ankara Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ doktora...
TRANSCRIPT
ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
DOKTORA TEZİ
DAMIZLIK YUMURTA TAVUĞU YEMLERİNE FARKLI SEVİYE VE FORMDA BOR İLAVESİNİN PERFORMANS, KEMİK GELİŞİMİ, YUMURTA
KALİTESİ VE BAZI KAN PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ
Cengizhan MIZRAK
ZOOTEKNİ ANABİLİM DALI
ANKARA 2008
Her hakkı saklıdır
TEZ ONAYI
Ziraat Yüksek Mühendisi Cengizhan MIZRAK tarafından hazırlanan “Damızlık Yumurta Tavuğu Yemlerine Farklı Seviye ve Formda Bor İlavesinin Performans, Kemik Gelişimi, Yumurta Kalitesi ve Bazı Kan Parametreleri Üzerine Etkisi” adlı tez çalışması 30/07/2008 tarihinde aşağıdaki jüri tarafından oy birliği ile Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı’nda DOKTORA TEZİ olarak kabul edilmiştir.
Danışman : Prof. Dr. Necmettin CEYLAN
Jüri Üyeleri:
Başkan: Prof. Dr. Necmettin CEYLAN A.Ü. Ziraat Fakültesi
Üye: Prof. Dr. İbrahim ÇİFTÇİ A.Ü. Ziraat Fakültesi
Üye: Prof. Dr. Kemal KÜÇÜKERSAN A.Ü. Veteriner Fakültesi
Üye: Doç. Dr. Aydan YILMAZ A.Ü. Ziraat Fakültesi
Üye: Prof. Dr. İbrahim AK Uludağ Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Yukarıdaki sonucu onaylarım.
Prof. Dr. Orhan ATAKOL
Enstitü Müdürü
i
ÖZET
Doktora Tezi
DAMIZLIK YUMURTA TAVUĞU YEMLERİNE FARKLI SEVİYE VE FORMDA BOR İLAVESİNİN PERFORMANS, KEMİK GELİŞİMİ, YUMURTA KALİTESİ VE
BAZI KAN PARAMETRELERİ ÜZERİNE ETKİSİ
Cengizhan MIZRAK
Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Zootekni Anabilim Dalı
Danışman: Prof. Dr. Necmettin CEYLAN
Bu araştırmada, damızlık yumurta tavuğu yemlerine farklı düzeylerde organik veya inorganik bor ilavesinin, tavukların performans değerleri, kemik gelişimi, bazı kan parametreleri, yumurta bor, kolesterol ve yağ asitleri içeriği ve kuluçka sonuçları üzerine etkileri araştırılmıştır.
Araştırma Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü’nde yürütülmüş ve araştırmanın hayvan materyalini Barred Rock I yumurtacı hattı oluşturmuştur. Denemeye 48 haftalık yaşta başlanmış ve 16 hafta sürdürülmüştür, yeme farklı seviyelerde (25, 50 ve 75 ppm) organik veya inorganik bor ilavesi yapılarak 7 deneme grubu oluşturulmuştur.
Gruplar arasında yaşama gücü, canlı ağırlık, yumurta verimi, yem tüketimi, yem değerlendirme sayısı, yumurta ağırlığı ve yumurta kütlesi gibi performans değerleri bakımından önemli farklılıklar tespit edilmemiştir (P>0.05). Yumurta kalite kriterlerinden ak yüksekliği yeme 25 ppm organik ve 75 ppm inorganik bor ilave edilen gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde daha yüksek; kırık-çatlak yumurta oranı 25 ve 75 ppm organik bor ilave edilen gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde daha düşük bulunmuştur (P<0.05).
Deneme sonunda yapılan ölçümlerde, serum toplam HDL, LDL kolesterol ve trigliserid seviyeleri, tibia kemik mukavemeti, tibia kemiğinin ham kül ve kalsiyum içerikleri ile kuluçka parametreleri bakımından gruplar arasında önemli farklılıklar belirlenmemiştir (P>0.05). Bununla birlikte, 25 ppm organik veya inorganik bor ilavesi femur kemik mukavemetini artırmıştır (P<0.05). Yeme bor ilavesi tibia fosfor; femur ve yumurta kabuğu kalsiyum ve fosfor; kan, kemik, yumurta ve yumurta kabuğu bor içeriklerini önemli düzeyde artırmıştır (P<0.05 ve P<0.01).
Borun organik formu, inorganik formuna göre kemik, yumurta ve yumurta kabuğunda önemli düzeyde daha yüksek bor birikimine sebep olmuştur.
Sonuç olarak, yumurta tavuğu karma yemlerine inorganik veya organik bor ilavesinin performans kriterleri üzerine önemli bir etkisinin olmadığı, yumurta kabuğu kalsiyum seviyesi, kemiklerin kalsiyum ve fosfor içeriği ile kemik kırılma mukavemetini artırdığı tespit edilmiştir. Temmuz 2008, 109 sayfa Anahtar Kelimeler: Damızlık yumurta tavuğu, organik bor, organik mineral, yumurta verimi, performans, kolesterol
ii
ABSTRACT
Ph.D. Thesis
EFFECTS OF DİFFERENT LEVEL AND FORM OF BORON SUPPLEMENTATION INTO LAYER BREEDER DIETS ON PRODUCTION PERFORMANCE, BONE
DEVELOPMENT, EGG QUALITY AND SOME BLOOD PARAMETERS
Cengizhan MIZRAK
Ankara University Institute of Natural and Applied Sciences
Department of Animal Science
Supervisor: Prof. Dr. Necmettin CEYLAN In this research, effects of organic boron supplementation in layer breeder diets on performance characteristics, bone development, some blood parameters, boron, cholesterol and fatty acids content of egg were investigated.
The experiment was conducted in Poultry Research Institute with Barred Rock I laying line. The experiment was started at 48-weeks-old and continued 16 weeks. Seven experimental groups were formed by supplying different levels of organic or inorganic boron (25, 50, 75 ppm) in diets. No significant differences among the experimental groups were determined for livability, live weight, egg production, feed intake, feed efficiency, egg weight and egg mass (P>0.05). 25 ppm organic and 75 ppm inorganic boron supplementation significantly increased albumen height as compared to control group. Broken-crack egg rates were significantly decreased by 25 and 75 ppm organic boron supplementation (P<0.05).
Measurements such as serum total HDL, LDL cholesterols and triglyceride levels, tibia strength, crude ash and calcium contents of tibia, and hatchability done at the end of the experiment were found similiar among the treatmenst,. However, 25 ppm organic or inorganic boron supplementations significantly increased femur bone strength (P<0.05). Boron supplementation into diets significantly increased tibia phosphorus; femur and egg shell calcium and phosphorus; whole blood, bone, egg and egg shell boron contents (P<0.05 or P<0.01).
The organic form of boron significantly caused higher boron accumulations in the bone, egg and egg shell than the inorganic form of boron.
As a result; it can be concluded that neither organic nor inorganic boron supplementation did have any significant effects on performance parameters studied in the experiment. However, calcium deposition in the egg shell, calcium and phosphorus content of bones and bone broken strength was improved by it was seen that the positive effects of organic or inorganic boron supplementation in laying hen diets on egg interior and exterior quality properties, increasing egg shell calcium rate, calcium and phosphorus accumulations of the bones and bone broken strength by boron supplementation. July 2008, 109 pages Key Words: Layer breeders, organic boron, organic mineral, egg production, cholesterol,
iii
ÖNSÖZ
Ülkemizde yıllık yaklaşık 9 milyar adet yumurta bir milyon ton da tavuk eti
üretilmektedir. Bu üretimin sağlanabilmesi için yaklaşık 500.000.000 adet etlik piliç, 40
milyon adet de yumurta tavuğu kullanılmaktadır. Kanatlı sektörünün yıllık yem tüketimi
ise 4-5 milyon ton civarındadır. Bu kadar büyük bir sektörde tavukların performansında,
onlardan elde edilen ürünlerin kalitesinin (özellikle et ve yumurta) artırılması ve yem
tüketiminin azaltılması gibi maliyetleri düşürebilecek çok küçük de olsa iyileşmeler
üreticilere çok ciddi maddi kazançlar sağlayabilecektir. Özellikle de yemlere katılacak
katkı maddeleri maliyeti önemli oranda artırmıyorsa kazanç daha da büyük olacaktır.
Bor minerali rasyonlara ppm düzeyinde katılması, ithal olmaması nedeniyle temininin
kolay olması ve fiyatının diğer katkı maddelerine oranla çok düşük olması sebebiyle
üreticiler tarafından tercih edilecek bir üründür.
Kanatlı sektörü, yüksek verimli ve en ekonomik hayvansal kökenli protein kaynağını en
kısa zamanda üretme açısından, tarımsal üretim içerisinde en ön sıralarda yer
almaktadır. Dolayısıyla üstün nitelikli genotiplerin optimum düzeyde besin maddesi
gereksinimlerini karşılayacak dengeli ve düzenli beslemeyi amaçlayan çalışmalar
günden güne büyük bir artış kaydetmektedir.
Kanatlılarda günlük tüketilmesi gereken bor miktarı bildirilmemiştir (NRC 1994).
Kanatlı yemlerinde geniş kapsamlı kullanılan tahıllar düşük bor içeriğine sahip yem
hammaddeleridirler (WHO 1998). Bundan dolayı kanatlı karma yemlerinin muhtemelen
yetersiz düzeyde bor içerdiği göz önüne alınarak, yeme bor ilavesinin kanatlılarda
etkilerinin belirlenmesi yönünde yapılacak daha fazla araştırmaya ihtiyaç
duyulmaktadır.
Dünyada ve ülkemizde hızla gelişen tavukçuluk endüstrisi ile birlikte insanların tavuk
etine olan ilgisi artarken, yumurta tüketiminde artma olmamış hatta gelişmiş ülkelerde
bile bir azalma meydana gelmiştir. Yumurta tüketimindeki azalmanın en önemli nedeni,
tüketim alışkanlıklarının yanı sıra gerek yazılı basın, gerekse sözlü basında yumurtanın
kan kolesterol düzeyini yükselterek atheresclerosis ve koroner kalp hastalıklarına yol
iv
açan bir risk faktörü olarak tanınmasının da etkisi olmuştur. İnsan beslenmesinde
kolesterol kaynağı gıda maddeleri hayvansal kökenli olanlarıdır. Bunlar içerisinde
yumurta son yıllarda üzerinde en çok durulan gıda maddesidir. Bir yumurtada ortalama
195-210 mg arasında kolesterol bulunmaktadır. Oysa yumurtanın insan beslenmesi
açısından önemi dikkate alındığında tüketimdeki bu azalmanın engellenmesi
gerekmektedir. Çünkü yumurta vücutta sentezlenmeyen esansiyel amino asitleri ve
esansiyel yağ asitleri ile birlikte diğer besin maddelerini yüksek oranlarda içermesi ve
bu besin maddelerinin % 95’ inin sindirilebilmesi nedeni ile büyük önem taşımaktadır
(Worm 1988).
Rasyonda yapılan değişikliklerle kanatlı dokularının ve yumurtanın yağ asidi
kompozisyonunu değiştirmek kolay olmasına rağmen kolesterol içeriğini azaltmak
zordur. Yapılan araştırmalarda borun kan kolesterolünü düşürücü etkisinin olduğu
vurgulanmıştır (Hall et al. 1989). Bu etkisinin yumurtada da görülebileceği
muhtemeldir. Bu gerçekleştiği taktirde kolesterolün yumurta tüketimine olan olumsuz
etkisi hafifletilmiş olacaktır.
Yumurta tavukçuluğunda üretim periyodunun uzun olması sonucu (80–120 hafta)
özellikle kafes tavukçuluğunda kemik deformasyonları, eklem bozuklukları, yumurta iç
ve dış kalitesi bozuklukları (özellikle kabuk kalitesi) büyük sorun olmakta ve üretim
kayıplarına sebep olmaktadır. Yapılan araştırmalarda, yeme bor ilavesinin kemiklerin
kırılma mukavemetini artırdığı, eklem bozukluklarını önlediği ve yumurta iç ve dış
kalitesini de artırabileceği bildirilmiştir (Wilson and Ruszler 1997, 1998). Böylece
yumurta tavukçuluğunda, uzun üretim periyodu süresince görülebilecek ekonomik
kayıpların en aza indirilmesi sağlanmış olacaktır.
Son yıllarda özellikle kalsiyum ve yumurta kabuğu oluşum mekanizmalarında önemli
rol oynayan iz elementlere olan ilgi giderek artmaya başlamıştır. İz elementlere artan
ilginin bir diğer sebebi de biyoteknolojik gelişmeler sonucunda ekonomik olarak
üretilmeye başlanan organik mineral bileşiklerdir. Bu bileşikler genellikle küçük
peptidlerin veya amino asitlerin kimyasal olarak iz elementlere bağlanması ile meydana
gelmektedir (Close 1999).
v
Tavuk yemlerinde kullanılmaya başlanan organik iz mineral bileşiklerden en önemlileri
manganez, çinko, bakır ve kromun çeşitli organik formlarıdır. Bu araştırma ile şu anda
yaygın olarak üretimi yapılan ve sahada kullanılan bu minerallere ilave olarak bor
minerali de organik formda üretilecek ve yumurta tavuğu yemlerine ilave edilecektir.
Araştırmada, üretilen organik borun yumurta tavuğu karma yemlerine farklı düzeylerde
ilavesinin performans, yumurta kalitesi, bazı kan ve kemik parametreleri, yumurta
kolesterol içeriği üzerine etkilerinin detaylı bir şekilde incelenmesi amaçlanmaktadır.
Cengizhan MIZRAK
Ankara, Temmuz 2008
vi
İÇİNDEKİLER
ÖZET………………………………………………………………. i ABSTRACT……………………………………………………………………. ii ÖNSÖZ…………………………………………………………………………. iii SİMGELER DİZİNİ………………………………………………………….. viii ÇİZELGELER DİZİNİ………………………………………………………. ix ŞEKİLLER DİZİNİ………………………………………………………….. xi 1. GİRİŞ…………………………………………………………. 1 2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ÖZETLERİ…………… 5 2.1 Bor’un Genel Kullanımı………………………………………………… 5 2.2 Bor’un Damızlık Tavuklarda Kullanımı………………………………. 10 2.3 Bor’un Yumurta Tavuklarında Kullanımı……………………………. 11 2.4 İnorganik Mineral Yerine Organik Mineral Kullanımı……………… 16 2.5 İnorganik Bor Yerine Organik Bor Kullanılması……………………. 19 2.6 Bor’un Diğer Kanatlılarda Kullanımı…………………………………. 20 3. MATERYAL VE YÖNTEM…………………………………………… 26 3.1. Materyal……………………………………………………………… 26 3.2. Yöntem……………………………………………………………….. 28 3.2.1. Yaşama gücü………………………………………………………… 29 3.2.2. Canlı ağırlık………………………………………………………….. 30 3.2.3. Yumurta verim performansı……………………………………….. 30 3.2.3.1. Yumurta verimi……………………………………………………. 30 3.2.3.2. Yumurta ağırlığı…………………………………………………… 30 3.2.3.3. Yumurta kütlesi……………………………………………………. 31 3.2.4. Yem tüketimi ve yem değerlendirme sayısı………………………… 31 3.2.5. Yumurta dış kalite kriterleri………………………………………… 32 3.2.5.1. Kırık-çatlak yumurta oranı………………………………………… 32 3.2.5.2. Şekil indeksi…………………………………………………………. 32 3.2.5.3. Kabuk kalınlığı……………………………………………………… 32 3.2.5.4. Kabuk mukavemeti……………………………………………….. 33 3.2.6. Yumurta iç kalite kriterleri………………………………………….. 35 3.2.6.1 Ak yüksekliği…………………………………………………………. 35 3.2.6.2 Haugh birimi…………………………………………………………. 36 3.2.7 Kan parametreleri…………………………………………………… 37 3.2.7.1 Trigliserid……………………………………………………………. 37 3.2.7.2 Toplam kolesterol……………………………………………………. 38 3.2.7.3 High density lipoprotein (HDL)…………………………………….. 38 3.2.7.4 Low density lipoprotein (LDL)……………………………………… 38 3.2.7.5 Bor…………………………………………………………………….. 38 3.2.8 Kemik özellikleri……………………………………………………… 39 3.2.8.1 Femur kemiği kırılma mukavemeti………………………………….. 39 3.2.8.2 Tibia kemiği kırılma mukavemeti……………………………………. 39
vii
3.2.8.3 Femur kemiğinin ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor miktarının tespiti 40 3.2.8.4 Tibia kemiğinin ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor miktarının tespiti.. 40 3.2.9 Yumurta özellikleri……………………………………………………. 40 3.2.9.1. Yumurta yağ miktarı…………………………………………………. 40 3.2.9.2. Yumurta kolesterol miktarı………………………………………….. 40 3.2.9.3. Yumurta omega 3 miktarı……………………………………………. 41 3.2.9.4. Yumurta omega 6 miktarı……………………………………………. 41 3.2.9.5. Omega 6/ omega 3 oranı……………………………………………… 41 3.2.9.6. Yumurta içi (sarı+beyaz) bor miktarı……………………………… 41 3.2.9.7. Yumurta kabuğu ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor miktarı………. 42 3.2.10 Kuluçka parametreleri………………………………………………… 42 3.2.10.1 Döllü yumurta oranı…………………………………………………. 42 3.2.10.2 Çıkış gücü……………………………………………………………. 42 3.2.10.3 Kuluçka randımanı………………………………………………….. 43 3.2.10.4 Civciv ağırlığı………………………………………………………… 43 3.2.11 İstatistiki analizler…………………………………………………….. 43 4. BULGULAR……………………………………………………………….. 44 4.1. Yaşama Gücü…………………………………………………………….. 44 4.2. Canlı Ağırlık ……………………………………………………………... 45 4.3. Yumurta Verim Performansı……………………………………………. 46 4.4. Yem Tüketimi ve Yemden Yararlanma………………………………… 49 4.5. Yumurta Dış Kalite Özellikleri………………………………………….. 51 4.6. Yumurta İç Kalite Özellikleri…………………………………………… 54 4.7. Kan Parametreleri……………………………………………………….. 57 4.8. Kemik Özellikleri………………………………………………………… 61 4.9. Yumurta Özellikleri……………………………………………………… 70 4.10. Kuluçka Parametreleri…………………………………………………. 80 5. TARTIŞMA ……………………………………………………………….. 83 5.1. Yaşama Gücü…………………………………………………………….. 83 5.2. Canlı Ağırlık……………………………………………………………… 84 5.3. Yumurta Verimi………………………………………………………… 84 5.4. Yem Tüketimi ve Yemden Yararlanma………………………………… 85 5.5. Yumurta Dış Kalite Özellikleri………………………………………….. 86 5.6. Yumurta İç Kalite Özellikleri…………………………………………… 86 5.7. Kan Parametreleri………………………………………………………... 87 5.8. Kemik Özellikleri…………………………………………………………. 88 5.8. Yumurta Özellikleri……………………………………………………… 92 5.9. Kuluçka Parametreleri…………………………………………………… 95 6. SONUÇ……………………………………………………………………… 96 KAYNAKLAR………………………………………………………………… 99 ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………… 107
viii
SİMGELER DİZİNİ
cm Santimetre mm Milimetre g Gram IU International Unit kcal Kilokalori HP Ham protein TP Total protein ALP Alkalin fosfataz ALT Alanine aminotransferase N Newton ABS Kemik kırılma direnci P Fosfor Ca Kalsiyum Zn Çinko Al Alüminyum B Bor K Potasyum Cu Bakır Cr Krom Mn Mangan Se Selenyum KM Kuru madde kg Kilogram ME Metabolik Enerji Mg Miligram vd ve diğerleri µ Mikron µg Mikro gram BR I Barred Rock 1 BOREN Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü HDL High density lipoprotein LDL Low density lipoprotein UL Tolere edilebilir üst tüketim seviyesi KBD Kashin-Beck Disease WHO World Health Organization YDG Maya gelişme besiyeri WPSA World Poultry Science Association MAM Marmara Araştırma Merkezi TÜBİTAK Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu TSE Türk Standartları Enstitüsü Log Logaritma ICP-AES Atomik Emisyon Spektro H3BO3 Borik asit Na2B4O7 Susuz boraks Na2B4O7.5H2O Boraks pentahidrat Na2B4O7.10H2O Boraks dekahidrat
ix
ÇİZELGELER DİZİNİ Çizelge 2.1 Bazı gıda maddeleri, B içerikleri ve alınan günlük B miktarları… 8
Çizelge 3.1. Hammaddelerin kimyasal analizleri…………………………… 26
Çizelge 3.2 Kontrol grubu karma yeminin yapısı ve kimyasal bileşimi…… 27
Çizelge 3.3 Deneme planı………………………………………………… 28
Çizelge 4.1 Deneme gruplarının yaşama güçleri (%)……………………… 44
Çizelge 4.2 Deneme gruplarının deneme başı ve sonundaki canlı ağırlıkları
ile ağırlık değişimleri………………………………………… 45
Çizelge 4.3 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor
ilavesinin yumurta verim özellikleri üzerine etkisi (48-64.
haftalar ortalaması)…………………………………… 47
Çizelge 4.4 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor
ilavesinin yumurta verim yem tüketimi ve yem değerlendirme
sayısı üzerine etkileri (48-64. haftalar ortalaması)…………… 49
Çizelge 4.5 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor
ilavesinin yumurta dış kalite özelliklerine etkisi (48-64.
haftalar ortalaması)………………………………………… 51
Çizelge 4.6 Kontrol grubu ile diğer grupların kırık çatlak yumurta oranı
bakımından t testi ile karşılaştırılması…………….................... 52
Çizelge 4.7 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor
ilavesinin yumurta iç kalite özelliklerine etkisi (48-64. haftalar
ortalaması)………………………………………………… 55
Çizelge 4.8 Kontrol grubu ile diğer grupların ak yüksekliği bakımından t
testi ile karşılaştırılması……………………………. 56
Çizelge 4.9 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor
ilavesinin bazı kan parametrelerine etkisi……………………. 58
Çizelge 4.10 Kontrol grubu ile diğer grupların kan bor düzeyi bakımından t
testi ile karşılaştırılması……………………………………….. 59
Çizelge 4.11 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor
ilavesinin femur ve tibia kemiklerinin kırılma mukavemetine
etkisi, N………………………………………………………… 62
x
Çizelge 4.12 Kontrol grubu ile diğer grupların femur kemik mukavemeti
bakımından t testi ile karşılaştırılması……………………… 63
Çizelge 4.13 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor
ilavesinin tibia kemiği kül, kalsiyum, fosfor ve bor içeriğine
etkisi…………………………………………………………… 65
Çizelge 4.14 Kontrol grubu ile diğer grupların tibia fosfor ve bor içerikleri
bakımından t testi ile karşılaştırılması……………………… 66
Çizelge 4.15 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor
ilavesinin femur kemiği kül, kalsiyum, fosfor ve bor içeriğine
etkisi…………………………………………………………… 68
Çizelge 4.16 Kontrol grubu ile diğer grupların femur kalsiyum, fosfor ve bor
içerikleri bakımından t testi ile karşılaştırılması………….. 69
Çizelge 4.17 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor
ilavesinin yumurta yağ, kolesterol, omega-3 ve omega-6 yağ
asitleri içeriği üzerine etkisi……………………………… 71
Çizelge 4.18 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor
ilavesinin yumurta bor içeriği üzerine etkisi………………… 74
Çizelge 4.19 Kontrol grubu ile diğer grupların yumurta bor içerikleri
bakımından t testi ile karşılaştırılması……………………… 75
Çizelge 4.20 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor
ilavesinin yumurta kabuğu ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor
içeriğine etkisi……………………………………………… 77
Çizelge 4.21 Kontrol grubu ile diğer grupların yumurta kabuğu ham kül,
kalsiyum ve bor içerikleri bakımından t testi ile
karşılaştırılması…………...................................................... 78
Çizelge 4.22 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor
ilavesinin kuluçka özellikleri üzerine etkisi……..………… 81
xi
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 3.1 Dijital terazi…………………………………………………….. 31
Şekil 3.2 Şekil indeksi ölçüm aleti………………………………………… 32
Şekil 3.3 Mikrometre……………………………………………………… 33
Şekil 3.4 Kabuk kırılma direnci ölçüm cihazı……………………………. 34
Şekil 3.5 Kabuk kırılma direnci ölçüm programı………………………… 34
Şekil 3.6 Ak yüksekliği ölçüm cihazı…………………………………….. 35
Şekil 3.7 Ak yüksekliği ölçüm programı…………………………………. 36
Şekil 3.8 Haugh birimi hesaplama programı……………………………… 37
Şekil 4.1 Yaşama gücü……………………………………………………… 44
Şekil 4.2 Deneme başı ve sonu canlı ağırlık……………………………… 46
Şekil 4.3 Yumurta verimi…………………………………………………. 48
Şekil 4.4 Yumurta ağırlığı ve kütlesi……………………………………… 48
Şekil 4.5 Yem tüketimi……………………………………………………. 50
Şekil 4.6 Yem değerlendirme sayısı………………………………………. 50
Şekil 4.7 Kırık çatlak yumurta oranı……………………………………… 52
Şekil 4.8 Şekil indeksi……………………………………………………… 53
Şekil 4.9 Kabuk kalınlığı…………………………………………………. 53
Şekil 4.10 Kabuk mukavemeti…………………………………………….. 54
Şekil 4.11 Yumurta ak yüksekliği…………………………………………. 56
Şekil 4.12 Haugh birimi…………………………………………………… 57
Şekil 4.13 Kan trigliserid miktarı…………………………………………… 59
Şekil 4.14 Kan kolesterol düzeyleri………………………………………… 60
Şekil 4.15 Kan bor düzeyi…………………………………………………... 60
Şekil 4.16 Tibia ve femur kemiği kırılma mukavemeti…………………… 63
Şekil 4.17 Tibia kemiği mineral madde miktarları………………………… 66
Şekil 4.18 Femur kemiği mineral madde miktarları……………………….. 69
Şekil 4.19 Yumurta yağ miktarı……………………………………………. 72
xii
Şekil 4.20 Yumurta kolesterol ve omega 3 miktarları…………………….. 72
Şekil 4.21 Yumurta omega 6 / omega 3 oranı……………………………. 73
Şekil 4.22 Yumurta bor miktarı……………………………………………. 75
Şekil 4.23 Yumurta kabuğu kalsiyum miktarı…………………………….. 78
Şekil 4.24 Yumurta kabuğu ham kül miktarı……………………………… 79
Şekil 4.25 Yumurta kabuğu fosfor miktarı…………………………………. 79
Şekil 4.26 Yumurta kabuğu bor miktarı……………………………………. 80
Şekil 4.27 Kuluçka parametreleri…………………………………………… 82
Şekil 4.28 Civciv ağırlığı…………………………………………………… 82
1
1. GİRİŞ
Kanatlı hayvanların iz mineral ihtiyaçları genellikle inorganik kaynaklardan
sağlanmaktadır. Ancak inorganik iz minerallerin kullanımı, özellikle tahıl-soya ağırlıklı
rasyonlarda fazlaca bulunan fitin fosforun iz elementlerle çözünmeyen bileşikler
oluşturması, bu kaynakların sindirilebilirliklerinin düşük olması, gübreyle atılarak
çevreyi kirletmeleri, ihtiyacı karşılamak için gereğinden fazla miktarda rasyona ilavesi
ve bunun getirdiği maliyet gibi birçok dezavantaja sahiptir (Keshavarz 1997).
Borun yüksek boylu bitkiler için gerekli bir element olduğu 1920’li yıllardan bu yana
bilinmektedir. Son yıllarda bu elementin insan ve hayvanların beslenmelerinde de
kullanılabileceği düşünülmektedir. Bor elementi vücutta mineral, kemik, enzim ve
steroid hormon metabolizmalarında etkili olmaktadır (Okuyan 1997, WHO 1998).
Son yıllarda özellikle kalsiyum metabolizmasında ve yumurta kabuğu oluşum
mekanizmalarında önemli rol oynayan iz elementlere olan ilgi giderek artmaya
başlamıştır. İz elementlere artan ilginin bir diğer sebebi de biyoteknolojik gelişmeler
sonucunda ekonomik olarak üretilmeye başlanan organik mineral bileşiklerdir. Bu
bileşikler genellikle küçük peptidlerin veya amino asitlerin kimyasal olarak iz
elementlere bağlanması ile meydana gelmektedir (Close 1999).
Bor elementinin kemik metabolizmasında etkili olan kalsiyum, vitamin D ve
magnezyumla karşılıklı etkileşiminin olduğu bildirilmiştir (Chapin et al. 1998). Bor
elementinin hayvan ve bitkilerde en az 26 farklı enzim aktivitesini etkilediği
belirlenmiştir. Bor enerji substrat metabolizmasında, insulin salgılanmasında,
oksidasyonda ve bağışıklık sisteminde görev alan enzimlerin aktivitesinde rol
oynamaktadır (Hunt 1998).
Birçok çalışmada borun steroid hormon metabolizmasını etkilediği tespit edilmiştir
(Nielsen et a.l 1987, Naghii and Saman 1997a). Borun bazı steroid hormonların
üretimini artırarak kroner kalp hastalığı, eklem bozuklukları ve osteoperosis gibi kronik
2
hastalıkları önlediği bildirilmiştir (Naghii and Saman 1997a). Ayrıca borun antioksidan
özelliklere sahip olduğu da belirlenmiştir (Lee et al. 1978).
