dosya sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği...s360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik...

32
Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği Temmuz Ağustos Eylül 2014 Dosya Kerem Okumuş Baha Kuban Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Antalya Büyükşehir Belediyesi Yaşamın İçinden ODTÜ Mimarlık Bölümü uygulamalı yalıtım eğitimi İzocam Kullananlar Mall of Egypt - Nabil Farahat

Upload: others

Post on 24-May-2020

20 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

Sürdürülebilirlikve Enerji Verimliliği

TemmuzAğustos

Eylül2014

DosyaKerem OkumuşBaha KubanEskişehir Tepebaşı BelediyesiAntalya Büyükşehir Belediyesi

Yaşamın İçindenODTÜ Mimarlık Bölümüuygulamalı yalıtım eğitimi

İzocam KullananlarMall of Egypt - Nabil Farahat

Page 2: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

2

İZO CAM Di ya log İzo cam Ya yın Or ga nıYa yın tü rü: Ye rel, sü re li, üç ay lık der giİzo cam Adı na İm ti yaz Sa hi bi: A. Nu ri Bu lut Ya yın So rum lu su: Hakan Kiraz Ya yın Ku ru lu: Fa tih Ök tem, Hakan Kiraz, Sezen Burcu Ertek Da nış man: Dr. Ke mal Ga ni Bay rak tar Edi tör: Melda Bağdatlı Gra fik Ta sa rım: Kadir Kaymakçı Ya zış ma Ad re si: İzocam Ticaret ve Sanayi A.Ş. Altayçeşme Mah. Öz Sok. No: 19 Kat: 3-5-6, 34843 Maltepe / İstanbulTel: (0216) 440 40 50 Faks: (0216) 440 40 70 E-posta: kurumsaliletisim@izo cam.com.tr İnternet: www.izocam.com.tr Sosyal Medya: facebook.com/izocam | twitter.com/IzocamOfficialYa pım: Konak Medya Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 3. Blok No: 10 K: 5 D: 54 Gayrettepe / İstanbul Tel: (0212) 216 97 00 www.konakmedya.comRenk Ay rı mı ve Bas kı: Özgün Ofset - Aytekin Sok. Yeşilce Mah. No: 21 34418 4. Le vent / İs tan bul Tel: (0212) 280 00 09 Faks: (0212) 264 74 33

04Dosya: Sürdürülebilirlik ve Enerji VerimliliğiKerem Okumuş: “18 milyonu aşkın konutun yüzde 85’i yalıtımsız”

06 Haluk Sevinçli: “Öncü projeler hazırlamaya ve uygulamaya devam edeceğiz”

22Yaşamın İçindenÖğrenciler için uygulama, teorik eğitim kadar önemli

25İzocam Kullananlar“Mısır yalıtım pazarında İzocam çok güçlü bir marka”

08 Baha Kuban: “Başka bir kentsel yaşam mümkün”

11 Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden temiz adım

18Yalıtımda DetayMalzeme seçimi konusunda karar vericileri yanıltmamak önemli

28 Sokak RöportajıYalıtım sizin için ne ifade ediyor?

30Kişisel GelişimBaşarıyı sağlıklı uykuyla yakalayın

İzoc

am D

iyal

og

Page 3: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

3

Başlarken

“Bilinçli enerji kullanımı kalkınmada önemli rol oynuyor”

Diyalog’un yeni sayısında Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği’ne odaklandık.

Bu kapsamda uzman görüşlerinin yanı sıra;

sürdürülebilirliği ilke edinen ve çalışmalarıyla

kamuya örnek olan Antalya Büyükşehir ve Eskişehir

Tepebaşı belediyelerinin çalışmalarına yer verdik.

Yurtdışı bayilerimiz de yeni sayımızın konukları oldular.

Yılın son çeyreğine adım attık. Sıcak gündemin yanı sıra, iklim değişikliği, küresel ısınma, çevresel olumsuzluklara dair haberlerin ne yazık ki dünya gündeminde giderek daha fazla yer aldığını görüyoruz.

Biz de İzocam olarak yalıtım bilincinin toplum genelinde benimsenmesi, tanınması için eğitim çalışmaları, yarışmalar ve farklı etkinliklerle kamuoyunun ilgisini çekmeye, enerji verimliliğinin önemini anlatmaya çalışıyoruz. Hayata geçirdiğimiz ya da destek olduğumuz etkinliklerin yanı sıra; geliştirdiğimiz ürün ve sistemlerle de enerji kaybını en aza indirmeyi hedefliyoruz. Sıfır salımlı binalar, multikonfor yapılar, pasif evler, yalıtım ve enerji verimliliği, yapı ve kent ölçeğinde kullanılan yenilenebilir enerji uygulamaları gündemimizdeki yerini her zaman koruyor.

Konuya dair hassasiyetimizden ve yalıtım konusunda 50 yıla yaklaşan bilgi birikimi ve uzmanlığımızdan hareketle; yeni sayımızın dosya konusunu “Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği” olarak belirledik. Biliyoruz ki enerji verimliliğine katkı sağlayan en önemli unsurlar arasında yalıtım ilk sıralarda geliyor. Bilinçli enerji kullanımı ve enerji tasarrufu, ülke ve toplumların kalkınmasında da önemli rol oynuyor. Enerji ithalatımız, dış ticaret açığının önemli bir kısmını oluşturuyor. Enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmak için enerji verimliliği uygulamalarının mecburi olduğu artık aşikar. Neyse ki bu hassasiyetlerle yola çıkan yerel yönetimler ve kurumlar var.

Biz de Diyalog’un yeni sayısında yerimiz el verdiğince bu çalışmalara yer vermek istedik. Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği konusunda değerli düşüncelerini bizlerle paylaşan Sayın Baha Kuban ve Kerem Okumuş’a; konuya dair örnek çalışmaları hayata geçiren Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’ne teşekkür etmek istiyorum.

Bu sayımızın diğer konukları yurtdışı bayilerimizdi. Bir çoğu ile uzun bir geçmişi paylaştığımız, dostça ilişkilerimizle daha da güçlenen iş ortaklığımızın karşılıklı güvene dayandığı yurtdışı bayilerimiz, Diyalog okurlarıyla sektöre giriş hikayelerini ve İzocam ile ilişkilerini paylaştı. İzocam Kullananlar sayfamızda ise bu sayımızda, Mısır’ın başkenti Kahire’nin önemli inşaat projelerinden biri olan Mall of Egypt’e yer verdik.

İzocam Manto ürünümüz de bu sayımızın konuklarındandı. İzocam olarak, sıvalı dış cephe yalıtım sistemlerinden İzocam Manto’yu profesyonellerin ve tüketicinin kullanımına sunarak ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam etmeyi amaçlıyoruz.

Üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir diğer konuda, hemen hemen her ay farklı eğitim kurumları ile gerçekleştirdiğimiz uygulamalı yalıtım eğitimleri. ODTÜ Mimarlık Bölümü öğrencileri ve öğretim görevlileri de bu kapsamda son sayımızın konuğu oldular. Mimarlık Bölümü öğrencilerinin yaz stajı kapsamında gerçekleştirdiğimiz teorik ve uygulamalı yalıtım eğitimi sonrası bizlerle düşüncelerini paylaştılar. Kendilerine teşekkür ediyoruz.

Diyalog’un yeni sayısını keyifle okuyacağınızı umuyoruz.

Sevgi ve Saygılarımla,

A. Nuri Bulut Genel Müdür

İzocam D

iyalog

Page 4: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

4

Dosya: Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği

“18 milyonu aşkın konutun yüzde 85’i yalıtımsız”Dünya Bankası İklim Yatırım Fonu’nun değerlendirme panelinde görev alan ve İtalyan Trust Fund ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika Yeşil Ekonomi için İş Liderleri Forumu’nun kurucu yöneticiliğini yapan Kerem Okumuş ile ısı yalıtımının iklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilirliğe katkısı üzerine sohbet ettik.

Kerem Okumuş, Türkiye ve yakın coğrafyasında bugünden “farklı” bir geleceğin inşaasına katkıda bulunmak; günümüzün ve geleceğin nesilleri için sürdürülebilirliği mümkün kılacak karmaşık konulara, yalın ve etkin çözümler

üretmek amacıyla 2013 yılında S360’ı kurdu. 2013 ve 2014’ün ilk yarısında merkez ofisi Budapeşte’de bulunan REC’in Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi’nde sürdürülebilirlikten ve iş ağlarından sorumlu bölüm başkanı olarak görev yapan Okumuş, aynı süreçte Al Gore’un kurucusu olduğu İklim Gerçekliği Projesi’nin Orta ve Doğu Avrupa ile Türkiye bölge ofisinin başkanlığını yürüttü.

Şu anda Dünya Bankası İklim Yatırım Fonu’nun, özel sektöre değişen iklimsel şartlara uyum için ayırdığı fonun değerlendirme panelinde görev alan Okumuş, aynı zamanda İtalyan Trust Fund ile Dubai merkezli Ortadoğu ve Kuzey Afrika Yeşil Ekonomi için İş Liderleri Forumu’nun kurucu yöneticiliğini yapıyor.

S360’ın sürdürülebilirlik hedeflerinden bahsedebilir misiniz?S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle yeni bir yolculuğa çıktık. Bunu gerçekleştirebilmek için eleştirel yaklaşımlar ve yenilikçi çözümleri temel alan ve toplumun sürdürülebilirlik sorunlarının çözümüne katkı sunacak araçlar ortaya çıkarmayı planlıyoruz. İlgili araştırmaları ve yayınları destekleyerek; toplantılar, çalıştaylar, oturumlar ve birlikte çalışma günleri organize ederek; sürdürülebilirlik, öğrenme, liderlik ve değişim kolaylaştırıcılığı bağlamlarında 360 derecelik, kapsayıcı bir yaklaşımı uygulamaya geçirmek amacındayız.

Binalarda ısı yalıtımının iklim değişikliği ile mücadele ve sürdürülebilirliğe katkısı nedir? Günümüzde, küresel enerji tüketiminin yüzde 40’ından fazlasının, küresel sera gazı salımlarının ise üçte birinin binalardan kaynaklandığı ileri sürülüyor. Bu durum gelişmekte olan ülkelerde de gelişmiş ülkelerde de benzer bir nitelik taşıyor. ABD Enerji Bakanlığı’na bağlı Enerji Bilgi Yönetimi (EIA) verilerine göre binalarda tüketilen toplam enerjinin yüzde 55’i konutlardan, yüzde 45’i ticari binalardan kaynaklanıyor. Sadece konutlara baktığımızda ise, tüketilen toplam enerjide ısıtma yüzde 31’lik bir payla ilk sırada yer alırken; ısıtmayı yüzde 12 ile soğutma, yine yüzde 12 ile su ısıtma ve yüzde 11 ile aydınlatma takip ediyor.

Bunun yanı sıra, yapı sektörünün hem uzun vadeli hem de en büyük oranda sera gazı azaltım potansiyeline sahip sektörlerden biri olduğunu söyleyebiliriz. Bugün mevcut olan teknolojiler sayesinde, hem mevcut hem de yeni binalarda enerji verimliliğini yüzde 30-80 oranında artırma potansiyeli bulunduğu vurgulanıyor. Sadece ısı yalıtımı sayesinde ise, binalardaki enerji tüketiminin en büyük payını oluşturan ısıtma ve soğutmadan kaynaklı tüketimin azaltılması sağlanarak, yüzde 50-60 oranında enerji verimliliği sağlamanın mümkün olduğu söylenebilir. UNEP de (Birleşmiş Milletler Çevre Programı), yapı sektörünün en

İzoc

am D

iyal

og

Page 5: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

5

büyük oranda ve en maliyet etkin biçimde sera gazı azaltımı sağlayabilecek sektör olduğunu vurguluyor. Sera gazı azaltım hedefleri olan ülkelere, bu hedefler doğrultusunda en öncelikli olarak yapı sektörüne odaklanmalarını öneriyor.

Ayrıca şunu da hatırlamakta fayda var ki, binaların ömürleri oldukça uzundur. Bir başka deyişle bugün binalarda aldığımız önlemler ve uygulamaya koyduğumuz teknolojiler önemli oranda sera gazı azaltımına yol açabileceği gibi, orta ve uzun vadede de söz konusu değerlerin söz konusu seviyede tutulabilmesinde önemli rol oynayacaktır.

Türkiye’ye baktığımızda ise Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği’nin açıkladığı verilere göre, Türkiye’de bulunan 18 milyonu aşkın konutun yüzde 85’inin yalıtımsız olduğunu söyleyebiliriz. Bu doğrultuda, 5627 Sayılı Enerji Verimliliği Kanunu ve bu kanuna bağlı olarak çıkartılan Binalarda Enerji Performansı yönetmeliğine göre, 1 Ocak 2011 itibariyle 50 m2 üzeri inşaat alanına sahip, yeni yapılan tüm binalarda Enerji Kimlik Belgesi çıkarılmasının zorunlu hale getirildiğini hatırlatmakta fayda var. Bir başka deyişle, 2017’ye dek hem mevcut hem de yeni binaların enerji kimlik belgesine sahip olması bir gereklilik halini aldı. Bunun da hem binalarda enerji verimliliğinin artırılması ve karbon salımlarının ciddi oranda azaltılması; hem de dolaylı olarak yalıtım sektörü için çok önemli bir fırsat olarak karşımıza çıktığını söylemek mümkün.

Isı yalıtımı, öncelikli hedefleri arasında enerji verimliliğinin yaygınlaştırılması olan, ülkemizde öncelikli bir konu olarak karşımıza çıkıyor. Isı yalıtımı sektörünün geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması ise enerji verimliliğinin sağlanması ve bunun doğal bir sonucu olarak iklim değişikliğiyle mücadele kapsamında önemli bir rol oynuyor ve önümüzdeki süreçte de oynamaya devam edecek.

Bu konuda farklı ülkelerden hangi öncü çalışmaları örnek verebilirsiniz?Özelikle Avrupa Birliği’nde pek çok ülkenin binalarda enerji tüketimini azaltmak adına uzun vadeli stratejisi bulunuyor. Örnek olarak Hollanda’dan söz etmek mümkün. Hollanda, sanayi sektörü ile binalarda 2015 yılına dek, 2011’deki enerji tüketimini yüzde 25 oranında azaltma konusunda “gönüllü” bir anlaşmaya sahip. Bunun yanı sıra 2020’ye dek söz konusu binaların “enerji nötr” binalar haline getirilmesi hedefleniyor. İngiltere de bu konuda iddialı ülkeler arasında. 2016’dan sonra “sıfır karbonlu” binalar dışındaki inşaatları yasadışı hale getiren karar ve stratejileri yürürlüğe koydu. Ülkedeki yeni planlama ve inşaat yönetmelikleri, yeni binaların ısı yalıtımına sahip olması ve güneş panelleri ile fotovoltaik piller aracılığıyla binaların kendi enerjisinin çoğunu üreteceği anlamına geliyor. Japonya da bu konuda önemli adımlar atıyor. Japonya 2030’a dek “sıfır enerjili” binalar için strateji belirlenmesi konusu üzerine yoğunlaşıyor. Kuzey Amerika’da ise, elektrik kesintisi ve kısıtlılığının yanı sıra hava kirliliği gibi şikayetlerden dolayı bu konuya odaklanan Kaliforniya başta olmak üzere çeşitli eyaletlerde, sıfır karbonlu binalar için strateji çalışmaları sürüyor. Bu iyi örneklerin hem gündeme gelmesinde hem de uygulanabilirliğinde, hükümetin belirlediği hedefler ve uygulamaya koyduğu teşviklerin yanı sıra, söz konusu ülkelerdeki gönüllü mekanizmaların gelişmişliği ve ekonomik, çevresel, sosyal anlamda bu değişimin gerekliliği şüphesiz önemli rol oynuyor.

Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği konularında ülkemizin içinde bulunduğu konumu nasıl değerlendiriyorsunuz?Geçmiş 20 yıla baktığımızda hem küresel anlamda hem de ülkemizde çevresel farkındalığın güçlendiğini görebiliriz. İklim değişikliği gerçeği de bu farkındalığın öncelikli konularından biri. İklim değişikliğinin bireysel ve toplumsal düzeyde yarattığı baskıyla birlikte; yoksulluk, kaynaklara erişimdeki eşitsizlik, hızlı tüketim, gıda güvenliği, çevresel bozunma gibi konuların yarattığı baskılar bir araya gelince; sürdürülebilirlik, hem bireysel hem de toplumsal olarak öncelikli konularımızdan biri haline geliyor.

İklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir kalkınma birbirlerini destekleyen, aynı hedefleri paylaşan ve aslında birbirlerinden ayrılamayacak iki farklı girişim. Bugün Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen şirketlerinin sürdürülebilirlik raporlarına baktığımızda iklim değişikliği öncelikli konuların ilk sıralarında yer alıyor. Tüketicilerin iklim değişikliğini önemsediğini ve şirketlerin bu konudaki beklentilere cevap aradığını görmek umut verici.

Ülkemizde sürdürülebilir kalkınmayı da destekleyen birçok temiz enerji yatırımı var. 2023’te ülkemizin ihtiyaç duyacağı enerjinin yüzde 35’inin yenilenebilir enerjiden elde edilmesi hedefleniyor. Ülkemizde üretim yapan birçok firma sera gazı salımlarını ve kaynak kullanımını azaltırken, verimliliklerini arttırıyor.

“Ülkemizde sürdürülebilir kalkınmayı da destekleyen birçok temiz enerji yatırımı var. 2023’te ülkemizin ihtiyaç duyacağı enerjinin yüzde 35’inin yenilenebilir enerjiden elde edilmesi hedefleniyor.”

Al Gore ve Kerem Okumuş

İzocam D

iyalog

Page 6: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

6

“Öncü projeler hazırlamaya ve uygulamaya devam edeceğiz”Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Hizmet Binası Enerji Yöneticisi Haluk Sevinçli’den, Tepebaşı Belediyesi’nin hazırlıklarına 2010 yılında başladığı Sürdürülebilir Eylem Planı çalışmaları ve geleceğe yönelik enerji verimliliği projeleri üzerine bilgi aldık.

Tepebaşı Belediyesi uzun yıllardan beri stratejik eylem planlarında yer verdiği sürdürülebilirlik, enerji verimliliği ve çevreye endeksli hedeflerinin sonucu olarak, 1 Nisan 2013

tarihinde Belediye Başkanları Sözleşmesi’ne (Covenant of Mayors) imza attı. Haluk Sevinçli’ye göre, artan enerji maliyetleri ve nüfusla birlikte küresel anlamda bir eylem planı oluşturmak ülkemizin de ortaya koyduğu temel hedeflerden biri. 2012 yılında yayınlanan 2012-2023 Enerji Verimliliği Strateji Belgesi’ne paralel süren çalışmalar sonucu Avrupa Birliği’ne uyumlu bir çalışma yapma gerekliliği Tepebaşı Belediyesi’ni “Sürdürülebilir Eylem Planı” hazırlıkları için teşvik etmiş.

Sürdürülebilir Eylem Planı çalışmalarınız ne zaman başladı?AB Sürdürülebilir Enerji Haftası’na paralel olarak, Avrupa Parlamentosu’nda 2013 yılında üçüncüsü düzenlenen Belediye Başkanları imza seremonisine, Avrupa enstitülerinden başkanlar, AB Komisyonu üyeleri, Avrupa Parlamentosu üyeleri ve belediye başkanları bir araya geldiler. Bu seremonide Tepebaşı Belediyesi de Belediye Başkanları Sözleşmesi’ne taraf oldu.

Belediye Başkanları Sözleşmesi, yerel ve bölgesel yönetimlerin yenilenebilir enerji kullanımı ve etkin enerji tüketiminin artırılmasını gönüllü olarak desteklemeleri amacıyla, 2008’den bu yana Avrupa’da yürütülen önemli bir eylem. Sözleşmeye imza atan yerel yönetimlerin taahhütleriyle, 2020 yılına dek Avrupa Birliği ülkelerinin CO

2 salımının yüzde 20 azaltılması

hedefleniyor. Sözleşmeye, Avrupa ülkeleri başta olmak üzere 5938 yerel yönetim taraf oldu. Taraflar arasında Türkiye’den bir büyükşehir belediyesi ile -bizden başka- altı ilçe belediyesi de yer alıyor.

Konuyla ilgili geniş katılımlı bir çalıştayın ardından, Eskişehir’de faal olan STK’lar, üniversiteler ve meslek odalarının da katılımlarıyla birlikte Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı hazırlıklarına başladık. Prof. Dr. Cengiz Türe tarafından Eskişehir, Tepebaşı ilçesinin 2010 yılı baz alınarak hazırlanan CO

2 emisyon envanteri doğrultusunda Enerji Eylem Planı çalışmalarımız başlamış

oldu. Eylem Planı’nın Aralık 2014 sonrası onaylanmasının ardından, planın işlerliği ve değerlendirmeleri için çalışmalarımız hız kazanacak.

Dosya: Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği

Haluk Sevinçli

İzoc

am D

iyal

og

Page 7: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

7

Enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik çalışmalarının ilk örneklerine Tepebaşı Belediyesi Hizmet Binası ile başladık. Mevcut sistemlerde yapılan bazı iyileştirme ve modernizasyon çalışmaları ile doğalgaz ve elektrik tüketimlerinde yüzde 35 civarında tasarruf sağlandı. Bu kapsamda ısıtma sisteminin modernizasyonu, bina otomasyon sisteminin kurulması, klima santrallerinde verimlilik uygulamaları, binadaki talebin konfor koşullarında dengelenmesi gibi çalışmalar yürütüldü. Ayrıca bina elektrik tüketiminin yılda yüzde 20’sini karşılayan, 95 kWp kapasiteli Fotovoltaik Güneş Enerjisi Santrali’nin (GES) 2013’te devreye alınması ile ciddi enerji tasarrufları sağlandı ve konfor şartları iyileştirildi. GES, ülkemizde yasal kabulü yapılan üçüncü enerji santrali ve çift yönlü sayaçla ihtiyaç fazlası üretimi şebekeye satabiliyor. Proje, Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı desteğiyle sağlanan yüzde 75’lik hibeyle hayata geçti. 2011’de projelendirilen tesis, 2013 başında kabullerinin yapılmasıyla devreye alındı.

Eylem Planı’nın olumlu etkileri neler olacak sizce? Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı, yıllardır ilçemizde sürdürmekte olduğumuz enerji verimliliği çalışmalarının daha etkin ve görünürlüğü yüksek bir şekilde devam etmesini, halkın katılımının artmasını ve getirilerinin daha net ortaya çıkmasını sağlayacak. Hızla gelişen ilçemizde enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik kavramlarını kalıcı bir şekilde yerleştirmeye gayret ediyoruz. Bu hedefimizin ardından, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirlik politikalarının yaygınlaştırılması için öncü projeler hazırlamaya ve uygulamaya devam edeceğiz. Uzun vadede ise, üçüncü iklim bölgesinde (karasal iklim) bulunmasına rağmen enerji maliyetleri düşük bir ilçede yaşamanın halkımızı daha da memnun edeceğini düşünüyorum.

Sizce yerel yönetimlerin sürdürülebilir iklim ve enerji stratejileri nasıl olmalı?Her yerel yönetim kendi bölgesinde sürdürülebilir enerji politikaları üretmek ister. Ancak halkın ve yatırımcıların desteğini almak, arz ve talep dengesini oluşturabilmek zamana yayılan bir politikadır. Bu yüzden hedeflenen amaca ulaşabilmek için başlatılan çalışmaların yılmadan ve süreklilik arz etmesini sağlayacak şekilde desteklenerek devam ettirilmesi gerekiyor. Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında enerji politikalarımızın ve özellikle sürdürülebilir enerji politikalarının 20-30 yıl geriden geldiği bir gerçek. Bu açığı çok kısa sürelerde kapatmak elbette zor. Halkın katılımının sağlanması mali portresiyle de önümüze engel olarak çıkıyor. En basitinden; bir binanın yalıtımına karar veriliyor ancak uygulaması birkaç sene sonra gerçekleşebiliyor. Ancak son yıllarda hız kazanan bina yalıtım çalışmalarının, önümüzdeki yıllarda hedeflenen sonuca erişebilmemiz için olumlu bir gelişme olduğunu düşünüyorum.

Gelecekte Tepebaşı Belediyesi’nin benzer projeleri olacak mı?Tepebaşı’nda artan yeni yapı sayısı ve bu yapıların sağladığı enerji performansı, mevcut binaların iyileştirilmesi çalışmalarını da teşvik ediyor. Komşusu gibi yarı fiyatına ısınan bir dairede yaşama isteği insanları bu konuları araştırmaya yöneltiyor. Mühim olan bu iyileştirmelerin kontrollü ve sağlıklı bir şekilde yapılmasını sağlayabilmek ve arz-talep dengesini, fiyat-performans dengesini doğru kurabilmek. Bu noktada belediyelere büyük rol düşüyor.

Avrupa Birliği ve Kalkınma Ajansı’nın bazı hibe fonlarının projelendirilerek “sürdürülebilirlik” başlığı altında ilçe halkı yararına kullanılması da ancak belediyeler öncülüğünde gerçekleştirilebilir. Bu noktada yaptığımız çalışmalar, devam eden projeler ve başvurular var. Bu çalışmalara yön vererek, ilçe halkının taahhüdünü kapsayan geniş ölçekli başka projeleri de gelecek yıllarda hayata geçirebileceğimize inanıyoruz.

Sürdürülebilir Enerji Eylem Planı kapsamında gerçekleştirilen yenileştirme çalışmalarımızı diğer binalarımızda da uygulamak istiyoruz. Yakında hizmete girecek olan ve LEED GOLD sertifikası alacak şekilde tasarlanmış olan Tepebaşı Belediyesi Su Sporları Kompleksi ile Avrupa Birliği Horizon 2020 Çerçeve Programı’na olan başvurumuz gibi devam eden ve başlayacak projelerimiz de mevcut.

Horizon 2020 kapsamında; 9 bin metrekare inşaat alanına sahip mevcut binalarda, Pasif Ev kriterlerine erişebilecek enerji verimliliği iyileştirmeleri gerçekleştirmek üzere geniş kapsamlı bir örnek proje için başvuruda bulunduk. Binalarda bölgesel ısıtma ve ısı pompası kullanımı, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, ulaşımda verimlilik, elektrikli araçlar ve bisiklet yolları, otomasyon ve izlenebilirlik gibi pek çok alt başlıktan oluşan projemiz henüz değerlendirilme aşamasında. Bu proje büyük ölçüde AB hibe desteği ve pek çok KOBİ’nin doğrudan mali desteği planlanarak bütçelendirildi.

İlerleyen yıllarda Tepebaşı halkının taahhüdü ve desteğini içeren daha geniş kapsamlı projelerle ve geniş kitlelerin katılımı ile sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşabileceğiz. Vizyonumuzu bu hedeflere göre belirleyerek geleceğe yapılacak yatırımların alt yapısını daha sağlam temellere oturtabilmek için çalışmalarımız devam edecek.

“Enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik çalışmalarının ilk örneklerine Tepebaşı Belediyesi Hizmet Binası ile başladık. İyileştirme ve modernizasyon çalışmaları ile yüzde 35 civarında tasarruf sağlandı.”

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç

İzocam D

iyalog

Page 8: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

8

“Başka bir kentsel yaşam mümkün”Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve iklim değişikliği konularında ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmalara imza atan Dr. Baha Kuban; sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği çalışmalarında STK’ların rolünü ve dünyadan örnek çalışmaları Diyalog okurları için değerlendirdi.

Yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve iklim değişikliği konularında proje yönetimi, analizi, Ar-Ge ve politika tasarımı üzerine 23 yıldır emek veren Dr. Baha Kuban; Şişecam Ar-Ge’de yönetici ve Ecofys’te danışman olarak geçirdiği yılların ardından

özel sektörde pek çok firmaya danışmanlık yaptı, belediyeler için sürdürülebilir enerji eylem planları hazırladı. Demir Enerji’de İklim Değişikliği ve Yenilenebilir Enerji Politikaları Danışmanı olarak görev yapan Dr. Kuban, 2000’lerin başından beri Avrupa Birliği Çerçeve Programları’nda hakemlik görevini sürdürüyor.

Enerji verimliliği ve iklim değişikliği üzerine çalışmalarınız nasıl, ne zaman başladı?Benim şahsi hikayemde enerji verimliliği ile doğrudan karşılaşmam -çocukluğumuzda, çıktığımız odanın ışıklarını söndürmeye dair ana, baba telkinlerinin dışında- çalışma hayatına başladığım Şişecam Ar-Ge’de cam yüzeylerine ince film kaplamalarla ilgilenmeme denk gelir. O zamanlar Bakanlığın şekillendirmeye çalıştığı ulusal enerji verimliliği stratejileri ve bağlantılı kurumlar ağının sanayi tarafındaki unsurlarından biri olarak çok çeşitli çalışmalara ve platformlara, standart yapıcı oluşumlara katılıyordum. Tabii yine cam üretiminde enerjinin başat rolü nedeniyle, üretimde enerji verimliliği, uygulamalı Ar-Ge konularının en önde geleniydi. Teknoloji Ödülleri’nde Şişecam’ın jüri özel ödülü kazanan başvurusunu hazırlarken, enerji verimliliğine ulusal politikalar düzeyinde yaklaşım konusundaki uluslararası deneyimlere çok daha yakından bakma, ekonomi düzeyinde katmanlı ve çok aktörlü programları inceleme fırsatı buldum.

Daha sonra şirketin bu alandaki politikalarının Avrupa Birliği nezdinde biçimlenmesine katkıda bulunurken de bu uluslararası birikimin zenginleştiğini söyleyebilirim. Evet, Türkiye nevi şahsına münhasır bir ülke ama dünyada oldukça eskiye dayanan, ciddi bir politika tasarımı deneyimi var, faydalanabileceğiniz ve sonuçlarını görebileceğiniz… Daha sonra gerek sanayide ve uygulama süreçlerinde gerekse yapılarda enerji verimliliği ile ilgili pek çok ulusal ve uluslararası çalışmada yer aldım. Bugün itibariyle, iklim değişikliği bağlamında enerji etkin bir sınai ve mekansal ekoloji yaratmanın dinamiklerine yoğunlaştığımı söyleyebilirim. Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji kaynaklarının yaygın kullanımı ile birlikte iklim değişikliğiyle mücadelede en önemli silahlardan biri, bildiğiniz gibi.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) senaryolarında, farklı karbon fiyatları için sektörel azaltım potansiyellerine baktığımızda (soldaki grafik), yapı stokunun ön planda olduğunu söylemek mümkün. Özellikle kentsel enerji akışlarının önce ölçülmesi ve hesaplanması, azaltım stratejilerinin sonra hayata geçirilmesi, salım azaltımlarının hızlı ve dramatik şekilde

Dosya: Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği

IEA senaryolarında, farklı karbon fiyatları için sektörel azaltım potansiyelleri.

İzoc

am D

iyal

og

Page 9: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

9

gerçekleşmesinde en can alıcı yol olmaya devam ediyor. Türkiye gibi enerji ve karbon yoğun, kentsel büyümesi doludizgin süren bir ülkede belki de en yakıcı mesele bu… Yapı stoklarının yanı sıra mekansal gelişmenin belirlediği ulaşım biçimleri ve nitelikleri de, bu konuda en ön sırada gelen unsurlar tabii. Kentin fiziksel planlamasını enerji planlamasıyla birleştiren gelişme stratejileri, iklim değişikliği karşısında asgari gereklilik olarak ortaya çıkıyor. Mevcut ve 2050’ye doğru kentleşme perspektifleri, gerek ekonomik değer yaratma, gerekse enerji tüketimi ve toplam seragazı salımlarındaki payları ile kentler, hem büyük bir endişe kaynağı hem de imkan olarak algılanmalı.

