byzantine art

22
Konu-Amaç-Kapsam-Yöntem Bizans İmparatorluğu 1100 yıl boyunca varlığını sürdürmüş ve var olduğu sürece sınrlarını genişletmişr.Genişleyen topraklarla birlikte bir çok kültürü de içinde barındıran bu imparatorluğun sanana yansıyan bu çeşitlilik geniş bir yelpaze oluşturmuştur. Hırisyan dinsel sananın en önemli özelliği;kutsal kitap ve inanç ile ilişkili kutsal kişilerin,konuların ve sembolik anlamları olduğu kabul edilen figürlerin hem dini görselleşrerek canlandırması,hem de bu dinsel figürlerin taşıdıkları kutsallığın tasvir aracılığıyla bulundukları mekana ve izleyiciye ulaşmasıdır.Bizans sananda tasvirler dini görselleşrip yaymak ve özellikle de ilk yıllarda okuma yazma bilmeyen kesimleri bu sayede Hırisyanlığı ve öncüsü kabul edilen Musevi inancından haberdar etmek.Bizans tasvir sananda özellikle İsa,Meryem,havariler,incil yazarları,aziz ve azizleri ile bunların ibret verici yaşamlarından sahneler ve ruhani varlıklar kutsal yapılarda,ikonalarda, ve kutsal kitaplarda,fildişi,cam ,dokuma,madeni kutu,kitap kapağı,tören haçı üzerinde çeşitli tekniklerde yoğun olarak işlenmişr. Bu sunumun konusunu oluşturan Dört İncil Yazarı tasviri önceden de söylediğim gibi Bizans sananın temelini oluşturan kutsal kitap ve inançla ilgili olan kişilerdir.Sanan temelini oluşturan dinsel metni bu dört kişi meydana germişr. Bu sunumun amacı Bizans tasvir sananda yoğun olarak kullanılan bu dört İncil yazarı figürlerinin Bizans sanat tarihindeki gelişimlerine değinmek,verilme amaçlarını anlatmak ve Bizans sanat tarihindeki yerini ve önemini belirleyebilmekr. Bizans Tasvir Sananın Genel ÖZellikleri Bizans tasvir sananda resim tekniği olarak fresko ve mozaik tekniği kullanılmışr.Mozaikler freskolara göre daha sağlam ve kalıcıdır.Döşeme mozaikleri 4. Yüzyıldan ibaren yaplmışr;duvar ve tavan mozaikleri ise daha erken dönemlere kadar tarihlenmektedir.Genellikle mitolojik ve dinsel konuları işleyen mozaiklere özel konutlarda da yer verilmiştr. Bizans tasvirleride figürler çok çeşitlidir.Hırisyan sanandaki mozaiklerin karakteri ankçağ döneminin mozaikleriden farkldır.Ankçağdaki özgürlük,anlaımdaki rahatlık,karmaşık geometrik dekorlar,komposizyondaki ustalık,Hırisyan sananda yerini kutsallığa bırakmışr.843-1204 tarihleri arasıda mozaik sana doruğa çıkmışrRomalı karakteri 6.yüzyılda yerini Doğu ve Anadolu etkili bir Helenistlik kültüre bırakmışr.Bu etkileşimlere rağmen Bizanslıların estek anlayışları Yunan ve Roma’nn estek anlayışından uzakr.İzleyici esere kalmak zorundadır.Yer ve zaman gerçekçidir.Sanatçı kendine özgü,bireysel değil genel ve anonim çalışır. Orta ve Geç dönemde ikonalar önem kazanmaya başlamıştr.İkona dar anlamıyla Doğur Ortodoks dünyasında taşınabilen,çeşitli ebaaki ahşap panolar üzerine dini konulu tasvir yapılan eşyalardır. Bizans döneminde imgeler ve bu imgelerin aldıkları sanatsal biçim yakın bir ilişki içerisinde görüldüklerinden resimler,renklerle örülmüş bir din bilim olarak da tanımlanmışr. Bizans sananda 6-7. yüzyıllardan ibaren tasvirler önem kazanmaya başlamış, insanlar ibadetlerini doğrudan tasvirlere yapmaya başlamışlardır. Haa daha ileri giderek tasvirlerin mucizeler gösterdiği inancını benimsemişlerdir.Dinsel tasvirlerde sembolizme de yer verilmişr.Nasıl ki İsa kuzu şeklinde gösterilmişse dört incil yazarı da aslan,öküz,melek,kartal olarak sembolize edilmişlerdir. Dini yapılardaki kutsal yerler de çok önemlidir.Tasvirlerde kutsal bir sıra düzeni hakimdir.Kiliselerde kubbede İsa figürü,apsiste Meryem, köşe kemerlerinde kutsal bayram tasvirleri,pandaſtiflerde dört İncil yazarı daha aşağılarda azizlerin tasvirleri yer alır genel olarak.İncil yazarlarının Ayakta durur portrelerine sık sık rastlanılabilir.Fakat duvar ve panel boyamalarında İncil yazarları diğer azizlerle bir arada veya onlarla aynı şekilde gösterilmişr.