Rasyondaki bor miktarının artırılması ile kanda östrojen ve testesteron hormonları ile
serum iyonize kalsiyum seviyelerinde artış, serum lipid seviyesi, kalsiyum atımı,
vitamin D ve magnezyum eksikliklerinin negatif etkilerinin görülmesinde ise azalma
sağlanmıştır (Nielsen et al. 1987, Naghii and Saman 1997b).
Bor elementi genel olarak doğada borik asit veya borat formunda bulunmaktadır. Bitki
dokularındaki bor miktarı ortalama 30-50 ppm arasında (Argust 1998) iken, hayvansal
dokularda çoğunlukla 5-6 ppm arasında bulunmaktadır (Okuyan 1997). İnsan
vücudunda saç, kemik, ayak ve el tırnaklarında yüksek konsantrasyonlarda (4.3-17.9
ppm) bor bulunmaktadır. Borun yüksek düzeyleri öldürücü etkiye sahipken, bor
eksikliğinde hayvanlarda yetersiz büyüme ve anormal kemik gelişimi görülmektedir
(Naghii 1999).
Ratlara bor içeren ilaçlar verildiğinde 14 gün sonra kan LDL kolesterol ve trigliserid
seviyelerinin önemli düzeyde düştüğü, karaciğer hücrelerinde LDL sentezinin azalarak
HDL sentezinin teşvik edildiği görülmüştür (Hall et al. 1989).
Meyve, sebze ve baklagiller bor elementinin alınabileceği gıdalardır (Sutherland et al.
1998). Kanatlı karma yemi üretiminde kullanılan tahıllar ise düşük bor içeriğine sahip
yem hammaddeleridirler (WHO 1998). Bundan dolayı kanatlı yemleri muhtemelen
yetersiz düzeyde bor içermektedirler. Kanatlı ve diğer hayvan türleri için bor esansiyel
bir element olarak düşünülmemekle beraber kanatlı rasyonlarında günlük 2 ppm bor
verilmesi tavsiye edilmiştir (NRC 1984). Daha sonra yayınlanan raporda kanatlılarda
günlük tüketilmesi gereken bor miktarı bildirilmemiştir (NRC 1994). Ancak yapılan bir
araştırmada, civcivlerde günlük 0.3-0.4 mg bor tüketiminin mineral metabolizmasında
yararlı değişimlere sebep olduğu ve piliçlerin günlük yaklaşık olarak 1 ppm bora ihtiyaç
duydukları ileri sürülmüştür (Nielsen 1988a).
3
Aynı araştırmacı bu sonuçlardan yola çıkarak insanların günde en az 0.2 mg bora ihtiyaç
duyduğunu ve günlük ihtiyacın ise 1-2 mg a yakın olabileceğini bildirmiştir (Nielsen
1988c). Food and Nutrition Board (Anonymu 2001) ise 18 yaş üzeri ergin insanlarda 20
mg/gün bor seviyesinin tolere edilebilir üst tüketim seviyesi (UL) olduğunu bildirmiştir.
İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalar dietsel borun osteoperosisi önlemede yararlı
olabileceğini göstermiştir. Bu konuda yapılan bir çalışmada (Nielsen et al. 1987),
menepoz dönemindeki 12 kadın, 17 hafta süreyle düşük bor içeren dietle beslendikten
sonra 7 hafta günlük 3 mg bor almışlardır. Bor alımından 8 gün sonra serum elektrolit
konsantrasyonlarının ve steroid hormon dengesinin değiştiği görülmüştür. Üriner
kalsiyum ve magnezyum atımında sırasıyla % 40 ve % 33 lük bir azalma meydana
gelmiştir. Başka bir çalışmada (Nielsen 1990), insanlarda bor tüketimi serum iyonize
kalsiyumunu ve 1,25-dihidrokolekalsiferol seviyelerini artırırken, serum kalsitonin
konsantrasyonlarını düşürmüştür. Bu veriler dietsel borun kalsiyum metabolizmasına ve
kemik deformasyonlarının önlenmesinde yararlı olabileceğini göstermektedir. Çünkü
insanlarda serumdaki kalsitonin konsantrasyonunun artması kalsiyum kaybının bir
göstergesidir ve kadınlarda menepoza bağlı osteoperosis vakalarında konsatrasyon daha
yüksektir.
Kanatlı sektörü, yüksek verimli ve en ekonomik hayvansal kökenli protein kaynağını en
kısa zamanda üretme açısından, tarımsal üretim içerisinde en ön sıralarda yer
almaktadır. Dolayısıyla üstün nitelikli genotiplerin optimum düzeyde besin maddesi
gereksinimlerini karşılayacak dengeli ve düzenli beslemeyi amaçlayan çalışmalar
günden güne büyük bir artış kaydetmektedir. Bundan dolayı kanatlı karma yemlerinin
muhtemelen yetersiz düzeyde bor içerdiği göz önüne alınarak, yeme bor ilavesinin
kanatlılarda etkilerinin belirlenmesi yönünde yapılacak daha fazla araştırmaya ihtiyaç
duyulmaktadır.
Tavuk yemlerinde kullanılmaya başlanan organik iz mineral bileşiklerden en önemlileri
manganez, çinko, bakır ve kromun çeşitli organik formlarıdır. Bu araştırmada şu anda
yaygın olarak üretimi yapılan ve sahada kullanılan bu minerallere ilave olarak bor
minerali de inorganik ve organik formda yumurta tavuğu yemlerine ilave edilecektir.
4
Bu araştırmada, borun inorganik formu ile bir firma tarafından üretilen organik
formunun yumurta tavuğu karma yemlerine farklı düzeylerde ilavesinin performans,
yumurta kalitesi, bazı kan ve kemik parametreleri ile yumurta kolesterol içeriği üzerine
etkilerini incelenmek üzere planlanmış ve yürütülmüştür.
5
2. KURAMSAL TEMELLER VE KAYNAK ÖZETLERİ
Bor, son yıllarda insan ve hayvan beslenmesinde önemli bir yer tutan, biyokimyasal ve
metabolik etkileri üzerinde yoğun araştırmaların yapıldığı güncel konuların başında
gelmektedir. Ekonomik yönden ele alındığında Türkiye’nin zengin bor kaynaklarına
sahip bir ülke olması, bu konuda yapılan ve yapılması planlanan araştırmaların önemini
daha da artırmaktadır (Kurtoğlu ve Kurtoğlu 2004). Bu bölümde bor ve organik
minerallerin kanatlı rasyonlarında kullanımı ile ilgili çalışmalar özetlenmiştir.
2.1 Bor ve Bor’un Genel Kullanımı
Bor, periyodik tabloda B simgesi ile gösterilen, atom numarası 5, atom ağırlığı 10,81
olan metal ametal arası, yarı iletken özelliğe sahip, sarı kahverengi renkte, katı bir
elementtir. Doğada yaklaşık 230 çeşit bor bileşiği olduğu bilinmektedir. Doğada serbest
halde bulunmayan B (bor), sodyum ve oksijen elementleri ile kompleks halde
(Na2B4O7.10H2O) yer alır (Ecetoc 2002, Erişim 2004). B, biyolojik sıvılarda en çok
monomerik (BOH3) formda, daha az olarak da borik asit (H3BO3) ve borat formunda
bulunur. Çeşitli metal veya ametal elementlerle yaptığı bileşiklerin gösterdiği farklı
özellikler, birçok B bileşiğinin endüstride kullanılmasına olanak sağlamaktadır. B,
yaptığı bileşiklerinde metal dışı bileşikler gibi davranmasına karşın saf B, karbon gibi
elektrik iletkenidir. Kristalize B, görünüm ve optik özellikleri açısından elmasa benzer
ve hemen hemen elmas kadar serttir. B, saf element olarak ilk kez 1808 yılında Fransız
kimyager J.L. Gay-Lussac ve L.J. Thenard ile İngiliz kimyager H. Davy tarafından elde
edilmiştir (Erişim 2004).
B, atmosferde borat ve borik asit formunda yer alır. Atmosferde bulunan B miktarı
önemli düzeyde olmamasına karşın, tüm atmosfer hacmi dikkate alındığında B
miktarının önemli düzeye ulaştığı söylenebilir. Doğada en önemli B kaynağı topraktır.
Toprağın B içeriğini etkileyen önemli faktörler arasında toprağın türü, pH’sı, tuz oranı,
organik madde düzeyi, demir ve aliminyum oksit düzeyi ile kil düzeyi sayılabilir. Diğer
bir B kaynağı yeryüzü suları ve toprağın yapısında bulunan sudur. Suyun B’u adsorbe
6
edebilme kapasitesi suyun pH derecesine ve sudaki B düzeyine bağlıdır (Kurtoğlu ve
Kurtoğlu 2004).
Borun yüksek yapılı bitkiler için esansiyel olduğu 1920’li yıllardan beri bilinmektedir.
Bu elementin hayvan ve insanlar için esansiyel olduğu son yıllarda ortaya konulmuş ve
ancak bundan sonra hayvan ve insan beslenmesindeki rolleri üzerinde önemle
durulmaya başlanmıştır (Mc Dowell 1992). B yetersizliği hayvanlarda sıklıkla
karşılaşılabilen bir durumdur. Yetersizliğin oluşumunda rasyon Al, Ca, kolekalsiferol,
Mg, metionin ve vitamin K düzeylerinin de etkili olabileceği belirtilmektedir (Hunt
1988, Hunt and Nielsen 1981, Kurtoğlu et al. 2001, Nielsen et al 1988b, Nielsen et al
1988c). B yetersizliğinden en çok etkilenen parametreler arasında, plazma ve organ Ca
ve Mg düzeyleri ile plazma alkali fosfataz ve kemik kalsifikasyon parametreleri
gelmektedir. Bu parametrelerdeki değişiklikler büyümede gerileme, verim
performansında (canlı ağırlık kazancı, yumurta verimi, kabuk kalitesi vb.) azalma,
özellikle steroid hormon konsantrasyonlarında düşme ile kendini göstermektedir. B
bakımından zengin kaynaklar (çizelge 2.1) olan bitkisel gıdaların daha yoğun tüketildiği
ülkelerde osteoperozis olgularına nadiren rastlanılmaktadır. Rusya ve Çin’de özellikle
şiddetli eklem deformiteleri ile seyreden ve Se yetersizliği ile birlikte görülen Kashin-
Beck hastalığında (KBD) B yetersizliğinin etkisinin olduğu saptanmıştır (Peng et al.
2000). Bitkilerde ise B yetersizliğinin bitkilerin kuru maddesinde 15 mg/kg düzeyinden
daha az bulunduğu durumlarda oluşabildiği belirtilmektedir (Mc Dowell 1992).
Günümüzde B farklı sektörlerde değişik amaçlarla kullanılabilmektedir. B; iletken,
sürtünme azaltıcı, taşıt yakıtı, hidrojen taşıyıcı, koruyucu gıda katkı maddesi ve ahşap
malzemelerde koruyucu olarak kullanılmaktadır. Ayrıca deterjanlarda, sabunlarda,
porselenlerde, tarım ilaçlarında, fotoğrafçılıkta, yapıştırıcılarda, briket malzemelerinde,
cam ve cam elyafında, kozmetiklerde, güneş enerjisinin depolanmasında, güneş
pillerinde, spor malzemelerinde, manyetik cihazlarda, mumyalamada, otomobil hava
yastıklarında, hidroliklerde, lehimlemede, kesicilerde, otomobil plastik ve metal
aksamlarında, yağlarda, antifrizlerde, ısıya dayanıklı kumaşlarda, yanmayı geciktirici ve
önleyici selülozik malzemelerde, izolasyon malzemelerinde, tekstil boyalarında, deri
renklendiricilerinde, toz dezenfektanlarda, antiseptiklerde, diş macunlarında, osteoporoz
7
tedavisinde, alerjik hastalıklarda, kemik gelişimi ve artiritisde, menopoz tedavisinde,
beyin kanserlerinin tedavisinde, bazı kimyasalların indirgenmesinde, yanmayan ve
erimeyen boyalarda, toz beyazlatıcılarda, parlatıcılarda, tarım gübrelerinde,
insektisitlerde, herbisitlerde ve mıknatıslarda da kullanılabilmektedir (Ecetoc 2002,
Erişim 2004, Moore et al. 1997, Yılmaz 2002). Borun insan ve hayvanlar için esansiyel
olduğunun ortaya konmasıyla (Devirian and Volpe 2003) son yıllarda özellikle hayvan
beslemede de değişik amaçlarla yem katkısı olarak kullanılmaya başlanmıştır (Kurtoğlu
et al. 2001, Kurtoğlu et al. 2002, Kurtoğlu et al. 2005).
Kimyasal güvenlik programında (IPCS 1998) borun insanlar için diyette bulunması
gerekli bir iz element olduğu belirtilmekte, buna karşın B toksisitesi konusunda yeterli
bilgi bulunmamaktadır. Borun tolere edilebilir günlük alımı İngiltere’de 0.4
mg/kg/vücut ağırlığı olarak belirlenmiş, 70 kg’lık bir insan için bu değer ortalama 28
mg/gün olarak tespit edilmiştir (Ecetoc 2002).
8
Çizelge 2.1 Bazı gıda maddeleri B içerikleri ve alınan günlük B miktarları (Kurtoğlu ve Kurtoğlu 2004)
Gıda maddesi B düzeyi
(mg/kg/taze ağırlık)
Alınan B miktarı
(mg/gün)
Ekmek
Tahıl ürünleri
Et (karkas)
Sakatat
Et ürünleri
Tavuk
Balık
Yağ
Yumurta
Şeker
Yeşil sebzeler
Patates
Diğer sebzeler
Konserve
sebzeler
Taze meyve
Meyve ürünleri
İçecekler
Süt
Süt ürünleri
0.5
0.9
<0,4
<0,4
0,4
<0,4
0,5
0,4
<0,4
0,8
2,0
1,4
1,4
1,2
3,4
2,4
0,4
<0,4
0,4
14
0,055
0,090
0,0104
0,0004
0,018
0,0072
0,0065
0,012
0,0064
0,054
0,074
0,186
0,102
0,042
0,221
0,103
0,345
0,114
0,023
0,028
Toplam
(mg/gün)
1,5 mg/gün
9
Hayvan türlerinde tolere edilebilir düzeyden fazla B alımı önemli ekonomik kayıplara
sebep olabilir. Kanatlılarda B toksikasyonun önemli belirtileri; koordinasyon
bozuklukları, ataksi, ayak parmaklarında paralizler ve diyare’dir (Mc Dowell 1992,
Sander et al. 1991). Sığırlarda yüksek düzeyde B alımına bağlı olarak; kilo kaybı, ishal,
yem tüketiminin ve canlı ağırlık artışının azalması, plazma fosfor düzeyi, hematokrit ve
hemoglobin düzeylerinin düşmesi gibi belirtilerin ortaya çıktığı bildirilmektedir (Mc
Dowell 1992, WHO 1998). Ratlarda yüksek düzeyde B alımıyla; konvulziyon,
depresyon, vücut ısısının azalması, deri ve müköz membranlarda renk değişimi, üreme
organlarında (testis ve ovaryumlarda) gelişme bozuklukları, sperma üretiminde
inhibisyon, kemik alkali fosfataz ve osteoblast aktivitesinde azalma, serum hematokrit
ve hemoglobin değerlerinde düşme oluşabilen bazı bozukluklardır (Ku et al. 1991,
Treinen and Chapin 1991, WHO 1998). Benzer şekilde tavşanlarda da zayıflama, ishal,
sperma üretiminde düşüş, testislerde atrofi ve anoreksi B toksikasyonu sonucu ortaya
çıkan belirtilerdir (WHO 1998). Domuzlarda ise B toksikasyonunun osteoporozis ve
paratiroid bezi fonksiyonlarında bozukluklara sebep olduğu bildirilmektedir (WHO
1996).
Borat bileşikleri, bor-oksijen bağlarının yıkımlanması için yüksek derecede enerji
gereksiniminden dolayı biyolojik sistemlerce metabolize edilemezler (Emsley 1989).
Düşük düzeylerde organizmaya alınan inorganik boratlar emilim öncesi fizyolojik pH
sınırlarında borik asite dönüşürler (Ecetoc 2002). Bor atılımı büyük oranda idrarla
olmaktadır (Nielsen 1986, Nielsen 1988a, WHO 1998).
Yiyeceklerle sodyum borat ve borik asit formlarında alınan B, sindirim sisteminden
hızla emilir (Nielsen 1986, 1988a). İnsan ve ratlarda emilim oranı (%95) yüksektir ve
emilen B, memeli türlerinde hızlı bir şekilde kan ve dokulara yayılır (Kent and Mc
Cance 1941). Emilim mekanizması ise tam olarak açıklanamamıştır. Bileşiminde 3.3-18
mg/m3 düzeyinde B içeren hava, solunum yolu ile alındığında insanlarda kan ve idrarda
bulunan B miktarlarında artış görülür (Culver et al. 1994). Hayvanlarla yapılan
çalışmalarda da benzer sonuçlar ortaya konulmuştur (Ecetoc 2002). Deri yoluyla emilim
insan, tavşan ve ratlarda yok denecek kadar azdır. Ancak borik asit hasarlı deri
bölgesinden daha fazla emilebilmektedir (Draize and Kelley 1959, Nielsen 1970).
10
Vücut sıvılarına pasif difüzyon (Nielsen 1986) ile dağılan B, kemik dokuda
yoğunlaşmaktadır (Ku et al. 1991). İnsan ve hayvan doku ve organlarında B
konsantrasyonu taze ağırlıkta ortalama 0.05-0.6 mg/kg olup, kemik dokusunda bunun
birkaç katı kadardır (Nielsen 1986, Underwood 1977). Ratlarda yapılan bir çalışmada
(Chapin and Ku 1994), 9 g borik asit/kg/yem miktarında uygulanan borun dokular
arasındaki dağılımı incelenmiş ve 7. günde B konsantrasyonu kemikte 47.4 mg/kg
olarak tespit edilirken, diğer dokularda 20-30 mg/kg miktarında belirlenmiştir. Bu
durumun borun kemik ve yumuşak doku ile vücut sıvılarından elimine edilme
kinetiklerinin farklı olmasından kaynaklandığı belirtilmiştir (Chapin and Ku 1994). Rat
ve insanlarda kan B düzeyleri genellikle alınan B miktarına paralel olarak artış
göstermektedir (Ecetoc 2002).
Naghii and Samman (1997b) günlük 10 mg B alan insanlarda alınan B’un büyük
kısmının (%84) idrarla atıldığını tespit etmişlerdir. Alınan borat bileşiklerinin %90’dan
fazlası borik asit formunda atılır. Atılım hızı ve yarılanma ömrü insan ve hayvanlarda
benzer olup 24 saat ve daha azdır (WHO 1998). Murray (1998), borun yarılanma
ömrünün ratlarda (14-19 saat) insanlara oranla (21 saat) belirgin derecede kısa olduğunu
belirtmiş, bu durumun glomerular filtrasyon hızının ratlarda yüksek olmasından
kaynaklandığını ileri sürmüştür.
2.2 Bor’un Damızlık Tavuklarda Kullanımı
Qin and Klandorf (1991) 60 haftalık yaşta broyler damızlık tavuklar kullanarak üç
farklı deneme yapmışlardır. Birinci denemede % 3.5 ve % 1.5 kalsiyum içeren yemler,
bor içeren ve içermeyen şekilde hazırlanmıştır (1 ve 2. haftalarda 100 ppm, 3, 4, 5.
haftalarda 60 ppm). İkinci denemede yüksek ve düşük yumurta kabuk kalitesine sahip
tavuklara düşük kalsiyum içerikli yemler, bor içeren ve içermeyen şekilde birinci
denemedeki gibi hazırlanmıştır. Üçüncü denemede ise 72 haftalık yaştaki tavuklar tüy
dökümüne sokulmuş ve bundan sonra 100 ppm bor içeren yemle yemlenmişlerdir.
Yeme bor ilavesi ile yumurta veriminin birinci denemede azaldığı, iki ve üçüncü
denemelerde değişmediği belirlenmiştir. Yeme bor ilavesinin yumurta özgül ağırlığı,
11
kabuk kalitesi ve kalsiyum birikimini etkilemediği, tibia kemik külü oranını ise artırdığı
(P<0.05) bildirilmiştir.
Rossi et al. (1993a) dişi ve erkek broyler damızlık tavuklar üzerinde iki farklı deneme
düzenlemişlerdir. Birinci denemede 21 haftalık yaştaki broyler damızlık tavuklar 0 ve
250 mg/kg bor içeren (borik asit veya sodyum borat kaynaklı) karma yemlerle
yemlenmişlerdir. Yeme bor ilavesi ile ölüm oranı, canlı ağırlık, % 5 yumurtlama yaşı,
yumurta verimi, yumurta ağırlığı, yumurta özgül ağırlığı, yumurta kabuk ağırlığı ve
döllülük oranı etkilenmemiştir. İkinci denemede erkek broyler damızlıklar aynı yemlerle
yemlenmişler ve canlı ağırlık, döllülük oranı ile kuluçka randımanı bakımından farklılık
görülmemiştir.
2.3 Bor’un Yumurta Tavuklarında Kullanımı
Dünyada ve ülkemizde hızla gelişen tavukçuluk endüstrisi ile birlikte insanların tavuk
etine olan ilgisi artarken, yumurta tüketiminde artma olmamış hatta gelişmiş ülkelerde
bile bir azalma meydana gelmiştir. Yumurta tüketimindeki azalmanın en önemli nedeni,
tüketim alışkanlıklarının yanı sıra gerek yazılı basın, gerekse sözlü basında yumurtanın
kan kolesterol düzeyini yükselterek atheresclerosis ve koroner kalp hastalıklarına yol
açan bir risk faktörü olarak tanınması olmuştur. İnsan beslenmesinde kolesterol kaynağı
gıda maddeleri hayvansal kökenli olanlardır. Bunlar içerisinde yumurta son yıllarda
üzerinde en çok durulan gıda maddesidir. Bir yumurtada ortalama 195-210 mg arasında
kolesterol bulunmaktadır. Oysa yumurtanın insan beslenmesi açısından önemi dikkate
alındığında tüketimdeki bu azalmanın engellenmesi gerekmektedir. Çünkü yumurta
vücutta sentezlenmeyen esansiyel amino asitleri ve esansiyel yağ asitleri ile birlikte
diğer besin maddelerini yüksek oranlarda içermesi ve bu besin maddelerinin % 95’ inin
sindirilebilmesi nedeni ile büyük önem taşımaktadır (Worm 1988).
Rasyonda yapılan değişikliklerle kanatlı dokularının ve yumurtanın yağ asidi
kompozisyonunu değiştirmek kolay olmasına rağmen kolesterol içeriğini azaltmak
zordur. Yapılan araştırmalarda borun kan kolesterolünü düşürücü etkisinin olduğu
12
vurgulanmıştır (Hall et al 1989). Bu etkisinin yumurtada da görülebileceği
muhtemeldir.
Kanatlı hayvanların yemlerine bor ilavesinin hayvanların verim performansları, bazı
kan, kemik, dışkı ve idrar parametreleri ile bağışıklık, yağ, vitamin, mineral madde
metabolizmaları üzerine etkileri çok sayıda bilimsel çalışma ile incelenmiştir. Bu
çalışmalar çoğunlukla yumurtacı tavuklar ve etlik piliçler üzerinde yoğunlaşmıştır.
Wilson and Ruszler (1995) yumurta tavuklarına üretim döneminin son 28 günü 3.5, 7,
14, 28 ve 56 mg/kg bor içeren karma yemler vermişlerdir. Araştırma sonunda, yumurta
döneminin son 4 haftasında yeme bor ilavesinin kemiklerin kırılma mukavemeti,
kırılma basıncı ve kırılma enerjisine etkili olmadığı bildirilmiştir. Yemdeki bor
düzeyinin artması ile et, karaciğer ve kemik dokularındaki bor düzeyinin arttığı
belirlenmiştir.
Wilson and Ruszler (1996) tarafından yumurta tavukları üzerinde yapılan başka bir
araştırmada, tavuklar 4, 8 ve 12 haftalık deneme dönemlerinde 0, 100, 200 ve 400
mg/kg bor içeren karma yemlerle yemlenmişlerdir. Yemlerde bor düzeyinin artması ile
kemiklerin kırılma mukavemeti, kırılma basıncı ve kırılma enerjisi etkilenmezken, tüm
dokularda bor konsantrasyonu önemli düzeyde (P<0.05) artmıştır. 400 mg/kg bor
içeren yemlerle yemlenen grubun canlı ağırlığı, yumurta verimi ve yem tüketimi diğer
gruplardan önemli düzeyde düşük (P<0.05) bulunurken, diğer gruplar arasında farklılık
bulunmamıştır.
Wilson and Ruszler (1997) tarafından Leghorn piliçler üzerinde yapılan bir araştırmada,
piliçler 6-16 haftalık yaşlar arasında 0, 50, 100, 200 ve 400 mg/kg bor içeren karma
yemlerle yemlenmişlerdir. Yeme 50 ve 100 mg/kg bor ilave edilen gruplarda, piliçlerin
tibia ve femur kemiklerinin kırılma mukavemeti, tibia kemiğinin kırılma basıncı, femur
kemiğinin kırılma enerjisi diğer gruplardan önemli düzeyde yüksek bulunmuştur
(P<0.05). Tibia kemiğinin kül içeriğinin 400 mg/kg bor ilavesi dışındaki tüm bor ilave
edilen gruplarda kontrol grubundan yüksek olduğu (en yüksek değer 50 mg/kg)
(P<0.05) tespit edilmiştir.
13
Wilson and Ruszler (1998) tarafından beyaz yumurtacı tavuklar üzerinde yapılan
araştırmada, tavuklar 18–72 veya 32–72 haftalık yaş dönemlerinde 0, 50, 100, 200 ve
400 mg/kg bor içeren karma yemlerle yemlenmişlerdir. 72 haftalık yaşta yapılan
ölçümlerde, 32 haftalık yaştan itibaren 200 mg/kg bor içeren karma yemlerle yemlenen
grubun tibia (kaval) ve radius (önkol) kemiklerinin kırılma enerjisi diğer gruplardan
önemli düzeyde (P<0.05) yüksek bulunurken, tibia kül içeriği bakımından gruplar
arasında farklılık (P>0.05) tespit edilmemiştir. Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında
kırılma enerjisinin tibiada % 45, radiusta % 47 daha fazla olduğu belirlenmiştir. Yeme
bor ilavesi ile (özellikle 400 mg/kg) göğüs ve but etlerinde, karaciğerde bor düzeyi
önemli düzeyde (P<0.05) artarken, kalsiyum ve fosfor düzeyleri değişmemiştir
(P>0.05). Yeme bor ilavesi ile kemik bor içeriği önemli düzeyde artarken, kalsiyum ve
fosfor düzeylerinde önemli düzeyde düşme tespit edilmiştir (P<0.05). Canlı ağırlık, yem
tüketimi, yumurta verimi, yumurta ağırlığı 400 mg/kg bor seviyesinde önemli düzeyde
(P<0.05) azalırken, diğer muameleler arasında farklılık (P>0.05) bulunmamıştır.
Deneme sonunda, yumurta tavuklarında, pik döneminde yeme 200 mg/kg bor ilavesinin
ileriki dönemlerde kemik kırılganlığını azalttığı bildirilmiştir.
Kurtoğlu et al. (2002) 40 haftalık yaştaki yumurta tavuklarını 120 gün süreyle 0, 50,
100, 150, 200 ve 250 ppm bor içeren yemlerle yemlemişlerdir. Muamele grupları
arasında canlı ağırlık, yem tüketimi, yem değerlendirme oranı, yumurta verimi, yumurta
ağırlığı ve özgül ağırlığı bakımından farklılık (P>0.05) tespit edilmemiştir. Denemenin
60-90 günlük periyodunda, 150 ve 250 ppm bor içeren gruplarda kontrol grubuna göre
kırık-çatlak yumurta oranı önemli düzeyde daha düşük bulunmuştur (P<0.05). Serum
magnezyum ve fosfor konsantrasyonları yeme bor ilavesinden etkilenmezken (P>0.05),
250 ppm bor ilavesi ile kontrol grubuna göre daha yüksek serum kalsiyum
konsantrasyonu (P<0.05) elde edilmiştir.
Eren et al. (2004) tarafından yumurta tavukları üzerinde yapılan bir araştırmada,
tavuklar 8 haftalık deneme süresince 0, 5, 10, 50, 100, 200 ve 400 mg/kg bor (H3BO3)
içeren karma yemlerle yemlenmişlerdir. Canlı ağırlık, yem tüketimi ve yumurta verimi
400 mg/kg bor verilen grupta önemli düzeyde (P<0.05) azalırken, diğer muameleler
arasında istatistiki farklılık (P>0.05) bulunmamıştır. Yüksek düzeylerde bor ilavesinin
14
(200 ve 400 mg/kg) yumurta ağırlığını düşürdüğü, kırık-çatlak yumurta sayısını artırdığı
(P<0.01) tespit edilmiştir. Bor ilavesi ile serum kalsiyum, inorganik fosfor ve
magnezyum seviyelerinde artışlar görülürken, serum ALP aktivitesinde herhangi bir
değişiklik olmamıştır.
Eren and Uyanık (2007) tarafından yumurta tavukları üzerinde yapılan bir diğer
çalışmada, tavuklar 8 haftalık deneme süresince 0, 5, 10, 50, 100, 200 ve 400 mg/kg bor
(H3BO3) içeren karma yemlerle yemlenmişlerdir. Serum gama-glutamil transpeptidaz
aktivitesi, albumin, glukoz, toplam kolesterol, HDL ve LDL kolesterol seviyeleri yeme
bor ilavesi ile azalmıştır. 5 mg/kg bor ilavesi dışındaki bor ilaveli gruplarda serum
trigliserid seviyelerinde de önemli düzeyde azalma görülmüştür (P<0.05). Yeme 10
mg/kg ve daha yüksek düzeylerde bor ilavesi serum globulin ve üre miktarları ile
yumurta sarısı kolesterol düzeylerini önemli düzeyde artırmıştır (P<0.05).
