diyarbakır İli hani İlçesi’nin jeolojik Özellikleri

38
HANİ KAYMAKAMLIĞI - DİCLE ÜNİVERSİTESİ EDİTÖR PROF. DR. YUSUF KENAN HASPOLAT TÜM YÖNLERİYLE HANİ İLÇESİ VE TURİZM TÜM YÖNLERİYLE HANİ İLÇESİ VE TURİZM Ankaris Şifa Suyu

Upload: dicle

Post on 21-Nov-2023

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

HANİ KAYMAKAMLIĞI - DİCLE ÜNİVERSİTESİ

EDİTÖR PROF. DR. YUSUF KENAN HASPOLAT

TÜM YÖNLERİYLE HANİ İLÇESİ VE TURİZM

M Y

ÖN

LE

RİY

LE

HA

Nİ İL

ÇE

Sİ V

E T

UR

İZM

Ankaris Şifa Suyu

Administrator
Stamp

1

Editör

Prof. Dr. Yusuf Kenan Haspolat*

*Prof. Dr. Yusuf Kenan Haspolat

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Hastanesi

Sur / DİYARBAKIR

TÜM YÖNLERİYLE HANİ İLÇESİ

VE TURİZM

HANİ KAYMAKAMLIĞI - DİCLE ÜNİVERSİTESİ

2

Yayıncının izni olmaksızın kısmen ya da tamamen yayınlanamaz

Editör

BaskıUZMAN MATBAACILIK VE CİLTLEMEDavutpaşa Cad. Güven Sanayi sitesi

B / Blok No: 315 Topkapı - İSTANBUL

Tel: (O212) 565 23 00

Gsm: 0555 616 17 21

Grafik & TasarımEda Esra ÇELİKSeda ÇELİKKapak TasarımEdip ÇELİK

ISBN: 978-975-7635-43-7

TEMMUZ 20131. BASKI

Prof. Dr. Yusuf Kenan HASPOLAT

HANİ KAYMAKAMLIĞI - DİCLE ÜNİVERSİTESİ

VE TURİZM

TÜM YÖNLERİYLE HANİ İLÇESİ

58

DİYARBAKIR İLİ HANİ İLÇESİ'NİN JEOLOJİK ÖZELLİKLERİ

*Orhan KAVAK

ÖZET

Diyarbakır İli Hani ve çevresinde Jeolojik anlamda 3 farklı formasyon ayırt

edilebilmektedir. En altta Silvan Grubuna ait Alt Miyosen yaşlı Fırat formasyonu

üstte, Fırat formasyonunu uyumlu olarak örten yine Silvan Grubuna ait Lice

formasyonu ve en üstte ise Lice formasyonunu uyumsuz olarak örten Üst Miyosen Alt

Oligosen yaşlı Şelmo formasyonu bulunmaktadır.

Hani İlçesi'inde ve çevresinde gün geçtikte artan 10'dan fazla mermer

işletmesi bulunmaktadır. Yıllık toplam olarak 300000 m³'ten fazla üretim yapılan bu

bölgede, Alt Miyosen yaşlı Fırat Formasyonuna ait Resifal Kireçtaşı üretilmektedir.

Fırat Formasyonu dış görünüşü kirli beyaz, açık gri ve krem renklidir. Taze

yüzeyleri beyaz-krem, bej renk almaktadır. Sert ve kırılgan bir yapıya sahip olup,

tabaka kalınlığı inceden çok kalına kadar değişkendir. Birim konglomeratik bir seviye

ile başlar üste doğru killi-tebeşirli (yumuşak) kireçtaşı, plaketli kireçtaşı en üstte sert,

sıkı dokulu masif görünüşlü kireçtaşlarıyla son bulur.

Mermer üretimi masif görünüşlü bol fosilli üst seviyeden yapılmaktadır. Fırat

Formasyonu'ndan alınan numunelerin, polarizen mikroskop altında yapılan

petrografik inceleme sonucu, mikrit, sparit ve fosil içerdiği belirlenmiştir. Bunların

oranına göre Dunham sınıflaması ile numunelerin istiftaşı olduğu saptanmıştır

(Yıldırım, 2006).

Yörede K-G doğrultulu süreksizlikler, üretimi olumsuz etkileyen faktörlerin

başında gelmektedir. Süreksizlikler kendi içerisinde son bulan, pürüzlü ve daha çok

düzlemsel, doğal eklemlerdir. Eklemlerin dolgu kalınlığı değişmekle birlikte, dolgu

malzemesi kilden ibarettir. Duvar dayanımı çok yüksektir. Dolgularda herhangi bir su

akışı gözlemlenmediğinden sızma derecesi saptanmıştır (Yıldırım, 2006).

Yöre mermerlerinin teknolojik özellikleri araştırılmış fiziksel, kimyasal ve

mekanik özellikleri TS 699'a göre yapılan deneylerle ortaya konulmuştur. Buna göre:

Diyarbakır– Hani mermer ocaklarının, ortalama don sonrası ağırlık kaybı %1.0, birim 3 3

hacim ağırlığı 24.64 kN/m veya 2.51 gr/cm , ağırlıkça su emme oranı, %1.36 ve

porozitesi, % 3.40 olarak Yıldırım (2006) tarafından bulunmuştur.

*Yrd. Doç. Dr. (Jeoloji Yüksek Mühendisi)*Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı

21280-Diyarbakır; [email protected]; [email protected]

59

Diyarbakır-Hani mermer ocaklarının ortalama, tek eksenli basınç direnci 2 3 2601.92 kgf/cm , böhme yüzeysel aşınma direnci 6.8 cm / 50 cm , darbe dayanımı 3 2

12.4 kg.cm/cm , eğilme direnci 41.09 kg/cm olarak saptanmıştır. Bu mermerlerin

kimyasal bileşimlerinin ortalama, % 90.5 CaCO3, % 3.44 SiO , % 2.43 Al O - % 2 2 3

1.83 Fe O ve % 2.44 Mg CO 'ten oluştuğu belirlenmiştir (Yıldırım, 2006).2 3 3

1. GİRİŞ

Diyarbakır'ın bir ilçesi olan Hani'nin eski ismi Hénı'dir. Zazaların eski

yerşeşim yeri olan Hani Zazaca' da Çeşme anlamına gelmektedir. İnanç bakımından

da Zerdüştlük, Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslamiyetin izleri belirgin bir şekilde

görülür. Hani'nin en büyük ziyaretleri olan, Salıkaf, Cafer-i Tayyar Yatırı ve Seyyid

Bedrettin ve Dımıştad yatırı´nin Sünni İslamın bölgeye gelmeden öncesi olduğu

bilinmektedir. Psikolojik tedavi için kulanılan Çaleycino vb.

Kuruluş tarihi çok eski olan Hani ilçesi ile ilgili ilk bilgiler M.Ö. 8. yüzyılda

başlar. Urartu devleti ve Asurlular arasında önemli çatışmalara sahne olduğu

bilinmektedir. Daha sonra Nirbi'lerin yerleşim merkezi olan Hani'nin tarihçesi

Diyarbakır merkezinin tarihçesiyle paraleldir. 1875'te Palu'ya bağlı bir bucak olan

Hani, daha sonra Lice'ye bağlanmıştır. Hani'de belediye 1878'de kurulmuştur.

M.Ö. 1280 yılında Asur Hükümdarı I. Salmanassar ile yaptıkları savaşta

yenilerek dağılan Nirbi'lerin yerleşim merkezi olan Hani, Cumhuriyet döneminde

Lice'ye bağlı bir ilçe idi. Daha sonra gelişerek ilçe oldu. Denizden 1200 metre

yüksekte, dağlık bir bölge olan Hani, Artuklulardan kalma Hatuniye Medresesi, Aynı-

Kebir Su Kaynağı, Yasin Minaresi ve Cafer-i Tayyar Yatırı ile tarihi bir zenginliğe

sahiptir. Silvan'dan sonra nüfus yoğunluğu en çok olan ilçedir. Kilometrekareye 63

kişi düşer. Ayrıca 100 km'ye ortalama 4 köy düşer. Köyler ilçenin kuzeyindeki küçük

ova çevresinde toplanmıştır. Dışarıya sattığı en önemli ürünler tahıl, pamuk, yaş ve

kuru meyveler ile birlikte ayrıca ilçeden her yıl kereste satışı yapılmaktadır. Dicle

Nehri Hani'ye 18 km uzaklıktadır. Ayrıca nehirde bolca alabalık yetiştirilmektedir.

Hani ilçesi belde ve köyleri: Abacılar, Akçayurt, Anıl, Belen, Çardaklı,

Çukurköy, Gömeç, Gürbüz, Kalaba, Kaledibi, Kırım, Kuyular, Okur köy, Serenköy,

Sergen, Soylu, Süslü, Topçular, Uzunlar, Yayvan, Yukarıturalı'dır. İlçe Güneyde

Diyarbakır merkez ve Kocaköy ilçesi, Batıda Dicle İlçesi, Doğu da Lice ilçesi , Kuzey

de ise Bingöl ile sınırlanmıştır (Şekil-1; 2; 3).

60

Ş ekil –1. Diyarbakır İli Mevki Haritası

Şekil – 2. Diyarbakır İli İlçe Sınırları Haritası

61

Hani'de karasal iklim hakimdir. Yazları, sıcak ve kurak; kışları, soğuk ve az yağışlıdır. Düşen yağışlar soğuk kış aylarında az miktarda kar, daha ılıman bahar aylarında sağanak yağmur şeklindedir. Yaz aylarında yağış yoktur. Çöl iklimini andıran günler yaşanır. Gündüz sıcaklığı gölgede 40-45ºC ye ulaşır. Kış aylarında -5 ile +25ºC arasında değişir. Gündüz ile gece arasındaki sıcaklık farkları çok belirgindir. Çalışılan alan içinde doğal bitki örtüsü, olarak bodur ancak sık meşelikler gelişmiştir. Yüksek kesimlerde pek seyrek olarak makilik ve çalılık alanlar gözlenebilmektedir. Tarım ve hayvancılık bölgenin başlıca geçim kaynağını oluşturur. Akar çay ve derelere yakın alanlarda sulu tarım yapılabilmektedir. Özellikle pamuk, tütün ve sebze üretimi yaygındır. Susuz kesimlerde ise hububat ekilmektedir.

Diyarbakır'ın 96 km. Kuzeyinde oldukça arızalı derelerin eteklerinde kurulmuş olan Hani Kuzeyden ve batıdan büyük tepelerle ve güneyden de Ambar Çayı ile çevrilmiş durumdadır. İlçe Miosen'e ait kireçtaşları ve marnlar ile genç alüvyonlardan ibaret bir seri üzerinde bulunur. Kireçtaşları ilçenin doğu ve batısındaki yüksek yerleri, kısmen de meskun yerlerin zemini oluşturur. Sıkı dokulu gri ve pembe renkli tabakalı bir yapı gösterirler. Kireçtaşlarıyla ardışıklı durumda gri yeşilimsi renkte şisti yapı gösteren marnla daha ziyade kuzeyde yer alırlar. Bunların üstünde ilçe içinde ve güneyindeki Anbar Çayı düzlüğünü teşkil eden ince taneli kum-çakıl silt ve kilden oluşan alüvyon sahalar yer alır.

Şekil - 3. Hani İlçesi Sınır Haritası (google. map)

62

İlçe içinde kireçtaşlarından çıkan debisi bol, bir kaynak vardır. Yer altı suyu genellikle 5-10 km. Derinliktedir. Bina temellerine etkisi yoktur.

Hani 1. Derecede tehlikeli deprem bölgesindedir. İlçe, Muş–Van bölgesinde meydana gelen depremlerden etkilenmiş, zarar görmüştür. İlçedeki hasar dağılımında alüvyon sahalara nazaran kireçtaşı ve marnlı sahalar üzerinde daha az hasar olmuştur.

Halkın ifadesine göre 1937–38 yılında meydana gelen depremde alüvyon sahalardaki binalarda çatlamalar olmuştur. Kulp–Lice–Hani deprem hattı üzerindedir. Alüvyon sahalar, deprem yönünden diğer zeminlere nazaran daha tehlikelidir (Şekil-4).

