dergiemt 12. sayı

YIL: 6SAYI: 12ARALIK 2014

APPLE’IN DEĞİŞEN ÇEHRESİ

KARİYERİM İÇİN LINKEDIN

NEDİR BU ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ? ÜYE KULÜP ETKİNLİKLERİ

ŞİRKETLERİN İŞE ALIM TESLERİ

TÜRKİYE ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ TOPLULUKLARI BİRLİĞİ22

EDİTÖRDEN3

BAŞKANDAN4-5

GENEL KURUL KRİTİĞİ6-11

ŞİRKETLERİN İŞE ALIM TESTLERİ

12-15

RÖPORTAJ-GÜVEN BORÇA16-20

APPLE VE DEĞİŞEN ÇEHRESİ21-24

KARİYERİM İÇİN LINKEDİN25-29

NE İŞ YAPAR BU ENDÜSTRİ MÜHENDİSLERİ?-RÖPORTAJ

30-34

ÜYE KULÜP ETKİNLİKLERİ34-39

SAHİBİ

ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ TOPLULUKLARI BİRLİĞİ

veGENÇ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLERİ

DERNEĞİ(GEMDER)adına

YİĞİT ÇÖRTÜYönetim Kurulu Başkanı

GENEL YAYIN YÖNETMENİ

CAN SULUGenel Yayın Yönetmeni

Yayın KuruluSeda Bora

Mertcan KapuağasıGürol Almacıoğlu

Şahizer UğurMelike OcakElif Kerimkar

YIL:6SAYI:12

ARALIK 2014İÇERİK VE GÖRSELLER KAYNAK

GÖSTERİLMEDEN KULLANILAMAZ.HER HAKKI GENÇ ENDÜSTRİ

MÜHENDİSLERİ DERNEĞİ TÜZEL KİŞİLİĞİNDE ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ

TOPLULULARI BİRLİĞİNE AİTTİR


Endüstri Mühendisliği Toplulukları Birliği 10. yaşına girerken dergiEMT de 12. Sayısına ulaştı. Bu senenin ilk dergisini sizlere sunmadan önceki

heyecanımı kelimelere dökemiyorum. dergiEMT geçtiğimiz 11 sayı içerisinde yüzlerce konuya değindi, yine yüzlerce arkadaşımızın çabalarıyla bugüne kadar geldi. Ben de EMT için Bilgi Yönetim Komitesi da-hilinde bu dergiyi arkadaşlarımla birlikte yayımlama onuruna eriştim. En ufak dahi olsa dergiEMT’ye bir katkısı olan bütün eski Endüstri Mühendisliği Toplu-lukları Birliği üyelerine selam olsun, sizlerin sayesinde

bugün dergiEMT hatırı sayılır bir okuyucu kitlesine ulaşmış durumda. Eski yazarlarımızdan devraldığımız bayrağı en iyi şekilde taşıma gayreti içerisindeyiz. Geçen yıl yapılan büyük bir tasarım değişikliğinin üzerine sonra komitedeki arkadaşlarımla küçük revizyonlar yaptık, umarız beğenirsiniz. Dergimizin oluşmasında emeği geçen Bilgi Yönetim Komitesi üyelerine ve derginin şu anki haline gelmesinde büyük emeği olan selefim Cantekin Çelik’e bir teşekkürü borç biliyorum.

Bu sayıda da ilginizi çekeceğini düşündüğümüz yazıları siz okurlarımızla bu-luşturmaya çalıştık. Kariyeriniz ile ilgili olarak son yılların gözde sosyal ağı Linke-din’e yer vermeye çalıştık, ayrıca şirketlerin işe alım sürecinde yaptığı testler hak-kında ve Apple’ın günümüzdeki konumu üzerine incelemelerde bulundu dergiEMT yazarları. Beğenerek okuyacağınızı düşündüğümüz Güven Borça röportajı ve endüstri mühendisliği üzerine Kamil Bayar’ın yazısını da beğeninize sunduk. Ayrıca EMT üyesi kulüplerin etkinliklerine de dergimizde yer verdik Eğer kısacık da olsa göz gezdirirseniz beni ve arkadaşlarımı çok mutlu edersiniz. dergiEMT’nin 13. Sayısında görüşmek üzere! Can Sulu Bilgi Yönetim Komitesi Lideri-Eğitimden Sorumlu Başkan Yardımcısı

EDİTÖRDEN


BAŞK

AN

DA

N

Merhaba arkadaşlar,

Endüstri Mühendisliği Toplulukları Birliği’nin 10.yılında sizlerle bu kanal üzerinden iletişim kurmak gerçekten mutluluk verici. Peki bu 10 yıl EMT için nasıl geçti , EMT şu andaki halini hangi süreçlerden geçerek aldı, EMT hangi amaç doğrultusunda çalışır ve gelişir? Bu soruları bu yazıda birkaç paragrafla size açıklamaya çalışırken bir sonraki sayıda üzerine yazacağım “EMT’nin yarını” konusuna girmemeye çalışacağım. Dünden önce bugünden bahsedelim biraz. EMT, Türkiye Cumhuriyeti ve KKTC’de varlık gösteren, üyelerinin birbirlerini geliştirmesi için uygun platform olmayı amaç edinmiş ve kuruluşundan beri bu amaç doğrultusunda var olmuş bir birlik. Türkiye’nin en iyi Endüstri Mühendisliği bölümü kulüplerinin bir arada olduğu ve bu birlikten güç almanın yanı sıra burayı geliştirme gayesinde olan pek çok

farklı okulun endüstri mühendisliği kulübünün de bu aileye katılmak için çaba gösterdiği bir kurum. Sayılardan biraz yardım alsak 27 olağan, 1 olağanüstü Genel Kurul, 10 Yönetim Kurulu Seçimi, toplamda 2000’den fazla delege, 10 Vaka Analizi Yarışması Finali, “Türkiye’nin En İyi Endüstri Mühendisleri” olabilmek için yarışmış yaklaşık 350 takım, birbirinden farklı konularıyla yüzlerce katılımcısının kişisel gelişimine katkı sağlamış ve bu yıldan başlayarak bambaşka bir şekilde misyonu yönünde çalışmaya devam edecek 11 seminer bugüne kadar yapılan çalışmaları özetleyebilir belki. Ya da EMT’nin tüzüğü’nün belirli bir çerçeve içerisinde gittikçe daha detaylandırılmasının kurumsal kimliğine, EMT’nin marka değerini belirleyen projelerinin ihtiyaçlara göre sürekli düzenlenmesinin dinamizmine, insanların bir etkinlik sonunda yaşadığı buruk sevinçle birlikte sonraki görüşmelerini

BAŞKANDAN


BAŞK

AN

DA

N

heyecanla planlamasının EMT’nin sıcak aile ortamına olan katkısı çok küçük bir kısmı olmalı 10 yıl boyunca şekillenmiş sayısız değerin. 2004 yılında temelleri üye sayısı bir elin parmağını geçmeyecek bir grup tarafından atılan fakat üye sayısı çok kısa süre içerisinde katlanarak büyümüş olan bu birliğin, tarifsiz tecrübeler kazanırken, bugünlerini görebilmesi için çaba göstermiş onca insanın başarısına başarı katma sorumluluğunun her zaman en büyük motivasyon kaynağı olmuş olması umarım bir nebze daha fazla ifade eder buranın değerini. Bugüne geldiğimizde ise buraya kendine bir şeyler katmak, Türkiye’nin seçkin üniversitelerinin endüstri mühendisliği öğrencilerinden bir çevre edinmek ve keyifli zaman geçirmek amacıyla DergiEMT, okulundaki endüstri mühendisliği kulübü, sosyal medya veya arkadaş çevresinden duymuş insanların bir arada olduğu bir birlik görüyoruz. Hangi yolda ilerliyoruz ve vizyonumuz ne, 20.yılında yönetim kurulu başkanı o güne kadar neler başarıldığını yazacak, biz bunun neresindeyiz gibi sorular için bir sonraki sayıda görüşmek üzere, EMT’nin hayatınızda daima yeri olması dileğiyle…

Yiğit Çörtü EMT Yönetim Kurulu Başkanı


GEN

EL K

URU

L KR

İTİĞ

İ

Her genel kurulda olduğu gibi 28. Genel kurulda da çok mu çok eğlendik.

Cümlelerime 28. Genel kurulumuzun ev sahipliğini yapan Gazi Endüstri Topluluğu’na teşekkürlerimi sunarak başlamak istiyorum. Her yıl belli dönemlerde olduğu gibi Türkiye EMT olarak 14 üniversitenin katılımıyla gerçekleşen genel kurulumuz, 5 gün 4 gece eğlencelerin doruk noktasında

yaşandığı etkinliklerle geçti. 24 Ekim gününün öğle saatlerinde Göksu Ant Otel’de o içten gülümsemeleriyle ev sahiplerimiz tarafından karşılandık. Tam o an anlamıştık aslında hepimiz çok eğlenceli bir genel kurul geçireceğimizi. İlk olarak herkesin gözlerinde hazirandan kalma bir özlem vardı ve hepimiz birbirimize kavuşmak için gün sayıyorduk. Ve o gün geldiğinde

EKİM’İN SON GÜNLERİ ANKARA’DA MUHTEŞEMDİ…


GEN

EL KURU

L KRİTİĞİ

hepimiz o inanılmaz içtenlik ve samimiyetle muhabbetler ederek görüşmediğimiz günlerde neler yaptıklarımızdan bahsettik. Sanki hiç ayrılmamışız gibi, yıllardır tanışıyormuşçasına birbirimize olan bağlılığımızı yeniden görmüş olduk. Hemen ardından kavuşmanın verdiği o enerjiyle Gazi Üniversitesi Maltepe Kampüsü’nde saat 14.00 civarında çok uzun olmayan temsilci oturumumuzu gerçekleştirdik. Uzun değildi çünkü Türkiye’nin çeşitli şehirlerinden gelen okullarımızın temsilci ve delegeleri yol yorgunuydu, hoş kimse de bu yorulmadan şikâyetçi değildi aslında. Ama herkes de yavaştan acıkmaya başlamıştı ki çok enfes bir akşam yemeğiyle karşılanacağımızın sinyallerini almıştık sevgili ev sahiplerimizden. Biz de bu motivasyonla giyindik hazırlandık. Ve Ankara’nın o güzel Tunus sokaklarında olan Revel Cafe ‘ de çok leziz ve bir o kadar da sohbet, eğlence ve sevgi dolu bir akşam yemeği geçirdik. İlk günün akşam yemeği hep bir heyecanlı geçer genel kurullarda aslında

çünkü ilk genel kurulu olan birçok delegelerle tanışma fırsatı elde etmiş olur deneyimli temsilciler. Onların heyecanına ortak olmak, onlarla ilk günün şaşkınlığını paylaşmak bunlar hep samimiyet dolu EMT ailesinin pek de yabancısı olmadığı bir durumdur. O yüzden çok mu çok güzel bir ilk gün geçirdik işte. Aslında hepimiz bir after partisi istiyorduk içten içe fakat ertesi gün oturumların sabah erken saatte başlayacak olması ve oldukça yoğun geçecek olmasıyla herkes dinlenmenin daha mantıklı olacağını düşünerek otel yoluna doğru servislerimize koyulduk. 25 Ekim’ in erken saatlerinde otelimizin o güzel açık büfe kahvaltısıyla enerjimizi toplayıp açılış oturumumuzu yapmak üzere sevinç ve heyecanla kampüse doğru yol aldık. Çok şanslıydık çünkü oturumlarımızı yapacağımız Maltepe Kampüsü otelin hemen arka sokağındaydı ve geliş gidişimiz çok rahat olmuştu. 28.Genel Kurulumuz, EMT Genel Kurul Başkanımız Yiğit ÇÖRTÜ’nün ilk başkanlık konuşmasıyla başlamış oldu. Ailemize yeni katılan