Kurtoğlu et al. (2007) yumurta tavuğu yemlerine 0, 50, 100, 150, 200 ve 250 mg/kg bor
ilavesinin etkilerini incelemişlerdir. Yeme bor ilavesi tibiadaki bor miktarını önemli
düzeyde artırırken, tibia Ca seviyesini düşürmüştür (P<0.001). Bor ilavesi tibia ağırlığı
ve külünü önemli düzeyde etkilemezken, yemdeki artan bor düzeyi ile tüm kandaki
hematokrit ve hemoglabin değerleri sayısal olarak artmıştır. Araştırma sonucunda yeme
bor ilavesinin mineral metabolizmasına etkilerinin deneme süresine, kanatlıların yaşına
ve kanatlı türüne göre değişiklik gösterebileceği bildirilmiştir.
Yeşilbağ ve Eren (2007) tarafından 60 haftalık yaşlı yumurta tavukları üzerinde 75 gün
süreyle yapılan denemede, yeme borik asit formunda 0, 25, 50 ve 100 ppm bor ilavesi
yapılmıştır. Araştırma sonunda, karma yeme borik asit ilavesi yemden yararlanma
oranında önemli bir etki oluşturmazken (P>0.05), yem tüketiminde önemli artışlara
sebep olmuştur (P<0.01). Yeme borik asit ilavesi yumurta verimi (P<0.05) ve yumurta
ağırlığını (P<0.01) da önemli düzeyde artırmıştır. Hasarlı yumurta oranı borik asit
ilavesi yapılan deneme gruplarında önemli düzeyde düşük (P<0.05), yumurta kabuk
kalınlığı ve yumurta kırılma mukavemeti 50 ve 100 ppm bor ilave edilen gruplarda
önemli düzeyde yüksek (P<0.01) bulunmuştur. Bor ilavesi ile serum Ca, P düzeylerinde
15
istatistiksel açıdan önemli olmayan artışlar belirlenirken, serum Mg düzeyinde önemli
bir artış (P<0.01) tespit edilmiştir.
Mızrak vd. (2008a) yumurta tavuğu yemlerine 4. haftalık yaştan 64. haftalık yaşa kadar
60 hafta süreyle borik asit formunda ve farklı düzeylerde (0, 25, 50, 100 ve 200 ppm)
bor ilavesi yapmışlardır. Gruplar arasında ölüm oranı, canlı ağırlık, yumurta verimi,
yem tüketimi, yem değerlendirme sayısı, yumurta ağırlığı, yumurta kütlesi, kırık-çatlak
yumurta sayısı gibi performans değerleri bakımından önemli farklılıklar gözlenmemiştir
(P>0.05). Yumurta kalitesini belirleyen özelliklerden ak yüksekliği ve haugh birimi
yeme 25 ve 50 ppm bor ilavesi ile önemli düzeyde artmıştır (P<0.05). Şekil indeksi,
kabuk kalınlığı, kabuk kırılma mukavemeti bakımından gruplar arasında önemli
farklılıklar belirlenmemiş (P>0.05), ancak 25 ppm bor ilavesi ile sayısal olarak kabuk
kırılma mukavemetinde bir artış gözlenmiştir. Yeme bor ilavesiyle tibia kemiğinin
mukavemet gücünde önemli bir farklılık olmazken (P>0.05), 25 ve 50 ppm bor
ilavesinde femur kemiğinin mukavemet gücü önemli düzeyde artmıştır (P<0.05).
Mızrak vd. (2008b) tarafından yapılan bir çalışmada yumurta tavuğu yemlerine 25, 50,
100 ve 20 0 ppm düzeyinde bor ilavesinin tibia ve femur kemiklerinin fosfor içeriği
bakımından gruplar arasında önemli farklılıklar (P>0.05) tespit edilmemesine rağmen,
25 ve 50 ppm bor ilavesi tibia ve femur kemiklerinin ham kül ve kalsiyum içeriklerini
önemli düzeyde (P<0.05) artırmıştır.
Yenice et al. (2008) yumurta tavuğu yemlerine 4. haftalık yaştan 64. haftalık yaşa kadar
farklı düzeylerde (0, 25, 50, 100 ve 200 ppm) bor ilavesinin, tavukların bazı kemik, kan,
organ ve yumurta özelliklerine etkilerini incelemişlerdir. Bor kaynağı olarak borik
asidin kullanıldığı araştırmada, 40. haftalık yaşta yapılan ölçümlerde, 25, 50 ve 100
ppm bor ilavesi ile yumurta kolesterol ve omega-6 yağ asidi içeriğinin azaldığı
(P<0.01), 200 ppm bor ilavesi ile yumurta kolesterol ve omega-3 yağ asidi içeriğinin
yükseldiği (P<0.05) belirlenmiştir. Ancak 64 haftalık yaşta bu özellikler bakımından
gruplar arasında önemli farklılıklara rastlanmamıştır (P>0.05). 64. haftalık yaşta yapılan
ölçümlerde, serum toplam kolesterol ve trigliserid konsantrasyonları bakımından
gruplar arasında önemli farklılıklara rastlanmazken (P>0.05), artan bor seviyesiyle
16
birlikte kandaki bor konsantrasyonu da artmıştır (P<0.01). Yeme bor ilavesi yumurta,
yumurta kabuğu, tibia ve femur kemiklerinin bor içeriğini artırırken (P<0.01), oransal
yürek, karaciğer ve dalak ağırlıkları üzerine etkili olmamıştır (P>0.05).
2.4 İnorganik Mineral Yerine Organik Mineral Kullanımı
Son yıllarda tavuk yemlerinde kullanılmaya başlanan organik iz mineral bileşiklerden
en önemlileri manganez, çinko, bakır ve kromun çeşitli organik formlarıdır. Yumurta
tavukları için NRC (1994) tarafından bildirilen gereksinim değerleri, 18 mg Mn, 36 mg
Zn ve 2 mg Cu kg/yemdir. İnorganik iz minerallerin vücutta emilim oranları oldukça
düşük (%10-40) olduğundan karma yemlere ilave edilen miktarlar, bu değerlerden çok
daha yüksek tutulmaktadır. Yapılan birçok araştırmada, organik minerallerin inorganik
forma göre bağırsaktan emilme oranlarının çok daha yüksek olduğu bildirilmiştir
(Johnson and Socha 1998, Wedekind et al. 1992, Safton and Leeson 2004, Ji et al.
2006). Ayrıca amino aside bağlanarak elde edilen organik-mineral bileşiklerdeki amino
asit oranı yaklaşık % 80 olduğundan, bu bileşiklerden amino asit kaynağı olarak da
yararlanıldığı çeşitli araştırmacılar tarafından bildirilmiştir (Yi et al. 2006).
Keshavarz (1997) yumurta tavukları üzerinde yaptıkları araştırmada, kontrol grubuna 2
farklı seviyede inorganik (30 ppm Mn, 25 ppm Zn ve 60 ppm Mn, 50 ppm Zn) ve
organik- mineral bileşiği (4.5 ppm Mn, 7.5 ppm Zn ve 9 ppm Mn, 15 ppm Zn)
formunda Mn ve Zn ilavesi yapmışlar, yumurta verimi, yumurta ağırlığı, yumurta özgül
ağırlığı, kabuk ağırlığı ile kırık ve anormal yumurta oranı bakımından gruplar arasında
farklılık (P>0.05) bulunmadığını bildirmişlerdir. Araştırmacılar, organik-mineral
bileşiğin yüksek seviyesinde kırık ve anormal yumurta oranında kontrol ve inorganik
form gruplarına göre ortalama % 1.5 luk bir düşme olduğunu, kontrol grubuna göre
organik form ilavesi ile yem değerlendirme ve haugh biriminde farklılık görülmezken,
inorganik form ilavesinde yem değerlendirmede ve haugh biriminde azalma olduğunu
belirlemişlerdir.
Howes (1997), iki farklı kalsiyum kaynağı içeren yumurta tavuğu rasyonlarına çinko ve
manganez kaynağının etkisini araştırmak amacıyla yapılan bir çalışmada 240 adet ISA
17
kahverengi tavuk kullanılmıştır. Toplam kireçtaşının % 20 veya 70’ini granüllü bir
kaynaktan sağlanan rasyonlarda inorganik çinko ve manganezin % 0, 20 ve 40’ının
yerini Egg Shell 49 (ES 49)’dan karşılanan Zn ve Mn proteinatlar almıştır. Tüm
rasyonlarda Mn ve Zn sırasıyla 60 ve 50 mg/kg düzeylerinde tutulmuştur. Deneme 140
günlük yaştan 500 günlük yaşa kadar devam ettirilmiştir. Kireç taşı formu yumurta
kabuk mukavemeti, kabuk ağırlığı ve kalınlığını etkilememiştir. Granül kireç taşının
yüksek düzeyi yumurta büyüklüğünü azaltmıştır. ES 49 iz elementleri verilen tavukların
yumurta verimleri ve ağırlıkları kontrol grubundan yüksek olmuştur. Kabuk
mukavemeti %20 ve 40 organik iz element katılmasıyla artmıştır (P<0.05). Organik iz
elementlerle kabuk kalitesindeki gelişme, sürünün yaşı ilerledikçe daha belirgin hale
gelmiştir.
Ceylan and Scheideler (1999), beyaz yumurtacı tavuklarda, yaş, Ca düzeyi ile Mn ve Zn
şelat ilavesinin performans ve kabuk kalitesi üzerine etkilerini inceledikleri araştırmada,
Eggshell-49 (4.5 ppm Mn ve 7.5 ppm Zn/kg yem) ticari adlı mangan ve çinko şelatları
içeren yem katkısını kullanmışlardır. Araştırıcılar Mn ve Zn şelatların 20. haftadan
itibaren kabuk kalitesi ile ilgili kriterler üzerine faydalı etkilerinin görülmeye
başladığını, 40. haftadan sonra organik-mineral bileşiklerini tüketen tavuklardan kabuk
mukavemeti yüksek ve kırık-çatlak oranı az yumurta elde edildiğini bildirmişlerdir.
Ayrıca, kabuk oluşumunda önemli rol oynayan karbolik anhidraz enzim aktivitesi, 40 ve
60. haftalık yaşlarda yapılan ölçümlerde, organik-mineral bileşiklerini tüketen
tavuklarda daha yüksek tespit edilmiştir. Yumurta verimi ve yem değerlendirme
bakımından gruplar arasında farklılık görülmemiştir (P>0.05).
Şahin et al. (2002a) düşük sıcaklık koşulları (6.8 oC) altında yetiştirilen yumurta
tavukları üzerinde yaptıkları araştırmada, karma yeme tek ve beraber olarak 400 ppb
organik krom (krom pikolinat) ve 30 ppm inorganik çinko (çinko sülfat) ilave
etmişlerdir. Tek olarak veya beraberce krom ve çinko ilavesinin kontrol grubuna göre
canlı ağırlık, yem değerlendirme, haugh birimi, yumurta verimi, ağırlığı, özgül ağırlığı,
kabuk ağırlığı ve kalınlığı ile serum insülin konsantrasyonunu artırdığını, serum
kortikosteron, glukoz ve kolesterol konsantrasyonlarını ise azalttığını bildirmişlerdir.
18
Şahin et al. (2002b), yüksek sıcaklık stresi altında yetiştirilen yumurtacı bıldırcınların
karma yemlerine farklı seviyelerde (0, 200, 400, 800 ve 1200 ppb) organik krom (krom
pikolinat) ilavesinin etkilerini belirlemek amacıyla yaptıkları araştırmada, krom
seviyesinin artması ile canlı ağırlık, yem tüketimi, yem değerlendirme, haugh birimi,
yumurta verimi, ağırlığı, özgül ağırlığı, kabuk kalınlığı ile serum insülin
konsantrasyonunun arttığını, serum kortikosteron ve glukoz konsantrasyonlarının ise
azaldığını bildirmişlerdir.
Mabe et al. (2003), yumurta tavuğu karma yemlerine inorganik ve organik formda 2
farklı seviyede Mn, Zn ve Cu ilavesinin (sırasıyla, 60, 60, 10 ve 30, 30, 5 ppm Mn, Zn
ve Cu) yaşlı tavuklarda yumurta kırılma mukavemeti ve yumurta elastik modülünü
yükselttiğini, tüm yaşlarda kabuk oranı ve kabuk indeksini (kabuk ağırlığı/yüzey alanı)
değiştirmediğini ve bu minerallerin yumurta sarısı içeriğini zenginleştirdiğini
bildirmişlerdir.
Güçlü ve İşcan (2004) tarafından % 3.5 ve % 4 kalsiyum içeren yumurta tavuğu
yemlerinde, Eggshell-49 (4.5 ppm Mn ve 7.5 ppm Zn/kg) ticari adlı organik mangan ve
çinko şelatları içeren yem katkısı ilavesinin etkilerini belirlemek amacıyla yapılan bir
araştırmada, tüm gruplara ayrıca inorganik formda 32 ppm Mn ve 24 ppm Zn/kg yem
mineral katkısı ilave edilmiştir. Ortalama canlı ağırlık, yumurta verimi, yem tüketimi,
yemden yararlanma oranı, yumurta özgül ağırlığı, haugh birimi ve serum Ca, P ve Mg
seviyeleri bakımından kontrol grubu ile benzer (P>0.05) sonuçlar elde edilmiştir. Ancak
hasarlı yumurta oranı, kalsiyum seviyesinin artması ve organik mineral ilavesi ile
azalmış (P<0.01), kabuk kalınlığı ise artmıştır.
Küçükersan vd. (2005a), yumurta tavukları ile yaptıkları bir araştırmada 1 kontrol ve 5
deneme grubu oluşturmuşlardır. Birinci deneme grubuna 0.2 mg/kg organik selenyum,
ikinci gruba 0.2 mg/kg organik selenyum+250 mg/kg vitamin E, üçüncü deneme
grubuna 0.2 mg/kg inorganik selenyum, dördüncü deneme grubuna 0.2 mg/kg inorganik
selenyum+250 mg/kg vitamin E ve beşinci deneme grubuna sadece 250 mg/kg vitamin
E katkılı yemler vermişlerdir. Denemenin sonunda, yumurta verimi, yem tüketimi,
yumurta ağırlığı ve yemden yararlanma oranı açısından istatistiki farklılık tespit
19
edilmemiştir (P>0.05). Rasyona Se ve vitamin E ilavesi yumurta kalite
parametrelerinden ak indeksi, sarı indeksi, Haugh birimi, kabuk kalınlığı ve kırılma
mukavemetini de önemli düzeyde etkilememiştir (P>0.05). Selenyum kaynağının
organik veya inorganik olması da herhangi bir etki meydana getirmemiştir.
Küçükersan vd. (2005b), tarafından yumurta tavukları ile yapılan çalışmanın ikinci
bölümünde birinci deneme grubuna 20 mg/kg organik krom, ikinci gruba 20 mg/kg
organik krom +250 mg/kg vitamin E, üçüncü deneme grubuna 800 mg/kg inorganik
krom, dördüncü deneme grubuna 800 mg/kg inorganik krom +250 mg/kg vitamin E ve
beşinci deneme grubuna sadece 250 mg/kg vitamin E katkılı yemler vermişler ve
denemeyi 3 ay sürdürmüşlerdir. Denemenin sonunda, yumurta verimi, yem tüketimi,
yumurta ağırlığı ve yemden yararlanma oranı açısından istatistiki farklılık tespit
edilmemiştir (P>0.05). Organik krom+ vitamin E kombinasyonu (grup 2) kontrol ve
diğer deneme gruplarıyla kıyaslandığında yumurta ağırlığı (P<0.05) ve yumurta kalite
parametrelerinden sadece yumurta kabuğu kalınlığında (P<0.001) önemli bir artışa
neden olmuştur.
Richards et al. (2008), iz minerallerin organik formlarının, inorganik formlara göre daha
yüksek biyoyararlanıma sahip olduğunu ve bu özelliği yüksek mineral kaynaklarının,
kemik gelişimi ve doku dayanıklılığının artması ile daha yüksek performans sağlaması
gibi çeşitli olumlu etkileri olduğunu bildirmiştir.
2.5 İnorganik Bor Yerine Organik Bor Kullanılması
Yumurta tavuklarının rasyonlarına inorganik mineral yerine organik mineral
katılmasının etkilerini inceleyen birçok araştırma mevcuttur. Ancak inorganik bor
yerine organik bor kullanılarak yapılan bir çalışmaya rastlanmamıştır. Organik bor
üretimi konusunda sadece Yıldız vd. (2008) bir çalışma yapmışlardır. Bu çalışmada
organik bor üretilebilirliği ve hayvan beslemede kullanımı amacıyla mayada organik bor
üretimi araştırılmıştır. Borun tutunması amacıyla Saccaromyces cerevisiae Narince 3
mayası kullanılmıştır. İlk aşamada 50, 100, 150, 200 ve ikinci aşamada 500, 750, 1.000
ve 1.500 µmol/L borik asit ilave edilen gelişme besiyerinde (YPG) maya geliştirilmiştir.
20
İnkübasyonun 8. ve 24. saatlerinde alınan örneklerde maya kuru ağırlığı tayinleri
yapılarak maya gelişmesi izlenmiştir. Bor düzeylerindeki artışın maya gelişmesi üzerine
belirgin bir toksik etki göstermediği saptanmıştır. Ancak, maya gelişme ortamındaki bor
düzeylerinin değişmesine karşılık, bu ortamlarda çoğaltılan mayaların bünyelerindeki
bor düzeylerinin değişmesi konusunda net veriler elde edilememiş olması, besi
ortamındaki borun maya bünyesinde organik bora dönüşmesi konusundaki beklentiler
karşılanamamış ve organik bor stabil olarak üretilememiştir.
2.6 Borun Diğer Kanatlılarda Kullanımı
Rossi et al. (1990) etlik piliç yemlerine 20 ve 80 ppm düzeyinde katılan borun daha iyi
yemden yararlanma değeri sağladığını, 320 ppm düzeyinde katıldığında ise daha yüksek
mortalite daha düşük yem tüketimine sebep olduğunu (P<0.05) bildirmişlerdir.
Eliot and Edwars (1992), yaptıkları 2 denemeli bir çalışmada, etlik piliç yemlerine 5
ppm ile 80 ppm arasında (5, 10, 20, 40, 80 ppm) farklı dozlarda bor ilave etmişlerdir.
Araştırmacılar, borun canlı ağırlık, yemden yararlanma oranı ve kan plazma mineral
seviyelerini etkilemediğini (P>0.05), kemik külü seviyesini quadratik olarak
etkilediğini, 10 ppm bor düzeyinden sonra kemik külü oranın düştüğünü bildirmişlerdir.
Hunt and Herbel (1993), bir günlük broyler erkek civciv yemlerine yetersiz düzeyde
kolekalsiferol (125 IU/kg) ve ortoborik asit formunda 0.16, 0.28, 0.44, 0.66, 1.01, 1.9 ve
3.33 mg/kg bor ilave etmişlerdir. 0.44 ve 3.33 mg/kg bor arasındaki seviyeler vitamin D
yetersizliğinin sebep olduğu anormal olarak artan plazma alkalin fosfataz aktivitesini
azaltmış, plazmadaki iyonize kalsiyum konsantrasyonlarını ise arttırmıştır. Ayrıca bor
ilavesi plazma trigliserid değerlerini de artırmıştır. Araştırma sonucunda, 1.9 ve 3.33
mg/kg bor ilave edilen grupların maksimum büyüme sağladığı fakat plazma glikozunu
stabilize etmek için daha yüksek konsantrasyonlara ihtiyaç olduğu vurgulanmıştır.
Rossi et al. (1993b), 5 farklı seviyede (0, 5, 40, 80 ve 120 ppm) bor içeren karma
yemlerin etkilerini inceledikleri çalışmaları sonucunda, 5 ppm bor katılan yemle
21
yemlenen erkek etlik piliçlerin kontrol grubuna göre daha yüksek canlı ağırlığa sahip
olduklarını, tibiaların kırılma mukavemetinin daha iyi olduğunu (P<0.05) ve yemden
yararlanmanın değişmediğini (P>0.05) bildirmişlerdir. Araştırmacılar farklı bir
denemede, yeme 300 ppm düzeyinde bor katıldığında performansta gerileme olduğunu,
katılan bor seviyesi arttıkça göğüs eti ve karaciğerde bor konsantrasyonunun arttığını
belirtmişlerdir.
Kurtoğlu et al. (2001), etlik piliçler üzerinde 2 farklı bor (5 ve 25 mg/kg) ile 2 farklı
vitamin D3 (250 ve 2000 IU) düzeyinin etkilerini araştırdıkları çalışmalarında, her iki
düzeyde vitamin D3 içeren karma yeme 25 mg/kg bor eklendiğinde, kan kalsiyum
düzeyinin önemli düzeyde düştüğünü, fosfor seviyesinin arttığını, borun hem 5 mg/kg
hem de 25 mg/kg katıldığı durumlarda kan alkali fosfataz seviyelerinde önemli düzeyde
düşme olduğunu (P<0.05) bildirmişlerdir. Araştırıcılar borun mineral metabolizmasında
düzenleyici rolü olduğunu, fakat bu mekanizmanın anlaşılamadığını belirtmişlerdir.
Lu and Yuan (2003) etlik piliç yemlerine H3BO3 formunda 0, 20, 40, 60, 80, 100 ve
120 mg/kg bor ilave etmişlerdir. Araştırmacılar yeme bor ilavesinin kan, karaciğer,
göğüs eti ve tibiadaki bor miktarını artırdığını, tibiadaki birikimin diğer kısımlardan
daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir.
Fassani et al. (2004), etlik piliç karma yemlerine 6 farklı seviyede (0, 30, 60, 90, 120,
150 ppm) bor ilave ederek yaptıkları bir çalışmada, bor ilavesinin 21. günde linear, 42.
günde ise kübik olarak yem tüketiminde düşmeye, 21. ve 42. gün canlı ağırlığında ise
quadratik bir artışa sebep olduğunu, kemik külü ve kalsiyum seviyesinde ise borun bir
etkisinin bulunmadığını bildirmişlerdir. Araştırıcılar, en iyi performansın 42. günde
yeme 57 ppm bor eklenmesi durumunda olacağını bildirmişlerdir.
Kurtoğlu et al. (2005) tarafından etlik piliçler üzerinde yapılan bir çalışmada, iki farklı
bor (5 ve 25 mg/kg) ve iki farklı vitamin D3 (6.25 ve 50 mikrogram/kg) seviyelerine
sahip yemler hazırlanmıştır. Yeme bor ilavesi ile kandaki bor, demir, bakır ve çinko
değerleri ile tibia külü, tibia bor, çinko, kalsiyum konsantrasyonları artarken, tibia demir
ve bakır konsantrasyonlarında bir değişim gözlenmemiştir.
22
Criste et al. (2005a) borca zenginleştirilmiş konsantrasyon (VETABOR)’ un etlik
piliçlerin göğüs eti kalitesine etkilerini incelemişlerdir. Araştırmacılar piliçleri 1-42
günler arasında 3 grup olarak, kontrol, 0.3337 g/kg piliç/gün ve 0.6674 g/kg piliç/gün
bor ilavesi yapılan yemlerle yemlenmişlerdir. Araştırma sonucunda, etlik piliç
yemlerine bor ilavesinin gerekli olduğunu ve 0.6674 g/kg piliç/gün bor ilavesinde göğüs
etinin linolenik asit içeriğinin diğer gruplardan önemli düzeyde daha yüksek olduğu
belirtilmiştir.
Yapılan çeşitli araştırmalarla borun toksik etkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Bu amaçla
yapılan bir araştırmada, Shang Chang et al. (2005) bir günlük yaşta Gushi etlik
civcivlerin içme sularına sırasıyla 0, 100, 200 ve 400 mg/l bor ilave etmişlerdir. Bor
kaynağı olarak borik asit kullanılmıştır. 7, 14, 21, 28, 35 ve 42. günlerde her gruptan 10
piliç kesilerek kas, kemik, beyin, kalp, karaciğer, dalak ve böbrek bor içerikleri tespit
edilmiştir. Organlardaki bor konsantrasyonu sudaki bor miktarının artmasıyla artmıştır.
Sudaki 100 mg/l bor konsantrasyonu genç piliçlerin büyüme ve sağlık durumları için en
iyi doz olarak tespit edilirken, 200 mg/l bor iştahı ve yem tüketimini azaltmıştır. 400
mg/l bor ise civcivleri ölümlerine sebep olacak kadar kötü etkilemiştir.
Wang Jue et al. (2005), bir günlük yaştaki civcivlerin jejenum gelişimi üzerine borun
toksik etkisini belirlemek amacıyla içme suyuna 0 ve 400 mg/lt bor ilave etmişlerdir. 6
hafta boyunca her gruptan her hafta 10 piliç seçilerek kesilmiştir. Bor ilavesiyle jejenum
villi uzunluğunda önemli farklılık belirlenirken, kontrolle karşılaştırıldığında, deneme
grubunun bağırsak uzunluğu 1 ve 2. haftalarda önemli düzeyde (P<0.05) daha düşük
tespit edilmiştir. Deneme sonucunda bor toksikasyonunun jejenum gelişimini
engellediği ve fonksiyonlarına zarar verebileceği bildirilmiştir.
Yapılan başka bir çalışmada da, Li et al. (2005), gushi civcivlerin içme suyuna 400 mg/l
bor ilavesinin, timus ağırlığı ve oransal ağırlığını 3, 5 ve 6. günlerde ve 1, 2, 3 ve 5.
haftalık yaşlarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde azalttığını (P<0.05)
bildirmişlerdir. Suya bor ilavesi ile 1-2. haftalarda timus bezi atrofiye olmuş, 3 haftalık
yaştan sonra piliçlerin çoğunda timus gelişimi düzelmeye başlamış ve 6. haftanın
sonunda timus doku yapısı yenilenmiştir. Araştırma sonunda, içme suyuna 400 mg/l bor
23
ilavesinin erken yaşlarda civcivlerin timus bezi gelişimini ve büyümesini engellediği
sonucuna varılmıştır.
Nurkan ve Eren (2006) bıldırcınların yemlerine 35 gün süre ile 10, 60, 120, 240 mg/kg
bor ilave ederek serum Ca, P, Mg düzeyleri ve ALP aktivitesi üzerine etkilerini
incelemişlerdir. Serum Ca düzeyleri tüm deneme gruplarında, P düzeyleri 120 ve 240
mg/kg ve Mg düzeyleri de 60, 120 ve 240 mg/kg bor verilen gruplarda düşerken, serum
ALP aktivitesinde herhangi bir değişim gözlenmemiştir.
Kurtoğlu vd. (2006) yaptıkları bir denemede yeterli (2.000 IU/kg) ve yetersiz (250
IU/kg) vitamin D3 içeren broyler rasyonlarına farklı düzeylerde (0, 5 ve 25 ppm) bor
ilavelerinin etkilerini araştırmışlardır. Araştırmada 540 adet 1 günlük broyler civciv
kullanılmış ve deneme 45 gün sürdürülmüştür. Bor ilaveli yeterli ve yetersiz vitamin D3
içeren rasyonla beslenen civcivlerde canlı ağırlık artmış, yemden yararlanma oranı
azalmıştır (P<0.05, P<0.001). Özellikle yetersiz vitamin D3 içeren gruplarda yeterli
vitamin D3 içeren gruplara göre bor ilavesiyle daha belirgin iyileşmeler elde edilmiştir.
Bor ilavesi kan Ca, P ve alkalin fosfataz (ALP) düzeylerinde de önemli değişmelere
neden olmuştur. Sonuç olarak, özellikle yetersiz vitamin D3 içeren broyler rasyonlarına
bor ilavesinin performansı olumlu etkilediği tespit edilmiştir.
Eren et al. (2006), 1-35 günlük yaşlar arasında Japon bıldırcınları üzerinde yaptıkları
araştırmada, 0, 10, 60, 120, 240 mg/kg boru (borik asit formunda) yeme ilave
etmişlerdir. Bor ilave edilen tüm gruplarda canlı ağırlık kazancı, yem tüketimi ve yem
değerlendirme sayısı azalmıştır. Bor ilavesi sıcak ve soğuk karkas ağırlığı ve etin kuru
madde oranını etkilememiştir. Bor ilavesi ile erkek bıldırcınlarda karkas yağ ve kül
oranları artmış, dişilerde 120 mg/kg da yağ oranı, 240 mg/kg da karkas yağ ve kül
oranını artırmıştır. Bor ilave edilen tüm gruplarda serum trigliserid ve toplam kolesterol
seviyeleri azalmış, serum HDL ve LDL seviyelerinde değişiklik olmamıştır.
