doĞu karadenİz bÖlgesİnde kadastro ...doğu karadeniz bölgesi (artvin, bayburt, giresun,...
TRANSCRIPT
ÖZET
Türkiye’de kadastro çal›şmalar›, 1950’li y›llardan sonra ç›kart›lan Tapulama Kanun-
lar› gereğince k›rsal alanlara kayd›r›lm›şt›r. Bu uygulamalar 1987 y›l›nda yürürlüğe giren
3402 say›l› Kadastro Kanunu ile halen devam etmektedir. 1999 tarihi itibariyle şehir ka-
dastrosunda %96, köy kadastrosunun ise %68 oran›nda tamamlanm›ş olduğu ifade edil-
mektedir. Doğu Karadeniz Bölgesi (Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize,
Trabzon) illerinde yap›lan kadastro çal›şmalar›nda bu oran şehir merkezlerinde %87, k›r-
sal alanlarda ise %41’dir. Görüldüğü gibi bu oran ülke genelinin oldukça alt›ndad›r. Bu-
nun başl›ca sebebi, bölgede mevcut orman alanlar› ve bu alanlar›n köylerle ilişkileri so-
nucu ortaya ç›kan mülkiyet sorunlar›d›r. Bu çal›şmada, bölge genelinde iller ve ilçeler öl-
çeğinde kadastro çal›şmalar› incelenerek, hizmetlerin yavaş gitmesinin nedenleri ve al›n-
mas› gereken önlemler incelenmiştir.
1- GİRİŞ
Doğu Karadeniz Bölgesinde kadastro çal›şmalar› başlad›ğ›ndan beri fotogrametrik
yöntemlerden yararlan›lamam›şt›r. Engebeli ve yoğun bitki örtüsüyle kapl› arazi şartlar›-
n›n olumsuzluğu kadastro çal›şmalar›n› yersel yöntemlere mahkum etmiştir. Bu yöntem-
lerin uygulanmas› da iklim, topoğrafya, bitki örtüsü ve parsel yap›lar›ndaki engelleyici ve
yavaşlat›c› etkenler sebebiyle zorlaşm›ş ve birim zamanda üretim çok düşük olmuştur.
Bütün bu olumsuzluklara rağmen, büyük zorluklarla devam eden çal›şmalar orman s›n›r-
lar›na dayand›ğ›nda yeni bir engelle karş›laş›lm›şt›r ki, bu da orman - mülkiyet sorular›-
d›r. Bölgede Orman Genel Müdürlüğü (OGM)’nün, 6831 say›l› “Orman Kanunu” ge-
reğince yapt›ğ› “orman tahdit ve kadastrosu” çal›şmalar› çok azd›r (AYAZ / ACAR,
1999). Orman kadastrosunun mülkiyet kadastrosu standartlar›ndan farkl› ve oldukça ka-
ba yöntemlerle yap›lmas›, mülkiyet kadastrosuyla uyuşmama sonucunu doğurmuştur. Ta-
pu ve Kadastro ekiplerinin kadastrosuna başlad›ğ› orman içi veya orman bitişiği köyler-
de ise gerek orman idaresinin gerekse parsel sahiplerinin çok say›da itirazlar› sebebiyle
baz› çal›şma alanlar› (birlikler) ya kapat›lm›ş veya yar›m b›rak›lm›şt›r. Bu yüzden, or-
manlar›n korunmas› ve geliştirilmesinin ön şart› olan kadastro bu bölgede istenmeyen
hizmet konumuna düşmüştür. Ancak, kadastro yap›lmad›ğ› sürece, taş›nmazlar üzerinde
sağl›kl› tasarruflar›n yap›lmas› beklenmediği için, bu hizmetin gerek parsel sahipleri, ge-
rekse Devlet aç›s›ndan bir an önce tamamlanmas› da kaç›n›lmazd›r.
372
DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDEKADASTRO SORUNLARI ORMANLA İLİŞKİLİ
KÖYLERİN YOĞUNLUĞU
Mustafa ATASOY*Osman DEMİR**
________________________
*Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik - Mimarl›k Fakültesi, Araşt›rma Görevlisi, Trabzon.
** Karadeniz Teknik Üniversitesi Mühendislik - Mimarl›k Fakültesi, Dr. Araşt›rma Görevlisi, Trabzon.
2- DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE KADASTRONUN YAVAŞGİTMESİNİN BAŞLICA NEDENLERİ
Doğu Karadeniz Bölgesi (Artvin, Bayburt, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Rize, Trab-
zon) illerinden oluşmaktad›r. Bu illerdeki kadastronun gecikme nedenlerini 5 başl›k alt›n-
da toplamak mümkündür. Bunlar; topoğrafik yap›, iklim ve bitki örtüsü, sosyo - ekono-
mik yap›, idari uygulamalar, orman alanlar›n›n mülkiyet arazileri ile ilişkisi olarak s›ra-
lanabilir (BIYIK, 2000)
2.1- Topoğrafik Yap›
(Şekil 1)’de görüldüğü gibi bölgenin topografik yap›s›; çok engebeli, dağl›k ve derin
vadilerden oluşmaktad›r. Uydu görüntüsündeki k›rm›z› renkle gösterilen alanlar; yoğun
bitki örtüsü ile ormanlarla kapl› yerleri göstermektedir.
Kaynak: Lansat-5, Düzenleme: Yomral›oğlu/Reis/Atasoy Şekil 1
Bu doğal yap›, iklim ve bitki örtüsü ile de birleşince, h›zl› kadastro yap›m yöntemi
olarak bilinen fotogrametrik yöntem uygulanamamakta, sadece klasik yersel yöntemlerle
çal›şma zorunluluğu doğmaktad›r. Diğer yersel ölçme ve haritalama yöntemlerine göre
daha h›zl› olan elektronik takeometri yönteminin kadastroya uygulanmaya başland›ğ›
1980’li y›llardan sonra çal›şmalar bir ölçüde h›zlanm›şt›r (BIYIK, 2000).
Şekil 2: Doğu Karadeniz Bölgesi merkez ve köylerin (adet olarak) kadastrolar›n›n
bitirilme oran›n›n ilçeler ölçeğinde gösterimi
373
İLÇE ADI KONUMU KÖY SAYISI PARSEL DÖNÜM
BİTEN DEVAM KALAN
EDEN
MERKEZ ORMAN DIŞI 1 105 355
ORMANLA İLİŞKİLİ 15 2 15 17415 52279
ARDANUÇ ORMAN DIŞI 1 11 449 6580
ORMANLA İLİŞKİLİ 3 34 2020 1156
BORÇKA ORMAN DIŞI 1 3 0 0
ORMANLA İLİŞKİLİ 1 3 45 1042 7100
ŞAVŞAT ORMAN DIŞI 1 0 0
ORMANLA İLİŞKİLİ 1 63 254 5081
YUSUFELİ ORMAN DIŞI 1 13 916 518
ORMANLA İLİŞKİLİ 47
MURGUL ORMAN DIŞI 2 2232 17712
ORMANLA İLİŞKİLİ 8 1 3963 22275
ARHAVİ ORMAN DIŞI 4 2550 26126
ORMANLA İLİŞKİLİ 5 1 21 4070 10525
HOPA ORMAN DIŞI
ORMANLA İLİŞKİLİ 1 30 1818 4670
TOPLAM 40 10 284 36834 154377
2.2- İklim ve Bitki Örtüsü
Bölgenin hemen her mevsim yağ›şl›, sisli ve dumanl› oluşu, buna bağl› olarak yetişen
yoğun bitki örtüsü (Şekil 1)’de görülmektedir. Bu durum, arazide ölçü yap›labilecek gün
say›s›n› k›saltmakta, arazide dolaşma bile zorlaşmakta bazan da imkans›z hale gelmekte-
dir. On y›ll›k bir süreyi kapsayan meteorolojik verilerin ortalamas› al›nd›ğ›nda, bir y›l bo-
yunca arazide çal›şabilecek gün say›s› 166 olarak bulunmuştur. Bu sürenin kesikli oluşu
da verimli çal›şmay› engellemektedir (BIYIK, 1987).
2.3- Sosyo - Ekonomik Yap›
Bölgede, sahilden 400-500 metre yüksekliğe kadar f›nd›k ve çay bahçeleri ile m›s›r
tarlalar› ve aş›s›z kestane ağaçlar›n›n, k›smen de k›z›lağaç türlerinin yoğun olduğu or-
manlar; daha yükseklerde ise çam, gürgen, karaağaç ve diğer ağaçlar›n yer ald›ğ› Devlet
ormanlar› mevcuttur (ÖZCAN / HEKİMOĞLU, 1999). Yöre halk›, ticari amaçla olmasa
bile yakacak ihtiyaçlar›n›n bir k›sm›n› ormanlardan karş›lamaktad›r.
2.4- İdari Uygulamalar
Devletin kadastro hizmetlerine bütçeden ay›rd›ğ› pay, kadastro ürünlerinin sağlad›ğ›
gelirlere göre çok düşüktür. Tapu ve Kadastro teşkilat› doğrudan ve dolayl› olarak Dev-
lete her y›l bütçesinin 8-10 kat› gelir sağlamaktad›r. Hizmetlerin yayg›nlaşmas› oran›nda
bu gelirler artmaktad›r. Zira, Devletin taş›nmaz mallar üzerindeki denetimi ve temliki ta-
sarruflar›n vergilendirilmesi ancak kadastro sonras›nda mümkün olmaktad›r. Bütün bun-
lara rağmen, kadastro çal›şmalar›, imkanlar›nda elverdiği kadar›yla kolay ulaş›labilen,
problemi az, çal›şma verimi yüksek olabilecek bölgelerden başlat›lm›şt›r. Örneğin; doğal
374
bitki örtüsü yoğun olan bölgeler yerine yoğun olmayan bölgeler, merkezlere uzak yerler
yerine yak›n yerler, ormanla ilişkili köyler yerine ormanla ilişkisi olmayan köyler tercih
edilmiştir. Böylece Doğu Karadeniz Bölgesinde de öncelikle sahil kesiminin kadastrosu
yap›lm›şt›r (BIYIK, 2000).
2.5- Orman Alanlar›n›n Mülkiyet Arazileri İle İlişkileri
Bölgede, kadastro çal›şmalar›n› en çok engelleyen ve yavaşlatan etken yoğun orman
varl›ğ›d›r. Bu, hem teknik çal›şmalar› olumsuz etkilemekte, hem de çok say›da hukuki
problem doğurmaktad›r. Bu yüzden kadastro teşkilatlar› ormanla ilişkili köylere girmek-
ten kaç›nmakta, bazen de kadastroya aç›lan köyler orman itirazlar› ve uzayan davalar se-
bebiyle kapat›lmaktad›r. Bunun sonucu olarak da kadastrosu yap›lmam›ş köylerin büyük
çoğunluğu ormanla ilişkili köyler teşkil ettiği görülmektedir (BIYIK, 2000).
3- DOĞU KARADENİZ BÖLGESİNDE KADASTRO ÇALIŞMALARI
Doğu Karadeniz Bölgesi’nde günümüze kadar yap›lan arazi kadastro çal›şmalar›n›
(Tablo 1)’de görülmektedir. Bu bölgedeki köylerde kadastro çal›şmalar›n›n bitirilme
oranlar› (Şekil 2)’de görülmektedir.
Tablo 1: Doğu Karadeniz Bölgesinde Arazi Kadastrosu
Tapulaman›n Köy Say›s› Yüzölçümü Yap›lan
İLİ Başlang›ç Biten Devam Kalan Parsel Say›s› Dönümü
Tarihi Eden
Artvin 1962 40 10 284 36834 164377
Bayburt 1954 171 13 1 345133 3259468
Giresun 1952 61 40 402 147646 772164
Gümüşhane 1952 168 22 152 152315 1509881
Ordu 1951 267 46 330 258452 1211627
Rize 1952 164 10 189 146111 404396
Trabzon 1952 247 78 257 208197 824746
Toplam 1951 1118 219 1615 1294688 8146659
Bu çal›şmada, özellikle köy kadastro çal›şmalar›n›n irdelenmesinin esas nedeni; ka-
dastro çal›şmalar›n›n şehir merkezlerinde büyük oranda bitirilmiş olmas›d›r. Halen ka-
dastro çal›şmalar› ormanla ilişkili köyler üzerinde yoğunlaşm›ş bulunmaktad›r. Doğu Ka-
radeniz bölgesindeki köylerin büyük oranda ormanlarla ilişkili olduğu da bir gerçektir.
3.1- Artvin İli Arazi Kadastrosu Çal›şmalar›
TKGM’nce yap›lan tespitlere göre 2000 y›l›na kadar k›rsal alanda %83.5 oran›nda ka-
dastro çal›şmalar› tamamlanm›şt›r (AKAY/ŞAHİN, 1999). Artvin ilinde arazi kadastro
çal›şmalar›na 1962 y›l›nda Murgul ilçesi Akantaş köyünde başlanm›şt›r (YAVUZ, 1997).
Günümüze kadar 334 köyden, 40’›nda (%12) kadastro çal›şmalar› bitirilmiştir. Halen 10
köyde (%3) kadastro çal›şmalar› devam etmektedir. 284 köyde (%85) ise kadastroya ha-
len başlanmam›şt›r (Tablo 2) ve (Şekil 3). Ülke geneli ile k›yaslanacak olursa bu ilimiz-
deki kadastro çal›şmalar›n›n oldukça düşük olduğu görülecektir.
375
Şekil 3: Artvin ilinde yap›lan köy kadastro çal›şmalar› ile ormanla ilişkili köylerin
ilçelere göre dağ›l›m›.
3.2- Bayburt İli Arazi Kadastrosu Çal›şmalar›
Bayburt ilinde arazi kadastrosu 1954 y›l›nda Merkez Gümüşsu köyünde başlanm›şt›r.
Bu tarihten günümüze kadar yap›lan arazi kadastrosu çal›şmalar›n›n ilçelere göre dağ›l›-
m› (Tablo 3)’de görülmektedir. Bayburt ilinde toplam 185 köyden 171’inin (%92)kadast-
rosu bitmiştir, 13 köyde (%8) ise kadastro yap›m› devam etmektedir. Bir köyde ise henüz
kadastroya başlanmam›şt›r. Son 10 y›lda 35 köyün kadastrosu bitmiştir. Ormanla ilişkili
köylerin yok denecek kadar az olmas› ve fotogrametriden yararlanma imkan›n›n kadast-
ro çal›şmalar›n› tamamlanma konumuna getirmiştir.
Tablo 3: Bayburt İlinda Arazi Kadastrosu Çal›şmalar›
Köy Say›s›
İlçe Ad› Konumu Biten Devam Eden Kalan Parsel Dönüm
Merkez Orman D›ş› 139 12 318604 2949933
Ormanla İlişkili 3 1 1 3609 108310
Demirözü Orman D›ş› 29 22920 201225
Ormanla İlişkili
Toplam 171 13 1 345133 3259468
3.3- Giresun İli Arazi Kadastrosu Çal›şmalar›
Giresun İlinde arazi kadastrosu çal›şmalar› 1952 y›l›nda Merkez Camili - Çaykara
Köylerinde başlat›lm›şt›r. Bu tarihten günümüze kadar yap›lan arazi Kadastro çal›şmala-
r›n›n ilçelere göre dağ›l›m› (Tablo 4) ve (Şekil 4)’de görülmektedir. Giresun İlinde top-
lam 603 köyden 161’inin (% 27) kadastrosu bitirilebilmiştir. Halen 40 köyde (% 7) ka-
dastro çal›şmalar› devam etmektedir. 402 köyde (% 66) ise kadastroya henüz başlanma-
m›şt›r. Son 10 y›lda 37 köyün kadastrosu bitirilmiştir. Görüldüğü gibi ülke ortalamas›-
n›n oldukça alt›ndad›r. Giresun’da 2000 y›l›na kadar yap›lan kadastro çal›şmalar› sonu-
cuna göre kadastrosu biten köylerin % 14’ü orman ile ilişkili, % 86’s› ise orman d›ş›nda-
d›r. Halen kadastrosu devam eden köylerin % 60’› orman d›ş›, % 40’› ise ormanla ilişki-
lidir. Kadastrosuna henüz başlanmam›ş köylerin % 49’u orman d›ş›, % 51’i ise ormanla
ilişkilidir.
376
Şekil 4: Giresun ilinde yap›lan köy kadastro çal›şmalar› ile ormanla ilişkili köylerin il-
çelere göre dağ›l›m›
Tablo 4: Giresun ilinde Arazi Kadastrosu Çal›şmalar›İLÇE ADI KONUMU KÖY SAYISI PARSEL DÖNÜM
BİTEN DEVAM KALANEDEN
MERKEZ ORMAN DIŞI 50 1 48490 241923ORMANLA İLİŞKİLİ 10 1 4660 20736
DERELİ ORMAN DIŞI 6 1 6960 29225ORMANLA İLİŞKİLİ 4 6 26 4226 23569
BULANCAK ORMAN DIŞI 17 3 30 11748 63301ORMANLA İLİŞKİLİ 4 16 705 8316
PİRAZİZ ORMAN DIŞI 4 1 9 2963 17404ORMANLA İLİŞKİLİ 1 7 192 851
EYNESİL ORMAN DIŞI 1 14 398 944ORMANLA İLİŞKİLİ 2
GÖRELE ORMAN DIŞI 3 5 46 2428 6610ORMANLA İLİŞKİLİ 9
TİREBOLU ORMAN DIŞI 16 1 15 12525 68263ORMANLA İLİŞKİLİ 2 20 2313 8333
ÇANAKÇI ORMAN DIŞI 5ORMANLA İLİŞKİLİ 1 10
GÜCE ORMAN DIŞIORMANLA İLİŞKİLİ 12
DOĞANKENT ORMAN DIŞIORMANLA İLİŞKİLİ 7
ESPİYE ORMAN DIŞI 4 2 3 2615 17960ORMANLA İLİŞKİLİ 2 18 427 1697
KEŞAP ORMAN DIŞI 17 5 20 16549 57942ORMANLA İLİŞKİLİ 4
YAĞLIDERE ORMAN DIŞI 1 760 2752ORMANLA İLİŞKİLİ 3 1 26 4949 13623
ALUCRA ORMAN DIŞI 4 10 1861 10478ORMANLA İLİŞKİLİ 2 1 21 2008 46747
Ş.KARAHİSAR ORMAN DIŞI 14 6 25 19001 123020ORMANLA İLİŞKİLİ 16
ÇAMOLUK ORMAN DIŞI 1 19 1200 5246ORMANLA İLİŞKİLİ 1 11 668 3224
TOPLAM 161 40 402 147646 772164
377
4.4- Gümüşhane İli arazi Kadastrosu Çal›şmalar›
Gümüşhane’de ilk arazi kadastrosu 1952 y›l›nda Kelkit-Gölcük Köyünde başlanm›ş-
t›r. Günümüze kadar yap›lan arazi kadastro .çal›şmalar› ise (Tablo 5) ve (Şekil 5)’de gö-
rülmektedir. Gümüşhane’deki toplam 342 köyden 168’in (% 49) kadastrosu bitirilmiştir.
Halen 22 köyde (% 6) ise kadastro devam etmektedir. 152 köyde (% 45) ise henüz ka-
dastroya başlanmam›şt›r. Son 10 y›lda ise 30 köyün kadastrosu bitmiştir. Bu da y›lda 3
köyün kadastrosunun bitirildiğini göstermektedir (Tablo 5) ve (Şekil 5). Bu şartlar alt›n-
da, kalan 152 köyün bitirilebilmesi için 50 y›la ihtiyaç vard›r.
Tablo 5: Gümüşhane ili Arazi Kadastrosu Çal›şmalar›
İLÇE ADI KONUMU KÖY SAYISI PARSEL DÖNÜM
BİTEN DEVAM KALAN
EDEN
Merkez Orman D›ş› 8 3 2 12547 38704
ORMANLA İLİŞKİLİ 10 75 7761 42374
KELKİT ORMAN DIŞI 63 41412 391973
ORMANLA İLİŞKİLİ 14 1 4 19487 104488
ŞİRAN ORMAN DIŞI 38 2 35257 180219
ORMANLA İLİŞKİLİ 18 3 11 12072 77829
KÖSE ORMAN DIŞI 10 12093 131974
ORMANLA İLİŞKİLİ 4 6583 54751
TORUL ORMAN DIŞI
ORMANLA İLİŞKİLİ 2 5 30 2985 38673
KÜRTÜN ORMAN DIŞI
ORMANLA İLİŞKİLİ 1 8 30 2091 67528
TOPLAM 168 22 152 152288 1128513
Gümüşhane ilinde köylerin % 37’si orman d›ş›, % 63’ü ise ormanla ilişkili köylerdir.
Gümüşhane’de yap›lan kadastro sonucuna göre kadastrosu biten köylerin % 71’i orman
d›ş›, % 29’u ise ormanla ilişkili köylerdir. Halen devam eden köylerin % 23’ü orman d›-
ş›, % 77’si ise ormanla ilişkilidir. Kadastrosuna henüz başlanmayan köylerin % 1’i orman
d›ş›, % 99’u ise ormanla ilişkilidir (Tablo 5).
Şekil 5: Gümüşhane ilinde yap›lan köy kadastro çal›şmalar› ile ormanla iliş köylerin
ilçelere göre dağ›l›m›
378
4.5- Ordu İli arazi Kadastrosu Çal›şmalar›
Ordu ilinde arazi kadastrosu çal›şmalar› da 1951 y›l›nda Ünye Tekkiraz - Gürecili Kö-
yünden başlam›şt›r. bu tarihten günümüze kadar yap›lan arazi kadastrosu çal›şmalar›n›n
ilçelere göre dağ›l›m (Tablo 6) ve (Şekil 6)’da görülmektedir. Ordu ilindeki toplam 567
köyden 219’unun (%39) kadastrosu bitirilebilmiştir. Halen 53 köyde (%9) kadastro çal›ş-
malar› devam etmektedir. 295 köyde (%52) ise kadastroya henüz başlanmam›şt›r. Son 10
y›lda 61 köyün kadastrosu bitirilmiştir. Yani y›lda ortalama 6 köyün kadastrosu tamam-
lanmaktad›r. Bu kapasite ile devam edilmesi halinde kalan 295 köyün kadastrosu 48 y›l-
da bitebilir. Görülüyor ki, köy kadastrosunun 10 y›lda bitirebilmesi istense kapasitenin 5
kat art›r›lmas› gerekecektir. Ordu ili idari s›n›rlar› içerisindeki köylerin %28’i orman için-
de, %28’i orman d›ş›nda, %44’ü de orman k›y›s›nda bulunmaktad›r. ordu ilinde 2000 y›-
l›na kadar yap›lan kadastro çal›şmalar› sonucuna göre kadastrosu biten köylerin %48’i or-
man d›ş›, %46’s› orman kenar› ve sadece %6’s› orman içi köylerdir. Halen kadastrosu de-
vam eden köylerin %13’ü orman d›ş›nda, %28’i orman içinde, %59’u da orman kenar›n-
da köylerdir. Kadastrosuna henüz başlanmayan köylerin %17’si orman d›ş›, %40’› orman
kenar›, %43’ü de orman içi köyleridir (BIYIK, 2000).
