bodrum bülten ekim kasım 2006

44

Upload: bodrum-ajans

Post on 22-Mar-2016

241 views

Category:

Documents


6 download

DESCRIPTION

Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

TRANSCRIPT

Page 1: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006
Page 2: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006
Page 3: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

www.bodrumajans.com.tr [email protected]

4 MERHABA / Demircan Türkdoğan

6 HABER TURU

11 AYIN ANKETİ

16

18

20

22

TOPLUM & YAŞAM

25

TOPLUM & YAŞAM

ZEKİ MÜREN 10. ANILDI

26

26

32

ETKİNLİKLER

ARŞİVDEN

34

28

BODRUM’DA BİR SATRANÇ GÖNÜLLÜSÜ

36BODRUM MANDALİNİNİN ÖYKÜSÜ38

BAKIPDURU / Ramazan Borazan

İÇİMİZDEN BİRİ 

40NET BAKIŞ41PARANTEZ / Hüsniye Kaya Polat42

2

BALIKÇI HATIRLANDI

BİR ZAMANLAR / Bülent Akkurt

8

6

GEÇTİĞİMİZ AYA BAKIŞ

9 ADRES SAYFALARI

15 EMLAK SHOW

EKİM/KASIM 2006

i Ç i N D E K i L E R129

22

28 10

26

3627

25

SA

YI

AYLIK GAZETE

7

BODRUM TUTKUNLARI / Somnur

YENİLER - YENİLİKLER - YENİLENENLER

LEZZET USTALARI

BAHÇEM ve BEN / Gülnar Önay

Page 4: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

Evet, bu yıl 13 ekim günü hersene olduğu gibi yine mezarıbaşında anıldı HalikarnasBalıkçısı. Yine adet yerinibuldu. Yine üç beş konuşmacıtarafından yere göğesığdırılamadı. Bodrum için nedenli önemli bir şahsiyetolduğu anlatıldı. Bodrum’aolan katkıları için övgülerdizildi. Ve her yıl olduğu gibibasın mensup-larınınkatılımcılardan daha fazlaolduğu topluluk Balıkçıyıseneye tekrar anmak üzeredağıldı.

Bizce Bodrum’un Balıkçısınıyılda bir kez usulenhatırlaması değil. Onu hiç birzaman unutmaması gerekir...

Eylül sayısında duyurduğumuzgibi yazın her ay, kışın ise ikiayda bir yayın düzeninebaşlayınca bu defa sizlerlegeç buluşabildik. Bundansonraki buluşma zamanımızOcak. Onu Mart sayısıizleyecek. Ardından Mayıs,Haziran, Temmuz, Ağustos,Eylül aylarında yine her aybirlikte olacağız.

Sizin de tahmin edebileceğiniz gibi budüzenleme tembelliğimizden değil...

Artık sizi Bodrum Bülten sayfalarıyla başbaşa

odrum’u bu günleretaşıyan, Bodrum’u dün-yaya tanıtan, Bodrum’upek çok ilkle tanıştıran

gerçek Bodrum aşığı Halikar-nas Balıkçısı Cevat ŞakirKabaağaçlı bundan 33 yıl öncebir ekim ayında aramızdanayrıldı. O günden beri 13 ekimgünü geldiğinde sadece yıldabir kez hatırlanır Bodrum’daBalıkçı.

Oysa, Balıkçı için hiç değilsebir kaç yıl önce haftadüzenlenmiş, bir haftaboyunca adına çeşitlietkinlikler yapılmış, dahaadına yaraşır bir biçimdeanılmaya çalışılmıştı. Üstelik ozaman Balıkçıyı anmahaftasının sürekliliği de sözkonusu idi. Nedeninianlayabilmek mümkün değil.Sürdürülmedi. Neden?..

Öteden beri hep bir anketyapmayı düşünmüşümdürHalikar-nas Balıkçısı CevatŞakir Kabaağaçlı için. Sormakiste-rim gençlere,Bodrumlulara, Bodrum’dayaşayanlara.“Halikarnas Balıkçısı’nıtanıyormusunuz. Kimdir?”diye.

Ama hep korkmuşumdur elde edilecek olananket sonucundan. Ürkütmüştür beni saçmasapan yanıtların gelecek olma ihtimali.

BODRUM BODRUM AJANS / OASİS BODRUM D&R / Milta Marina BODRUM BOSS YAZIHANESİ / Kıbrıs Şehitleri Caddesi BODRUM HIZMA HEDİYELİK BODRUM OASİS DANIŞMA GÜNDOĞAN GALİPDOS MOBİLYA & AKSESUAR  KONACIK BODRUM MUTFAK KONACIK DENİZHAN KONACIK KARATAŞ MOBİLYA KONACIK WHITE ARTECH DESING TURGUTREİS MİGROS ÖNÜ GAZETE BAYİİ - D.WAY DISCOVERY (D-MARİN) YALIKAVAK ERDEM ECZANESİ - BORA VETERİNER BELLİ OTELLERİN RESEPSİYONLARINDAN ve LOBİLERİNDEN ÜCRETSİZ OLARAK ALABİLİRSİNİZ...

18 Bnı Bay Büı y Bd

BODRUMajansYayın Grubu Adına

Sahibi, Genel Yayın Yönetmeni:DEMİRCAN TÜRKDOĞAN

Yazı İşleri MüdürüÖZLEM McCLURE

Haber Editörü YİĞİT UYGUR

Görsel Yönetmen:EMİNE İLKORUR

Grafik Tasarım:BURCU COŞGUN

Sayının Yazarları:BÜLENT AKKURTGÜLNAR ÖNAY

HÜSNİYE KAYA POLAT

Kapak Fotoğrafı:YİĞİT UYGUR

Halkla İlişkiler:CANSIN TÜRKDOĞAN

Reklam Koordinatörleri:NURAY ÇEKİNNURHAN İBAK

İletişim:OASİS Alışveriş Merkezi

No:226 48400 BODRUMTel : 0.252. 317 10 90 - 91

Fax: 0.252. 317 10 [email protected]

Baskı: Ankara Ofset ANKARA

Yayın Türü: Yerel Süreli

Basım Tarihi: 18/10/2006

Mavi Bakış Dergisi’nin ücretsiz ekidir.Yayınlanan yazıların sorumluluğu imza sahibine,

yayınlanan reklamlarınsorumluluğu reklam sahibine aittir.

Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayıtaahhüt eder.

r z3Bn

KÜLTÜR ve YAŞAM DERGİSİ

YAYIN GRUBU

DEMİRCANTÜRKDOĞAN

MER

HA

BA

Önemli olan hiç unutmamak

DAĞITIMNOKTALARI

BODRUMe ntü

4 BODRUMe ntü

B

Bayramınızı kutlar sağlık, mutluluk ve başarılar dileriz...

Öteden beri hep biranket yapmayı

düşünmüşümdürHalikarnas Balıkçısı

Cevat ŞakirKabaağaçlı için.Sormak isterim

gençlere,Bodrumlulara,

Bodrum’dayaşayanlara.

“Halikarnas Balıkçısı’nıtanıyormusunuz.Kimdir?” diye.

Ama hepkorkmuşumdur eldeedilecek olan anket

sonucundan.Ürkütmüştür benisaçma sapan

yanıtların gelecek

Page 5: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

12 AY BOYUNCABODRUM’DA

HİZMETİNİZDEYİZ

Page 6: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

6 BODRUMe ntü

GÖKOVA KÖRFEZİNDEYELKEN HEYECANI

Akdeniz’in en büyük organizasyonlarından birisiolan Bodrum Kupası Yat yarışları bu yıl

Gökova Körfezi’nin doğal güzellikleriiçinde gerçekleşti.

Ege’nin dostluk rüzgârları Türk, Yunan, Alman,İngiliz, İtalyan katılan tüm yerli ve

yabancı bayraklı yatların yelkenlerini doldurdu.Gökova’da yarışçıları keyiflendirerek,

yeni dostluklara yelken açıldı.

Bodrum Kupası Deniz Şenliği 14-18 Ekim 2006 tarihleri arasında,Era Bodrum Yelken Kulübü organizasyonunda

on sekizinci kez start aldı.

Özellikle ahşap charter yatlarının katıldığı yolcuları ile birlikte yapılandünyanın ender organizasyonlarından birisi konumundaki

bu etkinliğe her yıl olduğu gibi bu yıl da binin üzerinde dünyanın dört bir yanından gelen yarışmacı ve yüzün üzerinde

yarışacak yatın yanı sıra bir çok yerli ve yabancı sanatçıve basın mensubu katıldı.

Toplam beş etaptan oluşan etkinlikte, yarışçıları Bodrum,Çökertme, İngiliz Limanı, Kisebükü ve Turgutreis Doğuş

Marina konuk etti.Konaklanan limanlardaki müzik etkinlikleri ve kıyafet

yarışmasının her yıl olduğu gibi bu yıl daorganizasyona ayrı bir renk kattı.

Page 7: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

Yelkenliyat kategorisinde, dünyada

sadece kadın katılımlı ilk uluslararası yelkenyarışı Tugrutreis’te düzenlendi.

7-13 Ekim tarihleri arasında gerçekleşen yarışlarTURGUTREİS BELEDİYESİ’nin ev sahipliğinde, TURGUTREİSBODRUM YAT KULÜBÜ desteği ile yapıldı. TYF ve ISAF takviminegirmiş olan yarışa 17 takım ve 170 yarşçı katıldı. Kupada Türk,İsrail, Hollanda, Rus ve Karma takım olmak üzere 200 yelkenciyarıştı.

Yat sınıfından başka 7-13 yaş genç kızların da yarıştığı Optimistsınıf, yarışın farklı bir heyecanı oldu.Cahit Üren ve uluslararası bir jürinin izlediği yarışı dünya sportakviminde bir ilk. Yelken sporunu kadınlar arasında

sevdirmek ve yaygınlaştırmak amacı ile düzenlenen yarıştadünya kadınları yelkenci ve kadın kimlikleri ile biraraya

geldi. Turgutreis D-Marin'ide gerçekleşen kupa aynızamanda bir hafta süresince Tugutreis Belediyesi’nin

ev sahipliğinde çeşitli etkinliklerle şölenhavasında geçti.

Bodrum Açıkdeniz Yelken Kulübü

tarafından her yıl düzenlenen yelkenyarışlarından birine sponsor olan Bodrum’un Marina

Yacht Club; Türk insanına yelkenciliği sevdirmek ve busporu geliştirmek, Türkiye’nin değerli sanatçılarını, ünlüyüzlerini bu sporla buluşturabilmek ve yarış keyfiniyaşatabilmek için, ‘Marina Yacht Club Famous Cup’ adıyla 30Eylül - 1 Ekim 2006 tarihlerinde bir yelken yarışı düzenledi.

21 profesyonel yelken ekibinin katıldığı yarışta her yelkenlideTürkiye’nin bir gülümseyen yüzü, ister konuk olarak ya da dilerseekiple birlikte çalışarak yarıştı. Yarışan Teknelerden Uzma'daOzan Orhon ve Zeynep Tunuslu, Singlestar'da Aysun Kayacı,Kum'da Ebru Güzel, Norm'da Berna Laçin, Şah-Mat'ta Neco

ekibe katıldı. Marina Yacht Club Famous Cup'ta, Elan1 adıylayeralan İsrail Bayan Ekibi de, oldukça iddialı bir yarış çıkarttı.

Sosis rotada Bodrum-Bodrum etabı yapıldı. Marina YachtClub Kupası'nda dereceye giren teknelere ödülleri,

Marina Yacht Club Jazz Bar'da, Ali Poyrazoğlu'nunsunuculuğında gerçekleştirilen ödül

töreninde sunuldu.

Yıldız Gaz Armatürleri'nin anasponsorluğunda, Bodrum Açıkdeniz Yelken

Kulübü tarafından gerçekleştirilen "5.Yıldız Gaz YazaVeda Kupası" 16-17 Eylül tarihinde 17 teknenin katılımıyla

Bodrum parkurunda yapıldı. IRC 1, IRC 2 ve Desteksınıflarında yapılan kupada ilk gün 26 millik Bodrum-OrakAdası-Karaada-Bodrum rotası, ikinci gün ise 16 millik Bodrum-Çelebi-Karaada-Bodrum offshore rotasında düzenlendi.

16 Eylül akşamı, Marina Yacht Club'de yapılan şarap par-tisinde ilk günün birincilerine Pamukkale Şarapları tarafındanşampanya hediye edildi. 17 Eylül akşamı Dedeman Oteli,Foster’s, Efe Rakı ve Pamukka-le Şarapları’nın katkılarıylaDedeman Scala Beach’de gerçekleştirilen ödül töreni ve

barbekü partisinde 5. Yıldız Gaz Yaza Veda Kupası’nda görevyapan hakem ve deniz kurtarma ekibine sertifikaları ve

sponsorlara plaketleri Yıldız Gaz Armatürleri A.Ş. GenelMüdürü Saro, Yıldız Gaz Yönetim Kurulu Başkanı Arto

Tekyıldız, Genel Müdürü Saro Tekyıldız ve GenelMüdür Yardımcısı Haydar Can tarafından

verildi.

KadınlarMavide Yarıştı

5. Yıldız GazYaza Veda Kupası

ÜnlülerYelkenle Buluştu

7BODRUMBülten

Page 8: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

BODRUMe ntü8

onacık Belediyesi eski sarnıçlarırestore ederek çok amaçlı salonolarak kullanacak. Bodrum

yarımadasının simgelerinden olan ve tümyarımadada yıllardır kullanma suyu vesulama amaçlı olarak kullanılan,günümüzde atıl vaziyette bulunan sarnıçlarrestore edilerek, belediye bünyesindedüzenlenen etkinliklerde kullanılacak. Projekapsamında Konacık Belediyesi’nin hemenyanında yer alan sarnıçta çalışmalarabaşlandı. Sarnıç içi ve çevresi düzenlenereksergi salonu ve halk eğitim merkezimüdürlüğü ile yapılan ortak çalışmalar içinkullanılacak.

Yarımada genelinde bu tip projelerin düzen-lenmesinin önemini vurgulayan, KonacıkBelediye Başkanı Mehmet Tosun, “Kendi

ESKİ SARNIÇLAR ÇOK AMAÇLI SALON OLUYOR... 

DEĞİRMENLER ONARILIYOR

K

urgutreis'te bulunan ve yıllardırsimge haline gelen değirmenlerrestore ediliyor.

Turgutreis Belediyesi tarafından yenidendüzenlenerek restore edilmesi planlanandeğirmenlerin yenileme çalışmalarının yazsezonunun hemen bitiminde başlanmasıhedefleniyor.

Eskiden un öğütmek amacıyla kullanılan ve150 yıllık geçmişe sahip değirmenleri restoreetmek istediklerini belirten TurgutreisBelediye Başkanı Ali Server Yazgan"Çalışmalarımıza en kısa sürede başlamakhedefindeyiz. Yaz aylarında binlerce turistinakın ettiği beldemizde, yabancımisafirlerimizin ilgisini tarihi yeldeğirmenlerine çekeceğiz. Turgutreis, turizmve tarihin iç içe olduğu ender beldelerden

T

bir tanesi, değirmenlere giden yollarındabakımlarına ve genişletme çalışmalarınabaşladık.Bu anlamda Yarımada da bulunan tümdeğirmenlerin yeniden restore edilmesi

Kültürümüze ve değerlerimize sahipçıktığımız sürece ileriye güvenle bakabiliriz.Kültür ve Sanata olan desteğimizinyarımadada ki tarihi değerlerimizi korumakadına bu tip projeler gerçekleştiriyoruz. Projekapsamında toplam 5 adet sarnıç restore

odrum İlçe Adliye Binasının kapa-sitesi ihtiyaca cevap veremez halegelince, ilgililerin arayışına Bitez

Belediyesi’nden cevap geldi. BitezBelediyesi Meclis kararıyla belde sınırlarıiçinde arsa tahsisiyle sorun çözüldü. AdliyeBakanlığının yapımını üstlendiği, AdliyeSarayının 10 Ağustos 2005 tarihindeinşaatına başlandı ve bir yıl gibi kısa süredetamamlanıp, açılışı beklenmekte.

12.000 m2 kullanım alanına sahip olanAdliye Sarayında her türlü ihtiyaca cevapverecek ayrıntılar düşünülmüş. Heraşamasında son sistem teknoloji kullanılanve 12 adet kamerayla izlenen binadaanons sistemi, 80 kişilik konferans salonu, 2adet asansör, 14 adet duruşma salonu,banka, 2 adet yemekhane, kantin ve ilçeseçim bürosu ile dünya standartlarında 3adet nezarethane mevcut. 3.150.000 YTLye mal olan Adliye Sarayı baştahukukçulara rahat bir çalışma ortamısağlarken, davalı ve davacılara dahizmette modern bir ortam sunmakta.

B

GEMİ YANAŞMAİSKELESİ KIŞA

KALDI...

odrum’da yapımınageçtiğimiz yıl Aralık ayındabaşlanan Gemi Yanaşmaİskelesi’nin önümüzdeki kış

aylarında bitirilerek yazın faaliyetegeçirileceği bildirildi. Gemi Yanaşmaİskelesi’nin yapımında görevliTopograf Şefi Davut Kepez, yapımınageçtiğimiz yıl Aralık ayında başlananve yaklaşık10 milyon dolara mal olacak GemiYanaşma İskelesi’nin önümüzdeki kışaylarında bitirileceğini söyledi.

Kepez, projenin ERS, SETUR veÇAĞDAŞ Holding isimli 3 şirkettarafından gerçekleştirildiğinibelirterek, “Temmuz ayında 250metre uzunluğundaki iskele bitirilmişti.Önümüzdeki kış aylarında ise projenintamamının bitirilmesi planlanıyor”dedi.

Proje kapsamında liman binası,restoran ve akaryakıt istasyonu dayapılacağını kaydeden Kepez şunlarısöyledi: “Gemi Yanaşma İskelesi’ninbu kış bitirilip önümüzdeki yazafaaliyete geçmesi planlanıyor.Yaklaşık 10 milyon dolara mal olacakiskelede 4 bin yolcu birden ağırla-nabilecek. 2 geminin birdenyanaşabileceği iskelede, arabalıvapurlar için 3 tane kapak atmarampası, 120 metre uzunluğundarıhtım, 115 metre uzunluğunda eksiikilik rıhtım (2 metre su derinliği olanrıhtım) ve iskele ucunda su derinliği27 metre olan bir rıhtım var”.

B

ADLİYE SARAYI HİZMETE HAZIR

HABER TURU

Page 9: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006
Page 10: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

Diş Hekimi

Dr. Dt.TUNÇ AKMANORTODONTİST

Atatürk Cad. No:48/C BODRUM

Tel: 0.252. 316 86 56

[email protected]

ÖN

CE

SA

ĞLI

K

Diş HekimiR. VECDET ATAY Koray Yılmaz İş Merkezi D Blok D-26 Yalıkavak Bodrum

Tel: 0.252. 385 20 90 - Gsm: 0.532. 277 72 13e-mail: [email protected] - www.vecdetatay.com

GEÇ

iYO

RD

UM

RA

DIM

Bolar İren seyahatte olması nedeni ile busayının yazısını yayınlayamıyoruz.

Önümüzdeki sayıdan itibaren yine birlikteolacağız.

odrum Belediyesi’nin davetlisiolarak geçtiğimiz kış, Bodrum’agelen ve Bodrum’la ilgili iki

belgesel (“Les Goletas de Bodrum-Schooners of Bodrum- Bodrum Guletleri”-“El Tresors de Bodrum-Bodrum Treasures-Bodrum Hazineleri) hazırlayan ThalassaTV - Rumbo Sur Produccion Ekibi tekrarBodrum’a geldi.11-16 Ekim tarihleri arasında çekimyapan ekip, Bodrum Sualtı ArkeolojiMüzesi Cam Salonu, Okul Gemisi,Tersane ve Bodrum Cup Yarışlarındagörüntüler gerçekleştirdi. Bodrum’la ilgili üçüncü belgeseli, Thalassa TV ve Fransız TV5kanallarında gösterilmek üzere yayına hazırlıyorlar. Bodrum Belediyesi’nin evsahipliğinde gerçekleşen bu çalışmada, Halikarnas Balıkçısı’nıAnma Etkinlikleri kapsamında, Cevat Şakir ’in Kızı Sn.İsmet Noonan’la da bir ropörtaj yapıldı;Bodrum, Mavi Yolculuk ve Halikarnas Balıkçısı gibi çok önemli değerleri ile bir kez dahaölümsüzleşmiş olacak. Bodrum Belediye Başkanı Mazlum AĞAN’la da bir röportaj yapanThalassa TV ekibi, 16 Ekim tarihinde Bodrum’dan ayrıldı.

THALASSA TV. 3. BELGESELİ ÇEKTİ

odrum Belediyesinin davetiüzerine gelen ODTÜ MimarlıkBölümü öğrencilerinin

üretecekleri projeler Şubat ayı 1. dönemsonunda jüriye teslim edilecek.Öğrencilerin bitirme projesi de olacakolan çalışmalar, Bodrum Belediyesi’ninde plan ve projeleri dahilindekimekanları kapsayacağından, beğenilenprojeler meclis kararı ile uygulamaya daalınabilecek.Belediye Başkanı Mazlum Ağan yaptığı

B

B

açıklamada, Bodrum Belediye Meydanı,İskele Meydanı, çarşı içi cephe,gölgelendirme çalışmalarının zatenyapılacağını belirterek, “tüm buprojelerimizle birlikte Bodrum Limanı,Gümbet dolgu alanı, yeni yapılacakiskelenin dolgu alanı, arıtma, İnce burun’dayapılacak mendirek ve peyzaj çalışmalarıgibi projelerimiz zaten plan dahilinde idi.Genç arkadaşlarımızın da mezuniyetprojeleri de olduğunu öğrendik. Kendilerinidavet etti. Bizim de planlarımıza uyacak

BODRUM İÇİN PROJE ÜRETECEKLER

Page 11: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

% 45.2

% 18.1

% 17.1

1 - Hepsi

2 - Denizi, kumu, güneşi

3 - Eğlence hayatı

4 - Tarihi geçmişi ve kültürel değerleri

5 - Rakipsiz Oluşu

Hazırlayan:YİĞİT UYGUR

BODRUM’U VAZGEÇİLMEZ YAPAN...

% 13.6

% 5.7

Geçtiğimiz ay Bodrum Bülten’in

bodrumajans.com.tr sitesi

anket bölümünde “Bodrum’u

vazgeçilmez yapan...” diyip

aşağıdaki şıkları sıraladık:

1- Denizi, kumu, güneşi,

2- Tarihi geçmişi, kültür

değerleri,

3- Eğlence hayatı.

