ankara Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ doktora...

123
ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ DOKTORA TEZİ DAMIZLIK YUMURTA TAVUĞU YEMLERİNE FARKLI SEVİYE VE FORMDA BOR İLAVESİNİN PERFORMANS, KEMİK GELİŞİMİ, YUMURTA KALİTESİ VE BAZI KAN PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ Cengizhan MIZRAK ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI ANKARA 2008 Her hakkı saklıdır

Upload: others

Post on 27-Dec-2019

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ

DOKTORA TEZİ

DAMIZLIK YUMURTA TAVUĞU YEMLERİNE FARKLI SEVİYE VE FORMDA BOR İLAVESİNİN PERFORMANS, KEMİK GELİŞİMİ, YUMURTA

KALİTESİ VE BAZI KAN PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Cengizhan MIZRAK

ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI

ANKARA 2008

Her hakkı saklıdır

TEZ ONAYI

Ziraat Yüksek Mühendisi Cengizhan MIZRAK tarafından hazırlanan “Damızlık Yumurta Tavuğu Yemlerine Farklı Seviye ve Formda Bor İlavesinin Performans, Kemik Gelişimi, Yumurta Kalitesi ve Bazı Kan Parametreleri Üzerine Etkisi” adlı tez çalışması 30/07/2008 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı’nda DOKTORA TEZİ olarak kabul edilmiştir.

Danışman : Prof. Dr. Necmettin CEYLAN

Jüri Üyeleri:

Başkan: Prof. Dr. Necmettin CEYLAN A.Ü. Ziraat Fakültesi

Üye: Prof. Dr. İbrahim ÇİFTÇİ A.Ü. Ziraat Fakültesi

Üye: Prof. Dr. Kemal KÜÇÜKERSAN A.Ü. Veteriner Fakültesi

Üye: Doç. Dr. Aydan YILMAZ A.Ü. Ziraat Fakültesi

Üye: Prof. Dr. İbrahim AK Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi

Yukarıdaki sonucu onaylarım.

Prof. Dr. Orhan ATAKOL

Enstitü Müdürü

i

ÖZET

Doktora Tezi

DAMIZLIK YUMURTA TAVUĞU YEMLERİNE FARKLI SEVİYE VE FORMDA BOR İLAVESİNİN PERFORMANS, KEMİK GELİŞİMİ, YUMURTA KALİTESİ VE

BAZI KAN PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ

Cengizhan MIZRAK

Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı

Danışman: Prof. Dr. Necmettin CEYLAN

Bu araştırmada, damızlık yumurta tavuğu yemlerine farklı düzeylerde organik veya inorganik bor ilavesinin, tavukların performans değerleri, kemik gelişimi, bazı kan parametreleri, yumurta bor, kolesterol ve yağ asitleri içeriği ve kuluçka sonuçları üzerine etkileri araştırılmıştır.

Araştırma Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü’nde yürütülmüş ve araştırmanın hayvan materyalini Barred Rock I yumurtacı hattı oluşturmuştur. Denemeye 48 haftalık yaşta başlanmış ve 16 hafta sürdürülmüştür, yeme farklı seviyelerde (25, 50 ve 75 ppm) organik veya inorganik bor ilavesi yapılarak 7 deneme grubu oluşturulmuştur.

Gruplar arasında yaşama gücü, canlı ağırlık, yumurta verimi, yem tüketimi, yem değerlendirme sayısı, yumurta ağırlığı ve yumurta kütlesi gibi performans değerleri bakımından önemli farklılıklar tespit edilmemiştir (P>0.05). Yumurta kalite kriterlerinden ak yüksekliği yeme 25 ppm organik ve 75 ppm inorganik bor ilave edilen gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde daha yüksek; kırık-çatlak yumurta oranı 25 ve 75 ppm organik bor ilave edilen gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde daha düşük bulunmuştur (P<0.05).

Deneme sonunda yapılan ölçümlerde, serum toplam HDL, LDL kolesterol ve trigliserid seviyeleri, tibia kemik mukavemeti, tibia kemiğinin ham kül ve kalsiyum içerikleri ile kuluçka parametreleri bakımından gruplar arasında önemli farklılıklar belirlenmemiştir (P>0.05). Bununla birlikte, 25 ppm organik veya inorganik bor ilavesi femur kemik mukavemetini artırmıştır (P<0.05). Yeme bor ilavesi tibia fosfor; femur ve yumurta kabuğu kalsiyum ve fosfor; kan, kemik, yumurta ve yumurta kabuğu bor içeriklerini önemli düzeyde artırmıştır (P<0.05 ve P<0.01).

Borun organik formu, inorganik formuna göre kemik, yumurta ve yumurta kabuğunda önemli düzeyde daha yüksek bor birikimine sebep olmuştur.

Sonuç olarak, yumurta tavuğu karma yemlerine inorganik veya organik bor ilavesinin performans kriterleri üzerine önemli bir etkisinin olmadığı, yumurta kabuğu kalsiyum seviyesi, kemiklerin kalsiyum ve fosfor içeriği ile kemik kırılma mukavemetini artırdığı tespit edilmiştir. Temmuz 2008, 109 sayfa Anahtar Kelimeler: Damızlık yumurta tavuğu, organik bor, organik mineral, yumurta verimi, performans, kolesterol

ii

ABSTRACT

Ph.D. Thesis

EFFECTS OF DİFFERENT LEVEL AND FORM OF BORON SUPPLEMENTATION INTO LAYER BREEDER DIETS ON PRODUCTION PERFORMANCE, BONE

DEVELOPMENT, EGG QUALITY AND SOME BLOOD PARAMETERS

Cengizhan MIZRAK

Ankara University Institute of Natural and Applied Sciences

Department of Animal Science

Supervisor: Prof. Dr. Necmettin CEYLAN In this research, effects of organic boron supplementation in layer breeder diets on performance characteristics, bone development, some blood parameters, boron, cholesterol and fatty acids content of egg were investigated.

The experiment was conducted in Poultry Research Institute with Barred Rock I laying line. The experiment was started at 48-weeks-old and continued 16 weeks. Seven experimental groups were formed by supplying different levels of organic or inorganic boron (25, 50, 75 ppm) in diets. No significant differences among the experimental groups were determined for livability, live weight, egg production, feed intake, feed efficiency, egg weight and egg mass (P>0.05). 25 ppm organic and 75 ppm inorganic boron supplementation significantly increased albumen height as compared to control group. Broken-crack egg rates were significantly decreased by 25 and 75 ppm organic boron supplementation (P<0.05).

Measurements such as serum total HDL, LDL cholesterols and triglyceride levels, tibia strength, crude ash and calcium contents of tibia, and hatchability done at the end of the experiment were found similiar among the treatmenst,. However, 25 ppm organic or inorganic boron supplementations significantly increased femur bone strength (P<0.05). Boron supplementation into diets significantly increased tibia phosphorus; femur and egg shell calcium and phosphorus; whole blood, bone, egg and egg shell boron contents (P<0.05 or P<0.01).

The organic form of boron significantly caused higher boron accumulations in the bone, egg and egg shell than the inorganic form of boron.

As a result; it can be concluded that neither organic nor inorganic boron supplementation did have any significant effects on performance parameters studied in the experiment. However, calcium deposition in the egg shell, calcium and phosphorus content of bones and bone broken strength was improved by it was seen that the positive effects of organic or inorganic boron supplementation in laying hen diets on egg interior and exterior quality properties, increasing egg shell calcium rate, calcium and phosphorus accumulations of the bones and bone broken strength by boron supplementation. July 2008, 109 pages Key Words: Layer breeders, organic boron, organic mineral, egg production, cholesterol,

iii

ÖNSÖZ

Ülkemizde yıllık yaklaşık 9 milyar adet yumurta bir milyon ton da tavuk eti

üretilmektedir. Bu üretimin sağlanabilmesi için yaklaşık 500.000.000 adet etlik piliç, 40

milyon adet de yumurta tavuğu kullanılmaktadır. Kanatlı sektörünün yıllık yem tüketimi

ise 4-5 milyon ton civarındadır. Bu kadar büyük bir sektörde tavukların performansında,

onlardan elde edilen ürünlerin kalitesinin (özellikle et ve yumurta) artırılması ve yem

tüketiminin azaltılması gibi maliyetleri düşürebilecek çok küçük de olsa iyileşmeler

üreticilere çok ciddi maddi kazançlar sağlayabilecektir. Özellikle de yemlere katılacak

katkı maddeleri maliyeti önemli oranda artırmıyorsa kazanç daha da büyük olacaktır.

Bor minerali rasyonlara ppm düzeyinde katılması, ithal olmaması nedeniyle temininin

kolay olması ve fiyatının diğer katkı maddelerine oranla çok düşük olması sebebiyle

üreticiler tarafından tercih edilecek bir üründür.

Kanatlı sektörü, yüksek verimli ve en ekonomik hayvansal kökenli protein kaynağını en

kısa zamanda üretme açısından, tarımsal üretim içerisinde en ön sıralarda yer

almaktadır. Dolayısıyla üstün nitelikli genotiplerin optimum düzeyde besin maddesi

gereksinimlerini karşılayacak dengeli ve düzenli beslemeyi amaçlayan çalışmalar

günden güne büyük bir artış kaydetmektedir.

Kanatlılarda günlük tüketilmesi gereken bor miktarı bildirilmemiştir (NRC 1994).

Kanatlı yemlerinde geniş kapsamlı kullanılan tahıllar düşük bor içeriğine sahip yem

hammaddeleridirler (WHO 1998). Bundan dolayı kanatlı karma yemlerinin muhtemelen

yetersiz düzeyde bor içerdiği göz önüne alınarak, yeme bor ilavesinin kanatlılarda

etkilerinin belirlenmesi yönünde yapılacak daha fazla araştırmaya ihtiyaç

duyulmaktadır.

Dünyada ve ülkemizde hızla gelişen tavukçuluk endüstrisi ile birlikte insanların tavuk

etine olan ilgisi artarken, yumurta tüketiminde artma olmamış hatta gelişmiş ülkelerde

bile bir azalma meydana gelmiştir. Yumurta tüketimindeki azalmanın en önemli nedeni,

tüketim alışkanlıklarının yanı sıra gerek yazılı basın, gerekse sözlü basında yumurtanın

kan kolesterol düzeyini yükselterek atheresclerosis ve koroner kalp hastalıklarına yol

iv

açan bir risk faktörü olarak tanınmasının da etkisi olmuştur. İnsan beslenmesinde

kolesterol kaynağı gıda maddeleri hayvansal kökenli olanlarıdır. Bunlar içerisinde

yumurta son yıllarda üzerinde en çok durulan gıda maddesidir. Bir yumurtada ortalama

195-210 mg arasında kolesterol bulunmaktadır. Oysa yumurtanın insan beslenmesi

açısından önemi dikkate alındığında tüketimdeki bu azalmanın engellenmesi

gerekmektedir. Çünkü yumurta vücutta sentezlenmeyen esansiyel amino asitleri ve

esansiyel yağ asitleri ile birlikte diğer besin maddelerini yüksek oranlarda içermesi ve

bu besin maddelerinin % 95’ inin sindirilebilmesi nedeni ile büyük önem taşımaktadır

(Worm 1988).

Rasyonda yapılan değişikliklerle kanatlı dokularının ve yumurtanın yağ asidi

kompozisyonunu değiştirmek kolay olmasına rağmen kolesterol içeriğini azaltmak

zordur. Yapılan araştırmalarda borun kan kolesterolünü düşürücü etkisinin olduğu

vurgulanmıştır (Hall et al. 1989). Bu etkisinin yumurtada da görülebileceği

muhtemeldir. Bu gerçekleştiği taktirde kolesterolün yumurta tüketimine olan olumsuz

etkisi hafifletilmiş olacaktır.

Yumurta tavukçuluğunda üretim periyodunun uzun olması sonucu (80–120 hafta)

özellikle kafes tavukçuluğunda kemik deformasyonları, eklem bozuklukları, yumurta iç

ve dış kalitesi bozuklukları (özellikle kabuk kalitesi) büyük sorun olmakta ve üretim

kayıplarına sebep olmaktadır. Yapılan araştırmalarda, yeme bor ilavesinin kemiklerin

kırılma mukavemetini artırdığı, eklem bozukluklarını önlediği ve yumurta iç ve dış

kalitesini de artırabileceği bildirilmiştir (Wilson and Ruszler 1997, 1998). Böylece

yumurta tavukçuluğunda, uzun üretim periyodu süresince görülebilecek ekonomik

kayıpların en aza indirilmesi sağlanmış olacaktır.

Son yıllarda özellikle kalsiyum ve yumurta kabuğu oluşum mekanizmalarında önemli

rol oynayan iz elementlere olan ilgi giderek artmaya başlamıştır. İz elementlere artan

ilginin bir diğer sebebi de biyoteknolojik gelişmeler sonucunda ekonomik olarak

üretilmeye başlanan organik mineral bileşiklerdir. Bu bileşikler genellikle küçük

peptidlerin veya amino asitlerin kimyasal olarak iz elementlere bağlanması ile meydana

gelmektedir (Close 1999).

v

Tavuk yemlerinde kullanılmaya başlanan organik iz mineral bileşiklerden en önemlileri

manganez, çinko, bakır ve kromun çeşitli organik formlarıdır. Bu araştırma ile şu anda

yaygın olarak üretimi yapılan ve sahada kullanılan bu minerallere ilave olarak bor

minerali de organik formda üretilecek ve yumurta tavuğu yemlerine ilave edilecektir.

Araştırmada, üretilen organik borun yumurta tavuğu karma yemlerine farklı düzeylerde

ilavesinin performans, yumurta kalitesi, bazı kan ve kemik parametreleri, yumurta

kolesterol içeriği üzerine etkilerinin detaylı bir şekilde incelenmesi amaçlanmaktadır.

Cengizhan MIZRAK

Ankara, Temmuz 2008

vi

İÇİNDEKİLER

ÖZET………………………………………………………………. i ABSTRACT……………………………………………………………………. ii ÖNSÖZ…………………………………………………………………………. iii SİMGELER DİZİNİ………………………………………………………….. viii ÇİZELGELER DİZİNİ………………………………………………………. ix ŞEKİLLER DİZİNİ………………………………………………………….. xi 1. GİRİŞ…………………………………………………………. 1 2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ÖZETLERİ…………… 5 2.1 Bor’un Genel Kullanımı………………………………………………… 5 2.2 Bor’un Damızlık Tavuklarda Kullanımı………………………………. 10 2.3 Bor’un Yumurta Tavuklarında Kullanımı……………………………. 11 2.4 İnorganik Mineral Yerine Organik Mineral Kullanımı……………… 16 2.5 İnorganik Bor Yerine Organik Bor Kullanılması……………………. 19 2.6 Bor’un Diğer Kanatlılarda Kullanımı…………………………………. 20 3. MATERYAL VE YÖNTEM…………………………………………… 26 3.1. Materyal……………………………………………………………… 26 3.2. Yöntem……………………………………………………………….. 28 3.2.1. Yaşama gücü………………………………………………………… 29 3.2.2. Canlı ağırlık………………………………………………………….. 30 3.2.3. Yumurta verim performansı……………………………………….. 30 3.2.3.1. Yumurta verimi……………………………………………………. 30 3.2.3.2. Yumurta ağırlığı…………………………………………………… 30 3.2.3.3. Yumurta kütlesi……………………………………………………. 31 3.2.4. Yem tüketimi ve yem değerlendirme sayısı………………………… 31 3.2.5. Yumurta dış kalite kriterleri………………………………………… 32 3.2.5.1. Kırık-çatlak yumurta oranı………………………………………… 32 3.2.5.2. Şekil indeksi…………………………………………………………. 32 3.2.5.3. Kabuk kalınlığı……………………………………………………… 32 3.2.5.4. Kabuk mukavemeti……………………………………………….. 33 3.2.6. Yumurta iç kalite kriterleri………………………………………….. 35 3.2.6.1 Ak yüksekliği…………………………………………………………. 35 3.2.6.2 Haugh birimi…………………………………………………………. 36 3.2.7 Kan parametreleri…………………………………………………… 37 3.2.7.1 Trigliserid……………………………………………………………. 37 3.2.7.2 Toplam kolesterol……………………………………………………. 38 3.2.7.3 High density lipoprotein (HDL)…………………………………….. 38 3.2.7.4 Low density lipoprotein (LDL)……………………………………… 38 3.2.7.5 Bor…………………………………………………………………….. 38 3.2.8 Kemik özellikleri……………………………………………………… 39 3.2.8.1 Femur kemiği kırılma mukavemeti………………………………….. 39 3.2.8.2 Tibia kemiği kırılma mukavemeti……………………………………. 39

vii

3.2.8.3 Femur kemiğinin ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor miktarının tespiti 40 3.2.8.4 Tibia kemiğinin ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor miktarının tespiti.. 40 3.2.9 Yumurta özellikleri……………………………………………………. 40 3.2.9.1. Yumurta yağ miktarı…………………………………………………. 40 3.2.9.2. Yumurta kolesterol miktarı………………………………………….. 40 3.2.9.3. Yumurta omega 3 miktarı……………………………………………. 41 3.2.9.4. Yumurta omega 6 miktarı……………………………………………. 41 3.2.9.5. Omega 6/ omega 3 oranı……………………………………………… 41 3.2.9.6. Yumurta içi (sarı+beyaz) bor miktarı……………………………… 41 3.2.9.7. Yumurta kabuğu ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor miktarı………. 42 3.2.10 Kuluçka parametreleri………………………………………………… 42 3.2.10.1 Döllü yumurta oranı…………………………………………………. 42 3.2.10.2 Çıkış gücü……………………………………………………………. 42 3.2.10.3 Kuluçka randımanı………………………………………………….. 43 3.2.10.4 Civciv ağırlığı………………………………………………………… 43 3.2.11 İstatistiki analizler…………………………………………………….. 43 4. BULGULAR……………………………………………………………….. 44 4.1. Yaşama Gücü…………………………………………………………….. 44 4.2. Canlı Ağırlık ……………………………………………………………... 45 4.3. Yumurta Verim Performansı……………………………………………. 46 4.4. Yem Tüketimi ve Yemden Yararlanma………………………………… 49 4.5. Yumurta Dış Kalite Özellikleri………………………………………….. 51 4.6. Yumurta İç Kalite Özellikleri…………………………………………… 54 4.7. Kan Parametreleri……………………………………………………….. 57 4.8. Kemik Özellikleri………………………………………………………… 61 4.9. Yumurta Özellikleri……………………………………………………… 70 4.10. Kuluçka Parametreleri…………………………………………………. 80 5. TARTIŞMA ……………………………………………………………….. 83 5.1. Yaşama Gücü…………………………………………………………….. 83 5.2. Canlı Ağırlık……………………………………………………………… 84 5.3. Yumurta Verimi………………………………………………………… 84 5.4. Yem Tüketimi ve Yemden Yararlanma………………………………… 85 5.5. Yumurta Dış Kalite Özellikleri………………………………………….. 86 5.6. Yumurta İç Kalite Özellikleri…………………………………………… 86 5.7. Kan Parametreleri………………………………………………………... 87 5.8. Kemik Özellikleri…………………………………………………………. 88 5.8. Yumurta Özellikleri……………………………………………………… 92 5.9. Kuluçka Parametreleri…………………………………………………… 95 6. SONUÇ……………………………………………………………………… 96 KAYNAKLAR………………………………………………………………… 99 ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………… 107

viii

SİMGELER DİZİNİ

cm Santimetre mm Milimetre g Gram IU International Unit kcal Kilokalori HP Ham protein TP Total protein ALP Alkalin fosfataz ALT Alanine aminotransferase N Newton ABS Kemik kırılma direnci P Fosfor Ca Kalsiyum Zn Çinko Al Alüminyum B Bor K Potasyum Cu Bakır Cr Krom Mn Mangan Se Selenyum KM Kuru madde kg Kilogram ME Metabolik Enerji Mg Miligram vd ve diğerleri µ Mikron µg Mikro gram BR I Barred Rock 1 BOREN Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü HDL High density lipoprotein LDL Low density lipoprotein UL Tolere edilebilir üst tüketim seviyesi KBD Kashin-Beck Disease WHO World Health Organization YDG Maya gelişme besiyeri WPSA World Poultry Science Association MAM Marmara Araştırma Merkezi TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu TSE Türk Standartları Enstitüsü Log Logaritma ICP-AES Atomik Emisyon Spektro H3BO3 Borik asit Na2B4O7 Susuz boraks Na2B4O7.5H2O Boraks pentahidrat Na2B4O7.10H2O Boraks dekahidrat

ix

ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 2.1 Bazı gıda maddeleri, B içerikleri ve alınan günlük B miktarları… 8

Çizelge 3.1. Hammaddelerin kimyasal analizleri…………………………… 26

Çizelge 3.2 Kontrol grubu karma yeminin yapısı ve kimyasal bileşimi…… 27

Çizelge 3.3 Deneme planı………………………………………………… 28

Çizelge 4.1 Deneme gruplarının yaşama güçleri (%)……………………… 44

Çizelge 4.2 Deneme gruplarının deneme başı ve sonundaki canlı ağırlıkları

ile ağırlık değişimleri………………………………………… 45

Çizelge 4.3 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor

ilavesinin yumurta verim özellikleri üzerine etkisi (48-64.

haftalar ortalaması)…………………………………… 47

Çizelge 4.4 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor

ilavesinin yumurta verim yem tüketimi ve yem değerlendirme

sayısı üzerine etkileri (48-64. haftalar ortalaması)…………… 49

Çizelge 4.5 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor

ilavesinin yumurta dış kalite özelliklerine etkisi (48-64.

haftalar ortalaması)………………………………………… 51

Çizelge 4.6 Kontrol grubu ile diğer grupların kırık çatlak yumurta oranı

bakımından t testi ile karşılaştırılması…………….................... 52

Çizelge 4.7 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor

ilavesinin yumurta iç kalite özelliklerine etkisi (48-64. haftalar

ortalaması)………………………………………………… 55

Çizelge 4.8 Kontrol grubu ile diğer grupların ak yüksekliği bakımından t

testi ile karşılaştırılması……………………………. 56

Çizelge 4.9 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor

ilavesinin bazı kan parametrelerine etkisi……………………. 58

Çizelge 4.10 Kontrol grubu ile diğer grupların kan bor düzeyi bakımından t

testi ile karşılaştırılması……………………………………….. 59

Çizelge 4.11 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor

ilavesinin femur ve tibia kemiklerinin kırılma mukavemetine

etkisi, N………………………………………………………… 62

x

Çizelge 4.12 Kontrol grubu ile diğer grupların femur kemik mukavemeti

bakımından t testi ile karşılaştırılması……………………… 63

Çizelge 4.13 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor

ilavesinin tibia kemiği kül, kalsiyum, fosfor ve bor içeriğine

etkisi…………………………………………………………… 65

Çizelge 4.14 Kontrol grubu ile diğer grupların tibia fosfor ve bor içerikleri

bakımından t testi ile karşılaştırılması……………………… 66

Çizelge 4.15 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor

ilavesinin femur kemiği kül, kalsiyum, fosfor ve bor içeriğine

etkisi…………………………………………………………… 68

Çizelge 4.16 Kontrol grubu ile diğer grupların femur kalsiyum, fosfor ve bor

içerikleri bakımından t testi ile karşılaştırılması………….. 69

Çizelge 4.17 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor

ilavesinin yumurta yağ, kolesterol, omega-3 ve omega-6 yağ

asitleri içeriği üzerine etkisi……………………………… 71

Çizelge 4.18 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor

ilavesinin yumurta bor içeriği üzerine etkisi………………… 74

Çizelge 4.19 Kontrol grubu ile diğer grupların yumurta bor içerikleri

bakımından t testi ile karşılaştırılması……………………… 75

Çizelge 4.20 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor

ilavesinin yumurta kabuğu ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor

içeriğine etkisi……………………………………………… 77

Çizelge 4.21 Kontrol grubu ile diğer grupların yumurta kabuğu ham kül,

kalsiyum ve bor içerikleri bakımından t testi ile

karşılaştırılması…………...................................................... 78

Çizelge 4.22 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor

ilavesinin kuluçka özellikleri üzerine etkisi……..………… 81

xi

ŞEKİLLER DİZİNİ

Şekil 3.1 Dijital terazi…………………………………………………….. 31

Şekil 3.2 Şekil indeksi ölçüm aleti………………………………………… 32

Şekil 3.3 Mikrometre……………………………………………………… 33

Şekil 3.4 Kabuk kırılma direnci ölçüm cihazı……………………………. 34

Şekil 3.5 Kabuk kırılma direnci ölçüm programı………………………… 34

Şekil 3.6 Ak yüksekliği ölçüm cihazı…………………………………….. 35

Şekil 3.7 Ak yüksekliği ölçüm programı…………………………………. 36

Şekil 3.8 Haugh birimi hesaplama programı……………………………… 37

Şekil 4.1 Yaşama gücü……………………………………………………… 44

Şekil 4.2 Deneme başı ve sonu canlı ağırlık……………………………… 46

Şekil 4.3 Yumurta verimi…………………………………………………. 48

Şekil 4.4 Yumurta ağırlığı ve kütlesi……………………………………… 48

Şekil 4.5 Yem tüketimi……………………………………………………. 50

Şekil 4.6 Yem değerlendirme sayısı………………………………………. 50

Şekil 4.7 Kırık çatlak yumurta oranı……………………………………… 52

Şekil 4.8 Şekil indeksi……………………………………………………… 53

Şekil 4.9 Kabuk kalınlığı…………………………………………………. 53

Şekil 4.10 Kabuk mukavemeti…………………………………………….. 54

Şekil 4.11 Yumurta ak yüksekliği…………………………………………. 56

Şekil 4.12 Haugh birimi…………………………………………………… 57

Şekil 4.13 Kan trigliserid miktarı…………………………………………… 59

Şekil 4.14 Kan kolesterol düzeyleri………………………………………… 60

Şekil 4.15 Kan bor düzeyi…………………………………………………... 60

Şekil 4.16 Tibia ve femur kemiği kırılma mukavemeti…………………… 63

Şekil 4.17 Tibia kemiği mineral madde miktarları………………………… 66

Şekil 4.18 Femur kemiği mineral madde miktarları……………………….. 69

Şekil 4.19 Yumurta yağ miktarı……………………………………………. 72

xii

Şekil 4.20 Yumurta kolesterol ve omega 3 miktarları…………………….. 72

Şekil 4.21 Yumurta omega 6 / omega 3 oranı……………………………. 73

Şekil 4.22 Yumurta bor miktarı……………………………………………. 75

Şekil 4.23 Yumurta kabuğu kalsiyum miktarı…………………………….. 78

Şekil 4.24 Yumurta kabuğu ham kül miktarı……………………………… 79

Şekil 4.25 Yumurta kabuğu fosfor miktarı…………………………………. 79

Şekil 4.26 Yumurta kabuğu bor miktarı……………………………………. 80

Şekil 4.27 Kuluçka parametreleri…………………………………………… 82

Şekil 4.28 Civciv ağırlığı…………………………………………………… 82

1

1. GİRİŞ

Kanatlı hayvanların iz mineral ihtiyaçları genellikle inorganik kaynaklardan

sağlanmaktadır. Ancak inorganik iz minerallerin kullanımı, özellikle tahıl-soya ağırlıklı

rasyonlarda fazlaca bulunan fitin fosforun iz elementlerle çözünmeyen bileşikler

oluşturması, bu kaynakların sindirilebilirliklerinin düşük olması, gübreyle atılarak

çevreyi kirletmeleri, ihtiyacı karşılamak için gereğinden fazla miktarda rasyona ilavesi

ve bunun getirdiği maliyet gibi birçok dezavantaja sahiptir (Keshavarz 1997).

Borun yüksek boylu bitkiler için gerekli bir element olduğu 1920’li yıllardan bu yana

bilinmektedir. Son yıllarda bu elementin insan ve hayvanların beslenmelerinde de

kullanılabileceği düşünülmektedir. Bor elementi vücutta mineral, kemik, enzim ve

steroid hormon metabolizmalarında etkili olmaktadır (Okuyan 1997, WHO 1998).

Son yıllarda özellikle kalsiyum metabolizmasında ve yumurta kabuğu oluşum

mekanizmalarında önemli rol oynayan iz elementlere olan ilgi giderek artmaya

başlamıştır. İz elementlere artan ilginin bir diğer sebebi de biyoteknolojik gelişmeler

sonucunda ekonomik olarak üretilmeye başlanan organik mineral bileşiklerdir. Bu

bileşikler genellikle küçük peptidlerin veya amino asitlerin kimyasal olarak iz

elementlere bağlanması ile meydana gelmektedir (Close 1999).

Bor elementinin kemik metabolizmasında etkili olan kalsiyum, vitamin D ve

magnezyumla karşılıklı etkileşiminin olduğu bildirilmiştir (Chapin et al. 1998). Bor

elementinin hayvan ve bitkilerde en az 26 farklı enzim aktivitesini etkilediği

belirlenmiştir. Bor enerji substrat metabolizmasında, insulin salgılanmasında,

oksidasyonda ve bağışıklık sisteminde görev alan enzimlerin aktivitesinde rol

oynamaktadır (Hunt 1998).

Birçok çalışmada borun steroid hormon metabolizmasını etkilediği tespit edilmiştir

(Nielsen et a.l 1987, Naghii and Saman 1997a). Borun bazı steroid hormonların

üretimini artırarak kroner kalp hastalığı, eklem bozuklukları ve osteoperosis gibi kronik

2

hastalıkları önlediği bildirilmiştir (Naghii and Saman 1997a). Ayrıca borun antioksidan

özelliklere sahip olduğu da belirlenmiştir (Lee et al. 1978).

