diyarbakır ve Çevresinde neolitik dönem’den (m.Ö. 10.000) günümüze maden
TRANSCRIPT
DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN
DİYARBAKIR VALİLİĞİDİCLE ÜNİVERSİTESİDİYARBAKIR’DA TARIM, DOĞA VE ÇEVRE SEMPOZYUMU 1-3 HAZİRAN 2010
Diyarbakır İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Yayınları Cilt III
DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT, SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN
EditörlerProf.Dr.Kenan HASPOLAT (Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi)
Prof.Dr.Kemal GÜVEN (Dicle Üniversitesi Fen Fakültesi)
Yrd.Doç.Dr.Reyhan Gül GÜVEN (Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi)
DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN
ONURSAL BAŞKANLARMustafa TOPRAK - Diyarbakır ValisiAyşegül Jale SARAÇ - Dicle Üniversitesi Rektörü
DÜZENLEME VE YÜRÜTME KURULUBaşkan: Prof.Dr. Kenan HASPOLAT Dicle Üniversitesi Tıp FakültesiEşbaşkan: Prof.Dr. Kemal GÜVEN D.Ü. Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi MüdürüSempozyum Sekreteryası: Öğr.Gör. Ali EM D.Ü. Mühendislik Fakültesi
ÜYELERMehmduh TURA - Vali YardımcısıSuat SEYİDOĞLU - Vali YardımcısıŞaban AKÇA - Vali YardımcısıM.Ali KOÇKAYA - İl Tarım MüdürüMurat HASPOLATLI - İl Çevre ve Orman MüdürüTimur DAĞOĞLU - Diyarbakır Meteoroloji Bölge MüdürüTurgay ÖZGÜR - DSİ X. Bölge MüdürüNecati PİRİNÇÇİOĞLU - Yerel Gündem 21 Genel SekreteriGalip ENSARİOĞLU - Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası BaşkanıElif TUZLUYALÇIN - ÇEVGÖN BaşkanıSevgi EKMEKÇİLER - DİHAYKO Başkanı Doç.Dr.Ali CEYLAN - D.Ü. Tıp FakültesiDoç.Dr.İsmail GÜL - D.Ü.Ziraat FakültesiYrd.Doç.Dr.Ahmet YARDIMEDEN - D.Ü. Mühendislik Fakültesi Dekan Yrd.Yrd.Doç.Dr. Harun ALP - D.Ü.Veteriner Fakakültesi Dekan Yrd.Yrd.Doç.Dr.Orhan KAVAK - D.Ü. Mühendislik FakültesiYrd.Doç.Dr.Türkan KEJANLI - D.Ü. Mimarlık Fakültesi Yrd.Doç.Dr.Z.Fuat TOPRAK D.Ü. Mühendislik FakültesiYrd.Doç.Dr.Reyhan GÜLGÜVEN D.Ü.Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi
BİLİMSEL KURULProf.Abdünnasır YILDIZ - D.Ü.Fen FakültesiProf.Dr.Ahmet KILIÇ - D.Ü.Fen FakültesiProf.Dr.Cengiz YALÇIN - D.Ü.Veteriner Fakültesi DekanıProf.Dr.Ferit Kemal SÖNMEZ - D.Ü.Ziraat Fakültesi DekanıProf.Dr.Kemal GÜVEN - DÜÇAM MüdürüProf.Dr.Kenan HASPOLAT - D.Ü. Tıp FakültesiProf.Dr.M.Salih ÇELİK - D.Ü. Tıp Fakültesi-Türk Biyofizik Derneği Bşk.Prof.Dr.Mahmut AYDINOL - D.Ü.Fen FakültesiProf.Dr.Mehmet AKIN - D.Ü.Mühendislik Fakültesi DekanıProf.Dr.Sait YÜCEL - D.Ü. Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi DekanıProf.Dr.Selçuk ERTEKİN - D.Ü.Fen FakültesiDoç.Dr.Sema BAŞBAĞ - D.Ü.Ziraat Fakültesi Prof.Dr.Tahsin KILIÇOĞLU - Batman Ün. Rektör Yrd.Prof.Dr.Yüksel COŞKUN - D.Ü.Fen FakültesiProf.Dr.Zülküf GÜNELİ - D.Ü. Mimarlık Fakültesi Dekanı* Alfabetik sıraya göre sıralanmıştır.