Hani İlçesinde bulunan mermer ocakların yanı sıra krom madeni de yaygın olarak bulunmaktadır (Şekil-5). Mermerler bej renkli kireçtaşı kökenli olup açık işletme yöntemleriyle üretilmektedir. Yörede 300.000 m³/yıl üretim yapılmaktadır. Üretim yapılan mermerlerin tamamı önceki çalışmalarda Alt Miyosen yaşı verilen Fırat formasyonu olarak adlandırılan birime ait kireçtaşlarında bulunmaktadır. Bu işletmelerin bazılarında mevcut süreksizliklerin yoğunluğundan dolayı büyük problemler yaşanmasına rağmen genel olarak geniş ve çok geniş bloklar alınabildiği gözlenmiştir (Şekil-6 a;b;c). Farklı eklem takımlarına sahip kil dolgulu süreksizlikler mevcuttur. Yanal ve düşey devamlılığa sahip bej renkli Hani mermerleri Diyarbakır'da bulunan birçok mermer fabrikasında kesilip iç ve dış piyasaya sunulmakta ve birçok yabancı ülkeye özellikle de Uzakdoğu ülkelerine blok olarak ihraç edilmektedir (Toncer, 2005; Yıldırım, 2006).

Şekil - 4. Diyarbakır İli Deprem Risk Haritası (Deprem.gov.tr)

63

Şekil - 5. Hani İlçe Sınırları içerisinde yer alan Krom Tesisleri

Şekil - 6. a. Muhtelif Mermer Ocakları

64

.

Şekil – 6.b. Muhtelif Mermer Ocakları

Şekil – 6.c. Muhtelif Mermer Ocakları

65

2. JEOLOJİK KONUM

2.1. Jeolojik Evrim

Bölge Güneydoğu Anadolu Bindirme Kuşağı'nın güneyindeki Kenar

Kıvrımları Kuşağı'nda yer alır. Miyosen, tektonik olayların oldukça etkin olduğu bir

dönem olup Midyat grubuna ait birimler regresif olarak çökelimlerini tamamlamış,

ardından Miyosen başında bölgenin kuzeyi alçalmaya, deniz seviyesi yükselmeye

başlamıştır. Bunun sonucunda transgresif olarak Silvan grubuna ait Fırat Formasyonu

çökelmeye başlamıştır. Orta Miyosen başlarında sıkışma tektoniğinin etkinlik

kazanmasıyla birlikte Lice Formasyonu çökelmiş ve Alt Miyosen çanağı kapanmıştır.

Güneydoğu Anadolu'nun hemen tamamında yayılım sunan Miyosen çökelme

çanak/çanaklarının evrimi, Neotetis'in güney kolunun kapanmaya başlamasıyla

yakından ilişkilidir (Şengör, 1980). Eosen'de okyanus tabanının dalıp batarak

tüketilmesi sonucunda farklı tektonik birlikler birbirlerine yakınlaştırılmıştır.

Okyanusal levhanın tüketilmesine rağmen Güneydoğu Anadolu genelinde denizel

ortam varlığını sürdürmüştür. Bunu giderek sığlaşmasına rağmen denizel çökelimin

sürekliliğinden anlaşılmaktadır (Yılmaz, 1983).

Kuzey güney yönlü sıkıştırma hareketine bağlı olarak gelişen sıkışma ve

kısalma, önce bölgeyi topluca yükseltmeye başlamış yükselme, denizel ortamın

giderek sığlaşmasına yol açmıştır. Denizel ortamın çekilmesiyle karaya çıkan otokton

birimler, bu dönemde aşındırılmaya başlamış olu bu esnada da kuzey kesimlerde ise

denizel ortam, sığlaşmakla birlikte varlığını sürdürmüştür. Denizel olan bu kesimlerin

karasal hale gelmesi Orta Miyosen'e denk gelmektedir. Rejiyonal ölçekte sığlaşan

denizel ortamda Fırat Formasyonunun çökelmesine sebep olmuştur. Daha sonra

Allokton kütlelerin otokton üzerine ilerlemeleri, otokton karbonat birimleri üzerine

kırıntılardan oluşan fliş benzeri bir birim olan Lice Formasyonu'nun çökelmesine

neden olmuştur (Şekil-7).

Allokton kütlelerin güney sınırı ile otokton arasındaki ortamda gelişen bu

türbiditik birim, sıkışma sistemi nedeniyle giderek sığlaşan bir ortamın varlığını

göstermektedir. Allokton kütlelerde bu sıkışma sistemine bağlı olarak, kendi içlerinde

şariyajlanıp kuzeyden güneye doğru yükselmeye başlamışlardır. Bu gelişmenin

sonucunda, Lice türbiditik istifine, daha yaşlı ve altta olup da itilerek üste doğru

yükselen nap dilimlerinden, malzeme gelimine neden olmuştur.

Lice Formasyonu bu dönemde olasılıkla, ilerleyen allokton ile otokton şevi

arasında gelişen bir çizgisel fliş havzası çökelleriyle, buna kuzeyden kanallarla katılan

kaba klastiklerin dil ve yelpazelerinden oluştuğu var sayılmaktadır. Aynı sürede

otokton en güney denizel sınırında ise regresif istifler ve resifler gelişmiştir. Lice

Formasyonu denizin kapanma döneminde ve sıkışma rejimi içinde gelişmiş bir

birimdir. Bu özelliği nedeniyle de oluşumu jenetik olarak bir molas çökelimi gibi

değerlendirilebilmektedir. Sıkışma tektoniğinin Orta Miyosen döneminde etkinlik

kazanması Alt Miyosen döneminde oluşan çökelim çanaklarının genelde kapanması-

66

na neden olmuş, böylece, Güneydoğu Anadolu'nun günümüzdeki tektonik konumunu

belirleyen sürüklenimler gelişmeye başlamıştır. Bölgede sıkışma kuvvetlerinin

etkisinin artmasıyla Üst Miyosen döneminde K-G yönlü açılma çatlakları gelişmiş ve

bunun sonucunda Karacadağ volkanitleri bölgedeki daha yaşlı birimleri örtmüştür

(Şaroğlu ve Emre 1987).

2.2. Stratigrafi

Hani ve çevresinde genel anlamda 3 farklı formasyon ayırt edilebilmektedir.

En altta Silvan Grubuna ait Alt Miyosen yaşlı Fırat formasyonu üstte, Fırat

formasyonunu uyumlu olarak örten yine Silvan Grubuna ait Lice formasyonu ve en

üstte ise Lice formasyonunu uyumsuz olarak örten Üst Miyosen Alt Oligosen yaşlı

Şelmo formasyonu bulunmaktadır (Şekil-8; 9).

Şekil - 7. Diyarbakır İli Jeoloji Haritası (mta.gov.tr)

Şekil - 8. Hani ve Çevresinin Jeoloji Haritası (Yıldırım, 2006).

DERE

DOĞRULTU EĞİM

ANTİKLİNAL EKSENİ

SENKLİNAL EKSENİ

ŞELMO FORMASYONUMİYOSEN PLİYOSEN

LİCE FORMASYONUORTA MİYOSEN

FIRAT FORMASYONUALT MİYOSEN

67

Stratigrafiye genel anlamda bakıldığında sırasıyla Silvan Grubu ve Şelmo Formasyonu yer almaktadır. Bu çalışmada Hani ve Civarında yer alan Silvan Grubuna ait Fırat Formasyonu ve Lice Formasyonunun haricinde, Şelmo Formasyonu detaylı bir şekil de anlatılmıştır.

Silvan Grubu: Diyarbakır ili Silvan ilçesi kuzey ve kuzeydoğusu, Silvan Grubu alttan üste doğru Kapıkâya, Fırat, ve Lice Formasyonları olmak üzere üç birime ayrılır. Kapıkâya Formasyonu konglomera, evaporit ara tabakalı şeyl, silttaşı ve kumtaşından; Fırat Formasyonu karbonat çakıllı kireçtaşı ve resifal kireçtaşından ve Lice Formasyonu da fliş karakterli kumtaşı, marn, silttaşı, kireçtaşı ardalanmasından oluşmaktadır. " Silvan" adı ilk kez Tolun (1960) tarafından, Diyarbakır sahasında bugünkü Fırat Formasyonu'na karşılık gelecek şekilde formasyon aşamasında kullanılmıştır. Duran ve diğ. (1988) ise, Güneydoğu Anadolu bölgesi genelinde yapmış oldukları çalışmada Kapıkâya, Fırat ve Lice Formasyonlarını grup aşamasında birleştirerek " Silvan Grubu" adını vermişler ve gruba bugünkü konumunu kazandırmışlardır. Silvan Grubu'nun karbonat kesimi, Güneydoğu Anadolu'da tipik adlama öncesinde " Midyat kalkeri", " Midyat limestone", " Midyat formasyonu", Midyat formation" gibi tanımlamalarda en üst seviyelere karşılık gelecek şekilde ve daha sonraları " Silvan formasyonu", " Silvan formation", " Silvan kalkeri", " Silvan limestone" olarak tanımlanmıştır.

Silvan Grubu birimleri, Güneydoğu Anadolu'da mostra verdiği yerlerde, bir

aşınma ve çökelmezlik fazından sonra uyumsuz olarak Midyat Grubu birimleri

üzerine gelir. Grup, Diyarbakır ili Korudağ-Çermik-Çüngüş dolaylarında, Hani

ilçesinin kuzeyindeki asimetrik yapıların kuzey kanatlarında, Hazro antiklinalinin

güney kanadında, Diyarbakır ili kuzeyinde, Silvan-Siirt ve Mardin-Cizre

dolaylarında Hoya Formasyonu; Siirt ili Pervari ilçesi Narlı nahiyesi batısındaki Selat

köyü dolayındaGercüş ve Germav Formasyonları; Hakkari dolayında da Havillati

Formasyonu üzerinde diskordanslıdır. (Perinçek, 1979f, 1989 ve 1990; Açıkbaş ve

Şekil-9. Hani ve Çevresinin Jeolojik Sütun Kesiti (Yıldırım, 2006)

68

diğ., 1981; Yılmaz, 1982; Görür ve Akkök, 1984; Duran ve diğ., 1988 ve 1989).

Diyarbakır ili Hazro ilçesi civarında ve Siirt ili kuzeyindeki Tom köyü civarında söz

konusu diskordansı görmek mümkündür. Bütün alanlarda, Şelmo Formasyonu

tarafından da uyumsuz olarak örtülür. Kavalköy dağı dolayında ise, Hakkari

Karmaşığı tektonik olarak Silvan Grubu'nun üzerinde yer almaktadır (Görür ve

Akkök, 1984) (Şekil-10).

Grubun Güneydoğu Anadolu bölgesindeki kalınlıkları batıdan doğuya şu

şekildedir: Kahramanmaraş ili kuzeyinde 250 m; Diyarbakır ili Korudağ-Çermik-

Çüngüş dolaylarında 500 m; Ergani ilçesi dolayında 494-1250 m; Dicle ilçesisinin

yakın kuzeydoğusunda mostra veren kısmı 331 m, Lice ilçesinin kuzeyin mostra

veren kısmı 819 m; Hazro ilçesi dolayında 113-481 m; Kulp ilçesinin

güneydoğusunda mostra veren kısmı 373 m; Batman ili Sason ilçesi civarında mostra

veren kısmı 1118 m; Siirt ilinin batısında mostra veren kısmı 472 m, Kurtalan ilçesinin

kuzeybatısında 143-628 m; Şırnak ili Cizre ilçesinin kuzeyinde mostra veren kısmı

108 m, Hakkari ili dolaylarında mostra veren kısmı 135-159 m dir. Silvan Grubu

birimleri, yer altında, Diyarbakır ilinin kuzey ve kuzeydoğusunda açılan kuyularda

0–630 metreler arasında değişen kalınlıklarda kesilmiştir (Yılmaz ve Duran, 1997).