GEN

EL K

URU

L KR

İTİĞ

İ

delegelerimiz komitelerin sunumlarını izleyerek bu kurulda çalışmak istedikleri komiteyi seçip çalışmalarına başlamış oldular. Onlara göre daha deneyimli olan temsilci ve delegeler ise zaten çalıştıkları komitelerine devam ettiler ama elbette komitesini değiştirmek isteyenlerin yaptığı değişikliklerle. Kurulumuzun ikinci günü bol çalışmalı ve yorucu geçmişti. Ama böylece komitelerde yapılan beyin fırtınasıyla çok çeşitli ve değerli fikirler ortaya çıkmıştı. Bu arada kurulların gelenekselleşmiş ve vazgeçilmezi oyunlarımızı oynamadan oturumlarımızı bitiremezdik ve tabi ki çok güldük. Bu oyunlar sayesinde eski yeni herkes kaynaşmış oldu ve çok iyi bir samimiyet yakaladık. Galiba oturumların en güzel kısmı da aralarda oynadığımız bu güzel oyunlardı. O günün oturumlarını bitirdikten sonra otelimize yakın olan ev yemeği yapan bir kafede akşam yemeğimizi yiyip gece eğlenmeye gideceğimiz yere hazırlanmak için otelimize gittik. Gideceğimiz yer olan Pathron için yeni açılan güzel bir club olduğunu söylemişlerdi ki ne kadar eğlendiğimizi düşündükçe bunu kesinlikle doğruladık. O gece o kadar enerjisi yüksek o kadar dans dolu bir gündü ki hala o dans ettiğimiz şarkılarla o geceye dönebiliyorum. Yorgunluğun

ve mutluluğun bir arada yaşandığı o güzel geceden sonra sıra artık otelimize gidip uykuya dalmaktaydı ki biz de öyle yaptık. Ha bu arada vazgeçilmezlerimizden olan otobüste koro halinde söylenen şarkılarımızı da unutmak olmazdı. Geldik ertesi güne… 26 Ekim sabahının ilk saatlerinde yine otelimizde yapılan güzel kahvaltının ardından Ankara da gidilebilecek en güzel, en önemli, en maneviyat dolu yer olan ANITKABİR ’e gitmek için yola koyulduk. İlk defa orada bulunan arkadaşlarımızla birlikte çok duygusal ve bir o kadar da oraları görmenin verdiği gurur dolu bir duyguyla ziyaretimizi gerçekleştirdik. O kadar onur verdi ki bize Atamızdan kalan eşyaları, kitapları görmek. Çok ama çok gurur duyduğumuz bir vakitti geçirdiğimiz. Ve tabi ki bol özçekimli, bol fotoğraflı… Bu güzel gezinin ardından kurulumuzun asıl amacı olan oturumlarımızı yapmak üzere oradan ayrılmanın verdiği hüzünle kampüse doğru yola koyulduk. Okula geldiğimizde herkes hızlıca komitelerine dağılıp çalışmalarına başladı. Yine bol fikirli, yorucu ama bir o kadar da oyunlu, fotoğraflı otu rumların daha sonuna gelmiş olduk. Ve sıra gelmişti ki bizim artık gelenek haline gelmiş olan fasıl gecemize.


GEN

EL KURU

L KRİTİĞİ

Oturumlardan çıkıp otele geldik ve hemen hazırlanmaya koyulduk. Biz her genel kurulda fasıl için gün sayıyoruz çünkü bizim için genel kurullarda fasılın yeri hep bir başka oluyor ve tabi ki çok oynuyoruz, çok dans ediyoruz. Bol şarkılı kısa yolculuğumuzun ardından fasılın yapılacağı mekân olan Saki’ye gelmiş olduk. Ama burada bizi bir sürpriz bekliyordu ki gerçekten hepimiz gülsek mi ağlasak mı bilemedik. Fasılımızı yapacağımız yerde bir grubun nişanı vardı ki anneler, babalar, yüzükler, gelinlikli çocuklar… Gazi Endüstri Topluluğu ailesi de büyük şok içindeydi. Ama elbette bu durum bizim hızımızı kesemedi aksine enerjimize enerji kattı. Böylece daha çok halay çektik daha çok dans ettik daha çok çiftetelli oynadık hem de gelinle, damatla, aileleriyle. Bu arada tabi ki 28.genel kurul pastamızı da kesmeyi unutmadık.’’TÜRKİYE EMT HİÇ BİTMESİN” çığlıklarımız eşliğinde. Değişik, esprili ama çok güzel bir fasıldı. Gazi Endüstri Topluluğu’na yine yeni yeniden teşekkürlerimizi sunmak isterim. E tabi fasıl olur da after partisi olmaz

mı? Ne kadar yorgun olursak olalım biz after yapmadan fasıl gecesini sonlandıramıyoruz. O enerjiyi sıfırlamak için Ankara’nın yine bol müzikli mekanı olan Puhu’ya gidip saatlerce dans ettik yılmadan usanmadan. Ve sonrasında pilimiz bitince doğal olarak otele geri döndük ve uykuya daldık. 27 Ekim gününe güzel, güneşli bir havayla merhaba dedik. Kahvaltımız o muhteşem güneş ışığıyla birleşerek enerjimize enerji katmıştı. Bu enerjiyle artık okulumuza gidebilirdik ve son güne yaklaşmanın verdiği hüzünle oturumlarda daha sonuca odaklı çalışabilirdik ve tam da öyle oldu. Bugün daha çok konuşulan konuların sonuca odaklı olması gerektiğinden hepimiz daha kararlı bir şekilde yarı seçimli oturumlar atlattık. Bol konuşmalı ve bir o kadar da irdeleyici bir gündü. Günün sonuna doğru yaklaşırken son oyunlarımızı da oynamayı ihmal etmedik. Uzun süren komite toplantılarımızdan sonra oluşan beyin yorgunluğumuzu atmak için yine Ankara’nın en iyi clublarından olan IF Performance Hall’de kafamızı dağıttık,


GEN

EL K

URU

L KR

İTİĞ

İ

yorgunluğumuzu attık. Yeri geldi bir köşede uyuyanlarımız oldu, yeri geldi uyuyan arkadaşının yanında uyanık olanlarında uyuduğunu gördüğümüz an. Ve bilemezdik ki bu görüntülerin ertesi gün N sunumunda herkesle paylaşılacağını… IF de eğlenmek bize yetti mi? Tabi ki hayır. Ve biz son gecemizi after partisiz geçiremezdik. Birkaç mekân değiştirerek after partisini en iyi en eğlenceli şekilde geçirdik ve otelimize dönüş yaptık. Ama kimse bu gecenin bitmesini istemiyordu. Çünkü yarın son günümüzdü. Ama ne yazık ki o güne yani 28 Ekim gününe mutsuz bir şekilde uyandık. İlk işimiz valizleri toplamaktı ama bu olay oldukça yorucu ve hüzünlüydü. Belki o oda da çok vakit geçirmedik ama o oda günlerce bizim yorgunluğumuzu attığımız yerdi. Valizleri topladıktan sonra ne yazık ki artık son kahvaltımızı yapmıştık o otelde. Hemen ardından bizi bekleyen eğitimcimiz Işılay Yılmaz’ın bilgilendirmesine geç kalmadan eğitimin yapılacağı salona gittik.Işılay Hanım ve Bahsi Bey bize YE-RO adında work and travel gibi birçok yurtdışı eğitim organizasyonluğu yapan bir şirketi tanıttı. Her üniversite öğrencisinin istediği bir organizasyon olan work and travel hakkında bilgi

verip hoş sohbet ettiler bizlerle. Organizasyon takımımız bize çok güzel bilgiler edindiğimiz bir eğitim ayarlamışlardı gerçekten. Kısa bir aradan sonra kapanış oturumlarımızı yapmak üzere yeniden toplandık. Artık sıra gelmişti komitelerimizin tüm genel kurul boyunca yaptıklarını ve aldıkları kararları anlatmalarına. Güzel ve bilgi verici sunumları izledikten sonra sıra Şubat Genel Kurulu, Haziran Genel Kurulu ve VAY finalinin gerçekleşeceği ev sahiplerini seçimle belirlemeye gelmişti. Aday okulların sunumlarını izleyerek oy kullandık ve güzel sonuçlar aldık. Sonucunda ise Şubat ayında ODTÜ, Haziran’da BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ve Mayıs ayında gerçekleşecek olan VAY finalinde ise ESOGÜ’ de olacağız. Ve artık sıra gelmişti ki gülmekten kendimizi alamadığımız ve bir o kadar da utandığımız N sunumuna… O kadar komik ve o kadar yaratıcı fotoğraflar çekilmiş ki özellikle olmazsa olmazımız özçekimler çok müthiş bir sunum oluşturmuştu. Hala etkisinde kaldığımızı düşünmekteyim ve hatırladıkça gülümsemekten kendimi alıkoyamıyorum.Sevgili organizasyon ekibimize, EMT Yönetim Kurulu adına EMT başkanımız Yiğit ÇÖRTÜ hediyelerini takdim etti.


GEN

EL KURU

L KRİTİĞİ

Biz de EMT Temsilciler Grubu olarak teşekkür hediyelerimizi hafif esprili bir dilde verdik. Tüm Gazi Endüstri Topluluğu ailesine bize bu güzel genel ku-rulu yaşattıkları için, bizim after partisi isteklerimizi dile getirmeden onlar teklif ettiği için ve birçok fedakârlık yapıp bu genel kurulu ka-bul ettiği için sevgili 28.Genel Kurul organizasyon ekibi lideri Tuğçe YÜCE ’ye ve takım arkadaşlarına çok ama çok teşekkür ediyoruz. Bizim aklımızdan hiç çıkmayacak olan bu 28. Genel Kurul bizi şubat ayına kadar özlemle bekletecek. Yine bu kadar güzel bir ev sahipliği yapacağını düşündüğümüz ODTÜ’ye sevgilerimizi iletiyor şubat ayını iple çektiğimizi belirtmek istiyorum. Yine eğlenceli yine özçekimli yine aile sıcaklığında ve yine bol fikirli genel kurullarda görüşmek üzere… TÜRKİYE EMT HİÇ BİTMESİN!

Arife Kafa- ESOGÜ


ŞİRK

ETLE

RİN

İŞE

ALI

M T

ESLE

Rİ

Günümüzde kurumsal şirketlerde çalışmak çok cazip hale geldiği için şirketlere başvuran

kişi sayısında olağanüstü bir artış sözkonusu.şirketlerin bu durumda işe alacağı kişileri belirlemesi şirketin geleceğini de şekillendiriyor.peki şirketler binlerce başvuru arasından en doğru kişiyi nasıl seçecek?Şirketler için en iyiyi bulmaya çalışmak büyük bir özen ve ilgi gerektiriyor. binlerce kişinin özgeçmiş,CV gibi belgelerini incelemek için bolca zamana ihtiyaç var.ne yazık ki günümüzde hiç kimsenin bu kadar fazla zamanı yok.ayrıca en iyiyi bulmaya çalışmak şirketler için maliyetli de olabiliyor.bazı şirketler şehir/ülke dışından gelen adaylarının ulaşım,beslenme,konaklama gibi ihtiyaçlarını karşılıyor.bu da mükemmellik yolunda şirketlerin mali açıdan olumsuz etkilenmesine neden oluyor. Tüm bu sebeplerden dolayı ilk

aşamada belirleyici sorular sorularak test sonuçlarına göre işe alım yapılıyor.böylece şirketler değerli iki unsurdan tasarruf etmiş oluyor:zaman ve para.