İçindekiler
Bölüm Editörü : Prof.Dr.Ahmet KILIÇ
DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT10 - Diyarbakır’ın Bitkileri • Selçuk ERTEKİN
18 - Biodiversity Of The Diyarbakır Region, Turkey • Yüksel COŞKUN
32 - Diyarbakır Yöresinin Kuşları • Recep KARAKAŞ
42 - Leylek Popülasyonu 2005-2007 Yılları Sayısal Değişimleri • Ahmet KILIÇ
52 - Diyarbakır’da Güvercin Kültürü • Hüseyin TUĞCU
56 - Geleneksel Konut Mimarisinde Kuş Evleri • F.Evren DAŞDAĞ
66 - Diyarbakır’da Atçılık • Adil ALAN
72 - Diyarbakır’da Dağ Keçileri ve Melezleştirilmesi • Murat TOMAR
80 - Diyarbakır ve Doğa Sporları • Abdürrahim EKİN
Bölüm Editörü : Sevgi EKMEKÇİLER
DİYARBAKIR’DA SOKAK HAYVANLARI•86
88 - Doğanın ve Hayvanların Korunması ve Diyarbakır’da Sokak Hayvanlarının Durumu • Sevgi
EKMEKÇİLER
98 - Sokak Hayvanları Konusunda Belediyelerin Görevleri • Nedim YAŞLI
108 - Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Hayvan Bakım Evinin İşleyişi ve Verdiği Hizmetler •
Yılmaz GÜMÜŞ
112 - Hayvan Hastalıkları • Hasan İÇEN
122 - Hayvanlardan İnsanlara Bulaşan Hastalıklar (Zoonozlar) • Mustafa Kemal ÇELEN
134 - Kur’ân’da Hayvanların Hakları ve Çevre • Nurettin TURGAY
142 - Hayvan Refahı ve Hayvanların Davranış Özellikleri • Doğan KURT
Bölüm Editörü : Prof.Dr.Mehmet AKIN
DİYARBAKIR VE SU152 - Semavi Dinlerde Dicle ve Fırat • Muharrem YILDIZ
174 - Diyarbakır’ın Tarihi Suları ve Çeşmeleri • Aysel YILMAZ
186 - Geleneksel Diyarbakır Evlerinde Avlu ve Su Öğesi • Mine BARAN
196 - Diyarbakır İlçeleri Su ve Çeşmeleri • Kenan HASPOLAT
220 - Haram Sudan Atladım; Diyarbakır’da Haram Su İle İlgili İnanışlar • Nuran ELMACI
246 - Güneydoğu Anadolu Bölgesinin Önemli Bazı Sıcak Su Kaplıcaları • Reyhan Gül GÜVEN
Bölüm Editörü : Timur DAĞOĞLU
İKLİM240 - Diyarbakır’da Meteorolojik Faaliyetler • Yusuf ALTUNÇ, M.Latif GÜLTEKİN
DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN
246 - Küresel İklim Senaryoları ve Diyarbakır’a Olası Etkileri • M.Latif
GÜLTEKİN, Mahmut MÜSLÜM, Mustafa ALTINER
256 - Diyarbakır İçin Rüzgar Enerjisi Potansiyeli ve Faydalanma
Yöntemleri • Mustafa ALTINER, Latif GÜLTEKİN, Mahmut MÜSLÜM
264 - Diyarbakır’ın Güneş Enerjisi ve Potansiyeli • Mahmut MÜSLÜM, Latif
GÜLTEKİN, Mustafa ALTINER
274 - Diyarbakır İli Sıcaklık, Yağış ve Kuraklık Analizi • Nizamettin HAMİDİ
290 - Küresel İklim Değişikliğinin Diyarbakır Kent Merkezi Sıcaklıkları
Üzerindeki Etkisi• Z.Fuat TOPRAK
304 - Diyarbakır Çevre ve Orman Müdürlüğü Ağaçlandırma ve Erozyon
Kontrolü (AGM) Şube Müdürlüğü Çalışmaları • Murat HASPOLATLI
Bölüm Editörü : Yrd.Doç.Dr.Orhan KAVAK
YER ALTI ZENGİNLİK KAYNAKLARI314 - Diyarbakır’da Tarihte Madenler • Kenan HASPOLAT
332 - Diyarbakır‘da Petrol ve Çevresel Etkileri • Orhan KAVAK, Kıvılcım
ÖNEN
344 - Diyarbakır Yöresinde Madencilik ve Çevresel Etkileri • M.Şefik
İMAMOĞLU, Kamuran MUŞ