Rasyondaki bor miktarının artırılması ile kanda östrojen ve testesteron hormonları ile

serum iyonize kalsiyum seviyelerinde artış, serum lipid seviyesi, kalsiyum atımı,

vitamin D ve magnezyum eksikliklerinin negatif etkilerinin görülmesinde ise azalma

sağlanmıştır (Nielsen et al. 1987, Naghii and Saman 1997b).

Bor elementi genel olarak doğada borik asit veya borat formunda bulunmaktadır. Bitki

dokularındaki bor miktarı ortalama 30-50 ppm arasında (Argust 1998) iken, hayvansal

dokularda çoğunlukla 5-6 ppm arasında bulunmaktadır (Okuyan 1997). İnsan

vücudunda saç, kemik, ayak ve el tırnaklarında yüksek konsantrasyonlarda (4.3-17.9

ppm) bor bulunmaktadır. Borun yüksek düzeyleri öldürücü etkiye sahipken, bor

eksikliğinde hayvanlarda yetersiz büyüme ve anormal kemik gelişimi görülmektedir

(Naghii 1999).

Ratlara bor içeren ilaçlar verildiğinde 14 gün sonra kan LDL kolesterol ve trigliserid

seviyelerinin önemli düzeyde düştüğü, karaciğer hücrelerinde LDL sentezinin azalarak

HDL sentezinin teşvik edildiği görülmüştür (Hall et al. 1989).

Meyve, sebze ve baklagiller bor elementinin alınabileceği gıdalardır (Sutherland et al.

1998). Kanatlı karma yemi üretiminde kullanılan tahıllar ise düşük bor içeriğine sahip

yem hammaddeleridirler (WHO 1998). Bundan dolayı kanatlı yemleri muhtemelen

yetersiz düzeyde bor içermektedirler. Kanatlı ve diğer hayvan türleri için bor esansiyel

bir element olarak düşünülmemekle beraber kanatlı rasyonlarında günlük 2 ppm bor

verilmesi tavsiye edilmiştir (NRC 1984). Daha sonra yayınlanan raporda kanatlılarda

günlük tüketilmesi gereken bor miktarı bildirilmemiştir (NRC 1994). Ancak yapılan bir

araştırmada, civcivlerde günlük 0.3-0.4 mg bor tüketiminin mineral metabolizmasında

yararlı değişimlere sebep olduğu ve piliçlerin günlük yaklaşık olarak 1 ppm bora ihtiyaç

duydukları ileri sürülmüştür (Nielsen 1988a).

3

Aynı araştırmacı bu sonuçlardan yola çıkarak insanların günde en az 0.2 mg bora ihtiyaç

duyduğunu ve günlük ihtiyacın ise 1-2 mg a yakın olabileceğini bildirmiştir (Nielsen

1988c). Food and Nutrition Board (Anonymu 2001) ise 18 yaş üzeri ergin insanlarda 20

mg/gün bor seviyesinin tolere edilebilir üst tüketim seviyesi (UL) olduğunu bildirmiştir.

İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalar dietsel borun osteoperosisi önlemede yararlı

olabileceğini göstermiştir. Bu konuda yapılan bir çalışmada (Nielsen et al. 1987),

menepoz dönemindeki 12 kadın, 17 hafta süreyle düşük bor içeren dietle beslendikten

sonra 7 hafta günlük 3 mg bor almışlardır. Bor alımından 8 gün sonra serum elektrolit

konsantrasyonlarının ve steroid hormon dengesinin değiştiği görülmüştür. Üriner

kalsiyum ve magnezyum atımında sırasıyla % 40 ve % 33 lük bir azalma meydana

gelmiştir. Başka bir çalışmada (Nielsen 1990), insanlarda bor tüketimi serum iyonize

kalsiyumunu ve 1,25-dihidrokolekalsiferol seviyelerini artırırken, serum kalsitonin

konsantrasyonlarını düşürmüştür. Bu veriler dietsel borun kalsiyum metabolizmasına ve

kemik deformasyonlarının önlenmesinde yararlı olabileceğini göstermektedir. Çünkü

insanlarda serumdaki kalsitonin konsantrasyonunun artması kalsiyum kaybının bir

göstergesidir ve kadınlarda menepoza bağlı osteoperosis vakalarında konsatrasyon daha

yüksektir.

Kanatlı sektörü, yüksek verimli ve en ekonomik hayvansal kökenli protein kaynağını en

kısa zamanda üretme açısından, tarımsal üretim içerisinde en ön sıralarda yer

almaktadır. Dolayısıyla üstün nitelikli genotiplerin optimum düzeyde besin maddesi

gereksinimlerini karşılayacak dengeli ve düzenli beslemeyi amaçlayan çalışmalar

günden güne büyük bir artış kaydetmektedir. Bundan dolayı kanatlı karma yemlerinin

muhtemelen yetersiz düzeyde bor içerdiği göz önüne alınarak, yeme bor ilavesinin

kanatlılarda etkilerinin belirlenmesi yönünde yapılacak daha fazla araştırmaya ihtiyaç

duyulmaktadır.

Tavuk yemlerinde kullanılmaya başlanan organik iz mineral bileşiklerden en önemlileri

manganez, çinko, bakır ve kromun çeşitli organik formlarıdır. Bu araştırmada şu anda

yaygın olarak üretimi yapılan ve sahada kullanılan bu minerallere ilave olarak bor

minerali de inorganik ve organik formda yumurta tavuğu yemlerine ilave edilecektir.

4

Bu araştırmada, borun inorganik formu ile bir firma tarafından üretilen organik

formunun yumurta tavuğu karma yemlerine farklı düzeylerde ilavesinin performans,

yumurta kalitesi, bazı kan ve kemik parametreleri ile yumurta kolesterol içeriği üzerine

etkilerini incelenmek üzere planlanmış ve yürütülmüştür.

5

2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ÖZETLERİ

Bor, son yıllarda insan ve hayvan beslenmesinde önemli bir yer tutan, biyokimyasal ve

metabolik etkileri üzerinde yoğun araştırmaların yapıldığı güncel konuların başında

gelmektedir. Ekonomik yönden ele alındığında Türkiye’nin zengin bor kaynaklarına

sahip bir ülke olması, bu konuda yapılan ve yapılması planlanan araştırmaların önemini

daha da artırmaktadır (Kurtoğlu ve Kurtoğlu 2004). Bu bölümde bor ve organik

minerallerin kanatlı rasyonlarında kullanımı ile ilgili çalışmalar özetlenmiştir.

2.1 Bor ve Bor’un Genel Kullanımı

Bor, periyodik tabloda B simgesi ile gösterilen, atom numarası 5, atom ağırlığı 10,81

olan metal ametal arası, yarı iletken özelliğe sahip, sarı kahverengi renkte, katı bir

elementtir. Doğada yaklaşık 230 çeşit bor bileşiği olduğu bilinmektedir. Doğada serbest

halde bulunmayan B (bor), sodyum ve oksijen elementleri ile kompleks halde

(Na2B4O7.10H2O) yer alır (Ecetoc 2002, Erişim 2004). B, biyolojik sıvılarda en çok

monomerik (BOH3) formda, daha az olarak da borik asit (H3BO3) ve borat formunda

bulunur. Çeşitli metal veya ametal elementlerle yaptığı bileşiklerin gösterdiği farklı

özellikler, birçok B bileşiğinin endüstride kullanılmasına olanak sağlamaktadır. B,

yaptığı bileşiklerinde metal dışı bileşikler gibi davranmasına karşın saf B, karbon gibi

elektrik iletkenidir. Kristalize B, görünüm ve optik özellikleri açısından elmasa benzer

ve hemen hemen elmas kadar serttir. B, saf element olarak ilk kez 1808 yılında Fransız

kimyager J.L. Gay-Lussac ve L.J. Thenard ile İngiliz kimyager H. Davy tarafından elde

edilmiştir (Erişim 2004).

B, atmosferde borat ve borik asit formunda yer alır. Atmosferde bulunan B miktarı

önemli düzeyde olmamasına karşın, tüm atmosfer hacmi dikkate alındığında B

miktarının önemli düzeye ulaştığı söylenebilir. Doğada en önemli B kaynağı topraktır.

Toprağın B içeriğini etkileyen önemli faktörler arasında toprağın türü, pH’sı, tuz oranı,

organik madde düzeyi, demir ve aliminyum oksit düzeyi ile kil düzeyi sayılabilir. Diğer

bir B kaynağı yeryüzü suları ve toprağın yapısında bulunan sudur. Suyun B’u adsorbe

6

edebilme kapasitesi suyun pH derecesine ve sudaki B düzeyine bağlıdır (Kurtoğlu ve

Kurtoğlu 2004).

Borun yüksek yapılı bitkiler için esansiyel olduğu 1920’li yıllardan beri bilinmektedir.

Bu elementin hayvan ve insanlar için esansiyel olduğu son yıllarda ortaya konulmuş ve

ancak bundan sonra hayvan ve insan beslenmesindeki rolleri üzerinde önemle

durulmaya başlanmıştır (Mc Dowell 1992). B yetersizliği hayvanlarda sıklıkla

karşılaşılabilen bir durumdur. Yetersizliğin oluşumunda rasyon Al, Ca, kolekalsiferol,

Mg, metionin ve vitamin K düzeylerinin de etkili olabileceği belirtilmektedir (Hunt

1988, Hunt and Nielsen 1981, Kurtoğlu et al. 2001, Nielsen et al 1988b, Nielsen et al

1988c). B yetersizliğinden en çok etkilenen parametreler arasında, plazma ve organ Ca

ve Mg düzeyleri ile plazma alkali fosfataz ve kemik kalsifikasyon parametreleri

gelmektedir. Bu parametrelerdeki değişiklikler büyümede gerileme, verim

performansında (canlı ağırlık kazancı, yumurta verimi, kabuk kalitesi vb.) azalma,

özellikle steroid hormon konsantrasyonlarında düşme ile kendini göstermektedir. B

bakımından zengin kaynaklar (çizelge 2.1) olan bitkisel gıdaların daha yoğun tüketildiği

ülkelerde osteoperozis olgularına nadiren rastlanılmaktadır. Rusya ve Çin’de özellikle

şiddetli eklem deformiteleri ile seyreden ve Se yetersizliği ile birlikte görülen Kashin-

Beck hastalığında (KBD) B yetersizliğinin etkisinin olduğu saptanmıştır (Peng et al.

2000). Bitkilerde ise B yetersizliğinin bitkilerin kuru maddesinde 15 mg/kg düzeyinden

daha az bulunduğu durumlarda oluşabildiği belirtilmektedir (Mc Dowell 1992).

Günümüzde B farklı sektörlerde değişik amaçlarla kullanılabilmektedir. B; iletken,

sürtünme azaltıcı, taşıt yakıtı, hidrojen taşıyıcı, koruyucu gıda katkı maddesi ve ahşap

malzemelerde koruyucu olarak kullanılmaktadır. Ayrıca deterjanlarda, sabunlarda,

porselenlerde, tarım ilaçlarında, fotoğrafçılıkta, yapıştırıcılarda, briket malzemelerinde,

cam ve cam elyafında, kozmetiklerde, güneş enerjisinin depolanmasında, güneş

pillerinde, spor malzemelerinde, manyetik cihazlarda, mumyalamada, otomobil hava

yastıklarında, hidroliklerde, lehimlemede, kesicilerde, otomobil plastik ve metal

aksamlarında, yağlarda, antifrizlerde, ısıya dayanıklı kumaşlarda, yanmayı geciktirici ve

önleyici selülozik malzemelerde, izolasyon malzemelerinde, tekstil boyalarında, deri

renklendiricilerinde, toz dezenfektanlarda, antiseptiklerde, diş macunlarında, osteoporoz

7

tedavisinde, alerjik hastalıklarda, kemik gelişimi ve artiritisde, menopoz tedavisinde,

beyin kanserlerinin tedavisinde, bazı kimyasalların indirgenmesinde, yanmayan ve

erimeyen boyalarda, toz beyazlatıcılarda, parlatıcılarda, tarım gübrelerinde,

insektisitlerde, herbisitlerde ve mıknatıslarda da kullanılabilmektedir (Ecetoc 2002,

Erişim 2004, Moore et al. 1997, Yılmaz 2002). Borun insan ve hayvanlar için esansiyel

olduğunun ortaya konmasıyla (Devirian and Volpe 2003) son yıllarda özellikle hayvan

beslemede de değişik amaçlarla yem katkısı olarak kullanılmaya başlanmıştır (Kurtoğlu

et al. 2001, Kurtoğlu et al. 2002, Kurtoğlu et al. 2005).

Kimyasal güvenlik programında (IPCS 1998) borun insanlar için diyette bulunması

gerekli bir iz element olduğu belirtilmekte, buna karşın B toksisitesi konusunda yeterli

bilgi bulunmamaktadır. Borun tolere edilebilir günlük alımı İngiltere’de 0.4

mg/kg/vücut ağırlığı olarak belirlenmiş, 70 kg’lık bir insan için bu değer ortalama 28

mg/gün olarak tespit edilmiştir (Ecetoc 2002).

8

Çizelge 2.1 Bazı gıda maddeleri B içerikleri ve alınan günlük B miktarları (Kurtoğlu ve Kurtoğlu 2004)

Gıda maddesi B düzeyi

(mg/kg/taze ağırlık)

Alınan B miktarı

(mg/gün)

Ekmek

Tahıl ürünleri

Et (karkas)

Sakatat

Et ürünleri

Tavuk

Balık

Yağ

Yumurta

Şeker

Yeşil sebzeler

Patates

Diğer sebzeler

Konserve

sebzeler

Taze meyve

Meyve ürünleri

İçecekler

Süt

Süt ürünleri

0.5

0.9

<0,4

<0,4

0,4

<0,4

0,5

0,4

<0,4

0,8

2,0

1,4

1,4

1,2

3,4

2,4

0,4

<0,4

0,4

14

0,055

0,090

0,0104

0,0004

0,018

0,0072

0,0065

0,012

0,0064

0,054

0,074

0,186

0,102

0,042

0,221

0,103

0,345

0,114

0,023

0,028

Toplam

(mg/gün)

1,5 mg/gün

9

Hayvan türlerinde tolere edilebilir düzeyden fazla B alımı önemli ekonomik kayıplara

sebep olabilir. Kanatlılarda B toksikasyonun önemli belirtileri; koordinasyon

bozuklukları, ataksi, ayak parmaklarında paralizler ve diyare’dir (Mc Dowell 1992,

Sander et al. 1991). Sığırlarda yüksek düzeyde B alımına bağlı olarak; kilo kaybı, ishal,

yem tüketiminin ve canlı ağırlık artışının azalması, plazma fosfor düzeyi, hematokrit ve

hemoglobin düzeylerinin düşmesi gibi belirtilerin ortaya çıktığı bildirilmektedir (Mc

Dowell 1992, WHO 1998). Ratlarda yüksek düzeyde B alımıyla; konvulziyon,

depresyon, vücut ısısının azalması, deri ve müköz membranlarda renk değişimi, üreme

organlarında (testis ve ovaryumlarda) gelişme bozuklukları, sperma üretiminde

inhibisyon, kemik alkali fosfataz ve osteoblast aktivitesinde azalma, serum hematokrit

ve hemoglobin değerlerinde düşme oluşabilen bazı bozukluklardır (Ku et al. 1991,

Treinen and Chapin 1991, WHO 1998). Benzer şekilde tavşanlarda da zayıflama, ishal,

sperma üretiminde düşüş, testislerde atrofi ve anoreksi B toksikasyonu sonucu ortaya

çıkan belirtilerdir (WHO 1998). Domuzlarda ise B toksikasyonunun osteoporozis ve

paratiroid bezi fonksiyonlarında bozukluklara sebep olduğu bildirilmektedir (WHO

1996).

Borat bileşikleri, bor-oksijen bağlarının yıkımlanması için yüksek derecede enerji

gereksiniminden dolayı biyolojik sistemlerce metabolize edilemezler (Emsley 1989).

Düşük düzeylerde organizmaya alınan inorganik boratlar emilim öncesi fizyolojik pH

sınırlarında borik asite dönüşürler (Ecetoc 2002). Bor atılımı büyük oranda idrarla

olmaktadır (Nielsen 1986, Nielsen 1988a, WHO 1998).

Yiyeceklerle sodyum borat ve borik asit formlarında alınan B, sindirim sisteminden

hızla emilir (Nielsen 1986, 1988a). İnsan ve ratlarda emilim oranı (%95) yüksektir ve

emilen B, memeli türlerinde hızlı bir şekilde kan ve dokulara yayılır (Kent and Mc

Cance 1941). Emilim mekanizması ise tam olarak açıklanamamıştır. Bileşiminde 3.3-18

mg/m3 düzeyinde B içeren hava, solunum yolu ile alındığında insanlarda kan ve idrarda

bulunan B miktarlarında artış görülür (Culver et al. 1994). Hayvanlarla yapılan

çalışmalarda da benzer sonuçlar ortaya konulmuştur (Ecetoc 2002). Deri yoluyla emilim

insan, tavşan ve ratlarda yok denecek kadar azdır. Ancak borik asit hasarlı deri

bölgesinden daha fazla emilebilmektedir (Draize and Kelley 1959, Nielsen 1970).

10

Vücut sıvılarına pasif difüzyon (Nielsen 1986) ile dağılan B, kemik dokuda

yoğunlaşmaktadır (Ku et al. 1991). İnsan ve hayvan doku ve organlarında B

konsantrasyonu taze ağırlıkta ortalama 0.05-0.6 mg/kg olup, kemik dokusunda bunun

birkaç katı kadardır (Nielsen 1986, Underwood 1977). Ratlarda yapılan bir çalışmada

(Chapin and Ku 1994), 9 g borik asit/kg/yem miktarında uygulanan borun dokular

arasındaki dağılımı incelenmiş ve 7. günde B konsantrasyonu kemikte 47.4 mg/kg

olarak tespit edilirken, diğer dokularda 20-30 mg/kg miktarında belirlenmiştir. Bu

durumun borun kemik ve yumuşak doku ile vücut sıvılarından elimine edilme

kinetiklerinin farklı olmasından kaynaklandığı belirtilmiştir (Chapin and Ku 1994). Rat

ve insanlarda kan B düzeyleri genellikle alınan B miktarına paralel olarak artış

göstermektedir (Ecetoc 2002).

Naghii and Samman (1997b) günlük 10 mg B alan insanlarda alınan B’un büyük

kısmının (%84) idrarla atıldığını tespit etmişlerdir. Alınan borat bileşiklerinin %90’dan

fazlası borik asit formunda atılır. Atılım hızı ve yarılanma ömrü insan ve hayvanlarda

benzer olup 24 saat ve daha azdır (WHO 1998). Murray (1998), borun yarılanma

ömrünün ratlarda (14-19 saat) insanlara oranla (21 saat) belirgin derecede kısa olduğunu

belirtmiş, bu durumun glomerular filtrasyon hızının ratlarda yüksek olmasından

kaynaklandığını ileri sürmüştür.

2.2 Bor’un Damızlık Tavuklarda Kullanımı

Qin and Klandorf (1991) 60 haftalık yaşta broyler damızlık tavuklar kullanarak üç

farklı deneme yapmışlardır. Birinci denemede % 3.5 ve % 1.5 kalsiyum içeren yemler,

bor içeren ve içermeyen şekilde hazırlanmıştır (1 ve 2. haftalarda 100 ppm, 3, 4, 5.

haftalarda 60 ppm). İkinci denemede yüksek ve düşük yumurta kabuk kalitesine sahip

tavuklara düşük kalsiyum içerikli yemler, bor içeren ve içermeyen şekilde birinci

denemedeki gibi hazırlanmıştır. Üçüncü denemede ise 72 haftalık yaştaki tavuklar tüy

dökümüne sokulmuş ve bundan sonra 100 ppm bor içeren yemle yemlenmişlerdir.

Yeme bor ilavesi ile yumurta veriminin birinci denemede azaldığı, iki ve üçüncü

denemelerde değişmediği belirlenmiştir. Yeme bor ilavesinin yumurta özgül ağırlığı,

11

kabuk kalitesi ve kalsiyum birikimini etkilemediği, tibia kemik külü oranını ise artırdığı

(P<0.05) bildirilmiştir.

Rossi et al. (1993a) dişi ve erkek broyler damızlık tavuklar üzerinde iki farklı deneme

düzenlemişlerdir. Birinci denemede 21 haftalık yaştaki broyler damızlık tavuklar 0 ve

250 mg/kg bor içeren (borik asit veya sodyum borat kaynaklı) karma yemlerle

yemlenmişlerdir. Yeme bor ilavesi ile ölüm oranı, canlı ağırlık, % 5 yumurtlama yaşı,

yumurta verimi, yumurta ağırlığı, yumurta özgül ağırlığı, yumurta kabuk ağırlığı ve

döllülük oranı etkilenmemiştir. İkinci denemede erkek broyler damızlıklar aynı yemlerle

yemlenmişler ve canlı ağırlık, döllülük oranı ile kuluçka randımanı bakımından farklılık

görülmemiştir.

2.3 Bor’un Yumurta Tavuklarında Kullanımı

Dünyada ve ülkemizde hızla gelişen tavukçuluk endüstrisi ile birlikte insanların tavuk

etine olan ilgisi artarken, yumurta tüketiminde artma olmamış hatta gelişmiş ülkelerde

bile bir azalma meydana gelmiştir. Yumurta tüketimindeki azalmanın en önemli nedeni,

tüketim alışkanlıklarının yanı sıra gerek yazılı basın, gerekse sözlü basında yumurtanın

kan kolesterol düzeyini yükselterek atheresclerosis ve koroner kalp hastalıklarına yol

açan bir risk faktörü olarak tanınması olmuştur. İnsan beslenmesinde kolesterol kaynağı

gıda maddeleri hayvansal kökenli olanlardır. Bunlar içerisinde yumurta son yıllarda

üzerinde en çok durulan gıda maddesidir. Bir yumurtada ortalama 195-210 mg arasında

kolesterol bulunmaktadır. Oysa yumurtanın insan beslenmesi açısından önemi dikkate

alındığında tüketimdeki bu azalmanın engellenmesi gerekmektedir. Çünkü yumurta

vücutta sentezlenmeyen esansiyel amino asitleri ve esansiyel yağ asitleri ile birlikte

diğer besin maddelerini yüksek oranlarda içermesi ve bu besin maddelerinin % 95’ inin

sindirilebilmesi nedeni ile büyük önem taşımaktadır (Worm 1988).

Rasyonda yapılan değişikliklerle kanatlı dokularının ve yumurtanın yağ asidi

kompozisyonunu değiştirmek kolay olmasına rağmen kolesterol içeriğini azaltmak

zordur. Yapılan araştırmalarda borun kan kolesterolünü düşürücü etkisinin olduğu

12

vurgulanmıştır (Hall et al 1989). Bu etkisinin yumurtada da görülebileceği

muhtemeldir.

Kanatlı hayvanların yemlerine bor ilavesinin hayvanların verim performansları, bazı

kan, kemik, dışkı ve idrar parametreleri ile bağışıklık, yağ, vitamin, mineral madde

metabolizmaları üzerine etkileri çok sayıda bilimsel çalışma ile incelenmiştir. Bu

çalışmalar çoğunlukla yumurtacı tavuklar ve etlik piliçler üzerinde yoğunlaşmıştır.

Wilson and Ruszler (1995) yumurta tavuklarına üretim döneminin son 28 günü 3.5, 7,

14, 28 ve 56 mg/kg bor içeren karma yemler vermişlerdir. Araştırma sonunda, yumurta

döneminin son 4 haftasında yeme bor ilavesinin kemiklerin kırılma mukavemeti,

kırılma basıncı ve kırılma enerjisine etkili olmadığı bildirilmiştir. Yemdeki bor

düzeyinin artması ile et, karaciğer ve kemik dokularındaki bor düzeyinin arttığı

belirlenmiştir.

Wilson and Ruszler (1996) tarafından yumurta tavukları üzerinde yapılan başka bir

araştırmada, tavuklar 4, 8 ve 12 haftalık deneme dönemlerinde 0, 100, 200 ve 400

mg/kg bor içeren karma yemlerle yemlenmişlerdir. Yemlerde bor düzeyinin artması ile

kemiklerin kırılma mukavemeti, kırılma basıncı ve kırılma enerjisi etkilenmezken, tüm

dokularda bor konsantrasyonu önemli düzeyde (P<0.05) artmıştır. 400 mg/kg bor

içeren yemlerle yemlenen grubun canlı ağırlığı, yumurta verimi ve yem tüketimi diğer

gruplardan önemli düzeyde düşük (P<0.05) bulunurken, diğer gruplar arasında farklılık

bulunmamıştır.

Wilson and Ruszler (1997) tarafından Leghorn piliçler üzerinde yapılan bir araştırmada,

piliçler 6-16 haftalık yaşlar arasında 0, 50, 100, 200 ve 400 mg/kg bor içeren karma

yemlerle yemlenmişlerdir. Yeme 50 ve 100 mg/kg bor ilave edilen gruplarda, piliçlerin

tibia ve femur kemiklerinin kırılma mukavemeti, tibia kemiğinin kırılma basıncı, femur

kemiğinin kırılma enerjisi diğer gruplardan önemli düzeyde yüksek bulunmuştur

(P<0.05). Tibia kemiğinin kül içeriğinin 400 mg/kg bor ilavesi dışındaki tüm bor ilave

edilen gruplarda kontrol grubundan yüksek olduğu (en yüksek değer 50 mg/kg)

(P<0.05) tespit edilmiştir.

13

Wilson and Ruszler (1998) tarafından beyaz yumurtacı tavuklar üzerinde yapılan

araştırmada, tavuklar 18–72 veya 32–72 haftalık yaş dönemlerinde 0, 50, 100, 200 ve

400 mg/kg bor içeren karma yemlerle yemlenmişlerdir. 72 haftalık yaşta yapılan

ölçümlerde, 32 haftalık yaştan itibaren 200 mg/kg bor içeren karma yemlerle yemlenen

grubun tibia (kaval) ve radius (önkol) kemiklerinin kırılma enerjisi diğer gruplardan

önemli düzeyde (P<0.05) yüksek bulunurken, tibia kül içeriği bakımından gruplar

arasında farklılık (P>0.05) tespit edilmemiştir. Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında

kırılma enerjisinin tibiada % 45, radiusta % 47 daha fazla olduğu belirlenmiştir. Yeme

bor ilavesi ile (özellikle 400 mg/kg) göğüs ve but etlerinde, karaciğerde bor düzeyi

önemli düzeyde (P<0.05) artarken, kalsiyum ve fosfor düzeyleri değişmemiştir

(P>0.05). Yeme bor ilavesi ile kemik bor içeriği önemli düzeyde artarken, kalsiyum ve

fosfor düzeylerinde önemli düzeyde düşme tespit edilmiştir (P<0.05). Canlı ağırlık, yem

tüketimi, yumurta verimi, yumurta ağırlığı 400 mg/kg bor seviyesinde önemli düzeyde

(P<0.05) azalırken, diğer muameleler arasında farklılık (P>0.05) bulunmamıştır.

Deneme sonunda, yumurta tavuklarında, pik döneminde yeme 200 mg/kg bor ilavesinin

ileriki dönemlerde kemik kırılganlığını azalttığı bildirilmiştir.

Kurtoğlu et al. (2002) 40 haftalık yaştaki yumurta tavuklarını 120 gün süreyle 0, 50,

100, 150, 200 ve 250 ppm bor içeren yemlerle yemlemişlerdir. Muamele grupları

arasında canlı ağırlık, yem tüketimi, yem değerlendirme oranı, yumurta verimi, yumurta

ağırlığı ve özgül ağırlığı bakımından farklılık (P>0.05) tespit edilmemiştir. Denemenin

60-90 günlük periyodunda, 150 ve 250 ppm bor içeren gruplarda kontrol grubuna göre

kırık-çatlak yumurta oranı önemli düzeyde daha düşük bulunmuştur (P<0.05). Serum

magnezyum ve fosfor konsantrasyonları yeme bor ilavesinden etkilenmezken (P>0.05),

250 ppm bor ilavesi ile kontrol grubuna göre daha yüksek serum kalsiyum

konsantrasyonu (P<0.05) elde edilmiştir.

Eren et al. (2004) tarafından yumurta tavukları üzerinde yapılan bir araştırmada,

tavuklar 8 haftalık deneme süresince 0, 5, 10, 50, 100, 200 ve 400 mg/kg bor (H3BO3)

içeren karma yemlerle yemlenmişlerdir. Canlı ağırlık, yem tüketimi ve yumurta verimi

400 mg/kg bor verilen grupta önemli düzeyde (P<0.05) azalırken, diğer muameleler

arasında istatistiki farklılık (P>0.05) bulunmamıştır. Yüksek düzeylerde bor ilavesinin

14

(200 ve 400 mg/kg) yumurta ağırlığını düşürdüğü, kırık-çatlak yumurta sayısını artırdığı

(P<0.01) tespit edilmiştir. Bor ilavesi ile serum kalsiyum, inorganik fosfor ve

magnezyum seviyelerinde artışlar görülürken, serum ALP aktivitesinde herhangi bir

değişiklik olmamıştır.

