ankara Ünİversİtesİ bİlİmsel araŞtirma projelerİ

95
EK-11 Sonuç Raporu Formatı ANKARA ÜNİVERSİTESİ BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİ KOORDİNASYON BİRİMİ KOORDİNATÖRLÜĞÜNE Proje Türü : Bağımsız Proje Proje No : 12B3334003 Proje Yöneticisi : Prof. Dr. Ufuk HASANREİSOĞLU Proje Konusu : Malpoze implantlarda farklı ölçü tekniklerinin hassasiyetinin değerlendirilmesi Yukarıda bilgileri yazılı olan projemin sonuç raporunun e-kütüphanede yayınlanmasını; İSTİYORUM İSTEMİYORUM Proje Yöneticisi Prof. Dr. Ufuk HASANREİSOĞLU

Upload: others

Post on 14-Mar-2022

11 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

EK-11 Sonuç Raporu Formatı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJELERİ

KOORDİNASYON BİRİMİ KOORDİNATÖRLÜĞÜNE

Proje Türü : Bağımsız Proje

Proje No : 12B3334003

Proje Yöneticisi : Prof. Dr. Ufuk HASANREİSOĞLU

Proje Konusu : Malpoze implantlarda farklı ölçü tekniklerinin hassasiyetinin değerlendirilmesi

Yukarıda bilgileri yazılı olan projemin sonuç raporunun e-kütüphanede yayınlanmasını;

İSTİYORUM

İSTEMİYORUM

Proje Yöneticisi

Prof. Dr. Ufuk

HASANREİSOĞLU

EK-11 Sonuç Raporu Formatı

ANKARA ÜNİVERSİTESİ

BİLİMSEL ARAŞTIRMA PROJESİ

SONUÇ RAPORU

Proje Başlığı

Malpoze İmplantlarda Farklı Ölçü Tekniklerinin Hassasiyetinin Değerlendirilmesi

Proje Yürütücüsünün İsmi

Prof. Dr. Ufuk HASANREİSOĞLU

Yardımcı Araştırmacıların İsmi

Zeynep İRKEÇ

Proje Numarası: 12B3334003

Başlama Tarihi: 06. 02. 2012

Bitiş Tarihi: 06. 08. 2013

Rapor Tarihi: 06. 11. 2013

Ankara Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri

Ankara - 2013

EK-11 Sonuç Raporu Formatı

RAPOR FORMATI

Bilgisayarda 12 punto büyüklüğünde karakterler ile, tercihan "Times New Roman" stili kullanılarak yazılacak ve

aşağıdaki kesimlerden (alt kesimler de dahildir) oluşacaktır.

I. Projenin Türkçe ve İngilizce Adı ve Özetleri

II. Amaç ve Kapsam

III. Materyal ve Yöntem

IV. Analiz ve Bulgular

V. Sonuç ve Öneriler

VI. Geleceğe İlişkin Öngörülen Katkılar

VII. Sağlanan Altyapı Olanakları ile Varsa Gerçekleştirilen Projeler

VIII. Sağlanan Altyapı Olanaklarının Varsa Bilim/Hizmet ve Eğitim Alanlarındaki Katkıları

IX. Kaynaklar

X. Ekler

a. Mali Bilanço ve Açıklamaları

b. Makine ve Teçhizatın Konumu ve İlerideki Kullanımına Dair Açıklamalar

c. Teknik ve Bilimsel Ayrıntılar (varsa Kesim III'de yer almayan analiz ayrıntıları)

d. Sunumlar (bildiriler ve teknik raporlar) (Altyapı Projeleri için uygulanmaz)

e. Yayınlar (hakemli bilimsel dergiler) ve tezler (Altyapı Projeleri için uygulanmaz)

NOT: Verilen sonuç raporu bir (1) nüsha olarak ciltsiz şekilde verilecek, sonuç raporu Komisyon onayından sonra ciltlenerek bir kopyasının yer aldığı CD ile birlikte sunulacaktır. Sonuç raporunda

proje sonuçlarını içeren, ISI’ nın SCI veya SSCI veya AHCI dizinleri kapsamında ve diğer uluslar arası dizinlerce taranan hakemli dergilerde yayınlanmış makaleler, III. Materyal ve Yöntem ve IV. Analiz ve Bulgular bölümleri yerine kabul edilir.

MALPOZE İMPLANTLARDA FARKLI ÖLÇÜ TEKNİKLERİNİN

HASSASİYETİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

ÖZET

İmplant destekli protez başarısında, protetik üst yapının pasif uyumu önemli bir

faktördür. Doğru ve pasif uyuma sahip protez elde edilmesindeki ilk aşama, ölçü

işlemleri ile implantların intraoral ilişkilerinin modele yansıtılmasıdır. Dental

implantlar, anatomik sınırlamalar, estetik ve fonksiyonel gereksinimlere bağlı olarak,

ölçü hassasiyetini etkileyebilecek şekilde, sıklıkla malpoze konumda

yerleştirilebilmektedir. Bu çalışmanın amacı, implant açılanması ve implantlar

arasındaki mesafe sınırlamalarını kapsayan 2 değişkenin, üç ölçü tekniğinin

hassasiyeti üzerindeki etkisinin değerlendirilmesidir.

Çalışmada incelenen ölçü teknikleri, direkt (açık kaşık), indirekt (kapalı kaşık) ve

snap-fit (kapalı kaşık) teknikleridir. Doğrusal olarak yerleştirilen 4 implant

analoğunu içeren 2 adet epoksi rezin ana model hazırlanmıştır. Ana modellerden biri,

standart 3 mm’lik mesafelerle yerleştirilmiş paralel implantları içeren kontrol

modelidir. Diğeri ise, implant açıları ve implantlar arasındaki mesafeler değiştirilerek

oluşturulmuştur. Sağ taraftan başlayarak, 1., 2. ve 3. implantlar birbirlerine paralel

olarak yerleştirilirken, 4. implant meziyal yönde 15°’lik açılanma ile

konumlandırılmıştır. Bunun yanı sıra, 1. implanttan 4. implanta doğru, implantlar

arasındaki mesafeler 1 mm, 2 mm ve 3 mm olarak değiştirilmiştir. Bu grup ise,

çalışma grubu olarak belirlenmiştir. Orta kıvamlı polieter ölçü materyali kullanılarak,

her epoksi rezin ana modelden, açık ve kapalı kişisel kaşık kullanılarak 5’er adet ölçü

alınmıştır. Analog konumlarının transferinin ardından, ölçülerin içerisine tip IV sert

alçı dökülmüştür. Epoksi rezin ve alçı modellerdeki implant analoglarına uygun

abutment’lar sabitlenerek torklanmıştır. Epoksi rezin modellerdeki implantların x, y

koordinatları ve z eksenindeki yer değişimlerinin ölçümünde, Coordinate Measuring

Machine (CMM) ve Profil Projektör (PP) kullanılmıştır. Her modelde, 1. implant

referans noktayı oluşturmuştur. Veri analizleri, Kruskall-Wallis ve Benferroni

düzeltmeli Mann Whitney U testleri (p < 0,05) ile gerçekleştirilmiştir.

Kontrol ve çalışma gruplarına ait veriler karşılaştırıldığında, direkt ve indirekt

teknikler, implantların farklı eksenlerde konum değişikliğine neden olmuştur. Bu yer

değişimleri, 3. ve açılı olarak yerleştirilmiş olan 4. implantlarda gözlenmiştir (p <

0,05). Ancak, snap-fit tekniği kullanıldığında, çalışma ve kontrol grupları arasında,

implantların yer değişimleri açısından anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.

Ölçü teknikleri dikkate alındığında, kontrol grubunda, indirekt teknik meziyodistal

(x) ve anteroposterior (y) yönlerde 4. implant konumunda sapma oluştururken, direkt

tekniğin kullanımı tüm implantların vertikal konumlarında (z) önemli yer değişikliği

ile sonuçlanmıştır (p < 0,05). Çalışma grubunda, direkt teknik kullanıldığında

gözlenen orijinal konumdan sapmalar, açılı olarak yerleştirilmiş olan 4. implantın

meziyodistal (x) ve vertikal (z) eksenlerinde önemli bulunmuştur (p < 0,05). Snap-fit

tekniği ise, her iki grupta da benzer sonuçlar sergilemiştir.

Çalışmanın sınırlamaları dahilinde, test edilen 2 değişkenden implant açılanmasının,

implantlar arasındaki mesafe sınırlamalarına göre ölçü hassasiyeti üzerinde daha

fazla etkinlik gösterdiği sonucuna varılmıştır. Direkt ve indirekt tekniklerin her ikisi

de, özellikle açılı yerleştirilmiş olan implant başta olmak üzere, implantların farklı

eksenlerde yer değişimlerine neden olmuştur. Snap-fit ölçü tekniği, implant

konumundan bağımsız olarak, diğer tekniklere göre daha güvenilir sonuçlar

sergilemiştir. Bu çalışmanın sonuçları, özellikle çok sayıda implantın mevcut olduğu

durumlarda implantların birbirlerine paralel olarak yerleştirilmesinin, klinik açıdan

ölçü hassasiyeti üzerinde olumlu etki sağlayacağını göstermektedir. Abutment

analoglarının yerleşim hassasiyetini artıracak şekilde snap-fit tekniğinde olduğu gibi

rehber mekanizmaya sahip implant ölçü sistemlerinin kullanımı da, daha uygun

ölçüler elde edilmesini sağlayabilir.

EVALUATION OF THE ACCURACY OF DIFFERENT IMPRESSION

TECHNIQUES FOR MALPOSITIONAL IMPLANTS

SUMMARY

An important factor for success in implant-supported prosthesis is the passive

adaptation of the prosthetic superstructure. Reproduction of the intraoral relationship

of implants through impression procedures is the first step in achieving an accurate

and passive fit of prosthesis. Dental implants may frequently be inserted in malposed

positions due to anatomic limitations, esthetic and functional requirements, which

may interfere with precision of impression. The purpose of the present study was to

analyze the effect on the accuracy of three impression techniques of two variables:

angulation of implants, distance limitations between the implants.

The evaluated impression techniques were direct (open tray), indirect (closed tray),

and snap-fit (closed tray) techniques. Two epoxy resin definitive casts were

fabricated for each impression technique with 4 appropriate implant analogs arranged

in a linear pattern. One of the casts, named as control, incorporated parallel implants

positioned in a standard distance of 3 mm. The other was obtained by changing either

the angulation of implants or the distance between them. Beginning from right side,

1st, 2nd and 3rd implants were placed parallel to each other while the 4th one was

inclined 15° mesially. Besides, the distance between the implants changed from the

1st implant to the 4th one as 1 mm, 2 mm and 3 mm. This group was assigned as

study group. Five impressions with closed or open custom trays were made from

each epoxy resin definitive cast using medium consistency polyether impression

material. Following the transfer of analog positions, impressions were poured with

type IV dental stone. Technically proper abutments were screwed and tightened to

implant analogs in both epoxy resin and stone casts. Distortions from the epoxy resin

casts in x, y coordinates and z axis were calculated using Coordinate Measuring

Machine (CMM) and Profile Projector respectively. The reference point was the 1st

implant in each cast. Data were analyzed by Kruskall-Wallis and Benferroni

corrected Mann Whitney U tests (p < 0.05).

When the data concerning the control and study groups were compared, direct and

indirect techniques produced discrepancies in the positions of implants in various

axis. These discrepancies were more obvious in the 3rd and angulated 4th implants (p

< 0.05). However no significant differences in the deviation of implant positions

between the study and control groups were recorded with snap-fit technique.

When the impression techniques were considered, in the control group, direct

technique resulted with significant deflections in the vertical position (z) of all

implants while indirect technique produced distortions at the 4th implant location in

mesiodistal (x) and anteroposterior (y) directions (p < 0.05). In the study group,

deviations from the original position were more significant in the angulated 4th

implant in mesiodistal (x) and vertical (z) axis as to the direct technique (p < 0.05).

Snap-fit technique demonstrated comparable deflections in both groups.

Within the limitations of this study, it was concluded that, of the two variables tested,

implant angulation was much more effective on the accuracy of impression as to the

distance limitations between the implants. Both direct and indirect techniques

produced discrepancies, though in different axis, in the implant positions being more

obvious in the angulated implant. Snap-fit impression technique showed more

reliable results as to the others regardless of implant position. Clinically, the results

from this study suggest that implants placed parallel to each other is beneficial to the

impression accuracy especially when dealing with multiple implants. Similar to that

in the snap-fit technique, incorporation of guidance mechnanism to the implant

impression systems, in an attempt to improve precise fit of abutment analog may

result in more accurate impressions.

2. AMAÇ VE KAPSAM

İmplant uygulamalarında, uzun süreli başarı için, özellikle çok üyeli restorasyonlarda

implantlar ile üst yapı arasında pasif uyumun sağlanması önemli bir gereksinimdir.

Bunun ilk aşaması hassas bir ölçünün elde edilmesidir. Günümüze kadar ölçü

hassasiyetine yönelik olarak, farklı ölçü teknikleri ve ölçü maddeleri araştırılmış,

ölçü kopinglerinin tutunmasını artırıcı yöntemler irdelenmiş, implant/abutment

bağlantı şekillerinin ölçü hassasiyeti üzerine etkileri incelenmiştir. Ancak kesin

sonuçlara ulaşılamamıştır. İdealde, implantların standart aralıklarla ve birbirlerine

paralel olarak yerleştirilmesi öngörülür. Anatomik sınırlamalar, estetik ve

fonksiyonel gereksinimler nedeniyle bu yerleştirme her zaman mümkün olmayabilir.

İmplantlar birbirlerine çok yakın veya yatay düzlemle istenmeyen açı oluşturacak

şekilde konumlanabilir. Bu durumda ölçü hassasiyetinin sağlanması daha zordur.

Konu ile ilgili çalışmalarda, bu zorluğa vurgu yapılarak çeşitli çözümler önerilmiştir.

Ancak, hangi yaklaşımın daha hassas bir transfer ortaya koyacağı konusunda fikir

birliğine ulaşılamamıştır.

Bu çalışmanın amacı, yatay düzleme dik ve birbirine paralel konumlandırılmış

implantlar ile birbirine yakın veya eğimli yerleştirilen implantlarda, farklı ölçü

tekniklerinin hassasiyetini karşılaştırmalı olarak incelemektir. Bu doğrultuda, ölçü

işlemleri sonrasında elde edilen alçı kontrol ve çalışma modellerindeki implant

konumlarının, birbirlerine ve epoksi rezin ana modellerdeki implant konumlarına

göre x, y ve z eksenlerinde gösterdikleri yer değişim miktarları, direkt (açık kaşık),

indirekt (kapalı kaşık) ve snap-fit (kapalı kaşık) ölçü teknikleri bağlamında

incelenerek farklı koşullar için uygun olan ölçü tekniğinin belirlenmesi

hedeflenmiştir. Çalışmada farklı ölçü teknikleri ve implant konumlarının, elde edilen

modellerin hassasiyetini etkileyeceği hipotezi öne sürülmüştür.

3. MATERYAL VE YÖNTEM

Araştırmamızda 3 farklı ölçü tekniğinin hassasiyeti, yatay düzlem ile dik açı

oluşturacak şekilde veya malpoze (açılı veya birbirine yakın) olarak yerleştirilmiş

implantlarda karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Bu doğrultuda, her 3 ölçü tekniğine

ait implant parçalarını ürün yelpazesinde bulunduran ITI (Institute Straumann AG,

Basel, İsviçre) sistemi tercih edilmiştir. Öncelikle, epoksi rezin kontrol ve çalışma

modellerine yerleştirilecek ve ölçü alma aşamalarında ölçü kopinglerine bağlanacak

olan implant analogları belirlenmiştir. Bunu, laboratuvar aşamasında kullanılan ölçü

tekniklerine uygun ölçü parçaları ve ölçü işlemlerinin ardından yerleştirilecek olan

abutment seçimleri izlemiştir. Çizelge 3.1’de, araştırmamızda kullanılan implant

analogları ve özellikleri belirtilmiştir.

Çizelge 3.1. Üç farklı ölçü tekniğinde kullanılan implant analogları.

Ölçü Sistemi

Analog Resimleri

Analog Tipleri-1

Analog Tipleri-2

Analog Boyutları

Analog

Materyali

Direkt Teknik

Kırmızı şerit içeren gri

renkli/

RN synOcta Analog

Doku seviyesi

12 mm uzunluk

Paslanmaz çelik

İndirekt

Teknik

NC implant analoğu

Kemik seviyesi

12 mm uzunluk

Titanyum

Snap-Fit Tekniği

Gri renkli/

Solid abutment protetik sistem

analoğu

Doku seviyesi

15,8 mm uzunluk

Alüminyum

3.1.Kontrol ve Çalışma Modellerinin Hazırlanması

Çalışmamızda, implant analoglarının modellere istenen açı ve konumlarda

yerleşiminin sağlanabilmesi amacıyla, Özkır ve Terzioğlu (2012)’nun

çalışmalarından esinlenilerek tarafımızdan tasarlanan bir modele yerleştirme ve

sabitleme düzeneği (Şekil 3.1) kullanılmıştır. Bu düzeneğin üretimi, Gülhane Askeri

Tıp Akademisi (GATA) – Medikal Tasarım ve Üretim Merkezi (Metüm)’nde

gerçekleştirilmiştir.

Şekil 3.1. İmplantların yerleşiminde kullanılan modele yerleştirme ve sabitleme düzeneği.

Düzenek, paslanmaz çelik materyalden imal edilmiş olup, 6 x 9 cm taban alanına

sahip ve 1 cm yükseklikteki tabla üzerine monte edilmiştir. Düzenekte bulunan pres

sistemi, tabla üzerine yerleştirilmiş olan 2 adet silindirik ana pinden destek

almaktadır. Bu pres sistemi, modellere yerleştirilecek implant analoglarını taşıyan

dikdörtgen rehber bloğa destek olan ve silindirik ana pinlere paralellik gösteren 2

adet taşıyıcı pini kapsamaktadır. Pres sisteminde bulunan sonsuz vida, dikdörtgen

rehber bloğun dikey yöndeki hareketine olanak sağlayarak, rehber bloğun taşıdığı

implant analoglarının model içerisinde istenen yükseklikte konumlandırılmasına

imkan tanımaktadır. Düzeneğin tablasında ise, 4 x 4 cm boyutunda, modellerin

döküldüğü kalıpların yerleştirildiği ve sürtünmesel olarak kalıpları sabit tutacak

derinliğe sahip bir yuva bulunmaktadır.

Düzeneğin en önemli kısmını oluşturan ve yerleştirilecek olan implant analoglarını

taşıyan dikdörtgen rehber bloklar, 5,2 cm uzunluk ve 1 cm genişlikte olacak şekilde

imal edilmiştir. Bloklar üzerinde, 2 adet taşıyıcı pin yuvası dışında, implant

analoglarının sabitlendiği 4 adet yuva bulunmaktadır. Rehber bloklar, araştırmada

kullandığımız 3 farklı ölçü tekniği için uygun olan implant analoglarının yerleşimini

sağlacak ve her grup için 2 farklı açı ve mesafe parametresini yansıtacak şekilde

toplam 6 adet üretilmiştir (Şekil 3.2a). Bu dikdörtgen rehber bloklar, kenar

kısımlarında bulunan taşıyıcı pin yuvalarına yerleştirilen 2 adet vida aracılığıyla,

implantları modele yerleştirecek ve sabitleyecek olan düzeneğe monte

edilebilmektedir (Şekil 3.2b).

Şekil 3.2. a) İmplant analoglarını taşıyan 6 adet dikdörtgen rehber blok, b) Dikdörtgen rehber bloğun düzeneğe monte edilmesi.

Açı parametresini yansıtacak şekilde, implant analog yuvaları kontrol grubunda dik,

çalışma grubunda en soldaki implant analoğu 15°’lik açı ile komşu analoğa

yaklaşacak şekilde hazırlanmıştır. Mesafe parametresini oluşturmak için, implant

analoglarının dik konumlandırıldığı kontrol grubunda, dikdörtgen rehber blok

üzerinde bulunan implant analog yuvaları aralarında 3 mm mesafe olacak şekilde

hazırlanmıştır. Çalışma grubunda ise, yuvalar arasındaki mesafe soldan sağa doğru 3

mm, 2 mm ve 1 mm olarak ayarlanmıştır. İmplant analoglarının dikdörtgen rehber

bloğa yerleştirilmiş durumları Şekil 3.3’te görülmektedir.

Şekil 3.3. İmplant analoglarının dikdörtgen rehber bloklara yerleştirilmesi.

İmplant analoglarının, dikdörtgen rehber bloklara sabitlenmesinin ardından, rehber

bloklar implantların modele yerleştirilmesini sağlayan düzeneğe transfer edilmiştir

(Şekil 3.4, 3.5, 3.6).

a b

Şekil 3.4. Direkt sistem implant analogları; a) Dik kontrol grubu, b) Açılı çalışma grubu.

Şekil 3.5. İndirekt sistem implant analogları; a) Dik kontrol grubu, b) Açılı çalışma grubu.

Şekil 3.6. Solid abutment protetik sistem analogları; a) Dik kontrol grubu, b) Açılı çalışma grubu.

Dikdörtgen rehber bloklara implant analoglarının yerleşimi gerçekleştirildikten

sonra, analogların gömüleceği model materyalinin dökümü amacıyla, modele

yerleştirme ve sabitleme düzeneğinin tablasında yer alan yuvaya tam olarak adapte

olan, teflon materyalinden üretilen 6 adet kalıp kullanılmıştır (Şekil 3.7). Model

kalıpları, 0,5 cm kalınlık ve 1,5 cm yükseklikte olacak şekilde hazırlanmıştır.

Şekil 3.7. Model kalıpları.

Kontrol ve çalışma gruplarındaki implant analoglarının yerleştirilmesinde, model

materyali olarak epoksi rezin (PL-2 ve PLH-2, Vishay Precision Group Inc., Kuzey

Karolayna, ABD) kullanılmıştır (Şekil 3.8).

Şekil 3.8. Epoksi rezin model materyali.

