ankara Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ...
TRANSCRIPT
ANKARA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
TERMİK SANTRAL ÇEVRESİNDE RADYASYON VE AĞIR METAL KİRLİLİKLERİNİN TANIMLANMASINDA ÇOKLU DEĞİŞKEN ANALİZİ VE GIS UYGULAMASI
Mustafa DOĞAN
FİZİK MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ANKARA 2008
Her hakkı saklıdır
i
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
TERMİK SANTRAL ÇEVRESİNDE RADYASYON VE
AĞIR METAL KİRLİLİKLERİNİN TANIMLANMASINDA
ÇOKLU DEĞİŞKEN ANALİZİ VE GIS UYGULAMASI
Mustafa DOĞAN
Ankara Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Fizik Mühendisliği Anabilim Dalı
Danışman: Yrd. Doç. Dr. Niyazi MERİÇ
Termik santralin atıkları genel olarak katı, sıvı, gaz ve radyoaktif bileşenlerden oluşmaktadır. Katı atıkların önemli bir kısmı her ne kadar santralin bacasında tutulsa da uçucu küller boyutundaki bileşenler tarım ve yerleşim alanlarına havadan ulaşarak bölgede yaşayan insanlar tarafından solunmaktadır. Aynı zamanda uçucu küllerin toprak üzerine düşmesi sonucu hem doğrudan tarımı hem de toprak bileşimini önemli ölçüde etkileyerek ileride ıslahı oldukça pahalıya hatta dönüşümü olmayan zararlara neden olabilmektedir. Bu çalışmada Seyitömer Termik Santralinden çıkan yanmış kömür atıkları ve çevreye saçılan uçucu küllerin toprağı kirletip kirletmediği, topraktaki radyoaktivite miktarı ve toksik elementlerin seviyeleri tespit edilerek araştırılmış ve böylece çevrenin korunmasına katkıda bulunulmaya çalışılmıştır. Önce Seyitömer Termik Santralinin çevresinden alınan toprak ve kayaç örneklerinin Handecount sintilasyon sayacı ile alfa ve beta aktiviteleri ölçülmüş, daha sonra kirliliğe sebep olan elementleri bulmak ve seviyesini tespit etmek için hedeflenen proje alanından alınan örnekler XRF cihazı ile analizleri yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda riskli olan elementler için yoğunluk haritaları çıkartılmış ve risk alanları belirlenmiştir. Böylece Seyitömer Termik Santralinin çevreye vermiş olduğu atık, kül, kimyasal bileşim ve radyoaktivite açısından muhtemel zararlarının ve yan etkilerinin olup olmadığı bu tez kapsamında araştırılmıştır.
Haziran 2008, 60 sayfa
ANAHTAR KELİMELER: Alfa /Beta sintilasyon sayıcı, radyoaktif kirlilik, termik
santral
ii
ABSTRACT
Master Thesis
MULTIVARIATE ANALYSES AND GIS APPLICATION
IN THE DEFINITION OF RADIATION AND HEAVY METAL POLLUTION
IN THE VICINITY OF THERMIC POWERHOUSE
Mustafa DOĞAN
Ankara University
Graduate School of Natural and Applied Sciences
Department of Engineering of Physics
Supervisor: Asst.Prof.Dr. Niyazi MERİÇ
Especially thermic powerhouse’s wastes consist of solid, liquid, gas and radioactive components. However much of solid wastes kept by the chimney of powerhouse; flying ash sized components are arriving to agriculture and living areas by air; and breathing by the people living in that vicinity. Also result of flying ash’s falling over the soil both directly affects agriculture and soil components; this causes a great cost of reforming soil, even this can cause not reformable damages. In this study if burned coal wastes and flying ashes spreaded around which are getting out from Seyitömer Thermic Powerhouse pollute the soil or not, radiation value in soil and level of toxic elements determined and investigated thus tried to contribute environmental protection. Firstly soil and rock samples which were taken around Seyitömer Thermic Powerhouse; alpha and beta activity levels are measured with Handecount sintillation counter; afterwards to find elements cause to pollution and determine their levels which samples taken from target project area are analyzed with aid of XRF device. As a result of analysis for risky elements intensity maps are prepared and risky areas are determined. Thus Seyitömer Thermic Powerhouse side affects by churn, ashes, chemical composition and radioactive materials; subject of if there is probable danger or not are investigated within thesis. June 2008, 60 pages
Key Words: Alfa/Beta scintillation counter,radioactive pollution, thermic power house
iii
TEŞEKKÜR
Bana araştırma olanağı sağlayan ve çalışmamın her safhasında ilgi ve önerileri ile beni
yönlendiren danışman hocam, Sayın Yrd.Doç.Dr. Niyazi MERİÇ’e , Jeofizik bölümü
öğretim üyelerinden Sayın Doç.Dr Yusuf Kaan KADIOĞLU’na, GIS programı ile ilgili
hertürlü yardım ve desteği sağlayan Ziraat Mühendisliği toprak bölümü öğretim
üyelerinden Yrd.Doç.Dr.İlhami BAYRAMİN’e, araştırma görevlisi Ferhat
TÜRKMEN’e, Meteroloji Genel Müdürlüğünde görevli Şükriye ÖZ hanıma, Tübitak’da
görevli Dr.Fusun OKYAR’a, Hüsne Seda KOÇ’a, laboratuar çalışmalarımda bana
destek veren arkadaşlarım Dr.Mehmet Altay ATLIHAN, Mehmet KOŞAL’a ve bana
her zaman destek olan eşime ve aileme teşekkürlerimi sunarım.
Mustafa DOĞAN
Ankara, Haziran 2008
iv
İÇİNDEKİLER
ÖZET............................................................................................................................. i
ABSTRACT.................................................................................................................. ii
TEŞEKKÜR.................................................................................................................. iii
SİMGELER DİZİNİ.................................................................................................... vi
ŞEKİLLER DİZİNİ..................................................................................................... vii
ÇİZELGELER DİZİNİ............................................................................................... viii
1. GİRİŞ........................................................................................................................ 1
2. KURAMSAL TEMELLER.................................................................................... 4
2.1 Doğada Bulunana Doğal Radyoaktif Seriler..................................................... 4
2.2 Sintilasyon Sayıcı ve Bölümleri........................................................................... 5
2.2.1 Sintilatörlerin bant yapısı ve çalışma mekanizmaları……………………… 5
2.2.2 Sintilatör ve fotoçoğaltıcı tüp…………………………………………………. 8
2.2.3 Sintilasyon sayaçları…………………………………………………………… 10
3.MATERYAL VE YÖNTEM……………………………………………………… 11
3.1 Handecount Cihazı……………………………………………………………. 11
3.2 XRF Cihazı …………………………………………………………………… 14
3.3 Numune Hazırlama Yöntemleri……………………………………………….. 17
3.DENEYSEL İŞLEMLER………………………………………………………… 19
4.1 Numunelerin Sayım Yönteminin ve Deney Parametrelerinin Belirlenmesi… 19
4.2 Beta Kaynağının Aktivitesinin Kontrolü…........................................................ 22
4.3 Alüminyum Diskler için Backscatter Düzeltmesi …………………………… 23
4.4 KCl ile Geometrik Düzeltme………………………………..………………… 28
4.5 Numunelerin Aktivitelerinin Bulunması ve Standart Sapmalarının
Hesaplanması…………………………………………………………………..…. 29
4.6 XRF Cihazı Deneysel Verileri …………………………………………………. 41
4.7 GIS ve Multivariate Yöntemi Alfa, Beta Sonuçlarının ve Kirliliği Tespit
Edilen Elementlerin Yoğunluklarının Grafiksel Gösterimi …………………
45
4.7.1 GIS ve multivariate nedir…………………………………………………….. 45
v
5. TARTIŞMA VE SONUÇ………………………………………………………. 53
KAYNAKLAR………………………………………………………………………. 55
EK1 Handecount Cihazının Kalibrasyonu………………………………………. 56
ÖZGEÇMİŞ…………………………………………………………………………. 60
vi
SİMGELER DİZİNİ
A Kütle numarası
t ½ Yarı ömür
V Voltaj
mV Milivolt
CPM Dakikadaki sayım miktarı
µR/h Mikrorad /saat
cm Santimetre
mm Milimetre
kg Kilogram
Bq Becquerel
Ci Curie
DPM Disintigration per minute
DPS Disintigration per second
Counts Sayımlar
HV Yüksek voltaj
µ Mikron
Kev Kiloelektronvolt
BSF Geri saçılma faktörü
UTM Universal transver merkator
GIS Geographic information system
vii
ŞEKİLLER DİZİNİ
Şekil 1.1 Numunelerin alındığı bölge olan Seyitömer Termik Santrali ve çevresi (Kadıoğlu ve Bayramin 2007)……………………………………….. 2
Şekil 2.1 Aktivatör eklenmesi durumunda sintilatörde bant yapısının değişmesi (Arya 1966)…………………………………………………………. 7 Şekil 2.2 Sintilasyon sayıcı ve fotoçoğaltıcı tüp (Arya 1966)…….…………… 9 Şekil 2.3 Sintilasyon sayıcının temel elektronik aksamı ve bağlantıları………… 10 Şekil 3.1 Atomun x ışını ile uyarıldıktan sonra karakteristik x ışınlarının yayınlanması (Anonymous.2008. Web sitesi:http://en.wikipedia.org/ wiki/X-rayfluorescence Erişim tarihi:30 .03.2008)…………………… 14 Şekil 3.2 Bir numuneden alınan analiz sonucu XRF pikleri…………………….. 15 Şekil 3.3 Atom numarasına bağlı olarak x-ışını floresansının yoğunluğunun değişimi……………………………………………………………….. 16 Şekil 3.4 XRF spektrometre ve temel bileşenleri……………………………… 16 Şekil 3.5 Handecount cihazının sintilatör kalınlığı ve ölçülen örnekle sintilatör arasında kalan hava boşluğunun mesafesi…………………………… 18 Şekil 4.1 90Sr beta kaynağımız ve üzerinden çıkan beta ışımalarının,geri saçılan ışımaların temsili gösterimi………………………………………….. 24 Şekil 4.2 Teorik hesapla ve KCl ‘ün 0.01, 0.02, 0.03, 0.04, 0.05 gram ağırlığındaki numunelerinin beta ölçümleriyle çizilen grafik………. 28 Şekil 4.3 Seyitömer termik santrali ve Çizelge 4.14’de verilen lokasyonların yerleşim noktaları…………………………………………………….. 41 Şekil 4.4 Arazi üzerinden alınan örneklerin seyitömer termik santrali etrafında bulunan koordinatları ve dağılımları (Kadıoğlu ve Bayramin 2007)… 46 Şekil 4.5 Termik santralin bulunduğu konum ve çevresinin topoğrafik harita olarak bilgisayarda GIS programı ile modellenmiş görüntüsü……………… 46 Şekil 4.6 Toprakta bulunan krom ve nikelin kirlilik dağılımı a.Krom kirlilik dağılımı, b.Nikel kirlilik dağılımı Sarı nokta termik santrali göstermektedir…………………. 48 Şekil 4.7 Çevreden alınan kayaçlardaki krom ve nikelin kirlilik dağılımı a.Krom kirlilik dağılımı, b.Nikel kirlilik dağılımı Sarı nokta termik santrali göstermektedir…. 49 Şekil 4.8 Toprakta bulunan alfa beta kirliliğinin dağılımı a.alfa kirlilik dağılımı, b.beta kirlilik dağılımı Sarı nokta termik santrali göstermektedir…………………………….. 50 Şekil 4.9 Kayaçlarda bulunan alfa beta kirliliğinin dağılımı a.alfa kirlilik dağılımı, b.beta kirlilik dağılımı Sarı nokta termik santrali göstermektedir…………………….. 52
viii
ÇİZELGELER DİZİNİ
Çizelge 2.1 Radyoaktif seriler ve özellikleri………………………………………... 5 Çizelge 3.1 Handecount cihazına ait teknik özellikler…………………………….... 12 Çizelge 3.2 Deneyde kullanılan iki farklı disk ve özellikleri……………………….. 17 Çizelge 4.1 Disk çapı 3,8cm olan örneklerin üç farklı yöntemde sayım ortalamaları ve deneysel verilerin standart sapmaları. Diskler üzerindeki toprakların ağırlıkları aynıdır……………………………… 19 Çizelge 4.2 Disk çapı 1 cm olan örneklerin üç farklı yöntemde sayım ortalamaları ve deneysel verilerin standart sapmaları. Diskler üzerindeki toprakların ağırlıkları aynıdır…………………………………………. 20 Çizelge 4.3 İki farklı diskte iki farklı yöntemin sayım ortalamaları ve standart sapmalarının karşılaştırılması………………………………………….. 20 Çizelge 4.4 “b1” örneği birkere daha saydırıldı ve tekrar sayısı iki katına çıkarıldı. 21 Çizelge 4.5 “d1” örneğinin 3 tekrar halinde 10 dakika ve 60’ar dakika sayım sonucları……………………………………………………………….. 22 Çizelge 4.6 Beta kaynağımızın handecount cihazında üç kere 10 dakika saydırılması sonucunda ortaya çıkan verilerin tablosu………………... 24 Çizelge 4.7 Beta kaynağımızın 0,7 mm alüminyum levha üzerine yerleştirilerek handecount cihazında üç kere 10 dakika saydırılması sonucunda ortaya çıkan verilerin tablosu………………………………………….. 25 Çizelge 4.8 ST35-A kodlu örneğimizin ortalama sayımları, net sayımları, saniyedeki alfa ve beta sayımları……………………………………… 30 Çizelge 4.9 ST35-A numunesine ait alfa ve betanın standart sapmasını bulmak için yapılan ara işlemleri gösteren çizelge………………………………….. 31 Çizelge 4.10 Seyitömer çevresinden alınan toprak örneklerin radyasyon ölçümlerine ait deneysel veriler………………………………………. 33 Çizelge 4.11 Seyitömer çevresinden alınan toprak örneklerinin radyasyon ölçümlerinin 1 gr miktarına normalize edilmiş deneysel verileri…… 35 Çizelge 4.12 Seyitömer çevresinden alınan kayaç örneklerinin radyasyon ölçümlerine ait deneysel verileri……………………………………… 37 Çizelge 4.13 Seyitömer çevresinden alınan kayaç örneklerinin radyasyon ölçümlerinin 1gr miktarına normalize edilmiş deneysel verileri…….. 39 Çizelge 4.14 Kayaç,toprak örneklerinin yerleri ve koordinatları (UTM , º6 , Zone35)(Kadıoğlu ve Bayramin 2007)………………..……………… 42 Çizelge 4.15 Toprak örneklerinde XRF ile ölçülen toplam Cr ve Ni değerleri ile bitkiler tarafından alınabilir değerleri (Kadıoğlu ve Bayramin 2007 )
43
Çizelge 4.16 Kütahya –Seyitömer Termik Santralı çevresinden alınan kayaçların adlandırmaları, Cr ve Ni içeriklerinin XRF analiz sonuçları (Kadıoğlu ve Bayramin 2007)…….......................................................
44
1
1. GİRİŞ
18. Yüzyılın sonlarında bulunup öncelikle aydınlatmaya yönelik olarak insanlığın
kullanımına sunulan elektriğe olan talep zaman içersinde kullanım alanlarının
genişlemesi ile hızla artmış ve elektrik enerjisi günlük hayatımızın vazgeçilmez parçası
haline gelmiştir. Elektrik üretiminde ülkemizdeki termik santraller yaklaşık %60’lık bir
paya sahiptir. Termik santraller genel olarak doğalgaz santralleri, kömür santralleri, sıvı
yakıtlı santraller ve jeotermal santraller şeklinde 4 gruba ayrılmaktadır (Anonim.2008.
Websitesi:http://www.teias.gov .tr/ist2006/index.htm,Erişim tarihi: 21.06.08).