Bozkurt vd. (2007) standart ve düşük düzeyde Ca ve P içeren etlik piliç rasyonlarına 0,
30 ve 60 ppm bor ilave ederek 1.800 tavuk üzerinde bir araştırma yapmışlardır. Yeme
bor ilavesi etlik piliçlerin 21. ve 42. gün canlı ağırlık ve yemden yararlanma değerlerini
24
önemli düzeyde etkilemiş (P>0.01), mortalite ve yem tüketimlerini istatistiki olarak
değiştirmemekle birlikte (P<0.05) azaltan bir eğilim göstermiştir. Standart düzeyde Ca
ve P içeren yemlere bor ilavesi 21. ve 42. gün canlı ağırlıkları ile yemden yararlanma
değerini kontrol grubuna kıyasla önemli düzeyde iyileştirmiştir (P<0.01). Ca ve P
bakımından yetersiz ve bor katılmış yem verilen piliçler, bor ilave edilmeyen grupların
her ikisine kıyasla daha az yem tüketerek daha fazla canlı ağırlık kazanmışlar,
dolayısıyla daha iyi yemden yararlanma performansı sergilemişlerdir. Ca ve P
bakımından yetersiz yemlere bor ilave edilmesi performans yönünden telafi edici etkiler
göstermiştir.
Doğan ve Bahtiyarca (2008) inorganik bor kaynaklarının nispi biyolojik
kullanılabilirliğini tespit etmek için, normal rasyonlarla beslenen, günlük yaşta, karışık
cinsiyette Japon bıldırcınları ile bir araştırma yapmışlardır. Araştırmada mısır-soya
küspesine dayalı bir bazal rasyon (15.28 mg/kg bor içeren) ve bu bazal rasyona borik
asit (H3BO3), susuz boraks (Na2B4O7), boraks pentahidrat (Na2B4O7.5H2O) ve boraks
dekahidrat (Na2B4O7.10H2O) formunda 40, 80 ve 120 mg/kg bor ilavesinden oluşan 13
rasyon kullanılmıştır. Borik asit standart olarak alındığında (%100), kemik bor
konsantrasyonuna ait çoklu regresyon denkleminde katsayıların oranından hesaplanan
nispi biyolojik kullanılabilirlik değerleri, susuz boraks, boraks pentahidrat ve boraks
dekahidrat için sırasıyla %117.8, 94.7 ve 86.6 olarak tespit edilmiştir.
Yıldız vd. (2008) inorganik bor (30 ppm) ve organik asit bileşiğinin (humik, fulvik,
ulmik ve humatomelanik asit karışımı) etlik piliç rasyonlarında performans gelişimini
incelemek üzere 2 deneme yapmışlardır. Birinci denemede ( ön deneme) canlı ağırlık,
canlı ağırlık artışı ve yemden yararlanma oranı bakımından deneme başlangıcında
kontrole göre olumsuz başlayan performans değerleri zamanla dengelenmiş ve deneme
sonu itibariyle bor tüketen grupta iyileşmiştir. İkinci denemede 4 ana grup (kontrol,
organik asit, borik asit, organik asit+borik asit) oluşturulmuş ve toplam 256 Ross 308
etlik piliç kullanılmıştır. Deneme sonunda performans kriterleri bakımından gruplar
arasında önemli farklılık bulunmamıştır (P>0.05). Canlı ağırlık ve canlı ağırlık artış
değerleri 21. günde humat+borik asit tüketen grupta düşmüş (P<0.05), 42. günde ise
iyileşmiştir. Deneme sonunda kontrole göre borik asit, humat ve borik asit karışımı
25
tüketen gruplarda canlı ağırlık (%2.99 ve %2.04) ve canlı ağırlık artışı (%3.42 ve
%3.22) yükselmiş, yemden yararlanma oranı (1.69 ve 1.68) kontrol grubundan (1.74)
daha iyi bulunmuştur. Sıcak karkas randımanı gruplar arasında farlılık göstermemiş
(P>0.05), borik asit ve humat+borik asit tüketen gruplarda kontrole göre %1.01 ve
%1.83 iyileşme gözlenmiştir.
26
3. MATERYAL VE YÖNTEM
3.1 Materyal
Araştırmada hayvan materyali olarak Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde
bulunan 48 haftalık yaşta kahverengi yumurtacı Barred Rock I hattından toplam 630
adet tavuk kullanılmıştır. Yem materyali olarak kimyasal analiz sonuçları çizelge 3.1’de
verilen hammaddeler kullanılarak hazırlanan ve hesaplanan değerler çizelge 3.2’de
gösterilen bazal yem kullanılmıştır. Yeme katılan inorganik bor % 18 saflıkta, borik asit
formunda olup BOREN (Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü)’den sağlanmıştır. Organik bor
ise organik mineraller üreten yerli bir firmadan karşılanmıştır.
Çizelge 3.1 Hammaddelerin kimyasal analizleri (%)
Kuru
Madde
Ham
Kül
Ham
Protein
Ham
Selüloz
Ham
Yağ
Nişasta Şeker
Buğday 89.00 1.58 10.84 2.76 2.40 58.00 2.50
Mısır 87.00 1.16 6.81 1.74 3.30 66.00 1.70
Soya Küspesi 88.10 6.57 43.93 3.50 1.40 8.00 10.70
Tam Yağlı Soya 88.80 5.60 27.69 11.69 21.00 6.50 9.20
Razmol 89.66 3.81 13.69 5.44 4.00 24.50 6.40
27
Çizelge 3.2 Bazal yemin yapısı ve kimyasal bileşimi
x Vitamin ön karmanın her 1 kg’ı 15 000 000 IU A, 5 000 000 IU D3, 50 000 mg E, 10 000 mg K3, 4 000 mg B1, 8 000 mg B2, 5 000 mg B6, 25 mg B12, 50 000 mg niasin, 20 000 mg pantotanik asit, 2 000 mg folik asit, 250 mg biotin, 75 000 mg askorbik asit, 175 000 mg kolin vitaminlerini içermektedir. xx Mineral ön karmanın her 1 kg’ı 35 000 mg Mg, 56 000 mg Mn, 140 000 mg Zn, 56 000 mg Fe, 10 500 mg Cu, 1 050 mg I, 280 mg Co, 280 mg Se, 700 mg Mo minerallerini içermektedir.
Yem hammaddeleri g/kg
Mısır 357
Buğday 250
Soya küspesi 152
Tam yağlı soya 50
Razmol 58.4
Bitkisel yağ 11.45
Mermer tozu 98
DCP 13
Tuz 3.5
DL-Metionin 2.15
Antioksidan 0.5
Vitamin ön karmax 1
Mineral ön karmaxx 1
Salmonella inhibitörü 2
Toplam 1000
Ham protein, % 16
ME, kcal/kg 2700
Kuru madde, % 89.93
Ham selüloz, % 3.05
Ham kül, % 13.53
Ham yağ, % 4.37
Ca1, % 4.2
Yarar. P, % 0.35
Metionin, % 0.44
Met.+sistin, % 0.72
Lisin, % 0.75
Triptofan, % 0.18
Linoleik asit, % 2.00
Bor ppm 26
28
Araştırmada öncelikle inorganik bor mineralinden organik bor elde edilmiştir. Protein
molekülleri aminoasit zincirlerinden oluşan komplekslerdir. Proteinler farklı
kaynaklardan (bitkisel ve hayvansal) elde edilebilirler. Bitkisel olanlar, tahıl, şeker
pancarı, üzüm vb. kaynaklardan elde edilir. Bu proje için kullanılan yöntemde, şeker
esaslı besi yerlerinden (melas) elde edilen proteinler alkali ortamda hidroliz edilerek
aminoasitlere parçalanmıştır. Bu parçalanmada ortam pH’sı 9-10.5 civarındadır.
İnorganik bor, borik asit kompleksi şeklinde bulunduğundan bu durumda borik asidin
pH’sı 3.5–4.5 aralığındadır. Farklı pH karakteristiği referans alınarak iyonik molekül
alışverişi esasına dayanan kimyasal bir reaksiyon ile aminoasitlerle bor (borik asit)
reaksiyona tabi tutularak organik kompleks (Bor Proteinat) elde edilmiştir. Bor proteinat
üretimi ülkemizde organik mineral üreten ticari bir firma tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bu reaksiyonda katalizör olarak nötr ve alkali metal tuzları kullanılmıştır. Bor proteinat
içerisinde lizin, folik asit, riboflavin ve metiyonin bulunmaktadır.
3.2 Yöntem
Araştırma bir kontrol ve iki farklı bor kaynağı (organik bor, inorganik bor) ile üç farklı
bor seviyesi (25, 50, 75 ppm) olmak üzere 2x3 faktöriyel düzende yürütülmüş olup,
deneme planı çizelge 3.3’de verilmiştir.
Çizelge 3.3 Deneme planı
Deneme grupları Muamele
K Kontrol (Bor ilavesiz)
K+25 İ İnorganik formda 25 ppm bor
K+25 O Organik formda 25 ppm bor
K+50 İ İnorganik formda 50 ppm bor
K+50 O Organik formda 50 ppm bor
K+75 İ İnorganik formda 75 ppm bor
K+75 O Organik formda 75 ppm bor
29
Deneme başlamadan önce 700 adet tavuk bir hafta süreyle standart tavuk yemi ile
yemlenerek ön denemeye tabi tutulmuştur. Bu dönemde tavukların yumurta verimleri ve
yumurta ağırlıkları tespit edilerek ve bu özellikler bakımından deneme grupları arasında
farklılık olmamasına dikkat edilmiştir.
Tavuklar tesadüf parselleri deneme tertibine uygun olarak 7 grup ve 6 tekerrür olacak
şekilde rastgele 3 katlı, kompakt tip, bireysel kafeslere dağıtılmış olup, her tekerrürde
15 tavuk bulunacak şekilde dizayn edilmiştir. Bireysel kafeslerde tavuk başına 1.300
cm2 alan sağlanmıştır. Kafes sistemi dikey olarak 42 parsele bölünmüş, aynı parselden
her kata 5 adet tavuk yerleştirilmiştir. Muamele grupları ve tavuklar parsellere rastgele
dağıtılmıştır. Araştırma 16 hafta sürdürülmüş, bu sürede yem ve su serbest olarak
verilmiş olup, günlük 16 saat aydınlatma uygulanmıştır. Deneme Haziran-Eylül 2007
tarihleri arasında toplam 120 gün süreyle devam etmiştir. Kümes içi sıcaklık minimum
20 maksimum 28 0C, nem minimum %40 maksimum %70 civarında olmuştur.
Denemede ticari 2. dönem yumurta tavuğu özelliğindeki mısır-soya ağırlıklı yem
kullanılmış ve tavukların besin maddeleri ihtiyaçları için NRC (1994) bildirişi dikkate
alınmıştır. Deneme yemlerinde kullanılan temel yem hammaddelerin besin madde
analizleri yapılmış ve bundan sonra deneme karma yemleri hazırlanmıştır. Ham besin
maddeleri, şeker ve nişasta analizleri AOAC (1990)’ daki esaslara göre yapılmış,
metabolik enerjinin hesaplanmasında WPSA Vogt et al. (1984) bildirişinden
yararlanılmıştır. Kontrol grubu karma yeminin bor analizi TÜBİTAK MAM Kimya ve
Çevre Enstitüsünde spektrofotometrik yöntemle (TSE 982.01, AOAC 1990) yapılmıştır.
Araştırmada aşağıda belirtilen verim özellikleri, yumurta kalite kriterleri ile kan ve
kemik parametleri tespit edilmiştir.
3.2.1 Yaşama gücü
Grupların yaşama gücünü belirlemek için tüm gruplardaki ölümler deneme
başlangıcından sonuna kadar günlük olarak kaydedilmiştir.
30
3.2.2 Canlı ağırlık
Denemede gruplar arasındaki canlı ağırlık değişimini tespit etmek için tüm tavuklar
bireysel olarak deneme başında ve sonunda tartılmışlardır.
3.2.3 Yumurta verim performansı
3.2.3.1 Yumurta verimi
Alt gruplarda deneme başlangıcından sonuna kadar tavukların yumurta verimleri günlük
olarak kaydedilmiştir. Yumurta verimi tavuk/gün olarak hesaplanmıştır.
3.2.3.2 Yumurta ağırlığı
Deneme süresince her 15 günde bir iki gün üst üste tüm yumurtalar biriktirilip, 0.01
(0.1) g hassasiyetteki şekil 3.1’de görülen dijital terazi ile yumurta ağırlıkları tespit
edilmiştir.
31
Şekil: 3.1 Dijital terazi
3.2.3.3 Yumurta kütlesi
Tavuklardan elde edilen yumurtaların ağırlığı ve yüzde yumurta verimleri belirlendikten
sonra bu değerler kullanılarak yumurta kütlesi hesaplanmıştır.
Yumurta kütlesi= Yumurta ağırlığı x yumurta verimi / 100
3.2.4 Yem tüketimi ve yem değerlendirme sayısı
Deneme gruplarının yem tüketimleri deneme başından sonuna kadar haftalık
periyotlarla tespit edilmiştir. Ayrıca yem tüketimi ve yumurta kütlesi değerleri
kullanılarak yem değerlendirme sayısı belirlenmiştir.
Yem Değerlendirme Sayısı= Haftalık olarak tüketilen yem miktarı (kg)/Haftalık olarak
üretilen yumurta miktarı (kg)
32
3.2.5 Yumurta dış kalite kriterleri
3.2.5.1 Kırık-çatlak yumurta oranı
Deneme süresince tüm alt gruplardan elde edilen yumurtalarda kırık çatlak yumurta
sayıları tespit edilmiş ve günlük olarak kaydedilmiştir.
3.2.5.2 Şekil indeksi
Denemede 4 haftada bir, her gruptan 36 yumurtada, Rauch tarafından geliştirilen ve
şekil 3.2’de verilen indeks aletiyle belirlenmiştir. İndeks aleti yumurtanın genişliği ile
uzunluğu arasındaki oranı belirlemektedir.
Şekil 3.2 Şekil indeksi ölçüm aleti
3.2.5.3 Kabuk kalınlığı
Deneme süresince 4 haftada bir her gruptan toplanan 36’şar yumurta, oda sıcaklığında
24 saat bekletildikten sonra yumurta kabuk kalınlığı Mitutoyo dijital mikrometre ile mm
olarak ölçülmüştür. Kabuk kalınlığı değeri yumurta kabuğunun sivri, küt ve orta
33
bölümlerinin kabuk zarı soyulduktan sonra yapılan ölçümlerinin ortalaması şeklinde
hesaplanmıştır.
Şekil 3.3 Mikrometre
3.2.5.4 Kabuk mukavemeti
Yine deneme süresince 4 haftada bir her gruptan alınan 36’şar yumurta, oda
sıcaklığında 24 saat bekletildikten sonra kabuk mukavemeti (kabuk kırılma direnci)
tespit edilmiştir. Kabuk mukavemeti Şekil 3.4’de görülen Futura marka mukavemet
ölçüm cihazı ile dijital olarak Newton cinsinden ölçülmüştür.
35
3.2.6 Yumurta iç kalite kriterleri
3.2.6.1 Ak yüksekliği
Denemeden elde edilen yumurtaların ak yüksekliğinin tespiti için deneme süresince dört
haftada bir her gruptan 36 yumurta alınmış ve bu yumurtalar oda sıcaklığında 24 saat
bekletildikten sonra şekil 3.6’da görülen Futura marka ak ve sarı yüksekliği ölçüm
ünitesiyle ve şekil 3.7’de görülen programla ak yükseklikleri elektronik olarak (mm)
ölçülmüştür.
Şekil 3.6 Ak yüksekliği ölçüm cihazı
36
Şekil 3.7 Ak yüksekliği ölçüm programı
3.2.6.2 Haugh birimi
Yine deneme süresince dört haftada bir her gruptan 36 adet yumurtada Haugh birimi
tespit edilmiştir. Haugh birimi, ak yüksekliği ve yumurta ağırlığı değerleri kullanılarak
aşağıdaki formüle göre şekil 3.8’de görülen Futura yumurta kalite analiz programı
tarafından otomatik olarak hesaplanmıştır (Haugh 1937). Haugh birimi yumurtanın
tazeliğini gösteren ve raf ömrünü etkileyen iç kalite özelliklerinden biridir. Ak
yüksekliği ile beraber Haugh biriminin yüksek olması yumurtanın kalitesinin yüksek
olduğunu, tazeliğini koruduğunu göstermektedir.
Haugh birimi = 100 Log (Ak yüksekliği+7.57-1.7 Yumurta ağırlığı0.37)
37
Şekil 3.8 Haugh birimi hesaplama programı
3.2.7 Kan parametreleri
Kan parametrelerini tespit etmek için kan, tavuklardan bireysel olarak kanat altı
venalardan enjektör yardımıyla alınmıştır. Kan alınmadan önce tavuklar 24 saat süreyle
aç bırakılmışlardır.
3.2.7.1 Trigliserid
Denemenin sonunda (64. haftada) her alt gruptan 1 tavuk olmak üzere her gruptan
toplam 6 adet tavuğun kan serumunda triglised seviyesi belirlenmiştir. Belirtilen analiz
ticari kitler kullanılarak (Roche Cobas Integra) enzimatik kolorimetrik yöntemle Roche
Cobas Integra 800 analizöründe yapılmıştır.
38
3.2.7.2 Toplam kolesterol
Yine denemenin sonunda (64. haftada) her alt gruptan 1 tavuk olmak üzere her gruptan
toplam 6 adet tavuğun kan serumunda toplam kolesterol seviyesi belirlenmiştir.
Belirtilen analiz ticari kitler kullanılarak (Roche Cobas Integra) enzimatik kolorimetrik
yöntemle Roche Cobas Integra 800 analizöründe yapılmıştır.
3.2.7.3 High density lipoprotein (HDL)
Kan parametrelerinden HDL’nin tespit edilmesi için denemenin sonunda (64. haftada)
her alt gruptan 1 tavuk olmak üzere her gruptan toplam 6 adet tavuğun kan serumuna
bakılmıştır. Belirtilen analiz ticari kitler kullanılarak (Roche Cobas Integra) Roche
Cobas Integra 800 analizöründe yapılmıştır. Trigliserid ve toplam kolesterol analizinde
kullanılan enzimatik kolorimetrik yöntem yerine bu analizde, homojenize enzimatik
kolorimetrik yöntem kullanılmıştır.
3.2.7.4 Low density lipoprotein (LDL)
Bir diğer kan parametresi olan LDL’nin tespit edilmesi için denemenin sonunda (64.
haftada) her alt gruptan 1 tavuk olmak üzere her gruptan toplam 6 adet tavuğun kan
serumuna bakılmıştır. Belirtilen analiz ticari kitler kullanılarak (Roche Cobas Integra)
Roche Cobas Integra 800 analizöründe yapılmıştır. Bu analizde de HDL’de olduğu gibi
homojenize enzimatik kolorimetrik yöntem kullanılmıştır.
3.2.7.5 Bor
Yine 64 haftalık yaşta, her alt gruptan 1 tavuk olmak üzere her gruptan toplam 6
tavuğun tüm kanındaki bor seviyeleri atomik emisyon spectro metodu (ICP-AES) ile
ICP-OES Perkin Emler Optima 2100 DV cihazında tespit edilmiştir (Laakso et al.
2001).
39
3.2.8 Kemik özellikleri
3.2.8.1 Femur kemiği kırılma mukavemeti
Deneme sonunda grup ortalamasına yakın her alt gruptan (tekerrür) 1 tavuk kesilerek
(her gruptan 6 adet) sağ femur kemiği çıkarılmıştır. Etlerinden ve yağlarından
temizlenen femur kemiği, 60 oC’ de 24 saat kurutulmuş ve eter çözücüsünde
yağlarından ayrılmıştır. Daha sonra kemiklerde Instron Universal Machine’de
(Shimadzu-Ag-50 KNG Autograph) “ Three Point Binding” (üç nokta eğme deneyi)
yöntemiyle kemik kırılma mukavemeti (N) belirlenmiştir. Kemikler yatay olarak uzun
eksenlerinden kırılmıştır. Kırma işleminde kemiklerin uç kısımlarından, iki noktada
destek uygulanmıştır. Bu amaçla destek uçları mesafesi ayarlanabilen bir düzenek
kullanılmıştır. Bu düzenekte ilk işlem olarak femur kemiğinin dorsal ve distral
uçlarından 20’şer mm’lik uzunluk hariç tutularak minimum uzunluğa sahip olan
kemiğin 40 mm’si düşüldükten sonra arta kalan uzunluk iki eşit parçaya kumpasla
ölçülüp bölünerek kırılma noktası tespit edilmiştir.
3.2.8.2 Tibia kemiği kırılma mukavemeti
Femur kemiği için deneme sonunda grup ortalamasına yakın her alt gruptan (tekerrür)
kesilen 1 tavuğun (her gruptan 6 adet) sağ femur kemiğiyle birlikte sağ tibia kemiği de
çıkarılmıştır. Etlerinden ve yağlarından temizlenen tibia kemiği 60 oC’ de 24 saat
kurutulmuş ve eter çözücüsünde yağlarından ayrılmıştır. Daha sonra kemiklerde Instron
Universal Machine’de (Shimadzu-Ag-50 KNG Autograph) “ Three Point Binding” (üç
nokta eğme deneyi) yöntemiyle kemik kırılma mukavemeti (N) belirlenmiştir. Kemikler
yatay olarak uzun eksenlerinden kırılmıştır. Kırma işleminde kemiklerin uç
kısımlarından, iki noktada destek uygulanmıştır. Bu amaçla destek uçları mesafesi
ayarlanabilen bir düzenek kullanılmıştır. Bu düzenekte ilk işlem olarak tibia ve femur
kemiklerinin dorsal ve distral uçlarından 20’şer mm’lik uzunluk hariç tutularak
minimum uzunluğa sahip olan kemiğin 40 mm’si düşüldükten sonra arta kalan uzunluk
iki eşit parçaya kumpasla ölçülüp bölünerek kırılma noktası tespit edilmiştir.
40
3.2.8.3 Femur kemiğinin ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor miktarının tespiti
Mukavemet ölçümünden sonra yağsız kuru femur kemiklerinde, 550 oC kül fırınında bir
gece bekletilerek ham kül oranı belirlenmiş, bu küllerde spektrofotometrik yöntemle
kalsiyum, fosfor ve bor analizleri yapılmıştır (sırasıyla TSE 945.04, 958.01, 982.01
kodlu metotlar, AOAC, 1990).
3.2.8.4 Tibia kemiğinin ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor miktarının tespiti
Femur kemiğinde olduğu gibi, mukavemet ölçümünden sonra yağsız kuru tibia
kemiklerinde, 550 oC kül fırınında bir gece bekletilerek ham kül oranı belirlenmiş, bu
küllerde spektrofotometrik yöntemle kalsiyum, fosfor ve bor analizleri yapılmıştır
(sırasıyla TSE 945.04, 958.01, 982.01 kodlu metotlar, AOAC, 1990).
3.2.9 Yumurta özellikleri
3.2.9.1 Yumurta yağ miktarı
Deneme sonunda her gruptan alınan 30’ar yumurta (toplam 210 yumurta) TÜBİTAK
MAM Gıda Enstitüsüne gönderilmiş ve burada soxhelet yöntemiyle ham yağ (945.16,
AOAC 1990) analizleri yaptırılmıştır. Bu analiz için her gruptaki yumurtaların sarısı ve
beyazı kendi içerisinde bir blendırda karıştırılarak homojenize edilmiş ve bu karışımdan
alınan örnekler 6 tekerrür olarak analiz edilmiştir.
3.2.9.2 Yumurta kolesterol miktarı
Yumurta yağ miktarının tespitinde olduğu gibi deneme sonunda her gruptan alınan
30’ar yumurta (toplam 210 yumurta) TÜBİTAK MAM Gıda Enstitüsüne gönderilmiş
ve burada gas kromatografi yöntemiyle yumurta kolesterol (Fenton and Sim 1991)
analizleri yaptırılmıştır. Bu analiz için her gruptaki yumurtaların sarısı ve beyazı kendi
41
içerisinde bir blendırda karıştırılarak homojenize edilmiş ve bu karışımdan alınan
örnekler 6 tekerrür olarak analiz edilmiştir.
3.2.9.3 Yumurta omega 3 miktarı
Deneme sonunda her gruptan alınan 30’ar yumurta (toplam 210 yumurta) TÜBİTAK
MAM Gıda Enstitüsüne gönderilmiş ve burada gas kromatografi yöntemiyle yumurta
omega 3 (Firestone and Horwitz 1979) analizleri yaptırılmıştır. Bu analiz için her
gruptaki yumurtaların sarısı ve beyazı kendi içerisinde bir blendırda karıştırılarak
homojenize edilmiş ve bu karışımdan alınan örnekler 6 tekerrür olarak analiz edilmiştir.
3.2.9.4 Yumurta omega 6 miktarı
Yumurta omega 6 miktarının tespiti için, deneme sonunda her gruptan alınan 30’ar
yumurta (toplam 210 yumurta) TÜBİTAK MAM Gıda Enstitüsüne gönderilmiş ve
burada gas kromatografi yöntemiyle yumurta omega 6 (Firestone and Horwitz 1979)
analizleri yaptırılmıştır. Bu analiz için her gruptaki yumurtaların sarısı ve beyazı kendi
içerisinde bir blendırda karıştırılarak homojenize edilmiş ve bu karışımdan alınan
örnekler 6 tekerrür olarak analiz edilmiştir.
3.2.9.5 Omega 6/ omega 3 oranı
Yukarıda belirtilen yöntemlerle yumurtadaki omega 3 ve omega 6 miktarları
belirlendikten sonra, bu miktarlar birbirleriyle oranlanarak omega 6/ omega 3 oranı
tespit edilmiştir.
3.2.9.6 Yumurta içi (sarı+beyaz) bor miktarı
Deneme sonunda (64. haftalık yaşta) her gruptan 20 yumurta alınarak suda
kaynatılmıştır. Kaynatılan yumurtalar kabuklarından ayrılmış, kabuk ve yumurtanın
beyaz ve akından oluşan kısım ufalanarak 60 oC’de 3 gün boyunca kurutulmuştur.
42
Kurutulan örnekler laboratuar değirmeninde öğütülmüşlerdir. Daha sonra bu örneklerde
yumurtadaki bor birikimini tespit etmek için spektrofotometrik yöntemle yumurtada
(yumurta sarısı ve beyazı karışımı) bor analizi yapılmıştır (TSE 982.01, AOAC 1990).
3.2.9.7 Yumurta kabuğu ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor miktarı
Yumurta kabuğundaki ham kül miktarını belirlemek amacıyla kabukta, 550 oC kül
fırınında bir gece bekletilerek ham kül oranı belirlenmiş, daha sonra bu küllerde
spektrofotometrik yöntemle kalsiyum, fosfor ve bor analizleri yapılmıştır (sırasıyla TSE
945.04, 958.01, 982.01 kodlu metotlar, AOAC, 1990).
3.2.10 Kuluçka parametreleri
3.2.10.1 Döllü yumurta oranı
Deneme ortasında ve sonunda denemedeki tavuklar suni tohumlama yoluyla elde edilen
yumurtalar kuluçkaya konulmuştur. Yumurtalar suni tohumlamadan 3 gün sonra
toplanmaya başlanmış ve her alt gruptan 100 adet yumurta toplanana kadar 3’er gün
arayla suni tohumlamaya devam edilmiştir. Kuluçka makinesine konan yumurtalarda
18. günde ışıkla döllülük kontrolü yapılmış ve döllü yumurta oranı belirlenmiştir.
Döllü Yumurta Oranı= (Döllü yumurta sayısı / Kuluçkaya konan yumurta sayısı)*100
3.2.10.2 Çıkış gücü
Kuluçka makinesine konan yumurtalar 18. günde ışıkla döllülük kontrolü yapıldıktan
sonra çıkım makinelerine yerleştirilmiştir. Yumurtalar burada da 3 gün bekledikten
sonra 21. günde civciv çıkımı yapılmış ve çıkan civciv sayısına göre alt grupların çıkış
gücü tespit edilmiştir.
43
Çıkış Gücü= (Kuluçkadan çıkan canlı civciv sayısı / Kuluçkaya konan döllü yumurta
sayısı)*100
3.2.10.3 Kuluçka randımanı
Kuluçka makinesine konan yumurtalarda 18. günde ışıkla döllülük kontrolü yapılmış ve
daha sonra çıkım makinelerine yerleştirilmiştir. Yumurtalar burada da 3 gün bekledikten
sonra 21. günde civciv çıkımı yapılmış ve çıkan civciv sayısına göre kuluçka randımanı
tespit edilmiştir.
Kuluçka Randımanı= (Kuluçkadan çıkan canlı civciv sayısı / Kuluçkaya konan yumurta
sayısı)*100
3.2.10.4 Civciv ağırlığı
Kuluçkadan çıkan sağlıklı civcivlerin tamamı alt grup olarak tartılarak ortalama civciv
ağırlıkları hesaplanmıştır.
3.2.11 İstatistiki analizler
Muamele grupları 2x3 faktöriyel düzende Minitab 14 paket programı ile
değerlendirilmiş, gruplar arasındaki farklılığın hangi gruplar arasında olduğunu tespit
etmek için Duncan testinden (Duncan 1955) yararlanılmıştır. Elde edilen tüm
parametrelere ait değerler tek kontrol grubu olduğunda faktöriyel düzende
karşılaştırmalar prensibine göre değerlendirilmiş ve t testi yaklaşımıyla kontrol
grubunun ortalaması ile alt grup ortalamaları arasındaki farklılıklar tespit edilmiştir
(Winner et al. 1991).
44
4. BULGULAR
4.1. Yaşama Gücü
Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviyelerde organik veya inorganik bor ilavesi,
tavukların yaşama gücünde bir farklılığa yol açmamıştır. Denemede kullanılan
tavukların yaşama güçleri çizelge 4.1’de verilmiş şekil 4.1’de de gösterilmiştir.
Muamelelerin yaşama gücü üzerine etkisi önemsiz bulunmuştur (P>0.05).