‘’önce test’’ yaklaşımı pek çok açıdan daha mantıklı.çünkü artık insanlar özgeçmiş,CV gibi belgelerini allayıp pullayarak sunuyorlar.dolayısıyla doğruya ulaşmak açısından test sistemi daha

güvenilir gözüküyor.bunun yanında insanların hangi departmanda daha verimli çalışacakları hakkında bilgi veriyor. alt değerlendirme kriterleriyle de temel kişilik yapısı,düşünme tarzı,ilgi odakları,stres altında çalışma ve kişinin tepkilerini ölçüp şirket için kişinin uygunluğunu test ediyor.tüm bu sebeplerden dolayı test yöntemi kurumsal şirketler için vazgeçilmez bir ön eleme yöntemi.web tabanlı psikometrik testlerdeki gelişmelerle birlikte testler daha ucuz ve pratik hale geldi.ayrıca sektörler arası son

ŞİRKETLERİN İŞE ALIM SIRASINDA YAPTIĞI TESTLER


ŞİRKETLERİN İŞE A

LIM TESLERİ

araştırma da bu testlerin performans tahminleri açısından iyi bir araç olduğunu gösterdi.Testlerde dil,genel yetenek gibi klasik aşamalar var.ancak turkcell,P&G,arçelik gibi pek çok şirkette kişilik testleri,yetkinlik bazlı mülakatlar,vaka çalışmaları,grup oyunları gibi farklı seçme prosedürleri de uygulanıyor.Bu testler sonucunda kişilerin belirgin özellikleri ortaya çıkıyor ve o doğrultuda yönlendiriliyorlar.bu özellikler kişinin zihinsel,duygusal ve fiziksel potansiyelleri olarak tanımlanıyor.Zihinsel potansiyeli yüksek kişilerin genel ilgisi kavramlar,fikirler ve stratejiler üzerine.bu kişiler rasyonel tabiatlı insanlardır.ayrıca mantıksal analiz,fikir ve proje üretme konusunda özel yetenekleri vardır.Duygusal potansiyeli yüksek olan kişilerinse genel ilgileri ilişkiler, insanlar,ilgi ve imaj üzerinedir.insanları bir araya getirme,sıcak ve yakın ilişkiler kurma,insanları motive

etme konusunda özel yetenekleri vardır.Fiziksel potansiyeli güçlü olan kişilerin genel ilgileri aksiyon, hayatta kalma,güçlü ve bağımsız olma üzerinedir.pratik tabiatlı,sistem ve yapılara önem veren,eyleme dönük insanlardır.düşünceleri sistemleştirme

ve fikirleri hayata geçirme konusunda özel yetenekleri vardır.Liderlik,yöneticilik,satış elemanı,üretim ve kalite kontrol gibi çalışma alanları için fiziksel potansiyeli yüksek kişiler

aranır.AR-GE uzmanlığı,yazılım gibi çalışma alanlarında ise zihinsel potansiyeli yüksek kişiler aranır.Yönetici veya lider olabilmek için

fiziksel potansiyelin yüksek olması gerekmekle beraber zihinsel potansiyel

açısından;analitik düşünme,hızlı ve doğru karar verme yeteneğinin de fazlaca önemi vardır.duygusal potansiyel yönünden de yeterli olmalıdır,çevresi tarafından


ŞİRK

ETLE

RİN

İŞE

ALI

M T

ESLE

Rİ

sevilmeli,empati kurabilmeli daha da önemlisi ilişki kurmada sosyal yönü iyi olmalıdır.bu nedenlerle yönetici veya lider olmak için fiziksel yönün baskınlığı yanında diğerlerinin de iyi bir durumda olması gerekmektedir.

Bazı işe alım soruları:

“ Bir kutu kalemin olsaydı, alışılmış şeyler dışında onlarla yapabileceğin 10 şey sırala.” - Google İdari Asistanlığı “ Bir asansörü nasıl test edersin” -Microsoft Yazılım Geliştirme

“ Sokak işareti olsaydın, ne olurdun “ -Pacific Sunwear’da Satış Departmanı “ Bir uçakta sonsuz siyah ve beyaz nokta vardır. Bir siyah noktayla beyaz nokta arasındaki uzaklığın bir birim olduğunu nasıl ispat edersin? “ -Goldman Sachs’de Teknoloji Analisti

“ Bizim için, düzelteceğin bir ürünün


ŞİRKETLERİN İŞE A

LIM TESLERİ

maliyeti ne olur “ -Google’da Ürün Müdürlüğü

-Valve Corporation’da Teknik Destek “ Eğer bir sony ürünü olsaydın, hangisi olurdun? “ -Sony’ de Perakende Satış Uzmanlığı “ Bir belirsizlikle karşılaştığında, nasıl üstünden gelirsin? Adım adım açıkla “- AIG’ de yaz stajı

“ 8 yaşındaki bir çocuğa dinamometreyi nasıl açıklarsın? “ -Tesla Motors’da Mühendislik “ Amerika’da kaç tane radyo olduğu nasıl tahmin edersin? “ -Google’da Ürün Müdürlüğü


RÖPO

RTA

J: G

ÜV

EN B

ORÇ

A

•Kendinizden kısaca bahseder mis-iniz?

Endüstri mühendisi kökenli bir pazarlamacıyım. Türkiye’nin ilk marka danışmanıyım. Eskişehirli

ve ODTÜ’lüyüm. Bu ikisin-den aldığım değerlere sıkı sıkıya bağlıyım ve kimliğimin iki önemli un-surunu oluştururlar. Hala Eskişehir’e derse gider-im ve ODTÜ Endüstri Mühendisleri mezun-larının aktivitelerinde ak-tif rol oynamaya çalışırım. (Özgeçmişim aşağıda.) •Pazarlama ile ilgili nasıl geliştirdiniz kendinizi? Bu işle Eczacıbaşı gru-bunda tanıştım ama esas öğrenme Colgate Palmolive şirketin-de çalıştığım 6 yıl boyunca oldu. Amerikalılar bu işin dünyadaki mucidi ve lideri. Ben de o dönemde CP şirke-tinin global eğitimcileri arasına gird-im. Çok sayıda global eğitim aldım ve verdim. Aynı dönemde, kişisel mer-akım gereği diğer yabancı şirketlerin

pazarlama formatlarını ve pratiklerini inceledim. Ve haliyle çok okudum. Marka ve pazarlama literatürünün temel eserlerini detaylı okudum, in-celedim ve pratikte de uyguladım. Ha, işimle ilgili her şeyi okumam. Arşivci tarzım yok. Az ama öz okumayı tercih

ederim. Flaubert’in bir sözü var; İnsan on kitabı büyük bir dik-katle okursa alim olur diye. Ya da MAO’ya atfedilen “ondan fazla kitap okumayın, re-vizyonist olursunuz” lafını beğenirim. Şimdiye kadar işimle ilgili 5-6 temel kitabı iyi hazmettiğimi söyleyebilirim. • Sizce bu depart-manda olmak için

ne gibi niteliklere sahip olmak lazım?Pazarlama yapmanın, bu alanda başarılı olmanın temel gereği “self motivated” olmaktır. Kendi işini ken-din üretmektir. Pazarlamacı çok so-mut bir şey üretmez. İşin net bir tarifi de yoktur. Ürünü fabrika yapar, satış

RÖPORTAJ: GÜVEN BORÇA


RÖPO

RTAJ: G

ÜV

EN BO

RÇA

teşkilatı dağıtır. Reklamı reklam ajansı, halkla ilişkiler vd. iletişim çalışmalarını ilgili iş ortakları yapar. Yani bir pazarlama bölümü, bir marka yöneticisi olmaz-sa işler aksamaz. Ancak bir pazarlama bölümünün eksikliği zamanla ortaya çıkar. Herkes kafasına göre bir şey yap-maya başlar ve ortak hedeften sapılır. Pazarlamacının işi tüm ekipler arasında koordinasyonu sağlamaktır öncelikle. Herkesi kısa ve uzun vadeli ortak hede-flere kilitlemektir. Bunu yaparken de durumdan görev çıkartması, kendine iş üretmesi gerekir. Trendleri, rakipleri izleyecek, bir sonraki adımları önerecek, soyut marka dokümanları hazırlaya-cak ve bunları iş ortaklarıyla paylaşa-cak. Performansı ölçüp yorumlarda bulunacak, geliştirici önlemler alacak. Yani kendine ve insanlara iş çıkaracak. Bunları yaparken yaratıcılığa ve çok disiplinli bir yapıya ihtiyacı var. Yani reklam ajanslarıyla entelektüel soh-betler yaparken araştırmacıyla istatistik, bayiyle vade-iskonto, sokaktaki adamla memleketin halini konuşacak bir yapıda olmalı. Raflara bakarken bir şeyler göre-bilmeli. •Pazarlama departmanı her zaman kafanızda mıydı? Yoksa fırsatlar sizi bu noktaya mı getirdi?Benim pazarlamaya geçişim kısmet. İpek Kağıt fabrikada ürün geliştirmede

çalışırken, henüz yeni kurulmuş olan pazarlama bölümünün yaptıkları çok hoşuma gitti ve kendime daha yakın buldum. Yıl 1988. Pazarlama müdürüne kendimi beğendirip o bölüme geç-tim. Çok da memnunum bu seçim-den. Ancak Eczacıbaşı gibi öncü bir kuruma girmeseydim pazarlama ile tanışmam doksanların sonunu bulur, ben de büyük ihtimalle üre-timde bir kariyer yapmış olurdum. Kısmet işte. •Pazarlama anlamında yapılan en büyük hatalar nedir? Gözlem-lediğiniz kötü sonuçlanan bir pazarlama stratejisinden bah-seder misiniz? Pazarlama Türkiye için yeni old-uğundan tam anlaşılamadı ve çok hata yapılıyor kuşkusuz. Ancak benim bu ropörtajda altını çizmek istediğim konu “hedef kitleyi” an-layamamak olarak ifade edeceğim bir sektörel hastalık. Bunun siyasi sonuçlarını da yaşayıp duruyoruz. Bu mevzuyu 2007 baskılı Başka Akmerkez Yok başlıklı kitabımda incelemiştim derin-lemesine. İşin özü şu: Benim reklam veya pazarlama sosye-tesi olarak tarif ettiğim kesim genelde iyi eğitim görmüş ve tamamına yakını İstanbul’da


