antalya tarım

124

Upload: rkrenklikalem-medyagrubu

Post on 22-Mar-2016

272 views

Category:

Documents


0 download

DESCRIPTION

antalya dört mevsim tarım dergisi

TRANSCRIPT

Page 1: antalya tarım
Page 2: antalya tarım
Page 3: antalya tarım

1Dört Mevsim Tarım

Page 4: antalya tarım

2 Dört Mevsim Tarım

2012 yılı ile birlikte gıda güvenliğin-de yeni bir dönem başladı. Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle bir-likte Eski Kanundaki gıda işyerlerini, gıda maddelerinin gıda mevzuatı şart-larına uygunluğundan sorumlu tutan, sorun ve sorumlu bulma yaklaşımını esas alan uygulama yerini gıdanın üreti-mi, işlenmesi veya dağıtımının herhangi bir aşamasında kontrol altındaki faa-liyetlerden sorumluluk esasını getiren; sorunu ortaya çıkmadan engellemeyi, sorun tespiti halinde tehlike kaynağı-nın bulunması ve ortadan kaldırılma-sını amaçlayan yaklaşıma bıraktı. Artık bir uygunsuzluğun tespiti halinde yasal yaptırımın uygulanmasını takiben dos-ya kapanmayacak, yasal yaptırım uygu-lanmış olsa da uygunsuzluğun kaynağı bulunup ortadan kaldırılıncaya kadar araştırma devam edecek. “11 Bin 496 Gıda Denetimi”İlimizde gıda denetimleri ile ilgili 2011 yılı mart ayından itibaren denetimlerin yerinde ve daha etkin yürütülmesi ama-cıyla büyükşehir belediyesi sınırları içe-risinde bulunan beş ilçe müdürlüğüne satış ve toplu tüketim yerleri yetki devri yapılmış ve denetimler ilçe müdürlük-lerimiz tarafından yapılmıştır. Bu yetki devri ile daha çok araçla daha fazla per-sonelin denetimde olması sağlanmıştır. Alo Gıda şikâyetleri 2011 yılı dene-timleri açısından da yoğun bir yıl ol-muş, Alo Gıda 174 Hattına 1.963 adet şikâyet gelmiştir. Denetimler sonucu 323 işletmeye İdari Para Cezası uygu-lanmış, Gıda üretim yerleri ile toplu tü-ketim ve satış yerlerinde toplam 11.496 denetim yapılmıştır.

“İhracatta En Büyük Pay Tarım Sektörünün” Tarımsal üretim değeri (8.773.975.630 TL) ile Türkiye birincisi olan ilimiz-de 2011 yılında yapılan toplam ihracat geçen yıla oranla %7 artış göstererek 1.073.551.945 dolar olarak gerçekleş-miştir. Bu ihracat içinde en büyük pay tarım sektörünün olup, ihracat değeri 573 milyon dolardır. Antalya İhracatçı-lar Birliği’nden alınan ihracat verilerine göre tarım ihracatının %80’i yaş meyve sebze ihracatı olup, ihracat değeri459 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. İlimizden 2011 yılında 48 ülkeye yaş meyve sebze ve turunçgil ihracatı yapıl-mıştır. Ülkemiz süs bitkileri ihracatına bakıldı-ğında; 2010 yılında 56 milyon 189 bin Dolarolan süs bitkileri ihracatı 2011 yı-lında 76 milyon 323 bin dolar olmuştur. Türkiye Süs bitkileri ihracatının %41’i, kesme çiçek ihracatının ise 87’si ilimiz-den gerçekleşmiştir. “EKÜY Yaygınlaşıyor”Tarladan sofraya güvenilir gıda sunma amacıyla yürütülen Entegre ve Kontrol-lü Ürün Yönetimi projesi ilimizde örtü-altı sebze yetiştiriciliğinde 7080 üretici ile 36.226 da alanda programlanmış olup çalışmalar devam etmektedir. Tu-runçgillerde EKÜY çalışmaları 2011 yılında 10 ilçede 98 köyde, 3 bin 21 üreticinin 3 bin 405 bahçesinde olmak üzere 62 bin 662 da alanda yürütülmüş-tür. Elma bahçelerinde 2011 Yılında EKÜY çalışmaları 3 ilçede 44 köyde, 2 bin 969 üreticinin 2 bin 991 bahçesin-de 34 bin 612 da alanda yürütülmüştür. Armut bahçelerinde EKÜY çalışmaları

2 ilçede 18 köyde, 933 üreticinin 1.097 bahçesinde 11 bin 422 da alanda yürü-tülmüştür. “Zirai İlaç Kalıntı Oranı %22’den %1’e Düşürüldü”AB’de ve Türkiye’de 2002 yılında baş-layan ve planlı bir şekilde devam eden zirai mücadele ilaçlarının kontrollü kullanımına ilişkin yapılan çalışmaların bir sonucu olarak ürünlerde aldığımız denetim numunelerinin laboratuarları-mızda analizi sonucunda ürünlerimizde 2002 yılında % 22 oranında kalıntı so-runu bulunurken 2011 yılı sonunda bu oran %1 oranına düşmüştür. Bakanlığı-mızın uyguladığı programlar ve ilimiz çiftçisinin gösterdiği hassasiyet kalıntı konusunda sorunun çözümü konusun-da büyük mesafe almamızı sağlamıştır.

“Balıkçı Barınağı”İl Balıkçılık ve Su Ürünleri Koordinas-yon Kurulu, ilk toplantısından bu yana gündeminde olan Antalya Balıkçı Ba-rınağı konusunda oldukça emek sarf etmiştir. Bu çalışmaların sonucunda 2011 yılında proje hazırlanmış ve iha-lesi sonuçlanarak, inşaat çalışmaları baş-lamıştır. “94 Ekonomik Yatırım, 21 Milyon TL Hibe”Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Des-teklenmesi Programı ürünün değerlen-dirilmesine ve katma değer kazandırıl-masına katkı sağlayan aynı zamanda tarım sanayi entegrasyonunu gerçek-leştiren ve kırsal kalkınmaya öncelik veren projelerdir. Kırsal alanda kurulan sanayi tesisleri o bölgenin ürünlerinin değerlendirilmesine katkı sağladığı gibi

Tarım sektörünün lokomotifi ANTALYA

Page 5: antalya tarım

3Dört Mevsim Tarım

istihdam ve sinerji yaratmada faydalı yatırımlardır. Bu program kapsamında 2006-2010 dönemini ile 2011 yılında ekonomik yatırımlardan 94 adet proje-nin maliyeti 42 milyon 636 bin TL olup hibe tutarı 21 milyon 208 bin TL’dir. 2011 yılında KKYDP kapsamında 13 ekonomik ve 2 adet alt yapı sulama projesi Bakanlığımız tarafından onay-lanmış Sayın Valimiz Dr. Ahmet AL-TIPARMAK’ ın katıldığı bir törenle sözleşmeleri imzalanmış ve uygulaması devam etmektedir. Makine Ekipman Alımlarının Desteklenmesi Programı Kapsamında 2011 yılında 2 bin 685 adet Makine Ekipman verilmiş olup, proje tutarı 14 milyon 202 bin TL’dir. “41 Milyon 721 bin TL Destekleme”Üretimi ve ürünü kayıt altına almak ve izlenebilirliliği sağlamak tarım politi-kalarının geliştirilmesinde ve uygulan-masında en önemli unsurdur. Bakan-lığımızın çiftçilerimize ve üreticilere verdiği destek, teşvik, prim v.s. uygula-maları temel felsefesi maliyetlerin bir kısmını karşılamak arz açığı bulunan ve ihracat şansı olan ürünlerin üretimini arttırmayı hedeflemek amacıyla yapıl-maktadır. Ülkemizde 2010 yılında uy-gulanan destekleme kalemlerinden 26 tanesi ilimizde uygulanmış ve toplamda 70 bin 708 çiftçiye 23 milyon 287 bin TL’si bitkisel üretim desteği, 18 milyon 434 bin TL’si hayvansal üretim desteği olmak üzere toplam 41 milyon 721 bin TL destekleme ödemesi yapılmıştır.

“Üreticilerin Yanındayız”Bakanlığımızın görev ve sorumlulu-ğunu tarımsal üretimi arttırmak, tarım

ürünlerinin gıda maddesi olarak izinle-rini vermek, denetlemek, kırsal kalkın-mayı sağlamak ve bu faaliyetlerle ilgili politikalar geliştirmek ve uygulamaya koymak olarak ifade edebiliriz. Yapıla-cak bu çalışmaların muhatap kitlesi kim olursa olsun ilk önce yapılması gereken faaliyet eğitim ve yayım çalışmalarıdır. Bakanlık olarak sadece il ve ilçe müdür-lükleri aracılığı ile yaptığımız eğitim ve yayım çalışmalarına şimdi TARGEL personelimiz de iştirak ederek yayım ağımızı genişletmiş bulunuyoruz. TAR-GEL kapsamında 19 ilçede 153 çalışma bölgesinde görev yapan 128 mühendis ve 25 veteriner hekim ile bilgiyi 24 saat köye ve kırsal alana taşıdık. Bu persone-limiz 354 belde ve köyden sorumlu olup Bakanlığımızın köy bazında teşkilatlan-masının en önemli ayağını oluşturmak-tadır. İl Yayım Programı ve ilçe çiftçi toplantıları çerçevesinde 1365 toplantı düzenlenmiş ve 42 bin 498 çiftçiye ula-şılmıştır. “2012 Yılı için 24 Hedef Belirledik”Antalya tarihten gelen birikimlerini ve ekolojiden elde ettiği kazanımlarını üretime dönüştürebilen, bu tecrübele-rini ülkemiz üreticileri ile paylaşarak tarıma rehberlik eden bir ilimizdir. İl Müdürlüğü olarak her yıl kendimize

yeni hedefler belirleyip bu hedeflere ulaşmak için üreticilerimizle, ihracatçı-larımızla ve sektör paydaşlarıyla ortak bir çalışma içine giriyoruz. İl, ilçe ve köylerde faaliyet gösteren TARGEL personeli ile bu sektörü bir adım ileriye götürmek için 2012 yılında da yoğun bir gayret içerisinde olacağız. İl Müdürlüğü olarak Örtüaltı Üretim Atıklarının De-ğerlendirilmesinden, Organik Tarımın Yaygınlaştırılması ve Geliştirilmesine, Değişik Tropik Meyve Türlerinin An-talya Koşullarına Adaptasyonu Üze-rinde Araştırmalardan, Antalya Tarım Stratejik Planının hazırlanmasına kadar gıda, tarım ve hayvancılık başlıkların-da 24 hedef belirledik. Hedeflerimizin hepimizin ortak dileği olması en büyük arzumuzdur. Bakanlığın yeniden yapılanması ve Expo organizasyonları ile yoğun geçen 2011 yılı sektör açısından diğer yıllara göre daha problemsiz olmuştur. Türk tarımının lokomotifi olan Antalya’nın dünya pazarlarında rekabet edebilir-liğini artırmak ve sektörün daha ileri noktalara ulaşması için çalışmalarımıza etkin bir şekilde devam edeceğiz.

Bedrullah ERÇİNAntalya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür V.

Page 6: antalya tarım

4 Dört Mevsim Tarım

Antalya Valiliği İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü adına

İmtiyaz SahibiBedrullah ERÇİNİl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür V.

Yayın EditörüDerya BİLGİN - Gürsel CİNGÖZBasın ve Halkla İlişkiler Birimi

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Mehmet YORAN

YAYIN KURULU

Ahmet UYMAZİl Müdür Yardımcısı

Ali Ulvi BÜYÜKSOYKoordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürü

İzzet KAŞKırsal Kalkınma ve ÖrgütlenmeŞube Müdürü

Kadri BİLİCİHayvan Sağlığı, Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürü

Mehmet ŞENBitkisel Üretim ve Sağlığı Şube Müdürü

Remzi TÜLÜİdari Mali İşler Şube Müdürü

Salih TOROSTarımsal Alt yapı ve Arazi Değerlendirme Şube Müdürü

Veysel ÇELİKGıda ve Yem Şube Müdürü

DANIŞMA KURULU

Prof.Dr.Osman KARAGÜZELAkdeniz Üni.Ziraat Fak.Dekanı

Doç.Dr. Yılmaz EMREAkdeniz Su Ürünleri Arşt. Ürt. Eğt. Enst. Md.

Dr.Abdullah ÜNLÜBatı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitü Müdür V.

Çetin Osman BUDAKAntalya Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı

Ali ÇANDIRAntalya Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı

Faruk KURNAZİl Kontrol Laboratuvar Müdürü

M.Uğur AKAZirai Karantina Müdürü

Mustafa SATICIAntalya İhracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı

Halil ORDUZiraat Odası Başkanı

YAYINA HAZIRLIK GRUBU

Handan ÖZKANSelma COŞGUNReyhan ÇALIKAbdi TÜRKERSerpil KOZAN

Antalya İl Gıda Tarım ve Hayvancılık MüdürlüğüVatan Bulvarı Sedir Mahallesi Tarım Kampüsü ANTALYA

Tel : 0242 345 28 20 (3 Hat)Fax : 0242 346 67 80www.antalya-tarim.gov.tr

Ajans BaşkanıÖzer KESTANE

Yayın KoordinatörüSibel HEKİMOĞLU

Grafik TasarımYeşim AYAN - Rahşan AKSOYSibel KAŞIKÇI - Neslihan EDİZ

Haber MerkeziÖzgür ÖNDER (Antalya Temsilcisi)Derya ŞAHİNSüleyman DUMAN

REKLAM

Reklam Direktörü Güliz İLGEN

Reklam Koordinatörü Derya ÇOLAK

Müşteri Temsilcileri İrfan IŞIK - Hakan KÜL Dilem ŞANLI

MuhasebeDila Emral AYDIN

Abone SorumlusuMelda HİÇDURMAZ

Renkli Kalem Medya Grubu Antalya Temsilciliği

Elmalı Mahallesi Hükümet Caddesi Sıdıka İş Merkezi Kat:2 No:18 Muratpaşa / ANTALYA0242.242 03 05www.renklikalem.com.tr e-posta:[email protected]

Yayın Türü: Süreli Yerel

Baskı Yeri: Lamineks Matbaacılık Dijital Baskı İşl. San ve Tic.Ltd.Şti

Baskı Tarihi:

YAPIM

64

Dergimizde yayınlanan yazılar kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Yayınlanan makalelerin kaynaklarına İl Müdürlüğünden ulaşılabilir.

Page 7: antalya tarım

5Dört Mevsim Tarım

İÇİNDEKİLER14

48

40

68

101219202224283234364648626470767887

104

Tayland’da EXPO 2016 tanıtımı

Antalya EXPO 2016

Gıda Güvenliği Eylem Kurulu

Growtech Eurasia 11. kez kapılarını açtı

19. Uluslararası ANFAŞ Gıda İhtisas Fuarı

Uluslararası Tarım Gıda ve Gastronomi Kongresi

Avrupa’nın en büyük botanik alanı oluşturulacak

Antalya’da Su Ürünleri Çalıştayı

Türkiye’nin tek içecek fuarı BEVEKS

Toprak ve sudaki nitrat kirliliği izlenecek

Akdeniz’in Kalbinde YMS Pazarlama Projesi

Organik tarım eğitimi

SETBİR Sektör Buluşması

Kesme çiçeğin merkezi: Kepez

TARSİM çiftçinin yanında

Bitkiler pasaportla gidecek

Kesme Çiçeğin Dünü Bugünü

Hal Yasası ümit verdi

‘’Antalya misyonunu yerine getiriyor’’

‘Bilgi Alışverişi’ toplantısı

Seracılıktan ihracatçılığa

38

Page 8: antalya tarım

6 Dört Mevsim Tarım

Tayland’da EXPO 2016 tanıtımıRoyal Flora Ratcaphruek Expo’sunda, Antalya’da 2016’da

düzenlenecek Botanik Expo’nun tanıtımı için Türkiye Bahçesi kuruldu

Tayland’ın Chiang Mai şehrinde 14 Aralık 2011-14 Mart 2012 arasında organize edi-

len 2011 Royal Flora Ratchaphruek Expo’sunda, 2016 yılında Antalya’da düzenlenecek Botanik Expo’nun ta-nıtımı için Türkiye Bahçesi kuruldu.

Expo’da Başbakanlık Tanıtma Fonu’nun da desteğiyle Süs Bitkile-ri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, kurduğu 2 bin metrekarelik Türkiye Bahçesi ve düzenlediği Türk gecele-riyle hem Türkiye’nin, hem de Expo 2016 Antalya’nın tanıtımını yaptı. Türkiye Bahçesi’nde organize edilen

Türk gecelerine, Ekonomi Bakanlı-ğı, Dışişleri Bakanlığı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Türkiye İhra-catçılar Meclisi temsilcileri katıldı. Ayrıca Expo İcra Kurulu, Antalya Vali Yardımcısı Ali Nazım Balcıoğlu, Antalya İl Gıda, Tarım ve Hayvan-cılık Müdür V. Bedrullah Erçin, Süs Bitkileri ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Os-man Bağdatlıoğlu, Antalya Ticaret Odası Başkanı Çetin Osman Budak, Antalya Ticaret Borsası Başkanı Ali Çandır, Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Abdullah Sevimçok ve Antalya Büyükşehir Belediyesi

Genel Sekreter Yardımcısı Cemal Öcal da tanıtım çalışmalarında yer aldı.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlı-ğının koordinatörlüğünde Antalya’da düzenlenecek olan “Çiçek ve Ço-cuk” temalı EXPO 2016’nın bayrağı, Fransa’da düzenlenen törenle Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker’e Kasım ayında teslim edilmişti. 900 dönüm alanda kuru-lacak ve 6 ay devam edecek Expo’ya 100 ülke katılacak. 5 milyon yabancı ve 3 milyon yerlinin geleceği Antalya 2016 Expo’nun ekonomiye 1 milyar euro katkı sağlaması bekleniyor.

Page 9: antalya tarım

7Dört Mevsim Tarım

Page 10: antalya tarım

8 Dört Mevsim Tarım

Antalya

EXPO 2016Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, ‘’EXPO ile yeni yatırımlar

kazanılacak, istihdam gelişecek, dünya Antalya’yı daha iyi tanıyacak’’ dedi.

Page 11: antalya tarım

9Dört Mevsim Tarım

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, Antalya-Alanya karayolu

üzerinde bulunan Batı Akdeniz Ta-rımsal Araştırma Enstitüsüne (BA-TEM) ait 1100 dönümlük EXPO alanında incelemelerde bulundu. Bakan Eker’e bu gezisi sırasında An-talya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, Antalya Milletvekili Sadık Badak, İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür V. Bedrullah Erçin, ATSO Başkanı Çetin Osman Budak, Süs Bitkile-ri ve Mamulleri İhracatçıları Birli-ği Başkanı Osman Bağdatlıoğlu ve ATB Başkanı Ali Çandır eşlik etti. 23 Kasım 2011’in dünyada Antalya ve Türkiye için önemli bir gün ol-duğunu belirten Bakan Eker, Expo 2016’ya ilişkin çalışmaların resmen başlatıldığını hatırlattı. EXPO Ala-nı için 1100 dönümlük BATEM’e ait arazinin kullanılacağını belirten Bakan Eker, “EXPO dediğimiz ulus-lararası sergi faaliyeti dünyada 160 senedir yapılıyor. Türkiye’de ilk defa 2016 yılında Antalya’da düzenlene-cek. Türkiye ilk defa bir EXPO’ya ev sahipliği yapacak. Hem Antalya hem de Türkiye için bir ilk. Paris’te düzenlenen ve iktidarı muhalefeti ile tüm milletvekilleri ile STK ve ilgili kurum müdürlerinin katıldığı top-lantıda, coşkulu bir şekilde EXPO bayrağını aldık’’ dedi.

Her ülkeninbir bahçesi olacakEXPO’nun Antalya için çok önemli kazanımlar getireceğini ifade eden Eker, bayrağı aldıktan çok kısa bir süre içinde çalışmalara başlandığını belirtti. Eker, şunları söyledi: ‘’Tür-

kiye belki geç kaldı ama ‘Çiçek ve Çocuk’ temalı EXPO nasıl düzen-lenirmiş, Antalya bunu tüm dün-yaya gösterecek. Bununla Antalya yeni yatırımlar kazanacak, istihdam gelişecek, kalkınma gerçekleşecek. Antalya’nın tanıtımına büyük kat-kı sağlayacak, daha çok turist gele-cek, daha çok üretim olacak, dünya Antalya’yı daha iyi tanıyacak. Bura-da ülkelerin kendi kültürlerinin bir numunesini, en önemli gördükleri neyse onu getirerek, bahçe olarak kuracaklar ve burada bırakacaklar. EXPO 2016 bittikten sonra da orası kalıcı bir sergi ve faaliyet alanı ola-rak kalacak. Hepimiz Antalya’nın bu coşku ve heyecanını paylaşıyoruz. Üzerimize düşen çabayı, gayreti gös-tereceğiz.’’ Açılış 23 Nisan 2016’da Alan içinde oluşturulacak ülke bah-çelerinde ‘Çiçek ve Çocuk’ temasının

kullanılacağını belirten Bakan Eker, çocuğun masumiyetin ve geleceğin; çiçeğin ise estetiğin, şehir kültü-rünün simgesi olduğunu ifade etti. Eker, ‘’Bütün bu süre zarfında ortaya konacak tüm değerler, Antalya için kalıcı bir zenginlik oluşturacaktır. 23 Nisan’da büyük bir etkinlikle o gün Antalya’dan Türkiye’nin ilk EX-PO’sunun nasıl düzenleneceğini tüm dünyaya göstermiş olacağız. O zama-na kadar 5 yıllık süremiz var ve tüm hazırlıklarımızı o güne kadar tamam-layacağız” diye konuştu.

Yönetim ve karar mekanizmalarına ilişkin Ankara-Antalya müşterek ça-lışmalarının yürütüleceğini söyleyen Eker, ihtiyaçların tamamının karşıla-nacağını kaydetti. Bakan Eker, ‘’Çünkü 160 yıllık EXPO tarihinde Türkiye’nin ilk defa ev sahipliği yapacak olması çok önemli. Gereken neyse yapılacaktır” dedi.

Page 12: antalya tarım

10 Dört Mevsim Tarım

Antalya İli Gıda Güvenliği Eylem Kurulu yılsonu de-ğerlendirme toplantısı, ge-

niş bir katılım ile İl Müdürlüğünde gerçekleştirildi.

Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıpar-mak, toplantıda yaptığı konuşma-da, sofradaki ürünün gıda güvenliği noktasında hala tereddütler bulun-sa da, kalıntı oranlarının % 22’den % 1’e düşürülmesinin çok büyük

bir başarı olduğunu, bu oranın Avrupa’da % 3 civarında bu-

lunduğunu kaydetti. Üre-ticileri ve ziraat odası ile tarım teşkilatını bu sonuç için kutlayan Vali Altı-

parmak, ‘’En ummadığınız yerde bile alkollü içki

satışı yapılıyor. Onlar kar amacıyla nasıl

böyle bir işi yapı-yorlar anlamıyo-

rum.

İnsan öldürmek ile zehirlemek ara-sında ne fark var? Vicdanlarımız kendi polisimiz olmalı. Okul kan-tinlerine denetimleri başlattık. Öğ-rencilerimize zararlı olan ürünlerin kaldırılması ve narenciye satışı ya-pılması noktasında önemli çalışma-lar yaptık’’ dedi.

Beyaz Bayrak tescillenmeliVali Dr. Altıparmak, Beyaz Bayrak projesini son derece önemsediğini de ifade ederek, 34 işletmenin bu ödülü almasından duyduğu memnu-niyeti dile getirdi. Vali Altıparmak, ‘’Ne kadar isabetli bir iş yaptığımızı görmüş oldum. Beyaz Bayrak, tu-rizmdeki Mavi Bayrak gibi olmalı, tescillenmeli, tanıtımı çok iyi ya-pılmalı. Halkımıza (Beyaz Bayrak olan yere güvenle gidin, yiyin, için) dememiz lazım. Bu ödülü almak için işletmeler de gayret ve disiplin içinde olmalı” diye konuştu.

Gıda GüvenliğiEylem KuruluAntalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak, ‘’Soframızdaki ürünün

gıda güvenliği noktasında hala tereddütlerimiz de olsa kalıntı

oranının % 1’e düşürülmesi çok büyük bir başarıdır’’ dedi.

Page 13: antalya tarım

11Dört Mevsim Tarım

Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın ise gıda gü-venliğinin Antalya için önemli bir konu olduğunu bildirdi. Bir hekim olması nedeniyle et ve et ürünleri ile süt ve süt ürünlerinin en kolay bozulabilen ürünler olduğunu bil-diğini, bu ürünlerin yarattığı toksi-kasyonların da çok büyük önem arz ettiğini belirten Prof. Dr. Akaydın, belediye olarak kasaplar odasıyla birlikte özellikle et kesim denetim-leri noktasında önemli görevler ye-rine getirdiklerini kaydetti.

Kurul bu yıl 27 karar aldıGıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür V. Bedrullan Erçin ise Antalya’nın gıda güvenliği konu-sundaki sorunlarını çözmek, tüketi-ciye güvenilir gıda arzını sağlamak, sektörü haksız rekabete karşı koru-mak amacıyla Antalya Valiliği baş-kanlığında paydaş bir çalışma yapıl-dığını ifade etti. Erçin, kurulun yılda 4 kez toplanarak, gıda güvenliğini masaya yatırdığını, bu yıl 27 karar alındığını bildirdi.Erçin, gıda zinciri boyunca etkin kontrollerle yüksek seviyede gıda güvenliğini sağlamayı, sektörde haksız rekabeti önleme-yi, Türkiye’de üretilen gıdaların dış pazarlarda rekabet şansını artırmayı hedeflediklerini vurguladı.

24 bin 306 adetsahte içki ele geçirildiAntalya’nın bölgesel değil global bir şehir olduğunu vurgulayan Er-çin, sözlerini şöyle sürdürdü: ‘’Sade-ce havaalanı yoluyla Antalya’ya 26 Aralık 2011 itibariyle10 milyon 865 turist gelmiştir. Antalya kötü örnek-

lerle gündeme gelerek tanınan bir şehir değil, benzersiz özellikleri ve hizmet sektöründeki iyi örneklerle tanınan bir şehir olarak sürekli artı değer yaratacaktır. Bunun yolu da kötü örnekleri ortadan kaldıran bir yaklaşımdan geçer. Özellikle gıda sektöründeki olumsuzlukların ön-lenmesi büyük önem arz etmektedir. 2011 yılında 24 bin 306 adet sahte içki ve 11 bin 220 litre alkol ele ge-çirildi.’’

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası Yö-netim Kurulu Başkanı Çetin Osman Budak ise gıda güvenliği denildiğin-de 10 bin iş yerinden söz edildiğini, 11 milyona yakın turist ve 3 milyon yerli halk düşünüldüğünde bunun çok önemli bir konu olduğunu kay-detti.

Beyaz Bayrakbir marka simgesiBudak, şöyle devam etti: “Gıda gü-venliğinin turizm için önemi büyük.

Turizmde yeme içme kalitesi ve güvenliği önemli bir husus. Bir ülkenin mutfağı ve yemek kalite-sine bakarak, ülke seçimine karar verilmekte. Antalya turizmde bu noktaya geldiyse bu otellerimizin mutfak kalitesinden kaynaklan-maktadır. Tabii marka restoran-larımız da önemli. Beyaz bayrak ve berat uygulaması devreye girdi. Bu ödülü almak çok zor. Çok güzel bir uygulama, ancak ödül alan otel sayısı 11, restoran sayısı ise 7. Bu sayılar çok az. Beyaz Bayrak çok önemli bir marka simgesi, buna medyanın da çok daha fazla önem vermesi gerekiyor. Antalya’yı be-yaz bayraklı şehir yapmalıyız.’’

TÜKODER Antalya Şube Baş-kanı Abdullah Özçulcu, gıda gü-venliğinde sadece gıdayı üreten-lerin sorumlu olmadığını, nakliye depolama, satış, hammadde üre-tenin de bu zincire eklendiğini bildirdi.

Antalya Valisi Dr. Ahmet Altıparmak beyaz bayrak ve berat ödülü almaya hak kazanan Antalya Kız Teknik Öğretim Olgunlaşma Enstitüsüne ödül verdi.

Page 14: antalya tarım

12 Dört Mevsim Tarım

Growtech Eurasia11. kez kapılarını açtıTürkiye’nin en büyük uluslararası tarım fuarı olan Growtech Eurasia’nın açılışında, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker ile KKTC Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu da bulundu.

Growtech Eurasia, kapılarını 11. kez ziyaretçilerine açtı. Türkiye’nin en büyük ulus-

lararası tarım fuarı olarak nitelendi-rilen Growtech Eurasia’nın açılışına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Kuzey Kıb-rıs Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu ve Antalya Vali Yardım-cısı Hakkı Loğoğlu katıldı. Açı-lış töreninde, Antalya Milletvekili Sadık Badak, Büyükşehir Belediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Mü-dür V. Bedrullah Erçin ile ATSO Başkanı Çetin Osman Budak da hazır bulundu. Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Doğal Kay-naklar Bakanı Ali Çetin Amcaoğlu, yaptığı konuşmada, bu tür orga-nizasyonların çok olumlu sonuçlar verdiğini, teknoloji ve moderni-zasyonun sağlanabilmesi için ciddi öneminin bulunduğunu kaydetti.Büyükşehir Belediye Başkanı Prof.

Dr. Mustafa Akaydın ise EXPO za-ferinin müjdesini Antalya halkı ile paylaşmaktan duyduğu mutluluğu

ifade ederek, 2012 yılının ba-şarı yılı olacağını söyledi.

Akaydın, Antalya’nın turizm gibi, tarımda

da önder olmaya devam edeceği-ni vurguladı.Gıda Tarım

ve Hayvancılık Baka-nı M. Mehdi Eker de, Türkiye’nin, dünyada tarım konusunda artık söz sahibi bir ülke ol-duğunu belirterek, ‘’Ta-rım hasılamız 62 milyar dolara yükseldi. Türkiye 8 yıl önce tarım hasılası

ile 190 ülke arasında 11. sıradayken 7’nciliğe yük-

seldi. Avrupa’da ise İspan-ya, Fransa, İtalya, Rusya gibi

ülkeleri geride bırakarak, birinci oldu’’ dedi.

Page 15: antalya tarım

13Dört Mevsim Tarım

Üç temel altyapısorunu çözülecek Türkiye’nin tarımda üç temel altya-pı sorunu bulunduğunu ifade eden Bakan Eker, tarım arazilerinin miras yoluyla parçalanması, parçalanan ta-rım arazilerinin toplulaştırılması ve sulanabilir tüm tarım arazilerinin su-lanabilir hale getirilmesine ilişkin bu üç temel altyapı sorunun bu dönem içinde çözüleceğini anlattı. Eker, çiftçinin refahının artırılması ve ma-zot, gübre gibi tarımsal girdi mali-yetlerinin düşürülmesi için Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatı üzerine Maliye Bakanı ile çalışmalar başlattıklarını da kaydetti.4. Grow-tech Tarım Ödülleri kapsamında dereceye giren firmalara ödüllerini veren Bakan Eker, protokol üyeleri ile birlikte fuarın açılış kurdelesini kesti. Bakan Eker, açılış programının ardından fuar alanında stantları zi-yaret ederek, bilgi aldı. Batı Akdeniz Tarımsal Araştırmalar Enstitüsü’nün (BATEM) yeni narenciye ürünlerinin tanıtımını yapan Bakan Eker, burada gazetecilere mandalina, kamkat ve domates reçeli ikram etti. ‘BATEM Fatihi’, ‘BATEM Şekeri’ ve ‘BATEM Baharı’ isimli üç portakal çeşidi hak-kında bilgi veren Bakan Eker, BA-TEM Fatihi’nin Washington’dan daha büyük meyveli ve erkenci, BA-TEM Şekeri’nin çok tatlı, BATEM Baharı’nın ise sonbaharda değil, daha geç hasat edildiğini söyledi.

15 yıllık emeğin ürünleriBATEM Göral, BATEM İncisi ve BATEM Yıldızı mandalina türleri ile BATEM Sarısı ve BATEM Pına-rı isimli yeni iki limon türünü de ta-nıtan Eker; ‘’Biz narenciye mümkün olduğunca geniş alanda hasat edilsin

diye çalışıyoruz. Çünkü tüm çeşitle-rin hepsi aynı zamanda olgunlaşırsa aynı anda hasat edilir, aynı anda paza-ra gönderilir ve fiyat düşer. Bir kısmı daha önce, bir kısmı daha sonra ol-gunlaşırsa üreticinin lehine olur. Yıl-ların emeğidir bu çeşitler. 8-10 yıl, 15 yıl süren bir emeğin sonucudur. Bun-ların isimleri de BATEM’le anılıyor. Türkiye’de narenciye üretimine çok büyük katkı sağlıyor buradaki uzman arkadaşlarımız’’ diye konuştu.

1 -4 Aralık tarihleri arasında açık kalan fuarda, İl Gıda, Tarım ve Ha-vancılık Müdürlüğü yetkilileri de ku-rulan stant ile ziyaretçilerine teknik bilgiler verdi, soruları yanıtladı. Zi-yaretçiler fuar alanında İl Müdürlüğü standı yanında kurulan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 3. Tarım ve İnsan temalı fotoğraf yarışmasına ait fotoğraf sergisini de izleme imkanı buldu.

Page 16: antalya tarım

14 Dört Mevsim Tarım

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, Türkiye’yi gıda konusunda

AB standartlarına ulaştıracak, 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu kapsa-mında uygulanacak ‘Gıda Güvenilir-liği Sistemi’nin detaylarını, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısıyla açıkladı. Bakan Eker, ‘’Hedefimiz, vatandaşlarımızın daha sağlıklı, daha hijyenik, daha gü-venilir gıdaya ulaşması. Biz bu mev-zuatı bunun için yaptık” dedi.

Basın mensuplarının yanı sıra çok sayıda sektör temsilcisinin katıldı-ğı toplantıda konuşan Bakan Eker, Türkiye’de çağdaş bir toplumun ihti-yacı olan AB standartlarında bir gıda denetim sisteminin yeniden tesis edildiğini, 100’ün üzerinde düzen-lemenin yürürlüğe girdiğini belirtti.

Tarım ve gıdanın, insanlığın kalıcı ihtiyaç alanı olduğunun altını çizen Bakan Eker, Türkiye’nin endemik bitkiler açısından, topraklarının zen-ginliğine dikkati çekerek, dünyada bilinen 12 bin endemik bitki türü-nün 4 bin çeşidinin Türkiye’de oldu-ğunu, bütün bunların Türkiye’de gıda sektörünün özel bir muameleye tabi tutulması gerektiğini gösterdiğini anlattı.

Cumhuriyetin 83’üncü yılında Türkiye’nin bir tarım kanununa ka-vuştuğunu vurgulayan Bakan Eker, “Bu, aslında kendi değerlerimizin çok da farkında olmadığımızın bir yansımasıdır. Çok zengin bir kaynak, çok zengin bir tarih, kültür, birikim ve biz bunu yeteri kadar değerlendi-rememişiz” dedi. Bakan Eker, sözle-rine şöyle devam etti: “Bu kanunla birlikte, Türkiye’de her

Gıda güvenliğinde

yeni dönemBakan M. Mehdi Eker, “Hedefimiz vatandaşlarımızın daha

sağlıklı, daha hijyenik, daha güvenilir gıdaya ulaşması” dedi.

Page 17: antalya tarım

15Dört Mevsim Tarım

şey çok daha farklı bir mecrada sey-retmeye başlayacak. Bugün burada sizlerle bir kısmını ancak paylaşaca-ğım yeni düzenlemeler manzume-si, çünkü 102 yönetmelik çıktı. Biz, 2010 yılı 13 Haziran tarihinde 5996 Sayılı Kanunu çıkardık. Bu kanunla bizim hedefimiz, çağdaş bir toplu-mun, çağdaş bir bireyin sağlık, hij-yen ve gıda güvenliği çerçevesinde ihtiyaçlarını gidermeye odaklanmış bir mevzuat. Bizim birinci hedefi-miz bu. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları daha sağlıklı, daha hij-yenik, daha güvenilir gıdaya ulaş-sın. Bunun denetim mekanizmasını kuralım, bunun yasal mevzuatını oluşturalım. Çünkü gıda, tarım sek-törünün tüketiciye, kentliye dönük yüzüdür aslında. O nedenle burada sadece üretici değil, herkes bu sektö-rün bir paydaşıdır. Biz gıdaya böyle baktık. Onun için bu kanun ve dü-

zenlemelerde birinci amacımızı bu şekilde oluşturduk.’’ Türkiye’nin AB ile tam üyelik müzakerelerinin sür-düğüne de işaret eden Bakan Eker, bu konuda ülkenin yaşayabileceği en büyük problemin, gıda konusunda olacağını söyleyenlerin bulunduğu-nu hatırlattı. Eker, “Bu haksızlıktır. Doğru değildir. Ve bu gıda kanunuy-la, bu mevzuatla aslında Türkiye’nin AB standartlarını çok rahat bir şekil-de yakaladığını, yakalayabileceğini ve uygulama kabiliyetine sahip olduğu-nu göstermiş oluyoruz. Diğer birçok fasıl, henüz müzakereye açılmamış-ken, biz gıda faslını müzakereye aç-tık ve bu kanunla uygulamaya şimdi koyduğumuz 102 yönetmelik, aslında AB’yle uyumun ve entegrasyonun da gıda ve gıda sektörüyle ilişkili olarak daha kolay olacağını, Türkiye’nin bunu yerine getirdiğini göstermesi bakımından önemli” diye konuştu.  

