ders fö yü - lider plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfders fö yü 1...

32
Ortaöğretim Alanı Türkçe Ders Föyü 1 SAY • EA • SÖZ | 01 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde cümle kuruluşunda görev üstlenen ses birliklerine sözcük denir. Zengin bir söz dağarcığına sahip dilimizde bazı sözcükler tek bir kavramı karşılarken bazıları birden çok kavramı karşılamaktadır. Tek Anlamlı Sözcükler Tek kavramı karşılayan sözcüklerdir. Bu sözcüklerin başka anlamlara gelebilecek kullanımı yoktur. Örneğin, "testere" sözcüğünün tek anlamı vardır: "Ağaç testeresi. Demir testeresi." (Ağaç, demir vb. şeyleri kesmeye yarayan, genellikle üçgen biçiminde dişleri olan, dar ve uzunca çelik araç) Çok Anlamlı Sözcükler Bulunduğu cümleye, kullanıldığı yere göre birden fazla anlam kazanabilen sözcüklerdir. Örneğin, “patlamak” sözcüğü kullanıldığı cümleye göre aşağıdaki anlamları kazanabilir: Arkadaşlarıyla oynarken çocuğun elindeki balon patladı. (İç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla ses çıkararak dağılmak, infilak etmek) Yazlığın bahçesindeki su borusu patlamış. (İç basıncın artması yüzünden bir şeyin delinmesi ya da yarılması) Yeni ayakkabımın yanları patlamış. (Yırtılıp açılmak) Bahar gelince ağaçların tomurcukları patladı. (Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek) Eve donuk bir yüzle girdi, dokunsam patlayacaktı. (Aşırı tepki göstermek) Sözcüklere yeni, farklı anlamlar kazandırılabilir. Sözcükte Anlam konusunun temelini de sözcüklerdeki bu anlam çeşitliliği oluştu- rur. Sözcüklerin kazandığı bu yeni anlamlar da kullanımlarına göre yan ve mecaz anlamlar olarak sınıflandırılır. SÖZCÜK Gerçek Anlam Temel Anlam Yan Anlam Mecaz Anlam

Upload: others

Post on 11-Oct-2020

3 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

Ortaöğretim Alanı

Türkçe Ders Föyü

1

SAY • EA • SÖZ | 01

SÖZCÜKTE ANLAM - I

Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde cümle kuruluşunda görev üstlenen ses birliklerine sözcük denir.

Zengin bir söz dağarcığına sahip dilimizde bazı sözcükler tek bir kavramı karşılarken bazıları birden çok kavramı karşılamaktadır.

Tek Anlamlı Sözcükler

Tek kavramı karşılayan sözcüklerdir. Bu sözcüklerin başka anlamlara gelebilecek kullanımı yoktur.

Örneğin, "testere" sözcüğünün tek anlamı vardır:

� "Ağaç testeresi. Demir testeresi."(Ağaç, demir vb. şeyleri kesmeye yarayan, genellikle üçgen biçiminde dişleri olan, dar ve uzunca çelik araç)

Çok Anlamlı Sözcükler

Bulunduğu cümleye, kullanıldığı yere göre birden fazla anlam kazanabilen sözcüklerdir.

Örneğin, “patlamak” sözcüğü kullanıldığı cümleye göre aşağıdaki anlamları kazanabilir:

� Arkadaşlarıyla oynarken çocuğun elindeki balon patladı.(İç basıncın etkisiyle ve çoğunlukla ses çıkararak dağılmak, infilak etmek)

� Yazlığın bahçesindeki su borusu patlamış.(İç basıncın artması yüzünden bir şeyin delinmesi ya da yarılması)

� Yeni ayakkabımın yanları patlamış.(Yırtılıp açılmak)

� Bahar gelince ağaçların tomurcukları patladı.(Görünür duruma gelmek, ortaya çıkmak, yeşermek)

� Eve donuk bir yüzle girdi, dokunsam patlayacaktı.(Aşırı tepki göstermek)

Sözcüklere yeni, farklı anlamlar kazandırılabilir. Sözcükte Anlam konusunun temelini de sözcüklerdeki bu anlam çeşitliliği oluştu-rur. Sözcüklerin kazandığı bu yeni anlamlar da kullanımlarına göre yan ve mecaz anlamlar olarak sınıflandırılır.

SÖZCÜK

Gerçek Anlam

Temel Anlam Yan Anlam

Mecaz Anlam

Page 2: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

2

Türkçe Ders Föyü 01

1. Aşağıdaki cümlelerin dizelerin hangi-sindeki altı çizili sözcük, ilk anlamıyla (temel anlamıyla) kullanılmıştır?

A) Sabahtan beri burada kurtlandım, bi-raz dışarı çıkıp hava alalım.

B) Birkaç parça kuru odun buldum, so-bayı yaktım.

C) Babam hastalıktan sonra kurumuş, âdeta iğne ipliğe dönmüştü.

D) Bilgi eksiği yok ama öğretmenliği yıl-lar geçtikçe oturacak.

E) Haberi alınca fena sendeledik ama kısa sürede toparlandık.

2. Aşağıdaki cümlelerde altı çizili keli-melerden hangisi yan anlamında kul-lanılmamıştır?A) İlk damlalardan sonra yağmur birden

coştu.B) Bu söze, gençlerden biri ince bir kar-

şılık verdi.C) Serindi ama tatlı bir ilkyaz akşamıy-

dı.D) Havalar ısınınca ağaçların tomurcuk-

ları patladı.E) Gölün kıyılarını yapraksız, bodur

ağaçlar kuşatmıştı.

Gerçek Anlam

Temel Anlam

Bir sözcük tek başına duyulduğunda ya da okunduğunda akla gelen ilk anlamdır.

3 diş 3 baş 3 atmak

Yukarıdaki sözcükleri tek başına okuduğunuzda aklınıza gelen ilk şey, bu sözcük-lerin temel anlamıdır. Bu anlamlar sözlükte ilk sırada gösterilir:

diş: Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biriAdamın ağzında neredeyse hiç diş kalmamış.

baş: İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, serSağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi aldı.

atmak: Bir cismi bir yöne doğru fırlatmakÇocuk, taşı var gücüyle havaya attı.

Yan Anlam

Bir sözcüğün kullanıldığı cümleye göre ve temel anlamıyla ilişkili olarak kazandığı yeni anlamlardır. Bu anlamlar sözlükte temel alnamdan sonra sıralanır:

diş: Çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri

Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı.

Sarımsak dilimi, karanfil vb.nde dişe benzetilen tane

Bir diş sarımsak, iki diş karanfil.

baş: Bir topluluğu yöneten kimse

Cumhurbaşkanı devletin başıdır.

Bir şeyin uçlarından biri

Merdiven başında beni çağırdı.

atmak: Koymak

Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz.

Bir yerden başka bir yere taşımak

Hazır araba varken eşyayı eve atalım.

Kurşun, gülle, ok vb. şeyleri hedefe fırlatmak

Ona üç kurşun attı, vuramadı.

NOT

Her sözcüğün sadece bir temel anlamı olsa da birden fazla yan anlamı olabilir. Bu yan anlamlar da cümle içindeki kullanımlardan oraya çıkar.

Uygulayalım

1.B 2.E

Page 3: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

3

Türkçe Ders Föyü 01

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ta-kip” sözcüğü mecaz anlamıyla kulla-nılmıştır?

A) Atatürk’ün düşüncelerini takip, genç-liğin başlıca görevidir.

B) Haftalarca bir polis gibi takibim so-nuç vermemişti, hırsızı yakalayama-mıştık.

C) Oğlunu birkaç adım arkasından taki-bi çok komik görüntüler ortaya çıkarı-yordu.

D) Savcılık, basın suçlarının takibinden de sorumludur.

E) Bu evrâkın takibini sana bırakmak istiyorum.

2.

I. Gözündeki rahatsızlık çocuğun ders-lerini etkiliyordu.

II. Yaptığın hatalar yüzünden öğretme-nin gözünden düşeceksin.

III. O dosyaları nasıl olur da masanın gözünde unutursun!

Yukarıdaki cümlelerde “göz” sözcüğü-nün kazandığı anlamlar aşağıdakilerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?

I II IIIA) Gerçek Yan Mecaz

B) Yan Mecaz Gerçek

C) Gerçek Mecaz Yan

D) Mecaz Gerçek Yan

E) Yan Gerçek Mecaz

Mecaz Anlam

Bir sözcüğün gerçek anlamından tamamen sıyrılarak kazandığı yeni anlamlara mecaz anlam denir.

diş: İşe yarar olmak, önemli olmak, yerinde ve anlamlı olmak

Şöyle iki dişe dokunan, ciğere işleyen söz işitsem...

Birini alt edeceğine veya dövebileceğine inanmak

Bunlar dişlerine kestirdikleri mahkûma iflahını kesinceye kadar gaddarca saldırırlar.

baş: Kötü duruma düşürmek

Genç yaşta adamın başını yaktılar.

Bir kimseyi yola getirmeye veya bir şeyi yapmaya gücü yetmek

Ben onun gibi biriyle baş edemem ne yazık ki.

atmak: Yalan veya abartmalı söz söylemek

Bizimki gene bol keseden atmaya başladı.

İçki içmek

Şimdi dostluğumuzu takviye için şöyle bir iki kadeh atalım.

NOTÖSYM’nin yaptığı sınavlarda “gerçek anlam” ve “mecaz anlam” ayrımına daya-lı sorulara sıkça rastlanmaktadır. Bu sorularda, seçenekler arasında yan anlamda kullanılmış sözcükler de verilmektedir. Burada dikkatli olmak gerekir çünkü yan an-lam, zaman zaman mecaz anlamla karıştırılabilmektedir. Yan anlam ve temel anlam arasında anlamca ilişki kurulabilir fakat mecaz anlam tamamen düşsel, gerçek dışı bir anlamdır.

NOT

ÖSYM sorularında karşılaşılan “düşsel öge” ifadesi de mecazla aynı doğrultudadır. Çünkü mecaz anlamda da gerçek dışılık yani düşsellik ön plana çıkmaktadır.

Uygulayalım

1.A 2.C

Page 4: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

4

Türkçe Ders Föyü 01

1. (I) Doğu Afrika kıyısı açıklarındaki Ma-dagaskar Adası, yaklaşık 150 milyon yıl önce ana karadan ayrıldı. (II) Bu yüzden adada benzersiz bitki ve hayvan toplu-lukları gelişti. (III) Birçok tür sadece bu adada yetişiyor yani endemik. (IV) Yakın zamana kadar, adada 244 kurbağa türü olduğu bilinirken şimdi bilinen tür sayısı 460’lara ulaştı. (V) Araştırmacılar, bura-daki tür zenginliğine, standart tür tespiti yöntemleri yanında gen analizi yöntemi-ni de kullanarak ulaştılar. (VI) Araştırma-cılar, türleri adlandırıp bunların ayrıntılı tarifini yaptıktan sonra bu türleri, tür ta-nımlamada temel alınan bir örnek olan holotip ilan ediyorlar.

Bu parçadaki numaralanmış cümlele-rin hangilerinde terim ve açıklaması birlikte verilmiştir?

A) I. ve II.

B) II. ve III.

C) III. ve V.

D) III. ve VI.E) V. ve VI.

2. (I) Etrafı uzun çam ağaçlarıyla kuşatılmış küçük bir bahçede bekliyorum. (II) Köy-lüler, kim olduğumu merak eden gözlerle beni izliyor. (III) Bahçenin sağ köşesinde, başlarını simsiyah yazmalarla örtmüş kadınlar, kendi aralarında sessizce ko-nuşuyorlar. (IV) Aralarından yaşlı bir ka-dın, uzun sedire oturmuş; kara yazgısını kabullenmeye çalışıyor. (V) Deniz mavisi gözlerini avlu kapısına sabitlemiş bu ka-dın, babaannem olmalı.

Bu parçadaki numaralanmış cümlele-rin hangisinde somut anlamlı bir söz-cük soyut anlamda kullanılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Terim Anlam

Belirli bilim, sanat, spor ve meslek dalıyla ilgili özel özel anlamlar karşılayan sözcük-lere terim anlamlı sözcükler denir.

olasılık, türev, açı, küp ...

uyak, kaside, bent, dize ...

fiilimsi, zarf, sıfat, ad ...

ofsayt, taç, korner, asist ...

mahkeme, hâkim, avukat ...

Matematik

Edebiyat

Dil bilgisi

Spor

Hukuk

NOT

Bazı sözcüklerin terim anlamlı olup olmadığı sözcüğün kullanıldığı cümleye göre değişir:

Oyunun birinci perdesi, ikincisinden daha heyecanlıydı. (terim)

Kirli perdeyi kuru temizlemeye verdim ama gene lekeler çıkmadı. (terim değil)

Somut Anlamlı Sözcükler

Beş duyuyla (görme, işitme, koklama, tatma, dokunma) algılanabilen varlıkları

karşılayan sözcüklerdir.

� Yemekte acı kullanmayı seviyordu. (tatma) � Fotoğraflarına bakıp bakıp ağlıyordu. (görme) � Rüzgârın uğultusundan bile korkar oldum. (işitme) � Hava çok sıcak, dışarıya çıkmayalım. (dokunma)

� Ankara’ya baharın geldiğini leylakların kokusundan anlarsınız. (koklama)

Soyut Anlamlı Sözcükler

Beş duyuyla algılanamayan varlıkları karşılayan sözcüklerdir.

� Bu masada her fikir rahatlıkla söylenmeli. � Çocuğun bu hâline herkes acıyordu. � Vicdanına zincir vuranlar da bir gün kendine dönecek. � Sevimli bir çocuk geldi teknenin yanına.

� Umudunu yitiren insan yaşamıyor demektir.

Uygulayalım

1. D 2.D

Page 5: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

5

Türkçe Ders Föyü 01

1. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden han-gisi diğerlerine göre daha özel anlam-lıdır?

A) Sanatçı, gözlemlerini eserlerine ol-duğu gibi katmalıdır.

B) Bu ağaç her yıl çok lezzetli meyveler verirdi.

C) Her ülkenin kendine has bir ekono-mik programı vardır.

D) Sporcu kendine her zaman bakmayı bilmelidir.