Silvan Grubu birimleri; Adıyaman ilinin kuzeydoğusu ile Batman-Siirt

hattının kuzeyinde, şaryaj öneyinde ve Hakkari-Şımak illeri arasındaki alanlarda

mostra vermektedir. Grubu oluşturan Kapıkaya Formasyonu çakıltaşı, kumtaşı,

silttaşı, şeyi, yer yer evaporit ve gölsel kireçtaşı; Fırat Formasyonu resif/bank tipi

kireçtaşı; Lice Formasyonu ise, fosilli, kumlu kireçtaşı ve killi kireçtaşı ara katkıları

Şekil – 10. Silvan Grubu'nun genelleştirilmiş Stratigrafi kesiti (Yılmaz ve Duran,1997).

69

içeren kumtaşı, silttaşı, şeyi, mam gibi fıliş tipi litolojilerden oluşmaktadır. Yaşı Miyosen ve ortamı ise Taşkın ovası-kıyı çizgisi-bank/resifal-yamaç-havza olarak belirlenmiştir (Yılmaz ve Duran, 1997).

2.2.1. Fırat Formasyonu

Tipik olarak Diyarbakır ili Hazro-Silvan ilçeleri dolayında yüzeylenmektedir. Silvan Grubu'nun alttan ikinci formasyonudur. " Fırat" adı, ilk kez Peksü (1969) tarafından hazırlanan bölgesel korelasyon çizelgesinde, Miyosen yaşlı karbonatlar için " Fırat limestone formation" olarak isim bazında kullanılmış, herhangi bir litolojik tanımlama yapılmamış ve stratotipinden bahsedilmemiştir. Daha sonraları, îlker (1972) Adıyaman ili Palanlı köyünün kuzey-kuzeydoğusunda bulunan Serigaze tepelerinde, Alt Miyosen yaşlı kireçtaşları için " Fırat formasyonu" adını kullanmıştır. Tuna (1973) Şanlıurfa ili Birecik ilçesi yakınında, Fırat nehri boyunca görülen kireçtaşı istifi için " Midyat formasyonu Fırat üyesi" adını kullanmış, ancak, Duran ve diğ. (1988) burada bulunan karbonatların Alt Miyosen yaşında olmadığını tesbit ederek, Gaziantep Formasyonu'nun regresif dönemine karşılık gelen ve morfolojik olarak Miyosen yaşlı Fırat Formasyonu'nu andıran bir istif olduğunu ve Üst Eosen-Oligosen yaşlı olduklarını belirtmişlerdir. Formasyon günümüzdeki stratigrafık konumunu Duran ve diğ. (1988)'in tarifleri ile kazanmıştır.

Fırat Formasyonu krem, bej renkli, bol orta-çok kaba kırmızı alg, bryozoa ve mercanlı, ekinid ve mollusk kavkılı, bentik foramlı, yer yer dolomit kristalli, neomorfık, kötü poroziteli, taban seviyelerinde karbonat çakıllı istiftaşı/bağlamtaşı, yer yer vaketası karakterindeki sığ denizel/resifal bank tipi yığınak kireçtaşlarından oluşmaktadır (Yılmaz ve Duran,1997).

Fırat Formasyonu, yer altında, Şanlıurfa ili Siverek ilçesi kuzeyinde açılan kuyularda (Davut-1, Ağaçhan-1, Devük-1, Migo-1 kuyuları gibi) 200-600 m, Diyarbakır ilinin kuzeyinde yer alan sahalardaki kuyularda 25-130 m, Diyarbakır ili Silvan ilçesi kuzey ve kuzeydoğusundaki kuyularda ise, 90-200 m arasında değişen kalınlıklarda kesilmiştir (Yılmaz ve Duran,1997).

Fırat Formasyonu; Adıyaman ilinin kuzeyinde, Halof yapısında, Artan önünde, Adıyaman-Hozik strüktürleri arasında, Nemrut dağından Çüngüş ve Çermik ilçelerine kadar olan alanda, Diyarbakır ili Çüngüş-Korudağ civarında, Hoya köyü dolayında, Dicle ilçesi civarında, Dicle nehrinin sağ sahili boyunca, Ergani ilçesi civarındaki Abdülaziz dağında, Hani ilçesi civarında, Kulp ilçesinin güneydoğu-sundaki Zori çayı vadisinde, Hazro ilçesi dolayında, Baıbuş köyü civarında, Batman ili Sason ilçesi Miraciyan ve Pirebiyan mahalleri arasında, Bakük antiklinalinin güney kanadında, Siirt ili civarındaki Kavikadağ yükselimi kuzey kanadında, Salus mahallesi ve Torato dere yatağında, Şirvan ilçesinin kuzey-kuzeydoğusundaki Her zaman ve Kırmızıtaş tepe dolayında, Reşan yapısı güneyinde, Kevrihamo (Kapıkaya) ve Zokayıt köyleri dolayında, Basur çayı vadisinde, Gölap ve Belaşa antiklinallerinin doğu uzanımında, Tanzi ve Herent köyleri dolayında, Aydınlar ilçesinin kuzeydoğusundaki Salus köyü civarında, Pervari ilçesi ve Körkandil dağı dolayların-

70

da, Şırnak ili Cizre ilçesi, Siirt ili Pervari ilçesi ve Hakkari ili Şemdinli ilçesi arasında

kalan alanda, Cizre ilçesinin kuzeyinde, Kızılsu nahiyesinin güneyinde, Kasrık

boğazında, Hakkari ili civarında, Kavalköy köyü dolayında mostra vermektedir

(Yılmaz ve Duran, 1997).

Fırat Formasyonu, Güneydoğu Anadolu'da mostra verdiği yerlerde, krem,

bej, beyaz, pembemsi gri renkli, kırılgan, ince-çok kalın yer yer som tabakalı, kırmızı

alg, bryozoa, mercan, iri bentik ile ekinid plaka ve mollusk kavkılı resif/bank tipi

kireçtaşlarından oluşur. Dicle-Lice-Hazro trendindeki mostralarda, alacalı renkli,

kötü boylanmış, genellikle Midyat Grubu kireçtaşı çakıllarını ve bloklarını içeren bir

taban konglomerası ile başlamaktadır. Kulp ilçesinin güneydoğusundaki Zori çayı

vadisinde ise, formasyonun tabanında 13 m kalnlıkta beyaz, açık kahve renkli, çok

ince kristalli dolomitler yer almaktadır (Şekil-11;12).

Formasyonun yaşı Akitaniyen-Burdigaliyen (Alt Miyosen) Ortamı ise Şelf

kenarı-bank/resif olarak belirlenmiştir (Yılmaz ve Duran,1997).

Şekil–11. Fırat Formasyonu'nun Neostratotipi (Uzunargıt ÖSK; Yılmaz ve Duran, 1997'dan alınmıştır).

71

Birim bol fosilli, bej-beyaz renkli kireçtaşlarından oluşmaktadır. Birecik (Urfa) yöresinde, Fırat Nehri boyunca tipik olarak gözlendiğinden "Fırat formasyonu" adı verilmiştir. Bu adlamayı ilk olarak Perinçek (1979) kullanmıştır (Bağırsakçı ve diğ. 1995). Fırat formasyonu Birecik (Şanlıurfa) İlçesinden geçen Fırat Nehri boyunca dik yarlar oluşturur ve tip kesit sunar.

Fırat formasyonu dış görünüşü kirli beyaz, açık gri ve krem renklidir. Taze yüzeyi beyaz-krem, bej renklidir. Sert, kırılgan, tabaka kalınlığı inceden-çok kalına kadar değişkendir. En üstteki kireçtaşları masif görünüşlüdür. Birim konglomeratik bir seviye ile başlar üste doğru killi-tebeşirli (yumuşak) kireçtaşı, plaketli kireçtaşı en üste gelen sert kireçtaşları masif görünüşlüdür. Bu seviyeler çalışma alanında dış rengi gri-kirli gri olup, üzerinde yağmur sularının asit etkisi yapması sebebiyle karen, rillenkarren ve oluk şekilli çözünme şekilleri gelişmiştir (Yılmaz ve Duran, 1997).

Bölgede Lice formasyonu, Fırat formasyonu üzerine dereceli geçişli ve uyumlu olarak gelmektedir. Lice formasyonunun bulunmadığı alanlarda Şelmo formasyonu birimi uyumsuz olarak örtmektedir. Birimin kalınlığı, yapılan su sondaj-

Şekil-12. Fırat Formasyonu'nun Hipostratotipi (Kayıntara tepe ÖSK;

Yılmaz ve Duran,1997'dan alınmıştır).

72

larının, kırıntılı numuneleri incelenmesi ile 130 m olarak tahmin edilmiştir. Birimin tipik mostralarının gözlendiği Hazro-Silvan dolayı ile Lice-Dicle-Ergani hattında kalınlığı 0–200 m arasında değişmektedir (Yılmaz ve Duran, 1997).

Birimden derlenen numuneler incelenerek aşağıdaki fauna tesbit edilmiştir. Miyogypsina sp., Amphistegina sp., Miogypsinoides sp., Elphidium sp., Rotaliidae Textulariidae, Miliolidae, Rotalia sp., Sphaerogypsina sp., Peneroplidae, Heterostegina sp., Neoalvepolina sp., Alveolinidae Globigerina sp., Cymbaloporidae Operculina sp., Borelis cf. curdica REICHEL, Austrotrillina sp., Archaias sp., Peneroplis sp., Borelis sp., Miolepidocyclina burdigalensis (Gümbel) Globigerinidae, Homotramatidae, Cycloclypeus sp., Acervulinidae, Alg Ekinid dihens, Ostracoda, Bryozoa, Gastropoda Pelecypod. kav.par. Mercan Amphisteginasp, Lepidocyclina sp., Nephrolepidina sp., Ostracoda, Bryozoa, Gastropoda, Alg, Mercan, Ekinid dikeni, Pelecypod kavkı parçası. Bu fauna içeriğine dayanılarak birimin yaşı MTA paleontologlarından İnal ve Küçümen tarafından, Burdigaliyen (Alt Miyosen) olarak belirlenmiştir (Yılmaz ve Duran, 1997).

Sığ şelf ürünü olan birim, karbonat platformunun alabildiğince sığ kesiminde çökelmiştir. Fırat formasyonu, kuzeyden güney-güneydoğuya transgresif ilerleyen denizin şelf kenarı ve gerisindeki sığlıklarda bank/resif tipi yığınak karbonatlarından oluşur. Fırat formasyonu, Karadağ, Pirin ve Çağlayancecit formasyonlarıyla deneştirilebilir litoloji ve jeolojik konum sunmaktadır (Bağırsakçı ve diğ, 1995).

2.2.2. Lice Formasyonu

Formasyon Diyarbakır ili Lice ilçesi dolayında tipik olarak yüzeylenmiştir. Silvan Grubu'nun en üst formasyonudur. Tuna (1973) ve Perinçek (1978b)'e göre ilk kez Schmidt (1958) tarafından tarif edilmiştir. Ancak, ölçülü stratigrafi kesit ve litolojik tanımına literatürde rastlanmamıştır. Koaster (1963) ile Stratum (1963) tarafından hazırlanan bölgesel korelasyon çizelgelerinde, Diyarbakır ilinin kuzeyindeki alanlarda Orta-Üst Miyosen/Pliosen yaşlı klastikler için "Lice formation" adının kullanıldığı görülmüştür. Günümüzdeki stratigrafık konumunu ise, Duran ve diğ. (1988) ile kazanmıştır. Lice Formasyonu'nun taban kesimi mostra vermez. Mostra veren 819 m kalınlıktaki kısmın tabanında ince kumtaşı ara bantları içeren koyu gri renkli, sertçe, ince tabakalı marnlar yer alır. Marnların üzerinde sarımsı boz renkli sutaşı, gri renkli, polijenik elemanlı, sert, karbonat çimentolu kumtaşı, koyu gri renkli, serçe marn ardalanması ile devam eden istif, aynı özellikteki marn-kumtaşı ardalanması ile son bulur (Yılmaz ve Duran, 1997).

