Transcript
Page 1:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

www.yuruyus-info.org

[email protected]

[email protected]

Haftalık DergiSayı: 23

16 Temmuz 2017Fiyatı: 1 TL (kdv dahil)

www.yuruyus-info.org

Silahlı Mücadele Veren Hareketler, Halklara Kurtuluş Umudu TaşımalıdırGERİLLANIN GÖREVİ

DÜNYA HALKLARININ KATİLİNE ZAFER KAZANDIRMAK DEĞİLDİRİktidar ve Bağımsızlık Hedefi Olmayan Bir Gerilla,

Halk Ordusuna Dönüşemez!

Washington Post Yazarı İgnatius, Suriye'de YPG'ye Eğitim Veren Amerikalı Askerlerle Konuştuklarını Aktarıyor :

“ABD, Yaklaşık İkiyüz Yıldır Görmediği Bir Şeyi Elde Etti. Kazanıyor”

İkiyüz Yıldır Zafer Kazanamayan Amerikan Emperyalizmi, Ortadoğu’da, Kürt Milliyetçi Hareket Aracılığıyla Kazanma İddiası Taşımaya Başladı

Mehmet Güvel, 71 Yaşında Bir Direnişçi…Bir Ömür Boyu Devrimcilik…

Bir Ömür Boyu Direniş…

BİR KEZ DAHA, BİZ KAZANACAĞIZ!HALK KAZANACAK!

�1996... Bir Özgür Tutsak Olarak, Siyasi Kimliğimize ve Onurumuza Yapılan Saldırılara Barikat Olmak İçin, Ölüm Orucu Direnişçisiydi...

�2017… Nuriye ve Semih’in, Haklarını Kazanmaları ve Serbest Bırakılmaları İçin Süresiz Açlık Grevi Direnişçisi…

Faşizmin Yeni Saldırılarına Karşı, Yine Halkın Önünde Barikat…

Page 2:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

ÖÖğretmenimizğretmenimiz

www.yuruyus-info.org [email protected]

Sahibi ve Sorumlu Yazıişleri Müdürü:

Elif ERSOY

Adres: Katip Mustafa Çelebi Mah.

Billurcu Sok. No: 20 / 2

Beyoğlu/İSTANBUL

Ofset Hazırlık: Ozan YayıncılıkAdres: Zübeyde Hanım Mah. FevziÇakmak Cad. 1297. Sokak No: 1 Daire: 1Sultangazi / İSTANBULTel: (0-212) 536 93 45

Mail: [email protected]

ISSN: 1305-7944

Baskı: Ezgi Matbaacılık Sanayi Cad.

Altay Sok. No: 10 Çobançeşme /

Yenibosna / İST.

Tel: (0-212) 452 23 02

Haftalık Süreli

Yerel Yayın

Siyasi Dergi

Fiyatı: 1 TL

-Savaş, iki düşman taraftan birininiradesini, karşı tarafa kabul ettirene kadar

süren, sonsuz bir şiddet hareketidir.-Devrim ve iktidar hedefine tüm inancıyla

kitlenen, "ben"in yerine "biz"i koyankadro ve savaşçılar, savaşı zafere taşırlar.

-Savaş örgütü, soyut savaş teorileriüzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş

gerçeği yalınlığında ve somutluğundaifadelendirilmek zorundadır.

-Savaş örgütü, herhangi bir örgüt değil;kendisine hayat veren ilke ve kurallarla,

savaş içinde ödediği ve ödemeye hazırolduğu bedellerle yetkinleşen,

çelikleşen bir örgüttür.- Ya savaşın bir tarafı olarak, savaşın

gerekleri yerine getirilir, sonuna kadargötürülür ve kazanılır ya da boyun eğilir ve

teslim olunur. Biz, tartışmasız birincisini yapacağız.

7’den 70’e direniş herkesin hayatında…Nuriye ve Semih için, Belçika’da, Liege’den Brüksel’euzun yürüyüş yapan çocuklarımız ve ailelerinin de…

Süresiz açlık grevi direnişindeki Mehmet Güvel’in de…Bir hedefe ulaşmak isteyen, mutlaka bir yolunu bulur…

Çocuklarımızı taşıdığımız el arabalarımızla, dövizlerimizle,açlık silahımızla, pankartlarımızla,

Nuriye ve Semih tişörtlerimizle,yürümenin ağrısını taşıyan ayaklarımızla yolumuzu açıyoruz…

Page 3:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

ii ç i n d e k i l e r

ortaya çıktığı yer direnişlerdir

16 Dev-Genç, Nuriye Gülmenve Semih Özakça'nın halkaulaşan sesi oluyor

17 Devrim için savaşın olmadığı,emperyalizminhakimiyetindeki dünya,uyuşturucunun, mafyanınegemen olduğu bir dünyadır

22 FARC'ın tüm silahlarını teslimettiğini açıkladığı günlerde, bir işçi lideri daha katledildi!

23 Sorunlar-Çözümler: Siyasicüretsizlik

24 Özgür Tutsaklardan:Anadolu’yu anlatan kitaplarınpolis emriyle yasaklanmasınadair...

27 Halk Meclisleri: Anadolutopraklarında Halk Meclisleri

29 Mahalleler: Kimiörgütleyeceğiz? Nasılörgütleyeceğiz?

31 Milisler, MahalleninŞahanlarıdır: Milisler halkınmoral gücüdür

32 Devrimci İşçi Hareketi: AKPişçi düşmanıdır

34 Kamu Emekçileri Cephesi:Nuriye ve Semih’indirenişinin konuşulmadığı birgenel kurul, eğitim

9 Devrimciliğin Köşe Taşları:Bilimsellikle yoğrulmuş emekgücü, dünyayı değiştirecektek sihirli değnektir

10 Yüksel direniyor...

12 Aydın ve sanatçılar 1 günlükaçlık grevi ile Nuriye veSemih için destek eylemiyaptılar

13 Nuriye Gülmen ile aynıhücrede kalan GülbeyazKaraer Tahliye OlduGülbeyaz Karaer, NuriyeGülmen’i anlatıyor

14 Nuriye ve Semih’e destek içinİzmir’den Ankara’ya yürüyenAdem Kızılçay, Ankaragirişinde gözaltına alındı veev hapsi cezası verildi

15 Biz Diyoruz ki: "İki sınıf veiki ideoloji arasında ara yolyoktur" gerçeğinin en açık

4 İkiyüz yıldır zafer kazanamayanAmerikan emperyalizmi,Ortadoğu’da Kürt milliyetçihareket aracılığıyla kazanmaiddiası taşımaya başladıKarargah ideolojidir. Doğrubir karargaha sahipolmayanlar, savaşı kazanamaz

İkti-dar ve Bağımsızlık HedefiOlmayan Bir Geri-lla

Halk Ordusuna Dönüşemez!

emekçilerinin genel kuruluolamaz.

36 Devrimcilik Akıl Tamirciliğidir:

37 Gençlik Federasyonu’ndan:Emeğin onurunu paylaşmak için,gençlik kampımıza bekliyoruz

38 Liseliyiz Biz: Kamplarımızdaüretiyor, çoğalıyoruz!

39 Ülkemizde Gençlik: Dev-Genç'inısrarı ve coşkusuyla halkaulaşmaya devam ediyoruz

40 Ortadoğu’dan kısa kısa

41 Dergi dağıtım haberleri

42 Baskılar, gözaltılar, tutuklamalarbizi yıldırmaz! Direnecek vezaferi biz kazanacağız!

44 Bize uyku yok...

46 “Direniş ateşi dünyanın herköşesinde yanmaya devamediyor”

48 Yüksel direniyor, her yer direniyor!

49 "AKP’nin infaz timi Özel HarekatBirlikleri dağıtılsın!"

50 "Mahallemizden uyuşturucuyusileceğiz!"

51 Kemal Avcı ölümsüzdür

52 Avrupa’da Yürüyüş:

54 Avrupa’daki Biz: Avrupa’dagelişen siyasi mücadeleanlayışımızı, geliştirmeliyiz

56 Yitirdiklerimiz

MEHMET AMCAMIZ,

KÜÇÜKARMUTLU DA,

NURİYE VE SEMİH İÇİNSÜRESİZ AÇLIK GREVİNE BAŞLADI...

MEHMET AMCAMIZIN YANINDA OLALIM, ONA DESTEK VERELİM... TEL. İRTİBAT: 0553 169 14 78

Page 4:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Karargah ideolojidir.

İdeolojisi farklı olanlar, savaşı da farklıele alır, farklı yönetirler.

Dolayısıyla karargahları da farklıdır.

Kürt milliyetçi hareketin, yola çıkarkenetkilendiği ideolojiyi tamamen terk etmişbir kurmaylığı vardır.

Bu karargahtakiler, zafer burjuva de-mokrasisinin diye düşünüyorlar. Bu ka-rargahtakiler, "hakim olan ABD'dir, boyuneğmek gerekir" diye düşünüyorlar. Bukarargahın kapıları, dünyanın en yoz or-dusunun komutanlarına açık. Bu karargahınyönettiği gerilla, Amerika'nın kara ordusudurumuna gelmiş, bağımsızlık, demokrasi,sosyalizm ise bu karargahtan yıllar öncekapı dışarı edilmiştir.

Kurmaylığın, Marksist-Leninistlerdeolduğu bir karargah var. Bu karargahta,tarihsel ve siyasal haklılık var. Halk vevatan sevgisi var. Bu karargahın savaşbiçimine devrimci eylem kuralları ve dev-rimci değerler yön veriyor. Bu karargahınkapıları, emperyalizme ve oligarşiye sım-sıkı kapalı. Bu karargahın yönettiği savaş,bağımsız, demokratik, sosyalist bir Tür-kiye'yi hedefliyor.

EmperyalizmeZafer Armağan Edenler, Kendi Yenilgileriniİmzaladılar

Washington Post yazarı Ignatius, Suriye'deYPG'ye eğitim veren Amerikalı askerlerlekonuşuyor. Askerler "ikiyüz yıl aradan sonrasonuç almaya başladıklarını" söylüyorlar.

Suriye’de görev yapan Özel HarekatKuvvetleri Komutanı ile konuşan Ignatius,yazısında şunları söylüyor:

"ABD’nin Suriye misyonu genelliklegizlidir ya az gösterilir ya da ABD kamuoyu

tarafından çok az anlaşılır. Fakat bu adıgeçmeyen askerler karşılaştıklarımın içe-risinde en iyileri. ... Suriyeli partnerleri(yani YPG'liler -bn) ile çalışırken ABD’ninyaklaşık ikiyüz yıldır görmediği bir şeyielde ettiler. Kazanıyorlar. IŞİD’den kur-tarılan bölgelerde Rakka’yı koruyacakbirlikleri eğiten Özel Harekat KuvvetleriKomutanı ‘En iyi savaşçılar evlerine git-meye çalışanlardır’ diye verdiği eğitimiaçıkladı. Plan, iki hafta içerisinde 250kişiyi mezun etmek ve 3.500 ile 5.000arasında bir güç inşa etmek."

İkiyüz yıldır zafer kazanamayan Ame-rikan emperyalizmi, bölgede zafer kaza-nıyor. Bunu sağlayan Kürt milliyetçi ha-rekettir. DÜNYA HALKLARININ KA-TİLİNE ZAFER KAZANDIRMIŞTIR.

Amerikan askerlerinin sözü, aynı za-manda emperyalizmin stratejik yenilgisininde itirafıdır. Yüzyıldır dünyanın her tarafınamüdahale eden Amerikan emperyalizmi,hep yenilgiyi tatmıştır. Vietnam'da, Kü-ba'da, Nikaragua'da tüm askeri, ekonomik,siyasi gücünü seferber etmesine rağmen,halk kurtuluş savaşlarının zaferlerini en-gelleyememiştir.

Lenin, emperyalizmi 1800'lü yıllarınsonlarından itibaren başlatır. Yani Amerikanemperyalizmi, 120-130 yıldır, emperyalistpolitikalarla dünya halklarına saldırıyor.

ABD, sadece 1946-1975 yılları arasındaamaçlarına ulaşmak için tam 215 kezaskeri güce başvurmuş, aynı yıllarda 19kez “Nükleer silah kullanma” tehdidinisavurmuştur. Ama işte buna rağmen, Ame-rikalı komutanlar ne diyor; ikiyüz yıldırzafer yok.

ABD'nin 140 ülkede askeri varlığı,823 üssü bulunmaktadır. 140 ülkede, 350binden fazla askeri vardır ve bunun 125bini Ortadoğu'dadır. Buna rağmen, "ikiyüzyıldır zafer kazanamıyor".

WWashington Post Yazarı Ignatius(*), Suriye'de YPG'ye Eğitim Veren Amerikalı Askerlerle Konuştuklarını Aktarıyor :

“ABD Yaklaşık İkiyüz Yıldır Görmediği Bir Şeyi Elde Etti. Kazanıyor”

İkiyüz Yıldır Zafer Kazanamayan Amerikan Emperyalizmi, Ortadoğu’da Kürt Milliyetçi Hareket Aracılığıyla Kazanma İddiası Taşımaya Başladı

KARARGAH İDEOLOJİDİR Doğru Bir Karargaha Sahip Olmayanlar, Savaşı Kazanamaz

Emperyalizmin stratejikyenilgisine soluk olan Kürt

milliyetçi harekettir.İki yüzyıldır

kazanamayanemperyalizme

kazandırıyorlar.Halkı savaşa katamayan,

sonuç alamayan, boğulanve çözümü, emperyalizmleişbirliğinde bulan bir silahlı

örgüt, sonuç olarakemperyalizmin kara ordusuolmaktan öteye gidemez.

PKK de gidememiştir.

Karargah ideolojidir. Karargah, karar verme ve

kararı uygulama yeridir;kurmaylıktır.

Kurmaylık, savaşıkurmaktır.

İdeoloji kurandır. Bir yanda politikalarıyla,

milyonları hareketegeçirenler; diğer yanda

halkı savaşa katamayan veboğulan, yorulanlar.

Gerilla savaşını buşekilde ele alan hareketler

uzun vadede yorulur,hedeflerinden vazgeçerler.Kürt milliyetçi hareket de

böyle olmuştur.

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA4

Page 5:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Ne zaman kazanıyor? Kürt milli-yetçi hareketle birlikte.

Fakat bu, Kürt milliyetçi hareketiçin övünülecek bir sıfat değil.

Emperyalizmin stratejik yenilgisinesoluk olan Kürt milliyetçi harekettir.

İkiyüz yıldır kazanamayan emper-yalizme kazandırıyorlar.

Halkı savaşa katamayan, sonuçalamayan, boğulan ve çözümü, em-peryalizmle işbirliğinde bulan bir si-lahlı örgüt, sonuç olarak emperyalizminkara ordusu olmaktan öteye gidemez.PKK de gidememiştir.

140 Tır Silah, Güç Değil, İdeolojik ve Politik OlarakAltından KalkamayacaklarıBir Yüktür

6 Temmuz tarihli gazetelerde birhaber:

"ABD'den PKK'ya 140 TIR ağırsilah ve Hummer! YPG'ye ABD askeriyardımı sürüyor"... "ABD'den PYD'yeağır silah sevkiyatı"...

Daha önce 120 tır silah verilmişti.

140 tır, ona ek.

Sevkiyat devam ediyor.

Nereye kadar?

Kürt milliyetçi hareket, şimdi Kürthalkını, "gerilla sayımız 50 bine ulaştı,artık zırhlı araçlarımız, tanklarımızvar" diye aldatmaya çalışıyor. Ne Kürthalkını, ne dünya halklarını aldata-mazlar. Bugün kendilerine yedekle-dikleri üç beş siyasi hareket de ya ta-mamen işbirlikçileşecek ya da Ame-rika'nın kara ordusu olmak batağındankendini kurtaracaktır.

Savaşı büyük silahlar, binlerce tonbombalar değil, sosyalizmin ideoloji-siyle savaşan, savaşı halklaştıran gerillagüçleri ve halk ordusu kazanacaktır.

Halkı örgütleyecek, halkı savaştı-racak, zaferi halk olarak kazanacağız.

Büyük silahlara tapanlar, büyük

güçlere tapar. Sonuç, büyük silahlarınsahibi emperyalizme boyun eğmektir.Emperyalizmden elde edilen büyüksilahlarla ise, EMPERYALİZMEKARŞI değil, EMPERYALİZM ADI-NA savaşılır.

Tıpkı bugünkü gibi.

Emperyalizmin yeni-sömürgecilikdönemindeki klasik yöntemlerindenbiri; ülkeleri kendi ordusuyla askeriyleişgal etmeyip; bunun için yeni sömür-gelerin askerlerini kullanmasıdır. PKKdevlet olmadan, tıpkı yeni sömürgelergibi, emperyalizmin ucuz askeri oldu.

ABD, Suriye'de işbirlikçi aşiretleri,tarikatları, Arap güçleri biraraya getirip"yapıştırıcı" olarak da YPG'yi kullandı.Bu misyonun karşılığı da, tırlar dolususilahtır.

140 tırın altında ezilecekler.

140 tır, PKK'nin gücüne güç kat-mıyor; tersine 140 tırın altında ezilen,PKK'nin politikalarıdır.

Ezilen, Kürt halkının umutlarıdır.

Ezilen, ulusların bağımsızlık dü-şüncesidir.

Kürt, Arap halk çocuklarını ABD'ninçıkarları için savaştırmanın suçu, günahıKürt milliyetçi hareketindir.

Kürt, Arap halk çocuklarını, ABDordusunun subaylarının eğitmenliğineteslim ediyorsunuz.

Basına her gün birlikte poz verdi-ğiniz, yoksul Kürt ve Arap gençlerine"eğitim" veren, onlara komutanlık ya-pan ABD ordusu, dünyanın en çürü-müş, en yoz ordusudur.

İşte geçen hafta basında yayınlananbir haber: "ABD ordusundaki her üçkadın askerden biri, cephede geçirdiğisüre içinde tecavüze uğruyor."... Başkabir haber: “Bir yıl içinde, 2016 yılında,ABD ordusunda 14.900 cinsel saldırıve tecavüz yaşandı.”

İşte böyle bir orduyla pozlar veri-yorsunuz. Böyle bir ordunun subay-larını kendinize eğitmen yapıyorsunuz.Kürt ve Arap halkının yiğit, yurtsever

genç kız ve delikanlılarını böyle birorduya teslim ediyorsunuz. Böyle birordunun generallerinin YPG'yi övmesiçok hoşunuza gidiyor ve onu basındatekrar tekrar yayınlıyorsunuz.

Gerilla SavaşıHer Şey Demek Değildir

Dünyada, özellikle 20. yüzyıl bo-yunca silahlı mücadele veren birçokörgüt oldu. Bunların kimi zafere ulaştı.Kimi tarihe karıştı. Yakın dönemdede 5 bin, 10 bin, 15 bin gerillayasahip olup da iktidarı devralma mü-cadelesine girişemeyen ve sonuçtateslim olan gerilla hareketlerini gördük.Kimisi hem askeri hem siyasi olarakyok oldu, kimileri hala askeri olarakvarlıklarını sürdürüyor görünseler de,siyasi, ideolojik olarak yok olmuşlardır.

Yenilgiyi veya zaferi; var olmayıveya yok olmayı belirleyen nedir?

Silahlı mücadele vermek, gerillamücadelesi vermek, tek başına belir-leyici değildir. Parti-Cephe, bu konudabaşından itibaren nettir. Mahir Çayan,daha 1970'te devrimci stratejiyi ta-nımlarken, "gerilla savaşı kavramı tekbaşına nitelik belirleyici değildir." derve ekler:

"Merkezi otoriteye karşı mahallimütegallibe de (mahalli gericilik), düzenlibirlikleri yenilmiş bir ordu da düşmanınakarşı gerilla savaşı yürütebilir."

Mahir, devamında da gerilla sa-vaşının devrimci bir bakış açısıylaele alınmasının ayırdedici noktalarınınşunlar olduğunu belirtir:

"Gerilla savaşının devrimci politikamaçlarla, siyasi gerçekleri açıklamakampanyasının bir aracı olarak yü-rütülmesi, yani politik kitle mücadelesiolarak ele alınması."(Bütün Yazılar,s. 364)

Gerillaya Yön Verenİdeolojidir

Karargah ideolojidir.

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

55HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Page 6:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Karargah, karar verme ve kararıuygulama yeridir; kurmaylıktır.

Kurmaylık, savaşı kurmaktır.

İdeoloji kurandır.

Bir yanda politikalarıyla, milyonlarıharekete geçirenler; diğer yanda halkısavaşa katamayan ve boğulan, yoru-lanlar.

Gerilla savaşını bu şekilde ele alanhareketler uzun vadede yorulur, he-deflerinden vazgeçerler. Kürt milliyetçihareket de böyle olmuştur.

Bunu, ortaya çıkan sonuca bakaraksöylemiyoruz.

Bu, Marksist-Leninistlerin bildiğive onyıllardır dile getirdikleri bir ger-çektir.

Silahlı mücadele veren örgütlerin,gerilla mücadelesini nasıl ele aldıkları,gerilla savaşını hangi ideolojiyle şe-killendirdikleri, aradaki farkları dabelirler.

Ayrım, halkı savaşa katan veyakatmayan bir çalışma tarzındadır.

Berkin Elvan'ın vurulması karşı-sında geliştirdiğimiz politikalar,OHAL’e ve KHK'lara karşı ürettiğimizpolitikalar, halkı savaşa katmanın po-litikalarıdır. Hasta tutsaklar ve GülerZere için sürdürdüğümüz ve tüm de-mokratik kesimleri birleştiren kam-panyadan, Amerika'nın Irak'a saldırı-sına karşı tüm kesimleri birleştirenpolitikalarımıza kadar, irili ufaklı başkaörnekler de ekleyebiliriz.

Berkin için üretilen politikalarımız,OHAL’e ve KHK'lara karşı direniş ;faşizmin saldırıları konusunda üretilenpolitikalarımız:

İdeolojiyi halka taşımıştır.

Her ikisi için üretilen politikalar,bir sürecin önünü açtı.

Halka önderlik yaptı.

Sonuç almayı gösterdi.

İdeolojimizin doğruluğunu bir kezdaha savaşın içinde, pratikte göster-di.

Halkı birleştirdi.

Çeşitli örgütlü kesimleri, hareketegeçirdi.

Direnmenin sadece siyasi zaferideğil, aynı zamanda fiili zaferi sağla-

dığını gösterdi.

Solun hayalini bile kuramadığı so-nuçlar aldı. Bu kampanyalar, ideolojiknetliğimizin ve ideolojik gücümüzünçok somut örnekleridir. İdeolojik net-liğimizi ve politikalarımızın doğru-luğunu, somut olarak bir kez dahagösterdi.

İktidar Hedefi Olmayan,Bağımsızlık Hedefi OlmayanBir Gerilla, Bırakın HalkOrdusuna Dönüşmeyi,Kendi Varlık KoşulunuKaybeder

FARC örneğine, PKK örneğinebakılarak sıklıkla sorulan bir soru var-dır: "Bu kadar silaha, gerillaya rağmenFARC da, PKK de yapamadıysa...kimse yapamaz."

Sorun, rakamlarda değil, karar-gahtadır.

İdeoloji ve politikadadır.

Bu sonuç, halkı savaşa katan birçizgi izlenmediği, gerillayı HALKORDUSUNA dönüştürmek hedeflen-mediği için ortaya çıkan bir sonuçtur.

Kürt milliyetçi hareket açısındangerilla, halkı örgütleyen, halkı politikolarak kazanan bir çizgide gelişmemiş,özellikle de BARIŞ politikalarıylabirlikte gerillanın ulusal kurtuluşçuniteliği de tamamen ortadan kalkmış,geriye, oligarşiyi pazarlık masasınaoturtmayı hedefleyen, yozlaşmış, halkıhedef almama ilkesinden uzaklaşmış,kolaycı hedefler peşinde koşan, kitleleriörgütlemeyen, politik olarak etkile-meyen bir gerilla tarzı hakim olmuş-tur.

Bu gerilla yorulmuş, ikide bir ateş-keslerle, ülkede çekilmelerle, kolaycıeylemlerle düzeniçileşme peşinde koş-muştur.

Yorgunluk, sadece askeri değil,esas olarak politiktir.

Siyasi hedeflerinden vazgeçiştir.

Artık bağımsızlığın, hatta özerkliğinbile sözü edilmez hale gelmiş, "anadil serbestliği", "Öcalan'a özgürlük",bu gerilla savaşının tek hedefi halinegetirilmiştir.

Zafer Sadece GerillaylaKazanılmaz; İktidar,Silahlanmış Halk OrdusuTarafından Alınır

PKK, bağımsızlık ve iktidar hedefiolmadığından, iktidarı almanın organıolan halk ordusuna dönüşmeyi de he-deflememiştir. Yaygın milis örgütlen-melerine sahip olduğu dönemler ol-muştur; ancak o da yine düzen içileşmepolitikalarıyla birlikte adım adım fiilenve ideolojik olarak tasfiye edilmiştir.

1994'te yapılan DHKP-C KuruluşKongresi'nde, şehirlerde kırlarda küçükgerilla birliklerinden başlayan savaşın,iktidarı alma aşamasına nasıl varacağışöyle ortaya konulmuştu:

"Gerilla küçük hareketli birliklerdenGERİLLA ORDUSUNA, gerilla or-dusundan HALK ORDUSUNA doğrugelişir ve devrimi hızlandırır. Oligar-şinin karşı-devrimci şiddeti, ancakdevrimci şiddetle karşılaştığında et-kisini kaybeder ve giderek kendini vu-ran silaha dönüşür. Karşı-devrimcişiddeti etkisiz kılmanın yolu devrimcişiddettir. Bu yasadır, tartışılmaz.

Ama karşı-devrimci şiddeti etkisizkılmak yetmez, devrimin temel gücühalk kitleleriyse, devrimci şiddetimizhalk kitlelerini örgütleyebilmeli ve sa-vaşa katmalıdır. Halk kitlelerini savaşakatmayan bir devrimci şiddet de ergeç yorulmaya ve nihayetinde yenil-meye mahkûmdur." (Kongre Raporu,s. 231)

"Hedef, iktidarın, silahlanmış HalkOrdusu tarafından alınması olduğun-dan, bu hedefi hiçbir zaman unutmaz."(Kongre Raporu, s. 265)

Öngörüldüğü gibi olmuştur;PKK'nin şiddeti, halk kitlelerini ör-gütlemeyen bir şiddet olarak kaldığıiçin; gerilla savaşı, siyasi gerçekleriaçıklama amacıyla değil, salt askeriamaçla sürdürüldüğü için, gerilla sa-vaşının politik yanı olmadığı için; yo-rulmuş ve yenilmiştir.

Tekrar başa, Mahir'in sözlerine dö-nersek:

Gerilla savaşının devrimci bir savaşolabilmesi için:

- devrimci politik amaçlarla veril-

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA66

Page 7:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

mesi,

- siyasi gerçekleri açıklama kam-panyasının bir aracı olarak yürütül-mesi,

- politik kitle mücadelesi olarakele alınması... şarttır.

PKK'nin gerilla savaşında bunlarıgörebilir miyiz? Yoktur.

Olmadığı için, PKK'nin savaşı, yo-rulmuş, yozlaşmış, ve emperyalizminkara ordusu olmaya kadar savrulmuş-tur.

PKK veya FARC nezdinde yenilensilahlı mücadele değildir.

Yenilen;

- halkı savaşa katamayan,

- iktidar hedefini kaybeden

- Halk Ordusu anlayışını hayatageçirmeyen, örgütlerdir.

Bunu sağlayacak ideolojik gücüve netliği olmayanlardır.

Gerilla hareketi verenler, HALKORDUSU bölümünü atlıyorlar.

Marksist-Leninist teori çok nettir.Zaferin ve iktidarın koşulu, gerillaordusunun, halk ordusuna dönüşümü-dür.

Kürt Halkı, Barış, Uzlaşma,Teslimiyet PolitikalarınaDestek Vermemiştir veYarın Da Vermeyecektir

İdeolojik olarak meşrulaşmayanhiçbir politik güç, yalnızca kitlelereveya yalnızca silahlara dayanarakayakta kalamaz.

Meşruluk, düşman saldırıları kar-şısında bize mevzilerimizi savunmadirenci verir.

İdeoloji, sınıf savaşının en temelaraçlarından birisidir; sınıflar savaşı,ideolojilerin ve ideolojilerin yön verdiğiiradelerin savaşıdır.

Bu savaş, bir sınıfın çıkarının diğersınıfın çıkarına ters olmasından dolayıuzlaşmazdır. Bu uzlaşmazlık, her iki

sınıfın ideolojisinden birinin zaferinekadar devam eder. Savaşan taraflardanbirisi barış ve uzlaşmadan, masayaoturmaktan bahsediyorsa, orada uz-laşma, teslimiyet yani yenilgi var de-mektir.

Politikalarımız, milyonları eyleme,direnişe geçiriyor, halka önderlik edi-yor.

Bunun temelinde şunlar vardır:

- Haklılık ve meşruluk

- Israr ve kararlılık

- Bedel ödemeyi göze almak

- Zafere inanmak.

Cephe, Berkin'in vurulması karşı-sında milyonları harekete geçirirken,hasta tutsaklarını söke söke tahliyeettirirken, bombalanmış sığınaklarıaçtırıp gerillalarının kemiklerini alır-ken; Kürt milliyetçi hareketin her şeybir yana, Sur'daki, Cizre'deki, Nusay-bin'deki katliam karşısında tek bir kit-lesel direniş, bir protesto örgütleye-memesinin nedeni nedir?

Kitle mi yok? Kitle mi korkuyor?Hayır. Sebep bu değildir.

Sebep, KARARGAH ÇÖKMÜŞ-TÜR!

Karargahsız, yani ideolojisiz birharekettir artık PKK.

Büyük silahların peşinde koşan,"büyük güçlerin" elinde 23 sentlikasker olan bir güçtür.

Hep böyle değildi. Ancak barış,diyalog, uzlaşma yolu böyle bir yoldur.Sonu bataktır.

DEP Diyarbakır Milletvekili HatipDicle, 1993'te yaptığı bir konuşmadaşöyle diyordu: "PKK 15 bin gerillası,50 bine yakın silahlı milisi ve mil-yonlarca sempatizanı olan bir partidir.Böyle bir partiyi nasıl terörist olarakniteleyebiliriz. Kürt halkına kaderinitayin hakkı verilmelidir. Sonuç ayrıl-mak yönünde ise bu hak kendisineteslim edilmelidir. Barış sağlandıktansonra PKK’nın askeri güçleri, bölgede

yerel savunma güçleri olarak kalabilir."(12 Aralık 1993, DEP 1. OlağanüstüGenel Kurulundaki konuşma)

50 bine yakın milis.

Sonra?

Sonrası barış, uzlaşma, diyalogdur.

Sonrası yenilgi ve milislerin yokoluşudur.

Kürt milliyetçi hareket, İmralı teo-rileriyle birlikte, 15 bin gerillayı, 50bin milisi, "birlikte Ortadoğu'ya, Kaf-kaslara, Balkanlar'a yönelip, önündedurulmaz bir güç oluruz" diye oligar-şiye pazarlamaya kalkmıştır.

Gerillayı oligarşik düzen içindegüvenlik gücü haline getirmeye kalk-mıştır.

Bu, ideolojik çöküştür.

PKK'nin 1991'de başlayan barış,uzlaşma politikaları, 1999'da İmralıteorileriyle, ideolojik bir çöküş ve ye-nilgiye dönüşmüştür.

Amerika'nın kara ordusu olmayadönüşen sürecin taşları, bu aşamalardangeçilerek döşenmiştir.

"Kitle", yanlışları örtmez. Kürtmilliyetçi hareket, mevcut kitleselliğinihalka ve Sola karşı bu şekilde kullan-mıştır. Bütün bu sürece bakılırsa, gö-rülür ki, Kürt milliyetçi hareket, kit-lesini barış politikaları doğrultusundabelli ölçülerde yönlendirebilmiştir.Halka zarar veren eylem anlayışınıbir yere kadar kanıksatabilmiştir.

Ama halkların, özel olarak da Kürthalkının sezgisi, bilinci, kimsenin kü-çümseyemeyeceği bir birikime sahiptir.Kürt milliyetçi hareket, bu kadar ge-rillaya, bu kadar belediyeye sahip ol-masına karşın, Kürt halkının desteğinialmak konusunda da bir yere gelip,çakılıp kalmış, ondan öteye geçeme-miştir. Örneğin Kürt milliyetçi hareket,50 bin milise sahip oldukları dönemdede, HEP-DEP-BDP çizgisi, onyıllardır,50, 60, 70 belediyeye sahip olduklarızamanlarda da, Kürt halkı içindekidesteklerini, örgütlülüklerini ileriye

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

77HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Page 8:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

taşıyamamışlardır. Tersine başta Di-yarbakır olmak üzere, gericilik ala-bildiğine gelişip serpilmiş ve örgüt-lenmiştir Kürt halkının arasında.

Neden?

Bunda Kürt halkının; halka yönelikeylem çizgisine, korucuları, aileleriyle,çocuklarıyla birlikte öldürmekte, or-manları yakmakta sakınca görmeyeneylem çizgisine karşı tepkisi vardır.

Bunda, halkı Newrozlarda ayak-lanmaya çağırıp, ardından oligarşiyleanlaşıp yüz üstü bırakmaya karşı tavırvardır.

Bunda, yola çıkarkan “bağımsızKürdistan” deyip, "bir parça özgürvatan!" deyip ondan vazgeçmeye du-yulan tepki vardır.

Bunda, yıllarca önder olarak bilinenÖcalan'ın İmralı'da sergilediği tesli-miyet ve ideolojik tükenişin, Öcalan'ınkapitalizme, emperyalizme övgüleryağdırmasının yarattığı güvensizlikvardır.

Kürt halkının bunları görmediği,duymadığı, bilmediği, bunları hep nor-mal karşıladığı mı sanılıyor?

Böyle sananlar yanılıyor.

HDP milletvekili Sırrı Süreyya Ön-der yakın zamanda verdiği bir demeçteşöyle diyordu: "Barış ve özgürlüktalebi toplumsal bir talep haline gel-meden gerçekleşebilecek bir şey de-ğildir." (25 Mayıs 2017, Etkin HaberAjansı)

Bu sözler, "barış"ı Kürt halkının"toplumsal talebi" haline getireme-dikleri gerçeğinin ifadesidir. Kürt hal-kını bu talep doğrultusunda birleşti-rememişlerdir.

Neden?

Kürt halkı, onbinlerce şehidi bununiçin vermemiştir de ondan.

"Halk yoruldu" deyişi, karargahıçöken Kürt milliyetçi önderliğin, buçöküşü örtbas etmek, kendi yorgun-luklarını gizlemek için ileri sürdükleribir tezdir.

Yorulan, Kürt halkı değil, Kürtmilliyetçi harekettir.

Yorgunluktan, BÜYÜK SİLAH-LARLA kurtulmaya çalışıyorlar.

Kurtulalım derken, bataklığa iyice

batmışlardır. Bu kez battıkları emper-yalizmin bataklığıdır. Ve yeryüzündebir kez içine girildikten sonra çıkıla-mayan bir bataklık varsa eğer, bu,emperyalizmin bataklığıdır.

Halkları Birleştiren Tarihselve Siyasal Haklılıktır

Kürt milliyetçi hareket, kendi basınorganlarında "Rakka'nın özgürleşti-rilmesi savaşı" diye yazıyorlar.

Tıpkı, Irak'ın işgali döneminde,Amerikan askerleri Musul'a girdiğinde"Musul artık özgür" diye yazdıklarıgibi.

Dün Amerikan emperyalizmininbayrağı altında özgürlüğün olabilece-ğini söyleyen, ideolojik olarak bunukabul eden PKK; bugün Amerikanbayrağı altında "özgürlük için savaş-tığını iddia ediyor.

Nasıl ki, "barış" politikaları doğ-rultusunda, İmralı'daki teslimiyet po-litikaları doğrultusunda Kürt halkınıbirleştiremedilerse, Rakka politikalarıkonusunda da Kürt halkını birleştire-meyeceklerdir.

Kürt halkı, Türkiye halkları, Rak-ka'da, Suriye'de, Amerika'nın 23 sentlikaskeri olmayı kabul etmeyecektir.

Milliyetçilik, burjuva ideolojisidir.Tarihsel ve siyasal haklılığı yoktur.Milliyetçi hareketler, tarihsel ve siyasalhaklılığı olmadan da belli koşullar al-tında, belli bir kitleye ulaşabilirler;ama bu kalıcı olamaz.

Kürt milliyetçi hareket açısından,tarihsel ve siyasal meşruluğu olan,yalnızca ezilen Kürt halkının ulusalhaklarının talep edilmesidir. Kitlesel-leşmesi de bu temeldedir. Ancak mil-liyetçi bakış açısının şekillendirdiğipolitikalarla, milliyetçi bakış açısınınşekillendirdiği askeri çizgiyle, bu meş-ruluk, adım adım yok edilmiş ve geriyemilliyetçiliğin, halkların çıkarlarınıasla gözetmeyen, emperyalizme veoligarşiye yaranmaya çalışan ve bunedenle de tarihsel ve siyasal haklılığınıkaybeden bir politika kalmıştır.

Tarihsel ve siyasal haklılığı olma-yanlar, sonuçta yorulur ve yenilirler.Bu kaçınılmazdır.

İdeolojide asıl mesele, UZLAŞ-

MAZLIKTIR.

Bizim karargahımız sağlamdır. Bukarargahtan, bugüne kadar tek bir kezuzlaşma kararı çıkmamıştır.

Kürt milliyetçi hareket ise bırakınuzlaşmayı, bırakın teslimiyeti, artıkişbirlikçilik yolunda hızla ilerlemek-tedir. Artık onların kendi karargahıyoktur. Devrimci, sosyalist, ulusalkurtuluşçu bir ideolojiyle uzaktan ya-kından bir bağ kalmamıştır. Artık ka-rargahlarında Amerikan subayları,Amerika'nın "özgürlük" ideolojisi var-dır. Amerika'nın "kurtarma" ideolojisivardır. Bugün artık Rakka'da o ideolojidoğrultusunda savaşıyorlar.

Türkiye halkları, devrimci ideolo-jinin öncülüğünde, emperyalizme veoligarşiye karşı savaşını sürdürerekve halkları birleştirerek, halkı savaştırıpsavaşı halklaştırarak, halk ordusuylazafere ulaşacaktır.

Karargahımız sağlamdır.

Tarihsel ve siyasal haklılığımız ke-sindir.

(*)David Robert Ignatius:

Washington Post gazetesinin editoryardımcı Amerikalı gazeteci ve ya-zar.

The Washington Post, AmerikaBirleşik Devletleri'nin başkenti Was-hington DC'nin en büyük ve en eskigazetesidir. ABD’nin ve tekellerindoğrudan sesi olan yayın organıdır.

İşkenceci Samsun EmniyetiHesap Verecek!