E) Kitap yeri geldiği zaman arkadaşı-mız, yeri geldiği zaman sırdaşımız olur.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, birinci cümlede nicel anlamdayken ikinci cümlede nitel an-lamda kullanılmıştır?A) Böyle büyük bir evde kim oturmak

istemez ki?Cemil Meriç, büyük bir düşünce ada-mıdır.

B) Uzun yoldan geldiğini söyledi bize.Bahçemizde çok uzun kavak ağaçla-rı vardı.

C) Bu şehrin geniş kaldırımları bizi şa-şırttı.Geniş bir avlusu vardı bu tarihi ko-nağın.

D) Sıcak gülüşü insanın içini ısıtıyordu.Bize bu kadar sıcak davranacağını ummuyordum.

E) Her zaman çok parasının olmasını istedi.Çok zamanı kalmayınca etekleri tu-tuştu.

Nicel Anlamlı Sözcükler

Varlıkların ölçülebilir, sayılabilir ya da karşılaştırılabilir özelliklerini belirten söz-cüklerdir.

� Bahçenin ortasında büyük bir havuz vardı.

� Uzun, sarı saçlarıyla bütün arkadaşlarını kıskandırırdı.

Nitel Anlamlı Sözcükler

Varlıkların ölçülemeyen, sayılamayan özelliklerini belirten sözcüklerdir.

� Bize karşı çok büyük hata yaptı ama kabullenmiyor.

� Uzun etme de esas konuyu anlat.

Genel Anlamlı Sözcükler

Aynı türden kavramların genel adıdır.

� Çiçek, taşıt, sanatçı, yemek, ülke...

Özel Anlamlı Sözcükler

Anlam kapsamı dar olan, kavramları tek tek karşılayan sözcüklerdir.

� Papatya, bisiklet, Rutkay Aziz, döner, Türkiye...

NOT

Genel ve özel anlam, göreceli bir durumdur. Örneğin "ağaç sözcüğü, "bitki"

kavramına göre özel; "çam" kavramına göre geneldir.varlık

canlı

bitki

ağaç

çam

kızılçam

insan hayvan

cansız

Yansıma Sözcükler

Doğadaki varlıkların seslerine benzetilerek oluşturulan sözcüklerdir.

� Tak, şır, hav, gür, fokur, me …

1. B 2. A

Uygulayalım

Page 6: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

1 Neler Öğrendik?

6

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut anlamlı bir sözcük, cümlede soyut bir anlam kazanmıştır?

A) Olanları öğrenince hırsından ne yapacağını şaşır-dı.

B) Bu köyün insanı okumanın önemini çok önceden anlamış.

C) Okumak, zihnin paslanmasını önler.

D) Sıkıntılar içinde geçen bu yıllar, onu çok üzdü.

E) Hoşgörüden yoksun bu insanlarla daha fazla ça-lışamam.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükle ayraç içindeki anlamı doğru eşleştirilmemiştir?

A) Saçlarının kökü çok zayıf olduğundan saçların çok dökülüyor. (bir şeyin dip bölümü)

B) Arabanın anahtarları üçüncü gözde duruyor. (kü-çük bir bölme, çekmece)

C) Senden ne bir haber ne bir selam gelir oldu. (ulaş-mak)

D) Sandalyenin bacağını tamir ettirmeyi unutma. (be-denin bir uzvu)

E) Pencereden içeri giren güneş odamı ısıtıyor. (sı-caklığını artırmak)

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde düşsel ögelere yer verilmiştir?

A) Sınavla öğrenci alan pek çok üniversite, bazı öğ-rencilerine maddi yönden destek oluyor.

B) Ülkelerin içinde bulunduğu ekonomik kriz bir süre daha devam edecek.

C) Arkamda sonsuzluğa açılan ve beni içine ça ğıran kapı onun kapısıydı.

D) Annem bu yıl Antalya’ya gitmeyi düşünmü yor, Ka-radeniz’e gidecekmiş.

E) Kitabın kapağı tamamlandıktan sonra kitap bas-kıya gidecek.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamlı bir sözcük kullanılmamıştır?

A) Maçın sonlarına doğru hakemin verdiği penaltı ka-rarı herkesi şaşırttı.

B) Oyunun son perdesinde seyirciler oyuncuları ayakta alkışladı.

C) Bölgenin tarımsal faaliyetlerinde bu ovadan geçen çayların önemi büyüktü.

D) Okuldaki bazı çalışanlara öğrencilerin pek ilgi gös-termediği açıktır.

E) Mahkemenin kararında bilirkişi raporunun etkisi olacağını düşünüyoruz.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, ayraç içinde verilen anlama uygun olarak kullanıl-mamıştır?

A) Bu makale dergimizin son sayısında çıkacak. (yer almasını sağlamak)

B) Değeri sonradan anlaşılan yazarın bütün eserleri derlendi. (bir araya getirmek)

C) Okulun arkasındaki arsaya da park yapılacakmış. (geri kalan bölüm)

D) Şirketin 50. yılını büyük bir coşkuyla kutladık. (se-vinçli bir durumda olmak)

E) Edebiyat dünyasının bize armağan ettiği önemli isimlerinden biriydi. (sunmak)

6. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisi yansıma sözcük değildir?

A) Çok uzaklardan gelen bir ses bana gitme diyordu.

B) Gürül gürül akan bir nehrin kenarında iki saate ya-kın dinlendik.

C) Mahkeme salonundaki fısıltılar iyiye işaret değildi.

D) Aniden hapşırınca salondakiler telaşlandı.

E) Bunca gürültü patırtı arasında ne diyeceğimi şa-şırdım.

Page 7: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

1Neler Öğrendik?

7

7. (I) Yıllar, herkesin içindeki kırılan yere farklı renkler verirdi. (II) Yaşam kendi usturasında biletirken insanı, kısır bir döngü etrafında unutturur adını. (III) Kabukla-şan acının içinde sakladığı büyük bir kin vardır. (IV) Örtünür, uyur, kımıldar bir bahar kokusunda; sonra sineyi yakan bir ezgiyle kendini duyurur. (V) İnsan giderek alışır yalnızlığa, mutsuz olmaya.Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde mecaz anlamlı sözcük kullanılmamıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

8. “Baş” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “Haber verilince acele yerinden kalktı ve merdivenin başına yürüdü.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmış-tır?

A) Mangal başından ayrılmıyor, ilk pişeni hemen kap-mak istiyordu.

B) Çevik bir hareketle başındaki şapkayı çekip aldı.

C) Koridorun başında beni bekliyor, bir şarkı mırılda-nıyordu.

D) Elindeki sopayı ateşe tutup başını biraz yaktı ve yola koyuldu.

E) Karşımızdaki tepenin başına giden tek yol karla kaplıydı.

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “çıkarmak” sözcü-ğü gerçek anlamıyla kullanılmıştır?

A) Bu para ile bu haftayı zar zor çıkarırız.

B) Arkadaşını nereden tanıdığımı tam olarak çıkar-maya çalıştım.

C) Eşim çocuklara kızdı mı hep öfkesini benden çı-karır.

D) Sessizce içeri girip paltosunu çıkardı.

E) Yanıma geldi ve cebinden eski bir fotoğraf çıkardı.

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “patlamak” sözcü-ğü mecaz anlamıyla kullanılmıştır?

A) Yanına yaklaştığımızda arabanın ön lastiğinin pat-ladığını fark ettik.

B) Davulcunun hem bileği çıkmış hem davulu patla-mıştı.

C) Gözlerim gene ayakkabılarına kaydı, yanları pat-lamıştı.

D) Komşunun söylediklerine dayanamayıp bizimki de patladı.

E) Baharı muştulayan papatyalar bu yıl biraz erken patladı.

11. “Seçmek” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangi-sinde “Akşamki davet için ben bu gömleği seçtim.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?

A) Yönetim kurulu olarak biz sizi başkanlığa oy birliği ile seçtik.

B) Ne akla hizmetle Almanca öğretmenliğini seçtiğimi anlayamıyordu.

C) Bugünün teknolojisiyle bile genetik mühendisliği-nin ileride neler yapabileceğini seçemiyoruz.

D) Bizim oğlan yemek seçer, öyle her sebzeyi yemez.

E) Abimin bu yılki kitaplarından bazılarını ihtiyacım olur diye seçip dolaba yerleştirdim.

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yan” sözcüğü, ayraç içinde verilen anlamıyla kullanılmamıştır?

A) Arkadaşlarının bulunduğu iskelenin yanından ken-dini denize attı. (birlikte, beraberinde olma)

B) Bisikletten düştükten sonra sağ yanı epey morar-mış. (bedenin bir bölümü)

C) Yaşlı garson yanımıza gelip siparişimizi sordu. (sağ ve solun ortak adı, yön)

D) İlacın yan etkileri baş gösterince vakit kaybetme-den doktora gittik. (ikinci derecede olan)

E) Balıkçı, kahveciden yanaydı ve bize hesap soru-yordu. (taraf tutmak)

Page 8: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

1 Neler Öğrendik?

8

13. “Yalnız” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “Kendisini yalnız Ankara’ya kadar götürecek otobüs parası vardı.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmış-tır?

A) Gelirim yalnız arkadaşlarımı da çağırırım.

B) Güzel yalnız renksiz bir konserdi.

C) Sokaktaki yalnız çocuk, kedilerle oynuyordu.

D) Yalnız yaşamak insanı bencilleştirir.

E) Günümüzde sanatçılar yalnız kendini düşünüyor.

14. Eskime hızı demek, yeniliklerin tüketilme (kaybolma)

hızı demektir bir bakıma (başka bir düşünüşle). Bir sa-

natçı için yeniliğe yaslanmak (güvenmek), öncü olmak,

çığır açmak düşüncesi, sanıldığı kadar (zannedildiği

ölçüde) güvenilir bir dost değildir günümüzde (içinde

bulunduğumuz zamanda).Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisi, ay-raç içinde verilen sözün anlamını içermemektedir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

15. “Dağıtmak” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangi-sinde mecaz anlamıyla kullanılmıştır?

A) Görevliler, kalabalığı güçlükle dağıttı.

B) Aniden çıkan rüzgâr, bulutları dağıttı.

C) Askerlerimiz, düşman birliğini kısa sürede dağıt-mış.

D) İnsanların içinde, yalnızlığımı dağıtmalıyım.

E) Partiler, seçim öncesi ilan dağıtmaya başladılar.

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde terim anlamda bir sözcük kullanılmamıştır?A) Atardamardaki kan basıncı atmosfer basıncından

daha yüksektir.

B) Öğrencilere dağıtılan kitaplar, ailelerin yüzünü güldürüyor.

C) Antioksidan içeren kırmızı meyvelerin faydaları saymakla bitmiyor.

D) Avrupa Futbol Şampiyonası’ndaki penaltılar hâlâ konuşuluyor.

E) Süleymaniye Camisi’ndeki akustiğin eski haline gelmesi için camiye hoparlörler yerleştirildi.

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözler, soyut bir kavramı somutlaştırmaktadır? A) Çiçek işlemeli bir lambaydı soğuk kış gecelerinde

bizi aydınlatan.

B) Güneş rengi bir yığın yaprak, merdivenin alt basa-maklarında duruyordu karmakarışık.

C) Mavinin tonlarının kullanıldığı resimde, çok az yer verilmişti laciverde.

D) Tıkamıştı yolları, bütün gece yağan kar.

E) Yosun tutmuş bir yalnızlık okunuyordu adamın gözlerinde.

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük nicelik bildirmez?A) Ölüm ile yaşam çoğu şiirimizde iç içe geçmiştir.

B) Kalın bir kitap taşıyordu elinde günlerdir.

C) Yine derin hayallere dalmışsın, kimi düşünüyor-sun?

D) Trabzon’da geniş bir sokakta karşılaştım onunla.

E) Üç gün Kuşadası’nda kalmayı düşünüyoruz.

I

II

III

IV

V

Cevaplar 1. C 2. D 3. C 4. D 5. C 6. A 7. E 8. C 9. E 10. D 11. E 12. A 13. E 14. A 15. D 16. B 17. C 18. C

Page 9: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

Ortaöğretim Alanı

Türkçe Ders Föyü

SAY • EA • SÖZ | 02

1

SÖZCÜKTE ANLAM - II

Eş Anlamlı Sözcükler

Yazılışları farklı olsa da aynı anlamları karşılayan sözcüklere eş anlamlı sözcükler denir.

“Ona para gönderdim.”, “Ona para yolladım.” cümlelerindeki “göndermek” ve “yollamak” aynı anlamdadır.

“Sırtımı ağaca yasladım.”, “Sırtımı ağaca dayadım.” cümlelerindeki “yasla-mak” ve “dayamak” sözcükleri aynı anlamdadır.

Yakın Anlamlı Sözcükler

Anlamları birbirine yakın ama aralarında küçük anlam farkları olan sözcüklerdir.

Eş anlamlı sözcükler birbirlerinin yerine kullanıldığında bu sözcüklerin kul-lanıldığı cümleler arasında hiçbir anlam değişikliği görülmez. Cümleler arasında az çok bir anlam değişikliği görülüyorsa bu tip sözcükler eş anlamlı değil, yakın anlamlıdır.

Karşıt (Zıt) Anlamlı Sözcükler

Anlamca birbirine ters kavramları karşılayan sözcüklerdir.

“Güçlü insanlar zayıfların hâlinden anlamaz.” cümlesindeki altı çizili sözcük-ler karşıt anlamlıdır.

NOT

Bir sözcüğün olumsuz biçimi, o sözcüğün karşıt anlamlısı değildir.

Örneğin, “şanslı-şanssız”, “gitmek-gitmemek” sözcükleri karşıt anlamlı değildir. “Şanssız” sözcüğü “şanslı”nın olumsuzu, “gitmemek” sözcüğü “gitmek” sözcü-ğünün olumsuzudur.

Eş Sesli (Sesteş) Anlamlı Sözcükler

Sesçe bir, anlamca ayrı sözcüklerdir. Bu tip sözcüklerin yazılışları aynıdır; anlamları farklıdır.

“Bu salon insan dolu.”, “Dolu, tarım alanlarında zarara yol açtı.” cümlelerinde-ki “dolu” sözcükleri arasında anlam yönünden hiçbir ilişki yoktur. Aralarındaki tek ilişki yazılışlarının aynı olmasıdır.