Lice Formasyonu'nun üst kesimleri aşınma nedeniyle eksiktir. Kayıntaratepe'de kesitin alttan itibaren 40 metresi sarımsı gri renkli, ince tabakalı, çok bol planktik foramlı, orta-iri ekinid plakalı, orta-iri kırmızı algli, az bentik fosilli, üste doğru bolca iri bentik foramlı, polijenik karbonat çakıllı, sıkışma özellikli, killi, siltli, çok ince kumlu ve istiftaşı nitelikli kireçtaşı; 28 metresi yeşilimsi gri renkli marn; 3 metresi sarımsı gri renkli, bol planktik foramlı, ekinid plakalı, kırmızı algli, istiftaşı nitelikli kireçtaşı; 36 metresi yeşilimsi gri renkli marn-şeyl ardalanması; 134

73

metresi planktik foramlı kireçtaşı-şeyl-marn-kumtaşı ardalanması; 23 metresi bol

planktik foramlı, ince-orta ekinid kırıntılı, az küçük bentik fosilli, siltli ve çok ince

kumlu, istiftaşı nitelikli kireçtaşı; 9 metresi karbonat çakıllı, bol kırmızı algli, iri

bentik foramlı, ekinid plakalı, debris flow türü fasiyes özellikli, sparitik kireçtaşı; 35

metresi bol planktik foramlı, az kırmızı alg ve ekinid parçalı, fosilleri zayıfça

korunmalı, ince tabakalı, çok ince kumlu ve killi mikritik kireçtaşı; son 23 metresi

şeyl-marn-kumtaşı ardalanmasından oluşmuştur. Birimin alt seviyeleri mostra

vermediğinden alt dokanak ilişkisi bilinmemektedir. Üzerinde Maden Karmaşığı

tektonik olarak bulunur. Lice Formasyonu'nun üst kesimleri aşınma nedeniyle

eksiktir. Fırat Formasyonu üzerinde uyumlu olarak yer alır.

Lice Formasyonu, mostra verdiği alanlarda, tabanda Fırat Formasyonu ile

düşey, yer yer de yanal geçişlidir. Üst dokanağı ise, Miyosen'de bölgeye yerleşen

allokton birimlerle (Çüngüş Formasyonu, Maden Karmaşığı, Guleman Grubu)

tektoniktir. Kahramanmaraş ili kuzeyinde, Çağlayancerit batısında, Karadut

mevkiinde, Yılanlıdere, Akdere ve Kaleköy güneybatısında, Kırkgözdere civarında

Çağlayancerit Formasyonu üzerinde konkordan, üzerine gelen Beşenli Grubu ile

normal geçişlidir. Adıyaman ili Çelikhan-Sincik-Koçali dolaylarında Fırat

Formasyonu üzerinde paralel diskordanslıdır. Midyat Grubu'nun bulunmadığı

alanlarda ise, doğrudan Koçali Karmaşığı (Konak Formasyonu) üzerinde açısal

diskordanslı olarak bulunur.

Kalınlığı 819 m olan Lice Formasyonu'nun diğer kalınlıkları batıdan doğuya

şu şekildedir: Kahramanmaraş ili kuzey ve kuzeydoğusundaki alanlarda 215-339 m

Adıyaman ili Gölbaşı ilçesi dolayında 300-400 m; Çelikhan-Koçali dolaylarında 50-

250 m; Kahta ilçesi Sincik köyü civarında 422-460 m; Diyarbakır ili Çüngüş ve

Çermik ilçeleri dolaylarında, Ergani-Çermik karayolu kuzeyinde 300 m; Ergani ve

Gerger kuzeyindeki geniş alanlarda 460 m; Ergani ilçesi dolayında 1250 m; Elazığ ili

Maden-Guleman dolaylarında 1000 m; Diyarbakır ili Hazro yapısının kuzeyinde 100-

200 m dir (Yılmaz ve Duran, 1997).

Lice Formasyonu, Güneydoğu Anadolu'nun kuzey alanlarında, Tersiyer

sürüklenim örtüleri ön cephesinde ince bir şerit halinde gözlenmektedir. Batıda,

Adıyaman ili Çelikhan ilçesi doğusundan başlayarak Batman ili Sason ilçesine kadar

olan bölgelerde mostraları görülür. Doğu-batı yönünde uzanan Lice Formasyonu,

diğer alanlarda Baykan napı birimleri altında her iki yönde devam etmektedir (Yılmaz

ve Duran, 1997).

Lice Formasyonu, tabanındaki Fırat Formasyonu ile geçişli olduğu yerlerde

(Gerger-Çüngüş-Ergani-Lice ilçelerinin kuzeyindeki geniş alanlarda), tabanda krem,

bej, sarımsı gri renkli, ince-orta tabakalı, yer yer plaketli, bol algli ve bentik foramlı

kireçtaşı ve kumlu kireçtaşları ile başlar. Bunların üzerinde gri, yeşilimsi gri, bej, boz

renkli, silttaşı, marn, şeyi ardalanması ile bunlar arasında ince bantlar oluşturan açık

gri renkli, ince tabakalı, kumlu, fosilli kireçtaşları bulunur. Tümüyle kırıntılı

litolojilerin egemen olduğu alanlarda (Çelikhan, Sincik, Koçali, Gerger, Cacas ve

74

Sason dolaylarında), kumtaşı (sarımsı boz, boz, gri, koyu gri, yeşil, sarı renkli, ince-

orta taneli, polijenik elemanlı, orta-kötü boylanmalı, ince-orta tabakalı, paralel

laminalı, çapraz tabakalanmalı, derecelenmeli, sert-kırılgan, konkresyonlu), silttaşı

(gri, yeşil renkli), marn (yeşilimsi boz, gri, yeşil renkli, ince tabakalı, yumuşak-sertçe,

yer yer kumlu) ve şeyi (yeşilimsi boz, yeşilimsi gri, gri, yeşil renkli, karbonatlı,

laminalı, dağılgan) litolojilerinin ardalandığı fıliş tipli çökellerle temsil edilir. Gerger

ilçesi kuzeydoğusu ile Kulp ilçesi güney ve güneybatısındaki alanlarda, Lice

Formasyonu'nun üst seviyeleri koyu gri, kırmızı renkli, kalın-çok kalın tabakalı, orta-

iri kum boyutu ile ince-çok iri çakıl boyutu polijenik elemanlı, kötü boylanmalı, kil

çimentolu çakıltaşlarından, yer yer kumtaşı ve şeyllerden meydana gelir.

Lice Formasyonu, farklı litolojik özellikleri sebebiyle, gayri resmi olarak 3

üyeye ayrılır. Bunlar; "Şeyhhamza", "Tilköyü" ve "Firki" üyeleridir. " Şeyhhamza üyesi" Lice

havzası sedimanter istifinin tabanını oluşturur. İstif grimsi bej, krem, yer yer kahve

renkli, ince-orta tabakalı, mil boyu kuvars taneli, bol algli, bentik ve planktik foramlı,

lamellibranş kavkı parçalı, piritli, ince kalsit çatlaklı, killi mikritik kireçtaşı ve grimsi

yeşil, mavi renkli, kumlu marn ardalanması ile temsil olunur ve ayrıca, istif gri, yeşil

renkli, küçük kavkı parçalı, kireçli şeyi ara tabakaları içerir. Killi mikritik kireçtaşı ve

marnlar havzanın dış kenarı boyunca çökelmişlerdir." Tilköyü üyesi"ni oluşturan

sedimanter kayalar havza ekseninde çökelmişlerdir. İstif esas olarak istif türbidit

kökenli derin denizel kumtaşları ve killi çökellerden oluşmuştur. Bunlar ortofiliş

olarak isimlendirilirler. Üye şeyi, silttaşı, kumtaşı, marn ve kireçtaşlarının ritmik

ardalanması ile temsil olunur. İnce-kaba kumtaşı ara tabakaları yer yer olağandır.

Şeyller; yeşilimsi gri renkli olup, çoğunlukla mikali ve karbonludurlar. Bol miktarda

mikro ve makro fosil ile kuvars kumu içerirler. İstif içinde yer alan kumtaşı seviyeleri

kornişler meydana getirirler. Gri renkli, orta-kalın tabakalı, polijenik elemanlı

(kuvars, kireçtaşı, çört, metamorfık kaya, mika), az düz-az köşeli, orta-iyi boylanmalı,

kil matriks ve karbonat çimentolu bu kumtaşları cüzi oranda zirkon ve opak mineraller

içerirler. İstif içinde grovak tipinde kötü boylanmış kumtaşı, ince silttaşı ve çakıltaşı

ara tabakaları da görülür. Filiş kumtaşı içinde türbiditik akıntıların ürünlerinin

karakteristik örneklerini görmek olanağı vardır. " Firki üyesi "ni oluşturan kaba

klastikler Lice çukurluğunun kapanış evresinde çökelmişlerdir. Koyu gri, yer yer kızıl

renkli, kalın tabakalı, iri taneli (kaba çakıl-blok), polijenik elemanlı (kuvars, kireçtaşı,

diyabaz, metamorfık kaya, çört), kötü boylanmalı, az köşeli, zayıf kil çimentolu

çakıltaşı ve gri renkli, iri taneli, polijenik elemanlı, az köşeli, zayıf boylanmalı, mika

pullu, kısmen dereceli tabakalanmalı, kaba kumtaşı ardalanmasından meydana

gelmiştir (Yılmaz ve Duran,1997) (Şekil-13;14).

Formasyonun yaşı Akitaniyen-Burdigaliyen (Alt Miyosen). Ortamı ise Açık

şelf-yamaç-yamaç ötesi-havza-deniz altı yelpazesi (inner fan) olarak belirlenmiştir

(Yılmaz ve Duran, 1997).

75

.

Şekil-13. Lice Formasyonu'nun Neostratotipi (Bayırlı ÖSK; Yılmaz ve

Duran,1997'dan alınmıştır).

Şekil-14. Lice Formasyonu'nun Hipostratotipi (Kayıntara tepe ÖSK;

Yılmaz ve Duran,1997'dan alınmıştır).

76

Birim, çalışma alanında, alttan itibaren kumlu kireçtaşı ile başlar. İnce tabakalı

olan bu kısım dereceli olarak kiltaşı-kumtaşı ardalanmasına geçer. Bu ardalanmayı

çakıllı-kumlu kireçtaşı bandı izler. İlk kez Schmidt (1965), tarafından tanımlanmıştır

(Perinçek, 1979). Yaygın ve tipik mostralarını Lice-Hani-Dicle-Ergani hattının yakın

kuzeyleri ile Kahramanmaraş'ın kuzey alanlarında izlemek mümkündür (Duran,

1988).

Lice ilçesi (Diyarbakır) yakınlarında tip kesit göstermektedir (Bağırsakçı ve

diğ, 1995).

Bölgede Fırat formasyonu ile dereceli geçişlidir ve çoğunlukla krem-bej ve

sarımsı renkli, ince-orta tabakalı, bol kırmızı alg ve bentik foraminifer içeren ince

tabakalı kireçtaşı ve kumlu kireçtaşlarından meydana gelir. Bunların üzerine gri,

yeşilimsi gri ve bej renkli, çok ince-ince tabakalı kumtaşı, silttaşı, şeyl ve marn

ardalanması gözlenir. Kumtaşlarının taneleri kireçtaşı–kalsit parçalarından meydana

gelmektedir. Bu birimlerin arasında ince bantlar oluşturan fosilli-kumlu kireçtaşları

bulunur. Tümüyle kırıntılı birimlerin yayılım gösterdiği alanlarda gri-koyu gri renkli,

paralel laminalı, çapraz katmanlı, derecelenmeli, kumtaşları ile benzer nitelikli

silttaşı, marn ve şeyller yaygın olup, istifin içerisinde ardalanmalı olarak devam

ederler (Yılmaz ve Duran,1997).