Eren and Uyanık (2007) tarafından yumurta tavukları üzerinde yapılan bir diğer

çalışmada, tavuklar 8 haftalık deneme süresince 0, 5, 10, 50, 100, 200 ve 400 mg/kg bor

(H3BO3) içeren karma yemlerle yemlenmişlerdir. Serum gama-glutamil transpeptidaz

aktivitesi, albumin, glukoz, toplam kolesterol, HDL ve LDL kolesterol seviyeleri yeme

bor ilavesi ile azalmıştır. 5 mg/kg bor ilavesi dışındaki bor ilaveli gruplarda serum

trigliserid seviyelerinde de önemli düzeyde azalma görülmüştür (P<0.05). Yeme 10

mg/kg ve daha yüksek düzeylerde bor ilavesi serum globulin ve üre miktarları ile

yumurta sarısı kolesterol düzeylerini önemli düzeyde artırmıştır (P<0.05).

Kurtoğlu et al. (2007) yumurta tavuğu yemlerine 0, 50, 100, 150, 200 ve 250 mg/kg bor

ilavesinin etkilerini incelemişlerdir. Yeme bor ilavesi tibiadaki bor miktarını önemli

düzeyde artırırken, tibia Ca seviyesini düşürmüştür (P<0.001). Bor ilavesi tibia ağırlığı

ve külünü önemli düzeyde etkilemezken, yemdeki artan bor düzeyi ile tüm kandaki

hematokrit ve hemoglabin değerleri sayısal olarak artmıştır. Araştırma sonucunda yeme

bor ilavesinin mineral metabolizmasına etkilerinin deneme süresine, kanatlıların yaşına

ve kanatlı türüne göre değişiklik gösterebileceği bildirilmiştir.

Yeşilbağ ve Eren (2007) tarafından 60 haftalık yaşlı yumurta tavukları üzerinde 75 gün

süreyle yapılan denemede, yeme borik asit formunda 0, 25, 50 ve 100 ppm bor ilavesi

yapılmıştır. Araştırma sonunda, karma yeme borik asit ilavesi yemden yararlanma

oranında önemli bir etki oluşturmazken (P>0.05), yem tüketiminde önemli artışlara

sebep olmuştur (P<0.01). Yeme borik asit ilavesi yumurta verimi (P<0.05) ve yumurta

ağırlığını (P<0.01) da önemli düzeyde artırmıştır. Hasarlı yumurta oranı borik asit

ilavesi yapılan deneme gruplarında önemli düzeyde düşük (P<0.05), yumurta kabuk

kalınlığı ve yumurta kırılma mukavemeti 50 ve 100 ppm bor ilave edilen gruplarda

önemli düzeyde yüksek (P<0.01) bulunmuştur. Bor ilavesi ile serum Ca, P düzeylerinde

15

istatistiksel açıdan önemli olmayan artışlar belirlenirken, serum Mg düzeyinde önemli

bir artış (P<0.01) tespit edilmiştir.

Mızrak vd. (2008a) yumurta tavuğu yemlerine 4. haftalık yaştan 64. haftalık yaşa kadar

60 hafta süreyle borik asit formunda ve farklı düzeylerde (0, 25, 50, 100 ve 200 ppm)

bor ilavesi yapmışlardır. Gruplar arasında ölüm oranı, canlı ağırlık, yumurta verimi,

yem tüketimi, yem değerlendirme sayısı, yumurta ağırlığı, yumurta kütlesi, kırık-çatlak

yumurta sayısı gibi performans değerleri bakımından önemli farklılıklar gözlenmemiştir

(P>0.05). Yumurta kalitesini belirleyen özelliklerden ak yüksekliği ve haugh birimi

yeme 25 ve 50 ppm bor ilavesi ile önemli düzeyde artmıştır (P<0.05). Şekil indeksi,

kabuk kalınlığı, kabuk kırılma mukavemeti bakımından gruplar arasında önemli

farklılıklar belirlenmemiş (P>0.05), ancak 25 ppm bor ilavesi ile sayısal olarak kabuk

kırılma mukavemetinde bir artış gözlenmiştir. Yeme bor ilavesiyle tibia kemiğinin

mukavemet gücünde önemli bir farklılık olmazken (P>0.05), 25 ve 50 ppm bor

ilavesinde femur kemiğinin mukavemet gücü önemli düzeyde artmıştır (P<0.05).

Mızrak vd. (2008b) tarafından yapılan bir çalışmada yumurta tavuğu yemlerine 25, 50,

100 ve 20 0 ppm düzeyinde bor ilavesinin tibia ve femur kemiklerinin fosfor içeriği

bakımından gruplar arasında önemli farklılıklar (P>0.05) tespit edilmemesine rağmen,

25 ve 50 ppm bor ilavesi tibia ve femur kemiklerinin ham kül ve kalsiyum içeriklerini

önemli düzeyde (P<0.05) artırmıştır.

Yenice et al. (2008) yumurta tavuğu yemlerine 4. haftalık yaştan 64. haftalık yaşa kadar

farklı düzeylerde (0, 25, 50, 100 ve 200 ppm) bor ilavesinin, tavukların bazı kemik, kan,

organ ve yumurta özelliklerine etkilerini incelemişlerdir. Bor kaynağı olarak borik

asidin kullanıldığı araştırmada, 40. haftalık yaşta yapılan ölçümlerde, 25, 50 ve 100

ppm bor ilavesi ile yumurta kolesterol ve omega-6 yağ asidi içeriğinin azaldığı

(P<0.01), 200 ppm bor ilavesi ile yumurta kolesterol ve omega-3 yağ asidi içeriğinin

yükseldiği (P<0.05) belirlenmiştir. Ancak 64 haftalık yaşta bu özellikler bakımından

gruplar arasında önemli farklılıklara rastlanmamıştır (P>0.05). 64. haftalık yaşta yapılan

ölçümlerde, serum toplam kolesterol ve trigliserid konsantrasyonları bakımından

gruplar arasında önemli farklılıklara rastlanmazken (P>0.05), artan bor seviyesiyle

16

birlikte kandaki bor konsantrasyonu da artmıştır (P<0.01). Yeme bor ilavesi yumurta,

yumurta kabuğu, tibia ve femur kemiklerinin bor içeriğini artırırken (P<0.01), oransal

yürek, karaciğer ve dalak ağırlıkları üzerine etkili olmamıştır (P>0.05).

2.4 İnorganik Mineral Yerine Organik Mineral Kullanımı

Son yıllarda tavuk yemlerinde kullanılmaya başlanan organik iz mineral bileşiklerden

en önemlileri manganez, çinko, bakır ve kromun çeşitli organik formlarıdır. Yumurta

tavukları için NRC (1994) tarafından bildirilen gereksinim değerleri, 18 mg Mn, 36 mg

Zn ve 2 mg Cu kg/yemdir. İnorganik iz minerallerin vücutta emilim oranları oldukça

düşük (%10-40) olduğundan karma yemlere ilave edilen miktarlar, bu değerlerden çok

daha yüksek tutulmaktadır. Yapılan birçok araştırmada, organik minerallerin inorganik

forma göre bağırsaktan emilme oranlarının çok daha yüksek olduğu bildirilmiştir

(Johnson and Socha 1998, Wedekind et al. 1992, Safton and Leeson 2004, Ji et al.

2006). Ayrıca amino aside bağlanarak elde edilen organik-mineral bileşiklerdeki amino

asit oranı yaklaşık % 80 olduğundan, bu bileşiklerden amino asit kaynağı olarak da

yararlanıldığı çeşitli araştırmacılar tarafından bildirilmiştir (Yi et al. 2006).

Keshavarz (1997) yumurta tavukları üzerinde yaptıkları araştırmada, kontrol grubuna 2

farklı seviyede inorganik (30 ppm Mn, 25 ppm Zn ve 60 ppm Mn, 50 ppm Zn) ve

organik- mineral bileşiği (4.5 ppm Mn, 7.5 ppm Zn ve 9 ppm Mn, 15 ppm Zn)

formunda Mn ve Zn ilavesi yapmışlar, yumurta verimi, yumurta ağırlığı, yumurta özgül

ağırlığı, kabuk ağırlığı ile kırık ve anormal yumurta oranı bakımından gruplar arasında

farklılık (P>0.05) bulunmadığını bildirmişlerdir. Araştırmacılar, organik-mineral

bileşiğin yüksek seviyesinde kırık ve anormal yumurta oranında kontrol ve inorganik

form gruplarına göre ortalama % 1.5 luk bir düşme olduğunu, kontrol grubuna göre

organik form ilavesi ile yem değerlendirme ve haugh biriminde farklılık görülmezken,

inorganik form ilavesinde yem değerlendirmede ve haugh biriminde azalma olduğunu

belirlemişlerdir.

Howes (1997), iki farklı kalsiyum kaynağı içeren yumurta tavuğu rasyonlarına çinko ve

manganez kaynağının etkisini araştırmak amacıyla yapılan bir çalışmada 240 adet ISA

17

kahverengi tavuk kullanılmıştır. Toplam kireçtaşının % 20 veya 70’ini granüllü bir

kaynaktan sağlanan rasyonlarda inorganik çinko ve manganezin % 0, 20 ve 40’ının

yerini Egg Shell 49 (ES 49)’dan karşılanan Zn ve Mn proteinatlar almıştır. Tüm

rasyonlarda Mn ve Zn sırasıyla 60 ve 50 mg/kg düzeylerinde tutulmuştur. Deneme 140

günlük yaştan 500 günlük yaşa kadar devam ettirilmiştir. Kireç taşı formu yumurta

kabuk mukavemeti, kabuk ağırlığı ve kalınlığını etkilememiştir. Granül kireç taşının

yüksek düzeyi yumurta büyüklüğünü azaltmıştır. ES 49 iz elementleri verilen tavukların

yumurta verimleri ve ağırlıkları kontrol grubundan yüksek olmuştur. Kabuk

mukavemeti %20 ve 40 organik iz element katılmasıyla artmıştır (P<0.05). Organik iz

elementlerle kabuk kalitesindeki gelişme, sürünün yaşı ilerledikçe daha belirgin hale

gelmiştir.

Ceylan and Scheideler (1999), beyaz yumurtacı tavuklarda, yaş, Ca düzeyi ile Mn ve Zn

şelat ilavesinin performans ve kabuk kalitesi üzerine etkilerini inceledikleri araştırmada,

Eggshell-49 (4.5 ppm Mn ve 7.5 ppm Zn/kg yem) ticari adlı mangan ve çinko şelatları

içeren yem katkısını kullanmışlardır. Araştırıcılar Mn ve Zn şelatların 20. haftadan

itibaren kabuk kalitesi ile ilgili kriterler üzerine faydalı etkilerinin görülmeye

başladığını, 40. haftadan sonra organik-mineral bileşiklerini tüketen tavuklardan kabuk

mukavemeti yüksek ve kırık-çatlak oranı az yumurta elde edildiğini bildirmişlerdir.

Ayrıca, kabuk oluşumunda önemli rol oynayan karbolik anhidraz enzim aktivitesi, 40 ve

60. haftalık yaşlarda yapılan ölçümlerde, organik-mineral bileşiklerini tüketen

tavuklarda daha yüksek tespit edilmiştir. Yumurta verimi ve yem değerlendirme

bakımından gruplar arasında farklılık görülmemiştir (P>0.05).

Şahin et al. (2002a) düşük sıcaklık koşulları (6.8 oC) altında yetiştirilen yumurta

tavukları üzerinde yaptıkları araştırmada, karma yeme tek ve beraber olarak 400 ppb

organik krom (krom pikolinat) ve 30 ppm inorganik çinko (çinko sülfat) ilave

etmişlerdir. Tek olarak veya beraberce krom ve çinko ilavesinin kontrol grubuna göre

canlı ağırlık, yem değerlendirme, haugh birimi, yumurta verimi, ağırlığı, özgül ağırlığı,

kabuk ağırlığı ve kalınlığı ile serum insülin konsantrasyonunu artırdığını, serum

kortikosteron, glukoz ve kolesterol konsantrasyonlarını ise azalttığını bildirmişlerdir.

18

Şahin et al. (2002b), yüksek sıcaklık stresi altında yetiştirilen yumurtacı bıldırcınların

karma yemlerine farklı seviyelerde (0, 200, 400, 800 ve 1200 ppb) organik krom (krom

pikolinat) ilavesinin etkilerini belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada, krom

seviyesinin artması ile canlı ağırlık, yem tüketimi, yem değerlendirme, haugh birimi,

yumurta verimi, ağırlığı, özgül ağırlığı, kabuk kalınlığı ile serum insülin

konsantrasyonunun arttığını, serum kortikosteron ve glukoz konsantrasyonlarının ise

azaldığını bildirmişlerdir.

Mabe et al. (2003), yumurta tavuğu karma yemlerine inorganik ve organik formda 2

farklı seviyede Mn, Zn ve Cu ilavesinin (sırasıyla, 60, 60, 10 ve 30, 30, 5 ppm Mn, Zn

ve Cu) yaşlı tavuklarda yumurta kırılma mukavemeti ve yumurta elastik modülünü

yükselttiğini, tüm yaşlarda kabuk oranı ve kabuk indeksini (kabuk ağırlığı/yüzey alanı)

değiştirmediğini ve bu minerallerin yumurta sarısı içeriğini zenginleştirdiğini

bildirmişlerdir.

Güçlü ve İşcan (2004) tarafından % 3.5 ve % 4 kalsiyum içeren yumurta tavuğu

yemlerinde, Eggshell-49 (4.5 ppm Mn ve 7.5 ppm Zn/kg) ticari adlı organik mangan ve

çinko şelatları içeren yem katkısı ilavesinin etkilerini belirlemek amacıyla yapılan bir

araştırmada, tüm gruplara ayrıca inorganik formda 32 ppm Mn ve 24 ppm Zn/kg yem

mineral katkısı ilave edilmiştir. Ortalama canlı ağırlık, yumurta verimi, yem tüketimi,

yemden yararlanma oranı, yumurta özgül ağırlığı, haugh birimi ve serum Ca, P ve Mg

seviyeleri bakımından kontrol grubu ile benzer (P>0.05) sonuçlar elde edilmiştir. Ancak

hasarlı yumurta oranı, kalsiyum seviyesinin artması ve organik mineral ilavesi ile

azalmış (P<0.01), kabuk kalınlığı ise artmıştır.

Küçükersan vd. (2005a), yumurta tavukları ile yaptıkları bir araştırmada 1 kontrol ve 5

deneme grubu oluşturmuşlardır. Birinci deneme grubuna 0.2 mg/kg organik selenyum,

ikinci gruba 0.2 mg/kg organik selenyum+250 mg/kg vitamin E, üçüncü deneme

grubuna 0.2 mg/kg inorganik selenyum, dördüncü deneme grubuna 0.2 mg/kg inorganik

selenyum+250 mg/kg vitamin E ve beşinci deneme grubuna sadece 250 mg/kg vitamin

E katkılı yemler vermişlerdir. Denemenin sonunda, yumurta verimi, yem tüketimi,

yumurta ağırlığı ve yemden yararlanma oranı açısından istatistiki farklılık tespit

19

edilmemiştir (P>0.05). Rasyona Se ve vitamin E ilavesi yumurta kalite

parametrelerinden ak indeksi, sarı indeksi, Haugh birimi, kabuk kalınlığı ve kırılma

mukavemetini de önemli düzeyde etkilememiştir (P>0.05). Selenyum kaynağının

organik veya inorganik olması da herhangi bir etki meydana getirmemiştir.

Küçükersan vd. (2005b), tarafından yumurta tavukları ile yapılan çalışmanın ikinci

bölümünde birinci deneme grubuna 20 mg/kg organik krom, ikinci gruba 20 mg/kg

organik krom +250 mg/kg vitamin E, üçüncü deneme grubuna 800 mg/kg inorganik

krom, dördüncü deneme grubuna 800 mg/kg inorganik krom +250 mg/kg vitamin E ve

beşinci deneme grubuna sadece 250 mg/kg vitamin E katkılı yemler vermişler ve

denemeyi 3 ay sürdürmüşlerdir. Denemenin sonunda, yumurta verimi, yem tüketimi,

yumurta ağırlığı ve yemden yararlanma oranı açısından istatistiki farklılık tespit

edilmemiştir (P>0.05). Organik krom+ vitamin E kombinasyonu (grup 2) kontrol ve

diğer deneme gruplarıyla kıyaslandığında yumurta ağırlığı (P<0.05) ve yumurta kalite

parametrelerinden sadece yumurta kabuğu kalınlığında (P<0.001) önemli bir artışa

neden olmuştur.

Richards et al. (2008), iz minerallerin organik formlarının, inorganik formlara göre daha

yüksek biyoyararlanıma sahip olduğunu ve bu özelliği yüksek mineral kaynaklarının,

kemik gelişimi ve doku dayanıklılığının artması ile daha yüksek performans sağlaması

gibi çeşitli olumlu etkileri olduğunu bildirmiştir.

2.5 İnorganik Bor Yerine Organik Bor Kullanılması

Yumurta tavuklarının rasyonlarına inorganik mineral yerine organik mineral

katılmasının etkilerini inceleyen birçok araştırma mevcuttur. Ancak inorganik bor

yerine organik bor kullanılarak yapılan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Organik bor

üretimi konusunda sadece Yıldız vd. (2008) bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada

organik bor üretilebilirliği ve hayvan beslemede kullanımı amacıyla mayada organik bor

üretimi araştırılmıştır. Borun tutunması amacıyla Saccaromyces cerevisiae Narince 3

mayası kullanılmıştır. İlk aşamada 50, 100, 150, 200 ve ikinci aşamada 500, 750, 1.000

ve 1.500 µmol/L borik asit ilave edilen gelişme besiyerinde (YPG) maya geliştirilmiştir.

20

İnkübasyonun 8. ve 24. saatlerinde alınan örneklerde maya kuru ağırlığı tayinleri

yapılarak maya gelişmesi izlenmiştir. Bor düzeylerindeki artışın maya gelişmesi üzerine

belirgin bir toksik etki göstermediği saptanmıştır. Ancak, maya gelişme ortamındaki bor

düzeylerinin değişmesine karşılık, bu ortamlarda çoğaltılan mayaların bünyelerindeki

bor düzeylerinin değişmesi konusunda net veriler elde edilememiş olması, besi

ortamındaki borun maya bünyesinde organik bora dönüşmesi konusundaki beklentiler

karşılanamamış ve organik bor stabil olarak üretilememiştir.

2.6 Borun Diğer Kanatlılarda Kullanımı

Rossi et al. (1990) etlik piliç yemlerine 20 ve 80 ppm düzeyinde katılan borun daha iyi

yemden yararlanma değeri sağladığını, 320 ppm düzeyinde katıldığında ise daha yüksek

mortalite daha düşük yem tüketimine sebep olduğunu (P<0.05) bildirmişlerdir.

Eliot and Edwars (1992), yaptıkları 2 denemeli bir çalışmada, etlik piliç yemlerine 5

ppm ile 80 ppm arasında (5, 10, 20, 40, 80 ppm) farklı dozlarda bor ilave etmişlerdir.

Araştırmacılar, borun canlı ağırlık, yemden yararlanma oranı ve kan plazma mineral

seviyelerini etkilemediğini (P>0.05), kemik külü seviyesini quadratik olarak

etkilediğini, 10 ppm bor düzeyinden sonra kemik külü oranın düştüğünü bildirmişlerdir.

Hunt and Herbel (1993), bir günlük broyler erkek civciv yemlerine yetersiz düzeyde

kolekalsiferol (125 IU/kg) ve ortoborik asit formunda 0.16, 0.28, 0.44, 0.66, 1.01, 1.9 ve

3.33 mg/kg bor ilave etmişlerdir. 0.44 ve 3.33 mg/kg bor arasındaki seviyeler vitamin D

yetersizliğinin sebep olduğu anormal olarak artan plazma alkalin fosfataz aktivitesini

azaltmış, plazmadaki iyonize kalsiyum konsantrasyonlarını ise arttırmıştır. Ayrıca bor

ilavesi plazma trigliserid değerlerini de artırmıştır. Araştırma sonucunda, 1.9 ve 3.33

mg/kg bor ilave edilen grupların maksimum büyüme sağladığı fakat plazma glikozunu

stabilize etmek için daha yüksek konsantrasyonlara ihtiyaç olduğu vurgulanmıştır.

Rossi et al. (1993b), 5 farklı seviyede (0, 5, 40, 80 ve 120 ppm) bor içeren karma

yemlerin etkilerini inceledikleri çalışmaları sonucunda, 5 ppm bor katılan yemle

21

yemlenen erkek etlik piliçlerin kontrol grubuna göre daha yüksek canlı ağırlığa sahip

olduklarını, tibiaların kırılma mukavemetinin daha iyi olduğunu (P<0.05) ve yemden

yararlanmanın değişmediğini (P>0.05) bildirmişlerdir. Araştırmacılar farklı bir

denemede, yeme 300 ppm düzeyinde bor katıldığında performansta gerileme olduğunu,

katılan bor seviyesi arttıkça göğüs eti ve karaciğerde bor konsantrasyonunun arttığını

belirtmişlerdir.

Kurtoğlu et al. (2001), etlik piliçler üzerinde 2 farklı bor (5 ve 25 mg/kg) ile 2 farklı

vitamin D3 (250 ve 2000 IU) düzeyinin etkilerini araştırdıkları çalışmalarında, her iki

düzeyde vitamin D3 içeren karma yeme 25 mg/kg bor eklendiğinde, kan kalsiyum

düzeyinin önemli düzeyde düştüğünü, fosfor seviyesinin arttığını, borun hem 5 mg/kg

hem de 25 mg/kg katıldığı durumlarda kan alkali fosfataz seviyelerinde önemli düzeyde

düşme olduğunu (P<0.05) bildirmişlerdir. Araştırıcılar borun mineral metabolizmasında

düzenleyici rolü olduğunu, fakat bu mekanizmanın anlaşılamadığını belirtmişlerdir.

Lu and Yuan (2003) etlik piliç yemlerine H3BO3 formunda 0, 20, 40, 60, 80, 100 ve

120 mg/kg bor ilave etmişlerdir. Araştırmacılar yeme bor ilavesinin kan, karaciğer,

göğüs eti ve tibiadaki bor miktarını artırdığını, tibiadaki birikimin diğer kısımlardan

daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir.

Fassani et al. (2004), etlik piliç karma yemlerine 6 farklı seviyede (0, 30, 60, 90, 120,

150 ppm) bor ilave ederek yaptıkları bir çalışmada, bor ilavesinin 21. günde linear, 42.

günde ise kübik olarak yem tüketiminde düşmeye, 21. ve 42. gün canlı ağırlığında ise

quadratik bir artışa sebep olduğunu, kemik külü ve kalsiyum seviyesinde ise borun bir

etkisinin bulunmadığını bildirmişlerdir. Araştırıcılar, en iyi performansın 42. günde

yeme 57 ppm bor eklenmesi durumunda olacağını bildirmişlerdir.

Kurtoğlu et al. (2005) tarafından etlik piliçler üzerinde yapılan bir çalışmada, iki farklı

bor (5 ve 25 mg/kg) ve iki farklı vitamin D3 (6.25 ve 50 mikrogram/kg) seviyelerine

sahip yemler hazırlanmıştır. Yeme bor ilavesi ile kandaki bor, demir, bakır ve çinko

değerleri ile tibia külü, tibia bor, çinko, kalsiyum konsantrasyonları artarken, tibia demir

ve bakır konsantrasyonlarında bir değişim gözlenmemiştir.

22

Criste et al. (2005a) borca zenginleştirilmiş konsantrasyon (VETABOR)’ un etlik

piliçlerin göğüs eti kalitesine etkilerini incelemişlerdir. Araştırmacılar piliçleri 1-42

günler arasında 3 grup olarak, kontrol, 0.3337 g/kg piliç/gün ve 0.6674 g/kg piliç/gün

bor ilavesi yapılan yemlerle yemlenmişlerdir. Araştırma sonucunda, etlik piliç

yemlerine bor ilavesinin gerekli olduğunu ve 0.6674 g/kg piliç/gün bor ilavesinde göğüs

etinin linolenik asit içeriğinin diğer gruplardan önemli düzeyde daha yüksek olduğu

belirtilmiştir.

Yapılan çeşitli araştırmalarla borun toksik etkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla

yapılan bir araştırmada, Shang Chang et al. (2005) bir günlük yaşta Gushi etlik

civcivlerin içme sularına sırasıyla 0, 100, 200 ve 400 mg/l bor ilave etmişlerdir. Bor

kaynağı olarak borik asit kullanılmıştır. 7, 14, 21, 28, 35 ve 42. günlerde her gruptan 10

piliç kesilerek kas, kemik, beyin, kalp, karaciğer, dalak ve böbrek bor içerikleri tespit

edilmiştir. Organlardaki bor konsantrasyonu sudaki bor miktarının artmasıyla artmıştır.

Sudaki 100 mg/l bor konsantrasyonu genç piliçlerin büyüme ve sağlık durumları için en

iyi doz olarak tespit edilirken, 200 mg/l bor iştahı ve yem tüketimini azaltmıştır. 400

mg/l bor ise civcivleri ölümlerine sebep olacak kadar kötü etkilemiştir.

Wang Jue et al. (2005), bir günlük yaştaki civcivlerin jejenum gelişimi üzerine borun

toksik etkisini belirlemek amacıyla içme suyuna 0 ve 400 mg/lt bor ilave etmişlerdir. 6

hafta boyunca her gruptan her hafta 10 piliç seçilerek kesilmiştir. Bor ilavesiyle jejenum

villi uzunluğunda önemli farklılık belirlenirken, kontrolle karşılaştırıldığında, deneme

grubunun bağırsak uzunluğu 1 ve 2. haftalarda önemli düzeyde (P<0.05) daha düşük

tespit edilmiştir. Deneme sonucunda bor toksikasyonunun jejenum gelişimini

engellediği ve fonksiyonlarına zarar verebileceği bildirilmiştir.

Yapılan başka bir çalışmada da, Li et al. (2005), gushi civcivlerin içme suyuna 400 mg/l

bor ilavesinin, timus ağırlığı ve oransal ağırlığını 3, 5 ve 6. günlerde ve 1, 2, 3 ve 5.

haftalık yaşlarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde azalttığını (P<0.05)

bildirmişlerdir. Suya bor ilavesi ile 1-2. haftalarda timus bezi atrofiye olmuş, 3 haftalık

yaştan sonra piliçlerin çoğunda timus gelişimi düzelmeye başlamış ve 6. haftanın

sonunda timus doku yapısı yenilenmiştir. Araştırma sonunda, içme suyuna 400 mg/l bor

23

ilavesinin erken yaşlarda civcivlerin timus bezi gelişimini ve büyümesini engellediği

sonucuna varılmıştır.

Nurkan ve Eren (2006) bıldırcınların yemlerine 35 gün süre ile 10, 60, 120, 240 mg/kg

bor ilave ederek serum Ca, P, Mg düzeyleri ve ALP aktivitesi üzerine etkilerini

incelemişlerdir. Serum Ca düzeyleri tüm deneme gruplarında, P düzeyleri 120 ve 240

mg/kg ve Mg düzeyleri de 60, 120 ve 240 mg/kg bor verilen gruplarda düşerken, serum

ALP aktivitesinde herhangi bir değişim gözlenmemiştir.

Kurtoğlu vd. (2006) yaptıkları bir denemede yeterli (2.000 IU/kg) ve yetersiz (250

IU/kg) vitamin D3 içeren broyler rasyonlarına farklı düzeylerde (0, 5 ve 25 ppm) bor

ilavelerinin etkilerini araştırmışlardır. Araştırmada 540 adet 1 günlük broyler civciv

kullanılmış ve deneme 45 gün sürdürülmüştür. Bor ilaveli yeterli ve yetersiz vitamin D3

içeren rasyonla beslenen civcivlerde canlı ağırlık artmış, yemden yararlanma oranı

azalmıştır (P<0.05, P<0.001). Özellikle yetersiz vitamin D3 içeren gruplarda yeterli

vitamin D3 içeren gruplara göre bor ilavesiyle daha belirgin iyileşmeler elde edilmiştir.

Bor ilavesi kan Ca, P ve alkalin fosfataz (ALP) düzeylerinde de önemli değişmelere

neden olmuştur. Sonuç olarak, özellikle yetersiz vitamin D3 içeren broyler rasyonlarına

bor ilavesinin performansı olumlu etkilediği tespit edilmiştir.

Eren et al. (2006), 1-35 günlük yaşlar arasında Japon bıldırcınları üzerinde yaptıkları

araştırmada, 0, 10, 60, 120, 240 mg/kg boru (borik asit formunda) yeme ilave

etmişlerdir. Bor ilave edilen tüm gruplarda canlı ağırlık kazancı, yem tüketimi ve yem

değerlendirme sayısı azalmıştır. Bor ilavesi sıcak ve soğuk karkas ağırlığı ve etin kuru

madde oranını etkilememiştir. Bor ilavesi ile erkek bıldırcınlarda karkas yağ ve kül

oranları artmış, dişilerde 120 mg/kg da yağ oranı, 240 mg/kg da karkas yağ ve kül

oranını artırmıştır. Bor ilave edilen tüm gruplarda serum trigliserid ve toplam kolesterol

seviyeleri azalmış, serum HDL ve LDL seviyelerinde değişiklik olmamıştır.

