bi̇r tutkunun Öyküsü abel sanchez

182
BİR TUTKUNUN ÖYKÜSÜ Miguel de Unamuno Abel Sanchez BÖLÜM I Joaquin Monegro'nun ölümünden sonra, kağıtları arasında, yaşamını yiyip bitirmiş olan karanlık tutkunun bir tür güncesi bulundu. Bu İtiraflar'dan bazı bölümler aşağıdaki anlatıya dahil edilmiştir. İtalikle belirtilen bu bölümler, hastalığı konusunda, Joaquin Monegro'nun kendi yorumu sayılabilir. İtiraflar kızına seslenmektedir. Abel Sanchez ve Joaquin Monegro birbirlerini tanımadıkları bir zamanı anımsamıyorlardı. Çocukluklarından, hatta bebeklik- lerinden bu yana tanıyorlardı birbirlerini; çünkü dadıları sık sık buluşur ve bu ikisini, çocuklar daha konuşmayı bile öğrenmeden önce, bir araya getirirlerdi. Kendilerini tanırken tanımışlardı birbirlerini. Ve doğdukları günden beri arkadaş, arkadaştan da öte, kardeştiler. Gezmelerinde, oyunlarında, başkalarıyla ortak dostluklarında, daha hâkim görünen ve her şeyde başı çeken Joaquin'di. 1

Upload: yahafiz

Post on 05-Nov-2015

47 views

Category:

Documents


20 download

DESCRIPTION

Miguel De Unamuno

TRANSCRIPT

BR TUTKUNUN YKSMiguel de UnamunoAbel SanchezBLM IJoaquin Monegro'nun lmnden sonra, katlar arasnda, yaamn yiyip bitirmi olan karanlk tutkunun bir tr gncesi bulundu. Bu tiraflar'dan baz blmler aadaki anlatya dahil edilmitir. talikle belirtilen bu blmler, hastal konusunda, Joaquin Monegro'nun kendi yorumu saylabilir. tiraflar kzna seslenmektedir.Abel Sanchez ve Joaquin Monegro birbirlerini tanmadklar bir zaman anmsamyorlard. ocukluklarndan, hatta bebekliklerinden bu yana tanyorlard birbirlerini; nk dadlar sk sk buluur ve bu ikisini, ocuklar daha konumay bile renmeden nce, bir araya getirirlerdi. Kendilerini tanrken tanmlard birbirlerini. Ve doduklar gnden beri arkada, arkadatan da te, kardetiler.Gezmelerinde, oyunlarnda, bakalaryla ortak dostluklarnda, daha hkim grnen ve her eyde ba eken Joaquin'di. Gelgelelim, boyun eer gibi grnerek, cannn istediini yapan Abel'di her zaman. Abel iin, buyrua uymamak buyurmaktan daha nemliydi. kisi, hemen hemen hi kavga etmezdi."Bana gre hava ho, sen nasl istersen!" derdi Abel. Joaquin'i ifrit ederdi bu sz; nk bu "nasl istersen"le tartmaya tenezzl etmediini gstermi olurdu Abel."Hibir eye hayr demiyorsun!" diye patlard. Joaquin."Ne yaran olur ki?"Birka arkadala yrye kmaya hazrlandklar bir gn, "Bu adam," dedi Joaquin, Abel'i gstererek, "amla gitmek istemiyor.""Ben mi?" diye haykrd Abel. "Kim demi gitmek istemiyorum? Tabii istiyorum... sen istiyorsan. Hadi, gidelim oraya!""Hayr, ben istiyorsam deil. Sana daha nce de syledim. Mesele senin gitmek istememen.""stiyorum dedim ya!""Peki. Ben istemiyorum.""yleyse ben de gitmem.""Hakszlk bu!" Joaquin barmaya balamt. teki ocuklara dnp haykrd: "Ya onunla gidin, ya benimle gelin!" Ve hepsi Abel'le giderek Joaquin'i yalnz braktlar. Joaquin, gncesinde, ocukluklarnda geen bu olay, yle deerlendirdi:Daha o zaman bile, Abel nedenini bilmeden, sevilen, bense sevilmeyendim ve ayn onun gibi, nedenini bilmiyordum. Hep yalnz brakldm. ocukluumdan bu yana arkadalarm beni yalnz brakt.Birlikte okuduklar ortaokul ve lise yllar boyunca, Joaquin kitap kurdu, hafz, dlden dle koan rnek renciydi. Joaquin snfta birinciydi; Abel ise, snf dnda, okulun avlusunda, sokakta, krda, kaamaklarda, arkadalar arasnda birinciydi. Abel'di Tanr vergisi zeksyla herkesi gldren. retmenlerin taklitlerini yapmakta zellikle baarlyd. "Joaquin ok daha alkan, ama Abel lep demeden leblebiyi anlar... birazck alsa..." Arkadalar arasnda yaygn olan bu kany Joaquin de biliyor ve bsbtn buruklayordu. Bir ara, derslere boverip Abel'i onun alannda amay aklndan geirdiyse de, sonunda, "Hh, onlar ne anlar ki!" diyerek kendi yaradlna sadk kalmay yeledi. Ayrca, doal zarafet ve hazrcevaplkta tekini gemeye urasa bile, baarl olamazd. akalar kahkahayla karlanmyor, temelde ciddi ve souk olarak tannyordu. "Adamn iini karartyorsun," diyordu Frederico Cuadrado, "u esprilerin yok mu, tam cenaze sofrasna yarar trden!"Liseyi bitirince, Abel sanat yolunu seip resim renimine balad; Joaquin ise tbbiyeye yazld. Sk sk gryor ve kendi alanlarnda gsterdikleri gelimelerden sz ediyorlard. Joaquin, ou kez, tbbn da bir sanat olduunu, hatta, tpta iirsel esine de yer olduundan tr, bir gzel sanat saylabileceini kantlamaya alrd Abel'e. Ama bazen de, iradeyi zayflatt gerekesiyle, gzel sanatlara atp tutar ve "gereklerle insan ruhunu ycelten, glendiren ve ufkunu genileten" bilimi verdi."Doru, tp bilimden ok, bir sanat," derdi Abel, "bilime dayal bir sanat uygulamas.""Tabii mrm hasta bakarak geirmek gibi bir niyetim yok benim.""ok saygdeer ve yararl bir meslek...""Evet, ama bana gre deil," diye kesti Joaquin, "dediin gibi saygdeer ve yararl olabilir, ama ben o tr saygdeerlikten ve yararllktan nefret ediyorum. Tansiyon lp reete yazarak para kazanmak isteyen buyursun, yapsn. Daha yce zlemlerim var benim.""Daha yce?""Evet. Yeni ufuklar amak istiyorum. Kendimi bilimsel 'aratrmaya adamak niyetindeyim. Tbbn an, bir hastaln srrn zm olanlara ait, bulunmu olan iyi kt uygulayanlara deil.""Seni bu idealist havada grmek gerekten pek ho." "Sen yalnz sizin gibilerin, sanatlarn, ressamlarn m an ve eref dlediini sanyorsun?""Dur hele, benim byle bir ey dlediim falan yok..." "Yok mu? yleyse neden resim yapmay setin?" "nk, eer baarl olursam, bir ey getirebilecek bir i..." "Ne getirebilecek?" "Para getirebilecek tabii...""Sen onu klahma anlat Abel. Doduumuzdan beri seni tanyorum. Bana bunu yutturamazsn." "Hi aldattm m seni?""Hayr, ama sen istemeden aldatyorsun. Hibir eye aldrmaz grnyorsun, hayat sanki bir oyunmu gibi davranyorsun; oysa mthi hrslsn.""Ben mi hrslym?""Evet, adn duyurmak, nl olmak zlemi iindesin... Her zaman yleydin, nerdeyse doduumuzdan beri... ama gizliyorsun bunu.""Hadi canm, sylesene bana: o aldn dller iin hi yartm m seninle? Snfta hep birinci olan, gelecei parlak olan sen deil miydin?""Evet ama, belki pln horozu sendin. Herkesin kuyruk sallad, martt..""Ne yapsaydm ki?""Bu tr bir poplerlii istemediine inanmam m bekliyorsun?" . "Eer sen isteseydin...""Ben? Ben nefret ederim ynlardan!""Tamam, tamam! Bana gene o samalklar dinletmek iin eneni yorma bouna. Sevgilinden konualm daha iyi.""Sevgilim mi?""Canm, kuzinin diyelim istersen. Sevgilin olmasn dilediin kuzinin."Joaquin gerekten de kuzini Helena'nn gnln elmeye urayordu. Tutkulu yaradlnn tm ateiyle girimiti bu ie. Ak savasnn o kanlmaz, salkl boalmyla, dostu ve srda Abel'e iini dkt.Ah, nasl ac ektiriyordu Helena ona!"Her grmde onu daha az anlyorum," diye yaknd Abel'e. "Kz bir sfenks sanki.""Oscar Wilde ne demi biliyorsun: her kadn srr olmayan bir sfenkstir.""Ama Helena'nn bir srr var galiba. Sanrm bir bakasna tutkun ve o, her kimse, bunu bilmiyor. Eminim baka birini seviyor.""Neden yle sanyorsun?""Bana kar tutumunu baka trl aklayamyorum ki..." "Yani, seni sevmek istemedii, yani sevgili olarak istemedii iin... nk kuzen olarak herhalde seni seviyor..." "Dalga geme benimle!""Peki, yle diyelim: seni sevgili veya koca olarak istemiyor; onun iin bir bakasna tutkun olmal. Dorusu mantk mthi!" "Ben ne dediimi anlyorum." "Evet, ben de seni anlyorum." "Sen?""Sen her zaman beni en iyi anlayan kii olduunu sylemez misin? imdi de ben seni anladm sylyorsam, ne var bunda aacak? Ayn tarihte tantk!""Brak onu imdi. Bu kadn beni deli edecek diyorum sana. Olur olmaz ilere itecek. Oynuyor benimle. Batan hayr deseydi... tamam... i orda biterdi. Ama beni byle bekleyi iinde tutmas, bakalm demesi, bir dneyim demesi... Byle eyler dnlr m hi? Numara yapyor!" "Seni inceliyordur belki.""Beni inceliyor mu? O... beni? Benim neyim var incelenecek? Ne inceleyebilir ki o?""Joaquin, Joaquin, hem kendine hem de ona hakszlk ediyorsun. Salt seni grd, duydu, ve onu sevdiini rendi diye hemen kollarna atlmasn m bekliyorsun?""Biliyorum, ben oldum olas sevimsiz gelmiimdir herkese...""Hadi, hadi, gene balama kurmaya...""Benimle oynamasna bozuluyorum sadece. Benim gibi ak szl, sadk, hilesi hurdas olmayan biriyle byle oynamak drstle smaz... Ama grsen ne kadar gzel! Ve ne kadar souk, ne kadar kibirli olursa, o kadar gzelleiyor. Ona kar akm m, nefretim mi ar basyor, bilemiyorum bazen. Seni tantrmam ister misin?""Kardeim, eer sen...""Tamam, sizi tantracam.""Ve eer o isterse...""Ne?""Resmini yaparm." "Harika!"Ama o gece Joaquin'i uyku tutmad. Her istedii yerine getirilen, masum byc Abel Sanchez'in Helena'nn resmini yapaca dncesi bir karabasan gibi kmt zerine.Nereye varrd bu? Helena da, btn teki arkadalar gibi, Abel'i daha m ekici bulacakt? Bu tantrma iinden vazgemeyi dnd, ama sz vermiti bir kez...BLM II"Kuzinimi nasl buldun?" diye sordu Joaquin Abel'e onlar tantrdnn ertesi gn. Abel, Helena'ya portre tasarsndan szetmi, Helena da bu neriden pek honut olmutu."Gerei sylememi ister misin?""Her zaman gerei isterim Abel. Her zaman birbirimize gerei syleseydik, bu dnya cennet olurdu.""Evet, her birimiz kendine de gerei syleseydi..." "Hadi, gelsin gerek!""Gerek u: kuzinin ve gelecekteki sevgilin, belki de karn Helena, bence tam bir tavus kuu, yani tam bir dii tavus... ne demek istediimi anlyor musun?""Evet, anlyorum seni.""Biliyorsun dndm doru drst anlatamam fra kullanmadan...""Yani bu dii tavusu kuyruunu yelpaze gibi am izeceksin, kuyruk tylerinde yzlerce gz, kck kafacnda...""Model olarak harikulade! Gerekten yle. O ne gzler! Ne az! Dudaklar hem dolgun, hem biimli... Gzleri sanki insana bakmyor... O ne boyun! En gzeli de renk... tenin rengi. Eer alnmazsan...""Neden alnacakmm?""Teni Kzlderiliye benziyor diyecektim, daha dorusu bir yabanl hayvana. Panteri artran bir eyler var onda... en iyi anlamda sylyorum. Ve btn bunlar sanki onu hi ilgilendirmiyor... yle souk ve uzak...""yle souk ve uzak!""Her neyse, dostum, sanrm sana muhteem bir portre yapacam.""Ne demek bana? Ona yapacaksn.""Hayr, portre onun olsa bile, senin iin yapyorum.""Hayr, resim onun olacak.""Peki, ikinizin olsun. Kim bilir... belki de sizi birletirir.""Ressamlktan baka bir meslee geiyorsun galiba?""Tamam Joaquin, arac de istersen... yeter ki u ektiin ac artk bitsin. Dayanamyorum seni bu durumda grmeye."Portre iin poz verme seanslar n bir araya getiriyordu. Helena, souk ve uzak, yerine oturuyor, yazgnn srkledii bir tanra edasyla szyordu evreyi. "Konuabilir miyim?" diye sordu ilk gn. Abel yle yantlad: "Evet, konuabilirsiniz de, kmldayabilirsiniz de... Hatta konumanz ve kprdamanz daha ok iime gelir, nk izgileriniz canlanr. Bu bir fotoraf-olmayacak; heykel gibi durmanz istemiyorum." Bylece Helena bol bol konutu, ama fazla kmldamad: pozunu bozmaktan ekiniyordu. Ne mi konutu? ki- erkek de farknda deildi. nk ikisi de onu gzleriyle yiyordu; onu gryor, ama duymuyorlard.Ve Helena hi durmadan konutu susmann nezakete aykr olacan dnerek ve Joaquin'e satamak iin hibir frsat karmayarak:"Hastalarn artyor mu, kuzenciim?""Bu seni pek mi ilgilendiriyor?""lgilendirmez olur mu? Dnsene...""Hayr, dnemem.""Benimle onca ilgilenmene karlk, benim de senin ilerinle biraz ilgilenmem gerekir sanrm, Hem, kim bilir..." "Kim ne bilir?""Tamam, tamam. Keselim bu konuyu," diye araya girdi Abel. "Birbirinizi inelemekten baka bir ey bilmez misiniz siz?""Akrabalar arasnda doaldr," dedi Helena. "Hem, dendiine gre, byle balarm...""Ne balarm?" diye sordu Joaquin."Senin bilmen gerekir. Sen baladna gre.""imdi yapmam gereken de bitirmek olacak.""Bir eyi bitirmenin binbir yolu var, kuzenciim.""Balamann da binbir yolu.""Kukusuz. Kuzum syler misiniz Abel, bu gevezeliimle pozumu bozuyor muyum?""Hayr, hayr. Tam tersine. Sizin deyiinizle