1. Aşağıdakilerin hangisinde altı çizili söz, anlamca ötekilerden farklıdır?A) Çocuk bu yıl sınıfını geçebilirdi an-

cak hastalandı.B) Ne de olsa o, bu işten anlayan biri-

siydi.C) Arkadaşımız çok zeki idi yalnız çalış-

mıyordu.D) Bahar geldi fakat havalar daha ısın-

madı.E) Ne var ki o, bu konuda gerçekten

haksızdı.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır?A) Bir süre sonra kendisi de bu akımın

bu tartışmanın içinde yer almıştı.B) Bu kitapları, belirlediğiniz ölçütlere

göre seçin, ayırın.C) Kendisine yapılan bu haksızlığı, bu

saygısızlığı içine sindiremiyordu.D) Bütün bunları, kendisinin yerine önü-

ne geçmek isteyenler düzenliyordu.E) Bu makineler ötekilere göre daha

kullanışlı, daha pahalıdır.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “ha-fif” kelimesi “Kurşun ağır bir madendir.” cümlesindeki “ağır” kelimesinin an-lamca karşıtıdır?A) Kaç gündür midemde hafif bir ağrı

var.B) Hastalığı geçene kadar hafif bir işte

çalışması gerekiyormuş.C) Eline alınca hangisinin daha hafif ol-

duğunu anlarsın.D) Savaşta hafif bir yara almıştı.E) Araba harekete geçerken hafif bir

sarsıntı hissediliyor.

Uygulayalım

1.B 2.B 3.C

Page 10: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

2

Türkçe Ders Föyü 02

1. Şimdi bana bir söz vermenizi istiyorum. Bundan sonra okula gidip gelirken gü-zelliklerin farkına varın. Bu, bir evden yayılan taze pişmiş bir ekmeğin kokusu, yaprakları kıpırdatan hoş bir meltemin sesi ya da düşen bir sonbahar yaprağı-na yansıyan bir sabah ışığı olabilir. Bun-lar kimilerine çok sıradan gelebilir. Ama bunlar yaşama anlam katan şeylerdir. Onları fark etmenin önemini iş işten geç-meden kavramalıyız.

Bu parçada “yaşama anlam katan şey-ler” sözüyle aşağıdakilerden hangisi anlatılmaktadır?

A) İnsanları mutlu edebilecek ayrıntılar

B) Zaman geçirmeyi sağlayacak oyun-lar

C) Yeni dostluklar kurulmasını sağlaya-cak ortamlar

D) Okul ve ailede öğrenilen bilgiler

E) Yaşamı sürdürebilmek için yapılması gerekli işler

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili söz öbeğiyle sonraki bölüm aynı anlamdadır?

A) Nitelikli her insan kendine yeni yollar aramalıdır, kendini yeniden keşfet-melidir.

B) Düşünme kendini dilde var eder, kendine yeni anlam sahaları açar.

C) Roman, zamanı ve mekânı iç içe an-latmanın yoludur, düş gücünün ulaş-tığı zirvedir.

D) Metin Altıok, bizi şiirinin arka bahçe-sine götürüyor; şiirlerin görünmeyen yanlarına ışık tutuyor.

E) Her ödül insana yeni sorumluluklar yükler, yazdıklarınızın düzeyini daha da yükseltmeniz gerekir.

Kalıplaşmamış Söz Öbekleri

İkilemeler, deyimler ve atasözleri bilidiği üzere kalıplaşmış sözlerdir. Bu kalıpların anlamları herkesçe aynı şekilde bilinir ve kullanılır.

Fakat yazarlar bilinen kalıpları dışına çıkarak, sözcüklere yeni anlamlar yükleye-rek sözcükleri birleştirebilir ve yeni anlamlar ortaya çıkarabilir. Ortaya çıkan bu kalıpların anlamları da içinde yer aldığı parçadan anlaşılabilir.

Kullanıldıkları metinde, yazarın iletmek istediği özel bir anlamı ifade eden bu söz-lerle ilgili çok sayıda soru sorulmuştur. Bu sorularda dikkat edilmesi gereken iki nokta vardır:

� Bu tip sorularda altı çizili ifade, anlamını parçadan alır. Dolayısıyla parça okunmadığı sürece, bu ifadeler farklı yorumlara açık durumdadır. Her ne kadar sadece altı çizili söze bakarak yanıt verilebilse de en sağlıklısı parçayı okumak-tır.

� İkincisi, altı çizili sözlerin mecaz anlamlarından ziyade, gerçek anlamlı kullanımlarına yönelmek hataya neden olabilir. Bu sorularda mecazlı anlatım ön plandadır.

Örnek

Edebiyatımız eski dönemlerinde şiir cennetlerinde yaşadı. Ama bu şiir cennetleri bize pahalıya patladı.Bayağılıktan kurtulmak, bulunmaz düşlerin lezzetiyle yaşamak isterken yeryüzü ile bağlarımızı kopardık. Güzeli, yalnız gökyüzünde görür olduk. O kadar ki yaşayabilmek için yeryüzüne inmek, yanımızı yöremizi görmek için “bayağılaşmak” zorunda kaldık en sonun-da. Bu parçadaki altı çizili sözle edebiyatımız hakkın-da anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) En parlak devrini geçmişte yaşadığı

B) Günümüzde eski gücünü kaybettiği

C) Gerçeklikten uzak düştüğü

D) Batı etkisiyle olumsuz bir süreçten geçtiği

E) Sıradan konuları ele aldığı

ÇözümSoruda, altı çizili sözde “şiir cennetleri” ifadesinde “şiirin gerçeklerden uzak düştüğü” vurgulanmıştır. Bu anlam, ifa-denin devamındaki “...bulunmaz düşlerin lezzetiyle yaşamak isterken yeryüzü ile bağlarımızı kopardık” ifadesiyle açıklan-mıştır. Dolayısıyla parça anlaşılmadan cevap verilmeye kal-kışılırsa bu anlama ulaşılamaz, hatta çeldirici seçeneklere (A ya da B gibi) takılınabilir. Oysa doğru yanıt C seçeneğidir. Aslında altı çizili söz, şiir açısından olumlu bir durumdan değil, olumsuz bir durumdan bahsetmektedir.

Uygulayalım

1.A 2.D

Page 11: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

3

Türkçe Ders Föyü 02

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde iki-leme, ötekilerden farklı bir görevde kullanılmıştır?

A) Yıkık dökük bir odada koca bir ömür geçirdi.

B) Büyük emeklerle kurduğu matbaa tı-kır tıkır işliyor.

C) Hakem o pozisyonun omuz omuza mücadele olduğuna karar verdi.

D) Bu günlük güneşlik havada evde oturmak istiyor.

E) Bu akşamki menüde leziz mi leziz köfteler bizi bekliyor.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde iki-leme, cümleye “telaşla, heyecanla” an-lamı katmıştır?

A) Gerekli gereksiz her zaman her yer-de ağzına geleni söylerdi.

B) Söylediklerini ardı ardına yaptım, at-ladığım bir şey olmadı.

C) Bundan sonra bu evin kurallarına harfi harfine uyacaksın.

D) Aldığımız haberden sonra fellik fellik her yerde seni aradık.

E) Bu karda kışta kendini yollara atmış, hasta olmuştu.

3. (I) Yetmişli yıllarda hikâyeyle yatıp hikâ-yeyle kalkıyorduk. (II) Onu bu hikâye sevdalarının yoğunlaştığı bir zamanda tanıdım. (III) Çocukluğu, göçebe insan-ların içinde geçmişti. (IV) Gelecek günler iyi olacak, hem de çok iyi olacak der du-rurdu. (V) O, bugün de aynı şeyleri söy-lüyor ama biz farklılaştık.

Bu parçadaki numaralanmış cümlele-rin hangisinde “pekiştirme” anlamı var-dır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

İkilemeler

Anlatımı güçlendirmek için iki sözcüğün yan yana getirilmesiyle oluşturulan söz öbek-lerine ikileme denir. Çeşitli şekillerde yapılabilir:

� Eş ya da yakın anlamlı sözcüklerden oluşur: Elde avuçta, doğru dürüst, yalan yanlış, kırık dökük…

� Karşıt anlamlı sözcüklerden oluşur: Aşağı yukarı, iyi kötü, irili ufaklı…

� Biri anlamlı biri anlamsız sözcüklerden oluşur: Yırtık pırtık, eski püskü, kaba saba…

� İkisi de anlamsız sözcüklerden oluşur: Eciş bücüş, mırın kırın, ıvır zıvır, abur cubur…

� Aynı sözcüğün tekrar edilmesiyle oluşur: Güzel güzel, ince ince, koşa koşa, hıçkıra hıçkıra…

� Yansıma sözcüklerden oluşur: Horul horul, çatır çatır, fokur fokur, gürül gürül…

� Fiillerle kurulabilir: bata çıka, düşe kalka, ağlaya sızlaya...

NOT

İkilemeler ayrı yazılır ve kelimeler arasına hiçbir noktalama işareti getirilmez.

Pekiştirmeler

Anlatımı güçlendirmek amacıyla kullanılan ek, sözcük ya da öbeklerdir. Çeşitli şekillerde yapılabilir:

� temiz tertemiz yeşil yemyeşil (sözcüğün ilk hecesinin bir ekle yinelenmesiyle)

� sıcak sıcacık büyük büyükçe (“-ca, -cık” ekleriyle)

� güzel güzel mi güzel gülüyor gülüyor da gülüyor (“mi” edatı ve “de” bağlacıyla)

� soğuk pek soğuk başarılı oldukça başarılı (sözcüğün önüne pekiştirme anlamlı sözcük getirilerek)

� sıcak cehennem gibi sıcak güçlü arslan gibi güçlü (benzetme yoluyla)

Uygulayalım

1.B 2.D 3.D

Page 12: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

2 Neler Öğrendik?

4

1. İnsanlar, başaklara benzer; ---- başları havadadır, ---- eğilir.

Bu cümlede boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıda-kilerin hangisinde verilenlerin getirilmesi en uygundur?A) gençlik yıllarında – yaşlanıncaB) içleri boşken – kafaları ürünle doldukçaC) güneşli günlerde – soğuk kış günlerindeD) cepleri doluyken – cepleri boşkenE) sağlıklı günlerinde – hastalandıklarında

2. “Girmek” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “yeni bir duruma geçmek, dönüşmek” anlamında kulla-nılmıştır?A) Hep birlikte okulun görkemli kapısından içeri giriyo-

ruz.B) İlkbahar girince çadırlar toplanır, obada bir telaş baş-

lardı.C) Sınıftaki gürültüden, öğretmen bir türlü asıl konuya

giremiyordu.D) Güneş batarken gök, kızıl alev rengine giriyordu.E) Yeniçeriler Rum kalelerine girerken başkentte eğlen-

celer düzenleniyordu.

3. I. Panayır alanının tam ortasına diktikleri direği rengâ-renk iplerle süslediler.

II. Bahçenin ön tarafına sardunya dikelim, güzel görü-necektir.

III. Üç haftada dikilen binaların ne planı var ne de izin belgesi.

IV. Beni bu kolilerin başına diktiler, yaklaşık iki saattir bekliyorum.

Aşağıdakilerden hangisi “dikmek” sözcüğünün yuka-rıdaki cümlelerde kazandığı anlamlardan biri değil-dir?A) Bitkiyi toprağa yerleştirmekB) Beklemek için birini bir şeyin başına getirmekC) Sabitlemek, boşluğunu almakD) İnşa etmek, kurmakE) Bir cismi dik olarak durdurmak

4. I. Son yıllarda turizm sektörü faaliyet alanını genişletti, farklı coğrafyalara yayıldı.

II. Osmanlı Dönemi’nde yaşamış bir ressamın hayata bakış açısını anlamak, dönemin özelliklerini bilmekle eş değerdir.

III. Tıp dünyasındaki ilerlemeler, insan ömrünü uzat-makla kalmıyor, onlara daha kaliteli bir yaşam sunu-yor.

IV. Lise yıllarında elime aldığım bu kitabı tekrar okuyun-ca anlatılanları şimdi daha iyi kavradığımın farkına vardım.

V. Öncelikle, yaşadığımız zaman diliminde insanın ne denli önemli olduğu, konuyla ilgilenenlere açıklan-malı.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerde verilen altı çizili sözcüklerden hangileri anlamca birbirine en yakındır?A) I. ve II. B) I. ve III. C) II. ve IV.

D) III. ve V. E) IV. ve V.

5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükler anlamca birbirine en yakındır?A) Yazar, yaşadığı sosyolojik değişim ve iletişimi gözlemci-

liğin el verdiği gerçeklik ile kitaplarına taşımayı bildi.B) Eserde dile getirilen çaresizlik, yüzeysellik, gündelik

yaşamın bunaltıcı hissi, bir dönemin yaşadığı açma-zın sıkıntılı yansımasıdır.

C) Roman, İstanbul sokaklarının soğuk yüzüyle erken tanışmış olmanın verdiği hayat yorgunluğunu anlatı-yor.

D) Her ne kadar okuyucuyu birebir yansıtsa da “dile ge-tirilmeyen duygunun yok sayılacağı” düşüncesinden sıyrılamıyor.

E) Tam da söylediğini yaptı ve gördüğü bütün gerçekleri bütün çıplaklığıyla kâğıda döktü.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün sesteşi yoktur?A) Bu çay, ülkemizde sadece bu bölgede üretilmektedir.B) Tartışmaya ben de dinleyici olarak katılmıştım.C) Yüz işçinin çalıştığı inşaat bu ay bitecek.D) Bahçemizi renklendiren bu kırmızı gül tüm çiçeklerin

en güzeliydi.E) Kapıyı kapadı, sert adımlarla ilerledi.

Page 13: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

2Neler Öğrendik?

5

7. Daha ilk yapıtlarında başkalarının ayak izine basmadan yürüyen yazarlar, ozanlar vardır. Bunlar; yazınsal yara-tıları ayırmaya, belirlemeye ve değerlendirmeye yönelik geleneksel ölçütlerin, kuralların kılavuzluğunu pek umur-samaz, onlara sıkı sıkıya bağlı kalmaz. Türler arasında öyle aşılması güç duvarlar ya da sınırlar yoktur onlar için. Yazarken bir türe özgü nitelikleri başka bir türe taşımaktan hiç kaçınmaz.