Şekil 6: Ordu ilinde yap›lan köy kadastro çal›şmalar› ile ormanla ilişkili köylerin il-
çelere göre dağ›l›m›
Şekil 7: Rize ilinde yap›lan köy kadastro çal›şmalar› ile ormanla ilişkili köylerin il-
çelere göre dağ›l›m›
379
Tablo 6. Ordu İli Arazi Kadastrosu Çal›şmalar›n›n İlçelere Göre Dağ›l›m›
İLÇE ADI KÖY SAYISI PARSEL DÖNÜMTOPLAM BİTEN DEVAM EDEN KALAN
MERKEZ 44 29 2 13 27027 128330
UZUNİSA 26 25 1 19205 97237
AKKUŞ 40 6 4 30 1786 12830
AYBASTI 10 10 0 0
ÇAMAŞ 6 3 3 2087 9591
ÇATALPINAR 12 12 0 0
ÇAYBAŞI 8 4 1 3 5992 46671
FATSA 46 20 26 16113 63109
BOLAMAN 23 15 1 7 31866 129552
GÖLKÖY 25 1 24 0 0
GÜLYALI 7 7 12074 36960
GÜRGENTEPE 13 1 3 9 600 1160
İKİZCE 16 1 4 11 4968 18753
KABADÜZ 15 4 1 10 3874 30684
KABATAŞ 4 1 3 0 0
KORGAN 21 2 19 5 50
KUMRU 33 4 5 24 5696 28787
MESUDİYE 38 8 3 27 10675 39725
TOPÇAM 14 1 4 9 2898 50321
YEŞİLCE 8 8 0 0
PERŞEMBE 45 18 9 18 34910 85617
ULUBEY 37 17 5 15 23226 99473
ÜNYE 51 39 3 94 40411 254544
TEKKİRAZ 25 17 4 295 14419 102764
TOPLAM 567 219 53 52 257823 1236158KAYNAK:TAPU VE KADASTRO BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ, SAMSUN
4.6- Rize İli Arazi Kadastrosu Çal›şmalar›
Rize de arazi kadastrosu çal›şmalar› 1952 y›l›nda Merkez Gündoğdu Köyünde başla-
m›şt›r.Bu tarihten günümüze kadar yap›lan arazi kadastrosu çal›şmalar›n› ilçeler göre da-
ğ›l›m› (Tablo 7) ve 5Şekil 77’de görülmektedir. rize de toplam 364 köyden 165’inin
(%45) kadastrosu bitmiştir. Halen 10 köyde (%3) kadastro çal›şmalar› devam etmektedir,
189 köyde (%52) ise henüz kadastro çal›şmalar›na başlanmam›şt›r. Son 10 y›lda ise, Ri-
ze de hiç bir köyde kadastro bitirilememiştir.
Rize ilindeki köylerin % 48’i ormanla ilişkili, % 52’si ise orman d›ş›nda bulunmakta-
d›r. Rize de 2000 y›l›na kadar yap›lan kadastro çal›şmalar› sonucuna göre kadastrosu bi-
ten köylerin % 3’ü orman d›ş›, % 7’si ise ormanla ilişkilidir. Halen kadastrosu devam
eden köylerin % 80’i orman d›ş›nda, % 20’si ise ormanla ilişkilidir. Kadastrosuna henüz
başlanmam›ş köylerin % 15’i orman d›ş›, % 85’i ise ormanla ilişkilidir.
380
Tablo 7. Rize ili Arazi Kadastro Çal›şmalar›İLÇE ADI KONUMU KÖY SAYISI PARSEL DÖNÜM
BİTEN DEVAM KALANEDEN
MERKEZ ORMAN DIŞI 61 4 3 56179 115927
ORMANLA İLİŞKİLİ 2 8 0 0
Çayeli ORMAN DIŞI 31 1 18411 113790
ORMANLA İLİŞKİLİ 6 13 968 8681
İKİZDERE ORMAN DIŞI 1 2 3169 3058
ORMANLA İLİŞKİLİ 25
KALKANDERE ORMAN DIŞI 6 1 10 6649 15186
ORMANLA İLİŞKİLİ 4
GÜNEYSU ORMAN DIŞI 5 1 5 4930 11355
ORMANLA İLİŞKİLİ 1 8
İYİDERE ORMAN DIŞI 7 5182 13928
ORMANLA İLİŞKİLİ
ARDEŞEN ORMAN DIŞI 1 1 3 3690 9288
ORMANLA İLİŞKİLİ 1 37
ÇAMLIHEMŞİN ORMAN DIŞI 1
ORMANLA İLİŞKİLİ 1 25 569 3400
FINDIKLI ORMAN DIŞI
ORMANLA İLİŞKİLİ 22
RİZE PAZAR ORMAN DIŞI 32 4 33473 85574
ORMANLA İLİŞKİLİ 12
HEMŞİN ORMAN DIŞI
ORMANLA İLİŞKİLİ 2 6 2071 6575
DEREPAZARI ORMAN DIŞI 11 10766 17634
ORMANLA İLİŞKİLİ
TOPLAM 165 10 189 146057 404396
Trabzon ilinde arazi kadastrosu çal›şmalar› 1952 y›l›nda Mersin Köyünde başlat›lm›ş-
t›r. Bu tarihten günümüze kadar yap›lan arazi kadastrosu (Tablo 3) ve (Şekil 2)’de görül-
mektedir. Trabzon ilindeki toplam 673 köyden 247’sinin (% 37) kadastrosu bitirilmiştir.
Halen 78 köyde (% 11) kadastro çal›şmalar› devam etmektedir. 348 köyde (% 52) ise he-
nüz kadastroya başlanmam›şt›r. Son 10 y›lda 72 köyün kadastrosu bitirilmiştir. Yani or-
talama 6 köyün kadastrosu tamamlanmaktad›r. Bu kapasiteyle devam edilirse 348 köyün
kadastrosu 58 y›lda bitebilir. Trabzon ilinde köylerin % 61’i orman d›ş›nda köylerin %
39’u ise orman ile ilişkilidir. Trabzon ilinde 2000 y›l›na kadar biten köylerin % 79’u or-
man d›ş›, % 21’i ise ormanla ilişkilidir. Halen kadastrosu devam eden köylerin % 67’si
orman d›ş›, % 33’ü ise ormanla ilişkilidir. Kadastroya henüz başlamayan köylerin %
47’si orman d›ş› % 53’ü ise ormanla ilişkilidir.
5. SONUÇ VE ÖNERİLER
Doğu Karadeniz bölgesinde köy kadastro çal›şmalar›n›n ülke ortalamas›n›n çok alt›n-
da olmas›n›n en önemli nedeni, ormanla ilişkili köylerin bölge illerinde çok yoğun olma-
381
s›ndan kaynaklanmaktad›r. Bu yüzden, kadastro çal›şmalar›n›n bitirilme oran› ile orman-
la ilişkili köylerin say›s› aras›nda bir paralellik olduğu görülmektedir. Kadastro teşkilat-
lar›, ormanla ilişkili alanlara öncelik tan›mad›ğ› gibi, yoğun itirazlar yüzünden, başlan›-
lan çal›şmalar da yürütülememektedir. Bütün bunlar›n sonucu olarak büyük ölçüde kay-
nak israf›na neden olunmaktad›r. Bölgedeki bu zor şartlarda, kadastro ekipleri faaliyet-
lerini güçlükle sürdürmeye çal›şmaktad›rlar.
Şekil 8: Trabzon ilinde yap›lan köy kadastro çal›şmalar› ile ormanla ilişkili köylerin
ilçelere göre dağ›l›m›
Tablo 8: Trabzon İlinde Arazi Kadastrosu Çal›şmalar›İLÇE ADI KONUMU KÖY SAYISI PARSEL DÖNÜM
BİTEN DEVAM KALANEDEN
MERKEZ ORMAN DIŞI 47 6 51618 159281ORMANLA İLİŞKİLİ 1 3 890 3756
AKÇAABAT ORMAN DIŞI 60 2 1 50353 155122ORMANLA İLİŞKİLİ 16 3 10 19412 40396
DÜZKÖY ORMAN DIŞI 4 2 3 5964 11070ORMANLA İLİŞKİLİ 1 4 600 9760
ARAKLI ORMAN DIŞI 3 3 23 1124 96530ORMANLA İLİŞKİLİ 1 19 0 0
ARSİN ORMAN DIŞI 8 2 11 7701 27755ORMANLA İLİŞKİLİ 1 3 0 0
ÇAYKARA ORMAN DIŞI 1 1 0 0ORMANLA İLİŞKİLİ 7 3 25 3193 54301
DERNEKPAZARI ORMAN DIŞI 0 0ORMANLA İLİŞKİLİ 10 0 0
MAÇKA ORMAN DIŞI 4 1 1 2946 10978ORMANLA İLİŞKİLİ 26 12 30 18849 94340
OF ORMAN DIŞI 14 15 16 11157 19237ORMANLA İLİŞKİLİ 3 1 31 0 0
HAYRAT ORMAN DIŞI 2 2 7 1052 3782ORMANLA İLİŞKİLİ 15
SÜRMENE ORMAN DIŞI 8 8 17 4530 30950ORMANLA İLİŞKİLİ 2 0 0
KÖPRÜBAŞI ORMAN DIŞI 8 0 0ORMANLA İLİŞKİLİ 1 0 0
TONYA ORMAN DIŞI 2 2 7 1726 7933
382
ORMANLA İLİŞKİLİ 1 7 0 0VAKFIKEBİR ORMAN DIŞI 15 1 18 8245 31881
ORMANLA İLİŞKİLİ 4 0 0ŞALPAZARI ORMAN DIŞI 18
ORMANLA İLİŞKİLİ 9ÇARŞIBAŞI ORMAN DIŞI 10 1 5 6657 21221
ORMANLA İLİŞKİLİ 1YOMRA ORMAN DIŞI 8 4 9 7823 34973
ORMANLA İLİŞKİLİ 2 10 0 0BEŞİKDÜZÜ ORMAN DIŞI 10 2 19 5357 16080
ORMANLA İLİŞKİLİTOPLAM ORMAN DIŞI 195 52 164 209197 824746
ORMANLA İLİŞKİLİ 52 26 184
Orman kadastrosunun yap›ld›ğ› alanlarda ise orman kadastrosu ile mülkiyet kadastro-
su çal›şmalar› aras›nda teknik standartlar yönünden önemli farkl›l›klar vard›r. Uygulanan
ölçme ve haritalama yöntemleri ile ölçek ve koordinat uyuşmazl›ğ› en belirgin farkl›l›k-
lard›r. Bu nedenle anlaşmazl›k halinde orman kadastro s›n›rlar› ile bitişik mülkiyet s›n›r-
lar›n›n çak›şt›r›lmas› çoğu yerde imkans›z olabilmektedir.
Kadastro hizmetlerinden beklentisi olanlar bu işlerin bir an önce tamamlanmas›n› is-
terler. Çünkü, kadastroya dayal› çal›şmalar; gerek mühendislik, gerekse adaletle ilgili ol-
sun gecikmeye tahammülü olmayan işlerdir. Bu yüzden kadastroda h›z çok önemlidir.
Ormanlar›n korunmas› ve yaşat›lmas› bak›m›ndan da problemin bir an önce çözüme ka-
vuşturulmas› gerekmektedir.
Bölge üzerinde bulunan ormanlar çoğunlukla muhafaza orman› alanlar›ndan oluşmak-
tad›r. Dolays›yla endüstriyel amaçl› kullanma imkan› neredeyse yok gibidir. Bölge halk›
öteden beri ormanla bar›ş›k halde yaşamaktad›r. Bunun daha da pekiştirilmesi için orman
içi ve orman bitişiği köylerin kadastro problemi öncelikle halledilerek, ormanlar›n bu köy
sakinleri taraf›ndan korunmas› esas›na dayal› bir orman işletme modeli kurulmal›d›r.
KAYNAKLAR
AKAY, Yunus / Şahin, Hüdayi, 1999: "Kadastro Çal›şmalar› ve Güçleştiren Etken-
ler", Doğu Karadeniz Bölgesinde Kadastro ve Mülkiyet Sorunlar› Sempozyumu, s. 14 –
22, 11 - 12 Ekim 1999, Bildiriler, KTÜ Matbaas›, Trabzon.
AYAZ, Hüseyin / ACAR, H. Hulusi, 1999: " Orman Kadastrosu İle Tapu Kadastro
Çal›şmalar›n›n Uyumunda Karş›laş›lan Teknik – Hukuki Sorunlar ve Çözüm Önerileri",
Doğu Karadeniz Bölgesinde Kadastro ve Mülkiyet Sorunlar› Sempozyumu, 11 - 12 Ekim
1999, Bildiriler, s. 184 - 192, KTÜ Matbaas›, Trabzon.
BIYIK, Cemal, 2000: "Ordu İlinde Kadastro Çal›şmalar› ve Problemleri", 2000 Y›l›n-
da Ordu, Editör, Ö. Serdar YILDIRIM, Ordu Tic. Ve San. Odas› Yay., Ordu.
BIYIK, Cemal, 1987: "Doğu Karadeniz Bölgesinde Tapulama Çal›şmalar›n›n Orga-
nizasyonu, Doktora Tezi, KÜ – FBE, Trabzon.
ÖZCAN, Ahmet / HEKİMOĞLU, A. Osman, 1999: "Doğu Karadeniz Bölgesinde Ka-
dastro Çal›şmalar›n›n Genel Problemleri", Doğu Karadeniz Bölgesinde Kadastro ve Mül-
kiyet Sorunlar› Sempozyumu, 11 - 12 Ekim 1999, Bildiriler, KTÜ Matbaas›, Trabzon.
YAVUZ, Ayşe, 1997: "Türkiye’de Orman Kadastrosunun Hukuki ve İdari Yap›s›n›n
İncelenmesi ve Öneriler", KTÜ, FBE, Yüksek Lisans Tezi, Trabzon.
383
ÖZET
Türk ulusu, tarih boyunca yaşad›ğ› geniş Dünya coğrafyas›nda çok say›da alfabe
kullanm›ş ve halen de kullanmaktad›r. Bu süreç içerisinde düşüncelerin ifadesinde han-
gi yaz› türü veya hangi dil kullan›l›rsa kullan›ls›n, baz› değer yarg›lar› fazla değişme-
miştir. Taş›nmaz mal mülkiyeti anlay›ş› da değişmeyen değerlerdendir. Coğrafyan›n,
üzerinde yaşayanlar›n cilt rengini bile zamanla değiştirdiği bilinmektedir. Taş›nmaz
mal mülkiyetindeki değer yarg›s›n›n değişmemesinin en büyük nedeni, uygulanan sis-
temlerin adalet anlay›ş›yla alakal›d›r. Çünkü, Türk devletlerinde hak, daima üstün tu-
tulmuştur ve hukuki nizam hakimiyetini sürdürmüştür. Türk tarihinin hiçbir dönemin-
de köleliğin hakim olduğu bir hukuk anlay›ş› olmad›ğ› için, toprakta çal›şarak üretim
yapan çiftçi ve köylüler toprakla birlikte al›n›p sat›lan mal niteliğinde olmam›ş, ürünün-
den belirli bir oranda vergi veren üreticiler konumunda bulunmuşlard›r. Toplumsal ada-
letin ve bar›ş›n temeli olan toprak mülkiyeti anlay›ş› ve yönetimi uygulamalar› yozlaş-
madan, Devletin varl›ğ› ve bütünlüğü korunmuş, toprak yönetimi bozulduktan sonra da
çözülmeler ve çöküş başlam›şt›r. Nitekim, Türkiye Cumhuriyeti de, toprak yönetimin-
deki fiili bozulman›n had safhada olduğu bir dönemde kazan›lan İstiklal Savaş› sonra-
s›nda kurulmuştur. Osmanl› döneminin son zamanlar›nda d›ştan ve içten gelen bask›lar-
la giderek kaybolan Devlet otoritesi ancak Türkiye Cumhuriyetinin kurulmas›yla yeni-
den sağlanabilmiştir. Yeni dönemde Medeni Kanun temel al›nmak suretiyle, taş›nmaz
mallar için mutlak mülkiyet esas› benimsenmiş ve onun gereği olarak da kadastroya
dayal› Tapu Sicillerinin tesisine başlanm›şt›r. Bu uygulamayla, taş›nmaz mal mülkiye-
ti konusunda, Medeni Kanun öncesinde var olan haklara aynen riayet edilmek kayd›y-
la yeni birtak›m prensiplerle parsel tespit ve s›n›rlamalar› sürdürülmüştür.
1. MEDENİ KANUN ÖNCESİNDE TAŞINMAZ MAL MÜLKİYETİ
Osmanl› toprak idaresinde miri arazi rejimi uygulanmaktayd›. Miri arazilerin kuru
mülkiyeti (rakabe) Devlete ait olup, işletilmesi (tasarruf) Devleti temsilen; saraya men-
384
TÜRK HUKUKUNDA TAŞINMAZ MALMÜLKİYETİ ANLAYIŞININ TEMEL İLKELERİ VE
BUNUN KADASTROYA YANSIMASI
Cemal BIYIK*Kamil KARATAŞ**
________________________
* KTÜ Mühendislik - Mimarl›k Fakültesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Öğretim Üyesi.
* KTÜ Mühendislik - Mimarl›k Fakültesi, Jeodezi ve Fotogrametri Mühendisliği Bölümü, Araşt›rma Görevlisi.
sup üst düzey yöneticilerine, askeri komutanlara veya Devlet taraf›ndan görevlendiril-
miş memurlara b›rak›lm›şt›.
Osmanl› toprak sisteminde taş›nmazlar›n tümü miri arazi değildi. Çünkü, Arazi Ka-nunnamesi’nde de belirtildiği gibi; miri arazi, mülk Arazi, vak›f arazi, metruk arazi,mevat (ölü) arazi olmak üzere beş çeşit arazi mevcuttu. Bunlardan miri arazilere dirlik
de denilmekte olup, dirlikler büyüklüklerine göre; has, zeamet ve t›mar olarak üç gru-
ba ayr›lmaktayd›lar. Y›ll›k geliri 100 bin akçeyi aşan dirlikler has ad› verilmekte olup,
bunlar›n yönetimleri daha çok üst düzey devlet büyüklerinin tasarrufuna b›rak›l›rd›. Ze-
amet’lerin y›ll›k gelirleri 20 – 100 bin akçe aras›ndayd›. T›marlar ise geliri 20 bin ak-
çeden az olan dirliklerdi. Kullan›ma elverişli arazilerden yap› cinsinden olanlar, etraf›n-
daki yap›y› ilgilendiren alanlarla birlikte; şehirlerdeki arsalar; köylerdeki bahçe türün-
den sebze ve meyve ekili-dikil alanlar mülk arazi say›lmaktayd›. Diğerleri (geniş tar›m
arazileri, ormanlar, mera, yaylak ve k›şlaklar) ise miri arazilerden say›lmaktayd›. Os-
manl› toprak sistemine miri sistem denilmesi, kullan›lan arazilerin büyük çoğunluğunun
miri arazi (arazi-i emiriyye) olmas›ndan kaynaklanmaktayd›. Bu sisteme t›mar sistemi
de denilmiştir. Çünkü, t›marlar da has ve zeametlerle mukayese edilemeyecek kadar
çok say›dayd›.
Miri arazileri işleyen çiftçi ve köylüler, dirlik sahibinin yönetiminde üretim yapar-
lar; ürettiklerine karş›l›k aşar veya öşür ad› verilen ve genellikle ürünün 1/10’u oran›n-
da vergi verirlerdi. Bu vergileri toplayan t›mar sahibi, Devlete vermesi gereken miktar-
dan arta kalan›n› kendi geçim ve ihtiyaçlar›n› karş›lamada kullan›rd›. Has ve zeamet tü-
ründen dirlik sahipleri, gelirlerinin her 5 bin akçesi için; t›mar sahipleri ise her 3 bin ak-
çelik dilime karş›l›k, tam donat›lm›ş bir askerin bütün masraflar›n› karş›lamak veya bu-
nun karş›l›ğ› olan ürün ya da paray› Devlete vermekle yükümlü idiler. Dirlik sahipleri
arazilerin verimli işletilmesini sağlamak, yönetim alanlar›ndaki çiftçi ve köylülerin
Devletçe verilmesi gereken ihtiyaçlar›n› temin etmek, onlar›n nezdinde Devleti adalet-
le temsil etmekle mükellef idiler. Bu şartlar› yerine getirmeyen, araziyi boş b›rakt›rarak
verimin düşmesine sebebiyet veren dirlik sahipleri azledilerek yerlerine yeni bir dirlik
sahibi atan›rd›. K›saca, dirlik sahipleri toprağ›n sahibi olmay›p, bir nevi kirac› gibiydi-
ler. Dirlik sahibinin ölümü halinde toprağ›n yönetimi mirasç›lara intikal etmezdi, yeri-
ne yeni bir dirlik sahibi atan›rd›. Ancak, mirasç›lar› aras›nda toprağ› yönetebilecek s›fat
ve kabiliyeti olan birisi varsa, tercihen o dirlik onun tasarrufuna b›rak›labilirdi. Osman-
l› İmparatorluğunun son dönemlerinde dirlik sahipliği mirasç›lara intikal ettirilmeye
başlanm›şt›, fakat miri arazilerin kuru mülkiyeti (rakabe) yine Devletin olup, intikal
eden sadece tasarruf hakk›yd› (BERKİ, 1971, 30).
Dirlik sistemi Osmanl›lara, Orta Asya Türk Devletlerinden Büyük Selçuklu İmpa-ratorluğu, Anadolu Selçuklular› arac›l›ğ›yla nakledilmiştir. Selçuklularda ikta’ diye
adland›r›lan ve "ülke topraklar›n›n bir bölümünü kesip ay›rarak bir komutan ya da Dev-let adam›n›n tasarrufuna b›rakma" anlam›na gelen toprak sistemi, Osmanl›larda dirlik
sistemi ad›n› alm›şt›r. Esas›, Orta Asya Türk devletlerinin İslami esaslarla bütünleştiril-
385
miş toprak yönetim biçimi olup, Selçuklu veziri Nizam-ül Mülk taraf›ndan bilimsel
esaslara dayand›r›lm›şt›r (BERKİ, 1971, 27).
Dirlik sisteminin en büyük düşman›, Devlete ve halk›na karş› sorumluluklar›n› yeri-
ne getirmeyerek kendi baş›na buyruk olan ve derebeyi diye adland›r›lan kötü yönetici-
lerdir. Bunlar›n uygulamalar›, Orta Çağ Avrupa’s›nda hüküm süren feodal senyör’lere
benzer. Ancak, senyörlük feodal Avrupa’n›n hukuki nizam›, derebeylik ise hukuk tan›-
mayan dirlik sahiplerinin (sipahiler) uygulad›ğ› fiili bir durumdur (CİN, 1969, 84). Bü-
yük Selçuklu devletinin y›k›lmas›na sebebiyet veren büyük ikta’ sahiplerinin tutum ve
davran›şlar› olduğu düşüncesiyle, Anadolu Selçuklular› daha küçük ikta’lar oluştur-
muşlard›. Ancak derebeyilik ortaya ç›kt›ğ›nda büyük-küçük tan›mad›ğ›ndan, Anadolu
Selçuklular›n›n, hatta Osmanl› Devletinin y›k›lmas›nda toprak sistemindeki bozulmala-
r›n büyük rolü olmuştur (DOĞAN, 1977,119).