Bunlara bir de “hepsi” şıkkını

ekledik.

337 kişinin katıldığı oylama

sonunda gördük ki şıklar

arasında tercih

yapamayanlar çoğunlukta.

Katılanların %45.2’si “hepsi”

şıkkını oyladı.

1. ve 3. şık anket süresince

adeta birbiriyle yarıştı.

Sonuçta 1. şık olan “Denizi,

kumu ve güneşi” tercihi yarışı

kıl payı önde bitirdi.

Bizde farklı kesimlerden kişilere

“Bodrum’u Vazgeçilmez

Yapan” nedir diye sorduk.

BODRUM’UVAZGEÇİLMEZ YAPAN

Page 12: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

12 BODRUMe ntü

Alp ÇAĞPAR - Seramik SanatçısıOrtakent Yahşi Belediyesi Sanat Danışmanı

“Bodrum enerji saçıyor. İnsanlarıyla,tarihiyle, doğasıyla. Bizler dışardangelip o enerjiden nasipleniyoruz, o

enerjiyle sarınıyoruz. Korkuyorum bir gün biter diye.”

Tükendi büyük şehir, yürüyerek gidesin var. Saçacak enerjin,söyleyecek sözün var ise Bodrum'dan başka seçenek yok.Aradığın inziva değil insansa, kaos değil huzursa yine tek adresBodrum. Güneşin çok daha ihtişamlı doğup battığı coğrafyalargördüm, pek çok yerin denizine daldım, yüzdüm ki Bodrum'dandaha muhteşemdi. "Tarihi Geçmiş" ya da "Kültürel Değer" desenAnadolu'nun her yerinde. Eğlence hayatının ise beni pekilgilendirmediği kesin. Bodrum'un enerjisi bir başka ve o enerjiyiyayan da yine o toprakta doğmuşlar.

Yelkenleri yakmak cesaretini gösterebildiysen, aradığın şey enerjioluyor. Organizmanın etkin gücü enerji. Bu güç, havasına,toprağına bulaşmış sanki Yarımada'nın. Hepsi neşeli buradadoğanların. Bense düşünüyorum da hala geçmişimi atmayaçalışıyorum, hala aldığım derslerin can acısıyla bakıyorumolaylara, onlar çok geçmişler bunları hem de akıl almaz birzekayla. Bodrum enerji saçıyor. İnsanlarıyla, tarihiyle, doğasıyla.Bizler dışarıdan gelip o enerjiden nasipleniyoruz, o enerjiylesarınıyoruz. Korkuyorum bir gün biter diye.Geniş olabileceğim ve düşünebileceğim, "olcene bak"diyebileceğim günler şerefine.

Ali DİKAN - Kaptan

“Bodrum vazgeçilmez... Neden?Eğlence merkezi olduğu içinvazgeçilmez, turizm bitti, keşkevazgeçilmez olsa sadece eğlence sek-

törüyle turizm olmaz.”

Deniz kum güneş bitti, tarihinden ve insanının güzelliğinden dolayıvazgeçilmez oldu Bodrum. Ama yavaş yavaş Bodrum, Bodrum

NE DEDiLER?

Nadi GÜLER Bodrum Merkez Medya Organizasyon

“Vazgeçilmez olan rant”...

Bodrum'a bir turist/tatilci gözüyle bakarsanızbir sürü güzel şey sizi etkileyecektir, denize,

güneşe hayran kalıp, buralara aşık olup yerleşmeyi biledüşüneceksiniz... Hakikaten güzeldir, etkileyicidir, ayaklarınızyerden kesilir, tutulursunuz; aşk gibi bir şey; Siz yine de aceleetmeyin…

Sonuçta Bodrum, küçük bir sahil kasabası psikolojisini üzerindenatamadan şehir olmaya gelmiş dayanmış, altyapısıtamamlanmadan, çarpık bir üst yapıyla raşitik gelişimini halasürdürüyor. Kanalizasyon dahi çözülmeden her alanda mafyasıgelişmiş, daha imar mevzuatını bitirilmeden bakanlık tarafındanorman ve sit alanları imara açılacak talihsiz bir belde. HalikarnasBalıkçısı'nın yaşadığı evin şimdi bir köfteci olmasından paybiçmeliyiz kendimize. Halikarnasos diye bir antik kentini yok edip,Hipodromun üzerine sanayi çarşısı kurmuş trajikomik taşramütahitliğine tanığız Bodrum'da. Kanalizasyonu boruyla denizeveren, sonra da müşteri-sini aynı denize sokan zavallı otelişletmecisi bilmiyor ki, aynı denizde iki kere yıkanılmaz! Bodrum bufenomenlerinden dolayı marka olmuş, türlü edep, ahlakserbestliğinden dolayı çılgınca eğlenilen, gece kaptığınlaseviştiğin, gündüz uyanınca birbirini tanımayan insanların trendytakılma yeri. Hiç bir kuralın, kanunun işlemediği Serbest TicaretBölgesi… Yerel yönetiminden, dönercisine, tattoo'cusundan, bar-menine kadar herkes liberal ekonomiye inanmış; Herkes ParaKapmaya Çalışıyor, kimse uzun vadeli planlamalar yapmıyor;Çünkü burası Bodrum; Gece Tap, Gündüz Unut!

Bodrum Yarımadası farklı kültürlerinin iç içe yaşadığı ender kıyıyerleşimlerinden biri olarak çağlar öncesinden gelen yaşamalışkanlıklarının devam ettirildiği, geleneklerin korunduğu bir yer.Sınır sahil kasabası olması özelliği, ticaret ilişkileri ve yaşananmübadelerle iki toplum, aslında tek bir kültür gibi yaşamış. Rumustalar evlerimizi yapmış, hastası olduğunda Yalıkavaklılar Bodrumuzak diye Kos'a götürürlermiş hastalarını. Bu durum ister istemez biruyum, hakkaniyet, erdem ve barış kültürünü oluşturmuş. Başka böl-gelerde olsa cinayetlerle çözülecek namus meseleleri bile burada"Olsun varsın, olan olmuş, dostluğu bozmayalım" diye barışcıl birşekilde çözülebiliyor.

Türkiye'deki 10.000 bitki çeşitliliği içindeki Bodrum bir botanikbahçesi… Akdeniz Ülkeleri Akademisi Vakfı 1999'da Bodrum'da800'e yakın bitkiyi tespit ettirmiştir. Bu botanik çeşitlilik Romaİmparatorluğu döneminde Caria bölgesinin herbaryum olarakkullanılmasıyla ilgili gibi gözüküyor. Havasının temizliği ve insanısakinleştiren bol oksijenden dolayı Osmanlı İmparatorluğudöneminde akıl hastaları Bodrum'a gönderilirmiş. Eskinin, deli vesürgün yatağı Bodrum, şimdi de sabahlara kadar deliler gibieğlenilen yer. Bodrum'un bundan kurtulması, normalleşmesigerekiyor, Türkübükü'ndeki tüketim toplumuyla değil, çevremizdeki30 küsür antik kent ve tarihsel zenginlikleriyle vazgeçilmez olmasıgerekiyor Bodrum'un. 50'ye yakın geleneksel zanaatlarını, ustalarınıetnografik olarak doğru sunduğunda yarına bir değer olarak

taşıyabilecek. Yoksa Hipodrom'un kaderi gibi, yandaki dönercidükkanı genişletip Ali Güven'i dükkanını alıp, onu da Dereköy'eyollayabilir. Bodrum Yarımadası sıcak ve kurak geçen yazlarına karşın, kışlarıılıman ve bol yağışla geçiyor, güneş hiç eksik olmaz. Köylüler kış için"40 gün sürer" derler. Köylülerin öngürüsü bu yıl turizmi de maalesef"40 gün etti". Bodrum'da total olarak sürdürülen yönetim zafiyetibölgenin doğal kaynaklarına ve turizmin gelişmesine hızla zararveriyor. Yöneticilerin rant uğruna buna göz yumması da kendilerininve çevresindekilerin rant peşinde çöplenmelerinden. 1924'de ilkiskelesi kurulan, 1927'de ilk uçağın indiği Bodrum'un alt yapısınınşaşırtıcı bir yavaşlıkta yürümesi de "rant mekanı" olmasından. Bizimdeğilse bile, işletmecilerin ve şimdi de hükümetin Bodrum'danvazgeçememesi, bu rant yüzündendir. Bodrum'da gerekli çözümler

Bodrum Bülten,  www.bodrumajans.com.tr sitesinde her ay bir anket düzenliyorve farklı konularda sorular yöneltiyor.

Bu ayki anket sorumuz “Bodrum’u vazgeçilmez yapan?” omuştu.Konu ile ilgili olarak farklı kesimlerden farklı kişilerin düşüncelerini aldık...

Page 13: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

13BODRUMe ntü

olmaktan çıktı. Taş yığını oldu her taraf. Ben doğma büyümeBodrumluyum. 15 yıldır, mavi tur ve günlük tekne turu yapıyorum,daha evvel yat imalatı yapıyordum ama artık cazipliğini yitirdi.Şimdi mimarlar geldi, eskiden biz kendi projemizi çizip yapıyorduk.Tekne inşaat mühendisleri geldi, bizden iyi yapıyorlar, çiziyorlar,projelendirip denize indiriyorlar. Yaşım 60; bir de yaşlılık var artık.Bodrum diye bir şey kalmadı, köy diye bir şey kalmadı, incirağaçlarımız vardı, söktüler mandalina diktiler. Sonra mandalinalarısöktüler, yerine apartmanlar diktiler. Haa, Bodrum vazgeçilmez…Neden? Eğlence merkezi olduğu için vazgeçilmez, turizm bitti,keşke vazgeçilmez olsa ama sadece eğlence sektörü ile turizmolmaz. Bakın eskiden Almanlar, Amerikalılar, zengin turistler geliyor-du, tarihine kültürüne geliyordu. Kaleyi geziyordu, mozoleyigeziyordu. Şimdi bir bakıyorsun, genç grup geliyor, parasız turistgeliyor, discoları geziyor. Ama bu ucuz turist varken o zengin turistde gelmek istemiyor Bodrum'a. Bu imaj meselesi. Ben Bodrum'a okadar turist çektim teknemle ama şimdi bakıyorum, üzülüyorum.Bütün Bodrumlular, sıcakkanlılıkları ile hoş görüleri ile kucak açtılar,duyurttuk, ettik, ağırladık ama…; üzülüyorum açıkçası. Yangınçıkıyor, 3 ay geçmeden yerine evler dikiliyor. Ağaç diksenize. Belliki bilerek yakılıyor. Hep doluyuz da konuşamıyoruz işte…

Ayşin KÖMÜRCÜBodrum Nokta Editörü

“Kala kala Cevat Şakir’in dörtlüğükaldı. Yani Bodrum’a bir kere gelenaklını fikrini Bodrum’da bırakıyor”.

Bu soruyu yüzlerce kez kendime sormuşumdur. Neden Bodrum?Bodrum olmasaydı nerede yaşardım diye. Cevat Şakir'in"Yokuşbaşına Geldiğinde Bodrum'u göreceksin, Sanma ki sengeldiğin gibi gideceksin, senden önceki-lerde böyleydiler,akıllarını Bodrum'da bırakıp gittiler" dizeleri miydi acaba beni etk-ileyen, yoksa Bodrum'un kendine has dokusu, yaşam biçimi,havası, doğası mı bizleri burada vazgeçilmez kılan. Bir kere bukonuyu birkaç farklı noktadan ele almak gerektiği kanaatindeyim.Yaşamın vazgeçilmezleri açısından olayı değerlendirmek çokdoğru bir tespit olacaktır sanırım.

Suyla başlayalım değerlendirmeye; Su yarımada genelinde kıtkanaat bulunduğundan, bir kere Bodrum'da öyle devasaormanlar ve yeşilliklerin yerinde kıraç topraklar bulunuyor. Budemektir ki, Torba-Gündoğan Bölgesi, Bitez-Ortakent bölgesi veYalı-Mumcular gibi sınırlı bir bölge dışında neredeyse ağaçgörmek bile zor. Öyle ise her yıl milyonlarca insanı buraya çekensebep yeşillikler değil. Çünkü yeşil bir doğa isteyenler dahaziyade Gökova'yı tercih edi-yorlar. Hemen burada bir parantezaçarak Mavi Tur'u eklemek gerekiyor. Ancak yine de Mavi Tur anaturizm kalemini oluşturmadığından buraya gelen insanlarınburanın ormanlarını görmeye gelmediklerini hemen söyleyebiliriz.Oysaki Karadeniz'de bu durum, bunun tam tersi; gelen insanlarınneredeyse tamamı ormanları ve doğası için buraları ziyaretediyorlar. Doğa turizmi için vazgeçilmez olan su kaynakları da azolduğuna göre demek ki Bodrum Doğa Turizminden istediği payıalamıyor. Deniz, Güneş ve Kum. İşte yarımadanın en verimli hazinesidiyebileceğimiz velinimetler. Birçok otel, denizin hemen yanıbaşında ve turistler için vazgeçilmez bir statüde. Turistler denizinhemen yanı başına serpiştirilmiş otellerde havuz ve deniz keyfinidoyasıya yaşıyorlar. Özellikle de yılın büyük bir kısmını yağmuraltında geçiren İngiltere başta olmak üzere kuzey Avrupa Ülkelerive Rusya. "Hepsi tamam da her yıl yarımada genelinde binlercekonut yapılıyor ve bu konutlara insanlar yerleşiyor" dediğinizi duyargibi oluyorum. Evet, her yıl binlerce konut yapılıyor ve bukonutlara da insanlar yerleşiyor. Bunlardan birçoğu burayı yazlıkgibi düşünse de önemli bir kısmı da burada daha uzun sürekalmak için yatırım yapıyor. Öyle ise bu insanları buraya çeken

başka bir güç olmalı. Yatırım deseniz hiç zannetmiyorum.Dünyanın birçok bölgesinde daha ucuza yatırım yapmakmümkün. Öyle ise sebep başka olsa gerek.

İnanç turizmi deseniz; tamam elinizi attığınız her yerden tarihfışkırıyor, ancak bu tarihte inanılmaz bir şekilde tahrip ediliyor vepek çok tarihsel kalıntı sergilenemiyor. Öyle ise Bodrum'a insanlarıçeken farklı bir olay var. Dünyanın yedi harikasından biri olanMouseleium deseniz, o artık İngiltere'de British Musseum'da yerinialmış bile. İşte demek ki kala kala Cevat Şakir'in dörtlüğü kaldı. YaniBodrum'a bir kere gelen aklını ve fikrini Bodrum'da bırakıp gidiyor.Sizce de öyle değil mi? Bir düşünün pek çok insan Türkiye'ninbirçok yerinden buraya geliyor, gelen bir daha gidemiyor veburada yerleşiyor. Özellikle sonradan gelerek burayayerleşenlerden Bodrum hakkında en ufak bir kötü sözduyamazsınız. Tek duyulan kötü söz Bodrum'un git gide bazıdeğerlerini yitirdiği serzenişidir. Bodrum'da bir İstanbul gibi git gideplansız yapılaşmaya yelken açmaktadır. Ve bu düşüncelerinde deoldukça haklıdırlar. Peki, ne olacak bu Bodrum'un hali diyenlere son bir söz. Neyapalım buraya bir kere gelen gidemiyor. Nereye kadar derseniz.

Kimbilir.

Özlem TURHANHadigari Night Club Yönetici Asistanı

“Ben şehir hayatından koptuğum için,şehir hayatını sevmediğim için

burdayım.Bodrum’dan kopmak çok zor”.

Bana soracak olursanız, Bodrum'un yapılaşmasından, kendineözgü yapısından dolayı, 2-3 katlı beyaz beyaz evler, daha güzelbir görünüm, daha sıcak bir görünüm ve tabii birinci derece degece hayatı derim. Müşteriler açısından, turistler açısından,konaklayacak kişiler açısından düşünürsek gece hayatı, eğlenceçok önemli bence. Bodrum, bir turizm merkezi, turistinbeklentilerinden biri de zaten gece hayatı ve eğlence dünyası.Benim için ise ben şehir hayatından koptuğum için, şehir hayatınısevmediğim için buradayım. Bodrum'dan kopmak çok zor. Bendoğduğumdan beri gelip gidiyorum, ailemle, temelli yerleşmemizise 1998'e rastlar. Annemin amcaları Bodrumlu, yani babatarafımız, Bodrum ve Datçalı. Sürekli gelip gidiyorduk ve sonundaBodrum'da ev aldık. Halikarnas Balıkçısının dediği gibi gelendönemiyor. Ben şehir hayatından bıktığım için, o trafikten,gürültüden bıktığım için tercih ediyorum Bodrum'u ki, sanırımherkesin de birinci derecede tercihi bu yönde. Şehirler yaşanacakgibi değil. Buraya gelen, önceden yerleşen kesim hep orta yaşkesimdi. Ancak şimdi fark ediyorsunuzdur, artık gelen kesim dahagenç bir kesim. Yaş seviyesi düştü, şimdi gelen insanlar, Bodrum'dapara kazanmanın daha kolay olduğunu düşünüyorlar. Sezonluk biryaşam, yazın çalışalım, kışım kazandığımızla geçinelim. Yaniekonomik sebeplerden dolayı Bodrum'a sezonluk gelip vaz geçe-

meyen insanlar da çok.

Zeynep UZUNCANZeyno's Cafe İşletmecisi

“Özellikle kültürel ve doğal güzellik-ler için gelenler var ama tabi eğlence

için de gelen çok. Gümbet’e gelen özellikle eğlence içingeliyor”

Doğal güzellikleri bir kere önemli benim için, zaten Bodrum'daki iş

Page 14: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

Gazeteci Coşkun Aral,Bodrum’un doğasının, tarihininve turizminin anlatılacağı birbelgesel çekeceğini açıkladı.Coşkun Aral, Bodrum KariaRotary Kulübü’nün 243’ncütoplantısına katıldı. Toplantıyaeşi Müge ve kızı Deniz ile birliktegelen Aral, toplantıda yaptığıkonuşmada, Bodrum’unbelgeselini çekeceğini söyledi. Projeye, Bodrum Kaymakamı AbdullahKalkan’ın da destek verdiğini belirtenAral, “Sayın Kaymakamımız projeyesponsor sağladı. Önümüzdeki Cumagünü çekim ekibimiz gelecek.Belgeselde, Halikarnas ile Zeki Mürenarasındaki dönemi anlatacağız.Umarım Türkiye ve Bodrum için iyi birörnek olur. Halkımızın kendi ülkesinindeğerlerini tanıması lazım” dedi.

Çekilecek belgeselin 6 yada 8bölümden oluşacağını ifade eden Aral,belgeselde, Bodrum’un doğasını,tarihini, turizmini, su altı zenginliklerini vekaliteli eğlence mekanlarınıanlatacaklarını kaydetti. Aral, “Bodrumhak etmediği bir yere getirildi.Bodrum’un yalnızca Türkbükü’ndekişezlonglarla gündeme gelmesi doğrudeğil. Bodrum’da doğa var, tarih var,

termaller var, mavi tur var vehala yaşayan sünger avcılarıvar. Bodrum’da kaliteli eğlencemekanları da var. Bizbelgeselimizde bu konularıişleyeceğiz, Ayrıca bölgededalışlar yaparak Bodrum’un sualtı güzelliklerini ortayaçıkaracağız ” diye konuştu.

Aral, çekecekleri belgeseldeticari bir kaygılarının olmadığını dasöyledi. Aral, dünyadaki belgesel ekip-lerinin büyük bütçelerle çekimleryaptığını, kendilerinin ise düşükbütçelerle çalışmak zorunda olduğunuifade etti. Ülkenin tanıtımı konusundayetersiz kalındığını da vurgulayan Aral,“Turizmciler 5 yıldızlı otellerin peşindeler.Ucuz turist getirtip, dolaptaki suyu biledışarıdan alıyorlar. Ülkemizde tanıtılmasıgereken çok yer var ama, turistlerimanken defilelerine götürüyorlar”şeklinde konuştu. Karia RotaryKulübü’nün 243’ncü toplantısınaGazeteci Coşkun Aral’ın yanı sıraBodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan,Bodrum Karia Rotary Kulübü DönemBaşkanı Galip Gür ve kulüp üyeleri dekatıldı.

Gökmen Yüce

“Bodrum’un yalnızca Türkbükü’ndekişezlonglarla gündeme gelmesi doğru değil.Bodrum’da doğa var, tarih var, termaller var,mavi tur ve hala yaşayan sünger avcıları var.Bodrum’da kaliteli eğlence mekanlarıda var”

Coşkun Aral, Bodrum için 8 bölümlük belgesel çekiyor

hayatına girmeden önce de 10 sene kadar tatile gelip gittim.Havası, doğal güzellikleri, tabi bunun yanı sıra eğlence hayatı, oyaşlarıma göre etkileyiciydi. Bunlardan yola çıkarak İstanbul'danbirkaç iş aldım ve buraya yerleşmeye karar verdim. 1999'dayerleştim, ilk başlarda iş hayatım çok kısır döngüde kaldı. Turizmsektöründe yer aldığım için konumum farklı yerlere getirdi beniaslında. İstanbul'dan kaçarak geldim ama bir iş yapmak amacıylada gelmedim. Ama bizim gibiler, sırf Bodrum'da yaşayabilmek içinbir yandan da iş hayatına atılmak zorunda kalıyor. Şimdi işte birkafem var ve iş çok keyifli gidiyor. Eee tabi şimdi tatilden çok işedönüştü Bodrum benim için, tatilden çok tatilcileri bekler olduk.Kendi sektörüm açısından değerlendirecek olursam, yabancılar;özellikle kültürel ve doğal güzellikleri için gelen var ama tabieğlence için de gelen çok. Gümbet'e gelenler özellikle tamameneğlence için geliyorlar, kum deniz, güneş için geliyorlar amaBodrum ve diğer beldelerde kalanlar sanırım daha çok tatil vedoğasına yani aslında yine deniz kum ve güneşe geliyor. Yerliyebakacak olursak Bodrum denince özellikle de son yıllarda yerlitamamen eğlence için geliyor. Ama ne yazık ki, eski eğlencelerde kalmadı. Bana dönecek olursak, artık sadece iş var… Amatabii ki, bu manzarada, bu doğal güzellikte, bu havada iş yapmakgibisi yok. Her gün dua ediyorum, iyi ki buradayım, iyiBodrum'dayım diyorum. İş kötü gitse bile burada olmaktan keyif

Damla ANTER TİKRİTİBodrum Belediyesi Basın Yayın Halkla İlş. Md.