Bu parçada geçen “başkalarının ayak izine basmadan yürümek” sözüyle sanatçılara ilişkin olarak anlatıl-mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?A) Başka sanatçıların yanlış yolda yürüdüğünü düşün-

mekB) Yazınsal yapıtların sınıflandırılmasına karşı çıkmakC) O güne dek ele alınmamış konuları işlemekD) Birden çok yazınsal türün özelliklerini taşıyan ürünler

vermekE) Diğer sanatçılarınkinden farklı bir biçeme sahip olmak

8. Çocuk eğitiminde bir disiplin yöntemi olarak cezanın na-sıl ve ne zaman kullanılacağı önemli bir tartışma konusu olmuştur. Kimileri cezanın ---- etkisinden söz ederken kimileri tam tersine cezanın suçu ---- ve yeniden işleme-ye götürdüğünü iddia ederler.

Bu parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla aşağıdaki-lerden hangileri getirilmelidir?A) caydırıcı – kabullenmeyeB) kalıcı – azaltmayaC) olumlu – anlamayaD) bıktırıcı – reddetmeyeE) geçici – örtmeye

9. Bu kitapta üç yaşındaki sevimli bir kız çocuğunun gözüyle, günlük yaşam eğlendirici bir dille anlatılıyor.

İlkokul çocuklarının zevkle ve beğeniyle okuduğu öyküler, ebeveynlere de çocuğun bakış açısıyla, onun iç dünyasını

daha iyi tanıma olanağı veriyor.

Bu parçadaki altı çizili sözcüklerden hangileri an-lamca birbirine yakındır?A) I. ve II. B) I. ve IV. C) II. ve IV.

D) III. ve V. E) IV. ve V.

10. Söz oyunlarından uzak bir şiiri vardır şairin. Onun iç-tenliği yalınlığa götürür şiirini, yalınlığı da çarpıcılığa. Konuşur gibi şiir söylemek her babayiğidin harcı değildir. Sözün balını bulup çıkarmak, gerçek şairin işidir. Böy-lece o, hemen her şiirinde gerçek bir şair olmayı başar-mıştır.

Bu parçada “sözün balını bulup çıkarmak” sözü ile anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?A) Söylemek istediğini okura eksiksiz yansıtmakB) Semboller yerine sözcüğün ilk anlamını kullanmakC) Yeni kelimeler kullanarak farklı bir etki yaratmakD) İç karartıcı imgelerden her zaman uzak durmakE) Kurduğu şiir diliyle güçlü bir deyişe ulaşmak

11. Uzağında yaşadığımız gerçeklikleri tanıtmak için yazı-yordu. Gündelik yaşamın içine demir atmış kendinden kopma, sanatın gerçeğini açığa çıkarıyordu. Böylelikle yapan insanla yaşayan insan bir araya geliyordu. Bunu, yaşayan insanın farklı dünyaları görme isteği yapıyordu.

Bu parçadaki “kendinden kopma” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?A) Kendi kendini eğlendirmeB) Farklı yaşamları tanımaC) Kendinin dışına çıkmaD) Kişiliğinin farkında olmaE) Özgünlüğü ilke edinme

12. Bazı araştırmacılar, Ömer Seyfettin’i kendinden önce yaşamış ve kendi devrinde yaşayan hikâyecilerden ayı-ran en önemli farkın, “masa başı hikâyeciliği” hatasına düşmemek olduğunu belirtmiştir.

Bu parçadaki “masa başı hikâyeciliği” sözüyle anlatıl-mak istenen aşağıdakilerden hangisidir?A) Hikâyelerinde düşsel ögeleri kullanmakB) Hikâyedeki önceliği dil ve anlatıma vermekC) Toplumsal konulara değinmemekD) Her zaman nesnel bir tutum sergilemekE) Halktan kopuk, teorik bilgilerle yazmak

I II III

IV

V

Page 14: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

2 Neler Öğrendik?

6

13. Dünyaca ünlü şairlerin hemen hepsi yalın bir dille şiirle-rini yazmıştır. Süslü, cafcaflı sözler etmeyi bilmediklerin-den değil, sözün en yalın hâlinin en etkili hali olduğunu bildiklerinden… Bizim edebiyatımızdaki o ünlülerden biri, “Şiirin dili, bir annenin çocuğuyla konuşması gibi olmalı-dır.” diye boşuna dememiştir.

Bu parçada geçen “bir annenin çocuğuyla konuşması gibi olmalı” sözüyle şiir diliyle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir? A) Doğal ve sade olmakB) İçerikle uyumunu önemsemekC) Duyguları tam olarak yansıtmakD) Her kesime hitap etmekE) Okuyucuda büyük bir etki yaratmak

14. Günümüzde “paranın ve hızlı şöhret hırsının” tutsağı olan kimi yazarlar, yazmaya başlamadan önce kendile-rince bir tür piyasa araştırması yapıyor. İlkin yayıncılara uğruyor, onların nabzını tutuyor. Bu yayıncılardan hangi türden yapıtlar istendiğini doğrudan ya da dolaylı bir biçimde öğrenmeye çalışıyor. Kafalarındaki anahtar soru şu: “Ne yazarsam yayıncılar hemen basar, daha çok para, daha çok ün kazandırır bana?” Bu soru, konusal bir arayışa yönlendiriyor onları. Onlar da yığınların ilgi-sini kamçılayacak moda konularda yoğunlaşıyor. Daha sonra da yazmayı tasarladıkları yapıtlar, bu sanatçıların beyinlerinin kovuğunda çimlenmeden duyuru çalışmaları başlıyor. Yapıtları kitapçı raflarında göründükten sonra sıra “tanıtım seferberliğine” geliyor. Bu yazar, koltuğunun altında yeni kitabı, bir televizyon kanalından ötekine dolaşıp duruyor. Övgücüleri de önceden saptanmış köpüklü sorularla, yapıtı değerlendirmeye kalkıyor. Bu parçada geçen “yapıtın, sanatçının beyninin kovu-ğunda çimlenmemesi” sözüyle aşağıdakilerden hangi-si anlatılmak istenmektedir?A) Anlatımda ayrıntıya gereğince yer verilmemesi B) Üretilecek yapıtın, sanatçının zihninde gerekli olgun-

luğa ulaşamamasıC) Kaleme alınan eserin kurgusunun tamamlanmamış

olmasıD) Yapıttaki ufak tefek pürüzlerin törpülenmemesiE) Eserdeki düşünsel ögelerin eksik bırakılması

15. (I) Romanları, hikâyeleri ve denemeleriyle edebiyatı-mıza silinmesi mümkün olmayan bir damga vurduktan sonra aramızdan ayrılan Necati Cumalı, ilgisini daha çok Anadolu insanına yoğunlaştırmıştır. (II) Taşranın renkli doğasını metinlerine malzeme yapmış, kimi zaman da Anadolu halkının ortaya saçılmamış yüzüne dikkat çek-miştir. (III) Aydın kişiliğini hiçbir zaman tepeden bakan üslupla yansıtmayan yazar, gözlemlerini yargılamaktan uzak bir yaklaşımla kaleme almıştır. (IV) Taşra insanının su yüzüne çıkmamış arka plandaki düşleri ve isteklerin-den hareketle çarpıcı bir mozaiğe ulaşmıştır. (V) Diliyle de bu tavrını netleştiren Cumalı, karmaşadan uzak du-rup diline yerel ağızları da yerleştirerek ilginç bir bileşim ortaya koymuştur.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerde geçen altı çizili söz öbeklerinden hangileri anlamca birbirine en yakındır?A) I. ve II. B) I. ve III C) II. ve IV.

D) III. ve V. E) IV. ve V.

16. İnsan ruhundaki dalgalanmaları, bulutlanmaları güzel bir duygusal söylemle yansıtmayan yazınsal bir yaratının kalıcı olması zordur. Dünden bugüne kalan, zamanın yıpratıcı, yok edici rüzgârlarına dayanmış yapıtların tümünde bu özelliği görebiliriz. İnsana odaklanmayan, bizi değişik yaşamlarla yüz yüze getirmeyen, bize düşler kurdurmayan dilsel ürünler, yazıldığı günlerde ne denli yankı uyandırırsa uyandırsın, zamanla yazın gömütlü-ğünün malı olmaktan kurtulamaz. Çünkü “yazın”ın işlevi, insanı ve insanlık durumlarını anlatmaktır.

Bu parçada geçen “yazın gömütlüğünün malı olmaktan kurtulamamak” sözüyle yazınsal yapıtların hangi nite-liği anlatılmak istenmiştir?A) Edebiyat mezarlığına defnedilmekB) Zamanın aşındırıcı etkisine uğramakC) Yazınsal işlevini gereği gibi yerine getirememekD) Hak ettiği ilgi ve değeri görememekE) Etkisini ve güzelliğini zamanla yitirmek

Page 15: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

Neler Öğrendik?

7

217. Çocukluğumuzda “Çok okuyan mı bilir, çok gezen mi?”

sorusunu kaç kez duyduk kim bilir? Cevaptan çok, sorunun kendisi önemliydi sanki. Ortada derin bir ikilem varmış gibi, ciddiyetle yöneltilirdi soru. Her seferinde

“Çok okuyan!” dememiz beklenirdi. Galiba öğretmenlerimiz, okuma sevgimizi böyle artırmaya

çalışırdı; çok okumakla çok gezmek asla yan yana gelemezmiş gibi… Bense okumayı da gezmeyi de

tutkuyla seven biri olarak ikiye bölünürdüm. Okumanın da içten içe bir seyahat olduğuna inandığımdan, her

kitabın bizi başka bir yolculuğa çıkardığını düşündüğümden, hiçbir zaman ısınamadım bu yapay ikileme. Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına bir serüven sayarak bir başka ortama, yaşama uzanan bir yolculuk yapmak mümkündür çünkü. Gezerken de her insanı ve hayatı, bir kitap gibi düşünerek dünyayı okumak

da mümkün; okumak ve gezmek aslında o kadar iç içe ki…Bu parçada geçen “Okuyarak gezmek, her kitabı başlı başına bir serüven sayarak bir başka ortama ve yaşama uzanan bir yolculuk yapmak sayılır çünkü.” sözleriyle anlatılmak isteneni, numaralanmış sözlerin hangisi içermektedir? A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

18. Mozart, kısacık yaşamına sığdırdığı altı yüzden fazla yapıtla insanlığa koca bir hazine sunmuştur. Nüktesi, dinleyiciyi hemen kavrayıveren tılsımı ve tüm çocuksuluğunun ardındaki derin düşüncesi onu çağdaşı olan bestecilerden ayırır. Pek çok besteci, müziğini bir otobiyografi gibi kullanırken Mozart’ın müziği; katıksız, saf müziktir. Ne parasız günlerini ne ateşli hastalığını ne de tırmanmakta olan Fransız Devrimi’nin hırçın etkilerini anlatır müziğinde.Bu parçadaki “müziğin bir otobiyografi gibi kullanıl-ması” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi olabilir?A) Sanatçının yaşantısının, yapıtlarına yansıtılmasıB) Eserlerde toplumsal değil, bireysel konuların ele alın-

masıC) Sanatın bir araç olarak görülmesiD) Bestelerinin, sanatçının özel yaşamına ilişkin ipuçları

taşımasıE) Duyguların notalar aracılığıyla yansıtılması

19. 30 Aralık 1981’de sevgili Ayhan Bozfırat’ı kaybettik. İki yıl sonra da Sevim Burak ayrıldı aramızdan. Çağdaş edebiyatımızdan iki parlayan yıldız kaydı. Denecek ki meraklısı, onları bugün de severek okuyor. Sevim Burak tutkunu okurlar, araştırmacılar… Ben bunlara kanmıyo-rum, çöle düşen yağmur damlası bunlar.

Bu parçada geçen “çöle düşen yağmur damlası” sö-züyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?A) Okundukça değeri artmakB) Yeterince etki yaratmakC) Özgünlük ve sıra dışılıktan uzak olmakD) Nicelik olarak yetersiz olmakE) Önemini hiçbir zaman yitirmemek

20. Azerbaycan Türkçesinin yirminci asırda yetiştirdiği lirik ve gür sesli ozanı sustu. Yüreğinden kalemine süzdüğü kanı, ülkesinin özgürlük mücadelesine karıştıran kurtu-luş savaşçısı, bedenini toprağa emanet etti.

Bu parçada geçen “yüreğinden kalemine süzülmek” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisi-dir?A) Duygularını yazıya dökmekB) Özü sözü bir olmakC) Yazıya merak duymakD) Yaşama dört elle sarılmakE) Sevgisini dillendirmek

21. İyi ve kötü roman arasındaki kıstası akademik birikimimi bir tarafa bırakıp kendimce şöyle ifade edebilirim: “Sonra bir anda, iyi bir romanda ancak, kendimi yazarın oltasına takılmış bulurum ve roman iyiyse roman bittiğinde hâlâ oltasındayımdır.”

Bu parçada geçen “yazarın oltasına takılmak” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?A) Sanatsal içeriğini kavramakB) Düşünsel dünyasına girebilmekC) Etkilenmek, büyüsüne kapılmakD) Okurken duygu patlaması yaşamakE) Üstün görmek, ölümsüz kılmak

I

II

III

IV

V

Page 16: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

Neler Öğrendik?

8

222. Günlük, o günün olaylarının yazıldığı, süslü laflara gerek

duyulmayan bir yazı türüdür. Ancak yazan kişinin yaşa-dıklarını en içten bir biçimde yazdığı bir tür olduğundan, duygusallığın ağır basabileceği bir anlatım vardır gün-lüklerde.

Bu parçadaki altı çizili sözle günlükle ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Yoğun duygularla kaleme almakB) Sanatlı bir anlatıma ihtiyaç duymamakC) Doğal bir anlatımla etkileyici olabilmekD) Her türlü anlatım tarzını kullanabilmekE) Anlatımda gerçekçiliğe yer vermek

23. Onu diğer yazarlardan ayıran en önemli özellik, kitapla-rındaki bitmez tükenmez neşedir. O, Prag’ın büyüleyici yanını somutlaştırırken mizahla duygusallığı bir araya getirir. Ne var ki yeterince tanınmamıştır. Belki de edebi-yat dünyasının vefasız yüzüyle en çok karşılaşan yazar-lardan biri odur.