“Türkiye’nin marka alanını gıda oluşturuyor”Bakan Eker, ticari olarak da Türkiye’nin marka alanını gıdanın oluşturduğunu, Türkiye kelimesinin yurt dışında gıda ile olduğu kadar başka hiçbir endüstriyel ya da tekno-loji ürünüyle anılmadığını vurgulaya-rak, çıkarılan mevzuatın bu açıdan da büyük önemi bulunduğunu kaydetti. 5996 Sayılı Kanunun ve bu kapsam-da çıkarılan yeni mevzuatın ayrın-tılarından da örnekler veren Bakan Eker, şöyle devam etti: “Bu kanun ile birlikte 95 yönetmelik yayınlandı, şu anda 7 yönetmelik de Başbakan-lıkta yayınlanma aşamasında. Bu sü-reçte biz bir şey daha yaptık. Tarım ve Köyişleri Bakanlığını, ‘Gıda Ta-rım ve Hayvancılık Bakanlığı’ olarak yeniden organize ettik. Değişim ve dönüşümün önemli bir parçası. Köy hizmetleri faaliyetleri yerelleştirildi,

Page 18: antalya tarım

16 Dört Mevsim Tarım

valilikler bünyesinde kurulan birim-lerle yürütülüyor ve tarım şehirle üretici arasındaki bağı kuran, ikisi-ni birleştiren bir çatı sektör haline getirildi. Ve en azından 27-28 yıl-dır var olmayan bir Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü geliyor. Balıkçı-lık ve Su Ürünleri, Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü, Hayvancılık Genel Müdürlüğü kuruldu. Daha toprağa atılan tohumdan, çatalı-nızın ucuna, tabağınıza gelinceye kadar bütün safhaları kontrol edi-liyor. Onun için Gıda Kontrol Ge-nel Müdürlüğü dedik. İster bitkisel ürün olsun, ister hayvansal ürün olsun, hangisi olursa olsun, ister işlenmiş gıda ürünü haline gelmiş olsun, ister yarı mamul veya ham-madde formunda olsun, bunların her biri üretimde kullanılan bilgi-ler. Bitki için sebze için kullanılan gübre, bunların hepsi, ürün haline gelinceye, soframıza, tabağımıza gelinceye kadar bütün safhası artık

biliniyor. Tüm yönetmelikler böyle bir anlayışla hazırlandı. Bu neden-le, ‘Gıda alanında Türkiye’de yeni bir dönem başlıyor’ diyoruz. Son derece de kapsamlı, toplumun ih-tiyaçlarını, çağdaş, modern bireyin ihtiyaçlarını dikkate alan bir yapı oluşturduk.”

“Gıda tarım ve hayvancılığı tek çatı altında birleştir-dik”Bakan Eker, bakanlığın yeniden yapılanması konusuna da değine-rek gıda tarım ve hayvancılığı tek çatı altında birleştirdiklerini, yet-kilerinin de bazılarını devrettikle-rini anlattı. Bakan Eker, iş yeri ka-pama, ürün toplatma, para cezası gibi müeyyideleri yapmaya artık il müdürlüklerinin yetkili olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti:

“Gıdayla ilgili bir denetim oldu, toplum sağlığına aykırı bir durum

tespit edildi. Daha önce mutlaka gidip mülki amirin onayıyla bun-lar yapılmak mecburiyetindeyken, artık böyle bir şey olmayacak. 13 Ocak tarihinden itibaren bu şekil-de il müdürlerine böyle bir yetki devredilmiş oldu. İşlemlerini kont-rol ve denetim elemanları acil du-rumlarda, baktı ürün toplum sağ-lığına aykırı, orada derhal ürünü toplatmak ve faaliyetten men gibi bir yetkisi var.”

Gıdanın standartlara uygunluğu yetkisinin de yapısı değişen ken-di bakanlığı bünyesine verildiğini dile getiren Bakan Eker, bu çer-çevede Risk Değerlendirme Dai-re Başkanlığının kurulduğunu, bu başkanlıkta gıdanın alanına giren birçok konuyla ilgili 10 ayrı bilim-sel komisyon oluşturulacağını, gıda üretim zincirinin her aşamasında muhtemel risklerin halk sağlığı açısından bilimsel olarak değerlen-

Page 19: antalya tarım

17Dört Mevsim Tarım

dirilip gerekli tedbirlerin alınacağını bildirdi.

“Ürün kaynağınakadar izlenebilecek”Gıda güvenliği için oluşturulan stratejik plan çerçevesinde 12 ayrı eylem planı hazırlandığını bildiren Eker, bir başka konunun da işlet-me kaydı ve onayı olduğunu söy-ledi. Eker, ‘’Daha önce sadece gıda üretim yerleri kayıt altına alınırken, bundan sonra toplu tüketim ve satış yerleri de kayıt altına alınacak. İzle-me güvenliği olacak. Yumurta hangi çiftlikten, ilden geldi bileceğiz. Et ve et ürünleri nerede imal edilmiş, hangi bölge, hangi çiftlikte imal edilmiş, bunu geriye doğru izleye-bileceğiz. Ancak, sebze ve meyve-de zaman alacak bunun başlaması’’ dedi.

Hileli üretim kamuoyuna açıklanacakBakan Eker, tüketici sağlığının ko-runması amacıyla taklit ve hileli ürün üreten firmaların artık Bakan-lıkça kamuoyuna açıklanacağını, uy-gun ürün satan firmaların ise ödül-lendirileceğini kaydetti. Böylece iyi ve kötünün birbirinden ayrılacağını

ifade eden Bakan

Eker, yem fabrikaları ve çiftliklerin ürettikleri ve hayvanlara yedirdikleri yemlerin kaydını tutacaklarını, hay-vanlara kötü muamelede bulunul-mayacağını, 8 saatten fazla yolcu-luk yaptırılmayacağını anlattı. Evde hayvan satılan, üretilen yerlerde de hayvan haklarıyla ilgili standartların geliştirildiğini ifade eden Eker, kuş gribi, çekirge istilası gibi olabilecek olumsuzluklara karşı acil müdahale planlarının da hazırlandığını bildir-di. Eker, çiftlikte üretim yapanların, mandıra, kesimhane sahipleri ve pi-yasaya arz edenlerin, bakkal, market,

toptancı ve depocuların üretti-ğinden ve sattığından sorum-

lu olacaklarını kaydetti.

O ku n a m aya n etiketler

Yeni dö-n e m d e okuna-m a y a n

ürün etiketine son verilecek.Ürün ambalajlarında içeriklerine yönelik yazıların çok küçük olduğunu ve pek çok vatandaşın bunları okuyamadık-larından şikayet ettiğini de belirten Bakan Eker, şunları söyledi: “Etiket-lerdeki bilgiler en az 12 punto ola-cak. Yani bilgiler okunabilecek. Tü-keticiler tükettikleri gıdanın günlük ihtiyaçlarının ne kadarını karşıladığı bilgisini de etikette bulacaklar. Bu uygulama, obezitenin önlenmesinde rol oynayacak. Bazı alerjenler var. Bu uyarılar da olacak. Tohum, fide, fi-dan gibi pasaportu olmayan tohum, bir ilden bir başka ile nakledileme-yecek. Sertifikası olmayan kişinin zirai ilaçlama yapması mümkün ol-mayacak, yapan para cezasına tabi olacak. Yediğimiz içtiğimiz her şeyi, her aşamasıyla ilgili, diğer ürünleri, bunlarla ilgili çağdaş standartları be-lirlemek ve zincirin her aşamasında denetlemek gerekiyor, biz bu mev-zuatı bunun için yaptık.”

Page 20: antalya tarım

18 Dört Mevsim Tarım

Gıda denetimindepolitika ve stratejiler

Gıda ve Kontrol Genel Mü-dürlüğü, Gıda Kontrol ve Laboratuvar Dairesi Baş-

kanlığı tarafından ‘’Gıda Güvenilir-liği’’ ile ilgili konularda 2011 ve daha önceki yıllarda yapılan çalışmaları değerlendirmek, denetim ve kontrol hizmetlerinin etkin ve verimli bir şe-kilde yürütülebilmesi için alınması gereken tedbirleri belirlemek, gıda denetim sistemine ilişkin politikalar ve stratejiler oluşturarak gelişmeleri takip etmek amacıyla toplantı dü-zenlendi.

Türk halkının güvenilir gıda tüketi-minin etkin ve sürdürülebilirliğinin sağlanması için bir yol haritası niteli-ğinde olan bu çalışmanın çok önemli olduğunu ifade eden Gıda ve Kont-rol Genel Müdürlüğü Gıda ve Labo-ratuarlar Dairesi Başkanı Mehmet Beykaya, bu amaçla oluşturulacak ‘Gıda Denetim Sistemine Yönelik

Stratejik Planın son derece gerekli olduğunu vurguladı.

Beş gün süren toplantıda, 20 ilin gıda yem şube müdürleri, gıda kontrol görevlileri, 10 il kontrol laboratuar müdürlüğünden konu uzmanları ile ilgili sivil toplum kuruluşlarının, üni-versitelerin ve diğer kamu kurum-larının temsilcilerinin katıldığı 15

çalışma grubu oluşturuldu. Stratejik planda ürün gruplarına yönelik giriş, mevcut durum analizi, sorunlar, stra-tejik amaç ve hedefler, stratejik amaç ve hedeflere yönelik eylem plan-ları, sonuç ve genel değerlendirme ile yönetici özetleri ortaya konuldu. Yapılan bu çalışma “2012 yılı Gıda Denetim Sistemine Yönelik Stratejik Planı” oluşturulacak.

Antalya’da düzenlenen toplantıda, gıda güvenilirliği, denetim

sistemi, hizmetlerin etkin ve verimli yürütülebilmesi için

alınması gereken önlemler görüşüldü.

Page 21: antalya tarım

19Dört Mevsim Tarım

19. UluslararasıANFAŞ Gıda İhtisas FuarıVali Dr. Ahmet Altıparmak, ‘’ Çok satmanın ötesinde kaliteli ve

güvenli gıdayı satarsak inanıyorum ki bize olan talep artacaktır’’

Türkiye’nin en büyük ve en kapsamlı gıda fuarı olan 19. Uluslararası ANFAŞ Food

Product, sektördeki yerli ve yabancı toplam 400 firmanın katılımıyla 15-18 Şubat 2012 tarihlerinde gerçek-leştirildi. Antalya EXPO Center’da düzenlenen açılış törenine, Vali Dr. Ahmet Altıparmak, Büyükşehir Be-lediye Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Vali Yardımcısı Hakkı Lo-ğoğlu, Ekonomi Bakanlığı Dış Tica-ret Müsteşarlığı Fuar İzinleri ve Des-tekleri Daire Başkanı Ahmet Şevket Yurt ile ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çalık katıldı.

Vali Dr. Ahmet Altıparmak, açı-lış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin tarım ve gıda alanındadinamik bir ülke olduğunu, her alan-da olduğu gibi gıdada da başarıyı yakaladığını belirterek, ‘’23 milyar dolardaki tarım hâsılamız 10 yıl gibi kısa sürede 65 milyar dolara ulaştı, 2023 projeksiyonunda ise 150 milyar dolara ulaşması hedefleniyor. 15 mil-yar dolar olan tarım ihracatı da 2023 projeksiyonunda 40 milyar dolar olarak öngörülmektedir. Geçmişten

geleceğe ulaştığımız başarıyı gördü-ğümüz zaman bunu yakalamamak mümkün değil” diye konuştu.

Gıda üreticilerine önerilerde bu-lunan Dr. Altıparmak, ailelerine yedirmeyecekleri gıdaları iç ve dış pazara sunmamalarını istedi. Vali Altıparmak, “Çok satmanın ötesin-de kaliteli ve güvenli gıdayı satarsak inanıyorum ki, bize olan talep arta-caktır’’ dedi.

Önemli sorunlarına rağmen Türkiye’nin en avantajlı sektörünün de gıda sanayi olduğunu dile geti-ren Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Başkan Yardımcısı Güray Parlak, Türkiye’nin, tarım zenginliği, mutfak kültürü, coğrafyası ile gıda sektöründe büyük bir potansiyele sahip olduğunu belirterek, sektörde doğru politikalar üretildiği takdirde tarımdaki potansiyelin açığa çıkaca-ğına inandığını kaydetti.

Page 22: antalya tarım

20 Dört Mevsim Tarım

Uluslararası Tarım Gıda ve Gastronomi Kongresi

Tarım Federasyonu ve  Or-tadoğu Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği tara-

fından düzenlenen Uluslararası Ta-rım, Gıda ve Gastronomi Kongresi 15-18 Şubat 2012 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirildi. Gda, Tarım ve Hayvancılık Bakan-lığı Müsteşarı Vedat Mirmahmuto-ğulları, açılışta yaptığı konuşmada, Türk tarımının dünyada yaşanan kuraklık, finansal ve gıda krizlerine rağmen 8 yıl üst üste büyüdüğünü bildirdi. Kongrenin sektör açısından çok önemli olduğunu belirten Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğul-ları; “Tarladan sofraya gıda güvenliği 7 milyar dünya insanını ilgilendiren çok önemli bir husus.

Dünyada 1 milyar insan aç, 1,2 mil-yar insan ise yetersiz beslenmekte. Her geçen gün dünya nüfusu art-makta. Her türlü tedbiri alsanız da, gerekli kanunları çıkarsanız da

küçülme hızını azaltmaktan öteye geçemiyorsanız. Böyle bir ortamda yatay büyümek mümkün değil. Artık dikey büyümek şart. Bunun için de teknoloji ve Ar-Ge çok önemli” diye konuştu.  “Spekülatif artışlar bertaraf edilmeli”Gıda krizinin yaşandığı dönemde uluslararası şeffaflığın olmadığını, spekülatörlerin bunu fırsat bildiğini ve bunun sonucunda da emtia fiyat-larında artışlar yaşandığını kaydeden Müsteşar Mirmahmutoğulları, spe-külatif artışları bertaraf edecek ulus-lararası tedbirlerin alınması gerekti-ğini belirtti.

Mirmahmutoğulları şöyle devam etti; “Türkiye olarak biz neler yaptık? Sektörün derinlik analizini yaptık, sektörün beklentilerini değerlen-dirdik ve strateji planını hazırladık. Değişim ve dönüşümü üç sacayağı üzerine oturttuk. Bunlardan ilki ka-nunlardı,14 kanun çıkardık. Bitki Is-

‘’7-8 yıl öncesine kadar 38 milyon ton

yaş meyve sebze üretilirken 59 bin ton

ilaç kullanılıyordu. Şimdi üretimi 6,4 milyon ton daha

artırdığımız halde ilaç kullanımını 37

bin tona çektik.’’

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat

Mirmahmutoğulları, Türk tarımının dünyada yaşanan kuraklık,

finansal ve gıda krizlerine rağmen 8 yıl üst üste büyüdüğünü bildirdi.

Vedat Mirmahmutoğulları

Page 23: antalya tarım

21Dört Mevsim Tarım

lahçı Hakları Kanununu çıkardık. Bu ar-ge faaliyetleri için çok önemli bir gelişmeydi. İkincisi desteklemelerdi. Üçüncüsü ise proje ve tedbirlerdi. Ve sonuç olarak Türkiye tarımsal hasıla bakımından dünyada 11. Sıradayken 7. Sıraya yükseldi. Bu tedbirler sa-yesinde bu krizlere rağmen 8 yıl üst üste büyüdü. İhracatı 4 milyar dolar-dan 15.3 milyar dolara taşıdık”.

Gıda güvenliğiyle ilgili de devrim niteliğinde tedbirler aldıklarını ifa-de eden Mirmahmutoğulları, “5-6yıl öncesine kadar AB ve Rusya’dan geri dönen ürünler oluyordu ve bunlar basında çok yer alıyordu. Artık öyle bir şey duymuyorsunuz. Önce ken-di insanımız sonra dünyadaki diğer insanlar için önemli tedbirler aldık” diye konuştu.

“12 bin gıda denetimi”Antalya Vali Yardımcısı Hakkı Lo-ğoğlu ise    tarımla ilgili denetimleri sıklaştırdıklarını belirterek, özellikle kalıntı ile ilgili tohum toprağa düş-

tüğü andan itibaren denetimler ya-pıldığını, 2011 yılında 12 bin gıda denetimi gerçekleştirildiğini ve 800 işletmeye cezai işlem uygulandığını kaydetti.   Alo Gıda 174 hattının sürekli olarak çalıştığını, yılda ortalama 2 bin kişinin sorun ve şikayetinin değerlendirildi-ğini bildiren Loğoğlu, gönüllü gıda denetçisi yetiştirilmesi çalışmalarının da sürdüğünü, Antalya Valiliği olarak asgarinin üzerinde gayret gösteren iş-letmelere ödül olarak Beyaz Bayrak verildiğini belirtti.

Tarım Federasyonu Genel Başkanı Hakan Yüksel ise “Tarımsal üretimi-miz ve ihracatımızın her geçen gün artmakta olduğuna, kırsalda yaşayan halkımızın refah seviyesinin yüksel-diğine büyük mutlulukla tanık oluyo-ruz. 2023 vizyonu içinde dünyanın en büyük tarım üreticisi sıralamasında ilk 3’ün içinde olacağımıza gönülden ina-nıyoruz” diye konuştu. Tarım sektörü-nün hayati öneme sahip olduğunu ve

her dönem ekonominin temel taşını oluşturduğunu belirten Tarım Fede-rasyonu Onur Kurulu Başkanı  Ali Yüksel,    planlı üretim ve maliyetlerin düşürülmesi ile uluslararası rekabet or-tamında sürdürülebilirliğin sağlanma-sının önemine dikkat çekti. Kongrenin açılışında Avrupa, Afrika ve Avustralya’dan gelen katılımcılar kendi kıtalarının tarımsal potansiyeli hakkında bilgi verdi.

Yaklaşık 65 ülkeden 1500 katılım-cının yer aldığı kongrede gıda, tarım ve hayvancılık konu başlıkları altında biyo-teknoloji, gıda güvenliği, gıda endüstrisinde paketleme ve işleme, kırsal kalkınma ve kırsal alt yapıda ye-rel yönetimlerin rolü, gıda politikaları, gıda endüstrisi, tarım politikasındaki düzenlemeler, gıda tüketimi ve insan sağlığı, krediler ve sendikalar, hayvan-cılık, su kültürü, tarımsal piyasalar, süt ürünleri, sulama, organize tarım mo-delleri, tarım ekonomisi konuları ele alındı.

Page 24: antalya tarım

22 Dört Mevsim Tarım

Antalya Zeytinpark Tarım Ürünleri AŞ’nin kurulması için

Bakanlar Kurulu onay verdi, şirketin hissedarları belirlendi.

Antalya Ticaret Borsası’nın (ATB) 4’üncü ihalesi-ne girerek Vakıflar Bölge

Müdürlüğünden 20 yıllığına kira-lanan 2 bin 800 dönüme sahip Va-kıf Zeytinliği’nin işletilmesi için Antalya Zeytinpark Tarım Ürün-leri A.Ş.’ye Bakanlar Kurulu’ndan onay çıktı. ATB Başkanı Ali Çan-dır, düzenlediği basın toplantısında, destek veren kurumlara ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür etti. Vakıf Zeytinliği’nin Antalya ile planlana-cağını söyleyen Çandır, bölgeyi her-kesin kullanabileceği sosyal ve çevre-ci yanı güçlü, Antalya’ya yakışır bir yer haline getireceklerini kaydetti.

DTO’ya onay çıkmadı17 Ocak 2012 tarihli Bakanlar Ku-rulu kararı ile şirketin kurulması-na onay verildiğini, bu bağlamda İl Özel İdaresi, Döşemealtı Belediyesi, Muratpaşa Belediyesi ve Konyaaltı Belediyesine de şirkete ortak olabile-ceklerine yönelik onayın da çıktığını anlatan Çandır, “Diğer oda ve borsa-ların kararları Bilim, Sanayi ve Tek-noloji Bakanlığından çıktı. Ancak kurulan şirketin denizcilikle alakalı olmadığı gerekçesi ile Deniz Ticaret Odasının yüzde 2’lik hissesi kabul görmedi” dedi. Kuracakları Antalya Zeytinpark Tarım Ürünleri A.Ş.’ye ilişkin hiçbir sıkıntının kalmadığını ifade eden Çandır, şirketin 10 milyon TL sermayesi olduğunu söyledi.

ATB’nin hissesi yüzde 21.5ATB’nin burada yüzde 21.5 hisseye sahip olduğunu, orta vadede bunu yüzde 10’a çekmeyi planladıklarını anlatan Çandır, bölgeyi Antalya ile

birlikte projelendirmek istedikle-rini söyledi. Bunun için bir web

sitesi açılacağını anlatan Çandır, ‘’Avrupa’nın en büyük botanik ve en işlevsel yeşil alanını yaratacağız diye düşünüyorum’’ dedi.

Ali Çandır

Avrupa’nın en büyük botanik alanı oluşturulacak

Page 25: antalya tarım

23Dört Mevsim Tarım

Uluslararası Tarım, Gıda ve Gastro-nomi Kongresi

dolayısıyla Antalya’da bu-lunan 50 ülke temsilcisi, İl Müdürlüğünü ziyaret etti. Heyete, ilin tarımı ile ilgili sunum yapan Antalya Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür V. Bedrullah Erçin, örtü altı arazisi 215 bin de-kar olan Antalya’da, ülkede-ki toplam örtü alanlarının % 38’inin bulunduğunu, toplam sebze üretiminin ise yarısından fazlasının burada gerçek-leştiğini bildirdi. Erçin, Antalya’nın toplam tarımsal değerinin yaklaşık 8 milyar 773 milyon TL civarında olduğunu, bu gelirin yüzde 50’sinin örtü altı sebze, yüzde 11’inin ise açık tarla sebze üretiminden karşı-landığını kaydetti.

Sebze meyvede en büyük hedefle-rinin zirai ilaç kalıntısı bulunma-yan üretim olduğunu söyleyen Er-çin, 2011 yılı içerisinde 12 bin 405

numuneden 135 tanesinde olum-suzluğun tespit edildiğini, şu anda ürünlerdeki kalıntı oranının % 1 civarında olduğunu, numune değer-lendirmesinin tamamen AB stan-dartlarına göre yapıldığını kaydetti. Erçin, ürünlerde pestisit kalıntısı veya gıda kaynaklı bir risk tespit edildiğinde, ürün kayıt bil-gilerine göre hareket ederek, sorunun kaynaklandığı sis-temi belirleyebil-diklerini söyledi.

Antalya’ da örtü altında ye-tişen en önemli ürünlerden birisinin süs bitkisi olduğu-nu bildiren Erçin, yaklaşık 76 milyon dolarlık kesme çiçek ihracatının olduğunu kaydetti. Erçin, temel he-defin, tarladan sofraya gıda güvenlik sisteminin sağlan-ması olduğunu bildirdi.

Bakanlığın destekleri ile üretici ve tüketicinin daha iyi bir üretim yaptığını ifa-de eden Erçin, Antalya’da

2016 yılında düzenlenecek Botanik Expo‘dan da söz etti.

Hedef zirai ilaç kalıntısız üretimGıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür V. Erçin, ürünlerdeki kalıntının yüzde 1 civarında

olduğunu, numune değerlendirmesinin AB standartlarına göre yapıldığını kaydetti.

Page 26: antalya tarım

24 Dört Mevsim Tarım

II. Su Ürünleri Çalıştayı, 9-12 Şubat 2012 tarihleri arasında Antalya’da yapıldı. Çalıştayın açılışına Gıda, Ta-rım ve Hayvancılık Bakanlığı Balık-çılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Dr.Durali Koçak, Tarımsal Araş-tırmalar ve Politikalar Genel Mü-dürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Dr.Necati Tulgar, Antalya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür V. Bedrullah Erçin ile Su Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği Başkanı Faruk Coşkun katıldı. Çalış-tayda, Türkiye genelin-den su ürünleri yetiştirici-leri, birlikleri ve su ürünleri üretiminin yapıldığı il müdür-lüklerinden konuyla ilgili teknik personel hazır bulundu.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakan-lığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Dr. Durali Koçak, açılışta

yaptığı konuşmada, dünyada yaklaşık 150 milyon ton su ürünleri üretildi-ğini, bilim insanlarına göre avcılıkla elde edilebilecek miktarın üst sınırı-na ulaşıldığını belirterek, yetiştirici-liğin bu nedenle önem kazandığını ifade etti.

Koçak, FAO tahminlerine göre, 2020 yılına kadar yetiştiricilikten sağlana-cak su ürünleri miktarının 120 mil-yon tonu bulacağını, artan protein ihtiyacının karşılanmasında iki sek-törün ön plana çıktığını bildirdi.

2003 yılından itibaren su ürünlerinin destekleme kapsamına alındığını,

bu yıldan beri verilen desteğin 556 milyon TL’yi bulduğunu

ifade eden Koçak, 2002’de 61 milyon ton olan üre-

timin 180 bin tona ulaştığını söyledi. Koçak, ’’Su ürün-

Antalya’da Su Ürünleri ÇalıştayıBalıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Dr. Durali Koçak,

‘’Sektörümüzün geleceği parlak ve önü açıktır’’

“Dünyada yaklaşık 150 milyon ton su ürünleri üretiliyor”

Page 27: antalya tarım

25Dört Mevsim Tarım

leri yetiştiriciliğimiz ise yılda 50 bin tondan 371 bin tona ulaşmıştır. Yine bu dönemde su ürünleri ihracatımız 450 milyon dolara yükselmiştir. Tür-kiye alabalık yetiştiriciliğinde Avru-pa birinciliğine, çipura ve levrekte ise ikinciliğe yükselmiştir’’ diye konuştu.

AR-GE harcamalarıAR-GE faaliyetlerinin sektör için önemine değinen Tarımsal Araştır-malar ve Politikalar Genel Müdür Yardımcısı Dr.Necati Tulgar ise bu alandaki harcamaların GSYİH içindeki payının gelişmişlik ölçüle-rinden biri olduğunu, Türkiye’nin AR-GE harcamalarında 21. sırada bulunduğunu kaydetti. Son 7 yıl-da AR-GE harcamalarının önem-li ölçüde arttığını belirten Tulgar, Türkiye’nin 10 milyar dolarlık har-cama yaptığını, GSYİH içindeki payının ise % 1’in altında olduğunu, bu oranın AB’de %3’ü bulduğunu

anlattı. 2011 yılı itibariyle 2000 üze-rinde araştırmacı ile araştırma faali-yetlerini sürdürdüklerini ifade eden Tulgar, 137 projenin tamamlandı-ğını, 47 projenin devam ettiğini, bu projelerin toplam bedelinin 22 mil-yon 600 bin TL olduğunu söyledi.

Taşra yapılanmasıSu Ürünleri Yetiştiricileri Üretici Merkez Birliği Başkanı Faruk Coş-kun ise Bakanlığın yeniden yapılan-ması ile birlikte Su Ürünleri Genel Müdürlüğünün kurulmasının son derece önemli bir gelişme olduğunu, ancak taşra yapılanmasında yetersiz kalındığını söyledi. Sektörün ilerle-mesi, bilgi ve tecrübelerin paylaşıl-ması için birlikte hareket etmenin önemine değinen Coşkun, ‘’Birlikte hareket edersek pasta büyüyecek, pastadan alınan pay da büyüyecek-tir’’ dedi. Coşkun, şöyle devam etti: ‘’Sektörün sağlıklı büyümesi, sürdü-

rülebilirlik için mevzuatlara uygun hareket etmeli, yanlışlara göz yum-mamalıyız. Bizim işimiz doğa ile su ile. Çevreye zarar vermeden bu işi gerçekleştirmeliyiz. Aksi takdirde bindiğimiz dalı kesmiş oluruz.’’

Çalıştayda, “Üretim ve çevre-sel etkileşim”, “Girdiler ve Alt-yapılar”, Su Ürünleri sağlı-ğı”, Destekleme Politikaları ve Teşvikler”,”Değerlendirme ve Pa-zarlama” alt çalışma grupları; gele-ceğe yönelik üretim projeksiyonları, çevresel etkileşim, yem, teknoloji, besleme, iskele, lojistik merkezler, tarım sigortası, mevzuat, biyogü-venlik, hastalık ve zararlılardan ko-runma tedbirleri, kırsal kalkınma ve doğrudan ürün destekleri, AR-GE çalışmaları, pazarlama, işleme, değerlendirme, ihracat, ithalat, tü-ketim, üretici örgütlerinin güçlen-dirilmesi konularında çalıştı.

Page 28: antalya tarım

26 Dört Mevsim Tarım

Hedef 170 milyon zeytin ağacıGıda Tarım ve Hayvan-

cılık Bakanı M. Mehdi Eker, göreve geldiğin-

de Türkiye’de 99 milyon zeytin ağacı bulunduğunu, aradan ge-çen kısa sürede 62 milyon zey-tin ağacı dikildiğini ve rakamın 161 milyona çıkarıldığını belir-terek, hedeflerinin 170 milyon olduğunu söyledi.

TBMM Tarım Orman ve Kö-yişleri Komisyonu Başkanı  İs-tanbul Milletvekili  İbrahim Yiğit ile komisyon üyeleri, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi  Eker’i makamında ziyaret etti.  Başkan ve üyelerin, bakanlığın yeni binası için hayırlı olsun dilek-lerini de ilettikleri  görüşmede,  va-tandaşlar ve sivil toplum örgütle-rinin,  Tarım Orman ve Köyişleri Komisyonuna ulaştırdıkları ürün ta-ban fiyatları,  desteklemelerle ilgili talepleri ve sorunları aktarıldı.

“Proteine göre alım” tarihi bir uygulamadırGıda Tarım Hayvancılık Bakanı Eker, tarımın siyaset üstü ve toplu-mun tümünü ilgilendiren bir konu olduğunu vurguladı. Tarımın ve ta-rımla uğraşan vatandaşın, üreticinin daha iyi hale gelmesinin ortak gaye-

leri olduğunu belirten Bakan Eker, ürün alım fiyatlarının hesaplanma-sında ortalama verimliliğin ve ürün ederinin dikkate alındığını ifade etti. Ayrıca, TMO’nun emanet alım sistemiyle  ücretsiz olarak  depolama imkanı sağladığını, üreticinin ister-se ürününü çekip piyasaya satması durumunda ücret talep edilmediğini anlatan Bakan Eker, birliklerin, koo-peratiflerin ve vatandaşın yaptığı so-ğuk hava deposu ve silolara yüzde 50 hibe verdiklerini hatırlattı.

Komisyon üyelerince  çok yerin-de bir karar olarak değerlendirilen “proteine göre alım” konusuna da

değinen Bakan Eker, bu uy-gulamanın proteini yüksek üretime ödül, proteini düşük üretime de daha iyi ürün için teşvik anlamına geldiğini söy-ledi. Kaliteyi artırmanın ilk adımının sertifikalı tohumu teşvik etmek, ikinci adımının da “proteine göre alım”  oldu-ğunun altını çizen Bakan Eker, Türkiye’de tarımın geldiği nok-tayı göstermesi bakımından bu uygulamanın tarihi  önemi ol-duğunu vurguladı.

İspanya örnek alındıÜreticinin zeytin ve zeytinyağı ile ilgili taleplerinin de konuşulduğu görüşmede Bakan Eker,  AB ülke-lerinde zeytin ağacı dikimine kota uygulandığını bu nedenle,  Bakan olarak göreve geldiği günden itiba-ren zeytin ağacı sayısının artırılması için çalışmalar yaptıklarını anlattı. Bu konuda İspanya’yı örnek aldıkları-nı söyleyen Bakan Eker, göreve başla-dığında Türkiye’de 99 milyon zeytin ağacı bulunduğunu, 6,5 yıllık sürede 62 milyon zeytin ağacı  dikerek bu rakamın 161 milyona çıkarıldığını dile getirdi. Hedeflerinin 170 milyon zeytin ağacı olduğunu belirten Bakan Eker, özellikle sertifikalı yağlık zeyti-ni özendirdiklerini vurguladı.

Page 29: antalya tarım

27Dört Mevsim Tarım

Page 30: antalya tarım

28 Dört Mevsim Tarım

Türkiye’nin tek içecek fuarı

BEVEKSANFAŞ 2. İçecek İhtisas Fuarı BEVEKS, Şubat ayı başında

yapıldı. Fuarda, 103 firma bin 500’e yakın ürününü tanıttı.

Türkiye’nin tek içecek ihti-sas fuarı olan Anfaş 2. İçecek İhtisas Fuarı -BEVEX  2-4

Şubat 2012 tarihleri arasında ger-çekleştirildi. Fuarın açılışına Antalya Vali Yardımcısı Recep Yüksel, An-talya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür V. Bedrullah Erçin, ANFAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Çalık, Tüm Gastronomi Yöneticile-ri Derneği Başkanı Aydın Özdemir, ATSO Yönetim Kurulu Başkan Yar-dımcısı Güray Parlak ve çok sayıda davetli katıldı.

Antalya Expo Center’da düzenlenen fuarın açılışında konuşan  Antalya Vali V.Recep Yüksel;  “Kente gelen turist sayısı ve konaklama tesislerinin kapasitesini arttırmak zorundayız.Ama kapasite artırımı yanında kali-tenin de yükseltilmesi şart” dedi.

2011 yılında yapılan alkollü içki denetimleri hakkında bilgi veren Antalya İl Gıda Tarım ve Hayvan-cılık Müdür V. Bedrullah Erçin; “Geçtiğimiz yıl 1198 denetim ya-pıldı ve 24 bin 306 adet sahte içkiye el konuldu. Antalya isminin kaçak içki ile anılması imajına çok büyük

zarar vermekte. Biz Müdürlük ola-rak kolluk kuvvetler ile birlikte sıkı bir denetim yapıyoruz” diye konuş-tu.

Alkollü içki semineriEXPO Center’da organize edilen BEVEX içecek fuarında, Antalya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür-lüğü Gıda ve Yem Şube Müdürlüğü tarafından alkollü içkilerle ilgili se-miner düzenlendi. Tüm Gastronomi Yöneticileri Derneği Başkanı Aydın Özer ve ziyaretçilerin katıldığı semi-nerde, Gıda ve Yem Şube Müdürlü-ğü Gıda Kontrol Görevlisi Mehmet

Özdöl tarafından katılımcılara bilgi verildi.

Antalya’nın Türkiye turizmindeki yeri ve önemini vurgulayan Özdöl, ‘’Antalya kötü örneklerle gündeme gelerek tanınan bir şehir değil, hiz-met sektöründeki iyi örneklerle tanı-nan bir şehir olarak sürekli artı değer yaratacak kapasitededir” dedi. Yaşa-nan bu olumsuzlukların tekrar olma-ması için azami özen gösterdiklerini belirten Özdöl, turistik tesislere 2011 yılında 869 denetim gerçekleştirildi-ğini ve 42 idari para cezası uygulan-dığını söyledi.

Akdeniz Organize Sanayi Bölgesi Akdeniz Bulvarı No:2 AntalyaTel: +90 242 258 18 80 - Fax: +90 242 258 18 85 - www.esasligrup.com.tr

Lezzette Esaslı Marka

Page 31: antalya tarım

29Dört Mevsim Tarım

Akdeniz Organize Sanayi Bölgesi Akdeniz Bulvarı No:2 AntalyaTel: +90 242 258 18 80 - Fax: +90 242 258 18 85 - www.esasligrup.com.tr

Lezzette Esaslı Marka

Page 32: antalya tarım

30 Dört Mevsim Tarım

Antalya Valiliği, Batı Ak-deniz Kalkınma Ajan-sı (BAKA) ve Kumluca

Belediyesi arasında sera atıklarını bertaraf edecek tesis kurulmasını içeren ‘’Kumluca Sera Atıklarından Biyogaz ve Elektrik Üretimi Yatırım Projesi’’ protokolünün imzalanması dolayısıyla tören düzenlendi. İmza törenine Antalya Valisi Dr.Ahmet Altıparmak, İl Genel Meclisi Baş-kanı Cavit Arı, Kumluca Beledi-ye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdür V. Bedrullah Erçin katıl-dı. Törende, Antalya Ziraat Odası Başkanı Halil Ordu, Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) Genel Sekreteri Tuncay Engin ile projeyi hayata geçirecek Danimarka-Türk Ortaklığı firmasının yetkilileri de hazır bulundu.

Törende konuşan Vali Dr. Ahmet Altıparmak, Türkiye’nin sera üreti-minin üçte birinin Antalya’da yapıl-

dığını belirterek, özellikle Kumluca, Finike ve Demre bölgesinin yaklaşık 100 bin dekar sera alanı ve yılda 500 milyon liralık tarımsal üretim ile seracılıkta Antalya’nın göz bebeği olduğunu kaydetti. Bu bölgelerdeki sera atıklarının şimdiye kadar büyük sorun oluşturduğuna dikkat çeken Vali Altıparmak, yapılacak tesisle bu sorunun çözüleceğini dile getirdi.

Söz konusu yatırımla Türkiye’de ilk defa sera atıklarından çevreci bir yöntemle biyogaz üretileceğini be-lirten Vali Altıparmak, ‘’Elde edile-cek biyogaz ile de elektrik enerjisi üretilecek. Arta kalan posa şeklin-deki tarımsal hasat artıkları ise bi-yokömür haline getirilerek, organik gübre olarak seralarda değerlendi-rilecek. Proje ile sera atıklarından

Sera atıklarındanbiyogaz ve elektrik üretimi yatırım projesiKumluca’da sera atıklarından biyogaz ve elektrik üretimi yatırımı projesine

ilişkin protokol, Vali Dr. Ahmet Altıparmak’ın da katıldığı törenle imzalandı

Page 33: antalya tarım

31Dört Mevsim Tarım

aynı zamanda sıvı gübre de üretile-cek” dedi. Antalya’nın böylece birçok konuda olduğu gibi sera atıklarının değerlendirilmesinde de Türkiye’ye öncülük edeceğini vurgulayan Vali Altıparmak, kentin diğer bölgelerin-den Aksu, Manavgat ve Alanya’da da benzer projelere büyük ihtiyaç bu-lunduğunu, bu ilçelerde sera atıkla-rını değerlendirmek isteyen yatırım-cılara destek vereceklerini kaydetti..Vali Altıparmak, bu yatırımın bölge ve ülke ekonomisine kazandırılma-sında emeği geçen BAKA Genel Sekreteri Tuncay Engin’e, gayretli çalışmalarından dolayı Antalya Ya-tırım Destek Ofisi Koordinatörü Alaattin Özyürek’e ve Kumluca’yı çevreci bir yatırıma açan, tüm süreç-lerini destekleyen Kumluca Belediye Başkanı Hüsamettin Çetinkaya’ya ile firma yetkililerine teşekkür etti.Dr. Altıparmak kendisinin de ta-kipçisi olacağını söylediği tesisin başta Kumluca olmak üzere tüm Antalya’ya hayırlı uğurlu olmasını diledi.

