din - isamveri.orgisamveri.org/pdfdrg/du062740/2016/2016_gormezm.pdf · prof. dr. mehmet gÖrmez2...
TRANSCRIPT
BOTON BOYUTLARlYlA
DiN Prof. Dr. Mehmet GÖRMEZ Prof. Dr. Mustafa TEKiN
Prof. Dr. Mustafa ÖZTÜRK Prof. Dr. Yüınni SEZEN
Prof. Dr. Murat SÜLÜN Prof. Dr. Hüseyin HATEMi
Prof. Dr. İsmail TAŞPINAR Prof. Dr. Hasan ONAT
Prof. Dr. Ralılın ACAR Ertuğrul ŞAHİN
Prof. Dr. Mehmet ERDOGAN Prof. Dr. Ömer ÖZSOY
Prof. Dr. Yakup ÇiÇEK Prof. Dr. Raşit KÜÇÜK
Prof. Dr. Şaban Ali DÜZGÜN Prof. Dr. İllıami GÜLER
Prof. Dr. Ejdef.OKllMUŞ/,_..-,.~-=:-Rrot:...Dr.,..Al~ BARDAKOGLU
~ KUR'AN ÇALIŞMALARI
VAKFI
Kur'an Çalışmalan Vakfı Sempozyum Dizisi -1
Kitabın Adı:
Bütün Boyutlanyla Din
Editör - Proje Koordinatörü: · Murat Sülün
Grafik Tasanm
Kapak Tasanm: Burak Özkan
Basla ve Cilt Umut Kağıtçılık Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.
Fatih Cad. Yüksel,< So k. Başakhan Merter No: 11J1 Güngören -İstanbul Matbaa Sertifika No: 22826
i '
ı. Basım
Nisan 2016, İstanbul
Künye Bütün Boyutlanyla Din 1 Editör: Prof. Dr. Murat Sülün
ı. Basım, İstanbul: Kur'an Çalışmalan Vakfı, 2016 Kitabın Ebadı: 499 s.; 215x235 mm
ISBN: 978-605-5112-37-0 1-Kur'an 1 2-Sosyal Bilimler 1 3-İlahiyat 1 4-Kültür
İletişim Mimar Sinan Mh. İmam Nasır Sk. No.l2 Üsküdar- İstanbul
Tel: (0216) 532 47 31- Faks: (0216) 532 47 13
©Bu kitap Kur'an Çalışmalan Vakfı tarafından yayma hazırlanmış olup tebliğierin ilmi ve fikri muhtevası ile dil bakımından sorumluluğu tebliğ sahlplerine, telif haklan Kur'an Çalışmalan
Vakfı'na, basım organizasyonu ise anlaşmalı olarak Rumuz Yayınevi'ne aittir.
Hazret-i Peygamber'in Bir Din Tanımı -Bir Hadisin Semantik Tahlili-1·
Prof. Dr. MEHMET GÖRMEZ2
Bazı hadisler vardır ki, ister lafzen rivayet edilsin ister mana ile, nakil ve rivayet esnasında herhangi bir ravi
nin . tasarrufuna maruz kalsa da, bunlann anlamında köklü bir değişikliğin olması düşünülemez. Anahtar kavramlan ihtiva eden, · tanımlamalarm yapıldığı hadisler bu nevidendir. Ancak bu tür hadislerin anlaşılmasında sıkınn do ğurabilecek başka bir ihtimal söz konusudur. O da ya tarumlamanırı üzerine bina edildiği anahtar kavramın mensubu olduğu dilin tarihi içinde arılam kaymasına p.ğraması, ya da bir dilden başka bir dile tercüme edilirken "anlama" çerçevesinde bulunan unsurlann tamamının o lisana çev-
1 Bu yazı, Diyaııet nmi Dergi'de (Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAV) Özel Sayısı, 2000, 2003, s. 331-338) yayıınlanmış; sayın başkanımızın izin ve tensibi ile kitaba alınmışnr. / ed.
