akvaryum plus 1

45
Yıl:1 • Sayı:1 • TEMMUZ / AĞUSTOS 2010 • Fiyatı: 4 TL İKİ AYDA BİR YAYINLANAN AKVARYUM KÜLTÜRÜ DERGİSİ Kendi Kendini İdare Edebilen Akvaryumlar Karidesler Denizin Melekleri Akvaryumların Kralı: Discus

Upload: akvaryum-plus

Post on 28-Mar-2016

278 views

Category:

Documents


12 download

DESCRIPTION

Akvaryum plus tatlı ve tuzlu su akvaryumları dergisi.

TRANSCRIPT

Page 1: Akvaryum Plus 1

Yıl:1 • Sayı:1 • TEMMUZ / AĞUSTOS 2010 • Fiyatı: 4 TL İKİ AYDA BİR YAYINLANAN AKVARYUM KÜLTÜRÜ DERGİSİ

Kendi Kendini İdare Edebilen

Akvaryumlar

Karidesler

Denizin Melekleri

Akvaryumların Kralı:

Discus

Page 2: Akvaryum Plus 1
Page 3: Akvaryum Plus 1

Bahçekapı Mah. 2464. Sokak No: 4/1 (Doğukaradeniz Binası İçi) Şaşmaz / AnkaraTel: 0312. 278 73 42 (pbx) Fax: 0321. 278 75 43 e-mail: [email protected]

DOĞU KARADENİZKURULUŞUDUR

ekstremakvaryum.com.tr

Distribütörlüklerimiz

Bayiliklerverilecektir

Özel Yapım Armatürler

Deniz akvaryumu kurulumu, bakımı, canlı satışı

Page 4: Akvaryum Plus 1

İçindekiler

Haber- Akvartistler Derneği Genel Kurulu

Tatlı suyun kralları: Diskus

Denizin Melekleri

Fanustaki Dünya: Paladarium

Karidesler

Kendi Kendini İdare Edebilen Akvaryumlar: Ecespare

Evimdeki Resif - Işık Nedir?

Büyük Sistemler Röportajı: Panora

Deniz Akvaryumlarında Alkalinite

Yunus Cichlid

Mikro Algler

1419

20

3437

26

4042

44

68

Sahibi: Güney Film Yapım Basım Ltd. adına Direnç Kıymaç Sorumlu Yazı işleri Müdürü: Alper Tülek Görsel Tasarım: Şeref Kartal Editör: Özge Özdemir Yayın Türü: Yaygın Süreli Yayın Reklam için başvuru: Alper Tülek 0532 620 49 47 Yazarlar: İsa Aydın, Gökçe Göktan, İl Bilge Aslıhan Okumuş, Selim Özadar, Talip Devrim Özgen, Gültekin Sabana, Davut Şems, Ali Ulvi Tekgüç, Hakan Toğuç, Ümit Uğur Tunç, Ergün Tunçkıran, Refet Ali Yalçın Yönetim Yeri ve Yazışma Adresi: Duatepe mh. Avukat cd. Şahmerdan sk. No: 2/36 Şişli - İstanbul Tel: 0212. 279 23 48 Baskı: Matsa Basımevi

Web: www.akvaryumplus.com e-mail: bilgi@ akvaryumplus.com

Page 5: Akvaryum Plus 1
Page 6: Akvaryum Plus 1

Merhaba sevgili akvaristler,

Birbirinden değerli hobici arkadaşlarımızla bera-ber bu güzel dergide yayın hayatımıza başlıyoruz. AkvaryumPlus dergimizde hepimizin büyük tut-kusu olan, tatlı su ve deniz akvaryumlarıyla ilgi-li güncel makaleler paylaşmaya çalışacağız. Ayrı-ca paladarium hakkında da sizlere bilgiler verme-ye çalışacağız.

Hepimizin farklı iş ve uğraşları olmasına rağmen, ortak noktada buluştuğumuz bu hobi kendi iç dünyalarımızı temsil ediyorlar. Beklide her biri su dünyasına duyduğumuz özlemi yansıtıyorlar. Ve buna bizi iten en büyük etmende sanırım su dün-yasının keşfedilmemişliği bizleri cezp ediyor. Ak-varyumlarımız öyle çeşitli ki her biri kendi arala-rında benzersizlikler gösteriyor. Hatta sahip oldu-ğumuz bu akvaryumlar günden güne, aydan aya ve yıldan yıla sürekli değişim göstererek bize bu çeşitliliği yansıtıyor. Belki de bu hobiye bu kadar bağlanmamızın en büyük sebepleri bunlar olsa gerek.

Sevgili akvaristler bu derginin oluşumunda sizle-rinde katkılarınızı beklemekteyiz. Bizlere web si-temizden (www.akvaryumplus.com) ulaşabilir ko-nularla ve yazarlarımıza buradan soru, görüş ve önerilerinizi rahatlıkla iletebilirsiniz.

A. Alper TÜLEK

4

Page 7: Akvaryum Plus 1
Page 8: Akvaryum Plus 1

8

Tatlı suyun

Diskus (Symphysodon aequifasciatus) tür olarak gerek nazik yapısı, gerekse doğru su şartlarının sağlanması bakımından tatlı su akvaryumlarının en son basamağı, krallarıdır.

pürmediğine dikkat etmek yeterlidir. Köpürü-yor ise sakın diskusu akvaryuma koymayın. Daha önce kurmuş olduğunuz akvaryumda mercan

Ali Ulvi Tekgüç

Diskus beslemek isteyen aktivarist arkadaşlara ken-di tecrübe ve düşüncelerime dayanarak, bu zor-lu bir o kadar da güzel türün doğru ve sağlıklı bir şekilde yaşatılmasının temel basamaklarını pay-laşmak istiyorum.

