edilir. 8
Örnek: Yürüme. Çocuğun yeni yeni ayağa kalktığını
gören çevresindeki yetişkinler genellikle sevinç
çığlıkları atar, onu alkışlar. Çevresindekilerin bu ilgisi
çocuğu mutlu eder ve çocuk aynı hareketi tekrar
etme eğilimi gösterir.
Tepkisel Koşullanma
Bu tür koşullama, Pavlov'un klasik koşullaması ile
aynıdır. Yeni uyarıcıların tepki uyandırma gücünü
kazandırması işlemine tepkisel koşullanma adı
verilir.
Edimsel koşullanma
Edimlerin yaratılması, davranıştan önce gelen
uyandırıcı uyarıcılar yoluyla değil, davranışı izleyen
pekiştirici uyarıcılar yoluyla sağlanır. Edimsel
koşullanmada önemli olan nokta; davranış ve
onun sonuçlanöu. Diğer bir deyişle, bu
koşullamada tepki önemlidir. Tepki doğru olduğu
takdirde pekiştirici uyarıcı verilmektedir.
Bu bağlamda klasik şartlanmada, organizmanın
doğal bir davranışı biçimlendirilirken, operant
şartlanmada "organizmanın gündelik davranış
repertuarında bulunan bir davranış pekiştirilerek
tekrar gösterilme veya cezalandırılarak
gösterilmeme olasılığı artırılmaya çalışılır." F. B.
Skinner tarafından ortaya konan operant
şartlanmanın klasik deneyi operant kutuya konmuş
bir farenin kola basma davranışını öğrenmesidir.
Operant kutuya konan fare, çeşitli davranışlar
gösterir. Bu davranışlardan biri kola basma
davranışıdır. Fare kola basınca, yiyecek
düşmektedir. Kola basınca yiyecek düştüğünü gören
farenin kola basma davranışı pekiştirilmiş
olacağından bir dahaki sefere kola basma davranışı
gösterme olasılığı artırılmış olur.
Operant şartlanma insanların çeşitli davramşlarının
biçimlendirilmesi için kullanılabilir. Biçimlendirilen
davranışlar kabaca psiko-motor davranışlar olarak
nitelenebilir. Öğrencilerin hemen hemen bütün
davranışları eğer uygun karşılık görürse
pekiştirilebilir ve biçimlendirilebilir. Yazı yazmayı
öğrenen bir çocuğun pekiştirilmesi, öğrencinin soru
sormak için parmağını kaldırmasının pekiştirilmesi,
arkadaşının kalemini geri verirken teşekkür
etmesinin pekiştirilmesi gibi davranışlar operant
şartlanmaya örnek oluşturur.
Operant şartlanma sadece pekiştirme şeklinde değil,
ceza şeklinde de kullanılabilir. Çocuğunun bir
davranışını cezalandıran anne teknik olarak operant
şartlanmayı kullanmaktadır. Çocuğun bir
davranışının tekrar gösterilme veya gösterilmeme
olasılığı pekiştirme veya ceza yoluyia artırılmaya
çalışılmaktadır. Öğrencinin uygun görülmeyen
tarafmdan
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 15
davranışını cezalandıran öğretmen de aynı şekilde
operant şartlanmayı kullanmaktadır.
Klasik şartlanma için geçerli olan hemen hemen bütün kurallar operant şartlanma için de geçerlidir. Yani,
a) Farenin davranışı yiyecek vererek pekiştirilebilir,
b) Pekiştirme yapılmadığı zaman farenin kola
basma davranışı sönmeye başlar,
c) Sönen davranış için kol ortadan kaldırılırsa, bir
süre sonra ko! yeniden konduğunda farenin kola
basma eğilimi görülür ki bu kendiliğinden geri gelme
olur,
d) Fareye iki farklı kolu birbirinden ayırt etmesi,
kollardan birine basınca ödüllendirilip, diğerine
bastığında pekiştirilmeyerek veya cezalandırılarak
sağlanabilir.
e) Fare gördüğü her kola basmaya başlarsa
genelleme yapmış olur.
Bu kurallar öğrencinin arkadaşına teşekkür etmesi ömeğine uygulanırsa;
a) Öğrenci arkadaşından ödünç aldığı şeyi verirken
her teşekkür ettiğinde ödüllendirilebilir,
b) Ödüllendirilmediğinde bir süre sonra teşekkür
etme davranışı ortadan kalkabilir,
c) Teşekkür etme davranışı ortadan kalktıktan sonra
eğer öğrenci bir süre arkadaşlarından bir şey ödünç
almazsa, bir süre sonra ödünç bir şey aldığında
yeniden teşekkür etme davranışı gösterebilir
(kendiliğinden geri gelme),
d) Öğrencinin arkadaşından bir şey almadığında
teşekkür etmesi pekiştirilmeyerek, aldığında
pekiştirilerek öğrencinin bunu ayırt etmesi
sağlanabilir,
e) Öğrenci "gerekli-gereksiz yerde" teşekkür ederse,
genellemeyapmışolur.
Operant şartlanmayla klasik şartianma arasında
bazı farklar vardır:
a) Klasik şartlanmada uyarıcılar bellidir, operant
şartlanmada şartlı uyarıcı şartsız uyancı gibi uyancılar her zaman açık seçik beili değildir, özel olarak irdelenmesi gerekir,
b) Klasik şartlanmada tepkiler de bellidir, operantşartlanmada ise, organizmanın davranışıbaşlangıçta çeşiîlilik gösterir, daha sonra"rafineleşir", belli bir davranış biçimini alır,
c) Klasik şartlanmada pekiştirme organizmanındavranışından önce, operant şartianmada ise sonrayapılır.
d) Tabii ki en önemli fark, her iki şartlanma türününkullanıldığı davranış türierinin farklı olmasıdır: klasikşartlanma duyuşsal davranışlarda ve reflekslerde,operant şartlanma ise psiko-motor davranışlardakullanılır. Hem operant şartlanmada, hem klasikşartlanmada geçerli olan iki kural daha vardır.Bunlardan birincisi oian biçimlendirmeorganizmada istenen davranışın olmamasıdurumunda istenen davranışa yönelme ifade eden,daha alt düzeydeki davranışların pekiştirilerek,istenen davranışm ortaya çıkmasmın sağlanmasıdır.Bu kural klasik şartlanmada daha çok sistematikduyarsızlaştırma biçiminde kullanılır. Örnek için,köpek korkusu olan bir kişiyi eie alalım. Köpeğigörmekten bile korkan bu kişinin köpek korkususistematik bir şekilde duyarsız hale getirilerekçözümlenebilir. Kişi rahat bir koltuğa oturtulur ve birresim albümüne göz atması istenir. Resimler çeşitlimanzaralardan oluşmaktadır. Bir süre sonra,resimlerde köpekier ortaya çıkmaya başlar. Ancakbu köpekler sevimli ve şirindirler. Kişi önce birazhuzursuz olur gibi olur, ama tehlike olmadığınıanlayınca rahatlar ve köpeklere "alışır". Bir süresonra köpekler biraz sevimsizleşmeye başlar. Geneaynı süreçle kişinin rahatlaması sağlanır. Bir süresonra kişi resimlerde köpek görmeye alışır. Dahasonra kişi otururken, odanın açık kapısından birköpek geçer. Önce gene biraz rahatsız olan kişibuna da "alışır". Ardından köpek odanın birköşesinden geçer, ama sevimli bir köpektir. Dahasonra köpeğin sevimliliği azalır, vb. Bu şekilde ensonunda kişi köpeğe tahammü! etmeye ve hattaköpekleri sevmeye ve okşamaya başlayabilir.Burada yapılan şey, kişinin fark eşiğini aşmayanuyarıcıların verilerek kişinin davranışınıdeğiştirmektir.
Bilindiği gibi, fark eşiği organizmanın farklı olarak algıladığı uyarıcı şiddetidir. Sözgelimi gürültüiü bir ortamda kişinin fark eşiği 500 desibel olsun. 2000 desibel şiddetindeki gürültü içinde 2500 desibeli
16- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ-
aşan uyarıcılar algılanır, aşmayan uyarıcılar algılanmaz. Aynı şekilde 1500 desibelden aşağı olan uyarıcı farklılığı algılanır ("ses azaldı!"), aşağı olamayan farklılık algılanmaz. Sistematik duyarsızlaştırmada yapılan, işte bu fark eşiğinin aşama aşama değiştirilmesidir.
Biçimlendirme operant şartlanmada da kullanılır. Operant şartlanmada organizmanın davranış repertuarında bulunmayan bir davranış öğretilmek istendiğinde, amaçlanan davranış daha alt birimlere ayrılır ve istenen davranışa yönelme ifade eden davranışlar pekiştirilir. Sözgelimi, operant kutudaki farenin bir türlü kola basmadığını varsayalım. Bu durumda kola basmaya yönelim ifade eden alt basamaktaki davranış pekiştirilerek (kola yaklaşma, duvara tırmanma, kolu koklama, vb.) istenen davranış elde edilebilir.
Şartlanmalarda geçerli olan ikinci kural ise zamanlamadır. Bir şartlanmanın meydana gelebilmesi için zamanlamanın iyi yapılması gerekir. Zamanlama için en iyi sürenin 0,5 sn. olduğu belirlenmiştir. Klasik şartlanmada zil sesi ile et arasında 0,5 sn. olduğunda şartlanmanın kısa sürede gerçekleştiği görülmüştür. Benzer şekilde operant şartlanmada organizmanın davranışı ile pekiştireç arasında geçen süre gene 0,5 sn. olduğunda şartlanmanın kısa sürede gerçekleştiği görülmüştür. Dolayısıyla eğer öğrencinin herhangi bir davranışı pekiştirilecekse "hemen", ona bir duyuşsal davranış kazandırılacaksa gene "hemen" pekiştirmelidir.
OLUMLU. OLUMSUZ PEKİŞTİRME VE CEZA KAVRAMLARI
Süreç Davranıştan sonra Davranısın durumu
Olumlu pekiştirme Olumlu uyarıcı ortama eklenir Davranışın yapılma sıklığı artar
Olumsuz pekiştirme Olumsuz uyarıcı ortamdan çıkarılır Davranışın yapılma sıklığı artar
Cezai Olumsuz uyarıcı ortama eklenir Davranışın yapılma sıklığı azalır
Ceza2 Olumlu uyarıcı ortamdan çıkarılır Davranışın yapılma sıklığı azalır
DAVRANIŞSAL SONUÇLAR
PEKİŞTİRMEHoşa giden uyarıcı
CEZAHoşa gitmeyen uyarıcı
OLUMLU PEKİŞTİRMEHoşa giden uyarıcının
verilmesi
1.TURCEZAHoşa gitmeyen uyarıcının
verilmesi
OLUMSUZ PEKİŞTİRMEHoşa gitmeyen uyarıcının
ortamdan çekilmesi
2. TÜR CEZAHoşa giden uyarıcının ortamdan çekilmesi
T T
Davranış devam eder. Davranış zayıflar ya da durur.
Erden ve Akman 2005'ten uyarlanarak
-EGITIM BILIMLERI-
17
Pekiştirme
Görüldüğü gibi, davranışçı yaklaşımda pekiştirme oldukça büyük önem taşımaktadır. Pekiştirme aslında tüm öğrenmeler için önemlidir. Pekiştirme Thomdike'ın etki kanunu ile izah edilebilir. Thorndike'a göre, organizmanın davranışının etkisi eğer organizmada doyuma yol açıyorsa, yani bir ihtiyacı karşılama gibi bir etkisi oluyorsa, davranışın tekrar edilme olasılığı artacaktır.
Olumlu pekiştirme;
Ortama hoş olan bir uyarıcının eklenmesidir. Ödül verme olarak düşünülebilir. Davranışın tekrar edilme olasılığını arttırır. Örneğin "parmak kaldırarak söz isteyen bir öğrenciye aferin denilmesi" olumlu pekiştirme yapıldığını gösterir.
Olumlu pekiştireç:
Ortama konulduğunda davranışın yapılma olasılığını artıran ayırıcılardır. Yukarıdaki örnekte verilen aferin olumlu pekiştireçtir.
Olumsuz pekiştirme;
Ortamdan hoş olmayan rahatsız edici bir uyarıcının çıkarılmasıyla davranışın yapılma olasılığını artırmaktır. Yani olumlu pekiştirmeyle olumsuz pekiştirmede amaç aynıdır, davranışın tekrar edilme olasılığı artırılmaya çalışılmaktadır. Bu, olumlu pekiştirmede ortama hoş olan bir uyarıcının eklenmesiyle, olumsuz pekiştirmede ise, hoş olmayan bir uyarıcının ortamdan çıkarılmasıyla yapılmaktadır. "Derse çok katılan bir öğrencinin sınavdan muaf tutulması" olumsuz pekiştirmeye örnek olarak verilebilir.
Olumsuz pekiştireç;
Ortamdan çıkarıldığında davranışın yapılma olasılığını artıran uyarıcılardır. Yukarıdaki örnekte sınav olumsuz pekiştireçtir.
Örnekler;Öğretmenin kendisini dinleyen bir öğrencisine gülümsemesi olumlu pekiştirme, gülümseme, olumlu pekiştireçtir.
Dişi ağrıyan birinin dişçiye gitmesi ve dişçinin ağrıyan dişi çekmesi olumsuz pekiştirme, "ağnyan diş" olumsuz pekiştireçtir.
"öcUijjş
Olumlu birincil pekiştireç;
Yiyecek, su, cinsellik gibi organizmayı doğal olarak etkileyen ve onun yaşamasıyla ilgili pekiştireçlerdir.
Olumsuz birincil pekiştireç;
Organizmaya zarar veren, onun yaşamını tehlikeye sokan pekiştireçlerdir.
Olumlu ikincil pekiştireçler; organizmayı doğrudan etkilemeyen, birincil pekiştireçlerle ilişkilenmesiyle pekiştireç özelliğini kazanan uyarıcılardır. (Artı, yıldız gibi, semboller, para)
Olumsuz ikincil pekiştireç;
Organizmayı doğa! olarak etkilemeyen olumsuz birincil pekiştireçlerle ilişkilenme sonucu pekiştireç özelliği kazanan uyarıcılardır (Yanan birocak).
Cezanın Olumsuzluğu
Ceza, organizmaya istemediği bir şeyin verilmesi (I. Tür Ceza) ya da istediği bir şeyin verilmemesidir (II. Tür Ceza). Bir başka deyişle organizmaya olumsuz pekiştireçlerin verilmesi ya da olumlu pekiştireçlerin verilmemesidir. Evde yaramazlık yapan çocuğun dışarı çıkmasına izin verilmemesi II. tür cezadır. Ödevini yapmayan bir öğrenciye bağırılması I. tür cezadır. Ceza uygulandığı sürece yapılmaması istenen davranış baskı altına alınmakta fakat alışkanlıkları yok etmemektedir.
Eğitimciler ceza uygulanmasını
onaylamazlar. Çünkü araştırmalar
göstermiştir ki;
1. Ceza çoğu zaman, bir davranışı yapmamayıdeğil, yaptığı zaman yakalanmamayı öğretir, çünkücezalandıran sürekli olarak öğrencinin yanındaolmamaktadır.
2. Ceza bir davranışı yapmamayı öğretebilir, amane yapılacağını söylemez.
3. Ceza cezalandırılan ile cezalandıranın arasındasoğuk rüzgarlar esmesine neden olur.
4. Cezalandırılan davranış başka kaynaklartarafından ödüllendiriliyorsa, bir işe yaramaz.Örneğin, öğrenci sigara içtiği için arkadaşlarıtarafından onaylanıyorsa, öğretmenin onucezalandırması etkili olmayacaktır.
18- -OGRENME PSIKOLOJISI.
Ceza zorunlu olamadıkça kullanılmamalı, ancak
kuilanıldığı takdirde şu hususlara dikkat
edilmelîdir (Fidan, 1986):
• Ceza geciktirilmemeli• Cezada öğrencinin tüm kişiliği değil ceza konusuoian davranış odak noktası yapılmalıdır.• Ceza vermeye karar verilince ceza konusutartışılmamalıdır.• Gülerek ceza verilmemeiidir.• Kötü sözlerden kesinlikle kaçınarak, özelkonuşma veya olumlu pekiştireçlerden mahrumiyetgibi teknikler kullanılmalıdır.
Cezalandırmaya alternatif en etkili süreç sönmedir. Ancak uzun zaman alır ve sabırla beklemeyi gerektirir. Eğer istenmeyen davranış pekiştirilmezse zamanla sönme meydana gelir.
1. türcezafekleme)/
^OIumlu pekiştirme (ekleme)Hoş olmayan
Olumsuz pekiştirme (çıkarma) 2. tör ceza (çıkarma)
Premack İlkesi
İnsanların belii bir andaki olası davranışlarıyla ilgili olarak Premack bir kuram geliştirmişîir. Buna göre,
a) Kişinin, belli bir durumda yapmak istediğidavranışların bir sıralaması vardır. Yani, kişinin enönce yapmak istediği davranış başta olmak üzere, oolmazsa yapmak isteyeceği davranış, sonrakiyapmak isteyebileceği davranış, vb. şeklinde kişininyapmak istediği davranışlar sıralanır.
b) Bu sıralamada alt sıralarda bulunan bir davranışiçin üst sıralardaki bir davranış pekiştireç olarakkullanılabilir. Örneğin, TV seyretmek isteyen birçocuğa, önce dersine çalışması gerektiği, sonra TVseyretmesine izin verileceğini söylemek.Premack, davranışın davranışla pekiştirilmesininyolunu kurallaştırmıştır.
Jeton Biriktirme (Simgesel Pekiştirme-Simgesel
Ödül Biriktirme)
Her zaman gerçek bir pekiştirme kulianmak hem zor, hem de pahalıdır. Bunun yerine çocuklara doğru davranışları karşılığında belli bir miktarmın bir pekiştireçle değiştirilebileceği simgeler (yıldız toplama, puan toplama, gibi) verilebilir. Bu simgeler
doğrudan kişinin bir işine yaramazlar, ancak bir mikîar biriktirince pekiştireçle değiştirilirler. "Ödevini her yaptığında çocuğuna bir marka veren annenin çocuğunu yedi marka biriktirdiğinde hamburger yemeye götürmesi" örnek olarak verilebilir.
Pekiştirme Tarifeleri
Pekiştirmenin sürekli yapılması kullanışlı olmaz. Bu yüzden pekiştirmenin ne zaman ve nasıl yapılacağının belirlenmesi gerekir. Bu işleme pekiştirme tarifesi denir. Yani, pekiştirmenin ne zaman yapılacağı pekiştirme tarifesinde belirlenir. Pekiştirme tarifeleri şunlardır:
a) Sürekli pekişîirme: Davranışın sürekli olarakpekiştirilmesidir. Şartlanmanın meydana gelmesi"garanti" ise de, şartlanmanın meydana gelipgelmediği anlaşılamaz; kullanışlı ve ekonomikdeğildir. Davranış ortaya çıktıktan sonra süreklipekiştirme bırakılmalıdır. Yoksa bir süre sonrapekiştirmenin etkisi kalmayabilir.
b) Sabit aralıklı pekiştirme: Pekiştirmenin belüzaman aralıklarıyla yapılmasıdır; her 3 dakikadapekiştirmek gibi. Her hafta aynı gün ve saatte sınavyapılması gibi.
c) Sabit oranlı pekiştirme: Pekiştirmenin bellidavranış miktarlarında (oranlarında) yapılmasıdır;her 3 davranışı pekiştirmek gibi. Bir işte parça başıçalışmak, öğretmenin ezberlenen her 5 şiir içinsözlüden 10 vermesi vb.
d) Değişken arahklı pekiştirme: Pekiştirmeninfarklı ve değişen zaman araiıkiarına göreyapılmasıdır; 3, 5, 4 dakikalarda pekiştirme yapmakgibi.
e) Değişken oranlı pekiştirme: Pekiştirmenin farkiıdavranış oranlarında gerçekleştirilmesidir; 3, 5, 4.davranışın pekiştirilmesi gibi.
Diğer tarifeler içinde en iyi tarife organizmanın davranışını dikkate alan ve hangi davranışın pekiştirileceğinin belli olmadıği değişken oranlı pekiştirme tarifesidir. Organizma hangi davranışının pekiştirileceğini bilmediği için sürekli olarak tetiktedir. Etkililik açısından ikinci tarife değişken aralıklı tarifedir. Daha öncede beürtüdiği gibi en etkisiz olan, sönmeye en az direnç gösteren tarife ise sürekli pekiştirme tarifesidir. Tarifelerin etki sırasını da şu şekilde belirtmek mümkündür; Değişken oranlı, değişken aralıklı, sabit oranlı, sabit aralıklı, sürekli pekiştirme tarifesi pekiştirileceğini büemediği için sürekli olarak "teîiktedir".
Hoş
-EĞİTİM BİLİMLERİ. 19
Sönme
Sönme, daha önceden pekiştirilen bir davranışın artık pekiştirilmemesi durumunda davranışın sıklığının çok düşük bir düzeye inmesi veya davranışın kaybolmasıdır.
Sönme her zaman olumsuz bir durum olarak görülmemelidir. Eğitimde istenmeyen davranışların daha etkili olarak söndürülebilmesi için psikologlar tarafından aşağıdaki tavsiyeler yapılmıştır. Bunlar (Kazancı, 1989):
1. Öncelikle söndürülmek istenen davranış ayrıntılıbiçimde tespit edilmelidir.
2. Sönme programına başlamadan önceistenilmeyen davranışın ne kadar sık tekrar edildiğinot edilmeli ve bu davranış için kullanılmakta olanpekiştirici belirlenerek geri çekilmelidir.
3. Söndürme zinciri belirlenerek, uygulanmalıdır.
Davranışta sönme meydana gelmeden hemen önce davranışın sıklığında bir artma meydana gelebilmektedir. Örneğin isteklerini ağlayarak söyleyen bir çocuğun ağlama davranışını görmezden gelerek söndürmeye çalışan bir anne, çocuğunun bir süre, daha fazla bağırarak ağladığını görebilir. Davranışın şiddetindeki bu artıştan sonra davranış ortadan kalkacak yani sönme meydana gelecektir.
tn"otrLU
'öcLU
ORNEK SORU
"Gittiği bir kafede sürekli ilgi gören bir kişi sık sık o kafeye gider. Sonradan bu ilgi azalır veya ortadan kalkarsa, artık o kafeye gitmekten vazgeçer."
Bu durum aşağıdakllerden hangisine örnek olabilir?
A) Transfer C) ayırt etme E) Genelleme
Şartlı uyarıcıdan sonra şartsız uyarıcı verilmezse bir süre sonra davranış ortadan kalkar. Buna da sönme denir.
____________________________(Cevap D)
Operant Koşullanmanın Uygulama Örnekleri
Davranışçı yaklaşım gündelik hayatta sık sık uygulanır. Ancak bunların farkına varılması dikkat ister. Çocuk eğitiminde anne babalar çocuklarının birçok davranışını pekiştirirler veya pekiştirmezler. Pekiştirdikleri zaman tekrarlanma olasılığını artırmış, pekiştirmedikleri zaman azaltmış olurlar. Örneğin,
PEKİŞTİRME TARİFELERİNIN OZELLIKLERİ
Tip Tarife Açıklama Yararı Sakıncası
SÜRE
KLİ Sürekli Her doğru davranış
pekiştirilir.Davranış çabuk yerleşir.
Davranış çabuk kaybolur.
KESİ
NTİL
İ
Sabit oraniı Belirli sayıda tekrar edilen davranış pekiştirilir.
Yavaş kaybolur. Yavaş yerleşir.
Sabit aralıklı Davranış belirli zaman aralıkları sonunda pekiştirilir.
Yavaş kaybolur. Yavaş yerleşir.
Değişken oranlı Farklı sayıda tekrar sonunda davranış pekiştirilir.
Çok yavaş kaybolur. Çok yavaş yerleşir.
Değişken aralıklı Davranış değişken zaman aralıkları sonunda pekiştirilir.
Çok yavaş kaybolur. Çok yavaş yerleşir.
B) Ket vurma D) Sönme
20- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ.
odasını toplayan bir çocuk hemen pekiştirilirse, odasını tekrar toplama olasılığı artar. Ancak odasını topladıktan sonra TV seyrederken pekiştirilirse (yanlış zamanlama) çocuğun TV seyretmesi pekiştirilmiş, odasını temizlemesi pekiştirilmemiş olur. Çocuğun ileride TV seyretme olasılığı artar.
Annesiyle markette dolaşan çocuk, eğer zamanında doğru davranışı için pekiştirilmezse (örn. Sessiz dolaştığı ve annesini takip ettiği için ödüllendirilmesi), bir süre sonra ağlamaya başlar. Ağlamasının ardından çocuk marketten çıkarılırsa, ağlaması pekiştirilmiş olur. Bir dahaki sefere ağlama olasılığı artar. Kısaca;
a) Uygun davranışın pekiştirilmesi yoluyla
öğretümesi,
b) Uygun davranışın pekiştirilmemesi yoluyla
unutturulması (yanlış kullanım!),
c) Uygunsuz davranışın pekiştirilmesi (yanlış
kullanım!),
d) Uygunsuz davranışın pekiştirilmemesi
(görmezden gelinmesi),
e) Uygunsuz davranışın cezalandırılması,
bir daha ki sınavda da aynı kazağı giyme eğilimi artacaktır. Benzer bir biçimde, kişi siyah bir kedinin önünden geçtikten sonra başına kötü bir olay gelmişse, bir daha siyah kedinin önünden geçme eğilimi azalacaktır.
Batıl davranışların pek çoğu edimsel koşullanma ilkelerine göre meydana gelmektedir. Merdiven altından geçmeme, gece tırnak kesmeme, gece sakız çiğnememe, başkasının elinden makas-bıçak almama, uğurlu-uğursuz sayılar v.b. örnek olarak verilebilir.
f) Uygunsuz davranışın uygun davranıştan ayırt edilmesinin sağlanması (bu amaçla uygun olan ve olmayan davranışın ipuçlarına bağlanması; örn. teneffüste bir şeyler yemenin pekiştirilmesi, ama derste yemenin onaylanmaması), gibi çeşitli uygulama ortamlarında davranışçı yaklaşım kullanılmaktadır. Gündelik yaşamda bu durumların yakalanabilmesi için dikkatli olmak gerekir.
Batıl Davranış
Edimsel koşullanmada pekiştireç ve ceza, davranıştan sonra verilmekte ve pekiştireç davranışın tekrar ortaya çıkma olasılığını artırırken, ceza azaltmaktadır. Yani öğrenci derse katıldığında öğretmen bu davranışı aferin diyerek pekiştirirse, öğrencinin derse katılmaya devam etmesi beklenir. Bu örnekte olduğu gibi davranış bilerek pekiştirilmektedir. Ancak tesadüfen ard arda gelen iki olay olduğunda, birinci olay ikinci olayın nedeni olarak algılanabilmekte ve batıl davranışlar oluşmaktadır. Örneğin, öğrenci sınava kırmızı kazağını giyerek girdiyse ve sınavda başarılı olduysa, yani iki olay tesadüfen ard arda gelmişse,
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 21
1. "Bir fabrikada işçilerin üretimlerini arttırmak için
ürettikleri her hatasız ürün karşılığında belli bir
miktar ödül verilmektedir. Daha sonra bunun
ekonomik olmadığı anlaşılır ve ürettikleri her beş
hatasız ürün için ödül verilir. Fakat bu sefer de
işçilerin ürettikleri hatasız ürün miktarında azalma
görülür."
Bu fabrikada ürün kalitesini arttırmak için
kullanılan pekiştirme tarifeleri nelerdir ve kaliteyi
tekrar arttırmak için kullanılacak en uygun
pekiştirme tarifesi hangisidir?
1. Pekiştirme 2. Pekistirme En uygun pekistirme
"Ahmet'e babası sınavdan yüksek not aldığında
sinemaya götürme sözü vermiştir. Ahmet sınavdan
kötü not almasına rağmen babası onu moralinin
düzelmesi için yine de sinemaya götürmüştür.
Ahmet bir sonraki sınava çalışmamış ve kötü not
almıştır."
Bu durum aşağıdakilerden hangisi ile
açıklanabilir?
A) Pekiştireç hangi davranışı izlerse o davranışıngörülme sıklığı artar.
B) Davranış değiştirme için sürekli pekiştireçgereklidir.
C) Pekiştireç verilen kişinin ilgi ve ihtiyaçlarınauygun olmalıdır.
D) Pekiştireç davranışın hemen ardından verilirseetkili olur.
E) Davranış öğrenildikten sonra pekiştirmeazaltılmalıdır.
ÇOZUMLU KONU KAVRAMA TESTİ
Q\
RSabit zaman
Değişken aralıklı
Değişken oranlı
Değişken oranlı Sürekli
pekiştirme Değişken
aralıklı
Başlangıçta üretilen her ürün için pekiştirme verilir
yani işçiler sürekli pekiştirilir. Tarife Sürekli
Pekiştirmedir. Daha sonra her beş hatasız ürün
için pekiştireç verilir, yani pekiştireç sabit bir
davranıştan sonra verilir tarife Sabit Oran
Aralıklıdır. Davranış kazanıldıktan sonra değişken
aralıklı tarifelere geçilmelidir. Değişken Oranlı.
(Cevap C)
ÇjO
' occQ-™
İU
ığ
Ui
Bu örnekte baba farkında olmadan
moralini düzeltmek için Ahmet'in kötü
not almasını pekiştirmiştir. Pekiştireç
hangi davranışın ardından verilirse
organizma o davranışı daha sık gösterir.
Pekiştireçlerin etkili olabilmesi için doğru
davranışın ardından verilmesi gerekir. Eğer
böyle değiise de pekiştirecin hangi amaç
için verildiği açıklanmalıdır.
(Cevap A)
Sadece uyaranlara karşılık olarak
oluşan davranışların değil, bireyin veya
hayvanların kendiliğinden veya isteyerek
yaptığı davranışların da şartlandığını ileri
süren bilim adamı aşağıdakilerden
hangisidir?
A) BanduraB) VVatsonC) ThorndikeD) PavlovE) Skinner
Sürekli pekiştirme Sabit oranlı
aralıklı Değişken aralıklı Sabit oranlı
Sabit zamanlı Sabit oranlı
Sürekli pekiştirme Sürekli pekiştirme Sabit aralıklı
Edimlerin şartlandığını ileri süren bilim adamı
Skinner'dir. Doğru cevap E'dir.
(Cevap E)
22- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ.
4. Bir öğretmen smıfta öğrencilere "verdiğim ödevleri
bitirirseniz bahçede top oynayabilirsiniz" derse
aşağıdakilerden hangisini kullanmış olur?
A) Simgesel ödüllü pekiştireçB) Premack ilkesiC) Tepkisel koşullanmaD) Birincil pekiştirmeE) Edimsel koşullanma
Burada öğretmen öğrencilerin daha çok yapmak
istedikleri ve yapmaktan zevk aldıkları bahçede
top oynama eylemini ödevferin yapılması için
pekiştireç olarak kullanmıştır. Bu ilkeye
Büyükannenin Kuralları ya da Premack İlkesi
denir.
(Cevap B)
o<o
5. Bir baba çocuğu sınavdan kötü not aldığında UJ
çocuğun harçlığını kesmektedir. Babanın bu ©
davranışı aşağıdakilerden hangisidir? ^r
A) Olumlu pekiştirme >B) Birincil olumsuz pekiştirmeC) CezaD) İkincil olumsuz pekiştirmeE) Sönme
Organizma için güzel bir uyarıcının ortama
sokulması = Olumlu pekiştireç
Organizma için hoş olmayan bir uyarıcının ortama
sokulması=Ceza
Organizma için hoş olmayan bir uyarıcının
ortamdan çıkarılması=Olumsuz Pekiştireç Organizma
için güzel bir uyarıcının ortamdan çıkarılması=
Ceza
Örnekte de çocuk için güzel bir uyarıcı (harçlık)
ortamdan çıkarılmıştır. Babanın bu davranışı
cezadır.
(Cevap C)
"Özel eğitim ihtiyacı oian bir çocuk sınıfında uyum
problemleri yaşamaktadır. Bu çocuğun geç ve güç
öğrenmesi arkadaşları tarafından alay konusu
yapılmaktadır. Bu sebepten çocuk okula gitmek
istememektedir."
Aşağıdakilerden hangisi bu çocuğun okula
devamı için verilebilecek olumsuz bir pekiştirme
olabilir?
A) Okula gittiği günier için ödül vermekB) Okula gitmediğinde harçlığını kesmekC) Şınıfını değiştirmekD) Öğrenciye okula devam eden arkadaşlarını
örnek göstermekE) Hepsi
Olumsuz pekiştirme kişi için hoş olmayan
uyarıcıların ortamdan çekilerek davranışın
yapılma sıklığını arttırmaktır. Bu durumda
arkadaşlarının çocukla alay etmeleri çocuk için
olumsuz bir durumdur. Bu olumsuzluğu ortadan
kaldırmak olumsuz bir pekiştireçtir ve okula giîme
davranışını arttırır. Bu da ancak arkadaşiarının
alay etmesini engellemek ya da sınıfı değiştirmek
i le mümkündür. A seçeneği ise olumlu
pekiştireçtir. B ve D seçenekleri ise hoş olmayan
uyarıcıları ortama sokmak yani cezadır.
(Cevap C)
"Gizem'in anne ve babası sürekli kavga etmektedir.
Gizem bu duruma çok üzüimekte ve onların
seslerini duymamak için odasına girip müziği son
ses açmaktadır."
Yukarıdaki durumda Gizem için yüksek sesü
müzik dinlemek aşağıdakilerden hangisidir?
A) Koşulsuz uyarıcı C) Nötr uyarıcı E) Olumlu pekiştireç
Olumsuz pekiştirme organizma için hoş olmayan
bir uyarıcının ortamdan çekilmesidir. Organizma
rahatsızlık veren bir durumla karşılaşmamak için
davranışta bulunur. Bu örnekte de hoş olmayan
uyarıcı (anne ve babanın kavga etmesi), bir
davranışla (müziğin sesini açma) ortamdan
çıkarılmıştır.
(Cevap D)
B) Koşullu uyarıcı D) Oiumsuz pekiştireç
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 23
8. "Bir kurum müdürü personelinin işe geç kalmadavranışını azaltmak için her gün işe erkengelmektedir. Bir süre sonra tüm personel erkengelme davranışını gösterir."
Aşağıdaki seçeneklerin hangisinde sırasıyla müdürün davranışı ve bundan sonra uygulaması gereken pekiştirme tarifesi doğru olarak verilmiştir?
A) Sürekli pekiştirme, Sürekli pekiştirmeB)Sürekli pekiştirme, Değişken zaman aralıklı
pekiştirmeC) Sürekli pekiştirme, Sabit oranlı pekiştirmeD)Sabit zaman aralıklı pekiştirme, Değişken zaman
aralıklı pekiştirmeE) Sabit oran aralıklı pekiştirme, Değişken oran
aralıklı pekiştirme
Burada beden eğitimi öğretmeni giderek doğru forma yakın olan top sürme, daha sonra daha yakın olan doğru sayıda adımı pekiştirmiştir. Davranış biçimlendirmede önce gösterilen davranışlardan istenilene en yakın olan davranış pekiştiriimekte bir süre sonra daha yakın ve giderek daha yakını pekiştirerek sonunda beklenen davranışı göstermesini sağlamaktır.
(Cevap D)
ilk önce müdür her gün işe erken gelmektedir yani sürekli bir pekiştirme söz konusudur. Yeni bir davranışın kazandırılması için sürekli pekiştirme etkilidir. Fakat bu pekiştirme tarifesi ekonomik olmadığı için davramş edinildikten sonra değiştirilmelidir. Davranışın sürekliliğini arttırmak için kuilanılacak en etkili pekiştirme tarifesi ise değişken aralıklı pekiştirme tarifeleridir.
(Cevap B)
9. "Bir beden eğitimi öğretmeni öğrencilerine turnike atmayı öğretirken ilk önce topu doğru formda sürenleri ödüllendirmiş, daha sonra turnike için doğru sayıda adım atanları ödüllendirmiş ve en sonunda da doğru formda turnike ataniarı ödüllendirmiştir."
Bu beden öğretmeni öğrenciierine turnike atmayı öğretmek için aşağıdakilerden hangisini kullanmıştır?
A) Tepkisel koşulamaB) Edimsel koşulamaC) Sistematik duyarsızlaştırmaD) Davranış biçimlendirmeE) Bıktırma
"3ıu>
10. Aşağıda verilen durumların hangisinde organizmayı harekete geçiren gücün içsel güdülenmeye dayandığı kesindir?
A) Öğrencinin sınavdan iyi not almak için çalışmasıB) Babasının söz verdiği bisiklet için
çocuğunsınavlara çalışması
C) Annesi parka götüreceği için çocuğun usludurması
D) Arkadaşlarından onay gördüğü için ergeninsigara içmesi
E) Klasik müziği seven birisinin konsere gitmesi
İçsel güdülenmede organizmayı harekete geçiren güç organizmanın öğrenme isteği, bilme arzusu gibi içsel süreçlerdir. İçse! güdülenme de birey istediği, merak duyduğu için öğrenmeye çalışır. As!a bir ödül beklentisi yoktur. Seçenekierde ise E seçeneğinde kişi sevdiği için klasik müzik konserine gider. Bu durumda not, para, beğenilme vb. bir ödül yani dışsal bir güdüleme yoktur.
(Cevap E)
24- -OGRENME PSİKOLOJİSİ-
11. Aşağıdaki seçeneklerden hangisinde birincil
pekiştireç kullanılmamıştır?
A) Klasik koşullanma deneyinde köpeğe etverilmesi
B) Fareİ9re deneyde her yanlış deneme için eiektrikşoku verilmesi
C) Annenin d9rs çalışan oğlunun yemek yemesineizin v^rmesi
D) Sahibinin istediğî hareketi yapan köpeği suV9rm9si
E) Bayramda dedenin elini öpen torununa paravermesi
Birincil pekiştireçler organizmanın temel
ihtiyaçlarını tatmin eden ya da yaşamı tehdit ed9n
doğal pekiştireçlerdir. Yiyecek, su birincil olumlu
pekiştireç, elektrik şoku birincil olumsuz
pekiştireçtir. Buna göre A, B, C ve D seçenekleri
organizmanın yaşamını sürdürmesi için gerekli ya
da onu tehdit eden uyarıcılardır. E seçeneğinde
ise böyle bir durum söz konusu değildir.
(Cevap E)
13. Edimsel koşullanmayı psikolojinin gündemine
getirerek edimlerin de şartlanabileceğini ileri
süren bilim adamı aşağıdakilerden hangisidir?
A) ThomdikeB) DeweyC) PavlovD) BanduraE) Skinner
Edimsel koşullanmayı psikolojinin gündemine
getiren Skinner'dir. Doğru cevap E'dir.
(Cevap E)
2 O
12. Edimsel koşullanmayla öğrenmenin hızı ve derecesi jn
için; S
I. Ödülün niteliği organizmanın yapısına uygun —
olmalıdır. £j
II. Cezanın niteliği organizmanın yapısına uygun
olmalıdır.
III. Verilecek olan ödül V9 C9za organizmayı
harekete geçirecek nitelikte olmalıdır.
IV. Organizmaya verilecek olan ödül ve c^zayla
davranış arasındaki sürenin biraz uzun olması
gerekir.
yargılarından hangisi yanlıştır?
A) Yalnız I B) Yalnız II C) Yalnız IIID) Yalnız IV E) I-II-III
I- II- III maddeİ9ri öğrenmenin hızı ve derecesi ile
ilgili doğru yargılardır. Davranış ve ödül ya da
ceza arasındaki sürenin kısa olması gerekir.
Doğru cevap D'dir.
(Cevap D
14. "Altını ıslatma sorunu olan bir çocuk için ann^si bir
çizelge hazırlamış ve çocuğa altını ıslatmadığı her
gün için bir yıldız vermiş. Hafta sonunda beş ve
daha fazla yıldız aldığında onu lunaparka
götürmüştür."
Annenin çocuğun altını ıslatma sorunundan
kurtulmak için kullandığı pekiştirme hangisidir?
A) Sabit zaman aralıklı pekiştirmeB) Değişken oranlı pekiştirmeC) Değişken aralıklı pekiştirmeD) Simg^sel ödüllü pekiştirmeE) Premack ilkesi
Davranış değiştirmede kullanılan bir yöntem de
simgesel ödülle pekiştirmedir. Burada çocuğa
şek9r, oyuncak, lunaparka gitme gibi çocuğun
ihtiyacını karşılayan bir ödül yerine, yıldız, artı,
puan gibi simgesel ödüller verilir. Çocuk bu
simges^l ödülleri toplayarak gerçgk ödüle
dönüştürür.
Cevap:D
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 25
15. "Futbolu sevmeyen Deniz arkadaşlarıyla futbol
maçına gitmiş ve çok eğlenmiştir. Deniz bir hafta
sonra arkadaşları olmamasına rağmen tekrar maça
gitmiştir."
Deniz'in maça gitme davranışını tekrar göstermesi
aşağıdakilerden hangisi ile en iyi açıklanabilir?
A) Edim ortaya çıkan sonuçtan etkilenirB) Koşullu uyarıcı koşulsuz uyarıcıdan önce
verildiğinde koşullanma meydana gelirC) Organizma doğru tepkiyi alana kadar
denemelere devam ederD) Birey için arkadaşları önemli birer model
oluştururE) Davranışın tekrarı uyarıcı ve tepki arasında
kurulan bağı güçlendirir
1. Ceza ile ilgili olarak;
I. Öğretmenin öğrencisini azarlaması
II. Öğretmenin öğrencisine teneffüse çıkma yasağı
koyması
III. Çocuğu arkadaşlarından ayırma
Yukarıdakilerden hangisi I. tip cezaya örnek
verilebilir?
B) II ve III C) I ve E) Yalnız II
CEVAPLI KONU KAVRAMA TESTİ
A) I ve II D) Yalnız I
Deniz'in futbol maçına gitme davranışı
arkadaşlarıyla iyi vakit geçirdiği için pekişmiştir.
Edimsel koşullanma ilkelerine göre birey ilk önce
bir davranış (edim) sergiler bu davranışın sonucu
olumluysa tekrar olasılığı artar. Yani kişinin
davranışlarını bu davranışların yarattığı olumlu ya
da olumsuz durumlar belirler.
(CevapA)^
'O UÜ
Ütü yapan kadının çocuğu annesinin dikkatini
çekmek için ağlamaya başlamıştır. Anne işini
bırakıp çocukla ilgilenirse, bu durumdan çocuğun
gelecekteki davranışı nasıl etkilenir?
A) Çocuğun benzer durumda ağlama olasılığı artar.B) Çocuğun benzer durumda annesinin işini
bitirmesini bekleme olasılığı artar.C) Çocuk daha sonra başka davranışlarla annesinin
ilgisini çekmeye çalışır.D) Çocuk annesinin ne yaptığına daha fazla dikkat
eder.E) Çocuk kendini oyalamanın bir yolunu bulur.
16. Organizmaya verilecek olan ödül ve cezanın
organizmanın yapısına uygun olması, ödül ve
cezanın miktarının organizmayı harekete
geçirecek nitelikte olması edimsel koşullanma ile
ilgili olarak öğrenmenin en çok hangi yönünü
etkiler?
A) Öğrenmenin hızını ve derecesiniB) Öğrenmenin maliyetiniC) Öğrenmenin aktarımınıD) Öğrenmenin karmaşıklığınıE) Öğrenmenin ekonomikliğini
Soruda belirtilen durum en çok öğrenmenin hızını
ve derecesini etkiler. Doğru cevap A'dır.
(Cevap A)
Trafikte yayalara yol veren bir şoför, yayaların
kendisine teşekkür etmeden geçip gittiklerini
görüyor.
Bu durumda şoförünün ilerideki olası davranışı ne
olabilir?
A) Yayaların yoldan geçmeme olasılıkları artar.B) Şoförün yol verme olasılığı artar.C) Yayaların teşekkür etme olasılıkları artar.D) Şoförün yol vermeme olasılığı artar.E) Yayalar başka yerlerden geçmeye çalışır.
26- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSL
4. TV'de maç seyreden babanın iki çocuğu bu arada
kavga ederler. Baba da çocuklara para verir ve
gidip çukulata almalarını söyler.
Gelecekte aşağıdakilerden hangisinin ortaya
çıkma olasılığı yüksektir?
A) Babanın TV'yi rahat seyretmesiB) Çocukların çukulata yemesiC) Çocukların kavga etmesiD) Çocukların para istemesiE) Çocukların kavga etmemesi
7. Bir çocuk (A) birlikte oyun oynarken başka bir
çocuğu (B) tokatlıyor. Bir yetişkin (C) ağlamaya
başlayan, tokat yiyen çocuğu oradan
uzaklaştırıyor.
Bu durumun olası sonucu ne olabilir?
A) A'nın B'yi tokatlama olasılığı artar.B) B'nin ağlama olasılığı artar.C) C'nin A'yı cezalandırma olasılığı artar.D) C'nin A ile B'yi ayrı tutma olasılığı artar.E) Çocuklar uslu uslu oynarlar.
5. Bir adam evde TV seyrederken aniden TV'nin
görüntüsü kaybolmuştur. Adam TV'ye yaklaşmış,
üzerine hafifçe vurmuştur. TV'de görüntü ortaya
çıkmıştır. Kadın adama TV'yi bozacağını
söylemiştir.
Bu durumun olası sonucu aşağıdakilerden
hangisi olabilir?
A) Aynı şekilde görüntü kaybolduğunda adam geneTV'ye vurur.
B) Adam TV'yi değiştirir.C) Adam kadına alaycı bir şekilde bakar.D) Adam'ın TV seyretme oranı azalır.E) Kadının ileride TV'nin bozulacağını söyleme
oranı azalır.
İçinde bulunulan durumdaki hoş bir uyarıcının
ortadan kaldırılmasma ne ad verilmektedir?
A) Olumlu pekiştirmeB) Olumsuz pekiştirmeC) I.TürcezaD) II. TürcezaE) Şekillendirme
İnsanların hapse atılması aşağıdakilerden hangisi
olarak ele alınabilir?
A) Olumlu pekiştirmeB) Olumsuz pekiştirmeC) I. Tür cezaD) II. Tür cezaE) Şekillendirme
6. Anne, çocuğa dersini yaparsa bahçede top
oynamasına izin verebileceğini söylemektedir.
Anne aşağıdakilerden hangi tekniği
kullanmaktadır?
A) Sistematik duyarsızlaştırmaB) Premack ilkesiC) Jeton biriktirmeD) BiçimlendirmeE) Zamanlama
10. Bir fabrikada çalışan bir kişiye patronu parası
olduğu zaman paralarını vereceğini söylemiştir.
Bu örnekte patron aşağıda verilen pekiştirme
tarifelerinden hangisini kullanmaktadır?
