diyarbakır ve Çevresinde neolitik dönem’den (m.Ö. 10.000) günümüze maden

13

Upload: dicle

Post on 21-Nov-2023

0 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

diroksozalit
Stamp

DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN

DİYARBAKIR VALİLİĞİDİCLE ÜNİVERSİTESİDİYARBAKIR’DA TARIM, DOĞA VE ÇEVRE SEMPOZYUMU 1-3 HAZİRAN 2010

Diyarbakır İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Yayınları Cilt III

DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT, SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN

EditörlerProf.Dr.Kenan HASPOLAT (Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi)

Prof.Dr.Kemal GÜVEN (Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi)

Yrd.Doç.Dr.Reyhan Gül GÜVEN (Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi)

DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN

ONURSAL BAŞKANLARMustafa TOPRAK - Diyarbakır ValisiAyşegül Jale SARAÇ - Dicle Üniversitesi Rektörü

DÜZENLEME VE YÜRÜTME KURULUBaşkan: Prof.Dr. Kenan HASPOLAT Dicle Üniversitesi Tıp FakültesiEşbaşkan: Prof.Dr. Kemal GÜVEN D.Ü. Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi MüdürüSempozyum Sekreteryası: Öğr.Gör. Ali EM D.Ü. Mühendislik Fakültesi

ÜYELERMehmduh TURA - Vali YardımcısıSuat SEYİDOĞLU - Vali YardımcısıŞaban AKÇA - Vali YardımcısıM.Ali KOÇKAYA - İl Tarım MüdürüMurat HASPOLATLI - İl Çevre ve Orman MüdürüTimur DAĞOĞLU - Diyarbakır Meteoroloji Bölge MüdürüTurgay ÖZGÜR - DSİ X. Bölge MüdürüNecati PİRİNÇÇİOĞLU - Yerel Gündem 21 Genel SekreteriGalip ENSARİOĞLU - Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası BaşkanıElif TUZLUYALÇIN - ÇEVGÖN BaşkanıSevgi EKMEKÇİLER - DİHAYKO Başkanı Doç.Dr.Ali CEYLAN - D.Ü. Tıp FakültesiDoç.Dr.İsmail GÜL - D.Ü.Ziraat FakültesiYrd.Doç.Dr.Ahmet YARDIMEDEN - D.Ü. Mühendislik Fakültesi Dekan Yrd.Yrd.Doç.Dr. Harun ALP - D.Ü.Veteriner Fakakültesi Dekan Yrd.Yrd.Doç.Dr.Orhan KAVAK - D.Ü. Mühendislik FakültesiYrd.Doç.Dr.Türkan KEJANLI - D.Ü. Mimarlık Fakültesi Yrd.Doç.Dr.Z.Fuat TOPRAK D.Ü. Mühendislik FakültesiYrd.Doç.Dr.Reyhan GÜLGÜVEN D.Ü.Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi

BİLİMSEL KURULProf.Abdünnasır YILDIZ - D.Ü.Fen FakültesiProf.Dr.Ahmet KILIÇ - D.Ü.Fen FakültesiProf.Dr.Cengiz YALÇIN - D.Ü.Veteriner Fakültesi DekanıProf.Dr.Ferit Kemal SÖNMEZ - D.Ü.Ziraat Fakültesi DekanıProf.Dr.Kemal GÜVEN - DÜÇAM MüdürüProf.Dr.Kenan HASPOLAT - D.Ü. Tıp FakültesiProf.Dr.M.Salih ÇELİK - D.Ü. Tıp Fakültesi-Türk Biyofizik Derneği Bşk.Prof.Dr.Mahmut AYDINOL - D.Ü.Fen FakültesiProf.Dr.Mehmet AKIN - D.Ü.Mühendislik Fakültesi DekanıProf.Dr.Sait YÜCEL - D.Ü. Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi DekanıProf.Dr.Selçuk ERTEKİN - D.Ü.Fen FakültesiDoç.Dr.Sema BAŞBAĞ - D.Ü.Ziraat Fakültesi Prof.Dr.Tahsin KILIÇOĞLU - Batman Ün. Rektör Yrd.Prof.Dr.Yüksel COŞKUN - D.Ü.Fen FakültesiProf.Dr.Zülküf GÜNELİ - D.Ü. Mimarlık Fakültesi Dekanı* Alfabetik sıraya göre sıralanmıştır.