Termik santraller içinde linyit yakıt kullananlar diğerlerinden çok daha önemli ve güçlü
olup, ülkemizin toplam elektrik üretimi içinde linyite dayalı termik santrallerin payı
giderek artmaktadır. Yerli enerji kaynaklarımız içinde günümüzde de önemini koruyan
linyit yatakları, ülkemizin hemen her yerinde bulunmaktadır. En büyük linyit yatakları,
Afşin-Elbistan, Muğla, Soma, Tunçbilek, Seyitömer, Konya, Beypazarı, Adana,
Tufanbeyli ve Sivas havzalarında bulunmakta olup, kurulu termik santraller de bu
bölgelerde yer almaktadır. Ülkemizde 177 adet sahada görünür 7,3 milyar ton linyit
rezervinin 3,4 milyarını 1100 Kcal/kg civarında ısıl değere sahip olan Afşin-Elbistan
linyitleri oluşturmaktadır. Linyit, konut sektöründe, termik santrallerde ve sanayi
sektöründe de yaygın olarak kullanılmaktadır. Kaliteli olanlar konut ve sanayi
sektörlerinde, düşük ısıl değerli olanlar ise termik santrallerde tüketilmektedir.
Linyitlerin büyük kısmı düşük kaliteli olduğundan %77’den fazlası termik santrallerde
kullanılmaktadır.(Anonim.2008.Websitesi: http://www.forumturka.net/forum /forum
display.php?s=1780e2ab63e9175e70ce413b859d8ccb&f=316,Erişimtarihi:02.05.08).
Ülkemizdeki enerjiye bağlı hava kirliliği daha çok bu düşük kalorili linyitlerin
yakılması sonucu oluşan gazların atmosfere karışmasından kaynaklanmaktadır. Yanma
gazları, karbondioksit, karbonmonoksit, azot oksitler, uçucu organik bileşikler, kükürt
dioksit, metan v.b. gazlar ile tanesel maddeler içermektedir. Yakılan kömür, hava kir-
liliğinin yanısıra kül ve külün içerdiği kadmiyum, civa, kurşun, arsenik v.b. ağır
metallerin çevreye yayılarak kirlenmesine de sebep olmaktadır. Linyitlerin düşük kalite-
li olmaları nedeniyle termik santrallerin çevre hava kalitesine etkisinin azaltılması için
2
oluşan kirleticilere karşı kontrol sistemlerinin uygulanması gereklidir. Ülkemizdeki
linyitlerimizin kükürt ve kül içeriklerinin de yüksek olması nedeniyle, büyük miktarda
linyit kömürü kullanan termik santrallerin kirletici emisyonları da çok yüksek olmakta
ve çevreye verdikleri zarar da bununla orantılı olarak artmaktadır (Kadıoğlu ve
Bayramin 2007).
Şekil 1.1 Numunelerin alındığı bölge olan Seyitömer Termik Santrali ve çevresi (Kadıoğlu ve Bayramin 2007)
Türkiye’de toplam 26 termik santral bulunmaktadır. Bunlardan 12 si kömür, 6 sı doğal
gaz, 6 sı sıvı yakıtlı ve 2 si jeotermal termik santralidir. Bu santrallerin içerisinde
çevreye en fazla uçucu kül bırakanın, kömür termik santrali olduğu bilinmektedir.
Bunlardan biri de Seyitömer Termik Santralidir (Şekil 1.1). Termik santralin büyüklüğü
hakkında bir fikir edinebilmek için teknik özelliklerine bakacak olursak, Seyitömer
3
Termik Santrali (4 x 150 MW) 600 MW , Türkiye’nin en büyük termik santrali olan ve
yine linyitle çalışan Afşin Elbistan A Termik Santralı (3 x 340 MW + 1 x 335) 1.355
MW ve B Termik Santralı ise (4 x 360 MW) 1440 MW güce sahiptir (Anonim.2008.
Web sitesi:http://termiksantral.sitemynet.com /BAKAR/id1.htm, Erişim tarihi:
02.05.2008).
Literatürde bu santrallerin çevreye bırakmış olduğu uçucu küller ile zararlı elementlerin
büyüklükleri ve yayılım şekilleri hakkında ayrıntılı bir bilgiye ulaşılamamıştır. Bu
çalışmanın en önemli tarafı termik santralinin çevreye bırakmış olduğu elementlerin
analizleri yapılarak toplanmış olan örneklerin yoğunluk haritaları modelleme
programları ile belirlenmiş olmasıdır. Böylece ortamda bulunan toksik ve radyoaktif
gibi sağlık açısından zararlı elementlerin büyüklükleri ve yayılımları ortaya konularak
Seyitömer Termik Santralinin bölgede bulunmasının çevreye etkisi belirlenmiştir. Bu
çalışmanın ışığında alınan veriler yeni kurulacak olan santrallere konum ve çevresinin
belirlenmesinde, yerleşim bölgelerinden ne kadar uzakta kurulması gerektiği gibi
konularda da yol gösterecektir.
Arazi çalışmaları sırasında belirlenen 39 farklı örnekleme noktasında 28 adet profil
çukuru kazılarak yüzey ve yüzeyaltı horizonlardan 64 adet örnek alınmıştır. Analiz
edilen elementlerin içinden çevrede bulunan bitkiler için olması gereken sınır değerini
aşanlar ve fazla olanları tespit edilmiş ve yoğunluk haritaları çıkartılarak bu elementler
için kirlilik dağılımları belirlenmiştir.
Seyitömer Termik Santralinden çıkan yanmış kömür atıklarının ve çevreye saçılan
küllerin, radyoaktif maddelerin ve toksik elementlerin içeriğinin bilinmesi, çevreye
verdiği zarar açısından önem taşımaktadır. Önce bu tez kapsamında Seyitömer Termik
Santralinin çevresinden alınan toprak örneklerin handecount sintilasyon sayacı ile alfa
ve beta aktiviteleri ölçülmüş daha sonra toprakta bulunan birçok element’in dağılım ve
yoğunluğunu bulmak için örneklerin XRF yardımı ile de analizleri yapılmıştır. Böylece
Seyitömer Termik Santralinin çevreye vermiş olduğu atık, kül, kimyasal bileşim ve
radyoaktivite açısından olası zararlarının ve yan etkilerinin olup olmadığı ortaya
çıkartılmaya çalışılmıştır.
4
2.KURAMSAL TEMELLER
2.1 Doğada Bulunana Doğal Radyoaktif Seriler
Çoğu bilim adamı, evrenin 13milyar yıl (13x109 yıl ) önce meydana gelen büyük bir
patlama sonucu (Big Bang) oluştuğunu düşünüyor. Aynı düşünceye göre bu patlamanın
ilk birkaç dakikası içersinde nötron ve protonlar birleşerek döteronları yani hafif
çekirdekleri oluşturduğu, daha sonra ise nükleer reaksiyonlar sonucu ağır elementlerin
yıldızlarda oluştuğu kabul ediliyor. Biz kararsız bir çekirdeğin doğada bulunduğunu
söylediğimizde doğal radyoaktiviteyi buna örnek gösteriyoruz. Dünya üzerinde birçok
doğal radyoaktif çekirdek vardır ve ilk zamanlardan geriye yalnızca yarı ömrü birkaç
milyar yıl olanlar kalmıştır, bunların çoğu da ağır elementlerdir.
Ağır radyoaktif çekirdekler kütle numaralarını sadece alfa bozunumu ( AX → A-4D ) ile
atom numaralarını ( Z ) ise ya alfa ya da beta bozunumu ile değiştirirler. Bunun sonucu
olarak doğal radyoaktif çekirdeklerin kararlı son elementlere bozunduğu sadece 4 yol
vardır. Bu dört yolun kütle numaraları 4n, 4n+1, 4n+2 ve 4n+3 (n tamsayı) şeklinde
gösterilir, çünkü alfa bozunumu sadece kütleyi değiştirebilir. Bu dört seri çizelge 2,1’de
gösterilmiştir.
Neptünyum dışında bütün bu radyoaktif seriler doğada bulunurlar. Neptünyum üyesinin
en uzun ömürlü üyesi 237Np (t1/2=2,14x106 yıl), güneş sisteminin ömrüne kıyasla çok
düşük bir ömre sahip olduğundan hemen hemen bu serinin tüm üyeleri bozunarak
doğada kalmamıştır (Thornton and Rex 2002). Doğada Neptünyum serisi dışında kalan
diğer üç seride bulunan doğal radyoaktivitenin seviyesini deney cihazlarımızla
ölçebiliriz. Bu serilerdeki alfa ve beta bozunumları kararlı son ürüne ulaşıncaya kadar
devam eder. Çizelge 2,1’in son sütununda kararlı son elementler görülmektedir.
5
Çizelge 2.1 Radyoaktif seriler ve özellikleri
Kütle numarası Serinin ismi Ana çekirdek T1/2 (yıl) Son ürün
4n Toryum Th23290
1,4x1010 Pb20882
4n+1 Neptünyum Np23793
2,14x106 Bi20983
4n+2 Uranyum U238
92
4,47x109 Pb206
82 4n+3 Aktinyum U235
92 7,04x108 Pb207
82
2.2 Sintilasyon Sayıcı ve Bölümleri
2.2.1 Sintilatörlerin bant yapısı ve çalışma mekanizmaları
Detektörün en önemli kısımlarından bir tanesidir. Kaynaktan çıkan fotonlar, kristalde
aşağıda detaylı olarak açıklanan sintilasyon fotonlarını meydana getirirler. Kristale sıkı
bir şekilde bağlanmış ışık tabakasının yardımıyla, bu fotonlar daha sonra fotoçoğaltıcı
tüplerde soğurularak elektron pulslarına dönüşürler.
Sintilasyon olayının esaslarına geçmeden önce kısaca fotonların madde ile
etkileşmelerini hatırlamakta fayda vardır. Genel olarak bakarsak nükleer tıpta kullanılan
enerji değerlerinde, radyoaktif bir kaynaktan çıkan gama ışınları, kristalde fotoelektrik
veya compton olayı ile durdurulurlar. Fotoelektrik olayda, gelen foton bütün enerjisini
atoma bağlı elektronlardan bir tanesine vererek soğurulur, elektron ise, çarpışmadan
kazandığı kinetik enerji ile atomdan ayrılarak serbest hale geçer. Atomdan koparılan bu
fotoelektronun yeri ise, dış yörüngelerden bu seviyeye düşen bir başka elektron ile
doldurulur ve aradaki enerji seviyesine uygun enerjide bir foton yayınlanır. Enerjisi çok
düşük olan bu foton kristalde hemen soğurulur. Compton olayında ise, gelen foton
atomun dış yörünge elektronlarından bir tanesi ile çarpışarak (iki bilardo topunun
6
çarpışması gibi) azalmış enerjisi ile saçılır. Elektron ise, çarpışmadan kazandığı kinetik
enerji ile serbest hale geçer.
Kaynaktan gelen ışının (fotonun) bütünüyle soğurulabilmesi ve algılanabilmesi gerekir.
Bu yüzden fotonun fotoelektrik olay ile durdurulması gerekmektedir. Düşük enerjili
fotonların bu şekilde madde ile etkileşmelerinde, fotoelektrik olay ile soğurulabilmeleri
daha olasıdır. Enerji fazlalaştıkça compton olayı daha sık görülmeye başlar. Fotonun
madde ile diğer bir etkileşme türü ise çift-oluşumdur ve düşük enerjilerde bu
etkileşmenin olasılığı çok zayıftır.
Bütün bu etkileşmeler sonucu ortaya çıkan elektronlar, çarpışma sonrası kazandıkları
kinetik enerjiler ile etraflarında bulunan diğer atomlarla etkileşerek iyonizasyon ve
atomik uyarmalara neden olurlar. İyonizasyonda, eğer bu elektronların enerjisi,
etraflarında bulunan atoma bağlı elektronları serbest hale geçirmeye yeterli ise sonuçta
pozitif yüklü atom ve serbest elektrondan oluşan iyon çiftlerinin meydana geldiği
etkileşme olur. İyonizasyona neden olamayacak şekilde daha az enerjideki elektronlar,
çevrelerindeki atomları uyarırlar ve atoma bağlı elektronları bir üst enerji seviyesine
geçirirler. Bu tür atomik uyarmalar sonucu üst seviyeye geçmiş elektronlar daha sonra
tekrar eski enerji seviyelerine dönerler ve aradaki farka eşdeğer enerjide bir foton
yayınlanır.
Sintilatörler gibi kristal yapıya sahip bazı maddelerde, bu fotonun enerjisi görünür bölge
yakınındadır ve adına sintilasyon fotonu denir. Birçok kristallerde, atomik uyarmaları
takiben hemen bir foton yayınlanması etkin bir olay değildir. Yani, enerjinin bu şekilde
geriye verilmesi her zaman olmaz. Hiçbir ışımanın olmadığı geçişler kayıplara neden
olurlar ve quenching adını alırlar. Ancak, bu kristallere imalat sırasında katılan bazı
maddeler (safsızlıklar) foton yayınlanma verimini artırırlar. Bu safsızlıkların belirli
enerji seviyeleri vardır. Kaynaktan gelen fotonun kristalde durdurulması sonucu
meydana gelen serbest elektronlar, kristalde hareket ederlerken karşılaştıkları bu
safsızlıklar tarafından tutularak onları uyarılmış enerji seviyelerine çıkarırlar. Eğer
uyarılan safsızlıklardan taban seviyeye geçiş izni varsa, görünür bölgedeki sintilasyon
7
fotonlarının yayınlanmasıyla sonuçlanan sintilasyon olayı meydana gelir. Bazen
elektronlar bu uyarılmış seviyelerden daha üst seviyelere geçip, sonra taban seviyeye
inerler, bu ışınlara ise fosforesans ışınları denir (Arya 1966).
İnorganik sintilatörlerde sintilasyon mekanizması maddenin kristal yapısı tarafından
belirlenen enerji bantlarına bağlıdır. Şekil 2.1’de inorganik kristalin bant yapısı
görülmektedir. Valans bant kristal örgüye bağlı bulunan elektronları, iletkenlik bandı ise
yeterli enerji alarak kristalde serbestçe dolaşan elektronları temsil eder. Aradaki bant;
yasak bant’da elektronlar bulunamaz. Enerji soğurulması sonucu elektronlar valans
bant’dan iletkenlik bandına çıkarlar. Elektronun tekrar valans banda dönme olasılığı
düşüktür ve açığa çıkan fotonun enerjiside görünür bölgenin dışındadır.
Şekil 2.1 Aktivatör eklenmesi durumunda sintilatörde bant yapısının değişmesi (Arya 1966). Görünür bölgede foton yayılımını artırmak için kristale az miktarda katkı maddeleri
(safsızlıklar) eklenir. Bu katkı maddeleri yasak bant içindeki “aktivatör merkezleri”
oluşturur (Şekil 2.1). Elektronlar iletkenlik bandından dönerken yarı ömrü 10-3 sn
mertebesinde olan aktivatör merkezlerinden görünür bölgede foton yayımlayarak taban
seviyesine dönerler. Elektronun aktivatör merkezinde uzun süre kalması istenmez; bu
8
süre uzun olursa ardarda gelen fotonun algılanamamasına sebep olacaktır. Aktivatör
merkezinin yarı ömrü katkı maddesinin tipine göre değişiklik gösterir (Meriç 1999).
2.2.2 Sintilatör ve fotoçoğaltıcı tüp
İki tip sintilasyon dedektörü vardır. Katı kristalli inorganik materyalli olan sintilasyon
dedektörü diğeride plastik ve sıvıdan oluşan organik moleküllü sintilasyon
dedektörüdür. Hepsininde uyarılma modları farklıdır; ama hepsinde de en son sonuç
aynıdır. Yüklü parçacık maddeden geçtikçe kaybettikleri enerjiyi inorganik kristal veya
organik moleküllerin uyarılmaları için onlara iletirler. Uyarılma enerjisi floresans olarak
sintilasyon kristalinde yayımlanır. Herhangi bir olayda yayınlanan ışık fotonlarının
sayısı başlangıçtaki yüklü parçacığın kaybolan enerjisi ile orantılı olacaktır (Shultıs and
Faw 2003).
