ankara barosu bİreysel Çali Şma raporu · staj s İcİl numarasi ... olay günü, sanık arkada...

52
ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALIŞMA RAPORU CEZA DAVASI KASTEN ADAM ÖLDÜRMEK , ÖLÜMLE BİTEN KAVGAYA KARIŞMAK ( ANKARA 7 AĞIR CEZA MAHKEMESİ ) ( 2001/129.ESAS , 2001/310 KARAR ) HAZIRLAYAN: Stj. Av. Murat ÖZEL STAJ SİCİL NUMARASI: 13008 15. GRUP GÖZETMEN: Av. Şenol Alaaddin IŞIK 2004 ANKARA

Upload: others

Post on 04-Sep-2019

15 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALIŞMA RAPORU

CEZA DAVASI

KASTEN ADAM ÖLDÜRMEK , ÖLÜMLE BİTEN KAVGAYA KARIŞMAK

( ANKARA 7 AĞIR CEZA MAHKEMESİ )

( 2001/129.ESAS , 2001/310 KARAR )

HAZIRLAYAN: Stj. Av. Murat ÖZEL

STAJ SİCİL NUMARASI: 13008

15. GRUP

GÖZETMEN: Av. Şenol Alaaddin IŞIK

2004

ANKARA

Page 2: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

2

ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALIŞMA RAPORU

CEZA DAVASI

KASTEN ADAM ÖLDÜRMEK , ÖLÜMLE BİTEN KAVGAYA KARIŞMAK

( ANKARA 7 AĞIR CEZA MAHKEMESİ ) ( 2001/129. ESAS, 2001/310.KARAR )

HAZIRLAYAN: Stj. Av. Murat ÖZEL

STAJ SİCİL NUMARASI: 13008

15. GRUP

GÖZETMEN: Av. Şenol Alaaddin IŞIK

2004

ANKARA

Page 3: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

3

GÖZETMEN SAYFASI

Gözetmen : Av. Şenol Alaaddin IŞIK

Teslim Tarihi :

Gözetmenin Görüşleri :

Page 4: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

4

DİZİN

SAYFA NO ÖNSÖZ………………………………………………………………………..........................7 TEŞEKKÜR …………………………………………………………………………………...8 I-) HAZIRLIK AŞAMASI a-) OLAY…………………………………………………………………………………….. 9 b-) MAĞDUR , MÜŞTEKİ ANLATIMLARI ……………………………………………………10 c-) YAKALAMA YER GÖSTERME TEŞHİS ………………………………………………… 13 d-) OTOPSİ ADLİ TIP RAPORLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ……………………………..16 e-) KOLLUKTA ALINAN İFADELERİN VE SANIKLARIN SORGUSUNUN CMUK.135 MADDE BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ …………………………..18 f-) SANIĞIN CUMHURİYET SAVCILIĞINDAKİ İFADESİ TUTUKLAMA TALEBİ SULH CEZA MAHKEMESİ KARARI…………………………………………………………………………………….......................20 ıı-) HAZIRLIK AŞAMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ…………………………………23

Page 5: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

5

SAYFA NO III-) SON SORUŞTURMA a-) İDDİANAME……………………………………………………………………………..28 b-) TENSİP VE TENSİP ZAPTIYLA VERİLEN KARARLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ...................................................................................................................... 28

c-) ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAA……………………………………………………….. 33 III-) HÜKÜM USUL VE ESAS YÖNÜNDEN …………………………………………………... 35 IV-) KANUN YOLLARI VE DEĞERLENDİRİLMESİ …………………………………………... 38 V-) SONUÇ………………………………………………….............................................. 48 VI-) KAYNAKÇA……………………………………………………………………………………………….51 VI-) EKLER : DAVA DOSYASININ FOTOKOPİSİ

Page 6: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

6

KISALTMALAR CETVELİ

Av. : Avukat

CİK : Cezaların İnfazı Hakkındaki Kanun

CMUK : Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu

C. Sav. : Cumhuriyet Savcısı

m. : Madde

no. : Numara

s. : Sayfa

Stj. Av. : Stajyer Avukat

T.C. : Türkiye Cumhuriyeti

TCK : Türk Ceza Kanunu

Page 7: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

7

ÖNSÖZ

Ankara Barosu Staj Kurulu Bireysel Çalışma Raporu Yazım Yönergesi’nde stajyer

avukatların hazırlamakla yükümlü oldukları bireysel çalışma raporunun, hukuksal

konu çalışması, hukuk veya idarî dava dosyası incelemesi ya da ceza dava dosyası

incelemesi seçeneklerinden biri şeklinde hazırlanması öngörülmüştür.

Bu çalışma, bir ceza dava dosyası incelemesi olup, Ankara 7. Ağır Ceza

Mahkemesi’nin 20001/129 Esas, 2001/310 Karar sayılı dosyasını konu edinmiştir.

Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nin 2002/109 E , 2002/635 K sayılı ilamıyla bozulmuş;

bozmaya uyularak yeniden yargılama yapılmış ve hüküm tesis edilmiştir.Bu hükümde

sanık vekili tarafından tekrar temyiz edilmiş, Yargıtay’ın 2002/4110 Esas, 2003/896

Karar sayılı ilamıyla onanmıştır. Davacısı Kamu Hukuku, maktulü, Aşır Akğeyik

sanığı Mehmet Yünlü olan iş bu davanın konusu ise KASTEN ADAM ÖLDÜRMEK

VE ÖLÜMLE BİTEN KAVGAYA KARIŞMAKTIR.

Dava konusu olay ve dosya içeriği incelenirken usûl hukuku ve maddi hukuk

açısından değerlendirmeler yapılmış, bu değerlendirmeler esnasında maddî kanun

hükümleri ve yargılama aşamasına ilişkin usul kuralları dosya kapsamındaki olaylara

uygulanırken, davanın açıldığı tarihteki mevzuat hükümleri dikkate alınmıştır.

Stj. Av.Murat ÖZEL

-13008-

Page 8: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

8

TEŞEKKÜR

Bu çalışmayı hazırlarken, manevi desteğiyle her zaman yanımda olduğunu

hissettiren çok sevgili aileme, bir yıllık staj dönemini bizler için eğlenceli ve heyecan

verici kılan grup gözetmenimiz Şenol Alaaddin Işık’a Baro çalışmalarında bizler için

emeklerini ve vakitlerini harcayan tüm eğitmen avukatlara ve tüm arkadaşlarıma

sonsuz teşekkürler...

Stj. Av. Murat ÖZEL

Page 9: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

9

OLAY

Olayı özetleyecek olursak, “Olaydan daha önceleri okulun bahçesinde

taraflar top oynarken, pas atma meselesinden dolayı sanık ile maktul

tartışmışlardır. Ancak aralarındaki bu tartışma kavgaya dönüşmemiş, sadece

aralarında bir kırgınlık olmuştur. Olay günü, sanık arkadaşları Halil Baki Baba,

Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dolaşırken maktulünde içlerinde bulunduğu

bir grup ile karşılaşırlar. Sanığın yanında bulunan arkadaşı Ahmet Yılmaz

maktulünde içinde bulunduğu gruba hitaben gelin konuşalım der. Ahmet

Yılmazın bu çağrısına karşı maktul Aşır Akgeyik gelmeyiz, diye cevap verir.

Ahmet Yılmazın, bu çağırma işlemi sanık Mehmet Yünlü ile Maktul Asır Akgeyik i

barıştırmak içindir. Daha sonra sanık Mehmet Yünlü ve arkadaşları oradan ayrılıp bir

süre sonra tekrar maktul ve arkadaşlarıyla karşılaşırlar. Sanık Mehmet Yünlü

maktulün arkadaşı olan Ferdi Altıkulaç ile şakalaşmaya başlar. El kol hareketlerinden

sonra ne olduğunu anlamadan sanık Mehmet yünlü ve maktul Aşır Akgeyik

tartışmaya başlarlar.

Tartışma sırasında maktul Aşır Akgeyik cebinden çıkardığı tornavida ile sanık

Mehmet Yünlü ye gelişi güzel sallamaya başlar. Sanık Mehmet Yünlü ise kendisini

korumak amacıyla geri geri kaçar. Bu sırada Maktul Aşır Akgeyik, tornavida ile

Mehmet Yünlünün eline vurması sonucu yere düşer, ve ayağa kalktığında orda park

etmiş tüp arabasının arkasına kaçar. Burada bileğinin kanadığını fark eder. Sanık

Mehmet Yünlü arkadaşı olan Halil ile birlikte evlerine giderek kanayan bileğini sarar

ve arkadaşı Halil ile evlerinden ayrılırlar. Olayın kapandığını düşünürler.Sanık her

zaman arkadaş gruplarıyla oturduğu yere doğru ilerler.Orada Maktul Aşır Akgeyik

kendi arkadaş gruplarıyla hep beraber oturuyorlardır.

Sanık Mehmet yünlü, Maktul Aşır Akgeyik yanına giderek neden tornavida ile

vurduğunu buna ne gerek olduğunu söyler. O sırada Maktul Aşır Akgeyik sanık

Page 10: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

10

Mehmet Yünlüye cevap verir. Ama ne söylediğini anlamaz. Maktul Aşır Akgeyik

tekrar tornavidayı çıkarır, ve o sırada duvara yanaşık vaziyette bulunan kamyonet

vardır. Sanık Mehmet Yünlünün o sırada kaçacağı bir yeri olmadığından kendini

savunmak amacıyla bıçağı Maktul Aşır Akgeyik’e doğru bir defa sallar. Maktul Aşır

Akgeyik de bıçağın üzerine doğru atılınca bıçak ona isabet eder. Ve maktul

polikliniğe gider ve daha sonra yaşamını yitirir. Daha sonra kolluk makamları ihbar

üzerine olay yerine gelirler. Gerekli araştırmaları yaparak sanık ve arkadaşlarını

karakola götürürler. Sanık ve arkadaşlarının ifadeleri kolluk tarafından alınarak

savcılığa sevk edilir. Savcılıkta ifadeleri alınarak mahkemeye çıkarılır. Mahkeme

sanıkları CMUK 104 uyarınca tutuklar ve dosya görevli mahkemeye yollanır.

Mahkeme gerekli tahkikat ve araştırmaları yaparak sanık hakkında hüküm tesis eder.

Bu çalışmamızda mahkeme yapmış olduğu araştırmalarda, delillerin araştırılması,

tanık ifadeleri yani mahkemenin yapmış olduğu usul ve esas yönünden araştırmalar

hepsi hukuka uygundur. Yalnız mahkeme hüküm aşamasında vermiş olduğu karar

dosya kapsamına uymamaktadır. Bu nedenle davanın hüküm aşaması hukuka

aykırıdır. Bu karar eleştirilecektir.

I-) TANIK ANLATIMLARI

Tanık beyanı, ispat konusu olan olayı yansıttığı temsil ettiği oranda değerlidir.

Ceza Muhakemesinde en fazla başvurulan delillerden biri olmasına rağmen tanık

beyanının fazla güven verici olduğu söylenemez. Çünkü tanıklar istemeyerek hataya

düşebilir. Veya olayı uydurabilir. Hatta tanık hatırlamadıklarını uydurabilir ve buna

kendiside inanabilir. Ancak olayımızda sanık ikrarı, ve tanık beyanları esas

alındığında tanık anlatımlarının doğruluğu ortaya çıkmaktadır. Olayımızda tanık

olarak ifadeleri alınanlar mahkemenin son kararında hatta Yargıtay aşamasında dahi

karara etkili olmuştur. Tanıkların vermiş oldukları ifadeler aşağıda belirtilmiştir.

aa-) SANIĞIN ARKADAŞI OLAN TANIK HALİL BAKİ BABA İFADESİNDE;

“Tanık, Halil Baki, olay günü arkadaşları olan, Ahmet Yılmaz, Musa Tekin, Serkan

Keleş, Ferdai Altıkulaç, ile mahallelerinin az ilerisindeki bulunan ilkokulun orda

Page 11: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

11

şakalaştıklarını, o sırada maktul Aşır Akgeyik, gelerek sanık Mehmet Yünlüye

saldırdığını belirtmiş. Bu saldırı sonucunda sanık Mehmet Yünlü orada bulunan tüp

arabasının arkasına kaçar ve maktul tornavidayı çıkararak ona saldırır; Bu sırada

tanık olan Halil müdahale eder yani tarafları ayırır ve bu sırada sanık olay yerinden

ayrılarak eve gider. Kanayan bileğini sararak, arkadaşı Halil ile polikliniğe gitmek

üzere evden ayrılırlar. Mahalleye arkadaşlarının yanına geldiklerinde diğer

arkadaşlarıyla karşılaşırlar, ve hep beraber polikliniğe doğru giderken maktul ile

karşılaştıklarını; maktulün tekrardan sanığa saldırdığını, o sırada maktulün ( vay

anam ) diye bağırdığını o tarafa doğru baktıklarında maktulün göğsünden

yaralandığını gördüklerini doğruca mahallelerindeki polikliniğe doğru koştuğunu

beyan etmiştir.”

bb-) SANIĞIN ARKADAŞI OLAN TANIK AHMET YILMAZ İFADESİNDE;

26.04.2001günü saat 21.00 sıralarında yanımda arkadaşlarım Halil, Mehmet, ve

Muratla Boğaziçi mahallesinde 14.sakak üzerinde konuşuyorduk bu arada yanımıza

daha önceden tanıdığım arkadaşlarım olan Ferdi, Ertuğrul, Serkan isimli şahıslar

yanlarında benim küs olduğum Aşır olduğu halde geldiler.Aşır Mehmet’e hitaben siz

ülkü ocağına gidiyormuşsunuz adam’mı oldunuz dedi. Bu arada Ferdi bana siz

delikanlı mısınız delikanlıysanız bize de dövün dedi, ancak olay büyümeden biz

oradan ayrıldık, 27.04.2001 de eve gidiyordum. Boğaziçi ilköğretim okulunun ordan

geçerken Aşır, Musa, Ertuğrul’u gördüm.Ben Aşır ile konuşmak istedim.Ancak Musa

ve Ertuğrul bana biz burada olduğumuz sürece Aşırı göndermeyiz sen Aşıra bir şey

yapamasın dediler, bende arkadaşlarımı çağırayım beraber konuşalım dedim ve

ayrılarak ülkü ocağı temsilciliğine gittim. Burada arkadaşlarım Halil ve Mehmet

oturuyordu.Ben onlara yolda Aşır ve arkadaşları ile tartıştığımı söyledim.bunun

üzerine beraberce aşağıya eczanenin yanına gittik.ve arkadaşımız Murat’ı da alarak

tekrar yukarı çıktık bu arada Mehmet ve Halil Mehmetlerin evlerine gittiler. Mehmet

evlerinden sarı lacivert renkli sallama bıçağını ve başka bir bıçak almış ben

Mehmet’in elinden bir ekmek bıçağı aldım, kavga etmesin diye ancak cebinde

sallama bıçağı görmedim. Bu arada karşıdan Aşır yanında arkadaşları Ferdi, Musa,

Page 12: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

12

Serkan, Ertuğrul geliyorlardı, bizim yanımıza geldiklerinde ben Aşırı çağırıp kavga

yapmayın aynı mahallenin çocuklarıyız ayıp oluyor dedim. Bu arada Mehmet gelerek

Aşıra bir tokat vurdu.bunun üzerine Aşır cebinden bir tornavida çıkardı ve Mehmet’e

doğru salladı ancak Mehmet’e isabet etmedi. Ve Mehmet cebinden kelebek tabir

edilen bıçağı çıkarıp Aşıra doğru salladı. Aşır kazağını yukarı kaldırıp baktığında

göğsünden kanlar akıyordu. Mehmet bunu görünce elindeki bıçağı yere attı. Aşırın

elindeki tornavidada yere düşmüştü. Aşır tornavidasını tekrar yerden aldı ancak ben

Aşıra sen yaralanmışsın hemen polikliniğe git dedim, ve Aşır koşarak polikliniğe gitti,”

şeklinde beyanda bulunmuştur.

cc-) MAKTULÜN ARKADAŞI OLAN TANIK SERKAN KELEŞ İFADESİNDE;

“26.04.2001 günü saat 21.00 sıralarında arkadaşlarım olan Aşır, Ferdi, Ertuğrul

olduğu halde Boğaziçi’nde geziyorduk. Bu arada 14. sokak üzerinde daha önceden

tanıdığım Mehmet, Murat, Halil, ve Ahmet’i gördük. Bunlarla Aşırın arası iyi değildir.