İçindekiler

Bölüm Editörü : Prof.Dr.Ahmet KILIÇ

DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT10 - Diyarbakır’ın Bitkileri • Selçuk ERTEKİN

18 - Biodiversity Of The Diyarbakır Region, Turkey • Yüksel COŞKUN

32 - Diyarbakır Yöresinin Kuşları • Recep KARAKAŞ

42 - Leylek Popülasyonu 2005-2007 Yılları Sayısal Değişimleri • Ahmet KILIÇ

52 - Diyarbakır’da Güvercin Kültürü • Hüseyin TUĞCU

56 - Geleneksel Konut Mimarisinde Kuş Evleri • F.Evren DAŞDAĞ

66 - Diyarbakır’da Atçılık • Adil ALAN

72 - Diyarbakır’da Dağ Keçileri ve Melezleştirilmesi • Murat TOMAR

80 - Diyarbakır ve Doğa Sporları • Abdürrahim EKİN

Bölüm Editörü : Sevgi EKMEKÇİLER

DİYARBAKIR’DA SOKAK HAYVANLARI•86

88 - Doğanın ve Hayvanların Korunması ve Diyarbakır’da Sokak Hayvanlarının Durumu • Sevgi

EKMEKÇİLER

98 - Sokak Hayvanları Konusunda Belediyelerin Görevleri • Nedim YAŞLI

108 - Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Hayvan Bakım Evinin İşleyişi ve Verdiği Hizmetler •

Yılmaz GÜMÜŞ

112 - Hayvan Hastalıkları • Hasan İÇEN

122 - Hayvanlardan İnsanlara Bulaşan Hastalıklar (Zoonozlar) • Mustafa Kemal ÇELEN

134 - Kur’ân’da Hayvanların Hakları ve Çevre • Nurettin TURGAY

142 - Hayvan Refahı ve Hayvanların Davranış Özellikleri • Doğan KURT

Bölüm Editörü : Prof.Dr.Mehmet AKIN

DİYARBAKIR VE SU152 - Semavi Dinlerde Dicle ve Fırat • Muharrem YILDIZ

174 - Diyarbakır’ın Tarihi Suları ve Çeşmeleri • Aysel YILMAZ

186 - Geleneksel Diyarbakır Evlerinde Avlu ve Su Öğesi • Mine BARAN

196 - Diyarbakır İlçeleri Su ve Çeşmeleri • Kenan HASPOLAT

220 - Haram Sudan Atladım; Diyarbakır’da Haram Su İle İlgili İnanışlar • Nuran ELMACI

246 - Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Önemli Bazı Sıcak Su Kaplıcaları • Reyhan Gül GÜVEN

Bölüm Editörü : Timur DAĞOĞLU

İKLİM240 - Diyarbakır’da Meteorolojik Faaliyetler • Yusuf ALTUNÇ, M.Latif GÜLTEKİN

DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN

246 - Küresel İklim Senaryoları ve Diyarbakır’a Olası Etkileri • M.Latif

GÜLTEKİN, Mahmut MÜSLÜM, Mustafa ALTINER

256 - Diyarbakır İçin Rüzgar Enerjisi Potansiyeli ve Faydalanma

Yöntemleri • Mustafa ALTINER, Latif GÜLTEKİN, Mahmut MÜSLÜM

264 - Diyarbakır’ın Güneş Enerjisi ve Potansiyeli • Mahmut MÜSLÜM, Latif

GÜLTEKİN, Mustafa ALTINER

274 - Diyarbakır İli Sıcaklık, Yağış ve Kuraklık Analizi • Nizamettin HAMİDİ

290 - Küresel İklim Değişikliğinin Diyarbakır Kent Merkezi Sıcaklıkları

Üzerindeki Etkisi• Z.Fuat TOPRAK

304 - Diyarbakır Çevre ve Orman Müdürlüğü Ağaçlandırma ve Erozyon

Kontrolü (AGM) Şube Müdürlüğü Çalışmaları • Murat HASPOLATLI

Bölüm Editörü : Yrd.Doç.Dr.Orhan KAVAK

YER ALTI ZENGİNLİK KAYNAKLARI314 - Diyarbakır’da Tarihte Madenler • Kenan HASPOLAT