Sintilasyon sayıcıyı Şekil 2.2’de bulunan sintilasyon sayıcıya göre anlatacak olursak
“Sodyum iyodür talyum ile aktivite edilmiştir. NaI kristali neme hassas olduğundan tek
bir yüz hariç etrafı alüminyum ile kaplanmıştır. Kaplanmayan yüz fotokatodla bağlantılı
olan optik olarak sımsıkı bir temas gerektiren yüzeydir. Alüminyum yaprağın iç yüzeyi
ışık yansıtıcı yüzey olarak görev yapması için magnezyum oksit ile kaplanmıştır. Yüklü
parçacık tarafından oluşturulan başlangıç iyonizasyonu veya foton, kristal içinde
elektronlar oluşturur. Bu elektronlar kristalin atom ve molekülleri ile birleşerek görünür
bölgede ışık yayınlanmasına sebep olurlar. Yayınlanan ışığın dalgaboyu 3300Aº ile
5000Aº arasındadır ve sintilatör kendi yayınladığı ışığa karşı ışık geçiren bir özellik
gösterir. Bu düşük şiddetteki ışığı algılamak ve elektrik pulsu haline dönüştürmek için
fotoçoğaltıcı tüp kullanılır.
9
Şekil 2.2 Sintilasyon sayıcı ve fotoçoğaltıcı tüp (Arya 1966).
Kristalden yayınlanan ışık fotoçoğaltıcı tüpün fotokatodunun üzerine düşer.
Fotokatodun yüzeyi sezyum-antimon alaşımından yapılmıştır. Sintilatör’den gelen ışık
fotokatod’dan elektronları kopararak, fotoelektron yayınlanmasına sebep olur.
Fotokatod’dan çıkan bu elektronlar ölçülemeyecek kadar küçük bir değere sahiptir.
Elektronlar dinotlar arasında ilerledikçe elektron sayısında çoğalma olur. Birbirini
izleyen dinotlar arasında son dinota kadar çalışma voltajı 800 ile 1500 V aralığında
gerilimlerde tutulur. Fotoçoğaltıcı tüpde bu şekilde hızlandırılan ve çığ gibi büyüyen
elektronların sayısı yaklaşık 106 ile 107 büyüklüğüne kadar çoğaltılır” (Arya 1966).
10
2.2.3 Sintilasyon sayaçları
Şekil 2.3 Sintilasyon sayıcının temel elektronik aksamı ve bağlantıları
Fotoçoğaltıcı tüpe bağlı olan yüksek gerilim kaynağının görevi detektörün çalışması
için gerekli negatif ve pozitif gerilimi sağlamaktır. Fotoçoğaltıcı tüp’den gelen sinyal
preamplifikatör’de önyükseltme işlemine tabi olur. Ön yükseltecin bir diğer görevide
yükselteç ile fotoçoğaltıcı tüp arasında empedans uyumunu sağlamaktır. Ayrıca gürültü
düzeyinin’de en alt seviyede olmasını sağlar. Detektörden gelen sinyal genelde çok
küçük bir seviyededir “mV seviyesi” ; bu sinyal en az 10 V olacak şekilde 103 oranında
yükseltilir. Osiloskop zaman içinde hızla değişen bilgileri gözlemek ve kaydetmek için
kullanılır. Sinyal ayırıcı elektronik gürültüleri azaltır ve atmanın şiddeti yükseltilirken
gürültü de beraberinde yükseltildiğinden, seçilen belirli bir sinyal şiddetinden daha
küçük değerlerin dikkate alınmamasını sağlar. Çok kanallı analizör atmaları şiddetlerine
göre çizer veya kaydeder.Bu kayıt işleminde yatay eksen “kanal sayısı (parçacık
enerjisi)”, düşey eksen ise “kanal basına düşen parçacık sayısı” dır, bu şekilde her bir
enerji seviyesinde oluşan pulsu ve o pulsa ait büyüklüğü “toplam sayımı” görebiliriz.
Ölçekleyici ise çıkan sinyallerin büyüklüklerinin birbirleri ve gerçek enerji değeri ile
orantılı olacak şekilde görüntülenmesi işlevini gerçekleştirir.
11
3. MATERYAL VE YÖNTEM
3.1 Handecount Cihazı
Thermo Eberline Handecount örnek sayım sistemi aynı anda hem alfa hem de beta
sayma imkânı verebilen bir sistemdir. Sistem Palm bilgisayar ile kontrol edilir; bu
yazılım bütün sayım işlemlerini gerçekleştirmek için modüler detektör kartı (MDB) ile
haberleşme yapar. Palm cihazı içinde renkli LCD göstergesi olan, ekrandan dokunmatik
tuş kontrolüne imkân veren, içinde saati olup verileri tarih saat sırasına göre deneysel
verileri kaydeden, güçlü bir veritabanı yeteneğine sahip olan, elde taşınabilen, kullanımı
basit olan sintilasyon sayıcı bir cihazdır.
Handecount sistemi içinde 2 inçlik bir ikili fosfor sintilatörü olan ve kayıcı çekmece
mekanizması ile beraber birleştirilmiştir. Çekmecesi 2inç (50,8mm) çapına sahip
numuneleri ölçmeye imkân verecek bir genişliğe sahiptir. Çekmece yüksekliği
ayarlanabilecek bir örnekleme alanına sahiptir. Elle taşınabilmesi için dayanıklı
plastikten pürüzlü, kaymayan bir sapa sahiptir. İçerisinde batarya opsiyonu da olan
cihaz, batarya ile tam şarjlı olarak 8 saate kadar saha’da kullanım imkânı da
vermektedir.
Handecount cihazı her sayım öncesinde mutlaka “background” sayımını alır ve
otomatik olarak deney sayımlarından bu değerleri çıkarır, üst üste gelen sayımlarla ilgili
düzeltmeyi de cihaz otomatik olarak yapar. Yani alfa kanalında sayılan betaları, beta
kanalında sayılan alfaları olması gereken sayımlardan çıkararak gerekli düzeltmeleri
otomatik olarak yapar. Ayrıca cihaz kalibrasyonda yapılmış olan verim hesabına göre
düzeltmeleri de her sayım yapılan örnek için hesaba katar. Cihazın yaptığı ölçümün
sonucu ölçüm öncesi hangi birim cinsinden sonuç istenmiş ve seçilmiş ise ona göre
yapılır.
Handecount cihazı bütün deneysel ölçüm sonuçlarını kalibrasyon ölçümleri de dahil
olmak üzere veritabanında saklar. Aynı zamanda cihaz içinde kalibrasyon kaynaklarına
12
ait bir de kütüphane bulunmaktadır. Burası radyasyon kaynaklarının kontrol ve
kalibrasyon işlemlerinde referans olarak bulunmaktadır. Kullanıcı isterse csv formatında
veritabanını bilgisayara Palm’s Palm Desktop ve Pc Conduit yazılımı kullanarak
aktarabilir. Bütün kaynak aktiviteleri kullanımı basitleştirmek ve sonuçlardaki kesinliği
artırmak için radyoaktif bozunum düzeltmesini yaparak cihazda gösterilir. İstendiği
zaman kalibrasyon kayıtlarına yine veritabanında kayıtlı olduğu için kolayca ulaşılabilir
(Anonymous Handecount Manual).Cihaza ait bazı teknik özellikler çizelge 3.1’de
gösterilmiştir.
Çizelge 3.1 Handecount cihazına ait teknik özellikler
Dedektör: 2” (50.8 mm) çapında, alfa ve beta’ya-
hassas ZnS sintilatör.
Verim: Alfa:239Pu ~ 90% (2σ)
Beta: 90Sr90Y ~ 35% (2σ)
99Tc ~ 25% (2σ)
Background: ≤ 60 CPM beta kanalında ve, ≤ 3 CPM
alfa kanalında sayım olmalı,
“background” olarak 15 µR/h 137Cs gama
Üst üste gelme: < 5% alfa‘dan beta’ya, < 1% beta’dan
alfa’ya. En son ölçümde otomatik olarak
üst üste gelme düzeltme faktörleri ile
düzeltilir
Örnek çekmecesi: 2.03” çapında x 0.38” derinliğinde (5.16
cm x 0.95 cm) maksimum. Örnek kalınlığı
0.030” den 0.3125” e kadar ayarlanabilir
(0.76 mm den 7.94 mm).Örnek tutucu
kısım ve çekmece uzun ömürlüdür; madde
bulaşığı kolay temizlenebilir.
Örnek tablası vida özelliği ile istenilen
derinliğe örneği sabitlemeyi kolaylaştırır.
Örnek alanının önünde bulunan bir çukur
13
Çizelge 3.1 Handecount cihazına ait teknik özellikler (devam)
numuneyi cımbızla alıp koymayı
kolaylaştırır.
Büyüklük: 4.75” genişlik x 15” uzunluk x
12” derinlik
Ağırlık: 13 lbs. (5.9 kg)
Gösterge/Kontroller: Palm m515™ PDA
Birimler: Counts, CPM, CPS, Bq, Ci, nCi, pCi,
DPM, DPS
Çalışma modları Basit,Normal
Basit :
Örnekleri ölçme rutininin olduğu kısmı
tek ekrana kitler, kullanıcıya örnek sayım
yapmasına müsaade eder, “background”
sayımlarının güncellenmesini sağlar, veya
ölçüm yapılan sayım zamanının saniye
veya dakikaya çevrilmesine izin verir.
Normal : Örnek ölçme rutininin tüm parçalarını
çağırır; kullanıcıya örnek tipi seçme
imkânı verir, örnek girilmesi ve
alfanümerik karakterlerle örneğe isim
verme imkânı sağlar. Toplanan tüm
verilerin değerlendirilmesi ve ayar yapma
kalibrasyon rutinlerine girmeye imkan
verir.
14
3.2 XRF Cihazı
X-ışını floresansı (XRF) elimizdeki numunelerin yüksek enerjili x-ışınları ve gama
ışınları ile bombardıman edilmesi sonucu maddeden yayılan ikincil karakteristik x
ışımalarının yayılmasına denilir (şekil 3.1), bu fenomen yaygın bir şekilde elementsel
analiz ve kimyasal analiz için kullanılır. Özellikle metal, cam, seramik ve bina
materyallerinin araştırılmasında ve jeokimya, adli bilimler ve arkeoloji alanlarında ki
araştırmalar için kullanılır (Anonymous.2008. Web sitesi:http://en.wikipedia.org/wiki
/X-ray_fluorescence,Erişim tarihi:30 .03.2008).
Şekil 3.1 Atomun x ışını ile uyarıldıktan sonra karakteristik x ışınlarının yayınlanması (Anonymous.2008. Web sitesi:http://en.wikipedia.org/wiki/X-ray _
fluorescence Erişim tarihi:30 .03.2008)
Kα , Kβ geçişi sırasıyla L ve M tabakasından K tabakasını doldurmak üzere olan geçişin
ismidir. En yoğun olan geçiş Kα geçişidir. Lα, Lβ geçişi sırasıyla M ve N tabakasından L
tabakasını doldurmak üzere olan geçişin ismidir. Yayınlanan x ışınları elektromanyetik
radyasyondur ve enerjileri K ve L tabakalarındaki elektronların bağlanma enerjisi
seviyesindedir. Ana etkileşme türü fotoelektrik etkileşmedir. Oluşan boşluğun
bozunumu sonucu olan fotoelektrik etki bu karakteristik x ışınlarının yayınlanmasına
sebep olur. Karakteristik x ışınları olarak K, L ve M x-ışını çizgileri vardır. Bu
karakteristik x-ışınları elementin atomuna göre belli enerji değerlerindedir. Bir tane
15
element için birkaç tane pik görünme olasılığı vardır (Şekil 3.2), tipik olarak bunlar
spektrumda değişen yoğunluklarda görülecektir. Bunlar kendine özgü element için
karakteristik bir parmak izi özelliği taşır (Anonymous.2008.Web
sitesi:http://www.jobinyvon.co m /SiteResources/Data/ Templates /1divisional.asp?Doc
ID=1105 &v1ID =& la ng=, Erişim tarihi: 29.03.2008).
Şekil 3.2 Bir numuneden alınan analiz sonucu XRF pikleri
X ışınlarının özel olarak belli bir madde için emilmesi x-ışınlarının enerjilerine bağlıdır.
Bir kural olarak düşük enerjili x-ışınları yüksek enerjili fotonlardan daha fazla emilirler.
Bir orbitalden bir elektronu çıkarmak için o elektronun bağlanma enerjisinin seviyesini
geçmek gerekmektedir. Fakat bu enerji çok fazla olursa bu seferde x-ışını ile elektron
arasındaki çiftleşme verimsiz olacak ve çok az elektron uyarılacaktır. Eğer x-ışınlarının
enerjileri düşecek olursa bu seferde elektronun bağlanma enerjisine yaklaşılacak ve
kopartılan elektron sayısında artış olacaktır. Bu bağlanma enerjisinin hemen altında ise
x-ışını soğurulmasında elektronları koparmak için yeterli enerji olmayacağından ani bir
düşüş olacaktır. Ayrıca alt tabakalardan elektron koparmak içinde bu enerji oldukça
yüksektir. Buradan da gönderilen tüm x-ışınlarının etkileşmeye katılmadığını anlıyoruz.
Şekil 3.3’den K ve L floresans ürünlerinin yoğunluğunun atom numarasına bağlı
fonksiyonu olarak çizilmiş grafiği görülmektedir. Grafikten görüldüğü gibi düşük atom
numaralı elementler için yoğunluk çok düşüktür ve buda bu tip elementler için başarılan
16
hassasiyeti yansıtmaktadır. Ayrıca grafikten karakteristik x-ışınlarının ilk piki olan K
pikinin en yoğun olarak gözlenme olasılığı olduğu görülmektedir.
Şekil 3.3 Atom numarasına bağlı olarak x-ışını floresansının yoğunluğunun değişimi
Şekil 3.4 de görüldüğü gibi XRF spektrometresi, bir örnekten, örneği uyarmak için bir
x-ışını kaynağından, örnekten yayınlanan floresans x-ışınlarını algılamak için bir
detektörden, spektrometreden ve verileri değerlendirmek için kullanılan bir
bilgisayardan oluşmaktadır.
Şekil 3.4 XRF spektrometre ve temel bileşenleri
17
3.3 Numune Hazırlama Yöntemleri
Handecount sintilasyon sayıcı’da örneklerin sayımı için 20µ kalınlığında inceltilmiş
toprak kullanılmıştır. Bunun sebebi toprağın ince bir tabaka haline getirilmesi ve alfa
parçacıklarının etkinliğinin artırılmak istenmesidir. Üç farklı yöntem’de sayımlar
alınarak karşılaştırmalar yapılmış ve sayımların tekrarlanabilirliği ile standart
sapmalarının düşük olması o yöntemin kullanılabilmesinde artı puan olarak kabul edildi.
Handecount Cihazındaki sayımlar için 1cm çaplı alüminyum diskler kullanılmıştır.
Geniş yüzeyli bir disk üzerindeki toprağın sayımı ile daha küçük yüzeyli bir disk
üzerindeki sayımları karşılaştırabilmek için ise deneylerde, 3,8 cm çapında ve 1,5 mm
derinliğinde ikinci bir disk daha kullanılmıştır (Çizelge 3.2).
Çizelge 3.2 Deneyde kullanılan iki farklı disk ve özellikleri
DİSK ÇAPI DİSK YÜZEY ALANI Büyük Disk 3,5 cm 1,5 mm 33,49 cm2
Küçük Disk 1 cm - 3,14 cm2
Handecount cihazının örnek çekmecesinin çapı 5,16 cm’dir. Derinliği ise 0,76 mm ile
7,94 mm arasında ayarlanabilmektedir.
Amacımız ölçüm yapılacak toprağı diskler üzerine ince bir tabaka halinde yapıştırmak
ve bu toprakların disk üzerindeki homojen yapısı ve dağılımının deney öncesi ve sonrası
ölçümler sırasında bozulmamasını sağlamaktır. Disk üzerine toprak ince bir tabaka
halinde şu üç yöntemle yapıştırılabilmektedir. Bunlar silikon, uhu+aseton ve çöktürme
yöntemidir. Bu yöntemlerde numune aşağıda anlatıldığı şekilde hazırlanmıştır.