Tesis son teknolojiile kurulacakBAKA Genel Sekreteri Tuncay En-gin ise, Kumluca ve etrafında yer alan seralarda üretim dönemi bittik-ten sonra sökümü yapılan fidelerin yaklaşık 400 bin ton atık oluştur-duğunu ifade ederek, ‘’Sera atıkları karbon, azot ve fosfor içerdiğinden çevreye büyük zarar veriyor. Bu atık-lar toplandıktan sonra ya çürümeye bırakılıyor ya da yakılıyor. Bu durum hava, su ve toprak açısından ciddi çevresel riskler doğuruyor’’ dedi.Tesisin son teknolojiyle kurulacağı-nı aktaran Engin, inşaat aşamasında 100 kişi, işletme aşamasında ise 50

kişiye doğrudan istihdam sağlanaca-ğını kaydetti.

Kumluca Belediye Başkanı Hüsa-mettin Çetinkaya da, Antalya’nın evsel atıklarının toplamının 260 bin, Kumluca’nın sera atıklarının toplamının ise 390 bin ton olduğunu belirterek, ‘’Bunun altından tek başı-mıza kalkmak zordu. Ancak devletin omuz vermesiyle çözülebilirdi. Bugün bu imza töreniyle hayalim gerçekleşti.

Artık sera atıkları çağdaş bir yöntem-le çözüme kavuşuyor’’ dedi.Projeyi hayata geçirecek olan Danimarka-Türk Ortaklığı fir-manın Genel Müdürü Özel Sö-ğüt, Kumluca’da yapılacak tesisin Türkiye’de ilk yatırımları olacağını ifade ederek, ‘’Burada kurulacak bü-yüklükteki bir tesis, Türkiye dahil he-nüz Avrupa’da bile yok’’ ifadesini kul-landı. Yılda 400 bin tona yakın sera atığı oluşan Kumluca’da kurulacak bi-yogaz tesisleri, enerji üretiminin yanı sıra hem çevre kirliliğine son verecek hem de istihdama katkı sağlayacak. 75 milyon TL’ye mal olacak tesisin iki yıl içinde faaliyete geçmesi planla-nıyor. Tesis, yılda yaklaşık 160 bin ton atık bertaraf ederek, biyogaza dönüş-türecek. Elde edilecek biyogazdan ise yıllık 40 milyon kilovatsaat elektrik enerjisi üretilecek. Yıllık 50 milyon kilovatsaat elektrik tüketen Kumluca, enerji ihtiyacının tamamına yakını bu tesisten karşılayacak. Türkiye’de ilk kez kurulacak tesiste, sera posasından yan ürün olarak biyokömür ve sıvı gübre elde edilecek. Böylece Kumluca ve çevresindeki ilçeler hem sera atık-larından maliyetsiz olarak kurtulacak, hem de bu biyogaz tesisi sayesinde yeni bir istihdam alanına kavuşacak.

Yılda 400 bin tona yakın sera atığı

oluşan Kumluca’da kurulacak biyogaz

tesisleri, enerji üretiminin yanı sıra hem çevre kirliliğine son

verecek hem de istihdama katkı

sağlayacak.

Page 34: antalya tarım

32 Dört Mevsim Tarım

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından ta-rımsal sahalardaki

yüzey ve yer altı sularında nitrat kirliliğinin izlenme-sinin sağlanması amacıyla alınan 20 mobil laboratua-rı, düzenlenen törenle hiz-mete girdi. Ülke geneline hizmet verecek olan labo-ratuarların açılışına ilişkin törende konuşan Gıda Ta-rım ve Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, laboratu-arların içerisinde toprak ve su tahlili yapabilecek bütün aletler ile imkânların bulunduğunu bildirdi.

Her mobil laboratuarın 3-4 ili geze-ceğini, dolayısıyla 81 ilin tamamında

hizmetin sağlanacağını ifade eden Bakan Eker, topraktan, araziden, sudan numune alı-nacağını, aracın içerisinde inceleneceğini ve bilgisayar ortamında sonuçların anın-da Bakanlığa gönderileceğini bildirdi. Türkiye’nin herhangi bir bölgesinde, tarımda kulla-nılan toprakta veya suda nit-ratla ilgili ciddi bir parametre değişikliğinin tespit edilmesi durumunda soruna anında müdahalede bulunulacağını,

bu alandaki tedbirlerin geliştirilece-ğini anlatan Bakan Eker, ‘’İşte gıda

Toprak ve sudaki nitrat kirliliği izlenecek

Page 35: antalya tarım

33Dört Mevsim Tarım

güvenliğinin topraktan ve sudan, tar-ladan başladığı safhanın ilk halkası budur’’ dedi.

Bakan Eker, bu kapsamda 102 yeni yönetmeliğin yayımlandığını, bunla-rın hepsinin gıda güvenliği ile ilgili olduğunu söyledi. Türkiye’de insan-ların yedikleri ve içtiklerinden emin oldukları, tarladan sofraya bütün saf-haların titizlikle izlendiği, denetlen-diği ve kontrol edildiği bir sistemin kurulduğunu anlatan Eker, nitrat kirliliği için mobil laboratuarların hizmete girmesine ilişkin projenin de bu zincirin de ilk halkası olduğunu söyledi. Bakan Eker, sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Nedir ilk halka? Tarımın yapıldığı topraktır. Toprağın üretime hazır-lanması, eğer üretim, bitkisel üretim, zirai üretim, sulama yoluyla yapıla-

caksa o suyun sağlıklı olması, suyla bitkiye dolayısıyla ürüne, dolayısıyla gıdaya herhangi bir zararlının bu-laşmasını engellemek. Bugün sadece biz 20 mobil laboratuarı uygulama-ya koyuyoruz. Bugün biz Türkiye’de gıda güvenliğinin topraktan ve sudan başlayan ilk halkasının, yerinde çağ-daş yöntemlerle titizlikle incelendiği, irdeleneceği, araştırmanın yapılacağı bir sistemi hayata geçiriyoruz. Bu ba-kımdan önemli.’’

Gıda güvenliğine çok önem verdik-lerini vurgulayan  Bakan Eker, bunu uygulamaya, hayata geçirdikleri pro-jelerle, destekleme politikalarıyla, çıkarttıkları mevzuatla ve yönetme-liklerle ortaya koyduklarını ifade etti. Eker, AB’ye göre Türkiye’nin topraklarının nitratla daha az bula-şık olduğunu belirterek, Türkiye’nin topraklarının, suyunun daha temiz

olduğunu, ancak kendilerinin gele-cek için şimdiden tedbir aldıklarını kaydetti. Bakan Eker, gübre desteği-ni toprak tahlili, analiz şartına bağla-dıklarını ve çiftçiye toprak analizi için 2009’dan itibaren destek verdiklerini söyledi. Bu şekilde çiftçinin, toprağın neye ihtiyacı olduğunu tespit ettiği-ne ve toprağa fazla kimyasal madde yüklenmesinin engellendiğine işaret eden  Bakan Eker, gıda güvenliğinde sadece bugün değil, önceki yıllarda da birçok projeyi hayata geçirdikleri-ni bildirdi.

2012 yılı itibarıyla yeni bir sistem başlattıklarını hatırlatan Eker, bu sistemin tarımın hayvancılığın bütün alanlarını, gıdanın bütün safhalarını bir zincir olarak ele aldığını belirtti. Eker, gıda zincirinin bütün halkala-rını titizlikle izlediklerini, bunda da çok kararlı olduklarını söyledi.

Page 36: antalya tarım

34 Dört Mevsim Tarım

Akdeniz’in Kalbinde YMS Pazarlama ProjesiYaş sebze meyve pazarlama ile ilgili proje kapsamında

üreticilere yönelik ilk eğitim Kumluca’da yapıldı.

Akdeniz’in Kalbinde Yaş Meyve Sebze Pazarlama Projesi kapsamında üre-

ticilere yönelik ilk eğitim, 24 Ocak 2012 tarihinde Kumluca İlçesi’nde organize edildi. Eğitim etkinliğinin açılışına Kumluca Kaymakamı Salih Işık, Belediye Başkanı Hüsamettin

Çetinkaya, Antalya Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür V. Bedrullah Erçin, AÜ Proje Geliştirme, Uygu-lama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Cengiz Sayın, AÜ Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Göçmen, AÜ Kumluca MYO Müdürü Doç. Dr. Sahriye

Sönmez ile çok sayıda üretici katıldı. Kumluca Belediye Başkanı Hüsa-mettin Çetinkaya, yaptığı konuş-mada, çağa ayak uydurmada en önemli değişim aracının eğitim ve eğitim faaliyeti olduğunu belirte-rek, Akdeniz’in Kalbinde Yaş Mey-ve Sebze Pazarlama konusunda bir

Page 37: antalya tarım

35Dört Mevsim Tarım

AB projesi hazırladıklarını, proje kapsamında seracılığın başkenti Kumluca’da üretilen yaş meyve ve sebzenin Avrupa’ya pazarlanması için çalıştıklarını bildirdi.

Projeye her türlü katkı ve desteği sağlamaya hazır olduklarını belirten AÜ Proje Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkez Müdürü Prof. Dr. Cengiz Sayın ise ‘’AB müzake-re sürecinde başlıklardan birisi de tarımdır. Kumluca domatesi ve biberiyle AB’ye girmiş durum-dadır. Bu ürünler AB’ye girmiş-se Kumluca da girmiş demektir. Yapılacak tek şey var; AB tü-keticisinin talebine, kriterlerine uygun ürünü nasıl hazırlarız, en önemlisi sürdürebilirliği yani tarladan sofraya, çatala, AB tü-keticisine domatesimizi nasıl göndeririz, bunun üzerinde dur-mak gerekir’’ dedi.

Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür V. Bedrullah Erçin ise değişim ve dönüşümün önemi-ne dikkat çekerek, Bakanlığın kendi görev süresi içinde 14 adet kanun çıkardığını bildirdi. 9 yıl içinde ihracatın ithalatı ikiye katla-dığını belirten Erçin, bu gelişmeler kapsamında dünyanın ve Avrupa’nın beklentilerinin ne olduğunun sorgulan-ması gerektiğini kaydetti. Erçin, ‘’Bizden istenilen üç konu var: Gıda güvenilir-liği, kayıt ve onay, sonun-cusu ise tarladan sofraya izlenebilirliğin sağlanma-sıdır’’ dedi.

Bugüne kadar kaynak kullanımında çok sorun-

lar yaşandığını, birçok toplantıların yapıldığını belirten Erçin, bu konu-da son günlerde önemli gelişmelerin kaydedildiğini, ekonomik yatırım-lar için Bakanlığın kırsal kalkınma yatırımları destekleme programı kapsamında % 50 hibe desteğinin bulunduğunu bildirdi. Erçin, ‘’Yine Bakanlığımızın AR-GE çalışmala-rına 300 bin TL desteklemesi var. BAKA projesi için de buna benzer hibe destekler var. 3-5 yıl öncesine

kadar bu tür toplantılarda nere-den kaynak bulabiliriz sıkıntısı içerisinde iken, şimdi destek-lemelerin ve kaynakların var olduğunu görüyoruz ve toplan-tıları profesyonel şekilde hoca-larımızla yapıyoruz. Biz bir bü-tünün parçasıyız. Hedeflerimiz ortak olmalı’’ diye konuştu.

Proje iştirakçilerinden AÜ Kumluca MYO’nun Müdürü

Doç. Dr. Sahriye Sönmez de, ha-sattan pazarlamaya birçok bilgi-nin paylaşılacağını, böylece daha ileri seviyelere ulaşılacağını kay-detti. Eğitime katılan üretici ve komisyonculara, Hasat ve Nakil Paketleme Tesisi, Kalite ve Standart, Muhafaza, YMS

Üretici Defter Tu-tulması, Örtüaltı Kayıt Bilgisi, Eti-ket ve İzlenebilir-lik, Gıda ve Hijyen Kontrolü, Entegre Mücadele, AB ve Ortak Tarım Poli-tikası, Seracılık Su-lama Suyu kalitesi ve İTU Kriterleri konusunda bilgiler verildi.

‘‘AB müzakere sürecinde

başlıklardan birisi de tarımdır. Kumluca

domatesi ve biberiyle AB’ye girmiş

durumdadır.’’

Page 38: antalya tarım

36 Dört Mevsim Tarım

Organik Tarımın Yaygınlaş-tırılması Projesi ve Kont-rolü Projesi kapsamında

19 ilde yapılacak eğitimlerin ilki, 23-27 Ocak 2012

tarihleri arasında Antalya’da ya-

pıldı. Antalya İl Gıda, T a r ı m ve Hay-v a n -c ı l ı k M ü -d ü r

V . B e d -

rullah Er-çin, yaptığı ko-

nuşmada, üretim sistemini ikiye ayırdı-ğını belirterek, şun-ları söyledi: ‘’Gele-neksel üretim, birinci

üretim sistemi. Ata-dan, babadan gördük-

lerimizle yaptıklarımız. Üretimimizin % 97’sini

konvansiyonel üretim teknik-leri oluşturmakta. İkincisi ise sertifikalı üretim. Bunlardan biri organik tarım, diğeri ise iyi tarım uygulamaları. Bu ikisi de dünya

ile entegre olabilmemiz için yaygın-laştırılması gereken sistemler. Erçin, kalıntısız ve sağlıklı beslenmenin ön planda olduğu günümüzde, pazar-larda organik ürün satışı yapılacak alanların oluşturulması ve geliştiril-mesi gerektiğini bildirdi.

Eğitim Koordinatörü Burhan Aksu ise son yıllarda yanlış ve aşırı bitki koruma ürünü kullanımı ve dengesiz gübrele-menin, bitkisel ve hayvansal ürünlerde kalıntı sorunu yarattığını belirterek, ‘’Tabii yanlış tarım tekniklerinin kul-lanımı da söz konusu. Bu durumlar nedeniyle organik tarım gündeme gel-miştir. Organik tarımdan, hiçbir kim-yasal madde kullanılmadığı başlangıç-tan tüketime kontrollü ve sertifikalı üretim anlaşılmalıdır’’ dedi.

“35 bin çiftçi 900 bin hektar alanda organik tarım yapıyor”Organik tarımın yaygınlaştırılması projesi kapsamında 2002 yılından bu-güne 37 program ile 3 bin 166 perso-nele eğitim verildiğini kaydeden Aksu, dünyada 32.2 milyon hektar alanda 1.2 milyon çiftçinin organik tarım yaptı-ğını, Türkiye’de ise bu sayının 35 bin çiftçiye 900 bin hektar alan olduğunu söyledi.

Burhan Aksu

Pazarlarda

organik ürün

satışı yapılacak

alanların

oluşturulması

gerektiği

bildirildi.

Organik tarım eğitimi

Page 39: antalya tarım

37Dört Mevsim Tarım

Page 40: antalya tarım

38 Dört Mevsim Tarım

Kuraklıktan en çok tarım sektörü etkileniyor

Tarımsal Kuraklık İl Kriz Merkezi Toplantısı, 25 Ocak 2012 tarihinde Antalya Vali

Yardımcısı Hakkı Loğoğlu başkanlı-ğında İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde yapıldı.

Toplantının açılışında konuşan Vali Yardımcısı Hakkı Loğoğlu, ‘’Devlet olmanın vasıflarından biri de gelece-ği planlamaktır. Basında bu gibi top-lantıların genellikle kuraklık olduğu zaman yapıldığı gibi bir izlenim olsa da düzenli olarak yapılmaktadır’’ dedi. İl Müdür V. Bedrullah Erçin de,

kuraklıktan en çok etkilenecek sek-törün tarım olduğunu kaydederek, nüfusun %25’inin kırsal alanda ya-şadığını, tarımda 17.5 milyon ki-şinin istihdam edildiğini, sanayiye hammadde sağlaması nedeniyle son derece önemli bir sektör olan tarım-da yaşanacak kuraklığın hem kırsal nüfusu hem de şehir nüfusunu etki-leyeceğini belirtti. Erçin, sürdürülebi-lir kırsal kalkınma için toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesi ve verimli kullanılması gerektiğini vurguladı.Modern sulama sistemlerine geçil-mesinin önemine dikkat çeken Erçin,

Bakanlık olarak Kırsal Kalkınma Ya-tırımlarının Desteklenmesi programı kapsamında 2006-2011 yılları arasın-da Türkiye genelinde 6 bin 239 proje ile 412 bin dekar alanda, Antalya’da ise 442 proje ile 30 bin 500 dekar alanda modern sulamaya geçildiğini kaydetti.

“Su tek elden yönetilmeli”İl Özel İdaresi Tarımsal Kuraklık Ey-lem Planı 2011 Çalışmaları hakkında bilgi veren Murat Demir, suyun tek elden, havza bazında yönetilmesinin gerektiğini bildirdi.

Tarımsal kuraklık il kriz merkez toplantısı, Vali

Yardımcısı Hakkı Loğoğlu başkanlığında yapıldı.

Page 41: antalya tarım

39Dört Mevsim Tarım

Bitkisel Üretim Genel Müdür-lüğü Tohumculuk Daire Baş-kanlığı tarafından organize

edilen “OECD Tohum Sertifikasyon Sistemi ve ISTA Kurallarına Göre Numune Alma Hizmetiçi Eğitimi”, Ocak ayı sonunda Antalya’da ger-çekleştirildi. Eğitime 30 ilden teknik personel katıldı.

Antalya İl Gıda, Tarım ve Hayvan-cılık Müdür V. Bedrullah Erçin, yaptığı konuşmada, tohumculuk sektörünün çok geniş bir sektör ol-duğunu, dünyada 40 milyar dolarlık bir tohum ticaretinin bulunduğunu bildirdi. Bunda Türkiye’nin payının 500 milyon dolar olduğunu, bu ra-kamın kapasitenin çok altında kal-dığını ifade eden Erçin, ‘’Türkiye tohumculukta bir üs ve merkez ol-malı. Hem doğu hem güney hem de batıya hitap edebilecek bir konumda bulunuyor. Türkiye öyle bir ekosis-teme sahip ki, 7 iklimi barındıran 3

kıtanın toprak özelliklerini taşıyan bir ülke. Bu manada yapılacak bir seleksiyon çalışmasında, Avrupa ya da Asya’ya uyum sağlamada bir sı-kıntı yaşanmayacağı kanaatindeyim’’ dedi.

Bakanlığın katkıları çok büyükTohumculukta bir üs olması gere-ken Türkiye’nin henüz emekleme evresinde olduğunu kaydeden Erçin, önemli başarıların da kat edildiğini, ciddi anlamda ihracat yapıldığını bildirdi. Erçin, bu noktaya gelinme-sinde özellikle Bakanlığın uygulama-larının ve Tohumculuk Kanunu’nun katkısının çok büyük olduğunu ifade ederek, üründen çok teknolojinin sa-tılacağı günlerin de yakın olduğunu vurguladı.

Eğitimde kalite güvence sistemi ve akreditasyon, tohum morfoloji-si, fizyolojisi, tohumluk sınıf, döl ve kademeleri, OECD tarla kontrol

yöntemleri, ayçiçeği- mısır-sorgum-tahıl-pamuk-pancar- kolza-sebze sertifikasyon sistemleri, tohumluk partilerinin oluşturulması, OECD tohum sertifikasyon sisteminde eti-ketler, ISTA ve OECD sertifikasyon sisteminde kullanılan belgeler, am-balajlama ve etiketleme uygulamala-rı, rutubet tayini için numune alma, numuneleri laboratuara gönderme işlemleri ile numune alanların dene-timi konuları ele alındı.

OECDTohum Sertifikasyon Sistemi eğitimiGıda Tarım ve Hayvancılık Müdür V. Erçin,

‘’Türkiye tohumculukta bir üs ve merkez olmalı’’

Page 42: antalya tarım

40 Dört Mevsim Tarım

Ne varsadoğada varBitkilerin hastalıkların tedavisinde kullanımlarının nasıl başladığı bilinmese de, binlerce yıllık deneyimlerin giderek halk tıbbına dönüştüğü kesindir.

Bitkilerin hastalıkların tedavisinde kullanımlarının nasıl başladığı bilinmese de, binlerce yıllık deneyimlerin giderek halk tıbbına dönüştüğü kesindir.

Dr. Saadet Tuğrul Ay / Ziraat Mühendisi - Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü

Page 43: antalya tarım

41Dört Mevsim Tarım

Bitkiler insanların hayatı için vazgeçilmez canlı-lardır. Bitkilerin, hasta-lıkların tedavisi amacıyla

kullanımlarının nasıl başladığı tam olarak bilinmese de, binlerce yıl bo-yunca biriken deneyimlerin giderek bir halk tıbbına dönüşmüş olduğu kesindir.

Besin ve enerji sağlama gibi yaşam-sal değer taşımamakla beraber, başta ilaç sanayi olmak üzere; kimya, besin, kozmetik ve zirai mücadele sektörle-rinde ekonomik açıdan çok önemli ve yeri doldurulamaz bazı kimyasallar da yine bitkilerden elde edilmektedir. Bu kimyasallara genel olarak “sekon-der metabolitler” adı verilmekte ve genel anlamda bitkisel ürünler bu başlık altında değerlendirilmekte-dir. Sekonder metabolitler, diğer bir deyişle doğal ürünlerin, sayı ve yapı itibarı ile çok büyük çeşitlilikte üre-tilmeleri yüksek bitkilere has özellik-lerden birisidir. Önceleri bu ürünler, bitkiler tarafından oluşturulan ve hiç bir işlevi olmayan atık maddeler ola-rak kabul edilmekteydi. Ancak daha sonra bu metabolitlerin; savunma, korunma, ortama uyum, hayatta kal-ma ve nesillerini sürdürmek için bit-kiler tarafından geliştirilmiş oldukça karmaşık mekanizmaların ürünleri olduğu anlaşılmıştır.

Tarihle ilgili erişilebilen yazılı kay-naklarda ilk insanların çeşitli hasta-lıkların tedavisi için bitkilerden ya-rarlandıkları belirtilmektedir. Elbette bu kullanım biçimi etken madde olan sekonder üründen çok, bitkinin ken-disine veya değişik yollarla elde edi-len özütlerine dayanmaktadır. Bugün bile dünya nüfusunun çoğunluğu için

bitkiler ilaçların hammaddesi olarak değerlendirilmektedir.

Anadolu tıbbi bitkileri ile ilgili bilgi-lerimizin kaynakları ise çok eski ta-rihlere dayanmaktadır. Örneğin Hi-titler döneminde Anadolu’da haşhaş

başı, safran gibi bazı bitkisel drog-ların elde edilip dış ülkelere satıldı-ğı bilinmektedir. Eski uygarlıkların deneyimlerinden köken alan çağımız eczacılığının temelleri yüzyıllar boyu olgunlaşmış ve modern bilim ve tek-nolojinin geliştirilmesi ile günümüz-deki şeklini almıştır. Fakat geçmişte olduğu gibi bugün de bu tür doğal kaynakların kullanımına devam edil-mektedir. Doğanın sunduğu bu şifa kaynakları, insanoğlu onları yok et-mediği sürece hizmet etmeye devam edecektir.

Günümüzde sentetik ilaçların sebep olabildiği kuvvetli reaksiyonlar ve ilaç sanayisinin neden olduğu kirlilik bir ölçüde bitkisel tedaviyi önemli hale getirmiştir. Sentetik ilaçların gittikçe pahalılaşması ve halkın alım gücü-nün giderek bunu karşılayamaması, hayati önem taşıyan çoğu ilaçların istenilen anda bulunamaması, kulla-nımdan sonra istenmeyen yan tesir-lerin ortaya çıkması ve zamanla bazı

Günümüzde sentetik ilaçların sebep

olabildiği kuvvetli reaksiyonlar ve ilaç sanayisinin neden olduğu kirlilik bir

ölçüde bitkisel tedaviyi önemli hale

getirmiştir.

Page 44: antalya tarım

42 Dört Mevsim Tarım

ilaçlara karşı alışkanlık kazanılması gibi olumsuz etkileri nedeniyle hal-kın bitkisel ilaçlara yönelimini artır-mıştır.

Bitkilerden elde edilen ilaçların yapı-sı ve dozları çok önemlidir. Kullanı-lacak bitkinin hangi yöntemle, hangi bitkilerden ve hangi oranlarda kulla-nılması gerektiği bilinmelidir. Aksi takdirde insanlar üzerinde olumsuz etkiler ortaya çıkabilir ve hatta ölüm-lere neden olabilirler.

Bitkiler üzerinde yapılan araştırma-lar, modern tıbbın ve sentetik ilaçla-rın gelişmesine rağmen bugün dünya nüfusunun büyük bir çoğunluğunun, bitkisel ilaçla tedavi olmaya yönel-mesi, bitkilerin dünyanın önemli ilaç kaynakları olduğunu göstermektedir. Bitkilerle tedavi biliminin temsilci-leri lokal hastalıkların, bedensel ve ruhsal anlamda insanı tümüyle etki-lediği tezini savunurlar. Tedaviler de bu teze uygun yöntemlerle uygulanır. Şifalı bitki çayları bünyeyi bütün ola-rak etkiler. Bitki yağları ve tentürleri ile, bedenin kendini iyileştirebilen

güçlerine canlılık kazandı-

rılabilir ve akut rahatsızlıklara karşı lokal tedavi yöntemleri uygulanabilir.

Tıbbi ve aromatik bitkileri nasıl değerlendirmeliyiz?Tıbbi ve aromatik bitkilerin kullanı-lan kısımları; yaprak, çiçek, tohum, kök, kabuk vb. gibi organlardır ve bunların içlerindeki etkili bileşikler nedeniyle hastalıkları tedavi ettikleri ispatlanmıştır. Bu etkili bileşiklerin miktarları bitkilerin belirli devrele-rinde en yüksek düzeye erişmektedir. Her bir bitkide içindeki etkin mad-denin en yüksek olduğu bir dönem vardır ve araştırmalar bitkilerin özel bir toplanma zamanı bulunduğunu göstermektedir. Toplanan bitkilerin bozulmasını önlemek için uygun şartlarda kurutulması gereklidir. Ku-rutulmuş bitki kısımlarının tedavi etkisinin süresi genellikle bir yıl ka-dardır, uygun şartlarda saklanırsa bu süre uzayabilir.

ToplamaGenelde elle toplama yapılmakla birlikte, tarımını yapan ülkelerde özel tarım ekipmanlarıyla toplama işlemi yapılmaktadır. Toplama za-

manları bit-kinin top-

lanacak kısmına göre değişmektedir. Buna göre; Yapraklar (bitki çiçek açtığı zaman), Çiçekler (tamamen açılmadan evvel yada tomurcuk ha-linde), Toprakaltı kısımlar (bitkinin toprak üstü kısımları kuruduktan sonra), Kabuklar (bitki yapraklarını döktükten sonra), Meyve ve tohum-lar (özel kayıtlar yoksa olgunlaştıktan sonra) toplanmalıdır.

Yaprak, çiçek ve otlar hiçbir zaman yağmurlu bir günde veya üzerinde çiğ veya nem varken toplanmama-lıdır. Kabuklar ise yağmurlu günden sonra toplanmalıdır.

KurutmaTaze materyal çok kısa zamanda bo-zulur. Bu sebeple en kısa zamanda kurutma işlemi yapılmalıdır. Kurut-ma esnasında, materyal içeriğindeki nemin %75’ini kaybeder. Kurutma için seçilecek yol, kurutulacak ma-teryalin cinsine ve taşıdığı etkin maddelerin durumuna göre belirle-nir. Özellikle açık havada ve gölgede yapılan kurutma tercih edilmelidir.

SaklamaKurutulmuş olan materyalin özel-l i k - lerini kaybetmeden

korunabilmesi için bazı şartlara uyul-

ması zorunludur. Saklama sırasında

bozulmaya neden olan faktörler rutubet, sıcak-

lık ve ışık’tır. Bunun için kuru materyalin serin, kuru ve

karanlık bir yerde saklanmaları gerekir. Kese kağıdı, bez torba,

karton kutu, teneke kutu veya cam kavanoz-

larda saklanabilir.

Page 45: antalya tarım

43Dört Mevsim Tarım

Plastik kap, torba materyal saklamak için uygun değildir.

Uçucu ve Sabit YağlarUçucu yağ, bitkilerin yaprak, meyve, kabuk veya kök kısımlarından elde edilen, oda sıcaklığında sıvı halde olan, kolaylıkla kristalleşebilen ge-nellikle renksiz veya açık sarı renk-li, uçucu, kuvvetli kokulu, doğal bir üründür. Güzel kokulu olmasından dolayı esans ya da eterik yağda de-nilmektedir. Su ile karışmadıkları için yağ olarak tanımlansalar da sa-bit yağlardan farklıdırlar.

Sabit yağlar; taşıyıcı yağlar olarak da bilinirler. Sıvı veya katı formda ola-bilirler. Sabit yağlar suda çözünemez ancak organik bir çözücüde çözüne-bilirler. Sabit yağlar özellikle meyve ve tohumlarda bulunurlar.

Kullanım Alanları:•Yağların tümü veya koku veren özel-likteki bileşenler tek başına veya ka-rışım halinde kozmetik ürünlerinde ve temizlik kimyasallarında,•İlaç sanayinde; bir çok eczacılık ürü-nü bitkilerin aktif bileşenleri ile üre-tilmektedir•Soslarda, ketçaplarda, sosis ve salam benzeri ürünlerde tat verici bileşen-ler olarak kullanılmaktadırlar. Ayrıca bu uçucu yağlar, doğal esanslar doğal koruyucu maddeler olarak da (Kekik yağı ketçaplarda doğal koruyucu ola-rak) kullanılmaktadır.

•Aromaterapide: Doğal tedavilerin öneminin giderek arttığı şu günlerde uçucu yağlar ve sabit yağlar (taşıyıcı meyve yağları) doğal kür olarak uy-gulanan aromaterapik karışımlar ha-zırlanmaktadır.

Türkiye tıbbi bitki dışsatımı yapan ülkeler arasında %5’lik pay ile 12. sırada yer almaktadır. Türkiye’nin ihracatında önemli olan 16 bitki-nin ihracat değeri, 2001 yılında 52 milyon dolar civarında iken, 2008 yılında 90.6 milyon dolar seviyesine ulaşmıştır. Bitki çeşidi bakımından zengin bir floraya sahip ülkemiz-

de sevindirici gelişmeler olmuştur. Tıbbi aromatik bitki ticaretinin ülke ekonomisine daha etkili bir biçimde katılımını sağlamak ve tıbbi ve aro-matik bitki araştırmalarını belirli bir merkezden yönlendirmek amacıyla bu tip bitkilerin üretiminde önem-li bir yere sahip olan başta Akdeniz Bölgesi olmak üzere, tüm ülkemize bu alanda hizmet edecek Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Araştırma Mer-kezi (Antalya Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü Aksu Merkez Birimi’nde) kurulmuştur.

Bitkisel ürün üzerinde yapılacak olan her işlem tıbbi bitki değerinin art-masına ve katma değerin ülkemizde kalmasına yol açacaktır. Ancak yaba-ni bitki toplanırken doğanın tahrip edilmemesi ve ekolojik dengelerin bozulmaması için özen gösterilme-lidir. Talebi artan bitkilerin tarımına geçilmeli ve doğal kaynaklardan kül-tür bitkilerinin üretiminde gen kay-nağı olarak yararlanılmalıdır.

Hititler döneminde Anadolu’da haşhaş

başı, safran gibi bazı bitkisel drogların

elde edilip dış ülkelere satıldığı

bilinmektedir.

Page 46: antalya tarım

44 Dört Mevsim Tarım

Antalya’nın hayvancılığı masaya yatırıldıAntalya’da hayvancılığın gelişmesi için

düzenlenen toplantıya, STK temsilcileri de katıldı.

Antalya Gıda Tarım ve Hay-vancılık İl Müdürlüğü ta-rafından ilçe müdürlükleri

ve veterinerlerin katılımıyla rutin olarak yapılan hayvancılık toplantısı, bu kez geniş katılımlı olarak organize edildi. Hayvan Sağlığı, Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürü Kadri Bi-lici, Antalya’da 152 veteriner hekimle hayvan hastalıkları, hayvan hareketleri ve karantina işlemlerini yürüttüklerini kaydetti. Küçük işletmelere kolaylık sağlansınVeteriner Hekimler Odası Başkanı Muammer Saygılı ise imar kanunda yapılan değişiklik ile işletme ruhsat-larının İl Özel İdarelerine verildiğini hatırlatarak, “Ruhsatlar ticari statüde değerlendiriliyor ve işlemler çok uzun sürüyor. Ankara’da uygulandığı gibi 1000 metrekarenin altındaki işletme-lere kolaylık sağlanmalı. Konuyu vali-liğe ilettik. Destek istiyoruz” dedi. Gen kaynaklarının tükenmekte olduğuna dikkat çeken Saygılı, kıl keçisi gibi sayıları azalan türlere teşvik verilme-si, pasaport ve işletme numaralarının düzene sokulması ya da bunların di-jital ortama taşınması önerilerinde bulundu.

Sistemler birleşsinDamızlık Koyu Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Zeliha Öztürk ise kıl keçisinde Antalya’nın marka ola-bileceğini, bu çerçevede Honamlı ve Kıl Keçisi’nin koruma altına alındı-ğını belirtti. Damızlık Sığır Yetiş-tiricileri Birliği Başkanı Metin Ya-raşçı ise ihale sistemi, kayıt sistemi, aşılama, projelendirme, destekleme-ler ile ilgili sıkıntılarını dile getirdi.

Yemde standardizasyonDamızlık Sığır Yetiştiricileri Bir-liği Müdürü Musa Toros da, bölge koşullarına uygun damızlık boğa seçimi, sperma dağıtımının dü-zenlenmesi, hayvan işletmelerinin

ruhsatlandırılması, kaba yem temi-nindeki sorunların giderilmesi ko-nularına değindi. Toros, yemde stan-dardizasyon, teknik mesleki eğitim ile ara çalışan eğitiminin önemini de dile getirdi.

Haykoop Antalya Bölge Birliği Baş-kanı Hüseyin Simav, bulaşıcı hasta-lıklar ile mücadelede işletmeye giriş-te tek kullanımlık giysi giyilmesini önerdi. Simav, “Büyük işletmelerde sıkıntı yaşanmıyor ancak bu konuda küçük işletmelerde sorun var. Yem-deki KDV de indirilmeli. Kesif yem-lere standart gelmeli. Küçük işletme-leri bir araya getiren toplu sağım ve besleme alanları oluşturulmalı” dedi.

Page 47: antalya tarım

45Dört Mevsim Tarım

Page 48: antalya tarım

46 Dört Mevsim Tarım

SETBİR Sektör BuluşmasıBakan Eker, ‘’Türkiye sütü sütçü, eti etçi ırktan

almak zorunda. Bu alanda mutlaka sınıf atlanmalı’’

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Süt Et Gıda Sana-

yicileri ve Üreticileri Birliği (SET-BİR) Sektör Buluşması toplantı-sında, Türkiye’nin sütü sütçü, eti etçi ırktan almak zorunda olduğunu söyledi.

İzmir’de organize edilen toplantıda konuşan Bakan Eker, “Hayvancılık-ta atılım yapmamız lazım. Bu yönde büyük hamleler yapıyoruz. Muhale-fet tenkit ediyor. Ancak tarih ‘kırmızı ette şu tarihte atılım başladı’ diyecek. Ben bu misyona talibim” dedi.

Türkiye’de bozkır yapısıyla hububat üretiminin ve beslenme alışkanlık-larıyla küçükbaş hayvancılığın yo-ğun olduğunun altını çizen Bakan Eker,   Anadolu deyişlerinden ‘Buğ-day ile koyun, gerisi oyun’ sözünün,

bu kültürel yapının göstergesi oldu-ğunu belirtti.

Kültür ırkı oranı %40’a çıktıŞehirdeki insanın beslenme ihti-yacının karşılanması için büyükbaş hayvan ihtiyacının giderilmesi ge-rektiğini kaydeden Bakan Eker, üre-timin artırılması amacıyla hamleleri sürdürdüklerini bildirdi. Hayvancı-lığın gelişmesi için göreve geldik-lerinde ciddi bir strateji değişikliği yaptıklarını, destekleme ödemeleri-ni ciddi ölçüde artırdıklarını anlatan Bakan Eker, süt üretiminin 8 mil-yon tondan 13.5 milyon tona, bü-yükbaş hayvan sayısının 9.8 milyon-dan 11.5 milyona çıktığını söyledi. Bakan Eker, hayvancılıkta saf kültür ırkının yetişmesinin önem taşıdığı-nı, 2002’de yüzde 19 olan kültür ırkı oranının yüzde 40’a çıktığını ifade etti.