Beğendiğiniz bir veya birkaç diskusu akvaryum-cunuzdan satın almadan önce mutlaka tür hak-kında yazılmış olan kitap ve makaleleri okuyarak araştırma yapmanız ve bu doğrultuda türün ih-tiyacı olan akvaryumu planlamanız balığınızın hayatı için bir esastır. Diskus balığını daha önce kurmuş olduğu akvaryumda beslemek isteyen-lere tavsiyem eğer akvaryum şartları diskusa uy-gun değilse balığınızı bu akvaryuma eklemeyin. Diskus ölümlerinin çoğu bu türün ihtiyaçlarına cevap verememekten kaynaklanmaktadır.

Diskus ph 5.50 – 7.50 arasında, genel sertliği yu-muşak olan, 28°C – 32°C ısıdaki suları seven, asıl habitatı Amazon nehrinin durgun, ılık ve temiz su kolları olan bir cichlid türüdür. Bu yüzden ak-varyuma konacak veya konmuş olan taban mal-zemesi ve dekor hiçbir zaman ph salınımı yap-mamalıdır. Ph salınımı yapan kum, çakıl gibi mal-zemeler ph minus veya sirke ile yapılacak çok basit bir testle anlaşılabilir. Malzemenin üstü-ne dökeceğiniz birkaç damla ile köpürüp kö-

Kralları

Page 9: Akvaryum Plus 1

kırığı midye kumu veya ölü mercan dekoru var ise o akvaryuma kesinlikle diskus koymayın. Ku-varz kum veya çakıl, laterit ve lav taşları ph salını-mı yapmayan doğru taban malzemeleridir. Ben-ce diskusu beslemenin en uygun, kolay ve sağ-lıklı yolu akvaryum tabanına hiç malzeme koy-mamaktır. Akvaryumunuzu kurmadan önce her-hangi bir izolasyon firmasından alacağınız gri renkte ki termoflex malzemenin üstüne oturtmanız hem akvaryu-munuzu çatlamalara karşı ko-rur hem de taban malzeme-si olmayan çıplak akvaryum tabanını koyu-laştırarak balık-larınızı strese karşı korur.

Diskus durgun, az akıntılı su-ları sevdiği için kafa motor-lu iç filtreler bu tür için uygun değildir. Bu tür filtreler hem çok akıntı yaparlar hem de diskusun istediği temiz su filtrelemesi yapamazlar. Size tavsiyem ak-varyum litresine göre büyük çaplı

bir dış filtre almanızdır. Bu dış filtrenin içini meka-nik ve biyolojik arıtım yapacak kaliteli malzeme ile doldurmanızdır. Diskus akvaryumlarında aktif karbon kesinlikle kullanılmamalıdır. Filtre kulele-rinde (ıslak-kuru) kullanılan bio-ball kapalı dev-re dış filtrelerde hep ıslak kalacağı için biyolojik döngüye yeterli katkıda bulunamayacağından onun yerine siporax gibi bol gözenekli bir mal-

zemenin kullanılması doğru olacaktır. Filtrenin çıkışına takacağınız filtre debisine uygun

bir uv filtre akvaryumunuzda serbest dolaşan patojenleri ve algleri öldü-

rüp suyunuzun daha sağlıklı ve temiz kalmasını sağlayacaktır.

Diskus akvaryumlarının en güzel ve en zor olanı canlı

bitkili diskus akvaryum-larıdır. Daha önce kur-muş olduğunuz bitki-li akvaryum, bitkileri-niz ve diğer tür balık-larınız için doğru olsa da diskus için doğru olmayabilir. Diskus

akvaryumları diğer ak-varyumlara daha yüksek sıcak-

lıkta (28°C – 32°C) olması gerekti-ğini söylemiştim. Eğer daha önce kur-

9

Page 10: Akvaryum Plus 1

10

(ıslak-kuru) suyu oksijenle zenginleştireceği ve bitkilerin fotosentez yapabilmeleri için gerekli olan karbondioksit miktarını düşüreceği için an-cak otomatik ph sensörlü karbondioksit sistemli high-tech akvaryumlarda kullanılabilir.

Akvaryumunuzu diskus için ilk kez kuracak iseniz, akvaryumunuzu planlarken genişliği ve derin-liği en az 50cm olan bir akvaryum yaptırmanız ilerde boyları 15-20cm bulabilen disk şeklinde-ki balıklarınızın daha rahat hareket etmesini ola-nak verecektir. Yetişkin bir diskus akvaryumda 40 litre suya ve belli bir bölgeye ihtiyaç duyar. Kaç adet diskus beslemeyi düşünüyorsanız boy-en-derinlik hesabı ile akvaryumunuzu yaptırın. Ör-neğin 10 adet yetişkin diskus sürüsü için 400 lit-re suya ihtiyacınızı 125-55-60cm lik bir akvaryum karşılıya bilir.

Diskus bir sürü balığı olup, belli hiyerarşik düzen içinde diğer diskuslarla yaşamaktadır. Tek bir dis-kus almak ve onu diğer tür balıkların yanına koy-mak, aynı şekilde sonradan alacağız tek bir dis-kusu oturmuş bir diskus sürüsünün içine sokmak yeni bireyi strese sokabilir. Bunları önlemek dis-kus alırken 2 çiftten az diskus almayın ve akvar-yumda hiyerarşik düzen kurulmadan önce kısa zaman dilimlerinde balıklarınızı diskus akvaryu-muna ekleyin.

Diskus için yaşadığı bölgedeki suyun temiz olma-sı, akvaryum suyundaki nitrat değerini 20ppm değerinden düşük olması, diskuslarınızın sağ-lığı açısından çok önemlidir. Düzenli haftalık %

duğunuz akvaryum 26°C ve bitkiler bu sıcaklığa alışmış ise ısıyı biranda yükseltmeniz bitki kayıp-larına ve su kimyasının bozulmasına sebep olur. Onun için diskuslarınızı almadan önce lütfen ta-ban malzemenizin ph salınımı yapıp yapmadı-ğını kontrol edip haftalık ısıyı 1°C- 2°C artırarak bitkilerin ve diğer balıkların bu suya adaptasyo-nunu sağlayın. Bu arada ısıya dayanamayıp ölen bitkileri ve yaprakları akvaryumunuzdan çıkartın.