Bu parçada geçen “edebiyat dünyasının vefasız yüzüy-le karşılaşma” sözüyle anlatılmak istenen aşağıdaki-lerden hangisidir?A) Yazma ve yaratma dünyasında hak ettiği yeri alama-

maB) Okurların anlayacağı bir dille yazmadığı için başarı

sağlayamamaC) Aynı dönemde yazan yazarlarca dışlanmaD) Eleştirmenlerin yanlı tutumundan etkilenmeE) Yazma alanındaki yenilikleri benimsemeyişinin sıkın-

tılarını çekme

24. İnsanlar kan testlerinin, pek çok hastalığın teşhisinde yararlanılan önemli bir test olduğunu adı gibi biliyor.

Bu cümlede geçen altı çizili sözün cümleye kattığı anlam aşağıdaki cümlelerin hangisinde vardır?

A) Adımlarımı hızlandırıp elini tutmak istiyordum.B) Gurbette çektiği sıkıntılar aklıma takılıyordu.C) Olanları, anneme söylediklerini çok iyi biliyorum.D) Bana gösterdiği eşyaları birer birer satıyormuş.E) Seninle yollarımız ayrılsa da elbet buluşuruz bir gün.

25. Bir zamanlar edindiğimiz düşüncelerin sağlamlığından

kuşku duymadan yıllar geçiririz. Bizi yeniden

onları gözden geçirmeye döndüren şey, çoğu

kez yenilgilerimizdir. Kimi yenilgilerimizi anlamak,

kabullenmek için kendimize belli bir uzak açımızın,

durumlara nesnellikle bakabilme yetimizin olması

gerekir. Algılarımızı harekete geçirecek dış dünya

uyarıcılarının şiddeti ve etkisi kişiden kişiye değişir.

Herkesin sarsılacağı eşikler farklıdır. Kimi yaşam

deneyimlerinden geçmiş olmak, tek başına bir şey

ifade etmez. Önemli olan, bizim o deneyimlerden ne

öğrendiğimiz, bunları kişiliğimize nasıl kattığımızdır.

Bunlar bizim hasarlarımızı hafiflettiği gibi, bize hayat

karşısında da zaman kazandırır. Olmak istediğimiz

kendimize daha çabuk varırız.

Bu parçada geçen “Herkesin sarsılacağı eşikler farklı-dır.” sözüyle anlatılmak isteneni, numaralanmış söz-lerin hangisi içermektedir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

26. Şiire bağımlı olan bizim gibi insanların günümüzde derdi çok büyük. Eskiden az dergi vardı ama şiir gibi şiir yazan ozan çoktu. Şimdiyse dergi çok ama şiir yazabilen ozan yok. Günümüz edebiyat dergilerinde ozandan daha çok ozan taslağına rastlıyor insan. Bu parçadaki “ozan taslağı” sözüyle günümüz ozanlarıyla ilgili olarak anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Ayırıcı özelliklerden yoksun olmalarıB) Özgünlüğe ulaşmamış olmalarıC) Sadece şairliğe aday olabilecek nitelikte olmalarıD) Gerçekleri titiz bir işçilikle sunabilmeleriE) Yoruma açık ürünler ortaya koyabilmeleri

I

II

III

IV

V

Cevaplar

1. B 2. D 3. C 4. C 5. B 6. E 7. E 8. A 9. B 10. E 11. C 12. E 13. C 14. B 15. C 16. A

17. D 18. A 19. D 20. A 21. C 22. B 23. A 24. C 25. C 26. C

Page 17: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

Ortaöğretim Alanı

Türkçe Ders Föyü

1

SAY • EA • SÖZ | 03

SÖZ SANATLARI

Benzetme (Teşbih)

Bir varlığın niteliklerini kuvvetlendirmek için, onu nitelikçe daha üstün bir varlığa benzeterek anlatma sanatıdır.

Saçların çok sarı olduğunu vurgulamak için saçları altına benzetmek, bir insanın güçlü olduğunu vurgulamak için aslana benzetmek gibi...

Bir benzetmenin 4 ögesi bulunur.

Benzeyen: Asıl anlatılmak istenen, yani benzetmeye konu olan varlık

Benzetilen: Benzeyenin kendisine benzetildiği varlık

Benzetme Yönü: Benzeyenin benzetilene hangi yönden benzediği

Benzetme Edatı: Cümleye benzetme anlamı katan sözcük

Onun inci gibi beyaz dişleri hepimizin gözünü kamaştırırdı.

BenzeyenBenzetme edatı

Kendisine benzetilen

Benzetme yönü

• Köhne düşünceler paslanmış çiviler gibidir.

• Bir fikir ki sıcak yarada kezzap

Bir fikir ki beyin zarında sülük.

• Dört nala gelip Uzak Asya’dan

Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan

Bu memleket bizim

• Ah bu türküler

Türkülerimiz

Ana sütü gibi candan

Ana sütü gibi temiz

NOT

Benzetme, ÖSYM’nin yaptığı tüm sınavlarda, en fazla sorulan sanatlardan biridir.

1. (I) Okul yaşamı çoğunlukla karmaşık ve çetindir. (II) Çünkü öğrencilerimiz okul-larda, temel gereksinmelerini karşılamak için karmaşık ilişkilerle ve zorluklarla yüz yüze gelmek zorunda kalırlar. (III) Çeşitli çevrelerden gelen ve farklı kültürel öge-lerle yetişen çocuklar, okullarda uzun süre birlikte yaşamak ve ilişkiler kurmak zorundadır. (IV) Okullarda uygulanan güce ve otoriteye dayalı uygulamalar, sınıflarda oluşacak krizin artçı sarsıntı-larıdır. (V) Öğrenci merkezli ve katılımcı bir yapıyı sağlayamadığımız için yapılan yanlışların kabahatini hep başkalarında ararız.

Bu parçadaki numaralanmış cümle-lerinhangisinde“benzetme”yapılmış-tır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

2. Aşağıdakilerinhangisinde“benzetme” yapılmamıştır?

A) İlişkimiz, yasak olgusunu tetikleyen bir maceraya dönüştü.

B) Anneannemin sesi, bize her zaman ilkbahar sabahlarının serinliğini çağ-rıştırıyor.

C) Barış Manço’nun şarkıları insanların yaşamı daha kolay algılamasını sağ-lıyor.

D) Mor menekşeleri andıran gülüşünle gel, küllenmiş gönlüm seni bekler.

E) Dalgaları kıyılarımda eksik olmayan bir denizdin sen.

Uygulayalım

1.D 2.C

Page 18: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

2

Türkçe Ders Föyü 03

Eğretileme (İstiare)

Eğretileme, yalnızca “benzeyen” ya da “benzetilen” ögeleriyle yapılan söz sanatıdır. İstiareler açık ve kapalı olarak ikiye ayrılır: Eğretilemede amaç, benzeyen ya da benzetilen kavramlarından birini söyleyerek diğer kavramı karşıdaki kişinin sezmesini sağlamaktır. Bu da anlatımı daha çekici hâle getirmektedir.

Açık İstiareYalnızca kendisine benzetilen, yani özellikte güçlü olan ögesi kullanılarak yapılan istiaredir. Bu istiarede kavramın neye benze-tildiği açıktır.

• Doya doya sevemedim kuzumu. kendisine benzetilen

(Benzeyen öge “çocuk”tur fakat söylenmemiştir.)

• Meleğim beşiğinde mışıl mışıl uyuyor. benzetilen

(Benzeyen öge “bebek”tir fakat söylenmemiştir.)

Kapalı İstiareYalnızca benzeyen özge kullanılarak yapılan istiaredir. Bu istiarede kavramın neye benzetildiği söylenmez fakat karşı tarafça anlaşılır.

• Adam, beni görünce sinirden köpürdü. benzeyen

(Adam, suya benzetilmiştir fakat "su" söylenmemiştir.)

• Ben sana mecburum bilemezsin İçimi seninle ısıtıyorum

(Karşıdaki kişi, güneşe benzetilmiştir fakat "güneş" söylenmemiştir.)

• Yaş otuz beş! Yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün.

(Ömür, yola benzetilmiştir fakat "ömür" söylenmemiştir.)

İstiare, aynı zamanda bir benzetme çeşidi olarak tanımlanabilir. Benzetme örneklerinde hem “benzeyen” hem de “benzetilen” telaf-fuz edilir. Fakat eğretilemede benzetmeden farklı olarak bu kavramlardan sadece biri söylenir.

Sen böyle güzel gülünce incilerin görünüyor.

Karadeniz’deki bu cennet gittikçe yok oluyor. Meleğim beşiğinde yine mışıl mışıl uyuyor.

Bu akşam doya doya sevemedim kuzumu.

Gülünce inci gibi dişlerin görünüyor.

Cennet gibi güzel ormanlarımız yok oluyor. Bebeğim beşiğinde melekler gibi uyuyor.

Benim çocuğum aslında kuzu gibi usludur .

Benzeyen ya da kendisine benzetilen söylenir.

(istiare)

Hem benzeyen hem benzetilen söylenir.

(benzetme)

İstiare ve Benzetme Karşılaştırması

Page 19: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

3

Türkçe Ders Föyü 03

Anlam Aktarmaları

1. Doğaya ait bir özellik insana aktarılabilir:

• O, cıvık biridir ama işini de temiz yapar.

sıvılara ait özellik

• Karnemi görünce yine esip gürleyecek.

rüzgârın özelliği

2. Doğaya ait bir özellik, doğadaki başka bir varlığa aktarılabilir:

• Yıldızlar damlıyor odamın camlarına. (suyun özelliği yıldızlara aktarılmış)

• Bulutlar salkım salkım. (üzümün özelliği bulutlara aktarılmış)

3. Bir duyuyla ilgili bir kavram başka bir duyuyu anlatmak için kullanılabilir buna “duyular arası aktarma” denir:

• Soğuk bir sesi vardı. dokunma görme

• Birbirinize acı sözler söylediniz hep.

tatma işitme

• Yumuşak hareketlerle resmi tamamladı. dokunma görme

• Sert konuşması bizi üzdü. tatma işitme

NOT

Bu aktarma çeşitlerine bazı kaynaklarda “Deyim Aktarmaları” bazı kaynaklarda “Eğrileme Çeşitleri” de denmektedir.

1. (I) Babaannemin ıssız ve soluk yüzü, halamın bir çocuk duygusallığıyla ona sokuluşu, küçük amcamın inanılmaz gü-zellikteki gülüşü… (II) Bir şeyi umutsuz-ca beklemenin izleri vardı yüzlerinde; çekilen acılar söylenmiyor, yalnızlıklar sessizlikle boğuluyor. (III) Beni görün-ce sıcak, hüzünlü bir gülümsemeyle babaannem bana bir şeyler vermek için çırpınıyor; buldu mu çok seviniyor. (IV) Verecek bir şey bulamadı mı bir yanlışlığın içindeymiş gibi yorgun bakı-yor. (V) Bitmişliğin, eski günlerin varlıklı içeriğinden yoksunluğun yarası var gibi bakıyor.Bu parçadaki numaralanmış cümlele-rin hangisinde “duyular arası aktarma” söz konusudur?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

2. (I) Birbirine yakın iki yeşil tepe arasında-ki köy, günün her saatinde akşam oluyor hissi veriyor. (II) Kentin biraz uzağın-daki dokuz on evlik bu köye gidiyoruz yazları. (III) İnce ve bulanık bir derenin kıyısında, hep aynı ağacın altındayız. (IV) Tepenin yamacına varmadan taşlı bir yola girer girmez ön duvarında “kanara” yazılı bir taş yapı görüyor ve ardına kadar açık kapıya yürüyorum. (V) Arkası bana dönük olgun bir adam, iri bir mandanın boynuzlarına bağlı ipi yerdeki demir çengele takıyor.Bu parçadaki numaralanmış cüm-lelerin hangisinde “doğadan insana aktarma” yapılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

1.C 2.E

Uygulayalım

Page 20: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

4

Türkçe Ders Föyü 03

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde in-sandan doğaya aktarma yapılmıştır?

A) Dar koridorlardan geçerken kendin-den bezmiş olan lamba beni uyarı-yor.

B) Doğa için insan olarak yapmamız gereken daha çok şey var.

C) Doğal hayatı korumaya yönelik yeni projeler geliştiriliyor.

D) Canlıların çoğu, sadece hayatını de-vam ettirmek için besleniyor.

E) Bu ülkede birçok şehir, yanardağla-rın eteklerine kurulmuş.

2. Denize girdim ama deniz Vermedi bana dokunduğu kıyıların tadınıBu dizelerde görülen anlam olayı aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Neredeydi benim gözlerime denk olan bakış?

B) Daha çiçeklerini dökmeden zeytin ağaçları küsmüş gölgelerine.

C) Umurumda değil, istemem bir perinin mucizelerini.

D) Aklım düğümlenmiş bir yılan gibi, şe-hir kalabalık ve ıssız.

E) Ne kadar yaklaşırsam yaklaşayım doldurmuyor aynayı yüzüm.

3. Bir ışık seline burnunu uzatan Reşadiye

Yarımadası’nın kimsesiz patikalarında

sırt çantamla dertleşirken, denizin mavi

gözleriyle bakıştığımızda,

arkadaşımın ne demek istediğini daha

iyi anladım.Bu parçadaki altı çizili sözcüklerin hangisinde insandan doğaya aktarma yapılmamıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

I

II

III

IV

V

Kişileştirme (Teşhis)

İnsana ait özelliklerin insan dışındaki varlıklara verilmesidir.

• Haliç’te bir vapuru vurdular dört kişi Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu

• Sokaklarda seylâbeler ağlaşır, Ufuk yaklaşır, yaklaşır, yaklaşır.

• Gül hasretinle yollara tutsun kulağını Nergis gibi kıyâmete dek çeksin intizar

Örnek

Kendi küllerini yakıyordu bacalar Pazar yerlerinde dolaşıyordum ağır aksak Tükenen hayatlar tezgâhlarında Yokluğunu suluyordu hırçın nilüferlerBu dörtlüğün son dizesindeki mecazlı söyleyişe benzer bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?