Page 49: antalya tarım

47Dört Mevsim Tarım

Koyun ve keçicilik geliştirilmeliTürkiye’de süt hayvanı ile et alınan hayvanın birbirinden ayrılması ge-rektiğini, bu yöndeki yatırımlar ve üretimlere bakanlık olarak önemli destek sağladıklarını belirten Eker, şunları söyledi:

‘’Türkiye’de kaba yem üretimi 25 milyon tondu, şu an 30 milyon ton. Yem ekim alanı 1 milyon hektardan 2 milyon hektara çıktı. Kültür ırkına dönüşme oranında yüzde 100 artış var. Sütçü hayvandan et verimi elde etmek fakir ülkelerin işi. Türkiye bu alanda mutlaka sınıf atlamalı. Sütünü yüksek kaliteli sütçü ırklardan, et ihti-yacını da kaliteli etçi ırklardan almalı. Başka hiçbir yolu yok. Etçi hayvan-cılıklarla ırkların değiştirilmesini be-nimsedik. Uygun ekolojik bölgelerde daha profesyonel işletmelere dönüş-türüp destekleme politikalarının sağ-lamlaştırılmasını planlıyoruz. Her etçi ırkta damızlık tesislerinin kurul-ması, yavaş yavaş oraya kaydırılması hedefimizdir. Muhakkak koyun ve keçiciliğin geliştirilmesi, sahip çıkıl-ması lazım. Ben sahip çıkıyorum ve ömrüm var oldukça buna da sahip çıkacağım.”

Meralar özel sektöre açılmalıTürkiye’nin kayıtlı 23 milyon anaç koyun varlığına sahip olduğunu, er-kek hayvanlarla birlikte sayının 33-34 milyona ulaştığını bildiren Bakan Eker, koyun varlığını daha da geliş-tirmek için meralarda değişiklik yap-tıklarını ifade etti. Meraların daha verimli hale getirilmesi için özel sektörün kullanımına da açılma-sı gerektiğini belirten Bakan Eker, “Ortak kullanımda herkes kullanı-

yor ama kimse sahiplenmiyor. Dekar başına meralardaki ot verimi 80 ki-logram civarında. Bununla bir yere götüremeyiz. Hükümetimiz döne-minde 4 milyon dönümün üzerinde ıslah çalışması yaptık. Islah devam edecek.”diye konuştu.

Türkiye’de tarımsal destekleme politikasını stratejiye dayandır-dıklarını ifade eden Bakan Eker, “İftiharla söylüyorum; bakanlığı devraldığımda tarım hasılamız 23 milyar dolardı, bugün 62 milyar dolar. Dünyanın en büyük tarım ekonomisine sahip 7’nci ülkesi ol-duk. Dünya Bankası, OECD ra-poru ve BM Gıda Örgütü bunu söylüyor. Bu, strateji değişikliğiyle oldu. 2011’de tarım sektörüne 7 milyar lira nakit desteği ödedik. 754 tesis yaptırıldı. 600 bin lira ya-

tırım tutarı olan projelerin yüzde 50’sine hibe desteği veriyoruz. Ser-mayenin yarısına ortağız. Sadece hayvancılık alanında 754 yeni tesis kazandırdık. Makine ve ekipmanlar dahil 22 bin 701 projeye destek ver-dik’’ dedi.

Organize bölgeler kurulacakKonuşmasında Et ve Balık Kurumu’nun da yapısının değiştiri-leceğini kaydeden Bakan Eker, üre-tici ve tüketiciyi hayvansal ürünlerin fiyat dalgalanmalarından, şokların-dan korumayı amaçladıklarını an-lattı. Tarıma dayalı organize sanayi çalışmalarına da değinen Bakan Eker, belirlenecek bölgelerde des-teklemeyi de yüksek oranda artıra-rak, Türkiye’de bölgesel hayvancı-lık, tarımsal üretimle ilgili organize bölgeler kurulacağını dile getirdi.

Page 50: antalya tarım

48 Dört Mevsim Tarım

Kesme çiçeğin merkezi:

Kepezİlçede ekolojik koşulların kesme çiçek üretimine uygun ve bunun

neticesinde ısıtma giderlerinin düşük olması, bol ışıklanma sayesinde

kalitenin yüksekliği bu sektöre büyük bir ivme vererek Kepez’in,

Antalya ve Türkiye üretiminde söz sahibi olmasını sağlamıştır.

Mehmet Ali Özyiğit / Kepez Kaymakamı

Page 51: antalya tarım

49Dört Mevsim Tarım

İlçemizin toplam yüzölçümü 397.869 dekar olup, 86.211 de-karında tarım yapılmaktadır.

Bu miktar, toplam yüzölçümünün yaklaşık % 22’sini oluşturmaktadır. İlçemizde 1 Merkez İlçe ve 6 köy bulunmaktadır. “Adrese Dayalı Nü-fus Kayıt Sistemi” sonuçlarına göre, 2011 yıl sonu itibariyle ilçe nüfusu-muz 419.997’dir. Tarımla uğraşan nüfusumuz 39.582 kişidir. 9.126 adet çiftçi ailesi mevcuttur. Tarım-sal nüfus, toplam nüfusun yaklaşık %10’unu oluşturmaktadır.

İlçemizdeki arazi dağılımı 37.515 dekar tarla bitkileri olmak üze-re, 20.100 dekar zeytincilik alanı, 11.690 dekar örtü altı sebzecilik alanı, 7.128 dekar açık tarla sebzeci-

liği, 5.875 dekar meyvecilik alanı ve 3.203 dekar süs bitkileri alanından oluşmaktadır. Tarla bitkilerinde buğ-day, arpa ve yulaf üretimde ilk sırayı almaktadır. Örtü altı sebze yetiştiri-ciliğinde domates, hıyar, biber ve pat-lıcan ilk sırayı alan ürünlerdir. Açıkta tarla sebze yetiştiriciliğinde karpuz, biber, kavun ve lahana önde gelmek-tedir. Meyvecilik yapılan alanlarda

son yıllarda yurdumuzda ve bölge-mizde üretim alanları hızla artan nar üretimi başta olmak üzere; Kepez Kaymakamlığı İlçe Gıda ve Hay-vancılık Müdürlüğümüzün kuruluş aşamasından sonraki 3 yıl içerisinde yaklaşık 1.000 dekarlık bir artış gös-teren badem üretim alanı ikinci sırayı almıştır. Süs bitkileri üretiminde ül-kemiz ve Antalya’da ilçemiz önemli bir yere sahiptir. Kesme çiçek üre-timinde karanfil başta olmak üzere gerbera, gypsophilla, solidago ve gül ilk sırayı almaktadır.

İlçemizdeki ekolojik koşulların kes-me çiçek üretimine uygun ve bunun neticesinde ısıtma giderlerinin düşük olması, bol ışıklanma sayesinde kali-tenin yüksekliği bu sektöre büyük bir

Ülkemizdeki kesme çiçek üretim alanlarının dörtte

biri Kepez’de bulunur.

Page 52: antalya tarım

50 Dört Mevsim Tarım

ivme vererek ilçemizin, Antalya ve Türkiye üretiminde söz sahibi olma-sını sağlamıştır. Antalya’daki toplam kesme çiçek üretim alanını dikkate alırsak Kepez İlçesi, kesme çiçek üre-timinde 3.087 dekar alanla Antalya ilinin %75’ini oluşturmaktadır. Ül-kemizdeki kesme çiçek üretim alan-larının yaklaşık % 25’i Kepez’dedir. İlçemizde üretilen kesme çiçekler iç

piyasada ve ihracatta değerlendiril-mektedir. Kesme çiçek ihracatımızı yaptığımız ülkeler İngiltere, Rusya Federasyonu, Ukrayna, Romanya, Hollanda, Birleşik Krallık, Almanya, Doğu Avrupa ve Balkan ülkeleridir. İlçemizde yetiştiriciliği yapılarak üretilen başta karanfil olmak üzere gerbera, gypsophilla, solidago, gül, frezya, krizantem, anemon, gladiol,

lilium, lisiantus gibi süs bitkileri “Çi-çek ve Çocuk” temasıyla 2016 yılında Antalya’da yapılacak olan dünyanın en önemli organizasyonlarından biri olarak kabul edilen Dünya Botanik Expo’suna büyük katkı sağlayacak-tır. Kepez’de kesme çiçek üretimi gerek ilçemiz kalkınmasına, gerekse ülkemizin sosyo ekonomik anlamda gelişmesine büyük katkı sağlamak-tadır. Kepez İlçesi’nde kesme çiçek sektörü özellikle işsizliğin azaltılması ve istihdama katkısı yönünde de çok önem arz etmektedir. 2011 sonu iti-bariyle ilçemizdeki kesme çiçek sek-törü 325.647.000 adet dal üretimle ekonomimize 48.338.000-TL katma değer kazandırmıştır.

2011 sonu itibariyle örtü altı seb-ze yetiştiriciliğinden 175.431 ton ürün elde edilmiş, ilçe ekonomisine 216.960.100 -TL katma değer sağ-lanmıştır.

Badem fidanlarıİlçemizde 2009, 2010, 2011 yılların-da Bakanlığımız destekleriyle Nonpa-reil, Texas, Ferragnes ve Ferraduel çe-şitlerinden sertifikalı badem fidanları kullanılarak, yaklaşık 1.000 dekar ka-pama badem bahçesi tesis edilmiştir.

İlçemizde, ilimiz ve Türkiye üretimi-ne fide üretimi yaparak katkıda bu-lunan 8 adet kuruluş ve tohum üre-timi yapan 3 kuruluş vardır. Domates fidesi ağırlıklı olmak üzere yaklaşık 104.395.000 adet/yıl sebze fide üre-timi gerçekleştirilmektedir.

“Bitkisel Üretimde Kullanılan Kim-yasalların Kayıt Altına Alınması ve İzlenmesi” hakkındaki yönetme-lik kapsamındaki çalışmalara 2008,

Page 53: antalya tarım

51Dört Mevsim Tarım

2009, 2010 ve 2011 yıllarında devam edilmiştir. Bitkisel ürünlerin üreti-minden pazarlama aşamasına kadar geçen süreçte kullanılan kimyasalla-rın teknik tavsiyelerine uygun olarak uygulandığı bitkisel ürün arzı, tüke-tici sağlığı ve çevrenin korunması ile üründe izlenebilirliğinin sağlanması amaçlanarak, İlçe Müdürlüğümüz tarafından üretici eğitimlerine önem verilmiş, bu çalışmalar kapsamında Üretici Kayıt Defterleri üreticilere dağıtılmıştır.

Bakanlığımız tarafından ilçemizde örtüaltı tarımında polinasyonu sağla-mak amacı ile bombus arısı satın ala-rak kullanan üreticilere koloni başına destekleme ödemesi yapılmaktadır. Bombus arıcılığı ve seralarda tarım-

sal üretimin geliştirilmesi, sağlıklı ve güvenilir ürünler elde edilmesi, insan ve çevre sağlığı ile yerli hayvan gen kaynaklarının korunması amaçlan-maktadır. Bu amaçla İlçe Müdürlü-ğümüz tarafından üreticilerin bom-bus arısı kullanması teşvik edilerek, gerekli eğitim ve destekler yapıl-maktadır. İlçemizde Kırsal Kalkınma Projesi kapsamında tarımsal faaliyet-ler için geliştirilen yeni teknolojilerin üreticiler tarafından kullanımını yay-gınlaştırmak; daha kaliteli ve pazar isteklerine uygun üretim yapılmasını sağlamak, makine ve ekipman alımı-nın desteklenmesi için üreticilerimi-ze ve muhtarlarımıza yönelik eğitim çalışmaları yapılmış ve İlçe Gıda, Ta-rım ve Hayvancılık Müdürlüğümüze müracaatları neticesinde 2009, 2010

ve 2011 yıllarında desteklemeler gerçekleştirilmiştir. İlçemizde Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklen-mesi Programı Kapsamında 4 adet ekonomik yatırım 2010 yılında ger-çekleşerek 699.000-TL hibe desteği sağlanmıştır. İyi tarım uygulamaları-nın yaygınlaştırılması amacıyla üreti-cilerimize yönelik eğitim faaliyetleri-miz de devam etmektedir.

İlçemizde yaklaşık 6.000 büyükbaş, 6.000 küçükbaş, 40.000 kanatlı hay-van, her biri 6 ton/yıl kapasiteli iki adet su ürünleri çiftliği, 50.000 adet/yıl kapasiteli keklik çiftliği ve 50.000 adet/yıl kapasiteli bıldırcın çiftliği-miz mevcuttur. Ayrıca ilçemizde bir adet hayvan barınağı ve hayvanat bahçesi de bulunmaktadır.

Page 54: antalya tarım

52 Dört Mevsim Tarım

Keklik çiftliğiÖzellikle keklik çiftliğimiz Türkiye’de örnek çiftliklerden biri-dir. Keklik üretiminde 2.200 m2 alan içerisinde 800 m2 kapalı alanda faa-liyet sürdürülmektedir. Genel bakım ve temizlik açısından çiftliğimiz son teknolojiyi uygulamakta ve takip et-mektedir. Ayrıca çiftlikte 2011 yılı itibariyle bahçe hayvanlarından tavus kuşu, süs tavukları, sülün üretimi de başlanmıştır. Amatör yetiştiricilerin taleplerine keklik dışındaki diğer kanatlılarla da cevap verilmektedir. Son dönemlerde Arap ülkelerine de ihracat ile ekonomimize katkıda bulunan keklik çiftliğinden, özellik-le Suriye, Bahreyn Krallığı ve Suudi Arabistan’a keklik ihracatı yapılmak-tadır. İlçemizde turizme yönelik ola-rak faaliyet gösteren ve devecilik kül-türümüzün devam etmesinde önem arz eden 32 adet deveye de koruyucu sağlık uygulamaları yapılmaktadır.

Hayvancılığın geliştirilmesi maksa-dıyla Bakanlığımız kalkınma prog-ram ve bütçesi kapsamında çiğ süt, damızlık sığır, suni tohumlamadan doğan buzağı, damızlık koyun keçi, arılı kovan, kasaplık besili hayvan, su ürünleri, korucu aşılama teşvik desteklerinden ilçemiz üreticilerinin yararlanmaları sağlanmaktadır.

Kaymakamlığımız tarafından yü-rütülen kırsal kalkınmaya yönelik sosyal içerikli “Süt Sığırcılığı Ge-liştirme Projesi” kapsamında; 14 Kasım 2011 tarihinde Kepez İlçesi Odabaşı Köyü’nde 5 üreticiye 4’er adet süt sığırı dağıtılmak suretiyle hayvan teslimatları yapılmıştır. Bu proje kapsamında yetiştiricilerimi-zin bir yıllık yem giderleri de kar-şılanmıştır.

İlçemiz bölge arıcılığı açısından da iklimi itibariyle çok önemli konuma

sahiptir. İlçemizde 56 arıcı ve 6.000 kovan varlığı bulunmaktadır. Her yıl Türkiye’nin değişik illerinden 100-150 kadar gezginci arıcımız kovan-larını konaklama için ilçemize getir-mektedir.

Kaymakamlığımız tarafından yürü-tülen sosyal içerikli diğer projemiz, ‘Arıcılığı Geliştirme Projesi’dir. Ke-pez İlçesi üreticilerine arılı kovan ile birlikte işletme giderlerini karşıla-mak üzere işletme sermayesi veril-miştir. Proje kapsamında arı kolo-nisinin bir yıllık işletme giderleri de karşılanmıştır.

2011 yıl sonu itibariyle tarımsal üretim Kepez İlçesi ekonomisine 331.434.255-TL katma değer ka-zandırmıştır. Bu ürünlerden elde edilen net gelir ise 198.330.453-TL olup, tarımdan elde edilen kişi başı-na gelir 5.010-TL/yıldır.

Page 55: antalya tarım

53Dört Mevsim Tarım

Page 56: antalya tarım

54 Dört Mevsim Tarım

Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Çalıştayı

Eğitim Yayım ve Yayınlar Dairesi Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Çalıştayı, 13-17 Şubat 2012 tarihi-

leri arasında Antalya’da gerçekleşti-rildi.

Açılışta konuşan Antalya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür V. Bedrullah Erçin, ‘’Bu çalıştay sonu-cunda ortaya konulacaklar ile özel-likle yeni teşkilatlanmayla birlikte yeni şubelerde oluşan karışıklıklar da giderilecek diye düşünüyorum’’ dedi.Erçin, şöyle devam etti: ‘’Bizler bu sektörün temsilcileriyiz ve bu mana-da önemli bir vebali ve sorumluluğu üstlenmiş durumdayız. En büyük sorumluluğumuz üretimin artırılma-

sı noktasında. Bu noktada Bakanlık olarak bitkisel, hayvansal üretim ve su ürünleri üretiminde desteklemeler yapıyoruz. İkinci sorumluluğumuz ürünlerin güvenilir olarak tüketiciye ulaştırılması. Bu noktada tarımsal yatırımlar için % 50 devlet desteği veriyoruz ve gıda-tarım-sanayi en-tegrasyonunu sağlıyoruz. Üçüncü sorumluluğumuz kırsalın kalkınması. Diğer bakanlıklardan en önemli far-kımız, kırsaldaki halkla en çok birlik-te olan bir kurum olmamız.’’

’Eğitim ve yayımın koordinasyonuYeni yapılanma ile oluşturulan şube-lerin her birinin kendi konuları ile il-gili eğitim ve yayım sorumluluğunun

bulunduğunu ifade eden Erçin, an-cak bunun tek bir noktadan yönlen-dirilmesi noktasında koordinasyon ve tarımsal veriler şube müdürlük-lerinin sorumlu olacağını kaydetti. Erçin, ‘’Bu şekilde koordinasyon sağ-lanmış ve en çok zorlandığımız hu-sus olan planlama, koordinasyon ve organizasyon tek bir noktadan yapıl-mış olacak. Diğer şubelerin görevleri somut olarak bellidir, ancak koordi-nasyon denilince daha soyuttur. Bu haftaki çalışma ile koordinasyon ve tarımsal veriler şube müdürlüklerinin yol haritasının da belirlenmesi nok-tasında önemli çalışmalar yapılacağı kanaatindeyim’’ diye konuştu.

Antalya ili Döşemealtı ilçesinde üre-ticilik yapan Ramazan Aşar da, Genç Çiftçi Eğitim Projesi kapsamın-da Aydın’ın Söke ilçesinde üç aylık eğitim aldığını, eğitimde tarımın ne kadar önemli olduğunu çok daha iyi anladığını bildirdi.

Bir hibrit yapı ile çalışmalara devam edilmeliAkdeniz Üniversitesi Ziraat Fakül-tesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş ise bakanlığın yayım konusundaki somut politikaları ve

Köymer, Targel ve Tarımsal Yayım ve Danışmanlık sürecinin,

bir dönüşüm ve değişim sürecini gösterdiği bildirildi

Page 57: antalya tarım

55Dört Mevsim Tarım

Tarım Kanununun çıkması ile yeni bir ufuk açıldığını belirterek, şunları söyledi: “Bakanlığın yayım faaliyetle-rini ele aldığımızda üç konu ortaya çıkmakta. KÖYMER süreci ardın-dan TARGEL süreci ve üçüncüsü tarımsal yayım ve danışmalık süreci. Bunların tamamı bir dönüşüm ve de-ğişim sürecini göstermektedir.”

Çatalbaş eğitim ve yayımla il-gili olarak özel sektör ve res-mi kurumların bir hibrit yapı oluşturması gerektiğini kay-detti.

Yol haritası belirlenecekÇiftçi Eğitim ve Yayım Dai-resi Başkanı Selman Eren ise “Eğitim ve yayım faaliyetle-rinin daha etkin ve verimli olabilmesi için yeniden yapı-lanma ile birlikte müstakil bir daire başkanlığı kurulmuştur. Bu, Bakanlığımızın eğitim ve yayıma verdiği önemi ortaya koymaktadır. Ulusal düzeyde yapılan bu çalıştay ile bir yol haritası belirlenecektir’’ diye konuştu. Çalıştayın çok önemli olduğunu belirten Eğitim Yayım ve Yayın-lar Dairesi Başkanı Recep Tezgel de, Teşkilat Yasası ile birlikte yeniden yapılandık-larını, eğitim, yayın, yayım ve hizmet içi eğitimin tek çatı altında toplandığını kaydetti.

WEB Tarım TV örnek proje olduÜreticilerin bilinçlendiğine dikkat çeken Tezgel, WEB Tarım TV’nin yayın hayatına

başlaması sonrasında 2 milyon giriş yapıldığını ve 22 bin CD’yi kapsayan görüntü indirildiğini kaydetti. WEB Tarım TV’nin bu model ile dünyaya örnek olduğunu belirten Tezgel, “Av-rupa komisyonu bilişim portalı bizi örnek proje olarak gösterdi.

Beş gün süren çalıştayda, farklı grup-larda bir araya gelen çalışma grupları

hazırladıkları sunumlarını diğer çalış-ma grupları ile paylaştı. Yayım Hiz-metleri çalışma grubu adına Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Özçatalbaş, Araştırma Yayım Çiftçi Bağının Güç-lendirilmesi çalışma grubu adına Tar-la Bitkileri Merkez Araştırma Ensti-tüsünden Sevinç Karabak, TARGEL çalışma grubu adına Antalya İl Gıda

Tarım ve Hayvancılık Müdür-lüğünden TARGEL Perso-neli Ziraat Mühendisi Sezai Yiğitbaşı, Hizmetiçi Eğitim çalışma grubu adına Antalya İl Gıda Tarım ve Hayvan-cılık Müdür V. Bedrullah Erçin, Tarımsal Danışman-lık Hizmetleri ve Tarımsal Üretimdeki Yeri çalışma grubu adına Selçuk Üniver-sitesi Ziraat Fakültesi Öğre-tim Üyesi Prof. Dr.Cennet Oğuz, Tarımsal Yayım ve Danışmanlık Destekleri grubu adına Ankara Üniver-sitesi Ziraat Fakültesi Öğre-tim Üyesi Dr.Çoşkun Cey-lan, Tarımsal Yayıncılık grubu adına Ege Üniversitesi Zira-at Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murat Boyacı ve Veri Tabanı ve Taşra Çalışma Yönergesi çalışma grubu adı-na Eğitim Yayım ve Yayınlar Dairesi Başkanlığından Zir. Müh. Osman Hakan Yenice sunum yaparak, sorunları ve çözüm önerilerini aktardı. Farklı çalışma grupları tara-fından hazırlanan raporlar bir araya getirilerek, eğitim yayım ve yayın stratejisinin hazırlanmasına katkı sağla-yacak.

Recep Tezgel

Orhan Özçatalbaş

Page 58: antalya tarım

56 Dört Mevsim Tarım

Uluslararası Tarım ve Gıda kong-resinin açılışı için Antalya’da bu-lunan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müsteşarı Vedat Mirmahmuto-ğulları, Tarımsal Yayım ve Danış-manlık çalıştayının 16 Şubat 2012 tarihinde gerçekleştirilen oturu-munda katılımcılarla bir araya geldi. Çalıştaydaki katılımcılara hitaben konuşan Müsteşar Vedat Mirmahmutoğulları, Bakanlığın asli görevlerinden birinin çiftçinin eğitimi, diğerinin ise güvenilir gı-dayla insanları buluşturmak oldu-ğunu kaydetti.

Burada yayımın özel kuruluşlarca yapılması ile ilgili de konuşulma-sı gerektiğini ifade eden Müsteşar Mirmahmutoğulları, şöyle devam etti; “TARGEL projesini hayata geçirdik ki, çiftçiyle kafasındaki bilgiyi paylaşsın. Bunu yaparken de sadece mesai saatleri içinde ol-masın. O nedenle sahada 7500 ar-kadaşı çiftçi ile buluşturduk, 2500 kişi daha alacağız. Bu proje ile ilgili

yeniden yapılandırma çalışmasını da gerçekleştireceğiz. Her işin bir eksiği olduğu gibi bunun da bazı eksiklikleri var. Her geçen gün hem kendi şartları hem de donanımlar iyiye gitmektedir.’’

Asıl konunun çiftçiye teknoloji ve bilgiyi ulaştırmak olduğunu vurgu-layan Mirmahmutoğulları, ‘’Yayıma ne kadar önem verdiğimizi çıkar-dığımızı kanunda belirttik. Ancak yayım kamumun tekelinde değil-dir, özel kuruluşlarca da yapılabilir. Devlet yayımın özelleştirilebileceği yerde yayımdan çekilmelidir. Dev-let, özel sektörün gidemediği yere gitmelidir’’ dedi. Gıda denetiminin özelleştirilmesi ile ilgili hususu da kanuna koyduklarını kaydeden Müsteşar Mirmahmutoğulları, ‘’Gıda denetimi özelleştirilemez deniliyor? Neden özelleştirilmesin? Bu ülkede devlette çalışanın mesu-liyeti var da özel çalışan mühendi-sin, veteriner hekimin bu sorumluk duygusu yok mu?’’ diye sordu.

Her türlü konuda hizmet alımı gerçekleştirilmesi ve bu hizmetle-rin devlet tarafından denetlenme-si gerektiğini ifade eden Müsteşar Mirmahmutoğulları, yayımın me-sai saatlerinde değil, gece gündüz yapılacağını söyledi. Mirmahmu-toğulları, eğitim ve yayımın son derece hayati bir konu olduğunu, ‘ayak bağı’ mevzuatları sırasıyla de-ğiştirdiklerini bildirdi.

Kendimizle yarıştıkMirmahmutoğulları, sözlerini şöy-le sürdürdü: “Sizlerle bu ülkede bir-likte çok güzel şeyler yaptık. Kendi-

mizle yarıştık. Sektörün sistematik derinlik analizini yaptık. 55 bin kişi ile anket yaptık. Bir stratejik plan hazırladık. Ne yapacağımız bilerek yapıyoruz. Sizler de bunu bulundu-ğunuz yerlerde uygulamalısınız. Bir değişim ve dönüşüm programı ha-zırladık. Mevzuatları çıkardık. 14 kanun çıkardık. Tarımın kanunu yoktu. İkinci olarak destekleri yen-den yapılandırdık. Üçüncü olarak proje ve tedbirleri ortaya koyduk. Değişim ve dönüşüm programının altında bir aksiyon planı hazırladık. Projeleri hazırladık. Tarımsal hası-layı 23 milyar dolardan 73 milyar dolara çıkardık. İhracatımızı hep birlikte 4 milyar dolardan 15.3 mil-yar dolara çıkardık. Tarımsal hasıla bakımından Avrupa 1.’si, Dünya 7.’si olduk. Demek ki, adımınızı planlı attığınız zaman bunlar ola-biliyormuş.’’

Türkiye’nin potansiyeli ile karşılaş-tırıldığında yapacak daha çok şeyin bulunduğunu bildiren Mirmah-mutoğulları, 2023 hedefini koy-duklarını, 150 milyarlık tarımsal hasıla, 40 milyar dolarlık ihracat, 13 milyon hektar sulanabilir alana ulaşmayı hedeflediklerini söyledi.

Mirmahmutoğulları, ‘’Ülkemizin potansiyelini biliyoruz. Bu ülke doğal bir sera.30 havza belirledik ve 30 politika uygulayacak imkana kavuştuk. Havzalarda uygulamalar yayımcıya düşmekte. Bunu sizinle entegre edebilirsek bir gıda ambarı olabilmemiz için hiçbir sebep yok. Sizin öneminiz çok büyük, müste-şardan da önemlisiniz. Çünkü uç beyin sizsiniz’’ dedi.

Vedat Mirmahmutoğulları Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı

“Yayım Kamunun Tekelinde Değildir.”

Page 59: antalya tarım

57Dört Mevsim Tarım

Ege ve Akdeniz’in, Türkiye tarımının

kalbinin attığı bölgeler olduğu bildirildi.

Akdeniz-Ege Bölgesi Bitki Sağlığı ve Karantina Böl-ge Toplantısı, Antalya’nın

Manavgat ilçesinde yapıldı. Dördün-cüsü düzenlenen eğitim toplantısına, Ege ve Akdeniz bölgelerindeki iller-den gelen Müdür Yardımcıları, Şube Müdürleri, endüstri ve bakanlık tem-silcileri katıldı.

Eğitimin açılışında konuşan An-talya Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür V. Bedrullah Erçin, Türki-ye’deki gayrisafi milli hasıla değer-lerine, bitkisel üretime ve ihracata bakıldığında, Ege ve Akdeniz’de-ki illerin bitkisel üretim ile ihra-cattaki yeri ve öneminin çok daha fazla olduğunu kaydetti. Erçin, ‘’Türkiye’nin ihracatının ve gayri safi milli hasılanın %50’si Akdeniz ve Ege bölgelerinden yapılmaktadır. Ege ve Akdeniz, Türkiye tarımının kalbinin attığı bölgedir. Bu iki böl-geyi, sorunların da en fazla yaşan-dığı, çözüm önerilerinin de en fazla çıkacağı bölgeler olarak değerlendi-riyorum’’ dedi.

2012’ Ocak ayında devreye giren Hal Yasası ile Türkiye’de yeni bir dönemin başladığını ifade eden Erçin, ‘’İller arasında uygulanabi-lirliği sağlamak bakımından yasa yeni bir bakış açısı kazandıracak. İllerimiz-deki üretim yeri kontrolü açısından da faydalı olacak’’ dedi. Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Daire Başkan Ve-kili Dr. Nevzat Birişik ‘’Bugün Avrupa kültürü ya da Kuzey Amerika kültürü dediğimiz medeniyetin merkezi her gün yeni bir sıkıntıyla, yeni bir krizle boğuşurken, biz bu krizleri fırsata çe-virmiş ve tarihi bir şans yakalamış du-

rum-dayız’’ diye konuştu.

Eğitimde katılımcılara, Entegre Mü-cadele – EKÜY, Meyve, Bağ Kalıntı-BKÜ Kayıt, Endüstri-Süs Bitkileri, Sebze-Örtüaltı Biyolojik Mücadele ve Desteklemesi, Hububatla Mücadele Çalışması-Genel Zararlılar, Eğitim-Destek ve Karantina, Bitki Pasapor-tu konularında detaylı bilgi verildi.

Bitki Sağlığı ve Karantina Bölge Toplantısı

Page 60: antalya tarım

58 Dört Mevsim Tarım

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştır-malar ve Politikalar Genel

Müdürlüğü (TAGEM) tarafından ‘’Tarım Arazilerinin Bölünmesinin Önlenmesi’’ konulu çalıştay düzen-lendi.

Çalıştayın açış konuşmasını yapan Gıda Tarım ve Hayvancılık Ba-

kanı M. Mehdi Eker, toplantının, Türkiye’de tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesine son verecek çö-züm önerileri konusunda fikir alış-verişinde bulunmak üzere düzenlen-diğini ifade etti.

Çok parselli yapıların sınır kayıp-ları ve toprağın küçülmesine neden olduğuna vurgu yapan Bakan Eker,

“Çok basit bir hesapla 10 dönümlük bir buğday tarlasında parsel küçük-lüğünden ötürü, gelir kaybı 150 lira. Parsellerden, ulaşımdan meydana gelen kayıp 100 lira, parsellerde ma-kine kullanımı kaybı ise 80 lira. Yani 10 dönümlük bir arazide yılda 330 lira kayıp meydana geliyor.” dedi. Türkiye’de 24 milyon hektar tarla olduğunu hatırlatan Bakan Eker, bu-

Türkiye’de tarım arazilerinin miras yoluyla bölünmesini önlemek için

çalışma başlatıldı. Bu kapsamda ‘Tarım Arazilerinin Bölünmesinin

Önlenmesi’ konulu bir çalıştay düzenlendi.

Tarım arazilerinin bölünmesine son

Page 61: antalya tarım

59Dört Mevsim Tarım

nun yaklaşık 8 milyar lira kayıp anla-mına geldiğini bildirdi. Her yıl arazi bölünmesinden, parsel küçülmesin-den dolayı yaklaşık 8 milyar liralık kaybın büyüklüğüne dikkat çeken Bakan Eker, “Hükümet olarak des-tek bütçemiz 7,3 milyar lira. Yani bizim bir yılda çiftçiye verdiğimiz nakit desteği kadar bizim kaybımız var. Onun için bizim bu sorunu çöz-memiz lazım. Eğer bugün tedbir almazsak, bu 10 dekarlık parsel 3 kardeşe bölünürse, o zaman kayıp 2 katına çıkıyor. Yani kaybımız katla-narak artıyor” diye konuştu. Türkiye genelinde köylerde çalışan 7 bin 500 bakanlık personeli bu-lunduğunu belirten Bakan Eker, bu personel aracılığıyla toplumun çe-şitli kesimlerinden görüş alacakları-nı ifade etti.

6 hektar alanbile 7’ye bölünüyor 2001 yılındaki tarım sayımına göre, Türkiye’de 3 milyon 100 bin tarım işletmesi bulunduğunu belirten Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Eker, ortalama işletme büyüklüğü-nün 6 hektar (60 dekar) civarında olduğunu söyledi. Bu 6 hektar ala-nın ortalama 7 parsel olduğuna ve bunun da yaklaşık 22 milyon parsel yaptığına dikkati çeken Bakan Eker, şunları kaydetti:

‘’Yani bir kardeşimizin 6 hektarlık bir çiftliği var. 7 parçadan oluşuyor. Bir parça diyelim ki burada, diğer parça 2 kilometre ötede, diğeri 1 kilometre ötede. Bunlar işlenecek, makine kullanacak, traktör dolaştı-rılacak. Bunlar mazot yakıyor, meka-nizasyon, maliyet, enerji, işçilik. Bu

durum verimliliği etkiliyor. Şimdi bu yapı bir ekonomik maliyet ortaya çıkarıyor. Bunlar her yıl daha fazla bölünüyor. 1952’de işletme sayısı 2 milyon 500 bin. Şimdi ise 3 milyon 100 bin. 600 bin işletme daha orta-ya çıkmış. O zaman parsel sayısı 15 milyon iken, şimdi 22 milyon. Bu, arazilerin bölündüğünü gösteriyor. Bu yapı sürdürülebilir bir yapı değil. Küçük parselle yatırım yapılamıyor, üretim takip edilemiyor, izlenemiyor bu da kalite ve standardı düşürüyor. Maliyetleri artırıyor. Pazara yöne-lik bir standart üretim yapılamıyor. Ortaya bir de ilave işsizlik sorununu çıkarıyor.”

Cesur adımlarıtakdirle karşılıyoruzÇalıştaya katılan Türkiye Zira-at Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar ise tarım arazilerinin bölünmesini önlemeye yönelik çalışmaların cesaret gerektir-diğinin farkında olduklarını söyledi. Birlik olarak atılacak cesur adımları takdirle karşıladıklarının altını çi-zen Bayraktar, çalışmalara kararlı-lıkla destek olacaklarını vurguladı. Konuşmaların ardından sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, muhtarlar ve özel sektörden temsilcilerinin de katıldığı çalıştay gerçekleştirildi.

Page 62: antalya tarım

60 Dört Mevsim Tarım

Tarım Reformu Genel Mü-dürlüğü Arazi Toplulaştır-ma ve TİGH Daire Başkan-

lığı, Antalya’da kurum personeline arazi toplulaştırması konulu bir eği-tim düzenledi. Toplantıya 32 ilin Tarımsal Altyapı ve Arazi Değer-lendirme Şube Müdürleri ile teknik personel katıldı. Daire Başkanı Hacı Veli Deveci, çalışmaların başladığı günden bugüne kadar 1 milyon 741 bin hektar alanda arazi toplulaştırıl-dığını açıkladı. Halen 2 milyon 840 bin hektar alanda toplulaştırma ça-lışmalarının devam ettiğini kaydeden Deveci, hedeflerinin her yıl 1 milyon arazinin toplulaştırılması olduğunu açıkladı.

Bu yıl 32 ilde toplulaştırma projesi başlatmayı hedeflediklerini kayde-den Deveci, “Önceleri sadece bölge bazında yürütülen çalışmalar yeni-den yapılanma ile birlikte il bazında gerçekleştirilecek. 81 ilin 45’inde fa-aliyetlerimiz devam etmektedir. Bu iş bakanlığımızın politikası ve bu bizim ana projelerimizden biridir. Her yıl 1 milyon hektar alanı toplulaştırmayı hedefliyoruz. 2023’e kadar sulana-bilen tüm arazileri toplulaştırmayı hedefliyoruz. Bugüne kadar 1 milyon 741 bin hektar alan toplulaştırıldı. 2

milyon 840 bin hektar alanda top-lulaştırma çalışmaları devam ediyor” dedi.

Tarım çiftçilik olarak algılanıyorAntalya Gıda Tarım ve Hayvancı-lık İl Müdür V. Bedrullah Erçin ise tarımın en önemli iki sorunundan birinin arazilerin dağınık ve parçalı, ikincisinin ise işletme ölçeği ile ta-rım yapılamaması olduğunu kaydetti. Erçin, “Tarım bizde çiftçilik olarak algılanıyor. Bir işletme mantığı ile yapılmıyor. Serası, tarlası, bahçesi olan, bunları işletme olarak görmü-yor” diye konuştu.

Türkiye’nin 2023 vizyonunda arazi toplulaştırma meselesinin en önemli mesele olduğunu, bu işi bakanlığın yapacağını belirten Erçin, “DSİ, İl Özel İdaresi arazinin içinde çalışma yapmaz. Arazi ile ilgili konu bizim işimiz.

On gün süren eğitimde arazi toplu-laştırmasının tarihi, arazi toplulaştır-manın önemi ve faydaları, 3083 sayılı kanun ve yönetmeliği, arazi toplulaş-tırmasında kullanılan iş kalemleri ve tarifleri, tarım dışı tahsis, arazi top-lulaştırmada parselasyon planlaması, derecelendirme, blok planlaması, ap-likasyon konuları ele alındı.

Her yıl 1 milyon hektar arazi toplulaştırılacak

Hacı Veli Deveci

Page 63: antalya tarım

61Dört Mevsim Tarım

Page 64: antalya tarım

62 Dört Mevsim Tarım

Devlet Destekli Tarım Sigor-tası yaptıran üreticilerden 2011 yılında hasar alarak

ürün ve hayvanları zarara uğradıkla-rı için ödemeleri yapılanlara, Tarım Sigortaları Havuzu TARSİM tara-fından temsili çekleri törenle verildi. Antalya’da bu amaçla Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünde dü-zenlenen törene, Antalya Vali Yar-dımcısı Hakkı Loğoğlu da katıldı.