“Güzellikleriyle aklıma ruhumakazınmış ve gerçekten de ‘geldiğingibi gidemeyeceğin’ Bodrum'u,

bencilce tüketmeden, hırslardan uzak, usulca yaşamayaçalışmak belki de vazgeçilmez olan”.Bodrum'u vazgeçilmez kılan, herkese ve beklentilerine göredeğişen bir durum tabii; her şey için yapılacak "vazgeçilmezlik"tanımlarında olabileceği gibi. Ve aslında benim de tam olaraktanımlayamadığım bir şey. Belki çocukluk anılarımdan, rahmetlibabaannem ve dedemin evinde geçirdiğimiz günlerden kalan biriz. Bazen bir renkle, ya da bir kokuyla canlanan, çok gerilerdengelen bu izin, hernekadar bugünle tam bir kesişimsağlayamamışsa da bir tür uzantısı olan, pek çok duygununtoplamı. Şehirdeki kaybolma, ulaşamama, varamama korkularınabir ilaç belki de? Ya da dingin bir sığınak belki de…Ya da içimize işleyişi çok derinlere, çocukluğun yalın algılamasınadayanan bu sevgiden vazgeçememe hali belki de bu hal. Aslındavazgeçememe, kaybetme korkusunu da beraberindegetirdiğinden aynı zamanda endişe de yaratan bir duygu. Kendiadıma, vazgeçmek yerine bu kente bir şeyler kazandırabilmekinancı ile içten bir tür bağlılık sözü vermişim belki de. Güzellikleriyleaklıma ruhuma kazınmış ve gerçekten de "geldiğin gibigidemeyeceğin" Bodrum'u, bencilce tüketmeden, hırslardan uzak,usulca yaşamaya çalışmak belki de vazgeçilmez olan. İnsanlarınher yere ulaşabilen, yayılabilen, çoğalabilen vahşiliğine rağmen.

14 BODRUMe ntü

NE DEDiLER?

Page 15: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006
Page 16: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

16 BODRUMe ntü

ildiğiniz gibi, belki de bilmiyorolabilirsiniz, yaklaşık yedi yıl kadarönce yitirmiştik Salâh Birsel'i. O sessiz,sakin ve kendi halinde, kimseninetlisine sütlüsüne karışmaz gibi

görünen; fakat şiir dediniz mi içinde fırtınalarkopan ve edebi-yatın çok geniş bir yelpazesinde;hepsi birbirinden güzel ürünler vermiş olan Salâhağabe-yimizi de ebedî aleme yolcu etmiştik.

Cahit Sıtkı Tarancı, o ünlü şiiri "Otuz Beş Yaş"tane diyordu?"… Hayata beraber başladığımız

Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;Gittikçe artıyor yalnızlığımız."

Biz Salâh ağabeyimizle hayata beraberbaşlamamıştık ama, onun hemen birazgerisinden beş-altı yıl arayla geldiğimiz dünyada,bir hayli geç de olsa bir gün yollarımız kesişmişve aramızda kurulan dostluk köprüsününaltından son yirmi beş yılda çok sular akmıştı. Osular yine köprüler altından akmayı sürdürecektiama, Salâh ağabe-yimiz bundan böyle sadecebırakmış olduğu yapıtlarıyla, özellikle de şiirleri,günlükleri ve denemeleriyle anılacaktı.

O her şeyden önce bir şairdi. Edebiyata şiirlebaşlamıştı. Şiirle sürdürdü ve şiirle de kapadıseksen yıl sürmüş bulunan ömrünü. Salâh Birsel1940 kuşağının hem en önde gelen, hem de ençok beğenilen ve okunan şairlerinden biriydi. Şiirden hiçkopmadı. Romanlar, denemeler, günlükler, anı-anlatılar yazdı.Hepsi birbirinden anlamlı hepsi birbirinden güzel… Bunlara çokgüzel çeviriler ekledi. Bütün kitapları bir şiir gibiydi. Çünkü o,gerçek bir şairdi. Aynı zamanda da bir deneme ustası.Düzyazılarını bile şairce yazardı. Onun kendine özgü bir dili,kendine has bir şiir anlayışı, bir edebiyat anlayışı vardı.Sözcüklerle oynamak onun en büyük zevki ve ayrıca ona birbüyük ayrıcalık yaratan uğraştı. Bir bakıma o hiç kimseyi izleme-di, hiç kimse de onu izlemedi. Bunun nedeni, onun yaptığı işin,yani sözcükler yaratma ve onu en uygun biçimde kullanmabecerisinin, göründüğü kadar kolay bir iş olmayışıydı. Onuokurken belki ilk anda biraz şaşırdığınız, biraz bocaladığınız olur-du ama, bir kez onun diline alışınca bir başka tat ve bir başka hazduyardınız onun yazdıklarından. Şiir olsun düzyazı olsun…

Bakınız Salâh Birsel bir şiirin (herhangi bir şiirin) doğuşunu okendine özgü güzelim diliyle nasıl anlatıyor:

"Odada, sokakta, yatakta, kahvede bir şeyler olacakmış, birilerigelecekmiş gibi boyuna beklerim. Şiir, kimi zaman boyunu şipşak gös-terir. Kimi zaman da beni haftalarca, aylarca tetikte tutar. Ama kısazamanda peçesini açan şiire de hemencecik yaklaşmam. Şiirinkıvamına gelmesini gözetlerim. O vakit ben de kıvamımı bulmuşolurum. Ne ki, daha çok iş vardır. Bütün usum, duygum, sinirlerimle oşiirin kendisi olmaya bakarım. Şiirdeki sözcükleri atarak kendi

duygularımı, sinir-lerimi onların yerlerineyerleştiririm. Yemek yer, su içer, yolda yürür, dinlenir,dahası, uyurken -bunda abartma yoktur- hep o şiiriyaşarım. Bundan sonrası kolaydır. Üç-beş günlüksürekli bir çalışmadan sonra şiir gerçek biçimini alır."

Salâh Birsel 1919 yılında Bandırma'da doğmuş.Ortaöğrenimini İzmir Erkek Lisesi'nde,Yükseköğrenimini ise İstanbul ÜniversitesiEdebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ndetamamlamış. Üniversite yıllarında NişantaşıOrtaokulunda Fransızca öğretmenliğine başlamış.Hattâ fakülteyi bitirdikten sonra bir yıl daha buhizmeti sürdürmüş. Uzun yıllar, Ankara'da veİstanbul'da iş müfettişliği, kitaplık müdürlüğüyapmış ve son görevi olan, Ankara ÜniversitesiBasımevi Müdürlüğü'nden emekli olmuş.

Onun ilk şiiri 1937 yılında Gündüz dergisinde yeralmış. Sonraki yıllarda ise o, Seçilmiş Hikâyeler,Sanat ve Edebiyat, Nokta, Yenilik, Varlık, Papirüsve Türk Dili gibi dergilerde şiirleriyle sık sıkgörünmüş. İlk şiir kitabı olan "Dünya İşleri" ise,1946 yılında basılmış. Şiir kitaplarının dışında"Dört Köşeli Üçgen" adını taşıyan bir romanı var.Günlük'leri ve deneme'leri ise onun bıraktığıeserler arasında büyük yer tutuyor.

Buraya Salâh ağabeyin bir küçük şiirini almakistiyorum.

SOĞUKKUYU TRAMVAY CADDESİSokak sende bitsin hayatım / Oğullarım sende doğsun / Sana döneyimkarımla / Pazar günleri sinemadan / … Sende saklı beni büyütenler /Babam annem kız kardeşim / Bana düşünce veren sende / Benim neşemisıkıntımı yapan kız / … Sokak sendeki kız için dövüştüm delikanlılarla/ Sendeki kız için dayak yedim / Sendeki kız için uyandım geceleri /Uykusuz kaldım

Salâh ağabeyin, şiirlerinin dışında, benim en çok ilgimi çeken vebeğeni ile, üstelik birkaç kez okuduğum ve beş kitaptan oluşanyapıtı; kendisinin "Salâh Bey Tarihi" diye adlandırdığı "Anı-Anlatı"dizisidir. Bu dizi bir İstanbul tarihidir aynı zamanda. SalâhBirsel'in büyük bir özenle hazırlamış olduğu dizide yer alankitaplar sırasıyla şöyledir: "Kahveler Kitabı" (1975), "Ah BeyoğluVah Beyoğlu" (1976), "Boğaziçi Şıngır Mıngır" (1980), "SergüzeştiNono Bey ve Elmas Boğaziçi" (1982), "İstanbul-Paris" (1983). SalâhBirsel, "Salâh Bey Tarihi"nde çok eski yıllardan başlayarak;özellikle de Osmanlı İmparatorluğunun son yıllarını ve oyıllardaki İstanbul yaşamını gözler önüne serer. Bu dizide yer alankitapları okurken, günümüzden yüz-yüz elli yıl gerilere gider veo günleri; siz de o günlerde yaşamış, hayatlarını zevk-ü safa ilegeçirmiş bulunan kişilerle mutlu olur, o günlerin çilesini çekmişolanlarla birlikte ise adeta kahrolursunuz. Lâkin, şöyle ya daböyle, Salâh Birsel sizi, yazılarındaki o kendi akıcı ve özgünbiçemi içinde alıp, çoğunlukla bilmediğiniz ama pek ala tahayyüledebileceğiniz yerlere götürecektir.

BÜLENT AKKURT

B

BİR

ZA

MA

NLA

RSalâh Birsel ve Şiir Dünyası

Biz Salâh ağabe-yimizle hayata

beraberbaşlamamıştık

ama, onun hemenbiraz gerisindenbeş-altı yıl araylageldiğimiz dünya-da, bir hayli geçde olsa bir gün

yollarımız kesişmişve aramızda

kurulan dostlukköprüsünün

altından son yirmibeş yılda çok sular

Page 17: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006
Page 18: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

BODRUMe ntü

YENiLENENLER

YENiLER

YENiLiKLER

BODRUM İÇİN İKİYENİ AYLIK DERGİ

(b-fit)SAĞLIK MERKEZİOASİS’DE

merika’dan sonrasadece bize özelyeniliklerle Türkiye’de

ilk kez sloganı ile yeni sağlıkve spor merkezini açanGökçe Nur Akgiray, Deniz Doğanlar, Şebnem Sibel Demiröz ve Kadriye Gürsoyhanımlara şimdi değilse ne zaman diye soruyorlar.b-fit Sağlık ve spor merkezi hakkında bilgi veren Gökçe Nur Akgiray “ b-fit Amerika’dageliştirilmiş kendi gücünüz kadar itme ve çekme kuvvetiyle hareket eden fitnessmakinalarıyla toplu halde yapılan özel bir spor programıdır. Sonuç alabilmek içinhaftada en az üç gün 30 dakika ayırmak gerekir. Bireysel çalışılabildiği gibi grupçalışması desteği, teşviği ve motivasyonu arttırmaktadır.

Öncelikle küçük alanlarda çalıştığımız için önce bayanlar diyerek ilk b-fitleribayanlara armağan etmeye karar verdik. Aletler görsellikten çok işlevselliği ile öneçıktığı ve sadece b-fit salonları için üretildiği ve aracısız ithal edildiği için spor ve sağlıkmerkezimizde aylık 35 YTL ücret yıllık abonelik halinde uygulanmaktadır”demektedir.

Dilek CEBECİ

RESTAURANTCAFE & BAR

İSKELEMEYDANI

odrum’unkültürel,sanatsal ve

siyasi yaşamına tarafsızbir bakış açısı getirmeyihedefleyen “İskeleMeydanı” dergisi yayınhayatına başladı.Bodrum Merkez MedyaOrganizasyon

tarafından çıkarılan dergi yine aynıkurumun gerçekleştirdiği UluslararasıBodrum Film Festivali ve Bodrum ZanaatFestivali’nin kitapçığı olarak yayınhayatına başlamış ve ilk 2 sayısı süreklilikplanlanmadan yayınlanmıştı.

İskele Meydanı, D&R Bodrum, İmgeKitapevi Oasis, Paşalı Petrol, BodrumBelediye Meydanı Cingöz Köşk GazeteBayii, Ortakent Ozan Market ve belde-lerdeki önemli gazete bayilerinde veBodrum Merkez Medya’nın Eski HükümetSok. No. 15/2 Bodrum adresinde satışasunuldu.

BODRUM‘DA

odrum içinyayınlananikinci dergi,BHA Medya

Grubu’nun“Bodrum’da” adlı aylıkyaşam dergisi.Yoğun olarakBodrum’dan haberlerinyer aldığı derginin

sahibi Mavi Bodrum Yayıncılık veReklamcılık LTD. adına Yusuf Alp Arbak,Yayın Koordinatörü Seda Kılınçel.Bodrum Bülten adına her iki dergiyedeBodrum yayıncılık hayatına hoş geldindiyor, uzun soluklu olmalarını diliyoruz.

B

B

A

18

DANS AKADEMY BODRUM’DA...

Aytunç Bentürk Dans Akademy, Bodrum’da Salsa, Rueda, Merengue, Bachata, Cha-Cha, Tango, Oryantal, Hip-Hop, Sirtaki, Yogo kurslarına başlıyor.3-4 Kasım’da Show Party ile başlayacak organizasyon her Cuma latin dars kursu veparty, her Cumartesi diğer dans kurları ile sürdürülecek. Ayrıca her ayın ilk Cuma günüShow Party. Her ayın ilk Cumartesi günü Work Shops.Hotel Karia Princess’de gerçekleştirilecek olan kurslar için başvuru telefonları: 0.532. 65779 68 - 0.505. 818 25 83 - 0.252. 313 93 89. e-mail: [email protected]

Page 19: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

19BODRUMe ntü

Artık biz Egeliler de Karadeniz'in eşsiz mutfağındaki lezzetlere kavuşduk.Hem de Karadeniz Mutfağı'nın gerçek Ustalarının elinden.

Karadeniz’den esen rüzgar

ürk Mutfağı Dünya'nın en zenginmutfaklarından biridir. Her yöreninfarklı güzellikte, lezzette sofrası

vardır. Her yörenin tadı o yöreninhavasından,insanındanipuçları taşır.Karadeniz Sofrasıda Türkiye'nin enrenklisofralarındanbiridir, kendineözgü, farklıgüzelliktetatları vardır.

Oasis'te açılanTaka KaradenizLezzet Sofrası,Karadeniz yöre-mizin meşhurtatlarıyla sizleri tanıştırmak için Bodrum'ageldi. Mıhlamadan Mısır Ekmeği'ne, KaraLahana Dolması'ndan meşhur GörelePidesi'ne, bir Dünya lezzeti olanAkçaabat Köftesi'nden birbirinden değişikve lezzetli Hamsili yemeklere... daha birçok çeşit, Karadeniz'e gidip de tatmak

isteyeceğiniz bütün lezzetler artıkBodrum'da hemen bir kaç adımötenizde.

Taka KaradenizLezzet Sofrası'nagittiğiniz-deyemeklerinindışında, dekoras-yonu da sizeKaradeniz'deolduğunuzu hisset-tirecek. Oralaraözgü kilimler,fotoğraflar veaksesuarlarlasüslenmişRestaurant'ınatmosferi de siziBodrum'unsıcağında bir

Karadeniz esintisi vererek serinletecek.

Ülkemizin en leziz tatlarından KaradenizSofrası'yla tanışmak ya da zaten bildiğinizbu lezzeti yeniden tatmak istiyorsanız TakaKaradeniz Lezzet Sofrası muhteşem tatlarıile sizleri Oasis Taş Avlu'da bekliyor.

T

Page 20: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

SATRANÇsöyleşi: ESRA EROL

turnuvalarda görevler almaktayım. Temmuz2006 yılında ise Ulusal Hakem sınavındabaşarılı oldum. 2002 yılında Türkiye SatrançFederasyonun Bodrum Temsilciliği görevinigönüllü olarak üzerime alarak halen bu göre-vimi sürdürmekteyim.

Bodrum’dan destek bulabiliyormusunuz?Bodrum'da satranca en büyük desteğiÇağdaş Yaşamı Destekleme Derneği veBodrum Belediyesi sağladı. Bodrum'dagerçekleştirdiğim tüm etkinliklerde bizlerdenyardımlarını esirgemediler. Satranç severlerinbir araya gelebilmeleri için, "ÇYDD EtütOdası"nda hafta sonu etkinlikleri yapmamızısağladılar. Bodrum Belediyesi adınagerçekleştirdiğimiz turnuvalar ise bu sporunyarımadaya yayılmasını sağladı. BodrumBelediyesi Halkla ilişkiler departmanıçalışanlarının duyarlılığı bir çok bürokratikengeli aşmamızı sağladı.

Bodrum’da satrançla ilgili gelişmeler neler?2003 yılından sonra Muğla merkezde,ilçelerden gelen sporculara sınırlamagelmesi, merkezde yapılan il seçmeleriniteliğindeki yarışmalara sadece ilçe seçmeturnuvasında ilk üçe giren sporcuların yadaUKD'si (ulusal kuvvet puanı) olan sporcularınalınması, Bodrum'dan bu turnuvalarakatılmak isteyen sporcularımızı engelledi.2004 yılı itibari Bodrum'daki tümturnuvalarımızı resmi turnuvalar olarak düzen-ledik. Bunun sebebi ise sporcuların UKDpuanının çıkmasını sağlamaktı. İlçeTemsilciliği tarafından Türkiye Satranç

Federasyonu Lisansı çıkartılan 167sporcudan 103' ünün katıldıkları turnuvalarsonucunda Nisan 2006'da Ulusal KuvvetPuanları çıktı. 2007 yılı il seçmesi niteliğindekiturnuvalara Bodrum'dan artık 103 sporcuistedikleri takdirde katılabilecek olmasısanırım en sevindirici gelişme oldu.

2003 yılında Bodrum Belediyespor KulübüSatranç takımı kaptanı olarak, satrançtakımımızı Antalya'da yapılan Türkiye KulüplerŞampiyonasına ödenek ve sporcuyetersizliğinden götüremedim. 2004 yılındaise takımızın sponsoru olarak sporcularımızıulaşımlarını kendi aracım ile sağladım.Çalıştırdığım öğrencilerimin de takımakatkıları ile Muğla üçüncüsü olduk. 2005yılında ise Bodrum Belediyesi BodrumsporKulübü olarak genç sporcularımız Can ERTAN(16 Yaş Grubu 2005 Yılı Türkiye İkincisi, 2006yılı Türkiye üçüncüsü) Demre KERİGAN (2006Muğla Büyükler ikincisi - Muğla 14 Yaş GrubuMuğla Birincisi), Sevim ISPARTA' nın (14 YaşBayan 2004-2005-2006 Muğla Birincisi)takıma katkıları ile Muğla Birincisi olduk.Konya'da yapılan Türkiye Süper ligineyükselme maçlarında illerinde ilk sırayı olan50 kulüp içerisinde Türkiye 12 ncisi olduk.2006 yılında ise Muğla merkez il/yöreyarışmalarının yapılmaması nedeni iletakımımız Aydın İl/Yöre yarışmalarına katılmışve Aydın İl İkincisi olmuştur.

Bodrum’da satrançla ilgili ne tür faaliyetler yürüt-mektesiniz?Bodrum'da amatör gönüllükle

Satrançla nasıl tanıştınız?Satranç yaşamımı özetlemem gerekirse;Satrancı 7 yaşında annemden öğrendim.Ortaokulda okul birincisi olduğumda kim-seye yenilmeyeceğimi sanıyordum. 1986yılında Nevzat Süer' i anma turnuvasınakatılmak için Ankara Satranç Derneğinegittiğimde, satranca daha yeni başladığımıanladım. 1987-1991 yılları arasında MilliEğitim ve GSGM turnuvalarında 2 Ankarabirinciliği ve ikinciliği, Türkiye Milli Eğitimturnuvasında Türkiye üçüncülüğü, GSGM 18-24 yaş grubunda Türkiye ikinciliği vedördüncülüğünün yanı sıra çeşitli mahalli tur-nuvalarda (Ankara/Çankaya-1988, AnkaraBüyükşehir Belediyesi-1991) derecelerimmevcuttur. 1987 ve 1991 yılları arasındakendi kategorimde Türkiye'deki ulusaldüzeydeki katıldım tüm turnuvalarda ilk oniçerisinde kendime yer buldum. Çeşitlidereceler aldım. 1992 yılında satranca araverdim. 2001 yılında sihirli "tiktak" lar yenidenhayatıma girdi. 2002 yılında Ankara'daSatranç Antrenörlüğü belgesini aldım.Bodrum'a yerleştiğimde tekrar satrancabaşlayalı henüz 1 yıl olmuştu. 2002 yılındaBodrum'da düzenlenen mahalli turnuvada"Bodrum Şampiyonu" oldum. 2003 YılındaMuğla il ikincisi olduğumda, Muğla ilindeTurnuva Organizasyon ve Hakemlikgörevlerini gerçekleştirme zorunluluğumdandolayı, aktif satranç sporculuğuna aravermek durumunda kaldım. Ancak yazışmalısatranç ka-tegorisinde ICCF'de Şampiyonlarligi ve Ulusal takımımızda mücadele etmek-teyim. Satranç Hakemi olarak halen Ulusal

AtillaGürmen,Bodrum’dayaşayan birsatrançgönüllüsü“Çok yönlüyapımınyaşantıma

etkisi ile farklı branşlar gelişenhobilerim oldu” diyor ve ekliyor.“Fotoğrafçılık, binicilik, sualtısporları hakemliği veantrenörlüğü, eğitmenbalıkadamlığın yanı sıra sualtıhokeyinden milli sporcu oldum”.

Atilla Gürmen’le Bodrum’dasatrancı konuştuk.

Bodrum’da bir satranç gönüllüsü

Atilla Gürmen

20 BODRUMe ntü

Page 21: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

Umurca İlköğretim okulunda bir satrançsınıfının oluşturulması, 2004 Yılında HalkEğitim Merkezinde Satranç Dersliğininoluşturulması ve faaliyete geçirilmesi, 2004Yılında İlçe Halk Kütüphanesinde satrançdersleri verilmesi ve sorunlu çocuklara yönelikDüşünsel aktiviteler ve satranç dersleri ve-rilmesi. (Bu çalışmalarda branşlarında uzmanÇYDD üyelerinden profesyonel yardımalınmıştır.) 2005 yılında Merkez Turgutreisİlköğretim okulunda satranç dersleri verilme-si. Bodrum Belediyesi bünyesinde bir satrançtakımı kurulması faaliyete geçirilmesi. TürkiyeSatranç Federasyonu Bodrum İlçeTemsilciliği görevini Federasyon ve MuğlaValiliği onayı ile tarafımdan sürdürülmektedir.Yarımada Gazetesinde "Satranç Köşesi"oluşturulmuş ve devamlığı sağlanmıştır.