Karadeniz Dev-Genç, Nuriye Gülmenve Semih Özakça'nın direnişi için çalışmayapan Dev-Genç'lilerin katil polisler ta-rafından işkenceyle gözaltına alınmasıylailgili bir açıklama yaptı. 6 Temmuztarihli açıklamada şunlara değinildi:"Samsun ilinde 3 Temmuz'da Nuriyeve Semih için pullama çalışması yapan2 Dev-Genç'li işkence ile gözaltına alın-mış, yakın mesafeden yoğun biber gazısıkılmış ve keyfi bir şekilde 2 saat terskelepçeli tutulduktan sonra serbest bı-rakılmışlardır. Samsun Emniyeti halkınçocuklarına yaptığı işkencenin hesabınıverecek, misliyle karşılığını bulacaktır."

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA88

Page 9:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

1-Emek, insanın bilinçli olarakbelli bir amaca ulaşmak için giriştiğihem doğal ve toplumsal çerçevesinihem de kendisini değiştiren çalışmasürecinin bütünüdür.

2-Hiçbir iş kendiliğinden yürümez.Değiştirmek, dönüştürmek belli biremeğin sonucudur. Bir insanı ikna et-mek, bildiri dağıtmak, eylem örgüt-lemek, kapı çalışması yapmak emekürünüdür. Savaşı büyütmek emekçi-liğimize bağlıdır. Cepheli’nin kazandığıher insan, başardığı her çalışma dev-rimi güçlendirir, düzeni zayıflatır.

3-Emek sahiplenmektir. Devriminçıkarını, sorunlarını, insanları, yapılmasıgereken işleri... kısacası, halkı ve devrimisahiplenmektir. Devrim, sahiplendikçebüyür. Bizler herkesten çok emek ve-rerek, herkesten çok devrimi istediğimizigöstermeliyiz. Günlük işlerden büyükhedeflere kadar, her anda emeğin be-lirleyici gücünü göreceğiz.

4-Emek; verimliliği, gücü örgütlühale getirip devrimci bir amaca yö-neltmektir. Emek, devrimci ilişkilerdekölece olmaktan çıkıp namuslu, yiğit,bir onur davası haline gelmiştir. Buemek, devrimci emek kavramı, herCephelinin iliğine, kemiğine işleme-lidir. İnsan emek verdikçe gelişir, dev-rimcileşir. Onur emektir, emek ver-mektir. Ahlaklı olmak, onur sahibiolmak emek vermekten geçer.

5-Tarih boyunca önce insanın elleriçalıştı. El, bin yıllar boyunca insanbeynine kılavuzluk yaptı. Eller usta-laştıkça, beyin de daha çok akıllandı.Ustalık, aklı geliştirdi. Beyin akıllan-dıkça da ellerin yaptığı işe daha çokkarışmaya başladı. İnsanı insan yapanemek olmuştur.

6-İnsan, hazır hüner ve yetilerledoğmaz. Öğrenir ve öğretir. İnsanı

insan eden, ona bilim, teknik, sanatve kültür veren hep o bin yıllık okul,yani emek okuludur.

7-Her çalışma, bir programla başlar,programın içi emekle ve disiplinledolar. Beynimizle, bedenimizle girerizçalışmaya. Saatlerce yürür, acele eder,arka arkaya belki onlarca kapı çalar,her kapıda konuşur, dinler, tekrartekrar anlatırız. Halsiz düşene, dizle-rimizde derman kalmayana dek devamederiz kitle çalışmasına, propaganda-ya... Ama Cepheli, bu emek karşısındasonuç yaratır ve emeğin değiştiren,dönüştüren gücünü görür.

8-Emeğin mutlaka örgütsel ve si-yasi sonuçları vardır.

9-Cepheli, devrimin hamalıdır,yüksünmeden her işe koşturur. İş ay-rımı yapmaz, bir zincirin halkası gibidüşünür her çalışmayı. Yetebildiği herişe el atar, elindekini bitirip zamankaybetmeksizin, durup dinlenmeksizinyenisine sarılır ki, bekleyen çalışmalarayetişebilsin. O emek vermeksizinhiçbir işin sonuçlandırılamayacağınıbilir. "Benim işim bitti" demez, yol-daşlarına yardım eder, yarım kalanişleri tamamlar. "Ben yöneticiyim","ben eskiyim", “ben daha yeniyim”demez, her işe koşturur. Ayrım yap-madan "bizim işimiz" der.

10-Emek, en yüce değerdir. Emekhem maddi hem kültürel zenginliksağlar. Örgütü sağlamlaştırır. Yozlaş-mayı önler. Asalaklığın önüne geçer.

11-Bir işe emek vermek namus, yi-ğitlik ve şeref sorunudur. Her şeyinbaşı, bir işe emek vermektir. İşini na-musla yapan, işine canla başla sarılandır.

12-Düzene karşı savaşımızda engüçlü silahlarımızdan birisi, yüksekemek verimliliğidir.

13-İnsan, emek verdiği şeyi savu-

nur, sahiplenir. Sorunu çözene kadarkararlılıkla disiplinle emek vermeliyiz.Emek verilmezse, disiplinli olunmazsasadece nesnel gerçeğe dayanmak tekbaşına bir anlam taşımaz. Değiştirmekiçin emek, nesnel gerçeği değiştirmekiçin çok çabalamak, çalışmak gerekir.Emek olmazsa idealist oluruz.

14- Hayatımızda, çalıştığımız alan-da veya eğittiğimiz bir insanda deği-şimi görmek istiyorsak, emek vere-ceğiz. Atalarımızın söylediği gibi “Tar-lada izi olmayanın, harmanda yüzüolmaz” yani emek vermeden veriminfazla olmasını bekleyemeyiz.

15- Emek, insanı insan yapandır.

- Emek, değiştiren, dönüştürendir.

- Emek, sabırdır.

- Emek, istemektir.

- Emek, hayattır, kavgadır.

- Emek, canlıdır.

- Emek, eğitimdir.

- Emek, üretimdir.

- Emek, halktır.

- Emek, örgütlenmedir.

- Emek, okumaktır.

- Emek, sevgidir.

- Emek, en başta kendine duyduğunsaygıdır.

- Emek, onurdur.

- Emek, en büyük değerdir.

16- Beynimizi silahlandırmak; sü-rekli ateş altında tutmak; emekle,emeği büyütmekle olacaktır!

O zaman tüm Cepheliler dönüpbeyinlerinin, kafalarının içine bak-malılar. İçinde küçük burjuva artıkla-rına karşı, örgütlenmiş emekle müca-deleyi, hem beynimizde hem de pra-tiğimizde büyütmeli, düşmanı geldiğiyere göndermeliyiz.

Bilimsellikle Yoğrulmuş Emek Gücü,Dünyayı DeğiştirecekTek Sihirli Değnektir

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

9HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Page 10:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Dev‐Genç, Nuriye ve Semih’in direnişini içinOkmeydanı’na Pankart astı

Gazi Halk Cephesi, Ankara Yüksel DirenişçilerineDestek İçin Pankart Astı.

DHKC, Gazi’ye Pankart Astı

Ankara Mamak Halk Cephesi, Nuriye ve Semih İçinOturma Eylemi Yapıyor

YÜKSEL DİRENİYOR ANADOLUDİRENİYORHER YER

DİRENİYOR

Page 11:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Evleri basılarak gözaltına alınan KEC’liler İçin Yüksel’de direnenler...

Nuriye ve Semih İçin Gazi’de EylemHalkın Mimar Mühendisleri Nuriye ve Semih İçin

Destek Açlık Grevi Yaptı

YÜKSEL DİRENİYOR ANADOLU DİRENİYORHER YER DİRENİYOR

Page 12:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

İşlerine İade EdilsinlerAydın ve sanatçılar, Nuriye Gül-

men ve Semih Özakça’nın açlık grev-lerinin 120. gününde, 1 günlük destekaçlık greviyle açlıklarını paylaştılar.Dayanışma açlık grevi yapan sanatçıve aydınların mesajlarını aşağıda ya-yınlıyoruz.

Defne Halman:Bugün 6 Temmuz 2017. Nuriye

ve Semih’in açlık grevinin 120. günü,tek talepleri işlerine geri dönebilmek.Onurlu mücadelelerinin yanındayım.Nuriye ve Semih’in açlığını payla-şıyorum. Açlıklarının 120. günündeben de açlık grevindeyim.

İrem Afşin:Bugün Nuriye Gülmen ve Semih

Özakça’nın açlık grevlerinin 120.günü, onlar sadece işlerini geri isti-yorlar. Ben de tek günlük açlık gre-viyle Nuriye ve Semih’in açlığınıpaylaşıyorum.

Atilla Dorsay:Sevgili Nuriye ve Semih’e karşı

bu vicdansız sabır mutlaka sona er-meli ve onlar görevlerine geri yol-lanmalı. Bende onlar için bir günlükaçlık grevi yapıyorum.

İlyas Salman:Nuriye’yi Semih’i gördüm dü-

şümde hemen sarılasım geldi. Sor-dum, cevap alamadım. Bana, benim

sesim geldi. 120. açlık grevinde be-raber açız, gözerinizden öpüyorumyavrularım.

Yazar Burhan Sönmez:Nuriye ve Semih’in yaşaması için

bugün ben de açlık grevindeyim.

Av. Selçuk Kozağaçlı:Bugün Nuriye ve Semih’in açlık

grevinin 120. günü ve sevgili Esra’nın45.günü, açlığa ses vermeliyiz. İmzakampanyamız devam ediyor. Amabugün son. Herkesi imzalarıyla, söz-leriyle, eylemleriyle, Nuriye ve Se-mih’i sevgili Esra’yı, onlarla daya-nışma için eylem yapan herkesi des-teklemeye çağırıyorum.

Orhan Aydın:Nuriye ve Semih’e adalet için

ben de 1 günlük açlık grevindeyim.

Mustafa Alabora:Nuriye ve Semih’in bunca gündür

sürdürdüğü açlık grevine kayıtsızkalmak vicdansızlıktır. Ben bu yüzdenonların işlerine iade edilebilmeleriiçin, 1 günlük açlık grevi yapaca-ğım.

Deniz Türkali:Bugün 120. gün Nuriye ve Se-

mih’in açlığını paylaşıyorum.

Fatoş Güney:İnsanları ölüme mahkum edenler

insanlıktan çıkmıştır. Ben de bugünsevgili Nuriye ve Semih için açlık

grevi yapacağım.

Hüseyin Turan:Tam 120 gün oldu. Nuriye ve Se-

mih’in ölmesini istemiyoruz. Onlarınen doğal hakları olan işlerine geridönmesini istiyoruz. Nuriye ve Semihiçin bugün ben de açlıklarını payla-şıyorum.

Edip Akbayram:İnsanlık onuru adaletsizliği ye-

necektir. Bugün bende Semih ve Nu-riye için açlık grevindeyim.

Şair Ataol Behramoğlu:6 Temmuz Perşembe Nuriye Gül-

men ve Semih Özakça yaşamlarınıortaya koyarak başlattıkları haklı di-renişin 120. gününü geride bıraktılar.Yetkilileri inatlaşmaktan vazgeçerekhukukun, adaletin, vicdanın sesinidinlemeye çağırmak için aralarındaEdip Akbayram, Fatoş Güney, Hü-seyin Turan, Deniz Türkali gibi ar-kadaşlarımın da bulunduğu sanatçılarve aydınlar bütün bir gün arkadaşla-rımızın yanında olmak için, bir yudumsu içmeyeceğiz ve boğazımızdan birlokma geçmeyecek.

İsa Balcı:Tüm açlık grevi direnişçilerinin

açlığını paylaşmak ve Yüksel DirenişAilesinin üzerindeki devlet terörününson bulması için, 5 günlük açlıkgrevindeyim.

Nuriye ve Semih’in Açlık Grevi Direnişlerinin 120. GünündeAydın ve Sanatçılar 1 Günlük Açlık Grevi İle

Destek Eylemi Yaptılar

“ONLARIN EN DOĞAL HAKLARI OLAN İŞLERİNEGERİ DÖNMESİNİ İSTİYORUZ”

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA12

Page 13:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

113HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Gülbeyaz Karaer, Sincan KadınHapishanesi’nde Nuriye Gülmen ileaynı hücrede kalıyordu. GülbeyazKaraer Nuriye’yi ve direnişi anlattı.

Aynı zamanda 2000-2007 BüyükDireniş Şehidi Uğur Türkmen’in ab-lası olan Gülbeyaz Karaer tahliyeolduğuna sevinmediğini söyledi veNuriye ile yaşadığı günlerin geçmiş-teki Büyük Direniş dönemini hatır-lattığını anlattı.

�“Nuriye benim için bir başkaydı.Çünkü ölüm oruçları sürecini bili-yorum. Kardeşim, benim kollarımdahayatını kaybetti. Nuriye orada ya-şayınca o süreçleri tekrar yaşadımyani. Nuriye’nin morali, coşkusu çokiyi, kocaman bir yüreği var. Herkeseçok selam gönderdi. Hepinizi, herkesiçok seviyor. Direnişi büyük, zaferletaçlandıracak inşallah direnişini. Biz-ler de yapacağız onu. Ne anlatayımbilemiyorum, morali, coşkusu çokiyi.”

�“Akşam haberleri dinliyorduk.Televizyonumuz yoktu. Küçük birradyomuz vardı. Bugün çıkarız yarınçıkarız diyerek televizyon almıyorduk.En son çıkmayacağız herhalde, buradakaldık dedik. Radyodan aldık tu-tuklandığının haberini. Hemen kalktıkhücrelerimizi temizledik. Nuriye ge-lecek, dedik. Temiz hücrede kalsın,açlık grevi yapacak dedik. Ertesi günbizim hücreye saat 14.00’da verdiler.Bir gece müşahade altında tutuldu.O zaman kavuştuk birbirimize.”

�“Oradakiler çıktığında ilk defasevinmeyen birini gördük, dediler.Sevinecek bir şey yok ben oraya ca-nımı koyup geldim.”

�“Dışarıdaki insanları susturmak,direnişi büyütmemek için herkesikeyfi olarak bu OHAL’de tutuklu-yorlar. Ses çıkarmayacak kimse diyor.İşin aslı bastırıyor, sindiriyor. Yanikötü bir süreçten geçiyoruz. Bu kötüsüreçte de sesimiz çıkması güzeloldu yani. Nuriyelerin direnişiyleölü toprağını kaldırdık. Ve halkımızkaldırdı.”

�“Bir gün kalkıyoruz sabah8.00’da geliyorlar sayıma. Nuriyekalkmış oluyor zaten. Ayrıca bir pa-nomuz var, Nuriye’nin panosu. Gün-lük açlık grevi günlerini ve resimlerinideğiştiriyoruz. Sonra kalkıyor bitkiçayı, şeker, tuzlu suyu masada hazırduruyor. Onları günlük içiyor. Güniçerisinde kitaplarımızı okuyoruz içe-ride, değerlendirmemizi yapıyoruz,haberlerimizi izliyoruz. Gazeteyi be-raber okuyoruz, köşe yazarlarını.Ama gazeteyi açınca kendi sayfamızıaçıyoruz ilk başta, ondan sonra diğerhaberlere bakıyoruz. Acaba Yüksel’dene oldu”

�“Haberlerimizi izliyorduk, takipediyorduk. Anlatacak çok şey var.Ama ben bunları kelimelere sığdırıpsöyleyemiyorum. Onunla beraber ya-şayınca çok başka bir duygu oluyor,yani direnişçinin yanında yaşamak.Yüreği kocaman, hep güler yüzlüyani 40 günü geçti herhalde beraberiz.Bugünler içerisinde yüzünden gülü-cük hiç eksik olmadı. Kocaman birgülüşü var, çok güzel, mutlu, neşeli,coşkulu, inançlı.”

�“Neden resim çektiremediğimizisavcı geldi savcıya sorduk. Fotoğrafıçeken, fotoğrafı duvara sallarken kır-mış. Tamam dedik, tamamiyle gitti

geldi. Çekmeyecek misiniz? Çeke-

ceğiz ama tekrar dilekçe vermeniz

gerekiyor dedi. Tekrar dilekçe yazdık

çekmesi için. Çekmeyecek misiniz

dedik, çekeceğiz ama şimdi gardi-

yanın başka yerde işi var, ondan

sona çekeceğiz dediler. Bir türlü çe-

kilmedik yani.”

�“Çamaşırlarımızdan kesip, yas-

tıklarımızdan boşaltıp ona güzel bir

boyun yastığı yaptık, sırtına yastık

yaptık, her tarafına havalı yastık yap-

tık.”

�“Canım o benim. Nuriye, ben

seni çok seviyorum. Açılmamış gonca

gülümsün sen. Herhalde annelik duy-

gusu bilmiyorum yani. Annelik duy-

gusundan mı tutup sarıyorsun, hepi-

miz aynı aileden ondan mı sarıyorsun,

büyük ailemiz için bir değerdir. Her-

kese çok çok selamı var. Herkese

öpücüklerini, gülücüklerini gönderdi.

Yüreğini gönderdi.”

Nuriye Gülmen ile aynı hücrede kalan Gülbeyez Karaer Tahliye OlduGülbeyaz Karaer, Nuriye Gülmen’i anlatıyor:

İlk Kez, Tahliye Olduğuma SevinmedimNuriyelerin Direnişiyle Ölü Toprağını Kaldırdık.

Ve Halkımız Kaldırdı.”Gülbeyaz Karaer

Page 14:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA114

“Karınca kararınca bizimkisi…Binlerce insan haksız, hukuksuz yereişinden ekmeğinden edildi. Robot de-ğiliz, biraz belki de bizim Anadolu’nunkültürü burada yatıyor. Ses oluruz,duyarlılık olur dedim. Duramadıkçıktık. Belki bir faydam olur dedim.”Bu sözler iki haftadır adalet için tekbaşına yürüyen 57 yaşındaki AdemKızılçay’a ait…

Kanun Hükmünde Kararnameyleişlerinden ihraç edildikleri için 127gündür (13 Temmuz) açlık grevindeolan akademisyen Nuriye Gülmen veöğretmen Semih Özakça'ya destekiçin iki hafta önce destek yürüyüşübaşlatan Adem Kızılçay, gözaltınaalındı.

İzmir’den yürüyüşe başlayan AdemKızılçay, 7 Temmuz’da Ankara’ya25 kilometre kala Yapracık’ta jan-darma tarafından gözaltına alındı. 8Temmuz’da Yüksel Caddesi’ne ge-lerek eylemini tamamlamayı amaç-layan Kızılçay’a ev hapsi cezası ve-rildi.

Basına açıklamalarda bulunan Kı-zılçay, hakkındaki suçlamaların ilkönce FETÖ ile ilişkili olduğunu fakat

buradan bir sonuç çıkmadığı için dahasonra DHKP-C ile ilgili sorgulandığınıbelirtti. Gözaltı sırasında Kızılçay’ıAnkara’nın Polatlı ilçesinde karşıla-maya gelenleri tanıyıp tanımadığı veyürüyüş sırasında konakladığı evleregelenleri tanıyıp tanımadığı sorularıyöneltildi. Sosyal medya hesapların-daki paylaşımlarının da suçlamalararasında olduğunu belirten Kızılçayşunları aktardı:

“Tahminimce 1 Mayıs mitingle-rindeki fotoğraflarımı göstererek ‘Busen misin?’ diye sordular. ‘Twitter’ınvar mı, varsa ne paylaşıyorsun?’ de-diler. Nuriye ve Semih’in açlık gre-vinde, onlar ölüme giderlerken sessizkalmamak için yola çıktım. Jandarmaveya savcılık beni bir örgüt ile ilişki-lendirmeye çalışsa da benim yanımda19 gün boyunca kimse yoktu. Benyürüyüşümü tamamlasaydım Yüksel’egirecektim. Son günlerde belliydi, üçarabayla takibe koyuldular. Yattığımyerden yemek yediğim yere kadar iz-lediler. Ankara’dan bir iki sefer ge-lenlerle yaptığımız röportajları dadelil olarak sunuyorlar. Sokağa çıkınsessiz kalmayın söylemlerimi da aleyh-te kullandılar.”

Verilen ev hapsi cezasınıİzmir ya da yaşadığı köydekievinde çekeceğini belirten Kı-zılçay karara itiraz edeceklerinibelirtti. Adem Kızılçay, serbestkalmasının ardından AnkaraKatliamı’nda hayatını kaybe-den ağabeyi İsmail Kızılçayiçin ‘10 Ekim Davası’nı izle-meye gittiğini belirterek şunlarısöyledi:

“Yürüyüşüm sırasında Nu-riye ve Semih için ‘İş, Ekmek,Özgürlük’ dövizini taşımıştım.Bugün de üzerimde ‘İsmailKızılçay 10 Ekim Adalet İsti-yor’ tişörtünü giydim. Hayatınolağan akışına sığdırdıkları

için gündemimiz katliamlarla ve acı-larla dolu. Yarın bu çocuklar ölürlerseölümlerinden sorumluları tarih unut-mayacak.”

Bu saldırılarla dayanışmayı yok et-meye çalışıyorlar. Hala anlamadınız.Bu direniş böyle yok edilemez. Halkamalolmuş bir direniş, gözaltılarla tu-tuklamalarla bitmez. Nuriye ile Semih’itutukladınız, ne oldu? Direnişi durdu-rabildiniz mi? Her gün insanları göz-altına alıp işkence ediyorsunuz binlercedestek açlık grevi ve yürüyüşlerle ey-lemlerle karşılığınızı aldınız. Sansürle,yok saymakla da direnişi kırmayı ba-şaramayacaksınız. Çünkü haklı ve meş-ru bir mücadelenin karşısında hiçbirgüç duramaz. Ve zafer er ya da geçmutlak direnenlerin olacaktır.

Nuriye ve Semih’e Destek İçin İzmir’den Ankara’ya Tek Başına Yürüyen Adem KızılçayAnkara Girişinde Gözaltına Alındı ve Ev Hapsi Cezası Verildi

AKP Faşizmi Herkesi Tek Tek Hapishanelere Doldurarak,Evleri Hapishaneye Dönüştürerek Direnişi Boğmaya Çalışıyor

Boşuna! Tüm Ülkeyi Hapishane Haline de Getirseniz Halka Malolmuş Bir Direnişi Bitiremezsiniz!“Yarın Bu Çocuklar Ölürlerse, Ölümlerinden Sorumluları Tarih Unutmayacak”

Dersim Halk Cephesi: "BizlerBu Tehditleri Çok Gördük.Geleneklerimize Sahip ÇıkmayaDevam Edeceğiz!"

Dersim Halk Cephesi, AnadoluHalk Festivalinin yasaklanması ve Ho-zat Kaymakamlığı ve emniyetinin yap-tığı tehditlerle ilgili 6 Temmuz'da biraçıklama yaptı. Açıklamada şöyle de-nildi: "Anadolu Halk Festivali yasak-landı. Festival çalışmalarımız sırasında'hepinizi temizleyeceğiz, sizin kemik-lerinizi bile bulamayacaklar' demişlerdi.Şimdi ise Hozat Kaymakamlığı veEmniyeti 'size ne yemek ne de basınaçıklaması yaptırmayacağız. Hozat’ıterk edin, yoksa sonuçlarına katlanır-sınız' diyerek kendilerine meşrulukkazandırmaya çalışıyorlar.

Festival öncesi ve festival sırasındabaşımıza geleceklerden Hozat Kay-makamlığı, Dersim Valiliği ve DersimEmniyeti sorumludur. Bizler bu teh-ditleri çok gördük. Geleneklerimizesahip çıkmaya devam edeceğiz!"

Page 15:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

��Biz diyoruz ki; kapitalizmde iki temel sınıf ve iki ideoloji vardır. Yaptıklarımızla, ya-şadıklarımızla ya burjuvaziden yanayız ya da proletaryadan yanayızdır. Bu ikisi arasındakesinlikle ara yol yoktur. Yani ya devrimden-direnişten ya da düzenden-teslim olmaktanyana olmak dışında, yol yoktur.

�Biz diyoruz ki; şu an ülkemizde burjuvaziyi AKP temsil etmektedir. AKP iktidarı isekatildir, hırsızdır, ahlaksızdır, oburdur. Onun için her şey kardır, kendi menfaatidir. Bizlerise bunun karşısında duranlarız, direnenleriz. Yani iyi-güzel olanı temsil edenleriz. Haklı vemeşru olanız.

�Biz diyoruz ki; burjuvazi ve proletarya arasındaki savaşta direnen tarafın, yani prole-taryanın direnişlerinde iradi olması tartışılmaz bir biçimde çok önemlidir. Örneğinreformizmin tavrı, “iyi niyet göstermek için eylemimize ara verdik, erteledik”, “bu direniştensonuç alamayız başka bir yol bulmalıyız”, “açlık grevini bırakın, yaşayarak direnin, siz la-zımsınız”… gibi söylemleri net olarak teslimiyettir. Eğer ki düşmanın bir saldırısı varsa,orada yapılması gereken direnişi kırma çağrıları değil, direnişi büyütme çağrıları olmalıdır.

�Biz diyoruz ki; direnişi kırmaya yönelik yapılan “bırakın” çağrıları, “yaşam kutsaldır,mücadelenin size ihtiyacı var, direnişiniz yeterince herkese ulaştı, artık devam etmeyegerek yok…” gibi çağrılar, öz olarak AKP faşizmine hizmet ediyor.

�Biz diyoruz ki; solun, halklara öncülük etme görevini yerine getirememesinintemelinde, ideolojik zayıflığı yatmaktadır. İdeolojik zayıflık devrim iddiasından vazgeçmeyide, emperyalizmin ideolojik saldırılarından etkilenmeyi de ve emperyalizme karşı açıktavır almamayı da beraberinde getirdi. Ayrıca oportünist-reformist sol, halkın gücüne güçkatmak yerine, emperyalist cepheyi güçlendirerek, halkın, halkın öncülerinin daha da çokbedel ödemesine neden oldu! Emperyalizmin saldırılarını ve işgallerini meşrulaştırdı. Vebuna da “direniş” diyerek, meşru direnişlerin altını boşaltmaya çalıştı, çalışıyor.

�Biz diyoruz ki; devrim iddiasının olmadığı yerde, iktidar diye bir derdin olmadığıyerde, devrimci dayanışmanın olmadığı yerde, halkın ve devrimci değerlerin olmadığıyerde, direnişin olmadığı yerde teslimiyet boy vermiştir. Biz direnenler olarak, bulunduğumuzher alanda, her bölgede yaratılmak istenen teslimiyet duvarını ideolojik savaşımızla ve ka-rarlılığımızla parçalayacağız.

�Biz diyoruz ki; dünya tarihi göstermiştir ki, kazanan hep direnenler olmuştur. Direnişidurdurmak için bedel ödemekten korkanlar, tarih boyunca katledilmekten, çeşitli biçimlerdebedel ödemekten kurtulamamışlardır. Direnenler ise ödedikleri bedellere rağmen, geleceknesillere direniş tohumları ekmiştir.

"İKİ SINIF VE İKİ İDEOLOJİ ARASINDA ARA YOL YOKTUR" GERÇEĞİNİN

EN AÇIK ORTAYA ÇIKTIĞI YER DİRENİŞLERDİRBiz Diyoruz ki;�

15

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Page 16:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

AKP'nin çıkardığı KHK'larla işielinden alınan yüzbinlerce kamuemekçisinden sadece ikisidir NuriyeGülmen ve Semih Özakça. İşim veonurum için direniyorum diyerekoturma eylemine başlayan Nuriyehoca, ardından süreklileşen gözaltıve saldırıların ardından Semih Özakçaile birlikte açlık grevine başlamıştı.

Nuriye ve Semih, Sincan Hapis-hanesi'nde sürdürdükleri açlık gre-vinin 130. gününde. Dışarıda açlıkgrevini sürdüren Esra ve Sultan Özak-ça ise 55. günündeler. Kamu Emek-çileri Cephesi'nden memurlar, Ankarave İstanbul başta olmak üzere, heryerde direnişi büyütmeye devam edi-yorlar. Ülkenin en önemli gündem-lerinden biri haline gelen ve Nuriyeve Semih ile özdeşleşen ekmek veadalet mücadelesi, yurt dışında daçok geniş bir kesime yayılmış du-rumda.

Halk Cephesinin yürüttüğü kam-

panya dahilinde birçok eylem ve et-kinlik örgütlenirken Dev-Genç’lilerde adalet mücadelesinin bir parçasıdır.Dev-Genç'in son 1 hafta içindeki ça-lışmalarından bazıları:

- Kadıköy'de 2 pankart asılarakajitasyon çekildi.

- Liseli Dev-Genç’liler İstanbul'unfarklı mahallelerinde toplam 35 ya-zılama yaptı,

- Örnektepe'de bildiri dağıtımı,

- Okmeydanı'nda bombalı pankartasıldı,

- Örnektepe'de pankart asma,

- Pazartesi sabah belediye oto-büsünde, yolculara Nuriye ve Se-mih'in durumunun anlatıldığı ajitas-yonlu konuşmalar yapıldı.

- 5 Liseli Dev-Gençli 1 günlükdestek açık grevi yaptı.

- Kadıköy'de yapılan eyleme 30Dev-Genç'li katıldı.

71 yaşındaki TAYAD'lı MehmetGüvel'in, Nuriye ve Semih için baş-lattığı Süresiz Açlık Grevi'ne destekamaçlı 35 Dev-Genç'li, destek açlıkgrevi yaptı. Hafta boyunca 25 Dev-Genç'li Armutlu'da Mehmet Güvel'iziyaret etti.

Dev-Genç 47 yıldır; başta bağım-sızlık olmak üzere ülkemizde yaşananhiçbir sorunda, halklarımıza dönükhiçbir saldırıda tavırsız kalmamıştır.Faşizmin saldırılarını, zulmünü, gücüoranında cevapsız bırakmamış, halkınadaleti olmuştur.

Bugün de Nuriye ve Semih içinyapılan kampanyada yerini almak-tadır. Ve direnen KEC'liler nezdinde,faşizme karşı bir zafer daha kazanı-lacağından emin olarak bütün dire-nişçileri eylemleriyle selamlıyorlar.Talepleri kabul edilene kadar onlarınsesi-soluğu olmaya ve eylemlerinedevam edecektir.

DEV-GENÇ, Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın Halka Ulaşan Sesi Oluyor

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA16

Page 17:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

DEVRİM İÇİN SAVAŞIN OLMADIĞI,EMPERYALİZMİN HAKİMİYETİNDEKİ DÜNYA,

UYUŞTURUCUNUN, MAFYANIN EGEMEN OLDUĞUBİR DÜNYADIR

Emperyalizm Sadece Silahlarla, Uçaklarla, Talanla,Sömürüyle Katletmiyor

Aynı Zamanda Uyuşturucuyla, Mafyayla,Uyuşturucu Tekelleriyle de Katlediyor (1.Bölüm)

Bu dünyada ölümlerden,katliamlardan söz ediyor‐sanız, bunu emperyalizmindışında anlatamazsınız.

Emperyalist dünyanın heryanında, ölümler kol gezi‐yor.

Silahla, bombayla, uçak‐larla katlediyor emperyalizm.

Soygunla, talanla, sömü‐rüyle aç bırakarak katledi‐yor.

Uyuşturucuyla, çeteleş‐meyle, mafyayla, uyuşturu‐cu kartelleriyle katlediyor.

Din çatışmalarıyla, milliyetçatışmalarıyla katlediyor.

Faşist diktatörlüklerle kat‐lediyor.

Çünkü, emperyalizm soy‐gun, yağma, talan, sömürüüzerine kurulmuş bir sis‐temdir.

Her türlü politika, bu sis‐

temi ayakta tutmaya yöne‐liktir.

Baskı da, zulüm de, uyuş‐turucuyla zehirlemek, yoz‐laştırmak, burjuva ideolojisiile beyinleri dumura uğrat‐mak da bu sömürü düzeniniayakta tutmak içindir.

Emperyalist sistemin busaldırganlığı karşısında halk‐ların tek direnme gücü, halkkurtuluş savaşlarıdır, silah‐lanmış halk güçleridir.

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

17HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Page 18:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Birleşmiş Milletler raporunda,2016 yılı içinde uyuşturucuya bağlıölümler için;

Asya’da 85.900

Amerika’da 52.500

Afrika’da 39.200

rakamları açıklandı. Bu rakamlar,resmi kayıtlara uyuşturucuya bağlıölüm olarak geçmiş rakamlardır.

2016 yılı içinde sadece Meksika'dauyuşturucu savaşlarında 23 bin kişiöldürüldü.

Aynı yıl içinde,

Suriye’de 50 bin kişi,

Irak'ta 17 bin kişi,

Afganistan'da 16 bin kişi,

Yemen'de 7 bin kişi

çatışmalarda öldü.

Emperyalizmin işgal ettiği ülke-lerde çatışmalardan ölümlerle kıyas-lanabilecek rakamlarda, uyuşturucuyabağlı ölümler yaşanıyor.

Meksika’daki uyuşturucuya bağlıölümlerin sayısı, Irak, Afganistan,Yemen’deki çatışmalarda yaşananölümlerden daha fazla.

Emperyalizm, sadece işgallerle,milliyet, din çerçevesinde çıkardığıçatışmalarda değil, uyuşturucuyla daöldürüyor.

Peki neden bu kadar büyükoranda, uyuşturucu satılıyor budünyada?

Neden bu kadar yaygın?

Neden bu kadar çok insanınölümüne neden olduğu halde, uyuş-turucu satışları engellenmiyor?

Kim, neden bu uyuşturucu sa-tışlarını örgütlüyor? Ne kazanı-yor?

Çünkü, halklarıuyuşturucuyla zehirlemekemperyalist bir politikadır.Uyuşturucu kartellerininarkasında emperyalizmvardır

Kapitalizmin ahlakını belirleyenözel mülkiyet hırsı, sürekli kar etme,sermayesini büyütme dürtüsüdür. Ka-pitalizm, hangi yöntemle olursa olsunsermayesini büyütmek ister.

Çünkü, ancak sermayesini büyüt-tüğünde varlığını sürdürebilir. Hepdaha fazla sömürmek, hep daha fazlasömürerek, daha fazla büyümek zo-rundadır.

Emperyalist sistem içinde, büyüksermaye sahibi tekeller, rekabet gü-cünü, yani sermayesini büyüteme-yenleri yutar. Yem olmamanın yolu,daha fazla kar, daha fazla kardır.

“Sermaye, kar olmadığı zamanya da az kar edildigi zaman hiçhoşnut olmaz, tıpkı eskiden doğanınboşluktan hoşlanmadığının söylen-mesi gibi. Yeterli kar olunca ser-mayeye bir cesaret gelir. Güvenlibir yüzde 10 kar ile her yerde çalış-

maya razıdır; kesin yüzde 20, iştahınıkabartır, yüzde 50 küstahlaştırır,yüzde 100, bütün insansal yasalarıayaklar altına aldırır, yüzde 300 karile, sahibini astırma olasılığı bileolsa, işlemeyeceği cinayet, atılma-yacağı tehlike yoktur. Eğer kargaşa -lık ile kavga, kar getirecek olsa,bunları rahatça dürtükler. Kaçakçılıkile köle ticare ti, bütün burada söy-lenenleri doğrular." (T. J. Dunning,l.c. s. 35, 36.)” Kapital cilt 1.

İşte uyuşturucu kartellerinin ci-nayetleri de, sermayenin işlediği ci-nayetlerdendir.

Emperyalistler, işgal ettikleri, sö-mürgeleştirdikleri, ülkelerdeki halk-ların direncini kırmak için, bir elle-rinde de uyuşturucu taşıdılar bu ül-kelere.

1839-1842 Çin’e Afyon sokul-du.

Kuzey Amerika yerlilerinin işgalekarşı direnişini kırma araçlarındanbiri olarak, uyuşturucu kullanıldı.

Çin’i sömürgeleştirme politikasıçerçevesinde, Çin’e Hindistan’danayfon sokuldu. Bu savaş tarihe, Çinile İngiltere arasındaki “Afyon Sa-vaşı” (1839-1842) olarak geçti. Çin’euyuşturucu sokulması İngiltere’ninÇin’deki sömürgecilik politikalarınıuygulamasını önemli oranda kolay-laştırdı. Aynı şekilde Fransa da, Çin-hindi’de afyon ve alkol tüketiminizorla dayatan politika uyguluyordu.

Bu nedenle, emperyalizmbu güçleri de hedef alır. Silahbıraktırma, biat ettirme po‐litikasını devreye sokar.Amaç, bu soygun, sömürüdüzeninin karşısında halkgüçlerini tümüyle savunma‐sız, silahsız bırakmaktır.

Halkların silahlı güçleri,emperyalizm ve oligarşilerkarşısında halkların savun‐ma gücüdür. Emperyalizmleanlaşarak, halkın silahlı güç‐

lerini tasfiye operasyonunahizmet edenlerin suçlarınınbüyüklüğü, ahlaksızlığı bu‐radadır.

Emperyalizmle ve oligar‐şiyle barışacaklar ve ölümlerson bulacakmış!

Emperyalizm varlığını sür‐dürdüğü sürece, katliamla‐rın, ölümlerin duracağındansöz edemezsiniz.

Eğer, dünyada ölümleridurdurmak istiyorsanız, bu

kadar hümanistseniz, em‐peryalizme ve faşizme karşıcanla, başla savaşmak du‐rumundasınız.

İşte emperyalizm ve oli‐garşilerin uyuşturucu çete‐leri eliyle yaptıkları katli‐amların bir resmi.

Emperyalizme ve faşizmekarşı silahları susturmak de‐mek, uyuşturucu kartelle‐rinin, mafya çetelerinin ik‐tidarı sürsün demektir.

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA18

Page 19:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Uyuşturucuyla, beyinleri zehir-lenen, bağımlı hale getirilen halkınemperyalist işgal ve sömürüye du-yarlılığı, mücadele etme isteği veinancı yok ediliyor. Halkın emper-yalist işgal ve sömürüye karşı direnmedinamikleri, uyuşturucu ile tahripedilmiş oluyor.

Bugün özellikle yeni sömürge ül-kelerdeki uyuşturucu kullanımınınyaygınlığı bu nedenle tesadüf değildir.Bu tümüyle emperyalizmin bilinçlisömürgeleştirme politikasının sonu-cudur.

Latin Amerika, Doğu Asya ül-kelerinin uyuşturucuyla, fuhuşla, ku-marla anılması bu politikanın sonu-cudur. Ülkemizde, her yıl uyuşturucukullanımının daha da artması bununsonucudur.

Meksika'da uyuşturucu savaşları,23 bin can aldı.

Guatemala'da Uyuşturucu Şid-deti... Guatemala'da Meksika sını-rına yakın küçük bir kasabayı basansaldırganlar, 27 kişiyi öldürdü.

Filipinler’de 3 milyon uyuştu-rucu bağımlısı var.

Meksika'da son sekiz yılda 26bin kişi uyuşturucu kartelleri tara-fından "kaybedildi."

Bunlar basında sık rastlanabilenhaber başlıklarındandır.

Amerikan ve Avrupa emperya-lizminin Afganistan’ı işgali sonra-sında, Afganistan’da uyuşturucu kul-lanımının artması bunun sonucudur.Afganistan bu açıdan çok çarpıcıbir örnektir; Taliban yönetimi dö-neminde büyük ölçüde azaltılan uyuş-turucu üretimi, ABD ve Avrupa’nınAfganistan’ı işgaliyle birlikte alabil-diğine artmış, Birleşmiş MilletlerUluslararası Uyuşturucu KontrolKurulu'nun (INCB) 2004 yılı ra-poruna göre, “ülkenin neredeyse ta-mamına yayılmıştır.”.

