bilinçaltı ve Öğrenme - i - temel bilgiler
TRANSCRIPT
BİLİNÇALTI &
ÖĞRENME
Temel Eğitimler – I –
Murat Kaplan, Şubat 2015
1. Bölüm
Beynimizi ne kadar tanıyoruz?
Sağ Beyin – Sol Beyin Teorisi
(Video #1)
Özetle, sol beyin (çoğu insan
için) dil becerisini yönetir,
doğrusal düşünür, detaycıdır
mantıklıdır, sağ beyin ise
sezgiseldir ve bütünü algılar,
parçalara, detaylara zaman
ayırmaz.
Aşırı basitleştirilmiş bir teori !!!
Bu bilgilerin çoğu epilepsi hastaları
üzerinde yapılan araştırmalar
neticesinde elde edilmiş. Çeşitli tıbbı
nedenlerle güven vermiyorlar. Şimdi,
daha gelişmiş bilimsel yöntemler
sonucunda ulaşılan sonuç şu ki: bazı
özel durumlarda beynin her iki tarafı
da diğer tarafın fonsiyonlarını
üstlenebiliyor. (MS rahatsızlığı)
“Sürüngen,”
“Memeli,”
“Kortex.”
Her biri birbirinden ayrı birer kompütür gibi
düşünülürse, farklı zeka, görecellilik, zaman
ve mekan hissi, ve hafızaya sahip
olduklarını anlayabiliriz.
Beynimizin bilinçaltı kısmını Sürüngen ve
Memeli beyinlerinin birlikte oluşturduklarına
Triune Modeli (Dr. Paul MacLean)
Sürüngen Beyin
250 milyon yıl önce evrimini tamamlayıp son şeklini
aldığına inanılıyor. Aslında sürüngen beynin halen
sürüngen olarak adlandırılan tüm canlılarda da aynı
şekilde olduğuna inanılıyor. Beynimizin bu kısmı
istemsiz ve dürtüseldir. Tepkileri keskin ve katıdır.
Varlığın sürdürülmesi için paranoyak bir tavır sergiler.
Daima korunma ve hayatta kalma güdüsüyle hareket
eder. Tecrübeyle öğrenemez. Kendisinde var olan
programı her tecrübeye rağmen (olumlu olumsuz)
tekrara devam eder. Yaşam için gerekli temel
fonksiyonları kontrol eder: kalp atış hızı, nefes alıp
verme, kavga etme, beslenme, kaçma, üreme.
Memeli Beyni
50 milyon yıl kadar önce son halini aldığına inanılır.
Aynen memeli canlıların sahip olduğu beyin gibidir.
Beynin bu kısmı his ve duyguları içerir. Annelik
güdüsü buradan kaynaklanır. Bu güdü sürüngenlerde
yoktur.
Beynimizin bu kısmı bize neyin gerçek, doğru ya da
bizim için önemli olduğunu gösterir. Ancak bütün
bunları bilinçli kısma gönderme becerisine sahip
değildir.
Burada his ve duygular veri şeklinde ve değerler
sistemi bütünü olarak var edilerek kişide oluşacak
duygusal tepkileri belirler.
Kortex Beyin
Burası beynin bilinçli kısmıdır. Carl Jung’a göre beynimizin bu
kısmı 40.000 yıl kadar önce bu hale gelmiştir ve halen gelişmeye
devam etmektedir. Beynimizin bu kısmının 3 yaşına kadar
gelişmeye başlamadığını ve tam gelişimini ancak 20 yaşında
tamamladığına inanılır. Bu durumun kişiden kişiye – çeşitli
faktörlere bağlı olarak – değişiklik gösterdiği tespit edilmiştir.
Gelişim sürecinin bu kadar uzun sürüyor olmasının sebebi
bilinçaltındaki zararlı ya da gereksiz programlamalardır. Aile,
çevre, okul, vs. Erken yaşlarda oluşmaya başlayan (ve bizim
bilinçli olarak hatırlama şansımız olmayan) mutlak gerçeklik
programları nedeniyle rasyonel bir akla sahip olamayız uzun bir
süre. Yani çeşitli güçler tarafından yönetiliriz. Bilinçaltını yöneten
ve şekillendiren his ve duyguların aksine burada rasyonel akıl
devrededir. Deneyimlere göre öğrenme olur. Yetişkin ve çocuk
öğretimleri arasındaki farkın önemli nedenlerinden birisi budur!!!
Boyut
Bilinçaltımızın beynimizin
%92’lik kısmını oluşturduğuna
inanılır.