Upload: isik

Post on 16-Nov-2023

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Konu-Amaç-Kapsam-YöntemBizans İmparatorluğu 1100 yıl boyunca varlığını sürdürmüş ve var olduğu sürece sınrlarını genişletmiştir.Genişleyen topraklarla birlikte bir çok kültürü de içinde barındıran bu imparatorluğun sanatına yansıyan bu çeşitlilik geniş bir yelpaze oluşturmuştur.Hıristiyan dinsel sanatının en önemli özelliği;kutsal kitap ve inanç ile ilişkili kutsal kişilerin,konuların ve sembolik anlamları olduğu kabul edilen figürlerin hem dini görselleştirerek canlandırması,hem de bu dinsel figürlerin taşıdıkları kutsallığın tasvir aracılığıyla bulundukları mekana ve izleyiciye ulaşmasıdır.Bizans sanatında tasvirler dini görselleştirip yaymak ve özellikle de ilk yıllarda okuma yazma bilmeyen kesimleri bu sayede Hıristiyanlığı ve öncüsü kabul edilen Musevi inancından haberdar etmekti.Bizans tasvir sanatında özellikle İsa,Meryem,havariler,incil yazarları,aziz ve azizleri ile bunların ibret verici yaşamlarından sahneler ve ruhani varlıklar kutsal yapılarda,ikonalarda, ve kutsal kitaplarda,fildişi,cam ,dokuma,madeni kutu,kitap kapağı,tören haçı üzerinde çeşitli tekniklerde yoğun olarak işlenmiştir.Bu sunumun konusunu oluşturan Dört İncil Yazarı tasviri önceden de söylediğim gibi Bizans sanatının temelini oluşturan kutsal kitap ve inançla ilgili olan kişilerdir.Sanatın temelini oluşturan dinsel metni bu dört kişi meydana getirmiştir. Bu sunumun amacı Bizans tasvir sanatında yoğun olarak kullanılan bu dört İncil yazarı figürlerinin Bizans sanat tarihindeki gelişimlerine değinmek,verilme amaçlarını anlatmak ve Bizans sanat tarihindeki yerini ve önemini belirleyebilmektir. Bizans Tasvir Sanatının Genel ÖZellikleriBizans tasvir sanatında resim tekniği olarak fresko ve mozaik tekniği kullanılmıştır.Mozaikler freskolara göre daha sağlam ve kalıcıdır.Döşeme mozaikleri 4. Yüzyıldan itibaren yaplmıştır;duvar ve tavan mozaikleri ise daha erken dönemlere kadar tarihlenmektedir.Genellikle mitolojik ve dinsel konuları işleyen mozaiklere özel konutlarda da yer verilmiştr.Bizans tasvirleride figürler çok çeşitlidir.Hıristiyan sanatındaki mozaiklerin karakteri antikçağ döneminin mozaikleriden farkldır.Antikçağdaki özgürlük,anlaımdaki rahatlık,karmaşık geometrik dekorlar,komposizyondaki ustalık,Hıristiyan sanatında yerini kutsallığa bırakmıştır.843-1204 tarihleri arasıda mozaik sanatı doruğa çıkmıştırRomalı karakteri 6.yüzyılda yerini Doğu ve Anadolu etkili bir Helenistlik kültüre bırakmıştır.Bu etkileşimlere rağmen Bizanslıların estetik anlayışları Yunan ve Roma’nn estetik anlayışından uzaktır.İzleyici esere katılmak zorundadır.Yer ve zaman gerçekçidir.Sanatçı kendine özgü,bireysel değil genel ve anonim çalışır. Orta ve Geç dönemde ikonalar önem kazanmaya başlamıştr.İkona dar anlamıyla Doğur Ortodoks dünyasında taşınabilen,çeşitli ebattaki ahşap panolar üzerine dini konulu tasvir yapılan eşyalardır.Bizans döneminde imgeler ve bu imgelerin aldıkları sanatsal biçim yakın bir ilişki içerisinde görüldüklerinden resimler,renklerle örülmüş bir din bilim olarak da tanımlanmıştır. Bizans sanatında 6-7. yüzyıllardan itibaren tasvirler önem kazanmaya başlamış, insanlar ibadetlerini doğrudan tasvirlere yapmaya başlamışlardır. Hatta daha ileri giderek tasvirlerin mucizeler gösterdiği inancını benimsemişlerdir.Dinsel tasvirlerde sembolizme de yer verilmiştir.Nasıl ki İsa kuzu şeklinde gösterilmişse dört incil yazarı da aslan,öküz,melek,kartal olarak sembolize edilmişlerdir.Dini yapılardaki kutsal yerler de çok önemlidir.Tasvirlerde kutsal bir sıra düzeni hakimdir.Kiliselerde kubbede İsa figürü,apsiste Meryem, köşe kemerlerinde kutsal bayram tasvirleri,pandaftiflerde dört İncil yazarı daha aşağılarda azizlerin tasvirleri yer alır genel olarak.İncil yazarlarının Ayakta durur portrelerine sık sık rastlanılabilir.Fakat duvar ve panel boyamalarında İncil yazarları diğer azizlerle bir arada veya onlarla aynı şekilde gösterilmiştir.