“Kuzey Amerika’yı ele geçirenler

sömürgeciler, Kuzey Amerika yer-lilerine karşı özellikle uyuşturucuyukullanırlar. Yerlilerin düşkünleşme-sini hızlandıran, uygarlığın öldü-rümlerine ve getirdiği hastalıklaraek olarak, Vestern meraklılarınıniyi bildiği ünlü ‘ateş suyu’ idi.”.(Kapitalizmin Kara Kitabı)

Dikkat edilirse, emperyalizm işgalve sömürü amacıyla girdiği her yere,uyuşturucuyu da birlikte götürmüştür.

Emperyalist sistemin, dünya ça-pında, kontr-gerilla örgütlenmeleri,İtalya’da Gladio, Türkiye’de ÖzelHarp Dairesi gibi örgütlenmeler ara-cılığıyla da, özel olarak uyuşturucuticaretini örgütlediği açığa çıkmış-tır..

Emperyalizmin uyuşturucu ba-ğımlılığını sömürge ülkelerde geliş-tirme politikası, sadece gençliği uyuş-turucu bataklığına bir şekilde düşü-rerek zehirleme biçiminde de ger-çekleşmez. Bu politikayı emperya-lizm, şiddet ve zor kullanarak hayatageçirir. Uyuşturucu çeteleri bellerindesilahlarla, şehirlerin merkezlerinde,yoksul mahallelerin içlerinde geze-bilirler.

Uyuşturucu Kartelleri,Emperyalizmin Halka

Karşı Savaşan, OnbinleriKatleden Katiller Sürüsü

Meksikada, 2016’da uyuşturucukartelleri arasındaki çatışmalarda öl-dürülenlerin sayısı 23 bin kişi.

23 bin kişi rakamını öylesine te-laffuz etmeyin. Bu rakam, gözleri-mizin önünde nasıl bir katliam ya-pıldığını gösteriyor.

Habere göre, bu rakamın içinde,halka zorla uyuşturucu satmak, uyuş-turucu kullanmaya zorlamak için kat-ledilenler yoktur.

Bu rakamın içinde, halkın uyuştu-rucuya karşı direnişini etkisizleştirmekiçin katledilenlerin sayısı da yoktur.

Bu rakam, sadece uyuşturucu kar-tellerinin arasındaki rant savaşındakatledilenlerin sayısıdır. Ve gerçektendevasa boyutlardadır.

23 bin kişinin bir yıl içinde rantsavaşında katledildiği bir ülkede, nü-fusun çok önemli bir bölümününuyuşturucu bataklığına sokulduğunutahmin etmek zor değildir.

23 bin rakamının, Irak, Afganistanve Yemen gibi emperyalizmin işgalialtında sıcak savaşın yaşandığı ül-kelerdeki ölüm rakamlarının da üze-rinde olması, ayrıca çarpıcıdır.

Aynı yıl içinde,

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

19HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Page 20:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA220

Suriye’de 50 bin kişi,Irak'ta 17 bin kişi, Afganistan'da 16 bin kişi,Yemen'de 7 bin kişisavaşta ölmüştür.

Emperyalist ülkeler “terör ör-gütleri” listeleri yayınlıyorlar. Bulistelere eli halkın kanına bulaşmamış,halkı ve vatanı için canlarını seveseve veren devrimciler, devrimci ör-gütler ilk sıradan giriyorlar.

Uyuşturucu kartellerinin arkasındaise bu devrimcilere “terörist” diyenemperyalizm vardır.

Emperyalizm, terör demagojisiyle,devrimci hareketlere silah bıraktırıyor.Kolombiya’de FARC silah bırakanörgütlerden bir tanesi. Silah bırak-maya zorlanan örgütlerden boşalanyerleri ise uyuşturucu kartelleri iledolduruyor.

FARC, sözde barış anlaşması ile,silahlarını düşmana teslim edip, silahlımücadeleyi terk ederken, aynı za-manda halkı emperyalizmin faşistbaskı ve terörü karşısında silahsız-landırmış ve savunmasız bırakmışoluyor.

Bunun sonucu mu?

2016 yılında 59 “İnsan HaklarıSavunucusu”nun silahlı çeteler tara-fından katledilmesi olmuştur.

Elbette, böyle bir tabloda yapılanınadı “barış” değildir. Emperya-lizmin,uyuşturucu baronlarının katliamlarıönündeki halkı koruma engelinin or-tadan kaldırılması; halkın emperyalisttekellere, uyuşturucu kartellerine kur-

ban edilmesidir.

FARC, "barış" anlaşmasını im-zalarken, bunun bir intihar oldu-ğunu söylemiştik. Süreç söyledik-lerimizi haklı çıkartırken, emperya-lizm, tüm hızıyla imha politikasınıhayata geçiriyor.

Silahlarını, ideallerini, umutlarınıemperyalizme teslim eden FARC,kendi imzaladığı idamının infazınıyaşıyor. FARC silah bıraktı, sözdeartık şiddet bitmiş olacaktı, sözdeartık ölümler son bulacaktı.

BM’nin Kolombiya açıklamasıöyle olmadığının itirafı oluyor. Ko-lombiya'da FARC'ın denetimindekibölgelerde silahlı güçlerini boşalt-masından sonra, bu bölgelere "çe-teler" yerleşiyor.

BirGün gazetesinin (18.03.2017tarihli) haberine göre, buralara ka-pitalizmin mafya, altın arayıcısı vb.silahlı grupları yerleşiyor.

"Silahlı gruplar, FARC'ın bo-şalttığı bölgelere, özellikle uyuştu-rucu kaçakçılığı yapmak ve yasadışı bir şekilde altın madeni aramakiçin yerleşiyor."

H a b e r egöre, "BM'ninKolombiya içinyayınladığı yıl-lık insan hak-ları raporunda,ülkede 2016 yı-lında en az 59insan haklarısavunucusu-

nun silahlı çeteler tarafından öldü-rüldüğü belirtildi. Bu sayı bir öncekiyıl 45'ti."

Emperyalizmin ideologları, sa-vaşları ve ölümleri, devrimci müca-delenin sonucu diye yansıtmak istiyor.Terör demagojisini bunun üzerineoturtuyor.

Diyorlar ki, "devrimci örgütlersilahları gömerlerse, savaş olmaz,ölümler olmaz!"

Devrimci mücadeleyi suçlu ilanediyor. Devrimci mücadeleyi gereksiz,nedensiz gibi göstermeye çalışıyor.Hayır, devrimci mücadelenin, silahlısavaşın nedeni tam da budur işte.Emperyalizmin sömürü ve zulümdüzeni, faşizm; devrimci mücadeleninde, silahlı mücadelenin de temel ne-denidir.

Silahlı mücadeleden vazgeçmenin,devrimci örgütlerin tasfiye edilmesininemperyalizmle birlikte hareket etmeninanlamı da, emperyalizmin katliamla-rının, sömürü ve zulüm düzeninin,uyuşturucu kartellerinin hakimiyetininsürmesi ve daha da yayılmasına hizmetetmek anlamına gelir.

Kafaları, kolları, bacakları kesilmişinsan görüntülerinin meşru görülmesi,halkları emperyalizme ve çetelerineyem olarak sunmak anlamına gelmek-tedir. FARC’ın silahları faşizme teslimederek yaptığı da bu olmuştur.

Reformizm bu tavrıyla, emper-yalizmin zulüm düzenlerine "barış"lafazanlığıyla, silahlı mücadeleye,emperyalizmin diliyle saldırarak des-tek oluyor.

Reformizm, emperyalizmin elin-deki milyonlarca halkın kanını yı-kamasına yardım ediyor. Devrimciörgütler, emperyalizm tarafındanhalktan tecrit edilmeye çalışılıyor.

Reformizm, emperyalizmin bu

Page 21:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

221HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

politikasına hizmet edi-yor. Devrimci örgütleriteslim almak için baskıoluşturmaya çalışıyor,emperyalizmin ve faşiz-min kuşatma politikası-na ortak oluyor. Pekçokdevrimci örgüt bu poli-tikalarla teslim alındı.

Ama BM raporu “te-rör” demagojisinin, dev-rimci mücadelenin dur-duğu yerde, şiddetin veölümlerin duracağınailişkin demagojisini ya-lanlıyor.

Uyuşturucu kartelle-rinin bu katliamları kar-şısında, silah bırakanörgütlerin çözümlerinedir?

Çözümleri yoktur.

Halkı kendi başınave örgütsüz bırakarak,faşizmin insafına terkediyor. Uyuşturucu kar-telleri ve çeteleri ile mü-cadeleyi, bizzat bu kar-tellerin ve çetelerin ya-ratıcısı, örgütleyeni, bes-leyeni emperyalizme vefaşizme havale ediyor.

Reformizmin duru-mu budur.

Çözüm, uyuşturucu-ya karşı mücadeleyi ge-liştiren devrimciler vedevrimdir.

Çünkü, sadece dev-rimcilerin, silahlı mü-cadeleyi yürütenlerinhalkı emperyalizme, fa-şizme ve onların uyuş-turucu çetelerine, kar-tellerine karşı örgütlemeolanağı vardır.

Çayan Halk Meclisi:"Uyuşturucunun Arkasında AKP,Karşısında Halk Meclisleri Var"

Çayan Halk Meclisi, her hafta uyuşturu-cuya karşı yaptığı oturma eylemine bu haftada devam etti. 9 Temmuz'da yapılan 1 saatlikoturma eyleminde 100 adet bildiri dağıtıldı.

Bildiri dağıtılırken halka; 37 haftadır bu-rada uyuşturucuya karşı oturma eylemi ya-pıldığı, AKP iktidarı döneminde uyuşturu-cudan ölüm oranının 1833 kat arttığı, uyuş-turucu kullanım yaşının 11'e düştüğü, AKP’ninpolislerinin uyuşturucu çetelerini koruyupkolladığı, uyuşturucu bağımlılarının tedaviedildiği Hasan Ferit Gedik Uyuşturucu İleSavaş ve Kurtuluş Merkezi'nin polisler tara-fından işgal edilip tedavi merkezinin yerinekalekol yapıldığı anlatıldı. “Uyuşturucu Sat-mak Şerefsizliktir”, “Çeteler Halka HesapVerecek” ve “Hasan Ferit Gedik Ölümsüzdür”sloganlarıyla bitirilen eyleme, 10 kişi katıl-dı.

Gazi Halk Meclisi'nin UyuşturucuyaKarşı Mücadelede Başarısı: Görüşülen Esnafların % 95'i KumarMakinelerini Kaldırdı!

Gazi Halk Meclisi, kumar makinelerinekarşı yaptıkları kampanya konusunda 10Temmuz'da bir açıklama yaptı. Açıklamadaşunlar belirtildi:

"Gazi Mahallesi'nde birçok esnafta bulunansigara ve para makineleri için başlatılan ça-lışmalar sonucunda; Düz, Sekizevler, Nalbur,Sondurak, Barajüstü bölgelerinde yüzlercebahse konu kumar makineleri başlatılan kam-panya sonucunda kaldırıldı. Sigara ve paramakinelerinin bulunduğu kahveler, tekeller,kafeler bölge komiteleri tarafından gezildi,dükkan sahipleri ile görüşüldü. Bu görüşmeleresnasında 'Bu makinelerin kumara girdiği,her mezhep ve meşrepten halkın bu makine-lerin bağımlısı olduğu, çoluk çocuğunun rız-kını bunlara verdiği, bu sebeple, buna mü-samaha gösterilmeyeceği ve izin verilmeye-ceği' Halk Meclisi komiteleri tarafından, tektek esnaflar gezilerek anlatıldı. Görüşülendükkanların camına yazılar asılarak, 1 aylık

süre verildi. 30 Haziran gününe kadar şartsızve koşulsuz tüm makinelerin kaldırılmasıgerektiği belirtildi. Süre sonunda bu kararauymayıp, uyanıklık yapanlar hakkında farklıyöntemler ile ikna metotları uygulanacağıda duyuruldu.

Sonuç olarak; Gidilen ve görüşülen es-nafların % 95'i karara uyarak makinelerikaldırmışlardır. Kaldırmakta direten kimi is-tisna esnaflar olmuştur. Bunlardan biri dePerşembe Pazarı sokağında bulunan bir es-naftır. Gerekçe olarak "kendisinin farklı birkurumun sempatizanı olduğunu, sigara ma-kinesinden gelen parayı tutsaklara yolladı-ğını(!)" vs. söylemiştir. Halk Meclisi çalışanlarıtarafından "kumar parasının tutsaklara yol-lanmasının doğru olmadığı, bu konu ile ilgili,ismi zikredilen kurumun etkili ve yetkili ki-şileri ile görüşüleceği ve her ne nedenleolursa olsun o makinenin kalkacağı" söy-lenmiştir.

BU AÇIKLAMAYI OKUYAN SİZ DE-ĞERLİ HALKIMIZA!

Gözümüz, kulağımız, soluk borumuz siz-lersiniz. Bakkalda Tekelde, kahvede, kafede,arada derede her nerede olursa olsun, kumarmakinelerini bulunduran, bulundurmakta di-reten esnafları bizlere bildirmenizi rica edi-yoruz!"

Uyu�turucuya Kar�ı OturmaEyleminde 39. Hafta"Mahallemizden Zehir Ticaretini ve Yozla�mayı Yok Edene Kadar, MücadelemizeDevam Edece�iz!"

Okmeydanı Şark Kahvesi Bölgesi’ndeher cumartesi devam eden eylem, 39. haftasınıgeride bırakırken, Özel Okmeydanı Hastanesisokağında gerçekleştirilen eylem de 27. haf-tasını geride bırakmış oldu.

Eylemlerin sürdürüldüğü alanda uyuştu-rucu alışverişinde belirgin biçimde azalmagörülürken, uyuşturucu trafiğinin hala sürdüğübölgelerde de onlara karşı bir tavır alınmasıgerektiği doğrultusunda halkın talepleri var.10 Temmuz'da Özel Okmeydanı Hastane so-kağında uyuşturucuya karşı nöbetin 28'ncisigerçekleştirildi. Nöbet eylemine 8 kişi katıl-dı.

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Page 22:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA222

Kolombiya Devrimci Silahlı Güç-leri (FARC), elinde bulunan silahlarıntamamını teslim etti. Küba'nın baş-kenti Havana'da, 25 Ağustos 2016'daimzalanan teslimiyet anlaşmasınınardından başlayan silahları teslimetme süreci; 27 Haziran 2017 tari-hinde tamamlandı. Kolombiya'nınen büyük silahlı örgütü olan FARC,yaklaşık 7 bin gerillasının silahlarınıBM'ye teslim etmiş oldu. Teslim edi-len tüm silahlar imha edilecek.

FARC'ın silahlarını teslim süre-cinin tamamlanması, Mesetas ken-tinde FARC üyelerinin, hükümettemsilcilerinin ve BM yetkililerininkatıldığı bir törenle kutlandı.

Törende konuşan BM KolombiyaMisyonu şefi Jean Arnault, 2016’danberi iki taraflı ateşkese olan inancıntam olduğunu ve bunun sonucundatoplamda 7 bin 132 silah teslim al-dıklarını söyledi.

FARC lideri Londoño, barış sü-recinin devam etmesini arzuladığınısöyleyerek "Kolombiya'yı başarısız-lığa uğratmadık. Üzerimize düşeniyapıyoruz, bugün silahları bırakıyo-ruz" diye konuştu. Demokrasinin,FARC'ın sivil yaşama dönmesi içinkollarını açtığını ve militanların gü-venliğinin garanti edileceğini belirtenLondoño, şöyle devam etti: "Anlaş-malar kutsaldır, onlara uymak içinimzalanmıştır. Barış anlaşması FARCiçin değildir, Kolombiya halkı için-dir."

Ancak tüm bunlar sürerken sen-dikal hak ihlallerinin en çok olduğuülkeler arasındaki Kolombiya’da birişçi lideri daha öldürüldü. Ulusal Ta-rım İşçileri Sendikası genel başkanıAlberto Roman Acosta, oğlunun fut-bol maçını izlediği sırada motosikletliiki kişinin silahlı saldırısına uğradı.Yaralı olarak hastaneye götürülenRoman tedavi altına alındığı hasta-nede, yaşamını yitirdi.

Sendikacı, taşeron şekerkamışıişçilerinin hakları için de mücadeleediyordu. Aynı zamanda Valle del

Cauca şeker kamışı işçi-lerinin de lideriydi.

Sadece 2017’de ülke-de cinayete kurban gidentoplum liderlerini sayısıBirleşmiş Milletler (BM)tarafından 41 olarak açık-lanmıştı.

"Haziran ayında açık-lanan Uluslararası Sen-dikalar KonfederasyonuKüresel Haklar İndeksinegöre, Kolombiya cezasızkalan rekor sayıdaki sen-dikacı cinayetiyle, sen-dikal hakların en çok ihlaledildiği ülkelerden biriolmaya devam ediyor.Rapor, Postobon adlı bir organizas-yonun ülkede sendika karşıtı saldırganbir politika yürüttüğü ve Ağustos2016 itibariyle 3 binden fazla sendi-kalı işçinin atılmasında rol oynadığınıbelirtiyor.

BM’ye göre 2017'nin ilk 4 ayında,en az 41 toplum liderinin öldürüldü.Hükümetin verilerine göre ise 1 Ocak2016 ile 1 Mart 2017 arasındaki 14aylık zamanda 156 toplum lideri öl-dürüldü." (Cumhuriyet, 2.7.2017)

2016 yılında katledilen 156 işçilideri arasında Union Patriòtica’nın,yani FARC’ın legal kanadının lideride var.

Bunlara ek olarak, ülkenin çeşitlibölgelerinde taciz ve şiddetle halkızorla göç ettirme saldırıları hala de-vam ediyor.

Örnek olarak yazdıklarımızın dı-şındaki daha birçok saldırı ve katliam,adına "barış" dedikleri süreç içindegerçekleşti.

Yani silahları teslim etmeleri deyetmiyor. Emperyalistler ve işbirlik-çilerinin teslim almak istediği sadeceFARC değildir; FARC nezdinde tümbir halkı teslim almak istiyorlar. So-yunu kurutmak denebilecek şekilde,inanç, değer, gelenek... Halkın elle-rinde ne varsa hepsinden soyundur-

mak istiyor. Umudu yok etmek isti-yorlar. Halkı bir daha asla baş kaldı-ramayacak şekilde sindirmek isti-yorlar. Bu saldırıların amacı da budur.Tüm eksik ve yanlışlarına karşı sa-vaşan bir örgüt, halkın içindeki umu-dun, savaşma inancının ifadesidir.Savaşma kararlılığı ve inancı ortadankalktıktan sonra, savaşan bir örgütdüzen içine çekildikten sonra halkısindirmek daha kolay hale gelecektir.

Bu nedenle FARC'ın elindeki si-lahları tamamen bırakmış olması bugerçeği değiştirmeyecek, tersine sal-dırılar ve katliamlar artarak devamedecektir. Amaçları, korkuyu büyü-terek, teslim olmuş bir örgütü tama-men kazıyarak, kendilerine biat et-tirmektir. En kötü teslimiyet, inan-cın-umudun tek bir kökünün kalma-masıdır.

Yani teslim olmak yetmiyor. Di-renmeyi, inancı en küçük hücresinekadar yok etmek istiyorlar.

Tüm bu saldırıların bedeli, savaşısürdürürken ödenen bedellerden çokdaha ağır olacaktır. Yaşanan onlarcadeneyim bunun ispatıdır. Silah ye-niden bulunur, mevziler yeniden ka-zanılır ancak inanç son zerresinekadar yok olursa zafer umudu daonunla birlikte yok olur. Bu nedenle,FARC attığı bu yanlış adımdan biran önce geri dönmelidir.

FARC'IN TÜM SİLAHLARINI TESLİM ETTİĞİNİ AÇIKLADIĞI GÜNLERDE BİR İŞÇİ LİDERİ DAHA KATLEDİLDİ!EMPERYALİSTLERE TESLİMİYET YETMİYOR,

UMUDU VE İNANCI SON ZERRESİNE KADAR YOK ETMEK İSTİYORLAR!

Alberto Roman Acosta

Page 23:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

SORUN: Siyasi CüretsizlikÇÖZÜM: Halka güven, ideolojik güven,

kendimize güven, siyasi cüretSol, yüzlü rakamlarla kitleyi bile biraraya getiremezken,

2010 yılında, İnönü Stadı konserini yaptık. 40 bin kişihedefledik, 55 bin kişi İnönü Stadını, sloganlarla, marşlarlainletti. Konserlere katılım, her yıl katlanarak büyüdü ve İstan-bul’da milyonların, İzmir’de 750 bin kişinin katıldığısayılara ulaştı.

Bizim dışımızda kimse, böyle bir kitlepotansiyelini harekete geçirebileceğinihayal bile edemezdi. Biz sadece hayaletmedik, gerçekleştirdik.

Bu, daha buz dağının görünenyüzü, dedik. Halkın, devrimci dinamik-lerinin gücüne inanıyorduk.

İdeolojimize inanıyorduk.Mücadele tarihimize inanıyorduk.Tarihimize, geleneklerimize inanıyorduk. Bu inançla gerçekleştirdik.Bu, daha buz dağının görünen yüzü, derken, halkın

dinamiklerine işaret ediyorduk. Haziran Ayaklanması’nda,Anadolu’nun dört bir yanında, 79 ilde 3.5 milyon alanlaraçıktı, polisle çatıştı, ayaklanma 20 gün sürdü.

Halkın bu gücünü görmeyenler, şaşkınlıkla karşılıyorlardıbu tabloyu. Biz şaşkın değildik, çünkü bu halkın, sadecebir ayaklanma yaratacağına değil, aynı zamanda devrimyapacağına inanıyoruz.

Yani siyasi cüretimiz soyut değil, somuttur. Gerçekleribilimsel düşünme yöntemiyle çözümlemekten, algılayabil-mekten kaynağını alır.

Berkin Elvan’ı vurdu faşizm, başına isabet eden polisfişeğiyle ağır yaralandı. Berkin 14 yaşındaydı. Komadayaşam savaşı veriyordu Berkin. 269 gün komada kaldı, bu269 gün, bizim için 269 eylem günü oldu. 269 gün boyuncayapılmayan bir çalışma kalmadı. Anadolu’nun dört bir ya-nında, 269 gün halka Berkin’i anlattık, halka adaleti anlattık,halka faşizmi ve devrimi anlattık.

Halka güvendik. Devrimci politikanın, adalet talebimizin,devrim iddiamızın halkta karşılık bulacağını biliyorduk.Bu bilinçle, 269 gün bıkmadan, ara vermeden devrim içindirendik. Cüretimiz, milyonları harekete geçirdi. Burjuvabasının verdiği rakamlara göre sadece İstanbul’da, Berkin’incenazesine 3 milyon kişi katıldı. Cenazeye katılamadığıiçin, İstanbul dışındaki illerde de eylemler yapanlar vardı.

Milyonları harekete geçiren, ortak bir hedefte, ortak bir alandabirleştiren, devrimci politikalarımızdı. Siyasi cüretimizdi.

Halka inanmıyor olsaydık, değil milyonları, yüzleri;

binleri bile biraraya getiremezdik. Bunun için politika üre-temezdik. Reformizmin-oportünizmin durumu budur.

Tarihimiz, siyasi cüretin tarihidir.50 yıllık reformizmi yerle bir eden silahlı mücadele çiz-

gisine, ülkemiz topraklarında öncülük ettik. Silahlı müca-delenin milyonlara ulaşmasını sağladık.

12 Mart faşizmi Deniz, Yusuf ve İnan’a idam sehpasıhazırlarken, zindan duvarlarını yardık, 3 İngiliz ajanınırehin alarak; Deniz, Yusuf, İnan’ın idamlarının durdurulmasınıistedik.

12 Eylül Cuntası yıllarında, mültecilik salgınıyla,reformizm-oportünizm-Kürt milliyetçiliği

mültecilik yollarına düşerken, “Cunta45 milyon halkı teslim alamaz” de-dik. Dışarıda ve tutsaklık koşullarında,Amerikancı faşist cuntaya karşı di-rendik, savaştık.

Pek çok halk düşmanını cezalan-dırdığımız Atılım’ı başlattık.

1 Mayıs’ta Taksim Meydanı’nı her yılbinlerle, onbinlerle zorladık.

Cunta, sendikaların kapılarına kilit vurmuştu, sendikalarınörgütlenmesine önderlik ettik.

Gecekondu halkının ev sahibi yapılmasına ve direnişlerineönderlik ettik.

Tarihimizde, siyasi cüretle önderlik ettiğimiz sayısızdireniş vardır.

Bugün de siyasi cüretle aldığımız kararlar, faşizmin,halkı mahkum etmek istediği suskunluk, sessizlik, sinmişlikortamını yıkıyor; halkın milyonlarla sokaklara çıkmasınaönderlik ediyor.

Kemal amca ile Dersim’de gerillaların cenazelerinialmak için direniş başlattık, başardık. Neyi başardık? Halkaulaşmayı, halkın açık gizli desteğini almayı başardık, faşizmiteşhir etmeyi başardık. Haklılığımızı ve meşruluğumuzuhalka anlatmayı başardık. Ve kazandık.

OHAL’le işlerinden atılan Semih Özakça ve NuriyeGülmen’in direnişleri on milyonlara ulaştı, desteğini aldı.

Kimse faşizmin karşısına çıkmaya cüret edemezken,biz, siyasi cüretimizle, faşizmin korku barikatlarını parçalayandirenişler örgütlemeyi başardık.

Sonuç olarak; Bugün, devrimi geliştirmemiz için gerekli olan da siyasi

cürettir. Siyasi cüretin kaynağı; halka güvenideolojimize güvenkendimize güvendir.Bunlara nasıl sahip olacağız?Bilgi ile, sınıf kiniyle, tarih bilinciyle, diyalektik ve ma-

teryalist düşünce yöntemi ile, halk ve vatan sevgisiyle.Sonrası savaşmak ve halkı savaştırmaktır.

Kimsefaşizmin karşısına

çıkmaya cüret edemezken,biz siyasi cüretimizle faşizminkorku barikatlarını parçalayan

direnişler örgütlemeyibaşardık.

SSORUNLAR / ÇÖZÜMLERSORUNLAR / ÇÖZÜMLER

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

23HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Page 24:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

"...Heyy Teksas'lı kovboyDefolup gideceksinSalyalı faşist güruhunlaSefil uşak paşalarınla"Vatanı pazarlamakla mükellef"İşbirlikçi pezevenklerinleDefolup gideceksinBu vatan bizim..."(Şadi Özpolat)

Gerici-faşist AKP'nin halk düş-manlığının güncel adı olan OHALsaldırılarının devrimci tutsaklara yö-nelik bir yansıması da hapishaneler-deki kitap-dergi yasakları oldu. Busaldırıya karşı Genel Direnişimiz ileetkili bir cevap verdik. Kitap yasak-larını siyasi kimliğimize saldırı olarakdeğerlendirip direnişe geçtik. Kitapyasaklayan gerici-faşist karanlığakarşı, direnişin ateşiyle tutuşturdukF Tipi hücreleri...

Kitap-dergi okuma hakkı-mızı yasaklamaya kalkmak, dü-şünce değişikliği dayatmasınındoğrudan yansımasıdır. Kitapyasaklamak ideolojik bir sal-dırıdır, düşünce değişikliği da-yatmasıdır. "Kendi kitaplarınızıdeğil, benim istediğimi oku-yacaksınız ve giderek benimistediğim gibi düşünüp yaşa-yacaksınız" demektir. Tam dabu nedenle kabul edilemezdirve kabul etmedik. Tutuşturdukhücreleri, ki yakıp külünü sa-vurduğumuz faşizmin yasakçızihniyeti oldu.

Kitap-dergi yasaklamasınakarşı Genel Direniş kapsamındatavır alışımızının ardından geri

adım atmaya başladılar. Çünkü, ha-pishanelerin yerel idarecilerinin defarkında olduğu gibi, sözkonusuÖzgür Tutsaklar ise bu yasaklama-ların hiç bir uygulanabilirliği yok-tur.

Gelinen aşamada, kimi hapis-hanelerde kitap-dergi yasağı kal-

mamıştır. Genel Direniş barikatınaçarpan yasaklama saldırısı eski şid-detini yitirmiş olsa da henüz bir bütünolarak çözülmemiştir. Değişik bi-çimlerde halen uygulanmaya çalışıl-dığı hapishaneler de vardır.

Anadolu İle İlgili KitaplarÖzgür TutsaklaraVerilmemektedir...

Kitap-dergi yasaklamalarına ken-dine özgü yeni halkalar eklendiği deolmaktadır. Örneğin, Kandıra F TipiHapishanesi'ndeki Özgür Tutsaklar'aAnadolu ile ilgili yayınlar verilme-mektedir.

Özgür Tutsaklar, bunun nedeninisorduğunda Kandıra F Tipi idaresicevap olarak şöyle demiştir: "Polisinilgili uyarı yazısından dolayı bu ya-yınları size vermeyeceğiz..."

Evet, yanlış okumadınız. Anadoluile ilgili kitap ve broşürler Özgür

Tutsaklara verilmemektedir.Neden? Çünkü, "polis öyle bir

uyarı yazısı yazmış." Verilen bilgibu. Bu durumda, hapishaneyi yöneteneli kanı polis oluyor demektir. Ma-lumun ilanıdır bu.

Özgür Tutsaklar'ın bir süredirAnadolu hakkında inceleme, araştırmaçalışması yaptığı dost-düşman kimseiçin "sır" değil. Kaldı ki, bu türdençalışmalar Özgür Tutsaklar'ın "yeni"yaptığı çalışmalar da değildir. Ötedenberi yapılır bu türden çalışmalar.Ama daha önce hiç böyle bir yasak-lama ile karşılaşılmamıştı, "yeni"olan budur. Daha önce hapishaneidareleri Anadolu hakkındaki bu tür-den kitap ve broşürleri yasaklamayakalkmamıştı. Çünkü, bu kitap ve bro-şürler genellikle Valilik ve Belediyeyayınlarıdır. Yani "resmi" yayınlardır.

Özgür Tutsaklar, Anadolu'muzunhangi bölgesine dair inceleme-araş-tırma çalışması yapıyorsa, o bölgedebulunan şehirlerin Valilik ve Beledi-yelerinin Kültür Müdürlüğüne mektupyazarak, yörelerini değişik yönleriyleanlatan yayınlarından isterler. Böyleceo yörelere dair tarihi, coğrafi, arkeo-lojik, geleneksel, folklorik, sanatsal,mimari özeliklere dair kitap ve bro-şürleri edinerek okurlar. Söyleyebiliriz

ki, bu türden eserlerin büyük birçoğunluğunun içi boştur. Hakkıverilmemiş yüzeysel çalışmalardırbunlar. Uyduruk ve anlaşıldığıkadarıyla yazarlarına para kazan-dırmak için yapılmış olan ticariçalışmalardır. Turistik amaçlı üre-tilmişlerdir ama bu amaca hizmetedebilecek çapta değillerdir. Hattabir kısmı gerici-faşist bakış açı-sıyla hazırlandığı için tarihsel bil-giler bile çarpıtılmıştır. Bu tür"resmi" yayınlardan çok az sayıdaeser ise, yöreye dair doyurucubilgiler içerir.

İşte Kandıra F Tipi idaresininpolisin emriyle yasakladığı kitaplarbu kapsamdadır. Burada belirleyiciolan bu kitapların yasaklanmasıylasaldırıya uğrayanın Özgür Tut-

Kitap-dergi okuma hakkımızıyasaklamaya kalkmak, düşünce

değişikliği dayatmasının doğrudanyansımasıdır. Kitap yasaklamakideolojik bir saldırıdır, düşüncedeğişikliği dayatmasıdır. "Kendi

kitaplarınızı değil, benimistediğimi okuyacaksınız vegiderek benim istediğim gibi

düşünüp yaşayacaksınız"demektir. Tam da bu nedenlekabul edilemezdir ve kabul

etmedik. Tutuşturduk hücreleri, kiyakıp külünü savurduğumuz

faşizmin yasakçı zihniyeti oldu.

Özgür TutsaklardanÖzgür Tutsaklardan

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA24

ANADOLU'YU ANLATAN KİTAPLARIN POLİSİN EMRİYLE

YASAKLANMASINA DAİR...

Page 25:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

saklar'ın vatan sevgisi olmasıdır.Çünkü, Anadolu üzerine incele-me-araştırma çalışması Özgür Tut-saklar'ın vatanseverliğinin doğrudanyansıması olarak şekillenmiştir.

Vatanseverliğimizin Özü,Bağımsızlık İçinSavaşmaktır...

Gerici-faşist AKP, Özgür Tut-sakların halk ve vatan sevgisi kar-şısında ezildiği için bu türden sal-dırılar yürütmektedir. Evet, halkve vatan sevgimiz karşısında ezil-mişlerdir. Çünkü, tecrit saldırısıylahalk ve vatan sevgimizi ezmek is-temiş yani düşünce değişikliği da-yatmış ama başaramamışlardır.

Bu saldırı karşısında "Bir canımvar feda olsun halkıma, vatanıma"diyerek 122 kez şehit düşülmüş,500'ün üzerinde arkadaşımız gaziolmuştur. Bir diğer ifadeyle bizimvatan sevgimizin özü, özeti vatanınbağımsızlığı için direnip savaşmakve bu uğurda vatanın tozuna toprağınakarışmaktır.

Anadolu'yu büyük bir sevda ileseviyoruz. İsyanlar yurdu olan vata-nımızın bir parçası olmaktan gururduyuyoruz. Zalimin karşısında di-rençli, yalanın karşısında hakikatliolmayı öğreniyoruz vatanımızın ta-rihinden. Büyüklerin ellerinden-eme-ğinden, küçüklerin gözlerinden-ge-leceğinden öpmeyi, kadir kıymet bil-meyi, vefayı, sevdayı, fedayı, kavgayı,sadakati öğreniyoruz yurdumuzunhalk kültüründen. Ve öğrendiğimizgüç ve güzelliği savunuyoruz ki BİZ,Anadolu'nun ta kendisiyiz.

"Kendi TopraklarımızÜzerinde Köle Bir HalkHaline Getirildik"

Bakın, daha yolun başındaTHKC'nin 1 Nolu Bülteni'nde önde-rimiz Mahir Çayan'ın ifadesiyle nedemiştik:

"... Amerikan emperyalistleri veonun köpekleri uzun yıllardır ülkemizitalan edip yağmaladılar; neyimiz varneyimiz yoksa alıp götürdüler. Emekçihalkımızın ve bütün çalışanların alın-terini ve emeğini çaldılar. Bütün zen-ginliklerimize, petrolümüze, kromu-muza, bakırımıza... bütün doğal kay-naklarımıza el koydular. Geride bizeaçlık, tahammül edilmez bir sefalet,binlercemizi kırıp geçiren bulaşıcıhastalıklar, halkımızı karanlıkta ya-şamaya mahkum eden bir cehaletbıraktılar..."

"... Bugün ülkemizde işgalci düş-manın ziyafet sofralarından kalanartıklarla beslenen bir avuç hain,bir avuç köpek bu alabildiğine iğrençdüzeni sürdürmek, Amerikan emper-yalizmine gerektiği gibi uşaklık etmekiçin kurdukları zulüm çarkını insaf-sızca çeviriyorlar. Soygun ve talan-larına karşı duran her yurtsever mey-danlarda kurşunlanıyor..."

İşte bu tablo karşısında ne yapa-

cağız sorusuna Mahir Çayan'ındiliyle şu cevabı verdik:

"... Kendi topraklarımızınüzerinde köle bir halk halinegetirildik.

Bu durum hep böyle sürüpgidecek midir?

HAYIR, BİN KERE HAYIR!Bu durum böyle süregide-

mez; artık isyan etmek, silahasarılmak, işgalci düşmanı ala-şağı etmek için harekete geç-mek zamanı gelmiştir.

Onların bugün büyük gö-rünen güçleri ve imkanları biz-lere vız gelir. Onlar bir avuç,biz ise milyonlarız. Kaybede-ceğimiz hiçbir şey yoktur amakazanacağımız koca bir dünyavardır..."

Emperyalizmin uşağı olaneli kanlı halk düşmanları esasolarak işte bu düşüncemizesaldırıyorlar.

Önce gerçeğin tespiti: "...Kendi topraklarımızın üzerinde kölebir halk haline getirildik."

Sonra soru: "...Bu durum hepböyle sürüp gidecek midir?"

Ve tarihsel cevabımız malumdur:"HAYIR, BİN KERE HAYIR!.."

"Biz Bu Toprağınİnsanıyız"

Onca katliama, nice saldırıya rağ-men hala bu cevabı veriyor oluşumuzatahammül edemiyorlar. Saldırı, yasakve baskılarının esas sebebi budur.Valiliklerin, Belediyelerin hazırladığıkitapların yasaklanmasının esas sebebibudur. Şu ya da bu yörenin yemekkültürü, halayı, deresi, taşı, toprağı,meyvesi, sebzesi, oyunu, fıkrasının...öğrenilmesini engellemeye kalkış-manın sebebi işte budur.

Vatan sevgimizi yok etmek isti-yorlar. Çünkü kendi vatan hainlikle-rine dokunuyor bizim vatanseverli-ğimiz. Onca milliyetçilik ve şovenizm

"Kendi Topraklarımız ÜzerindeKöle Bir Halk Haline Getirildik"

Bakın, daha yolun başındaTHKC'nin 1 Nolu Bülteni'nde ön-derimiz Mahir Çayan'ın ifadesiylene demiştik:

"... Amerikan emperyalistleri veonun köpekleri uzun yıllardır ülke-mizi talan edip yağmaladılar; neyimizvar neyimiz yoksa alıp götürdüler.Emekçi halkımızın ve bütün çalı-şanların alınterini ve emeğini çaldılar.Bütün zenginliklerimize, petrolümüze,kromumuza, bakırımıza... bütün doğalkaynaklarımıza el koydular. Geridebize açlık, tahammül edilmez bir se-falet, binlercemizi kırıp geçiren bu-laşıcı hastalıklar, halkımızı karanlıktayaşamaya mahkum eden bir cehaletbıraktılar..."

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

25HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Page 26:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

zehiri ile üstünü örtmeye kalk-salar da vatan hainliklerininörtüsünü çekip alıyoruz. İştebu tahammülsüzlükle saldırı-yorlar.

Önderimiz Dursun Kara-taş'ın ifadesiyle söylersek: "...Biz bu toprağın insanıyız. Hal-kız. Halktan biriyiz. Halkın ön-cüsüyüz."

Evet, BİZ bu toprağın in-sanıyız. Ve bu toprağı ana gibi,yar gibi, çocuğumuz gibi se-viyor ve yeri geldi mi uğrunaölümlere gidip geliyoruz.