Bozkurt vd. (2007) standart ve düşük düzeyde Ca ve P içeren etlik piliç rasyonlarına 0,

30 ve 60 ppm bor ilave ederek 1.800 tavuk üzerinde bir araştırma yapmışlardır. Yeme

bor ilavesi etlik piliçlerin 21. ve 42. gün canlı ağırlık ve yemden yararlanma değerlerini

24

önemli düzeyde etkilemiş (P>0.01), mortalite ve yem tüketimlerini istatistiki olarak

değiştirmemekle birlikte (P<0.05) azaltan bir eğilim göstermiştir. Standart düzeyde Ca

ve P içeren yemlere bor ilavesi 21. ve 42. gün canlı ağırlıkları ile yemden yararlanma

değerini kontrol grubuna kıyasla önemli düzeyde iyileştirmiştir (P<0.01). Ca ve P

bakımından yetersiz ve bor katılmış yem verilen piliçler, bor ilave edilmeyen grupların

her ikisine kıyasla daha az yem tüketerek daha fazla canlı ağırlık kazanmışlar,

dolayısıyla daha iyi yemden yararlanma performansı sergilemişlerdir. Ca ve P

bakımından yetersiz yemlere bor ilave edilmesi performans yönünden telafi edici etkiler

göstermiştir.

Doğan ve Bahtiyarca (2008) inorganik bor kaynaklarının nispi biyolojik

kullanılabilirliğini tespit etmek için, normal rasyonlarla beslenen, günlük yaşta, karışık

cinsiyette Japon bıldırcınları ile bir araştırma yapmışlardır. Araştırmada mısır-soya

küspesine dayalı bir bazal rasyon (15.28 mg/kg bor içeren) ve bu bazal rasyona borik

asit (H3BO3), susuz boraks (Na2B4O7), boraks pentahidrat (Na2B4O7.5H2O) ve boraks

dekahidrat (Na2B4O7.10H2O) formunda 40, 80 ve 120 mg/kg bor ilavesinden oluşan 13

rasyon kullanılmıştır. Borik asit standart olarak alındığında (%100), kemik bor

konsantrasyonuna ait çoklu regresyon denkleminde katsayıların oranından hesaplanan

nispi biyolojik kullanılabilirlik değerleri, susuz boraks, boraks pentahidrat ve boraks

dekahidrat için sırasıyla %117.8, 94.7 ve 86.6 olarak tespit edilmiştir.

Yıldız vd. (2008) inorganik bor (30 ppm) ve organik asit bileşiğinin (humik, fulvik,

ulmik ve humatomelanik asit karışımı) etlik piliç rasyonlarında performans gelişimini

incelemek üzere 2 deneme yapmışlardır. Birinci denemede ( ön deneme) canlı ağırlık,

canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanma oranı bakımından deneme başlangıcında

kontrole göre olumsuz başlayan performans değerleri zamanla dengelenmiş ve deneme

sonu itibariyle bor tüketen grupta iyileşmiştir. İkinci denemede 4 ana grup (kontrol,

organik asit, borik asit, organik asit+borik asit) oluşturulmuş ve toplam 256 Ross 308

etlik piliç kullanılmıştır. Deneme sonunda performans kriterleri bakımından gruplar

arasında önemli farklılık bulunmamıştır (P>0.05). Canlı ağırlık ve canlı ağırlık artış

değerleri 21. günde humat+borik asit tüketen grupta düşmüş (P<0.05), 42. günde ise

iyileşmiştir. Deneme sonunda kontrole göre borik asit, humat ve borik asit karışımı

25

tüketen gruplarda canlı ağırlık (%2.99 ve %2.04) ve canlı ağırlık artışı (%3.42 ve

%3.22) yükselmiş, yemden yararlanma oranı (1.69 ve 1.68) kontrol grubundan (1.74)

daha iyi bulunmuştur. Sıcak karkas randımanı gruplar arasında farlılık göstermemiş

(P>0.05), borik asit ve humat+borik asit tüketen gruplarda kontrole göre %1.01 ve

%1.83 iyileşme gözlenmiştir.

26

3. MATERYAL VE YÖNTEM

3.1 Materyal

Araştırmada hayvan materyali olarak Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde

bulunan 48 haftalık yaşta kahverengi yumurtacı Barred Rock I hattından toplam 630

adet tavuk kullanılmıştır. Yem materyali olarak kimyasal analiz sonuçları çizelge 3.1’de

verilen hammaddeler kullanılarak hazırlanan ve hesaplanan değerler çizelge 3.2’de

gösterilen bazal yem kullanılmıştır. Yeme katılan inorganik bor % 18 saflıkta, borik asit

formunda olup BOREN (Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü)’den sağlanmıştır. Organik bor

ise organik mineraller üreten yerli bir firmadan karşılanmıştır.

Çizelge 3.1 Hammaddelerin kimyasal analizleri (%)

Kuru

Madde

Ham

Kül

Ham

Protein

Ham

Selüloz

Ham

Yağ

Nişasta Şeker

Buğday 89.00 1.58 10.84 2.76 2.40 58.00 2.50

Mısır 87.00 1.16 6.81 1.74 3.30 66.00 1.70

Soya Küspesi 88.10 6.57 43.93 3.50 1.40 8.00 10.70

Tam Yağlı Soya 88.80 5.60 27.69 11.69 21.00 6.50 9.20

Razmol 89.66 3.81 13.69 5.44 4.00 24.50 6.40

27

Çizelge 3.2 Bazal yemin yapısı ve kimyasal bileşimi

x Vitamin ön karmanın her 1 kg’ı 15 000 000 IU A, 5 000 000 IU D3, 50 000 mg E, 10 000 mg K3, 4 000 mg B1, 8 000 mg B2, 5 000 mg B6, 25 mg B12, 50 000 mg niasin, 20 000 mg pantotanik asit, 2 000 mg folik asit, 250 mg biotin, 75 000 mg askorbik asit, 175 000 mg kolin vitaminlerini içermektedir. xx Mineral ön karmanın her 1 kg’ı 35 000 mg Mg, 56 000 mg Mn, 140 000 mg Zn, 56 000 mg Fe, 10 500 mg Cu, 1 050 mg I, 280 mg Co, 280 mg Se, 700 mg Mo minerallerini içermektedir.

Yem hammaddeleri g/kg

Mısır 357

Buğday 250

Soya küspesi 152

Tam yağlı soya 50

Razmol 58.4

Bitkisel yağ 11.45

Mermer tozu 98

DCP 13

Tuz 3.5

DL-Metionin 2.15

Antioksidan 0.5

Vitamin ön karmax 1

Mineral ön karmaxx 1

Salmonella inhibitörü 2

Toplam 1000

Ham protein, % 16

ME, kcal/kg 2700

Kuru madde, % 89.93

Ham selüloz, % 3.05

Ham kül, % 13.53

Ham yağ, % 4.37

Ca1, % 4.2

Yarar. P, % 0.35

Metionin, % 0.44

Met.+sistin, % 0.72

Lisin, % 0.75

Triptofan, % 0.18

Linoleik asit, % 2.00

Bor ppm 26

28

Araştırmada öncelikle inorganik bor mineralinden organik bor elde edilmiştir. Protein

molekülleri aminoasit zincirlerinden oluşan komplekslerdir. Proteinler farklı

kaynaklardan (bitkisel ve hayvansal) elde edilebilirler. Bitkisel olanlar, tahıl, şeker

pancarı, üzüm vb. kaynaklardan elde edilir. Bu proje için kullanılan yöntemde, şeker

esaslı besi yerlerinden (melas) elde edilen proteinler alkali ortamda hidroliz edilerek

aminoasitlere parçalanmıştır. Bu parçalanmada ortam pH’sı 9-10.5 civarındadır.

İnorganik bor, borik asit kompleksi şeklinde bulunduğundan bu durumda borik asidin

pH’sı 3.5–4.5 aralığındadır. Farklı pH karakteristiği referans alınarak iyonik molekül

alışverişi esasına dayanan kimyasal bir reaksiyon ile aminoasitlerle bor (borik asit)

reaksiyona tabi tutularak organik kompleks (Bor Proteinat) elde edilmiştir. Bor proteinat

üretimi ülkemizde organik mineral üreten ticari bir firma tarafından gerçekleştirilmiştir.

Bu reaksiyonda katalizör olarak nötr ve alkali metal tuzları kullanılmıştır. Bor proteinat

içerisinde lizin, folik asit, riboflavin ve metiyonin bulunmaktadır.

3.2 Yöntem

Araştırma bir kontrol ve iki farklı bor kaynağı (organik bor, inorganik bor) ile üç farklı

bor seviyesi (25, 50, 75 ppm) olmak üzere 2x3 faktöriyel düzende yürütülmüş olup,

deneme planı çizelge 3.3’de verilmiştir.

Çizelge 3.3 Deneme planı

Deneme grupları Muamele

K Kontrol (Bor ilavesiz)

K+25 İ İnorganik formda 25 ppm bor

K+25 O Organik formda 25 ppm bor

K+50 İ İnorganik formda 50 ppm bor

K+50 O Organik formda 50 ppm bor

K+75 İ İnorganik formda 75 ppm bor

K+75 O Organik formda 75 ppm bor

29

Deneme başlamadan önce 700 adet tavuk bir hafta süreyle standart tavuk yemi ile

yemlenerek ön denemeye tabi tutulmuştur. Bu dönemde tavukların yumurta verimleri ve

yumurta ağırlıkları tespit edilerek ve bu özellikler bakımından deneme grupları arasında

farklılık olmamasına dikkat edilmiştir.

Tavuklar tesadüf parselleri deneme tertibine uygun olarak 7 grup ve 6 tekerrür olacak

şekilde rastgele 3 katlı, kompakt tip, bireysel kafeslere dağıtılmış olup, her tekerrürde

15 tavuk bulunacak şekilde dizayn edilmiştir. Bireysel kafeslerde tavuk başına 1.300

cm2 alan sağlanmıştır. Kafes sistemi dikey olarak 42 parsele bölünmüş, aynı parselden

her kata 5 adet tavuk yerleştirilmiştir. Muamele grupları ve tavuklar parsellere rastgele

dağıtılmıştır. Araştırma 16 hafta sürdürülmüş, bu sürede yem ve su serbest olarak

verilmiş olup, günlük 16 saat aydınlatma uygulanmıştır. Deneme Haziran-Eylül 2007

tarihleri arasında toplam 120 gün süreyle devam etmiştir. Kümes içi sıcaklık minimum

20 maksimum 28 0C, nem minimum %40 maksimum %70 civarında olmuştur.

Denemede ticari 2. dönem yumurta tavuğu özelliğindeki mısır-soya ağırlıklı yem

kullanılmış ve tavukların besin maddeleri ihtiyaçları için NRC (1994) bildirişi dikkate

alınmıştır. Deneme yemlerinde kullanılan temel yem hammaddelerin besin madde

analizleri yapılmış ve bundan sonra deneme karma yemleri hazırlanmıştır. Ham besin

maddeleri, şeker ve nişasta analizleri AOAC (1990)’ daki esaslara göre yapılmış,

metabolik enerjinin hesaplanmasında WPSA Vogt et al. (1984) bildirişinden

yararlanılmıştır. Kontrol grubu karma yeminin bor analizi TÜBİTAK MAM Kimya ve

Çevre Enstitüsünde spektrofotometrik yöntemle (TSE 982.01, AOAC 1990) yapılmıştır.

Araştırmada aşağıda belirtilen verim özellikleri, yumurta kalite kriterleri ile kan ve

kemik parametleri tespit edilmiştir.

3.2.1 Yaşama gücü

Grupların yaşama gücünü belirlemek için tüm gruplardaki ölümler deneme

başlangıcından sonuna kadar günlük olarak kaydedilmiştir.

30

3.2.2 Canlı ağırlık

Denemede gruplar arasındaki canlı ağırlık değişimini tespit etmek için tüm tavuklar

bireysel olarak deneme başında ve sonunda tartılmışlardır.

3.2.3 Yumurta verim performansı

3.2.3.1 Yumurta verimi

Alt gruplarda deneme başlangıcından sonuna kadar tavukların yumurta verimleri günlük

olarak kaydedilmiştir. Yumurta verimi tavuk/gün olarak hesaplanmıştır.

3.2.3.2 Yumurta ağırlığı

Deneme süresince her 15 günde bir iki gün üst üste tüm yumurtalar biriktirilip, 0.01

(0.1) g hassasiyetteki şekil 3.1’de görülen dijital terazi ile yumurta ağırlıkları tespit

edilmiştir.

31

Şekil: 3.1 Dijital terazi

3.2.3.3 Yumurta kütlesi

Tavuklardan elde edilen yumurtaların ağırlığı ve yüzde yumurta verimleri belirlendikten

sonra bu değerler kullanılarak yumurta kütlesi hesaplanmıştır.

Yumurta kütlesi= Yumurta ağırlığı x yumurta verimi / 100

3.2.4 Yem tüketimi ve yem değerlendirme sayısı

Deneme gruplarının yem tüketimleri deneme başından sonuna kadar haftalık

periyotlarla tespit edilmiştir. Ayrıca yem tüketimi ve yumurta kütlesi değerleri

kullanılarak yem değerlendirme sayısı belirlenmiştir.

Yem Değerlendirme Sayısı= Haftalık olarak tüketilen yem miktarı (kg)/Haftalık olarak

üretilen yumurta miktarı (kg)

32

3.2.5 Yumurta dış kalite kriterleri

3.2.5.1 Kırık-çatlak yumurta oranı

Deneme süresince tüm alt gruplardan elde edilen yumurtalarda kırık çatlak yumurta

sayıları tespit edilmiş ve günlük olarak kaydedilmiştir.

3.2.5.2 Şekil indeksi

Denemede 4 haftada bir, her gruptan 36 yumurtada, Rauch tarafından geliştirilen ve

şekil 3.2’de verilen indeks aletiyle belirlenmiştir. İndeks aleti yumurtanın genişliği ile

uzunluğu arasındaki oranı belirlemektedir.

Şekil 3.2 Şekil indeksi ölçüm aleti

3.2.5.3 Kabuk kalınlığı

Deneme süresince 4 haftada bir her gruptan toplanan 36’şar yumurta, oda sıcaklığında

24 saat bekletildikten sonra yumurta kabuk kalınlığı Mitutoyo dijital mikrometre ile mm

olarak ölçülmüştür. Kabuk kalınlığı değeri yumurta kabuğunun sivri, küt ve orta

33

bölümlerinin kabuk zarı soyulduktan sonra yapılan ölçümlerinin ortalaması şeklinde

hesaplanmıştır.

Şekil 3.3 Mikrometre

3.2.5.4 Kabuk mukavemeti

Yine deneme süresince 4 haftada bir her gruptan alınan 36’şar yumurta, oda

sıcaklığında 24 saat bekletildikten sonra kabuk mukavemeti (kabuk kırılma direnci)

tespit edilmiştir. Kabuk mukavemeti Şekil 3.4’de görülen Futura marka mukavemet

ölçüm cihazı ile dijital olarak Newton cinsinden ölçülmüştür.

34

Şekil 3.4 Kabuk kırılma direnci ölçüm cihazı

Şekil 3.5 Kabuk kırılma direnci ölçüm programı

35

3.2.6 Yumurta iç kalite kriterleri

3.2.6.1 Ak yüksekliği

Denemeden elde edilen yumurtaların ak yüksekliğinin tespiti için deneme süresince dört

haftada bir her gruptan 36 yumurta alınmış ve bu yumurtalar oda sıcaklığında 24 saat

bekletildikten sonra şekil 3.6’da görülen Futura marka ak ve sarı yüksekliği ölçüm

ünitesiyle ve şekil 3.7’de görülen programla ak yükseklikleri elektronik olarak (mm)

ölçülmüştür.

Şekil 3.6 Ak yüksekliği ölçüm cihazı

36

Şekil 3.7 Ak yüksekliği ölçüm programı

3.2.6.2 Haugh birimi

Yine deneme süresince dört haftada bir her gruptan 36 adet yumurtada Haugh birimi

tespit edilmiştir. Haugh birimi, ak yüksekliği ve yumurta ağırlığı değerleri kullanılarak

aşağıdaki formüle göre şekil 3.8’de görülen Futura yumurta kalite analiz programı

tarafından otomatik olarak hesaplanmıştır (Haugh 1937). Haugh birimi yumurtanın

tazeliğini gösteren ve raf ömrünü etkileyen iç kalite özelliklerinden biridir. Ak

yüksekliği ile beraber Haugh biriminin yüksek olması yumurtanın kalitesinin yüksek

olduğunu, tazeliğini koruduğunu göstermektedir.

Haugh birimi = 100 Log (Ak yüksekliği+7.57-1.7 Yumurta ağırlığı0.37)

37

Şekil 3.8 Haugh birimi hesaplama programı

3.2.7 Kan parametreleri

Kan parametrelerini tespit etmek için kan, tavuklardan bireysel olarak kanat altı

venalardan enjektör yardımıyla alınmıştır. Kan alınmadan önce tavuklar 24 saat süreyle

aç bırakılmışlardır.

3.2.7.1 Trigliserid

Denemenin sonunda (64. haftada) her alt gruptan 1 tavuk olmak üzere her gruptan

toplam 6 adet tavuğun kan serumunda triglised seviyesi belirlenmiştir. Belirtilen analiz

ticari kitler kullanılarak (Roche Cobas Integra) enzimatik kolorimetrik yöntemle Roche

Cobas Integra 800 analizöründe yapılmıştır.

38

3.2.7.2 Toplam kolesterol

Yine denemenin sonunda (64. haftada) her alt gruptan 1 tavuk olmak üzere her gruptan

toplam 6 adet tavuğun kan serumunda toplam kolesterol seviyesi belirlenmiştir.

Belirtilen analiz ticari kitler kullanılarak (Roche Cobas Integra) enzimatik kolorimetrik

yöntemle Roche Cobas Integra 800 analizöründe yapılmıştır.

3.2.7.3 High density lipoprotein (HDL)

Kan parametrelerinden HDL’nin tespit edilmesi için denemenin sonunda (64. haftada)

her alt gruptan 1 tavuk olmak üzere her gruptan toplam 6 adet tavuğun kan serumuna

bakılmıştır. Belirtilen analiz ticari kitler kullanılarak (Roche Cobas Integra) Roche

Cobas Integra 800 analizöründe yapılmıştır. Trigliserid ve toplam kolesterol analizinde

kullanılan enzimatik kolorimetrik yöntem yerine bu analizde, homojenize enzimatik

kolorimetrik yöntem kullanılmıştır.

3.2.7.4 Low density lipoprotein (LDL)

Bir diğer kan parametresi olan LDL’nin tespit edilmesi için denemenin sonunda (64.

haftada) her alt gruptan 1 tavuk olmak üzere her gruptan toplam 6 adet tavuğun kan

serumuna bakılmıştır. Belirtilen analiz ticari kitler kullanılarak (Roche Cobas Integra)

Roche Cobas Integra 800 analizöründe yapılmıştır. Bu analizde de HDL’de olduğu gibi

homojenize enzimatik kolorimetrik yöntem kullanılmıştır.

3.2.7.5 Bor

Yine 64 haftalık yaşta, her alt gruptan 1 tavuk olmak üzere her gruptan toplam 6

tavuğun tüm kanındaki bor seviyeleri atomik emisyon spectro metodu (ICP-AES) ile

ICP-OES Perkin Emler Optima 2100 DV cihazında tespit edilmiştir (Laakso et al.

2001).

39

3.2.8 Kemik özellikleri

3.2.8.1 Femur kemiği kırılma mukavemeti

Deneme sonunda grup ortalamasına yakın her alt gruptan (tekerrür) 1 tavuk kesilerek

(her gruptan 6 adet) sağ femur kemiği çıkarılmıştır. Etlerinden ve yağlarından

temizlenen femur kemiği, 60 oC’ de 24 saat kurutulmuş ve eter çözücüsünde

yağlarından ayrılmıştır. Daha sonra kemiklerde Instron Universal Machine’de

(Shimadzu-Ag-50 KNG Autograph) “ Three Point Binding” (üç nokta eğme deneyi)

yöntemiyle kemik kırılma mukavemeti (N) belirlenmiştir. Kemikler yatay olarak uzun

eksenlerinden kırılmıştır. Kırma işleminde kemiklerin uç kısımlarından, iki noktada

destek uygulanmıştır. Bu amaçla destek uçları mesafesi ayarlanabilen bir düzenek

kullanılmıştır. Bu düzenekte ilk işlem olarak femur kemiğinin dorsal ve distral

uçlarından 20’şer mm’lik uzunluk hariç tutularak minimum uzunluğa sahip olan

kemiğin 40 mm’si düşüldükten sonra arta kalan uzunluk iki eşit parçaya kumpasla

ölçülüp bölünerek kırılma noktası tespit edilmiştir.

3.2.8.2 Tibia kemiği kırılma mukavemeti

Femur kemiği için deneme sonunda grup ortalamasına yakın her alt gruptan (tekerrür)

kesilen 1 tavuğun (her gruptan 6 adet) sağ femur kemiğiyle birlikte sağ tibia kemiği de

çıkarılmıştır. Etlerinden ve yağlarından temizlenen tibia kemiği 60 oC’ de 24 saat

kurutulmuş ve eter çözücüsünde yağlarından ayrılmıştır. Daha sonra kemiklerde Instron

Universal Machine’de (Shimadzu-Ag-50 KNG Autograph) “ Three Point Binding” (üç

nokta eğme deneyi) yöntemiyle kemik kırılma mukavemeti (N) belirlenmiştir. Kemikler

yatay olarak uzun eksenlerinden kırılmıştır. Kırma işleminde kemiklerin uç

kısımlarından, iki noktada destek uygulanmıştır. Bu amaçla destek uçları mesafesi

ayarlanabilen bir düzenek kullanılmıştır. Bu düzenekte ilk işlem olarak tibia ve femur

kemiklerinin dorsal ve distral uçlarından 20’şer mm’lik uzunluk hariç tutularak

minimum uzunluğa sahip olan kemiğin 40 mm’si düşüldükten sonra arta kalan uzunluk

iki eşit parçaya kumpasla ölçülüp bölünerek kırılma noktası tespit edilmiştir.

40

3.2.8.3 Femur kemiğinin ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor miktarının tespiti

Mukavemet ölçümünden sonra yağsız kuru femur kemiklerinde, 550 oC kül fırınında bir

gece bekletilerek ham kül oranı belirlenmiş, bu küllerde spektrofotometrik yöntemle

kalsiyum, fosfor ve bor analizleri yapılmıştır (sırasıyla TSE 945.04, 958.01, 982.01

kodlu metotlar, AOAC, 1990).

3.2.8.4 Tibia kemiğinin ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor miktarının tespiti

Femur kemiğinde olduğu gibi, mukavemet ölçümünden sonra yağsız kuru tibia

kemiklerinde, 550 oC kül fırınında bir gece bekletilerek ham kül oranı belirlenmiş, bu

küllerde spektrofotometrik yöntemle kalsiyum, fosfor ve bor analizleri yapılmıştır

(sırasıyla TSE 945.04, 958.01, 982.01 kodlu metotlar, AOAC, 1990).

3.2.9 Yumurta özellikleri

3.2.9.1 Yumurta yağ miktarı

Deneme sonunda her gruptan alınan 30’ar yumurta (toplam 210 yumurta) TÜBİTAK

MAM Gıda Enstitüsüne gönderilmiş ve burada soxhelet yöntemiyle ham yağ (945.16,

AOAC 1990) analizleri yaptırılmıştır. Bu analiz için her gruptaki yumurtaların sarısı ve

beyazı kendi içerisinde bir blendırda karıştırılarak homojenize edilmiş ve bu karışımdan

alınan örnekler 6 tekerrür olarak analiz edilmiştir.

3.2.9.2 Yumurta kolesterol miktarı

Yumurta yağ miktarının tespitinde olduğu gibi deneme sonunda her gruptan alınan

30’ar yumurta (toplam 210 yumurta) TÜBİTAK MAM Gıda Enstitüsüne gönderilmiş

ve burada gas kromatografi yöntemiyle yumurta kolesterol (Fenton and Sim 1991)

analizleri yaptırılmıştır. Bu analiz için her gruptaki yumurtaların sarısı ve beyazı kendi

41

içerisinde bir blendırda karıştırılarak homojenize edilmiş ve bu karışımdan alınan

örnekler 6 tekerrür olarak analiz edilmiştir.

3.2.9.3 Yumurta omega 3 miktarı

Deneme sonunda her gruptan alınan 30’ar yumurta (toplam 210 yumurta) TÜBİTAK

MAM Gıda Enstitüsüne gönderilmiş ve burada gas kromatografi yöntemiyle yumurta

omega 3 (Firestone and Horwitz 1979) analizleri yaptırılmıştır. Bu analiz için her

gruptaki yumurtaların sarısı ve beyazı kendi içerisinde bir blendırda karıştırılarak

homojenize edilmiş ve bu karışımdan alınan örnekler 6 tekerrür olarak analiz edilmiştir.

3.2.9.4 Yumurta omega 6 miktarı

Yumurta omega 6 miktarının tespiti için, deneme sonunda her gruptan alınan 30’ar

yumurta (toplam 210 yumurta) TÜBİTAK MAM Gıda Enstitüsüne gönderilmiş ve

burada gas kromatografi yöntemiyle yumurta omega 6 (Firestone and Horwitz 1979)

analizleri yaptırılmıştır. Bu analiz için her gruptaki yumurtaların sarısı ve beyazı kendi

içerisinde bir blendırda karıştırılarak homojenize edilmiş ve bu karışımdan alınan

örnekler 6 tekerrür olarak analiz edilmiştir.

3.2.9.5 Omega 6/ omega 3 oranı

Yukarıda belirtilen yöntemlerle yumurtadaki omega 3 ve omega 6 miktarları

belirlendikten sonra, bu miktarlar birbirleriyle oranlanarak omega 6/ omega 3 oranı

tespit edilmiştir.

3.2.9.6 Yumurta içi (sarı+beyaz) bor miktarı

Deneme sonunda (64. haftalık yaşta) her gruptan 20 yumurta alınarak suda

kaynatılmıştır. Kaynatılan yumurtalar kabuklarından ayrılmış, kabuk ve yumurtanın

beyaz ve akından oluşan kısım ufalanarak 60 oC’de 3 gün boyunca kurutulmuştur.

42

Kurutulan örnekler laboratuar değirmeninde öğütülmüşlerdir. Daha sonra bu örneklerde

yumurtadaki bor birikimini tespit etmek için spektrofotometrik yöntemle yumurtada

(yumurta sarısı ve beyazı karışımı) bor analizi yapılmıştır (TSE 982.01, AOAC 1990).

3.2.9.7 Yumurta kabuğu ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor miktarı

Yumurta kabuğundaki ham kül miktarını belirlemek amacıyla kabukta, 550 oC kül

fırınında bir gece bekletilerek ham kül oranı belirlenmiş, daha sonra bu küllerde

spektrofotometrik yöntemle kalsiyum, fosfor ve bor analizleri yapılmıştır (sırasıyla TSE

945.04, 958.01, 982.01 kodlu metotlar, AOAC, 1990).

3.2.10 Kuluçka parametreleri

3.2.10.1 Döllü yumurta oranı

Deneme ortasında ve sonunda denemedeki tavuklar suni tohumlama yoluyla elde edilen

yumurtalar kuluçkaya konulmuştur. Yumurtalar suni tohumlamadan 3 gün sonra

toplanmaya başlanmış ve her alt gruptan 100 adet yumurta toplanana kadar 3’er gün

arayla suni tohumlamaya devam edilmiştir. Kuluçka makinesine konan yumurtalarda

18. günde ışıkla döllülük kontrolü yapılmış ve döllü yumurta oranı belirlenmiştir.

Döllü Yumurta Oranı= (Döllü yumurta sayısı / Kuluçkaya konan yumurta sayısı)*100

3.2.10.2 Çıkış gücü

Kuluçka makinesine konan yumurtalar 18. günde ışıkla döllülük kontrolü yapıldıktan

sonra çıkım makinelerine yerleştirilmiştir. Yumurtalar burada da 3 gün bekledikten

sonra 21. günde civciv çıkımı yapılmış ve çıkan civciv sayısına göre alt grupların çıkış

gücü tespit edilmiştir.

43

Çıkış Gücü= (Kuluçkadan çıkan canlı civciv sayısı / Kuluçkaya konan döllü yumurta

sayısı)*100

3.2.10.3 Kuluçka randımanı

Kuluçka makinesine konan yumurtalarda 18. günde ışıkla döllülük kontrolü yapılmış ve

daha sonra çıkım makinelerine yerleştirilmiştir. Yumurtalar burada da 3 gün bekledikten

sonra 21. günde civciv çıkımı yapılmış ve çıkan civciv sayısına göre kuluçka randımanı

tespit edilmiştir.

Kuluçka Randımanı= (Kuluçkadan çıkan canlı civciv sayısı / Kuluçkaya konan yumurta

sayısı)*100

3.2.10.4 Civciv ağırlığı

Kuluçkadan çıkan sağlıklı civcivlerin tamamı alt grup olarak tartılarak ortalama civciv

ağırlıkları hesaplanmıştır.

3.2.11 İstatistiki analizler

Muamele grupları 2x3 faktöriyel düzende Minitab 14 paket programı ile

değerlendirilmiş, gruplar arasındaki farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu tespit

etmek için Duncan testinden (Duncan 1955) yararlanılmıştır. Elde edilen tüm

parametrelere ait değerler tek kontrol grubu olduğunda faktöriyel düzende

karşılaştırmalar prensibine göre değerlendirilmiş ve t testi yaklaşımıyla kontrol

grubunun ortalaması ile alt grup ortalamaları arasındaki farklılıklar tespit edilmiştir

(Winner et al. 1991).