A) Sabit arahklıB) Sabit oranlıC) Değişken aralıklıD) Değişken oranlıE) Sürekli
-EGITIM BILIMLERİ- 27
11. Çocukların göstermiş olduğu her olumlu
davranışın ödüllendirme yoluyla pekiştirilmesi
çok ekonomik değildir. Böyle durumlarda
kullanılması gereken en uygun pekiştirme modeli
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Premack ilkesiB) Aralıklı pekiştirmeC) Değişken zaman aralıklı pekiştirmeD) Değişken oranlı pekiştirmeE) Simgesel pekiştirme
14. İnsanların karşı karşıya kaldıkları durumları ve
olayları hangi nedenlere bağladıklarını açıklamaya
çalışmaları aşağıdaki kavramlardan hangisiyle
açıklanır?
A) UyarıcıB) YüklemeC) GüdüD) PekiştireçE) Tepki
12. Bir ilkokul öğrencisine öğretmeni çocuğun yapmayı
çok istemediği yani kerhen yaptığı bir davranışı,
yapmaktan zevk aldığı bir davranışı pekiştireç
olarak kullanarak yaptırmaktadır.
Bu durum aşağıdaki seçeneklerden hangisiyle
açıklanır?
A) Premack ilkesiB) Simgesel pekiştirmeC) Olumlu pekiştirmeD) Olumsuz pekiştirmeE) Oranlı pekiştirme
13. I. Annenin çocuğuna ödevini yaparsan parka
çıkmana izin veriyorum demesi
II. Ödevini yapmayan öğrenciyi öğretmenin
tenefüse çıkarmaması
III. Öğretmenin öğrencisine fiş cümlesi yazarsan
oyun oynayabilirsin demesi
Yukarıdaki örneklerden hangisi Premack ilkesine
uygun bir örnek değildir?
A) I ve II B) I ve III C) Yalnız IID) Yalnızlll E) llvelll
Q OccUJo'EUi_ J
üEQ
Ǥ 'tz
15. Bir kişinin karlı bir havada ayağının kayarak
düşmesinin sebebini kendi dikkatsizliğine,
beceriksiziiğine bağlaması
aşağıdaki
kavramlardan hangisiyle açıklanır?
A) İçgörüB) Dışsal pekiştireçC) İçsel pekiştireçD) İçsel yüklemeE) Dışsal yükleme
16. Karlı havada ayağı kayarak yere yıkılan
biri düşme sebebini kendi dikkatsizliğine
değilde, hava şartlarına ya da kaldırımların
buzlu olmasına bağlıyorsa bu durum
aşağıdaki kavramlardan hangisiyle açıklanır?
A) İçsel yüklemeB) Bahane bulmaC) YansıtmaD) Yön değiştirmeE) Dışsal yükleme
CEVAP ANAHTARI
1.D 2.A 3. D 4.C
5.A 6. B 7.A 8.D
9. D 10. C 11.E 12. A
13. C 14. B 15. D 16. E
28- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSL
2. Bir çocuk evde ve okulda isteklerini ağlayarak yaptırmaya çalışmaktadır. Bu durumdan rahatsız olan aile ve öğretmen, ağlama davranışını görmezden gelerek söndürmeye karar vermişlerdir. Ancak görmezden gelmeye başladıktan sonra, çocuğun ağlama davranışında bir artış gözlenmiştir.
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
1. Sınıfındaki öğrencilere parmak kaldırarak söz almayı öğretmek isteyen bir öğretmenin izleyebileceği en etkili yol aşağıdakilerden hangisidir? (2001 KPSS)
A) Parmak kaldırarak söz alınması gerektiği kuralınıtahtaya yazmak
B) Parmak kaldırmadan söz alan öğrencileriazarlamak
C) Parmak kaldırmadan söz alan öğrencileri bazenuyarıp bazen görmezden gelmek
D) Parmak kaldırmadan söz alan öğrencilere cezavermek
E) Parmak kaldırarak söz isteyen öğrencilere sözverip diğerlerini görmezden gelmek
Bu artış aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? (2001 KPSS)
A) Söndürmeye, görmezden gelmenin etkisiz biryöntem olmasıyla
B) Söndürülecek davranışın şiddetinde,başlangıçta, geçici bir artışın görülmesiyle
C) Söndürülen davranışın, kendiliğinden geri gelmeolasılığının bulunmasıyla
D) Ev ve okul arasında tutarlılık sağlanamamışolmasıyla
E) Ağlama davranışın uzun bir geçmişe sahipolmasıyla
Davranış değiştirmede izlenmesi gereken yol doğru davranışı pekiştirmek doğru olmayan davranışa olumlu pekiştireç vermeyerek ya da görmezden gelerek sönmesini beklemektir. B ve D seçeneklerinde uygun davranışı göstermeyen öğrencilerin cezalandırılması var. Ceza bir davranışı bastırabilir ama asla cezalandırılan kişiye doğru davranışı söylemez. Neyin yapılması gerektiğini değil neyin yapılmaması gerektiğini öğretir. C seçeneğinde ise bir tutarsızlık var bu da asla yaniış davranışın sönmesini gerçekleştirmez. A seçeneğinde sadece doğru davranış tahtaya yazılıyor bu öğrenciler için bir uyarıcı olsa da davranış değiştirmek için yeterli değildir. E seçeneğinde ise doğru davranışın yani parmak kaldırarak söz almanın söz verilip ödüllendirilmesi ve bunun tersi olan davranışın görmezden gelinip söndürülmesi vardır.
(Cevap E)
Söndürme sürecinde davranışın sıklığı hemen azalmaz. Söndürmenin başlamasıyla davranış sıklığında kısa süreli bir artma gözlenir. Ancak pekiştirilmeyen davranışın sıklığı giderek azalırve doğal ortamdaki gözlenme düzeyine düşer.(N. Senemoğlu,Gelişim, Öğrenme ve Öğretim, s.156) Davranış değiştirmede davranış görmezden gelindiğinde ilk etapta davranış biraz şiddetlenir bu da sönmenin habercisidir. (Bu sorunun bir benzeri 2002, 2003 ve 2004 yıllarında yapılan KPSS sınavında da sorulmuştur.)
(Cevap B)
Bir öğretmen, önce öğrencilerinin her doğru yanıtını pekiştirmiştir. Bir süre sonra, her ikinci veya üçüncü doğru yanıtı pekiştirmeye başlamıştır.
Öğretmenin pekiştirmelerindeki bu değişikliğin başlıca nedeni aşağıdakilerden hangisidir? (2001 KPSS)
A) Soru-yanıt yönteminin öğrenmelerinpekiştirilmesine elverişli olması
B) Öğrenmede, ödüllendirmenin cezadan dahaetkili olması
C) Her doğru yanıtı pekiştirmenin çok zamanalması
D) Pekiştirmenin dersin başlangıcında çok önemiiolması
E) Davranışa süreklilik kazandırmada aralıklıpekiştirmenin etkili olması
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 29
En basit pekiştirme tarifesi sürekli pekiştirmedir.
Bu tarife deneğe yeni bir şey öğretilirken
kullanılmaktadır. Tepki öğrenildikten sonra sürekli
pekiştirme bırakılıp diğer pekiştirme tarifeleri
uygulanır. (N. Senemoğlu, Gelişim, Öğrenme ve
Öğretim, s.163) Sürekli pekiştirme tarifesi sadece
yeni davranış kazandırılırken kullanılır. Bu tarife
ekonomik olmadığı için davranış kazanıldıktan
sonra değiştirilmelidir. Davranış kazanıldıktan
sonra bu davranışın devamlılığını sağlamak için
en iyi tarife olan değişken aralıklı ya da değişken
oranlı pekiştirme tarifesine geçmek gerekir.
(Cevap E)
"o
Bir öğrencinin, okula zamanında gelme ve ödevlerini zamanında bitirme gibi davranışları alışkanlık haline getirmesinde, aşağıdakilerden hangisi en çok rol oynar? (2001 KPSS)
A) Klasik koşullanmaB) Bilişsel öğrenmeC) Edimsel koşullanmaD) Sezgisel öğrenmeE) Kavram öğrenmesi
Skinner'e göre eğitim birey ve başkalarına yararlı
oiabilecek davranışları oluşturur. Bu durumda
öğretmen ise, yararlı davranışları meydana
getiren bir mühendistir. Klasik koşullanma tepkisel
davranışlar içindir. Edimsel koşullanma edimsel
davranışlar içindir. Öğrencilerin derslerini
zamanında yapma, derse zamanında gelme gibi
davranışları edimsel davranışlardır. Bu
alışkanlıkların kazandırılması da edimsel
koşullanma gerektirir.
(Cevap C)
SÜ O
4. Öğretmenin beğenisini kazanmak için uzun bir süre çeşitli girişimlerde bulunan bir öğrenci, öğretmenin onun hareketlerini bir türlü fark etmemesi üzerine bu girişimlerden vazgeçmiştir.
Bu öğrencinin girişimlerinden vazgeçmesine, edimsel koşullanmada ne ad verilir? (2001 KPSS)
A) Birincil pekiştirmeB) SönmeC) Olumlu pekiştirmeD) Olumsuz pekiştirmeE) İkincil pekiştirme
uı
4 «■ Ali oyuncaklarını başka çocuklarla her paylaştığında annesi onu bu davranışı için övmüştür. Şimdi ne zaman bir çocuk onunla oynamaya gelse, Ali hemen tüm oyuncaklarını ona vermektedir.
Ali'deki bu davranış değişikliği aşağıdakilerden hangisine bir örnektir? (2001 KPSS)
A) Klasik (tepkisel) koşullanmaB) Kavrama yoluyla öğrenmeC) Psiko-motor öğrenmeD) Edimsel (operant) koşullanmaE) Bilişsel öğrenme
Edimsel koşulama ortamından pekiştirici
uyarıcının kaldırılmasıyla davranış sıklığında bir
azalma ve en sonunda edim düzeyine inme
görülür. Pekiştirmenin yapılmamasıyla davranış
pekiştirmeden önceki düzeyine döner. (N.
Senemoğlu.Gelişim, Öğrenme ve Öğretim, s.156)
Bu örnekte de öğrencinin çeşitli hareketlerinin
öğretmen tarafından fark edilmemesi bu
davranışın pekiştirilmesini engellemiştir.
Pekiştirilmeyen davranış söner.
(Cevap B)
Edimsel koşullanma günlük davranış
repertuarındaki davranışların pekiştirilerek
görülme sıklığının arttırılmasıdır. Çocuğun
oyuncaklarını paylaşma davranışı annesi
tarafından övülmüş (pekiştirilmiştir). Annenin
övme davranışı olumlu pekiştirmedir bu da
çocuğun bu davranışı gösterme sıklığını
arttırmıştır.
(Cevap D)
30- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ.
7. Kimya sınavına hazırlanıp sınavdan iyi bir puan alan öğrencinin kimya dersine daha fazla çalışmaya başlaması, aşağıdakilerden hangisine bir örnektir? (2002 KPSS)
A) Edimsel (operant) koşullanmaB) Klasik (tepkisel) koşullanmaC) Kavrayarak öğrenmeD) Gizil (örtük) öğrenmeE) Gözlem yoluyla öğrenme
9. Edimsel (operant) koşullanmanın temelinde aşağıdakilerden hangisi yatar? (2002 KPSS)
A) Problem çözmede daneme - yanılma önemlidir.B) Koşullu uyarıcı, koşulsuz uyarıcıdan
önceverilmelidir.
C) Davranış, ortaya çıkardığı sonuçtan etkilenir.D) Tepki, koşulsuz uyarıcıyla birlikte verilen
nötruyarıcıya da genellenir.
E) Tekrar, uyarıcı - tepki bağını kuvvetlendirir.
8. Öğrenci kendi ediminden olumlu etkilenmiştir ve
bu da davranışı gösterme sıklığını arttırmıştır.
Öğrenci çalışmasının sonucunda iyi bir not
almıştır ve bu tepki onun daha çok çalışmasına
sebep olmuştur. Edimsel koşullanmada birey
gösterdiği edimin sonucundan etkilenir.
(Cevap A)
Çocuklara büyük gruplar önünda rahat olma yetarliği kazandırılacaktır. Bunun için, çocuklar önce bir iki kişi; sonra giderek büyüyen gruplar önünde bulundurularak uygun davranışları pekiştirilmekte ve onlar bu yolla büyük gruplar önünde rahat olabilecak hale getirilmektedir.
Bu durum, aşağıdakilerden hangisine bir örnek oluşturur? (2002 KPSS)
A) Uyarıcı genellemesiB) Sabit oranlı pekiştirmeC) Uyarıcı yoksunluğuD) Kademeli yaklaşımE) Uyarıcıyı ayırt etme
Edimsel davranış bir uyarıcı tarafından
oluşturulmaz, organizma tarafından ortaya
konur. Edimsel davranış kendiliğinden ortaya
çıkar ve sonuçları tarafından kontrol edilir.
Bu nedenle Skinner edimsel davranışı
uyarıcıdan bağımsız görmez. Ancak önce
tepki yapılır sonra tepkinin doğurduğu
uyarıcı gelir ve tepki bu uyarıcı tarafından
kontrol edilir. (N. Senemoğlu, Gelişim,
Öğrenme ve Öğretim, s.147). Edimsel
koşullanmada birey gösterdiği edimin
sonucundan etkilenir. Örneğin ilk yürümeye
başlayan çocuk ayağa kalkma ediminin
çevresi tarafından ilgiyle karşılandığını
görür. Daha sonra da çocuk bu olumlu
tepkinin ardından yürüme davranışını daha
sık gösterir. Davranış sonucunun olumlu ya
da olumsuz olmasına göre sıklaşır ya da
azalır.
(Cevap C)
Kademeli yaklaşımda uyarıcı azar azar ve uzun
sürede yavaş yavaş verilmelidir. Örnekte de
çocukların önünde konuştukları kişi sayısı
arttırılarak onlara büyük gruplar karşısında rahat
konuşma davranışı kazandırılmaktadır. Okuldan
korkup okula gitmek istemeyen bir çocuğa da
okula gitme davranışı bu yöntemle kazandmlabilir.
İlk önce çocuk okul bahçesine götürülüp oynayan
çocuklar izletilir, sonra okulun koridorları gezdirilir,
sonra müzik dersine girmesi sağlanır bu şekilde
kademeli olarak okula karşı olumlu tutum
kazandırılmış olur.
(Cevap D)
10. Tuttuğu basketbol takımının her maçına giden bir taraftar, takımının sürekli kaybetmesi üzerine, yavaş yavaş maçlara gitmekten vazgeçmiştir.
Edimsel (operant) koşullanma ilkelerine göre, taraflardaki bu davranış değişikliği aşağıdakilerden hangisine bir örnektir? (2002 KPSS)
A) SönmeB) Bağ kurmaC) AyırtatmeD) Davranışı biçimlandirmeE) Unutma
-EĞİTİM BİLİMLERİ. 31
11. Pekiştirilmeyen davranışlar söner. Taraftar
maçlarda takımı yenildiği için olumlu pekiştirme
alamamaktadır. Pekiştirilmeyen maça gitme
davranışı da sönmeye başlamıştır .
Pekiştirilmeyen davranışın sıklığı giderek azalır ve
doğal ortamdaki gözlenme düzeyine düşer.
(Cevap A)
Problem çözme alıştırması yaptıran bir öğretmen, öğrencilerine doğru çözdükleri her sekiz problem için bir puan vermektedir.
Olumsuz pekiştireçler ortamdan
çıkarıldıklarında beili bir davranışın yapılma
olasılığını arttıran uyarıcıiardır (N.
Senemoğlu, Gelişim, Öğrenme ve Öğretim,
s.147). D seçeneğinde çocuğun çizgi film
izlemesine izin verilmemesi çocuk için
olumsuz bir uyarıcıdır. Bu yasağın ders
çalışması koşuluyla kaldırılması ise olumsuz
pekiştirmedir. A ve B seçenekleri cezadır. C
seçeneği olumlu pekiştirmedir. E seçeneği
ise pekiştireç verilmemesidir.
(Cevap D)
Bu öğretmenin kullandığı pekiştirme tarifesi aşağıdakilerden hangisine bir örnektir? (2002 KPSS)
A) Değişken aralıklıB) Sabit oranlıC) Sabit aralıklıD) RasgeleE) Değişken oranlı
Sabit oranlı pekiştirme de organizmanın belli ;o
sayıdaki doğru davranışı pekiştirilir. Sabit oranlı .1
pekiştirmede zaman önemli değil, doğru davranış
M sayısı önemlidir (N. Senemoğlu, Gelişim,
Öğrenme ve Öğretim, s.147). Bu ömekte de
öğretmen belli sayıda doğru problem çözme
davranışını ödüllendirmektedir.
(Cevap B)
12. Aşağıdakilerden hangisi olumsuz pekiştirmeye bir örnektir? (2002 KPSS)
A) Evin içinde topa tekme atarak oynayan birçocuğun topunun elinden alınması
B) Oyuncak arabalarını birbirine çarparak kıran birçocuğun sürekli azarlanması
C) Küfürlü konuşan bir çocuğun bu davranışının sıksık gülerek karşılanması
D) Çizgi film izlemesine izin verilmeyen bir çocuğa,ödevlerini zamanında tamamlandığında çizgi filmizlemesi için izin verilmesi
E) Kardeşine vurarak, onu üzen bir çocuğun budavranışının görmezden gelinmesi
13. Bir bakıcı, kibrit yakmaktan hoşlanan çocuğun eline çok fazla miktarda kibrit verip onları art arda yaktırarak çocuğu kibrit yakmaktan bıktırma yoluyla bu alışkanlıktan vazgeçirmek istemektedir.
Bu durumda bakıcı, alışkanlığı yok etmek için aşağıdaki örenme kuramcılarından hangisinin önerdiği yönteme başvurmaktadır? (2002 KPSS)
A) VVatsonB) GuthrieC) ThorndikeD) SkinnerE) Pavlov
Guthrie yeni çağrışımlar yaratarak kötü
alışkanlıkların yok edilmesi için üç tür teknik
önermiştir. Bunlar eşik yöntemi, bıktırma
yöntemi ve zıt tepki yöntemi6'\r. Bıktırma
yönteminde, tüm uyarıcılar orijinal tepkiden, bir
başka deyişle istenmeyen tepkiyi yoruluncaya,
bıkıncaya kadar verilir. Daha sonra birey ya da
hayvan bu tepkiyi göstermekten bıkacağı için aynı
uyarıcıya karşı yeni bir tepki göstermeyi öğrenir.
(N. Senemoğlu, Gelişim, Öğrenme ve Öğretim,
s.123,124). Bu örnekte de çocuğa aynı uyarıcı
sürekli veriliyor. Belli bir süre sonra kibrit çocukta
yakılacak değil kaçılması gereken bir uyarıcı
olacaktır.
(Cevap B)
Q
32- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSL
14. Anasınıfına yeni başlayan Ali ve Mehmet, evlerinde kazandıkları, istediklerini ağlayarak yaptırma alışkanlıklarını okulda da devam ettirmektedirler. Ali'nin öğretmeni onun ağlamasını sürekli olarak görmezden gelirken, Mehmet'in öğretmeni bazen onun ağlamasını görmezden gelmekte bazen de isteğini yerine getirmektedir.
Bu iki çocuğun okulda ağlama davranışının nasıl bir seyir izlemesi beklenir? (2002 KPSS)
A) Ali'nin ağlama davranışı ortadan kalkarkenMehmet'inkinin artması
B) İkisinde de, ağlama davranışının devam etmesiC) Anasınıfına uyum sağladıklarında, ikisinde de
ağlama davranışının ortadan kalkmasıD) İstekleri karşılanmadığı sürece, ikisinde de
ağlama davranışının artmasıE) İkisinde de, ağlama davranışının isteklerini ne
olduğuna göre değişiklik göstermesi
Değişken aralıklı pekiştirme tarifesinde zaman sabit değildir. Pekiştireç bazen hemen, bazen daha geç kazanılabilir. (N. Senemoğlu, Gelişim, Öğrenme ve Öğretim, s.90). Bu örnekte de öğretmenin sınav yapacağı zaman belli değildir. Bu tarifede sabit aralıklı pekiştirmeden sonraki tepkisizlik görülmez. Öğrenci ne zaman sınav olacağını bilmediği için sürekli çalışmak ve hazır olmak zorundadır.
(Cevap C)
16. Bir ilköğretim okulu öğretmeni, öğrencilerden birinin ödevlerini düzenli bir biçimde yapmadığını fark etmiştir.
Ali'nin öğretmeni bu davranışını görmezden geliyor yani Ali'ye bu davranışı sonucunda olumlu pekiştireç vermiyor. Pekiştirilmeyen davranış söner. Öğretmenin bu davranışları sonucunda Ali'nin ağlama davranışı ortadan kalkar. Mehmet ise davranışı sonunda bazen pekiştireç almakta bazen ise almamaktadır. Öğretmeni Mehmet'in davranışını değişken aralıklı pekiştirmektedir. Değişken aralıklı tarifede ise davranışın görülme sıklığı artar. Öğretmenin davranışları Mehmet'in ağlama davranışını göstermesini arttırır.
(Cevap A)
15. Öğrencilerin derse devamlı çalışmalarını sağlamak için önceden tahmin edilemeyen değişik ders saatlerinde küçük sınavlar yapan bir öğretmenin bu davranışı, aşağıdaki pekiştirme tarifelerinden hangisini çağrıştırmaktadır? (2003 KPSS)
A) Sabit oranlıB) Değişken oranlıC) Değişken aralıklıD) SürekliE) Sabit aralıkh
Öğretmenin bu öğrenciye düzenli olarak ödev yapma alışkanlığı kazandırmak için başvurabileceği aşağıdaki yollardan hangisi etkisizdir? (2003 KPSS)
A) Öğrenciyi her ödev yapışında ödüllendirmekB) Ödevini düzenli olarak yapan öğrencileri sınıfın
önünde ödüllendirmekC) Öğrenciye sevdiği ve ödevlerini düzenli olarak
yapan bir arkadaşıyla çalışmasını söylemekD) Ödevlerini düzenli yapmayan öğrencileri
cezalandırmakE) Düzenli olarak ödev yapmanın yararlarını sınıfta
tekrar tekrar anlatmak
Bu tip sorular öğrenme soruları içerisindecevaplandmlması en kolay olanıdır. Öğretmen şudavranışı kazandırmak için ne yapmalıdır vb.diyorsa içerisinde cezalandırma olan seçeneklerieleyin doğru cevap çıkacaktır. Öğretmen neyapmamalıdır, neyi yapması uygun olmaz ya dasorudaki gibi hangi yol etkisizdir şeklindesoruyorsa doğru cevap her zaman içerisindecezalandırmanın bulunduğu seçenektir. Çünküceza eğitimde hiçbir zaman olumlu değildir vedavranış değiştirme aracı olarak kullanılmaz.Ceza öğrencilere olumlu davranış kazandırmazsadece olumsuz davranışı bastırır. Ceza birdavranışı kazandırmada, davranışbiçimlendirilmesinde en az etkili olan bir yöntemdir. Bazen istenilen davranışın tersi de kazanılabilir.
(Cevap D)
-EĞİTİM BİLİMLERİ. 33
17. Çocuğuna odasını düzenli tutma alışkanlığı kazandırmak isteyen bir anne, bir hafta boyunca yatağını düzelttiği her gün için ona sütlü kakao vermiş; bir haftanın sonunda, artık yatağını her gün düzelten oğlunun düzenli olmanın yararlarını anladığını düşünerek sütlü kakao vermeyi durdurmuştur. Ancak bu düşüncesinin aksine, çocuğu yavaş yavaş yatağını düzeltmekten vazgeçmiştir.
Çocuğun, yatağını düzeltmekten vazgeçmesi aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? (2003 KPSS)
A) Bazı davranışların alışkanlık haline gelmesi içinçok uzun süre pekiştirilmesinin gerekmesi
B) İstenmeyen bir durumla sonuçlanandavranışların bastırılması
C) Yatak düzeltmenin öğrenilmesi zor ve karmaşıkbir davranış olması
D) Yeterli miktarda pekiştireç kullanılmamasıE) Yatak düzeltme alışkanlığının kazanılması için
uygun bir pekiştireç seçilmemiş olması
Edimsel davranışlar sonucunda oiumlu veya
olumsuz olmak üzere iki durum ortaya çıkar. Eğer
birey edimi sonunda pekiştiriliyorsa yani edim
sonucunda olumlu bir durum ortaya çıkıyorsa
davranışın tekrar ortaya çıkma olasılığı artar.
Davranışın ortaya çıkma olasılığını arttıran
uyarıcılara pekiştireç denir. Pekiştirilen davranış
tekrar edilir. Organizmanın edimi sonucunda
olumsuz bir durum ortaya çıkıyorsa (ceza)
davranış tekrar edilmez. Eve geç gelen çocuğa
babası bağırıyorsa (ceza) bu çocuğun tekrar geç
gelme olasılığı düşer. Dersini yaptığı için şeker
alıyorsa (pekiştireç) dersini tekrar yapma olasılığı
artar. Yani davranışın tekrar görülmesi ihtimalinin
artması için pekiştirilmesi gerekir.
(Cevap B)
C5
Anne çocuğuna yatak düzeltme davranışı için
uygun bir pekiştireç kullanmıştır. Annenin
kullandığı pekiştirme tarifesi sürekli pekiştirmedir.
Bu tarife yeni bir davranış kazandırılmaya
çalışılırken etkilidir. Fakat alışkanlık kazandırmak
için çok tekrar gereklidir. Anne bu davranış
kazanıldıktan sonra alışkanlığın da oluşması için
değişken oranlı tarifeye geçmelidir. Yani alışkaniık
kazandırmak için daha uzun süre pekiştirme
gereklidir.
(Cevap A)
18. Bir davranışın tekrarlanma ihtimalini edimsel(operant) koşulfanma yoluyla kontroledebilmenin önkoşulu aşağıdakilerdenhangisidir? (2003 KPSS)
A) Davranışın en az bir kere yapılmış olmasıB) Davranışın pekiştirilmesiC) Davranışa uygun bir ayırt edici uyarıcı
bulunmasıD) Davranışın ayırî edici bir uyarıcı tarafından
kontro! edilmesiE) Davranışın şekillendirilmesi
S
19. Bir anne, ödevini yaparken kendisinden yardım isteyen çocuğunun ödevi kendi başına yapmasını sağlamak için ona "ödevini kendin yaparsan seni hafta sonu çarpışan arabalara götürürüm" demiştir. Fakat çocuk, vaat edilen ödüle rağmen, annesinden yardım istemeyi sürdürmüştür.
Koşullanma yoluyla öğrenme ilkeleri çerçevesinde düşünüldüğünde çocuğun isteğinde ısrar etmesinin nedeni aşağıdakilerden hangisi olamaz? (2003 KPSS)
A) Ödül olarak çarpışan arabaların uygun olmamasıA) Kendi başına ödev yapmanın çocuk için
hoşagitmeyen bir durum olması
B) Kullanılan ödülün davranıştan hemen sonrayerilmiyor olması
C) Ödev yaparken yardım isteme davranışınınsönmeye karşı dirençli olması
E) Annenin çocuğa ödül almanın yararlarını iyianlatmamış olması.
Koşullanma yoluyla öğrenmeye göre verilen
ödül davranıştan hemen sonra
verilmelidir. Ödül verilen kişinin
ihtiyaçlarına cevap vermelidir. Ancak
ihtiyaca cevap veren ödül her organizma
için hoşa giden bir durumdur. Annenin
ödül almanın yararlarını anlatmasına gerek
yoktur.
(Cevap E)
34- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ-
20. Edimsel koşullanma yaklaşımında, bireye daha önce yapmadığı yeni bir davranışın kazandırılmasında kullanılan yollardan biri de şekil verme ya da biçimlendirmedir.
Edimsel koşullanma yaklaşımına göre,aşağıdakilerden hangisi şekil verme,biçimlendirme adımları arasında ver almaz ?(2003 KPSS)
A) Kazandırılacak hedef davranışın açıkçatanımlanması
B) Bireyin hedef davranışa ait performansdüzeyinin belirlenmesi
C) Hedef davranışa götürecek davranışbasamaklarının cezalandırılması
D) Hedef davranışla ilgisi olmayan davranışlarınpekiştiriimemesi
E) Yeni davranış oluşuncaya kadar bireyegeribildirim verilmesi
Davranış biçimlendirme tepkiyi istenen şekilde
oluşturmaktır. Beklenen davranışa en yakın olan
davranış pekiştirilmekte sonra daha yakını ve
giderek daha yakını pekiştirilerek sonunda istenen
davranışın görülmesi sağlanmaktadır. Bu süreçte
öğrencilerden istenen davranış açıkça ortaya
konmalı ve bireyin performans düzeyi de göz
önünde bulundurularak sadece istenen davranışla
ilgili davranışlar kademeli olarak pekiştirilmelidir.
Davranışçı yaklaşımda davranışların
biçimlendirilmesinde, kazandırılmasında ceza
zorunlu olmadıkça kullanılmaz. Ceza sadece
istenmedik davranışları söndükmek için
kullanılabilir. Dolayısıyla davranışın
biçimlendirilmesinde, istenilen davranışa götüren
davranış basamaklarının cezalandırılması doğru
değildir.
(Cevap C)
21. Sınıfta söz almaktan çekinen bir öğrencinin söz alma davranışını daha sık göstermesi için öğretmenin izleyeceği yöntemlerden hangisinin en az etkili olması beklenir? (2003 KPSS)
A) Başlangıçta öğrencinin ilgisiz konularda da olsakonuşma eğilimini pekiştirmek
B) Öğrenci söz almak istediğinde ona söz vermekC) Öğrencinin söz alıp alamayacağını ona sık sık
sormakD) Öğrencinin söz alarak yaptığı konuşmaları
pekiştirmekE) Öğrenciyi kendini iyi hissettiği konularda
konuşmaya güdülemek
Öğrenci eğer söz aimaktan çekiniyorsa bu durum
onun için olumsuz bir ortam oluşturur. Öğretmenin
sık sık söz almak isteyip istemediğini sorması
öğrenciyi sürekli olarak huzursuz eder. Bu
davranışı kazandırmak için yapılması gereken söz
almak istediğinde ona söz vermek ve öğrencinin
söz alma davranışını pekiştirmektir. Söz almaktan
çekinen bir öğrenciye sürekli söz alıp
almayacağını sormak öğrenciyi baskı altında tutar
vebudabirnevicezadır.
(Cevap C)
22. Bir ilköğretim okulunun ikinci sınıfında eğitim gören öğrenciler yazı yazma alıştırmasından hoşlanmamakta, bunun yerine resim yapmayı tercih etmektedir.
Bu durumda, öğrencilerin yazı yazma alıştırması yapmalarını sağlamak isteyen öğretmen için aşağıdaki yöntemlerden hangisi en uygundur? (2003 KPSS)
A) Öğrencilerin yazı yazma alıştırmalarını dahaistekli yapacakları düşüncesiyle, önce resimyapmalarına izin vermek
B) Öğrencilere yazı yazma alıştırmasınıtamamlayanların resim yapabileceklerinisöylemek
C) Öğrencilere düzgün yazı yazmanın öneminiaçıklayarak resimlerini evde yapmalarınısöylemek
D) En güzel resmi yapan öğrencinin daha az yazıyazma alıştırması yapacağını açıklamak
E) Resim yapmayı daha az eğlenceli hale getirereköğrencilerin yazı yazma alıştırması yapmayıtercih etmelerini sağlamak
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 35
Burada açıkça söylenmese de bir Premack ilkesi
söz konusudur. Öğrencilerin hoşlandığı etkinlikleri
sevmedikleri için pekiştireç olarak kuilanmalıdır.
Öğretmen de çocukların sevdikleri bir etkinlik olan
resim yapmayı yazı yazmak için pekiştireç olarak
kullanmalıdır.
(Cevap B)
24. Okula geç kalan bir öğrenci, hasta olduğu için uyanamadığını söyleyerek azar işitmekten kurtulmuştur. Aynı öğrenci birkaç gün sonra sözlü smavda soruları cevaplayamayınca, düşük puan almaktan kurtulmak için, öğretmenine hasta olduğundan sınava iyi hazırlanamadığını söylemiştir.
Öğrencinin hasta olduğunu söyleyerek düşük puan almaktan kurtulmaya çalışması, aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? (2003 KPSS)
A) Öğrenmenin genellenmesiB) TaklitetmeC) Ayırt etmeyi öğrenmeD) Olumsuz aktarmaE) Sosyal öğrenme
OccLU
o Sc _ı
23. Evin en küçük çocuğu olan Neşe, ağlayarak -ş= annesine gittiği takdirde onun, istediği bir oyuncağı 'S kardeşlerinden alarak kendisine verdiğini -j| öğrenmiştir. Anaokuluna başladığı ilk günlerde, ;g Neşe arkadaşlarının oynadığı bir oyuncağın .s kendisine verilmesini istediğinde ağlayarak ^ öğretmenine gitmiş fakat öğretmeni annesinin 'ğ yaptığını yapmadığı için, zamanla bu davranışı >" yapmaktan vazgeçmiştir.
Öğrencinin hastalandığım için uyanamadım
demesi onu olumsuz bir durumdan kurtarmıştır.
Yani öğrencinin bu davranışı pekiştirilmiştir. Bu
öğrencinin benzer durumlarda da aynı tepkiyi
göstermesi gen^Ilemedir. Sınava hasta olduğu
için çalışamadığını söyleme öğrenmenin
genellenmesidir.
(Cevap A)
Neşe'nin davranışında zamanla ortaya çıkan bu değişme aşağıdakilerden hangisine örnektir? (2003 KPSS)
A) Olumsuz pekiştirmeB) Sistematik duyarsızlaştırmaC) SönmeD) Uyarıcı kontrolüE) Kavrama yoluyla öğrenme
25. İki yaşındaki çocuğuna tuvalet eğitimi kazandırmak isteyen bir anne, kendi başına her tuvalete gidişinin ardından çocuğunu çikolatayla ödüllendirmektedir.
Pekiştirilmeyen davranışlar söner. Neşe'nin
annesi ağlayarak gelme davranışını istediği
oyuncağı vererek pekiştirmiştir. Ancak öğretmen
bu pekiştirmeyi yapmadığı için Neşe'nin davranışı
sönmüştür.
(Cevap C)
Bu örnekte annenin çocuğuna verdiği çikolataaşağıdakilerden hangisinin
işlevinikarşılamaktadır? (2003 KPSS)
A) Koşullu uyarıcıB) Ayırt edici uyarıcıC) Birincil pekiştireçD) İkincil pekiştireçE) İpucu
36- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSİ.
Temel fizyolojik ihtiyaçları karşılayan (yiyecek, su
vb.) ya da yaşamı tehdit eden (elektrik şoku vb.)
pekiştireçler birincil pekiştireçtir. Yiyecek, su vb
birincil olumlu pekiştireç, elektrik şoku birincil
olumsuz pekiştireçtir. Çikolata da yiyecek olduğu
için yani fizyolojik açlık ihtiyacını karşıladığı için
birincil pekiştireçtir.
(Cevap C)
26. Arkadaşından aldığı kalemle girdiği bir sınavda çok yüksek puan alan bir öğrenci, daha sonra girdiği sınavlarda aynı kaiemi kullanmıştır.
Öğrencinin uğurlu olduğuna inanarak daha sonraki sınavlarda da aynı kalemi kullanması >.aşağıdakilerden hangisiyle açıklanabilir? (2003 H
ıo o o
27.
28.
Ahmet Bey'in gazetesi her sabah kapısının önüne gelmektedir. Bu hangi tür pekiştirme tarifesine girmektedir? (2004 KPSS)
A) Sabit Zaman AralıklıB) Sabit Oran AralıklıC) Değişken OranlıD) Değişken AralıklıE) Sürekli Pekiştirme
Pekiştirme tarifeleri ikiye ayrılır;
1) Sürekli pekiştirme: Her davranışınpekiştirilmesi
2) Aralıklı pekiştirme:
a) Zaman aralıklı: Sabit zaman aralıklı vedeğişken zaman aralıklı
b) Oran aralıklı: Sabit oranlı ve değişken oranlı.
Yukarıdaki örneğe baktığımızda gazete her sabah yani sabit bir zaman aralığıyla gelmektedir. Yani zaman aralığı belirlidir ve değişmemektedir. Ayrıca memur maaşları, günlük yevmiyeİ9r ve öğrenci teneffüsleri de sabit zaman aralıklı pekiştirme tarifesine girer.
(Cevap A)
Kondisyon hareketlerini sevmeyen futbolcularına antrenör, kondisyon hareketlerini yaparsanız izine gidebilirsiniz demiştir ve böylece gerekli olan kondisyon hareketlerini yaptırmıştır.
KPSS)
A) Batıl davranışB) Koşullu tepkiC) GenellemeD) Öğrenmenin aktarılmasıE) Davranış değiştirme
Edimse! koşullanmada pekiştirme gösterilen
tepkiye bağlı olarak yapılmaktadır. Skinner yaptığı
deneyd9 hayvan tesadüfen başını kaşıdığında
yiyecek verir. Bu durum tesadüfen birkaç kez
tekrar ettiğinde hayvanın başını kaşıma
davranışında artma görülür. Yiyecek elde etmekle
hiç ilişkisi olmadığı halde tesadüfen başını
kaşırken yiyecek elde etmesi, yiyecek elde etmek
için başını kaşıma davranışını tekrar ettirmektedir.
Sonuç olarak tesadüfen yan yana gelen iki olay
gerçekle ilişkisi olmayan batıl davranışların
meydana gelmesine neden olur. Örneğin; öğrenci
bir kalemle sınava girer ve sınavda tesadüfen
başarılı olursa, getecek sınavda da aynı kalemi
kullanma eğiliminde olabilir. (N. Senemoğlu,
Gelişim, Öğrenme ve Öğretim, s.1162,163)
(Cevap A)
Antrenör hangisini uygulamıştır? (2004 KPSS)
A) Yapılma sıklığı az olan davranışı, yapılma sıklığıyüksek olan davranışı kullanarak yaptırmıştır.
B) Davranışı biçimlendirmiştir.C) Davranışın yapılma sıklığını artırmıştır.D) Olumsuz davranışın yapılma sıklığını azaltmıştır.E) Olumlu davranışı engellemiştir.
Kişilerin yapmak istedikleri davranışların belli bir
sırası vardır. Çocuk için çikolata yemek, yemek
yemekten daha üst sırada yer alır. Premack ilkesi
de kişinin yapmak istediği davranışı yapmak
istemediği davranış için pekiştireç olarak
kullanmaktır.Antrenör futbolcuların yapmayı
sevmediği (kondisyon hareketi) davranışını
yaptırmak için futbolcuların sevdiği izni pekiştireç
olarak kullanmıştır.
(Cevap A)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 37
29. Bir anne çocuğuna "Eğer ödevini yaparsan dışarıya çıkabilirsin" demiştir.
Anne aşağıdakilerden hangisini kullanmıştır? (2004 KPSS)
A) PekiştirmeB) Premack ilkesiC) Simgesel ödüllü pekiştirmeD) Tepkisel KoşullanmaE) Edimsel Koşullanma
Premack kuralı ana-babaların uzun zamandır
uyguladığı bir yöntemi bilimsel olarak ifade
etmiştir. Oğluna "ev ödevini bitir, sonra sinemaya
gidebilirsin" diyen baba Premack ilkesini
kullanmıştır. Çocuğa istediği olanaklar sağlansa, o
derse çalışma yerine sinemaya gitmeyi tercih
eder. Demek ki, sinemaya gitme davranışı, ev
ödevini yapma davranışına göre, çocuğun
faaliyetler sıralamasında daha üst bir düzeyde yer
alır.
(Cevap B)
30. Aşağıdaki örneklerin hangisinde, bir davranışın ayırt edici uyarıcı tarafından kontrol edilmesi söz konusudur? (2004 KPSS)
A) Servet, diğer derslerde uslu bir biçimdeotururken müzik dersinde sınıfın disiplinini bozandavranışlar sergilemektedir.
B) Gözde'nin müzik yeteneği resim yeteneğindendaha fazladır.
C) Suat ikisine de aynı ölçüde çalıştığı halde,İngilizce sınavında nnatematik sınavından dahabaşarılı olmuştur
D) Hatice, ders aralarında bahçeye çıkmak yerinesınıfta oturmayı tercih etmektedir.
E) Metin, sabah erken saatlerde çalıştığındaokuduklarını daha kolay anlayabilmektedir.
OccUJQ'EE m _j.1
■_j
'va
31. Sınıfta sürekli konuşarak öğretmeninin dikkatini çekmeyi başaran bir öğrencinin aynı yolu kullanarak bu amaca ulaşması engellendiğinde, ilk başlarda, konuşma davranışında bir artma olur. Ancak zamanla öğrenci daha fazla konuşmakla öğretmeninin dikkatinin çekilemeyeceğini kabullenmeye başlar ve daha az konuşur.
Öğrencinin öğretmenin dikkatinin konuşarak çekilemeyeceğini kabullenmeye başlaması, aşağıdaki süreçlerden hangisinin başladığına işaret etmektedir? (2004 KPSS)
A) SönmeB) CezaC) Olumsuz pekiştirmeD) KaçınmaE) Kendiliğinden geri gelme
Öğrencinin çok konuşmasından sonra
öğretmenin dikkatini çekmesi öğrenci
için olumlu bir pekiştireçtir.
Davranıştan sonra olumlu
pekiştirecin ortamdan çekilmesi
davranışın sönmesine yol açar.
Öğretmen çok konuştuğu zaman
öğrenciye olumlu pekiştireç vermemiş
(ilgisini öğrenciye vermemiş) böylece
davranışta sönme meydana gelmiştir.
Sönmenin ilk zamanlarında davranışın
yapılma sıklığı biraz artabilir. Çünkü
çocuk ilgiyi çekebilmek için daha fazla
konuşma yoluna gidecektir. Bunun
fayda sağlamadığıru görünce (çok
konuşmasının ardından pekiştireç
almadığını görünce) bu davranışı
yapmaktan vazgeçecektir.
(Cevap A)
A seçeneğine baktığımızda Servet sadece müzik
dersinde arkadaşlarını rahatsız ediyor diğer
derslerde uslu duruyor. Yani uyarıcı olan
derslerden diğerleri arasından müziği ayırt edip
sadece o derste yaramazlık yapıyor. Pavlov' un
deneyinde köpeğin zil sesine verdiği tepkiyi farklı
seslere vermemesi uyarıcıyı ayırt etmesidir.
Servet de diğer derslerde gösterdiği olumlu
davranışları müzik dersinde vermemektedir.
(Cevap A)
32. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi "Uyarıcı Genellemesr'ne örnektir? (2004 KPSS)
A) Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yerB) Atı alan Üsküdar'ı geçtiC) Ak akçe kara gün içindirD) Damlaya damlaya göl olurE) Sakla samanı gelir zamanı
38- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSL
33.
Uyarıcı genellemesi organizmanın koşullu
uyarıcıya verdiği tepkiyi benzer uyarıcılara da
göstermesidir. A seçeneğini çözümlediğimizde
Sıcak koşulsuz uyarıcı kişinin sıcağa verdiği tepki
koşuisuz tepki
Süt koşullu uyarıcı
Süt ve sıcaklık uyarıcılarını birlikte verme
koşullama
Sıcak süte organizmanın gösterdiği tepki koşullu
tepki
Süte benzer (beyaz) uyarıcılara da organizmanın
aynı tepkiyi göstermesi genelleme
(Cevap A)
Bir Psikolojik danışman konuşma sıkıntısı çeken birisine gördüğü her komşusuna "merhaba" demesini önermiştir. Bu kişi her gördüğü komşusuna "merhaba" demiş ve karşılık alınca konuşma sıkıntısı geçmiştir.
Bu durum aşağıdakilerden hangisine örnektir? (2004 KPSS)
A) Edimsel KoşullanmaB) Tepkisel KoşullanmaC) Koşullu UyarıcıD) GenellemeE) AyırtEtme
Edimsel
koşulla
nma
günlük
davranı
ş
repertuar
ımızda
olan
davranışl
arın
pekiştiril
erek
görülme
sıklığını
n
artmasıd
ır. Bu
kurama
göre
insan
davranışl
arının iki
tip
sonucu
vardır.
Yapılan
davranı
ş ya
organiz
manın
hoşuna
giden
bir
durum
ortaya
çıkarır, böylece davranışın görülme
sıklığı artar; ya da olumsuz bir sonuca
yol açar, bu da davranışın görülme
sıklığını azaltır. Burada konuşma sıklığı
çeken bireyin her gördüğü komşusuna
merhaba demesi onun için olumlu bir
durum ortaya çıkarmış her
komşusundan karşılık görmüştür. Bunun
sonucunda kişinin konuşma davranışını
gösterme sıklığı artmıştır.
(Cevap A)
34.
35.
Bir anne çocuğuna el yıkama davranışı kazandırmak istiyor. Anne çocuğuna sürekli pekiştirme tarifesini kullanarak el yıkama davranışını kazandırıyor.
Anne bundan sonra aşağıdaki pekiştirme tarifelerinden hangisini kullanırsa daha etkili olur? (2004 KPSS)
A) Değişken OranlıB) Değişken AralıklıC) Sürekli OranlıD) Sabit OranlıE) Sürekli Zaman Aralıklı
Sürekli pekiştirme yeni bir davranışın
kazandırılması için en uygun pekiştirme tarifesidir.
Ancak bu tarifeyi sürekli kullanmak ekonomik
değildir. Davranış kazandırıidıktan sonra diğer
pekiştirme tarifelerine geçilmelidir. Bir davranışın
görülme sıklığı en çok aralıklı pekiştirme
tarifelerindendir. Değişken oranlı pekiştirme
tarifesinde kişi davranışı bırakmaz. Örneğin
kumar makineleri değişken oranlı tarifeye göre
düzenlendiği için kişi kumar oynamayı bırakamaz.
Sorudaki örnekte de çocuğun bu alışkanlığını
bırakmaması için değişken oranlı pekiştirme
tarifesi kullanılmalıdır.
(Cevap A)
Yaramazlık yaparak çevresini rahatsız eden çocuğa engel olmak için ona hoşuna giden hikayeleri okuyan bir anne bir süre için bu amacına ulaşabildiğini, ancak çocuğun yaramazlığının giderek arttığının gözlemiştir.
Çocuğun yaramazlık yapma davranışının artma nedenine ilişkin aşağıdakilerden hangisi doğrudur? (2004 KPSS)
A) Çocuğun yaramazlık yapma davranışı annesitarafından pekiştirilmektedir.
B) Çocuğa yaramazlık yapmasının neden yanlışolduğu anlatılmamaktadır.
C) Çocuğun yaramazlık yapma davranışınaolumsuz pekiştireç verilmektedir.
D) Çocuk yaramazlık yaptığı için cezalandırılmasıgerekirkencezalandırılmamaktadır.
E) Baba çocuğunun yaramazlık yapmayıöğrenmesini sağlayacak bir modelolmamaktadır.
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 39
Edimsel koşullanma ilkelerinin öğretme-öğrenme
sürecinde uygulanmasındaki genel ilke şudur.
Bir davranışın devamını sağlamada pekiştirme
işlemi yapılır.
Davranışın sönmesinde ise görmezden gelme
(umursamama) yapılır. Yani:
Tepki (davranış) = Örneğin düzenli ders çalışma
1 iPekiştirme = Yüksek puan verme
1 iTepki (davranış) = Düzenli ders çalışmaya
devam eder devam etmetekrarlanır.