Osmanl› döneminde, Arazi Kanunnamesi yürürlüğe girdiği 1858 tarihine kadar ara-
ziler Kuyud-u Kadime ad› verilen defterlere kaydedilirdi. Arazi Kanunnamesi’nden ön-
ce, 1847 tarihli "Tapu Hakk›nda İcra Olunacak Nizamat" adl› tüzükle, 1848’den iti-
baren "yoklama" ad› verilen arazi yaz›mlar›na başland›ğ› bilinmektedir. Böylece, kaza
ve sancaklarda yaz›lan sicil kay›tlar›n›n bir örneği ile tutanaklar, İstanbul’da bulunan ve
o zamanki Tapu İdaresi olan "Defterhane" ye gönderilerek, parsel maliklerine, tuğ-
ral› matbu tapular verilmeye başland›. Bu şekilde verilen tapulara "arazi-i atik", "çiçekusulu kay›tlar" veya "künye usulü kay›tlar" ad› verilmiştir. Bu dönemlerde özel mülki-
yet olarak kayd› yap›lanlar, hususi taş›nmazlar veya padişah ferman› ile yahut tapu ida-
relerince verilen mülk arazilerdi. Miri arazilerden olan mera, yaylak, k›şlak, otlak, bal-tal›k, dalyan, voli gibi adlarla an›lan yerlerin sadece kullan›m hakk› özel ve tüzel kişi-
lere tahsis edilmiştir. Bu yüzden, kadastro yap›lmadan önce, yoklama defterleri’ne kay-
d› yap›lan araziler, malikleri ad›na tapulu yer olarak tespit edilir. Diğer belgeler ise tes-
pit s›ras›nda zilyetliği ispatlayan belgeler olarak değer taş›maktad›r.
Osmanl› döneminde ölçme ve hesaplamaya dayal› çizgisel kadastro’ya da başlan-
m›şt›r. 1900’lü y›llarda başlanan bu çal›şmalar savaş y›llar›na rastlad›ğ› için fazla bir
ilerleme kaydedilememiştir. Sadece bireysel ölçüde, İstanbul’da bir k›s›m kent arazile-
rinde ve Konya – Çumra - Kark›n köyünde arazi kadastrosu yap›labilmiştir.
2. MÜLKİYET HAKKININ DEVLET GÜVENCESİ ALTINA ALINMASI ÇALIŞMALARI
Medeni Kanun’un getirdiği en önemli yeniliklerden birisi, taş›nmaz mal mülkiye-
tinin Devletçe korunma alt›na al›nmas›n› sağlam›ş olmas›d›r. Ancak, bunun yapabilme-
si için taş›nmaz mallar›n ve sahiplerinin bilinmesi gerekmektedir. Bu da ancak kadast-
ro ile mümkündür. Medeni Kanun’un bu hükmünü yerine getirmek üzere, mevcut im-
kanlar›n elverdiği ölçüde tapu yaz›mlar› ve kadastro çal›şmalar› yap›lm›şt›r. Bu uğurda
386
günümüze kadar yap›lan faaliyetleri aşağ›daki şekilde grupland›rmak mümkündür:
1- Yaz›yla İfade Edilen Kadastro Çal›şmalar›
2- Çizime Dayal› Kadastro Çal›şmalar›
3- Say›sal Kadastro Çal›şmalar›.
2.1- Yaz›yla İfade Edilen Kadastro Çal›şmalar›
Osmanl› döneminde "yoklama" ad›yla başlanan arazi yaz›m› çal›şmalar›na Cumhu-
riyet döneminde de devam edilmiştir. Cumhuriyetten önce; arazi-i atik, arazi-i cedit,emlak-› daimi, icmal defterleri olarak adland›r›lan defterlere yaz›lan araziler, çoğunluk-
la özel mülkiyete tabi arazilerden oluşmaktayd› (BIYIK / YOMRALIOĞLU, 1994).
Miri arazilerin hukuki sahibi Devlet olduğu için bunlardan mülk araziye dönüştürülen
araziler d›ş›nda özel kişiler ad›na kay›tlar yap›lmam›şt›r. Ancak, baz› miri araziler, da-
ha çok köy tüzel kişileri ad›na, tahsis yoluyla b›rak›lm›şt›r. Bu dönemde, tamam› eskiyaz› olarak nitelendirilen Osmanl› Alfabesi ile matbu defterlere (Tahrir Defterleri) el
yaz›s›yla yaz›lan bu araziler tapulu arazi olarak kabul edilmişlerdir.
Yaz›yla ifade edilen bu kadastro çal›şmalar›na Cumhuriyetin ilk zamanlar›nda da
devam edilmiştir. Osmanl› döneminde ç›kart›lan İntikal Kanunu ile tasarruf hakk›n›n
miras yoluyla intikal ettirildiği miri arazilerin Medeni Kanun’un kabulüyle mirilik vas-
f› da hukuken kalkm›ş oluyordu. Bu arazilerin mutasarr›flar›, zilyetlik şartlar›n› sağla-
d›klar› için "Tapu Tahriri" çal›şmalar› daha çok bu türden arazilere yönelmiştir. Zira
bu uygulama, onlar›n fiili hakimiyetlerinin hukuken de tamamlanmas› anlam›na gel-
mekteydi. Çoğu geniş tar›m alanlar› olan bu arazilerin tahrir katipleri taraf›ndan yaz›l-
mas› s›ras›nda, miri araziden olan baz› orman alanlar› da tapuya kaydedilmiş ancak, or-
manlar›n devletleştirildiği 1945 y›l›nda bu alanlar tekrar hazineye kazand›r›lm›şt›r.
1930’lu y›llara kadar eski yaz› ile, sonra da yeni harflerle devam eden arazi yaz›m-
lar› 2613 say›l› "Kadastro ve Tapu Tahriri Kanunu"nun yürürlüğe girmesiyle ölçme
ve haritalamaya dayal› kadastro çal›şmalar›na yönelmiştir. Ancak, bu kanunda bir mad-
de ile tapu tahririne de yer verilmek suretiyle bu uygulamadan hukuken tamamen vaz-
geçilmediği anlaş›lm›şt›r. Fakat ilerleyen y›llarda tapu tahriri giderek terkedilmiş ve
1950’li y›llardan sonra tamamen çizime dayal› kadastroya geçilmiştir.
Tapu tahrirlerinin yaz›ld›ğ› defterler günümüzde "Kay›t Defteri" ad›yla bilinmekte
ve kadastro görmeyen yerlerde Tapu yerine geçmektedir. Bu kay›tlarla tescil edilen ara-
ziler tapulu arazi olarak bilinmektedir. Kadastro s›ras›nda bu belgeler hak belgesi ola-
rak dikkate al›nmaktad›r. Tapulu arazilerin tespitinde tapudaki s›n›rlara itibar edilmek-
te ve bu arazilerin Devlet orman›na bitişik olmama kayd›yla 30 dönümü geçmeyen or-
man yerleri kay›t sahipleri ad›na tescil edilebilmektedir. Tapusuz araziler için bu s›n›r
3 dönümde tutulmuştur (6831/1). Böylece, vaktiyle yaz›l› kadastrosu yap›lmayan mülk
sahipleri bir nevi mağdur edilmiştir. Şayet, Devlet zaman›nda bütün arazilerin yaz›l› ka-
dastrosunu yapm›ş olsayd›, bahsedilen nitelikteki araziler malikleri ad›na tescil edilebi-
387
lecekti. Bu uygulamadan en çok mağdur olan vatandaşlar orman içi ve orman bitişiği
köylerde yaşayanlard›r ve zaten ana yerleşim merkezlerine uzak olan bu köylerde tapu
kay›tlar› çok az tutulabilmiştir. Bu yüzden, bu bölgelerde kadastro yap›l›rken, zilyetliği
belge ile ispat edilebilen ve tapu tahriri uygulamalar›n›n terk edildiği tarihten öncesine
dayanan taş›nmaz mallar›n tespitinde hak sahiplerinin bu mağduriyetlerinin giderilme-
si hususu yeniden gözden geçirilmelidir. Öte yandan, Türkiye’nin çizime dayal› ilk ka-
dastrosunun, bilhassa ormanl›k alanlarda gecikmiş olmas› hem ormanlar›n, hem de
mülk sahiplerinin aleyhine sonuçlar doğurmaktad›r. Çünkü orman alanlar›n›n hazine
ad›na tescili uğruna, hiç hoş olmayan ağaç k›y›mlar›na sebebiyet verilmektedir.
3402 say›l› Kadastro Kanunu ile tapusuz arazilerin tespitinde sulu arazide 40, kuru
arazide 100 dönüm s›n›rlamas› da getirilmiştir. Oysa tapulu yerler için bir s›n›r yoktur.
Bu farkl› uygulamalar mülk sahiplerinin kusurundan değil, Devletin zaman›nda yaz›l›
kadastroyu tamamlamadan çizime dayal› kadastroya geçmesi s›ras›nda yapm›ş olduğu
yasal düzenlemelerden kaynaklanmaktad›r. İkinci Kadastro olarak gündeme gelmesi
beklenen çok amaçl› kadastro uygulamalar›nda, yukar›daki hususlar›n gözden geçiril-
mesiyle hem ormanlar›n korunmas› ve geliştirilmesi, hem de maliklerin mağdur edilme-
mesi için gerekli düzenlemeler yap›lmal›d›r.
2.2- Çizime Dayal› Kadastro Çal›şmalar›
Ölçme ve çizim sonucu üretilen haritalara dayal› kadastro çal›şmalar› 1900’lü y›llar-
da başlat›lm›şt›r. Ancak, Birinci Dünya Savaş›, ard›ndan da İstiklal Savaş› y›llar›nda
yeterli çal›şmalar yap›lamam›şt›r. Cumhuriyetin ilk y›llar›nda da münferit baz› uygula-
malarla yetinilmiştir. Gerçek anlamda kadastro, yasal olarak 2613 say›l› kanunla başla-
t›lm›şt›r. Çizime dayal› kadastro çal›şmalar›n› aşağ›daki şekilde grupland›rmak müm-
kündür:
a) Şehir Kadastrosu Çal›şmalar›,
b) Arazi Kadastrosu (Tapulama) Çal›şmalar›,
c) Orman Kadastrosu Çal›şmalar›,
d) Topoğrafik Nitelikli Kadastro Çal›şmalar›,
e) Kadastro Paftalar›n›n Yenilenmesi Çal›şmalar›,
f) Arsa ve Arazi Düzenlemesi Çal›şmalar›.
a) Şehir Kadastrosu Çal›şmalar›
Hizmet önceliği ve kolay ulaş›lma gibi nitelikler göz önüne al›narak kadastro kent
arazilerinden başlat›lm›şt›r. 5602 say›l› Tapulama Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 1950
y›l›ndan sonra 2613 say›l› kanun sadece belediye s›n›rlar› içlerinde uygulanmaya devam
etmiştir. Uygulamada genel olarak ortogonal yöntem’in tercih edildiği bu çal›şmalar,
çoğunlukla 1/500 ölçeğinde tersim edilmiştir. Kadastro haritalar›n›n çiziminde, uzun
zaman ada sistemi uygulanm›ş, konum başlang›c› memleket koordinat sistemine bağ-
land›ktan sonra dolu pafta sistemi’ne geçilmiştir.
388
b) Arazi Kadastrosu (Tapulama) Çal›şmalar›
1950 y›l›nda 5602, 1964 y›l›nda 509 ve 1966 y›l›nda 766 say›l› Tapulama Kanun-lar›’na göre, belediye s›n›rlar› d›ş›ndaki k›rsal arazilerde sürdürülen kadastro çal›şma-
lar›na "arazi kadastrosu", köy kadastrosu" (tapulama) gibi adlar verilmiştir. Kadastro
haritalar›n›n yap›m›nda, yöntem olarak çoğunlukla fotogrametrik yöntem, ölçek olarak
da 1/5000 ölçeği uygulanm›şt›r. Fotogrametrinin uygulanmas›na elverişli olmayan yer-
lerde ise, günün şartlar›na göre yersel yöntemlerden uygun olan› tercih edilerek uygu-
lanm›şt›r. Genel ad›yla klasik yöntemler olarak adland›r›lan bu yöntemlerin başl›calar›;
bağlama yöntemi, takeometrik yöntem ve elektronik takeometri yöntemleridir. Klasik
kadastro yöntemlerinde kullan›lan başl›ca ölçekler de 1/1000, 1/2000 ve 1/2500 ölçek-
leridir.
c) Orman Kadastrosu Çal›şmalar›
1937 y›l›nda yürürlüğe giren 3116 say›l› Orman Kanunu ile, orman alanlar›n›n tes-
piti ve koruma alt›na al›nmas› için, Orman Genel Müdürlüğü taraf›ndan "orman tah-
didi" çal›şmalar› başlat›ld›. Daha sonra "orman kadastrosu" olarak adland›r›lan bu uy-
gulamalar, teknik standartlar› bak›m›ndan kadastro çal›şmalar›na göre kaba olmas› se-
bebiyle kadastro çal›şmalar›yla uyuşamad›ğ› için çok eleştirilmiştir. Başlang›çta Tapu
ve Kadastro teşkilat›n›n yetersizliği sebep gösterilerek ayr› bir teşkilat taraf›ndan yap›l-
mas›na karar verilen bu uygulamalar halen devam etmektedir. Ancak, teknik nitelik so-
runlar› çözümlenmiş değildir. Bu haritalar›n ölçekleri genellikle 1/10 000 olarak seçil-
miştir.
d) Topoğrafik Nitelikli Kadastro Çal›şmalar›
2613 ve 766 say›l› kanunlar› yürürlükten kald›rarak iki farkl› uygulamay› birleştiren
3402 say›l› Kadastro Kanunu, topoğrafik nitelikleri de içeren kadastro haritalar›n›n
üretimini öngörmüştür. Ancak, bu uygulama kadastro haritalar›n›n kullan›m amaçlar›n›
genişletmesine karş›l›k getirdiği külfet sebebiyle, kanunun yürürlüğe girdiği günden bu
yana yap›lm›ş olan bütün çal›şmalara tam olarak yans›t›lamam›şt›r.
e) Kadastro Paftalar›n›n Yenilenmesi Çal›şmalar›
2859 say›l› Tapulama ve Kadastro Paftalar›n›n Yenilenmesi Hakk›nda Kanunve ilgili Yönetmelik gereği, ad›ndan da anlaş›ld›ğ› üzere, eskimiş, kullan›m› güçleşmiş
paftalar›n zemin ve harita uyuşumunu sağlamak amac›yla yap›lan bir nevi güncelleştir-
me uygulamas› olan bu çal›şmalar ikinci kadastro anlam›nda değildir. Çünkü, bu uygu-
lamalar sonunda, yap›lan ilk kadastro s›ras›nda belirlenen haklarda herhangi bir deği-
şiklik söz konusu olamamaktad›r.
f) Arsa ve Arazi Düzenlemesi Çal›şmalar›
İmar Kanunu’nun 18. maddesi uyar›nca kentsel alanlarda yap›lan arsa düzenle-
389
meleri ile 10/c maddesine göre yap›lan ›slah imar plan› uygulamalar› ve 3083 say›l›
Sulama Alanlar›nda Arazi Düzenlemesine Dair Tar›m Reformu Kanunu ile Top-raksu teşkilat› taraf›ndan tar›m arazilerinde yürütülen sulama ve arazi toplulaşt›rmas›
çal›şmalar› bu grupta değerlendirilen kadastro çal›şmalar›d›r. Bu çal›şmalar s›ras›nda,
parsel yap›lar› belirli bir plana göre yeniden düzenlenirken, ilk kadastrodan doğabilecek
küçük hatalar biriktirilmeden, düzenleme ortakl›k pay› oran› (DOPO) ad›yla kamuya
ayr›lan alanlar veya ortak kullan›lan alanlar için kesilen paylar içerisinde elimine edile-
bilmektedir. Düzenlemeler sonunda tescil edilen yeni parseller olduğu için, bu uygula-
malar en anlaml› kadastro olarak değerlendirilebilir. İlk kadastro s›ras›nda, s›n›r düzelt-mesi ve özel anlaşmalara dayal› bölüşme (r›zai taksim) veya özel parselasyon’lar›n ya-
p›lmas› (TÜDEŞ /BIYIK, 1994, 346), kadastronun içeriğini bir ölçüde zenginleştirdiği
düşünülürse, arsa ve arazi düzenlemesi uygulamalar›n›n önemi daha iyi anlaş›lacakt›r.
2.3- Say›sal Kadastro Uygulamalar›
Kadastroyu oluşturan konuma dayal› ve konuma dayal› olmayan bilgilerin say›larla
ifadesinin mümkün olduğu bilgisayar destekli uygulamalar›n başlat›lmas›yla çizgiler
ikinci plana itilmiştir. Çünkü, çizgiler say›lardan, say›lar da ölçülerden üretilmektedir.
Hatas›z hesap yap›labildiği taktirde –ki bugünkü hesaplama araçlar›yla bu mümkündür-
arazi ölçülerinden parsel büyüklükleri ve gerektiğinde aplikasyon değerleri elde edile-
bilmektedir. Parsellerin görsel olarak ifadesi söz konusu olduğu zaman da, rahatl›kla çi-
zim yap›labilmektedir. Böylece, kadastro bilgi sistemlerine geçilerek, çağ›m›z›n en
önemli uygulamas› olan coğrafi bilgi sistemlerinin de esas çat›s› kurulabilmektedir.
Ülkemizde say›sal kadastroya geçiş, orijinal ölçülerden hesaplama, paftalardan sa-
y›sallaşt›rma veya araziden yeniden yap›lan ölçme değerlerinden oluşturma ile sağlan-
maya çal›ş›lmaktad›r. İlk yap›lan uygulama, Söke kadastrosunun paftalardan say›sal de-
ğerlerin hesaplanmas›yla pilot olarak başlat›lm›şt›r (ÖZEN, 1980). Günümüzde,
TKGM münferit uygulamalarla say›sal kadastro bilgileri üretmekte olup, bütünüyle
böyle bir uygulamaya geçme ihtiyac› henüz tam olarak doğmad›ğ› için, mevcut uygula-
malara da devam edilmektedir.
3. KADASTRODAN BEKLENEN NİTELİKLER
Günümüzün gerektirdiği ihtiyaçlar, taş›nmaz mal mülkiyetinin önemini tar›msal
üretim alanlar› için bir ölçüde azaltm›ş gibi görülmektedir. Bu yüzden, k›rsal kesimde-
ki nüfusun tamam›n› orada tutmak ve geçimlerini tar›mdan sağlamak mümkün görül-
memektedir. Art›k, k›rsal nüfusun geçim problemlerine tek çözüm olarak toprak refor-mu uygulamas› görülmemektedir. K›rsal kesimde yaşayanlar da okumak, yeni meslek-
lerde çal›şmak istemektedirler. Yüksek tahsil yapmay› her Türk genci istemekte, bunun
için birbirleriyle yar›ş yapmaktad›rlar. Fakat bu yar›ş›n sonunda hiç birisi tarlas›nda ça-
l›şmay› düşünmemekte; aksine, iktisatç›, işletmeci, doktor, mühendis, iletişimci, pazar-
390
lamac›, sanatç›, reklamc› gibi çok say›da çağdaş mesleklerden birisini tercih etmekte-
dir. Bütün bu mesleklerin varl›ğ› ve en büyük destekçisi yine tar›msal faaliyetler ve top-
rakt›r. Zira, toprak olmadan tar›msal üretim, tar›msal üretim olmadan örneğin pamuk,
pamuk olmadan dokuma fabrikas›, fabrika olmadan kumaş, kumaş olmadan konfeksi-
yonculuk, konfeksiyonculuk gelişmeden de reklamc›l›k gibi mesleklerin bir anlam› ol-
mayacakt›r. Bu gerçekler bilindiği için, giderek artan kentsel nüfusa iş alanlar› yaratma-
n›n çaresi olarak temelde tar›msal faaliyetlerin geliştirilmesi, en önemlisi de birim alan-
dan azami verim al›nmas›n›n sağlanmas› hedeflenmiştir. Böylece, artan milli gelir, top-
lumun bütün kesimleri taraf›ndan paylaş›labilecektir. Görülüyor ki, toprak önemini yi-
ne korumaktad›r. Ancak, toprağ›n kendisinden çok, ona bağl› üretim alanlar› ön plana
ç›km›şt›r. Bir çiftçinin ürettiği tar›m ürünü çeşitli ünitelerden geçtikten sonra tüketiciye
ulaşmadan önce bir reklamc› taraf›ndan tan›t›lmaktad›r. Bütün bu aşamalarda, farkl›
mesleklere mensup birçok insana çal›şma alan› doğmaktad›r. Bunlar›n kazançlar› ile
toprak sahibinin kazanc› karş›laşt›r›ld›ğ›nda, her devirde baz› değer kavramlar›n›n ön
plana ç›kt›ğ›n› söylemek yanl›ş olmaz. Ama toprak yani taş›nmaz mal, dolay›s›yla onun
mülkiyeti esast›r ve kadastro gereklidir. Kadastronun çağdaş hedeflere yönlendirilmesi
için içerik ve kapsam bak›m›ndan zenginleştirilmesinde yarar vard›r ve bunu sağlaya-
cak mevzuat düzenlemelerine ihtiyaç duyulacakt›r.
3.1- Kadastronun İçeriğinin Zenginleştirilmesi (Çok Amaçl› Kadastro)
Türkiye’de halen yap›lmakta olan kadastro ile; parsellerin sahipleri, s›n›rlar›, yüzöl-
çümü, üzerindeki yap› ve tesisler ile mülkiyet ve mülkiyetin gayri ayni haklar ve bun-
lar›n nas›l kazan›lm›ş olduğu tespit edilmektedir. Bu bilgilerden birçok alanda yararla-
n›lmaktad›r. Kadastro Kanununun öngördüğü biçimde kadastro yap›ld›ğ› takdirde, imar
faaliyetlerinin planlanmas› ve uygulanmas› için uygun altl›klar üretilmiş olacakt›r. Or-
man kadastrosu yap›lan yerlerde ise, ormanlar›n s›n›rlar›, sahipleri, yüzölçümleri, meş-
cere türleri ve vas›flar› ile, orman içerisinde olup, orman say›lmayan alanlar ile orman
s›n›rlar› d›ş›na ç›kart›lan alanlar belirlenmektedir.