Kırıntılı olan bu seviyeler içerisinde yer yer fosilli killi kireçtaşı bantlarına

rastlanmıştır. Fliş fasiyesinde olan kiltaşı-kumtaşı ardalanması türbiditik akıntı

özelliklerini gösterir. Formasyon içinde konglomera mercekleri mevcuttur. Bu

merceklerin tabanlarında metre boyutuna varan kanal-kaval yapıları gözlenir.

Konglomera merceğinin taban kısmında taneler iri boyutta olup (10-15 cm.) üste

doğru taneler incelerek kum boyutuna varır. Taneleri yer yer kum matriks yer yer ise

kum-kil karışımı bir matriks sunar. Bu kısımlarda konglomera merceği kiltaşı-

kumtaşı ardalanması üzerine keskin bir dokanakla gelir ve kiltaşı tabakalarında mikro

kıvrımlar oluşmuştur (Yılmaz ve Duran,1997).

Birim Fırat formasyonu üzerine uyumlu olarak gelir. Üzerinde ise, Şelmo

formasyonu uyumsuz olarak bulunur. Birimin kalınlığı çalışma alanında yaklaşık 30

m ölçülmüştür. Yanal olarak türbiditik fasiyes değişimleri gözlenmektedir.

Çalışma alanından derlenen örneklerde yaş verecek nitelikte fauna tesbit

edilememiştir. Ancak, çalışma alanının dışında Lice (Diyarbakır) yakınlarında çalışan

Duran (1988) aşağıda tesbit edilen; Globigerinoides trilobus (REUSS),

Globigerinoides immaturus LEROY, Globigerinoides primordius Blow ve

BANNER, Globigerina ciperoensis BOLLİ, Globigerina praebulloides BLOW gibi

planktonik fosillere dayanarak birimin yaşını Alt Miyosen (Burdigaliyen-Akitaniyan)

olarak belirtmişlerdir (Yılmaz ve Duran,1997).

Lice formasyonu, açık şelf ortamından, yamaç/yamaç ötesi ve bindirme kuşağının

önünde havzaya değin uzanan, değişik ortamsal koşullarda çökelmiştir. Kuzeye doğru

giderek derinleşen karakterdeki birim silisiklastik niteliğindeki türbiditik kumtaşısilt-

77

taşı-şeyl ardalanmalı fasiyeslerden oluşur. İstifin üst seviyelerinde gözlenmiş olan

çakıltaşlarının ilerleyen (progradational) denizaltı yelpaze sisteminin üst yelpaze

(iner fan) fasiyeslerini temsil ettiği saptanmıştır (Yılmaz ve Duran,1997).

Lice formasyonu başlangıçta fazla derin olmayan daha sonra giderek

derinleşen bir havzada çökelmiştir. Lice formasyonunun çökeldiği havzanın kuzey

kısımları güney kısımlarından daha derindir. Bu ise havzanın kuzeyden güneye doğru

ilerlediğini gösterir (Bağırsakçı ve diğ, 1995). Lice formasyonu Güneydoğu Anadolu

bindirme kuşağının güney kesiminde ve yaygın olarak gözlenebilen bir birimdir.

Kahramanmaraş dolayında Kuzgun formasyonunun alt düzeyleri ile Fırat

formasyonunun en üst düzeyleri ile korele edilebilir (Yılmaz ve Duran,1997).

2.2.3. Şelmo Formasyonu

Formasyon Batman ili Sason ilçesinin güneybatısındaki Şelmo köyü

dolayında tipik olarak yzüeylenmiştir. "Şelmo formasyonu" ismi, ilk kez Bolgi (1961)

tarafından Siirt ve Batman illeri dolayında kullanılmıştır.

Toplam 455.53 m olarak ölçülen Şelmo Formasyonu, grimsi yeşil, pembe, yer

yer kahvemsi mor renkli kumtaşı, şeyi, kumlu silttaşı, yer yer jips ara tabakalı,

karbonat çimentolu, yumuşakça, kötü boylanmak, kaba dokulu, poröz, altta ince

tabakalı, dağınık kireçtaşı çakıllı, üstte kalın ve çapraz tabakalanmalı, sertçe kumtaşı

halindedir. Tarno köyünün yakın batısında başlanan ve daha sonra kaydırılarak

Bihavs köyünün yakın doğusunda bitirilen Tamo-Bihavs arası Miyosen normal

seksiyonunda, 967 m kalınlıkta ölçülen Şelmo Formasyonu alttan üste doğru şu

litoloji tiplerinden oluşmuştur. 2 m kalınlıkta çakıltaşı (alacalı renkli, orta-iri taneli,

genelde kireçtaşı çakıllı, karbonat çimentolu); 151 m kalınlıkta şeyi (gri, morumsu

kahve, alacalı, yeşilimsi, kırmızımsı renkli, laminalı-ince tabakalanmalı, iyi

tabakalaşmış, sert, sıkı dokulu, yer yer gevrek, az-bol mikali, ince jips, silttaşı ve

kumtaşı ara bantlı); 240 m kalınlıkta kumtaşı (açık kahve, grimsi kahve, yeşilimsi gri,

alacalı renkli, ince yuvarlak taneli, yer yer iyi tabakalanmalı, gevşek, yer yer sık

dokulu, az killi, az mikali) ve şeyi (morumsu gri, kahve renkli, sert, yer yer yumuşak,

seyrek mikali) ardalanması; 110 m kalınlıkta kumtaşı (morumsu, sarımsı, yeşilimsi

gri, yeşilimsi sarı renkli, çok ince-ince, yer yer orta yuvarlak taneli, gevşek-sık

dokulu, yer yer sert, mikali, kahve renkli, yumuşak şeyi ara bantlı) ve silttaşı (açık

kahve, yeşilimsi gri renkli, sert-yumuşak, az mikali, yer yer şeyl dönüşümlü)

ardalanması; 184 m kalınlıkta kumtaşı (gri, mavimsi, yeşilimsi, sarımsı gri. sarı

renkli, çok ince-ince yuvarlak taneli, sık dokulu, sert, yer yer gevşek, kalın

tabakalanmalı, az mikali, yer yer konglomeratik) ve şeyi (açık kahve, sarımsı gri

renkli, killi) ardalanması altında yer alan Kapıkaya Formasyonu ile olan dokanak

ilişkisi normal gösterilmiştir. Lahti Formasyonu tarafından da uyumsuz olarak

örtülmektedir. Şelmo Formasyonu'nun üst dokanağı gözlenmez. Alt dokanak Fırat

Formasyonu ile uyumlu olarak gösterilmiştir (Yılmaz ve Duran,1997).

Şelmo Formasyonu; Adıyaman ovasında, Palanlı, Artan, Halof yapılarının arasında

78

ve güneyinde Midyat Grubu; Diyarbakır ili Korudağ-Çermik-Çüngüş dolaylarında,

Hazro antiklinali güney kanadında, Sillvan, Gölap-Belaşa ve Sason-Kozluk-Baykan

yörelerinde, Hakkari ili dolaylarında Silvan Grubu'nun Fırat Formasyonu üzerinde

açılı diskordandır. Üst dokanağı ise şaryajlı olup, Miyosen sonu sürüklenim kütleleri

Şelmo Formasyonu üzerine itilmiştir. Diyarbakır sahasında Karacadağ Bazaltı;

Adıyaman-Fırat nehri ile Dicle nehri-Batman-Siirt arasında Pliyokuvaterner yaşlı

kaba çakıltaşları diskordan olarak Şelmo Formasyonu'nun üzerine gelmektedir

(Yılmaz ve Duran,1997).

Ortalama olarak 455.53 m kalınlıkta olan Şelmo Formasyonu'nun diğer

kalınlıkları batıdan doğuya doğru şu şekildedir: Adıyaman ovasında tahminen 300-

350 m; Adıyaman ili civarındaki Alidağ-Çemberlitaş arasında 900 m; Diyarbakır ili

Korudağ-Çermik-Çüngüş dolaylarında ve Hazro antiklinali güneyinde 500 m; Cacas-

Sason-Kozluk dolaylarında 400-800 m; Batman ili Softek antiklinali kuzeyinde,

Dicle nehri yakınında 100-200 m; Raman-Garzan arasındaki sahada mostra veren

kısmı 290 m; Şırnak ili Cizre-Silopi ilçeleri dolayında, Sorbutum-Zadikan köyleri

arasında 1100 m; Hakkari-Beytüşşebap-Narlı-Pervari yakınından geçen Miyosen

şariyaj hattı boyunca allokton birimlerin altında 0-85 m; Hakkari-Çukurca ve

Körkandil dağı dolaylarında 20 m. Yer altında, Bismil-Batman hatmin hemen

güneyinde, Dicle vadisinden itibaren sıfır kalınlıkta başlayan Şelmo Formasyonu,

kuzeye doğru kalınlaşmakta ve şariyaj altında gözlenebildiği kadarıyla 900 metreye

ulaşmaktadır. Çelikli sahasının güneyindeki Atabağ-1 kuyusunda 1403 m ile en fazla

kalınlık değerine erişir. Güney sahalarda ise, 73-692 m arasında değişen

kalınlıklardadır (Yılmaz ve Duran,1997).

Şelmo Formasyonu, Adıyaman ovasında, Palanlı, Artan, Halof yapılarının

arasında ve güneyinde, Büyük Pirin köyünün doğusunda, Değirmen sırtı, Uzun sırt.

Öküz tepe, Barsak tepe ve Cebeli köyünün 1 km doğusundan akan Değirmen çayının

yamaçlarında, Akgevirmahallesi ve Girik köyleri güneyinde, Adıyaman-Malatya

yolunun Değirmenderesini kestiği köprünün civarında, Çemberlitaş antiklinalinin

çevresinde ve Adıyaman antiklinalinin kuzey yamacında, Zey köyünün

güneydoğusundaki Zey deresi civarında, Halilan mahallesinin kuzeybatısındaki

yamaçta ve Alidağının kuzeydoğusundaki tepelerde, Diyarbakır ili Çermik-Ergani

ilçeleri karayolu ve Korudağ'ın güneyinde, Hazro antiklinali güney kanadında, doğu-

batı istikametinde uzanan geniş alanlarda, Diyarbakır-Silvan düzlükleri, Gölap-

Belaşa antiklinallerinin güneyindeki sahalarda, Hani-Cacas-Sason-Kozluk

dolaylarında, Batman ili Kozluk ilçesi güneyinde, Mergi-Nevruvan arasındaki dere

boyunca, Pisyar vadisi kuzeyinde, Softek antiklinali kuzeyinde, Dicle nehri

yakınında, Siirt ili Baykan-Şirvan-Pervari ilçeleri dolaylarında, batıda Pisyar çayı ve

Melefan köyü dolayından başlayarak doğuda Siirt il merkezine kadar olan geniş

alanda, Dodan antiklinalinin doğu-batı devamında ve yükselimin kanatlarında, Tavan

yükseliminin kanatlarında, Şirvan ilçesi yakın yöresinde ve Şirvan yükseliminin

kanatlarında, Kavikadağ yükselimi kuzey kanadında, Kavikadağ ve Sadak yükselim-

79

leri arasında yer alan senklinalde, Sadak yükselimi güney kanadındaki Çırpılı,

Üzümlü köyleri ile Eruh ilçesi yakın yöresinde, Herakol dağı kuzeyindeki Çobantepe

güneyinde, Pervari ilçesi güneydoğusundaki Kaşımağa tepe dolayında ve bu tepenin

doğusunda, Eruh ilçesi ile Şırnak ili arasındaki sahada, Tanzi ve Girdara köyleri

arasındaki alanda, Divik köyü civarında, Erenkaya köyü doğusunda ve Eruh vadisi

boyunca, Şırnak ili Cudi dağının güneyindeki Cizre-Silopi ilçeleri arasında,

Beytüşşebap ilçesi, Siirt ili Pervari ilçesi ve Van ili Narlı nahiyesi yakınından geçen

Miyosen şariyaj hattı boyunca, Hakkari ili dolaylarında mostra vermektedir (Yılmaz

ve Duran,1997).