36. Aşağıdaki ifadelerden hangisinde olumsuz pekiştirme ile ceza arasındaki ilişki yanlış verilmiştir? (2004 KPSS)
A) Olumsuz pekiştirme davranışın tekrarlanmaolasılığını artırırken cezaazaltır.
B) Olumsuz pekiştirme ortamdan itici bir uyarıcınınçıkması, cezada ise ortama itici bir uyarıcınıngirmesi söz konusudur.
C) Olumsuz pekiştirmenin gerçekleşebilmesi içinbaşlangıçta ortamda itici bir uyarıcınınbulunması gerekliyken cezanın gerçekleşmesiiçin böyle bir gereklilik yoktur.
D) Olumsuz pekiştirme istenmedik davranışların,ceza ise istenilen davranışların tekrarlanmaolasılığını azaltır.
E) Olumsuz pekiştirme sadece ortamdan itici biruyarıcının çıkması ile gerçekleşirken ceza,pekiştirici bir uyarıcının ortamdan çıkmasıymada gerçekleşebilir.
Tepki (davranış)
Görmezden gelme (umursamama)
iTepki (davranış) söner
Bir davranış (tepki) devam ediyorsa, ortamda
bunu pekiştiren bir uyarıcı var demektir. Soruda
yaramazlık yapma davranışının artarak devam
ettiği vurgulandığı ve bunu pekiştirenin de
annesinin davranışı olduğu vurgulanmıştır. Formül
ile şu şekilde açıklayabiliriz.
Tepki (davranış) = Yaramazlık yapma
i iPekiştirme = Annenin hikaye okuması
i iDavranışın devamı = Yaramazlık yapma
Buna göre annenin yaptığı (hikaye okuma)
davranışı çocuğun yaramazlık davranışını
pekiştirmiştir. pekiştirilmiş yani tekrarlanmasını
sağlamıştır. Annenin hikaye okuması bilinçli
olmasa da bir pekiştirme görevi yapmıştır.
(Cevap A)
tn"C5cc mQ
'ScUJ_ı£
ützUi
ŞE
'nUJ>
Edimsel koşullanma ilkelerine göre;
Davranış (tepki) = Soruya cevap verme
i iHoşa giden uyarıcıyı = "Aferin" söyleme verme (olumlu pekiştireç)
* lDavranışındevanm = Diğer sorulara da
cevap verme
Bu örnekte öğretmen öğrencinin sınıfta sorduğu
soruya cevap verme davranışının devamı için
hoşa giden uyaranı ("aferin" - "aferin- olumlu
pekiştireçtir) yani olumlu pekiştireci vermiştir.
Böylece olumlu pekiştirme işlemini uygulamıştır.
Yani ortama hoşa giden uyaranı (yani olumlu
pekiştireci) vererek davranışın devamını
sağlamıştır.
Davranış (tepki) = sınıfta konuşma
4, iOrtama hoşa gitmeyen (itici) = "kesin sesinizi" uyarıcıyı (olumsuz pekiştirec) diyerek bağırma
verme
i =
Öğrenciler susar
Bu örnekte öğretmen iki öğrencinin sınıfta
konuşması davranışını önlemek için (sönme için)
ortama hoşa gitmeyen (itici) uyarıcıyı yani
= Örneğin ders sırasında konuşma
= Konuşan öğrencilerle ilgilenmeme (pekiştirmeme)
= Derste konuşma davranışını bırakma
i Davranış söner
40- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSL
olumsuz pekiştireci ("kesin sesinizi") sunmuştur.
Böylece ceza işlemini uygulamıştır.
Böylece (hoşa gitmeyen-itici bir uyarıcı, ceza)
ortama sunarak istenmeyen davranışı (sınıfta
konuşma) söndürmüştür.
İstenilen bir davranışın devamı için pekiştirme
işlemi yapılır. Yani ortama hoşa giden bir uyarıcı
(olumlu pekiştireç) veriiir ya da hoşa gitmeyen -
itici bir uyarıcı (olumsuz pekiştireç) ortamdan
çekilir. Pekiştirme ister olumlu ister olumsuz olsun
istenilen davranışlann tekrarlanma olasılığını
artırır ve devamını sağlar. Ceza ise istenmeyen
davranışın tekrarlanma olasığını azaltır. Ancak D
seçeneğinde bu bilgilerin tersi vurgulanmaktadır.
(Cevap D)
37. Bir anne olumsuz davranışta bulunan çocuğunun olumsuz davranışını görmezlikten geliyor, fakat olumsuz davranışında biraz artma gözleniyor.
z. o
38. Bir aslana merdivenin başına oturmayı
öğretmek isteyen bakıcı aslana önce ilk
merdivene çıktığında sonra 2. sonra 3. vs.
sonra en üste çıkıp oturduğunda et vermiştir.
Bakıcının kullandığı yöntem hangisidir?
(2005 KPSS)
A) Kademeli yaklaşmaB) Modelden öğretmeC) Klasik koşullandırmaD) Sistematik duyarsızlaştırmaE) Simgesei pekiştirme
Kademeli yaklaşım: Önce, gösteri len
davranışlardan istenilen davranışa en yakın
olan
davranış pekiştirilmekte, bir müddet sonra
daha
yakını ve giderek daha yakını
pekiştirilerek
beklenilen davranışın
gösterilmesi
sağlanmaktadır. (N. Senemoğlu,
Gelişlim Öğrenme ve Öğretim, s.157)
Verilen örnekte de aslana en üst basamakta
oturma davranışını öğretmek için bu
davranışa yakın olan davranışlar kademeli
olarak pekiştirilmiştir.
(Cevap A)
Burada olumsuz davranışın artması aşağıdakilerden hangisini gösterir? (2004 KPSS)
A) Davranışın sönmeye başladığınıB) Davranışın aşırı şekilde arttığınıC) Yöntemin yanlış şekilde uygulandığınıD) Yapılan davranışın ters teptiğiniE) Çocuğun yanlış anlaşıldığını
Annesinin dikkatini çekmek için yaramazlık yapan
bir çocuğun davranışları annesi tarafından
görmezden gelinerek sönmesi bekleniyor. İlk
anlarda çocuk bunun sonucu olarak ilgiyi çekmek
için yaramazlığı daha da arttıracaktır. Sönme
daha sonra gerçekleşir. Çocuk yaramazlıkla
annesinin dikkatini çekemeyeceğini anlar ve
davranışına son verir. Yukarıdaki durum da
çocuğun davranışının sönmeye başladığının
göstergesidir.
(Cevap A)
39. Çocuk eğitiminde premack ilkesini benimseyen
bir baba aşağıdakilerden hangisini söylerse
premack ilkesine uygun olur? (2005 KPSS)
A) Dersini bitirirsen bilgisayarda oyun oynayabilirsinB) Televizyon izledikten sonra dersini çalışmalısınC) Önce matematik ödevlerini yap sonra kitap okuD) Meyve mi yersin yoksa tatlı mıE) Yaramazlık yaparsan seni parka götürmem
Kişilerin yapmak istedikleri davranışlarm belli bir
sırası vardır. Çocuk için çikolata sebze yemekten
daha üst sırada yer alır. Premack ilkesi de kişinin
yapmak istediği davranışı yapmak istemediği
davranış için pekiştireç olarak kullanmaktır.
Seçeneklere baktığımızda A seçeneğinde
bilgisayar oynama ders çalışma için pekiştireç
olarak kullanılmıştır.
(Cevap A)
-EGITIM BILIMLERİ- 41
40. Öğretmen öğrencilerine bir soru sormuş ve öğrenciler
parmaklarını kaldırmıştır. Öğretmen bir öğrenciye söz
vermiş ve sorunun yanıtını almıştır. Bunun üz^rine
öğretmen cevap veren öğrenciye ve elini kaldıran
öğrenciiere teşekkür etmiştir.
Öğretmenin teşekkür etmesi ne ile açıklanabilir?
(2005 KPSS)
A) Sürekli pekiştirmeB) Sabit aralıklı pekiştirmeC) Değişken oranlı pekiştirmeD) Değişken aralıklı pekiştirmeE) Sabit oranlı pekiştirme
42. Cezaya alternatif olarak kullanılabilecek yöntem
aşağıdakilerden hangisidir? (2005 KPSS)
A) Olumsuz pekiştirme yapmaB) Aralıklı pekiştirme uygulamaC) Ortama yeni bir uyarıcı katmaD) Olumlu pekiştirme yapmaE) Olumsuz davranışları görmezden gelme
Skinner cezaya alternatif olarak şunları
önermektedir.
1) İstenmeyen davranışa neden oian ortamı
değiştiriniz
Öğretmenin öğrencilerin davranışlarını
pekiştirmesi sürekli bir pekiştirmedir. Öğrencilerin
tüm olumlu davranışları pekiştirilmiştir. Bir
davranış kazandırılırken ilkönce sürekli pekiştirme
yapılır daha sonra diğerlerine geçilir. Davranış
kazanıldıktan sonra diğer pekiştirme tarifelerine._
geçilmelidir. Ayrıca sönmeye karşı en dirençli
pekiştirme tarifesi sürekli pekiştirmedir.
(CevapA)
mşş'Jtz
41. Bir öğretmen sınıfta olumlu bir davranış ggeliştirmek istiyor. İstediği davranışı pekiştirmek s ve kalıcılığını sağlamak için öğretmen hangisini j*
5 UJ
yaparsa en doğru olur? (2005 KPSS)
A) Öğreten9 kadar sürekli, sonra aralıklıpekiştirmeü
B) Davranışı sürekli pekiştirmeliC) Sad9ce doğru davranışı pekiştirmeliD) Doğru davranışı belirli zaman aralıklarıyla
pekiştirmeliE) Davranışı öğrencinin beklemediği zamanlarda
sürpriz olarak pekiştirmeli
En basit pekiştirme tarifesi sürekli pekiştirmedir.
Bu tarife, deneğe yeni bir şey öğretirken
kullanılmalıdır. Tepki öğrenildikten sonra sürekli
pekiştirme bırakılıp diğer pekiştirme tarifeleri
uygulanmaiıdır. (N. Senemoğlu, Gelişim Öğrenme
ve Öğretim, s.163) Öğrenci davranışı kazanana
kadar sürekli pekiştirilmeli davranış kazanıldıktan
sonra aralıklı pekiştirmelere geçilmelidir.
(Cevap A)
2) İstenmeyen davranışı
yaptırınız (bıktırma)
3) Eğer istenmeyen davranış çocuğun gelişim
döneminin bir özelliği ise, çocuğun bu dönemi
atlatmasını sabırla bekleyiniz
4) İstenmeyen davranışı görmezden gelip, istenen
davranış gördüğünüzde hemen pekiştiriniz
5) Cezalandırmaya alternatif en etkili süreç
sönmedir. Ancak uzun zaman alır ve sabırla
beklemeyi gerektirir. (N. Senemoğlu, Gelişim
Öğrenme ve Öğretim, s.155 -156)
Yukarıda da belirtildiği gibi cezaya altematif en
etkili yol görmezden gelerek söndürmedir.
(Cevap E)
43. Yemek masasının etrafında dolaşan köpeğe, yemek
yiyen çocuklar bazen yediklerinden verm^ktedir. Bir
gün anneleri etrafı kirletiyorsunuz diye kızınca bir
daha köpeğe yiyecek vermezler.
Bu durumda köpek nasıl tepki gösterir? (2005
KPSS)
A) Bir daha yiyec^k istemezA) Önceleri yiyecek isteme davranışı artar sonra
sönerB) Çocuklara gitme olasılığı artarC) Ânnenin yanına giderE) Köp9k, yemek isteme davranışından vazgeçer
«
g
bıkıncaya kadar
42- -ÖĞRENME PSİKOLOJİSl
Öğrenilen davranışlar uzun süre pekiştirilmezse
davranışın görülme sıklığı azalır ve davranış
söner. Örnekte de köpeğe yiyecek pekiştireci
verilmezse yemek masasına gelip yiyecek isteme
davranışı sönecektir. Fakat unutulmaması
gereken nokta sönmenin başlangıcında
davranışın (köpeğin yiyecek istemesi) şiddetinde
artma olacağıdır. Pekiştireç verilmediğinde
davranışta görülen bu artma sönmenin
habercisidir.
(Cevap B)
45. İlköğretim 5. sınıfta okuyan Ayşe, bisikletini
babasından izin almadan arkadaşlarına ödünç
veriyor. Bisiklet arkadaşının birindeyken bozuluyor.
Babası Ayş^'ye "Bisikletini arkadaşlarına verirsen
böyle olur" diyor. Daha sonra Ayşe bisikleti
arkadaşlarına vermiyor.
Ayşe'nin bu davranışı aşağıdaki gelişim
kavramlarından hangisiyle açıklanabilir? (2005
KPSS)
A) Ceza B) Olumsuz pekiştireçC) Olumlu pekiştireç D) Transfer E) Sönme
44. Bir öğretmen davranışın öğretilmesinde değişken §
oranlı pekiştirme kullanmaktadır. Fakat her seferind9 ^
pekiştireci değiştirmektedir. ^
Öğretmenin pekiştireci her seferinde
değiştirmesinin amacı ne olabilir? (2005 KPSS)
A) Öğrencinin pekiştirece alışmasını eng^llemekB) Hangi pekiştirecin daha etkili olduğunu
belirlemekC) Aynı pekiştirece bağlı kalmamakD) Pekiştirecin değil pekiştirme tarifesinin etkililiğini
ortaya çıkarmakE) Öğrenci özelliklerine uygun pekiştireci bulmak
Pekiştireç öğrencinin özelliklerine cevap verecek
nitelikte olmalıdır. Pekiştirecin işlevini yerine
getire-bilmesi için öğrenci için çekici olmalıdır.
Aynı pekiştireci sürekli kullanmak öğrenciyi bıktırır
ve pekiştireç özelliğini yitirir. Bu sebepten eğitim
ortamında kullanılan pekiştireçler sürekü
değiştirilmelidir.
(Cevap A)
Olumsuz pekiştireç organizma için olumsuz bir
durumun ortamdan çekilmesi ile davranış
sıklığının arttırılmasıdır. Bu durumda kızın
bisikletini arkadaşlarına verme davranışını
ortamdan çekmesi yani bisikletini vermemesi
babası için olumsuz bir pekiştireçtir. (Cevap B)
46. Ayşe evde yaramazlık yaptığı zaman annesi
tarafından hiçbir tepki görmemektedir ve her istediği
yerine getirilmektedir. Ana okulunda ise Ayşe'nin bu
davranışı öğretmeni tarafından dikkate
alınmamaktadır.
Yukarıdaki paragraftaki davranışlar aşağıdaki
eşlemelerden hangilerine örnektir? (2005 KPSS)
A) Genelleme - ayırt etmeB) Klasik koşullanma - ayırt etmeC) Genellem9 - sönmeD) Ayırt etme - sönmeE) Sönme-ayırtetme
Ayşe'nin evde yaptığı yaramaziıklar sonucu hiçbir
tepki görmemesi ve her isteğinin yerine getirilmesi
bu davranışlar için bir pekiştirmedir. Ayşe'nin bu
davranışları ana okulunda da sürdürmesi bu
durumu genellediğini gösterir. Öğretmenin
yaramazlık davranışlarını pekiştirmemesi yani
tepki vermemesi söndürmedir. Pekiştirilmeyen
davranışiar söner. Soru bu haliyle genelleme-
sönmedir. Ancak Ayşe ana okulunda öğretmeni
tepki vermediği için ana okulunda yaramazlık
yapmaz şeklinde olsaydı cevap genelleme-ayırt
etme olurdu.
(Cevap C)
-EGITIM BILIMLERL 43
47. Bir öğretmen öğrencilerinin ödevlerini bazen iki haftada bazen de 3 haftada bir kontrol etmektedir. Öğretmen hangi pekiştirme tarifesini kullanmaktadır? (2005 KPSS)
A) Sürekli pekiştirmeB) Değişken oranlıC) Sabitzaman aralıklıD) Değişken zaman aralıklıE) Sabit oranlı
Değişken aralıklı pekiştirme: Bu pekiştirme tarifesinde zaman sabit değildir. Pekiştireç bazen hemen bazen daha geç kazanılabilir. Bu pekiştirme türünde sabit aralıklı pekiştirmeden sonra meydana gelen tepkisizlik gözlenmez, çünkü pekiştirecin ne zaman geleceği belli değildir. (N. Senemoğlu, Gelişlim Öğrenme ve Öğretim, s.165) Öğrencilerin ödevleri sabit bir zaman arlığı ile değil değişken bir zaman arlığı ile kontrol edilmiştir.
(Cevap D) §trLU O
UI
m
48. Bir öğretmen öğrencilerinin istenmeyen davranışlarını önlemek için onların sevdiği bir durumdan onları mahrum bırakabilir.
Bu durumu açıklayan örnek aşağıdakilerden hangisidir? (2005 KPSS)
A) Ders çalışamadığı için müziğin sesini kapatmakB) Ödevleri her gün kontrol etmekC) Sessiz duran sınıfı bahçeye çıkarmakD) Gürültü yapan öğrenciler için istedikleri
arkadaşlarıyla oturma uygulamasını bir süredurdurmak
E) Ödevlerini bitirenlerin resim yapmalarına izinvermek.
Ortama konulduğunda
Ortamdan çıkarıldığmda
Olumlu pekiştireç
Olumlu pekiştirme Ceza
Olumsuz pekiştireç
Ceza Olumsuz pekiştirme
Tablo: N.Senemoğlu, Gelişim Öğrenme ve Öğretim, s. 152
Öğrencilerin sevdiği bir durumun ortamdançıkarılması cezadır. Öğrencinin sevdiğiarkadaşıyla oturmasına izin vermemek de bircezadır.
(Cevap D)
Q UJ
44- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
Eğitim bireyde kendi yaşantısı yoluyla amaçlı ve istendik davranış değişikliği meydana getirme sürecidir. Ölçme nitelikleri nicelendirme bilimi olduğuna göre, eğitimin her aşamasında ölçme ve değerlendirme yapmaya ihtiyacımız vardır. Öncelikle öğrencilerin başarı ve başarısızlıklarını objektif ve güvenilir olarak bilmek için ölçme yapmamız gerekir.
Eğitim sisteminde, okullarda hiç ölçme ve değerlendirme yapılmadığını düşünün. Her şey belirsizlik içine sürüklenir. Kimin neyi ne kadar öğrendiğini bilemeyiz. Geri bildirim öğrenciyi öğrenmeye sürükleyen önemli bir motivasyon kaynağıdır. Sağlıklı bir geri bildirim verebilmek için yine ölçmeye gereksinim vardır.
Eğitimde niçin değerlendirme yapıyoruz?
Değerlendirme eğitim sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Öğrenciye geçti kaldı dememiz, başarılı ya da başarısız kabul etmemiz, kullanılan bir yöntemi etkili veya etkisiz olarak nitelendirmemiz; hepsi birer değerlendirmedir. Değerlendirmenin eğitimde çok önemli işlevleri vardır. Değerlendirme eğitim etkinliğini belirlemek ve etkinliği arttırmak için zemin hazırlar. Bu genel amacın dışında değerlendirmenin eğitim ortamında kullanılmasının bazı amaçları şunlardır.
1) Eğitimde öğrencilere hedeflenen davranışlarıkazandırmak için bazı yollar ve araçlar kullanılır. Dersmüfredatı.ders m.ateryalleri, okulun fiziki yapısı kullanılanaraçlara örnek olabilir. Araçların değişen şartlara, gelişenteknolojiye uyumları açısından sürekli kontrol altındatutulması gerekir. Yoksa bu araçlar geçerliğini yitirir vekullanılma amaçlarına hizmet etmezler. Eğitimdeğerlendirmelerin sonuçları eğitimcilere kullandıklarıaraçları denetleme fırsatı verir.
2) Okuldaki öğrenciler arasındaki bireysel farklardankaynaklanan öğrenme güçlükleri yaşanabilir. Öğretimmateryalleri ve seçilecek hedefler öğrencilerin gelişimdüzeylerine uygun olarak beiirlenmelidir. Değerlendirmeeğitim ortamında öğrencilerin yaşadığı öğrenimgüçlüklerinin belirlenmesi ve eğitim süreçlerinin buözelliklere uygun düzenlenmesi açısından önemlidir.
3) Değerlendirme eğitim ortamında öğrencilerin ilgilerinicanlandırır. Öğrenciler yaptıkları etkinliklerin sonucundadeğerlendirileceğini bilirse daha uyanık ve öğrenmeyekarşı daha duyarlı olurlar. Ayrıca çalışmaların sonuçlarınıbiidikleri için daha bilinçli ve sorumluluk duygusu içinde
ÖLÇME ve DEGERLENDİRME Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme
o w 'aUJ
olurlar.
4) Değerlendirmelerin eğitim ortamında en çokkullanıldığı amaçlardan biri de rehberliktir. Öğrencilerinözelliklerinin tanınması, kendilerinin bu özelliklerinfarkında olması, uygun meslek, alan ve ders tercihleriyapılabilmesi ancak doğru değerlendirme sonuçlarınadayanır.
5) Değerlendirmenin diğer bir işlevi de öğretmeni sürekliolarak daha iyiyi aramaya sevk etmesidir. Değerlendirmeeğitim ortamında öğretmenin kendini değerlendirmesi içinde önemli bir fırsattır. Öğretmenin kendi eksik veyanlışlıklarını fark etmesine yardımcı olur.
6) Değerlendirme sonuçları aynı zamanda uygulananöğretim yöntem ve tekniğinin işleyip işlemediğinianlamamıza yardımcı olur. Programın eksik veyanlışlıklarını tespit etmemizi kolaylaştırır.
ÖLÇMEDE HATA KAVRAMI VE KAYNAKLARI
Ölçmede Hata
Ölçmede hata ölçme işlemi sonunda elde edilen değer ile, ölçülen özelliğin gerçek değeri arasındaki farktır. Ölçme aracındaki birimler ne kadar küçükse hata da o kadar az olmaktadır. Ölçme aracının birimleri ne kadar küçük olursa olsun en duyarlı araçlarla yapılan ölçümlerde dahi hata payı bulunabilir.
Yapılan ölçmelerde genellikle bir araç kuilanılır. Ölçme aracı kullanmak ölçme işleminin duyarlılığını arttırır ve öiçme işlemini kolaylaştırır. Ölçme yaparken en önemli amaç, hatasız ölçme yapmaktır. Fakat % 100 hatasız ölçme yapmak mümkün değildir. Çünkü evrende mükemmel ölçüm yapabilmek mümkün değildir. Bir çok etken işe karışmakta ve bu da çeşitli hatalara sebep olmaktadır. Özellikle eğitimde hatasız ölçme hiç mümkün değildir, çünkü dolaylı ölçme yapılmaktadır.
Ölçmede Hatanın Kaynakları
1. Ölçmeciden kaynaklanan hatalar; ölçmeyi yapan kişinin kişisel özellikleri yani:
-Yaşı,
- Eğitim durumu,
- Fiziksel özellikleri,
- Konu hakkındaki bilgi seviyesi,
- Psikolojik durumu, yorgunluk, hastalık gibi.
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 45
- istekliliği.
- Bilinçli olarak yanlı tutumu.
2. Ölçme aracından kaynaklanan hatalar; ölçmearacının iyi düzenlenmemiş olması, soruların veyönergenin anlaşılmaması, karışık olması, ölçmearacının yeterli duyarlılıkta olmaması, bozuk veyahatalı üretilmiş olması hatalara yol açar.
3. Ölçülen özellikten kaynaklanan hatalar; ölçülenözelliğin ölçüm yapılan ortamın fiziki şartlarına uygunolmaması, ölçülen özelliğin tam olarak belirlenmemişolması, bu özelliğin zamanla değişiyor olması gibietkenler hatalara yoi açar. İlgi, tutum gibi özelliklerzamanla değişim gösterdiğinden bu özelliklerin farklızamanlardaki ölçümleri arasında farklar hataya nedenolabilir. Eğitimde ölçülen özellikler başarı, tutum gibidolaylı ölçülebildiği için hataya neden olabilir.
Ölçmenin Standart Hatası
Ölçme araçlarında hatayı sıfıra indirmek, hatasız ölçme yapmak mümkün değildir. Ölçme aracıyla bir özellik ölçtüğümüzde (ilgi, başarı, tutum vs) özelliğin ölçüien değeri ile gerçek değeri arasındaki farka ölçme aracının hatası denir. Standart hata ise ölçme aracının değiştirilemeyen hatasıdır. Standart hata ölçme aracının standart sapmasına bağlıdır. Elde edilmiş puan dağılımının standart kayması ve puanların güvenirliği bilinirse ölçmenin standart hatası tahmin edilebilir. Standart hata testte yapılan hata miktarını test puanı cinsinden verir. Güvenirliği yüksek olan testlerin standart hata değerleri düşük olur. Yani ölçmenin standart hatası ölçme aracının güvenirlik katsayısı ile ters orantılı standart sapması (Sx) ile doğru orantılı olarak değişmektedir.
Standart hata formülü Se
^
S: Standart sapma r:
güvenirlik katsayısı
ftilgi Notu /
|Soru: Ölçme aracının (Se) standart hatasını bulmak nei lise yarar?(Cevap: Öğrencinin aldığı gerçek puan aralığını Ibuimamıza yarar.
Standart sapması 6 güvenirlik katsayısı 0,91
olan bir testin standart hatası kaçtır? Se =
Se = 6 V1 - 0,91 Se= 6. 70,9 Se= 6. 0,3
Se=1,8
Aşağıda standart sapması ve güvenirlik
katsayısı verilen testlerden hangisinin standart
hatası en küçüktür? (KPSS 2004)
Standart Sapma (Sx)
Katsayısı(rx)
A) 3
B) 4
C) 2
D) 3
E) 2
Bu soruda her şıkta verilen standart sapma ve güvenirlik değerlerini kullanılarak ölçme aracının standart hatasını hesaplarız.
A) Se = Sx . 7'-rx => 3-v/i - 0,50 => 3.7Ö£Ö
Burada sorun 70,50 kök dışına tam olarak
çıkmıyor. 0 zaman 0,50'ye en yakın ve kök
tam olarak çıkan bir sayıyı olabiliriz buda
0,49'dur.
Se = 3. 7^49 => Se = 3.0,7 = 2,1
B) Se = 4. Vi-0,60 => 4 . 7Ö4Ö
Vû,40 kök dışına tam olarak çıkmaz, en
yakın rakam ise 70,30 dır. Se = 4.70,36 =
4.0,6 = 2,4
C) Se = 2V1 -0,30 = 2^070 = 2^064 = 2 . 0 , 8
= 1,6
D) Se = 371^80=37020 = 270^6 = 2 . 0 , 4= 0,08
E) Se = 271-0,90=2701027009 ? 2 . 00,3= 0,06
Güvenirlik
0,50 0,60 0,30 0,80 0,90
46- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
Standart sapması en küçük olan 0,06 ile E şıkkıdır. Doğru cevap E
Puanların Güven Aralığı (Gerçek Puan Aralığı)
Hiçbir ölçme hatasız değildir. Özellikle eğitimde yapılan ölçmeler dolaylı ölçme olduğu için hata miktarı daha da fazladır. Bu sebepten dolayı ölçme sonuçlarını tek bir değer olarak değil bir aralık olarak düşünmekte yarar vardır.
Hatasız insan (kul) yoktur diye bir halk deyişi vardır. Öyleyse insan yapımı araçlar, ölçme araçları da hatalıdır. Özelliklede eğitimdeki ölçmeler dolaylı yapıldığı için hata oranı daha da yüksektir. 0 halde buradan çıkacak sonuç şudur: Hatalı ölçme araçlarıyla elde edilen puanlar da hatalıdır. Yani öğrencilerin testlerden, sınavlardan (ÖSS sınavı) aldıkları puanlar gerçekten hak ettikleri, gerçek puanları değildir. Yani hata karışmış puanlardır. Öyleyse gerçek puanı nasıl bulabiliriz. Evet gerçek puanı bulamayız ancak gerçek puan aralığını bulabiliriz Öğrencinin gerçek puan aralığını ölçme aracının standart hatası ekleyerek ve çıkararak bulabiliriz. Gerçek puan aralığında;
1) % 68 olasılıkla gerçek puan aralığı soruluyorsaöğrencinin puanına testin standart hatası eklenip üstsınır çıkarılıp alt sınır bulunur.
Se - <- öğrencinin puanı -> + Se
2) % 95 olasılıkla gerçek puan aralığı sorulduğundatestin standart hatası 2 ile çarpılarak aynı işlem yapılır.
(2.Se) - <- öğrencinin puanı -> + (2.Se)
3) % 99 gerçek puan aralığı soruluyorsa testin (ölçmearacının) standart hatası 3 ile çarpılarak aynı işlemleryapılır.
(3.Se) - <- öğrencinin puanı -»+ (3.Se)
ölçülen özellikten ve ölçme şartlarından kaynaklanan hatalara denir. Kişi ölçme işinde yanlı davrandığında ortaya çıkan hata türüdür. Bu nedenle bu îür hatalara yanlılık da denir. Bu hata türünde hata miktarı tüm ölçümlerde aynı değildir, değişmektedir. Hata miktarı ölçmeden ölçmeye değişiyorsa buna sistematik hata denir.
Örneğin:
- Bir öğretmen bayan öğrencilere, erkeköğrencilerden fazla puan veriyorsa bu sistematikhatadır.
■ Derse devam eden öğrencilere, devam etmeyenlerden daha fazla puan veriliyorsa sistematik hatadır.
- Bir kantarın yıpranmadan dolayı her 100 kgölçümde yarım kilo eksik tartması sistematik (sistemli)hatadır.
3. Tesadüfi (Random) Hatalar: Sebebi, miktarı, kaynağı açıkça belli olmayan yani tesadüfen oluşan hatalardır.
IÎİI9İ Notv /
|KPSS sorularında tesadüfi hatayı diğer hata türlerinden| İayıran ipucu niteliğinde kelimeler vardır. Bunlarj [yorgunluk, bıkkınlık, hastalık, dalgınlık, ... gibi sözcükleıj îtesadüîi hatayı işaret ederler.
Örneğin:
- Öğretmenin sınav kağıtlarını dikkatsizce okuyupdüşük veya yüksek not vermesi
- Maddi hatalar random hatadır.
Rilgi Notv J
Ölçme Hatalarının Türleri
1. Sabit Hatalar: Bir ölçümden bir ölçümedeğişmeyen hatalara denir. Yapılan ölçmelerdeyapılan hata miktarı aynıdır. Her ölçümde aynı hatamiktarı var ise hata miktarı değişmiyorsa buna sabithata denir.
- Hatalı üretim sonucu 1 kg üretilmesi gereken birağırlık 9.999 gr üretilmişse her yapılan tartımda 1/1000oranında hata yapacaktır.
- Bir öğretmenin sorduğu 10 sorudan bir tanesi hiçbiröğrenci tarafından cevaplanmazsa sınav 90 üzerindenhesaplanacaktır. Bu da sabit bir hatadır.
- Öğretmenin her öğrencinin sınav sonucuna 5 puaneklemesi sabit hatadır.
2. Sistematik Hatalar: Özellikle ölçen kışiden,
| - Tesadüfi (random) hatalar ölçmenin güvenirliğini enl | çok etkileyen hata türüdür. Çünkü diğer hata türlerinini | kaynağı belli olduğu için ölçme sonuçlarındanl | çıkarılabilir.
|- Ölçme sonucunda elde edilen veriler üç tür hatayı daj pçerebilir.
Hatasız ölçme aracı yoktur. Yani sıfır hata ile ölçme aracı hazırlamak mümkün değildir. Eğitimde dolaylı ölçme yapıldığı için hata oranı daha yükselebilir. Ancak buna rağmen ölçme aracındaki, testlerdeki hataları en aza indirmek gerekir. İşte testlerdeki, ölçme aracındaki hataları minimuma indirmek gerekli nitelikleri sağlamakla mümkün olabilir. Bu anlamda ölçme aracında bulunması gerekli nitelikler sırasıyla geçerlik, güvenirlik ve kullanışlılıktır.
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 47
BİR ÖLÇME ARACINDA BULUNMASI GEREKEN NİTELİKLER
1.GEÇERLİK
Bir ölçme aracının ölçmeyi amaçladığı özelliği başka herhangi bir özellikle karıştırmadan, tam ve doğru olarak ölçebilme derecesidir. Bir ölçme aracının geliştirilmiş bulunduğu konuda amaca hizmet etmesidir. Ölçme aracı amaca hizmet ettiği sürece geçerlidir. Bir anlamda ölçme aracının geçerliği amaca hizmet etme derecesidir. Örneğin; uzunluk ölçmek için geliştirilmiş bir araç olan metre, kişilerin boylarını ölçme amacına hizmet eder. Fakat kişilerin ağırlıklarını ölçme amacına hizmet etmez. 0 halde; metre uzunluk ölçmede geçerli, ağırlık ölçmede geçerli değildir.
jBir ölçme aracı bir özelliği ne oranda iyi ölçüyorsa o| branda geçerlidir.
Örneğin: Bir uzunluğu ölçerken adım kullanıldığında yaklaşık veya tahmini sonuç elde ederken, metre ile ölçüm yapıldığında en az hata ile ölçüm yapılabilir. Yani adım hesabı yerine metre kullanmak geçerliliği artırır.
Bir testin geçerliği o testten elde edilen puanların bir ölçüt ya da ölçütler takımı ile ilişkisi ile belirlenir. Ölçüt ya da ölçütler takımı testin kullanılış maksadına bağlıdır. Test puanlarıyla ölçüt ya da ölçütler takımı arasındaki ilişki katsayısına geçerlik katsayısı denir. Geçerlik katsayısı (0) ile (+1) arasında değişir.
BilgiNotu '
|Geçerlik ve güvenirlik bir ölçm9 aracında bulunması|Igereken en önemli iki özelliktir. Geçerlik ve güvenirlikjjbir var-yok meselesi değildir. Yani bir ölçme aracınınligeçerliği yok ya da var demeyiz. Geçeriiği düşük ya daj^üksek deriz. Çünkü geçerlik ve güvenirlik bir dereceyi|Igösterir. Bu derecede korelasyon değeri iie ifade edilirj|O halde geçerlik ve güvenirliği daha iyi anlayabilmek|pçin korelasyon kavramını bilmemiz gerekirjİKorelasyon Nedir?
||Korelasyon: İki değişken arasındaki ilişkinin yönünü)|ve derecesini gösteren bağıntıdır. Korelasyon değer -||1 ile +1 arasında değişmektedir. Pozitif (olumlu)jjnegatif (olumsuz) ve nötr olmak üzere üç çeşit||korelasyon vardır.
|
IPozitif Korelasyon: İki değişken arasında doğru| lorantılı ilişki var ise buna pozitif korelasyon denir. j
[Negatif Korelasyon: İki değişken arasında terş|orantılı bir ilişki var ise buna negatif korelasyon denirjjve negatif (-) değeralır.
|
|Nötr Korelasyon: İki değişken arasında ilişki| |kurulamıyorsa, (alakasız ise) nötr korelasyon denir. I| Negatif Korelasyon Pozitif Korelasyon
!
I Nötür Korelasyonj
(Korelasyon değeri, derecesi O'a (sıfıra) yaklaştıkça azalırj uzaklaştıkça+1 ye-1'eyaklaştıkçaartar.
j
Örneğin:
Bir çay içmek için elinizde 1 YTL var. Ancak paranız sahteyse para çay içme amacına hizmet etmez. Bu durumda para geçerli değildir.
Bir ölçme aracının geçerliliğinin iki öğesi vardır (1) uygunluk ya da ilgililik (2) güvenirlik. Bir ölçme aracının geçerli olabilmesi için ölçmek için geliştirildiği özelükle iigili olması ve o özelliği doğru bir şekilde ölçebilmesi gerekir.
1. Bir test geçerli olmak için güvenilir olmakzorundadır. Yani güvenirlik geçerlik için ön şarttırama güvenirlik geçerlik için yeterli değildir. Bir ölçmearacının geçerli olması için güvenilir olmasınınyanında aynı zamanda konuyla ilgili de olmasıgerekir.1. Bir testin geçerliliği bir "derece" sorunudur. Yahep ya hiç sorunu değildir. (Yüksek-orta-düşük gibi)
GEÇERLİKÇEŞİTLERİ
a. Kapsam Geçerliği
Sınav soruiarının ölçmek istediği konu alanını kapsayıp kapsamadığı kapsam geçerliliğini gösterir. Yani testteki sorular ölçmek istenilen konulara dengeli, orantılı dağılmalıdır. Diyelim ki coğrafyada 5 konu işledik sınavdaki 10 sorunun hepsi son konudan olursa kapsam geçerliği düşer.
Kapsam geçerliği bir bütün olarak tesîin ve testteki her bir maddenin amaca hizmet etme derecesidir. Bir testin kapsam geçerliği (1) testteki tüm maddelerin ölçülecek hedef davranışları yani konu içeriğini örnekleme derecesine ve (2) testteki her bir maddenin ölçmek istediği davranışı ne derecede iyi ölçtüğüne bağlıdır.
Ölçme konusu evreni yeterli ve dengeli olarak örnekleyen ve kapsadığı maddelerin her biri ölçmek istediği davranışı gerçekten ölçen bir test kapsam geçerliğine sahiptir. (H. Tekin, s.29)
Örneğin 9. sınıfiarda matematik dersinde köklü
48- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
sayılarla işiem becerisini ölçmek için bir test geiiştirilecek. Bu testin kapsam geçerliği için testin tümünün bu konuyu iyi bir şekilde örneklemesi ve her bir sorunun ölçmek istediği beceriyi ölçmesi gerekir.
Kapsam geçerliği ile yapılmak istenen; uygulanacak testin sadece bir özelliği ölçmesi, diğer konuları işin içine katmamasıdır. Ölçme yapmak isteyen birisi, ölçülmesi gereken davranışların bazılarına daha fazla yer veriyorsa, bu ölçme aracının kapsam geçerliği düşüktür.
Örneğin: Fizik-Kimya-Biyoloji derslerini içeren fen bilgisi dersinde öğretmen daha çok kimya ile ilgili soru soruyorsa bu testin kapsam geçerliliği düşüktür.
Bir ölçme aracının kapsam geçerliliğini bulmak için iki yol vardır;
1. Rasyonel (Mantıksal) Yaklaşım
Bu yöntemde tüm testin ölçmeye yöneldiği davranışlarla konuları kapsayıp kapsamadığına ve her bir maddenin ölçmeye yöneldiği davranışı ölçmedeki elverişliliğine bakılır. Bu yöntem için ilk olarak testin tüm maddelerinin hazırlanan belirtke tablosundaki dağılıma uygun olup olmadığına bakılır. Daha sonra ise tek tek her bir maddenin diğer maddelerden farklı bir hedefi ölçüp ölçmediği ve ölçmeyi amaçladığı davranış için uygunluğuna bakılır.
Bu konuda başvurulabilecek diğer bir yol da öğretmenin veya sınav yapan kişinin yeterli bilgiye sahip olmadığı durumlarda, ölçme aracındaki soruiarın ve bu soruların konulara eşit oranda dağılımının, ölçülmek istenen davranışları ölçüp ölçmediğine iiişkin konu uzmanlarından ve tecrübe sahibi öğretmenlerden yardım alınmasıdır.
2. İstatistiksel Yaklaşım
Bir konuya ilişkin bir ölçme aracı yeni hazırlanmış ise, daha önceden hazırlanmış ve uygulanmış yani geçerliliği tespit edilmiş başka bir araçla karşılaştırılır.
Bu işlemler yapılırken şu şekilde bir yol izlenir.1. Her iki ölçüm aracı aynı öğrencilere uygulanaraköğrencilerin aldıkları puanlar birbiri ile karşılaştırılır.1. Daha sonra korelasyon katsayısı bulunur. Eldeedilen korelasyon katsayısı ne kadar büyükse (yani+1'e yakınsa) uygulanacak aracın geçerliliği de okadar yüksek olacaktır.
b. Yordama Geçerliği
Yordama bir tahmindir. Yordama geçeriiği, istatistiksel teknikler kullanılarak ve bilinenlerden yararlanarak, bilinmeyen durumlar hakkında yapılan geleceğe yönelik tahminde bulunma işidir. Yordama işinde kullanılan istatistiksel tekniğe regresyon denir.
Eğitimde kullanılan bazı ölçme araçları bireylerin bir
okulda, bir üst eğitim kurumunda veya bir işte göstermeleri beklenen başarı düzeylerini yordamak için kullanılır. Kişilerin gelecekteki başarılarını yordamak için kullanılan ölçme araçlarının yordama geçerliğine sahip olmaları istenir. Yani ölçme aracının gelecekte doğrulanma olasılığı, tahmin gücü yordama geçerliliğini gösterir.
Bir testin yordama geçerliği o testten elde edilen puanlarla testin yordamak için düzenlendiği değişkenin doğrudan ölçüsü olan ve daha sonra elde edilen ölçüt arasındaki korelasyondur. (H. Tekin, Eğitimde Ölçme ve D^ğerlendirme, s.32)
Örneğin:
- Üniversitelere alınacak öğrencileri seçmek içinyapılan ÖSS sınavı yüksek öğretimde başarılı olacaköğrenciyi yordamak için yapılır.- KPSS sınavı iyi öğretmeni beiirlemek için yapılır.Bu sınavların yüksek derecede yordama geçerliğinesahip olmaları beklenir.Bir testin yordama geçerliğini belirlemek için yapılacaken önemli şey uygun bir ölçüt ölçüsü beliriemektir.Uygun bir ölçüt ölçüsünün şu özelliklere sahip olmasıgerekir.-65535 ölçüt ölçüsü testin yordamak için geliştirildiği özellikledoğrudan ilişkili olmalıdır.-65535 kararlı olmalı, günden güne değişiklik göstermemeli-65535 ölçüt ölçüsü bireyin başarısının gerçek bir göstergesiolmalıKPSS'nin yordama geçerliğini belirlemek için hangi yolbelirlenmelidir? KPSS'nin yordama geçerliğinibelirlemek için uygun ölçüt ölçüsü ne olabilir?Bu sınav için en uygun ölçüt ölçüsü bu sınavdanbaşarılı olmuş öğretmenlere uygulanacak bir meslekiyeterlik ve başarı ölçeği sonuçlardır. Bu ölçektenalınacak sonuçlarla bu bireylerin KPSS puanlarıkarşılaştırılır ve bu puaniar arasındaki korelasyon bizeKPSS'nin yordama geçerliğini vermiş olur.ÖSS için de öğrencilerin yüksek öğretimdeki başarılarıölçüt ölçüsü olarak kullanılabilir.
c. Yapı Geçerliği
Birbiriyle ilişkili olduğu düşünülen belli öğelerin ya da ögeler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu bütüne yapı denir. Yapı geçeriiliği ise yapı bakımından testteki soruların amaca uygun olması, yapı bakımından birbirleriyle uyumlu olmasıdır. Örneğin depresyon düzeyini ölçen bir testimiz var. 11. sorunun yapı geçerliği düşük çıkmış olsun. Bunun anlamı yapı bakımından 11. soru depresyonu ölçemiyor, uygun değil demektir. Bu anlamda bir testin yapı geçerliliği, temelde test maddelerine verilen cevaplar arasındaki iüşkilerin analizine dayanır. Bir testte yer alan her madde, testin bütünü ile ilişkili olmalıdır. Yapı
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 49
geçerliliğini anlamak için aşağıdaki örneği inceleyelim.
25 maddeden oluşan bir testin bir grup öğrenciye uygulandığını düşünelim. Testin birinci maddesinin testin bütünü ile ilişkili olup olmadığını anlamak için, bu maddeye öğrencilerin verdikleri cevaplardan elde edilen puanlar ile bu madde dışında 24 maddeden öğrencilerin elde ettikleri puanlar arasındaki korelasyona bakılır. Birinci maddeden elde edilen puanlar ile diğer 24 maddeden elde edilen puanlar arasındaki korelasyon yüksek ise bu madde yapı geçerliliğine sahiptir. Bu işlem testte yer alan her bir madde için ayrı ayrı gerçekleştirilerek yapı geçerliliği yönünden zayıf maddeler tespit edilir.
Eğitimde ve psikolojide kullanılan ölçekler de benzer şekilde aralarında belirli ilişkilerin olduğu öğelerin oluşturduğu "yapfları ölçmeye çalışırlar. Zeka bir yapıdır. Kendine özgü alt öğeleri vardır ve bu öğeler birbirleri arasında ilişkilidir. Biz bu öğeler arasında olduğunu düşündüğümüz ilişkinin aynısını o özelliği ölçen testten elde ettiğimiz veriler arasında da görmek isteriz.
d. Görünüş Geçerliği
Bir testin ne ölçüyor göründüğü o testin görünüş geçerliğidir. Ya da bir testin görünüş geçerliği o testin ölçmek istediği şeyi ölçüyor görünmesidir. Kısacası bir testin göründüğü gibi olmasıdır. Yani dışardan bakıldığında, kapağında test neyi ölçüyor görünüyor ise onu ölçmesine, ölçme derecesine görünüş geçerliği denir. Bir testin kapağında KPSS deneme sınavı yazıyor. Ancak içindeki sorular tamamen ÖSS soruları ise görünüş geçerliği yok ya da çok düşük demektir. Testin bütünü için söz konusu görünüş geçerliği testteki her bir madde için de geçerlidir. Her bir maddenin de görünüş geçerliğine sahip olması için ölçüyor göründüğü özelliği ölçmesi gerekir.
Testin görünüş geçerliğinin bazı durumlarda gizİ9nmesi gerekebilir. Örneğin testi piyasada kabul ettirebilmek için görünüş geçerliği yükseltilmelidir. Öte yandan kişilik testleri ve bu testlerdeki maddelerin görünüş geçerliği gizlenmelidir. Bir kişilik testinde eğer maddelerin görünüş geçerliği düşürülmezse kişi bu maddelere doğru cevap vermekten kaçınabilir.
Örneğin:
-65535 Sorularının tümü matematikle ilgili olan bir matematiktestinin görünüş geçerliği vardır.
-65535 Fen bilgisi testinin içinde matematik sorusu varsa,öğretim yöntemleri testinin içincle istatistik sorusuvarsa bu testin görünüş geçerliği düşüktür.
Ölçme Aracının Geçerliliğini Etkileyen Etmenler
1. Testte yer alan bütün sorular ölçülmek istenenözellikle ilgili olmalıdır.
1. Test kapsam bakımından uygun olmalıdır. Çok darveya geniş kapsamı olan testlerin geçerliliği düşüktür.
3. Ölçüm yaparken dış etkenlerd^n etkilenmedenişlemleri yürütmek geçerliliği yükseltir.
4. Testin çok kolay veya zor olması geçerliliği düşürür.
4. Cevaplama için veriten süreye dikkat edilmelidir.
4. Şıklı soruların cevaplarının alt alta (d-d-d-d) gelmesigeçerliği düşürür.