TARSİM’ in çalışmaları hakkında bilgi veren Genel Müdür Bülent Bora ‘’Tüm sigorta primleri bu havuzda bi-rikiyor. Devlet de aynı oranda parayı bu havuza yatırıyor. Tek kaynak bu primler. Havuz hasarlar nedeniyle boşaldığında reassurance adı verilen bir sigortalama sistemi ile dolduru-yoruz. Yani havuz boşalsa da ödeme gücü mevcut’’ dedi. Bora, çalışma-larda 5.5 yılın geride bırakıldığını, 2007 yılında 218 bin 938 olan po-liçe sayısının 2011 yılında 580 bin

225’e ulaştığını, bu artışın çiftçinin TARSİM’i anlamasından kaynak-landığını söyledi.

TARSİM Yönetim Kurulu Baş-kanı Dr. Ramazan Kadak da, ilk poliçeyi 1 Haziran 2006 tarihinde

kestiklerini belirterek, ‘’Her yıl dü-zenli artış yaşandığı bir gerçek. İyi bir algılamanın olduğu ortada ama yeterli değil. 2 milyon 700 bin ka-yıtlı çiftçi var, bu kadar parselimiz var, hayvanımız var derken, bu ra-kam yeterli değil” diye konuştu.

TARSİM çiftçinin yanında Antalya’da 2011 yılında doğal riskler sonucu ürün ve

hayvanları zarar gören üreticilere çekleri törenle verildi.

Page 65: antalya tarım

63Dört Mevsim Tarım

Tarım Sigortaları Havuz Eks-perleri buluşmasının ilk aya-ğı, 4 Şubat 2012 tarihinde

Antalya’ya bağlı Beldibi beldesinde gerçekleşti.

Tarsim Yönetim Kurulu Başkanı Kadak, yaptığı konuşmada, Tarsim ailesinin her yıl giderek büyüdüğünü ifade etti. Şu an 1529 eğitilmiş eks-perin bulunduğunu bildiren Kadak, tarımda göz ardı edilemeyecek en önemli konunun, tarımın doğal risk-lere açıklığı olduğunu söyledi. Kadak, şöyle devam etti:“Sigorta konusu hep gündemde ve arayış içerisinde olmuştur. 21 Kasım 2005 yılında yürürlüğe giren Tarsim Kanunu, hem devletin desteği hem de çiftçilerin elini taşın altına koydu-ğu bir sistemdir.’’

Bugüne ilişkin durumu da değerlen-diren Kadak, sigortalanan süt hay-vanlarının, kayıtlı süt hayvanlarının onda 1’ini geçtiğini, bitkisel ürün-lerde ise yüzde 6 - 7’ye ulaşıldığını kaydetti. Kadak, ‘’ 2005 – 2006 yıl-larında yüzde 1 seviyesine ulaşama-mıştık. Bu sebeple iyi bir seviyeye geldiğimizi söylüyoruz ama bu bizim

için yeterli değil. Çünkü daha işin başındayız. Ancak geldiğimiz sevi-ye küçümsenmeyecek kadar önemli bir seviye. Özellikle istikrarlı bir artış göstermesi ile 5,5 yıllık bir uygula-manın sonucunda İspanya, Fransa ve Almanya’dan sonra Avrupa’da tarım sigortaları kapsamında dördüncü sıra-ya yerleştik’’ dedi.

Sistemin uzun yaşaması size bağlıKanunun çıkmasından bugüne kadar gelinen süreçte alt yapı ve teknoloji ya-tırımları yapıldığını ifade eden Kadak, elde edilen bütün verilerin bilgi işlem sisteminde depolandığını bildirdi. Ka-dak, sistemin en önemli ayağı olduğu-

nu belirttiği eksperlere şöyle seslendi: ‘’Sizlerin yaptığı hatalar, bizimde de hata yapmamıza yol açıyor. Sigorta-cılıkta bir yanlış üç doğruyu götürür. Sizden istediğimiz tek şey, doğruyu yapmanız. İşinizi doğru yapabilmeniz için de kendinizi geliştirmeniz gerekir. Sistemin uzun yaşaması buna bağlı. Sistem uzun yaşarsa bütün paydaşlar da daha çok faydalanmış olur.”

Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürü Dr. Ahmet Genç ise sigortanın hem kişisel hem de ticari anlamda çok önemli bir araç olduğu-nu ve hayatın her alanında gerektiğini belirterek, Tarsim’in istikrarlı bir bi-çimde büyüdüğünü kaydetti.

Tarım Eksperleri Antalya’da toplandıTarsim Yönetim Kurulu Başkanı Kadak, ‘’Tarsim Kanunu hem devletin

desteği hem de çiftçilerin elini taşın altına koyduğu bir sistemdir’’

Page 66: antalya tarım

64 Dört Mevsim Tarım

Bitkiler pasaportla gidecekMart ayından itibaren yeni bir uygulama başladı. Buna göre,

yönetmelikte listelenen bitki, bitkisel ürün ve diğer maddeler

ancak ‘’bitki pasaportu’’ ile satılabilecek ve sevk edilebilecek.

Bitkilerde zararlı organizma-ların yayılmalarını önlemeye yönelik ‘’bitki pasaportu’’ uy-

gulaması, 1 Mart 2012’de başladı. Bu tarihten itibaren, ilgili yönetmeliğin; Ek-1’inde listelenmiş olan bitki, bit-kisel ürün ve diğer maddeler, ancak ‘’bitki pasaportu’’ ile satılabilecek ve sevk edilebilecek.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlı-ğının hazırladığı ve 12 Ocak 2011 ta-rih ve 27813 Sayılı Resmi Gazete’de

yayımlanan Bitki Pasaportu Sistemi ve Operatörlerin Kayıt Altına Alın-ması Hakkında Yönetmelik ile zarar-lı organizma taşıyıcısı olabilecek bit-ki, bitkisel ürün ve diğer maddeler ile bunları üreten, ithalatını ve ticaretini yapan ve depolayanların kayıt altına alınmasına ilişkin sistem kurulması öngörüldü.

Kayıt sisteminin oluşturulması ile bu materyallerin hareketleri izlene-rek, herhangi bir zararlı organizmaya

rastlanması durumunda kaynağa kısa sürede ulaşılması ve gerekli tedbirle-rin alınması hedefleniyor.

Yönetmelik ile başta ‘’şarka virüsü’’ olmak üzere kayısının hastalık ve za-rarlılardan korunması için Malatya, Elazığ, Şanlıurfa illeri sınırları içeri-sindeki alanlar, taş çekirdekli bitkisel üretim materyalleri sevkiyatı ve ha-reketi açısından ‘’korunmuş bölgeler’’ ilan edildi. Taş çekirdekli meyveler (kayısı, şeftali, vişne, kiraz, erik,) fi-

Ahmet ÖZDEMİR/ Ziraat Mühendisi – Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürlüğü

Page 67: antalya tarım

65Dört Mevsim Tarım

danları ile yumuşak çekirdekli Malus Mill. (elma), Pyrus L. (armut) fidanı üreticileri için yönetmelik hükümle-rinin, yayın tarihinden itibaren 3 ay sonra (12 Nisan 2011 de) uygulan-ması hükmü de getirildi.

Sistemden kaynaklanan sıkıntılar sebebiyle, 1 Mart 2012’den itibaren yumuşak ve taş çekirdekliler de dâhil olmak üzere tüm bitki ve bitkisel üretim materyallerinin sevkiyatı, bit-ki pasaportu ile bu tarihten itibaren yapılabilecek.

Bakanlıkça, şimdiye kadar ülkemizde bitki ve bitkisel üretim materyalle-rinin sevkiyatı konusunda karantina tedbiri uygulanıyordu, bu tedbirler, bitki pasaportu sistemine entegre ediliyor.

AB’ye uyum amacıyla çıkarılan yö-netmelik kapsamında kurulacak kayıt sistemine, projenin yazılım altyapısı ise bir Türk firması olan Netcad-Ulusal CAD & GIS Çözümleri A.Ş tarafından gerçekleştirildi.

Yönetmeliğin kayısı, şeftali, vişne, kiraz, erik, gibi taş çekirdekliler ile armut ve elma gibi yumuşak çekir-dekli meyvelerinin üretim ve çoğal-tım materyalleri ile ilgili hükümleri 12 Nisan’dan itibaren uygulanırken, diğer hükümleri, 1 Aralık 2011’den itibaren yürürlüğe girdi.

Daha önce ruhsat alan bitki yetiş-tirme ruhsatına sahip fidan, fide, süs bitkisi ve çiçek soğanı üreticileri, yö-netmeliğe, yürürlüğe girdiği 1 Aralık 2011 tarihinden itibaren üç ay içeri-sinde yani 1 Mart 2012 tarihine ka-dar uyum sağlayacak.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakan-lığı, Gıda ve Kontrol Genel Mü-dürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, “operatör” olarak ad-landırılan bitki üreticileri, ticaretini yapanlar ve ithalatçılar kayıt altına alınacak. Kayıt öncesinde üretim yerlerinde veya sahalarda bitki sağ-lığı kontrolleri gerçekleştirilecek. Üretim yerlerinde veya yakınlarında makroskobik kontroller yapılacak. Toprakta yaşayan karantinaya tabi zararlı organizmaların tespiti ama-cıyla talimatlara uygun olarak üre-

tim yerinden toprak ve/veya üretim harcı örneği alınacak.

Operatörün ofis şartları incelenecek ve sorumlu bir kişinin olup olmadığı kontrol edilecek. Herhangi bir eksik-liğe rastlanılmaması ve analiz sonuç-larının temiz çıkması durumunda, kayıt işlemi gerçekleştirilerek, opera-töre bir kayıt numarası ve neticesinde de kayıt sertifikası düzenlenecek.

Pasaport düzenleme yetkisiBitki ve bitkisel üretim materyalle-

Page 68: antalya tarım

66 Dört Mevsim Tarım

rinin, zararlı ve hastalıkları içerme-diğini, belli standartları taşıdığını garanti eden bitki pasaportu, bakan-lık veya bakanlıkça yetkilendirilenler tarafından düzenlenecek. Bitki pasa-portu basma işlemi, operatörün belirli şartları sağlaması ve müdürlüklere başvurusu üzerine gerçekleştirilecek. Yönetmelikçe şartları uygun olana bit-ki pasaportu basma yetkisi verilecek.

Yönetmelik kapsamında, bitki üreti-cileri, ticaretini yapanlar ve ithalat-çılardan oluşan “operatör” ve bitki hareketleri kayıt altına alınacak. Sis-tem, Çiftçi Kayıt Sistemi’ne entegre biçimde çalışacak. Tüm bu süreçler, yazılım programı sayesinde inter-net üzerinden hızlı ve etkin bir şe-kilde yürütülecek. Bitki Pasapor-tu Sistemine internetten giriş için ;http://212.175.143.30/PPS linkine tıklamanız yeterli olacak.

Bitki pasaportunda, “ülke kodu (TR), sorumlu resmi kurum, kayıt numa-rası, seri numarası, botanik adı, ürün miktarı (bitkisel ürün), korunmuş bölge kodu (korunmuş bölgeye sevk ediliyorsa), yeniden düzenlenmiş pa-saport: üreticinin numarası (Yenileme pasaport ise), orijin (ithal ise ithalat menşei ülke)” gibi bilgiler yer alacak.

Bitki Pasaportu Sistemi, bitkisel ürünlerin üretimini, ticaretini ve itha-latını yapanların kayıt altına alınması-na dayanan AB Ortak Pazarı için ön koşullardan birisi durumunda. Bitki pasaportu, ticareti yapılan bitkilerin karantinaya tabi hastalık ve zararlıları içermediğini göstererek, Türkiye’den AB üyesi ülkelere ihraç edilecek olan bitki ve bitkisel ürünlerin rekabet gücünü artıracak. Yönetmelik kap-

samında bitki pasaportu ile hareket edecek bitki, bitkisel ürün ve diğer maddeler, yönetmelik eki olarak ya-yımlandı. 12.01.2011 tarih ve 27813

Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ‘’Bitki Pasaportu Sis-temi ve Operatörlerin Kayıt Altına Alınması Yönetmeliği’’ kapsamında işlem uygulanacak. Yönetmelikte be-lirlenen bitki sağlığı standartlarını ve özel şartların karşılandığını gösteren bitki ve bitkisel ürünler için bitki pa-saportu düzenlenecek.

01.03.2012 tarihinden itibaren yö-netmeliğin Ek-1’ inde belirtilen bit-ki, bitkisel ürünler ve diğer maddeler ancak ‘’Bitki Pasaportu’’ ile satılabile-cek, sevk edilebilecek. Bu yönetmelik Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 15, 17, 31, 32 ve 38 inci maddelerine dayanılarak hazırlandı. Yönetmeliğin hükümleri-ne aykırı davrananlar hakkında yönet-meliğin 38.maddesinin bentlerinde belirtilen idari yaptırımlar uygulana-cak. Operatörler konu ile ilgili detaylı bilgiyi bulunduğu yerdeki Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü veya

1-Bitki pasaportu ibaresi2-Üye ülkenin kodu3-Sorumlu resmi kuruluşun ismi veya kodu4-Kayıt numarası5-Seri numarası veya lot numarası6-Botanik isim7-Miktar8-Orijin (ithal edilmiş ise) 9-Korunmuş bölge kodu (zp) (Bitkiler veya bitkisel ürünler koru-nan bölgeye gönderilecekse) (Ek-7/B’de belirlenmiş olan korunmuş bölgenin kodu 7/B1 ola-rak belirlenmiştir. Bitki pasaportu üzerindeki korunmuş bölge kodu 7/B1 olarak belirtilecektir)10-İkame pasaport (rp) (Orijinalinden düzenlenmiş ise menşei kayıt numarası)

Page 69: antalya tarım

67Dört Mevsim Tarım

İl Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bit-ki Sağlığı Şube Müdürlüğü’nden ala-caklar.

İlimizde yılda 2.412.870 adet serti-fikalı fidan, 1.038.562.478 adet seb-ze fidesi, 22.654.680 adet süs bitkisi, 61.361 (kg) çiçek soğanı üretiliyor.

Operatör bitki pasaportu sistemine kaydını nasıl yapacak?1.  Operatör  http://212.175.143.30/PPS/ Bitki Pasaportu Kayıt Sistemi/ Yeni Kullanıcı linklerini tıklayacak. Firması adına kullanıcı adı ve şifre oluşturacak. 2. Kullanıcı adı ve şifresini kullanarak sisteme girecek. Sistemde yeni başvu-ru linkini tıklayacak. Elektronik or-tamda başvuru formunu dolduracak. (Aynı form Yönetmeliğin Ek-2 sinde yazılı olarak mevcuttur.)3.  Operatör, başvurusunu yaptıktan sonra bulunduğu yerin ilçe gıda tarım ve hayvancılık müdürlüğüne, ithalat-çı ise Zirai Karantina Müdürlüğüne aşağıdaki evrakları götürecek:a) Başvuru formu ekinde üretim yeri ile ilgili ÇKS kaydı veyab)  ÇKS kaydı yok ise; kendine ait

tapu veya kira sözleşmesi ile birlikte kiraladığı yerin tapu fotokopisi veyac) Ecrimisil belgesi veyad) Maliki ölmüş arazilerle ilgili olarak tapu fotokopisi vee) Maliki ölmüş arazilerle ilgili olarak mirasçıları tarafından kullanıldığını gösterir muhtardan alınan belge.f )  Tohumculuk Sektöründe Yetki-lendirme ve Denetleme Yönetmeli-ği gereğince faaliyet alanları ile ilgili Üretici Belgesi/ Bayilik Belgesi. (Ye-meklik patateste aranmaz)g)  İthalatçılar, depolayanlar ve tica-retini yapanlar, ürünlerini bulundur-dukları satış yeri, depo, sera gibi yer-lerle ilgili bilgiler.4.  Müdürlükçe operatöre ait belge-ler kontrol edilecek, tamam olması halinde alanın ve ofis şartlarının de-netlenmesi için operatöre randevu verilecek.5.  Müdürlük elamanla-rı randevu tarihinde operatöre ait üretim yerlerinde veya sa-halarında bitki sağlığı kontrolleri gerçekleştirecek. Üretim yerlerinde veya yakınla-rında makroskobik kontroller yapa-

cak. Gerekirse toprakta yaşayan za-rarlı organizmaların tespiti amacıyla üretim yerinden toprak veya üretim harcı örneği, bitki örnekleri alına-cak.  Örnekler etiketlenerek, analiz için laboratuara gönderilecek. Ofis şartları incelenecek. Herhangi bir ek-sikliğe rastlanmaması, analiz sonuç-larının temiz çıkması halinde kayıt işlemi gerçekleştirilecek ve operatöre kayıt numarası verilecek. Operatö-re yönetmeliğin Ek-3 ünde bulunan taahhütname imzalatılarak, Ek-4 ör-neğe uygun olan Kayıt Sertifikası ve-rilecek.6. Operatör faaliyet yeri, üretim yeri, şekli, deseninde değişiklik yapacaksa, ilgili müdürlüğe bildirecek. İlgili mü-dürlük elamanı yeni duruma ilişkin gerekli kontrolleri yapacak.

Bitki pasaportu etiketi aşağıdaki şekildedir.1 AB – Bitki Pasaportu 2 TR Türkiye 3 Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, (Model) Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü

4 Kayıt numarası: 5 Seri numarası: 6 Botanik ismi: Malus spp. TR 07 IB AG 02 03112009

7 Adet: 100 bitki 9 ZP: xxxxx 10 RP: xxxxx

8 Menşei: xxxxxx Uygulama: xxxxx

Varyete: Golden Delicious Hasat yılı: 2009

Page 70: antalya tarım

68 Dört Mevsim Tarım

Gazipaşa Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, ilçede zeytin yetiştirmek

isteyen vatandaşlara fidan des-teğinde bulundu. Gazipaşalının zeytin fidanı desteğini başarıyla uygulaması sonucu ilçede yetişen zeytin miktarı hızla artmaya baş-

ladı. İlçedeki üreticilerin zeytin ağacı sayısı hızla artarken, Uysal ailesi, zeytin ağacı sayılarının 5 misli arttığını gördü. Uysal ailesi, ilçede kısa süre sonra zeytinlerden yağ elde edecek bir tesise ihtiyaç duyulacağı tespitini yaptı. Bu de-ğerlendirmenin yapıldığı dönem-

de, kırsal kalkınma için destek programı açıklandı.

500 bin lira hibe aldılarZeytin ağacı sayısının artması üzeri-ne zeytinyağı fabrikası kurma kararı alan Uysal ailesi, ilçe ve il müdür-lükleri nezdinde girişimlerde bulun-

Gazipaşa’da zeytin üretiminin arttığını gören Uysal ailesi, bölgede

zeytinyağı fabrikasına olan ihtiyacı tespit etti. Kırsal kalkınma

desteklerinin açıklanmasıyla birlikte harekete geçen Uysal ailesi,

500 bin lira destek alarak Zeytinada Zeytinyağı Fabrikası’nı kurdu.

Önce fidan dikti sonra fabrika kurdu

Page 71: antalya tarım

69Dört Mevsim Tarım

du. Başvurularının olumlu karşılan-masının ardından 2010 yılı Nisan ayında hibe sözleşmesi imzalayan Uysal ailesi, Mayıs ayında ihaleye gitti ve Haziran ayında Zeytina-da Zeytinyağı Fabrikası’nın inşa-at çalışmalarına başladı. 1 milyon 203 bin 100 lira tutan yatırımın yüzde 50’sine hibe desteği sağ-landı. Proje çerçevesinde 500 bin lira destek alındı. Kırsal Kalkın-ma ve Örgütlenme Şube Müdür-lüğünün yol göstermesi, eğitici ilgi ve desteği ile fabrika, zeytin sezonunun başladığı Ekim ayın-da üretime hazır hale geldi.

Asit oranı düşük yağ üretimiYatırım miktarının yüzde 25’lik kıs-mının geri dönüşümü sağlanırken, 2-3 yıl içinde geri kalan kısmının da amorti edilmesi planlanıyor. Zey-

tinada Zeytinyağı Fabrikası, saatte 40 ila 60 ton arası zeytini işleyerek, zeytinyağı üretebilme kapasitesi-ne sahip. Ancak yörede üreticiliğin küçül ölçekli olması nedeniyle or-ganizasyonda sıkıntı yaşanıyor ve 3 vardiya çalışılması halinde bile kapasite kadar üretim yapılamıyor. Bu nedenle Uysal ailesi ikinci bir hattı kurmayı planlıyor. Öte yan-dan Uysal ailesi, fabrikanın hizmete girmesiyle birlikte üreticileri hasat konusunda bilinçlendirdi. Dip zey-tini ile daldaki zeytinin birbirine karıştırılmaması yönünde telkinde bulunuldu ve önemli ölçüde sonuç alındı. Bu nedenle Gazipaşa’da her yıl asit oranı daha düşük zeytinya-ğı üretimi yapılmaya başlandı. Asit oranı düşük zeytinyağının yüksek olana oranla piyasada daha fazla pa-raya satıldığının altı çizildi.

Page 72: antalya tarım

70 Dört Mevsim Tarım

Kesme Çiçeğin Dünü Bugünü Dünyada 145 ülkede 50 milyar dolar ticaret hacmine sahip olan

süs bitkileri içinde yüzde 50 pay alan sektör olan kesme çiçek,

ülkemizde de hızla ticari sektör konumuna ulaşmaktadır.

Kesme çiçek; süs bitkileri sek-törü içinde tüm dünyada hem üretim hacmi, hem de

ekonomik değer olarak en geniş paya sahip olan faaliyet alanıdır. Küresel-leşme ve bunun gelire olan etkisine bağlı olarak birçok ülkede kişi başı-na düşen kesme çiçek tüketimi artış göstermiştir. Dolayısıyla dünya kes-me çiçek üretimindeki rekabet de artmıştır.

Dünyada 145 ülkede 1.338.369 hek-tar alan ve 50 milyar dolar ticaret hacmine sahip olan süs bitkileri sek-törü içerisinde kesme çiçek, %50 pay alan bir sektördür.

İklim özellikleri açı-sından büyük avantajlara sahip olan ülkemizde ticari anlamda kesme çiçek üretimi, 1940’lı yıllarda İstan-

bul ve Yalova çevresinde başlamış ve daha sonra Ege ve Akdeniz bölgele-rine yayılmıştır. 1985 yılında ilimizde kesme çiçek ihracatının başlaması ile kesme çiçek üretim alanında ve mik-tarında önemli artışlar olmuş ve hızla ticari bir sektör konumuna gelmiştir.

12.125 dekar kesme çiçek üretim alanına sahip olan ülkemizde,

28 ilde üretim yapılmakta ve en fazla üretim yapılan iller İzmir, Antalya ve Ya-lova olarak sıralanmakta-

dır. İzmir ilinde yapılan kes-me çiçek üretimi genellikle iç

piyasaya yöneliktir. Antalya ise, Türkiye kesme çiçek üretim alanları-nın %34’üne sahip olup, yetiştirici-likde ihracat amaçlanmaktadır. İlde en fazla üretilen kesme çiçek türleri karanfil (sprey ve standart), gerbera,

Sevcan ÜNAL / Ziraat Mühendisi – Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürlüğü

Page 73: antalya tarım

71Dört Mevsim Tarım

gül, gypsophilla, solidago, lisianthus ve krizantemdir. Ayrıca son yıllar-da küçük alanlarda daha çok frezia, lilium, anemon, ranunculus, statice, şebboy gibi türler de üretilmektedir. Bununla birlikte büyük firmalar, ana çeşitlerin yanında arajmanlarda kul-lanılmak üzere kesme amaçlı okalip-

tus, asparagus, ruscus, casuarina, pi-tosporum gibi türler de yetiştirmeye başlamışlardır.

Dal başı sistemiİhracatçı firmaların ilk yıllarda üre-timi; sözleşmeli üretici modeli ile başlamış, sonra üreticilerle sabit fiyat

anlaşmaları yapılmış, 2000 yılından itibaren sektördeki karlılığın ve ve-rimliliğin düşmesinden dolayı, daha verimli bir model olan dal başı siste-mine geçilmiştir. Dal başı sistemine göre, ihracatçı firmalar tüm girdile-ri karşılamakta ve işçi ailesi kaliteli ürettiği dal başına ücret almaktadır.

Kesme Çiçekler 2005 2006 2007 2008 2009 2010Karanfil 2.809,87 2.737,62 2.477,71 2.574,85 2.726,50 2706,5Gerbera 997,7 979,7 988,03 1.023,05 847,5 846,5Gül 107,31 94,31 95,65 96,75 97,5 162,0Gypsophilla 152,19 140,19 165,8 189,5 159 157,0Solidago 65,71 65,21 107,07 112,32 94 94,0Lisianthus 21,46 21,46 32,75 47,63 42 42,0Krizantem 11,5 12,25 28,95 28,2 24 24,0Diğerleri 162,44 190,69 285,57 292,6 247 133TOPLAM 4.328,18 4.241,43 4.181,50 4.364,90 4.120,00 4.165,00

Antalya’da En fazla Üretimi Yapılan Kesme Çiçek Alanları (da)

Page 74: antalya tarım

72 Dört Mevsim Tarım

Bu sistem ile kalite ve verimlilik artarak birim alandan ihracata giden dal sayısı yükselmiştir. Halen firmalar bu sistem ile üretime devam etmektedirler.

Kesme çiçek üreten küçük işletme-lerde işçilik aile bireyleri tarafından yapılmakta ve çiçekler paketlenerek ihraç edilmek üzere ihracatçı firma-lara verilmektedir. Ayrıca bu işletme-ler özellikle iç piyasaya yönelik üre-timin de temelini oluşturmaktadırlar. İç piyasada değerlendirilecek ürünler, çiçekçilik kooperatifleri üzerinden pazarlanmaktadır.

İlimizde 2011 yılı sonu itibariyle kesme çiçek üretimi yapan 50 firma ve yaklaşık 600 süs bitkisi üreticisi bulunmaktadır.

Kesme çiçek üretimi esasen sadece çiçek üretimi ve ihracatı ile sınırlı değildir. Dünyada doku kültürü ve çeşit ıslahından, sera konstrüksiyonu, çiçek paketleme ve ambalaj malze-meleri imalatına kadar birçok konu çiçek endüstrisinin bir yan dalı haline gelmiştir. Hollanda, İsrail, ABD gibi çiçekçilikte en ileri teknolojiye sahip ülkeler bu sektördeki gelirlerinin ve istihdamın önemli bir bölümünü çiçek yetiştiriciliğinden değil, çiçek üretimi ile doğrudan ilişkili yan sa-nayi üzerinden sağlamaktadır.

Kesme çiçek sektörünün ilimiz için de ekonomik önemi büyüktür. İşçilik yoğun olup, az yatırımla çok istih-dam yaratan bir sektördür. Dekara yıl boyunca 1,5 işçi istihdam edilmekte ve yan sanayi kollarıyla beraber or-talama 10.000 işçi çalışmaktadır. 25 yıllık mazisi olan kesme çiçek sektö-rü başlangıçta dönemin en ileri tarım

tekniklerini kullanan ve diğer tarım kollarının da gelişmesine yardımcı olan sektör konumundaydı. Özellik-le damlama, yağmurlama ve sisleme teknikleri, sıvı gübre ve yaprak gübre uygulamaları, toprak dezenfeksiyonu (buhar ile sterilisazyon gibi), toprak - yaprak tahlilleri, volkanik tüf orta-mında yetiştiricilik ve sözleşmeli üre-tim modeli gibi birçok modern tarım tekniklerine öncülük etmiştir. Ayrıca sera konstrüksiyonu, örtü malze-meleri ile imalat ve montaj sanayi, otomasyon sistemli köklendirme or-tamları, iklim sistemleri, bilgisayar, elektrik, makine yan sanayi (hidrofor, dalgıç pompa, soğutucular, jeneratör, sulama, ilaçlama, gübreleme makina-ları, v.s) ambalajlama, paketleme ve nakliye sektörünün de gelişmesine katkıda bulunmuştur.

İhracat 27 milyon dolara ulaştıÜlkemizin 1985 yılında 6,5 milyon dal ve 106 bin dolar ile başlayan kesme çiçek ihracatı, bugün 27 mil-

yon dolara ulaşmıştır. İhracatın 23,5 milyon doları ilimizden gerçekleş-miştir. Ancak tablodaki son iki yıl-lık verilere göre, miktarda % 21’lik gerileme, değerde ise % 36’lık artış görülmektedir. Kesme çiçek ihracat miktarındaki % 30’luk azalma, süs bitkileri ihracatını da olumsuz etki-lemiştir. Sıcaklıkların mevsim nor-mallerinin altında seyretmesi, gece ve gündüz arasındaki sıcaklık fark-larının yüksek olması, çiçeklerin ke-sime gelmemesine neden olmuştur.

Başlangıçta ülkemizden kesme çiçek ihracatı yaptığımız tek ülke Birleşik Krallık idi. Ancak bugün Birleşik Krallık başta olmak üzere Hollanda, Ukrayna, Rusya Federasyonu, Ro-manya, Bulgaristan, Almanya, Yu-nanistan, Macaristan ve Japonya’ya ihracat yapılmaktadır. İhracattaki ana kalem karanfil ve gerbera olup, çok az miktarda da diğer çeşitler ih-raç edilmektedir.

Gül ve orkide en fazla ithal edilen türlerdir. Son yıllarda büyük otel-

Page 75: antalya tarım

73Dört Mevsim Tarım

Antalya’da kesme çiçek üretimi 1980’li yıllarda Beldibi’nde kü-çük bir üretim sahasında başladı. Beldibi’nde kesme çiçek üreti-minin başarıya ulaşması sonucu Serik’in Kadriye beldesinde de üretime geçildi. Kesme çiçek üre-timi 1990’lı yılların başında teşvik-lerin de etkisiyle hızla çoğaldı. O dönemde küçük üreticilerin ihra-catçılar için sözleşmeli üretim yap-tığı sektör, asıl patlamayı ihracat-çıların üretime geçmesiyle yaşadı. Antalya’da aktif olarak 70’ye yakın ihracatçının aynı zamanda üretim de yapması nedeniyle bugün kentte 5 bin dönüm arazide kesme çiçek yetiştiriliyor. Kesme çiçek üretim ve ihracat sezonunun yaz aylarında yapılmıyor olması nedeniyle başla-yan arayışlar da kısa sürede meyve-sini verdi.

Antalya’da üretimin sona erdiği ay-larda yayla tabir edilen alanlarda da 600 dekar alanda kesme çiçek ye-tiştiriliyor. Yayla üretimi ile 8.5 ay olan kesme çiçek üretim ve ihracat sezonu 10.5 aya yükseldi. Kes-me çiçeğin tamamına yakını ihraç

ediliyor. Üretimi ve ihracatı yapı-lan kesme çiçek türlerinin başında karanfil geliyor. Karanfili gerbela takip ederken, son yıllarda ronan-kulus da yetiştirilmeye başlandı. Sektör, ihracatçıların ifadelerine göre çeşitliliğin az olması nedeniy-le sıkıntı çekerken, karanfil taleple-rini de karşılamakta zorluk çekiyor.

Antalya’da üretim alanının daha fazla artmamasına gerekçe olarak ise arazi sıkıntısı gösteriliyor. İh-racatçıların ihtiyaç duyduğu bü-yüklükte arazilerin olmaması ve

Antalya’nın turistik özelliği nede-niyle arazilerin pahalı olması, sek-törün önünü tıkıyor. Arazi sıkıntısı nedeniyle sektörün daha fazla ge-lişmesinin zor olduğu kaydedili-yor. Başka bir deyişle Antalya’da kesme çiçek sektörü gelebileceği en üst noktaya gelmiş durumda. Antalya’da birliğe kayıtlı 200’in üzerinde ihracatçı bulunurken, ak-tif ihracatçı sayısının 70 civarında olduğu biliniyor. Kesme çiçek se-ralarında ve sektörün destek aldığı diğer sektörlerde 20-25 bin kişinin istihdam ediliyor.

Çiçek gibi sektör

2010 2011 Değişim (%)Ürün Grubu Miktar Değer Miktar Değer Miktar Değer (Adet) (ABD $) (Adet) (ABD $)

Kesme Çiçek 421.181.584 26.664.023 294.597.187 27.275.764 -30 2

Canlı Bitkiler 57.129.500 21.773.957 70.240.439 40.317.500 23 85

Yosun ve Ağaç Dalları 4.807.109 5.938.057 5.476.562 6.441.405 14 8

Çiçek Soğanları 20.854.884 1.813.337 28.767.093 2.287.778 38 26

TOPLAM 503.973.076 56.189.374 399.081.280 76.322.447 -21 36

Ürün Grubuna Göre Türkiye Süs Bitkileri İhracat Miktarı ve Değeri

Page 76: antalya tarım

74 Dört Mevsim Tarım

lerin açılması ve iç dekorasyonda kesme çiçeklerin de kullanılma-sı, taze kesme çiçeklerin ithalatını artırmıştır. Ne yazık ki, ülkemizde istenen zamanda, istenen miktarda ve kalitede taze kesme çiçek bulu-namamaktadır. Bu nedenle talepler ithal yolu ile karşılanmaktadır. Bu-nun dışında üretimde kullanılan fidelerin büyük bölümü de ithal edilmektedir. Bu durum sektö-rün dışa bağımlılığını artırmakta ve birim alana düşen maliyeti de yükseltmektedir. Türkiye, dünya kesme çiçek ticaretinde söz sahibi birçok ülkeye göre henüz gelişme aşamasındadır. Ekonomik anlam-da kesme çiçek yetiştiriciliği, kü-çümsenmeyecek düzeyde olmasına karşın; arzu edilen üretim miktarı-

na ve kalite düzeyine henüz ulaşı-lamamıştır.

Durgunluk dönemi yaşanıyorİlimizde kesme çiçek üretiminin geleceği parlak olmasına rağmen şu an durgunluk dönemi yaşanmak-tadır. Bu durum yeni yatırımların yapılmamasından, yeni pazarlara yönelik yeni çeşitler üretilmemesin-den ve üretimin uluslararası stan-dartlara yönelik olmamasından kaynaklanmaktadır.

Sonuç olarak; kesme çiçek sektö-rü, gelişmekte olan ülkelerde umut vaat eden bir sektör olarak gelişi-mini hızla sürdürecektir. Ülkemiz-de de bu sektörünün gelişebilmesi

ve dünya pazarından pay alabilmesi için;

• Üniversite, araştırma enstitüleri ve özel sektör birlikte hareket ederek AR-GE çalışmaları yürütülmeli,• Sektör yeni yatırımlarla zenginleş-tirilmeli,• Uluslararası standartlara uygun, kaliteli üretim yapılmalı, • Sektörde ihracata yönelik çeşitlilik artırılmalı, • İç pazardaki satış kanalları yeniden düzenlenmeli,• İç tüketim canlandırılmalı,• Yatırımlara teşvik verilmeli, • Üretim maliyetlerinin diğer ülke-lerle rekabet edebilir düzeye indiril-mesi gibi birçok önlem alınmalıdır.

C M Y CM MY CY CMY K

Page 77: antalya tarım

75Dört Mevsim Tarım

C M Y CM MY CY CMY K

Page 78: antalya tarım

76 Dört Mevsim Tarım

Antalya Büyükşehir Bele-diyesi Toptancı Hal Şube Müdürü Rıza Uysal, 2012

yılı itibariyle yürürlüğe giren yeni hal yasasını değerlendirdi. Uysal, dün-yanın ekonomik şartları göz önüne alındığında 1950’li yıllarda çıkan yasa ile 2010’lu yıllarda daha fazla hizmet verilemeyeceğine dikkat çekti. Tarım-sal ekonominin kayıt altına alınması, tarladan sofraya ürünün izlenmesi ve istatistik elde etme açısından yasanın son dereye yararlı olduğunu kaydeden Uysal, rüsum bedelinin azalması ve ve-rimli çalışmayan otomasyon sisteminin ise olumsuzluklar arasında olduğunu kaydetti.

Gelecek yüzyılın yasasıUysal, “Dünyada ekonomi değişiyor. 1950’li yıllarda çıkan hal yasasının 2010’lı yıllara uyması mümkün değil-

di. Bu nedenle 2000’li yılların ortasın-da değişiklik için çalışmalar başladı ve kısa süre önce yasa çıkarak yürürlüğe yeni yıl itibariyle girdi. Yasa ile boşluk-lar doldurulmak istenirken, sektörün

günümüzün ekonomik koşullarına, kü-reselleşme ve doktrinine uygun olması hedeflendi. Yasa güzel ama bazı eksik-likler var. Her yasada bu tarz olumsuz-luklar oluyor ama uygulama ile bun-

Yeni yılla birlikte yürürlüğe giren Hal Yasası sektör

temsilcileri tarafından olumlu karşılandı. Yasanın sektöre

çağ atlatacağı görüşü öne çıkarken, otomasyon sistemi hal

müdürlüğünü ve komisyoncuları sıkıntıya sokuyor.

Hal Yasasıümit verdi

Page 79: antalya tarım

77Dört Mevsim Tarım

ların aşılacağını umut ediyorum” dedi. Hallerde yaş sebze meyvenin yanı sıra et ve süt ürünlerinin de iş-lenmesinin önünün bu yasa ile açıl-dığını kaydeden Uysal, “Avrupa’da hallerde et ve süt ürünleri de işlenir. Ama ülkemizdeki hallerin mevcut durumu bu ürünlerin işlenmesi için yeterli değil. Bu yönde çalışmalar ile bu olabilir. Bu nedenle bu yöndeki maddeyi olumlu buluyorum. Ya-sanın en önemli yönlerinden birisi tarımsal ekonominin kayıt altına alınması. Bu çok önemli ve takdire şayan. Eğer bu sağlanırsa ülkemiz, dünya ülkeleriyle ekonomik anlam-da rekabet etmede daha da güçlenir. Bu sayede kısa, uzun ve orta vade planları daha sağlıklı yapabiliriz” diye konuştu.