RÖPO

RTA

J: G

ÜV

EN B

ORÇ

A

ve büyük çoğunluğu Cihangir-Boğaz hattında yaşayan beyaz Türkler. Geçene sene yapılan bir araştırmada, reklam sektöründe AKP’ye oy verenlerin oranı %1 çıktı. Ama memlekette bu oran %50. Özetle, bizlerle geniş halk kitleleri arasında uçurum var. Onları anlamaktan uzağız. Beni bu konuda uyandıranlar Amerikalı pazarlama profesyonelleri oldu. ABC deterjanı pazarlıyorduk ama müşterimiz hakkında hiçbir fikrimiz yok-tu. Gidip araştırdık. Samimiyetle onları anlamaya çalıştık ve neticede başarılı olduk. Ama pazarlama dünyasında aynı yaklaşım pek yok. O yüzden büyük ha-talar yapılıyor. Türkiye’de tüketim orta sınıftan büyüyor. Yani o tanımadığımız insanlar daha fazla oranda müşterim-iz oluyor ama biz onlara yönelik işler yapmaktan genellikle uzağız. O yüzden bazen hedefi ıskalıyoruz. Bu şekilde hatalar yapan, sınıf atlamaya çalışan çok marka var. Perakendede, mobil iletişim-de, havacılıkta, hazır giyimde çok büyük örnekler var, burada isim vermeyim izninizle. Bu seçkin yaklaşımın siyasette-ki yansımalarını da yaşayıp duruyoruz. CHP yöneticileri de, iletişimcileri de halkı anlayamıyor, onlarla iletişim kuramıyor. Son seçimlerde CHP “ötekisi olmayan İs-tanbul” diye bir söylemle geldi. Nedir bu yahu, kim anlayacak ve kime değecek? Kürtleri de anlamadık, kulaklarımızı

tıkadık yıllarca. BU ülkede etnik pazarla-ma (yani Kürtçe reklam) konusunu ilk yazan kişiyim. Yıl 2002. Ancak TRT 6 ku-rulduktan sonra cesaret edebildim. Önc-esinde çekindim açıkçası. Ha, yıl 2014 ve Kürtçe reklam hala memlekette bir tabu ve istisna, ayrı konu. Bunlar büyük pazarlama/iletişim sıkıntıları memleket adına. •Gördüğünüz en başarılı pazarlama stratejisi nedir?Türkiye’de bir konsepte sabırla bağlı kalıp başarıya ulaşan markaların başın-da BİM gelir. Gerçekten global konsepte (hard discount) sıkı sıkıya bağlı kalıp taviz vermediler ve başardılar. Eğer ilk günlerde başlarında bizim pazarlama so-syetesinden birileri olsaydı yanmışlardı. Pegasus da bir pazarlama, konsept başarısıdır ama orada da sınıf atlamaya çalışan iletişimciler var. Arada yoldan çık-tıklarını görüyoruz. Ama genelde doğru bir çizgide gidiyorlar. •Endüstri Mühendisi olan birinin pazarlama departmanında olmasının avantajı veya dezavantajı oluyor mu?

En büyük avantajı işe bütüncül bak-abilme imkanı vermesi. Buna bağlı bir başka avantaj da rakamlara aşina olup matematiği bu işe sokabilmek. Çok detaylı Pazar analizleri, segmentasyon çalışmaları yapıyoruz. İstatistik bilg-


RÖPO

RTAJ: G

ÜV

EN BO

RÇA

imizi araştırmaları yorumlarken kul-lanıyoruz. Markalarımız için kar-zarar analizleri yapıp bilanço okuyabiliyoruz. Tüm bunlar endüstri mühendisliğinin getirdiği avantajlar. Teknolojiye yatkın-lığımız da fena değil. Bir fabrikaya, arge bölümüne, laboratuarlara girip oradan pazarlama fikirleri, farklılaşma unsurları yakalamada da işe yarıyor mühendislik altyapısı. Birçok fab-rikada üretimcilerin direndiği konularda tabuları yıkıp daha müşteri odaklı işler yapabildik. Örneğin İpek Kağıt pazarlama-da kağıdın yumuşak-lığını artırmıştık. Fabrika, kopmaları engellemek ve verimi artırmak için daha sert kağıt üretmek-ten yanaydı. Ancak yumuşaklığı ve kağıt hacmini artırdığımızda belki fabrika daha çok kopma yaşadı ama onun dışında herkes mutlu oldu. Müşteri daha yumuşak bir tuvalet kağıdı kul-landı, şirket 240 yerine 200 yapraklık bir kağıdı aynı paraya sattı.•Bir kez daha seçim şansınız olsa gene Endüstri Mühendisliği okuyup Pazarlama departmanını mı seçerdi-niz?

Sanırım İşletme tercih ederdim. Zaten 1979 yılında yaptığım tercihlerde iki tane (yeni) mühendislik vardı; Bilgisayar ve Endüstri. Kalanları işletme, iktisat ağırlıklıydı. Kendimi sosyal bilim-lere her zaman daha yakın buldum ama matematik ve fiziğim de hep iyiydi. Bu bağlamda, iyi bir tercih

yapmışım, ya da iyi denk gelmiş diyebilir-im. O yüzden, emin de değilim. OR ve istatis-tik bilmekten de çok memnunum. •Belli bir hedef kitl-eye yönelik çalışma yapılacağı zaman neye dikkat ediyor-sunuz? Bu kesime nasıl ulaşabiliyor-sunuz?Başka Akmerkez Yok kitabımda detaylı açıkladım. Markam’ın iş yapma pratiğinde de

bu var. Çok ciddi saha analizi yapıyoruz. Yeni bir iş aldığımız-da Markam ekibinin gezdiği nokta sayısı yüzün altında ol-maz. Perakende, toptan, acen-te, şube…artık iş ne ise onun kanallarını detaylı olarak geze-riz. Buralarda bayiler, perak-


RÖPO

RTA

J: G

ÜV

EN B

ORÇ

A

endeciler ve müşterilerle görüşürüz. Çok yoğun tüketici araştırmaları yaparız. On-ları dinleriz. Ancak burada bizim farkımız “samimiyetle” dinlemek. Anlamaya çalış-mak, empati kurmak. Çünkü biliriz ki müşteri daima haklıdır. O yüzden, bir çok arkadaşımız gibi millet cahil, eğitim şart, bu memlekette bir şey olmaz modunda değilizdir. İyimser ve yapıcı davranırız. Etnik pazarlama kavramını dünyaya sokan Amerikalıların bir tespiti var: “saygı duy-madığın insana mal satamazsın”. Saygı duyacaksın o insanın tercihlerine, inancı-na, değerlerine… Yoksa mal da satama-zsın, oy da alamazsın. Güven Borça - Marka DanışmanıŞirket web sitesi : www.markam.com.tr Sahsi web sitesi : www.guvenborca.comTwitter.com/@guvenborca aRöportaj: Seda BoraODTÜGüven Borça Kimdir?1962 Eskişehir doğumlu olan Güven Borça, ODTÜ Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden mezun olduktan sonra askerlik hizmetine kadar aile şirketi bünyesinde çalışarak patates cipsi üreten bir tesis kurdu ve işletti (1985-1986). Milli Savunma Bakanlığı’nda tamamlanan vatan görevinin akabinde 1987 yılında İpek Kağıt Karamürsel fabrikasında Ürün Geliştirme Mühendisi olarak işe başladı. 1989 yılı başında aynı şirketin pazarlama bölümüne geçen Güven Borça, Selpak, Solo ve Silen tuvalet kağıtlarından sorumlu olarak çalıştı, ayrıca Marathon

markalı ev dışı kullanım ürünlerini pazara verdi. Daha sonra transfer olduğu Başer-Colgate (sonradan Colgate-Palmolive) şirketinde 6 yıl süreyle Marka Müdürü ve Pazarlama Müdürü pozisyonlarında görev yaptı. ABC, Axion, Hacı Şakir, Palmolive, Colgate, Protex markalarını yönetti. Öte yandan Colgate-Palmolive’in global eğitimcileri arasına katıldı ve şirketin uluslararası eğitim programlarını bölge ülkelerinde yürüttü. Aynı dönemde marka konusunda yazılar yazdı, konuşmalar yaptı. 1997 yılında marka danışmanlığı yapmaya başladı. Türkiye’nin ilk marka danışmanlık şirketi olan Markam AŞ’nin kurucusu ve yöneticisidir. Anadolu Üniversitesi İletişim Bilimleri Fakültesi’nde Marka İletişimi Yönetimi dersi vermektedir. İlk kitabı “Bu Topraklardan Dünya Markası Çıkar mı? ” Haziran 2002’de çıkmış, toplam on bir baskı yapmıştır. Haftalık Para dergisinde “Reklamlardan Sonra” başlığıyla 2001-2003 yıllarında pazarlama konularında düzenli yazmış ve yazıları aynı adlı kitabında toplamıştır. Üçüncü kitabı “Pazarlama Reçeteleri” 2004 yazında, dördüncü kitabı “Başka Akmerkez Yok” 2007, beşinci kitabı “Marketing Recipes” ve altıncı kitabı “Marka ve Yönetimi” 2009 ve de son kitabı “İleri Dönüşüm Kutusu” 2010 yazında raflarda yerini almıştır. İstanbul’da yaşayan Güven Borça evli ve iki çocuk babasıdır.


APPLE’IN

DEĞ

İŞEN ÇEH

RESİ

1976 Yılında kurulan Apple her zaman ünlü “Think Different”

yani Farklı Düşün sloganıyla uyumlu bir biçimde yoluna devam etti. Teknolojik cihaz sektöründe hatta bu durumu cihazlarla sınırlamayıp yazılım faktörünü de hesaba katarsak, geçmişten günümüze bütünleşik sisteme sahip gelişmiş teknoloji aletlerinin geliştirilmesi, üretilmesi, kullanıcıya sunulması faktörlerinde Dünya’nın en ileri gelen şirketi Apple oldu. Her şirkette olduğu gibi Apple ‘ın da kötü zamanları oldu. Özellikle Steve Jobs’un kurduğu şirketten uzaklaştırılmasıyla başlanan süreç Apple ‘ı yerle bir edecek bir hal almıştı ki Steve Jobs yenilenmiş, tecrübe kazanmış, heyecanlı bir genç olarak değil, ne yapması gerektiğini bilen bir yetişkin olarak şirkete geri dönmüş ve o andan itibaren Apple ‘ın ivmesi hızlı bir şekilde artmıştı. O günden bugüne şirket hiçbir zaman negatif yöne doğru gitmek zorunda kalmadı. Ancak artık Apple inovatif düşünce sahasında artık yalnız değil, Apple ‘dan daha fazlasını

yapmak isteyen çok büyük rakipler mevcut ve bunlardan en büyüğü Apple ‘ın yanı başında Silikon Vadisi’nde konumlanan devlerden biri. Tim Cook’un geçtiğimiz gün katıldığı TV programında Charlie Rose

ile yaptığı konuşmada da bahsettiği gibi Apple ‘ın en dişli ve en büyük rakibi Google, inovatif düşünce ve yenilikçi ürün yapımında sınırları zorlamaya

devam ediyor.Google ve Apple ‘ı karşılaştırmak

aslında çok yanlış

Apple ‘ın Değişen Çehresi !