2. GÜVENİRLİK
ölçüm sonuçlarının her ölçüm yapıldığında aynı olması durumudur. Ölçme aracının hatalardan arınık, duyarlı tutarlı ve kararlı ölçüm yapabilmesine güvenirlik diyoruz. Ölçme aracının, ölçmeyi amaçladığı özelliği ne kadar duyarlı ve tutarlı ölçtüğü ölçmede güvenirliği belirler. Güvenilir bir ölçme aracı, aynı özellikle ilgili olarak arka arkaya yapılan ölçmelerde yaklaşık olarak aynı sayısal sonucu verir. Güvenilir bir test aynı gruba iki ya da üç kez uygulandığında gruptaki her kişi her uygulamada yaklaşık olarak aynı puanı aimalidır.
Geçerlikten farklı olarak güvenirlik bir testin kendisiyle ilgilidir, amaca bağlı değildir.
Hatalardan Arınık Duyarlı Tutarlı Kararlı
Güvenirlik değeri 0 ile +1 arasında değişir.
Güvenirlik artar—> +1
Azalır
flilgi Notu f
plçmede hata arttıkça güvenirliğin düştüğünüj |söyleyebiliriz.
Örneğin:
100 cm olması gereken bir cetvel hatalı üretim sonucu 98 cm üretilmişse bu ölçüm aracı ile yapılan ölçüm güvenilir kabul edilir. Fakat bu ölçüm geçerli değildir.
1. Bir ölçme sonucu içindeki tesadüfi hatalarınazlığı oranında güvenilir sayılır.
1. Güvenirlik bir bakıma ölçme
sonuçlarının
tesadüfi hatalardan arınıklık derecesidir.
1. Güvenirlik ölçmelerin duyarlılık derecesini ifade
Testin Ölçüm Yapması
Güvenirlik göstergesidir.
0
2. 50-
-ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME-
eden kavramdır.
4. Korelasyon katsayısı -1 ile +1 arasında değişmesine rağmen güvenirlik katsayısı hemen her zaman 0 ile +1 arasında değişir.
Ölçmede güvenirliği belirleyen üç temel özellik vardır:
1. Duyarlılık
Ne kadar az hata yapılırsa duyarlılık o kadar fazla olur. Ölçme aracının birimi ne kadar küçük olursa o oranda hassas ölçüm yapar. Örneğin: Altın tartarken kg yerine miligram kullanılması veya sınavda az soru yerine çok soru sorulması duyarlılığı artırır.
2. Tutarlılık
Bir özellik, bir çok kez aynı ölçüm aracı ile ölçüldüğünde ne kadar aynı veya çok yakın değerler veriyorsa o kadartutarlıdır.
3. Hatalardan arınıklık
Ölçme aracı hatalardan ne kadar arınık ise hatalar ne kadar azalmış ise o derece güvenirlidir.
GÜVENİRLİK KESTİRME YÖNTEMLERİ a.
Test-Tekrar Test Yöntemi
Bir testin aynı cevaplayıcı grubuna belirli bir zaman £jaralığı bırakılarak iki defa uygulanmasıdır. Bu iki 8uygulama arasında korelasyon katsayısı bulunur. —Bulunan güvenirlik katsayısı "kararlılık katsayısı" olarak gda bilinir.
Örneğin 50 maddelik bir tarih testi aynı sınıfa 15 gün arayla iki kez uygulanır. Öğrencilerin iki uygulamadan aldıkları puanlar arasındaki korelasyon katsayısı hesaplanır. Bulunan katsayı değeri testin kararlık katsayısıdır.
İki uygulama puanları arasındaki yüksek korelasyon değeri hem testten elde edilen ölçmelerin kararlılığını hem de ölçülen özelliğin iki ölçme arasında fazla değişme olmadığını gösterir.
Tekrar test yönteminde iki uygulama arasındaki zaman güvenirliği olumsuz etkileyebilir. Bu zaman uygulanan kişilerin yeni özellikler kazanmasına yetmeyecek ve test maddelerini hatırlamayacak uzunlukta olmalıdır.
b. Eşdeğer Formlar Yöntemi (Paralel Testler)
İki eşdeğer form aynı cevaplayıcı grubuna aynı anda veya kısa zaman aralığı bırakılarak uygulanır. İki uygulama arasındaki korelasyon katsayısı hesaplanır. Bulunan katsayı eşdeğerlik katsayısı olarak bilinir. Bulunan katsayının yüksek oluşu her iki formun da
güvenilir olduğuna, düşük oluşu her iki formun da güvenirliğinin düşük olduğuna işaret eder.
Örneğin matematik 9. sınıflar için bir öğretmen 50 soruluk bir başarı testi geliştirmiş olsun. Bu testin eşdeğer testler yöntemiyle güvenirliğini bulmak için bu öğretmen iki yol izleyebilir. (1) Hazırladığı testine soru sayıları, soruların güçlükleri ve ölçtükleri hedef davranışlar bakımından aynı özellikler gösteren eşdeğer bir test geliştirir. Hazırladığı test ve eşdeğer testi aynı gruba aynı ya da farklı zamanlarda uygular. İki eşdeğer testin puanları arasındaki korelasyon katsayısı testin eşdeğerlik katsayısıdır. Ya da (2) testin sonuçlarını daha önceden güvenirliği geçerliği kanıtlanmış eşdeğer bir test sonuçları ile karşılaştırır. Yine puanlar arasındaki korelasyon testin eşdeğerlik katsayısıdır.
Örnek: Geçerliliği ve güvenirliği kanıtlanmış bir ölçek olan Beck Depresyon ölçeği (BDÖ) Biz de depresyonu ölçen yeni bir ölçek geliştirelim. Adı Depresim Duygulanım Ölçeği (DDÖ) olsun. Bu yeni ölçeğin güvenirliğini eşdeğer formlar (paralel testler) yöntemiyle test edelim. Her iki testi aynı gruba uygularız. Her iki testin sonuçları birbirine ne kadar yakınsa yani aralarındaki korelasyon ne kadar yüksek ise güvenirlik değeri de yüksek demektir. Bu yöntemle eski ölçeğin güvenirliği tekrar teyit edilmiş olur, yeni ölçeğin güvenirliğini de kanıtlamış olur. Ancak burada önemli olan iki ölçeğin de aynı özelliği ölçen paralel test olmasıdır.
c. Eşdeğer Yarılama Yöntemi (Test Yarılama)
Aynı testin iki ayrı formu (100 soruluk testin 1-50 numaralı sorularının sonuçları ile 51-100 numaralı sorularının sonuçları) veya tek çift numaralı soruların sonuçlarının korelasyonu hesaplanarak güvenirliğinin bulunmasıdır. Test yarılama yöntemiyle elde edilen katsayı iç tutarlık katsayısıdır. Testin iki eşdeğer yarı puanları arasındaki korelasyon katsayısından testin
güvenirliği şu formülle hesaplanır. r = ' 12
r = güvenirlik katsayısı uz = i lk ve ikinci yarı puanları arasındaki korelasyon değeri, testin yarısı ile ilgili güvenirliği verir.
Örnek: 100 soruluk bir sosyal bilgiler testi geliştirip uygulayan bir öğretmen uygulama sonunda testi rasgele iki yarıya bölmüştür. Bu iki yarıdan öğrencilerin aldıkları puanlar arasındaki korelasyon katsayısını 0,70 bulmuştur. Bu bulduğu değer bu testin iç tutarlık katsayısıdır. Bu testin güvenirlik katsayısını yukarıdaki formülden hesaplarsak
2.r-121 + r-12
-EGİTİM BİLİMLERİ. 51
r= 2.0,70 1 +
0,70
Madde varyansları toplamını verdiği
için kullanacağımız formül KR 20' dir.
— r= 0,82 bulunur.1,7
Kimya öğretmeni Meltem Hanım 80 soruluk
testin test yarılama yöntemiyle güvenirliğini
0,50 olarak bulmuştur. Bu testin gerçek
güvenirliği kaç olabilir?
= 0,50 ise
KR20-
K ı-K-1 S'r
)KR 20
50 u50-1 ^ 9 sapması verildiği için
formülde varyans değeri kullanılır. Test
varyansını bulmak için standart sapmanın
karesini alırız)
KR20= 1,02-(1-0,20) KR
20 = 1,02. 0,80 =0,82
1,8(testin standart
2.r12 2x0,50 1rx=-
+ r12 170,50 1,5
d. İç Tutarlılık Katsayısı:
Kuder Richardson 20 - 21 formülleri ile iç tutarlıkkatsayısı hesaplanabilir. Testi oluşturan maddelerin._birbirleriyle uyumuna bakılır. §
cc
KR 20 formülü testteki maddeler farklı ağırlıkta apuanlanmışsa ve test puanları şans başarısı için 'gdüzeltilmişse kullanılmaz. ^
KR 21 formülünün kullanılması için maddeler arasında "£güçlük bakımından büyük farklar olmamalıdır. Eğer ~maddeler arasında güçlük bakımından çok fark varsa ;ğbu formül güvenirlik katsayısının alt sınırını verir. s
oUJ>-
SZT)
KX- X2
K.S2xK-1
K = testteki madde sayısı
I = toplam
p = maddeyi doğru cevaplayanların oranı (güçlük indeksi)
q = . 1 - p ya da maddeyi doğru cevaplandıramayanların oranı
Ipq= madde varyansları toplamı
S2x = test varyansı (standart sapmanın karesi)
X = test puanlarının aritmetik ortalaması
50 soruluk bir testin madde varyansları toplamı
1,8 ve testin standart sapması 3 ise bu testin iç
tutarlık katsayısı kaçtır?
100 soruluk bir testin aritmetik ortalaması 45
standart sapması 8 olduğuna göre bu testin iç
tutarlık katsayısı kaçtır?
KX-X2
K.S2x100.8^
4500-2025
6400
KR 21= 1,01(1-0,39)
KR 21= 0,62
BİR TESTİN GÜVENİLİRLİĞİNİ NASIL
ARTTIRIRIZ?
Bir testteki soru sayısı arttıkça sınavın güvenilirliği artar. Soru sayısı arttıkça birim küçülür ve hata miktarı azalır.
Sorular öğrencilerin düzeyine uygun hazırlanmalıdır. Sorular zor olunca gelişigüzel cevaplamaiar ortaya çıkar, bu da güvenirliği azaltır.
Sınav süresi gerektiğinden daha uzun ya da kısa olmamalıdır.
Sorular açık anlaşılır bir biçimde yazıimış ve kesin, belli cevaplar isteyen türde olmalı.
Öğrencilerin sınavlar konusunda fikirleri ve ön yargıları
= 0,67
1-KR21 =
1-KR21 = K-1
100—1
KR 21= 1,01 1-
52- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
güvenilirliği etkiler.Objektif puanlanabilen sınavların güvenilirliği daha yüksektir. Puanlama hataları arttıkça güvenilirlik düşer.
Öğrencilerin sınav hakkında bilgileri tam olmalı. (sınav süresi, cevaplama çeşidi, soru sayısı, soruların puanları vb.)
GÜVENİRLİĞİ ETKİLEYEN ETKENLER
•65535 Testin kendisiyle ilgili etmenler: Testin uzunluğu(soru sayısı arttıkça güvenirlik artar), testyönergesinin ve testteki maddelerin ifadesi (açıkbir yönerge güvenirliği arttırır), test içeriğininbenzeşikliği, puanlamadaki nesnellik.
•65535 Uygulama koşulları: Uygulama koşulları ile ilgilisonuçlara bir hata karışmaması için her öğrenciiçin aynı koşullar hazırlanmalı, kopya için herönlem aiınmalı, sınavı uygulayanlar sınavdayansız davranmalı ve uygulama yönergeleri açıkvenetolmalıdır.
•65535 Öğrenci ya da uygulama grubuyla ilgili etmenler:
-65535 Bireyin sürekli ve genel özellikleri: Bireyin aldığıtüm testleri etkileyen genel özellikleri. Hızlıokuyabilme okuduğunu anlayabilme gibi becerileri, §testte buiunan problemlerin benzeri problemleri .|Şçözme gücü, sınava karşı tutum ve alışkanlıklar S(kendine güvenme ya da güvenmeme) §
-65535 Bireyin sürekli ve özel özellikleri: Yalnızca <=Talınan testle ilgili özellikler. Testte yer alan metni 5daha önce okuma, testteki belli bir maddeye karşıtutum
-65535 Bireyin geçici ve genel özellikleh: Sınav günüöğrencinin hasta, yorgun veya uykusuz olması,testi cevaplandırmaya karşı güdülenme
- Bireyin geçici ve özel özellikleri: En çok hataya neden olan etkenler bunlardır. Doğru cevabını bilmediği soruda tahmine giden öğrencinin doğruyu bulma şansı, özel bir testin neden olduğu güdülenme eksikliği (daha önce duymadığı bir sözcükle karşılaşıp moralinin bozulması), özel bir testin gerektirdiği bilgi ve beceriler üzerinde önceden alıştırma yapmış olma yani belli bir test için özel olarak hazırlanma
• Testin uygulandığı grubun ölçülen özellik bakımından homojenliği
PUANLARIN GÜVEN ARALIĞI (GERÇEK PUAN
ARALIĞI)
Hiçbir ölçme hatasız değildir. Özellikle eğitimde
yapılan ölçmeler doiaylı ölçme olduğu için hata miktarı daha da fazladır. Bundan dolayı ölçme sonuçlarını tek bir değer olarak değil bir aralık olarak düşünmekte yarar vardır. Standart hatada hesaplanan hata miktarı test puanı cinsinden olduğu için test puanlarına eklenip çıkarılabilir. Puaniarın güven aralığında da belli olasılıklarda kişinin alacağı maksimum ve minimum değerler bulunur
%68 olasılıkla bir kişinin bir testten alacağı puan X+Se ve X-Se arasındadır. X+Se üst sınır X-Se altsınırdır.
%95 olasılıkla güven aralığını bulmak için de kişinin puanına 2 standart hata puanı eklenip çıkarılır. X+2.Se üst sınır X-2.Se alt sınırdır
%99 olasılıkla puanın güven aralığını bulmak için de puana 3 standart hata puanı eklenip çıkarılır. X+3.Se üst sınır X-3.Se alt sınırdır.
Standart sapması 5 güvenirlik katsayısı 0,51 olan bir testten 55 alan bir öğrencinin puanının %68, %95 ve %99 olasılıkla güven aralıklarını bulunuz.
Se ^SAA Se =
5.0,7
%68 olasılıkla 55+3,5 / 55-3,5 Üst sınır= 58,5 Alt sınır= 51,5
%95 olasılıkla 55+2.3,5 / 55-2.3,5 Üst sınır= 62 Alt sınır= 48
%99 olasılıkla 55+3.3,5 / 55-3.3,5 Üst sınır= 65,5 Alt sınır= 44,5 bulunur.
Geçerlik-Güvenirlik İlişkisi*65535 Geçerlik için güvenirlik şarttır ama tek başınayeterli oymayabilir. Güvenilir değil ise geçerlideğildir.*65535 Güvenilir olmayan bir testin geçerli olmasıbeklenemez. Çünkü güvenirlik geçerliğin birparçasıdır.*65535 Geçerlik güvenirliği kapsar. Bir testin birinciderecede en önemli özelliği geçerliliktir.*65535 Bir öiçme aracı için en önemli özellik geçerliliktir.Yani amaca ulaşma derecesidir.
*65536 -EGITIM BIÜMLERI-
53
*65535 Güvenirlik geçerlilik yüksek olduğunda dikkatealınan ikinci özelliktir.
*65535 Bu iki özellik uygun olduğunda kullanışlık dikkatealınır.
*65535 Geçerlik testin amacı hizmet etmek derecesidir,amaca bağlıdır. Güvenirlik ise testin kendisi ileilgilidir hatalardan arınık olma derecesidir.
3. Kulianışlık
Bir ölçme aracının kullanışlığı;
-65535 Hazırlanmasının,
-65535 Çoğaltılmasının,
-65535 Uygulanmasının,
-65535 Verilerin toplanmasının ve
puanlanmasının
kolay ve ekonomik olmasıdır.
Buna göre kullanışlık, testi hazırlayan, uygulayan, cevapiayan ve puanlayan için kolay olmalıdır. Bir ölçme aracı için en önemli özellik geçerliliktir. Yani amacına ulaşma derecesi (geçerlik) güvenirlik geçerlikten sonra dikkate alınan ikinci özelliktir. Bu iki özellik uygun olduğunda kullanışlık dikkate alınır. Bir test için öncelik sıralaması
Geçerlik -> Güvenirlik -^ Kullanışlılıktır.
"otrUJQ
"ĞcUi
1. ÖSS sınavından sonra bir uzman bu sınavın
üniversitede başarılı olabilecek
öğrencileri seçmede yetersiz olduğunu
söylemiştir.
Bu uzman bu sınavın hangi özelliğinin
yetersiz olduğunu vurgulamıştır?
A) Yordama geçerliği
A) Kapsam geçerliği
A) Güvenirlik
A) Objektiflik
E) Yapı geçerliği
Bir üst eğitim kademesinde başarılı
olacak öğrenciyi yordama gücü testin
yordama geçerliği ile ılgilidir.
(Cevap A)
ÇOZUMLU KONU KAVRAMA TESTİ
m
QUJ 2. Testin güvenirliği ile ilgili olarak
verilen aşağıdaki ifadelerden hangisi
vanlıstır?
A) Testin kapsamı genişledikçe güvenirlik
düşer.
A) Homojen gruplara uygulanan test
sonuçlarının
güvenirliği daha yüksektir.
A) Sistematik ve sabit hata güvenirliği
etkilemez.
A) Güvenirlik aracın tutarlı ölçmeler
yapabilmesi
ile ilgilidir.
E) Güvenilir olmayan bir test geçerli olamaz.
Güvenirlik bireyin grup içindeki sırasının farklı
zamanlarda yapılan ölçmelerde değişmemesidir.
Yani aynı testin farklı zamanlardaki
uygulamalarında bir birey aynı ya da çok yakın
sıralarda yer almalıdır. Homojen gruplarda
öğrenciler özellik bakımından birbirine yakındır.
Bu sebepten dolayı farklı uygulamalarda öğrenci
sıraları çok değişebilir. Homojen grupların ölçme
sonuçları daha az güvenilir olur.
(Cevap B)
54. -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
3. Aşağıdakilerden hangisi testin güvenirliğini
etkileyen bireyin geçici özel özelliklerindendir?
A) Öğrencinin çoktan seçmeli test
türünde
başarılı olması
A) İngilizce sınavında daha önce hiç
görmediği
bir kelimeyle karşılaşıp moralinin bozulması
A) Sınavda karşısına çıkan bir okuma
parçasını
daha önceden okumuş olması
A) Öğrencinin hızlı okuma becerisine
sahip
olması
E) Sınava gelirken öğrencinin üzücü bir olayla
karşılaşıp sınava moralsiz girmesi
Bireyin geçici özel özelliği; her zaman sahip
olmadığı ve yalnızca o testi ilgilendiren özelliğidir.
Hiç karşılaşmadığı bir kelimeyi görüp morali
bozulması geçici (bireyin sürekli bir ruh hali değil)
sadece o testi ilgilendirdiği için özel özelliğidir.
(Cevap B)
Güvenirlik katsayısı 0,30 olan bir test için
aşağıdakilerden hangisi sövlenemez?
A) Geçerliği düşüktür.
A) Eğitimde başarıyı ölçmek için
kullanılması
sakıncalıdır.
A) Sonuçlara çok miktarda hata karışmıştır.
A) Seçme sınavlarında kullanılabilir.
E) Düzeltilmesi gereken maddeler olabilir.
Eğitimde kullanılan ölçme araçlarında yaklaşık
0,90 güvenirlik aranır. Ancak öğretmen yapımı
testlerde bu güvenirliğe ulaşmak oldukça zordur.
0,30 düşük bir güvenirliktir ve ölçme sonuçlarına
çok miktarda hata karıştığını gösterir. Güvenirlik
düşerse geçerlikte düşer. Bu test kesinlikle
gözden geçirilmelidir. Güvenirlik katsayısı 0,30
olan bir test özellikle seçme sınavlarında olmak
üzere kullanılması sakıncalıdır. Seçme sınavları
önemli kararlara dayanak olduğu için yüksek
güvenirlik aranır.
(Cevap D)
o tn
Güvenirlik katsayısı 0,49 olan bir testin geçerlik
katsayısıyla ilgili olarak aşağıdakilerden
hangisi söylenebilir?
A) 0,70'ten büyük olamaz.A) 0,70'ten küçük olamaz.A) 0,70'tir.
A) 0,49'dan küçük olamaz.
E) 0,49'dan büyük olamaz.
Geçerlik katsayısı güvenirlik katsayısının kare
kökünden büyük olamaz.
(Cevap A)
6. Aşağıdakilerden hangisi testin güvenirliğini
arttırmaz?
A) Soru sayısını arttırmak
A) Seçeneksayısınıarttırmak
A) İçeriğini genişletmek
A) Yönergesi açık anlaşılır hale getirmek
E) Punalamada birden fazla kişi kullanmak
Ölçtükleri davranış ve konu bakımından homojen
maddelerden oluşan bir testten elde edilen
puanlar heterojen bir testten elde edilen
puanlardan daha güvenilir olur. (H. TEKİN,
Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme, s: 54)
Örneğin, 100 soruluk bir Vatandaşlık Bilgisi testi
sonuçları, 100 soruluk bir Sosyal Bilgiler test
sonuçlarından daha güvenilirdir. Test içeriği
genişledikçe güvenirlik düşer.
(Cevap C)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 55
7. Sistematik ve sabit hataların testin
güvenirliğini etkilememesinin sebebi nedir?
A) Hatanın kaynağının belli olmaması
A) Test sonuçlarından arındırılabiimesi
A) Testi uygulayan kişiden kaynaklanması
A) Her seferinde hata miktarının aynı olması
E) Bu hataların testin kendisinden kaynaklanması
Paralel testler yöntemiyle elde edilen katsayı
eşdeğerlik katsayısıdır. Tekrar test yöntemi
sonucunda bulunan değer ise istikrarlık (kararlık)
katsayısıdır. KR 20-21 ve Test yarılama yöntemi
sonuçları iç tutarlık katsayısını verir. Yani testin
kendi içindeki uyum ve tutarlığın göstergesidir.
(Cevap C)
Güvenirlik test sonuçlarıyla ilgilidir. Sabit ve
sistematik hataların kaynağı belli olduğu için
ölçme sonuçlarından çıkarılıp arındırılabilir.
Güvenirlik en çok rasgele hatalardan etkilenir
çünkü kaynağı ne taraf bilinmiyor. Bu nedenle test
sonuçlarından puanlardan bu hatayı
ayıklayamayız. Ancak sabit ve sistematik hatalar
bellidir bu hataları test sonuçlarından
ayıklayabiliriz. Bu nedenle güvenirliği en az
etkilerler.
(Cevap B)
occLU
o "EUJ
03
«İ'tz
9. Bir öğretmenin sınav kağıtlarını
puanladıktan sonra nota çevirmek için
kayıt ederken yanlışlık yapması ölçme
sonuçlarına ne tür bir hatanın karışmasına
neden olur?
B)
Sistemat
ik E)
Dolaylı
Öğretmenin puanlama yaptıktan sonra
puanları nota çevirirken yaptığı hata maddi
hatadır kasıtlı değildir. Yorgunluk ve
dalgınlıktan kaynaklanabilir. Bu nedenle
tesadüfi hataya girer.
(Cevap A)
A) Tesadüf
D) İstendik
C) Sabit
LU
8. I. Kuder Richardson (KR) 20 - 21
II. Test tekrar test yöntemi
II. Paralel testler yöntemi
II. Testyarılamayöntemi
Yukarıda bir ölçme aracınm güvenirliğini
kestirme yöntemleri verilmiştir. Bu
yöntemlerden hangisi ya da hangileri iç tutarlık
katsayısını verir?
A) I B) III C) IV, I
D) II E) Hepsi
10. Bir ölçme aracında bulunması gereken en
önemli özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) Tutarlılık
A) Içtutarlılık
A) Güveniriik
A) Geçerlik
E) Kullanışhk
Bir ölçme aracında bulunması gereken en önemli
özellik geçerliktir. Yani amacına hizmet etme
derecesidir. Geçerliğin yüksek olması durumunda
güvenirlik dikkate alınması gereken ikinci önemii
özelliktir. Kullanışlılık ise 3. sırada yer alır.
(Cevap D)
56- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME-
H.ÖIçme sonuçlarınm tesadüfî (random)
hatalardan arınıklık derecesi aşağıdaki
kavramlardan hangisiyle açıklanabilir?
A) Güvenirlik
A) Geçerlik
A) Kullanışlık
A) Tutarlılık
E) içtutarlılık
Ölçme sonuçlarının tesadüfî hatalardan arınıklılık
derecesine güvenirlik denir.
(Cevap A)
12. Öğretmenin hazırladığı testin o dersle ilgili
önemli tüm hedef davranışları içermesi testin
hangi özelliğinin iyi olduğunu gösterir?
A) Görünüş geçerliği
A) Kapsam geçerliği
A) Yapı geçerliği
A) Güvenirlik
E) Yordama geçerliğiz o
14. Bir matematik öğretmeni derste problem
çözme becerilerine yönelik etkinliklere ağırlık
verdiği halde uyguladığı sınavı daha çok dört
işlem yapabilme becerisini ölçen soruiardan
oluşturmuştur.
Öğretmen bu yaklaşımıyla
aşağıdakilerden hangisi tehlikeye
atmıştır?
A) Puanlayıcı güvenirliğini
A) Testin objektifliğini
A) Testin kullanışlılığını
A) Testin yordama geçerliliğini
E) Soruların ayırt etme gücünü
Öğretmenin hazırladığı testteki sorular
işlediği konularla örtüşmemektedir.
Öğrencilere problem çözme becerilerini
öğrettiği halde, sorular öğrencilerin
seviyesinden daha düşük olan dört işlem
yapabilme becerisini ölçmektedir. Bu durum
testteki soruların öğrencilerin seviyesine
uygun olmadığını amaca hizmet etmediği,
ayırt ediciliğin düşük olduğunu gösterir.
(Cevap E)
Testin ilgili olduğu hedef davranışları iyi bir şekilde §
ömekleyebilmesi yani önemli hedef davranışların ©
tümünü kapsaması testin kapsam geçerliğinin >
yüksek olduğunu gösterir.
(Cevap B)
13. Hazırladığı testi rasgele iki yarıya ayıran ve bu
iki yarıdan alınan puanlar arasındaki
korelasyon katsayısını hesaplayan bir
öğretmenin bulduğu katsayı değeri neyi ifade
eder?
A) Kararlık katsayısı
A) İç tutarlık katsayısı
A) Standarthata
A) Eşdeğerlik katsayısı
E) Kuder Richardson katsayısı
15. Bir öğretmen sınav sonucunda sınırda puan alan
öğrencilere ek puan verip geçer not vermektedir.
Bu sınavın sonucuna ne tür bir hata
karışmaktadır?
A) Sistematik
A) Sabit
A) Oranlı
A) Tesadüfi
E) Aralıklı
Test yarılama yönteminde iki yarı puanları
arasındaki korelasyon katsayısı testin iç tutarlığını
verir. Yani testin iki yarısı arasındaki uyumu verir.
(Cevap B)
Ek puanı herkese vermemiş sadece belli
öğrencilere (sınırda not alan) vermiştir. Sistematik
bir hata meydana gelmiştir.
(Cevap A)
-EĞİTİM BİLİMLERİ. 57
16. Ölçme işlemi sonunda elde edilen değer ile ölçülen
özelliğin gerçek değeri arasındaki farktır.
seçeneklerdenYukarıdaki ifade aşağıdaki
hangisi için doğru bir ifadedir?
A) Koreiasyon katsayısı
A) Ölçmede kullanışlılık
A) Ölçmede güvenirlik
A) Ölçmede geçerlilik
E) Ölçmede hata
18. Kimya öğretmeni Behlül Bey yaptığı testin
güvenirlik katsayısı hesaplanmış ve 0,95 olarak
bulunmuştur. Bu katsayı ile ilgili aşağıdaki
yorumlardan hangisi doğrudur?
A) Test puanlarında sabit hatalar vardır.
A) Test puanların % 5'i hatalıdır, gerisi
doğrudur.
A) Bu testte öğrencilerin % 95'i başarılıdır.
A) Bu test güvenir V9 geçerli bir testtir.
E) Bu testin güvenirliği yüksektir.
Soruda açıklanan kavram ölçmede hata
kavramıdır. Çünkü bir özellik ya da nesnenin bir
gerçek değeri vardır. Bir de ölçümünden elde
edilen değer vardır. Bu iki değer arasındaki farka
ölçmede hata denir.
(Cevap E)
Soruda verilen güvenirlik katsayısı (0,95) ile
yapılabilecek tek yorum testin güvenirliği ile ilgili
olabilir. Başarı, başarısızlık ya da hata miktarı ile
ilgili yorum yapılmaz. Güvenirlik +1'e yaklaştıkça
artmaktadır. 0—^->+i öyleyse; 0,95 yüksekartar bir
güvenirlik değeridir.
(Cevap E)
"(3 trUJ
o 'ecLU
en
17. Bakkai terazisi 1 kg'a kadar olan tartmalara değil ş
de bir kilogramı aşan tartmalarda, tarttığı her,^
nesneyi 50 gr. fazla tartmış olsun. Öğretmen de g
sadece kızlara ait cevap kağıtlarına 5 puan fazla
vermiş olsun.
Yukarıdaki örnekler aşağıdaki ölçme
türlerinden hangisine örnek olarak verilebilir?
A) Sistematik hata
A) Tesadüfi hata
A) Sabithata
A) Ölçülen özellikten kaynaklanan hata
E) Hepsi
19. Ölçme işlemlerinde, ölçme yapan kişilerin ölçme
hakkında ve ölçüm araç gereçleri hakkında yeterli
bilgilerinin olmamasından doiayı bir çok hatalar
meydana gelmiştir.
Bu hataların meydana geliş sebebi
aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak ifade
edilmiştir?
A) Ölçme araçlarının çok karmaşık olması
A) Ölçme yapılan ortamların ölçme
yapmaya
uygun olmaması
A) Ölçmeyi yapan kişilerin yetersizliği
A) Ölçmede kullanılan yöntemİ9rin yetersizliği
E) Ölçülecek konunun çok soyut ve karmaşık
olması
Soruda verilen örnekler ölçme aracından ve
öğretmenin yanlılığından kaynaklanan hatalar
olduğu için sistematik hatadır.
(Cevap A)
Ölçme işlemi yapan kimselerin ölçme hakkında
ölçüm araç ve gereçleri hakkında yeterli
olmaması, eksik olmaları ölçmeciden kaynaklanan
bir hastadır.
(Cevap C)
58- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME
20. Hata türleri ile ilgili olarak:
I. Bir metrenin 100 cm olması gerekirken 98
cm
olarak üretilmesi ve her ölçümde 2 cm hata
vermesi
I. Bir öğretmenin tüm öğrencilerine 10 puan fazla
vermesi
III. Bir öğretmenin sorduğu 10 sorudan bir tanesi
hiçbir öğrenci tarafından yapılmazsa sınav 90 puan
üzerinden hesaplanacaktır.
IV. Bir öğretmenin bayan öğrencilere erkek
öğrencilerden daha fazla puan vermesi
Yukarıdaki örneklerden hangisi sabit hata için
örnek olarak verilemez?
A) Yalnız I C)
Yainız III
E) I ve II
Sınav günü öğrencilerin hastalığı, sınav
koşullarının elverişsizliği ya da bütün öğrenciler için
eşit olmayışı, şans başarısı, öğretmenin cevaplan
puanlarken ve verdiği puanları toplarken dikkatsiz
olması gibi etkenlerin ortaya çıkardığı hatalardır.
Yukarıda belirtilen hata türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sabithata
A) Rastgele (Random) hata
A) Sistematik hata
A) Ölçülen özellikten kaynaklanan hata
E) Ölçme aracından kaynaklanan hata
(Cevap B)
CEVAPLI KOMU KAVRAMA TESTİ
B) Yalnız
D) Yalnız IV
Soruda verilen l-ll-lll öncüller sabit hataya >;
verilebilecek örneklerdir. Ölçümden ölçüme "g
değişmeyen hatalardır. Fakat IV. madde yanlılık §
yani sistematik hata vardır. ÎLo
(CevapD) ■>
2. Güvenirlikle ilgili olarak;
I. Güvenirlik ölçme aracının hatalardan
arınıklık
derecesidir.
I. Güvenirlik ölçmelerin duyarlık derecesidir.
I. Güvenirlik katsayısı (0) ile (+1) arasında değişir.
IV. Ölçme aracında bulunması gereken en önemii
özelliktir.
Yargılarından hangisi vanlıstır?
A) Yalnızl
A) YalnızlV
A) Yalnız II
A) Yalnız III
E) I I- I I I
(Cevap B)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 59
3. Bir Türkçe öğretmeni aynı testin iki ayrı formu yani 50 soruluk bir testin 1-25 numaralı soruların sonuçları ile 26-50 numaralı soruların sonuçlarının korelasyonu hesaplayarak, korelasyon katsayısı 0,95 olarak bulmuştur.
Yukarıdaki örnekle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) Testin objektif olduğuA) Testin subjektif olduğuA) Testin kullanışlı olduğuA) Testin geçerli olduğuE) Testin güvenilir olduğu
(Cevap E)
6. Öğrenciler girdileri sınavda, sınav soruları ile derste anlatılan konular arasında çok bir bağıntı kuramamışlardır. Testteki soruların derste işlenen konularla bağlantısı olmadığı anlaşılmıştır. Buda sınavda çok kişinin başarısız olmasına neden olmuştur.
Bu sınavda öğretmen testte olması gereken hangi özelliği gözardı etmiştir?
A) Sınavın yordama geçerliğiniA) Sınavın kullanışlığınıA) Sınavın yapı geçerliğiniA) Sınavın kapsam geçerliğiniE) Sınavın görünüş geçerliğini
(Cevap)
4.Bir testin güvenirlik çalışması yapılırken; test oyarılama yöntemiyle ilk yarı ve ikinci yarı ğpuanları arasındaki korelasyon katsayısı 0,90 &bulunmuştur, bu testin güvenirlik katsayısı iskaçtır? |
B) 0,85 >S
D) 0,93
7. Güvenirliği 0,75 standart sapması 10 olan bir testten 45 puan alan bir öğrencinin %99 olasılıkla puanının güven aralığı kaçtır?
A ) 4 0 - 5 0 B ) 3 0 - 6 0 C ) 3 5 - 5 5 D ) 4 5 - 6 0 E) 35-60
(Cevap B)
A) 0,80 C) 0,90 E) 0,95
s
Q LU
(Cevap E)
5. KR (Kuder Richardson)-20-21 formülüyle yapılan güvenirlik kestirme yöntemi için aşağıdakilerden hangisi sövlenemez ?
A) İç tutarlık katsayısını verirA) Düzeltilmiş puanlar üzerinde kullanılamazA) Aracın ölçtüğü özelliği homojen
olmasısayıltısına dayanır
A) Grubun %90'ının testi tamamlamış olmasıgerekir
E) İç tutarlığı test puanı cinsinden verir
(Cevap E)
8. Sınıfına sınav yapacak bir öğretmen sınavdaki soruların konu alanını iyi bir şekilde örneklemesine dikkat etmeye çabalamaktadır.
Öğretmenin bu çabası bir testte bulunması gereken hangi özelliği karşılamaya yöneliktir?
A) Sınavın kapsam geçerliğiniA) Testin objektifliğiniA) SorularınzorolmasınıA) Puanlayıcı güvenirliğiniE) Sınavın kullanışlığını
(Cevap A)
60- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
9. Aşağıdakilerden hangisi
kullanışlılığını olumsuz etkiler?A) Soruların kolay hazırlanması
A) Puanlamasının uzun zaman alması
A) Uygulamasının pratik olması
A) Soru sayısının çok az olması
E) Sınavın maliyetinin düşük olması
(Cevap B)
10. Bir testin bir üst eğitime geçebilecek
öğrencileri seçebilme düzeyinin incelenmesi
aşağıdakilerden hangisiyle en doğru ifade
edilebilir?
A) Sınavın yapı geçerliliğini belirleme çalışması
A) Sınavın görünüş geçerliliğini
belirleme
çalışması
A) Sınavın yordama geçerliliğini
belirleme
çalışması
A) Sınavın kapsam geçerliliğini
belirleme
çalışması
E) Sınava giren öğrenci sayısını belirleme
çalışması
(Cevap C)
11. Aşağıdakilerden hangisi testin güvenirüğini
artırıcı etkenlerden biridir?
A) Soruların bilen ve bilmeyeni ayırıcı
özellikte
olması
A) Zamanın çok kısıtlı tutulması
A) Soruların çok zor olması
A) Bir soru diğerinin cevabı niteliğinde olması
E) Seçenek sayısının çok olması
(Cevap A)
12. Bir inşaat ustasının ölçüm yaptığı metreden 1
cm'lik bir kısmı kırılmıştır. Bunu fark etmeyen usta
80 cm'lik kesmesi gereken tahtaları 79 cm
kesmiştir.
Bu örnekte ustanın yaptığı ölçme hatası
aşağıdakilerden hangisidir?
A) Restgelehata
A) Sabithata
A) Sistemli hata
A) Oranlı hata
E) Oransız hata
(Cevap B)
o
13. Güvenirlikle ilgili olarak?
I. Güvenirlik ölçme aracının hatalardan
arınıklık
derecesidir.
I. Güvenirlik ölçmelerin duyarlık derecesidir.
I. Güvenirlik katsayısı (0) ile (+1)
arasında
değişir.
I. Ölçme aracmda bulunması
gereken en
önemii özelliktir.
Yargılarından hangisi kesinlikle yanlıştır?
A) Yalnızl B) YalnızlV C)
Yalnız II D) Yalnızlll ■ E) II-III
(Cevap B)
14. Bir uzunluğu ölçerken adım kullandığında
yaklaşık veya tahmini sonuç elde ederken,
metre ile ölçüm yapıldığında en az hata ile
ölçüm yapılabilir.
Adım hesabı yerine metre kullanmak
ölçme aracının hangi niteliğini ne yönde
etkiler?
A) Geçerlik düşer.
A) Güvenirlik düşer.
A) Geçerliliği ve güvenirliği artırır.
A) Geçerliliği ve güvenirliği düşürür.
E) Geçerliği ve güvenirliğe etki etmez.
(Cevap C)
15. Bir ölçme aracında bulunması gereken
özelliklerin önem bakımından en
önemliden en önemsize doğru sıralanışı
hangi seçenekte doğru verilmiştir?
A) Güvenirlik, geçerli, kullanışlı
A) Kullanışlı, geçerli, güvenilir
A) Güvenilir, kullanışlı, geçerli
A) Geçerli, kullanışlı, güvenilir
E) Geçerli, güvenilir, kullanışlı
(Cevap E)
bir testin
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 61
16. Aşağıdakilerden hangisi bir testin geçerliği ve
güvenirliği hakkında söylenebilecek en doğru
ifadedlr?
A) Bir test objektif olmadan geçerli olamaz
A) Bir test güvenilir olamadan geçerli olamaz
A) Bir test geçerli olmadan güvenilir olamaz
A) Bir test güvenilir olmadan
standartiaştırılamaz
E) Bir test standartlaştırılmadan güvenilir olamaz
(Cevap B)
17. Züleyha, kimya öğretmeni Behlül Bey'in erkek
öğrencilere kızlardan daha yüksek vererek ayrım
yaptığını söylemektedir.
Yapılan incelemelerde bu öğrencinin iddia ettiği
gibi kimya öğretmeninin ayrım yaptığının tespit
edilmesi, ne tür bir hata olarak adlandırılır?
A) Sabithata
A) Rastgele hata
A) Planlıhata
A) Sistemli hata
E) Oranlı hata
(Cevap D)
18. Tarih öğretmeni Yusuf Bey yaptığı sınavın cevap
kağıtlarını çok dikkatli ve titizlikle okumuştur. Bu
şekilde puan verdiği kağıtları birkaç gün içinde
aralarından rastgele birini seçmiş ve yeniden
puanlandırarak önceki ile karşılaştırmıştır.
Öğretmen bu davranışı aşağıdakilerden
hangisini belirlemeye çalışmıştır?
A) Sınavdan geçerliliğini
A) Soruların kalitesini
A) Puanlama güvenirliği
A) Soruların güçlük derecesini
E) Soruların seçiciliğini
(Cevap E)
"oUJ
o'E m
tn§■ 'tzUJ
Q UJ
1. Eğitimde başarının ölçüsünü "not" olarak
görenler, kamesinde yüksek notlar bulunan
öğrencileri daha iyi öğrenmiş kabul
ederler. Ancak eğitim uygulamaları
dikkate alındığında, yüksek not alanların iyi
öğrenenlerden çok, iyi ezberleyenler olduğu
görülmektedir.
Bunları söylenen bir kişinin
aşağıdakilerden hangisini kanıtlaması, bu
görüşü için güçlü bir destek oluşturur?
(2001 KMS)
A) Öğretimin öğrenen merkezli değil,
öğreten
merkezli olduğunu
A) Sınavlarda hatırlatma düzeyinin
ölçüldüğünü
A) Eğitimde başarıya ilişkin kararların
çoktan
seçmeliye dayandırıldığını
A) Notların öğretmenin kanılarından
etkilendiğini
E) Ders konularının öğrenci seviyesinin
üstünde
olduğunu
Bazı öğretmenler ve öğrenciler, önemli olanın
alınan not değil edinilen bilgidir der. Öğrencinin
aldığı notun kendiliğinden eğitimin hedefi
olmadığı doğrudur. (H. Tekin, Eğitimde Ölçme
ve Değerlendirme, s.256) Sınavlarda alınan
notlar sadece o sınavın ölçtüğü alanın sınırlı
birer göstergesidir. Eğer bir sınavda öğrenciden
bir şeyler oluşturması ya da öğrendiklerini farklı
içeriklerde kullanması isteniyorsa daha üst düzey
öğrenme ürünleri ölçülüyor demektir. Sorunun
başında verilen metinde yüksek notların sadece
iyi yapılan ezberin göstergesi olduğu
belirtilmektedir. İyi ezberleyen öğrencilerin
yüksek not aldığı sınavlar hedef
taksonomisindeki bilgi düzeyinde hedeflerin, yani
sadece öğrenilen bilginin olduğu gibi
hatırlanmasına ilişkin hedeflerin ölçüldüğü
sınavlardır.
(Cevap B)
ÇIKMIŞ 50RULAR ve ÇÖZÜMLERİ
62- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
2. İlköğretim 8. sınıf matematik öğretmeni,
öğretim yılının başında öğrencilerinin bu derse
hazır oluş düzeylerini belirlemek istemektedir.
Öğretmenin bu amaçla hazırlayacağı ölçme
aracı, aşağıdakilerden hangisini kapsamalıdır?
(2001 KMS)
A) 8. sınıf matematik dersinde
gerçekleşecek
öğrenmelerin önkoşulları
A) 8. sınıf matematik dersinde öğrenilecek
önemli
davranışları
A) Analiz düzeyinde veya daha
yüksek
düzeylerdeki hedeflere ilişkin davranışları
A) Derste, problem çözmeye
öğretilecek
davranışları
E) Dersin zor olduğu düşünülen davranışlarını
Bu öğretmenin tasarladığı değerlendirme diagnostik
değerlendirmedir. Buna tanılayıcı değerlendirmeler de
denir. Bu değerlendirmeler eğitim süreci başında
öğrencilerin giriş özelliklerini yani hazırbulunuşluk
derecelerini belirlemek için yapılır. Eğitim sürecini
planlamaya ona yön vermeye yönelik tasarlanan
değerlendirmelerdir. Buna yönelik yapılan ölçmelerde
öğrencilerin gelecek eğitim sürecini başarıyla
tamamlayabilmeleri için gerekli önbilgi ve gerekli
öğrenmeleryoklanır.
(Cevap A)
3. Bir okulda aynı dersi veren iki öğretmenin, aynı
konulardan yaptıkları sınavlardaki soru sayıları ve
puanlama biçimleri şöyledir:
1. öğretmen: 20 soru sormuş ve her soruya
2,5
puan vermiştir.
1. öğretmen: 50 soru sormuş ve her soruya 1
puan
vermiştir.
"2. öğretmenin elde ettiği puanların güvenirliği
daha yüksektir." diyen bir kişi, bu iddiasını
aşağıdakilerden hangisiyle destekleyebilir?
(2001 KMS)
A) Sınavdaki soru sayısı arttıkça
sınav
puanlarının güvenirliliği artar.
A) Puanlamanın nesnelliği, ölçme
sonuçlarına
karışabilecek hatayı azaltır.
A) Sınavdaki yanıtların nasıl
puanlanacağı
kullanılan soru tipine göre değişebilir.
A) Bir ölçme aracının güvenirliği, araçta yer
alan
soruların zorluğundan etkilenir.
E) Değişik puanlama yöntemlerinin kullanılması
puanların güvenirliliğini düşürür.
Bir testte kapsanan madde sayısı testin güvenirliğiyle
doğrudan ilgilidir. Eğer güvenirliği etkiieyen diğer
etkenlerin tümü kontrol edilmişse ve teste sonradan
katılmış sorular öncekiler gibi aynı özellik ile ilgiliyse
soru sayısı arttırılarak testin güvenirliği arttırılabilir. (H.
Tekin, Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme, s.52) Ölçüm
yapılan aracı oluşturan her parça o aracın birimidir.
Metre üzerindeki santimetreler birimdir. Bir sınavdaki
her soru maddesi o sınavın birimidir. Birim sayısı
arttıkça daha güvenilir ve doğruya yakın ölçümler
yapılabilir.
(Cevap A)
4. Aşağıdaki testlerden hangisinin temel amacı
dersteki öğrenme eksiklerini belirleyerek
bunların giderilmesine olanak sağlamaktır?
(2001 KMS)
A) Bireyi tanıma testleri
A) Seçme testleri
A) Yerleştirme testleri
A) Ünite testleri
E) Yıl sonu testleri
-EGITIM BILİMLERI- 63
Değerlendirmeler yapılış amacına göre diagnostik
(tanılayıcı), formatif (biçimlendirici, düzenleyici),
summatif (düzey belirleyici) olarak üçe ayrılır. Formatif
değerlendirmeler eaitim süreci devam ederken
öğrenme eksiklerini ve yanlışlarını belirleyip bunları
gidermeye yönelik tasarlanan değerlendir-melerdir.
Bireyi tanıma testleri, seçme testleri, yerleştirme testleri
dönem başında yapı l ı r ve d iagnost ik
değerlendirmelerdir. Yıl sonu testleri summatif yani
düzey belirleyici değerlendirmedir. Fakat ünite testleri
eğitim devam ederken yapılır ve bu testlerin asıl amacı
eksik ve yanlış öğrenmelerin tespit edilmesi, eksik
öğrenmelerin giderilmesi ve yanlış öğrenmelerin
düzeltilmesidir.