Ürünler tarladan sofraya izlenecekSektörün kayıt altına alınması ile tarı-mın daha da güçleneceğini kaydeden Uysal, yasanın bir diğer güzel yanının künye sistemi olduğunu söyledi. Uysal, “Künyede amaç, ürünlerin tohumdan sofraya kadarki aşamasının kayıt altına alınması yani izlenmesi. Bu uygulama ile ürüne bir kod verilecek. Bilgisayar-dan bu kod girildiğinde ürünü kimin ürettiğini, hangi ilaçları kullandığı gö-rülebilecek. Bizim insanımız çok değer-li. Ürünün her aşamasını görmeye hak-ları var. Diğer bir önemli konu ise semt pazarlarının modernizasyonu” dedi.

Pazarlar çağdaşlaşacakUysal, yasa ile semt pazarlarının mo-dernizasyonu, hijyenin sağlanması ve çağdaş hale gelmesinin istendiğini, bu nedenle ilgili kurum ve kuruluşla-ra süre verildiğini belirterek, bu süre-de çağın ekonomik koşullarına uygun

pazarların oluşacağını söyledi. Uysal, ‘’Bu yapılabilirse harika olacak. Bir diğer konu ise çiftçi kayıt sistemi. Ba-kanlıklar, kurum kuruluşlar arası mü-nasebetler, elektronik ortamda olacak. Çiftçi kayıt sistemi, bakanlık verileri, ihracata giden ürünler elektronik or-tamda olacak. Bakanlıklar arası koor-dinasyon sağlanacak. Gelecekte ülke için planların üretilmesini sağlayacak bu” değerlendirmesinde bulundu.

Yasanın olumsuzluklarına da deği-nen Uysal, müdürlüğü de etkileyen rüsum paylaşımına dikkat çekti. Uy-sal, “Yasadan önce belediyeye yüzde 1 oranında rüsum kalıyordu. Yasa ile bu 0.25’e düştü. Ürünün yetiştiği, işlendi-ği bölgedeki belediyeye 0.25 oranında rüsum düşerken, ürünün satıldığı böl-gedeki belediyeye 0.75 rüsum kalıyor. Bu doğru değil. Sonuçta her türlü hiz-meti ürünün yetiştiği bölgedeki bele-

diye veriyor. Her türlü alt yapıyı biz sağlıyoruz, hizmeti biz veriyoruz ama en az payı alıyoruz” dedi. Bü-yük marketlerin ürünlerini direkt üretim alanından alabiliyor olma-sını da eleştiren Uysal, otomasyon sisteminde de sıkıntı yaşandığını bildirdi. Uysal, “Ancak eski yasadan kat kat daha iyi bir yasa var ve bu yasayı uygulamak zorundayız” dedi.

Sistem oturursaherkes kazanacakAntalya Büyükşehir Belediyesi Toptancı Hal Şube Müdürü Rıza Uysal’dan sonra komisyoncuların yasa ile ilgili düşüncelerini öğren-dik. Yasayı değerlendiren İsmail Erten, “Hal yasası yıllardır bekle-nen, devrim niteliğinde olan tüke-tici, üretici, ihracatçı için gerekli bir sistemdir. Tüketicinin temiz, sağlı-ğa uygun, kalıntısız ürün tüketmesi

için bu sistem uygulanmalı. Sistem, ürünün ambalajındaki barkottan tü-keticinin tarladan sofraya izleyeceği sistemdir. Kayıt dışı ekonomi sebze meyvede yüzde 50’dir. Yasa ile sektö-rün yüzde 100’ü kayıt altına alınıyor” dedi.

Erten, “Bir ürün her satışa sunuldu-ğunda yüzde 2 oranında rüsum alını-yordu. Ürün 5 kez el değiştirdiğinde fiyatı yüzde 10 artıyordu. Şimdi 1 kez rüsum alınacak ve tüketici daha ucuza ürün alacak. Belediyeye yüzde 1 yerine yüzde 0.25 oranında rüsum kalacak. Belediye ekonomik kayba uğrayacak ama önemli olan vatandaştır. Hal kayıt sistemi uygulanır hale gelirse ihracatı-mızda büyük artış olur. Kimse zirai ilaç kalıntılı ürün yetiştirme riskini almaz. Hem ihracat gelişir hem de halkımız kalıntısız ürün tüketir” diye konuştu.

Page 80: antalya tarım

78 Dört Mevsim Tarım

‘’Antalya misyonunu yerine getiriyor’’

ATSO Meclis

Başkanı Ali Rıza

Akıncı’ya göre,

Antalya ülkenin

sebze meyve

ihracatını tek

başına omuzluyor.

Yakın zamanda

kentten bu

alandaki ihracat

1 milyar dolarla

ifade edilecek.

Page 81: antalya tarım

79Dört Mevsim Tarım

Antalya Ticaret ve Sana-yi Odası (ATSO) Meclis Başkanı Ali Rıza Akıncı

ile Antalya tarımı üzerine keyifli bir röportaj yaptık. ATSO Meclis Baş-kanlığının yanında ziraat mühendisi olan Akıncı, hibrit sebze tohumu ıs-lahı üzerinde çalışıyor. Akıncı, röpor-tajımızda ağırlıklı olarak seracılığa değindi. Seracılıkta gelinen noktayı ve hedefleri açıkladı. Sebze ihraca-tının artması için modern seraların önemine değindi.

Antalya tarımını genel olarak de-ğerlendirebilir misiniz? AKINCI: Antalya tarımını değer-lendirmeye seracılıktan başlamak lazım. Çünkü Antalya’da seracılık, birim alana en yüksek sermaye gerek-tiren ve en çok katma değer yaratan alandır. Türkiye’de 500 bin dekara ya-kın sera var. Bu seraların yüzde 50’si, yani 250 bin dekarı Antalya’da. Cam seraların ise yüzde 75’i Antalya’da.

Seralarda kaç kişi istihdam ediliyor?AKINCI: Gıda Tarım ve Hayvancı-lık Bakanlığı istatistiğine göre, An-talya bölgesinde 80 bin aile geçimini seracılıkta sağlıyor. Bir aileyi 4-5 kişi kabul edersek, 300 bin kişinin üze-rinde insan seralarda istihdam edili-yor. Turizmden bile fazla insan sera-larda istihdam ediliyor.

Elde edilen gelir ne kadar?AKINCI: Türkiye’de üretilen seb-zenin yalnızca yüzde 5’i ihraç edili-yor. Ancak Antalya’da bu oran yüzde 25’e varır. Antalya, Türkiye’nin sebze meyve ihracatını tek başına omuzla-makta. Yakın zamanda Antalya’nın sebze meyve ihracatı 1 milyar dolar-lara ulaşacaktır.

Bu rakam yeterli mi?AKINCI: 1 milyar dolar ihracat he-defi mütevazidir. 5-6 milyar dolar olmalıdır. Antalya, bu alandaki mis-yonunu yerine getirmektedir. İspanya ve Hollanda’nın bu alandaki ihracatı 10 milyar dolar üzerindedir. Bizim bunu yapmamamız için hiçbir sebep yok.

Modern sera yatırımlarının duru-mu nedir?AKINCI: Son dönemde seraların niteliği değişmeye başladı. Yüksek çatılı, çatıda havalandırma olan, gi-rişleri kontrollü, ısıtılabilen modern sera yatırımları oldu. Bu, inşaat fir-malarının ve tarım dışı sektörde fa-aliyet gösterenlerin sektörümüze yatırımıyla başladı. Ama Demre, Kumluca ve Antalya merkezde klasik serası olanlar da modern sera yap-maya başladı. Antalya’da 3 bin dekar modern sera oluştu ve her yıl artıyor. Türkiye’de 6 bin dekar modern sera bulunuyor. Yine Antalya’nın bu alan-daki oranı yüzde 50.

Kalite kadar önemli olan bir diğer unsur nedir?AKINCI: Ürün çeşitliliğidir. Eski-den Türk tipi biber, hıyar ve domates üretirdik. Ama bugün tane domates yerine ciddi oranda salkım domates, kokteyl domates, çeri domates, kap-lan türü, zebra tipi domates üretili-yor. Pazarın talebine göre ihtiyaç kar-şılanıyor. Demre, Kumluca’da bu tür domates üretimi yükseldi. Bu doma-teslerin yüzde 50’si ihraç ediliyor. İh-racat amaçlı biber çeşitleri üretilmeye başlandı. Dikenli hıyar Rusya’dan yo-ğun ilgi görüyor. Gazipaşa bu ürürün üretim merkezi. Ürün çeşitliliği ile ihracatta artıyor.

Meyvecilikte durum nedir?AKINCI: Yayla kesiminde başla-yan meyvecilik, sahildeki ilçelerde de hızla artıyor. Meyvecilikte de çeşitlilik artıyor. Eskiden Korkuteli ve Elmalı’da sadece golden, starking türü elma olurdu. Şimdi bodur elma, armut, kiraz türleri de üretilmeye başlandı. Sahilde meyvecilik olmaz bilinirdi ama erik, incir, şeftali ve tropik meyveler üretilmeye başlan-dı. Ama meyvecilikte gideceğimiz uzun yol var. Fidancılığa, tohumda-ki gibi erken girilemedi. Sebzecili-ğe göre geç kalındı. Ama iyi yolda ilerleniyor.

Arazi toplulaştırması ile ilgili ne düşünüyorsunuz?AKINCI: Arazi toplulaştırılması tarım kesimi için tarımın daha da gelişmesi için olumlu bir projedir. Tarımın en büyük rakibi, kurum-sallaşmanın önündeki engel miras nedeniyle arazinin parçalanması-dır, küçülmesidir. Özellikle sahilde arazi küçüktür. Kumluca’da 10 dö-nüm arazisi olan büyük üretici ka-bul edilir ama dünyada bu büyüklük karlı değildir. Arazi toplulaştırması bu olumsuzluğa son vermek için önemlidir.

Antalya’daki seraların yüzölçümü ne durumda?AKINCI: Dünyada seranın ranta-bıl olması için 40-50 dekardan baş-laması gerekiyor ki, çağın gerekleri yapılsın. Maalesef bizde bu müm-kün değil. Antalya’da sera büyüklü-ğü, sera başına 3 dönüm civarında-dır. Bu çağın büyüklüğü değildir bu. Ama kurulan modern seralar 30-40 dekardır. Ama 500 dönüm serası olan üreticiler de var.

Page 82: antalya tarım

80 Dört Mevsim Tarım

Antalya’da bir ara organize tarım bölgesi için yer arayışı vardı, ne oldu?AKINCI: Organize tarım bölge-si 7 yıl önce gündemdeydi. Sayın Ali Coşkun’un Sanayi ve Ticaret Bakanı olduğu dönemde. Ancak o dönemde uygun arazi bulunamadı. Bölgede 20 yatırımcı olacaktı ve her yatırımcıya 50-100 dönüm parsel olmalıydı.

Toplamda 2 bin dönüm araziye ihti-yaç vardı. Ama bulamadık, yetkililer, bürokratlar konunun üzerine gitti. Ama yer bulunamadı. Dolayısıyla bu iş arazi bulunamadığı için neticele-nemedi. Benim artık yer bulunması için ümidim de yok.

Antalya’da tarım deyince akla baş-ka ne geliyor?AKINCI: Akla sadece meyve ve seralarda sebze üretimi gelmemeli. Antalya tüm Türkiye’nin ihtiyacı-nı karşılayan özel üretimler yapıyor. Antalya tohumda Türkiye’nin üretim merkezi. Antalya’da kurulmuş hibrit sebze tohumu ıslahı üretimi yapan firma sayısı artmaya başladı. Eskiden tohumu ithal ederdik. Bu iş son 15 yılda iyi ivme kazandı.

Tohumculukta istatistikler ne diyor?AKINCI: Türkiye’de üretilen to-humlar iyi netice vermeye başladı. Üretici Türk tohumu kullanmaya başladı. Tohum ihraç etmeye de baş-ladık. Elimde bir istatistik yok ama

Türkiye’nin 120 milyon dolar tohum ithalatı var. Bu sebze tohumları için geçerli. 60 milyon dolar tutarında to-hum Türkiye’de üretiliyor.

Tohumculuk kadar gelişen diğer bir sektör nedir?AKINCI: Antalya bölgesinde Türkiye’nin ihtiyacını karşılayan diğer bir sektör de fidecilik oldu. Antalya’da son dönemde modern fide firmaları oluştu.

Antalya’da yüksek teknoloji kullanı-lan tesis sayısı 50’yi buldu. Bu tesisler merkezde ve Kumluca’da yoğunlaş-tı. Türkiye’de ise 85 fide firması var. Fide tesislerinde 4-5 bin kişiden faz-la istihdam var.

Page 83: antalya tarım

81Dört Mevsim Tarım

Page 84: antalya tarım

82 Dört Mevsim Tarım

Dünya değirmercilik sektörüne

dinamizm katıyor

Ana Milling, 20 yılı aşkın sü-redir anahtar teslimi un, ir-mik ve yem üretimi yapan

tam otomasyonlu fabrikalar kuruyor. Antalya Organize Sanayi Bölgesi’nde hizmet veren firma, gelişen teknoloji-leri yakından izleyerek, özellikle Orta Asya, Kuzey Afrika, Doğu ve Orta Avrupa’da başarılı tesisler kurdu ve pazar payı ile satış ağını Uzakdoğu, Güney ve Orta Afrika ile Amerika’ya taşıyarak artırdı.

Ana Milling Genel Müdürü Mustafa Kemal Korkmaz, firmanın modern bir un, irmik fabrikasının gerektirdiği te-mizleme sistemleri, öğütme sistemleri, PLC otomasyon, otomatik paketleme sistemleri, pnömatik nakil sistemleri ve atık öğütme sistemleriyle modern tek-nolojinin gerektirdiği tüm ihtiyaçlara cevap verebilecek özelliklerde anahtar teslimi çözümler sunduğunu bildirdi. Sürekli gelişen teknolojiyi yakından

takip ederek, sektörün ihtiyacına cevap verebilecek uygulamaları geliştirdik-lerini ifade eden Korkmaz, verimliliği yüksek makine ve ekipmanlar üretip, kaliteli çözümler sunmanın temel he-defleri olduğunu söyledi. Korkmaz, ‘’Yeni fabrikamızı Antalya Organize Sanayi Bölgesinde 10.000 metrekare kapalı alan içerisine modern üretimin gerektirdiği donanımda, ful otomatik CNC, lazer, yatay ve dikey iş-leme tezgâhlarımızla birlikte her türlü işlemeyi kendimiz yapabilecek kabili-yette kurduk. Hammadde kalite kont-rolünden nihai ürün sevkiyat öncesi kalite kontrol sistemlerimizle müşteri memnuniyetine önem veren bir kalite anlayışına sahibiz. Etkin ve deneyimli üretim, kalite kontrol, ARGE ve pa-zarlama bölümlerimizle sektöre değer katmaya devam edeceğiz’’ dedi. Ana Değirmen olarak kalitenin yanı sıra es-tetiğe de önem verdiklerini ifade eden

Korkmaz, Antalya’yı hem yaşamak için güzel bir şehir olması hem de ulaşım kolaylığı ve limana yakınlığının verdiği lojistik pozisyonu ile 3 yıl önce aldıkları bir kararla yatırım yeri olarak belirle-diklerini kaydetti. Yeni fabrika ve de-neyimli ekiple daha kaliteli müşterilere, kalitesi üstün hizmet verecek bir stan-dardı yakalayacaklarını ümit ettiklerini bildiren Korkmaz, ‘’Bir dünya şirketi olacak yeterli bilgi, beceri, eleman ve tecrübeye sahibiz’’ dedi. Korkmaz, Antalya’daki grup şirketle-rinden Agrikem için organik zirai ilaç üretim tesisinin yatırımına başladıkla-rını, 2012 yılı içinde bu tesisi de faali-yete geçireceklerini söyledi.

Birçok ülkeye un, irmik ve yem üretimi yapan

fabrikalar kuran Ana Milling, pazar payını ve

satış ağını Uzakdoğu, Güney ve Orta Afrika ile

Amerika’ya taşıyarak artırıyor.

Page 85: antalya tarım

83Dört Mevsim Tarım

Akdeniz Üniversitesi (AÜ) Zootekni Bölümü, yerleşke içerisine öğrencilerin pratik

eğitiminin yanı sıra gelir elde edilen bir de işletme kurdu.

İşletmede süt sığırcılığı için ahır; bıldırcın, keklik ve tavuk üretilen kanatlı kümesi, bombus arı labora-tuarı ve yem ünitesi bulunuyor. Hal-ka açık olan işletme, faaliyet alanları çerçevesinde imkânları dâhilinde vatandaşın taleplerine de cevap ve-riyor. İşletmeden elde edilen süt,

üniversitenin sosyal tesislerinde de-ğerlendiriliyor.

Kanatlı kümesi ise gelen talepler doğrultusunda et, damızlık ve yu-murta ihtiyacını karşılıyor. Bombus arı laboratuarı dışarıya yönelik ih-tiyaçları karşılamaktan ziyade öğ-rencilerin eğitimi için katkı sağlıyor. Yem ünitesinde ise silaj işlenerek süt sığırlarının gıda ihtiyacı karşılanıyor.

İşletme ve bölüm hakkında bilgi ve-ren Zootekni Bölüm Başkanı Prof.

Dr. İbrahim Zafer Arık, “Bölümü-müz 3 ana bilim dalından oluşuyor. Bunlar Hayvan Yetiştirme Anabilim Dalı, Yemler ve Hayvan Beslenmesi Anabilim Dalı, Biyometri Genetik Anabilim Dalı. Hayvan Yetiştirme Anabilim Dalı, yetiştiricilik ve ıs-lah, Yemler ve Hayvan Beslenmesi Anabilim Dalı besleme ve kullanılan yemler, Biometri Genetik Anabilim Dalı ise istatistik ve popülasyon ge-netiği alanında eğitim verir. Bölümü-müzde 100’ün üzerinde öğrenci var” dedi.

Yerleşkede faaliyete geçen işletmede ahır, kanatlı kümesi,

bombus arı laboratuarı ve yem ünitesi bulunuyor.

Zootekni bölümükendi işletmesini kurdu

Page 86: antalya tarım

Dört Mevsim Tarım84

Yrd. Doç. Dr. Fatih Dağlı - Akdeniz Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü

İlaçlara dayalı mücadele, neden olduğu sorunlarve çözüm yollarıZararlı ve hastalık probleminin yalnızca ilaç kullanmak suretiyle

çözülebileceği anlayışının ne kadar hatalı olduğu ve bunun mücadeleyi

nasıl içinden çıkılmaz bir duruma soktuğu geçmişte tecrübe edilmiştir.

Günümüzde zararlı ve hastalıklarda direnç ge-lişimi nedeniyle yalnızca ilaçlara dayalı bir müca-

dele yönteminin çoğu zaman yeterli olamadığı anlaşılmıştır. Ayrıca kimya-sal kullanımı ile birlikte ortaya çıkan pestisit kalıntı sorununun ekonomik, ekolojik, çevre ve insan sağlığı bakı-mından yol açtığı kötü sonuçlar hala üzerinde en fazla tartışılan ve çözümü için ciddi düzeylerde çaba sarf edilen konudur.

Zararlı ve hastalık probleminin yal-nızca ilaç kullanmak suretiyle çözü-lebileceği anlayışının ne kadar hatalı olduğu ve bunun mücadeleyi nasıl içinden çıkılmaz bir duruma soktu-ğu geçmişte Orta Amerika’da yoğun ilaç kullanımı ve sonuçlarıyla tecrübe edilmiştir. Bu örnek vakayı kısaca ha-tırlamakta fayda var. DDT ve benzeri ilaçlar mucizevî bir mücadele aracı olarak görüldü ve 1950’li yıllarda Orta Amerika’da pamukta yoğun şekilde kullanıldı. Başlangıçta bölgede 2 tür

zararlı görülüyordu ve 5 defadan daha az ilaç uygulaması, mücadele için ye-terli geliyordu. Fakat 10 yıl sonra ilaç-lara aşırı bağımlılık sekonder zararlı salgınlarına yol açtı. Daha önce zararlı olarak bilinmeyen böcekler, önemli zararlılar durumuna geldi. 1960’da ilaç uygulama sayısı 28 defaya kadar çıka-rılmak zorunda kalındı. Bu durumda zararlılarla mücadele, üretim mali-yetlerinin % 50’sini oluşturuyordu. Ayrıca kontrolsüz ilaç kullanımı ciddi çevre felaketlerine yol açmıştı. Sonuç

Page 87: antalya tarım

Dört Mevsim Tarım

olarak sadece ilaca dayalı sistem, eko-nomik olarak tarımı yapılamaz duru-ma getirmişti ve 1970’lerin başlarında popülasyon düzeylerinin izlenmesi, kültürel mücadele, doğal düşmanlar ve ilaç kullanımının azaltılmasına dayalı entegre mücadele programları geliştiril-meye başlandı. Birkaç yıl içinde ilaç kul-lanımı %30-40 azaldı ve pamuk üretimi normal durumuna dönme yoluna girdi.

Kimyasala dayalı mücadele bir süre sonra direnç problemine yol açmakta ve zararlılarla neredeyse baş edilemez duruma gelinmektedir. Pestisitlere di-rençli zararlılar sorunu son yıllarda hayli yaygınlaşmıştır. Direncin oldukça yoğun bulunduğu önemli zararlıları kapsayan en az 447 böcek ve akar türünün bir veya daha fazla kimyasal gruptan ilaca direnç geliştirdiği bildirilmiştir. Zararlılarda direnç gelişimine 1950’lerin başlarında ender rastlandığı, buna karşı tam duyarlı popülâsyonların 1980’lerin başlarında nadiren bulunduğu bildirilmiştir.

Kimyasala dayalı mücadele ve yol açtı-ğı sonuçlara ilişkin yukarıdaki bilgiler ışığında ülkemizde ve bölgemizde du-rum nedir, kısaca bunu irdelemek ye-rinde olacaktır. Bilindiği üzere Antalya ve ilçelerinde genellikle örtü altı üretim yapılmaktadır ve neredeyse yıl boyunca zararlı ve hastalık sorunuyla mücade-le edilmek durumunda kalınmaktadır. Kamu ve özel sektör tarafından çeşitli entegre mücadele seçenekleri yaygın-laştırılmaya çalışılsa da, bitki koruma alanında halen büyük oranda kimyasala dayalı bir mücadelenin hakim olduğu gözlenmektedir. Son yıllarda reçeteli ilaç satışı, ihracata giden ürünlerde kul-lanılan kimyasalların kayıtlarının isten-mesi, Avrupa Birliği uyum sürecinde çok sayıda ilacın yasaklanması, üretilen ürünlerde ilaç kalıntı düzeylerinin de-netlenmesi gibi pek çok yasal önlem

sayesinde kalıntı sorununun azaltılması yönünde epeyce yol alınmıştır. Zararlı ve hastalıklara karşı mücadelede kulla-nılacak ilaçların ruhsat verilen ürünler-de ve önerilen dozunda kullanılması ve bekleme sürelerine uyulması en önemli husustur ve bu kurallara mutlaka uyul-ması gereklidir.

Ne var ki, bölgemizde bazı önemli za-rarlıların ilaçlara karşı direnci üzerinde yapılan çalışmalar gelinen noktada ilaç kullanımı konusunda kurallara harfiyen uyulsa bile kimyasal mücadeleye dayalı sistemin, üreticinin karşı karşıya kaldığı çiçek thripsi Frankliniella occidenta-lis, beyazsinek Bemisia tabaci, kırmı-zı örümcek Tetranychus cinnabarinus gibi önemli zararlılarla başa çıkmaya yetmeyebileceğini göstermiştir. Antalya bölgesinden toplanan söz konusu zararlı popülâsyonlarında çok sayıda ilaca karşı önemli düzeyde direnç geliştiği tespit edilmiştir. Avrupa Birliğine uyum süre-cinde çok sayıda etkili maddenin yasak-lanmasıyla birlikte bazı önemli zararlıla-ra karşı az sayıda ruhsatlı ilaç kalmıştır.

Bu durum bu ilaçların zorunlu olarak daha sık veya sürekli kullanılmasına yol açmaktadır ve bu yüzden direnç gelişimi için kaçınılmaz bir ortam ortaya çık-maktadır. Sonuçta elde kalan az sayıdaki ilaçlara da direnç geliştiği veya gelişe-bileceği düşünüldüğünde durumun ne kadar vahim olduğu ortadadır. Bu nok-tada zararlı ve hastalıklara karşı kalıcı ve sürdürülebilir bir mücadele anlayışı ne olmalıdır sorusuna cevap aranmalıdır.

Sorunun çözümü, yalnız başına ilaca dayalı mücadelenin yeterli olamayaca-ğının yeterince anlaşılmış olması ve za-rarlı ve hastalıklara karşı diğer mücadele seçeneklerinin zorunlu olarak devreye sokulması gerektiğinin bilincine varıl-masındadır. Günümüzde fiziksel, kültü-rel, biyolojik, biyoteknik mücadele gibi seçenekleri kapsayan entegre mücadele programlarıyla zararlı ve hastalıklara karşı daha güvenli ve sürdürülebilir şe-kilde mücadele yapılabilmektedir.

Bu sayede ilaç uygulama sayısı cid-di oranda azaltılmaktadır ve neticede direnç ve kalıntı sorunu en az düzeye indirilebilmektedir. Bitki koruma ala-nında geldiğimiz nokta ilaç kullanımını en aza indirecek diğer mücadele yön-temlerinin zorunlu olarak kullanılması gerektiğine işaret etmektedir. Bu bakış açısının üreticiler, tüketiciler, komisyon-cular, ihracatçılar, danışmanlar, ilaç bayi-leri ve resmi yetkililer tarafından benim-senmesi ve hızla uygulamaya aktarılması gereklidir. Entegre mücadele konusu, ülkemizde de tarımla uğraşan pek çok kesim tarafından az veya çok bilinmek-te ve yıllardır dile getirilmektedir. Fakat belki de sorgulanması ve araştırılması gereken en önemli husus bunca bilgiye rağmen bugün neden hala kimyasala dayalı mücadelenin yerini sözü edilen diğer entegre mücadele seçeneklerinin alamadığı konusu olsa gerek.

Günümüzde fiziksel, kültürel,

biyolojik, biyoteknik mücadele gibi

seçenekleri kapsayan entegre mücadele

programlarıyla zararlı ve hastalıklara

karşı daha güvenli ve sürdürülebilir şekilde mücadele yapılabilmektedir

85

Page 88: antalya tarım

86 Dört Mevsim Tarım

Tarımsal öğretim

Türkiye’nin devamlı pozitif bir büyüme gerçekleştirmesinde

bu mesleğin büyük katkısı olduğu belirtildi.

Tarımsal öğretimin 166. Yılı, Akdeniz Üniversitesinde düzenlenen törenle kutlan-

dı. Törenin açılışında konuşan Akde-niz Üniversitesi Ziraat Fakültesi De-kanı Prof. Dr. Osman Karagüzel, son 14 yılda ülkedeki lisans programları arasında en fazla değişikliğin tarım-sal konularda olduğunu belirterek, ‘’Yapılan tüm değişiklikler içerisin-de her zaman bilinen zor bir husus, dünyadaki gelişmelerin gözetilmesi olmuştur. 2010 yılı hem ülkemizin üniversite eğitim sistemi hem de ta-rımsal üretim için zoru başardığımız bir yıl olmuştur” dedi.

Ziraat Odası Antalya Şube Başkanı Vahap Tuncer de, tarımsal öğretimin sorunlarını gözden geçirmek için sahaya bakmanın gerektiğini ifade ederek, ‘’Bugün sahaya baktığımızda sektörde yeterince ziraat mühendisi bulunmadığı görülmektedir. Sektör temsilerinin yeterli donanıma sahip ziraat mühendisi bulamama konusu bizi bu konuda bir kez daha düşün-dürmektedir. Bunun için daha bilgili

ve daha donanımlı mühendisler ye-tiştirilmesinin gerekli olduğunu dü-şünüyorum’’ dedi. Tarımsal üretim-deki ana başlıklara değinen Tuncer, tarımsal alanların ve su kaynakları-nın mutlaka korunması, destekleme politikalarının gözden geçirilmesi, üretici örgütsüzlüğünün ortadan kal-dırılması gerektiğini kaydetti.

İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdür V. Bedrullah Erçin ise 1846 yılında başlayan bir eğitim ve öğretimde gelinen noktanın teşekkür edilmesi gereken durum olduğunu belirterek, kuraklık dışında Türkiye’nin devam-lı pozitif bir büyüme gerçekleştir-mesinde bu mesleğin büyük katkısı olduğunu belirtti.

Tarımın insan hayatında çok önemli bir yere sahip olduğunu ifade eden Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İsrafil Kurtcephe de, 2011 yı-lında dünya kriz içinde boğuşurken, Türkiye’nin büyüme rekorları kır-masının herkesin dikkatini çektiğini bildirdi.

166 yaşında

Prof. Dr. Osman Karagüzel

Page 89: antalya tarım

87Dört Mevsim Tarım

‘Bilgi Alışverişi’ toplantısı

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının Antalya teş-kilatları, Ocak ayının ilk

günlerinde düzenlenen Bilgi Alışve-rişi başlıklı toplantıda bir araya geldi. Antalya Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür V. Bedrullah Erçin’in baş-kanlığındaki toplantıya, şube müdür-leri ve ilçe müdürleri katıldı. Geçen yılın değerlendirildiği, bu yılın yatırım programının masaya yatırıldığı top-lantıda, İl Müdür V. Erçin, tüm teşki-latların proje üretmesini istedi.

Diğer kamu kurum kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları ile yeni görevlerde önlerine hedefler koyduklarını kayde-den İl Müdür V. Erçin, “Siz istediğiniz kadar işinizi dört dörtlük yapın, diğer kurumlarla ortaklaşa çalışmadığınız sürece, oda, borsa ya da üniversite gibi kurumlarla paylaşmadığınız sürece çok fazla faaliyet yapıyor olmadığı-nız gibi kurum olarak da doğru algı-lanmanız mümkün değil. O nedenle kamuoyunda doğru algılanmak için birlikte çalışmanız gerek” dedi.

Hedefleri takip edinİl Müdürlüğünün 2012 yılı hedefle-rinin titizlikle takip edilmesini iste-yen Erçin, “Biz her yıl o yıl yapıla-bileceklerimiz ile ilgili hedeflerimizi

ortaya koyuyoruz. Örneğin geçtiği-miz yıl stratejik planı, proje olarak hazırlayıp, BAKA’ya sunduk. Proje kabul edildi. Bu yıl içinde hedefle-rimizi ortaya koyduk ve web sayfa-mızda yayınladık. Siz de 2012 yılı hedeflerini buradan takip edin. Çün-kü içlerinde sizlerin de dahil olacağı projeler, çalışmalar ya da ilçeniz için ilham alabileceğiniz konular olabilir. Sizlerin de ilçeniz için 2012 hedefle-rinizi oluşturmanızı ve rutin çalışma-larınızın dışına çıkmanızı istiyorum’’ diye konuştu.

Bundan önceki yıllarda her köyde bir

çiftçi toplantısı yapmaya gayret edil-diğini kaydeden Erçin, bundan son-raki süreçte her köyde en az bir çiftçi toplantısı organize edilmesine ağırlık verilmesini, köyün potansiyeli, tarım takvimi de göz önünde bulunduru-larak TARGEL personeli ile birlikte hareket edilmesini istedi.

TARGEL personelinin BAKA-AB-KOSGEB projeleri hazırlamalarının faydalı olacağını belirten Erçin, şun-ları kaydetti:

“Siz bunu onlardan isteyin ki, onlar da gayret göstersin, bu işe yönelsinler.

Antalya Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür V. Bedrullah Erçin, şube

ve ilçe müdürlerinden proje hazırlamalarını istedi.

Page 90: antalya tarım

88 Dört Mevsim Tarım

Azize Kahraman Halk Eğitim Merkezi ile Antalya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Mü-

dürlüğü Hayvan Sağlığı, Yetiştirici-liği ve Su ürünleri Şube Müdürlüğü tarafından arıcılık kursu düzenlendi.

27 arıcının katıldığı kursun açılışında konuşan Şube Müdürü Kadri Bilici, Antalya’nın arı kovanı varlığı ve bal üretimi bakımından iyi bir konumda bulunduğunu, Türkiye’nin de zengin florası ile arıcılık yapmaya en uygun ülkelerden biri olduğunu vurguladı. Balın çok değerli bir besin maddesi olduğunu ifade eden Bilici, günümü-zün en iyi mesleklerinden biri haline gelen arıcılığa, erken yaşlarda başla-nılmasını önerdi.

Kursiyerlerin sorularını da yanıtlayan

Bilici, Hidro Elektrik Santralle-rin arıcılığa olası etkileri ile ilgili soru üzerine, arının da canlı bir varlık olması sebebiyle HES’in kurulu olduğu bölgelerde etkilene-bileceğini, bu alanların dışında ko-vanların bulundurulmasının uygun olacağını belirtti.

Bilici, bir başka soruyu yanıtlarken, şüpheli görülen gıda maddelerinden Gıda ve Yem Şube Müdürlüğü tara-fından numune alınarak analizlerin yapıldığını, mevzuata aykırı hareket edenlere gerekli işlemlerin uygulan-dığını söyledi.

3 hafta süren eğitimde, Zooteknist Selma Çoşgun ve Tekniker Abdullah Kaya tarafından arı ailesi, arı ırkları, arıcılıkta mevsimsel bakım, arı hasta-

lık v e zararlıla-rı, arıcılık m a l z e m e l e -ri, ballı bitkiler, arı ürünleri (bal-polen-propolis) ko-nularında bilgiler verildi. Kursiyerler, eğitimin son haftasında düzenlenen teknik gezi ile öğrendik-lerini uygulamalı olarak görme fırsatı buldu.

Antalya’daarıcılık kursu

Page 91: antalya tarım

89Dört Mevsim Tarım

Yufka üreticilerinin sorunları tartışıldı

Yufka üreticilerinin sorunla-rı, Antalya Börekçiler Yuf-kacılar Kadayıfçılar Esnaf

ve Sanatkarlar Odası Başkanlığının talebi ile Antalya İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünde yapı-lan toplantıda tartışıldı.

Gıda ve Yem Şube Müdürü Veysel Çelik başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, Antalya Börekçiler Yuf-kacılar Kadayıfçılar Esnaf ve Sanat-karlar Odası Başkanı ve üyeleri ile Büyükşehir, Muratpaşa, Kepez ve Döşemealtı Belediye başkanlıkları,

AESOB ile Tüketiciler Birliğin-den yetkilileri ve sektör temsilci-leri katıldı.Toplantıda, ilde faaliyet gösteren yufka imalathanelerinin sorunları, pazarda açık, ambalajsız ve etiketsiz yufka satışına ilişkin yaşanan problemler, kayıt dışı faa-liyet gösteren yufka imalathaneleri ile tüketici alışkanlıkları ve tercih-leri ile piyasada satışa sunulan yuf-kaların standart gramaj ve fiyatlara sahip olması gerekliliği konuları ele alındı.   Toplantı sonucunda;  

  Yufka satışının adet, gra-maj ve fiyat olarak

s t a n d a r d a b a ğ l a n -

m a s ı

amacıyla Türkiye Esnaf ve Sanat-karlar Konfederasyonu Başkanlığı-nın tebliğ yayınlanmasına yönelik çalışmalar yapılması,

   Pazar yerlerinde, hijyenik olma-yan koşullarda etiketsiz ve amba-lajsız yufka satışına yönelik çalış-maların kararlı bir şekilde devam ettirilmesi,

     Tüketici tercihleri ve davranış-larının gıda güvenli eğilimli olması konusunda, Tüketiciler Birliği tara-fından çalışmalar yapılması,

    Antalya Börekçiler Yufkacılar Kadayıfçılar Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı ve üyelerinin as-gari teknik ve hijyenik şartlarının muhafazasının sağlanması, odanın belirleyeceği gramaj uygulamasına uyulması  ve sektörün ihtiyaçları konusunda AR-GE çalışmaları ya-pılması amacıyla bünyesinde Gıda Mühendisi istihdam etmesi karar-

ları alındı.

Yufka satışının adet, gramaj ve fiyat olarak standarda bağlanması

amacıyla Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonunun tebliğ

yayınlamasına yönelik çalışmalar yapılması karara bağlandı.

Page 92: antalya tarım

90 Dört Mevsim Tarım

“Herşeye rağmen

mazeret yok”

Antalya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ta-rafından “Kişisel Gelişim ve

Motivasyon” konulu eğitim düzen-lendi. İki bölüm halinde gerçekleşti-rilen organizasyonun öğleden önceki bölümüne, Antalya Vali Yardımcısı Hakkı Loğoğlu, İl Müdür V. Bed-rullah Erçin, İl Müdür yardımcıları Ahmet Uymaz ve Mehmet Yoran, İl Müdürlüğü personeli, Şube Mü-dürleri, BAV toplantısı nedeniyle İl Müdürlüğüne gelen İlçe Müdürleri ve personeli ile TARGEL görevlileri katıldı. Eğitimin ikinci bölümünde Zirai Karantina Müdürü Uğur Aka, AKSAM Müdürü Doç. Dr. Yılmaz Emre ile İl Kontrol Laboratuar Mü-dürü Faruk Kurnaz da yer aldı. Antalya İl Müdür V. Bedrullah Er-

çin, Aralık ayında kentte bakanlık üst düzey yöneticilerine verilen eğitimi, personelin de almasının yararlı ola-cağına inandıklarını kaydetti.

Eğitim üslubu, konuşma tarzı ve an-lattığı yaşanmış olaylar ile katılımcı-lara keyifli saatler yaşatan Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şaban Kızıldağ, insan unsurunun önemine işaret etti.