44

4. BULGULAR

4.1. Yaşama Gücü

Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviyelerde organik veya inorganik bor ilavesi,

tavukların yaşama gücünde bir farklılığa yol açmamıştır. Denemede kullanılan

tavukların yaşama güçleri çizelge 4.1’de verilmiş şekil 4.1’de de gösterilmiştir.

Muamelelerin yaşama gücü üzerine etkisi önemsiz bulunmuştur (P>0.05).

Çizelge 4.1 Deneme gruplarının yaşama güçleri (%)

Gruplar K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Yaşama

Gücü, % 98.89 98.89 97.78 100 97.78 100 96.67

Şekil 4.1 Yaşama gücü

45

4.2 Canlı Ağırlık

Tavukların deneme başı (48. haftalık yaş) ve sonu (64. haftalık yaş) canlı ağırlıkları

tespit edilmiş, canlı ağırlık değişimi hesaplanmış ve değerler çizelge 4.2’de verilmiş,

şekil 4.2’de de gösterilmiştir.

Çizelge 4.2 Deneme gruplarının deneme başı ve sonundaki canlı ağırlıkları ile ağırlık değişimleri

Gruplar Deneme başı canlı

ağırlık, g

Deneme sonu

canlı ağırlık, g

Canlı ağırlık

değişimi, g

K 2191±40 2210±40 19±30

Kontrole karşı diğerleri

P 0.907 0.277 0.354

K+25 İ 2191±21 2243±20 52±34

K+25 O 2228±31 2267±10 39±35

K+50 İ 2185±24 2244±17 59±13

K+50 O 2150±17 2219±23 69±21

K+75 İ 2238±22 2261±16 23±16

K+75 O 2176±25 2203±33 28±22

Bor formunun etkisi

İnorganik 2205±13.5 2249±9.9 44.6±13.1

Organik 2184±15.8 2230±14.5 45.4±15.0

P 0.308 0.268 0.970

Bor seviyesinin etkisi

25 2209±18.9 2255±11.4 45.6±23.2

50 2167±15.0 2231±13.9 64.2±12.0

75 2207±18.5 2232±19.7 25.3±12.9

P 0.159 0.461 0.307

Bor formu x seviyesi interaksiyonu

P 0.118 0.170 0.888

46

Şekil 4.2 Deneme başı ve sonu canlı ağırlık

Deneme grupları arasında deneme başı ve sonu canlı ağırlıkları ve canlı ağırlık değişimi

bakımından istatistiksel olarak farklılıklar önemli bulunmamıştır (P>0.05).

4.3 Yumurta Verimi

Yumurta tavuklarının deneme boyunca yumurta verimi, yumurta ağırlığı ve yumurta

üretimi değerleri tespit edilmiş ve elde edilen sonuçlar çizelge 4.3’de verilmiş, şekil 4.3

ve 4.4’de gösterilmiştir.

47

Çizelge 4.3 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yumurta verim özellikleri üzerine etkisi (48-64. haftalar ortalaması)

Gruplar Yumurta verimi,

%/tavuk/gün

Yumurta ağırlığı,

g/yumurta

Yumurta üretimi,

g/tavuk/gün

K 78.1±1.03 60.8±0.58 47.2±0.72

Kontrole karşı diğerleri

P 0.115 0.417 0.748

K+25 İ 76.8±1.07 60.6±0.32 46.5±0.58

K+25 O 77.2±0.84 61.5±0.59 47.5±0.68

K+50 İ 77.4±0.83 61.7±0.31 47.8±0.49

K+50 O 76.5±1.07 61.2±0.49 46.9±0.54

K+75 İ 75.6±1.07 61.2±0.31 46.20.62

K+75 O 77.3±1.06 60.9±0.47 47.0±0.68

Bor formunun etkisi

İnorganik 76.6±0.57 61.2±0.21 46.8±0.35

Organik 77.0±0.57 61.2±0.29 47.1±0.35

P 0.523 0.912 0.531

Bor seviyesinin etkisi

25 77.0±0.68 61.0±0.35 47.0±0.45

50 77.0±0.68 61.5±0.29 47.3±0.37

75 76.4±0.75 61.0±0.27 46.6±0.45

P 0.824 0.495 0.482

Bor formu x seviyesi interaksiyonu

P 0.357 0.208 0.231

48

Şekil 4.3 Yumurta verimi

Yumurta ağırlığı ve Kütlesi

0

10

20

30

40

50

60

70

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Ağırlık (g)

Yumurta ağırlığı, g/yumurta Yumurta kütlesi, g/tavuk/gün

Şekil 4.4 Yumurta ağırlığı ve kütlesi

Yeme farklı seviyelerde organik veya inorganik bor ilavesi ile yumurta verimi, yumurta

ağırlığı ve yumurta üretimi bakımından gruplar arasında önemli farklılıklar tespit

edilmemiştir (P>0.05).

49

4.4 Yem Tüketimi ve Yemden Yararlanma

Grupların günlük ortalama günlük yem tüketimleri ve yem değerlendirme sayıları

hesaplanmış, elde edilen sonuçlar çizelge 4.4’de verilmiş, şekil 4.5 ve 4.6’da

gösterilmiştir.

Çizelge 4.4 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yem tüketimi ve yem değerlendirme sayısı üzerine etkileri (48-64. haftalar ortalaması)

Gruplar Yem tüketimi, g Yem değerlendirme sayısı,

g yem/g yumurta

K 99.9±0.42 2.12±0.033

Kontrole karşı diğerleri

P 0.651 0.165

K+25 İ 99.8±0.74 2.15±0.025

K+25 O 100.5±0.80 2.12±0.037

K+50 İ 100.6±0.63 2.11±0.026

K+50 O 100.4±0.58 2.15±0.030

K+75 İ 99.0±0.56 2.15±0.036

K+75 O 101.2±0.73 2.16±0.034

Bor formunun etkisi

İnorganik 99.8±0.39 2.13±0.017

Organik 100.7±0.40 2.14±0.019

P 0.104 0.814

Bor seviyesinin etkisi

25 100.2±0.53 2.13±0.022

50 100.5±0.41 2.13±0.022

75 100.1±0.56 2.15±0.020

P 0.816 0.721

Bor formu x seviyesi interaksiyonu

P 0.203 0.528

50

Şekil 4.5 Yem tüketimi

Şekil 4.6 Yem değerlendirme sayısı

Yukarıdaki çizelge ve şekillerin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, yumurta tavuğu

yemlerine organik veya inorganik bor ilavesi ile yem tüketimi ve yem değerlendirme

sayısı yönünden gruplar arasında önemli farklılıklar saptanmamıştır (P>0.05).

51

4.5 Yumurta Dış Kalite Özellikleri

Yumurta dış kalite özelliklerinden kırık çatlak yumurta oranı, şekil indeksi, kabuk

kalınlığı ve kabuk mukavemeti ortalamaları çizelge 4.5’ de verilmiş ayrıca şekil 4.7,

4.8, 4.9 ve 4.10’da grafikler halinde gösterilmiştir.

Çizelge 4.5 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yumurta dış kalite özelliklerine etkisi (48-64. haftalar ortalaması)

Gruplar

Kırık-çatlak

yumurta oranı,

%

Şekil indeksi Kabuk kalınlığı,

10-2 mm

Kabuk

mukavemeti, N

K 1.65±0.18 77.3±0.18 29.4±0.24 32.3±0.67

Kontrole karşı diğerleri

P 0.036 0.235 0.740 0.380

K+25 İ 1.42±0.19 76.7±0.20 29.2±0.28 32.0±0.84

K+25 O 0.71±0.06 76.7±0.21 29.2±0.20 31.9±0.69

K+50 İ 0.97±0.29 76.8±0.21 29.4±0.19 32.9±0.49

K+50 O 1.15±0.16 76.7±0.20 29.8±0.26 33.3±0.71

K+75 İ 1.31±0.61 76.8±0.24 29.4±0.22 34.1±0.52

K+75 O 0.74±0.23 77.0±0.16 29.7±0.25 33.7±0.65

Bor formunun etkisi

İnorganik 1.23±0.22 76.8±0.12 29.3±0.13 33.0±0.35

Organik 0.87±0.10 76.7±0.12 29.6±0.14 32.9±0.41

P 0.221 0.813 0.111 0.523

Bor seviyesinin etkisi

25 1.06±0.14 76.6±0.15 29.2±0.17 32.0±0.53

50 1.06±0.16 76.8±0.14 29.6±0.16 33.0±0.43

75 1.03±0.32 76.9±0.14 29.5±0.17 33.9±0.42

P 0.757 0.303 0.257 0.824

Bor formu x seviyesi interaksiyonu

P 0.212 0.593 0.838 0.357

52

Çizelge 4.6 Kontrol grubu ile diğer grupların kırık çatlak yumurta oranı bakımından t testi ile karşılaştırılması

Gruplar Kırık-çatlak yumurta oranı, %

K

K+25 İ ÖD

K+25 O *

K+50 İ ÖD

K+50 O ÖD

K+75 İ ÖD

K+75 O *

ÖD Farklılık önemli değildir (P>0.05).

*Farklılık önemlidir (P<0.05).

Kırık-çatlak yumurta oranı

0

0,2

0,4

0,6

0,8

1

1,2

1,4

1,6

1,8

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Oran (%)

Şekil 4.7 Kırık çatlak yumurta oranı

53

Şekil indeksi

76,4

76,6

76,8

77

77,2

77,4

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

İndeks

Şekil 4.8 Şekil indeksi

Kabuk kalınlığı

28,9

29

29,1

29,2

29,3

29,4

29,5

29,6

29,7

29,8

29,9

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Kalınlık (mm)

Şekil 4.9 Kabuk kalınlığı

54

Kabuk mukavemeti

30,5

31

31,5

32

32,5

33

33,5

34

34,5

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Mukavemet (N)

Şekil 4.10 Kabuk mukavemeti

Deneme süresince yeme organik veya inorganik bor ilavesi şekil indeksi, kabuk

kalınlığı ve kabuk mukavemeti değerlerini önemli düzeyde etkilememiştir (P>0.05).

Ancak rasyona 50 ve 75 ppm organik veya inorganik bor ilavesi kabuk mukavemetini

sayısal olarak artırmıştır. Yeme organik veya inorganik bor ilaveli tüm gruplarda kırık-

çatlak yumurta oranında azalma sağlanmış, ancak 25 ve 75 ppm organik bor ilave edilen

gruplarda bu düşüşler kontrol grubuna göre istatistiksel olarak önemli düzeye ulaşmıştır

(çizelge 4.6).

4.6 Yumurta İç Kalite Özellikleri

Yumurta iç kalite özelliklerinden ak yüksekliği ve haugh birimi ortalamaları çizelge

4.7’de verilmiş, şekil 4.11 ve 4.12’de grafik olarak gösterilmiştir.

55

Çizelge 4.7 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yumurta iç kalite özelliklerine etkisi (48-64. haftalar ortalaması)

Gruplar Ak yüksekliği, mm Haugh birimi

K 4.48±0.13 62.7±1.18

Kontrole karşı diğerleri

P 0.018 0.091

K+25 İ 4.80±0.14 65.1±1.29

K+25 O 4.91±0.11 65.3±1.01

K+50 İ 4.84±0.11 65.4±1.00

K+50 O 4.89±0.13 65.5±1.22

K+75 İ 4.91±0.13 65.7±1.21

K+75 O 4.66±0.12 64.3±1.23

Bor formunun etkisi

İnorganik 4.85±0.07 65.3±0.67

Organik 4.83±0.07 65.1±0.66

P 0.786 0.787

Bor seviyesinin etkisi

25 4.87±0.09 65.2±0.80

50 4.87±0.09 65.4±0.79

75 4.79±0.09 65.0±0.86

P 0.752 0.935

Bor formu x seviyesi interaksiyonu

P 0.267 0.653

56

Çizelge 4.8 Kontrol grubu ile diğer grupların ak yüksekliği bakımından t testi ile karşılaştırılması

Gruplar Ak yüksekliği, mm

K

K+25 İ ÖD

K+25 O *

K+50 İ ÖD

K+50 O ÖD

K+75 İ *

K+75 O ÖD

ÖD Farklılık önemli değildir (P>0.05).

*Farklılık önemlidir (P<0.05).

Yumurta ak yüksekliği

4,2

4,3

4,4

4,5

4,6

4,7

4,8

4,9

5

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Yükseklik (mm)

Şekil 4.11 Yumurta ak yüksekliği

57

Haugh birimi

61

61,5

62

62,5

63

63,5

64

64,5

65

65,5

66

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Haugh birimi

Şekil 4.12 Haugh birimi

Deneme süresince yeme organik veya inorganik bor ilavesi haugh birimini önemli

düzeyde etkilemezken (P>0.05), bor ilaveli tüm gruplarda sayısal bir artış meydana

gelmiştir. Ancak bu sayısal artış farklı bor kaynakları ve farklı bor seviyeleri arasında

oluşmamıştır. Ak yüksekliği yeme 25 ppm organik ve 75 ppm inorganik bor ilave edilen

gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde daha yüksek bulunmuştur (P<0.05).

Farklı bor seviyeleri ve kaynakları arasında ise ak yüksekliği bakımından herhangi bir

önemli fark tespit edilmemiştir.

4.7 Kan Parametreleri

Bazı kan parametrelerine ait değerler çizelge 4.9’da verilmiş, şekil 4.13, 4.14 ve 4.15’de

grafikler halinde gösterilmiştir. Gruplar arasında serum trigliserid, toplam, HDL ve

LDL kolesterol seviyeleri bakımından istatistiksel olarak önemli farklılıklar

bulunmazken (P>0.05), yeme bor ilavesi ile kandaki bor seviyesinin önemli düzeyde

arttığı (P<0.01) tespit edilmiştir. Yeme 50 ve 75 ppm inorganik veya organik bor

ilavesi, kan bor düzeyini kontrol ve 25 ppm bor ilavesine göre önemli düzeyde

artırmıştır. Ancak farklı bor kaynakları arasında kandaki bor seviyeleri bakımından

58

herhangi bir fark tespit edilememiştir. Çizelge 4.10’de kan bor düzeyi bakımından

kontrol grubu ile diğer grupların karşılaştırılması verilmiştir.

Çizelge 4.9 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin bazı kan parametrelerine etkisi

Gruplar Trigliserid, mg/dl

Toplam kolesterol, mg/dl

HDL kolesterol, mg/dl

LDL kolesterol, mg/dl

Bor, ppm

K 534±115 66.8±8.3 4.5±0.43 3.8±0.54 0.43±0.07

Kontrole karşı diğerleri

P 0.769 0.360 0.793 0.455 0.00001

K+25 İ 551±88 68.0±5.2 4.5±0.34 4.3±0.72 0.74±0.06

K+25 O 436±96 61.3±7.0 4.2±0.40 3.8±0.54 0.76±0.06

K+50 İ 611±135 70.5±15.7 4.8±0.75 4.7±1.31 1.28±0.12

K+50 O 481±109 68.3±7.5 4.3±0.56 6.0±2.10 1.29±0.14

K+75 İ 549±128 67.0±6.9 4.0±0.45 3.8±0.48 1.69±0.11

K+75 O 507±114 70.8±8.8 4.3±0.56 5.8±1.17 1.53±0.22

Bor formunun etkisi

İnorganik 569±66 68.3±4.9 4.4±0.31 4.3±0.50 1.21±0.12

Organik 475±58 66.8±4.3 4.3±0.28 5.2±0.81 1.22±0.12

P 0.316 0.811 0.701 0.339 0.681

Bor seviyesinin etkisi

25 488±65 64.4±4.4 4.3±0.26 4.1±0.43 0.75±0.04 b

50 540±84 69.2±7.2 4.6±0.45 5.3±1.20 1.29±0.09 a

75 528±82 68.9±5.4 4.2±0.35 4.8±0.67 1.60±0.12 a

P 0.899 0.828 0.730 0.578 0.0001

Bor formu x seviyesi interaksiyonu

P 0.916 0.815 0.707 0.560 0.734 a-b Aynı sütunda farklı harfle gösterilen değerler arasındaki fark önemlidir (P<0.01).

59

Çizelge 4.10 Kontrol grubu ile diğer grupların kan bor düzeyi bakımından t testi ile karşılaştırılması

Gruplar Bor, ppm

K

K+25 İ ÖD

K+25 O ÖD

K+50 İ **

K+50 O **

K+75 İ **

K+75 O **

ÖD Farklılık önemli değildir (P>0.05).

**Farklılık önemlidir (P<0.01).

Kan Trigliserid Miktarı

0

100

200

300

400

500

600

700

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Miktar (mg/dl)

Şekil 4.13 Kan trigliserid miktarı

60

Kan kolestrol Düzeyleri

0

10

20

30

40

50

60

70

80

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Miktar (mg/dl)

Toplam kolesterol, mg/dl HDL kolesterol, mg/dl LDL kolesterol, mg/dl

Şekil: 4.14 Kan kolesterol düzeyleri.

Kan Bor Düzeyi

0

0,2

0,4

0,6

0,8

1

1,2

1,4

1,6

1,8

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Miktar (ppm)

Şekil 4.15 Kan bor düzeyi

61

4.8 Kemik Özellikleri

Deneme sonunda kesilen tavukların femur ve tibia kemiklerinin kırılma mukavemeti

çizelge 4.11 ile şekil 4.16’da ve femur kemik mukavemeti bakımından kontrol grubu ile

diğer grupların karşılaştırılması çizelge 4.12’de verilmiştir. Tibia kemiği kırılma

mukavemeti bakımından gruplar arasında istatistiksel olarak önemli farklılıklar

bulunmazken (P>0.05), bor ilaveli tüm gruplardaki sayısal artışın yanı sıra yeme 25

ppm organik veya inorganik bor ilavesinin femur kemiğinin mukavemet gücünü

istatistiksel olarak önemli düzeyde artırdığı belirlenmiştir (P<0.05). Ancak bu fark farklı

bor kaynakları arasında oluşmamıştır.

62

Çizelge 4.11 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin femur ve tibia kemiklerinin kırılma mukavemetine etkisi, N

Gruplar Femur Tibia

K 61.4±13.9 51.1±5.7

Kontrole karşı diğerleri

P 0.0017 0.770

K+25 İ 115.6±18.3 59.7±7.4

K+25 O 121.5±12.8 49.0±6.0

K+50 İ 76.9±14.7 52.0±4.1

K+50 O 98.9±9.6 37.5±1.6

K+75 İ 78.0±10.5 47.9±3.7

K+75 O 72.4±16.9 46.8±4.3

Bor formunun etkisi

İnorganik 90.1±9.6 53.2±3.1

Organik 97.7±8.6 45.4±3.0

P 0.531 0.066

Bor seviyesinin etkisi

25 118.5±10.6 a 54.8±4.9

50 87.9±9.0 b 47.1±3.6

75 74.9±9.9 b 47.5±2.6

P 0.02 0.212

Bor formu x seviyesi interaksiyonu

P 0.624 0.483

a-b Aynı sütunda farklı harfle gösterilen değerler arasındaki fark önemlidir (P<0.05).

63

Çizelge 4.12 Kontrol grubu ile diğer grupların femur kemik mukavemeti bakımından t testi ile karşılaştırılması

Gruplar Femur

K

K+25 İ *

K+25 O *

K+50 İ ÖD

K+50 O ÖD

K+75 İ ÖD

K+75 O ÖD

ÖD Farklılık önemli değildir (P>0.05).

*Farklılık önemlidir (P<0.05).

Kemik kırılma mukavemeti

0

20

40

60

80

100

120

140

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Mukavemet

Femur Tibia

Şekil 4.16 Tibia ve femur kemiği kırılma mukavemeti

Deneme sonunda kesilen tavukların tibia ve femur kemiklerinin ham kül, kalsiyum,

fosfor ve bor içerikleri ortalamaları çizelge 4.13 ve 4.15 ile şekil 4.17 ve 4.18’de

verilmiştir. Tibia fosfor ve bor içerikleri bakımından kontrol grubu ile diğer grupların

64

karşılaştırılması çizelge 4.14’de ve femur kalsiyum, fosfor ve bor içerikleri bakımından

kontrol grubu ile diğer grupların karşılaştırılması çizelge 4.16’de gösterilmiştir.

Yeme inorganik veya organik bor ilavesi tibia kemiğinin ham kül ve kalsiyum

içeriklerini kontrol grubuna göre değiştirmezken (P>0.05), fosfor ve bor içeriklerini

önemli düzeyde etkilemiştir (P<0.01). Yeme 25 ppm bor ilave edildiğinde tibia

kemiğinin kalsiyum içeriği 50 ve 75 ppm e göre daha düşük bulunmuştur (P<0.05).

Yeme organik veya inorganik bor ilave edilen tüm gruplarda tibia kemiği P miktarı

kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuş (P<0.01), ancak bor formu, bor seviyesi ve

bor formu x seviyesi interaksiyonu bakımından herhangi bir farklılık tespit

edilememiştir (P>0.05). Tibia kemiğinin bor içeriği organik veya inorganik bor ilave

edilen tüm gruplarda kontrol grubuna oranla daha yüksek bulunmuştur (P<0.01). Tibia

kemiği bor içeriği bakımından bor kaynağı x bor düzeyi interaksiyonu önemli

bulunmuştur (P<0.01). Buna göre 25 ve 50 ppm bor düzeylerinde bor kaynağının etkisi

önemli olmazken, 75 ppm bor düzeyinde organik bor kaynağında inorganik bor

kaynağına göre daha yüksek tibia bor içeriği saptanmıştır.

65

Çizelge 4.13 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin tibia kemiği kül, kalsiyum, fosfor ve bor içeriğine etkisi

Gruplar Ham kül, % Ca, % P, % Bor, ppm

K 47.3±0.4 16.5±0.75 7.33±0.17 3.67±0.33

Kontrole karşı diğerleri

P 0.990 0.509 0.0003 0.00001

K+25 İ 47.3±0.3 16.1±0.53 7.93±0.12 6.42±0.46 c

K+25 O 47.5±0.5 16.0±0.25 8.01±0.04 8.00±0.50 bc

K+50 İ 47.4±0.6 17.0±0.90 8.06±0.07 7.17±0.44 bc

K+50 O 47.9±0.5 17.3±0.43 8.00±0.05 8.00±0.29 bc

K+75 İ 46.6±0.5 17.2±0.03 7.90±0.30 8.17±0.17 b

K+75 O 47.5±0.9 18.0±0.01 7.97±0.07 15.00±0.29 a

Bor formunun etkisi

İnorganik 47.1±0.3 16.7±0.39 7.96±0.10 7.25±0.32 b

Organik 47.7±0.4 17.1±0.33 8.00±0.03 10.63±1.29 a

P 0.265 0.450 0.774 0.00001

Bor seviyesinin etkisi

25 47.4±0.2 16.0±0.26 b* 7.97±0.06 7.05±0.49 b

50 47.7±0.4 17.1±0.45 a 8.03±0.04 7.58±0.30 b

75 47.1±0.5 17.7±0.19 a 7.94±0.14 11.58±1.54 a

P 0.584 0.028 0.788 0.00001

Bor formu x seviyesi interaksiyonu

P 0.854 0.745 0.846 0.00001

* Aynı sütunda farklı harfle gösterilen değerler arasındaki fark önemlidir (P<0.01 veya P<0.05).

66

Çizelge 4.14 Kontrol grubu ile diğer grupların tibia fosfor ve bor içerikleri bakımından t testi ile karşılaştırılması

Gruplar P, % Bor, ppm

K

K+25 İ ** **

K+25 O ** **

K+50 İ ** **

K+50 O ** **

K+75 İ ** **

K+75 O ** **

**Farklılık önemlidir (P<0.01).

Tibia kemiği mineral madde miktarları

0

10

20

30

40

50

60

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Miktar

Ham kül, % Ca, % P, % Bor, ppm

Şekil 4.17 Tibia kemiği mineral madde miktarları

Yumurta tavuğu yemlerine organik veya inorganik bor ilavesi femur kemiği ham kül,

Ca, P ve bor miktarlarını önemli düzeyde etkilemiştir. Elde edilen sonuçlar femur ham

kül düzeyi bakımından değerlendirildiğinde, kontrolle muamele grupları, bor formları

ve bor seviyeleri arasında önemli farklılık tespit edilmemiştir (P>0.05). Ancak bor

formu x seviyesi interaksiyonu bakımından farklılıkların önemli olduğu saptanmıştır

67

(P<0.05). 25 ppm bor seviyesinde inorganik bor ilaveli grubun femur ham kül düzeyi

organikten daha yüksek olmasına rağmen, 50 ve 75 ppm bor seviyelerinde organik

formun inorganik formdan daha yüksek femur ham kül oranına sahip olduğu

görülmektedir.

Yeme 50 ppm organik bor ve 75 ppm organik veya inorganik bor ilavesi, femur kemiği

Ca birikimini kontrol (P<0.05) ve 25 ppm bor ilavesine (P<0.01) göre önemli düzeyde

artırmıştır. Ayrıca bor formu x seviyesi interaksiyonu önemli bulunmuş (P<0.01), 25 ve

75 ppm bor seviyelerinde inorganik ve organik formlar arasında Ca birikimi bakımından

farklılık önemli bulunmazken, 50 ppm seviyesinde organik bor, inorganik bor formuna

göre femur Ca birikimini artırmıştır.

Femur kemiği P miktarı rasyonlara organik veya inorganik bor ilavesinden önemli

derecede etkilenmiş, 25 ppm inorganik ve organik bor ilaveli gruplar ile 75 ppm organik

bor ilaveli grupta kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur (P<0.05). Bor

formunun etkisi ve bor formu x seviyesi interaksiyonu önemsiz bulunurken (P>0.05), 25

ppm bor ilavesinin 50 ppm’e göre femur kemiğinde daha fazla fosfor birikimine neden

olduğu belirlenmiştir (P<0.01).

Yumurta tavuğu yemlerine organik veya inorganik bor ilave edilen tüm gruplarda femur

kemiği bor miktarı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek saptanmıştır

(P<0.01). Bor formunun etkisi ve bor formu x seviyesi interaksiyonu önemsiz

bulunurken (P>0.05), 75 ppm bor ilavesinin 25 ve 50 ppm bor ilave edilen gruplara göre

femur kemiğinde bor birikimini daha fazla artırdığı tespit edilmiştir (P<0.05).

68

Çizelge 4.15 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin femur kemiği kül, kalsiyum, fosfor ve bor içeriğine etkisi

Gruplar Ham kül, % Ca, % P, % Bor, ppm

K 52.9±1.2 11.9±0.96 7.12±0.04 4.17±0.33

Kontrole karşı diğerleri

P 0.990 0.033 0.01 0.00001

K+25 İ 52.8±1.6 a* 12.1±0.33 b 8.13±0.05 9.17±0.33

K+25 O 50.4±1.4 b 11.1±0.38 b 8.15±0.08 9.35±0.25

K+50 İ 49.5±1.3 b 11.9±0.15 b 7.30±0.54 9.17±0.33

K+50 O 53.4±0.8 a 15.2±1.04 a 7.21±0.31 11.17±0.42

K+75 İ 49.8±0.8 b 16.7±0.85 a 7.41±0.42 11.25±1.25

K+75 O 53.3±0.4 a 15.1±0.36 a 8.05±0.10 11.35±0.25

Bor formunun etkisi

İnorganik 50.7±0.8 13.7±0.91 7.62±0.17 9.69±0.44

Organik 52.4±0.7 13.8±0.75 7.77±0.18 10.70±0.39

P 0.105 0.576 0.268 0.104

Bor seviyesinin etkisi

25 51.6±1.1 11.5±0.33 c 8.14±0.03 a 9.24±0.20 b

50 51.4±1.1 13.5±0.89 b 7.25±0.16 b 10.17±0.51 b

75 51.6±0.9 15.9±0.54 a 7.67±0.21 ab 11.30±0.52 a

P 0.987 0.00001 0.002 0.014

Bor formu x seviyesi interaksiyonu

P 0.034 0.004 0.205 0.146

* Aynı sütunda farklı harfle gösterilen değerler arasındaki fark önemlidir (P<0.01 veya P<0.05).

69

Çizelge 4.16 Kontrol grubu ile diğer grupların femur kalsiyum, fosfor ve bor içerikleri bakımından t testi ile karşılaştırılması

Gruplar Ca, % P, % Bor, ppm

K

K+25 İ ÖD * **

K+25 O ÖD * **

K+50 İ ÖD ÖD **

K+50 O * ÖD **

K+75 İ * ÖD **

K+75 O * * **

ÖD Farklılık önemli değildir.

* Farklılık önemlidir (P<0.05).

**Farklılık önemlidir (P<0.01).

Femur kemiği mineral madde miktarları

0

10

20

30

40

50

60

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Miktar

Ham kül, % Ca, % P, % Bor, ppm

Şekil 4.18 Femur kemiği mineral madde miktarları

70

4.9 Yumurta Özellikleri

Yumurta kolesterol, yağ, omega 3 ve omega 6 yağ asitleri analiz sonuçları çizelge

4.17’de verilmiş şekil 4.19, 4.20 ve 4.21’de grafikler haline gösterilmiştir. Yapılan

analizler metod gereği ayrı ayrı tekerrürlü değil de her gruptaki yumurtalar kendi içinde

karıştırılarak analiz edildiği için istatistiki bir değerlendirme yapılmamıştır. Elde edilen

sonuçlar incelendiğinde özellikle yumurta kolesterol ve omega 3 değerleri bakımından

gruplar arasında birbirleriyle uyumsuz sonuçlar olduğu gözlenmiştir. Bunun sebebinin

ise yapılan analizlerdeki hatalardan kaynaklandığı tahmin edilmiştir.

