balıkesir Üniversitesi merkez kütüphane bülteni

31
Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Kütüphane Bülteni Yıl : 8 Sayı : 3 Temmuz : 2011

Upload: gulcan-kucukguresgen

Post on 28-Mar-2016

228 views

Category:

Documents


3 download

DESCRIPTION

BAÜ Merkez Kütüphane Bülteni yılda 4 kere yayımlanır

TRANSCRIPT

Page 1: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane

Kütüphane Bülteni Yıl : 8 Sayı : 3 Temmuz : 2011

Page 2: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

İÇİNDEKİLER

Türkiye’nin Okuma Kültürü Haritası 04

Beşir Ayvazoğlu: Edebiyat Müze Kütüphaneleri 16

Dünya Rekoru 18

Kütüphanenin Yerini IPad Odaları alıyor 10

Kanat Atkaya:Kitabı Oku, Tableti Yut! 11

E-Kitaplar Basılı Kitapları Geride Bıraktı 14

Google Dev Bir Kitap Arşivi Oluşturacak 16

İlber Ortaylı:Kütüphaneci Dostlarıma.. 18

Geleceğin Robot Kütüphanesi 22

Evliya Çelebi’den Sırlar 23

Sanal Uyuşturucuya Dikkat 25

Kitap Tanıtımı 27

Film Tanıtımı 29

Bizden Haberler 30

Page 3: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni
Page 4: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

'Türkiye'nin Okuma Kültürü Haritası'nın sonuçlarına göre;

Türkiye'de yılda ortalama 7.2 kitap okunuyor. Kitap seçimi rastgele

yapılıyor. Güneydoğu bölgesinde 'psikoloji' temalı kitaplar tercih

edilirken, Ġstanbul'da yaĢayanlar 'aĢk' kitaplarını tercih ediyor.

Sayfa 4 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

TÜRKĠYE’NĠN OKUMA KÜLTÜRÜ HARĠTASI

Kültür ve Turizm Bakanlığı Kütüphaneler ve Yayımlar Genel Müdürlüğü

tarafından hazırlanan ''Türkiye'nin Okuma Kültürü Haritası'' sonuçları açıklandı.

Türk halkının kitap okumayla ilgili alıĢkanlıklarına iliĢkin pek çok verinin ortaya

çıktığı araĢtırma, Türkiye'deki okur profili ve eğilimleri, bilgiye eriĢimde dolaylı veya

dolaysız karĢılaĢılan sorunların giderilmesine iliĢkin çözüm yollarının saptanması, ilgili

kurum ve kiĢilere önerilerde bulunulması, toplumdaki kütüphane algısının belirlenmesi

amacıyla hazırlandı.

KĠTAP SEÇĠMĠ RASTGELE

AraĢtırma bulgularına dayanarak Türkiye'de kitap seçimi rastgele yapılıyor ve

düzensiz okuma yapılıyor. Yüzde 45.5'lik bir kesim rastgele kitap seçtiğini ve düzensiz

okuduğunu belirtiyor.

En çok okunan basılı materyal kitap olurken, bunu yüzde 34,45 ile gazete izliyor.

Türkiye'de her 4 kiĢiden birinin kitap okuma alıĢkanlığı varken yüzde 31,32'lik bir

dilim hiç kitap okumadığını söylüyor. Yüzde 43,91'lik bir bölüm ise 1-10 kitap okuyan

kategorisinde yer alıyor.

EN ÇOK EDEBĠYAT KONULU KĠTAPLAR OKUNUYOR

Sonuçlarda ortaya çıkan bir diğer önemli bulgu da Türk halkının en çok edebiyat

konulu kitapları okuduğunu gösteriyor. AraĢtırmaya katılanların yüzde 19,5'i edebiyat,

yüzde 18,3'ü din, yüzde 16,2'si ise eğitim konulu kitaplar okuduğunu belirtiyor. Tür

olarak bakıldığında da Türk halkının büyük bir bölümünün romanı tercih ettiği

görülüyor. Yüzde 33,7'lik bir oranla roman türü ilk sırada, yüzde 27,1 ile öykü ikinci

sırada yer alıyor.

Page 5: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 5 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

GÜNEYDOĞU ''PSĠKOLOJĠ'' TEMALI KĠTAPLARI TERCĠH EDĠYOR

AraĢtırma sonuçlarına göre Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde yer alan Mardin,

Batman, ġırnak ve Siirt'te en çok psikoloji temalı kitaplar tercih ediliyor. Ağırlıklı

genel ortalamaya bakıldığında yüzde 11,4'lük bir kesim de bu temalı kitapları

okuduğunu söylüyor. Harita olarak hazırlanan sonuçlara bakıldığında da Türk halkının

büyük bir bölümünün ''Macera'' temalı kitapları okuduğu görülüyor. Ağırlıklı genel

ortalama da da ''Macera'' temalı kitaplar yüzde 21,9 ile ilk sırada yer alıyor.

AraĢtırmaya göre Türk halkı boĢ zamanlarında televizyon izlemeyi ya da ailesiyle

vakit geçirmeyi tercih ediyor.Düzenli takip edilen bir yazar yok.

Yazının tamamı ve ilgili veriler için:

http://www.kygm.gov.tr/dosya/1-279655/h/yonetici-ozeti.pdf

Page 6: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Bekir Ayvazoğlu yazısında dünyadan ve Türkiye’den örnekler

vererek edebiyat müze kütüphanelerini anlatıyor.

Sayfa 6 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

EDEBİYAT MÜZE KÜTÜPHANELERİ

Ahmet Haşim, 1932 yılında tedavi maksadıyla gittiği

Frankfurt'ta Goethe'nin evini de ziyaret etmiş, dönüşte

yazdığı "Faust'un Mürekkep Lekeleri" başlıklı yazısında, bu

evin sahibinin ölümünden yüz yıl sonra ziyaretçilerle dolup

taşmasından duyduğu hayreti dile getirmişti.

Ben de aynı hayreti tam on yıl önce gittiğim Kazan'da Tukay Müzesi'ni gezerken

yaşadım. Abdullah Tukay'ın özel eşyaları, kitapları yazdığı gazete ve dergiler özenle

sergilendiği gibi, özel düzenlemeler ve büyütülmüş fotoğraflarla hayatı anlatılıyor,

yaşadığı şehirler ve mekânlar tanıtılıyordu. Müze müdürünün onu anlatırken nasıl

heyecanlandığını görmeliydiniz. Aynı şair için çocukluğunu ve ilk gençliğini yaşadığı

Kırlay ve Cayık'ta da müzeler varmış. Yirmi yedi yaşında hayata veda etmiş bir şair

için üç müze... İnanılacak gibi değildi.

Tukay Müzesi'ni gezerken Mehmed Âkif'i ve Taceddin Dergâhı'nı düşünmüştüm.

Ankara'da, 1970'lerin sonlarında genç yazarlar olarak Türkiye Yazarlar Birliği'ni

kurduğumuz günlerde, ilk kararlarımızdan biri, her yıl 12 Mart'ta Taceddin Dergâhı'nı

ziyaret etmekti. O yıllarda güya Mehmed Âkif Müzesi'ne dönüştürülen bu dergâhı

ziyaret etmek için Hacettepe Üniversitesi'ne başvurmak gerekiyordu. İzin çıkacak,

ziyaret günü şairin eşyalarını (tüfeği, kitapları vb.) sırtlayıp getiren görevli, "Bu

ziyaret de nereden çıktı? Çabuk işinizi bitirin de çekip gidin kardeşim!" diyen asık bir

suratla tepenize dikilecek, sonra hepsini geri götürecekti. Bu acayip müzede görevli

kimse yoktu.