gevezeliiniz grnnze canllk katyor. Ama..."kinci gnn sonunda, Abel ve Helena birbirleriyle senli benli konuuyordu. nc gn, Joaquin, nceden tasarlad gibi, onlara katlmad."Nasl gidiyor, greyim," dedi Helena portreye bakmak iin ayaa kalkarak."Ne dersin? Benziyor mu?""Ben uzman deilim. Ayrca, bana benzeyip benzemediini anlayamam ki...""Ne? Evinde ayna yok mu? Hi kendine bakmadn m aynada?""Evet ama...""Ama ne?""Ne bileyim...""Ne kadar gzel olduunu bilmiyor musun?""ltifata gerek yok.""nanmyorsan Joaquin'e sorarz.""Ltfen ondan sz etme bana. im kapanyor.""Ama ondan sz etmem gerek.""yleyse gidiyorum ben.""Hayr, dinle beni. O ocua gerekten ok ktlk ediyorsun.""Ya! imdi sen mi stleniyorsun onun avukatln? Portre bahane miydi yoksa?""Bak Helena, byle davranman doru deil. Kuzeninle oynuyorsun. O da insan...""Evet, ekilmez bir insan!""Hi de deil! Belki biraz fazla kendine dnk, gururlu, inat. Ama ayn zamanda iyi yrekli, zeki, her bakmdan drst; nnde parlak bir gelecek var; seni deli gibi seviyor...""Ya btn bunlara karn, ben onu sevmiyorsam?""O zaman onu bu sevdadan vazgeirmelisin.""Vazgeirmeye almadm m sanyorsun? Ona iyi bir insan olduunu sylemekten dilimde ty bitti. Zaten o yzden, yani onu iyi bir insan, bir karde bildiim iin peimde dolansn istemiyorum; sevgilim, kocam olarak dnemiyorum.""Ama diyor ki...""Sana baka bir ey dediyse, Abel, bil ki yalandr. Onu kovmam ya da benimle konumasn yasaklamam dnlemez herhalde. Ne de olsa akrabam. Sevgili kuzenim! Tanr eksik etmesin!""Alay etmen gereksiz.""Ne yapaym ama...""stelik, baka bir kukusu var. Bir bakasna k olduun iin onu sevmeye yanamadn sanyor." "yle mi dedi sana?" "Evet, bana yle dedi."Helena dudaklarn srd, kzard ve bir an sustu."Evet, bana yle dedi," diye tekrarlad Abel. Sa elini tuvale dayam, yzndeki bir izginin anlamn yakalamak ister gibi, dikkatle szyordu Helena'y."Eh, o kadar srar ederse..." "Ne...?"Beni bakasna k etmeyi baaracak..."O leden sonra, Abel daha fazla almad. Ve sevitiler.BLM IIIAbel'in Helena portresi byk bir baar oldu. Sergilendii vitrinin nnde, resmi hayranlkla seyreden birileri bulunuyordu srekli. "Bir byk ressam daha kardk," deniyordu. Ve Helena, sylenenleri duymak iin, portresinin asl durduu yerin yaknndan gemeye zen gsteriyor, kent sokaklarnda lmsz bir canl portre, kuyruunu savuran bir sanat eseri gibi dolayordu. Belki de salt bunun iin yaratlmt!Joaquin'in gzne uyku girmiyordu."imdi daha da beter," dedi Abel'e. "Gerekten oynuyor benimle. ldrecek beni.""Doaldr. imdi profesyonel gzel oldu...""Evet, sen lmszletirdin onu. Bir Gioconda daha!""Yine de sen, hekim olarak, daha fazlasn yapabilirsin. mrn uzatabilirsin.""Ya da ksaltabilirim.""i trajediye evirme.""Ne yapacam ben, Abel, ne yapacam?""Sabredeceksin...""Birtakm szlerinden, bakasna k olduunu sandm ona anlattn anlalyor...""Evet, aranz yapabilmek iin...""Hangi aramz... Abel, Abel, sen onunla ibirlii yapyorsun. kiniz bir olmu beni aldatyorsunuz...""Aldatmak m? Nasl yani? Sana, herhangi bir sz var m?""Ya sana? Sana bir sz var m?""Sevgilindir belki de?""Yoksa senin sevgilin mi oldu imdiden?"Abel sesini karmad, rengi deiti."Gryorsun ya," dedi Joaquin titremeye ve kekelemeye balayarak, "gryorsun ya.""Neyi gryorum?""Skysa inkr et! Gzmn iine baka baka inkr edebilecek kadar namussuz musun?""Joaquin, daha birbirimizi tanmadan arkada olduk biz, karde saylrz...""Ve karde arkadan vurulur, yle mi?""Kzma o kadar. Azck sabret...""Ne sabn? Srekli sabretmek ve srekli ac ekmek dnda bir ey mi var hayatmda? Herkesin sevgilisi sen, srekli martlan sen, her zaman kazanan sen, sanatkr sen... Ya ben..."Gzlerinden yalar fkrd, szn bitiremedi."Peki, ne yapabilirdim Joaquin, ne yapmam isterdin?""Onu seven ben olduuma gre, ona yaknlk gstermemeni!""Ama o Joaquin, o...""Ve tabii sensin... talihli olan, sanatkr olan, kadnlar peinden koturan... Eh, ona da sahipsin imdi...""O bana sahip, demek istiyorsun.""Evet, dii tavus, profesyonel gzel, Gioconda imdi sana sahip. zel ressam olacaksn. Resmini yapacaksn... her pozda, her biimde, her kta, giyimli, giyimsiz...""Joaquin!""Onu lmszletireceksin. Resimlerin yaad srece o da yaayacak. Daha dorusu, yaamayacak. nk Helena yaamyor; o sadece kalacak, cismini oluturan mermer gibi kalacak. nk tatan yaplmtr o... souk, sert tatan... senin gibi. Bir et yn!""O kadar kzma ltfen." "Kzmayaym ha? Kzma diyebiliyorsun stelik! Bu yaptn rezilliin daniskas., pis, aalk bir oyun."Bir bitkinlik duydu ve sanki duygularnn iddetini dile getirecek szleri bulamam gibi sustu."Ama bir an dn," dedi Abel en tatl ayn zamanda en rkn sesiyle, "eer seni sevmek istemiyorsa, ben nasl sevdirebilirdim seni? Sana o gzle bakmyor...""Hayr, bakamaz tabii. Hibir kadn bana bakmaz. Doutan ksmetsizim.""Joaquin, sana yemin ederim...""Zahmet etme, gerek yok...""Sana yemin ederim, eer bir tek bana kalm olsayd, Helena imdi sevgilin, yarn da karn olurdu. Eer onu sana vermek benim elimde olsayd...""Bir tas orba karlnda verirdin, yle mi?""Hayr, bir eye karlk olarak vermezdim. Ondan isteyerek vazgeer ve ikinizi mutlu grmekten daha ok mutluluk duyardm, ama...""Biliyorum, o beni sevmiyor, oysa seni seviyor, deil mi?" "Evet, yle.""Onu isteyeni reddediyor ve onu reddetmi olan istiyor." "yle. ster inan, ister inanma, ama batan karlm olan benim.""Amma da caka satyorsun, midem buland!" "Ne cakas?""Evet. Batan karlm oynamak, batan karan oynamaktan daha da kt. Zavall kurban! Kadnlar seni elde etmek iin birbirlerini yerken...""Beni ileden karma Joaquin...""Sen? Sen mi ileden kacaksn? Suratna sylyorum: bu alaka bir oyun, dpedz rezalet, cinayet... Bundan byle her ey bitti aramzda!"Ama biraz sonra, sesinde sonsuz bir hznle: "Ac bana Abel, ac bana. Grmyor musun, herkes beni hor gryor, herkes bana kar... Sen gensin, talihlisin, her ey ayana geliyor, istediinden fazlasna sahipsin... Helena'y bana brak; inan, bakasn sevemem ben... brak Helena'y ben alaym...""Ama syledim ya, zaten hazrm onu sana brakmaya..." "Ona beni dinlet, beni kabul ettir; onun iin lp bittiimi, onsuz yaayamayacam kavrat ona." "Onu tanmyorsun...""Evet, ikinizi de tanyorum! Hi deilse, onunla evlenmeyeceine yemin et!""Evlilikten sz eden kim?""Demek btn bunlar beni kskandrmak iin! Biliyoruz, Helena hafifmerep... hafiften de te, o bir..." "Sus!" diye grledi Abel.yle sert kmt ki sesi, Joaquin susup ona bakakald. "Mmkn deil, Joaquin; seninle uralmaz. ekilir gibi deilsin!"Ve arkasn dnp uzaklat Abel.Korkun bir gece geirdim - diye yazd Joaquin gncesine -yatakta kendimi ordan oraya atyor, yastm diliyor, ikide bir kalkp lavabonun ibriinden su iiyordum. Ateim kt. Bir an dalacak olsam ac ryalarla uyanyordum. kisini de ldrmeyi dndm: bir oyun ya da roman yazar gibi, inceden inceye tasarladm kanl intikammn ayrntlarn. kisiyle benim aramda hayal diyaloglar kurdum. Helena'nn salt beni ezmek istediini, beni aalamak iin Abel'le sevitiini, ama aslnda onun (aynada kendini seyreden et yn!) hi kimseyi sevemeyeceini dnyordum. Ve onu lgnca arzuluyordum. O gecenin o bitmez tkenmez, uyku-uyanklk aras nbetlerinden biri srasnda, Abel'in souk ve kprtsz bedeninin yannda ona sahip olduumu dledim. O gece, uygunsuz isteklerin, fkenin, aykr hazlarn ve anlamsz bir kinin uuldad bir frtnayd. Gn yla birlikte, ve onca acnn yorgunluuyla, aklm bama geldi ve Helena zerinde hibir hakkm olmadn kavradm. Ama tm varlmla Abel'den nefret etmeye ve ayn anda, iimin en derinlerinde besleyip byteceim bu nefreti nasl gizleyeceimi tasarlamaya baladm. Nefret mi dedim? Aslnda buna bir ad koymak istemiyordum henz. Ne de nefretin arln srtmda, tohumunu iimde tamaya doutan mahkm edildiimi anlayabilirdim o srada. O gece hayatmn cehennemine dodum.BLM IV"Helena," dedi Abel, "u Joaquin ii uykumu karyor..." "Ne ii?""Evlenmeye karar verdiimizi ona syleyince ne olacak bilmiyorum... Geri sakinlemi ve ilikimizi kabullenmi grnyor ama...""Eer kabullenmilik buysa...""Dorusu bizim yaptmz da pek efendilik saylmaz." "Ne? Sen de mi? Yani kadnlar elden ele geirilen, kiralanan, satlan hayvanlar gibi mi olsun?" "Hayr ama..." "Amas ne?""Beni sana o tantrd, portreni yapmam iin. Bense bundan yararlanp...""yi ki yararlandn! Onun nianls mydm? Nianls olsam bile ne fark ederdi? Herkes kendi yoluna gider." "Evet, ama...""Ama ne? Piman msn yani? Benim amdan, u an beni brakacak olsan, herkes senin szln olduumu ve bugn yarn beni ailemden isteyeceini bildii halde, yine de Joaquin'i istemezdim. Hayr, kesinlikle istemezdim. Naslolsa beni alacak birileri kard..." ve Helena, Abel'in onca akla resmettii uzun parmaklarn sallad havada.Abel onun ellerini kendi gl ellerinin iine kapayp azna gtrd, onlar uzun uzun pt. Sonra da dudaklarn..."Sus, Abel!""Haklsn Helena. Zavall Joaquin'in neler duyduunu ya da ektiini dnerek mutluluumuza glge drmemeliyiz..." "Ne zavalls? Kskanlktan atlyor sadece!" "Helena, kskanln da nedenleri..." "Aman, eytan grsn yzn!" Kara bir suskunlukla dolu bir duraklamadan sonra: "Tabii dne arrz onu..." "Helena!""Ne var bunda? Benim kuzenim, senin ilk arkadan; tanmamz ona borluyuz. Sen davet etmeyeceksen, ben ederim. Gelmezse? Ne l! Gelirse? Daha da l!"BLM VAbel, yaknda evleneceini Joaquin'e sylediinde, yle dedi Joaquin:"Belliydi yle olaca. Herkes kendi yoluna..." "Bak, anlamalsn ki...""Tabii anlyorum. Kafam durmad henz. Anlyorum. Umarm mutlu olursun... Ben o frsat yitirdim...""Ama Joaquin, Tanr akna, en sevdiinin ba iin..." "Yeter, artk bundan sz etmeyelim. Sen Helena'y mutlu et; dilerim o da seni mutlu eder. Baladm gitti seni!" "Gerekten mi?""Evet, gerekten. Seni balamak istiyorum. Kendi yaamm kurmaya alacam.""yleyse seni dne davet edebilir miyim, kendi adma..." "Ve onun adma?" "Onun adna da.""Anlyorum. Sizi daha da mutlu etmek iin gelirim. Geleceim."Dn armaan olarak, Joaquin Abel'e, bir sanatya yarar gzellikte, st kakmal bir ift tabanca gnderdi."Benden bknca kafana bir ift kurun skman iin bunlar," dedi Helena mstakbel kocasna."Sen ne diyorsun kadn? Nereden karyorsun bunlar?""Ne dndn kim bilebilir? mr dzen kurmakla geiyor."Bana evleneceklerini syledii gn izleyen gnlerde diye yazd Joaquin gncesine iimi bir buz tabakasnn kapladn - hissettim. Dondurucu souk yreimi sktryor, buzdan alevler bouyordu beni. Soluk almakta zorluk ekiyordum. Helena'ya duyduum nefret ve Abel'e duyduum daha da byk nefret talam, bir ur olmutu. Evet, dpedz nefretti bu... kkleri yreimi tkayan bir nefret. Aslnda, iimi tkayan, zehirli bir bitkiden ok, bir buzdayd. O nefret dann iinde donup kalmt ruhum. Onu saran buz yle saydamd ki, iini apak grebiliyordum. Biliyordum hakl olduklarn, kaytsz artsz hakl olduklarn, bir kadnn kimseyi sevmeye zorlanamayacan, onlar birbirlerini sevdiklerine gre birlemelerinin doru olduunu pekl biliyordum. Gelgelelim, tuhaf bir kafa karkl iinde, onlar birletirenin yalnz tantran deil, ak noktasna getirenin de ben olduumu; ikisinin beni ezmek istedikleri iin birletiini; Helena'nn kararnn, byk lde, beni incitmek, fkelendirmek ve Abel'in nnde kk drmek istediinden kaynaklandn dnyordum. Abel'de ise, bakalarnn ektii acy anlamasn olanaksz klan derin bir bencillik sezinliyordum. Gerekten ilgilenmiyordu bakalarnn varlyla. Hepimiz, onun gznde, olsa olsa resimleri iin birer modeldik. Nefret bile etmiyordu... ylesine doluydu kendi benliiyle.Dne gittim. im nefretten kaskat, yreim buz balam, dehet iinde: "Evet" dediklerini duyduumda buzun atlayaca, yreimin bin para olaca ve orackta leceim ya da aklm oynatacam deheti iinde! lme gider gibi gittim dne. Ve olanlar, lmden daha ldrcyd; lmden beterdi, bin beterdi. lsem ok daha iyi olurdu.Helena ok, ok gzeldi. Bana selam verdiinde, yreimi donduran buza buzdan bir kl sapland sandm: beni vuran, onun utanmazca acyan glmseyiiydi. "Teekkr ederim," dedi; "zavall Joaquin," demek istiyordu. Abel'e gelince, beni gerekten grdnden bile kukum var. "zverini anlyorum," dedi, salt bir ey demi olmak iin. "Hayr, hayr," dedim telala, "yle bir ey yok. Sana geleceim demitim ve geldim. Kafamn yerinde olduunu gryorsun. En eski dostumu, kardeimi yzst brakacak deildim elbet." Tutumum ona resme elverili olmasa da ilgin gelmi olmal. Don Juan'daki komutan gibiydim: tatan bir konuk.lmcl an yaklatka saniyeleri saymaya baladm. "Az sonra," diyordum iimden, "benim iin her ey bitmi olacak." Sanrm yreim durdu. Her "Evet"i, erkeinkini ve kadnnkini, ak seik duydum. O sz sylerken bana bakt Helena. Kanm ekilir gibi oldu, mem artt. Yreime birden bir ey saplandndan, ya da arpntdan deil, duyduumun sanki benimle hi ilgisi yokmu gibi gelmesinden. Bende cehennemi bir dehet yaratt bu. Kendimden korkmaya, kendimi bir canavardan beter grmeye baladm. Sanki yaamyordum, sanki yalnz ve yalnz bir buz parasydm ve sonsuza dek yle kalacaktm. Tenime dokundum, kolumu imdikledim, nabzma baktm. "Gerekten yayor muyum? Ben miyim bu?" diye sordum kendime.O gn olanlarn hepsini anmsamak istemiyorum. Benimle vedalap balay yolculuuna ktlar. Kendimi kitaplarma, aratrmalarma, iime gmdm. Hastalarmn says artmaktayd. Bu onulmaz darbenin yol at kafa duruluu, ruhun olmad gereini kendi iimde kefetmi olmam, beni iimde bir teselli deil - teselliyi ne aryor ne de istiyordum - byk bir tutkunun temelini aramaya itti. Bundan byle, kendi admn nyle, Abel'in