Bilinçli kısmımızın ise
beynimizin geri kalan %8’lik
kısmını.
New York Times’da yakın zamanda yayınlanan
bir araştırmaya göre bir insan ‘bilinçli olarak’ aynı
anda araba kullanıp cep telefonlarıyla
konuşamayacaklarını bilimsel olarak ispat
etmiştir. Yani iki eylemden birisini bilinçaltınız
yapıyor.
Bilim insanları beyin aktivitelerinin manyetik
rezönans resimlerine bakarak ‘insan beyninin
dikkat gerektiren işleri aynı yapabilmek için sınırlı
bir beceriye sahip olduğunu’ bulmuşlardır. Hatta
bir araştırmada iddia edildiğine göre birini ya da
bir müziği gerçekten dinlemek istediğinizde
gözlerinizi kapatıyorsunuz.
Basit Kalem Deneyi
Bilişsel Süreç / Cognitive Process
Bilinçli zihin mantıklıdır. Dülünme yetisi vardır. Mantık
yürütür, eleştirir, analiz eder, yargılar, tercihte bulunur,
seçim yapar, ayrımcılık yapar, planlar, bulur vs. Bu sırada
hem tümevarım hem de tümdengelim yöntemlerini
kullanır.
Verileri filtreleyen ve sınıflandıran bilinçli zihnimizdir. Eğer
3 yaşından sonra başlayıp tam gelişimini 20 yaşına kadar
ancak tamamlayan bir zihinden bahsediyorsak,
bilinçaltımızda nasıl bir çöplük olabileceğini siz düşünün.
İşte bilinçaltımızdaki bu çöplükteki veriler bizim beden, ruh
ve zihin sağlığımızı, huzurumuzu, öğrenme sürecimiz
dahil tüm hayatımızı etkilemektedir.
İrade, Güç ve Özgür İrade
Özgür iradeye sahip misiniz?
Pek SayılmazAh! Psychology Today’de, 1974 yılı Ağustos ayında
yayınlanan bililmsel bir makale şöyle diyor:
“...deneylerimiz sonrasında beynimizin bir anlamda
elektrik kaynağı olduğunu bulduk; elektriksel işlemler
gerçekleştirdiğinikeşfettik.”
Beynimiz düzenli olarak 25 watlık bir elektrik
üretmektedir. Bilnçaltımız bu enerjiyi dürtüler,
duygular, uyarımlar, sinirsel seğirmeler vs olarak
bedene aktarır.
Ve bu işlem bilinçaltımız tarafından 24 saat boyunca
asla durmadan yapılmaya devam eder.
Hafıza
Bilinçli zihnin sınırlı ve kısa süreli
hafızaya sahip olduğu bilinmektedir.
Bilinçaltımızın ise sonsuz bir hafızaya
sahip olduğu artık ispat edilebilmektedir.
Kontrol Kimde?
Bilinçli zihin ve bilinçaltı zihni bir ikileme
düştüğünde – eğer onunla nasıl başa
çıkacağınızı bilmezseniz – kesinlikle
bilinçaltınız galip gelecektir.
Nasıl Öğrenebilirim?
Alpha Konumu (rahatlayarak
gözlerinizi kapatmanız bunun
için yeterli olacaktır)
Oto Rahatlama (bilinçli derin
uyku) Seansları
Özgür İrade Konuşmaları Öncesi
Beyin Ziyareti
2. Bölüm
Biliçaltımızı ne kadar tanıyoruz?
Bilinçatımızın Nasıl
Çalıştığını Bilmemizin Bize
Ne Faydası Vardır?
İlk nefesimizden bu yana
Ne duymuşsak,
Ne görmüşsek,
Neye dokunmuşsak,
Ne hissetmişsek,
Ne tatmışsak,
hepsi bilinçaltımızda depolanıyor.
Bilinçaltımız:
Sonsuz Görünen Bir
Kapasiteyle Çalışan bir
Veri Bankası
Birkaç İlginç Rakam -I-
576 mega pixel 80 mega pixel
En Gelişmiş
Mercek
Bilinçaltımız duyu
organlarımız yoluyla
çevremizde var olan
uyarıcılardan gelen verileri
saniyenin 1/4000
oranındaki bir zaman
aralığında yakalayabiliyor!
Birkaç İlginç Rakam -II-
300 Yıl Aralıksız HD Kayıt Kapasitesinin
Üzerinde Bir VeriBankası
Bilgisayarların aksine insan
beyninin belleği dolmaz
hatta öğrendikçe daha da
genişler !!!