Çizelge 4.1 Deneme gruplarının yaşama güçleri (%)
Gruplar K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Yaşama
Gücü, % 98.89 98.89 97.78 100 97.78 100 96.67
Şekil 4.1 Yaşama gücü
45
4.2 Canlı Ağırlık
Tavukların deneme başı (48. haftalık yaş) ve sonu (64. haftalık yaş) canlı ağırlıkları
tespit edilmiş, canlı ağırlık değişimi hesaplanmış ve değerler çizelge 4.2’de verilmiş,
şekil 4.2’de de gösterilmiştir.
Çizelge 4.2 Deneme gruplarının deneme başı ve sonundaki canlı ağırlıkları ile ağırlık değişimleri
Gruplar Deneme başı canlı
ağırlık, g
Deneme sonu
canlı ağırlık, g
Canlı ağırlık
değişimi, g
K 2191±40 2210±40 19±30
Kontrole karşı diğerleri
P 0.907 0.277 0.354
K+25 İ 2191±21 2243±20 52±34
K+25 O 2228±31 2267±10 39±35
K+50 İ 2185±24 2244±17 59±13
K+50 O 2150±17 2219±23 69±21
K+75 İ 2238±22 2261±16 23±16
K+75 O 2176±25 2203±33 28±22
Bor formunun etkisi
İnorganik 2205±13.5 2249±9.9 44.6±13.1
Organik 2184±15.8 2230±14.5 45.4±15.0
P 0.308 0.268 0.970
Bor seviyesinin etkisi
25 2209±18.9 2255±11.4 45.6±23.2
50 2167±15.0 2231±13.9 64.2±12.0
75 2207±18.5 2232±19.7 25.3±12.9
P 0.159 0.461 0.307
Bor formu x seviyesi interaksiyonu
P 0.118 0.170 0.888
46
Şekil 4.2 Deneme başı ve sonu canlı ağırlık
Deneme grupları arasında deneme başı ve sonu canlı ağırlıkları ve canlı ağırlık değişimi
bakımından istatistiksel olarak farklılıklar önemli bulunmamıştır (P>0.05).
4.3 Yumurta Verimi
Yumurta tavuklarının deneme boyunca yumurta verimi, yumurta ağırlığı ve yumurta
üretimi değerleri tespit edilmiş ve elde edilen sonuçlar çizelge 4.3’de verilmiş, şekil 4.3
ve 4.4’de gösterilmiştir.
47
Çizelge 4.3 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yumurta verim özellikleri üzerine etkisi (48-64. haftalar ortalaması)
Gruplar Yumurta verimi,
%/tavuk/gün
Yumurta ağırlığı,
g/yumurta
Yumurta üretimi,
g/tavuk/gün
K 78.1±1.03 60.8±0.58 47.2±0.72
Kontrole karşı diğerleri
P 0.115 0.417 0.748
K+25 İ 76.8±1.07 60.6±0.32 46.5±0.58
K+25 O 77.2±0.84 61.5±0.59 47.5±0.68
K+50 İ 77.4±0.83 61.7±0.31 47.8±0.49
K+50 O 76.5±1.07 61.2±0.49 46.9±0.54
K+75 İ 75.6±1.07 61.2±0.31 46.20.62
K+75 O 77.3±1.06 60.9±0.47 47.0±0.68
Bor formunun etkisi
İnorganik 76.6±0.57 61.2±0.21 46.8±0.35
Organik 77.0±0.57 61.2±0.29 47.1±0.35
P 0.523 0.912 0.531
Bor seviyesinin etkisi
25 77.0±0.68 61.0±0.35 47.0±0.45
50 77.0±0.68 61.5±0.29 47.3±0.37
75 76.4±0.75 61.0±0.27 46.6±0.45
P 0.824 0.495 0.482
Bor formu x seviyesi interaksiyonu
P 0.357 0.208 0.231
48
Şekil 4.3 Yumurta verimi
Yumurta ağırlığı ve Kütlesi
0
10
20
30
40
50
60
70
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Ağırlık (g)
Yumurta ağırlığı, g/yumurta Yumurta kütlesi, g/tavuk/gün
Şekil 4.4 Yumurta ağırlığı ve kütlesi
Yeme farklı seviyelerde organik veya inorganik bor ilavesi ile yumurta verimi, yumurta
ağırlığı ve yumurta üretimi bakımından gruplar arasında önemli farklılıklar tespit
edilmemiştir (P>0.05).
49
4.4 Yem Tüketimi ve Yemden Yararlanma
Grupların günlük ortalama günlük yem tüketimleri ve yem değerlendirme sayıları
hesaplanmış, elde edilen sonuçlar çizelge 4.4’de verilmiş, şekil 4.5 ve 4.6’da
gösterilmiştir.
Çizelge 4.4 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yem tüketimi ve yem değerlendirme sayısı üzerine etkileri (48-64. haftalar ortalaması)
Gruplar Yem tüketimi, g Yem değerlendirme sayısı,
g yem/g yumurta
K 99.9±0.42 2.12±0.033
Kontrole karşı diğerleri
P 0.651 0.165
K+25 İ 99.8±0.74 2.15±0.025
K+25 O 100.5±0.80 2.12±0.037
K+50 İ 100.6±0.63 2.11±0.026
K+50 O 100.4±0.58 2.15±0.030
K+75 İ 99.0±0.56 2.15±0.036
K+75 O 101.2±0.73 2.16±0.034
Bor formunun etkisi
İnorganik 99.8±0.39 2.13±0.017
Organik 100.7±0.40 2.14±0.019
P 0.104 0.814
Bor seviyesinin etkisi
25 100.2±0.53 2.13±0.022
50 100.5±0.41 2.13±0.022
75 100.1±0.56 2.15±0.020
P 0.816 0.721
Bor formu x seviyesi interaksiyonu
P 0.203 0.528
50
Şekil 4.5 Yem tüketimi
Şekil 4.6 Yem değerlendirme sayısı
Yukarıdaki çizelge ve şekillerin incelenmesinden de anlaşılacağı üzere, yumurta tavuğu
yemlerine organik veya inorganik bor ilavesi ile yem tüketimi ve yem değerlendirme
sayısı yönünden gruplar arasında önemli farklılıklar saptanmamıştır (P>0.05).
51
4.5 Yumurta Dış Kalite Özellikleri
Yumurta dış kalite özelliklerinden kırık çatlak yumurta oranı, şekil indeksi, kabuk
kalınlığı ve kabuk mukavemeti ortalamaları çizelge 4.5’ de verilmiş ayrıca şekil 4.7,
4.8, 4.9 ve 4.10’da grafikler halinde gösterilmiştir.
Çizelge 4.5 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yumurta dış kalite özelliklerine etkisi (48-64. haftalar ortalaması)
Gruplar
Kırık-çatlak
yumurta oranı,
%
Şekil indeksi Kabuk kalınlığı,
10-2 mm
Kabuk
mukavemeti, N
K 1.65±0.18 77.3±0.18 29.4±0.24 32.3±0.67
Kontrole karşı diğerleri
P 0.036 0.235 0.740 0.380
K+25 İ 1.42±0.19 76.7±0.20 29.2±0.28 32.0±0.84
K+25 O 0.71±0.06 76.7±0.21 29.2±0.20 31.9±0.69
K+50 İ 0.97±0.29 76.8±0.21 29.4±0.19 32.9±0.49
K+50 O 1.15±0.16 76.7±0.20 29.8±0.26 33.3±0.71
K+75 İ 1.31±0.61 76.8±0.24 29.4±0.22 34.1±0.52
K+75 O 0.74±0.23 77.0±0.16 29.7±0.25 33.7±0.65
Bor formunun etkisi
İnorganik 1.23±0.22 76.8±0.12 29.3±0.13 33.0±0.35
Organik 0.87±0.10 76.7±0.12 29.6±0.14 32.9±0.41
P 0.221 0.813 0.111 0.523
Bor seviyesinin etkisi
25 1.06±0.14 76.6±0.15 29.2±0.17 32.0±0.53
50 1.06±0.16 76.8±0.14 29.6±0.16 33.0±0.43
75 1.03±0.32 76.9±0.14 29.5±0.17 33.9±0.42
P 0.757 0.303 0.257 0.824
Bor formu x seviyesi interaksiyonu
P 0.212 0.593 0.838 0.357
52
Çizelge 4.6 Kontrol grubu ile diğer grupların kırık çatlak yumurta oranı bakımından t testi ile karşılaştırılması
Gruplar Kırık-çatlak yumurta oranı, %
K
K+25 İ ÖD
K+25 O *
K+50 İ ÖD
K+50 O ÖD
K+75 İ ÖD
K+75 O *
ÖD Farklılık önemli değildir (P>0.05).
*Farklılık önemlidir (P<0.05).
Kırık-çatlak yumurta oranı
0
0,2
0,4
0,6
0,8
1
1,2
1,4
1,6
1,8
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Oran (%)
Şekil 4.7 Kırık çatlak yumurta oranı
53
Şekil indeksi
76,4
76,6
76,8
77
77,2
77,4
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
İndeks
Şekil 4.8 Şekil indeksi
Kabuk kalınlığı
28,9
29
29,1
29,2
29,3
29,4
29,5
29,6
29,7
29,8
29,9
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Kalınlık (mm)
Şekil 4.9 Kabuk kalınlığı
54
Kabuk mukavemeti
30,5
31
31,5
32
32,5
33
33,5
34
34,5
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Mukavemet (N)
Şekil 4.10 Kabuk mukavemeti
Deneme süresince yeme organik veya inorganik bor ilavesi şekil indeksi, kabuk
kalınlığı ve kabuk mukavemeti değerlerini önemli düzeyde etkilememiştir (P>0.05).
Ancak rasyona 50 ve 75 ppm organik veya inorganik bor ilavesi kabuk mukavemetini
sayısal olarak artırmıştır. Yeme organik veya inorganik bor ilaveli tüm gruplarda kırık-
çatlak yumurta oranında azalma sağlanmış, ancak 25 ve 75 ppm organik bor ilave edilen
gruplarda bu düşüşler kontrol grubuna göre istatistiksel olarak önemli düzeye ulaşmıştır
(çizelge 4.6).
4.6 Yumurta İç Kalite Özellikleri
Yumurta iç kalite özelliklerinden ak yüksekliği ve haugh birimi ortalamaları çizelge
4.7’de verilmiş, şekil 4.11 ve 4.12’de grafik olarak gösterilmiştir.
55
Çizelge 4.7 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yumurta iç kalite özelliklerine etkisi (48-64. haftalar ortalaması)
Gruplar Ak yüksekliği, mm Haugh birimi
K 4.48±0.13 62.7±1.18
Kontrole karşı diğerleri
P 0.018 0.091
K+25 İ 4.80±0.14 65.1±1.29
K+25 O 4.91±0.11 65.3±1.01
K+50 İ 4.84±0.11 65.4±1.00
K+50 O 4.89±0.13 65.5±1.22
K+75 İ 4.91±0.13 65.7±1.21
K+75 O 4.66±0.12 64.3±1.23
Bor formunun etkisi
İnorganik 4.85±0.07 65.3±0.67
Organik 4.83±0.07 65.1±0.66
P 0.786 0.787
Bor seviyesinin etkisi
25 4.87±0.09 65.2±0.80
50 4.87±0.09 65.4±0.79
75 4.79±0.09 65.0±0.86
P 0.752 0.935
Bor formu x seviyesi interaksiyonu
P 0.267 0.653
56
Çizelge 4.8 Kontrol grubu ile diğer grupların ak yüksekliği bakımından t testi ile karşılaştırılması
Gruplar Ak yüksekliği, mm
K
K+25 İ ÖD
K+25 O *
K+50 İ ÖD
K+50 O ÖD
K+75 İ *
K+75 O ÖD
ÖD Farklılık önemli değildir (P>0.05).
*Farklılık önemlidir (P<0.05).
Yumurta ak yüksekliği
4,2
4,3
4,4
4,5
4,6
4,7
4,8
4,9
5
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Yükseklik (mm)
Şekil 4.11 Yumurta ak yüksekliği
57
Haugh birimi
61
61,5
62
62,5
63
63,5
64
64,5
65
65,5
66
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Haugh birimi
Şekil 4.12 Haugh birimi
Deneme süresince yeme organik veya inorganik bor ilavesi haugh birimini önemli
düzeyde etkilemezken (P>0.05), bor ilaveli tüm gruplarda sayısal bir artış meydana
gelmiştir. Ancak bu sayısal artış farklı bor kaynakları ve farklı bor seviyeleri arasında
oluşmamıştır. Ak yüksekliği yeme 25 ppm organik ve 75 ppm inorganik bor ilave edilen
gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde daha yüksek bulunmuştur (P<0.05).
Farklı bor seviyeleri ve kaynakları arasında ise ak yüksekliği bakımından herhangi bir
önemli fark tespit edilmemiştir.
4.7 Kan Parametreleri
Bazı kan parametrelerine ait değerler çizelge 4.9’da verilmiş, şekil 4.13, 4.14 ve 4.15’de
grafikler halinde gösterilmiştir. Gruplar arasında serum trigliserid, toplam, HDL ve
LDL kolesterol seviyeleri bakımından istatistiksel olarak önemli farklılıklar
bulunmazken (P>0.05), yeme bor ilavesi ile kandaki bor seviyesinin önemli düzeyde
arttığı (P<0.01) tespit edilmiştir. Yeme 50 ve 75 ppm inorganik veya organik bor
ilavesi, kan bor düzeyini kontrol ve 25 ppm bor ilavesine göre önemli düzeyde
artırmıştır. Ancak farklı bor kaynakları arasında kandaki bor seviyeleri bakımından
58
herhangi bir fark tespit edilememiştir. Çizelge 4.10’de kan bor düzeyi bakımından
kontrol grubu ile diğer grupların karşılaştırılması verilmiştir.
Çizelge 4.9 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin bazı kan parametrelerine etkisi
Gruplar Trigliserid, mg/dl
Toplam kolesterol, mg/dl
HDL kolesterol, mg/dl
LDL kolesterol, mg/dl
Bor, ppm
K 534±115 66.8±8.3 4.5±0.43 3.8±0.54 0.43±0.07
Kontrole karşı diğerleri
P 0.769 0.360 0.793 0.455 0.00001
K+25 İ 551±88 68.0±5.2 4.5±0.34 4.3±0.72 0.74±0.06
K+25 O 436±96 61.3±7.0 4.2±0.40 3.8±0.54 0.76±0.06
K+50 İ 611±135 70.5±15.7 4.8±0.75 4.7±1.31 1.28±0.12
K+50 O 481±109 68.3±7.5 4.3±0.56 6.0±2.10 1.29±0.14
K+75 İ 549±128 67.0±6.9 4.0±0.45 3.8±0.48 1.69±0.11
K+75 O 507±114 70.8±8.8 4.3±0.56 5.8±1.17 1.53±0.22
Bor formunun etkisi
İnorganik 569±66 68.3±4.9 4.4±0.31 4.3±0.50 1.21±0.12
Organik 475±58 66.8±4.3 4.3±0.28 5.2±0.81 1.22±0.12
P 0.316 0.811 0.701 0.339 0.681
Bor seviyesinin etkisi
25 488±65 64.4±4.4 4.3±0.26 4.1±0.43 0.75±0.04 b
50 540±84 69.2±7.2 4.6±0.45 5.3±1.20 1.29±0.09 a
75 528±82 68.9±5.4 4.2±0.35 4.8±0.67 1.60±0.12 a
P 0.899 0.828 0.730 0.578 0.0001
Bor formu x seviyesi interaksiyonu
P 0.916 0.815 0.707 0.560 0.734 a-b Aynı sütunda farklı harfle gösterilen değerler arasındaki fark önemlidir (P<0.01).
59
Çizelge 4.10 Kontrol grubu ile diğer grupların kan bor düzeyi bakımından t testi ile karşılaştırılması
Gruplar Bor, ppm
K
K+25 İ ÖD
K+25 O ÖD
K+50 İ **
K+50 O **
K+75 İ **
K+75 O **
ÖD Farklılık önemli değildir (P>0.05).
**Farklılık önemlidir (P<0.01).
Kan Trigliserid Miktarı
0
100
200
300
400
500
600
700
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Miktar (mg/dl)
Şekil 4.13 Kan trigliserid miktarı
60
Kan kolestrol Düzeyleri
0
10
20
30
40
50
60
70
80
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Miktar (mg/dl)
Toplam kolesterol, mg/dl HDL kolesterol, mg/dl LDL kolesterol, mg/dl
Şekil: 4.14 Kan kolesterol düzeyleri.
Kan Bor Düzeyi
0
0,2
0,4
0,6
0,8
1
1,2
1,4
1,6
1,8
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Miktar (ppm)
Şekil 4.15 Kan bor düzeyi
61
4.8 Kemik Özellikleri
Deneme sonunda kesilen tavukların femur ve tibia kemiklerinin kırılma mukavemeti
çizelge 4.11 ile şekil 4.16’da ve femur kemik mukavemeti bakımından kontrol grubu ile
diğer grupların karşılaştırılması çizelge 4.12’de verilmiştir. Tibia kemiği kırılma
mukavemeti bakımından gruplar arasında istatistiksel olarak önemli farklılıklar
bulunmazken (P>0.05), bor ilaveli tüm gruplardaki sayısal artışın yanı sıra yeme 25
ppm organik veya inorganik bor ilavesinin femur kemiğinin mukavemet gücünü
istatistiksel olarak önemli düzeyde artırdığı belirlenmiştir (P<0.05). Ancak bu fark farklı
bor kaynakları arasında oluşmamıştır.
62
Çizelge 4.11 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin femur ve tibia kemiklerinin kırılma mukavemetine etkisi, N
Gruplar Femur Tibia
K 61.4±13.9 51.1±5.7
Kontrole karşı diğerleri
P 0.0017 0.770
K+25 İ 115.6±18.3 59.7±7.4
K+25 O 121.5±12.8 49.0±6.0
K+50 İ 76.9±14.7 52.0±4.1
K+50 O 98.9±9.6 37.5±1.6
K+75 İ 78.0±10.5 47.9±3.7
K+75 O 72.4±16.9 46.8±4.3
Bor formunun etkisi
İnorganik 90.1±9.6 53.2±3.1
Organik 97.7±8.6 45.4±3.0
P 0.531 0.066
Bor seviyesinin etkisi
25 118.5±10.6 a 54.8±4.9
50 87.9±9.0 b 47.1±3.6
75 74.9±9.9 b 47.5±2.6
P 0.02 0.212
Bor formu x seviyesi interaksiyonu
P 0.624 0.483
a-b Aynı sütunda farklı harfle gösterilen değerler arasındaki fark önemlidir (P<0.05).
63
Çizelge 4.12 Kontrol grubu ile diğer grupların femur kemik mukavemeti bakımından t testi ile karşılaştırılması
Gruplar Femur
K
K+25 İ *
K+25 O *
K+50 İ ÖD
K+50 O ÖD
K+75 İ ÖD
K+75 O ÖD
ÖD Farklılık önemli değildir (P>0.05).
*Farklılık önemlidir (P<0.05).
Kemik kırılma mukavemeti
0
20
40
60
80
100
120
140
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Mukavemet
Femur Tibia
Şekil 4.16 Tibia ve femur kemiği kırılma mukavemeti
Deneme sonunda kesilen tavukların tibia ve femur kemiklerinin ham kül, kalsiyum,
fosfor ve bor içerikleri ortalamaları çizelge 4.13 ve 4.15 ile şekil 4.17 ve 4.18’de
verilmiştir. Tibia fosfor ve bor içerikleri bakımından kontrol grubu ile diğer grupların
64
karşılaştırılması çizelge 4.14’de ve femur kalsiyum, fosfor ve bor içerikleri bakımından
kontrol grubu ile diğer grupların karşılaştırılması çizelge 4.16’de gösterilmiştir.
Yeme inorganik veya organik bor ilavesi tibia kemiğinin ham kül ve kalsiyum
içeriklerini kontrol grubuna göre değiştirmezken (P>0.05), fosfor ve bor içeriklerini
önemli düzeyde etkilemiştir (P<0.01). Yeme 25 ppm bor ilave edildiğinde tibia
kemiğinin kalsiyum içeriği 50 ve 75 ppm e göre daha düşük bulunmuştur (P<0.05).
Yeme organik veya inorganik bor ilave edilen tüm gruplarda tibia kemiği P miktarı
kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuş (P<0.01), ancak bor formu, bor seviyesi ve
bor formu x seviyesi interaksiyonu bakımından herhangi bir farklılık tespit
edilememiştir (P>0.05). Tibia kemiğinin bor içeriği organik veya inorganik bor ilave
edilen tüm gruplarda kontrol grubuna oranla daha yüksek bulunmuştur (P<0.01). Tibia
kemiği bor içeriği bakımından bor kaynağı x bor düzeyi interaksiyonu önemli
bulunmuştur (P<0.01). Buna göre 25 ve 50 ppm bor düzeylerinde bor kaynağının etkisi
önemli olmazken, 75 ppm bor düzeyinde organik bor kaynağında inorganik bor
kaynağına göre daha yüksek tibia bor içeriği saptanmıştır.
65
Çizelge 4.13 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin tibia kemiği kül, kalsiyum, fosfor ve bor içeriğine etkisi
Gruplar Ham kül, % Ca, % P, % Bor, ppm
K 47.3±0.4 16.5±0.75 7.33±0.17 3.67±0.33
Kontrole karşı diğerleri
P 0.990 0.509 0.0003 0.00001
K+25 İ 47.3±0.3 16.1±0.53 7.93±0.12 6.42±0.46 c
K+25 O 47.5±0.5 16.0±0.25 8.01±0.04 8.00±0.50 bc
K+50 İ 47.4±0.6 17.0±0.90 8.06±0.07 7.17±0.44 bc
K+50 O 47.9±0.5 17.3±0.43 8.00±0.05 8.00±0.29 bc
K+75 İ 46.6±0.5 17.2±0.03 7.90±0.30 8.17±0.17 b
K+75 O 47.5±0.9 18.0±0.01 7.97±0.07 15.00±0.29 a
Bor formunun etkisi
İnorganik 47.1±0.3 16.7±0.39 7.96±0.10 7.25±0.32 b
Organik 47.7±0.4 17.1±0.33 8.00±0.03 10.63±1.29 a
P 0.265 0.450 0.774 0.00001
Bor seviyesinin etkisi
25 47.4±0.2 16.0±0.26 b* 7.97±0.06 7.05±0.49 b
50 47.7±0.4 17.1±0.45 a 8.03±0.04 7.58±0.30 b
75 47.1±0.5 17.7±0.19 a 7.94±0.14 11.58±1.54 a
P 0.584 0.028 0.788 0.00001
Bor formu x seviyesi interaksiyonu
P 0.854 0.745 0.846 0.00001
* Aynı sütunda farklı harfle gösterilen değerler arasındaki fark önemlidir (P<0.01 veya P<0.05).
66
Çizelge 4.14 Kontrol grubu ile diğer grupların tibia fosfor ve bor içerikleri bakımından t testi ile karşılaştırılması
Gruplar P, % Bor, ppm
K
K+25 İ ** **
K+25 O ** **
K+50 İ ** **
K+50 O ** **
K+75 İ ** **
K+75 O ** **
**Farklılık önemlidir (P<0.01).
Tibia kemiği mineral madde miktarları
0
10
20
30
40
50
60
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Miktar
Ham kül, % Ca, % P, % Bor, ppm
Şekil 4.17 Tibia kemiği mineral madde miktarları
Yumurta tavuğu yemlerine organik veya inorganik bor ilavesi femur kemiği ham kül,
Ca, P ve bor miktarlarını önemli düzeyde etkilemiştir. Elde edilen sonuçlar femur ham
kül düzeyi bakımından değerlendirildiğinde, kontrolle muamele grupları, bor formları
ve bor seviyeleri arasında önemli farklılık tespit edilmemiştir (P>0.05). Ancak bor
formu x seviyesi interaksiyonu bakımından farklılıkların önemli olduğu saptanmıştır
67
(P<0.05). 25 ppm bor seviyesinde inorganik bor ilaveli grubun femur ham kül düzeyi
organikten daha yüksek olmasına rağmen, 50 ve 75 ppm bor seviyelerinde organik
formun inorganik formdan daha yüksek femur ham kül oranına sahip olduğu
görülmektedir.
Yeme 50 ppm organik bor ve 75 ppm organik veya inorganik bor ilavesi, femur kemiği
Ca birikimini kontrol (P<0.05) ve 25 ppm bor ilavesine (P<0.01) göre önemli düzeyde
artırmıştır. Ayrıca bor formu x seviyesi interaksiyonu önemli bulunmuş (P<0.01), 25 ve
75 ppm bor seviyelerinde inorganik ve organik formlar arasında Ca birikimi bakımından
farklılık önemli bulunmazken, 50 ppm seviyesinde organik bor, inorganik bor formuna
göre femur Ca birikimini artırmıştır.
Femur kemiği P miktarı rasyonlara organik veya inorganik bor ilavesinden önemli
derecede etkilenmiş, 25 ppm inorganik ve organik bor ilaveli gruplar ile 75 ppm organik
bor ilaveli grupta kontrol grubuna göre daha yüksek bulunmuştur (P<0.05). Bor
formunun etkisi ve bor formu x seviyesi interaksiyonu önemsiz bulunurken (P>0.05), 25
ppm bor ilavesinin 50 ppm’e göre femur kemiğinde daha fazla fosfor birikimine neden
olduğu belirlenmiştir (P<0.01).
Yumurta tavuğu yemlerine organik veya inorganik bor ilave edilen tüm gruplarda femur
kemiği bor miktarı kontrol grubuna göre istatistiksel olarak daha yüksek saptanmıştır
(P<0.01). Bor formunun etkisi ve bor formu x seviyesi interaksiyonu önemsiz
bulunurken (P>0.05), 75 ppm bor ilavesinin 25 ve 50 ppm bor ilave edilen gruplara göre
femur kemiğinde bor birikimini daha fazla artırdığı tespit edilmiştir (P<0.05).
68
Çizelge 4.15 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin femur kemiği kül, kalsiyum, fosfor ve bor içeriğine etkisi
Gruplar Ham kül, % Ca, % P, % Bor, ppm
K 52.9±1.2 11.9±0.96 7.12±0.04 4.17±0.33
Kontrole karşı diğerleri
P 0.990 0.033 0.01 0.00001
K+25 İ 52.8±1.6 a* 12.1±0.33 b 8.13±0.05 9.17±0.33
K+25 O 50.4±1.4 b 11.1±0.38 b 8.15±0.08 9.35±0.25
K+50 İ 49.5±1.3 b 11.9±0.15 b 7.30±0.54 9.17±0.33
K+50 O 53.4±0.8 a 15.2±1.04 a 7.21±0.31 11.17±0.42
K+75 İ 49.8±0.8 b 16.7±0.85 a 7.41±0.42 11.25±1.25
K+75 O 53.3±0.4 a 15.1±0.36 a 8.05±0.10 11.35±0.25
Bor formunun etkisi
İnorganik 50.7±0.8 13.7±0.91 7.62±0.17 9.69±0.44
Organik 52.4±0.7 13.8±0.75 7.77±0.18 10.70±0.39
P 0.105 0.576 0.268 0.104
Bor seviyesinin etkisi
25 51.6±1.1 11.5±0.33 c 8.14±0.03 a 9.24±0.20 b
50 51.4±1.1 13.5±0.89 b 7.25±0.16 b 10.17±0.51 b
75 51.6±0.9 15.9±0.54 a 7.67±0.21 ab 11.30±0.52 a
P 0.987 0.00001 0.002 0.014
Bor formu x seviyesi interaksiyonu
P 0.034 0.004 0.205 0.146
* Aynı sütunda farklı harfle gösterilen değerler arasındaki fark önemlidir (P<0.01 veya P<0.05).
69
Çizelge 4.16 Kontrol grubu ile diğer grupların femur kalsiyum, fosfor ve bor içerikleri bakımından t testi ile karşılaştırılması
Gruplar Ca, % P, % Bor, ppm
K
K+25 İ ÖD * **
K+25 O ÖD * **
K+50 İ ÖD ÖD **
K+50 O * ÖD **
K+75 İ * ÖD **
K+75 O * * **
ÖD Farklılık önemli değildir.
* Farklılık önemlidir (P<0.05).
**Farklılık önemlidir (P<0.01).
Femur kemiği mineral madde miktarları
0
10
20
30
40
50
60
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Miktar
Ham kül, % Ca, % P, % Bor, ppm
Şekil 4.18 Femur kemiği mineral madde miktarları
70
4.9 Yumurta Özellikleri
Yumurta kolesterol, yağ, omega 3 ve omega 6 yağ asitleri analiz sonuçları çizelge
4.17’de verilmiş şekil 4.19, 4.20 ve 4.21’de grafikler haline gösterilmiştir. Yapılan
analizler metod gereği ayrı ayrı tekerrürlü değil de her gruptaki yumurtalar kendi içinde
karıştırılarak analiz edildiği için istatistiki bir değerlendirme yapılmamıştır. Elde edilen
sonuçlar incelendiğinde özellikle yumurta kolesterol ve omega 3 değerleri bakımından
gruplar arasında birbirleriyle uyumsuz sonuçlar olduğu gözlenmiştir. Bunun sebebinin
ise yapılan analizlerdeki hatalardan kaynaklandığı tahmin edilmiştir.