İncil kitaplarındaki görseller Ortaçağ’ın ortalarında azalmıştır.Aynı şekilde İncil yazarları portreleri de Ortaça’da kitaplarda azalmıştır.Ortodoks doğuda ise İncil kitapları ve İncil yazarları portreleri aynı ölçüde görselliğin öncül odakları olmuştur.İncil yazarları portreleri Bizanslı çağdaşlarının aksine yeni Slav milli kültüründe bolca resmedilmişlerdir.Örnek olarak Ostromir İncilleri ve Khitrova İncilleri gösterilebilir.

Batıda ise çoğunlukla hikayenin öncülü olarak her İncil sayfasının başlangıcında olmak üzere portreler İncilde görülmeye devam etmiştir. Ta ki bu portrelerde yazarların sergilendiği Ortaçağ sonlarına kadar.Böylece kutsal figürler bu alanda bir bütünlük oluşturarak yapının içine girenleri de içine alan karaktere bürünmüştür.7 ve 9. yüzyıllar arasında Bizans’a Arap akınları oldukça yoğunlaşmış bu da Bizans Arap ilişkilerini kültür ve sanat alanına da taşımıştır. Bu dönemde yaşanan ikona kırıcılık Bizans Sanatı’nın ilk altın çağına son vermiştir. 9. yüzyılda ise imparatorluk siyasal, ekonomik ve kültürel açıdan yeniden bir canlanma dönemine girmiştir. Bunun sonucunda 9. yüzyılla ile birlikte ikinci bir altın çağ başlamıştır.Bizans sanatı geleneksel ve içe dönük olsa da zaman içinde yavaş yavaş hiç hissettirmeden değişikliğe uğramıştır. Ancak 12. yüzyıldan sonra hızla toprak kaybı başlamış ve bu da önemli sanatçıların yavaş yavaş imparatorluğu terk edip İtalya ve diğer Hıristiyan ülkelerine göçüne neden olmuştur. Bu göç merkezdeki üslubun buralara da yansımasına neden olmuş ve buradaki üsluplarla kaynaşarak Geç Bizans Sanatı başlamıştır