352 - Madencilik İşletmelerinin Çevresel Etkisi ve Alınması Gereken
Önlemler • Ali Bilgin, Veli KARA
364 - Diyarbakır ve Çevresinde Neolitik Dönemden (M.Ö.10.000)
Günümüze Maden • Enver AKIN, Orhan KAVAK
370 - Yakındoğu ve Diyarbakır Çevresinde Meydana Gelen Tarihi
Depremler ve Sosyo-Kültürel Etkileri • Enver AKIN, Orhan KAVAK
Bölüm Editörü : Prof.Dr.Mahmut AYDINOL
ENERJİ KAYNAKLARI380 - Biyogaz ve Biyodizelin Tanımı ve Özellikleri • Murat TOMAR
396 - Rüzgar Enerjisine Genel Bakış • Bilal GÜMÜŞ
404 - Diyarbakır’da Güneş ve Rüzgar Enerjisi Potansiyeli ve Kullanımı •
Mahmut AYDINOL
414 - Fotovoltaik Pil Teknolojisine Genel Bakış • Yusuf Selim OCAK, Tahsin
KILIÇOĞLU
DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN
367
Enver AKIN1 Orhan KAVAK2
1Dicle Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Arkeoloji Bölümü
Diyarbakır2Dicle Üniversitesi
Mühendislik Fakültesi
Maden Mühendisliği Bölümü
Diyarbakır
ÖZETDünya’da yerleşik hayata adımların atıldığı bu bölgede insanların önceleri
sileksit (Çakmak Taşı) ve Opsidiyen gibi doğal taşlardan faydalanarak,
bunlardan çeşitli aletler yaptıkları bilinmektedir. Yerleşik hayata geçme
ile birlikte bölge insanının bakır (malakit) , çinko, arsenik, altın, gümüş,
kurşun ve demir gibi madenleri keşfettikleri görülmektedir. Günümüzden
binlerce yıl önce keşfettikleri bazı maden (mineral-kayaç-kıymetli taşlar
v.b) ocaklarını işleterek, buradan çıkardıkları madenleri ham veya işlenmiş
olarak Yakındoğu’nun diğer bölgelerine pazarlayan bölge insanının bu yolla
büyük ekonomik kazanç, prestij ve güç elde ettiği anlaşılmaktadır.
Bu çalışmada Diyarbakır ve çevresinde neolitik dönemden günümüze kadar
önemini devam ettiren madenler üzerinde durulmuştur.
GİRİŞİnsanoğlu için mihenk taşı olarak adlandırılan bazı kavramlar vardır.
Örneğin bunlardan bir tanesi kesin olarak ne zaman kullanıldığı bilinmeyen
ateştir. Bir diğeri ise hayvanların evcilleştirilmesi aşamasıdır. Üçüncüsü
belki de en önemlisi ise insanların yerleşik hayata geçmesini, uygarlaşma
sürecini başlatan tarımı öğrenmesidir. Ancak insanların ilerlemesi ve
günümüz sürecine varmasına yani teknoloji çağına erişmesine ve bu
yolda ilerlemesini sağlayan “madeni”de kullanmış olması en az onlar
kadar önemlidir. Çünkü bilim adamları insanların geçirmiş olduğu evreleri,
insanların kullanmış olduğu alet ve edevatların ve yapım malzemelerine
göre değerlendirme yaparak isimlendirme yoluna gitmiştir. Biz bunlara
Tarihi Devirler diyoruz. İlk devir Neolitik yani yeni taş devri; ilk olarak taştan
aletlerin yapıldığı devirdir. İkincisi, Kalkolitik yani Khalkos: bakır ve Litos:
taş’ın bir arada kullanıldığı devir. Üçüncüsü ise Tunç Devri ya da Bronz
Devri olarak adlandırılan devirdir ki bu da bakıra arsenik veya kalayın
karıştırılarak sertleştirilmesinin sağlanmasıyla oluşan yeni alaşımdan
ismini almıştır.