332 - Diyarbakır‘da Petrol ve Çevresel Etkileri • Orhan KAVAK, Kıvılcım

ÖNEN

344 - Diyarbakır Yöresinde Madencilik ve Çevresel Etkileri • M.Şefik

İMAMOĞLU, Kamuran MUŞ

352 - Madencilik İşletmelerinin Çevresel Etkisi ve Alınması Gereken

Önlemler • Ali Bilgin, Veli KARA

364 - Diyarbakır ve Çevresinde Neolitik Dönemden (M.Ö.10.000)

Günümüze Maden • Enver AKIN, Orhan KAVAK

370 - Yakındoğu ve Diyarbakır Çevresinde Meydana Gelen Tarihi

Depremler ve Sosyo-Kültürel Etkileri • Enver AKIN, Orhan KAVAK

Bölüm Editörü : Prof.Dr.Mahmut AYDINOL

ENERJİ KAYNAKLARI380 - Biyogaz ve Biyodizelin Tanımı ve Özellikleri • Murat TOMAR

396 - Rüzgar Enerjisine Genel Bakış • Bilal GÜMÜŞ

404 - Diyarbakır’da Güneş ve Rüzgar Enerjisi Potansiyeli ve Kullanımı •

Mahmut AYDINOL

414 - Fotovoltaik Pil Teknolojisine Genel Bakış • Yusuf Selim OCAK, Tahsin

KILIÇOĞLU

YER ALTI ZENGİNLİK KAYNAKLARI

366

DİYARBAKIR VE ÇEVRESİNDE NEOLİTİK DÖNEMDEN (M.Ö.10.000) GÜNÜMÜZE MADEN

DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN

367

Enver AKIN1 Orhan KAVAK2

1Dicle Üniversitesi Edebiyat

Fakültesi Arkeoloji Bölümü

Diyarbakır2Dicle Üniversitesi

Mühendislik Fakültesi

Maden Mühendisliği Bölümü

Diyarbakır

[email protected]

[email protected]

ÖZETDünya’da yerleşik hayata adımların atıldığı bu bölgede insanların önceleri

sileksit (Çakmak Taşı) ve Opsidiyen gibi doğal taşlardan faydalanarak,

bunlardan çeşitli aletler yaptıkları bilinmektedir. Yerleşik hayata geçme

ile birlikte bölge insanının bakır (malakit) , çinko, arsenik, altın, gümüş,

kurşun ve demir gibi madenleri keşfettikleri görülmektedir. Günümüzden

binlerce yıl önce keşfettikleri bazı maden (mineral-kayaç-kıymetli taşlar

v.b) ocaklarını işleterek, buradan çıkardıkları madenleri ham veya işlenmiş

olarak Yakındoğu’nun diğer bölgelerine pazarlayan bölge insanının bu yolla

büyük ekonomik kazanç, prestij ve güç elde ettiği anlaşılmaktadır.

Bu çalışmada Diyarbakır ve çevresinde neolitik dönemden günümüze kadar

önemini devam ettiren madenler üzerinde durulmuştur.

GİRİŞİnsanoğlu için mihenk taşı olarak adlandırılan bazı kavramlar vardır.