Silikon yöntemi: Bu yöntemde parafin yağı olarak adlandırılan diğer ismi silikon yağı
olan jel ince bir tabaka halinde disk yüzeyine bir tel yardımıyla dağıtılarak sürülür.
Öğütülmüş toprak örneği çok ince bir tabaka halinde disk üzerindeki jel üzerine dökülür
18
ve toprağın homojen bir şekilde disk yüzeyine dağılması sağlanır. Toprağın fazlalıkları
bir tel yardımıyla disk üzerinden alınır.
Uhu + aseton yöntemi: Bu yöntemde 4ml’lik tüp içinde bulunan asetonun içine küçük
bir damla uhu damlatılarak uhunun aseton içinde erimesi sağlanır. Bu karışım toprak
örnekle karıştırılarak disk üzerine dökülür ve asetonun buharlaşması sağlanır. Böylece
buharlaşma sonrası toprak örneğin diske sağlam bir şekilde yapışması sağlanmış olur.
Bu yöntemle elde edilen numunelerdeki yüzey pürüzsüz ve diğer yöntemlere göre en
homojen durumda oluşmuştur.
Çöktürme yöntemi:Bu yöntemde 4ml’lik toprak, aseton karışımı hazırlanarak disk
üzerine dökülür ve asetonun buharlaşması sağlanır. Burada 1cm çapındaki disklerde
yapıştırma işlemi için 4ml hacmindeki cam tüpler kullanılır. Cam tüplerin dibine
bırakılan disk üzerine toprak-aseton karışımı dökülerek buharlaşması sağlanır.
Buharlaşma sonrası disk üzerinde ince bir tabaka halinde toprak örneği çöker.
Şekil 3.5 Handecount cihazının örnek - sintilatör geometrisi
Alfaların havadaki menzili 4-5 cm civarındadır (Meriç 1999). Deneyler sırasında
örnekten çıkan alfaların havada soğurulmadan sintilatöre ulaşabilmesi için şekil 3.5’de
görüldüğü gibi örnek - sintilatör mesafesi mümkün olduğu kadar kısa olmalıdır (Aitken
1985).
19
4 DENEYSEL İŞLEMLER
4.1 Numunelerin Sayım Yönteminin ve Deney Parametrelerinin Belirlenmesi
Yapılan ilk deneyde 3,8 cm’lik diskler üzerine üç farklı yöntemle örnekler yapıştırılarak
hazırlandı ve disk çapı sabit tutularak hangi yöntemin uygun olduğu araştırıldı.
Çizelge 4.1 Disk çapı 3,8 cm olan örneklerin üç farklı yöntemde sayım ortalamaları ve deneysel verilerin standart sapmaları (Diskler üzerindeki toprakların ağırlıkları aynıdır)
Disk
Kodu
Disk
çapı
(cm)
Yöntem
Sayım
süresi
(dak)
Sayım
tekrarı
Alfa
ortalama
Alfa St.
Sapma
Beta
ortalama
Beta St.
Sapma
a1 3,8 Silikon 10 3 5,7 7,2 423,3 22,2
a2 3,8 Uhu+aseton 10 3 8 4,6 440 31,2
a3 3,8 Aseton çök 10 3 11 1 451,3 17,5
Çizelge 4.1’i incelediğimizde alfa ve betalara ait deneysel verilerin standart
sapmalarının, asetonla çöktürme yönteminde en küçük değeri aldığı görülmektedir.
Yine aynı çizelgeden silikon ve uhu + aseton yönteminde ise beta ve alfalara ait standart
sapmaların, asetonla çöktürme yönteminin standart sapmalarına göre daha büyük
değerler aldığı gözlenmiştir.
İkinci deneyde, yöntemler arasında karşılaştırma yapabilmek için disk çapı 1 cm’de
sabit tutularak Çizelge 4.2 oluşturuldu. Bu çizelgeden silikon yönteminin standart
sapmasının hem alfa hem de beta için en uygun değere sahip olduğu açıkça görülüyor.
Sonuçlara sadece alfalar için bakılsaydı asetonla çöktürme yöntemi en uygunu
denilebilirdi, ama biz hem alfalar hem de betaların her iki sinide göz önünde
bulunduruyoruz. b2 kodlu numune ise 4 ml’ lik cam tüpün dibine yapıştı ve çıkarmaya
çalışırken örnek parçalandı. Bu diskte bu yöntemin bu şekilde uygulanmasının hiç
20
kullanışlı olmadığı ortaya çıktı ve sadece diğer iki örneğin arasında karşılaştırma
yapılarak deneylere devam edildi.
Çizelge 4.2 Disk çapı 1 cm olan örneklerin üç farklı yöntemde sayım ortalamaları ve deneysel verilerin standart sapmaları (Diskler üzerindeki toprakların ağırlıkları aynıdır)
Disk
Kodu
Disk
çapı
(cm)
Yöntem
Sayım
süresi
(dak)
Sayım
tekrarı
Alfa
ortalama
Beta
ortalama
Alfa
St.
Sapma
Beta
St.
Sapma
b1 1 Silikon 10 3 8,7 450 2,1 9,8
b3 1 Aseton
çöktürme
10 3 7 424 0 27,6
b2 1 Uhu+aset - Disk dibine yapıştı çıkarken toprak döküldü
Çizelge 4.3 İki farklı diskte iki farklı yöntemin sayım ortalamaları ve standart sapmalarının karşılaştırılması
Disk
Kodu
Disk
çapı
(cm)
Yöntem
Sayım
süresi
(dak)
Sayım
tekrarı
Alfa
ortalama
Beta
ortalama
Alfa
St.
Sapma
Beta
St.
Sapma
b1 1 Silikon 10 3 8,7 450 2,1 9,8
a3 3,8 Aseton
çök
10 3 11 451,3 1 17,5
Çizelge 4.3’e bakıldığında 1cm’lik diskte silikon yöntemi ile 3,8 cm’lik diskte asetonla
çöktürme yöntemi için alfaların standart sapmalarının birbirine oldukça yakın olduğu
görülüyor. Yalnız betaların standart sapmasına bakacak olursak bu yöntemler içinde
silikon yöntemini 1cm’lik diskte uygulamanın en uygun olduğu anlaşılıyor. Ayrıca
1cm’lik diskte örnek hazırlamak 3,8 cm’lik diskte örnek hazırlamaktan daha kolay,
örnek sayımız çok olduğundan bunu kullanmak bir avantaj olacaktır. Ayrıca deneysel
verilerin sonucunda 1cm’lik diskle silikon yönteminin kullanılmasının uygun olduğunu
21
gördüğümüzden bundan sonraki deneylerde 1cm’lik diskle silikon yönteminin
kullanılmasına karar verildi.
Çizelge 4.4 “b1” örneği bir kere daha saydırıldı ve tekrar sayısı iki katına çıkarıldı
Disk
Kodu
Disk
çapı
(cm)
Yöntem
Sayım
süresi
(dak)
Sayım
tekrarı
Alfa
ortalama
Beta
ortalama
Alfa St.
Sapma
Beta St.
Sapma
b1 1 Silikon 10 3 8,7 450 2,1 9,8
b1 1 Silikon 10 6 6,3 439,2 1,6 21,5
Deneylere başlarken süresi fazla olmayan ama makul olacak bir sayım süresi seçilmek
istendi. Bu sürenin bazı deneyler yapılarak 10 dakika olması kararlaştırıldı. Bu sürenin
uygun olup olmadığı bir sonraki deneyde kontrol edilecektir, ama 10 dakika 3 tekrar
yeterli mi bunu değerlendirmek için bir deney daha yapıldı. Çizelge 4.4’de görüldüğü
gibi ilk deneyde örnekten 3 tane 10’ar dakikalık sayım alındı. Bu deneyin alfa standart
sapması 2,1 olarak bulundu. Bu deney 6 tekrar 10 dakika süre ile tekrarlandı, alfa
standart sapması 2,1’den 1,6 değerine düştü ama beta standart sapmasında bu değer
9,8’den 21,5 değerine çıktı. Normalde her iki standart sapmanın da düşmesi beklenirdi.
Bu deneylerde alfa ve betalarda ki standart sapmalar deney’den deneye bu şekilde
farklılık gösterebilmektedir. Bunun sebeplerinden biri olarak radyoaktivitenin
doğasındaki rastgeleliği verebiliriz ama bunun bir diğer sebebi de ölçülen topraktaki
aktivite miktarının oldukça düşük değerlerde bulunmasıdır. Bu deney sonucunda 3
tekrarın yeterli olduğuna karar verildi.
Sayım süresi olan 10 dakikanın yeterli olup olmadığını görmek için bir deney daha
yapıldı. Her iki deneyde de sayım tekrarı aynı tutuldu. Disk silikon yöntemiyle hazır-
landı ve iki deneyde de aynı disk kullanıldı. Çizelge 4.5’e baktığımızda 60 dakikalık
sayımın alfalar için olan standart sapması 2,5 iken bu 10 dakikalık sayımlar için olan
3,2 değerinde çok küçük bir iyileştirme yaptığı görülüyor.
22
Çizelge 4.5 “d1” örneğinin 3 tekrar halinde 10 dakika ve 60’ar dakika sayım sonucları
Disk
Kodu
Disk
çapı
(cm)
Yöntem
Sayım
süresi
(dak)
Sayım
tekrarı
Alfa
ortalama
Beta
ortalama
Alfa
St.
Sapma
Beta
St.
Sapma
d1 1 Silikon 10 3 5,7 468,7 3,2 5,1
d1 1 Silikon 60 3 6,3 448 2,5 4,7
Ayrıca alfaların ortalamaları da her iki deneyin sonuçlarına bakıldığında aralarında çok
büyük bir fark olmamıştır. Betaların standart sapmasında da 0,4 gibi bir farkla iyileşme
olmuştur. Betaların ortalamaların da ise 10 dakikalık sayımlarda %5 seviyesinde sayım
fazlası vardır, radyoaktivite’nin rastgeleliğinin doğal sonucu olarak bu fark normaldir.
Bu deneylerin sonuçlarına göre sayım süresi 10 dakika olarak kararlaştırıldı.
Yapılan deneylerin sonucunda 1cm’lik disk ile silikon yönteminin kullanılması, zaman
parametreleri olarak da 10 dakika 3 tekrarın alınması uygun bulunmuştur. Aktivite
ölçümleri için yapılacak deneylerde bu belirlenen parametreler kullanılacaktır.
4.2 Beta Kaynağının Aktivitesinin Kontrolü
Cihazın radyasyon kaynağı Sr-90 beta kaynağıdır. Sr-90 beta kaynağının yarı ömrü
10548,5 gündür.
gün-1 (4.1)
Denklem (4.1)’de görüldüğü gibi λ katsayımız 6.6x10-5 çıkmıştır. Bu değeri bozunum
formülümüzde (4.2)’de yerine koyarsak.
(4.2)
λ=0,693
T1/2λ=6.6x10-5
N(t)=N0e-λt
23
Kaynağın ilk tarihi 01.11.2006 bu kalibrasyon sertifikasında yazmaktadır. Bugünün
tarihi 07-02-08 alınırsa aradan 463 gün geçtiği görülür. Kaynağın ilk aktivitesi 0,0025
µCi’dir. Bu da 1Ci=3,7x1010Bq olduğundan kaynağın ilk aktivitesi (3,7x104)x(0,0025)
= 92,5Bq çıkacaktır.
(4.3)
Cihazda kaynağı ölçtüğümüzde 88,6Bq olduğunu yazmıştır. Radyoaktivitenin
doğasından kaynaklanan bir şekilde her seferinde ölçtüğümüz aktivite değeri hesaplanan
değer etrafında belli bir standart sapma ile değişecektir. Bu ölçümün standart sapması
(4.4)’de görüldüğü gibi bulunur.
(4.4)
Kaynağın sertifikasında bulunan tarihten bugüne gelindiğinde aktivite değerimiz son
haliyle 89,8 ± 9,5 Bq olacaktır. Görüldüğü gibi cihazımın ölçtüğü aktivite ile elde
edilen sonuçlar uyum içindedir (Shultis and Faw 2003).
4.3 Alüminyum Diskler için Backscatter Düzeltmesi
Kullandığımız cihazın beta kaynağı olup, çıkan betalar %100 frekansla ortalama
195,7 Kev enerji ile yayınlanmaktadır. Bu betaların maksimum enerjisi 546 Kev’dir.
Beta kaynağımız ince bir tabaka halinde nikel bir disk üzerine elektroliz yoluyla
kaplanmıştır. Kaynaktan çıkan ışımaların nikel plaka üzerinden %40’ının geri
saçıldığını kalibrasyon sertifikasından biliyoruz. Alüminyum levhanın üzerindeki geri
saçılma miktarını bulmak için şu şekilde bir deney yapıldı. Kaynak üç kere 10 dakika
süreyle cihaza yerleştirilerek okuması yapıldı. Bu deney ikinci kez yine 10 dakika üç
tekrar olacak şekilde bu sefer kaynağın büyüklüğünde kesilmiş olan 0,7 mm kalınlıktaki
alüminyum levha üzerine konularak tekrarlandı. Çizelge 4.6 - 4.7’de, bu deneylerin
sonucunda alınan veriler görülüyor.
s= 89,8 s=9,5s= x
Sr90
38
N=92,5e-(6,6x10-5x463)
=89,8 Bq
24
Şekil 4.1 90Sr beta kaynağımız ve üzerinden çıkan beta ışımalarının,geri saçılan ışımaların temsili gösterimi
Çizelge 4.6 Beta kaynağımızın handecount cihazında üç kere 10 dakika saydırılması sonucunda ortaya çıkan verilerin tablosu
Sadece β kaynak yerleştirilerek 10 dakika süreyle 3 kere sayım alındı.
1.sayım 2.sayım 3.sayım ortalamalar
β background 48 40 44 44
β (sayım) 17569 16860 17471 17300
β (pci) 2280,5 2196,5 2272,7 2250
25
Çizelge 4.7 Beta kaynağımızın 0,7 mm alüminyum levha üzerine yerleştirilerek handecount cihazında üç kere 10 dakika saydırılması sonucunda ortaya çıkan verilerin tablosu
0,7 mm alüminyum levha üzerine β kaynağı yerleştirilerek 10 dakika süreyle 3 kere
sayım alındı.
1.sayım 2.sayım 3.sayım ortalamalar
Β background 48 40 44 44
Β (sayım) 18372 19418 18564 18785
Β (pci) 2387,6 2537,9 2418,6 2448
DPS:Saniyedeki bozunum (4.5)
BSF:Geri saçılma faktörü
Denklem (4.5)’e bakacak olursak pay kısmında olan saniyedeki sayım becquerel
birimine eşittir. Kaynağımızın geometrisinden dolayı ışınımların yarısı yukarıya yarısı
aşağıya gidecektir. Bu da cihazda okunan değerde aktivite değerimizin yarısının
okunacağı anlamına gelir. Bu yüzden iki rakamıyla pay’da bulunan değerimiz çarpılır.
Geri saçılma olayından dolayı cihazımız ölçüm sonucunu olması gerekenden fazla
gösterecektir; geri saçılmadan kaynaklanan bu artma miktarını olması gereken seviyeye
düşürmek için CPS altında bulunan paydaya geri saçılma oranı kadar bir düzeltme
rakamı eklemeliyiz. Geri saçılma oranı %40 ise paydaya 1,4 değeri konulacaktır, 0.4
değeri direk konulursa sonucu azaltmak yerine artıracaktır. Bu şekilde DPS
denklemimizdeki pay’ın düzeltmesi tamamlanmış olur. Cihazımız alınan her veriyi
birebir kayıpsız okumuş olsaydı çıkan sonucumuz DPS denkleminin payına eşit
olacaktı. Ama cihazımız radyoaktif ışımayı fotokatod, sintilatör ekran ve diğer
elektronik sinyal işleyen kısımlardan geçirerek bize ilettiğinden dolayı bunu belli bir
verimle gerçekleştirir. Bu şu anlama gelir, toplam 100 parçalanmaya ait iyonize
radyasyon fotokatoda geliyor ise ve bu iyonize radyasyon cihazımız tarafından 50
parçalanma olarak tespit ediliyorsa cihazımın verimi %50’dir. Bu denklemde DPS
DPS=
CPS
1+BSFx2
Verim
26
formülünün paydasına eklenen verim parametresi ile son bir düzeltme yapılırsa
cihazımızdan alınan sonuçlar gerçeğe en yakın değerini vermiş olacaktır.