duyulmaya balayan nn ezmeliydim. Bilimsel bulularm iir dolu, gerek sanat yaptlarm onun resimlerini glgede brakmalyd. Helena birgn anlamalyd ki, onu ycelik halesiyle kuatabilecek kii o ressam deil, tp adam olan bendim. Deliler gibi almaya koyuldum. Yeni evlileri unutabileceimi bile sandm oldu zaman zaman! Bilimi, ayn anda, hem uyuturucu, hem uyarc olarak kullanyordum.BLM VIGen ift halayndan dndkten ksa bir sre sonra, Abel ar bir hastala tutuldu ve Joaquin ona bakmak iin arld."ok kayglanyorum, Joaquin," dedi Helena ona, "Abel btn gece sayklad ve srekli seni ard."Joaquin arkadan byk ilgi ve zenle muayene ettikten sonra, gzlerini kuzinine dikerek yle dedi:"Durumu ciddi. Ama sanrm onu kurtarabileceim. Kurtulu umudu olmayan benim.""Evet, onu benim iin kurtar," dedi Helena. "Biliyorsun ki...""Evet, biliyorum!" dedi Joaquin ve oradan ayrld.Helena kocasnn bana kotu, elini alnna koydu. Ateten yanyordu Abel. Helena titremeye balad. "Joaquin, Joaquin," diye sayklad Abel, "bala bizi, bala beni!""Sus," dedi Helena kulana eilerek, "sus; gelip seni grd. Seni iyiletireceini syledi, sapasalam yapacam dedi. Konumasn dedi...""Beni iyiletirecek..." diye yineledi hasta, robot gibi.Evine dndnde Joaquin'in de atei vard: buz gibi dondurucu bir ate. "Ya lrse?..." diye geirdi aklndan. Giysileriyle yataa att kendini ve Abel lrse neler olacan dnmeye koyuldu: Helena'nn yas dnemini, dul kadnla bulumalarn ve konumalarn, Helena'nn pimanln, Joaquin' in gerek karakterini kefettiini, kendisine yaplan hakszln cn alma isteini anladn, teki yaamnn ihanetinin yalnzca bir karabasan, hoppa bir kadnn kt ryas olduunun bilincine varp sonunda kollarna atldn ve her zaman Joaquin'i, onu, yalnzca onu sevmi olduunu anladn dledi. "Ama Abel lmeyecek," dedi kendi kendine. "lmesine izin vermeyeceim. zin veremem. Onurum sz konusu ve... onun yaamasna ihtiyacm var imdi! Yaamas gerek!"Ve "yaamas gerek" derken tm bedeni titredi... frtnada titreyen mee yapraklan gibi.Korkun gnlerdi onlar, - diye yazd Joaquin gncesine -Abel'in hasta olduu o gnler. kence gnleri! Onu lme terk etmek elimdeydi: kimseyi kukulandrmadan, arkada hibir kant brakmadan... Meslek yaammda, nedeni anlalmayan esrarengiz lmlerle karlatm oldu. Ve bunlar, sonraki olaylarn trajik nda aydnland ancak (yeniden evlenen dul kadn vb). O srada kendime kar, yaamm zehirlemi ve karartm olan o iren canavara kar mrmn en byk savamn verdim. Hekimlik onurum, insanlk onurum, i huzurum ve kafa salm tehlikedeydi. Deliliin penesiyle savatmn bilincindeydim. Cinnetin glgesini gryordum stmde. Ama sonunda ben kazandm. Abel'i lmden kurtardm. Hi bylesine verimli, bylesine zenli almamtm. Byk mutsuzluum hekimliimin kusursuz olmasn salad."Kocan tehlikeyi tmyle atlatt." dedi Joaquin Helena'ya bir gn."Saol, Joaquin, saol." Helena Joaquin'in elini yakalad ve avularnda tuttu bir sre. "Bilemezsin sana ne kadar borluyuz...""Sen de benim size ne kadar borlu olduumu bilemezsin...""Tanr akna byle eyler syleme... imdi sana onca gnl borcu altndayken gene eski hikyelere dnmeyelim...""Eskiye falan dndm yok. Size gerekten borluyum. Abel'in bu hastal bana ok ey retti, gerekten ok...""Yani, sadece 'bir vaka daha' gibi mi bakyorsun buna?""Hayr, hayr Helena; vaka olan benim!""Anlayamyorum seni.""Ben de tam anladm syleyemem. Her neyse, kocan kurtarmak iin uratmz bu gnlerde...""Ltfen Abel de; adyla szet ondan!""Olur, derim; ite, onu kurtarmak iin urarken, onunkiyle birlikte, ben de kendi hastalm inceliyordum ve... evlenmeye karar verdim!""Ya! Peki biri var m?""Hayr, henz yok, ama bulacam. Bir yuvaya ihtiyacm var. Kendime bir e arayacam. Yoksa, beni sevecek bir kadn kmaz diye mi dnyorsun Helena?""Tabii kar, Joaquin, pek tabii kar!""Beni sevecek bir kadn diyorum...""Evet, anlyorum. Seni sevecek bir kadn, evet!""nk, uygun bir e dendiinde...""Evet, senin uygun bir e olduun ak... gensin, yoksul deilsin, gelecein parlak, gitgide nleniyorsun, iyi bir insansn...""Evet, iyi... ve tatsz, deil mi?""Hayr efendim, deil; hi de tatsz deilsin.""Ah Helena, Helena, nerden bulacam baka bir kadn?""...seni sevecek?""Hayr. Sadece beni aldatmayacak, bana gerei syleyecek, benimle alay etmeyecek biri. Benimle alay etmeyecek biri, Helena!... Varsn benimle aresizlikten, ona bakarm diye evlensin... ama bana gerei sylesin...""Hastaym dediinde haklymsn Joaquin; sen bir an nce evlen!""Birinin erkek veya kadn beni sevebileceine inanyor musun, Helena?""Dnyada, kendisine sevecek birini bulamam kimse yoktur.""Peki, ben karm sevecek miyim? Sevebilecek miyim? Syle.""Neden sevmeyecek miin? Seveceksin byk olaslkla.""nk Helena, aslnda en kts sevilmemek, ya da sevilecek yan olmamak deil; en kts sevememek.""Kilisenin papaz Don Moteo da eytan iin yle diyor: kimseyi sevemezmi eytan.""eytan yeryznde, Helena, burada!""Sus, syleme byle eyler.""Kendi kendime sylersem daha kt.""yleyse hi azn ama!"BLM VIIJoaquin, kendini kurtarmak iin ve tutkusunu yattrmak gereksinimiyle, bir kadn aramaya giriti. Kollarna snarak iindeki nefretten kaabilecei bir e, ban gmebilecei bir kucak istiyordu. Karanlktan korkan, buzdan canavarn cehennemi gzlerine bakmaktan korkan bir ocuk gibiydi.Sonra... zavall Antonia kt!Antonia anne olmak iin yaratlmt; sevecenlik ve hogryd batan trnaa. Yanlmaz bir igdyle, Joaquin'in iindeki "ktrm", ruhunun hasta olduunu sezdi; ve, nedenini bilmeden, onun talihsizliine k oldu. nsanlarn erdemine inanmayan doktorun ksa, kuru szleri Antonia'y garip bir biimde ekti.Antonia, Joaquin'in hastas olan bir dul hanmn tek kzyd. Bunu atlatabilecek mi annem?" diye sordu Joaquin'e."Durumu epey nazik. Zavall ok yorgun, ypranm; ok ekmi olmal... Kalbi ok zayf...""Kurtarn onu, Don Joaquin, kurtarn onu! Mmkn olsa canm veririm onun iin.""O mmkn deil. Hem kim bilir, Antonia, senin canna belki onunkinden daha ok ihtiya vardr.""Benim canma m? Ne iin? Kim iin?""Kim bilir!..."Beklendii gibi, kadncaz ok gemeden ld. "Bir ey yaplamazd, Antonia," dedi Joaquin. "Bilim gsz.""Evet, Tanr yle diledi." "Tanr?""Yoksa," diye aknlkla haykrd Antonia, slak gzlerini Joaquin'in kat, elik bakl yzne kaldrarak, "yoksa siz inanmyor musunuz Tanr'ya?""Ben mi?... Bilmiyorum!..."Doktora kar iinde birden beliren keskin acma duygusu, bir an iin annesinin lmn unutturdu kza."Tanr'ya inanmasam, ben ne yapardm imdi?""Yaam her eye bir yant bulur, Antonia." "lm daha da fazlasn bulur! Hele imdi... yapayalnz... kimsesiz...""Doru, yalnzlk korkuntur. Ama sen saygdeer anneciinin ansna snarak ve ardndan rahmet okuyarak mrn geirip gidersin. Oysa, ok daha korkun bir yalnzlk vardr!""Nasl?""Herkesin hor grd, herkesin alay ettii bir insann yalnzl... kimsenin kendisine gerei sylemedii bir insann yalnzl.""Sylenmesini istediiniz gerek nedir peki?""Bana gerei syler miydin, imdi, hemen? Annenin daha soumam bedeni zerine yemin eder miydin doru syleyeceine?""Evet, gerei sylerdim.""yi... Ben itici biriyim, yle deil mi?""Hayr, deilsiniz.""Haydi Antonia, gerei...""Hayr, deilsiniz.""Peki, neyim ben?""Siz? Siz... ac eken, talihsiz bir adamsnz."Joaquin'in iindeki buz erimeye balad; gzlerine yalar doldu. Bir kez daha btn bedeni titredi.ok gemeden Joaquin'le yetim kz nianland. Antonia'nn bir yllk yas dnemi sona erince evlenmeyi kararlatrmlard.Zavall karcm,- diye yazacakt Joaquin yllar sonra gncesine sevmek ve beni iyiletirmek iin, onda uyandrm olduum tiksintiyi yenmek iin var gcyle urat. Geri bana hi belli etmedi bunu; ama hele czaml ruhumu, kangrenlemi nefretimi ona akladktan sonra, mmkn myd benden tiksinmemesi? Benimle, bir czamlyla evlenir gibi evlendi bundan hi kukum yok. Sonsuz bir acma duygusuyla, Hristiyanca bir vazgei ve zveri tavryla, ruhumu, dolaysyla da kendi ruhunu kurtarmak iin evlendi benimle. Bir azizeydi o!... Ama beni Helena'dan kurtaramad, Abel'den de kurtaramad. Onun kutsall benim iin sadece bir pimanlk kayna daha oldu. Yumuakl, tatll batt bana. Zaman zaman, Tanr beni balasn, onun kt, huysuz, hogrsz olmasn istediim oldu.BLM VIIIBu arada Abel'in n giderek yaylm, lkenin en tannm ressamlarndan biri olmutu. Yurtdnda da adn duyurmaya balamt imdi. Abel'in artan n Joaquin'i doluya tutulmu gibi sarsyor, perian ediyordu. "Evet, ok bilimsel bir ressam; bir teknik ustas; ok bilgili, ook; mthi becerikli" ...byle diyordu Joaquin arkada iin, dilerinin arasndan tkrrm gibi kan szcklerle. ver grnerek yermenin bir biimiydi bu.nk, sanatlk iddiasnda olan asl Joaquin'di: mesleinde gerek bir air, tehislerinde dhi gryordu kendini; yaratcyd, nseziliydi... Kendini tmyle bilime, aratrmaya, kuramsal patolojiye adamak iin hastalarn brakmay bile dnmt. Ama yle iyiydi ki kazanc!Aslnda kendimi tmyle bilimsel aratrmaya vermekten ala-koyan ba neden kazan deildi - diye yazd gncesine- Bir yandan tannmak, Abel'in sanat alanndaki nn glgede brakacak byk bir bilimsel baaryla Helena'nn burnunu srtmek ve bylece onlardan, ve herkesten, cm almak istiyordum. En lgn dmd bu. te yandan, bu karanlk tutku, bu azgn kin ve nefret iimdeki tm huzuru yok etmiti. Hayr, ne aratrma yapacak irade gcne ne de bunun iin gereken i dinginlie sahiptim. Dahas, hastalarm beni oyalyordu. Hastalarm beni oyalyordu; ama bazen, kafamn danklnn hastalarma gereken titizlikle eilmemi nlediini dnerek titrediim oluyordu. Nitekim, beni iliklerime dek sarsan bir olay oldu. Durumu epey ar, ama umutsuz denemeyecek bir hanma bakyordum. Abel bir portresini yapmt onun. Muhteem bir portre. Yaptklarnn en iyilerinden, hl da yle kabul edilen bir resim. Hastann evine girer girmez ilk karma kan ve nefretimi ayaklandran ite bu portre oldu. Portrede kadn yayordu. Hasta yatanda bir deri bir kemik yatan kadndan ok daha canlyd. Portre bana, "Bak, o beni sonsuza dek yaatacak. Bakalm sen benim buradaki yaamm uzatabilecek misin?" der gibiydi. Hastann banda, kalbini dinleyip nabzna bakarken, kafamda srekli teki kadn, resimdeki kadn vard. Aptallam, ne yaptm bilmez olmutum. Sonuta, zavall kadn ellerimde ld; daha dorusu, ben onu lme terk ettim: kafam toplayamadmdan, cinayet denebilecek dalgnlmdan. Kendimden, o zavall benliimden tiksindim. Kadnn lmnden birka gn sonra, o aileden bir baka hastay grmek iin oraya tekrar gitmem gerekti. Portreye bakmamaya kesin kararl olarak girdim eve. Ama bounayd: nk ben ona bakmasam da, o bana bakyor ve bakm zorla kendisine ekiyordu. Ayrlrken, len kadnn kocas beni geirdi. Portrenin altnda durduk ve ben, sanki eytan beni drtm gibi, yle dedim:"Muhteem bir portre! Abel'in en gzel resimlerinden biri.""Evet," diye yantlad dul adam. "Benim en byk tesellim o imdi. Saatlerce seyrediyorum. Benimle konuuyor sanki.""Haklsnz," dedim. "Abel byk sanat!" Dar karken yle dndm: "Ben onu ldrdm; Abel ise yeniden can verdi!"Hastalardan biri ldnde, hele len ocuksa, ok ac ekerdi Joaquin. Gelgelelim, birtakm bakalarnn lmne hemen hemen kaytsz kalrd. "Niin yaamak istesin byle biri?" diye sorard bazen kendine. "lmesine izin vermek ona daha byk iyilik olur..."inin krgnlna kout olarak psikolojik gzlem gc artm, en gizli gnl yaralarn annda sezinler olmutu. Allm davranlarn tm sahtelii ardnda, erkeklerin, nasl hi acnmadan karlarnn lmn beklediklerini (bilinli olarak dilemiyorlarsa eer) ve kadnlarn, nasl kocalarndan kurtulmaya can attklarn, hatta nceden peyledikleri yeni kocalann hayaliyle yaadklarm gryordu. Hastas Alvarez'in lmnn zerinden bir yl bile gemeden, kars, lenin yakn dostu Menendez ile evlenince, Joaquin yle dedi iinden: "Biraz tuhaft bu lm. imdi i anlald, insanolu batan aa pislik! stelik, pek hayrsever, pek namuslu bilinirdi o kadn...""Doktor Bey," dedi bir gn hastalarndan biri, "Tanr akna ldrn beni. Bana bir ey sylemeden ldrn. Gcm kalmad artk... beni sonsuza dek uyutacak bir ey verin...""Neden bu adamn istediini yapmayaym?" diye sordu Joaquin kendine, "Eer yaamak ona yalnz ac veriyorsa... im daralyor... Ne iren bir dnya!"Hastalar onun iin bir ayna oluyordu ou kez.Bir gn, o dolaylarda oturan yal bir kadn onu grmeye geldi. Yallktan, almaktan kmt... ve yirmi be yllk kocas pespaye bir kadnla iliki kurmutu. Doktora dertlerini anlatmaya gelmiti aldatlan kadn."Ah Don Joaquin! Sizin iin her eyi bilir diyorlar. Zavall kocam o rfntnn yapt byden kurtaracak bir ila verebilir misiniz bana?""Sen ne diyorsun, hanm? Ne bys?""Gidip o kadnla yaayacakm. Terk edecek beni...yirmi be yldan sonra...""Yeni evliyken seni brakmaya kalksa daha tuhaf olmaz myd? Sen krpecik, iei burnunda gelinken...""Deil, efendim, yle deil! Kadn buna ak iksiri iirdi, akln bandan ald. Yoksa olabilir miydi... olabilir miydi...""Ak iksiri," diye mrldand Joaquin, "ak iksiri, ha?""Evet, Don Joaquin, evet. Ak iksiri... Siz ki onca ey biliyorsunuz, buna da bir are bulursunuz elbet.""Ah, hanm, hanm! Eskiler ok urat genlik iksirini bulmak iin, ama baaramadlar."Talihsiz kadn d krkl iinde gitti. Joaquin yle dnd: "Bu zavall aynaya bakmaz m hi? Grmez mi yllarn tahribatn? u kyller her eyi byye ya da nazara balar zaten. bulamazlar, gze gelmilerdir; bir ey ters gitti, nazar demitir. Bana gelen her bely bakalarnn kskanlna balayan kiinin kendi kskan demektir. Hepimiz yle deil miyiz? Bana da by yaplmtr belki..."Birka gn byden baka bir ey dnemedi. Sonunda yle dedi kendine: "te, yaradlta var olan gnah bu!"BLM IXJoaquin, bir snak araynn sonucu olarak, Antonia ile evlendi. Zavall kadn, hayatnn grevini, kocasnn yreinde bir kalkan, bir teselli kayna olarak dolduraca yeri batan sezinlemiti. Hasta bir adamla, ruhu belki hi iyilemeyecek bir ktrmle evleniyordu; onun grevi hastabakc olmakt. Ve Antonia, yaamn kendisininkiyle birletiren kiinin bahtszlna duyduu acmayla ve sevgi dolu bir yrekle kabullendi yazgsn.Antonia, kendisiyle Joaquin arasnda grnmez bir duvar, billur gibi saydam buzdan bir duvar olduunu hissediyordu. Bu adam karsna ait olamazd, nk kendisine ait deildi, kendisine egemen deildi; hem yabanc ve uzak, hem bylenmi, cin arpm gibiydi. Kar-koca ilikilerinin en cokulu anlarnda bile, aralarna uursuz bir kehanetin grnmez glgesi dyordu. Kocasnn pleri, alnm pckler gibi geliyordu ona.Joaquin, karsnn nnde kuzini Helena'nn szn etmekten kamyordu. Bu gizli kanmay hemen farkeden Antonia, konumalarna onu katmak iin hibir frsat karmad.Ama bu balangta byleydi; nk ksa bir sre sonra, Antonia da Helena'nn szn etmekten kanr oldu.Bir gn Joaquin, hekim olarak, Abel'in evine arld. Orada, Helena'nn Abel'le evliliinin meyvasn tadn rendi. Oysa Antonia'da byle bir belirti yoktu. Zavall Joaquin, sanki onu daha ok ezmek iin eytann kulana fsldad utan verici bir dnceyle sarsld: "Gryorsun ya! Onun erkeklii de senden stn! Senin ahmaklnla ldrdklerine sanatyla yeniden can veren, onlar lmszletiren Abel'in yaknda bir ocuu olacak. Kendi yarats olan yeni bir canl daha verecek dnyaya: etten kemikten bir yapt. Ama sen, sen bunu bile beceremeyeceksin anlalan... O senden daha erkek kt!"Derin bir hzn ve karamsarlk iinde dnd evine."Abel'in evinden mi geliyorsun?" diye sordu kars."Evet. Nerden anladn?""Yznden. O ev senin azabn. Oraya gitmemelisin..." "Ne yapabilirim ki?""Bir zr bildirir gitmeyi verirsin... saln ve huzurun daha nemli...""Bunlar senin kuruntularn sadece...""Hayr Joaquin, benden gizlemeye alma..." Gzyalar engelledi szn bitirmesini. Zavall Antonia olduu yere kt. Hkrklar tm bedenini sarsyordu."Ne oluyorsun kadn, ne var imdi?""Ne olur syle Joaquin, seni bylesine perian eden ne? Gven bana... payla skntn benimle...""Kendimi sulayabileceim herhangi bir ey yok...""Haydi Joaquin, gerei syle bana, gerei!"Bir an duraksad Joaquin. Grnmez bir dmanla, onu gzaltnda tutan eytanla savayordu sanki. Sonra, umutsuzluktan doan bir kararllkla haykrd birden:"Peki, gerei syleyecein sana, her eyi!""Helena'y seviyorsun. Hl tutkunsun ona.""Hayr, deilim! Deilim! Tutkundum, ama artk deilim.""yleyse?""yleyse ne?""Nedir bu ektiin azap? Neden o ev, Helena'nn evi, senin mutsuzluunun kayna? Senin rahatn huzurunu yok ediyor o ev. Helena yznden...""Helena deil! Abel!""Kskanyor musun Abel'i?""Evet, kskanyorum! Nefret ediyorum ondan, nefret, nefret!" Joaquin'in yumruklan sklm, dileri kenetlenmiti."Eer Abel'i kskanyorsan... Helena'y seviyor olmalsn...""Hayr, sevmiyorum. Bakasnn olsayd, o bakasn kskanmayacaktm. Hayr, Helena'y sevmiyorum. Tiksiniyorum ondan... tiksiniyorum o dii tavustan, o profesyonel gzelden, Abel'in kapatmasndan...""Tanr akna Joaquin, Tanr akna...""Evet, kapatmas... merulatrlm kapatmas. Papazn takdisi bir serveni evlilie evirir mi sanyorsun?""Ama Joaquin, biz de onlar gibi evlendik...""Hayr, onlar gibi deil Antonia, hi deil! Onlar salt beni aalamak, kk drmek iin evlendiler; benimle alay etmek iin evlendiler; beni incitmek iin evlendiler."Joaquin boulurcasna hkrmaya balad; soluu kesilir gibi oldu; lyordu sanki."Antonia, Antonia," diye fsldad, zor duyulan bir sesle."Zavall yavrum," diyerek onu kucaklad Antonia. Ban gsne dayad, hasta bir ocukmu gibi okad. "Sakin ol Joaquin, korkma... buradaym ben... karn burada, senin karn, bir tek senin. imdi btn srlarn bildiime gre, her zamankinden daha ok seninim ve seni her zamankinden daha ok seviyorum... Unut onlar... ilgilenme onlarla... yle bir kadn seni sevseydi daha kt olurdu.""Ama sorun Helena deil, Antonia, sorun Abel...""Unut Abel'i!""Unutamam... Hi peimi brakmyor... Ad, n her yerde izliyor beni...""alrsan, senin de adn ve nn olur. Neyin eksik ondan? Muayenehaneyi brak; ona ihtiyacmz yok. Ailemin Renada'daki evine gideriz. Orada istediin gibi alabilirsin; sana n kazandracak bilimsel aratrmalar yapabilirsin... ben de elimden geldiince yardm ederim... kafan datmaman salarm. Greceksin ondan ne denli stn olduunu...""Yapamam, Antonia, yapamam. Baarlar uyku sokmaz gzme... alacak huzur brakmaz. O korkun resimlerinin hayali girer gzmle mikroskobun arasna ve bakalarnn grmedii bir eyi grebilmemi engeller... Yapamam, yapamam!"Sonra, bir ocuk gibi sesini alaltp kekeleyerek, sanki alalmann bu kertesi onu sersemletmi gibi, hkrd:"Bir de ocuklar olacak, Antonia.""Bizim de olacak," diye fsldad Antonia, kulan perek. "Meryem Anamz bu isteimi geri eviremeyecek, nk her gn yakaryorum ona... Kutsal Lourdes suyunu da belki...""Sen de mi iksirlere inanyorsun Antonia?""Ben Tanr'ya inanyorum.""Tanr'ya inanyorum,"diye yineledi Joaquin yalnz kaldnda yani, tekiyle, tutkusuyla yalnz kaldnda. "Nedir Tanr'ya inanmak? Nerede Tanr? Onu bulmalym!"BLM XAbel'in ocuu doduunda - diye yazd Joaquin gncesine -iimde nefretin azdn hissettim. Doum srasnda Helena'ya yardmc olmam iin armt beni, ama doumlara bakmadm (ki, doruydu) ve kuzinimin tehlikeye dmesi durumunda soukkanllm "donmu kanllm" demek daha doru olurdu koruyamayabilirim, zrn ileri srerek kabul etmedim. Tabii eytan, doumda bulunmak ve belli etmeden ocuu bomak gibi tyler rpertici neriler fsldamad deil kulama. Ama kendime hkim olup bu iren dnceyi bastrabildim.Abel'in, yalnz sanatnn deil, insan Abel'in bu yeni zaferi nk ocuk gerekten bir bayapt, bir salk ve canllk rneiydi; "minik bir melek" diyordu herkes imdi benim ocuumu bekleyen Antonia'ya bsbtn balad beni. Karm, kr nefretimin bu zavall kurbann asl kurban oydu... kendimden bile daha ok ocuklarmn anas, etim, canm, kanm, eytann ikence ettii ruhumun z yapmak istiyordum. Yapmak zorundaydm. Benim ocuklarmn anas olacak, bu nedenle bakalarnn ocuklarnn analarndan stn olacakt. O bahtsz kadn beni semiti: sevilmeyen, beenilmeyen, hor grlen beni; bir baka kadnn burun kvrp elinin tersiyle ittiini almt o. Bir de utanmadan onlardan iyilikle sz ediyordu bana!Abel'in ocuu, Abel'in - ocua babasnn adn vermilerdi, soyunu ve nn srdrmek iin olsa gerek , zamanla cmn arac olacak gen Abel olaanst bir ocuktu. Onun gibi bir ocuum olmalyd, ama daha gzeli.BLM XI"Neyle urayorsun bugnlerde?" diye sordu Joaquin Abel'e.Doktor Bey ocuu grmek iin Abel'in evine gitmi, sonra da, ressam ziyaret iin atlyeye kmt."Aslnda tarih bir tablo yapmay dnyorum... Tevrat'tan bir sahne. u anda konuyu aratryordum...""Ne aratrmas? O dnemden model mi aryorsun?""Hayr, Tevrat' okuyorum... ve konuyla ilgili yorumlan.""Sana bilimsel ressam demekte haksz deilmiim.""Sen de sanatkr doktorsun, deil mi?""Bilimsel ressamdan da betersin, edeb ressamsn sen! Frayla edebiyat yapmaya kalkma da!""dne teekkrler!""Peki, resmin konusu ne olacak?""Habil'in Kabil tarafndan ldrlmesi. lk karde katli." Joaquin bembeyaz kesildi; ilk arkadan dikkatle szerek, ksk bir sesle sordu: "Nereden aklna geldi bu?""ok basit," diye yantlad Abel, arkadann iinden geenlerden habersiz, "admdan. Abel Habil'den gelir ya... ki plak eskizi yapmtm...""plak beden mi?""Hem beden, hem ruh.. ""Ruhlarnn da m resmini yapacaksn yani?""Elbette! Kabil'inki kskanlk ruhu. Abel'inkiyse...""Evet, onunki ne ruhu?""te onu tam bilemiyorum. Aratrdm o. Ama hangi ifadenin doru olacana bir trl karar veremedim. Habil'i, lmeden az nce, kardeinden lmcl darbeyi yemi ve yere dm olarak yapmak istiyorum. Tevrat burada; Lord Byron'un KabWi de var. Sen onu biliyor musun?""Byron'un Kabil'ini bilmiyorum. Tevrat'tan ne renebildin?""Pek az... Sen de bir bak..." ve kitab alp okudu: '"Ve dem kars Havva'y bildi. Ve Havva gebe kalp Kabil'i dourdu; ve 'Rab'bin yardmyla bir adam kazandm' dedi. Ve yine kardei Habil'i dourdu. Habil koyun oban oldu, ama Kabil ifti oldu. Kabil, gnler getikten sonra, topran rnnden Rab'be sunmaya getirdi. Habil de srnn ilk doanlarndan ve yalarndan getirdi. Rab Habil'e ve onun sunduklarna bakt, ama Kabil'e ve onun sunduklarna bakmad...'""Ama neden?" diye kesti Joaquin, "Tanr neden Habil'in sunduklarna kabul gsteriyor da Kabil'den ve sunduklarndan honut olmuyor?""Aklanmyor burada...""Peki, resme karar vermeden