Bakın, daha geçenlerde -7Kasım 2016- pare pare karıştıkvatanımıza Dersim'de. Kay-naştık, karıştık bir kez dahatoprağa. Ki Kızıldere'den buyana gömülmediğimiz yeri kal-mamıştır Anadolu'nun. Her ya-nında BİZ varız ve toprağımızınüzerinde "Öldüler Yenilmedi-ler" yazar. Her defasında ölenama yenilmeyen Anadolu'dur.Ne Kuyucu Murat Paşalar dize ge-tirebilmiştir onu, ne yedi düvelinişgal orduları...

Yenilmezliğimizin mayasındaAnadolu vardır. Bizi BİZ eden ana-mız, atamızdır Anadolu. SevdanınFerhat ile Şirin halini, kavgada "öl-mek var dönmek yok" mertliğini,hakikatli olmayı, işgalci karşısındaHasan Tahsin ve Karayılan olmayıbize aktaran ilk öğretmenimizdirAnadolu. Ninnisiyle büyüdük, sof-rasına diz kırdık, halayını çektik,sazını çaldık, türküsünü söyledik,düğünüyle evlendik, cenazesiyle gö-müldük...

Biz adına Anadolu denilen iştebu tarihsel güç ve güzelliğin çocuk-larıyız. Böyle olduğumuz için yerigeldi mi Taksim'e milyonlar olupçıkıyoruz yeri gelince de o milyon-ların öfkesini kuşanan Şanlı Alişanolup dikiliyoruz Amerikan emper-yalizminin karşısına...

Vatan Sevgimizin Ölçütüİşte Budur...

Ve bakın ne diyordu 122'lerdenSerdar Demirel yoldaşımız: "..Ana-

dolu bugüne kadar hiç umutsuz ça-resiz kalmadı. Bugün de umutsuzçaresiz değil... Biz varız ve direnmeyedevam ediyoruz. Canlarımız tohumolup Anadolu'nun bağrına serpil-di..."

Ve bakın ne diyordu 122'lerdenGünay Öğrener: "...Saçlarımın ka-zınmasını istiyorum. Akdeniz'de doğ-dum. Ege'de çalıştım. Saçlarımı daKaradeniz'e atın. Böylece Anadolu'yudolaşmış olurum."

Ve bakın 122'lerden Arap kızıHamide Öztürk ne diyordu: "... ŞuAnadolu topraklarında az yer do-laşmadık. Her adımımızda halkımızave vatanımıza ölesiye bağlandık. Bircanım var o da halkıma feda olsundiyorum bende."

Ve bakın 122'lerden Osman Os-manağaoğlu de diyordu: "Ve yıllarvar ki bu vatan topraklarına kanımızaktı. Kanla sulanan topraklar kut-saldır. Topraklarımıza sahip çıkmakdün olduğu gibi bugün ve yarındaboynumuzun borcudur."

Ve bakın, bir Anadolu annesiolan Şenay Hanoğlu çocuklarına nediyordu kuşandığı ölümsüzlüğüyle:

"Yavrularım bizde yaşamayıçok seviyoruz. Bu vatana dauğruna ölecek kadar değer ve-riyorum. Sizin ve insanlarımızıngelecek güzel günlerde yaşa-ması için herşey. Özgür vatanıarmağan edeceğiz size."

Bizim vatan sevgimizin öl-çütü işte budur: Vatanın öz-gürleşmesi, ülkenin bağımsızlığıiçin emperyalizme karşı kur-tuluşa kadar savaşmak... Vatansevgisinin yani anti-emperya-lizmin yegane ölçütü işte bu-dur.

Biz Anadolu'nunTa Kendisiyiz...

Ey emperyalizmin işbirlik-çisi vatan hainleri; Anadolu'yadair kitapları yasaklama kara-rınız bizim karşımızda hüküm-süzdür. Çünkü BİZ Anadolu'nunta kendisiyiz. Çünkü o kitap-lardaki her bir bilgiyi kanımız,alınterimizle biz yazdık tarihe.

Siz Anadolu'yu bakınca ne-reyi Katarlılara, nereyi Avrupalılara,nereyi Amerikalılara, nereyi Suudi-lere peşkeş çekelim diye düşünürken,biz şöyle demeye devam ediyoruz:

"... Kendi topraklarımızın üze-rinde köle bir halk haline ge-tirildik.Bu durum hep böyle sürüp gidecekmidir? HAYIR, BİN KERE HAYIR!.."

Anadolu'nun bütün dereleri böylediyerek akıyor. Anadolu'nun bütündağlarında esen rüzgarlar böyle diyor.Bağrında doğan bütün halk çocuk-larının ilk nefeslerinden yaşlılarınson nefeslerine kadar Anadolu buumutla soluk alıp veriyor. Ve BİZAnadolu'nun böyle dediğini yüreği-mizin içinde duyuyoruz. Çünkü BİZAnadoluyuz ve sizin gibi asalaklargüruhunu efendilerinizle birlikte butopraklardan söküp atacağız...

NOT: Bu yasaklamaya karşı Ana-dolu'nun değişik yörelerinde yaşayansevgili dostlarımızdan ricamızdır:Yörenizi anlatan inceleme, araştırmakitaplarından gönderebilirseniz se-viniriz.

BU MEMLEKET BİZİM, KAH-ROLSUN EMPERYALİZM!..

Ve bakın ne diyordu 122'lerdenSerdar Demirel yoldaşımız: "..Ana-dolu bugüne kadar hiç umutsuz çaresizkalmadı. Bugün de umutsuz çaresizdeğil... Biz varız ve direnmeye devamediyoruz. Canlarımız tohum olup Ana-dolu'nun bağrına serpildi..."

Ve bakın ne diyordu 122'lerdenGünay Öğrener: "...Saçlarımın ka-zınmasını istiyorum. Akdeniz'de doğ-dum. Ege'de çalıştım. Saçlarımı daKaradeniz'e atın. Böylece Anadolu'yudolaşmış olurum."

Ve bakın 122'lerden Arap kızı Ha-mide Öztürk ne diyordu: "... ŞuAnadolu topraklarında az yer dolaş-madık. Her adımımızda halkımıza vevatanımıza ölesiye bağlandık. Bir ca-nım var o da halkıma feda olsun di-yorum bende."

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA26

Page 27:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Halk Meclisi nedir? Halkın, so-runlarını çözmek için biraraya gel-mesidir.

Yer Çayan Mahallesi’dir.Halkın kafasını sokacak bir göz

evi yoktur. Faşizmin, halkın herhangibir sorununa çözüm üretmesi sözkonusu değildir.

Halkın, barınma sorununu çözendevrimcilerin önderliğinde halkınkendisidir.

Anadolu’nun her karış toprağı,halkın hakkıdır. Ama, bir avuç em-peryalizmin işbirlikçisi tarafındangasp edilmiştir.

Gasp edilmiş toprakları işgalci-lerden alarak, halkın barınma soru-nunun çözümü için kullanmak, biriradeyi gerektirir.

“O irade, Dayı’nın önderliğindekiDev-Geç’lilerden oluşuyordu. Hepsiüniversite öğrencisiydi. Gecekonduyapımında pratiği bulunanlar daoluyordu, ilk kez deneyim kazana-caklar da.”

O irade, halkı biraraya getirir. “Komite tarzı çalışma, bir işi,

istenen tarzda sonuçlandırmanın,kolektivizmi hayata geçirmenin ol-mazsa olmazıydı.

Kimin ne yapacağını, kim-lerin hangi görevleri üstlene-ceğini, iş bölümünü, ihtiyaç vb.akla gelebilecek her şeyi bu

komite üstlenecekti. Halkın, içinde yer aldığı bu ko-

miteler, geniş ve dar toplantılar so-nucunda oluşturulur. Halkın kendikendini yönetmesinin, düşünce vepratiğinin somut karşılığının bu-lunduğu bu komiteler sonucu hızlaiş bölümü yapılır. El yordamı, gözkararı yapılan gecekondu evleri ye-rine, daha sağlam evlerin planlarıçıkarılır. Asgari üç çocuklu bir ai-lenin yaşayabileceği, 120 metrekarehesaplı evlerde karar kılınır.”

Halkın, biraraya gelerek sorun-larını çözmesine önderlik eden dev-rimcilerdi. Halkın sorunlarını çözenideoloji devrimci ideolojiydi.

Biraraya gelerek, halk toplantı-larıyla sorunlarını çözen halkın oluş-turduğu platform, tam tanımıyla HalkMeclisiydi. Halk Meclisi, görevlerçerçevesinde Halk Komiteleri oluş-turuyor, komiteler, üstlendikleri gö-revleri yerine getirerek, kendilerinigörevlendiren halka, yine toplantılardarapor veriyor, yeni kararlar alınıyor,adım adım halkın barınma sorununuçözecek olan Çayan Mahallesi ku-ruluyordu.

Halk Meclisi, Osmanlı’nınYerel Beyliklerini YendiOrtaklar Köyünü Kurdu

1400’lü yıllardı. Halkın, Osman-lı’nın vergileri, yağması altında açlık,yoksulluk çektiği yıllardı. Çocuklarını,Osmanlı’nın toprakları daha fazlabüyüsün diye savaşlara, ölümleregönderdiği yıllardı. Toprağı eken-biçen halk, açtı. Evlatlarını, savaşlardatoprağa veren halk açtı.

Emek ve bedel ödeyen halk; zevk-ü sefa içinde yaşayan, bir avuç bey,paşa, padişahtı.

Halkın haklı isyanına önderlikeden, Şeyh Bedreddin ve yoldaşlarıTorlak Kemal’le, Börklüce Musta-fa’ydı.

Azap Ortakları isimli romanındaşöyle anlatır Erol Toy:

"Börklüce, Torlak ve öteki yar-dımcıları, yeni, örnek bir kentin ku-rulması amacıyla, Ortaklar'a postuserince, toplantılar burada yapılmayabaşlandı... Aydın, Tire, Birgi, Ödemiş,Ayasuluğ, Söke, Milas, Yatığan, Mola,Nazilli, Germencik kent ve köyle-rinden gelen kurultay delegeleri, bü-yük kurultayı toplamışlardı."

Halkın bu meclisinden doğdu Or-taklar.

“Ortaklar”da toprak, köylününortak mülküydü. Birlikte üretiyor,

Anadolu Topraklarında Halk Meclisleri

- Nuriye Gülmen ve Semih Özakçaaçlık grevi direnişlerinin 130. günün-deler.

Semih Özakça’nın eşi Esra Özakça,açlık grevi direnişinin 50’li günlerinegeldi.

İstanbul Küçükarmutlu Mahalle-si’nde Nuriye ve Semih’in taleplerininkabul edilmesi için, 71 yaşındaki Meh-met Güvel, başlattığı açlık grevi dire-nişinin 15. gününde.

Mehmet Güvel amcamızı sahiple-

nelim, direnişini yaygınlaştıralım, ken-disini ziyaret edelim.

- Gazi Halk Meclisi, 8 Temmuzgünü, Nuriye ve Semih’in taleplerininkabul edilmesi için oturma eylemiyaptı. Gazi Halk Meclisi, Nuriye veSemih’in talepleri kabul edilene kadareylemlerini sürdüreceğini açıkladı.Gazi Halk Meclisimizin eylemlerinekatılalım, Nuriye ve Semih’in taleplerinidestekleyelim.

- Çayan Halk Meclisi, Okmeydanı

Halk Meclisi, Gazi Halk Meclisi, İkitelliHalk Meclisi her hafta mahallelerde,uyuşturucuya karşı oturma eylemleriyapıyor. Bu eylemlere katılalım. Uyuş-turucuya karşı mücadele edelim.

- Mahallelerde Halk Cephesininbaşlattığı “Özel Harekat Birlikleri Da-ğıtılsın!” kampanyamıza katılalım.Mahallelerimizde, AKP’nin faşist pol-islerinin evlerimizde, sokaklarımızdaçocuklarımızı katletmesine izin ver-meyelim.

Nuriye ve Semih’in Talepleri Kabul Edilsin!

Atasözü:Bir kez yanlışa

sapmaktansa, iki kez sorusormak yeğdir.

Çat Kapı; Her Eve GirmektirÇat Kapı; Tüm Halkı Devrime Katmaktır

Haftanın Çat KapıGündemi

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

27HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Page 28:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

birlikte tüketiyorlardı.“Ortaklar”da, halk, birlikte, el ele

dağları aşan su kanalları yapıyorlardı.Halkın emeği, padişahlara hanlar, sa-raylar, piramitler, heybeti bir şehri ku-şatan kiliseler, kuleler dikmek içindeğil, yaşadıkları köyleri güzelleştirmek,üretim araçlarını geliştirmek, zengin-leştirmek için birleşiyordu. Birleşenhalkın emeği, her zorluğun altındankalkmayı başarıyor, “olmaz” denileni“olur” hale getiriyordu.

“- Bizim düzenimizde tek iş yoktur,işler bölünmüş, her karındaş, bu bö-lümler içinde yer değiştirerek çalışır.Böylelikle, hem her zanaatı öğrenmişolur. Hem de sıkılmaz bir işin tekdü-zeliğinden.”

Birleşen halkın silahlı gücü, dünyanınen büyük gücü haline gelen Osmanlı’nınbeyliklerinin, onbinlerce askerli ordularınıbozguna uğratıyordu.

“Ortaklar”, halkın topraklarıydı.Orada yaşayan halktan daha iyi kimse

tanıyamazdı o top-rakları, onlardandaha iyi kimse iş-leyemez, onlardandaha özenli ve se-vecen kimse yak-laşamazdı o toprak-lara.

Kendi meclisin-de birleşen halk,öbür dünyadan alıpcenneti getirmiştiAnadolu toprakları-

na.“Ortaklar”da padişahların, beylerin

değil, halkın kendi adaleti işliyordu. Hakyerini buluyor, suç ve ceza, padişahların,beylerin çıkarlarını korumak için değil,halkın çıkarlarını korumak için tanımla-nıyordu.

İşte, bugün mahallelerimizde HalkMarketlerimizi, Halk Bahçelerimizi,Halk Spor Merkezlerimizi, Vefa Evle-rimizi, Halk Fırınlarımızı, HFG Uyuş-turucuyla Savaş ve Kurtuluş Merkez-lerimizi örgütleyen Halk Meclisleri-mizin kökleri, Anadolu’nun tarihineuzanır. Bunlar, halkın geçmişten gü-nümüze taşıdığı tarihidir.

Sonuç olarak; Halk Meclisleri, bi-zim tarihimiz, bugünümüz ve gelece-ğimizdir. Halk Meclislerinde, örgütle-nerek sorunlarımızı çözdük, bugün so-runlarımızı çözüyoruz, gelecekte deHalk Meclislerimizle sorunlarımızı çö-zeceğiz. Bunun için örgütlenmeliyiz.

Reformizm, önderlerini buldu: Kılıçdaroğlu. Kılıçdaroğlu kime önderlik edebilir, hangi ta-

leplere önderlik edebilir?Kılıçdaroğlu, halkın düzen içi taleplerine bile

önderlik edemez. Kılıçdaroğlu’nun misyonu, halkındevrimci mücadeleye kanalize olmasını engellemekiçin, halkı, temel taleplerini kullanarak düzen içisınırlarda tutmaktır.

Kılıçdaroğlu’nu halka umut, önder gibi göste-renler, halkın sorunlarının, taleplerinin çözülmesiile ilgili değiller, AKP’nin karşısında düzen içi birmuhalefetin güçlenmesini ve bu düzen içi muhalefetiçinde kendilerine de yer verilmesini istiyorlar.

Reformizmin bu ideolojisi, halkın sorunlarınıçözebilecek bir ideoloji değildir. Düzen içidir. Halkınsorunlarının çözümü, devrimcilerin önderliğinde-dir.

Yöntemlerimiz, hedeflerimize uygnn olmak zorundadır.Devrim yapmak istiyorsak, devrim yapmanın yöntemi

faşist düzeni, tüm kurumlarıyla, aşağıdan yukarıya yıkıp, yu-karıdan aşağıya yeni bir düzeni inşaa ederek yapılabilir. Budüzeni yıkmadan devrim yapamazsınız.

Eğer, adalet istiyorsanız, adalet talebinizin yerine getirilmesinisağlayacak mücadele yöntemlerine sahip olmanız gerekir.

Reformizm, bu düzenin savunucusu CHP’nin peşine takı-larak adalet talep ettiğini söylüyor. Hayır, CHP, halkın adalettalebine önderlik edemez, halkın adalet talebini gündeme bilegetiremez. CHP’nin adalet dediği, AKP’nin düzeniçi muhalefeteizin vermesidir. Bundan ötesi, bu düzenin sınırlarının zorlan-masıdır. CHP bu düzenin partisidir, düzenin sınırlarınızorlamaz, halkın taleplerini, düzen içi sınırlarda tutmak içinçalışır. Yöntemleriniz yanlışsa, hedeflerinize de ulaşamazsı-nız.

Duyduk ki Mustafa huruç eylemişAydın elinde Karaburunda.Bedreddinin kelamını söylemişköylünün huzurunda.Duyduk ki, "cümle derdindenkurtuluppiri pak olsun diye,on beş yaşında bir civan teni gibitoprağın eti,ağalar topyekün kılıçtan geçirilipverilmiş ortaya hünkar beylerinintimar-ı zeameti."Duyduk ki...Bu işler duyulur da durmak olurmu?Bir sabah erken,Haymana ovasında

bir garip kuş öterken,sıska bir söğüt altında zeytindanesi yedik."Varalım,

dedik.Görelim

dedik.Yapışıp

sapanınsapına

şol kardeş toprağını biz de bir yol

sürelim, dedik."

Şeyh Bedreddin DestanıNazım Hikmet

iideolojik mücadele yöntem ve araç

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA28

Çayan Mahallesi

Page 29:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Örgütlemek ve örgütlenmek, dev-rimci mücadelenin en temel yanlarındanbiridir.

Örgütleyebilirsek, her alanda ör-gütlenmeler oluşturabiliriz.

Bu konuda her zaman gündemi-mizde olan soru ise şudur: Kimi ör-gütleyeceğiz, nasıl örgütleyeceğiz?

Bu soruların cevabı ise, uzun boyluteorik cevaplar değildir. Hayatın içinde,basit ve sade cevapları vardır. Örgüt-lenmeyi karmaşıklaştırmadan, soyut teo-riye boğmadan, bu sadeliğiyle yakla-şırsak, daha sonuç alıcı olacağımız ke-sindir.

�� Kimi Örgütleyeceğiz?Bu sorunun ilk ve temel cevabı şu-

dur: "En yakınımızdakileri".Kitle çalışması, en yakınımızdaki-

lerden başlar.

Ailemiz (annemiz, baba-mız, kardeşlerimiz, eşimiz),mahalle arkadaşlarımız, okularkadaşlarımız, iş arkadaş-larımız, akrabalarımız ve tümtanıdıklarımızın çevresi.

Çevremize bakalım; he-men yanıbaşımızdaki taraftarlarımıza,sempatizanlara, okurlara... Her gün se-lam verdiğimiz insanlara bakalım; Fat-ma’nın çocuğu, Mehmet’in kardeşivar. Eda’nın yeğenleri var. İdil’in okularkadaşları var. Mehmet abinin ço-cukları, kardeşi var...

Sonra devam edebiliriz; şununlabirlikte piknik yapabiliriz, şununla si-nemaya gidebiliriz, şununla birlikteşiir okuyabiliriz, şu bize dinleti verebilir,falan teyze hafta sonu bize yaşadıklarınıanlatabilir... Çocuklarla birlikte filmizlenebilir. Sokakta da olur evde de.

Seldalar, bisiklet turu yapabilirlerkardeşi ve arkadaşlarıyla. Berdan’ın ye-ğenleriyle futbol ya da basketbol oyna-nabilir. Hepsiyle bir piknik de yapabili-riz... Bakın Elif teyzenin çocuğu uyuş-turucu kullanıyor olabilir. Kimse bir

şey yapmıyor, ilgilenmiyorlar. Biz ilgi-lenmeliyiz. Örgütlenmek, ilgiden başlar.

� Örgütlenme İçinNerelere Gidilir?

Yöre dernekleri, düğünler, cenazeler,doğumlar, sünnetler, hastaneler, kom-şularımız, kahvehaneler, kafeler, sporkulüpleri, Cemevleri, kültür merkezleri,konserler....

Bunların yanısıra, bizim dışımızdadüzenlenen bir yürüyüş, bir miting,bir gece, bir direniş yeri de pekala ör-gütlenme, ilişki kurma alanı olabilir.

Sokağımızdaki kişileri tanıyabiliriz,çevremizdeki insanların çevrelerini ta-nıyabiliriz, düğünlere gidip orada in-sanlarla tanışabiliriz.

� Örgütlemede HedeflerimizNe Olacak?

Kişiye göre, kişinin yaşam koşul-larına, siyasi tercihine, alışkanlıklarına,becerilerine, imkanlarına göre hedef-lerimiz olabilir.

Herkesi devrimcileştirebiliriz. Bu,herkes için değişmez hedefimiz olmalı.

çözüm Halk Meclislerinin önderliğinde

halkın örgütlü hareketiGazi Halk Meclisi, Gazi mahallesinde başlattığı kampanya ile; Düz,

Sekizevler, Nalbur, Sondurak, Barajüstü bölgelerinde yüzlerce kumar makinasınıkaldırıldı. Halkın örgütlü gücünden daha büyük bir güç yoktur. Devlet kumarı,

uyuşturucuyu, yozlaşmayı artırarak, aile yapımızı parçalıyor, sosyal yaşamlarımıza çürümeyisokuyorsa, biz de buna karşı örgütlü hareket ederek mücadele edebiliriz ve biz kazanırız.

Bu bakış açısıyla sigara ve para makinalarının bulunduğu kahveler, tekeller, cafeler Gazi Halk Meclisi bölgekomiteleri tarafından gezildi, dükkân sahipleri ile görüşüldü. Bu görüşmeler esnasında “Bu makinaların kumara

girdiği, her mezhep ve meşrepten halkın bu makinaların bağımlısı olduğu, çoluk çocuğunun rızkını bunlara verdiği,bu sebeple, buna müsamaha gösterilmeyeceği ve izin verilmeyeceği” anlatıldı. Görüşülen dükkanların camına A4

kağıtlar yapıştırılarak, 1 aylık süre verildi. Sonuç olarak; Gidilen ve görüşülen esnafların %95 i karara uyarak makinaları kaldırmışlardır.

Ve Gazi Halk Meclisi sorunun ve çözümün gerçek sahiplerine çağrı yaptı; “Bu açıklamayı okuyan siz değerli halkımıza; Gözümüz, kulağımız, soluk borumuz olansizlersiniz. Bakkal da Tekel de Kahve de Cafe de , arada derede her nerede olursa olsun ,

kumar makinalarını bulunduran, bulundurmakta direten esnafları bizlerebildirmenizi rica ediyoruz… GAZİ HALK MECLİSİ”.

Sorunu yaşayan halktır, çözen de ancak halkolabilir.

soru

n

mahallelerd

eki kumar

makinaları

Kimi Örgütleyeceğiz?Nasıl Örgütleyeceğiz?

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

29HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Page 30:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Devrimci mücadele içinde neyi ne ka-dar yapabilecekleri de yine bizim ya-ratıcılığımıza, hareketin bütün ihti-yaçlarını düşünen bir yaklaşım sun-mamıza bağlıdır.

Kural: Kim, neyi yapabiliyorsa, neyeteneği, becerisi, eğitimi varsa, onumücadeleye katabilir.

Örneğin; biri, bir müzik aletini ça-labiliyordur. Gelip faaliyetlerimize obecerisiyle katılabilir. Resim yapanbiri, evet, derneğimizde ona bir alanaçabiliriz; resimlerini sergileyebilir,çocuklara resim kursu verebilir, o sü-reçte eğitimle, konuşup tartışarak,onun resimlerinin politik içeriğini ge-liştirebiliriz. Sadece resimleri değil,kendisi gelişip değişecektir böylece.

Her gencimizin mutlaka sevdiği,yapabildiği bir şey vardır. Öğrenebi-leceği bir şey vardır. Bizim yöntemi-miz, düzenin, insanları hiçleştirmesinekarşı, herkesin yapabileceği bir şeyolduğunu esas alır.

Apolitik birini, dergimizi okuyan,takip eden hale getirmek, bir adımdır.Ancak hiçbir adımla ye-tinmeyiz. Hep dahaileri.

Biz insanlaragüveniriz.

Ama en baştabiz eğitimimize, eme-

ğimize, sabrımıza güveniriz. Çevremize böyle baktığımızda, po-

litikleştirebileceğimiz, devrimcileşti-rebileceğimiz birçok insan görürüz.

Zaten çevremizde olan, taraftarımızolan birçok insanın, çok daha ilerigörevler üstlenebileceğini görebiliriz.

Tereddüt etmeden adım atalım.Severek yapabilecekleri bir iş vere-lim. Sorumluluk verelim.

Böyle yaklaştığımızda, bu bizi dev-rimcileştirme, kadrolaştırma hedefimizeulaştırır.

�� Ne Anlatacağız? Anlatacaklarımızda büyük bir sır

yok. Yaşadıklarımızı anlatacağız. Sadecebaşka bir gözle bakmasını sağlayacağız.

Yoksulluğu, nedenlerini, yozlaş-mayı, bizi, bizim kültürümüzü, kural-larımızı, kurumlarımızı anlatabiliriz.Anlatımlarımızı, videolarla, müzikle,şiirlerle güçlendirebiliriz. Bir yanımızı,Grup Yorum’un bir türküsüyle anlatırızörneğin. Bir yanımızı bir kıssadanhisse ile.

Bizim kurallarımız, ilkelerimiz,değerlerimiz, sessiz tüzüğümüz bile,insanlara, kapitalizmin yozlaştırdığı,bencilleştirdiği ilişkilerin dışında iliş-kiler olduğunu göstermeye yeter.

Kendimizi anlatırken, karşımızdakiinsanların düşüncelerinin yıllardır “te-rör”, “terörist” demagojileriyle kirle-tildiğini unutmadan, onları çürütecekyol ve yöntemlerle, kendi gerçeğimiziortaya koymalıyız. Gerçek, devrimcidir.Gerçeği anlattığımızda, gerçek, iknaedecek ve örgütleyecektir.

Ama unutmayalım; en az an-lattığımız kadar da DİN-

LEMELİYİZ. Dinlemekde kendimizi anlatmanın

bir biçimidir. İnsanlara ver-diğimiz değeri gösterir.

Eğitim: Bir eğitimden geçmiş, devrimci görevleriniyerine getirirken, tekrar gerileyen, devrimci coşkusunuyitiren, ideolojik olarak gerileyen, kendine güvensizleşeninsanlarımız olabilir mi? Evet olabilir. Peki bu in-sanlarımızla ne yapacağız? Çözümümüz ne olacak?

Yeniden eğitim yapacağız.Eğitim, devrimci coşkusunu, inancını yitirmiş in-

sanları da yeniden ayağa kaldırmayı başarabilmeli-dir.

Eğitim, devrimci mücadele içinde gerilemiş in-sanlarımıza da yeniden ayağa kalkma gücü verebil-melidir.

Yeniden eğitim, insanlarımıza, başarabileceklerinigöstermelidir. Kendine güvenlerini kazandırabilmelidir.

Yeniden eğitim, insanlarımıza moral-motivasyon,devrimci coşku kazandırmalıdır.

Bizim, devrimci mücadele içinde tek çözümümüz,sihirli yöntemimiz eğitimdir. Eğitim, kendini yenileme,eskiyen yanlarımızı kesip atma, tekrar yeni bir güçlemücadeleye devam edebilme yöntemimizdir.

Ajitasyon-Propaganda:CHP, “adalet” talebiyle yürüyor. Çünkü, artık faşist

düzen, bu düzenin temel ayaklarından biri olan düzen içimuhalefet görevi gören CHP’ye bile tahammül edemez halegelmiştir.

Ülkemizde adaletsizlik sorunu öyle bir boyuta gelmiştirki, CHP bile bu adaletsizlikten nasibini alır durumdadır.

Ülkemizde adaletsizlik öyle bir boyuta gelmiştir ki, CHPbile halkın adalet talebini görmezden gelemez durumdadır.

Düzen partileri bile, bu düzendeki adaletsizlikten yakı-nıyorlar, yargının, AKP’nin emir komutası altında çalıştığınıitiraf ediyorlar.

Bu adaletsizliğin kaynağı, emperyalizmin yeni sömürgesiTürkiye gerçeğidir. Yeni sömürge bir ülke, hem emperyalizm,hem de yerli işbirlikçileri tekeller tarafından sömürülen birülkedir. Halk yoksuldur, sistemin krizleri derindir. Bununsonucu, düzen ancak faşist baskı ve terörle, büyük bir ada-letsizlik düzeniyle yönetebilmekte, ayakta kalmaya çalış-maktadır. Elbette bunun da sınırı var. Bugün faşist düzenbu sınırdadır. Yönetemez durumdadır. Yıkılması, devrimcimücadeleyi yükseltmemize bağlıdır.

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA30

Devrimci Kişilik: Siyasi cürete sahip kişiliktir. Siyasi cürete sahip devrimci kişilik,

halkın devrimci dinamiklerine önderlik etme cüretinde olan, halkınönüne geri değil, ileri hedefleri koymayı başaran, halkın militan

eylemlerine önderlik edebilen kişiliktir.

Avcılar

Page 31:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Zulme, sömürüye isyan eden birhalkın en başta yapacağı, yapmak zo-runda olduğu şudur:

1- Silahlanmak 2- Silahlı bir güç oluşturmakSilah ve silahlı güç, işgalcilere,

faşist örgütlenmelere karşı mücadeleeden bir halkın güvencesidir.

Silah ve silahlı güç, inançlarından,milliyetlerinden dolayı, soykırımla, asi-milasyonla, katliam politikalarıyla karşıkarşıya olan halkların tek güvencesidir.

Ve nihayet, silah ve silahlı güç, birsömürü ve zulüm düzeninden kurtulmakisteyen tüm halklar için, tartışılmazbir gerekliliktir.

Gerilla ve milis, işte bu tarihsel vesiyasal zorunluluğun sonucudurlar.

Silahlı mücadelenin ve silahlı örgüt-lenmelerin biçimleri, koşullara, ihtiyaçlara,saldırının niteliğine göre birbirindenfarklı biçimler alabilir. Ama tarihsel vesiyasal rolü, temelde aynıdır.

*Silahlı örgütlenmelerin pratikte iki

görevi vardır: - Halkın savunması- Halk düşmanlarından hesap

sormak.1980 öncesi Devrimci Sol tarafından

oluşturulan Faşist Teröre Karşı SilahlıMücadele Ekipleri, faşist teröre karşıçok etkili örgütlenmeler oldular.

Bu örgütlenmelerin varlığı ve ey-lemleri, Devrimci Sol’un o dönemdekigelişiminde önemli bir rol oynamıştır.Çünkü bu örgütlenmeler, somut bir ih-tiyaca, militan bir cevaptır.

Sivil ve resmi faşist terör, halkıncan güvenliğini yok ederek, halkı veSolu sindirmek, devrimci mücadeleyi

sürdüremez hale ge-tirmek istiyordu.

Devrimci Sol, m a h a l l e l e r d e k iFTKSME’ler ve diğerörgütlenmeleriyle, fa-

şist terör karşısında halkın can güven-liğini sağlayan ve misilleme eylemle-riyle faşist terörden hesap soran poli-tikalarıyla, hem faşist terörün halkıteslim almasını engellemiş, hem dehalkın ve gençliğin güvenini kazanarak,örgütlenmesini büyütmüştür.

Faşist terörün karşısına çıkarak,halkı savunacak ve düşmandan hesapsoracak silahlı bir gücün varlığı, halkiçin bir güven duygusudur

*

Bugün yoksul mahallelerdeki mi-lisler de halkta, işte böyle bir güvenoluşturmaktadır. Bugün yoksul mahal-lelere saldıran veya saldırabilecek olan-lar kimlerdir? Polis, mafya, şeriatçıyobazlar, sivil faşistler.

Milisler, işte bunlara karşı yoksulhalkın güvencesidirler.

Devrimci hareketin, yoksul gece-kondu mahallelerindeki kitleselliğinde,elbette, her türlü faşist, şeriatçı, mafyacısaldırı karşısında, saldırıya silahlacevap verebilecek, halkın güvenliğinisağlayabilecek tek örgütlenme olması,belirleyici nedenlerden biridir.

*

Halkın çıkarlarını savunan, halkıngüvenliğini sağlayan, halka el kaldıran-ların elini kıran silahlı bir örgütlenme,halk için, hem fiziki bir güç ve güvence,hem moral bir güçtür. Düşmana vurulanher darbe, halkın yüreğinde ve beynindekarşılığını bulur.

*

Halk milislerinin, yani MahallelerinŞahanları’nın tarihsel ve siyasal rolüde böyledir.

Burada, özellikle silahlı mücadeledüşmanlarının çarpıtmalarına karşı,şunu özellikle bilmemiz gerekir.

Faşist teröre karşı mücadele ekip-leriyle, milislerle sürdürülen silahlımücadele, “halkın dışında, halk adı-na” bir mücadele değildir.

Şahanlar, mahalleye dışarıdan gelmişdeğillerdir. ŞAHANLAR, HALKINÇOCUKLARIDIR. Yani, halkın cangüvenliğini alan, yine halkın çocuk-larıdır. O mahallenin çocuklarıdır.

Yoksul gecekonduların faşizme karşısavaşı, genciyle, yaşlısıyla, çocuğuyla,kadını erkeğiyle yine o mahalle halkınınişidir.

Mahallelerdeki örgütlenmeyi böyleele almalıyız. Böyle ele alınmadığında,o örgütlenme, ancak faşist saldırılaryokken, mafya saldırıları yokken, şe-riatçıların, sivil faşistlerin saldırılarıyokken, ortada görünebilir.

Reformizmin, oportünizmin durumuböyledir. Polis saldırdığında ortada yok-turlar. Faşist çeteler karşısında semti terkedip gidebilirler pekala. Halkı, faşist,mafyacı çetelerle baş başa bırakırlar.

Solun, faşist teröre karşı direnmeyip,saldırıları cevapsız bırakması veya ma-halleyi terk etmesi, halkı da moralsiz-leştirir, direnme gücünü yok eder. Nite-kim, 1980 öncesi sivil faşist terör karşı-sında pasifist, teslimiyetçi tutum izleyensiyasi hareketlerin etkin oldukları birçok yer, faşist teröre teslim edilmişti.Gülsuyu’nda faşist mafya çetelerininsaldırısı karşısında ESP’nin mahalleyinasıl terk edip gittiği, halkı nasıl çetelerleyüz yüze bıraktığı hatırlardadır.

Halkın çocukları olan Şahanlar, halkıhiç yalnız bırakmadılar. Bırakmazlar.

Milisler halkın moral gücüdür

MİLİSLER MAHALLENİN ŞAHANLARIDIR

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

31HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Page 32:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA332

AKP, İşçi DüşmanıdırDevrimci İşçi Hareketi, 7 Temmuz

2017 tarihinde, İstanbul/Kadıköy’deKhalkaden Meydanı’nda basın açıkla-ması yaptı. Yüksel Caddesi’nde direnen,gözaltına alınan ve tutuklanan Nuriyeve Semih’e destek verenlerin gözaltınaalınmasını da protesto eden açıklama-larında, AKP’nin işçi düşmanlığınıanlattı ve örgütlenme çağrısı yaptı.

“Halkımız:Bugün buraya, işçilerin uğradığı hak-

sızlıkları protesto etmek için geldik. YükselCaddesi’nde süren eyleme değinmeden,onları anmadan geçemeyiz. Ankara YükselCaddesi’nde 240 gündür süren direnişepolis saldırdı. Nuriye ve Semih 120 gündüraçlar. Eşi direndiği için tutsak edilen veona destek açlık grevinde olan Esra, 45gündür aç ve yerlerde sürüklenerek göz-altına alındılar. Ey halk! Yüksel Cadde-si’nde direnenler sadece kendileri içindirenmiyor. Yüksel Caddesi’nde gözaltınaalınanlar yerlerde sürüklenenler, sadecekendileri için sürüklenmiyor. Bu halk için-dir tüm direniş. Korku duvarlarını par-çalıyorlar. Bundan korkuyor AKP. Halk,korkusunu yenerse, kendilerinin sonu ge-lecektir. Bundandır tüm korkuları.

AKP, işçi düşmanı, emek düşmanıbir iktidardır.

Gün geçmiyor ki, bir işçi işten atıl-masın, gün geçmiyor ki, bir işçi hayatınıkaybetmesin.

AKP, iktidara geldiği günden bu yana,işçi düşmanı olduğunu her gün tescilledive tescilliyor. İşçilerin örgütlenme hakkıbaşta olmak üzere, birçok hakkını gaspetmiş ve işçilere ve emekçilere yaşamaşansı bile bırakmamıştır. İktidara geldiklerigünden bu yana patronlar, karlarına karkattı, kendi bakanlarının, milletvekillerininve ERDOĞAN’ın geliri de kat be katarttı. İşçiler ise açlık sınırının da altındayaşamaya başladı.

İşçilerin hiçbir hakkına tahammülüyok AKP’nin. Her gün bir hakkına sal-dırıyor. Kıdem tazminatını kaldırmakiçin hazırlık yaparken, bir yandan da

hafta sonu tatilini kaldıran yasayı onay-lıyor. “Haftada 6 günden fazla çalışıla-maz” denilen 1924 yılında çıkarılan ka-nun, İŞÇİ DÜŞMANI ERDOĞAN’ın, 1Temmuz 2017 tarihinde “Sanayinin Ge-liştirilmesi ve Üretimin DesteklenmesiKanunu”nu imzalaması ile yürürlüktenkaldırıldı. Gerekçe ise hafta sonu çalış-maları için patronlar, belediyelerden izinalmak zorunda kalıyor ve onlara yükoluyormuş. “Ulusal Bayram ve GenelTatiller Hakkında Kanun” da “Haftatatili Pazar günüdür” diyen maddelerkorunsa da, bu, katil AKP’nin niyetininne olduğunu gösteriyor.

İşçi düşmanı AKP, iktidarı boyuncaönce işçilerin haklarına, en yüksek per-deden saldırıyor. Onunla bir nabız yok-larken, diğer yandan en önemli haklarını,işçilerin tepkisini çekmeden yok ediyor.İş Mahkemeleri’nin kaldırılması anlamınagelen “arabuluculuk” da bunlardan birtanesi. İşçiler “kıdem tazminatımız gi-decek” derken İş Mahkemeleri ve tatilgünlerinden oluyor ve oldu.

8 saatlik iş günü için milyonlarca kezölen işçi sınıfı, bugün Türkiye’de çalışmasaatinin, 12 saatten aşağıda olmasınıhayal bile edemez duruma geldi.

Bu iktidar döneminde, grevler yasak,işçi katletmek serbest oldu.

İşçiler, halkımız;Buna dur demek bizim elimizde.İşçi katliamlarını önlemek, hakları-

mızın elimizden alınmasını önlemek,bizim elimizde. Direnmeden birlik ol-madan hiçbir hakkımızı geri alamaz vekoruyamayız. Birlik olalım ve örgütle-nelim. Onlar bir avuç, biz milyonlarız.Birlik olduğumuzda, çözemeyeceğimizbir sorun yoktur. Bu iktidar, gücünübizim bölünmüşlüğümüzden alıyor. Biz,milyonlar olarak birlik olursak, onlarbu yasaları çıkartamazlar. Buna izinvermeyelim.