Bu tür bir kadastro uygulamas› ürünlerinden hukuki, teknik, ekonomik, idari ve sos-
yal planlama ve uygulamalarda yaralan›lmaktad›r. Ancak, günümüzün şartlar› ve gele-
cekte beklenen ihtiyaçlar, kadastro s›ras›nda daha başka bilgilerin de toplanmas› gere-
ğini ortaya ç›karm›şt›r. Bu ihtiyaçlar, parsellerin kullan›m amac›na göre kentsel ve k›r-
sal alanlar için farkl›l›klar arz edebilir. Örneğin, kentsel alanlarda konut ve arsalara yö-
nelik bilgi isteklerine karş›l›k, k›rsal alanlarda zirai faaliyetler, toprak ve bitki cinsleri
için ihtiyaç duyulan bilgiler söz konusu olmaktad›r. Öte yandan, imar ve bay›nd›rl›k fa-
aliyetlerinin ihtiyac› olan halihaz›r niteliklerin de çok amaçl› kadastro için vazgeçilmez
olduğu söylenebilir. Bütün uygulamalarda, parsellerin parasal değerlerinin tespiti ve
vergilendirmenin adil yap›labilmesi için arazi değerlerinin belirlenmesi de kadastronun
içeriğinde yer almal›d›r. Kadastro ayr›ca, objektif veya alternatifli planlar üretilmesi
için ek çal›şma gerekmeden bilimin ve istatistiğin ihtiyaç duyduğu bilgileri de üretme-
lidir. Bir çal›şma alan›nda, belirli bir zaman aral›ğ›nda hangi türden bilgilere ihtiyaç du-
391
yulacaksa, kadastro s›ras›nda bunlar tamamlanabilir. Yani, çok amaçl› kadastro için be-
lirlenen ihtiyaçlar›n karş›lanabilmesi esas tutulursa, her yerde standart bilgiler yerine,
yöresel isteklerden ve beklentilerden hareketle uygun bilgiler üretilmesi düşünülmeli-
dir.
3.2- Kadastronun Kapsam›n›n Genişletilmesi
Ülkemizde uygulanan kadastronun kapsam›, şehir, kasaba ve köylerde yap›lan ilk
kadastro, Kadastrodan sonra yap›lan tapu-fen hizmetleri, yenileme çal›şmalar›, arsa ve
arazi düzenlemesi çal›şmalar› ile orman kadastrosu çal›şmalar›n› kapsamaktad›r. Ka-
dastronun bu kapsam› da yeterli değildir. Kadastro çal›şma alanlar› idari s›n›rlarla be-
lirlenecek olursa bu alanlar›n içerisinde ölçülmeyen yer kalmaz. Bu da, orman, mera,
yaylak ve k›şlak alanlar› dahil, bütün yurt topraklar›n› kapsayacak biçimde, ayn› mev-
zuatla çal›şma esas›n›n getirilmesine bağl›d›r. Ülkemizde henüz yap›lamam›ş yeralt› te-
sisleri ölçümü ve kadastro ile ilişkilendirilmesi de kadastro kapsam›nda ele al›nmal›d›r.
Geniş kapsaml› ve çok amaçl› bir kadastro ilk yap›m› s›ras›nda daha çok işgücü,
masraf ve zaman gerektirebilir. Bu durum işleri yavaşlatsa bile, daha sonra yap›lmas›
planlanan hizmetlerin gerçekleşmesinde yeniden arazide ölçümleme, hesap ve değer-
lendirmeye gerek kalmadan projelerin yap›m ve uygulanmas›n› mümkün k›lar.
3.3- Kadastro İle İlgili Mevzuat›n Yeniden Düzenlenmesi
Yürürlükteki Kadastro Kanunu, Tapu Kanunu, Medeni Kanun, Orman Kanunu ve
Mera Kanunu geniş kapsaml› ve çok amaçl› kadastro hedefleri doğrultusunda yeniden
gözden geçirilmeli, ikinci kadastroya geçişin önü yasal olarak aç›lmal›d›r. Halen OGM
taraf›ndan yap›lmakta olan orman kadastrosu çal›şmalar› ve hangi kurumun yapacağ›
tam olarak belirlenmemiş mera kadastrosu yasal olarak Kadastro Kanunu kapsam›na
al›nmal›d›r. Bugüne kadar yap›lmayan yeralt› tesisleri tespiti ve kadastro ile ilişkilen-
dirilmesi de kanun kapsam›na al›nmal›d›r. Yeni yasal düzenlemelerde orman köyleri-
nin problemlerini çözecek hükümlere de yer verilmeli, özellikle orman yerinin kime ait
olduğunun belirlenmesi orman ağaçlar›n›n yok edilmesine sebebiyet vermeyecek bi-
çimde çözümlenmelidir. Yaz›l› kadastro döneminde tapuya kaydedilemeyen, fakat bu
döneme ait zilyetliği belgelenebilen taş›nmazlar›n tespitinde zilyetlerin mağduriyetleri
giderilmelidir.
4. SONUÇ VE ÖNERİLER
Özel mülkiyete ve özelleşmeye verilen önem, tarihten gelen temel değerlerimizden
kaynaklanmaktad›r. Mülkiyet anlay›ş›m›z ve bunun uygulamalar› birçok bat›l› ülkenin
bile erişemediği seviyededir. Anayasal haklardan olan mülkiyet hakk› adaletle korun-
maktad›r. Bu anlay›ş›n tam olarak uygulanabilmesi ancak kadastro ile mümkün olacak-
t›r. Avrupa topluluğuna girmek isteyen ülkemizde geniş kapsaml› ve çok amaçl› kadast-
392
ro uygulamas›na bir an önce geçilmesi gerekmektedir. Ülkemizde uygulanan mülkiyet
hukuku ile topluluk ülkelerinin mülkiyet hukuku aras›ndaki benzerlikler Medeni Kanu-
numuzdan kaynaklanmaktad›r. Mülkiyet anlay›ş› olarak arada fark olmamakla beraber,
kadastro çal›şmalar›m›z› nitelik, kapsam, içerik ve nicelik yönlerinden Avrupa standart-
lar›na bir an önce eriştirilmesi laz›md›r.
KAYNAKLAR
BERKİ, Şakir, 1971: Türkiye’de Toprak Davas› ve Mevzuat karş›s›nda Toprak Re-
jimi, DPT Yay›n› No: 880, TUD: 9, Başbakanl›k Bas›mevi, Ankara.
BIYIK, Cemal / YOMRALIOĞLU, Tahsin, 1994: Osmanl› Döneminde Arazi Bilgi
Sistemi, Tapu ve Kadastro Dergisi, Y›l 6, Say› 15, s. 24-29.
CİN, Halil, 1969: Miri Arazi ve Bu Arazinin Mülk Haline Dönüşümü,, A.Ü. Hukuk
Fak. Yay›nlar›, No 250, Sevinç Matbaas›, Ankara.
DOĞAN, D. Mehmet, 1977: Tarih ve Toplum (Türkiye’de Toprak Meselesi), Der-
gah Yay›nlar›, No 37, İstanbul.
ÖZEN, Haldun, 1980: Türkiye Koşullar›nda Koordinat Kadastrosu, Doktora Tezi,
KTÜ, İnşaat – Mimarl›k Fakültesi Yay›nlar›, No 118, Trabzon.
TÜDEŞ, Türkay / BIYIK, Cemal, 1994: Kadastro Bilgisi, KTÜ Mühendislik –
Mimarl›k Fakültesi Yay›n› No: 50/174, Trabzon.
393
ÖZET
"Memleketin kadastral topoğrafik haritas›na dayal› olarak taş›nmaz mallar›n s›n›rla-
r›n› arazi ve harita üzerinde belirlemek, hukuki durumlar›n› tespit etmek ve bu suretle
Türk Medeni Kanununun öngördüğü tapu sicilini kurmak" 3402 say›l› kanunun amaç-
lar›ndan olup, bu amaçlar›n sağlanmas›yla ilgili görevler ayn› kanun hükümleri uyar›n-
ca Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğüne ve bağl› kuruluşlar›ndan olan kadastro mü-
dürlüklerine verilmiştir.
Ülkemiz kadastrosunun şehirlerde tamam›na yak›n›n›n, k›rsal alanlarda ise
%83’ünün tamamlanm›ş olduğunun bilindiği günümüzde, mevcut kadastral haritalar›n
yeterliliklerinin ve ikinci kadastronun gerekliliğinin tart›ş›ld›ğ›da bir gerçek olarak kar-
ş›m›zda durmaktad›r. Kadastral harita üretimiyle ilgili söz konusu kamu kurumu verile-
ri istatistikleri dikkate al›nd›ğ›nda ülkemiz kadastrosunun geriye kalan k›sm›n›n tamam-
lanmas›n›n 15 y›l süre alacağ› tahmin edilmektedir. Her alanda özelleştirme faaliyetle-
rinin ön plana ç›kar›ld›ğ› günümüzde, kadastral harita üretimi için ihtiyaç duyulan bu
sürecin özel sektörün katk›lar›yla önemli oranda azalt›lacağ› tart›ş›lmaz bir gerçektir.
Bu makalede; kadastro müdürlüklerince bir y›lda üretilen parsel verileri, İller Ban-
kas› ve Harita ve Kadastro Mühendisleri Odas› harita yap›m birim fiyatlar› örnek al›na-
rak kadastral harita üretim maliyetlerinin karş›laşt›r›lmas› yap›lmakta ve elde edilen so-
nuçlar ortaya konulmaktad›r.
GİRİŞ
T.C. Anayasas›n›n 35. maddesi "Herkes mülkiyet ve miras haklar›na sahiptir. Bu hak-
lar ancak kamu yarar› amac›yla, kanunla s›n›rlanabilir. Mülkiyet hakk›n›n kullan›lmas›
toplumun yarar›na ayk›r› olamaz." denilmektedir. Ayr›ca, Medeni kanunun 645. madde-
sinde de "... gayrimenkulun s›n›r› plan ve arz üzerine konulan işaretlerle tayin olunur.
Plandaki s›n›r ile arz üzerindeki s›n›r birbirini tutmazsa as›l olan plandaki s›n›rd›r." ifa-
deleriyle kadastral harita üretiminin önemine ve gerekliliğine vurgu yapmaktad›r.
394
KADASTRAL HARİTA ÜRETİMMALİYET ARAŞTIRMASI
İbrahim BAZ1
Selçuk AKSOY2
________________________
*Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Müh. Fak.
* Gebze Kadastro Müdürlüğü
Bilindiği üzere 3402 say›l› kadastro kanununda bu görevler kadastro müdürlükleri-
ne verilmektedir. Kadastral harita üretimi çal›şmalar›n› köy kadastrosu, şehir kadastro-
su, yenileme çal›şmalar› olarak başl›ca üç grupta ele almak mümkündür. Bu grupland›r-
ma dikkate al›nd›ğ›nda TKGM verilerine göre alan baz›nda köy kadastrosundaki ger-
çekleşme oran›n›n %82.29, şehir kadastrosundaki gerçekleşme oran›n›n %99.97 oldu-
ğu, diğer taraftan bu oralar›n köy kadastrosu için köy say›s› baz›nda %65.83, şehir ka-
dastrosu için mahalle baz›nda %94.21 olduğu anlaş›lmaktad›r.
Diğer taraftan TKGM’ ce daha önceden tapulama ve kadastro çal›şmalar› yap›lm›ş
olup da teknik nedenlerle yetersiz kalan, uygulama niteliğini kaybeden alanlarda bulun-
maktad›r. Bunlar›n bir k›sm›n›n yenileme çal›şmalar› tamamlanm›şt›r. TKGM verileri-
ne göre yenileme çal›şmalar›n›n gerekliliği konusunda karar k›l›nan başkaca alanlar bu-
lunmakta olup, bunlar›n alansal miktar› kadastrosu tamamlanan tüm alanlar›n %14 ünü
oluşturmaktad›r.
Sadece yenileme çal›şmalar› dikkate al›nd›ğ›nda 30.09.1999 tarihi itibariyle yenile-
mesi tamamlanan alanlar›n miktar› 1147532 dönüm, yenilemesi yap›lmas› gereken
alanlar ise 48531000 dönümdür. 1999 y›l› itibariyle TKGM’ ce üretilen kadastral hari-
talar›n toplam›n›n 5249000 dönüm olduğu bilinmektedir.
Kadastral harita üretimindeki verimliliğin yat›r›m bütçelerinden ayr›lan miktarlarla
doğrudan etkilendiği söz konusu ise de verimliliği etkileyen diğer önemli etkenler ola-
rak personel, araç-gereç, yeni teknolojilerin teminindeki güçlükler ve olumsuzluklar› da
vurgulamak gerekir.
Ülkemiz kadastrosunun gerçekten tamamlanmas› arzu edilmekte ise, bu durumda
harita üretimine yönelik diğer sektör faaliyetlerinin varl›ğ›n› da göz önünde bulundur-
mak gerekmektedir.
Bu yay›nda, kadastro çal›şmalar›n›n özel sektöre yapt›r›lmas› halinde karş›laş›labi-
lecek olas› üretim maliyetlerinin neler olabileceğinin araşt›r›lmas›na yönelik bir çal›ş-
ma ve bunun sonuçlar› hakk›nda bilgi verilmektedir.
KADASTRAL HARİTA ÜRETİMİ
Ülkemizde kadastral harita üretmekte (ilk tesis kadastrosu yapmakta) yetkili olan
kadastro müdürlüklerinde jeodezik ve fotogrametrik yöntemlerle harita üretimi yap›l-
maktad›r. Bunlardan; jeodezik yöntemlerle kadastral harita üretimi yerleşimin yoğun
olduğu ayr›nt›l› detay tespitinin gerektiği kentsel alanlar›n haritaya bağlanmas› çal›şma-
lar›nda; fotogrametrik yöntemle kadastral harita üretimi ise detay ölçmelerinin az oldu-
ğu geniş alanlarda zamandan tasarrufun ve ekunomik üretimin ön plana ç›kar›ld›ğ› da-
ha az değerli taş›nmaz mallar›n bulunduğu k›rsal alanlar›n haritaya bağlanmas› çal›şma-
lar›nda tercih edilmektedir.
395
Jeodezik yöntemlerle üretilen kadastral haritalarda veriler kadastro müdürlükleri
teknik elemanlar›nca arazide yap›lan ölçmelere ve bunlar›n değerlendirilmesine bağl›
olarak elde edilmektedir. Son y›llarda; kadastro müdürlüklerindeki optik-mekanik do-
nan›ml› ölçme cihazlar›n yerlerini elektronik kay›t üniteli ölçme cihazlar›n›n ve hesap
makinelerinin yerlerini de bilgisayarlar›n almas›yla birlikte kadastro müdürlüklerince
üretilen kadastral harita verileri say›sal veriler olarak elde edilmeye başlanm›şt›r.
Fotogrametrik yöntemle harita üretimi, ülke genelindeki ihtiyaç ve talepler dikkate
al›narak her y›l Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nce yap›lan planlamalara uygun
olarak gerçekleştirilmektedir. Bu çal›şmalar›n tümü Tapu ve Kadastro Genel Müdürlü-
ğü’nce gerçekleştirilmekte olup, 1/5000 ölçeğinde üretilen haritalar›n bir sureti kapsa-
d›ğ› yerdeki kadastro çal›şmalar›nda altl›k olarak kullan›lmak üzere ilgili kadastro mü-
dürlüğüne gönderilmektedir. Bu haritalara dayal› olarak yap›lan kadastro çal›şmalar›
arazide ve paftada s›n›rlar› kesin belli olan taş›nmaz mallara hukuki nitelik kazand›rma-
ya yöneliktir. Eskiden planimetre ile yap›lan okumalar sonucu belirlenen parsel yüzöl-
çümleri, günümüzde parsel k›r›k noktalar›na koordinat verilmek suretiyle tamamen sa-
y›sal ortamda gerçekleştirilebilmektedir.
KADASTRO MÜDÜRLÜKLERİNDE YILLIK PARSELÜRETİMİ VE MALİYETİ
Anadolu’ da henüz kadastrosu tamamlanmayan yerleşim birimleri genellikle İç
Anadolu’nun doğusu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde bulunan il ve ilçele-
rin s›n›rlar› dahilinde kalmaktad›r.Bu çal›şmada, İç Anadolu’nun doğusunda kalan Si-
vas iline bağl› Y›ld›zeli ilçesinde faaliyet göstermekte olan kadastro müdürlüğünün ça-
l›şmalar› örnek olarak ele al›nmaktad›r. Y›ld›zeli Kadastro Müdürlüğü, yeni kurulan
müdürlüklerden birisi olup, Şekil 1 ve Tablo 1’ deki verilerden de anlaş›lacağ› üzere,
çal›şma alan› kapsam›ndaki köylerin büyük bir bölümünde kadastral harita üretimine
hiç başlan›lmad›ğ› görülmektedir. 01 Ocak 1999 – 31 Aral›k 1999 tarihleri aras›nda
üretildikleri belirtilen ve Tablo 1’de gösterilen toplam 6123 parselden 1513 adedinin fo-
togrametrik yöntemle üretildiğini belirtmekte yarar vard›r.
Y›ld›zeli Kadastro Müdürlüğü 1999 y›l›nda toplam 6123 parseli üretebilmek için
dökümü Tablo 2’de belirtilen 94.957.154.000 TL. harcama yapm›şt›r. Harcamalar›n da-
ğ›l›m›n› gösterir grafik ise Şekil 2’de sunulmaktad›r.
İller Bankas› ve Harita Kadastro Mühendisleri Odas› fiyatlar›yla karş›laşt›rma yapa-
bilmek için hektar baz›nda bir kadastro parselinin maliyetini tespit etmek gerekmekte-
dir. Bunun için; ilçe s›n›rlar› içerisinde kadastrosu tamamlanan farkl› yerleşim bölgele-
rinden, ilçe merkezinde 200 m_’lik parsel büyüklüğünden k›rsal alanda 500 dönümlük
mera parseline kadar çeşitlilik arz eden ve toplam yüzölçümleri takriben 25.000.000 m_
olan 2500 adet parsel örneklemeyle belirlenmiştir. Bunlardan herhangi bir kadastro par-
396
selinin yüzölçüm değeri aritmetik ortalama al›narak hesap edilmiş ve bu değer takriben
10.000 m_ olarak tespit edilmiştir. Bir hektar alan karş›t› olan bu değer ortalama parsel
maliyetinin hesaplanmas›nda kullan›lm›şt›r. Tablo 3’de, Tablo 1 ve 2 ‘de verilen değer-
ler kullan›larak ortalama 1 ha büyüklüğündeki bir parselin maliyetinin elde ediliş şekli
özetlenmektedir.
Yap›lan hesaplamalardan ortalama 1 ha büyüklüğündeki bir kadastro parselinin ma-
liyetinin, 1999 y›l› bütçe rakamlar› üzerinden, 15.508.276 TL. olduğu sonucu ortaya
ç›kmaktad›r.
Tablo 2 ve 3’deki maliyet değerlerine, 6123 parseli oluşturan 1513 adet fotogramet-
rik yöntemle üretilen kadastro parseline altl›k teşkil eden, 1/5000 ölçekli fotogrametrik
harita üretim maliyeti etki ettirilmemiştir.
İLLER BANKASI VE HARİTA KADASTRO MÜHENDİSLERİ ODASI BİRİM FİYATLARIYLA PARSEL ÜRETİM MALİYETİ
İller Bankas› Genel Müdürlüğü Harita Dairesi Başkanl›ğ›nca yay›nlanan ve özel
sektörce yerine getirilecek arazi al›m› ve arsa düzenlemesi fiyatland›r›lmas›nda esas al›-
nan birim fiyat listelerinden, 1999 y›l› 1. yar›y›l› birim fiyat listesi verilerine göre 1 ha
büyüklüğündeki sahan›n say›sal harita birim fiyat› (ara pilye, hassas ve teknik nivel-
man, çizim ünitesiyle çizim bedelleri hariç) 26.825.375 TL/ha. d›r.
Harita Kadastro Mühendisleri Odas› mühendislik hizmetleri en az ücret tarifesi s›-
n›rland›rma haritalar› yap›m birim fiyatlar›yla ayn› büyüklükte bir parselin maliyeti ise
21.060.265 TL/ha. olarak hesaplanmaktad›r.
Kadastro Müdürlüğü ile İller Bankas› ve Harita Kadastro Mühendisleri Odas› birim
fiyatlar›yla parsel üretim maliyetleri karş›laşt›rmalar› Şekil 3’de verilmektedir.
Bu karş›laşt›rmalardan görüleceği gibi kadastro müdürlüklerince üretilen parseller
üretim maliyeti aç›s›ndan en ekonomik olan›d›r. Bunu s›ras›yla Harita ve Kadastro Mü-
hendisleri Odas› ve İller Bankas› Birim Fiyatlar›yla üretilen parselllerin üretim maliyet-
leri takip etmektedir. Üretim maliyetleri karş›laşt›rmalar›nda 3:4:5 gibi bir orant› sonu-
cu ortaya ç›kmakta, buda en yüksek işlem maliyetinin en düşük işlem maliyetine göre
%67 daha fazla olduğunu ifade etmektedir.
SONUÇ
Ülkemiz kadastrosunun bitirilememesindeki başl›ca etkenlerden birisi personel,
araç-gereç, yeni teknolojilerin teminindeki güçlüklerdir. Kadastro müdürlüklerince üre-
tilen parsellerin özel sektör maliyetlerine oranla her nekadar daha az maliyetli üretile-
397
bileceği görülmekte isede; mevcut personel, araç-gereç ve ekipman imkanlar›yla ülke
kadastrosunun ihtiyaç duyulan 15 y›l ek süreden daha k›sa sürede tamamlanabilmesi,
ancak, belirtilen hususlarda acil takviyelerle mümkün olabilecektir. Bunun parsel üre-
tim maliyetlerine getireceği ilave yük gözönünde bulundurulduğunda kadastro müdür-
lüklerince üretilen parsel maliyetleri aç›s›ndan lehte sonuç gösteren 3:4:5 oran›n›n özel
sektör maliyeleri lehine değişeceği kesindir. Bu durumda; İller Bankas› ve belediyeler
ad›na harita yapan özel sektör kuruluşlar›n›n yetişmiş personel, araç-gereç ve teknolo-
jik donan›mlar›n› dikkate al›narak, bunlardan kadastral parsel üretiminde yararlanmak
en ak›lc› ve başl›ca çözümlerden birisi olacakt›r.
Çal›şan Köy 1 Ocak 1999 itibariyle 31 Aral›k 1999 1 Ocak-31 Aral›k 1999
Eldeki Mevcut İtibariyle Eldeki Aras›nta Toplam
Üretilmiş Parsel Mevcut Üretilmiş Üretilen Parsel
Say›s› Say›s› Say›s›
Sar›yar 1830 2522 692
Karg›n 783 2682 1899
Seren - 898 898
Selamet - 800 800
Aşağ› Çakmak - 905 905
K›z›lköy - 759 759
Danaören - 170 170
TOPLAM 6123
Tablo 1. Y›ld›zeli Kadastro Müdürlüğünce Ocak1999-Aral›k1999 tarihleri aras›nda
yap›lan kadastral üretim.
HARCAMA ÇEŞİDİ YILLIK TOPLAM TUTARMemur maaşlar› 73.577.061.000 TL.
Geçici işçi harcamalar› 6.945.295.000 TL.