nce bu soruyu sormadn m kendine?""Sormamtm... Belki Tanr nceden grmt Kabil'in karde katili olacan, iindeki kskanl...""Kskansa, Tanr onu yle yaratt iin, iine kskanlk tohumunu koyduu iin yleydi. Oku bakaym.""Kabil ok fkelendi ve suratn ast. Ve Rab Kabil'e yle dedi: "Niin fkelendin ve niin suratn astn? Eer iyi davranrsan karln grmeyecek misin? Ve eer iyi davranmazsan, gnah kapda seni beklemeyecek mi? Onun istedii sensin, ama sen ona egemen ol...'""Oysa, gnah ona egemen oldu," diye kesti Joaquin bir kez daha, "nk Tanr onu terk etmiti. Devam et."'"Ve Kabil kardei Habil'e, 'Tarlaya gidelim,' dedi. Ve tarlaya vardklarnda, Kabil kardei Habil'e kar kalkt ve onu ldrd. Ve Rab Kabil'e yle dedi:...""Tamam, yeter. Gerisini dinlemek istemiyorum. Olan olduktan sonra Tanr Kabil'e ne demi, hi ilgilendirmiyor beni."Joaquin, dirsekleri masaya dayal, yz iki avcunun arasnda, Abel'i, onu nedenini bilmeden irkilten, buz gibi bir bakla szd. Sonra yle dedi:"Kutsal Tarih'i renen ocuklara yaplan akay hi duymadn m?""Hayr.""ocuklara, 'Kabil'i kim ldrd?' diye sorarlar; ocuklar da arp, 'Kardei Habil' derler." "Hi duymamtm.""te imdi biliyorsun. Bu Tevrat sahnesini resmedeceine gre, unu syler misin bana: eer Kabil Habil'i ldrmemi olsayd, sonunda Habil'in Kabil'i ldreceini hi dnmedin mi?""Nereden karyorsun bunu?""Habil'in koyunlar 'Tanr'y honut etti, oban Habil Rab'bin gzne girdi; ama ifti Kabil'in ne kendisi, ne de sunduu rnler Tanr'y honut etmedi. O'nun sevdii Habil'di, reddettii ise Kabil...""Peki, Habil'in suu neydi bunda?""Talihli1 olann, kayrlann susuz olduunu sanyorsun sen, deil mi? Oysa, kendilerine gsterilen bu nedensiz kabul, gerek bir deere dayanmayan bu ayrcal gizlemedikleri iin sulu onlar; bunu gizleyeceklerine, gsterile sergilemeleri ok ayp bir davran. Hi kukum yok, Habil de, Tanr'ya kurban ettii koyunlarn dumann Kabil'in suratna fleyerek tafra satyordu. Hak yolunda olduklarn iddia edenler, szde adaletleriyle bakalarn ezmeye yeltenen kendini beenmilerdir. Birinin bir zaman dedii gibi, 'namuslular'dan daha aalk kimse yoktur...""Peki emin misin," diye sordu, konumann brnd ciddiyetten tedirgin olmaya balayan Abel, "Habil'in tarihiyle vndnden emin misin sen?""Hi kukum yok. Aabeyine sayg gstermediine eminim. Aabeyine iyi gzle bakmasn Tann'dan dilediini de hi sanmyorum. Bildiim bir ey daha var: Habil'in soyu, Habilciler, cehennemi Kabilciler iin icad ettiler; nk onsuz, Habilcilerin tm zaferleri yavan kalacakt. Onlarn holand, kendileri ac ekmezken, tekilerin ac ektiini grmektir.""Joaquin, Joaquin, sen gerekten hastasn!""Haklsn. Hibir hekim kendi derdine deva bulamaz. u Byron'un Kabil'im ver de okuyaym.""Al ordan.""Bir ey daha soraym. Bu resim iin karn bir ey esinlemiyor mu sana? Herhangi bir fikir vermiyor mu?" "Karm m? Bu trajedide kadn yoktu ki..." "Her trajedide vardr Abel." "Havva belki...""Belki... kisine de ayn st veren, ya da iksiri..." BLM XIIJoaquin Lord Byron'un Kahirini okudu. Daha sonra yle yazd gncesine:Bu kitabn zerimde yaratt etki korkuntu, iimi boaltmak gereksinimiyle birtakm notlar tuttum. Hl saklyorum o notlar; u anda nmde duran ktlar ite onlar. imdi dnyorum da, acaba onlar yalnzca iimi boaltmak iin mi tuttum? Hayr, gnn birinde byk bir eser yazmak iin onlardan yararlanabileceimi dndm kukusuz. Benlik iddias kemiriyor bizi. En gizli, en rezil zaaflarmz ortaya dkmeye baylyoruz. Daha nce kimsede grlmemi habis bir tmr bile isteyecek biri kabilir sanyorum: salt onunla bbrlenmek ve ona kar verdii savaa dikkati ekmek iin! Bu tiraflar bile basit bir boalmdan te bir ey deil mi? Bu amazdan kurtulmak iin bunlar yrtp atmay dnmedim deil. Ama beni kurtaracak myd bu? Hayr! Gsteri yapmak kendini tketmekten iyidir. Son hesaplamada, yaamn kendi de bir gsteriden baka ne ki?Byron'un Kabil'ini okumak beni iliklerime dek sarst. Ne kadar haklyd Kabil anasn babasn sulamakta, hayat aacnn meyvasn alacaklarna bilim aacnn meyvasn aldklar iin. Benim iin, bilim yaray azdrmaktan baka bir ie yaramamtr. 'Keke hi yaamasaydm!" diyorum Kabil'le birlikte. Niin yaratldm ben? Niin yaamalym? Anlamadm, Kabil'in niin intihar semedii. nsan rk iin en soylu balang bu olurdu. Ama, daha ona gelmeden, dem ve Havva, dten sonra, neden oluk ocuk sahibi olmadan kendilerini ldrmediler? Tanr nasl olsa onlarn benzerlerini, bir baka Habil ve bir baka Kabil yaratr diye mi? Belki ayn trajedi baka dnyalarda da oynand yeryzndeki ilk gsteri yetmedii iin! Yoksa al gecesi miydi bu?blis'in Kabil'e, onun, Kabil'in lmsz olduunu syledii blm okuyunca iime korku dt: Ben de mi, iimdeki nefretle birlikte lmszdm? Bir ruhum var m, diye sordum kendime. imdeki nefret mi ruh? Ve sonunda, bunun baka trl olamayacana, bylesine iddetli bir nefretin bedene ait bir nitelik olamayacana karar verdim. Bakalarnda neterle deemediimi imdi kendimde bulmutum. lml bir organizma benim kadar nefret edemezdi. blis Tanr olmaya yeltenmiti; ben de, ocukluumdan bu yana, kendim dnda herkesi hie indirgemeye almam mydm? Ama, eer btn talihsizlikleri yaratan, beni yle yaratm olmasayd, nasl bu denli talihsiz olabilirdim?Koyunlarn gtmek iin Habil'in byk bir aba harcamas gerekmiyordu, nasl ki, resim yapmak iin Abel'in byk aba harcamas gerekmiyorsa. Oysa benim, tam tersine, hastalarmn sorunlarn anlamak iin ok byk bir aba harcamam gerekliydi. Kabil, sevgili kars ve kz kardei Ada'nn, onu bunaltan dnceleri anlamadndan yaknyordu. Benim Ada'm, benim zavall Ada'm yeterince anlyordu iimden geenleri. Dorusu, gerek bir Hristiyand o. Ama sonunda ondan da anlay grmedim.Byron'un Kabil'ini okuyana tekrar tekrar okuyana dek, onca kiinin lmne tank olan ben, lm gerekten tanmam, anlamamtm. Pepee sorular kurcalyordu kafam: imdeki nefretle birlikte mi lecektim? Nefretim benimle birlikte lecek miydi? Yoksa benden sonra da yaayacak myd? Nefret daha m uzun mrlyd nefret edenden? Bir maddesi var myd, aktarlabilir bir ey miydi? Yoksa ruhun z myd nefret? Ve... Cehennem'i, lm' birer varlk olarak dnmeye baladm, nasl eytan' cisimlemi nefret olarak, ruhun Tanr's olarak dnyorsam. Bilimin aklamad her eyi, nefreti tanyanlarn piri Lor d Byron'un o korkun iiri retti bana.Benim Ada'm da, almadm, alamadm zamanlar tatl dille azarlard beni. eytan, Ada'mla benim aramda dikilip dururdu. "Gitme onunla!" diye haykrrd benim Ada'm. Zavall Antonia! Ve kendisini de O'ndan korumam iin yalvarrd. Geri o hibir zaman benim gibi nefret edemedi. Ama ben de Antonia'm gerekten sevmeyi baarabildim mi? Ah, eer gerekten sevebilseydim onu, kurtulurdum. Gelgelelim, ben onu sadece cm almak iin bir baka ara olarak grdm. Onu, cm alacak bir oulun, ya da kzn anas olarak istiyordum. Bir yandan da, byk bir saflkla, eer baba olursam btn bunlardan kurtulacam dnyordum. Ama, kendim gibi nefret dolu yaratklar retmek, nefretimi aktarmak, onu lmszletirmek iin evlenmemi miydim?Kabil ile blis arasnda Ar'n Uurumu'nda geen sahne ruhumu kzgn demirle dalad sanki. Bildiklerime, gnahmn nda baktm, lm oaltmak iin can vermenin zavallln grdm, ve bu lmsz nefretin benim ruhum olduunu apak anladm. Bu nefret, diye dndm, mutlaka ben domadan nce vard ve lmnden sonra da yaayacak. 'Nefret etmek iin yaamak' dncesi dehet sald iime. Cehennem buydu. Tam anlatld gibi! Bir de alay etmitim inananlarla! Cehennem gerekten buydu!Ada'nn Kabil'e olu Hanok'tan nasl sz ettiini okuduumda, doacak ocuumu dndm; seni dndm kzm, kurtuluum ve tesellim olan seni; nasl bir gn gelip beni kurtaracan dndm. Ve Kabil'in, plakln bilmeden uyuyan masum yavrusuna sylediklerini okuyunca, sana can vermekle onarlmaz bir su mu iledim, diye dndm. Zavall yavrum benim! Seni dnyaya getirmi olmam balayacak msn? Ada'nn Kabil'ine sylediklerini okurken, Cennet'teki yllarm anmsadm... dl peinde komadm, herkesten stn olma dleri kurmadm yllar. Hayr, kzm, hayr; almalarm Tanr'ya temiz yrekle sunmadm; gerei, bilgiyi arayacama, n ve dl peinde kotum... ve hep ondan stn olma frsatn kolladm. O, Abel, sanatn sevdi; sanatn sebatla gelitirdi ve hibir zaman beni ezmeye kalkmad. Hayr, benim huzurumu yok eden o deildi. Ama ben, Abel'in sunan ykmay dnecek denli ldrmtm. Gerek u ki, kendimden bakasn dnmemitim.Habil'in lmn, o korkun ozann eytan'n ozannn kaleminden okumak beni altst etti. Okurken gzlerim karard ve sanrm bir ara bayldm. Ve o gn, zndk Byron sayesinde, inanmaya baladm.BLM XIIIAntonia Joaquin'e bir kz dourdu. "Bir kz," dedi Joaquin iinden, "ama onun olu var!" Ama, eytan'n bu yeni hilesini abuk grp toparland. Ve tutkulu doasnn tm gcyle sevmeye balad kzn... ve ondan tr, annesini. lkin, "Kzm benim cm alacak," dedi neyin cn alacakt, bilmeden ; ama sonra yle dedi: "O benim kurtuluum, arnmam olacak." ok gemeden, kzm iin bu notlan tutmaya baladm," diye yazd gncesine Ben ldkten sonra, zavall babasn tanmas, ona acmas, onu sevmesi iin... Beiinde, masum ryalar grerek uyuyan yavrumu seyrederken, onu iyi yetitirmek ve eitmek iin, nce kendi kafamdaki saplantdan kurtulmam, kendimi ruhumun czamndan arndrmam gerektiini dndm. Ve kzma sevmeyi, herkesi sevmeyi, zellikle de onlar sevmeyi retmeye karar verdim. Ve orada, onun masum ryalar zerine, kendimi bu azabn boyunduruundan kurtarmaya yemin ettim. Abel'in byklnn ba savunucu olmaya ant itim.Abel Sanchez, tablosunu tamamlayarak, onunla byk bir sergiye katld. Resim ok beenildi, gerek bir bayapt olarak nitelendi ve, beklendii gibi, Abel'e eref madalyas kazandrd.Joaquin, tabloyu grmek ve resimdeki Kabil'e bir aynaya bakar gibi bakmak iin sk sk gitti sergi salonuna. Oraya gelenlerin, resimdeki figre baktktan sonra belli etmeden kendisine bakp bakmayacaklarn da grmek istiyordu.Korkular iindeydim, - diye yazd gncesine - Abel'in, Kabil'i izerken beni dnd; evinde, bu konuyu ileyeceini syleyip Tevrat'tan blmler okuduu gn, aramzda geen konuma srasnda beni yoklad phesiyle kvranyordum (ben yalnz kendimi dndmden, onu tmyle unutmu ve hasta ruhumu olduu gibi nne sermitim). Ama hayr, Abel'in Kabil'iyle aramda en ufak bir benzerlik yoktu; resmi yaparken beni dnmemiti; bana saldrmaya, kk drmeye almamt. Helena da onu bana kar etkileyememiti anlalan. Gelecek zaferin, bekledikleri zaferin tad yetmiti onlara. Beni dnmemilerdi bile! Beni dnmedikleri, benden nefret bile etmedikleri dncesi, tekinden daha beter kahrediyordu beni. O da benden, benim ondan nefret ettiim kadar nefret etseydi, hi deilse adam yerine konmu olacaktm. Kurtuluum olabilirdi bu.Sonunda Joaquin, kendini aarak, daha dorusu kendini daha derinlere gmerek, Abel'in baarsn kutlamak iin bir len vermeyi kararlatrd. Abel'in sonsuza dek dostu, "tanmalarndan nce arkada" olan o, bu leni sunacakt ressama.Joaquin, hatip olarak belirli bir n kazanmt. Fen Fakltesinde, ksa ve kuru, titiz ve alayc konuma tarzyla tekileri bastran oydu. Konumalar, yeni gelenlerin cokulan zerinde souk du etkisi yapard genellikle. Karamsar bir kukuculuu savunan, abus derslerdi bunlar. ounlukla ileri srd sav, tpta hibir bilginin kesin olmad, her eyin bir varsaym olduu, ve en gvenilir tutumun gvensizlik olduuydu. Onun iin, leni Joaquin'in verecei duyulunca, herkes, "bilimsel ve belgesel resim" zerine vg grnmnde ift anlaml, acmasz bir terihe hazrland. Joaquin'i Abel'in sanatndan sz ederken duymu olanlarn ii sinsi bir heyecanla gcklanmaya balad. Abel'i kendisini bekleyen tehlikeye kar uyardlar."Yanlyorsunuz" dedi Abel onlara. "Joaquin'i tanrm; byle bir ey yapabileceini hi sanmam. inden geenleri biraz biliyorum; ama sanata kar derin bir duyarl var ve eminim, syleyecekleri dinlemeye deer olacak. Onun bir portresini yapmay dnyorum.""Portresini mi?""Evet, siz onu benim tandm gibi