Bu model materyalinin tercih edilme nedenleri; (1) implant analoglarının model

materyali içerisine daldırılma aşamasında, düşük başlangıç visközitesine sahip

olması sayesinde implant analoglarının açı ve konumlarında sapma oluşturmaması,

(2) polimerizasyon aşaması tamamlandıktan sonra yüksek mekanik dayanım

göstermesinden dolayı, ölçü işlemleri sırasında implant analoglarının model

materyali içerisindeki stabilitesinin sürdürülerek, olası yer değişimlerinin önlenmesi,

(3) hafif sarı tonda şeffaf yapısı sayesinde, polimerizasyon sonrası implant

analoglarının model materyali içerisindeki konumlarının kontrol edilebilmesi ve (4)

üç boyutlu ölçüm işlemleri aşamasında, düşük poröziteye bağlı mükemmel yüzey

pürüzsüzlüğü sağlaması sayesinde ölçüm hassasiyetinin artmasıdır. Bu model

materyalinin fiziksel özellikleri Çizelge 3.2’de gösterilmiştir.

Çizelge 3.2. Model materyali olarak kullanılan epoksi rezinin fiziksel özellikleri.

Plastik Yoğunluk 1,13 (10-3) g/cm3

Elastisite Modülü 30.000 psi [0,21 GPa]

Maksimum Uygulama Sıcaklığı 204 °C

Şeffaflık Hafif sarı tonda, mükemmel

Epoksi rezin model materyali, baz olarak PL-2, sertleştirici olarak da PLH-2

içermektedir. Epoksi rezin materyalinin karıştırılarak kalıp içerisine dökülmesi

aşamasında, üretici firmanın önerileri dikkate alınmıştır. Her kalıp için toplam 14 g

olacak şekilde, eşit miktarlarda baz ve sertleştirici ayrı kaplara konarak, önceden

sıcaklığı 50°C’ye ayarlanmış olan fırına yerleştirilmiş ve 30 dk süresince uygun

akışkanlığa erişmeleri beklenmiştir. Baz ve sertleştiricinin fırından çıkarılmasının

hemen ardından sertleştirici rezine katılarak, bu iki bileşen karıştırılmıştır. Karıştırma

işlemi sırasında, hava kabarcığı oluşumunun engellenmesi amacıyla tek yönlü,

dairesel ve yavaş karıştırma yapılmıştır. Homojen bir yapı elde edildiğinde, bu

karışım mümkün olan en yakın seviyede tutularak, model kalıbı tamamen

doldurulmuştur. Hemen ardından, dikey yönde harekete imkan tanıyan dikdörtgen

rehber bloklara yerleştirilmiş olan implant analogları, model materyali içerisine

istenen konumlarda daldırılmıştır (Şekil 3.9).

Şekil 3.9. İmplant analoglarının epoksi rezin model materyaline daldırılması.

Epoksi rezin model materyalinin 1 günlük polimerizasyon süresi tamamlandıktan

sonra, kontrol ve çalışma modelleri, modele yerleştirme ve sabitleme düzeneğinden

uzaklaştırılmıştır (Şekil 3.10).

a

b

c

Şekil 3.10. a) Direkt sistem implant analogları, b) İndirekt sistem implant analogları, c) Solid abutment protetik sistem analogları.

Kalıplar, modeller üzerinden alçı kesme motoru kullanılarak uzaklaştırılmış ve

epoksi rezin kontrol ve çalışma modellerinin tesfiyesi yapılmıştır. Elde edilen epoksi

rezin modellerin boyutları 3 x 3 x 1 cm olarak belirlenmiştir (Şekil 3.11).

Şekil 3.11. Epoksi rezin ana modeller; a) direkt sistem implant analogları, b) İndirekt sistem implant analogları, c) Solid abutment protetik sistem analogları.

3.2. Ölçü Kaşıklarının Hazırlanması

Ölçü aşamasında, epoksi rezin kontrol ve çalışma modellerinin sabit bir şekilde

konumlandırılabilmesi amacıyla, modeller paslanmaz çelik bir sac levhanın

merkezine sabitlenmiştir. Bu işlem için 10 x 10 cm boyutunda ve 2 mm kalınlığında

sac levha kullanılmıştır. Epoksi rezin modellerin taban kısımlarının çapraz 2 köşesine

vida yuvası açılmış ve modellerin levhaya vida aracılığı ile sabitlenmesi sağlanmıştır

(Şekil 3.12).

Şekil 3.12. a) Paslanmaz çelik sac levha ve epoksi rezin modellerde hazırlanan vida yuvaları, b) Epoksi rezin modelin paslanmaz çelik sac levhaya sabitlenmesi.

Yine paslanmaz çelik sac levha kullanılarak, açık ve kapalı kaşık tasarımı ve üretimi

yapılmıştır (Şekil 3.13).

Şekil 3.13. Açık ve kapalı kaşıkların önden ve üstten görünümleri.

Direkt ölçü tekniği için kullanılan açık kaşık, 4 x 4 cm boyutunda ve 1,8 cm

yüksekliğinde hazırlanmıştır. Ölçü kopinglerinin ölçü kaşığı dışında kalmasını

sağlayan açıklığın boyutları ise 3,5 x 1 cm olarak tasarlanmıştır. Modelin kenarları

ve üst kısmı ile açık ölçü kaşığı arasında kalan rölyef miktarları 0,5 cm’dir. İndirekt

ve snap-fit ölçü teknikleri için kullanılan kapalı kaşık ise 4 x 4 cm boyutunda ve 3,3

cm yüksekliğinde hazırlanmıştır. Kapalı ölçü kaşığı ile model arasında kalan rölyef

miktarları, modelin kenar kısımlarında 0,5 cm, modelin üst kısmında ise 2 cm olacak

şekilde belirlenmiştir. Ölçü protokolü sırasında, açık ve kapalı ölçü kaşıklarının her

seferinde model üzerinde standart bir şekilde konumlandırılabilmesi için, paslanmaz

çelik sac levha üzerine 6 adet silindirik rehber pin monte edilmiştir. Ölçü kaşıkları, 3

cm yüksekliğindeki bu rehber pinler aracılığıyla sürtünmesel giriş yoluna sahiptir ve

bu sayede ölçü kaşığının yerleşimi sırasında oluşabilecek yer değiştirme riski

önlenmiştir (Şekil 3.14).

Şekil 3.14. Açık ve kapalı ölçü kaşıklarının silindirik rehber pinler aracılığıyla yerleşimi.

3.3. Ölçü Protokolü

Malpoze implant uygulamalarında ölçü hassasiyetinin değerlendirildiği

araştırmamızda, 3 farklı ölçü tekniği karşılaştırılmıştır. Bunlar; (1) direkt teknik

(pick-up/açık kaşık tekniği), (2) indirekt teknik (transfer/kapalı kaşık tekniği) ve (3)

snap-fit tekniğidir. Bu 3 farklı ölçü sisteminin uygulanmasına olanak sağlayan

implant analogları, daha önce belirtilen prosedürler takip edilerek epoksi rezin

modeller içerisine yerleştirilmiş, böylece kontrol ve çalışma grupları oluşturulmuştur.

Epoksi rezin modellerin her biri 4 adet implant analoğu içermektedir. Kontrol

grubundaki implant analogları, aralarında 3 mm mesafe olacak şekilde, yatay

düzleme ve model yüzeyine dik ve birbirlerine paralel olarak konumlandırılmıştır.

Her ölçü sistemini kapsayacak şekilde, dik implant analoglarını içeren toplam 3 adet

kontrol grubu elde edilmiştir (Şekil 3.15).

Şekil 3.15. a) Direkt teknik kontrol grubu, b) İndirekt teknik kontrol grubu, c) Snap-fit tekniği kontrol grubu.

Çalışma grubundaki implant analoglarının yerleşiminde ise, yine daha önceden

belirtilmiş olan prosedür takip edilmiş ve en soldaki implant analoğunun 15°’lik açı

ile komşu implant analoğuna doğru eğim göstermesine, kalan 3 implant analoğunun

ise yatay düzleme ve model yüzeyine dik olarak konumlandırılmasına dikkat

edilmiştir. Bu grupta kontrol grubuna göre bir diğer farklılık, implant analogları

arasındaki mesafenin, açılı olan implant analoğundan diğer tarafa doğru 3 mm, 2 mm

ve 1 mm olarak ayarlanmış olmasıdır. Her ölçü sistemini kapsayacak şekilde toplam

3 adet çalışma grubu elde edilmiştir (Şekil 3.16).

Şekil 3.16. a) Direkt teknik çalışma grubu, b) İndirekt teknik çalışma grubu, c) Snap-fit tekniği çalışma grubu.

Tüm gruplarda standart ölçü materyali olarak, kendi özel karıştırma cihazında

(Pentamix 2, 3M Espe, Seefeld, Almanya) otomatik olarak karıştırılan, hidrofilik ve

orta kıvamlı polieter ölçü materyali (Impregum PentaSoft, 3M Espe, Seefeld,

Almanya) kullanılmıştır. Her 3 farklı ölçü tekniğinin kullanımı ile 5’er adet olmak

üzere toplam 30 adet ölçü alınmış ve alçı modeller elde edilmiştir (Çizelge 3.3).

Çizelge 3.3. Kontrol ve çalışma gruplarından alınan ölçü ve alçı model sayıları.

1. Grup

(Kontrol Grubu)

Direkt Teknik 5 adet ölçü Toplam 15 adet

alçı model Genel toplam 30 adet

alçı model

İndirekt Teknik 5 adet ölçü

Snap-Fit Tekniği 5 adet ölçü

2. Grup

(Çalışma Grubu)

Direkt Teknik 5 adet ölçü Toplam 15 adet

alçı model İndirekt Teknik 5 adet ölçü

Snap-Fit Tekniği 5 adet ölçü

3.3.1. Direkt Tekniğin (Pick-Up/Açık Kaşık Tekniği) Uygulanması

Ölçü alma ve alçı model elde etme işlemleri, Ankara Üniversitesi Protetik Diş

Tedavisi Anabilim Dalı Araştırma Laboratuvarı’nda yürütülmüştür. Her ölçü

tekniğinin uygulanması aşamasında; öncelikle dik implant analoglarını içeren epoksi

rezin kontrol modellerinden ölçü alınmış, daha sonra ise açılı implant analoglarının

bulunduğu çalışma modellerinden ölçü alma işlemine geçilmiştir. Direkt tekniğin

uygulanacağı epoksi rezin modeller, model sabitleyici sac levhaya vidalanmıştır

(Şekil 3.17).

Şekil 3.17. Direkt teknik kontrol ve çalışma modellerinin sabitleyici levhaya transferi.

Ölçü materyalinin modelden uzaklaştırılması sırasında engel oluşturmaması

açısından, model pürüzsüzlüğü son kez kontrol edilmiş, ardından sabitleyici levha ve

model yüzeyi çok ince lak tabakası ile kaplanmıştır. Model yüzeyindeki fazla lak

tabakası ve toz partikülleri basınçlı hava spreyi kullanılarak uzaklaştırılmıştır.

Direkt teknikte; ölçü kopinglerinin ölçü materyali içerisindeki rotasyonunu önlemek

açısından uygun olan ve açık ölçü kaşığının dışında kalan uzun bağlantı vidasına

sahip kare ölçü kopingleri kullanılmıştır (Çizelge 3.4).

Çizelge 3.4. Direkt teknik ölçü kopingi ve özellikleri.

Direkt Teknik İçin Kare Ölçü Kopingi

Resim Özellikleri Boyutu Materyali

İntegral rehber vidaya sahip, kırmızı renkli,

RN synOcta ölçü

kopingi

10,1 mm yükseklik Alüminyum/

Titanyum

Yukarıda özellikleri belirtilen kare ölçü kopingleri, implant analoglarına

bağlanmıştır. İmplant analoglarına sabitleme işlemi, ölçü kopinglerinin öncelikle

implant anahtarının el yardımıyla kullanılması, ardından ise 0-35 Ncm arasında

ayarlanabilen kuvvet değerlerine sahip tork aleti (Institute Straumann AG, Basel,

İsviçre) yardımıyla standart 10 Ncm değerinde kuvvetle sıkıştırılması aşamalarını

içermektedir.

Ölçü kopinglerinin yerleştirilmesi sırasında, kopingler arasında kalan boşluk

miktarlarının ölçü materyali açısından yeterli olup olmadığı kontrol edilmiştir. Dik

implant analoglarını içeren kontrol modelinde ölçü kopinglerinin modifiye

edilmesine gerek duyulmamış, açılı implant analoğunu içeren çalışma modelinde ise

implant analoglarına yerleştirilecek olan ölçü kopinglerinde, tam yerleşimin

sağlanması ve ölçü materyaline yer açılması amacıyla gerekli aşındırmalar

yapılmıştır (Şekil 3.18).

Şekil 3.18. Ölçü kopinglerinin implant analoglarına bağlanması.

Bu ölçü tekniği için kullanılan açık kaşık, polieter adezivi (3M Espe, Seefeld,

Almanya) ile kaplanmış ve üretici firmanın önerileri doğrultusunda, polieter ölçü

materyalinin ölçü kaşığına güçlü adezyonunun sağlanabilmesi için 15 dakika

boyunca kuruması beklenmiştir (Şekil 3.19).

Şekil 3.19. Kaşığın adeziv ile kaplanması.

Ölçü koping vidalarına ölçü materyalinin kaçışını engellemek için, vida boşlukları

pamuk palet yardımıyla kapatılmıştır. Polieter karıştırma cihazında otomatik olarak

karıştırılan polieter ölçü materyali, önce elastomer şırınga (3M Espe, Penta

Elastomer Syringe, Seefeld, Almanya) ile ölçü kopinglerinin kole bölgelerine enjekte

edilmiş, daha sonra ise açık kaşık içerisine doldurularak, kaşık model sabitleyici

levha üzerinde bulunan 6 adet rehber pin arasında konumlanacak şekilde model

üzerine yerleştirilmiştir.

Ölçü kaşığının kenar kısımlarından taşan ölçü materyali, kaşığın tam olarak

yerleşimini engellememesi açısından uzaklaştırılmış ve ölçü kaşığı üzerine standart 5

kg’lık ağırlık yerleştirilmiştir (Şekil 3.20).

Şekil 3.20. 5 kg’lık ağırlığın ölçü kaşığı üzerine yerleştirilmesi.

Polieter ölçü materyalinin polimerizasyon süresinin tamamlanması için, üretici

firmanın önerileri doğrultusunda 10 dk beklenmiştir. Ölçü kopinglerinin vidaları

gevşetilmiş ve ölçü kopingleri ölçü materyali içerisinde kalacak şekilde, açık ölçü

kaşığı modelden uzaklaştırılmıştır. Ölçü yüzeyinin netliği kontrol edilmiştir. Kaşığın

modelden uzaklaştırılması sırasında oluşan ve ölçü materyalinin polimerizasyonu

sırasında materyal yapısında meydana gelen stres birikiminin uzaklaşması için, yine

üretici firmanın önerileri doğrultusunda 30 dk beklenmiştir. Daha sonra ölçü

materyali içerisinde kalan ölçü kopinglerine, direkt teknik RN synOcta analoglar tork

aleti kullanılarak 10 Ncm değerinde kuvvetle bağlanmıştır (Şekil 3.21).

a

b

Şekil 3.21. a) Ölçü kaşığının kontrol modelinden uzaklaştırılması ve analogların bağlanması, b) Ölçü kaşığının çalışma modelinden uzaklaştırılması ve analogların bağlanması.

Yüksek dayanımlı tip IV sert alçı (Hera Moldastone CN, Heraeus, Almanya), üretici

firmanın önerdiği toz/su oranında karıştırılmış ve hava kabarcığı oluşumunun

önlenmesi açısından ölçü kaşığı vibratör cihazı (Vibroboy SL, Bego, Bremen,

Almanya) üzerine yerleştirilerek, alçı dökme işlemi gerçekleştirilmiştir. Alçının

sertleşmesi için 1 saat boyunca beklenmiş ve daha sonra alçı modeller ölçü

materyalinden uzaklaştırılmıştır. En ince grene sahip, 0 numaralı su zımparası

kullanılarak alçı modellerin tesfiyesi yapılmıştır (Şekil 3.22).

Şekil 3.22. a) Direkt teknik kontrol grubu, alçı model; b) Direkt teknik çalışma grubu, alçı model.

Direkt teknik için kontrol ve çalışma modellerinden 5’er adet ölçü alma işlemi

tamamlandıktan sonra, uygun abutment seçimi yapılarak (Çizelge 3.5), abutment’lar

implant analoglarına tork aleti yardımıyla standart 20 Ncm değerinde kuvvet ile

bağlanmıştır (Şekil 3.23).

Çizelge 3.5. Direkt teknikte kullanılan abutment ve özellikleri.

Direkt Teknik Abutment

Resim Özellikleri Boyutu Materyali

RN synOcta simante

abutment

5.5 mm yükseklik

Titanyum

Şekil 3.23. a) Direkt teknik kontrol grubu; abutment’ların bağlanması, b) Direkt teknik çalışma grubu; abutment’ların bağlanması.

3.3.2. İndirekt Tekniğin (Transfer/Kapalı Kaşık Tekniği) Uygulanması

İlk olarak, indirekt tekniğin uygulanacağı epoksi rezin kontrol ve çalışma modelleri

model sabitleyici sac levhaya vidalanmıştır (Şekil 3.24).

Şekil 3.24. İndirekt teknik kontrol ve çalışma modellerinin sabitleyici levhaya transferi.

Model pürüzsüzlüğünün değerlendirildiği son kontroller yapıldıktan sonra,

sabitleyici levha ve model yüzeyi çok ince lak tabakası ile kaplanmıştır. Fazla lak

materyali ve toz partikülleri basınçlı hava spreyi yardımıyla uzaklaştırılmıştır.

İndirekt teknik, kaşığın modelden uzaklaştırılması sırasında ölçü kopinglerinin model

üzerinde kalması ve daha sonra ölçü kopinglerinin, ölçü materyali içerisindeki ilgili

boşluklara tekrar yerleştirilmesi temeline dayanmaktadır. Bu teknikte, kapalı ölçü

kaşığı ve ölçü materyalinin kopingler üzerinden rahat çıkışının sağlanması ve

kopinglerin ilgili boşluklara ölçü materyalini deforme etmeden tekrar

yerleştirilebilmesi açısından konik ölçü kopingleri kullanılmaktadır. İndirekt teknikte

kullanmak üzere uygun ölçü kopinglerinin seçimi yapılmıştır (Çizelge 3.6).

Çizelge 3.6. İndirekt teknik ölçü kopingi ve özellikleri.

İndirekt Teknik İçin Konik Ölçü Kopingi

Resim Özellikleri Boyutu Materyali

Rehber vida ve plastik başlık içeren, kapalı

kaşık, NC ölçü kopingi

12,3 mm yükseklik

Titanyum alaşımı/ polimer

ITI (Institute Straumann AG, Basel, İsviçre) sistemi, indirekt tekniğin hassasiyetini

artırmak ve ölçü kopiglerinin ölçü içerisine yerleşiminde hata payını azaltmak

açısından, yukarıdaki resimde görülen ve konik ölçü kopinglerinin üst kısımlarına

yerleşen plastik başlıklar üretmiştir. Ölçü materyali model üzerinden

uzaklaştırıldığında, bu plastik ölçü başlıkları ölçü materyali içerisinde kalmakta ve

ölçü kopinglerinin ölçü içerisindeki ilgili boşluklara yerleşimi sırasında kilitlenme

mekanizması ile rehberlik oluşturmaktadır. Çalışmamızda indirekt tekniğin

uygulanması aşamasında, tüm implant firmalarındaki standardizasyonu yakalamak

ve bu teknikteki ölçü hassasiyetini tam olarak değerlendirebilmek açısından plastik

ölçü başlıklarının kullanılmamasına karar verilmiştir.

Bu doğrultuda sadece, yukarıdaki çizelgede özellikleri belirtilen konik ölçü

kopingleri implant analoglarına bağlanmıştır. Ölçü kopingleri implant analoglarına,

10 Ncm’lik tork kuvveti uygulanarak sabitlenmiştir. Kontrol modelindeki implant

analoglarına, çalışma modelindeki açılı analoğa ve aralarında daha az mesafe

bulunan analoglara yerleşimin engellenmemesi ve ölçü materyaline yeterli yer

kazandırılması açısından dar ölçü kopingleri kullanılmış ve bu sayede her 2 grupta da

ölçü kopinglerinin aşındırma gereksinimi ortadan kaldırılmıştır (Şekil 3.25).

Şekil 3.25. Ölçü kopinglerinin implant analoglarına bağlanması.

Bu ölçü tekniği için kullanılan kapalı kaşık, polieter adezivi ile kaplanmış ve adeziv

materyalinin kuruması için 15 dk boyunca beklenmiştir (Şekil 3.26).

Şekil 3.26. Kaşığın adeziv ile kaplanması.

Elastomer şırınga yardımıyla ölçü kopinglerinin kole bölgelerine enjekte edilen

polieter ölçü materyali, daha sonra kapalı kaşık içerisine doldurulmuş ve paslanmaz

çelik sac levhada bulunan pinlerin oluşturduğu rehberlik sayesinde, kaşık model

üzerine yerleştirilmiştir. Ölçü kaşığının yerleştirilmesinin ardından fazla ölçü

materyali uzaklaştırılmış ve diğer tekniklerde de olduğu gibi, 5 kg’lık ağırlık kapalı

ölçü kaşığı üzerine yerleştirilmiştir.

Ölçü materyalinin uygun polimerizasyonu açısından üretici firmanın önerileri

doğrultusunda 10 dk beklendikten sonra, kapalı ölçü kaşığı model üzerinden

uzaklaştırılmıştır. Ölçü yüzeyinin hassasiyeti incelenmiş ve polieter materyalinde

oluşan stres birikiminin uzaklaşması için 30 dk’lık süre boyunca beklenmiştir. Ölçü

kopingleri implant anahtarı yardımıyla epoksi rezin modeller içerisinde bulunan

implant analoglarından ayrılmış ve indirekt teknik NC implant analogları ölçü

kopinglerine bağlanmıştır. İmplant analoğu ve ölçü kopingi arasındaki bağlantının

gerçekleştirilmesi sırasında, yine standart 10 Ncm’lik kuvvet tork aleti yardımıyla

uygulanmıştır. Daha sonrasında, implant analoglarının bağlanmış olduğu ölçü

kopinglerinden her biri, ölçü materyali içerisinde kalan ilgili boşluklarına transfer

edilmiştir (Şekil 3.27).

a

b

Şekil 3.27. a) Ölçü kaşığının kontrol modelinden uzaklaştırılması ve analogların bağlanması, b) Ölçü kaşığının çalışma modelinden uzaklaştırılması ve analogların bağlanması.