Kentleşme olgusu, tüm olumlu ve olumsuz nitelikleriyle 21. yüzyıla da damgasını vuracak gibi görünüyor. Ancak günümüzün kentleşmesi, kapitalizmin merkez ülkelerinin ilk kentleşme dalgasından hem ölçek hem de özellikleri itibarı ile muazzam farklılıklar içeriyor. Başta Çin olmak üzere, sistemin hızlı yayılma bölgelerinde, büyük yıkımlar ve doğal felaketler eşliğinde gerçekleşen bu yeni kentleşme dalgası, iklim değişikliğiyle başa çıkma girişimleriyle çok yakından ilgili. Kentler ve kentsel bölgeler nüfusları, ekonomideki ağırlıkları, 30-40 yıllık neoliberal politikaların alabildiğine şiddetlendirdiği iktisadi, bölgesel eşitsizlikleri ve yüksek-karbon gelişme doğrultularına kilitlenmeleri nedeniyle, iklim değişikliğiyle mücadelenin de sıklet merkezi olarak kabul edilmeli.

Uluslararası iklim değişikliği müzakerelerinin tarihi seyrine baktığınızda bu ağırlığın artışını rahatlıkla görebiliyorsunuz. Hükümetlerarası iklim görüşmelerinin fiyaskolarla sonuçlandığı son 20 yılda yerel yönetimlerin, kentlerin, kendi hükümetlerinden çok daha ileri siyasi ve toplumsal programları benimseyebildiklerini, 20-30 yıllık geleceklerine yönelik kimi ciddi adımlar attıklarını görmek mümkün. Yerel yönetimlerin oluşturdukları şemsiye kurum ve kuruluşlar; ICLEI’nin (International Council for Local Environmental Initiatives- Uluslararası Sürdürülebilirlik İçin Yerel Yönetimler Ağı) dünya çapında Dünya Belediye Başkanları ve Yerel Yönetimler İklim Koruma Anlaşması, ABD’de Belediye Başkanları İklim Koruma Anlaşması ve Yerel Hükümetler İklim Yol Haritası, Avrupa Birliği ülkelerindeki Belediye Başkanları Sözleşmesi (CoM) bu alandaki başlıca örnekler. Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle mücadele penceresinden bakıldığında, enerjinin insan yaşamı ve alışkanlıklarındaki merkezi yerini düşündüğünüzde, bugünün STK’larında arayacağımız nitelikler ve özellikler ortaya çıkıyor.

Sürdürülebilirlik ve enerji verimliliği çalışmalarında STK’ların rolü sizce nasıl olmalıdır? Dar iktisadi ve sektörel çıkarları temsil eden STK anlayışı bugünün katılımcı, eşitlikçi toplum özlemleri ve olasılıklarıyla örtüşmüyor. Özellikle sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği gibi konularda meselelere salt teknisyen gözlükleriyle bakmanın yeterli olmadığını düşünüyorum. Değişim ihtiyacı ve fırsatını yeni ve daha eşitlikçi/katılımcı bir dünya perspektifiyle birleştirebilmeliyiz. Gerçekten de başta kent düzeyinde ele alınacak politikalar bağlamında; enerji-iklim-eşitlik üçgeninin, bugün birbirinden ayrı dişliler şeklinde çalışan STK alemini ortak bir zeminde birleştirdiğini göreceksiniz. Bunun en kolay algılanabildiği yer kuşkusuz kentsel mekan. Örneğin Aalborg Taahhütleri yerel yönetimlere çalışabilecekleri sağlam bir zemin yaratıyor; sürdürülebilirlik, yerel iktisadi katma değer ve insani mekanlarda yaşama hakkı ete kemiğe bürünüyor. Avrupa Birliği ve ABD’de bu konuda güzel örnekler görmek mümkün. Yurttaşların, giderek kentlilerin düşük karbon yaşam tarzlarına, enerji etkin konutlara ve iş yerlerine, yürünebilir, bisiklete binilebilir şehirlere, yereli öne çıkaran iktisadi faaliyetlere sahip çıkmalarını nasıl sağlayacağız? Böyle söyleyince sanki bir ütopya dile getiriliyor gibi geliyor kulağa değil mi? Gökdelenler, “Dubaileşme”, otoyollar, batçıklar, AVM’ler ve sınırsız tüketim iştahı… Bunları normal büyüme olarak algılar hale geldik. Oysa, başka bir kentsel yaşam mümkün! İşte STK’lar ve güçlü işbirliği yaptıkları yerel yönetimlere burada büyük iş düşecek. Meseleyi bir takım teknik standartların hayata geçirilmesi olarak gördükçe, gerçek çözümü anlamaktan çok uzak kalacağız.

Bu konuda dünyadan hangi öncü çalışmaları örnek verebilirsiniz?ABD ve Avrupa’da pek çok sektörde başarılı STK’lar var. Özellikle enerji sektörlerinde gerek enerji verimliliği gerekse yenilenebilir enerji alanlarında hükümetlerin, yerel yönetimlerle yakın ve verimli ilişkileri var. California eyaletinin 30 yıldır bu konudaki STK’larla yürüttüğü inatçı ve başarılı politikaların sonuçları ortada. California, ABD ortalamasının yüzde 25 altında enerji etkin bir ekonomiye sahip. Alman ve İskandinav toplumlarının ve onların içinden çıkan STK’ların toplum içindeki saygınlıkları ve karar vericileri etkileme düzeyleri de parmak ısırtıyor. Başta Almanya olmak üzere Avrupa’yı yenilenebilir enerji teknolojilerinin lokomotifi yapan örgütlenmeleri de es geçmeyelim. Bunlar hep yukarıda sözettiğim klasik STK’lara örnekler.

Bilinen kalıpların dışında bir STK örgütlenme türü de var ki, gerçekten sıradışı… Almanya ve Danimarka’daki yenilenebilir enerji kooperatiflerinden söz ediyorum. Kooperatif örgütlenmesi aslında tam olarak bir STK örgütlenmesi sayılmayabilir; daha çok bir iktisadi faaliyet şekli

“Kentin fiziksel planlamasını enerji planlaması ile birleştiren gelişme stratejileri, iklim değişikliği karşısında asgari gereklilik olarak ortaya çıkıyor.”

İzocam D

iyalog

Page 10: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

10

olarak kabul ediliyor ama bence devlet dışındaki sivil topluma dayalı kitlesel ve sektörel bir kurumlaşma tarzı olarak kabul edilebilir. Enerji kooperatiflerinin Almanya ve Danimarka’daki muazzam başarısını iki rakamla göstermek istiyorum. Almanya’da tüm yenilenebilir enerji yatırımlarının yüzde 60’a yakını koooperatifler şeklinde örgütlenmiş, çiftçiler, bireyler ve yerel yönetimler tarafından yapılmış durumda. Ülkenin ve Avrupa’nın dev elektrik şirketleri EoN, RWE ve Vattenfall’ın payı yalnızca yüzde 7 civarında.

Danimarka’nın kurulu rüzgar kapasitesinin yüzde 75’i aşkın kısmının sahibi ise kooperatiflerde örgütlenmiş 150 bin aile… Bu ülkelerde toplam elektrik üretiminde sırasıyla yüzde 26 ve yüzde 50 yenilenebilir enerji payı olduğunu belirtelim. Almanya 2050’de yüzde 80, Danimarka yüzde 100 yenilenebilir enerji tedariği hedefliyor. Elektrik sektöründe arzulanan düşük karbon dönüşümünün gerçekleşmesine bu şekilde katkıda bulunan, hayata geçirmekte olan enerji kooperatifleri bana göre çok başarılı örnekler. ABD’de de bu konuda ilginç gelişmeler var ama daha farklı ölçek ve nitelikte.

Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği konularında ülkemizin içinde bulunduğu konumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Örnek projelerin niceliği ve niteliği konusunda umut vaat ediyor muyuz?Türkiye’de her konuda iyi niyetle, inat ve fedakarlıkla çalışan insanlar ve kurumlar olduğunu biliyorum. Sürdürülebilirlik ve iklim değişikliği ile mücadele ve uyum meselesi, ekonominin bütününü etkileyen, bilim ve teknoloji politikalarından, tarım ve sanayi politikasına, kentli haklarından yerel yönetimlerin yetkileri gibi idari konulara, eğitim ve yurttaş haklarına uzanan, uzun vadeli, derinlemesine bakışlara ve öngörülere ihtiyaç duyuyor. Kimsenin umudunu kırmaya hakkımız yok elbette, kişisel görüşümü açıklıyorum, ama en azından yukarıdaki alanlarda mevcut durumumuz ve uzun vadeli politikalarımızın, ülkenin yetişmiş insan kaynağına, entelektüel birikimine, sanayisinin yeteneklerine, kaynak potansiyellerine ve genel olarak yapabileceklerine hiç yakışmadığını düşünüyorum. Ne kadar öngörülü olduğumuzu hemen örneklemek isterim: 1999 Marmara Depremi’nden sonra İstanbul’da deprem toplanma alanı olarak ayrılan kent arazilerinin dörtte üçünün AVM ve rezidans yapımına ayrıldığı söyleniyor. Başka söze gerek var mı bilmiyorum…

“Enerji verimliliği, yenilenebilir enerji

kaynaklarının yaygın kullanımı ile birlikte, iklim değişikliğiyle mücadelede

en önemli silahlardan biri.”

Dosya: Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliğiİz

ocam

Diy

alog

Page 11: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

11

Antalya Büyükşehir Belediyesi’nden temiz adım

Antalya’yı havası ve doğasıyla temiz bir kent haline getirmeyi hedefleyen Antalya Büyükşehir Belediyesi, hazırladığı Sürdürülebilir Eylem Planı ile kentin karbon salımını 2020 yılına dek yüzde 20 düşürmeyi öngörüyor.

Dünyada enerji kullanımı temiz enerjiye doğru kayarken en büyük görev yerel yönetimlere düşüyor. Antalya Büyükşehir Belediyesi bu bilinçle 640 kilometre sahile sahip, dünyanın en önemli turizm merkezlerinden biri olan Antalya’nın

denizinden, güneşinden ve rüzgarından en iyi şekilde yararlanmak için çalışmalar yürütüyor. Bu amaçla Sürdürülebilir Eylem Planı’nı hazırlayan Büyükşehir Belediyesi, güneşi sadece turizm amaçlı değil enerji üretim noktasında kullanmak için ve temiz bir kent yaratmak için adımlar atıyor.

Yerelde kendini sürdürülebilir enerjiye adamış belediyelerin birleştiği Covenant of Mayors’ı (Belediye Başkanları Sözleşmesi) imzalayan Türkiye’deki ilk büyükşehir belediyesi olan Antalya; sözleşme gereği tüm enerji tüketimlerinin azaltılması, karbon salımının düşürülmesi, temiz enerji kaynaklarının kullanımın yaygınlaştırılmasına yönelik çalışmalar yapmayı taahhüt etti. Bu çerçevede yapılan envanter çalışmasında Antalya’nın bir yıllık karbon salımının 900 milyon ton olduğu, bunun yaklaşık olarak yüzde 1,6’lık kısmının Büyükşehir Belediyesi hizmetleri esnasında tüketildiği belirlendi. 2013 yılında imzalanan sözleşme ile, Antalya’da 2020 yılına kadar karbon salımının yüzde 20 düşürülmesi öngörülüyor.

Karbon salımını düşürücü önlemlerin alınması konusunda öncü rolü üstlenen Antalya Büyükşehir Belediyesi, önümüzdeki süreçte toplantılar düzenleyerek halkın, sanayi ve turizm girişimcilerinin bu konuda bilinçlendirilmesini amaçlıyor. Büyükşehir Belediyesi, güneş potansiyeli dünyanın en önde gelen şehirleri arasında yer alan Antalya’yı, uzun vadede “sakin şehir” (slow city) tarzı yaşam kalitesi ile karbon salımı düşmüş, güneşi sadece turizm amaçlı değil enerji üretimi noktasında da kullanan, temiz bir şehir haline dönüştürmeyi hedefliyor.

İzocam D

iyalog

Page 12: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

12

Yunanistan’ın başkenti ve 4 milyona ulaşan nüfusuyla en büyük şehri olan Atina, antik

çağlardan bu yana önemli bir ticaret ve kültür merkezi. İsmini, koruyucusu olan savaş tanrıçası Athena’dan alan yerleşim, kendine özgü tarihi ve kültürüyle tam anlamıyla bir Yunan kenti.

Atina’nın özellikle 1950’lerden sonraki hızlı değişimine karşın, 1931-60 yılları arasında bütünüyle onarılan antik Agora ile çevresindeki caddelerde ve Akropolis’in kuzeyinde yer alan Plaka’da hala eski kentten izlere rastlamak mümkün. Hem Akropolis’e tırmanan yamaçtaki dar sokakları, hediyelik eşya dükkanları ve tarihi yapılarıyla eski Atina; hem de kalabalık caddeleri ve meydanlarıyla modern Atina, farklı beğenilere keyif alabileceği seçenekler sunuyor.

Tam anlamıyla gezebilmek için en az bir tam gününüzü ayıracağınız Akropolis gezisini iki güne yaymanızı tavsiye ederiz. Atina’nın tam merkezinde, deniz seviyesinden 150 metre yükseklikte yer alan Akropolis’teki yapıların en ünlüsü antik Yunan’da kentin koruyucusu sayılan Tanrıça Athena’nın baş tapınağı Parthenon.

Şehrin tarihi dokusu ağır basıyor olsa da Atina sadece tarihten ibaret değil; eğlence mekanları da çeşitli ve bol, insanları eğlenmeyi seviyor. “Barlar sokağı” olarak ünlenen Psyrrí’yi veya popüler mekanların bulunduğu ve Atinalıların da severek

takıldıkları Gazi’yi tercih edebilirsiniz. Yüksek sosyetenin takıldığı Balux ise şık bir mahalle… Havanın güzel olduğu zamanlarda Glyfada ve Voula’yı da gezebilirsiniz. Bir de gitmişken meşhur icatları frappé’den içmeden dönmeyin.

Yol Hikayesi: Atina-Sofya

Yunanistan’dan Gürcistan’a…Bu sayımızda İzocam’ın yurt dışı bayilerine kulak verdik. Yunanistan, Bulgaristan, Makedonya, Mısır, Lübnan ve Gürcistan bayileriyle sektöre adım atışları, hizmetleri, İzocam ile tanışma hikayeleri üzerine konuştuk. Hazır yeri gelmişken Diyalog okurlarına bayilerin yer aldığı kentleri kısaca olsa da tanıtmak istedik.

Petros Krikzonis / Isoren Krikzonis S.A., Yunanistan“İzocam’ın ayrı ve özel bir yeri var”Isoren Krikzonis, yalıtım malzemelerinin depolanması ve Yunanistan pazarına dağıtımı amacıyla 1988 yılında kuruldu. Yunanistan pazarı için camyünü üreten bir firmanın kapanmasının ardından kendi şirketimizi kurma kararını aldık. Isoren Krikzonis’in ticari müdürü olarak 15 yıldır görev yapıyorum.

Faaliyetlerimizi ve ürünlerimizi üç grupta toplayabiliriz: Yalıtım malzemeleri, alçı panel sistemleri ile su yalıtımı ve yenileme işlemleri. Ürünlerimiz, Yunanistan’ın her yerine ulaşıyor; bölgenin en önemli ve büyük projelerinde tercih ediliyor.