71

Çizelge 4.17 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yumurta yağ, kolesterol, omega-3 ve omega-6 yağ asitleri içeriği üzerine etkisi

Gruplar Yağ, % Kolesterol

(mg/100 g)

Omega-3

(mg/1mg/100 g)

Omega-6

(mg/100 g)

Omega 6/

omega 3

K 9.8±0.90 330±50.3 217±16.5 1919±129 8.86±0.08

Kontrole karşı diğerleri

P

K+25 İ 9.2±0.28 293±1.6 256±39.8 1856±38.7 7.40±1.0

K+25 O 9.5±0.36 314±9.4 211±8.5 2005±41.9 9.53±0.19

K+50 İ 8.7±1.20 278±4.0 225±17.0 1638±92.3 7.36±0.97

K+50 O 9.4±0.39 314±9.4 232±0.9 1869±81.6 8.06±0.39

K+75 İ 7.7±0.25 354±8.1 166±21.5 1654±3.7 10.13±1.29

K+75 O 9.9±0.25 320±7.8 220±8.2 2181±5.5 9.91±0.34

Bor formunun etkisi

İnorganik 8.5±0.43 308±14.9 216±20.9 1716±51.4 8.30±0.76

Organik 9.6±0.18 316±4.2 221±5.0 2018±61.8 9.16±0.38

P

Bor seviyesinin etkisi

25 9.3±0.21 303±7.3 233±21.2 1931±48.9 8.46±0.74

50 9.0±0.55 296±11.2 229±7.2 1754±83.5 7.71±0.47

75 8.8±0.64 337±10.7 193±18.3 1917±152 10.02±0.55

P

Bor formu x seviyesi interaksiyonu

P

72

Yumurta yağ miktarı

0

2

4

6

8

10

12

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Miktar (%)

Şekil 4.19 Yumurta yağ miktarı

Yumurta kolesterol ve omega 3 miktarı

0

50

100

150

200

250

300

350

400

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Miktar (mg/100 g)

Kolesterol (mg/100 g) Omega-3 (mg/100 g)

Şekil 4.20 Yumurta kolesterol ve omega 3 miktarları

73

Yumurta omega 6/ omega 3 oranı

0

2

4

6

8

10

12

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Oran

Şekil 4.21 Yumurta omega 6 / omega 3 oranı

Deneme gruplarının yumurta bor içerikleri (yumurta sarısı+beyazı) çizelge 4.18 ile şekil

4.22’de, kontrol grubu ile diğer grupların karşılaştırılması çizelge 4.19’da verilmiştir.

Yeme organik veya inorganik bor ilavesi yumurta bor içeriğini önemli düzeyde

etkilemiştir (P<0.01). Borun yeme organik formda katılması inorganik forma göre

yumurtada daha fazla bor birikimine neden olmuştur (P<0.01). Yeme 25 ppm bor

ilavesi kontrol grubu ile benzer değerler gösterirken, 75 ppm bor ilavesinin kontrol, 25

ve 50 ppm bor ilavesine göre daha yüksek yumurta bor içeriğine sahip olduğu tespit

edilmiştir (P<0.01). 75 ppm organik bor ilavesi 75 ppm inorganik bor ilavesine oranla

yumurta bor miktarını daha fazla artırmıştır (P<0.05).

74

Çizelge 4.18 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yumurta (sarı+beyaz) bor içeriği üzerine etkisi

Gruplar Bor, ppm (kurutulmuş yumurtada)

K 5.5±0.50

Kontrole karşı diğerleri

P 0.00001

K+25 İ 6.5±0.29 d*

K+25 O 7.0±0.58 d

K+50 İ 8.5±0.29 c

K+50 O 8.9±0.17 c

K+75 İ 11.2±0.44 b

K+75 O 14.2±0.60 a

Bor formunun etkisi

İnorganik 8.7±0.70 b

Organik 10.0±1.10 a

P 0.003

Bor seviyesinin etkisi

25 6.8±0.31 c

50 8.7±0.18 b

75 12.7±0.75 a

P 0.00001

Bor formuxseviyesi interaksiyonu

P 0.016

* Aynı sütunda farklı harfle gösterilen değerler arasındaki fark önemlidir.

75

Çizelge 4.19 Kontrol grubu ile diğer grupların yumurta içi bor içerikleri bakımından t testi ile karşılaştırılması

Gruplar

Bor, ppm

(kurutulmuş yumurtada)

K

K+25 İ ÖD

K+25 O ÖD

K+50 İ **

K+50 O **

K+75 İ **

K+75 O **

ÖD Farklılık önemli değildir (P>0.05).

**Farklılık önemlidir (P<0.01).

Yumurta bor miktarı

0

2

4

6

8

10

12

14

16

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Miktar (ppm)

Şekil 4.22 Yumurta bor miktarı

Deneme gruplarının yumurta kabuğu ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor içerikleri

ortalamaları çizelge 4.20 ile şekil 4.23, 4.24, 4.25 ve 4.26’da, yumurta kabuğu ham kül,

kalsiyum ve bor içerikleri bakımından kontrol grubu ile diğer grupların karşılaştırılması

ise çizelge 4.21’de verilmiştir.

76

Yumurta tavuğu yemlerine organik veya inorganik bor ilavesi yumurta kabuğu ham kül,

Ca, P ve bor miktarlarını önemli düzeyde etkilemiştir. Rasyona 50 ppm inorganik bor

ile 75 ppm organik veya inorganik bor ilavesi yumurta kabuğu ham kül miktarını

kontrol grubuna göre önemli seviyede azaltmıştır (P<0.01). Bor seviyesi arttıkça

yumurta kabuğu ham kül miktarının düştüğü görülmektedir. 75 ppm bor ilavesinde, 25

ppm bor ilavesine göre önemli düzeyde daha düşük ham kül miktarı tespit edilmiştir

(P<0.01). Borun yeme organik formda ilavesi inorganik forma göre daha yüksek

yumurta kabuğu kül miktarının elde edilmesine sebep olmuştur (P<0.01). Ayrıca borun

organik formunun kullanılması bor seviyesinin yükselmesiyle ham kül miktarında

meydana gelen düşmeyi de engellemiştir.

Yumurta kabuğu Ca miktarı yeme bor ilavesinden önemli derecede etkilenmiş, 25 ppm

inorganik borlu grup haricinde tüm gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde

artışlar tespit edilmiştir (P<0.01). Yumurta kabuğu Ca miktarı bakımından bor

formunun etkisi önemsiz bulunurken (P>0.05), bor seviyesi (P<0.01) ve bor

formuxseviyesi interaksiyonu (P<0.05) önemli bulunmuştur. Bor seviyesinin artması ile

yumurta kabuğu kalsiyum birikimi artmıştır (P<0.01).

Yumurta kabuğu P miktarı bakımından kontrolle muamele grupları arasındaki

farklılıklar önemsiz bulunmuştur (P>0.05). Borun organik formda ilavesi yumurta

kabuğu P birikimini inorganik forma göre artırmıştır (P<0.01). Bor seviyeleri arasındaki

farklılıklar ve bor formu x seviyesi interaksiyonu önemlidir ve bor seviyesinin

artmasıyla yumurta kabuğu P birikimi artmıştır (P<0.01).

Yumurta kabuğu bor miktarı yemlere inorganik veya organik bor ilavesinden önemli

derecede etkilenmiştir (P<0.01). 25 ppm organik bor ilavesi ve 50 ppm organik ve

inorganik bor ilavesinin yapıldığı gruplarda kontrol grubuna göre yumurta kabuğu bor

birikiminin önemli düzeyde daha yüksek olduğu belirlenmiştir (P<0.01). Ancak bor

seviyesi 75 ppm e çıkarıldığında yumurta kabuğundaki bor birikiminde bir azalma

olduğu ve kontrol grubu ile benzer değerler elde edildiği gözlenmiştir (P>0.05). Yine 75

ppm seviyesinde 25 ve 50 ppm seviyelerine göre daha düşük bor birikiminin olduğu

77

belirlenmiştir (P<0.01). Bor formunun etkisi ve bor formuxseviyesi interaksiyonunu

önemli bulunmuştur (P<0.01). 25 ppm B düzeyinde borun organik formda yeme

katılması yumurta kabuğu bor birikimini inorganik forma göre artırmıştır (P<0.01).

Çizelge 4.20 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yumurta kabuğu ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor içeriğine etkisi

* Aynı sütunda farklı harfle gösterilen değerler arasındaki fark önemlidir (P<0.01 veya P<0.05).

Gruplar Yumurta kabuğu

Ham kül, % Ca, % P, % Bor, ppm

K 94.5±0.03 31.0±1.15 0.12±0.006 6.90±0.17

Kontrole karşı diğerleri

P 0.0001 0.00001 0.441 0.008

K+25 İ 94.3±0.03 a* 31.7±0.07 d 0.11±0.003 b 6.90±0.17 bc

K+25 O 94.3±0.06 a 32.1±0.26 d 0.12±0.001 ab 11.53±0.33 a

K+50 İ 93.7±0.08 b 34.3±0.52 bc 0.11±0.001 b 8.20±0.58 b

K+50 O 94.3±0.11 a 33.9±0.05 c 0.13±0.006 a 8.53±0.33 b

K+75 İ 93.7±0.08 b 35.7±0.02 a 0.13±0.006 a 7.13±0.53 bc

K+75 O 94.0±0.09 ab 34.7±0.06 b 0.13±0.003 a 6.30±0.10 c

Bor formunun etkisi

İnorganik 93.9±0.10 b 33.9±0.61 0.11±0.004 b 7.41±0.31 b

Organik 94.2±0.07 a 33.5±0.40 0.13±0.002 a 8.79±0.77 a

P 0.00001 0.105 0.003 0.001

Bor seviyesinin etkisi

25 94.3±0.03 a 31.8±0.15 c 0.11±0.004 c 9.22±1.05 a

50 94.0±0.15 ab 34.1±0.25 b 0.12±0.005 b 8.37±0.31 a

75 93.8±0.09 b 35.2±0.24 a 0.13±0.003 a 6.72±0.31 b

P 0.00001 0.00001 0.003 0.00001

Bor formu x seviyesi interaksiyonu

P 0.019 0.04 0.019 0.00001

78

Çizelge 4.21 Kontrol grubu ile diğer grupların yumurta kabuğu ham kül, kalsiyum ve bor içerikleri bakımından t testi ile karşılaştırılması

ÖD Farklılık önemli değildir (P>0.05).

**Farklılık önemlidir (P<0.01).

Yumurta kabuğu Kalsiyum Miktarı

28

29

30

31

32

33

34

35

36

37

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Miktar (%)

Şekil 4.23 Yumurta kabuğu kalsiyum miktarı

Gruplar

Yumurta kabuğu

Ham kül, % Ca, % Bor, ppm

K

K+25 İ ÖD ÖD ÖD

K+25 O ÖD ** **

K+50 İ ** ** **

K+50 O ÖD ** **

K+75 İ ** ** ÖD

K+75 O ** ** ÖD

79

Yumurta kabuğu ham kül miktarı

93,2

93,4

93,6

93,8

94

94,2

94,4

94,6

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Miktar (%)

Şekil 4.24 Yumurta kabuğu ham kül miktarı

Yumurta kabuğu fosfor miktarı

0,1

0,105

0,11

0,115

0,12

0,125

0,13

0,135

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Miktar (%)

Şekil 4.25 Yumurta kabuğu fosfor miktarı

80

Yumurta kabuğu bor miktarı

0

2

4

6

8

10

12

14

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Miktar (ppm)

Şekil 4.26 Yumurta kabuğu bor miktarı

4.10 Kuluçka Parametreleri

Yumurta tavuğu yemlerine inorganik veya organik bor ilavesinin döllü yumurta oranı,

çıkış gücü, kuluçka randımanı ve civciv ağırlığı üzerine herhangi bir etkisi tespit

edilmemiştir (P>0.05). Kuluçka parametrelerine ait değerler çizelge 4.22’de verilmiş

şekil 4.27 ve 4.28’de grafikler halinde gösterilmiştir.

81

Çizelge 4.22 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin kuluçka özellikleri üzerine etkisi

Gruplar Döllü yumurta

oranı, %

Çıkış gücü,

%

Kuluçka

randımanı, % Civciv ağırlığı, g

K 92.6±0.72 79.1± 2.74 73.3±2.91 38.3±0.41

Kontrole karşı diğerleri

P 0.225 0.051 0.333 0.726

K+25 İ 93.1±0.94 74.7±2.46 69.5±1.95 38.1±0.15

K+25 O 92.6±1.54 79.3±1.73 69.6±1.33 38.9±0.35

K+50 İ 92.0±1.69 75.2±1.16 66.1±1.92 38.7±0.49

K+50 O 94.0±1.03 77.8±2.03 74.5±1.00 38.3±0.22

K+75 İ 91.8±0.85 71.9±1.93 71.4±1.85 37.7±0.38

K+75 O 93.9±0.82 74.8±3.41 70.3±3.22 37.5±0.44

Bor formunun etkisi

İnorganik 92.3±0.67 73.9±1.10 69.0±1.16 38.2

Organik 93.5±0.66 77.3±1.43 71.4±1.25 38.3

P 0.244 0.066 0.142 0.788

Bor seviyesinin etkisi

25 92.8±0.87 77.0±1.59 69.5±1.12 38.5±0.22

50 93.0±0.99 76.5±1.18 70.3±1.63 38.5±0.26

75 92.9±0.64 73.4±1.92 70.8±1.78 37.6±0.28

P 0.946 0.268 0.774 0.225

Bor formu x seviyesi interaksiyonu

P 0.592 0.919 0.054 0.199

82

Kuluçka parametreleri

92,6

93,1

92,6

92 94

91,8

93,9

73,3

69,5

69,6

66,1

74,5

71,4

70,3

0

10

20

30

40

50

60

70

80

90

100

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 OGruplar

%

Döllü yumurta oranı, % Çıkış gücü, Kuluçka randımanı, %

Şekil 4.27 Kuluçka parametreleri

Civciv ağırlığı

36,5

37

37,5

38

38,5

39

39,5

K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O

Gruplar

Ağırlık (g)

Şekil 4.28 Civciv ağırlığı

83

5. TARTIŞMA

Borun insan ve hayvan metabolizmasındaki etki mekanizmasının henüz tam olarak

ortaya konamadığı, ancak borun insan metabolizmasında etkili olan Ca, Cu, Mg, N,

glikoz, trigliserid, reaktif oksijen düzeyleri ile östrojen sekresyon ve kullanımını

düzenleyen bir element olduğu bildirilmiştir (Kurtoğlu ve Kurtoğlu 2004). Nielsen

(1988b) borun hücre zar fonksiyonları üzerinde etkin rolü olduğunu; bu etkilerin

özellikle hücre zarlarında hormonal yanıtların oluşumu sırasında önem taşıdığını, bor

etkisiyle transmembran hareketlilik aşamalarının gerçekleşebildiğini belirtmiştir. Buna

karşın Hunt (1994, 1998) borun, enerji metabolizması (özellikle solunum patlaması),

insulin salınımı ve immun sistem fonksiyonları gibi metabolik olaylarda görevli olan

enzimleri kompetitif olarak inhibe ederek bu reaksiyonlar üzerinde negatif regülatör etki

gösterdiğini ileri sürmektedir. Daha önce yapılan araştırmalar incelendiğinde, yeme bor

ilavesi ile performansta önemli ilerlemelerin sağlanması, çoğunlukla bor yetersizliği

veya borun ilişkili olduğu besin maddelerindeki yetersizlik ve dengesizliğin olduğu

durumlarda daha açık bir şekilde görülmektedir. Çalışmalardan elde edilen değişik

veriler sonucunda borun hücre zarları ile etkileşime girerek vitamin D ve Mg ile

reaksiyonları sonucunda Ca homeostazisini etkilediği ifade edilmiş (Naghii and Saman

1993), bu hipotez aynı zamanda Nielsen and Shuler (1992) tarafından elde edilen

bulgularla desteklenmiştir. Nielsen et al. (1988c) borun esansiyel bir faktör olarak

parathormon faaliyetlerini regüle ederek Ca, P, Mg ve kolekalsiferol metabolizmasını

etkilediğini bildirmişlerdir. Borun bu fonksiyonları dikkate alınarak yumuta tavukları

üzerinde yapılan araştırmalarda, yemin dengeli olmasına rağmen yeme bor ilavesinin

yumurta kalitesini ve kemik özelliklerini iyileştirici etkilerinin görüldüğü yönünde

bulgular elde edilmiştir.

5.1 Yaşama Gücü

Yürütülen bu çalışmada yeme 25, 50 ve 75 ppm bor ilavesinin yumurtacı piliç ve

tavukların yaşama gücü üzerine olumsuz bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Bu

çalışmanın takdiminde faydalanılan literatür bildirişlerinin hiçbirisinde yeme 400 ppm

düzeyine kadar bor ilavesinin yumurtacı tavukların, etlik piliçlerin ve domuzların genel

84

sağlık durumunda ciddi sorunlar yaratarak, ölüm oranını artırdığına dair bir bildirişe

rastlanmamıştır. Nitekim bu bildirişlerin bazılarında yeme farklı düzeylerde bor

ilavesinin kimi iç organlar, dokular ve kemiklerde önemli düzeyde bor birikimine neden

olmakla beraber, toksik etki yaratarak ölümü tetiklemediği gösterilmiştir (Kurtoğlu et

al. 2001, Rossi et al. 1993a, Wilson and Ruszler 1998).

Diyetsel borun etlik civcivler üzerindeki akut toksisitesinin ve dokulardaki kalıntı

etkisinin araştırıldığı bir çalışmadan elde edilen sonuçlar bu çalışmayı ve literatür

bildirişlerini destekler niteliktedir. Araştırıcılar yeme 3 hafta süre ile 500 ve 1.250 ppm

bor ilavesinin dokularda önemli düzeyde kalıntı bırakmadığını, ancak 2.500 ve 5.000

ppm bor ilavesi ile etlik civcivlerin dokularında önemli düzeyde bor kalıntısına

rastlandığını, bir günlük yaştaki civcivlerdeki letal akut oral bor dozunun 2.95 +/- 0.35

g/kg canlı ağırlık seviyesinde olduğunu bildirmişlerdir (Sander et al. 1991).

5.2 Canlı Ağırlık Değişimi

Yürütülen çalışmada, yeme 25, 50 ve 75 ppm inorganik veya organik formda bor

ilavesinin canlı ağırlığı etkilemediği görülmektedir. Yumurta tavukları üzerinde yapılan

daha önceki çalışmalarda, yumurta tavuğu yemlerine 250 ppm’e kadar bor ilavesinin

canlı ağırlığa olumsuz bir etkisinin olmadığı, 400 ppm bor ilavesi ile canlı ağırlıkta bir

gerileme olduğu bildirilmiştir (Rossi et al. 1993a, Wilson and Ruszler 1996, 1998,

Kurtoğlu et al. 2002, Eren et al. 2004, Mızrak vd. 2008a).

5.3 Yumurta Verimi

Bu çalışmada kullanılan bor dozları (25, 50 ve 75 ppm) ve bor formu (organik veya

inorganik) yumurta verimini önemli düzeyde etkilememiştir. Yeme 5 ppm den 250 ppm

e kadar bor ilavesinin kontrol grubuna göre yumurta veriminde önemli değişikliklere

neden olmadığı daha önceki birçok çalışmada gösterilmiştir (Rossi et al. 1993a, Wilson

and Ruszler 1996, 1998, Kurtoğlu et al. 2002, Eren et al. 2004, Mızrak vd. 2008a).

85

Yeşilbağ ve Eren (2007) tarafından yaşlı yumurta tavukları üzerinde yapılan bir

araştırmada ise yeme bor ilavesi ile (25, 50 ve 100 ppm) yumurta verimi kontrol

grubuna göre önemli düzeyde artmıştır.

Yumurta tavuğu rasyonlarına organik veya inorganik formda bor ilavesi ile yumurta

ağırlığı ve kütlesinde önemli düzeyde değişiklik olmamıştır. Daha önceki çalışmalarda,

yeme düşük düzeylerde bor ilavesi, bu araştırmada olduğu gibi yumurta ağırlığını

değiştirmemiştir (Rossi et al. 1993a, Wilson and Ruszler 1998, Eren et al. 2004, Mızrak

vd. 2008a). Ancak yeme 200, 250 ve 400 ppm bor ilavesi yapıldığında yüksek bor

düzeylerinin canlı ağırlığı ve hayvanların genel sağlık durumlarını etkileme durumlarına

göre bazı araştırmalarda yumurta ağırlığında bir değişim olmamasına rağmen (Rossi et

al. 1993a, Mızrak vd. 2008a), bazı araştırmalarda önemli düzeyde düşüş (Wilson and

Ruszler 1998, Eren et al. 2004) belirlenmiştir. Yeşilbaş ve Eren (2007) tarafından

yapılan araştırmada ise yeme 25, 50 ve 100 ppm bor ilavesinin yumurta ağırlığını

kontrole göre artırdığı bildirilmiştir.

5.4 Yem Tüketimi ve Yemden Yararlanma

Mevcut araştırmada, bor kaynağı ve seviyesinin yumurta tavuklarının yem tüketimleri

üzerine önemli bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalarda, diğer

performans değerlerinde olduğu gibi yumurta tavuğu yemlerine 250 ppm’e kadar bor

ilavesinin yem tüketimine bir etkisinin olmadığı, ancak 400 ppm bor ilavesi ile yem

tüketiminde bir gerileme olduğu bildirilmiştir (Wilson and Ruszler 1996, 1998,

Kurtoğlu et al. 2002, Eren et al. 2004, Mızrak vd. 2008a). Yeşilbağ ve Eren (2007)

tarafından yapılan araştırmada ise yeme 25, 50 ve 100 ppm bor ilavesinin yem

tüketimini kontrole göre artırdığı bildirilmiştir.

Yumurtlama döneminde yem değerlendirme bakımından, bor kaynağı ve seviyesine

bağlı olarak önemli bir farklılığın ortaya çıkmaması, yumurta tavuğu yemlerine bor

ilavesinin yemden yararlanma oranını etkilemediğini bildiren araştırma sonuçlarını

destekler niteliktedir (Kurtoğlu et al. 2002, Yeşilbağ ve Eren 2007, Mızrak vd. 2008a).

86

Borun yumurta tavuğu rasyonlarına organik veya inorganik formda katılması yem

tüketimi ve yem değerlendirme sayısını etkilememiştir.

5.5 Yumurta Dış Kalite Özellikleri

Deneme süresince yeme organik veya inorganik bor ilavesi şekil indeksi, kabuk

kalınlığı ve kabuk mukavemeti değerlerini önemli düzeyde etkilememiştir. Ancak yeme

bor ilave edilen tüm gruplarda kırık-çatlak yumurta oranında azalmalar olmuş, özellikle

25 ve 75 ppm organik bor ilavesinin kırık-çatlak yumurta oranını kontrol grubuna göre

önemli düzeyde azalttığı tespit edilmiştir (P<0.05). Kırık-çatlak yumurta oranının

azalması borun Ca metabolizması üzerine etkileri konusunda ileri sürülen hipotezleri

desteklemektedir (Nielsen et al. 1988b, Nielsen and Shuler 1992, Naghii and Saman

1993). Daha önce yapılan araştırmalarda da yeme bor ilavesi ile kırık-çatlak yumurta

oranının azaldığı bildirilirken (Yeşilbağ ve Eren 2007, Mızrak vd. 2008a), Eren et al.

(2004) ise yaptıkları çalışmada yeme yüksek düzeylerdeki bor ilavesinin (200 ve 400

ppm) kırık-çatlak yumurta oranını önemli düzeyde arttığını bildirmişlerdir. Bu

araştırmada borun organik formunun kırık-çatlak yumurta oranını düşürmede daha

başarılı olması çeşitli organik iz minerallerin biyoyararlanımlarının daha yüksek

olduğunu bildiren çalışmaları desteklemektedir (Keshavarz 1997, Ceylan and Scheideler

1999, Güçlü ve İşcan 2004).

Bu araştırmadan farklı olarak, Yeşilbağ ve Eren (2007) yeme 50 ve 100 ppm bor

ilavesinin yumurta kabuk kalınlığını ve kırılma mukavemetini kontrol grubuna göre

önemli düzeyde artırdığını bildirirlerken, Rossi et al. (1993a) ve Mızrak vd. (2008a) bu

özelliklerin bor muamelesinden etkilenmediğini belirtmişlerdir.

5.6 Yumurta İç Kalite Özellikleri

Deneme süresince yeme organik veya inorganik bor ilavesi haugh birimini önemli

düzeyde etkilemezken, ak yüksekliği yeme 25 ppm organik ve 75 ppm inorganik bor

87

ilave edilen gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde daha yüksek bulunmuştur

(P<0.05). Yeme bor ilave edilen tüm gruplarda sayısal olarak haugh biriminin arttığı

görülmektedir. Yeme bor ilavesinin ak yüksekliğini metabolik olarak nasıl etkilediği

konusunda herhangi bir kaynağa rastlanmamasına rağmen, borun birçok enzim

aktivitesini etkilediği (Hunt 1994, 1998) ve hücre zarı fonksiyonları üzerinde etkin rolü

olduğu (Nielsen 1988) bildirişleri akla gelmektedir. Mızrak vd. (2008a) tarafından

yapılan araştırmada da yeme 25 ve 50 ppm bor ilavesi ile ak yüksekliği ve haugh

biriminin kontrol grubuna göre önemli düzeyde arttığı belirlenmiştir. Haugh birimi

yumurtanın tazeliğini gösteren ve raf ömrünü etkileyen iç kalite özelliklerinden biridir.

Ak yüksekliği ile beraber haugh biriminin yüksek olması yumurtanın iç kalitesinin

rasyona bor ilavesi ile iyileşebileceğini ve raf ömrünün daha uzun olabileceğini

göstermektedir.

5.7 Kan Parametreleri

Araştırmada tespit edilen kan parametrelerinden serum trigliserid, toplam, HDL ve LDL

kolesterol seviyeleri bakımından gruplar arasında istatistiksel olarak önemli farklılıklar

bulunmamıştır. Araştırma bulguları yeme bor ilavesinin söz konusu kan parametrelerini

etkilemediği Yenice et al. (2008) bildirişini desteklerken, bor ilavesiyle bu

parametrelerin kandaki konsantrasyonlarının düştüğü Eren ve Uyanık (2007) bildirişi ile

uyumsuzdur. Borun organik veya inorganik formda verilmesi kan parametrelerini

etkilememiştir.

Yeme bor ilavesi ile kandaki bor seviyesinin önemli düzeyde arttığı tespit edilmiştir.

Yeme 50 ve 75 ppm inorganik veya organik bor ilavesi kan bor düzeyini kontrol ve 25

ppm bor ilavesine göre önemli düzeyde artırmıştır (P<0.01). Bu durum, yemle verilen

organik veya inorganik borun sindirim sisteminden kana, verilen doz oranında geçtiğini

göstermektedir. Daha önce yapılan çalışmalar da bu yöndedir (Lin and Yuan 2003,

Kurtoğlu et al. 2005 ve Yenice et al. 2008).

88

5.8 Kemik Özellikleri

Yapılan bir araştırmada yeme bor ilavesinin genç domuzların kemiklerinin mekanik

özelliklerini iyileştirici bir etkide bulunmadığı bildirilirken (Armstrong and Spears

2001), etlik piliçlerde (Rossi et al. 1993b, Wilson and Ruszler 1997) ve yumurtacı

tavuklarda (Wilson and Ruszler 1998) olumlu etkilerinin saptandığı yönünde veriler

bulunmaktadır. Yumurta tavukları üzerinde yapılan kısa süreli ve geç yaşlarda yapılan

çalışmalarda (Wilson and Ruszler 1995, 1996) yeme bor ilavesinin kemiklerin kırılma

mukavemeti üzerine etkili olmadığı belirlenmiştir. Ancak piliç dönemi (Wilson and

Ruszler 1997, Mızrak vd. 2008a) ve erken yumurtlama döneminde (Wilson and Ruszler

1998) yeme bor ilavesinin ileri yaşlarda kemiklerinin mekanik özelliklerini iyileştirici

bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir.

Mevcut araştırmada tibia kemiği kırılma mukavemeti bakımından gruplar arasında

istatistiksel olarak önemli farklılıklar bulunmazken, yeme 25 ppm organik veya

inorganik bor ilavesinin femur kemiğinin mukavemet gücünü kontrol, 50 ve 75 ppm

seviyelerine göre önemli düzeyde artırdığı belirlenmiştir (P<0.05). Elde edilen bu

araştırma bulguları yeme değişik seviyelerde bor ilavesinin kemik kırılma mukavemeti,

basıncı ve enerjisini artırdığı çeşitli araştırma sonuçlarını desteklemektedir (Wilson and

Ruszler 1997, 1998, Mızrak vd. 2008a).

Damızlık yumurta tavuğu yemlerine inorganik veya organik bor katılması kontrol yemi

ile beslenen tavuklara göre tibia ve femur kemiklerinin ham kül içeriğini

değiştirmezken, femur ham kül düzeyi bakımından bor formu x seviyesi

interaksiyonunun önemli olduğu saptanmıştır. 25 ppm bor seviyesinde inorganik bor

ilaveli grubun femur ham kül düzeyi organikten daha yüksek olmasına rağmen, 50 ve

75 ppm bor seviyelerinde organik formun inorganik formdan daha yüksek femur ham

kül oranına sahip olduğu görülmektedir. Yumurta tavukları veya etlik piliçler üzerinde

yapılan daha önceki çalışmaların bazılarında, yeme bor ilavesi ile kontrol grubuna göre

ham kül düzeyininin değişmediği görülürken (Wilson and Ruszler 1998, Fassani et al.