DÖRT İNCİL YAZARLARINI TEMSİL EDEN SEMBOLLER ve ANLAMLARI

Dört İncil yazarı –Jacob Jordaens 1625.Matta-Lukas-Yuhanna-Markus

Dört incil yazarı dört adet sembol ile gösterilirler. Bu dört sembol zaman zaman Reenarkasyon(Vücut Bulma)(insan) ,hırs(tutku)(boğa) ,diriliş(aslan) yükseliş(kartal)i de anlatırlar. Kanatlı tasvir edilmeleri kutsallığı vurgulamaları açısından oldukça büyük önem taşır.Kanatlar ilahi görevin simgeleridirler. İncil yazarlarının ve havarilerin ellerindeki kitaplar yeni Ahid’i temsil eder.

MATTA:İsa'nın oniki havarisinden biri olan Roma vergi memuru olan kişidir.Yeni Ahit'in ilk bölümünü meydana getirir. Matta’nın sembolü insan ya da melek olmuştur.Erken Hıristiyan sanatında melekler sakallı ve sakalsız erkek figürü olarak,dünyevi bir görünüşte tasvir edilmişlerdi.Kanatları ise Tanrı’nın ulaşılmazlığının da simgesidir.Ancak bu kanatlara yüklenen anlamlar farklı olabilir.Erken dönemde tasvir edilen melekler ruhani yaratıkları içermiyordu.Sanatçılar çoğu kez melekleri tanımlama ve tasvir etme sorununu onları çeşitli metafizik farklılıklarıyla birlikte insana benzeterek çözümlüyorlardı.Tanrı’nın mesaj taşıyıcısı olma özelliğini öne çıkarıyordu.Matta İncil ilk yazılan İncil olarak kabul edildiğinden bu sembol Matta’nın Tanrı’nın mesaj taşıyıcısı özelliğini vurgulamak için kullanılmış olabilir.Ayrıca Matta’nın insanlığa tanıttığı İsa gelecek olarak kraldır. Yahudileri İsa'nın yüzyıllardır bekledikleri Mesih (kurtarıcı) olduğuna inandırmayı amaçlar. Yahudilerin fizikî ve materyalist bir kurtarıcı ve krallık beklemelerinden ötürü Matta İncili'nde İsa'nın manevî krallığı vurgulanır.İçerdiği bu anlam bakımından Matta için seçilen sembol bu olmuştur.

MARKUS:Yuhanna Markos tarafından yazılmıştır. Vaftizci Yahya'dan İsa'nın göğe yükselişine kadar olan kısmı anlatır. İsa'nın gösterdiği mucizeler en fazla bu incilde örneklenir. Markos İncilinde İsa'nın