2 Prof. Dr. Mehmet Görmez, Diyanet İşleri Başkanı.
25
Bütün Boyutlanyla Din
rilememesidir. Bu gibi hallerde takip edilebilecek yol, hadislerin hadislerle yorumu çerçevesinde söz konusu kavramın Hazret-i Peygamber'den bize kadar intikal eden rivayetler bütünü içinde ne anlama geldiğini tespit etmektir. İşte bu çalışmada biz, Hazret-i Peygamber'in dini tanımlayan bir hadisini, dinin kendisi ile tanımladığı kavramın Arapçada anlam kaymasına uğraması ve Türkçemize tercüme edilirken, bunun göz önünde bulundurolmamasından dolayı nasıl yanlış anlaşıldığını ortaya koymaya çalışacağız.
Söz konusu edeceğimiz hadis-i şerif sahabeden İbn Abbas3,
Ebü Hureyre4 ve Temim ed-Dart'den ayrı ayrı rivayet edilmiştir. Ancak -Hıristiyan bir din bilgini iken hicretin dokuzuncu yılında Medine'ye gelerek İslam ile şereflerren sahabeden- Temiın ed-Dart'nin5 rivayeti daha çok meşhurdur. Müs1im ve Sünen-i Erbaa'da müsned, muttasıl bir isnadla rivayet edilen hadis, Buhan'de (bab) başlığı şeklinde muallak olarak yer almıştır. Zira Temim ed-Dart'den rivayet eden Süheyl b. Ebi Salih, Buhari'nin şartlannı taşıyan bir ravi değil<iir6. Bununla birlikte, muteber bütün hadis tasniflerinde yer almış; mana ve muhteya bakımından İslam'ın temel dayanaği (medaru'l-islam) olarak kabul edileri dört hadisten7
biri olarak ümmetin hüsn-i kabulüne mazhar olmuş8 ve dilden dile dolaşarak günümüze kadar gelmiştir. Ne var ki, hadiste dinin kendisi ile tanımlandığı nasihat kavramının anlam kaymasına uğraması veya anlam çerçevesi içinde bulunan unsurlardan sadece bir tanesinin öne çıkanlması ve bu şekliyle dilimize ç~vrilmesi hem dinin dörtte birine denk olduğu kabul edilen bu hadisin yanlış anlaşılmasına, hem de Hazret-i Peygamber'in yaptığı ·tek din tamm~m gözlerden kaybolmasına yol açmıştır.
3 lbn Hanbe~ ı, 437.
4 lbn Haııbel, ll, 391.
S lbn Hacer, el-!sclbe, ı, 191; Nevevt, Telıvb, ı, 146.
6 Ayni, 'Umdetıı'l-Kilrf, ı. 321.
7 Söz konusu di ter üç hadis, ~Am eller niyedere göredir. ~ "Kişinin malAyAni şeyleri terk. etmesi güzel müslüman olduğunu gösterir.~ ve "Sizden bi.ıi kendinefsiiçin istedigini mürnin kardeşi için de istemedikçe mü min olamaz. • hadisleıidir.
8 lbn Receb, Cdmi'ıı'I-'Uiürn ve'!-Hilıımı, ı, 56; Nevevt, Teltzib, ll, 510.
26
Hazret-i Peygamber'in Bir Din Tanımı - Bir Hadisin Semamik Tahlili
Söz konusu hadisin orijinal metni şöyledir:
.)Al :W9 .~ı ıJ.:!.l.lı :J\ğ ~' ~ .uıı ~ ~ı ı.:ıı <~;s. .uıi ~; .ş;ı.l.l ı ~ ~
-~~,~ı ~~' <ll~), ~ı.s:ı, <liJ :J\ğ ~<li.Jı J~;~
Temim ed-Dari'den rivayet edildiğine göre Hazret-i Peygaınber şöyle buyurmuştur: "Din nasihattir. Biz 'Kime (yahut kim için)?" diye sorduk o da; 'Allah'a, kitabına, Resulüne, Müslümaniann (meşrU.) idarecilerine ve bütün Müslümanlara' dedi. "9
Görüldüğü gibi burada anahtar kavram nasihat kelimesidir. Nasihat kelimesi doğru anlaşılınadan yahut Hazret-i Peygamber'in bu kavramdan ne kastettiği tespit edilmeden-İslam'ın dörtte birine denk kabul edilen bu hadisin doğru anlaşılması mümkün değildir.