Çünkü Aşır devamlı herkesten sigara ister alır ve kimseye sigara vermezdi. Aşır

bunları görünce Mehmet’e hitaben “sizler ülkü ocağına gidiyormuşsunuz adamı

oldunuz dedi”. Bunun üzerine aralarında tartıştılar ancak olay büyümeden ayrıldık ve

oradan uzaklaştık. Bugün ise ben 16.00 sıralarında evden çıktım ve Boğaziçi’ne

geldim burada arkadaşlarımla buluştuk. Konuşurken yanımıza Aşır geldi, beraberce

konuşurken yoldan küs olduğumuz Mehmet yanında arkadaşı Halil, Ahmet, olduğu

halde geçiyorlardı, bizi görünce bekleyin birazdan geleceğiz, dedi bizde bekledik.Bu

sırada arkadaşı Ferdi geldi, Aşır ile Ferdi yolun karşısına Mehmet ve arkadaşlarının

olduğu yere geçtiler.Mehmet yanına arkadaşı Ahmet, Halil, Murat, vardı.Aşır karşıya

geçince Mehmet ile kavga ettiklerini gördüm. Aşır elinde bir tornavida Mehmet’e

doğru sallıyordu, ben araya girerek ayırdım. Aşırı uzaklaştırmak isterken tekrardan

Mehmet ve arkadaşları geldiler.ben Ahmet ve Ferdiye ayıp oluyor, niçin kavga

ediyorsunuz diye konuşurken aşağıda Mehmet ve Ferdi kavga etmişler ve Mehmet

Aşırı bıçakla yaralamış ancak ben olayı görmedim Aşır koşarak yaralandım diye

polikliniğe gitti, bende arkadaşım Ferdi ile birlikte polikliniğe Aşıra bakmaya gittik.

Daha sonra polisler gelip bizi götürdüler.” Şeklinde beyanda bulunmuştur.

Page 13: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

13

dd-) MAKTULÜN ARKADAŞI OLAN TANIK ERTUĞRUL KELEŞ İFADESİNDE;

“ Sanık ile maktulün bundan 1 hafta önce okulda tartıştıklarını ve bu aradan sonra

aralarının dargın olduğunu belirtmiş. Olay yerinde maktul ve sanığın kavga ettiklerini

maktulün sanığı elinden yaraladığını 10 dakika sonra olay yerinde tekrardan

karşılaştıklarında ise maktul ile sanığın tekrardan kavga ettiklerini ve sanığın maktul

Aşır Akgeyik’e bıçak sallaması sonucu maktulün tişörtünün kan olduğunu ve ondan

sonra bizde arkadaşlarla yanlarına gittiklerini ve olayın bundan ibaret olduğunu

beyan etmiştir”. Şeklinde beyanda bulunmuştur.

ee-) MAKTULÜN BABASI OLAN YAKINICI DURSUN AKGEYİK İFADESİNDE;

“ Kendisinin maktulün babası olduğunu oğluyla sanık Mehmet’in arasında

önceki hadiseden okulda geçen kavgadan haberim yoktu. Sonradan yaptığım

araştırmalara göre sanık ve arkadaşları 5-6 kişi birden oğlumu dövmüş, bu kavga

yerinde bir kömür kamyonu durmakta imiş oğlum bu kömür kamyonunda bir tane

tornavida almış ve sanık Mehmet’in elini yaralamış daha doğrusu çizmiş. Saldıran 5-6

kişi olunca da kurtulmak amacı ile kaçmış. Ve sanık Mehmet evden bir bıçak alıp

gelerek eczanenin köşesinde bizim eve 100 metre kadardır. Dolayısıyla eve

gelmekte olan oğlumu sanık nereden edindiyse bilemiyorum. Bir bıçakla eczanenin

köşesinde vurarak öldürmüştür.” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu nedenle

sanıkların cezalandırılmalarını istemiştir. Yalnız yakınıcı olay mahallinde orda

olmadığını yalnız kendi araştırmaları doğrultusunda bu ifadeyi vermiştir. Maktulün

babası olduğunu beyan etmiştir.

ff-) MAKTULÜN ARKADAŞI OLAN FERDAİ ALTIKULAÇ İFADESİNDE;

“Olay günü akşam saat 17.30 sularında sanık ile şakalaşıyorduk, yani

birbirimize el kol hareketleri yapıyorduk. Murat Yılmaz olay yerinde yoktu. Benim ve

Mehmet’in yanına gelen maktul Aşır aralarında tartışmaya başladılar. Bunun sebebi

de bu olaydan önce okulda top oynarken kavga etmişlerdi. Ve bu tartışma sırasında

maktul elinde bulunan tornavida ile Mehmet Yünlü’nün koluna vurdu. Mehmet bunun

Page 14: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

14

üzerine evine doğru kaçmaya başladı. Ben Aşırın koluna girdim, yani onu tuttum ve

koluna girmiş vaziyette aşağıya doğru Aşır ile birlikte yürümeye başladım. O sırada

kaçan Mehmet Yünlü ara sokaktan önümüze çıktı. Murat Yılmaz’da yanımıza geldi.

Mehmet Yünlü Aşır ile tartışmaya başladı. Mehmet Yünlünün elinde bıçak vardı.

Aşırda da tornavida olduğunu biliyordum; onun için tartışmaları sırasında araya

giremedik ve Murat Yılmaz ile birlikte her ikisinin yanından 100-150 metre uzaklaştık

ki o sırada Aşırın ( anam ) diye bağırdığını duyduk. Aşırın yanına doğru gittik.

Tişörtünü kaldırmıştı göğsünde kan vardı, yani bıçakla yaralanmıştı.Tişörtünü indirdi

ve mahallenin sağlık ocağına doğru koşmaya başladı, bizde peşinden koştuk.Aşır

sağlık ocağına gitmişti bende durumu dedesi ne gidip söyledim dedi.” Ve bu şekilde

beyanda bulunmuştur.

gg-) SANIĞIN ARKADAŞI OLAN MURAT YILMAZ İFADESİNDE ;

“Olay günü sanık Ferdai ile Mehmet Yünlü şakalaşıyordu.Bende yakınlarında

bulunuyordum. Hadiseden iki hafta kadar önce Mehmet Yünlü ile maktul Aşır okulda

top oynarken kavga etmişlerdi. Bu nedenle bu iki haftalık süre içinde her

karşılaştıklarında birbirleri ile zıtlaşıyorlardı, yani araları bozuktu. Ve olay günü

Mehmet ile Ferda inin şakalaştıkları sırada yanlarına gelen maktul Aşır ile sanık

Mehmet arasında yeniden bir tartışma oldu; ve tartışma sırasında maktul elinde ki

tornavidayı Mehmet’e doğru salladı. Sanıyorum Mehmet Yünlünün koluna isabet etti

ki kaçmaya başladı. Evine doğru gitti bende Mehmet Yünlünün peşinden evine doğru

gittim. Fedai ile Aşır olay yerinde kaldı. Mehmet Yünlünün evine gittiğimde Mehmet

bileğini sarmıştı. Üzerinde veya elinde bıçak görmedim. Ne olduğunu sorduğumda

önemsiz o kadar bir şey yok, şeklinde cevap verdi ve birlikte Mehmet Yünlünün

evinden uzaklaştık. Eczaneye doğru yürüyerek gidiyorduk. Eczanenin köşesinde

Ferdai ile Maktul ile karşılaştık. Mehmet Yünlü maktule niye tornavida salladın

diyerek konuşmaya başladı.Tekrar ikisi tartıştılar; o sırada ben Ferdai ile konuşmaya

başlamıştım; amacımız onları barıştırmaktı. Mehmet ilk Aşır ile karşılaştığında yani

eczanenin köşesinde ben yine bıçak görmedim. Onlara sırtımı dönerek Ferdai ile

konuşmaya başladı, o sırada maktulün “Vay Anam “ diye bağırdığını duydum

Page 15: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

15

döndüğümde tişörtünü kaldırmış göğsünü bana gösterdi yaralanmıştı ve hemen

mahallemizin sağlık ocağına doğru koşmaya başladı. Ben olay yerinde kaldım; sanık

Ferdai koşarak yaralanmış olan Aşır’ı takip etti dedi “şeklinde beyanda bulunmuştur.

B) YAKALAMA TUTANAGI:

Olaydan sonra kolluk kuvvetleri aldıkları ihbar doğrultusunda maktulün öldüğü

polikliniğe gelerek gerekli araştırmalara başlamışlardır.

27.04.2001 günü saat 18.00 sıralarında Boğaziçi mahallesinde meydana gelen

bıçakla adam öldürme olayıyla ilgili olarak maktulün öldüğü polikliniğe gidilerek olayla

ilgili tanıklar, Serkan Keleş, Ferdi Altıkulaç, kolluk tarafından alınarak ifadelerine

başvurulmuş, ve olayla ilgili araştırmalara başlanmış sanık Mehmet Yünlü ifadeler ve

tanıklar doğrultusunda yakalanarak ilgili birime götürülmüş, ifadesinde suç aleti olan

bıçağı boş araziye attığını beyan etmiş daha sonra malum yere gidilerek

araştırılmalar yapılmış, bahse konu olan bıçak bulunup zapt edilmiş, sanık ve olayın

görgü tanıkları karakola götürülerek gerekli işlemler yapılmıştır.hem sanık hem de

tanıklara kollukta hakları anlatılmış ifadeleri CMUK 135 maddeye göre usulde

alınmıştır. Olay yeri inceleme raporunda ise 27.04.2001 günü Mamak İlçe Emniyet

Müdürlüğü Kayaş Karakol Amirliği İdaresi olan Bağaziçi mahallesi 1.cadde 14. sokak

içersinde meydana gelen “ Bıçakla Adam Öldürme “ olayında; Mehmet Yünlü isimli

şahıs aralarında geçen bir tartışma sonucu Aşır Akgeyik’i sol göğsünden bıçakla

yaralar. Yaralı Boğaziçi Polikiliğine intikal ettirilir, ve şahıs EKS olur. 4942 kod nolu

ekip olarak saat 18:40 da belirtilen olay yerine saat : 19:00’da intikal etmiş.Olay yeri

fotoğraf ve kamera ile tespit edilmiş.Olay yerinde her hangi bir bulguya

rastlanmamış.EKS olan maktul fotoğraf ve kamera ile görüntülendiği beyan edilmiş;

ölen şahsın kan örneği alındığı belirtilmiştir.

C-) SANIK MEHMET YÜNLÜ İFADESİNDE :

Sanık yakalanarak ilgili birime götürülmüş , ifadesine başvurulmuş, ve aşağıdaki

şekilde beyanda bulunmuştur.

Page 16: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

16

“ Maktul Aşır Akgeyikin kendisinin mahalleden arkadaşı olduğunu akşam

saatlerinde arkadaşlarıyla gezdiklerini, maktulün arkadaşı Ferdi Altıkulaçla

şakalaştıklarını; bu şakanın kavgaya dönüştüğünü o sırada maktul Aşır Akğeyik’in

yanına gelerek tornavida ile saldırdığını bu saldırı sonunda sağ bileğinden

yaralandığını beyan etmiştir. Daha sonra tekrar karşılaştıklarında ise maktulün

tekrardan kendisine tornavida ile saldırdığını ben ise kendimi korumak için kelebek

bıçağını çıkararak maktul Aşıra tek el salladığını beyan etmiştir. Öldürmek amacının

olmadığını korkutmak için ona salladığını belirtmiştir”. İfade veren Mehmet Yünlüye

kanuni hakları hatırlatılmış; ifadesi CMUK 135 maddesinin 3.4.5. fıkraları kendisine

hatırlatılmıştır.Kanuna uygun olarak ifadesi alınmıştır.

D-) OTOPSİ ADLİ TIP RAPORLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ :

CMUK 79. Madde - “Bir ölünün adli muayenesi tabip huzuru ile yapılır. Adli

muayenede ölünün tıbbi kimliği, ölüm zamanı ve ölüm nedenini tayin için harici

bulgular tespit edilir.

Otopsi, hakim ve tehirinde zarar umulan durumlarda Cumhuriyet Savcısı

huzurunda biri adli tabip veya patolog olmak şartı ile iki hekim tarafından yapılır.

Zaruret halinde bu işlem bir hekim tarafından da yapılabilir. Ancak zaruret halinin

otopsi raporuna açıkça yazılması gerekir.