İşçiler! Din, dil, renk, milliyet ayrımıyapmadan birleşelim. Kazanalım.

İşçiyiz Haklıyız Kazanacağız.Direne Direne Kazanacağız.

OHAL İle Birlikte Artanİşçi Cinayetlerine Karşı,İşçi Meclislerinde Örgüt-lenelim Mücadale Edelim!

AKP faşizmi, işçi cinayetleriyle,katliamlarını büyüterek, yoluna de-vam ediyor.

"OHAL’le geçen 7 ay ile geçmişyıllardaki aynı dönemin karşılaştı-rılmasında, 21 Temmuz 2015 ile 20Şubat 2016 arasında en az 1.036işçi, OHAL dönemi olan 21 Temmuz2016 ile 20 Şubat 2017 arasındaise en az 1.180 işçi yaşamını yitirdi.

Çok net bir biçimde, OHAL dö-neminde iş cinayetlerinde bir artmagörüyoruz. OHAL dönemi olan 21Temmuz 2016 ile 20 Şubat 2017arasında ise, her ay en az 169 işçiyaşamını yitirdi. OHAL’le geçenyedi ayda, bir yıl evveline göre işcinayetlerinde yüzde 14 artış var.Bu durum, OHAL’in işçi sınıfı aley-hine bir uygulama olduğunun ençıplak biçimidir."

Devrimci İşçi Hareketi olarak,KURTULUŞUMUZ VE ÖZGÜR-LÜĞÜMÜZ, BİZİM ELLERİMİZ-DEDİR.

İş yerlerimizde İŞÇİ MECLİS-LERİMİZLE, ortak kararlar alalım.“Herkesin yapabileceği bir şeylervar” ilkeleri altında, aldığımız ka-rarları hayata geçirebilmek için, so-rumluluklar üstlenelim.

Zulme ve sömürüye karşı, HAL-KIN ADALETİNİ uygulayalım.

ADALET: DİRENMEKTİR!ADALET: EMPERYALİZME

VE FAŞİZME KARŞI SAVAŞ-MAKTIR!

ADALET: HALK DÜŞMAN-LARINDAN HESAP SORMAK-TIR!

İşyerlerimizde İŞÇİ MİLİSLE-RİMİZLE, AKP faşizminden ve bü-tün halk düşmanlarından hesap so-ralım.

Page 33:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

33HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

DİH’li Kimdir?Olmazcı değildir.Zorlukları, imkansızlıkları aşandır.Olmazcılık, devrimciyi paslandırır, ör-

gütsel disiplini bozar, hem de devrimingelişimini yavaşlatır; kişisel, örgütsel veen genel anlamda vereceği zarar bu kadaraçık olan bir zaaftan kaçınmak için şu-nukavramak önemlidir:

Devrim, büyük bir davadır. Büyük biridealdir. Güçlü iradeler, yaratıcı düşünceler,sınırsız bir emek, sınırsız bir coşku veinanç gerektirir.

Buna sahip olan devrimciler,"Ben yapamam, bu iş olmaz" düşün-

cesine, cevabına yer vermezler yaşamla-rında. "Bu işi nasıl yapabilirim, en iyinasıl olur?" diye düşünürler.

Devrim mücadelesinde hiçbir şeyihazır bulamayacağımıza, hiçbir şey bizepaket olarak verilmeyeceğine göre biz"bulmak, yapmak, eğitmek, yetiştirmek,yaratmak..." zorundayız.

Bütün DİH'liler, Mahir Çayan'ın şusözlerini akılların bir yerine yerleştirme-lidir:

“Devrimciliğin statik, mekanik bir iş,genel anlamıyla bir meslek değil, bir ruh,bir coşku, bir yurtseverlik duygusu olduğu,çıkmayacak biçimde kafamıza kazınmalı.”

Eğitim Neden Önemlidir?Eğitimle Ustalaşırız

Eğitim, pedagojik bir kavramdır.Pedagoji, eğitim bilim demektir.Eğitim, insanlara bir şeyler öğ-

retmek değil, onların ruhlarında etkibırakmaktır.

Öğretilenler unutulabilir ancakruhta bırakılan etki ile dövüşürüz sa-vaşırız, ölürüz.

Eğitim, bu nedenle sadece birbilim değil aynı zamanda sanattır.

-Eğitim, bir insanı yeniden yarat-maktır.

-Bizim eğitemediğimiz kitleleriburjuvazi eğitir.

-Burjuvazi, kendi ideolojisi çer-çevesinde kavramları çarpıtarak içiniboşaltır, devrimcileri ve devrimci de-ğerleri yok sayar.

-Eğitim, burjuva ideolojisi ile kı-yasıya verilen mücadelenin en önemliayağıdır.

- Eğitimi ertelemek ve süreklileş-tirmemek, burjuvazi ile suç ortaklığıyapmaktır.

DİH'liler, eğitime bu ciddiyetlebakmalıdır.

-Eğitimde hedefimiz ne olmalı-dır?

Devrimin hedeflerini kavrayan,ihtiyaçlara cevap verecek kadrolaryetiştirmektir.

-Eğitimde ilkemiz ne olmalıdır?BİLMİYORSAN ÖĞREN, BİLİ-

YORSAN ÖĞRET.

DİH'liler İçin Eğitim Notu:Eğitim, sosyalist bir ruhla yapılmalıdır. Sosyalist ruh,

sosyalist ilkelerin aşılanmasıdır. Nedir sosyalist ilkeler:1- Vatana2- Dostluğa-arkadaşlığa, yoldaşlığa3- Halk sevgisine4- Namusa5- Sosyalist emeğe karşı, sevgi ve saygıdır. Sosyalist eğitimin en önemli birleştirici özelliği bu il-

kelerdedir.

Kıssadan HisseBaşarmak, engellerde ezilmeden,

kararlılıkla çalışmaktır."Yeryüzünde belli bir anda, yüz

milyon kere milyar karınca yaşar. Ço-ğunluğu toprak yüzeyini temizlemeklegörevli her bir işçi karınca, ağırlığının50 katı yük taşıyabilir ve günde orta-lama 2.400 böcek ölüsünü yer altınaindirir. Bu başarının ardındaki sırrıdüşündünüz mü?

Askerde, güneşin yaktığı bir gününortasında, içtima için çağırılmayı bek-lerken, çimenlerin üzerinde dikkatimiçeken bir karıncaya dakikalarca takıl-dım. Yoluna ayağımı koydum, sağın-dan, solundan, üzerinden geçmeyi de-nedi. Ağzından böceği zorla alıp birkaçmetre öteye attım, otların arasındangeçip böceği buldu ve her defasındaaynı yöndeki yuvasına yöneldi. Ka-rıncayı, yuvasından epeyce uzak bir

yere götürüp bıraktım. Bir süre durdu,çevresinde döndü, harekete geçti, aran-dı, yeni bir böcek buldu ve pusulasıvarmış gibi yine yuvasına yöneldi.

Oturup, halimi karıncayla kıyasladım,duygulandım: Bu ne azim böyle… Bune sabır, bu ne ısrar, bu ne vazgeçmemeve ölümüne çabalama gayretidir böy-le… Biz, şu karıncanın onda biri azimli,ısrarlı, sabırlı olsak, ne büyük yüklerinüstesinden gelebilirdik. Anlıyoruz ki ba-şarmak, engellerde ezilmeden, kararlılıklaçalışmaktan geçiyor." ...

Sonuç: Emek, doğadaki tüm gelişimin ne-

denidir. Emek, insanı insan yapmış,toplumları var etmiş ve gelişimini sağ-lamıştır. Doğadaki en küçük canlı bile,yaşamını sürdürmek için emek harca-mak zorunda. Yaratacağımız her şeyiemeğimizle yaratabiliriz. Karıncanınonda biri kadar emek.

Page 34:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

KESK’e bağlı Eğitim - Sen 10.Olağan Genel Kurulu, 26-27-28

Mayıs 2017 tarihlerinde, Ankara Çu-kurambar The Green Park Oteli’nde

gerçekleştirildi. Kamu emekçileri içerisinde,en yoğun saldırıya uğrayan kesimlerin başında eğitimemekçileri gelmektedir. Binlerce üyesi, OHAL ile birlikteçıkarılan KHK’larla işten atılan Eğitim-Sen gibi bir sen-dikanın genel kurulu çok daha farklı olmalıydı. Direnişlerinkonuşulduğu, saldırılara karşı daha moralli, daha militanbir ruh içerisinde geçmesi gerekirken, yapılmış olmasıiçin yapılan bir kurul toplantısının ötesine geçemedi.Basında çıkan bir haberde, kurul şu şekilde değerlendiril-miş:

"Şube genel kurullarında mücadele üzerine tartışmalaryapılmayınca içinde bulunulan durumu değiştirmeyeyönelik tabanın da katılımı ile kararlar alınamayınca, budurumun merkez genel kuruluna yansıması kaçınılmazdı.Şube genel kurulları, aday bulmak ve yönetime kim girecektartışmaları ile heba edildi. Bazı şubelerde aday bulmaktazorlanılan, kotaya rağmen kadın yönetici adayı çıkarıla-mayan bir süreç yaşandı. "

Yaşanan yoğun saldırı sürecinde bir sendikanın yapmasıgereken en asgari konular dahi üstün körü geçiştirilirken,kurul toplantıları tali konularda boğuldu. Bu durum,elbette sadece Eğitim-Sen içinde yaşanmıyor. BugünDİSK, KESK gibi, adında devrimci yazan sendikalar dahibir sendikanın düşebileceği en geri noktaya düşmüş du-rumda.

Neden sendikalar bu duruma geldi?Neden OHAL, KHK’lar konuşulmuyor?Neden Nuriyeler konuşulmuyor?Neden direnişler konuşulmuyor?Devrimci politikaların yerini düzen politikaları aldığında,

küçük hesapların, her şeyin önüne geçtiği bir sendikada,emekçilerin çıkarlarını savunmak değil, düzenle uzlaşmabaşlar.

Sendikaları, bugün direnemez, politika üretemez, gün-demi belirleyemez hale getiren en belirleyici neden,düzenle uzlaşma kültürünün içselleştirilmiş olmasıdır.Devrimciliğin sadece lafta yapıldığı, pratikte reformizminhakim olduğu bir yapıda, elbette ilericilik adına olumlubir adım da atılamaz. Sürekli uzlaşma, sürekli geri adımatma, çeşitli bahanelerle direnmemeyi meşrulaştırmasonucu, sendikalar bugün tükenme noktasına, gelmiştir.Öyle ki Eğitim-Sen gibi bir sendika, kotayı dolduracakkadın yönetici adayı dahi çıkaramıyor. Gündemde olmasıgereken konular tartışılmıyor, tartıştırılmıyor. Yüksel Cad-desi’nde aylardır süren direnişi, açlık grevinde olan Eği-tim-Sen üyeleri Nuriye Gülmen ve Semih Özakça konu-şulmuyor. İşinden atılan yüz binden fazla kamu emekçisiiçin neler yapılması gerektiği konuşulmuyor. Ne OHAL,ne de KHK’lar konuşulmuyor. “OHAL KHK’ları ile 33

bin 128 öğretmen, 5 bin 295 akademisyen ve 1194 idaripersonel, tamamen siyasi ve idari tasarruflarla ihraç edil-miştir!” diyen Eğitim-Sen, bu kişiler için kılını dahi kı-pırdatmıyor. Tutuklanan Nuriye ve Semih için, sadece“kınamakla” yetiniyor. Yüksel’de, direnme hakkı için di-renen üyelerini, halkın hemen her kesiminden insanlarsahiplenirken Eğitim-Sen uzaktan izlemekle yetiniyor.

Bugün emekçilerin ihtiyacı devrimci politikalara sahipbir sendikadır. Gücünü üretimden alan sendikalar herüyesine yapılan saldırıyı kendi varlık nedenine yapılmışbir saldırı olarak görmesi gerekirken, bunun aksi birtutum içerisinde bulunuyorlar. Üyelerinin dahi güvenmediğibir sendika durumuna düşmüş durumdalar. Kadın kotasınıdolduracak aday dahi çıkaramayan duruma gelinmişse,Eğitim-Sen kendine dönmeli ve bunun nedenlerini sorgu-lamalıdır.

Bugün, Eğitim-Sen, üyelerinin, emekçilerin temel ta-leplerini karşılamayacak durumdadır. Tüm kamu emekçileri,kendi öz örgütlenmelerini oluşturmak zorundadır. Bu ör-gütlenme; Memur Meclisleridir. Kendi kararlarımızı alıpkendi politikalarımız hayata geçirebileceğimiz tek alankendi meclislerimizdir. İhtiyacımız olan, kimin sendikayönetiminde söz sahibi olduğu, kimlerin yönetime giripgirmediği konusu değil, uğradığımız yoğun saldırılarakarşı haklarımızı nasıl savunacağımızdır.

Kendi gündemimizi belirleyebileceğimiz, üretim gelengücümüzü kullanabileceğimiz bir örgütlenme oluşturmalıyız.Bu örgütlenmenin adı Kamu Emekçileri Meclisleridir.

Meclislerimizde örgütlenelim, kendi sorunlarımızınçözümünü kendimiz oluşturalım.

***“Esas olan, sadece yaşamak değil,İnsana yakışır şekilde ve onurlu yaşamaktır.Teslim olmadan,Boyun eğmeden,Sürünmeden, El etek öpmeden yaşamaktır!”NAZIM HİKMET

NURİYE VE SEMİH'İN DİRENİŞİNİN KONUŞULMADIĞI BİR GENELKURUL, EĞİTİM EMEKÇİLERİNİN GENEL KURULU OLAMAZ.

EĞİTİM - SEN 10. GENEL KURULU YAPILDI

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA334

Page 35:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

335HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

ŞİİR: VARACAĞIZ MENZİLE Yıkımlardan, yangınlardan, Sürgünlerden, Mayın tarlalarından geldik. Yanmış meşe ormanları gibi Sürgün verdik her yandıkça, Dallandık, budaklandık, Kök saldık hep, vuruldukça Biz ki; güneşten sağılır Baldan süzülür Sudan arınır Topraktan fışkırır gibi Geldik bugüne

İçtiğimiz su değildi Sabır ve direnç şarabıydı

Ezilmiş ve horlanmışların Aşk yeminiydi Zafer türkülerimiz

Yarın, bir daha Şiirler ezgisiz Sular dizginsiz akmayacak Uyumlu bir orkestra gibi Sular, ormanları besleyerek öpecek, Güneş toprağı ısıtarak kucaklayacak.

Daha dündü Pamuk değildi yastığımız, Taştı. Yün değildi yorganımız, Yapraktı. Gül değildi kokladığımız, Baruttu. Yar değildi sarıldığımız Silahtı.

Gün oldu Yıldızlarla dost olduk. Doğayla bilgece konuştuk. Değil insanlar Kuşlar bile dilimizden anlardı Yaşadıklarımız düş değil gerçekti. Su gibi Ekmek gibi Hava gibi

Ve biz ki yarın Kan ve irin tarlalarında Yolları arşınlaya arşınlaya

Diz boyu ihanetleri yara yara Varacağız menzile

Çünkü biz Şiirlerin, türkülerin en güzelini Yemin saydık kendimize Kilitlendi bir kez, Bu yürekler zafere. Çiçeklerin rengarengini Aşkların en güzelini Zaferle müjdeleyeceğiz.

Şunun şurasında Kaç müebbetlik, Kaç baharlık, Ömür kaldı. Düşlerimize gebe Kaç kurşunluk Yol kaldı ileride Şimdi Martıların kanadına Takılı kalsa da Özgürlüğümüz, Varacağız menzile Sözümüz sözdür Hem de er sözü Düşlerimiz gerçektir Şu yeryüzü Ve de gökyüzü gibi.

Artık, Barutumuz ıslak değil Stepleri tutuşturarak, Dünyayı, Mezra Botan'dan sarsarak Varacağız menzile. (Muharrem Çetinkaya)

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

KEC’Lİ Kimdir?KEC'li MİLİTANDIRUZLAŞAN DEĞİL, ÇATI-

ŞANDIRBİR DEVRİMCİNİN BEYNİ,

MİLİTAN OLMALIDIR -DEVRİMCİNİN yaşamını

belirleyen ana unsur uzlaşma-maktır.

DEVRİMCİ, her tür düşman-la sürekli olarak çatışır.

KEC’li içindeki düşmanla, dı-şındaki düşmanla sürekli çatışmahalindedir.

-Çatışmanın amacı sonuç al-maktır. Düşmanı imha etmek,etkisizleştirmek, geriletmek yada büyük-küçük mevzi elde et-mek.

DEVRİMCİNİN hedefi, busonuçlardan herhangi birisineulaşmaktır.

-Yani; militanlık, iki temel un-sur üzerinden belirlenen bir özel-liktir.

Çatışmak ve sonuç almak...YANİ UZLAŞMAMAK...

KÖŞETAŞI: MilitanlıkMilitanlık, düşman karşısında

politikasız kalmamaktır.

Page 36:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

YYOLDAŞLIĞA DAİR...Mao, iyi yoldaşı şöyle tarif ediyor; "iyi

bir yoldaş, güçlüklerin daha büyük olduğuyere gitmeye, daha çok istek duyan yol-daştır."

***"Yoldaş sevgisi, en zor anlarda, o zor-

luklara dayanma gücü verir." (Dursun Ka-rataş)

***Yoldaş, en bereketli topraktır, bire bin

ÖMÜR verir. (Dursun Karataş)***Yoldaşlık, karşındaki insanın sırtındakiyükün bilincinde olmaktır.

EROZYONU, SELİ, HER TÜRLÜ FELAKETİ ÖNLEMEK İÇİNORMAN OLMALIYIZ

Küçücük bir filiz düşünün... Canı yoktur filizin. Çokgüçsüzdür. Hayatın zorluklarına direnmek, hayatta kalmakiçin çok çaba vermelidir. Bu yolda yalnız değildir fakat,yine de güçlü olmak için hızla büyümelidir o filiz ve birağaca dönüşmelidir.

Ağaç olduğunda ise artık o haliyle selin suyunu çeker,erozyona karşı toprağı tutar, toprağın kaymasını engeller.

Bu nedenle de devrimciliğimizi büyütmeliyiz. Ve çok hızlı bir şekilde ormana dönüşmeliyiz. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” der halkımız.

Küçük bir filizin gücü, kendisini büyütecek kadardır, tabiidış koşullar izin verirse.

Ağaç gölge yapar, köklerini yayar ama onu keserlerse,geriye çırılçıplak bir yalnızlık kalır.

BİZİM, ORMAN OLMAMIZ GEREKİR. KOCA BİRORMAN NELERİ SAKLAR, KORUR? HANGİ FELA-KETLERE GÖĞÜS GERER?

BİRLİKTEN GÜÇ DOĞAR!

SORUN - ÇÖZÜMNe olursa olsun, ne yaşamışsak yaşayalım,

yoldaşlarımıza ve örgütümüze güvenmeliyiz. Sarp, dolambaşlı ve engebeli bu yol bize öğ-

retecektir. Düşe kalka, zaferlerle yenilgilerlebu yol öğretecektir. Yeter ki bu yolun doğrulu-ğuna inanalım.

Hiçbir şey mükemmel değildir. Sorunlar ya-şanacaktır. Çünkü; zıtlar birarada bulunurlar.

Bu zorlu ve onurlu yolculukta en değerlihazinemiz ise ideolojimiz ve yol arkadaşları-mızdır.

ÖNCE KARDEŞLERİMİZİ ÖRGÜTLEYELİM

Kitle çalışması için en yakınımızdakilerden başla-malıyız, deriz. Peki kimdir en yakınımızdaki? Anne, ba-bamız, kardeşimiz... Çok uzaklara gitmeye gerek yok.Önce kardeşimizden başlamalıyız. Bizi tanıyan, bilen,bize güvenen kardeşimize devrimciliği anlatmak çokdaha kolaydır; çünkü bizi, hayat içerisinde de görmüşve gözlemiştir. Düşünceleri uğruna savaşmanın mutlu-luğunu görmüştür.

Bu nedenle önce kardeşimizden başlamalıyız. Kardeşyoldaşlarımızla, karındaşlığı daha da pekiştirmeliyiz.Aynı kardeşliği, yoldaşlıkla birleştiren şehitlerimiz gibi...

Canan-Zehra Kulaksız,Ali-Ayhan Efeoğlu,Mazlum Güder-Yazgülü Güder ÖztürkMurat-Çayan GünKenan-Cihan GürzAhmet Öztürk-Hamide ÖztürkKahraman-Meryem Altun... gibi.

DOSTLUK

Biz haber etmeden haberimizi alırsın,yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin.

Gözümüzün dilinden anlar,elimizin sırrını bilirsin.

Namuslu bir kitap gibi güler,alnımızın terini silersin.

O gider, bu gider, şu gider,dostluk, sen yanı başımızda kalırsın

NAZIM HİKMET

4+3

aklımızdİyalektİk

materyalİzmdİrDEVRİMCİLİK AKIL TAMİRCİLİĞİDİR

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA36

Page 37:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Gençlik olarak, her yıl tatilimizi verimli, kolektif veörgütlü şekilde yapıyoruz. 1989 yılından beri yaz kamplarıörgütlüyoruz.

Kamplarda, her yıl farklı bölgelerden gelen birçokgenç, bu kolektifin bir parçası olur, eğlenceli ve güzel ar-kadaşlıklar bir yana, birçok insan, hayatı boyunca unuta-mayacağı günler geçirdiğini söyleyerek ayrılır.

Çünkü biz, her şeyimizle bu düzenin alternatifiyiz,elbette eğlence anlayışımızla da. Bizim eğlencemiz, yol-daşlarımızla birlikte aynı işe yoğunlaşmak, aynı iş içinemek harcamak, aynı şeyi düşünüp aynı şeye coşkulanmaktır.Biz de eğleniriz. Ancak bizim eğlence anlayışımız da kül-türümüzden, geleneklerimizden beslenir. Türkülerimiz, ha-laylarımız, oyunlarımız, skeçlerimiz, tiyatro oyunlarımız,müzik dinletilerimiz, film gösterimlerimizle, spor faali-yetlerimizle dolu doludur her anımız.

Değerlerimizle, ilke ve kurallarımızla, paylaşmanın,üretmenin, dostluğun en saf, en temiz olanıyla dolu dolugeçer zamanımız. Kamp süresince, sabah kalkıştan akşamyattığımız saate kadar her saati, hep birlikte üreterekgeçiririz. Kamp alanında, çevredeki ailelere kadar, oradabulunan herkesi etkinliklerimize davet ederiz.

Bir devrimcinin temel faaliyeti, kitle çalışması ve ör-gütlenmektir; bunu, kamp yerinde de sürdürürüz. Bu vesileile kamplarda pek çok yeni insan ile tanışırız ve bunlarısürekliliği olan ilişkilere dönüştürmeyi hedefleriz. Kampagelen yoldaşlarımızdan, orada tanıştığımız insanlara kadar,kamp değerlendirmelerinde ortak yan: "Burası, bildiğimizkamplardan farklı. Paylaşım, üretim var, herkes, kendindenönce bir başkasını düşünüyor. Burada rekabet yok, dedikoduyok, art niyet yok; dayanışma, sevgi ve saygı var."

Kampları yapmadaki amacımız tam da budur, halkımıza,kapitalizmin değersizleştirmesine karşı sosyalist değerleriyaşayarak benimsetmek. Kafa ve kol emeğinin değerinianlatmak. Bu yüzden her şeyi nöbetle yaparız; yemeklerimiz,çevre temizliği, tuvaletler, güvenlik, kültürel çalışmalar,sportif faaliyetler vb. her işin bir sorumlusu vardır. So-rumlular, nöbet usulüyle görevliler belirleyerek, herkesinemek katmasını sağlar.

Kamplarımızın en önemli yanı, her anın örgütlü ve plan-lı-programlı geçirilmesidir. Böyle olmasının iki nedeni vardır.Birincisi; biz devrimciyiz. Devrimcilik ise bir yaşam biçimidir,yazın "tatile" girmez. Bu nedenle yaşamımızın her anınıideolojimiz yönlendirir. Kamp ile tanıştığımız insanlar da buvesileyle bizi daha iyi tanıma fırsatı bulur. İkinci neden ise;yeni insanı yaratma iddiamızdır. Yeni insan, yaşamın içindeki

tüm alışkanlıkları ile yeniyi temsil etmemizdir.İnsan, emek verdiği, alın terini akıttığı şeyi daha çok

sahiplenir. Çünkü yaptığı işe kendini katmış, bütünleşmişolur. Hem kafa, hem de kol emeği vermesini sağlarız in-sanlarımızın. Bir amacımız da gençlerin, kamptan umutlaayrılmasını sağlamaktır.

Sonuç olarak; bir yılın değerlendirmesini yapar, birsonraki yıl için programımızı konuşur, program çıkarırız.Amacımız, kavgada daha da ustalaşmak, büyüyüp büyüt-mektir. Bu yüzden kamplarımızın duyurusunu en geniş şe-kilde yapmalı, en yakınımızdan başlayarak gençleri kampakatmaya çağırmalıyız.

EMEĞİN ONURUNU PAYLAŞMAK İÇİN, GENÇLİK KAMPIMIZA BEKLİYORUZ!

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

337HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Ülkemizde Gençlik

Gençlik Federasyonu’ndan

Yüksel Direni�çileri Onurumuzdur!Gözaltı ve Tutuklamalarla, Yaklaşan Zaferi Engelleyemezsiniz!

Dev-Genç, Yüksel direnişçilerinin katil polisler tarafındangözaltına alınmalarıyla ilgili, 7 Temmuz'da bir açıklama yaptı.Açıklamada: "AKP’nin katil polisleri, dün gece Ankara’nınbirçok noktasında ev baskınları yaptı. Dün Nuriye ve Semih’inaçlığının 120. gününde direnişi sahiplenen insanlara saldırdı,gözaltına aldı. İşi, ekmeği ve onuru için direnen Nuriye ve Se-mih’in direnişini bitirmeye çalışan faşist AKP iktidarı, şimdide direnişi bitirmek için, direnişi sahiplenen insanlara saldırıyor,gözaltılarla, tutuklamalarla direnişi bitirmeye çalışıyor. 120gündür 2 insan açlığa yattı, OHAL ve KHK’larla işlerindenatılan insanların sesi olmak için, işlerini geri alabilmek için,bu onursuz düzene bir son vermek için bedenlerini açlığayatırdı. Bu direnişi hazmedemeyen AKP iktidarı, her günfarklı bir bakanıyla çıkıp, ya direnişi, komplo teorileri ile boşaçıkarmaya çalıştı ya da kendi satılık medyasından tehditmesajları yolladı, fakat hangi yolu denedilerse de direnişi bi-tirmeye güçleri yetmedi. Direniş, dalga dalga Türkiye’nin heryerine yayıldı. Çünkü Nuriye ve Semih’in talepleri, tüm ezilenhalkların talepleriydi... Şimdi AKP iktidarının bu direniş kar-şısında eli kolu bağlı kaldığı için böyle azgınca saldırıyor,direnişi bitirmeye çalışıyor. Gözaltına aldığı isimleri tutuklamayaçalışıyor. Kendi de çok iyi biliyor, bu direniş zaferle sonuçlanacak,hiçbir saldırısı bu direnişi bitirmeye gücü yetmeyecek, fakatçaresizliğinden saldırıyor. Nuriye ve Semih ile başlayan açlıkgrevi direnişi, bugün tüm saldırılara rağmen büyüyerek sürüyor.Aydınından sanatçısına, işçisinden öğrencisine herkes budirenişi sahipleniyor. Onun için Nuriye ve Semih’in talepleriniderhal kabul edin ve Yüksel direnişçilerini serbest bırakın.Aksi takdirde, halkın coşkun akan selini karşınızda göreceksiniz."denildi.

Page 38:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Liseliyiz Biz

Ülkemizde, yılda 1 kez, birkaç günlüğüne de olsatatil yapmak büyük bir lükstür. Evrensel olarak, temelhak olarak belirlenmiş olan tatil ve dinlenme hakkınıkullanamaz insanlarımız.

Her gün televizyonlarda lüksotellerin, kumsalların, adını bilebilmediğimiz yemeklerin, ışıltılıdöner ışıkların altında sabahlarakadar içenlerin reklamları izle-tiliyor. Tatil ve eğlence deninceaklımıza bunlar gelsin istiyor veözendiriyorlar. Önce aç-yoksulbırakıp, sonra dalga geçercesine'falanca yer sizi bekliyor' diyeçağrılar yapıyorlar.

Çoğumuz yoksul ailelerinçocuklarıyız ve değil bir tatilbeldesine gitmek, okullar kapa-nınca köyümüze bile gidemeyiz.Mevsimlik ölümler reva görülürbize; her kış soba zehirlenmesiveya sellerde, her yaz 3 tarafıdenizlerle çevrili memleketimiz-de, su kanallarında boğularakveya süs havuzlarında ölüyoruz.Yüzmeyi bilmeyiz, öğrenme ko-şulu yoktur çoğumuzun.

Bizim tatil ve eğlence anla-yışımız, bize reva görülenin dı-şına çıkmaktır. Hayatı boyuncahiç deniz görmemiş olanlarımız,Gençlik Kampları’nda yüzmeöğrenir. Kendi şehrinin dışınaçıkmamış olanlarımız, ilk kezailesinden ayrılır, başka arka-daşlarla ilk kez farklı bir ortamdabulunur, belki de ilk kez başka-larının önünde tiyatroda oynarya da şarkı söyleriz.

Kendimize güvenimizin pe-kiştiği, yeni şeyler öğrendiğimiz,gelişip geliştirdiğimiz ortamlardırkamplarımız. Her şeyi ortak ya-parız. Kamp yerinin bulunma-sından, ulaşım için gerekli oto-büslere, kalacağımız süre bo-yunca gerekli olan yiyecek, içe-cek sağlamaktan sağlık malze-

melerinin karşılanmasına, nöbet tutmaktan mıntıka te-mizliğine kadar tüm ihtiyaçlarımızı kolektif bir çalışmaile karşılarız. Ortak kullanım malzemeleri dışında kişisel

ihtiyaçlarımızı da (kıyafet, terlik, ayakkabıvb.) yine kolektif bir şekilde, kimseyi eksikbırakmayacak şekilde temin ederiz.

Herkes, aldığı görev ve sorumluluğuyerine getirmek için canla başla çalışır, sağ-lıkçılarımız oradan oraya koşturur. Bütünarkadaşlarımız, kampımızın sorunsuz geçmesiiçin çabalar, eksikleri gidermeye çalışır, di-siplinle karınca gibi didinir. Kısacası, imre-nilecek bir yaşam örgütleriz.

Tartışma ve üretim faaliyetlerinden skeç-ler, toplu spora, grup oyunlarından halkoyunlarına kadar birçok etkinlik örgütleriz.Aynı ideolojiyi paylaştığımız yoldaşlarımızlaaynı şeye güler, aynı şeye ağlarız. Heranımızı planlı-programlı yaşarız. Çünkü bizLiseli Dev-Genç’liyiz. Başlıca görevimiz,bulunduğumuz yerde en emekçi olmak,coşku ve motivasyonla çalışmak ve arka-daşlarımızı harekete geçirmektir.

Bir tek genci bile, düzenin eline bırak-mama hedefiyle örgütlenme yapıyoruz. Düş-manın ezmesine, aşağılamasına, yozlaştır-masına karşı, devrimcilik yaparak, örgütlümücadele vermek olduğunu söylüyoruz.Kampımıza da bu perspektifle hazırlanma-lıyız.

Mahalleden, okuldan, akraba çevremizdenkim varsa bütün gençleri kampa gitmeye iknaetmeliyiz. Kim olduğumuzu, faaliyetlerimizi,hedeflerimizi anlatmalıyız. Bizden çalınanları,hakkımız olanı almak için, örgütlememiz vesaflarımıza katmamız gereken milyonlarcagenç var. Bu bilinçle; haydi Liseli Dev-Genç'liler, görev başına!

KAMPLARIMIZDA ÜRETİYOR,ÇOĞALIYORUZ!

Bu ülkede yaşıyoruz... Bu halkın çocuklarıyız... Ezilen, sömürülen, katledilen bir halkın çocuklarıyız... Bu halkın kavgasında biz varız!

Bi̇z Li̇seli̇ Dev-Genç’li̇leri̇z

� Çürümenin içindebüyümek istemiyoruz.

� Uyuşturucu bataklığındabüyümek istemiyoruz.

� Üniversite kapılarındaadaletsizlik istemiyoruz.

� Büyüdüğümüzde işsizlikbataklığında boğulmakistemiyoruz

� Bunun için, demokratikbir lise istiyoruz.

� Demokratik bir lise için,özgür, bağımsız bir ülke is-tiyoruz.

� Bunun için, bu yaşta,

BU KAVGADABİZ DE VARIZ!

� Liseliyiz biz... Genciz,çok genç... Ama yürekleri-miz büyük.Erken olgunlaşıyoruz biz.Bu ülke, bu düzen erkenbüyümek zorundabırakıyor bizi.

� İşte bu yüzden,BU KAVGADABİZ DE VARIZ!

Bu Kavgada Biz de Varız!

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA38

Page 39:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Ülkemizde Gençlik

Dev-Genç’liler Kadıköy’de haftaboyunca kitle çalışması, dergi da-ğıtımı ve Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça için çalışma yaptılar. Ya-pılan çalışmalardan derledikleri-mizi aşağıda yayınlıyoruz:

6 Temmuz:Dev-Genç’liler Kadıköy’de Yü-

rüyüş dergisi dağıtımına çıktılar.Dağıtım boyunca halkla NuriyeGülmen ve Semih Özakça’nın di-renişine ilişkin konuşuldu. Nuriyeve Semih için herkesin üzüldüğü,ama üzülmenin yetmediği, onlarıyaşatmak için bir şeyler yapılma-sının gerekliliği vurgulandı. Aynıgün içerisinde Nuriye ve Semihiçin 50 adet “Nuriye ve Semih’inTalepleri Kabul Edilsin” başlıklıpullama çalışması da yapıldı. 6 saatsüren çalışmaya iki Dev-Genç’likatıldı, 60 Yürüyüş dergisi halkaulaştırıldı.

7 Temmuz:Dev-Genç'liler tarafından yapılan

kitle çalışmasında, bir önceki günYüksel Direnişçilerine yapılan sal-dırı halka anlatıldı. Aynı anda hemYüksel Direnişçilerine saldırılmasıhem de Nuriye Gülmen’in fiziki

olarak yalnızlaştırılarak direnişinbaltalanmaya çalışılması üzerinekonuşularak, olası bir saldırı duru-munda, tüm halkın sokağa çıkmasıgerektiği belirtildi.

3 Dev-Genç’linin katıldığı ça-lışmada 50 adet pullama çalışmasıyapıldı ve 50 Yürüyüş dergisi halkaulaştırıldı.

Dev-Genç’liler Kadıköy’de Ba-hariye Caddesi'nin hemen yanındakialana da “Yüksel Direnişçileri Onu-rumuzdur – Dev-Genç” yazılı pan-kart astılar. Halk pankartta yazanyazının Yüksel Direnişi ve açlıkgrevi direnişleriyle ilgili olduğunugörünce, pankartı asan Dev-Genç’li-lere yardımcı oldu. Pankart asıl-dıktan sonra; bir önceki gün YükselDirenişçilerine yapılan saldırı veNuriye Gülmen ve Semih Özak-ça’nın açlık grevine ilişkin ajitas-yonlar çekildi, “Nuriye Semih Onu-rumuzdur”, “Yaşasın Açlık GreviDirenişimiz” şeklinde sloganlar atıl-dı.

8 Temmuz: Bir Dev-Genç’linin katıldığı ça-

lışmada, 23 Yürüyüş dergisi halkaulaştırıldı.

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

339HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Dev-Genç'in Israrı ve Coşkusuyla Halka Ulaşmaya,Umut Olmaya Devam Ediyoruz

Dev-Genç’lilerin Yüreği Nuriye ve Semih İçinÇarpıyor

İstanbul Tuzla:Dev-Genç’liler 12 Temmuz’da ma-

hallede umudun sesi Yürüyüş dergisidağıtımı yaptı. Yapılan çalışmada halka48 dergi halka ulaştırıldı. Ayrıca ça-lışma kapsamında, işlerine geri dönmekiçin açlık grevi direnişinde olan NuriyeGülmen ve Semih Özakça için ma-hallenin birçok yerine 85 adet pullamayapıştırılarak direnişin duyurusu ya-pıldı.

İstanbul Gülsuyu:Liseli Dev-Genç’liler 9 Tem-

muz’da, Nuriye Gülmen ve SemihÖzakça’nın açlıklarına ses olmak için,mahallenin merkezi bir noktasına,üzerinde “Nuriye ve Semih Onuru-muzdur! Halk Cephesi” imzalı pankartastı.

Karadeniz Dev-Genç:30 Haziran – 3 Temmuz arası Ka-

radeniz’in başta Samsun, Sinop, Orduillerinde Dev- Genç’liler tarafındanNuriye Gülmen ve Semih Özakça içinpullama çalışması yapıldı. Halktanolumlu tepkiler alındı. Stickerler ası-lırken halktan bir kişi “Süleyman Soy-suz Nuriye Ve Semih’i terörist ilanetmiş, asıl terörist kendisidir” dedi.

Page 40:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Birleşmiş Milletler SuudiArabistan'a Teşekkür Etti

Yemen’de Suudi Arabistan’ın uy-guladığı katliamları izlemekle yetin-meyen Birleşmiş Milletler'in Yementemsilcisi, 12 Temmuz’da Suudi Ara-bistan'ı "kolerayla mücadelesi" se-bebiyle övdü. Yemen’e emperyalist-lerin desteğiyle askeri müdahaledebulunup, kolera salgınını yayan SuudiArabistan’ı övmesi, bu katliamlardakiortaklığını bir kez daha gösteriyor.

Suudi Arabistan'ın Yemen'de 10binin üzerinde sivili öldürdüğü, has-taneleri bombaladığı biliniyor. Suudisaldırıları sebebiyle sivillerin gıda vetemiz su bulmaları neredeyse imkansızhale gelirken, ülkede bu sebeple sal-gınlar ve kıtlık yaşanıyor.

Siyonist İsrail, CeninKampını Basarakİki Filistinliyi Katletti

Batı Şeria'nın kuzeyinde yer alanCenin mülteci kampını basan Siyonistİsrail güçleri, 12 Temmuz’da iki Fi-listinli genci katletti. 20 yaşındakiSaad Nasır ile 17 yaşındaki Avs Mu-hammed Yusuf Selame adlı iki genç

katledilirken 2 kişi de yaralandı. Ağırsilahlarla donanmış vaziyette kampıbasan İsrail askerleri arasında cankaybı ve yaralanma yaşanmadı. İsrailordu sözcüsü ise 2 Filistinlinin öldü-rüldüğü yönündeki haberleri inkarettiyse de, Filistin Dışişleri Bakanlığı,siyonist İsrail güçlerinin yaptığı bas-kını kınadı.