el-Hattabi'ye göre nasihat kelimesi tıpkı felah kelimesi gibi vecfzu'l-esmadandır, yani çok anlamlı bir kelime olup birkaç kelime ile izah etmek mümkün değildir. 10 İbn Manzür da aynı kanaattedir. Ona göre de nasihat kelimesi Arapçacia çok geniş manalan olan bir kelimedir. 11
İbn Manzür'un da ifade ettiği gibi nasihat kavramını bir kelime ile izah etmek mümkün değildir. 12 Zira anlam çerçevesi oldukça geniş olan bir kavramdır.
Ancak bütün manalarını iki noktada birleştirmek mümkündür:
!.Nasihat bir şeyi veya bir kimseyi içten ve gönülden sevmek, ona bağlanmak, ihlas, sadakat ve samirniyet demektir. ~ "an-duru oldu, saf oldu" demektir. el-Esma'i Arapçacia saf baıa nasih dendiğini (J_...,ı:Jı .>.o ,pJt,;Jı e:...<:ı.i.lıJ söylemiştir13 • Çağdaş Arapçada· da saf bala e:~ı J_...,ı:Jı dendiği billnmektedir. 14 İçinde aldatma duygusu olmayan, kalbi halis kimselere nasih veya nasah denmiştir. Nitekim Kur'an'da da içten, ihlaslı ve samimi olan tevbelere tev-
·9 Mıisliııı, "İmann, I, 74.
10 Hauabt, Garibıı'l-Hadis, ll, 282; Suyuti, Diblic, I, 76.
ll İbn Manzür, Lisllmı'l-Arab, VI, 4438.
12 İbn Manzar, Lisarııı'l-Arab, VI, 4437.
13 Kurrubt, el-Cilnıi'li Ahlılimi'l-Kıır'arı, VII, 234.
14 Luis Ma'lüf el-Yesü't, ei-Murıcid, s. 468.
27
Bütün Boyutlanyla Din
be-i nasuh denmiştir.15 Bir hadiste Hazret-i Peygamber'e tevbe-i nasühun ne olduğu sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: "Sahibini bir daha gunaha sevk etmeyen halis tevbedir." [IA..l.>ı.! .:.~~~ ~ı ~l.iJI ~
._,..;.lll] 16• Aynca, Arapçacia bir kimsenin aldığı bir kumaş parçasım bedenine uygun bir elbiseye dönüştürdüğünü ifade etmek için de ~ fiili kullarulmışnr. Bu sebeple, Arapçacia dikiş iğnesinin bir adı minsahur. 'Ayni'nin de belirttiği gibi, kelimenin bu anlamını esas alacak olursak, nasuh kelimesinin içten ve gönülden yapılan samimi tevbelere sıfat olmasının sebebi, günahlada yırtılan dinin tevbe ile yeniden dikilmesinden kaynaklanmış ur. 17
2.Nasihat kelimesinin manalannın birleştiği ikinci anlamı insanlan iyiye ve güzele sevk etmek için yapılan güzel konuşma, vaaz, öğüt, tavsiye, ihtar ve ibret verici ders ifadeleri ile anlanlmışur. Türkçeye de sadece bu anlamı geçmiştir.18 Aslında, bu ikinci anlamı ile birinci anlam arasında bir ilişki kurulmamış da değildir. Nitekim İbn Manzür bunu "kendisine nasihat edilen kimsenin haynm istemek" [4.1 ~~ı ö.:.I;IJ 19 diye ifade etmiştir. Gerek Osmanlı döneminde gerekse Cumhuriyet'in ilk yıllannda tercüme edilen hadis eserlerinde İbn Manzür'un bu ifadesinden hareketle nasthat kelimesi 'hayırhahlık' (yani başkalannın iyiliğini istemek) diye tercüme edilmiştir. 20
Burada yapılacak iş, Hazret-i Peygamber'in "Din nasihattir" derken bu iki anlam grubundan hangisini kastettiğini tespit etmektir. Biz bunu ,iki açıdan tespit etmeye çalışacağız : Birincisi, Hadisin anlam bütünlüğü açısından, ikincisi de hadislerin hadisleile yorumu çerçevesinde Hazret-i Peygamber'in sair hadislerde bu kelimeye yüklediği anlamı tespit ederek.