A) Zaman bir böcek gibi sinsi kenarda Koltukların didikler durur kadifesini

B) Kalbimi dolduracak ellerimi uzatsam Ellerimi uzatsam eriyecek saçlarım

C) Bir beddua halinde uzatarak sesini Saat hırıltılarla can çekişir duvarda

D) Yarasalar uçarken alaca karanlıkta İçimden de taşıyor akşam gibi bir dua

E) Sonuçları bir bir gözden geçiriyorum Madenlerin buharından elde edilen büyü

ÇözümÖncülde verilen dörtlüğün son dizesinde yer alan “Yokluğunu suluyordu hırçın nilüferler” sözlerinde “nilüferler”e “hırçın olmak” ve “yokluğu sulamak” sözleriyle insana özgü olan durumlar aktarılmış, kişi-leştirme yapılmıştır. Benzer durum C seçeneğindeki “Bir beddua hâlinde uzatarak sesini / Saat hırıltılarla can çekişir duvarda” dizelerinde de görülmektedir. Bu dizelerde “saat” varlığı “hırıltılarla can çekişen” sözleriyle kişileştirilmiştir.

Cevap C

Uygulayalım

1.A 2.B 3.E

Page 21: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

5

Türkçe Ders Föyü 03

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birsözcükbenzetmeamacıgüdülmedenbaşka bir sözcük yerine kullanılmış-tır?

A) Orhan Kemal’in romanlarını hepimiz, dizilerle tanımış olduk.

B) Dev kayalar dere yatağının önüne kadar sürüklenmiş.

C) Düşüncelerini savunmaktan asla vazgeçmiyor.

D) Dirsek iyi tutturulmadığı için soba devrildi.

E) Uzmanlar, aşırı sıcaklar yüzünden Ankara’nın tedbir almasını istedi.

2. Aşağıdakilerin hangisinde “kinaye” sözkonusudeğildir?

A) Bu kadar yükü kaldırabilir mi, bilmi-yorum.

B) Bozkırın tezenesi, geçen ay dünyaya gözlerini yumdu.

C) Bugünlerde herkes müdürün koltu-ğunun sallandığını konuşuyor.

D) Bu anlamsız tavırlarıyla herkesin gö-zünden düştü.

E) Çocukların gürültüsü herkesi ayağa kaldırdı.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ki-nayelibirsöyleyişvardır?

A) Başkanın koltuğunun sallandığını tüm çalışanlar biliyor.

B) Onun ne kadar boş biri olduğunu ilk cümlesinden anladım.

C) Kurumda imza yetkisi sadece onda değildi.

D) Mevsimin ilerlemiş olmasına rağmen bir iki papatya vardı.

E) Sana sözüm yok, o işini doğru yap-mıyor.

Kinaye (Değinmece)

Bir sözün hem gerçek hem de mecaz anlamını çağrıştıracak biçimde kullanılma-sıdır. Fakat kinayede mecaz anlam ön plana çıkmaktadır.

• Ben toprak oldum yoluna Sen aşurı gözetirsin Şu karşıma göğüs geren Taş bağırlı dağlar mısın?

(Yunus Emre)

Dörtlükte, kinaye sanatı, “taş bağırlı” sözündedir; çünkü bu söz, hem gerçek hem mecaz anlam barındırmakta ve şairin kastettiği asıl anlam mecazdaki anlamdır.

Gerçek anlam: Dağların bağrında gerçekten taş olur. Mecaz anlam: Şairin asıl kastettiği gerçek anlam değil, “sert, acımasız” anlamı-na gelen mecazlı anlamdır.

• Taşıma su ile değirmen dönmez.

• Yuvarlanan taş yosun tutmaz.

• Ateş düştüğü yeri yakar.

Mecazımürsel (Ad Aktarması)

Bir sözün benzetme amacı güdülmeksizin başka bir sözün yerine kullanılmasıdır. Bu anlam ilgilerinden bazıları aşağıda gösterilmiştir:

Parça - Bütün İlgisi

• Ben eşyaları tutarım, arabayı sen aç. (Bu cümlede “araba” sözcüğü ile kastedilen aslında “kapı”dır.)

İç - Dış İlgisi

• Yemek o kadar güzeldi ki iki tabak yedim. (Burada, “iki kâse” sözüyle “İki tabak yemek” kastedilmiştir.)

Sanatçı - Eser İlgisi

• Peyami Safa'yı okuyunca hayata farklı bakmaya başladım. (“Yahya Kemal” söylenmiş “Yahya Kemal’in şiirleri” kastedilmiştir.)

Yer - Kişi (Topluluk) İlgisi

• Bu mahalle bana her şeyini verdi. (“Mahalle” söylenerek “mahalledeki insanlar” kastedilmiştir.)

Kişi - Araç ilgisi

• Büyük kalemlerimizden biri bu akşam konuğumuz olacak. (“Kalem” söylenmiş, “yazar” kastedilmiştir.)

Yer - Olay İlgisi

• Erzurum ve Sivas, bağımsızlık savaşının ilk adımlarıdır. (“Yer” söylenmiş, “kongreler” kastedilmiştir.)

1.E 2.D 3.A

Uygulayalım

Page 22: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

6

Türkçe Ders Föyü 03

Dokundurma (Tariz)

Bir kimseyi iğnelemek, bir sözü tersini düşündürecek şekilde kullanmak ya da kişiyle alay etmek amacıyla kullanılan ifadelerdir.

• Yiyin efendiler yiyin, bu büyük iştah sizin Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin

• Bir yetim görünce döktür dişini Bozmaya çabala halkın işini

Mübalağa (Abartma)

Bir durumu olduğundan daha büyük ya da daha küçük gösterme sanatıdır.

• Aramazdık gece mehtabı yüzün parlarken Bir uzak yıldıza benzerdi güneş sen varken

• Senin için dağları deler Yol açarım yar Senin için denizleri kuruturum yar

Dolaylama

Bazı canlı ya da cansız varlıklar doğrudan anlatılmak yerine başka kavramlarla anlatılır. Bir kavramın birkaç sözcükle anlatıldığı bu sanata dolaylama denir.

• Bu roman aynı adla bevaz perdeye aktarılacak.

• Bu yıl vatan sairi Gelibolu'daki mezarı başında anılacak

• Boğazın gerdanlığı uzaktan öyle güzel görünüyor ki...

Güzel Adlandırma

Söylenmesi kulağa hoş gelmeyen, olumsuz ya da ürkütücü anlamlar çağrıştıran sözlerin daha olumlu, kabullenilebilir sözlerle anlatılmasıdır.

• Sonunda onu da son yolculuğuna uğurladık.

• Zavallı, iyi saatte olsunlara uğramış.

• Onun da ince hastalığa tutulduğunu öğrendim.

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde“abartma”sözkonusudeğildir?

A) Bu adamın uçan kuşa bile borcu var-dır.

B) O hep bizi ayağına çağırır, bir gün olsun yanımıza uğramaz.

C) Antalya’nın doğal güzellikleri ayağı-nızı yerden kesecek.

D) Sezen Aksu’nun konserini gözümü-zü kırpmadan izledik.

E) Bu şirin yazlıkta sonsuz mutluluğa kavuşacaksınız.

2. (I) Bir ülkede gençleri mutsuz etmek için bir sistem düşünülse herhalde bizimki-sinden daha mükemmeli bulunamazdı. (II) Sistem, sistem değil sanki ömür tör-püsü. (III) Yıllarca süren hazırlıklar, tüke-tilen kaynaklar ve heba olan bir gençlik. (IV) Sonunda bir Allah’ın kulu da çıkıp bu sistem iyi desin; Cumhurbaşkanı’ndan Başbakan’a, öğrencisinden öğretmenine herkes şikâyetçi. (V) Eğitim adına man-galda kül bırakmayanlar ise bu trajediyi sadece seyretmekle yetiniyor.

Buparçadakinumaralanmışcümlele-rinhangisindealaysıbirsöyleyişvar-dır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

Uygulayalım

1.B 2.A

Page 23: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

3Neler Öğrendik?

7

1. Aşağıdakicümlelerinhangisindeinsandandoğayaaktarmayapılmıştır?

A) Bu kadar sorun varken seninle ilgilenmemi nasıl beklersin?

B) Akşamlar da yoruldu artık, sana olan aşkımı dinle-mekten.

C) Bu gece her yer sessiz, bir ay ışığı var bir de ben.

D) O kadar yorgunum ki ayağa kalkıp da bir bardak su içecek hâlim yok.

E) Zamansız gidişin herkes gibi beni de perişan etti.

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde insana özgü birdurumundoğayaaktarılmasısözkonusudur?

A) Sonbahar yağmurları tüm ülkeyi olumsuz etkiliyor.

B) Yolun iki tarafında kavak ağaçları dikilmiş.

C) Sürü sabahın erken saatlerinde nehirden geçerek köye girdi.

D) Dağın zirvesine ulaşmaya çalışan grup bazı yerler-de zorlanıyor.

E) Birbirine yaslanan ihtiyar ağaçlar kesilecekleri anı bekliyor.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcük ben-zetmeamacıgüdülmedenbaşkabirsözcükyerinekullanılmıştır?

A) Tatilini İzmir’de bizimle geçireceğini öğrenince hepi-miz çok sevindik.

B) Arabasını otoparkın kaçıncı katına bıraktığını hatır-layamadı.

C) Aniden bastıran yağmur, Ankara’ya zor saatler ya-şattı.

D) İzmir, her zaman mağrur imbatıyla püfür püfür kar-şılar sizi.

E) Beyaz perdeye başarıyla uyarlanmış bu roman ül-kemizde pek bilinmez.

4. Çocukluğumun güzelliklerinden biriydi teyzemlerin oturduğu kasaba. Sessiz, yalnız ve dalgın… Yeşil bah-çelerin içinde yorgun ahşap evlerin yükseldiği, inekler ve mandaların aynı yollarda yürüdüğü kasaba… Ut, dümbelek ve bağlama sesleri camlardan… Sürekli bir düğün sanki burada yaşam. Yolun yarısını tren, yarısı-nı otobüsle gidiyoruz. Ne zaman teyzemle gitsem beni saklıyor trende. Kara yün atkısı, mantosu altında titreye titreye bekliyorum.

Buparçadaaşağıdakilerdenhangisininörneğiyok-tur?

A) Benzetme

B) İkileme

C) İnsandan doğaya aktarma

D) Düşsel ögeler

E) Duyular arası aktarmalar

5. Aşağıdakicümlelerinhangisindeadaktarmasıya-pılmıştır?

A) Çakmağımdan çıkan kısacık anlık alevden, kemikli yüz çizgilerini seçebildim.

B) Eskiden huzur bulduğum rüzgâr ve ağaçların mu-habbeti beni ürkütüyordu.

C) Parktaki bir banka oturur, dakikalarca gecenin ses-sizliğini dinlerdim.

D) Ağlaması durup sakin sakin nefes alıp vermeye başladıktan sonra bir bardak içti.

E) Bir saatlik öğle yemeğinde, bütün yerel gazeteler-deki ölüm ve kaza haberlerini okudum.

6. Camdan bakınca uzun ışıklar gökyüzünü kesiyor ve ben geceyi avuçlarıma almış gibi oluyorum. Her gece gölge-sinden ürktüğüm ağaç nereye gitti? Gezdiğim bahçele-re bakıyorum, hiçbiri yok. Çocukların, dallarını hoyratça kırıp kılıç ya da at yaptığı, taşla düşürdüğü yemişlerini yemeyip birbirlerine fırlattığı bu ağaç, aşağılanmalara dayanamayıp kaçtı mı yoksa uzaklara, kendini mi öldür-dü? Yoksa bahçeler bitince o da mı bitti?

Buparçadaaşağıdakilerdenhangisininörneğiyok-tur?

A) Temel ve mecaz anlamlı sözcükler

B) Düşsel ögeler

C) Somut anlamlı sözcükler

D) İnsandan doğaya aktarma

E) Doğadan insana aktarma

Page 24: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

3 Neler Öğrendik?

8

7. (I) Karataş ve Sarıkız zirveleri ocaktan nisana kadar karla kaplıdır. (II) Dağın güney yamacının 0-1.000 met-resinde kar hiç olmaz. (III) Kazdağı, Edremit ile Aras arasında doğu-batı doğrultusundaki 50 km’lik kıyı şe-ridi boyunca Ege’yi Marmara’dan ayıran bir duvardır. (IV) Genelinde Ege iklimi hâkimdir ve bu iklimin hâkim olduğu yerlerde kara rastlamazsınız. (V) Karın çok ol-duğu yerlere ulaşmak ise kolaydır; zirveye giden yollar bakımlı ve “mıcır” kaplıdır.

Buparçadakinumaralanmışcümlelerinhangisindebenzetmeyapılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

8. (I) Geçen gün, işim acele olduğu için kırmızıda durma-dan geçtim. (II) 100 metre gidemeden trafik durdurdu. (III) Kırmızıda geçtim diye arabaya ceza yazdı. (IV) Pa-ram olmadığı için 40 milyonu ödeyemedim. (V) Polis, ceza makbuzunu elime verdi.

Bu parçada numaralanmış cümlelerin hangisindebir kavram başka bir kavramın yerine kullanılma-mıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

9. Aşağıdaki dizelerin hangisinde insana özgü kav-ramlardoğayaaktarılmamıştır?

A) Bahseder miyim hiç ümitlerime Onlardan sonra kimlerin geldiğini

B) Yine de söyleyebildim güneşe Yüzüne bakıp onu sevdiğimi

C) Masal dinledi yıldızlar Gökyüzü ağarıncaya dek

D) Su sesi ve kanat şakırtısından Billur bir avize Bursa’da zaman

E) Masallarda kalsa korkular Tarla sürse kırlangıçlar

10. Yirmi yıldan beri Tophane’de bir apartmanın dördüncü katında oturuyoruz. (I) Her katında üç daire bulunan, beş katlı, elli beş altmış yaşlarında bir apartman burası. (II) Sokaklarında tembel kedi ve köpeklerin dolaştığı bu semtte, onlarca yıl ne suyumuzun ne de elektriğimizin kesildiğini hatırlarım. (III) Son iki üç yıldır, neden bil-mem, gündüzleri suya paydos. (IV) Suyumuzun mızık-çılığa başladığı günlerde ister istemez telaşlanıyoruz. (V) Geceleri sırayla nöbet bekliyoruz, Terkos musluk-larında bir hareket oldu mu evdeki kap kacağı doldurup bunlarla birkaç gün idare ediyoruz.