APP

LE’IN

DEĞ

İŞEN

ÇEH

RESİ

gelebilir çünkü ikisi de tamamen uç noktalardaki felsefeleri savunan şirketler ancak Apple artık uçlarda durmaktan vazgeçti. Peki Apple katı geleneklerinden ve felsefesinden neden vazgeçiyor diye merak edebilirsiniz. Bence bu durumun sebepleri çok basit. Öncelikle Apple ‘ın dünyayı ürünleriyle değiştirmeye çalıştığı ilk zamanlarla şimdi ki dünya çok farklı. Apple ‘ın ilk iPod ‘u ilk Mac ‘i tanıttığı zamanlarda Dünya’da bilgisayarlara ve teknolojik ürünlere bir gereklilik olarak bakılmıyordu. Bunun yanında ne şimdiki gibi sanal dünyada insanların haklarını koruyacak yasalar vardı ne de tüketicilerin teknolojiye karşı yeterli bilgisi. Hal böyle olunca Steve Jobs’un kontrolcü yapısıyla Apple, kapalı kutu olarak tabir edilen kullanıcı için kolay kullanım imkanı sunan, bütünleşik bilgisayarlar ve ürünler üretti. Yazılımını dışardan gelecek tehlikelere ve kullanıcının geliştirme imkânına kapattı ve ürünlerinde her görevi şirket olarak kendisi üstlendi. Bunu yaparken mükemmel bir tasarım ve sadelik ile kullanıcılara devrim yaratacak ürünler sundu. Apple büyüdü gelişti ancak Apple’ın yanında Dünya’da gelişti. Artık her insan donanım olarak olmasa da gelişen ürünler bazında teknolojiyi takip ediyor. Devletler insanların sanal dünyada

haklarını koruyacak yasaları gün geçtikçe geliştiriyor ve bu yasalarda zayıf noktalar bırakmıyor. Tim Cook’un da en büyük rakibimiz diyerek lanse ettiği Google açık kaynaklı yazılımı Android ve yenilikleriyle değişen Dünya’nın en büyük şirketi olma yolunda emin adımlarla yürüyor. Tüm bu etkenler Apple ‘da artık bir şeylerin değişmesi gerektiğinin işaretçisi. Şunu da hatırlamak gerek; Tim Cook ve Steve Jobs tamamen farklı insanlar. Ve Tim Cook, Steve Jobs ‘un mirasını yavaş yavaş değiştirmeye başladı.Değişim söylendiğinde bizlere çok güzel bir şeymiş gibi gelebilir ancak Apple gibi belli bir felsefesi olan köklü şirketler için değişim çok tehlikeli bir şeydir. Tim Cook şirketin başına geçtiği ilk günden beri, bu değişimi yavaş yavaş ve sindire sindire yönetti ancak özellikle İOS 8, iPhone 6, iPhone 6 Plus ‘u tanıtımlarıyla birlikte şirket felsefesinde değişim hızlanmaya başladı. Peki bu değişim Apple’da nasıl işliyor iyi mi kötü mü? Bu soruya net bir cevap vermek çok zor çünkü Apple ‘ın ve Tim Cook’un bu değişim serüveninde iyi giden şeyler de var kötü giden şeylerde. Bana göre kötü giden şeyler daha hissedilebilir şeyler ata bir güvence ancak bu stratejiyi ürünlere yansıtma sorunu şirkette gittikçe büyüyor. İşte geldik en büyük probleme Apple artık yenilik


APPLE’IN

DEĞ

İŞEN ÇEH

RESİ

yapmıyor. Dikkat ederseniz yapamıyor demedim çünkü şirket yenilik yapmak istemiyor gibi bir izlenim veriyor bana. Yakın geçmişe hızlıca bakarsanız Apple her zaman Dünya’da teknolojinin seyrini değiştiren ve yönlendiren şirket olmuştur. Bugüne dönersek Apple iyi tasarım sunan ve rakiplerinin teknolojisini takip eden bir şirket haline döndü. Elinde sadece tasarım kalitesi kalan Apple artık hazırdan yemeye başladı diyebiliriz. Donanım ve özellik olarak rakiplerinin seneler önce sunduğu şeyleri yenilik adı altında sunan Apple ‘a sadık kullanıcılarının bile tahammülü tükenmek üzere. Her sene İOS ‘dan Android’e geçen kullanıcı sayısı artarken, Android’den İOS ‘a geçen kullanıcı sayısı azalmakta. Apple inovatif yapısını her ne kadar bırakmadığını savunsa da şirketin yaptığı yenilikler hiçbir kullanıcıyı ve biz teknoloji severleri tatmin etmiyor. Özellikle iPhone 6 ve iPhone 6 Plus benim için büyük bir hayal kırıklığı yarattı diyebilirim. Rakipleri

8 çekirdekli işlemciler kullanırken Apple’ın son model telefonlarında rakiplerinin 3 sene önce kullandığı 2 çekirdekli işlemci teknolojisini kullanması bana göre Apple’ın marka gücünü kullandığı yönünde yorumlanmalı. Bugün iPhone 6 ve iPhone 6 Plus’un arkasındaki “Apple” damgasını çıkarıp Apple’ın sunduğu

fiyatlardan daha ucuza satmaya çalışın, emin olun teknolojiyi birazda olsa takip eden hiçbir kişi almaz. İOS ‘un stabil durumunun fazla donanım özelliği gerektirmediğinin ben de farkındayım ancak her iPhone kullanıcısı en azından çoklu işlem yapabilme imkanına sahip olmayı ister diye düşünüyorum. Ya da en azından her iPhone


APP

LE’IN

DEĞ

İŞEN

ÇEH

RESİ

kullanıcısı senelerdir eleştiri odağı olan şarj ömrü ve batarya konusunda ciddi adımlar atılmasını bekliyordur diye düşünüyorum. Olayı özetlemek gerekirse, Tim Cook her ne kadar Apple felsefelerinde yapılması gereken değişiklikleri ılımlı ve gerçekten başarılı bir yönde yönetse de Apple’ın şirket gücü gün geçtikçe baltalanıyor. Apple’ın bu felsefi değişiklikleri şirket kültürüne yansıtarak yapması gerekiyor. Yani yeni bir model piyasaya sunulurken kullanıcı beklentisi verilmeli, rakiplerine yön verebileceği yenilikler çekinmeden yapmalı, en azından gelen eleştirilerin değerlendirildiği ve takip edildiği havası verilmeli. Bunları yaparken İOS 8 ‘de olduğu gibi kullanıcıya özgürlük verecek yeniliklerin yapılmasına da devam edilebilir ve şirket dönüşüm evresini hızlıca atlatabilir. Tim Cook’un şirket içinde attığı ciddi adımları, sadece iPhone’larda değil şirketin üreteceği tüm yeni model cihazlarda yenilik bakımından ve teknoloji dünyasına yön verecek adımlarla devam ettirmesini beklemek Apple’ı senelerdir yakından takip eden herkesin hakkı. Tim Cook ‘un ve Apple şirketinin unutmaması gereken çok önemli bir şey var; o da farklı düşünmek. Çünkü Apple olmak dünyaya farkı hissettirmek demektir.

Mertcan Kapuağası

Uludağ ÜniversitesiSilikonvadisi.tv editörü


KA

RİYERİM İÇİN

LINKED

IN

Kariyerimizde Zirveye Tırmanırken Linke-

din’i Nasıl Kullanma-lıyız?

Profesyonel iş yaşantısının olmazsa olmazı haline gelen Linkedin ‘de başarı temellerini sağlam atmanız

için yapmanız gerekenler…Artık kabul etmeliyiz ki internet ve so-syal ağlar çağımızın olmazsa olmazları. Birçok kişiye kullanımı gereksiz gözüken sosyal ağlar aslında kişinin yabancı çevr-eye kendini anlatması için mükemmel bir fırsat. Tabii ki bu fırsattan yararlanmak için tecrübe ve bilinçli kullanım oldukça önemli. Özellikle iş dünyasının son zaman-lardaki en büyük akımlarından birini oluşturan bir sosyal ağda bilinçli ve etkili kullanım sizleri başarılı bir geleceğe ve hayalini kur-duğunuz kariyere bir adım yaklaştıracak-tır.Son zamanlarda Linkedin hakkında birçok kişiyle konuşma ve tartışma fırsatı

buldum. Konuşmaların birçoğunda “Bir Linkedin hesabım var ama genellikle kullanmıyorum “ ,“ Hesabım var ama nasıl kullanacağımı ve bana ne faydası olacağını çözemedim”, “ Bana gerekli olan kişiler ve beni tanıyan-lar ile zaten diğer sosyal ağlarda iletişim halindeyim, Linkedin ge-reksiz” yada “ Yararlı bir platform olduğunu biliyorum ama bir türlü kullanamıyorum” gibi cümlelerle karşılaştım. Linkedin ‘in bütün so-syal ağlardan en büyük farkı pro-fesyonellik anlayışı ve bu yüzden iş dünyasının üst kesimi tarafın-dan etkili bir biçimde kullanılıyor.

Bağımsız bir şirketin sosyal ağlar kullanımı üzerine gerçekleştirdiği araştırma sonuçları da bu söyledikler-imi kanıtlamakta. Pew Research Center tarafından tamamlanan araştırmaya göre kullanıcıların eğitim al-tyapılarının en yüksek old-uğu ve kullanıcıların yıllık

kazanç oranlarının en yüksek olduğu sosyal ağ Linkedin. Yani kısacası Linkedin ‘i kulla-nan kullanıcıların hemen he-men hepsi yüksek bir eğitim almış ve büyük bir oranla en az lisans diplomasına sahip, bunun yanında Linkedin ‘i


KA

RİYE

RİM

İÇİN

LIN

KED

IN

kullanan kullanıcılar genellikle yüksek kazanca sahip bireyler yani yöneticiler. Bu araştırmada dikkat çeken bir diğer konu ise 50-64 yaşları arasındaki kullanıcı oranının en çok olduğu sosyal ağın Linkedin olması. Bunu şu şekilde yorumlay-abiliriz; profesyonel tecrübe barındıran en güçlü sosyal ağ Linke-din.Gördüğünüz gibi bu araştırma sonuçları bizlere şunu gösteriyor; Linkedin kariyer basamaklarını tırmanmak ve kendimize iş dünyasında fırsatlar yaratmak için oldukça faydalı bir sosyal ağ. Eğer ken-dimizi geliştirmek ve güçlü bir network kurmak istiyorsak çağımız gereği bunun en etkili yolu Linkedin kullanımı. Linke-din ‘i aslında sadece bir sosyal ağ olarak görmek de çok yanlış. Linkedin aslında sizin sadece geçmişteki yıllarda neler yaptığınızı değil, gün gün hatta saat saat neler yaptığınızı, kendinizi nasıl geliştird-iğinizi ve yeteneklerinizi gösterebilen bir sosyal CV. Linkedin ‘in iş hayatı için öneminin farkı-na vardıktan sonra tabii ki sırada Linke-

din ‘i nasıl kullanmamız gerektiği var. Şimdi sizlere Linkedin‘i en etkili şekilde kullanmanız için birkaç ipucudan bahse-

deceğim.1.Çekici, Ulaşılabilir ve Etkili Bir Profil Bir sosyal ağdan bahsediyoruz ve bir sosyal ağda sizi ilgilendiren en önemli

şey tabii ki profilinizdir. Ve çoğu zaman şirket yöneticileri veya bağlantı kurmak istediğiniz önemli kişiler profilinize ilk

girdiğinde fotoğrafınız ve isminizi görecekler ve hak-kınızda hızlıca bir ilk izlenim oluşturacaklar. Bu yüzden