Hadisin kendi anlam bütünlüğü açısından nasthat kelimesine vaaz, öğüt, tavsiye anlamını vermek :w,ümkün görünmemektedir. Zira sahabe dinin nasihat kelimesi ile tarif edildiğini duyar
15 Tahrtm 6618.
16 Beyhaki, şu·abu'l-lmdn, ıv, 375; lbn Ebi Şeybe, Musanııej. V. 99; Tab.avt, Şerlıu Ma'dni'I-Asdr, IV. 290.
17 'Ayni, 'Uınde,l, 321.
18 Bkz. Şeınseddin Sami, Kdmtıs-i Turhı, s. 1463; Ferid Devellioıtu, Lılgat, s. 809.
19 lbn Manzür. Lisanu'l-Arab, lY, 4438.
20 Bkz. Hasan HO.snO. Erdem, Kırlı Hadis Tercümesi, s. 26.
28
Hazret-i Peygamber'in Bir Din Tanımı - Bir Hadisin Semantik Tahlili
duymaz kime yahut kim için diye bir soru yöneltmiştir. Hadiste geçen v....ı kelimesini "Kime?" diye tercüme etmek bu takdirde mümkün olmaz. Zira Allah'a, kitaba veya Resule vaaz, öğüt veya tavsiye söz konusu olamaz. Soru edaonı "Kim için?" diye tercüme ettiğimiz takdirde de Allah, kitabı ve Resulü için öğüt vermek belki anlaşılabilir ama müminlerin meşru idarecisini ve bütün Müslümanlar için öğüt vermek ifadeleri hadisin anlam bütünlüğünü yine bozacakor. Aslında bu anlamı esas alan şartlılerimiz hadisin izahında birinci anlama yakın ifadeler kullanmak durumunda kal
- mışlardır. Zira hemen hemen bütün şerhlerde "Allah'a nasihat", O'nun varlığına ve birliğine iman; kitaba nasihat ayetlerine iman edip hükümleriyle amel etmek; "Resule nasihat" onu seçip sünnetine tabi olmak; "müminlerin emirine nasihat", haklı meselelerde onlara itaat etmek, zulmettiklerinde isyan çıkarmamak; "müminlere nasihat" ise her halükarda onlann iyiliğini isternek diye izah edilmiştir. 21
Nasihat kelimesinin Hazret-i Peygamber'den gelen diğer hadislerde ne anlama geldiğine gelince bunun ilk örneği Hazret-i Peygamber'in Medine'ye hicret esnasında mürninlerden aldığı biat içine bu kelimeyi dahil etmesidir.
* Ahmed b. Hanbel'in rivayetine göre, Cerir b. Abdullah şöyle demiştir: "Resulullah'a vardım ve sana İslam üzere biat etmeye geldim dedim. O da benim ellerimi tuttu ve her Müslüman için nasihat[~ $1 ~ıı SÖZÜ aldı. · Ve sonra her kim insanlara merhamet etmezse Allah da ona merhamet etmez dedi. "22 Hazret-i Peygamber'in Cerir'den aldığı söz Müslümanlara öğüt verme sözü değil, saflann~ kanldığı Müslümanlara karşı samimi olup, ikiyüzlü bir nifak içinde olma;ı:na sözüdür. Nitekim aynı hadisin başka bir tarikinde Ceıi.r şöyle demiştir: "Hazret-i Peygamber' e gittim ve 'Bana şartlannı koş' dedim o da bana şöyle dedi: Allah'a kulluk edip ona hiç kimseyi şirk koşmayacaksın, sana farz olan namazını kılacaksın, zekatını vereceksin, Müslümanlara karşı samimi olacaksın [~ e:.....w,] ve kafirlerden aynlıp, ben (uzak) olacaksın. "23
21 İbn Receb, Cdmi'ıı'!-Ulıim, I, 215.
22 İbn Hanbel, IV, 358.
23 İbn Hanbel, IV, 360, 364, 365.