Buparçadakinumaralanmışcümlelerinhangisindeinsanaözgübirnitelik,cansızvarlığaaktarılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

11. Tek sözcükle anlatılabilecek bir kavramın bir söz öbe-ğiyle anlatılmasına “dolaylama” denir.

Aşağıdakilerdenhangisibuaçıklamayaörnekola-maz?

A) Ege’nin İncisi bu yaz yeni bir güzellik yarışmasına ev sahipliği yapacak.

B) Körpe beyinleri etkilemeye hakkınız var mı sizin?

C) Beyaz altın diyarında sezonluk işçiler çadırlarını kurmuştu.

D) Kasa farelerini polis kıstırmış ama onlar kaçmayı başarmıştı.

E) Bu gencecik insanların sanki kaderiydi yoksulluk ve zulüm.

12. Yaşam bir bıçak gibi Saplanırdı uykusuz gecelerime

Bu dizelerdeki sözcüğemecaz anlam kazandırmaolayıaşağıdakilerdenhangisineörnektir?

A) Değinmece (kinaye)

B) Eğretileme (istiare)

C) Dokundurma (tariz)

D) Benzetme (teşbih)

E) Ad aktarması (mecaz-ı mürsel)

Cevaplar 1. B 2. E 3. C 4. E 5. D 6. E 7. C 8. E 9. D 10. D 11. D 12. D

Page 25: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

Ortaöğretim Alanı

Türkçe Ders Föyü

1

SAY • EA • SÖZ | 04

DEYİMLER - ATASÖZLERİ

Deyimler

Anlatım gücünü artırmak için birden çok sözcüğün birleşmesiyle oluşan söz öbek-leridir.

• göze girmek, etekleri zil çalmak, kaşla göz arasında, iki arada bir derde kalmak...

Deyimi oluşturan sözcükler genellikle gerçek anlamlarını yitirir, mecaz anlam ka-zanır.

• ateş püskürmek (çok öfkelenmek), gözden düşmek (değerini yitirmek), ağız satmak (yüksekten atarak kendini övmek) ...

Ancak gerçek anlamını koruyan deyimler de vardır:

• sesi çıkmamak, çoğu gitti azı kaldı...

NOTBir deyimi deyim yapan 3 temel özellik vardır:

Ailesi için yılllarca saçını süpürge etti.

Yukarıdaki deyim;

1. Birden çok sözcükten oluşur, tek sözcükten oluşmuş bir deyim yoktur.

2. Karşıladığı bir kavram vardır. Örneğin, yukarıdaki deyim “Birileri için her türlü zorluğa katlanmak” kavramını karşılar.

3. Kalıplaşmıştır, sözcükler değiştirilemez, aksi takdirde anlatım bozukluğu sayı-lır.

Öğüt vermez, yol göstermez.

Bir durumu, kavramı karşılar.

Genellikle “-mek, -mak” ekleriyle çekimlense de cümle biçiminde olanları da var-dır.

• Binin yarısı beş yüz.

• Atı alan Üsküdar’ı geçti.

• Aklıma gelen başıma geldi.

1. “Dil” sözcüğü farklı anlamlar yüklene-

rek kalıplaşmış ve birçok deyim içinde

kullanılmıştır. Söz gelimi; bir meseleyi

belirtmek, açıklamak durumunu ifade

etmede “dile getirmek”; bir insanı kan-

dırmak ya da insanlardan yararlanmak

için tatlı sözler söyleme durumunu ifade

etmede “dil dökmek”; söylenmesi kolay

ama yapılması, ortaya konması ya da

katlanılması güç durumları ifade etme-

de “dile kolay”; ölçülü, yerinde konuş-

mak, rastgele konuşmamak durumunu

ifade etmede “dilini tutmak” ve herhangi

bir konuda konuşacak yeterli birikime

sahip olmayan insanların durumunu ifa-

de etmede “dili varmamak” deyimlerini

kullanırız.

Bu parçada numaralanmış deyimler-den hangisinin açıklaması yanlış ve-rilmiştir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

I

II

III

IV

V

Uygulayalım

1.E

Page 26: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

2

Türkçe Ders Föyü 04

1. Barcelona’nın sokaklarında yürüyorum. Ağaçlar, binalar, parke taşları... Hava sı-cak, hep birlikte terliyoruz. Güneşin sarı ışığı altında şehir canlı, neşeli hatta per-vasız. Avrupa kentlerinin soğuk moder-nliğine, kendini beğenmiş görüntüsüne rastlamıyorum. Fakat Barcelona bir Ak-deniz kenti de değil. Zaten denize sırtı-nı dönmüş, hemen arkasında yükselen tepeye bakıyor. Gördüğümüz manzara karşısında büyüleniyoruz. Güneş tepele-rin ardındayken ışığını şehrin üzerine bir gelinlik gibi salıyor ve bu koskoca şehrin eşsiz manzarası ----.

Bu parçada boş bırakılan yere parça-nın anlam bütünlüğü de gözetilerek aşağıdaki deyimlerden hangisi getiri-lebilir?

A) içimize sinmiyor

B) yüreğimizi burkuyor

C) içimize dert oluyor

D) yüreğimize dert oluyor

E) içimize işliyor

2. Ona: “Bir işe yaklaşma biçimi önemli-dir, o işe olumsuz yaklaşım, sonucu da olumsuzlaştırır.” dedim. Bana: “Kısaca ----, desene!” dedi.

Yukarıdaki cümlenin anlamlı bir bü-tün oluşturabilmesi için boş bırakılan yere aşağıdaki sözlerden hangisi geti-rilmelidir?

A) eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz

B) eğri oturalım, doğru konuşalım

C) eğri bakan, eğri görür

D) eğri ağaçsız orman olmaz

E) emanet ata binen tez iner

Bazı deyimler gerçek anlamlıdır:

nİyi gün dostu, kara gün dostu, çoğu gitti azı kaldı, kimi kimsesi yok, ismi var cismi yok...

Bazı deyimler mecaz anlamlıdır:

nKelle koltukta, göz atmak, dilinde tüy bitmek...

Bazı deyimler hem gerçek hem mecaz anlamlı, yani kinayelidir:

nAba altından sopa göstermek, yüzü kızarmak, elinden tutmak, ağzına bir par-mak bal çalmak...

Deyimler genel kural, öğüt niteliği taşımaz, belli bir durumu en kısa şekilde ve biraz da mizah ve çekicilik katarak ifade etmek için söylenir. Eğer bir söz öğüt, mesaj, bilgi veriyorsa atasözü olur.

Atasözleri

Atasözleri, geniş halk yığınlarının yüzyıllar boyunca edindiği deneyimlerden ve bunlara dayalı düşüncelerden doğmuş yargılardır. Atasözleri bir ulusun ortak dü-şünce, kanı ve tutumunu belirtir. Genelgeçer yargılardır, yani bir atasözüyle bel-gelendirilen tutumun doğruluğu herkesçe kabul edilir.

Atasözlerinin ayırıcı özelliği yol göstermesi ve öğüt vermesidir. Bu yönüyle deyim-lerden ayrılır. Bununla birlikte çeşitli ifade özellikleri de vardır.

Sosyal olayların nasıl olageldiklerini bildiren atasözleri:

nKomşunun tavuğu komşuya kaz görünür.

nMinareyi çalan kılıfını hazırlar.

Doğa olaylarının nasıl olageldiklerini belirten atasözleri:nMart kapıdan baktırır, kazma kürek yaktırır.

nZemheride kar yağmadan kan yağması iyi.

Denemelere ya da mantığa dayanarak doğrudan doğruya ahlak dersi ve öğüt veren atasözleri:

nÇirkefe taş atma, üstüne sıçrar.

nYoldan kal, yoldaştan kalma.

Birtakım gerçekler, felsefeler, bilgece düşünceler bildirerek dolaylı olarak yol gösteren atasözleri:nKorkunun ecele faydası yoktur.

nTaşıma su ile değirmen dönmez.

Uygulayalım

1.E 2.C

Page 27: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

3

Türkçe Ders Föyü 04

1. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde “kıymet bilmeme” anlamı vardır?A) Misafir on kısmetle gelir; birini yer,

dokuzunu bırakır.B) Baba koruk yer, oğlunun dişi

kamaşır.C) Gün varken davarını eve götür.D) Tan yeri ağarınca hırsızın gözü

kararır.E) Yaza çıkardık danayı, beğenmez

oldu anayı.

2. Aşağıdaki atasözlerinin hangisinde hem nitel hem nicel anlamlı sözcük vardır?A) Çok bilen çok yanılır.B) Kısa günün kârı az olur.C) Az konuş, çok dinle.D) Az olsun, öz olsun.E) Öfkeyle kalkan zararla oturur.

Töre ve gelenekleri bildiren atasözleri:

nBir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır.

nKız beşikte, çeyiz sandıkta.

Kimi inanışları bildiren atasözleri:nAkacak kan damarda durmaz.

nBaykuşun kısmeti ayağına gelir.

Bazı atasözleri gerçek anlamlıdır:

nBugünün işini yarına bırakma.

nDost ile ye iç, alışveriş etme.

Bazı atasözleri mecaz anlamlıdır:nMinareyi çalan, kılıfını hazırlar.

nDamlaya damlaya göl olur.

Bazı atasözleri de hem gerçek hem mecaz anlamlı, yani kinayelidir:nMum, dibine ışık vermez.

nAteş, düştüğü yeri yakar.

Bazı atasözleri eksiltili cümle (yüklemi söylenmemiş, tamamlanmamış cüm-le) şeklindedir:

nBalı dibinden, yağı yüzünden...

nAta arpa, yiğide pilav...

Bazı atasözleri öykü, genellikle de karşılıklı konuşma biçimindedir:

nYengece niçin yan yan gidersin demişler; serde kabadayılık var, demiş.

nTilkiye tavuk kebabı yer misin demişler; adamın güleceğini getiriyorsunuz, de-miş.

Bazı atasözleri anlamca birbirine ters düşmekte, çelişmektedir:nİyilik eden iyilik bulur.

nİyiliğe iyilik olsaydı koca öküze bıçak olmazdı.

Uygulayalım

1.E 2.D

Page 28: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

4 Neler Öğrendik?

4

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim açıklamasıyla birlikte verilmiştir?

A) Ulu orta konuşunca babasından zılgıtı yedi.

B) Herkesin işine karışır, başını belaya sokardı.

C) Birlik olup el ele verince işi kısa sürede bitirdiler.

D) Yıl sonu geldiğinden hesaplar incelenmeye başlan-dı.

E) İşlerinden başını kaldırabilirse bize de yardım eder.

2. Kıyıda durmuş denizi seyrediyorum, ağzım kulaklarıma

varıyor. Pırıl pırıl bir gökyüzü var; her şey o kadar

aydınlık ki, içim açılıyor. Uzakta bir kayık görüyorum,

içindekiler elleriyle balık tutuyor. Koca koca balıklar,

hepsi gümüş rengi. Yanındakiler ise balıkları sofrada

görmeyi dört gözle bekliyor. Kadın “Ben bu kayıktan

inmek istiyorum.” diyor. Deniz şıpır şıpır, balıklar

rahatsız, güneş var ama terletmiyor. Her yere ve her

şeye sessizlik hâkim. Adamın tuttuğu balıkları görünce

canım çekiyor.

Bu parçada numaralanmış altı çizili sözlerden hangisi deyim değildir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim açıklamasıyla birlikte kullanılmıştır?

A) Patronumuz cimri biriydi, hiçbir zaman eli cebine varmazdı.

B) Bu şehirdeki insanların birbirlerine duydukları saygı garibime gitmiştir.

C) Gel zaman git zaman buralara uğramaz olmuş, bizi unutup gitmişti.

D) En güzel halk türküleri, çok sevilen bir kişinin göçüp gitmesinden sonra yazılanlardır.

E) Senin üniversiteyi bitirdiğini görmeden ölürsem her-halde gözüm açık gider.

4. I. Bana bunca kötülüğü nasıl yaptın aklım almıyor. II. Hiç kimse babasının hayrına iyilik yapmaz. III. Elin ekmek tutunca sen de bu mecliste söz sahibi

olursun. IV. Çizmeden yukarı çıkan yorumlarınız masadakileri

sinirlendirdi.Numaralanmış cümlelerde geçen deyimlerden hangisinin anlamına aşağıda yer verilmemiştir?

A) Bir şeyin olabileceğine inanamamak

B) Sınırı aşıp gelişme göstermek

C) Geçimini sağlayacak duruma gelmek

D) Yetkisi dışındaki konuya karışmak

E) Çıkar beklememek

5. Dünyanın ilk hastanesi ve tıp fakültesi olan tarihi müzeyi ---- için temeline tam 575 ton çimento enjekte edildi, bu şekilde müze daha dayanıklı oldu.

Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?

A) gezmek isteyenler

B) ortadan kaldırmak

C) ayakta tutmak

D) yıkmak

E) yenilemek

6. İnsanımız, konuşmalarında insana özgü birçok durumu

“göz” sözcüğüyle kurulan deyimlerle anlatmıştır. Söz

gelimi, birini tanır gibi olduğunda gözü ısırmak; birinin

başka bir iş yapmasına vakit veya imkân vermediğinde

göz açtırmamak; bir işi yapmaya kendisinde güç ve

yeterlilik bulduğunda gözü kesmek; birini sonradan

vereceği bir ceza ile korkuttuğunda göz dağı vermek;

herhangi bir yazıyı derinlemesine incelemeden

okuduğunda da göz ucuyla bakmak deyimlerini

kullanmaktadır.

Bu parçadaki numaralanmış deyimlerden hangisinin, kendinden önce verilen açıklaması yanlıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

I

II

III

IV

V

I

II

III

IV

V

Page 29: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

4Neler Öğrendik?

5

7. Aşağıdakilerin hangisinde deyim ve açıklaması birlikte verilmemiştir?

A) Onu karşımda görünce gözlerime inanamadım, çok şaşırdım.

B) Hiçbir zaman bir dediğini iki etmedik, her dediğini yaptık.

C) Herkes kendi havasındaydı, kimse onunla ilgilenmi-yordu.

D) Son günlerde bir deri bir kemik kaldı, çok zayıfladı.