Bu işlem ölüyü son hastalığında tedavi eden hekime yaptırılamaz. Bununla

beraber tedavi eden hekim hastalığın seyri hakkında bilgi vermek üzere otopside

hazır bulunmaya davet olunabilir.

Gömülen ölünün muayenesine veya üzerinde otopsi yapılmasına lüzum görüldüğü

takdirde, ölünün mezardan çıkarılmasına hazırlık tahkikatında Cumhuriyet Savcısı,

kamu davasında mahkeme tarafından müsaade olunur ve gerekli işlemler karar

veren mercice yerine getirilir.”

Page 17: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

17

CMUK 80. Madde –“: Mani sebepler olmadıkça otopsiden evvel ölünün hüviyeti

her suretle ve bilhassa kendisini tanıyanlara gösterilerek,bilgilerine müracaat

olunarak tayin olunur ve elde edilmiş bir sanık varsa ölü tanınmak üzere ona da

gösterilir.”

CMUK 81. Madde –“ Otopsi, ölünün hali müsait oldukça mutlak (Baş,göğüs ve

karnı) nın açılmasını icap ettirir.”

Olayımızda otopsi raporunu incelendiğinde tamamen hukuka uygun olarak

yapılmıştır. Savcının huzurunda ve 2 tabip tarafından alınmıştır.

a-) OTOPSİ RAPORUNDA : Ankara Cumhuriyet Savcısı huzurunda ve

yeminli Tabiplerce Adli Otopsi yapılmıştır.Otopsinin dış muayenesinde 1.78 cm

boyunda, takriben 70-75 kg ağırlığında 16-17 yaşlarında, siyah saçlı, buğday tenli,

erkek cesedinde; ölü morluklarının sırtta mutad yerlerde oluştuğu, ölü sertliğinin

oluşup devam ettiği görüldü.Sol ön kolda eski temaruz kesi nedbeleri, kulak

sayvanları-dudaklar ve tırnaklarda siyanoz mevcut olup, Göğüste sternum altında

orta hattın 1.5 cm solunda 8.interkostal aralıkta her iki açısı dar 1.5 cm lik delici-kesici

alet yarası, tespit edildi.Haricen başka herhangi bir lezyon görülmedi.

Baş kısmı açıldığında adalelerde ekimoz olmadığı, kubbe kemiklerinin sağlam

olduğu görülmüş.Göğüs açıldığında göğüste tarif edilen yaranın altında ekimoz

olduğu, delici kesici aletin 9. kaburganın alt kısmını 0,5 cm keserek göğüs boşluğuna

girdiği görülmüş; ayrıca delici kesici alet yaralanmasına bağlı kalp delinmesinden

gelişen kalp tamponadı sonucu meydana gelmiş olduğu belirtilmiş; kesici delici aletin

kişiye bir kez ika edilmiş olup bunun müştekilen öldürücü nitelikte olup kanda aranan

alkol uyuşturucu madde kullanmadığı ortaya çıkmıştır.

Ayrıca Ankara Kriminal polis laboratuarlarında gönderilen bıçak incelenerek 6136

sayılı yasa muvacehesinde memnu olarak mutaba edilemeyeceği beyan edilmiştir.

Page 18: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

18

II-) KOLLUKTA ALINAN İFADELERİN VE SANIKLARIN SORGUSUNUN CMUK 135.

MADDE BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ

CMUK 135- “Madde –Zabıta amir ve memurları ile cumhuriyet savcısı tarafından

ifade almada ve hakim tarafından sorguya çekilmede aşağıdaki hususlara uyulur:

İfade verenin ve sorguya çekilenin kimliği tespit edilir. İfade veren veya sorguya

çekilen kimliğe ilişkin sorular doğru cevaplamak zorundadır.

1- Kendisine isnat edilen suç anlatılır.

2- Müdafii tayin hakkının bulunduğu, müdafii tayin edebilecek durumda değilse

baro tarafından tayin edilecek bir müdafii talep edebileceği ve hukuki

yardımından yararlanabileceği, isterse müdafiin soruşturmayı geciktirmemek

kaydıyla ve vekaletname aranmaksızın ifade veya sorguda hazır bulunacağı

bildirilir; yakınlarından istediğine yakalandığını duyurabileceği söylenir.

3- İsnat edilen suç hakkında açıklamada bulunmamasının kanuni hakkı olduğu

söylenir.

4- Şüpheden kurtulması için somut delillerinin toplanmasını talep edebileceği

hatırlatılır ve kendisi aleyhine varolan şüphe sebeplerini ortadan kaldırmak

ve lehine olan hususları ileri sürmek imkanı verilir.

5- İfade verenin veya sorguya çekilenin şahsi halleri hakkında bilgi alınır.

6- İfade ve sorgu bir tutanakla tespit edilir. Bu tutanakta;

a) İfade verme veya sorguya çekme işleminin yapıldığı yer ve tarih,

b) İfade verme veya sorguya çekme sırasında hazır bulunan kişilerin

isim ve sıfatları ile ifade veren veya sorguya çekilen kişinin açık

kimliği,

Page 19: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

19

c) İfade vermenin veya sorgunun yapılmasında yukarıdaki işlemlerin

yerine getirilip getirilmediği, bu işlemler yerine getirilmemiş ise

sebepleri,

d) Tutanak içeriğinin ifade veren veya sorguya çekilen ile hazır olan

müdafii tarafından okunduğu ve imzalarının alındığı,

e) İmzadan imtina halinde bunun nedenleri yer alır.”

Somut olayda, başlatılan tahkikat üzerine, Cumhuriyet Savcısının emriyle kolluk

tarafından Mehmet Yünlünün CMUK 135. Maddeye uygun olarak ifadesi alınmış, bu

şahısa CMUK 135. Maddedeki hakları tek tek hatırlatılıp açıklanmış, şahıs da

haklarının kendilerine okunup açıklandığını ifade etmiş ve müdafii talebinde

bulunduğundan, ifadesi müdafii hazır bulunarak alınmış ve CMUK m. 135/7 ‘de

düzenlendiği şekilde işlem, bir tutanakla tespit edilmiş ve yine aynı fıkrada öngörülen

şartlara tutanakta yer verilmiştir. Sonuç olarak, kolluk tarafından gerçekleştirilen ifade

alma işlemi, yasa maddesindeki şartlara uygundur.

Yukarıda ifadelerine yer verilen şahıslara ait nüfus kayıt örneği ve bu şahısın

savunmasına ilişkin tutanaklar, CMUK 156 Madde gereğince, Ankara Valiliği Emniyet

Genel Müdürlüğü tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiş,

Cumhuriyet Savcısı da gönderilen hazırlık evrakını incelemiştir. Ayrıca, Cumhuriyet

Savcısı, Sulh Ceza Hakiminden sanığın sorgusunun yapılarak suçun vasıf ve

mahiyeti Ağır Cezalık mevaddan oluşu ve delil durumu dikkate alınarak CMUK 104.

Madde gereğince tutuklanmasına karar verilmesini talep etmiş, bunun üzerine

sanıklar Ankara 9. Sulh Ceza Mahkemesi Hakimi tarafından sorgulanmıştır.

Sanığın sorgusu, kendisine isnat olunan suçun anlatılarak, bu hususta cevap

vermek isteyip istemediğinin sanığa sorulmasıdır. Sanığın sorgusu hazırlık

soruşturması sırasında Sulh Hakimi tarafından yapılır.

Page 20: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

20

Sorguya sanığın hüviyet tespitiyle başlanır. Hüviyet tespitinde sanığın, adı-

soyadı, baba ve ana adı, doğumu, ikametgahıyla nüfusa kayıtlı olduğu yer, ne işle

uğraştığı, medeni hali, okur yazar olup olmadığı ve sabıka durumu sorulur. Bu

nedenle kollukta yapılan işlemler hukuka uygundur.

SANIĞIN CUMHURİYET SAVCILIĞINDAKİ İFADESİ TUTUKLAMA VS

Sanık Mehmet Yünlü 28.04.2001 tarihinde cumhuriyet savcılığına şu yönde ifade

vermiştir.” Maktul Aşır Akğeyik in mahalleden arkadaşı olduğunu belirtmiştir. Ben

arkadaşlarımla birlikte mahallede geziyorduk. Arkadaşım Ferdi Altı kulaçla karşılaştık

birden şakalaşmaya başladık. O sırada maktul Aşır’ın kendisine tornavida salladığını

yalnız vücudunda bir yere gelmediğini sadece elini yaraladığını belirtmiş. Olay

yerinden ayrıldıklarını tekrardan arkadaşlarıyla beraber gezmeye başladıklarını

tekrardan maktulün karşılarına çıktığını ve tekrardan sanık Mehmet yünlüye

saldırdığını ve daha sonra sanık Mehmet yünlü yanında bulunduğu bıçağı çıkartarak

kendini korumak için ona doğru bıçağı salladığını ve onu yaraladığını belirtmiştir.”

şeklinde beyanda bulunmuştur.

Sulh ceza mahkemesinde şu yönde ifade vermiştir; “Olay günü ben Murat

Yılmaz, Ahmet Yılmaz, Halil isimli dört arkadaşımla grup halinde gezmekte idik.

Maktulün yanında ise Ferdi Altı kulaç, Sarkan Keleş, Ertuğrul Yılmaz, isimli kişilerde

grup halinde geziyorlardı.Tümümüz bir noktada karşılaştık. Ben Ferdi ile

şakalaşmaya başladım. Bir dakika sonra şaka tartışmaya akabinde kavgaya

dönüştü.Ben ferdiye vurdum ferdide bana vurdu. Bu sırada maktul Aşır devreye

girerek cebinden tornavida çıkardı ve bana saldırdı. Ben kaçtım eve gitmek

üzereydim bu defe maktul Aşır benim kaçtığım caddenin alt sokağında önüme çıkıp

tekrar tornavida ile bana saldırdı ve beni sağ kolumun bileğinden yaraladı. Bende

kendimi korumak amacıyla üzerimde bulunan bıçakla bir darbe yönelttim. Maktul

yaralandı.Yaralandığını görünce olay yerine yakın olan polikliniğe gitti, bende olay

Page 21: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

21

yerinde kalıp polisleri bekledim. Kavgayı önce maktul başlattı.Önce tornavida ile

kolumdan yaraladı. Bende kendimi korumak amacıyla bıçak ile maktule

saldırdım.”şeklinde beyanda bulunmuştur.

CMUK 104. Madde- “ Suçluluğu hakkında kuvvetli belirti bulunan kişiler aşağıdaki

hallerde tutuklanabilir.

1 - Kaçma şüphesini uyandıracak vakıalar bulunması.

2 - Delillerin yok edilmesi, değiştirilmesi, gizlenmesi, şeriklerin uydurma beyana

veya tanıkların yalan tanıklığa veya tanıklıktan kaçmaya sevk edildiğini, bilirkişilerin

etki altına alınmasına çalışıldığını gösteren hal ve davranışların bulunması.

Soruşturma konusu olan suçun, kanunda öngörülen cezasının üst sınırı yedi yıldan

az olmayan hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektirmesi veya sanığın ikametgahı veya

meskeninin bulunmaması veya kim olduğunu ispat edememesi durumunda yukarıda

bir ve iki numaralı bentlerdeki haller var sayılabilir.

Altı aya kadar hürriyeti bağlayıcı cezayı gerektiren suçlarda sanık ancak, suçun

toplumda infial uyandırması veya ikametgahı veya meskeninin bulunmaması veya

kim olduğunu ispat edememesi halinde tutuklanabilir.

Soruşturma konusu fiilin önemi veya uygulanabilecek ceza veya emniyet tedbiri

dikkate alındığında tutuklama haksızlığa sebep olabilecekse veya tutuklama yerine

bir başka yargılama önlemi ile amaca ulaşılabilecek ise tutuklamaya karar verilemez.”

Anayasa 19. Maddesi gereğince, CMUK 104. maddesinde öngörülen şartların

gerçekleşmesi halinde, henüz suçluluğu kesinleşmemiş, bir kişinin özgürlüğünün

kaldırılmasıdır.

Sanığın, yargılamadan veya verilecek cezadan kaçmasını, delillere zarar

vermesini önlemek ve suçla bozulan toplumsal dengenin sağlanması amacıyla

zorunlu hallerde başvurulacak bir yargılama önlemi olarak mevzuatımızda yer

almıştır.Hazırlık aşamasında tutuklamaya, Cumhuriyet Savcısının talebi üzerine Sulh

Hakimi karar verir. Yetkili Sulh Hakimi suçun işlendiği veya sanığın yakalandığı

Page 22: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

22

yerdeki hakimdir. (CMUK 124. ,125.Md.) Tehirinde zarar bulunan hallerde Sulh

Hakimi doğrudan tutuklama kararı verebilir. (CMUK 125. 158.md.)

Fiili veya hukuki imkansızlık hallerinde asıl, yetkili olan hakimin mensup olduğu

Ağır Ceza merkezindeki Sulh Hakimi de bu yetkiyi haizdir. (CMUK 125/Son.)

Tutuklama kararına sanık,tutuklama isteminin reddi kararına da Cumhuriyet Savcısı

itiraz edebilir.

Yargılama aşamasında tutuklamaya ve salı vermeye yetkili olan ve davayı

gören mahkemedir.

“Ceza Usul Hukukumuzda “Vicdani delil sistemi” kabul edildiğinden, mevcut

verilerin tutuklamaya yeterli (Kuvvetli belirti) sayılıp sayılamayacağı ve diğer ek

şartlarında var olup olmadığını hakim takdir edecektir. Takdir hakkını kullanırken

tamamen serbest olmayıp, Anayasa’nın kişi özgürlüğüne verdiği önemi göz önünde

bulundurmak ,takdirini Anayasa’nın ruh ve amacına uygun kullanmak durumundadır.”

Hakim, sanığa atılı suçun niteliğine, delillerin tam olarak toparlanamamış olması,

mevcut delil durumuna binaen, sanığın CMUK 104. Maddesi uyarınca

tutuklanmasına, hakkında yeterince tevkif müzekkeresi çıkartılmasına,

yakalandığının Cumhuriyet Başsavcılığı vasıtası ile yakınlarına haberdar edilmesine,

evrakın ikmali için Cumhuriyet Başsavcılığına iadesine itiraz yolu açık olmak üzere

28.04.2001 tarihinde karar vermiştir.