29
Bütün Boyutlanyla Din
* Hazret-i Ali ve Hazret-i Ebu Hureyre'nin ayn tariklerle rivayet ettiklerine göre, Hazret-i Peygamber şöyle buyurmuştur: "Müslümanın Müslüman üzerinde altı hakkı vardır: Selam verdiğinde selamını almak, aksırdığında kendisine dua etmek, hastalandığında
ziyaret etmek, davet ettiğinde icabet etmek, öldüğünde cenazesine iştirak etmek ve gıyabından ona karşı samimiyeti elden bırakmamak ~4ıt.l~j/ıt.I~Lıiy~ı.)ı,ı 24
* Müslümaniann sadece birbirlerinin yüzüne karşı değil, birbirlerinin gıyabında da samimi olmalan, evli eşler arasında fazlasıyla aranmış ve eşler arasındaki nasihat hali (içten ve gönülden bağlılık) Ebu Umame'nin rivayet ettiği bir hadiste şöyle ifade edilmiştir:
'~Bir mürnin için takva'dan sonra, saliha bir eş kadar hayırlı ve yararlı bir şey olamaz; emrettiğinde itaat eder, yüzÜne baktığında sevinç duyar, üzerine yemin içtiğinde yeminini boşa çıkarmaz ve onun gıyabında gerek nefsi ve gerekse malı konusunda samimiyeti ve bağlılığı devam eder: [~ ~ y~ 0ı,ı " 25
* Buhari'nin rivayetine göre, Basra Valisi Ubeydullah b. Ziyad sahabeden Ma'kıl b. Yesar'ı hasta yatağında ziyaret etmiş; Ma'kıl ona şÜ hadisi nakleuniştir:
~ı obJ!J ~~~ı~~~ ~J .uıı o~.ı>;o..ı ~.>.o Lo
"Allah herhangi bir kulunu bir topluma idareci yapar da o idareci halkını samirniyetle kuşatmazsa cennetin kokusunu bile duya-mayacaktır:"26 ·
Nasihat kelimesine; ihlas, samimiyet, içten ve gönülden bağlanmak anlamı verildiği takdirde, zıt anlamı; aldaunak, kandırmak ve ikiyüzili davranmak olur. Nitekim aynı hadisin Müslim'de yer alan tariki nasihat kelimesinin zıt anlamı ile ifade edilmiştir. Müslim "Kendi halkını aldatan idarecinin hak ettiği ceza" başlığı altında aynı hadise şu şekilde yer vermiştir:
24 lbn Hanbel, 1, 89; 11, 321; Nesar, "Cenaiz", 52, ıv, 53; Danmi, "lsd.zan", ll, 357,2633.
25 lbn Mace, "Nikah", 1, 596, 1857.
26 Buhari, "Ahkam",8, Vlll,l07.
30
Hazret-i Peygamber'in Bir Din Tanımı - Bir Hadisin Sernanlik Tahlili
"Allah bir kulunu bir toplumun başına getirir de, o da öldüğü gün halkını aldatır vaziyette ölürse Allah cenneti ona haram kılar."27
* Ebu Hureyre'nin rivayet ettiğine göre Hazret-i Peygamber şöyle buyurmuştur:
~ I~J J.olsJI ~ ..,....S ~1 _#
"En hayırlı kazanç el emeği ile elde edilen kazançtır. (Ancak çalışan) samimi olursa. "28 Görüldüğü gibi, burada da nasihat kelimesinin öğüt ve tavsiye ile uzaktan yakından hiçbir ilgisi yoktur. Çalışan kişi, kimseyi aldatmadan ihlas ve samimiyeti elden bırakmadan elinin emeği ile kazanıyorsa elbette onun kazancı en hayırlı kazançur.