İşin bilim kısmıyla ilgilenen ve ürünlerimiz konusunda uzman bir ekibimiz var. İki oğlum Vagelis ve

Dimitris de bizlerle birlikte çalışıyor. Onların Isoren Krikzonis’i geleceğe taşıyacaklarına inanıyorum.

İzocam ile kurulduğumuz yıl olan 1988’den bu yana ilişki içindeyiz. Daha o

yıllarda, bugüne dek uzanan ve bizim için çok önemli olan stratejik ortaklığımızın temellerini attık. Şirketimiz yıllar içinde Avrupa, ABD ve Çin gibi büyük pazarlarda başka önemli ortaklıklar da yaptı. Ancak yıllar içinde gerçekleştirdiğimiz işbirlikleri içinde İzocam’ın ayrı ve özel bir yeri var. Türkiye’nin yalıtım pazarının lider firmalarından biri İzocam. Aynı zamanda Türkiye dışındaki tanınırlığı, bilinirliği de hayli yüksek. Bu başarıda, ürünlerinin kalitesinin, süregelen yatırımlarının, enerji ve çevre konusundaki hassasiyetinin payının büyük olduğunu düşünüyorum.

Türkiye ve Yunanistan iki komşu ülke… Ortak bir geçmişi ve kültürü paylaşıyor oluşumuzun, İzocam ile ilişkilerimizi geliştirmemize katkısı büyük. İşbirliğimizin gelecekte de artarak devam edeceğini düşünüyorum.

Atina

İzoc

am D

iyal

og

Page 13: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

13

İzocam D

iyalog

Bulgaristan’ın başkenti ve en büyük şehri Sofya, İskır nehrinin ve soldaki kollarının şeritleri üzerine kurulu.

Ülkenin politik, kültürel ve ekonomik merkezi konumundaki kent; yemyeşil doğası, dünyaca ünlü sıcak ve soğuk kaplıcalarıyla eski kıta Avrupa’nın en köklü yerleşimlerinden.

Sveti Alexander Nevsky Katedrali ile katedralin yakınlarında yer alan Meçhul Asker Anıtı, kentin sembolü olabilecek nitelikteki tarihi mihenk noktaları. Aziza Sofia ile Aziz George Rotunda Kilisesi, Ulusal Arkeoloji Müzesi, Kadı Seyfullah Efendi Camii, Ulusal Sanat Galerisi, Ulusal Tarih Müzesi ve Boyana Kilisesi de kentin mutlaka görülmesi gereken diğer tarihi mekanlarından.

Sofya’da Bulgar mutfağının tüm lezzetlerini tadabileceğiniz çokça restoran bulunuyor.

Her bütçeye uygun restoranların bulunduğu şehirde Ortadoğu’dan Avrupa

mutfağına pek çok seçenek yer alıyor. Hareketli bir gece hayatına sahip olan Sofya’da çok fazla sayıda disko, bar, gece kulübü ve pub var.

Sofya pek çok Avrupa başkentine oranla daha fazla yeşil alana sahip. Kent içindeki büyük parklar ve semt parklarının yanı sıra, Sofya’nın 15 km güneydoğusunda yer alan Pançarevo Gölü doğa tutkunları ve kaplıca sevdalıları için bir cazibe merkezi. Doğa yürüyüşlerinin yanında su sporları ve balıkçılık için de tercih edilen Pançarevo, deniz seviyesinden 550 metre yükseklikte ve 4 km uzunluğa sahip.

Ani Tzonevska / Di-Trade, Bulgaristan“Artık yalıtım olmadan ilerlemek mümkün değil”

Di-Trade 1994 yılında aile şirketi olarak, Bulgaristan pazarında yalıtım malzemeleri ticareti yapma amacıyla kuruldu. 20 yıl boyunca Bulgaristan’ın büyük kentlerinde kendi depolarımızı ve ofislerimizi oluşturarak büyüdük. Di-Trade olarak 40’tan fazla çalışanımızla, ülkenin dört bir yanında dağıtım ağımızı örgütledik. Bulgaristan yalıtım ve inşaat pazarının önde gelen şirketlerinden biri haline geldik.

Hizmetlerimiz çoğunlukla yalıtım malzemelerinin –ağırlıklı olarak camyünü ve taşyünü ürünler- satış ve dağıtımı ile cephe yalıtım uygulamalarından oluşuyor. Birkaç yıl önce kendi EPS markamızın üretimine de başladık. Boru yalıtımı malzemeleri, tel örgü ya da cam tülü kaplı özel yalıtım ürünlerinin satışı konusunda da tanınan bir isimiz.

Yalıtımı seçmemizin bir nedeni, Bulgaristan’ın o dönemde yabancı olduğu bir sektör olmasıydı. Bugün,

yalıtım malzemeleri ve sistemleri olmadan inşaat yapmanın mümkün olmadığını görüyoruz. Konutlar, iş merkezleri, endüstriyel yapılar, güneş enerjisi sistemleri ve diğer enerji etkin sistemlerin inşasında artık yalıtım olmadan ilerlemek mümkün değil. Gelişen teknolojiyle daha etkili yalıtım malzemelerinin de üretileceğine inanıyorum.

İzocam ile ilişkimiz 1995 yılında, İstanbul’da gerçekleşen bir toplantı ile

başladı. O yıldan bugüne İzocam’ın Bulgaristan’daki tek bayisiyiz. İzocam adı bizim için profesyonellik, doğruluk ve sadakatle bire bir örtüşüyor. Yalıtım malzemeleri üretiminde lider bir marka. Ve elbette İzocam ile yıllar içinde gelişen dostluğumuz da bizler için çok önemli.

İzocam, Bulgaristan pazarında çok tanınıyor. Di-Trade ile süren 20 yıllık mazisi kadar; yüksek kalitesi ve geniş ürün yelpazesi de İzocam’ı Bulgaristan inşaat sektöründe tercih edilen bir marka konumuna getiriyor.

Bölgemizde en çok İzocam Camyünü ürünleri tercih ediliyor. Müşterilerimize son yıllarda çoğunlukla kalınlığı yüksek olan camyünü ve taşyünü malzemeleri öneriyoruz. Bunun bir nedeni de Bulgaristan’ın artık enerji ve para tasarrufu konularında daha bilinçli olmaya başlaması. Bölgemizde en çok tercih edilen yalıtım kalınlığı 5 cm; ancak gelecekte yeni inşaat projelerinde ve yalıtım tasarımında yoğunluk ve kalınlığın daha fazla rol oynayacağını düşünüyorum.

Sofya

Page 14: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

14

Makedonya’nın güneydoğusunda yer alan Ustrumca ya da Makedonca adıyla Strumica,

bulunduğu bölgenin en büyük şehri. Aynı zamanda da kültür ve ticaret merkezi… Adını, içinden geçen Ustruma nehrinden alan şehir, 14. yüzyılın son çeyreğinde Osmanlı İmparatorluğu sınırları içine katılmış.

Osmanlı döneminde Selanik’e bağlı bir kaza olan Ustrumca, mübadele sırasında Türkiye’ye çok sayıda göçmen göndermiş. Ancak yine de Makedonya’da Türklerin yoğun olarak yaşadıkları şehirlerden biri hâlâ. Sadece şehir merkezinde değil, civarında da çok sayıda Türk köyü ve yerleşimi var. Kentte Osmanlı izlerini bugün de kısmen izlemek mümkün.

Meyvesi bol olan Ustrumca’ya 30 km mesafedeki Doyran Gölü bölge halkının büyük ilgisini görüyor. Ustrumca, Doyran arasındaki Valandova kasabasına bağlı Çalıklı köyünde her yıl düzenlenen Ustrumca Karnavalı ise dünyaca üne sahip. Baharın başlangıcını simgeleyen

geleneksel karnavalın ilk kez 1670 yılında kutlandığı biliniyor. Yolu Ustrumca’ya düşecekler ziyaret zamanını karnavala göre ayarlayabilirse tarihi bir festivale tanık

olma şansını yakalayabilir. Kent merkezindeki Goce Delcev Anıtı ise Ustrumca’nın belli başlı ziyaret noktalarından.

Hristo Kararistov / Izolmak-Fibran, Makedonya“Yakın gelecekte 150 mm’lik kalınlıklara ulaşacağız”

Izolmak’ı 1994’te ortağım Nikola Banov ile birlikte kurduk. O dönemde İzocam’ın ısı yalıtımı ürünlerini ithal ediyor, Makedonya pazarında satıyorduk. 2001’de Selanik’te yer alan Fibran SA ile birlikte yeni şirketimiz İzolmak-Fibran’ı hayata geçirdik. 2003’te de EPS odaklı yeni fabrikamızı açtık. Yalıtım sektöründe Makedonya’nın en büyük EPS üreticilerinden biriyiz; kendi ürünlerimiz Termopor ve Grafit. Bu yıl ise Üsküp’te yeni bir yalıtım merkezi kurarak ana hedefimiz olan bölgenin ısı yalıtımı liderliğine bir adım daha yaklaştık. Artık Izolmak-Fibran olarak 20 çalışanımızla Makedonya’nın saygın yalıtım firmalarından biriyiz.

Yalıtım sektörüne girişimize İzocam; hatta bizzat İzocam’ın İhracat Müdürü Ahmet Demirtaş ön ayak oldu. Yalıtımın ticari açıdan henüz cazip olmadığı o dönemde; yakın gelecekte ısı yalıtımının inşaat sektöründe en az çimento kadar vazgeçilmez olacağını söyleyerek bizleri ikna eden İzocam oldu. Zaman içinde öngörülerinin gerçek olduğunu gördük. İzocam’la ilişkimizin başlangıcı ise 1994 Eylül’üne uzanıyor. Bulgaristan Plovdiv’deki bir fuarda İzocam İhracat Departmanı’ndan Süha Özalp ile tanıştık. Bir ay sonra Gebze’deki fabrikalarını ziyaret ettiğimizde de Sayın Demirtaş ile

tanışma fırsatı bulduk. O zamandan bu yana İzocam’ın Makedonya bayisi olmaktan gurur duyuyoruz.

İzocam’ı tercih etmemizin nedeni, öncelikle kendileriyle rahat iletişim kurabiliyor olmamız. Her konuda kendilerinden destek alabiliyoruz. 20 yıllık iş mazimizin getirdiği karşılıklı sadakat da çok önemli… Ürünlerinin kalitesi ve aranan standartları karşılıyor oluşu, müşterilerin güvenini ve memnuniyetini kazanmamız konusunda bize her zaman yardımcı oldu. Tüm bunlar karşılıklı işbirliğimizin uzun vadeli ve başarılı olabilmesini sağladı.

Başlangıçta kullanıcılarımızı ikna etmekte zorlandık. Avusturya, Slovenya gibi

ülkelerden aldıkları yalıtım malzemelerini aynı kalitede ve daha ucuza Türkiye’den alabilecekleri konusunda sonunda ikna oldular. İzocam’dan en çok camyünü talebimiz oluyor; bunun ana nedeni mesafe ve ulaşım giderleri açısından randımanlı oluşu. Bölgede en çok talep gören camyünü ürünler ise aluminyum folyolu veya folyosuz dış cephe şilteleri, asma tavanlar, boru kesitleri ve levhalar. Elbette sektörde rekabet çok fazla; ancak buna rağmen her geçen yıl büyüyoruz.

Bölgemizin yalıtım kalınlığı konusuna yaklaşımı belli bir süreç içinde değiştı; 1990’lardaki 30-50 mm’lik kalınlıklar, günümüzde yerini EPS cephe kaplamalarında en az 80 mm, hatta 100 mm’lik kalınlıklara bıraktı. Yakın gelecekte 120-150 mm’lere ulaşacağını düşünüyoruz. Çatı yalıtımında ise en az 100 mm’lik kalınlıklar aranıyor, hatta 200 mm’lik taleplerle sıklıkla kaşılaşıyoruz.

Günümüzde bölgemizdeki yatırımcıların yalıtım konusunda ısrarcı olması büyük bir gelişme. Ayrıca her projede yalıtım planlaması yapılıyor; proje tasarımcıları ve mimarlar ısı kaybını hesaplayarak ve yalıtım kalınlıklarını yükselterek, ne tür yalıtımın etkili olacağını mutlaka belirtiyor. 2015 yılından itibaren Makedonya’daki konut ve işyeri inşaatlarına “enerji belgesi” zorunluluğu getirilecek. Bu da hepimiz için daha fazla iş demek.

Yol Hikayesi: Ustrumca-Kahire

Ustrumca

İzoc

am D

iyal

og

Page 15: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

15

Mısır’ın başkenti olarak belleklere kazınan Kahire, Afrika’nın en büyük kenti aynı zamanda. Büyük

bölümü Nil Nehrinin doğu kıyısında; nehrin Reşid ve Dimyat kollarına ayrıldığı noktanın biraz aşağısında yer alıyor. 1300 yılı aşkın süredir aynı alanda, aynı adla yer alan şehir, Arapça Misru, Mısır Arapçasıyla Masr olarak adlandırılıyor.

Antik Mısır, Roma, ortaçağ Arap ve Osmanlı mimarisinden zengin örnekler barındıran Kahire’de tescil edilmiş 400’den fazla tarihsel anıt bulunuyor. Kentin bazı kesimlerinde izlenebilen ve çoğu çeşmeli bir avluya açılan geleneksel konutlarda yöreye özgü ahşap pencere kafeslerini (müşrefiye) bugün de görmek mümkün. Kentin 19. yüzyılda inşa edilen kesiminde yer alan zengin bezemeli taş yapılarda ise

Hossam Ismail / Al Madena, Mısır“Yalıtım neredeyse biz oradayız”Al Madena 2004 yılında kuruldu, ancak 1995 yılından bu yana yalıtım ve inşaat sektörünün içindeyiz. Yalıtımı seçmemizin nedeni, sektörde pek çok projenin tek ortak bileşeni olması ve bizlere yaygın kullanım olanağı sunmasıydı.

Al Madena olarak yalıtım neredeyse biz de oradayız. Müteahhitlerden gelen tüm yalıtım isteklerine cevap veriyoruz. Özel hizmet alanımız ise fırın ve ocak üretim tesislerinin yalıtım ihtiyacını karşılamak.

Firma olarak büyüdükçe, sektörün büyükleriyle çalışmak istedik ve İzocam’ı tercih ettik.İzocam ürünlerinde kaliteyi tercih ediyor ve sektörün büyük isimlerinden. Ayrıca her konuda destek alabiliyoruz kendilerinden. Müşterilerimiz de İzocam’ın ürünlerinden ve

kalitesinden memnun, bu nedenle çok tercih ediliyor. Bölgemizde en çok talep edilen İzocam ürünü ise camyünü. Artık yalıtım kalınlıkları konusunda da daha bilinçli olduklarını düşünüyorum bölgemizdeki kullanıcıların.

abartılı Avrupa etkisi hakim. Nil kıyısındaki Akdeniz tipi binalarda da eski Mısır mimarisinin bazı özellikleri korunagelmiş.

Kahire’nin tarihi pazar alanı Han el-Halili insana bir film setinde dolaşıyormuş hissi veriyor. Ortadoğu’da kurulan en büyük pazarlardan olan Han el-Halili, Kahire’nin hatta Mısır’ın en çok turist çeken noktalarından. Bu devasa pazar alanında gümüş, bakır, altın ve kaymaktaşı gibi madenlerden yapılmış hediyelik eşyalar, takılar, rengârenk kıyafetler, egzotik baharatlar, çay ve kahve satan dükkan ve satıcılar dizi dizi… Kahire’nin “oryantal” yüzünü görmek isteyenlere mutlaka önerilir.

Antik Mısır’ın sembolü piramitler ise Kahire’ye 15 km uzaklıkta. Giza bölgesinde yer alan üç anıtsal piramitten en eski ve en büyük olanı Keops’un MÖ 2551-2560 yıllarında yapıldığı düşünülüyor. Kültür turu yapmak isteyenlerin ilk durağı piramitlerse, ikinci durağı mutlaka Mısır Müzesi olacaktır. 1900 yılında Fransız mimar Marcel Dourgnon tarafından neoklasik tarzda inşa edilen müze, dünyadaki en geniş Antik Mısır koleksiyonuna sahip.