Yetişkin bilinci: 1 dakikada – 200
/ 300 sözcük
Bilinçaltı: 1 dakikada 1000 /
1200 sözcük işler
Bilinçli eylemlerimiz,
bilinçaltımızın ¼ kadar hızlı
Birkaç İlginç Rakam -III-
Peki Bu Ne Demek?Eğer bilinçaltınızın nasıl çalıştığınıbilmiyorsanız hayatınızı siz değil,bilinçaltınız kontrol ediyor demektir!
Sosyal hayatınızdan profesyonelyaşantınıza, beğendiğiniz şeylerdeninanç sistemlerine, korkularınızdanarzularınıza her şeyi kontrol edenbilinçaltınız!
Öyleyse
PATRON KİM?
Bilinçaltımız asla kapanmaz!
Bilinçaltımızın açma –
kapama düğmesi yoktur!
Bilinçaltımız gece-gündüz
demeksizin, ne yapıyor ya da
yapmıyor olduğumuza
bakmaksızın her an aktiftir!
Bilinçaltı asla yorulmaz, bu nedenle de
dinlenmeye ihtiyaç duymaz, uyumaz ve hiç bir
koşulda çalışmayı bırakmaz. Hastalık, koma hali,
uyku ya da hipnoz hali, fark etmeksizin, bilinçaltı kişi
yaşadığı sürece işlem yapmaya devam eder. Ustam
bu konuda şöyle demişti benim bir sorum karşısında:
‘Bilinçaltı bizim gerçekte ait olduğumuz boyutla
olan bağımızdır. Hiç bir zaman tamamen bu boyuta
ait olmadığından da zaman ve diğer kavramlar onu
bizi etkilediği gibi etkilemezlar; onun için sadece an
vardır ve o da olay sürdükçe bizim için geçmiş denen
bir boyuta taşınır. Bu anlamda bilinçaltı için geçmiş
ya da gelecek yoktur; bu ayrımı kavrama şansı da
yoktur. Onun için var olan tek zaman dilimi
sürekli akmakta olan an’dır.
Bilinçaltımız bedenimizi ve
tüm davranışlarımızı kontrol
eder.
Ama biz bu sessiz süreci fark
etmeyiz.
Bilinçaltı doğru ile yanlışı, gerçek ile hayaliayırt edemez.
Bilinçaltımız aynen bir bilgisayar programıgibi çalışır ve önceden bilgisayara kurulmuşuygun bir donanım aracılığıyla yüklenenverileri okur, onlarla (kodlar aracılığıylaverilen komutları yerine getirerek) ilgilenir’.
Bu işlemi gerçekleştirirken yüklenen verihakkında yorum ya da değerlendirmeyapmaz.
Bilinçaltı, çocukluk
dönemimizin ilk birkaç yılında
temel veri kayıtlarını
tamamlar. (5 yaşına kadarki
dönemde)
Temel veri kayıtlarını 5 yaşınakadarki dönemde tamamlayanbilinçaltının dili de 5 yaşındaki birçocuğun dilidir ve bir çocuk gibisade ve açık anlatımları daha iyianlayacaktır.
(Bu nedenle bilinçaltı ile ilgili biryeniden yapılandırma çalışmasısırasında kullanılan dilin sade,anlaşılır ve net olmasına özengöstermek gerekir.)
Öyleyse:
Eğer bilinçaltını değiştirmek
istiyorsak, biz ondan daha fazla
ısrarcı olmalıyız ve çabuk pes
etmemeliyiz.
‘Bilinçaltı değişimi sevmez! Değişim,bilinçaltının bütüncül varlığı karşısındaki birtehditten başka bir şey değildir.
Değişim, bilinçaltının alıştığı o güvenli alanatanımadığı bazı kişilerin ayak basması,güvenli sahanın ‘tanınmayan, bilinmeyenbazı yabancılar tarafından ihlali’ anlamınagelir. Bu nedenle de bilinçaltı kendisiyle,(iyisiyle-kötüsüyle) var olan hayatıyla ilişkilihiç bir şeyin değişmesini istemez. Değişimekarşı koyar ve bizi değişimden vazgeçirmekiçin sahip olduğu tüm güçlü silahlarınıkullanmaya eğilimlidir.
Bilinçaltı çoğunlukla – çok önceoluşturulmuş mutlak gerçeklerolarak kaydedilmiş bilgileritarayarak – genellemeler yapar vebu şekilde çalışma eğilimi gösterir.
Bir başka deyişle bilinçaltımız çoğuyargıya (veya karara) öncekireferanslar ışığında ulaşır ve mevcutbir olay hakkında bir karara varmakiçin o olayı – daha önceye ait –benzer bir olayla (ya da olaylarla)ilişkilendirir.