ABD Koalisyonu YineHalkı Hedef Aldı

ABD komutasındaki uluslararasıkoalisyon güçleri Suriye ve Suriyeli-lere karşı saldırılarını sürdürürlerken,12 Temmuz’da Haseke kırsalının gü-neyinde 6 sivili katletti.

ABD koalisyonuna tabi savaş uçak-ları Keşkeş Cebbur Köyünde sivilevleri, içlerindeki masum sivil va-tandaşlarla birlikte bombaladılar.Saldırı sonucunda aralarında 2 ka-dının bulunduğu 6 sivil vatandaşınşehit düştüğünü belirten kaynaklar;evlerde büyük hasarların meydanageldiğini belirtti.

Konuyla ilgili yapılan açıkla-mada, saldırıda ikisi kadın toplam6 kişinin hayatını kaybettiği belir-tildi. Katliamcı koalisyon güçleri

sıklıkla sivillerin ölümüne neden ol-makla suçlanıyor. Geçtiğimiz hafta dakoalisyona ait uçakların Kişkiş ZeyanatKöyü’nde düzenledikleri hava saldırı-sında 9 kişi hayatını kaybetmişti.

Irak Musul’da Zaferiniİlan Etti

Irak Başbakanı Haydar el- Abadi9 Temmuz’da Musul’da Irak ordu-sunun zaferini ilan etti. Başbakanlıkofisinden yapılan açıklamaya göre,Musul’da bulunan IŞİD militanlarınınson direnişleri de kırılarak kenttenatıldılar. Bazı organları, kentteki sonçatışmaların Bab al-Tub, Suq al-Saghave Najafi caddelerinde meydana gel-diğini duyurdular.

Ortadoğu’dan Kısa Kısa…

İrlandalı Liam Campbell’inLitvanya’ya İadesine Hayır!

Anti-Emperyalist Cephe 10 Temmuz’da bir açık-lama yayınlayarak İrlandalı devrimci Liam Campbell’intaleplerinin kabul edilmesini istedi. Açıklamada şunlarifade edildi: “İrlandalı Liam Campbell, Litvanya’dakurulan bir komplo sonucu tutuklanmıştı. Davasıhalen İngiltere’de sürmektedir. Ancak buna rağmenLitvanya 3. kez Campbell’in iadesini talep etmektedir.Liam Campbell Litvanya’da gördüğü işkencelerdendolayı iadesini kabul etmemektedir ve işkenceyeilişkin Litvanya hapishanelerinin denetlenmesini is-temektedir. Bizler de Türkiyeli devrimciler olarak,Liam Campbell’in taleplerinin karşılanmasını veiadesi kararının geri alınmasını istiyoruz.”

Bu talebi desteklemek için aşağıdaki adreslereyazabilirsiniz:

İngiltere Konsolosluğu: Kamer Hatun Mahallesi,Meşrutiyet Cd. No:34, 34435 Beyoğlu/İstanbul

Litvanya Konsolosluğu: Kazım Özalp Mahallesi,Mahatma Gandhi Cd. No:17, 06700 Çankaya/Ankara

Duvarlara Dayanışma Sloganlarımızı Nakşettikİkitelli’de Halk Cepheliler 8 Temmuz’da Beşkat Bölgesi’ne,

Atatürk Mahallesi’ne, Filistin Direnişçileri ve Kemal Avcı içinyazılamalar yaptı. Ayrıca “İşkenceye Karşı Direnen IRA'lı YoldaşlarYalnız Değildir- Halk Cephesi” yazılaması yapıldı.

Dünyada Direnen Hiçbir Devrimci Tutsağı,Teslim Alamazsınız

TAYAD’lı Aileler İstanbul Küçü-karmutlu Mahallesi’nde, 10 Tem-muz’da, İrlanda Cumhuriyet Ordusu(İRA) tutsağı, devrimci Liam Camp-bell’in direnişi ile ilgili yazılamayaptı. Yazılamada Küçükarmutlu’nungecekondu duvarlarına “Direnen İRATutsaklarını Selamlıyoruz!” yazıldı.

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA40

Katliamcı koalisyon güçleri Haseke’ningüneyini bombaladı

Page 41:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

441HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Yürüyüş dergisi dağıtımları İs-tanbul ve Anadolu'da yapılmaya de-vam ediyor. Saldırıların çok büyükolduğu süreçlerde halkın umudu olandergimizi daha fazla sahiplenmelive halka ulaştırmalıyız. Aşılmayacakengel yoktur. Dergimizi daha yaygınve daha çok dağıtabilmek için tümalan ve bölgelerde program yapmalı,komiteler kurmalı ve halka ulaşma-sının önündeki engelleri aşmalıyız.

Dergi dağıtım haberlerinden der-lediklerimizi aşağıda yayınlıyoruz:

İSTANBUL:Devrimci İşçi Hareketi: "Yü-

rüyüş dergisinin girmediği eve dü-zen girer"

Devrimci İşçi Hareketi Kuruçeş-me’de 5 Temmuz'da dergi dağıtımıyaptı. DİH'liler, "Yürüyüş dergisiningirmediği eve düzen girer" diyerekdergiyi her hafta halka ulaştırma kararıaldı. 9 Temmuz'da yapılan dağıtımdada 20 dergi dağıtıldı. Dağıtım sırasında,DİH'lilerin halkla konuşmalarında Nu-riye ve Semih’in mücadelesi anlatılarak,işçi haklarının, kimin çıkarına yokedildiğine dikkat çekildi.

Bir grup genç işçi ile yapılan soh-bette, gençler, en önemli sorunların-dan birinin "uzun süreli çalışma" ol-duğunu anlattılar.

Asgari ücret ile çalışan ve normalçalışma sürelerinin 12 saati bulduğunuanlatan işçilere, bu tür sorunların çö-zümünün İşçi Meclislerinde örgüt-lenmek olduğu anlatıldı.

Çayan Halk Meclisi: "Yürüyüş,adaletin gerçek savunucularını ya-zıyor!"

Çayan Halk Meclisi çalışanları,9 Temmuz'da Çayan Mahallesi’ndedergi dağıtımı yaptı. Yapılan dergidağıtımında CHP’nin yaptığı adaletyürüyüşünün halkın tepkisini düzeneçekmek, halkın umudunu düzenebağlamak için yapıldığı, adaletingerçek savunucularının devrimciler

olduğu anlatıldı. İki meclis çalışanın katıldığı da-

ğıtım 2 saat sürdü ve Çayan halkına54 dergi ulaştırıldı.

Avcılar Halk Cephesi: "Dergiyiyeni okurlara ulaştırıyoruz"

Avcılar'da umudun sesi Yürüyüşdergisi dağıtımı devam ediyor. 5-6Temmuz'da yapılan dağıtımda Fi-ruzköy'de 70, Ambarlı ve DenizKöşkler'de 50 dergi halka ulaştırıldı.Dergi dağıtımı sırasında halkla Nuriyeve Semih'in direnişine ilişkin sohbetedildi. Ayrıca dergiyi ilk kez alanlarafaşizme karşı nasıl bir mücadele ve-rildiği anlatıldı.

8 Temmuz’da Merkez’de yapılandağıtımda ise 45 dergi halka ulaştı-rılırken, Nuriye ve Semih'in direnişianlatılmaya devam edildi. Ve direnişedestek olma çağrısı yapıldı.

İkitelli Halk Cephesi: "Halkıntüm sorunları Yürüyüş'te"

İkitelli'nin birçok Mahallesi’nde8 Temmuz'da esnaflara ve evlerekapı çalışması yapılarak Yürüyüşdergisinin 21. sayısı dağıtıldı. Çalış-mada 100 dergi halka ulaştırıldı. Yü-rüyüş dergisinin gerçekleri yazdığınıve halkın matbaalarının engellene-meyeceğini halka anlatan Yürüyüşergisi dağıtımcıları, derginin haftalıkçıktığını ve halkın tüm sorunlarınadeğindiğini anlattılar.

Bahçelievler Halk Cephesi: "185Dergi Dağıtıldı"

Bahçelievler’de 8 Temmuz’daZafer Mahallesi, Soğanlı, Kocasinanve Kuleli'de yapılan dağıtımda 185dergi halka ulaştırıldı. Çalışmaya 6kişi katıldı.

1 Mayıs Halk Cephesi: "4 Satte126 Dergi"

1 Mayıs Mahallesi’nde 10 Tem-muz'da Yürüyüş dergisinin 21. sayı-sının dağıtımı yapıldı. Yaklaşık 4saat süren dağıtımda 126 dergi halkaulaştırıldı.

Gülsuyu Halk Cephesi: "Umu-

dun ve Direnişle-rin Sesi-SoluğuYürüyüş"

Gülsuyu Ma-hallesi'nde 12 Tem-muz'da umudun vedirenişlerin sesi-so-luğu, Yürüyüş dergisinin dağıtımıyapıldı. Yapılan çalışmada, Son Du-rak, Okul ve Heykel Bölgesi'nde es-naflara yapılan dağıtımda, gündemdeolan Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça'nın direnişi hakkında bilgi verildi.Ve genel olarak direniş hakkında ge-lişmeler aktarıldı. Çalışma sonundahalka 76 dergi ulaştırıldı.

ANADOLU:Mersin Halk Cephesi: "Kapı

kapı Yürüyüş Dağıtıldı" Mersin’de 9 Temmuz'da dergi da-

ğıtımı yapıldı. Mersin Kazanlı ilçesindekapı çalışması yapılarak halkla sohbetedildi. Gündemle ilgili son gelişmelerkonuşuldu. Açlık grevinde olan Nuriyeve Semih hocanın durumu anlatıldı veAKP’nin iktidarı boyunca uyuşturucukullanımının artması ve baskılarla ilgilikonuşmalar yapıldı.

Evvel Temmuz festivali de dağıtımsırasındaki sohbetlerin gündemin-deydi. Bir süre sonra yapılacak olanfestival için çağrılar yapıldı. Halkınbüyük ilgisi ve ikramları ile güzelgeçen çalışma 1 saat sürdü. Tarsusve Merkez'de olmak üzere toplam100 dergi halka ulaştırıldı.

Diren Kazova KooperatifiOlarak Kermeslere

Devam Ediyoruz“Kazova demek; ilmek ilmek emek de-

mek” şiarı ile Büyükada'da 10 Temmuz'da10 günlük kermes başlattık. Tüm halkımızı,kermesimizi ziyaret etmeye çağırıyoruz.

Halkımız; patronsuz üretim yapanKazova’yı destekleyelim. Tanıyalım vetanıtalım. Her birimiz bir Kazova çalışanıolalım.

Yürüyüş Dergisi Halkın ve HaklınınYanında Yer Almaya Devam Ediyor

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Çayan

Page 42:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA442

Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça'nın direnişi hapishanede olmalarınarağmen devam ediyor. Onların ka-zandıkları mevzi olan Yüksel Alanıİnsan Hakları Anıtı yanı, her ne kadarpolis ablukasında olsa da dışarıda di-renenler her gün onun önünde tümsaldırılara rağmen, açıklama yapmayadevam ediyorlar. İşte AKP iktidarınınhazımsızlığı bundan. Nuriye ve Semih'itutuklamakla direnişi bitireceğini sandı.Oysa direniş günden güne büyüyor.

6 Temmuz'da Yüksel Caddesi’ndeNuriye ve Semih'e destek olmak ama-cıyla yapılan polis saldırısında dire-nişçiler gözaltına alındı. Bu konuylailgili İstanbul'da Halk Cephesi ku-rumlarının yaptığı açıklamaları ya-yınlıyoruz.

İSTANBUL:KURUMLARKamu Emekçileri Cephesi-

6 Temmuz: “AKP, Hücre Hücre Eriyen Ama

Boyun Eğmeyen Esra-Semih Özakçave Nuriye Gülmen’den Korkuyor!

AKP İşine, Emeğine, Onuruna Sa-hip Çıkan Acun Karadağ, Nazife Onay,Veli Saçılık, Nazan Bozkurt, AbidinSırma’dan Korkuyor! AKP Haklı Olan,Meşru Olan Emekçilerden Korkuyor!

AKP Nuriye ve Semih’in SesineSes, Açlığına Ortak Olanlardan Kor-kuyor! AKP, Halktan Korkuyor! Kor-kularını Büyütmek Boynumuzun Bor-cu! Onlar, Korkularıyla Tarihin Çöp-lüğünde Yerlerini Alacaklar! Biz, Hak-lılığımızla Tarihin Ak SayfalarındaYerimizi Alacağız! AKP Zulmü Kay-bedecek! Biz Kazanacağız!

Direnişin 240., Nuriye ve Semih’inaçlığının 120., Esra açlığının 45. gü-nünde, AKP Yüksel direnişçilerine,Nuriye ve Semih için basın açıklamasıyapmak isteyenlere azgınca saldırıp,işkenceyle gözaltına aldı. Esra Özakça,45 gündür açlık grevinde. İncecik be-denini yerlerde sürükleyerek, gözaltınaaldılar. AKP’nin ahlakı bu kadar.

Yüksel’de direnen Acun Karadağ,Nazife Onay, Veli Saçılık, Abidin Sır-ma ve Nazan Bozkurt gözaltına alındı,evleri, AKP’nin katil polisleri tara-fından basıldı. Bir yanda tankları, tü-fekleri, polisi, medyası, iti-MİTi; diğer

yanda, bedenleriyle direnen emekçiler.Kim güçlü? Biz güçlüyüz. En büyükgüç, ideolojik güçtür. Haklılıktır, meş-ruluktur. İşte bizde olan ve AKP’deolmayan budur. O yüzden bu kadarahlaksızca saldırıyorlar. AKP’de neahlak, ne din, ne vicdan, ne de imanvardır. Kendileri, hiçbir zaman huzurluolamayacaklar. Ellerinde, yediklerinde,içtiklerinde emekçilerin, gençlerin,çocukların, kadınların, yaşlıların, halkınalın teri, emeği, kanı var. Hiçbir zamanhuzurlu uyuyamayacaklar. Yaptıklarızulüm, yanlarına kalmayacak. Hiçbirşeye benzemez, halkın kanıyla besle-nenlerin korkusu. Ne yaparlarsa yap-sınlar, Nuriye’nin, Semih’in, Esra’nıngülüşlerini çalamayacaklar. Ne ya-parlarsa yapsınlar, Acun’un, Nazi-fe’nin, Nazan’ın, Abidin’in, Veli’nindirengenliğini kıramayacaklar. Ne ya-parlarsa yapsınlar, milyonların sahip-lenmesine engel olamayacaklar.”

Halkın Mühendis Mimarları-8 Temmuz:

"Gözaltına aldıkları emekçiler, Yük-sel Caddesi’nde AKP faşizminin hay-dutça engellemeye çalıştığı direnmehakkı için aylardır mücadele etmekte-dirler. Esra Özakça 47 gündür açlıkgrevindedir. Acun Karadağ ise kalphastasıdır. Nuriye ve Semih’in dışarıdakisesleri olmak için canları pahasınagünlerce, her öğlen ve akşam YükselCaddesi’nde “Nuriye ve Semih işe gerialınsın” diyerek haykırdılar. Polisincoplarına, işkencelerine, plastik mer-milerine, sıktıkları binbir türlü gazarağmen teslim olmadılar. Şimdi de ev-lerini basarak, gözaltına alarak, tutuk-lama tehdidiyle teslim almaya çalışıyorkocaman yürekli emekçileri.

İnsan Hakları Anıtını esir alsanızda, Yüksel Caddesi’ni boydan boyakapasanız da, tüm direnişçileri göz-altına alıp tutuklasanız da işi, ekmeği,onuru için direnenleri susturamaya-caksınız! Gözaltına alınan kamu emek-çileri derhal serbest bırakılsın!"

MAHALLELER:Armutlu Halk Cephesi-

8 Temmuz:"Ankara Yüksel Caddesi İnsan

Hakları Anıtı önü artık bir direnişle

özdeşleşti; kamu emekçilerinin onurlumücadelesi. Yüksel Caddesi’ndeki in-san hakları anıtı, anıtın önünde “ Nu-riye ve Semih’in tutuklanması, Yük-sel’deki anıtın bariyerlerle çevrilerektutuklanması direnişi bitiremedi. Fa-şizm bu direnişin başından beri kar-şılaştığı direniş biçimini, ruh halinianlamamakta ısrar ediyor. Bu direnişbaskıyla tutuklamayla, gözlatılarla bi-tirilemez. Bu direniş başka bir direniş,bu direnişte korku yok, teslimiyetyok. Bu direniş tutuklanamaz, dur-durulamaz. Bunu artık herkes anladı.Faşizm çaresizce saldırmaya devamediyor. Direnişi bitirebileceğini umu-yor. Nuriye ve Semih kazanacak.Onların katledilmesine, sakat bırakıl-masına izin vermeyeceğiz."

Çayan Halk Cephesi-8 Temmuz:

"... İnsan Hakları Anıtı ve çevresininabluka altına alınması talimatı verenfaşist yönetim, her gün yılmadan, usan-madan o bariyerleri zorlayan Nazifehocaların, Nazanların kolu kırılsa dagülebilen Denizlerin iradesi altındaezilmişlerdir. Bu ezilmişliğin ve çare-sizliğin karşısında faşizmin tüm birimleridevreye girmişlerdir. Nuriye ve Semih’inaçlıklarıyla yarattıkları direnişin karşı-sında acze düşüp onları tutuklayanlar,bugün direnişe destek olan, direnişi dı-şarıda yürütenlere saldırarak gözaltı te-rörü ile sahiplenmeyi kırabileceğini dü-şünmektedir. AKP faşizminin tüm tem-silcileri tüm kolluk kuvvetleri birleşsede o sahiplenmeyi kıramayacak. Sa-hiplenme tüm Anadolu topraklarındatüm dünyada yankılanacaktır..."

Gazi Halk Cephesi-8 Temmuz:"...Bazen bir kıvılcım yeter koca

bir bozkırı tutuşturmaya. Nuriye Gül-men’in Semih Özakça’nın yürekleriniortaya koyarak başlattıkları direniş,ülkeyi saran koca bir yangına dönüştü.Hem de öyle bir yangın ki AKP faşizmiyeni bir ayaklanma başlayacak, diyeyerinde oturamaz hale geldi. Şimdi

Baskılar, Gözaltılar, Tutuklamalar Bizi Yıldıramaz!Direnecek Ve Zaferi Biz Kazanacağız!

Page 43:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

443HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

de Acun’u, Nazife’yi, Veli’yi gözaltınaalarak Yüksel direnişini bitirmeye ça-lışıyorlar. Heyhat! Aldıkları her insanınyerini iki, beş, on, yüz katı çoğalarakdolduracağız. Halkız biz! Tüketemez-ler. Baskılarla, baskınlarla, göz altılarlayıldıramazlar."

İkitelli Halk Cephesi-7 Temmuz:"... Bu sabah Ankara da birçok ev

AKP’nin faşist polisleri tarafındanbasılarak 30 kişi gözaltına alınmıştır...OHAL ile beraber faşist AKP iktidarıaçıktan halkımıza karşı savaş açmıştır.Savaşları kabulümüzdür! Elbette faşistAKP iktidarının bu politikalarına karşısonuna kadar direneceğiz..."

Okmeydanı Halk Cephesi-8 Temmuz:

"Yine olmayacak, yine tutmayacakAKP’nin politikaları. Çünkü karşısındahalk ve halkın haklı talebini taşıyan-ların direnişi var. Değil Yüksel dire-nişçilerini gözaltına almak, milyonlarcainsanı gözaltına alsa tutuklasa da budirenişi bitiremez. Çünkü bu direniştüm ülkenin direnişi, çünkü bu direniştüm halkların direnişi.."

4 Temmuz: İkitelli’nin birçok ye-rine Halk Cepheliler iki akademisyeninresimlerini yapıştırdılar. 2. Sokak, Ka-ranfil Sokak Cem Evi Bölgesi ve Beş-kat’a yapıştırılan resimler halka anla-tıldı.

5 Temmuz: İkitelli sokaklarındasaat: 21.00-22.00’da Nuriye Gülmenve Semih Özakça için tencere tavalı,ışık söndürme eylemi yapıldı. Ajitas-yonlarla beraber, İkitelli Halk Meclisi,iki akademisyenin taleplerinin kabuledilmesini, bunun yanında da ışıksöndürme eylemleriyle onların gö-zündeki ışığın sönmemesi için ger-çekleştirdiklerini belirtti.

Aynı gün İkitelli Halk CephesiBeşkat Bölgesi’ne 21.40 sularında;"Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nınTalepleri Kabul Edilsin!” yazılı pankartastı.

6 Temmuz: İkitelli Halk Meclisi21.00-22.00'daki Nuriye, Semih veMehmet Güvel’in açlık grevini des-teklemek amacıyla eylemlerin her gündevam edeceğini ajitasyonlarla Per-şembe Pazarı, Beşkat 1 Sokak, KaranfilSokak bölgelerine duyurdu.

7 Temmuz: Halk Meclisi tarafın-dan ışık söndürme eylemi yapıldı.Halk da ıslıklarla evlerinden alkışlarlave ışıklarını kapatıp açarak eylemedestek verdi. Bunun yanında 2 akrep

aracı, eylem öncesi tacizde bulundu.Taciz sonrasında Halk Meclisi üyelerizırhlıları ajitasyonlarla teşhir etti. Ay-rıca sloganlarla Armutlu’da açlık gre-viyle direnişi büyüten Mehmet Gü-vel'in eylemi duyuruldu.

8 Temmuz: İkitelli Halk Meclisitarafından 8 Temmuz'da Nuriye Gül-men, Semih Özakça, Mehmet Güvelve direnen tüm kamu emekçileri içinİkitelli Beşkat bölgesinden İkitelli’ninbirçok sokağında meşaleli, türkülükısa yürüyüş yapıldı. Halkımız, NuriyeGülmen ve Semih Özakça için ışıksöndürme ve ses çıkarma eylemlerinedavet edildi. Sloganlar ve ajitasyonlarlamahalle dolaşıldı. Eylem bittikten 15dakika sonra 3 zırhlı akrep aracı ma-halleye girerek halka korku salmakistedi. Ancak Halk Cepheliler slogan-larla ve taş yağmuruyla akrepleri ma-halleden kovdu. Ayrıca aynı gün HalkCepheliler “TAYAD’lı Mehmet Güvel,Nuriye ve Semih’in Taleplerinin KabulEdilmesi İçin Süresiz Açlık GrevineBaşladı" yazılı bildirilerin dağıtımınabaşladılar.

Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça’nın direnişleri anlatılarak 100 adetbildiri halka dağıtıldı.

9-10 Temmuz: İkitelli Halk MeclisiNuriye ve Semih için sokaklara çıkarakajitasyonlarla halka onurlu, namusluinsanların direnişlerini anlattı. Eylemde

ayrıca Armutlu’da Nuriye ve Semih’edestek amaçlı süresiz açlık grevi yapanMehmet Güvel anlatıldı. Eylemi katilpolisler zırhlı araçlarla provoke etmeyekalkışsalar da halk ışıklarını söndü-rerek, alkışlayarak eyleme destek ver-di.

11 Temmuz: İkitelli Halk Cephesi:Mehmet Akif Mahallesi, Karakol Cad-desi Altı, Cemevi Bölgesi, Kemal De-len Çevresi, Birol Karasu Parkı veArenapark Bölgesi’nde direnişle ilgiliçok sayıda kuşlama yaptı.

İkitelli Halk Meclisi: Saat 15.00-17.00 arası Boztepe Sokak’ta NuriyeGülmen ve Semih Özakça için tektek kapı çalarak halka direnişlerianlattı. Her akşam yapılan 21.00-22.00 arasında olan ışık söndürmetencere-tava eylemlerine halk davetedilirken bunun yanında 100 adet kartdağıtımı da yapıldı.

İkitelli Halk Meclisi ve Halk Cephesi’ndenNuriye ve Semih İçin Destek Çalışmaları

Page 44:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA444

İstanbul ve Anadolu'da Nuriye Gül-men ve Semih Özakça'nın açlık grevidirenişine destek çalışmaları, hiç dur-madan devam ediyor. Ölüm sınırınaulaşmış direnişçilerin haklı direnişinizafere uluştırmak, bizim elimizde. Gecegündüz demeden direnişi anlatmalı vehalkın bu direnişi sahiplenmesini sağ-lamalıyız. Halkın biriken öfkesindenkorkan işbirlikçi AKP iktidarı, mutlakageri adım atacaktır. Halk Cephesi ku-rumlarının yaptığı eylemlerden derle-diklerimizi aşağıda yayınlıyoruz.

İSTANBUL:Gazi Halk Meclisi Nuriye ve Semih İçin Oturma Eylemi Yaptı

Gazi Halk Meclisi 8 Temmuz akşamıaçlık grevlerinin 122. gününde olanNuriye ve Semih’e destek için oturmaeylemi yaptı. Gazi Katliamı’nın en yoğunyaşandığı yerde yapılan oturma eylemine,saat 19.00’da başlandı. Yere çiçek bıra-kılarak Nuriye ve Semih’in taleplerininkabul edilmesini ve Ankara’da gözaltınaalınanların serbest bırakılmasını isteyendövizler açıldı. Eylem boyunca AKP’ninkatil polisleri halkı taciz etti, Akreplerlekitlenin karşısında bekleyerek siren çaldı,fotoğraf çekti. Katil polisin yıldırma,korkutma çabalarına rağmen, halk ka-rarlılıkla oturma eylemine devam etti.

Okmeydanı Halk Meclisi:Nuriye ve Semih İçin Destek AçlıkGrevi Yapanları Ziyaret Etti

Okmeydanı’nda gençler, Nuriye Gül-men ve Semih Özakça’nın taleplerininkabul edilmesi için 30 Haziran ile 2Temmuz arasında Sibel Yalçın Parkı’nda3 günlük destek açlık grevi yaptı. Ok-meydanı Halk Meclisi açlık grevini ger-çekleştiren gençlere getirdiği çiçeklerledestek verdi.

Süresiz Açlık Grevinde Olan Mehmet Güvel Ziyaret Edildi

Okmeydanı Halk Meclisi üyeleri Nu-riye ve Semih’in talepleri kabul edilmesiiçin Armutlu’da süresiz açlık grevinebaşlayan Mehmet Güvel’e 4 TemmuzSalı günü destek ziyaretinde bulundu.

Avcılar'da Nuriye ve Semih İçin Pan-kart Asma, Bildiri Dağıtımı ve Pulla-ma Çalışması

Avcılar Merkez’de bulunan üst geçite9 Temmuz’da Nuriye ve Semih için pan-kart asıldı. Pankartta “Nuriye ve Semih’inTalepleri Derhal Kabul Edilsin-Halk Cep-hesi” yazılı. Ayrıca Avcılar Merkez veParseller Mahallesi’nde pullama yapıldı.11 Temmuz'da ise Avcılar Cadde üstündebulunan üst geçite “Nuriye ve Semih’inTalepleri Derhal Kabul Edilsin-Halk Cep-hesi” yazılı pankart asıldı. 12 Temmuz’dayapılan eylemler kapsamında, metrobüsçıkışında direnişi konu alan bildiriler da-ğıtıldı.

Gün içerisinde de kahveler, esnaflardolaşılarak direniş anlatıldı ve bildirilerbırakıldı. Aynı gün içerisinde AvcılarMerkez’de, üzerinde “Nuriye ve Semih’inTalepleri Kabul Edilsin! Halk Cephesi”imzalı pullamalar birçok yere dağıtıldı.

Bahçelievler'de Pankart ve Pullama Çalışması

Bahçelievler Zafer Mahallesi'nde 9Temmuz'da Nuriye ve Semih için "Nuriyeve Semih’in Talepleri Derhal Kabul Edil-sin-Halk Cephesi" yazılı pankart asıldı.Aynı zamanda Soğanlı ve Kocasinanmahallelerinde pullama yapıldı.

Armutlu Halk Cephesi'nden Pankart ve Yazılama:

Armutlu’da 11 Temmuz’da Özel Ha-rekat Birliklerinin lağvedilmesi için ya-zılamalar yapıldı. Ayrıca Nuriye Gülmenve Semih Özakça için pankartlar asıldı,yazılamalar yapıldı. Gün boyunca 200adet Armutlu Haber Gazetesi DirenişÖzel sayısı dağıtıldı.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'nın Haklı Talebi Karşılanana Kadar Bize Uyku Yok

Page 45:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

445HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

ANADOLU:Ankara Mamak Halk Meclisi 3 Günlük Destek Açlık Grevi YaptıPOLİS KUŞATMASI ALTINDA DİRENİŞ

7-8-9 Temmuz’da Mamak Halk MeclisiFeyzullah Çınar Parkı’nda Nuriye ve Semih İşeGeri Alınsın’ talebiyle 3 günlük destek açlıkgrevi yaptı. Eylemde 3 kişi, destek açlık grevinegirdi.

7 Temmuz: 19.00’da yapılan basın açıklamasıyla 3 gün

boyunca parkta olunacağının çağrısı yapıldı.Halktan ve çevreden insanlar, destek açlık grev-cilerine çeşitli sıvı gıda yardımı yaptı. Eylem,halkın yoğun ilgisiyle geç saatlere kadar sohbethavasında devam etti. Gece yakılan ateşe halktanyakacak desteği geldi ve gece boyunca sohbetdevam etti.

8 Temmuz: AKP’nin katil polisleri 08.30’dan itibaren

tacize başladı ve destek eylemi yapan 2 kişiyiişkenceyle parktan uzaklaştırdı. 12.00’da pankartasaldırmak için tekrar gelen polisler 2 destekçiyiişkenceyle gözaltına aldı. Bu sırada halk vediğer destekçiler parkı terk etmeden eylemi sür-dürdüler. 17.00’da pankarta 3. kez saldırmakiçin gelen katiller 2 destekçiyi işkenceyle gözaltınaaldı. Gözaltılara ve polise tepki gösteren halk,sloganlarla birlikte işkencecileri parktan attı.20.00’da 4. kez pankarta saldırmak için ÖzelHarekat ve Çevik Kuvvet ile birlikte gelenkatiller, parkı ablukaya alarak pankartı gaspettiler ve uzun süre parkın etrafında bekleyerektacizlerini sürdürdüler.

9 Temmuz: Sabahtan itibaren yoğun tacizine devam

eden AKP’nin işkenceci polisleri, öğlen saatle-rinde destekçilerin halayını kameraya almak is-teyince, destekçiler tarafından tepki gösterildive parktan atıldılar. 19.00’da yapılan basın açık-lamasıyla sonlandırılan eylemin ardından, katilpolisler, parka gelerek pankartı kaçırdı ve uzunsüre park etrafında tacizine devam etti.

Eylemde sık sık Nuriye ve Semih’in talep-lerinin kabul edilmesi, açlık grevinin meşruluğuve gerekliliği hakkında sohbetler yapıldı. Nuriyeve Semih’i öldürtmemek için birlik olma çağrısıyapıldı. AKP faşizminin baskı ve işkencelerineboyun eğilmeyeceğinin, Nuriye ve Semih’inyalnız kalmayacağının vurgusu yapıldı.

NURİYE VE SEMİH İÇİN DAYANIŞMA:Tüm Demokratik Kitle Örgütlerine Çağrımızdır

Sayın Kurum Temsilcisi;Biz aşağıda imzası bulunan kurumlar olarak akademisyen Nuri-

ye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça’nın işe iade talebiyle başlat-mış olduğu açlık grevi eylemi dolayısıyla bir araya geldik.

OHAL ve KHK’lar ile hukuksuzluğa uğrayan ve bu hukuksuzlu-ğu kabul etmeyerek direnişe başlayan eğitimcilerin “talepleri talebi-mizdir” dedik. Ve bizler, toplumun en politik, insan hak ve hürriyet-leri adına sorumluluk üstlenmiş örgütlü kesimleri olarak, Nuriye veSemih’in yaşatılmasını önümüzde duran en acil görev bildik.

Direnişin bir an evvel direnenlerden yana sonuç alması ve arka-daşlarımızın geri dönülmez noktaya gelmeden sağlıklarına kavuştu-rulması için, insanlık adına üstlenilen bu sorumluluğun çok dahageniş kesimler tarafından paylaşılması gerektiğini düşünmekteyiz.Bu sebeple bir buçuk ay önce bir araya gelerek oluşturduğumuz“NURİYE SEMİH DAYANIŞMASI”na sizin de katılımınızı bekli-yoruz.

Toplantılarımız her pazartesi saat 19.00’da yapılmaktadır.

NURİYE VE SEMİH İÇİN DAYANIŞMAANADOLU KÜLTÜR VE ARAŞTIRMA DERNEĞİ – BAĞIMSIZ

DEVRİMCİ SINIF PLATFORMU – BARIŞ BLOKU – ÇAĞDAŞAVUKATLAR GRUBU – ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ İS-TANBUL ŞB. – ÇAYAN HALK MECLİSİ – DEMOKRASİ İÇİNBİRLİK – DEVRİMCİ ANARŞİST FAALİYET – DEVRİMCİ HA-REKET – DEVRİMCİ TEKSTİL İŞÇİLERİ SENDİKASI – DEVRİMCİYOLDA ÖZGÜRLÜK – DİRENİŞLERLE DAYANIŞMA PLATFORMU– EMEK PARTİSİ – EMEK VE ÖZGÜRLÜK CEPHESİ – EMEKÇİHAREKET PARTİSİ – GAZİ HALK MECLİSİ – GENÇLİK FEDE-RASYONU – GEZİ ŞEHİT VE GAZİLERİ PLATFORMU – GRUPYORUM – HALK CEPHESİ – HALKLARIN DEMOKRATİK PARTİSİİSTANBUL ŞB. – HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ – İDİLKÜLTÜR MERKEZİ – İNSAN HAKLARI DERNEĞİ İSTANBULŞB. – KALDIRAÇ – KAMU ÇALIŞANLARI BİRLİĞİ – KAMUEMEKÇİLERİ CEPHESİ – KESK ŞB. PLATFORMU – MÜCADELEBİRLİĞİ PLATFORMU – ÖZGÜRLÜK VE DAYANIŞMA PARTİSİ– ÖZGÜRLÜKÇÜ HUKUKÇULAR PLATFORMU – PARTİZAN –PROLETER DEVRİMCİ DURUŞ – SANAT MECLİSİ – SOSYALİSTYENİDEN KURULUŞ PARTİSİ – SURUÇ YARALILARI VE TA-NIKLARI PLATFORMU – TOPLUM VE HUKUK ARAŞTIRMALARIVAKFI – TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Page 46:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Mehmet Amca Süresiz Açlık GreviDireniş Günlüğü

5 Temmuz 2017: Dün akşam Beşiktaş ve Avcılar’dan

ziyaretime gelen Vedat, Ayda ve ZerrinAldemir dostlarım, Semih ve Nuriye’ninomuz omuza çekilen, güler yüzlü, üzerinestiker yapıştırılmış resimlerini getirdiler.Ben de günlüğümün sayfasına yapıştırdım.

Bugün gelen ziyaretçilerim ise GençlikFederasyonu'ndan. 6 güzel Dev-Genç’liarkadaşımız destek açlık grevi için geldiler.Sadece İstanbul değil Ankara Dev-Genç’ten de destekçilerim oldu.

Onlarla sohbetimi sürdürürken Al-manya’dan Yadigar Adıgüzel aradı vebaşarılar diledi. Haydar uğradı bugün ya-nımıza, Gebze Hapishanesi ziyaretindengelmiş, bize kadın Özgür Tutsaklarımızdan,yoldaşlarımızdan selam ve sevgiler getirdi,faks çekeceklermiş.

Dev-Genç’li arkadaşlarımızın bugünkitap okuma günüymüş, ben de onlarlabirlikte “Darağacında Siyaset” kitabınıokuyorum. Yürüyüş dergisinden Sadıkve Naciye ziyaretime geldiler. Çaylar eş-liğinde sohbet ederken Sadık’a arkadaşlarbir saz getirdiler hep beraber türkülersöyleyip eşlik edildi, arada ses tonumuzunuymadığı şarkılar da oldu haliyle, bu du-rum bizim için komik bir anı olarak kal-dı.

Küçükarmutlu’dan Rabia ana da bugünziyaretçilerimiz arasındaydı, bizlere Mev-lana şekeri getirmiş. Sevgi Erdoğan VefaEvi’nden Yıldız, Dilber ana ziyaret ettiler.Bugün dolu dolu sohbetler ettik, sohbet-lerimizde Sevgi Erdoğan ve diğer şehit-lerimizi de andık. Ayrıca bugün GebzeHapishanesi’ne ziyarete gidenler arasındaFadik Adıyaman’ın eşi Mehmet de vardı,o da kadın arkadaşlarımızın selamlarını

getirdi.Edirne Hapishanesi zi-

yaretinden gelen FikretKara’nın anne ve babasıgeldi. Bize sevgi ve selam-larını getirdi ve Nuriye-Semih için 5 günlük açlıkgrevine başladıklarını ve bizlere selamsöylemişler.

Sevgili avukatımız Berrak ve eşi AliSinan, Gebze’den ziyaretimize geldiler.Tekirdağ F Tipi’nde Özgür Tutsaklar Nu-riye ve Semih için bir haftalık açlık greviyapmışlar haberini verdi.

FOSEM’den arkadaşlar Semih ve Nu-riye’nin taleplerinin kabulüne kadar süresizaçlık grevine başlamamın nedenini, so-nucun nasıl olacağını duygu ve düşünce-lerimin ne olduğu konusunda röportajyaptılar ve yayınlayacaklarını söylediler.

6 Temmuz: Sabah saat 08:00’da direniş evine gel-

dim. Mustafa dede bana çay demledi,yarım saat sonra HMM’den iki arkadaşı-mız destek açlık grevi için yanıma geldi.

7 Temmuz: Dün gece Büyükarmutlu’da ikiz kar-

deşlerin olduğu bir aile evinde kaldım,30 yıldır tanıdığım dost sıcak bir aile.Gece yarısına kadar çaylar içip sohbetettik. Sabah direniş evimize geldim. Gel-diğimde destek açlık grevi için bizi yalnızbırakmayan 3 güzel genç yoldaşım direnişalanındaydı. Gazi’den bir yoldaşımız dadestek açlık grevine başladı ve hep beraberellerimize kitaplarımızı alıp okumayabaşladık.

Dün akşam 20.00’da Onkoloji uzmanıDr.Yavuz DİZDAR Küçük Armutlu hal-kına kanser hastalığı ile ilgili seminerverdi. Dinleyicilerden çeşitli sorular aldı,

birçoğuna esprili,herkesin anlayacağışekilde cevap verdi,seminer epey güzelgeçti. Seminerin so-nunda ben de Semihve Nuriyemiz için sü-resiz açlık grevi di-renişine niçin başla-dığıma dair bilgi ve-

rip Nuriye ve Semih için herkesin mutlakayapabileceği bir şeyler olduğunu anlattım.

Her eylemin değerli olduğunu hiçbirşey yapmasak bile onlara mektup yaza-bileceğimizi, Adalet Bakanlığına faks çe-kebileceğimizi anlattım.

Bugün ise TAYAD’lı Fahrettin KeskinKandıra Hapishanesi önünden telefonlaaradı. Kendisi Okmeydanı Hastanesi’ndenbizi aramış. Hastanede kanser tedavisigören Kemal Avcı vefat etmiş, haberiniulaşabildiğim arkadaşlara söyledim; ai-lesine ve dostlarına baş sağlığı diliyo-rum.