Kahire

İzocam D

iyalog

Page 16: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

16

Bir zamanlar Ortadoğu’nun gözbebeği olan Beyrut, ne yazık ki Lübnan İç Savaşı’ndan olumsuz

etkilenmiş ve yeniden yapılandırılmış. Ardından patlak veren 2006 İsrail-Lübnan Krizi de özellikle kentin güney kısmına ağır hasar vermiş. Onca badireye rağmen Beyrut özellikle çevre ülkelerden çok sayıda turistin uğrak noktası hâlâ.

Şehrin “buluşma noktası” kabul edilen, şehre hakim Güvercin Kayalıkları ile sahil kenarı olan Korniş Bölgesi kafe ve restoranlarıyla sakin ve güzel bir manzara eşliğinde keyif yapılacak yerlerden. Lübnan mutfağından lezzetler sunan Aşrafiye, Beyrut’un en popüler bölgelerinden. Place de L’Etoile ise, yerel mutfağın meze ve tatlılarından

tadılabilecek en iyi mekanları barındırıyor. Beyrut ziyaretçileri Lübnan’nın ulusal içeceği Arak’ı ve meşhur şarabını mutlaka tatmalı.

Pek çok farklı kültüre ev sahipliği yapmış olan Beyrut, özellikle dini yapılarıyla dikkati çekiyor. Zengin bir koleksiyona sahip Beyrut Ulusal Müzesi ile mimari açıdan etkileyici Sursock Müzesi şehrin görülmesi gereken noktalarından. Zamanı olanlar Baalbek antik kentine ve dünyanın en eski kentlerinden olan Byblos’a mutlaka uğramalı.

Ziyaretçilerine golf, at yarışı ve balon turları gibi pek çok faaliyet seçeneği de sunan Beyrut’un plajları ve su sporlarına imkan veren “beach clubları” da çokça tercih ediliyor. Doğa harikası Jeita Gratto Mağarası ise, şehir merkezine 20 km uzaklıkta.

Aramik Fesdjian / Fesco Noubisol, Lübnan“Yıllar boyunca örülmüş sağlam bir ilişkimiz var”

Fesco Noubisol, 1967’de babam Noubar Fesdjian tarafından kuruldu. Yalıtım sektörüne girişimizin hikayesi de yine babamın hikayesiyle örtüşüyor. Babam 1930’larda Romanya, Bükreş’te bir yalıtım okuluna kayıt oluyor ve her şey böyle başlıyor…

İzocam bayisi oluşumuz ise 1976 yılına uzanıyor. O zamandan bu yana ağırlıklı olarak İzocam ürünlerinin satışını gerçekleştiriyoruz. İzocam ile yıllar içinde karşılıklı geliştirdiğimiz güven ve işbirliği, bize doğru kararı verdiğimizi gösteriyor. Güçlü iş ortaklığımızın yanı sıra yıllar boyunca örülmüş sağlam bir ilişkimiz var.

İzocam’ın sektörde yıllar içinde oluşturduğu saygınlık ve itibarı pekiştirmek için, bizlerin de kendi

tarafımızda elimizden geleni yaptığımıza inanıyorum.

Satışını yaptığımız ürünler ağırlıklı olarak boru ve su kanalı yalıtımı malzemeleri ile akustik panellerden oluşuyor. İklimsel nedenlerden dolayı bölgede uygulanan yalıtım kalınlıkları çoğunlukla 25 mm. Akustik panellerde ise bu kalınlık 50 mm’lere ulaşıyor.

Bölgemizde yıllar boyunca süregelen istikrarsızlık ve savaşlar, yetkili mercileri yalıtım konusuna odaklanmaktan ve gerekli yaptırımları uygulamaktan alıkoydu. Ancak halkın son yıllarda yalıtım konusuna daha bilinçli yaklaştığını söyleyebilirim.

Yol Hikayesi: Beyrut-Tiflis

Beyrut

İzoc

am D

iyal

og

Page 17: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

17

Gürcistan’ın başkenti Tiflis, Kura Irmağı’nın her iki yakası boyunca uzanıyor. Ülkenin

endüstriyel ve kültürel merkezi olan kent, tarihsel İpek Yolu üzerinde oluşundan dolayı bölge coğrafyasında ve siyasetinde her daim önemli bir role sahip olmuş.

Tiflis’i keşfetmeye başlamak için en iyi yer “Old Town” denilen eski kent. Eski kentin tarihi evleri, sokakları, katedrali, sinagog ve camisi yol boyunca gezginleri yalnız bırakmıyor. Tiflis’in iyileştirici özellikleri olduğu söylenen meşhur sülfür hamamları da bu bölgede yer alıyor. Hamamların bulunduğu meydan ve çevresi cafe ve restoranlarıyla canlı bir yer.

Özgürlük Meydanı’ndan itibaren 1,5 km boyunca uzanan kentin ana caddesine ise şehrin resmi binaları ve müzeleri sıralanmış: Parlamento Binası, Kashveti Kilisesi, Gürcistan Ulusal Müzesi, Tiflis Opera ve Bale Salonu, Rustaveli Devlet Tiyatrosu, Rustaveli Müzesi, Gürcistan Bilimler Akademisi ve Sovyet İşgali Müzesi… Caddedeki cafe ve restoranlar da Tiflisliler tarafından beğeniliyor.

İlginç olan şu ki, bazı binaların ön cephesi tamamen Avrupai ve modern gözükürken, cephenin hemen arkasında gözünüze ilişen yıkık dökük gerçeklik oluyor. Yol boyunca dizili küçük heykeller de, tüm Tiflis’te karşılaşacağınız sokak sanatı örneklerinden.

Zviad Abuladze / Nova, Gürcistan“En çok tercih edilen ürün folyolu ve folyosuz camyünü”

Nova 2007 senesinde kuruldu. İnşaat malzemelerinin ithalatını, ihracatını ve üretimini yapıyoruz. Ülke içinde ve dışında büyük bayilerimiz bulunuyor. Yurtdışındaki bayilerimize yıllardır ürettiğimiz ve ithal ettiğimiz ürünleri tedarik ediyoruz. Çalışma alanımız baştan beri inşaat malzemeleri ithalatı ve satımıydı. Kısa süre sonra çeşitli renk ve boyutta çatı malzemelerinin üretimine de başladık. Ardından yalıtım malzemeleri satma kararı aldık.

Tiflis ve Batum’da teşhir salonlarımız, ayrıca çatı malzemeleri ve polietilen su depoları ürettiğimiz fabrikalarımız bulunuyor. Sunduğumuz ürünlerin geniş yelpazesi ve kalitesi müşterilerimizle aramızda köprü görevi oluşturuyor. Müşterilerimiz bizim adımız altında anılan bütün ürünlere güveniyorlar.

Önceleri ürünleri yerli pazardan alıyorduk. Zamanla iş hacmimiz arttıkça taleplerimizi karşılayamaz olduk ve İzocam’la irtibata geçme kararı aldık. Bu kararı almamızda en büyük etken öncelikle İzocam markasının tanınırlığıydı. Birkaç mektubun ardından İzocam’ın davetini alarak Aralık 2010’da İzocam’ın Gürcistan’daki resmi bayii olduk.

İzocam’ın bölgemizde en çok tercih edilen ürünü folyolu ve folyosuz camyünü. Sebebi ise fiyatlarının daha uygun olması. Ancak son zamanlarda taşyününe de talep oluşmaya başladı. Tüketicilerin çoğu İzocam’ı ve ürünlerini bilmiyor. Biz de elimizden geldiğince İzocam hakkında müşterilerimizi bilgilendirmeye çalışıyoruz. İzocam’ın resmi temsilcisi olduğumuz için bize güvenerek sunduğumuz ürünleri seçiyorlar. Ancak bilgi amaçlı broşürlerin Gürcüce olarak da hazırlanması bizce çok önemli. Böylece tüketici yalıtım malzemelerinin kullanımı ve sonuçları hakkında daha iyi bilgilenebilmiş olur. Çünkü bölgemizde, doğru seçilip doğru uygulanan yalıtım malzemelerinin olumlu sonuçları konusunda kimsenin maalesef bilgisi yok. Gelen müşterimize yalıtım malzemesinin kalınlığının önemini, doğru kullanımını anlatıyoruz, bizi dinliyorlar fakat kararı fiyatına göre veriyorlar, sonuca göre değil.

Tiflis

İzocam D

iyalog

Page 18: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

18

Yalıtımda Detay

Malzeme seçimi konusunda karar vericileri yanıltmamak önemliİzocam Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Fatih Öktem; mineral yünler olan taşyünü ve camyünü malzemelerin özelliklerini, uygulamada dikkat edilmesi gereken hususları ve ilgili standartları Diyalog okurları ile paylaştı.

İnsan yapımı mineral elyaf; cam, kaya, taş, cüruf elyafları ve diğer inorganik oksitlerden elde edilen elyaflara verilen genel isimdir. Binalarda ve teknikte ısı, ses ve yangın yalıtımı amacıyla kullanılan elyaflar, Amerikan (ASTM) standartlarında mineral elyaf

(mineral fiber), Avrupa (EN) standartlarında ise mineral yün (mineral wool) olarak isimlendirilmektedir.

Isı yalıtım malzemeleri için EN 13162, EN 14303, ASTM C 547, ASTM C 553, ASTM C 612 ve diğer Avrupa ve Amerikan standartları incelendiğinde; camyünü, taşyünü ve diğer inorganik oksitlerden elde edilen elyaf/yün malzemelerin tamamının aynı standartlara tabi oldukları görülmektedir. Ayrıca mineral yünlerin sağlıkla ilgili olarak EUCEB (Mineral Yünler için Avrupa Sertifikasyon Kurulu) tarafından sertifikalandırılmış olmaları gerekmektedir. Özetle; taşyünü, kaya yünü, camyünü, cüruf yünü gibi malzemelerin tamamı mineral yündür.

Camyünü ve taşyününün özellikleriCamyünü ve taşyünü termo–akustik özellikler açısından mükemmel ve inorganik esaslı malzemelerdir. Bununla beraber, bu malzemeler sahip oldukları özelliklere bağlı olarak ısı, ses ve yangın yalıtımı uygulamalarında farklı performans değerleri sağlamaktadırlar. Hangi malzemenin seçilmesi gerektiği hedeflenen uygulamada beklenen performans özelliklerine göre belirlenir.

Camyünü, binalarda ve endüstride çalışma sıcaklığı 250–350°C arasındaki uygulamalarda kullanılabilen hafif, esnek ve ekonomik, yanmaz bir ısı ve ses yalıtım malzemesidir. Taşyünü ise, binalarda ısı, ses ve yangın yalıtımı sağlamasının yanında 350–650°C arasındaki yüksek sıcaklıktaki endüstriyel uygulamalarda da kullanılabilir.

Taşyünü ürünler, camyünü ürünlere göre daha yüksek sıcaklığa dayanıklı ürünler olduğundan yangın yalıtım çözümlerinde daha yüksek bir yangın dayanımı sağlamaya yardımcı olurlar. Örneğin ara bölme uygulamalarında, camyünü ile EI30, taşyünü ile EI60 sınıfı yangın dayanımı performansı elde edilebilmektedir.

Camyünü ve taşyünü ürünlerin şilte tipinde olanları yük taşıma özelliğine sahip değildir. Ancak taşyünü levha tip ve kalınlığa bağlı olarak 10 ton/m2’den daha fazla yük taşıyabilirler.

Camyünü ürünler ise, üretim teknolojileri nedeniyle elyaflaşmamış madde içermeyen %100 elyaf malzemelerdir. Bu nedenle camyünü ürünler, elyaf çap ve kalitesine de bağlı olarak taşyünü ürünlere göre daha düşük bir ısı iletim katsayısına sahiptir. Bu sayede camyünü ürünler söz

İzoc

am D

iyal

og

Page 19: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

19

konusu benzer fiziksel özelliklerdeki taşyününe göre %10-15 oranında daha iyi bir ısı yalıtımı sağlayabilirler.

Camyünü ve taşyünü isimlendirilmeleri yapılırken yurtdışında “Glass Mineral Wool” ve “Stone Mineral Wool” kullanılmaktadır. Sadece camyünü ve taşyünü, ülkemizde bu malzemelerin adlanlandırılmalarında yeterli ve açıklayıcı olmaktadır. Ancak son yıllarda ülkemizde yeni tanımlamaların kullanılmaya başlandığı görülmektedir. Kullanıcıları yanlış yönlendiren bu tanımlamalardan ivedi vazgeçilmelidir. Ürün isimlerinde sadece mineral yün denilerek malzemenin bu ürün grubu içinde hangi ürün olduğunu gizlemek, haksız rekabet açısından da düşündürücüdür. Dünyada üreticiler tarafından geliştirilmiş bir çok elyaflama teknolojisi ve üretimde kullanılan bağlayıcı tipi bulunmaktadır. TEL, G3, Acrylic, PureOne, Ecose, EcoTouch, GB, Climawool, Engloba, Ecoguard, Rex, Sillan gibi teknolojiler ve bağlayıcılar sayesinde artık ürünlerin renkleri alışılmış olan renklerin dışına çıkmakta, özellikleri farklılaşmaktadır. Özellikle camyünü yalıtım malzemesinin alışagelmiş sarı renginden farklı bir renkte üretilmesiyle ürünün taşyünü gibi bir algı yaratılması haksız rekabete yol açabileceği ve tüketiciyi yanıltabileceği gibi, zaman içinde birçok detay problemine de yol açacaktır. Kullanıcıların ve uygulayıcıların uygun fiyatlı olarak aldığını sandığı bir ürünün sanıldığı gibi gerekli ve yeterli teknik özelliklere sahip olmadığı ve aslında yanıltılarak aynı teknik özelliklere ve dayanıma sahip bir üründen çok daha pahalıya bir ürün aldığının farkında olmadığı görülmektedir.

Hangi uygulamalarda hangi malzeme kullanılmalı?Performans özellikleri ve gereksinimlerinden yola çıkarak, yük taşıma ihtiyacı olan uygulamalarda taşyünü ürünler tercih edilebilir. Yüzer döşeme, teras çatı, sıvalı dış cephe ısı yalıtımı gibi yüksek basma ve ayrılma mukavemeti gereken uygulamalarda, hedeflenen mukavemet değerlerini sağlayabilecek, uygun teknik özellik ve kalınlıklarda taşyünü ürünlerin kullanılması faydalıdır.

Yüksek ısıl direncin yanı sıra esneklik ve hafiflik gerektiren, kullanılmayan çatı arası, mertek arası yük taşımayan çift saç arası çatı, ara bölme duvar, giydirme cephe, asma tavan vs uygulamalarda ise camyünü malzemelerin tercih edilmesi doğru ve ekonomik sonuçlar verecektir.

Boru tesisatlarında, sistem sıcaklığına bağlı olarak prefabrike camyünü ve taşyünü boru malzemeler kullanılabilir. Bununla birlikte iklimlendirme tesisatlarında da A sınıfı yanmaz camyünü levha ve şilteler, düşük ısı iletim katsayısı ve hafiflikleri ile güvenilir çözümler sunacaktır.

EUCEB nedir, neden önemlidir?EUCEB (Mineral Yünler için Avrupa Sertifikasyon Kurulu) 1272/2008/EC no’lu Avrupa Yönergesi’ne göre kanserojen olarak sınıflandırılmamış mineral yün ürünleri izleyen belgelendirme otoritesidir.