Sulh Hakimi, evrakı Cumhuriyet Başsavcılığına iade etmiş, hazırlık aşamasında

toplanan delilleri değerlendiren Cumhuriyet Savcısı, kamu davası açma zarureti

görerek, Mehmet Yünlü’yü Kasten Adam Öldürmekten mahkemeye sevk etmiştir.

TUTUKLAMA MÜZEKKERESİ

CMUK 106. Madde- “ Sanığın tutuklanmasına ancak hakim karar verir.

Tutuklanması talep edilen sanık hazırsa karardan önce dinlenir, hazır bulunan sanık

Page 23: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

23

isterse sorgu sırasında vekaletname aranmaksızın müdafii de hazır bulunabilir ve

karar verilmeden önce Cumhuriyet Savcısı ile hazır olan müdafi dinlenir. Sanık hazır

değilse talebe ilişkin karar, yokluğunda ve evrak üzerinden verilir.

Tutuklama müzekkeresinde, sanığın mümkün olduğu kadar açıkça kim olduğu

ve şekli ile kendisine isnat olunan fiil, fiilin gerçekleştiği zaman ve yer, fiilin kanunda

hükme bağlandığı maddeler, suçun kanuni unsurları ve tutuklamanın sebebi belirtilir.

Tutuklama müzekkeresinin sureti tutma anında tebliğ edilir. Bu mümkün

olmadığı takdirde de, tutma sebepleri ve aleyhindeki isnat sanığa hemen yazılı olarak

bildirilmekle beraber tevkif evine konulduğunun en geç ertesi günü kendisine tebliğ

olunur. Tebliğ, tutuklama müzekkeresinin aslına, bir suretinin sanığa verildiği ve tarihi

yazılmak ve sanığın yakalandığı gün gösterilmek ve altı sanık ile tebliğ yapan memur

tarafından imzalanmak suretiyle olur ve bu asıl tevkif evi dosyasında saklanır. Bu

muamelenin yapıldığı yazılı olan tutuklama müzekkeresinin diğer bir sureti dava

dosyasına konur.

Somut olayımıza bakacak olursak, dava dosyasında bulunan

9. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından verilmiş olan tutuklama kararı sonucunda

hazırlanan tutuklama müzekkeresi, kanunun 106. maddesinin değiştirilen 2. fıkrasına

göre sanığın kim olduğu, üzerine yüklenen fiil ve tutuklama sebebi yönünden gerekli

vasıfları üzerinde taşımaktadır, ancak fiilin işlendiği yer ve zaman, suça uyan yasa

maddeleri ve yüklenen suçun yasal unsurları müzekkerede belirtilmemiştir. Bu

yönüyle kanunda sayılan niteliklerden üçüne haiz değildir.

HAZIRLIK AŞAMASININ DEĞERLENDİRİLMESİ

CMUK 151. Madde- “Suçlara dair ihbarlar, şifahi veya yazılı olarak Cumhuriyet

Savcılığına, zabıta makam ve memurlarına ve sulh hakimlerine yapılabilir.

Bu ihbarlar, kanuni mercilere tevdi edilmek üzere vali, kaymakam ve nahiye

müdürlerine de yapılabilir.

Page 24: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

24

Şifahi ihbarlar üzerine tutanak tutulur.

Takibi şikayete bağlı olan suçlarda bu şikayet yazı ile veya tutanağa geçirilerek

beyan ile mahkemeye, Cumhuriyet savcılığına ve yukarıda gösterilen makamlara da

yapılabilir.”

CMUK 152. Madde- “Bir ölümün tabii sebeplerden ileri gelmediği şüphesini

verecek emareler olur yahut meçhul bir şahsın ölüsü bulunursa zabıta ve belediye

memurları veya köy muhtarları keyfiyeti derhal Cumhuriyet Savcılığına veya sulh

hakimine bildirmekle mükelleftirler.

CMUK 153. Madde- “Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya herhangi bir suretle bir

suçun işlendiği zehabını verecek bir hale muttali olur olmaz kamu davasını açmaya

mahal olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin hakikatini araştırmaya

mecburdur.

Cumhuriyet Savcısı yalnız sanığın aleyhine olan hususları değil lehine olan

cihetleri de arar ve kaybolmasından korkulan delillerin toplanmasına ve zaptına

çalışır.”

“Kamu davasının hazırlanması, ihbar veya herhangi bir suretle haber alınan bir

suç hakkında, hazırlık soruşturmasının açılıp yapılması ile mümkün olur. Hazırlık

soruşturması, kamu davasının açılmasına yer olup olmadığına karar verilmek üzere,

sanığın leh ve aleyhinde olan ve kaybolmasından korkulan delillerin toplanmasını

kapsayacak nitelikte yapılan bir soruşturmadır. Kanunumuza göre bu soruşturma gizli

olup, soruşturma sırasında herhangi bir açıklama yapılamaz.”

Hazırlık soruşturması, bir suçun haber alınmasıyla başlatılır. Cumhuriyet Savcısı

bir suçun işlendiğini doğrudan doğruya öğrenebileceği gibi, ihbar veya şikayet

üzerine dolaylı olarak da öğrenebilir

Re’ sen soruşturmaya tabi suçlarda, suçtan zarar gören veya görmeyen herhangi

bir şahsın, suçu merciine haber vermesine “ihbar”, takibi şikayete bağlı olan

Page 25: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

25

suçlarda, suçtan zarar gören şahsın suçun işlendiğini merciine haber vermesine

“şikayet” denir.

Somut olayda, Mehmet Yünlü üzerine atılı bulunan suç, Kasten Adam

Öldürmek olduğundan ve bu suç resen soruşturmaya tabi suçlardan olduğundan,

Boğaziçi Karakolu tarafından Cumhuriyet Savcılığının suçtan haberdar edilmesi ihbar

niteliğindedir.

Boğaz içi karakolunun olayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na ihbar etmesi

üzerine, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlık soruşturması

başlatılmıştır. Bu noktada, hazırlık soruşturmasında yetkili Cumhuriyet Savcılığının

nasıl belirleneceği konusunda bilgi verilmesi yerinde olacaktır.

“Hazırlık soruşturmasında yetki, vuku bulan bir suç nedeniyle yer bakımından

Cumhuriyet Savcısının soruşturmaya girişip girişemeyeceği ve bağlı bulunduğu

mahkemede dava açıp açamayacağı keyfiyetidi

“Cumhuriyet Savcılarının yetki bölgeleri coğrafi bakımdan bulundukları yargı

hudutları dahilidir. Ancak bu hudutlar dahilinde işlenen suçlar hakkında soruşturma

yapmak ve o mahal mahkemelerinde dava açmak yetkisini haizdirler. Bununla

beraber, gecikmesinde zarar umulan hallerde, suç yargı hudutları dışında işlense

dahi, suçu yetkili Cumhuriyet Savcısından önce haber alan bir Cumhuriyet

Savcısının, işe el koyarak gereken soruşturma işlemlerini yapması ve soruşturma

evrakını en kısa zamanda yetkili Cumhuriyet Savcılığına tevdi etmesi lazımdır.”

Somut olayda işlendiği iddia edilen Kasten Adam Öldürme suçu, Ankara

Cumhuriyet Başsavcılığının bulunduğu yargı hudutları dahilinde vuku bulduğundan,

hazırlık soruşturmasını yürütmeye ve sonucunda kamu davasını açmaya yetkili olan

savcılık, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığıdır. Bu itibarla somut olayda, hazırlık

soruşturması yetkili mercii tarafından yürütülmüştür.

Page 26: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

26

CMUK 154. Madde- “Cumhuriyet savcısı, yukarıdaki maddede yazılı neticelere

varmak için bütün memurlardan her türlü malumatı isteyebilir. Gerek doğrudan

doğruya ve gerek zabıta makam ve memurları vasıtasıyla her türlü tahkikatı yapabilir.

Bütün zabıta makam ve memurları, el koydukları olayları, yakalanan kişiler ile

uygulanan tedbirleri Cumhuriyet Savcılıklarına derhal bildirmek ve

CMUK 156. Madde- “Zabıta makam ve memurları suçları aramakla ve işin

tenviri için lazım gelen acele tedbirleri almakla mükelleftir. Bu makam ve memurlar

tanzim ettikleri evrakı hemen savcılığa gönderirler.”

Somut olayda, Ankara Cumhuriyet Savcısı tarafından CMUK 153. Maddeye

uygun olarak, hazırlık soruşturması başlatılmış; buna göre, olay mahallinde bazı

bulguların tespiti yapılmış ve olay yeri inceleme raporu tutturulmuş, ölü muayene

tutanağı düzenlettirilmiş ve adli tıp doktorunun da görüşü alınarak Adli Tıp

Kurumu’ndan ceset üzerinde otopsi yaptırılarak ‘otopsi tutanağı’ raporu’ alınmış,

İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vat. İş. Gen. Md.’ne maktule ait ‘ölüm ve nüfus cüzdan

sureti’ gönderilmiştir. Ayrıca CMUK 154. Madde uyarınca kolluk kuvvetlerine emir

verilerek olay hakkında gerekli araştırmanın yapılması ve bu araştırma dahilinde

tanık ifadelerinin alınması, sanığa isnat edilen suçtan ötürü savunmasının alınması,

nüfus kayıt örneğinin getirilmesi ve aranan bir şahıs olup olmadığının araştırılması

yapılmıştır.

Hazırlık soruşturması, suçları kovuşturmakla görevli makamların bir suç işlendiği

konusunda bilgi edinmeleriyle başlar.Kanun suçları araştırmak ve ortaya çıkarmak

görevini esas itibariyle kolluğa vermiştir.Suç işlendiği zaman bu durumu öğrenen

savcı' çında kamu davası açmaya gerek olup olmadığına karar vermek üzere derhal

işin gerçeğini araştırmak zorundadır.Hazırlık çalışmalarını yöneten ve bütün bu

çalışmaların sorumluluğunu üstlenen makam savcılıktır.Olayımız dada suç işlendiğini

öğrenen kolluk gerekli araştırmaları yaparak suçluları bulmuş. Bunlar hakkında

kanunda öngörülen araştırmaları yaparak suçluları yargının önüne çıkarmışlardır.

Sanığın kolluktaki ifadeleri, adli tıp işlemleri, savcılıktaki ifadeleri, göz önüne

Page 27: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

27

alındığında, kolluk ve savcılıktaki ifadeleri hepsi kanuna uygun olarak alınmış, sanığa

hakları anlatılmış CMUK m.135’e uygunluk açısından değerlendirildiğinde sanık

hakkında yapılan işlemler hukuka uygundur.

SON SORUŞTURMA

Ceza yargılama sürecinin en önemli aşaması olarak kabul edilen son soruşturma

dönemi, savcının sanığı suçlayan (itham eden) iddianamesinden sonra

başlamaktadır. İddianameye temel olan ve ön soruşturma diye adlandırılan inceleme,

kuramsal olarak savcının görevi olmakla birlikte, uygulamada kolluk güçlerince (polis

ve jandarma) yürütülebilmektedir. Savcıya da yalnızca bir iddianame yazmak ve

daha sonraki aşamada esas hakkında mütalaa vermek işi düşebilmektedir.

İddianameyi alan mahkeme ise son soruşturma dönemi adını alan süreçte oturumlar

düzenleyip sanığın suçu gerçekten işleyip işlemediği sorusunu aydınlatmaya

çalışmakta, doğrudandık ilkesi gereğince toplanan kanıtlarla yüz yüze ilişki kurmakta,

onlarda ne ölçüde doğruluk payının olduğunu anlamaya yönelip sonra da kararını

açıklamaktadır.

Bir suçtan haberdar olduğunda sanığı ve suçu kovuşturacak olan savcı, ön

soruşturmayı polis ve jandarma karakoluna bıraktığında, çoğu kez bir iddianame

eklemekten başka bir iş yapamadığı dosyayı mahkemeye yöneltmek işleviyle

sınırlı kalmaktadır. Mahkeme, kendisine gelen dosyadaki kanıtlara değer

vermekle birlikte onlarla yetinmemekte, ek olarak daha birçok kanıt toplamak

durumunda kalmaktadır. Yargılamanın çabukluğu ilkesi ise bu uygulamadan zarar

görmektedir. Yargılamanın çabukluğu ilkesini güçlendirebilmek için savcının dava

dosyasını tam olarak hazırlaması ve mahkemeye yalnızca değerlendirip karar

verme işini bırakması uygun bir yol olarak görünmektedir. Bu da ön soruşturma

döneminde savcının yetkilerini kolluk güçlerine aktarmayarak baskın bir rol

üstlenmesiyle mümkündür. Savcılık kurumu, CMUK’ ta belirtildiği gibi, kovuşturma

Page 28: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

28

sürecinde lehte ve aleyhte kanıtların toplanması bakımından tam olarak

işlevlendirilip yeterli ölçülerde hizmet içi eğitim ile donatıldığında yargılamanın

çabukluğu ilkesi güçlendirilecektir. Bugünkü koşullarda kovuşturma, çoğu kez,

polisin ya da jandarmanın işi olmaktadır. Savcı ise durumdan haberdar edilen ve

kendisinden iddianame yazması istenilen bir kamu görevlisi durumundadır. Oysa

savcının kovuşturmayı bizzat yürütmesi, CMUK’ un özüne daha uygundur. Bu işin

önündeki en büyük engelin savcılık kurumu ile polis ya da jandarma arasındaki

uzaklık olduğu ileri sürülmekte ve adli zabıta örgütünün bir an önce kurulması

gerektiği savunulmaktadır.

A-) İDDİANAME :

Cumhuriyet savcılığı iddianamesinde “ Maktul ile sanıkların aynı mahalleden

arkadaş oldukları, olay tarihinde maktul Aşır ile Ferdi Altı kulaç beraberlerken sanıklar

Mehmet yünlü ve Murat Yılmaz ‘la karşılaştıkları, birbirleri ile şakalaştıkları, şakanın

kavgaya dönüştüğü , sanık Mehmet yünlünün Ferdi Altıkulaç a yumrukla vurduğu ,

maktul Aşır Akgeyikin Murat Yılmazla yumruklaştıkları sonra ayrıldıkları, bir süre

maktul eve giderken sanık Mehmet yünlü ile tekrar karşılaştıkları, Mehmet yünlünün

Aşır Akgeyike bir tokat vurduğu maktulünde üzerinde taşıdığı torvanidayı çıkararak

Mehmet yünlü ye salladığı, Mehmet Yünlününde kelebek tabir edilen bıçakla Aşır

Akgeyiki bıçaklayarak öldürdüğü diğer sanıklarında ölümle biten kavgaya karıştıkları”

tüm dosya kapsamından anlaşılmakla ;

Sanık Mehmet yünlünün eylemine uyan TCK ‘nın 448. 55/3, 40 Maddeleri

uyarınca diğer sanıklar Ferdi Altıkulaç’ın TCK.nın 464/4 Murat Yılmazın TCK.nun

464/1 maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına karar verilmesini kamu adına arz ve

talep olunur. Mahkeme bu talep doğrultusunda araştırmalara başlamış, delilleri

toplamış ve karar aşamasına gelinmiştir.