*Ebu Umame'den gelen bir başka rivayete göre Resul-i Ekrem şöyle buyurmuştur:
1) ~11)1 eŞ~ cl.! ~:?J.:.>iil.o ..,.-i ~3 y .uıı Jl9
"Allah celle celaluh buyuruyor ki: Kulumun kendisiyle bana ibadet ettiği en sevimli şey, bana karşı ihlaslı ve samimi olmasıdır."29
* Ebu Hureyre'den gelen bir rivayete göre Resul-i Ekrem gördü~müz rüyalan rastgele herkese anlatmamamız gerektiğini söylemiş; ancak alim veya nll.sih kimselere anlatabileceğimizi ifade etmiştir:
~[j 3i ~~ ~ ::ııı ~~)ll~ ::ıl
"Rüyalannızı sadece alim veya niisih kimselere anlatınız. "30
*Ebu Hureyre'den gelen diğer bir rivayete göre Resul-i Ek-. rem sefere çıkarken şöyle dua etmiştir:
. ~13 t~ ~1 ~1 ~1 ~ ~13 JA,~l t} ~13 ~1 t} ..,.-L.aJI .:..;1 ~1
~ı 4.ılıS3 ~ı ~~3 & lı-o~ ~~i a....ıı
"Allah'ım! Seferde sahibimiz sensin; geride kalan ailemizi ho-
27 Mfıslim, "İman", 63, 22.7, ı, 126.
28 tım Hanbel, ll, 334, 357. 29 tbn Hanbel, V, 254.
30 Tinnizi, "Rüya", 7; İbn Hanbel, ll, 169.
31
Bütün Boyutlanyla Din
ruyacak sensin; binekierin sırtında bizi taşıyan sensin. Allah'ım! Bizden nasihati eksik etme, bizi himayenden ayınna, seferin meşakkatinden, değişimin kederinden sana sığınınm. "31
Görüldüğü gibi, hem nasihat kelimesinin sözlük anlamı, hem dini nasihat ile tarif eden hadisin iç bütünlüğü, hem.de nasihat kelimesinin hadislerdeki kullanımı bu kelimenin ihlas, samimiyet, içten ve gönülden bağlılık anlamına geldiğini göstermektedir. Nitekim bazı hadisçiler böyle anlamışlardır.
el-Hennad'ın rivayet ettiğine göre Hazret-i Ömer bir hutbesinde halkına şöyle seslenmiştir:
~ı~ a;_,ı......ıı_, ~4 ~ı tA,..~ w 01
"Gıyabımızda bize karşı samimi olmanız ve hayırlı işlerde bize yardım etmeniz bizim sizin üzerinizdeki hakkımızdır."32
Nasihat kelimesini şefkat, rahmet, ülfet ve meveddet kelimeleri ile birlikte zikreden Hakim-i Tirmizt33 de kişinin herhangi bir kimsenin yüzüne karşı nasıl davranıyorsa, nasıl bir bağlılık ve samirniyet gösteriyorsa, gıyabında da öyle hareket etmesini nasihat olarak a4!andırmışnr.31 el-A.currt, Nasthat adını verdiği kitabın başında nasihan şöyle tarif etmiştir;
~ı ı..9~ a.Loı.....Jı ı.) .)t....a.Jı o..;.Jı~ ı>.o ~ı W")li..!
"Nasihat, niyetin her türlü muamelede kötü şaibelerden arınmasıdır. Zıddııaldatmaknr."35 el-A.currt'nin nasihatin zıtu olarak ğışş yani "aldatmak" kelimesine yer verdiğine dikkat edilmelidir. Deylemi ise nasihatin zıtu olarak adilvet yani "düşmanlık" kelimesiiri kullanı_nışnr. O, el-Firdevs adlı eserinde şöyle der: "Her iilimle otunri.ayın! Sadece sizi beş şeyi terk edip beş haslete davet eden; yani şekden yakine, kibirden tevazuya, riyadan ihlasa, rağbetten rahbete, adavetten nasihate davet eden iilimlerle oturun. "36 Kurruhi'ye
31 lbn Hanbel, Il, 401.
32 el-Hennad, Kitabıı'z-zıilıd, II, 602.