EUCEB, camyünü ve taşyünü ürünlerin 1272/2008 EC Yönergesi Note Q kriterlerine uygunluğunu belgeler ve elyafların bu kriterleri sürekli olarak sağladığını, bağımsız ve nitelikli uzmanlar ve kurumlar tarafından gerçekleştirilen örnekleme ve analiz sonuçları ile izler. EUCEB Belgeli camyünü ve taşyünü, kanserojen olmadığı kesin olarak ispat edilmiş elyaflardır. EUCEB Belgesi alabilmek için aşağıdaki şartların yerine getirilmesi gereklidir:

• Camyünü ve taşyünü, (EC) No.1272/2008 Note Q kriterlerini sağlayan, EUCEB tarafından tanınmış bir laboratuvarda test edilmeli ve belgelendirilmelidir.

• EUCEB Belgeli camyünü ve taşyünü üreticilerinin elyafları, yılda iki kez EUCEB tarafından yetkilendirilmiş örnekleme ve analiz kurumları tarafından temin edilerek analiz edilmeli, bu örneklerin başlangıçta test edilen ve belgelendirilen ürün ile aynı olduğu delillendirilmeldir.

İnsan sağlığına zararlı olmadıkları ispatlanmış ve sürekli kontrolunun sağlanmış olması kullanıcıların güvenilirlik dahil olası birçok soru ve tereddütünü de giderecektir.

Özellikle camyünü yalıtım malzemesinin alışagelmiş sarı renginden farklı bir renkte üretilmesiyle ürünün taşyünü gibi bir algı yaratılması haksız rekabete yol açabileceği ve tüketiciyi yanıltabileceği gibi, zaman içinde birçok detay problemine de yol açacaktır.

Taşyünü

Camyünü

İzocam D

iyalog

Page 20: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

20

Haberler

Yangın güvenliğinizi İzocam Manto Taşyünü ile sağlayınTürkiye’de her yıl 25 Eylül haftası “Yangından Korunma Haftası” olarak değerlendiriliyor ve bu önemli hafta boyunca çeşitli bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştiriliyor. Yangından korunmanın, can ve mal kayıplarına engel olmanın en önemli yollarından birisi de doğru uygulanmış yalıtım.

Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik’e uygun şekilde, A1 sınıfı “yanmaz malzeme”

olarak üretilen İzocam Manto Taşyünü, bu özelliğiyle olası bir yangın sırasında zaman kazandırıyor. Normalde bir anda alevler arasında kalabilen bir bina İzocam Manto Taşyünü’nün yanmaz özelliği sayesinde kolay tutuşmuyor ve duman yaymıyor. Yangında en önemli hususlardan biri olan dumandan etkileşim engelleniyor. Böylece yangından kaçış anı ve itfaiyenin yetişmesi süreçleri için binaya daha uzun bir zaman tanınmış oluyor. Zamanla yarışılan yangın anında can ve mal kayıpları da bu sayede en aza indirilebiliyor.

İzocam, binalar inşa edilirken zeminden çatıya, duvardan döşemeye ve tesisata kadar uygulanan etkili yalıtım sistemleriyle hem güvenlik sağlıyor hem enerji tasarrufuna katkıda bulunuyor. Binalarda oluşabilecek yangınlara karşı, yangın güvenliği sağlamanın yolunun aktif önlemlerin yanında, öncelikle pasif önlemlerden dolayısıyla da yalıtımdan geçtiğini belirten İzocam Pazarlamadan Sorumlu Genel

Müdür Yardımcısı Fatih Öktem; kamuoyunda yangın güvenliği bilincinin oluşturulmasının can ve mal güvenliği açısından önemli rol oynadığını söylüyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 16 Temmuz’da yayınladığı “Isı yalıtımlı dış cephe binaları” genelgesinde yer alan “dış cephelerin, yüksek binalarda zor yanıcı malzemeden ve diğer binalarda ise en az zor alevlenici malzemeden olması gerekir. Cephe elemanları ile alevlerin geçebileceği boşlukları bulunmayan döşemelerin kesiştiği yerler, alevlerin komşu katlara atlamasını engelleyecek şekilde döşeme yangın dayanımını sağlayacak süre kadar yalıtılır” hükmü, yangın yalıtımının önemini bir kez daha gündeme taşıyacak nitelikte. İzocam tarafından bu genelgeye uygun şekilde üretilen İzocam Manto Taşyünü de ısı ve ses yalıtımı sağlarken, yanmazlık özellikleri ile yangın güvenliği de sağlıyor.

İzocam mineral yün ürünleri; İzocam taşyünü ve İzocam camyünü, aynı zamanda Mineral Yün Ürünler için Avrupa

Sertifikalandırma Kurulu tarafından sadece bio ürün kategorisine verilen EUCEB sertifikasına da sahip.

Yüksek binalarda cephelerin yanmaz olarak sınıflandırılan A sınıfı malzemelerle tasarlanması ve uygulamanın bu malzemelerle ve doğru biçimde yapılması gerektiğine değinen Fatih Öktem; ilgili yönetmeliğin yürürlüğe girmesiyle cephelerde ve kat aralarında yanmaz olarak tanımlanan A sınıfı malzemelerin kullanılmasının zorunlu hale geldiğini belirtiyor. Bunun yanı sıra olası bir yangının yayılmasını önlemek ve zararı asgari düzeyde tutmak amacıyla yapının ana konstrüksiyonu ile katlar arası noktalarda veya ilgili uzmanlarca tanımlanan noktalarında yangın bariyerleri mutlaka oluşturulmalı. Buradan hareketle dış cephelerde, özellikle yüksek binalarda, giydirme cephe uygulamalarında camyünü ve taşyünü kullanılmalı.

İzoc

am D

iyal

og

Page 21: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

21

İzocam ve Rigips deneyimiyle “İç Yalıtım Usta Eğitimleri”

Ankara’da Türkiye Yol-İş İntes Eğitim Şantiyesi İzocam Atölyesi’nde düzenlenen eğitimler, 9-12 Eylül ve

23-26 Eylül tarihlerinde gerçekleştirildi.

İzocam’ın konusunda uzman mimar, mühendis ve tekniker kadrosundan oluşan eğitim ekibi; Milli Eğitim Bakanlığı tarafından görevlendirilen konusunda uzman öğretim görevlilerinin gözetiminde her ay Türkiye Eğitim Şantiyesi’ndeki İzocam Atölyelerinde eğitim düzenlemeye devam ediyor. İzocam ve Rigips ürünlerinden oluşan akustik, yangın güvenliği, ısı ve ses yalıtımlı sistemlerin tanıtılması ve doğru uygulamaların sağlanmasını hedefleyen usta eğitimleri; ürünlerin nasıl yapıldığını, özelliklerini, kullanım amaçlarını, farklılıklarını, sistem kavramını, uygulamalarını ve InWall Yangına Dayanımlı Duvar Sistemlerini öğrenmelerini amaçlıyor. Eğitimler, “Dış Cephe Yalıtım Sistemleri (Mantolama)”, “Sanayi Yapıları Çatı ve Cephelerinde Yalıtım” ile “Yalıtımlı Alçı Levha ve Asma Tavan Sistemleri (İç Yalıtım)” başlıkları altında veriliyor.

Rigips ve Milli Eğitim Bakanlığı Mesleki ve Teknik Eğitim Genel Müdürlüğü işbirliğinde gerçekleştirilen, yalıtım ürünlerinin doğru uygulanmasını hedefleyen Eylül ayı eğitimleri, “Yalıtımlı Alçı Levha Bölme Duvar ve Asma Tavan Sistemleri Uygulamalı Usta Eğitimleri (İç Yalıtım)” başlığıyla dört gün boyunca teorik ve uygulamalı olarak verildi.

İzocam ve Rigips’in uzman kadrosu ile gerçekleştirilen İç Yalıtım Usta Eğitimi’nde

ustalara aldıkları projeyi okuyup, metrajlandırıp, malzeme analizi çıkararak, doğru detay ve doğru montaj yapmaları öğretilerek, sektörde doğru bilinen yanlış uygulamaları ve detay bilgilerini düzeltmeleri sağlandı.

Eğitimin sonunda, 2004 yılından bu yana başarılı olan 1435 ustaya İzocam tarafından MEB onaylı sertifikaları verildi ve sektörün nitelikli eleman ihtiyacına önemli katkıda bulunuldu.

İzocam bayi eğitimlerine devam ediyor

İzocam’ın başarılı bayileri bu kez Berlin’i keşfedecek

İzocam, Türkiye’nin dört bir yanındaki profesyonel mimar ve mühendis kadrosu ile birlikte düzenlediği bayi eğitimlerini bu kez 10 Eylül’de Elazığ’da gerçekleştirdi.

Yalıtım sektöründeki başarılı faaliyetlerinin yanı sıra sektör temsilcilerine ve bayilerine sağladığı eğitimlerle de yalıtım bilincinin gelişimini sağlayan İzocam, bayilerini ürün, sistem ve hizmetler hakkında bilgilendirerek en doğru şekilde uygulanması esaslarını da aktarıyor.

Elazığ’da Akgün Otel’de 13 kişinin katılımıyla düzenlenen eğitimde Yeni Nesil Camyünü ile birlikte güncel haberler ve belgeler hakkında detaylar katılımcılara aktarılarak, İzocam gündemindeki tüm önemli konular ve yeni bilgiler paylaşıldı.

Bayi ve müşterileri için her yıl farklı sürprizler hazırlayarak dünyanın en keyifli ülke ve şehirlerini yakından görme fırsatı sunmaya devam eden İzocam, başarılı bayilerini 2015’te Berlin’de ağırlayacak. Rekor bir katılımla farklı şehirlerden 405 temsilci Herta Berlin–Schalke 04 maçını Berlin’de izleyecek.

Kampanyaya dahil ürünlerde, Ağustos-Kasım 2014 döneminde belirlenen hedefe ulaşan İzocam bayi ve müşterileri, 13-16 Mart 2015 tarihleri arasında Berlin’e yapılacak 3 gece 4 günlük seyahat programına katılacak.

Mimari, güzel sanatlar ve sahne sanatları

alanlarında dünya ve Avrupa’nın kültür başkenti olarak bilinen Berlin’in kafeleri, eğlence hayatı, tarihi, mimarisi ve doğal güzelliklerini keşfedecek olan İzocam bayi ve müşterileri, Herta Berlin–Schalke 04 maçını da izleme şansını yakalayacak. Bundesliga’nın muhteşem derbi heyecanını yerinde yaşayacak.

İzocam D

iyalog

Page 22: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

22

Yaşamın İçinden

Öğrenciler için uygulama, teorik eğitim kadar önemliODTÜ Mimarlık Bölümü’nün uygulamalı yaz stajları kapsamında gerçekleşen ve İzocam’ın uzman personeli tarafından verilen teorik ve uygulamalı yalıtım eğitiminin ardından, Mimarlık Bölümü öğretim görevlileri ve öğrencilerinin düşüncelerini aldık.

“Öğrencilerimiz unutamayacakları bir eğitim süreci yaşadı”Prof. Dr. Güven Arif Sargın

ODTÜ Mimarlık Bölümü, staj konusuna en fazla ağırlık veren ve uygulamalı eğitimi kapsamlı şekilde eğitim programına alan mimarlık okullarından. Kuruluşundan bu yana yapı sektörüyle ve toplumla kuvvetli bir iletişim kurmaya önem vermiş; aralarında sağlıklı bir arayüz olmayı başarmış bir eğitim kurumu. Öğrencilerimizin yapı, yapım ve tasarım sektörleriyle tanışmaları ve uygulamalı çalışmalarla meslek pratiğini kazanmaları bakımından staj derslerine had safhada önem veriyoruz. Birinci, ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerine staj dersleri zorunlu ders statüsünde veriliyor; yaz dönemlerinde birinci sınıflar yapı, rölöve ve bilgisayar stajlarını, ikinci sınıflar şantiye stajını, üçüncü sınıflar da büro stajını yapıyorlar. ODTÜ Mimarlık Bölümü olarak, uygulamalı yaz stajlarını sadece akademik ve mesleki perspektif içerisinde değerlendirmiyoruz; bir “toplumsal sorumluluk” projesi olarak ele alıyoruz. Önceki dönemlerde özellikle kırsalda yapılan ve kullanıma yönelik uygulamalar bunun en güzel örneği. Amacımız öğrencilerin akademik ve mesleki yetkinliklerinin yanı sıra, toplumsal projeler aracılığı ile ülke koşulları ve gerçeklikleriyle yüzleşmeleri, mimar olarak sosyal sorumluluk bilinci edinmeleri.

Bu sene yapı stajında bir yenilik yapmak istedik ve önde gelen yapı malzemesi üreticileriyle görüşerek, uygulamalı bir yapı eğitim etkinliği gerçekleştirmek istediğimizi dile getirdik. Atölye çalışmalarına uygun mekanlar sağlayabilecek olan Türkiye Yol-İş İntes Eğitim Şantiyesi ile ön görüşme yaptıktan sonra, uzman eğitmen ve ustaların gözetmenliğinde öğrencilerimize ürünlerini tanıtabilecekleri, yapım tekniklerini öğretebilecekleri ve birebir yaptırabilecekleri bir uygulamalı eğitim olanağı sağlamaları için Türkiye’deki saygın firmalardan işbirliği rica ettik. İzocam projemize hemen ilgi ve destek gösterdi; malzeme ve eğitmen temini, teorik ve pratik derslerin planlanması, verilmesi ve benzeri bir çok konuda yardımcı oldu. Eğitim etkinliğine bu denli heyecan ve ilgiyle katkıda bulunması bizler için bir şans oldu.

İzocam ile türlü eğitim ve araştırma etkinliklerinde uzun yıllardır biraraya geliyoruz. Uygulamalı eğitim projemizi hayata geçirme konusunda yapı sektöründe önemli bir yeri olan İzocam’ın desteğini almak ve işbirliği arzumuz da bundan kaynaklandı.

Uygulamalı eğitim süresince ve hazırlık aşamalarında, İzocam çalışanlarının heyecanımıza ortak olması bizler için çok önemliydi. Öğrencilerimize verimli bir eğitim süreci ve sağlıklı bir eğitim ortamı sağlayabilmek için ekip olarak çok çaba sarfettiler. Tüm bu çabaların başta öğrencilerimiz ve bizler tarafından farkedilmemesi mümkün değil. Öğrencilerimiz unutamayacakları bir eğitim süreci yaşadı; uzmanlar ve ustalarla kurdukları diyalog ve karşılıklı tartışma ortamlarının uzun vadede yararını göreceklerini düşünüyorum.

İzocam ile eğitim ve araştırma konularında işbirliğimiz devam ediyor. Gelecekte de benzer eğitim projeleriyle bu güzel dayanışmayı devam ettirmeye çok istekliyiz.

“ODTÜ Mimarlık Bölümü olarak, uygulamalı yaz stajlarını sadece akademik ve mesleki perspektif içerisinde değerlendirmiyoruz; bir ‘toplumsal sorumluluk’ projesi olarak ele alıyoruz.”

İzoc

am D

iyal

og

Page 23: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

23

“Verimli ve eğlenceli bir eğitim süreciydi”Doç. Dr. Ayşe Tavukçuoğlu

Bu dönem, diğer dönemlerden farklı bir uygulama yaptık ve İzocam dahil olmak üzere yapı malzemeleri üreten birçok saygın firmayla işbirliği içinde Uygulamalı Yapı Eğitim Programı’nı organize ettik. Program kapsamında firmalar kendi eğitimcileri, uzmanları ve ustaları gözetiminde öğrencilerimize kendi ürünleri ve uygulama esasları hakkında temel bilgileri önce sözlü olarak, sonrasında uygulamalı olarak anlattı. Firmaların eğitim programına ilgi göstermeleri ve destekleri sayesinde, öğrencilerimiz uygulamalı bir eğitim ortamında staj yapma imkanı buldu. Yapı malzemeleri ve yapım ile ilgili birçok konuyu, yetkin uzmanların gözetiminde, dokunarak, bilfiil yaparak, gözlemleyerek yerinde öğrendiler.