Page 29: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

29

2) TENSİP VE TENSİP ZAPTIYLA VERİLEN KARARLARIN

DEĞERLENDİRİLMESİ

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 30.04.2001 tarihli ve 2001/15611 esas sayılı

iddianamesiyle, hakkında Kasten Adam Öldürmek suçundan yargılanmak üzere

kamu davası açılan sanık hakkındaki hazırlık evrakı ve iddianamenin, yapılan

dağıtım sonucunda Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gelmesiyle, dosya, mahkeme

tarafından 2001/129 esas numarasıyla esas defterine kaydedilerek tensip tutanağı

düzenlenmiştir. Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu’ nun 45. ila 64. maddeleri arasında

tanıklık düzenlenmiştir. Tanıklar yargılama sırasında, CMUK m.45’e göre duruşmaya

çağrılmışlardır. Davete uyarak duruşmaya gelen tanıkların yoklaması yapılmış,

tanıklardan m. 61’ de sayılan hususlar sorulmuş, m.56’ ya uygun olarak tanıklara

yemin verilmiş, yalan tanıklığın sonuçları açıklanmış CMUK. m. 62 uyarınca tanıklar

dinlenmeden önce, kendilerine olay hatırlatılmış, sanık gösterilmiş, olaya ilişkin

bildikleri şeyleri söylemeleri istenmiştir ve her tanık m.54’ e uygun olarak diğer

tanıkların tesiri altında kalmaması ve beyanını kendi bilgisine hasretmesi için, ayrı

ayrı ve sonradan dinlenecek tanıklar yanında bulunmaksızın, m. 62’ ye uygun olarak

sözü kesilmeksizin dinlenmiştir. CMUK 250. madde gereğince, sanıktan, tanık

anlatımlarına karşı diyecekleri sorulmuştur. Tüm bu hususlar zapta geçirilmiş ve

mahkeme başkanı, üyeler ve zabıt katibi tarafından tutanağın altı imzalanmıştır.

Tanıkların duruşma sırasında vermiş oldukları ifadeler, celseler incelenirken

aktarılmıştır. Bu nedenle tekrar işlenmesine gerek görülmemiştir.

Bu tutanakta, sanığın açık kimliği, isnat olunan suçun neden ibaret olduğu, suç

tarihi, tevkif tarihi ve davacı bilgilerine yer verilmiş olup, dosya incelendikten sonra

tensiben şu kararlara ulaşılmıştır:

1- “Suçun niteliğine, aleyhindeki delil durumuna ve kanıtların yeteri kadar

toplanmamış olması nedeniyle karartılmasına binaen sanık Mehmet Yünlünün

tutukluluk durumunun devamına,

Page 30: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

30

CMUK 112. madde gereğince; hazırlık soruşturmasında, tutuklu sanığın

tutukluluk halinin devamına gerek olup olmadığı hususu, en geç 30’ar günlük süreler

içinde, Cumhuriyet Savcısının talebi ile, Sulh Hakimince incelenecektir. Aynı süreler

içinde sanığında bu talepte bulunmaya hakkı vardır.

Hakkında son soruşturma açılan tutuklu sanığın tutukluluk durumu ise; gerek tensip

kararı ile birlikte, gerekse her celse talep olmasa da inceleneceği gibi, şartların

gerçekleşmesi halinde celse aralarında da kendiliğinden karara bağlanacaktır.

Diğer yandan; zaruret olmadıkça duruşmaya 8 günden fazla ara verilemeyeceği,

tutuklu işlerde ise, zaruret bulunsa dahi ara verem süresinin 30 günü geçemeyeceği

hükmü konularak (CMUK 222.Md.) gerek hazırlık gerekse Son Soruşturma

safhalarında tutukluluk halinin 30 günü geçmeyecek süreler içinde incelenmesi

imkanı yaratılmıştır.

2- “Tutuklu sanığın duruşma günü ve saatinde mahkememiz duruşma salonunda

hazır bulundurulması için Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına.”

3- “Tutuklu sanığın CMUK 33. ve 209. maddeleri gereğince duruşma gününün

tebliği, kendisini savunmak için bir istemde bulunup bulunmayacağının ve

bulunacaksa neden ibaret olduğunun saptanması için mahkememiz kaleminde

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na yazı yazılmasına.”

CMUK 33. Madde- “Alakadar tarafın yüzüne karşı ittihaz edilen kararlar kendisine

tefhim olunur ve isterse kararın bir sureti de verilir.

Diğer kararlar tebliğ olunur. Alakadar olan taraf tutuklu ise tebliğ edilen varaka talebi

halinde kendisine okunup anlatılır.

CMUK 209. Madde- “Tutuklu olmayan bir sanığa tebliğ olunacak

celpnameye, mazereti olmaksızın gelmediği halde tutuklanacağı ve zorla getirileceği

yazılır.Ancak 225. maddede beyan olunan halde bu ihtar yazılmaz. Tutuklu bulunan

sanığın daveti 33. madde mucibince durumsa gününün tebliği suretiyle olur. Aynı

zamanda sanığın duruşmada kendisini müdafaa için bir talepte bulunup

Page 31: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

31

bulunmayacağı ve bulunacaksa neden ibaret olduğunu bildirmeğe davet olunur. Bu

muamele tutuklunun mahkeme katibi yanına getirilerek bir tutanak tutmak suretiyle

yapılır.”

Sanık tutuklu ise, CMUK 33. maddesi uyarınca kendisine duruşma gününü

bildirmek suretiyle Cumhuriyet savcılığınca duruşmada bulunması sağlanır. Tutuklu

olan sanık duruşma hazırlığı devresinde mahkeme kalemine getirilerek, duruşmada

kendini savunabilmek için bir istemi olup olmadığı, böyle bir istemi varsa nelerden

ibaret olduğunu bildirmesi istenir. Buna kalem sorgusu (isticvap) denir.

4- “Sanığın nüfus kaydının bağlı bulunduğu nüfus müdürlüğünden istenilmesi

için yazı yazılmasına, yazıya işin tutuklu olduğu notunun konulmasına.”

5- “Sanığın sabıka kaydının Adli Sicil müdürlüğünden fiş ile istenmesine,fişe işin

tutuklu olduğunu notunun konulmasına.”

Sanıkların daha önce suç işleyip işlemedikleri, işledilerse ne tür bir suçla

mahkum oldukları, yargılama sonucunda verilecek olan hükmün, takdiri hafifletici

nedenlerin uygulanıp uygulanmayacağının tespitinde önem taşıyacağından,

mahkeme tarafından yargılamanın başında Adli Sicil Müdürlüğünden istenmiştir.

6- “Sanık hakkındaki tutuklama müzekkeresinin infaza alınıp alınmadığının

Cumhuriyet Başsavcılığından yazı ile sorulmasına.”

7- “Maktul Aşır Akgeyikin tüm aile nüfus kayıt tablosunun bağlı olduğu nüfus

müdürlüğünden yazı ile istenilmesine.”

8- “Maktule ait otopsi tutanağının getirilmesi için Ankara Cumhuriyet

Başsavcılığına yazı yazılmasına.”

9- “Tanıklar: a)Halil Baki Baba; b)Murat Yılmaz; c)Ferdi Altıkulaç,Ahmet Yılmaz;

d)Ertuğrul Yılmaz e)Serkan Keleş işin tutuklu oluşu nedeniyle ihzaren celplerine.”

CMUK 45. Madde- “Tanıklar davetiye ile çağrılır. Davet üzerine gelmemenin

kanuni neticeleri davetiyede gösterilir.

Page 32: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

32

Tutuklu veya acele işlerde, mahkeme davetiye tebliğ ettirmeksizin tanıklar için ihzar

müzekkeresi verebilir. Şu kadar ki müzekkerede bu yoldan getirilmenin sebepleri

gösterilir ve bunlara mahkemece davetiye ile gelen tanıklar hakkındaki işlemler

uygulanır.

Davetiye fiili hizmette bulunan askerlere bulundukları yerlerdeki askeri makamlar

vasıtasıyla tebliğ olunur.”

“Tanık, taraflardan olmayan bir kişinin olay hakkında beş duyusu ile edindiği

bilgiyi sübut konusunda karar verecek olan (veya naip veya istinabe olunan ) hakime

sözle anlatan kişidir.”

Tanıklar kural olarak davetiye ile çağrılır ve bu davetiyeye gelmemesi halinde

uygulanacak hükümler yazılır. Ancak, tutuklu ve acele işlerde doğrudan ve ilk defa

ihzar müzekkeresi çıkarılabilir. İhzar müzekkeresinde bu neden (tutuklu iş-acele iş)

belirtilmelidir.

Dolayısıyla olayımızda ki tensip tutanağında tanıklara çıkartılmış olan ihzar

müzekkereleri usule uygun ve yerindedir.

Ceza yargılamasında, ceza yargıcı hukuk yargılamasının aksine tarafların iddia

ve savunmalarıyla bağlı değildir. Maddi gerçeğin öğrenilmesi ve vicdani kanaatin

oluşabilmesi için kendiliğinden kanıt toplama serbestisine sahiptir. Mahkeme gerekli

gördüğü kanıtların toplanmasını kendiliğinden bilirkişi incelemesi yaptırmasını da

karar verebilir. Bu tanık veya bilirkişilerin hazırlık soruşturması sırasında dinlenmiş

olmaları gerekli değildir.

10- “Sanık vekili Av.Çınar Bacanlı duruşma gün ve saatinden bahisle davetiye

çıkartılmasına.”

CMUK 211. Madde- “Müdafii gerek mahkemece tayin edilmiş olsun gerek

maznun tarafından intihap edilipte mahkemeye haber verilmiş bulunsun maznun ile

birlikte davet olunur.”

Page 33: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

33

Müdafiin duruşmaya davet edilmemesi savunma hakkının kısıtlanması sonucunu

doğuracağından bu husus bozma sebebi oluşturur. Zira bu kural emredici niteliktedir.

Ve bu nedenlerle duruşmanın 03.07.2001 tarihine ertelenmesine tensiben ve

oybirliğiyle karar verilmiş, tutanak başkan ve üyeler ile mahkeme katibi tarafından

imzalanmıştır.

Sanığa duruşma gün ve saatini bildirir davetiye tebliği ve davetiyeyle birlikte

iddianamenin de gönderilmesi ve ayrıca duruşmanın celpnamenin tebliğinden

itibaren bir haftadan önce yapılmaması, sanığın savunma hakkını kullanması

açısından getirilmiş düzenlemelerdir. Zira; sanığın duruşmada kendini savunması,

ancak ve ancak duruşma gününden haberdar olmasına bağlıdır. Öte yandan,

kendisine davetiye ile beraber iddianame de gönderilen sanık, üzerine atılı suçun

neden ibaret olduğunu, neyle yargılanacağını bileceğinden savunmasını ona göre

hazırlayacaktır ki, bu da sanığın savunma hakkının kısıtlanmaması açısından

önemlidir. Ayrıca Tensip tutanağı incelendiğinde mahkeme tarafından yapılan

işlemler hukuka uygundur.

CUMHURİYET SAVCISININ ESAS HAKKINDAKİ MÜTALAASI;

Cumhuriyet Savcısı Esas hakkındaki mütalaasında “ Olayları tekrarla sanık

Mehmet Yünlü’nün TCK.448.55/3. maddeleri uyarınca cezalandırılmasına diğer

sanıkların ise kavgaya karıştıklarına ilişkin delil elde edilmediğinden beraatlarına

karar verilmesini talep etmiştir. Sanık Mehmet Yünlünün 28.04.2001 tarihli

Cumhuriyet Savcılığında alınan ifadesinde ; maktul ile mahalle arkadaşı olduğu, olay

günü yanına arkadaşları Murat Yılmaz , Ahmet Yılmaz, Halil Baki Baba olduğu halde

caddede gezdiklerini, gezerken maktul ve yanındaki Ferdi Altıkulaç ile

karşılaştıklarını, maktulün yanındaki Ferdi ile kendisinin şaka yaptığını ancak el

şakasının kavgaya dönüştüğünü ve bu kavga sırasında maktulün ferdiyi savunarak

kendisine tornavida ile saldırdığını vuramadığını ancak sağ elinde bir çizik meydana

getirdiğini daha sonra ayrıldıklarını , bir müddet sonra tekrar karşılaştıklarını, bu kez

Page 34: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

34

maktulün üzerlerine geldiğini ve tornavida ile kendisine saldırdığını , bu saldırıdan

korunmak için üzerinde taşıdığı kelebek tabir edilen bıçağı çıkartıp maktule bir kez

vurduğunu ve onu yaraladığını, öldürme kastı ile hareket etmediğini belirtirken,

28.04.2001 tarihli sulh ceza mahkemesindeki ifadesinde : olay günü arkadaşları

Murat Yılmaz, Ahmet Yılmaz, Halil Baki Baba ile grup halinde gezmekte iken

maktulün yanında Ferdi Altıkulaç ,Serkan Keleş, Ertuğrul Yılmaz olduğu halde

karşılaştıklarını, bu karşılaşma sırasında , kendisinin ferdi ile şakalaşmaya

başladıklarını, bu şakalaşmanın kavgaya dönüştüğü ferdi ile birbirlerine vurduklarını ,

ancak maktulün devreye girerek cebinden çıkardığı tornavidayı kendisine salladığını ,

bu saldırı üzerine eve kaçtığını, ancak maktulün evlerinin bulunduğu sokakta önüne

çıkıp, tekrar tornavida ile saldırdığını ve sağ kolunun bileğinden kendisini yaraladığını

bunun üzerine kendisini korumak amacıyla cebinden çıkardığı maket bıçağı ile

maktule vurduğunu ve maktulün yaralandığını belirtmiştir. Aynı sanık 3.07.2001

tarihli celsedeki ifadesinde aynı hususları tekrarlamış amacının sadece kendisini

korumak olduğunu, öldürme kastı ile hareket etmediğini belirtmiştir. Olayın görgü

tanıkları Ahmet yılmaz serkan keleş Ertuğrul yılmaz Halil Baki Baba tanık olarak

yeminli dinlenmişler. Gerek iddia ve gerekse bunu teyit eden sanığın savunması

yeminli, tanık anlatımları ,olayla ilgili tutanaklar otopsi ve ekspertiz raporları ile tüm

dosya kapsamından sanık ile maktulün mahalleden arkadaş oldukları olaydan kısa

bir müddet önce sanık Mehmet ile maktulün okulda top oynarken münakaşa ettikleri

ve bu münakaşa nedeniyle birbirlerine kırgın olduklarını ,olay günü sanık Mehmet ile

maktulün ayrı gruplar halinde arkadaşlarıyla gezerken tesadüfen karşılaştıkları

karşılıklı olarak birbirlerine laf attıkları el kol hareketleri ile şakalaştıklarını bu sırada

sanık Mehmet’in maktule neden bana küfür ettin demesi üzerine maktulün “ benim

sana karşı herhangi bir gıcıklığım yok” dediği ancak sanık Mehmet’in maktulün

üzerine saldırdığı , maktulünde üzerinde taşıdığı tornavidayı çıkarıp salladığı ve bu

sırada sanık Mehmet'in sağ el bileğinden hafifçe yaralandığı bunun üzerine sanık

Mehmet'in yanında arkadaşı Halil baki baba olduğu halde eve giderek bileğindeki

yarayı yıkayıp sardığı ve evden kelebek tabir edilen bıçağı üzerine alarak dışarı

Page 35: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

35

çıktığı ve maktulün bulunduğu yere gelerek maktulle kavgaya tutuştuğu ve üzerinde

taşıdığı bıçağı çekip maktulün göğüs bölgesinden vurmak suretiyle yaraladığı ve

bilahare maktulün öldüğü hususunda mahkememize tam bir vicdani kanaat gelmiştir.