33 Hakim, N~adinı'I-Usül, Il, 250.
34 Hıtkim, N~cldir, I, 361.
35 Kurtubl, el-Cami', V. 234.
36 Deyleml, d-Firdevs, V. 56.
32
Hazret-i Peygamber'in Bir Din Tanıını - Bir Hadisin Semantik Tahlili
göre ise nasihatin zıtn ihanettir. Buna göre Allah'a, Resulüne ve kitabına karşı nasihat içinde olmayarılar ihanet içindedirler.37
Beyhaki'ye göre Müslümanlara karşı nasihat içinde olmanın üç alameti [~ı f~l) vardır:
ı. Kalbin Müslümaniann elem ve kederlerinden dolayı hü-zün duyması,
2. Müslümaniann acılanna katlanmak,
3. Müslümanlan, faydalı olan her maslahata irşad etmek.38
Ebu AbdiHalı Muhammed b . Nasr el-Mervezi'ye göre nasi-hat kelimesinin asıl anlamı kim olursa olsun kalben bağlanmaktır.
Nasihat farz ve nafile olmak üzere ikiye ayrılır: Farz olan nasihat Allah'ın emirlerini yerine getirmek ve haram kıldıklanndan kaçınmak derecesinde bağlanmak tır. 39
Buhari'nin iman ile ilgili hadislerin başında "Ameller niyetlere göredir" hadisine yer verip, sonunda ise bab başlığı olarak da olsa "Din nasihattır" hadisini zikretmesi oldukça manidardır. Zira bununla imanın arnellerle birlikte niyete, niyetin ise ihlas ve samirniyete dayanması gerektiğini ima etmiştir.40 İbn Hibban hadisin iki ayrı rivayeti için şöyle bir başlık kullanmıştır: "Kişinin Allah'ın
dini konusunda kendisine ve bütün Müslümanlara karşı samimi olması gerektiğini haber veren hadisler."41
Kamil Miras da Tecrid'in tercümesinde nasihat kelimesinin asıl anlamını tespit etmiş ve şöyle demiştir: Gerek Mazert'ye gerek diğer ehl-i lüğate göre nasihat, ğışşm nakizi olarak müsta'meldir. Balı mumundan ayınp tasfiye etmekten müştaktır. SÖzü, gıllu- · gişten tasfiye, balı mumdan tasfiyeye teşbih edilmiştir. Binaenaleyh, lügaten nasihat gönülden gıllugişi çıkararak nasihat edilen kimsenin hayr ü saadetini samirniyetle arzu ve temenni etmektir. Bumana kavlen nasihatur ki örfümüzde bu suretle müsta'meldir.
37 Kurtubi, el-Cami', X, ı66.
38 Bey haki, Şıı'abıı'l-lman, Vll, 523.
39 İbn Receb, Cdıni'ıı'l-ufüm ve'l-lıilıem, 179.
40 Bulıaıi, "lman", 138.
41 İbn Hibban, X, 435; Kıtmil Miras, Sahilı-i Bultari Muhtasan Tecrid-i Sarih Tercenıesi, Vl, 473.
33
Bütün Boyutlanyla Din
Şeriat örfünde nasihat ise yalnız kavlen hayırhalılık değildir. Temim-i Dan'nin rivayet-kerdesi olan "Dinin hemali hassaten nasihattır." hadis-i şerifindeki nasihat ePal-i hayriyeyede şamildir. Her hayır söz ve her hayır iş nasihattir.'u
Bütün bunlara rağmen gerek Türkiye'de, gerekse İslam aleminin diğer bölgelerinde nasihat kelimesini aldatılmak, kandınlmak, ihanet, adavet ve ikiyüzlü davranınamu zıtU olarak "ihlas, samirniyet içten davranmak ve gönülden bağlanmak" anlamı değil de "öğüt, vaaz ve tavsiye" anlamı öne çıkmış ve bu hadis "din samimiyettir" yerine "din vaaz ve irşaddır" şeklinde anlaşılmışur.
Vaizler yapttklan işin, üstlendikleri görevin dinin özüne taalluk ettiğini ifade etmek için söze hep bu hadisle başlamış ve hadise de bu yanlış anlamı yüklemişlerdir. Bu hadisin, elinin dörtte birine denk sayıldığım daha önce ifade etmiştik. Buna göre hadise yanlış anlam verdiğimizde dinin dörtte biri vaaz ve irşad; doğru anlam verdiğinde ise dininin dörtte biri ihlas ve samirniyet olacaktır.
Öyleyse din nasihattir, nasihat ise samimiyettir. t,
42 Miras, age, Vl, 474-75.
34