Denklem (4.5) yardımıyla çizelge 4.2’de bulunan verileri kullanarak aktivite değerimizi
şu şekilde buluruz. 18785 değeri 10 dakika sonucu alınan toplam sayımımızdır. Net
sayım 18785-440=18345 sayım olacaktır. Bu değerimizi 10 dak = 600 saniye
olduğundan 600’e bölecek olursak “cps“ saniyedeki sayım değerini bulmuş oluruz.
Cihazımın kalibrasyon verilerine bakacak olursak beta verim = % 48,2’dir. Saniyedeki
sayım değerimiz olan (4.6) daki değeri denklem (4.7)’de yerine koyduğumuzda ise 43,7
değerini buluruz.
(4.6)
(4.7)
(4.7)’de bulunan değerimizi ana denklem olan denklem (4.5)’de yerine koyduğumuz
zaman becquerel olarak aktivite değerimizi (4.8) denklemindeki gibi buluruz.
(4.8)
Kaynağın aktivite değeri değişmiyor, cihazın verimi de değişmiyor ama Çizelge 4.2’ye
baktığımızda sayımlarda bir artma görüyoruz. Bunun tek sebebi geri saçılma faktörüdür.
Bu çıkan aktivite değerimizi denklem (4.5)’de denklemin sol tarafına koyarsak
denklemimizin diğer kısmına Çizelge 4.7’den bulacağımız “cps” değerini ve zaten
bildiğimiz beta verimini yerine koyarak tek değişen parametre olan ve aktivitemizi
artıran geri saçılma değerini bulabiliriz.
(4.9)
cps=18345/600=30,6(Al+Kaynak)
CPS
1+BSFx2 =
30,6
1+0,4x2 =43,7
DPS=
43,7
0,482= 90,7 Bq
Net_sayim =17300-440=16860
27
Çizelge 4.6’dan bulunan net sayımımızı (denklem 4.9) sayım süresi olan 600 saniyeye
bölünecek olursa sonucumuz cps cinsinden aşağıdaki gibi (4.10) bulunur.
(4.10)
(4.11)
Bu denklemde BSF değerini yalnız bırakarak diğer kısımları bir tararda toplayacak
olursak denklem (4.12) şeklinde geri saçılma formülümüz sadeleşmiş olur.
(4.12)
Buradan geri saçılma değerimiz alüminyum için çıkacaktır.
Bundan sonra bulduğumuz deney verileriyle bulunacak aktivitenin hesabında bu
düzeltme parametresi kullanılacaktır.
4.4 KCl ile Geometrik Düzeltme
Bu deneydeki amaç ölçülen aktivite değerlerimizin acaba gerçekte ölçmemiz gereken
aktiviteye ne kadar uyumlu olduğunu göstermekti. Bu amaçla KCl maddesinden 0.01
gr, 0.02 gr , 0.03gr, 0.04gr, 0.05gr miktarlarında alınarak beta aktiviteleri hesaplandı.
KCl 1 molündeki ağırlığın 39,0983 gramı potasyum ve 35,4547 gramı klordan
oluşmaktadır. 1 mol KCl ağırlığının 74,553 gr olduğunu biliyoruz; buradan KCl’deki
potasyumun toplam ağırlığın % 52,44’ü olduğunu hesaplıyoruz. Doğada bulunan
potasyum üç izotoptan oluşmaktadır. K-39 izotopik bolluğu 0,9326’dır, K-40 0,000117
izotopik bollukla doğada bulunmaktadır ve K-41’de 0,0673 izotopik bollukla doğada
cps=16860/600=28,1(Kaynak)
CPS
1+BSFx2
=
28,1
1+BSF
x2
Verim 0,482=90,7cps=
90,7 x 0,482
2 x 28,1- 1BSF=
BSFAl=0,29=%29
28
bulunmaktadır. 1 gr saf KCl’deki potasyumun yüzdesi 52,44‘dür. Yani 0,01 gr KCl‘de
0,005244 gr doğal potasyum bulunur. 1 gr doğal potasyumun betalarından 750 pCi
aktivite geldiğini biliyoruz. 0,01gr KCl örneğimizin aktivitesinin 0,005244x750=3,933
pCi olması gerektiği ortaya çıkıyor (Gaylord 2005).
KCl ölçümlerinin deneysel sonuçları ve teorik sonuçlar
y = 481,04x - 0,2801
R2 = 0,9876
y = 462,94x - 1E-14
R2 = 1
0,00
5,00
10,00
15,00
20,00
25,00
30,00
0 0,02 0,04 0,06
KCl(gr)
pCi(ak
tivitesi)
pCi_deneysel_sonuç
pCi_teorik_hesap_%85düzeltmesi
Doğrusal(pCi_deneysel_sonuç )
Doğrusal(pCi_teorik_hesap_%85düzeltmesi)
Şekil 4.2 Teorik hesapla ve KCl ‘ün 0.01, 0.02, 0.03, 0.04, 0.05 gram ağırlığındaki numunelerinin beta ölçümleriyle çizilen grafik
Yalnız elimizdeki KCl numunesi yüzde yüz saf olsaydı bu sonuca göre düzeltme
yapacaktık. Örneklerimiz %85 saflığında olduğundan bu çıkan sonuçlar 0,85 değerine
bölünerek bir düzeltme daha yapılır. Bulduğumuz sonuç, saflık düzeltmesi
3,933/0,85=4,627 pCi değeridir; deney cihazımız bize bu nokta için 4,73pCi değerini
vermiştir. Aradaki farkı düzeltmek için teorik ve deneysel eğrilerin grafikleri fit
edilerek çıkan denklemler kullanılarak arada bir düzeltme bağıntısı bulunmuştur.
Bu düzeltme faktörü iki denklem kullanılarak (4.13) deki sade bir denklem şekline
getirilir.
29
(4.13)
(4.14)
(4.15)
(4.16)
(4.17)
(4.13) ve (4.14) denklemlerini (Şekil 4.2) grafikten excel programı bulmuştu. Bu
denklemlerden birincisinden x1 çekip ikinci denklemde x2 yerine koyarsak (4.17)’de
bulunan betaların geometrik düzeltmesini sağlayacak denklemimiz ortaya çıkar.
4.5 Numunelerin Aktivitelerinin Bulunması ve Standart Sapmalarının
Hesaplanması
Seyitömer termik santralinin etrafından alınan toplam 65 toprak örneği ve 54 kayaç
örneğinin alfa ve beta sayımları yapıldı. Her örnek için sayım öncesi 1’er dakika
“background” sayımı alındı. Kayaç örneklerimizden olan ST35-A kodlu örneğin
deneysel verileri Çizelge 4.8’de görüldüğü gibidir.
y=0,9624y1+0,2696
y1=481,04x1-0,2801
y2=462,9x2+1e-14
deneysel denklem
teorik denklem
x1= (y1+0,2801)/481,04
y=462,9 .y1+0,2801
481,04+1e-14
30
Çizelge 4.8 ST35-A kodlu örneğimizin ortalama sayımları, net sayımları, saniyedeki alfa ve beta sayımları
Numune
ismi
Alfa_ort Beta_ort Alf_back
(1dak)
Beta_back
(1dak)
ST35-A 7,7sayım 415 sayım 0 sayım 32 sayım
Numune
ismi
Alfa_net(10dak) Beta_net(10dak) Alfa_cps Beta_cps
ST35-A (7,7-0)=7,7 say (415-320)=95 say 7,7/600=0,0128 95/600=0,158
4.3 bölümünde bulunan denklem (4.5) aktivite bulma formülümüzü kullanarak alfa ve
beta için aktiviteleri (4.18) ve (4.19) denklemlerinde görüldüğü gibi buluruz. Beta
denkleminde 4.3 bölümünde hesaplanan geri saçılma düzeltme değeri olan %29
kullanılmıştır.
(4.18)
(4.19)
4.4 bölümümüzde bulunan (4.17) beta geometrik düzeltme formülümüzü betaların
aktivitesinde düzeltme yapmak için kullanırız. formülümüze
göre son bir düzeltme yapıldığında kayaç örneğimizin olması gereken aktivitesi beta
için (4.20) denkleminde bulunan halini alacaktır.
(4.20)
Bu şekilde bütün numuneler için hesaplamalar yapıldığında toprak ve kayaç
örneklerimizin aktiviteleri Çizelge 4.11 - 4.13’de olduğu gibi çıkacaktır.
DPSα=
0,0128
1,4x2
0,327=0,0559 Bq DPSα=0,0559 / 0,037 =1,5 pCi
DPSβ=
0,158
1,29x2
0,482=0,5111 Bq DPSβ=0,5111 / 0,037 =13,8 pCi
y=0,9624y1+0,2696
DPSβ= 0,9624 x (13,8) +0,2696 DPSβ=13,55 pCi
31
Standart sapmayı bulmak için aşağıda bulunan formülleri kullanırız.
(4.21)
Alfa-ortalama=xort= (3+6+14)/3= 7,67
Beta-ortalama= yort= (406+410+430)/3= 415,33 (4.22)
Alfa ve betalara ait ham veriler Çizelge 4.8’de verilmiştir.Alfa ve betalara ait verilerin
ortalamaları (4.22) de görüldüğü gibi bulunur. Daha sonraki ara işlemler Çizelge
4.9’da görülmektedir. Daha sonra bir sonraki işlem olan ortamaların her bir değerden
farkı alınır. Bu farkların kareleri toplamı (4.23)’de görüldüğü gibi bulunur.
Σ [(alfa1-xort)2+(alfa2-xort)
2+(alfa3-xort)2]=21,78+2,78+40,11=64,67 (4.23)
Σ [(beta1-yort)2+(beta2-yort)
2+(beta3-yort)2]=87,05+28,41+215,21=330,67
Çizelge 4.9 ST35-A numunesine ait alfa ve betanın standart sapmasını bulmak için yapılan ara işlemleri gösteren çizelge
alfa1 alfa2 alfa3 beta1 beta2 beta3
3 6 14 406 410 430
alfa1-xort alfa2- xort alfa3- xort beta1-yort beta2- yort beta3- yort
-4,67 -1,67 6,33 -9,33 -5,33 14,67
(alfa1-xort)2 (alfa2- xort)2 (alfa3- xort)2 (beta1-yort)2 (beta2- yort)2 (beta3- yort)2
21,78 2,78 40,11 87,05 28,41 215,21
S= Σ(XiX0)2
n-1
x0=örneklerin ortalamasixi=Herbir örnekn= örnek sayısı
32
(4.24)
Daha sonra (4.23)’de bulunan sonuçlar (n-1)’e oranlanarak karekökleri alınır denklem
(4.24)’te görüldüğü gibi standart sapmalar bulunur. Bütün örneklerimiz için standart
sapma hesapları bu şekilde hesaplanarak Çizelge 4.10 - 4.12’ye kaydedilmiştir..
Σ[(alfan-xort)2]
Σ[(betan-yort)2]Salfa= Sbeta=2 2
=5,69 =12,86
33
Çizelge 4.10 Seyitömer çevresinden alınan toprak örneklerin radyasyon ölçümlerine ait deneysel veriler
No Numune İsmi Ağırlık
Alfa
Ort
Beta
Ort
Alfa
Back
Beta
Back
ALFA
ST_SP
BETA
ST_SP
1 P1-N1 0.0138 7 398 0 49 2,00 11,93
2 N-2 0.0135 7,67 419 0 41 1,53 43,89
3 N-3 0.0125 7 383 1 53 3,46 12,66
4 P2-N4 0.0121 8,33 420 1 43 3,51 11,53
5 P2-N-5 0.0127 5,67 391 1 46 1,53 22,81
6 P2-N-6 0.0112 5 429 0 41 0,00 11,02
7 P4-N-7 0.0139 8,67 416 0 52 2,89 17,79
8 P4-N-8 0.0119 10,7 393 0 43 3,06 10,79
9 P4-N-9 0.0118 5,33 398 1 55 2,31 3,46
10 P4-N-10 0.0112 2,67 439 2 46 1,53 32,04
11 P5-N-11 0.0128 7,33 414 0 35 0,58 21,08
12 P5-N-12 0.0140 8 419 0 50 3,00 24,95
13 P5-N13 0.0136 8,67 404 0 47 1,53 20,03
14 P6-N-14 0.0137 9,67 418 0 37 2,31 8,50
15 P6-N-15 0.0127 5 404 1 43 3,61 2,08
16 P7-N-16 0.0144 7 433 1 47 0,00 21,52
17 P8-N-17 0.0138 9 383 1 49 1,00 21,13
18 P9-N18 0.0111 2,33 418 1 54 1,53 21,07
19 N-19 0.0124 5,33 402 0 49 2,52 21,57
20 P10-N-20 0.0121 9,67 426 0 36 2,08 27,68
21 P10-N-21 0.0115 6,33 396 0 48 3,21 26,66
22 P10-N22 0.0138 8 403 0 44 1,00 12,66
23 P11-N-23 0.0143 4,67 413 1 48 1,15 24,66
24 P11-N-24 0.0141 9 424 0 43 2,65 15,72
25 P11-N-25 0.0126 6 414 0 47 1,73 27,06
26 P12-N-26 0.0119 10,7 426 0 55 0,58 44,19
27 P12-N27 0.0145 4,33 418 3 45 2,89 33,05
28 P12-N28 0.0122 3,67 408 0 49 2,52 25,63
29 P12-N29 0.0126 7 402 0 48 1,73 19,55
30 P12-N-30 0.0141 6,67 406 2 45 1,53 30,05
31 P13-N-31 0.0139 5,33 422 1 53 4,16 15,00
34
Çizelge 4.10 Seyitömer çevresinden alınan toprak örneklerin radyasyon ölçümlerine ait deneysel veriler (devam)
No Numune İsmi Ağırlık
Alfa
Ort
Beta
Ort
Alfa
Back
Beta
Back
ALFA
ST_SP
BETA
ST_SP
32 P15-N32 0.0143 8,33 424 1 52 1,53 8,02
33 P16-N-33 0.0143 4,67 437 2 32 4,16 23,16
34 P17-N-34 0.0144 6 459 0 40 4,00 19,14
35 P18-N-35 0.0140 6 400 0 43 1,00 20,26
36 P19-N36 0.0132 6,67 422 1 46 0,58 27,01
37 P21-N-37 0.0143 6,67 416 1 44 2,52 21,08
38 P24-N38 0.0130 8,33 414 0 56 4,16 23,09
39 P24-N-39 0.0140 8 430 0 47 3,61 0,58
40 P25-N-40 0.0126 8 422 1 41 0,00 55,10
41 P25-N-41 0.0114 13,7 407 0 54 3,06 37,72
42 P25-N-42 0.0134 8,67 428 1 43 4,16 13,05
43 P25-N43 0.0127 7 410 0 40 2,00 21,36