Canlı bitkili diskus akvaryumu kurmak en az bir tuzlu su resif akvaryumu kurmak kadar tecrübe ve planlama gerektirir. Eğer böyle bir seçim ya-pıyorsanız ışıktan taban malzemesine, filtre ku-rulumundan bitki seçimine kadar her nokta-yı iyi planlayın. Sump (filtre tankı) sistemi bitki-li akvaryumlar için uygun değildir. Sump ve kule

Page 11: Akvaryum Plus 1

11

20 su değişimi ve filtrenin mekanik malzemeleri-nin temizlenmesi veya değiştirilmesi balığınızın hem daha çabuk gelişmesini sağlar, hem de ba-lığınızın hastalanma riski azaltır. Kurduğu akvar-yumda taban malzemesi kullanmayan ve can-lı bitki beslemeyenler, günlük yemleme sonrası yem ve dışkı atıklarını bir hortum kullanarak (dip çekerek) akvaryumdan çıkartırlar ve daha önce hazırlamış oldukları su ile %5-%10 değişim ya-parlar ise hem akvaryumdaki suyun kimyası bozulmamış olur, hem de diskuslarınız daha mutlu olurlar.

Su değişimindeki dikkat edilmesi gereken en önemli konu klor ve ısıdır. Su değişimlerinde

musluk suyu kullanılacak ise mutlaka klor bağ-lıyıcı bir ürün kullanmak veya suyu en az iki gün hava taşı ile havalandırmak mutlaka yapılması gereken bir olaydır. Benim tavsiyem, Türkiye’de musluktan akan sular sert ve daha çok Afrika cichledlerine uygun olduğu için, bir adet ozmos cihazı ve iletkenlik ölçer satın almanız. Bu yatırı-mınız sayesinde diskuslarınızı ilerde üretmek is-terseniz yetişkin erkek diskuslarda görülen ve sert sulardaki kireç yüzünden meydana gelen üreme kanal tıkanıklığı problemini çözmüş, hem de yumurtlama için gereken düşük iletkenlik-teki üreme tankı suyunu elde etmiş o l u r -sunuz. Ancak ozmos makinasından elde edeceğiz su iletkenlik ba-kımından çok düşük (saf su) olduğu için direk ola-rak akvaryuma ko-nulmamalıdır.

İletkenlik ölçer yardımı ile akvaryum suyunun değerini

microsimens ( µs ) veya ppm olarak ölçtük-ten sonra, ozmos suyu tatlı su akvaryum-ları için hazırlanmış mineral katkıları ile veya klordan arındırılmış musluk suyu ile karıştırarak, aynı iletkenlik seviyesin-de akvaryuma eklemeliyiz. Özellikle kı-şın büyük çaplı su değişimlerinde ön-ceden hazırlamış olduğumuz suyu mutlaka akvaryum ısısına yakın bir

dereceye getirip öyle akvaryumumu-za koymalıyız.

Page 12: Akvaryum Plus 1

12

Canlı bitkilerin olduğu bir diskus akvaryumun-da iletkenliği (200µs-100ppm) aralığında tutmak bitkilerinizin sağlığı için yararlı olacaktır.

Yeni aldığız bir diskusun akvaryuma konulma-sı aşaması en dikkat edilmesi gereken konudur. Diskuslar en çok bu işlem doğru yapılmadığında zarara uğrar hatta birkaç hafta içinde ölürler. Di-ğer tür tatlı su balıklarında yapılan alıştırma süre-ci diskuslar için yetersiz kalır. Konacağı akvaryu-mun su kimyasına alışma süreci aynen bir deniz balığının alıştırma süreci gibi damlama yöntemi ile yavaş ve sakin bir ortamda yapılmalıdır. Ani ısı ve iletkenlik değişimleri diskuslarınızı ozmo-tik şoka sokar, türün çok hassas olan mukoza ta-bakasına zarar verir. Diskusta küsme ve kararma denilen olay bundan dolayıdır. Ozmotik şoka uğ-rayan bir diskus kolay toparlanamaz. Yeni girdi-ği ortamdaki diğer balık ve diskuslara karşı koya-maz, yem yiyemez, mukoza dokusu zedelendiği

Diskus yavru iken gelişim sürecini tamamlayana kadar daha çok mineralle ihtiyaç duyar. Bu mi-neralleri sudan alırlar. Eğer satın aldığız diskuslar yavru ise akvaryumunuzdaki iletkenlik değerleri-ni biraz yüksek tutmanız (300µs -150ppm) yararlı olacaktır. Diskuslarınız büyüdükçe iletkenliği ya-vaşça daha düşük değerlerdeki su değişimleri ile aşağı almanız (100µs – 50ppm) doğru olacaktır.

Page 13: Akvaryum Plus 1

13

için ikincil bakteriyel ve fungal hastalıklara direnç sağlayamaz, bir köşede saklanır, rengi kararır ve ölümünü bekler. Eğer böyle bir diskusunuz var ise size önerim 35x35x40 ebatlarında 50 litrelik bir karantina tankı yaptırmanız, içine 100watt’lık bir ısıtıcı, hava ile çalışan sünger filtre (sünge-ri aktif karbondan yapılmış olmamalı !!! ) ve bir cam derece koymanızdır. Karantina tankı faz-la ışık almayan, sakin bir bölgeye yerleştirmelisi-niz. Karantina tankı, akvaryumdan alacağız suyla doldurup, hasta diskusunuzu akvaryumdan bu-raya nakil edin. Üç gün boyunca %20 temiz su ile değişim yapın, karantina tankının ısısını ya-vaşça 2°C artırarak 34°C kadar çıkarın. İlk su deği-şiminden sonra suya, eczanelerde bulabileceğiz bemiks ampulden bir ampulü tanka dökün. Bu diskusunuzun direncini kuvvetlendirecektir. Bu arada gerekli araştırmayı yapıp balığın geçirdiği ikincil hastalığın tanısını ve tedavide kullanaca-ğız ilacı tedarik edin. Üçüncü gün su değişimin-

den sonra ilaç tedavisine başlayın. İlaç tedavisi bittikten sonra eğer balığınız tam olarak sağlına kavuşmuş ve yem yiyor ise balığınızı ana tanka damlama yöntemi ile alıştırarak geri koyun.