Şimdi, duyduğuma göre, adamakıllı restore edilen Taceddin Dergâhı, Mehmed Akif

Edebiyat Müze Kütüphanesi adıyla hizmet veriyormuş. Çok merak ettim; ilk fırsatta

Ankara'ya gidip nasıl bir müze yapıldığını görmek istiyorum.

Page 7: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 7 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

Kültür ve Turizm Bakanlığı, bu yıl "Edebiyat Müze Kütüphaneleri" adını taşıyan

büyük bir projeyi hayata geçirdi. Yetkililerden aldığım bilgiye göre, Adana'nın Seyhan

ilçesinde düzenlenen Karacaoğlan Edebiyat Müze Kütüphanesi 27 Mart'ta,

Diyarbakır'daki Ahmet Arif Edebiyat Müze Kütüphanesi de 1 Haziran'da hizmete

açılmış. Aslında Seyhan'dakine Yaşar Kemal'in ismi verilecekmiş; fakat değerli romancı

bu teklifi reddederek Karacaoğlan ismini tavsiye etmiş. Ahmet Arif adına açılan müze

kütüphane de Cahit Sıtkı müze evinin hemen yanındaymış; eski, büyük bir Diyarbakır

konağında... Ve bir müjde: Erzurum'da Erzurumlu Emrah, İzmir'de Attila İlhan,

Trabzon'da Bedri Rahmi Eyüboğlu, İstanbul'da da Ahmet Hamdi Tanpınar adına

düzenlenen edebiyat müze kütüphaneleri yakında açılıyor.

Bakanlık yetkililerinin söylediğine göre, yöre insanlarının edebî ve kültürel ortamlar

yaratabilecekleri, çaylarını, kahvelerini yudumlayarak sohbet edebilecekleri, edebî

toplantılar düzenleyebilecekleri bu mekânlar, aynı zamanda birer edebiyat kahvesi

olarak tasarlanmış. Yazar ve şairler, buralarda okuyucularıyla buluşarak kitaplarını

imzalayabilecek, üniversitelerin edebiyat bölümlerinde ders veren öğretim üyeleri bazı

derslerini isterlerse buralarda verebilecekler.

Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi için seçilen mekân, yakın zamanlara kadar

Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü tarafından kullanılan Alay Köşkü... Osmanlı

padişahlarının, Devlet-i Aliyye'nin gücünü ve zenginliğini dosta düşmana göstermek

amacıyla düzenlenen muhteşem alayları seyrettikleri bu köşk, Cumhuriyet'in ilk

yıllarında Güzel Sanatlar Birliği'nin merkez binası olarak kullanılmış, bu birliğin

edebiyat şubesi de faaliyetlerini burada yürütmüştü.

Kültürümüze, sanat ve edebiyatımıza ciddi katkılarda bulunmuş şair ve yazarların

unutulmaması için yaşadıkları mekânları koruma altına almak yahut onların adlarını

taşıyan müzeler açarak kütüphane ve arşivlerinin dağılmasını önlemek, daha açık bir

ifadeyle, bıraktıkları manevi mirası gelecek nesillere aktarmak ailelerine ve tabii daha

çok da devlete düşen bir görevdir.

Edebiyat Müze Kütüphaneleri bu bakımdan önemli projedir. Başarılı olunmasını

bütün kalbimle temenni ediyorum.

Kaynak: Zaman Gazetesi

Page 8: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Malatya Valiliği, Ġl Milli Eğitim Müdürlüğü ve NT Mağazaları iĢbirliği

ile Malatya Ġnönü Stadı’nda yapılan denemede, aynı anda aynı yerde aynı

kitabı okuyan en kalabalık topluluk dünya rekoru 22 bin kitapseverin

katılımıyla Victor Hugo’nun ünlü Sefiller Romanı okunarak kırıldı.

Sayfa 8 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

SEFĠLLER ĠLE DÜNYA REKORU

Ġlki geçen yıl 15 bin 440 kiĢiyle Mersin’de gerçekleĢtirilen 'Aynı yerde ve aynı

anda Dünya Kitap Okuma Rekoru' etkinliği bu yıl Guines Rekorlar Kitabı yetkililerinden

gelen istek doğrultusunda Malatya’da 'Aynı yerde aynı anda ve aynı kitabı okuma'

rekoru olarak Guinnes Rekorları Kitabı'na girecek

"BU BĠR GÖSTERĠ DEĞĠL"

Her yaĢtan Malatyalı kitapseverlerin büyük ilgi gösterdiği rekor denemesine ev

sahipliği yapan Malatya Valisi Ulvi Saran okumaya verdikleri değer ve rekor

denemesine verdikleri destekten dolayı Malatyalılar'a teĢekkür ederek, Ģöyle dedi:

"Bugün muazzam bir olaya, tarihi ana tanıklık ediyoruz. Bu çok sayıda insanın 1

kereye mahsus bir araya gelerek gerçekleĢtirdiği gösteri değildir. Biz bu proje ile iki

konuda önemli mesajlar vermek istedik."

Page 9: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 9 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

Rekor denemesi koordinatörlüğünü yapan NT Mağazaları Genel Müdürü ġeref

Zekai Kolak'a Türkiye’de kitap okuma bilincinin baĢta çocuklarda olmak üzere artırmak

için kampanyalara imza attıklarını "Malatya ve Malatyalılar öyle bir etkinlikte

bulunuyor ki gelecek nesiller ve bugünü hiç unutmayacak" dedi.

REKOR NOTER HUZURUNDA KIRILDI

Kapıları saat 09.00'da açılan Malatya Ġnönü Stadı’na gelen kitapseverlere stadyum

dıĢında noter huzurunda bilet dağıtılarak, giriĢte bu biletleri, denemeye kaç kiĢinin

katıldığını belirlemek için, hazırlanan sandıklara atmaları sağlandı. Etkinlikten sonra

noter tarafından sayılacak bu biletlerle Guinnes Rekorunu kıran katılımcıların net sayısı

elde edilerek açıklanacak.

Malatya 2'nci Noteri Zeynel Abidin Beyazgül rekor denemesi ile ilgili kriterleri

katılımcılara okuyarak açıkladı. Saat 11.22’de baĢlayan ‘Aynı Yerde Aynı Anda Aynı

Kitabı Okuyan En Çok KiĢi Dünya Rekoru’ denemesi katılımcıların Victor Hugo’nun ünlü

romanı Sefiller’den ‘Garip Bir Yolcu’ adlı bölümü sunucu eĢliğinde hep bir ağızdan

yüksek sesle okuyarak rekor denemesini gerçekleĢtirdi.

Rekor denemesi sonrasında katılımcılardan isteyenler çıkıĢta yanlarında getirdikleri

kitapları ihtiyacı olan okullara ve kütüphanelere verilmek üzere valiliğe bağıĢladı.

Kaynak: Radikal Gazetesi

Page 10: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

İngiltere‟deki Wellington Üniversitesi, „tablet‟ okuma salonları

oluşturmak için kütüphanesindeki kitapların yüzde 80‟ini Afrika‟daki

çocuklara gönderiyor...