44 P27-N-44 0.0114 9,67 409 1 51 4,62 6,43
45 P31-N-46 0.0137 5,33 398 1 48 4,16 24,21
46 P31-N-47 0.0141 8,67 421 1 42 2,08 14,01
47 P31-N-48 0.0131 7 437 0 38 3,46 34,59
48 P31-N49 0.0141 4,67 426 0 28 0,58 10,54
49 P32-N50 0.0116 5 393 1 53 1,00 20,00
50 P32-N-51 0.0113 8,67 421 0 45 4,16 2,08
51 P32-N52 0.0134 6,33 407 1 50 3,06 5,00
52 P34-N-53 0.0121 5,67 420 0 34 2,52 21,59
53 P34-N-54 0.0108 5,67 413 0 52 1,15 11,72
54 P-34-N-55 0.0126 8,67 424 0 31 2,31 18,19
55 P37-N-56 0.0140 8,33 402 2 47 2,52 19,86
56 P38-N57 0.0111 8 402 1 46 1,73 16,50
57 P38-N58 0.0128 5,67 414 1 37 2,52 10,21
58 P38-N-59 0.0128 6,67 414 1 54 3,06 18,15
59 P38-N-60 0.0124 9,33 421 1 57 1,53 14,00
60 P39-N-61 0.0143 8,67 462 2 41 2,89 6,56
61 P32-N-62 0.0137 10 423 0 43 4,00 5,00
62 P39-N-63 0.0122 6,33 438 0 53 1,53 9,29
63 P39-N-64 0.0139 7,33 432 0 48 2,52 4,04
64 P6-ST6 1-2cm yüzey 0.0128 17,3 428 0 44 0,58 16,37
35
Çizelge 4.11 Seyitömer çevresinden alınan toprak örneklerinin radyasyon ölçümlerinin 1 gr miktarına normalize edilmiş deneysel verileri
No
Numune
İsmi
Alfa
Akt(pCi)
Beta
Akt(pCi)
Beta Aktivite
düzeltilmiş(pCi) Ağırlık
Alfa
pCi/gr
Beta
pCi/gr
1 P1-N1 1,38 0 0 0,0138 99,8206 0
2 N-2 1,51 1,35 1,57 0,0135 111,7568 116,3752
3 N-3 0 0 0 0,0125 0 0
4 P2-N4 0 0 0 0,0121 0 0
5 P2-N-5 0 0 0 0,0127 0 0
6 P2-N-6 0,98 2,80 2,97 0,0112 87,85232 264,7761
7 P4-N-7 1,71 0 0 0,0139 122,6983 0
8 P4-N-8 2,10 0 0 0,0119 176,3937 0
9 P4-N-9 0 0 0 0,0118 0 0
10 P4-N-10 0 0 0 0,0112 0 0
11 P5-N-11 1,44 9,22 9,15 0,0128 112,7438 714,6448
12 P5-N-12 1,57 0 0 0,014 112,451 0
13 P5-N13 1,71 0 0 0,0136 125,4049 0
14 P6-N-14 1,90 6,91 6,92 0,0137 138,8537 504,8445
15 P6-N-15 0 0 0 0,0127 0 0
16 P7-N-16 0 0 0 0,0144 0 0
17 P8-N-17 0 0 0 0,0138 0 0
18 P9-N18 0 0 0 0,0111 0 0
19 N-19 1,05 0 0 0,0124 84,64051 0
20 P10-N-20 1,90 9,51 9,43 0,0121 157,2145 779,0363
21 P10-N-21 1,25 0 0 0,0115 108,3767 0
22 P10-N22 1,57 0 0 0,0138 114,0807 0
23 P11-N-23 0 0 0 0,0143 0 0
24 P11-N-24 1,77 0 0 0,0141 125,6101 0
25 P11-N-25 1,18 0 0 0,0126 93,70914 0
26 P12-N-26 2,10 0 0 0,0119 176,3937 0
27 P12-N27 0 0 0 0,0145 0 0
28 P12-N28 0,72 0 0 0,0122 59,14429 0
29 P12-N29 1,38 0 0 0,0126 109,3273 0
30 P12-N-30 0 0 0 0,0141 0 0
31 P13-N-31 0 0 0 0,0139 0 0
32 P15-N32 0 0 0 0,0143 0 0
33 P16-N-33 0 16,90 16,54 0,0143 0 1156,498
34 P17-N-34 1,18 8,50 8,45 0,0144 81,99549 586,8222
35 P18-N-35 1,18 0 0 0,014 84,33822 0
36 P19-N36 0 0 0 0,0132 0 0
37 P21-N-37 0 0 0 0,0143 0 0
38 P24-N38 1,64 0 0 0,013 126,1469 0
39 P24-N-39 1,57 0 0 0,014 112,451 0
40 P25-N-40 0 1,69 1,90 0,0126 0 150,5105
41 P25-N-41 2,69 0 0 0,0114 235,9169 0
36
Çizelge 4.11 Seyitömer çevresinden alınan toprak örneklerinin radyasyon ölçümlerinin 1 gr miktarına normalize edilmiş deneysel verileri (devam)
No Numune İsmi
Alfa
Akt(pCi)
Beta
Akt(pCi)
Beta Aktivite
düzeltilmiş(pCi) Ağırlık
Alfa
pCi/gr
Beta
pCi/gr
42 P25-N-42 0 0 0 0,0134 0 0
43 P25-N43 1,38 1,40 1,62 0,0127 108,4665 127,3659
44 P27-N-44 0 0 0 0,0114 0 0
45 P31-N-46 0 0 0 0,0137 0 0
46 P31-N-47 0 0,10 0,36 0,0141 0 25,7136
47 P31-N-48 1,38 8,31 8,26 0,0131 105,1545 630,8639
48 P31-N49 0,92 21,15 20,63 0,0141 65,13117 1462,996
49 P32-N50 0 0 0 0,0116 0 0
50 P32-N-51 1,71 0 0 0,0113 150,9298 0
51 P32-N52 0 0 0 0,0134 0 0
52 P34-N-53 1,12 11,54 11,38 0,0121 92,16023 940,375
53 P34-N-54 1,12 0 0 0,0108 103,2536 0
54 P-34-N-55 1,71 16,52 16,17 0,0126 135,3576 1283,022
55 P37-N-56 0 0 0 0,014 0 0
56 P38-N57 0 0 0 0,0111 0 0
57 P38-N58 0 6,33 6,36 0,0128 0 496,7656
58 P38-N-59 0 0 0 0,0128 0 0
59 P38-N-60 0 0 0 0,0124 0 0
60 P39-N-61 0 7,53 7,52 0,0143 0 525,9176
61 P32-N-62 1,97 0 0 0,0137 143,6417 0
62 P39-N-63 1,25 0 0 0,0122 102,1583 0
63 P39-N-64 1,44 0 0 0,0139 103,8216 0
64 P6-ST6 1-2cm yüzey 3,41 0 0 0,0128 266,4854 0
37
Çizelge 4.12 Seyitömer çevresinden alınan kayaç örneklerinin radyasyon öçümlerine ait deneysel verileri
No
Numune
İsmi Ağırlık
Alfa
Ort
Beta
Ort
Alfa
Back
Beta
Back
ALFA
ST_SP
BETA
ST_SP
1 ST-2 0.0123 8,00 447 1 39 3,46 10,02
2 ST-3 0.0116 6,67 392 1 45 1,53 14,74
3 ST-4 0.0118 8,00 421 0 43 3,61 19,52
4 ST-4A 0.0114 7,33 413 1 45 0,58 12,66
5 ST-4B 0.0132 5,67 413 1 43 0,58 16,64
6 ST-6 0.0122 5,33 417 0 45 0,58 30,41
7 ST-7 0.0138 7,67 398 0 45 1,15 24,13
8 ST-7B 0.0145 9,00 418 0 50 1,00 13,61
9 ST-8 0.0129 9,33 404 0 39 2,08 2,89
10 ST-8B 0.0114 5,33 407 2 41 2,31 13,00
11 ST-9 0.0130 7,00 401 2 46 3,46 28,00
12 ST-9B 0.0132 5,67 422 0 47 2,08 27,02
13 ST-10 0.0142 6,00 406 1 46 2,00 17,52
14 ST-11 0.0121 9,00 429 1 39 1,73 20,55
15 ST-11B 0.0116 9,00 409 0 45 2,65 28,99
16 ST-12 0.0108 2,33 402 2 35 0,58 23,59
17 ST-13 0.0113 8,67 424 0 55 6,43 6,43
18 ST-13B 0.0116 7,33 412 0 36 3,06 25,01
19 ST-13C 0.0126 6,67 441 0 52 2,89 47,51
20 ST-13D 0.0110 7,67 393 2 47 3,21 22,87
21 ST-14 0.0142 4,67 409 2 41 3,06 28,75
22 ST-15 0.0110 8,33 404 0 48 4,16 43,19
23 ST-16 0.0126 5,33 427 0 35 1,53 11,55
24 ST-17A 0.0117 7,67 398 0 48 1,53 3,79
25 ST-17B 0.0131 9,00 415 0 33 2,65 22,12
26 ST-18 0.0132 6,33 415 1 44 1,53 18,77
27 ST-19 0.0115 5,33 417 1 41 2,52 4,51
28 ST-20 0.0145 5,67 388 1 49 3,51 17,44
29 ST-21A 0.0109 8,33 445 0 45 1,15 39,72
30 ST-21B 0.0133 5,00 428 0 38 1,00 41,20
38
Çizelge 4.12 Seyitömer çevresinden alınan kayaç örneklerinin radyasyon öçümlerine ait deneysel verileri (devam)
No
Numune
İsmi Ağırlık
Alfa
Ort
Beta
Ort
Alfa
Back
Beta
Back
ALFA
ST_SP
BETA
ST_SP
31 ST-22 0.0135 8,00 411 0 53 2,00 27,57
32 ST-23A 0.0121 9,00 392 0 49 2,65 22,52
33 ST-23B 0.0138 6,00 402 1 42 3,46 34,77
34 ST-24 0.0138 6,33 442 0 43 2,08 30,53
35 ST-25 0.0108 10,00 421 0 36 1,73 4,62
36 ST-25A 0.0132 6,33 439 3 45 2,08 49,10
37 ST-25B 0.0123 8,00 422 1 44 1,73 25,15
38 ST-26 0.0143 6,33 425 1 39 1,53 11,53
39 ST-27 0.0121 6,00 375 0 57 2,65 17,58
40 ST-28 0.0120 7,33 371 0 54 5,13 21,13
41 ST-29 0.0121 6,33 401 0 37 0,58 12,10
42 ST-30 0.0142 7,33 411 0 40 1,15 6,81
43 ST-31 0.0134 8,67 396 1 45 3,51 26,35
44 ST-32A 0.0127 7,67 421 0 47 3,06 11,59
45 ST-32B 0.0144 4,33 432 1 40 2,52 17,62
46 ST-33 0.0116 4,67 411 0 37 2,31 10,69
47 ST-34 0.0109 11,67 402 0 38 2,08 1,53
48 ST-35A 0.0109 7,67 415 0 32 5,69 12,86
49 ST-35B 0.0122 8,67 426 0 40 0,58 68,57
50 ST-36 0.0136 7,33 405 1 42 1,53 34,59
51 ST-36B 0.0115 10,00 424 0 50 2,00 24,25
52 ST-37 0.0113 8,67 431 1 37 2,08 25,70
53 ST-39 0.0115 6,00 427 0 55 1,73 39,43
54 ST-40 0.0139 8,67 422 2 40 0,58 15,50
39
Çizelge 4.13 Seyitömer çevresinden alınan kayaç örneklerinin radyasyon ölçümlerinin 1gr miktarına normalize edilmiş deneysel verileri
No
Numune
İsmi
Alfa
Akt(pCi)
Beta
Akt(pCi)
Beta Aktivite
düzeltilmiş(pCi) Ağırlık
Alfa
pCi/gr
Beta
pCi/gr
1 ST-2 0 8,3 8,26 0,0123 0 671,896
2 ST-3 0 0 0 0,0116 0 0
3 ST-4 1,6 0 0 0,0118 133,4164 0
4 ST-4A 0 0 0 0,0114 0 0
5 ST-4B 0 0 0 0,0132 0 0
6 ST-6 1,0 0 0 0,0122 86,02806 0
7 ST-7 1,5 0 0 0,0138 109,3273 0
8 ST-7B 1,8 0 0 0,0145 122,145 0
9 ST-8 1,8 2,0 2,18 0,0129 142,3798 168,629
10 ST-8B 0 0 0 0,0114 0 0
11 ST-9 0 0 0 0,013 0 0
12 ST-9B 1,1 0 0 0,0132 84,48021 0
13 ST-10 0 0 0 0,0142 0 0
14 ST-11 0 5,7 5,75 0,0121 0 475,566
15 ST-11B 1,8 0 0 0,0116 152,6813 0
16 ST-12 0 7,6 7,57 0,0108 0 700,658
17 ST-13 1,7 0 0 0,0113 150,9298 0
18 ST-13B 1,4 7,5 7,47 0,0116 124,407 644,323
19 ST-13C 1,3 0,0 0 0,0126 104,1213 0
20 ST-13D 0 0 0 0,011 0 0
21 ST-14 0 0 0 0,0142 0 0
22 ST-15 1,6 0 0 0,011 149,0827 0
23 ST-16 1,0 11,1 10,96 0,0126 83,29701 869,858
24 ST-17A 1,5 0 0 0,0117 128,9502 0
25 ST-17B 1,8 12,4 12,17 0,0131 135,1987 928,909
26 ST-18 0 0 0 0,0132 0 0
27 ST-19 0 1,0 1,20 0,0115 0 104,28
28 ST-20 0 0 0 0,0145 0 0
29 ST-21A 1,6 0 0 0,0109 150,4504 0
30 ST-21B 1,0 7,0 7,01 0,0133 73,9809 527,017
31 ST-22 1,6 0 0 0,0135 116,6158 0
32 ST-23A 1,8 0 0 0,0121 146,3721 0
33 ST-23B 0 0 0 0,0138 0 0
34 ST-24 1,2 1,7 1,90 0,0138 90,31388 137,423
35 ST-25 2,0 8,8 8,73 0,0108 182,2122 808,252
36 ST-25A 0 0 0 0,0132 0 0
37 ST-25B 0 0 0 0,0123 0 0
38 ST-26 0 5,1 5,15 0,0143 0 360,147
39 ST-27 1,2 0 0 0,0121 97,58142 0
40 ST-28 1,4 0 0 0,012 120,2601 0
41 ST-29 1,2 4,4 4,55 0,0121 103,0026 375,69
40
Çizelge 4.13 Seyitömer çevresinden alınan kayaç örneklerinin radyasyon ölçümlerinin 1gr miktarına normalize edilmiş deneysel verileri (devam)
No
Numune
İsmi
Alfa
Akt(pCi)
Beta
Akt(pCi)
Beta Aktivite
düzeltilmiş(pCi) Ağırlık
Alfa
pCi/gr
Beta
pCi/gr
42 ST-30 1,4 1,5 1,76 0,0142 101,6282 123,732
43 ST-31 0 0 0 0,0134 0 0
44 ST-32A 1,5 0 0 0,0127 118,7966 0
45 ST-32B 0 4,7 4,78 0,0144 0 331,823
46 ST-33 0,9 5,9 5,94 0,0116 79,16806 512,092
47 ST-34 2,3 3,2 3,38 0,0109 210,6306 310,442
48 ST-35A 1,5 13,8 13,56 0,0109 138,4144 1244,32
49 ST-35B 1,7 3,7 3,85 0,0122 139,7956 315,461
50 ST-36 0 0 0 0,0136 0 0
51 ST-36B 2,0 0 0 0,0115 171,121 0
52 ST-37 0 8,8 8,73 0,0113 0 772,489
53 ST-39 1,2 0 0 0,0115 102,6726 0
54 ST-40 0 3,1 3,29 0,0139 0 236,752
41
4.6 XRF Cihazı Deneysel Verileri
Bölgeden alınan toprak ve kayaç örnekleri Çizelge 4.14’de lokasyonları verilen
koordinatlardan alınmıştır. Bu örneklerin arazi üzerindeki dağılımı Şekil 4.3’de
görülmektedir.
Şekil 4.3 Seyitömer Termik Santrali ve Çizelge 4.14’de verilen lokasyonların yerleşim noktaları
Çizelge 4.15 - 4.16’da XRF cihazı ile alınan ölçümlerden Cr ve Ni elementlerine ait
olanlar verilmiştir. Bu elementler bölgede olması gereken sınır değerlerden yüksek
çıkmıştır. Bunun sebebi bu bölge için hazırlanan raporda şu şekilde açıklanmıştır.
Termik santral merkez olarak kabul edildiği zaman Cr ve Ni dağılımları merkezden
uzaklaştıkça düzenli bir artış veya azalış sergilememeleri kaynağın bölgedeki ana
litolojiden kaynaklandığını açıkça göstermektedir.