Uygun oranda toz/su karışımı ile elde edilen tip IV sert alçı, vibratör cihazı üzerine

yerleştirilen ölçü kaşığındaki ölçü boşluğuna yavaş bir şekilde dökülmüştür. Bir

saatlik süre boyunca alçı sertleşmesinin tamamlanması beklendikten sonra, alçı

modeller ölçü materyalinden çıkarılmıştır. En ince grenli su zımparası kullanılarak

alçı modeller tesfiye edilmiştir (Şekil 3.28).

a b

Şekil 3.28. a) İndirekt teknik kontrol grubu, alçı model; b) İndirekt teknik çalışma grubu, alçı model.

İndirekt teknik için kontrol ve çalışma modellerinden 5’er adet ölçü alma işlemi

tamamlandıktan sonra, uygun abutment seçimi yapılarak (Çizelge 3.7), abutment’lar

implant analoglarına tork aleti yardımıyla standart 25 Ncm değerinde kuvvet ile

bağlanmıştır (Şekil 3.29).

Çizelge 3.7. İndirekt teknikte kullanılan abutment ve özellikleri.

İndirekt Teknik Abutment

Resim Özellikleri Boyutu Materyali

NC Simante Abutment

3,5 mm çap

5,5 mm abutment yüksekliği

2 mm gingiva yüksekliği

Titanyum

a b

Şekil 3.29. a) İndirekt teknik kontrol grubu; abutment’ların bağlanması, b) İndirekt teknik çalışma grubu; abutment’ların bağlanması.

3.3.3. Snap-Fit Tekniğinin Uygulanması

Öncelikle, snap-fit tekniğinin uygulanacağı epoksi rezin kontrol ve çalışma

modellerinin model sabitleyici sac levhaya vidalanma işlemi gerçekleştirilmiştir

(Şekil 3.30).

Şekil 3.30. Snap-fit tekniği kontrol ve çalışma modellerinin sabitleyici levhaya transferi.

Epoksi rezin modeller yüzey pürüzsüzlüğü açısından kontrol edildikten sonra,

sabitleyici levha ve model yüzeyi çok ince lak tabakası ile kaplanmıştır. Fazla lak

materyali ve toz partiküllerinin uzaklaştırılmasında yine basınçlı hava spreyi

kullanılmıştır.

Snap-fit tekniği, solid abutment protetik sistem olarak da adlandırılır. Bu teknikte,

dental implant üzerine solid abutment’ın tork aleti yardımıyla sabitlenmesinin

ardından, yeterli interokluzal mesafenin oluşturulması amacıyla abutment yüksekliği

gerekli aşındırmalar ile ayarlanır. Snap-fit tekniği, solid abutment üzerine plastik

ölçü başlığı ve başlık içerisine konumlandırıcı silindirik parçanın yerleştirilmesinden

sonra ölçü alınması ve ölçü materyali içerisinde kalan plastik başlık ve

konumlandırıcı silindirik parçanın sağladığı rehberlik ile analogların ölçü içerisine

transfer edilmesi temeline dayanır. Çalışmamızda, snap-fit tekniğinde kullanılmak

üzere uygun ölçü parçalarının seçimi yapılmıştır (Çizelge 3.8).

Çizelge 3.8. Snap-fit protetik sistem ölçü parçaları.

Snap-Fit Tekniği İçin Ölçü Parçaları

Resim Özellikleri Boyutu Materyali

RN ölçü başlığı 8 mm yükseklik Plastik

Gri renkli, konumlandırıcı silindirik parça

10,2 mm yükseklik

Plastik

Yukarıdaki çizelgede özellikleri belirtilen snap-fit plastik ölçü başlığı ve

konumlandırıcı silindirik parça, kontrol ve çalışma modellerindeki solid abutment

analoglar üzerine kilitlenme sesi duyulacak şekilde hafif parmak basıncıyla

yerleştirilmiştir. Plastik ölçü parçalarının yerleştirilmesi sırasında, bu parçalar

arasında kalan boşluk miktarlarının ölçü materyali açısından yeterli olup olmadığı

kontrol edilmiştir. Dik implant analoglarını içeren kontrol modelinde plastik ölçü

parçalarının modifiye edilmesine gerek kalmamış, açılı implant analoğunu içeren

çalışma modelinde ise implant analoglarına yerleştirilecek olan ölçü parçalarında,

tam yerleşimin sağlanması ve ölçü materyaline yer kazandırılması amacıyla gerekli

aşındırmalar yapılmıştır (Şekil 3.31).

Şekil 3.31. Plastik ölçü başlıkları ve konumlandırıcı silindirik parçaların implant analoglarına yerleştirilmesi.

Snap-fit tekniğinde kullanılan kapalı kaşık, polieter adezivi ile kaplanmış ve adezivin

kuruması için 15 dk boyunca beklenmiştir. Otomatik olarak karıştırılan polieter ölçü

materyali, ilk olarak elastomer şırınga yardımıyla plastik ölçü parçalarının kole

bölgelerine enjekte edilmiştir. Ardından ölçü materyali ile doldurulan kapalı kaşık,

pinlerin sağladığı rehberlik ile model üzerine yerleştirilmiştir. Ölçü kaşığının tam

yerleşimi açısından fazla ölçü materyali temizlenmiş ve ölçü kaşığı üzerine standart 5

kg’lık ağırlık yerleştirilmiştir. Polieter ölçü materyalinin polimerizasyonu için 10 dk

süresince beklenmiş ve kaşık model üzerinden uzaklaştırılmıştır. Ölçü yüzeyi netlik

açısından kontrol edilmiş ve 30 dk’lık süre boyunca dışarıda bekletilmiştir. Solid

abutment protetik sistem analogları, ölçü materyali içerisinde kalan plastik ölçü

başlıkları ve konumlandırıcı silindirlerin rehberliği aracılığıyla kilitlenme sesi

duyulacak şekilde hafif parmak basıncı ile yerleştirilmiştir (Şekil 3.32).

a

b

Şekil 3.32. a) Ölçü kaşığının kontrol modelinden uzaklaştırılması ve analogların yerleştirilmesi, b) Ölçü kaşığının çalışma modelinden uzaklaştırılması ve analogların yerleştirilmesi.

Kapalı ölçü kaşığı vibratör cihazı üzerine yerleştirilmiş ve üretici firmanın tarif ettiği

toz/su oranında hazırlanan tip IV sert alçı ölçü boşluğuna dökülmüştür. Alçının

sertleşmesi için 1 saat boyunca beklenmiş ve daha sonra alçı modeller ölçü

materyalinden uzaklaştırılmıştır. Diğer tekniklerde olduğu gibi, alçı modellerin

tesfiyesi 0 numaralı su zımparası kullanılarak tamamlanmıştır (Şekil 3.33).

Şekil 3.33. a) Snap-fit tekniği kontrol grubu, alçı model; b) Snap-fit tekniği çalışma grubu, alçı model.

Snap-fit tekniği için, kontrol ve çalışma modellerinden 5’er adet ölçü alma işlemi

tamamlanmıştır (Şekil 3.34).

Şekil 3.34. a) Snap-fit tekniği kontrol grubu, b) Snap-fit tekniği çalışma grubu.

3.4. Ölçüm Protokolü

Direkt, indirekt ve snap-fit ölçü tekniklerinin kullanımı ile epoksi rezin kontrol ve

çalışma modellerinden ölçü alma işlemleri tamamlandıktan sonra, ölçüm aşamasına

geçilmiştir. Bu 3 farklı ölçü tekniğinin hassasiyetinin, implantların dik veya açılı

konumlanma durumlarına ve aralarındaki mesafe değişimlerine bağlı olarak

karşılaştırılmasının amaçlandığı araştırmamızda, ölçü işlemleri sonucunda elde

edilen alçı modeller üzerinde bulunan abutment’ların, x ve y eksen koordinatları

belirlenerek yatay düzlemde gösterdikleri sapmalar ve abutment yüksekliklerinde

meydana gelen farklılıklar ölçüm kriterleri olarak belirlenmiştir. X ve y koordinat

ölçümleri ve abutment yüksekliklerinin hesaplanması işlemi, aynı zamanda, 3 farklı

ölçü tekniğinde bulunan kontrol ve çalışma gruplarına ait epoksi rezin modellerdeki

abutment’lara da uygulanarak, alçı modellerin değerlendirilmesinde epoksi rezin

modellerin referans olarak alınması sağlanmıştır. Böylece 6 tanesi epoksi rezin

modeller olmak üzere toplam 36 model incelenmiştir. Her bir modelde 4 adet olmak

üzere toplam 144 adet abutment üzerinden ölçüm işlemi yapılmıştır.

3.4.1. Coordinate Measuring Machine (CMM) Ölçüm Cihazının Kullanımı ve

Yatay Düzlemdeki Sapmaların Belirlenmesi

Öncelikle abutment’ların yatay düzlemdeki sapmalarını belirlemek açısından x ve y

eksen koordinatları hesaplanmıştır. Bu ölçümün yapılması aşamasında Coordinate

Measuring Machine (CMM) cihazından yararlanılmıştır. CMM ölçümlerinin tamamı

‘Dizayn Makina İmalatı ve Mühendislik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nde

gerçekleştirilmiştir.

CMM, 3 boyutlu koordinat metrolojisi sağlayan bir ölçüm cihazıdır (Şekil 3.35).

Koordinat metrolojisi olarak; lazer tarayıcıyı, dokunma sensörlerini ve optik

sensörleri kullanan CMM sistemleri mevcuttur. Bu cihazın esas bileşenlerini;

konstrüksiyon yapısı, kontrol ünitesi, prob sistemi, CMM yazılımı ve bilgisayar

donanımı oluşturur. Ölçümü yapılacak olan parça cihaz tablası üzerine yerleştirilir ve

kontrol sistemi aracılığıyla, parça üzerinden gerekli bilgiler prob sistemi ile alınır.

Kontrol sistemi, destekleyici başlıkla birlikte probun hareketinin yönlendirildiği

mekanizmadır ve program seçeneği manuel veya otomatik olarak ayarlanabilir. Prob

sistemleri (Şekil 3.36), değişik çaplarda küre, yarı küre, silindirik veya yıldız şekilli

olmak üzere farklı geometrilerde ve yakut, gümüş kaplı çelik veya tungsten karbid

gibi farklı materyallerden üretilmişlerdir. Ölçümü yapılacak olan parçanın

özelliklerine ve istenen ölçüm hassasiyetine bağlı olarak en uygun prob seçimi

yapılır. Bu prob sistemi, ölçülecek olan parçaya dokundurularak belirlenen bir

referans noktaya göre koordinatlar elde edilir. CMM yazılımı ise, parçadan alınan

matematik modelin analiz edilerek bilgisayar ortamına aktarılmasını ve böylece,

grafik ve yazılı raporların elde edilebilmesini sağlar.

Şekil 3.35. Coordinate Measuring Machine (CMM) ölçüm cihazı.

Şekil 3.36. Destekleyici başlık ve prob sistemi.

Araştırmamızda kullanılan CMM ölçüm cihazı (DEA Global Silver Performance

05.07.05, Hexagon Metrology, İngiltere) gelişmiş hareket logaritmaları, Software

uyumlu program ve elektronik kontrol mekanizmasına sahiptir (Şekil 3.37). Tüm

ölçü tekniklerindeki abutment’ların boyutlarına uyum sağlayacak şekilde 1 mm

çapında ve ölçüm hassasiyetini artıracak şekilde % 99,9 oranında Al2O3 içeren yakut

materyalinden yapılmış prob sistemi tercih edilmiştir (Şekil 3.38). Ölçüm işlemlerini

seri bir şekilde yapabilmek açısından hareket kontrol sistemi otomatik programa

ayarlanmış ve ölçüm aşamasına geçilmiştir.

Şekil 3.37. DEA Global Silver Performance. Şekil 3.38. 1 mm çapında yakut uçlu prob.

Abutment’ların x ve y eksenlerindeki koordinatlarının hesaplanabilmesi için,

öncelikle referans nokta belirlenmiştir. Her 3 ölçü tekniğinin çalışma gruplarında

bulunan açılı abutment’lar hassas bir referans oluşturamayacağı için, hem kontrol

hem de çalışma gruplarında modellerin en sağında bulunan dik olarak

konumlandırılmış abutment’lar referans olarak kabul edilmiştir. CMM cihazının prob

parçası, her modeldeki 1 adet dik abutment’ın üstte kalan dairesel yüzey (snap-fit

tekniğinde kullanılan solid abutment) veya çemberinin (direkt ve indirekt tekniklerde

kullanılan abutment’lar) dış yüzeyine belirli aralıklarla temas ettirilmiş ve otomatik

olarak merkez belirlenmiştir (Şekil 3.39).

Şekil 3.39. Epoksi rezin modellerdeki abutment’ların CMM cihazı ile ölçümü.

Bu merkezin x ve y koordinatları 0 noktasına yerleştirilerek referans nokta

oluşturulmuştur (Şekil 3.40).

a

b

Şekil 3.40. a) Kontrol grubunda, dik olarak konumlanan 1. abutment üzerinde referans noktanın belirlenmesi, b) Çalışma grubunda, dik olarak konumlanan 1. abutment üzerinde referans noktanın belirlenmesi.

Epoksi rezin kontrol ve çalışma modellerinden, 3 farklı ölçü tekniği uygulanarak elde

edilen tüm alçı modeller üzerindeki abutment koordinatlarının belirlenme işlemleri

sırasında da, aynı şekilde modellerin en sağında bulunan dik abutment’ın üst dairesel

yüzey veya çember merkezi referans olarak alınmıştır. Referans abutment’ta da

olduğu gibi, diğer abutment’ların üst çember merkezinin belirlenmesinde prob

parçası çemberlerin dış yüzeyine belirli aralıklarla temas ettirilmiştir (Şekil 3.41).

Şekil 3.41. Alçı modellerdeki abutment’ların CMM cihazı ile ölçümü.

X eksenindeki koordinatların belirlenmesi sırasında; epoksi rezin ve alçı modellerde

bulunan diğer 3 abutment’ın dairesel üst yüzey veya çember merkezi ile x

koordinatının 0 kabul edildiği referans abutment’ın üst dairesel yüzey merkezi

arasındaki mesafe belirlenerek x koordinatları hesaplanmıştır (Şekil 3.42). Referans

olarak alınan dik abutment modelin en sağında yer aldığından dolayı, solda kalan

abutment’ların x koordinatları negatif değer olarak gösterilmiştir.

Şekil 3.42. Modellerdeki abutment’ların üstten görünümü (A1: Her modelde dik konumlanan 1. abutment’ın üst dairesel yüzey veya çember merkezi, referans merkez; A2, A3, A4: Diğer abutment’ların üst dairesel yüzey veya çember merkezleri; B: İkinci abutment’ın x koordinat

değeri; C: Üçüncü abutment’ın x koordinat değeri; D: Dördüncü abutment’ın x koordinat değeri; R: Referans horizontal çizgi).

Y eksenindeki koordinatların belirlenmesi sırasında ise, referans abutment’ın üst

çember merkezinin y koordinatı 0 kabul edilmiştir. Diğer abutment’ların üst çember

merkezlerinin y ekseninde gösterdiği sapmalar, bu referans noktaya göre

hesaplanmıştır. Referans abutment’ın üst çember merkezinden geçen referans

horizontal çizginin üzerinde kalan abutment merkezleri pozitif, aşağısında kalanlar

ise negatif y koordinat değerleri ile belirtilmiştir. Referans noktaya göre y eksen

koordinatlarının hesaplanma yöntemi Şekil 3.43’de gösterilmiştir.

Şekil 3.43. Modellerdeki abutment’ların üstten görünümü (A1: Her modelde dik konumlanan 1. abutment’ın üst dairesel yüzey veya çember merkezi, referans merkez; A2, A3, A4: Diğer abutment’ların üst dairesel yüzey veya çember merkezleri; B: İkinci abutment’ın y koordinat değeri; C: Üçüncü abutment’ın y koordinat değeri; D: Dördüncü abutment’ın y koordinat değeri; R: Referans horizontal çizgi).

3.4.2. Profil Projektör (PP) Ölçüm Cihazının Kullanımı ve Vertikal Düzlemdeki

Sapmaların Belirlenmesi

X ve y koordinatlarının belirlenmesi ile yatay düzlem sapmalarının hesaplanmasının

ardından, abutment’ların yüksekliklerinde meydana gelen seviye farklılıklarının

ölçümü aşamasına geçilmiştir. Bu ölçümün yapılması sırasında Profil Projektör

(Starrett Precision Optical, 400 Series, İskoçya) cihazından yararlanılmıştır (Şekil

3.44). Profil Projektör cihazı ile yapılan ölçümler ‘Dizayn Makina İmalatı ve

Mühendislik Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nde gerçekleştirilmiştir.

Şekil 3.44. Profil Projektör (PP) ölçüm cihazı.

Profil Projektör, optik karşılaştırıcı olarak da adlandırılan ve bir yüzey veya objenin

büyütülmüş profil görüntüsünü ekrana yansıtarak ölçüm yapmayı sağlayan bir

cihazdır. Ölçümü yapılacak olan objenin yerleştirildiği bir tabla, tabla konumunun

manuel olarak ayarlanmasını sağlayan kontrol kolu, ışık kaynağı, görüntüyü

büyütmeyi sağlayan lens, objenin büyütülmüş görüntüsünün yansıtıldığı projeksiyon

ekranı ve ölçüm sonuçlarını gösteren monitörden oluşur. Bilgisayar desteği ile

kullanıma imkan sağlayan tipleri de vardır. Bu cihaz, genellikle ışık kaynağı objenin

arkasında kalacak şekilde, diaskopik ışıklandırma ile objenin büyütülmüş gölgesinin

ekrana yansıtılması temeline dayanır. Özellikle, internal bölgelerin ölçümü

aşamasında, ışık kaynağının objenin üzerinde konumlandırıldığı episkopik

aydınlatma da kullanılabilir. Projeksiyon ekranı üzerinde 360° döndürülebilen grid

mevcuttur. Böylece ekran üzerindeki referans çizgi, istenen referans noktaya veya

kenara yerleştirilebilir. CMM ölçüm cihazı kadar hassas olmamakla birlikte, dijital

olarak doğrusal x ve y koordinat ölçümleri ve objelerin boyut ölçümleri yapılabilir.

Ancak, Profil Projektör ölçüm cihazının en temel kullanım alanı yükseklik

ölçümüdür.

Epoksi rezin kontrol ve çalışma modellerindeki, ve 3 farklı ölçü tekniği ile elde

edilen alçı modellerdeki abutment’ların yükseklik ölçümlerinin yapılması sırasında,

ilk olarak modeller Profil Projektör ölçüm cihazının tablasına yerleştirilmiştir (Şekil

3.45).

Şekil 3.45. Epoksi rezin ve alçı modellerin Profil Projektör ölçüm cihazı tablasına yerleşimi.

CMM ölçümlerinde olduğu gibi, yine tüm modellerde en sağda bulunan dik

abutment referans alınmıştır. Dik konumdaki 1. abutment’ın üst dairesel yüzey veya

çemberinin en tepe noktası, projeksiyon ekranında bulunan referans çizgi üzerine

yerleştirilmiştir. CMM ölçümlerinde uygulanan aynı prensipten yola çıkılarak, dik

abutment’ın yükseklik ölçümü 0 olarak değerlendirilerek referans noktası

saptanmıştır (Şekil 3.46).

Şekil 3.46. Abutment’ların projeksiyon ekranındaki büyütülmüş görüntüsü (R: Referans horizontal çizgi; A1: Birinci abutment’ın en tepe noktasının referans horizontal çizgiye yerleşimi).

Tüm modellerdeki 1. abutment’ın en tepe noktasının projeksiyon ekranındaki

referans horizontal çizgiye sabitlenmesinin ardından, her modeldeki diğer 3

abutment’ın en tepe noktalarının bu çizgiye olan mesafeleri ölçülmüştür (Şekil

3.47a). Aynı şekilde, çalışma grubundaki epoksi rezin ve alçı modellerdeki açılı

abutment’ın ölçümü sırasında da, açılı abutment’ın en tepe noktasının referans

horizontal çizgiye olan mesafesi değerlendirilmiştir (Şekil 3.47b). Referans

horizontal çizgiyi aşan abutment mesafe değerleri pozitif, bu çizginin altında kalan

mesafe değerleri ise negatif olarak belirlenmiştir.

Şekil 3.47. a) Abutment yüksekliklerinin referans horizontal çizgiye göre ölçümleri (R: Referans horizontal çizgi; A1: Birinci abutment’ın en tepe noktasının referans horizontal çizgiye yerleşimi; A2, A3, A4: Diğer abutment’ların en tepe noktalarının referans horizontal çizgiye yerleşimleri; B: İkinci abutment’ın z koordinat değeri; C: Üçüncü abutment’ın z koordinat değeri; D: Dördüncü abutment’ın z koordinat değeri).

Şekil 3.47. b) Açılı abutment yüksekliğinin referans horizontal çizgiye göre ölçümü. (R: Referans horizontal çizgi; A1: Birinci abutment’ın en tepe noktasının referans horizontal çizgiye yerleşimi; A2, A3, A4: Diğer abutment’ların en tepe noktalarının referans horizontal çizgiye yerleşimleri; B: İkinci abutment’ın z koordinat değeri; C: Üçüncü abutment’ın z koordinat değeri; D: Açılı konumlandırılmış dördüncü abutment’ın z koordinat değeri).

3.5. İstatistiksel Değerlendirme

CMM ve Profil Projektör cihazının kullanımı ile tüm epoksi rezin ve alçı modellerde

bulunan ve implantlara bağlanmış olan abutment’ların konum değerlerinin

hesaplanmasının ardından istatistiksel değerlendirme yapılmıştır. Her bir gruptaki 5

adet alçı modelin, epoksi rezin kontrol modeli değerlerine bağlı olarak standart

normal değerleri (z = [x-kontrol] / standart sapma) elde edilerek, epoksi rezin

modelden sapmalar mutlak değer olarak belirlenmiştir. Daha sonra, bu standart

değerlerden yararlanılarak, hem ölçü teknikleri hem de gruplar arası karşılaştırmalar

yapılmıştır.