Örneğin bunlardan bir tanesi kesin olarak ne zaman kullanıldığı bilinmeyen

ateştir. Bir diğeri ise hayvanların evcilleştirilmesi aşamasıdır. Üçüncüsü

belki de en önemlisi ise insanların yerleşik hayata geçmesini, uygarlaşma

sürecini başlatan tarımı öğrenmesidir. Ancak insanların ilerlemesi ve

günümüz sürecine varmasına yani teknoloji çağına erişmesine ve bu

yolda ilerlemesini sağlayan “madeni”de kullanmış olması en az onlar

kadar önemlidir. Çünkü bilim adamları insanların geçirmiş olduğu evreleri,

insanların kullanmış olduğu alet ve edevatların ve yapım malzemelerine

göre değerlendirme yaparak isimlendirme yoluna gitmiştir. Biz bunlara

Tarihi Devirler diyoruz. İlk devir Neolitik yani yeni taş devri; ilk olarak taştan

aletlerin yapıldığı devirdir. İkincisi, Kalkolitik yani Khalkos: bakır ve Litos:

taş’ın bir arada kullanıldığı devir. Üçüncüsü ise Tunç Devri ya da Bronz

Devri olarak adlandırılan devirdir ki bu da bakıra arsenik veya kalayın

karıştırılarak sertleştirilmesinin sağlanmasıyla oluşan yeni alaşımdan

ismini almıştır.

Maden olarak bildiğimiz şey esas olarak kayaçlar içerisinde saklı olan bu

cevher ile insanların ilk görsel tanışıklığı çok daha erkene dayanabileceğini

söylemek mümkünse de son yıllardaki arkeolojik veriler, madenlerden

faydalanmanın Neolitik Çağ ile başladığını ortaya koymuştur. Özellikle ilk

denemelerin maden pasları olarak bilinen doğal akıntılar veya kayaçlardan

elde edilen çeşitli renk tonlarındaki boyalar ile çeşitli bezemelerin yapıldığını

368

göstermekteyiz. Çatalhöyük’te tapınak duvarına

işlenen kadın betiminde kullanılan boyanın

metal oksit olması bunun en güzel örneklerinden

biridir (Resim 1). Neolitik çağda Proteknoloji

olarak bilinen metal oksit kullanımı ile sınırlı

kalınırken, Kalkolitik Çağ’da ise isminden de

anlaşılacağı üzere taş malzemelerin yanında

bakırdan bazı malzemelerin de kullanılmaya

başlandığı dönemdir. Daha önceleri taştan ve

pişmiş topraktan yapılan kapların kırılması veya

parçalanması durumundan sonra bir daha aynı

amaç için kullanılması mümkün olamazken,

madenlerden yapılan kapların kırılıp dökülse

bile geri dönüşümünün olduğu ve eritilme yolu

ile bir daha kullanılma şansının olması, dönem

insanı için çok önemli bir avantaj sağlamış

olmalıdır.

Resim 1 Çatalhöyük tapınak duvarında kadın betimi

Madenden yapılan kapların eritildikten sonra

hazırlanan kalıba aktarılarak şekillendirilmesi

işçilik ve emek açısından insanoğluna büyük

bir olanak sağladığı gibi, aynı hacimli kapların

değiştirilmeksizin seri olarak üretilmesi yani

fabrikasyon sisteminin oturmasını aslında

ilk endüstri devrimi olarak nitelendirmek

mümkündür. Hiçbir zaman için eşit hacim

taş-pişmiş toprak ve ahşaptan kap yapılma

şansı olmazken Kalkolitik Çağ’da madenden

kalıp yöntemi ile standart kapların üretilmesi

aynı zamanda toplumda norm olarak

adlandırabileceğimiz matematiksel kuralların

da yerleşmesine neden olmuştur. Artık mal

üretiminin bir ölçüsü olmuş, serbest ticaretteki

trampa sistemi ölçüye dayandırılmış, bir işçinin

emek karşılığı kap ölçekleri ile daha doğru ve adil

bir hale getirilmiştir. Bu basit ama çok önemli

dönüşümün matematiksel kural ve kavramların

çok daha fazla gelişmesine ve yerleşmesine ön

ayak olduğu anlaşılmaktadır. Öyle ki sonraki

süreçte arazi ölçümleri ve hangi araziye ne

kadar suyun ayrılması gerektiği de ilerletilen

matematiksel kurallara bağlanabilmiştir.