Maden olarak bildiğimiz şey esas olarak kayaçlar içerisinde saklı olan bu
cevher ile insanların ilk görsel tanışıklığı çok daha erkene dayanabileceğini
söylemek mümkünse de son yıllardaki arkeolojik veriler, madenlerden
faydalanmanın Neolitik Çağ ile başladığını ortaya koymuştur. Özellikle ilk
denemelerin maden pasları olarak bilinen doğal akıntılar veya kayaçlardan
elde edilen çeşitli renk tonlarındaki boyalar ile çeşitli bezemelerin yapıldığını
368
göstermekteyiz. Çatalhöyük’te tapınak duvarına
işlenen kadın betiminde kullanılan boyanın
metal oksit olması bunun en güzel örneklerinden
biridir (Resim 1). Neolitik çağda Proteknoloji
olarak bilinen metal oksit kullanımı ile sınırlı
kalınırken, Kalkolitik Çağ’da ise isminden de
anlaşılacağı üzere taş malzemelerin yanında
bakırdan bazı malzemelerin de kullanılmaya
başlandığı dönemdir. Daha önceleri taştan ve
pişmiş topraktan yapılan kapların kırılması veya
parçalanması durumundan sonra bir daha aynı
amaç için kullanılması mümkün olamazken,
madenlerden yapılan kapların kırılıp dökülse
bile geri dönüşümünün olduğu ve eritilme yolu
ile bir daha kullanılma şansının olması, dönem
insanı için çok önemli bir avantaj sağlamış
olmalıdır.
Resim 1 Çatalhöyük tapınak duvarında kadın betimi
Madenden yapılan kapların eritildikten sonra
hazırlanan kalıba aktarılarak şekillendirilmesi
işçilik ve emek açısından insanoğluna büyük
bir olanak sağladığı gibi, aynı hacimli kapların
değiştirilmeksizin seri olarak üretilmesi yani
fabrikasyon sisteminin oturmasını aslında
ilk endüstri devrimi olarak nitelendirmek
mümkündür. Hiçbir zaman için eşit hacim
taş-pişmiş toprak ve ahşaptan kap yapılma
şansı olmazken Kalkolitik Çağ’da madenden
kalıp yöntemi ile standart kapların üretilmesi
aynı zamanda toplumda norm olarak
adlandırabileceğimiz matematiksel kuralların
da yerleşmesine neden olmuştur. Artık mal
üretiminin bir ölçüsü olmuş, serbest ticaretteki
trampa sistemi ölçüye dayandırılmış, bir işçinin
emek karşılığı kap ölçekleri ile daha doğru ve adil
bir hale getirilmiştir. Bu basit ama çok önemli
dönüşümün matematiksel kural ve kavramların
çok daha fazla gelişmesine ve yerleşmesine ön
ayak olduğu anlaşılmaktadır. Öyle ki sonraki
süreçte arazi ölçümleri ve hangi araziye ne
kadar suyun ayrılması gerektiği de ilerletilen
matematiksel kurallara bağlanabilmiştir.