Bilinçaltı duyduğu sözcükleri– içinde kullanıldıklarıcümle(ler)den – bağımsızolarak algılayıp, cümledekidiğer sözcüklerle birlikteoluşturacağı manadansoyutlayabilir ve öylece kayıtedebilir.
Bilinçaltımız haz peşinde koşan vetemel ihtiyaçlarımızın derhalgiderilmesini isteyen en ilkelyanımızı temsil eder.
Temel ihtiyaçlarımızın doyumaulaştırılmasını isteyen bilinçaltımız, oihtiyaçların doğru mu yanlış mı, eksikmi fazla mı olduğunu sorgulamaz.Ortada temel bir ihtiyaç vardır ve biran evvel ihtiyacı karşılamak gerekir(acıkınca hemen gidip bir şeyleryemek gibi).
Bilinçaltı kendi mutlak gerçeklerini
kaydetmiş olduğu verilere uygun
olayları gerçekleştirmek için
durmaksızın çalışır.
Çoğu kişisel gelişim kaynağının
buluştuğu ortak bir nokta olan ‘kişi
kendi inançlarıyla uyumlu insan ve
olayları hayatına çeker ve inandığı her
şeyin gerçek olması için çalışır’
bilgisinin ardında yatan şey bilinçaltının
bu özelliğidir.
Bilinçaltı – çoğu kişinin tahmin edemediği bir
şekilde – uyarıcıları tersten algılama yetisine
sahiptir. Örneğin, bilinçaltımız cümleleri tersten
duyabilir, resimleri tersten görebilir ve bu durum
bilincimiz için çok zorken, bilinçaltımız için bu
algı türü oldukça kolaydır. Bu nedenledir ki,
subliminal yöntemlerle insanlara ulaştırılması
düşünülen mesajlar (yani subliminal mesajlar)
bilinçaltının bu yetisini hedef alır ve bilincin fark
edemeyeceği kadar küçük zaman aralıklarına
gizlenen tersten cümleler ve/veya imajlarla
sayısız bilgiyi hedef kitlelere ulaştırabilirler.
Subliminal Mesajlar: Diğer
adıyla ‘bilinçaltı mesajları’, başka
bir objenin içine gömülü olan bir işaret ya
da mesajdır ve normal
insan algısı limitlerinin altında kalmak, o
anda fark edilmemek üzere tasarlanmıştır.
Bu tür bilinçaltı mesajları
insanın bilinçli dikkati tarafından fark
edilemezler. Subliminal yöntemler daha
çok reklamcılık ve propaganda alanlarında
kullanılmaktadır.
Subliminal Mesajlar
Neden Önemli? (Video #2)
Bilinçaltının sözcüklerden çok resimlere tepki
gösterir. Bilinçaltı kişinin iç ve dış dünyasıyla
semboller aracılığıyla konuşur. Bu nedenle
birçok insan sözcüklerden çok resimlere
tepki gösterir. Bu bilgi bize bilinçaltının bu
konuyla bağlantılı bir diğer özelliğini de
hatırlatır: o da bilinçaltının çağrışımla çalışma
özelliğidir. Yani bilinçaltında sürekli bir şeyler
bir başka şeyi ya da şeyleri çağrıştırır; bir veri
başka bir veriyi aktive eder ve bazen küçücük
gibi görünen bir tetikleyici zincirleme bir etki
uyandırabilir. Bu etki olumlu olabileceği gibi
olumsuz da olabilir.
Bilinçaltınızda birçok kayıt birbiri ile bağlantılıdır
ve bu nedenle de bir kayıt diğerini etkiler, tetikler
ve uzun süre hareketsiz durduğu için varlığını
unuttuğunuz verileri açığa çıkartır. Birçok korku
başka bir korku ile bağlantı halindedir. Bu
yüzden bilinçaltına – aynen dünyadaki tüm
canlıların birbiriyle bağlantılı olduğu
gerçeğindeki gibi – bütünsel olarak bakmak
gerekir. Anlamsız ya da önemsiz gibi görünen bir
veri arka plandaki çok önemli bir başka veriyle
doğrudan bağlantılı olabilir ve birbiriyle
‘bilincimizin’ anlayamadığı bir sebeple etkileşim
içinde olabilir.