42
Ni ve Cr elementleri genel anlamda, toprak oluşuna etki eden faktörlerin yönlendirici
etkisiyle ofiyolitik kayaçlardan (Kütahya-Seyitömer çevresindeki kayaçlar gibi)
ayrışarak toprak içersinde zenginleşmektedir. Bu yüzden bölgede yapılan toprak
analizlerinde Cr ve Ni değerleri, Toprak Kirliliği Kontrol Yönetmeliği (Topraktaki Ağır
Metal Sınır Değerleri) ne göre oldukça yüksek olarak belirlenmiştir. Bu zenginleşme,
termik santrallerin bulunmadığı ancak benzer litolojiye sahip olmalarından dolayı,
Eskişehir – Mihalıççık, Kastamonu – Araç ve Ankara – Yakacık) toplanan kayaç ve
toprak örneklerinde de Cr ve Ni değerleri oldukça yüksek değerler verdiği analizler
sonucunda belirlenmiştir (Kadıoğlu ve Bayramin 2007).
Çizelge 4.14 Kayaç,toprak örneklerinin yerleri ve koordinatları (UTM , º6 , Zone35) (Kadıoğlu ve Bayramin 2007)
Lokasyon No
Boylam (Doğu) (m)
Enlem (Kuzey) (m)
Lokasyon No
Boylam (Doğu) (m)
Enlem (Kuzey) (m)
P1 746690 4398685 P21 749153 4381913
P2 746594 4397352 P22 751386 4382981
P3 756670 4397655 P23 751725 4383063
P4 747912 4395136 P24 752917 4382240
P5 747792 4392316 P25 752179 4382881
P6 753339 4386500 P26 751428 4383450
P8 750094 4386572 P27 751434 4383515
P8 750094 4386707 P28 750940 4383489
P9 749587 4386359 P29 750417 4383543
P10 748459 4384679 P30 748084 4382889
P11 748175 4385382 P31 751305 4386639
P12 750082 4382798 P32 750997 4387883
P13 750195 4382175 P33 747853 4389070
P14 748162 4377503 P34 747289 4388651
P15 748781 4378343 P35 744142 4388707
P16 749433 4378406 P36 744887 4384133
P17 749749 4379829 P37 746692 4380344
P18 751066 4380173 P38 746501 4380244
P19 751944 4381064 P39 745168 4375752
P20 752420 4381059
43
Çizelge 4.15 Toprak örneklerinde XRF ile ölçülen toplam Cr ve Ni değerleri ile bitkiler tarafından alınabilir değerleri (Kadıoğlu ve Bayramin 2007)
Derinlik cm
Krom (Cr) Nikel (Ni )
Toplam µg/g
Alınabilir µg/g
Toplam µg/g
Alınabilir µg/g
K-No
P1 0 – 13 282,400 0,006 358,500 14,818
P2 0 – 23 193,300 0,004 204,600 7,772
P4 0 – 26 477,500 0,010 361,600 3,366
P5 0 – 24 398,200 0,020 457,300 1,488
P6 0 – 27 1010,600 0,014 1451,900 23,732
P7 0 – 15 887,400 0,014 1464,900 20,992
P8 0 – 40 1716,600 0,020 2994,900 64,692
P9 0 – 29 449,700 0,020 425,900 19,900
P10 0 – 14 203,600 0,012 430,700 8,004
P11 0 – 15 181,700 0,008 313,600 5,018
P12 0 – 16 366,200 0,012 308,700 3,134
P13 0 – 5 340,600 0,006 250,600 0,246
P15 0 – 14 118,300 0,006 105,300 2,034
P16 0 – 17 1088,600 0,026 363,200 4,112
P17 0 – 15 352,700 0,008 170,600 4,050
P18 0 – 5 967,700 0,062 368,500 10,904
P19 0 – 15 407,000 0,018 179,500 12,090
P21 0 – 15 762,700 0,010 424,900 4,192
P24 0 – 18 207,800 0,008 93,100 1,282
P25 0 – 17 513,300 0,016 327,600 9,000
P27 0 – 18 812,700 0,012 802,200 6,912
P29 0 – 18 484,900 0,010 230,000 1,902
P31 0 – 16 521,000 0,014 560,700 6,346
P32 0 – 13 343,500 0,012 421,400 3,914
P34 0 – 19 581,000 0,014 610,000 24,172
P37 0 – 22 258,100 0,006 89,800 1,448
P38 0 – 13 135,300 0,004 133,100 0,866
P39 0 – 14 100,000 0,004 71,800 0,730
44
Çizelge 4.16 Kütahya –Seyitömer Termik Santralı çevresinden alınan kayaçların adlandırmaları, Cr ve Ni içeriklerinin XRF analiz sonuçları (Kadıoğlu ve Bayramin 2007)
Örnek Cr Ni Element Cr Ni
No % µg/g Örnek No % µg/g
ST-1 4250,0 2134,0 ST-34 353,1 164.3
ST-2 61,4 6302.5 ST-35 389,0 1921.8
ST-3 177,8 691,0 ST-36 568,0 2331,0
ST-4 1060,0 4001.3 ST-37 837,0 115,0
ST-5 1010,0 431,0 ST-38 986,0 428,0
ST-6 1487,0 5080.2 ST-39 1009,0 250,0
ST-7 1577,0 296,0
ST-8 2063,0 2772,0
ST-9 2190,0 254,0
ST-10 14,5 1730,0
ST-11 8,2 1813.8
ST-12 12,9 629,0
ST-13 14,0 189,0
ST-14 24,5 3606.7
ST-15 62,0 110,0
ST-16 24,5 310,0
ST-17 41,3 192,0
ST-18 45,8 2652.5
ST-19 49,9 432,0
ST-20 66,0 8061,0
ST-21 70,1 4022.1
ST-22 75,9 517,0
ST-23 76,1 2706,0
ST-24 78,2 1729,0
ST-25 85,5 440,0
ST-26 110,4 381,0
ST-27 114 868.9
ST-28 125,4 477.7
ST-29 132,1 300,0
ST-30 215,0 311.1
ST-31 216,0 766,0
ST-32 228,8 453,0
ST-33 312,0 181.9
45
4.7 GIS ve Multivariate Yöntemiyle Alfa,Beta Sonuçlarının ve Kirliliği Tespit Edilen Elementlerin Yoğunluklarının Grafiksel Gösterimi
4.7.1 GIS ve multivariate nedir
GIS İngilizce bir tanımın kısaltılmış halidir. GIS’in açılımı “Geographic İnformation
System” ‘dir. Bunun türkçesi coğrafik bilgi sistemleri olup tanımı şu şekildedir.
Karmaşık planlama ve yönetim sorunlarının çözülebilmesi için tasarlanan; mekandaki
konumu belirlenmiş verilerin kapsanması, yönetimi, işlenmesi, modellenmesi ve
görüntülenebilmesi işlemlerini kapsayan donanım, yazılım ve yöntemler sistemidir
(Küpcü 2005).Multivariate kelime olarak “belli bir sayıda bağımsız matematiksel ve
istatiksel değişkenleri içerme veya sahip olma” anlamına gelmektedir. Multivariate
istatistiği veya multivariate analizi birden çok gözlem ve analizin birden çok istatiksel
değişkeni bir zamanda içermesi anlamına gelmektedir. Multivariate analizi en iyi
özetlemesi çok değişkenlerin olduğu veri tablolarını yeni birkaç değişken oluşturarak
birçok bilgiyi içermesi sağlanmasıdır. Bu yeni değişkenler sınıflandırma, ilişkilendirme,
kontrol haritaları, vb.. problemi çözme ve göstermede kullanılır (.Anonymous.2008.
Web sitesi:http://en.wikipedia.org/wiki/Multivariate_statistics,Erişim tarihi :
30.03.2008).
Arazi çalışmaları sırasında belirlenen 39 farklı örnekleme noktasında 28 adet profil
çukuru kazılarak yüzey ve yüzeyaltı horizonlardan 64 adet örnek alınmıştır.Bu
örneklerin arazi üzerindeki lokasyonları ve dağılımı Şekil 4.4’de görülmektedir
(Kadıoğlu ve Bayramin 2007).
Termik santralin bulunduğu arazi ve çevresinin topoğrafik görüntüsü yine arcgis
programının parçası olan arcscene programı kullanılarak üç boyutlu olarak Şekil 4.5’de
görüldüğü gibi gerçeğine en yakın şekilde modellenmiştir. Bu model bize bölgeyi
gözümüzde canlandır ve yorum yapma imkanı vermektedir.
46
Şekil 4.4 Arazi üzerinden alınan örneklerin seyitömer termik santrali etrafında bulunan koordinatları ve dağılımları (Kadıoğlu ve Bayramin 2007)
Şekil 4.5 Termik santralin bulunduğu konum ve çevresinin topoğrafik harita olarak bilgisayarda GIS programı ile modellenmiş görüntüsü
47
Arazi üzerinde yapılan toprak ölçümlerinde Çizelge 4.19’ye bakıldığında bitkiler
tarafından alınabilir olan Cr ve Ni değerlerine kıyasla toprak üzerinde oldukça yüksek
değerlerde Cr ve Ni elementleri çıkmıştır.Bunun sebebinin termik santral tarafından
atmosfere bırakılan uçucu küllerin ve atıkların sebep olup olmadığı incelenmesi
gerekmektedir.Bu amaçla yine bu çevreden alınan ve farklı özelliklere sahip olan birçok
kayaç örneğinde toprak haline getirilerek analizleri yapılmıştır.
Cr ve Ni analizine ait toprak yüzeyinden alınan verilerin interpolasyonu GIS programı
ile yapılarak 2 boyutlu bir grafik haline Şekil 4.6’de görüldüğü gibi getirilmiştir.Yoğun
olarak bulunan bölgeler daha koyu renktedir; en az yoğunluğa sahip olan bölgeler ise
daha açık bir renkte görüntülenmiştir.
Topraktaki krom dağılımına Şekil 4.6.a bakıldığında b,c ve e noktalarında bir yoğunluk
göze çarpmaktadır.d bölgesinde ise krom seviyesi en düşük seviyededir.Şekil 4.7.a’ya
bakıldığında “a” noktası Şekil 4.6.a’da bulunan “b” noktasının bulunduğu bölge ile
örtüşmektedir.Yine Şekil 4.7.a’da bulunan “b” noktası Şekil 4.6.a’da bulunan “c” ve “e”
bölgelerinin tam ortasına rast gelmektedir.Buradan çevredeki krom kirliliğinin termik
santral’den çok arazinin yapısında bulunan krom cevherinin toprakta yoğun krom
kirliliğine sebep olduğu anlaşılmaktadır.Bunu destekleyen bir diğer bölgemizde Şekil
4.6.a’da bulunan “d” bölgesinin Şekil 4.7.a’da bulunan “c” bölgesi ile örtüşmesidir. Bu
kısımlarda hem toprakta bulunan krom miktarı hem de kayaçlarda bulunan krom
miktarına bakıldığında her ikisinde de krom seviyesinin düşük seviyelerde
bulunmasıdır. Ayrıca renk tonunun dağılımından da bölgelerin benzerlik arz ettiği
açıkça görülmektedir.
Nikel dağılımlarını inceleyecek olursak Şekil 4.6.b’de bulunan “a” bölgesi ile Şekil
4.7.b’de bulunan “a” noktasında kirlilik seviyesinde bir artış gözlenmektedir.Ayrıca
toprakta bulunan kirlilik Şekil 4.6.b’de “c” bölgesinin adeta “b” bölgesi ile arasında eş
renkler ile bir yol çizerek uzanıyor.”c” bölgesinin hemen sağında kayaç haritası olan
48
a) b)
Şekil 4.6 Toprakta bulunan krom ve nikelin kirlilik dağılımı
a.Krom kirlilik dağılımı, b.Nikel kirlilik dağılımı Sarı nokta termik santrali göstermektedir.
Şekil 4.7.b’de “b” noktasına bakıldığında bir cevher olduğu göze çarpmaktadır.Bu da bu
kirliliğin bu bölgeden geldiği izlenimini vermektedir.Topoğrafik harita da bu kısmın
yüksek olduğu gözlendiğinden rüzgar ve yağmur gibi dış etkilerle Ni yoğunluğunun
termik santral etrafına Şekil 4.7.b’de bulunan b noktasından taşınmış olması olasılığı da
artmaktadır.
49
a) b)
Şekil 4.7 Çevreden alınan kayaçlardaki krom ve nikelin kirlilik dağılımı
a.Krom kirlilik dağılımı, b.Nikel kirlilik dağılımı Sarı nokta termik santrali göstermektedir
Toprağın aktivitesinin ölçümlerinde genelde her toprakta bulunan üç ana radyoaktif
zincirden (90Th232 , 92U
238 , 92U
235) gelecek olan ve bu üç ana izotop’tan gelecek alfa ve
beta radyasyonlarının ölçümleri yapıldı. Termik santralin çevreye atmış olduğu küllerde
radyoaktif olarak etkinliği olan çekirdekler var ise ölçülecek aktiviteler içerisinde
toprağın içinde bulunan ve normalde o noktada belli bir seviyesi olması gereken doğal
radyoaktif serilerden gelen aktivite ; bu kirliliğe sebep olan radyoaktif çekirdeklerden
50
gelecek katkılarla birlikte ölçülecek aktivite seviyesi artacaktır. Buda alfa ve beta
sayımlarının seviyesinin cihazımızda artmasına sebep olacaktır. Bu aktivite ölçümleri
bize bir ölçüde radyoaktif kirliliğin miktarını verecektir. Eğer topraklardan ölçtüğümüz
bu aktivite oranları o bölgeden toprakla aynı koordinattan alınan kayaç numunelerinin
aktiviteleri ile paralellik gösterecek olursa bu bize kirlilik olmadığı yönünde ipucu
verecektir.Bu paralellikten olacak sapmalar da bize kirliliğin seviyesi hakkında bilgi
verecektir.
a) b)
Şekil 4.8 Toprakta bulunan alfa beta kirliliğinin dağılımı
a.alfa kirlilik dağılımı, b.beta kirlilik dağılımı Sarı nokta termik santrali göstermektedir
51
Şekil 4.8.a’ya bakıldığında “c” bölgesinde alfa sayımlarında bir yükselme
gözlenmektedir.Kayaçlarla ilgili alfa sayımlarındaki dağılımlarımıza baktığımızda bu
kısımda ve yakınında alfa sayımlarında yüksek bir değer görmemiş olsaydık bunun
termik santralden kaynaklandığı söylenebilirdi.Ama Şekil 4.9.a’ya bakıldığında “c” ve
“b” bölgesi kayaçlarında alfa sayımlarında bir artma gözleniyor.Bu da bize alfadaki kirli
gördüğümüz ve yoğunlaşmanın olduğu kısımların yine bölgenin jeolojik yapısında
bulunan doğal elementlerin dağılımından kaynaklandığı şeklinde bize ipucu
vermektedir.
Beta dağılımlarının topraktaki dağılımına baktığımızda Şekil 4.8.b’de “a,b,c,d”
bölgelerinin sırasıyla kayaçlarda bulunan beta dağılımını gösteren harita olan Şekil
4.9.b’deki “a,b,ı,g” bölgeleriyle aynı bölgeler üzerinde olmaları da yine betalardaki
kirliliğin de o bölgenin jeolojik yapısından kaynaklandığı sonucuna bizi
götürmektedir.Bunu destekleyen bir diğer noktada Şekil 4.8.b’deki “e” noktasıyla Şekil
4.12.b’deki “f” noktasının hemen hemen bütün renk dağılımları ile birbiriyle örtüşmesi
de bu fikri desteklemektedir.
Aralık 2007’de yayınlanan “KÜTAHYA SEYİTÖMER TERMİK SANTRALİ
ÇEVRESİNDEKİ TOPRAK VE KAYAÇLARDAKİ Cr ve Ni KÖKENLERİ,
JEOLOJİ VE JEOKİMYA” isimli raporda Cr ve Ni kirliliğinin kaynak kayaçlardaki Cr
ve Ni zenginliğinden dolayı beklenenin üzerinde bir yoğunlukta çıktığı da ifade
edilmektedir.Burada GIS programı vasıtası ile yapılan kirli elementlerin interpolasyon
haritalarının karşılaştırılması sonucunda da bu görüşü destekleyen ipuçlarına
ulaşılmıştır.