2006 Yılı Nisan ayında Bodrum İlçeTemsilciliği olarak başlattığım "ChesscityBodrum", ("10 yıl sonra her köşesinde satrançoynanan bir Bodrum", "Türkiye'nin satrançmerkezi Bodrum") projesinin ilk ayağı olan"Okul öğretmenlerimizin satranç sporunakazandırılarak, okullarında satranç dersiverebilmelerinin sağlanması" na BodrumHabitat Grubu Eylül ayında sponsor olmayıkabul ederek, 30 öğretmenin Antrenörlük kursbedeli 2100 YTL'yi Türkiye SatrançFederasyonunun hesabına yatırmışlardır. 16-20 Ekim 2006 tarihlerinde Bodrum MarmaraKoleji'ne İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü kanalı ileisteyen öğretmenlerimiz bu kursa katılarakihtiyaç duydukları "1.Kademe YardımcıAntrenör Belgesi"ni alabilecek ve okullarındaresmi satranç öğretmeni olarak ders vere-bileceklerdir. Bu projenin ikinci ayağı olan,okullarında ders vermek isteyenöğretmenlerin eğitim ihtiyaçlarının (Satrançtakımları ve gösterim panosu) karşılanması,Yarımada da bulunan okulların satrançeğitim araç ve gereçlerinin sağlanması içinhayırsever işadamlarımızın yardımlarınaihtiyaç duyulacaktır.

Sporcu sayımız ve başarılarımız göz önünealındığında, Türkiye de kalıcı mekansorununu çözemeden bu başarılarayaklaşabilmiş başka bir yerleşim yeribulunmamaktadır. İl faaliyet planında yeralan turnuvalarımızı gerçekleştirebileceğimizgeçici bir mekan ararken, Bodrum MarmaraKoleji Müdürü Sayın, Ömer ÇEKMECELİGİLduyarlılık göstererek, aylık ve hafta sonuturnuvalarımız için "Bodrum MarmaraKoleji'nin kapılarını Bodrum'lu satrançseverlere açmıştır.

DUYURUB.B.Bodrumspor Kulübü 1. nci CumhuriyetKupası Satranç Turnuvası 26-27-28 Ekim2006 tarihlerinde, Küçükler, Yıldızlar, Gençlerve Büyüklen kategorilerinde BodrumBelediyesi Yelken Kulübü'nde yapılacaktır.Turnuva kayıtları için saat 18:00 - 20:00arasında 0252 317 15 00 numaralı telefonuarayabilir [email protected] 'a E-postagönderebilirsiniz.

Satrancın TarihçesiSatrancın, zamanımızdan en az 4000 yıl önce Mısır'da oynandığına dair bulgularpiramitlerdeki kabartmalarda bulunmaktadır. Yine Çin'de, Mezopotamya'da veAnadolu'da oynanmaktaydı. Oyunun bugünkü adını alması, MS 3. - 4. yüzyıllardaHindistan'da, oyuna ÇATURANGA denmesi ile başlar. Satranç ile ilgili ilk yazılı belgelerHindistan'dan kalmadır. Daha sonra satranç İran'a, onlardan Araplara, Endülüslülersayesinde de İspanya üzerinden Avrupa'ya yayılmıştır. Arap ve Avrupa el yazması ki-taplardan sonra, İspanyol Lucena'nın ilk basılı satranç kitabında (1497) satrancın ozamanki yeni kuralları açıklandı. O zamandan bugüne kadar, satranç oyunununkuralları değişmeden gelmiştir. İspanya'dan sonra, İtalya, Fransa, Almanya, AmerikaBirleşik Devletleri ve Rusya'da satranç hızla yaygınlaştı. 15. yüzyılda İspanyol Lucena,17. yüzyılda İspanyol El Greco, 18. yüzyılda Fransız Philidor'un satranç kitapları vardır.19. yüzyıl sonlarında satrancın büyük yıldızları belirdi: Anderssen, Morphy, Rubinsteinve Steinitz. 1850'lerden başlayarak, güçlü oyuncuların katıldığı turnuvalar yapıldı.Sonunda, 1886'da o zamanın en kuvvetli iki satranç oyuncusu arasında, ilk dünyasatranç şampiyonluk karşılaşması oynandı: Steinitz ve Zukertort. Steinitz bu maçı, 10galibiyet, 5 beraberlik ve 5 yenilgi (+10 -5 =5) alarak kazandı.

Satrancın Yararları

Kötü alışkanlıklar edinilmesine engel olur. Planlı hareket etmenin önemini ve gerekliliğini kavratır. Süratli, doğru ve çabuk düşünebilmeye yardımcı olur, olaylara doğru yorumlarlayaklaşabilme yeteneklerini geliştirir. Kişiliği ve karekteri olumlu yönde etkiler ve geliştirir. "Kendine güven" duygusu aşılar ve bunu geliştirir. Kendi güç ve yeteneklerini daha iyi tanıyarak, bireysel güç ve yetenekleri açığaçıkarmaya ve bireysel doğru kararlar alabilmeye yardımcı olur. Dikkatini tek konu üzerinde yoğunlaştırabilme alışkanlığı kazandırır. Diğer ders konularının daha iyi anlaşılıp kavramasına yardımcı olur. Bilimselliği önplana alarak araştırmalar yapmaya yönlendirir. Konulara karşı şüpheci yaklaşımı benimsetir, onları ezberci zihniyetten arındırır. Kişileri düşünen, araştıran, yargılayan varlıklar haline getirir ve yaratıcılıklarındaözgür bırakan bir ortam hazırlar. Başarıya ancak ve ancak sistemli ve disiplinli bir çalışmayla varılabileceğinigösterir. Mücadeleci bir ruh yapısına sahip olmanın gerekliliğini benimsetir. Başarısızlıklar karşısında yılmamayı, başarı için daha da çok çalışmanın gerekliolduğunu öğretir. Başarılardan büyük hazlar duyarak daha da başarılı olmaya yönlendirir. Yepyeni hedefler göstererek bu yeni hedefler doğrultusunda motivasyon sağlar. Kişilerin olumsuz bir yönünü, eksikliğini, veya bir davranış bozukluğunu hızlıcaortaya çıkarır. Kurallara uymayı, dostça oynamayı, kaybetmeyi kabullenmeyi, kazananıkutlamayı öğretir. Yakın dostluklar kurup daha çok sosyalleşmeye ve sosyal yaşamınınzenginleşmesine yardımcı olur. Satrancın yararlarını gösteren bütün bu maddeler, Milli Eğitimin de temelamaçlarındandır, Türk Milli Eğitimi’nin öğrenciler tarafından kazanılmasını istediğitemel davranışlardır. Bu kadar pozitif etkisi olan bir araç kesinlikle bir 'EĞİTİMARACI'dır. Yeryüzünde başka hiçbir araç, bu kadar olumlu davranışların hepsini bir-den bireylere kazandıramaz!

Öyleyse, çocuklarımızın olabildiğince küçük yaştan başlayarak 'Kişilik gelişimindesatrancın pozitif etkilerinden yararlanma’ amaçlanmalı, çocuklarımızın olumludavranışlar sergilemelerini sağlamaya çalışmalı bu amaç bir 'görev' olarak benim-senmelidir. Kaynak. Türkiye Satranç Federasyonu

Bodrum'da satranç ile ilgili duyurular http://www.blogcu.com/bodrumsatranc/sayfasından gerçekleştirilmektedir. www.bodrumsatranc.com sitesi yapım

aşamasındadır. Bilgi almak isteyen satranç severlerimiz Türkiye SatrançFederasyonu Bodrum Temsilcisi Atilla Gürmen' e

[email protected]'dan ulaşabilirler. (Muğla İl Temsilciliğininduyurularıda www.satranc.web.tr/mugla adresinden yapılmaktadır.)

Page 22: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

22 BODRUMe ntü

BODRUM TUTKUNLARI

söyleşi / fotoğraf: YİĞİT UYGUR

Bodrum'da  yerleştiğiniz  tarih  olan  1989'dan  buyana  bir  değişim  var  mı?  Varsa  memnunmusunuz, yoksa bu sizin için dezavantaj mı?Çok hızlı bir değişim var. Değişimler gayetnormal ama değişimler kötü oluyorsa ve iyiolan şeyler yok edilmeye çalışılıyorsa üzülü-yorum tabii ki. Onun için de elimden negeliyorsa yapmaya çalışıyorum, bunlarbozulmasın diye ama sanki İstanbul'dakidepremden sonra çok daha hızlandı budeğişim, çünkü burası daha hızlı bir şekildeyerleşim bölgesine dönüştürüldü. Hiçbir şe-kilde alt yapı düşünülmeden doğadüşünülmeden bundan sonraki, en az 10 yılbile düşünülmeden sürekli her şey harcanı-yor ve yok ediliyor diye görüyorum açıkçası.

Bodrum'da  sevdiğiniz  neler  var?  Bodrum'u  siziniçin  özel  yapan  nedir?  Bir  gün  İstanbul'a  tekrardönmeyi düşünür müsünüz?İstanbul'a dönmeyi denedim mesleğimnedeni ile. Orada her şey daha kolay olurdiye düşündüm. Malzeme bile burada yeniyeni bulabilmeye başladık. Resim satmak vs.çevre, resimle ilgili merkezler de İstanbul'daolduğu için düşündüm kalmayı ama imdatdiyerek geri döndüm açıkçası. Tabi kiBodrum'da en çok sevdiğim şey doğallığı.Ege'nin karakteri. Ege'nin karakteri derkenburada ki rahatlık bu ılıman iklimdekiyumuşaklık, sıcaklık insanlarda da var ve buatmosferi seviyorum ama tabi ki öteki yüzünede bakınca o yüzünü yaşamamayaçalışıyorum. Magazinel, işte ne bileyimpaparazzi mi diyeyim, o yüzünü hiçyaşamamaya çalışıyorum. Bodrum'dasevdiğim, müstakil bir yer, evde oturmak,hayvanlarımla olabilmek, her şeyden evvelburadaki ot kültürü tabi ki. Burada vahşi

Somnur  Hanım,  Amerika'da  açtığınız  sergininolumlu yansımaları Türkiye'ye kadar ulaştı. Ancakondan önce bize kendinizi tanıtır mısınız?82-87 yılları arasında Mimar Sinan Üniversite-si Resim Bölümü'nde okudum, Dinçer ErimezAtölyesi'nde ama benim annem babam daaynı okuldan olduğu için resimle ilgiliyim.Daha doğrusu görsel sanatların birçok dalıylailgiliydim de resmin temel olduğunugördüğüm için resim bölümünü seçtim vegirdim, kazandım, okudum. Sonra tiyatrodekoru yapmaya başladım. Metin Deniz'leçalıştım. Metin Deniz, o zaman iyi tiyatrodekoratörlerinden biriydi. 87-96 yıllarıarasında yoğun çalıştım; ikinci bir okul gibioldu. Heykel öğrendim, dekor öğrendim.Sinemada da çalışmaya başladım.Sinemada sanat yönetmenliğine kadarçalıştım. Ondan sonra resme konsantreoldum çünkü hepsini bir arada yapmakmümkün değil, yani birini yaparken öbürünübırakmak zorunda kalıyorsunuz. 99'danitibaren de tamamen resimle ilgiliçalışıyorum ama aynı zamanda da art terapikursu veriyorum. Art terapi de Türkiye'de azbilinen bir konu ama bunu da sanatçılarınverdiği, yaptığı bir kurs diyebilirim bütündünyada.

Bodrum'a  nasıl  ne  zaman  geldiniz?  Nasıl  kararverdiniz Bodrumlu olmaya?89'da geldim Bodrum'a. Gelmemin enbüyük sebebi iki yaka arasındaki trafik. Çünküokula gitmem bir buçuk saat, dönmem birbuçuk saatimi alıyordu. Yani 3 saati falanyollarda harcıyordum. İşte trafik, o stres veinsanların öfkeli hali beni daha yalın, dahadoğal bir yere itti ve öyle geldim Bodrum'a.

Bodrum'da yaşayan Ressam Somnur,"Barışın Renkleri" (Colors of Peace)adını taşıyan, 12. kişisel resim sergisiniNew York'ta The Marmara ManhattanHotel' de açtı. 14 Eylül- 03 Kasım 2006tarihleri arasında gezilebilecek olansergide; Ressam Somnur, doğanınrenkleri ile dans edercesine yarattığı260 resmini sanatseverlerin ilgisinesundu ve New York gibi sanatın önemlibir merkezinde Bodrum'u temsil etti.Bodrum gibi küçük ama özel birkasabada yaşayan, Somnur da  "BarışınRenkleri" ile hayatın özünün Doğa ileBarış'ta, mutluluğun da küçük şeylerdeolduğunu anlatıyor.Somnur'u atölyesinde bulduk ve bizesanat yaşamını, resme bakış açısını,New York sergisini ve kendipenceresinden Bodrum'a bakışını

SomnurSomnurBARIŞIN RENKLERiNi New York’a TAŞIDI

Page 23: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

taşıdı. "Bütün insanlar sanatçıdır" dedi,"Herkes her türlü malzeme ile kendiyaratıcılığını kullanarak bir imaj yaratabilir birimge oluşturabilir bir gönderme bir sözsöyleyebilir" dedi. Çağdaş sanatlarkavramsalın üzerine oturuyor biliyorsun. AmaNewyork'a gidip baktığında bir şeygörüyorsun ki o, burada da zamanındaBoddler söylemiş çok eski bir lafı doğalolarak Boddler'in "Eğer modernizmin varsamoda da var" diyor. Evet eğer bir şeyi postmodern olarak görüyorsan moda da var.Dolayısıyla bir şeye gidip bakıyorsun trent var.Bir şeyin trendi var. Bu seneki trendi yanibenim gittiğim zamanda Damien Herstvardı. Damien Herst'ü belki İstanbulBienalinden hatırlarsınız. Bu adam ineklerikesmişti ve büyük kutulara koymuştu.Damien Herst'ün bu sergisi bütün dünyayıgezdi sonra. Onun hazırlık aşamalarınındesen sergisi de vardı ve gittim ben. Buparçalanmışlığı sevmiyorum açıkçası. Gidipizlemiyorum da bu tarz şeyleri çok fazla.Ama tabii bu hazırlık aşama sergisini gideyimgöreyim bakalım neymiş diye özel birgalerideydi. Apartmandan giri-yorsun.Asansöre giriyorsun, apartmanın özel bir

bölümün ve iki katın içerisinde adamınsadece defter sayfalarına yapmış olduğudesen çalışmaları aşama aşama iki camarasına koyarak sergileniyor. Bence esassergi, bu sergiyi 6 tane silahlı korumanınkoruyor olmasıydı. Hatta şüphelendim.Acaba dedim "Böyle bir espri mi var". Yanikavramsal bir şey mi var. performans mı varburada. Değilmiş. Yani sonuçta her şey bunoktaya getiriliyor. Bu bir spekülasyonaçıkçası. Her zaman her yerde böyle.

New York'ta satış oldu mu?Oldu oldu ama çok değil.

Sizin  sanata  bakış  açın  nedir?  Herhangi  birekolün  içinde  misiniz?  Etkilendiğiniz  bir  dönemvar mı resimde?Benim için sanat gene tabi ki bir kavramüzerine oturduğu zaman oluşuyor. Bir söz, bir

otların yenmesi, buraya ait en güzel kültür vesanıyorum ki bu kültür de hızla tükenip yokoluyor. Bir kuşak sonra acaba herkes unuturmu veya bu arazilerin üstleri evlerlekaplandıkça bu otlar bitmez, çıkmaz mı diyekorkuyorum.

Art terapi uyguluyorsunuz. Bunu biraz açalım mı?Art terapi kursunda sanatçılar kendilerioluşturuyorlar kurslarını genellikle. İnsanlarınyaratıcılıklarını ortaya çıkartan, yaratıcılığınortaya çıkması ile insanlar kendi hayatlarınıda yaratıp yönlendirebileceklerini görüyorlarki, bu kurstaki temel amaçlardan birisi bu.Ama aynı zamanda da yaratıcılıklarını ortayaçıkartırlarken kendilerindeki bazı şeylerletanışıyorlar. Biz bu kursta resim yapıyoruz, üçboyutlu şeyler de yapıyoruz, kolaj yapıyoruz,renklerle ilgileniyoruz, renklerle terapi renklerininsanlar üzerindeki etkileri bu yani her renginbir frekansı var bu frekansın titreşimleriüzerindeki etkileri bütün bunları öğreniyoruz.Aynı zamanda da kısa bir yoga ve meditas-yon yapıyoruz bütünleşmeyi sağlayabilmekiçin. Yani bu kurs meditatif bir kurs diyebilirim.Rahatlamak, güzel sanatlar, görsel sanatlaralanına geçip orada bir şeyler yapabilmek.

Bu güne kadar birçok serginiz oldu. Son olarak daNew  York'ta  bir  sergi  açtınız.  Biraz  New  Yorkserginden  bahsedelim  mi?  Nasıl  gelişti,  neredeaçıldı, kimler destek oldu, ilgi nasıldı?The Marmara otel zincirinin Manhattan'daki,The Marmara otelinin içerisindeki galeridesergi açmam teklif edildi bir yıla yakın birzaman önce. Tabii ki insan düşünüyor nasılyapabilir neler yapabilir ve New York oldukçauzak bir yer buraya ama bir sanatçının sergiaçması önemli olduğu söyleniyor. Şu açıdansöyleniyor ki, merkezler sanatçı için önemli.Oraya gidip orada var olmak, orada birşeyler yapıyor olmak diğer sanatçılara vediğer etkinliklere yaklaşmak önemli. Ben debu sebepten sevinerek bu işi yaptım. Sergi 3Kasım'a kadar açık. Açılışta genelde Türklerde, yabancılar da vardı. Burası galerinin içinegiren bir galeri yani galeri yalnızManhattan'da galeriler bir bölgede veinsanlar çıkınca bütün galerileri arka arkayagezi-yorlar ve sonra başka bir yere gidiyorlar.Benim sergi açtığım galeri biraz yukarıda vebu merkeze biraz uzak olduğu için biz bugaleriye gidelim diyerek kolaycagidilebilecek bir yerde değil ama onarağmen bayağı bir ilgi gördü. Türkkonsolosluğu ilgi gösterdi. Bütün Amerika'dakiTürk basınında yer aldı. New York'takiAmerikan basının da yer aldı bu sergi bir debu kadar çok renkli ve renkçi yani New York'abir orman götürmüş gibi oldum ben. Bu dailgi çekti tabii yani ilgi vardı.

Sanat  camiasında  şöyle  konuşuluyor,  Amerika'daözellikle  sanatçılar  artık  pek  bir  şey  üretemiyorözellikle resim alanında, yani bir sergide bir çokgaleride  çiçek  böcek  resimlerinden    sergileraçılıyor.  Sizin  resminiz  onların  önüne  geçti  miyada bu doğru mu?New York bir merkez. Büyük bir merkez. Bu çokderin bir konu. Açıkçası çağdaş sanatlarbütün bu görkemleştirilmiş, yüksekleştirilmiş,yüksek sanatı reddetti ve sanatı sokağa

dil, yani yazı yazmak yerine ben resmi, bo-yaları, fırçaları bir araç olarak kullanıyorum.Ama onu doğru olarak kullanmak için epeybir zaman geçiyor, hatta bir ömür boyusürüyor. Ama New York'ta açtığım sergidetamlık duygusunu yaşadım. "Hah tamamtam bu sergi". Burada bu sözü tam yerindesöyleyebiliyorum duygusu yaşadım açıkçası.Aslında naif bir şeydi New York'taki diğersergilere göre. Ben 260 tane küçük soyutresim çalıştım. Bunlar renk terapisi gibiydi. 4tane de büyük panoya, çevremizde yetişenbitkileri çalıştım ama sembolik olarak, sanırım14 tane kadar bitki var. Yanlarına da tek birkelime ile hem İngilizce, hem Türkçe olarakbu bitkilerin isimlerini ve duygularını yazdım.

İnsanların, dünyanın gidişatı, New York gibi biryerde, yani ancak doğaya dönmek, doğaile bütünleştikleri zaman, insanlar barışlabirlikte olabilir diye düşündüm. Yani dahaçekirdekte iki kişi, iki arkadaş bile anlaşamı-yor sonra savaşlar bitsin diye ortaya çıkıyoruz.Onun için en doğru şeyin doğaya dönmek,çok eski bilgilere dönmek olduğunudüşündüğüm için bu şekilde yansıttım.Resimlerimi daha sonra oranın küratörüDişan Uğurlu ile birlikte dizdik. Nasıl dizdiksöyleyeyim. 260 tane resim; zaten sığmadıgaleriye, bunları dikey ve yatay olarak ayırdık.Hepsinden 40'lı, 30'lu ve 25'li, ne bileyimgruplar oluşturduk ve galerinin uygunbölgelerine yerleştirdik. Böylece bunlardanbirer tane büyük resim yaptık. Sonra dabunları bulmaca gibi ayırdık kağıtta a, b, c,d; 1,2,3,4,5,6, diye ve sonra yazdık altına."Biz sizin için bir kompozisyon yaptık bu resim-lerden ama siz özgürsünüz dilediğinizi alıp sizyerleştirebilirsiniz ve dilediğiniz resmi siz kendi-niz yaratabilirsiniz" ve dolayısıyla sergi bu şe-kilde de yaşamaya devam ediyor. Yanigelen kişi aldığı resmin istediği yerini değişti-rerek kendi kompozisyonunu yaratabiliyor.Ayrıca artık çağdaş sanatlarda özgürüz.Daha doğrusu ben bu kuralları dasevmiyorum. Aynı serginin içerisinde hemsoyut hem de gerçekçi resim anlayışı birarada sergilenmiş oldu.

Peki başka proje var mı New York'tan sonra?Var evet, şu anda hemen onahazırlanıyorum. 29 Ekim'de İstanbul'da büyükbir çağdaş sanat etkinliği yapılacak temasıCumhuriyet. Onun için Haydarpaşa Garında,benden bir yerleştirme (enstalasyon) istedileronu hazırlıyorum şu anda. Benim konumkadınlıkla ilgili tabi ki. Çünkü cumhuriyet poli-tik siyasal bir konu ve cumhuriyetlerinarkasında da her zaman savaşlar veözgürleşme duygusu var biliyorsun. Buradane kadar tartışmaya açık olsa da kadınınözgürleşmesi var. Bunu imajlarla yansıtmayaçalışacağım.