Uygulamalı eğitim programı her hafta 20-25 kişilik öğrenci grubuna verildi ve her gün farklı bir firma öğrencilerimizle birlikte çalıştı. İzocam’ın eğitimine üç öğrenci grubu, yani yaklaşık 70 öğrencimiz katıldı. Bu eğitim esnasında farklı ısı yalıtım malzemeleri, bu ürünlerin duvar, döşeme ve çatıda uygulamaları ve dış cephe ısı yalıtımı konuları işlendi. Dış cephe ısı yalıtımı uygulamaları uzmanların gözetiminde öğrencilerimiz tarafından atölye ortamında yapıldı. Firmaların TES Eğitim Şantiyesi ile işbirliği yapmaları sayesinde öğrencilerimiz temiz, geniş ve güvenli bir atölye ortamında ve uygulamalı eğitimi destekleyebilecek altyapıya sahip bir binada öğrenim gördüler. Her bakımdan iyi düşünülmüş ve planlanmış, tecrübeli ustalar ve eğitmenler eşliğinde, sağlıklı ortamda, güleryüzle geçen verimli ve aynı zamanda eğlenceli bir uygulamalı eğitim süreci yaşandı.

Bu eğitim etkinliği aslında yerinde öğrenmenin bütün artı yönlerini içeriyordu. Öğrenciler malzemelere dokunarak; çekiç, dübel, mala, matkap gibi gerekli aletleri kullanarak yapım tekniklerini öğrenmeye ve uygulamaya çalıştı. Önemli olan öğrencilerimizin en yaygın yanlış uygulamaların nerelerden kaynaklanabileceğini; doğru malzeme seçiminin ve doğru tekniklerin neden önemli olduğunu; her bir uygulamanın yapının bütününü ve uzun dönem performansını nasıl etkilediğini daha iyi anlayacakları bir ortamı yaşamış olmaları. Teknik konuları işin uzmanlarıyla karşılıklı konuşarak, hatta tartışarak pekiştirmelerinin öğrencilerimizin iyi bir altyapı oluşturmalarına yardımcı olduğunu düşünüyorum. Aynı zamanda meslek ortamında karşılaşabilecekleri terminolojik ve pratik konuşma diliyle iletişim kurma becerilerini geliştirecek bir eğitim ortamına girdikleri kanısındayım. Çok yönlü ve verimli geçen, öğrencilerimizin hep güleryüzle hatırlayacakları bir eğitim süreci oldu.

“Öğrencileri çalışma hayatına hazırlayan bir çalışma”Arş. Gör. Nilüfer Kızılkaya

ODTÜ Mimarlık Bölümü 1. sınıf yaz stajının yapı birimi kapsamında gerçekleşen İzocam uygulama eğitimi üç haftalık bir süreçte, haftada bir gün gerçekleşti. Eğitime ODTÜ öğretim üyelerinden Doç.Dr. Ali Murat Tanyer, Doç.Dr. Arzu Gönenç Sorguç, Doç.Dr. Ayşe Tavukçuoğlu, Dr. Ayşem Berrin Zeytun Çakmaklı, Dr. Mehmet Koray Pekeriçli, Prof.Dr. Soofia Tahira Elias Özkan; araştırma görevlilerinden ben Nilüfer Kızılkaya, Melek Pınar Uz, Deniz Üçer, Meltem Erdil ve Şehri Kartal dahil oldu. Eğitim süresinde İzocam eğitmenlerinden Kenan Özdemirci tarafından önce teorik malzeme ve uygulama bilgileri örnek malzemeler üzerinden dersliklerde anlatıldı, malzemelerin teknik bilgileri ve uygulama alanları sunuldu. Sonrasında uygulama atölyelerine geçilerek, İzocam eğitmenleri Kenan Özdemirci, Sena Yıldız ve Muharrem Yılmaz ile birlikte 4’er kişilik öğrenci grupları halinde yalıtım malzemelerinin örnek duvarlar üzerinde uygulaması yapıldı. Yalıtım katmanları üzerine eğitmenler tarafından sıva ve kaplama uygulaması örnekleri gösterildi.

İzocam D

iyalog

Page 24: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

24

düşünmüyorum. Bir proje tasarlamak, ilk fikir noktasından, detayların kararına, şantiye sürecinin başlangıcından yapının son kullanıcıya hazır hale getirilmesine dek pek çok aşaması olan bir süreç. Mimar olarak, bu aşamaların tamamına mümkün olan en iyi şekilde hakim olmanın gerekliliğine inanıyorum. Uygulama çalışmaları, öğrencilerin ellerini kullanarak, yani bizzat yaparak öğrenmelerini, yapım sürecinde karşılaşılan zorluk ve kolaylıklara doğrudan şahit olmalarını ve malzemelerin potansiyelini daha iyi algılamalarını sağlıyor. Dolayısıyla bilgi, teorik olmakla kalmayıp, beş duyumuzla algılayabildiğimiz bir hale gelerek daha kalıcı bir şekilde edinilmiş oluyor.

Uygulama aşamasında karşılaşılması muhtemel problemleri öngörebilmek ve genel olarak malzeme, özelde ise yalıtım malzemeleri konusunda edindiğim bilgileri gelecekteki mimari tasarım süreçlerimin bir parçası yapabilmek adına, aldığım uygulama eğitiminin faydalı olduğunu düşünüyorum.

“Bir yalıtım firması ile ilk eğitimimdi”Hasan Hüseyin Özdurmuş

İzocam gibi kendi alanında öncü bir firma ile uygulama yapabilme fikri oldukça güzeldi, bizim için bir şanstı. Hem eğitimden hem de eğitim ortamından çok memnun kaldım. Daha önce bu tarz eğitimlere katılmıştım ancak bir yalıtım firması ile ilk eğitimimdi. Açıkçası, bir malzemeyle neler yapılabileceğini uygulama yaparak görmek çok farklı bir tecrübe. En azından ileride çalışma hayatımızda bir ustayla karşılaştığımızda onunla aynı dili konuşabileceğimizi düşünüyorum.

“Bilgiyi kalıcı hale getirme adına çok etkiliydi”Beril Önalan

Bu eğitimi, adı Türkiye’de yalıtım malzemesiyle özdeşleşmiş ve yalıtım sektöründe öncü bir firmadan almanın güzel bir şans olduğunu düşünüyorum. Daha önce yalıtım üzerine pratik odaklı bir eğitime katılma fırsatım olmamıştı. Sözlü olarak bilgi almaya kıyasla, bir uygulamanın ustası tarafından yapılışını birebir gözlemlemek ve sonrasında pratiğini yapmanın, bilgiyi kalıcı hale getirme adına çok daha etkili olduğunu düşünüyorum. Eğitim oldukça faydalı ve kapsamlı bir içeriğe sahipti. Gerek eğitimin yapıldığı atölye ortamı, gerek eğitim esnasında bize sağlanan ekipman, bize donanımlı şartlarda bilgi edinme fırsatı sundu. Özellikle, “Doğru yalıtım nedir, ne kadar avantaj sağlar ve nasıl uygulanmalıdır?” konularında birinci elden edindiğimiz tecrübenin faydalı olduğunu düşünüyorum.

Mimarlık Bölümü 1. sınıf öğrencilerinin yalıtım malzemeleriyle ilk kez tanıştığı, teknik özellikleri hakkında bilgi edindiği ve uygulamasını deneyimlediği; eğitim hayatlarına önemli katkılarda bulunan bir çalışma oldu. Uzun vadede ise öğrencileri diğer staj deneyimlerine ve çalışma hayatına hazırlayan bir çalışma olacağını düşünüyorum. Öğrencilerin malzemelerle birebir uygulama yapabilmesi, yapı malzemelerini tanıması ve projelerde malzeme seçimi ile özgün detay çözümlerinin üretilmesi açısından da eğitimi çok olumlu buluyorum. Malzemelerin teknik özelliklerinin karşılaştırmalı sunumlarının ve sistem detaylarının da değerli ön bilgiler olduğunu düşünüyorum.

“Teorik eğitimin, uygulama ile desteklenmesini çok olumlu karşıladım”Buse Ezgi Sökülmez

İzocam, uygulama eğitimine katılmadan önce ismini duyduğum bir firmaydı, alanında iyi bir firma olduğunu düşünüyordum. Daha önce, böyle bir eğitime katılma fırsatım olmamıştı. Mimarlık öğrencisi olarak, yapı malzemelerine yönelik teorik eğitimlerin, alanında iyi bir firmayla yapılacak uygulama eğitimiyle desteklenmesi fikrini çok olumlu karşıladım. Çünkü, somut karşılıklarını fiziksel dünyada bulabilen mimarlık gibi mesleklerin bilgisine haiz olmanın, yalnızca teorik eğitimle mümkün olabileceğini

Yaşamın İçindenİz

ocam

Diy

alog

Page 25: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

25

Kahire’nin batısında yer alan Mall of Egypt, Kuzey Afrika’nın en kapsamlı alışveriş ve eğlence merkezi olma

iddiasında. İki kata sahip dev mekan toplam 162.500 metrekarelik bir yerleşim alanına sahip. Uluslararası markalara evsahipliği yapacak 400 mağazanın, 50’den fazla yeme-içme noktasının yer alacağı alışveriş merkezinin otopark kapasitesinin 6500 araçlık olması planlanıyor. Otopark, bir köprü aracılığıyla Al Wahat otobanına doğrudan bağlantı sağlayacak.

Mall of Egypt’in en önemli özelliği, Ski Park adı verilen kapalı bir kayak parkına sahip olması. 17 salondan oluşan sineması ve aile eğlence merkezi de alışveriş merkezinin fark yaratan bölümlerinden.

Proje kapsamında İzocam ile ilişkiniz ne zaman, nasıl başladı? Mall of Egypt’in proje çalışmaları yaklaşık 1 buçuk yıl önce başladı. O dönemde İzocam’ın Mısır’daki bayilerinden Kebaa ile iletişime geçtik. Ardından proje kapsamındaki tüm teknik ve ticari alımlarımız için birlikte çalışmaya başladık.

İzocam’ı tercih etme nedenleriniz nelerdi? Mısır yalıtım pazarında İzocam çok güçlü bir marka, hatta bölgede pazarın lideri kabul ediliyor. Ayrıca, proje danışmanımızdan İzocam ürünleri için gerekli tüm teknik güvenlik onaylarımızı aldık. Kalitesinin yanında İzocam’ın bize verdiği maliyet

rakamları da diğer rakiplerinin yanında onları tercih etmemizi sağladı.

İzocam’dan aldığınız hizmet ve ürünleri konusunda düşüncelerinizden bahsedebilir misiniz?İzocam’ın kalitesi ve hizmetlerinden çok memnunuz. Mısır yalıtım pazarında sahip olduğu olumlu şöhreti sonuna dek hakediyor.

İzocam Kullananlar

“Mısır yalıtım pazarında İzocam çok güçlü bir marka”

Mısır’ın başkenti Kahire’de inşaat çalışmalarına başlanan Mall of Egypt, yalıtım ürünlerinde tercihini İzocam’dan yana kullandı. 2015’te açılması planlanan dev alışveriş ve eğlence merkezi Mall of Egypt Teknik Müdürü Nabil Farahat proje ile ilgili sorularımızı yanıtladı.

İzocam D

iyalog

Page 26: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

26

İzocam Kullananlar

Bayburt’un yeni gelişen alanlarından olan Çil-Çil bölgesinde inşaatı tamamlanan Bayburt Çil-Çil

Konutları projesi, toplam 4500 metrekarelik taban alanına sahip. Çil-Çil Yapı Kooperatifi tarafından hayata geçirilen ve 27 metre yüksekliğe sahip blokların yalıtımında İzocam ürünleri tercih edildi.

Tedarikçiliğini Teknik Ticaret’in gerçekleştirdiği, 375 metrekare oturum alanına sahip inşaatta bloklar zemin +8 kat olarak planlandı. 12 bloktan oluşan ve Bayburt’un modern yüzünü gösteren Çil-Çil Konutları projesinde; yaklaşık 30.000 metrekarelik alanda 5 cm’lik İzocam Manto İzopor Plus, İzocam Manto paket sistem aksesuarları, İzocam Manto Yapıştırma Harcı, İzocam Manto Yüzey Sıvası, İzocam Manto Son Kat Kaplaması, İzocam Manto Son Kat Boya ve Astarı kullanıldı.

Bayburt Çil-Çil Projesi’nde İzocam imzası

İzoc

am D

iyal

og

Page 27: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

27

Van T Tipi ve Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde İzocam Manto Dış Cephe Yalıtım Sistemlerinin

Uygulanması projesi, YTY İnşaat ve Cemiloğlu İnşaat tarafından gerçekleştirilen inşaat kapsamında tamamlandı. 7 metre yüksekliğe sahip cezaevi binasının taban alanı toplam 80.000 metrekare.

İzocam bayi Sevimliler İnşaat tarafından gerçekleştirilen yalıtım uygulaması kapsamında iç duvarlarda; 40.000 metrekarelik alanda 8 cm’lik İzocam Manto Foamboard paket sistem aksesuarları, İzocam Manto Yapıştırma Harcı, İzocam Manto Yüzey Sıvası, İzocam Manto Son Kat Kaplaması, İzocam Manto Son Kat Boya ve Astarı; çatıda 40.000 metrekarelik Tip 300 (18 kg/m3) 16 cm’lik çatı şiltesi kullanılıyor. Yapının 30.000 metrekarelik alanında ise İzocam Manto Yüzey Sıvası, İzocam Manto Son Kat Boya ve Astarı uygulanıyor.

Van Cezaevi İzocam ile yalıtılıyor

İzocam D

iyalog

Page 28: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

28

Sokak Röportajı

Yalıtım sizin için ne ifade ediyor?

“Yasal zorunluluk olmalı”Mehmet Egrik

Yaşı: 41

Mesleği: Editör

Yalıtım denilince iki yönlü tasarruf geliyor aklıma, ekonomik ve çevresel… Enerji kaybının azaltılması faturaları şişmekten kurtarırken aynı zamanda dünya kaynaklarının da verimli kullanılması sonucunu doğuruyor. Gürültü kirliliğini önlemesi de cabası… Yine aynı nedenlerle bu konunun yasalarla belirlenip kanuni bir zorunluluk haline getirilmesi taraftarıyım. Konut ve iş yerlerinde yalıtım yasal zorunluluk olmalı ve ilgili kamu kuruluşları bu işin takipçisi olmalılar. Sektördeki üretici firmaların yanı sıra uygulamayı yapan kurum ve ustalar da denetlenmeli, örneğin belediyeler bu işin ehil ellerde gerçekleşip gerçekleşmediğini kontrol etmeliler.

“En büyük anlamı ısı tasarrufu”Ünal Gönder

Yaşı: 44

Mesleği: İşletme

Yalıtımın benim için en büyük anlamı ısı açısından tasarruf. Sadece kişisel olarak değil, ülke ve dünya açısından da gereksiz tüketimi önlemek için yalıtım şart. Gereksiz tüketim yapılmazsa üretim de azalır, bu da dünyaya daha az zarar verilmesini sağlar. Hem kendi bütçemiz hem de enerjiyi dışarıdan satın alan ülkemiz için ısı tasarrufu çok önemli. Ayrıca evlerde ses yalıtımı sağlanması da gerek özel hayat ve mahremiyet, gerekse gürültü kirliliği açısından dikkat edilmesi gereken bir konu.