Doç. Dr. Kızıldağ, Türkiye’nin de dahil olduğu 57 Müslüman ülke ara-sında yürüttükleri bir çalışmadan söz ederken, 1.6 milyar nüfusu oluşturan bu ülkelerin, Almanya’nın yarısının ürettiği milli geliri üretemediğini kaydetti. Kızıldağ bunun ardında siyasi, jeopolitik vb. birçok neden

bulunduğunu, ancak asıl konunun insan odaklı olduğunu belirtti. İnsan karakterinin 0-11 yaş arasında oluş-tuğuna dikkat çeken Doç. Dr. Kızıl-dağ; “İyi çevre, iyi aile, iyi eğitim, iyi bir devlet olmazsa iyi insan olunmaz’’ dedi. Kızıldağ, eğitim yıllarında sınıf-ta söz verildikçe konuşan, beden dili kullandırılmadan yetiştirilen bireyler olarak toplumun % 80 inin ölümden sonra en çok topluluk önünde konuş-maktan korktuğuna dikkat çekti.

‘’Mazeret yok’’Hz. Ali’nin “Mazeret insanın ken-disine söylediği en büyük yalandır” sözünü hatırlatan Doç. Dr. Kızıldağ, katılımcılara ‘’Her şeye rağmen ma-zeret yok’’ sözünü yüksek sesle söylet-ti. Türkiye’de yapılan bir araştırmaya

Maltepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şaban Kızıldağ,

Kişisel Gelişim ve Motivasyon’ eğitiminde, ‘yarın değil bugün,

tepki değil yaklaşım’ın önemini vurguladı.

Page 93: antalya tarım

91Dört Mevsim Tarım

göre, insanların %72’sinin yaptığı işi sevmediğine işaret eden Kızıldağ, “Kime sorarsanız sorun, işi ile ilgili bir şeyden yakınıyor, mazeretler bu-luyor. Sağlıklı bir ruh halimiz yok. Hepimiz içimizdeki çocuğu öldür-dük. Serum takılmış insanlar gibi yaşıyoruz. Sağlıklı ruh hali için insan kendisini sevecek, başkasını sevecek, yaptığı işi sevecek, ait olmayı sevecek, sağlam inancı olacak, sağlam umut ve hayalleri olacak. Hayallerimizi yok ettik. En çok laf, dedikodu ve maze-ret üretiyoruz” dedi.

Hayalleri çok geniş tutmanın önemine değinen Doç. Dr. Kızıldağ, katılımcı-lara Alis Harikalar Diyarında, Küçük Prens, Mamo, Robinson Crusoe hika-yelerini okumalarını tavsiye etti.

‘’Ne iş yaparsan sistemli yap’’Kızıldağ, toplam kalite yöntemi-nin temellerini atan Williams Edward Deming’in, bütünün nasıl kaliteli yönetileceği hakkındaki te-mel kurallarını, “gönüllülük esastır, ne işi yaparsan yap sistemli yap, zor-laştırmayın kolaylaştırın, tarağın diş-leri gibi eşit olunacak, istişare edin, liderlik, önce müşteri, sürekli gelişim içinde olun” şeklinde sıraladı.

İletişimde göz teması, beden dili ve sözcüklerin önemine dikkat çeken Kızıldağ, katılımcılardan beyaz bir kâğıt üzerine çizdiği 4 şekilden birini

seçmelerini istedi. Üçgen, kare, daire ve ip olmak üzere 4 farklı şekle iliş-kin tercihte bulunanların karakterleri ile ilgili yorumda bulunan Doç. Dr. Kızıldağ, tüm katılımcıları ayağa kal-dırıp “Yarın değil bugün, tepki değil yaklaşım, her şeye rağmen mazeret yok’’ sözlerini söyleterek, sunumuna son verdi.

Katılımcılar, böyle bir eğitimin dü-zenlenmesinden duydukları mutluğu ifade etti.

Page 94: antalya tarım

92 Dört Mevsim Tarım

Türk kültürü

Sosyal paylaşım sitelerin-de izlenme rekorları kıran Amerikalı yazar Katherine

Branning’in, “ Yes, I Would Love Another Glass of Tea” adlı kitabı, “ Evet, Bir Bardak Daha Çay İsti-yorum” ismiyle Türkçeye çevrildi. Branning’ in Türkleri ve çayı anla-tan videosunun rekor kırmasının sebebi, bizim bilmediğimiz özel-liklerimizi vurgulamış olmasından değil, sahip olduğumuz insani de-

ğerlerimizin, geleneğimizin, yaşa-dığımız güzelliklerin bir yabancı tarafından farkındalığının en güzel şekliyle hissedilip, bunun bir bardak çay ile özdeşleştirilmesinden kay-naklanıyor.

Yüzyıllardır Türküyle, Kürdüyle, Lazıyla, Çerkeziyle vb. aynı duy-guyu kültür mozaği şeklinde pay-laşarak güzel bir motifte tek yürek

olmayı başaran Türk insanının hi-kayesini anlatan yazarın başarısının sebebi, bu coğrafyada, bu duygunun bir parçası olarak yaşamış olmasın-dan geliyor.

Zengini ile fakiri ile yıllardır mut-faklarımızın vazgeçilmezi ve baş tacı olan çayı, insanımızın duygusu, geleneği ve vatan sevgisi ile özdeş-leştirerek bize hediye eden Katheri-

Amerikalı yazar Katherine Branning’in sosyal paylaşım sitelerinde izlenme

rekoru kıran kitabında Türk çayı, ‘’Sıcaktır; Anadolu topraklarını ısıtan

güneş gibi; Türklerin hayatlarının her anındaki yaşama sevinci gibi’’

sözleriyle anlatılıyor.

Bir bardak çayda

Reyhan ÇALIK - EkonomistKırsal Kalkınma ve Örgütlenme Şube Müdürlüğü

Page 95: antalya tarım

93Dört Mevsim Tarım

Türk kültürü

ne Branning’in kitabından hoşuma giden ve çay gibi içimi ısıtan birkaç paragrafı sizinle paylaşmak isterim.

*Türkiye’de çay içmek, İngiltere’de 5 çayından ya da Japonya’da özen-le hazırlanan çay ikramından daha farklı, daha az karmaşık ve sade: ‘’Tıpkı Türk İnsanı Gibi’’*Türk Çayına ‘’Tavşan Kanı’’ derler. Siyah ya da yeşil değildir, kırmızı-dır. Tıpkı her vatansever Türk’ün damarlarında dolaşan kan gibi..Göklerde gururla dalgalanan bay-rakları gibi. Eşsiz güzellikte olan halılarındaki kırmızı yün gibi. Tıpkı ilkbaharda açan ateş kırmızısı laleler gibi, kendisine çok benzeyen bu çay bardağına yansır.

*Türk çayı sıcaktır; Anadolu top-raklarını ısıtan güneş gibi. İçinizi ısıtan coşkulu Türk müzikleri gibi.Yemekleri şehirleri, spor takımları, Türklerin hayatlarının her anındaki yaşama sevinci gibi.

*Türk çayı demlenir, bir Türk salla-ma çayı, çay saymaz. Çay Türkiye’nin her yerinde sürekli demlenir, her zaman servise hazırdır.Türkiye’de ‘’Kahvaltı hazır’’ demezsiniz, ‘’Çay kaynadı’’ dersiniz. Çay aynı Türkiye gibi bir mozaiktir. Miras, kültür, ta-rih, gelenek ve birçok etnik grubun bir araya gelerek kaynaşması gibi.

*Türk çayı sadedir. Sütle beraber içilmez. Berraktır, tıpkı bir Türkün yüzü gibi. Her zaman anlaşılabilir, bir şey saklamaz, Türklerin komşu-larına gösterdikleri kalpleri gibi.

*Türk çayı, müzik gibidir. Pop mü-

zikten folk müziğe kadar geniş mü-zik stilleri vardır. Çayı karıştırırken duyduğunuz melodi, dünyanın hiç-bir yerinde olmayan bir melodidir. Sanıyorum Türkiye’nin her köşesin-de, evlerdeki, ofislerdeki, marketler-deki, feribotlardaki bu sesler bir ara-ya gelse, ülkenin en güzel harmonik melodisini oluşturur.

*Türk çayı arkadaş canlısıdır. O hiç-bir zaman yalnız içilmez, illaki ya-nınızda biri olmalıdır. Eğer bir Türk sizinle arkadaş olmak istiyorsa ilk teklif edeceği şey çaydır.

*Türk Çayı barışçıldır. Bir bardak çay nereye giderseniz gidin size ik-ram edilir. Evlerde, işyerlerinde ik-ram edildiğinde, bir barış mesajını size taşır.13. yüzyılın büyük sufi şai-ri Rumi’yi (Mevlana) hatırlatır. Gel tanış olalım, yavaş yavaş bu çayı içer gibi. Gel şu günün hay huyunu bir kenara koyalım, birbirimizi tanıya-lım. Gel bir bardak çay paylaşalım. Gel hayatı ısıtalım.

Yazar, Türkiye hakkındaki ümidini Amerikalı kardeşleri ile paylaşmak ve Türkiye’nin bölgenin yükselen değeri olarak bölgenin, rasyonel, entelektüel ve barışçıl yüzünü gös-terebileceği ve daha iyi bir geleceğin inşasında taşıyıcı bir rol üstlenebi-leceği inancını da eklemektedir. Bu güzel motifin bir parçası olmanın verdiği gururla; ‘’Evet. Bir Bardak Daha Çay İstiyorum.’’ Dostça ve Hoşçakalın.

Page 96: antalya tarım

94 Dört Mevsim Tarım

İnsanlarda hastalık yapan bulaşanlar; gıdalarda yanlış de-

polama, hazırlama ve işleme, gıda hazırlayan

ve sunan insanların h i j -

yeninin yetersiz olması nedeniyle bulaşma sonucu oluşmaktadır. Gıda güvenliğini tehlikeye atan bulaşanlar her yerde: kullanılan araç-gereçte, suda, toprakta, hayvanların üzerin-de ya da insanlarda bulunabilirler. Bu nedenle çiğ et, tavuk ve sebzeler bu bulaşanları doğal olarak üzerle-rinde bulundururlar.Toplu tüketim yerlerinde, mutfaklarda, gıda üreten işletmelerde, gıda ürünleri satılan

dükkanlarda, yiyecek hazırlayıp

Gıda üreticisi ilegüvenli gıdanın kardeşliğiGıda kaynaklı hastalıkları önlemenin en önemli yolu, kişisel hijyen ve

temizlik kurallarına sıkı şekilde uymaktan geçer. Kişisel hijyen ve temizlik

kurullarına uyulması, sadece kişinin kendisini değil, işini, firmasını ve

gıda sanayiinin saygınlığını ve halk sağlığını korur.

Abdi TÜRKER - Veteriner Hekim - Gıda ve Yem Şube Müdürlüğü

Page 97: antalya tarım

95Dört Mevsim Tarım

satan yerlerde çalışanların (evde ye-mek yapanlar dahil); gıdaların hasta-lık yapıcı etkenlerle bulaşmasını, do-layısıyla gıda kaynaklı hastalıkların oluşmasını ve yayılmasını önlemede halka karşı çok önemli sorumluluk-ları vardır.

Gıdanın üretildiği veya toplu tüke-time sunulduğu iş yerlerinde güvenli gıdanın üretilmesi ve sunulmasında en önemli faktör; işçilerin sağlığı ve hijyeni olup, işçilerin sağlık kontrol-leri, temizlikleri, eğitimleri, kişisel hijyen uygulamaları ile bunun işve-rence denetiminin sistematik kont-rolüdür.

Kişisel hijyenin sağlanması, gıda kaynaklı hastalıkların önlenmesi ve dolayısıyla toplumsal sorumluluk an-layışı açısından önemlidir. Müşteriler hijyen kurallarına titizlikle uyan işçile-ri olan firmaların, güvenli gıda üretim teknikleriyle ürettikleri ürünleri tercih etmektedirler. Üreticiler/Firmalar ve çalışanlar, kendilerinin ve ailelerinin yemek istemeyeceği gıdaları üretme-

melidir. Gıda işletmelerinin iyi üretim tekniği uygulaması ve sürekliliğinde dolayısı ile verimliliğin sağlanmasında temel unsur işyeri çalışanlarıdır.

Bu nedenle:Gıda kaynaklı hastalıkları önlemenin en önemli yolu, kişisel hijyen ve te-mizlik kurallarına sıkı şekilde uymak-tan geçer. Kişisel hijyen ve temizlik

kurullarına uyulması, sadece kişinin kendisini değil, işini, firmasını ve gıda sanayiinin saygınlığını ve halk sağlığını korur.

İşçi bilinci üretilen gıdanın güven-liği üzerinde doğrudan etkilidir. İşçide bu bilinci oluşturmak özel-likle üretim sürecine uygun kişisel temizlik ve dezenfeksiyon uygula-ması ve bunu üretimle bağdaştır-ması yönünde eğitimle donatılması ve bunu bir zorunluluk olarak değil, içten ve samimi yaklaşımının sağ-lanması gerekir. Bununla birlikte bu davranışı yöneticinin de benim-semiş olması lazım. Çünkü işçiler yöneticileri ve onların kişisel temiz-lik alışkanlıklarını da örnek alırlar. İşçi, üretimin önemli bir parçası olduğunu bilmelidir. Yöneticilerin, temizlik ve dezenfeksiyon konu-sundaki önderliği, işçilerin ve işçiler arasındaki işbirliğini arttırabileceği gibi gıda güvenliği sistemlerinin de doğru uygulanmasını geliştirecek-tir. 

Page 98: antalya tarım

96 Dört Mevsim Tarım

Tüm Gastronomi Yöneti-cileri Derneği ve Akdeniz Üniversitesi Turizm İşlet-

meciliği ve Otelcilik Yüksekoku-lu işbirliğiyle turizm sektörünün hassas konularından yiyecek-içecek uygulamaları, düzenlenen panelde masaya yatırıldı. ‘’Türk Turizminde Yiyecek İçecek Uygulamalarındaki Sorunlar ve Çözüm Önerileri’’ ko-nulu panelde, turizm sektöründe yapılan yatırımlar ve turist sayısın-daki artışların genelde herkesi mut-lu ettiği, ancak gelişme süreçlerinde kendini sorgulayan bir mekaniz-manın kurulmasının hem güncel sorunları ortadan kaldırma hem de geleceğe daha sağlam adımlarla yürüme noktasında önemli olduğu vurgulandı..

Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Mü-dür V. Bedrullah Erçin, sunumun-

da, kötü bir hammaddeden iyi bir gıda elde edilemeyeceğini, gıda zinciri yaklaşımında risk analizi, iz-lenebilirlik ve uyumlaştırılmış gıda güvenliği standartlarının ön plana çıkarılması gerektiğini vurguladı.

Turizmde yiyecek içecek uygulamalarıSektördeki yatırımlar ve turist sayısındaki artışların genelde

herkesi mutlu ettiği belirtilen panelde, gelişme süreçlerinde

kendini sorgulayan bir mekanizma kurulmasının geleceğe sağlam

adımlarla yürüme noktasında önemli olduğu vurgulandı.

Page 99: antalya tarım

97Dört Mevsim Tarım

Hobisi işi oldu

Hobi amaçlı keklik yetiştiren Bilal Aydın, akademisyen bir arkadaşının anlattıkla-

rından etkilenince yaban hayatını des-teklemek için doğaya bırakılan keklik-leri üretmeye başladı. Kepez ilçesine bağlı Kirişçiler Köyü’nde bir çiftlik kuran Bilal Aydın, şimdi yılda 50 bin keklik ve 5 bin sülün yetiştiriyor. Kekliklerin tamamına yakını devlet tarafından satın alınarak doğal hayata bırakılırken, Bilal Aydın Suriye, Bah-reyn, Suudi Arabistan gibi ülkelere de keklik ihraç ediyor. Bilal Aydın,

“Keklik yetiştirmeye yıllar önce hobi amaçlı başladım. Profesör bir arka-daşım doğal hayata bırakılması için kekliğe ihtiyaç olduğunu söyleyip, bu alanda yetiştiricilik yapacak firmalara ihtiyaç olduğunu söyledi.

Kekliği sevdiğim için düşünmeden bu alana yatırım yaptım. Kepez’in Kirişçiler Köyü’ne 800 metreka-resi kapalı, 2 bin 200 metrekare büyüklüğünde çiftlik kurdum. Bu-rada keklik, sülün, süs tavuğu ye-tiştiriyorum” diye konuştu. Tesisin

yılda 50 bin keklik ve 5 bin sülün yetiştirme kapasitesinde olduğunu ifade eden Bilal Aydın, ‘’Ekolojik dengenin sağlanması için keklikle-rin büyük bölümü kamu kurumla-rı tarafından alınıyor. Ayrıca hobi amaçlı besleyenler de keklik almak için bize başvuruyor. Ayrıca Suri-ye, Bahreyn, Suudi Arabistan gibi ülkelere de keklik ihraç ediyoruz. Meraklıları sürü lideri keklik alı-yor. Bu kekliğin özelliği tehlikeyi gördüğünde sürüyü çıkardığı sesle uyarması” dedi.

Keklik beslemeye hobi amaçlı başladıktan sonra doğal ortama kamu kurumları

tarafından keklik bırakıldığını öğrenen Bilal Aydın, şimdi ihracat yapıyor

Page 100: antalya tarım

98 Dört Mevsim Tarım

Yarışmada dereceye giren 4 fotoğraf anma pulu olduBakan Eker, ‘’Tarım, sanatın bütün alanlarını besleyen bir sektördür’’

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve PTT Genel Müdürlüğünün işbirliğiy-

le bu yıl üçüncüsü organize edilen ‘’Tarım ve İnsan’’ temalı fotoğraf yarışmasında dereceye giren 4 fo-toğraf, ‘anma pulu’ olarak basıldı. Pullar, Gıda Tarım ve Hayvancı-lık Bakanı Mehmet Mehdi Eker ve PTT Genel Müdürü Osman Tural’ın da katıldığı törenle tanı-tıldı. Genel Kategori birincisi Ahmet Fatih Sönmez, Genel Katego-ri ikincileri Melih Sular ve Ufuk Kıray ile Bakanlık Personel Özel Ödülü sahibi İsmet Danyeli’ye ait pullardan toplam 1 milyon adet basıldı. Seçilen 4 fotoğraftan iki tanesi 50 kuruşluk, iki tanesi de 1 liralık pullarda yer aldı.

Törende konuşan Gıda, Tarım ve

Hayvancılık Bakanı M. Mehdi Eker, yarışmanın tarım ve insan ilişkisini ebedileştirmek için yapıl-dığını ve gelenekselleştiğini söyle-

di. Latincede ‘cultura’ kelimesinin, ekip biçmek anlamına geldiğini ifa-de eden Bakan Eker, kendilerinin bu kelimeyi kültür olarak kullan-

Page 101: antalya tarım

99Dört Mevsim Tarım

dıklarını söyledi. Kültürün tarım-la adlandırılmasının tarifi gereği olduğunu, insanların ekip biçtik-lerini yiyip içtiğini, hatta giyindi-ğini anlatan Bakan Eker, bunların hepsi bir araya toplandığında insan yaşantısının çok büyük alanını kap-sadığını ve ‘kültür’ olarak adlandı-rıldığını kaydetti. ‘’Tarım, tarımsal üretim, bizim kültürümüzü tayin ediyor’’ diyen Bakan Eker, tarımı belirleyici unsurun da üzerinde ya-şanılan coğrafya olduğunu söyledi.

Türkiye’nin biyoçeşitlilik imkânı çok yüksek ve endemik bitki türleri açısından çok zengin bir coğrafyada bulunduğunu belirten Bakan Eker, şöyle devam etti: ‘’Tarım kültürse, kültürün önemli bir formunu oluş-turan, aynı zamanda insanının en soylu davranışını ifadelendiren ka-biliyet de sanat ise o zaman kültü-rün sanatla, tarımın sanatla bir iliş-

kisi olması lazım. Biz bu gerçekten yola çıkarak fotoğrafçılık sanatını, tarımın insanla ilişkisi çerçevesinde edebileştirmek; rengi, deseni, çizgi-yi, estetiği fotoğraf karesinde don-durmak istedik. Tarım ve insan ko-nulu bir yarışma düzenledik ve bunu gelenekselleştirdik. Şu ana kadar 3 yarışma düzenledik. Tarım, sanatı özellikle fotoğraf sanatını besliyor. Şiiri, edebiyatı, resmi besliyor. Ör-nek vermek gerekirse dünyanın en büyük ressamlardan biri Van Gogh. Renklerinin, desenlerinin büyük bir kısmı tarımla ilgilidir. Yani tarım aynı zamanda sanatın bütün alanla-rını besleyen bir faaliyettir, bir sek-tördür. Bu nedenle bu yarışmada fo-toğrafçılıkla modern araçlarla bunu dondurup, edebileştirmek istedik.’’

Bakan Eker, çekilen fotoğraflarda insan ve gıda ilişkisi, hayvancılık, endüstriyel tarım, seracılık gibi ko-

nuların işlendiğini söyledi. PTT Genel Müdürü Osman Tural da Bakanlığın fotoğraf yarışması ödül töreninde bazı fotoğrafların pul olarak basılması kararı aldıklarını belirtirken, ‘’Bu fotoğraflar tarihe damgasını düşmüşlerdi, PTT Genel Müdürlüğü olarak tarihlerinde yer-lerini alması anlamında bir çalışma yapmanın doğru olacağını değerlen-dirdik ve bu çalışmayı kısa sürede tamamladık’’’ dedi. Malzeme güzelse pulun da güzel olduğuna işaret eden Tural, tarımın güzel bir alan oldu-ğunu ve içerisinde yer alan malze-melerin de güzel olduğunu söyledi. Bunun bir seferlik bir çalışma ol-mayacağını anlatan Tural, ‘’Biz ar-tık tarım ve insan konulu portföyü-müzü, alanımızı belirledik. Bundan sonra her yıl basacak olduğumuz 15 pul temasından bir tanesi Tarım ve Hayvancılık olacak. Her sene dört adet pul basacağız’’ diye konuştu.

Page 102: antalya tarım

100 Dört Mevsim Tarım

kadın çiftçi eğitimi

Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürü Dr. Masum Burak,

‘’Türkiye tarımda da dünyanın yıldızı oluyor’’

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Teşkilatı FAO ile Antalya İl Gıda Tarım ve

Hayvancılık Müdürlüğü Antal-ya pilot uygulaması kapsamında üçüncüsü düzenlenen kadın çiftçi eğitimi, 30 Kasım - 2 Aralık 2011 tarihleri arasında ger-çekleştirildi. Eğitime; Antalya’nın Kumluca, Finike, Serik, Aksu, Gazipaşa ve Manavgat ilçelerinden 66 kadın çiftçi katıldı.

Eğitimin açılışında, Tarımsal Araştırma-lar Genel Müdürü Dr. Masum Burak, Antalya Vali Yardımcısı Hakkı Loğoğlu, AÜ Rektör

Danışmanı Prof. Dr. Cengiz Sayın, Antalya Gıda, Tarım ve Hayvancı-lık İl Müdür V. Bedrullah Erçin ile Kumluca Belediye Başkanı Hüsa-mettin Çetinkaya da yer aldı.

Genel Müdür Dr. Masum Burak, yap-tığı konuşmada, Türkiye’nin birçok konuda olduğu gibi tarımda da dünyanın yıldızı olmaya baş-ladığını belirterek, bu sizlerin sayesinde oldu’’ dedi. Halen dünyada aç-lığın birinci gün-demde olduğunu, FAO’nun kalkınma hedefinde aç insan sayısını yarıya indir-

‘’O zaman üretmeye devam. Üretimde

bizlerin de sizlerin yanında olmamız

lazım”

3.

Page 103: antalya tarım

101Dört Mevsim Tarım

meyi hedeflediğini ifade eden Dr. Burak, şunları kaydetti:

Üretimin birinci aktörü kadın çiftçilerimizdir“O zaman üretmeye devam. Üre-timde bizlerin de sizlerin yanında olmamız lazım. Bakanlık olarak geçtiğimiz yıl 6.9 milyar TL des-tek verdik. Peki yeter mi? Hayır yetmez, sektörümüzün daha fazla desteklenmesi lazım. Türk tarım sektörü 74 milyon insanla birlik-te 30 milyon turisti de besliyor. 13 milyon dolar tarımsal ihracat yapı-yoruz. 2023 yılında hedefimiz 50 milyon dolara çıkarmak. Üretimin birinci aktörü de kadın çiftçileri-mizdir. Bakanlığımız kadınlara yönelik daha çok destek vermek istiyor. Her gün yeni bir şey öğ-renmek durumundayız. Eğitimin sonu olmaz, her yaşta eğitim ge-rekli.”Antalya Vali Yardımcısı Hakkı Lo-ğoğlu da, Antalya’nın tarımda bir numarada bulunduğunu, ancak zirvede kalmanın çok zor olduğunu, bunun için işin daha iyi, daha kaliteli ve daha fazla yapılması gerektiğini ifade etti. Loğoğlu, ‘’Bunu da ancak eği-tim, destek ve birikimle başara-biliriz. Antalya’nın bir farkı var, Antalya kadınları öğrenmeye çok hevesliler’’ diye konuştu.

Kumluca Hızırkahya Köyü üreti-cilerinden Birgül Sarı ise yıllardır il ve ilçe tarım müdürlükleri ile çok güzel çalışmalar yaptıklarını, eğitim isteyen kadın sayısının gi-derek arttığını bildirdi. İyi Tarım Uygulamaları, Entegre ve Kont-rollü Ürün Yönetimi, tarımsal iş-letmecilik konularında eğitimler

aldıklarını bildiren Sarı, ‘’Bilgisa-yar nasıl kullanılır, e-posta nasıl alınır, nasıl mail atılır, öğrendik. Biz artık eski kadın çiftçiler deği-liz. Çevre ve doğaya zarar verme-yen güvenilir gıda üreteceğimize şerefimiz üzerine söz veririz’’ diye konuştu.

Tören sonunda Vali Yardımcısı Hakkı Loğoğlu, kadın çiftçilere

yönelik düzenlenen eğitimler-de verdikleri katkılardan dolayı Kumluca Belediye Başkanı Hü-samettin Çetinkaya’ya, Tarım-sal Araştırmalar Genel Müdürü Dr. Masum Burak Kumluca Zi-raat Odası Başkanı Süleyman Kayhan’a, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cengiz Sayın ise Hızırkahya Muhtarı Hüseyin Ergün’e plaket verdi.

Page 104: antalya tarım

102 Dört Mevsim Tarım

Örnek çiftçi

Antalya’nın Kepez ilçesine bağlı Başköy Mahallesi’nde yaşayan ve tarımla uğra-

şan Mustafa Emirli, yaptıklarıyla kendisine ‘İşte örnek çiftçi’ dedirtti. 2008 yılında ‘Özel Ağaçlandırma Yasası’nı duyan ve araştırarak detay-lar hakkında bilgi sahibi olan Emir-li, ilgili müdürlüklere giderek, yasa-dan faydalanmak istediğini bildirdi. Başköy Mahallesi’nde belirlediği 72 dönüm arazide badem ağacı yetiş-tirmek istediğini kaydeden Emirli, arazide yapılan inceleme sonucu başvurusunun kabul edilmesi üzeri-ne işlemlere başladı.

Hazırladığı proje kabul edilen Emirli, 2009 yılında 72 dekar ala-nın tahsisini aldı ve araziye Teksas ve Nonpariel cinsi 2 bin 700 kök badem ağacı dikti. Emirli, badem ağaçlarının çevresine de hem gelir elde etmek hem de arazisine farklı bir görüntü kazandırmak için def-ne dikti. Emirli’den önce binlerce yıldır makilik ve kayalık olarak atıl halde bekleyen arazi, bugün badem fidanları ile hayat bulduğu gibi ülke ekonomisine katkı sağlamaya başla-dı. Emirli, fidanları diktikten bir yıl sonra çok az da olsa ağaçlarından badem almaya başladı. Örnek çiftçi

Özel Ağaçlandırma Yasası’ndan yararlanan örnek çiftçi Mustafa Emirli,

72 dekar kayalık, makilik alana badem dikerek can verdi.

Page 105: antalya tarım

103Dört Mevsim Tarım

Emirli, bu yıl hatırı sayılır miktarda ürün almayı planlıyor. Emirli, ağaç başına 200 kilo iç badem alacağı 2015 yılını dört gözle bekliyor.

Yaşadıklarını dergimiz aracılığıy-la üreticilere aktaran Emirli, şunları kaydetti: “Mahallemdeki bu arazinin Hazine’ye ait olduğunu biliyordum. Özel Ağaçlandırma Yasası’ndan haberdar olunca ne yapabileceğimi araştırmaya başladım. Bademin yasa kapsamında olduğunu ve Türkiye’nin iç badem ithal ettiğini öğrenince burada badem yetiştirmeye karar verdim. İlgili müdürlüklere gerek-li başvurularımı yaptım. Bulduğum arazide yapılan incelemenin ardın-dan başvurum kabul edildi ve iş-lemlere başladım. Arazi şimdiki gibi

değildi. Kayalık ve makilikti. Sahaya iş makinesi sokarak, büyük kayaların tamamını temizlettim. Makilik bitki örtüsünü badem dikimi için uygun hale getirttim. Ardından sertifika-lı Teksas ve Nonpariel cinsi badem fidanlarımızı diktik. Teksas tozlayıcı badem türü, Nonpariel ise ana çeşit. Bu bahçenin dışında bir bahçem daha var. Orada da Feragnes ve Feredunel cinsi badem diktim. Bir nevi üretim planlaması yaptım. Bir bahçede sı-kıntı yaşarsam, diğer taraftan zararımı karşılayayım diye.”

Devlet desteğini esirgemediArazisine sertifikalı fidan diktiği için Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdür-lüğünden destek verildiğini ifade eden Emirli, fide için ödediği para-

nın tamamına yakınını geri aldığını, ayrıca Kırsal Kalkınmayı Destekleme Projesi çerçevesinde damlama sulama sisteminin maliyetinin yarısını devle-tin ödediğini, dekarda 8.5 lira gübre desteği aldığını bildirdi. Emirli, ‘’Ma-hallemde ve Antalya’da yaşayan tüm üreticilere buradan çağrı yapıyorum. Atıl durumdaki boş arazileri hem bu şekilde değerlendirirler hem kendi-lerine iş sahası oluşturabilirler’’ dedi. Fidanları diktiğinin ertesi yılında ağaçlardan tek tük badem çağla alan ve satan Emirli, bu yıl ağaçlarından 4 ton çağla almayı hedefliyor. Emir-li, 2015 yılında dekardan 200 kilo iç badem almayı hedefliyor. 1 kilo iç bademin 10 liradan alıcı bulması, 72 dekar araziden 144 bin lira gelir elde edilmesi anlamına geliyor.

Page 106: antalya tarım

104 Dört Mevsim Tarım

Seracılıktan ihracatçılığa

Antalya’nın Kemer İlçesi’nde 1960’larda seracılıkla uğ-raşan Güneş ailesi, 1970’li

yıllarda Antalya’ya taşınarak sebze meyve komisyonculuğu yapmaya başladı. Bu dönemde seracılık faa-liyetlerini de devam ettiren Güneş ailesi, kısa sürede önemli başarılar kaydetti. Hamdi Güneş’in, baba-sının 1984 yılında vefat etmesinin ardından işleri devralmasıyla bir-likte ticari alandaki başarı grafiği daha da yükseldi.

Antalya’da 1990’lı yıllarda turiz-min hızla gelişmesi üzerine yeni arayışlara giren Hamdi Güneş, otellerin sebze ve meyve ihtiyacı-nı karşılamaya başladı. Bu alanda büyük başarıya imza atan Hamdi Güneş, Antalya’nın yanı sıra çevre illerdeki turistik tesislerin de ihti-

yaçlarını karşıladı. 3–4 yıl önce bu alanda sıkıntıların baş göstermesi üzerine turistik tesislerin ihtiyaçla-rını karşılamaktan vazgeçti.

Hamdi Güneş, “Otellere sebze meyve tedarik etmede sıkıntı yaşa-maya başladık. Bu nedenle bu işten vazgeçtik. Ama ulusal süper ve hi-

Antalya’da tarım alanında faaliyet gösteren Hamdi Güneş,

seracılıkla başlayan iş yaşamında uluslararası havayollarına

hazır gıda üreterek tam bir başarı hikâyesi yazdı.

Page 107: antalya tarım

105Dört Mevsim Tarım

per marketlerle, catering firmaları-na sebze tedarik etmeye başladık. Onlarca ilde bulunan firmaya ürün temin ediyoruz. 2004 yılına gel-diğimizde farklı iş yapmaya karar verdik ve merkez Gaziler Köyü’nde 60 dekar alana modern sera kurduk” dedi.

Seracılığa başlamalarının gerekçe-sini ihracatta yaşanan kaliteli ürün sıkıntısı olarak gösteren Hamdi Güneş, “Biz aslında üretici deği-liz. İşimiz pazarlama ve paketleme. Türkiye’de 43 milyon ton sebze mey-ve üretimi yapılıyor. Ancak üretimin yüzde 10’u ihraç ediliyor. Üretimi-miz büyük ama ihracatımız küçük. Bunun nedeni de ihracata gidebile-cek kaliteli ürünün yeterli miktarda bulunamaması” diye konuştu.

Modern seracılık Bu nedenle modern sera kurarak seb-ze üretimine başladığını ifade eden Hamdi Güneş, kaliteli ürün için mo-dern seracılığa ihtiyaç bulunduğunu belirtti. Güneş, ‘’Tüm sektör modern seraya geçemez ama seraların moder-nize edilmesi lazım ki, ihracat artsın” dedi. Hamdi Güneş, dış ticaret açı-ğının giderilmesi için tarımsal ürün ihracatının önemine de değdindi.

Yılda 30 bin ton ürün işleme kapasi-telerinin olduğunu kaydeden Hamdi Güneş, ağırlıklı olarak domates, bi-ber ve salatalık çeşitleri üzerine ça-lıştıklarını bildirdi ve 30 milyon lira gibi bir işlem hacmine sahip olduk-larını belirtti. Güneş, paketleme ve pazarlamanın ana iş kolları olması nedeniyle kapasitelerinin yüzde 20

oranında da Rusya, Ukrayna, Al-manya, Polonya, Azerbaycan, Bulga-ristan gibi ülkelere ihracat yapıldığını söyledi

Lufthansa ile ortak olduHamdi Güneş’in Türkiye genelin-de ses getiren son ticari atılımı ise Lufthansa Havayolları ile Antalya Organize Sanayi Bölgesine kurduk-ları fabrika oldu. 3 milyon Euro’ya mal olan fabrikada, havayolu firma-sının uçaklarına hazır gıda üretiliyor. Salata ve sandviç üreten fabrikanın ürünleri, Lufthansa’nın yanı sıra Türkiye’nin 8 havalimanından kal-kan uçaklarda yolcular tarafından tüketiliyor. Bu ürünler havayolu fir-malarının yanı sıra önümüzdeki dö-nemde market zincirlerinde de satışa sunulacak. Hamdi Güneş’in işletme-lerinde 180’e yakın işçi çalışıyor.

Page 108: antalya tarım

106 Dört Mevsim Tarım

Tropik meyve deposu

Akla gelen her türlü sebze ve meyvenin yetiştiği Gazipaşa’da

Türkiye’nin avokado üretiminin yüzde 81’i, muz üretiminin

ise yüzde 29’u gerçekleşmektedir

Page 109: antalya tarım

107Dört Mevsim Tarım

‘’Türkiye’de tropik meyve nerede ye-tişir?’’ sorusunun yanıtı Gazipaşa’dır. Antalya’nın bu şirin ilçesi, muz, avokado ve kivi gibi tropik meyve-lerin yanı sıra akla gelen her türlü sebze ve meyvenin yetiştiği toprak-lara sahiptir. Gazipaşa’nın tarımsal anlamdaki en büyük dezavantajı, arazi yapısının engebeli olmasıdır. Bu nedenle 921 bin dekar yüzölçü-mü olan Gazipaşa’nın sadece yüzde 18’ine denk gelen 165 bin 150 dekar alanı tarımsal faaliyette kullanıla-biliyor. Antalya Valiliği tarafından hazırlanan ‘Tarım Master Planı’nda da ifade edildiği gibi ilçenin 69 bin dekarı ekilen alandır. Tarıma elverişli olmasına rağmen 11 bin 200 dekar alan kullanılmazken, 9 bin 50 dekar alan açıkta sebze yetiştirilen tarladır. Tarım alanlarının geriye kalan 25 bin 500 dekarında seralar, 39 bin 150 de-karında meyve bahçeleri, 3 dekarında ise süs bitkileri yetiştirilir.

Gazipaşa’da Ziraat Odası’na üye 11 bin 12 üretici bulunurken, 36 köyde toplam 4 bin hane geçimini seracı-lıkla sağlıyor. İlçede tarımdan yılda 500 milyon liraya yakın bir gelir elde ediliyor.

Avokadonun yeni vatanıTürkiye’nin avokado üretimi-nin yüzde 81’i, muz üretimi-nin de yüzde 29’u Gazipaşa’da gerçekleşir. Gazipaşa’da avoka-do üretiminin geçmişi 1970’li yıllara dayanır. O dönemde Amerika Kaliforniya’dan de-neme amacıyla ‘Fuerte’, ‘Hass’, ‘Bacon’ ve ‘Zutano’ cinsi avo-kado fidanları Türkiye’ye ge-tirildi ve dikimi yapıldı. Bu

fidanların Gazipaşa’ya uyum sağla-ması ve meyve vermeye başlamasıyla birlikte daha geniş alanlarda üretime geçildi. Türkiye’de 2004 yılında 700 dekar alanda 400 ton avokado yetiş-tirilirken, bu üretimin 590 dekarda 252 tonu Antalya’da gerçekleşti.

TÜİK tarafından derlenen son ve-rilere bakıldığında 2008 yılında Türkiye’de bin 208 dekar alanda 958 ton avokado üretildi. Bu üretimin bin 50 dekarda 761 tonu Antalya’da oldu. Üretimin yüzde 85’i ise Alanya ve Gazipaşa’da gerçekleşti. Gazipaşa’nın avokado üretimine bakıldığında 178.50 ton avokado yetiştirildi. İlçe-de meyve veren yaşta 5 bin 100 avo-

kado ağacı bulunurken, dikimi yapı-lan ancak meyve vermeye başlamayan 4 bin 200 ağaç bulunuyor. Türkiye’de avokado tüketimi kişi başına 15 ila 20 gram arasında değişirken, tüketi-me bağlı olarak gelişmeye uygun bir pazar bulunuyor. Avokadonun kilosu 1,3 ila 1,5 dolar arasında değişirken, yerli üretimin az olduğu Mayıs-Ekim ayları arasında fiyatlar kiloda 4 ila 6 dolar arasında değişiyor.