Bu  sayfamızın  konu  başlığı  "Bodrum  Tutkunları"ve sayfamızın konuklarına hep soruyoruz; Siz debir Bodrum tutkunu musunuz?Sanırım evet. Başka bir yerdeyaşayamıyorum açıkçası. Kendi doğduğumşehre bile dönemiyorum. New York tamamsanatçının yaşayacağı bir yer ama benkaçırdığım zamana üzülüp Müskebi'dedenize girmeyi hayal ederek koşarak geldim.Her seferinde de böyle 23BODRUMe ntü

Page 24: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

24 BODRUMe ntü

HALİKARNAS BALIKÇISI CEVAT ŞAKİR KABAAĞAÇLIARAMIZDAN AYRILIŞINI 33. YILINDA ANILDI

Balıkçı’yı hatırlamak...Bodrum Belediye Başkanlığıtarafından her yıl düzenlenenHalikarnas Balıkçısı AnmaEtkinlikleri bu yıl da 13 Ekim 2006Cuma günü gerçekleştirildi.“Cevat Şakir Kabaağaçlı 33.Anma Etkinliği kapsamındabu yıl; - En İyi Restore Edilmiş Bodrum Evi,- En İyi Korunmuş Bodrum Evi,- En Güzel Bahçe, -En Güzelsokak. kategorilerinde yarışmadüzenlenledi.

Yazar, Ressam, Arkeolog, Tarihçi,Turist Rehberi, ve Bir BodrumSevdalısı Halikarnas Balıkçısı’nın(Cevat Şakir Kabaağaçlı)ölümünün 33. yıldönümündeOasis Alışveriş ve Kültür Merkezi,İlköğretim okullarında HalikarnasBalıkçısı köşeleri hazırladı. Buköşelerde, Halikarnas Balıkçısı’nınfotoğrafları, eserleri ve hayathikayesi yer aldı. HalikarnasBalıkçısı’nın Bodrum’a kazandırdığısembolik olarak dikildiğiağaçlandırma alanına bu yıl ise,Bodrum Sağlık Vakfı TurgutreisEngelli Çoçuklar RehabilitasyonMerkezi öğrencileri tarafından“AMBER” fidanı dikildi.

Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir Kabaağaçlıaramızdan ayrılışının 33. yılında bir kezdaha hatırlandı.

Mezarı başında parmakla sayılacak kadaraz sayıda kişinin katıldığı anma gününde,Hüseyin Danacı, Mehmet Uslu, HaticeYücel ve Hatice Orman birer konuşmayaptı. Mezarına çiçekler kondu ve helvadağıtıldı.

Bodrum Kaymakamı ve Bodrum BelediyeBaşkanı’nın bulunamadığı törende gözle-rimiz zaten Belde Belediye Başkanları’nıaramadı bile. Bodrum’da enfilasyonuyaşanan Sivil Toplum Örgütleri zatenötedeberi konuya duyarsız durumda

oldukları için onlar kendi işlerinin peşinde.

Sağlığı elverdiği sürece, her yıl yeni birumut ve büyük bir içtenlikle törenlerekatılan Halikarnas Balıkçısı Cevat ŞakirKabaağaçlı’nın kızı İsmet NoonanKabaağaçlı, bu yıl yine babasını mezarıbaşında andı. Anılarını tazeledi.

OASİS Alışveriş Kültür ve Eğlence Merkezi,yenilediği balıkçı fidanları alanına bu yılda Balıkçı’nın Bodrum’a kazandırdığıAmber ağacınının dikimini gerçekleştirdi.

Bu yıl geçtiğimiz yıllardan sönük geçenanma gününün önümüzdeki yıllarda nehale dönüşeği merak edilmekte.

Page 25: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

Yaşam ustası, yazar, ressam, bahçıvan,çevreci, şair, rehber, araştırmacı ve doğatutkunu Cevat Şakir Kabaağçlıyı ölümünün33. yıldönümünde saygıyla anıyoruz.

Biz Bodrum’da yaşayan insanlar olarakonun doğaya olan tutkunluğunu, insanilişkileri ve yaşam felsefesini anlamadatam bu günlerde ihtiyacımız olduğunuBodrum’daki kirlilik ve sorunları, çözmek,düzeltmek, teşvik etmek ve özendirmekteayrıca Bodrum’un ve turizmi salt eğlenceveya alışveriş deniz değil; 3000 yılıktarihiyle, güneşiyle, koyları, deniziyle,esnafı ve insan ilişkileri ile halka halka birbirine bağlı zincir olduğumuzu.

Cevat Şakir’in 13 Ekim 1973’de hayatagözlerini kapadığında yaşadığı topraklarakarşı diğer insanlara uyandırdığı, hayatave doğada olup bitenleri algılama, görmeve farkındalık yegâne mirastı. Bıraktığı bumirası tüm samimiyetimizle sahipçıktığımızda, bizim için her şey biraz dahakolay olacaktır.

Azra Erhat’ın belirttiği gibi;Anadoluluğun dünden bu güne kesintisizsürüp geldiğine inanıyordu. Bugün ben“elbette öyleydi” diyebiliyorsam, onunçalışmaları, ileri sürdükleri kanıtlarıninanılırlığı yüzünden değil mi? Tarihimizin,halkımızın yaşadığı toprakların,Anadolu’muzun tarihi olduğunu, eriyeninde eritenin de biz olduğumuzu O dilegetirmedi mi? Kültür kaynaklarımızın iyi-doğru bilinmesi, tanınması, anlaşılması,yorumlanılması, sahiplenilmesi gerektiğinianlatmaya çalışmadı mı?

Cevat Şakir mavi yolculuğundababasıydı… Neydi “Mavi Yolculukları?Yalnızca deniz miydi, yalnızca dinlencemiydi, hele hele eğlence miydi?

Adım adım, kıyın kıyın ülkemizi doğrudürüst tanıyıp, tanıtmak, değerlendirmekdeğil miydi? Yurdunu sevmeyi bilmek değilmiydi?.. Bunu bir imece coşkusuyla birlikteyaşamak değil miydi?

Halikarnas balıkçısı nasıl bir insandı?

17 Nisan 1890 tarihinde Girit'te doğanyazar, Halikarnas Balıkçısı takma adınııbenimsemeden önce Musa Cevat Şakir vesonradan aldığı soyadıyla Cevat ŞakirKabaağaçlı'ydı. Şakir Paşa ve İsmetHanım'ın biricik oğlu Cevat Şakir, "resmi"eğitimini Robert Kolej'in ardından OxfordÜniversitesi'nde Yakın Çağlar Tarihiokuyarak tamamladı. 1908 yılında ülkesinedöndüğünde ise hayatını gazetecilikyaparak kazanmaya karar verdi. Babıâli'degeçen yılları boyunca asıl isminin yanı sıraHüseyin Kenan, Musa Cevat, M. C. Takmaisimlerini kullandı.

Resimli Hafta gazetesinde Hüseyin Kenantakma adıyla yayınlanan bir yazısınedeniyle üç yıl sürgün cezasına çarptırılır.

21 Şubat 1954 tarihli Demokrat İzmirgazetesinde Cevat Yamaç, Cevat Şakir'insürgüne gönderilmesine neden olanyazıda(hapishanede idama mahkumolanlar, bile bile asılmaya giderler) sözügeçen olayı şöyle anlatır: "Üç harbisırasıyla yapan Türkiye'de bir aralık askerkaçakları kurşuna dizilmektedir. Memleketbir devirden ötekine aktarılışının sıkı birintikal devresindedir. Günlerden bir gün,aile ocağından uzun zamanlar uzakkalmış birkaç asker, tren köylerininyanından geçerken ailelerini görmeküzere atlamışlar ve birkaç gün sonramensup bulundukları kıtalara teslimolmuşlardır. O zaman ruhu durumunagöre bu askerlerin kurşuna dizilmesinekarar veriliyor."

Bodrum'a sürgün onun için bir ceza değil,bir ödüldür adeta. Babıâli'deki yazarlıkhayatına istediği gibi devamedemeyeceğinin ve o rutin içindegiderek yok olacağının bilincindeki CevatŞakir, üç yıllık cezasının bir buçuk yılınınaffedilmesine karşı Bodrum'da kalır.

O artık Bodrum'un, eski söylenişiyleHalikarnas'ın balıkçısıdır. Yazardır,süngercidir, ressamdır, bahçıvandır, şairdir,rehberdir, araştırmacıdır. Elinde ışığı,Akdeniz Medeniyeti'nin peşinde birDiogenes'tir. Yaşama olan bağlılığını birkez daha ve artan bir kuvvetle hissedenCevat Şakir, bu coşkuyu tarihe, mitolojiye,doğaya olan tutkusuyla yoğurur. Sonuçtaortaya Mavi Sürgün, Aganta BurinaBurinata, Yaşasın Deniz, Anadolu Tanrıları,Anadolu Efsaneleri gibi nice roman,hikaye ve inceleme çıkar.

Mavi Yolculuk'un da babasıdır.Bodrum’da22 yıl geçirdikten sonra İzmir'e yerleşir.Orada araştırmalarının yanı sıra yazılarınave çizmeye devam eder. Diğer yandanda turist rehberliği yapar.

13 Ekim 1973'de hayata gözlerinikapadığında yaşadığı topraklara karşıdiğer insanlarda uyandırdığı farkındalık,bıraktığı yegâne mirastı.

Cevat Şakir hepimizden büyük şair.Nazım Hikmet

Eloğlu bahçeyi alır çekirdek vermez, Balıkçı çekirdeği alır bahçe verir.Sabahattin Eyüboğlu

Halikarnas Balıkçısı bana ne zaman rehberlik yapabilecekseTürkiye’ye o zaman gelmek isterim

Pompidou Fransa Devlet Başkanı Ölülere can vermekten daha zor ne var? diye sormuşlar Balıkçıya,‘Canlılara can vermek’ demiş.

Sabahattin Eyüboğlu Cevat Şakir büyük bir sanatkar, deha ile cinnet arasında gidip gelenbir harika çocuk.

Burhan Felek Heredot en ünlü halikarnaslı. Ama bir büyük Halikarnaslı daha var.

Gerçek bir Halikarnaslı. Hemşehrimiz Halikarnas Balıkçısı.Haluk Elbe

Balıkçıyı cennete götürmüşler, hani ya “Cavo” (Gökova) demiş...Sabahattin Eyüboğlu

Yalnız benim ve öbür dostları için değil Halikarnas Balıkçısı, bütünTürkiye için, Türkiye dışında birçok insanlar, okurlar ve düşünenler içincanlıdır. Gitgide daha da canlanacaktır.Neden? derseniz, o bir canlılık kaynağıdır. Hep değişen, düşünce vesanatın çeşitli alanlarında ufuklar ve çığırlar açan bir canlıdır o.Canlılığının kaynağının kaynağı nedir diye sorarsanız, bu onun doğa veinsanla yeni bir ilişki kurmayı başarmış olmasıdır.

Azra Erhat Gün gelecek Halikarnas Balıkçısı çağında yaşadık diye övüneceğiz

İbrahim Engin

HALİKARNASNAS BALIKÇISI CEVAT ŞAKİR KABAAĞAÇLI’YI NASIL BİLİRSİNİZ?

CEVAT ŞAKİR’İANLAMAK

BODRUMe ntü 25

Page 26: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

26 BODRUMe ntü

TOPLUM & YAŞAM

odrum Hadigari Night Club’tadüzenlenen “Hint Gecesi”nde, Bodrum’un tanınmış

simalarından oluşan jürinin önündenHint müzikleri eşliğinde geçiş yapanHint Güzeli adayları, oldukça yabancıoldukları kültür karşısında yine de tümhünerlerini sergilemeye çalıştılar.

Yarışmada bir sürpriz yaşandı vebirincilik tacını ve asasını bir erkekyarışmacı aldı. Yarışmanın sonunda bir-inci gelen Saner Gülsöken’e, HintGüzeli tacını eski AvrupaGüzellerimizden Günseli Başar taktı.Yarışmaya İstanbul’dan katılan DilekŞenay ise Hint Güzeli ikincisi olurkentacını Modacı Saruhan İren’den aldı.Hint Güzeli Yarışmasında üçüncülüktacını ise Nurgül Öz alırken, tacını Öz’eNTV Bodrum Temsilcisi Savaş Nur taktı.

Herkes güzeldi ama birigerçekten güzeldiÖdül törenin sonunda ise jüri üyeleriarasında yer alan 1952 Avrupa GüzeliGünseli Başar’a “Ömür Boyu Güzellik”tacı takıldı. Hint Güzeli yarışması resmibir güzellik yarışması olmamasına karşıngece sonunda Başar’a 54 yıl sonratakılan “Ömür Boyu Güzellik” tacı isegeceye özel bir anlam kattı. Başar’atacını seramik sanatçısı ve OrtakentBelediyesi Sanat Yönetmeni AlpÇağpar taktı.

Bodrum Merkez Medya Organizasyonve Hadigari Night Club'ın işbirliği ilegerçekleştirilen gecede, Hint kıyafetleri,takıları, dövmeleri, Hint falları, filmler,müzikler ve danslar eşliğinde Bodrum'ayeni bir konsept kazandırılması hede-fleniyordu.

B

MOĞOLLAR DENİZİ CAZLADI

rtakent Yahşi Belediyesinin “DeniziCazladık” konserlerinindördüncüsünde Moğollar sahne

aldı. 1968 yılında kurulan Moğollar halagündemde olan şarkılarını söylediler.Kabakum sahilini dolduran yüzlerce kişiMoğolların müziği ile coştu. Sevilen şarkılarıHudey, Devlerin Aşkı, Hortumcu Dayı, SelviBoylum Al Yazmalım, Bir şey Olmaz adlışarkıları tüm seyirciler birlikte söyledi.

O

BAŞKAN OĞLUNUN NİKAHINI KIYDI ümüşlük Belediye Başkanı MehmetÜlküm’ün oğlu Muharrem Ülküm,Nazire Özakın ile dünya evine girdi.

Genç çiftin nikahlarını Belediye BaşkanıMehmet Ülküm kıydı. Önce MehmetÜlküm’ün evinde gerçekleşen yemekli köydüğününün ardından, 10 Eylül gecede kızevinde yine yemekli bir köy düğünüdüzenlendi ve genç çiftin nikahı kıyıldı.Kendi oğlunun nikahını kıyan MehmetÜlküm, nikah sonrası çok mutlu olduğunusöyledi. Geleneksel düğün yemeklerinden, keşkek,nohut, dolma ve lokum pilavının yanısıraGümüşlük mutfağına özgü pişirilen pırasa,patlıcan, kavurma, ekşili, salata ve tatlılarlaağırlanan misafirler geç saatlere kadar

BİTEZ’DE SÜNNETŞÖLENİ…

Bitez Belediyesi tarafından düzenlenenGeleneksel Sünnet Kampanyasıçerçevesinde 12 çocuk sünnet ettirildi.Bitez Belediye Başkanlığı’nın Özel BodrumHastanesi işbirliği ile bu yıl 8’incisi düzenle-nen geleneksel Sünnet kampanyasınaBitez Belediye Başkanı M. Remzi Güngör,Özel Bodrum Hastanesi işletme müdürüErcüment Erle, meclis üyeleri ve çoksayıda Bitez’li katıldı.

HALİT KIVANÇANILARINI PAYLAŞTI

ürkiye’nin ünlü televizyonsunucularından Halit Kıvanç,Turgutreis’te gençlere yönelikkonferans verdi. Hayırlı Sabancı

Lisesi Konferans Salonu’ndaki konferansalise öğrencileri katıldı. Turgutreis Belediyesi’nin düzenlediği, Halit Kıvanç’ınunutamadığı anılarını lise öğrencileriyle paylaştığı panelde zaman zaman keyiflidakikalarda yaşandı. Kıvanç, lise öğrencisinin sorduğu “Eğer elinizde bir sihirli deynekolsaydı ilk neyi değiştirirdiniz?” sorusuna, ilk olarak örümcek kafalı insanlarınbeyinlerini değiştirirdim diye cevap verdi. Halit Kıvanç “50 yıldır tuttuğum mikrofonubırakmaya hiç niyetim yok, siz gençler bizim aydınlık geleceğimizsiniz, sizin fikirlerinizTürkiye’nin geleceği için büyük önem taşıyor. Yıllardır, televizyon ekranlarındaradyolarda maç sunuculuğu yaptım, dünyanın dört bir yanını gezdim, farklı kültürlertanıdım. Türkiye’nin ileride sizin gibi aydın fikirli gençlerle daha yukarılarda olacağınıümit ediyorum. Gittiğiniz gezdiğiniz her yerde ülkenizin yaşadığınız yerin güzelliklerinmutlaka bahsedin” dedi. Kıvanç’ın konuşması uzun süre ayakta alkışlandı.

T

G

GÜNSELİ BAŞAR'A"ÖMÜR BOYU GÜZELLİKTACI" VERİLDİ

Page 27: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

u yıl ilk kez düzenlenen MarinaYacht Club Famous Cup’da ilk günyarışlarının ardından düzenlenenyemekte yarışçılar, yarışlara katılan

ünlüler ve basın mensupları bir araya geldi.Marina Yacht Club’ta düzenlenen yemeğekatılan ünlüler basının ilgi odağı oldu.30 Eylül - 01 Ekim tarihlerindegerçekleşecek, Marina Yacht Club FamousCup, 29 Eylül akşamı Marina Yacht Club'dagerçekleştirilen açılış kokteyli ile başladı. AliPoyrazoğlu'nun fıkralarla yaptığı açılışkonuşması, yarışa katılan 21 tekneninekibine keyifli anlar yaşattı.

Akşam ise Marina Yacht Club’tadüzenlenen akşam yemeğinde basınmensupları ve yarışa katılan ünlüler biraraya geldi. Düzenlenen yemeğe katılanünlüler arasında ise Levent Yüksel, SertapErener, Ferdi Özbeğen, Demir Demirkan,Zeynep Tunuslu, Fatih Ürek, Cemil İpekçi,Ozan Orhon, Ebru Güzel, Aysun Kayacı veAli Poyrazoğlu gibi isimler yeraldı.

BGÜNDÜZ YARIŞAN ÜNLÜLER AKŞAM BAŞARILARINI KUTLADI

Page 28: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

28 BODRUMe ntü

İÇİMİZDEN BİRİ

Sayın Hasan Külcü, kutsal bir görevi yerine geti-rerek, vatan  için savaşmış bir grup  insanı  temsileden bir derneğin başkanısınız? Kendinizi tanıtırmısınız?Bodrum'da doğdum, büyüdüm. AdımHasan Külcü, Muharip Gaziler DerneğiBaşkanıyım. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı gazisi-yim. İlk Türk Muhribi olan TCG Berk D-358Bordo numaralı muhribimizin SerdümenEriydim. Gemi askeri olaraktan bizBodrum'dan 72 kişi askerliğimizi yapmak içingitmiştik. 72 Kıbrıs Gazimiz var. Bodrum'un oyıllardaki nüfusu için büyük bir rakamdır. Bizeverilen kutsal bir görevdi, vatani bir görevdi,öyle addediyoruz. Bazılarımızın dönüşüşehitlik oldu, bazılarımız gazi olarak döndü…

Kaç şehit verdik Bodrum'dan?Bodrumlu olaraktan Kıbrıs'tan 6 şehidimiz var.Onların daima cennet mekanları olsun.

Savaşta  olmak,  vatan  için  savaşmak  nasıl  birduyguydu? Hiç sıcak çatışmaya girdiniz mi?Biz deniz askeri olaraktan sıcak çatışmamızşöyle oldu; Haliyle ilk çıkartma günü,geceden sabaha karşı diğer gemilerleberaber, destroyerler olsun, çıkartmagemileri olsun, bunun yanında sivil nakliyegemilerimiz, ikmal gemilerimizle beraber,Kıbrıs açıklarına, aşağı yukarı 20 milaçıklarına sabaha karşı geldik. İlk etaptaçıkartma yapılacak bölge olan Girneaçıklarından Beşparmak Dağlarınabombardımanla başladı. Uçaklarımızın dakarşılıklı, bölgeyi bombalaması ile çıkartmagemilerimizle askerlerimiz, ayrı bir bölgeyede paraşütçülerimiz indirme yapmayabaşladı.

Bizim sıcak çatışmamız, deniz askeri olarak,3-5 mil açıktan bizim tabirimizle denizdenkaraya döverek top atışları ile oldu. Tabi bizbunları uzaktan büyük atış topları; yangınlarçıkararak denizden izliyorduk. Bunu birebiryaşayanlar, deniz piyade, karacı ve

Her yıl 19 Eylül'de saygı ile hatırladığımız Şehitlerimiz ve varlıkları ile gururduyduğumuz Gazilerimiz için bu yıl Bodrum'da Atatürk Anıtı önünde önceki yıllardanbiraz daha farklı bir tören düzenlendi. Daha çok katılım ve geniş bir organizasyonlaŞehitlerimiz hatırlandı ve Gazilerimiz onurlandırıldı. Bu farklı törenin bir sebebi deKaymakam Abdullah Kalkan'ın Gazilerimize ve ulus bilincine olan duyarlılığındankaynaklanıyordu. Tören sonrasında Gazilerimizi dernek binasında ziyaret eden,Kaymakam Abdullah Kalkan, KKK Bodrum Eğitim Kampı Garnizon Komutanı KıdemliAlbay Çağatay Erdoğan ve beraberindekiler daha sonra dernek binası önündedüzenlenen kokteyle katıldılar. Muharip Gaziler Derneği Başkanı Hasan Külcü ile Gazilik, sosyal konumları, dernekolarak ihtiyaçları ve toplumun Gazilere bakış açısı üzerine bir sohbet yaptık.Unutulmaktan, toplumun ve devletin kendilerini sadece özel günlerdehatırlamasından şikayet eden Başkan Külcü, tüm Bodrumlu Gaziler adınasorularımızı cevaplandırdı;

havadan indirme birliklerimizdir. İlk etaptahavadan indirme birliklerimiz çok zayiatvermiştir. Bu da çok üzücüdür. Bununyanında belki muhabere eksikliğindendolayı; gemilerimiz savaş öncesitatbikattaydı. Sulh veya tatbikat parolası ilesavaştaki parola çok önemli, burada her-hangi bir kurumu suçlamak gibi değil amagerçek şu ki, parola veya muhabereeksikliğinden dolayı kendi uçaklarımız, kendigemimizi vurmuş bulundu. Belki Kıbrıs'tayaşadığımız en acı tecrübe bu olmuştur. Buarada bu gemide görev yapan serdümener, işaretçi, köprü üstü eri ve topçu 4arkadaşımız Kocatepe gemisinde şehitverdik. Kendi uçaklarımızın vurması acımızıkatladı ama savaştır oluyor böyle şeyler.Aradan geçen 32 yıldan sonra bizler de bazışeyleri unutmak istiyoruz. Ama unutulmayanbir şey var ki, o gün acı çeken soydaşlarımız,bugün huzur içersinde Kıbrıs'ta yaşamaktalar.Onlara bugünleri hazırlamış olmaktan onurve gurur duyuyoruz.