Her bir ölçü tekniği için, kontrol ve çalışma modellerindeki implantlarda görülen yer

değiştirmelerin (2., 3. ve 4. implant) x, y koordinatları ve z ekseni esas alınarak tek

tek karşılaştırılmasında Mann Whitney U testi kullanılmıştır. Ölçü tekniklerinin

hassasiyetinin incelenmesinde ise non-parametrik Kruskall-Wallis varyans analizi

testinden faydalanılmıştır. Burada da değerlendirmeler, kontrol ve çalışma

modellerinde her bir implant için (2., 3. ve 4. implant) x, y koordinatları ve z

eksenine göre gerçekleştirilmiştir. Farkın hangi gruplar arasında olduğunun

belirlenebilmesi amacıyla, Benferroni düzeltmeli Mann Withney U testi

kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık sınırı 0,05 olarak kabul edilmiştir. İstatistiksel

analizler, SPSS for Windows 20.0 paket programında yapılmıştır.

Her 3 ölçü tekniği grubunda da, epoksi rezin kontrol modellerinde bulunan implant

koordinatlarındaki sapmalar birbirinden farklı olduğundan dolayı, standartlaştırma

yapılarak (z dönüşümü) karşılaştırma işlemleri gerçekleştirilmiştir. Bu nedenle

standart sapma hesaplanmadan, gerçek değerler yerine standartlaştırılmış değerler

verilebilmiştir. Tanımlayıcı değerler olarak sapmaların ortancası ve minimum-

maksimum değerleri belirtilmiştir.

4. ANALİZ VE BULGULAR

Her bir grupta, epoksi rezin ve alçı modeller üzerinde bulunan implantlara bağlı

abutment’ların, her bir modeldeki referans implanta göre, CMM cihazı ile x ve y

koordinatları hesaplanarak yatay düzlemde gösterdikleri sapmalar hesaplanmış ve

cihaza ait programlama sistemi aracılığıyla koordinatların sayısal değer verileri

alınmıştır. CMM cihazı ile yapılan ölçümler sırasında, modellerin en sağında

bulunan dik konumdaki implant 1. referans implant olarak kabul edilmiş ve tüm

gruplarda bu implantların x ve y sayısal koordinat değerleri 0 olarak belirlenmiştir.

Daha sonra, CMM ölçüm cihazı ile 2., 3. ve 4. implantların koordinatlarını gösteren

sayısal veriler elde edilmiştir (Çizelge 4.1).

Vertikal düzlemde gözlenen ve implantların z eksenindeki mesafe farklılıklarını

belirten ölçümler ise Profil Projektör ölçüm cihazı aracılığıyla yapılmıştır. Bu cihazın

kullanımı ile her bir grupta epoksi rezin ve alçı modeller üzerinde bulunan

implantlara bağlı abutment’ların, modellerdeki referans implanta göre gösterdiği

farklılıklar hesaplanmıştır. Profil Projektör ölçüm cihazının kullanımında da, benzer

şekilde modellerin en sağında bulunan dik konumdaki 1. implant referans implant

olarak kabul edilerek, tüm gruplarda bu implantların sayısal z mesafe değerleri 0

olarak belirtilmiştir. Ardından, 2., 3. ve 4. implantların z eksen farklılıklarını

tanımlayan sayısal veriler elde edilmiştir (Çizelge 4.2).

Çizelge 4.1. a) Direkt ölçü tekniği için x ve y sayısal koordinat değerleri (mm).

Ölçü Tekniği Gruplar Modeller Kod X’ Koordinatı Y' Koordinatı

1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant 1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant

Direkt Teknik

(Pick-Up/Açık Kaşık Tekniği)

Kontrol Grubu

'A kodlu modeller'

Epoksi Rezin Ana Model

A 0 -7,804 -15,804 -23,450 0 0,573 0,108 0,611

Alçı Modeller

A1 0 -7,769 -15,849 -23,450 0 0,523 0,047 0,585

A2 0 -7,811 -15,820 -23,501 0 0,609 0,120 0,605

A3 0 -7,733 -15,823 -23,502 0 0,549 0,056 0,618

A4 0 -7,745 -15,857 -23,422 0 0,548 0,077 0,631

A5 0 -7,818 -15,741 -23,420 0 0,510 0,063 0,488

Çalışma Grubu

'B kodlu modeller'

Epoksi Rezin Ana Model

B 0 -5,768 -12,173 -18,489 0 0,374 1,129 1,410

Alçı Modeller

B1 0 -5,799 -12,161 -18,438 0 0,396 1,160 1,430

B2 0 -5,784 -12,179 -18,246 0 0,496 1,204 1,513

B3 0 -5,841 -12,262 -18,530 0 0,419 1,168 1,479

B4 0 -5,789 -12,229 -18,498 0 0,398 1,187 1,442

B5 0 -5,775 -12,169 -18,526 0 0,424 1,193 1,509

Çizelge 4.1. b) İndirekt ölçü tekniği için x ve y sayısal koordinat değerleri (mm).

Ölçü Tekniği Gruplar Modeller Kod X' Koordinatı Y' Koordinatı

1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant 1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant

İndirekt Teknik (Transfer/ Kapalı Kaşık Tekniği)

Kontrol Grubu

'C kodlu modeller'

Epoksi Rezin Ana Model

C 0 -6,301 -12,847 -18,543 0 -0,170 0,114 0,441

Alçı Modeller

C1 0 -6,352 -12,949 -18,670 0 -0,079 0,075 0,529

C2 0 -5,728 -12,282 -18,673 0 0,471 0,665 0,631

C3 0 -5,823 -12,358 -18,721 0 0,409 0,669 0,558

C4 0 -6,336 -12,841 -18,643 0 -0,132 0,102 0,341

C5 0 -5,772 -12,390 -18,604 0 0,374 0,608 0,491

Çalışma

Grubu

'D kodlu modeller'

Epoksi Rezin Ana Model

D 0 -5,580 -12,354 -18,261 0 0,147 0,192 0,206

Alçı Modeller

D1 0 -5,638 -12,463 -18,408 0 0,143 0,182 0,207

D2 0 -5,662 -12,414 -18,425 0 0,174 0,311 0,255

D3 0 -5,734 -12,562 -18,473 0 0,229 0,259 0,265

D4 0 -5,624 -12,392 -18,366 0 0,175 0,255 0,222

D5 0 -5,748 -12,493 -18,465 0 0,255 0,332 0,240

Çizelge 4.1. c) Snap-fit ölçü tekniği için x ve y sayısal koordinat değerleri (mm).

Ölçü Tekniği Gruplar Modeller Kod X' Koordinatı Y' Koordinatı

1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant 1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant

Snap-Fit Tekniği

Kontrol Grubu

'E kodlu modeller'

Epoksi Rezin Ana Model

E 0 -7,702 -15,282 -23,494 0 0,126 0,250 0,084

Alçı Modeller

E1 0 -7,677 -15,234 -23,461 0 0,181 0,321 0,119

E2 0 -7,745 -15,263 -23,499 0 0,131 0,351 0,112

E3 0 -7,721 -15,254 -23,455 0 0,081 0,232 0,085

E4 0 -7,694 -15,327 -23,591 0 0,151 0,316 0,135

E5 0 -7,681 -15,217 -23,520 0 0,194 0,330 0,178

Çalışma

Grubu

'F kodlu modeller'

Epoksi Rezin Ana Model

F 0 -5,679 -10,884 -15,947 0 0,326 0,318 0,297

Alçı Modeller

F1 0 -5,686 -10,933 -15,898 0 0,314 0,337 0,287

F2 0 -5,681 -10,912 -16,018 0 0,319 0,316 0,320

F3 0 -5,714 -10,945 -15,721 0 0,297 0,303 0,378

F4 0 -5,773 -11,009 -15,994 0 0,324 0,327 0,327

F5 0 -5,725 -10,957 -15,858 0 0,321 0,334 0,297

Çizelge 4.2. a) Direkt ölçü tekniği için z sayısal mesafe değerleri (mm).

Ölçü Tekniği Gruplar Modeller Kod Z' Boyları

1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant

Direkt Teknik (Pick-Up/Açık Kaşık Tekniği)

Kontrol Grubu

'A kodlu modeller'

Epoksi Rezin Ana Model

A 0 -0,033 -0,053 -0,067

Alçı Modeller

A1 0 0,147 0,370 0,541

A2 0 0,093 0,235 0,374

A3 0 0,095 0,276 0,439

A4 0 0,201 0,445 0,645

A5 0 0,074 0,241 0,396

Çalışma Grubu

'B kodlu modeller'

Epoksi Rezin Ana Model

B 0 -0,052 -0,252 -0,552

Alçı Modeller

B1 0 -0,095 -0,242 -0,530

B2 0 -0,119 -0,303 -1,296

B3 0 -0,042 -0,215 -0,410

B4 0 -0,184 -0,396 -0,701

B5 0 -0,109 -0,352 -0,669

Çizelge 4.2. b) İndirekt ölçü tekniği için z sayısal mesafe değerleri (mm).

Ölçü Tekniği Gruplar Modeller Kod Z' Boyları

1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant

İndirekt Teknik (Transfer/ Kapalı Kaşık Tekniği)

Kontrol Grubu

'C kodlu modeller'

Epoksi Rezin Ana Model

C 0 -0,078 -0,130 -0,112

Alçı Modeller

C1 0 -0,052 -0,323 -0,222

C2 0 -0,072 0,171 0,256

C3 0 -0,019 0,061 0,087

C4 0 -0,218 -0,475 -0,508

C5 0 -0,027 0,179 0,333

Çalışma Grubu

'D kodlu modeller'

Epoksi Rezin Ana Model

D 0 0,024 -0,081 0,285

Alçı Modeller

D1 0 -0,055 -0,228 0,138

D2 0 -0,019 -0,194 0,101

D3 0 -0,083 -0,052 0,260

D4 0 0,000 -0,154 0,216

D5 0 -0,083 -0,067 0,227

Çizelge 4.2. c) Snap-fit ölçü tekniği için z sayısal mesafe değerleri (mm).

Ölçü Tekniği Gruplar Modeller Kod Z' Boyları

1. İmplant 2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant

Snap-Fit Tekniği

Kontrol Grubu

'E kodlu modeller'

Epoksi Rezin Ana Model

E 0 -0,159 -0,232 -0,506

Alçı Modeller

E1 0 -0,240 -0,361 -0,739

E2 0 -0,174 -0,266 -0,633

E3 0 -0,027 -0,046 -0,298

E4 0 -0,132 -0,166 -0,410

E5 0 -0,159 -0,250 -0,580

Çalışma Grubu

'F kodlu modeller'

Epoksi Rezin Ana Model

F 0 -0,145 -0,242 -0,002

Alçı Modeller

F1 0 -0,187 -0,308 -0,170

F2 0 -0,263 -0,443 -0,325

F3 0 -0,124 -0,167 0,058

F4 0 -0,203 -0,301 -0,167

F5 0 -0,196 -0,294 -0,142

4.1. Yatay ve Vertikal Düzlem Sapmalarının İstatistiksel Tanımlayıcı Değerleri

Yatay ve vertikal düzlemde meydana gelen yer değiştirmelerin karşılaştırılabilmesi

amacıyla, epoksi rezin kontrol modelleri referans alınarak, 3 farklı ölçü tekniği için

kontrol ve çalışma gruplarındaki implantların, x ve y koordinatlarında ve z ekseninde

ayrı ayrı gösterdikleri tanımlayıcı istatistiksel sapma değerleri hesaplanmıştır

(Çizelge 4.3).

Çizelge 4.3. a) İmplantların x koordinatlarının tanımlayıcı sapma değerleri (mm).

Gruplar Ölçü Tekniği İmplant No.

Ortanca En Az En Fazla

Kontrol Grubu

Direkt T.

2 0,9211 0,18 1,87

3 0,9804 0,35 1,37

4 0,7389 0,00 1,28

İndirekt T.

2 1,5229 0,11 1,83

3 1,4886 0,02 1,84

4 3,0976 1,49 4,34

Snap-Fit T.

2 0,7282 0,28 1,49

3 1,0717 0,45 1,55

4 0,6002 0,09 1,76

Çalışma Grubu

Direkt T.

2 0,8400 0,28 2,92

3 1,2844 0,87 3,19

4 0,3460 0,08 2,05

İndirekt T.

2 1,4521 0,78 2,98

3 1,6196 0,56 3,09

4 3,7529 2,40 4,85

Snap-Fit T.

2 0,9485 0,05 2,55

3 1,6804 0,77 3,44

4 0,5971 0,40 1,90

Çizelge 4.3. b) İmplantların y koordinatlarının tanımlayıcı sapma değerleri (mm).

Gruplar Ölçü Tekniği İmplant No.

Ortanca En Az En Fazla

Kontrol Grubu

Direkt T.

2 0,9474 0,63 1,66

3 1,5679 0,42 2,13

4 0,3509 0,11 2,16

İndirekt T.

2 1,8798 0,13 2,21

3 1,6091 0,04 1,81

4 4,2373 2,12 8,05

Snap-Fit T.

2 1,0067 0,11 1,52

3 1,5570 0,39 2,21

4 1,0204 0,03 2,74

Çalışma Grubu

Direkt T.

2 1,1057 0,54 3,00

3 3,2044 1,71 4,14

4 1,8254 0,53 2,72

İndirekt T.

2 0,6087 0,09 2,35

3 1,1492 0,17 2,40

4 0,5832 0,02 1,01

Snap-Fit T.

2 0,6542 0,19 2,71

3 1,0714 0,14 1,36

4 0,6497 0,00 2,29

Çizelge 4.3. c) İmplantların z boylarının tanımlayıcı sapma değerleri (mm).

Gruplar Ölçü Tekniği İmplant No.

Ortanca En Az En Fazla

Kontrol Grubu

Direkt T.

2 2,4710 2,07 4,52

3 3,6075 3,16 5,46

4 4,4779 3,90 6,30

İndirekt T.

2 0,6281 0,07 1,72

3 0,9967 0,63 1,14

4 1,0514 0,31 1,27

Snap-Fit T.

2 0,3475 0,00 1,70

3 0,5593 0,15 1,58

4 0,7175 0,42 1,32

Çalışma Grubu

Direkt T.

2 1,1176 0,20 2,59

3 0,6800 0,13 1,92

4 0,4162 0,06 2,18

İndirekt T.

2 2,1011 0,64 2,85

3 0,9444 0,18 1,90

4 7,5566 5,82 8,22

Snap-Fit T.

2 1,0303 0,42 2,38

3 0,6755 0,53 2,06

4 1,2044 0,44 2,36

4.2. Yatay ve Vertikal Düzlemdeki Yer Değiştirmelerin İstatistiksel

Değerlendirmesi

4.2.1. Direkt, İndirekt ve Snap-Fit Ölçü Tekniklerinde Kontrol ve Çalışma

Gruplarının Karşılaştırılması

Her bir ölçü tekniği kendi içinde değerlendirildiğinde, implantların açılı olarak veya

aralarında mesafe farklılıkları ile yerleştirildiği çalışma grubunda yatay ve vertikal

yöndeki yer değiştirmelerin, kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı

farklılıklar ortaya koyduğu saptanmıştır. Ayrıca, çalışma grubunda, implantlardaki

açısal sapmaların, mesafe sınırlamalarına göre ölçü hassasiyeti üzerinde daha etkili

olduğu belirlenmiştir. Yatay düzlemdeki x ekseni; implantların sağ ve sol

doğrultudaki, y ekseni ise; implantların ön ve arka doğrultudaki hareketini temsil

etmektedir. Vertikal düzlemdeki z eksen sapması ise; implantların dik doğrultudaki

konumlarında meydana gelen değişimi yansıtmaktadır.

Direkt ölçü tekniği grubunda, kontrol ve çalışma modelleri karşılaştırıldığında; 2.

implantın z ekseni (p = 0,047), 3. ve 4. implantların sırasıyla y (p = 0,028, p = 0,047)

ve z eksenlerinde (p = 0,009, p =0,009), sapmaların istatistiksel olarak anlamlı

olduğu bulunmuştur. Tüm implantlarda, x ekseni esas alındığında kontrol ve çalışma

gruplarında benzer yer değiştirmeler kaydedilmiştir. Analiz sonuçlarına göre, y

ekseninde 3. ve 15°’lik açı ile yerleştirilmiş olan 4. implantlar çalışma grubunda

kontrollere göre daha fazla yer değiştirirken, z ekseninde ise kontrol grubundaki tüm

implantların çalışma grubuna göre daha fazla konum değişikliği gösterdikleri

bulgulanmıştır (Çizelge 4.4a, 4.5a).

İndirekt ölçü tekniğinde, kontrol ve çalışma gruplarında 2. implantın z ekseninde (p

= 0,047) ve 4. implantın y (p = 0,009) ve z (p = 0,009) eksenlerinde gösterdikleri yer

değiştirmelerin istatistiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır. Bu ölçü tekniğinde

de, hiçbir implantın yatay yöndeki x koordinatında anlamlı bir konum değişikliği

gözlenmemiştir. Sonuçlar irdelendiğinde, komşu implantla arasındaki mesafenin en

az olduğu 2. implant ve açılı olarak yerleştirilen 4. implantın z eksenlerindeki

sapmaların kontrollerine göre daha fazla olduğu belirlenmiştir. Ancak, kontrol

grubundaki 4. implantın y eksenindeki yer değiştirme değeri, çalışma grubundan

fazla bulunmuştur (Çizelge 4.4b, 4.5b).

Snap-fit ölçü tekniği grubunda ise, kontrol ve çalışma modelleri arasında, 2., 3. ve

açılı olarak yerleştirilen 4. implantın hiçbirinde, istatistiksel olarak anlamlı bir fark

oluşturacak yatay veya vertikal düzlem sapmasına rastlanmamıştır (Çizelge 4.4c,

4.5c).

Çizelge 4.4. a) Direkt teknik kontrol ve çalışma grubu değerlerinin karşılaştırılması (mm).

Kontrol Grubu Çalışma Grubu

x y z x y z

2. İmplant 0,9211a 0,9474a 2,4710b 0,8400a 1,1057a 1,1176a

3. İmplant 0,9804a 1,5679a 3,6075b 1,2844a 3,2044b 0,6800a

4. İmplant 0,7389a 0,3509a 4,4779b 0,3460a 1,8254b 0,4162a

Aynı satırda yer alan farklı harfler, aynı koordinatlar arasındaki istatistiksel olarak anlamlı farklılıkları göstermektedir (p < 0,05).

Çizelge 4.4. b) İndirekt teknik kontrol ve çalışma grubu değerlerinin karşılaştırılması (mm).

Kontrol Grubu Çalışma Grubu

x y z x y z

2. İmplant 1,5229a 1,8798a 0,6281a 1,4521a 0,6087a 2,1011b

3. İmplant 1,4886a 1,6091a 0,9967a 1,6196a 1,1492a 0,9444a

4. İmplant 3,0976a 4,2373b 1,0514a 3,7529a 0,5832a 7,5566b

Aynı satırda yer alan farklı harfler, aynı koordinatlar arasındaki istatistiksel olarak anlamlı farklılıkları göstermektedir (p < 0,05).

Çizelge 4.4. c) Snap-fit tekniği kontrol ve çalışma grubu değerlerinin karşılaştırılması (mm).

Kontrol Grubu Çalışma Grubu

x y z x y z

2. İmplant 0,7282 1,0067 0,3475 0,9485 0,6542 1,0303

3. İmplant 1,0717 1,5570 0,5593 1,6804 1,0714 0,6755

4. İmplant 0,6002 1,0204 0,7175 0,5971 0,6497 1,2044

Çizelge 4.5. a) Direkt ölçü tekniği için kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılması.

Direkt T. Çalışma Grubu

Kontrol Grubu

2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant

x y z x y z x y z

2. İmplant x 0,917 y 0,754 z 0,047

3. İmplant x 0,175

y 0,028 z 0,009

4. İmplant x 0,465 y 0,047 z 0,009

İstatistiksel anlamlılık sınırı: p < 0,05

Çizelge 4.5. b) İndirekt ölçü tekniği için kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılması.

İndirekt T.

Çalışma Grubu

Kontrol Grubu

2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant

x y z x y z x y z

2. İmplant x 0,465 y 0,754 z 0,047

3. İmplant x 0,251

y 0,465 z 0,917

4. İmplant x 0,175 y 0,009 z 0,009

İstatistiksel anlamlılık sınırı: p < 0,05

Çizelge 4.5. c) Snap-fit ölçü tekniği için kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılması.

Snap-fit T.

Çalışma Grubu

Kontrol Grubu

2. İmplant 3. İmplant 4. İmplant

x y z x y z x y z

2. İmplant x 0,917 y 0,917 z 0,251

3. İmplant x 0,076

y 0,076 z 0,465

4. İmplant x 0,917 y 0,347 z 0,347

4.2.2. Direkt, İndirekt ve Snap-Fit Ölçü Tekniklerinin Karşılaştırılması

Ölçü teknikleri, ölçü hassasiyeti yönünden birbirleri ile karşılaştırıldığında, gerek

kontrol gerekse çalışma grubunda bulunan implantların yatay ve vertikal düzlem

sapmalarının kullanılan ölçü tekniğine göre anlamlı farklılıklar gösterdiği

saptanmıştır (p < 0,05). Direkt, indirekt ve snap-fit ölçü tekniklerinin, kontrol ve

çalışma gruplarına göre, implantların x, y ve z eksenlerinde oluşturdukları yer

değiştirme değerleri Çizelge 4.6’da gösterilmiştir.

İmplantların dik konumda ve standart aralıklarla yerleştirildiği kontrol grubunda, her

üç implant da direkt teknikte sırasıyla, z (p = 0,009, p = 0,008, p = 0,009) ekseninde

diğerlerine göre istatistiksel olarak anlamlı konum sapmaları sergilemiştir. Bununla

birlikte, indirekt ölçü tekniği ile elde edilen modellerdeki 4. implantın, x (p = 0,013)

ve y (p = 0,015) eksenlerinde, diğer tekniklere göre daha fazla yer değiştirdiği

saptanmıştır. Snap-fit ölçü tekniği, kontrol grubundaki hiçbir implantın yatay ve

vertikal düzlemleri üzerinde istatistiksel olarak önemli bir konum değişikliği

meydana getirmemiştir (Şekil 4.1a,c,e).