Her ne kadar sanık ve vekili savunmalarında , maktulün olaya sebebiyet verdiğini ,

tornavida ile saldırıp sanık Mehmet'i yaraladığı için sanık Mehmet ‘in kendisini

korumak zorunda kaldığını ve bu nedenle meşru müdafaa hükümlerinin

uygulanmasını yada en azından tahrik hükümlerinin uygulanmasını talep etmişler ise

de sanığın çelişkili ve tevilli anlatımı ile yeminle dinlenen tanıkların ve özellikle

Ertuğrul yılmaz ve Halil baki baba nın anlatımları karşısında maktule saldırmak

suretiyle olayı sanık Mehmet’in başlattığı daha sonrada evden bıçağı almak suretiyle

yine kendini koruma söz konusu olmadan direk olarak maktulün üzerine yürüyüp onu

bıçakla vurup öldürmüş olması karşısında sanık ve vekilinin bu savunmaları

mahkememizce samimi görülmemiştir ”. Her ne kadar ilk olayda sanık sanık Mehmet

maktulün tornavidası ile elinden yaralanmış ise de ilk olayda da maktulün üzerine ilk

yürüyen ve ona sataşan sanık Mehmet olduğu için TCK’nin 51 maddesinin

uygulanması yoluna gidilmemiştir.

Her ne kadar diğer sanıklar Murat Yılmaz ile Ferdi Altıkulaç hakkında

ölümle biten kavgaya iştirak etme suçundan dava açılmış ise de taraflar ve tanıkların

beyanlarına göre bu sanıkların olay mahallinde bulunmaktan başka bir eylemleri

görülmemiş ve bu sanıkların kavgaya iştirak ettiklerine dair bir delil elde

edilmediğinden bu sanıkların beraaat'lerine karar verilmesi gerekmiştir. Olayımızda

sanık ve sanıklar hakkında TCK m.448, 55/3, 40,Sanık Mehmet Yünlü ve diğer

sanıklar hakkında ise m.464/1, 464/4 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları talep

edilmiştir. Sevk maddelerini somut olayımıza uygulandığında kanımca sevk

maddeleri hukuka uygunluk açısından değerlendirildiğinde sanıkların işlemiş oldukları

suçlar ceza maddelerine uygundur. İşlemiş oldukları suçların ceza kanunundaki

karşılıkları hukuka uygundur. Sadece cezayı hafifletici sebeplerin olaya

uygulanmaması kanımca hukuka aykırıdır.

Page 36: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

36

I- HÜKÜM

CMUK 253. Madde – “ Duruşmanın sona erdiği tefhim olunduktan sonra hüküm

verilir.

Sanığın beraatına veya mahkumiyetine, davanın reddine veya düşmesine ve

muhakemenin durmasına dair kararlar hükümdür.”

CMUK 261. Madde – “Hükmün tefhimi duruşmanın sonunda, en az 268. maddede

belirtilen hüküm fıkrasının duruşma tutanağına geçirilerek okunması ve gerekçenin

başlıca noktalarının sözlü olarak bildirilmesi suretiyle olur.

Hüküm fıkrası ayakta dinlenir.

Hükmün tefhimi sırasında sanık hazır bulunduğu takdirde, varsa kanun yolları

kendisine bildirilir.”

CMUK 268. Madde – “ Hükmün gerekçesi tamamıyla tutanağa derce dilmemişse,

tefhimden itibaren üç gün içinde dava dosyasına raptolunur.

Hüküm ve kararlar buna iştirak eden hakimler tarafından imzalanır.

Hükmün beyan edilmesinde, hakimlerden biri imza edemeyecek durumda ise,

maninin sebebi reis tarafından ve bunun da bulunmaması halinde, hükümde hazır

bulunan hakimlerin en kıdemlisi tarafından hükmün altına yazılır.

Hüküm fıkrasında, 253. Maddeye göre verilen kararın ne olduğunun, uygulanan

kanun maddelerinin, verilen ceza miktarının, kanun yollarına başvurmanın mümkün

olup olmadığının tereddüde yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerekir.

Hükümlerin ikinci nüshaları ve hülasaları reis ve zabıt katibi tarafından imzalanır

ve mahkeme mührü ile mühürlenir”.

Ankara cumhuriyet başsavcılığının 30.04.2001 tarihli iddianamesi ile sanık

Mehmet Yünlünün TCK.m.448-55/3 maddesi uyarınca sanık Ferdi Altıkulaç,

Page 37: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

37

TCK.m.464/4ve sanık Murat Yılmazın TCKm.464/1 maddeleri uyarınca

cezalandırılmalarını talep etmiştir.

Yapılan tahkikatlar sonucunda ;

Sanıklar Ferdi Altıkulaç ve Murat Yılmaz haklarında ölümle biten kavgaya

karışmak suçundan, kamu davası açılmış ise, bu sanıkların müsnet suçu işlediklerine

dair mahkumiyetlerine, yeteri ve inandırıcı delil elde edilmediğinden, bu sanıkların

beraatlarına karar verilmiştir.

Olayın işleniş şekli, tanıklar, tanık ifadeleri doğrultusunda, mahkemenin,

Murat Yılmaz ve Ferdi Altıkulaç hakkında vermiş olduğu beraat kararı incelendiğinde,

tanık ifadelerine göre Mehmet Yünlü ile Ferdi Altıkulaç,aralarında tartışmış ve olay

daha sonra kapanmıştır. Her ne kadar olay sırasında orada bulunmuş iseler de olayla

hiçbir ilgileri yoktur. Her seferinde olayı ayırmay'a çalışmışlardır. Bu nedenle

mahkemenin iki sanık hakkında vermiş olduğu karar hukuka uygundur.

Sanık Mehmet Yünlü hakkında ise, Kasten Adam Öldürme suçu sabit

görülmekle, eylemine uyan TCK.m.448, uyarınca suçun işleniş, özelliği nazara

alınarak taktiren 24 yıl ağır hapis cezasıyla cezalandırmış.

Ayrıca sanık suç tarihinde 15-18 yaş grubu arasında bulunduğundan

TCK.m.55/3 maddesi uyarınca cezası 1/3 oranında indirilerek 14 yıl ağır hapis, ve

Sanığın duruşmadaki hal ve tavırları nazara alınarak TCK.m.59, uyarınca

cezası 1/6 oranında, indirilerek 11 yıl 8 ay ağır hapis cezasıyla cezalandırmıştır.

Mahkeme sanık Mehmet yünlünün olayı tahrik unsuru altında işlediğini kabul

etmemiş, haksız tahrik hükmünün uygulanmasını reddetmiştir.

Oluşa, maddi delillere, dosya kapsamına göre, mahkemenin haksız tahrik

hükmünü reddetmesi dosya kapsamına uygun değildir.Çünkü mahkeme karar

gerekçesinde olayı sanığın başlattığını belirtmiştir. Olayı başlatan maktuldür. Tanık

Serkan Keleş, Ahmet Yılmaz, Halil Baki Baba, polis ifadelerinde maktul Aşır’ın sanığa

arkadaşlarıyla beraberken ağır hakaret içeren sözler söylediğini belirtmişlerdir. Sanık

Page 38: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

38

Mehmet yünlünün 9.sulh ceza mahkemesinde verdiği ifade ile Murat Yılmazın

Cumhuriyet Savcılığında verdiği ifadede, açıkça Mehmet Yünlünün Ferdi ile

şakalaşırken maktulün tornavidayı çekip sanık Mehmet yünlüye hücum ettiği ve

yaraladığını belirtmişken mahkemenin olayı başlatanın sanık olduğunu göstermesi

tanık beyanlarına dosyadaki delillere aykırıdır.

Mahkeme yapmış olduğu araştırmalarda;

Olaydan sonra,olay yeri incelemeleri, suç aleti olan bıçağın bulunması,

kolluk ifadeleri, tanık ifadeleri, cumhuriyet savcılığındaki ifadeleri, otopsi raporları, adli

tıp raporları, kriminal incelemeleri, yönünden yapmış olduğu araştırmalarda eksik

kalan ve araştırılması gereken vakıa kalmamış, mahkeme son aşamada bütün

delilleri ve olayları araştırmış son kararı oybirliğiyle vermiştir.

Mahkeme sanık Mehmet yünlü lehine TCK.m.51/1 hükmünü

uygulamalıydı. Kanımca sanık işlemiş olduğu suçu basit tahrik altında

işlemiştir.Mahkeme bu hükmü son karara uygulamalıydı.Karar hukuka aykırıdır.

Çünkü maktul sanığı her seferinde tahrik etmiş kavğa’yıda görgü tanıklarının

ifadelerine göre her seferinde kendisi başlatmıştır.

KANUN YOLLARI VE UYGULANMASI :

CMUK 305. Madde – “ Ceza mahkemelerinden verilen hükümler temyiz olunabilir.

Ancak on beş sene ve ondan yukarı hürriyeti bağlayıcı cezalar ile ölüm cezalarına ait

hükümler hiçbir harç ve masrafa tabi olmaksızın Yargıtay’ca re’ sen tetkik olunur.

1- İki milyon liraya kadar (iki milyon dahil) para cezalarına dair olan hükümler,

2- Yukarı sınırı on milyon lirayı geçmeyen para cezasını gerektiren suçlardan

dolayı verilen beraat hükümleri

Page 39: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

39

3- Bu kanun ile sair kanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler,

Temyiz olunamaz.”

Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, bir kısım hükümler Yargıtay’ca talep

olmasına bakılmaksızın tetkik edilirken, bir kısım hükümler ise temyizi kabil olmayan

hükümler olarak sayılmaktadır. Bunların dışında kalan hükümler ise, ancak ilgililerin

kanunda belirtilen süre içinde temyiz talebinde bulunmaları halinde temyiz olunabilir.

Öte yandan, kanun ceza mahkemelerinden verilen hükümlerin temyiz

olunabileceğini belirtmiş olduğundan, hüküm mahiyetinde olmayan kararlar aleyhine

temyiz yoluna müracaat olunamayacağı aşikardır.

CMUK 305. Madde - " Ceza Mahkemelerinden verilen hükümler temyiz

olunabilir. Ancak, onbeş sene ve ondan yukarı hürriyeti bağlayıcı cezalar ile ölüm

cezalarına ait hükümleri hiç bir harç ve masrafa tabi olmaksızın Yargıtay’ca resen

tetkik olunur.”

CMUK m. 305’ de Yargıtay’ca resen temyiz incelemesine tabi olan hükümler

sayılmıştır. Bu hükümlerin re’ sen temyize tabi olması, Cumhuriyet Savcısının ve

diğer ilgililerin hükmü temyiz etmelerine engel değildir.

CMUK 307. Madde - “Temyiz ancak hükmün kanuna muhalif olması sebebine

müstenit olur.

Hukuki bir kaidenin tatbik edilmemesi yahut yanlış tatbik edilmesi kanuna

muhalefettir.”

CMUK m. 307’ de bir hükmün ancak kanuna muhalif olması durumunda temyiz

edileceği belirtilmiş olup, m. 308’ de ise mutlak temyiz nedenleri sayılmıştır. Bu

maddede sayılan hallerde mutlaka kanuna muhalefet edilmiş olmaktadır.

Temyiz incelemesinde, ilk derece mahkemelerinin vermiş oldukları hükümler

hukuka aykırılık yönünden denetlenirken, mahkemenin sabit kabul ettiği olaya

uygulamayı uygun gördüğü hukuk kuralının doğru olup olmadığı denetlenir. Maddi

sorunun tespitiyle temyiz mercii ilgilenmez. Yargıtay temyiz incelemesini dosya

Page 40: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

40

üzerinden yapar. Temyiz yolunda, hüküm mahkemesinin kararı yalnızca hukuka

uygunluk bakımından incelenir. Hüküm mahkemesince incelenen vakıalar temyiz

yolunda tekrar inceleme konusu yapılamayacağı gibi yeni vakıalar da ileri sürülemez.

Temyiz talebinin dinlenebilmesi için temyiz edilen karar verilirken hukukun yanlış

uygulandığını bildirmek gerekli ve yeterlidir. Yargıtay temyiz edenin ve karşı tarafın

bildirmiş olduğu hukuki sebeplerle bağlı değildir.

CMUK 310. Madde – “Temyiz talebi, hükmün tefhiminden itibaren bir hafta içinde

hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt katibine yapılacak beyanla

olur, beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hakime tasdik ettirilir.

Hükmün tefhimi sanığın yokluğunda olmuşsa bu süre tebliğ tarihinden başlar.”