Bodrum'da Kore Gazisi var mı?Evet, Bodrum'da 7 tane Kore Gazimiz debulunuyor. -Başkan Hasan Külcü eliyle göste-rerek panodaki gazilerimizin resimlerinigösteriyor.- Arzu ederseniz Kıbrıs ve KoreGazilerimizin listesini de verebilirim,derneğimizde bu tip dokümanlar ve arşivlermevcuttur.

Dernekle  ilgili  bilgi  verebilir misiniz? Ne  zamanve nasıl kuruldu?Bodrum Muharip Gazileri olarak aşağı yukarı12 yıl önce derneğimiz bu ofiste faaliyetegeçti. Bu derneği kuran arkadaşım MehmetMüftü, çok büyük emekler harcayarak, kapıkapı dolaşarak gazilerimizi bularak, buderneği açmıştır. Ona da teşekkür ediyoruz.Son günlerde Gazilerimiz büyük birdayanışma içersinde, ulusal bayramlarda veBodrum'daki yerel programlara katkı göste-rerek faaliyetlerini sürdürüyor.

Dernek  olarak,  ne  gibi  etkinlik  ve  faaliyetlerekatılıyorsunuz?Dernek olaraktan aslında şube olmadığımıziçin fazla bir geniş açılımlı katkıda bulunamı-yoruz ama başta ulusal bayramlarımızolmak üzere, özel ve önemli günlerde,mesela özürlüler günüde katkı koyuyoruz,etkinliklere katılıyoruz. Diğer derneklerle veyasosyal aktivite gösteren kurumlar bizimleişbirliği yaparlarsa bu etkinliklerimiz artacaktır.Gazilerimizi daha iyi temsil edebilmişolacağız, ayrıca Gazilerimizi sadece tüketiciolmadığını göstermek istiyoruz. Eğitim kitap-larımızdan bazı şeyler kalktı. Gazinin neolduğunu kim olduğunu, ne yaptığını gençnesil bilmiyor. Yeni nesille bir araya gelmeksohbet etmek istiyoruz. Bu arada yenikaymakamımız Abdullah Kalkan'ın da katkıve desteklerini alıyoruz.

Gördüğümüz  kadarı  ile  kısıtlı  imkanlarlaçalışıyorsunuz.  Geçtiğimiz  günlerde  19  EylülŞehitler  ve  Gaziler  Günü'nde  KaymakamımızAbdullah Kalkan'ın  bir  söz  verdiğine  tanık  oldu.Biraz detayını anlatır mısınız?Evet, Kaymakam Bey, ilk tahin olduğugünlerde derneğimizi ziyaret ettiğindederneğimizi küçük ve gazilere yakışmayanbir ortamda faaliyet gösterdiğini belirtmiştirve haklılardır. Kendileri de bize söz vermiştir.Adliye binası taşındıktan sonra, bizlere yakışırbir ofis vereceğini söylemiştir. Tabii onunla dayetinmedi Kaymakamımız; Gazilerimizin çokeksiği vardı. Her konuda Gazilerine sahipçıktı. Ulusal bayramlarımıza çıkıyorduk amadernek iç tüzüğümüzde kıyafet önergesi var,Kaymakamımız, Kaymakamlık SosyalYardımlaşmanın destekleri ile 45 gazimizi giy-dirdi. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında 65Gazimizi giydirmiş olacaklar. Ulaşımdakatkıları oluyor. Gazilerimiz, ne yazık ki muh-taç durumdalar, faaliyetlere gelemiyorlardı.Yol paraları karşılanınca katılabilmeyebaşladılar. Sağlık konusunda çok katkıları

söyleşi / fotoğraf: YİĞİT UYGUR

“BİZİM BEKLEDİĞİMİZ PARA PUL DEĞİL,BİZİM BEKLEDİĞİMİZ, SEVGİ VE SAYGI.”

Page 29: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

oldu. Hastanede kuyruklarda bekliyorduk,şimdi sadece poliklinikte bekliyoruz. KoreGazilerimiz artık çok yaşlı, bu onları çok mutluetti. Önceki kaymakamların kapısında beklerdönerdik. Şimdiki kaymakamımız bizikapısında 5 dakika bekletmemiştir. Kendisineminnettarız. Bodrum bir değer kazanmıştır.Aynı şekilde Garnizon Komutanımız KıdemliAlbay Çağatay Erdoğan'ın da çok büyükdesteklerini alıyoruz.

Bu  konuda  gerçekten  bir  bilgim  olmadığı  içinsoruyorum, devletin Gazilerimize verdiği bir maaşvar  mıdır?  Sizin  bir  ayrıcalığınız  var  diğerinsanlardan; bu ülke için savaştınız, gazi oldunuz.Peki devletimiz bunun gururunu yaşatabiliyor musize?Biz sadece kağıt üzerinde biliyoruz bunu,ulusal törenlere katıldığımızda Gaziolduğumuzu hatırlıyoruz. Diğer normalyaşamımızda hiç kimse bizim Gaziolduğumuzu tanımlayamaz. Ben uzun yıllarABD'de yaşadım. Amerika'daki gaziler, 365gün gaziliklerini bilirler. Onların her güngiyebileceği, gaziliklerini gösteren birüniformaları var. Her yerde tanımlanırlar, bellide olurlar zaten onlar. Çünkü yakalarındagazi olduklarına dair bir işaretleri vardır.Madalyaları ya da rozetleri vardır ve toplumiçinde herkes onlara savaş karşıtı değillersesaygı gösterirler. Yakalarında Mor, pembeşeritleri oluyor. Askerlikten geldiklerini belirtenbu şeritler sivil kıyafetlere takılı-yor ve aldıklarımaaş tatmin edicidir.

Türkiye'de  var mıdır  böyle  bir maaş  veya  sosyalyardımlar?Türkiye'de evet şöyle bir şey var. Trenlerden,otobüsten ücretsiz yararlanabiliyorsun, varsaeşi yararlanıyor ama çocuklarınyararlanamaz. Kasabalarda belediye aracıyoksa yararlanamazsın. Ama aylık olarakdevletin verdiği bir 215 YTL'lik bir maaş varama bu hiçbir zaman sosyal güvence değil.Yalnız ne var Gaziler onurlu insanlardır. Nekadar seslerini duyurmaya çalışsalar da fazlaistemeyi sevmezler. Bu 215 lira ile siz hesapedin, sakat kalmış, çalışamayan Gazilerimiznasıl yaşar?

Dernek  olarak  eksikleriniz  nelerdir?  Mekankonusundaki sıkıntılarınız var sanırım…Kaymakamımızın sözü var anlatmıştım. Yenimekanımıza geçtiğimizde inşallah işadamlarımızdan katkı alacağız. Gazi olarakher yere gidip destek isteyemeyiz. Bunedenle gideceğimiz yer isabetli olmalıdır.Mobilyalarımızı görüyorsunuz, derme çatma;resimlerimizi asacağımız 100 resimlik bir

panoya ihtiyacımız var. Bayraklarımızınyenilenmesi gerekiyor. Dosyalarımız içindolaplara ihtiyaç var. Çok değerli belgele-rimiz ve kişilerin bilgileri var. Gideceğimizyerin daha büyük olması şart. Ayrıca lokalolarak da kullanılabilecek yer olması gerek.Temsilcilik olarak biz bağış toplayamayızama ihtiyaçlarımız da ortada.

Derneğinizin  projeleri  ve  tanıtımla  ilgiliplanlamaları bulunuyor mu?Milli Eğitim ve Kaymakamlığın destekleri ileokullarda seminerler vermek istiyoruz. Gaziliknedir tanıtmak istiyoruz. Gazi arkadaşlarımızınanılarını toplayarak, yeni nesil gençlereanlatmak istiyoruz. Derneğimize yakın hertürlü faaliyete açığız.

Türk toplumuna bir mesajınız var mı? Gazilerini her zaman tanısınlar. Ben şahsımve arkadaşlarım adına, hep söylüyorum;Gazilerimiz tüketici değillerdir. Buradaki STK'larda bizlerle iletişim kursunlar, Gazilik birkültürdür. Biz Türkiye'nin rengiyiz. Gazi deyipgeçmemek lazım, gençler bir merhabadesin istiyoruz. Belki son günlerini yaşayan birGazi, halkı için savaşmış; halkla huzuriçersinde, birlik ve beraberlik içersinde yaşa-yalım istiyoruz. Arada onurize edilmek isti-yoruz. Bizim beklediğimiz, para pul değil,bizim beklediğimiz, sevgi ve saygı.

Birlik ve beraberlik ülkemizde son yıllarda birazdaha ön plana çıkmış durumda bunun sebebi dıştacizler de olabilir mi? Dernek Başkanı Hasan Külcü, sorumu birazsiyasi bulduğu için, konumu gereği cevapvermek istemiyor ve kendisi gibi bir KıbrısGazisi olan Avukat Onur Karaşin'incevaplandırmasını istiyor. Karaşin sorumuşöyle yanıtlıyor;Ulusal Bayramda cazibenin tek beklentisi,her kesimden herkesin, bayramlara katılmaborcu vardır. Ama herkesimden herkes buborcunu ödememekte direniyor. Gazilerinsürekli orda bulunmuş olmaları aslında bireksikliği gösteriyor. Arkalarındaki Türk Milletininkendisi, halk bu törenlere katılmalı,Bayramları görüyorsunuz, okullar ve resmikurumların dışında kimse törenlere katılmıyor.Borçlarını öderlerse, görevlerini yerinegetirmiş olurlar. Gazilerimiz, vatandaşlarını,ulusal bayramlarda meydanlarda görmekistiyor.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?Derneğimiz herkese açık bir dernektir. Bizlerlesohbet etsinler, bizi tanısınlar. Vatanıtanısınlar, bu vatan nasıl kurtarıldı öğrensinler.Gazilerimizin sevgi ve saygıya ihtiyacı var.'Nasıl yaşıyorsun' demesinler, 'Nasılsın' desin-

1 2 3

4

5

6

7

1- Kore Gazisi Hüseyin Üçel 2- Kore Gazisi Mehmet Tanrıkorur 3- Kore Gazisi Ömer Damar 4- Kore Gazisi Mehmet Teke 5- Şehit Engin Büyüksöylemez 6- Şehit Yusuf Cansevdi 7- TCG Dumlupınar Şehidi Emin Süzen

BODRUMe ntü 29

Page 30: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

“Bodrum Ajans İş Rehberi Bodrum' dagerçekten ihtiyaç duyulan bir eksikliğigidermiştir.”

Bodrum Ajans İş Rehberi bana göreBodrum Ajans'ın yarattığı bir sanateseridir. Bu İş Rehberi'nde olağan üstü

bir emek var. Benim yıllardır bu İş Rehberi'nde yer almamınsebebi de bu verilen büyük emeğe destek olmaktır. BodrumAjans İş Rehberi Bodrum' da gerçekten ihtiyaç duyulan bireksikliği gidermiştir. Bu rehber işleviyle herkese kolaylıksağladığı gibi aynı zamanda reklam verenlere de faydasağlamaktadır bu nedenle her yıl Bodrum Ajansİş Rehberi'nde yer almaktayım.

Mavi Emlak Sahibi / Ahmet Yunt

30 BODRUMe ntü

Bodrum İş Rehberi her sayısında Patiadını okuyan insanlar güvenle vesevgiyle bize ulaşmışlardır.

Bodrum Ajans, Samimi ve sıcakyayınları ile içimizden biri, aileden birigibidir. 25 yıldır Bodrum'da çocuk

giyimi üze-rine çalışan bir iş yeriyiz.Bodrum Ajans İş Rehberi’nin her sayısında Pati adını okuyaninsanlar güvenle ve sevgiyle bize ulaşmışlardır. Uzun yıllarbirlikte çalışmak umuduyla, teşekkürler Bodrum Ajans İşRehberi.

Pati Çocuk Giyim Mağazası / İsmail Şahin

“Yıllardır aynı kaliteyi koruyarakbüyüyen Bodrum Ajans İş Rehberi benz-erlerine örnek olmaya devam etmekteve başarısını sürdürmektedir”

Profesyonel iş hayatımı sürdürmek üzere1989 ylında Yalıkavak’a yerleşmeye

karar verişim ile firmaman tanıtımı için çşitli ajanslarlagörüşmelerim olmuştu. Bir gün Bodrum Ajans’tan şirketimeziyarete gelerek beni Bodrum Ajans İş Rehberi ile tanıştırdılar.Bu rehberin baskı kalitesi, dağıtım ağı ve ulaştığı alanlarındurumunu yeterli buluşum, duyduğum güven sonucu BodrumAjans İş Rehberi ailesine dahil oldum. Yıllardır aynı kaliteyikoruyarak büyüyen Bodrum Ajans İş Rehberi benzerlerineörnek olmaya devam etmekte ve başarısını sürdürmektedir.Bodrum Ajans İş Rehberi ailesine teşekkür ederim.

Ayla Gürpınar Yapı Hastanesi / Ayla Gürpınar

Şimdi yanı başımda Bodrum Ajans İşRehberi var, sanki benim elim ayağım.Bir nevi başvuru rehberi.

Bodrum Ajans İş Rehberi’nekavuşuncaya kadar elime çok rehbergeçti. Ama hiç birisinde aradığım

özellikleri bulamadım.Şimdi yanı başımda Bodrum Ajans İş Rehberi var, sanki benimelim ayağım. Bir nevi başucu rehberi. Ne zaman sıkışsamona başvuruyorum.Dizayn, tasarım, konular, meslekler o kadar kullanışlıyerleştirilmişki, aradığımı anında kolayca buluyorum.İşte, onun için Bodrum Ajans İş Rehberi...

Karataş Ticaret / Ahmet Karataş

“Zaman içinde Bodrum’da farklıyayınlarda reklam çalışmalarımız oldu,halada sürmekte.. Biz, en etkilisiBodrum Ajans İş Rehberi diyedüşünüyoruz.”

Bodrum’da yıllardır faaliyet gösteren birkuruluş olmamız nedeniyle zaman içinde Bodrum’da farklıyayınlarda reklam çalışmalarımız oldu, halada sürmekte. Biz,en etkilisi Bodrum Ajans İş Rehberi diye düşünüyoruz.Dağıtımı düzgün, Kullanıcısı çok fazla, neredeyse bütünyarımadada herkezin elinin altında bir Bodrum Ajans İşRehberi var. Bu nedenle de geri dönüşümü oluyor, verdiğimizreklamın karşılığını fazlasıyla aldığımızı düşünüyoruz.

Çağdaş Optik / Süleyman Alkan

Bodrum Ajans İş Rehberi Bodrum'dabaşvurulacak alternatifsiz tek rehber.Ayrıca kalitesini de çok beğeniyorum. 

Bodrum Ajans İş Rehberi Bodrum'dabaşvurulacak alternatifsiz tek rehber.Ayrıca kalitesini de çok beğeniyorum.

Bizim işimiz İş Rehberi'nde yer alan bir çok iş yerinden farklıbir iş, sürekli rehberden aranacak bir iş kolu değiliz amabuna rağmen bize rehberden ulaşanlar çok oluyor. BeniBodrum Ajans İş Rehberi'nde görmeleri ve akıllarındakalması bile benim için önemli, çünkü başka bir yerdegördüklerinde " Burası Bodrum Ajans İş Rehberi'ndegördüğümüz yer" diyeceklerdir. İşte bu sebeplerden ötürüher yıl Bodrum Ajans İş Rehberi'nde yer alıyorum ve işlerimdevam ettikçe de yer alacağım.

Eda Havai fişek Şirket Ortağı / Şermin Soyatlar

?Bodrum Ajans Yayın Grubu’nun bir ürünü olan BODRUM İŞ REHBERİ, şu günlerde 11. yılınahazırlanıyor. Onunla yıllar öncesinden tanışmış, reklamları ile sayfalarında yer almış olan

firmaların pek çoğu yıllardır yerlerini koruyor, bazıları kendilerine birden fazla yer istiyor ya datanıtım alanlarını büyütüyor. Biz de bunun nedenlerini, BODRUM AJANS İŞ REHBERİ’ne

yaklaşımlarını, görüşlerini sizlerle paylaşmak için rasgele bazı firma sahipleri ile görüştük.

Neden yıllardır BODRUM AJANS İŞ REHBERİ

Page 31: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

İstanbul'dan Bodrum'a 1995 yılınınAğustos ayı sonlarında taşınmıştık. Kısa süre içinde işim gereği edindiğim,çevremdeki işyeri sahibi arkadaşlarımıfırsat buldukça ziyarete giderdim. Yamasalarının, ya da sehpalarınınüzerinde bir takım dergi, broşür vs.basılı ürünün içinde, çoğunlukla

karşılaştığım ve o tarihlerde bir öncü, bir ilk olarakBodrum'da iş yapan ve iş sahibi olanların bulunduğu, hattabuluştuğu bir tane yayın vardı : "BODRUM İŞ REHBERİ"… O zamanlar, işyeri sahipleri daha az olduğu için olsa gerek,ince bir rehberdi. Yıllara göre işyeri sahiplerinin artması, veri-len reklamın getirisinin açık olarak ortaya çıkması, her yılkendini gözle görülür şekilde yenilemesi ve tutarlılığını aynıçizgide sürdürdüğünün fark edilmesi nedeniyle giderek kiloaldı (..!) (160 gr'dan 440 gr'a). Artık elinize aldığınızda, görselağırlığının yanı sıra fiziksel ağırlığını da hissedebiliyorsunuz… Hatırladığım kadarıyla ilk kez 1999 yılında, hem şirketim hemde mesleğimle ilgili olarak Bodrum İş Rehberi'nde yeralmıştım. O tarihten bugüne kadar, birlikteliğimiziaksatmadan ve giderek artan bir şekilde sürdürdük ve desürdürmek niyetindeyiz. Çoğul konuşmamın ya da yazmamınnedeni ise 2002 yılından bu yana eşimin sahibi olduğu işye-rinin de, Bodrum İş Rehberi'nde yer almaya başlamışolmasıdır. Her yıl Bodrum İş Rehberi basılıp elimize ulaştıktan sonra,önce Bodrum Bayi'liğini yaptığımız çeşitli ürünlerin TürkiyeMümessili, üreticisi ya da pazarlamacısı olan firmalarayollama alışkanlığımız 2007 yılınınkiyle de sürecek.. Ayrıcagittiğim her şantiyeye, Bodrum'da iş yapmaya yeni başlayanfirmalara ve iş yapma düşüncesinde olan kişi ya da fir-malara, hem elden vererek hem de kargo ile yollayarakBodrum İş Rehberi'ni ulaştırdım. Kendi çabalarımızlaedindiğimiz müşterilerimizin yanı sıra : "Bodrum İşRehberi'ndeki sayfanızdan size ulaştık", diyenlerin sayısıcidden azımsanmayacak sayıda idi. Artık ilk defaarayanlara soruduğumuz şu soru var : "Bizi nereden ve nasılöğrendiniz..?" Bodrum İş Rehberi'ni her yıl seçmemizin nedeni oldukça açıkdeğil mi..? Tekrar edecek olursam : Bodrum'daki iş dünyasının ilk rehberi olması. Bodrum'daki iş dünyasının tek rehberi olması. Verdiğiniz reklamın fark edilmesi sonucu, size ulaşanlarıngiderek artması. Her yıl kendini yenileme ve tutarlılığını aynı çizgidesürdürebilme başarısıdır.

"Başarısıdır", dedim. Çünkü günümüzün yaşam koşullarında,ne kadar yoğun ve özverili bir emek harcanarak bu yayınınsürdürebildiğine zaman zaman şahit olmuş biriyim.. Yalnızca yaşadıklarımı ve izlenimlerimi aktarmaya çalıştığımbu yazımı bitirirken : "Sürc-ü lisan ettimse affola", der.Nice 11 yıllara ulaşmanızı dileriz.

+ DEKOR / Siret BÂLÎ - Ayşe Ayfun BÂLÎ

Page 32: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

32 BODRUMe ntü

İlkbahar soğanları (I)

edense bahçeyle hep ilkbahar ve yazaylarını özdeşleştiririz oysa özellikle debüyük bahçesi olanlar için sonbahar vekış ciddi bir çalışma dönemidir. Günlerinuzamaya başladığı ilkbahar günlerinişimdiden özlemeye başladık; özellikle

yağmur, çamur iş koşuşturması arasında o günlerbize nasıl da erişilmez gelir. En güzeli şimdidenbahçelerimiz, teraslarımız ve balkonlarımızı ogünlere hazırlamak. Bu çalışma sırasında, ilkbahargüneşiyle çevrelenir ve dilediğimiz kadar düş kurmaşansını elde ederiz.

Müjde, bahçe reyonu olan büyük marketlere, seralarave de büyük kentlerin çiçek pazarlarına ilk baharsoğanları geldi! Aralarında neler yok neler: Lalelersümbüller, nergisler, çiğdemler, frezyalar, anemonlarsüsenler… Hiç dikmediklerinizi, denemediklerinizi,bu güne dek görmediklerinizi deneyin. Sizinlebirkaç hafta ardı ardına bu soğanlardan neleryapabileceğimizi konuşacağız.

Nedir soğanlı bitki? Bu bitkileri aynı yemeklik soğangibi kabukları soğanın çevresini kaplar, altında kökleroluşur ve uç kısmından verdiği filizle tek bir gövdeüzerinde gelişir.

Satın alma sırasında paketleri iyice incelemeliyiz.Bunların genelde soğukta korunması gereklidir ve neyazık ki sıcak ortamlarda aynı yemeklik soğandaolduğu gibi zamansız filiz verir ve o zaman verimliolmaz. Soğanlar uyku dönemlerinde (yapraksızyalnızca kuru bir soğan görünümünde), kuru olaraksatılır. Güz ayları ilk bahar soğanlarını dikme döne-midir, bu nedenle ambalajlarda:* Bu senenin ürünü, * soğanların uç kısımlarının filiz vermemiş, * ezik, bir tarafı çürümüş, büzüşmemiş,* aşırı kök salmamış olmalarına özellikle dikkatetmeliyiz.

Yukarıdaki koşullara uygun satın almalarda eğerhemen dikme şansımız yoksa buz dolabında koru-mak gerekir, tersi durumunda filiz verir ve beklenensonuç alınmaz.