Bir implantın açılı yerleştirildiği ve implantlar arasında mesafe sınırlamalarının

bulunduğu çalışma grubunda ise, direkt teknik kullanıldığında 3. implantın yatay

düzlemdeki y ekseninde ortaya koyduğu sapmanın önemli olduğu gösterilmiştir (p =

0,016). İndirekt ölçü tekniği ise, 15°’lik açı ile konumlandırılmış olan 4. implantın

yatay x (p = 0,007) ve vertikal z (p = 0,004) eksenlerinde anlamlı bir sapma

oluşturmuştur. Çalışma grubundaki implantların yatay ve vertikal düzlem sapmaları

açısından snap-fit tekniği, hiçbir implantta istatistiksel olarak anlamlı bir sapmaya

neden olmamıştır (Şekil 4.1b,d,f).

Çizelge 4.6. a) Ölçü tekniklerinin x ekseninde ortaya koyduğu verilerin karşılaştırılması (mm).

Kontrol Grubu Çalışma Grubu

Direkt T. İndirekt T. Snap-Fit T. Direkt T. İndirekt T. Snap-Fit T.

2. İmplant 0,9211a 1,5229a 0,7282a 0,8400a 1,4521a 0,9485a

3. İmplant 0,9804a 1,4886a 1,0717a 1,2844a 1,6196a 1,6804a

4. İmplant 0,7389a 3,0976b 0,6002a 0,3460a 3,7529b 0,5971a

Aynı satırda yer alan farklı harfler, aynı grup içerisindeki istatistiksel olarak anlamlı farklılıkları göstermektedir (p < 0,05).

Çizelge 4.6. b) Ölçü tekniklerinin y ekseninde ortaya koyduğu verilerin karşılaştırılması (mm).

Kontrol Grubu Çalışma Grubu

Direkt T. İndirekt T. Snap-Fit T. Direkt T. İndirekt T. Snap-Fit T.

2. İmplant 0,9474a 1,8798a 1,0067a 1,1057a 0,6087a 0,6542a

3. İmplant 1,5679a 1,6091a 1,5570a 3,2044b 1,1492a 1,0714a

4. İmplant 0,3509a 4,2373b 1,0204a 1,8254a 0,5832a 0,6497a

Aynı satırda yer alan farklı harfler, aynı grup içerisindeki istatistiksel olarak anlamlı farklılıkları göstermektedir (p < 0,05).

Çizelge 4.6. c) Ölçü tekniklerinin z ekseninde ortaya koyduğu verilerin karşılaştırılması (mm).

Kontrol Grubu Çalışma Grubu

Direkt T. İndirekt T. Snap-Fit T. Direkt T. İndirekt T. Snap-Fit T.

2. İmplant 2,4710b 0,6281a 0,3475a 1,1176a 2,1011a 1,0303a

3. İmplant 3,6075b 0,9967a 0,5593a 0,6800a 0,9444a 0,6755a

4. İmplant 4,4779b 1,0514a 0,7175a 0,4162a 7,5566b 1,2044a

Aynı satırda yer alan farklı harfler, aynı grup içerisindeki istatistiksel olarak anlamlı farklılıkları göstermektedir (p < 0,05).

Bu başlık altındaki bulgular bir bütün olarak değerlendirildiği zaman, daha önce

ifade ettiğimiz gibi, ölçü teknikleri esas alındığında da açı parametresinin, mesafe

sınırlamalarına göre ölçü hassasiyeti üzerinde daha etkili olduğu belirlenmiştir.

Ayrıca, snap-fit ölçü tekniğinin, direkt ve indirekt ölçü tekniklerine göre çok daha

hassas ölçüler ortaya koyduğu bulgulanmıştır.

a) Kontrol grubu / 2. implant

b) Çalışma grubu / 2. implant

Şekil 4.1. Kontrol ve çalışma grubundaki implantların ortanca değerleri.

0

2

4

6

8

x y z

Orta

nca

(m

m)

Eksenler

Direkt Teknik

İndirekt Teknik

Snap-Fit Tekniği

**

0

2

4

6

8

x y z

Orta

nca (

mm

)

Eksenler

Direkt Teknik

İndirekt Teknik

Snap-Fit Tekniği

c) Kontrol grubu / 3. implant

d) Çalışma grubu / 3. implant

Şekil 4.1. (devam) Kontrol ve çalışma grubundaki implantların ortanca değerleri.

0

2

4

6

8

x y z

Orta

nca

(m

m)

Eksenler

Direkt Teknik

İndirekt Teknik

Snap-Fit Tekniği

*

*

0

2

4

6

8

x y z

Orta

nca (

mm

)

Eksenler

Direkt Teknik

İndirekt Teknik

Snap-Fit Tekniği

*

*

e) Kontrol grubu / 4. implant

f) Çalışma grubu / 4. implant

Şekil 4.1. (devam) Kontrol ve çalışma grubundaki implantların ortanca değerleri.

0

2

4

6

8

x y z

Orta

nca

(m

m)

Eksenler

Direkt Teknik

İndirekt Teknik

Snap-Fit Tekniği

*

*

**

**

0

2

4

6

8

x y z

Orta

nca (

mm

)

Eksenler

Direkt Teknik

İndirekt Teknik

Snap-Fit Tekniği

*

*

*

*

4.2.3. İmplantların Toplu Olarak Ele Alınması İle Direkt, İndirekt ve Snap-Fit

Ölçü Tekniklerinde Kontrol ve Çalışma Gruplarının Karşılaştırılması

Direkt ölçü tekniği tercih edildiğinde, yatay düzlemdeki y ekseni (p = 0,019) ve

vertikal düzlemdeki z ekseninde (p = 0) meydana gelen sapma istatistiksel olarak

anlamlıdır. Bu sapmalardan yatay düzlemde oluşan çalışma, vertikal düzlemde

oluşan ise kontrol grubunda gözlenmektedir (Çizelge 4.7a).

İndirekt ölçü tekniği kullanıldığında ise, vertikal z ekseninde istatistiksel olarak

anlamlı bir sapma meydana gelmiştir (p = 0,005). Bu sapmanın da, indirekt tekniğin

çalışma grubunda oluştuğu belirlenmiştir (Çizelge 4.7b).

Yatay düzlemdeki x ve y ekseni ve vertikal düzlemdeki z eksen sapması açısından,

snap-fit tekniği kontrol ve çalışma grupları arasında istatistiksel olarak önemli bir

farklılık yaratmamıştır (Çizelge 4.7c).

Çizelge 4.7. a) Direkt ölçü tekniği için kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılması.

Direkt T. Çalışma Grubu

x y z

Kontrol Grubu

x 0,694

y 0,019

z 0,000

İstatistiksel anlamlılık sınırı: p < 0,05

Çizelge 4.7. b) İndirekt ölçü tekniği için kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılması.

Direkt T. Çalışma Grubu

x y z

Kontrol Grubu

x 0,191

y 0,085

z 0,005

İstatistiksel anlamlılık sınırı: p < 0,05

Çizelge 4.7. c) Snap-fit ölçü tekniği için kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılması.

Direkt T. Çalışma Grubu

x y z

Kontrol Grubu

x 0,351

y 0,221

z 0,120

İstatistiksel anlamlılık sınırı: p < 0,05

5. SONUÇ VE YORUM

İmplant destekli protetik tedavi uygulama aşamasında, implant konumlarının ana

modele üç boyutlu olarak doğru transferinin sağlanması ile pasif uyumun elde

edilebilmesi, tedavi başarısını etkileyen esas faktördür. Hassas bir dental implant

modelinin oluşturulabilmesi ise, ölçü tekniği ve ölçü materyali, implantların sayı ve

açılanması, model elde etme tekniği gibi birçok faktör ile bağlantılıdır. Bazı

durumlarda, alveolar kemiğin anatomisi, rezidüel kret morfolojisi ve komşu dişlerin

kök konumları nedeniyle, implantlar istenen konumdan farklı olarak yerleştirilmek

zorunda kalınabilir. Aynı zamanda, estetik ve fonksiyonel beklentiler de implantların

açılı olarak yerleşimine ya da aralarındaki mesafelerin normalden sapmalar

göstermesine neden olabilir. Tercih edilecek olan ölçü tekniği, özellikle implantların

açılı ve birbirine yakın konumlandığı bu vakalarda, başarıyı etkileyen önemli bir

faktördür. Bu araştırmamızda, değişen açı ve mesafe parametreleri kullanılarak,

direkt, indirekt ve snap-fit ölçü tekniklerinin gösterdikleri ölçü hassasiyetleri, in vitro

olarak incelenmiştir.

Konu ile ilgili çalışmalar irdelendiğinde, implant konumlarının ana modele transferi

aşamasında, ölçü hassasiyetini etkileyen faktörleri değerlendirmeye yönelik pek çok

araştırmanın yapılmış olduğu görülmektedir (Wee, 2000; Assunção ve ark, 2004;

Assunção ve ark., 2008; Filho ve ark., 2009; Jo ve ark., 2010). Ancak, yine de,

özellikle malpoze konumdaki implantların bulunduğu durumlarda ölçü tekniklerinin

ana model hassasiyeti üzerine etkisi ile ilgili görüşler tartışmalıdır. Bu nedenle,

araştırmamızda farklı implant ölçü tekniklerinin, açılı yerleştirilmiş implantlar ve

implantlar arasındaki mesafe değişimlerine bağlı olarak gösterdikleri ölçü hassasiyeti

incelenmiştir.

İmplant ölçü tekniklerinin hassasiyetinin incelendiği in vitro çalışmalarda,

implantların ana modele yerleştirilme yöntemleri, model üzerinde konumlanan

implantların düzeni ve kullanılan model materyallerinin belirlenmesinde araştırıcılar

farklı seçenekler sunmuşlardır. Wee (2000), alüminyum metal bloktan ark formunda

ana model elde etmiş ve aralarında 12 mm mesafe olacak şekilde 5 adet implantı

simetrik olarak model içerisine sabitlemiştir. Filho ve ark. (2009), aynı şekilde

alüminyum metal bloktan hazırlanan ana modele biri 90°, diğeri ise 65° açılı olacak

şekilde 2 adet implant yerleştirmişlerdir. Bu araştırıcılar, implantların yerleşiminde

doğrusal sıralamayı tercih etmişlerdir. Jo ve ark. (2010), alüminyum metal bloktan

ana model oluşturmuşlar ve blok içerisine 2 tanesi birbirine paralel, diğeri ise 10°

meziyal eğime sahip olacak şekilde yuvalar hazırlayarak, milleme cihazının

kullanımı ile implantları bu yuvalara yerleştirmişlerdir. İmplantların sabitlenmesinde

kimyasal olarak polimerize olan adeziv rezin siman kullanmışlar, yerleştirme düzeni

olarak da doğrusal sıralamayı tercih etmişlerdir. Bir diğer araştırmada, fantom çene

modelinden ölçü alınmış ve ısı ile polimerize olan akrilik rezin kullanımı ile

maksiller model elde edilmiştir. Sağ posterior dişlerin bulunduğu bölge, rezidüel

kreti yansıtacak şekilde düzleştirilmiş ve frez kullanımı ile yuvalar hazırlanarak,

farklı çaptaki implantların kimyasal olarak polimerize olan akrilik rezin ile bu

yuvalara yerleşimi sağlanmıştır. Araştırmacılar, ark kurvatürünü izleyecek şekilde 2.

premolar, 1. molar ve 2. molar diş bölgesine 3 adet implant yerleştirmişlerdir (Kwon

ve ark., 2011). Çene modeli içerisine implantların yerleştirildiği araştırmaların

bazılarında ise, model materyali olarak transparan akrilik rezin (Öngül ve ark., 2012)

veya epoksi rezin (Akalın ve ark., 2013) kullanılmıştır. Herbst ve ark. (2000) ise,

mandibulayı taklit edecek şekilde, molibden içeren paslanmaz çelikten ana model

elde etmişlerdir. Ana modele 5 adet implant machine pressing ile yerleştirilmiştir.

Ortada ve her iki uçta bulunan implantlar dik olarak, kalan 2 implant ise 8°’lik

lingual açılanma ile konumlandırılmıştır.

Birçok araştırmada da gözlendiği gibi, in vitro çalışmalar için kullanılabilecek olan

birçok farklı model materyali ve implant yerleşim düzeni mevcuttur.

Araştırmamızda, implantların istenen açı ve mesafe parametrelerini ana modele

yansıtabilmek açısından, Özkır ve Terzioğlu (2012)’nun çalışmasından esinlenerek

tasarladığımız implant yerleştirme düzeneğinden yararlanılmıştır. Bu düzeneğe

monte edilebilen paslanmaz çelik taşıyıcı blokta hazırlanan yuvalar da, bu

parametreleri yansıtacak şekilde oluşturulmuştur. Bu sayede çalışma grubunda, 15°

eğimli yerleştirilen implantın ölçü hassasiyetine etkisi değerlendirilirken, aynı

zamanda açılı implanttan diğer tarafa doğru 3 mm, 2 mm ve 1 mm olarak değişen

mesafelerin de etkisi saptanabilmiştir. Model materyali olarak epoksi rezin tercih

edilmiştir. Epoksi rezinin düşük başlangıç visközitesine sahip olması sayesinde

implantların materyal içerisine daldırılması sırasında konum değişikliği oluşmamış

ve materyalin polimerizasyonu sonrasında da yüksek mekanik dayanım özelliği

sayesinde implantların model içerisindeki stabilitesi sağlanmıştır. Epoksi rezin

yüzeyinin pürüzsüzlük özelliği de ölçü alma ve ölçüm işlemleri sırasında avantaj

sağlamıştır. İmplantların yerleşimi sırasında lineer sıralama yapılmış ve bu sayede

CMM ve Profil Projektör ölçüm cihazlarının kullanımı sırasında referans noktaların

ve ölçümlerin daha hassas bir şekilde oluşturulabileceği düşünülmüştür.

Kullanılan ölçü tekniğine de bağlı olarak implant konumlarındaki sapmalar, uygun

transfer modelin elde edilmesinde farklılıklar yaratmaktadır. Günümüzde ana model

ve transfer modelde bulunan implant konumlarındaki sapmaları karşılaştırmalı olarak

değerlendirebilmeyi sağlayan birçok ölçüm cihazı mevcuttur. Herbst ve ark. (2000),

5 adet implant içeren model üzerinde splintli ve splintsiz yöntem ile direkt ve

indirekt ölçü tekniklerini karşılaştırdıkları çalışmalarında, x, y ve z eksenlerinde

değer kaydı verebilen Reflex mikroskoptan yararlanmışlardır. Model üzerinde 8 adet

referans nokta belirleyen araştırmacılar, her implantın referans noktaya olan

uzaklıklarını bu cihaz yardımıyla belirlemişlerdir. Farklı açılarda 3 implant içeren

modeller üzerinde direkt ve indirekt ölçü tekniklerinin karşılaştırıldığı bir başka

çalışmada ise, ana model ve transfer modellerdeki implantların konum ölçümlerinin

yapılabilmesi amacıyla, üç boyutlu ölçüm değerleri sağlayan FaroArm Silver ölçüm

cihazı (fine tip measuring stylus) kullanılmıştır. Bu cihaz aracılığıyla, model

yüzeyinde belirlenen 3 referans nokta ve her bir implantın merkezi ve altıgen

yapıdaki her bir köşenin ölçümü olmak üzere her modelden 21 nokta 5 kez

tekrarlanarak ölçülmüştür (Conrad ve ark., 2007). Filho ve ark. (2009), farklı açılarda

yerleştirilen 2 implant içeren model üzerinde, splintli ve splintsiz olarak uygulanan

direkt ölçü yönteminin karşılaştırılmasında AutoCad Software kullanmışlardır.

Tarayıcı ile Software programına aktardıkları görüntüler üzerinde implantlara

sabitledikleri rehber vidaların kenarı ile model yüzeyi arasındaki açıları sayısal

olarak kaydetmişlerdir. Benzer bir çalışmada, direkt ölçü tekniği kullanılarak ölçü

kopinglerinin modifikasyonunun ve splint uygulamasının ölçü hassasiyeti üzerine

etkisi değerlendirilmiştir. Açısal ölçümlerin elde edilmesinde yine Software

programından yararlanılmıştır (Assunção ve ark., 2008). Jo ve ark. (2010), kısa ve

uzun ölçü kopingi kullanımının, direkt ve indirekt ölçü tekniklerinin hassasiyetine

olan etkisini değerlendirdikleri çalışmalarında, 3 adet implant arasındaki mesafenin

ölçümünde, 100 kat büyütme sağlayan ve ± 0,5 µm değerinde hassaslık veren ölçüm

mikroskobunu kullanmışlardır. İmplantlar arasındaki mesafenin ölçümü sırasında her

implantın üst merkezini referans almışlardır. Ancak, ölçüm mikroskobu ile sadece iki

boyutlu ölçüm yapılabilmesi çalışmanın sınırlaması olarak belirtilmiştir. Ölçü

materyalleri, ölçü koping bağlantısının uzunluğu ve paralel olmayan implantların

ölçü hassasiyeti üzerine etkisinin incelendiği bir araştırmada, maksiller modelin

anterior bölgesine yerleştirilen 4 implant, kontrol grubunda paralel ve çalışma

grubunda ise anteriordaki 2 implant 5°’lik açı ile birbirine yaklaşacak ve

posteriordaki 2 implant 5°’lik açı ile orta hattan uzaklaşacak şekilde hazırlanmıştır.

Profil Projektör ölçüm cihazı kullanılarak, referans noktalara göre her modelde 4

adet ölçüm yapılmıştır. Bu ölçüm cihazı 10 kat büyütmeye sahip olmakla birlikte ±

0,5 µm değerinde hassasiyet sağlamaktadır. Ancak, cihazın sadece doğrusal ölçüm

yapması sonucu ölçülerin üç boyutlu distorsiyon oranının ve aksiyel rotasyonun

belirlenememesi çalışmanın sınırlaması olarak ifade edilmiştir (Sorrentino ve ark.,

2010). Ölçü koping modifikasyonunun ölçü hassasiyeti üzerine etkisinin incelendiği

çalışmaların bazılarında, ölçüm aşamasında yine Profil Projektör ölçüm cihazından

yararlanılmıştır (Vigolo ve ark., 2000; Vigolo ve ark., 2004). Kwon ve ark. (2011),

ölçü kopingi kullanılan ve kullanılmayan gruplarda implant ölçü hassasiyetini

karşılaştırmışlar ve elde edilen modellerdeki hassasiyetin ana modele göre sapma

oranının değerlendirilmesinde CMM ölçüm cihazını kullanmışlardır. Maksiller

modelin posterior bölgesine yerleştirdikleri 3 implanttan ilkinin merkezi referans

nokta olarak belirlenmiş ve bu implantın düzlemsel yüzeyi XY düzlemi olarak kabul

edilmiştir. İlk ve 3. implantın merkezinden geçen hayali çizgi ise ZX düzlemi olarak

saptanmıştır. Merkezlerin x, y ve z koordinatları ile her 3 implantın uzun eksen

değerleri (rot-XY, rot-YZ, rot-ZX) hem ana modelde hem de transfer modellerde

kaydedilmiştir. Ölçü materyallerinin ve kopingler arasındaki mesafenin distorsiyon

üzerindeki etkisinin incelendiği diğer bir çalışmada ise, mandibuler modelin anterior

bölgesine 5 adet implant yerleştirilmiştir. Her kopingin mesafe ve açı farkını

ölçebilmek açısından 0,001 mm hassasiyette çalışan CMM cihazı ile üç boyutlu

ölçümler yapılmıştır. Çalışmamızdakine benzer şekilde, en sağda bulunan koping

referans olarak kabul edilerek x, y ve z değerleri 0 olarak alınmıştır. Ölçümler,

kopinglerin açısal eğim değerlerini (diklik ve paralellik) ve doğrusal ölçümlerini

(eşmerkezlilik) verecek şekilde uygulanmıştır (Aguilar ve ark., 2009). Alikhasi ve

ark. (2011), direkt ve indirekt olarak uyguladıkları implant seviyesinde ölçü tekniği

ile abutment seviyesinde ölçü tekniğini karşılaştırdıkları çalışmalarında, CMM ve

Profil Projektör cihazından yararlanmışlardır. CMM ölçümleri için, maksiller

modelin üst yüzey merkezi referans nokta olarak belirlenmiş ve x, y, z eksenlerindeki

açısal sapmalar hesaplanmıştır. Araştırmacılar, alt yapı ile implant arasındaki

marjinal kenar uyumunu ise Profil Projektör ölçüm cihazı ile belirlemişlerdir.

Eksternal ve internal bağlantıya sahip implantlar üzerinde implant açısı ve ölçü

tekniğinin etkisinin incelendiği bir diğer çalışmada da, ana model ve transfer

modeller arasındaki sapmaların belirlenmesinde yine CMM ölçüm cihazından

yararlanılmıştır (Mpikos ve ark., 2012). Araştırmamızda, standart aralıklarla

yerleştirilmiş paralel implantları içeren kontrol grubu ve mesafe ve açılanma

özellikleri değiştirilmiş implantları kapsayan çalışma grubundan direkt, indirekt ve

snap-fit ölçü teknikleri ile ölçü alma işlemleri tamamlandıktan sonra, elde edilen alçı

modeller ile epoksi rezin kontrol modellerindeki implantlara uygun abutment’lar

sabitlenmiştir. Ölçüm işlemleri sırasında, yatay düzlem sapmalarının (x ve y

koordinatları) belirlenmesinde CMM, abutment’ların yükseklik farklarının (z

boyları) saptanmasında ise Profil Projektör ölçüm cihazından yararlanılmıştır. CMM

ölçümleri sırasında, açılı implant güvenilir bir referans oluşturamayacağından ve

kontrol ve çalışma grubunda standart bir referans noktası alınmak istendiğinden

dolayı, her 2 grupta da modellerin en sağında bulunan dik implanta bağlanan

abutment’ın üst çember merkezi referans olarak alınarak, x, y ve z değerleri 0 olarak

kabul edilmiştir. Böylece epoksi modeller ve alçı modellerdeki abutment’ların

hepsinin referans abutment’a göre x ve y koordinat değerleri hesaplanarak yatay

düzlem sapmaları belirlenebilmiştir. Model materyali olarak kullanılan epoksi rezin

içerisine implantların daldırılma işleminin ardından, materyalin polimerizasyonu

sırasında oluşan yüzey gerilimi implantların çevresinde ve kalıbın kenar kısımlarında

epoksi rezinin yükselmesine ve sivri kenarlar oluşmasına neden olmuştur. Ölçü

hassasiyetini engellememesi açısından bu bölgeler tesfiye edilmiş ve aynı işlem alçı

modeller üzerinde de uygulanmıştır. Standardizasyonu bozmamak açısından, referans

nokta olarak model yüzeyinde herhangi bölge tercih edilmemiş ve modele

yerleştirme işlemi sırasında implantların yüksekliklerinde meydana gelmiş

olabileceği düşünülen farklılıklardan dolayı da z koordinatının CMM cihazı ile

güvenilir sonuç vermeyeceği düşünülmüştür. Bu nedenle, abutment’ların z

boylarındaki sapmaların ölçümünde Profil Projektör ölçüm cihazından

yararlanılmıştır. Profil Projektör cihazı ile yapılan ölçümlerde, CMM’deki ile aynı

şekilde modellerin en sağında bulunan ilk abutment referans olarak kabul edilerek,

bu abutment’a göre diğer abutment’ların z eksenindeki mesafe değişimleri

hesaplanmıştır.