Sağl›k giderleri 7.786.728.000 TL
Kira, telefon, posta 479.975.000 TL
Elektrik, su, yak›t, k›rtasiye 455.000.000 TL
Arazi yolluklar› 2.858.479.000 TL
B.kişi, ozalit, zemin tesisi, boya 920.000.000 TL
Taş›t, kira, bak›m, onar›m 424.979.000 TL
Akaryak›t gideri 1.237.215.000 TL
Kalk›nmada öncelikli bölge ek tazminat› 272.442.000 TL
TOPLAM 94.957.174.000 TL.
Tablo 2. Y›ld›zeli Kadastro Müdürlüğünde 1999 y›l› boyunca yap›lan
harcama çeşitleri ve tutar›.
398
1999 y›l sonu fiyatlar›yla 1 Kadastro Parselinin maliyet hesab›
Toplam kadastro harcamalar› 94.957.174.000 TL.
1 y›lda üretilen parsel say›s› 6.123 adet
1 kadastro parselinin ortalama alan› 10.000 m2
(1 hektar)
1 hektarl›k bir kadastro parselinin ortalama maliyeti 15.508.276 TL./ha
Tablo 3. Y›ld›zeli Kadastro Müdürlüğünde 1999 y›l sonu fiyatlar›yla
1 Kadastro Parselinin maliyet hesab›.
Şekil 1. Y›ld›zeli ilçesi köy ve mahallelerinde kadastro çal›şmalar›n›n son durum grafiği.
Şekil2. Y›ld›zeli Kadastro Müdürlüğü’nün y›ll›k harcama dağ›l›m› grafiği.
Şekil3. Ortalama 1 hektar(10000)m2
lik bir kadastro parselinin maliyet karş›laşt›rmas› grafiği.
399
1. K adastro görm eyen
2. 1998 sonu itibariyle kadastro tam am lanm ›fl.
3. 1999 y›l›nda kadastrosu tam am lanan
4. 2000 y›l› itibariyle kadastrosu devam eden
%76
%17
% 4
% 3
*MilyarTL.
*MilyarTL.
1. KadastroMüdürlü¤üMaliyeti
2. ‹llerBankas›Tarifesi
3. H.K.M.O.Tarifesi
ÖZET:
Baz› araşt›rmalara göre, bir CBS için veri toplaman›n toplam maliyete oran› %60-
80 düzeyindedir. Bu yüzden bir CBS’nin ihtiyac› olan veriyi ilk elden toplamak yerine,
mevcut verilerden yararlanmak daha ak›lc› bir yöntemdir. Bunun yolu ise, dönüştürme
işlemlerini otomatik olarak yapacak veri çevirici yaz›l›mlar geliştirmektir.
Bu bildiride, bir CBS’nin en önemli ayağ› olan veri kavram› üzerinde durularak, ve-
ri dönüştürmeye yönelik gerçekleştirilen uygulama ve sonuçlar› hakk›nda bilgi veril-
mektedir. Geliştirilen yorumlay›c› programlar sayesinde farkl› formatlardaki sözel ve-
riler dönüştürülmüş ve belirlenen standartta bir araya getirilmiştir. Söz konusu format-
lar; matbu halde, kağ›t üzerinde bulunan sözel veriler, ülkemizde yayg›n olarak kulla-
n›lan uygulama programlar›na ait veri dosyalar› ve Excel ve Access format›ndaki ör-
nek kay›tlard›r. Matbu verilerin say›sallaşt›r›lmas›nda "Optik Karakter Tan›ma Sistem-
leri" kullan›lm›şt›r. Uygulama programlar›na ait dosyalar, söz konusu yaz›l›mlar kulla-
n›larak gerçekleştirilen imar uygulamalar›n›n sonucunda üretilen sözel verilerdir.
1. GİRİŞ
Mekana dayal› verilerin yönetim ve organizasyonu "Coğrafi Bilgi Sistemleri"nin ko-
nusunu oluşturmaktad›r. Bir CBS kurulumunda en çok zaman alan ve külfetli aşama ise
verilerin toplanmas›d›r. Verinin ilk elden toplanmas› pahal› bir yoldur. Bu yüzden her-
hangi bir kuruluş için, ihtiyaç duyduğu veriyi ilk elden, en baştan toplamak yerine,
mümkün olduğunca, halihaz›rdaki verilerinden ve o veriye sahip olan başka kaynaklar-
dan elde etmek ve bunlar›, belirlenen standartlara dönüştürmek çok daha ekonomik,
h›zl› ve verimli bir yöntemdir. Bunun için, dönüştürme işlemlerini h›zl› ve otomatik ola-
rak yapacak veri çevirici yaz›l›mlar›n üretilmesi, geliştirilmesi gerekmektedir.
Bu bildiride, bir CBS’nin en önemli ayağ› olan veri kavram› üzerinde durularak, ve-
ri dönüştürmeye yönelik gerçekleştirilen uygulama ve sonuçlar› hakk›nda bilgi veril-
mektedir.
400
CBS’NE KAYNAK OLMAK ÜZERE GRAFİK OLMAYANVERİLERİN STANDARTLAŞTIRILMASI
Prof. Dr. İbrahim BAZ*Arş. Gör. İsmail Rak›p KARAŞ*
________________________
*Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Müh. Fak.
2. VERİ SAKLAMA VE İŞLETİM YÖNTEMLERİ
Verilerin bilgisayar ortam›nda saklanmas›nda kullan›lmakta olan yöntemlerden birive en eskiye dayanan› dosyalama yöntemidir. Günümüzde ise çok daha üstün şartlardabu işlemi yerine getiren "veri taban›" ad› verilen sistemler geliştirilmiş olmas›na rağ-men, basit yap›s› ve doğrudan ulaş›lmas› gibi sebepler yüzünden, baz› uygulamalardadosyalama yöntemi hala tercih edilebilmektedir.
Dosyalama işleminde veriler bir yada birden fazla dosyalar halinde, direk olarak ka-y›t ortam›nda saklanmakta, uygulama programlar› vas›tas› ile üzerlerinde işlem (kay›t,sorgu, düzeltme, silme) yap›lmaktad›r. Verilerin dosyalama yöntemi ile organizasyo-nunda her bir uygulama program› veri dosyalar›na doğrudan erişmektedir. Uygulamaprogramlar› haz›rlan›rken, verinin kay›t şeklinden, yerine kadar kay›t ortam›ndaki hertürlü işlemin düşünülmesi, kontrol alt›nda tutulmas› ve saklama işleminin ona göre ta-sarlanmas› gerekmektedir. Başka bir deyişle, söz konusu programlar tasarlan›rken ve-rilerin dosyalara nas›l depolanacağ›n›n bilinmesi zorunlu olup program içinde veri dos-yas›na erişim için gerekli tüm komutlar yer almal›d›r. Bu durum çok say›da tekrara se-bep olmaktad›r. Veri dosyalar›nda herhangi bir değişiklik yap›ld›ğ›nda, erişimi sağla-yan komutlar da, her bir uygulama program›nda ayr› ayr› düzeltilmelidir [2]. Diğer ta-raftan veri dosyalar›n›n, bir ağ ortam›nda, farkl› kullan›c›lar taraf›ndan, farkl› uygulamaprogramlar›nca paylaş›lmas› halinde güvenlik aç›s›ndan problemler ortaya ç›kmaktad›r.Bu durumda verilerin denetimi ve emniyeti ya tam olarak sağlanamamakta yada çok uğ-raşmay› gerektirmektedir. Hangi kullan›c›n›n veriye erişimi mümkün, hangisi veriyi de-ğiştirmeye yetkili vb. hususlar›n çok iyi düşünülüp planlanmas› ve uygulama program-lar›nda tek tek belirtilmesi gerekmektedir.
Veri taban›; birbirinden bağ›ms›z bir çok uygulamada ortaklaşa kullan›lmak amac›y-la verilerin, gereksiz yinelemelerden ar›nm›ş, doğruluğu, tutarl›l›ğ›, gizliliği ve güven-liği sağlanm›ş olarak özel tekniklerle depolanmas›n›, güncellenmesini ve erişilmesini,genellikle kullan›c›n›n kolayca öğrenebileceği özel diller arac›l›ğ›yla sağlayan bir yaz›-l›m sistemidir [5].
Veri taban› kavram›, bilgi işlem dünyas›nda uzun tecrübe ve aşamalardan sonra ula-ş›lm›ş bir kavramd›r ve klasik dosya yönetimine bir alternatif olarak, geniş kapasiteli,h›zl›, büyük veri y›ğ›nlar›n› taş›y›p saklayabilen donan›mlar ile bunlara uygun, kap-saml›, ağ ortam›n›n isteklerine cevap veren, yaz›l›mlar›n geliştirilmesinin sonucu orta-ya ç›km›şt›r. Veri taban› yönetiminde prensip olarak veri-uygulama bağ›ms›zl›ğ› vard›r;yani bir kez oluşturulmuş verilere teorik olarak her tür programlama dili yada uygula-ma program› ile erişme imkan› vard›r [8].
Veri taban› sistemi, veri taban› ve bunu yöneten özel bir yaz›l›mdan oluşur. Bu özelyaz›l›m veri taban› yönetim yaz›l›m›/sistemi (VTYS) ad›n› al›r. Access, Dbase, Oracle,Paradox gibi yaz›l›mlar bu tür yaz›l›mlard›r. Veri taban› birbiri ile ilişkili veriler toplu-luğudur ve sadece verileri değil, onlar aras›ndaki ilişkileri de saklar. Günümüzde kulla-n›lan ilişkisel modele dayal› modern veri tabanlar›n›n yap›lar› birbirlerine benzerler [8].Veriler sat›r (kay›t) ve sütunlardan (alan) oluşan tablolara kaydedilmekte ve ortak yada
401
birbiri ile ilgili verileri içeren farkl› tablolar ilişkilendirilebilmektedir. VTYS, kay›t, sil-me, düzeltme, sorgulama, indeksleme, çok kullan›c›l› okuma, güncelleştirme, paylaşmavb. gibi işlemleri gerçekleştirir, organize eder ve veri erişim yollar›n›, yetkileri ve veribütünlüğünü denetler. Bunlar›n d›ş›nda kullan›c› arayüzleri, formlar, menüler, raporlar,sorgular, makrolar vb. veri taban› yönetim yaz›l›m›n›n sağlad›ğ› hizmetlerdendir. Sağ-lad›klar› bu hizmetlerle beraber günümüzün veri taban› yönetim yaz›l›mlar› bir çok aç›-dan uygulama programlar›n›n görevlerini yerine getirebilmekte, makro programlamadilleri sayesinde özel amaçl› yaz›l›mlar ilave edilebilmektedir [5].
VTYS’lerinin önemli faydalar›ndan biri de veri bağ›ms›zl›ğ› sağlamas›d›r. Bu sis-temler kullan›ld›ğ›nda, uygulama programlar›nda verilerin nereye, nas›l kaydedileceğigibi bir endişeye yer bulunmamakta, bu tür işlemler sadece VTYS’lerine iletilmekte veişlem arka planda, dosyalama işlemlerindeki işlem h›z›na oranla kat kat h›zl› bir şekil-de gerçekleştirmektedir. VTYS, verilerle uygulama programlar› aras›nda hem vas›ta,hem de denetleyici görevini üstlenmektedir. Veri taban›nda yada uygulama programla-r›nda meydana gelen herhangi bir değişiklik bir diğerini etkilememekte, bununla birlik-te, veri taban› yönetim yaz›l›m› verilerin doğru olarak sağlanacağ›n› garanti etmektedir.Böylece, uygulama programlar› ve veri taban›n› korumak için ayr› bir emeğe gerek kal-mamaktad›r. Veri taban› sistemi taraf›ndan sağlanan hizmetler, ayn› zamanda yeni uy-gulama programlar›n›n gelişimini de kolaylaşt›rm›şlard›r [2].
3. COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ÜLKEMİZDEKİUYGULAMALARI VE SORUNLAR
Bilgi sistemleri, organizasyonlar›n yönetimsel fonksiyonlar›n› desteklemek amac›ile bilgi toplayan, depolayan üreten ve dağ›tan bir mekanizma olarak tan›mlan›r [10].İşletme bilgi sistemleri, yönetim bilgi sistemleri, banka bilgi sistemleri, uçuş bilgi sis-temleri, kütüphanecilik bilgi sistemleri, coğrafi bilgi sistemleri vb. gibi birçok bilgi sis-temi farkl› amaçlara yönelik olarak haz›rlanabilir [1]. Bunlar›n her biri; amac›na uygunolarak, kurulduklar› ortam› verimli ve kazançl› bir şekilde yönetmek amac› ile oluştu-rulan sistemlerdir. CBS, grafik ve grafik olmayan verilerin ilişkilendirilip bütünleştiri-lerek organize edilmesi, işlenmesi ve yönetilmesidir. Bu özelliğinden dolay› CBS diğerbilgi sistemlerinden tamamen farkl› bir yap›dad›r. Diğer bilgi sistemleri günümüzün ge-lişmiş veri taban› yönetim yaz›l›mlar› sayesinde, belki ilave uygulamalara dahi ihtiyaçduymadan organize edilebilmekte ve pratikte kullan›labilmektedir. Oysa CBS’lerdekonumsal verilerin olmas› ve bu verilerin bilgisayar ortam›nda işlenmesi ve sözel veri-lerle ilişkilendirilmesi gerekliliği CBS kurulumlar›nda kullan›lmak üzere tasarlanan alt-yap› programlar›n›n ortaya ç›kmas›na sebep olmuştur. Arcview, Arcinfo, Mapinfo, Ge-omedia, Span, Smallworld, Netinfo gibi yaz›l›mlar bu türden programlar olup mekan-sal verilerin organizasyonu ile bunlar›n sözel verilerle ilişkilendirilmesi gibi işlemlerigerçekleştirmektedir. Bu noktadan hareketle bu programlar birer "Coğrafi veri taban›yönetim yaz›l›m›" (CVTYS) olarak düşünülebilir. Ayn› düşünce ile bu sistemler [10] ta-raf›ndan birer Konumsal Veri İşleme Sistemi (KVİS) olarak adland›r›lmaktad›r.
CBS uygulamalar›n›n geçmişi 60’l› y›llara kadar uzanmakta ve bu gün gelişmiş birçok ülke, kurduklar› ulusal ölçekteki sistemleri uzun y›llard›r kullanmaktad›r. Ülkemiz
402
ise CBS’ne geçiş sürecinde henüz oldukça yenidir [4]. Ne yaz›k ki ülkemizde CBS kav-ram› da tam olarak anlaş›lamam›ş görünmektedir. Şu ana kadar gerçekleştirilen uygula-malarda yap›lan iş, CBS kurulacak ortama ait verilerin ilk baştan yeniden elde edilereksöz konusu altyap› programlar› üzerine entegrasyonu ve bunun CBS olarak sunulmas›-d›r. Belli bir uzmanl›k ve yabanc› dil bilgisi gerektiren ve kişiye bağ›ml› olan bu prog-ramlar›n kullan›m ve işletilmesinde sorunlarla karş›laş›ld›ğ› bilinen bir gerçektir. Kabuledilebilir bir CBS’nde verilerin h›zl› ve ekonomik bir şekilde elde edilmesi, veri payla-ş›m, güncelleştirme ve güvenlik sistemlerinin kurulmas›, ard›ndan bu verilerin yukar›-da bahsettiğimiz, bir nevi "Coğrafi VTYS" olan altyap› programlar› ile entegre edilme-si, sonras›nda ise bu yap›n›n üstünde, sistemin kurulduğu ortamdaki prosedürlere uy-gun, uygulama programlar› ve Türkçe arayüzler geliştirilmesi gerekmektedir. Bu yaz›-l›m ve arayüzler, son kullan›c›lar›n vas›fs›z kişiler olabileceği göz önüne al›narak, ola-bildiğince sade ve anlaş›l›r olarak haz›rlanmal›d›r. Ülkemizdeki uygulamalarda maale-sef, yukar›da belirtilen hususlar›n ya eksik veya hiç gerçekleştirilemediği gözlenmekte-dir. Yaşanan tecrübeler, CBS kurmaya niyetli kuruluşlara, bu sistemlerin kurulmas›n›nçok zor olduğu ve istenen verimin elde edilemeyeceği intiba›n› vermektedir. Bu neden-le kurumlar, kesin başar›n›n taahhüt edilemediği, finansal boyutlar› büyük yat›r›mlar al-t›na girmekten çekinmektedirler.
4. OPTİK KARAKTER TANIMA SİSTEMLERİ (Optical Character Recognition – OCR)
Bir taray›c› vas›tas›yla taranarak raster görüntüsü elde edilen metinlerin, yorumlay›-c› programlar sayesinde ayr›şt›r›l›p tan›narak say›sallaşt›r›lmas› ve sonuçta text halinedönüştürülmesi işlemlerini yerine getiren sistemlere Optik Karakter Tan›ma (OKT) sis-temleri denilmektedir. Karakter tan›ma problemi örüntü tan›ma literatüründe üzerindeçokça çal›şma yap›lm›ş bir alan olarak göze çarpmakla birlikte bu alanla ilgili problem-lerin çözümünde halen tam bir çözüme ulaş›ld›ğ› söylenemez. Üzerinde işlem yap›lacakverilerin çok ve kolay elde edilir olmas›, bu alanda çal›şma yapacak araşt›rmac›lar› teş-vik eden faktörlerden biri olmuştur. OKT işleminde, matbaa harfli yada el yaz›s› metin-ler taray›c›dan bit eşlem görüntü olarak sisteme verilir. Sistem bu veri üzerinde önişle-me ve segmentasyon (ayr›şt›rma, bölümleme) yapar. El yaz›s›n› tan›ma probleminde ilkolarak ele al›nmas› gereken, harflerin ve kelimelerin nas›l segmente edileceğidir. Han-gi nokta kümelerinin kelime, hangilerinin harfi belirlediğinin bulunmas› oldukça zor birişlemdir. El yaz›s› metinler üç değişik şekilde elde edilebilir. Kutulama; harfler önce-den kağ›t üzerine çizilmiş kutucuklar›n içine yaz›l›r. Sat›rlama; kelimeler ve bunlar›oluşturan harfler düzgün hayali bir hat üzerine yaz›l›r. Kurals›z yazma; harfler bir yü-zey üzerine değişik konumlara, hatta değişik yönelmelerle yaz›l›r. Kutulama işlemindesegmentasyon yok denecek kadar azd›r. Sat›rlama ve özellikle kurals›z yazma yöntem-lerinde ise segmentasyon oldukça zorlaşmaktad›r. Hatta tan›ma işleminin en önemli ke-simini oluşturmaktad›r. Hatal› segmentasyon tüm tam›ma işleminin yanl›ş çal›şmas›nasebep olabilir. Bu yüzden el yaz›s› tan›ma işlemi farkl› fontlardaki matbaa harflerini ta-n›ma işleminden bile daha zordur. Matbaa harfleri ile yaz›lm›ş bir metin el yaz›s›ndandaha düzenli olsa da matbaa harflerini dahi tam doğrulukta tan›yan sistemler halen araş-
403
t›rma konusudur. Literatürde yapay sinir ağlar›na dayal› tan›y›c› sistemler için pek çoksonuca rastlamak mümkündür. Çok değişik boyutta eğitme seti say›s› ve test verisi sa-y›s› üzerinde, hepsi de değişik amaçlar için çal›şmalar yap›lm›şt›r. Bu yüzden genel birdoğru s›n›fland›rma oran› tespit etmek zordur. Fakat %80-90 aras›nda başar› oranlar›söz konusudur [7].
5. CBS’NE KAYNAK OLMAK ÜZERE GRAFİK OLMAYAN VERİLERİN STANDARTLAŞTIRILMASI
Bir CBS kurulumunda en çok zaman alan, külfetli ve pahal› aşama verilerin toplan-mas›d›r. Baz› araşt›rmalara göre, bir CBS için veri toplaman›n toplam maliyete oran›%60-80 düzeyindedir. Bunun da ötesinde etkin bir CBS yaşam› boyunca sürekli gün-cellenmeye ve yenilenmeye ihtiyaç duyar. Literatürde belirtildiğine göre bir CBS’ninyaşam süreci içerisinde donan›m, yaz›l›m ve veri maliyetleri oran› s›ras›yla 1:10:100şeklinde olmaktad›r [4]. Bu nedenle, herhangi bir kuruluş için, ihtiyaç duyduğu veriyiilk elden, en baştan toplamak yerine, mümkün olduğunca, halihaz›rdaki verilerinden veo veriye sahip olan başka kaynaklardan elde etmek ve bunlar›, belirli standartlaradönüştürmek çok daha ekonomik, h›zl› ve verimli bir yöntemdir. Söz konusu verilerdenazami şekilde faydalanman›n yolu, dönüştürme işlemlerini h›zl› ve otomatik olarakgerçekleştirebilecek yaz›l›mlar üretmektir.
Bir başka deyişle, kağ›t üzerinde bas›l› yada bilgisayar ortam›nda kay›tl› bulunanfarkl› formattaki mekansal bilgilere ait öznitelik bilgilerinin veri taban›na aktar›lmas›y-la ilgili veri dönüşümlerini mümkün k›labilecek yaz›l›mlar›n geliştirilmesi gerekmekte-dir. Bu çal›şma yukar›da sözü edilen problemlerden en önemlilerinden birisi olan veri-lerin h›zl› ve ekonomik elde edilebilmesini mümkün k›lmaya yönelik bir katk› sağlamaküzere Visual Basic dilinde geliştirilen bir yaz›l›m›n uygulanmas›na dair örnekler sunul-maktad›r.
Gerçekleştirilen uygulamalarda, farkl› veri yap›lar›nda kay›tl› bulunan örnek mülki-yet bilgileri (tescil cetvelleri), CBS’ne kaynak olmak üzere bir VTYS’de bir araya ge-tirilmiştir. Matbu halde bulunan dokümanlar, dosyalama yöntemi ile oluşturulmuş (text)farkl› uygulama programlar›na ait veriler, Word, Excel gibi yaz›l›mlar›n belgeleri veAccess’te kay›tl› fakat veri yap›s› farkl› olan, değişik formattaki bilgiler Access verita-ban› format›nda, oluşturulan belirli bir standarda dönüştürülmüştür (Şekil 1). Diğer ta-raftan matbu halde bulunan bas›l› verilerin say›sal olarak elde edilmesinde Optik Ka-rakter Tan›ma (OKT) yaz›l›mlar› kullan›lm›ş ve test edilmiştir.
6. UYGULAMAGerçekleştirilen uygulamada s›ras›yla aşağ›daki işlemler yap›lm›şt›r. Bunlar;
1. Yaz›l› (say›sal olmayan) dokümanlar›n işlenebilir text dosyas›na dönüştürülmesi:Bununla ilgili gerçekleştirilen uygulamada, imar uygulamalar›nda düzenlenen, matbu
404
halde bulunan dağ›t›m cetvellerinin OKT yöntemi ile işlenebilir metin haline dönüştü-rülmesi amaçlanm›şt›r. Bunun için;
• Üzerinde çal›ş›lan örnek şuyuuland›rma cetveli, taray›c›da (scanner) uygun çözü-nürlükte taranarak raster (resim) görüntüsü elde edilmekte (Şekil 2),
• "Recognita Plus" isimli optik karakter tan›ma (OKT) yaz›l›m› yard›m›yla, rastergörüntü metin (text) haline çevrilmekte ve
• Elde edilen ham metin üzerinde düzeltmeler yap›larak, işlenebilir durumdaki textdosyas› oluşturulmaktad›r. (Şekil 3)
2. Netcad, Eghas gibi farkl› uygulama programlar› taraf›ndan oluşturulmuş olandağ›t›m cetvellerine ait örnek dosyalar›n, bilgisayar kay›t ortam›ndaki arşiv bilgilerin-den temin edilmesi.