Sayfa 10 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

KÜTÜPHANENİN YERİNİ IPAD ODALARI ALIYOR

YETENEK MERKEZİ OLACAK

Wellington Üniversitesi rektörlüğüne seçildiği günden beri

öğrencilerin “düşünmesini ve tartışmasını” sağlayacak birçok

değişikliğe imza atan Anthony Seldon şimdi de okulun

kütüphanesini bir “yetenek merkezi”ne dönüştürüyor. 1859

yılında üniversite kurulduğundan beri neredeyse hiç değişiklik

yapılmayan kütüphanede işe önce kitapların yüzde 80‟i atılarak başlanacak. 2 milyon

sterlinlik (5 milyon TL) projede daha sonra klasik kütüphane masa ve sandalyelerine

veda edilerek, yerlerine rahat turuncu koltuklar alınacak. İçerisinde bir kafenin de

bulunacağı kütüphaneye ayrıca öğrencilerin “çoklu zekâ” gelişimlerine yardımcı olacak

odalar inşa edilecek. Bu odalarda öğrencilerin tartışarak, sorunlarına çözüm arayarak

ve okuyarak mantıksal, dilsel, kültürel, fiziksel, sosyal, kişisel, ahlaksal ve ruhsal

gelişimlerine katkıda bulunmaları amaçlanıyor.

PROJEYE KARŞI ÇIKANLAR DA VAR

Kütüphaneye Feng Shui felsefesine göre düzenlenmiş havuzlu bir de bahçe inşa

etmeyi düşünen Seldon, “Bizim buradaki amacımız sadece çalışan değil aynı zamanda

daha dengeli, dikkatli ve düşünceli vatandaşlar yaratmak” diyor. Daha önce bir benzeri

Standford Üniversitesi‟nin mühendislik kütüphanesinde “elektronik kütüphaneye” yer

açmak için 70 bin kitabın atılmasıyla gerçekleştirilen bu projeyi destekleyenler kadar

karşı çıkanlar da var. İngiltere Okul Kütüphanesi Derneği başkanı Tricvia Adams, “Bazı

öğrenciler için elektronik aletler çok iyi olabilir ama diğerleri kitaplarını elektronik

aletlerini götüremeyecekleri yerlerde okumak isteyeceklerdir” diye konuştu.

Kaynak:Milliyet Gazetesi

Page 11: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Gazeteci Kanat Atkaya‟nın, 47. Kütüphane Haftası‟nda

yayımlanan esprili yazısı….

Sayfa 11 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

KİTABI OKU, TABLETİ YUT…

Tablet bilgisayardan kitap okuma işinde hayli

faal insanlar var etrafımda. Becerebilen buyursun

okusun. Tavrım “Ben almayayım; alana engel

olmayayım” şeklinde özetlenebilir

Kitapla ilişkimi kâğıt üzerinden sürdürürüm. Bir süre önce çevresi „ayped'li bir

grup insan tarafından sarılmış, tutsak vaziyetteyken konu yine açıldı.

- Çok rahat, her yere götürebiliyorsun.

Kitabı taşıyamıyor musun yani?

- Kitabı unutursun ama bu hep yanında.

Kitabını unutan insan tabletini de unutur.

- Yazıları istediğin gibi büyütebiliyorsun.

Gerekmez, o iş için gerekirse Mighty Bright var.

- Maytibırayt?

Evet, muhterem bir büyüteç arkadaşımızdır.

- Yatarken filan çok rahat okunuyor.

Yıllardır uyuyakalıp kitap düşürürüm, kırılan kitaba rastlamadım.

- Kitapçıya gitmiyorsun, istediğini çabucacık indiriyorsun, siparişle bile uğraşmıyorsun.

Kitapçıya niye gitmeyeyim? Kitapçı kaç arkadaşım var biliyor musun sen?

Page 12: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 12 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

- Aman sen kütüphaneye de gidiyorsundur.

FAKİR AMA ONURLU GENÇ

İşte bu dakikada kendimi zengin evindeki ciks partisine çağrılmış fakir ama onurlu

insan gibi hissettim. Veya bir Cüneyt Arkın örneği vermek gerekirse; Battal'ın köyü

baskın yemiş, o da intikam yemini etmeye hazırlanıyor.

Öyle bir öfke yürüdü içime, gözleri kıstım “Ne var birader kütüphanede?” dedim,

“Kütüphaneye karşı mıyız yoksa, hı?”

Klasik “Bu devirde kütüphaneye gerek mi var allasen?” makamına geçtiler.

İçimden “Ah şu anda elimde şöyle sert kapaklısından bir Rus klasik romanı filan

olacaktı, kafasına ekleştirecektim!” derken, dış sesle daha medeni bir çerçeve çizmeye

dikkat etim...

“Şemsipaşa Kütüphanesi olmasaydı çocuk romanlarını okuyamazdım.

Taksim Atatürk Kitaplığı olmasaydı 1930'ların dergilerini tanıyamazdım.

Amerikan Kütüphanesi olmasaydı ufakken Billboard ve DownBeat gibi dergileri veya

Harold Courlander'in „Negro Folk Music U.S.A.'i gibi butik bir müzik kitabı klasiğini

keşfedemezdim.

Bugün kütüphaneler çok daha güzel; sosyal kulüp gibi.

Gideni mutlaka var.Kütüphaneler kaç kişiyi kurtarıyor, kaç dar gelirliye ücretsiz kitap

sağlıyor biliyor musun?” diyerek, giderek artan bir popülist soru demetiyle iyice

sersemlettim karşı görüşü...

Şemsipaşa Kütüphanesi

Page 13: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 13 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

KÜTÜPHANECİLİK HAFTASI

Bugün Kütüphanecilik Haftası'nın son günü. Ucundan da olsa yakaladık sayılır.

Doğan Hızlan'ın, Beşir Ayvazoğlu'nun yazıları dışında değinen olduysa da ben

görmemişimdir, kusuruma bakmasın. Bir de Cem Dinlenmiş'in Penguen'in ikinci

sayfasındaki köşesi „Her Şey Olur'un, bu haftaki teması Kütüphanecilik Haftası'ydı.

Sanal aleme dalıp küçük bir arama yaptım çıkan haberleri okumak için. Törenlerle

ilgili haberler arasında gezerken „Şemsipaşa Kütüphanesi'nin adını gördüm. Aramayı

biraz derinleştirince çocukken, Üsküdar'da anneanne/dede ziyaret günlerinde alıştığım

eski dostuma, Şemsipaşa Kütüphanesi'nin web sayfasına ulaştım:

www.semsipasakutuphanesi.com.

Üsküdar'da uzun kaldığım dönemlerde ödev hazırlamaya, macera romanları

okumaya gittiğim, Mimar Sinan'ın elinden çıkma bu harikulade kütüphane ne kadar

güzelleşmiş. Barkodlu üye kartları, amatör balıkçılıktan satranca hobi kulüpleri,

Facebook sayfası, kitaplar dizini, sosyal sorumluluk projeleri...Mesela Paşakapısı

Cezaevi'ne servis sağlıyorlar. Fiziksel engellilere eve servis var. Sponsorluk

anlaşmasıyla çocuklara aldıkları kitap sayısında çikolata dağıtıyorlar. Kütüphaneye

alınacak kitaplar konusunda, üyelerine söz hakkı tanıyor.