Bugün iyi bir haber de aldım ayrıca.Mersin dosyasından tutuklu olan içindeSeval ARACI ve Gülbeyaz KARAER’inde olduğu arkadaşların hepsi tahliyeolmuş.

Dev-Genç’li arkadaşlarımız bizleriyalnız bırakmamaya, hep yanımızda ol-maya devam ediyorlar. Kocaeli ve HatayDev-Genç’ten 3 arkadaşımız ziyaretimizegeldiler. Çayan Mahallesi’nden komşumuzkarı-koca bir aile ve Köksal ziyaretimegeldiler ayrıca Ortaköy’den Hasan da zi-yaretini eksik etmedi sağolsun.

Saat 18:00 civarı direniş alanımızbiraz sessizleşti, saat 20:00’da Selda Öz-çelik ziyaretimize ve bizlerle film izlemeyegeldi. Akşam 20.00’da her zaman yapa-cağımız film etkinliğimize bugün başladık.Yılmaz Güney’in Umut filmini izledik.Saat 21.00’da sloganımız için ara verdik,slogana başladığımızda mahalle gençle-

Direniş Ateşi Dünyanın Her Köşesinde Yanmaya Devam Ediyor

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA446

Page 47:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

447HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

rimiz de bulundukları yerden sloganattılar. 22.15’te filmimiz bitti ve refa-katçım tansiyonumu ölçüp not etti,ayrıca bugün ilk kitabımı da bitirmişoldum. Hepinizi çok seviyoruz selamve sevgilerimle.

8 Temmuz: … Sabah ziyaretime Küçükarmut-

lu’dan Özgür Tutsaklardan Sezgin Çe-lik’in annesi Nadire Ana geldi. Dahasonra refakatçim gelip tansiyonumuölçtü. Ortaköy’den Hasan ziyaretimegeldi.

Belçika’dan aradılar Liege’denBrüksel’e büyük bir kitle ile uzun biryürüyüş yapılmış. Türkiye’den aka-demisyenler, aydınlar da katılmış. Nu-riye ve Semih için söyleşiler olmuş.Paşabahçe (Beykoz)’den iki dostumuzziyaretime geldiler. Sohbet ettik çaylareşliğinde yanımda olduklarını söyleyip

destek olduklarını ve başarıdileklerini ilettiler.

İkitelli’den Kemal De-len’in eşi Burcu, muhase-beci Cengiz ve Emre ziya-retime geldiler. Altınşehir,Levent ve Gazi’den 3 yol-daşımız da ziyaretlerini se-lamlarını eksik etmedilerbizlerden. Kartal gençliktenDeniz geldi yanım,a destekaçlık grevine katılacağınısöyledi.

9 Temmuz: Hasan Ferit’in dedesi ev

sahibim Mustafa Dede, ıh-lamur yaptı. Saat 11.00’daArmutlu’dan Zöhre anakendi elleriyle yaptığı li-monatamızı getirdi.

Saat 10:00’da Armut-lu’dan Pala Dayı, çocuklarıve Almanya’dan tatil içingelen bir aile, Sarıgazi’denbir dost kalabalık bir şekildeziyaretime geldiler. İşte bü-yük ailemizden bir kısmı.Almanya’dan gelenler Nu-riye ve Semih için destek

için orada 1 günlük açlık grevi yap-mışlar. Nuriye ve Semih’in direnişateşi dünyanın her köşesinde yanmayadevam ediyor.

Bağcılar’dan arkadaşlar ziyaretimegelip başarılar dilediler. Bugün destekaçlık grevcilerimiz, 2000 Ölüm orucugazimiz Madımak ve Armutlu hal-kından bir anne. Saat 13.00 oldu vehaliyle slogan saatimiz de geldi.

Öğlenden sonra ziyaretime iki TA-YAD’lı baba İsmail Kara ve Ali Ça-kaloğlu geldiler. Yürüyüş dergisindenElif ziyaretime geldi, ziyaretçilerimizinduygu ve düşüncelerini yazması içinhazırladığımız defterimize, o da duy-gularını yazdı. Bağcılar’dan Halk Cep-heli 9 arkadaş, direnişimizi ziyaret ettibir saat oturup çay içip sohbet ettiktensonra başarı dilekleriyle ayrıldılar.

Mehmet Güvel’in DestekEylemini SelamlıyoruzNuriye ve Semih için başlatılan süresiz

açlık grevine destek olmak için açlıkgrevine başlayan ve onların talebi yerinegetirilene kadar devam edeceğine yemineden Mehmet amcanın bu kararı karşısındasaygıyla eğiliyoruz. Mahallemiz yıllardırölüm orucu eylemcilerine, açlık grevlerineev sahipliği yapmış bir mahalledir. Buradayaşayan halk da, bu eylemleri çok iyi bil-mektedir. Böyle bir direnişe ev sahipliğiyapmış olmaktan da gurur duyuyoruz.Tüm halkımızı süresiz açlık grevinin 8.gününde olan Mehmet amcamızı sahip-lenmeye ve onunla birlikte Nuriye ve Se-mih’e destek olmaya çağırıyoruz.

Armutlu Halk Cephesi

Avcılar’da Kahvaltı GünüAvcılar Halk Cephesi, 9 Temmuz'da

Gençlik’le kahvaltı yapıp sohbet etti. AKPfaşizmine karşı nasıl mücadele verilmeli,halkı nasıl mücadeleye katmalı konularındasohbet edildi. Ayrıca Nuriye ve Semih’indurumu konuşuldu. Binlerin sahiplendiğieylemin nasıl daha fazla kitleselleştirile-bileceği üzerine öneriler alındı.

3 saat süren sohbette mahallelerde Nu-riye ve Semih için bildiri ve ozalit hazırlamakararı alındı.

FOSEM TV’de Halk Meclisleri

KonuşulduFOSEM TV'de 6 Temmuz'da yayın-

lanan Ana Halka programında Halk Mecl-isleri konuşuldu.

Programa Gazi Halk Meclisi adınaMehmet Yücetepe, Çayan Halk Meclisiadına Semenler Karakaya ve Halkın Hu-kuk Bürosu avukatlarından Özgür Yılmazkatıldı. Programda Halk Meclislerininöneminden, işlevinden bahsedildi. Prog-ramı dinlemek isteyenler aşağıdaki linktenizleyebilirler.

Link:https://www.youtube.com/watch?v=nlrMnFQcxBg&feature=youtu.be

Page 48:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA448

Saldırılarınız, Gözaltılarınız Boşuna!Direnişimizi Engelleyemeyeceksiniz!

AKP’nin katil polisleri bu hafta daAnkara Yüksel Caddesi’ndeki direnişçileresaldırdı. Nuriye Gülmen ve Semih Özak-ça’nın işlerine iade edilmek için oturmaeylemiyle başlattıkları ve açlık greviyledevam eden Yüksel Direnişi, Gülmenve Özakça’nın tutuklanmasına rağmenbir an bile kesintiye uğramadı.

Her gün yaşanan gözaltı, işkence vezehirli gazlara rağmen direniş yeni dire-nişçiler ve destekçilerin katılımıyla sü-rüyor. Bu hafta Yüksel Caddesi direnişalanında yaşanan saldırı ve gözaltılarınbilançosu şöyledir:

8 Temmuz: Yüksel'de saat 18.00'daaçıklama. Sibel Balaç gözaltına alındı.

9 Temmuz: Yüksel’de 243. gün. Öğlensaatlerinde yapılan açıklamaya polis sal-dırdı. Murat Çeşme gözaltına alındı.

10 Temmuz: Bir gün önce serbest bı-rakılan Yüksel Caddesi direnişçileri,YİNE ORADALAR.

Polis, bugün yapılan saldırının ar-dından yapılan basın açıklaması sırasında,direnişçileri tekrar gözaltına aldı. Eyleminardından Yüksel Caddesi direnişçileriakşam 18.00’da tekrar Yüksel Cadde-

si’nde ola-caklarınıbelirttiler.N a z i f eOnay veErsen Ak-kaya göz-altına alındı. FOSEM ve SEYRİ SOKAKmuhabirleri de gazlı saldırıya uğradı!

11 Temmuz: Yüksel’de 245. gün.Öğlen açıklamasına da polis saldırdı;Erdoğan Canpolat, Akman Şimşek, EnginKarataş gözaltına alındı. Açlık grevinin125., direnişin 245. gününde Yüksel’deakşam açıklamasına polisin saldırısı so-nucu Nazife Onay, Erdoğan Canpolat,Aleyna Sert gözaltına alındı.

Aynı gün Nuriye ve Semih için Yük-sel’de eylem yapan TAYAD’lılar gözaltınaalındı. Mehmet Yılmaz, Ayşe Arapgirli,Kubilay Iğdır anıtın önünden gözaltınaalındı.

Fakat; ne yaparsanız yapın; günde kaç kez saldırıp, kaç gözaltı

yaparsanız yapın;YÜKSEL DİRENİYOR, HER YER DİRENİYOR!DİRENMEYE DEVAM EDECEK. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın

süresiz açlık grevi direnişi 120. gününde.İşi, ekmeği, onuru için direnen iki akade-misyenin direnişine destek olmak için TA-YAD’lı Mehmet Güvel de süresiz açlıkgrevine başlamıştır. Mehmet amcanın sesineses katmak için, direnişe destek olalım.

Bizler de bulunduğumuz her yerde on-ların yanında olmak için direnişe omuzverelim. Oturma eylemleri, tencere tavaeylemleri, ışık söndürme eylemleri ve debulunduğumuz her yerde açlık grevleriyleonlara destek olabiliriz. Aynı zamanda Meh-met Güvel amcayı Küçükarmutlu direnişMahallesi’nde ziyaret edebiliriz. Bu direnişlermeşru direnişlerdir. Her gün ülkemizde ya-şanan işten atmalarla, ilerici devrimci, aydın,yurtsever, sosyalist vs. insanları tutuklama,gözaltı baskı ve işkenceler yapılarak insanlarsindirilmeye, korkutulmaya çalışılıyor.

Faşist AKP iktidarı ne yaparsa yapsınbu direnişleri engelleyemeyecektir. Çünkühaklı ve meşru olan halktır! Halkın eylemyapma haklarına saldıran her türlü aşağılıkyöntemlerle baskı düzeni kurmaya çalışanAKP iktidarına, boyun eğmeyeceğiz!

"Adem Kızılçay suç işlememiştir!Gözaltına alanlar suç işliyor”

Kamu Emekçileri Cephesi7 Temmuz’da, Nuriye ve Se-mih’e destek için İzmir’denAnkara’ya yürüyen Adem Kızılçay’ıngözaltına alınmasıyla ilgili açıklamayaptı. Açıklamada şöyle denildi:

“Nuriye ve Semih için İzmir’denAnkara’ya yürüyen Adem Kızılçay,Ankara girişinde gözaltına alındı. Nuriyeve Semih’in sesi olmak için düşmüştüyollara. Dayanışmanın en güzelinden,en değerlisindendi. Ama AKP faşizmi,güzel olan ne varsa düşmandı. Ademamcamızın, Nuriye ve Semih’e destekolması rahatsız etmişti iktidarı. AKP,sessizce seslerini kısmak istiyor, du-yulmasın, görülmesin istiyor. Amagören göz, duyan kulaklar var Anadolu

topraklarında. Bu zulme sessiz kalma-yarak ‘ben ne yapabilirim’ sorusunaen güzel cevabı vererek adımlamıştıyolları. Ama ne yaparlarsa yapsınlar,artık Nuriye ve Semih’in sesi sınırlarıaştı. Nuriye ve Semih’in sesi olmakisteyen Adem Kızılçay’ın, hiçbir yasaya,hukuka dayanmadan gözaltına alınması,acizliğin ifadesidir. Adem Kızılçay, in-san olmanın erdemlerinden biri olandayanışmayı gösterdiği için gözaltında.İnsanlık değerini korumak, ne zamandanberi suç? Adem Kızılçay suç işleme-miştir. Gözaltına alanlar suç işliyor”.

YÜKSEL DİRENİYORHER YER DİRENİYOR

Direnişi Desteklemeye Çağrı

Page 49:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Armutlu Halk Cephesi, Özel HarekatBirliklerinin yaptığı katliamlarla ve kal-dırılması gerektiğiyle ilgili 9 Temmuz'dabir açıklama yaptı. Açıklama şöyle:

"Emekçilerin hakları kısıtlandıkça fa-şizmin baskıları artıyor. Kıdem tazmi-natlarını kaldırmanın peşinde olan AKP,emperyalist politikaları uygulamak içinhalka yönelik baskısını daha vahşi halegetiriyor. Faşizme karşı her türlü mevzide

direnen Türkiye halklarının direnişiniboğmak ve daha fazla sömürmek içinkatliamlarını geliştiriyor.

Berkin Elvan, Hasan Ferit Gedik,Uğur Kurt, Günay Özarslan, Dilek Doğan,Yılmaz Öztürk, İnanç Özkeskin, Taybetana, Gazi’de bir arabanın içinde infazedilen gençler ve daha birçokları poliskurşunlarıyla katledildi. Daha fazlasınınkatledilmemiş olması ise, ancak tesadüf-lerle açıklanabilir.

Gazi Mahallesi’nde üzerine ateş açılanHalk Cepheli bir genç arkasından ateşaçılması sonucu kolundan vurulmuştu.Kuşkusuz ki öldürme kastıyla ateş edilmişfakat şans eseri kurşun koluna isabet et-mişti. Bizzat Tayyip Erdoğan’ın verdiğitalimatla “vur emrini” uygulayan özelharekâtçılar haklarında herhangi bir işlem

yapılamayacağının, bir ceza almayacak-larının güveniyle hareket ediyorlar. Enson, evinde, katledilen İnanç Özkeskin’inevini basan Özel Harekat Polisleri ko-laylıkla gözaltına alabilecekleri halde,İnanç Özkeskin’i annesinin gözleri önündekatlettiler.

Hakkında açılan soruşturmaya göreİçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya suikasthazırlığında olduğunu iddia ettikleri TA-YAD’lı İnanç Özkeskin’i gözaltına alarakda söz konusu suikast hazırlığını engel-leyebilirlerdi. Fakat öyle yapmadılar,çünkü esas niyetleri bir suikastı engelle-mek değildi. Esas niyetleri İnanç Özkes-kin’i katletmekti. Katliamlar bir devletpolitikasıdır. Biz bunu çok iyi biliyoruzve ne olursa olsun buna izin vermeyece-ğiz.”

Liseli Dev-Genç'liler İstanbul Ok-meydanı ve Örnektepe'de çalışmalaradevam ediyor. Yapılan çalışmalardanderlediklerimizi aşağıda paylaşıyoruz:

�� Okmeydanı’nda Kitle ÇalışmasıLiseli Dev-Genç’liler Okmeyda-

nı’nda 10 Temmuz'da kitle çalışmasıyaptı. Yapılan çalışmada yolcu oto-büslerinde ajitasyon çekildi. Yapılanotobüs konuşmasında “Nuriye Gülmenve Semih Özakça’nın açlık grevlerindekritik bir noktaya geldiklerini, direnişibırakmak yerine herkesin direniş içinbir şey yapabileceğine, direnerek zafereulaşılacağına ve Nuriye Gülmen ileSemih Özakça’ya destek olmak ge-rektiğine vurgu yapıldı.

� Örnektepe’de Yazılama ve KitleÇalışması

Liseli Dev-Genç’liler 9 Temmuz'daÖrnektepe Mahallesi'nde kitle çalışmasıyaptı. Yapılan çalışmada 40 adet pul-lama, duvarlara ve mahalle çevresineyapıştırıldı. Aynı gün “Yaşasın AçlıkGrevi Direnişimiz", "İrademizi Sına-mayın Yüksel Direnişine SaldırmaktanVazgeçin", "Nuriye Gülmen Semih

Özakça Onurumuzdur", "Özel HarekatıBirlikleri Dağıtılsın" şeklinde, LiseliDev-Genç imzalı yazılamalar yapıldı.

� Örnektepe'de Dergi DağıtımıLiseli Dev-Genç'liler 9 Temmuz’da

Yürüyüş dergisinin dağıtımını yaptılar.Yapılan dergi çalışmasında halkla Yük-sel direnişine saldırı ve mahalledekiuyuşturucu sorunu üzerine uzun soh-betler edildi. Halkın her zaman dev-rimcilerin yanında olduğu ve uyuştu-rucu sorunu üzerine birlik olma konusutartışıldı. Toplam 100 dergi halka ulaş-tırıldı.

� Liseli Dev-Gençliler'denÖrnektepe'de Tencere Tava Eylemi

Liseli Dev-Genç'liler ÖrnektepeMahallesi’nde 9 Temmuz'da tenceretava eylemi yaptılar. Yapılan çalışmadaeylem saatinden önce kapı, kapı dola-şılarak ve bildiri dağıtılarak halk tenceretava çalma eylemine çağrıldı. Ajitas-yonlarla mahalle içerisinde gezildi vetencere tava çalındı. Eylemin her günaynı saatte, aynı şekilde tekrarlanacağıbelirtilerek eylem sona erdirildi.

DİH: "Mahallelerimizden Yeni Oğuz ve Sılalar Çıkacak!”

Küçükçekmece’de katil sürüleri tara-fından katledilen Sıla Abalay’ı anmak içinDevrimci İşçi Hareketi tarafından 5 Tem-muz’da Kıraç ve Kuruçeşme’de bir çalışmayapıldı. Çalışma sırasında, çocuklara SılaAbalay’ın sevdiği "eti puf"lardan dağıtıldıve çocuklara Sıla Abalay’ın ve onu katle-denlerin kimler olduğu anlatıldı.

Çalışmayla ilgili yapılan açıklamada:"Katil devlet bu mahallelerdeki gençlerive çocukları uyuşturucu ile zehirlerken,düşünen, devrimcileşen gençleri katlediyor.Oğuz ve Sıla bu mahallenin gençleridir.Bu mahalleden yeni Oğuzlar ve Sılalarçıkmasını engelleyemeyecektir.” denildi.

Armutlu Halk Cephesi: "AKP’nin İnfaz Timi Özel Harekat Birlikleri Dağıtılsın!"

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

49HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Sokaklarda, Caddelerde Halkın Olduğu Her Yerde Biz Varız;Çünkü Halkın Geleceğini Biz Temsil Ediyoruz

Page 50:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA550

Okmeydanı Halk Meclisi 6 Tem-muz'da Mahmut Şevket Paşa MahallesiMektep Sokağı'nda uyuşturucuya karşıbir sokak toplantısı düzenledi. Toplantıöncesinde Mektep Sokağı’nda toplam8 binaya girilerek halka çağrılar yapıldı.Çağrılar sonucunda yaklaşık 30 kişi so-kakta toplandı ve ardından toplantıyageçildi. Toplantıda uyuşturucu satışınınkapılara kadar nasıl dayandığı, kimlerinbu işi nasıl yaptığı, bunlara karşılıkneler yapılabileceği konuşuldu.

Toplantı esnasında bir katılımcı, tor-bacıların zaman zaman bir kahvede top-landığını söyleyince, toplantı sırasındahemen bir komite kurularak komite sözkonusu kahveye gönderildi.

Kahve sahibiyle konuşularak tor-bacıların burada barındırılmaması ge-rektiği söylenerek uyarıldı.

Ardından toplantıya devam edildi.Toplantı saati ve çağrının sadece 8 binaile sınırlı kalması katılımcılar tarafındaneleştirildi. Daha kalabalık bir toplantıyapılması kararlaştırıldı, tarihi ve saatihep birlikte belirlenerek toplantı biti-rildi.

� İşçilerin Tatil Hakkı, İşvereninİnisiyatifine Bırakılamaz!

Okmeydanı Halk Meclisi, işçilerintatil hakkını kaldıran yasanın onaylan-masıyla ilgili bir açıklama yaptı. 6 Tem-muz tarihli açıklamada şunlara değinildi:

"AKP Genel Başkanı Erdoğan, haf-talık tatili kaldıran, iş güvenlik yasasını2020 yılına erteleyen "Sanayinin Ge-liştirilmesi ve Üretimin DesteklenmesiKanunu"nu 30 Haziran'da onayladı.

TBMM Genel Kurulu'nda tüm tep-kilere rağmen AKP milletvekillerininoylarıyla kabul edilen ‘Sanayinin Ge-liştirilmesi ve Üretimin DesteklenmesiKanunu’ başta işçilerin zorunlu haftalıktatilinin kaldırılması olmak üzere, ça-lışma yaşamıyla ilgili çok sayıda deği-şikliği, beraberinde getiriyor.

Yasayla özel sektör iş yerlerinde işgüvenliği uzmanı ve iş yeri hekimi bu-lundurma zorunluluğu da 2020 yılınaertelendi. Bu kanunla birlikte işçilerinhafta sonu tatili yapmadan çalışması,iş verenin inisiyatifine bağlanarak, bu

hak gaspının da önü açılmış oldu."

�"Krizlerinin Faturasını BizeYüklemelerine İzin Vermeyeceğiz!"

Okmeydanı Halk Meclisi, toplu ta-şıma araçlarına yapılan zamlarla ilgili6 Temmuz'da bir açıklama yaptı. Açık-lamada şöyle denildi: "İstanbul’da topluulaşım araçlarında geçerli olan ücrettarifesi yeniden düzenlendi. 1 Temmuz2017 Cumartesi günü uygulamaya geçenyeni ücret tarifesiyle tam bilet 2,60 TL,öğrenci bileti 1,25 TL, indirimli biletise 1,85 TL oldu. İstanbul BüyükşehirBelediyesi Ulaşım Koordinasyon Mer-kezi’nin (UKOME) kararıyla yapılanzamlar, 1 Temmuz 2017 Cumartesigününden itibaren geçerli olacak.

Tam aylık mavi kart ücreti 205 TL,indirimli aylık mavi kart 125 TL, öğrenciaylık mavi kart ücreti de 85 TL olarakbelirlendi.

Krizin derinleşmesi neticesinde, herdönem geçmişten günümüze değin bütünfaturalar halkın cebine kesilmiştir. Asgariücrete zam yaptık diye böbürlenenler,her geçen gün elektrikten suyuna, gıda,ulaşım ve sağlık ücreti giderlerine kadarpeyderpey halkın cebinden kestiklerivergilerle, bir nevi kaşıkla verdiklerinikepçeyle alma politikasını sürdürmek-tedirler. Son olarak ulaşım ücretlerinegelen zam, "Yeni Düzenleme” adı altındakelime oyunlarıyla yumuşatılarak halknezdinde meşrulaştırılmaya çalışılmak-tadır.

... Tekeller krizleri derinleştikçe çö-zümü halkın sırtına binmekte bulmak-tadırlar. Bunu da halkın sessizliğindenve tepkisizliğinden güç alarak yapmak-tadırlar. Sessiz ve suskun kalındığı müd-detçe de bu "Yeni Düzenlemeler” hızkesmeden devam edecektir. Halkımızkurbanlık koyun değildir! Bizleri kur-banlık koyun yerine koymalarına izinvermeyelim!".

� Mahallemizde Çocuk İstismarına

Geçit Yok!Okmeydanı Halk Meclisi mahallede

yaşanan çocuk istismarıyla ilgili biraçıklama yayınladı. Açıklamada şunlarbelirtildi: "Mahallemiz devrimcilerin,ilericilerin yaşadığı bir mahalledir. Geç-tiğimiz günlerde Mahmut Şevket PaşaMahallesi Eflatun Sokakta, 8 yaşındakibir kız çocuğuna cinsel saldırıda bu-lunmak isteyen 25 yaşlarında bir sapıkçocuğun ailesi tarafından fark edilerekdövüldü. Çocuğun ailesi, sadırının ar-dından Okmeydanı Halk Meclisi’nebaşvurmuş, ancak o sırada saldırganpolis tarafından korumaya alınıp zırhlıaraçlarla mahallemizden kaçırılmıştır.

2 Temmuz'da Okmeydanı Halk Mec-lisi üyeleri mağdur ailemizi ziyaret etti.Ayrıca diğer komşularımızın dilek veşikayetlerini de dinleyen Halk Meclisiüyeleri, gülen yüzlerle karşılanıp alkış-larla uğurlandılar.

Biz diyoruz ki, mahallemizde ah-laksızlığa, zorbalığa, çocuk istismarınaasla geçit vermeyeceğiz!".

� Temizlik İnsanlığımızdan Gelir!Okmeydanı Halk Meclisi üyeleri 4

Temmuz'da Sibel Yalçın Direniş Par-kı’nda bir bankta çekirdek çitleyep yereatan iki kişiyi uyararak konu ile ilgilibilgilendirme yaptı. Ev harici her yerinçöplük olarak algılanmaması gerektiğianlatıldı. Uyarı ve bilgilendirmeden he-men sonra uyarılan kişiler çay ocağındabulunan süpürge ve faraşı alarak kirlet-tikleri yeri temizleyerek parktan ayrıl-dılar.

� Ücretsiz Muayene ve Tedavi İçinBilgilendirme

Okmeydanı Halk Meclisi Sağlık Ko-mitesi, 9 Temmuz'da yaptığı açıklamadaücretsiz göz-diş ve genel sağlık taramasıyapacağını duyurdu. Tarih netleştiril-dikten sonra mahalleye tekrar açıklamayapılacağı belirtildi.

"MahallemizdenUyuşturucuyu

Sileceğiz!"

Page 51:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

Salih Direndi ve Kazandı, Nuriye ve Semih de Kazanacaklar!Hasan Ferit Gedik Uyuşturucu ile Savaş ve Kurtuluş

Merkezi çalışanları ve Yürüyüş dergisi çalışanları, 5 Temmuz’da,HFG'de tedavi görürken tutuklanan Salih Kanza’ya mektupyazdı.

Salih Kanza, 9 Mayıs’ta Yürüyüş dergisi dağıtımı sırasındaişkenceyle gözaltına alındıktan sonra tutuklanmıştı.

Konuyla ilgili yapılan açıklama şöyledir: “Evet; Salih dışarıdakisavaşma geleneğini, Özgür Tutsaklık koşullarında da sürdürmeyedevam etti. Ve Salih bugün, faşizmin zindanlarında, keyfi yasakve işkencelere karşı direnmeye devam ediyor. Gasp edilen haklarınıgeri alabilmek için, açlık grevi başlatmış ve en son hücresiniyakarak tüm haklarını geri kazanmıştır. Direnişi sonuç verdi:Şimdi Salih, artık kitaplarını alabiliyor, ailesiyle görüş yapabiliyor.Faşizmin baskı ve işkenceleri karşısında susup onurunu satanlaraSalihlerimiz, nasıl direnilir onu gösteriyor. Salih direndi vekazandı. Nuriyeler de Semihler de kazanacaklar!”

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

551HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Halkın Mühendis Mimarları 7 Temmuz’da, Nuriye veSemih ile dayanışma için açlık grevine başlamaları üzerine,gözaltına alındılar.

Makine Mühendisleri Odası İstanbul Şubesinde başlatılanaçlık greviyle ve gözaltılarla ilgili şu açıklama yapıldı:

“... Nuriye ve Semih’in tutsaklıklarının ardından YükselCaddesi’nde başlayan direniş, halkın olduğu her yere taşındı.Bugün Nuriye ve Semih’in açlık grevinin 120. günlerindeve adalet mücadelesi ve direniş çığ gibi büyüyor.

Yüksel Caddesi’nde Nuriye ve Semih’in ardından di-renmeye devam eden Nazife hoca, Acun hoca, Veli Saçılıkgözaltına alındılar ve hala gözaltında olmalarına rağmendireniş bitmedi, bugün de direniş devam ediyor… Kadıköy’deher cuma Nuriye ve Semih için adalet isteyen binlerceinsan yürüyor. Nuriye ve Semih için avukatları 1 haftadıraçlık grevindeler. Halk Cephesi Küçükarmutlu Mahallesi’ndesüresiz açlık grevinde. Sanatçılar 1 günlük destek açlıkgrevi yaptılar. Ve adını sayamadığımız birçok açlık grevidirenişi ve direnişler Nuriye ve Semih’in talebinin kabuledilmesi için devam ediyor.

Bizler de Halkın Mühendis Mimarları olarak Nuriyeve Semih’in talepleri kabul edilene kadar bu meşru müca-delelerinin yanındayız. Bunun için 7 Temmuz Cuma günüsabah saat 10.00’da 3 günlük açlık grevine başladık.Biliyoruz ki direnişimiz sadece Nuriye ve Semih içindeğil, aslında faşizmle yönetilen ülkemizde, sömürülen,açlıkla ıslah edilmeye çalışılan, katledilen halkımız için,en başta da insanlık onurumuz içindir.

Nuriye ve Semih’in açlık grevi bugün 120. günlerindeve günler ilerledikçe ölüme daha da yaklaşıyorlar. Susmakölümlerine sessiz kalmaktır, bu iki insanın öldürülmesineortak olmaktır. Halkın Mühendis Mimarları olarak bizlerNuriye ve Semih’i yaşatacağız diyerek başladık direnişimize.7-8-9 Temmuz tarihlerinde Makine Mühendisleri Odasıİstanbul Şubesi’nde yapacağımız 3 günlük açlık grevimizeAKP’nin eli kanlı katil polisleri tahammül edememiş ve 2.gününde saldırmışlardır. Halkın Mühendis Mimarlarından6 arkadaşımız gözaltına alınmıştır. AKP iktidarına artıkson sözümüz; açlığımızla direnecek ve direndikçe kazana-cağız. Hiçbir işkence yönteminiz bizlerin iradesini kıra-mayacak.

Faşizmi açlık grevi direnişlerimizle yıkacağız! Gözaltınaalınan arkadaşlarımızın isimleri; Barış Yüksel, Hakan Gül,Mehmet Göçebe, Mehmet Araz, Serdar Aslan, YıldızZekine Çıplak.”

Açlığımızla Direnecek ve Kazanacağız!"

İkitelli Halk Cephesi, şehitdüşen Kemal Avcı ile ilgili 7Temmuz'da bir açıklama yaptı.

Açıklamada şunlar belirtildi: "Uzun yıllardır mide kanseri

olan Kemal Avcı bugün şehitdüşmüştür. Çok uzun yıllardır FTipi tecrit hücrelerinde kalan Ke-mal Avcı’nın katili faşist AKPiktidarıdır! Hapishanedeyken bile,hasta tutsak olarak tedavisi bilinçlibir şekilde engelleniyordu.

Mide kanserine hapishanedeyakalanmıştır. Hasta tutsaklar tah-liye edilmeyerek Kemal Avcıgibi insanlarımız yıllardır tecrithücrelerinde katlediliyor! Bugünbile hapishanelerde birçok dev-rimci tutsak, tedavisi yapılma-yarak tecrit hücrelerinde gün günölüme mahkum ediliyorlar.

Kemal Avcı da faşist AKPiktidarının bu politikalarındandolayı yıllardır bu hastalığa karşımücadele etmiştir. Hastalığa ilkyakalandığı andan itibaren ha-pishanede tedavi edilmiş olsaydıya da tahliye edilmiş olsaydı,hastalığı bu kadar ilerlemeyecekti.

Hapishanedeyken bir türlü tahliyeedilmeyerek hastalığı bilinçli birşekilde ilerletilmiştir. TAYAD’lıAilelerin mücadelesi sonucu hastatutsakken tahliye edilmiştir. AynıGüler Zere örneğindeki gibi sa-dece dışarıda ölüm hakkı veril-mişti.

Buna benzer hapishanelerdeyaşanan birçok olaydan, hasta-lıklardan, işkencelerden faşistAKP iktidarı sorumludur! Biz-lerde buradan diyoruz ki; KemalAvcı’nın katili faşist AKP ikti-darıdır!

Nasıl ki Güler Zere’yi, MeteDiş’i, Mesude Pehlivan’ı ve Ke-mal Avcı’yı mücadelemiz sonu-cunda faşist AKP iktidarının tecrithücrelerinden aldıysak aynı şe-kilde diğer tüm hasta tutsakları-mızı da alacağız!”

Kemal Avcı Ölümsüzdür!

Page 52:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

�� Berlin’de Yüksel Direnişine DairOturma Eylemi Yapıldı

Yüksel Direnişi’nin sesi, Berlin`deduyurulmaya devam ediyor. Berlin HalkCephesi 8 Temmuz Cumartesi akşamı,Kotbusser Tor`da oturma eylemi yaptı.Saat 17.00’da başlayan eylemde YükselDirenişi’ni ve direnişçilerini sahiplenenTürkçe-Almanca sloganlar haykırıldı.Türkiyelilerin yanı sıra, Almanlar da ey-leme ilgi gösterdi.

� Berlin’de Yüksel Eyleminin 3. Günü

10 Temmuz Pazartesi günü BerlinHalk Cephesi tarafından bir oturma eylemiyapıldı. Kottbüsser Tor’da “Nuriye Gül-men ve Semih Özakça Yalnız Değildir”pankartı ve direnişe dair dövizler açılarak,“Her Yer Yüksel Her Yer Direniş, DireneDirene Kazanacağız, Nuriye Gülmen VeSemih Özakça Yalnız Değildir, YaşasınAçlık Grevi Direnişimiz” sloganları hay-kırıldı. Bildiri dağıtımında yapılan soh-betlerde yanında çocukları da olan Tür-kiyeli bir kadın, “onlar bizim kahraman-larımız” diyordu. Bu bile Yüksel Direni-şinin halkın gözündeki yerini göstermeyeyetecek bir cümledir. Bütün baskı, yasakpolitikalarına, işkenceli gözaltılara, tu-tuklamalara rağmen halk direnenlerinhakkını vermektedir.

� Ulm’de Nuriye, Semih ve Meşaleiçin Eylem Yapıldı

7 Temmuz 2017 tarihinde saat 18.00’daUlm çarşı merkezinde yaklaşık 60 kişininkatılımıyla Nuriye Gülmen, Semih Özakçave Ulm’lu çevirmen Meşale Tolu içineylem düzenledik. Eylemde Nuriye veSemih’in sağlık durumlarının kritik aşa-maya gelindiği ve bir an önce tutuklularınınsonlandırılması ve işlerine geri dönmesigerektiğine vurgu yapıldı.

� Dortmund’da Nuriye ve Semihİçin Oturma Eylemi

Dortmund’un merkezinde yapılanoturma eylemi 6. gününde 10 Temmuz’dadevam etti. Her gün olduğu gibi saat18:00’da biraraya gelen Dortmund HalkCepheliler yine pankartlarıyla, dövizleriyle

ve sloganlarıyla Nuriye’yi Semih’i veYüksel direnişçilerini selamladılar. Açlıkgrevinin 124. ve direnişin 244. günündeeylem yerinden geçen halka Yüksel di-renişi anlatıldı. Bir arkadaşımız Almancaajitasyon çekip Nuriye ve Semih’in du-rumunu anlatıp insanların ilgisini çekti.Bir saat süren eyleme 6 kişi katıldı.

� Mannheim`da Nuriye ve Semihİçin Oturma Eylemi

120 günü aşkındır faşizmin zindanla-rında direnen ve bu direnişlerini zaferikazanıncaya kadar sürdüreceklerini açık-layan Nuriye Gülmen ve Semih Özakçaiçin Almanya Mannheim`da bir oturmaeylemi gerçekleştirildi.

� Almanya’nın Bilefeld’de NuriyeGülmen ve Semih Özakça İleDayanışma Standı

Almanya’nın Bieldfeld şehrinde herhafta Cumartesi günü, ölüm sınırındaaçlık grevini sürdüren, Nuriye Gülmenve Semih Özakça’nın taleplerini destek-lemek amacıyla bilgilendirme ve imzastandı açılacak. İlki bugün gerçekleşenetkinliğe ilgi yoğundu. 11 adet protestofaks imzalandı. Bildiriler dağıtıldı. Nevarki, Semih ve Nuriye’nin tutsak edildiğihapishane idarelerine gönderilmek istenenimzalı protesto metinleri, hapishane idaresitarafından teknik olarak engellenmeyeçalışılıyor. 11 adet faks için onlarca dakika

Av ru pa’da

Almanya’nın Hamburg şehrinde 7-8 Temmuz2017 tarihlerinde emperyalist ülkeler ve onlarınen gelişmiş yeni sömürgeleri G20 zirvesinde biraraya geldiler. Bu zirvede halkları nasıl sömü-receklerini, dünya halklarında var olan ayaklanmapotansiyelini nasıl bastırabileceklerini konuştular.Aylardır “Hamburg şehrinde hiç bir çatışma ya-şanmayacak” ve “aşırı solculara karşı sıfır toleransgöstereceğiz” diyerek boyundan büyük açıkla-malar yapan Hamburg’un İçişleri Bakanı tümdünya önünde rezil oldu. Onbinlerce polisi şehretaşıyan İçişleri Bakanı Grote, gençliğin emper-yalizme karşı öfkesini engelleyemedi.

Avrupa Dev-Genç’liler 6 ve 9 Temmuz ta-rihleri arasında Hamburg’da bulunarak çeşitliyürüyüşlerde yer alarak emperyalizme karşı duruşunu bir kez daha gösterdi. G20zirvesi protestolarına toplam 13 Dev-Genç’li katıldı.

Nuriye ve Semih Direniyor, Avrupa Direniyor!

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA52

Avrupa Dev-Gençliler Almanya Hamburg’da G20 Zirvesine Karşı Yürüdüler

Page 53:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

geçiyor ancak faksların ulaştığı belge-lenemiyor.

Pazar günü Bielefeld UluslararasıEğitim Merkezinde (IBZ)bir günlükaçlık grevi ile devam edecek olan da-yanışma eylemi, çeşitli etkinliklerle sü-recek.

�� Dortmund’da Oturma Eylemi 5.Gününde

Akademisyen Nuriye Gülmen veöğretmen Semih Özakça’nın taleplerininkabul edilmesi ve işlerine geri dönmeleritalebiyle başlattıkları direnişe destekiçin Dortmund Çarşı Reinoldkircheönünde başlattığımız oturma eylemi 8Temmuz 2017 Cumartesi günü devam

etti. Pazar hariç her gün akşam 18.00’dabaşlayan oturma eylemi yine sloganlarve Grup Yorum şarkılarıyla başladı. Ey-lemde Almanca- Türkçe bildiriler dedağıtıldı.

� Belçika’da Uzun Yürüyüş’ünİkinci Günü

4 Temmuz Salı günü Belçika’nınLiege şehrinden başlayıp Brüksel’desonlanacak olan yürüyüşün ikinci gü-nünde 25 km yol katedildi. 15 kişi ileyapılan yürüyüşün ikinci parkuru sabahsaat 11.00’dan akşam saat 18.00’a kadarsürdü.

Yürüyüşçülerin konakladığı kampyerinin sahibesi Nuriye ve Semih’in di-renişi anlatıldığında etkilenip onlar içinibadet yaparak dua etti. “Zulme direnenlerhalkın dualarını alıyor. Kalplerine yer-leşiyor. Halkına zulmedenler ise halkınonlara hazırladığı cehenneme gidecek”diyen yürüyüşçüler ev sahibinin yaktığımumlara çok sevindiler…

� Belçika’da Uzun Yürüyüş’ünÜçüncü Günü

4 Temmuz Salı günü Belçika’nınLiege şehrinden başlayıp Brüksel’desonlanacak olan yürüyüşün üçüncü gü-nünde yine yaklaşık 25 km yol katedildi.Bugün 14 kişi ile yapılan yürüyüş geçeniki günde olduğu gibi sabah saat11.00’dan akşam saat 18.30’a kadarsürdü.