3. Word, Excel belgelerinini Access tablolar›na dönüştürülmesi: Tescil cetvellerininyaz›l› ç›kt›lar›n› almak üzere haz›rlanm›ş olan Word, Excel vb. belgelerinden başka, sa-y›sal olarak kayd› olmayan veriler, veri yap›lar› ve görünür tasar›mlar›nda birtak›m de-ğişiklikler yap›larak, Access’e uygun tablolar haline getirildikten sonra "export" edile-rek Access tablosu haline çevrilmektedir.
4. Halihaz›rda Access’te kay›tl› bulunan verilerin elde edilmesi.
5. 1 ve 2 nolu işlem ad›mlar›nda elde edilen text dosyalar›ndaki verilerin, Visual Ba-sic dilinde yaz›lan dönüşüm programlar› sayesinde otomatik olarak Access veri taba-n›na aktar›lmas›:
• Şekil 4’de, 2 nolu ad›mda sözü edilen Eghas yaz›l›m›na ait örnek bir şuyuuland›r-ma cetveli ç›kt›s› görülmektedir. Bu dosya text halindedir ve görüldüğü gibi Windowsortam›na geldiğinde yaz› karakterlerinde bozulmalar meydana gelmiştir. Geliştirilen"Eghas şuyuuland›rma dosyalar›n› veritaban›na aktaran program" sayesinde bozulankarakterler otomatik olarak düzeltilmekte, text içindeki fazlal›k çizgi, yaz› ve başl›klaray›klanmakta, bir sonraki işlem ad›m›nda aç›klanan format değişiklikleri yap›larak, ve-riler otomatik bir şekilde Access veritaban›na aktar›lmaktad›r
• Ayn› şekilde 1 nolu işlem ad›m›nda sözü geçen, oluşturulmuş text dosyalar›, geliş-tirilen yaz›l›mlar vas›tas›yla okunup, yorumlanarak içerdiği veriler Access veritaban›naaktar›lmaktad›r.
6. 3, 4, ve 5. nolu işlem ad›mlar›nda oluşturulan Access veri taban›ndaki farkl› ya-p›lardaki tablolar›n düzenlenmesi: Burada, Vbasic dilinde geliştirilen programlar kulla-n›larak bu tablolar, belirlenen standart bir yap›ya dönüştürülmüştür (Şekil 5). Söz konu-su dönüştürme işlemlerinden baz›lar› şunlard›r;
• Belirli bir sütundaki bilgiler değişik şartlarla birbirinden ayr›larak farkl› iki verialan› haline getirilmekte yada tersine, iki farkl› veri alan› tek sütunda birleştirilmekte-dir. Örneğin, bir tabloda "ADI SOYADI" format›nda tek kay›t alan›(sütun)nda sakl›
405
olan veriler, diğer tablodaki "Ad›" ve "Soyad›" format›nda, (baş harfleri büyük diğerle-
ri küçük olacak şekilde) iki farkl› kay›t alan›na aktar›lmaktad›r. Bu işlem esnas›nda
"Ad›" veri alan›n›n birden fazla kelimeden oluşabileceği göz önüne al›nm›şt›r. Bir baş-
ka örnek vermek gerekirse; "Pay/Payda" format›nda tek kay›t alan›ndaki bilgiler, ayr›-
larak "Pay" ve "Payda" şeklinde iki sütun haline getirilmektedir.
• Kay›tlar üzerinde, program taraf›ndan gerçekleştirilen belirli sorgulamalardan son-
ra, elde edilen sonuca göre, ilgili sütunlara (ada ve parsel numaralar›na göre "Mahalle"
veri alan›n›n doldurulmas› gibi) gerekli bilgiler aktar›lmaktad›r.
7. SONUÇ VE ÖNERİLER
Günlük hayat›n parças› olan bir çok işlem yaz›l›m ve donan›m dünyas›ndaki geliş-
meler neticesinde kolaylaşm›ş, bir çok alanda otomasyona geçilmeye başlanm›şt›r. Ban-
kamatikler, ak›ll› ulaş›m sistemleri, gelişmiş iletişim teknolojileri, sanal ortamdaki ak-
tiviteler, bilgi sistemleri... bunlara birer örnektir. Günümüz bilgi çağ›d›r ve art›k her tür-
lü bilgi tuşlar›n alt›ndad›r. Söz konusu faaliyetler yoğun veri organizasyonlar›n› ve yö-
netimlerini gerektirmektedir. Bu da, h›zl› ve verimli bir şekilde veri üretimi ile müm-
kün olabilmektedir. Fakat ülkemizde bu yöndeki olumsuzluklar sürmektedir. Kurumla-
r›m›z›n veriyi paylaşmak yada dönüştürmek yerine ilk elden toplama yoluna gitmeleri
geleneksel bir al›şkanl›k ve yanl›şl›kt›r.
Ülkemizde bir çok alanda CBS oluşturulmas›nda ihtiyaç duyulan harita bilgileri ço-
ğu kez say›sal ortamda olmasa da, mevcuttur. Bu bilgiler çeşitli kurumlar›n halihaz›r
harita ve kadastral harita üretimleri neticesinde elde edilmekte ve klasik arşivleme yön-
temleri uyar›nca sakl› tutulmaktad›r. CBS için ihtiyaç duyulan bilgilerin el yordam› ile
veri taban› sistemlerine aktar›lma önerisi, büyük hatalar oluşturacağ› düşüncesiyle ka-
bul görmemekte, bunun yerine verilerin sil baştan say›sal olarak elde edilmesi kolay çö-
züm yolu olarak önerilmektedir. Bu husus, CBS’nin kuruluş maliyetini defalarca artt›r-
mas› nedeniyle, niyet ve girişimlerin bir sonraki yat›r›m dönemine ertelenmesine neden
olmakta ve sistemin hayata geçirilmesinde en büyük engeli teşkil etmektedir.
CBS uygulamalar›na kaynak teşkil eden verilerin bir VTYS ile organize edilmesi,
işlenmesi ve saklanmas› çok büyük bir avantaj olmas›na rağmen, ülkemizde yayg›n ola-
rak kullan›lmakta olan baz› yaz›l›mlar, veri saklama yöntemi olarak, halen dosyalama-
y› kullanmakta ve her biri farkl› formatta saklamaktad›r. Bunun sonucunda programlar
aras› dönüşüm problemleri s›kça yaşanmakta ve ayn› problem CBS kurulmas› aşama-
s›nda, bu verilerden faydalanmak gerektiği zaman da ortaya ç›kmaktad›r. Bu yüzden ge-
nel kabul görmüş bir VTYS standard›nda veri üretilmesi, bir gerekliliktir.
Bu çal›şma ile mevcut bilgilerin veri taban› sistemlerinde belirli bir standartta elde
edilebilecekleri gösterilmektedir.Bir bilgi sisteminin en önemli ve en külfetli ayağ› olan
veri toplama ve sisteme entegrasyonu konusunda yap›lan bu türden çal›şmalar ülkemiz-
deki CBS uygulamalar›n›n geleceğini olumlu yönde etkileyecek ve yayg›nlaşmas›nda
önemli rol oynayacakt›r.
406
CBS’lerinin en temel verilerinden olan tapu kay›tlar›n›n, büyük bir k›sm› hala yaz›-l› halde tapu kütüklerinde saklanmaktad›r. Ayr›ca Osmanl› döneminden kalma tapu ka-y›tlar› da çözülmeyi beklemektedir. OCR yolu ile, yaz›l› haldeki verilerin say›sallaşt›-r›lmas› ve veri olarak kullan›lmas› başl› baş›na bir araşt›rma konusudur. Bu çal›şma ilebu yönde yap›lacak araşt›rmalara ›ş›k tutulmaktad›r.
KAYNAKLAR
1. Alk›ş, Z.,Yerel Yönetimler İşin Kent Bilgi Sistemi Tasar›m› ve Uygulamas›, Dok-tora Tezi, İTÜ, İstanbul, 1994
2. Aranoff, S., Geographic İnformation Systems. A management Perspective., Ca-nada, 1993
3. Banger, G., Bilgisayar Programlaman›n Temel Bilgileri, Trabzon, 1995
4. Cömert, Ç., Ulusal Konumsal Veri Altyap›s› İçin Veri Değişim Standart›n›n Be-lirlenmesi, Doktora Tezi, KTÜ, Trabzon, 1996
5. Gümüşay, M. Ü., Arazi Bilgi Sistemi Ders Notlar›, İstanbul
6. Karagülle, İ.,Pala,Z., Visual Basic 6.0 Pro, İstanbul, 1999
7. Öztürk, A., Osmanl›ca Karakterlerin Bilgisayar Destekli Tan›nmas›, Y.lisans tezi,GYTE, Gebze, 1998
8. Uysal, M., MS Visual Basic ile yaz›l›m Geliştirme, Beta yay›nevi, İstanbul, 1997
9. Yan›k, M., Visual Basic 5.0, İstanbul, 1997
10. Yomral›oğlu, T. ve Çelik, K., GIS? , 21. Ulusal CBS sempozyumu, bildirileri,KTÜ, Trabzon, 1994
407
Şekil 5. Uygulama format›
408
409
Şeki
l 2:
Şuyuula
nd›r
ma
cetv
elin
in t
aran
mas
›yla
eld
e ed
ilen
ras
ter
görü
ntü
410
3635
41 A
rsa
18c1
c39
081
314
TA
M31
4.00
0.00
314.
00 A
hmet
Nas
Ari
f oğ
luG
2281
8c1c
103
153
76.0
031
4 5
376
3635
42 A
rsa
18c1
c39
082
241
TA
M24
1.00
0.00
241.
00 O
sman
Ayy
›ld›
zA
hmet
oğl
uG
22B
18c1
c10
31
5376
.00
241
537
6
3635
43 A
rsa
18c1
c39
083
239
TA
M23
9.00
0.00
239.
00 O
sman
Ayy
›ld›
zA
hmet
oğlu
G22
818c
1c10
31
5376
.00
239
537
6
3635
44 A
rsa
18c1
c39
084
239
TA
M23
9.00
0.00
239.
00 O
sman
Ayy
›ld›
zA
hmet
oğlu
G22
818c
1c10
31
5376
.00
239
537
6
3635
45 A
rsa
18c1
c39
085
278
TA
M27
8.00
0.00
278.
00 K
emal
Erd
oğan
Meh
met
oğlu
G22
818c
1c10
31
5376
.00
278
537
6
3635
46 A
rsa
18c1
c39
086
259
118
259
118.
000.
0011
8.00
Ali
Hay
dar
Diy
aroğ
luH
üsey
in o
ğlu
G22
818c
1c10
31
5376
.00
118
537
6
3635
46 A
rsa
18c1
c39
086
259
118
259
118.
000.
0011
8.00
Kem
alE
rdoğ
anM
ehm
et o
ğlu
G22
818c
1c10
31
5376
.00
118
537
6
3635
46 A
rsa
18c1
c39
086
259
23 2
5923
.00
0.00
23.0
0
Geb
ze B
eled
iyes
iG
2281
8c1c
103
153
76.0
023
5376
3635
47 A
rsa
18c1
c39
057
262
TA
M26
2.00
0.00
262.
00 H
an›m
Ust
aM
usta
fa k
›z›
G22
818c
1c10
31
5376
.00
262
537
6
3635
48 A
rsa
18c1
c39
088
264
TA
M26
4.00
0.00
264.
00 M
ehm
etU
sta
Mus
tafa
oğl
uG
2281
8c1c
102
217
1.00
TA
M
3635
48 A
rsa
18c1
c39
088
264
TA
M26
4.00
0.00
264.
00 M
ehm
etU
sta
Mus
tafa
oğlu
G22
818c
1c10
31
5376
.00
93
53
76
3635
49 A
rsa
18c1
c39
089
267
157
267
157.
000.
0015
7.00
Abd
urra
hman
Gün
düz
G22
818c
1c10
21
168.
0015
7 1
68
3635
49 A
rsa
18c1
c39
089
267
110
267
110.
000.
0011
0.00
Geb
ze B
eled
iyes
iG
2281
8c1c
102
116
8.00
11
168
3635
49 A
rsa
18c1
c39
089
267
110
267
110.
000.
0011
0.00
Geb
ze B
eled
iyes
iG
2281
8c1c
101
225
2.00
12
252
3635
49 A
rsa
18c1
c39
089
267
110
267
110.
000.
0010
.00
G
ebze
Bel
ediy
esi
G22
818c
1c10
31
5376
.00
87
537
6
3635
50 A
rsa
18c1
c39
0810
269
TA
M26
9.00
0.00
269.
00 K
emal
Erd
oğan
Meh
met
oğl
uG
2281
8c1c
102
326
9.00
TA
M
3635
51 A
rsa
18c1
c39
0811
339
TA
M33
9.00
0.00
339.
00 K
emal
E
rdoğ
anM
ehm
etoğ
luG
2281
8c1c
102
433
9.00
TA
M
3635
52 A
rsa
18c1
c39
091
346
TA
M34
6.00
0.00
346.
00 K
emal
Erd
oğan
Meh
met
oğlu
G22
818c
1c10
31
5376
.00
346
537
6
3635
53 A
rsa
18c1
c39
092
365
TA
M36
5.00
0.00
365.
00 K
emal
Erd
oğan
Meh
met
oğlu
G22
818c
1c10
31
5376
.00
365
537
6
3635
54 A
rsa
18c1
c39
093
313
243
313
243.
000.
0024
3.00
Rec
epT
ürkü
G22
818c
1c10
31
5376
.00
243
537
6
3635
54 A
rsa
18c1
c39
093
313
70 3
1370
.00
0.00
70.0
0
Sam
iY
›lm
azS
abri
oğl
uG
2281
8c1c
103
153
76.0
070
5376
3635
55 A
rsa
18c1
c39
094
272
TA
M27
2.00
0.00
272.
00 N
uran
Cöm
ert
G22
818c
1c10
31
5376
.00
272
537
6
3635
56 A
rsa
18c1
c39
095
259
TA
M25
9.00
0.00
259.
00 K
emal
Erd
oğan
Meh
met
oğlu
G22
818c
1c10
31
5376
.00
259
537
6
3635
57 A
rsa
18c1
c39
096
253
TA
M25
3.00
0.00
253.
00 K
emal
Erd
oğan
Meh
met
oğl
uG
2281
8c1c
103
153
76.0
025
3 5
376
3635
58 A
rsa
18c1
c39
097
246
2
2 24
622
.00
0.00
22.0
0
Sam
iY
›lm
azS
abri
oğl
uG
2281
8c1c
103
153
76.0
022
5376
Şek
il 4
.3
OC
R s
onuc
u el
de e
dile
n dü
zelt
ilm
iş m
etin
dos
yas›
411
Şeki
l 2:
Şuyuula
nd›r
ma
cetv
elin
in t
aran
mas
›yla
eld
e ed
ilen
ras
ter
görü
ntü
ÖZET:
Ülkemizin üç taraf› denizlerle çevrili olup, doğal ve yapay su yap› ve kaynaklar›n›nsay›s› da oldukça fazlad›r. Denizlerin, k›y› şeridinin, su yap› ve kaynaklar›n›n topoğra-fik yap›s›n› belirlemek amac›yla baz› kuruluşlar taraf›ndan hidrografik haritalar üretil-mektedir. Bu haritalar›n yap›m standartlar›, hassasiyetleri ve verimlilikleriyle ilgili ya-p›lm›ş araşt›rma çal›şmalar›na rastlan›lmamaktad›r.
Bu yay›nda, hidrografik haritalar ve bunlar› üreten kuruluş çal›şmalar›yla ilgili ge-nel bir değerlendirme yap›lmaktad›r.
GİRİŞ
Yer yüzeyinin sularla kapl› bölgelerinin topoğrafik yap›s›n› belirlemek amac›yla ya-p›lan ölçmelere "Hidrografik Ölçmeler" ve elde edilen haritalara da "Su Alt› Haritala-r›" denilmektedir. Bu tür ölçmelerde kullan›lacak donan›mlar, araç-gereçler jeodezikölçme aletlerinde olduğu gibi sadece deniz, göl ve akarsu gibi su yap›lar›n›n derinlikle-rinin belirlenmesi ile ilgili olmay›p, ayn› zamanda jeolojik, jeofiziksel ve zemin topog-rafyas›na ait verilerin belirlenmesine yönelik özellikler içermelidir (Doğan, Alper,1994).
Su alt› haritalar›n› su ortam›n›n türüne ve yap›l›ş amac› ve içerdikleri bilgilere göreiki grupta s›n›fland›rmak mümkündür. Buna göre; 1. gruptaki haritalar› deniz-göl-akar-su haritalar›, 2. gruptaki haritalar› ise hidrografik-oşinografik-tematik-özel haritalar ol-mak üzere alt gruplara ay›rmak mümkündür (Özgen, Algül, 1997).
Deniz-göl-akarsu haritalar›n›n yap›m›na yönelik su alt› ölçme ve değerlendirmeyöntemleri al›ş›la gelmiş topoğrafik ölçme yöntemlerine göre baz› benzerlikler göster-mekle birlikte, çal›şma ortam›n›n sularla kapl› olmas› ve çal›şmalardan neler amaçlan-d›ğ› hususlar› nedeniyle önemli farkl›l›klar arz etmektedir.
Ülkemizin üç taraf› denizlerle çevrili olmas› yan›nda, ülkemiz topraklar› üzerindeki
412
SU ALTI HARİTALARININ YAPIMI ÜZERİNEGENEL BİR DEĞERLENDİRME
Prof. Dr.İbrahim BAZ(1)
Hrt.Yük.Müh. Alparslan BOSTANCI(2)
________________________
(1) Prof. Dr. İbrahim BAZ, Gebze Yüksek Teknoloji Enstitüsü Müh. Fak.
(2) Hrt. Yük. Müh. Alparslan BOSTANCI, Sivas Kadastro Müd.
doğal ve yapay su kaynaklar›n›n say›s› da oldukça fazlad›r. Bunun gereği olarak hidrog-rafik haritalara duyulan gereksinimlerde gün geçtikçe artmaktad›r. Ülkemizdeki baz›kuruluşlar görevleri gereği veya ihtiyaç duyulan hallerde hidrografik harita üretimi ko-nusunda çal›şmalarda bulunmaktad›rlar. Bu güne kadar deniz, göl, göletlerle ilgili pekçok hidrografik harita üretilmiş olmas›na rağmen bunlar›n yap›m standartlar›, hassasi-yetleri ve verimlilikleri ile ilgili yap›lm›ş herhangi bir çal›şmaya rastlamak mümkündeğildir.
Bu yay›nda, ülkemizde hidrografik harita yap›m›, k›y› şeritlerinin ve derinliklerininölçümü ile ilgili çal›şmalar yapan kuruluşlar ve bunlar›n ürettikleri haritalarla ilgili ge-nel bir değerlendirme yap›lmaktad›r.
KIYI ŞERİDİ VE DERİNLİKLERİNİN ÖLÇÜLMESİ
Topoğrafik haritalarda olduğu gibi, hidrografik haritalarda da su alt› ölçmelerinin te-mel dayanağ›n› karada k›y› şeridinden başlayarak su yap›lar›n›n içine doğru uzanan birağ teşkil etmektedir. Bu ağ›n su üzerinde yer alan noktalar için konum sabitliği düzen-li olarak sağlanamad›ğ›ndan bunlar›n homojen bir yap›s› bulunmamaktad›r. Bu neden-le, topoğrafik ölçmelerde olduğu gibi su üzerindeki ağ noktalar› için kal›c› tesis yap›m›şart› aranmamaktad›r.
Su yap›lar›n›n üzerindeki detay ölçme noktalar›nda yap›lacak jeodezik ölçmelerinnivo yüzeyine indirgenerek değerlendirilmesi gerekmektedir. Bunun için, bölgesel hid-rografik ölçmelerin yap›lmas›n›n gerektiği hallerde basit mareograflarla su seviyesininortalama yüksekliğinin belirlenmesi gerekmektedir.
Su taban›n›n topoğrafik durumunu belirlemek amac›yla su üzerindeki detay nokta-lar›nda su yüzeyine dik doğrultuda derinlik ölçmeleri yap›lmal›d›r. Hidrografik ölçme-lerde bu işleme iskandil ölçmeleri, elde edilen derinliklere ise iskandil derinlikleri ve sualt›ndaki yüksekliği belirlenen noktaya da iskandil noktas› denilmektedir. Yap›lan işlemtopoğrafik harita yap›m›ndaki nivelman işlemi ile eşanlaml› olmakla beraber, uygula-nan ölçme yöntemi ve ölçme cihazlar› tamamen farkl›d›r. Topoğrafik ölçmelerdeki ni-velman işleminde, topoğrafik yap› dikkate al›narak nivelman ölçü güzergah› belirlenir-ken, hidroğrafik ölçmelerde su taban›n›n görülmesi mümkün olmad›ğ›ndan, tüm iskan-dil ölçmeleri konumlar› önceden planlanan doğrultular üzerinde belirli aral›klarla yap›-larak gerçekleştirilmektedir.
İskandil ölçmelerinde elde edilen derinlik değerleri ölçme an›ndaki su seviyesi ilealakal›d›r. Bunun için; ölçüm değerlerine kullan›lan ölçme yöntemi, ölçme cihaz› ve suortam›n›n yap›s› dikkate al›narak düzeltme getirilmesi ve düzeltilmiş değerlerin nivoyüzeyine indirgenmesi gerekmektedir.
Bilindiği gibi, hidroğrafik ölçmelerde lata iskandili, ip iskandili, tel iskandili, hidro-sitatik iskandil, termometrik iskandil, uzaktan alg›lama, fotogrametrik, elektro-optik veakustik iskandil yöntemleri çal›şma şartlar›na göre uygulanabilen derinlik ölçme yön-
413
temlerini oluşturmaktad›r. Bunlardan akustik iskandil yöntemi, ses dalgalar›n›n su için-
de yay›lmas› ve yans›ma özelliğinden yararlan›larak su alt›ndaki derinliklerin ölçülme-
sini mümkün k›labilmektedir. Gerek h›z, gerek doğruluk ve gerekse maliyet yönünden
diğer yöntemlere göre daha avantajl› olmas› nedeniyle bu yöntemin diğerlerine oranla
uygulamalarda kullan›lmalar›na daha s›k rastlan›lmaktad›r. Günümüzde hidrografik
ölçmelerde kullan›labilecek "echo-sounder" olarakda bilinen pek çok akustik iskandil
cihaz› bulunmaktad›r (Doğan, 1994).