Dikim işlemleri Bahçede İlk bahar soğanları bir kez yerine dikildikten sonraeğer yerini severse uzun yıllar çoğalarak yaşayabilir.Ne var ki soğanlardan bir çiçek tarhı hazırlıyorsakdinlenme dönemlerinde tam anlamıyla kurukalmaları gerekir; bahçe büyükse özel bir yerleri ola-

Müjde, bahçereyonu olanbüyükmarketlere,seralara ve debüyük kentlerinçiçekpazarlarına ilkbaharsoğanları geldi!Aralarındaneler yok neler:Lalelersümbüller,nergisler,çiğdemler,frezyalar,anemonlarsüsenler… Hiç dikmedik-lerinizi, dene-mediklerinizi,bu güne dekgörmediklerinizideneyin.Sizinle birkaçhafta ardıardına busoğanlardanneler

N

BAHÇEM ve BEN

GÜLNAR Ö[email protected]

Bahçede güzbilir ve orada zamanla iklime alışıp çoğalabilirler. (Bukonuya ilk baharda değineceğiz). Eğer bir çok bitkiarasına dikiyorsak bunları bir file içinde (portakal,greyfurt fileleri iyi iş görür) ya da dört bir yanı delik-li bir plastik sepet içinde dikip toprağa gömeriz. Buşekilde, yaprakları soluduğu zaman yerlerindençıkarmak kolay olur. Soğanların paketinde dikimderinliğini yazar (Örn:10cm) pratik olarak hangisoğan olursa olsun soğanın iki katı derine dikmekyeterlidir. (Doğrudan toprağa dikimlerde) Toprağın,drenajlı (geçirgen) hafif kumlu (geçirgenliğe yardımeder) olması tercih edilir, eğer toprak çok killi veağırsa su toplar ve soğanı çürütür. Dikimçukurlarının dip kısmına yine drenajı sağlamak içinhafif bir kum tabakası dökmek yararlıdır, bu işlemaynı zamanda kemirgenlerle teması önler. Üstüörtülür ve basmamak için bir çubukla yerleriişaretlenir. Hercai menekşe tarhlarının içine lale çokyakışır. (Gözünüzün önüne getirin, mor menekşelerarasında kırmızı laleler).

Çiçeklenme sırasında ve sonrasında verilecek gübrebir sene sonraki çiçeklenmeye yarayacağından, me-raklılar için yavaş eriyişli bir organik gübreyi topraklakarıştırmalarını öneririm. (Organik tarım ürünlerisatan ziraatçılarda ya da büyük marketlerdebulabilirsiniz) Toprak, dikim sırasında iyi beslenirseçiçeklenme de o denli güzel olacaktır.

Balkon ve teraslardaTemizlenmiş, altı delik bir saksıya, çiçekli bitkilertoprağına az miktarda kum ve organik çiçekli bitki-ler gübresi (bir avuç ) ilave edip iyice karıştırmalıyız.Saksı ekimlerinde soğanı çok fazla derine dikmeyegerek yoktur hatta 30-35 cm çapında bir saksıya sıkolarak 10 adet soğan dikebiliriz. Yüzeyden 5 cmderinlik yeterlidir. Dikim yapacağımız bölgeye yineince kum serpmekte yarar var. Soğanlarıyerleştirdikten sonra -yerlerinden oynatmadan-özenle üstlerini örteriz. Balkon ya da teraslardasaksıları dışarıda açık havada tutmalıyız. Bu soğanlarsoğuk yemelidir. Sulamaya gerek yok yağmur yeterli,hatta uç verin-ceye değin sulamamak gerekir diyenbir görüş de var. En iyisi kendi haline bırakmak.

Evet sevgili bitki severler lale dikmek gördüğünüzgibi bir çocuk oyuncağı, o kadar seçenek var ki,katmerli, alacalı, siyaha yakın mor, çeşit çeşit.

Bahçıvanınız size lalenin öyküsünü de anlatacak.Avrupa'ya nasıl gittiği… Ne serüvenler yaşadığını veyaşattığını neler neler, …

Arkası gelecek haftaya. Güneşli ve bol bol lale, süm-bül, nergis … dikimli mutlu bayram günleri dilerim.

Page 33: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006
Page 34: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

34 BODRUMe ntü

B A K I P D U R U

Bodrum zaman kaybediyor... Herkes bakıp duru...

Güzel ilçemiz Bodrum'da, daha iyisi yapma iddiası ile kurulan vebirçoğunun amacının "Bodrum'un sorunlarına çözüm arayanlarıbiraraya getirmek" olan derneklerden hangisinin bu amaca katkıdabulunabildiğini bir türlü anlayabilmiş değiliz. Bu derneklerdenbirçoğu gündemde olan ve herkes tarafından zaten bilinen sorun-lara çözüm "önerileri" üretemeden, yemekli, eğlenceli, şenlikli,bağışlı toplantılar düzenliyorlar....

Yıllardır, aynı söylemler ve nutuklar ile anlatılanların uygulamasınayönelik, hiçbir ileri adım yok... Bodrum zaman kaybediyor... Dernektoplantıların baş köşelerinde ağırlanan yöneticilerimizden de sözvar, icraat yok... Bodrum zaman kaybediyor... Bu derneklerimiz biraraya gelerek, ortak amaçları doğrultusunda ve çözüm önerileriüreterek, Bodrum'daki yönetimler üzerinde baskı oluşturmayı nedendüşünmezler?

Çevremizde büyük orman alanlarımız yandı, bitti, kül oldu!...Bodrum'da henüz ciddi bir hareket yok.... Herkes birlikte bakıpduru..... Bodrum derneklerini geçen sayımızda bu konuda birliktehareket etmeye davet ettik. Bize yansıyan bir gelişme yok... TEMAVAKFI tarafından desteklenen "10 Milyar Meşe" projesini örnek olarakdikkatlerinize sunu-yorum. http://www.smsmese.org sitesini ziyaretederek isterseniz bilgi, isterseniz katkı sağlayabilirsiniz. Bari, yananormanlara üzülmekten daha fazla birşeyler yapabildiğimizigösterelim.

Sağlıklı ve huzurlu Bodrum günleri dilerim.

Ramazan Borazan

Eylül sayımızda yukarıdaki resmi yayınlayarak “2005-2006sezonunda vizyon filmlerinden bir çoğu, Bodrum’a gelme-di... Bodrum’lular izlemek istediği kaliteli filmleri izleyemedi...Sinema işletmecilerinden, Türkiye ile aynı anda, kaliteli viz-yon filmlerini Bodrum’a getirmelerini rica ediyoruz” demiştik.

Cinemarine İşletmecisi Cenk Sezgin, yukarıdaki resimlerdeyer alan afiş boşlukları ile ilgili olarak; işletmecilerin her filmiçin en çok 8 adet afiş verdiğini, bu nedenle yırtılanlarınyerine yenisini koyamadıklarını belirtti ve vizyon filmleri ileilgili aşağıdaki açıklamayı yaptı.

“Türkiye'de yılda ortalama 200-250 film gösterimeçıkmaktadır. Bunlardan %10 u gişe beklentisi yüksek, yarısıortalama getiri beklenilen % 20 si vasat dolgu filmler ve

Bodrum’da sinema işletmek

MERHABA...

BODRUM’DAN

YORUMSUZ

MOTORSİKLET

MANZARALARI

_

L Cennet köşe Mazı’dan son manzara...

Page 35: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

BODRUMe ntü 35

[email protected]

RAMAZAN BORAZAN

her şey SANKi DÜN gibi

diğer bir % 20 lik dilim de 1 ile 10 kopya arasında gösterimealınan yarışma veya sanatsal eserlerdir ki gelir beklentisiolmadığından dağıtımcılar tarafından minimum adette kopya ilegirilirler.İstanbul'da bulunan dağıtım şirketleri bu filmleri adedinikendilerinin belirlediği sayıda kopya ile tüm ülkedeki sinemasalonlarına ortalama 2 ay evvelden programlarlar.

Bu programlama sırasında, 50-100 salonlu sinema gruplarıdışında, özellikle Anadolu'da bulunan sinema salonlarına görüşsormak yerine çoğunlukla, kendi ulusal dağıtım planları ve kopyaadetleri doğrultusunda uygun olan takvimi oluştururlar. Yanisinema işletmecisi kendine fakslanan gösterim programınauymak zorundadır. Sinema işletmecisine bu noktada fazlaalternatif kalmaz.

Yüksek gişe beklentisi sebebi ile fazla kopya ile girilen filmlerdesinemaların yıllık hasılatları baz alınarak oluşturulan sinemalarsıralamasında yukarıdan aşağıya doğru kopya adedi kadarsinema salonuna film programlanır.

Sıralamanın dışında kalan sinemacının iki alternatifi vardır.Birincisi programa uymak, ikincisi yeni bir kopya basılması içingereken miktarı karşılayıp (teminat) 1.vizyon listesine dahil olmak(dağıtım şirketi kabul ederse, ki çoğunlukla Amerikan filmlerindekopya adedine direk Amerikan şirketleri karar verdiğinden butalep geri çevrilme olasılığı yüksek) Teminatla alınan filmlerde de,filmin hasılatı kopya maliyeti için taahhüt edilen miktarıkarşılamadığı hallerde zarar riski kabul edilmiş demektir.

Sonuç itibarı ile iyi film her zaman gişe hasılatı yüksek filmolmadığı için hiçbir sinema işletmecisi gişe garantisi olmayan

REFERANS BOLArkadaşları işadamını evlendirmek istiyorlar.Sonunda uygun bir hanım bulunuyor veişadamına haber veriliyor."Ben işadamıyım", diyor adam, "Numune

görmeden böyle bir işe karar veremem."Genç kadına durumu iletiyorlar:"Ben de iş kadınıyım", diyor hoş hanım, "Numune verememama istediği kadar referans gösterebilirim"

Tilki ormanda gezmektedir. Bir ağacın dalında asılı bir geyikbudu görür. Açtır ama şüphelenir kontrol etmeye başlar vegörür ki bu bir tuzak. Geyik budu bir iple bombaya bağlıdır.Epeyce uzağa gider ve başını kollarının üzerine koyarakyatar, biraz sonra kurt gelir, budu görür ve yatan tilkiyi detabi... Tilkiye sorar.- Neyapıyorsun dostumTilki cevap verir "hiç... yatıyorum" - Burada bir but var- Evet var- Neden yemedinTilki sakince cevap verir; "BU GÜN ORUCUM"Kurt kendinden emin; "Ben yiyeyim o zaman"Tilki "Buyur afiyet olsun" der.Kurt but 'a uzanır uzanmaz bir patlama, ortalık toz duman,kurt yaralı hareketsiz 10 metre uzakta perişan halde yatarkentilki sakince budu yemeye başlar.Bunu gören kurt; "LAN ŞEREFSİZ HANİ ORUÇTUN"Tilki pişkin pişkin; "Biraz önce top patladı duymadın mı?" der...

HERKESE NEŞELİ, SAĞLIKLI, HAYIRLI RAMAZANLAR...

J

TONGUŞ YAŞAR

Bünyesinde 5 sinema salonu bulunduran Oasis Alışveriş,Kültür ve Eğlence Merkezi'nin Yönetim Kurulu Murahhasüyesi Mazhar Vardar'ın konuyla ilgili düşüncelerini almakistedik. İşte Mazhar Vardar’ın yanıtı.

“Bodrum'da yaşayan insan ve kültür seviyesini tatmineden filmler ne yazık ki Türkiye ile aynı anda güzelilçemizde gösterilemiyor. Aynı yıl içinde gösterime çıkanfilmlerin sanırım ancak nerede ise yarısı Bodrum'agelebiliyor. Getirilen filmler piyasa değerlerinin düştüğüdönemlerde geliyor. Sinema işletmeci-liğinde yeterlirekabetin olmadığı Bodrum'da, gerek salonlardakikonfor kalitesi, gerekse de film seçimindeki tercihlerekonomik yönde yapılıyor. Bünyemizdeki üç salona, iki salon daha ekleyerek, filmithalatçılarından kaliteli filmleri öncelikli olarakalabilmeyi hedefledik. Ulaşabildiğimiz noktada, halenistenen tatmini sağlayabilmiş değiliz. Her yıl çok sayıdaizleyiciden tenkit alıyoruz. Bunları işletmecimiz ilepaylaşıyoruz. İşletmecimiz, Oasis'de işletmekte olduğusinema salonlarının yanında, Muğla ve İstanbul'dahizmete soktuğu yeni sinema salonları ile, filmpiyasasında daha etkin olmaya çalışıyor. Yönetim olarakbiz de daha iyisi için çözüm ve arayış içindeyiz”.

filmlerde teminat riski altına giremez. Eğer Türkiye'de biryılda gösterime giren 220 filmden Bodrum'da 150 si gös-terime girebiliyorsa bunun nedeni kısaca budur. Zaten 52hafta, her filmin ortalama 2 haftalık gösterimde kalması veBodrum toplamında 6 salon denklemi, Bodrum'da bir yıldaen fazla 150 filmin gösterime girebileceğinin

Page 36: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

BODRUMe ntü36

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür DaireBaşkanlığı İzmir Devlet konservatuar korosu,Hayati Çiftci şefliğinde eserler sundular.TRT ekranlarından yapılan naklen yayınıDidem Tolunay sundu.

Koronun ardından sahneye gelen MelihatGülses sevilen şarkıları söyledi. Daha sonraise sahneye gelen Zekai Tunca'da ZekiMüren’in unutulmaz şarkılarından sundu.Kötü hava şartlarına rağmen BodrumKalesini dolduran binlerce kişi şarkılara eşlikettiler. Naklen yayın sonrasında yapılan

ZEKİ MÜRENaramızdan ayrılışının 10. YILINDA ANILDI

Kültür ve Turizm Bakanlığı, Bodrum Kaymakamlığı, BodrumBelediyesi, Zeki Müren Sanat Müzesi, Mehmetçik Vakfı, Türk Eğitim

Vakfı, Zeki Müren’in Sanatını ve Müziğini Koruma Derneğinin veBodrumdaki birçok sivil toplum örgütü ve kuruluşların katkılarıyla Zeki

Müren 10. ölüm yıldönümünde eserleri ile anıldı.

“Zeki Müren'in ölüm haberi Türkiye gündemine bomba gibi düştü. İlk aşamada kimse inanamadı, fakat gerçekti.Her faniyi bekleyen son onu da 24 Eylül 1996 Çarşamba günü saat 20.59'da TRT İzmir Televizyonu'nun makyaj odasında

yakalamıştı. Aslında Azrail'le, bant çekimi yapılan stüdyoda, yüze yakın medya temsilcisinin gözleri önünde selamlaşmıştı ama,kuvvetle olası ki, kendine özgü nezaketi ve tane tane sözcükleriyle can alıcıya yalvardı: "Burada olmasın n'olur!” 

çiçek ve plaket verme töreninden sonraZekai Tunca ve Melihat Gülses birlikte şarkılarsöyledi. Onlara katılan Şef Hayati Çiftçideşarkılara eşlik etti.

Geceye Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri,Bodrum Kaymakamı Abdullah Kalkan,Bodrum Belediye Başkanı Mazlum Ağan,Garnizon Komutanı, Türk Eğitim Vakfı GenelMüdürü Yüksel Bilal, Müdür yardımcısı GülselBilal, Mehmetçik Vakfı adına İzmir temsilcisiEmekli Albay Hüseyin Gökçen ve çok sayıdadavetli katıldı.

24 Eylül 1996’da bir güneş gibiparlamasını sağlayan sahnede, billursesini bizlere duyuırduğu ilk mikrofonuelindeyken yorgun kalbine yenik düştü.Geride 300’ü aşkın şiir, 100’e yakınbeste, 500’ü aşkın plak, 18 film, biniaşkın desen ve kulaklarımızdan silin-meyecek, hiçbir ölçüyle ölçülemeyen

güzellikte bir nida bıraktı. 

“Doktorlar sahneyi yasakladıktan sonrabeş sene üst üste Bodrum Kalesi'nde

epeyce uzun süren konserler verdim.Bodrum için can bile verilir.

Çok güzel geçti konserler.Doğu'dan, Batı'dan, Kuzey'den, Güney'den

pek çok sevenim kaleyi doldurdular.Yani Aspendos yavrusu olarak

düşünüyorum ben bu konserlerimi.O Aspendos konserinin,

hayatımın, sanat hayatımın tacıdırdediğim konserimin,

bir tatlı sadık yavrusu olarak görüyorum.Çünkü orası yirmi yedi bin kişilikti.

Muhteşem birşeydi.Burası da sevgi ve saygı

bakımından aynı ihtişamıyaşattı ve yaşadı”.

"6 Aralık 1931 doğmuşum, iyi mi etmişim?37 İlkokul siyah önlük, beyaz yaka,toplumda ilk fiyaka 41 Orta mektepte soluk beniz,kısa saç ve umutlardan kıskaç45 Lise, pembe hayaller,yeşil filizler, yorulmayan dizlerAkademi 1950 renk dünyasındarenksiz yelkenli1952 film, plak, dik bir boyun ve alın ak1954 sahne, çile, para,çile artık ne dilersen dile62 en büyük aşkım,62 en deli gönlüm,62 en neyseBindokuzyüz bilmem kaçveda kara dünyaya"

Page 37: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

Bodrum’un1. SiTESi’ndeBodrum’un firmaları

yerini almaya başladı

İLANLARINIZ İÇİN 317 10 90 - 91

OASİS Alışveriş Merkezi No:226 Fax: 317 10 92 [email protected]

SiZE DE YER AYIRDIK...

İsterseniz ana sayfada. İsterseniz sektörel bölümde (Bodrum Ajans İş Rehberi) yer alın.En çok izlenen siteler arasında Hem Bodrum sıralamasında hem de

Ekonomi ve İş Dünyasında siteleri arasında 1. sırada olanwww.bodrumajans.com.tr sitesinde linkiniz olsun,

siz de en çok arananlar arasında bulunun.

WWWbodrumajans.com.tr

Veriler, dünyadaki yaklaşık 18 milyon site arasında değerlendirme yapan www.alexa.com sitesinden alınmıştır.

wwwbodrumajans.com

Page 38: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

38 BODRUMe ntü

DÜNDENARŞİVDEN - Merhaba Gazetesi 03/12/1982

Bodrum ve çevresinde yerleşik ilk halkLeleg ya da diğer adları ile Kar'lardır.MÖ. 3000 de tüm Ege'ye ve adalarınayayılmışlardır. Bodrum'da ilk yerleşim,bugün Sualtı Arkeoloji Müzesininbulunduğu ve eski çağlarda ana karayayakın küçük bir adacık olan Zephriaadasıdır. Kentin ismi de Zephrion'dur.Kent kuzeyden göç eden Dor'larla yerlihalkın kaynaşması ile kurulmuştur. Antikçağda önemli bir ticaret merkezi olmuş,buna bağlı olarak da sık sık istilayauğrayıp el değiştirmiştir. Mö. 377'deMausolos, Pers Krallığının Kayra valisiolarak Halikarnassosu başkent yapmıştır.Ölümünden sonra yerine geçen karısıArtemisia, bugün dünyanın yediharikasından biri olan anıt mezarı(Moseleum) MÖ. 353'te kocası anısınayaptırmaya başlamıştır. mÖ. 343'te 8.İskender'in Karya'yı istila etmesi ileHalikarnassos eski önemini yitirmeyebaşlamıştır. İskender'in ölümü ile Mısırkralının idaresine girmiş, daha sonra birara bağımsız bir kent olmuş ve ardındanRoma egemenliğini kabul etmiştir. Buyıllarda Bodrum ölü bir kenttir.

13. yy. da Karya'da Türkleregemenliklerini sürdürmüşler ve kentMenteşe ili olmuştur. 14. yy. da Osmanlıİmparatorluğunun Menteşeoğullarınaegemen olması ile İmparatorluğa dahilolmuştur.

Bugün Sualtı Arkeoloji Müzesi olarakkullanılan Bodrum Kalesi 1415-1437yılları arasında Rodos (Saint Jean)Şövalyeleri tarafından Osmanlıİmparatorluğu I. Mehmet Çelebi'nin izniile yapılmıştır. Kalenin yapımında

kullanılan taşlar Moseleum'un değerliyontularının bir kısmı BodrumMüzesi'nde bir kısmı da İngiltere'deBritish Museum'dadır.

Halikarnas Balıkçısı’nınönayak olduğu Mavi

Yolculuk, gezegenlereyörenin doğal güzelliklerini

görme olanağı verirBodrum, özellikle son yıllardaTürkiye'nin önemli turistikmerkezlerinden biri olmuştur. Yaz vehatta kış aylarında da yerli ve yabancıturistlerin uğrak yeridir. HalikarnasBalıkçısı'nın önayak olduğu MaviYolculuk, gezegenlere yörenin doğalgüzelliklerini görme olanağı verir.

Çoğunlukla incir vepalamutluk olan araziler

mandalina bahçesinedönüştürülmüştür

Tarihi ve turizmi yanında, özellikle uzunsüren bahar ve de kış aylarında canlanandoğası ile Bodrum bir yeryüzücennetidir. Yaz ayları kurak geçse de, kışve bahar aylarında yenebilen yabaniotların ve mantarların yanında,nergislerde orkide çeşitlerine kadar birçok çiçek kırları süsler. Ilıman Akdeniziklimi, turunçgillerin yetişmesine deuygundur.

Evliya Çelebi, Seyahatnamesinde bugünBodrum'un bir köyü olan Kemer'denbahsederken "Hünkar Helvacıları buradaoturup limon ve turunç yetiştirirler" der.Bodrum ve Bitez köyünün bağlık vebahçelik olduğunu söyler. Halkın

kazancını kuru üzüm ve incirdensağladığını da belirtir.

Bodrum mandalinanın öyküsü isehemen hemen 50-55 yıl önce başlar.Mandalinanın yöredeki ilk üreticisiKaşarlanmış adı ile tanınan Akçaalanköyünden Hacı Kakavan oğullarındanMandalinci Mehmet Hilmi'dir. Rodosadasında turunç çekirdeğinden aşılımandalina yetiştirilmesini incelemiş veBodrum'a fidan getirmiştir. Daha sonrada köyünde aşılı fidan yetiştirmeyibaşarmış ve bu konuda çevre halkınaöncülük etmeyi başarmıştır. Bununsonucu olarak ve meyvenin ekonomikdeğeri anlaşılarak, çoğunlukla incir vepalamutluk olan araziler mandalinabahçesine dönüştürülmüştür.

1945 yılında üretim 4500 ton kadardır.Mandalina üretiminde 50'li ve 60'lıyıllarda, gerek yetiştirilen çok sayıdakifidanların meyve verecek durumagelmesi gerekse devletin bahçesahiplerine sağladığı krediler nedeni ilebüyük bir artış olmuştur. Mandalina,1964 yılından başlayarak dış ülkelere deihraç edilmeye başlanmıştır. Geçmişyıllarda ortalama olarak 4-5 bin tonmandalina çeşitli yabancı ülkelere ihraçedilmekteydi. 1981 yılı ihraç kapasitesi10-12 bin tonu bulmuştur.