Üretim miktarıartıyorGazipaşa’nın önemli tarımsal üre-timleri arasında muz yetiştiriciliği de bulunuyor. Antalya’da Gazipaşa’nın yanı sıra Alanya, Kumluca, Manav-gat ve Serik’te de muz yetiştiriliyor. Gazipaşa’yı bu alanda özel kılan ise diğer ilçelerde muz üretimi önemli ölçüde azalırken, Gazipaşa’da üretim miktarı her geçen gün artıyor. An-talya Tarım Master Planı verilerine göre Gazipaşa’da muz üretimi 2004 yılına oranla 2008 yılında iki kata ya-kın arttı. 2004 yılında 24 bin 600 ton olan muz üretimi, 42 bin 350 tona yükseldi.

Antalya’nın en doğusunda bulunan ve Mersin sınırını oluşturan Gazipa-

şa, avokado ve muz kadar çilek üretimiyle de adından söz ettirmeyi başardı. Ga-zipaşa, Antalya’da en fazla çilek üretilen ilçe ve üre-tim sahası ile miktarı da en fala artan bölge. Antalya’da Gazipaşa’nın yanı sıra Aksu ve Serik’te de çilek üretili-yor ancak üretim miktarı Gazipaşa’nın üretim mik-tarının yanında oldukça düşük kalıyor. Gazipaşa’da

Gazipaşa’nın önemli tarımsal üretimleri

arasında muz yetiştiriciliği de

bulunuyor.

Page 110: antalya tarım

108 Dört Mevsim Tarım

2004 yılında 18 bin 200 ton olan çi-lek üretimi, 2008 yılında 24 bin 500 tona ulaşmış durumda. Diğer üretim alanlarına bakıldığında merkez ilçe-lerde bin 400 ton olan üretim mikta-rı Manavgat’ta 70 ton, Serik’te ise 50 ton olarak kayıtlara geçmiş durumda. Türkiye’nin erkenci çilek yetiştiricili-ği açısından önemli bir avantaja sa-hip olduğu ifade ediliyor. Bu nedenle Türkiye’nin dünya pazarına girme ve söz sahibi olma olasılığının oldukça

yüksek olduğu kaydedildi. Bunda da Gazipaşa’nın büyük rol alması bekle-niyor.

Marka olduGazipaşa’nın üretimde lider ol-duğu ürünlerin arasında hıyar da geliyor. İlçede 14 bin dekar alanda 192 bin ton hıyar üretiliyor. Antal-ya il genelinde Gazipaşa’dan başka hiçbir ilçede yüz bin tonun üze-rinde hıyar üreten ilçe bulunmu-

yor. Antalya’nın örtü altı tarımda dünyaca bilinen Demre, Kumlu-ca Alanya gibi ilçelerin bile hıyar üretimi Gazipaşa’ya ulaşamıyor. İhracatçıların Bulgaristan’a gön-derdiği langa cinsi hıyar, ihracat-çılar tarafından Gazipaşalı üretici-lere sözleşmeli olarak ürettiriliyor. Gazipaşa’da son dönemde dikenli hıyar da yetiştirilmeye başlandı. Bu ürün de Rusya ve Balkan ülkelerine ihraç ediliyor.

Gazipaşa’da yetişen sebze ve meyvelere bakıldığında muz, avo-kado, kivi, kiraz, çilek, portakal, badem, elma, üzüm, nar, yenidün-ya, domates, hıyar, biber gibi çok sayıda ürün çeşitliliği bulunur. Toplam 16 bin 430 hektar sera-nın bulunduğu Gazipaşa’da 318 bin ton üretim gerçekleşir. Bu seraların 10 bin 620 dekarında 107 bin 40 ton domates yetişir. 640 dekar serada ise 640 ton bi-ber, 877 dekar sera ve tarlalarda

5 bin 352 ton patlıcan, 14 bin dekar serada 192 bin ton hıyar üretilir. Meyvelere bakıldığında ise Gazipaşa’da 2 bin 100 dekarda 2 bin 48 ton portakal, 90 dekarda 111 ton mandarin, 180 dekarda 470 ton limon, 10 bin dekarda 4 bin 240 ton zeytin yetişir. Ayrıca 320 dekarda 209 ton yenidünya, bin dekarda 833 ton nar üretimi vardır. Cevizin de yetiştiği ilçede, 410 dekar alandan 390 ton ürün alınıyor. Gazipaşa, aynı zamanda

Antalya’nın badem deposudur. Antalya’daki badem ağaçlarının yarısı ilçededir ve 3 bin 900 dekar alanda bin 631 ton badem yetişir. Badem gibi pazarda yüksek ra-kamlara alıcı bulan ve Gazipaşa’da yetişen bir diğer ürün ise erik. Gazipaşa’da bin 230 dekar alan-da 958,80 ton erik yetişiyor. Yaz mevsiminin vazgeçilmez meyvesi olan kiraz ise Gazipaşa’da bin 700 dekar alanda üretiliyor ve 822 ton ürün alınıyor.

Rakamlarla Gazipaşa tarımı

Page 111: antalya tarım

109Dört Mevsim Tarım

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından hazır-lanan ‘Türk Gıda Kodeksi

Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği’, Resmi Gazete’de yayınlandı. Antalya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Mü-dür V. Bedrullah Erçin, Antalya’nın Aksu ilçesinde bulunan Halk Ekmek Fabrikası’nda TRT tarafından ha-zırlanan programda, yeni ekmek yö-netmeliği ile ilgili bilgi verdi. Müdür V. Erçin, yeni standartlar ile halkın daha sağlıklı beslenmesinin ve israfın önlenmesinin amaçlandığını kaydetti.

Ekmekteki yeniliklerErçin, “Ekmek, kepekli ekmek, tam buğday unlu ekmek, tam buğday ekmeği ve ekşi hamur ekmekle-ri 300 gram yerine en az 250 gram ağırlıkta olacak. Ve bu ağırlıktan başlayarak 50’şer gram artırılmak suretiyle piyasaya arz edilecek. Bu,

israfı önleme noktasında önemli katkı sağlayacak. Yeni düzenleme ile ekmekteki tuz oranı % 1.75’ten % 1.5’e düşürüldü. Ayrıca tip 550 un yerine, tip 650 un kullanılacak ve ekmekteki kepek miktarı artırı-lacak. Piyasaya arz edilen yeni ek-mekler daha sağlıklı olacak ve bu obezitenin önlenmesi noktasında yarar sağlayacak’’ dedi.

Tebliğ kapsamında tüketime su-nulan ekmek ve ekmek çeşitlerinin uygun ve hijyenik şekilde üretilip muhafaza edilmesi, taşınması ve pazarlanması için gerekli konu-lar da belirlendi. Bu konuda bilgi veren Erçin, “Tebliğ ile ekmek, kepekli ekmek, tam buğday unlu ekmek, tam buğday ekmeği ve ekşi hamur ekmekleri, ambalajsız ola-rak piyasaya arz edilebilir. Ekmek tebliği ile ambalajsız olarak piya-saya sürülen ürünlerin üretim, de-polama, dağıtım ve satış aşamala-rında gerekli kurallar da belirlendi. Ambalajsız arz edilen ürünler, ka-sap, manav gibi yerlerde satılama-yacak. Ambalajsız olarak piyasaya arz edilen ürünler, satış yerlerinde alıcının el değmesini engelleye-cek şekilde ekmek dolabında veya tezgâhta muhafaza edilecek” diye konuştu.

Bundan sonra kasapta, manavda, pazarda ekmek satılamayacak.

Ekmeğin içindeki tuz miktarı düşürülecek, kepek miktarı artırılacak.

Ekmekteyeni dönem

Page 112: antalya tarım

110 Dört Mevsim Tarım

Gıda denetim sistemine yönelik mevzuat toplantısı, 27 Şubat-2 Mart 2012 tarihle-ri arasında yapıldı. Toplantının açılışında konuşan Gıda Kontrol Hizmetleri Daire Başkanı Mehmet Beykaya, insanların ya-şamını ve neslini sürdürmesinin mutlak surette beslenme ihtiyacına dayalı oldu-ğunu belirterek, ‘’İnsanoğlu yeryüzüne ayak bastığında öncelikle gıdanın varlığı üzerine yoğunlaştı, hayatta kalma müca-delesi verirken, gıdanın var olması için gayret gösterdi. Sonraki aşamada gıdanın niteliğine yöneldi. Gıdayı üretenler kadar tüketenler de olduğu için çeşitli sorumlu-luklar oluşurken, insanlara ulaştırılmasını sağlayan bir kamu otoritesi varlığı orta-ya çıktı’’ dedi. Beykaya, mevzuatların iyi veya harika olarak değerlendirilmesinden çok doğru anlaşılıp doğru şekilde uygu-lanmasının önemine işaret ederek, ‘’Aksi

takdirde mevzuatların iyi olması, Avrupa ile uyumlu olması, kaliteli olması hiçbir şey ifade etmez’’ diye konuştu. Katılım-cılara güçlü olunması ve sahada sektörle çok iyi diyalog içerisinde bulunulması ge-rektiğini bildiren Beykaya her çalışmanın tüketicilerle birlikte yapılmasının öne-mini vurguladı. 5 gün süren toplantıda,

Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlerine Dair Yönetmelik, Gıda Hijyeni Yönetmeliği, Hayvansal Gıdalar İçin Özel Hijyen Kural-ları, GGBS Girişleri Gıda ve Yemin Resmi Kontrollerine Dair Yönetmelik, Resmi Nu-mune Alma Prosedürü, Bitkisel Ürünlerin İthalat ve İhracat Mevzuatı ile Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği konuları ele alındı.

Kepez’de arıcılığı teşvik etmek için üre-ticilere 80 adet arılı kovan ile 400 adet çıta verildi. Üreticilere, arıcılıkla ilgili her türlü destek sağlanırken, işletmenin bir yıllık tüm giderleri de karşılanacak.

Kepez İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ve Kepez Sosyal Yardım-laşma ve Dayanışma Vakfı Başkanlığı, ‘Sosyal İçerikli Arıcılığı Geliştirme Pro-jesi’ başlattı. Bu çerçevede üreticilere 80 adet arılı kovan ile 400 adet çıta verildi. Proje kapsamında arı kolonisinin bir yıl-lık işletme giderleri de karşılandı. Proje ile işsizliğin azaltılması, Kepez’de arıcı-lığın özendirilmesi, üretimde çeşitliliğin artırılması ile istihdam yaratılması, ilçe

ve ülke ekonomisine katkı sağlanması amaçlanıyor. Arılı kovanların teslimi İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Meh-met Taşgın ile Kepez Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Mehmet Ke-mal Çakan, Uzman Veteriner Hekim Ra-mazan Uludağ ve vakıf personeli tarafın-

dan gerçekleştirildi. İlçe Müdürü Taşgın, üreticiye arıcılıkla ilgili her türlü eğitimin ve teknik desteğin de sağlanacağını açık-layarak, “Arıcılık çeşitli tarım kolları ile uyumlu bir şekilde yürütülebilen ve topra-ğa bağlı kalınmaksızın yapılabilen bir ye-tiştiricilik koludur” dedi.

Kepez’de arıcılığı teşvik

HABER HABER HABER HABER

Gıda denetim sisteminde mevzuat toplantısı

Page 113: antalya tarım

111Dört Mevsim Tarım

HABER HABER HABER HABER

Hayvan Hastalık ve Zararlıları ile Mücadele Programı kapsamında dü-zenli olarak her yıl organize edilen değerlendirme toplantısı, Antalya’da yapıldı. Toplantıya Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müs-teşar Yardımcısı Dr. Ni-hat Pakdil, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdür Yar-dımcısı Dr. Cevdet Akdeniz, Hayvan Sağlığı ve Karanti-na Daire Başkanı Dr. Nahit Yazıcıoğlu, Hayvan ve Hay-vansal Ürünler Sınır Kontrol Daire Başkanı Bayram Sert-kaya, Antalya İl Müdür V. Bedrullah Erçin, Veteriner Kontrol ve Araştırma Ens-titüsü Müdürleri, Gıda ve

Kontrol Genel Müdürlüğü personeli ile 81 il Hayvan Sağlığı Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürleri ka-tıldı. Toplantının açılışında yaptığı konuşmada, hayvan ve bitki sağlığına

yönelik hareketleri yönetmekle mü-kellef olduklarını belirten Müsteşar Yardımcısı ve Kontrol Genel Müdür Vekili Dr. Pakdil, geçen sene yaşanan olumsuzluklara değinerek, katılımcı-

ların sorunlarını dinledi.

Toplantıda şap, koyun-ke-çi vebası, kuduz, brucellos, tüberküloz, mavidil ve diğer ihbarı mecburi hastalıklar ile hayvan kayıt sistemleri (Türkvet, KKKS ), hayvan ve hayvansal ürünlerin itha-lat ve ihracatı, veteriner hiz-metleri konularında eğitim ve değerlendirmeler yapıldı.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Bitki Besleme ve Teknolojileri Geliştirme Da-iresi Başkanlığı tarafından ‘’Kimyevi ve Organik Gübre Denetim Uygulamaları Değerlendirme’’ başlıklı eğitim toplantısı, 9 Şubat 2012 tarihinde yapıldı. Toplantıya Bitki Besleme ve Teknolojileri Geliştir-me Dairesi Başkan V. Mehmet Ali Ol-gun, Antalya Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdür V. Bedrullah Erçin ile 81 Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürleri ve ilgili personel katıldı.

Toplantı açılışında konuşan Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür V. Bedrullah Erçin, çiftçinin standardına uygun gübre kullan-

ması yönünde denetçilere görev düştüğünü belirterek, piyasada satılan sahte gübre-lerle ilgili mevzuatta değişiklik yapılarak, olumsuzlukların önlenmesi için cezaların ağırlaştırılması konusuna dikkat çekti.

Eğitimde, gübre denetçilerinin illerinde karşılaştıkları problemler ve çözüm öneri-leri üzerine genel görüşmeler yapıldı, gübre ile ilgili mevzuatlar ve bu mevzuatların ye-terliliği tartışıldı.

Hayvan Hastalık ve Zararlıları Mücadele Programı değerlendirildi

Gübre Eğitim Toplantısı

Page 114: antalya tarım

112 Dört Mevsim Tarım

HABER HABER HABER HABER

Rusya Federasyonu’na ihracatta numune analiz yetkisi olan Proanaliz, A. Laben, MSA, Sanilab, İnterlab ve İl Kontrol Laboratuvar Mü-dürlüğüne bağlı yetkilileri ile yaş sebze ve meyve ihracatında görev yapan teknik personelin katılımı ile 20 Şubat 2012 tarihinde toplantı düzenlendi.

Gıda ve Yem Şube Müdürü Veysel Çelik başkanlığında Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünde gerçekleştirilen toplantıda, Rusya Federasyonu’na ihracatla ilgili prosedür, numune alımı, numunelerin laboratuarlara dağılımı ile ulaştırılması-teslimi, raporlama süresi ve sonuç raporların müdürlüğe ulaştırılması konuları ele alınırken, ihra-catın hızlandırılması için yapılması gerekenler değerlendirildi.

Rusya’ya ihracat değerlendirmesi

Tarımspor kahvaltıda bir araya geldi

Tarımspor Yönetim Kurulu ve fut-bolcular, kahvaltılı toplantıda bir araya geldi. Bereket Fide sponsorlu-ğunda düzenlenen etkinliğe İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdür V. Bedrullah Erçin, sponsor firmanın sahibi Mümin Şahin, Tarımspor Yö-netim Kurulu Üyeleri, Antrenör Ha-kan Bodur ve futbolcular katıldı.

Erçin, ‘’Bir maçın önemli olabilmesi için bir hedefiniz olmalı. Eğer bi-rinci amatör kümeden süper ama-tör kümeye çıkmak istiyorsanız o zaman yaptığınız maçlar önem ka-zanır. İnsanın hayatında hedefleri olmalı. İş hayatında, aile hayatında. Hedefiniz şampiyon olmaksa gere-ğini yapacaksınız’’ dedi.

Her insanın spor yaparken veya maç sırasında gücünün tükendiğini düşündüğü bir anın bulunduğunu

belirten Erçin, futbolculara, ‘’İşte o an, kırılma anıdır. O noktayı her sporcu yaşar. Siz bunu yaşıyorsanız, rakibiniz de bunu yaşıyor demektir. O noktada siz kendinizi biraz daha zorlar ve o kırılma noktasında ile-riye taşırsanız, devam ederseniz, motivasyonunuzu yüksek tutarsa-nız işte o noktada galibiyet gelir. Gücünüzü en üst noktada tutun. Kırılma noktanızı 90. dakikanın

sonrasına taşıyın. Yaptığınız işe odaklanın. Bir bütün olun” telkin-lerinde bulundu.

Erçin, daha sonra Bereket Fide’nin sahibi Mümin Şahin’e katkıları nedeniyle plaket verdi. Bu tür or-ganizasyonlara her zaman destek olacaklarını belirten Şahin, süper amatör kümeye çıkılması halinde yemek düzenleyeceğini bildirdi.

Page 115: antalya tarım

113Dört Mevsim Tarım

Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün 2012 yılı hedef-leri arasında bulunan hayvancılık hizmet elemanlarının eğitimi kapsamında 28 Şubat 2012 tarihinde Korkuteli ilçesi Yelten beldesinde toplantı düzenlendi. Eğitim toplantısına 36 çiftçi katıldı.

Yelten’de Tar-gel personeli Veteriner Hekim Raci Özkan’ın organize ettiği eğitimde, Hayvan Sağlığı, Yetiştiriciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürü Kadri Bilici, Mühendis Selma Coş-gun, Veteriner Hekim Ercan Karabay ve Tekniker Abdullah Kaya, üreticilere hayvan bakım ve besleme ile beslemeye bağlı hastalıklar ile ilgili bilgi verdi.

Şube Müdürü Kadri Bilici, 2012 hedefi kapsamında hayvan-cılığın yoğun olarak yapıldığı 17 belde ve köyde hayvan bakım besleme ve beslemeye bağlı hastalıklar, hayvan hastalıkları ve koruyucu aşılamalar ve süt sağım hijyeni ve teknikleri konularında eğitimlerin yapılmasına devam edileceğini kaydetti.

Hayvancılık eğitimi

Growtech Tarım Fuarı toplantı etkinlikleri kapsamında Küresel Organik Tarım ve Türkiye başlıklı panel düzenlendi.

Panelde; Uluslararası Organik Tarım Hareketleri Federasyonu Başkanı (IFOAM) Markus Arbenz, Uluslararası Doğu ve Ortado-ğu Avrupa Organik Tarım Merkezi Başkanı (ECOCONNECT) Bernhard Jansen, ETO Derneği Genel Başkanı Atila Ertem, An-talya Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdür V. Bedrullah Erçin, Uluslararası İspanya Biyolojik Kontrol Derneği Başkanı Igancio Horche ve Green Universe Genel Müdürü Türk Organik Tarım Sektörü üreticileri ile Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığından Ziraat Mühendisi Osman Arslan sunum yaptı.

Türkiye Organik Tarımının Mevcut Durumu, Gelişmesi, Uluslara-rası Açıdan Değerlendirilmesi, Diğer Ülkelerin Örnek Çalışmaları hakkında katılımcılara bilgi verilen panelde, Türk organik tarım sektörü üreticileri tecrübelerini aktardı.

Küresel Organik Tarım ve Türkiye paneli

HABER HABER HABER HABER

Page 116: antalya tarım

114 Dört Mevsim Tarım

Arazi Toplulaştırma Projeleri Yıl Sonu Değerlendirme Top-lantısı nedeniyle Antalya’ya gelen Tarım Reformu Genel Müdür V.  Dr. Gürsel Küsek, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünü ziyaret etti.

İl Müdürü V. Bedrullah Erçin, İl Müdür Yardımcıları ve Şube Müdürleri ile bir araya gelen Küsek, kamulaştırmaya karşı toplulaştırma hakkında bilgiler verdi.

Toplantının açılışında Antalya’nın tarımsal yapısını anlatan İl Müdür V. Bedrullah Erçin, Kalıntı İzleme Programına de-ğinerek, 2002 yılından bugüne kadar yaş meyve sebzede zirai ilaç kalıntısında önemli azalmalar yaşandığını belirtti.

Toplantıda, Şube Müdürleri, hayvancılık, toplulaştırma, ka-dın çiftçi eğitimi ile ilgili yaptıkları çalışmaları, sorunları ve taleplerini Tarım Reformu Genel Müdür V.  Dr. Gürsel Küsek’e ilettiler.

Tarım Reformu Genel Müdür V. Dr. Küsek’in ziyareti

HABER HABER HABER HABER

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı hizmet içi eğitim programı kapsamında Antalya İl Müdürlüğü koordinatör-lüğünde düzenlenen Süt Ürünleri Hijyen Kontrolü Eğitimi, 21-23 Şubat 2012 tarihlerinde gerçekleştirildi. Eğitime çeşitli illerden ve Antalya İlçe Müdürlüklerinden 30 kişi katıldı.

İl Müdürlüğü Gıda ve Yem Şube Müdürlüğü kontrol görevli-lerince verilen eğitimde ‘’5996 Sayılı Kanun, Süt Ürünlerinde hijyen kontrolü ile ilgili yasal düzenlemeler, Süt Ürünlerinde AB Yaklaşımı, Çiğ Süt ve İçme Sütleri, Mikrobiyolojik Kri-terler ve Ürün Tebliğleri, denetim ve kontroller ile süt ürünle-rinde taklit-tağşiş, HACCP’’ konuları hakkında bilgi verildi.Mevzuat değerlendirmeleri ve uygulama yöntemlerinin de tartışıldığı eğitimin son gününde Yörükoğlu Süt ve Ürünleri San. Tic. A.Ş’ye ait süt işleme tesisinde HACCP tetkiki uy-gulaması yapıldı.

Süt Ürünleri Hijyen Kontrolü Eğitimi

Page 117: antalya tarım

115Dört Mevsim Tarım

HABER HABER HABER HABER

Yem Yönetmelikleri Çalıştayı, 21-24 Şu-bat 2012 tarihleri arasında Antalya’da yapıldı. 33 ilden Gıda ve Yem Şube Mü-dürleri, konusunda uzman elemanlar, sektör ve bakanlık temsilcilerinin katı-lımıyla yapılan çalıştayın açılışına, Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Yem Daire Başkan V. Gökalp Aydın ile Antalya İl Müdür V. Bedrullah Erçin de katıldı.

İl Müdür V. Bedrullah Erçin, yaptığı konuşmada, 5996 Sayılı Kanuna istina-den yönetmeliklerin yayınlanmasının ta-mamlandığını belirterek, şunları kaydetti: ‘’Artık bize düşen, görevlerimiz için yol haritamızı çizmek ve harekete geçmektir. Ancak başarıda temel unsurun kişi, birey olduğu unutulmamalıdır. Siz ne kadar üst düzey proje ve başarı da hedefleseniz, o hedefe sizi ulaştıracak olanlar çalışanları-nızdır. O sebeple idareci, sadece kendine yetecek enerjiye değil, çalışanları aktive edecek enerjiye de sahip olmalıdır. Her

ne kadar talimatlar sizleri yönlendirse de uygulamada standardı yakalamak için zaten aranızda var olduğunu bildiğim ile-tişimi artırarak devam ediniz.’’ Yönetme-liklerin tamamının 27 Aralık 2011 tarihi itibariyle yayınlandığını kaydeden Yem

Daire Başkanı Gökalp Aydın ise sıranın uygulama talimatına geldiğini, çalıştayda mevzuatın tekrar gözden geçirileceğini, uygulama talimatı hazırlık çalışmalarının yapılacağını bildirdi.

Yem Yönetmelikleri Çalıştayı

Sağlıklı beslenme ile okul kantinlerinin denetimlerin-de aranan teknik ve hijyenik koşullarla ilgili olarak 30 Ocak 2012 tarihinde Toros Koleji’nde eğitim düzenlen-di. Eğitime, Muratpaşa ilçesinde bulunan 154 kantin işletmecisi ve çalışanı katıldı. Antalya İl Sağlık Müdür-lüğü ile Muratpaşa Sağlık Grup Başkanlığı koordina-törlüğünde düzenlenen eğitimde, Antalya Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Gıda ve Yem Şube Müdür-lüğünde görevli Mühendis Hakan Ayaz, katılımcılara MEB’nın yayınladığı 21.07.2011 tarih ve 2011/41 sayılı genelgenin 26. maddesindeki “Satışı Yasaklanan Gıda Maddeleri” konulu mevzuat hakkında bilgi verdi.

Kantin işletenlere gıda güvenliği eğitimi

Page 118: antalya tarım

116 Dört Mevsim Tarım

HABER HABER HABER HABER

İhracat ve ihracatta yaşanan olumsuzluk-lar başlığı altında organize edilen toplantı, Antalya İhracatçılar Birliği Başkanlığında yapıldı. Toplantıya, Gıda Kontrol ve La-boratuar Daire Başkanı Mehmet Beykaya, Antalya İhracatçılar Birliği Yönetim Ku-rulu Başkanı Mustafa Satıcı ile Gıda Ta-rım ve Hayvancılık İl Müdür V. Bedrullah Erçin katıldı. Toplantıda, Antalya Zirai Karantina Müdürü Mehmet Uğur Aka, Antalya İl Kontrol Laboratuar Müdürü Faruk Kurnaz, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü Gıda ve Yem Kontrol Şube Müdürü Veysel Çelik ile çok sayıda ihra-catçı firma ile gümrük komisyoncusu da yer aldı.

Antalya İhracatçılar Birliği Yönetim Ku-rulu Başkanı Mustafa Satıcı, 2004 yılından bu yana çok önemli bir mesafe kat ettikle-rini belirterek, ‘’Avrupa Birliği meyve seb-ze ihracatında tarım ürünlerinde % 10, sera ürünlerinde % 20 analiz sıklığı uygulaması

var. Analizlerde izlenebilirlik sağlamak ve Avrupa Birliği ihracatında hem giriş ka-pılarında hem de geri bildirim sayısının azaltılması anlamında bakanlığın yaklaşık 6 ay önce başlatmış olduğu bir uygulama-dır” dedi.

İhracatçıların sektörün lokomotifi olduğu-nu vurgulayan Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür V. Bedrullah Erçin ise ihracat-

la ilgili yaşanan süreci değerlendirerek, ‘’Geriye dönüp baktığımızda çok büyük zorluklar atlatarak iyi bir noktaya geldik. 4-5 sene önceki toplantılarda izlenebilirlik nedir, bunun eğitimini verirken şimdi iz-lenebilirlik sistemi Türkiye’de uygulanıyor. Eğer bu sistem hayata geçmişse ihracatçı-ların sayesinde olmuştur. Hepimiz zincirin birer halkasıyız ve birbirimize ihti-yacımız var’’ diye konuştu.

İhracat ve ihracatta yaşanan olumsuzluklar tartışıldı

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Ör-gütü (FAO) ile Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) Antalya İl Müdürlüğü işbir-liğiyle organize edilen Süs Bitkileri Ye-tiştirme Eğitim Programı başladı. FAO Türkiye Temsilcisi Yardımcısı Ayşegül Akın, Divan Talya Otel’de düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada, Süs Bit-kileri Yetiştirme Eğitimi Programı ile yeni istihdam olanaklarının sağlanması ve kadınların iş gücüne katılımının he-deflendiğini kaydetti.

Programın çeşitli araştırmalar ve ince-lemeler sonucu oluşturulduğunu be-

lirten Akın, kursiyerlere süs bitkilerin yetiştirilmesi, paketlenmesi, tohum ve fidan yetiştiriciliği ile ilaç ve gübreleme konularında eğitim verileceğini söyledi. Bu eğitimlerin, tarımsal istihdamın ar-tırılmasına katkı sağlayacağını belirten Akın, çalışmalara işbirliği içinde devam edilmesinin çok önemli olduğunu vur-guladı.

İŞKUR Antalya Müdür Yardımcısı Sel-ma Fokurcan da, geçen yıl yaklaşık 5 bin 200 kişinin iş gücü eğitim kurslarından yararlandığını anlattı. Fokurcan, Süs Bitkileri Yetiştirme Eğitim Programı’na

katılan kur-s i y e r l e r e günlük 15 lira harçlık ver i leceği-ni ve genel sağlık sigortası primlerinin ödenece-ğini söyledi. Tarımsal Uygula-malı Eğitim Merkezi’nde 6 ay boyunca devam edecek Süs Bitkileri Yetiştirme Eğitim Programı’na ilk etapta 25 kur-siyerin alınacağı, bu sayının ilerleyen günlerde 100’e çıkmasının hedeflendiği bildirildi.

Süs bitkileri yetiştiriciliği eğitim programı

Page 119: antalya tarım

117Dört Mevsim Tarım

İki dönem halinde yapılan 9. Mera Yaz Okulunun 1. Dönemi 21-30 Kasım, 2. Dönemi ise 01-10 Aralık 2011 tarih-lerinde gerçekleştirildi. Eğitime, tüm illerde mera uygulamaları konusunda çalışacak ziraat mühendisleri ile Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürleri katıldı.

Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü Çayır Mera ve Yem Bitkileri Daire Başkan Ve-kili Mesut Akdamar, burada yaptığı ko-nuşmada, bütün dünya ülkelerinin doğal kaynaklarını korumak ve güçlendirme konusunda çalışmalarda bulunduklarını belirterek, Türkiye’de de tarımın özel bir öneme sahip olduğunu söyledi. Akdamar, ‘’Bunun başlıca 2 temel nedeni vardır. İstihdamın önemli bir kısmını teşkil et-mesi, bunun yanında ülke ekonomisine ve gayrisafi milli hasılaya önemli katkı

sağlaması açısından tarımın, ülkemizde-ki önemi giderek artırmaktadır. Tarımda karlı bir üretim, ancak girdi maliyetleri-ni azaltmakla mümkündür. Çayır me-ralar 1998 yılında yürürlüğe giren mera kanundan önce korunmamış ve çeşitli nedenlerle azalmalar meydana gelmiştir. Ülke mera varlığımızın 1940’lı yıllarda 44 milyon hektar iken 1991 tarım sayı-

mına göre 12.3 milyon hektara düştüğü gözlemlenmiştir’’ dedi.

Eğitimde katılımcılara mera kanunu uygulamaları, tespit, tahdit, tahsis çalış-maları, mera yaylak ve kışlalarının korun-ması, çayır mera ıslahı ve amenajmanı ve il otlatma planı konularında detaylı bilgi verildi.

Antalya Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğünün 2012 yılı hedeflerinden olan kaliteli süt üretimi konusu, düzenle-nen toplantı ile masaya yatırıldı. İl Müdür Yardımcısı Mehmet Yoran başkanlığında-ki toplantıya, Hayvan Sağlığı Yetişti-riciliği ve Su Ürünleri Şube Müdürü Kadri Bilici, ADSY Birliği Başka-nı Metin Yaraşçı ve Birlik Müdü-rü Musa Toros katıldı. Toplantıda, Korkuteli Süt Üreticiler Birliği Başkanı Hakkı Öner, Korkuteli Süt Üretici Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Ali Şahin, Serik Süt Üreticiler Birlik Başkan Yardımcısı Veteriner Hekim Niyazi Yıldırım ve konu

ile ilgili teknik personel de hazır bulundu.

Kentte kaliteli süt üretimi için üretimin kayıt altına alınması, süt sağım tekniği ve

hijyeni konusunda

yetiştiricilere eğitim ve teknik destek verilmesi konuları üzerinde durulan top-lantıda, 2004 yılında başlatılan süt topla-ma merkezlerinin daha aktif hale getiril-mesi için yapılması gerekenler tartışıldı. Özel İdare Müdürlükleri ile işbirliği ya-pılarak süt toplama tanklarının kurul-ması için süt üreticileri birliğinden

destek sağlanmasının ele alındığı toplantıda, piyasadan korsan veya

kaçak süt toplanmasının yasaklan-ması için önlem alınması gerektiği bil-dirildi. Toplantıda, hayvancılığın yoğun olduğu yerlerde eğitimler yapılması ka-rara bağlandı.

Türkiye’nin mera varlığı

Kaliteli süt üretimi toplantısı

HABER HABER HABER HABER

Page 120: antalya tarım

118 Dört Mevsim Tarım

Kepez İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile Kepez İlçe Sosyal Yar-dımlaşma ve Dayanışma Vakfı, kırsal kalkınmayı geliştirmek için ortak proje geliştirdi. Bu çerçevede hazırlanan ‘Süt Sığırcılığı Geliştirme Projesi’ kapsamın-da Odabaşı Köyü’nde 5 üreticiye 4’er adet süt sığırı dağıtıldı. Damızlık gebe düve dağıtımına, İlçe Gıda, Tarım ve Hay-vancılık Müdürü Mehmet Taşgın, İlçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Müdürü Mehmet Kemal Çakal, Odabaşı Köyü Muhtarı Ahmet Batu, İlçe Müdür-lüğü teknik personeli ve üreticiler katıldı.

Proje kapsamında yetiştiricilerin bir yıllık yem giderlerinin de karşılandığını belir-ten İlçe Müdürü Mehmet Taşgın, pro-

jenin amacının işsizliğin azaltılmasının yanında, Odabaşı Köyü’nde yaşayan çift-çi ailelerine verimli ve bilinçli olarak süt sığırı yetiştiriciliğinin öğretilmesi ve süt sığırı kazandırılması olduğunu bildirdi.

Taşgın, istihdam sağlanarak ekonomiye katkıda bulunulurken, sağlıklı gıda için sağlıklı hayvan yetiştirileceğini ve hayvan refahıyla birlikte çiftçi refahının sağlana-cağını kaydetti.

Kepez İlçe Müdürlüğü tarafından En-tegre ve Kontrollü Ürün Yönetimi uy-gulanan üreticilere EKÜY sertifikaları teslim edildi. Kepez İlçe Müdürü Mehmet Taşgın, Entegre ve Kontrollü Ürün Yönetimi - EKÜY Projesi kapsamında, üretim yer-lerinden analiz yapılmak üzere alınan sebze numunelerinin analiz raporunun değerlendirildiğini ve zirai ilaç kalıntısı yönünden ürün numunesi uygun bulunan üreticilere EKÜY sertifikası düzenlendi-ğini söyledi. İlçe Müdürlüğü teknik per-soneli tarafından başarılı olan üreticilere

entegre mücadelede biyoteknik yöntem olarak kullanılan sarı yapışkan tuzaklarla ilgili olarak demonstrasyon çalışması ya-

pıldı. Demonstrasyon çalışmasına katılan üreticilere, birer paket sarı yapışkan tuzak bedelsiz olarak verildi.

EKÜY sertifikaları sahiplerine teslim edildi

HABER HABER HABER HABER

Odabaşılı köylülere süt sığırı dağıtımı

Page 121: antalya tarım

119Dört Mevsim Tarım

Gıda ve Yem Şube Müdürlüğü, Türk Gıda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği hakkında 30 Ocak 2012 tarihinde ekmek üreten işlet-me yetkililerini bilgilendirmek üzere toplantı düzenledi. Antalya Fırıncılar Oda Başkanı Musa Kazım Buhurcu, toplantının üyeleri ve tüketiciler adına çok faydalı olduğunu ve bu tür top-lantıların devam etmesini gerektiğini belirtti. Gıda ve Yem Şube Müdürü Veysel Çelik ise “5996 Sayılı kanun ile ilgili çok önemli değişiklik yapıldı. Yeni düzenleme ile işyeri sorumlulu-ğu, izlenebilirlik, riskin önlenmesi, iyi hijyen uygulamaları ve tüketi-cinin korunması çok daha önemli hale geldi. Ambalajsız olarak satışa sunulan ekmek ve ekmek çeşitleri-nin kasap, manav ve pazar gibi yer-

lerde satışının yapılmayacağını ifade eden Çelik; “ Ekmek dağıtımı ve sa-tış aşamalarında ekmeklere yalnızca koruyucu eldiven giyilerek dokuna-

caklardır. Müşterilerin ekmeklere el sürmeleri engellenecek ve ekmek dolapları kapalı ortamlarda tutula-caktır” diye konuştu.

HABER HABER HABER HABER

Fırıncılar yeni ekmek tebliği hakkında bilgilendirildi 

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından tarımsal sahalardaki yüzey ve yeraltı sularında nitrat kir-liliğinin izlenmesi amacıyla alınan 20 mobil laboratuar, faaliyete geçti. Avrupa Bir-liği finansmanı ile tedarik edilen ve farklı bölgelere gönderilen mobil laboratu-arlardan biri de Antalya’da hizmete geçti. Toprak ve su-daki nitrat kirliliğini yerin-de tespit edecek olan mobil laboratuarların kullanımıyla ilgili uzmanlar tarafından İl Müdürlüğü personeline eği-

tim verildi. Araç içinde gerçekleştirilen eğitim, Proje Koordinatörü Ali Kosacı

ile Tarım Reformu Genel Müdürlüğü, Arazi Islahı ve Sulama Sistemleri Daire

Başkanlığı Tarımsal Çevre ve Su Kalitesi Yönetim Bi-riminde görevli Su Ürünle-ri Yüksek Mühendisi Basri Evci tarafından verildi.

81 ilde hizmet edecek şekil-de 20 bölgede konumlan-dırılan mobil laboratuarlar, sahada aktif olarak kullanı-labilecek. Antalya’da hizme-te başlayan araç, Isparta ve Burdur illerindeki çalışma-lara da katılacak.

Mobil Laboratuar Antalya’da hizmete başladı

Page 122: antalya tarım

120 Dört Mevsim Tarım

Basında biz...

Page 123: antalya tarım
Page 124: antalya tarım