"Seçilmiş Kişi" olduğu sık sık vurgulanır.Markus’un sembolü aslandır.Aslan sembolü; gücün, mutlak iktidarını, cesaretin ve soğukkanlılığın alametidir. Söylenceye göre yavru aslanlar ölü doğar ve üç gün sonra babalarının nefesleriyle canlılık kazanırlar .Bu nedenle aslan yeniden dirilişinin ve ilintili olarak da yaşamın Tanrı’sının da simgesi olmuştur. Aslan Ezekiel’in metninde geçen dört hayvandan biri ve İncil yazarlarından Markos’un simgesidir. Çünkü Markos İncil’inde en çok İsa’nın yeniden dirilişinden bahsedilmekte ve İsa’nın erdemleri önemle açıklanmaktadır. Kanatlı aslan değişmez olarak Markos’un işareti ve Markos’un korunması altında olması dolayısıyla da Venedik Kenti’nin amblemidir. LUKAS:Bir doktor olan Luka tarafından yazıldığı kabul edilir. Luka İsa'nın havarilerinden biri değildirLukas’ın sembolü öküz veya buzağıdır.Öküz; Sabır ve gücün simgesi olarak kullanılır.İlk Hıristiyan yazarların eserlerinde öküz gerçek kurban İsa’nın bir Simgesi olarak görülür.Öküz yine olumlu bir anlamıyla başkalarının iyiliği için sessizce çalışırken boyunduruklarına sabırla katlananları temsil eder.Luka’nın işareti olup İncil’de İsa’nın ızdırabı ve ölümünün Kurban olma yönünden incelenmesinden dolayı Luka’ya uygun görülmüştür.YUHANNA:Havari Yuhanna tarafından yazılmıştır. Yuhanna İncili, İsa'nın kilisesinin oluşumunu anlatır. Cennetteki krallığından insanlığa yol göstermeye devam edeceği vurgulanır. Bu anlamda, diğer inciller gibi belirli bir kesimi değil, tüm insanlığı hedeflediği düşünülebilir. "Dünya" kelimesi birçok yerde tekrarlanır. Yuhanna’nın sembolü kartaldır. Genellikle yeniden dirilişin simgesi olarak yorumlanır.Bu yorum,kartalın diğer kuşların aksine tüylerinin parlaklığının ve gençliğini güneşe kadar uçarak ve sonra hızla suya dalarak tekrar tekrar elde ettiğini varsayan eski bir inanıştan kaynaklanır.Kartal aynı zamanda vaftiz suyu kasesinde başlayan yeni yaşamı ve bu surette güçlendirilen Hıristiyanlık ruhunu da temsil etmekte kullanılır.Kartalın gözden kayboluncaya kadar yükselebildiği ve o yükseklikte bile parlak öğle güneşine gözünü kırpmadan bakabildiği söylenir.Bu nedenle İsa’nın simgesi olmuştur ya da daha genelde onun cesaret inanç ve düşünce erdemlerini simgeleştirdiği söylenebilir.Yuhannna’nın da işareti olmuştur. Yuhanna İncil’inde (İsa’nın) tanrısal tabiatını tefekkür ederek yükseldiği için,kartal onun işareti sayılmıştır.

Hint Mitolojisi-Garuda-Vişnu’nun taşıyıcı Kanatlı Kartal Asur-Kanatlı Boğa Rölyefi

Bu dört sembolün kaynağı nereden geliyor ?

Tetramorf (tetramorph, Latince dört beden) dört varlığın birleşiminden meydana gelen bir sembolü ifade eder. Bu varlıklar genelde boğa, kartal, aslan ve insandır Kadim orta doğu uygarlıkları, örneğin Mısır ,Mezopotamya İran ve Anadolu, Uzak Doğu’da Orta ve Güney Amerika mitolojisinde yaygın olarak işlenmiştir.Hint mitolojisinde Garuda yarı insan ve yarı kartal bir varlıktır. Yılanların düşmanı ve tanrı Vishnu’nun taşıyıcısı Orta doğuda yaygın Mezopotamya medeniyetlerinde, Sümer, Babil, Asur ve Keldanilerde kanatlı ve insan yüzlü boğalar görülür Eski İran medeniyetlerinde de görülür .Hititlerde ve bütün civardaki medeniyetlerde dört mahlukun çeşitli birleşimleri görülmektedir. Genellikle hayvan başlı ve insan gövdeli tanrılardan oluşmuş figürler söz konusudur. İbranilerde tetramorflar olarak geçen Kerubimler görülür(Kerubim veya Kerubiler çoğul, Kerub tekil) Kerubimler dört elementin idarecileridir Sembolik karşılıkları şöyledir:

Anaghi Katedrali İtalya 12. Veya 13.yy

Eski Ahitte bu dört varlık hakkında yazılanlar şöyledir,

Eski Ahid-Ezekiel (Tevrat’da adı geçen bir peygamberdir.Aynı zamanda kendi adına bir bölümü de mevcuttur.