tanmyorsunuz. Ateli, kendi kendini yiyen bir insandr o." "Daha souk bir adam...""Dtan yle. Ate iin iin yanar demezler mi? Dndm portre iin biilmi kaftan..."Abel'in bu szleri Joaquin'in kulana geldi ve onu yine dncelere gmd. "Benim iin ne dnyor olabilir?" diye sordu kendine. "Gerekten ateli, kendi kendini yiyen biri olduumu mu? Kaderin kurban olduumu gryor mu?"te bu srada, sonradan ok utan duyaca bir ey yapt. Bir rastlantyla, daha nce Abel'in evinde alm olan bir kz onlarn hizmetine girmiti. Joaquin, salt br evde kendisiyle ilgili konuulanlar renmek amacyla, kza yanat kendisini balamadan tabii."Hadi canm, nasl olur da duymazsn benden sz ettiklerini?" "Duymadm, efendim, hi duymadm." "Hi benden sz etmiyorlar myd yani?" "Ediyorlard tabii, ama yle konuuyorlard... bir ey demiyorlard.""Hibir ey?""Ben konutuklarn ok grmedim. Sofrada hizmet ettiimde pek konuulmazd; konuulduunda da, ite masada konuulan eylerden... Bey'in resimlerinden...""Anlyorum, ama benimle ilgili bir ey?""Hi aklma gelmiyor."Joaquin kendinden tiksinerek ayrld kzn yanndan. "Budalaca davranyorum," dedi. "Kz kim bilir ne dnd benim iin!" Yaptndan ylesine utand ki, sudan bir bahaneyle kzn iten karlmasn salad. Bu kez de, "Ya imdi tekrar Abel'in hizmetine girer ve bunlar anlatrsa?" korkusuna kapld. Karsna, kz geri almasn sylemeyi dnd; ama yz tutmad. Sokakta kza rastlamak korkusuyla titrer oldu.BLM XIVlen gn geldi. Bir nceki gece Joaquin hi uyumamt. "Savaa gidiyorum Antonia," dedi evden karken. "Tanr yoluna k tutsun Joaquin" "Kz grmek isterdim, minik Joaquinita'mz..." "Tabii, gel de gr... uyuyor...""Zavall bebecik! eytan'n varlndan haberi yok henz!Ama, sana yemin ederim, Antonia, o iblisten kurtaracam yakam. Onu skp atacam iimden, onu boup Abel'in ayaklarna frlatacam... Kzm pmek isterdim, ama uyanr diye korkuyorum...""Yok, uyanmaz. p istiyorsan."Baba eilip uyuyan ocuu pt. ocuk, pldn anlam gibi, uykusunda glmsedi."Bak, Joaquin, o da seni kutsuyor." "Allahasmarladk, karcm!" Ve Joaquin, karsna sarlp uzun uzun pt.Meryem heykelinin nnde dua etmeye brakld Antonia. len sofrasnda, konumalarn gerisinde ktcl bir bekleyi sezinleniyordu. Abel'in sanda oturan Joaquin'in yz sapsaryd; pek az yiyor ve pek az konuuyordu. Abel'in bile hafif bir rperti geti srtndan.Tatl servisi yaplrken, konuklardan bazlar diyerek sessizlik arsnda bulundu. Bir suskunluk oldu. "Konumay duyalm," dedi biri. Joaquin ayaa kalkt. Ksk, titrek bir sesle konumaya balad; ama ok gemeden sesi dzeldi ve deiik bir tn kazand. Sessizlik Joaquin'in sesiyle doldu, baka hibir ey duyulmaz oldu. Herkes aknd. Bundan daha candan, daha cokulu bir vg, bir sanatya ve sanatna onca hayranlk ve sevgi belirten bir konuma ender duyulmutu. Joaquin, Abel'le birlikte yaad ocukluunu, ikisinin de ne olacaklarn henz bilmedii o gnleri anmsarken, birok kii gzlerinin yaardn hissetti."Kimse onu benden daha yakn tanmamtr," dedi Joaquin. "Sanrm onu kendimden bile daha iyi tanyorum. nk, insan kendi iine baktnda, yalnzca yaratld hamuru grme eilimindedir. Kendimizin en iyi, en sevilesi yanlarn bakalarnda grrz; bu yzdendir hayranlmz. Abel, sanatnda, benim iimde baarmak istediimi baard; bu nedenle, bana rnek olanlardan biridir; onun baars, hem almalarm iin bir kam, hem de baaramadklarm iin bir tesellidir. Abel hepimize aittir, herkesten ok da bana! Ben, onun yaptyla zenginlemi olarak, onu yaratan Abel kadar sahibi olmaya alacam bu yaptn. Ancak byle bulacam kendi sradanlma katlanma gcn..."Sesi yer yer bir la dnyordu. Dinleyenler, sesin sahibiyle eytan arasnda sregiden insanst savatan habersiz, bylenmi gibiydiler."Kabil'in yzne bakn!" Joaquin'in azndan tek tek dyordu szckler, kor paralar gibi "Bu trajik Kabil; didinen emeki; kentlerin ilk kurucusu; sanayinin, rekabetin, toplumsal yaamn atas... Bakn yzne! Ne byk bir anlayla, nasl bir acmayla, ne denli sevgiyle resmedilmi baht kara Kabil! Abel Sanchez'imiz Kabil'e, Milton'un eytan'a duyduu hayranl duyuyor; Milton eytan'na nasl akla balysa, Abel de Kabil'ine o denli bal. nk, hayran olmak sevmektir, ve sevmek acmaktr. Bizim Abel'imiz, Habil'i ldren ve Tevrat'taki sylenceye gre, lm yeryzne getirenin tm perianln, haksz yazgsn sezmi. Bizim Abel'imiz, Kabil'in suunu su vard kukusuz anlamamz, ona acmamz, onu sevmemizi salyor... Bu tablo bir ak gstergesidir!"Joaquin szlerini bitirince ar bir sessizlik oldu. Sonra bir alk tufan patlad. O zaman, Abel ayaa kalkt; benzi solmu, titreyerek ve duraksayarak, gzleri dolu dolu, yle dedi arkadana:"u sylediklerin, Joaquin, yaptm tm resimlerden ve ilerde yapacaklarmn hepsinden daha deerli... ok daha deerli. Yrekten kopmu bir sanat eseri bu szler. Seni dinleyene dek, bilmiyordum neyi baarm olduumu. Ben deil, sen yaptn benim resmimi. Sen yaptn!"ki eski dost, gzyalar iinde ve dinmeyen alklar arasnda kucaklat. Orada bulunanlar da ayaa frlam baryorlard. Tam kucaklarken, eytan yle dedi Joaquin'e: "imdi onu kollarnla skp boabilsen!...""nanlr gibi deil," diyordu herkes. "Ne mthi bir hatip! Ne muhteem bir konuma! Kim derdi ki...? Keke birka gazeteci olsayd!""Harikulade!" dedi biri. "Bir daha byle bir konuma duyabileceimi hi sanmam.""Dinlerken tylerim rperdi," dedi bir bakas. "Bak, yz bembeyaz olmu.""Gerekten de yleydi. Joaquin, byk baarsndan sonra yerine otururken, zerine bir hzn dalgasnn ktn ve onu alp gtrdn hissetti. Hayr! indeki eytan henz lmemi-ti. Bu konuma, yaamnda tatt en byk baar olmutu. Ve imdi hitabet, arkadann resimdeki nn glgede brakabilecei bir alan olarak geliyordu aklna."Abel'in nasl aladn grdn m?" diye sordu biri, kta."Dorusu, Joaquin'in konumas Abel'in btn resimlerinden daha deerliydi. Resmi yapan konumayd. Adn 'Konumann Tablosu' koymak gerek. Kaldr konumay, ne kalr resimden? Hi... dl kazanm olsa bile."Joaquin eve dndnde, Antonia kapya koup onu kucaklad."Biliyorum, haberini aldm. Evet, evet! Ondan stnsn, ok daha stn. O da anlam olmal, tablosunu deerli klann senin konuman olduunu.""Doru Antonia, doru, ama...""Ama ne? Hl m...""Hl! Onunla kucaklarken eytan'n kulama fsldadklarn sylemek istemiyorum sana." "Hayr, syleme!" "Sustur beni yleyse."Antonia uzun, scak, slak bir ple azn rtt Joaquin'in. "Bakalm bu yntemle eytan' iimden ekip karabilecek misin Antonia?""Onu iime ekeyim de bende mi kalsn yani?" diye sordu zavall kadn glmeye alarak."Evet, iine ek, nk sana bir ey yapamaz o; senin iinde lr, kutsal suya dm gibi boulur senin kannda..."Abel, evinde Helena'yla ba baa kaldnda, yle dedi Helena:"Joaquin'in konumasn anlattlar. Zaferini yutmak zorunda kald... afiyetle!...""yle deme; sen duymadn onu." "Duymu kadar oldum!""Szleri itendi. ok duygulandm. Dorusu, onun aklamasn duyana dek, ne yapm olduumu ben de bilmiyordum.""Gvenme ona... hi gvenme... seni yle gklere karmsa, bir nedeni vardr mutlaka.""Gerekten iinden geleni sylemi olamaz m?""Biliyorsun, atlyor kskanlktan...""Sus!""Evet, atlyor... ld lecek..." "Sus dedim sana...""Hayr, kskanlk da deil bu, nk artk beni sevmiyor, eskiden sevmi olduu da kuku gtrr ya... bu haset... dpedz haset...""Kes sesini!" diye grledi Abel."Tamam, tamam, sustum... ama greceksin...""Ben greceimi grdm, duyacam duydum. O bana yeter. Kes artk."BLM XVNe yazk ki, bu kahramanca eylem de zavall Joaquin'i iyiletirmedi.Sylediklerimi sylemi olmaktan pimanlk duymaya baladm; - diye yazd gncesine - iimdeki ktl da vurmam ve ondan kurtulmam daha doru olurdu. Abel'in resminin sahteliini ve zentisini, teknik cambazlklarn, taklitiliini, duygudan yoksunluunu aka syleyip onunla sanatsal alveriimi kknden koparmalydm. nn yerle bir etmediime pimandm. yle yapsaydm, hem gerei syleyerek iimi boaltm, hem de onu hak ettii yere oturtmu olurdum. Kim bilir... Kabil, Tevrat'ta Habil'i ldren Kabil de, kardeini l grnce onu sevmeye balam olamaz m? nanmaya balamam o sralarda oldu: dine dnm, o konumann dolayl sonularndand.Joaquin'in gncesinde szn ettii "dine dn", onun dzelmediini gren belki de hi dzelmeyeceinden korkan kars Antonia'nn onu, din yolunu (atalarnn ve kendisinin olan ve ilerde kzlarnn olacak dini) denemeye kandrmasnn sonucuydu."lkin gnah karmaya gitmelisin.""Ama karcm, ben kiliseye gitmeyeli yllar oldu...""Zarar yok, yine de...""Ama ben byle eylere inanmam...""Sen yle sanyorsun. Siz bilim adamlarnn, inandnz halde, inanmadnz sandnz Rahip Efendi bana anlatt. Eminim, annenin sana rettii, benim de kzmza reteceim eyler...""Tamam, tamam, rahat brak beni!""Hayr, brakmayacam. Git, gnah kar ltfen.""Dncelerimi bilenler ne der sonra?""Haa, i anlald. Toplumsal kayglardan tr m..."Ama ta yerini buldu ve Joaquin, gerekten inanmyor muyum, diye sordu kendine; dahas, inanmasa bile, Kilisenin onu iyiletirip iyiletirmeyeceini grmek istiyordu. Kiliseye gitmeye balad: neredeyse gze batacak kadar sk, dine kar dncelerini bilenlere meydan okur gibi... Sonunda, gnah karacak bir papaz buldu. Ve, gnah karma hcresine girer girmez iini boaltt. "Ondan nefret ediyorum, Peder, btn kalbimle nefret ediyorum. Eer inandma, ya da inanmak istediime ters dmese, ldrrdm onu...""Ama evladm, nefret deil bu; haset demek belki daha doru...""Nefret hasettir, Peder, tm nefret hasettir.""Onu soylu bir rekabete dntrmelisin, mesleinde basan kazanma arzusuna; Tanr'ya hizmet iin yapabileceinin en iyisini...""Yapamyorum, elimde deil, alamyorum. Onun n yakam brakmyor.""Gayret etmelisin... insanolu bunun iin zgrdr..." "zgr iradeye inanmyorum ben, Peder. Ben doktorum." "Yine de...""Ben ne yaptm ki Tanr beni byle yapt? Kindar, kt, haset dolu? Neden byle bir soysuzluu bana miras brakt?" "Evladm... evladm...""Hayr, insann zgrlne inanmyorum. zgrle inanmayan zgr olamaz. Ben de deilim. zgr olmak, zgr olduuna inanmaktr!""Tanr'ya gvenmemek ktdr.""Tanr'ya gvenmemek ktlk mdr, Peder?""Onu demek istemedim. Sizi perian eden bu saplantnn Tanr'ya gvenmemenizden ileri geldiini sylyordum sadece...""Ama ben yine soracam: Tanr'ya gvenmemek ktlk mdr?""Evet, ktlktr.""yleyse, Tanr beni kt yaratt iin O'na gvenmiyorum... Kabil'i kt yaratt gibi. Tanr iime pheyi koydu." "Tanr sizi zgr yaratt." "Evet, kt olmak iin zgr!" "yi olmak iin de." "Ah Peder, niin dodum ben?" "Hangi amala, diye sormak daha doru olmaz m?"BLM XVIAbel, kollarnda bebek sa'y tutan bir Meryem tablosu yapmt. Tablo, aslnda Helena ile olunun, Abelito'nun portresiydi. Resim beenilmi ve kopyalan baslmt. Tablonun gzel bir fotorafnn nnde, Kutsal Meryem'e dua ediyordu Joaquin: "Koru beni! Kurtar beni!"Ama, sanki kendi sesini duyarsa, daha derinlerden gelen teki sesi, "Keke lse! Keke o serbest kalsa!" diyen sesi bastrabilir umuduyla, yksek bir fsltyla dua ediyordu."Duyduuma gre yobaz olmusun," szleriyle karlad bir gn Abel onu."Ben mi?""Evet. Kendini dine verdiini, her gn kiliseye gittiini sylediler. Bugne dek ne Tann'ya, ne eytan'a inandn; durup dururken kendini dine kaptrman da pek olas olmadna gre... Yobazlktan baka ne kalyor?""Sana ne bundan?""Hesap sorduum falan yok. Sadece merak ettim... Gerekten inanyor musun?""nanmak ihtiyacndaym.""O baka ey. Ben, inanp inanmadn soruyorum." "Syledim ya, inanmak ihtiyacndaym. Daha fazla stme varma.""Bana sanat yetiyor. Benim dinim sanat." "Ama Meryem'in resmini yapyorsun." "Evet, Helena'nn." "O da Kutsal Bakire saylmaz pek..." "Benim iin yle... ocuumun anas..." "Yalnz o kadar m?""Her anne, ana olmasndan tr bir kutsal bakiredir." "lahiyatn snrlarna giriyorsun!""Onu bilmem; ama gericilikten, sahte ahlaklktan tiksinirim. Bence, salt ekememezlikten doar bunlar. Seni onlarn klna brnm grmek, dorusu ok artt beni. Sradan insanlarn bayalna dmeyeceini sanrdm.""Ne demek istiyorsun, Abel? Akla ltfen.""Yeterince ak deil