(Cevap D)
çn' occUJ
o 'EUJ
İ 7.5. Aşağıdakilerden hangisi, testin güvenirliliğini =j
düşürücü bir etken değildir? (2001 KMS) .1
A) Soruların zorluk derecelerinin yüksek olması 'uîA) Cevaplama süresinin kısa olması -3
A) Sorularda, yoruma açık ifadeler kullanılmasıA) Puanların, her puanlayıcıya göre
değişebilmesiE) Puanlama şeklinin öğrenciye önceden
bildirilmesi
Zor sorular ayırt edici olmadığı için testin güvenirliğini
düşürür. Cevaplayıcılara testin amacına göre
cevaplama için yeterli zaman verilmelidir. Amacın
dışında zamanı çok kısa tutmak testin güvenirliğini
düşürür. Test maddeleri her okuyanın aynı anlayacağı
şekilde açık ve net olmalıdır. Özellikle uzun cevaplı
testlerde görülen cevaplayıcı yanlılığı yani puanlayıcıya
göre puanların değişebilmesi güvenirliği düşürür.
Bunların aksine öğrenciye sınavdan önce sınavın
süresinin, cevaplamanın şeklinin vb. açıkça belirtildiği
bir test yönergesi ya da bunların öğrenciye açıklanması
testin güvenirliğini arttırır.
(Cevap E)
Bir öğretmen, sınavında verilen yanıtları dört, beş gün arayla, puaniarı ayrı yerlere kaydederek iki kez puanlamış; bu iki puanlamanın sonuçlarmı karşılaştırarak aralarındaki ilişkiye bakmıştır.
Öğretmen bu çabasıyla, aşağıdakilerden hangisini belirlemeye çalışmaktadır? (2001 KMS)
A) Puanlamaları arasındaki nesnellik derecesiniA) Soruların doğruluğunuA) Soruların zorluk derecesiniA) Yanıt anahtarının doğruluğunuE) Sınavın kapsam geçerliüğini
Uzun cevaplı testlerin en büyük eksikliklerinden biri de
cevaplayıcının ruh hali, öğrenciye karşı tutumu vb.den
kaynaklanan puanlayıcı yanlılığıdır. Bu öğretmen de
cevapları ayrı zamanlarda iki kez puanlamış ve bunları
karşılaştırmıştır. Bir nevi kendisi için puanlayıcı
yanlılığını bulmaya çalışmıştır. Puanlamalarının ne
derecede nesnel olduğunu tespit etmeye çalışmıştır.
(Cevap A)
Aşağıdakilerden hangisi, sınavın geçerliliğini düşürücü etkenlerden biri degildir? (2001 KMS)
A) Yanıtların puanlamasında subjektifdavranılması
A) Sınav sorularını yanıtlamada öğrencilerinbirbirlerine yardım etmesi
A) Soruların öğrencilere, önceden verilmesiA) Öğrencilere soruların tümünü değil, içindenseçtikleri bir bölümünü yanıtlama olanağıtanınmasıE) Sınavda, her hedef davranışı yoklayan
soruların sorulması
Geçerlik bir ölçme aracının ölçmeyi amaçladığı özelliği,
başka herhangi bir özellikle karıştırmadan doğru olarak
ölçebilme derecesidir. Bir başka deyişle aracın
geliştirilmiş olduğu konuda maksada hizmet
derecesidir. (H. Tekin, Eğitimde Ölçme ve
Değerlendirme, s.26) Tanımda da belirtildiği gibi
geçerliğin iki boyutu vardır birincisi amaca hizmet yani
ölçmeyi amaçladığı özelliği başka özellikle
karıştırmadan ölçebilmesi; ikincisi ise doğru olarak
ölçebilmesi yani güvenirliktir. Güvenilir olmayan bir test
geçerli olamaz. Seçeneklere baktığımızda A
o aı
64- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
seçeneğindeki puanlama subjektifliği testin güvenirliğini düşürdüğü için geçerliliği düşürür. B, C ve D seçenekleri de testin güvenirliğini düşürür ve bireylerin ilgili konu ile özelliklerini doğru olarak ölçebilmeyi engeller. E seçeneğinde her hedef davranışı yoklayan soruların olması testin kapsam geçerliğini arttırır.
(Cevap E)
9. Aşağıdaki lerden hangisi seçme amacına yöneiik bir testin kullanılmasını gerektirir? (2002 KPSS)
A) Bir programda hedeflerin ne kadarınaulaşıldığının belirlenmesi
A) Öğrencilerin bir konudaki güçlü ve zayıfyönlerinin ortaya çıkarılması
A) Sıklıkla karşılaşılan yanlış öğrenmelerinbelirlenmesi
A) Matematik başarıları en ileri düzeyde olan beşkişinin belirlenmesi
E) Bir ünite işlendikten sonra, hedeflere ulaşılmaderecesinin belirlenmesi
8. Bir matematik öğretmeni derste problem
çözmeye yönelik aktivitelere ağırlık verdiği
halde, yaptığı sınav daha çok dört işlem
yapabilme becerisini ölçen sorulardan
oluşmuştur.
Öğretmen bu yaklaşımıyla, aşağıdakilerden
hangisini olumsuz yönde etkilemiştir? (2001
KMS)
Seçme amacına yönelik yapılan ölçmeler bir kurs, okul ya da programda başarılı olabilecek öğrencilerin seçilmesine yöneliktir. A, B, C ve E seçeneklerinde formatif yani şekillendirici bir test daha uygundur. Çünkü bu seçeneklerde verilen özellikler bizim işimize daha çok devam eden eğitimin yanlış ve eksik öğrenmelere göre tekrar yapılandırılmasında yarar sağlar. Fakat D seçeneğinde matematik başarı düzeyi en iyi olan beş kişinin seçilmesi söz konusudur.
(Cevap D)
A) Puanlayıcı güvenirliliğini
A) Test-tekrar test güvenirliğini
A) Testin kullanışlığını
A) Testin kapsam geçerliğini
E) Soruların ayırt ediciliğini
Testin kapsam geçeriiği bir bütün olarak testin ve testteki her bir maddenin maksada ne derecede hizmet ettiğidir. Bir testin kapsam geçerliği, (1) o testteki toplam maddelerin ölçülecek davranışları ve konuları örnekleme derecesine, (2) testteki her bir maddenin ölçmek istediği davranışı ne derecede iyi ölçtüğüne bağlıdır. (H. Tekin, Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme, s.29) Bu öğretmen ise derste işlediği konulardan sormamış yani dersi için önemli olan hedef davranışları yoklamamıştır. Hazırladığımız test ders için önemli tüm hedef davranışları içermiyorsa kapsam geçerliği düşük demektir.
(Cevap D)
10. Bir İngilizce öğretmeni, "geçmiş zaman
konusuna" başlamadan önce öğrencilerin bu
konuya temel oluşturacak bilgilerin olup
olmadığını belirlemek istemektedir.
Bu öğretmenin, öğrencileriyle ilgili aşağıdaki
ölçmelerden öncelikle hangisini yapması
gerekir? (2002 KPSS)
A) Aile ve okul arasında işbirliği olup
olmadığını
saptama
A) Öğrencilerin konuya karşı ilgi
duyup
duymadıklarını ortaya koyma
A) Öğrencilerin konunun öğrenilmesiyle
ilgili
önkoşuliarı öğrenip öğrenmediklerini belirleme
A) Öğrencilerin derslerdeki genel başarı
düzeylerini
ortaya koyma
E) Matematiksel hedeflerin gerçekleşme düzeylerini
saptama
-EGITIM BILIMLERL 65
Bu öğretmenin belirlemek istediği öğrencilerin konuya
ilişkin hazırbulunuşluk düzeyleridir. Hazırbulunuşluk
öğrencinin konu ile ilgili ön öğrenmeleri, zorunlu
öğrenmeleri kapsar. Öğretmen de bu geçmiş zaman
konusu ile ilişkili ön öğrenmeleri yoklamalıdır.
(Cevap C)
11. Bir ölçme aracının objektif olması ne demektir?
(2002 KPSS)
A) Kopya çekilmesine olanak vermemesi
A) Bağımsız puanlayıctlar kullanıldığında
bunların
aynı sonuca ulaşması
A) Maddelerin uygun güçlük
düzeylerinden
seçilmesi
A) Uygulama koşullarının değişmemesi
E) Puanlamanın yalın ve kolay olması
Bir testin geçerli olabilmesi için iki gerekli koşul vardır:
(1) Güvenirlik: Doğru, hatasız ölçmeler yapabilme
(2) İlgililik: Ölçülecek özelliği başka bir Özelliklekarıştırmaması. Soruda testin güvenirliğinin yüksekolduğu yani testin kararlı ölçmeler yapabildiği ancakölçülen özelliği iyi bir şekilde ömeklemediğiverilmektedir. Yani yukarıda verdiğimiz şartlardansadece ilki gerçekleşmiştir.
(Cevap E)
Bir ölçme aracının objektifliği yani nesnelliği farklı
puanlayıcıların aynı sonuca ulaşmasıdır. Ömeğin yazılı
yoklamalar sübjektif testlerdir. Aynı branş öğretmeni iki
farklı puanlayıcı kullanılsa sonuçlar birbirinden farklı
olur. Çoktan seçmeli testler ise objektif testlerdir.
Cevapları bellidir ve puanlama sonuçları puanlayıcıdan
puanlayıcıya değişiklik göstermez.
(Cevap B)
12. Güvenirliği yüksek geçerliği düşük olması
durumu aşağıdakilerden hangisinde ifade
edilmiştir? (2002 KPSS)
A) Test puanları beklenene yakın
biçimde
dağılmakta, test kapsamı ölçmek istenen
davranışları örnek görünmektedir.
A) Test puanlarının iç tutarlılık katsayısı
düşük
görünmekte; ancak test kapsamı yoklanmak
istenen kritik davranışları içermektedir.
A) Test maddelerinin ayırt ediciliği düşük,
test
kapsamı dar tutulmuş ve uyguiama denetim
altında tutulamamıştır.
A) Test puanlarının standart hatası
büyüktür;
ancak, testte çok sayıda ve çeşitli konulardan
sorular vardır.
E) Test puanlarının kararlılığı yüksektir; ancak test
kapsamı ölçülecek davranışları örneklemede
yetersiz kalmaktadır.
m 'e?££ LU Q
'öcIU
_J
"d
S
"m
UJ
13. Lise 1. sınıfta uygulanan bir başarı testinin
sonuçları, öğrencilerin sonraki
öğrenimlerinde farklı programlara
yönlendirilmeleri amacıyla kullanılabilir
mi?
Yukarıdaki soruyu soran bir kişi
yapacağı geçerlik çalışması için öncelikle
testin hangi özelliğini incelemelidir? (2002
KPSS)
A) İlköğretim konularını kapsama derecesini
A) İçerdiği sorularla ilgili puanların
birbirleriyle
korelasyonunu
A) Aynı sınıf düzeyindeki ders
notlarıyla
korelasyonunu
A) Testin yazım, çizim ve düzenleme
kurallarına
uygunluğunu
E) Ortaöğretim düzeyindeki başarıyı
yordama
gücünü
Eğitimde bazı testler öğrencilerin üst öğretim
durumlarına seçmek için kullanılır. Örneğin ÖSS
sınavı üniversitede başarılı olabilecek öğrencileri
yordamak için hazırlanmıştır. Soruda belirtilen
de lise 1. sınıftaki öğrencileri ileriki programlara
yönlendirmek için kullanılmasıdır yani bu testin
ortaöğretimin ileriki düzeylerinde başarılı olacak
öğrencileri seçmesi gerekmektedir.
(Cevap E)
66- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
14. Ölçme sonucunun hangi özelliği, ağırlıklı
ortalama hesaplanırken bu ölçme sonucuna
daha büyük ağırlık verilmesi için bir gerekçe
olamaz? (2002 KPSS)
A) Kullanışlığı yüksek bir testten elde
edilmiş
olması
A) Standart hatalarının küçük olması
A) Kapsamının daha geniş olması
A) Daha önemli hedeflerle ilgili olması
E) Geçerliğinin yüksek olması
Eğitim süreci devam ederken işlenen konunun
ardından konuda kavratılması gereken kritik
davranışlarla ilgili sorular sormak öğretmene eksik ve
yanlış öğrenmelerin belirlenmesini sağlar. Ayrıca bu
değerlendirme sadece öğrencilerin değerlendirilmesi
değildir. Aynı zamanda bu tip değerlendirmeler
öğretmene o ders için kullandığı öğretim yöntemini
kullandığı araç ve gereci de değerlendirmesine olanak
sağlar.
(Cevap D)
Bir ölçme aracında üç özellik (nitelik) bulunmaktadır.
Bunlar:
Geçerlik
Güvenirlik
Kullanışlılık
Bunlardan geçerlik ve güvenirlik bir ölçme aracının
olmasa olmazıdır. Kullanışlık özelliği önceki iki özelliğe
göre daha zayıftır. Buna göre soruda verilen
seçeneklerden B - C - D ve E geçerlik ve güvenirliği
ilgilendirdiği için ölçme sonucuna ağırlıkiı olarak yön
veren ifadelerdir.
(Cevap A)
15. Bir öğretmen, dersini işlerken konunun belirli
bölümlerini tamamladığında, öğrencilere
öğrenmeleri gereken kritik davranışları
yoklayan sorular sormakta ve böylece
öğrencilerinin henüz kazanmadıkları
davranışları saptamaktadır.
Bu yolu takip eden öğretmenin temel amacı
aşağıdakilerden hangisi olabilir? (2003 KPSS)
A) Öğrencilerin ilgilerini dersteki konulara çekmek
A) Davranışlar arasında ne gibi
ilişkiler
bulunduğunu incelemek
A) Öğrencilerin derse hazırbuiunuşluk
düzeylerini
belirlemek
A) Öğretimin, hangi davranışları öğretmede
etkisiz
kaldığını anlamak
E) Öğrenciler arasındaki öğrenme düzeyi
farklılıklarını ortaya koymak
16. Eğitimdeki ölçme ve değerlendirmeler
çoğunlukta şu amaçlara yöneliktir;
I. Öğrenme eksiklerini belirleme
I. Öğrenme düzeyini saptama
III. Öğrencileri tanıma
Bu üç amaçla yapılacak ölçme ve
değerlendirmelerin zamanı, aşağıdakilerden
hangisinde doğru olarak sunulmuştur? (2003
KPSS)
Dönemın Unıtelerın Dönemın(Dersin) (Konuların) (Dersin)
Başı Sonu Sonu
A) III I II
B) I III II
C) II I III
D) I II III
E) III II I
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 67
Eğitim sürecinin başında yapılacak olan ölçme ve değerlendirmeler öğrencilerin tanıma ve eğitim sürecini planlamaya yöneliktir. Dönem başında öğrencilerin giriş özellikleri belirlenir, düzeyleri saptanır ve eğitim süreci ve hedefler bu giriş özelliklerine göre yeniden planlanabilir.
Eğitim süreci devam ederken yapılan ölçme ve değerlendirmeler öğretim sürecini şekillendirmeye yönelik çalışmalardır. Dönem ortasında yani ünitelerin sonunda yapılan değerlendirmeler eksik ve yanlış öğrenmeleri belirleyip yanlış öğrenmeleri düzeltmek ve eksik öğrenmeleri gidermek için yapılır.
Dönem sonunda ise öğrenme düzeyleri belirlenir. Bu amaçla yapılan değerlendirmeler ise öğretim yöntemlerinin ve uygulanan eğitim programının etkililiğinin değerlendirilmesi amaçlıdır.
(Cevap A)
17. Bir lise öğretmeni, daha önce kullandığı dört seçenekli sorularını, seçenek sayısını artırarak beş seçeneğe çıkarmıştır.
Öğretmen bu değişikliği aşağıdakilerden hangisini gerçekleştirmek amacıyla yapmış olabilir? (2003 KPSS)
A) Şans başarısını azaltmakA) Testin kapsamını zenginleştirmekA) Puanlamayı kolaylaştırmakA) Çeldiricilerin aynı derecede
çalışmasınısağlamak
E) Soruları güçleştirmek
Çoktan seçmeli ve doğru yanlış tipi sınavların güvenirliğini etkileyen önemli hata kaynaklarından biri de şans başarısıdır. Şans başarısından puanları arındırmak için düzeltme puanı kullanılabilir. Bu öğretmenin seçenekleri dörtten beşe çıkarması da şans başarısını azaltmak içindir. Beş seçenekli bir soruda öğrenci hiçbir şey bilmiyorsa doğru cevabı tahminle bulma ihtimali %20 iken dört seçenekli bir soruda %25'tir. Öğretmen seçenekleri çoğaltarak şans başarısını azaltmak istemiştir.
(Cevap A)
tootr.UJQ'ccUJ
Ui>■
18. Bir yüksek lisans giriş sınavına ait yanıt kağıtlarını, ilgili anabilim dalında bulunan öğretim elemanları okumuştur. Daha sonra, bu öğretim elemanlarının verdikleri puanların tutarlılığına bakılmıştır.
Bu yaklaşım aşağıdakilerden hangisi için uygun bir örnek oluşturur? (2003 KPSS)
A) Anahtara göre puanlama yapmaA) Puanlama anahtarı hazırlamaA) Düzeltme puanı kullanmaA) Puanlama güvenirliğini saptamaE) Değerlendirme için ölçüt belirleme
Burada yapılan test puanlarına karışması muhtemel hataları ortadan kaldırmak ve puanlayıcı yanlılığını önleyerek objektif bir puanlama sağlamaktır. Eğer farklı puanlayıcılar arasında bir tutarlık varsa objektif ve güvenilir bir puanlama yapılmıştır denebilir.
(Cevap D)
19. Bir başarı testinden elde güvenliğinin bir tanımı hangisidir? (2003 KPSS)
A) Soruların konulara uygun şekilde dağıtılmışolması
A) Test puanlarının tesadüf hatalardan arınık olmaderecesi
A) Soruları, sadece yoklanan davranışı öğrenmişolanların cevaplayabilmesi
A) Test puanlarıyla, öğrencinin gelecektekibaşarısının yordanabilmesi
E) Soruların, testin amacına hizmet etme derecesi
Güvenirlik aracın tutarlı, hatasız ölçmeler yapabilme derecesidir. Güvenirlik aracın hatalardan arınıklık derecesidir. Ancak sistematik ve sabit hataların kaynakları belli olduğu için ölçme sonuçlarından çıkarılabilir. Bu
edilen puanların aşağıdakilerden
sebepten dolayı sadece rasgele hatalar güvenirliği etkiler yani bir ölçmenin güvenilir olması ölçme sonuçlarının rasgele (tesadüfi) hatalardan arınık olması anlamına gelir.
(Cevap B)
68- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
20. Bir başarı testinde kapsam geçerliği yüksek ise aşağıdaki sonuçiarın hangisi doğrudur? (2003 KPSS)
A) Tutarlı ve kararlı sonuçlar veren bir testtenyararlandığı
A) Testteki soruların pek çoğunu öğrencilerin doğruolarak yanıtlayabildikleri
A) Testteki soruların konu alanını iyi bir şekildeörneklediği
A) Testteki soruların güçlük düzeylerinin,gerçekleşmesi beklenen öğrenme düzeylerineuygun olduğu
E) Öğrencilerin, testteki soruları yanıtlamayaçalıştıkları
Yordama bilinenden bilinmeyene yönelik yapılan tahmindir. Bir testin yordama geçerliğinin olması bir üst düzeyde başarılı olabilecek öğrenciyi seçme özelliğidir. Ömeğin ÖSS sınavı yüksek öğretimde başarılı olacak öğrenciyi seçebiliyorsa; bir başka deyişle ÖSS'de başarılı olan öğrenciler üniversitede de başarılı ise bu sınavın yordama geçerliği var demektir.
(Cevap B)
Ölçme konusu evreni yeterli ve dengeli olarak örnekleyen ve kapsadığı maddelerin her biri ölçmek istediği davranışları gerçekten ölçen bir test kapsam geçerliğine sahiptir. (H. Tekin, Eğitimde Ölçme ve Değerlendirme, s.29) Kapsam geçerliğinin sağlanması için ölçülmek, istenen konu alanı iyi bir şekilde temsil edilmeli ve her soru ölçmek istediği davranışı ölçebilmelidir.
(Cevap C)
21. Aşağıdakilerin hangisinde yordama geçerliği incelenmektedir? (2003 KPSS)
A) Hazırlanan soruların, belirli bir alandaöğrenilenleri temsil edip etmediğinin incelenmesi
A) Ölçme aracının öğretimde bir üst düzeydebaşarılı olacak öğrencileri seçme özelliğininincelenmesi
A) Bir grup öğrencinin iki dersteki başarılarınınkarşılaştırılması
A) Bir ölçme aracının, birkaç hafta arayla aynıgruba tekrar uygulanması ve elde edilen puanlararasındaki ilişkinin incelenmesi
E) Hazırlanan bir testin farklı düzeylerdeki öğrencigruplarına uygulanması ve bu gruplarınbaşarılarının karşılaştırılması
22. Bulunan bu değer testin en çok hangi hakkında bilgi verir? (2004 KPSS)
A) KR-20 güvenirliğiA) Test-tekrar test güvenirliğiA) KullanışlılığıA) Yapı geçerliğiE) Kapsam geçerliği
Bir ölçme Aracının Güvenirliğini Belirleme (kestirme) Yöntemleri
1) Tekrarlı ölçümlerle güvenirliğin belirlenmesi (Test-tekrar test yöntemi)
Kararlılık ya da tutarlılık katsayısı belirlenir.
Bir test (aynı test) aynı gruba aralıklı olarak (değişik zamanlarda) iki defa uygulanarak elde edilen sonuçların korelasyonu (güvenirlik katsayısı) bulunur) katsayı 1.00'a yakınsa güvenirliğin yüksek olduğu anlaşılır.
2) Paralel testler (denk testler)
Eş değerlik katsayısı belirlenir.
Birbirine denk iki paralel test aynı öğrenci grubuna aynı zamanda verilir ve bu iki testten elde edilen puanlar arasındaki korelasyona bakılır.
3) Testi yarılama yöntemi
İç tutarlık katsayısı belirlenir.
Diğer yöntemlere göre daha kullanışlıdır. Çünkü testin bir defa uygulanması ile güvenirliğin kestirilmesini sağlayan katsayıdır.
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 69
Bir test bir defa uygulandıktan sonra iki yarıya bölünerek güvenirlik hesaplanır.
- KR-20 yada Alpha (a) katsayısı formülleri kullanılır.
Testin bir defa uygulanması (Testi yarılama yöntemi) ile iç tutarlığını belirleme yolları:
KR-20 Güvenirlik katsayısı
Test içindeki her bir maddenin güçlük derecesi yani her bir maddeye doğru cevap veren öğrencilerin toplam öğrencilere olan oranı hesaplanarak yapılır.
Alpha (a) güvenirlik katsayısı
Testi oluşturan maddelerin dereceleme ölçeğine göre puanlanması durumunda kullanılır.
Daha çok psiko-motor becerileri ölçmek amacıyla hazırlanan ölçme araçlarının puanlanmasında, tutum ölçeklerinin puanlanmasında kullanılır.
Yukarıda açıklanan ayrıntılı bilgileri iyice anlayınız. 44. soruda ifade edilen güvenirlik katsayısını bulmada kullanılan yönt8m B seçeneğindeki test-tekrar test yöntemidir. Çünkü İngilizce öğretmeni testi öğrencilere birkaç hafta arayla uygulayıp, iki uygulama arasındaki korelasyona bakmıştır.
(Cevap B)
23. Bu korelasyon değerine dayanarak aşağıdaki yorumlardan hangisi yapılabilir? (2004 KPSS)
A) Sınıfın yüzde 30'u başarısızdır.A) Sınıfın yüzde 30'u ortalamanın altında
puanalmıştır.
A) Öğrenciler testten yüksek puan almışlardır.A) Test puanlarının kararlılığı yüksektir.
E) Test puanlarında % 10 hata bulunmaktadır.
Bir ölçme aracının güvenirliğinin yüksek olması, güvenirlik katsayısının yüks^k olması (+1.00'e yakın) anlamına gelir. Bu durumda yapılacak açaklamalar şu şekilde olur.
Ölçme aracının kararlılığı yüksektir.
Ölçme aracının tutarlılığı yüksektir.
Ölçme aracının duyarlığı yüksektir.
Güvenirlik, bir ölçme aracının hatalardan arınık duyarlı, kararlı, tutarlı ölçüm yapma derecesidir. 45. soru bir önceki soruyla bağlantılı olduğuna göre bir testin güvenirlik katsayısının 0,90 bulunması aynı zamanda kararlılığının, tutarlılığının ve duyarlılığınında yüksek olduğunu gösterir.
(Cevap D)
fîilgiNoUı/
İGüvenirlik veya geçerlilik katsayılarına bakılarak %30| Iduyarlı, %10 başarısız, %1... hatalı gibi yorumlar aslaj (yapılamaz.
24. Bir ölçme aracının yordama geçerliliğini belirleyebilmek için aşağıdaki uygulamalardan hangisi yapılmalıdır? (2004 KPSS)
A) Bir ölçme aracından elde edilen aritmetikortalamayla aynı amaçla hazırlanmış farklı birölçme aracından elde edilen aritmetik ortalamaarasında anlamlı fark olup olmadığını belirleme
A) Bir grubun belirli bir testten elde ettiği puanlarla,geçerliği daha önceden belirlenmiş başka birtestten elde ettiği puanlar arasındakikorelasyonu hesaplama
A) Öğrencilerin belirli bir öğretim programısonundaki başarılarıyla bu öğretim programınaseçme amacıyla kullanılan ölçme aracından eldeettikleri puanlar arasındaki korelasyonuhesaplamak
A) Aynı davranışları ölçtüğü düşünülen iki ölçmearacını aynı gruba aynı koşullarda uygulanıp buuygulama sonunda elde edilen puanlararasındaki korelasyonu hesaplama
E) Bir testi, ölçülmek istenen özelliğe sahip oluşdereceleri farklı iki gruba uygulama ve buuygulama sonucunda elde edilen puanlarıngrupların gruplar arasındaki farkı yansıtıpyansıtmadığını belirleme
70- -ÖLÇME ve DEĞERLENDİRME.
Yordama bir tahmindir. Mevcut verilenden faydalanarak
gelecek ile ilgili kestirimlerde (tahminlerde) bulunmaktır.
Yordama geçerliği ölçüt geçerliğini belirlemede
kullanılır. Yordamada, istatistiksel teknikler kullanılarak
ve bilinenlerden hareketle bilinmeyen durumlar
hakkında geleceğe yönelik tahmilerde bulunur.
Yordama, eğitim sürecinde bir öğrencinin ya da grubun
gelecekte başarı durumunun nasıl olacağını tahmin
etmek için kullanılır. Örneğin öğrencinin
ortaöğretimdeki sınav sonuçlarına bakarak ÖSS de
başarılı olacağını kestirebiliriz. (yordayabiliriz).
Yordama geçerliğini bulmak için de öğrencinin
ortaöğretim puanları ile öğrenci seçme sınavındaki
puanı arasındaki korelasyon hesaplanır. Bu durumda
soruda verilen seçeneklerden C seçeneğindeki ifade
yordama geçerliği ile ilgilidir.
(Cevap C)
26. - Öğrencilerin bazı becerilerinin ölçülmesinde
diğer ölçme araçlarından daha güvenilir,
geçerli ve objektif ölçüler sağlar.
-65535 Becerilerin çeşitliliği bakımından
öğrencinin
ne derece yeterli olduğunu ölçülmesini ve
analizini sağlar.
-65535 Eksiklikleri teşhis etme, tekrar
öğretme,
yanlışları düzeltme yönünden önemlidir.
-65535 Öğrencilerin kendi öğrenmeleriyle ilgili
olarak
güçlü ve zayıf yönlerini analiz etmesini
sağlar.
-65535 Öğretim sonuçlarını, çalışma veya
uygulama
sırasında doğrudan doğruya ölçmeye yarar.
Bu açıklamalar, aşağıda verilen hangi ölçme
aracıyla ilgilidir? (2004 KPSS)
A) Performans testi
A) Gözlem formu
A) Görüşme formu
A) Portfolyo
E) Standarttest
25. Ayşe öğretmen sınıfa uyguladığı testi belli bir
zaman sonra tekrar uygulamış ve aralarındaki
güvenirliği tespit etmeye çalışmıştır.
Ayşe öğretmen güvenirliği bulmada hangi
yöntemi kullanmıştır? (2004 KPSS)
A) KR-20
A) Alternatif form yöntemi
A) Testi yarılama yöntemi
A) Alpha (a) güvenirlik katsayısı
E) Test - tekrar test yöntemi
ow'aUJ
Performans testleri özellikle psiko-motor düzeyindeki
hedeflerin (becerilerin) ölçülmesinde kullanılan bir
testtir. Performans testleri öğrencilerin becerilerinin
çeşitliliği bakımında ne derece yeterli olduklarının
ölçülmesi, beceri eksikliklerini belirleme ve düzeltme,
güçlü ve zayıf yönlerini analiz etme ve ölçme işlemini
çalışma ya da öğretim (uygulama) sırasında doğrudan
yapma gibi olanaklara sahiptir. Öğrencilerin ürün ya da
performans ortaya koyabilme güçleri, değişik
formatlara göre geliştiren testlerle ölçülebilir.
Performans testleri üç aşamadan oluşur. İşin
(becerinin) yapılmasında izlenen yol, İşin
(becerinin) yapılma hızı
Aynı test formunun aynı gruba belli bir zaman aralığı ile
tekrar uygulanıp iki uygulamada alınan puanlar
arasındaki korelasyonu hesaplayarak yapılan
güvenirliği kestirme yöntemine Test Tekrar Test
Yöntemi denir. Bu yöntemle elde edilen katsayı testin
Kararlılık Katsayısıdır.
(Cevap E)
İşin (becerinin) kalitesi
(Cevap A)
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 71
27. Öğrencilerin aktif olduğu öğretme-öğrenme sürecinde öğretmen, öğrencileri değerlendirirken, sınav sonuçlarıyla birlikte öğrencilerin sınıf içi etkinliklere katılma düzeylerini, bilimsel tutum ve davranışlarını; gözlem, inceleme ve araştırma yapabilme becerilerini; sahip oldukları ve ifade ettikleri fikir zenginliklerini, sorumluluk alma düzeylerini; ekiple çalışabilmelerini; edindikleri bilgi ve bulguları paylaşabilme vb. özelliklerini de dikkate alarak başarıları hakkında karar verir.
29. Aşağıdakilerden hangisi bir sınavın güvenilirliğini etkileyen faktörlerle ilgili degildir ? (2005 KPSS)
A) Tüm konuları kapsayıcı sorular sormakA) Soru sayısının fazla olmasıA) Objektif puanlanabilmesiA) Yoruma açık sorular olmamasıE) Seçenek sayısının fazla olması
Aşağıdakilerden hangisi, bilgileri elde etmesinde oynar? (2004 KPSS)
A) Kağıt kalem testleriA) Performans testleriA) GünlüklerA) Gözlem formlarıE) Portfolyolar
enöğretmenin
kapsamlı
Bir ölçme aracının güvenirliği o ölçme aracının hatadan arınık ölçme yapabilmesidir. Soru sayısı (birim) arttığında güvenirlik yükselir çünkü aracın duyarlılığı artmıştır. Objektif olarak puanlanabilmesi ve yoruma açık soruların olmaması da puanlamadan kaynaklanacak hataları azalttığı için güvenirlik artar. Seçenek sayısı fazla olduğunda da şans başarısından kaynakianacak hatalar aza iner yani güvenirlik artar. Testteki soruların konuları kapsaması testin kapsam geçerliğini ilgilendirir.
(Cevap A)
bu rolü
Portfolya Değerlendirme Yöntemi;öğrenme sürecindeki performansının ve başarısınınkaydedildiği, öğrencinin yıl içerisinde yaptığı tüm ödevve çalışmalarının örneklerinin bulunduğu, böylece _sgelişimin izlendiği bir değerlendirme biçimidir. ğj
(Cevap E) 'EUJ
öğrencinin "o
"ğj
28. Bir yabancı dil sınavında aşağıdakilerden hangisinin olması geçerliliğin kanıtıdır? (2005 KPSS)
A) İyi bilenlerin doğru cevaplamasıA) Değişik yapıda soruların sorulmasıA) Güç soruların bulunmasıA) Üst düzey hedefleri yoklayan sorular olmasıE) Cevaplamak için şans başarısının az olması
Bir sınavın geçerliği; ölçmek için geliştirildiği özelliği başka bir özellikle karıştırmadan doğru olarak ölçebilmesi ile ilgilidir. Bir sınavı iyi bilenlerin yapabilmesi o sınavın bilen öğrenciyi ayırabildiğini gösterir. İyi bilen öğrencinin sınavın ölçmek için geliştirildiği özellik bakımından iyi düzeyde olduğunu düşünürsek sınavımız da bilenle bilmeyeni ayırmıştır yani geçerlidir.
(Cevap A)
72- -PROGRAM GELİŞTİRME-
A. Öğrenme-Öğretme Sürecinde Yer alan Öğretim İlkeleri
Öğrenme-öğretme sürecinde; eğitim programlarının yapılmasında ve geliştirilmesinde, dersin işlenmesinde, derslerin konularının seçilmesinde, ders kitaplarının yazılmasında genel öğretim ilkelerine dikkat edilir.
1. Öğrenciye Uygunluk ya da Çocuğa Görelilik
İlkesi:
Öğrenci merkezli eğitim anlayışını en iyi yansıtan öğretim ilkesidir. Ve diğer öğretim ilkelerinin temelini oluşturur. Öğrenciyi tanıma ve onun ihtiyaçlarına uygun eğitim vermektir. Öğrencinin ilgi, ihtiyaç ve beklentileri ile fizyolojik, psiko-sosyal gelişim düzeyine uygun olarak programlar geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Eğitim-öğretim etkinlikleri öğrenciler arasındaki bireysel farklılıklara ve öğrencilerin gelişim seviyesine uygun olarak gerçekleştirilir.
2. Hayatilik İlkesi (Yaşama Yakınlık İlkesi):
Öğrenciye uygun eğitim ortamı hazırlanırken hayatta karşılaşacağı durumlara, problemlere ve etkinliklere yer verilmelidir. Okul ortamı hayattan kopuk, yapay bir ortam olmamalı; hayata yakın, oradaki gerçeklikten uzak olmayan, öğrencinin hayatla bağlantısını kuran biryaşantı sunmalıdır. Bu ilkeyi en iyi yansıtan ilerlemecilik eğitim anlayışının temsücilerine göre okul "öğrencileri hayata hazırlayan bir yer olmaktan çok, hayatın îa kendisi olmalıdır".
Örneğin, para konusu işlenirken, öğrencileri paranın basıldığı Merkez Bankası matbaasına götürme ya da Yeni Türk Lirasının kullanımı ile ilgili rol oynama yönteminin sınıfta kullanılması buna örnek verilebilir.
PROGRAM GELIŞTIRME Öğrenme - Öğretme Sürecinde Yer Alan Öğretim İlkeleri
3. İş (Aktivite, Yaparak-yaşayarak öğrenme) İlkesi:
Amaçlı, planlı ve sürekli bir şekilde, bireyin zihinsel ve bedense! olarak bir üretimde bulunmasını ifade etmektedir.
İşitirim ve unuturum
Görürüm ve hatırlanm
Yapanm ve öğrenirim
Çin Atasözü
Yapılan araştırmalarda zaman sabit tutulmak üzere insanlar okuduklarının %10'unu, işittiklerinin %20'sini, gördüklerinin %30'unu, hem görüp hem de işittiklerinin %50'sini, söylediklerinin %70'ini ve yapıp-söylediklerinin %90'ını hatırlamaktadır. Öğrenci bir bilgiyi iş içinde (yaparak-yaşayarak) öğrendiği takdirde, bu bilgi kalıcı bir nitelik kazanacak ve onun davranışlarına yansıyacaktır.
4. Ekonomiklik ilkesi:
Öğretimin amaçlarının en kısa sürede, en az emek ve maliyetle gerçekleştirilmesidir. Öğretimde ekonomiklik ilkesine uymak için şunlar yapılmalıdır:
» Öğretim süreci baştan sona planlanmalıdır.
» Konuya-seviyeye uygunluk ilkelerini esas alan pratik ve ekonomik öğretim yöntemleri geliştirilmelidir.
» Derslerde yapılacak çalışmalar öğrenciyle birlikte planlanmalıdır.
>> Öğretim araç-gereçleri ve materyalleri amacına uygun kullanılmalı ve korunmalıdır.
5. Aktüalite (Güncellik) İlkesi:
Öğrencilerin yaşadıkları hayatın gerçekleriyle karşı karşıya gelmelerini ve yakın çevre, ülke ve dünyada gelişen olaylara karşı ilgi duymalarını sağlamak için
-EĞİTİM BİLİMLERİ-
73
ders konularıyla aktüel (güncel) olay ve sorunlar arasında ilişki kurularak dersin işlenmesiniöngörmektedir.
BilgiNotuf
Örneğin, Coğrafya dersinde "Deprem" konusuişlenirken öğretmenin çok kısa bir zaman dilimi
öncesinde Pakistan'da meydana gelendepremden bahsetmesi aktüalite ilkesini
uyguladığını gösterir.
6. Açıklık (Ayanîlik) İlkesi:
Öğrenme ve öğretme etkinliklerinde öğretilecek konunun açık olmasını ve öğrencinin eşya ve varlıklarla doğrudan doğruya karşı karşıya gelmesini öngörmektedir.
Açıkhk (Ayanilik) İlkesi
Terim ve kelimelerin açık
ve net olması
Edgar Dale-Yaşantı (Öğrenme) Konisi
Bu bakımdan açıklık ilkesinin iki anlamı bulunmaktadır. Bunlardan biri; derste konuşulan bütün terim ve kelimelerin öğrenciler tarafından kolayca anlaşılacak şekilde açık olmasıdır. Öte yandan öğretmen ders konusunu ve düşüncelerini anlatırken, öğrencinin seviyesine uygun olarak, onun bildiği kelimelerle ve onun hemen kavrayabileceği cümle yapıları ile onun yakın çevresinden ve geçmiş bilgi ve tecrübelerinden örnekler vererek, gerektiğinde soru-cevap, tartışma, jest-mimik, canlandırma gibi teknikleri kullanarak öğretimde açıklık ilkesine uyulabilir.
Açıklık ilkesinin ikinci anlamı ise; öğrencinin mümkün olduğu kadar fazla duyu organına hitap edilerek, öğretimin somutlaştmlmasıdır. Öğretim konuları ve öğretmenin kullanacağı yöntem ve teknikler, ne kadar çok duyu organını etkilerse
öğretimde açıklık da o derece artar. Bu nedenle, öğretim konularının işlenmesinde gözlem, deney gibi birçok duyuya hitap eden yöntemler kullanıldığı takdirde öğrenme kolaylaşacaktır. Öğrencileri doğrudan doğaya ve olay yerine götürüp gözlem yaptırarak; ders konusu ile ilgili hayvan, bitki vs. örneklerini sınıfa getirerek; balıkları akvaryumda, kuşları kafeste veya dondurulmuş, bitkileri kurutulmuş olarak, bazı şeylerin plastik kalıplarım kullanarak, bazı olayları eğitim yazılımları (CD, DVD vb.,), fotoğraf, film, plân, harita, grafik, ses kaydı vs. şeklinde anlamayı daha kolaylaştıran unsurlarını kullanarak öğretimde açıklık ilkesine uyulmuş olur. Sınıfta yapılan deneyler de, bu ilke doğrultusundaki faaliyetler olarak değerlendirilebilir.
Yapılan araştırmalarda beş duyu organının öğrenmeye etkileri şöyle belirlenmiştir:
» Görme duyusu %83
» İşitme duyusu %11
» Koklama duyusu %3.5
» Dokunma duyusu %1.5
» Tatma duyusu %1.
Açıklık ilkesinin öğretimdeki önemini ABD'li eğitim teknoloğu Edgar Dale ortaya koymuştur. Yaşantılarla kavramların oluşumu arasındaki ilişkilerden yararlanarak öğretme durumlarının nasıl seçileceği ve düzenleneceği konusunda öğretmen ve eğitimcilere yardımcı olmak üzere, "Yaşantı Konisi" adını verdiği esnek bir model geliştirmiştir. Edgar Dale'nin ortaya koyduğu yaşantı konisinin dayandığı temel ilkeler şunlardır:
a) En iyi öğrenme, bireyin kendi kendine yaparaköğrenmesidir.
a) Öğrenilenlerin çoğu gözlerin yardımı ileöğrenilir.
a) En iyi öğretim basitten karmaşığa, somuttansoyuta, kolaydan zora doğru gidendir.
a) Öğrenmenin mümkün olduğu kadar çoköğrencinin duyu organına hitap etmesiöğrenmeyi kolaylaştırır. Öğrenme işleminekatılan duyu organların fazlalığıyla öğrenmeseviyesi arasında doğru orantı vardır.
Birden fazla duyu
organına hitap etme
b) 74-
-PROGRAM GELİŞTİRME-
EDGAR DOLE'nin YAŞANTl KONİSİ
- 8
Başkalarınınyardımıylaedinilen
Göz ya da kulaklaJ2
ro
"S
Görsel sembollerl edinilen yaşa
Radyo, plak şerit,resimlerle edinilen
yaşantılar
Hareketli resimlerle edinilen yaşantılar
- S!
Televizyonla edinilen yaşa
Sergiler yardımıyla edinilen yaşantılar
Bütün duyu organlarıyla
Geziler yoluyia
Gösteriler yoluyla
Dramatizasyonia
Model ve numunel
Doğrudan
Şekil 1. Yaşantı Konisi
Aşağı inildikçe öğrenmenin kalitesi artar (Şekil 1). — Çoklu öğrenme, birden fazla duyu organıyla S öğrenilen ve kullanılan öğrenme şeklidir.
7. Somuttan Soyuta İlkesi:
Öğrenciler tarafından konunun gözle görülmesi, elle tutulması, parçalara ayrılması öğrenilmesini kolaylaştırır. Öğretimde somut ile başlanması ve yavaş yavaş soyuta gidilmesi gerekmektedir.Özellikle Piaget'in somut işlemler (7-12 yaş) döneminde yer alan öğrencilere etik, sevgi, ahlak, cesaret gibi kavramları anlatırken somuta indirgemek gerekmektedir. Örneğin sevgi kavramını, sınıfa bir anne-çocuk getirerek, aralarındaki ilişkiler somutlaştırılarak anlatılmaya çalışılabilir (Şekil 2).
flmArkadaşını
Sevme
Arkadaşlarına bir hediye verme ya da onun için birşeyyapma
Sevgi Soyut Kavramının Somutlaştırılması
Somuttan soyuta ilkesi, bilinenden bilinmeyene ilkesi ile karıştırılmamalıdır. Bir şey, somut olmasına rağmen bilinmeyebilir. Sözgelimi, gemi somuttur, ancak onu görmeyen için bilinen değildir.
-EGITIM BILIMLERİ- 75
8. Bilinenden Bilinmeyene İlkesi:
Öğrenci bir şey öğrenirken, önceden öğrendikleriyle yani bildikleriyle bağlantı kurarsa, daha kolay öğrenir. Bu nedenle, öğrenme-öğretme sürecinde önce öğrencilerin ne bildiklerinden başlanmalı sonra, bilinmeyenlere doğru bir sıra izlenmelidir. Öğretmenin derse kendi bildiklerinden değil, öğrencinin bildiklerinden başlamalıdır.
9. Yakından Uzağa İlkesi (Zaman ve mekan
boyutu):
İşlenecek konuların seçilmesinde ve öğretiminde yakın yerden uzağa, yakın zamandan uzak zamana doğru bir düzen izlenmesidir. Örneğin, köyde bir ilkokulda, öğretmenin kamu yönetimi kademelerini anlatırken köy muhtarından başlayarak, Cumhurbaşkanına kadar gitmesi, bu ilkeyi uyguladığını gösterir.
10. Basitten Karmaşığa İlkesi:
Öğretmen tarafından konular sunulurken öncelikle basit konulara ve kavramlara yer verilmesi ve zaman içinde giderek daha zor ve karmaşık konuların öğretimine yer verilmesine dayanmaktadır.
eno tcLUQ
'E
'm
'tz'O Lü
1. Öğrencinin gittikçe aktif duruma geçtiğini gösteren etkinliklerin uygun sırası aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yazma-okuma-dinleme-anlatmaA) Okuma-dinleme-anlatma-yazmaA) Dinleme-okuma-yazma-anlatmaA) Okuma- yazma -dinleme-anlatmaE) Dinleme-anlatma-okuma-yazma
2. "Bakmakla usta olunsa, kediler kasap olurdu" atasözü öğrenme-öğretme sürecinde aşağıdakilerden hangisine vurgu yapmaktadır?
A) Yaparak-yaşayarak öğrenmeA) Bakarak öğrenmeA) Duyuşsal öğrenmeA) Görme duyu organı ile öğrenmeE) Devinsel öğrenme
CEVAPLI KONU KAVRAMA TESTİ
3. I) Öğretim konularının hayatın içinden seçilmesi,
II) Öğretim sürecinde, öğrenciye gereksinim duyacağı yararlı ve kullanılabilir bilgilerin öğretilmesi aşağıdakilerden hangi ilkenin önemini vurgulamaktadır?
A) AyanilikA) Bilinenden bilihmeyeneA) Somuttan soyutaA) Ekonomiklik ilkesiE) Hayatilik
76- -PROGRAM GEÜŞTİRME-
4. "Bir öğretmen derse kendinin ne bildiğiyledeğil, öğrencinin ne bildiğiyle başlamalıdır"ifadesi aşağıdaki öğretim ilkelerindenhangisine vurgu yapmaktadır?
A) Somuttan soyutaA) Bilinenden bilinmeyeneA) Yakından uzağaA) AçıklıkA) Ekonomiklik
8. Dersin işlenmesi sürecinde ele alınacak konuların seçilmesinde ve örneklerin verilmesinde bulunulan yerden ve zamandan başlayarak gittikçe uzağa gidilmesi aşağıdakilerden hangi öğretim ilkesini tanımlar?
A) Bilinenden BilinmeyeneA) AçıkhkA) Yakından UzağaA) EkonomiklikE) Somuttan soyuta
5. Coğrafya dersinde "Deprem" konusu işlenirken öğretmenin bir hafta önce Pakistan'da meydana gelen depremden bahsetmesi aşağıdakilerden hangi öğretim ilkesine uygun bir örnektir?
A) Açıklık ilkesiA) AktüaliteA) Somuttan soyutaA) HayatilikE) Bilinenden bilinmeyene
6. Öğrenme-öğretme sürecinde aşağıdakilerden en çok hangi duyu organı etkilidir?
A) TatmaA) GörmeA) KoklamaA) DokunmaE) Yürüme
z: o9. Aşağıda yapılan eğitim etkinliklerinin
hangisinde öğrencilerin unutkanlık düzeyi en fazla düzeyde olacaktır?