Diskuslarınızı çok hareketli, bölgeci ve agresif balık türleri ile hiçbir zaman aynı akvaryumda besle-meyin. Afrika cichlidleri, hatta bir Güney Ameri-ka cichlidi ve diskusların yakın akrabası olan me-lek balıklarının ( Pterophyllu scalare) diskus ak-varyumlarında yeri yoktur. Canlı doğuranlar, tet-ra cinsleri, çöpçü balıkları (corydoras) diskus ak-varyumlarına konulabilir. Bence en doğrusu dis-kusu diğer diskuslar ile beraber bakmaktır.

Biz aktivaristler olarak, bu güzel, sakin ve nazik tü-rün gereksimi olan özene, planlamaya dikkat edersek, onun ihtiyaçlarına vakit ayırabilirsek dis-kus beslemenin çok zor olmadığını görebiliriz. Sizlere sağlıklı ve bol diskuslu günler diliyorum.

Page 14: Akvaryum Plus 1

14

Denizin melekleriUfak parlak balıklar, ilginç çizgiler ve renkli benekler... Fakat bu büyüleyici desen ve renk kombinasyonunu bir arada en iyi şekilde görebileceğimiz aile şüphesiz melekbalıklarıdır.

Apolemichthys ve Chaetodontoplus cinsi melek-balıkları diğerleri kadar güzel olmalarına rağmen onlar kadar akvaryum piyasasında yer edine-memişlerdir. Bunun nedeni birçok türün akvar-yumda yem almayı kabul etmeyip bir süre son-ra güçsüz düşüp hastalığa yakalanmasıdır. Uzun yıllar akvaryumda yaşatılması denenen bu türle-re yüksek ölüm oranları nedeniyle artık ithalatçı-lar da pek sıcak bakmamaktadır. Ayrıca nadir bu-lundukları için fiyatları da genellikle yüksektir.

Apolemichthysler arasında en popüler türler gö-zünden geçen siyah bantıyla soyguncu melek-balığı (Holacanthus arcuatus) ile altın pullu me-lekbalığıdır (Apolemichthys xanthopunctatus). Buna rağmen bu iki tür dahi oldukça nadir bu-lunur ve yüksek fiyatlardan satılır. Soyguncu me-

Selim Özadar

Egzotik deniz balıkları, insanları, genellikle inanıl-maz desenleri ve parlak renkleriyle etkisi altında bırakır. Ufak parlak balıklar, ilginç çizgiler ve renk-li benekler... Fakat bu büyüleyici desen ve renk kombinasyonunu bir arada en iyi şekilde görebi-leceğimiz aile şüphesiz melekbalıklarıdır. İri cüs-selerinin üzerindeki eşsiz desenlerin kusursuzlu-ğu en ufak ayrıntısına kadar bizi hayrete düşürür. Bu büyük renkli balıklar aynı zamanda oldukça zeki ve kişilik sahibidir. Sahibini tanıdığı gibi bü-yüdükçe her bireyin kendi karakteri gelişir ve size balığınızla iletişim kurma şansı verir.

Melekbalığı, Pomacanthidae familyası üyelerine verilen genel addır. Bu familya içerisinde 5cm’lik Fisher’ın cüce melekbalığından (Centropyge fis-heri) 60cm’lik gri melekbalığına (Pomacanthus arcuatus) kadar çok farklı özelliklere sahip tür-ler bulunmaktadır. Bu familyanın üyeleri aynı za-manda dünya denizlerinde de geniş bir dağılım gösterir. Karaipler’in sığ sularından, Pasifik’in de-rinliklerine kadar birçok farklı yerde görülebilir-ler. Fakat tüm türlerin ortak özelliği, solungaçla-rının arkasında bulunan kılçıktır. Zaten familya-nın adı da latincedeki ‘pom’ yani örtü ve ‘acant-hus’ yani diken sözcüklerinden türemiştir. Melek-balıklarını balık kepçesi ile yakalarken çok dikkat etmek gerekir, zira bu kılçık kepçeye takılıp balı-ğın zarar görmesine neden olabilir.

Foto: Chung-Ming Wu

Foto

: Dav

ut Ş

ems

Pygoplites diacanthus

Page 15: Akvaryum Plus 1

lekbalığı üstte bahsettiğim gibi genellikle akvar-yumda yem kabul etmez ve yaşama ihtimali ol-dukça düşüktür. Bu nedenle bu türden uzak dur-mak en iyisi olacaktır. Altın pullu melekbalığı ise bu cinsteki diğer türlere oranla daha dayanıklıdır fakat yine de akvaryumcuda yem aldığını gör-meden eve getirmemek en iyisidir.