71
Çizelge 4.17 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yumurta yağ, kolesterol, omega-3 ve omega-6 yağ asitleri içeriği üzerine etkisi
Gruplar Yağ, % Kolesterol
(mg/100 g)
Omega-3
(mg/1mg/100 g)
Omega-6
(mg/100 g)
Omega 6/
omega 3
K 9.8±0.90 330±50.3 217±16.5 1919±129 8.86±0.08
Kontrole karşı diğerleri
P
K+25 İ 9.2±0.28 293±1.6 256±39.8 1856±38.7 7.40±1.0
K+25 O 9.5±0.36 314±9.4 211±8.5 2005±41.9 9.53±0.19
K+50 İ 8.7±1.20 278±4.0 225±17.0 1638±92.3 7.36±0.97
K+50 O 9.4±0.39 314±9.4 232±0.9 1869±81.6 8.06±0.39
K+75 İ 7.7±0.25 354±8.1 166±21.5 1654±3.7 10.13±1.29
K+75 O 9.9±0.25 320±7.8 220±8.2 2181±5.5 9.91±0.34
Bor formunun etkisi
İnorganik 8.5±0.43 308±14.9 216±20.9 1716±51.4 8.30±0.76
Organik 9.6±0.18 316±4.2 221±5.0 2018±61.8 9.16±0.38
P
Bor seviyesinin etkisi
25 9.3±0.21 303±7.3 233±21.2 1931±48.9 8.46±0.74
50 9.0±0.55 296±11.2 229±7.2 1754±83.5 7.71±0.47
75 8.8±0.64 337±10.7 193±18.3 1917±152 10.02±0.55
P
Bor formu x seviyesi interaksiyonu
P
72
Yumurta yağ miktarı
0
2
4
6
8
10
12
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Miktar (%)
Şekil 4.19 Yumurta yağ miktarı
Yumurta kolesterol ve omega 3 miktarı
0
50
100
150
200
250
300
350
400
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Miktar (mg/100 g)
Kolesterol (mg/100 g) Omega-3 (mg/100 g)
Şekil 4.20 Yumurta kolesterol ve omega 3 miktarları
73
Yumurta omega 6/ omega 3 oranı
0
2
4
6
8
10
12
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Oran
Şekil 4.21 Yumurta omega 6 / omega 3 oranı
Deneme gruplarının yumurta bor içerikleri (yumurta sarısı+beyazı) çizelge 4.18 ile şekil
4.22’de, kontrol grubu ile diğer grupların karşılaştırılması çizelge 4.19’da verilmiştir.
Yeme organik veya inorganik bor ilavesi yumurta bor içeriğini önemli düzeyde
etkilemiştir (P<0.01). Borun yeme organik formda katılması inorganik forma göre
yumurtada daha fazla bor birikimine neden olmuştur (P<0.01). Yeme 25 ppm bor
ilavesi kontrol grubu ile benzer değerler gösterirken, 75 ppm bor ilavesinin kontrol, 25
ve 50 ppm bor ilavesine göre daha yüksek yumurta bor içeriğine sahip olduğu tespit
edilmiştir (P<0.01). 75 ppm organik bor ilavesi 75 ppm inorganik bor ilavesine oranla
yumurta bor miktarını daha fazla artırmıştır (P<0.05).
74
Çizelge 4.18 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yumurta (sarı+beyaz) bor içeriği üzerine etkisi
Gruplar Bor, ppm (kurutulmuş yumurtada)
K 5.5±0.50
Kontrole karşı diğerleri
P 0.00001
K+25 İ 6.5±0.29 d*
K+25 O 7.0±0.58 d
K+50 İ 8.5±0.29 c
K+50 O 8.9±0.17 c
K+75 İ 11.2±0.44 b
K+75 O 14.2±0.60 a
Bor formunun etkisi
İnorganik 8.7±0.70 b
Organik 10.0±1.10 a
P 0.003
Bor seviyesinin etkisi
25 6.8±0.31 c
50 8.7±0.18 b
75 12.7±0.75 a
P 0.00001
Bor formuxseviyesi interaksiyonu
P 0.016
* Aynı sütunda farklı harfle gösterilen değerler arasındaki fark önemlidir.
75
Çizelge 4.19 Kontrol grubu ile diğer grupların yumurta içi bor içerikleri bakımından t testi ile karşılaştırılması
Gruplar
Bor, ppm
(kurutulmuş yumurtada)
K
K+25 İ ÖD
K+25 O ÖD
K+50 İ **
K+50 O **
K+75 İ **
K+75 O **
ÖD Farklılık önemli değildir (P>0.05).
**Farklılık önemlidir (P<0.01).
Yumurta bor miktarı
0
2
4
6
8
10
12
14
16
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Miktar (ppm)
Şekil 4.22 Yumurta bor miktarı
Deneme gruplarının yumurta kabuğu ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor içerikleri
ortalamaları çizelge 4.20 ile şekil 4.23, 4.24, 4.25 ve 4.26’da, yumurta kabuğu ham kül,
kalsiyum ve bor içerikleri bakımından kontrol grubu ile diğer grupların karşılaştırılması
ise çizelge 4.21’de verilmiştir.
76
Yumurta tavuğu yemlerine organik veya inorganik bor ilavesi yumurta kabuğu ham kül,
Ca, P ve bor miktarlarını önemli düzeyde etkilemiştir. Rasyona 50 ppm inorganik bor
ile 75 ppm organik veya inorganik bor ilavesi yumurta kabuğu ham kül miktarını
kontrol grubuna göre önemli seviyede azaltmıştır (P<0.01). Bor seviyesi arttıkça
yumurta kabuğu ham kül miktarının düştüğü görülmektedir. 75 ppm bor ilavesinde, 25
ppm bor ilavesine göre önemli düzeyde daha düşük ham kül miktarı tespit edilmiştir
(P<0.01). Borun yeme organik formda ilavesi inorganik forma göre daha yüksek
yumurta kabuğu kül miktarının elde edilmesine sebep olmuştur (P<0.01). Ayrıca borun
organik formunun kullanılması bor seviyesinin yükselmesiyle ham kül miktarında
meydana gelen düşmeyi de engellemiştir.
Yumurta kabuğu Ca miktarı yeme bor ilavesinden önemli derecede etkilenmiş, 25 ppm
inorganik borlu grup haricinde tüm gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde
artışlar tespit edilmiştir (P<0.01). Yumurta kabuğu Ca miktarı bakımından bor
formunun etkisi önemsiz bulunurken (P>0.05), bor seviyesi (P<0.01) ve bor
formuxseviyesi interaksiyonu (P<0.05) önemli bulunmuştur. Bor seviyesinin artması ile
yumurta kabuğu kalsiyum birikimi artmıştır (P<0.01).
Yumurta kabuğu P miktarı bakımından kontrolle muamele grupları arasındaki
farklılıklar önemsiz bulunmuştur (P>0.05). Borun organik formda ilavesi yumurta
kabuğu P birikimini inorganik forma göre artırmıştır (P<0.01). Bor seviyeleri arasındaki
farklılıklar ve bor formu x seviyesi interaksiyonu önemlidir ve bor seviyesinin
artmasıyla yumurta kabuğu P birikimi artmıştır (P<0.01).
Yumurta kabuğu bor miktarı yemlere inorganik veya organik bor ilavesinden önemli
derecede etkilenmiştir (P<0.01). 25 ppm organik bor ilavesi ve 50 ppm organik ve
inorganik bor ilavesinin yapıldığı gruplarda kontrol grubuna göre yumurta kabuğu bor
birikiminin önemli düzeyde daha yüksek olduğu belirlenmiştir (P<0.01). Ancak bor
seviyesi 75 ppm e çıkarıldığında yumurta kabuğundaki bor birikiminde bir azalma
olduğu ve kontrol grubu ile benzer değerler elde edildiği gözlenmiştir (P>0.05). Yine 75
ppm seviyesinde 25 ve 50 ppm seviyelerine göre daha düşük bor birikiminin olduğu
77
belirlenmiştir (P<0.01). Bor formunun etkisi ve bor formuxseviyesi interaksiyonunu
önemli bulunmuştur (P<0.01). 25 ppm B düzeyinde borun organik formda yeme
katılması yumurta kabuğu bor birikimini inorganik forma göre artırmıştır (P<0.01).
Çizelge 4.20 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin yumurta kabuğu ham kül, kalsiyum, fosfor ve bor içeriğine etkisi
* Aynı sütunda farklı harfle gösterilen değerler arasındaki fark önemlidir (P<0.01 veya P<0.05).
Gruplar Yumurta kabuğu
Ham kül, % Ca, % P, % Bor, ppm
K 94.5±0.03 31.0±1.15 0.12±0.006 6.90±0.17
Kontrole karşı diğerleri
P 0.0001 0.00001 0.441 0.008
K+25 İ 94.3±0.03 a* 31.7±0.07 d 0.11±0.003 b 6.90±0.17 bc
K+25 O 94.3±0.06 a 32.1±0.26 d 0.12±0.001 ab 11.53±0.33 a
K+50 İ 93.7±0.08 b 34.3±0.52 bc 0.11±0.001 b 8.20±0.58 b
K+50 O 94.3±0.11 a 33.9±0.05 c 0.13±0.006 a 8.53±0.33 b
K+75 İ 93.7±0.08 b 35.7±0.02 a 0.13±0.006 a 7.13±0.53 bc
K+75 O 94.0±0.09 ab 34.7±0.06 b 0.13±0.003 a 6.30±0.10 c
Bor formunun etkisi
İnorganik 93.9±0.10 b 33.9±0.61 0.11±0.004 b 7.41±0.31 b
Organik 94.2±0.07 a 33.5±0.40 0.13±0.002 a 8.79±0.77 a
P 0.00001 0.105 0.003 0.001
Bor seviyesinin etkisi
25 94.3±0.03 a 31.8±0.15 c 0.11±0.004 c 9.22±1.05 a
50 94.0±0.15 ab 34.1±0.25 b 0.12±0.005 b 8.37±0.31 a
75 93.8±0.09 b 35.2±0.24 a 0.13±0.003 a 6.72±0.31 b
P 0.00001 0.00001 0.003 0.00001
Bor formu x seviyesi interaksiyonu
P 0.019 0.04 0.019 0.00001
78
Çizelge 4.21 Kontrol grubu ile diğer grupların yumurta kabuğu ham kül, kalsiyum ve bor içerikleri bakımından t testi ile karşılaştırılması
ÖD Farklılık önemli değildir (P>0.05).
**Farklılık önemlidir (P<0.01).
Yumurta kabuğu Kalsiyum Miktarı
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Miktar (%)
Şekil 4.23 Yumurta kabuğu kalsiyum miktarı
Gruplar
Yumurta kabuğu
Ham kül, % Ca, % Bor, ppm
K
K+25 İ ÖD ÖD ÖD
K+25 O ÖD ** **
K+50 İ ** ** **
K+50 O ÖD ** **
K+75 İ ** ** ÖD
K+75 O ** ** ÖD
79
Yumurta kabuğu ham kül miktarı
93,2
93,4
93,6
93,8
94
94,2
94,4
94,6
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Miktar (%)
Şekil 4.24 Yumurta kabuğu ham kül miktarı
Yumurta kabuğu fosfor miktarı
0,1
0,105
0,11
0,115
0,12
0,125
0,13
0,135
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Miktar (%)
Şekil 4.25 Yumurta kabuğu fosfor miktarı
80
Yumurta kabuğu bor miktarı
0
2
4
6
8
10
12
14
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Miktar (ppm)
Şekil 4.26 Yumurta kabuğu bor miktarı
4.10 Kuluçka Parametreleri
Yumurta tavuğu yemlerine inorganik veya organik bor ilavesinin döllü yumurta oranı,
çıkış gücü, kuluçka randımanı ve civciv ağırlığı üzerine herhangi bir etkisi tespit
edilmemiştir (P>0.05). Kuluçka parametrelerine ait değerler çizelge 4.22’de verilmiş
şekil 4.27 ve 4.28’de grafikler halinde gösterilmiştir.
81
Çizelge 4.22 Yumurta tavuğu yemlerine farklı seviye ve formda bor ilavesinin kuluçka özellikleri üzerine etkisi
Gruplar Döllü yumurta
oranı, %
Çıkış gücü,
%
Kuluçka
randımanı, % Civciv ağırlığı, g
K 92.6±0.72 79.1± 2.74 73.3±2.91 38.3±0.41
Kontrole karşı diğerleri
P 0.225 0.051 0.333 0.726
K+25 İ 93.1±0.94 74.7±2.46 69.5±1.95 38.1±0.15
K+25 O 92.6±1.54 79.3±1.73 69.6±1.33 38.9±0.35
K+50 İ 92.0±1.69 75.2±1.16 66.1±1.92 38.7±0.49
K+50 O 94.0±1.03 77.8±2.03 74.5±1.00 38.3±0.22
K+75 İ 91.8±0.85 71.9±1.93 71.4±1.85 37.7±0.38
K+75 O 93.9±0.82 74.8±3.41 70.3±3.22 37.5±0.44
Bor formunun etkisi
İnorganik 92.3±0.67 73.9±1.10 69.0±1.16 38.2
Organik 93.5±0.66 77.3±1.43 71.4±1.25 38.3
P 0.244 0.066 0.142 0.788
Bor seviyesinin etkisi
25 92.8±0.87 77.0±1.59 69.5±1.12 38.5±0.22
50 93.0±0.99 76.5±1.18 70.3±1.63 38.5±0.26
75 92.9±0.64 73.4±1.92 70.8±1.78 37.6±0.28
P 0.946 0.268 0.774 0.225
Bor formu x seviyesi interaksiyonu
P 0.592 0.919 0.054 0.199
82
Kuluçka parametreleri
92,6
93,1
92,6
92 94
91,8
93,9
73,3
69,5
69,6
66,1
74,5
71,4
70,3
0
10
20
30
40
50
60
70
80
90
100
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 OGruplar
%
Döllü yumurta oranı, % Çıkış gücü, Kuluçka randımanı, %
Şekil 4.27 Kuluçka parametreleri
Civciv ağırlığı
36,5
37
37,5
38
38,5
39
39,5
K K+25 İ K+25 O K+50 İ K+50 O K+75 İ K+75 O
Gruplar
Ağırlık (g)
Şekil 4.28 Civciv ağırlığı
83
5. TARTIŞMA
Borun insan ve hayvan metabolizmasındaki etki mekanizmasının henüz tam olarak
ortaya konamadığı, ancak borun insan metabolizmasında etkili olan Ca, Cu, Mg, N,
glikoz, trigliserid, reaktif oksijen düzeyleri ile östrojen sekresyon ve kullanımını
düzenleyen bir element olduğu bildirilmiştir (Kurtoğlu ve Kurtoğlu 2004). Nielsen
(1988b) borun hücre zar fonksiyonları üzerinde etkin rolü olduğunu; bu etkilerin
özellikle hücre zarlarında hormonal yanıtların oluşumu sırasında önem taşıdığını, bor
etkisiyle transmembran hareketlilik aşamalarının gerçekleşebildiğini belirtmiştir. Buna
karşın Hunt (1994, 1998) borun, enerji metabolizması (özellikle solunum patlaması),
insulin salınımı ve immun sistem fonksiyonları gibi metabolik olaylarda görevli olan
enzimleri kompetitif olarak inhibe ederek bu reaksiyonlar üzerinde negatif regülatör etki
gösterdiğini ileri sürmektedir. Daha önce yapılan araştırmalar incelendiğinde, yeme bor
ilavesi ile performansta önemli ilerlemelerin sağlanması, çoğunlukla bor yetersizliği
veya borun ilişkili olduğu besin maddelerindeki yetersizlik ve dengesizliğin olduğu
durumlarda daha açık bir şekilde görülmektedir. Çalışmalardan elde edilen değişik
veriler sonucunda borun hücre zarları ile etkileşime girerek vitamin D ve Mg ile
reaksiyonları sonucunda Ca homeostazisini etkilediği ifade edilmiş (Naghii and Saman
1993), bu hipotez aynı zamanda Nielsen and Shuler (1992) tarafından elde edilen
bulgularla desteklenmiştir. Nielsen et al. (1988c) borun esansiyel bir faktör olarak
parathormon faaliyetlerini regüle ederek Ca, P, Mg ve kolekalsiferol metabolizmasını
etkilediğini bildirmişlerdir. Borun bu fonksiyonları dikkate alınarak yumuta tavukları
üzerinde yapılan araştırmalarda, yemin dengeli olmasına rağmen yeme bor ilavesinin
yumurta kalitesini ve kemik özelliklerini iyileştirici etkilerinin görüldüğü yönünde
bulgular elde edilmiştir.
5.1 Yaşama Gücü
Yürütülen bu çalışmada yeme 25, 50 ve 75 ppm bor ilavesinin yumurtacı piliç ve
tavukların yaşama gücü üzerine olumsuz bir etkisinin olmadığı görülmüştür. Bu
çalışmanın takdiminde faydalanılan literatür bildirişlerinin hiçbirisinde yeme 400 ppm
düzeyine kadar bor ilavesinin yumurtacı tavukların, etlik piliçlerin ve domuzların genel
84
sağlık durumunda ciddi sorunlar yaratarak, ölüm oranını artırdığına dair bir bildirişe
rastlanmamıştır. Nitekim bu bildirişlerin bazılarında yeme farklı düzeylerde bor
ilavesinin kimi iç organlar, dokular ve kemiklerde önemli düzeyde bor birikimine neden
olmakla beraber, toksik etki yaratarak ölümü tetiklemediği gösterilmiştir (Kurtoğlu et
al. 2001, Rossi et al. 1993a, Wilson and Ruszler 1998).
Diyetsel borun etlik civcivler üzerindeki akut toksisitesinin ve dokulardaki kalıntı
etkisinin araştırıldığı bir çalışmadan elde edilen sonuçlar bu çalışmayı ve literatür
bildirişlerini destekler niteliktedir. Araştırıcılar yeme 3 hafta süre ile 500 ve 1.250 ppm
bor ilavesinin dokularda önemli düzeyde kalıntı bırakmadığını, ancak 2.500 ve 5.000
ppm bor ilavesi ile etlik civcivlerin dokularında önemli düzeyde bor kalıntısına
rastlandığını, bir günlük yaştaki civcivlerdeki letal akut oral bor dozunun 2.95 +/- 0.35
g/kg canlı ağırlık seviyesinde olduğunu bildirmişlerdir (Sander et al. 1991).
5.2 Canlı Ağırlık Değişimi
Yürütülen çalışmada, yeme 25, 50 ve 75 ppm inorganik veya organik formda bor
ilavesinin canlı ağırlığı etkilemediği görülmektedir. Yumurta tavukları üzerinde yapılan
daha önceki çalışmalarda, yumurta tavuğu yemlerine 250 ppm’e kadar bor ilavesinin
canlı ağırlığa olumsuz bir etkisinin olmadığı, 400 ppm bor ilavesi ile canlı ağırlıkta bir
gerileme olduğu bildirilmiştir (Rossi et al. 1993a, Wilson and Ruszler 1996, 1998,
Kurtoğlu et al. 2002, Eren et al. 2004, Mızrak vd. 2008a).
5.3 Yumurta Verimi
Bu çalışmada kullanılan bor dozları (25, 50 ve 75 ppm) ve bor formu (organik veya
inorganik) yumurta verimini önemli düzeyde etkilememiştir. Yeme 5 ppm den 250 ppm
e kadar bor ilavesinin kontrol grubuna göre yumurta veriminde önemli değişikliklere
neden olmadığı daha önceki birçok çalışmada gösterilmiştir (Rossi et al. 1993a, Wilson
and Ruszler 1996, 1998, Kurtoğlu et al. 2002, Eren et al. 2004, Mızrak vd. 2008a).
85
Yeşilbağ ve Eren (2007) tarafından yaşlı yumurta tavukları üzerinde yapılan bir
araştırmada ise yeme bor ilavesi ile (25, 50 ve 100 ppm) yumurta verimi kontrol
grubuna göre önemli düzeyde artmıştır.
Yumurta tavuğu rasyonlarına organik veya inorganik formda bor ilavesi ile yumurta
ağırlığı ve kütlesinde önemli düzeyde değişiklik olmamıştır. Daha önceki çalışmalarda,
yeme düşük düzeylerde bor ilavesi, bu araştırmada olduğu gibi yumurta ağırlığını
değiştirmemiştir (Rossi et al. 1993a, Wilson and Ruszler 1998, Eren et al. 2004, Mızrak
vd. 2008a). Ancak yeme 200, 250 ve 400 ppm bor ilavesi yapıldığında yüksek bor
düzeylerinin canlı ağırlığı ve hayvanların genel sağlık durumlarını etkileme durumlarına
göre bazı araştırmalarda yumurta ağırlığında bir değişim olmamasına rağmen (Rossi et
al. 1993a, Mızrak vd. 2008a), bazı araştırmalarda önemli düzeyde düşüş (Wilson and
Ruszler 1998, Eren et al. 2004) belirlenmiştir. Yeşilbaş ve Eren (2007) tarafından
yapılan araştırmada ise yeme 25, 50 ve 100 ppm bor ilavesinin yumurta ağırlığını
kontrole göre artırdığı bildirilmiştir.
5.4 Yem Tüketimi ve Yemden Yararlanma
Mevcut araştırmada, bor kaynağı ve seviyesinin yumurta tavuklarının yem tüketimleri
üzerine önemli bir etkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalarda, diğer
performans değerlerinde olduğu gibi yumurta tavuğu yemlerine 250 ppm’e kadar bor
ilavesinin yem tüketimine bir etkisinin olmadığı, ancak 400 ppm bor ilavesi ile yem
tüketiminde bir gerileme olduğu bildirilmiştir (Wilson and Ruszler 1996, 1998,
Kurtoğlu et al. 2002, Eren et al. 2004, Mızrak vd. 2008a). Yeşilbağ ve Eren (2007)
tarafından yapılan araştırmada ise yeme 25, 50 ve 100 ppm bor ilavesinin yem
tüketimini kontrole göre artırdığı bildirilmiştir.
Yumurtlama döneminde yem değerlendirme bakımından, bor kaynağı ve seviyesine
bağlı olarak önemli bir farklılığın ortaya çıkmaması, yumurta tavuğu yemlerine bor
ilavesinin yemden yararlanma oranını etkilemediğini bildiren araştırma sonuçlarını
destekler niteliktedir (Kurtoğlu et al. 2002, Yeşilbağ ve Eren 2007, Mızrak vd. 2008a).
86
Borun yumurta tavuğu rasyonlarına organik veya inorganik formda katılması yem
tüketimi ve yem değerlendirme sayısını etkilememiştir.
5.5 Yumurta Dış Kalite Özellikleri
Deneme süresince yeme organik veya inorganik bor ilavesi şekil indeksi, kabuk
kalınlığı ve kabuk mukavemeti değerlerini önemli düzeyde etkilememiştir. Ancak yeme
bor ilave edilen tüm gruplarda kırık-çatlak yumurta oranında azalmalar olmuş, özellikle
25 ve 75 ppm organik bor ilavesinin kırık-çatlak yumurta oranını kontrol grubuna göre
önemli düzeyde azalttığı tespit edilmiştir (P<0.05). Kırık-çatlak yumurta oranının
azalması borun Ca metabolizması üzerine etkileri konusunda ileri sürülen hipotezleri
desteklemektedir (Nielsen et al. 1988b, Nielsen and Shuler 1992, Naghii and Saman
1993). Daha önce yapılan araştırmalarda da yeme bor ilavesi ile kırık-çatlak yumurta
oranının azaldığı bildirilirken (Yeşilbağ ve Eren 2007, Mızrak vd. 2008a), Eren et al.
(2004) ise yaptıkları çalışmada yeme yüksek düzeylerdeki bor ilavesinin (200 ve 400
ppm) kırık-çatlak yumurta oranını önemli düzeyde arttığını bildirmişlerdir. Bu
araştırmada borun organik formunun kırık-çatlak yumurta oranını düşürmede daha
başarılı olması çeşitli organik iz minerallerin biyoyararlanımlarının daha yüksek
olduğunu bildiren çalışmaları desteklemektedir (Keshavarz 1997, Ceylan and Scheideler
1999, Güçlü ve İşcan 2004).
Bu araştırmadan farklı olarak, Yeşilbağ ve Eren (2007) yeme 50 ve 100 ppm bor
ilavesinin yumurta kabuk kalınlığını ve kırılma mukavemetini kontrol grubuna göre
önemli düzeyde artırdığını bildirirlerken, Rossi et al. (1993a) ve Mızrak vd. (2008a) bu
özelliklerin bor muamelesinden etkilenmediğini belirtmişlerdir.
5.6 Yumurta İç Kalite Özellikleri
Deneme süresince yeme organik veya inorganik bor ilavesi haugh birimini önemli
düzeyde etkilemezken, ak yüksekliği yeme 25 ppm organik ve 75 ppm inorganik bor
87
ilave edilen gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde daha yüksek bulunmuştur
(P<0.05). Yeme bor ilave edilen tüm gruplarda sayısal olarak haugh biriminin arttığı
görülmektedir. Yeme bor ilavesinin ak yüksekliğini metabolik olarak nasıl etkilediği
konusunda herhangi bir kaynağa rastlanmamasına rağmen, borun birçok enzim
aktivitesini etkilediği (Hunt 1994, 1998) ve hücre zarı fonksiyonları üzerinde etkin rolü
olduğu (Nielsen 1988) bildirişleri akla gelmektedir. Mızrak vd. (2008a) tarafından
yapılan araştırmada da yeme 25 ve 50 ppm bor ilavesi ile ak yüksekliği ve haugh
biriminin kontrol grubuna göre önemli düzeyde arttığı belirlenmiştir. Haugh birimi
yumurtanın tazeliğini gösteren ve raf ömrünü etkileyen iç kalite özelliklerinden biridir.
Ak yüksekliği ile beraber haugh biriminin yüksek olması yumurtanın iç kalitesinin
rasyona bor ilavesi ile iyileşebileceğini ve raf ömrünün daha uzun olabileceğini
göstermektedir.
5.7 Kan Parametreleri
Araştırmada tespit edilen kan parametrelerinden serum trigliserid, toplam, HDL ve LDL
kolesterol seviyeleri bakımından gruplar arasında istatistiksel olarak önemli farklılıklar
bulunmamıştır. Araştırma bulguları yeme bor ilavesinin söz konusu kan parametrelerini
etkilemediği Yenice et al. (2008) bildirişini desteklerken, bor ilavesiyle bu
parametrelerin kandaki konsantrasyonlarının düştüğü Eren ve Uyanık (2007) bildirişi ile
uyumsuzdur. Borun organik veya inorganik formda verilmesi kan parametrelerini
etkilememiştir.
Yeme bor ilavesi ile kandaki bor seviyesinin önemli düzeyde arttığı tespit edilmiştir.
Yeme 50 ve 75 ppm inorganik veya organik bor ilavesi kan bor düzeyini kontrol ve 25
ppm bor ilavesine göre önemli düzeyde artırmıştır (P<0.01). Bu durum, yemle verilen
organik veya inorganik borun sindirim sisteminden kana, verilen doz oranında geçtiğini
göstermektedir. Daha önce yapılan çalışmalar da bu yöndedir (Lin and Yuan 2003,
Kurtoğlu et al. 2005 ve Yenice et al. 2008).
88
5.8 Kemik Özellikleri
Yapılan bir araştırmada yeme bor ilavesinin genç domuzların kemiklerinin mekanik
özelliklerini iyileştirici bir etkide bulunmadığı bildirilirken (Armstrong and Spears
2001), etlik piliçlerde (Rossi et al. 1993b, Wilson and Ruszler 1997) ve yumurtacı
tavuklarda (Wilson and Ruszler 1998) olumlu etkilerinin saptandığı yönünde veriler
bulunmaktadır. Yumurta tavukları üzerinde yapılan kısa süreli ve geç yaşlarda yapılan
çalışmalarda (Wilson and Ruszler 1995, 1996) yeme bor ilavesinin kemiklerin kırılma
mukavemeti üzerine etkili olmadığı belirlenmiştir. Ancak piliç dönemi (Wilson and
Ruszler 1997, Mızrak vd. 2008a) ve erken yumurtlama döneminde (Wilson and Ruszler
1998) yeme bor ilavesinin ileri yaşlarda kemiklerinin mekanik özelliklerini iyileştirici
bir etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir.
Mevcut araştırmada tibia kemiği kırılma mukavemeti bakımından gruplar arasında
istatistiksel olarak önemli farklılıklar bulunmazken, yeme 25 ppm organik veya
inorganik bor ilavesinin femur kemiğinin mukavemet gücünü kontrol, 50 ve 75 ppm
seviyelerine göre önemli düzeyde artırdığı belirlenmiştir (P<0.05). Elde edilen bu
araştırma bulguları yeme değişik seviyelerde bor ilavesinin kemik kırılma mukavemeti,
basıncı ve enerjisini artırdığı çeşitli araştırma sonuçlarını desteklemektedir (Wilson and
Ruszler 1997, 1998, Mızrak vd. 2008a).
Damızlık yumurta tavuğu yemlerine inorganik veya organik bor katılması kontrol yemi
ile beslenen tavuklara göre tibia ve femur kemiklerinin ham kül içeriğini
değiştirmezken, femur ham kül düzeyi bakımından bor formu x seviyesi
interaksiyonunun önemli olduğu saptanmıştır. 25 ppm bor seviyesinde inorganik bor
ilaveli grubun femur ham kül düzeyi organikten daha yüksek olmasına rağmen, 50 ve
75 ppm bor seviyelerinde organik formun inorganik formdan daha yüksek femur ham
kül oranına sahip olduğu görülmektedir. Yumurta tavukları veya etlik piliçler üzerinde
yapılan daha önceki çalışmaların bazılarında, yeme bor ilavesi ile kontrol grubuna göre
ham kül düzeyininin değişmediği görülürken (Wilson and Ruszler 1998, Fassani et al.
2004), bazı çalışmalarda (Qin and Klandorf 1991, Wilson and Ruszler 1997, Rossi et al.