„Yeni alınan kitaplar' bölümüne şöyle bir göz gezdirdim...Stephen King, Ayşe

Kulin, İskender Pala, Adam Fawer, Paul Eluard, Dostoyevski, Victor Hugo, İhsan

Oktay Anar, Can Dündar.Çok satanlar, klasikler, güncel popüler temalı kitaplar. Jack

Kerouac'ın „Yolda'sı, Anthony Burgess'in „Otomatik Portakal'ı... Yani yok, yok.

Süreli yayınları yani dergi ve gazeteleri de sunuyor üyelerine.

Yani, Üsküdar'da oturan birine okuyamamaktan şikayet etme hakkı vermeyecek

derecede hizmet sunuyorlar. Faaliyet raporlarını web sayfalarında yayınlıyorlar, her

türlü soruya online çözüm üretmeye çalışıyorlar.

Boğaz dalgalarının duvarlarını dövdüğü günlerde, serin ve loş salonunda oturup hayaller

uçurduğum Şemsipaşa Kütüphanesi'ni böyle güzelleşmiş bulunca sevindim.

Artık gitmek şart oldu.Şöyle bir kitaplara akraba ziyareti kontenjanından...

Kaynak:Hürriyet Gazetesi

Page 14: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Amazon.com, küresel e-kitap satışlarının basılı kitapları geride

bıraktığını açıkladı. E-kitap satmaya 2007'de başlayan firma, bugün

satılan her 100 basılı kitaba karşılık 105 e-kitap satıldığını duyurdu.

Sayfa 14 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

E-KİTAPLAR BASILI KİTAPLARI GERİDE BIRAKTI

Üstelik kıyasta dikkate alınan basılı yayınlara elektronik edisyonu olmayan kitaplar

dahilken, elektronik kitaplara ücretsiz indirilebilen ürünler dahil değil.

Ntvmsnbc.com'un haberine göre Amazon'un açıkladığı bir başka ilginç bilgiyse, geçen

Temmuz'da satılan e-kitap sayısının bir yıl önceki rakamın üç katını bulmuş olması.

E-kitaplar hayatımıza aslında 1971 yılında girdi. Michael Stern Hart‟ın Gutenberg

Projesi çoğunlukla telifini zaman aşımından yitirerek kamu malı haline gelen eserleri

dijital bir kütüphane olarak insanlığa sunmuştu. Bu proje halen devam ediyor.

1995 yılında Amazon.com‟un kurulmasından sonra e-kitapların kaderi değişmeye

başladı. Yazılı kitapları internet üzerinden ilk olarak satan Amazon.com, e-ticaretin

günümüze gelmesinde önemli bir rol oynadı. Amazon.com halen de yaklaşık 90 milyar

dolarlık değeriyle dünyanın en büyük e-ticaret platformu olmaya devam ediyor.

Ancak ne yazık ki o dönemde e-kitaplar için yeterli bir talep yoktu. 2007 yılında

Amazon.com‟un Kindle tabletini sunması e-kitap sektörünü kökünden değiştirdi. Daha

önce Sony gibi tablet geliştiren firmalar vardı, ancak ilk defa dev içeriğiyle Kindle‟a

adım atan Amazon.com oldu.

19 Kasım 2007 tarihinde Kindle tabletini 399 dolara satışa sunan Amazon.com,

ürettiği tüm Kindle‟ları yaklaşık 5,5 saat içerisinde satmıştı. 2008 yılının Nisan ayına

kadar „yok satan‟ ürün ABD dışında pazara sunulmadı. İngiltere ve Avrupa ülkelerinde

satışı planlansa da GSM operatörleri ile anlaşmazlıklar ve henüz 3G‟nin tüm Avrupa

tarafından kullanılmıyor olması buna engel oldu.

Page 15: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 15 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

GSM operatörlerinin uluslararası standartlarının belirlemesinin ardından 2009

yılında Kindle 2 piyasaya sürüldü. Kasım ayında dünya üzerinde 100 ülkede satışa çıkan

Kindle 2, Amazon.com‟un tüm arşivini dijital platformlara taşımasına ve e-kitap

portföyünün yaklaşık 1 milyona ulaşmasına büyük katkıda bulundu.

REKABET KIZIŞIYOR

Bu yıl içerisinde Barnes & Noble „Nook‟ adlı ürününü pazara sunsa da tablet ve e-

kitap sektörlerinin rotasını değiştiren ikinci çıkış 2010 yılında Apple tarafından

gerçekleştirildi. 2010 yılının en önemli teknolojik ürünü olarak gösterilen iPad, tüm

dünyada salgın şeklinde yayıldı. Şu ana kadar 20 milyon üzerinde satılan iPad ve iPad2,

gazetecilikden, dergiciliğe ve tabi kitaplara kadar pek çok alışkanlığı değiştirdi.

Apple‟ın iBook, Google‟ın eBooks mağazaları, Kindle‟ın rakipleri arasına girdi.

iPad ile değişen e-kitap algısı ve ilgisi en çok da

Kindle‟ın işine yaradı. Amazon.com‟un Nisan 2011

rakamlarına göre, Amazon.com‟da satılan her 100 basılı

kitabın karşısında 105 E-Kitap satıldı. Bunda pek tabi

Amazon.com‟un 13 Nisan‟da piyasaya sürdüğü “reklamlı”

139 dolarlık Kindle versiyonu da önem rol oynuyor.

Kindle‟ın fiyatını bu denli indirmesi Amazon.com için tarihi bir karar oldu. Lakin

sadece kitap ve gazete okunabilen bir tablet ile hemen herşeyi yapabildiğiniz tablet

arasında bir kıyas elbette söz konusu olamaz. Ancak mesele e-kitap okumaksa,

Kindle‟ın bariz üstünlüğü bulunuyor; Güneş altında, gözleri yormadan, özellikle uzun

kitapları okumak, iPad‟e göre çok daha rahat.

Önümüzdeki yıllarda tablet piyasası neleri getirir bilinmez, ancak kitap

endüstrisinin topluca dijital dünyaya kayması büyük olasılık. Ülkemizde iPad‟de İdefix

uygulaması denenmiş, bunun dışında da bir kaç iPad kitabı girişimi olmuştu. Ülkemizdeki

kitap satışlarından yakınılsa da, aslında hiç de fena olmayan rakamlara sahibiz.

Yayınevleri bugün basılı kitaplarını bile korsanlarla savaşabilecek kadar düşük fiyatlarla

sunabiliyor. E-kitap edisyonlarının daha bile uygun rakamlarla satılması mümkün.

Elbette ilk önce birilerinin delilik edip Türkiye‟de E-Kitap sektöründe “ben de

varım”, hatta “bu sektör benim” demesi gerekiyor

Not: Türkiye‟de bu alanda çalışan ilk firma olan Hiperkitap‟ ta yer alan e-kitaplara Kütüphanemiz

abonedir.”Elektronik Kitaplar” sayfamızdan ulaşabilirsiniz…

Kaynak: HaberTürk Gazetesi

Page 16: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

İnternet devi Google, son olarak tüm dünyadaki kitapların tamamını

tarayıp onları arama motoruna katmayı planlıyor.

Sayfa 16 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

GOOGLE DEV BİR ARŞİV OLUŞTURACAK

Proje insanoğlunun tüm bilgisinin toplandığı bir koleksiyon anlamına geliyor. Ancak

Google’ın projesi akademisyenler, yazarlar ve teknoloji şirketlerinin eleştirilerine yol

açtı. Bazıları projenin iptali, bazıları da değiştirilmesi için dava bile açtı.