CMUK 312. Madde – “Müddeti içinde verilen temyiz dilekçesi hükmün kati’leşmesine

mani olur.”

CMUK 421. Madde – “Bu Kanuna göre ağır ceza işlerinden maksat, ölüm ve ağır

hapis ve on seneden fazla hapis cezalarını gerektiren cürümlere ilişkin davalardır.”

Sanık veya vekili temyiz incelemesinin duruşmalı yapılmasını talep ettiği taktirde

ağır cezalı işlerde duruşmalı inceleme yapılabilir. Yargıtay’ca resen de duruşmalı

inceleme yapılmasına karar verilebilir. Tutuklu olan sanık bizzat duruşmalara

katılamaz. Dava konusu olayda, mahkemenin verdiği hükme karşı sanık vekillerinin

süresi içinde dilekçe vermek suretiyle duruşma talepli temyiz talebinde bulunmuştur.

Böylece, dosya Yargıtay’a gönderilmiş ve temyiz en tetkiki yapılmıştır. Sanık vekili

mahkemenin vermiş olduğu kararın,dosyadaki delillere uygun olmadığından kararı

temyiz etmiştir.

Sanık vekili Temyiz nedenlerinde ise,

1. Mahkeme karar gerekçesinde olayı sanığın başlattığını belirtmiştir.Halbuki

olayı başlatan maktuldür. Tanık Serkan Keleş, Tanık Ahmet yılmaz, Halil baki

baba polis ifadelerinde Aşırın sanığa arkadaşlarıyla beraberken hakaret

ettiğini gayet açık olarak belirtmiştir.

Page 41: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

41

Sanığın 9.Sulh Ceza mahkemesinde verdiği ifade ile Murat Yılmazın

C.savcılığında verdiği ifadede açıkça Mehmet Yünlü ile Ferdi Şakalaşırken

Aşırın tornavidayı çekip Mehmet’e hücum ettiğini ve yaraladığını belirtmişken

mahkemenin olayı başlatanın hala sanık olduğunu gerekçe göstermesi

dosyadaki delillere uymadığını belirtmiş

2. Ayrıca sanığın bileğindeki tornavida yarasının bir çizik olarak kabülü'de sanığa

olan hücumu çok küçümsemektir. Mahkemece sanığın, Aşıra yumruk vurduğu

kabul edilmesine rağmen savunmada ve Ferdi Altıkulaçın C.savcısına verdiği

ifadede belirtildiği gibi sanığın Aşıra değil Ferdiye vurduğu belirtilmiştir. Olayın

başlangıcı yönünde yukarıdaki beyanlar duruşmada huzurda da aynen

tekrarlanmıştır.

3. Mahkeme huzurunda Halil, 4.6.2001 tarihli açıklamasında ( O sırada aşır

Mehmet’e saldırdı…Arkadaşlarla konuşurken sanık Mehmet’e maktul aşır

yeniden saldırdı o sırada aşırın sesini duydum göğsünden yaralanmıştı.)

diyerek olayın maktulün Mehmet’e hücumu ile çıktığını bunun üzerine sanığa

bıçağı çıkarttığını beyan etmiştir. Tanık Ahmet ise 4.6.2001 tarihli ifadesinde

ilk defa Aşirin Mehmet’i yaraladığı ikinci karşılaşmada ise ( Karşılıklı

konuşurken aşır yine tornavidayı cebinden çıkarttı. Mehmet’te Aşırın kendisine

tornavidayı sallaması üzerine ona doğru elini salladı ve Aşirin göğsüne rastladı

) demiştir.

Bütün bu olaylar ve tanık beyanları sanığı doğrulamaktadır. Sanık Mehmet

birinci defa tornavida ile bileğinden yaralanmış ve aldığı darbeyle yere düşmüştür.

Kalkıp kaçan sanık Mehmet ikinci karşılaşmada arkadaşları ile konuşurken maktulün

sanık Mehmet’e tornavida ile tekrardan saldırması neticesi sanığın öldürme kastı

taşımaksızın kendisini korumak maksadı ile çıkardığı bıçakla maktul tek darbe ile

yaralanmıştır. Sanık Mehmet eylemine devam etmemiştir.Tanık Ertuğrul Yılmaz

tarafından’da kavgayı maktulün çıkardığı tecavüzün maktul tarafından yapıldığı

Page 42: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

42

duruşmada belirtilmiştir. Tanık beyanları her aşamada bu şekildedir. Bu beyanlar ve

deliller dikkate alındığında ;

- Sanıkla maktul arasında öldürmeyi gerektirecek ciddi bir sebep ve

husumet olmadığı ;

- Sanığın öldürme kastı olmadığı kendine vaki tecavüzü def için bir defa

bıçak kullandığı ve kastını aşarak adam ölüme sebebiyet verdiği ve

eylemine devam etmediği ;

- Olayı sanığın başlatmadığı olayın maktul tarafından başlatıldığı ve

tecavüzün sürdürüldüğü ;

- İki defadır tornavida ile saldırı karşısında çaresiz kalan sanığın üzerinde

taşıdığı bıçağı kullandığı ;

Göz önüne alınarak TCK 452-49 maddeleri uygulanmaması, hatta böyle bir olayda

bu deliller ve beyanlar karşısında TCK 51/2 maddesinin bile uygulanır görülmemesi

bile kanaatimizce mahalli mahkeme kararının bozulmasını gerektirir. Şeklinde yazılı

Temyiz dilekçesi vermiş.

Temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 1.Ceza Dairesinin 1.B/117136 Bozma ilamı

doğrultusunda Mehmet yünlünün temyiz istemi duruşmalı olarak Yargıtay’ca

incelenmesi sanık tarafından istenilmiş, dava dosyası incelenmiş;

Sanığın savunması inandırıcı nedenlerle reddedilmiş incelenen dosyaya göre,

verilen hükümde, bozma dışında isabetsizlik görülmemiş, etki ve tepki arasındaki

oransızlık dikkate alınarak sanık lehine TCK’M.51/1 maddesinin tatbik edilmesi ve

hükmün bozulmasına, oybirliğiyle karar verilmiştir.Karar taraflara tebliğinden sonra

sanık vekilleri duruşmaya davet edilmiş; Cumhuriyet savcısı esas hakkındaki

mütalaasında Bozmadan önceki mütalaamızı aynen tekrarla olayın hafif tahrik altında

işlediği anlaşılmakla TCK’nin 51/1 maddenin uygulanması talep etmiştir,Mahkeme

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 30.04.2001 tarihli iddianamesi ile maktul ile

sanıkların aynı mahalleden arkadaş oldukları, olay tarihinde maktul ile Ferdi Altıkulaç

Page 43: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

43

beraberlerken sanıklar Mehmet Yünlü ve Murat Yılmaz ile karşılaştıkları, birbirleri ile

şakalaştıkları, ancak bu şakanın kavgaya dönüştüğü, sanığın arkadaşı Ferdi’ye

yumrukla vurduğu , maktulün arkadaşı Murat’la yumruklaştığı bir müddet sonra

maktul eve giderken sanık ile karşılaştığı, sanığın maktule tokat vurduğu, maktulünde

üzerinde taşıdığı tornavidayı çıkararak sanığa salladığı ve bu sırada sanığın üzerinde

taşıdığı bıçakla maktulü bıçaklayarak öldürdüğü, diğer sanıkların ölümle biten bu

kavgaya karıştıkları, iddiasıyla kamu davası açılmış ve sanığın öldürme, diğer

sanıkların bu kavgaya karıştıkları iddiasıyla kamu davası açılmış, ve sanığın öldürme,

diğer sanıkların bu kavgaya karışma suçlarından cezalandırmaları talebiyle

mahkememizde açılan kamu davasının yargılaması sonucunda mahkememiz diğer

sanıkların beraatlarına, sanık Mehmet Yünlü’nün Kasten Adam Öldürme Suçu sabit

görülerek TCK’nun 448. 55/3.59 maddeleri uyarınca netice ten 11 yıl 8 ay ağır hapis

cezasıyla cezalandırılmasına karar vermiş, bu karar sanık vekili tarafından temyiz

edilmesi üzerine Yargıtay 1. Ceza Dairesinin 7.03.2002 tarihli ilamıyla olay sırasında

maktulün tornavida ile elinde bir şey olmayan sanık Mehmet’e saldırıp elinden

yaraladığı ve bunun etkisi ile sanığın daha sonra karşılaştıklarında maktulü

bıçaklayarak öldürdüğü ve bu durum karşısında sanığın olayı basit tahrik sonucu

işlemiş olduğu ve sanık hakkında TCK’nun 51/1 maddesinin uygulanması

gerekeceğinden bahisle bozmuştur.

Mahkeme bozma ilamına uymuştur.

Delillerin yeniden değerlendirilmesinde, olaydan kısa bir müddet önce maktul ile

sanığın karşılaştığı maktulün tornavida ile sanığa saldırarak elinden Adli Tıp Kurumu

Başkanlığının 27.04.2001 tarihli raporuna göre 2 gün iş ve gücünden kalacak şekilde

yaraladığı ve bu sırada sanığın elinde veya üzerinde herhangi bir bıçak veya buna

benzer bir silah bulunmadığını ve bu sanığın bu olayın etkisinde kalarak olay

sırasında karşılaştığı maktulü bıçaklayarak öldürdüğü ve böylece sanığın hafif tahrik

neticesinde bu suçu işlemiş olduğu anlaşılmakla, sanığın TCK’nun 448 maddesi

uyarınca kasten adam öldürme suçundan cezalandırılmasına ve yukarıda açıklandığı

üzere suçu hafif tahrik sonucu işlediğinden TCK’nun 51/1 maddesine göre

Page 44: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

44

cezasından indirim yapılarak ve ayrıca yaşı nedeniyle 55/3 ve daha önceki kararda

verildiği üzere sanığın ikrarı ve duruşmadaki hal ve tavırları lehine düşünülerek

TCK’nun 59 maddesi uyarınca indirim yapılıp buna göre cezalandırılması yoluna

gidilmiştir.

Bu itibarla;

TCK’m.51/1 maddesi uyarınca cezasını 1/4 oranında indirerek 18 yıl ağır hapis

cezasıyla cezalandırmasına; Sanığın suç tarihinde 15-18 yaş grubu arasında

olduğundan TCK’M.55/3 uyarınca cezasının 1/3 oranında indirerek 13 yıl ağır hapis

cezasıyla cezalandırmış ve TCK.59 maddesi uyarınca cezasını 1/6 oranında

indirerek sonuç olarak sanığı, on yıl ağır hapis cezası ile cezalandırılmasına

oybirliğiyle karar verilmiştir.

Sanık vekili Mahkeme kararını dosya ve delillere uymadığı karar hukuka

aykırı olduğunu beyan etmiş tekrardan temyiz ederek müvekkili hakkında

TCK’M.452, m.49 uygulanmaması ve TCK’M.51/2 in uygulanır görülmemesi mahalli

mahkemenin kararının bozulması gerektiği görüşünü beyan etmiş.

Temyiz nedenlerinde ise ;

Müvekkilinin aleyhine 30.04.2001 tarihli iddianame ile TCK 448-55/3 maddeleri

ile cezalandırılması talebi ile dava açılmış, yapılan yargılama sonunda müvekkilinin

448. 55/3. 59 maddeleri uygulanarak neticeden 11 yıl 8 ay ağır hapis cezası ile

cezalandırmış. Bu hüküm tarafımızdan temyiz talebi üzerine Yargıtay’ca tetkik edilmiş

ve sanık hakkında TCK m. 51/1 maddesi uygulanması gerekeceğinden bahisle

bozulduğunu belirtmiş, Mahkemece bozma ilamına uyulmuş ve yapılan yargılama

sonunda TCK 448. 51/1. 55/3. 59 maddeleri uygulanarak netice ten 10 yıl ağır hapis

cezası ile cezalandırmıştır. Hükmün dosyadaki delillere uygun olmadığını aşağıdaki

nedenlerle açıklamaya çalışmıştır.

1.) Mahkeme karar gerekçesinde olayı sanığın başlattığını belirtmiştir.Halbuki olayı

başlatanın maktul’ün olduğunu, bunun tanık ifadeleri doğrultusun dada gayet

açık olduğunu belirtmiştir ;

Page 45: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

45

2.) Sanığın 9.Sulh Ceza Mahkemesinde verdiği ifade ile Murat Yılmazın Cumhuriyet

savcılığında verdiği ifade de açıkça sanık ile arkadaşı ferdinin şakalaşırken

maktul aşırın tornavidayı çekip sanık Mehmet’e hücum ettiğini ve yaraladığını

belirtmiş iken mahkemenin durumu hafif tahrik olarak nitelemesi dosyadaki

delillere uymadığı ;

3.) Ayrıca sanığın bileğindeki tornavida yarasının bir çizik olarak kabulünde sanığa

olan hücumu küçümsememektedir. Ayrıca savcılıktaki ifadelerde sanığın maktul

aşıra değil arkadaşı ferdiye vurduğunu belirtmiştir.

Yargıtay’ca incelenmesi sonucu 1.Ceza Dairesinin 1.B/103757nolu Tebliğ name

ile hükmün; onanmasına oybirliğiyle karar vermiş. TCK’M.49 ve 51/2 maddelerinin

temyiz itirazlarının reddine karar vermiş. Sanık vekilinin Hükmün ikinci kez temyiz

aşamasında yapılan yargılamaya toplanan delillere uygulama ve taktire göre temyiz

itirazlarını yerinde görmemiş ve hükmün onanmasına karar vermiştir.

Sanık vekilinin TCK’M.452 ve m.49, m.51/2 maddelerinin olayda

uygulanmasını talep etmiştir.

Bu talepleri olaya uygunluk açısından değerlendirildiğinde ve dosya kapsamı,

tanık beyanları incelendiğinde kabul edilemez.Şöyle ki,

Türk Ceza Kanunu’nun m.452, ( Kastı Aşan Suç ) bu hipotezle, fail sadece belirli

bir sonucu yani öldürme amacıyla olmayan dövme ve yaralama yani etki eylemi

istemiş ancak hareket istenenin ötesinde mağdurun ölümüne neden olacaktır. Fail

yaptığı etkili eylemin sonucunda mağdurun ölebileceğini aklından bile geçirmemiş,

hatta bunu tahmin edebilecek tecrübe ve bilgi sahibi bulunmamış olsa bile hareketiyle

netice arasında nedensellik bağı bulunduğu taktirde ölüm neticesinden sorumlu

tutulacaktır.