89
1993b, Kurtoğlu et al. 2005, Mızrak vd. 2008b) yeme bor ilavesi ile kemik külünün
önemli düzeyde arttığı bildirilmiştir.
Yeme inorganik veya organik bor ilavesi tibia kemiğinin kalsiyum içeriğini kontrol
grubuna göre değiştirmezken, yeme 50 ppm organik bor ve 75 ppm organik veya
inorganik bor ilavesi femur kemiği Ca birikimini kontrole göre önemli düzeyde
artırmıştır. Yeme 50 ve 75 ppm bor ilavesi tibia ve femur kemiklerinin kalsiyum
birikimini 25 ppm seviyesine göre önemli düzeyde artırmıştır. Femur kemiği kalsiyum
içeriği bakımından bor formu x seviyesi interaksiyonu önemli bulunmuş, 25 ve 75 ppm
bor seviyelerinde inorganik bor ilaveli gruplarda organik forma göre Ca birikimi daha
yüksekken, 50 ppm seviyesinde organik bor ilavesinde femur Ca birikiminin daha
yüksek olduğu belirlenmiştir. Yapılan araştırmalarda, yumurta tavuğu ve etlik piliç
yemlerine bor ilavesinin kemiklerdeki kalsiyum birikimine etkileri konusunda çok farklı
sonuçlar alınmıştır. Bu araştırmada yeme bor ilavesi ile tibia ve femur kemiklerinin
kalsiyum içeriğinin yükselmesi Kurtoğlu et al. (2005) ve Mızrak vd. (2008b) tarafından
yapılan çalışmalarla desteklenmektedir. Kurtoğlu et al. (2005) etlik piliç yemlerine 5 ve
25 mg/kg düzeyinde bor ilave edilmesi durumunda kemik Ca oranının arttığını
(P<0.05), kemik demir ve bakır oranının değişmezken çinko oranının azaldığını
bildirmişlerdir. Mızrak vd. (2008b) de yeme 25 ppm bor ilavesi ile tibia, 25, 50 ve 100
ppm bor ilavesi ile femur kemiğinin kalsiyum düzeyinin kontrol grubuna göre önemli
düzeyde arttığını, bor düzeyinin 200 ppm e çıkarılması ile kalsiyum birikiminin
azalarak kontrol grubu ile benzer değerler gösterdiğini bildirmişlerdir. Armstrong and
Spears (2001) ve Fassani et al. (2005) yeme bor ilavesinin kemik Ca düzeyini
etkilemediğini, Wilson and Ruszler (1998) ise kemik Ca düzeyini önemli ölçüde
azalttığını bildirmişlerdir.
Damızlık yumurta tavuğu yemlerine bor ilavesi ile kemiklerde Ca ve P birikiminin
artması, borun Ca ve P metabolizması üzerine etkili olduğu tezini desteklemektedir.
Yumurta tavukları yumurta kabuğu oluşumu için gerekli olan Ca’un tamamını
tükettikleri yemdeki Ca’dan karşılayamazlar. İhtiyacın bir kısmını karşılamak için
kemiklerdeki Ca’u kullanmak zorundadırlar. Özellikle tavuğun yaşı ilerledikçe Ca
emilimindeki azalmaya paralel olarak yumurta kabuklarında kırık-çatlak oranının
90
artması ve kemik deformasyonları gibi problemler artmaya başlar. Bu araştırmadan elde
edilen bulgulara göre yemlere bor ilavesi ile hem kemiklerdeki Ca ve P birikiminin
artması hem de kırık-çatlak yumurta oranının azalması bu hipotezi desteklemektedir.
Kemiklerde Ca birikiminin artması ile kemiklerden yumurta kabuğu oluşumu için
gereken Ca miktarının bor ilavesi ile karşılanması sonucunda hem kırık çatlak yumurta
oranı azalmış hem de kemiklerin kırılma mukavemeti artmıştır.
Yeme organik veya inorganik bor ilave edilen tüm gruplarda tibia kemiğinin P içeriği
kontrol grubuna göre önemli düzeyde artarken, bu durum femur kemiğinde 25 ppm
inorganik veya organik ve 75 ppm organik bor ilavelerinde görülmüştür. Tibia ve femur
kemikleri için bor formu ve bor formu x seviyesi interaksiyonu, tibia için bor seviyesi
bakımından gruplar arasında herhangi bir farklılık tespit edilememiştir. 25 ppm bor
ilavesinin 50 ppm e göre femur kemiğinde önemli düzeyde daha fazla fosfor birikimine
neden olduğu belirlenmiştir. Bu araştırmadan elde edilen bulgular yeme bor ilavesinin
kemiklerin fosfor içeriğini artırdığı yönündedir. Bor ile yürütülen önceki çalışmalarda
ise ya yemdeki bor düzeyinin yumurta tavuklarının tibia ve femur kemiklerinin fosfor
içeriğini etkilemediği (Mızrak vd. 2008b), ya da kemik P düzeyini önemli ölçüde
azalttığı (Wilson and Ruszler 1998) bildirilmiştir. Domuz yavrularıyla yürütülen bir
çalışmada ise yeme 5 ve 15 mg/kg düzeyinde bor ilave edilmesi kemik Ca oranını
etkilemezken, P oranında linear bir artışa sebep olmuştur (Armstrong and Spears, 2001).
Kanatlılar üzerinde yapılan araştırmalarda, borun kemik mukavemetini nasıl artırdığı
veya kemiklerde Ca ve P birikimini nasıl tetiklediğine dair bir bilgiye rastlanmamıştır.
Ancak, borun biyokimyasal etkilerini araştıran bazı araştırmacılar, borun hücre zarları
ile etkileşime girerek vitamin D ve Mg ile reaksiyonları sonucunda Ca homeostazisini
(Nielsen and Shuler 1992, Naghii and Saman 1993) ve esansiyel bir faktör olarak
parathormon faaliyetlerini regüle ederek Ca, P, Mg ve kolekalsiferol metabolizmalarını
(Nielsen et al. 1988) etkilediğini bildirmişlerdir. Yapılan araştırmalardan da
görülmektedir ki diğer minerallerde olduğu gibi borun yeme belli bir düzeye kadar
ilavesi kemik mukavemetini, kemiklerde Ca ve P birikimini artırmakta, belli düzeyin
üstünde bor ilavesinin ise hiçbir etkisi olmamakta veya negatif etkileri olabilmektedir.
91
Tibia ve femur kemiklerinin bor içeriği organik veya inorganik bor ilave edilen tüm
gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde daha yüksek bulunmuştur. Borun
organik formda yeme ilavesi inorganik forma göre tibiada önemli oranda daha fazla bor
birikimine sebep olurken, borun kaynağı femurdaki bor birikiminde etkili olmamıştır.
Bu sonuç organik minerallerin inorganik forma göre bağırsaktan emilme oranlarının ve
biyoyararlanımlarının çok daha yüksek olduğunu bildiren birçok araştırma sonucunu
(Johnson and Socha 1998, Wedekind et al. 1992, Safton and Leeson 2004, Ji et al.
2006, Richards et al. 2008) desteklemektedir. Bor seviyeleri birbirleri ile
karşılaştırıldığında, yeme 75 ppm bor ilavesi ile 25 ve 50 ppm seviyelerine göre tibia ve
femur kemiklerindeki bor birikiminin önemli düzeyde daha yüksek olduğu
görülmektedir. Tibia kemiği için bor formu x seviyesi interaksiyonu önemli bulunmuş,
en yüksek bor birikimi 75 ppm organik bor içeren grupta görülürken, en düşük bor
birikimi 25 ppm inorganik bor içeren grupta saptanmıştır.
Yürütülen bu çalışmada yemdeki bor düzeyinin artması ile kemiklerdeki bor düzeyinde
önemli düzeyde artış saptanması, daha önce yapılan çalışmaları destekler niteliktedir.
Bununla birlikte yeme bor ilavesinin performans ve yaşama gücüne ait bulguları
olumsuz yönde etkilemediği görülmektedir. Yapılan çalışmalarla tavuk yemlerine bor
ilavesinin yumuşak ve kemik dokularındaki bor birikimini artırdığı tespit edilmiştir
(Rossi et al. 1993b, Wilson and Ruszler 1995, 1996, 1998, Lu and Yuan 2003, Kurtoğlu
et al. 2005, Yenice et al. 2008). Wilson and Ruszlar (1998) yeme 50, 100, 200 ve 400
ppm bor ilavesi ile kemik bor oranında yaklaşık 8 katına varan artışlara ulaşıldığını
saptarlarken, Kurtoğlu et al. (2005) de yeme 5 ve 25 mg/kg bor ilave edilmesinin
kemik bor konsantrasyonunu yaklaşık 1.5 ve 2 kata varan oranlarda artırdığını
belirlemişlerdir. Lu and Yuan (2003) etlik piliç yemlerine H3BO3 formunda 0, 20, 40,
60, 80, 100 ve 120 mg/kg bor ilave etmişlerdir. Araştırmacılar yeme bor ilavesinin kan,
karaciğer, göğüs eti ve tibiadaki bor miktarını artırdığını, tibiadaki birikimin diğer
kısımlardan daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir.
Yürütülen çalışmada, kemik dokularındaki bor birikiminin artması ile birlikte
hayvanların genel sağlık durumlarında ve verim performanslarında bir olumsuzlukla
karşılaşılmamıştır. Bu sonuç, yeme bor ilavesiyle vücudun değişik organlarında
92
belirlenen bor birikimine karşılık herhangi bir olumsuzlukla karşılaşılmadığını bildiren
araştırma sonuçları ile benzerlik göstermiştir (Rossi et al. 1993b, Wilson and Ruszler
1995, 1996, 1998, Lu Lin and Yuan Ying 2003, Kurtoğlu et al. 2005, Mızrak vd.
2008b).
5.8 Yumurta Özellikleri
Yumurta tavuğu yemlerine bor ilavesinin yumurta kompozisyonuna etkisi konusunda
birkaç çalışma dışında araştırmaya rastlanmamıştır. Yapılan araştırmalarda da borun
yumurta kompozisyonuna etkisi bakımından farklı sonuçlar alınmıştır. Bu konuda
yapılacak araştırmalara ihtiyaç duyulmaktadır.
Yürütülen çalışmada, yumurta tavuğu yemlerine organik veya inorganik bor ilavesinin
yumurta kolesterol, yağ, omega-3 ve omega-6 miktarları ile omega 6/omega 3 oranı
tespit edilmiştir. Ancak bu değerler bakımından labaratuar analiz sonuçlarının bazı
özellikler için tutarsızlık göstermesi ve gruplar arasında istatistiki bir analiz
yapılamaması nedeniyle sonuçların yorumlanması da mümkün olmamıştır. Bu konuda
daha önce yapılan bir çalışmada, Yenice et al. (2008) 40. haftalık yaşta yapılan
ölçümlerde yeme 200 ppm bor ilavesiyle yumurta omega-3 yağ asitleri içeriğinin
kontrol ve 25 ppm bor ilave edilen gruplara göre önemli düzeyde arttığını, 64. haftalık
yaşta ise gruplar arasında bir farklılık olmadığını bildirmişlerdir. Yine aynı
araştırmacının yaptığı çalışmada yeme 25 ve 50 ppm bor ilavesi ile yumurta
kolesterolünde kontrole göre düşme sağlanmasına rağmen, bor düzeyinin yükselmesiyle
bu etkinin kaybolduğu bildirilmiştir (Yenice et al. 2008). Eren ve Uyanık (2007) ise
yeme 5, 10, 50, 100, 200 ve 400 ppm bor ilave ettikleri çalışmalarında 10 ppm den
yüksek seviyelerin yumurta kolesterol değerini artırdığını bildirmişlerdir.
Yürütülen çalışmada, yumurta tavuğu yemlerine inorganik veya organik formda 25 ppm
bor ilavesinin yumurta bor içeriği bakımından kontrolle benzer değerler gösterdiği
belirlenirken, diğer muamele gruplarının tamamının kontrole göre yumurtada önemli
düzeyde daha yüksek bor birikimine neden olduğu tespit edilmiştir. Yemdeki bor
miktarı arttıkça yumurtadaki bor birikiminde de önemli artışlar olduğu görülmektedir.
93
Ayrıca borun yeme organik formda katılması inorganik forma göre yumurtada daha
fazla bor birikimine neden olmuştur. Bu sonuç organik minerallerin inorganik forma
göre bağırsaktan emilme oranlarının ve biyoyararlanımlarının çok daha yüksek
olduğunu bildiren birçok araştırma sonucunu (Johnson and Socha 1998, Wedekind et al.
1992, Safton and Leeson 2004, Ji et al. 2006, Richards et al. 2008) desteklemektedir.
Araştırmadan elde edilen bulgular Yenice et al. (2008) tarafından yapılan çalışmadaki
yemde bor düzeyinin artmasına paralel olarak yumurta bor içeriğinin doğrusal olarak
arttığı ve yeme 200 ppm bor ilave edildiğinde yumurtadaki bor düzeyinin kontrol
grubuna göre yaklaşık 5 katı arttığı bildirişi ile benzerlik göstermektedir.
Yürütülen çalışmada, yemdeki bor seviyesinin artmasıyla yumurta kabuğu ham kül
miktarının düştüğü görülmektedir. Bu bulgular Mızrak vd. (2008b) tarafından yapılan
çalışmadan elde edilen bulgularla benzerdir. Yeme 25 ppm inorganik veya organik bor
ilavesinin yumurta kabuğu ham kül miktarı bakımından kontrolle benzer değerlere sahip
olduğu belirlenirken, yemdeki bor düzeyinin artması ile birlikte yumurta kabuğu ham
kül miktarında önemli düşüşler tespit edilmiştir. Borun yeme organik formda ilavesi
inorganik forma göre daha yüksek yumurta kabuğu kül miktarının elde edilmesine
sebep olmuştur. Ayrıca borun organik formunun kullanılması bor seviyesinin
yükselmesiyle ham kül miktarında meydana gelen düşmeyi de azaltmıştır.
Yumurta tavuğu yemlerine inorganik veya organik bor ilavesinin yumurta kabuğunda
kalsiyum birikimini artırıcı etkiye sahip olduğu belirlenmiş, 25 ppm inorganik borlu
grup haricinde tüm gruplarda kontrol grubuna göre önemli düzeyde artışlar tespit
edilmiştir. Yumurta kabuğu kalsiyum içeriği bakımından bor formunun etkisi önemsiz
bulunurken, bor seviyesinin artması ile yumurta kabuğu kalsiyum birikimi önemli
düzeylerde artmıştır. Ayrıca bor formu x seviyesi interaksiyonu önemli bulunmuştur.
Daha önce yapılan bir araştırmada yeme bor ilavesi ile yumurta kabuğu kalsiyum
birikiminin kontrol grubuna göre önemli düzeyde arttığı belirlenirken (Mızrak vd.
2008b), Qin and Klandorf (1991) broyler damızlık tavuk yemlerine 100 ppm bor
ilavesinin yumurta kabuğu kalsiyum birikimini etkilemediğini bildirmiştir.
94
Yumurta kabuğu fosfor içeriği bakımından kontrol ile muamele grupları arasındaki
farklılıklar önemsiz bulunurken, 75 ppm bor seviyesi diğer seviyelerden önemli
düzeyde daha yüksek yumurta kabuğu fosfor birikimine neden olmuştur. Borun organik
formda ilavesi yumurta kabuğu fosfor birikimini inorganik forma göre artırmıştır.
Ayrıca bor formu x seviyesi interaksiyonu önemli bulunmuştur. Mızrak vd. (2008b)
tarafından yapılan araştırmada da yumurta tavuğu yemlerine bor ilavesinin yumurta
kabuğu fosfor içeriğini kontrole göre değiştirmediği bildirilmiştir.
Yumurta tavuğu yemlerine bor ilavesi ile yumurta kabuğundaki Ca ve P birikiminde
görülen artışların kemik metabolizmasında olduğu gibi borun vitamin D, Ca, P ve Mg
metabolizmaları üzerine etkilerinden ileri geldiği tahmin edilmektedir (Nielsen and
Shuler 1992, Naghii and Saman 1993, Nielsen et al. 1988a).
Yumurta tavuğu rasyonlarına bor ilavesi ile yumurta kabuğu Ca ve P miktarının artması
daha önce de bahsettiğimiz gibi borun Ca ve P metabolizması üzerine olumlu etkilerinin
olduğu görüşünü desteklemektedir. Bu araştırmadan elde edilen Ca ve P ile ilgili tüm
veriler bir arada incelendiğinde; rasyona bor ilavesi ile kemiklerde ve yumurta
kabuğunda Ca ve P miktarı artmakta ve bu artışa paralel olarak kemik kırılma
mukavemeti artmakta, kırık-çatlak yumurta oranı azalmaktadır. Bu araştırmada
özellikle yaşlı damızlık yumurta tavuğu (48-64 hafta) kullanılmasının amacı, tavukların
yaşı ilerledikce Ca’dan yararlanımın azalacağı ve eğer var ise borun Ca ve P
mekanizması üzerine etkilerinin daha kolay görülebileceği idi. Yaşlı damızlık yumurta
tavuklarının rasyonlarına bor ilavesi ile yaşlanmaya bağlı Ca sindirimi olumsuzlukları
ile yumurta kabuğu oluşumu için kemiklerden alının Ca’un kemik deformasyonları
üzerindeki olumsuzluklarının önüne geçilebileceği kanaatine varılmıştır. Böylelikle
yaşlı damızlık yumurta tavuğu rasyonlarına bor ilavesiyle hem kırık-çatlak yumurta
sayısının azaltılabileceği, hem de kemik kırılma mukavemetinin artırılabileceği bu
araştırmadan elde edilen en önemli sonuçlardan birisidir.
Yumurta tavuğu yemlerine bor ilavesinin yumurta kabuğundaki bor birikimine etkileri
incelendiğinde, borun yeme 25 ve 50 ppm seviyelerinde ilave edilmesiyle yumurta
kabuğunda en yüksek birikimin olduğu görülmektedir. Ancak bor seviyesi 75 ppm e
95
çıkarıldığında yumurta kabuğundaki bor birikiminde bir azalma olduğu ve kontrol
grubu ile benzer değerler elde edildiği saptanmıştır. Borun organik formda yeme
katılması yumurta kabuğu bor birikimini inorganik forma göre önemli düzeyde
artırmıştır. Bu sonuç organik minerallerin inorganik forma göre bağırsaktan emilme
oranlarının ve biyoyararlanımlarının çok daha yüksek olduğunu bildiren birçok
araştırma sonucunu (Johnson and Socha 1998, Wedekind et al. 1992, Safton and Leeson
2004, Ji et al. 2006, Richards et al. 2008) desteklemektedir. Ayrıca bor formu x seviyesi
interaksiyonunu önemli bulunmuş, en yüksek bor birikiminin 25 ppm organik bor
ilavesi ile olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırmadaki bulgulara benzer olarak Yenice et
al. (2008) yeme bor ilavesinin yumurta kabuğu bor içeriğini kontrol grubuna göre
önemli düzeyde artırdığını ve 25 ppm bor ilavesinde yumurta kabuğundaki bor
birikiminin 50, 100 ve 200 ppm den daha yüksek olduğunu bildirmişlerdir.
5.9 Kuluçka Parametreleri
Yumurta tavuğu yemlerine inorganik veya organik bor ilavesinin döllü yumurta oranı,
çıkış gücü, kuluçka randımanı ve civciv ağırlığı üzerine herhangi bir etkisi tespit
edilmemiştir. Daha önce yapılan bir çalışmada da bu araştırma sonuçlarına benzer
olarak, Rossi et al. (1993a) yeme 250 ppm bor ilavesinin dişi ve erkek broyler
damızlıkların döllülük ve kuluçka randımanlarının etkilemediğini bildirmişlerdir.
96
6. SONUÇ
Borun hayvan ve insan organizmasındaki kemik gelişimi ve mineralizasyonu, Ca, P ve
Mg metabolizması, enerji-substrat kullanımının düzenlenmesi, paratroid hormon
salınımının dengelenmesi, kemik iliğinde kırmızı kan hücresi prekürsörlerinin
oluşturulması, çeşitli enzimlerin aktivitelerinin sağlanması konusundaki etkileri yapılan
bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir.
Bu çalışmada, karma yeme farklı seviyelerde inorganik veya organik (0, 25, 50 ve 75
ppm) bor ilavesinin yaşama gücü, canlı ağırlık, yumurta verimi, yem tüketimi, yem
değerlendirme sayısı, yumurta ağırlığı, yumurta kütlesi gibi performans değerlerini
önemli düzeyde değiştirmediği belirlenmiştir. Yumurta iç kalitesini belirleyen
özelliklerden ak yüksekliği önemli düzeyde haugh birimi de sayısal olarak yeme bor
ilavesi ile artmıştır. Bu artış yumurta tavuğu rasyonlarına bor ilavesinin yumurtanın raf
ömrünü artırabileceğini göstermiştir. Dış kalite özelliklerinden şekil indeksi, kabuk
kalınlığı, kabuk kırılma mukavemeti yeme bor ilavesi ile önemli düzeyde değişmemiş,
ancak yeme 25 ve 75 ppm organik bor ilave edilen gruplarda kırık-çatlak yumurta oranı
kontrol grubuna göre önemli düzeyde azalmıştır. Diğer bor ilaveli gruplarda da sayısal
düşüşler görülmüştür.
Günümüzde yumurta tavukları üretim kafeslerinde, bir arada ve uzun üretim periyodu
boyunca tutulmaktadırlar. Yaşın ilerlemesi ile birlikte azalan kalsiyum emilimi ve
yumurta üretimi için harcanan kalsiyum sonucu çeşitli ayak problemleri (osteoperosis
vb.) ortaya çıkmaktadır. Bununla birlikte yumurta iç ve dış kalitesi azalmakta, kabuklar
daha zayıf yapıda olmakta ve kırık-çatlak yumurta oranı artmaktadır. Tüm bu
sebeplerden ciddi ekonomik kayıplar meydana gelmektedir. Yapılan araştırmada,
yemlere organik veya inorganik bor ilavesinin özellikle kemiklerde kalsiyum birikimini
artırarak, Ca-P metabolizmasını desteklediği, yumurta kabuğu üretiminin kemik
formasyonu üzerindeki olumsuz etkilerini hafiflettiği ve böylece kemik kırılma
mukavemetini artırıcı yönde etki gösterdiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca yeme bor
ilavesinin yumurta kabuğundaki kalsiyum birikimini arttırmış olması ve kırık-çatlak
97
yumurta oranını azaltması borun kalsiyum metabolizmasındaki rolünü
desteklemektedir.
Yeme düşük düzeylerde bor ilavesinde (25 veya 50 ppm) yumurta kolesterol düzeyinde
sayısal olarak bir azalma eğilimi görülmüştür. Yeme bor ilavesi ile kan, kemik, yumurta
ve yumurta kabuğu bor içeriklerinde önemli düzeylerde artışlar meydana gelmiştir. Bor
bakımından zenginleştirilmiş yumurtaların tüketilmesinin çocukların kemik
gelişimlerinin sağlıklı olması ve kadınların menapoz dönemlerinde osteoperosisten
korunması açısından yararlı olabileceği düşünülmektedir.
Borun organik formu, inorganik formuna göre kemik, yumurta ve yumurta kabuğunda
önemli düzeyde daha yüksek bor ve fosfor birikimine sebep olmuştur. Elde edilen bu
sonuç organik minerallerin inorganiklere göre organizmadaki değerlendirme oranlarının
daha yüksek olduğunu bildiren çalışmaları desteklemektedir. Ancak organik formun
inorganik forma göre araştırmada üzerinde durulan diğer kriterlerde belirgin bir
üstünlüğünün olmaması maliyetinin kanatlı yemlerinde kullanıp kullanılmamasında
belirleyici olacağını göstermektedir.
Ayrıca pek çok araştırmadan elde edilen bilgiler ışığı altında yumurta tavukları için bor
ihtiyacının ne olduğunun belirlenmesi de önemlidir. Yem kaynaklarının bor içeriği
belirlenmeli ve bu bilgiler ışığı altında kanatlı yemlerinde ihtiyacı karşılayacak oranda
bor sağlanmalıdır. Mevcut araştırmada bor ilavesinin Ca ve P’un yumurta kabuğu ve
kemiklerde mineralizasyonunda teşvik edici etkisinin olduğu görülmektedir. Ancak
araştırmada ileri yaşlara rağmen üzerinde çalışılan parametrelerde elde edilen sonuçların
kontrol grubunda bile oldukça iyi olması bor seviyesi ve kaynağının etkilerini
değerlendirirken göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle bor ile diğer mineral maddelerin
arasındaki ilişkiyi daha iyi anlamak açısından çeşitli minerallerin yetmezliği veya
eksikliği halinde bora hayvanların tepkilerinin ve diğer minerallerle etkileşiminin nasıl
olacağının da yapılacak başka çalışmalarla ortaya konulması gerekir. O durumda borun
gerekliliğini ya da ihtiyaç duyulan miktarını belirlemek ve yorumlamak mümkün
olacaktır.
98
Sonuç olarak, yumurta tavuğu karma yemlerine inorganik veya organik bor ilavesinin
yumurtanın bazı iç ve dış kalite özelliklerine olumlu katkısının olabileceği, bunun
yanında yumurta kabuğu kalsiyum oranını ile femurda kemiklerin kalsiyum birikimini
ve kemik kırılma mukavemetini artırdığı tespit edilmiştir. Bu bağlamda özellikle kabuk
Ca mineralizasyonun desteklenmesi ile kırık-çatlak yumurta oranının azalmış olması,
kemikteki Ca ve P miktarındaki artışa bağlı olarak kemik kırılma mukavemetinin
artması önemli bir bulgu olarak değerlendirilmiştir. Yeni çalışmalarda yem Ca-P düzeyi
ile kemik anatomisi, histolojisi ve mineralizasyonu arasındaki bağlantıların yeme bor
ilavesi ile ilişkilendirilmesinin yararlı olacağı, 50 ppm ve daha düşük dozlarda
inorganik veya organik bor ilavesi ve borun yumurta özelliklerine etkisi ile ilgili
çalışmaların kurgulanmasının faydalı olacağı kanaatine varılmıştır.
99
KAYNAKLAR
Anonymus. 2001. Food and Nutrition Board. Institute of Medicine, Panel on micronutrients, Subcommittees on upper reference levels of nutrients and of interpretation and use of dietary reference intakes. Dietary reference intakes for vitamin A, vitamin K, arsenic, boron, chromium, nickel, silicone, vanadium and zinc, Washington D. C.: National Academy Press.
AOAC. 1990. Official Methods of Analysis (15th ed.), Association of official analytical chemists, Washington, DC.
Argust, P. 1998. Distribution of boron in the environment, Biol. Tr. Elem. Res., 66, 131-143.
Armstrong, T.A. and Spears, J.W. 2001. Effect of dietary boron on growth performance, calcium, and phosphorus metabolizm, and bone mechanical proporties in growing barrows. J. Anim. Sci. 79: 3120-3127.
Bozkurt, M., Küçükyılmaz, K., Çatlı, A, U., Çınar, M., Bintaş, E., Çabuk, M., Mızrak, C. ve Yenice, E. 2007. Farklı düzeyde kalsiyum ve fosfor içeren yemlere bor ilavesinin etlik piliçlerin büyüme performansı üzerine etkileri. IV. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, Bursa, s: 160-164.
Ceylan, N. and Scheideler, S. E. 1999. Effects of eggshell 49, dietary calcium level and hen age on performance and egg shell quality. Biotechnology in the feed industry. Proceedings of Alltech’s 15 th Annual Symposium. University Press. Nottingham, 61-73.
Chapin, R.E. and Ku, W.W. 1994. The reproductive toxicity of boric acid. Environ Health Perspect. 102 (suppl 7) 87-91.
Chapin, R. E., Ku, W.W., Kenney, M.A., McCoy, H., Gladen, B., Wine, R.N., Wilson, R. And Elwell, M. R. 1997. The effects of dietary boron on bone strength in rats. Fundamental Applied Toxicology, 35: 205-215.
Chapin, R. E., Ku, W. W., Kenney, M. A., and McCoy, H. 1998. The effects of dietary boric acid on bone strength in rats. Biol. Tr. Elem. Res., 66, 395-399.
Close, W. H. 1999. Organic minerals for Pigs: An Update. Biotechnology in the feed industry. Proceeding of Alltech’s Annual Symposium, University Pres., Nottingham, 51-60.
Criste, R. D., Grossu, D. V., Scorei, R., Ciurascu, C. and Mittut, M. 2005. Investigations on the effect of the supplemental VETABOR, boron-enriched concentrate added to broiler diets, on breast meat fatty acids profile.Proceedings of the XVII European Symposium on the Quality of Poultry Meat and XI European Symposium on the Quality of Eggs and Egg Products, Golden Tulip Parkhotel Doorwerth, Doorwerth, Netherlands, s: 165-169.
Criste, R. D., Grossu, D. V., Scorei, R., Ciurascu, C., Duca, R. C., and Mittut, M. 2005. New investigations on the effect of the dietary boron on broilers and layers; boron and food quality. Archiva Zootechnica VL 8,PS 68-81.
100
Culver, B. D., Shen, P. T., Taylor, T. H., Lee-Feldstein, A., Anton-Culver, H. and Strong, P. L. 1994. The ralationship of blood and urine boron to boron exposure in boraks workers and usefullness of urine boron as an exposure marker. Environmental Health Perspective, 102:133-137.
Devirian, T. and Volpe, S. 2003. The phiysiologycal effects of dietary boron. Critical Reviews in Food Science and Nutrition, 43: 2, 219-231.