Google Books’un müdürü Daniel Clancy, amaçlarının 40 milyona yakın kitabı

taramak olduğunu söylüyor. Clancy, “dünyanın bütün bilgilerini biraraya toplamayı

amaçlıyoruz” diye konuşuyor.

Stanford dışında, California Üniversitesi Berkeley kampüsü ve Michigan

Üniversitesi de kitaplarının taranması için Google’la anlaşma yaptı.

Stanford Üniversitesi kütüphane görevlisi Michael Keller, bu proje sayesinde

karanlıkta kalmış kitapların da gün ışığına çıkarılabileceğini söylüyor. Keller, “bu

kitapları dijital ortama aktarıp İnternet’e koyarsanız, çok daha yararlı olurlar.

Normalde olabileceğinden on kat daha fazla işe yararlar” diyor.

Avukat Gary Reback, Open Book Alliance adlı kuruluşu temsil ediyor. Microsoft ve

Amazon.com’un da üyesi olduğu ittifakın avukatı, Google’ın başlangıçta bu kitaplara

erişim ücreti almayabileceğini, ama daha sonra büyük ücretler isteyebileceğini

söylüyor. Reback, “Sonuçta Google halk kütüphanesi değil, özel kütüphane görevi

yapacak. Google kar amaçlı bir kuruluş. Büyük karlardan söz ediyorum. Kopyaladığı

kitaplara erişim için herkesten para alabilir” diyor.

Page 17: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 17 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

Sorun hak sahibi belli olan kitapların taranması değil. Telif süresi bitmiş

kitapların taranmasında da sorun yok.

Asıl sorun, “öksüz kitaplar” denilen, baskısı devam etmeyen, telif hakkı hala

geçerli olan, ama bu hakkın sahiplerinin belli olmadığı kitaplar. Bu kitapların dijital

sürümlerinden kazanç sağlanırsa, bu kazancın kime gitmesi gerektiği asıl tartışma

konusu.

Google’a göre ise amaç yalnızca para kazanmak değil. Dan Clancy, “Google arama

motoru kapasitesini geliştirmeyi amaçlıyor. Bu kitapları satmaya başladığımızda para

kazanacağız. Ama bizi harekete geçiren şey, bu kitapların satışından elde edeceğimiz

para değil” diyor.

Tartışmalar devam ederken, Google kamyonlar dolusu kitabı taramaya devam

ediyor. Bu konudaki hukuki tartışmalar önümüzdeki aylarda federal mahkemede ele

alınacak.

Kaynak: İnternet

Page 18: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Prof. Dr. İlber Ortaylı‟nın, 47. Kütüphane Haftası‟nda yayımlanan

yazısı…”KÜTÜPHANELER HAFIZAMIZDIR”

Sayfa 18 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

KÜTÜPHANECİ DOSTLARIMA…

Martın son haftası dünyada Kütüphaneler Haftası

olarak kutlanıyor. Tanıdığımız en eski kütüphaneler

Mezopotamya kültürüne ait.

Kütüphane nedir? Beşeriyetin hafızasıdır. Bazı insanlar bilgisayar devrinin

kütüphane ihtiyacını ortadan kaldırdığını ve irfanı getireceğini söylerler, boş lakırdıdır.

Bütün gece bilgisayarda bilgi edinmeye çalışmak ancak göz bozar. Kitap gibi bir sanat

eserini -ki devirden devire değişmiştir- çivi yazılı tableti, hiyeroglifli papirüsü,

parşömeni, el yazması ilk matbaa örneklerini (incunable) veya modern baskı

teknikleriyle basılanları elden geçirmek bir zevktir.

Bazı kağıt ve baskı asırlara dayanacaktır. Bazı cinsler ise basımından 50 sene

sonra elinize aldığınızda ufalanır, içerisindeki asit miktarına ve paçavradan imal edilip

edilmediğine bağlıdır. Ünlü bilgin Mez‟in “İslam‟ın Rönesans‟ı” adlı, 1920‟lerde basılan

kitabının sayfalarını çeviremediydim, unufak oluyordu. Kütüphaneciye haber verdim,

fotoğraf servisine yolladılardı.

Hiç şüphesiz, tanıdığımız eski kütüphaneler Mezopotamya kültürüne aittir. Tufan

efsaneleri, Gılgamış efsaneleri ve Mezopotamya hükümdarlarının tarihini anlatan alçak

ve yüksek kronoloji cetvelleri en dayanıklı malzemeye yani kil tabletlere çivi yazısı ile

kazınmıştır. Sizin anlayacağınız, o zamanın matbaası fırındı.

Seçkinler Sümerce okurdu

Mezopotamya, Suriye ve güneydoğu Anadolu‟nun Hitit hükümdarlarının resmi

yazışma arşivleri yanında kütüphaneleri de vardı. Üstelik Urfa‟nın Sultantepe

Page 19: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 19 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

kazılarında veya Hattuşaş arşivlerinde bulunduğu gibi yerli halkın dilinden çok başka bir

dilde tabletler vardı: Sümerce... Bu dil Asuriler ve Keldaniler gibi Sami milletlerden

de, Suriye‟nin Mari ve Ebla gibi şehirlerinden konuşulan dilden de tamamen ayrı

kökendeydi ama seçkinler Sümerce okurdu. Bu keyfiyet, ari dil konuşan Hititlere de

mahsustu. Hattuşaş arşivlerinde muhtelif dillerde efsaneler ve şiirler vardır.

Savaşlarda tahrip edildiler

Bütün bu kütüphaneler tablete kazındığı için zamanımıza ulaştı. Helenistik ve Roma

dünyasının Bergama, Efes Celsus ve asıl önemlisi İskenderiye gibi kitaplıkları, ilim

dünyasının hayıflanması ve talebe milletinin “oh kurtulduk” çekmesi bahasına yok

olmuşlardır. Eğer sonrakiler de Mezopotamyalılar gibi tablet kullansalardı başımızda

kim bilir ne büyük bir bilgi yükü olacaktı. Eski dünya sadece çok okunan eserlerin

defalarca kopya edilmesiyle muhafaza edilebilmiştir. Batı Anadolu‟nun klasik devir

öncesi İyonya kültürü ve felsefesi bize bölük pörçük parçalar halinde geçmiştir. Büyük

Yunan filozoflarının bile tam külliyatına sahip değiliz.

İslam dünyasının kütüphaneleri İskenderiye modeline göre kurulmuşlardır ve

Romalılardan edinilen istinsah alışkanlığı dolayısıyla bugün İslam medeniyetinin önemli

eserlerini tevarus edebildik. Bilhassa Yunancadan ve Aramcadan (Süryanilerin dili)

çevrilen eserlerle klasik dünya Ortadoğu İslam dünyasında yaşadı. İranlılar, Hintliler

giderek Türkler bu dile ve bu literatüre nüfuz edebildiler.