Şelmo Formasyonu; çakıltaşı (kirli sarı, pembe, şarabi, sarımsı gri, alacalı,

kırmızı, kahve renkli, iri taneli, belirsiz kalın tabakalı, polijenik elemanlı, köşeli

çakıllı, zayıf-orta karbonat çimentolu, kötü boylanmak, orta sert-sert-yumuşak, jips

mercek ve ara katkılı), kumtaşı (açık gri, beyaz, kirli sarı, sarımsı gri, yeşilimsi gri,

kahve, şarabi renkli, ince-orta-iri taneli, ince-orta-kalın, yer yer belirsiz

tabakalanmalı, zayıf-orta çimentolu, yumuşak-orta sert, yer yer çapraz tabakalı ve

laminah, kötü boylanmak, polijenik elemanlı), silttaşı (kirli sarı, şarabi renkli), şeyi

(açık gri, beyaz renkli) ve marn (sarımsı gri, açık gri, kahve renkli) ardalanmasından

oluşmaktadır. Siirt ili Baykan-Şirvan-Pervari ilçeleri dolaylarında, Şelmo

Formasyonu'nu "evaporit Şelmo üyesi" ve "üst Şelmo üyesi" olmak üzere gayri resmi

olarak iki üye ayırarak incelemişlerdir. Formasyonun tabanını oluşturan "evaporit

Şelmo üyesi "піп tabanını jips ve tuz tabakalı kumtaşı ve çamurtaşı ardalanması

oluşturur. Grovak tipli kumtaşlarının renkleri koyu kahve ile boz arasında değişir.

Tabana yakın seviyelerde mercekler halinde evaporit ve kalın tuz tabakaları

gözlenmiştir. Basur çayı vadisinde ise, "evaporit Şelmo üyesi" beyaz renkli jips tabakalı,

alacalı boz renkli, polijenik elemanlı, ince taneli, taneler arası zayıf-düşük gözenekli,

dağılgan, az köşeli, orta boylanmalı, çakıllı, mika pullu, kireç çimentolu kumtaşı,

kırmızı, yeşilimsi boz renkli, kompakt, sertçe, yarılgan, dilingen, ince kumlu ve sikli,

beyaz renkli mika pullu, az kireçli şeyi ve alacalı renkli silttaşı ardalanmasmdan

oluşur, "üst Şelmo üyesi" kırmızı, alacalı, boz renkli, kalın tabakalı, polijenik elemanlı,

kötü boylanmalı, zayıf çimentolu çakıltaşı; yeşilimsi boz, bozca kırmızı renkli, ince-

iri taneli, polijenik elemanlı, kalın tabakalı, az köşeli, kötü boylanmalı, gevşek

dokulu, mika pullu, karbonat çimentolu kumtaşı; pembe, bozumsu renkli, yumuşak,

siltli, kireçli, mika pullu silttaşı ve çamurtaşı ardalanmasmdan oluşur (Yılmaz ve

Duran,1997) (Şekil-15;16).

Formasyonun Yaşı Üst Miyosen-Alt Pliyosen. Ortamı ise Plaj kumları-geçiş-

gel-git düzlüğü-playa-karasal (akarsu) olarak belirlenmiştir (Yılmaz ve Duran,1997).

80

Şekil-15. Şelmo Formasyonu'nun Holostratotipi (Basur çayı vadisi

Miyosen tip seksiyonu; Yılmaz ve Duran,1997'dan alınmıştır).

Şekil-16. Şelmo Formasyonu'nun Hipostratotipi (Tamo-Bihavs arası

Miyosen normal seksiyonu; Yılmaz ve Duran,1997'dan alınmıştır).

81

Egemen litolojisi çakıltaşı olan ve karasal kırıntılılardan oluşan birime, Riggi

ve Cortesini (1964), tarafından "Adıyaman formasyonu" denmişse de bugün "Şelmo

formasyonu" adıyla yaygın bir kullanımda incelenmektedir (Bağırsakçı ve diğ,1995).

Birim çalışma alanının KB'sında mostra vermektedir. Lice formasyonunun

üzerine uyumsuz olarak gelmiştir. Çalışma alanında tamamen kumtaşlarıyla temsil

olunmaktadır. Tip mevkii Sason (Siirt) yakınındaki Şelmo Köyü civarındadır

(Bağırsakçı ve diğ, 1995).

Birim çalışma alanında ise konglomera seviyesinin üzerinde kaba kumtaşları

ile temsil edilir. Kumtaşları içerisinde merceksel konglomeratik seviyeler gözlenir.

Bu kumtaşları çapraz tabakalanma sunar. Bunların üzerine ince taneli plaj kumunu

andıran kumtaşı seviyeleri gelir. Birim bu haliyle karasal kırıntılardan ibarettir. Genel

rengi grinin tonları şeklindedir.

Birim çalışma alanında altındaki Lice formasyonu üzerine uyumsuz olarak

gelir. Çalışma alanında birimin kalınlığı 20 m. kadardır. İnceleme alanında birimden

yaş verebilecek fauna tesbit edilememiştir. Çalışma alanı dışında Lice ilçesi

(Diyarbakır) Perinçek (1979) tarafından Üst Miyosen'in tatlı su ortamına ait;

Candona, Ilyocypris tribullata, Ostracoda gibi fosiller tesbit edilmiştir.

Bölgede birimin altındaki Alt Miyosen yaşlı Lice formasyonu üzerine

gelmesi ve çalışma alanı dışında, Çınar, Ergani (Diyarbakır) yörelerinde üzerine

Pliyosen yaşlı çökel volkaniklerin gelmesi değerlendirilerek, ayrıca eski

çalışmacılara da dayanılarak birime Üst Miyosen-Alt Pliyosen yaşı düşünülmüştür.

Birim genelde karasal olarak bilinir. Çoğu en üst kesimde flüvyal çökelimlerin izlerini

taşır.

Kumtaşları geçiş ortamı, çakıltaşları da akarsu çökeli olarak düşünülebilir.

Şelmo formasyonu tümüyle ele alındığında yelpaze çökelleri olarak yorumlanabilir.

Birim, Irak'taki Üst Fers formasyonları ve ayrıca V. Petrol bölgesindeki, Adıyaman

formasyonu ile korele edilebilir (Bağırsakçı ve diğ, 1995).

3. MERMERLERİN JEOLOJİSİ VE ÖZELLİKLERİ

Mermer ocakları, masif yapılı, renk ve doku özelliklerinin homojenlik

gösterdiği, standart ebatlarda blok almaya uygun olan resifal kireçtaşlarının

bulunduğu alanlarda açılmış durumdadır ve bunların çoğunda halen üretim devam

etmektedir. Üretim yapılmayan mermer ocaklarındaki problem; genel olarak fosil

içeriğinin az olduğu, çoğunlukla kireç çamuru özelliği gösteren ve üretim veya işleme

sırasında zayıf zonları boyunca ayrılan, dağılan, ufalanan kısımların artmasıdır. Bazı

bölgelerde ise blokların zayıflığı dışında renk açısından homojen olmaması bu

ocaklarda üretimden vazgeçilmesine sebep olmuştur. Yörede hemen hemen 10

km²'lik alanda bile birçok firmaya ait mermer ocağından üretim yapılmaktadır. Bu

firmaların toplam üretimleri yıllık olarak 100,000 m³'ü geçmektedir ve üretimin

yaklaşık yarısı blok olarak ihraç edilmektedir. Diğer yarısı da fabrikalarda işlenip yurt

içi ve yurt dışı pazarlara sürülmektedir (Yıldırım, 2006).

82

Genel olarak küçüklü büyüklü resif tepelerinden oluşan yörede hemen her

ocaktan farklı renk, doku ve fiziksel özellikler arz eden mermerler üretilmektedir.

Mermer ocaklarındaki bu farklılıklar, mermerlere olan farklı talep ve fiyatları da

belirgin şekilde etkilemektedir. Yöreden yapılan ihracatın % 95'i Uzak Doğu'ya

özellikle de Çin Halk Cumhuriyeti ve Tayvan'a yapılmaktadır. Ancak sertliği ve

işleme proseslerine olan dayanıklılığı fazla olan mermerler kendisine Avrupa

piyasalarında yer bulabilmektedir. Bu da özellikle fosil içeriğinin fazla olmasına ve bu

fosillerin blok içerisinde homojen dağılmasına bağlıdır. Çünkü yöredeki mermerlerin

fosil içeriği arttıkça hem sertliği hem de işleme proseslerine olan dayanımı

artmaktadır. Çalışma alanında, üretim yapılan ocakların üretim aynalarının blok

verimi, elde edilen mermerlerin fosil içeriği ve renkleri göz önüne alınarak çalışma

alanı iki bölüm altında incelenmiştir. Buna göre:

3.1. Güney Kesimi Mermerleri

Birçok mermer ocağının bulunduğu güney kısım genel olarak resif

tepeciklerinden oluşmuş bölgelerdir. Bu bölgede açılmış olan ocak aynalarında üç

farklı renk arz eden bir istif bulunmaktadır, üstten alta doğru koyu, orta ve açık bej

renkli üç farklı seleksiyon elde edilmektedir. Üretim aynalarının boyları 5–6 m

civarında olup, yukarıdan aşağıya doğru yaklaşık 1 m'lik derinlikte hali hazırda

bulunan bütün ocak sahalarında yatay bir süreksizlik bulunmaktadır. Bu da

aynalardan üstte bulunan ve daha koyu renkli olan bölümden blok alınmasını

engellemektedir. Bu kısım fabrikalarda ST adı verilen blok kesicilerinde, kesilip

değerlendirilmektedir. Süreksizliğin üstünde kalan kısım bol miktarda makro ve

mikro fosiller içermektedir. Bu sebeple oldukça serttir (Yıldırım, 2006).

Koyu bej renkli ve sertliğinin fazla olması sebebiyle oldukça iyi cila almakta

ve cila kendini göstermektedir. Süreksizliğin altında kalan kısım ise üst kısıma göre

daha az fosilli ve rengi daha açıktır. Fosil miktarının az olmasından dolayı sertliği üst

kısma göre daha azdır. Bu orta kısmın altında bulunan ve makro fosil içeriği son

derece az olan açık bej renkli kısım ise üst kısımlara göre daha da yumuşaktır. Bunun

altında kalan kısım ise kireç niteliğinde olup, poroziteli bir yapı göstermektedir.

Sertliği taşın fabrikadaki işleme prosesleri açısından oldukça düşüktür. Bu veriler

ışığında bölgenin jeolojik yapısı şu şekilde özetlenebilir.

Neotetis'in kıyı zonlarında oluşan resifal fasiyesteki bu kireçtaşları gerek

makro gerekse mikro canlıların kavkıları ve içerdikleri CaCO 'lardan oluşmuştur. 3

İstif: 1-Üstte resifin duvarını oluşturan bol fosilli nispeten koyu renkli ve 5-30 m²'lik

kafalar arz eden, 2-Bu birimin altında daha az fosilli olan ve derine gittikçe fosil

içeriği azalan, aynı zamanda renk olarak açılan, 3-Daha altta tamamen kireç

çamurundan oluşmuş kuş gözü denilen porozlu yapı arzeden, birimlerden oluşmuştur

(Yıldırım, 2006).