2004), bazı çalışmalarda (Qin and Klandorf 1991, Wilson and Ruszler 1997, Rossi et al.

89

1993b, Kurtoğlu et al. 2005, Mızrak vd. 2008b) yeme bor ilavesi ile kemik külünün

önemli düzeyde arttığı bildirilmiştir.

Yeme inorganik veya organik bor ilavesi tibia kemiğinin kalsiyum içeriğini kontrol

grubuna göre değiştirmezken, yeme 50 ppm organik bor ve 75 ppm organik veya

inorganik bor ilavesi femur kemiği Ca birikimini kontrole göre önemli düzeyde

artırmıştır. Yeme 50 ve 75 ppm bor ilavesi tibia ve femur kemiklerinin kalsiyum

birikimini 25 ppm seviyesine göre önemli düzeyde artırmıştır. Femur kemiği kalsiyum

içeriği bakımından bor formu x seviyesi interaksiyonu önemli bulunmuş, 25 ve 75 ppm

bor seviyelerinde inorganik bor ilaveli gruplarda organik forma göre Ca birikimi daha

yüksekken, 50 ppm seviyesinde organik bor ilavesinde femur Ca birikiminin daha

yüksek olduğu belirlenmiştir. Yapılan araştırmalarda, yumurta tavuğu ve etlik piliç

yemlerine bor ilavesinin kemiklerdeki kalsiyum birikimine etkileri konusunda çok farklı

sonuçlar alınmıştır. Bu araştırmada yeme bor ilavesi ile tibia ve femur kemiklerinin

kalsiyum içeriğinin yükselmesi Kurtoğlu et al. (2005) ve Mızrak vd. (2008b) tarafından

yapılan çalışmalarla desteklenmektedir. Kurtoğlu et al. (2005) etlik piliç yemlerine 5 ve

25 mg/kg düzeyinde bor ilave edilmesi durumunda kemik Ca oranının arttığını

(P<0.05), kemik demir ve bakır oranının değişmezken çinko oranının azaldığını

bildirmişlerdir. Mızrak vd. (2008b) de yeme 25 ppm bor ilavesi ile tibia, 25, 50 ve 100

ppm bor ilavesi ile femur kemiğinin kalsiyum düzeyinin kontrol grubuna göre önemli

düzeyde arttığını, bor düzeyinin 200 ppm e çıkarılması ile kalsiyum birikiminin

azalarak kontrol grubu ile benzer değerler gösterdiğini bildirmişlerdir. Armstrong and

Spears (2001) ve Fassani et al. (2005) yeme bor ilavesinin kemik Ca düzeyini

etkilemediğini, Wilson and Ruszler (1998) ise kemik Ca düzeyini önemli ölçüde

azalttığını bildirmişlerdir.

Damızlık yumurta tavuğu yemlerine bor ilavesi ile kemiklerde Ca ve P birikiminin

artması, borun Ca ve P metabolizması üzerine etkili olduğu tezini desteklemektedir.

Yumurta tavukları yumurta kabuğu oluşumu için gerekli olan Ca’un tamamını

tükettikleri yemdeki Ca’dan karşılayamazlar. İhtiyacın bir kısmını karşılamak için

kemiklerdeki Ca’u kullanmak zorundadırlar. Özellikle tavuğun yaşı ilerledikçe Ca

emilimindeki azalmaya paralel olarak yumurta kabuklarında kırık-çatlak oranının

90

artması ve kemik deformasyonları gibi problemler artmaya başlar. Bu araştırmadan elde

edilen bulgulara göre yemlere bor ilavesi ile hem kemiklerdeki Ca ve P birikiminin

artması hem de kırık-çatlak yumurta oranının azalması bu hipotezi desteklemektedir.

Kemiklerde Ca birikiminin artması ile kemiklerden yumurta kabuğu oluşumu için

gereken Ca miktarının bor ilavesi ile karşılanması sonucunda hem kırık çatlak yumurta

oranı azalmış hem de kemiklerin kırılma mukavemeti artmıştır.

Yeme organik veya inorganik bor ilave edilen tüm gruplarda tibia kemiğinin P içeriği

kontrol grubuna göre önemli düzeyde artarken, bu durum femur kemiğinde 25 ppm

inorganik veya organik ve 75 ppm organik bor ilavelerinde görülmüştür. Tibia ve femur

kemikleri için bor formu ve bor formu x seviyesi interaksiyonu, tibia için bor seviyesi

bakımından gruplar arasında herhangi bir farklılık tespit edilememiştir. 25 ppm bor

ilavesinin 50 ppm e göre femur kemiğinde önemli düzeyde daha fazla fosfor birikimine

neden olduğu belirlenmiştir. Bu araştırmadan elde edilen bulgular yeme bor ilavesinin

kemiklerin fosfor içeriğini artırdığı yönündedir. Bor ile yürütülen önceki çalışmalarda

ise ya yemdeki bor düzeyinin yumurta tavuklarının tibia ve femur kemiklerinin fosfor

içeriğini etkilemediği (Mızrak vd. 2008b), ya da kemik P düzeyini önemli ölçüde

azalttığı (Wilson and Ruszler 1998) bildirilmiştir. Domuz yavrularıyla yürütülen bir

çalışmada ise yeme 5 ve 15 mg/kg düzeyinde bor ilave edilmesi kemik Ca oranını

etkilemezken, P oranında linear bir artışa sebep olmuştur (Armstrong and Spears, 2001).

Kanatlılar üzerinde yapılan araştırmalarda, borun kemik mukavemetini nasıl artırdığı

veya kemiklerde Ca ve P birikimini nasıl tetiklediğine dair bir bilgiye rastlanmamıştır.

Ancak, borun biyokimyasal etkilerini araştıran bazı araştırmacılar, borun hücre zarları

ile etkileşime girerek vitamin D ve Mg ile reaksiyonları sonucunda Ca homeostazisini

(Nielsen and Shuler 1992, Naghii and Saman 1993) ve esansiyel bir faktör olarak

parathormon faaliyetlerini regüle ederek Ca, P, Mg ve kolekalsiferol metabolizmalarını

(Nielsen et al. 1988) etkilediğini bildirmişlerdir. Yapılan araştırmalardan da

görülmektedir ki diğer minerallerde olduğu gibi borun yeme belli bir düzeye kadar

ilavesi kemik mukavemetini, kemiklerde Ca ve P birikimini artırmakta, belli düzeyin

üstünde bor ilavesinin ise hiçbir etkisi olmamakta veya negatif etkileri olabilmektedir.

91

Tibia ve femur kemiklerinin bor içeriği organik veya inorganik bor ilave edilen tüm

gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde daha yüksek bulunmuştur. Borun

organik formda yeme ilavesi inorganik forma göre tibiada önemli oranda daha fazla bor

birikimine sebep olurken, borun kaynağı femurdaki bor birikiminde etkili olmamıştır.

Bu sonuç organik minerallerin inorganik forma göre bağırsaktan emilme oranlarının ve

biyoyararlanımlarının çok daha yüksek olduğunu bildiren birçok araştırma sonucunu

(Johnson and Socha 1998, Wedekind et al. 1992, Safton and Leeson 2004, Ji et al.

2006, Richards et al. 2008) desteklemektedir. Bor seviyeleri birbirleri ile

karşılaştırıldığında, yeme 75 ppm bor ilavesi ile 25 ve 50 ppm seviyelerine göre tibia ve

femur kemiklerindeki bor birikiminin önemli düzeyde daha yüksek olduğu

görülmektedir. Tibia kemiği için bor formu x seviyesi interaksiyonu önemli bulunmuş,

en yüksek bor birikimi 75 ppm organik bor içeren grupta görülürken, en düşük bor

birikimi 25 ppm inorganik bor içeren grupta saptanmıştır.

Yürütülen bu çalışmada yemdeki bor düzeyinin artması ile kemiklerdeki bor düzeyinde

önemli düzeyde artış saptanması, daha önce yapılan çalışmaları destekler niteliktedir.

Bununla birlikte yeme bor ilavesinin performans ve yaşama gücüne ait bulguları

olumsuz yönde etkilemediği görülmektedir. Yapılan çalışmalarla tavuk yemlerine bor

ilavesinin yumuşak ve kemik dokularındaki bor birikimini artırdığı tespit edilmiştir

(Rossi et al. 1993b, Wilson and Ruszler 1995, 1996, 1998, Lu and Yuan 2003, Kurtoğlu

et al. 2005, Yenice et al. 2008). Wilson and Ruszlar (1998) yeme 50, 100, 200 ve 400

ppm bor ilavesi ile kemik bor oranında yaklaşık 8 katına varan artışlara ulaşıldığını

saptarlarken, Kurtoğlu et al. (2005) de yeme 5 ve 25 mg/kg bor ilave edilmesinin

kemik bor konsantrasyonunu yaklaşık 1.5 ve 2 kata varan oranlarda artırdığını

belirlemişlerdir. Lu and Yuan (2003) etlik piliç yemlerine H3BO3 formunda 0, 20, 40,

60, 80, 100 ve 120 mg/kg bor ilave etmişlerdir. Araştırmacılar yeme bor ilavesinin kan,

karaciğer, göğüs eti ve tibiadaki bor miktarını artırdığını, tibiadaki birikimin diğer

kısımlardan daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir.

Yürütülen çalışmada, kemik dokularındaki bor birikiminin artması ile birlikte

hayvanların genel sağlık durumlarında ve verim performanslarında bir olumsuzlukla

karşılaşılmamıştır. Bu sonuç, yeme bor ilavesiyle vücudun değişik organlarında

92

belirlenen bor birikimine karşılık herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmadığını bildiren

araştırma sonuçları ile benzerlik göstermiştir (Rossi et al. 1993b, Wilson and Ruszler

1995, 1996, 1998, Lu Lin and Yuan Ying 2003, Kurtoğlu et al. 2005, Mızrak vd.

2008b).

5.8 Yumurta Özellikleri

Yumurta tavuğu yemlerine bor ilavesinin yumurta kompozisyonuna etkisi konusunda

birkaç çalışma dışında araştırmaya rastlanmamıştır. Yapılan araştırmalarda da borun

yumurta kompozisyonuna etkisi bakımından farklı sonuçlar alınmıştır. Bu konuda

yapılacak araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır.

Yürütülen çalışmada, yumurta tavuğu yemlerine organik veya inorganik bor ilavesinin

yumurta kolesterol, yağ, omega-3 ve omega-6 miktarları ile omega 6/omega 3 oranı

tespit edilmiştir. Ancak bu değerler bakımından labaratuar analiz sonuçlarının bazı

özellikler için tutarsızlık göstermesi ve gruplar arasında istatistiki bir analiz

yapılamaması nedeniyle sonuçların yorumlanması da mümkün olmamıştır. Bu konuda

daha önce yapılan bir çalışmada, Yenice et al. (2008) 40. haftalık yaşta yapılan

ölçümlerde yeme 200 ppm bor ilavesiyle yumurta omega-3 yağ asitleri içeriğinin

kontrol ve 25 ppm bor ilave edilen gruplara göre önemli düzeyde arttığını, 64. haftalık

yaşta ise gruplar arasında bir farklılık olmadığını bildirmişlerdir. Yine aynı

araştırmacının yaptığı çalışmada yeme 25 ve 50 ppm bor ilavesi ile yumurta

kolesterolünde kontrole göre düşme sağlanmasına rağmen, bor düzeyinin yükselmesiyle

bu etkinin kaybolduğu bildirilmiştir (Yenice et al. 2008). Eren ve Uyanık (2007) ise

yeme 5, 10, 50, 100, 200 ve 400 ppm bor ilave ettikleri çalışmalarında 10 ppm den

yüksek seviyelerin yumurta kolesterol değerini artırdığını bildirmişlerdir.

Yürütülen çalışmada, yumurta tavuğu yemlerine inorganik veya organik formda 25 ppm

bor ilavesinin yumurta bor içeriği bakımından kontrolle benzer değerler gösterdiği

belirlenirken, diğer muamele gruplarının tamamının kontrole göre yumurtada önemli

düzeyde daha yüksek bor birikimine neden olduğu tespit edilmiştir. Yemdeki bor

miktarı arttıkça yumurtadaki bor birikiminde de önemli artışlar olduğu görülmektedir.

93

Ayrıca borun yeme organik formda katılması inorganik forma göre yumurtada daha

fazla bor birikimine neden olmuştur. Bu sonuç organik minerallerin inorganik forma

göre bağırsaktan emilme oranlarının ve biyoyararlanımlarının çok daha yüksek

olduğunu bildiren birçok araştırma sonucunu (Johnson and Socha 1998, Wedekind et al.

1992, Safton and Leeson 2004, Ji et al. 2006, Richards et al. 2008) desteklemektedir.

Araştırmadan elde edilen bulgular Yenice et al. (2008) tarafından yapılan çalışmadaki

yemde bor düzeyinin artmasına paralel olarak yumurta bor içeriğinin doğrusal olarak

arttığı ve yeme 200 ppm bor ilave edildiğinde yumurtadaki bor düzeyinin kontrol

grubuna göre yaklaşık 5 katı arttığı bildirişi ile benzerlik göstermektedir.

Yürütülen çalışmada, yemdeki bor seviyesinin artmasıyla yumurta kabuğu ham kül

miktarının düştüğü görülmektedir. Bu bulgular Mızrak vd. (2008b) tarafından yapılan

çalışmadan elde edilen bulgularla benzerdir. Yeme 25 ppm inorganik veya organik bor

ilavesinin yumurta kabuğu ham kül miktarı bakımından kontrolle benzer değerlere sahip

olduğu belirlenirken, yemdeki bor düzeyinin artması ile birlikte yumurta kabuğu ham

kül miktarında önemli düşüşler tespit edilmiştir. Borun yeme organik formda ilavesi

inorganik forma göre daha yüksek yumurta kabuğu kül miktarının elde edilmesine

sebep olmuştur. Ayrıca borun organik formunun kullanılması bor seviyesinin

yükselmesiyle ham kül miktarında meydana gelen düşmeyi de azaltmıştır.

Yumurta tavuğu yemlerine inorganik veya organik bor ilavesinin yumurta kabuğunda

kalsiyum birikimini artırıcı etkiye sahip olduğu belirlenmiş, 25 ppm inorganik borlu

grup haricinde tüm gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde artışlar tespit

edilmiştir. Yumurta kabuğu kalsiyum içeriği bakımından bor formunun etkisi önemsiz

bulunurken, bor seviyesinin artması ile yumurta kabuğu kalsiyum birikimi önemli

düzeylerde artmıştır. Ayrıca bor formu x seviyesi interaksiyonu önemli bulunmuştur.

Daha önce yapılan bir araştırmada yeme bor ilavesi ile yumurta kabuğu kalsiyum

birikiminin kontrol grubuna göre önemli düzeyde arttığı belirlenirken (Mızrak vd.

2008b), Qin and Klandorf (1991) broyler damızlık tavuk yemlerine 100 ppm bor

ilavesinin yumurta kabuğu kalsiyum birikimini etkilemediğini bildirmiştir.

94

Yumurta kabuğu fosfor içeriği bakımından kontrol ile muamele grupları arasındaki

farklılıklar önemsiz bulunurken, 75 ppm bor seviyesi diğer seviyelerden önemli

düzeyde daha yüksek yumurta kabuğu fosfor birikimine neden olmuştur. Borun organik

formda ilavesi yumurta kabuğu fosfor birikimini inorganik forma göre artırmıştır.

Ayrıca bor formu x seviyesi interaksiyonu önemli bulunmuştur. Mızrak vd. (2008b)

tarafından yapılan araştırmada da yumurta tavuğu yemlerine bor ilavesinin yumurta

kabuğu fosfor içeriğini kontrole göre değiştirmediği bildirilmiştir.

Yumurta tavuğu yemlerine bor ilavesi ile yumurta kabuğundaki Ca ve P birikiminde

görülen artışların kemik metabolizmasında olduğu gibi borun vitamin D, Ca, P ve Mg

metabolizmaları üzerine etkilerinden ileri geldiği tahmin edilmektedir (Nielsen and

Shuler 1992, Naghii and Saman 1993, Nielsen et al. 1988a).

Yumurta tavuğu rasyonlarına bor ilavesi ile yumurta kabuğu Ca ve P miktarının artması

daha önce de bahsettiğimiz gibi borun Ca ve P metabolizması üzerine olumlu etkilerinin

olduğu görüşünü desteklemektedir. Bu araştırmadan elde edilen Ca ve P ile ilgili tüm

veriler bir arada incelendiğinde; rasyona bor ilavesi ile kemiklerde ve yumurta

kabuğunda Ca ve P miktarı artmakta ve bu artışa paralel olarak kemik kırılma

mukavemeti artmakta, kırık-çatlak yumurta oranı azalmaktadır. Bu araştırmada

özellikle yaşlı damızlık yumurta tavuğu (48-64 hafta) kullanılmasının amacı, tavukların

yaşı ilerledikce Ca’dan yararlanımın azalacağı ve eğer var ise borun Ca ve P

mekanizması üzerine etkilerinin daha kolay görülebileceği idi. Yaşlı damızlık yumurta

tavuklarının rasyonlarına bor ilavesi ile yaşlanmaya bağlı Ca sindirimi olumsuzlukları

ile yumurta kabuğu oluşumu için kemiklerden alının Ca’un kemik deformasyonları

üzerindeki olumsuzluklarının önüne geçilebileceği kanaatine varılmıştır. Böylelikle

yaşlı damızlık yumurta tavuğu rasyonlarına bor ilavesiyle hem kırık-çatlak yumurta

sayısının azaltılabileceği, hem de kemik kırılma mukavemetinin artırılabileceği bu

araştırmadan elde edilen en önemli sonuçlardan birisidir.

Yumurta tavuğu yemlerine bor ilavesinin yumurta kabuğundaki bor birikimine etkileri

incelendiğinde, borun yeme 25 ve 50 ppm seviyelerinde ilave edilmesiyle yumurta

kabuğunda en yüksek birikimin olduğu görülmektedir. Ancak bor seviyesi 75 ppm e

95

çıkarıldığında yumurta kabuğundaki bor birikiminde bir azalma olduğu ve kontrol

grubu ile benzer değerler elde edildiği saptanmıştır. Borun organik formda yeme

katılması yumurta kabuğu bor birikimini inorganik forma göre önemli düzeyde

artırmıştır. Bu sonuç organik minerallerin inorganik forma göre bağırsaktan emilme

oranlarının ve biyoyararlanımlarının çok daha yüksek olduğunu bildiren birçok

araştırma sonucunu (Johnson and Socha 1998, Wedekind et al. 1992, Safton and Leeson

2004, Ji et al. 2006, Richards et al. 2008) desteklemektedir. Ayrıca bor formu x seviyesi

interaksiyonunu önemli bulunmuş, en yüksek bor birikiminin 25 ppm organik bor

ilavesi ile olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırmadaki bulgulara benzer olarak Yenice et

al. (2008) yeme bor ilavesinin yumurta kabuğu bor içeriğini kontrol grubuna göre

önemli düzeyde artırdığını ve 25 ppm bor ilavesinde yumurta kabuğundaki bor

birikiminin 50, 100 ve 200 ppm den daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir.

5.9 Kuluçka Parametreleri

Yumurta tavuğu yemlerine inorganik veya organik bor ilavesinin döllü yumurta oranı,

çıkış gücü, kuluçka randımanı ve civciv ağırlığı üzerine herhangi bir etkisi tespit

edilmemiştir. Daha önce yapılan bir çalışmada da bu araştırma sonuçlarına benzer

olarak, Rossi et al. (1993a) yeme 250 ppm bor ilavesinin dişi ve erkek broyler

damızlıkların döllülük ve kuluçka randımanlarının etkilemediğini bildirmişlerdir.

96

6. SONUÇ

Borun hayvan ve insan organizmasındaki kemik gelişimi ve mineralizasyonu, Ca, P ve

Mg metabolizması, enerji-substrat kullanımının düzenlenmesi, paratroid hormon

salınımının dengelenmesi, kemik iliğinde kırmızı kan hücresi prekürsörlerinin

oluşturulması, çeşitli enzimlerin aktivitelerinin sağlanması konusundaki etkileri yapılan

bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir.

Bu çalışmada, karma yeme farklı seviyelerde inorganik veya organik (0, 25, 50 ve 75

ppm) bor ilavesinin yaşama gücü, canlı ağırlık, yumurta verimi, yem tüketimi, yem

değerlendirme sayısı, yumurta ağırlığı, yumurta kütlesi gibi performans değerlerini

önemli düzeyde değiştirmediği belirlenmiştir. Yumurta iç kalitesini belirleyen

özelliklerden ak yüksekliği önemli düzeyde haugh birimi de sayısal olarak yeme bor

ilavesi ile artmıştır. Bu artış yumurta tavuğu rasyonlarına bor ilavesinin yumurtanın raf

ömrünü artırabileceğini göstermiştir. Dış kalite özelliklerinden şekil indeksi, kabuk

kalınlığı, kabuk kırılma mukavemeti yeme bor ilavesi ile önemli düzeyde değişmemiş,

ancak yeme 25 ve 75 ppm organik bor ilave edilen gruplarda kırık-çatlak yumurta oranı

kontrol grubuna göre önemli düzeyde azalmıştır. Diğer bor ilaveli gruplarda da sayısal

düşüşler görülmüştür.

Günümüzde yumurta tavukları üretim kafeslerinde, bir arada ve uzun üretim periyodu

boyunca tutulmaktadırlar. Yaşın ilerlemesi ile birlikte azalan kalsiyum emilimi ve

yumurta üretimi için harcanan kalsiyum sonucu çeşitli ayak problemleri (osteoperosis

vb.) ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte yumurta iç ve dış kalitesi azalmakta, kabuklar

daha zayıf yapıda olmakta ve kırık-çatlak yumurta oranı artmaktadır. Tüm bu

sebeplerden ciddi ekonomik kayıplar meydana gelmektedir. Yapılan araştırmada,

yemlere organik veya inorganik bor ilavesinin özellikle kemiklerde kalsiyum birikimini

artırarak, Ca-P metabolizmasını desteklediği, yumurta kabuğu üretiminin kemik

formasyonu üzerindeki olumsuz etkilerini hafiflettiği ve böylece kemik kırılma

mukavemetini artırıcı yönde etki gösterdiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca yeme bor

ilavesinin yumurta kabuğundaki kalsiyum birikimini arttırmış olması ve kırık-çatlak

97

yumurta oranını azaltması borun kalsiyum metabolizmasındaki rolünü

desteklemektedir.

Yeme düşük düzeylerde bor ilavesinde (25 veya 50 ppm) yumurta kolesterol düzeyinde

sayısal olarak bir azalma eğilimi görülmüştür. Yeme bor ilavesi ile kan, kemik, yumurta

ve yumurta kabuğu bor içeriklerinde önemli düzeylerde artışlar meydana gelmiştir. Bor

bakımından zenginleştirilmiş yumurtaların tüketilmesinin çocukların kemik

gelişimlerinin sağlıklı olması ve kadınların menapoz dönemlerinde osteoperosisten

korunması açısından yararlı olabileceği düşünülmektedir.

Borun organik formu, inorganik formuna göre kemik, yumurta ve yumurta kabuğunda

önemli düzeyde daha yüksek bor ve fosfor birikimine sebep olmuştur. Elde edilen bu

sonuç organik minerallerin inorganiklere göre organizmadaki değerlendirme oranlarının

daha yüksek olduğunu bildiren çalışmaları desteklemektedir. Ancak organik formun

inorganik forma göre araştırmada üzerinde durulan diğer kriterlerde belirgin bir

üstünlüğünün olmaması maliyetinin kanatlı yemlerinde kullanıp kullanılmamasında

belirleyici olacağını göstermektedir.

Ayrıca pek çok araştırmadan elde edilen bilgiler ışığı altında yumurta tavukları için bor

ihtiyacının ne olduğunun belirlenmesi de önemlidir. Yem kaynaklarının bor içeriği

belirlenmeli ve bu bilgiler ışığı altında kanatlı yemlerinde ihtiyacı karşılayacak oranda

bor sağlanmalıdır. Mevcut araştırmada bor ilavesinin Ca ve P’un yumurta kabuğu ve

kemiklerde mineralizasyonunda teşvik edici etkisinin olduğu görülmektedir. Ancak

araştırmada ileri yaşlara rağmen üzerinde çalışılan parametrelerde elde edilen sonuçların

kontrol grubunda bile oldukça iyi olması bor seviyesi ve kaynağının etkilerini

değerlendirirken göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle bor ile diğer mineral maddelerin

arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak açısından çeşitli minerallerin yetmezliği veya

eksikliği halinde bora hayvanların tepkilerinin ve diğer minerallerle etkileşiminin nasıl

olacağının da yapılacak başka çalışmalarla ortaya konulması gerekir. O durumda borun

gerekliliğini ya da ihtiyaç duyulan miktarını belirlemek ve yorumlamak mümkün

olacaktır.

98

Sonuç olarak, yumurta tavuğu karma yemlerine inorganik veya organik bor ilavesinin

yumurtanın bazı iç ve dış kalite özelliklerine olumlu katkısının olabileceği, bunun

yanında yumurta kabuğu kalsiyum oranını ile femurda kemiklerin kalsiyum birikimini

ve kemik kırılma mukavemetini artırdığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda özellikle kabuk

Ca mineralizasyonun desteklenmesi ile kırık-çatlak yumurta oranının azalmış olması,

kemikteki Ca ve P miktarındaki artışa bağlı olarak kemik kırılma mukavemetinin

artması önemli bir bulgu olarak değerlendirilmiştir. Yeni çalışmalarda yem Ca-P düzeyi

ile kemik anatomisi, histolojisi ve mineralizasyonu arasındaki bağlantıların yeme bor

ilavesi ile ilişkilendirilmesinin yararlı olacağı, 50 ppm ve daha düşük dozlarda

inorganik veya organik bor ilavesi ve borun yumurta özelliklerine etkisi ile ilgili

çalışmaların kurgulanmasının faydalı olacağı kanaatine varılmıştır.

99

KAYNAKLAR

Anonymus. 2001. Food and Nutrition Board. Institute of Medicine, Panel on micronutrients, Subcommittees on upper reference levels of nutrients and of interpretation and use of dietary reference intakes. Dietary reference intakes for vitamin A, vitamin K, arsenic, boron, chromium, nickel, silicone, vanadium and zinc, Washington D. C.: National Academy Press.

AOAC. 1990. Official Methods of Analysis (15th ed.), Association of official analytical chemists, Washington, DC.

Argust, P. 1998. Distribution of boron in the environment, Biol. Tr. Elem. Res., 66, 131-143.

Armstrong, T.A. and Spears, J.W. 2001. Effect of dietary boron on growth performance, calcium, and phosphorus metabolizm, and bone mechanical proporties in growing barrows. J. Anim. Sci. 79: 3120-3127.

Bozkurt, M., Küçükyılmaz, K., Çatlı, A, U., Çınar, M., Bintaş, E., Çabuk, M., Mızrak, C. ve Yenice, E. 2007. Farklı düzeyde kalsiyum ve fosfor içeren yemlere bor ilavesinin etlik piliçlerin büyüme performansı üzerine etkileri. IV. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, Bursa, s: 160-164.

Ceylan, N. and Scheideler, S. E. 1999. Effects of eggshell 49, dietary calcium level and hen age on performance and egg shell quality. Biotechnology in the feed industry. Proceedings of Alltech’s 15 th Annual Symposium. University Press. Nottingham, 61-73.

Chapin, R.E. and Ku, W.W. 1994. The reproductive toxicity of boric acid. Environ Health Perspect. 102 (suppl 7) 87-91.

Chapin, R. E., Ku, W.W., Kenney, M.A., McCoy, H., Gladen, B., Wine, R.N., Wilson, R. And Elwell, M. R. 1997. The effects of dietary boron on bone strength in rats. Fundamental Applied Toxicology, 35: 205-215.

Chapin, R. E., Ku, W. W., Kenney, M. A., and McCoy, H. 1998. The effects of dietary boric acid on bone strength in rats. Biol. Tr. Elem. Res., 66, 395-399.

Close, W. H. 1999. Organic minerals for Pigs: An Update. Biotechnology in the feed industry. Proceeding of Alltech’s Annual Symposium, University Pres., Nottingham, 51-60.

Criste, R. D., Grossu, D. V., Scorei, R., Ciurascu, C. and Mittut, M. 2005. Investigations on the effect of the supplemental VETABOR, boron-enriched concentrate added to broiler diets, on breast meat fatty acids profile.Proceedings of the XVII European Symposium on the Quality of Poultry Meat and XI European Symposium on the Quality of Eggs and Egg Products, Golden Tulip Parkhotel Doorwerth, Doorwerth, Netherlands, s: 165-169.

Criste, R. D., Grossu, D. V., Scorei, R., Ciurascu, C., Duca, R. C., and Mittut, M. 2005. New investigations on the effect of the dietary boron on broilers and layers; boron and food quality. Archiva Zootechnica VL 8,PS 68-81.

100

Culver, B. D., Shen, P. T., Taylor, T. H., Lee-Feldstein, A., Anton-Culver, H. and Strong, P. L. 1994. The ralationship of blood and urine boron to boron exposure in boraks workers and usefullness of urine boron as an exposure marker. Environmental Health Perspective, 102:133-137.