Chaetodontoplus türleri ise aslında oldukça daya-nıklı fakat güzelliği familyadaki diğer türlere kap-tırmışlardır ve bu nedenle akvaryumcularda ko-lay bulunmazlar. Hatta melekbalıklarından çok kelebekbalıklarına benzedikleri için akvaryum-cuda genellikle yanlış isimlendirilirler. Singa-pur melekbalığı (Chaetodontoplus mesoleucus) şüphesiz bu cinsteki en popüler ve kolay bulu-nabilen türdür. Çok renkli bir balık olmasa da ol-dukça dayanıklıdır ve en fazla 15cm’e kadar bü-yüyebilen boyuyla ufak akvaryumlarda da bakı-labilir. Bu cins içerisinde de birkaç göz alıcı tür vardır fakat oldukça zor bulunur. Benim de favo-rilerimden olan mavi çizgili melekbalığı (Chaeto-dontoplus septentrionalis) gövdesindeki mavi damarlı deseniyle oldukça ilgi çekici olmasının yanında aynı zamanda dayanıklı ve genellikle re-sif uyumludur. Büyüdükçe kendi vücut yapısın-daki diğer balıklara karşı bölgeci davranabilir, bu nedenle akvaryuma diğer balıklardan sonra ek-lenmesi iyi olur. Doğadan yalnızca yılın bazı dö-nemlerinde toplandığı için nadir bir türdür.

Familyanın en küçük üyesi olan cüce melekbalık-ları, yeterli büyüklükte akvaryumu olmayan ama melekbalıklarının güzelliğine şahit olmak isteyen akvaristler için idealdir. Bu cins içerisinde öyle çok seçenek vardır ki, boya kataloğu gibi nere-deyse istediğiniz her renk kombinasyonunu bu-labilirsiniz.

Cüce melekbalıkları da kendi aralarında farklı boy-larda olurlar. Bazı türler en fazla 4-5 cm’e kadar büyüyebilirken bazı türler 15cm’i aşabilir. Küçük türler genellikle mercanlarla daha iyi geçinmek-tedir ve daha uyumlu olmaktadırlar. Büyük tür-ler özellikle sert mercanlar, istiridye ve Xenia gibi yumuşak mercanlarınızın tadına bakabilirler. Ay-rıca kendi vücut yapısındaki balıklara karşı ol-dukça agresif davranabilmektedirler. Bunları göz önüne alarak bir cüce melekbalığı almanızı öne-ririm. Yine de oldukça barışçıl ve hiçbir mercana dokunmadan yaşayan cüce melekbalıkları da ol-dukça sık karılaşılan bir durumdur.

Cüce melekbalıkları doğada genellikle ufak harem-ler halinde yaşarlar ve protogenik hermafrodit-tirler yani sürünün en güçlüsü erkeğe dönüşür ve diğerleri dişi olarak kalır. Akvaryumunuz eğer yeterli büyüklükteyse siz de bir cüce melek hare-mi kurabilirsiniz. Bunun için 3 ya da 4 adet yav-ru birey seçmeniz ve güçlü olana kendilerinin karar vermesini beklemeniz gerekmektedir. Ha-rem olarak baktığınızda balıkların birbirlerine kur danslarını ve aralarındaki hiyerarşiyi izleme şan-sını yakalayabilirsiniz. Ayrıca balıklarınız da tek başına olmadığı için kendini daha güvende his-sedip, daha az saklanacak ve renklerini daha iyi gösterecektir.

Bu balıkları boyutlarına göre üç grupta inceleye-biliriz. Birinci grup küçük boydaki yani en faz-la 5-6cm’e kadar büyüyebilen cüce melekba-lıkları. Bu gruba Atlanik melekbalığı (Centropy-ge argi), Fisher’ın cüce melekbalığı (Centropy-ge fisheri) ve pigme cüce melekbalığını (Cent-ropyge flavicauda) sokabiliriz. Küçük cüce me-lekbalıkları nano akvaryumlarda rahatlıkla bakı-labilecek kadar ufak boyuttadır ve genellikle re-sif uyumludur. Özellikle pigme cüce melekbalı-ğı Amerika’da zor bulunabilmesine rağmen, ül-kemizde kolaylıkla bulunabilir.

İkinci grup biraz daha büyük olan mercan güze-li (Centropyge bispinosa) ve alev melekbalığı

15

Foto

: Dav

ut Ş

ems

Foto

: Dav

ut Ş

ems

Pomacanthus navarchus

Centropyge bispinosa

Page 16: Akvaryum Plus 1

16

niz iki kere düşünmenizi, bir sorun çıktığında ba-lığı yakalama şansınız yoksa hiç eklememenizi öneririm. Diğer türlerde olduğu için özellikle sert mercanlar, istiridyeler ve tüp kurtları gibi omur-gasızlar tehlike altındadır.

Cüce melekbalıkları doğada günlerini harem ola-rak dolaşıp yiyecek arayarak geçirirler. Yedikleri arasında mikro ve makro yosunlar, çökeltiler ve ufak omurgasızlar bulunmaktadır. Bu nedenle akvaryumda da hem bitkisel hem de hayvansal ağrılıklı yemler ile gün içerisinde az ama sık bir besleme yapmak gerekir.

Cüce ya da büyük olsun, günümüzde her tür me-lekbalığını resif akvaryumlarında gözümüz gibi baktığımız mercanların yanında görmeye alışı-ğız. Fakat aslında mercanlarla tamamen uyumlu tek melekbalığı cinsi Genicanthus lardır. Bu barış-çıl türler diğer melekbalıklarından çok farklı özel-likler gösterirler. Neredeyse tüm melekbalıkla-rı kaya ve kumun yüzeyi üzerinden beslenir, bu nedenle mercanlar da dahil olmak üzere birçok omurgasız diyetlerinin bir parçasıdır. Fakat Geni-canthuslar daha çok dev Anthiaslara benzerler ve haremler su yüzer haldeki planktonlarla bes-

(Centropyge loricula) gibi akvaryum dünyasının en popüler iki balığını içerir. Bu balıklar 12cm’e kadar büyüyebilir ve genelde bütün günleri-ni kayalar üzerinde yiyecek arayarak geçirirler. Bu nedenle akvaryumda bol miktarda oturmuş canlı kaya bulunması bu iki türün sağlıklı kalabil-mesi için oldukça önemlidir. Özellikle akvaryum-da tang gibi büyük balıklar varsa utangaç davra-nıp bütün gün saklanabilirler. Bunu engelleme-nin en iyi yolu, balığı yalnız bırakmayıp doğada-ki gibi en az 2 ya da 3 bireyden oluşan bir harem kurmak olacaktır.