Üstteki bol fosilli kayaç haricinde bölgedeki kireçtaşlarında, ayrıca basınç

akma yapıları ve stilolitler karakteristiktir. Çalışma alanının güneyinde genel olarak

83

yukarıdaki özellikler gözlenmektedir. Küçük resif tepeciklerinden oluşmuş bu karbonat istifleri yanal ve düşey olarak 10 m'lik mesafeler içerisinde bile belirgin yapısal ve dokusal farklılıklar göstermektedir. Sertlik, renk, basınç akma yapıları, çatlak sistemleri ve istifin mermer olarak değerlendirilebileceği kalınlıkların bu kadar küçük mesafelerde değişiyor olması bölgedeki mermer işletmeciliğinde yaşanan olumsuzlukların birer parçasıdır. Foliasyonlu ve yapraklanmalı seviyelerin kalınlığı mermer ocaklarındaki pasa ve maliyet oranlarıyla doğrudan ilişkilidir. Hani mermerleri fabrikalarda vein cut (damarına kesim) şeklinde değerlendirilmektedir. Bunun sebebi damarların büyük bölümünün kil dolgulu olması; ve hem ocakta hem de fabrikalardaki işleme proseslerinde bu dolguların boşalması ve böylece kayacın dağılmasıdır. Basınç akma yapılarının gözlenmediği tavan kayaçlarda bu damarlar ve dolgular pek bulunmadığından bu bölümden elde edilen mermerler Cross cut (suyuna kesim) için elverişlidir. Çalışma alanının güney kesiminde üretilen bloklardaki en büyük problemler renk seleksiyonuna karışan pembe renkler ile sedimantasyon esnasında çökeller içinde kalmış olan yerli bitki kalıntılarının bloklara verdiği siyah renklerdir. İhracat kalitesindeki bloklarda istenmeyen bu özellikler üretilen blokların önemli bir bölümünün iç piyasada değerlendirilmesine yol açmaktadır (Yıldırım, 2006).

3.2. Kuzey Kesimi Mermerleri

Birkaç mermer ocağının bulunduğu kısım genel olarak kıyıdan uzak ve şelfin eğiminin iyice azaldığı şelf düzlüğü denilebilecek ortamda oluşmuştur. Aynaların daha doğrusu istifin yapısı güney kesimle hemen hemen aynı karakterleri arz eder. Sınırları güney kesim kadar keskin olmasa da yine tavanda bol fosilli ve koyu renkli tabana doğru fosil içeriği azalan ve renk olarak açılan bir görünüm arz etmektedir. Ancak bu bölgedeki fosiller daha derin ortam fosilleridir. Çalışma alanının kuzeyi, güney kısımdaki gibi istenmeyen bantlar şeklindeki pembe zonlar içermektedir. Ancak buradaki pembe zonlar güney kısımdaki kadar keskin dokanaklara sahip olmayıp daha gelişi güzel geometrik şekiller sunar. Kıyı çizgisinden daha uzakta oluşmasından dolayı bu kesimde güneydeki gibi siyah renkler 22 arz eden bitki kalıntılarına pek rastlanmaz. Ancak mercan kalıntılarının oldukça boşluklu yapısı ve hemen hemen blokları boydan boya kat eder vaziyette olması yine blok kalitesini düşüren etkenlerden bir tanesidir. Kuzey bölüm, güneydeki bölüme göre daha fazla süreksizlik arz eder. Kuzey–güney yönlü çatlak sistemleri bu kısımda blok almayı zorlaştırmış ve blok verimini azaltmıştır. Bu nedenle güney kısımdaki blok boyutları ve blok verimleri kuzeydeki bölüme göre oldukça büyüktür. Çalışma alanının kuzey kesimi ile güney kesimi arasındaki belki de en belirgin farklardan birisi de kuzey kesiminin rakım olarak daha düşük kotlarda olmasıdır. Bu kesimdeki düşük kotlardaki mermer ocaklarında süreksizlikler daha yoğun ve çatlak aralıkları daha geniştir. Ancak bu kesimde kot olarak güney kesimden de daha yüksekte olan bir mermer ocağındaki yapı neredeyse güney kesimle aynıdır ve süreksizliklerin son derece az, blok veriminin oldukça yüksek olması yöredeki mermer üretiminin verimliliğiyle rakım arasında bir ilişkinin var olduğunun da kanıtıdır. Mermer ocakla-

84

rında yapılan rakım ölçümler, 820 metrenin altında kalan kesimlerin süreksizlikler

sebebi ile blok verimlerinin oldukça düşük olduğunu göstermiştir (Yıldırım, 2006).

Bu veriler ışığında çalışma alanında yapılan incelemeler sonucu, yörede

kuzey kesim ile güney kesim arasındaki kot farkını yaratan etkenin eğim atımlı

normal bir fay olduğunu ortaya koymuştur. Takip edilen fay hattı üzerinde kırık

sebebiyle oluşmuş bir pınar belirlenmiştir (Şekil-17.a;b;c,d;e).

Şekil - 17.a. Muhtelif Mermer Ocakları

Şekil - 17.b. Muhtelif Mermer Ocakları

85

Şekil-17.c. Muhtelif Mermer Ocakları

Şekil-17.d. Muhtelif Mermer Ocakları

86

3.3. Hani (Diyarbakır) Mermerlerin Teknolojik ve Fiziksel Özellikleri

Doğal yapı taşlarının fiziksel ve mekanik özellikleri, bu kayaçların kullanım

alanlarının belirlenmesi dışında, ocak ve fabrikalardaki üretim verimliliği üzerinden

de oldukça önemli rol oynamaktadır. Doğal yapı taşlarının fiziksel ve mekanik

özelliklerinin belirlenmesi amacıyla Türk Standartları'nda belirtilen bir seri

laboratuar deneyi yapılmalıdır. Mermer ocakları içerisinde yatay ve düşey yönlerde

renk, desen ve dokusal özellikler açısından farklılıklar gözlenmesi sebebiyle, aynı

ocaktan mermer sektöründe, farklı isimlerle bilinen mermerler üretilebilmektedir. Bu

bakımdan laboratuar deneyleri, aynı ocak içerisinde, renk ve desen açısından

farklılıklar sunan, değişik mermer seviyeleri üzerinde de tekrarlanmaktadır.

Aşağıda Çizelgelerde TS 2513, TS 1910, TS 10449 ve ASTM (C97, C170,

C99, C241)'ye göre mermerlerin sahip olmaları gereken fiziksel ve mekanik

özelliklerin sınır değerleri verilmiştir (Yıldırım, 2006).

Şekil-17.e. Muhtelif Mermer Ocakları

Birim Hacim 3Ağırlık (gr/cm )

Ağırlıkça Su2Emme (%) < 1.80 Eğilme Direnci (kg/cm ) >500

Don SonrasıAğırlık Kaybı < 5 Böhme Yüzeysel Aşınma

3 2Direnci (cm /50 cm ) 3 Darbe Direnci (kgf.cm/cm ) > 6

2(kg/cm )

Fiziksel Özellikler Sınır Değeri Mekanik Özellikler Sınır Değer

>2.55 Tek Eksenli Basınç Direnci >500

> 15

Çizelge-1. Kayaçların doğal yapı taşı olarak kullanılabilmesi için sahip

olmaları gereken fiziksel ve mekanik özellikleri sınır değerleri (T.S. 2513)

(Yıldırım, 2006)

87

Don tesirine dayanıklılık, inşaatlarda dış kısımlarda kullanılacak mermerler

için önemli bir değerdir. Diyarbakır-Hani mermerlerinin don sonrası ağırlık kaybı

deney sonucu Çizelge 7'de verilmektedir. Tablo 8'de ise Hani (Diyarbakır

mermerlerinin ocaklara göre fiziksel özelliklerinin deney sonuçları gösterilmiştir

Çizelge-3. Mermer ve Kalsiyum karbonat bileşimli kayaçların doğal yapı

taşı olarak kullanılabilmesi için sahip olmaları gereken fiziksel ve

mekanik özelliklerinin sınır değerleri (T.S. 10449) (Yıldırım, 2006)

2< 1.80 Eğilme Direnci (kg/cm ) >500

< 5 Böhme Yüzeysel Aşınma > 15 3 2

Direnci (cm /50 cm )

< 5

Birim Hacim 3Ağırlık (gr/cm )

Ağırlıkça SuEmme (%)

Porozite (%)

Don SonrasıAğırlık Kaybı

2(kg/cm )

Fiziksel Özellikler Sınır Değeri Mekanik Özellikler Sınır Değer

>2.55 Tek Eksenli Basınç Direnci >500

Çizelge –2. Kaplama olarak kullanılan doğal kayaçların sahip olmaları

gereken fiziksel ve mekanik özelliklerinin sınır değerleri (T.S. 1910)

(Yıldırım, 2006)

Fiziksel Özellikler Sınır Değeri Mekanik Özellikler Sınır Değer

Ağırlıkça Su Emme (%)

Doluluk Oranı (%)

Don Sonrası Ağırlık Kaybı(%)

< 0.4

>98

< 1

< 5

Tek Eksenli Basınç Direnci2(kg/cm ) (Döşeme)

Tek Eksenli Basınç Direnci2(kg/cm ) (Kaplama)

>4

>500

>300

>300

<15

<15

>6

2Eğilme Direnci (kg/cm )Don Sonrası Başınç

2Direnci(kg/cm )Böhme Yüzeysel Aşınma

3 2Direnci (cm /50 cm ) (Döşeme)

Böhme Yüzeysel Aşınma 3 2Direnci (cm /50 cm )

(Kaplama

Darbe 3Dayanımı(kgf.cm/cm )

(Döşeme)Darbe

3Dayanımı(kgf.cm/cm )(Kaplama)

88

Bu veriler ışığında, Tigre Ocağı'ndan alınan mermer numunelerinin TS

2513'e ve TS 1910'a göre don sonrası ağırlık kaybı (< % 5) sınır değerini taşıdığı, TS

10449'a göre don sonrası ağırlık kaybı (<% 1) sınır değerini taşımadığı belirlenmiştir.

Toprak Mermer Ocağı'ndan alınan numunelerin TS 2513'e ve TS 1910'a göre

don sonrası ağırlık kaybı (< % 5) sınır değerini taşıdığı, TS 10449'a göre don sonrası

ağırlık kaybı (<% 1) sınır değerini taşımadığı belirlenmiştir.

Beden Mermer Ocağından alınan numunelerin: TS 2513'e ve TS 1910'a göre

don sonrası ağırlık kaybı (< % 5) sınır değerini taşıdığı, TS 10449'a göre don sonrası

ağırlık kaybı (<% 1) sınır değerini taşıdığı belirlenmiştir.

Hani mermerler ocaklarından Tigre Ocağı mermerlerinin, don sonrası ağırlık 3 3kaybı % 1.0, birim hacim ağırlığı 24.64 kN/m veya 2.51 gr/cm , ağırlıkça su emme

oranı % 1.36 ve porozitesi % 3.40 olarak bulunmuştur. Buna göre Tigre Ocağı

mermerlerinin TS 1910'a göre ağırlıkça su emme oranı, birim hacim ağırlığının ve

porozitesinin belirtilen sınır değerine uymadığı saptanmıştır. Dolayısıyla Tigre

Mermer Ocağı mermerleri, kaplama olarak kullanılan doğal kayaçların sahip olmaları

gereken fiziksel özelliklere sahip değildirler. TS 2513'e göre ağırlıkça su emme oranı

sınır değerlerine uyduğu halde, birim hacim ağırlığının standartlara uymadığı

belirlendiği için Tigre Ocağı mermerleri, kayaçların doğal yapı taşı olarak

kullanılabilmesi için sadece birim hacim ağırlığı bakımından uygun olmadığı

anlaşılmıştır. TS 10449'a göre ağırlıkça su emme oranı standart sınır değerlerinin

dışında, doluluk oranının ise minimum sınır değerinin üzerinde olduğundan Tigre

Ocağı mermerlerinin doğal yapı taşı olarak kullanılabilmesi için sahip olmaları

gereken fiziksel özelliklerden sadece ağırlıkça su emme oranı bakımından uygun

olmadığı görülmüştür. ASTM (C97, C170, C99, C241) standartlarına göre ağırlıkça

su emme oranı maksimum sınır değerinin üzerinde, birim hacim ağırlığının

maksimum sınır değerinin üzerinde olduğu görülmektedir. Bu verilere göre Tigre

Ocağı mermerlerinin doğal yapı taşı olarak kullanılabilmesi için sahip olmaları

gereken fiziksel özelliklere sahip olmadığı söylenebilir.