Doğan, V. ve Bahtiyarca, Y. 2008. Japon bıldırcınlarında inorganik bor kaynaklarının nispi biyolojik kullanılabilirliği konusunda bir araştırma. II. Ulusal Bor Çalıştayı, Ankara, s:619-625.
Draize, J.H. and Kelley, E. A. 1959 The urinary excretion of boric acid preparations following oral administration and topical applications to intact and damaged skin of rabbits. Toxicol. Appl. Pharmacology, 1: 367-376.
Duncan, D. B. 1955. Multiple range and multiple F tests. Biometrics, 11-42. Ecetoc. 2002. Revised review of boron. Expert group on vitamins and minerals
(http://www.food.gov.uk/multimedia/pdfs/boron) Emsley, J. 1989. The elements. Clarendon Pres, Oxford, pp: 32. Erişim. 2004. http://www.boren.gov.tr Eren, M., Uyanik, F. and Küçükersan, S. 2004. The influence of dietary boron
supplementation on egg quality and serum calcium, inorganic phosphorus, magnesium levels and alkaline phosphate activity in laying hens, Research in Veterinary Science, 76, 203-210.
Eren, M., Güçlü, B. K., Uyanık, F. and Karabulut, N. 2006. The effects of dietary boron supplementation on performance, carcass composition and serum lipids in Japanese quails.Journal of Animal and Veterinary Advances, v:5, s:12, Sy:1105-1108.
Eren, M. and Uyanik, F. 2007. Influence of dietary boron supplementation on some serum metabolites and egg-yolk cholesterol in laying hens Acta Vet. Hung., 55 (1), 29-39.
Eliot, M. A. and Edwards, H. M. Jr. 1992. Studies to determine whether an interaction exists among boron, calcium, and cholecalciferol on the skeletal development of broiler chickens. Poult Sci., 71,(4), 677-690.
Fassani, E. J, Bertechini, A. G, Brito, J. A. G., Kato, R. K., Fialho, E. T. and Geraldo, A. 2004. Boron supplementation in broiler diets, Brazilian Journal of Poultry Sci., 4, 213-217.
Fenton, M. and Sim, J. S. 1991. Determination of egg yolk cholesterol content by on-column capillary gas choromatography, J. Chromatography A, 540, 323-329.
Firestone, D. and Horwitz, W. 1979. IUPAC gas chromatographic method for determination of fatty acid composition: collaborative study. J. Assoc. Off Anal Chem., 62 (4), 709-721.
Grossu, D. V., Criste, R. D., Scorei, R., Duca, R. and Ciurascu, C. 2005. Effect of the supplemental PROLINBOR, boron and linolenic acid-enriched protein concentrate, added to layer diets on egg quality. Proceedings of the XVII European Symposium on the Quality of Poultry Meat and XI European Symposium on the Quality of Eggs and Egg Products. S:113-118.
101
Güçlü, K. B. ve İşcan, M. K. 2004. Farklı düzeylerde kalsiyum içeren yumurta tavuğu rasyonuna Eggshell-49 ilavesinin performans, yumurta kalitesi ve bazı kan parametrelerine etkisi. Ankara Üniversitesi Vet. Fak. Dergisi, 51, 219-224.
Hall, I. H., Spielvogal, B. F. and Griffin, T. S. 1989. The effects of boron hyperlipidemic agents on LDL and HDL receptor binding and related enzyme activates of rat hepatocytes, aorta cells and human fibroblasts, Res. Comm. Chem. Pathol. Pharmocol., 65, 297-317.
Haugh, R. R. 1937. The Haugh Unit for measuring egg quality. United States Egg Poultry Magazine, 43, 522-555, 572-573.
Howes, D. 1997. ( çeviren= Metin Yeldan). Rasyona iz mineral proteinat katılmasının yumurta kabuğunun niteliğine etkisi. Uluslararası Tavukçuluk Fuarı ve Konferansı, İstanbul. s: 232-238.
Hunt, C. D. and Nielsen, F. H. 1981. Interaction between boron and cholecalciferol in the chick. In: Howell JmCc Gawthorne JM, White CL (eds), Trace element metabolism in man and animals. Australian Academy of Science, Canberra, pp. 597-600.
Hunt, C. D. 1988. Boron homeostasis in the cholecalciferol-deficient chick. Proc. N. Dakota. Acad .Sci., 42:60.
Hunt, C.D. and Herbel, J.L. 1993. Boron effects energy metabolism in the streptozotoxin-infected vitamin D3 deprived rat. Magnes Trace Elem. 92, 10: 374-386.
Hunt, C. D. 1994. The biochemical effects of physiologic amounts of dietary boron in animal nutrition models. Environmental Health Perspectives, 102, 35-43:
Hunt, C. D. 1998. One possible role of dietary boron in higher animals and humans, Biol. Tr. Elem. Res., 66, 205-225.
Hunt, C. D. and Herbel, J. L. 1999. Physiological amounts of dietary boron improve growth and indicators of physiological status over a 20-fold range in the vitamin D3-deficient chick. Trace elements in man and animals - TEMA 8: Proceedings of the Eighth International Symposium on Trace Elements in Man and Animals. PS: 714-718
IPCS. 1998. Environmental Health Criteria 204: Boron. World Health Organization, Geneva, Switzerland.
Jı, F., Luo, X. G., Lu, L., Liu, B. and Yu, S. X. 2006. Effect of manganese source on manganese absorption by the intestine broilers. Poultry Science, 85 (11), 1947-1952.
Johnson, A., B. and Socha, M. 1998. Judging trace mineral bioavailability. Feed International, 19(9), 34-38.
Kent, N. L. and McCance, R. A. 1941. The absorbtion and excretion of “minor” elements by man: I. Silver, gold, lithium, boron and vanadium. Biochem. J, 35: 837-844.
Keshavarz, K. 1997. The Use of zinc and manganase proteinates on performance and shell quality of laying hens. Alltech’s Ad. Book. Enclosure Code Egg 1-3 April.
Ku, W. W., Chapin, R. E., Moseman, R. F., Brink, R. E., Pierce, K. D. and Adams, K. Y. 1991. Tissue disposition of boron in male Fischer rats. Toxicol. Appl. Pharmacol., 111:145-151.
102
Kurtoğlu, V., Kurtoğlu, F. and Coşkun, B. 2001. Effects of boron supplementation of adequate and inadequate vitamin D3-containing diet on performance and serum biochemical characters of broiler chickens, Research in Veterinary Science, 71, 183-187.
Kurtoğlu, V., Kurtoglu, F., Coskun, B., Seker, E., Balevi, T. and Cetingul, I. S. 2002. Effects of boron supplementation on performance and some serum biochemical parameters in laying hens, Revue Med. Vet.153 (12), 823-828.
Kurtoğlu, V. ve Kurtoğlu, F. 2004. Biyokimyasal özellikleri ve metabolik etkileri ile bor. Veterinarium, 15, (1), 74-87.
Kurtoğlu, F., Kurtoğlu, V., Çelik, İ., Keçeci, T. and Nizamlıoğlu, M. 2005. Effects of dietary boron supplementation on some biochemical parameters, peripheral blood lymphocytes, splenic plasma cells and bone characteristics of broiler chicks given diets with adequate or inadequate cholecalciferol (vitamin D3) content, Bri. Poult. Sci., 46 (1), 87-96.
Kurtoğlu, V., Kurtoğlu, F. ve Coşkun, B. 2006. Broyler yemlerine farklı oranlarda bor ve vitamin D3 ilavelerinin bazı biyokimyasal parametreler ile verimsel özelliklere etkileri. III. Uluslararası Bor Sempozyumu, Ankara, s: 463-468.
Kurtoğlu, V., Kurtoglu, F., Sur, E., Bulut, Z. and Önder, F. 2007. Effects of boron supplementation to the diet on tibia mineral concentrations, peripheral blood leucocytes percentages and some selected variables of layers, Arch. Geflügelk, 71 (1), 13-18.
Küçükersan, S., Göncüoğlu, E., Küçükersan, K. ve Yeşilbağ, D. 2005a. Yumurta tavuğu rasyonlarında organik ve inorganik selenyumun vitamin E ile kombine edilmesinin performans, yumurta verimi ve kalitesi üzerine etkisi. III. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, Adana, s: 182-186.
Küçükersan, S., Yeşilbağ, D., Küçükersan, K. ve Göncüoğlu, E. 2005b. Yumurta tavuğu rasyonlarına ilave edilen organik ve inorganik kromun vitamin E ile kombine edilmesinin performans, yumurta verimi ve kalitesi üzerine etkisi. III. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, Adana, s: 317-322.
Laakso, J., Martti, K., Inkeri, R., Jyrki V., Riitta, Z., Markus, F. and Merja, K. 2001. Atomic emission method for total boron in blood during neutron-capture therapy, Clinical Chemistry, 47,1796-1803.
Lee, I. P., Sherins, R. J. and Dixon, R. L. 1978. Evidence for induction of germinal aplasia in male rats by environmental exposure to boron, Tox. Appl. Pharmacol., 45, 577-590.
Li, S. H., Gu, Y. F., Wang, J., Shang, C. F. and Chen, H. L. 2005. Effect of boron toxicity on thymus development of Gushi chicken. Journal of Nanjing Agricultural University. VL: 28, IS: 1, PS: 135-138.
Lu, L. and Yuan, Y. 2003. Effect of boron on the performance and deposition of boron in tissues and organs of broilers. Acta Zoonutrimenta Sinica. VL: 15,IS: 1,PS: 49-53.
Mabe, I., Rapp, C., Bain, M. M. and Nys, Y. 2003. Supplementation of a corn-soybean meal diet with manganese, copper, and zinc from organic or inorganic sources improves eggshell quality in aged laying hens. Poultry Science, 82, 1903-1913.
Mc Dowell, L. R. 1992. Minerals in Animal and Human Nutrition, Academic Press, Inc. USA.
103
Mızrak, C., Yenice, E., Can, M., Yıldırım, U. ve Atik, Z. 2008a. Yumurta tavuğu karma yemlerine farklı düzeylerde bor ilavesinin performans, yumurta kalitesi ve kemik gelişimi üzerine etkileri, 2. Ulusal Bor Çalıştayı, 17-18 Nisan 2008, Ankara, 605-612.
Mızrak, C., Yenice, E., Can, M., Yıldırım, U. ve Atik, Z. 2008b. Yumurta tavuğu karma yemlerine farklı düzeylerde bor ilavesinin performans, kemik gelişimi, bazı kan ve stres parametreleri ve yumurta kolesterol içeriği üzerine etkilerinin belirlenmesi, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü Proje No: 2006–47-G13–13, Kesin Rapor, Basılmamış.
Moore, J. A. and an Expert Scientific Commitie. 1997. An assesment of boric acid and borax using the IEHR evaluative process for assessing human developmental and reproductive toxicity of agents. Reproductive Toxicology, 11: 123-160.
Murray, F. J. 1998. A comparative review of the pharmokokinetics of boric acids in rodents and humans. Biol. Trace Elem. Res., 66: 331-341.
Naghii, M. R. and Samman, S. 1993. The role of boron in nutrition and metabolism. Prog. Food Nutr. Sci., 17:331-349.
Naghii, M. R. and Samman, S. 1997a. The effect of boron supplementation on its urinary excretion and selected cardiovascular risk factors in healthy male subjects, Bio. Tr. Elem. Res., 56, 273-286.
Naghii, M. R. and Samman, S. 1997b. The effect of boron plasma testosterone and plasma lipids in rats, Nutr. Research, 17, 523-531.
Naghii, M. R. 1999. The significance of dietary boron, with particular reference to athletes, Nutr. Health, 13, 31-37.
Nielsen, F. H. 1970. Percutaneus absorbtion of boric acid from boron-containing preparations in rats. Acta Pharmacol. Toxicol., 20: 413-424.
Nielsen, F. H. 1986. Other elements: Sb, Ba, B, Br, Cs, Ge, Rb, Ag, Sr, Sn, Ti, Zr, Be, Bi, Ga, Au, In, Nb, Sc, Te, Tı, W. In: Mertz W (ed) Trace elements in human and animal nutrition, 5. ed Vol. 2 Academic Pres Orlando, Fl, pp 415-463.
Nielsen, F. H., Hunt, C. D., Mullen, L. M. and Hunt, J. R. 1987. Effect of dietary boron on mineral, estrogen, and testosterone metabolism in postmenopausal women, FASEB. J., 87, 394-397.
Nielsen, F. H. 1988a. Boron-an overlooked element of potential nutritional importance. Nutr. Today (Jan/Feb), 4-7.
Nielsen, F. H., Shuler, T. R., Zimmerman, T. J. and Uthus, E. O. 1988b. Dietary magnesium, manganese and boron affect the response of rats to high dietary aluminum. Magnesium 7: 133-147.
Nielsen, F. H., Zimmerman, T.J. and Shuler, T. R. 1988c. Dietary potassium affects the signs of boron and magnesium deficiency in the rat. Proc N Dakota Acad Sci 42: 61.
Nielsen, F. H. 1988d. The ultrartace elements. In: Smith KT (ed) Trace minerals in foods. Marcel Dekker, New York, pp. 357-428.
Nielsen, F. H., Shuler, T. R., Zimmerman, T. J. and Uthus, E. O. 1988e. Magnesium and methionine deprivation affect the response of rats to boron deprivation. Biological Trace Element Research, 17: 91-107.
104
Nielsen, F. H. 1990. Studies on the relationship between boron and magnesium which possibly affects the formation and maintenance of bones. Magnes. Trace Elem., 9, 61-69.
Nielsen, F. H. and Shuler, T. R. 1992. Studies of the interaction between boron and calcium, and its modification by magnesium and potassium, in rats. Effects on growth, blood variables and bone mineral composition. Biol. Trace Elem. Res., 35, 225-237.
NRC. 1984. National Research Council. Nutrients requirements of poultry. 8th ed. Washington, D.C.: National
NRC. 1994. National Research Council. Nutrients requirements of poultry. 9th ed. Washington, D.C.: National Academic Pres; 155p.
Nurkan, K. ve Eren, M. 2006. Besi bıldırcını yemlerine bor ilavesinin serum kalsiyum, inorganik fosfor ve magnezyum düzeyleri ile alkali fosfataz aktivitesine etkisi, Sağlık Bilimleri Dergisi (Journal of Health Sciences), 15(1) 8-12.
Okuyan, M. R. 1997. Hayvan Besleme Biyokimyası, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları, yayın no: 1491, Ders kitabı:450, Ankara, S:350.
Qin, X. and Klandorf, H. 1991. Effect of dietary boron supplementation on egg production, shell quality, and calcium metabolism in aged broiler breeder hens, Poul. Sci., 70 (10), 2131-2138.
Peng, X., Lingxia, Z., Schrauzer, G. N. and Xiong, G. 2000. Selenium, boron and germanium deficiency in the etiology of Kashin-Beck disease. Biol. Trace Elem. Res., 77: 193-197.
Richards, J. M., Giesen, A. F. and Shirley, R. B. 2008. (Çeviri: Özcan Cengiz), Organik iz mineraller modern beslemenin önemli bir bölümüdür, Yem Magazin, Mart 2008, sayı:50, s.39.
Rossi, A. F., Bootwalla, S. M. and Miles, R. D. 1990. Boron and riboflavin addition to broiler diets, Poult Sci. Supplement 1, 69, 186.
Rossi, A. F., Miles, R. D., Bootwalla, S. M., Wilson, H. R. and Eldred, A. R. 1993a. The effect of feeding two sources of boron on broiler breeder performance, Poul. Sci., 72 (10), 1931-1934.
Rossi, A. F., Miles, R. D., Damron, B. I. and Flunker, L. K. 1993b. Effects of dietary boron supplementation on broilers, Poultry Sci., 72, (11), 2124-2130.
Safton, A. E. and Leeson, S. 2004. Response of broilers fed organic vs. inorganic trace minerals. International Poultry Scientific Forum, January, 26-27, 1774.
Sander, J.E., Dufour, L., Wyatt, R. D., Bush, P. B. and Page, K. 1991. Acute toxicity of boric acid and boron tissue residues after chronic exposure in broiler chickens. Avian Diseases, 35: 745-749.
Sutherland, B., Strong, P. and King, J. C. 1998. Determining human dietary requirements for boron, Biol. Tr. Elem. Res., 66, 193-204.
Şahin, K., Özbey, M., Önderci, M., Cikim, G. and Aysondu, M. H. 2002a. Chromium supplementation can alleviate negative effects of heat stres on egg production, egg quality and some serum metabolites laying japanese quail. Journal Nutrition, 132, 1265-1268.
105
Şahin, N., Onderci, M. and Sahin, K. 2002b. Effects of Dietary Chromium and zinc on egg production, egg quality, and some blood metabolites of laying hens reared under low ambient temperature. Biological Trace Element Research, 85, (1), January 2002, 47-58 (12).
Shang, C. F., Gu, Y. F., Chen, H. L., Liu, D. Y., Xu, P. and Zhang, M. X. 2005. Influence of boron in drinking water on boron content of organs and health in chicken. Chinese Journal of Veterinary Science. VL: 25, IS: 3, S: 314-316.
Treinen, K. A. and Chapin, R. E. 1991. Development of testicular lesions in F344 rats afters treatment with boric acid. Toxicology and Aplied Pharmacology, 107: 325-335.
Underwood, E. J. 1977. “Trace Elements in Human and Animal Nutrition” Academic Press, New York
Vogt, H., Close, S. W. and Menke, K. H. 1984. Selected Topics in Animal Nutrition. 170+A 85. Wielinger Straβe 52, D-8133, Feldafins.
Wang, J., Gu, Y. F., Li, S. H., Shang, C. F. and Chen, H. L. 2005. Effect of boron toxicosis on jejunum development in Gu-shi chickens. Chinese Journal of Veterinary Science. VL: 25, IS: 5, PS: 514-517.
Wedekind, K., J., Hortin, A. E. and Buker, D. H. 1992. Methodology for assessingzinc bioavailability: Efficacy estimates for zinc-methionine, zinc sülfate zinc oxide. J. Animal Science 70:178-187.
WHO. 1996. Boron: In: Trace Elements in Human Nutrition and Health. World Health Organization, Geneva pp: 175-179.
WHO. 1998. International Programme on Chemical Safety. Environmental Health Criteria 204. Boron, Ohio, USA, Pp: 1-201.
Wilson, J. H. and Ruszler, P. L. 1995. Effects of dietary boron on poultry bone strength, Transactions of the ASAE, 38, 167-170.
Wilson, J. H. and Ruszler, P. L. 1996. Effects of dietary boron supplementation on laying hens, Bri. Poul. Sci., 37, 723-729.
Wilson, J. H. and Ruszler, P. L. 1997. Effects of boron on growing pullets, Biological Trace Element Research, 56 (3), 287-294.
Wilson, J. H. and Ruszler, P. L. 1998. Long term effect of boron layer bone strength and production parameters, Bri. Poul. Sci., 39, 11-15.
Winner, B. J., Donald, R. B. and Kenneth, M. M. 1991. Statistical Principles in Experimental Design, Mc Graw-Hill Inc.
Worm, N. 1988. Die ernaehrungphsiologische Beteutung des Eies. Notabence Medicine Journal für Aerzte, heft 9188., s. 510-513.
Yenice, E., Mızrak, C., Can, M., Yıldırım, U. and Atik, Z. 2008. Effects of supplementation of different levels of boron in laying hen diets on some bone, blood, organ and egg characteristics, 1st Mediterranean Poultry Summit of WPSA May 7-10, 2008, Porto Carras - Chalkidiki, Greece.
Yeşilbağ, D. ve Eren, M. 2007. Yaşlı yumurta tavuğu rasyonlarına ilave edilen borik asitin performans, yumurta kabuğu kalitesi ve bazı serum parametreleri üzerine etkileri, IV. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, 24-28 Haziran 2007, Bursa, 155-158.
Yeşilbağ, D. ve Eren, M. 2008. Yaşlı yumurta tavuğu rasyonlarında borik asit kullanımı. 2. Ulusal Bor Çalıştayı, Ankara, s: 613-618.
106
Yi, G. F., Dibner, J. J., Richards, J. D., Wehmeyer, M. E. and Knight, C. D. 2006. The methionine (met) activity of mintrex Zn, mintrex Cu and mintrex Mn in broiler starter diets is fully available for broiler chicks. Abstract of the 2006 International Poultry Scientific Forum, Atlanta, Georgia, January, 23-24, 191.
Yılmaz, A. 2002. Her derde deva hazinemiz bor. Bilim ve Teknik, (Tübitak), 35: (414), 38-48.
Yıldız, G., Özçelik, F., Köksal, H., Bagder, S. ve Abacıoğlu, Ö. 2008. Organik bor üretilebilirliği ve broyler rasyonlarında bor ile humatın kullanımı. 2. Ulusal Bor Çalıştayı, Ankara, s: 597-604.
107
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı : Cengizhan MIZRAK
Doğum Yeri : Keskin
Doğum Tarihi : 17.09.1969
Medeni Hali : Evli
Yabancı Dili : İngilizce
Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl)
Lise : Keskin Lisesi, 1983–1986
Lisans : 100. Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü,
1986–1990
Yüksek Lisans : Selçuk Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü Zootekni
Anabilim Dalı, 2003–2005
Çalıştığı Kurum/Kurumlar ve Yıl
Nizam Tavukçuluk, 1992-1993
Keskin Belediyesi, 1993-1996
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı- Tavukçuluk Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü, 1996-
YAYINLARI
SCI, SSCI, AHCI indekslerine giren dergilerde yayınlanan makaleler 1- DURMUŞ. İ., ATAŞOĞLU.C., MIZRAK. C., ERTAŞ. S., KAYA., M.2004 Dummerstorf. Effects of Increasing Zinc Concentration in the Diets of Brown Parent Stock Layers on Various Production and Hatchabilitiy Traits. Archives of Animal Breeding. Sayı: 47, s: 483-489.
108
Diğer hakemli dergilerde yayınlanan makaleler 2- MIZRAK.C., CEYLAN.N. 2008. Kanatlı Besleme-Fonksiyonel Yumurta Üretimi İlişkisi. Yem Magazin, sayı: 50, sayfa: 47-54. 3- MIZRAK. C., BOĞA. A. G., ERKUŞ. T. 2007 Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Kahverengi Yumurtacı Ebeveyn ve Hibritlerin Çeşitli Verim Özellikleri. Tavukçuluk Araştırma Dergisi, Ankara, C:7, S:1, Sayfa: 10-16. 4- MIZRAK. C., BOĞA. A. G., ERKUŞ. T. 2007 Ankara Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Beyaz Yumurtacı Ebeveyn ve Hibritlerin Çeşitli Verim Özellikleri. Tavukçuluk Araştırma Dergisi, Ankara, C:7, S:1, Sayfa: 17-22. 5- YENİCE. E., MIZRAK. C., CAN. M., YILDIRIM. U. 2007. Yumurta Tavuğu Yemlerine Doğal Renk Maddesi KEM-GLO nun Sentetik Renk Maddeleri Yerine Kullanım Olanakları. Tavukçuluk Araştırma Dergisi, Ankara C:7, S:1, Sayfa: 38-41. 6- MIZRAK. C., CEYLAN.N., ÇİFTÇİ.İ., KAHRAMAN. Z., KARAÇALTI.M.S., 2005. Mısır Yağı Yerine Mısır Asit Yağı Kullanmanın Yumurta Tavuklarında Performans, Yumurta Kalitesi ve Yağ Asitleri Kompozisyonu Üzerine Etkileri. Tavukçuluk Araştırma Dergisi, Ankara, c:6, s:1, sayfa: 25-28. 7- MIZRAK. C., CEYLAN.N., ÇİFTÇİ.İ., KAHRAMAN. Z., KARAÇALTI.M.S., 2005. Ayçiçeği Yağı Yerine Ayçiçeği Asit Yağı Kullanmanın Yumurta Tavuklarında Performans, Yumurta Kalitesi ve Yağ Asitleri Kompozisyonu Üzerine Etkileri. Tavukçuluk Araştırma Dergisi, Ankara, c:6, s:1, sayfa: 21-24. 8- MIZRAK. C., DURMUŞ. İ., ERTAŞ. S., KAYA., M. 2004. Yumurtacı Ebeveynlerin Rasyonlarına Değişik Düzeylerde Çinko İlavesinin Yumurtanın İç Kalite Özellikleri Üzerine Etkisi. Tavukçuluk Araştırma Dergisi Ankara. c:5, s:1, Sayfa: 16-19. 9- DURMUŞ. İ., MIZRAK. C., ERTAŞ. S., KAYA., M. 2004. Rasyon Çinko Seviyesinin Damızlık Horozların Testis Ağırlığı ve Spermatozoa Yoğunluğu Üzerine Etkisi. Tavukçuluk Araştırma Dergisi Ankara. c:5, s:1, Sayfa: 20-24. 10- CEYLAN.N., ÇİFTÇİ.İ., KAHRAMAN. Z., MIZRAK. C., 2003. Yumurta Tavuğu Yemlerinde Humat Bileşikler (Farmagülatör Dry Plus) Kullanımının Performans, Yumurta Kalitesi ve Bağırsak Mikroflorası Üzerine Etkileri. Konya I. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi, S: 163-167 11- MIZRAK. C., 2002 Yumurta ve Kolesterol. Ziraat Mühendisliği Dergisi. Sayı: 336, S: 44-48
Hakemli konferans/sempozyumların bildiri kitaplarında yer alan yayınlar 12- GUMMI, M. B., AKMAN, N., MIZRAK, C., BOĞA, A. G., ERKUŞ, T. 2008. Comparison Of Growth And Egg Production Traits İn Hybrids Of Different Brown And White Egg Layers. XXIII. Worlds Poultry Congress. Australia. S:541. 13- KAHRAMAN, Z., MIZRAK, C., YENİCE, E., ATİK, Z., TUNCA, M. 2008. Effects of Prebiotic (Mos+Beta Glucan) Supplementation into Laying Hen Diets on the Hen Performances, Egg Quality, Organ Weights, Jejunum PH and Hatching Results. 1. Mediterranean Submit of WPSA. Porto Carras, Greece. s: 937-942. 14- YENİCE, E., MIZRAK, C., CAN, M., YILDIRIM, U., ATİK, Z. 2008. Effects of Supplementation of Different Levels of Boron in Laying Hen Diets on Some Bone, Blood, organ and Egg Characteristics. 1. Mediterranean Submit of WPSA. Porto Carras, Greece. s: 932-936.
109
15- MIZRAK.C., YENİCE.E., CAN.M., YILDIRIM.U., ATİK.Z. 2008. Yumurta Tavuğu Karma Yemlerine Farklı Düzeylerde Bor İlavesinin Performans, Yumurta Kalitesi ve Kemik Gelişimi Üzerine Etkileri. 2. Ulusal Bor Çalıştayı. Ankara. s: 605-612 16- KAHRAMAN.Z., ÇİFTÇİ.İ., YILMAZ. A., MIZRAK. C., CAN.M. 2007. Yumurta Tavuğu Rasyonlarında Prebiyotik Kullanımının Performans, Kalite Kriterleri, Sindirim Sistemi Kriterleri ve Bağırsak Mikroflorası Üzerine Etkileri. IV. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi. Bursa. s.160-164 17- BOZKURT. M., KÜÇÜKYILMAZ.K., ÇATLI A.U., ÇINAR.M., BİNTAŞ.E., ÇABUK.M., MIZRAK.C., YENİCE. E. 2007. Farklı Düzeyde Kalsiyum ve Fosfor içeren Yemlere Bor İlavesinin Etlik Piliçlerin Büyüme Performansı Üzerine Etkileri. IV. Ulusal Hayvan Besleme Kongresi. Bursa. s.160-164 18- YENİCE, E., MIZRAK, C., ATİK, Z., YILDIRIM, U., BOZKURT, A. 2007. Yumurta Tavuğu Yemlerine Doğal Renk Maddesi ORO-GLOnun Sentetik Renk Maddeleri Yerine Kullanım Olanakları. 5. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. Van. S.76 19- MIZRAK.C., GÖGER. H., BOĞA. A. G., DURMUŞ. İ. 2007. Türkiyede Yumurtacı Damızlık ve Hibrit Üretim Çalışmaları. Avrupa Birliği Kriterlerine Uyum Sürecinde Türkiye Tavukçuluğu Sempozyumu, İzmir. S: 143-152 20- YENİCE, E., GÖGER, H., MIZRAK, C. 2007. Yumurtacı Damızlıkların Karma Yemlerine Farklı Seviyelerde Vitamin C İlavesinin Yumurta Verim Özellikleri ve Üreme Performansına Etkileri. 5. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. Van. s.76 21- MIZRAK, C., BOĞA, A, G., ERKUŞ, T. 2007. Farklı Kahverengi ve Beyaz Yumurtacı Ebeveynlerin Bazı Performans Kriterleri Bakımından Karşılaştırılması. 5. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. Van. s. 113 22- MIZRAK, C., BOĞA, A, G., ERKUŞ, T. 2007. Farklı Kahverengi ve Beyaz Yumurtacı Hibritlerin Bazı Performans Kriterleri Bakımından Karşılaştırılması. 5. Ulusal Zootekni Bilim Kongresi. Van. s. 59 23- CEYLAN.N., ÇİFTÇİ.İ., MIZRAK. C., KAHRAMAN. Z., EFİL. H., 2004. Effects of Oil Sources Included in Two Levels on Performance of Laying Hens and The Fatty Acid and Cholesterol Composition of Eggs. XXII. Worlds Poultry Congres. İstanbul, S: 362