BAP 1/5-11 KİTAP 1-BÖLÜM 5-11

Hezekiel Bap 10 /14,21

En ortasında insana benzer dört canlı yaratık duruyordu; her birinin dört yüzü, dört kanadı vardı. Bacakları dimdikti, ayakları buzağı ayağına benziyor ve cilalı tunç gibi parlıyordu. Dört yanlarında, kanatların altında insan elleri vardı. Dördünün de yüzleri, kanatları vardı. Kanatları birbirine değerek dosdoğru ilerliyor, ilerlerken sağa sola dönmüyordu. Her yaratığın dört yüzü vardı: Önde dördünün yüzü insan yüzüne, sağda dördünün aslan yüzüne, solda dördünün öküz yüzüne, arkada dördünün kartal yüzüne benzer bir yüzü vardı. Yüzleri böyleydi. Kanatları yukarıya doğru açılmıştı. Her yaratığın iki kanadı yanda öbür yaratıkların kanadına değiyor, iki kanatla da bedenlerini örtüyordu.

Her Keruv'un (Kelime anlamı olarak öküz anlamına gelmektedir.)dört yüzü vardı: Birinci yüz öküz yüzüne, ikincisi insan yüzüne, üçüncüsü aslan yüzüne, dördüncüsü kartal yüzüne benziyordu.

Her birinin dört yüzü, dört kanadı vardı. Kanatlarının altında insan elini andıran bir şey vardı.

RESİMLERİN ANLATIMLARIBazı yapılardaki dört incil yazarı tasvirleri örneklerini göreceğiz.

SONUÇ

Çalışmada Bizans tasvir sanatında(330-1453)İncil yazarları figürlerinin, bu süreç içerisinde nasıl tasvir edildiklerini, Bizans toplumu ve sanatı içerisinde nasıl bir görünüm aldıklarını anlatılmaya çalışılmıştır. Bizans İmparatorluğu 330-1453 yılları arasında varlığını sürdürmüştür. Bu süreç içerisinde sınırlar oldukça geniştir. Bu sınırların geniş olması sanat alanında çeşitlilik getirmiştir. Yayıldığı bölgelerin kültüründen etkilenirken kendi etkilerini de bu yayıldıkları bölgelere getirmişlerdir.Sonuç olarak Dört İncil yazarı tasvirleri genellikle İsa figürünü bütünleyici olarak Kartal,Aslan,Melek ve Öküz sembolleri olarak verilmiştir.Bu semboller çok daha eski uygarlıklarda da(Mısır,Mezopotamya,Asur gibi) farklı ögeleri temsil etmek için tek başlarına yahut karışık olarak kullanılmışlardır.Ayrıca Eski Ahid’de Ezekiel’in yazdığı metnin içerisinde geçen dört kanatlı figür de bu varlıklardan oluşur.Tarih boyunca bu dört öge dört element gibi bir birliktelik içinde verilmiştir.Hıristiyanlıkla birlikte de bu dört ögenin İncil yazarlarının sembolleri olarak kullanıldığı görülmüştür. Anlamsal değişim yaşamış olsalar da bu dört unsurun her zaman birbiriyle bağlantısı olmuştur.Ayrıca Dört İncil yazarı İsaYı da temsil eder.Yani İsa’nın birer parçaları gibidir.Çünkü yazmış olduğu İncillerle İsa’nın yaşamından parçaları,sahneleri bize anlatırlar.İsa’yla birlikte bir bütün oluşturmuşlardır.Onların yazdıkları da birleşerek Hıristiyanlık dininin kutsal kitabını oluşturmuştur.Bu yazarların hayvan sembolleri ile tasvir edilmelerinin sebebi ise yazmış oldukları incillerdeki ana temalarla ilgilidir.Bu sembollerin içerdikleri anlamla yazdıkları İncillerdeki ana tema aynıdır.

1.Roma-Santa Pudenziana 4.yy sonları

Roma bir imparatorluk başkentidir.Arkasında çok zengin bir sanat üretimi vardır.Roma’nın sanat dili bir imparatorluk başkentinin etkilerini yansıtır abidevi bir sanat dilidir.Bu yüzden figürler abidevidir.Bu figürler bu yüzden çok yumuşak verilmemiştir.Renkten çok çizginin ön plana çıktığını görüyoruz.İncil yazarları cepheden işlenmişlerdir.Hacimlilerdir.Derinlik duygusu söz konusudur.