“Kendimizi koruyabildiğimiz sürece rahatız”Egemen Keleş

Yaşı: 29

Mesleği: Fotoğrafçı

Bize zarar verme ihtimali olan yangın, sel, aşırı sıcaklık ve gürültü gibi etkenlerden kendimizi koruyabildiğimiz sürece fiziksel olarak rahat

hissedebiliyoruz. Bunu sağlamak için de teknolojiye ihtiyaç duyuyoruz. Gürültüye, soğuğa ve sıcağa veya evimizde oluşabilecek su baskınına karşı kendimizi korumak için bir takım çareler geliştirmek zorundayız. Bu yüzden, gerek başkalarını rahatsız etmemek için, gerekse başkaları tarafından ya da aşırı sıcaklık gibi bir takım doğal faktörler tarafından rahatsız edilme ihtimalimize karşılık ısı, ses, yangın ve su yalıtımı gibi bir takım teknik donanımlara ihtiyaç duyuyoruz. Ve ancak bu şekilde kendimizi huzurlu ve korunaklı hissediyoruz.

“Sorunuz bana ışık tuttu”Koru Aldoğan

Yaşı: 28

Mesleği: Bankacı

Yalıtım benim için özellikle şu sıralar hassas bir konu. Kış aylarında kafa dinlemek için gittiğim yazlığımda ısı yalıtımı yapılmadığı için resmen eziyet çekiyorum. Yalıtım olmaması kötü sonuçlar doğurabiliyor. Stresli iş yaşamından uzaklaştığım bu zamanlarda, bu sefer de yalıtım olmadığından grip tehlikesi yaşıyorum. Bu soru en kısa zamanda önlemler almam için bana ışık tuttu.

“En önemli tasarruf kalemlerinden”Sebahat Demirkaya

Yaşı: 43

Mesleği: Muhasebeci

Yalıtım, günümüzün en önemli tasarruf kalemlerinden biri. Özellikle küresel enerji krizlerinin eşiğinde olduğumuz bir dönemde, yalıtım da tasarrufun önemini iyice artırıyor. Konutlarda ve ofislerde yalıtım tasarrufu, hem bireylerin bütçesi hem ülke ekonomisi, daha da önemlisi çevre kirliliği ve doğal kaynakların tükenmesi açısından dikkate alınması gereken bir konu. Devletler bu konuda toplumları eğitmeli ve gerekli önlemleri zorunlu hale getirecek yasal düzenlemeler getirmeli. Bu noktada resmi kurumlar kadar bireylere de oldukça büyük sorumluluk düşüyor.

“Doğal kaynakların doğru kullanılmasını sağlıyor”Evren Barın

Yaşı: 35

Mesleği: Akademisyen

Yalıtım denince ilk aklıma gelen şey tasarruf. Evde ya da iş yerinde kullandığımız ısıtma ya da soğutma kaynaklarındaki enerjinin yalıtım yoluyla israf edilmemesi, hem bütçemizin hem de doğal kaynakların doğru kullanılmasını sağlıyor. Yalıtım çoğunlukla kapalı alanlardaki mevcut ısı seviyesinin korunmasını amaçlarken, ses için yapılan yalıtımlar da kapalı alanın dışında kalan yerlerdeki ses kirliliğini azaltmayı hedefliyor. Yalıtım benim için, özellikle evimizdeki ısı kaynaklarının doğru kullanılmasına yardım eden en büyük unsur. Evimizde yalıtım öncesi gelen fatura miktarıyla sonrasında gelenler arasında oldukça ciddi bir fark var. Özellikle yalıtımdan sonra kış aylarında gözü korkutacak fatura miktarlarıyla karşılaşmıyoruz. Bu da doğal olarak bütçemize yansıyor. Diğer yandan, benim gibi gürültüsü fazla olan semtlerde oturanlar için yalıtım gerekli. Gürültülü eğlence mekânları ve buna maruz kalan ikametler için de ses yalıtımı şart.

Yalıtım toplumun büyük bölümü için tasarrufla eş anlamlı. “Tasarruf” ile ifade edilmek istenen ise hem enerjik hem de ekonomik tasarruf… Doğal kaynakların daha az kirlenmesi, çevreye verilen hasarın azalması açısından da çoğunluk yalıtımın öncelikli bir önlem olduğu konusunda hemfikir.

İzoc

am D

iyal

og

Page 29: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

29

Haberler

İzocam bayileri ve iş ortakları Mısır’daki seminerde biraraya geldi

Mısır’ın başkenti Kahire’de 8-9 Eylül tarihlerinde gerçekleştirdiği seminer ile İzocam, sektöründe söz sahibi 120’den fazla kişiye ulaşarak ürün yelpazesini ve sektördeki yenilikleri aktardı.

Kahire’de düzenlenen seminerin ilk gününde, İzocam’ın ürün yelpazesi ve hizmetleri ile Yeni Nesil Camyünü tanıtıldı. Seminere Mısır’ın belli başlı müteahhit ve danışman firmaları, mimari ofisleri ve İzocam bayileri ile müşterileri katıldı. Yalıtımda kullanılabilecek tüm ürünlerin ve İzocam teknik hizmetlerinin detaylı olarak anlatıldığı seminer eğitici yönüyle katılımcıların büyük beğenisini topladı.

Seminerin fırın üreticileri için özel olarak hazırlanan ikinci gününe Mısır’da fırın üretimi yapan firmalar katıldı. Seminerde fırın üretimi için uygun malzemeler tanıtılırken üreticiler de karşılaştıkları bazı teknik güçlükleri İzocam yetkilileriyle paylaştı. Fırın üretiminde karşılaşılan 250˚C üzeri sıcaklıklarda ısı kaçakları oluşması ve bakalitli ürünlerle yapılan yalıtımın kokuya sebep olması gibi teknik zorlukların, yalıtım özelliği daha yüksek olan “iğneli fırın şiltesi” ile kolaylıkla çözülebileceği İzocam yetkilileri tarafından aktarıldı. İzocam ürünlerinin EUCEB belgeli ürünler olduğu da ele alınan önemli konu başlıkları arasındaydı. Bu ürünleri kullananların, fırınlarında sağlığa aykırı bir madde bulunmadığını gönül rahatlığıyla beyan edebilecekleri de İzocam yetkilileri tarafından detaylı olarak anlatıldı.

Yalıtımın liderinden güvenilir mantolama: “İzocam Manto”

1965 yılından bugüne yalıtım sektörünün lideri olarak faaliyet gösteren İzocam, sıvalı dış cephe

yalıtım sistemleri İzocam Manto’yu profesyonellerin ve tüketicinin kullanımına sunarak ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam ediyor.

İzocam uzmanlığıyla sunulan İzocam Manto sıvalı dış cephe yalıtım sistemleri, bina kabuğunu oluşturan tüm yüzeyleri bir zırh gibi sararak yalıtımda en etkin sonucu sağlıyor. İzocam Manto, yapı bileşenlerinde ısıl gerilimler sebebiyle oluşabilecek fiziksel değişimleri önlüyor, duvar içi gerilimleri, yüzey çatlaklarını, korozyon gibi yapı hasarlarını engelleyerek daha güvenli ve uzun ömürlü binalar yaratıyor. Sistemde farklı ısı yalıtım levhası alternatifleri ile tüketicinin tüm beklentilerini karşılıyor. Yangın güvenliği söz konusu olduğunda, İzocam Manto Taşyünü kullanılarak ısı yalıtımı sağlanırken, taşyününün ses yutma ve yanmazlık özellikleri ile ses yalıtımı ve yangın güvenliği de sağlanmış oluyor.

Etkili ve sağlıklı bir mantolama olanağı sunan İzocam Manto, kullanıcıları her detayı düşünmekten kurtarıyor. İhtiyaç duyulan yapıştırıcı, sıva, ısı yalıtım levhası, yardımcı-tamamlayıcı malzemeler ve tüm diğer sistem tamamlayıcılarını içinde bulunduran İzocam Manto’yu tercih edenler, A’dan Z’ye donatılmış bir sistemle mantolamada kolaylığı yaşıyor.

“İzocam Manto” enerji kayıplarına izin vermiyor!Isı köprülerini tamamen ortadan kaldıran İzocam Manto, en etkin ısı yalıtım sistemini sunuyor. Tercih ve ihtiyaca göre Taşyünü, İzopor, İzopor Plus (Ekspande Polistiren) ve Foamboard (Ekstrüde Polistiren) Yalıtım Levhaları ile yapılan mantolama, ısı kaybını önemli ölçüde azaltıyor.

İzocam Manto dış cephe yalıtım sistemlerinde kullanılan İzocam Yalıtım Levhaları, Manto Taşyünü, Manto İzopor, Manto İzopor Plus ve Manto Foamboard tek çatı altında ve İzocam güvencesi ile üretiliyor. Manto Taşyünü ısı, ses ve yangın yalıtımında, Manto İzopor, Manto İzopor Plus ve Manto Foamboard ise ısı yalıtımı amaçlı kullanılıyor.

İzocam’ın ISO 9001 Kalite Güvence Sistemi, ISO 14001 Çevre Yönetim Sistemi ve OHSAS 18001 İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Yönetim Sistemi sertifikalarına sahip tesislerinde üretilen yalıtım levhaları Manto Taşyünü, Manto İzopor, Manto İzopor Plus ve Manto Foamboard CE ve TSE belgeli ürünler olarak yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da tercih ediliyor.

İzocam, uzun yıllara dayanan bilgi birikimini İzocam Manto ile yalıtım sektörünün hizmetine sunuyor. İzocam’ın mantolamayı tek kalemde çözüme ulaştıran yalıtım sistemi, aile ve ülke ekonomisine katkı sağlıyor. Dış cephe yalıtımı için gerekebilecek tüm detaylar “İzocam Manto” sayesinde kullanıcı ile tek seferde ve bir sistem kurgusuyla buluşuyor.

İzocam D

iyalog

Page 30: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

30

Hayatımızın en az dörtte birini uykuda geçiriyoruz. Bedenimizi onarması, vücudumuzu hastalıklara karşı

dirençli kılması, yaşamımızın kalitesini yükseltmesi açısından uykuda geçirdiğimiz süre ve bu sürenin niteliği hepimiz için çok önemli.

İnsan vücudunun biyolojik saat denilen; aydınlık ve karanlıktan oluşan 24 saatlik periyodlara uyum sağlamış olduğu biliniyor. Biyolojik saat, her gece ortalama 8 saat süren (6-9 saat arasında) uyku periyodunu başlatıyor. İnsanların uyku ihtiyacı genetik olarak belirleniyor; yüzde 90’ı ideal olarak bilinen 7,5-8 saatlik uykuyla yetiniyor. Yüzde 5’lik bir grup 6 saatin altında uyurken, geri kalan yüzde 5 uyumak için 12 saat ve üzerinde bir süreye ihtiyaç duyuyor. İdeal uyku miktarımızı, basitçe sabah kendimizi dinlenmiş hissetmemizden ve gün içi performansımızdan anlamak mümkün.

Uykunun yüzde 20-25’ini kapsayan derin uyku evresi, gerçek anlamda vücudumuzun

bakım ve onarımını yapıyor. Bu evrede vücudumuz yıpranmış hücrelerin onarımında kullanmak üzere kolesterol sentezliyor, hormon salgılıyor.

Herkesin uyku süresi kişiye özel olsa da, günümüzde başarıya odaklanarak az zamanda çok işin altından kalkma isteği uykumuzu da kısıtlıyor. Çünkü insanlar çalışmak için gereken daha fazla zamanı diğer aktiviteler yerine önce uykudan almayı tercih ediyor. Eğlence ve sosyalleşmeyi kısıtlamaktansa daha az uyuyarak yaşamlarından bir şey eksilmediğini görmek istiyorlar. Özellikle zihinsel ağırlıklı işlerde çalışanların mesaj, e-posta ve sesli aramalar nedeniyle işle ilgili gelişmelerden anında haberdar olması ve uzaklaşamaması, daha verimli bir yaşam için gerekli olan yenilenme ve dinlenme zamanlarının giderek azalmasına yol açıyor.

Yapıcı yönlerini görmezden gelerek az uykuyla yetinmeyi seçen bünyelere, özellikle iş yaşamı hoş olmayan sürprizler hazırlıyor. Yetersiz uyku reaksiyon süresinin, karar alma ve yargılama mekanizmalarının ve hafıza becerilerinin bozulmasıyla sonuçlanıyor. Yetersiz uyuyan kişiler üzerinde yapılan testler, hafıza ve matematik yeteneklerinde belirgin bir düşüşe işaret ediyor. Uyku eksikliği sosyal becerilerde, özellikle duygusal tepki vermede sorunlara yol açıyor. Kronik uyku sorunu yaşayanlar, işlerinde hem çalışma arkadaşları ile hem de hizmet verdikleri müşterileriyle sorun yaşamaya daha eğilimli hale geliyor.

Kronik uyku bozuklukları depresyon ve kaygı bozuklukları riskini artırarak çalışma yaşamında ciddi verim kayıplarına sebep

oluyor. Uyku sorunları doğrudan bağışıklık sistemimize olumsuz etki ediyor. Böylece, “daha az uyku, daha çok iş” düsturu, kısa vadede sağlığımızı bozarak etkisini aksi yönde gösteriyor ve iş kayıplarına neden oluyor. Dolayısıyla iyi bir uykunun, hem yapılan işi niceliksel olarak iyileştirdiğini, hem de nitelikli iş üretmeyi garantilediğini akıllardan çıkarmamak gerekiyor.

Kişisel Gelişim: Zaman Yönetimi

Başarıyı sağlıklı uykuyla yakalayın

Günümüzde başarıya odaklanarak az zamanda çok işin altından kalkma

isteği uykumuzu da kısıtlıyor. İnsanlar çalışmak için gerekenden daha fazla

zamanı diğer aktiviteler yerine önce uykudan almayı tercih ediyor.

Uyku pasif bir süreç gibi görülse de; içinde farklı

dinamikler taşıyan, yaşam için zorunlu bir zaman

dilimi. Sağlıklı bir vücudun ve başarılı bir iş yaşamının

yolu, hem bedensel hem de ruhsal olarak bizi yenileyen,

vücudu onaran uykudan geçiyor.

Sağlıklı ve kaliteli bir uyku için

• Sadece uykulu hissettiğinizde yatağa gidin

• Aynı saatte yatıp aynı saatte kalkın• Yatak odanızı sadece uyku için kullanın;

televizyon, bilgisayar ya da kurutulan çamaşırlar olmasın

• Uyumanız için gereken rahat bir ortam oluşturun (Herkesin kendine göre rahat ettiği bir ışık ve ses oranı vardır)

• Uyarıcı madde içeren kahve, kola, çikolata gibi gıdaları özellikle saat 17.00’den sonra almamaya çalışın

• Yatmadan önce ağır yemek ve sıvı içecek tüketmekten kaçının

• Öğleden sonra ve akşamları şekerleme yapmayın

• Odanız serin olsun; çünkü uyuyabilmek için vücut ısısının yarım derece kadar düş-mesi, vücudun ısı kaybetmesi gerekiyor

• Uykuya dalabilmek ve uykuyu sürdürmek için yatak odasının karanlık olmasına dik-kat edin

• Adrenalin seviyesinin yükselmesi uykuya dalmayı zorlaştırdığı için akşamları spor yapmamaya özen gösterin

İzoc

am D

iyal

og

Page 31: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

SÜRDÜRÜLEBİLİR

LİK

Page 32: Dosya Sürdürülebilirlik ve Enerji Verimliliği...S360 olarak sürdürülebilirlik için liderlik ve öğrenme ile ilgili konuları THINK360 yapısı altında geliştirme hedefiyle

İzocam Camyünü ürünler sadece bio ürün kategorisine verilen EUCEB sertifikasına sahiptir.

TS EN 13162 ve TS EN 14303 Standartlarına tabi, binalarda ve tesisatlarında kullanılan İzocam Camyünü Isı ve Ses Yalıtım Malzemeleri, Yapı Malzemeleri Yönetmeliği (305/2011/AB) çerçevesinde CE işareti taşımaya haizdir.

C

M

Y

CM

MY

CY

CMY

K

yn anatomi 220x295.pdf 3 3.12.2014 16:17