Aynı bilimsel literatür, doğulu Yahudilerin eliyle Endülüs ve İtalya‟da Latinceye de

çevrildi. Avrupa‟nın kütüphaneleri ya hükümdar saraylarında yani şatolarda ya da

dokunulmazlığı bir ölçüde herkesçe kabul edilen manastırlardaydı. Şu beşeriyetin

rezaletine bak, geliştiklerini iddia ettikçe daha da barbar oldular. Asırlarca korunan

ve zenginleşen güney İtalya‟daki Monte Casino manastır kitaplığı İkinci Dünya Harbi‟nin

sonunda Nazi Almanya‟sının İtalya‟daki savunma üslerinden biri haline getirildi. Yani

güneyden giren müttefiklerin ilerlemesine karşı bir rehin, adeta bir hedef olarak

tutuldu; kuşatan taraf da manastırı bombalamakta fazla tereddüt etmedi. Ne olduğu,

kimler tarafından yok edildiği halen tartışılan İskenderiye kitaplığından daha büyük bir

cinayettir. Son Bosna savaşında Saraybosna‟daki Oryantal Enstitü Sırp düşmanlar

tarafından kasten tahrip edildi. Almanların Varşova‟yı tahribi de benzer sorunlar

yarattı.

Page 20: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 20 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

Bizdekileri düzeltmek şart

Osmanlı kütüphaneleri herkesin evinde, medrese hücrelerinde veya saraydaydı.

Topkapı Sarayı müze haline getirildiğinde sarayın Harem‟den Enderun‟a kadar her

hücresinden kitaplar çıkmıştır. İçindeki ilk derli toplu kütüphane III. Ahmed‟inkiydi.

18„inci asrın ilk çeyreğine aittir. Ama bu birçok yerde kitap saklanmadığı anlamına

gelmez; nitekim 1924 yılında Tahsin Öz‟ün müdürlüğü zamanında sarayın her köşesinden

toparlanan bu kitaplar, içlerinde adeta tesadüfen bulunan Piri Reis haritası da dâhil

olmak üzere Enderun‟daki Ağalar Camii‟nde bir araya getirildi. 17 bin adet yazmanın

şark dillerinden garp dillerine zengin bir koleksiyonu içerdiği açık.

18‟inci asırda payitaht İstanbul‟da ve imparatorluğun önemli şehirlerinde vakıf

kütüphaneler kurulmaya başladı. Bu kütüphaneler zarif yapılardı ve kâgir olarak inşa

edilmişti. İstanbul‟da Koca Ragıb Paşa, Atıf Efendi, İsmail Ağa, Nuruosmaniye gibi.

Bazılarında birkaç yüz kitap vardır, bazılarında birkaç bin. Yakın zamanlarda

muhafazası güç olan bu kütüphanelerin bazı kıymetli yazmaları İstanbul‟da

Süleymaniye‟de, Ankara‟da Milli Kütüphane‟de bir araya getirildi. Avrupa modeline

uygun ilk milli derleme kütüphanemiz Sultan Abdülhamid devrine ait Bayezid

kitaplığıdır. Üstad Reşat Ekrem Koçu‟nun nakline göre, kütüphane açıldığı gün birisi

raflara bir takım “Naima Tarihi” bırakmış, bu ilk bağıştan itibaren de kütüphane

zenginleşmiş.

Bayezid çevresindeki kütüphanelerin unutulmayan müdürü, kendi zihni de bir

kütüphane olan İsmail Saib efendiydi. Eski tabirle hafız-ı kütub (garp dillerinde

“curator” denilen) kütüphane müdürleri genellikle alim kimselerdi. Beşir Ayvazoğlu,

Sivas kütüphanelerinde o bölgenin eşrafından Rahatoğullarından gelen Ziya Başara

beyden bahsediyor. Her vilayetin böyle ünlü kitap uzmanları vardı. Bu aziz memlekete

Millet Kütüphanesi gibi bir hazineyi miras bırakan Ali Emiri Efendi hem Diyarbakır‟ın

hem İstanbul‟un ünlü biblofillerindendi. Milli kütüphanemize kazandırılan “Divan-ı

Lügat-it Türk” onun sayesinde bulundu ve Talat Paşa sayesinde bastırıldı. Maarif

Nazırı Emrullah Efendi de böyle mütebahhir kitap düşkünlerindendi.

Page 21: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 21 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

Böyle giderse milli mirası koruyamayız

Ankara‟da Milli Kütüphane‟den daha önemli bir kurum DTCF‟nin merkez

kütüphanesiydi. Akıbeti hakkında konuşmak istemiyorum. Onu da geçen zaman içinde

birçok üniversitemizin kütüphanesi gibi ihmalin erittiği açık. Türkiye‟de iyi kütüphaneler

de kuruluyor. Üsküdar‟daki İSAM (İslam Araştırmaları Merkezi Kütüphanesi) hem

zenginliği hem de kitap toplaması, bağışları değerlendirmesi ve işleyişi itibarıyla

örnektir. Ankara‟da da Bilkent Üniversitesi kitaplığı aynı şekilde çalışır.

İSAM

Bu tip kütüphanelerin artması ve Milli Kütüphane‟nin bibliyografya neşriyatının ve

hizmetlerinin düzelmesi temennisiyle Kütüphaneler Haftası herkese kutlu olsun. Ama

şunu bilelim, Türkiye‟nin kütüphaneleri bu memlekette atılım yapan birçok kurumların

arasında zor yer alır. Düzenlenmesi kaçınılmazdır; ya düzeltiriz ya da bu kadar

üniversiteye ve araştırmacıya hiçbir şey sağlayamayız, milli mirası da yeterince

koruyamayız.

Kaynak: Milliyet Gazetesi

Page 22: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Chicago'da, klasik kitap rafları yerine robotik sistemli yer aldığı bir

kütüphane yapıldı.

Sayfa 22 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

GELECEĞĠN ROBOT KÜTÜPHANESĠ

'Geleceğin kütüphanesi' olarak nitelendirilen tesisteki 3,5 milyonu aşkın eser,

yeraltındaki gizli bölmelerde tutuluyor. Kitaplar, tamamen bilgisayarların kontrolündeki

vinçlerle hızlı bir şekilde okuyucuya ulaşıyor.

Chicago Üniversitesi bünyesinde inşa edilen ve resmi açılışı bugün yapılacak olan

The Joe and Rika Mansueto Kütüphanesi, bilinen bütün kalıpların dışına çıkarak bu

alanda yeni çığırlar açıyor.

Ġnsanların araştırmalarını hızlı ve pratik bir şekilde sürdürmeleri için dizayn edilen

binada, kitaplar yerin altındaki devasa depoda bulunan 20 metre yüksekliğindeki kapalı

bölmelerde tutuluyor.

Kitapların düzeni, aradığını nerede bulacağını düşünmekle vakit kaybeden

araştırmacıların işini kolaylaştıracak bir robotik sistem tarafından sağlanıyor.

Ġnternete bağlı herhangi bir bilgisayarda, kitabın kütüphanedeki yerini öğrenen

kullanıcının komutuyla robot vinçler devreye giriyor. Vinç, yerin altındaki depodan seçili

bölmeyi çıkararak kitabı okuyucuya ulaştırıyor. Bu sayede araştırmacı, raflar arasında

dolaşarak vakit kaybetmiyor.

Yeraltındaki dev bölmenin üstüne inşa edilen

800 metrekarelik ana çalışma alanı, 700 panelden

oluşan camla kaplı bir kubbe şeklinde. Bu da

tesise modern bir görünüm veriyor. Üniversite

yönetimi, sahip oldukları bütün kitapların

önümüzdeki aylarda buraya aktarılacağını bildirdi.

2008'de yapımına başlanan kütüphane, yaklaşık 25

milyon dolara mal oldu.

Kaynak: Ġnternet

Page 23: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Seyahatname’nin yazarı Evliya Çelebi’nin 400’üncü doğum yılı.