Son grupta ise 15cm’e kadar büyüyebilen çift renk-li melekbalığı (Centropyge bicolor) ve limon ka-buğu melekbalığını (Centropyge flavissima) sa-yabiliriz. Bu iki tür diğer cüce melekbalıkları-na oranla oldukça büyük ve aynı zamanda çok daha bölgecidir. Genellikle kuru yeme alışmaları-nı sağlamak oldukça zordur, bu nedenle satın al-madan önce yem yediğinden emin olmak gere-kir. Ayrıca büyük cüsselerini tok tutabilmek için akvaryumda gün içerisinde üzerinden beslene-bileceği yeteri miktarda canlı kaya olması çok önemlidir. Bu türler genellikle mercanlarla iyi ge-çinemediği için resif akvaryumuna ekleyecekse-

Foto

: Dav

ut Ş

ems

Pomacanthus imperator

Page 17: Akvaryum Plus 1

lenirler. Mercanlarla ve diğer balıklarla tamamen uyumludurlar ve resif akvaryumları için birebirdir.

Genicanthus türlerinde dişi ile erkek arasında ba-riz bir renk ve şekil farklığı görülür. Erkekler daha çarpıcı renklere ve daha uzun yüzgeçlere sahip-tir. Bu cins, diğer melekbalılarına oranla daha faz-la yüzme alanına ihtiyaç duyar ve çift ya da ha-rem olarak bakılmalıdır. Büyük vücutlu ve kü-çük ağızlı bu balıkların da metabolizması diğer planktivor balıklar gibi hızlı çalışır, bu nedenle günde en az 3 kez bol proteinli bir yem ile bes-lenmeleri gerekmektedir. Yeteri kadar beslene-meme, harem içerisindeki hiyerarşiye de zarar verir ve erkeğin güçsüz düşmesi durumunda di-şilerden biri yerine geçmeye çalışabilir.

Bu cins içerisinde en sık rastlanan tür Lamarck’ın melekbalığıdır (Genicanthus lamarck). Yaklaşık 18cm boya ulaşır ve oldukça dayanıklı bir balık-tır. Diğer Genicanthus türleri kadar alımlı renkle-ri olmasa da özellikle yetişkin erkeklerin etkileyi-ci siyah çizgi ve benekleri vardır. Süslü melekba-lığı (G. bellus), siyah benekli melekbalığı (G. me-lanospilos) ve Watanabe’nin melekbalığı (G. wa-tanabei) de nadiren de olsa ülkemizde bulabile-ceğiniz diğer Genicanthus türleridir.

Melekbalıklarının imparator ve kraliçelerinin bu-lunduğu Pomacanthus cinsi aynı zamanda de-niz akvaryumlarındaki en alımlı balıkları da içe-rir. Eşsiz renkleriyle herkesi büyüleyecek güzelli-ğe sahip bu devlerin de, doğada çok büyük alan-ları kapsayan hiyerarşik bir alile yapısı vardır. Her

bir dişinin belli bir bölgesi vardır ve bu bölgenin dışına çıkmaz. Erkek ise içinde yaşayan dişiler ile birlikte tüm alanın sahibidir ve burayı diğer er-keklere karşı korur. Genç melekbalıklarının ren-gi yetişkinlerden çok farklıdır. Çoğu tür cinsel ol-gunluğa ulaşmadan önce siyah üzerine sarı ya da beyaz halkalara sahiptir ve büyüdükçe renk değişip yetişkin desenlerine kavuşur. Gençler ile yetişkinler arasındaki bu büyük renk farkının ne-deni, gençlerin yetişkin erkeklerin bölgesine ra-hatça girip çıkabilmesi içindir. Böylelikle yetişkin erkekler henüz cinsel olgunluğa ulaşmamış bi-reyleri rakip olarak görmez ve alanına girmesine izin verir.

Genç Pomacanthuslar birbirine çok benzer ve ko-laylıkla birbirleriyle karıştırılabilirler. Eğer yanlış balık almak istemiyorsanız, farklı türlerin genç-lik desenlerini kitap ya da internet üzerinden iyi-ce inceleyip akvaryumcuya öyle gidin. Özellikle imparator ve Kuran melekbalıklarının gençlik de-senleri olduça benzerdir.

En popüler Pomacanthus şüphesiz İmparator me-lekbalığıdır (Pomacanthus imperator). Vücu-dundaki sarı üzerine mavi çizgiler ve suratında-ki maske ile melekbalıklarının imparatorudur. Ol-dukça bölgeci olan bu yüzen tablo 40cm’lik bo-yuyla akvaryumda terör estirebilir. Sağlıklı gelişi-mi için yeterli büyüklükte bir akvaryuma ihtiyaç duyar ve diğer balıklara sataşmaması için akvar-yuma en son eklenmesi gerekir.

Diğer popüler türlerden olan görkemli melekbalı-ğı (Euxiphipop navarchus), ve mavi maskeli me-lekbalığı (E. xanthometopon), Pomacanthusların bir alt-cinsine mensupturlar. Görkemli melekba-lığı 25 cm boyuyla Pomacanthuslar arasında en

17

Foto

: Dav

ut Ş

ems

Foto

: Dav

ut Ş

ems

Foto

: Dav

ut Ş

ems

Centropyge bicolor

Pygoplites diacanthus

Page 18: Akvaryum Plus 1

18

agresiftirler bu nedenle aslanbalığı gibi balıkla-rın yüzgeçlerini kopartıp öldürebilirler. Tang, pa-pazbalığı, kelebekbalıkları, tetikbalıkları gibi hızlı ve aktif türler ile bakılabilirler.