İmplant destekli protetik restorasyonların yapım aşamasında ölçü hassasiyetini

etkileyen faktörlerden biri de ölçü materyalidir. Aguilar ve ark. (2009), mandibuler

modelin anterior bölgesine yerleştirilen 5 implant üzerinden ölçü alma işlemleri

sırasında, 2 farklı ölçü materyali kullanarak ölçü hassasiyetini incelemişlerdir. Direkt

ölçü tekniğini tercih eden araştırmacılar, polieter ve hidrofilik ilave tip silikonu

kullanarak elde ettikleri modellerdeki implantların üç boyutlu yer değiştirme

miktarlarını belirlemişlerdir. Araştırma sonucunda, polieter ve hidrofilik ilave tip

silikon ölçü materyali arasında, otomatik karıştırma işlemi uygulandığı takdirde

benzer sonuçlar elde edildiği, ancak dikey yöndeki distorsiyon açısından silikon ölçü

materyalinin daha hassas sonuçlar verdiği belirtilmiştir. Diğer bir çalışmada ise,

mandibuler model içerisine simetrik olarak yerleştirilen 5 implant üzerinden, direkt

ölçü tekniği kullanılarak ölçü alınmış ve bu işlem sırasında orta kıvamlı polieter,

yoğun kıvamlı ilave tip silikon ve orta kıvamlı polisülfit ölçü materyalleri

kullanılmıştır. Elde edilen modellerdeki implantlar üzerine top başlı ataşmanlar

sabitlenmiş ve üç boyutlu yer değiştirme miktarları değerlendirilmiştir. Araştırma

sonuçları, polieter ve ilave tip silikon kullanımının, polisülfit ölçü materyalinin

kullanımına göre daha hassas model eldesi sağladığını göstermiştir. Özellikle çok

sayıda implantın mevcut olduğu durumlarda, polieter ölçü materyalinin güvenle

kullanılabileceği savunulmuştur (Wee, 2000). Sorrentino ve ark. (2010), 2 adet

maksiller modelin anterior bölgesine, bir modelde tüm implantların birbirine paralel

olduğu ve diğerinde ise ortada bulunan 2 implantın birbirine doğru 5°’lik açı

gösterdiği toplam 4 adet implant yerleştirmişlerdir. Ölçü alma işlemi sırasında, direkt

ölçü tekniği ile birlikte orta kıvamlı polieter ve orta kıvamlı ilave tip silkon ölçü

materyallerini kullanmışlardır. Paralel olmayan implantların söz konusu olduğu

durumda ilave tip silikon ölçü materyali daha hassas sonuçlar verirken, paralel

implantların bulunduğu modelde ise polieter ölçü materyali daha iyi bulgular

göstermiştir. Yapılan bir başka çalışmada, açılı ve paralel implantlar üzerinden direkt

teknik kullanılarak, silikon, polivinilsiloksan ve polieter ölçü materyalleri yardımıyla

ölçü alınmıştır. Çalışma sonuçları, açılı implantlar için en uygun ölçü materyalinin

polieter olduğunu ortaya koymuştur (Akalin ve ark., 2013). Konu ile ilgili daha pek

çok çalışma değerlendirildiğinde, hem polieter (Carr, 1992; Hsu ve ark., 1993;

Phillips ve ark., 1994; Assif ve ark., 1996; Lu ve ark., 2004, Del’Acqua ve ark.,

2010), hem de ilave tip silikonun (Humphries ve ark., 1990; Berg ve ark., 2003; Lu

ve ark., 2004) uygun rölyef miktarına sahip rijit kaşık kullanıldığı takdirde, çok üyeli

implant restorasyonlar için uygun ölçü materyalleri olarak kabul edildiği

anlaşılmaktadır. Del’Acqua ve ark. (2012)’nın plastik ve metal kaşıkların ölçü

hassasiyetine etkisini değerlendirdikleri çalışmanın bulguları da, metal yani rijit ölçü

kaşıklarının çok daha iyi sonuçlar sağladığını desteklemektedir. Çalışmamızda,

rijidite özelliği, yüksek boyutsal stabilitesi ve sık kullanılan bir materyal olması

nedeniyle ölçü materyali olarak polieter tercih edilmiştir. Direkt, indirekt ve snap-fit

ölçü tekniklerinin karşılaştırılması sırasında standardizasyon sağlanması açısından,

tek ölçü materyali olarak orta kıvamlı polieter kullanılmıştır.

Ölçü hassiyetini etkileyen bir diğer faktör ise, implantlarda bulunan farklı bağlantı

geometrileridir. İmplantlarda eksternal (Spector ve ark., 1990; Assif ve ark., 1992;

Assif ve ark., 1996) ve internal (Choi ve ark., 2007; Lee ve ark., 2009) bağlantı

bölgelerinin incelendiği birçok araştırma mevcuttur. Mpikos ve ark. (2012), eksternal

ve internal bağlantı bölgesine sahip implantlarda, implant açılanması ve ölçü

tekniğinin ölçü hassasiyeti üzerindeki etkilerini değerlendirmişlerdir. Alüminyum

bloğa ark şeklini yansıtacak şekilde 4 tanesi eksternal ve 4 tanesi internal bağlantı

bölgesine sahip toplam 8 adet implantı, yatay düzlem ile 0°, 15° ve 25°’lik açılanma

gösterecek şekilde yerleştirmişlerdir. Polieter ölçü materyalini kullanan araştırıcılar,

direkt ve indirekt ölçü tekniklerinin hassasiyetini karşılaştırmışlardır. CMM cihazı ile

yapılan ölçüm sonuçlarına göre, kullanılan ölçü tekniği eksternal ve internal bağlantı

şekillerinin her ikisinde de önemli bir sapma değeri oluşturmamıştır. Ancak, özellikle

25°’lik açılanma olmak üzere, implant açılanmasının sadece internal bağlantı şekline

sahip implantlarda önemli konum değişikliği yarattığı bulgulanmıştır. Araştırıcılar,

bu sonucu, internal bağlantı şekline sahip implantlarda ölçü kopinginin

uzaklaştırılması sırasında, ölçü materyali ve koping arasında oluşan yüksek stres

değerlerine bağlamışlardır. Benzer şekilde, internal ve eksternal bağlantı şekillerinin

incelendiği bir diğer çalışmada da, dik ve 10°’lik açı ile konumlandırılmış 2 implant

içeren model üzerinden direkt ve indirekt teknik kullanılarak ölçüler alınmıştır.

Çalışma sonuçlarına göre, internal gruptaki aksiyel yer değiştirme miktarının

eksternal gruba göre daha fazla olduğu saptanmıştır (Lee ve ark., 2012). İnternal

bağlantı şeklinin, abutment’ın mikrohareketliliğini azaltarak uygun kuvvet iletimi

sağlaması, vida kırığı riskinin azaltılması ve implantın boyun bölgesindeki aşırı

streslerin engellenmesi gibi üstünlükleri mevcut olmakla birlikte, ölçü alma

aşamasında eksternal bağlantı şekline göre bazı dezavantajları ortaya

çıkabilmektedir. Araştırmamızda, sadece internal bağlantı sistemine sahip implant ve

ölçü parçaları kullanılması çalışmamızın sınırlaması olarak belirtilebilir. Özellikle

açılı implantların mevcut olduğu durumlarda, internal ve eksternal bağlantı

şekillerinin, ölçü tekniklerinin hassasiyeti üzerine etkileri konusunda daha ileri

çalışmalara gereksinim vardır.

İmplantların uzun yıllar boyunca, sağlıklı bir şekilde idame ettirilebilmeleri, ancak

uygun ve pasif uyuma sahip protetik üst yapı sayesinde mümkündür. Pasif uyumun

sağlanabilmesindeki en önemli faktör ise ölçü hassasiyetinin en üst seviyeye

çıkarılmasıdır. Tam uyumun sağlanabilmesi pratik açıdan mümkün olmamakla

birlikte, tüm eksenlerdeki en fazla 50 µm’lik uyumsuzluk implantlar tarafından tolere

edilebilen sınırdır (Assunção ve ark., 2004). Yatay ve vertikal düzlemdeki eksenler

üzerinde meydana gelen sapmaların hesaplanması, ölçü tekniklerinin hassasiyet

derecesinin belirlenebilmesi açısından detaylı bilgi vermektedir. Bu çalışmadaki veri

hesaplamaları da, x ve y eksenini kapsayan yatay düzlem ve z eksenini kapsayan

vertikal düzlem üzerinden yürütülmüştür. Malpoze implantların ölçü hassasiyeti

üzerindeki muhtemel olumsuz etkilerini araştırmak için, öncelikle her ölçü tekniği

içerisinde, kontrol ve çalışma gruplarındaki yatay ve vertikal düzlemde ortaya çıkan

yer değiştirmeler karşılaştırılmıştır. Direkt teknik kullanıldığında, çalışma

grubundaki 3. ve 4. implantlarda, kontrollere göre yatay y ekseninde daha fazla yer

değiştirme kaydedilmiştir. İndirekt teknik tercih edildiğinde ise, komşu implant ile

arasındaki mesafenin en az olduğu 2. implant z ekseninde, 4. implant ise y ve z

eksenlerinde, kontrollere göre daha fazla sapma göstermiştir. Bu ölçü tekniği, dik

olarak konumlandırılmış olan 3. implant üzerinde önemli bir konum değişikliği

yaratmamıştır. Snap-fit ölçü tekniği ise, implantların paralel ve standart aralıklarla

yerleştirildiği kontrol grubu ve distaldeki implantın 15°’lik eğimle konumlandırıldığı

ve implantlar arasındaki mesafelerin 3 mm, 2 mm ve 1 mm olduğu çalışma grubu

arasında, yatay ve vertikal düzlemdeki yer değiştirmeler açısından önemli bir

farklılık yaratmamıştır. Bu sonuçlar, farklı implant konumlarının ölçü hassasiyetini

etkileyeceği hipotezimizi doğrulamaktadır.

Conrad ve ark. (2007), üçgensel yerleşim ile konumlandırdıkları implantların kontrol

modelinde birbirlerine paralel olmasına dikkat ederken, çalışma modellerinde

ortadakinin dik, dış taraftakilerin 5°, 10° veya 15°’lik açılanma ile meziyale veya

distale doğru eğimli olarak yerleştirilmesini tercih etmişlerdir. Çalışmada,

polivinilsiloksan ölçü materyali kullanılarak, direkt ve indirekt ölçü tekniklerinin

hassasiyeti karşılaştırılmıştır. X, y, z eksenlerinde yapılan ölçümler sonucu,

implantların açısal yerleşiminin, kullanılan ölçü tekniğinden bağımsız olarak ölçü

hassasiyeti üzerinde etkisi olduğu, ancak bunun belirli bir sistematik sergilemediği

sonucuna ulaşılmıştır. Kontrol ve çalışma gruplarında, ortada yer alan dik

konumlandırılmış implant, her 2 ölçü tekniğinde de önemli bir sapma değeri

oluşturmamıştır. Çalışmamızda kullandığımız ölçü maddesi, implantların sayısı ve

konumu farklı olmasına rağmen, bulgularımız Conrad ve arkadaşlarının sonuçlarını

destekler niteliktedir.

Jo ve ark. (2010), ortadaki ve bir tarafta lateralde konumlanan implantların dik ve

birbirine paralel, diğer taraftaki implantın ise 10°’lik meziyal açılanma ile doğrusal

olarak yerleştirildiği çalışmalarında, direkt ve indirekt tekniğin ölçü hassasiyetlerini

değerlendirmişlerdir. Ölçü işlemlerini elastomerik ölçü materyali yardımıyla

gerçekleştiren araştırıcılar, transfer modeldeki implant konumlarının yer değiştirme

miktarlarını kontrol grubuna göre karşılaştırmışlardır. Konum ölçümleri, kontrol ve

transfer modellerinde, implantların merkez noktaları arasındaki uzaklıkların

hesaplanması ile gerçekleştirilmiştir. Bulgularımızın aksine, hem paralel implantlar,

hem de ortadaki implant ile diğer taraftaki açılı implant arasındaki mesafelerde, her 2

ölçü tekniği arasında anlamlı bir farklılık kaydedilmemiştir. Bu durum, söz konusu

çalışmada ölçümlerin iki boyutlu yapılmış olmasından kaynaklanabilir.

Sorrentino ve ark. (2010) ise, maksiller modelin anterior bölgesine 4 adet implant

yerleştirmişlerdir. Bu implantlardan ortada bulunan 2 tanesi 5°’lik açı ile birbirlerine

yaklaşacak, diğerleri ise 5°’lik açı ile birbirlerinden uzaklaşacak şekilde

konumlandırılmıştır. Direkt ölçü tekniğinin hassasiyetini değerlendiren araştırıcılar,

aynı zamanda kısa ve standart ölçü kopinglerinin de etkinliğini incelemişlerdir.

Çalışmada, ölçü materyali olarak polieter ve ilave tip silikon kullanılmıştır. Yapılan

iki boyutlu ölçümlerde, paralel implantlar arasındaki mesafe, kontrol ve çalışma

gruplarında önemli bir sapma yaratmazken, açılı yerleştirilmiş olan implantlar

arasındaki ve bunların paralel olarak konumlandırılmış implantlara olan

mesafelerindeki sapmalar anlamlı bulunmuştur. Araştırıcılar, açılı konumlanmış

implantlarda meydana gelen sapmaların önemli olduğunu vurgularken, aynı zamanda

bu durumlarda, ilave tip silikon ve kısa ölçü kopingi kullanımının daha uygun ölçü

hassasiyeti sağladığını bulgulamışlardır. Paralel implantlar mevcut olduğunda ve

polieter ölçü materyalinin tercih edilmesi durumunda, standart uzunluktaki ölçü

kopingi kullanımının ölçü hassasiyetini artıracağını bildirmişlerdir. Bu durum,

ölçünün ağızdan çıkarılması sırasında polieterin rijidite özelliği sayesinde kopingi

sıkıca tutarak yer değiştirmesini engellemesi ile açıklanmaktadır (Carr, 1991; Hsu ve

ark., 1993; Phillips ve ark., 1994; Wee, 2000; Lu ve ark., 2004). Başka bir çalışmada

ise, direkt teknik için 11 ve 15 mm’lik, indirekt teknik için de 11 ve 14 mm’lik ölçü

kopingleri kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, ölçü koping boyunun, uzunluk

en az 11 mm olduğu sürece ölçü hassasiyeti üzerinde değişiklik yaratmadığı

bulunmuştur (Jo ve ark., 2010). Araştırmamızda sadece orta kıvamlı polieter ölçü

materyali ve standart 10,1 mm’lik direkt ve 12,3 mm’lik indirekt ölçü kopinglerinin

kullanımı tercih edilmiştir. Açılı yerleştirilmiş implantlarda gözlenen önemli konum

değişiklikleri bakımından bulgularımız, Sorrentino ve arkadaşlarının sonuçları ile

aynı doğrultudadır. Gözlemlediğimiz sapmalar, polieterin rijiditesinden dolayı

ölçünün açılı implantlar üzerinden uzaklaştırılırken deforme olması ile kısmen

açıklanabilir. Aynı şekilde standart uzunluktaki kopinglerin de bu bölgede, ölçünün

çıkarılması esnasında internal stresler oluşturarak deformasyon miktarını artırmış

olması muhtemeldir.

Akalın ve ark. (2013), maksiller model kullanarak, kontrol grubunda hepsi birbirine

paralel ve yatay düzleme dik, çalışma grubunda ise, hepsi 10°’lik labial veya bukkal

açılanmaya sahip olarak yerleştirdikleri 6 adet implant üzerinde direkt ölçü

tekniğinin hassasiyetini incelemişlerdir. Ölçü materyalleri olarak da kondenzasyon

silikonu, polivinilsiloksan ve polieter tercih edilmiştir. Araştırıcılar, modelin anterior

bölgesinde belirledikleri nokta ve implant merkezlerini referans olarak kullanarak, x-

y doğrultusundaki doğrusal ve x-z doğrultusundaki açısal ölçümleri

gerçekleştirmişlerdir. X ve y ekseni açısından, çalışma grubunda daha fazla sapma

değerleri meydana gelmiştir. Çalışmamızda ise, tüm ölçü tekniklerinde x ekseninde

belirgin bir yer değiştirme gözlenmemiştir. Bu durum, Akalın ve arkadaşlarının

sonuçları ile çelişkilidir. Bunun birkaç nedeni olabilir. Öncelikle, sözü geçen

araştırmada maksiller bir model kullanılmasına karşın, çalışmamızda implantlar

modele doğrusal olarak yerleştirilmiştir. İmplant sayıları arasında da fark

bulunmaktadır. Bunun yanı sıra, çalışmamızda tek bir implant açılanma gösterirken,

Akalın ve arkadaşlarının araştırmasında 6 implantın tümü açılı olarak

yerleştirilmiştir. Ark kurvatürünün genişliği ve arktaki andırkat miktarları ölçü

materyalinin deformasyon oranını ve ölçü hassasiyetini etkileyen faktörler

arasındadır. Bu bağlamda, daha fazla implantın söz konusu olduğu durumlarda

ve/veya ark şeklindeki yerleşim ile konumlandırılmış implantlarda, ölçü

hassasiyetinin etkilenme derecesi farklılık gösterebilir. Diğer taraftan, çalışmamızda

açılı olarak yerleştirilmiş implantta y ekseninde ortaya çıkan anlamlı yer değiştirme

yukarıdaki çalışmanın bulguları ile paralellik göstermektedir. Benzer şekilde, açılı

yerleştirdiğimiz 4. implantta z düzleminde kaydedilen önemli sapmalar da,

araştırıcıların x-z doğrultusundaki açısal ölçüm sapmalarını destekler niteliktedir.

Snap-fit ölçü tekniği grubunda ise, kontrol ve çalışma grupları arasında benzer yer

değiştirmeler gözlenmiştir. Bu durum, daha sonra da tartışacağımız gibi bu tekniğin,

direkt ve indirekt tekniklerin olumlu özelliklerini kapsamasına bağlı olabilir.

Estetik gereksinimler, bireysel anatomik farklılıklar ve yer darlığının söz konusu

olduğu durumlarda, teorik olarak olması gereken açı ve mesafe uygulamalarında

sapmalarla karşılaşılabilir. Tercih edilecek olan ölçü tekniği ve klinik açıdan kabul

edilebilir ölçü hassasiyetinin sağlanması, bu durumlar mevcut olduğunda daha da

önem kazanmaktadır. Araştırmamızda, bulgularımız bir bütün olarak

değerlendirildiğinde, çalışma grubundaki açı parametresinin, mesafe parametresine

göre ölçü hassasiyeti üzerinde daha fazla etkisi olduğu saptanmıştır. Kontrol ve

çalışma grupları arasında yapılan karşılaştırmalarda, ölçü tekniklerinin hiç birinin x

eksen sapmasında, ölçü teknikleri arasında yapılan karşılaştırmalarda ise, komşu

implant ile arasındaki mesafenin 1 mm olduğu 2. implantın x eksen sapmasında

istatistiksel olarak anlamlı bir sapma oluşmamıştır. Diğer taraftan, indirekt teknikte

yakın konumlandırılmış 2. implantın z ekseninde, diğer bir deyişle dik yönde belirgin

bir yer değiştirme saptanmıştır. İmplantlar arasındaki mesafenin sınırlı olduğu

durumlarda, ölçü materyaline yer kazandırmak ve ölçü kopinglerinin implanta uygun

bağlantısını sağlamak amacıyla ölçü kopinglerinin modifiye edilmesi önerilmektedir

(Selecman ve Wicks, 2009). Araştırmamızda, direkt ve snap-fit ölçü tekniklerinde

kopinglerde gerekli düzenlemeler yapılmış ancak konik kopinglerin kullanıldığı

indirekt teknikte bu tip bir modifikasyona gerek duyulmamıştır. Bu nedenle dik

yönde meydana gelen bu sapmanın kopingin ölçü öncesinde implant üzerinde hatalı

konumlandırılmasından ziyade ölçü içerisine transferi sırasında meydana geldiği

düşünülebilir. Nitekim diğer ölçü tekniklerinde, kopingte yapılan aşındırmalarla 2.

implantta yeterli ölçü hassasiyeti sağlanmıştır. İmplantlardaki açısal konum

farklılıklarının ölçü hassasiyeti üzerindeki etkileri ile ilgili birçok çalışma mevcut

olmasına rağmen, sonuçlarımızı karşılaştırabileceğimiz, implantlar arasındaki mesafe

sınırlamalarının bu bağlamdaki etkisi hakkındaki araştırmalar sayılıdır. Selecman ve

Wicks (2009), birbirine çok yakın yerleştirilmiş 2 implanttan ölçü almak için

modifiye ettikleri plastik, parmak basıncı ile yerleştirilen ölçü kopinglerini

kullanarak klinik başarı elde ettiklerini bildirmişlerdir. Araştırıcılar, kapalı kaşık

yardımıyla metal koping kullanımının çok daha güvenilir sonuçlar verdiğini ancak

implant konumunun sorunlu olduğu durumlarda modifikasyonu daha kolay olan

plastik kopinglerin tercih edilmesi gerektiğini vurgulamışlardır. İmplant

uygulamalarında sıklıkla karşılaştığımız bu durumla ilgili kesin yargıya varmadan

önce, ölçü kopinglerinde yapılan modifikasyonların ne derece etkili olduğunu

irdeleyen çok sayıda implant ve farklı ölçü materyalleri ile yapılan çalışmalara

gereksinim bulunmaktadır.