Doğrudan madenden faydalanmanın en güzel

örneği ise M.Ö.7250-6750. yılları arasında

Diyarbakır-Ergani yakınındaki Çayönü

yerleşmesinde ele geçen bakırdan yapılmış

örneklerdir (Özdoğan ve diğ., 1994). Doğal

bakır olarak bilinen malakit’ten yapılan bir

boncuğun yeryüzüne doğal yollarla ulaşan

bakır rezervinden alınarak soğuk dövme yolu

ile şekillendirildiği anlaşılmaktadır (Özdoğan

ve diğ., 1994). Önceleri doğadan alınan doğal

bakırın dövülme yöntemleri ile çok sınırlı

oranda metalden alet yapılabilmişken, sonraları

ısıtarak eritilme yönteminin ilerlemesi ile artık

maden ocaklarının işletilmeye başlandığına

tanık oluyoruz (Savaş 2006). Pişmiş topraktan,

taş, ahşap ve kemikten yapılmış geri dönüşümü

olmayan aletler yerine eritilerek kalıplama

yöntemi ile yapılan geri dönüşümlü madeni

DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN

369

alet ve edevatların kullanılmaya başlanması en başta tarım alanında

çeşitli kolaylıklar sağladığı gibi üretimin de katlanarak artmasına da

neden olmuştur. Tüm bunların yanında sürekli gelişen ve değişik ihtiyaçlar

hisseden toplumda doğası gereği daha yumuşak olan bakır madeninin her

alanda kullanılabilmesi sıkıntı yaşattığı düşünülmüş olmalı ki insanlar buna

beli oranda arsenik katarak bakırı sertleştirmeyi yani tunç haline getirmeye

başladıklarına tanık oluyoruz. M.Ö. 4.binlerin son çeyreği ile başlatılan bu

süreç yeni bir çağ olarak Tunç veya Bronz Çağ’ı (M.Ö.3200-1200) olarak

ta adlandırılan yeni bir dönemin başlamasını da beraberinde getirmiştir.

Anadolu’da Tunç Çağ’ının erken dönemlerinde bakıra karışım olarak keskin

ve kötü bir kokusu olan zehir oranı yüksek arsenik kullanılmışken, M.Ö.

2. binin başlarından itibaren arsenik yerine kokusuz ve zehirsiz kalayın

kullanılmaya başlandığına tanık oluyoruz. O dönemde Anadolu’da arseniğin

kullanılmış olmasının nedeni olasılıkla Anadolu’daki bolluğu şeklinde

açıklanabilirken, kalayın azlığı onun Mezopotamya tüccarları tarafından

coğrafyaya pazarlandığını göstermektedir. M.Ö. 2. binin son çeyreğinde

ise yeni bir dönemin Demir Çağ’ının Anadolu’da gelişmeye başlandığına

tanık oluyoruz. Aslında Hitit kaynaklarında çok daha önceleri demirin

kullanıldığına (Yalçın 1999) tanık olunurken ( Hitit kaynaklarında amutum

şeklinde geçmektedir) bunun sınırlı kullanılmış olmasından dolayı M.Ö.

1200’ler de Anadolu’ya göç eden Deniz Kavimleri yolu ile yerleştirildiği

düşünüldüğünden bu sürece Demir Çağı adı verilmiştir.

Tarihsel süreçte Anadolu’daki en önemli bölgelerden bir tanesi Güneydoğu

Anadolu olarak görülmektedir. Dicle ve Fırat ırmakları arasında kalan

ve Mezopotamya olarak adlandırılan bu bölgede yer alan ve sulanabilen

toprakların Anadolu’daki en erken yerleşmelerin bu coğrafyada

gelişmesindeki ana etkenlerden biridir. Geniş tarım alanları ve su

kaynakları yanında zengin maden kaynaklar ile de dikkat çeken bölgenin

sürekli olarak insan topluluklarını cezb ettiği anlaşılmaktadır. Diyarbakır

ve çevresinde özellikle Ergani-Maden civarındaki bakır yataklarının

Neolitik Dönem’den itibaren aralıksız olarak günümüze kadar kullanıldığı

anlaşılmaktadır ki bazı araştırmacıların bu günkü Diyarbakır isminin de

bakır madeni ile ilişkili olabileceği tezini savunmalarına neden olmuştur.