Son olarak kendi cinsinin tek üyesi olan kraliyet melekbalığı yani Pygoplites diacanthus’tan bah-setmek istiyorum. Bu tür 25 cm boyuyla mercan-larla genellikle uyumlu ve barışçıl bir tür olma-sına rağmen akvaryumda yaşama oranı olduk-ça düşüktür. Bunun nedeni akvaryumda genel-likle yem almayı kabul etmeyip, parazitlere ye-nik düşmesidir. Bu nedenle kraliyet melekbalığı-nı almadan önce akvaryumcuda yem aldığından emin olmalısınız.

Sağlıklı bir balık saklanmak yerine etrafta dolaşıp yiyecek bir şeyler arıyor olmalıdır. Balığı yeme alıştırmak ana tank yerine bir karantina akvaryu-munda çok daha kolay olacaktır. İlk denenmesi gereken besinler midye, karides ve deniz yosun-ları. Kuru yemler melekbalıkları için yeterli besin değerine sahip değildir ve ayrıca suyu çok fazla kirletirler, bu nedenle düzenli olarak taze deniz ürünleri ve yosunlarla beslenmeleri gerekmek-tedir. Melekbalıklarının diyeti açısından önemli bir besin maddesi sünger ve tünikadlar. Özellikle kraliyet melekbalıkları doğada bol miktarda sün-ger ve tünikad tüketir ve akvaryumda iyi beslen-melerine rağmen bir süre sonra aniden ölmeleri-nin sebebinin süngerlerden aldıkları besin mad-delerini alamadıkları olduğu düşünülüyor.

küçük türlerden biridir. Mavi maskeli melekbalığı ise 35 cm’e kadar ulaşabilir.

İmparator, görkemli ve mavi maskeli melekbalı-ğı üçlüsü son zamanlarda kısa polipli sert mer-can akvaryumlarında oldukça yaygınlaşmakta-dır. Mercanlar için risk taşısalar da cüce melekba-lıklarının aksine kısa polipli sert mercanlar ile ge-nellikle ilgilenmemektedirler ve rengarenk Ac-roporaların arasında akvaryuma iddialı bir hava katmaktadırlar. Fakat uzun polipli sert mercan-lar, Zoanthidler ve istiridyelerin bu balıkların me-nüsünde en başta gelmekte olduğunu unutma-mak gerekir.

Güzelliği tartışılmayacak kusursuzlukta olan diğer büyük meleklerden kraliçe

melekbalığı (Holacanthus ciliaris), Kaptan Cousteau belgesellerin-

den alışık olduğumuz Fransız melekbalığı (Pomacanthus paru) ve kuyruğunda Arapça harflere benzer desenler bu-

lunduğu için bu ismi almış Kuran melekbalığı (Pomacanthus semicirculatus) ma-lesef ki mercanlara şans tanımayacak olan tür-lerin başında geliyor. Bu türlerin doğadaki diye-ti mercanları da kapsadığı için ancak balık akvar-yumlarında bakılabilirler. Yine de gerek dayanık-lılıkları gerekse güzellikleri ile büyük balık akvar-yumları için ideal bir seçimdir. Oldukça bölgeci olmalarının yanı sıra yavaş yüzen balıklara karşı

Pomacanthus semicirculatus

Centropyge vroliki

Foto

: Dav

ut Ş

ems

Page 19: Akvaryum Plus 1

19

Paladarium dediğimiz zaman aklımıza hemen en basit tabiri ile bir su kenarının kapalı ortamda taklidi ve oradaki yaşamın benzerini evimizin bir köşesinde yaşatmak diye geliyor. Fakat bana ka-lırsa bu açıklama paladariuma az gelir hem de çok az. Paladarium her akvaristin akvaryum orta-mında yaratmayı düşündüğü dünyanın hep bir limit içinde kalmasına bir alternatif bence. Her halde çoğumuzun ortak noktası küçük bir tank ile başlayıp bunun büyümesi sonra da sayılarının artmasıdır. Malum ev ortamında bu da ne kadar olabilir ki. Sonra bazılarımıza tatlı su yetmeyip deniz akvaryumuna geçiş. İnsanoğlunun yaratı-cılık isteği işte bu noktada devreye giriyor ve bizi daha iyisine daha gerçekçisini yapmaya zorlu-yor. Gerçek dünyada da bir su ortamını çevresin-deki kara parçasından soyutlayarak düşüneme-yiz. Orada ki sulak ortamı dışında karasal etken-ler hazırlar. Ve paladarium macerası dünyayı evi-ne sığdırmak isteyen akvarist için başlamış olur.

Bir kumsal, bir göl kenarı ya da herhangi bir akar-suyun yanı bunların hepsi bir paladarium deko-ru olabilir. Bize sadece hangi ortamı evimizde is-tediğimize karar verip onu canlandırmak düşü-yor. Benim paladariuma başlayanlara ilk tavsi-yem öncelikle bulunduğu çevrenin, şehrin, böl-genin sahip olduğu şartlara uygun biyotop tar-zında paladarium ile başlamasıdır. Böylece nem sorununu büyük ölçüde çözecek ve ilk deneme-de üzüntü yaşanmayacaktır. Ayrıca ısıtma soru-

Gültekin Sabana

Fanus’taki Dünya

Paladariumnu da ülkemiz gibi 4 mevsim yasayan ülkeler-de sorun olabilir. Tropik bölgelerin hava sıcaklığı nem oranı ülkemize göre oldukça farklı ve kapalı ortamda bunu taklit etmek yeterli tecrübeye sa-hip olmadan oldukça zor. Fakat bulunduğunuz bölgenin canlıları zaten sıcaklığa ve neme alışık olduğundan yapacağınız paladariumda rahatça barınabilir. Çoğu kimse paladariumlari bir amfib-yum olarakta görüyor. Ama başlangıçta da de-diğim gibi paladarium evimize sığdırdığımız bir makro dünya, onu hayal gücümüzle büyütebil-diğimiz kadar büyütebiliriz.