52
a) b)
Şekil 4.9 Kayaçlarda bulunan alfa beta kirliliğinin dağılımı
a.alfa kirlilik dağılımı, b.beta kirlilik dağılımı Sarı nokta termik santrali göstermektedir
Termik santralden kaynaklanan radyoaktif bir kirlenme bölge üzerindeki toprakta
olsaydı; muhtemelen termik santralimizi çevreleyen sarı noktamız etrafında kuşaklar
halinde bir kirlilik dağılımı görülürdü. Ayrıca toprağın radyoaktivitesinin yoğun olduğu
noktaların paralelinde kayaçların radyoaktivite haritası değerlendirilirse kayaçlar için
aynı konumda radyoaktivite yoğunluğu görülmemesi gerekirdi.
53
5. TARTIŞMA VE SONUÇ
Bu yapılan tez çalışması ile alfa-beta sintilasyon sayıcı cihazda örneklerin okunabilmesi
için kolay ve güvenilir bir yöntem bulunmaya çalışılmıştır. Silikonla disk üzerine
numuneleri yapıştırma yönteminin kullanışlı ve sonuçlarının da en az standart sapmaya
sahip olduğu tekrarlanan deneylerde görülmüştür. Bunun istisnası olan durumlara
numunelerin sahip olduğu aktivite miktarlarının cihazın algılayabilme sınırına yakın
olduğu örneklerde rastlanmıştır. Bu ölçümlerde ölçüm değerleri “background”
sayımının olduğu seviyeye çok yakın olduğundan küçük değer oynamalarında bir ölçüm
ile diğeri arasında çok büyük tutarsızlıklar oluşmaktadır. Bu tip sorunlarda
“background” seviyesinin uzun tutulması da bir çözüm olmamaktadır. Bunun gibi
sorunlarda o grupta bulunan numunelerin “background” larının ortalaması alınarak tek
bir “background” seviyesi tüm örnekler için eşit alındığında ölçüm dalgalanmaları en
aza indirilmiş olmaktadır. Beta ölçümlerinin kalibre edilebilmesi için KCl’ün %85’lik
yoğunluğa sahip olan tozu kullanılmıştır; bu kalibrasyonla düşük aktivitedeki
örneklerimiz üzerinde düzeltme yapma imkânına sahip olundu.
GIS programı ile deneysel olarak bulduğumuz birçok veriyi görselleştirme imkânımız
oldu. Bu veriler arazi üzerinde istenilen renk dağılımıyla interpolasyon yapılarak
görüntülendiğinde bize çok değerli bilgiler vermektedir. Daha önce o bölgeye gitmeyen
bir kişi dahi bu görsel imajları kullanarak birçok yorum yapabilir. Hatta bölgenin
topoğrafik dağılımını ve görüntüsünü de bu program vasıtasıyla modellenebilmesi bu
gibi programların önemini daha da artırmaktadır.
Seyitömer termik santralinin etrafındaki toprak ve kayaçların aktivitesini bulmak için
Handecount alfa beta sintilasyon sayıcı cihazı kullanıldı. Cihazımız alfa ve betaların
aktivitesini aynı anda bize verebilmektedir; fakat cihazın eksik olan bir yönü ölçülen
aktivitelerin hangi elementlere ait olduğu ve radyoaktif ışımaların hangi enerji
seviyelerinden geldiği hakkında bize bir bilgi vermemektedir. Ölçüm cihazımızın
hassasiyeti derecesinde bir takım bilgiler edinildi ama buradan çıkan sonuçlarla termik
santralin çevreye hiçbir radyoaktif madde bırakmadığı gibi kesin bir sonuca ulaşamayız.
54
Bu çalışmanın eksik olan yönleri şu çalışmalarla tamamlanabilir. Toprak ve kayaç
numuneleri dalga dağılımlı XRF cihazı ve gama spektroskopisi ile de ölçülerek hangi
radyoaktif elementlerin yoğun olarak bulunduğu tespit edilmelidir. Bu elementlere ait
interpolasyon haritaları da ayrıntılı olarak değerlendirilmelidir. Termik santralin
bacasından çıkan parçacıkların ve küllerin rüzgar, yağmur, kar gibi hava şartlarının
etkisiyle ve arazinin topoğrafik etkisiyle de sadece santral çevresine yayılmayacağı da
göz önünde bulundurulmalıdır. Bu çalışmaya ek olarak termik santralin bacasından
çıkan küllerden belli zaman aralıkları ile örnekler alınarak termik santralin çevreye olan
etkisi daha net görülebilir. Ayrıca toprak örnekleri bu çalışmada arazinin de dağlık
olmasından dolayı santralin kuzey, güney, doğu ve batı yönlerine bakıldığında; her
yönde örnek sayısının eşit bir yoğunluğa sahip olmadığı rahatça görülebilmektedir. Bu
yüzden veriler değerlendirilirken bu noktanın da sonuçlara etkisi interpolasyon haritaları
incelenirken göz önünde bulundurulmalıdır..
Bu yapılan çalışma sonucunda bölgede bulunan seyitömer termik santralinin çevreye
olan etkisini görme imkânına sahip olduk. O bölgenin coğrafik ve jeolojik yapısı
hakkında elde ettiğimiz bilgilerle oluşması muhtemel bir tehlikenin hem bölge halkı
hemde bölgede üretilen tarım ürünleri üzerinde oluşacak etkisine ışık tutabilecek bir
takım bilgiler edinildi Bu tip çalışmaların yaygınlaşması ve desteklenmesi hem toplum
sağlığı açısından hemde çevrenin korunması açısından gereklidir.
55
KAYNAKLAR
Aitken, M.J. 1985. Thermoluminescence dating. Academic Press, 351 s., England.
Anonim.2008. Web sitesi:http://termiksantral.sitemynet.com /BAKAR/id1.htm, Erişim
tarihi: 02.05.2008.
Anonim.2008. Web sitesi: http://www.forumturka.net/forum /forumdisplay.php
?s=1780e2ab63 e9175e70ce413b859d8ccb&f=316, Erişim tarihi:02.05.08.
Anonymous.2008. Web sitesi:http://en.wikipedia.org/wiki/X-ray_fluorescence,Erişim
tarihi:30 .03.2008.
Anonymous.2008.Web sitesi:http://www.jobinyvon.com/SiteResources/Data/
Templates /1divisional.asp?DocID=1105&v1ID=&lang=, Erişim tarihi:
29.03.2008
Anonymous.2008. Web sitesi:http://en.wikipedia.org/wiki/Multivariate_statistics,Erişim
tarihi : 30.03.2008.
Anonim.2008.Websitesi:http://www.teias.gov.tr/ist2006/index.htm,Erişim tarihi:
21.06.08
Arya, A.P. 1966. Fundamentals Of Nuclear Physics. 646 s., Boston.
Bor, D. 1990. Gama Kameraların Çalışma Prensipleri Ve Kalite Kontrol
Yöntemleri,110 s.,Ankara.
Gaylord, R.F. 2005. Radioactivity of Potassium Solutions:A Comparision of Calculated
Activity to Measured Activity from Gross Beta Counting and Gamma
Spectroscopy,UCRL-TR-214061, 8 s.,California.
Kadıoğlu, Y. ve K., Bayramin, İ. Aralık 2007. Rapor:Kütahya Seyitömer Termik
Santrali Çevresindeki Toprak ve Kayaçlardaki Cr ve Ni Kökenleri.24 s.,Ankara.
Küpcü, S. 2005. ArcGIS9 Uygulama Dökümanı, 218 s.Ankara.
Meriç, N. 1999. Sağlık Fiziği, 116s.,Ankara.
Shultıs, J.K. and Faw, R.E. 2003. Fundamentals of Nuclear Science and Engineering.
495s.,NewYork.
Thermo Eberline.Anonymous. Handecount Manual, 64s.,New Mexico-USA.
Thornton S.T. and Rex A. 2002. Modern Physics for Scientists and Engineers, 556s.,
USA.
56
Ek 1 Handecount Cihazının Kalibrasyonu
Cihazın kalibrasyonu ve kontrolü; yüklenici firmadan gelen bir teknisyenle birlikte
aşağıdaki prosedürler izlenerek yapıldı.
Şifre olarak master password ile giriş yapılır. Daha sonra cal ”kalibrasyon menüsünden”
setup seçilir (Şekil 1.a).Burdan karşımıza kalibrasyon öncesi yapmamız gereken bazı
ayarların olduğu Şekil 1.b’deki ekran karşımıza çıkıyor.
Burada bulunan ayarlar ve açıklamaları şu şekildedir.
Bkg Update Time: Background güncelleştirmesi yapılırken kullanılan birleştirilmiş
sayım zamanı.
Forced Bkg Update: Bir başka background sayımı yapılması için geçmesi gereken
gerekli zamanı ayarlama kısmı.
Check Source Time: Kaynak kontrolü yapmak için gerekli zaman ayarının girildiği
kısım
Şekil 1 Cihazın kalibrasyon ayarlarının yapılması için girilecek program menüleri
57
Forced Chk Src Updt: Diğer bir kaynak kontrolünü greçekleştirmeden önce geçmesi
gereken maksimum izin verilen zaman. Sıfır değeri bu fonksiyonu kapatır.
Efficiency Count Time: Kalibrasyon ve kaynak kontrolü veriminin rutinleri sayım
zamanının süresinin ayarlandığı kısımdır.
Plateau: Bu gruptaki parametreler kalibrasyon işlemindeki otomatik plato rutinlerinin
çalışması için gerekli olanlar belirtilir. Başlatıldığında başlangıç voltajında ”Starting
Voltage” otomatik plato başlayacaktır ve “Count Time” sayım zamanı süresince devam
edecektir, voltaj artışı “Voltage Step” voltaj adımı boyunca artışı devam edecektir ve bu
işlem “Ending Voltage” sonlanma voltajına ulaşana kadar devam edecektir. Bütün
parametreler seçildiğinde “Save” kayıt tuşuna basılır. Aksi durumda ekrandaki hiçbir
değişiklikten etkilenmeyecektir.
Detektör Setup: Şekil 1.c’de görüldüğü gibi bir menü ekrana gelecektir. Bu ekranda
yüksek voltaj ve alt, üst eşik değerinin seviyesi ayarlanır. Bu ayarlama üçgen siyah
noktalara tıklayarak ince bir artış şeklinde de yapılabilir. İstenirse siyah dikdörtgen
parça sürüklenerek de ayar yapılabilir. İşlem tamamlandığında “OK” tusuna basılır.
Hiçbir değişikliğin yapılmaması isteniyorsa “Cancel” tusuna basılabilir.
Alfa Platosu: Bu ekran aktif olduğunda, uygun kalibrasyon kaynağı üst sağ tarafta
bulunan popup menüsünden seçilir. Seçilen kalibrasyon kaynağı cihazın örnek
çekmecesine yerleştirilir ve sayım yapması için düzgünce yerine itelenir. Sonra “Start
Plateau” platoyu başlat düğmesine basılır. Daha sonra uygulama mevcut gerekli sayım
döngüleri boyunca platoyu çizecektir. Rakamlar azalan bir şekilde ilerlerken plato da
tamamlanacaktır. Aynı zamanda her döngü numarası ve “cnts” sayımları ayrıca
toplanan toplam sayımlar (background çıkmış hali) verilen sayım döngüleri başına
kaynak için bu verilerde görüntülenecektir. Sayımlar sadece plato tamamlandığında
görüntülenecektir. Ayrıca dikey yüksek voltaj işaretçi çubuğu da ilerledikçe platonun
altında bulunan kısımda o noktaya ait yüksek voltaj miktarı da görüntülenecektir.
Platolar oluştuğunda iki renkli bir grafik ortaya çıkacaktır. Alfa platosu kırmızı renkte
beta platosu mavi renkte olacaktır. Bütün döngüler tamamlandığında yukarı ve aşağı
butonları ile “HV” yüksek voltaj çubuğu ilerletilir. Alfa sayımlarının (kırmızı çizgiler)
maksimum olmasına beta sayımlarının (mavi çizgiler) minimum olması sağlanarak o
şekilde bırakılır (Şekil 2.a).
58
Şekil 2 Cihazın kalibrasyonu için radyasyon kaynaklarına ait platoların oluşturulması
Daha sonra “save“ tusuna basılarak o yüksek voltaj değerinin kaydı yapılmış olur.
Beta Platosu: Bir sonraki işlem için alfa kaynağı cihazdan çıkarılır. Beta kalibrasyon
kaynağı çekmecesine konulur ve dikkatli bir şekilde çekmece kapatılır. Üstteki popup
menüsünden çekmeceye konulan beta kaynağının tipi seçilir. “Start Plateau” komutu
butona basarak başlatılır. Sayım döngülerinin bir önceki işlemde olduğu gibi
tamamlanması beklenir. Yukarı butonuna basarak alfa sayımlarının(kırmızı çizgiler)
minimum ve beta sayımlarının(mavi çizgiler) maksimum seviyede olacak şekilde
ayarlanması sağlanır. HV (yüksek voltaj) değeri en uygun değerinde bırakılarak “save”
kaydet butonuna basılır ve HV (yüksek voltaj) değeri beta platosu için kayıt edilir (Şekil
2.b).
Verimlilik Kontrolü: Yüksek voltaj seçiminden sonra kalibrasyonun anahtar faktörü
olan alfa ve beta veriminin bulunması aşamasını Handecount cihazı şu şekilde
gerçekleştirir. Kalibrasyon ”Cal” menüsüne gidilir ve “Efficiency” verimlilik kısmı
seçilir (Şekil 2.c).Verimlilik işlemine başlamadan önce “update backgraound”
background güncelleme komutuna basılır ve Şekil 3.a’da görülen menü ekrana gelir. Bu
menüde “Start Background Update” background güncellemesini başlat butonuna
basılarak background sayımı alınır ve “return” butonuna basılarak Şekil 3.b’de bulunan
ekrana dönülür.
59
Şekil 3 Cihazın verimlilik seviyesinin tespit edilmesi
Background değerimiz ölçülüp hafızaya alındıktan sonra alfa kalibrasyon kaynağı
çekmeceye yerleştirilir. Üstteki popup menüsünden yine karşı gelen kaynağın tipi
seçilir. Üzerinde ”İnsert Source, Start Count” kaynağı girin sayımı başlatın yazan
butona basılır ve sayım başlatılır. Sayım tamamlandığında alfa sonuçları ekranda
görülecektir (Şekil 3.b).Bir sonraki işlemde beta kaynağı çekmeceye yerleştirilir ve
üstteki popup menüsünden karşı gelen beta kaynağı tipi seçilir. Üzerinde ”İnsert Source,
Start Count” kaynağı girin sayımı başlatın yazan butona basılır ve sayım başlatılır. Daha
sonra betaya ait sonuçlarda ekranda görülür; bütün alanlardaki boşluklar dolu hale gelir
(Şekil 3.c). Sonuçlar düzgün görünüyorsa “save” kaydet butonuna basılarak sonuçlar
kaydedilir.
Bu şekilde cihazın kalibrasyonu tamamlanmış olur. Yapılan kalibrasyonun sonuçlarına
ait bir rapor cihazın hafızasında saklı tutulur. İstenirse daha sonra bu kayıta ulaşılıp
bakılabilir.
60
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı : Mustafa DOĞAN
Doğum Yeri : Yozgat
Doğum Tarihi : 03.07.1977
Medeni Hali : Evli
Yabancı Dili : İngilizce
Eğitim Durumu (Kurum ve Yıl)
Lise : Fethiye Kemal Mumcu Anadolu Lisesi Ankara (1995)
Lisans : Ankara Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Fizik
Mühendisliği Bölümü (1999)
Yüksek Lisans:Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Fizik Mühendisliği
Anabilimdalı (Şubat 2006 – Temmuz 2008)