Çayönü yerleşmesinde kullanılan ilk bakır işlemesi ile başlayan sürecin

arkeolojik veriler ve yazılı kayıtlar ışığında sürekliliğini devam ettirdiği

gözlemleniyor. Sümer yerleşme yerlerinin bu bölgede yoğunlaşması aynı

zamanda bakır madenlerini de kontrol etme çabası olarak yorumlanabilir.

370

Çünkü bugünkü Irak topraklarında kalan aşağı

Mezopotamya’nın madenler konusunda zengin

olmadığı bilinmektedir. Hitit kaynaklarında I.

Hattuşili’nin bu bölgeye yaptığı seferlerden

sonra bölgeden götürülen zengin ganimetlerden

dolayı başkent Hattuşa’nın hazinesinde çeşitli

madenlerin başının ve sonunun olmadığından

söz edilmektedir (Savaş, 2006).

Diyarbakır bölgesi ile ilgili bazı yazılı kaynaklarda

M.Ö. 14.yy. da Tuşhan’da (Bugünkü Bismil

ilçesine bağlı Üçtepe veya Tepe beldesindeki

Ziyaret Tepe) krallık yapan Tişşatal’ın kendi

kentlerinde üretilen bakır kazanları komşu

ve dost ülke krallarına hediye ettiğinden söz

edilmektedir ( Loon, 1977).

Ayrıca bölgede üretilen bakır kazanların Doğu

Akdeniz’deki Tyr, Sidon (Sayda) ve Al Mina

limanları yolu ile Yunanistan, Adalar ve Güney

İtalya liman kentlerine ihraç edilmesinden söz

edilir (Loon, 1977). Yine madencilik konusunda

son derece ilerlemiş olan Urartu Krallığının

maden yatakları üzerinde strateji geliştirdiği

anlaşılmaktadır ki, Siirt Madenköy olarak

bilinen yerde bulunan maden ocaklarını uzun

süre kendileri tarafından işletildiği, arkeolojik

verilerce de doğrulanabilmektedir (Belli, 2000).

Burada yapılan incelemelerde çok sayıda ateş

ocakları, maden cürufları ve üfleme boruları

ele geçmiştir (Resim 2). Tarihte Anadolu’ya

özellikle Urartu üzerine düzenli seferler

yapmaları ile tanınan Asur İmparatorluğu’nun

temel hedeflerinden biri Urartu’nun ve bölgenin

zengin madeni ganimetlerini elde etmek ve

maden ocaklarını kontrol etme çabası gerçeği

bu tezi doğrular niteliktedir.

Resim 2 Van Pürneşe den üfleme boruları

SONUÇ Güneydoğu Anadolu Bölgesi, özellikle Diyarbakır

ve çevresinde, arkeolojik kazıların ve yazılı

kayıtların yetersizliğinden, maden üretimi

işlenmesi ve pazarlanması konusunda elimizde

yeterli veri bulunmasa da bölgede özellikle

Diyarbakır, Mardin ve Midyat çevresinde

köklü altın ve gümüş işlemeciliğinin varlığını

günümüzde de devam ettirmesi, bölge

insanının tarihin derinliklerinden bu yana

maden işletmeciliği konusunda uzman olduğunu

göstermektedir.

DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN

371

KAYNAKLAR1. Belli, O., 2000. ‘Eskiçağ Dünyası’nın En Büyük Madenci Krallığı:

Urartular’, Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul Üniversitesi

2. Loon, M. N. v., 1977. The Place of Urartu in the First Millenium B.C.

Trade

3. Savaş, S.Ö., 2006. Çivi Yazılı Belgeler Işığında Anadolu’da ( İ.Ö. 2. Bin

Yilında) Madencilik ve Maden Kullanımı

4. Özdoğan, M., Özdoğan, A., Bar-Yosef, D., Van Zeist, W., 1994.

Çayönü Kazısı ve Güneydoğu Anadolu Karma Projesi 30 Yıllık Genel

Değerlendirme, KST 15/1,

5. Yalçın, Ü., 1999. Early iron metallurgy in Anatolıa, AnSt 49 (Anatolian

Iron Ages 4)