A) Öğretmenin anlattığı bir konunun dinlenmesiA) Konunun öğrenci tarafından okunmasıA) Öğretmenin konuyla ilgili bir film
gösteriyapması
A) Öğrencinin yaptığı bir projeyi sınıfta sunmasıE) Öğrencinin derste aldığı notları evde
temizeçekmesi
7. Öğretmenin öğrencileri doğrudan doğaya ve olay yerine götürüp gezi-gözlem yaptırması; ders konusu örnekleri sınıfa getirmesi, bazı olayları CD, DVD, fotoğraf vb. şeklinde sunması aşağıdakilerden hangi öğretim ilkesine daha çok uyduğunu gösterir?
A) AktüaliteA) Bilinenden BilinmeyeneA) AçıklıkA) Basitten karmaşığaE) Basitten karmaşığa
10. Aşağıdakilerden hangisi eğitim programlarının içeriği belirlenirken dikkate alınması gereken öğretim ilkelerinden biri değildir?
A) Somuttan soyutaA) Bilinenden bilinmeyeneA) Basitten karmaşığaA) Parçadan bütüneE) Kolaydanzora
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 77
11. Aşağıdakilerden hangisi Edgar Dale'nin ortaya koyduğu yaşantı konisinin dayandığı temel ilkelerinden biri değildir?
A) En iyi öğrenme, bireyin kendi kendine yaparaköğrenmesidir.
A) Öğrenilenlerin çoğu kulakların yardımı ileöğrenilir.
A) En iyi öğretim basitten karmaşığa, somuttansoyuta, kolaydan zora doğru gidendir.
A) Öğrenmenin mümkün olduğu kadar çoköğrencinin duyu organına hitap etmesiöğrenmeyi kolaylaştırır.
14. Öğretmen tarih dersinde, okulun bulunduğu ilin düşman işgalinden kurtuluş gününü planına almış ve o gün derste konuya ilişkin etkinliklere yer vermiştir. Bunu yapan öğretmen aşağıdaki hangi öğretim ilkesine uygun davranmıştır?
A) Bilinenden bilinmeyeneA) Yakından uzağaA) EkonomiklikA) YaşamayakınlıkE) Güncellik
tn
12. Öğrenci merkezli eğitim anlayışını en iyi yansıtan öğretim ilkesi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Somuttan soyutaA) Öğrenciye uygunluk (Çocuğa görelilik)A) Yakından uzağaA) Basitten karmaşığaE) Ekonomiklik
LUQ
15. Eğitim programı öğelerinden eğitim durumlarının bazı özelliklere sahip olması gerekmektedir. Aşağıdakilerden hangisinde bu özellikler tam olarak gösterilmektedir?
A) Hedeflerle tutarlılık-öğrenciye görelilik-ekonomiklik
A) Hedeflerle tutarlılık-tutarlılık-geçerlilikA) Ekonomiklik-tutarlılık-geçerlilikA) Hedeflerle tutarlılık-anlamlılık-geçerlilikE) Hedeflerle tutarlılık-tutarlılık-ekonomiklik
13. Aşağıdaki kişi-model eşleştirmelerinden hangisi açıklık (ayanilik) öğretim ilkesinin önemini en iyi şekilde vurgulamaktadır?
A) Edgar Dale -Yaşantı KonisiA) Bloom- Tam öğrenmeA) John Devvey- Araştırma, İncelemeA) Gardner- Zeka alanlarıE) Piaget- Bilişsel kuram
CEVAP ANAHTARI
1. B 2.A 3. E 4. B
5. B 6. B 7. C 8. C
9. B 10. D 11.B 12
,B
13.
A 14. E 15. A
78- -PROGRAM GELİŞTİRME-
1. Bir öğretmen, toplumu yakından ilgilendiren bir
olayla ilgili olarak dergi ve gazetelerde yer alan
köşe yazısı, resim, röportaj vb. toplamış; bunları
öğrencilerine vermiş; onlardan, bu olayı değişik
boyutlarıyla ele alıp bunlar arasındaki ilişkileri
belirleyerek sonucu sınıfa sunmaları istemiştir.
Bu durumda, aşağıdakilerden hangisini yapan
öğrenci daha üst düzevde bir bilişsel davranış
göstermiştir? (2001 KMS)
A) Olayın başlangıcını, yine olayı
görenlerin
ağzından belirten
A) Olaya ilişkin yazılanların bir
iistesini
hazırlayarak sunan
A) Olayda kimlerin rol aldığını ve
neler
yaptıklarını sıralayan
A) Olayla ilgili malzemeyi, yazı, resim
vb.
şeklinde gruplayan
E) Olayın değişik boyutlannı ve bu boyutlar
arasındaki bağlantıları ortaya koyan
Bilişsel davranışların aşamalı sıralanması, en alt
basamaktan başlayarak; Bilgi, Kavrama,
Uygulama, Analiz, Sentez, Değerlendirme. Bilgi
basamağında öğrenci; hatırlama, tanımlama,
belirleme, tarif etme, söyleme, betimleme,
listeleme, belirtme, seçme ve eşleştirme gibi
eylemleri yapabilir. A, B, C ve D seçenekleri
bilişsel alan davranışların en alt basamağı olan
bilgi basamağına girer. Fakat E seçeneğinde ise,
belirtilen olayın değişik boyutlarıyla belirtilip
öğeleri arasındaki ilişkiler ortaya konmuştur. E
seçeneği analiz basamağında bir davranıştır. Bu
basamakta öğrenciden öğrendiği bilgiyi, ana
hatlarıyla belirlemesi, ayrıştırması ve bunu
nakletmesi beklenmektedir. Analiz basamağında
öğrenci; parçalarına ayırma, bölme, dağıtma,
resimlendirme, sonuç çıkarma, ayırt etme, seçme
ve bağlantı kurma gibi davranışları yapabilir.
(Cevap E)
"Okul toplumdan kopuk olmamalıdır. Okul
toplumun kendisi olmalıdır. Bireyler, okulda
toplumun sorunlarını çözme ve bunların üstesinden
gelme davranışlarını kazanmalıdırlar." görüşünü
savunan program geliştirme yaklaşımında
aşağıdakilerden hangisi ön plâna çıkmaktadır?
(2002 KPSS)
A) İnsan niteliklerini geliştirme
A) Sosyal işlevler
A) Bireysel ihtiyaçları karşılama
A) Yeterlilik
E) Disiplinler
Okulu toplumsal gelişme ve değişimin merkezi
olarak gören program tasarımı yeniden kurmacılık
tasarımıdır. Bu tasarım toplumun sürekli bir
değişmeye zorlandığı düşüncesi üzerine
kurulmuştur. Toplumsal sorunların üstesinden
gelmek ve toplumu daha demokratik bir yapıya
kavuşturmak okulun görevidir. Bu tasarım okulu
toplumun bir laboratuarı olarak görür. Bu görüşün
temelinde eğitimin sosyal işlevi üzerinde
durulmaktadır. Eğitimin görevi toplumsal sorunları
çözmektir.
(Cevap B)
Son yıllarda, araştırma yapma becerileri, problem
çözme becerileri, sosyal beceriler, duyusal alana
yönelik gelişmeler, yaratıcılık gibi özellikler de her
ders ve konu alanının içerisinde ele alınmakta;
öğrencilerin öğrenme sürecinde gösterdikleri
performans ve ortaya koydukları ürün, öğrenci ile
öğretmen tarafından birlikte değerlendirilmektedir.
Bu yaklaşımın amacı aşağıdakilerden hangisi
olamaz? (2002 KPSS)
A) Günlük hayattaki problemlerie başa
çıkma
becerilerini geliştirme
A) Üst düzey becerilerin ölçülmesine
önem
verme
A) Kişilerde toplumsal becerilerin
gelişmesini
destekleme
A) Öğretim etkinliklerini daha çok
öğretmen
merkezli hâle getirme
E) Öğretmenleri çeşitli yöntemlerden
yararlanmaya yöneltme
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 79
Son yıllarda insancı psikolojilerin önem
kazanmasıyla birlikte eğitim programları konu ve
öğretmen merkezli olmaktan çıkmış öğrenciyi
merkeze almış öğrencinin ilgi ve ihtiyaçlarına göre
şekillenmeye başlamıştır. Öğrenciyi merkeze alan
programlarda salt konuların ezberlenmesi değil
yaratıcılık ve problem çözme becerileri temeldir.
Öğrencinin değerlendirme sürecine katılması
öğretim etkinliklerini öğretmen merkezli olmaktan
çıkarır. Öğrenci merkezli programlarda öğrencinin
ihtiyaçları doğrultusunda konular belirlenir. Bu
programlarda öğretmenin görevi, sadece öğrenme
süreçlerine rehberlik etmek, öğrencilere problem
çözme becerilerini kazandırmaktır.
(Cevap D)
5. Öğrencilerin etkili ve kalıcı öğrenmeye sahip
olmalarında aşağıdakilerden hangisi en temel
etkiye sahiptir? (2003 KPSS)
A) Kaynaklardan okumayla
A) Başkalarından dinlemeyle
A) Dinleme ve okumayla
A) Dinleme ve görmeyle
E) Yapma ve açıklamayla
En etkili öğrenme yolu nedir? Elbette öğrencinin
kendi yaşantılarının sonuçlarından öğrenmesi.
Yaparak yaşayarak öğrenme en etkili en kalıcı
öğrenme şeklidir.
(Cevap E)
4. İ lköğretim i lk yı l larında, bir derste
gerçekleşti ritecek öğretme öğrenme
etkinliklerinin sıra ve düzeni belirlenirken
aşağıdakilerden hangisinin göz önünde
tutulması doğru olmaz? (2002 KPSS)
A) Kolaydan - zora doğru ilerleme
A) Bütünden parçaya ve sonra tekrar
bütüne
gitme
A) Yakın çevreden uzağa doğru gitme
A) Soyut kavramlara öncelik verme
E) Bugünden geçmişe doğru gitme
İçerik; somuttan, soyuta; basitten, karmaşığa,
kolaydan, zora; parçadan. bütüne veya bütünden
parçaya günümüzden, geçmişe; olaylardan,
kavram ve genellemelere yakın çevreden, uzağa
doğru düzenlenmelidir. Özellikle ilköğretimin ilk
yıllannda öğrencilerin zihinsel becerileri soyut
kavramları öğrenme açısından sınırlıdır. İçerik
kolaydan zora, somuttan soyuta doğru
düzenlenmelidir.
(Cevap D)
tn"occLU Q
'EUJ
Sınıf içi öğretim etkinlikleri düzenlenirken yaşama yakınlık ilkesi üzerinde önemle durulmalı ve etkinlikler bu doğrultuda uygulanmalıdır.
Aşağıdakilerden hangisi, öğretmenin bu ilkeyi uyguladığının bir göstergesidir? (2003 KPSS)
A) İhtiyaç duyulan bilgi ve becerileri öğretmesi
A) İçeriğe ayırdığı süreyi azaltması
A) Kendisinin öğretim sürecinin merkezinde
yer
alması
A) İçeriğin eksiksiz ezberlenmesinde
önem
vermesi
E) Sınıf içinde bireysel çalışmayı özendirmesi
Eğitim durumları öğrencinin ihtiyaçlannı giderici
nitelikte olmalıdır. Öğrenci içinde bulunduğu
eğitsel yaşantıdan zevk almalıdır. Öğrencinin
yaşamından kopuk öğrenme yaşantıları hem ilgi
çekici değildir hem de öğrenci ihtiyaçlarına
cevap vermez. Eğitim durumlarmın (öğretim
etkinlikleri) yaşama yakın olması öğrencinin
güniük hayatta karşılaşacağı problemleri
içermesi demektir. Öğrenci için anlamlı öğretim
onun günlük hayatta kullanabileceği biigi ve
becerileri içermelidir. Eğitim durumlarının
başarılı olabilmesi için de öğrencinin diğer
yaşantılarıyla kaynaşık olması gerekir.
(Cevap A)
80- -PROGRAM GELİŞTİRME-
7. Öğrenci, öğretim sürecine bizzat katılmalı, okumalı,
yazmalı, konuşmalı, tartışmalı ve bilgiyi geçmiş
yaşantılarıyla ilişkilendirmelidir.
Yukarıdaki açıklamada, aşağıdaki öğretim
ilkelerinden hangisiyle doğrudan ilgilidir? (2003
KPSS)
A) Öğretmen, öğrencileri içeriğe
yönlendirmelidir.
A) Öğrencilerin olgu ve olayları çok yönlü
olarak
değerlendirmesi sağlanmalıdır.
A) Öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyi
dikkate
alınmalıdır.
A) Bilginin teorik temellerine inilmelidir.
E) Öğrencilerin yaşayarak öğrenmesi
sağlanmalıdır.
Öğrencinin öğretim sürecine katılması yani
öğretim süreçlerinde aktif olması yaşayarak
öğrenmedir. (yaşayarak öğrenme sorusu 2003 ve
2001 yıllarında soruldu. Bu kez en etkili öğrenme
yolu nedir diye sormamış, açıklamasını verip
öğretim ilkesini soruyor) En etkili öğretme
süreçleri öğrencinin eğitimin merkezine alınıp,
öğrenci ihtiyaçlarına göre düzenlenen ve
öğrencinin aktif olarak katıldığı yani yaparak
yaşayarak öğrendiği öğretme süreçleridir.
(Cevap E)
Öğrenci düzeyine uygunluk ilkesinin sınıf
içinde etkili bir biçimde uygulanması için
aşağıdakilerden hangisine öncelik verilmelidir?
(2003 KPSS)
A) İçeriğin açık, net ve anlaşılır bir
biçimde
sunulması
A) Öğrencilerin hazırbulunuşluk
durumunun
dikkate alınması
A) Öğrenciler arası etkileşimin artması
A) Grupta çalışma tekniklerinin uygulanması
E) Öğretmenin öğretim sürecinin dışında kalması
Öğretim içeriği öğrencinin beklentilerine,
amaçlarına uygun ise öğrencinin etkin katılımı
dolayısıyla da öğrenme düzeyi yükselir. Öğretimin
içeriği, öğrencinin beklentilerine cevap vermiyor
ve öğrencinin amaçlarını gerçekleştirmiyorsa
öğrenme düzeyi düşer. (N. Senemoğlu; Gelişim
Öğrenme ve Öğretim, S. 383). Öğrencilerin
düzeylerine uygun düzenlenen eğitim ortamları
öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyi dikkate
alınarak planlanır. Hazırbulunuşluk ön
öğrenmeler, yeni bilginin kolayca kazanılmasında,
etkil i olduğu gibi, yeni bilginin nasıl
kazanılacağına yol göstermede de etkili olur.
(Cevap B)
8. Öğretme-öğrenme süreçleri üzerinde
aşağıdakilerden hangisinin etkisi en azdır ?
(2003 KPSS)
A) Öğrencilerin
A) Öğretmenlerin
A) Öğretim programlarının
A) Doğal çevrenin
E) Ölçme değerlendirme süreçlerinin
Bu süreçlerde temel unsur öğretmen ve
öğrencidir. Öğretme öğrenme süreçleri bir düzen
çerçevesinde olduğu için asla programdan kopuk
düşünülemez. Ölçme değerlendirme süreçleri de
program içinde eğitim durumlarının sınandığı
süreçtir. Ölçme sonuçlarına göre, öğretme
öğrenme süreçlerinin etkililiğine karar verilir ve
ileri süreçler için önerilerde bulunulur. Doğal
çevrenin etkisi diğerlerine göre azdır.
(Cevap D)
10. Öğretim sürecinde önemli olan bireyin gereksinim
duyacağı yararlı ve kullanılabilir bilgilerin
öğretılmesidır. Bu görüş, aşağıdakilerden
hangisini önemli kılmaktadır? (2004 KPSS)
A) Açıklık
A) Bütünlük
A) Yaşama uygunluk
A) Düzeye uygunluk
E) Somutluk
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 81
Eğitim programlarının içerik öğesi, öğretilecek
konu kapsamıdır. İçerik toplumsai, bireysel ve
konu alanı ihtiyaçlarına cevap vermelidir. Bireyin
ihtiyaçlarına cevap veren içerik bireyin günlük
hayatta kullanabileceği bilgilerden oluşur. Açıklık
ilkesi konuların net, anlaşılır ve farklı yorumlara
kapalı oluşudur. Bütünlük anlatılacak konunun
anlamlı bir bütün şeklinde organize edilmiş
olmasıdır. Düzeye uygunluk içeriğin öğrencinin
düzeyine uygun olmasıdır (birinci sınıftaki
çocuklara elementler anlatılmaz). Somutluk ilkesi,
konunun somutlaştırılarak öğrencinin anlamasını
kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesidir (ilk
sayma işlemlerinin fasulyelerle yaptırılması gibi).
(Cevap C)
Q"o tr.UJ
o 'ELU
m
Eğitim Durumlarının Özellikleri
1) Hedefe Görelik: Eğitim durumları belli
davranışları geliştirici nitelikte olmalıdır. Hangi
hedef için uygulanıyorsa o hedefe hizmet
etmelidir. Ayrıca öğrencileri üst düzey
öğrenmelere taşır nitelikte olmalıdır.
2) Öğrenene Görelik: Öğrencinin
ihtiyaçlarına
yönelik yani onu tatmin edici olmalıdır. Eğitim
durumları öğrencinin hazırbulunuşluk düzeyine
yani öğrencinin yaş ve olgunluğuna uygun
olmalıdır.
2) Ekonomiklik: Yaşantı, araç ve
öğretme
zamanı açısından ekonomik olmalı, birden fazla
davranış kazandırmalı, diğer yaşantılarla tutarlı
olmalı, diğer yaşantılarla kaynaşık olmalı.
(Demirel Ö., Eğitimde Program Geliştirme, S. 149-
150)
Buna göre eğitim durumları öğrencinin diğer
yaşantılarından bağımsız değil onlarla tutarlı ve
kaynaşık olmalıdır.
(Cevap D)
11. Aşağıdakilerden hangisi, öğretme-öğrenme
sürecindeki yaşantıların sahip olması gereken
özelliklerden biri değildir? (2004 KPSS)
A) Öğrencinin ihtiyaçlarını karşılama
A) Öğrencinin öğrenmelerini üst düzeye taşıma
A) Hedefle ilgili davranışı kazandırma
A) Öğrencinin diğer yaşantılarından
bağımsız
olma
E) Öğrencinin yaş ve olgunluğuyla tutarlı olma
'ö ÜJ
82- -ÖĞRETİM İLKE VE TEKNİKLERİ.
Öğrenmeyi kılavuzlama faaliyeti yani öğrenci merkezli bir stratejidir. Öğrenme sürecinde bilgiyi keşfeden öğrencidir. Bilişsel öğrenme kuramından etkilenmiştir. Jerome Bruner tarafından geliştirilmiştir. Bu yaklaşım belli bir problem ya da konu alanı ile ilgili verileri toplayıp, analiz ederek, bütüne ulaşmayı sağlayan, öğrenci etkinliğine dayanan bir öğretim stratejisidir.
Buluş yoluyla öğretim, öğrencinin kendi etkinliklerine ve gözlemlerine dayalı olarak yargıya varmasını
teşvik edici bir stratejidir.
Öğretmenin öğretim konusuyla ilgili verdiği örneklerden ve örnek olmayanlardan öğrencilerin kurallara ve genellemelere ulaşması amaçlanır. 1968 yılında hazırlanan iikokul ders programları, 1965 yılında Bruner'in ortaya koyduğu sisteme göre hazırlanmıştır.
A. BULUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM STRATEJİSİNİN İLKELERİ
1. Motivasyon:
Bruner'in öğrencilere yönelik varsayımları şunlardır:
Merak: Buluş yoluyla öğretim stratejisinin uygulanmasında: öğrencilerde öğrenilecek konuya karşı merak uyandırmak önemli bir noktadır. Öğrenci merak ve öğrenme arzusu ile doğar. Öğrencide merak duygusu geliştirilmelidir. Bunun içinde belirli bir düzeyde belirsizlik oluşturulmalıdır. Ancak yaratılan belirsizlik düzeyi çok iyi ayarlanmalıdır. Aşırı belirsizlik, öğrencide kargaşaya yol açar. Problem çözme için yeterli ipuçları bulunmayan öğrenci, bir müddet sonra öğrenmeye çaba harcamaktan vazgeçer.
Başkalarıyla birlikte olma isteği: Bu duygu çocuklarda birlikte iş yapmayı (işbirliği-küme çalışması) ortaya çıkarır.
ÖĞRETİM İLKE VE TEKNİKLERİ I Buluş Yoluyla Öğrenme Stratejisi
o 'oUJ t£> O O C\î
Başarılı Olma Güdüsü: Öğrenci yapay problemler ile karşı karşıya getirüerek, doğuştan gelen başarılı olma güdüsü tatmin edilebilir.
Bruner'e göre; öğrenciyi harekete geçiren en önemli güdüler; merak, başarılı olma ve başkalarıyla birlikte olma isteğidir.
2. Yapı
•65535 Bilgi öğrencinin yaşına, yeteneğine ve geçmişyaşantılarına uygun olmahdır. Öğretimolabildiğince öğrenci düzeyine indirilmelidir.
•65535 Öğrenme konularının, öğrenci için anlamlı,faydalı ve hatırlanabilir nitelikte olmasınısağlamak gereklidir.
•65535 Bilgi, kavram ve ilkelere dayandırılmalı vebütünlük göstermelidir. Öğrenci bilgiyi kendioluşturmalı ve yapılandırmalıdır.
3. Sıralama
Zihinsel gelişimin sıralaması vardır. Bu nedenle yaşantılar buna uygun olmalıdır. Bilginin düzeni ve sırası öğretim ilkelerine uygun olmalıdır.
4. Pekiştirme
Bruner'e göre öğrencilerin öğrenme işinde başarılı olmaları, bir problemi kendi başına çözmeleri, yeni bir bilgiyi kendi kendilerine bulmaları bir pekiştireç rolü oynar. Bu stratejide dış pekiştireç değil, iç pekiştireç daha önemlidir.
Buluş yoluyla öğretim stratejisinde; öğrencinin öğrenmeye karşı olumlu tutum geliştirmesi için bilgilerin ve konuların öğrencide merak uyandırması, konuların anlamlı, aşamalı ve öğrenci seviyesine uygun olması gerekir.
Bu stratejide ömekler ve öğretmenin soracağı sorular önemli bir yer tutar. Ömeklerin kuilanılması aşağıdaki çizelgede gösterilmektedir. Örneğin kuşlar öğretilirken;
ve
-EĞİTİM BİLİMLERL 83
Örneklerin kullanılması
I.Öğretmenin örneği sunması
2.Öğrencilerin örneği tanımiaması
3.Öğretmenin örnek sunması
4.Öğrencilerin ek örneği tanımlaması ve karşılaştırması
5.Öğretmenin örnek olmayanı sunması:
6.Öğrencilerin örnek olanla olmayanı karşılaştırması ve örnek olmayanı belirlemesi
7.Öğrencilerin tanımı yapması, ilke ve geneliemelere ulaşması
8.Öğrencilerin yeni örnekler vermesi
"Kuşlar familyası"
Sınıfa kuşlarınfotoğrafları veyabelgesel filmlerigetirilerek öğrencileresunulur.
Öğrenciler gözlemlerisonucunda örneğiaçıklarlar.
Öğretmen
kuşlarfamilyasından başka örnekler öğrenicilere sunar.
Öğrenciler ikinci verilen ömekleri tanımlar ve birinciyle karşılaştırır.
Öğretmen kuşa benzer ancak kuş olmayan bir örneği sunar.
Öğrenci zıt ömekleri karşılaştırarak, örnek olamayanı belirler.
Öğrenciler verilen bütün bu örneklerden yola çıkarak kuşun tanımına ulaşır.
Öğrenciler
familyasına verir.
"otcIU
Uâ
'O UJ
oLU>
3. Öğrencilerin ulaşacakları hedefler ve sonuçlarbaşlangıçta söylenmemelidir.
3. Seçilen problem, soru ve örnekler öğrencilerinilgi alanlarına yönelik olmalıdır.
3. Öğrenci doğru yanıtı buluncaya kadar öğretimsüreci sürdürülmelidir.
3. Konular arasındaki bağlantıları kurucu açıkuçlu sorular sorulmalı ve yanıtları gerekçeliolmalıdır.
7. Kavram öğretiminde örneklerdenfaydalanılmalı ve örnekler ile örnek olmayanlarbirlikte verilmelidir.
8. Öğrencilere verilen sözel ipuçları, resim veşemalar kavramlar arasındaki ilişkilerigörmelerini sağlamalıdır. (Sürüngenlerkonusu: çeşitli sürüngen resimlerininbenzerlikleri ve farklılıklarını bulur)
8. Öğrenciler sezgisel düşünme için teşvikedilmelidir. Bu amaçla öğrencinin herdüşüncesine saygı duyulmalıdır.
8. Ömeklerin uygunluğu konusunda öğretmentartışma açmalı ve ifadelerinigerekçelendirmelerini istemelidir. Öğretmentartışmaların bir başka konuya kaymasına izinvermemelidir.
8. Etkin ve başarılı bir öğretim için öğrencigrubunun gelişim düzeyleri, bireysel ilgi veözelliklerinin iyi bilinmesi gereklidir.
C. FAYDALARI
1. Buluş yoluyla öğretimde, öğrenciler kendibuldukları bilgileri daha önemli gördükleri
Çizelge 1. Kuşlar Konusunun Örnekle Açıklanması Örneği
B. ETKİLİ KULLANIM İLKELERİ
1. Öğretmen öğrencilerin kendileriningenellemelere ulaşmasına yardım etmelidir.
1. Sınıfta işbirliğine dayalı öğretim, "takım ve
ek
kuşlar
için, bunlar daha kalıcı olmaktadır.
1. Öğrencileri araştırma yapmaya teşviketmesi, güdülemesi ve öğrencileri kendikendine öğrenmeye yönlendirmesi gibiolumlu yönleri bulunmaktadır.
1. Öğrencilerin problem çözme becerisinigeliştirmektedir.
D. SINIRLILIKLARI
1. Bi lgi öğrenciye hazır biçimde verilmediğinden, sorular ve düşündürme yoluyla öğrenmenin sağlanması gereklidir ve bu ek süreler gerektirir. Tanıma ulaşmak fazla zaman alabilir, maliyeti yüksektir.
84- -OĞRETİM İLKE VE TEKNİKLERİ.
2. Öğretmenin ön hazırlığı iyi yapması veöğrencilerin katılımını artırıcı, merakuyandırıcı sorular ve örnekler hazırlamasıgerekir. Bu nedenle, öğretmenin soruhazırlama tekniklerini iyi bilmesi gerekir.
2. Tek tip ve sadece öğretmenin belirlediğiproblem durumlarıyla öğrenciler serbestdüşünemeyerek, bilgiye ulaşmada isteksizolabilirler.
2. Her zaman öğrenci tanıma ulaşamaz.
Öğrenme işinin zorluğu dikkate alındığında, öğrencilerin araştırmaya ve incelemeye çok hevesli olmayacakları, bu nedenle buluş stratejisinin başarısının düşük olacağı savunulabilir. Bruner'de bu kaygıyı ifade eder ve öğrencinin öğrenmeye karşı olumlu tutum takınmasının başarı şansını yükselteceğini ifade eder.
E. SUNUŞ VE BULUŞ YOLUYLA ÖĞRETİM
STRATEJİSİNİN ORTAK YÖNLERİ1. İki yaklaşımda öğrencinin aktif olarak
öğrenmesürecine katılmasını gerektirir.
1. Her iki yaklaşımda da öğrencilerin önöğrenmelerinin harekete geçirilmesi ve yeniöğrenmelerle ilişkilerinin kurulması önemlidir.
1. Üçüncü ortak özelliği de her yeni öğrenmeninsürekli olarak bireyin zihninde bir takımdeğişmelere neden olduğu konusundaki görüşbirliğidir. Diğer bir ifadeyle, her iki yaklaşımdabilişsel bir nitelik taşımaktadır ve anlamlıöğrenmenin oluşturulmasını savunmaktadır.
1. Ausubel de Bruner gibi yeni bilginin hiyerarşik birsıra içinde organize edilerek öğrenildiğinisavunmaktadır. Ancak, Bruner bu bilgininözelden genele (tümevarım/örnek-kural),Ausubel'de genelden özele doğru(tümdengelim/ilke-örnek) oluştuğunusavunmaktadır.
Kavramların benzerlik ve farklılıklarını ortaya koyacak şekilde yapılan örgütlemedir. Bu örgütleyiciler daha önceden öğrenilmiş veya bilinen bir konuyu hiç bilinmeyen bir konuyla karşılaştırır ve ilişki kurar.
Yukarıda tanımlanan örgütleyici tanımı ve uygun öğretim stratejisi aşağıdakilerin hangisinde doğru olarak verilmiştir?
A) Açıklayıcı-Duyuşsal yaklaşımA) Örgütleyici-Buluş yoluylaA) Karşılaştırıcı-Buluş yoluylaA) Açıklayıcı-YapısalcıE) Karşılaştırıcı-Sunuş yoluyla
Tümevarım yöntemi kullanılır. Öğrenci aktif bir şekilde derse katılarak ilke, olgu, tanım ve genellemelere ulaşır. Öğretmen ise öğrencilere ömekler, örnek olmayanlar sunarak, öğrencilerin tanım ve ilkelere ulaşmasına rehberlik eder.
Yukarıda belirtilen hususlar aşağıdakilerden hangi öğretim stratejisinde geçerlidir?
A) Probiem çözmeA) Tam öğrenmeA) Araştırma-incelemeA) BuluşE) Sunuş
CEVAPLIKAVRAMA
3. Aşağıdakilerden hangisi buluş yoluyla öğretim stratejisinin ilketerinden biri değildir?
A) MotivasyonA) Yapılandırılmış buluşA) SıralamaA) YapıE) Pekiştirme
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 85
4. Aşağıdakilerden hangisi buluş yoluyla öğretim stratejisinin temellerini atan Bruner'in öğrencilere yönelik varsayımları arasında sayılamaz?
A) Bütün insanların başarılı olma güdüsü vardır.A) Bütün insanlar başarılı olma
güdüsünesahiptir.
A) Bütün insanlar merak duygusuyla doğarlar.A) Bütün insanlar öğrenme arzusuyla doğarlar.E) Bütün insanlar akıllıdır.
7. I.Öğrencilerin yeni örnekler vermesi
ll.Öğretmenin örneği sunması
lll.Öğrencilerin tanımı yapması, ilke ve genellemelere ulaşması
IV. Öğretmenin ek örnek sunması
Buiuş yoluyla öğretim stratejisinde, örneklerin kullanılması sırasında öğretmenin belirli aşamaları izlemesi gerekir.
Yukarıda belirtilen aşamaların uygun dizilişi aşağıdakilerden hangisidir?
A) I-IV-III-IIA) IV-III-II-IA) II-IV-III-IA) I-IV-III-IIE) II-III-I-IV
5. Aşağıdakilerden hangisi buluş yoluyla öğretim stratejisinde öğretmenin görevleri arasında değildir?
A) Öğretmen öğrencide merak ve keşfetmeduygusu uyandırıcı etkinlikler yapar.
A) Öğretmen öğrencileri araştırmaya, deneyyapmaya ve ilgili ilke ve kavramları bulmayateşvik eder.
A) Öğretmen öğrencilere deneyim kazandırarak,bilgiye kendilerinin ulaşmalarını sağlar.
A) Öğretmen sınıfta işbirliğine dayalı öğretimyöntemlerini (takım, grup çalışması) uygular.
E) Öğretmen dersin başında öğrencilere neyeulaşacaklarını ifade eder.
Aşağıdakilerden hangisi buluş yoluyla öğretim stratejisinin uygulanmasına yönelik etkili kullanma ilkelerinden biri değildir?
A) Öğretmen öğrencilerin kendileriningenellemelere ulaşmasına yardım etmelidir.
A) Sınıfta işbirliğine dayalı öğretim, "takım veküme çalışması" yapılmalıdır.
A) Öğrencilerin ulaşacakları hedefleri vesonuçları başlangıçta söylenmemelidir.
A) Seçilen problem, soru ve örnekler öğrencilerinilgi alanlarına yönelik olmalıdır.
E) Öğrenci doğru yanıtı buluncaya kadar öğretimsüreci sürdürülmemelidir.
6. Ders eylemsel (deney yapmak, eylemi kendisi yapmalıdır)-imgesel-sembolik (karara varıp son cümleyi söyleme) sıra şeklinde işlenir.
Dersin bu şekilde işlendiği öğretim yaklaşımı/stratejisi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sunuş yoluylaA) Buluş yoluylaA) Araştırma-inceleme yoluylaA) ProjeE) Tamöğrenme
9. Buluş Yoluyla Öğretim stratejisine ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Özellikle alt düzey hedef-davranışların (bilgi-kavrama) öğrencilere kazandırıimasındakullanılmalıdır.
A) Yönlendirici sorularla öğrenciler cevabı tahminetme konusunda cesaretlenmelidir.
A) Öğrencilere verilecek örnek durumlar öncedenhazırlanmalıdır.
A) Öğretmen stratejiyi önceden çok iyiplanlamalıdır.
E) Stratejinin uygulanması esnasında değişikyöntem, araç-gereçler ve oyunlarkullanılmalıdır.
86- -ÖĞRETİM İLKE VE TEKNİKLERİ-
10.1. Öğrenciye kısa zamanda çok bilgi aktarılmasında kullanılır.
II. Sezgisel düşünme önemli bir yer tutar.
II. Öğretmen yönlendirici rolündedir
IV. Bilişsel öğrenme kuramından etkilenmiştir.
V. Öğrenciyi buluşa götürmede organizeedicilerden yararlanılır.
Yukarıda verilen ifadelerden hangisi/hangileri buluş yoluyla öğretim stratejinin özelliklerinden biri değildir?
A) I-II-IVA) I-VA) I-IV-VA) II-III-VE) IV-V
13. Sezgisel düşünme, aşağıdakilerden hangi öğretim stratejisinde önemli bir yer tutar?
A) Buluş yoluyla öğretimA) Sunuş yoluyla öğretimA) TamÖğrenmeA) Araştırma-incelemeE) İşbirlikçi öğretim
14. Öğretmenin rehberliğinde konuyla ilgili örneklerin açıklanması, karşılaştırılması, örnek olanla olmayanın belirlenmesi, tanım, ilke ve genellemelere ulaşılması ve öğrencilerin yeni ömekler vermesini öngören öğretim yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Sunuş yoluyla öğretimA) ProblemÇözmeA) BenzetimA) İşbirliğine dayalı öğretimE) Buluş yoluyla öğretim
11. Buluş yoluyla öğretim stratejisinde ilk adım aşağıdakilerden hangisidir?
A) Öğretmenin ek ömekler vermesiA) Öğrencilerin ömekleri betimlemeleriA) Öğretmenin ömekleri sunmasıA) Öğrencilerin ek örnekleri betimlemesi veöncekilerle karşılaştırmalarıE) Öğretmenin ek örnekleri ve örnek olmayan
durumları sunması
12. Öğrencinin kendi etkinliklerine ve gözlemlerine dayalı olarak yargıya varmasını teşvik edici bir yaklaşımdır. Öğrencilere sorularla rehberlik edilerek, öğretim konusuyla ilgili verdiği örneklerden ve örnek olmayanlardan öğrencilerin kurallara ve genellemelere ulaşması amaçlanır.
Yukarıda özellikleri verilen öğretim stratejisi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yapısalcı anlayışA) Buluş yoluyla öğretimA) Sunuş yoluyla öğretimA) TamöğrenmeE) Problem çözme
15. Öğretmen kazandırılacak amaç ve davranışları belirler. Bulunması gereken ilke kavram ya da çözümle ilgili verileri, örnekleri vb. organize eder. Öğretmen öğrenciye bazı yönergeler ve işaretler (ipuçları) verir. Sorular sorarak öğrencilerin ellerindeki verileri analiz etmelerine ve sonuca ulaşmalarına yardım ve rehberlik eder.
Yukarıda bahsedilen öğrenme yolu/yaklaşımı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yapılandırılmış buluşA) SunuşA) TamöğrenmeA) Yapılandırılmamış buluşE) Yapılandırılmış sunuş
CEVAP ANAHTARI
1.E 2.D 3.B 4. E
5. E 6. B 7.C 8.E
9.A 10. B 11.C 12. B
13. A 14. E 15. A
-EĞİTİM BİLİMLERl 87
1. Öğretmenin bu yaklaşımı, aşağıdaki öğretim yöntemlerinden hangisine örnek olabilir? (2001 KMS)
A) Gösteri yoluyla öğretimA) Sınıf tartışmasıA) Buluş yoluyla öğretimA) RoloynamaE) Sunuş yoluyla öğretim
Üçgen ve kare kavramları arasında kurulan ilişki sonucu öğrenci ler üçgenin alanının hesaplanmasını bulmuştur. Öğretmen öğrencilere sorular yöneltip cevaplar için gerekli sürede beklemiştir. Öğrenciye yönelttiği sorularla yani amaca hizmet eden sorularla öğrencinin kavramlar arasındaki ilişkileri kavramasına yardımcı olmuştur. Ömekteki çalışma bir grup çalışması değildir. Öğrenciler gruplara ayrılıp b i rb i r ler iy le etk i leş iml i b i r çal ışma yürütmemişlerdir.
(Cevap E)
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
Bruner, öğrenmede konu alanı yapısının anlamının önemini vurgulamıştır. Bu yapıyı doğru anlayabilmenin yolunun ise, bireyin öğrenmede aktif olması ve buluş yapması olduğunu savunmuştur. Ayrıca, öğrenmede tümevarım, usavurma yolunun üstünlüğünü benimsemiştir. Buluş yoluyla öğrenme, öğrencinin kendi etkinliklerine ve gözlemlerine dayalı olarak yargıya varmasını teşvik edici bir öğretim yaklaşımıdır. Bruner'e göre öğretmenin yolu, önceden paketlenmiş bilgiyi öğrenciye sunmaktan çok, öğrencinin kendi kendine öğrenebileceği ortamı oluşturmaktır. (N. Senemoğlu; Gelişim Öğrenme ve Öğretim, s.468) Örnekte de öğretmen öğreteceği konuyu yapılandırıp, öğrencilere çeşitli sorular sorarak onları konu üzer inde düşünüp çözümü bulmaya yönlendirmiştir. Üçgenin alanının formülünü vermek yerine öğrencilerine bu formülü buldurmuştur.
(Cevap C)
Bu örnek için aşağıdaki önerilerden hangisine uyulması durumunda öğretimin etkisi en aza iner? (2001 KMS)
A) Her sorunun sınıftaki gönüllü öğrencilertarafından ayrı ayrı yanıtlanması istenebilir.
A) Öğrencilerin tahtaya gelme yerine oturduklarıyerden konuşmaları istenebilir.
A) Cevap verebilmeleri için öğrencilere zamantanınabilir.
A) Her öğrencinin, kağıttan paralel kenar kesipbunun üzerinde çalışması sağlanabilir.
E) Paralel kenarın alanının nasıl bulunacağıöğrencilere önceden söylenebilir.
2. Bu süreçte, aşağıdakilerden hangisine yer verilmemiştir? (2001 KMS)
A) Kavramlar arasında ilişki kurmaA) Öğrenci katılımını sağlamaA) Öğrenciyi sorularla yönlendirmeA) Öğrenciye düşünme süresi vermeE) Grup çalışması yaptırma
Buluş yoluyla öğretim stratejisinde öğretmen bilgi, kavram ilke ve genellemeleri uygun yaşantılar kazandırarak öğrencilere buldurur. Bu süreçle ulaşılacak nokta (bilgi) önceden verilmez, uygun etkinliklerle öğrencilere buldurulur.
(Cevap E)
88- -OGRETIM ILKE VE TEKNIKLERL
4. Aşağıdakilerden hangisi buluş yoluyla öğrenme yaklaşımını uygulamaya çalışan bir öğretmenin yapmaması gereken bir davranıştır? (2001 KMS)
A) Konuyu değişik örneklerle açıklamakA) Öğrencilerin dikkatini anlatacağı
konuüzerinde toplamak
A) Öğrencileri, düşünme süreçlerindenyararlanmaya özendirmek
A) Ulaşılması gereken sonucu öğrencileresöylemekE) Öğrencilerden, öğrenilenleri gerekçeleriyle
açıklamalarını istemek
5. Eğitim - öğretim sürecinde önce öğrencilere belli yaşantılar kazandırmakta, sonra da öğrencilerden bu yaşantıları üzerinde düşünerek verilen duruma bir açıklama getirmeleri, soruna çözüm önermeleri, genellemelere varmaları vb. istenmektedir.
Bu yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir? (2002 KPSS)
A) Buluş yoluyla öğrenmeA) Öğretimde proje yöntemiA) Bireyselleştirilmiş öğretimA) Sunuş yoluyla öğretimE) Tamöğrenme
Bruner'e göre, bilişsel gelişimin temel amacı, bireye dünyanın ve gerçeğin bir modelini sağlamaktır. Bu model, bireyin çevresindeki nesneler, kişiler, sözcükler ve fikirlerle etkileşim kurarak geçirdiği yaşantılar sonucu bilgilerin belleğe depolanmasıyla oluşur. Modeller bireyin yaşamında karşılaştığı problemleri çözmesine yardımcı olur. Öğretimin amacı öğrencilere konunun temel yapısını kavratmaktır. Belli bir alanla ilgili temel fikirler, kavramlar, ilkeler, yöntemler, kavram ve ilkeler arasındaki ilişkiler konunun yapısını oluşturur. Bruner' e göre konunun temel yapısı basit bir şekil, şema, ilkeler kümesi ya da formül ile ifade edilebilir. Bruner'e göre, öğrenciler konunun temel yapısını (kavramları, ilkeleri) tümevarım yoluyla keşfeder. Bu amaçla öğretmen öğrencilere çok fazla örnek sunmalıdır. Öğrenci bu özel örneklerdeki benzerlik ve farklılıkları gözleyerek, inceleyerek genel yapıyı keşfeder. Buluş yoluyla öğrenmede D seçeneğinde olduğu gibi ulaşılması gereken sonuç öğrenciye konunun başında söylenmez öğrenciden bulması beklenir. D seçeneğindeki yaklaşım sunuş yoluyla öğretim için geçerlidir.
(Cevap D)
Öğretim stratejilerinden özelden genele, yani örnek yaşantılardan sorun çözümüne ve genellemelere ulaşma buluş yoluyla öğretimdir. Buluş yoluyla öğretim örnekte belirtildiği gibi doğrusal bir sırada parçadan bütünedir. Öğrenciye ilk önce örnekler ve belli yaşantılar verilir ve öğrenciden bu yaşantılardan genellemelere varması beklenir. Buluş yoluyla öğrenme öğrencinin kendi yaşantıları ve etkinliklerine dayalı olarak yargılara ve genellemelere varmasını teşvik eden bir öğretim yaklaşımıdır.
(Cevap A)
Buluş yoluyla öğretim yaklaşımında, öğretmenin temel görevi aşağıdakilerden hangisidir? (2003 KPSS)
A) Öğrencilere bulamayacakları bilgileribulmalarında yardımcı olma
A) Anlaşılması zor olan konuları anlaşılır halegetirici önlemler alma
A) Öğrencileri, grup halinde çalışmaya veöğrenmeye özendirme
A) Öğrencilere, deney, gözlem, vb.nin nasılyapılacağı konusunda yardımcı olma
E) Öğrencilere deneyimler kazandırarak, bilgiyekendilerinin ulaşmasını sağlama
-EGITIM BILIMLERI- 89
Buluş yoluyla öğretim yaklaşımı öğrenciye bilgiyi doğrudan vermeyi reddeder. Öğrenci verilen örnek durumlardan çözümlere, genellemelere ulaşmalıdır. Bu yaklaşımın en önemli iş görüsü öğrenciyi ezberci yapıdan kurtarıp, problem çözme becerisi kazandırmaktır. Öğrenci bu yolla bilgiyi direkt olarak almaz sadece bilgiye nasıl ulaşacağını öğrenir. Yani temel esas öğrenciye öğrenmeyi öğretmektir.
(Cevap E)
8. Dersi anlatırken tümdengelim metodunu uygulayan anlamlı öğrenmeyi sağlamak isteyen bir öğretmen aşağıdakilerden hangîsini amaçlamış olabilir? (2005 KPSS)
A) Ezberleme becerisi kazandırmaA) Güdülemeyi artırmaA) Bilgiyi saklama gücünü geliştirmeA) Kavramların derinliğine öğrenilmesiE) Benzer kavramları gruplama
(Cevap D)
m"o tr
îr
'm
7. Öğrenciler tarafından öğretmenin rehberliğinde t3 konuyla ilgili örneklerin açıklanmasını, -| karşılaştırılmasını ve örnek olmayan durumların =| ayırt edilmesini, özelliklerin, ilişkilerin ve ilkelerin vurgulanmasını ve benzer etkinlilerle yeni örneklerin geliştirilmesini içeren öğretim yaklaşımına ne denir? (2003 KPSS)
A) Sunuş yoluyla öğretimA) Buluş yoluyla öğretimA) Tam öğrenme yoluyla öğretimA) Birebir (bireysel) öğretimE) Programlı öğretim
Öğrenciye ilk önce konuyla ilgili örneklerin ve örnek olmayan durumların veriimesi ve öğrencinin bunlardan hareketle genelleme ve ilkelere vardığı yaklaşım buluş yoluyla öğretimdir (tümevarım). Sunuş yoluyla öğretimde öğrenciye ilk önce genel yapı veriiir ve sonra bu genel yapıyı açıklayıcı örnekler sunulur.
(Cevap B
|
90- -REHBERLİK (PDR)_
4. Eğitim Kademelerine Göre RehberiikHer eğitim kademesindebulunan öğrencilerinproblemleri, rehberlik vepsikolojik danışmaihtiyaçları, soruniarı
birbirinden farklıdır.İhtiyaçları ve sorunları Şfarklı olan öğrencileri aynırehberlik hizmetininverilmesi de beklenemez.Eğitim kademelerine göre öğrencilerin gelişimihtiyaçları ve sorunları farklılık göstermektedir.Bundan dolayı rehberliğin temel ilkeleri aynı olmakkaydıyla her eğitim kademesinde bulunanöğrencilere sunulacak olan rehberlik ve psikolojikdanışma hizmetleri farklılık göstermektedir. Buradaönemli olan nokta, öğrencinin içinde bulunduğugelişim döneminde karşılaştığı gelişim krizleriniatlatmasında gelişim ihtiyaçlarının karşılanmasındaöğrenciyi bilgilendirerek yardım etmektir.Eğitim ve öğretim kademelerine göre rehberlikhizmetieri dörde ayrılmaktadır.a) Okul öncesi eğitimde rehberlika) İlköğretimde eğitimde rehberlia) Ortaöğretimde eğitimde rehberlika) Yükseköğretimde eğitimde rehberlik
1. Okul Öncesi Eğitimde Rehberlik
Okul öncesi eğitimi, zorunlu ilköğretim çağına gelmemiş çocukların (3-6 yaş) sosyal, bilişsel, zihinsel ve hareketsel gelişimini, programlanmış bir eğitim ortamında gerçekleştiren bir eğitim kademesidir.