Olayımızda ise sanık sadece olayı basit tahrik altında işlemiştir. Dosyadan da

anlaşılacağı üzere ilk karşılaşmada maktul sanık Mehmet Yünlü ile kavga etmiş ve

elini yaralamış, daha sonra tekrardan karşılaştıklarında, tekrardan sanığa tornavida

çekerek kavgaya tutuşmuş ve sanıkta cebindeki bıçağı çıkararak, maktule tek el

Page 46: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

46

saplamıştır. Olayda TCK.m.452 uygulanması kabul edilemez. Çünkü bu maddenin

unsurları olayımıza uygulanamaz. Öncelikle ;

1. Fail kasıtlı hareket etmiş olmalıdır,

2. Kastı öldürmek değil, müessir fiilde bulunmak olmalıdır,

3. Bu hareketinden istenmeyen ağır sonucun doğmuş olması gerekir,

Sonuç ya istenmiştir, yada istenmemiştir.İkisi arasında bir durum olamaz.Kaldı ki

olayımızda hareket kasıtlıdır.Bu nedenle olayımıza uygulayamayız.

TCK.m.49 meşru müdafaa olayımızda uygulanması mümkün değildir. Aslında

meşru müdafaanın esası insanlarda var olan kendini koruma içgüdüsüdür. İnsan ağır

bir tehlike karşısındaysa, ne olursa olsun, ister ceza verilsin, kendini koruyacaktır; bu

normaldir.İşte kendisini koruma iç güdüsü meşru müdafaadır. Öncelikle meşru

müdafaadan söz edilebilmek için halen devam eden bir saldırı olması gerekir. Ancak

saldırı ile meşru müdafaa aynı zamanda olmalıdır.Tecavüz sona ermiş ise bir

savunmadan değil intikamdan söz edilir. Ayrıca kullanılan vasıtalar bakımından da

bir eşit durum olması gerekir. Yani saldırıda bulunulan vasıtaya benzer bir vasıtayla

karşılık verilmelidir. Savunma zorunlu olmalıdır.

Yani tecavüzün başka türlü önlenmesi mümkün olmamalıdır.Bir tek davranışla

bu tecavüzden kurtulmak mümkün ise; meşru müdafaadan yararlanılamaz.

Olayımızda sanık vekili meşru müdafaanın şartlarının oluştuğu kanısındadır.

Kanımca olayımızda meşru müdafaa gerçekleşmemiştir. Zaten hem mahkeme

hem'de Yargıtay aşamasında bu talep reddedilmiştir.

Haksız tahrik TCK.m.51 öngörülmüştür. Haksız tahrik, bir kimsenin haksız bir

fiilin doğurduğu şiddetli gazab ve elemin etkisi altında hareket ederek bir suç işlemesi

halidir Olayımızda sanık vekili m.51/2 uygulanmasını talep etmiş.ancak mahkeme ve

Yargıtay aşamasında ağır tahrik hükmü işlediğine dair kanaat elde edilmemiştir.

Çünkü Tahriki oluşturan bir fiil bulunmalıdır. Tahrik edicilik somut şartlara göre

değişir. Şahsi nitelikler, kişiler arası ilişkiler, fiilin yapıldığı zaman yer göz önüne

Page 47: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

47

alınmalıdır.Her somut olaya göre tahriki yargıç tespit eder. Kanunumuzda tahrik

hükmünü hangi şartlarda uygulanacağına dair kesin bir yasa yoktur. Herhangi bir

olayda tahrik ya vardır ya yoktur. Ağır tahrik veya Hafif tahrik ayrımı kanımca hukuka

uygun değildir. Tahriki bu şekilde ayrıma tabii tuttuğumuzda yargıç bir takım

tahminlere dayanmak zorunda kalacaktır. Kanımca yargıcı buna sevk etmemek

gerekir. Sanık vekili temyiz nedenlerinde m.49 ve m.51/2 hükmünü olayda

uygulanmasını istemiştir. Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki Haksız Tahrik ile Meşru

Müdafaa aynı olayda birlikte bulunamaz. Çünkü meşru müdafaada saldırı devam

ediyor olmalıdır. Haksız Tahrikte saldırıdan sonra ortaya çıkan tepki söz konusudur.

Sonuç olarak mahkemenin vermiş olduğu karar hukuka uygun hale gelmiştir.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu aşağıda belirttiğimiz şekilde örnek kararlarıda

vardır.

1.CD.10.10.1995 E, 1995/1-229 ,K, 1995/273 NOLU KARARINDA

TCK da tahrikin ağır ve hafif olmak üzere iki şekilden söz edilmiş, ancak

birbirinden ayırt edilmesi ni sağlayacak kesin kıstas konulmamış.Bu nedenle tahrikin

derecesi tayin edilirken haksız tahrikin işleniş şekli, niteliği zamanı yöresel koşullar ve

tahrik eden ile edilenin durumları nazara alınıp değerlendirilmeli, eğer haksız hakaret

bu özellikleri itibariyle yoğun ve önemli boyutlara ulaşmışsa tahrikin ağır , aksi halde

hafif olduğu kabul edilmelidir.

CGK . 28.11.1994 284 , 304

Haksız tahrikin uygulanabilmesi için yasada bir zaman sınırlaması mevcut

değildir.Aradan uzunca bir zaman geçmesi taraflar arasında önceden vukuu bulan

olayın yargılamaya konu edilmesi ve hatta mahkumiyetle sonuçlanıp , cezanın infaz

edilmesi tahrik hükümlerinin uygulanmasını engellemez Eğer önceki olay sanığı bu

Page 48: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

48

suçu işlemeye iten ve onda öfke ve şiddetli elem uyandıran vakıa özelliğini taşımakta

ise tahrik hükümleri uygulanmalıdır.

1.CD 3.4.1995 E.1995/644 K , 1995/903

Mağdurun sanığa küfür etmesi hafif haksız tahrik oluşturur.

1.CD 26.12.1994, E 1994/4824 , K.1994/4949

Olayda mağdurun münakaşa sırasında sanığı itip düşürmesinin sanık yararına TCK

nın 51/1 md uygulama yapılması gerekir.

Ceza Dairesi Öldürme suçunun vasfı sanıkların ikrarları ile ortaya çıktığında emsal

uygulamalara ve YCGK içtihatlarına göre bu hususun sanıklar lehine TCK nın 59 md

ve uygulamasını gerektirir.

1 CD 28.03.1994 E 1994 / 840 K 1994/ 691

Hangi tarafın ilk kez bıçak çekip karşısındakini yaraladığı belirlenememiş olması

karşısında sanık hakkında tahrik hükümlerinin uygulanması gerekir. İlk haksız

hareket sanıktan gelse dahi tepki oransız bir biçimde ağır ise tahrik ağır kabul

edilmelidir.

SONUÇ OLARAK ;

Olayımızda sanık Mehmet Yünlü mahalleden, arkadaşı olan maktul Aşır

Akgeyik ‘i öldürmesi sonucunda yakalanmış.Çalışmamızda açık olarak

anlattığımız gibi, Sulh Ceza Yargıcına ifade vermiş, İfadesi sonucunda CMUK

m. 104 uyarınca vicahen tutuklanmıştır. Mahkemece yapılan tahkikatlar

sonucunda ;

Page 49: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

49

1. Sanık TCK ‘nın 448 maddesi uyarınca 24 yıl hapis cezasıyla

cezalandırılmış ;

2. Sanık suç tarihinde 15-18 yaş grubu arasında bulunduğundan TCK’nin 55/3

maddesi uyarınca cezası 1/3 oranında indirilmiş ;

3. Sanığın duruşmadaki hal ve tavırları sonucu TCK’nin 59 maddesi uyarınca

cezası 1/6 oranında indirilmiş ;

4. TCK’nin 33 maddesi uyarınca ceza müddeti boyunca yasal kısıtlılık altında

bulundurulmasına oybirliğiyle karar verilmiştir.

Netice olarak mahkeme sanık Mehmet’i 11 yıl 8 ay ağır hapis cezası ile

cezalandırmıştır. Her ne kadar Sanık vekili savunmalarında Müvekkili hakkında TCK

‘nın 448, 452, 51/2 maddelerinin uygulanması gerektiğini belirtmiş ise mahkeme

bunları göz önüne almayarak sanığa kasıtlı adam öldürmeden hüküm vermiştir. Bu

aşamaya kadar mahkemece yapılan tahkikatlar incelendiğinde hepsi hukuka

uygundur. Ceza Kanunumuzda Haksız Tahrik hükmünü öngören yasa

bulunmaktadır. Bu kanun maddesi olaylara uygulanmaları gerekirken

uygulanmaması mahkemenin bu tür hafifletici nedenleri göz önüne almaması ciddi bir

hatadır.

Olayımızda her ne kadar Adam öldürme olayı gerçekleşmiş ise de sanık lehine

haksız tahrik hükümlerinin uygulanması gerekirdi. Hem sanık ifadelerinde , ve görgü

tanıkları ifadelerinde her seferinde olayı başlatanın maktul olduğunu belirtmişler ise

de mahkeme bunu göz önünde bulundurmamıştır. İddia makamı son celsedeki esas

hakkındaki mütalaasında ; Olayda meşru müdafaa, olmadığı gibi tahrik unsuru da

görülmemiş; her ne kadar ilk olayda sanık Mehmet maktulün tornavidası ile elinden

yaralanmış ise de ilk olayda maktulün üzerine ilk yürüyen ve ona sataşan sanık

olduğu için TCK’nin 51 maddesinin uygulanması yoluna gidilmemiştir.diye mütalaada

bulunmuştur.

Bu mütalaa karşısında ne dosya kapsamı, nede tanık beyanları , görgü

tanıklarının ifadelerine uymamaktadır. Görgü tanığı olarak ifadelerine başvurulan

Page 50: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

50

hem sanığın hem maktulün arkadaşları olan Halil , Murat, mahkeme huzurunda

vermiş oldukları ifadelerde olayı başlatanın maktul olduğunu belirtmişlerdir. Bu durum

karşısında mahkemenin ( HÜKÜM ) aşamasında bir yanlışlık yaptığı ortaya

çıkmaktadır. Her ne kadar Yargıtay aşamasında karar bozulmuş ise de mahkemenin

bu yönde bir hata yapması adli hatadır.

Sanık vekilinin temyiz aşamasında vermiş olduğu temyiz dilekçelerinde’de

kanımca büyük bir yanlışlık söz konusudur. Sanık vekili temyiz nedeninde TCK’nin

51/2, 49, 452, maddelerinin uygulanması gerektiğini belirtmiştir. Kanımca olayımızda

ne Meşru Müdafaa, nede Kastın Aşılması Suretiyle adam öldürme suçlarını olayımıza

uygulayamayız. Olayımızda sanık bu suçu kasıtlı olarak işlemiştir.Kastın iki unsuru

vardır. Bilme ve İsteme unsuru. Bilme unsuru önce gelir , isteme unsuru daha sonra

gelir. Olayımızda ise bu husus uygulanmıştır.

Yargıtay'ca yapılan inceleme sonunda yerel mahkemenin kararı

bozulmuş ; sanığın suçu Hafif tahrik altında işlediği anlaşılmakla TCK’nin 51/1

maddesinin uygulanması gerektiği belirtmiş ; Mahkeme uyma kararı vermiş sanığın

suçu hafif tahrik altında işlediğinden dolayı bu madde kapsamını sanık lehine

uygulamıştır.

Sanık vekilince mahkemece verilen son karar da temyiz edilmiş Sanık

vekili temyiz nedenlerinde ise TCK’nin 452. 49 maddelerinin uygulanması gerektiği

kanaatince tekrardan Yargıtay’a başvurmuş ;

Yargıtay’ın yaptığı inceleme sonucunda Tahrikin derecesine ve 49

maddesinin uygulanması gerektiğini reddetmiş ve mahkemenin vermiş olduğu

hükmün ONANMASINA karar vermiştir. Ve sanık on yıl hapis cezası ile

cezalandırılmıştır.

Öncelikle bu Bireysel Çalışma Raporunu hazırlarken kendimi bayağı

istekli hissettim ; ve gerekli araştırmaları yaparak bu dosyayı buldum ve

inceledim. Ancak bir cinayet dosyasının bu kadar zor olacağını hiç

düşünmemiştim. Zorluktan amaç ödevin hazırlanmasında yapılan çalışmanın

Page 51: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

51

değil de daha henüz 18 yaşını doldurmamış gençlerin ellerinde kalem , kitap,

hatta bir eser olması gerekirken bu gençlerin ellerinde bıçak tornavida olması

beni epeyce üzdü. Artık günümüz çağında eğitimin ne kadar önemli olduğu

ortaya çıkmaktadır. Bu gençlerden birinin cezaevinde birinin de mezarda

olması bence iki sininde hak etmediği bir sonuç olduğu inancındayım. Çünkü

“Suçluyu kazıyınız, altından insan çıkar.”

Page 52: ANKARA BAROSU BİREYSEL ÇALI ŞMA RAPORU · STAJ S İCİL NUMARASI ... Olay günü, sanık arkada şları Halil Baki Baba, Ahmet Yılmaz ve Murat Yılmaz, ile dola şırken maktulünde

52

KAYNAKÇA

BAKICI, Sedat, Olaydan Kesin Hükme Kadar Ceza Yargılaması ve Ceza Kanunu

Genel Hükümleri, Ankara 2000

ÇAĞLAYAN, M. Muhtar, Uygulama Yönünden Ceza ve Usul Hukuku, Ankara

1977

EREM, Faruk, Türk Ceza Hukuku Özel, İstanbul 1985

EROL, Haydar, İçtihatlı Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu, Ankara 2002

EROL, Haydar, Türk Ceza Kanunu, Ankara 2003

GÖRGÜN Mehmet, Uygulamada Ağır Ceza Davaları, Ankara 1997

KESKİN, O. Kadri, Taksirle Ölüme ve Yaralamaya Neden Olma, Ankara 1994

MALKOÇ İsmail, GÜLER Mahmut, Uygulamada Ceza muhakemeleri Usulü

Kanunu , Ankara 1998

GÖRGÜN, Mehmet, Asliye Ceza Davaları, Ankara 1999

SOYASLAN, Doğan, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara 1997

ÜNVER M. Naci, Ceza Yargılamasında Yasa Yolları ve Bireysel Başvuru Hakkı,

Ankara 1998