mi? Hibir zellii olmayan, sradan insanlar, farkl olanlarn stnlne kazanamadklar iin, onlara dogmann renksiz niformasn giydirmeye alrlar. Hi kukun olmasn, dinde de, sanatta olduu gibi, tm gelenekiliin altnda yatan hasettir. Eer hepimiz canmzn istedii gibi giyinmekte serbest olsaydk, mutlaka aramzdan biri, kendi doal zarafetini vurgulayacak bir giyim tarzyla ne kard; ve eer bu bir erkekse, btn kadnlar, doal olarak onun peinden koard. Ama kaba, baya biri ayn eyi yapmaya kalksa, sadece gln olurdu. Onun iin, sradan ve baya olanlar, yani tekileri ekemeyenler, byle bir niformay, kendilerini kuklaya eviren bir giyim tarzn uydurmular... ona da moda denmi! Moda da bir tr gelenekiliktir. Kendini aldatma Joaquin: tehlikeli, ar, dine kar diye damgalanan o dnceler, sadece zavall, sradan beyinlerin dnemedii eylerdir. O kiilerde -hibir doal zellik, hibir zgnlk bulunmaz; onlarda sadece 'akl selim' ve bayalk vardr. En nefret ettikleri de hayal gcdr, nk hi yoktur onlarda.""yle olsa bile," dedi Joaquin, "bu kaba, baya, sradan dediklerimizin kendilerini savunma haklan yok mu?""Bir gn bizim evde, anmsayacaksn, Kabil'i, hasut olan savunmutun; daha sonra da, lene dek dilimden dmeyecek o unutulmaz konumanda nm de byk lde ona borluyum bize, hi deilse bana, Kabil'in ruhunu gsterdin. Ama Kabil hi de baya, kaba bir insan deildi; hele sradan, hi deildi.""Ama hasetin babasyd.""Evet, ama baka tr bir hasetin; banazlarn hasetinin deil... Kabil'in hasetinde bir byklk vard, oysa fanatik engizisyoncunun haseti ondan ok daha aalktr. Seni onlarn safnda grmekten dehete dyorum.""Bu adam iimi mi okuyor benim?" diye sordu kendine Joaquin Abel'den ayrlnca. "Bir yandan da, iimden geenlerin hi farknda deil sanki. Resim yapt gibi konuuyor ve dnyor... ne dediini, ne izdiini bilmeden. Yaptnn bilincinde deil... ben her ne kadar onu hesap adam olarak grmeye alyorsam da..."BLM XVIIJoaquin, Abel'in, eski modellerinden biriyle ilikisi olduunu rendi; bu bilgi, Abel'in Helena'yla ak adna evlenmedii yolundaki kukusunu destekledi. "Beni kk drmek iin evlendiler," dedi kendi kendine ve unu ekledi: "Helena da onu sevmiyor, sevemez... o kimseyi sevemez... sevme yetenei yok. Sadece gzel bir 'klf o. Kendini beenmilikten ve beni hor grd iin evlendi. Yine kendini beenmilikten kocasn aldatabilir... koca olarak istemedii adamla bile..." Anlarn klleri arasndan, nefretinin buzu altnda snm sand bir kvlcm parlad: Helena'ya eski ak! Evet, her eye karn, bu dii tavusa, bu gnl avcsna, Ressam'n modeline hl tutkundu. Antonia ondan kat kat stnd kukusuz, ama... teki de tekiydi! Sonra, intikam vard... yle tatlyd ki intikam! Donmu bir yrein buzlarn eritiveren...Birka gn sonra, Abel'in evde olmayaca bir saati kollaya-rak, oraya gitti. Helena'y ocuuyla yalnz buldu. Tanrlatrlm imgesi nnde bouna yakarmt onu korumas ve kurtarmas iin!"Abel, kiliseye gitmeye baladn syledi," dedi Helena. "Antonia m seni oraya srklyor, yoksa ondan kamak iin mi gidiyorsun?""Ne demek istiyorsun?""Siz erkekler, ya karnzn izini srerken, ya da karnzdan kaarken ermilere karrsnz genellikle de...""Karsndan kaanlar da var; ama kiliseye gitmek iin deil..." "Ya?""Evet. Sana bu hikyeyi aktaran kocann bilmedii bir ey var: benim dua ettiim tek yer kilise deil.""Bundan doal ne var? Dinine bal olan evinde de dua etmeli.""Ben de onu yapyorum. Beni korumas ve kurtarmas iin kutsal Meryem'e yalvaryorum." "yi ediyorsun.""Biliyor musun, kimin resmi nnde bu duay ettiimi?""Nereden bileyim, sen sylemedike...""Kocann yapt resmin nnde..."Helena, birden kzararak, salonun bir kesinde uyumakta olan ocua evirdi yzn. Beklenmedik saldr artmt onu. Ama kendini abuk toparlayp konutu: "Bu yaptn Tanr'ya saygszlk, Joaquin, ve dine dnnn sahte olduunu kantlyor, hatta daha da ktsn...""Helena, sana yemin ederim...""On Emir'in ikincisi: Tanr'nn kutsal adn olur olmaz azna almayacaksn.""zellikle onun iin yemin ederim, Helena, dine dnm itendi; yani, gerekten inanmak istedim. Beni yiyip bitiren bu tutkuya kar kendimi imanla savunmak istedim.""Evet, biliyorum tutkunu...""Hayr, bilmiyorsun!""Biliyorum. Abel'in varlna dayanamyorsun." "Ama neden dayanamyorum?""Bunu ancak sen bilebilirsin. Ona hibir zaman dayanamadn... benimle tantrmadan nce bile.""Doru deil bu, kesinlikle doru deil.""Doru! Kesinlikle doru.""Neden ona dayanamyor muum?""nk tannmaya balad, nk n kazand. Senin de iyi bir iin yok mu? Bol para kazanmyor musun?""Bak, Helena, sana gerei syleyeceim, tm gerei! Sahip olduklarm doyurmuyor beni. nl olmak istedim, bilim alannda yeni bir eyler kefetmek, bilimsel bir bulua adm ilitirmek istedim...""yleyse kendini o ie ver, nk yetenein yok deil." "Kendimi vermek... kendimi vermek... Kendimi verebilirdim, Helena, eer zaferimi senin ayaklarnn dibine koyabilecek olsaydm...""Niye Antonia'nn ayana koymuyorsun?""Ltfen ondan sz etmeyelim.""Haa, demek onun iin buraya geldin! Abel'imin gitmesini mi kolladn buraya gelmek iin?""Abel'in... Abel'in... sanki ok takyor seni Abel'in!""Ne? imdi de arabozucu rolne mi svanyorsun?""Abelinin senden baka modelleri de var.""Ne olmu yani?" dedi Helena diklenerek. "Varsa var! Onlar tavlamay bildiini gsterir! Yoksa bunun iinde de mi kskanyorsun onu? Antonia'nla yetinmekten baka aren yok diye mi? Yoksa, o bakasn bulabileceini gsterdi diye, sen de kendine bakasn bulmak iin mi geldin buraya? Onun iin mi bu hikyelerle geldin? Utanmyor musun? k, git burdan! Suratn grmek iimi kaldryor!""Tanr akna, dur, Helena! ldryorsun beni... ldryorsun!""Sen kiliseye git, seni kskan, ikiyzl seni! Git, karn baksn sana, iyiletirin; nk ok hasta olduun ortada!""Helena, Helena, yalnz sen beni iyiletirebilirsin! En sevdiklerinin ba iin, Helena, biraz dn: bir adam yok olmaya mahkm ediyorsun!""Ne yani? Seni kurtarmak iin kendi adamm m yok edeyim isterdin?""Onu yok etmeyeceksin, nk o zaten yok. O senin hibir yannla ilgili deil. O seni sevemez. Seni seven ben'im... btn kalbimle, dnemeyecein kadar byk bir akla..."Helena ayaa kalkt. ocua doru yrd; onu uyandrp kucana ald. Sonra, Joaquin'e dnp yle dedi: "Defol! Bu ocuk, Abel'in olu, seni evinden kovuyor. Defol!"BLM XVIIIJoaquin ktleti. Yreini olanca aklyla Helena'ya gsterdii iin kendine duyduu fke, ve Helena'nn onu nasl kmseyerek geri evirdiini dndke kapld umutsuzluk, iindeki yaray azdrmt. Bir sre kendini gemleyebildi; kars ve kzyla oyalanmaya alt. Ama ev yaam giderek karard ve Joaquin daha da buruklat.O srada, evlerinde ok dindar bir hizmeti kadn vard. Kadn her gn kiliseye gidiyor ve iinin olmad her saati odasna kapanp dua ederek geiriyordu. Hep gzleri yerde dolayor ve her eyi byk bir uysallkla ve hafif alamakl bir sesle karlyordu. Joaquin'in ona tahamml yoktu ve her frsatta halyordu. "Haklsnz, efendim," diyordu kadn sadece."Ne demek haklsnz?" diye patlad bir gn Joaquin. "Hi de hakl deilim.""Peki efendim, ltfen kzmayn. Hakl deilsiniz yleyse.""O kadar m?""Anlamadm efendim.""Anlamadn ha, seni ikiyzl sahtekr seni! Neden kendini savunmuyorsun? Neden karlk vermiyorsun? Neden isyan etmiyorsun?""syan? Ben mi, efendim? Tanr ve Kutsal Meryem korusun beni yle eyden.""Daha ne istiyorsun?" diye araya girdi Antonia, "eer kusurlarn kabul ediyorsa?""Kusurunu kabul ettii falan yok. Kibrinden yanma yaklalmyor.""Ben mi kibirliyim, efendim?""Bak, nasl da anlamazdan geliyor sahtekr! Alak gnlln ve sabrn snamak iin kullanyor beni. Benim fke nbetlerimi, sabr erdemini gelitirmek iin bir eit kl gmlek niyetine kullanyor. Beni harcayarak, dikkatini ekerim! Hayr efendim, yama yok! br dnyada sevap hanesine yazlacak diye beni let etmeye hakk yok. kiyzllk denir buna!"Zavall kadn alayarak dualar mrldanyordu."Ama alakgnll olduu doru," dedi Antonia. "Neden isyan etsin? Hem isyan etse, daha beter sinirlenirsin.""Hayr. Kendi erdemini ortaya karmak iin bakasnn zaafndan yararlanmak ahlkszlktr. Varsn bana karlk versin, varsn terbiyesizlik etsin, ama insan gibi davransn... hizmetkr gibi deil!""yle yapsayd, daha ok sinirlenirdin, Joaquin.""Hayr. Beni en ok sinirlendiren bu mkemmellik gsterileri.""Yanlyorsunuz, efendim," dedi hizmeti kadn gzlerini yerden kaldrmadan. "Ben kimseden daha iyi olduumu sanmyorum.""Sanmyorsun ha? Ben sanyorum! Bakasndan daha iyi olduunu sanmayan da aptaldr. Sen besbelli kendini kadnlarn en gnahkr sanyorsun. yle deil mi? Hadi, cevap versene!""Bu gibi eyler sorulamaz ki, efendim...""Hadi, hadi, syle. Dendiine gre, Ermi Luis Gonzaga erkeklerin en gnahkr olduuna inanrm. Sen de karlarn en gnahkr olduuna inanmyor musun? Cevap ver, evet mi, hayr m?""Baka kadnlarn gnahlarndan sorumlu deilim, efendim.""Budala! Budaladan da beter! k dar!""Tanr sizi balasn, efendim, benim baladm gibi." "Ne iin? Gel... gel syle bakaym. Ne iin? Tanr beni ne iin balayacakm? Syle hadi.""Syleyim yleyse. Hanmcm, sizden ayrlacama zlyorum, ama bu evden gitmem gerek.""te byle balamalydn!" dedi Joaquin.Daha sonra, karsyla ba baa kaldnda, yle dedi ona:"Bu mbarek kadn imdi her yerde benim deli olduumu anlatacak. Belki de deliyim, Antonia. Sylesene, deli miyim ben?""Tanr akna, Joaquin, gene balama..." "Evet, evet, sanrm deliyim. Defet beni bandan. Bu benim sonum olacak.""Sen buna bir son ver."BLM XIXJoaquin artk tm sevgisini kzna yneltmi; onu yetitirmeye, eitmeye, ve dnyann ahlkszlklarndan uzak tutmaya vermiti kendini."yi ki tek," diyordu karsna, "iyi ki baka ocuumuz olmad.""Bir erkek ocuk istemez miydin?""Hayr, hayr, kz daha iyi. Kz bu rezil dnyadan korumak daha kolay. Hem iki tane olsayd, aralarnda kskanlk kard." "Yok canm!""Evet, kard. Sevgi, birden ok kii arasnda eit pay edilemez. Birine verilen, tekinden alnm olur. Sonra, her biri her eyi kendine ister, yalnz kendine. Hayr, hayr, kendimi Tanr'nn durumunda bulmak istemezdim.""Neymi o?""ok ocuklu olma durumu. Hepimiz Tanr'nn ocuuyuz denmiyor mu?""Ltfen byle eyler syleme, Joaquin.""Salkllar var ki, sakatlar olabilsin... Hastalklarn dalmna bakman yeter."Kznn kimseyle ilikisi olsun istemiyordu Joaquin. Onun iin, bir zel retmen tuttu. Kendisi de, bo zamanlarnda, onun eitimiyle ilgileniyordu.Zavall Joaquina, babasnn hekimden ok hasta olduunun farkndayd. Bu arada, onun, dnya ve yaama ilikin karamsar dncelerini renmekteydi."Bir tek o yeter," diye tekrarlad Joaquin karsna, "bylece sevgimizi blmek zorunda kalmayacaz.""Ne kadar blnrse, o kadar oalrm...""Derlerse de, inanma sen! Avukat Ramirez'i hatrlyor musun? Babasnn iki oluyla iki kz ve pek az paras vard. Evlerinde, peynir ekmekle orba dnda yemek yenmezdi. Bir tek Baba Ramirez'e yemek karlrd. Arada, oullarndan ya da kzlarndan birine yemeinden tattrd olurdu, ama tekilere hibir ey vermezdi. Bayramlarda ve zel gnlerde, iki tabak yemek btn aile arasnda paylatrlrd; ama Baba Ramirez'e, ailenin reisi olma ayrcaln belirtmek zere, ayrca bir tabak getirilirdi. Hiyerari korunmalyd! Geceleyin de, yatmaya giderken, oullarndan birini ve kzlarndan birini perdi sadece, teki ikisini pmezdi.""Ne korkun! Neden, peki?""Ne bileyim?... o anda onlar gzne irin grnd iin belki...""En kk kzna dayanamayan Carvajal gibi...""O son kz, bir ncekinden alt yl sonra ve parasz olduu bir srada domu da ondan. Beklenmedik, istenmedik bir yk! Onun iin kza 'davetsiz konuk' diyorlar." "Aman Allahm, dehet!""Hayat byle, Antonia... bir dehet diyar! Onun iin, sevgimizi blmek zorunda olmadmza kredelim biz." "Sus ltfen!" "Peki, susuyorum!" Ve, Antonia'y da susturdu.BLM XXAbel'in olu tp okuyordu ve babas, olunun derslerdeki ilerlemesine ilikin dzenli bilgi veriyordu Joaquin'e. Joaquin de ocukla birka kez konumu ve ondan giderek holanr olmutu; ama o sralarda pek nemsemiyordu bunu."Neden