Bilinçaltı ortak bilinçaltı ile bağlantılıdır –
yani bilinçaltımızın insanlığın
başlangıcından bu yana var olan ve
olacak tüm insan bilinçaltı veri tabanına
ulaşımı vardır – ve bu özelliğiyle
bilinçaltımız başka insanların
bilinçaltından da etkilenir. Bu manada
tüm diğer insanlar da bizim
bilinçaltımızdan etkilenmektedir. Sürekli
olarak bahsi geçen bu hassas bilgiyi iyi
anlamak ve iyi aktarmak önemli bir
sorumluluktur.
Bilinçaltınız bilincinizden
30.000 kat daha güçlüdür!
Bilinçaltımız aynı anda çoklu
işlem yapabilme yetisine
sahiptir;
Bilinçaltımız aynı anda çok
sayıda ve miktarda veriyi
işleyebilir, otomatik olarak
birçok görevi yerine getirebilir.
Bilinçaltı bilinçli zihinden emir alır: yani ya
kişi bilinçli olarak bilinçaltına emirler verir
ya da bunu bilinçsizce yapar ama mutlaka
yapar. Eğer kişi bilinçli bir şekilde emir
vermeyi başarırsa bilinçaltındaki verileri
değiştirebilir, yeni veriler girebilir ve
bilinçaltının kişinin istediği hayatı
gerçekleştirmesi için çalışabilir. Ancak bu
noktada dikkatli olunması gereken bir husus
vardır: Bilinçaltı hiç bir şeyden
şüphelenmez ve sorgulamaz. Bu yüzden de
kişinin bilinçaltına hangi komutları verdiğine
dikkat etmesi gerekir.
Bilinçaltı algısı konusunda yapılan ve yakın bir
zamanda ‘Discover’ isimli bilimsel bir dergide de
yayınlanan bir araştırma, ‘bilinçaltının’ 250
mikrosaniye gibi ‘normal bilincin’ algı düzeyinden çok
daha düşük seviyedeki bir zaman diliminde
gönderilen bir uyarıcıyı algılayabildiğini ve bunun
kişinin bilinci tarafından fark edilemediğini
kanıtlamıştır. Bu da bilinçaltının bir diğer muhteşem
ve aynı zamanda da tehlikeli bir özelliğini bize
göstermektedir: Bilinçaltı, bilincin dikkat etmediği
şeylere daha fazla dikkat eder ve bilinç onu fark
etmeden otomatik olarak kayıt eder. Bilincin dikkat
ettiği (ya da algılayabildiği) şeyleri kayıt etmek için
ise manalı, bilinçli bir çaba ve tekrar gereklidir.
Bilinçaltının duygusal değildir ama
duyguların enerjisinden bire bir
etkilenir.
Aslında kimsenin bilinçaltının
merhametli olduğuna dair bir bilgi
yoktur, fakat merhamet duygusu – diğer
birçok duygu gibi – bilinçaltında birçok
çağrışım yapabilir, birçok veriyi
harekete geçirebilir ve kişinin kararlarını
etkileyebilir.
Bilinçaltını yeniden
programlamak
mümkün müdür?
Bilinçaltımız diğer birçok duygu ve
kavramı, hissedilen nefret,
kıskançlık ve haset gibi olumsuz
duyguları kayıt eder ve bu
duyguları kendisinde var olan
mutlak kayıtlarla örtüşecek uygun
ortamlarda ortaya çıkartabilir.
Bilinçaltı düzenli tekrarlara karşı
duyarlıdır – yani bilinçaltımız bir
düşünceyi, duyguyu ya da cümleyi
sürekli tekrar ederseniz bunu en
sonunda kayıt eder; mutlak öğrenme
sürecinde tekrara gerekli önemi veren
kişiler hem eğitirken hem de eğitilirken
bunun faydasını göreceklerdir.
“Küçüğü büyük olarak düşün,
az olanı da çok olarak.
Zorlukla hala kolayken yüzleş;
büyük işlerin üstesinden
bir dizi küçük eylemle gel.”
- Lao Tzu
Anthony Robins ve John Grinder (NLP)
Amerikan ordusuna teklif:
Ordunun iki ayda verdiği atış eğitimini 2 günde
verebiliriz.
Önce olabildiğince yakın mesafeden başlanır;
Giderek adım adım uzaklaşılır.
2 aylık bir eğitimin ardından elde edilen
%65’lik isabet başarı yüzdesi, iki günün
sonunda %86’ya çıkmıştır.
Sonuç:
Az çoktur,
Çok azdır…
“Küçüğü büyük olarak düşün,
az olanı da çok olarak.
Zorlukla hala kolayken yüzleş;
büyük işlerin üstesinden
bir dizi küçük eylemle gel.”
- Lao Tzu
Teşekkürler