Gelişim kuramcılarının bir çoğu Freud, Erikson, Piaget gelişimde ilk yılların önemini vurgulamıştır. Özellikle 3-6 yaşlar arasında gelişimin çeşitli alanlarında çok önemü değişmeleri gerçekleştiği konusundaki görüşler, okul öncesi eğitimin önemü olduğu anlayışını doğurmuştur. Oku! öncesi eğitim döneminde çocukların her yönüyle sağlıklı gelişmeleri, okul ortamına uyum sağlamaları ve
REHBERLIK Rehberlik Türleri -2-
kapasitelerini ortaya koyabilmeleri için eğitim çalışmaları rehberlik hizmetleriyle birlikte yürütülmelidir. Okul öncesi, oyun oynama, bedeni kullanma, merakını giderme hayal ve istekleri açığa vurma, bağımsızlığını kazanma gibi ihtiyaçları karşılar. Bu dönemde çocuğun ilgilerini, yetenek ve becerilerini geliştirmek amacıyla çeşitli etkinükler düzenlemek çocuğa kendini sınama ve tanıma imkanları sunmak, çocukların yaptıklarıni izlemek, ona dönüt vermek ve doğru davranışları pekiştirme gerekir. Rehberlik hizmetleri kişisel açıdan kendini kabul, özgüvenini geliştirme, benlik kavramı oluşturma, sosyalleşmeyi sağlama hedeflerine yönelik etkinlikleri kapsar. Eğitsel açıdan, okula uyum ve ilköğretime hazır olma hedefleri esastır.
| 2. İlköğretimde Rehberlik
İlköğretim düzeyinde rehberlik hizmetlerinin sunulmasının bazı gerçekleri şöyle sıralanmaktadır.
a) Öğrencilerin sadece bilişsel kapasiteleriningeliştirilmesi onun eğitildiği anlamına gelmez.Çağdaş eğitim yaklaşımlarının tümünde çocuğuntüm yönleriyle geliştirilmesi amaçlanmaktadır.
a) Rehberlik hizmetleri yoluyla kazandırılacakniteliklerin önemli bir bölümü için kritik dönemlerilköğretim çağı içerisindedir. Daha sonra bu yöndeortaya konacak çabaların sonuca ulaşması ya çokgüç, ya da imkânsız olmaktadır.
c) İlköğretimden sonra iş hayatına atılacak ya daçeşitli üst öğretim kurumlarına yönelmesi gerekenbireyieri bu konuda verecekleri kararların sağlıklıolması için, kendilerine katkı sağlama rehberlikhizmetlerinden mahrum bırakmak çağdaş eğitim vedemokrasi ilkelerine uygun olmayacaktır.
c) İlköğretim düzeyinde çocuğa düzgün konuşma,okuma ve yazma, özetleme, hesaplama gibi temelbecerilerin kazandırılmasının yanı sıra kişilikgelişimini kolaylayacak etkinliklere de yer verilmesiönemlidir.
d) -EĞİTİM BİLİMLERİ-
91
3. Orta Öğretimde Rehberlik
Ortaöğretim, psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerine en çok ihtiyaç duyulan dönem olsa gerek, dünyada ve ülkemizde diğer öğretim basamaklarına göre, orta öğretimde bu hizmetler daha yaygın olarak sürdürülmekîedir,
Bilindiği gibi orta öğretim 15-18 yaş grubunu kapsayan bireyiere bir meslek kazandırmayı, onları yüksek öğretime ve hayata hazırlamayı amaçlayan eğitim basamağıdır.
Orta öğretim kurumlarının aşağıdaki işlevleri yerine getirmesi amaçlanmaktadır.
a) Öğrencilerin ulusal ve milli çerçevedebütünleşmelerini sağlamak.
b) Öğrencilerin bireysel özelliklerini veyeteneklerini azami düzeye kadar geliştirmek.
c) Ülkenin iş ve çalışma yaşamına orta nitelikliinsan gücü yetiştirmek.
d) Öğrencilerin bilim derinleşmelerini sağlamak hazırlamak.
e) Öğrencilerin iş yaşamı ile ilgili sanayi yaygın eğitim ile ilişkiler kurmalarını sağlamak.
vef) Uluslar arası ilişkiler, girişimcilik bilgi
becerilerini artırmak ve yabancı dillerini geliştirmek.
Yukarıda işlevlerin yerine getirilmesinde rehberlik
hizmetlerinin önemii bir rolü olacağı açıktır.
Rehberlik hizmetleriyle ergenin zararlı alışkanlık ve arkadaşlarıyla şiddet ve teröre yönelik gruplara katılması önlenmeye çalışılırken, düzenli çaiışma alışkanlığı edinmesi sağlıklı hedefler belirlemesi, gerçekçi planlamalar yapıp doğru kararlar almasına yardım edebilir. Böylece ergenlerin kendilerini rahatça ifade edebilecekleri, sağlıklı ilişkiler kurabilecekleri demokratik bir ortam sağlanabilir.
İlköğretim ile orta öğretim okullarında psikolojik danışma ve rehberlik hizmetlerinin farklılaşmasını gerektiren unsurlar şöyledir:
1. Öğrencilerin gelişim ve gereksinim ihtiyaçlarıbirbirinden farklıdır.
1. Öğrencilerle kurulan ilişkinin biçimibirbirinden farklıdır.
1. Okulların eğitim programları birbirindenfarklıdır.
1. Öğrencüerin psikolojik gelişim özellikleri
ve teknolojide 'm ve yüksek öğrenime g
Q
GC UJ
ve 4'm
birbirinden farklıdır.
5. Okulların örgütsel niteükleri birbirindenfarklıdır.
5. Rehberlik uygulamalarında kullanılanyöntemler araç ve hizmetlerin aianlarına göretür ve yoğunlukları birbirinden farklıdır.
4. Yükseköğretimde Rehberiik
Önceki basamaklara göre yükseköğretim basamağında eğitim kurumlarının yapı, amaç, işlev ve işleyişindeki değişikliklere ek oiarak yükseköğretimdeki öğrencilerin ergenlik dönemlerinin sonlarında olmaları, onlara sunulacak rehberlik hizmetlerini farklılaştırmaktadır.
Öğrenim süresince barınma, beslenme, akademik başarı, kız-erkek arkadaş ilişkileri, flört, aile kurma, mali destek, sağlık gibi bir çok sorunu halletme, kişilik bütünlüğü ve kimlik kazanma, kendini seçtiği bir meslek için hazırlaması gibi sorunları en uygun tarzda çözmekle yükümlüdür.
Bütün bu ve benzeri sorunların çözümüne yöneiik karar ve planlarında asıl yetkili ve sorumlu olan gencin kendisidir. Bu yetki ve sorumluluklarda gencin desteğe ihtiyacı vardır. Bujdesteği vermesi gereken de rehberlik örgütüdür.
ÇIKMIŞSORU(KPSS2002)
Öğrencilere etkili ders çalışma yollarını öğretmek rehberlik hizmetlerinden hangisine girer?
A) Eğitsel
A) Kişisel
A) Mesleki
A) Ayarlayıcı
E) Önleyici
Okulda öğrencilerin eğitim ve öğretimle ilgili sorunlarını çözmek ve bu konu bilgilendirmek yoluyla yapılan rehberlik eğitsel rehberliktir.
____________________________(Cevap A)
5. Problem Alanlarına Göre Rehberlik
Eğitsel Rehberlik: Adından da anlaşılacağı gibi eğitsel rehberlik öğrencinin eğitim ve öğretimle ilgili sorunlarını çözerek daha etkili ve anlamlı bir eğitim ve öğretim yaşantısı geçirmesi için yapılan yardım
92- -REHBERLİK (PDR)-
hizmetidir. Bireyin yetenek ve ilgilerine uygun bir eğitim dalını seçmesinde ve bu yolda başarılı olmasında kendisine yapılan yardımlardır. Dolayısıyla eğitsel gelişim ve sorunlarla ilgili olarak eğitim sisteminde öğrencilere verilen yardım hizmetlerine eğitsel rehberlik denilmektedir. Eğitsel rehberlik hizmetleri öğrencinin "öğrenmeyi öğrenmesi"ni sağlamaya çalışır. Bu amaçla eğitsel rehberlik kapsamında düşünülebilecek etkinliklere aşağıda örnekler verilmiştir.
?65535 Okula, eğitime uyum sağlama
?65535 Etkili ders çalışma becerileri kazandırma
?65535 Zamanı etkili kullanma becerisi
kazandırma
?65535 Motivasyonu arttırıcı çalışmalar yapma
?65535 Eğitsel kararlar verme ve seçim yapmadayardımcı olma
?65535 Sınav kaygısı ile baş etmeye yardımcı olma
?65535 Okuma alışkanlığı, not tutma becerisi ve dersdinleme becerisi kazandırma
Kişisel / Sosyal Rehberlik:
Bireyin kişisel problemlerinin çözümünde yapılan yardım hizmetidir. Öğrencinin her türlü kişisel sorunlarında yardım etmek esastır. Amaç öğrencinin problemlerini çözerek kendi kendine yeter hale gelmesi ve sağlıklı bir kişilik geliştirmesidir. Kişisel/sosyal rehberlik, öğrencinin kendini tanıması ve anlaması, üstün ve sınırlı yönleri ile kendini kabul etmesi ve geliştirmesi, kendine güvenen, kişilerarası ilişkilerde becerili, kişisel ve sosyal yönden dengeli ve uyumlu bir birey olarak yetişmesine yardım hizmetlerini kapsar (Yeşilyaprak, 2000). Aşağıda kişisel/sosyal rehberlik kapsamında düşünülebilecek etkinliklere örnekler verilmiştir.
♦ İletişim becerileri geliştirme
♦ Problem çözme ve kararverme becerileri geliştirme
♦ Kaygıyla baş etme becerilerigeliştirme
♦ Özgüven geliştirme
♦ Günlük yaşam becerilerigeliştirme
♦ Özsaygı geliştirme
♦ Davranış problemi olanöğrencilere müdahale etme
Bilf>iNotu/
jKişisel rehberlik hizmetini diğerlerinden ayıran en| |önemli fark kişiye özel problemlerle ilgili olduğu için| |daha çok uzman merkezlidir. Bu rehberlikte dahaj |çok uzman psikolojik danışman yardımına ihtiyaç; h/ardır.
Mesieki Rehberlik Kavramları: Öğrencilerin çeşitli meslekleri tanımalan ve kendi özelliklerine uygun olan meslekleri seçmeleri, seçtikleri mesleklere hazırlanmaları ve mesleki yönden gelişmeleri amacıyla yapılan yardım hizmetleridir (Yeşilyaprak, 2000). Mesleki rehberlik üç aşamada gerçekleştirilmektedir.
Mesleki rehberlik sadece meslek seçimine yardım etme olarak düşünülemez. Mesleki Rehberlik kapsamındaki faaliyetleri:
1. Bireyi yeni meslek ve iş imkanları hakkındabilgilendirmek
2. Bireyin mesleki yanlış algılama ve önyargılarından kurtulmasına yardım etmek.
2. Bireyin ilgi ve yeteneğine uygun meslekseçmesine yardım etmek.
4. Mesleki geüşimine katkıda bulunmak
4. Meslekleri tanıtmak.
1. Öğrenciyi tanıma
Mesleki rehberlikte ilk adım öğrenciler hakkında ayrıntılı bilgi toplamaktır. Öğrenciler hakkında bilgi toplanırken şu başlıklar dikkate alınmalıdır (Kepçeoğlu,1996 & Kuzgun, 2000):
?65535 Öğrencinin fiziki özellikleri (cinsiyet, boy, ağırlık,bedensel özellikler, sağlık durumu, gelişimözellikleri)
?65535 Öğrencinin kişilik özellikleri (zeka düzeyi, özelyetenekleri, ilgileri, değer yargıları, ihtiyaçları,amaçları)
?65535 Öğrencinin akademik özellikleri (okuldaki genelbaşarı durumu, başarılı ve başarısız olduğu dersler,çalışma tarzı ve alışkanlıkları)
?65535 Öğrencinin sosyolojik özellikleri (ailenin sosyo-ekonomik durumu, ailenin ihtiyacı, işi etkilemesimümkün yaşantı ve tecrübeler)
2. Mesleklerin incelenmesi
Mesleki rehberlikte mesleklerin kapsamlı bir takım
teknikler kullanılarak incelenmesi ikinci adımı
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 93
oluşturmaktadır. Öğrencilerin yetenek ve ilgilerine uygun mesleklere yönelebilmeleri için mesleklerle ilgili olarak şu bilgilerin toplanması gerekmektedir:
?65535 Mesleğin gerektirdiği işin özellikleri
nelerdir?
?65535 Çalışma ortamı ve koşulları
?65535 Çalışanda aranan bireysel özellikler
?65535 Meslekte ilerleme ve kazanç durumu
?65535 Mesleğe giriş koşulları
?65535 Meslekte personel ihtiyacı
3. Öğrencinin kişisel özellikleri ile mesleklerin gerektirdiği özellikler arasında ilişki kurma
Mesleki rehberlikte son aşama, öğrencilerin bireysel özellikleri ile çeşitli mesleklerin gerektirdiği özellikler arasında ilişki kurularak, kendilerine en uygun mesleki kararlar vermelerine yardımcı olmaktır.
MESLEK SEÇME KURAMLARI
Bireyin nasıl, neden hangi mesleği seçtiğini açılayan çeşitli yaklaşımlar vardır. Bunlar:
1. Persons'un Özellik-Faktör Kuramı
1. Anna Roe'nun İhtiyaçlar Kuramı
1. Hoppook'un İhtiyaçlar Kuramı
1. Tiedeman ve O'hara Kişilik Kuramı
1. Holland'ın Mesleki Tipolojisi
1. Psikoanalitik Kuram
1. Super'ın Benlik kuramı
1. Ginzberg ve Arkadaşlarının Gelişim Kuramı
1. Katz-Gelatt'ın Karar Kuramı
1.ÖZELLİK-FAKTÖRKURAMI
Dünyada ilk kez mesleki rehberliği başlatan kişi Frank Persons olmuştur. Persons 1908 yılında Boston'da bir mesleki büro açmıştır. Amerika'ya göç edenleri endüstri bölgelerine göre, özellik - faktör modelini uygulayarak yerleştirmiştir. Bu model 3 aşmalıdır:
Bireyin Analizi: Bireyin yetenekleri ve özel yetenekleri, ilgileri, ihtiyaçları, fizyolojik yapısı, sosyo - ekonomik düzeyi, kişilik özellikleri vb.
Mesleğin Analizi: Meslek hangi ihtiyaçları karşılar? Ve hangi yetenekleri karşılar? sorularına cevap arar.
Uzlaştırma: Bireyden elde edilen bulgular ile
ccUJ Q'EİXİJ
mesleğin bulgularını birleştirme işlemidir. Bu model ölçme- değerlendirmeye ve bilgi vermeye önem verir. Anlıktırjş arama evresindeki bireyi uygun bir işe yöneltmeyi esas alır. 1950'li yıllara kadar kullanılmıştır.
2. ANNA ROE'NUN İHTİYAÇLAR KURAMI
Roe meslek hayatına psikolog olarak başlamış daha sonra Maslovv'dan etkilenerek kendine özgü bir kuram oluşturmuştur. Roe'nun ihtiyaçlar kuramı 2 düzeydedir:
LDüzey: Pek orijinal bir tarafı yoktur, herkesin bahsettiği genetik yapıdan bahseder. Bireyin genetik yapısı meslek seçiminde etkilidir.
2.Düzey: Bireyin geçirdiği yaşantılar özellikle çocukluk yaşantıları anne - baba tutumları ile belirlenir. İhtiyaçların şiddeti, çeşidi genetik faktörler kadar meslek seçimi de etkilidir. Bireyin genetik yapısı çocukluk yaşantılarına bağlı olarak ortaya çıkar. Genetik yapı ihtiyaçlarla birlikte meslek seçimini etkiler. Roe bazı anne - baba tutumları üzerinde de durmuş ve bu tutumların meslek seçimindeki etkilerine değinmiştir:
Aşırı Komyucu Anne - Baba Tutumu: Bu türanne- babalar çocuğun fiziksel ihtiyaçlarını karşılarlar ancak, aşırı istekte bulunan ve koruyucu tutumlarıyla çocuğun özgüvenini düşürürler. Bu durumda çocuk aza kanaat eder ve yüksek ihtiyaç düzeyine ulaşmak için çaba harcamaz, güdüleri azdır.
Reddeden Anne ■ Baba Tutumu: Çocukta sevgi yoksunluğu vardır. Çocuğun ihtiyaçları dengesizce karşılanır. Çocuk kasıtlı ya da kasıtsız reddedilebilir. En riskli gruptur.
Demokratik Anne - Baba Tutumu: Çocuğunu seven ve gelişimine katkıda bulunan anne- baba tutumudur. Çocuğun ihtiyaçları düzenli ve dengeli olarak karşılanır. Çocuğun hayatına egemen bir güdü yoktur.
Roe ihtiyaçlar hakkında bazı sayıltılarda bulunmuştur:
Rutin İhtiyaçlar: Sürekli ve aynı tarzda doyurulan ihtiyaçlardır. Bilinçsiz güdüleyici haline gelmezler. Örneğin çocuğun güvenlik ihtiyacı (para, maddi ihtiyaçlar) tam olarak karşılanmazsa bu kişi meslek seçiminde temel güdü olarak birinci derecede paraya yönelecektir
Alt Düzeydeki İhtiyaçlar: Nadiren
doyurulduğunda
94- -REHBERLİK (PDR).
bu ihtiyaçlar bilinçsiz güdüleyici haline dönüşür ve üst düzeydeki ihtiyaçların ortaya çıkmasını engeüer. Yüksek düzeydeki ihtiyaçlar (kendini gerçekleştirme) doyurulduğunda tamamen ortadan kalktığı halde, alt düzeydeki ihtiyaçlar arada bir doyurulduğunda başat güdü haline gelir. Örneğin ailenin maddi durumu oldukça değişken, bazen iyi bazen de kötü olsun. Bu durumda çocuğun eline ne zaman para geçeceği belli değil. Çocuk teme! eksikliğini çektiği şeye yönelecektir, seçeceği mesleklerde para önemii bir etken olacaktır.
Uzun Yoksunluk Döneminden Sonra Doyurulan İhtiyaçlar: Bu tür ihtiyaçlar bilinçsiz güdü haline dönüşürve bilinçaltını etkiler.
Roe bu sayıltıları anne - baba tutumları ile ilişkilendirmiştir. Roe, çalışmalarında aile yapılarını incelediğinde özellikie fen bilimlerine yönelenlerin aile yapılarının parçalanmış ve çocuktan uzak bir tutum içinde olduklarını; buna karşılık sosyal bilimlere yönelenlerin aile ortamlarının daha sıcak ve insan ilişkilerine önem veren tutumlar sergilediklerini tespit etmiştir. Bu çalışmalarına dayanarak da meslekleri şu şekilde gruplandırmıştır
İnsanlara uzak meslekier: Aile aşırı serbest ya da mesafeli ise çocuklar nesnelere ve objelere yöneliyorlar. Aile ortamı içinde bulamadıkları ilgiyi başka alanlarda tatmin etmeye çalışıyorlar, bunu yaparken de insanlara değil objelere yönelmeyi tercih ediyorlar.
İnsanlara yönelim: Demokratik anne - baba tutumunda yetişen çocuklar insan ilişkilerinde ve sosyal ortamlarda daha başarılı olmakta, bu nedenle de insan ilişkilerinde aktif olabilecekleri mesleklere yönelmektedir.
3. HOPPOOK'UN İHTİYAÇLAR KURAMI
Bu kuramcıya göre, çocuğun meslek fikrinin doğması ve gelişmesinde, en önemli belirleyici onun ihtiyaçlarıdır. Farklı ihtiyaçlara göre meslek fıkri geliştiren çocuklar, ihtiyaca bağlı olarak mesleki gelişimlerini sürdürürler. Bu kurama göre,
a) Bireyler bazı duygusal ihtiyaçlarını doyurmak içinbir meslek seçerler.
a) Çoeuk, seçtiği mesleğin kendi ihtiyaçlarını en iyikarşılayabildcek bir meslek olduğuna inanır.
a) Çocuğun tüm ihtiyaçları ve bunların doyurulmaseviyeleri devamlı değişiklik gösterir, bireyin yeni
ihtiyaçlarını iyi karşılayacak yeni meslekler hakkında bilgi edindikçe bireyin meslek seçimi de değişir.
Bu kurama göre, çocuğun ihtiyaçlarının doyurulması ile meslek seçimi arasında sıkı bir ilişki vardır. Aynı zamanda çocuğun kendi yaşantıları meslek seçiminde önemli bir faktördür. Kişi yeni meslekler hakkında bügi sahibi oldukça ve yeni ihtiyaçlar hissettikçe meslek seçimi değişmektedir. 0 bakımdan bireylere meslekler hakkında sağlıklı ve yararlı biigiler vermek, onların meslek seçimine yardım edebilmek için zorunludur.
4, TİEDEMAN VE O'HARA KİŞİLİK KURAMI
Bu kurama göre, meslek gelişimini etkileyen tek ve en etkin îaktör bireyin kişilik özellikleridir.
Mesleki gelişim ile kişilik özelliklerinin birbiriyle sıkı bir ilişki içinde olduğunu ileri süren bu kuram da, mesleki gelişimin doğuşu, gelişimi, olgunlaşması, vb. konularında zamana bağlı olarak bir fikir ileri sürmemektedir. Yani çocukta şu yaşta şöyle mesleki rehberlik sona ermesi gerekir gibi bir düşünce ileri sürmez.
"Z.o >
5. HOLLAND'IN MESLEKİ TİPOLOJİSİ
8 Meslek seçimi, kişiliğin bir ürünüdür. Holiand ilk kez, o" bireylerin kendileri hakkındaki görüşlerîni ve iş > dünyalarını meslek adları ile yansıttıklarını belirtmiştir. Kişi benliğine uyan meslekleri seçer. İlk çalışmalarında projektif testlere yer vermiştir (yoruma açık, T.A.T., Roaschach vb.). Projektif testler kişiliğin dinamizmini ortaya çıkarır. Holland'a göre kişilik yapıları 6'ya ayrılır ve bu tip kişiliklere uygun da 6 meslek ortamı vardır, Meslek seçiminin mükemmelliği, kişinin hangi kişilik tipine girdiğini bilmesi (özlük bilgisi) ve o kişilik tipine uygun mesleki çevrelerin ne olduğunu bilmesiyle orantılıdır.
Holland'a göre kişilik tipleri:
Realistik Tip: Gerçekçi tip. Genellikle kas, beden gücüne dayalı uğraşıları tercih eden, motor koordinasyonu güçlü, hünerli, erkeksi, açık havadaki işleri tercih eden, kaba- saba, saldırgan, sözel becerileri eksik, soyut problemlerden kaçan kişilerdir. Düşünmekten çok icracıdırlar. Kamyon şoförü, çiftçi, mühendis vb.
Entelektüel Tip: Aydın tip. Bu kişiler icradan çok düşünmeyi tercih ederler. Tıpkı realistik tip gibi hoş sohbet değillerdir (realistik tiplerde bu beceri yok
-EGİTİM BILIMLERI- 95
ama aydın tipte var). Kendi tercihleri sonucu sözel becerileri kullanmazlar. Soyut düşünmekten hoşlanırlar. Çoğul insan üişkilerinden kaçınırlar. Ne yönetmek ne de yönetilmek isîerler. İnce, zarif, nezaketli, radikal, erkeksi, kendi kendine yeterli, orijinalite boyutu yüksek kişilerdir. Biüm adamları vb.
Sosyal Tip: Eğiti ve tedavi edici ortamlarda çaiışan kişilerde olması gereken özelliklere sahip kişilerdir. Önceki iki tipten ayırıcı yanı, sözel becerilerini ahenkle kullanması ve insan ilişkilerinde aktif olmasıdır. Kişilik yapısı olarak sosyal, neşeli, maceraperest, muhafazakar, feminen, liderlik özelliği yüksek, pratik zekalı, bağımlı, sorunludurlar. Öğretmenler, psikologlar, tıp doktorları, hemşireler, sosyal hizmetlerde çalışan kişiler vb.
Geleneksel Tip: Geleneklere, kurallara sımsıkı bağlıdırlar. Kuvvetli bir benlik kontrolleri vardır. Bu tipler aydın tiplerden kesin hatlarla ayrıimışlardır. Emir alma ve emir vermede rahatsızlık duymazlar. Bireysel ihtiyaçlara saygılıdırlar. Kudret ve statüye çok bağlıdırlar. Kişilik yapısı olarak resmi, erkeksi, muhafazakar, gerektiği zaman eğlenceye dönük, pratik zekalı tiplerdir. Asker, bankacı, muhasebeci, resmi dairelerde çalışanlar vb.
Girişimci Tip: İkna edici, konuşma yetenekleri ve kendini ifade etme gücü en yüksek tiptir. Sosyal tip başkaları adına bu tip ise kendi adına bir şeyler yapar. Sosyal, başat, maceraperest, bağımsız, dışa dönük, saldırgan, pratik zekalıdırlar. Pazarlamacı, politikacı, halkla ilişkiler uzmanı vb.
Artistik Tip: Bu kişiler çevresindeki insanları, eserleri kullanarak kendilerini dolaylı yollardan ifade ederler. Geleneksel tipin tam zıddıdır. Kurallardan hoşlanmazlar. Ego kontrol ler i yoktur. Olgunlaşmamış daha bebeksi, efemine, paranoid, içe dönük, bağımsızlığı çok yüksek tiplerdir. Sanatçılar vb. Birden fazla kişilik tipine aynı derecede uyan kişiierde mesleki kararlar gecikecek, birey çatışma yaşayacaktır. Kişi kendine tam olarak uygun kişilik tipini bilmediği için ona uygun mesleki çevreyi de bulamayacaktır. Bu nedenle meslek seçimi pek sağlıklı olmayacaktır. Kişilik örüntülerinin tutarlılığına uygun meslekleri seçenler uyumlu ve mutlu olurlar. Mesleki ortamlarla tiplerin bağdaşmaması meslek seçimi için zordur.
Holland bu tiplerde, anne - baba tutumlarının etkili olup olmadığın! ve bu tiplerin boş zaman faaliyetlerini incelemiştir:
Realist: Baba ihtiraslı, çocuğun çok para kazanmasını isteyen; anne antisosyal, başat.
Hobileri; balık tutma, ava çıkma, çiftçilikle uğraşma.
Entelektüe!: Baba meraklı; anne izin verici, pasif. Hobileri; satranç, genellikle bilimle ilgili makaleler
Sosyal: Baba ego kontrolü yüksek; anne belirgin özeiliği yok, karma. Hobiieri; tarih, sosyoloji, dini içerikli yazılar, yabancı düler, edebiyat.
Geleneksel: Baba mutlu, uyumlu; anne geleneksel, otoriter. Hobileri; iskambil, bovvüng.
Girişimci: Anne otoriter ve geleneksel; baba anneye göre daha uyumlu. Hobileri; ticaret ve iş dünyasına iiişkin yazılar.
Artistik: Baba bağımsız; anne en az otoriter. Hobileri; tiyatro, müzik, fotoğrafçılık gibi sanat dalları.
Holland, VPI (mesleki tercih envanteri)'yioluşturmuştur. Envanterde 300 meslek adı vardır. Envanteri alan kişi, maddeleri kendine göre hoşlanırım - hoşlanmam şeklinde işaretler. VPI ile bireyin hangi tipe girdiği belirlenir ve fiziki aktivite puanı, zeka, sorumluluk, uyum, sözel becerileri, heyecansal durumu, ego kontrolü, saldırganlık düzeyi, statü kazanma ihtiyacı, liderlik gücü gibi alî puanları çıkartılır. Holland, ilgi envanteri vermenin çok önemli olmadığını çünkü ilgi envanterinin kişiliğin sadece bir boyutunu ölçtüğünü, VPI'ın ise bir çok boyutunu analiz ettiğini belirtir.
Hoiland, mesleki hayal kurgularını da incelemiştir. Kişiler mesleklere bir takım imajlar yüklüyorlar. Realistik ve entelektüel tipler hayal kurgularında erken yaşlardan itibaren daha kararlıdırlar. Hayal kurguları cinsiyetlere göre de değişir. Araştırmalarda kızlar öğretmen mesleğini vefakar; erkekler az para kazanan, muhasebe mesleğini kızlar titiz ve depresif; erkekler son derece sıkıcı bulmuşlardır. Okul çağındaki aktivitelerde, okulda en aktif olan tipler sosyal ve girişimci tiplerdir.
6. PSİKOANALİTİK KURAM
Freud'a göre sağlıklı insan, seven ve çalışan kişidir. Hendrich iş prensibi kavramını getirmiştir. Çalışma, kişinin kendini ifade etmesi libidonun boşalması ve çevreye egemen olma isteğinin göstergesidir. Çünkü insanoğlu çevreyi anlamak ve değiştirmek ister. Çalışma arzusu çevreyi kontrol altına almakla eştir.
Freud'a göre psikolojik sağlığı yerinde olan kişilerde meslek seçimi gelişigüzel bir karar değildir. Farkında olmadığımız bilinçdışı güdülerimiz bizi mesleğe yönlendirir. Bu neden!e psikolojik sağlığı yerinde
96- -REHBERLİK (PDR)-
olan kişilerin rehberliğe ihtiyacı yoktur. Çünkü bilinçdışı güdüler yeterlidir. Rehberliğin egoya güç kazandırmak amacıyla nevrotiklere verilmesi gerektiği düşünülür.
Bu kuramda bilinçdışı güdülerin yüceltilmesi söz konusudur. Başat sadistlik güdüsü olan kişi kendini cerrah olarak yüceltebilir. Böylece güdüsünü doyurur. Aynı zamanda saygınlık, prestij ve para da kazanır. Bu bilinçdışı güdüler 0-5 yaş arasında ortaya çıkar ve eğer iyi kullanılırsa meslek, bu güdülerin doyumu için birfırsattır.
Bordin ve Nachman araştırmalarında şu 3 mesleği incelemişlerdir:
Sosyal Çalışmacılar: Aileleri incelendiğinde, erken yaşta travmatik yaşantılar (boşanma, ölüm), oral saldırganlık ve insanı keşfetme yüksek çıkmıştır.
Muhasebeciler: İncelemelerde anal dönemde baskı olduğu saptanmıştır. Çocuk anne - babasının dileklerine uygun davranmayı tuvalet eğitimi sırasında öğreniyor. İç tepkilerini kontrol ederek, ebeveyni dinleyerek dışkısını, idrarını tutma; buna karşılık ebeveynin onay ve sevgisini alma vardır. Bu takas yoluyla, erken yaşlarda süper ego gelişir. Ebeveyn ile özdeşim çok kuvvetlidir. Bu güçlü süper ego ileride çocuğun dürtülerine kapılmasını engeller. Küçükken ebeveyne gösterdiği duyarlılığı tüm otorite objelerine karşı gösterir. İleride obsessif - kompulsif davranışlar ortaya çıkabilir.
Yaratıcı Yazar: Çocukluğunda ebeveynin otoriter tutumuna isyan vardır. Özdeşim zayıftır. Yetişkin olunca da bu kişilerin, otorite ile olan sorunları devam eder.
7. SUPER'IN BENLIK KURAMI
Super kuramını oluştururken psikolojinin 3 alt dalından yararlanmıştır; bireysel farklılıklar, gelişim ve benlik psikolojisi. Bireyler farklı olduğu gibi meslekler de birbirinden farklıdır. Gelişim dönemlerine bağlı olarak bireyler farklı özellikler gösterir. Gelişim dönemlerine özgü mesleki gelişim görevleri vardır. Benlik psikolojisinde Rogers ve Maslovv'dan etkilenmiştir.
Kuramını 10 sayıltı ile özetlemiştir:
1. İnsanlar yetenekleri, ilgileri ve kişilik özellikleribakımından birbirinden farklıdır.
1. Bu farklılıklar nedeniyle her birey en azından birmeslek için uygundur.
3. Her meslek farklı özellikler ister.
4. Bireyin meslek tercihi benlik kavramına veyaşantılara bağlı olarak değişiklik gösterir.
4. Gelişim sürecinde büyüme, keşif ve gerçekçihayat basamakları vardır.
6. Meslek örüntüsünün yapısı, ailenin sosyo-ekonomik düzeyi, bireyin kişilik özellikleri, zekası vesahip olduğu diğer olanaklara bağlı olarak belirlenir.
6. Yaşam basamaklarındaki rehberlik, gelişmesürecini, gerçeklik kontrolünü ve benlik tasarımınıgeliştirir.
6. Meslek seçim sürecinin mükemmelliği bireyinsahip olduğu benlik tasarımına bağiıdır.
6. Benlik tasarımı ile gerçeği uzlaştırma, yaşamiçinde oynanan rollere ve yaşantılara bağlıdır.
10. İş ve yaşamda doyum bireylerin yeteneklerini,ilgilerini, kişilik özelliklerini ve değerlerini fark edipgörünce bunları ortaya koymasıdır.
Super, meslek seçiminde bireylerin benlik kavramının çok önemli olduğunu vurgular. İnsanlar psikolojik ve mesleki olmak üzere iki dil geliştirirler ve benlik tasarımlarına uygun mesleklere yönelirler. Bunu yaparken de bu dilleri kullanırlar. Birey kendine olumlu ya da olumsuz sıfatlar yükler, böylece benlik ortaya çıkar. Bir de mesleklere yönelik sıfatlar vardır (kaba, mekanik vb.) Bireyin kendine yüklediği sıfatlarla o mesleğin prototipine yüklediği sıfatlar ne kadar benzerse o mesleği seçme eğilimi artar.
Super, mesleki seçimini dönemlere ayırmıştır:
Büyüme Evresi (doğumdan 14. yaşa kadar): Budöneme ilişkin Super'in açıklamaları Ginzberg ve arkadaşlarınınkinden pek farklı değildir. Büyüme aşamasında çocuğun mesleki benlik kavramı daha önce söz edildiği gibi özdeşleşme gibi süreçlerle oluşmaya başlar. Bu dönemin başında fantezi (hayali) ihtiyaçlar önemli olmakla beraber, giderek ilgiler ve kapasite (yetenekler) daha önemli olmaya başlar.
13-14 yaşlarında genç, kendinin güçlü ve güçsüz taraflarının farkına varıyor, özben ile gerçek ben arasındaki ilişkiyi keşfediyor.
Araştırma (Keşif) Dönemi (15-24): Bu dönem ben kavramında billurlaşmanın olduğu dönemdir. Bu dönemin başında büyüme döneminin özelliklerini görebiliriz. Başlangıçta gençler, yetişkin rollerini gözler ve oynar. Eğer bu roller hayal kırıklığı ile
sona ermezse seçimlerde geçiş aşaması dönemine
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 97
geçilir. Bu dönemin özellikleri şöyle sıralanabilir:
1. Gencin billurlaşma ihtiyacını fark etmesi
1. Gencin, artık amaçlarına etki edebilecekolasılıkları fark edebilmesi
1. İlgilerinin ve değerlerinin ayırdına varmalı
1. Şimdiki durum ile gelecek arasında bağlantıkurabilmesi
1. Tercih ettiği mesleklere ilişkin yoğun olarakbilgi toplaması
1. Tercih ettiği mesleklere ilişkin planlaryapması
1. Meslek seçiminde yelpazeyi daraltıp kendineen uygun olanlara yönelmesi
13-14 yaşlarında genç, kendinin güçlü ve güçsüz taraflarının farkına varıyor, özben ile gerçek ben arasındaki ilişkiyi keşfediyor.
Deneme basamağı 14-17 yaşlarında genç, gerçekçi olamayan fantezi seçimlerin yapıldığı ve sık sık değiştirildiği, bir bakıma "geçici denemeler" basamağındadır.
Geçiş basamağı 18-21 yaşlarında gençlerde bazı fanteziler görülüyor. Seçim yelpazesi çok geniş, buna karşın genç benlik tasarımını oluşturmuştur.
Sınama ve izleme basamağı 21-22 yaşlarında genç benlik kavramını tamamlamak için testler yapmaya başlar. Seçimler belirlenmiştir, seçtiği mesleklere yönelik denemelerde bulunur.
Yerleşme Dönemi (25-44): 25-30 yaşları arasında birey eğitimini tamamlayıp mesleki arayışlar içindedir. Bu dönemin başında iş değiştirmeler çok sık olabilir. Mesleki doyum düşüktür çünkü, beklentiler fazladır. İş değiştirmelerin çok uzun sürmesi bireyi maddi ve manevi sıkıntılara da düşürebilir. Birey kendine bir iş bulup sabitleştirme ihtiyacı içinde olmalıdır.
31-44 yaşları bireyin, yerleştiği işte gelişip ilerlemesi, terfi alması için çaba harcaması gereken dönemdir. Dikey bir hareketlilik vardır.
Koruma Dönemi (45-64): Birey kendinden sonra gelen jenerasyondan dolayı sıkıntı içindedir. Gençlere yetişmek için birey kendini sürekli yenilemek zorundadır. Birey korunma döneminin başlarında bu tabloya girerse bireyde maskeli depresyon ve verimin düşmesi meydana geliyor.
Çöküş Dönemi (65-67): Bu dönemde, bireylerin, meslek ve iş hayatları dolayısıyla doyuramadıkları
m"o erUJ
o"ccUJ _ l
s
hobileri gerçekleştirmek için beceriler kazanmalarına yardımcı olmak gerekir.
8. GİNZBERG VE ARKADAŞLARININ
GELİŞİM KURAMI
1951'de oluşan bu kuram Rogers ve Maslovv'un görüşlerinden etkilenmiştir. Meslek seçiminde 4 belirgin faktör üzerinde durmuştur:
1. Realite Faktörü: Çevrenin gösterdiğiyöneltmelere, önerilere ve baskıya karşı bireyindirenişi ve çevreye karşı bireyin verdiği tepkileriiçerir. Yani, birey realiteyi kendi içinde algılar.
2. Eğitim Sürecinin Etkisi: Bireyin almış olduğueğitim süresi ve çeşidi bireyin meslek seçiminietkiler. Erken yaşlardaki yöneltmelere paralel olarakmeslek seçimini belirginleştirecektir.
2. Duygusal Faktör: Kişinin duygusal yapısı, kişiliğiseçtiği meslekle tutarlılık göstermelidir.
2. Değer Yargıları: Bireyler olumsuz değer yargılarıyükledikleri mesleklere karşı yönelimdebulunmazlar.
Ginzberg ve Ginzburg'a göre meslek seçimi anlık değil geri dönülmesi olmayan bir süreçtir. Bireyin arzuları, istekleri, ihtiyaçları, yetenekleri arasında yaptığı uzlaşmanın karakterize edildiği bir süreçtir. İlk defa gelişim dönemlerine göre bir sınıflama yapmışlardır. Meslek seçiminin sağlıklı olabilmesi için anlık olmaması aşağıdaki 3 aşamalı seçim sürecinin yaşanması gerekir.
1. Fantezi Seçimler Dönemi (5-11): Çocuklarmesleklere yönelik seçimlerini kendi fantezidünyalarından oluşturur. Hayaller çok önemlidir.Çevresinde özdeşim kurduğu kişileri örnek alır.
2. Geçici Seçimler Dönemi (11-17): İlgi aşaması11-12 yaşları arasında seçimler tamamen ilgilerdoğrultusunda yapılır. Kapasite dikkate alınmaz. Budönemde mümkün olduğu kadar yaşantı
zenginliğisağlanmalıdır.
Kapasite Yetenek aşaması 13-14 yaşları arasında yeterli olduğu alanı tespit etme aşamasındadır. Yeteneklerinin farkına varır ve meslek seçiminde ilgilere ek olarak yeterliliklerini de hesaba katar.
Değer aşaması 15-16 yaşlarında genç için meslek seçiminde değerler önem kazanmaya başlar.
Geçiş aşaması (17-20): yaşları arasında realistik döneme geçiş vardır fakat bu arada da geçici seçimler devam eder.
98- -REHBERLİK (PDR).
3. Gerçekçi Seçimler Dönemi (17-23): Birey bu dönemde ilk olarak mesleklere yönelik billurlaşma gösterir. Sınırladığı meslekler için araştırma ve keşif yapma söz konusudur. Birey seçim yelpazesini daralttıktan sonra ön tercihlerini belirler.
Keşfetme (araştırma) aşaması (17-18): Buaşamada üniversitenin ilk yılında genç meslek seçimi yapmasına yardımcı olacak bilgi ve yaşantılar edinmeye çalışır. Eğitim ve eğitim sonrası iş olanaklarını öğrenmek için bilgi alır.
Billurlaşma aşaması (19-21): Daha önceki yaşanan süreçlerin birikimsel toplamıdır. Genç bu aşamada, çok kesin olmamakla birlikte birey-içi ve dışsal faktörlerin bir değerlendirmesini yapar ve belirli bir mesleki amaca bağlanır.
Belirleme aşaması (21-22): Kararın kesinleşmesi ve özel planlamayı kapsar. Bazı ayrıntılar açıklığa kavuşur.
Ömekler; Billurlaşmada genç fizikçi belirleme aşamasında fizik mühendisi veya fizik öğretmeni olarak endüstride veya hükümete bağlı olarak çalışmaya karar verebilir.
Bu dönemlerdeki yaş sınırları çok kesin değildir. Bireyin gelişim hızına göre değişebilir. Burada gösterilen 21-22 yaşlarından sonra da seçim süreci yaşam boyu sürebilir. Birey işini değiştirebilir veya ara verebilir. Bütün bunları dikkate alan Ginzberg bu kuramını "meslek seçimi, bireyin meslek hazırlığı, amaçları ve çalışma dünyasının gerçekleri arasında en üst düzeyde uyumu bulmak için yaşam boyu süren bir karar verme sürecidir" şeklinde yeniden düzenlemiştir (1972).
9. KATZ - GELATTIN KARAR KURAMIDiğer kuramlar meslek seçimini akılcı değil, duygusal etmenlere dayalı bir seçim olarak görürken karar kuramı, bireyin psiko dinamiğini ortaya çıkaran ve benlik tasarımına bağlı olan meslek seçimine bir tepki olarak ortaya çıkmıştır.
Meslek seçiminde akılcı karar vermenin belli stratejileri vardır. Karar verme duygusal değil bilişsel bir süreçtir ve bu nedenle öğrenilir. Önemli olan bireye karar verme becerilerinin öğretilmesidir. Kişi bilgilerle donanırsa rasyonel karar vermesi kolaylaşır. Meslek danışması normal bireylere yöneliktir, normalin dışındakilerle uğraşmak zaman kaybıdır. Karar vermede bilişsel teknikler kullanıl-malıdır. Rogerion teknikler ile karar verme sürecinin altındaki bilişsel yönleri ortaya çıkarılmalıdır.
Meslek seçimini etkileyen etmenler çok ve değişik türleri kapsamaktadır. Bunların herkesçe kabul edilebilecek geçerli bir listesi henüz yapılamamıştır. Ancak, mesleki gelişim geniş zaman içinde oluşan bir gelişim sürecidir. Mesleki gelişim bireyin genel gelişiminin bir parçası olarak düşünülmelidir. Bu süreçte, her şeyden önce, bireyin kişilik özeilikleri ve benlik tasarımları önemli bir yer tutmaktadır. Ayrıca, bireyin geçirdiği yaşantılar, bulunduğu çevrenin özellikleri ve olanakları, çevre ile etkileşim vb. önemli görülmektedir. Meslek seçimini etkileyen etmenler hakkında Super (1957) hazırladığı liste bize fikir verebiür. Bu listede meslek seçimini etkileyen etmenler altı grupta toplanmaktadır:
1. Biyolojik Etmenler: Bireyin fizikse! özellikleri,cinsiyet, beden yapısı, görme ve işitme durumu vb.
1. Sosyolojik Etmenler: Duyguları, değerieri, aileile ilişkileri, bağlı olduğu arkadaş çevresininbeklentileri ve baskılan, ailenin sosyal düzeyi, yakınilişki kurulan öteki kişiler.
1. Psikolojik ya da Kişisel Etmenler: Bireyinihtiyaçları, duyguları, tutumları, değerleri, ilgileri,yetenekleri.
1. Ekonomik Etmenler: Ailenin ekonomik düzeyi,çevrenin ya da ülkenin genel ekonomik durumu,otomasyon ve teknik gelişmeler, bunların toplumuninsan gücü ihtiyacı üzerindeki etkileri.
1. Politik Etmenler: Mesleğe girme olanakları, işbulma olanakları, değişim eğitim ve yetişmefırsatları.
1. Şansla İlgili Etmenler: Doğal afetler, işleri ve işyerlerini etkileyen beklenmedik olaylar, iç ve dışsavaşlar.
4. MESLEKİ REHBERLİK VE YÖNELTME SÜRECİ
Mesleki rehberlik ve yöneltme, bireylerin türlü "meslekleri tanımaları" ve "kendi kişisel özelliklerini" tanımaları ve bu bilgilerin ışığında kendilerine en uygun olan meslekleri seçmeleri, sürecidir. Mesleki psikolojik danışma ise bu amaçla yapılan "bireysel" ya da "grupla" psikolojik danışma hizmetleridir. Bu anlamda, rehberlik ve yöneltme bireye kendisi hakkında ve çevresindeki olanaklar ve meslekler hakkında bilgi sahibi olmasına, doğru ve yerinde kararlar verebilmesine yardım olarak tanımianabilir.
Örgütlenmiş okul rehberlik hizmetlerinin bir boyutu olan
"bilgi verme servisi", bireyi çevresinden haberdar etme
-EĞİTİM BİÜMLERİ- 99
görevini yürütür. Birey, kendi hakkındaki bilgileri de rehberliğin "Bireyi Tanıma" servisi yardımı ile edinir. Bireyi tanıma teknik ye yöntemleri "Bireyi Tanıma Teknikleri" kitabında (Özgüven 1998) ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Birey rehberlik ve psikolojik danışmanın katkısı ile "kendisi" ve "meslek" ile ilgili bilgileri birleştirir, analiz eder, değerlendirir, çözümler üretir, sonuçları "meslek" veya "iş" seçme kararında kullanır. Aldığı kararı uygulamak için gerekli önlemleri yerine getirir. Alınan karar ne kadar ayrıntılı bilgiye dayanırsa, o derecede karara uygun ve geçerii olma olasılığı da artar.
Danışmanın bilgileri analiz etme, değerlendirme, bilgi verme ve yorumlama işlevinin, kişinin bireysel kararına yardımcı teknik bir hizmet olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Rehberlik, bireye rağmen birey hakkında kararlar almak değil, bireyin uygun kararlar almasında yardımcı olmaktır.
Meslek Seçmede Bilgi Kaynakları
Bir "karar verme" süreci olan meslek seçiminin ilk iki aşaması, "bireyin kendisi" ve "meslek alanı" ile ilgili geçerli bilgilerin sağlanmasını gerektirir. Meslek seçimi kararına götüren üçüncü aşaması ise, "bireye ilişkin kişisel niteiiklerle, olası mesleklerin gerektirdiği nitelikler ve koşullar arasında bağıntı kurulması seçeneklerin belirlenmesi ve birey için en uygun olacak meslek tercihinin kararlaştırılmasıdır.