E) Bu olaydan sonra kabuğuna çekildi, dışarıyla ilgisini kesti.

8. Bizim ülkemizde kalem işçisi, edebiyat dünyasındaki ilk adımlarında halktan biridir; içimizden biridir. Kendisini bizden farklı bir konumda görmez, bizimle kol koladır. Fakat edebiyat dünyasında biraz yeri sağlamlaştı mı içimizden biri olduğunu unutarak herkese yukarıdan bakmaya başlar. Çalımından geçilmez, adeta astığı astık kestiği kestik bir tutum takınır. Günümüzde çok sık şahit olduğumuz böyle bir kişinin içinde bulunduğu durumu ---- deyimiyle somutlaştırıcı bir biçimde ne güzel anlatmıştır Türkçemiz!

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki deyimlerden hangisinin getirilmesi uygundur?

A) yerinde duramamak

B) ağzının içine baktırmak

C) yerden alıp gökte yemek

D) at koşturmak

E) görmezden gelmek

9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde geçen deyimle ayraç içindeki açıklama uyuşmamaktadır?

A) Atandığını duyunca zembereği boşandı Duygu’nun. (istemsizce uzun uzun gülmek)

B) Hiçbir imalı söz söylemesem de bu adam havadan nem kapıyor. (çok alıngan olmak)

C) Çocuk birden yola fırlayınca yüreğinin yağları eridi. (çok korkmak)

D) Onun işine engel olunca bize aba altından değnek gösterdi. (gizlice şiddete başvurmak)

E) Öğrenciler ödevlerini yapmamak için ipe un seriyor-du. (mazeret göstermek)

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim açıklamasıyla kullanılmıştır?

A) İki aydır, bu geziye katılmak için başımın etini yiyor bizim ufaklık.

B) Küçücük kutudan o kadar değerli bir pırlanta çıkınca bizimki küçük dilini yuttu.

C) Konuşurken mangalda kül bırakmaz; aklına gelen herkesi, her şeyi eleştirirdi.

D) İyice canımdan bezdim, hangi işe başlasam sonu gelmeden bir terslik çıktı.

E) Başladığı bir iş ne olursa olsun ona dört elle sarılır, o işi kendi işi gibi eksiksiz yapardı.

11. Aşağıdaki atasözlerinden hangisi, ayraç içindeki kavramla ilgili değildir?

A) Yarım hekim candan eder, yarım hoca dinden eder. (işinde usta olmak)

B) Vermeyince Mabud, neylesin Mahmud. (kader, kıs-met)

C) Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkânı-dır. (alışkanlıklardan vazgeçmemek)

D) Eşeğe altın semer vursalar, yine eşektir. (başkaldır-mak)

E) Deveyi yardan uçuran bir tutam ottur. (açgözlülüğün sonuçlarına katlanmak)

12. İnsanoğlunun çaresizliğe düştüğü, yaşadığı toplumsal ortamda bir başına, yapayalnız kaldığı ve başkalarının yardımına gereksinim duyduğu anlar vardır. Böyle zamanlarda her kapıyı çalar. Ne var ki bütün kapılar kapanmıştır yüzüne. Tam anlamıyla bir çaresizlik içindedir. Bir öyküye, bir romana konu olabilecek böyle bir durumu ---- deyimiyle somutlaştırıcı bir biçimde ne güzel anlatmıştır Türkçemiz.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygundur?

A) ötesi çıkmaz sokak

B) havanda su dövmek

C) yer demir gök bakır

D) dört duvar arasında

E) iki arada bir derede

Page 30: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

4 Neler Öğrendik?

6

13. Ülkemizde çok iyi oyuncular var ama ne yazık ki bunlar yabancı dile gereken önemi vermiyorlar. Ana dilleri gibi Fransızca ve İngilizce bilseler yabancı ülkelerdeki oyuncuları bile gölgede bırakırlar.

Bu parçada geçen “gölgede bırakmak” deyimiyle anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Başkalarından üstün duruma gelmek

B) Eğitim yoluyla kendini geliştirmek

C) Çağın gereklerine uymak

D) Yeni oyun teknikleri geliştirmek

E) Bilgi dağarcığını zenginleştirmek

14. Deyimler, belli bir özel duruma uygun olarak söylenmiş kalıplaşmış sözlerdir. Bunların anlamlarına uygun kullanılmayışı anlatım bozukluğuna yol açar.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu açıklamayı ör-nekleyen bir kullanım vardır?

A) Çocuğun karnesini görünce kan beynine sıçradı.

B) Bunların hepsinin köküne kibrit suyu dökmeli.

C) Bu adamı dizginlemezsen sonuçlarına katlanırsın.

D) Yoldan geçerken bahçede oturanlara göz gezdirdi.

E) Oğlunun ölüm haberinden sonra, yüzünden düşen bin parçaydı.

15. Halkımız günlük konuşmalarında, insana özgü birçok durumu, “yüz” sözcüğüyle kurulan sözsel bağdaştırmalarla anlatmıştır. Söz gelimi, övünmeyi gerektiren bir duruma yüz akı, ortaya çıkan utanılacak

duruma yüz karası demektedir. Bir kimsenin çirkinliğini

belirtmek için yüzüne bakılmaz, karşısındakini

utanacak duruma düşürenler için yüzünün derisi

kalın sözünü kullanmaktadır. Bir kimsenin çok güzel

olduğunu vurgulamak için de yüzüne bakmaya

kıyamazsın deyimini...

Bu parçadaki altı çizili sözlerden hangisinin, ken-dinden önce verilen açıklaması yanlıştır?A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

16. “Kişi; elinden giden önemsiz, kusurlu bir şeyi; çok önemli, çok güzelmiş gibi anlatır.” anlamına gelen atasözü aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kimse, ayranım ekşi demez.

B) Herkes, ne ederse kendine eder.

C) Bir elinin verdiğini öbür elin görmesin.

D) Kedi; uzanamadığı ciğere pis, der.

E) Kel ölür, sırma saçlı olur; kör ölür, badem gözlü olur.

17. Deyim Anlam I. Gözü arkada

kalmakGeride bıraktıklarının sağlığından emin olmamak

II. Yaka silkmek Bıkmak, usanmak

III. İçi içine sığmamak Aşırı derecede telaşlanmak

IV. Bir eli yağda bir eli balda olmak

İstediği her şeye ulaşmak

V. Gününü göstermek Hoşlanacağı bir şeyi yapmak

Yukarıdaki numaralanmış deyimlerden hangileri yanlış açıklanmıştır?A) I ve V B) II ve III C) II ve IV

D) III ve V E) IV ve V

18. Türkçede birden fazla sözcüğün kalıplaşmasıyla oluşan

ve mecaz anlam taşıyan birçok deyim vardır. Örneğin

boynu bükük kimsesiz, acınacak durumda olmak boynu

eğri kendisini bir başkasına karşı şu ya da bu sebeple

borçlu saymak anlamına gelir. Boynu kıldan ince

olmak verilecek cezayı kabul etmek, boynunu vurmak

pişmanlık duymak demektir. Boynunun borcu yapılması,

yerine getirilmesi gereken görev anlamına gelir.Bu parçadaki altı çizili deyimlerden hangisi yanlış açıklanmıştır?A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

I

II

III

IV

V

I II

III

IV

V

Page 31: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

4Neler Öğrendik?

7

19. Halkımız pek çok durumu “tepe” sözcüğü ile kurduğu sözlerle anlatmıştır. Örneğin; birdenbire çok sinirlenmeye “tepesinin tası atmak”, birini sürekli

konuşarak rahatsız etmeye “tepesinde havan dövmek”,

birinin yanında durmaya “tepesine dikilmek”, şımararak

birine her istediğini yaptırmaya “tepesine çıkmak”,

küçümsemeye ise “tepeden bakmak” demiştir.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisinin kendinden önce verilen açıklaması yanlıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

20. I. Görünen köy kılavuz istemez. II. Mızrak çuvala sığmaz. III. Kedinin boynuna ciğer asılmaz. IV. Nereye gitsen okka dört yüz dirhem. V. Deveye bindikten sonra, çalı ardına saklanılmaz.

Yukarıdaki atasözlerinden hangisi diğerleriyle anlamca aynı doğrultuda değildir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

21. “Can” sözcüğü, Türkçede birçok deyimde kullanılır.

Örneğin, ölüm sıkıntısı ve acısı içinde bunalmayı “can

alıp can vermek”; şiddetle arzu etmeyi, çok istemeyi

“canı istemek” deyimiyle karşılarız. Katlanamayacak

duruma gelmek, bıkmak için “canından bezmek”; bir işi

başarmak için büyük sıkıntıları, tehlikeleri göze almayı,

“canını dişine takmak”; yaşama gücünü artırmak için ise

“cana can katmak” deyimini kullanılırız.

Bu parçadaki numaralanmış deyimlerden hangisi yanlış açıklanmıştır?A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

22. Konuşma sırasında ---- gibi sözler, hoşa gitmeyen, benimsenmeyen bir konuşma tarzını belirtmek için kullanılır. Böyle konuşmalar, kişinin sahip olduğu özellikleri ve kültür düzeyini gösterir.

Bu parçada boş bırakılan yere aşağıdaki deyimlerden hangisinin getirilmesi uygun olur?

A) sözünü esirgememek

B) söz açmak

C) dil uzatmak

D) çan çan ötmek

E) dili çözülmek

23. Gelelim senin şiirlerine… Senin şiirin ne renk? Onlar şiirimizin neresinde duruyor? Sen bu şiirleri yazarken kimlerden el aldın? Bunlar, öteki şairlerin şiirlerinden hangi yönleriyle ayrılıyor?

Aşağıdakilerden hangisi, bu parçada geçen “el almak” deyiminin anlamını içermektedir?

A) Senin şiirlerinin öteki şairlerin şiirlerinden farkı ne-dir?

B) Senin şiirlerinin edebiyatımızdaki yeri nedir?

C) Şiir alanında beğenip etkilendiğin şairler hangileri-dir?

D) Şiirlerinde ne gibi yenilikler gözleniyor?

E) Başka hangi şairler senin gibi şiir yazıyor?

24. I. Öfke, baldan tatlıdır. Öfkeyle kalkan, zararla oturur.II. İyi insan, lafının üstüne gelir. İti an, çomağı hazırla.III. Düşenin dostu olmaz. Dost, kara günde belli olur.IV. Eğri oturalım, doğru konuşalım. Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.V. Misafir, kısmetiyle gelir. Misafir, umduğunu değil, bulduğunu yer.Yukarıda verilenlerin hangisindeki atasözleri anlamca birbiriyle çelişmemektedir?A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

I

II

III

IV

V

I

II

III

IV

V

Page 32: Ders Fö yü - Lider Plusliderplus.com.tr/yayin/ornekdokuman/tytayt/foy/tytturkce.pdfDers Fö yü 1 SAY EA SÖZ 1 SÖZCÜKTE ANLAM - I Anlamı olan ya da anlamı olmadığı hâlde

4 Neler Öğrendik?

8

25. Deyimler kalıplaşmış sözlerdir. Deyimi oluşturan sözcüklerin yerleri değiştirilemez, bu sözcüklerin yerine anlamdaşı ya da yakın anlamlısı olsa bile başka sözcükler getirilemez.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu kurala uymamaktan kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır?

A) Patronun gözünden düşmemek için elinden geleni yaptı ama bir faydasını göremedi.

B) Dünkü depremde ölen ya da yaralanan olmadığını öğrenmek hepimizin içine su serpti.

C) Bu yaşadıklarından sonra onun da ayağı suya erdi, bizden defalarca özür diledi.

D) Yardıma muhtaç insanlara kol kanat germek, sevap miktarının hesabıyla olmamalıdır.

E) Arkadaşım Orhan yıllardır ana baba eline bakıyor-du, nihayet bir iş buldu da evlenebildi.

26. “Ayı inine sığmamış bir de kuyruğuna kalbur bağlamış.” atasözünün anlamını, en iyi açıklayan cümle aşağıdakilerden hangisidir?

A) Bir hayvanın kendisini korumak için gerektiğinde bir insan gibi kurnazca davranabileceği unutulmamalı-dır.

B) Yıllar geçse bile, düşmanın peşinde olan birisi za-manını uygun bulduğu an saldırmaktan geri dur-maz.

C) Bir kişi peşinde olduğu kişiyi yenmek için bütün us-talığını gösterir ama karşısındaki de aynı şeyi yenil-memek için yapar.

D) Düşman kişiler, birbirlerinin ne yapacaklarını ön-ceden kestirebilmek için yan yana yaşamayı tercih ederler.

E) Bir kişi kendi işini halledemezken başkalarının o ko-nudaki işini halletmeye kalkarsa iyice zor durumda kalır.

27. Bilinir ki edebiyat, bilimdeki gibi buluşların değil,

yaratıcılığın ürünüdür. Bu gerçeği göz önünde

bulundurması gereken eleştirmenin işi, beğendiğini

göklere çıkarmak, beğenmediğini yerin dibine batırmak

değil, üzerinde durduğu yapıtın hakkını vermektir.

Eleştirmen, derinlemesine çalışmalar yaptıkça yazarın

yapmak istediklerini anlayacak; onları değerlendirirken inandırıcı ölçütler kullanacaktır. Böylece eleştiri, edebiyatın dar yolu olmaktan çıkacaktır.

Bu parçadaki numaralanmış sözlerden hangisi deyim değildir?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

28. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde deyim açıklama-sıyla birlikte verilmemiştir?

A) Sözlerimize hiç önem vermiyor, her şeyi kulak ardı ediyordu.

B) İnsanları küçümser, herkese tepeden bakardı.

C) Yaz boyunca tembellik edip hiçbir iş yapmadan yan gelip yattı.

D) Bir yıl boyunca işi başarabilmek için her türlü tehli-keyi göze aldı, canını dişine taktı.

E) Babam günlerdir annemin dilinin altında bir şeyler olduğunun farkındaydı ama ne olduğunu anlama-mıştı.

I

II III

IV

V

Cevaplar

1. C 2. C 3. A 4. B 5. C 6. E 7. C 8. C 9. D 10. E 11. D 12. C 13. A 14. D

15. D 16. E 17. D 18. D 19. B 20. C 21. B 22. D 23. C 24. E 25. B 26. E 27. E 28. E