Linkedin profil fotoğrafınız mümkün olduğunca profesyonel olmalı. Ayrıca büyük ihtimal ile profilinizi görüntüleyen kişiler profilinizi incelemek için uzun bir süre ayırmayacaktır. Bu nedenle profil-inizi oluştururken mümkün olduğunca anahtar kelimeler ve sizi öne çıkaracak bilgiler kullanmalısınız. Ayrıca tecrübe kısmında birçok kişinin düştüğü yan-lışa düşmeyerek sadece mevcut işinizi bulundurmamalısınız. Unutmayın te-


crübeleriniz özellikle iş hayatında bu hayattaki en güçlü hazinenizdir. Linkedin ‘de kendinizi uzmanlara ve yöneticilere pazarladığınızı düşünün ve profilinizde kendi reklamınızı yapmaktan çekinme-yin. Arama listesinde üst sıralarda bulu-nabilmek için de profilinizin doluluk oranının oldukça önemli olduğunu unutmayın.2.Yaptığınız İşleri DetaylandırınDeneyim kısmında geçmişte yaptığınız ve şimdi yaptığınız işleri sıralarken sadece pozisyon isminizi paylaşmanız sizin nasıl tecrü-belere sahip olduğunuzu anlatmakta yetersiz kalacaktır. Deneyimlerinizi müm-kün olduğunca ek belgeler ile destek-leyin. Örneğin çalıştığınız kurumun site adresinin linkini ekleyin, yaptığınız işle ilgili pdf, Youtube videoları, resim, Office dökümanları ve benzeri belgeleri mutla-ka eklemeye çalışın. Böylece deneyimi-nize bakan bir kişi sizin neler yaptığınızı ve nasıl tecrübelere sahip olduğunuzu daha etkili bir biçimde anlayacaktır.3.Grupları Etkin KullanınNetworkünüzü geliştirmeye başlamanın en güzel yolu ortak değerlere sahip olduğunuz kişiler ile başlamaktır. Linke-

din ‘de bunu en iyi biçimde sağlayabi-leceğiniz yöntem ise gruplara katılmak. Daha önce çalıştığınız işiniz ile ilgili gruplara, ilginizin olduğu konularla ilgili gruplara, mezun olduğunuz ya da okuduğunuz okulların gruplarına

mutlaka ama mutlaka katılın. Benzer değerlere sahip olduğunuz kişilerle yakın-laşmanız ve kend-inizi, fikirlerinizle öne çıkarmanız daha kolay ola-caktır. Linkedin ‘i her ziyaret et-tiğiniz de dâhil

olduğunuz gruplardaki konuşma-lara bir göz geçirin ve konuşmalara dâhil olmaya çalışın. Bu gruplarda kendinizi tanıtmanız ilerleyen zamanlarda uzmanlaştığınız konu-larda parmakla gösterilen bir kişi olmanızı sağlayacaktır.4.Bağlantı Kurmaktan Çekinme-yinLinkedin ‘in amacı sizlere güçlü bir net-work yaratma fırsatı sunmaktır. Bunu gerçekleştirebilmek için de mutlaka insanlarla bağlantı kurmalısınız. Belki de Linkedin kullanımında yanlış algılanan en önemli şey “sadece tanıdıklarımızı ekle-menin etik olacağı” yönündeki düşünce.

27


KA

RİYE

RİM

İÇİN

LIN

KED

IN

Bu düşünce tamamen yanlış ve aslın-da Linkedin ‘de yapmamız gereken şey tam tersi. Önünüzde çalışma hay-ali kurduğunuz bir şirketin yöneticisi ile ya da hayatınız boyunca iş ha-yatında kendinize örnek aldığınız biri ile bağlantı kurma fırsatı var kesin-likle bekleme-yin, çekinmeyin. Tabii ki bağlantı kurarken kend-inizi daha profesyonel gösterecek yöntemler kullanabilirsiniz. Örneğin bağlantı daveti yollarken not kısmına yazmak için özel bir şablon hazırlay-abilir böylece davetlerinizi önemli kılabilirsiniz. Ya da bağlantısının önemli olduğu düşündüğünüz kişil-ere bağlantı daveti yolladıktan sonra bir teşekkür mesajı yollayabilirsiniz. 5. Mutlaka Aktif OlunHer ne kadar buraya kadar bahset-tiğimiz tüm kriterleri uygulasanız da Linkedin ‘de aktif değilseniz, bu kriterler zamanla dikkat çekici olmay-acaktır. Peki Linkedin ‘de nasıl aktif olabilirsiniz? Bu konuda aslında her-kesin bildiği birkaç şey var ki başarılı

bir kullanım için oldukça önemli. Düşündüklerinizi, bir konu hakkın-daki fikirlerinizi, bağlantılarınızı,

beğendiğiniz yazıları veya makaleleri mutlaka Linkedin aracılığı ile paylaşın. Bunun yanında bağlantı kurduğunuz kişilerin paylaşımlarına mutlaka pozitif içerikli yorumlar bırakın. Bu yorumlar sizlerin birçok kişi tarafın-dan fark edilmenize ve insanlar üze-rinde olumlu bir izlenim bırakmanıza yardımcı olacaktır. Tüm bunları yapa-bilmek ve gruplarda etkin olabilmek için Linkedin ‘e gün içinde belirli bir vakit ayırabilirsiniz. 6. Hedefleriniz Doğrultusunda İlerleyinÖncelikle öne çıkaracağınız bir uz-manlık alanınız olsun ve kendinizi bu konuda geliştirmek için elinizden


KA

RİYERİM İÇİN

LINKED

IN

geleni yapın. Paylaşımlarınızda bu alan-da yoğunlaşmaya özen gösterin. Ayrıca hedeflediğiniz pozisyonda ve alanlarda çalışan güçlü kişileri bularak bağlantı kurmaya çalışın. İlgili olduğunuz veya uzman olduğunuz alanlar üzerine çalışan güçlü şirketlerin sayfalarını mutlaka takip edin ve piyasa hakkında bilgisiz kalmayın. Hedeflerinize ulaşmak için, özellikle açıkta bulunan iş pozisyonlarına yapacağınız baş-vurularda, yakınlarınızdan tavsi-ye yazıları almayı ihmal etmeyin.Tüm bu ipuçlarını Linkedin kullanımınızda uygularsanız ve bu ipuçları eşliğinde profilinizi güncellemeye devam edersiniz, yakın zamanda firmalarca aranan bir kişi haline gelebilirsiniz. Ayrıca sağlam bir network kurarak iş hayatında yıkılmay-acak sağlam temellere sahip olabilirsiniz.

Mertcan KapuağasıUludağ Üniversitesisilikonvadisi.tv editörü


NE

İŞ Y

APA

R BU

EM

’LER

Bir Endüstri Mühendisine iş yapıyorsunuz diye sorsanız muhtemelen size bir çırpıda “şu işi yapıyorum” diye cevap veremeyecektir. Bunun asıl deneni kişinin ne iş yaptığını bilmediği değil, Endüstri Mühendisleriyle hiç işi olmamış insanlara anlayabilecekleri dilden kelimeler bulmakta zorlanmasıdır.

Peki gerçekten ne iş yapar bu Endüstri Mühendisleri? Sözlük tanımından yola çıkarsam biliyorum ki sizler de anlamakta oldukça zorluk çekeceksiniz. Bunu daha basit ve gerçek hayatın içinden bir örnekle anlatmaya çalışayım.Siz hiç mutfağa girdiğinizde elde bulaşık yıkayan birine şahit oldunuz mu? Orada bir detaya dikkat edin; muhtemel o ki kirli bulaşıklar tezgâhın solunda, ortasında bulaşığı yıkayan kişi ve en

sağda ise yıkanmış temiz tabakları göreceksiniz. Yani bu basit bulaşık yıkama işinde dahi şirketlerde

olduğu gibi bir akış hali vardır diyebiliriz.

Orada başka ne görürsünüz? Sol el ile alınan tabaklar hızlıca musluk altında

yıkanır ve sağ tarafa özenle konur. Bir sonraki aşama ise durulama aşamasıdır ve bu noktada eğer

yardım eden birisi var ise o kişi ıslak olan tabakları kurular veya kişi tek başına yıkıyorsa tüm yıkama işi bittikten sonra kurulama işlemini yapar ve yerlerine özenle yerleştirir. Ee! Peki Endüstri Mühendisliğinin bu alayla ne ilişkisi var

ki!” dediğinizi duyar gibiyim. İşte bu noktada mutfağa giren kişinin bir Endüstri Mühendisi olduğunu

NE İŞ YAPAR BU ENDÜSTRİ MÜHENDİSLERİ?


NE İŞ YA

PAR BU

EM’LER

varsayalım. Önce tüm kirli tabakları tek tek yıkamanın ne kadar zaman ve enerji kaybına neden olduğunu, daha sona da bölümlere ayrılmış toplu halde (önce tüm artıkları çöpe atma, sonra tümünü yıkama ve en son toplu kurulama) yapılması durumunda harcanan zaman ve enerjiyi hesapladığını ve tüm bu hesaplamaların sonunda yıkama işlemlerinin toplu halde yapılmanın daha doğru bir karar olduğunu söylediğini düşünün.

İşte Endüstri Mühendisleri de tıpkı mutfaktaki bu basit akış gibi şirketlerde, fabrikalarda birbirini takip eden veya birbirine bağlı iş adımlarını organize etmek, daha az zamanda daha çok iş çıkarmak, işlerin daha verimli

akmasını sağlamak için çalışırlar. Bunu

yaparken de kendilerine has yöntem ve metotları vardır.

Endüstri Mühendisliğini diğer mühendislikler (makina, bilgisayar, gıda, elektronik vb.) gibi yalın disiplinden öte, disiplinler arası bir mühendislik dalı olduğu bilinir. Yani Endüstri Mühendisleri belirli bir alanda uzmanlıkları olmamasına rağmen bir çok konuda farklı bakış açılarına sahip sahiptirler. Çoğu

zaman şirketlerde işlerin sorunsuz ilerlemesi için diğer birimler veya insanlar arasında köprü görevini üstlenirler ve olaylara biriden

çok pencereden bakarak şirket yöneticilerini doğru yönlendirme

misyonunu üstlenirler.

Bir Endüstri Mühendisi temel seviyede yazılımdan, biraz makinadan, biraz da elektronikten anlar. Üretim, imalat, istatistik, süreç ve sistem tasarımı, verimlilik, ergonomi,

planlama, stok yönetimi,


NE

İŞ Y

APA

R BU

EM

’LER

maliyet yönetimi, lojistik, satın alma, alanlarında kendine has metotlarıyla derinlemesine bilgi sahibidir. Ayrıca pazarlama, satış, insan kaynakları, stratejik yönetim, ekonomi, finans, muhasebe gibi konulara seçmeli ders alarak bu alanlarda da bilgi sahibi olurlar Yani bir Endüstri Mühendisi adayı üniversite sıralarında

bir kurumda mevcut olan birçok alandan ders alırlar. Bu alınan dersler sonucunda arzu ettikleri bir alana girip orada mesleklerini icra ederler. Süreç içerisinde uzmanlaştıkları alanlara doğru yönelerek kariyer merdivenlerini bir bir tırmanırlar.