Çalışmamızda, kontrol ve çalışma gruplarının karşılaştırılmasının ardından, her 2

gruba bağlı olarak direkt, indirekt ve snap-fit ölçü teknikleri değerlendirilmiştir.

Kontrol grubunda konumlandırılmış paralel implantlar açısından, direkt teknik tüm

implantların sadece vertikal z eksenlerinde önemli bir sapma oluşturmuştur.

De La Cruz ve ark. (2002), alüminyum bloğa üçgensel olarak 3 adet implant

yerleştirmişlerdir. Direkt ve indirekt ölçü tekniklerini karşılaştıran araştırıcılar, yatay

düzlemdeki x ve y koordinat ölçümlerini traveling mikroskop, vertikal düzlemdeki z

koordinat ölçümlerini ise dijital kumpas yardımıyla yapmışlardır. Ölçüm sonuçlarına

göre direkt ölçü tekniği ile meydana gelen vertikal düzlem sapmasının indirekt ölçü

tekniğine göre daha fazla olduğunu bildirmişlerdir. Araştırıcılar, direkt ölçü

tekniğinin vertikal düzlemde gösterdiği bu anlamlı farklılığın, ölçü kopinglerinin

ölçü materyali içerisindeki hareket riskinden ve kopinglerin ölçü materyali

içerisinde, vertikal eksendeki yer değişimini engelleyen bir referans yüzeye sahip

olmamasından kaynaklandığını düşünmüşlerdir. Araştırmamızın bulguları da bu

düşünceleri destekler niteliktedir. Günümüzde, direkt ölçü tekniğinin ölçü

hassasiyetini artırmaya yönelik birçok ön hazırlık işlemleri yapılabilmektedir. Bunlar

arasında, ölçü kopinglerinin pürüzlendirilmesi, kopinglere ölçü materyal adezivi

uygulanması ve farklı materyallerle kopinglere uygulanabilen splintleme işlemleri

bulunmaktadır. Ancak, ölçü hassasiyetini artırmak amacıyla uygulanabileceği

belirtilen bu ön hazırlık işlemleri hakkında da görüş birliği mevcut değildir. Vigolo

ve ark. (2004), indirekt ölçü tekniğinin, kopinglerin kimyasal olarak polimerize olan

akrilik rezin ile splintlendiği direkt ölçü tekniğine göre daha düşük ölçü hassasiyeti

gösterdiğini belirtmişlerdir. De Faria ve ark. (2011), diş ipi ve büzülmesiz akrilik

rezin uygulaması ile splintleme işlemini gerçekleştirdikleri direkt ölçü tekniği ile

indirekt ölçü tekniğine göre daha yüksek hassasiyet saptamışlardır. Martínez-Rus ve

ark. (2013), 0°, 15° ve 30°’lik açılarla yerleştirilmiş 6 adet implant içeren model

üzerinde indirekt teknik, splintsiz direkt teknik, akrilik rezin ile splintleme

uygulamasının yapıldığı direkt teknik ve metal splint uygulamasının yapıldığı direkt

tekniğin ölçü hassasiyetini incelemişlerdir. Çalışma sonuçları, metal splint

uygulamasının diğer gruplara göre daha iyi bulgular sağladığını göstermiştir. Direkt

ve indirekt ölçü tekniklerinin karşılaştırıldığı bir başka araştırmada ise, direkt ölçü

tekniğinin uygulanması sırasında splintsiz yöntem, splintli yöntem ve lateral uzantılı

kare ölçü kopingleri kullanılmıştır. Çalışma bulguları, direkt ve indirekt ölçü

tekniklerinin her ikisinin de kabul edilebilir sonuçlar verdiğini göstermektedir

(Herbst ve ark., 2000). Bunun yanı sıra, indirekt ölçü tekniğinin splintleme işlemi ile

uygulanan direkt ölçü tekniğine göre daha yüksek hassasiyet gösterdiğini belirten

çalışmalar da mevcuttur (Humphries ve ark., 1990; Burawi ve ark., 1997). Bir başka

görüş de, maksillada çok sayıda labial veya bukkal açılanmaya sahip implantların söz

konusu olduğu durumlarda, splintleme işleminin, kaşığın uzaklaştırılması sırasında

ölçü materyalinde deformasyona neden olduğu ve bu doğrultuda kullanılmaması

gerektiği yönündedir (Vigolo ve ark., 2004; Choi ve ark., 2007). Stimmelmayr ve

ark. (2012), 7’si maksilla ve 3’ü mandibula olmak üzere 10 dişsiz çenenin anterior

bölgesine 4 adet implant yerleştirerek, 2 farklı ölçü tekniğinin hassasiyetini

değerlendirmişlerdir. Araştırıcılar, tekniklerden birinde indirekt ölçü kopinglerine

plastik başlık yerleştirmişler, diğerinde ise 2 parçalı akrilik rezin bar ile uygulanan

direkt tekniği incelemişlerdir. Ölçümler, dijital görüntülerin çakıştırılması ile üç

boyutlu olarak yapılmıştır. Sonuç olarak, splint uygulaması ile birlikte kullanılan

direkt tekniğin daha uygun ölçü hassasiyeti sağladığı belirlenmiştir. Araştırmamızda,

direkt ve indirekt tekniğin karşılaştırılmasında net sonuçlar elde edebilmek için, bu

iki teknik açısından ölçü hassasiyetine katkıda bulunduğu bilinen hiçbir yöntem

uygulanmamıştır. Yani, direkt tekniğin kullanımı sırasında ölçü kopinglerine

herhangi bir yüzey hazırlık işlemi, ölçü adezivi ile kaplama veya splintleme

uygulaması yapılmamıştır. Ayrıca, araştırmamızda tercih ettiğimiz firmanın indirekt

tekniğin hassasiyetini artırmaya yönelik olarak piyasaya sunduğu plastik ölçü koping

başlıklarının da kullanımından kaçınılmıştır. Bu doğrultuda, direkt ölçü tekniğinde, z

ekseninde gözlenen düşük hassasiyetin implantların polieter ölçü materyali

içerisindeki rotasyonundan ve/veya implant analoğu ile ölçü kopinginin ölçü

materyali içerisinde birleştirilmesi sırasında oluşan hatalardan kaynaklandığı

düşünülmektedir.

Araştırmamızda, birbirine paralel yerleştirilen implantların bulunduğu kontrol

grubunda, indirekt ölçü tekniği kullanıldığında 4. implantın x ve y eksenlerinde

anlamlı yer değiştirmeler sergilediği bulgulanmıştır. İmplantların konum ve mesafe

sınırlamaları gösterdiği çalışma grubunda da, indirekt teknikte açılı olarak

konumlandırılan 4. implantta yatay x ve vertikal z eksenlerinde belirgin yer

değiştirmeler gözlenmiştir. Direkt teknikte ise, sadece bir implantın y ekseninde

konum değişikliğine rastlanmıştır. İndirekt tekniğin, implantların birbirine paralel

olduğu durumda vertikal z ekseninde farklılık yaratmaması, daha önce de

bahsedildiği üzere, kopinglerin ölçü materyali içerisine transferi sırasında, ölçü

materyalinin dik yönde referans yüzey oluşturması ile açıklanabilir. Bu teknik,

sadece açılı olarak yerleştirilmiş olan implantın vertikal düzleminde önemli bir

farklılık oluşturmuştur. Açılı olarak yerleştirilen implant, ölçü materyalinin

modelden uzaklaştırılması sırasında, ölçü materyalinde daha fazla stres birikimine

yol açarak, rijit yapıdaki polieterde deformasyon riskine neden olabilmektedir. Carr

(1991) da, indirekt teknikte karşılaşılabilecek düşük hassasiyetin nedenlerinden biri

olarak, polieter gibi rijit ölçü materyallerinin kullanımını belirtmiştir. Bu nedenle,

özellikle açılı implantların söz konusu olduğu durumlarda, elastomerik ölçü

materyallerinin ve daha retantif parçalara sahip ölçü kopinglerinin tercih edilmesi

ölçü hassasiyetini artıracaktır (Assunção ve ark., 2004; Vigolo ve ark., 2004).

Çalışmamızda, indirekt ölçü tekniğinin, direkt ölçü tekniğinin aksine, implantların

yatay düzlemdeki yer değişimi açısından daha düşük ölçü hassasiyeti sağladığı

belirlenmiştir. İndirekt ölçü tekniğinin yatay düzlemde oluşturduğu farklılığın

nedeninin ise, ölçü materyalinin ölçü kopingleri üzerinden uzaklaştırılması sırasında

oluşabilecek deformasyon riskinden kaynaklandığı düşünülmektedir. Nitekim direkt

teknik kullanıldığında, ölçü koping vidalarının gevşetilmesi sayesinde ölçü kaşığının

uzaklaştırılması için gereken kuvvet daha azdır. İndirekt teknikte ise daha fazla

uygulanan lateral hareketin ölçü materyalinde daha çok stres birikimine yol açması,

indirekt ölçü tekniğinin yatay düzlemde gösterdiği düşük hassasiyetin nedenlerinden

biri olarak açıklanabilir. Yapılan araştırmalar da, implantların açılanma

miktarlarındaki artışla birlikte yatay düzlemdeki sapma oranının yüksek olduğunu ve

ölçü hassasiyetindeki azalmayı destekler niteliktedir (Assunção ve ark., 2004; Filho

ve ark., 2009; Rutkunas ve ark., 2012). Bu durum, özellikle, çok sayıda açılı

konumlandırılmış implantların mevcut olduğu durumlardaki artan sürtünme alanının

ölçü materyali içerisinde oluşturduğu streslerin deformasyona neden olması ile

açıklanmıştır (Vigolo ve ark., 2004).

Rashidan ve arkadaşları (2012), farklı ölçü koping tasarımlarını inceledikleri

çalışmalarında, akrilik rezin modellere birbirine paralel 5 adet implant

yerleştirmişlerdir. Ölçü tekniği olarak direkt ve indirekt tekniğin karşılaştırması

yapılmıştır. CMM ölçüm cihazını kullanarak ana model ve transfer modelde bulunan

implantların konum sapmalarını x, y ve z eksenlerinde inceleyen araştırıcılar, x ve z

eksenlerindeki sapma açısından, direkt ve indirekt ölçü tekniklerinde benzer bulgular

elde etmişlerdir. Ancak, tüm implantların paralel olarak konumlandırılması ve

modellerde açılı implantların bulunmaması, araştırmanın sınırlaması olarak

belirtilmiştir. Bu çalışmanın sonuçlarına benzer şekilde, araştırmamızda da, direkt ve

indirekt teknik, açılı olarak yerleştirilmiş olan implant dışında, hiçbir implantın yatay

x ekseninde anlamlı bir yer değişikliği oluşturmamıştır. Ancak, yukarıdaki

çalışmanın aksine, ölçü tekniklerine ve implant eğimine bağlı olarak y ve z

eksenlerinde farklılıklar görülmüştür. Yapılan bir diğer araştırmada ise, maksiller

akrilik rezin modelin 2. premolar, 1. molar ve 2. molar diş bölgelerine 3 adet yuva

açılmıştır. Öndeki 2 adet yuvaya birbirlerine paralel olan implantlar yerleştirilmiş,

sonda yer alan 3. yuvaya da CMM ölçümleri sırasında referans oluşturacak olan

metal silindir konumlandırılmıştır. Araştırıcılar, direkt ve indirekt ölçü tekniklerini

karşılaştırmışlar ve implantların x, y ve z eksen sapmaları açısından, bu iki ölçü

tekniği arasında istatistiksel olarak önemli bir farklılığa rastlamamışlardır (Alikhasi

ve ark., 2011). Andrade ve arkadaşları (2012), akrilik modele 4 adet implant

yerleştirmişlerdir. İmplantlardan ortada yer alan 2 tanesi birbirine paralel, distallerde

yer alanlar ise 15°’lik eğimle konumlandırılmıştır. İndirekt teknik, splintsiz direkt

teknik ve splintli direkt tekniğin ölçü hassasiyetini karşılaştıran araştırıcılar, CMM

ölçüm cihazı ile elde ettikleri verilerden yola çıkarak, splintli direkt tekniğin açılı

implantlarda en hassas sonuçları sağladığını belirtmişlerdir. Splintsiz direkt tekniğin

hassasiyetinin ise, indirekt tekniğe göre daha iyi olduğunu saptamışlardır. Bizim

araştırma bulgularımız da bu sonuçları destekler niteliktedir.

Araştırmamızda, snap-fit ölçü tekniği, kontrol ve çalışma gruplarında, implantların

hiçbirinin x, y, z eksenlerinde istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık yaratmamıştır.

Burawi ve ark. (1997) ve Çehreli ve Akça (2006) da yaptıkları araştırmalarda, snap-

fit ölçü tekniğinin direkt ölçü tekniğine göre daha yüksek hassasiyet sağladığını

belirtmişlerdir. Yapılan bir diğer araştırmada ise, snap-fit ölçü tekniği indirekt ölçü

tekniğine göre daha düşük sapma değerleri meydana getirmiştir (Daoudi ve ark.,

2001). Alikhasi ve arkadaşları (2011), direkt ve indirekt tekniği kapsayan implant

seviyesinde ölçü ile abutment seviyesinde ölçü tekniklerini karşılaştırdıkları

araştırmalarında, bulgularımızın aksine paralel implantlar açısından abutment

seviyesinde ölçü tekniğinin daha düşük hassasiyet gösterdiğini, yapılan CMM

ölçümleri ile belirlemişlerdir. Ancak, araştırıcılar snap-fit ölçü parçalarının yerleşim

mekanizmasının hekime bağlı olduğunu ve uygun yerleştirilmediğinde ölçü

hassasiyetini bozacağını savunmuşlardır. Aynı zamanda, snap-fit ölçü parçalarının

genellikle düşük maliyet açısından plastik olarak tercih edilmesinin de, metal ölçü

parçalarının kullanımına göre daha düşük retansiyon sağlayarak ölçü hassasiyetini

bozabileceğini belirtmişlerdir. Walker ve ark. (2008) da, benzer şekilde, indirekt ölçü

tekniğinin snap-fit tekniğine göre daha yüksek ölçü hassasiyeti sergilediğini

saptamışlardır. Bu araştırıcılar da, diğer çalışmada olduğu gibi, plastik ölçü

başlıklarını tercih etmişlerdir. Daoudi ve ark. (2001) ise, snap-fit ölçü tekniğinin

hassasiyetinin indirekt tekniğe göre daha yüksek olduğunu belirten bulgular elde

etmişlerdir. Ancak, bu araştırıcılar snap-fit ölçü parçalarını metal olarak seçmişlerdir.

Benzer bir çalışmada, Fernandez ve ark. (2013), mandibuler alüminyum modele 4

adet implant yerleştirmiş ve alt yapı olarak döküm altın bar üretmişlerdir.

Araştırıcılar, 2 farklı implant sisteminde metal ve plastik ölçü başlıklarının

kullanımının ölçü hassasiyetine etkisini inceledikleri çalışmalarında, transfer

modellerdeki implantların standart döküm bar ile gösterdikleri uyumu ölçmüşlerdir.

Ölçümler için yüzey profilometresi kullanılmış ve implant sistemlerinden birinde

metal ölçü başlıkları daha hassas uyumu sağlarken, diğerinde iki başlık tipi arasında

önemli bir farklılığa rastlanmamıştır. Ma ve arkadaşları (1997) ise, ölçü parçalarının

üretim hassasiyetinin 22 µm – 100 µm arasında değişim gösterdiğini ve buna bağlı

olarak ölçü hassasiyetinin farklılık oluşturacağını savunmaktadırlar. Metal ölçü

parçalarının deformasyon riski çok daha düşük olmakla birlikte, araştırma

sonuçlarımıza göre, uyumlu ve deforme olmamış plastik ölçü parçalarının dikkatli

yerleşim sağlanarak kullanılmasının da ölçü hassasiyetine katkıda bulunduğu

belirtilebilir. İstatistiksel değerlendirme sonuçları, açılı yerleştirilmiş implantlar

üzerinde en hassas ölçüyü sağlayan tekniğin snap-fit tekniği olduğunu

göstermektedir. Diğer ölçü teknikleri kullanıldığında, özellikle açılı implantın ölçü

materyalini deforme etme riski veya ölçü kopinginin transferi sırasında, kopingin

ölçü materyali içerisine yerleştirilme zorluğu ölçü hassasiyetinde azalmaya neden

olmaktadır. Ancak, snap-fit ölçü parçaları ölçü materyali içerisinde kalarak,

abutment yerleşimi sırasında sağlam bir referans oluşturmaktadır.

Snap-fit ölçü tekniği, kullanımı son yıllarda yaygınlaşan bir sistemdir ve bu konu ile

ilgili çok fazla araştırma bulunmamaktadır. Solid abutment protetik sistem üzerine

mekanik adaptasyon ile yerleştirilen snap-fit ölçü parçaları, abutment konumunun

modele aktarılmasını hassasiyetle gerçekleştirmektedir. Ölçü materyali içerisinde

kalan ölçü parçaları, transferi yapılacak abutment’a rehber oluşturarak, abutment

transferinin klinik olarak kabul edilebilir sınırlar içerisinde gerçekleştirilmesine

olanak sağlamaktadır. Araştırmamız sonucunda da, paralel implantlarda olduğu gibi,

açı ve yer darlığı gibi olumsuz durumların mevcut olduğu durumlarda da, snap-fit

ölçü tekniğinin kullanımının en uygun ölçü hassasiyeti sağlayabileceği gözlenmiştir.

Ölçü teknikleri ile ilgili sonuçlarımız bir bütün olarak değerlendirildiğinde, farklı

tekniklerin ölçü hassasiyetini etkilediği yönündeki hipotezimiz kabul görmüştür.

Daha önce de belirttiğimiz gibi, ölçü tekniği ve uygulama şekli, ölçü materyali,

implantların sayıları ve açılanmaları ve kullanılan bağlantı şekilleri gibi pek çok

faktör, ölçü hassasiyetinin derecesi üzerinde önemli rol oynamaktadır. Araştırmamız,

diğer birçok çalışmayı (Assunção ve ark., 2008; Akalın ve ark., 2013) destekler

nitelikte açılanma derecesinin artışıyla birlikte ölçü hassasiyetinin azalacağını

göstermiştir. Ancak, mesafe sınırlamalarının ölçü hassasiyeti üzerindeki etkinliği

hakkında görüş birliğine varabilmek açısından daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Çalışma bulgularımıza göre, snap-fit ölçü tekniği hem paralel hem de açılı

implantlarda güvenle kullanılabilecek bir ölçü yöntemi olarak gösterilebilir. Ancak,

son yıllarda geliştirilmiş olan bu teknik hakkında da daha fazla araştırmaya ihtiyaç

bulunmaktadır. Yine, ileri dönem çalışmalarda, daha fazla sayıda implantın farklı

açılanma dereceleri ile birlikte incelenmesinin, implantların bağlantı bölgelerinin

çeşitlendirilmesinin, daha farklı yerleşim düzenleri uygulanmasının, yeni geliştirilen

ölçü materyallerinin etkinliğinin araştırılmasının ve güncel bir yaklaşım olan

CAD/CAM sistemler sayesinde dijital ölçü yöntemlerinin geliştirilmesine yönelik

kapsamlı incelemeler yapılmasının, protetik üst yapı uyumsuzluğunu en düşük

seviyeye indirmek ve pasif uyum kavramını mümkün olduğunca yerine getirerek,

çevre kemik, implant ve protetik sisteminin bir bütün olarak sağlıklı bir şekilde

idamesini sağlamak açısından yararlı olacağı düşünülmektedir.

6. GELECEĞE İLİŞKİN ÖNGÖRÜLEN KATKILAR

Anatomik sınırlamalar, estetik ve fonksiyonel gereksinimlerden dolayı implantlar

öngörülenden farklı konumlarda yerleştirilmek zorunda kalınabilir. Bu doğrultuda,

tez çalışmamızda açılı veya aralarında mesafe sınırlamalarına sahip olarak

yerleştirilen implantlarda direkt, indirekt ve snap-fit ölçü tekniklerinin sağladıkları

hassasiyet üç boyutlu olarak in vitro koşullarda değerlendirilmiştir. Standart

aralıklarla dik ve birbirine paralel olarak yerleştirilen implantlar bir diğer grubu

oluşturmuştur. Tez çalışmamızın sonuçlarına göre;

1. Direkt ölçü tekniği, birbirine paralel yerleştirilmiş implantlarda dik yönde

anlamlı bir yer değişikliği oluşturmuştur. Çalışma grubunda ise, 15° eğimle

yerleştirilen implantın hem dik (z) hem de ön-arka (y) yönlerde gösterdiği sapma

istatistiksel olarak önemli bulunmuştur. Direkt teknikte gözlenen düşük

hassasiyetin en önemli nedeni olarak, ölçü kopinglerinin ölçü materyali

içerisindeki rotasyon riski gösterilmiştir. Bu nedenle, direkt tekniğin tercih

edildiği durumlarda, ölçü kopinglerine ön hazırlık işlemleri veya splint

uygulaması yapılmasının daha uygun ölçü hassasiyeti sağlayacağı

düşünülmektedir.

2. İndirekt ölçü tekniği, implantların birbirine paralel veya malpoze olarak

yerleştirildikleri çalışma gruplarında meziyodistal (x) yönde istatistiksel olarak

önemli bir yer değiştirme ortaya koymamıştır. Ancak, hem dik hem de açılı

olarak yerleştirilmiş olan 4. implantın konumunda yatay (y) ve vertikal (z)

yönlerde anlamlı sapmalara yol açmıştır. İndirekt ölçü tekniğinde gözlenen düşük

hassasiyetin en önemli nedeni olarak, implant analoglarının bağlandığı ölçü

kopinglerinin ölçü içerisine yerleştirilmesi sırasında oluşabilecek hatalar

gösterilmektedir. Bu durum, özellikle açılı implantlar söz konusu olduğunda

önemli bir sorun oluşturabilir. Günümüzde indirekt ölçü tekniğinin hassasiyetinin

artırılması amacıyla, ölçü kopinglerinin üst kısımlarına yerleştirilen plastik ölçü

başlıkları bazı firmalar tarafından piyasaya sürülmüştür. İndirekt ölçü tekniğinin

bu sistem ile birlikte uygulanmasının yaygın hale gelmesi ölçü hassasiyetine

katkı sağlayacaktır.