Atlas dergisi Temmuz sayısında , büyük seyyahın görkemli anlatısının

sırlar kapısını aralıyor ve sayfalarını İstanbul’un koruyucu, göksel,

döngüsel ve iklimsel tılsımlarına açıyor.

Sayfa 23 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

EVLİYA ÇELEBİ’DEN SIRLAR

Seyyah vardır gördüklerini anlatır. Seyyah vardır, işittiklerini gördüklerine katar

anlatır. Seyyah vardır, hem gördüklerini hem işittiklerini, hem de asla görünmeyenleri

anlatır. Gidip de görülemeyeni, bakıp da görülemeyeni, hatta ve hatta var olup da

görülemeyeni anlatır. Evliya Çelebi, bu çeşit bir seyyahtır. Bu çeşit seyyahların piri,

şahı, erişilmez olanıdır.

İstanbul için Hz. Süleyman’la başlayıp Konstantin’le biten dokuz kurucunun

isimlerini sıralar Evliya Çelebi; kimisi Süleyman’ın oğlu Melik recim gibi 240 sene tahtta

kalmış, sonra da Madyan oğlu Yanko 400 sene hükümdar olmuştur. Efsaneler, tarih ve

rivayetlerle dolu muazzam bir girişten sonra da şehrin deniz ve karadaki tılsımlarını

anlatmaya başlar.

DENİZLE İLGİLİ TILSIMLAR

Birinci tılsım Çatladıkapı’dadır. Bizans padişahının tunçtan kendi dev sureti vardı

sarayının altındaki sütunun üzerinde.Ne zaman ki, Akdeniz tarafından düşman gemileri

yaklaşır, dev tunç suretinden dev ateşler çıkar, onları yakardı.Evliya, belki de o ünlü,

denizde bile sönmeyen, petrol bileşimli Rum ateşini ifade ediyordu.

İkinci tılsım, Kadırga Limanı’ndadır. Yılda bir kez İstanbul’un bütün sihirbaz

avratları, bakır gemide toplanıyordu. Sabaha dek denizde dolaşıp Akdeniz’i koruyup

bekliyorlardı. Metal geminin bulunmadığı bir zamanda, suda batması gereken bakır gemi

tılsımın gücüyle suda yüzüyor olmalıydı.

Page 24: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 24 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

KARAYLA İLGİLİ TILSIMLAR

Birinci tılsım, Cerrahpaşa’daki Avrat Pazarı’nda,

Arcadius Sütunu’dur.

Sütuna minare der Evliya.Bin parça ham mermerden

minare, içi boş, merdivenli, yüksek bir sütundur. Roma

imparatorunun birlikte Hindistan’a, Multan’a fethe gittiği

askerlerin şekilleri vardır. Dört tarafında bukalemun

nakışları işlenmiştir. Canlı sanırmış insanlar bu şekilleri.

Sütunun en tepesinde, peri yüzlü bir zamane güzeli ve

nice dünya güzeli heykeli varmış. Yıl da bir kere, bir

sayha vurup, yani çığlık atıp,yeryüzünde ne kadar kuş var

ise o heykel üzerinde döner iken, nice kere yüz bin kuş

yere düşüp İstanbul halkı onları alıp yermiş. Konstantin zamanında bu minarenin

üzerine ruhbanlar çıkmış. Çanları çalınca bütün askerler hazır olurmuş. Hz. risale

doğunca meydana gelen depremle bu minare, peri sureti, çanlar, hepsi yıkılmış,

parçalanmış. Ama tılsım olduğu için tamamen yıkılamaz. Hala ayaktadır ve seyirliktir ki

anlatılamaz…

Evliya Çelebi’nin dokuzuncu tılsımında ise bir sütun üzerinde tunçtan genç ve güzel

bir kız ile sevgilisi birbirlerine sarılmışlardır. “Ne zaman ki er ve avrat evlerinde kavga

edip birbirlerinden soğur, er kişi ya da avrat o heykeli kucakladığında, o gece

aralarına sevgi çivisi girerdi. Bu heykeli Aristotales yapmıştı.” Bu tuhaf tılsım aşkı ne

kadar güzel anlatmaktadır! Tılsımlı mermere sarılan, aslında niyetini ifade

etmektedir.Gerçekten barışmak isteyen ve aşık olan kişi, zihnindeki aşk imgesini bu

sütunda bulacaktır. Soğuk mermer kucaklaşmanın sıcaklığını hissedecektir. Aş, önce

sevgililerin tahayyüllerinde, imgelerinde gerçekleşir…

Atlas dergisinin Temmuz sayısında yer alan yazının tamamını okumak

isterseniz dergiye “Süreli Yayınlar” bölümümüzden ulaşabilirsiniz…

Page 25: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Amerika kaynaklı “i-doser” yani “sanal uyuĢturucu” akımı gençleri

tehdit ediyor…

Sayfa 25 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

SANAL UYUġTURUCUYA DĠKKAT!

Ġnsan beyni, müziğin ritmi ile harekete geçip farklı dalga boylarına atlıyor. En dip

arabeskten en sert rocka kadar farklı müzik türlerine verdiğimiz tepkiler, beynin bu

özelliğinin sonucu…Pop hareketlendirir, arabesk bunalıma sokar, oyun havası

neĢelendirir, marĢlar coĢturur…

Peki, ,Ģimdi bir müzik türü ya da akımı düĢünün… Beyninize öyle bir iĢlesin ki

vücudunuzda uyuĢturucu etkisi yapsın! Çok mu garip geldi? Olabilir! Ancak son günlerde

ABD kaynaklı “i-doser” yani “sanal uyuĢturucu” akımı özellikle gençler arasında

yayılıyor. Sanal uyuĢturucu ile dinlenilen sese göre moda girmek yok! Girmek istenilen

moda göre ses var! Ve bu seslerin henüz bilinmeyen tehlikeleri var…

Hareketlenmek, neĢelenmek, uyumak, uyanık kalmak için internette satılan sanal

ses dosyaları, müziğimsi melodiler, beyin dalgalarını etkileyerek kaslarda

hareketlenmeye neden oluyor. Dilin farklı yerlerinin farklı tatları alması gibi, bu

seslerde beynin farklı noktalarını uyarıyor.

I-doser’ın fiziksel olarak uyuĢturucu ile benzerliği yok. Ancak beyin dalgalarını

değiĢtiriyor ve uyuĢturucu madde etkisi yaratıyor. Eroin, alkol gibi isimlerle anılan ses

dosyalarının, bu maddeler kullanıldığında çalıĢan enzimleri harekete geçirdiği iddia

ediliyor.

Page 26: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 26 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

BAĞIMLILIK YAPIYOR MU?

I-doser’lerın herhangi bir bağımlılık yapmadığı belirtiliyor.Ancak Amerikalı

yetkililer bu yöntemin gençleri gerçek uyuĢturucuya yönlendirmesinden korkuyor. Basın,

aileleri mp3 formatlı bu ses dosyalarından çocuklarını uzak tutmaları için uyarıyor.

Ġnternette sessiz sedasız yayılan bu akımın alt yapısı aslında 20. yüzyıldan..

Prusyalı bilim insanı Heinrich Wilhelm Dove, 1839’da farklı ses frekanslarının belirli bir

düzende dinletilmesinin beyinde binaural etkiler ortaya çıkardığını keĢfetti. Yani iki

farklı Ģiddette ses farklı kulaklara verildiğinde beyinde üçüncü bir ses ortaya çıkıyor.