Genel manada bir Endüstri Mühendisi ne iş yapar diye detaylandırsak;• Üretimplanlanmayönetiminde,• Ürününnereden,nezaman,enuygun fiyat ve kalitede alınacağının

yönetiminde,• Birişinstandartzamanınveyaergonomisinin belirlenmesinde,• İşlerindahakısasurede,dahaazmaliyetle yapılabilmesi için verimlilik çalışmalarında,• Kalitevear-gebirimindeürünlerini geliştirme süreçlerinin yönetiminde,

•Ürünlerinstoklanması,taşıma ve sevkiyatının yönetimi gibi operasyonlarda,•İhracatveithalatoperasyonlarında,•Ürünveyahizmetlerinpazarlanmasında, satışında, tanıtımında, reklamların planlamasında ve etkisinin ölçülmesinde,•Müşterişikâyetlerininve kurumun iletişimin

yönetiminde, marka yönetiminde,• Rakiplerivegelişmelerigözönüne alarak şirketin kısa, orta ve uzun vadede nerede olacağını öngörecek şekilde stratejik planlama yönetiminde,• İşlerikişidenbağımsızkılaraksüreçlerin tanımlanmasında, kurumsallaşma ve değişim yönetiminde,• Üründen,bilgiye,hammadedeninsan kaynağına kadar kısıtlı kaynakların tek sistemden


NE İŞ YA

PAR BU

EM’LER

yönetilmesi için kurumsal kaynak planlaması sisteminin kurulumu ve yönetiminde,• Bilgiteknolojilerialanındakodyazma, yazılımlar ortaya çıkarmada,• Şirketinhertürlüverilerininanalizinde, ileriye dönük tahminler yapılmasında ve veri tabanı yönetiminde

Gibi alanlarda görev alır bunun yanı sıra, devlet planlama, istatistik kurumları, sosyal sigortalar, bakanlıklar, bankalar, özel idareler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, gibi alanlarda da benzer alanlarda çalışmalar yapabilirler. Eğer ailenin şirketi varsa direk yönetimine dahil olarak oradan kariyerine devam edebilir. Tabi ruh ve şartlar uygunsa girişimcilik yapmak için önünde hiçbir engel yoktur.

Belki de bazılarınız bu yazımda belirttiğim konulardan hareketle, “nasıl olsa her işi yapıyormuş bende Endüstri Mühendisi olayım” diye düşünebilir. Ama böyle bir

düşüncenin oluşmaması için daha bilinçli yaklaşmanızı ve detay araştırmalar yapmanızı öneririm. Meslek ve bölüm tercihi yapacak arkadaşlarıma naçizane tavsiyem; Bir meslek dalını veya iş kolunu kolay iş kapısı açıyor veya popüler diye tercih etmeyin şeklindedir. Her meslekte olduğu gibi Endüstri

Mühendisliği mesleğinin de kendine has zor noktaları olduğunu da aktarmak isterim. Son dönemde çok fazla örneğini gördüğüm ve tabiri yerindeyse sürü psikolojisiyle ilerlemek yerine bölüm ya da sektör tercihlerinizde hangi

alana ilgi duyuyor, beğeniyor, mutlu oluyor veya hangi konuna kendinizi güçlü hissediyorsanız o alana yönelmenizi şiddetle öneririm. Bunu yaparken de doğru kararlar almak adına işi yerinde görmeniz gerektiğini, işi yapan kişilerden fikir almanız gerektiğini belirtmek isterim. Eğer işin uzmanlarına ulaşmakta zorluk çekiyorsanız sizi çok iyi tanıyan eğitimli, tecrübeli aile üyelerinizden de destek alabileceğinizi hatırlatmak istiyorum.


NE

İŞ Y

APA

R BU

EM

’LER

Kamil BAYARwww.kamilbayar.rcom

Kimdir:Yönetim-Organizasyon alanında doktora öğrenimi devam eden Kamil BAYAR, Endüstri Mühendisliğinden lisans, İşletme Yönetiminden (MBA) master derecesini almıştır. 2007-2011 yılları arasında LCWaikiki’de Proje Yöneticiliği görevini üstlenmiştir. Bu süreçte perakende yönetimi, satış ve marka yönetimi, mağazacılık sistem ve süreç yönetimi, optimizasyon, insan kaynakları, performans yönetimi, istatistiksel tahmin modelleri gibi çeşitli alanlarda önemli projeler yöneterek şirketin stratejik kararlarında etkin görev almıştır. 2011-2012 yılları arasında Wenice mağazacılık firmasında Stratejik Planlama Müdürü ünvanıyla strateji, ürün ve perakende planlama alanlarında sorumluluklar üstlenmiştir. 2012 yılı başından bu yana Türkiye’nin önde gelen Holdinglerinin birinde Stratejik Planlama ve İş Geliştirme Müdürü olarak görev yapmaktadır. Derleyen: Mertcan Kapuağası Uludağ Üniversitesi


ÜYE KU

LÜP ETKİN

LİKLERİ

ÜYE KULÜP ETKİNLİKLERİNDEN

HABERLERBilkent Üniversitesi-Genç AkademiGenç AKADEMİ, Türkiye’nin en geniş katılımlı öğrenci organizasyonudur. Ge-leceğin liderlerini, bugünün liderleriyle buluşturan Genç AKADEMİ, “Türkiye’nin Üniversite Buluşması” sloganıyla yola çıkarak, her sene 60 farklı üniversiteden, 1000’ e yakın üniversiteliyi bir araya ge-tirir. Aktif katılım dışında online katılım seçeneği de sunan organizasyonumuz, birçok medya kanalı tarafından takip edilerek internet üzerinden daha büyük kitlelere ulaşır. Türkiye’nin önde gelen isimlerini ağırladığımız Genç AKADEMİ, tamamıyla öğrencilerin çalışmalarına dayanır. Bu özelliği yönünden Türkiye’de ilk ve tek, ayrıca ülkemizin en prestijli organizasyonlardan biridir. Televizyonlar-da görüp, gazetelerde okuduğumuz Türki-ye’nin önde gelen işadamları, gazetecileri ve sanatçılarıyla bir araya gelip tecrübel-erinden yararlandığımız oturumlar ve eğitimler dışında, bizler gibi Türkiye’nin dört bir yanından gelen öğrencilerle tanış-ma imkanı da yakalıyor ve gelişmeye açık olan iletişimlerin temelini atıyoruz. Geçen senelerde Ali Sabancı, Bülent Hiçsön-mez, Deniz Baykal, Tanju Çolak, Erdal Beşikçioğlu gibi isimleri ağırladığımız

Genç AKADEMİ, bu sene 20-21 Aralık tarihlerinde Avrupa’nın sayılı, Türkiye’nin ise en büyük kongre merkezlerinden biri olan Congresium’da gerçekleşecek. Bu sene;- Mehmet Yörükoğlu (T.C. Merkez Bankası Başkan Yardımcısı)- Mehmet Auf (Kişisel Gelişim Uzmanı)- Mete Güney (MasterCard Güneydoğu Avrupa Genel Müdürü)- Hakan Alp (Finansbank Genel Müdür Yardımcısı)- Barış Karakullukçu (MUDO CEO)- Selçuk Yaşar (Roketsan Genel Müdürü)- Yücel Ersöz (Deloitte Partner)

Sizleri ağırlamayı dört gözle bekliyoruz. 20-21 Aralık tarihlerinde görüşmek üzere.Bizleri sosyal medya hesaplarımız üzerin-den takip edebilirsiniz.

https://facebook.com/bilkent.genc.akademihttps://twitter.com/Genc_Akademihttp://genc-akademi.com


ÜYE

KU

LÜP

ETKİ

NLİ

KLER

İ

Boğaziçi Üniversitesi- OKUL

BÜYAK tarafından bu sene 8.si düzenlenecek olan OKUL 11-14 Aralık tarihlerinde Boğaziçi Üniversitesi’nde! OKUL her yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye’nin dört bir yanından gelen öğrencilere üniversitenin 4 yılını 4 günde yaşatacak. Bölüm veya sınıf kısıtlaması olmaksızın her öğrencinin katılabildiği OKUL interaktif içeriğiyle benzerlerinden bir adım öne çıkıyor. ‘Değişim Çağının Dinamikleri’ başlığıyla yola çıkan OKUL’da birbirinden değerli konuşmacılar değişimi farklı açılardan derinlemesine inceleyecek. Bu yıl Sina Afra, Deran Taşkıran, Murat Sarpel, Yiğit Kulabaş ve Özlem Salur katılımcılara değişimin farklı açılarını sunacak. Ayrıca Cüneyt Başaran, Prof. Dr. Şevket Pamuk, Albert Krespin ve Gizem Öztok’un katılımıyla gerçekleşecek olan panel, değişen ekonomik dengelerin iş hayatı üzerine olan etkisine ışık tutacak. Katılımcılar, farklı sektörlerde alanında öncü şirketlere ‘mini staj programı’ dahilinde gidecek, iş hayatını yerinde inceleyecek ve çalışma ortamını yerinde deneyimleyecek. Takım çalışması ve analitik çözümleme yeteneklerini ‘vaka analizi’ çalışması ile ölçecek olan katılımcılar, jüri önünde yaptıkları sunum sonucunda sürpriz ödüller kazanabilecek.

Her gününün üniversite hayatının bir yılını temsil ettiği OKUL, sunduğu dopdolu programı ile katılımcılarına unutulmaz bir 4 gün vaat ediyor.

Dokuz Eylül Üniversitesi- GEMİ

Merhaba,İzmir’de Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir Üniversitesi, Yaşar Üniversitesi ve Celal Bayar Üniversitesi olmak kaydıyla 4 üniversitenin Endüstri Mühendisliği Toplulukları olarakGEMİ -Geleceğin Endüstri Mühendisleri İzmir’de- Organizasyonu düzenliyoruz.

Ulusal bir organizasyon olan “Geleceğin Endüstri Mühendisleri İzmir’de” her sene önemli seminer konularını işler.

GEMİ her sene belirlediği seminer konuları ile öğrenciler ve iş dünyası arasında yeni köprüler kurarak güncel konulara ışık tutmaya ve bilgi paylaşımına olanak verir. GEMİ sadece bir seminer değildir. Bu yönüyle katılımcıların birbirleriyle kaynaşmasına ve herkesin eğlenmesine olanak sağlayarak, sıkmadan bir öğrenme ortamı sunmaktadır.

Türkiye’den 400 endüstri mühendisi


ÜYE KU

LÜP ETKİN

LİKLERİ

adayını bir araya getiren GEMİ, diğer organizasyonlardan farklı olarak tüm etkinliklerini 5 yıldızlı bir otelde gerçekleştirerek, katılımcıların bütün seminerlere tam katılımını sağlamayı amaçlamakta ve katılımcılara hem kendi içlerinde, hem de konuşmacılar ve sponsor firmalar ile birlikte sıcak bir ortam içinde yer alabilme fırsatı vermektedir.

30 Nisan - 1-2-3 Mayıs 2015 tarihlerinde Kuşadası’nda 3 gece 4 gün gerçekleşecek olan yaklaşık 400 kişilik organizasyonumuza Türkiye’nin birçok şehrindeki üniversitelerden katılım olacaktır. Türkiye’de iş dünyasının önde gelen şirketlerinden kendi alanlarında uzman yaklaşık 20 konuşmacı katılacaktır.

Gazi Üniversitesi- 9. Kariyer Günleri

Gazi Üniversitesi Endüstri Topluluğu 9. Kariyer Günleri Kariyer Zincirinin En Güçlü HalkasıGazi Üniversitesi Endüstri

Topluluğu’nun 9.sunu düzenleyeceği Kariyer Günleri, öğrencilerin geleceğine ışık tutmak ve onların firmaları yakından tanımasını sağlamak amacıyla düzenlediği ulusal çapta bir organizasyondur.

Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Akademi salonunda 16-17 Aralık tarihlerinde gerçekleşecek olan Kariyer Günlerine fakülte öğrencileri dışında da katılmak isteyen herkese açık olacak. Gazi Üniversitesi Endüstri Topluluğu 1996 yılında, dönemin Endüstri Mühendisliği

Öğrencileri ve Endüstri Mühendisliği Bölüm Öğretim Elemanları tarafından kurulmuş bir öğrenci topluluğudur.