Yürüyüş sabah yapılan bir kısa açık-lama ile başladı. Her zamanki coşkusuile bugün de hayata geçirilen yürüyüşakşam Leuven Üniversitesi’nin önündeyapılan açıklama ile bitirildi.

Yürüyüş yağan yağmura rağmen so-nuna kadar devam ettirildi. Özelliklebüyüklerin küçüklere yağmurdan ko-runmaları için yaptıkları “arabada oturun”telkinlere küçüklerin sert bir dille “Nuriyeve Semih serbest bırakıldı mı ki benyürüyüşümü bırakayım” cevabını ver-mesi direnişe nasıl yaklaşılması ile ilgiliküçüklerimizden de öğreneceklerimizinolduğunu gösterdi. “Çocuklarımız hemSemih abileri ve Nuriye ablaları, hem

de kendi gelecekleri için yürüyor.

Yarın sona erecek UZUN YÜRÜ-YÜŞÜMÜZ’ün sonunda Brüksel Üni-versitesi’nde bir etkinlik yapılacak. Son2 km’yi birlikte ve kitlesel yürüyebilmekiçin Belçika’da bulunan tüm kurum vekişilere çağrılar yapıldı. Belçika’nınulusal kanalında da yer bulan yürüyüşünson 2 km’sine yine aynı kanal (RTBF)kameraları ile eşlik edecek.

� Londra’da Nuriye ve Semih içinToplu Bildiri Dağıtımı

İşi ve onuru için direnen Nuriye veSemih’in direnişlerini desteklemek veAKP faşizmini teşhir etmek için Türkiyelihalkların yaşadığı mahallelerde topluolarak bildiri dağıtımına devam ediliyor.Tottenham/ Edmonton mahallelerindeyaklaşık iki saat süren bildiri dağıtımıboyunca esnaflar ziyaret edilip, kahve-hane konuşmalarıyla yürüyüşe çağrı ya-pıldı. Nuriye ve Semih’e Özgürlük Ko-mitesi’nin organize ettiği etkinliklerinonlar özgür oluncaya ve işlerini gerialıncaya kadar devam edeceği belirtil-di.

� Toplu Bildiri Dağıtımı 3. GünGreen Lanes bölgesinde yapılan toplu

bildiri dağıtımı boyunca yaklaşık yüzadet yürüyüşe çağrı afişi esnafların cam-larına, otobüs duraklarına asıldı.

Nuriye ve Semih’e Özgürlük Ko-mitesinin organize ettiği, iki saat sürenyürüyüş boyunca Türkçe ve İngilizce50 bildiri dağıtıldı 15 Temmuz saat18.00’da Manor House’de başlayacakolan yürüyüşe çağrı yapıldı.

� Toplu Bildiri Dağıtımı 4. GünNuriye ve Semih’in direnişini anlat-

mak ve Türkiye faşizminin saldırılarınıteşhir etmek için toplu bildiri dağıtımıdördüncü gününde Dolston ve StokeNewington mahallesinde devam etti.Esnaflar ziyaret edilerek kahvehanelerdeyürüyüşe çağrı yapıldı. Çağrı afişi asıl-dı.

� Londra’da Dev-Genç’liler FilmGecesi Düzenledi

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

53HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Page 54:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

7 Temmuz Perşembe günü Londra’daDev-Genç’liler film gecesi düzenledi.

19.00’da başlayan film gecesinde “Man-dıra Filozofu” adlı film izlendi. Filmebaşlamadan önce toplanan gençler,e 17Haziran’da düzenlenen Halklar Festivalihakkında düşüncelerini ilettiler ve 15-16Temmuz’da Stuttgart’ta olacak GençlikKurultayı hakkında bilgi verildi. Dahasonra hep birlikte film izlenip, 16 gencinkatıldığı gece saat 22.30’da sonlandırıldı.

� Londra’da Dev-Genç’lilerdenYazılama

3 Temmuz Pazartesi günü Londra’nınEdmonton bölgesine Nuriye gülmen VeSemih Özakça’nın meşru direnişlerinin117.gününde onlara destek olmak içinDev-Genç’liler duvarlara 2 adet “SemihÖzakça Yalnız Değildir” ve “Nuriye Gül-men Onurumuzdur” yazdılar.

�� Londra’da Nuriye ve Semih içinFaşist Türkiye Elçiliği ÖnündeProtesto

Her cuma günü olduğu gibi bu cumada faşizmin kapılarına dayanıp İngilizceve Türkçe sloganlarımızla, pankartımızlaöfkemizi haykırdık. İngilizce Nuriye veSemih’e özgürlük, adalet istiyoruz yazılıfotoğraflı tişörtlerimizle ve kızıl bayrak-larımızla yaklaşık bir saat boyunca AKPfaşizmi teşhir edildi.

� Londra’da Halk ToplantılarımızHer hafta olduğu gibi bu pazar da

kahvaltıdan sonra halk toplantısına başlandı.Gündemimiz yine Nuriye ve Semihti. Ge-çen haftaki halk toplantısında karar verildiğigibi bir haftalık programın aksatmadanyapıldığı belirtildi.

� Londra’da Uluslararası ilişkilerKomitesi’den Nuriye ve Semih içinDayanışma Gecesi

Semih ve Nuriye sadece ülkemizdedeğil dünya halklarının dilinde ve gönlündeartık. Onların direnişi siyasi politik olarakbitenlere bile ayağa kalkacak gücü verdi.

8 Temmuz Pazar günü, Uluslararasıilişkilerin, İRPSG (İrlandalı CumhuriyetçiTutsaklarla Dayanışma Grubu) ve Anti -internment Group London’la birlikte or-ganize ettiği, başta Nuriye ve Semiholmaküzere tüm devrimci tutsaklarla dayanışmagecesi yapıldı.

Nuriye ve Semih’in direnişini anlatanbir konuşmadan sonra, İngilizce alt yazılıkısa bir video izlendi. Katılan dostlarımızgruplarını temsilen Nuriye ve Semih’indirenişleriyle onur duyduklarını ve birliktedaha çok iş yapmamız gerektiğini belirtti.İrlandalı devrimci sanatçı Pol Mac Ada-im’in da katıldığı gece Pol Mac Adaim’inseslendirdiği şarkılar ve marşlarla coşkuluanlar yaşadı. Nuriye ve Semih için yapılantişörtü giyinen sanatçı, özellikle ÖlümOrucu şehidi Boby Sands’a yazılan şarkılarıNuriye ve Semih için söylediğini belirtti.

İki saat süren, İrlandalı anamız TerryMother’in da katıldığı etkinlik programÇav Bella marşıyla sona erdi.

� Londra’da Dev-Genç’lilerin YürüyüşÇalışmaları Sürüyor

11 Temmuz Salı günüLondra’nın Westgreen Roadbölgesinde Dev-Genç’lilercumartesi günü Nuriye Gül-men ve Semih Özakça’yaözgürlük yürüyüşü için afişastı. 4 Dev-Genç’linin ka-tıldığı çalışma yaklaşık 1saat sürdü ve toplamda 20afiş asıldı

� Londra’da GençlikToplantısı

11 Temmuz Salı günü12 gencin katıldığı toplan-tıda 15 TemmuzCumartesi günü NuriyeGülmen ve Semih Özakçaiçin düzenlenecek yürüyü-şün önemi anlatıldı.Yürüyüş öncesi neleryapılabilir diye konuşul-du. Daha sonra NuriyeGülmen ve Semih Özakçaiçin futbol turnuvası kararıalındı. 19:30’da başlayantoplantı 20.15’te sonlandı-rıldı.

İsviçre TAYADKomitesi YürüyüşünüTamamladı

İsviçre TAYAD Komiteolarak 4 günlük Basel-Stra-usbourg yürüyüşümüzü Av-rupa İnsan Hakları Mah-kemesi önünde yaptığımız

basın açıklaması ile sonlandırdık. AİHMden bir yetkiliye neden buraya yürüdüğü-müz, direnişimiz ve taleplerimiz anlatıl-dı.

İsviçre Uluslararası İlişkilerKomitesine Aydınlardan DayanışmaMesajları Gelmeye Devam Ediyor!

İsviçre Uluslararası ilişkiler Komitesikendilerinin nezdinde tüm emekçilerinonuru için açlık grevinde olan NuriyeGülmen ve Semih Özakça için dayanışmaçağrısı yapmıştı. Aydınlardan bu çağrıyacevaplar gelmeye devam ediyor. Şair OzanTelli ve Yazar Haydar Karataş, adalet veonur savaşçılarına destek mesajları gön-derdiler.

İsviçre Uluslararası İlişkiler Komitesi, Özgürlük Komitesi İle Politik Tutsaklarla

Dayanışma Gösterisi Yaptı!İsviçre’de bulunan 7 ayrı ülkenin tutsaklar komi-

tesinden oluşan Özgürlük Komitesi politik tutsaklarladayanışma için gösteri düzenledi. Gösteriye Türkiye,Kolombiya, Peru, Meksika, Filistin, Arjantin ve Gue-tamala`dan tutsak örgütleri temsilcileri katıldı.

Kolombiya’da FARC’ın barış görüşmeleri çer-çevesinde politik tutsakların serbest bırakılması an-laşmasına uymayan devleti protesto için 1500 tutsakaçlık grevi yapıyor.

Türkiye’de işleri ve onurları için Nuriye Gülmenve Semih Özakça ve onu destekleyenler dünyanınçeşitli yerlerinde açlık grevi yapıyorlar.

Peru’da, 2.500 kişilik hapishanede 7000 kişikalıyor ve hapishane içi cinayetler yaptırılıyor.

İsrail hapishanelerinde 6.500 tutuklu var.

Fransa hapishanelerindeki tutsakların sayısı 70bini geçti.

Almanya’da politik tutsaklara uygulanan izolasyongünde 23 saat hücrede tutulmayla en üst seviyede.

Dünyada varolan sistemin bir sonucu olan politiktutsaklara karşı yıldırma, teslim alma ve yok etmeçabalarına karşı ses olmak için yapılan gösteri da-yanışma amaçlı çekilen fotoğraflarla sonlandırıldı.

Yürüyüş

16 Temmuz2017

Sayı: 23

İKTİDAR VE BAĞIMSIZLIK HEDEFİ OLMAYAN BİR GERİLLA54

Page 55:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

AVRUPA’dakiBİZ

Semih ve Nuriyelerin direnişi, ülke-mizde olduğu gibi Avrupa'nın da birçokülkesinde ve şehrinde direnişi destekleyenve dayanışmayı büyüten eylemlerle devamediyor.

Oturma eylemleri, destek açlık grevlerive Avrupa'da örgütlenen yürüyüşler, ül-kedeki mücadelenin salt dayanışmacısıolmaktan çıkarıyor Avrupa'da yaşayanBiz'leri... Ülkede örgütlenen direnişlerledayanışmak, var olan mücadelenin Av-rupa'da sesi olabilmek, elbette bizleringörevi, ama bu mücadelenin bir parçasıolmak aynı zamanda eylemlerimizde dedar, kendini tekrar eden anlayıştan çıkmayıda gerektiriyor. Çünkü mücadele heralanda bedel ödeyerek devam ediyor vebu ödenen bedellerin, yükselen mücade-lenin doğal olarak bir ayağını da, Avrupa'dayaşayan Türkiyeliler olarak, bizler temsilediyoruz.

Avrupa'da Yapılan UzunYürüyüşler, Gelişen Mücadele Anlayışımızdır

Avrupa'da yapılan eylemlilikler veuzun yürüyüşler, siyasi alanda yaşanangelişmelere karşı duyarsızlığı parçalamaboyutu ile önemlidir. Direniş boyutu ilegösterilen siyasi kararlılık, ülkemizde vedünyada tüm solu etkiliyor.

Emperyalizm ve işbirlikçileri tarafın-dan unutturulmak istenen direnme gele-neği ve değerlerimiz, başlatılan direnişlerletüm dünya soluna umut ve cesaret veriyor.

Direnme, her koşulda teslim olmama,dayatılan kalıplar içerisine girmeme, as-lında devrimcilikle bütünleşmiş bütüngelenekleri tekrar sola hatırlatma boyutuile önemli bir süreç içerisindeyiz. Herdireniş, eğer siyasi bir kararlılık varsazaferle, kazanımla sonuçlanır.

Semih ve Nuriye'nin direnişini tümdünyanın gündemine sokan da siyasi ka-rarlılık ve siyasi alandaki mücadeledegelişen anlayıştır. Avrupa'da ülke top-raklarında yaşanan direnişi gündeme ta-şımak da bu yanıyla önemlidir. Çünkügündeme sokulan her direniş aynı za-manda Avrupa solu açısından da birumuttur ve emperyalizm bu umudu yoketmek için her türlü sansür ve baskı po-litikasını devam ettirecektir. Çünkü de-mokratik alanlarda örgütlenen direnişler,toplumsal muhalafetin yükselmesinde,birlik ve dayanışma ruhunun örgütlen-mesinde önemli rol oynar.

Emperyalizmin sansür duvarını kır-mak, eylemlerimizde daha cürretli vedaha yaratıcı yöntemler geliştirmemizide zorunlu kılıyor. Bu yanıyla Avrupa'daörgütlenen uzun yürüyüşlerin rolü veetkisi de büyüktür. Çünkü yapılan tümeylemlerde olduğu gibi, 4 gün süreyleyapılan yürüyüşlerde de Avrupa solu açı-sından birlik ve dayanışma örgütlenebil-miş, hatta bizzat yürüyüşün katılımcılarıolmuşlardır. Kendi kitlemiz açısından isekilometrelerce yol katederek direnişedestek olmak, kafalarda olmazların yı-kılması boyutu ile önemli bir kazanımolmuştur.

Belçika ve İsviçre'de Gerçekleştirilen Uzun Yürüyüşler

Belçika'nın Liege şehrinden başlayıpBrüksel'de son bulan uzun yürüyüş, 4Temmuz'dan 7 Temmuz'a kadar sürdü.

4 gün boyunca Nuriye ve Semih'indirenişi anlatıldı. Direnişin sadece işinigeri isteyen insanların başlattığı bir direnişolmadığı, OHAL sürecinde Türkiye’dehak ihlalleri ve devrimci-demokrat herkesekarşı uygulanan baskı ve sindirme poli-tikası olduğu anlatıldı. Baskı ve sindirmedevletin katliam politikaları, en ufak sesiboğmak için saldırı ve hapishaneler po-litikası ve buna karşı direnenler anlatıldı.

Yürüyüş boyunca katılımlarıyla, açık-lamalarıyla uluslararası alanda birçokakademisyen, demokrat eyleme destekverdi, bizzat yürüyüşe katıldılar. Yürüyüşsonunda gerçekleştirilen 2 km'lik yürüyüşekatılanlar, eylemlerin zaferle sonuçla-nıncaya kadar devam edeceğini de ilanettiler.

Yine İsviçre'de başlatılan ve Fransa'nınStrasburg şehrine kadar devam eden uzunyürüyüşün etkisi de aynıydı. Yürüyüş 4gün sürdü ve Strasburg Avrupa İnsanHakları Mahkemesi önünde yapılan basınaçıklaması ile sonlandırıldı. YineAİHM'den bir yetkiliye dosya sunularakyürüyüş nedenleri, ülkemizde yaşanandireniş anlatıldı.

Sonuç olarak; Avrupa'da direnişe des-tek boyutu ile uzun yürüyüşün kazanımı,yaşadığımız ülkelerde siyasi mücadeleninve mücadele yöntemlerinin gelişimi açı-sından önemli bir adımdır.

Çünkü; sokağa çıkmak, yürüyüş bo-yunca girilen her şehirde, her mahalledegündem olmak, emperyalizmin ve ülke-mizdeki işbirlikçi faşist iktidarın hapis-hanelere atarak boğmaya ve kırmaya ça-lıştığı, sansür suskunluğunda yok etmeyeçalıştığı direnişin sesi olmuştur.

Çünkü direnişe uygulanan yasaklarancak, sokağa çıkılarak, yol katederek,bildirilerimizle, basın açıklamalarımızla,çocuk, genç, yaşlımızla kırılacaktır.

AVRUPA’DA GELİŞEN SİYASİ MÜCADELE ANLAYIŞIMIZIGELİŞTİRMELİYİZ

16 Temmuz2017

Yürüyüş

Sayı: 23

55HALK ORDUSUNA DÖNÜŞEMEZ

Dergimizin 23. sayısının yayınlandığı 16 Temmuz 2017 günü;*KEC- Nuriye Gülmen ve Semih Özakça açlık grevlerinin 130. günündeler

*KEC- Nazife Onay direnişini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdı *Malatya’da direnen KEC’liler direnişlerini Ankara Yüksel Caddesi’ne taşıdılar

*Esra Özakça açlık grevi direnişinin 55. günündeler*KEC- Düzce Alev Şahin direnişinin 122. gününde

*Mehmet Güvel açlık grevinin 15. gününde

Page 56:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

“Direnişimiz her yere yayıldı. Devrimi savunan, demokrasiyisavunan, insanlığı savunan herkes, içeride dışarıda direniyor.Direnmeyenler, bu özelliklerini kaybediyorlar.”

Semra Başyiğit

24 Temmuz - 30 Temmuz

Semra BAŞYİĞİT27 Temmuz 1978’de, Kütahya-Akdemir

Domaniç’te doğdu. Uludağ Üniversitesi TıbbiDokümantasyon ve Sekreterlik Bölümü’negirdi. 1996 ortalarında devrimci mücadeleyekatıldı. 1996 Ölüm Orucu, onu o dönem ençok etkileyen gelişmelerden biriydi. Bir süreKurtuluş dergisinin muhabirliğini ve temsilciliğini

yaptı. F tiplerine karşı Bursa’da açlık grevi yaparken tutuklandı.Direnişini içeride de sürdürdü. Kartal Özel Tip HapishanesiÖlüm Orucu 6. Ekibi’nde Ölüm Orucuna başladı. 30 Temmuz2002’de, açlığının 367. gününde şehit düştü. Alnı kızıl bantlıbir Özgür Tutsak olarak ölümsüzleşti.

HaydarAKDEMİR

Londra’daAnadolu HalkKültür Merke-zi’nin yöneti-cilerindendi. 30Temmuz 2001

sabahı intihar etmiş olarak bu-lundu.

Haydar Akdemir

Ali Rıza KURT17 Temmuz 1995’te, Buca Hapishanesi'nden öz-

gürlük eylemiyle tutsaklığına son vermesinden sonra,27 Temmuz’da İzmir’de kaldığı evde katledildi. 12Eylül öncesinde Hareket’in bir sempatizanı olan AliRıza, 1986’dan itibaren birçok görev aldı. 1989-1990Atılım yıllarında, İstanbul Dev-Genç’in yöneticile-rindendi. 1990’dan itibaren farklı alanlarda görev

aldı.

Ali Rıza Kurt

Osman SÜMBÜL27 Temmuz 1980’de, işkenceye karşı yürütülen

bir kampanyanın afişlerini asarken, polis tarafındankurulan pusuda katledildi. Kadıköy Dev-Genç'tekiçalışmalarında, fedakarlığıyla, alçak gönüllülüğüylekendini kabul ettirmiş bir devrimciydi.

Ali Ekber TURAL20 Mart 1961 doğumluydu. Uzun yıllar müca-

delenin içinde yer aldı. 25 Temmuz 1992’degeçirdiği trafik kazası sonucu, aramızdan ayrıldı.

Ali Ekber Tural

Mehmet TAYANÇYurtdışında, emperyalizme ve faşizme karşı

mücadelesini devrimci hareketin örgütlülüğü içindesürdürüyordu. 25 Temmuz 1990’da Cenevre’de,eskiden Devrimci Yol’cu olan biri tarafından, bı-çaklanarak öldürüldü.

Mehmet Tayanç

Salih BADEMCİİşkencelere ve

Faşist Teröre KarşıMücadele Kam-panyası sırasında,29 Temmuz 1980günü, İstanbul Sü-leymaniye'de ge-

riciler tarafından katledildi.

Salih Bademci

Sultan ÇELİK 1978 yılında devrimcilerle tanıştı. Defalarca

gözaltına alındı, işkence gördü. Tek Tip El-bise’ye karşı mücadelede alanlara ilk çıkanlarınarasındaydı. 1987 yılında Bayrampaşa Ha-pishanesi önünde TTE'ye karşı bir eylemekatıldığı için gözaltına alınıp tutuklandı. Tümhalkın, muhaliflerin 12 Eylül terörüyle sin-

dirildiği, dışarıda hak ve özgürlükler mücadelesi adına«yaprağın kımıldamadığı» dönemlerde bile mücadelesi, öz-verisi ve cesaretiyle örnek oldu.

Faşizmin zindanlarındaki mücadelenin dışarıdaki sesiolmayı, en zor koşullarda yerine getirmiş, TAYAD'ın ku-rulmasında, hapishanelerdeki işkence ve baskılara karşıTAYAD'lıların mücadelesinde hep en önde olmuştur. “İşim,eşim, evim” demeden, TAYAD’lı Aileler geleneğinin yara-tılmasında, gözaltılara, baskılara aldırmadan mücadele ettiSultan Çelik. Birçok ailenin olduğu gibi, tutsak evladını sa-hiplenme temelinde başlayan faşizme karşı mücadelesini,siyasi bilince dönüştürdü.

Bu nedenledir ki, mücadelesi, hapishanelerle sınırlı kal-madı. Hak ve özgürlükler mücadelesinin içinde yer aldı, bumücadelede bir dönem önemli bir yer tutan ÖZGÜR-DER’in ve ezilen, sömürülen, horlanan kadınların örgütlendiğiDEMKAD'ın (Demokrasi Mücadelesinde Kadınlar Derneği)kurucuları arasında yer aldı. Gözaltılar, gördüğü işkenceler,çektiği acılar ve çileler sağlığını olumsuz etkiledi, kanserhastalığına yakalandı. Beş yıl boyunca kansere direndi,yaşam mücadelesi verdi. 25 Temmuz 2003 günü kansereyenik düşerek Bakırköy Devlet Hastanesi'nde yaşamınıyitirdi. Mezarı, İstanbul Sanayi Mezarlığı’ndadır.

Sultan Çelik

Aynur CEYLAN:28 Temmuz 1980’de, o zamanki adıyla Devrim

Lisesi’nde öğrenci iken daha 16’sında, ailece ya-şadıkları evinin balkonunda, gece, faşistler tarafındankatledildi.

Aynur Ceylan

Semra Başyiğit

Osman Sümbül

Page 57:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

"Abimle görüşüyorum, yerini de biliyorum. Ama sizesöylemeyeceğim."

Bu sözler, Ali Rıza Kurt'un henüz 15 yaşındayken iş-kencecilere verdiği cevaptır. İşkenceciler, Ali Rıza'nınönünü kesip, yoldan gözaltına alırlar. "Abin nerede?"sorusuna Ali Rıza, üzerinde bulunan çakı bıçağıyla cevapverir. Abisinin yerini söylemek için sabaha kadar uğraşırlarama onun verdiği cevap tektir. Bu cevap, Ali Rıza'nınbütün yaşamını ve kişiliğini belirler.

12 Eylül cuntasının en ağır işkencelerine karşı direnirbu genç beden. '80 döneminde, Merzifon Hava Üssü'nde 3ay süren işkenceli sorgular ona boyun eğdiremez. Ali Rıza,tutuklanıp 2 yıl hapis yatar. Tahliye olduktan sonra okulunadevam eder ve liseyi bitirir. Daha sonra İstanbul ÜniversitesiEdebiyat Fakültesi'ni kazanır. Kısa sürede Dev-Genç yöne-ticilerinden biri olur. '90 Atılım yıllarında, Dev-Genç'in ör-gütlediği her eylemde, Ali Rıza yönetici olarak yerini alır.

Ali Rıza, İstanbul Üniversitesi Merkez Kampüsü’ndeykenbir haber gelir. Faşistler Basın Yayın Yüksek Okulu'nu basmıştır.Hemen yoldaşlarını alıp okula gider. O ana kadar Hamiyet,tek başına faşistlere tavır almıştır. Ali Rıza'nın da gitmesi vemüdahalesiyle, 1 Aralık İşgali başlatılır. Ali Rıza, direnişte enön saflarda olmanın yanısıra, yoldaşlarına pankart ve molotoflarınhazırlanmasını öğretmesiyle de bir öğretmendir.

Bir Dev-Genç'linin ataklığına, cesurluğuna, militanlığınave soğukkanlılığına sahiptir. Bu yanlarından dolayı polisleronu özellikle hedef seçmiştir. Hatta bir forum sırasındaüzerine ateş açmışlar; Ali Rıza ataklığı sayesinde vurulmaktankurtulmuştur.

Ali Rıza, Yeni Çeltek Katliamı’nı protesto eyleminde otuzpankartla yakalanır. Yine direnişiyle düşmanı rezil eder.Düşman, gözaltında bulunan diğer insanları etkilememesi içinhücrede onu herkesten ayrı tutar; insanlarla konuşturmamak

için ellerinden geleni yaparlar. Bu gözaltından sonra Ali Rızatutuklanır ve kısa bir süre sonra yine tahliye olur.

Tahliye olduktan sonra daha büyük görevlere talip olur. O,artık bir SDB savaşçısıdır. İstanbul'da, başarılı birçok eyleminiçinde o da vardır. '91 yılında Eskişehir SDB Komutanlığı’naatanır. Yine aynı yıl İzmir SDB Komutanlığı’nda görevlendirilir.Ali Rıza ve yoldaşları, görev yerleri olan İzmir'e yeni gelmişlerdirve yerleşmeye çalışmaktadırlar. Önce ev tutmaları gerekir. AliRıza ve Hamiyet, bir emlakçıya giderler.

- Ev mi arıyorsunuz? Yeni evlisiniz galiba, diye soraremlakçı. Onlar da bu senaryoyu devam ettirir. Ve emlakçıylasohbet etmeye başlarlar. Sohbet uzadıkça uzar. Bir ara emlakçı;

- Ben emlakçılık yapacak adam mıydım çocuklar. Eskidenpolistim. Adamın biri sorguda ölünce bu işi yapmak zorundakaldık işte, diyerek işkenceci, katil yüzünü açığa vurur.Bunun üzerine Ali Rıza, belli ettirmeden sohbeti özellikleuzatmaya çalışır. Polisin adını ve işkencede kimi katlettiğiniöğrenir. Polisin adı Ahmet Kaya'dır ve yoldaşımız ÖmerAydoğmuş'un katilidir. Önce silahını çekip işkenceciyi ce-zalandırmayı düşünür. Ama önce Hareket’i bilgilendirip,onay almak gerekmektedir.

Hemen Hareket’ten izin isterler. Bu arada da boş durmazlar.Eylemi planlayıp, istihbaratı iyice netleştirirler. Arada bir deemlakçıya uğrayıp, şüphe uyandırmamak için dostmuş gibibir izlenim yaratırlar. Hareketten bekledikleri izin nihayetgelir. Ertesi gün, sabah gidip hesabı bitireceklerdir.

Emlakçı dükkanı açmış, masada oturmaktadır. Ali Rızave Hamiyet, arka arkaya girerler içeriye. İşkenceci her za-manki gibi ayağa kalkıp;

- Ooo hoşgeldiniz, diye karşılar onları.- Bu defa hoş gelmedik. Bu sefer eski bir hesabı görmeye

geldik işkenceci. Ömer'i katlederken de böyle sırıtıyormuydun şerefsiz? Bugün yoldaşlarımızın hesabını sormayageldik, der ve basar tetiğe Ali Rıza.

O, bir yönetici, komutan ve savaşçıdır. Halkın adaletiniuygulayan ve hesap sorandır. 15 yaşında gözaltında direnirken,bu halk düşmanına silahını doğrulturken, onu belirleyen yan,faşizme duyduğu kin, savaşma isteği ve inatçılığıdır. Bu

"DEVRİMCİ SOL SAVAŞÇISIYIM SİZE VERECEK HİÇBİR ŞEYİM YOK"

Günay ÖZARSLAN24 Temmuz 2015 tarihinde Cephe savaşçısı

Günay Özarslan, İstanbul Bağcılar’da kaldığıbir evde faşist AKP’nin ölüm mangaları ta-rafından kuşatıldı. Ölüm mangalarının “Teslimol” çağrılarına uymadığı için katledildi...

GÜNAY ÖZARSLAN, 1983 yılında Ela-zığ’da doğdu. Dersim’den Elazığ’a göç eden

bir ailenin çocuğuydu. Kürt milliyetindendir.Çocukluğu devrimcilerin yanında geçti. Devrimcileri ha-

pishane görüşlerinde ve tutsak olan abisi nedeniyle tanıdı,sevdi. Devrimcileri sevmesinin en önemli nedeni, kendi an-latımıyla “cesaretleri, haksızlıklara karşı savaşmaları, insanlarısevmeleri, insanların da devrimcileri sevmesi” ydi..

Devrimci olmak istiyordu ve oldu.Örgütlü ilişkileri, üniversiteye gittiği 2002 yılında Zon-

guldak Karaelmas Üniversitesi’nde başladı... ŞehidimizMehmet Başbağ ile ilişki kurdu. Üniversitede, İstanbul ma-hallerinde, Karadeniz ve Kürdistan’da sorumluluklar yaptı...Tutsaklık yaşadı. Mücadele dışında bir yaşamı olmadı.

Mehmet Başbağ’ın şehit düşmesi Günay’ın emeğini,bağlılığını arttırdı; Günay’ı daha da güçlendirdi.

Günay için hareket “hayatın kendisi, küçükken düşlerinisüsleyen, örgütlendikten sonra sonsuz güven duyduğu, güçaldığı, milyonların hatta dünya halklarının tek kurtuluşumudu” idi.

Günay, çocukluğunda düşlerini süsleyen devrimcilikten,bugünün kahramanı; yiğit bir Cepheli kadın olmaya ulaşandevrimci yaşamıyla ölümsüzleşti. Şimdi çocuklarımızın,gençlerimizin düşlerini Günay olmak süsleyecek...

Gençlerimiz, çocuklarımız onun “teslim olmayın” çağrısıylaher yeri savaş alanına çevirmeye devam edecekler...

Günay Özarslan

Anıları Mirasımız

Page 58:  · -Savaş örgütü, soyut savaş teorileri üzerine şekillendirilemeyeceği gibi, savaş gerçeği yalınlığında ve somutluğunda ifadelendirilmek zorundadır.-Savaş örgütü,

yanları sonraki süreçlerde yaşamını ve olaylara karşı koyduğuher tavrını etkileyen yanlarıdır.

Yine tarihe geçecek bir eyleme imza atacaklardır. Ve yineyanında Hamiyet vardır. İşkencecilerin cezalandırılması ey-lemine giderler. Silahlarını çekip ateş etmeye başlarlar. Halkdüşmanlarının karşılık vermesi üzerine çatışma başlar. Hamiyetyaralanır. O, Hamiyet'i yaralı halde düşmana bırakmak istemezve götürmeye çalışır.

- Dayan Hamiyet, kendini bırakma, yaslan omzuma,birlikte çıkacağız. Daha kaç eylem yapacağız dayan. Sen kionlarca faşiste meydan okudun, hadi kalkmaya çalış yoldaşım,der Ali Rıza.

- Beni bırak, sen git komutanım. Sen halkımıza lazımsın,cevabını verir Hamiyet.

Evet, Ali Rıza bir komutandır. Savaşçıları ona güvenduyar. Hamiyet, savaşı sürdüreceği inancıyla "git" der AliRıza'ya. Ali Rıza, Hamiyet'i bırakmaz. Çünkü o yoldaşıdırve Hareketi’nin kendisine emanetidir.

İşte bu, yoldaşlıktır. Bu, yoldaşını koruma, kollama isteğidir.İkisinin birbirlerine verdiği bu cevapta yoldaş sıcaklığı, yoldaşsevgisi ve vefa vardır. İkisi de orada, o yerde birbirlerine,yaşatmak için canını verecek denli fedakardırlar.

İşkenceci katiller Hamiyet'i katlederler. Ali Rıza ise yaralıolarak yakalanır. Direnmemesi için ellerini arkadan kelepçelerler.Ama o, bu durumda bile zafer işareti yapacak kadar direngendir.Ali Rıza'nın bu resmi gazetelerde çıkar ve bu resim, belleklerekazınan bir direniş sembolü olur. Hemen yaralı haldeykenşubeye götürülür.

Şimdi Ali Rıza için, Hamiyet'in direngen tavrına yeni hal-kalar ekleme zamanı gelmiştir.

- Konuş, der işkenceciler, en acımasız, en hayasız işkenceleriyaparlar.

- Devrimci Sol savaşçısıyım. Size verecek hiçbir şeyimyok, der Ali Rıza ve ağzından başka söz çıkmaz. Çünkü osözüne sadık, ser veren ama sır vermeyen Devrimci Sol sa-vaşçısıdır. O, Devrimci Sol'un direnme geleneğinin şubedeboy verecek bir tohumudur. Bunun için direnir. İzmir polisine,işkencecilere unutamayacakları derslerini verir.

Fiziki işkenceyle sonuç alamayan işkenceciler, bu kez depsikolojik işkenceyle sonuç almaya çalışırlar. Ve 16-17 NisanKatliamı’nı kullanarak , "bitirdik oğlum sizi. Dayınız, SinanKukul'unuz, hepsini öldürdük" derler. Ali Rıza'nın cevabıyine hazırdır: "Bizi hiçbir zaman bitiremezsiniz. Bu ülkeyisize dar edeceğiz" der.

Evet, Devrimci Sol bu ülkeye kök salmıştır. Usta ellerleatılmıştır bu Hareket’in temeli. Destanlar yaratanlar vardır,Ali Rıza gibi. Kuşatmalarda, umudun adı kanla yazılmıştırduvarlara. Bu Hareket’i bitirecek bir güç yoktur. Çünkühalkın içinden çıkmış, halkla bütünleşmiştir Devrimci Sol.Bunu bilir ve inanır Ali Rıza.

Daha sonra tutuklanarak Buca Hapishanesi’ne gönderilir.Artık hapishanelerin de bu cesur yüreğin, eğilmeyen başındirenişine tanık olma zamanı gelmiştir.

Darbe ihanetinin yaşandığı yıllarda Buca Hapishanesi’ndedirAli Rıza. Darbecilik ihanetine tereddütsüz tavır alır. Hareket’ive önderliği sahiplenir.

Ali Rıza'nın hapishane hayatıyla birlikte özgürlük tutkusuda başlar. Daha hapishanedeki yaşamı bir yılı doldurmadan,

23 metre uzunluğunda bir tünel çıkar. Ali Rıza bu tünelin us-tasıdır. Ama patlak vermesi, onun özgürlük tutkusuna engelolamaz. Çıkan bir açıklamada, "Bir gün mutlaka dağlarda,kentlerde ama mutlaka cephelerde görüşeceğiz" sözü vardır.Savaşa ve özgürlüğe sevdalı bir beyinden çıkmıştır bu söz.Bu, Ali Rıza'dır.

Tüneli bulan düşman, Buca Hapishanesi'nde terör estirir.İçlerinde Ali Rıza ve Ölüm Orucu şehitlerimizden MüjdatYanat'ın da bulunduğu 6 kişi, hücrelere atılarak tecrit edilir.Ve bu saldırının karşısında aldıkları tavır, yine Ali Rıza'yayaraşır tavırdır. "Yoldaşlarımızın yanına gidene kadar açlıkgrevine gidiyoruz."

Bir gün mutlaka sözü gerçekleşmeliydi artık. Temmuz '95'tebir kez daha özgürlük eylemi örgütlenir. Bu defa eylem başarıylasonuçlanır. Ve üç yoldaşıyla duvarları aşarak özgürlüğünekavuşur. Düşman, onca önlemlerine rağmen Ali Rıza'nın özgürlüğekavuşmasını engelleyememiştir.

Düşman kinli, öfkeli ve korkmaktadır. Daha üç yıl öncehapse atarak "kurtulduk" diye düşündükleri Ali Rıza dışarıdadır.

Bu korkuyla sağa-sola azgınca saldırmaya başlarlar. Ha-pishanede kalan yoldaşlarına, onu seven halkına saldırırlar.Operasyon üzerine operasyon yaparlar.

27 Temmuz gecesi, Ali Rıza'nın kaldığı ev düşmantarafından kuşatılır. Ali Rıza silahsızdır. Ama düşmanpervasızdır ve çareyi Ali Rıza'yı katletmekte bulur.

Çünkü Ali Rıza, işkencehanelerde işkencecileri dizegetiren, hapishanelerin faşist yönetimlerine, direnişlerle boyuneğdirenlerdendir. Buca Hapishanesi'nin savaşın bir mevzisihaline getirilmesinde onun emeği tartışılmaz. Dev-Genç'inmilitan önderi, SDB'lerin yiğit komutanı, hapishanede de bumisyonla hareket etmiştir. Mahkemelerde Ali Rıza, yargılanandeğil, yargılayandır.

Herkes tanıyordu onu. Kimileri hiç yüzünü görmemişti.Ama herkes adını duymuştu. "Yaralıyken zafer işareti yapankomutan"dı o. O, yarattığı kahramanlıklarla halkımızatanıtmıştır kendini. Çoğu zaman birçok kişinin sohbetlerinde"Ali Rıza da vardı o işgalde. Onun olduğu yerde bambaşkaolurdu eylemler", “Ali Rıza Kurt gibi olacak benim oğlum"şeklinde konuk olmuştur Ali Rıza.

Dolu dolu bir yaşamdır Ali Rıza'nın yaşamı. Ve bu yaşamalayık bir biçimde şehit düşmüştür.

"Ali Rıza, yarın geliyor. Nurtepe'ye haber veremedik"diye üzülüyordu Senem yoldaşı. (Senem Adalı) "O, haberinikendisi verdi üzülme" diyordu Muharrem yoldaşı (MuharremKarakuş). Doğruydu, Ali Rıza'nın şehit düştüğünü öğrenenher mahalli birim çoktan hazırlığını yapmış, duvarlarısloganlarla donatmış, gelmesini bekliyordu. Düşman da görm-üştü bu sahiplenmeyi. O da yapmıştı hazırlıklarını. Ertesigün azgınca saldırdı cenazeye katılan kitleye. Çünkü korku-yorlardı, Ali Rıza'nın dirisinden korktukları gibi ölüsündende. "Senin oğlun katil" diyorlardı Melek anaya işkenceyaparken. Ve haykırdı Melek ana, katil sürüsünün yüzüne:"Yiğidimin bir silahı olsaydı yanaşamazdınız O'nun yamacına.Oğlumla gurur duyuyorum. Katil sizsiniz" diye. Ve şimdiyükseltiyor yeni Ali Rızalar devrim bayrağını. Ve şimdi AliRıza, "Dağlarda, kentlerde, cephelerde" savaşan yoldaşlarıylaomuz omuza.


Top Related