ona resim deil de, tp renimi yaptryorsun?" diye sordu Abel'e."Benim bir ey yaptrdm yok, o kendi yapyor. Sanata yetenei olmad kansnda.""Anlyorum, tp okumak iin zel bir yetenee gerek yok tabii...""Onu demedim. Her zaman her eyi ktye ekersin zaten. Yalnz sanata yetenei yok deil, sanatla ilgilenmiyor da. Ben resim yaparken durup bakt ok ender; bilgi edinme istei bile yok...""Bylesi daha iyi belki...""Neden?""nk, eer kendini resme verseydi, kanlmaz olarak, senden ya daha iyi, ya daha kt bir ressam olacakt. Daha ktyse, kendi de dayanamazd buna. Dnsene, sadece Oul Abel Sanchez deil, Kt Abel Sanchez, veya Kt Sanchez, veya Kt Abel diye anlmak ekilir ey mi?""Peki, ya benden daha iyi olsayd?""O zaman da sen ona dayanamazdn.""Hrsz, herkesin hrsz olduunu sanrm.""Hah, tamam! Hemen saldr bakalm bana! Hibir sanat.bir baka sanatnn nne dayanamaz, hele o sanat olu, ya da kardeiyse. Bir yabancnn nn kabullenebilir, ama kendi kanndan birinin stnln... asla! Nasl aklamal?... Neyse... sen ona tp okutmakla iyi ediyorsun.""Hi deilse daha ok para kazanr.""Resimden iyi para kazanmadn m sylyorsun?""Eh! az ok kazanyorum ite...""n de cabas!""n?... evet, var olduu srece..." "Para da kalc deil." "Biraz daha salam.""Sahtekrlk etme, Abel, nden holanmyor deilsin ya..." "nan bana, u anda kafamdaki tek ey oluma toplu bir para brakabilmek.""Ona bir ad brakacaksn." "Adlar para etmiyor." "Seninki ediyor!""mzam belki... Sanchez! Ama bakarsn baka bir ad seer kendine... Abel S. Puig, rnein! Her neyse... Sanchez Evi'nin efendisi olsun da... Abel ad, Sanchez adnn sertliini yumuatyor. Abel Sanchez, ho geliyor kulaa..."BLM XXIJoaquin, kendinden kamak ve mariz, melankolik ruhundan Abel'in hi eksik olmayan hayalini atabilmek iin, akamlar, yesi olduu kulbe gitmeye balad. Oradaki havadan sudan konumalarn uyuturucu yerine geeceini, hatta onu sarho edeceini umuyordu. ldrc tutkular bomak iin kendilerini ikiye verenler, umutsuz aklar arapla aktp atmak isteyenler yok muydu? Joaquin de yle yapacak, tutkusunu bomak iin kendini konumalara verecekti; ama niyeti, etkin bir rol oynamak deil, dinlemekti. Ne var ki, tedavi hastalktan daha byk dert at.Joaquin kulbe her zaman hazrlkl gidiyordu: glp akalamaya, yarenlik etmeye, "yaama uzaktan bakan bir seyirci" izlenimi vermeye, meslekten bir "kukucu"ya yarar biimde yce gnll olmaya, "anlamak balamaktr" ilkesini aklndan karmamaya ve iradesini kemiren kanseri belli etmemeye kararlyd. Ama pislik en beklemedii anda, azndan kaveriyor ve kokusunu herkes duyuyordu. Ve Joaquin, kendinden tiksinerek; korkaklna, beceriksizliine lanet ederek evine dnyor ve kulpteki toplantlara katlmamaya karar veriyordu. "Artk gitmeyeceim," diyordu kendi kendine, "gitmemeliyim. Oras beni daha beter ediyor, ktletiriyor. O ortam zehirli; insann soluduu hava bastrlm pisliklerle, tutkularla dolu. Hayr, bir daha gitmeyeceim. Bana yalnzlk gerek, yalnzlk. Kutsal yalnzlk!"Ama gene gidiyordu.Gidiyordu, nk yalnzla dayanamyordu. nk yalnzken tek bana kalamyordu: hep oradayd teki. teki! Bir keresinde, kendini onunla konuurken yakalad... teki'nin szlerini sylerken! teki, bu tek kiili diyaloglarda, bu diyalog biiminde monologlarda, hibir krgnlk belirtisi gstermeksizin, onunla havadan sudan konuuyor, tatl tatl gevezelik ediyordu. "O niin benden nefret etmiyor?" diye sordu Joaquin kendine... "Niin benden nefret etmiyor?"Bir gn kendini Tanr'ya yakarr buldu: eytanca bir kallelikle, Tanr'dan, Abel'in yreine nefret tohumlan koymasn diliyordu. Baka bir gn de yle patlad: "O da beni kskansay-d... ah, bir kskansayd beni!" Ve, ac dolu yreinin karanlklarnda akan bu dnce, onda, iini stan bir sevin yaratt, ruhunu iliklerine dek titreten bir sevin. "Kskanlmak... Yalnzca kskanlmak!""Ama," dedi sonra, "bu salt kendimden nefret ettiimi, kendimi ekemediimi kantlamaz m?" Gidip kapy kilitledi, etrafa baknd ve yalnz olduuna emin olunca, diz kt ve gzyalar iinde mrldand: "Ya Rab, komunu kendin gibi sev diyorsun, ama sevemiyorum; sevemem, nk kendimi sevmiyorum. Kendimi nasl seveceimi bilmiyorum, sevemiyorum kendimi! Ya Rab, beni neden byle yaptn?"Sonra gidip ncil'i ald ve u satrlarn olduu sayfay at: "Ve Yehova Kabil'e sordu, 'Kardein Habil nerede?'" Kitab usulca kapayp mrldand Joaquin; "Ya ben neredeyim?"O anda dardan sesler duydu, kapy amaya kotu. "Baba!Baback!" diye bararak ieri dald kz. Onun gen, diri sesi Joaquin'i gn na geri getirdi. Kzn pt, sonra dudaklarn kulana yaklatrp, kimsenin duyamayaca bir fsltyla; "Baban iin dua et kzm!" dedi."Baba, baba!" diyerek boynuna sarld kz.Joaquin kafasn kzn omzuna gmp gzyalarna bouldu."Neyin var, babacm, hasta msn?""Evet, hastaym... Ama baka bir ey sorma."BLM XXIIJoaquin gene kulbe gitti. Direnmek bounayd. Her gn baka bir bahane buluyordu oraya gitmek iin. Ve laklakyat ark dnmeye devam etti.Orada bulunanlardan Federico Cuadrado, kimsenin gznn yana bakmayan bir adamd. Biri, bir bakasn biraz vecek olsa, "Bu vg kime kar" diye sorard hemen. "Byle szlere karnm tok," derdi o souk, bak gibi sesiyle. "Eer biri ok vlyorsa, venin kafasnda, bu vgyle aalamak istedii biri, vlenin rakibi olan biri vardr mutlaka. vg aka kt niyetli deilse, yani sz konusu kiiye duyulan bir fkenin boalm deilse, mutlaka byledir bu. Kimse kimseyi iyi niyetle vmez.""Dur bir dakika," diye araya girdi, "kukucu" Cuadrado'yu kkrtmaktan pek holanan Leon Gomez. "Alalm Don Leovigildo'yu. Azndan kimseye kar bir sz kt duyulmu mudur?""Doru," dedi bir tara milletvekili, "ama Don Leovigildo politikac. Politikaclar da herkesle iyi geinmek zorunda. Ne dersin Federico?""Derim ki, Don Leovigildo kimse iin kt konumadan ve kimse iin iyi dnmeden lecek. Belki kimsenin ayan kaydrmaa kalkmamtr; etrafta grecek kimse yokken bile bunu yapmaz, nk yalnz ceza yasasndan deil, cehennemden de korkar. Ama biri kayp da tepe st dse, zevkten drt ke olur ve bunun daha ok tadn karmak iin 'gemi olsun'a en bata o gider!""Byle duygularla nasl yaayabilir insan, bilmiyorum," dedi Joaquin."Hangi duygularla?" diye hemen atlad Federico. "Don Leovigildo'nunkilerle mi, benimkilerle mi, seninkilerle mi?""Burda benden sz eden mi oldu?" dedi Joaquin belirgin bir honutsuzlukla."Ben ediyorum ite, yavrum. Burada hepimiz birbirimizi biliyoruz."Joaquin sarardn hissetti. Federico'nun, penesini atmaya hazrland herkese kar kulland bu "yavrum" szc can evinden vurmutu onu."Anlamyorum, Don Leovigildo'ya garezin ne?" szleri kverdi azndan; kar kmaz da piman olup sustu: yangna krkle gittiini fark etmiti."Garez? Benim mi garezim var Don Leovigildo'ya?""Evet. Sana ne zarar dokunmu olabilir, bilmiyorum.""lkin, yavrum, birinden holanmamak iin onun sana zarar vermi olmas gerekmez. Birinden holanmyorsan, bir zarar uydurmak, yani sana zarar verilmi olduunu hayal etmek iten deil... kincisi, Don Leovigildo'ya garezim, herkese olan garezimden ne fazla, ne eksik. nsan ya, o yeter. Dahas, 'namuslu' adam!""Senin profesyonel 'insan harcaycs' olman gibi..." diye balad tara milletvekili."nsan, yeryznn en pis, en aalk yaratdr. Bin kez syledim bunu. 'Namuslular' da insanlarn en berbatdr.""Hadi canm," dedi Leon Gomez; sonra milletvekiline dnd: "Sen ne diyorsun buna? Geen gn Don Leovigildo'dan namuslu politikac diye sz ediyordun...""Namuslu politikac, ha?" diye patlad Federico. "te o olamaz! Hi olamaz!""Neden?" diye sordu ses birden."Nedeni var m? Kendi azyla itiraf etti. Bir konumasnda kendine namuslu demek kstahln gsterdi. Kendine namuslu diyen namuslu deildir. ncil'de yazyor Rabbimiz sa'nn...""ok rica ederim, sa'y kartrma!" diye kesti Joaquin."Hayrola, sa da m seni rahatsz ediyor, yavrum?"Ksa, gergin bir sessizlik oldu."Diyordum ki," diye szn srdrd Federico. "Rabbimiz sa, kendisine iyi denmesini istememi ve yalnz Tanr'nn iyi olduunu sylemiti. Ama grn ki, birtakm Hristiyan geinenler kp kendilerine namuslu diyebiliyorlar.""Namuslu ile iyi tam ayn ey deil ama..." diye sze kart yarg Don Vicente."Hay azna salk, Don Vicente! ok kr, sayende, bir yargcn azndan hem mantkl, hem hakl bir sz ktn duyabildik!""Yani, kimse namusluyum demeyecek, yle mi?" diye sordu Joaquin. "Peki, namussuz olduunu mu sylemeli?" "art deil.""Sayn Cuadrado'nun istedii," dedi yarg Don Vicente, "insanlarn namussuz olduklarn itiraf etmeleri ve olaan davranlarn srdrmeleri, yle deil mi?""Bravo!" diye haykrd tara milletvekili."Syleyeceim, yavrum," dedi Federico, szlerini tartarak. "Kilisede gnah karmann hikmeti nereden kaynaklanr, kukusuz biliyorsunuz...""O da baka bir barbarlk," diye kesti yarg."Hi de barbarlk deil; tam tersine, ok bilgece bir kurum. Gnah karma, insann daha byk bir i rahatlyla gnah ilemesini salar, nk kii gnahnn balanacan bilir. yle deil mi, Joaquin?""Ama kii piman olmazsa...""Tabii, yavrum, tabii piman olacak. Sonra gene gnah ileyecek ve gene piman olacak. Yani, gnah ilerken piman olacan ve piman olduunda, gene gnah ileyeceini bilecek. Ve sonunda insan, gnah ilerken, ayn anda, piman olacak. Doru deil mi?""nsan anlalmaz bir yaratk," dedi Leon Gomez."Abuk sabuk konuma!" diye kt Federico."Neden abuk sabuk olsun?""Geliigzel savrulmu btn felsef yarglar, bilgie nermeler, zdeyi biiminde genellemeler anlamszdr da ondan." "Peki, ya felsefe?""u anda, burada yaptmzn dnda bir felsefe yoktur." "Yaptmz, birbirimizin derisini yzmek." "Tastamam! nsann en iyisi derisi yzlm olandr." Kulpten karken, Federico Joaquin'e yaklat ve, eer eve gidiyorsa, onunla biraz yrmek istediini syledi. Ama Joaquin, eve gitmediini, yaknda oturan birine urayacan syleyince, yle dedi:"Anlyorum. Ziyaret bahane. Sen yalnz kalmak istiyorsun. Anlyorum.""Nereden anladn?""nsana en iyi gelen yalnzlktr. Ama yalnzlk fazla bastrrsa, beni ara. Skntn datmak iin benden lsn bulamazsn." "Ya seninkiler?" deyiverdi Joaquin. "Bover! Onlar dnen kim!" Bu szlerle ayrldlar.BLM XXIIIKentte, ortalarda gezinen be ocuklu yoksul bir adam vard. Aragonyalyd. Dilekecilikle, ya da nne ne i karsa onunla, geinmeye alyordu. Adamcaz einin dostunun byle birinin dostu var denebilirse kapsn andrr, birka peseta bor almak iin binbir gereke uydururdu. Ama en zc olan, ocuklarndan birini, hatta bazan karsn, kk rica notlaryla tandklarn evlerine gndermesiydi. Joaquin de birka kez ona yardm etmiti; zellikle hekim olarak, ailesinden biri iin onu ardklarnda. Bu adam yardm etmekten tuhaf bir doyum salyordu; insann ktlnn kurban olarak gryordu onu.Bir gidiinde, onu Abel'e sordu."Evet, tanyorum," dedi Abel. "Hatta bir ara yanmda alt. Ama herif tembel, kaytanc. Efkr datma bahanesiyle, kahveye uramad gn yok. te yandan, evinde oca ttmyor. Sigara paketi de cebinden hi eksik olmaz. Sanki dertleri dumanla uup gidecek!""O kadar basit deil, Abel. in iyzn aratrmak gerek...""Brak bu incelikleri kuzum! En dayanamadn ey, yalan olduunu bile bile, o 'en ksa zamanda derim' teranesiyle bor istemesi. Aka sadaka istese, daha drst ve daha soylu olur. Son grdmde on be peseta istedi, be verdim. Ama, 'geri istemiyorum, borcun yok' dedim. Serserinin teki!""Ama onun suu mu?""Hadi gene balyoruz: peki, kimin suu?""Evet! Kimin suu?""Tamam, tamam, unutalm bu ii. Ona yardm etmek istiyorsan, buyur yardm et. Engel olacak deilim. Eer tekrar gelirse, herhalde ben de istediini vereceim.""Onu zaten biliyorum. nk, iinin derinlerinde, sen de...""Ltfen 'ierlere' girmeyelim. Ben ressamm ve insann iinin resmini yapmyorum. Dahas, insann iinin dndan da grlebilecei kansndaym.""Yani, insan sadece bir model olarak m gryorsun?""Bu az m grnyor sana? Senin iin de insan, tedavi edilecek bir hasta. in insanlarn ilerini incelemek, kalplerini dinlemek.""Evet, tatsz bir i...""Neden?""nk, k