Devirian, T. and Volpe, S. 2003. The phiysiologycal effects of dietary boron. Critical Reviews in Food Science and Nutrition, 43: 2, 219-231.

Doğan, V. ve Bahtiyarca, Y. 2008. Japon bıldırcınlarında inorganik bor kaynaklarının nispi biyolojik kullanılabilirliği konusunda bir araştırma. II. Ulusal Bor Çalıştayı, Ankara, s:619-625.

Draize, J.H. and Kelley, E. A. 1959 The urinary excretion of boric acid preparations following oral administration and topical applications to intact and damaged skin of rabbits. Toxicol. Appl. Pharmacology, 1: 367-376.

Duncan, D. B. 1955. Multiple range and multiple F tests. Biometrics, 11-42. Ecetoc. 2002. Revised review of boron. Expert group on vitamins and minerals

(http://www.food.gov.uk/multimedia/pdfs/boron) Emsley, J. 1989. The elements. Clarendon Pres, Oxford, pp: 32. Erişim. 2004. http://www.boren.gov.tr Eren, M., Uyanik, F. and Küçükersan, S. 2004. The influence of dietary boron

supplementation on egg quality and serum calcium, inorganic phosphorus, magnesium levels and alkaline phosphate activity in laying hens, Research in Veterinary Science, 76, 203-210.

Eren, M., Güçlü, B. K., Uyanık, F. and Karabulut, N. 2006. The effects of dietary boron supplementation on performance, carcass composition and serum lipids in Japanese quails.Journal of Animal and Veterinary Advances, v:5, s:12, Sy:1105-1108.

Eren, M. and Uyanik, F. 2007. Influence of dietary boron supplementation on some serum metabolites and egg-yolk cholesterol in laying hens Acta Vet. Hung., 55 (1), 29-39.

Eliot, M. A. and Edwards, H. M. Jr. 1992. Studies to determine whether an interaction exists among boron, calcium, and cholecalciferol on the skeletal development of broiler chickens. Poult Sci., 71,(4), 677-690.

Fassani, E. J, Bertechini, A. G, Brito, J. A. G., Kato, R. K., Fialho, E. T. and Geraldo, A. 2004. Boron supplementation in broiler diets, Brazilian Journal of Poultry Sci., 4, 213-217.

Fenton, M. and Sim, J. S. 1991. Determination of egg yolk cholesterol content by on-column capillary gas choromatography, J. Chromatography A, 540, 323-329.

Firestone, D. and Horwitz, W. 1979. IUPAC gas chromatographic method for determination of fatty acid composition: collaborative study. J. Assoc. Off Anal Chem., 62 (4), 709-721.

Grossu, D. V., Criste, R. D., Scorei, R., Duca, R. and Ciurascu, C. 2005. Effect of the supplemental PROLINBOR, boron and linolenic acid-enriched protein concentrate, added to layer diets on egg quality. Proceedings of the XVII European Symposium on the Quality of Poultry Meat and XI European Symposium on the Quality of Eggs and Egg Products. S:113-118.

101

Güçlü, K. B. ve İşcan, M. K. 2004. Farklı düzeylerde kalsiyum içeren yumurta tavuğu rasyonuna Eggshell-49 ilavesinin performans, yumurta kalitesi ve bazı kan parametrelerine etkisi. Ankara Üniversitesi Vet. Fak. Dergisi, 51, 219-224.

Hall, I. H., Spielvogal, B. F. and Griffin, T. S. 1989. The effects of boron hyperlipidemic agents on LDL and HDL receptor binding and related enzyme activates of rat hepatocytes, aorta cells and human fibroblasts, Res. Comm. Chem. Pathol. Pharmocol., 65, 297-317.

Haugh, R. R. 1937. The Haugh Unit for measuring egg quality. United States Egg Poultry Magazine, 43, 522-555, 572-573.

Howes, D. 1997. ( çeviren= Metin Yeldan). Rasyona iz mineral proteinat katılmasının yumurta kabuğunun niteliğine etkisi. Uluslararası Tavukçuluk Fuarı ve Konferansı, İstanbul. s: 232-238.

Hunt, C. D. and Nielsen, F. H. 1981. Interaction between boron and cholecalciferol in the chick. In: Howell JmCc Gawthorne JM, White CL (eds), Trace element metabolism in man and animals. Australian Academy of Science, Canberra, pp. 597-600.

Hunt, C. D. 1988. Boron homeostasis in the cholecalciferol-deficient chick. Proc. N. Dakota. Acad .Sci., 42:60.

Hunt, C.D. and Herbel, J.L. 1993. Boron effects energy metabolism in the streptozotoxin-infected vitamin D3 deprived rat. Magnes Trace Elem. 92, 10: 374-386.

Hunt, C. D. 1994. The biochemical effects of physiologic amounts of dietary boron in animal nutrition models. Environmental Health Perspectives, 102, 35-43:

Hunt, C. D. 1998. One possible role of dietary boron in higher animals and humans, Biol. Tr. Elem. Res., 66, 205-225.

Hunt, C. D. and Herbel, J. L. 1999. Physiological amounts of dietary boron improve growth and indicators of physiological status over a 20-fold range in the vitamin D3-deficient chick. Trace elements in man and animals - TEMA 8: Proceedings of the Eighth International Symposium on Trace Elements in Man and Animals. PS: 714-718

IPCS. 1998. Environmental Health Criteria 204: Boron. World Health Organization, Geneva, Switzerland.

Jı, F., Luo, X. G., Lu, L., Liu, B. and Yu, S. X. 2006. Effect of manganese source on manganese absorption by the intestine broilers. Poultry Science, 85 (11), 1947-1952.

Johnson, A., B. and Socha, M. 1998. Judging trace mineral bioavailability. Feed International, 19(9), 34-38.

Kent, N. L. and McCance, R. A. 1941. The absorbtion and excretion of “minor” elements by man: I. Silver, gold, lithium, boron and vanadium. Biochem. J, 35: 837-844.

Keshavarz, K. 1997. The Use of zinc and manganase proteinates on performance and shell quality of laying hens. Alltech’s Ad. Book. Enclosure Code Egg 1-3 April.

Ku, W. W., Chapin, R. E., Moseman, R. F., Brink, R. E., Pierce, K. D. and Adams, K. Y. 1991. Tissue disposition of boron in male Fischer rats. Toxicol. Appl. Pharmacol., 111:145-151.

102

Kurtoğlu, V., Kurtoğlu, F. and Coşkun, B. 2001. Effects of boron supplementation of adequate and inadequate vitamin D3-containing diet on performance and serum biochemical characters of broiler chickens, Research in Veterinary Science, 71, 183-187.

Kurtoğlu, V., Kurtoglu, F., Coskun, B., Seker, E., Balevi, T. and Cetingul, I. S. 2002. Effects of boron supplementation on performance and some serum biochemical parameters in laying hens, Revue Med. Vet.153 (12), 823-828.

Kurtoğlu, V. ve Kurtoğlu, F. 2004. Biyokimyasal özellikleri ve metabolik etkileri ile bor. Veterinarium, 15, (1), 74-87.

Kurtoğlu, F., Kurtoğlu, V., Çelik, İ., Keçeci, T. and Nizamlıoğlu, M. 2005. Effects of dietary boron supplementation on some biochemical parameters, peripheral blood lymphocytes, splenic plasma cells and bone characteristics of broiler chicks given diets with adequate or inadequate cholecalciferol (vitamin D3) content, Bri. Poult. Sci., 46 (1), 87-96.

Kurtoğlu, V., Kurtoğlu, F. ve Coşkun, B. 2006. Broyler yemlerine farklı oranlarda bor ve vitamin D3 ilavelerinin bazı biyokimyasal parametreler ile verimsel özelliklere etkileri. III. Uluslararası Bor Sempozyumu, Ankara, s: 463-468.

Kurtoğlu, V., Kurtoglu, F., Sur, E., Bulut, Z. and Önder, F. 2007. Effects of boron supplementation to the diet on tibia mineral concentrations, peripheral blood leucocytes percentages and some selected variables of layers, Arch. Geflügelk, 71 (1), 13-18.

Küçükersan, S., Göncüoğlu, E., Küçükersan, K. ve Yeşilbağ, D. 2005a. Yumurta tavuğu rasyonlarında organik ve inorganik selenyumun vitamin E ile kombine edilmesinin performans, yumurta verimi ve kalitesi üzerine etkisi. III. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, Adana, s: 182-186.

Küçükersan, S., Yeşilbağ, D., Küçükersan, K. ve Göncüoğlu, E. 2005b. Yumurta tavuğu rasyonlarına ilave edilen organik ve inorganik kromun vitamin E ile kombine edilmesinin performans, yumurta verimi ve kalitesi üzerine etkisi. III. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, Adana, s: 317-322.

Laakso, J., Martti, K., Inkeri, R., Jyrki V., Riitta, Z., Markus, F. and Merja, K. 2001. Atomic emission method for total boron in blood during neutron-capture therapy, Clinical Chemistry, 47,1796-1803.

Lee, I. P., Sherins, R. J. and Dixon, R. L. 1978. Evidence for induction of germinal aplasia in male rats by environmental exposure to boron, Tox. Appl. Pharmacol., 45, 577-590.

Li, S. H., Gu, Y. F., Wang, J., Shang, C. F. and Chen, H. L. 2005. Effect of boron toxicity on thymus development of Gushi chicken. Journal of Nanjing Agricultural University. VL: 28, IS: 1, PS: 135-138.

Lu, L. and Yuan, Y. 2003. Effect of boron on the performance and deposition of boron in tissues and organs of broilers. Acta Zoonutrimenta Sinica. VL: 15,IS: 1,PS: 49-53.

Mabe, I., Rapp, C., Bain, M. M. and Nys, Y. 2003. Supplementation of a corn-soybean meal diet with manganese, copper, and zinc from organic or inorganic sources improves eggshell quality in aged laying hens. Poultry Science, 82, 1903-1913.

Mc Dowell, L. R. 1992. Minerals in Animal and Human Nutrition, Academic Press, Inc. USA.

103

Mızrak, C., Yenice, E., Can, M., Yıldırım, U. ve Atik, Z. 2008a. Yumurta tavuğu karma yemlerine farklı düzeylerde bor ilavesinin performans, yumurta kalitesi ve kemik gelişimi üzerine etkileri, 2. Ulusal Bor Çalıştayı, 17-18 Nisan 2008, Ankara, 605-612.

Mızrak, C., Yenice, E., Can, M., Yıldırım, U. ve Atik, Z. 2008b. Yumurta tavuğu karma yemlerine farklı düzeylerde bor ilavesinin performans, kemik gelişimi, bazı kan ve stres parametreleri ve yumurta kolesterol içeriği üzerine etkilerinin belirlenmesi, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü Proje No: 2006–47-G13–13, Kesin Rapor, Basılmamış.

Moore, J. A. and an Expert Scientific Commitie. 1997. An assesment of boric acid and borax using the IEHR evaluative process for assessing human developmental and reproductive toxicity of agents. Reproductive Toxicology, 11: 123-160.

Murray, F. J. 1998. A comparative review of the pharmokokinetics of boric acids in rodents and humans. Biol. Trace Elem. Res., 66: 331-341.

Naghii, M. R. and Samman, S. 1993. The role of boron in nutrition and metabolism. Prog. Food Nutr. Sci., 17:331-349.

Naghii, M. R. and Samman, S. 1997a. The effect of boron supplementation on its urinary excretion and selected cardiovascular risk factors in healthy male subjects, Bio. Tr. Elem. Res., 56, 273-286.

Naghii, M. R. and Samman, S. 1997b. The effect of boron plasma testosterone and plasma lipids in rats, Nutr. Research, 17, 523-531.

Naghii, M. R. 1999. The significance of dietary boron, with particular reference to athletes, Nutr. Health, 13, 31-37.

Nielsen, F. H. 1970. Percutaneus absorbtion of boric acid from boron-containing preparations in rats. Acta Pharmacol. Toxicol., 20: 413-424.

Nielsen, F. H. 1986. Other elements: Sb, Ba, B, Br, Cs, Ge, Rb, Ag, Sr, Sn, Ti, Zr, Be, Bi, Ga, Au, In, Nb, Sc, Te, Tı, W. In: Mertz W (ed) Trace elements in human and animal nutrition, 5. ed Vol. 2 Academic Pres Orlando, Fl, pp 415-463.

Nielsen, F. H., Hunt, C. D., Mullen, L. M. and Hunt, J. R. 1987. Effect of dietary boron on mineral, estrogen, and testosterone metabolism in postmenopausal women, FASEB. J., 87, 394-397.

Nielsen, F. H. 1988a. Boron-an overlooked element of potential nutritional importance. Nutr. Today (Jan/Feb), 4-7.

Nielsen, F. H., Shuler, T. R., Zimmerman, T. J. and Uthus, E. O. 1988b. Dietary magnesium, manganese and boron affect the response of rats to high dietary aluminum. Magnesium 7: 133-147.

Nielsen, F. H., Zimmerman, T.J. and Shuler, T. R. 1988c. Dietary potassium affects the signs of boron and magnesium deficiency in the rat. Proc N Dakota Acad Sci 42: 61.

Nielsen, F. H. 1988d. The ultrartace elements. In: Smith KT (ed) Trace minerals in foods. Marcel Dekker, New York, pp. 357-428.

Nielsen, F. H., Shuler, T. R., Zimmerman, T. J. and Uthus, E. O. 1988e. Magnesium and methionine deprivation affect the response of rats to boron deprivation. Biological Trace Element Research, 17: 91-107.

104

Nielsen, F. H. 1990. Studies on the relationship between boron and magnesium which possibly affects the formation and maintenance of bones. Magnes. Trace Elem., 9, 61-69.

Nielsen, F. H. and Shuler, T. R. 1992. Studies of the interaction between boron and calcium, and its modification by magnesium and potassium, in rats. Effects on growth, blood variables and bone mineral composition. Biol. Trace Elem. Res., 35, 225-237.

NRC. 1984. National Research Council. Nutrients requirements of poultry. 8th ed. Washington, D.C.: National

NRC. 1994. National Research Council. Nutrients requirements of poultry. 9th ed. Washington, D.C.: National Academic Pres; 155p.

Nurkan, K. ve Eren, M. 2006. Besi bıldırcını yemlerine bor ilavesinin serum kalsiyum, inorganik fosfor ve magnezyum düzeyleri ile alkali fosfataz aktivitesine etkisi, Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences), 15(1) 8-12.

Okuyan, M. R. 1997. Hayvan Besleme Biyokimyası, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları, yayın no: 1491, Ders kitabı:450, Ankara, S:350.

Qin, X. and Klandorf, H. 1991. Effect of dietary boron supplementation on egg production, shell quality, and calcium metabolism in aged broiler breeder hens, Poul. Sci., 70 (10), 2131-2138.

Peng, X., Lingxia, Z., Schrauzer, G. N. and Xiong, G. 2000. Selenium, boron and germanium deficiency in the etiology of Kashin-Beck disease. Biol. Trace Elem. Res., 77: 193-197.

Richards, J. M., Giesen, A. F. and Shirley, R. B. 2008. (Çeviri: Özcan Cengiz), Organik iz mineraller modern beslemenin önemli bir bölümüdür, Yem Magazin, Mart 2008, sayı:50, s.39.

Rossi, A. F., Bootwalla, S. M. and Miles, R. D. 1990. Boron and riboflavin addition to broiler diets, Poult Sci. Supplement 1, 69, 186.

Rossi, A. F., Miles, R. D., Bootwalla, S. M., Wilson, H. R. and Eldred, A. R. 1993a. The effect of feeding two sources of boron on broiler breeder performance, Poul. Sci., 72 (10), 1931-1934.

Rossi, A. F., Miles, R. D., Damron, B. I. and Flunker, L. K. 1993b. Effects of dietary boron supplementation on broilers, Poultry Sci., 72, (11), 2124-2130.

Safton, A. E. and Leeson, S. 2004. Response of broilers fed organic vs. inorganic trace minerals. International Poultry Scientific Forum, January, 26-27, 1774.

Sander, J.E., Dufour, L., Wyatt, R. D., Bush, P. B. and Page, K. 1991. Acute toxicity of boric acid and boron tissue residues after chronic exposure in broiler chickens. Avian Diseases, 35: 745-749.

Sutherland, B., Strong, P. and King, J. C. 1998. Determining human dietary requirements for boron, Biol. Tr. Elem. Res., 66, 193-204.

Şahin, K., Özbey, M., Önderci, M., Cikim, G. and Aysondu, M. H. 2002a. Chromium supplementation can alleviate negative effects of heat stres on egg production, egg quality and some serum metabolites laying japanese quail. Journal Nutrition, 132, 1265-1268.

105

Şahin, N., Onderci, M. and Sahin, K. 2002b. Effects of Dietary Chromium and zinc on egg production, egg quality, and some blood metabolites of laying hens reared under low ambient temperature. Biological Trace Element Research, 85, (1), January 2002, 47-58 (12).

Shang, C. F., Gu, Y. F., Chen, H. L., Liu, D. Y., Xu, P. and Zhang, M. X. 2005. Influence of boron in drinking water on boron content of organs and health in chicken. Chinese Journal of Veterinary Science. VL: 25, IS: 3, S: 314-316.

Treinen, K. A. and Chapin, R. E. 1991. Development of testicular lesions in F344 rats afters treatment with boric acid. Toxicology and Aplied Pharmacology, 107: 325-335.

Underwood, E. J. 1977. “Trace Elements in Human and Animal Nutrition” Academic Press, New York

Vogt, H., Close, S. W. and Menke, K. H. 1984. Selected Topics in Animal Nutrition. 170+A 85. Wielinger Straβe 52, D-8133, Feldafins.

Wang, J., Gu, Y. F., Li, S. H., Shang, C. F. and Chen, H. L. 2005. Effect of boron toxicosis on jejunum development in Gu-shi chickens. Chinese Journal of Veterinary Science. VL: 25, IS: 5, PS: 514-517.

Wedekind, K., J., Hortin, A. E. and Buker, D. H. 1992. Methodology for assessingzinc bioavailability: Efficacy estimates for zinc-methionine, zinc sülfate zinc oxide. J. Animal Science 70:178-187.

WHO. 1996. Boron: In: Trace Elements in Human Nutrition and Health. World Health Organization, Geneva pp: 175-179.

WHO. 1998. International Programme on Chemical Safety. Environmental Health Criteria 204. Boron, Ohio, USA, Pp: 1-201.

Wilson, J. H. and Ruszler, P. L. 1995. Effects of dietary boron on poultry bone strength, Transactions of the ASAE, 38, 167-170.

Wilson, J. H. and Ruszler, P. L. 1996. Effects of dietary boron supplementation on laying hens, Bri. Poul. Sci., 37, 723-729.

Wilson, J. H. and Ruszler, P. L. 1997. Effects of boron on growing pullets, Biological Trace Element Research, 56 (3), 287-294.

Wilson, J. H. and Ruszler, P. L. 1998. Long term effect of boron layer bone strength and production parameters, Bri. Poul. Sci., 39, 11-15.

Winner, B. J., Donald, R. B. and Kenneth, M. M. 1991. Statistical Principles in Experimental Design, Mc Graw-Hill Inc.

Worm, N. 1988. Die ernaehrungphsiologische Beteutung des Eies. Notabence Medicine Journal für Aerzte, heft 9188., s. 510-513.

Yenice, E., Mızrak, C., Can, M., Yıldırım, U. and Atik, Z. 2008. Effects of supplementation of different levels of boron in laying hen diets on some bone, blood, organ and egg characteristics, 1st Mediterranean Poultry Summit of WPSA May 7-10, 2008, Porto Carras - Chalkidiki, Greece.

Yeşilbağ, D. ve Eren, M. 2007. Yaşlı yumurta tavuğu rasyonlarına ilave edilen borik asitin performans, yumurta kabuğu kalitesi ve bazı serum parametreleri üzerine etkileri, IV. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, 24-28 Haziran 2007, Bursa, 155-158.

Yeşilbağ, D. ve Eren, M. 2008. Yaşlı yumurta tavuğu rasyonlarında borik asit kullanımı. 2. Ulusal Bor Çalıştayı, Ankara, s: 613-618.

106

Yi, G. F., Dibner, J. J., Richards, J. D., Wehmeyer, M. E. and Knight, C. D. 2006. The methionine (met) activity of mintrex Zn, mintrex Cu and mintrex Mn in broiler starter diets is fully available for broiler chicks. Abstract of the 2006 International Poultry Scientific Forum, Atlanta, Georgia, January, 23-24, 191.

Yılmaz, A. 2002. Her derde deva hazinemiz bor. Bilim ve Teknik, (Tübitak), 35: (414), 38-48.

Yıldız, G., Özçelik, F., Köksal, H., Bagder, S. ve Abacıoğlu, Ö. 2008. Organik bor üretilebilirliği ve broyler rasyonlarında bor ile humatın kullanımı. 2. Ulusal Bor Çalıştayı, Ankara, s: 597-604.

107

ÖZGEÇMİŞ

Adı Soyadı : Cengizhan MIZRAK

Doğum Yeri : Keskin

Doğum Tarihi : 17.09.1969

Medeni Hali : Evli

Yabancı Dili : İngilizce

Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl)

Lise : Keskin Lisesi, 1983–1986

Lisans : 100. Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü,

1986–1990

Yüksek Lisans : Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Zootekni

Anabilim Dalı, 2003–2005

Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl

Nizam Tavukçuluk, 1992-1993

Keskin Belediyesi, 1993-1996

Tarım ve Köyişleri Bakanlığı- Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, 1996-

YAYINLARI

SCI, SSCI, AHCI indekslerine giren dergilerde yayınlanan makaleler 1- DURMUŞ. İ., ATAŞOĞLU.C., MIZRAK. C., ERTAŞ. S., KAYA., M.2004 Dummerstorf. Effects of Increasing Zinc Concentration in the Diets of Brown Parent Stock Layers on Various Production and Hatchabilitiy Traits. Archives of Animal Breeding. Sayı: 47, s: 483-489.

108

Diğer hakemli dergilerde yayınlanan makaleler 2- MIZRAK.C., CEYLAN.N. 2008. Kanatlı Besleme-Fonksiyonel Yumurta Üretimi İlişkisi. Yem Magazin, sayı: 50, sayfa: 47-54. 3- MIZRAK. C., BOĞA. A. G., ERKUŞ. T. 2007 Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Kahverengi Yumurtacı Ebeveyn ve Hibritlerin Çeşitli Verim Özellikleri. Tavukçuluk Araştırma Dergisi, Ankara, C:7, S:1, Sayfa: 10-16. 4- MIZRAK. C., BOĞA. A. G., ERKUŞ. T. 2007 Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Beyaz Yumurtacı Ebeveyn ve Hibritlerin Çeşitli Verim Özellikleri. Tavukçuluk Araştırma Dergisi, Ankara, C:7, S:1, Sayfa: 17-22. 5- YENİCE. E., MIZRAK. C., CAN. M., YILDIRIM. U. 2007. Yumurta Tavuğu Yemlerine Doğal Renk Maddesi KEM-GLO nun Sentetik Renk Maddeleri Yerine Kullanım Olanakları. Tavukçuluk Araştırma Dergisi, Ankara C:7, S:1, Sayfa: 38-41. 6- MIZRAK. C., CEYLAN.N., ÇİFTÇİ.İ., KAHRAMAN. Z., KARAÇALTI.M.S., 2005. Mısır Yağı Yerine Mısır Asit Yağı Kullanmanın Yumurta Tavuklarında Performans, Yumurta Kalitesi ve Yağ Asitleri Kompozisyonu Üzerine Etkileri. Tavukçuluk Araştırma Dergisi, Ankara, c:6, s:1, sayfa: 25-28. 7- MIZRAK. C., CEYLAN.N., ÇİFTÇİ.İ., KAHRAMAN. Z., KARAÇALTI.M.S., 2005. Ayçiçeği Yağı Yerine Ayçiçeği Asit Yağı Kullanmanın Yumurta Tavuklarında Performans, Yumurta Kalitesi ve Yağ Asitleri Kompozisyonu Üzerine Etkileri. Tavukçuluk Araştırma Dergisi, Ankara, c:6, s:1, sayfa: 21-24. 8- MIZRAK. C., DURMUŞ. İ., ERTAŞ. S., KAYA., M. 2004. Yumurtacı Ebeveynlerin Rasyonlarına Değişik Düzeylerde Çinko İlavesinin Yumurtanın İç Kalite Özellikleri Üzerine Etkisi. Tavukçuluk Araştırma Dergisi Ankara. c:5, s:1, Sayfa: 16-19. 9- DURMUŞ. İ., MIZRAK. C., ERTAŞ. S., KAYA., M. 2004. Rasyon Çinko Seviyesinin Damızlık Horozların Testis Ağırlığı ve Spermatozoa Yoğunluğu Üzerine Etkisi. Tavukçuluk Araştırma Dergisi Ankara. c:5, s:1, Sayfa: 20-24. 10- CEYLAN.N., ÇİFTÇİ.İ., KAHRAMAN. Z., MIZRAK. C., 2003. Yumurta Tavuğu Yemlerinde Humat Bileşikler (Farmagülatör Dry Plus) Kullanımının Performans, Yumurta Kalitesi ve Bağırsak Mikroflorası Üzerine Etkileri. Konya I. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, S: 163-167 11- MIZRAK. C., 2002 Yumurta ve Kolesterol. Ziraat Mühendisliği Dergisi. Sayı: 336, S: 44-48

Hakemli konferans/sempozyumların bildiri kitaplarında yer alan yayınlar 12- GUMMI, M. B., AKMAN, N., MIZRAK, C., BOĞA, A. G., ERKUŞ, T. 2008. Comparison Of Growth And Egg Production Traits İn Hybrids Of Different Brown And White Egg Layers. XXIII. Worlds Poultry Congress. Australia. S:541. 13- KAHRAMAN, Z., MIZRAK, C., YENİCE, E., ATİK, Z., TUNCA, M. 2008. Effects of Prebiotic (Mos+Beta Glucan) Supplementation into Laying Hen Diets on the Hen Performances, Egg Quality, Organ Weights, Jejunum PH and Hatching Results. 1. Mediterranean Submit of WPSA. Porto Carras, Greece. s: 937-942. 14- YENİCE, E., MIZRAK, C., CAN, M., YILDIRIM, U., ATİK, Z. 2008. Effects of Supplementation of Different Levels of Boron in Laying Hen Diets on Some Bone, Blood, organ and Egg Characteristics. 1. Mediterranean Submit of WPSA. Porto Carras, Greece. s: 932-936.

109

15- MIZRAK.C., YENİCE.E., CAN.M., YILDIRIM.U., ATİK.Z. 2008. Yumurta Tavuğu Karma Yemlerine Farklı Düzeylerde Bor İlavesinin Performans, Yumurta Kalitesi ve Kemik Gelişimi Üzerine Etkileri. 2. Ulusal Bor Çalıştayı. Ankara. s: 605-612 16- KAHRAMAN.Z., ÇİFTÇİ.İ., YILMAZ. A., MIZRAK. C., CAN.M. 2007. Yumurta Tavuğu Rasyonlarında Prebiyotik Kullanımının Performans, Kalite Kriterleri, Sindirim Sistemi Kriterleri ve Bağırsak Mikroflorası Üzerine Etkileri. IV. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi. Bursa. s.160-164 17- BOZKURT. M., KÜÇÜKYILMAZ.K., ÇATLI A.U., ÇINAR.M., BİNTAŞ.E., ÇABUK.M., MIZRAK.C., YENİCE. E. 2007. Farklı Düzeyde Kalsiyum ve Fosfor içeren Yemlere Bor İlavesinin Etlik Piliçlerin Büyüme Performansı Üzerine Etkileri. IV. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi. Bursa. s.160-164 18- YENİCE, E., MIZRAK, C., ATİK, Z., YILDIRIM, U., BOZKURT, A. 2007. Yumurta Tavuğu Yemlerine Doğal Renk Maddesi ORO-GLOnun Sentetik Renk Maddeleri Yerine Kullanım Olanakları. 5. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. Van. S.76 19- MIZRAK.C., GÖGER. H., BOĞA. A. G., DURMUŞ. İ. 2007. Türkiyede Yumurtacı Damızlık ve Hibrit Üretim Çalışmaları. Avrupa Birliği Kriterlerine Uyum Sürecinde Türkiye Tavukçuluğu Sempozyumu, İzmir. S: 143-152 20- YENİCE, E., GÖGER, H., MIZRAK, C. 2007. Yumurtacı Damızlıkların Karma Yemlerine Farklı Seviyelerde Vitamin C İlavesinin Yumurta Verim Özellikleri ve Üreme Performansına Etkileri. 5. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. Van. s.76 21- MIZRAK, C., BOĞA, A, G., ERKUŞ, T. 2007. Farklı Kahverengi ve Beyaz Yumurtacı Ebeveynlerin Bazı Performans Kriterleri Bakımından Karşılaştırılması. 5. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. Van. s. 113 22- MIZRAK, C., BOĞA, A, G., ERKUŞ, T. 2007. Farklı Kahverengi ve Beyaz Yumurtacı Hibritlerin Bazı Performans Kriterleri Bakımından Karşılaştırılması. 5. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. Van. s. 59 23- CEYLAN.N., ÇİFTÇİ.İ., MIZRAK. C., KAHRAMAN. Z., EFİL. H., 2004. Effects of Oil Sources Included in Two Levels on Performance of Laying Hens and The Fatty Acid and Cholesterol Composition of Eggs. XXII. Worlds Poultry Congres. İstanbul, S: 362