Bodrum ve çevresindeSatsuna (Rize), Clementin(Kinin) ve yerli mandalina

olmak üzere üç cinsmandalina yetiştirilmektedirMandalina ağacının, turunç çekirdeği

BODRUMMANDALiNiNiN

ÖYKÜSÜMETİN AKÇALI

Page 39: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

39BODRUMe ntü

BUGÜNEanaç olarak kullanılarak, aşılanan turunçfidesinden elde edilmesinin iki önemlinedeni vardır. Bunlardan birincisi turunçfidesinin anaç olarak yörenin kireçlitoprağına karşı dayanıklı olmasıdır.İkincisi ise, ağacın mandalinaçekirdeğinden yetiştirilmesi halindemeyveyi toplatmayacak şekilde dikenliolmasındandır. Aşılama bir yaşına gelenfidelere daha çok göz aşısı ya da kabukaşısı şeklinde uygulanır. Bu aşılar ile aynıağaç üzerinde hemen hemen tümturunçgilleri yetiştirmek mümkündür.Bodrum ve çevresinde Satsuna (Rize),Clementin (Kinin) ve Yerli mandalinaolmak üzere üç cins mandalinayetiştirilmektedir.

1960 yılından önceleri,bahçe sahipleri yakınları ile

birlikte bahçe evlerindemandalina işlerlerdi

Turunçgillerin, özellikle mandalinanınen büyük düşmanı Akdeniz meyvesineğidir. (Ceratitis Capitata) Sinekyumurtalarını meyve kabuğu içinebırakır. Yumurtalardan çıkan kurtçuklarmeyve etini yerler. Hastalanan meyveerken sararır ve toplamadan öncedökülür. Mücadeleye sonbahardaürünün olgunlaşmasından önceilaçlanarak başlanır. Bundan başkamandalinaya zararlı pas böcüsü, bit, karakoşnili, kırmızı örümcek, turunçgilnematodu, çinko ve demir noksanlığıgibi hastalıklar sayılabilir.

1960 yılından önceleri, bahçe sahipleriyakınları ile birlikte bahçe evlerindemandalını işlerlerdi. Karayolugelişmediği içinde ürün eşek vedevelerle sahile taşınır ve Karadeniztakaları ile İzmir ve İstanbul'a gönderilir-di. Bodrum'un Bitez köyünde bu yıllardaüreticiler bir birlik kurmuşlar vekendilerine bağlı 10 kadar deniz taşıtı ileköylerindeki ürün büyük şehirleretaşımışlardır. 1960 yılından sonra isekarayolu taşımacılığına başlanmıştır.Mart ve Nisan ayları içinde mandalinabahçeleri buram buram çiçek kokar.Büyüleyici kokuları, arıları koştururİlkbaharın tüm güzelliğini ortayaçıkartırlar. Bol ürün alabilmek içinilkbahar ve yaz ayları süresi toprak ileağaçlara iyi bakılması gerekmektedir.

Olgun ağaçların iç kısımlarındaki fazladallar budanır. Ağaç meyve topladıktanhemen sonra filizlenmeye başlar.Turunçgil için uygun olan toprağı işlemeşekli, Sonbaharda dikilen yeşil örtübitkisinin, ilkbaharda toprağagömülmesi ve bahçenin sulamaya hazırduruma getirilmesidir. Toprak sonbahar-da bir kez daha sürülür. Çiftlik gübresiilkbaharda, kimyasal gübreler ise Şubat,Mart ve Ağustos aylarında toprağıneksikliklerine göre bilinçli bir şekildeverilir. Gereksiz yere kimyasal gübreverilmesi meyveyi çabuk olgunlaştırıp,katılaştırır. Yağmurların kesilmesi ile bir-likte ürün için çok önemli olan sulamaişi başlar. Bahçeyi az veya çok sulamakzararlıdır. Çok su meyvenin dökülmesineneden olur. Bodrum ve çevresindebahçeler bir hafta ve on günde birkuyulardan sağlanan su ilesulanmaktadır.

Ekim ile Şubat ayları arasında yörehalkının uğraşı mandalinadır. Sararmayabaşlayan mandalina bahçeleri, ürününbüyük kentlere satılması için verimtahminine göre bir aracı tarafındankendine bağlanır. Alınan bahçelerinbüyüklüğüne göre köylülerden oluşan10-12 kişilik bir işçi grubu kurulur.Çoğunlukla 3-4 aileden meydana gelenişçilerin kadın ve kızları mandalinayımakasla ağacından kesip ellerindekikovalara, oradan da erkeklerin taşıdığıküfelere doldururlar. Küfecilermandalinayı bahçe yolu kenarındakikasalara 20'yi buluncaya kadar aracayüklenir ve köy içindeki depoyasandıklamak üzere götürülür. Buradabulunan işçilerde büyüklüklerine göremandalını kasalarlar. Mandalın,kamyonlarla başka bir kenttekitüketiciye varmak için hazırlanır.

Kinin çevredeki yetiştirilencinsler içinde kokulu ve en

tatlı olanıdırSıcak yaz ayları sonunda, Ekim ayıbaşında, ilk yağmurun düşmesi ilehavalar serinler. Artık irileşmiş olanmeyvenin sararması çabuklaşır. Yukarıdabelirttiğim üç cins içinde en çabukolgunlaşanı Bodrum'da yaygın olan ismiile Rize'dir. Diğer adı da Satsuma olan bumandalina, çekirdeksiz ve kokusuzdur.

Tadı öbür cinslere göre daha azdır.Bitez, Ortakent Köylerinde veBodrum'da çok azdır. Yalnız Gölköyü veçevresinde yetiştirilir. Özellikle İzmir'deihraç ürünü olarak yetiştirilmektedir.Büyük kentlerimiz ile dış pazarda,çekirdeksiz ve küçük çocuklarımız içintehlikesiz görüldüğünden tercihedilmektedir.Hemen hemen Rize mandalinasınıntoplanması bittiğinde yöredeki ismi ileKinin (Clementin) toplanacak hale gelir.Kinin çevredeki yetiştirilen cinsleriçinde kokulu ve en tatlı olanıdır. Azçekirdekli, kabuğu Rize ve Yerli mandali-naya göre daha turuncudur. Dayanıksızve soğuktan çabuk bozulan bir cinstir.Toplamada geç kalınırsa meyvebozuluverir. Akdeniz meyve sineği, özel-likle Satsuma ve Clementin cinsi man-dalinaya daha çok zara verir.

Kinin toplanmasından sonra sıra Yerlimandalina gelir. Tadı ve kokusu Kinineyaklaşır. Bol çekirdekli ve dona karşıdaha dayanıklıdır. Bodrum veçevresinde en çok yetiştirilen bu cinstir.

Çevredeki halkın kışaylarındaki geçim kaynağı

mandalina yetiştiriciliğiMandalinanın Bodrum'daki öyküsüböylece Şubat ayı ortalarında sona erer.Üretici mandalina ürünün giderekekonomik değerini söylemektedir.

Bundan dolayı yeni kurulan bahçeleredaha çok, değeri yeni yeni anlaşılanbergamut ile Finike dolaylarında yetişenportakal kalitesine eş değerdeki yafa vewaşinton portaklı aşılanmaktadır. Ayrıcabilgi eksikliğinden dolayı turunçgillerezararlı olan hastalıklar giderekçoğalmakta ve ürün veriminiazaltmaktadır. Üreticiyi aydınlatmakaçısından Ziraat Mühendislerinin dahaaktif bir şekilde yardımcı olmalarıgerekmektedir.

Turunçgiller için çok önemli olan susorunu hissettirmektedir. Düzensiz birşekilde her bahçeye açılmış gereğindenbüyük kuyular taban suyunu azaltmış vedenize yakın olan bahçelerde tuzlanmıştaban suyu ağacı kurutmaya başlamıştır.

Page 40: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

40 BODRUMe ntü

LEZZET USTALARI

Chinese Inn Restaurant’danBADEMLİ TAVUK, ÇİN BÖREĞİ, BALLI KIZARMIŞ MUZ

hazırlayan: CANSIN TÜRKDOĞAN

ŞEFiN MUTFAK SIRLARI

CHINESE INN RESTAURANT, OASİS Alışveriş Merkezi’nde Tel: 317 11 16

Chinese Inn Restaurant’ın ahçıbaşıAishan Wubuli ustadan mutfak sırları;

Sebzeleri tavaya tava iyice kızmışken atarve öyle kavurursak sebzelerin rengi solmazdoğal reklerini korurlar.

Sebzelerin özellikle brokolinin yeşil kalmasıiçin haşlama suyuna 1 kaşık karbonatatılmalıdır ve haşlandıktan sonra da sebzelerhemen soğuk suya konmalıdır.

Eğer pişme süresi tamamlandığında pir-inçler hala fazla sertse ve pilav suyunuçekmişse, 1/4 ölçü sıcak su ilave edin. Pirinçlerbu suyu çekinceye kadar pişirin.

Domatesler pörsümüş ise yarım saatboyunca tuzlu su dolu bir kabın içindebuzdolabında bekletirseniz çok daha güzel

Ballı Kızarmış Muz: (1 Porsiyon)

Çin Böreği: (1porsiyon)

Malzemeler:Toplamı 50 gr; lahana, havuç, kabak, yeşilsoğan, soya fasulyesi filizi, Tuz, Soya sos,Özel yufka, Susam Yağı, Çin tuzu, Tavuksuyu

Yapılışı:Sebzeler jüliyen ve aynı miktarda doğranır.Vok tavada ( Çin tavası) kavrulan sebzelerediğer malzemeler ilave edilir ve sote olarakiç pişmiş olur.Özel sıcak demirde elle açılan krepşeklindeki yufkaya içler koyulur ve yufkasarılır. Börekler sıcak yağda kızartıldıktansonra servise hazırdır. Başlangıç veya arasıcak için ideal bir antredir.

Bademli Tavuk: Malzemeler: (1 Porsiyon)200 gr tavuk göğsüKabak, biber, mantar, yeşil soğan, bambooshoots (eşit miktarda) toplam 50 grBademSarımsakTuzNişastaYumurta Çin tuzuYarım kepçe ya da yarım su bardağı tazetavuk suyu

Yapılışı: Tavuk göğsü kuşbaşı doğranır.Tuz, nişasta,yumurta, çin tuzu ile marine edilip kısa sürebeklemeye bırakılır. Sebzeler yaprak yaprakdoğranıp, dövülmüş sarımsak koyulan sıcaktavada sote edilmeye başlanır. Bu işlemyapılırken marinedeki tavuk kızgın yağdayarı pişirilir. Sonra sebzelerin olduğu voktavaya ( Çin tavası) bademle beraber ilaveedilip birlikte sote edilir ve bu işlem sırasındatuz, çin tuzu, soya sosu, az şeker, taze tavuksuyu ve sulandırılmış nişasta (kıvamı tuttura-bilecek kadar) ilave edilip servis tabağınaalınır.

Not: Yemeğin rengi normalde sarımsı olacaktır, üzerine soya sosu ne kadar çok ilaveederseniz yemek o kadar çok kırmızıya döner.

Malzemeler:

1 adet Muz2 yemek kaşığı un1 yemek kaşığı nişasta¼ su bardağı su1 çay kaşığı kabartmatozu1 çorba kaşığı yağ1 çay kaşığı tuz

Sos için;1 çay kaşığı susam2 yemek kaşığı bal

Yapılışı:Muz dışındaki malzemeler bir kapta

karıştırılır. Küp küp doğranan muzhamurun içine atılır. Muzlarhamura iyice bulandıktan

sonra sırayla hamurdançıkarılarak kızgın yağa

atılır. Bu işlem sırasındahamurlu muz çevrilerek

atılırsa hamur muzudaha iyi saracaktır veiyi bir servis görünümü

kazanacaktır.Servis tabağına alınan

sıcak muzların üzerine bal vekavrulmuş susam ilave edilerek

servis yapılır.

Not: Muzun hamuru lokma hamurundan daha sıvı olmalıdır.

Page 41: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

netb kış@

CANSU TÜRKDOĞ[email protected]

matrak görüntüler ilginç siteler farklı görüşler gırgır sözler

Kelimeleringücünü anlamadan,insanların gücünüanlayamazsın.(Confucius)

Isterseniz yanlışdüşünün, ama herdurumda kendikafanızla düşünün.(Doris Lessing)

Üç kişininbildiğini, bütün köybiliyor demektir! (Alman atasözü)

Bir mum diğerbir mumututuşturmakla,ışığından bir şeykaybetmez.

AnlamlıSözler

Yaşadıkları bölgede kırık cam, kuyruğuna tenekebağlanmış kedi, inik araba lastiği, kapıdan çalınansütler gibi pek çok hadisenin faili olarak bu iki afacankardeş gösterilmekteydi...Kasaba halkı artık "illallah" demişlerdi afacankardeşlerden, haklıydılar... Ailesinin bile zaptetmektezorlandığı bu afacanları yola getirmek için kilise fikriortaya atıldı... Bunları ancak asabiyetiyle nam salmışrahip dizginleyebilirdi... Ailesi iki afacan kardeşi kili-seye rahibin yanına götürdü... Önce büyük kardeşrahiple baş başa kaldı... Rahip karşısındaki çocuğuürkütmek istemeyen bir tavırla sordu:- Söyle yavrum, tanrımız nerde?" Küçük afacan başını öne eğerek sustu... Rahipsakinliğini koruyarak:- Söylesene evladım tanrımız nerde?"- "???"- "Evladım sana soruyorum tanrımız nerde?"- "???"Asabi rahibin sinirleri bozulmaya başlamıştı:- "Söylesene yahu tanrımız nerde?"-"???"- "Seni aşağılık afacan benim sorularıma cevap vertanrımız neeerdeeeee!!!!!!!"Rahibin sinirden kıpkırmızı olduğunu gören afacançocuk hızla kiliseden kaçtı. Kapıda sırasını bekleyenkardeşinin elinden tutarak evlerine doğru koşmayabaşladı... İki afacan odalarına girip kapılarınıkapattığında küçük kardeş ağabeyine:- "Biz kimden ve neden kaçıyoruz?" diye sordu.Soluk soluğa kalan büyük kardeş ise:- "Bu sefer başımız gerçekten dertte... Tanrıkaybolmuş, bizden biliyorlar......."

BAŞIMIZ DERTTE?

41BODRUMe ntü

KARDEŞ GİBİLER

Bunlar çeşitli ürünlerin üzerindeki kullanmatalimatlarından alınan cümleler...Espri olsun diye değil, ciddi ciddiyazılmış...

Bir puding kutusunda: "Ateşin üzerine koyarsanızısınır."

Bir uyku ilacının üzerinde.. "Uyuklamaya sebep ola-bilir."

Ütü kutusunda: "Giysilerinizi üzerinizdeütülemeyin"..

İngiltere'nin unlu eczane zinciri Boots'un çocuklariçin hazırladığı öksürük şurubu kutusunda:"İçince Araba kullanmayın"..

Çin mali Noel ağacı ışıklı süslemelerinde:"Sadece içeride ve dışarıda kullanılabilir"..

Japon malı mutfak robotunun üzerinde: "Başkaamaçla kullanılmaz."

Fındık paketinin üzerinde: "Dikkat: İçinde fındıkvar."

Amerikan Airlines Şirketi'ne ait fıstık paketininüzerinde: "Talimat: Paketi açın, fıstıkları yiyin.."

Bir elektrikli testerenin üzerinde: "Çalışırken elinizledurdurmaya teşebbüs etmeyin."

KULLANMA TALİMATLARI HANGİSİNE İNANALIM?

İyilik yap denize at.

Merhametten maraz doğar.

Zararın neresinden dönülse kardır.

Gelen gideni aratır.

Yüzü güzel olanın huyu da güzel olur.

Yüzü güzel olanı değil huyu güzel olanı sev.

Akıl akıldan üstündür.

Aklın yolu birdir.

El elden üstündür.

Alet işler el övünür.

Acı patlıcanı kırağı çalmaz.

Kurunun yanında yaş da yanar.

Zorla güzellik olmaz.

Zora dağlar dayanmaz.

Öfke baldan tatlıdır.

Öfke ile kalkan zararla oturur.

İşleyen demir ışıldar.

İnsan yedisinde neyse yetmişinde de odur.

Fazla mal göz çıkarmaz.

Azı karar çoğu zarar.

İnsanın kıymetini insan bilir.

İnsanoğlu çiğ süt emmiş.

Anasına bak kızını al, kenarına bak

bezini al.

Beş parmağın beşi birbirine benzemez.

Olmaz olmaz deme.

İş olacağına varır.

Page 42: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006

42 BODRUMe ntü

Hayat budur

lın yazısına inanmayan yok sanırım,ille de zor zamanlarımız da veçaresizliklerimiz de, alın yazısı deyipgeçili-yor. Her şey alnımızda yazıyorsa,

günahlarımız kime yazılır bunu da hiçanlayabilmiş değilim. Alın yazısının varlığınateselli anlamında sarılıyor olabilir miyiz acaba?Kim yaptı, kim suçlu, kim sorumlu?

Alın yazısı… Ya bizim tecrübelerimiz, içbenliğimiz, düşünebilme yetimiz, bunlar ne işeyarar? Bu ayrıcalıklar neden bize verilmiştir.Alın yazısında figüran olsunlar diye mi? Ölümzamanımız, doğum zamanımız gibi alnımızdayazıyorsa, intihar neden günah?

Eğer iyilik ve kötülüklerimizden bizsorumluysak, alın yazısı ne için geçerli, neleriçin geçerli? Bu alın yazısı herkes için aynıyaşlarda, aşağı yukarı aynı hatalarımı içeriyor.Benim aklım almadı, alamadı bu işi. Vicdan niyevar o zaman, kişi değilse iyiliğe, kötülüğesebep, sevap, günah kime yazılacak.

Benim vardığım nokta şudur ki: Yaradan herkese ölebilmeyekodlanmış bir beden, düşünebilme yeteneği, sevebilmeenginliği, arada kalındığında yardımı olsun diye vicdan terazisivermiştir.

Bu üçgenin sağlam ve sağlıklı işlemesini de çevre şartları,sosyal şartlar, terbiye, eğitim ve genler belirler. Budur… Birdeşans… Belki de her şeyi bir anda değiştirebilen yegane varlık...Şans… Hemen burada bununla ilgili bir hikayeyi araya almakistiyorum.

Pers imparatorunun baş veziri Buzur Mehir tarafından 1400 yılönce tasarlanan tavla oyunu; dünyanın en popüleroyunlarından biridir. Zaman kavramından alınan ilhamla tasar-lanan oyunun zamana böylesine direnmesi son dereceetkileyici.

Senenin birliği olarak bilinen tavla bir tanedir. 4 köşesi 4mevsimi, tavlanın içindeki karşılıklı 6'şar hane 12 ayı, pullarıntoplamı ayın 30 gününü, siyah-beyaz pullar gece ve gündüzü,karşılıklı 12'şer hane günün 24 saa-tini simgeler.

Eski zamanlarda Hint İmparatoru,SATRANÇ oyununu Persimparatoruna, yanında bir mektupile hediye olarak göndermiştir.Mektubunda oyunla ilgili hiç biraçıklama yapmazken şöyle birmesaj yazar. "Kim daha çok

düşünüyor, Kim daha iyi biliyor, Kim daha ileriyigörüyorsa o kazanır. İşte hayat budur. Persİmparatoru dönemin en alim veziri olan BuzurMehir ile bu mesajı paylaşarak, ondan oyunuçözmesi ve kendisinin de karşılık olarak Hintİmparatoruna hediye edilmek üzere başka biroyun icat etmesini ister. Vezir haftalarcaçalıştıktan sonra gönderilen satrancın her taşhareketini ve oyunu çözer daha sonra da ongünde tavlayı icat eder ve imparatora sunar.Hint imparatoruna tavla oyunuyla birliktegönderilmek üzere şöyle bir mesaj hazırlanır."Evet, Kim daha çok düşünüyor, Kim daha iyibiliyor, Kim daha ileriyi görüyorsa O kazanır.AMA BİRAZ DA ŞANSTIR. İşte hayat budur..."

Hayat nedir ki? Üç solukta yaşanılan tüketilenbir film. Ne olduğunu bile anlamadan,anlayamadan bazen yarıda terk ettiğiniz birfilm. O üç solukluk filme, sıkıntılar,olumsuzluklar, öfkeler sığdırmak için, elimizdengeleni yaparız. Şikayet, sızlanma, suçlamaderken tüketiveririz o kutsal hakkı.

Hatalar da bize aittir, bedellerde, ama kabullenmeyiz,kabullenemeyiz, İlle de başkalarını suçlamak en kolay kaçışyoludur, kimseyi bulamazsak Alın yazısı ya da kadere veripveriştiririz.

Hiç bitmez bu sızlanmalar, suçlanmalar. Ya elinden geleni yap,ya sızlanma.Ya ama. Diye başlar cevaplar. Herkesin derdi kendince başkadır,diğerine benzemez ve mutlaka onun derdi çaresizdir. Gelingörün ki herkes aynı şeyi düşünüyor.

Hayata ve zorluklara dayanıklı çocuklar yetiştirmek istiyorsak,sorumlulukları taşımayı, telafisine çalışmayı, eleştiriye öncekendimizden başlamayı bilmeliyiz. Yapıcı olabilmeyi, kaçışlarınkalıcı çözümler olmadığını, büyümenin kişiye çok daha gerçekve ağır sorumluluklar yüklediğinin farkına varabilmeliyiz.

Yoksa çocuklarımız da bizim yolumuzdan devam edecekler, vebizler onları davranışlarından sorumlu tutarken, onlar

hatalarının kaynağını hepbaşkalarında arayacaklar. Belki bubir anlamda doğru olabilir amasorumluluktan kaçma gayretiolmadığı sürece.

Kendine sorarsan sevaplar alırsın,karşındakine sorarsan da cevaplaralırsın. Alın yazısı cevap vermez,veremez. O teselli bularak kaçmanısağlar. Kaçmak korkaklarınhakkıdır. Mutluluk ve doğrularsa,

PA

RA

NTE

Z

HÜSNİYE KAYA [email protected]

AHayat nedir ki?

Üç solukta yaşanılantüketilen bir film. Ne

olduğunu bileanlamadan,

anlayamadanbazen yarıda terk

ettiğiniz bir film. O üçsolukluk filme,

sıkıntılar,olumsuzluklar, öfkeler

sığdırmak için,

Page 43: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006
Page 44: Bodrum Bülten Ekim Kasım 2006