SU ALTI HARİTALARI YAPAN / YAPTIRAN KURULUŞLAR
Ülkemizde hidrografik harita yapan veya yapt›ran başl›ca iki kuruluş bulunmakta-
d›r. Bunlar askeri bir kurum olan Seyir Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanl›ğ›
(SHODB) ile Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğüdür. Bunlardan ilki özellikle de-
nizlerde, ikincisi doğal ve yapay göllerde hidrografik harita yap›m› ile uğraş› vermek-
tedirler.
Bu kuruluşlar›n d›ş›nda DLH ve İller Bankas› Genel Müdürlüğünce de hidrografik
haritalar yap›lmakta veya yapt›r›lmaktad›r. Bunlardan DLH; yap›lacak yat›r›mlara alt-
l›k teşkil etmesi aç›s›ndan 1/5.000 veya daha büyük ölçekli hidrografik haritalar yapt›r-
maktad›r. Bu kuruluşlardan SHOD ile DSİ bünyesinde hidrografik haritalar›n yap›m› ile
ilgili olarak teknik ekipman mevcut olup, DLH'n›n bünyesinde ise bulunmamaktad›r.
DLH yat›r›m projelerinde ön görülen hidrografik haritalar özel sektör kuruluşlar›na
yapt›r›lmaktad›r. İller Bankas› ise, deniz kenar›nda bulunan yerleşim yerleri için yap›-
lacak olan at›ksu ve kanalizasyon işlerinde deniz içlerine 300 m aç›kta ç›kart›lacak olan
tahliye borular›n›n projelendirilebilmesi amac›yla hidrografik haritalar üretmektedir.
SU ALTI HARİTALARINDA PAFTA AÇILMASI
Hidrografik haritalar, topoğrafik haritalarda olduğu gibi yar› saydam astrolon altl›k-
lara çizilmektedir. T.C. Ulaşt›rma Bakanl›ğ› bünyesindeki Devlet Demir Yollar›
(DDY), Devlet Limanlar ve Havaalanlar› yap›m› (DLH) Genel Müdürlüğü Limanlar
Daire Başkanl›ğ›nca yapt›r›lan projelerdeki pafta aç›l›m›nda BÖHYY kurallar›na uyul-
maks›z›n paftalar üretilmektedir. Bu kurumlarca taleb edilen su alt› haritalar› paftalar›
70 cm x 100 cm ebatlar›nda, k›y› şeridi bilgileri paftalar›n alt kenar›n› oluşturacak şe-
kilde mevzii paftalar olarak aç›lmaktad›r. Paftan›n yönünün gösterilmesi ise, ayr›ca yön
işareti konulmas› ile gerçekleşmektedir.
DSİ Taraf›ndan üretilen hidrografik haritalarda çal›şma alan› ortalanacak şekilde
mevzii paftalar aç›lmaktad›r. Paftan›n üst k›sm› normalde olduğu gibi kuzeyi göster-
mektedir.
414
HİDROĞRAFİK HARİTALARIN ÜRETİMİYLE İLGİLİ TESPİTLER
Ülkemizde ilgili kurumlarca yap›lan ve yapt›r›lan hidrografik haritalarla ilgili geneltespitler aşağ›da s›ralanmaktad›r.
a) Askeri bir kuruluş olan SHOD taraf›ndan üretilen hidrografik haritalar›n yap›m›y-la ilgili olarak herhangi bir bilgiye ulaş›lamamaktad›r.
b) Ülkemizde üretilen hidrografik haritalar›n doğruluğu, verimi, maliyeti, vb. konu-larda bu güne kadar yeterli araşt›rma yap›lmam›şt›r.
c) Hidrografik ölçmeler konusuna lisans düzeyindeki eğitim – öğretimde yeterinceyer verilmemektedir.
d) Derinlik ölçmeleri genellikle akuistik yöntemle yap›lmaktad›r. Elde edilen iskan-dil ölçmelerine herhangi bir düzeltme getirilmeden ham ölçüler hesaplamalarda kulla-n›lmaktad›r.
e) DSİ arşivlerinden yararlan›larak yap›lan incelemelerde, DSİ’de yap›lan hidrog-rafik haritalardaki iskandil noktalar›n›n plan konumlar› iki noktadan önden kestirmeyöntemiyle belirlenmektedir. Bu durum konum belirlenmesine ilişkin hassasiyet değer-lerini düşürmektedir. DSİ’de plan konumu belirlemeye yönelik kullan›lan bir diğer yön-temde GPS ölçü yöntemidir. Yap›lan incelemelerde az say›da tek frekansl› GPS aletle-riyle gözlem yap›larak konum belirlendiği de görülmektedir.
f) DSİ’de yap›lan hidrografik haritalar›n çoğu kez al›ş›lagelmiş iskandil yöntemiyleyap›lan ölçmeler neticesinde gerçekleştirildikleri görülmektedir. Akuistik yöntemlerleyap›lan ölçmelere dayal› gerçekleştirilen haritalara da rastlamak mümkündür. DSİ’debu amaçla kullan›lmak üzere Fruno ve Laz 4400 marka echo-sounderler bulunmaktad›r.Bu cihazlar›n teknik özellikleri incelendiğinde, bunlar›n mühendislik amaçl› ölçmeleriçin uygun olmad›klar› görülür.
g) DLH‘ca yapt›r›lan hidrografik haritalar›n konumlar› kutupsal al›m yöntemiyleelektronik total station aletleriyle yap›lmaktad›r. Burada; alet su yatağ›na hakim birnoktada kurularak, su yüzeyi üzerinde hareket halindeki bot üzerinde bulundurulan ref-lektöre tatbik edilmek suretiyle al›m yap›lmaktad›r. Su yüzeyinin dalgal› olmas› halin-de, konum belirlemede kaba hatalarla karş›laş›labilmektedir.
h) K›y›dan uzaklaşt›kça derinliğin artarak devam edeceği göz önünde bulundurula-rak su içerisinde yap›lan ölçmeler k›y›ya paralel doğrultular halinde gerçekleştirilmek-tedir. Bununla su yatağ› dibinin matematiksel modelinin en az say›da nokta ile belirlen-mesi amaçlanmaktad›r.
i) Hidrografik harita yap›m›nda ölçmeler baraj göllerinde dolu savak kotuna, göller-de en yüksek işletme kotuna, denizlerde ise s›f›r kotuna kadar yap›lmaktad›r.
j) Hidrografik harita yap›m›nda pafta aç›lmas›nda BÖHY kurallar›na uyulmamakta-d›r.
k) DSİ taraf›ndan üretilen hidrografik haritalar 01. 08. 1992 tarihli " Harita Yap›m
415
ve Aplikasyon İşleri" isimli genelgedeki 5. Bölümde yer alan "Göl ve Baraj Rezervu-
alar› Harita Yap›m›" ile ilgili maddeler esas al›narak yap›lmaktad›r.
l) İller Bankas›nca üretilen su ve kanalizasyon at›klar›n›n tahliyesini projelendir-
mek amac›yla üretilmesi amaçlanan haritalarda DLH’ da olduğu gibi özel sektör kuru-
luşlar›na yapt›r›lmaktad›r. Özel sektörce kullan›lmakta olan ölçme cihazlar› ve değer-
lendirme yöntemleriyle, deniz dibi topoğrafyas›n›n mühendislik projeleri aplikasyonla-
r› için yeterince doğrulukta belirlenebileceği mümkün görülmemektedir.
m) BÖHYY’ de hidrografik ölçmeler ve harita yap›m›yla ilgili herhangi bir ayr›nt›
yer almamaktad›r.
SONUÇ:
Ülkemizdeki hidrografik haritalar çeşitli kuruluşlar taraf›ndan ulusal veya uluslara-
ras› boyutlardaki standartlara bağl› olmaks›z›n üretilmektedir. Bu kuruluşlardan Seyir
Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Başkanl›ğ›nca üretilen haritalarla ilgili herhangi bir
kaynak bilgiye rastlanmaz iken, sadece DSİ taraf›ndan üretilen hidrografik haritalar›n
"Harita Yap›m ve Aplikasyon İşler" isimli genelge kapsam›ndaki hükümlere göre üre-
tildikleri anlaş›lmaktad›r. Söz konusu genelge maddeleri, hükümleri, teknik ve teknolo-
jik gelişmelerin doruğa ulaşt›ğ› günümüzde son derece yetersiz ve etkisiz kalmaktad›r.
Tescile konu haritalar›n üretimini düzenleyen BÖHYY baz› uygulamalarda olduğu
gibi, hidrografik harita üretimiyle ilgili maddelere veya hükümlere rastlan›lmamaktad›r.
Ülke genelinde harita üretimi birliğinin sağlanabilmesi aç›s›ndan, yönetmelik üzerinde
gerçekleştirilecek olan değişiklik çal›şmalar›nda bu hususunda dikkate al›narak gerekli
ilavelerin yap›lmas› gerekmektedir.
Diğer taraftan SHODB taraf›ndan üretilen aç›k deniz ve k›y› şeridine ait hidrografik
haritalar›n ve bunlar›n dayanağ› olan hidrografik ölçme bilgilerinin sivil araşt›rmac›la-
r›n kullan›m›na aç›lmas› sağlanmal›d›r.
KAYNAKLAR1. 3402 Say›l› Kadastro Kanunu.
2. Büyük Ölçekli Harita Yap›m Yönetmeliği
3. Kadastro Bilgisi - Prof. Dr. T. TÜDEŞ Yrd. Doç.Dr. C. BIYIK
4. İller Bankas› Gn.Md. 1999 1.Y.Y›l 1. Dönem Halihaz›r Harita Al›m› Hektar
Birim Fiyatlar› Kataloğu.
5. Harita Kadastro Mühendisleri Odas› Mühendislik Hizmetleri 1999 Y›l› 1.
Dönem En Az Ücret Tarifesi.
6. Y›ld›zeli Kadastro Müdürlüğü Arşivi.
416
ÖZET
Uygulamada "2/B-alanlar›" olarak nitelenen alanlar; 6831 say›l› Orman Kanunu-nun 2.maddesinin (B) f›kras›na göre, orman kadastro komisyonlar› taraf›ndan, Hazinead›na tescil edilmek üzere orman d›ş›na ç›kart›lan alanlard›r.
Ç›kart›lan bu alanlar 2924 say›l›"Orman Köylülerinin Kalk›nmalar›n›n Desteklen-mesi Hakk›nda Kanun" çerçevesinde değerlendirilirler.
Günümüze kadar yap›lan çal›şmalar sonucu belirlenen 320 000 hektarl›k 2/B ala-n›n›n 43 700 hektar›nda kadastro yoluyla ifraz haritalar› yap›lm›ş olup, kalan k›s›m-larda da fiili kullan›m durumuna göre ifraz haritalar›n›n süratle tamamlanmas›nda;hem mevcut durumun tespiti, hem de yap›lacak planlama ve projelendirmelere altl›koluşturmas› bak›m›ndan çok büyük yararlar bulunmaktad›r. 2/B alanlar› ile ilgili pekçok sorun çözüm beklediğinden konu günceldir. Yap›lacak bu çal›şmalar; ilgili makam-lar›n isabetli karar almalar›na da yard›mc› olacak , ayn› zamanda da kamu maliyesi-ne gelir sağlayacakt›r.
İfraz haritalar›n› k›sa sürede yapabilmenin yolu ise, özel sektörden hizmet sat›n al-mak ve onun imkanlar›ndan yararlanmakt›r. Ülkemizde bunu yapacak özel sektör po-tansiyelinin mevcut olduğu ve yasal mevzuat›m›zda bunu yapmaya engel hususlar›n bu-lunmad›ğ› düşünülmektedir.
2/B ALANLARI
Ormanlar; 6831 say›l› Orman Kanununun 1. maddesinde " Doğal olarak yetişen
veya emek ve masraf yap›larak yetiştirilen ağaç ve ağaçç›k topluluklar› yerle-
riyle birlikte orman say›l›r" şeklinde tan›mlanm›ş olup, 2. maddesinin (A) ve (B) f›k-
ralar›na göre orman say›lan bu yerlerden;
A) Orman içindeki köyler halk›n›n k›smen veya tamamen yerleştirilmesi amac›y-
la;
• Orman olarak korunmas›nda bilim ve fen bak›m›ndan hiçbir yarar görülmeyen, ak-
417
2/B ALANLARININ İFRAZ (FİİLİ KULLANIM)HARİTALARININ ÖZEL SEKTÖRE YAPTIRILMASI
Y.Müh. Yunus AKAY*
________________________
*TKGM - Emekli Kadastro Dairesi Başkan›
sine tar›m alan›na dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler,
• Halen orman rejimi içinde bulunan funda ve makilerle örtülü alanlardan tar›m ara-
zisine dönüştürülmesinde yarar olduğu tespit edilen yerler,
B) 31 Aral›k 1981 tarihinden önce bilim ve fen bak›m›ndan orman niteliğini tam ola-
rak kaybetmiş;
• Tarla,bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, f›nd›kl›k ve f›st›kl›k (antepf›st›ğ›, çam f›st›-
ğ›) gibi tar›m arazileri,
• Hayvanc›l›kta kullan›lmas›nda yarar görülen otlak, yaylak ve k›şlak yerleri,
• Şehir, kasaba ve köy yap›lar›n›n toplu olarak bulunduğu yerleşim yerleri,
Orman Genel Müdürlüğüne bağl› orman kadastro komisyonlar› taraf›ndan belirli
esaslar dahilinde;
• Devlete ait ise Hazine ad›na,
• Hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ise iş bu müesseseler adlar›na,
• Hususi orman ise sahipleri adlar›na,
Orman d›ş›na ç›kart›lmaktad›r.
Orman d›ş›na ç›kart›lma işlemi kesinleşen bu alanlarda orman niteliği kaybolmakta-
d›r.
Şu andaki mevcut verilere göre, 6831 Say›l› Orman Kanununun 2/B maddesine gö-
re Hazine ad›na ç›kart›lan alanlarla ilgili olarak;
• Toplam 3740 birimde (mahalle ve köy) 320.000 hektar› aşk›n alan›n orman d›ş›-
na ç›kart›ld›ğ›,
• 2/B alanlar›n›n önemli bir k›sm›n›n İstanbul ilinde ( 136 birimde, toplam 7355 hek-
tar) olduğu,
• Türkiye genelinde, Orman ve Köy İlişkileri Genel Müdürlüğünün (OR-KÖY) ta-
lebi üzerine toplam 463 birimde 43 700 hektar alan›n 2/B kadastrosunun (kullan›m ka-
dastrosu) yap›ld›ğ›,
• Başka bir istatistiki bilgiye göre de; bu alanlarla ilgili yaklaş›k 86.000 dosyan›n
mevcut olduğu ve bu dosyalar›n, fiili kullan›m durumuna göre haritalar›n›n yap›lmas›
ve hak sahiplerinin tespit ve sat›ş suretiyle tasfiye edilmeyi beklediği,
Bilgileri mevcut bulunmaktad›r.
418
MEVCUT UYGULAMA
OR-KÖY’ce yap›lacak değerlendirme çal›şmalar›na altl›k olmak üzere; Tapu Ka-
dastro Genel Müdürlüğünce (TKGM), OR-KÖY’ün talebi üzerine 2924 say›l› kanunun
11, 12 ve 14.maddeleri gereğince, 2/B alanlar›n›n; mera, yaylak ve k›şlak olma durum-
lar› da dikkate al›narak fiili kullan›m (tasarruf) durumunu gösteren kullan›m ka-dastrosu yap›lmaktad›r.
Kullan›m kadastrosunda, fiili kullan›m s›n›rlar› ile üzerindeki yap› ve tesisler ölçül-
mekte fiilen kullananlar ile yap› ve tesislerin sahipleri kadastro tutanağ›n›n beyanlar ha-
nesinde belirtilmektedir. Bu çerçevede yap›lm›ş kadastro tespitleri 3402 say›l› Kadast-
ro Kanununun 11.maddesine göre 30 günlük ask› ilan›na al›nmakta itiraz edilmeyenler
kesinleştirilerek tapu kütüğüne hazine ad›na tescil edilmektedir. Tescilden sonra kul-
lananlar›n listeleri ve haritalar› OR-KÖY’e gönderilmektedir.
Kullan›m kadastrosu ile ilgili çal›şmalar, genel kadastroya tabi tutulmam›ş yer-lerde (kadastro ve tapulama tutanağ› düzenlenmemiş yerler) yap›l›r. Evvelce kadastro-
ya tabi tutulmuş ise o yerin kullan›m kadastrosu (2924 say›l› Kanuna göre) yap›lmaz,
fiili kullan›m durumlar›na göre talebe bağl› işlemler kapsam›nda ifraz haritalar› dü-
zenlenir.
Kullan›m kadastrosu s›ras›nda özet olarak şu çal›şmalar yap›lmaktad›r.
• Fiili kullan›m s›n›rlar› (orman d›ş›na ç›kar›ld›ğ› tarihteki) esas al›narak parsellerin
ölçüsü yap›l›r.
• Kullananlar (tasarruf edenler) ile parsel üzerindeki muhtesatlar kadastro tutanağ›-
n›n beyanlar hanesinde gösterilir.
• Parsellerin mülkiyeti zaten "maliye hazinesi" olduğundan ayr›ca mülkiyet tespitle-
ri yap›lmaz.
• Mera yaylak ve k›şlaklar 4342 say›l› Mera Kanunu hükümlerine tabi olduğundan
kullan›m kadastrosu yap›lmayarak aynen korunur.
• 3402 say›l› Kadastro Kanununun 11.maddesine göre 30 günlük ask› ilan›n› takiben
kesinleşen parseller tapu kütüğüne tescil edilirler.
• Tescil listeleri ve kadastro haritalar› hak sahiplerinin tespiti çal›şmalar›nda altl›k
olarak kullan›lmak üzere OR-KÖY’e gönderilir.
• Bu listelerde belirtilen kullan›c›lar (Tasarruf edenler) hiçbir zaman kesin hak sa-hibi değildir. Ancak, Orman Köylülerinin Kalk›nmalar›n›n Desteklenmesi Hakk›nda
Yönetmelik (OKKDHY) uyar›nca oluşturulan "Hak Sahipliği Tespit Komisyonu"nca
4127 say›l› Kanun ve OKKDHY‘ne göre gerçek hak sahiplerinin tespitinde yararlan›-
l›r.
419
Görüldüğü üzere;
a) Kadastro gören yerlerde ifraz işlemleri,
b) Kadastro görmeyen yerlerde ise kullan›m kadastrosunun yap›lmas› söz konusu-
dur.
Kullan›m kadastrosu s›ras›nda yap›lan çal›şmalara bak›ld›ğ›nda bu çal›şmalar, özü
itibariyle bir kadastro çal›şmas› olmay›p, fiili kullan›ma göre bir ifraz işlemidir. Yani fi-
ili kullan›m s›n›rlar› esas al›narak s›n›rland›rma haritas› yap›lmas›ndan ibaret bir çal›ş-
mad›r. Kullan›lan (Tasarruf edilen) parsellerin mülkiyetleri maliye hazinesi olmas› ne-
deniyle, mülkiyet tespiti yap›lmad›ğ›na ve özellikle bu parsellerin gerçek hak sahip-leri de, OR-KÖY’e bağl› "Hak Sahibi Tespit Komisyonu"nca belirlendiğine göre, ya-
p›lan bu çal›şmalar hiçbir zaman anlad›ğ›m›z manada kadastro çal›şmas› değildir. Ni-
tekim kullan›m kadastrosu yap›lmayan yerlerde, yani talebe bağl› işlemler kapsam›nda
ifraz işlemi yap›lan yerlerde, ortada kadastroca tespit edilmiş kullan›c› isimleri vs olma-
d›ğ›ndan gerçek hak sahipleri, ad› geçen Komisyonca 4127 say›l› Kanun ve
OKKDHY ‘ne göre tespit ve ilan edilmektedir.
Kadastro yap›lmas›ndaki as›l amaç büyük ihtimalle şudur:
Baz› orman haritalar›n›n ve kadastro haritalar›n›n yap›m›nda üretim tekniklerinden
kaynaklanan s›n›rland›rma,ölçü ve çizimden kaynaklanan teknik hatalar mevcuttur. Bu
hatalar nedeniyle fiili kullan›m durumuna uygun ifraz haritalar›n›n yap›lmas›nda zaman
zaman s›k›nt› ve güçlükler yaşanmaktad›r. Bunlar›n düzeltilmeleri de (3402/41, Yenile-
me gibi) uzunca zaman ald›ğ›ndan, hem kadastro ve orman haritalar›ndaki hatalar›n›
düzeltmek, hem de fiili kullan›ma uygun s›n›rland›rma haritalar› yapmak için kadastro
yap›m›n›n tercih edildiği düşünülmektedir. Eğer ifraz haritalar› yap›labiliyor ise, yuka-
r›da belirtilen nedenlerle kadastroya ihtiyaç bulunmad›ğ›n› söylemek kuvvetle müm-
kündür.
Öte yandan, 2924 say›l› Kanunun ilgili maddelerinde yap›lan değişiklikler sonucu,
kadastro çal›şmas› yap›lacak alanlar epeyce daralt›lm›ş (TKGM- ilgili Genelge ve gö-
rüşler) durumdad›r. Bu durumlar dikkate al›nd›ğ›nda, pek çok yerde zaten kadastro ya-
p›lmayacak demektir. Buralarda yap›lacak çal›şma da, yine talebe bağl› işlemler kapsa-
m›nda ifraz haritalar›n›n yap›m›d›r.
2/B ALANLARINDA İFRAZ HARİTALARININ YAPIMI
Yaklaş›k 86.000 dosyan›n hangisinde ifraz işlemi, hangisinde kadastro çal›şmas›yap›lacağ› henüz tam olarak bilinmemektedir. Bunun tespiti de uğraş› ve zaman gerek-
tirmektedir. Ancak bu alanlar›n ifraz haritalar›n›n yap›m›, orman tahdit veya kadastro
haritalar›n›n hatas›z üretilmiş olmalar›na ve araziye uygulama kabiliyetlerine bağl›d›r
420
2/B-alanlar›yla ilgili haritalar ve üretim yöntemleri şu şekildedir:
• 1/10.000 ölçekli topoğrafik haritalar: TKGM ve Harita Genel Komutanl›ğ›ndan
(HGK) temin edilen hava fotoğraflar› üzerine tahdit s›n›rlar› stereoskop yard›m›yla işa-
retlenip,1/25.000 ölçekli haritalar›n büyütülmesi suretiyle elde edilen 1/10.000 ölçekli
haritalara aktar›lmas› ve hatta koordinat da verilmesi esas›na dayan›r.
• 1/5000 ölçekli ST haritalar: İki şekilde üretilmişlerdir.1-Mevcut ST haritalar üze-
rine, tahdit s›n›rlar›n›n,harita ve arazideki sabit noktalar yard›m›yla ölçülüp çizimi ya-
p›larak, 2- Uçuş öncesi tahdit s›n›rlar› arazide işaretlenip, uçuşu müteakip harita yap›-
m› ve arazide bütünlemesi yap›larak üretilmişlerdir.
• 1/5000 ölçekli STK haritalar: 3402 say›l Kadastro Kanununun 4.ve 7. Maddele-
rine göre,kadastro çal›şmalar› s›ras›nda üretilmişlerdir.