Osios David Kilisesi 5.yy başı:Apsisde yer alan mozaikte Ortada genç bir İsa yer alır.Gökkuşağının üstünde oturmaktadır.Dört köşesinde İncil yazarlarının sembolleri karşımıza çıkmaktadır.Melek,Kartal,Öküz ve Aslan.Yumuşak ve canlı renkler kullanımı söz konusudur.Antik gelenekleri sürdüren bir mozaik atölyesinin elinden çıktığı anlaşılıyor. Daha evvel figürlü tezyinat apsis'in kubbesiyle biterdi. Bizans alemi bu kısma teofani, yani tanrının gözükmesi sahnelerini münasip gördü. Bu şekilde, Selanikteki Hosios David Kilisesinde (450-500) sakalsız genç İsa dört

evangelist'in sembollerinin (Matheus'un meleği, Marcus'un aslanı, Luca'nın boğası ve J a n ' ın kartalı) ortasında, gök kubbenin üstünde, parlak bir halenin içinde oturur gözükmektedir.

Ravenna-Galla Placidia Mozolesi-5.. yy başları-Batı Roma Başkenti

Batı Roma başkenti olan bir şehirdir.Kubbede oldukça güzel bir gece mavisi zemin üzerine figürler işlenmiştir.Altın yaldızlarla bu zemin üzerine süsleme yapılmıştır.Bir gökyüzü görünümü verilmeye çalışılmıştır.Bu zemin üzerine de ortaya bir haç sembolü yapılmıştır.Ortadaki haç sembolü İsa’yı temsil etmektedir.Kubbenin pandaftiflerine ise incil yazarlarının sembolleri yapılmıştır.Bir asillik ve zerafet söz konusudur figürlerde.

S.VİTALE- Presbiteryımun 6.yy güney duvar(matta)–markus)

Presbiterium kuzey duvarı-(yuhanna-lukas)SAN VİTALE İTALYA

S.Apollianere in Classe -6.yy

12.yy S.Clementeİncil sayfalarında dört incil yazarları ayrıca minyatür özelliği de taşırlar.

Evangelist portre arasında, içinde (İtalya'da) Rossano İncil'de , Mark 6. Yüzyılda, yazma.

Markos Aslan Echternach İncil'de, c. 690.ERKEN ORTAÇAĞ

Ebbo Gospels, 9th century, Matthew-Karolenj dönemi-Üst bölümde de melek sembolü verilmiştir

KELLS KİTABI, 8. Yüzyıl sonları,. Dört incil yazarı tek başlarına verilmek yerine dördü bir arada verilmiştir. İRLANDA

KArolanj dönemi minyatürü, c. 820

Khora Manastırı paraklesion kubbesinin pandaftifleri içinde dört evangelist kürsüde oturmaktadır. Kiliselerin doğu ucunu belirleyen apsis, litürji ve kilise sembolizmi açısından dinsel yapıların en önemli yeridir. Kariye parakklesionu dikdörtgen planlı, batıdan doğuya doğru, kubbe - kubbesel tonoz, apsis yarım kubbesinin ritmik dizilişi ve alt duvarlarda yer alan martyrlerin sıralanışı ile güçlendirilerek, görsel olarak da uzunlamasına etkisi ağır basan bir yapı olmuştur. Mezar arkosolyumlarındakilerin dışında şapelin tüm freskoları, Theodoros Metokhites tarafından 1320– 1321 tarihleri arasında, nef ve nartekslerdeki mozaiklerin tamamlanmasının hemen ardından yaptırılmıştır

Trabzon ayasofyası 13.yy Tam merkezde ellerinde kitap tutan dört incil yazarı sembollerini görüyoruz.Fresklerde oldukça kaliteli bir resim sanatı sergilenir. Sanatçıları bilinmemekle birlikte, Kafkasya'daki ekollerden birine ait olduğu sanılmaktadır. İstanbul'daki St. Khora Kilisesi'nin (Kariye Müzesi) freskleriyle büyük benzerlikler gösterir. Portre ve kompozisyon olarak yapılan çalışmalarda, İncil'den alınan kişi ve olaylara yer verilmiş ve mekanlara göre belli bir resim programı uygulanmıştır.