Ulusal ve uluslararası çapta bir çok organizasyon ve projede yer alan toplululuk; başarılamayacak hiç bir şeyin olmadığına inanan düşünce yapısıyla, yönetimi, idari kurulu ve üyeleriyle birlikte tek yürek halinde çalışmaktadır.


ÜYE

KU

LÜP

ETKİ

NLİ

KLER

İ

18 yıllık birikim ve deneyimin de verdiği tecrübe ile sizleri 9. Kariyer Günleri’ne davet ediyor.

Gazi Endüstri Topluluğu’nun en büyük organizasyonlarından biri olan “Kariyer Günleri” bu yıl da, pek çok sektörden, alanında uzman ve söz sahibi firmaların üst düzey yöneticilerini ağırlarken, onların tecrübelerinden yararlanmayı ve katılımcılara keyifli vakit geçirmeyi hedeflemektedir.

Eğer sizler de Kariyer Zincirinin En Güçlü Halkası’na katılmak istiyorsanız 16-17 Aralık tarihlerinde Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesine davetlisiniz!

Koç Üniversitesi- Index’15

IndEx’15 27-28 Şubat – 1 Mart 2015 tarihlerinde Koç Üniversitesi‘nde!Gün boyunca seminerler, vaka çalışmaları, sürpriz etkinlikler ve 2 gece IndEx partileriyle eğlence için IndEx 15’e davetlisiniz!3 Gün Boyunca 6 sektörden 13 Üst Düzey Yönetici ( Genel Müdür, GMY, Partner, Founder)

2 Sürpriz Konuk6 Vaka AnaliziStaj ve İş İmkanları2 IndEx Partisi5 Yıldızlı Point Hotel Barbaros’ta 3 gün 2 Gece 2-3 Kişilik Odalarda KonaklamaIcebreaker ve Takım Oyunu ÇalışmalarıOrganizasyon Boyunca Çeşitli Aktivite, Sürpriz ve ÖdüllerVe Çok Daha Fazlası Seni Bekliyor…IndEx Hakkında:Koç Üniversitesi IES kulübü’nün 2005 yılından beri düzenlediği KULOG

aktivitesinin yeni ismi olan IndEx, İstanbul ve özellikle Anadolu Üniversiteleri’nden kendini farklı alanlarda geliştirmek ve bu alanları yöneticiler tarafından daha yakından tanımak isteyen gençlerin katıldığı ve Koç Üniversitesi Ana Kampüsü’nde düzenlenen, birçok katılımcının kariyer planlarında fark yaratan bir organizasyon olma özelliğini taşımaktadır.Organizasyon öncesinde

ve süresi boyunca katılımcılarımızın memnuniyetini en üst düzeyde tutabilmek için mentorlarınız size her konuda yardımcı olmak için hazır! Katılımcı mentor oranı 6:1 olacak şekildedir.


ÜYE KU

LÜP ETKİN

LİKLERİ

Gün boyunca seminerler sonrasında sosyal aktivitelerin yoğun olduğu program, mentorluk sistemi sayesinde katılımcıların birbirleriye daha iyi ilişkiler kurarak, kariyer eğitimlerinin

yanında gelecekte kendilerine birçok alanda faydalı olacak arkadaşlıklar elde etmektedir.

Marmara Üniversitesi- İKFYVZ

İnsan Kaynakları Faaliyetlerine Yön Verenler Zirvesi, Marmara Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Kulübü tarafından düzenlenen; üniversite öğrencilerinin mezun olduktan sonra çalışabilecekleri sektör ve departmanları üst düzey yöneticilerden dinlediği, vizyonlarını geliştirmelerine katkıda bulunan kariyer günleri konseptli bir organizasyondur.Organizasyon kapsamında farklı sektör ve departmanlardan üst düzey yöneticileri ağırlamanın yanı sıra, panellere, eğitimlere, sektör dışı konuşmacılara, söyleşilere ve ödüllü yarışmalara yer vermekteyiz.Bu sene 6. kez düzenleyeceğimiz İKFYVZ, 5-6 Mart 2015’te sizlerle!

Eskişehir Osmangazi Üniversitesi-Akademi-EM

Endüstri mühendisliği öğrenci topluluğu (EMÖT) tarafından düzenlenen endüstri mühendisliği akademisi (Akademi-EM) Üniversitemizin ve Eskişehir’in en büyük öğrenci organizasyonu ve Türkiye’nin de ileri gelen organizasyonlarından biridir. Gelenekselleşmesi başarılan ve ulusal nitelikte olan Akademi-EM, geçmiş yıllarda Türkiye’deki katılımcılara öğrenci şehri olan Eskişehir’de ev sahipliği yapmıştır. Ele aldığı güncel ve her kesime hitap eden konularıyla Akademi-EM sadece endüstri mühendislerinin değil tüm üniversite öğrencilerinin yaşaması gereken bir tecrübe halini almıştır.Katılımcılar gündüzleri firmaların üst düzey yöneticilerinin katıldığı seminerlerde akademik alanda kendilerini geliştirirken akşamları da Eskişehir’in ünlü mekanlarında günün yorgunluğunu atma imkanı buluyorlar. Bu yıl 10.sunu gerçekleştireceğimiz “Farkındalık” konulu Akademi-EM için sizleri 20-21-22 Mart


ÜYE

KU

LÜP

ETKİ

NLİ

KLER

İ

2015 tarihlerinde Eskişehir’e bekliyoruz.

Uludağ Üniversitesi- EMSAZ

Uludağ Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Topluluğu olarak her yıl ARALIK ayının 3. haftasında 35 farklı üniversiteden başta Endüstri Mühendisliği öğrencileri olmak üzere diğer mühendislik ve idari bilimler fakülteleri öğrencileri ve çeşitli alanlardan birçok iş çevresini bir araya getirerek yaklaşık 700 kişinin katılımı ile Endüstri Mühendisliği Ve Sanayi Zirvesi’ni düzenliyoruz.Endüstri Mühendisliği ve yönetim bilimleri öğrencilerine hitap edecek olan programımızın amacı; öğrencilerin akademik açıdan bilgilenmelerini, iş çevresiyle olan bağlantılarını güçlendirmelerini, sosyal ve kültürel yönden kaynaşmalarını sağlamaktır.Organizasyonumuz bu yıl “Çizginin Ötesinde” ana teması ile 18-21 Aralık 2014 tarihleri arasında Prof.Dr.Mete Cengiz Kültür Merkezi’nde gerçekleşecektir.Asıl amaçlarından biri de iş dünyası ve akademik çevreyi bir araya getirmek olan “Endüstri Mühendisliği ve Sanayi Zirvesi”; bu doğrultuda düzenlenecek açılış programı ve kokteyl ile 18 Aralık

2014 tarihinde Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nda birlikteliği sağlamaya çalışacaktır. Uludağ Üniversitesi ve diğer üniversitelerden gelen endüstri mühendisleri adaylarının yanı sıra, iş dünyasının önde gelen isimlerinin de katıldığı açılış programı ile EMSAZ’14 başlayacaktır. Teknik geziler, panel-eğitimler, gece eğlenceleri ve son gün ise Uludağ’ın zirvesinde kayak ve mangal keyfi ile dolu dolu geçen EMSAZ’14 ü noktalıyor olacağız.

Yıldız Teknik Üniversitesi- Uluslararası Lojistik Eğitim Kampı

Uluslararası Lojistik Eğitim Kampı, Yıldız Teknik Üniversitesi Kalite ve Verimlilik Kulübü tarafından bu yıl 10.su düzenlenen, sektörün lider firmalarından üst düzey isimlerin katılımıyla gerçekleşen bir etkinliktir. Bu etkinliğin amacı katılımcıların sadece dinlemesi değil, aktif bir şekilde rol alarak öğrenmeleridir. Bu amaçla etkinlik dahilinde seminerler, paneller, workshoplar, case çalışmaları, teknik geziler ve bilgi yarışmaları düzenlenmektedir. Öğretici yanının dışında kokteyl, fasıl ve parti ile eğlence konusunda da katılıcılara aktiviteler


ÜYE KU

LÜP ETKİN

LİKLERİ

sunmaktadır. Bu yıl Türkçe ve İngilizce paralel oturumlar şeklinde düzenlenmektedir ve event olarak ESTIEM Portalda’da mevcuttur. Ayrıca yurt dışından da, pek çok katılımcı ağırlamaktadır.

Bu seneki konuşmacılar:Mars Lojistik Genel Müdürü Ali Tulgar - Kombine LojistikTLS Lojistik Genel Müdür Yardımcısı Aykut Yakalı - Uluslararası Piyasalar ve Gelişen StratejilerYard.Doç.Dr. Ceren Altuntaş - Türkiye’de ve Dünyada Lojistik KöylerKıymet - i Harbiye Yönetim ve Danışmanlık Kurucu Ortağı Erdem Kolcuoğlu - Lojistik Sektöründe Sürdürülebilir BüyümeEkol Lojistik Proje Taşımacılığı ve Satış Yöneticisi - Taylan ObuzProf.Dr.Yavuz Günalay Unilever Supply Chain Yöneticileri Taner Kandemir ve Erkin AysunOmsan Denizcilik

dergiEMT için derleyen: Melike Ocak - Gazi Üniversitesi


VAY ‘15 HEYECANI DEVAM EDİYOR!

VAY nedir?

EMT Vaka Analizi Yarışması, EMT üyesi üniversitelerdeki takım-larda en az bir tane 4. sınıftan yarışmacı olmak kaydıyla endüstri mühendis-liği lisans 2. 3. ve 4. sınıf öğren-cileri ile lisansüstü 1. sınıf öğrencilerinin kur-dukları 3 – 4 kişilik takım-larla katıldıkları ulusal bir yarışmadır. Türkiye’de öğrenci düzeyinde gerçekleştirilen ilk vaka yarışması olan Vaka Analizi Yarışması, endüstri mühendis-liği öğrencilerinin iş hayatının

zorluklarıyla yüzleşmesini sağlayarak, onlara iş hayatında karşılaşabilecekleri muhtemel sorunlar, içinde bulunacakları

projeler ve yönetmek durumun-da kalacak-ları krizler hakkında tecrübe ka-zandırmayı amaçlar. Endüstri mühendisliği öğrencilerine eğitimleri

sırasında aldıkları teorik bilgil-eri iş yaşamına atılmadan önce, sektörlerinde lider şirketler tarafından sağlanan profesy-onel vakalar (case study) üze-rinde uygulama fırsatı sunan VAY, öğrencilere sınırlı zaman içinde takım çalışması yaparak


hem prob-lem çözme yeteneklerini geliştirme hem de ulusal bir platformda yarışma ola-nağı sağlar. Vaka Analizi Yarışması, her yıl Aralık ayın-da EMT üyesi tüm topluluk-larda gerçekleştirilen yerel elemeler ile başlar. Yerel elemelerin ardından yine EMT üyesi üniversitelerde

mart ayında gerçekleştirilen iki ulusal yarı final ile devam eder ve mayıs ayında yapılan büyük final ile sonuçlanır. Yarışmada vaka sunumları ak-ademik çevre-den ve özel

sektörden gelen 4 – 5 kişi-lik jürilere yapılır. Finalde ilk üç dereceyi elde eden takımlar ödüllendirilir.

YIL: 6SAYI: 12

ARALIK 2014ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ TOPLULUKLARI BİRLİĞİ DERGİSİ

dergiemt 12. sayı

Documents