BĠLĠNÇ, BĠLĠNÇALTI VE BĠLĠNÇALTI TELKĠNLERĠ

I-doser’ ın bilinç altına etki ederken benzer telkin programlarındaki gibi iyi

amaçlara hizmet etmediği ortada.Normal Ģartlarda kullanıldığında vücudu ve ruhu

etkileyen olumsuz etkisini beyin dalgalarıyla sağlamaya çalıĢmak özellikle gençler için

tehlikeli ve de olumsuz sonuçlar doğurabilir…

Popüler Bilim dergisinin Temmuz –Ağustos sayısında yer alan haberin

tamamını okumak ve Türk müziğindeki hangi makamların hangi etkiyi

yarattığını öğrenmek isterseniz dergiye “Süreli Yayınlar” bölümümüzden

ulaĢabilirsiniz…

Bilinçaltı bilincin kontrolü altında, onun dediklerini

yerine getirir. Ancak bilincin duyamadıklarını duyar,

göremediklerini görür.Bilinç altı telkinleri ile amaç bilinç

engelini aĢarak direkt bilinç altına ulaĢmaktır. Bilinç altı

telkinleri ile yapılabileceklerin sınırı hayal gücü ile sınırlı.

Sigarayı bırakmak, hafızayı güçlendirmek, kilo vermek…

Page 27: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

KİTAP ADI : Seranad

YER NUMARASI : PL 249.9 Liv 2011

Sayfa 27 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

KİTAP TANITIMI

Yazar : Zülfü Livaneli

Yayınevi : Doğan Kitap

Konusu : Her şey, 2001 yılının Şubat ayında

soğuk bir gün, İstanbul Üniversitesinde halkla

ilişkiler görevini yürüten Maya Duranın (36)

ABDden gelen Alman asıllı Profesör Maximilian

Wagneri (87) karşılamasıyla başlar.

1930lu yıllarda İstanbul Üniversitesinde hocalık yapmış olan

profesörün isteği üzerine, Maya bir gün onu Şileye götürür. Böylece,

katları yavaş yavaş açılan dokunaklı bir aşk hikâyesine karışmakla

kalmaz, dünya tarihine ve kendi ailesine ilişkin birtakım sırları da

öğrenir.

Serenad, 60 yıldır süren bir aşkı ele alırken, ister herkesin bildiği

Yahudi Soykırımı olsun isterse çok az kimsenin bildiği Mavi Alay, bütün

siyasi sorunlarda asıl harcananın, gürültüye gidenin hep insan olduğu

gerçeğini de göz önüne seriyor. Okurunu sımsıkı kavrayan Serenad'da

Zülfü Livanelinin romancılığının en temel niteliklerinden biri yine başrolde:

İç içe geçmiş, kaynaşmış kişisel ve toplumsal tarihlerin kusursuz dengesi.

Page 28: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

FİLM ADI : Rıhtımlar Üzerinde

YER NUMARASI : DV00986

Sayfa 28 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

FİLM TANITIMI

Yönetmen : Elia Kazan

Oyuncular : Marlon Brando, Karl Malden,

Lee J. Cobb, Rod Steiger, Pat

Henning, Leif Erickson

Yapım Yılı : 1954

İMDB Puanı :8.4/10

Türü : Dram, Romantik, Suç

Konusu : Terry Malloy 20′li yaşlarının ortalarında olmasına rağmen

yıpranmış limanlarda yerel çete patronu Johnny Friendly için çalışan eski

bir boksördür. Ringlerde servet yaparken birden düşüşe geçmesi onu

depresyona sokmuştur. Bir çocukluk arkadaşının Johnny Friendly’nin

emriyle öldürülmesi suçluluk hissine kapılmasına neden olmaktadır çünkü

istemeden cinayete karışmıştır.

Terry öldürülen arkadaşının kız kardeşiyle karşılaşır ve flört etmeye

başlarlar. Kız ve yerel bir papaz çeteye karşı çalışması gerektiği

konusunda ikna etmeye çalışırlar. Ama Terry ancak Johnny Friendly çete

üyesi olan ve Terry’nin hainliği ortaya çıktıktan sonra öldürülmesini

reddeden kardeşinin ölümünü emrettiğinde çeteye karşı savaşmaya başlar.

Page 29: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Uzman İdris Karaaslan, Kütüphaneci Gülcan Küçükgüreşgen ve

Nihal Karabulgu meslek alanlarıyla ilgili çeşitli toplantılara

katılmışlardır.

Sayfa 29 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

BİZDEN HABERLER

Uzman Kütüphaneci İdris Karaaslan 22 Nisan 2011 tarihinde

Ankara’da düzenlenen Türkiye Belge Sağlama Sistemi (TUBESS)

çalıştayına katılmıştır.

TÜBESS, kullanıcıların akademik bilgi ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla

ülkemizdeki bilgi merkezlerinin kaynak paylaşımında işbirliği yapmalarını

amaçlamaktadır. Kaynak paylaşımı TÜBESS'e dahil olan bilgi merkezinin

Belge Sağlama Birimleri aracılığı ile fotokopi ve ödünç verme şeklinde

gerçekleştirilecektir.

Page 30: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

Sayfa 30 Kütüphane Bülteni

Temmuz 2011

Kütüphaneci Gülcan Küçükgüreşgen ve Nihal Karabulgu 28 Nisan-1

Mayıs tarihlerinde Muğla Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen

11.”Anadolu Üniversiteleri Kütüphaneleri Konsorsiyumu” (ANKOS)

toplantısına ve 23-25 Mayıs tarihlerinde Antalya’da yedincisi düzenlenen

“Elektronik Kaynaklar Ulusal Akademik Lisansı” toplantılarına

katılmışlardır.

Firmaların ürün ve hizmetleri hakkında

sunumları ve ANKOS çalışmalarının

anlatıldığı workshoplar ile kütüphanecilik ve

elektronik yayıncılık alanında son derece

önemli bilgiler paylaşılmıştır.

Bilgi kaynakları & teknolojileri ve bilgi

erişim sistemleri alanlarında faaliyet

gösteren dünya çapında 63 firmanın stand

açtığı toplantıda; kütüphane temsilcileri, firma temsilcileri ve diğer

üniversitelerden gelen katılımcılar bir araya gelerek, ürünler hakkında

alışverişinde bulunmuştur.

TÜBİTAK EKUAL (Elektronik Kaynaklar

Ulusal Akademik Lisansı) kapsamında

aboneliği yapılan veri tabanlarının,

Türkiye ve Dünya bilim hayatına yaptığı

katkı, bilimsel araştırma ve çalışmalar

için sağladığı kolaylıklar, bu ürünlerin

ülkemizin gerek sağlık gerekse akademik

çevrelere yararları vb. noktalara

değinilen toplantılar ile, bilgi paylaşımı ve

işbirliğinin geliştirilmesi amaçlanmaktadır.

Page 31: Balıkesir Üniversitesi Merkez Kütüphane Bülteni

KÜTÜPHANE BÜLTENİ

Cilt 8, Sayı 3

Temmuz 2011

Hazırlayan

Gülcan Küçükgüresgen

[email protected]

Balıkesir Üniversitesi

Merkez Kütüphane

Tel: +90 (0266) 612 14 34

[email protected]