Toprak Ocağı mermerlerinin, don sonrası ağırlık kaybı % 0.91, birim hacim 3 3ağırlığı 24.40 kN/m veya 2.47 gr/cm , ağırlıkça su emme oranı % 1.80 ve

porozitesinin % 4.44 olarak bulunmuştur. Buna göre Toprak Ocağı'ndan elde edilen

malzemenin; TS 1910'a göre gerek ağırlıkça su emme oranı, gerek birim hacim

ağırlığı, gerekse porozitesi bakımından kaplama olarak kullanılan doğal kayaçların

sahip olmaları gereken fiziksel özelliklere sahip olmadığı görülmüştür. TS 2513'e

göre ağırlıkça su emme oranı ve don sonrası ağırlık kaybı bakımından uygun olduğu

halde, birim hacim ağırlığı bakımından standart sınır değerine uymadığı

belirlenmiştir. TS 10449'a göre ağırlıkça su emme oranı fazla yüksek çıkarken,

doluluk oranı ve don sonrası ağırlık kaybı bakımından aranan vasıflara uyduğu

belirlenmiştir. ASTM (C97, C170, C99, C421)'ye göre gerek ağırlıkça su emme oranı,

gerekse birim hacim ağırlığı bakımından olması gereken sınır değerine uymadığı

belirlenmiştir.

89

36 Beden Ocağı mermerlerinin, don sonrası ağırlık kaybı % 1.01, birim hacim 3 3ağırlığı 24.08 kN/m veya 2.46 gr/cm , ağırlıkça su emme oranı % 1.68 ve

porozitesinin % 4.13 olarak bulunmuştur. Bu veriler ışığında Beden Ocağı

mermerlerinin TS 1910'a göre ağırlıkça su emme oranı, birim hacim ağırlığı ve

porozitesi bakımından standartlara uygun olmadığı belirlenmiştir. Dolayısıyla Beden

Ocağı mermerlerinin, kaplama olarak kullanılan doğal kayaçların sahip olmaları

gereken fiziksel özelliklere sahip olmadığı söylenebilir. TS 2513'e göre ağırlıkça su

emme oranı ve don sonrası ağırlık kaybı sınır değerlerine uyduğu, ancak minimum

birim hacim ağırlığı sınır değerinden daha küçük çıktığı görülmektedir. TS 10449'a

göre maksimum ağırlıkça su emme oranı sınır değerinden küçük çıkmasına rağmen

doluluk oranı ve don ağırlık kaybı bakımından doğal yapı taşı olarak kullanılması için

iyi vasıfta olduğu anlaşılmaktadır. ASTM (C97, C170, C99, C421)'ye göre ise

ağırlıkça su emme oranı maksimum değerinden büyük çıkmakta, birim hacim ağırlığı

minimum değerinden küçük çıktığı belirlenmiştir.

Diğer taraftan, kayaç içindeki minerallerin sertliği ve bunların yüzde oranları

göz önüne alınarak kayacın yaklaşık sertliği hakkında fikir edinilebilmektedir. Mohs

sertlik cetvelinde verilen mineral sertlik değerleri, sertlik için birer ipucu niteliğinde

olup sayı aralıklarındaki sertlik farkları birbirine eşit değildir (Kun, 2000). Sertlik,

ocak ve fabrika işletmelerinde önemli bir parametre olarak ortaya çıkmaktadır.

Ocakta kaya sertliklerine göre kesim makineleri seçilmektedir. Fabrikalarda ise disk

ve aşındırıcılar kaya sertliklerine göre belirlenmektedir. Cila hattındaki aşındırıcı

taşıyan polisaj kafalarına uygun silimler konulur. Yaya trafiğinin çok yoğun olduğu

alanlara sert ve aşınmaya dayanıklı mermer türleri renkleri baz alınarak döşenir

(Önenç, 2003).

Schmidt sertlik endeksi değerlerine göre inceleme alanındaki üç ocaktan her

birine ait mermerlerden derlenen numuneler üzerinde 20'şer tane ölçüm yapılmıştır.

Ölçülen değerlerden en küçük 10 tanesi atıldıktan sonra en büyük 10 tanenin

ortalaması alınmış ve Schmidt sertlik endeksi 48.5 olarak bulunmuştur.

*Bu Çalışma okuyucuların faydalanması için Derleme olup, ağrılıklı olarak

Yıldırım, M.A. (2006): “Diyarbakır İli Hani İlçesi Mermerlerinin Jeolojisi Ve

Teknolojik Özellikleri”, Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji

Mühendisliği Bölümü Yüksek Lisans Tezi'nden faydalanılmıştır.

90

KAYNAKLAR

ASTM, (1993): “Standart Terminology Relat ing to Dimension

Stone(Exterior)”, C503-89

ASTM, (1993): “Standart Terminology Relating to Dimension Stone”, C119-

92a

Bağırsakçı, S., Ekber, A., Polat, C., Kum, M. (1995): “Diyarbakır-Ergani-

Çınar alanının jeolojisi”; Maden Tetkik ve Arama, Jeoloji Etütleri Dairesi Raporu, 82 s.

Duran, O. (1988): “Güneydoğu Anadolu'da Midyat ve Silvan gruplarının

stratigrafisi, sedimantolojisi ve petrol potansiyeli”; Türkiye Petrol Jeol., Dern., Bült.,

1-2, 99-126.

Erdoğan, B. (1977): “Geology, Geochemistry and Genesis of the Sulfite

Deposits of the

Ergani-Maden Region”, SE. Turkey, Ph.D. Thesis, Univ. New Brunswick,

Canada, 288 p.

Erdoğan B. (1982): “Bitlis Masifi'nin Avnik (Bingöl) Yöresinde Jeolojisi ve

Yapısal Özellikleri”, E.Ü. Yerbilimleri Fakültesi, Doçentlik Tezi, 106 s.

Erdoğan, B., Yavuz, B., A. (2002): “Güneydoğu Anadolu'nun Miyosen

Paleocoğrafyası İle Mermer Yataklarının İlişkisi” DEÜ Mühendislik Fakültesi Fen Ve

Mühendislik Dergisi Cilt: 4 Sayı: 2 sh. 53-64

Görür, N. (1998): “Türkiye'nin Triyas-Miyosen Paleocoğrafya Atlası”, İTÜ-

MTA Ank, 55 s.

Hall, R. (1976): “Ophiolite Emplacement and Evolution of the Tarsus Suture

Zone”, Southeast Turkey. Geology. Soc. America. Bulltein, v. 87, p. 1078-1088.

Karakuş, A. (1999): “Diyarbakır Yöresinde İşletilebilir Nitelikteki

Mermerlerin Kesilebilirlik Parametrelerinin İncelenmesi”. Çukurova Üniversitesi

Fen Bilimleri Enstitüsü, Maden Mühendisliği Anabilim Dalı, Yüksek Lisans Tezi,

Adana.

Kılıç, A., M., Karakuş, A., Keskin, M., Ö. (2003): Diyarbakır Yöresi

Mermerlerinin Fiziko-mekanik Özellikleri-Özgül Enerji İlişkisi. Türkiye IV. Mermer

Sempozyumu Bildiriler Kitabı, s. 159-171, 18-19 Aralık, Afyon.

Önenç, D.İ. (2003): “Güneydoğu Anadolu Bölgesi Kayalarının Mermer

Olabilme Potansiyelleri”, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Ekonomik

Maden Potansiyeli Sempozyumu, 22-23 Mayıs 2003, Diyarbakır, TMMOB Jeoloji

Mühendisleri Odası Yayınları : 80, s.28-40.

Perinçek, D. (1979): The geology of Hazro-Elazığ-Malatya area; Guide book,

TJK yayını, s. 33 Sürekli Eğitim Merkezi, s. 33-50

91

Perinçek, D. (1980): “Arabistan kıtası kuzeyindeki tektonik evrimin kıta

üzerinde çökelen istifteki etkileri”; Türkiye 5. Petrol Kongresi, Ankara, Bildiriler, 77-

93.

Perinçek, D., Özkaya, İ. (1981): “Arabistan Levhası Kuzey Kenarı Tektonik

Evrimi”, Yerbilimleri Bülteni Haccettepe Üniversitesi, c. 8, p. 91–101.

Perincek D., Kozlu H. (1984): “Stratigraphy and Structure Relations of the

Units in the Afşin–Elbistan–Doğanşehir Region (Eastern Taury)”, Geology of the

Taurus Belt. International Semposium Proceedings, Ankara Turkey, Maden Teknik ve

Arama Enstitüsü Bülteni, p 181-198.

Perinçek, D. (1990): “Hakkari ili ve dolayının stratigrafisi; Güneydoğu

Anadolu-Türkiye”; TPJD 2/1, 21-68.

Righi, M. R. and Cortesini, A. (1964): “Gravity tectonics in foothills structure

belt of Southeast Turkey”; American Assoc. Petrol Geologists Bull., 48, 22-24 bülteni,

cilt: 2-1.

Schmidt, G. (1965): “Proposed rock unit nomenclature.Petroleum District V,

Southeast – Turkey”.Turkish Association of Petroleum Geologists, Ankara.

Şaroğlu, F. ve Emre, Ö. (1987): “Karacadağ volkanitlerinin genel özellikleri ve

GD. Anadolu otoktonundaki yeri”; Türkiye 7. Petrol Kongresi, s.384-391

Şengör, A. (1980): “Türkiye'nin Neotektoniğinin Esasları”: TJK Yayını, 40 s

Tardu, T., Akçay, Y. (1990): “Güneydoğu Anadolu'da seçilmiş bazı stratigrafi

birim ve birliklerin sismik-stratigrafik analizi”; Türkiye 8. Petrol Kongresi, Ankara.

Bildiriler, 36-49

Tonçer, M. (2005): “Diyarbakır Hani Yöresindeki Mermer Ocaklarının Blok

Alma Olanakları, Fiziksel, Kimyasal Ve Mekanik Özellikleri Açısından

Değerlendirilmesi”, Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora Tezi

Maden Mühendisliği Anabilim Dalı Adana, 2005

T.S.E., TS 2513 / Şubat 1977. Doğal Yapı Taşları, Ankara.

T.S.E., TS 699 /1987, Tabii Yapı Taşları Muayene ve Deney Metotları, Ankara.

T.S.E., TS 1910 /1987, Tabii Yapı Taşları Muayene ve Deney Metotları, Ankara.

Tuna D. (1973): “V1 Bölge Litostratigragisi Adlamasının Açıklayıcı Raporu”,

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Raporu, No 813, 131 s.

Yılmaz, Y. (1983): “Türkiye'de Tetis'in Evrimi: Levha Tektoniği Açısından Bir

Yaklaşım:” TJK Yerbilimleri Özel Dizisi. 1.75 s

Yavuz, B.A. (2003): “Doğal Yapı Taşları Standartları. Güneydoğu Anadolu

Bölgesi Kayalarının Mermer Olabilme Potansiyelleri”, Doğu ve Güneydoğu Anadolu

Bölgesinin Ekonomik Maden Potansiyeli Sempozyomu, 22-23 Mayıs 2003,

Diyarbakır, TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Yayınları : 80, s. 68-76.

92

Yavuz, B.A. (2003): “Mermer Ocaklarında Blok Mermer Üretimini Etkileyen

Jeolojik Parametreler”, Mermer Meslekiçi Eğitim Semineri, TMMOB Jeoloji

Mühendisleri Odası Yayınları : 74, s.52-64., 13-19 Ocak 2003.

Yıldırım, M.A. (2006): “Diyarbakır İli Hani İlçesi Mermerlerinin Jeolojisi Ve

Teknolojik Özellikleri”, Selçuk Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Jeoloji

Mühendisliği Bölümü Yüksek Lisans Tezi 2006

Yılmaz, E., Duran., O. (1997): “Güneydoğu Anadolu Bölgesi Otokton Ve

Allokton Birimler Stratigrafi Adlama Sözlüğü (Lexıcon)” TPAO Araştırma Merkezi

Grubu Başkanlığı Eğitim Yayınları No. 31, 460 s. Şubat, 1997 Ankara

Yılmaz, Y. (1993): “New evidence and model on the evolution of the southest

Anatolian region”, Geol. Soc. America Bulltein, v. 105, p. 251–271.