3. Son yıllarda kullanımı yaygınlaşan snap-fit ölçü tekniği ise, dik ve açılı olarak

yerleştirilen hiçbir implantın x, y ve z eksenlerinde anlamlı bir yer değiştirme

değerleri oluşturmamış ve en doğru ölçü hassasiyeti sağlayan implant ölçü

tekniği olarak bulunmuştur. Solid abutment protetik sistem sayesinde uygulanan

snap-fit ölçü tekniğinde kullanılan ölçü başlıkları, özellikle riskin yüksek olduğu

açılı implantlarda, abutment konumlarının transfer modele doğru bir şekilde

aktarılması açısından güvenli bir yöntemdir. Snap-fit ölçü tekniği tercih

edildiğinde, kullanılacak olan plastik ölçü başlıklarının abutment üzerine uygun

kilitlenme mekanizması ile yerleşebilmesi ve deformasyona uğramamış olmasına

dikkat edilmelidir. Metal ölçü başlıklarının kullanımı ise, deformasyon riskinin

düşük olmasından dolayı daha güvenilir bir yöntem oluşturabilir.

4. Araştırma sonuçlarımıza göre, implantların açısal sapma değerlerinin,

aralarındaki mesafe sınırlamalarına göre daha etkili olduğu bulunmuştur.

İmplantlar arası mesafenin en az olduğu implantta, hiçbir tekniğin kullanımı

sırasında meziyodiastal (x) yönde önemli bir konum değişikliğine

rastlanmamıştır. Bu doğrultuda, implantlar arasında mesafe sınırlamalarının

bulunduğu durumlarda, ölçü kopinglerinin tam yerleşiminin sağlanması ve ölçü

kopinglerinin stabil bir şekilde desteklenmesine katkıda bulunacak şekilde

kopinglerin aşındırılması ile ölçü materyaline yer kazandırılmasının, uygun ölçü

hassasiyeti sağladığı belirtilebilir.

5. Günümüzde, birçok ölçü materyalinin kullanımı söz konusu olmakla birlikte, orta

kıvamlı polieter, uygun boyutsal stabilitesi, rijitlik özelliği ve nem toleransı

sayesinde implant ölçülerinde güvenle kullanılabilecek bir ölçü materyalidir.

Ancak, implantların açılı olduğu durumlarda, polieterin rijitlik özelliği dezavantaj

oluşturarak deformasyonlara neden olabilir. Bu nedenle, açılı implantlar mevcut

olduğunda, elastomerik ölçü materyallerinin kullanımının daha doğru ölçü

hassasiyeti sağlayacağı belirtilebilir.

6. Tüm bu bulguların yanı sıra, diş hekimliği alanındaki gelişmeler sayesinde

günümüzde CAD/CAM sistemleri kullanılmaya başlanmıştır. Dijital ölçü

yöntemlerinin daha da yagınlık kazanmasının, protetik üst yapı açısından daha

yüksek hassasiyet sağlayacağı ve dental implant tedavisindeki başarıyı artıracağı

düşünülmektedir.

7. KAYNAKLAR

ACAR, A., İNAN, Ö. (2001). İmplant destekli protezlerde okluzyon. Cumhuriyet Üniv. Diş Hek. Fak. Derg., 4: 52-56.

AGUILAR, M.L., ELIAS, A., VIZCARRONDO, C.E.T., PSOTER, W.J. (2009). Analysis of three-dimensional distortion of two impression materials in the transfer of dental implants. J. Prosthet. Dent., 101: 202-209.

AKALIN, Z.F., ÖZKAN, Y.K., EKERİM, A. (2013). Effects of implant angulation, impression material, and variation in arch curvature width on implant transfer model accuracy. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 28: 149-157.

AKÇA, K., ÇEHRELİ, M.C. (2004). Accuracy of 2 impression techniques for ITI implants. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 19: 517-523.

ALIKHASI, M., SIADAT, H., MONZAVI, A., MOMEN-HERAVI, F. (2011). Three-dimensional accuracy of implant and abutment level impression techniques: effect on marginal discrepancy. J. Oral Implantol., 37: 649-657.

ANDRADE, P.C.C., PINTO, J.R.R., MIRANDA, M.E. (2012). Evaluation of the influence of different impression techniques on misfit of superstructure in multiple angled implants. ImplantNews, 9: 263-270.

ASSIF, D., FENTON, A., ZARB, G., SCHMITT, A. (1992). Comparative accuracy of implant impression procedures. Int. J. Periodontics Restorative Dent., 12: 112-121.

ASSIF, D., MARSHAK, B., SCHMIDT, A. (1996). Accuracy of implant impression techniques. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 11: 216-222.

ASSUNÇÃO, W.G., CARDOSO, A., GOMES, E.A., TABATA, L.F., DOS SANTOS, P.H. (2008). Accuracy of impression techniques for implants. Part 1 -Influence of transfer copings surface abrasion. J. Prosthodont., 17: 641-647.

ASSUNÇÃO, W.G., FILHO, H.G., ZANIQUELLI, O. (2004). Evaluation of transfer impressions for osseointegrated implants at various angulations. Implant Dent., 13: 358-366.

BERG, J.C., JOHNSON, G.H., LEPE, X., ADÁN-PLAZA, S. (2003). Temperature effects on the rheological properties of current polyether and polysiloxane impression materials during setting. J. Prosthet. Dent., 90: 150-161.

BOZKAYA, D., MÜFTÜ, S. (2003). Mechanics of the tapered interference fit in dental implants. J. Biomech., 36: 1649-1658.

BURAWI, G., HOUSTON, F., BYRNE, D., CLAFFEY, N. (1997). A comparison of the dimensional accuracy of the splinted and unsplinted impression techniques for the Bone-Lock implant system. J. Prosthet. Dent., 77: 68-75.

CARR, A.B. (1991). Comparison of impression techniques for a five-implant mandibular model. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 6: 448-455.

CARR, A.B. (1992). Comparison of impression techniques for a two-implant 15-degree divergent model. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 7: 468-475.

CHOI, J.H., LIM, Y.J., YIM, S.H., KIM, C.W. (2007). Evaluation of the accuracy of implant-level impression techniques for internal-connection implant prostheses in parallel and divergent models. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 22: 761-768.

CONRAD, H.J., PESUN, I.J., DELONG, R., HODGES, J.S. (2007). Accuracy of two impression techniques with angulated implants. J. Prosthet. Dent., 97: 349-356.

CRAIG, R.G. (1985). Restorative Dental Materials. 7th Ed., Mosby Co., St. Louis, p: 276.

ÇEHRELİ, M.C., AKÇA, K. (2006). Impression techniques and misfit-induced strains on implant-supported superstructures: an in vitro study. Int. J. Periodont. Restor. Dent., 26: 379-385.

DAOUDI, M.F., SETCHELL, D.J., SEARSON, L.J. (2001). A laboratory investigation of the accuracy of two impression techniques for single-tooth implants. Int. J. Prosthodont., 14: 152-158.

DAOUDI, M.F., SETCHELL, D.J., SEARSON, L.J. (2004). An evaluation of three implant level impression techniques for single tooth implant. Eur. J. Prosthodont. Restor. Dent., 12: 9-14.

DE FARIA, J.C.B., SILVA-CONCÍLIO, L.R., NEVES, A.C.C., MIRANDA, M.E., TEIXEIRA, M.L. (2011). Evaluation of the accuracy of different transfer impression techniques for multiple implants. Braz. Oral Res., 25: 163-167.

DE LA CRUZ, J.E., FUNKENBUSCH, P.D., ERCOLI, C., MOSS, M.E., GRASER, G.N., TALLENTS, R.H. (2002). Verification jig for implant-supported prostheses: A comparison of standard impressions with verification jigs made of different materials. J. Prosthet. Dent., 88: 329-336.

DEL’ACQUA, M.A., CHÁVEZ, A.M., AMARAL, Â.L., COMPAGNONI, M.A., MOLLO, F.A. (2010). Comparison of impression techniques and materials for an implant-supported prosthesis. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 25: 771-776.

DEL’ACQUA, M.A., DE AVILA, É.D., AMARAL, Â.L., PINELLI, L.A., MOLLO, F.A. (2012). Comparison of the accuracy of plastic and metal stock trays for implant impressions. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 27: 544-550.

DONOVAN, T.E., CHEE, W.W.L. (2004). A review of contemporary impression materials and techniques. Dent. Clin. N. Am., 48: 445-470.

EGER, D.E., GUNSOLLEY, J.C., FELDMAN, S. (2000). Comparison of angled and standard abutments and their effect on clinical outcomes: a preliminary report. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 15: 819-823.

EHRENFEST, D.M.D., COELHO, P.G., KANG, B.S., SUL, Y.T., ALBREKTSSON, T. (2010). Classification of osseointegrated implant surfaces: materials, chemistry and topography. Trends In Biotechnology, 28: 198-206.

ENKLING, N., BAYER, S., JÖHREN, P., MERICSKE-STERN, R. (2012). Vinylsiloxanether: a new impression material. Clinical study of implant impressions with vinylsiloxanether versus polyether materials. Clin. Implant Dent. Relat. Res., 14: 144-151.

FATHI, M.H., SALEHI, M., SAATCHI, A., MORTAZAVI, V., MOOSAVI, S.B. (2003). In vitro corrosion behavior of bioceramic, metallic, and bioceramic – metallic coated stainless steel dental implants. Dent. Mater., 19: 188-198.

FERNANDEZ, M.A., PAEZ DE MENDOZA, C.Y., PLATT, J.A., LEVON, J.A., HOVIJITRA, S.T., NIMMO, A. (2013). A comparative study of the accuracy between plastic and metal impression transfer copings for implant restorations. J. Prosthodont., DOI: 10.1111/jopr. 12015.

FILHO, H.G., MAZARO, J.V.Q., VEDOVATTO, E., ASSUNÇÃO, W.G., DOS SANTOS, P.H. (2009). Accuracy of impression techniques for implants. Part 2 – comparison of splinting techniques. J. Prosthodont., 18: 172-176.

FINGER, I.M., CASTELLON, P., BLOCK, M., ELIAN, N. (2003). The evalution of external and internal implant/abutment connections. Practical Procedures and Aesthetic Dentistry, 15: 625-632.

GIORDANO, R. (2000). Impression materials: basic properties. Gen. Dent., 48: 510-516.

GRACIS, S., MICHALAKIS, K., VIGOLO, P., VON STEYERN, P.V., ZWAHLEN, M., SAILER, I. (2012). Internal vs. external connections for abutments / reconstructions: a systematic review. Clin. Oral Implants Res., 23: 202-216.

HAMALIAN, T.A., NASR, E., CHIDIAC, J.J. (2011). Impression materials in fixed prosthodontics: influence of choice on clinical procedure. J. Prosthodont., 20: 153-160.

HERBST, D., NEL, J.C., DRIESSEN, C.H., BECKER, P.J. (2000). Evaluation of impression accuracy for osseointegrated implant supported superstructures. J. Prosthet. Dent., 83: 555-561.

HSU, C.C., MILLSTEIN, P.L., STEIN, R.S. (1993). A comparative analysis of the accuracy of implant transfer techniques. J. Prosthet. Dent., 69: 588-593.

HUMPHRIES, R.M., YAMAN, P., BLOEM, T.J. (1990). The accuracy of implant master casts constructed from transfer impressions. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 5: 331-336.

JO, S.H., KIM, K.I., SEO, J.M., SONG, K.Y., PARK, J.M., AHN, S.G. (2010). Effect of impression coping and implant angulation on the accuracy of implant impressions: an in vitro study. J. Adv. Prosthodont., 2: 128-133.

KAN, J.Y., RUNGCHARASSAENG, K., BOHSALI, K., GOODACRE, C.J., LANG, B.R. (1999). Clinical methods for evaluating implant framework fit. J. Prosthet. Dent., 81: 7-13.

KEMPLER, J. (2011). The effect of impression technique, connection type and implant angulation on impression accuracy. Doctorate thesis, University of Maryland.

KIM, S., NICHOLLS, J.I., HAN, C.H., LEE, K.W. (2006). Displacement of implant components from impressions to definitive casts. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 21: 747-755.

KWON, J.H., SON, Y.H., HAN, C.H., KIM, S. (2011). Accuracy of implant impressions without impression copings: A three-dimensional analysis. J. Prosthet. Dent., 105: 367-373.

LANG, N.P., WILSON, T.G., CORBET, E.F. (2000). Biological complications with dental implants: their prevention, diagnosis and treatment. Clin. Oral Implants Res., 11: 146-155.

LEE, E.A. (1999). Predictable elastomeric impressions in advanced fixed prosthodontics: a comprehensive review. Pract. Periodont. Aesthet. Dent., 11: 497-504.

LEE, H., SO, J.S., HOCHSTEDLER, J.L., ERCOLI, C. (2008a). The accuracy of implant impressions: a systematic review. J. Prosthet. Dent., 100: 285-291.

LEE, H., ERCOLI, C., FUNKENBUSCH, P.D., FENG, C. (2008b). Effect of subgingival depth of implant placement on the dimensional accuracy of the implant impression: an in vitro study. J. Prosthet. Dent., 99: 107-113.

LEE, J.H., KIM, D.G., PARK, C.J., CHO, L.R. (2012). Axial displacements in external and internal implant-abutment connection. Clin. Oral Implants Res., 0: 1-7.

LEE, Y.J., HEO, S.J., KOAK, J.Y., KIM, S.K. (2009). Accuracy of different impression techniques for internal-connection implants. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 24: 823-830.

LEMONS, J.E. (2004). Biomaterials, biomechanics, tissue healing, and immediate-function dental implants. J. Oral Implantol., 30: 318-324.

LU, H., NGUYEN, B., POWERS, J.M. (2004). Mechanical properties of 3 hydrophilic addition silicon and polyether elastomeric impression materials. J. Prosthet. Dent., 92: 151-154.

MA, J., RUBENSTEIN, J.E. (2012). Complete arch implant impression technique. J. Prosthet. Dent., 107: 405-410.

MA, T., NICHOLLS, J.I., RUBENSTEIN, J.E. (1997). Tolerance measurements of various implant components. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 12: 371-375.

MARTÍNEZ-RUS, F., GARCÍA, C., SANTAMARÍA, A., ÖZCAN, M., PRADÍES, G. (2013). Accuracy of definitive casts using 4 implant-level impression techniques in a scenario of multi-implant system with different implant angulations and subgingival alignment levels. Implant Dent., 22: 268-276.

MERZ, B.R., HUNENBART, S., BELSER, U.C. (2000). Mechanics of the implant-abutment connection: an 8-degree taper compared to a butt joint connection. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 15: 519-526.

MICHALAKIS, K.X., KALPIDIS, C.D.R., KANG, K., HIRAYAMA, H. (2005). A simple impression technique for dental implants placed in close proximity or adverse angulations. J. Prosthet. Dent., 94: 293-295.

MPIKOS, P., KAFANTARIS, N., TORTOPIDIS, D., GALANIS, C., KAISARLIS, G., KOIDIS, P. (2012). The effect of impression technique and implant angulation on the impression accuracy of external- and internal-connection implants. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 27: 1422-1428.

NACONECY, M.M., TEIXEIRA, E.R., SHINKAI, R.S., FRASCA, L.C., CERVIERI, A. (2004). Evaluation of the accuracy of 3 transfer techniques for implant-supported prostheses with multiple abutments. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 19: 192-198.

ÖNGÜL, D., GÖKÇEN-RÖHLİG, B., SERMET, B., KESKİN, H. (2012). A comparative analysis of the accuracy of different direct impression techniques for multiple implants. Aust. Dent. J., 57: 184-189.

ÖZKIR, S.E., TERZİOĞLU, H. (2012). Macro design effects on stress distribution around implants: a photoelastic stress analysis. Indian J. Dent. Res., 23: 603-607.

PHILLIPS, K.M., NICHOLLS, J.L., MA, T., RUBENSTEIN, J. (1994). The accuracy of three implant impression techniques: A three-dimensional analysis. Int. J. Oral Maxillofac.Implants, 9: 533-540.

PYE, A.D., LOCKHART, D.E.A., DAWSON, M.P., MURRAY, C.A., SMITH, A.J. (2009). A review of dental implants and infection. J. Hosp. Infect., 72: 104-110.

RASHIDAN, N., ALIKHASI, M., SAMADIZADEH, S., BEYABANAKI, E., KHARAZIFARD, M.J. (2012). Accuracy of implant impressions with different impression coping types and shapes. Clin. Implant Dent. Relat. Res., 14: 218-225.

RUBENSTEIN, J.E., MA, T. (1999). Comparison of interface relationships between implant components for laser-welded titanium frameworks and standard cast frameworks. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 14: 491-495.

RUTKUNAS, V., SVEIKATA, K., SAVICKAS, R. (2012). Effects of implant angulation, material selection, and impression technique on impression accuracy: a preliminary laboratory study. Int. J. Prosthodont., 25: 512-515.

SCHWARZ, M.S. (2000). Mechanical complications of dental implants. Clin. Oral Implants Res., 11: 156-158.

SELECMAN, A.M., WICKS, R.A. (2009). Making an implant-level impression using solid plastic, press-fit, closed-tray impression copings: A clinical report. J. Prosthet. Dent., 101: 158-159.

SETHI, A., KAUS, T., SOCHOR, P., AXMANN-KRCMAR, D., CHANAVAZ, M. (2002). Evolution of the concept of angulated abutments in implant dentistry: 14-year clinical data. Implant Dent., 11: 41-51.

SHEN, C. (2003). Impression materials. In: Anusavice, K.J. (ed): Philips’ Science of Dental Materials (ed 11). Philadelphia, Saunders, p. 210-230.

SHILLINGBURG, H.T., HOBO, S., WHITSETT, L.D., JACOBI, R., BRACKETT, S.E. (1997). Fundamentals of fixed prosthodontics. 3rd Ed., Quintessence Pub. Co. Inc., Chicago, Ch: 17.

SORRENTINO, R., GHERLONE, E.F., CALESINI, G., ZARONE, F. (2010). Effect of implant angulation, connection length, and impression material on the dimensional accuracy of implant impressions: an in vitro comparative study. Clin. Implant Dent. Relat. Res., 12: 63-76.

SPECTOR, M.R., DONOVAN, T.E., NICHOLLS, J.I. (1990). An evaluation of impression techniques for osseointegrated implants. J. Prosthet. Dent., 63: 444-447.

STEIGENGA, J.T., AL-SHAMMARI, K.F., NOCITI, F.H., MISCH, C.E., WANG, H.L. (2003). Dental implant design and its relationship to long-term implant success. Implant Dent., 12: 306-317.

STIMMELMAYR, M., GUTH, J.F., ERDELT, K., HAPPE, A., SCHLEE, M., BEUER, F. (2012). Clinical study evaluating the discrepancy of two different impression techniques of four implants in an edentulous jaw. Clin. Oral Invest., DOI: 10.1007/s00784-012-0885-z.

VIGOLO, P., FONZI, F., MAJZOUB, Z., CORDIOLI, G. (2004). An evaluation of impression techniques for multiple internal connection implant prostheses. J. Prosthet. Dent., 92: 470-476.

VIGOLO, P., MAJZOUB, Z., CORDIOLI, G. (2000). In vitro comparison of master cast accuracy for single-tooth implant replacement. J. Prosthet. Dent., 83: 562-566.

WALKER, M.P., RIES, D., BORELLO, B. (2008). Implant cast accuracy as a function of impression techniques and impression material viscosity. Int. J. Oral Maxilofac. Implants, 23: 669-674.

WEE, A.G. (2000). Comparison of impression materials for direct multi-implant impressions. J. Prosthet. Dent., 83: 323-331.

WENZ, H.J., HERTRAMPF, K. (2008). Accuracy of impressions and casts using different implant impression techniques in a multi-implant system with an internal hex connection. Int. J. Oral Maxillofac. Implants, 23: 39-47.

8. EKLER

8.1.Mali Bilanço ve Açıklamaları

Bu proje kapsamında, tüketime yönelik mal ve malzeme alımları bünyesinde KDV

dahil 44.290,70 TL ve hizmet alımları bünyesinde KDV dahil 4.702,00 TL olmak

üzere toplam proje tutarı KDV dahil 48.992,70 TL olarak kabul edilmiştir.

Araştırmanın yürütülme aşamasında ise, bu proje tutarının sadece tüketime yönelik

mal ve malzeme alımları bünyesinden faydalanılmış ve hizmet alımları sırasında

proje desteği kullanılmamıştır. Bu proje kapsamında, aşağıda belirtilen tarihlerde

KDV dahil toplam 40.251,50 TL tutarında alım yapılmıştır. Proje bütçesinde kalan

toplam miktar ise 8.740,50 TL olarak belirtilmiştir.

../…/….

TÜKETİME YÖNELİK MAL

VE MALZEME ALIMLARI

MİKTARI ÖLÇÜ BİRİMİ

RN synOcta Ölçü Başlığı 8 Adet

SynOcta Analog 40 Adet

RN synOcta Abutment 80 Adet

NC Ölçü Postu 8 Adet

NC Analog 40 Adet

RN Ölçü Başlığı 10 Adet

Pozisyonlandırıcı Silindir Parça 10 Adet

Solid Abutment Analoğu 40 Adet

…/…/….

TÜKETİME YÖNELİK MAL

VE MALZEME ALIMLARI

MİKTARI ÖLÇÜ BİRİMİ

Işıkla Sertleşen Baz Plak (50’lik Ambalajda)

1 Kutu

Polieter Ölçü Materyali 6 Kutu

Polieter Karıştırma Ucu (30’luk Ambalajda)

2 Kutu

Polieter Ölçü Kaşığı Adezivi 2 Kutu

Elastomer Şırınga 1 Adet

Sert Alçı Tip:IV 9 Kilogram

Büzülmesiz Akrilik Rezin 1 Takım

TOPLAM BEDEL KDV DAHİL 40.251,50 TL’DİR.

Proje başlangıcında hesaplanmış olan implant sayısı, implantların modellere

yerleştirilme düzenleri, model sayısı, ölçü alma işlemleri ve ölçüm aşamaları

planlandığı şekilde tamamlanmıştır.