• Say›sal haritalar: Özel sektöre ihale veya TKGM’ce kadastro çal›şmalar› 3402/ 4
ve 7 maddelerin uygulanmas› sonucu üretilmişlerdir.
O halde bu işin çözümü nas›l olmal›d›r?
Çözüm; özel sektöre aç›lma, onu devreye sokarak, onun imkanlar›ndan yararlan-
mada yatmaktad›r.
Özel sektörün imkanlar›ndan yararlan›lmas› konusunda, TKGM’nce 3402 say›l›
Kadastro Kanununun 39. Maddesine göre ihale yöntemiyle pilot uygulama yap›lm›ş ve
oldukça faydal› sonuçlar elde edilmiştir
Bilindiği üzere, 2/B alanlar›;
• Orman haritalar›nda k›rm›z› renkte boyanarak gösterilmişlerdir.
• Bunlar, bir nevi, kesinleşmiş orman tahdit veya kadastro haritalar›ndan ifrazen ko-
par›lm›ş parçalard›r.
• Hukuki ve teknik olarak, tapuda tescilli veya tescile esas haritas› bulunan taş›nmaz
mallard›r.
• Fiili tasarruf durumuna göre ifraz edilecek olan her bir parça ( Mera yaylak ve k›ş-
laklar hariç), daha sonra, Orman Köylülerinin Kalk›nmalar›n›n Desteklenmesi Hakk›n-
da Yönetmelik (OKKDHY) uyar›nca oluşturulan "Hak Sahipliği Tespit Komisyo-
nu"nca 4127 say›l› Kanun ve OKKDHY‘ne göre değerlendirilecektir.
Yukar›daki değerlendirmeler ve pilot çal›şma sonuçlar›na göre, tüm 2/B alanlar›nda
özel sektörden hizmet sat›n al›narak,
• İster genel kadastroya tabi tutulmam›ş (kadastro ve tapulama tutanağ› düzenlenme-
miş ) yerlerde olsun,
421
• İsterse kadastroya tabi tutulmuş (kadastro ve tapulama tutanağ› düzenlenmiş) yer-
lerde bulunsun,
Teknik olarak ifraz haritalar›n›n yapt›r›lmas› mümkün görülmektedir.
Burada, kadastro görmeyen yerlerdeki ifraz haritas›n›n yap›lmas› işini; 2/B alan›-
n›n tescile esas haritas›n› araziye uygulayarak önce bu alan›n çerçeve haritas›n› yap-
mak, daha sonrada bu çerçeve haritan›n içini fiili kullan›ma göre ifraz etmek olarak al-
g›lamak ve değerlendirmek gerekmektedir.
Orman haritalar›n›n araziye uygulanmas› s›ras›nda orman s›n›rland›rma tutanakla-
r›ndan da yararlan›l›r.
Bu çal›şmalar›n finansman›n, OR-KÖY Genel Müdürlüğü’nce bu maksatla ayr›lan
ödenekten karş›lanabileceği gibi hak sahibi olarak yararlanmay› düşünen ilgililerce de
karş›lanmas› mümkündür. Sonuçta hak sahipleri "Hak Sahibi Tespit Komisyonu"nca
belirleneceğine göre, masraflar›n ilgililerince karş›lanmas›n›n sak›ncal› olmad›ğ›, bila-
kis kamu maliyesine destek olacağ› düşünülmektedir.
Özetlemek gerekirse,özel sektörce yap›lacak bu çal›şmalar s›ras›nda;
• 2/B alanlar›na ait orman tahdit haritalar› araziye uygulan›r. Varsa düzeltilmesi
mümkün hatalar orman görevlilerin de yard›m›yla düzeltilir. Ayr›ca 2/B alan› içinde ve-
ya bitişiğinde kadastro görmüş yerlerin olup olmad›ğ› araşt›r›l›r, varsa kadastro harita-
lar› araziye uygulan›r ve bu haritalarla ilişkilendirilerek 2/B alan›n›n Çerçeve Haritas›ve buna uygun fiili kullan›m› yans›tan ifraz haritas› düzenlenir.
• Haritalar teknik yönetmeliğe uygun şekilde Ülke pafta ve koordinat sisteminde
üretilir.
• 2/B alan›; ister kadastro görsün, ister görmesin; yap›lan çal›şma, fiili kullan›m du-
rumuna uygun ifraz haritalar›n›n yap›m› olduğundan başlang›çta,(kadastro göre ve gör-
meyen olarak) herhangi bir ayr›ma gidilmesine de gerek bulunmamaktad›r. Çal›şmalar
s›ras›nda bu husus, kadastro haritalar›n›n tatbiki ile kendiliğinden ortaya ç›kacakt›r.
• Çerçeve haritalar› düzenlenirken kadastro veya orman tahdit haritalar›yla ilişkilen-
dirme aç›s›ndan sorunu bulunmayan ifraz haritalar› hazine ad›na tescil için tapuya gön-
derilirler. Sorunlu olanlar ise düzeltme sonuçlar› beklenmekle birlikte özel sektör yö-
nüyle işlemin kabulü cihetine gidilir.
• Sorunlu olup da düzeltilmesi gerekenler, konu ile ilgili olarak düzenlenecek ayr›n-
t›l› raporlar ve üretilen ifraz haritalar›ndan faydalan›larak, yenilenir (2859 S.Kanun)
veya bütünleme yoluyla kullan›m kadastrosuna tabi tutulur. Kadastro müdürlükleri ta-
raf›ndan yap›lacak bu çal›şmalar, haz›rlanm›ş bu dokümanlar sayesinde kolay ve h›zl›
bir şekilde yap›labilir.
• Bu çal›şmalara sorunlu ve rant› yüksek 2/B alanlar›ndan başlanmal›d›r.
Sonuç olarak özel sektör devreye sokularak yap›lacak böyle bir çal›şma ile;
- Tüm 2/B alanlar› süratle haritaya bağlanarak fiili durum tespit edilir, yeni bölün-
422
melere ve kullan›mlara f›rsat verilmemiş olur.
- Hukuki ve teknik sorunu bulunmayan 2/B alanlar› h›zla tasfiye edilir.
- Mevcut durum (kadastro gören-görmeyen,hukuki ve teknik yönden sorunlu-sorun-
suz, meskun-gayri meskun, şehir-köy, vb gibi) daha iyi gözler önüne serileceğinden
sağl›kl› planlama ve projelendirmelere altl›k haz›rlanm›ş olur.
- Teknik sorunu olanlar›n tespiti yap›larak, yenilme veya kullan›m kadastrosunun
süratle yap›lmas›na yard›mc› olunur.
- Bu çal›şmalar yap›lmakla hem sorunlar ve ihtilaflar azalt›lm›ş, hem de yap›lacak
sat›şlar yoluyla kamu maliyesine önemli boyutta katk› sağlanm›ş olur.
- Yap›lacak bu çal›şmalarla,oldukça sorunlar yaşanan ve üstelik güncel olan böyle
bir konuda, ilgili makamlar›n isabetli karar vermelerine yard›mc› olunur.
- Düzenlenecek ifraz haritalar› Ülke koordinat sisteminde ve say›sal olacağ›ndan 2/B
alanlar›yla ilgili bilgiler, bilgisayar ortam›nda tutulabilir veya kurulacak bilgi sistemle-
rine kolayca aktar›labilir. Böylece bilgilere daha kolay ulaş›l›r.
TAPUYA TESCİL
• Yap›lan ifraz haritalar› OR-KÖY birimlerince görüldükten sonra üst yaz› ile tescil-
leri yap›lmak üzere tapu ve kadastro birimlerine gönderilir.
• Tapu ve kadastro birimlerince kontrol edildikten sonra Hazine ad›na tescile tabi
tutulur.
HAK SAHİPLERİNİN TESPİTİNDE YARARLANMA
Hazine ad›na tescili yap›lan ifraz haritalar›ndan (istenmesi halinde düzenlenecek pa-
resel kullan›m listelerinden) yararlan›larak, bu parselleri sat›n alma hakk›na haiz olan-
lar yani gerçek hak sahipleri, OR-KÖY’e bağl› "Hak Sahibi Tespit Komisyonu"nca
4127 say›l› Kanun ve OKKDHY‘ne göre yap›larak tespit ve ilan olunur.
KAYNAKÇA:- VIII Beş Y›ll›k Kalk›nma Plan› Kadastro Alt Komisyon Raporu
- B.Tunç DEMİRALP
Uygulamada Ormanla İlgili Kadastro-Hukuk ve Ceza Davalar›
ALFA Yay›mlar›-1998
- T.TÜDEŞ – C.BIYIK
Kadastro Bilgisi – KTÜ Bas›nevi 1994
- TKGM – 1996/4 say›l› Genelge.
423
Günümüzde doğal yaşam dengesini bozmadan kentsel yaşam kalitesini yüksek tut-
mak için şehrin yönetiminde söz sahibi olan kişilerin şehri tüm yönleriyle avuçlar›n›n
içi gibi bilmeleri ve istenilen bilgiye en k›sa sürede ulaşabilmeleri gerekmektedir. Bir
yerleşim yerinin coğrafi konumu, nüfusu, insanlar›n geçim kaynağ› olan sanayi, turizm,
tar›m, tekstil, v.b. gibi olanaklar›n mevcudiyet faktörlerine bağl› olarak yaşanan sorun-
lar›n tespit edilmesi, her yerel yönetimin yapacağ› ilk işlerden birisidir. Gerek sorunla-
r›n büyüklüğü karş›s›nda hizmetlerin t›kanma noktas›na geldiği mevcut yerleşim yerle-
rinde, gerekse yeni planlamaya konu olan yerleşimlerde yerel yöneticiler için vazgeçil-
mez çözüm yolu olarak Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) veya diğer ad›yla Kent Bilgi Sis-
temi (KBS) son y›llar›n en çok önerilen yöntemi olmaya başlam›şt›r. Kenti tan›mak, iz-
lemek, planlamak, yönetmek, yönlendirmek, kontrol alt›nda tutmak, gayrimenkulleri ve
gelirleri izlemek, harcamalar› denetlemek Kent Bilgi Sistemi sayesinde çok daha kolay
ve şeffaf bir şekilde gerçekleştirilebilecektir.
Şehir genelindeki bilgilerin bir varl›k gibi yönetilebilmesini mümkün k›lan Kent
Bilgi Sistemi şu amaçlara hizmet etmektedir:
• Hizmetlerin daha verimli, daha h›zl› ve daha az maliyetle sunulmas›
• Altyap› planlamas›nda iyileştirmeler
• Kaçak yap›laşman›n kontrolü
• Kent trafiğinin daha iyi yönetimi
• Tapu ve kadastro bilgilerinin kolay ve doğru kullan›l›r olmas›
• Emlak ve çevre temizlik vergi kaçaklar›n›n önlenmesi suretiyle belediyeye gelir
yarat›lmas›
• Su ve kanalizasyon sistemlerinin daha iyi işletilmesi
• Planlamada daha doğru ve daha h›zl› karar al›nmas›
• Kente ait bilgilerin ve imar durumlar›n›n Merkeze bağlanabilecek her bilgisayar-
dan görülebilmesi, daha entegre imar ve arazi kullan›m planlamas›
• Kurumlar aras›nda daha sağl›kl› ve yayg›n bilgi al›şverişi
• İmar durumlar›n›n bilgisayardan otomatik verilmesi
Halk›n yaşam kalitesini art›rabilmek için daha iyi hizmet verilmesini hedefleyen
Kent Bilgi Sisteminin maliyeti, daha verimli bir şekilde gerçekleştirilecek olan rayiç be-
424
INTERGRAPH Antalya-Konyaalt› Belediyesi Dijital Belediyecilik Uygulamas›
Türkkan Karatekin
del tespiti ve emlak vergisi toplama, reklam ve tabela vergilerinin düzenli takibi, kira
gelirlerinin düzenli toplanmas›, Antalya Turizmini KBS içinde internete açma gibi ça-
l›şmalardan karş›lanabilecektir. Bu sistemle altyap› hizmetleri daha verimli bir şekilde
yürütülecek, abone ücretleri daha adil ve düzenli biçimde toplanacak, su abonesi olma-
m›ş kaçak tüketiciler harita üzerinde tespit edilebilecektir. Kadastro ve imar parselleri
k›ymet takdiri ile naz›m ve imar plan çal›şmalar› daha düzenli yap›larak kent gelişmesi
mevcut planlara uyumlu gerçekleşecektir. Parsellerin yeryüzündeki konumu, mülkiyet
bilgileri, jeolojik özellikleri, yap›laşma durumu hassas ve h›zl› bir şekilde kullan›ma ha-
z›r olacakt›r. Altyap› bak›m ve onar›m ekipleri ar›za mahalline gerekli onar›m ekipma-
n› ve yedek parçayla en h›zl› şekilde ulaşabilecek ve ar›zay› gidererek hizmetin sürek-
liliğini sağlayabileceklerdir. Tehlikeli ve kirletici malzemeler için depolama yeri tespit-
leri yap›larak programl› bir şekilde kirlilik yay›l›m ölçümleri yap›labilecektir. Vatanda-
ş›n ilgili idarelerden talep edeceği bilgiyi daha çabuk, daha doğru ve bürokratik zorluk-
lar› yaşamadan elde etmesi mümkün olacakt›r.
Antalya Büyükşehir Belediyesi bu yönde bir çal›şmay› Kent Bilgi Sistemi Fizibilite
Projesi ile başlatm›ş ve çok amaçl› Kent Bilgi Sisteminin ilk ad›m›n› atm›şt›r.
Antalya KBS Fizibilite Projesi çal›şmas› için pilot bölge olarak Konyaalt› Belediye-
si s›n›rlar› içinde bulunan Hurma, Sar›su ve Liman mahalleleri seçilmiştir. Bu mahal-
lelere ait bina bilgileri, at›ksu ve içmesuyu bilgileri, kadastro ve imar plan› bilgileri sis-
teme entegre edilmiş olup, harita üzerinde genel görünümü aşağ›dad›r:
425
ANTALYA ŞEHRİ GENEL GÖRÜNÜM
KBS’ne entegrasyonu yap›lan bilgilerle çeşitli sorgulamalar yap›lm›ş, Imar Durumu
Belgesi otomatik olarak verilebilmiştir. Plan değişiklikleri imar planlar› üzerine bilgi-
sayar ortam›nda işlenmiş, son güncel imar plan paftas› oluşturulmuştur.
426
KONYAALTI BELEDİYESİ GENEL GÖRÜNÜM
GENEL SORGULAMA ÖRNEKLERİ
Mevcut GIS program›n›n OLE mant›ğ› sayesinde grafik ortamdaki bilgiler , Micro-
soft Office Word program›na otomatik olarak aktar›labilmekte, bu sayede istenilen ve-
riye başka bir ortamda kolay ve doğru ulaş›m gerçekleşmektedir. Bu uygulamaya Ka-
mulaşt›rma Örneği verilebilir.
İmar Durumu Program› ile TERK ve İHDAS olan parseller CAD ortam›nda rahat-
l›kla görülebilmektedir. Program bir parsel adas›na ait alan ve çevreyi otomatik olarak
427
GENEL SORGULAMA ÖRNEKLERİ
KAMULAŞTIRMA ÖRNEĞİ
hesaplayabilmekte, istenildiğinde bunu ç›kt› olarak verebilmektedir. Ç›kt› formu isteni-
len ölçekte, istenilen renk, stil ve kal›nl›kta al›nabilir. Program ayn› zamanda istenilen
imar adas›n›n veri taban› bilgilerini ( ada kodu, kullan›m kodu, inşaat nizam kodu, kat
adedi, taks, kaks, imar yüksekliği, ön bahçe, arka bahçe, yan bahçe mesafelerini, ada
özel bilgilerini ) ekranda gösterir ve forma işler. Bir imar adas›na ait plan değişiklikle-
ri ve plan notlar› istenirse rahatl›kla görülebilir . İstenildiği takdirde parsel köşe koordi-
natlar›n› ç›kt› formuna döker.
428
İMAR DURUMU BELGESİNİN OTOMATİK VERİLMESİ
İMAR DURUMU BELGESİNİN OTOMATİK VERİLMESİ
ÖZET
Kentler insan ve topluma bağl› olarak durmadan değişen oluşumlard›r. Özellikle
teknolojik gelişmelerin ›ş›ğ›nda sanal kentlerden bahsedildiği günümüzde, kent plan-
lamas› ve kentlerin geleceği yada geleceğin kentlerinin tasar›m› çok daha önem kazan-
maktad›r. Coğrafi Bilgi Sistemlerinin ülkemizde geniş alanlarda kullan›lmaya başla-
n›ld›ğ› günümüzde, yerel yönetimler için oluşturulacak bir Kent Bilgi Sistemi tasar›-
m›nda, kentin en küçük birimi olan ve kent ile ilgili bütün faaliyetlerin gerçekleştiril-
diği mahalleler çok önemli yer tutmaktad›rlar. Kent Bilgi Sistemlerinin oluşturulmas›
aşamalar›nda mahallelerle ilgili yap›lan çal›şmalar›n ve elde edilen bilgilerin sisteme
aktar›lmas›nda h›z, zaman ve kolayl›k aç›s›ndan önemli baz› problemlerle karş›laş›l-
maktad›r. Trabzon ili Beşirli mahallesinin pilot bölge olarak seçildiği bu çal›şmada,
Mahalle baz›nda oluşturulan coğrafi bilgi sistemi ile, kent amaçl› bir bilgi sistemine
entegrasyonun daha h›zl› ve kolay olacağ›, yerel yönetimlerin gerek şehre ve gerekse
mahallelere ait planlama, sosyal ve kültürel kararlar›n al›nmas›nda daha etkili olacağ›
gözlenmiştir.
1. GİRİŞ
Çağ›m›z›n getirisi olarak gelişen teknoloji ülkemizde bilgiye dayal› ihtiyaçlar›n ye-
niden gözden geçirilmesini ve çözümünü gündeme getirmiştir. Planl› kentleşmenin sağ-
l›kl› bir biçimde oluşturulamamas›, kentsel ve yöresel ihtiyaçlar›n sürekli artmas› sonu-
cunda bu ihtiyaçlar›n yerel yönetimler taraf›ndan karş›lanamamas›, yerel yönetimlerin
mahalleler baz›nda güncel bilgilere sahip olmamalar› gibi temel sorunlar mevcuttur. Bu
nedenle kentlerdeki düzenli gelişme, kent yöneticilerinin kenti oluşturan birimlerdeki
gerekli bilgilere sahip olmalar›yla mümkündür. Bilgilerin doğru ve kesin olmalar›, gün-
celliklerini korumalar›, k›sa zamanda ulaş›lacak biçimlerde depo edilmeleri ile kent ya-
rar›na siyasal ve ekonomik kararlar al›nabilir ve uygulanabilir.
Teknolojinin h›zl› gelişmesi sonucunda, Coğrafi Bilgi Sistemleri (GIS) ad› verilen
429
KENT BİLGİ SİSTEMİNE GEÇİŞTE MAHALLE BAZINDA TASARIM VE UYGULAMA
Öğr. Gör. C. Coşkun AYDIN*
________________________
* Hacettepe Üniversitesi Ankara Meslek Yüksekokulu, Harita Kadastro Program›
ve her türlü konuma dayal› verinin toplan›p, depoland›ğ›, güncelleştirildiği sistemler ge-
liştirilmiştir. Ülkemizde bir çok yerel yönetim bu amaçla kentsel bazda ihtiyaca cevap
verebilecek kent bilgi sistemleri kurma çal›şmalar›na başlam›şt›r. Günümüzde bu çal›ş-
malar Üç Boyutlu Kent Modellerinin oluşturulmas› çal›şmalar›yla daha da anlam ka-
zanmaktad›r.
Mahalleler yerel yönetimlerin kent baz›ndaki en küçük idari birimleri olarak kabul
edilirler. Bar›nd›rd›klar› nüfus bak›m›ndan, üstlendikleri kentsel fonksiyonlar ve yoğun
yerleşim alanlar› aç›s›ndan mahalleler toplum yaşam›nda önemli bir yere sahiptirler. Bu
özelliklerinden dolay› da mahalle, genel kent faaliyetlerinin küçültülmüş bir modeli
şeklindedir. Böyle bir model, günümüzde önemli bir uygulama alan› olan kent bilgi sis-
temlerine altl›k oluşturabilecek vas›ftaki bilgi hacmine sahiptir. Bu düşünceden hare-
ketle, kent bilgi sistemi tasar›m›na yard›mc› olacak şekilde, mahalle baz›nda parsel ta-
banl› bir coğrafi bilgi sistemi oluşturulmas› amaçlanm›şt›r.
Bu çal›şman›n amac›, kent ile ilgili oluşturulacak bir bilgi sisteminde mahaller ba-
z›nda konumsal verileri bir araya toplamak, işlemek, farkl› kurum, kuruluş ve kişilerin
kullan›m›na sunulabilecek bir pilot projenin uygulanabilirliğini ortaya koyarak, kent
bilgi sistemi kurma çal›şmalar›nda mahalleler düzeyinde yap›lacak çal›şmalar›n temel
altl›klar› teşkil edeceklerini irdelemektir.
2. TASARIM VE UYGULAMA
Trabzon-Beşirli mahallesinin pilot bölge olarak seçildiği bu çal›şmada, öncelikle bir
mahalle baz›ndaki bilgi gereksinimleri, veri türleri ve ilgili kurumlar›n bilgi kullan›m
şekilleri ortaya konularak, bunlara bağl› genel bir tasar›m yap›ld›. Bu amaçla, imar, ka-
dastro, altyap›, nüfus vb temel bilgiler girdi olarak esas al›nd›. İlgili kurum ve kuruluş-
larla yap›lan görüşmeler ve gerekli anket çal›şmalar›yla seçilen bölgeye ait sözel ve gra-
fik bilgiler elde edilmiştir. Grafik bilgiler say›sallaşt›rma işlemi ile ARC/INFO ortam›-
na aktar›lm›ş ve gerekli düzenlemelerle topolojisi uygun katmanlar oluşturulmuştur.
Ayr›ca, sözel bilgiler de oluşturulan INFO tablolar› yard›m›yla sisteme aktar›ld› ve bu
bilgiler grafik bilgiler ile ilişkilendirildi. İstenilen sorgulama tipleri belirlenerek, Arc-
View ortam›nda gerekli sorgulamalar›n yap›lmas›na olanak sağlanm›şt›r.
Uygulama aşamas›nda öncelikle çal›şma ile ilgili kurum ve kuruluşlar tespit edildi,
bu kurumlar›n bugünkü mevcut durumlar›, kulland›klar› sistemlerin analizleri, veri tür-
leri, veri kaynaklar› ve ihtiyaçlar› belirlendi. Bu bölüm haz›rlanan anket formlar›yla
desteklendi. Bir sonraki aşamada pilot bölgenin altyap› tesisleri, kadastral ve imar du-
rumu ve önceden tasarlanan katmanlar ile ilgili çizgisel/say›sal veri girişi için gerekli
haritalar edinilip say›sallaşt›rma süreci başlat›ld›.
430