Doğrudan madenden faydalanmanın en güzel
örneği ise M.Ö.7250-6750. yılları arasında
Diyarbakır-Ergani yakınındaki Çayönü
yerleşmesinde ele geçen bakırdan yapılmış
örneklerdir (Özdoğan ve diğ., 1994). Doğal
bakır olarak bilinen malakit’ten yapılan bir
boncuğun yeryüzüne doğal yollarla ulaşan
bakır rezervinden alınarak soğuk dövme yolu
ile şekillendirildiği anlaşılmaktadır (Özdoğan
ve diğ., 1994). Önceleri doğadan alınan doğal
bakırın dövülme yöntemleri ile çok sınırlı
oranda metalden alet yapılabilmişken, sonraları
ısıtarak eritilme yönteminin ilerlemesi ile artık
maden ocaklarının işletilmeye başlandığına
tanık oluyoruz (Savaş 2006). Pişmiş topraktan,
taş, ahşap ve kemikten yapılmış geri dönüşümü
olmayan aletler yerine eritilerek kalıplama
yöntemi ile yapılan geri dönüşümlü madeni
DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN
369
alet ve edevatların kullanılmaya başlanması en başta tarım alanında
çeşitli kolaylıklar sağladığı gibi üretimin de katlanarak artmasına da
neden olmuştur. Tüm bunların yanında sürekli gelişen ve değişik ihtiyaçlar
hisseden toplumda doğası gereği daha yumuşak olan bakır madeninin her
alanda kullanılabilmesi sıkıntı yaşattığı düşünülmüş olmalı ki insanlar buna
beli oranda arsenik katarak bakırı sertleştirmeyi yani tunç haline getirmeye
başladıklarına tanık oluyoruz. M.Ö. 4.binlerin son çeyreği ile başlatılan bu
süreç yeni bir çağ olarak Tunç veya Bronz Çağ’ı (M.Ö.3200-1200) olarak
ta adlandırılan yeni bir dönemin başlamasını da beraberinde getirmiştir.
Anadolu’da Tunç Çağ’ının erken dönemlerinde bakıra karışım olarak keskin
ve kötü bir kokusu olan zehir oranı yüksek arsenik kullanılmışken, M.Ö.
2. binin başlarından itibaren arsenik yerine kokusuz ve zehirsiz kalayın
kullanılmaya başlandığına tanık oluyoruz. O dönemde Anadolu’da arseniğin
kullanılmış olmasının nedeni olasılıkla Anadolu’daki bolluğu şeklinde
açıklanabilirken, kalayın azlığı onun Mezopotamya tüccarları tarafından
coğrafyaya pazarlandığını göstermektedir. M.Ö. 2. binin son çeyreğinde
ise yeni bir dönemin Demir Çağ’ının Anadolu’da gelişmeye başlandığına
tanık oluyoruz. Aslında Hitit kaynaklarında çok daha önceleri demirin
kullanıldığına (Yalçın 1999) tanık olunurken ( Hitit kaynaklarında amutum
şeklinde geçmektedir) bunun sınırlı kullanılmış olmasından dolayı M.Ö.
1200’ler de Anadolu’ya göç eden Deniz Kavimleri yolu ile yerleştirildiği
düşünüldüğünden bu sürece Demir Çağı adı verilmiştir.
Tarihsel süreçte Anadolu’daki en önemli bölgelerden bir tanesi Güneydoğu
Anadolu olarak görülmektedir. Dicle ve Fırat ırmakları arasında kalan
ve Mezopotamya olarak adlandırılan bu bölgede yer alan ve sulanabilen
toprakların Anadolu’daki en erken yerleşmelerin bu coğrafyada
gelişmesindeki ana etkenlerden biridir. Geniş tarım alanları ve su
kaynakları yanında zengin maden kaynaklar ile de dikkat çeken bölgenin
sürekli olarak insan topluluklarını cezb ettiği anlaşılmaktadır. Diyarbakır
ve çevresinde özellikle Ergani-Maden civarındaki bakır yataklarının
Neolitik Dönem’den itibaren aralıksız olarak günümüze kadar kullanıldığı
anlaşılmaktadır ki bazı araştırmacıların bu günkü Diyarbakır isminin de
bakır madeni ile ilişkili olabileceği tezini savunmalarına neden olmuştur.
Çayönü yerleşmesinde kullanılan ilk bakır işlemesi ile başlayan sürecin
arkeolojik veriler ve yazılı kayıtlar ışığında sürekliliğini devam ettirdiği
gözlemleniyor. Sümer yerleşme yerlerinin bu bölgede yoğunlaşması aynı
zamanda bakır madenlerini de kontrol etme çabası olarak yorumlanabilir.