Bireylere ilişkin bilgiler çeşitli psikolojik testler, bireyin "kendisini anlatmasına dayanan teknikler, gözlemsel teknikler ve durumsal testler gibi teknik ve yöntemler" kullanılarak süreklilik ilkesi içinde toplanmaktadır. Bu bilgiler öğrencinin kişisel dosyasında veya bilgisayarların kullanılması halinde disketlerde saklanır.
Mesleklere ilişkin bilgiler ise yazılı kaynakiardan, meslek alanlarının "kaynak kişilerinden", iş ve meslekler hakkında yapılacak, inceleme ya da "iş analizleıfnden elde edilmektedir. Bireyin gözlem ve yaşantıları da bunlara eklenmektedir. Danışmanın rolü ise, bir uzman kişi olarak, meslek seçimi için gerekli bireysel ve mesleki bilgiler sağlamak, analizler yapmak, objektif ve gerçekçi bir tutumla, karar aşamasında olan kişinin "bireysel" bilgileri ile "meslek" bilgileri arasındaki ilişkilerin bilincine varmasını kolaylaştırmaktır.
Yöneltmede İzlenecek Genei İlkeler
Öğrencilerin yöneltilmelerinde dikkate alınması gereken genel ve temei ilkeler aşağıda özet olarak belirtilmiştir.
Bireysel Sorumluluk İlkesi
Yöneltme gücendirici, zorlayıcı değil, özendirici, kişinin kararının gerçekçi olması yönünde yol gösterici olmalı, hangi programa gireceği hususundaki son kararı bireyin kendisi vermeli ve bunun sorumluluğunu kendisi taşımalıdır.
Süreklilik
Yöneltme, ilköğretimin sonunda ve ortaöğretimin başında, eğitim sürecinin bir noktasında yapılacak tek bir seçme veya giriş sınavı ile değil, bir süreç olarak düşünülmeli, okulöncesinden başlayarak öğrenci hakkında öğrenimi boyunca yapılacak sürekli gözlem ve değerlendirmelerden elde edilen bilgilerin birikimine göre yapılmalıdır.
Fırsat Eşitliği İlkesi
Yöneltme, eleme sınavlarında olduğu gibi, öğrencilerin bir kısmını seçen, diğerlerini program dışı bırakan bir tutumla değil, öğrencilerin tümüne fırsat eşitliği sağlayacak şekilde yapılmalı, istek, ilgi ve yeteneklerine göre yetişmeleri sağlanmalı, herkesin başarılı olabileceği bir programa girmesi amaç edinil-meli, olanaklar araştırılmalı ve kişi desteklenmelidir.
Bütünlük
Yöneltme "örgün" ve "yaygın eğitim" sistemini içine alacak şekilde bir bütünlük içinde üköğretim ve ortaöğretimdeki tüm öğrencileri kapsamalı sistemde kalan öğrenciler kadar, eğitim sisteminden ayrılan öğrencilerin yerleştirilmelerini de içine almalı kimse yalnız bırakılmamalıdır.
Yöneltmede Dikkate Alınacak Bilgi Kaynakları ve
Ölçütler
Öğrencilerin ilköğretimin sonunda ve ortaöğretimin başında çeşitli programlara yöneltilmeleri çeşitli ölçme, değerlendirme araçları ile bireyi tanıma tekniklerinden yararlanılarak elde edilen bilgilere ve ölçümlere göre yapılmalıdır. Ancak, ülkemiz okullarının her biri, yöneltme hizmeti için gerekli ölçme araçları, çeşitli psikolojik testler, teknikler ve bu amaçla eğitilmiş personel yönünden yeterli derecede donatılmış değildir. Bir öğrencinin hangi tür bir programa yöneltilmesinin uygun olacağı kararına varırken aşağıdaki ölçütlerden, bilgi ve durumlardan olanaklar ölçüsünde azami derecede yararlanılmalıdır. Gerek 8. ve gerek 9. yılda yapılacak yöneltmelerde, bu ölçütlerle ilişkili ne kadar çok bilgi toplanırsa, bu bilgilere dayalı, yöneltmenin "geçerliği" de o denli yüksek olacaktır.
100- -REHBERLİK(PDR)-
1) Öğrencinin Yetenek ve Başarı Durumu
a) Öğrencilerin başarı durumu, farklı yıllarda saptanangenel akademik ortalamaları.
a) En son yöneltmenin yapıldığı ya da bir önceki yılailişkin genel başarı ortalaması.
a) Fen, sosyal, dil gibi grup derslerine ilişkin başarıortalamaları.
a) Öğrencilerin yıllara göre farklı derslerdeki gelişmedereceleri.
a) Genelde başarılı ve başarısız olduğu dersler.
a) Bütünleme, sınıf geçme ve kalma durumlan.
a) Öğrencinin özgeçmişi, iş ve meslek tecrübeleri.
h) Yerel olarak uygulanacak genel ve özel yetenek sonuçları.
ı) Yerel düzeyde uygulanacak "genel başarı" ve "başan" testleri sonuçları.
j) Ulusal düzeyde Bakanlık Merkez örgütünce veya ÖSYM örgütünce uygulanacak standart yetenek ve başarı testleri sonuçları.
k) Ders öğretmenlerinin, öğrencinin girebileceği program veya kol hakkındaki genel görüşleri.
1) Sınıf öğretmeninin, öğrencinin yönelebileceği "alan"ve "kol" hakkındaki genel görüşü.
m) Eğitsel kol faaliyetlerinden sorumlu öğretmenlerin öğrenci hakkındaki gene! görüşü.
2)Öğrencinin Kişisel Nitelikleri
Öğrencinin genel sağlık ve enerji düzeyi, beden yapısı, fiziksel engelleri, güdüleri, değerleri, duygusa! özellikleri, benlik tasarımı ve sosyal ilişkileri, geleceğe yönelik planları ve beklentileri.
3)Öğrencinin Kişisel Nitelikleri
a) Boş zaman etkinliklerinde tercih ettiği konular.
a) Uygulanacak ilgi testlerinin sonuçları
c) Kol faaliyeti öğretmenlerinin öğrencinin ilgi vetercihleri hakkındaki görüşleri.
c) Sınıf öğretmeninin, öğrencinin ilgi alanı hakkındakigözlemleri.
c) Ailesinin, öğrencinin ilgi alanı hakkındaki gözlemleri.
4) Öğrencinin İsteği ile İşin veya Programın
Nitelikleri
a) Öğrencinin, program, kol ve şube tercihi.
b) Öğrencinin geleceğe yönelik, yaşam planı,beklentileri ve güdüsü.
c) İş ve mesleklerin niteliği ve kişi yönünden geleceği.
c) Önerilecek programın bitiminde girilebilecek işlerinnitelikleri ile bireyin niteiikleri arasındaki uyuşmaderecesi.
e) Öğrenci için önerilecek programın süresi veortaöğretimden sonra girilecek diğer yüksek öğrenimprogramlarına ilişkin koşullar.
f) Programın öğrenciyi hazırlayacağı meslek ve işinsağlayacağı ücret, sosyal haklar, işte ilerleme gibi olasıkoşullar.
5) Ailesinin Görüşü
a) Öğrenci ile ilgili kararlarda taraf olarak, ailesininçocuklar hakkındaki görüşleri, istek ve beklentileri.
a) Çocukları hakkında kendilerine yapılan, yöneltmetavsiyelerine olan tepkileri ve görüşleri.
6) Programa, İşe Girme ve Devam Edebilme
Koşulları
a) Girilecek programın öğrencinin ulaşabileceği yakınçevrede bulunup bulunmaması.
b) Zorunlu eğitim ötesinde eğitim masraflarınınçocuğun ailesinin karşılama olasılığı devietin, vakıf vekuruluşların sağladığı burs, parasız yatılılık ve kredigibi olanakları.
7) Mesleğin Insangücü Gereksinimi Yönünden
Durumu
Devlet ve özel sektör düzeyinde ülkenin ılgılı alan, iş ve meslek için olan farklı düzeylerdeki, insan gücü gereksinimi ve geleceğe yönelik projeksiyonlar.
8) Okul Rehberlik Servisinin Öğrenci Hakkmdaki
"Genel Değerlendirme" Sonuçları
Ölçütler, koşullar dikkate alındığında, okul rehberlik uzmanlarının, yoksa sınıf öğretmeninin, öğrencinin hangi programa, kola, mesleğe veya işe yöneltilmesinin uygun olacağı hakkındaki nihai görüş ve tavsiyeleri belirlenir. Olası seçeneklerin tümü belirlenmeli, tercihi öğrenci yapmalıdır.
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 101
1. "Teknoloji ve yaşamdaki hızlı değişim günlük yaşamda rehberlik ve psikolojik danışmanın önemini arttırmaktadır. Rehberlik bireyin bu hızlı yaşama uyum sağlayabilme becerilerini geliştirmeli, bireye sosyal uyum zorluklarıyla baş edebilme becerisini kazandırmalıdır."
Yukarıda belirtilen durum Rehberliğin hangi problem alanına ilişkin bir çeşididir?
A) Kişisel RehberlikA) Eğitsel RehberlikA) Mesleki RehberlikA) PsikoterapiE) Grup Rehberliği
Mesleki rehberlik kapsamında öğrencilerin meslekleri tanıması önemli bir adımdır. Meslek tanıtımına öncelikle öğrencilerin büyük çoğunluğunun ilgi duyduğu ve edinmek istedikleri mesleklerden başlanmalıdır. Daha sonra herkes tarafından bilinmeyen mesleklere geçilmelidir. Öğrencinin aktif katılımı, yaşayarak öğrenmesi ve ilginç uyarıcıların kullanılması mesleklerin tanıtılmasında da daha yararlıdır. Öğrencinin istediği mesleği yakından görebileceği staj deneyimi, iş yerlerine yapılabilecek geziler, çeşitli meslek adamlarının vereceği konferanslar ve öğrencilerin aktif katılımının olduğu meslek inceleme grupları öğrenciler için daha çekici ve akılda kalıcıdır. Yazılı materyaller dikkati diğerleri kadar çekmezler.
(Cevap A)
ÇOZUMLU KAVRAMA TESTİ
Bireylerin kendileri ile ilgili kişisel problemlerinin çözümü için yapılan psikolojik yardımiar kişisei rehberlik hizmetleridir. Kişisel problemler bireyin sosyal ilişkileri i!e yakından ilgili göründüğünden son yıllarda bu boyut için "kişisel sosyal rehberlik ve Psikolojik Danışma" deyiminin kullanıldığı dikkati çekmektedir. (M. Kepçeoğlu, Rehberlik ve Psikolojik danışma, S: 74) Bireyin sosyal uyum problemleri ve bunlarla baş edebilmesi kişisel rehberlik kapsamında yer alır.
(Cevap A)
2. "Mesleki rehberliğin en önemli boyutlarından biri de mesieklerin çok yönlü olarak öğrencilere tanıtılmasıdır."
Aşağıdaki yöntemlerden hangisi öğrencilere meslekleri tanıtmak açısından diğerlerine göre daha etkisiz kalır?
A) Mesleklerle ilgili yazılı materyallerA) İşyeri gezileriA) Kısa zamanlı iş deneyimiA) Meslekte çalışanların vereceği konferanslarE) Melek inceleme grupları
Derslerine ne kadar çok çalışırsa çalışsın sınavlarda yüksek not alamayan bir öğrencinin hangi rehberlik hizmetinden yararlanması uygun olur?
A) Kişisel / sosyal rehberlikA) Eğitsel rehberlikA) Uyum sağlayıcı rehberlikA) Önleyici rehberlikE) Tamamlayıcı rehberlik
Derslerine çok çalıştığı halde istediği notu olamayan ve bu konuda problem yaşayan öğrencinin sorunu eğitimle ilgilidir. Bu nedenle ona verilecek rehberlik eğitsel rehberlik olabilir.
(Cevap B)
102- -REHBERLİK (PDR).
4. Bir sınıfa yeni gelen öğrenciye oryantasyon hizmeti sağlama, aşağıda verilen rehberlik türlerinden hangisinin kapsamında ele alınır?
A) Kişisel / sosyal rehberlikA) Mesleki rehberiikA) Önleyici rehberlikA) Ayarlayıcı rehberlikE) Eğitsel rehberlik
Öğrencinin okula uyum sağlamasına, alışmasına yardımcı olmak, eğitim ve öğretimle ilgili bir hizmettir. Bu nedenle Eğitsel Rehberlik kapsamına girer.
(Cevap B)
Öğrencinin eğitim ve öğretimle ilgili her türlü sorunu Eğitsel Rehberlik kapsamına girer. Soruda bir öğrencinin yeni sınıfına, eğitim ortamına oryantasyonu da eğitsel rehberliğin konusudur.
(Cevap E)
5. Bireyi tanıma hizmetleri, aşağıda verilen hangi rehberlik türü için önemlidir?
A) Kişisel rehberlikA) Sosyai rehberlikA) Mesleki rehberlikA) Eğitsel rehberlikE) Hepsi
Bireyi tanıma rehberlik hizmetlerinin öncüsüdür. Çünkü tüm rehberlik hizmetlerinde bireye daha etkili ve doğru yardım verebilmek için bireyi tanımaya ihtiyacımız vardır.
(Cevap E)
o
Aşağıdakilerden hangisi mesleki rehberlik kapsamında yapılabilecek etkinliklerden biri değildir?
A) Bireyin kendini tanımasına yardımcı olmaA) Bireyin bilinçli şekilde doğru kararlar
almasınayardımcı olma
A) Bireyin kişisel/sosyal sorunlarının çözümüneyardımcı olma
A) Bireyin meslek seçimine yardımcı olmaamacıyla ihtiyaç duyduğu bilgüeri sunma
E) Bireyin iigi alanlarını tanımasına yardımcıolma
Bireyin kişisel sorunlarının çözümüne yardımcı olmak kişiye özgün bir problemi ilgilendirir. Kişisel problemlerin çözümüne yardımcı olmakta Kişisel Rehberliğin kapsamına girer.
(Cevap C)
6. Aşağıdakilerden hangisi öğrencilere sunulabilecek kişisel/sosyal rehberlik etkinliklerinden biri değildir?
A) Öğrencinin iletişim becerilerini geliştirmesineyardımcı olma
A) Öğrencinin okula uyum sağlamasına yardımcıolma
A) Öğrencinin problem çözme becerisigeliştirmesine yardımcı olma
A) Öğrencinin stresle başa çıkmasına yardımcıolma
E) Öğrencinin özsaygı düzeyini arttırmasınayardimcı olma
8. Her öğrenciye, kendine özgü yetenek, ilgi, meslekî değer, başarı ve motivasyonu oranında eğitim-öğretim uygulamalarıyla uyum sağlaması, özelliklerine ve gelişimine uygun programlara yönelmesi için gerekli hizmetler verilir.
Bu hizmetler hangi rehberlik hizmeti kapsammdadır?
A) Mesleki rehberlikA) Eğitsel rehberlikA) Grup rehberliğiA) Kişisel-sosyal rehberlikE) Bireyi tanıma hizmetleri
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 103
Öğrencinin kendisi uygun bir alana yönelmesine yardım etmek, ders çalışma, teknikleri ve motivasyon konusunda bilgilendirmek eğitsel rehberlik hizmetlerinin etkinliğidir.
(Cevap B)
9. Aşağıdakilerden hangisi eğitimsel rehberlik kapsamı içinde ver almaz?
A) Öğrencileri okula, okuldaki alanlara, çeşitlietkinliklere, yeni durumlara alıştırma veyönlendirme
A) Öğrencilerin etkili öğrenme ve çalışmabecerileri geiiştirmelerine yardım etme
A) Öğrencilerin motivasyonlarını destekleme veartırma
A) Özelliklerine uygun üst öğrenim kurumlarınayönlendirme olarak ele alınır.
E) Öğrencilerin kendilerine ilişkin farkındalıkdüzeyini yükseitmelerine yardım edilir.
A, B, C, D seçeneklerinde anlatılanların hepsi eğitsel rehberlik etkinliğidir. Ancak E seçeneğindeki öğrencilerin kendilerine ilişkin farkındalık düzeylerini yükseltmek, kendilerini daha iyi tanımalarını sağlamak kişisel rehberlik kapsamına girer.
(Cevap E)
10. Öğrencinin bireysel ve sosyai gelişimini desteklemek, duygusai sorunlarında yardımcı olmak üzere gerekli rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri verilir.
Bu hizmetler hangi rehberlik hizmeti kapsamındadır?
A) Mesleki rehberlikA) Eğitsel rehberlikA) Grup rehberliğiA) Kişisel-sosyal rehberlikE) Bireyi tanıma hizmetleri
ço'estr.LÜo'sr ıu_j
S
CQ
Öğrencilerin duygusal, kişisel sorunları da yardımcı olmak farkındalık düzeylerini artırarak bireysel ve sosyal gelişmelerine yardım etmek kişisel rehberlik hizmetleri etkinlikleridir.
(Cevap D)
11. Eğitim sürecinde her öğrenciye; meslekî tercih yapması, kendine uygun mesleğe yönelmesi, iş yaşamına ve mesleğe hazırlanması için gerekli rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri verilir.
Bu hizmetler hangi rehberlik hizmeti kapsamındadır?
A) Mesleki rehberlikA) Eğitsel rehberlikA) Grup rehberliğiA) Kişisel-sosyal rehberlikE) Bireyi tanıma hizmetieri
Öğrencilerin kendi ilgi ve yeteneklerine uygun mesleğe yönelmesi ve mesleğin hazırlanması için yapılan bilgilendirme hizmeti mesleki rehberlik etkinlikleridir.
(Cevap A)
12. Aşağıdakilerden hangisi kişisel-sosyal rehberliğin kapsamı içinde ver almaz?
A) Öğrencinin kendi özelliklerini fark edebilmesi,tanıması, kendini gerçekleştirebilmesi içinsunulan hizmetlerdir
A) olumlu bir benlik kavramı geliştirebilmesi vebağımsız bir birey olarak yetişmesi içinsunulan hizmetlerdir
A) Üstün ve sınırlı yönleri ile kendini kabul etmesive geliştirmesi için sunulan hizmetlerdir
A) Kendine güvenen, kişiler arası ilişkilerdebecerikli, kişisel ve sosyal yönden dengeli veuyumlu bir birey olarak yetişmesi için sunulan
hizmetlerdirE) Öğrencinin okula ve okulun bulunduğu
çevreye uyum sağlaması için sunulanhizmetlerdir
104- -REHBERLİK (PDR)_
A, B, C, D seçenekleri kişisel-sosyal rehberlik hizmetleri etkinliğidir. Ancak öğrencinin okula ve okul ortamına uyum sağlamasına yardım etme etkinliği eğitsel rehberlik kapsamındadır.
(Cevap E)
13. Aşağıdakilerden hangisi eğitimsel rehberliğin amacı içinde yer almaz?
A) Öğrencinin okula ve okulun bulunduğuçevreye uyum sağlaması
A) İlgi, yetenek, eğilim ve özelliklerine uygun birmesİ9k seçimine yardımcı olma
A) Etkin ders çalışma becerilerini kazandırmaA) Eğitsel kararlar vermesi ve seçimler yapmasıE) Başarıyı engelleyen faktörleri azaltma ya da
ortadan kaldırma
Öğrencilerin ilgi, yetenek ve eğilimlerine uygun bir mesleğe yöneltmek ve seçmesine yardım etmek eğitsei rehberliğin kapsamına girmez. Bu hizmetler mesleki rehberlik etkinliğidir.
(CevapB)
15. Aşağıdakilerden hangisi eğitimsel rehberlik uygulamalarından üst eğitim kurumlarını tanıtma hizmetlerinden biri değildir?
A) Eğitim kurumları ile ilgili yazılı materyallerinderlenmesi
A) Eğitimsel günler düzenleme ve ilgilikonuşmacılar davet etme
A) Eğitim kurumlarına inceleme gezileridüzenleme
A) Eğitim kurumlarını incelemek için araştırmagrupları oluşturma
E) Eğitsel plan yapma ve yürütme
Öğrencilerin eğitim ortamına alışmasına yardım etmek, üst eğitim kurumlarını (l iseler, üniversiteler) seçmesine yardım etmek eğitsel rehberlik etkinlikleridir. Fakat plan yapma, yürütme öğrencinin etkili ders çalışması ve başarısını artırmaya yönelik rehberlik hizmetidir. Buda üst eğitim kurumunu tanıtma hizmeti olamaz.
(Cevap E)
14. Aşağıdakilerden hangisi eğitimsel rehberlik uygulamalarından biri degildir?
A) Oryantasyon (yeni duruma alıştırma)A) Okul ve sınıf kurallarını öğretme ve uygulamaA) Yönergeleri izleme (yazılı ve sözlü yönerge)A) Araştırma ve değerlendirme hizmeti yapmaE) Zamanı planlama ve etkin kullanma becerisi
kazandırma.
(Cevap D)
16. İşyerlerindeki endüstriyel örgüt yapısı içerinde görev yapan bireylerin davranışlarını inceler. İşe personel seçme, seçilen personelin uygun ortamda çalışması, çalışma ortamının düzenlenmesi ve verimi artırıcı hale getirilmesi, çalışanların moralinin yüksek tutulması gibi konularla ilgilenir. Ayrıca yönetim kademelerinin sağlıklı işlemesinde danışmanlık yapar ve güncel gelişmelere paralel olarak hizmet içi eğitim programları hazırlar ve gerçekleştirir.
Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamaya uygun bir rehberlik ve psikolojik danışma hizmetidir?
A) Sağlık alanında rehberlikA) Endüstri alanında rehberlikA) Eğitim alanında rehberlikA) Sosyal yardım alanında rehberlikE) Gelişimsel rehberlik
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 105
İş ve personel seçimi çalışma ortamının düzenlenmesi çalışanların motive etmek, verim artırıcı faaliyetler endüstri alanındaki rehberlik hizmetlerinin faaliyetleridir.
(Cevap B)
18. Sınıfta ne kadar çalışırsa çalışsın başarısız olan öğrencinin aşağıda verilen hangi rehberiik alanına yönlendirilmesi gerekir?
A) MeslekiA) EğitselA) ÖnleyiciA) SosyalE) Kişisel
17."Kişilik gelişimi asçısından kritik dönem olan m
ergenlikte bireyin çevresiyle etkileşimini §düzenleyen yakın ilişkiler kurabilme, işbirliği, akurallara etkin katılım gibi becerileri ggeliştirilmelidir." 3
Okullarda yürütülen rehberlik çalışmaları eğitselrehberlik ağırlıklı hizmetlerdir. Eğitsel rehberlikeğitsel tercihler yapma, verimli ders çalışmaalışkanlıkları kazandırma, öğrenmegüçlüklerinden kurtularak başarılı olma, yeteneklerini geliştirme, boş zamanlarını etkili bir şekilde kullanma vb. yardımları içermektedir. Bu öğrencinin de başarısızlık nedenlerinin araştırılması ve çözüm yollarının bulunması için eğitsel rehberlik alanına yönlendirilmesi gerekir.
(Cevap B)
Bu durum Rehberliğin hangi sosyalyakın ilişkilerini vurgulamaktadır?
A) Gelişim PsikolojisiA) SosyolojiA) AntropolojiA) FelsefeE) Öğrenme Psikolojisi
alanla
3
UJ
19.Devamlı stresli olan birine aşağıdakilerden hangisi yapılırsa uygun degildir?
A) Stresin temel nedenini bulmaA) Uygun çözüm yolları önermeA) Sürekli olarak yardım etmeA) Kendinin çözüm bulmasını sağlamaE) Çözülmezse uzmana yönlendirme
Sosyoloji, yine bir davranış biçimi olarak, insanın toplumsal yaşamını açıklar. Sosyoloji ile ancak, toplum ve toplumsal yaşam daha iyi açıklanabilir. Bireyin toplum içindeki rollerini ve öteki bireylerle olan karşılıklı ilişkilerini inceleyerek bireyin davranışlarını etkileyen toplumsal etmenlerin neler olduğunu ortaya koymak sosyolojiden beklenir. (M. Kepçeoğlu, Rehberlik ve Psikolojik danışma, S: 39) Bireyin çevresiyle ilişkileri yani bir sosyal varlık olarak toplum içerisinde yer alması daha çok sosyoloji biliminin kapsamı içerisinde yer almaktadır.
(Cevap B)
Aslında bu durum sadece stres için değil bireyin yaşayabileceği tüm sorunlar için de geçerlidir. Sorunu olan bireye yapılacak uygun yardımın ilk basamağı sorunun temel nedenini bulmadır. Daha sonra sorunun sahibi olan kişi ile birlikte uygun çözüm yolları üretilir. Bu aşamada birey aktif olursa kendisi çözüm yolları üretmeye çalışırsa daha verimli olur.
Daha sonra bulunan bu muhtemel çözüm yolları denenir burada da bir çözüme ulaşılamıyorsa bir uzmana yönlendirilir. Bireye yapılacak sürekli yardım onu bir süreliğine de olsa rahatlatabilir fakat sorunlarını çözme yollarını öğretmez.
(Cevap C)
106- -REHBERLİK (PDR)_
20. Nasrettin Hocanın testiyle su getirmek için çeşmeye gönderdiği çocuğu suya gönderirken dövmesi halk arasında bilindik bir durumdur.
çeşitlerindenYukarıdaki ifade rehberlik hangisiyle ifade edilir?
A) Gelişimsel rehberlikA) İyileştirici rehberlikA) Kriz yönelimli rehberlikA) Uyum sağlayıcı rehberlikE) Önleyici rehberlik
Nasrettin Hoca'nın yaptığı karşılaşılacak sorunların önceden kestirilip gerekli önlemlerin alınması esasına dayanır. Dolayısıyla soruda önleyici rehberlikten söz edilmektedir.
(Cevap E)
1. Aşağıdakilerden hangisi "Rehberlik anlayışı, her türlü çalışması ile öğrenciyi merkez alan bir eğitim sisteminin öngörür" ilkesine uymaz?
A) Her öğrencinin rehberliğe ihtiyacı olabilirA) Okulda öğrencilerin kendilerini
ilgilendirenkonularda görüşlerini belirmelerine izinverilmelidir
A) Gerektiğinde öğrenci ile karşı karşıya gelerekuyumsuzluk yaratan problemlerin ele aiınmasıilişkileri ve otoriteyi zedelemez
A) Okul programlarında seçmeli derslere de yerverilmesi öğrencilerin bazı temel alanlardabilgisiz kalma tehlikesini yaratmaz
E) Öğrencinin temel ihtiyaçlarının ailede nasılkarşılandığını bilmek okuldaki rehberlikçalışmalarının etkiliğini artırır
CEVAPLI KAVRAMA
21.1-Başarı yetersizliği,
II- Beceri yetersizliği,
II- Okuma ve öğrenme güçlüğü,
IV- Çalışma alışkanlığı kazandırma,
Yukarıdaki problemlerin çözümü için bireye verilen rehberlik hizmeti aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kişisel-sosyal rehberlikA) Mesleki rehberlikA) Eğitsel rehberlikA) Grup rehberlikE) Psikolojik rehberlik
Öğrencilerin eğitimle ilgili olarak karşılaştıkları sorunların çözümüne yönelik olarak bireye sunulan rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerine eğitsel rehberlik denir.
(Cevap C)
O
w 'oUJ
İyileştirici ve çözüm bulucu PDR yaklaşımının amacı nedir?
A) Bireyin eksik yanları ya da hatalı davranışlarıüzerine odaklanılır ve bunları tamamlayıcı birrol üstlenilir.
A) Öğrencilerin yaş ya da gelişim dönemlerinegöre sistemli ve programlı bir hizmet verilir.
A) Okul danışmanının üstlenmesi gereken rol veişlevler saptanır.
A) Bütün öğrenciler yerine, gereksinim duyanöğrencilere yardım etmek amaçlanır.
E) Olası sorunlar ortaya çıkmadan öncekestirilmeye çalışılır ve bu sorunların önünegeçmeye çalışılır.
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 107
3. Aşağıdakilerden hangisi rehberlik ilkeleri ile bagdasmaz?
A) PDR programları üike çapında standartbiçimde düzenlenmelidir.
A) Gelişim dönemlerine uygun rehberliketkinlikleri düzenlenmelidir.
A) Öğretmenlerin grup rehberliği etkiliğiyapmaları teşvik edilebilir.
A) Okulların rehberlik programlarını okuldanışmanları yapmalıdır.
E) Düzenlenen rehberlik programlarında eğitsel,meslekî ve kişisel-sosyal alanların hepsineönem verilmelidir.
6. Okullarda eğitimin planlanması, okııl müfredat ve rehberlik programlarının geliştirilmesi ve hazırlanmasına yönelik yapılan çalışmaları içerir. Çünkü, çağdaş eğitim, akademik müfredatların öğrencilerin özel ihtiyaçlarına ve bireysel farklılıklarına uygun hale getirilmesine önem vermektedir.
Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamaya uygun bir rehberlik ve psikolojik danışma hizmetidir?
A) Uyum sağlayıcı rehberlikA) Yöneltici rehberlikA) Ayarlayıcı rehberlikA) Önleyici rehberlikE) Geliştirici rehberlik
4. Daha çok duruma alıştırma (oryantasyon), eğitimsel, sosyal, mesleki bilgi verme amacıyla çok sayıda kişiye yönelik daha çok bilişsel düzeyde yapılan bir hizmet türüdür. Duruma alıştırma ve bilgi verme amacıyla olduğu için istenilen bilgiye sahip olan kişilerce verilebilir. Sınıf öğretmenleri, çeşitli meslek grubunda çalışanlar kendi konusu ile ilgili bilgi verebilir.
Bu açıklama rehberliğin hangi hizmet türü ile ilgilidir?
A) Bireysel rehberlikA) Grup rehberliğiA) Bireysel psikolojik danışmaA) Grupla psikolojik danışmaE) Uyum sağlayıcı rehberlik
3-A sınıfı öğrencilerinden Bilal kendini ifade etmekte zorlanmakta, sınıf içinde kimse ile arkadaşlık kuramamakta ve bundan dolayı kendini oldukça mutsuz hissetmektedir.
Bu öğrenciye verilebilecek en iyi rehberlik, yardımı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Eğitsel rehberlikA) Kişisel rehberlikA) Mesleki rehberlikA) Bireysel rehberlikE) Grupla rehberlik
5. Bir sınıf ortamında gündemli olarak, öğrencilerle karşılıklı tartışarak, görgü kuralları, kuşaklar arası çatışma zararlı alışkanlıklar yada meslek seçimi, verimli çalışma alışkanlığı kazanma, serbest zaman eğitimi gibi konular hangi rehberliğin kapsamına girer?
A) Bireysel rehberlikA) Grup rehberliğiA) Bireysel psikolojik danışmaA) Grupla psikolojik danışmaE) Uyum sağlayıcı rehberlik
8. Eğitim alanında farklı öğretim kademelerinde verilen rehberlik hizmetlerinde değişmeyen tek unsur aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kullanılan tekniklerA) Uygulanan yöntemlerA) Uygulanan programlarA) Benimsenen ilkelerE) Yapılan etkinlikler
108- -REHBERLİK (PDR)_
9. Mesleki konferansları verdirmek meslekleri öğrencilere tanıtmak açısından oldukça iyi bir yöntem olmasına karşın bazı sınırlı dezavantajlı yönleri de vardır.
Aşağıdakilerden hangisi bu dezavantajlarından birisine işaret eder?
A) Zamanın sınırlı olmasıA) Uygun melsem elemanının bulunamamasıA) Çağrılan konuğun sübjektif
değerlendirmelerde bulunma ihtimaliA) Bu yöntemin ekonomik olmaması
(pahalıolması)
E) Konuşmacıların öğrencilere hitap edemeyişi
11. Rehberlik hizmetlerini bireyin problem durumlarına çözüm bulmak, akademik başarıyı artırmak ya da meslek seçimi gibi sorunlara yardımcı olmak olarak gören klasik yaklaşımiara bir tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu anlayış, bireylerin hayatlarının her döneminde karşılanması gereken ihtiyaçları ve başarmaları gereken gelişim görevlerinin olduğunu savunmuştur. Bu yaklaşıma göre rehberliğin amacı. bireyin kendini tanıyabilmesi, çevresindeki imkanların farkında olması, seçimler yapabilmesi, kararlar alabilmesi ve dolayısı ile geleceğe hazırlanabilmesi için, bireye kişisel-sosyal, eğitimsel ve mesleki alaniardaki gelişimine yönelik hizmetleri eğitimin her kademesinde bir süreklilik içinde, bilimsel ve profesyonel olarak sunulmasıdır.
Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamaya uygun bir rehberlik ve psikolojik danışma hizmetidir?
A) Uyum sağlayıcı rehberlikA) Yöneltici rehberlikA) Ayarlayıcı rehberlikA) Önleyici rehberlikE) Gelişimsel rehberlik
o
>UJ
> ço
10. Belli bir sorunu bir psikolojik yardım yoluyla çözümlemeye çalışan rehberlik hizmetieridir. Başarısızlık, disiplinsizlik ve uyumsuzluk gibi problemleri önceden fark edip, uygun tedbirler almak ve problemin oluşmasına ve yaygm hale gelmesine engel olmak için sunulan hizmetlerdir.
Aşağıdakilerden hangisi bu açıklamaya uygun bir rehberlik ve psikoiojik danışma hizmetidir?
A) Uyum sağlayıcı rehberlikA) Yöneltici rehberlikA) Ayarlayıcı rehberlikA) Önleyici rehberlikE) Gelişimsel rehberlik
12. Bir okulda rehberlik servisine mesleki bilgi için ya da yönlendirme için gelen öğrenciye gerekli yardımı verebilmek için (öncelikle) hangi soruların cevabını bulması gerekir?
A) Okul başarısı ne durumdadır?A) Hangi mesleği yalpam istiyor?A) Ne tür yetenekleri daha belirgindir?A) Derslerine hangi saatler arasında çalışır?E) Ailesinin sosyo-kültürel durumu nasıldır?
-EĞİTİM BİLİMLERİ- 109
13. Aşağıdakilerden hangisi bir meslek hakkında bilgi toplama yollarından birisi olamaz?
A) İşyeri gezileri düzenlemeA) İş deneyimi edinmeA) Eski mezunları izleme ve bilgi almaA) Meslek inceleme çalışmalarıE) Çalışanların ürettiklerinin incelenmesi
1. Etkili ders çalışma yollarını öğretmek aşağıdaki rehberlik çeşitlerinden hangisinin görev alanına girer? (2002 KPSS)
A) Eğitsel rehberlikA) Kişisel rehberlikA) Mesleki rehberlikA) Uyum sağlayıcı rehberlikE) Düzeltici (sağaltıcı) rehberlik
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
14. Aşağıdakilerden hangisi eğitsel rehberlik etkinliklerinden birisi olabiür?
A) Öğrencileri uygun üst öğrenim kurumlarınayönlendirme yapılması
A) Öğrencinin kişilik özelliğine göre mesleğeyönlendirme
A) Öğrencilerin kendilerine ilişkin farkındalıkdüzeylerini geliştirme
A) Öğrencilerin hepsi için uygun bir mesiekseçtirmek
E) Öğrenciler arası ilişkileri geliştirmek
CEVAP ANAHTARI
1.E 2.A 3.A 4. B
5.B 6.C 7. B 8.D
9.C 10. D 11.E 12. C
13. E 14. A
tn"o ccUJ
o"EUJ_j
Okulda öğrencinin karşılaşabileceği alan seçme, ders seçme, verimli ders çalışma, düzenli çalışma alışkanlıklarının kazanılması gibi bir çok eğitsel sorun eğitsel rehberliğin görev alanına girmektedir. Okul ortamının bireyde oluşturduğu uyum sorunları ve okulda en çok sorun oluşturan başarı gibi konular da eğitsel rehberliğin kapsamında yer almaktadır.
(Cevap A)
Aşağıdaki verilen şıklardan hangisi, ilköğretimdeki rehberlik hizmetlerinin özelliklerinden biri degildir? (2003 KPSS)
A) Ailelerle işbirliğine önem veriimesiA) Öğretim programıyla bütünleşmeye
önemverilmesi
A) Gelişimsel rehberliğe dayalı etkinliklerin önplanda olması
A) Sunulan hizmetlerde grup ve oyunetkinliklerine ağırlık verilmesi
E) Sunulan hizmetlerin "uzman merkezli" olması
İlköğretimde rehberlik gelişimsel rehberlik ağırlıklıdır. Gelişimsel rehberlik bireylerin çeşitli alanlardaki gelişimlerini desteklemeyi amaçlar. Gelişimsel rehberliğe konu olan bireydir, gelişimsel rehberlik birey merkezlidir. Rehberlik hiçbir öğretim düzeyinde uzman merkezli değildir. Rehberlik bireyi merkeze alan, demokratik ve karşılıklı saygıya dayanan bir anlayışı içerir.
(Cevap E)
110- -REHBERLİK (PDR)_
3. Türkiye'deki okullarda yürütülen rehberlik hizmetlerinde aşağıdakilerden hangisi en çok ağırlık kazanmaktadır? (2003 KPSS)
A) Yönetimi bügilendirmeA) MüşavirlikA) YönlendirmeA) İzleme ve değerlendirmeE) Araştırma
Rehberlik anlayışı Amerika'da mesleki rehberlik ile başlamıştır. Rehberlik başlangıçta bireyi uygun işe yerleştirme fikrinden yola çıkılarak gelişmiş ve daha sonra eğitim, sağlık gibi alanlara yayılmıştır. Bugün Türkiye'de rehberlik hizmetlerinden eğitim kurumlarında yaygın olarak yararlanılmaktadır. Rehberlik hizmetleri içinde ise daha çok öğrencilerin bir üst eğitim kurumuna yöneltme ve yönlendirme hizmetleri ağırlık kazanmaktadır. Bunun en iyi kanıtı ilköğretimde OKS sınavlarında yapılan yöneltme ve yönlendirme hizmetleri ve ortaöğretim kurumlarında alan seçimi ile ilgili olarak yapılan yöneltme ve yönlendirme hizmetleridir.
Günümüzde okullarımızda hala mesleki rehberlik ön plandadır. Çocukların bir üst eğitim kurumuna, mesleğe yönlendirilmesi rehberlik çalışmalarının temelini oluşturmaktadır.
(Cevap C)
H 5.
Kişisel rehberlik bireylerin kendileriyle ilgili kişisel problemlerinin çözümü için bireylere sunulan yardım hizmetlerini içine alır. Bireyin çevresiyle uyumunu sağlayan iletişim becerileri kazandırma ya da bu konuda bir eksikliğin giderilmesi kişisel rehberliğin kapsamı içindedir. Etkili zaman kullanımı ve verimli ders çalışma yollarının tanıtılması eğitsel rehberlik kapsamındadır. Meslek tanıtımı ve üst eğitim kurumlarının tanıtımı mesleki rehberlik kapsamında yer alır.
(Cevap C)
Mesleki rehberlik aşağıdakilerden hangisini kapsamaz? (2003 KPSS)
A) Bireyin kendisini tanımasına yardımcı olmaA) Meslekler hakkında bilgi vermeA) Karar verme becerisi geliştirmeye
yardımcıolma
A) Alıştırma (oryantasyon) hizmetleri vermeE) İlgi ve yetenek testleri uygulama
4. Aşağıdaki uygulamalardan hangisi, daha çok kişisel rehberlik kapsamında yer alır? (2003 KPSS)
A) Etkili zaman kullanımını öğretmekA) Verimli ders çalışma yollarını tanıtmakA) İletişim becerilerini geliştirmekA) Üst eğitim kurumları hakkında bilgi vermekE) Meslekleri tanıtmak
Mesleki rehberlik bireyin kendi özelliklerini (yetenek, ilgi vb.) tanıması, meslekleri tanımasını ve kendi özelliklerine uygun meslek seçimini içerir. Etkili ve doğru bir meslek seçiminin ilk ve en önemli basamağı bireyin kendini tanımasını ve farkında olmasını gerektirir. Daha sonra meslekleri tanıma ve bunlar arsından kendine uygun olanı seçebilme becerisi gelir. Alıştırma-oryantasyon hizmetieri bireyin yeni girdiği bir ortama uyum sağlamasına yardım süreçlerini içerir.
(Cevap D)
-EGITIM BILIMLERI- 111
6. Verimli ders çalışma yöntemlerini hayata geçirebilme açısından uygun olmayan yaklaşım hangisidir? (2004 KPSS)
A) Bir çalışma programına bağlı kalarak çalışmakA) Günlük etkinlikler için hazırlanacak
plandaçalışmaya ayrılan zamanı belirtmek
A) Verimli sonucun aralıklı bir çalışma ile olanaklıolabileceğini dikkate almak
A) Çalışma planında eğlenme ve dinlenmeyeyeterince zaman ayırmak
E) Çalışma ortamını her türden uyarıcıya açıktutacak biçimde düzenlemek
Verimli ders çalışmada ilk basamak niçin ders çalışılacağının bilinmesidir. İkincisi ise uygun bir ders çalışma programı hazırlamaktır. Bu programı hazırlarken bazı noktalara dikkat etmek gerekir.
*65535 Gerçekleştirilemeyecek zorlukta bir programhazırlanmamalı
*65535 Dinlenmek ve hoşa giden aktiviteleri yapmakiçin yeterli zaman ayrılmalı
*65535 Bu planda hem günlük aktiviteler hem de dersçalışma için ayrılacak zaman belirtilmeli.
*65535 Sürekli dinlenmeden çalışmanın aksine zamanaralıklı, planlı bir çalışmanın başarıyı getireceğiunutulmamalı.
Program hazırlandıktan sonra çalışma ortamı ders yapmaya uygun hale getirilmelidir. Bunun için dikkati çekecek uyarıcılar ortamdan uzaklaştırılmalıdır.
(Cevap E)
7. Aşağıdakilerden hangisi mesleki alanına girmez? (2004 KPSS)
A) Meslekler hakkında bilgi toplamaA) Meslekler hakkında bilgi verme
A)irey ile meslekleri karşılaştırmaA)esleklerin çalışma ortamını anlatmaE)
Bulunan yeri tanıtma (oryantasyon)
S2 "occUiQ'ESJJ_ J
s
'O ÜJ
rehberlik
Mesleki rehberlik öğrencilerin meslekleri tanımaları, kendi niteliklerine uygun meslek seçmeleri, seçtikleri mesleğe hazırlanmaları ve bu meslekte başarılı olmaları için sunulan yardım süreçleridir. Meslekler hakkında bilgi toplama ve bu edinilen bilgileri öğrencilere verme, mesleklerin çalışma ortamları hakkında öğrencileri bilgilendirme mesleki rehberliğin meslekleri tanıtmaya yönelik boyutudur. Öğrencinin kendi nitelikleriyle mesleği karşılaştırıp kendine uygun mesleği seçme de mesleki rehberlik içinde yer alır. Fakat oryantasyon hizmetleri okullarda eğitsel rehberlik kapsamında yer alır.
(Cevap E)
Ailesinin tüm gayretlerine rağmen Numan verimli çalışma alışkanlıkları kazanamamıştır. Aynı zamanda okul başarısı düşen Numan'ın okuma ve öğrenme ile ilgili problemleri olduğunu düşünen öğretmen rehberlik türlerinden hangisini okul rehberlik servisinden isteyebilir? (2004 KPSS)
A) Eğitsel rehberlikA) Mesleki rehberlikA) Kişisel rehberlikA) Sosyal rehberlikE) İyileştirici rehberlik
Eğitsel rehberiik;
-65535 Okul ve çevresini tanıma ve uyum sağlama
-65535 Öğrenme stratejilerini ve verimli ders çalışmatekniklerini geliştirme
-65535 Öğrenme güçlüklerini kaldırma
-65535 Başarıyı artırma yoilarını geliştirme
-65535 Üst eğitim kurumiarını tanıma
-65535 Öğrencinin ilgi e yetenek alanlarını belirleme veuygun öğretme-öğrenme ortamı hazırlamayayardımcı olma hizmetlerini kapsar.
(Cevap A)
112- -REHBERLİK(PDR)-
temel9. Aşağıdakilerden hangisi rehberliğin
işlevlerinden değildir? (2005 KPSS)
A) SınıflandırmaA) ÖnleyiciA) TamamlayıcılıkA) YönlendiriciE) Gelişimsel
Rehberlik ile asıl amaçlanan bireyin gizil güçlerini keşfetmesine, kendisi ve çevresiyle barışık bir b iç imde yaşamasına yani kendin i gerçekleştirmesine yardım etmektir. Rehberlik bu amacına ulaşırken bazı işlevleri de yerine getirmek zorundadır. Rehberliğin temel işlevleri;
Uyum sağlayıcılık: Öğrencilerin okula, çevresine ve birbirlerine uyum sağlayacakları etkinlikler düzenlenmelidir.
Yöneltici işlevi: Bireyin başarı, ilgi ve yetenekleri doğrultusunda alan, okul ve mesleklere yönlendirilmesi.
Ayarlayıcılık: Okul rehberlik programlarının hazırlanmasında araştırıcılık işlevidir.
Geliştirici: Öğrencilerin gelişim görevlerini başarıyla yerine getirecekleri etkinüklere yer verilmesi.
Önleyicilik: Bazı olumsuzluklar ve sorunlar ortaya çıkmadan gerekli önlemlerin alınması işlevidir.
Tamamlayıcılık: Öğretim etkinliklerini tamamlama ve destekleme işlevidir.
Rehberliğin işlevleri arasında sınıflama yoktur. Öğrencileri değerlendirme, yargılama, onları sınıflandırma rehberliğin temel ilkelerine ters düşer.
(Cevap A)
10. Öğrencisinin mesleki gelişimine yardım isteyen bir öğretmenin sahip olabileceği görüşlerden hangisi mesleki rehberlik anlayışına uygun degildir?
A) Öğrenciyi her açıdan iyi bir şekilde tanımalıA) Öğrencinin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerini
önplanda tutmalı
A) Meslekler hakkında olumlu bir tutumyerleştirmeye çalışmalı
A) Öğrencilerin meslekleri tanımasına yardımcıolmalı
E) Öğrencileri toplumsal cinsiyet rollerine uygunmesleklere yönlendirmeli
Mesleki rehberlik bireyleri tanıma, onlara kendilerini tanıtma ve kendi özelliklerine uygun meslek seçiminde rehber i ik etmeyi kapsamaktadır. Bir bireyin meslek seçimini etkileyen etkenlerin başında toplumun ve ailesinin beklentiieri gelir. Ancak bir bireyin vereceği mesleki bir karar öncelikle bireyin ilgi, ihtiyaç ve yetenekleri doğrultusunda olmaiıdır. Kadın ve erkekler kariyer gelişiminde eşit düzeyde katılımcı durumundadır. Özellikle son yıllarda kadınların eskiden sadece erkekler için düşünülen şoförlük, pilotluk, mühendislik gibi mesleklere yönelim göstermekte; aynı şekilde erkekler de kadınlar için düşünülen hemşirelik, sekreterlik gibi mesleklere girebilmektedir. Bir öğretmenin mesleki anlamda sahip olması gereken görüş; meslek seçiminde bireyin ilgi, ihtiyaç ve yetenekleri toplum değer, norm ve kalıplarından daha önemlidir.
(Cevap E)