370
Çünkü bugünkü Irak topraklarında kalan aşağı
Mezopotamya’nın madenler konusunda zengin
olmadığı bilinmektedir. Hitit kaynaklarında I.
Hattuşili’nin bu bölgeye yaptığı seferlerden
sonra bölgeden götürülen zengin ganimetlerden
dolayı başkent Hattuşa’nın hazinesinde çeşitli
madenlerin başının ve sonunun olmadığından
söz edilmektedir (Savaş, 2006).
Diyarbakır bölgesi ile ilgili bazı yazılı kaynaklarda
M.Ö. 14.yy. da Tuşhan’da (Bugünkü Bismil
ilçesine bağlı Üçtepe veya Tepe beldesindeki
Ziyaret Tepe) krallık yapan Tişşatal’ın kendi
kentlerinde üretilen bakır kazanları komşu
ve dost ülke krallarına hediye ettiğinden söz
edilmektedir ( Loon, 1977).
Ayrıca bölgede üretilen bakır kazanların Doğu
Akdeniz’deki Tyr, Sidon (Sayda) ve Al Mina
limanları yolu ile Yunanistan, Adalar ve Güney
İtalya liman kentlerine ihraç edilmesinden söz
edilir (Loon, 1977). Yine madencilik konusunda
son derece ilerlemiş olan Urartu Krallığının
maden yatakları üzerinde strateji geliştirdiği
anlaşılmaktadır ki, Siirt Madenköy olarak
bilinen yerde bulunan maden ocaklarını uzun
süre kendileri tarafından işletildiği, arkeolojik
verilerce de doğrulanabilmektedir (Belli, 2000).
Burada yapılan incelemelerde çok sayıda ateş
ocakları, maden cürufları ve üfleme boruları
ele geçmiştir (Resim 2). Tarihte Anadolu’ya
özellikle Urartu üzerine düzenli seferler
yapmaları ile tanınan Asur İmparatorluğu’nun
temel hedeflerinden biri Urartu’nun ve bölgenin
zengin madeni ganimetlerini elde etmek ve
maden ocaklarını kontrol etme çabası gerçeği
bu tezi doğrular niteliktedir.
Resim 2 Van Pürneşe den üfleme boruları
SONUÇ Güneydoğu Anadolu Bölgesi, özellikle Diyarbakır
ve çevresinde, arkeolojik kazıların ve yazılı
kayıtların yetersizliğinden, maden üretimi
işlenmesi ve pazarlanması konusunda elimizde
yeterli veri bulunmasa da bölgede özellikle
Diyarbakır, Mardin ve Midyat çevresinde
köklü altın ve gümüş işlemeciliğinin varlığını
günümüzde de devam ettirmesi, bölge
insanının tarihin derinliklerinden bu yana
maden işletmeciliği konusunda uzman olduğunu
göstermektedir.
DİYARBAKIR’DA DOĞAL HAYAT SU, İKLİM, ENERJİ VE MADEN
371
KAYNAKLAR1. Belli, O., 2000. ‘Eskiçağ Dünyası’nın En Büyük Madenci Krallığı:
Urartular’, Türkiye Arkeolojisi ve İstanbul Üniversitesi
2. Loon, M. N. v., 1977. The Place of Urartu in the First Millenium B.C.
Trade
3. Savaş, S.Ö., 2006. Çivi Yazılı Belgeler Işığında Anadolu’da ( İ.Ö. 2. Bin
Yilında) Madencilik ve Maden Kullanımı
4. Özdoğan, M., Özdoğan, A., Bar-Yosef, D., Van Zeist, W., 1994.
Çayönü Kazısı ve Güneydoğu Anadolu Karma Projesi 30 Yıllık Genel
Değerlendirme, KST 15/1,
5. Yalçın, Ü., 1999. Early iron metallurgy in Anatolıa, AnSt 49 (Anatolian
Iron Ages 4)