Hazırlayacağımız ortamda karasal alanın suyumuz için hazırlayıcı olacağını hep hatırlamamız gere-kiyor. Örneğin sulak alanda sert su balığı besle-yeceksek karasal alanda mangrove kökünü ve yaprakları fazla kullanmamız gerekecek. Aksi takdirde kökler suyumuzu yumuşatarak balıkla-rımız için uygun olmayan bir su oluşturacak. Ya da tam tersi yumuşak su seven balıklar besler-ken suyu sertleştirecek kalkerli dekorasyon mal-zemeleri kullanacak olursak yine balıklarımız için ortamı elverişsiz hale getireceğiz. Paladarium görsel olduğu kadar biyolojik yapısı ile de bizlere gerçek doğanın zevkini tattı-rır. Yeter ki biz doğanın dengesini doğru okuyup en doğru şekilde evimizde canlan-dıralım. Gelecek sayılarda sizlerle değişik biyo-topları ve paladariumlarının nasıl yapılabile-ceğini göreceğiz. Şimdilik sağlıcakla kalın…

Page 20: Akvaryum Plus 1

20

(shrimps)Karidesler

Fosilleri bulunan ve milyonlarca sene önce yaşayan ve hâlâ yaşamlarını sürdüren canlılardır. Hobicilerin tercih ettiği en gözde en şirin ve temizlıkçi olarak en çalışkan omurgasızlardır. Karidesler çok sığ sulardan tutun ışıksız soğuk ve çok derin sularda yaşıya bilen ve bu şekilde evrim geçiren canlılardır. Türlerine göre tuzlu ve tatlı sularda yaşarlar

duyarlar. Sağlıklı kalmaları için bu elementle-ri suya ilave etmeliyiz ve düzenli olarak kısmi su değişimi yapmalıyız.

Kabuk değiştirme:Karidesler büyüme sürecinde devamlı kabuk de-

ğiştiriyorlar ve bu kabuk değişimi genelde gece-leri olur ve yeni kabukları sertleşene kadar gizle-nirler çünkü çok savunmasız olurlar. Genç birey-ler sık sık kabuk değiştirirken daha yaşlılar daha geç kabuk değiştiriyorlar. Hobiye yeni başlayan arkadaşlar bu boş kabukları görünce karidesin öldüğünü düşünürler ertesi gün karides ortaya çıkınca şaşırırlar.

Resif uyumu:Hepsi resif uyumludurlar fakat boxerler küçük ak-

varyumlarda diğer karideslere agresif davrana bi-lirler hatta yeni kabuk değiştiren diğer karidesle-ri yiye bilirler ama büyük akvaryumlarda pek so-run olmaz. Ayrıca deniz yıldızı besleyen akvarist-ler harlequin shrimp beslememelidirler. Çünkü harlequin shrimpler deniz yıldızı ile beslenirler.

Davut Şems

Class: CrustaceaOrder: Decapoda (eklem bacaklılar) Familyalar: Hippolytidae, Stenopodidae, Palaemonidae Yaşam süreleri:Ortalama akvaryumdayaşama süreleri 1-3 sene

arasındadır. Bu süre türler arasında değişebilir en uzun süre yaşayanlar boxer karideslerdir. Karides alırken daha uzun süre yaşamaları için küçük bi-reyleri seçmek gerekir, yavru karideslerin akvar-yumdaki yaşama süresi daha uzundur.

Cinsiyetleri:Karideslerin belirli cinsiyetleri yoktur. Hermaferodit-

tirler, yavru vermeleri için 2 bireye ihtiyaç duyarlar ve birbirlerini döllerler. Son zamanlarda üreticiler ve hobiciler tarafından başarı ile üretilmişlerdir.

Su şartları:Su sıcaklığı 24-26, PH 8.1-8.4 KH 8-12

İhtiyaç duydukları elementler:Karidesler büyümek ve kabuk değiştirmek için cal-

cium, mg, iodine ve trace elemenlerine ihtiyaç

Lysm

ata

amam

bion

ensis

Page 21: Akvaryum Plus 1

21

Doğal düşmanları:Resif uyumlu olmayan bir çok balık karideslere za-

rar verebilir bu nedenle resif akvaryumlarında beslemek gerekiyor. Hatta bazı resif uyumlu ba-lıklar bile bazen karideslere zarar verebilirler ör-nek olarak bazı şahin balıkları karideslere saldı-ra bilirler.

Sosyal davranışlar:Karidesler doğada ikili veya daha çok sürüler ha-

linde yaşarlar tek beslendiğinde utangaç davra-nıp pek ortalıkta görünmezler, karideslerin ak-varyumda görünüp gezmelerini istiyorsak 3-5 bireyli guruplar halinde beslenmeliyiz tabi nano akvaryumlarda çok sayıda beslenemez.

Satın alırken dikkat edilecek hususlar:Dayanıklı olsalarda hassas ve zarif canlılardır alır-

ken torbaya küçük bir taş veya canlı kaya ekler-sek canlı ona tutunur ve sitrese girmez birde ak-varyuma eklerken canlıyı bir kovaya koyup su damlatmak süretiyle yeni suya alıştırmalıyız, ani-den akvaryuma sokmak su değerlerin farklılığın-dan dolayı strese girebilirler.

Denizde yaşayan karidesler 8’e ayrılır1. Cleaner shrimp2. Boxer shrimp3. Harlequin shrimp4. Dancing shrimp5. Amenone shrimp6. Rock shrimp7. Pistol shrimp8. Deep water shrimp

1. Cleaner shrimpTemizlikçi karidesler çok sayıda türlere sahiptirler

ve ortak özellikleri balıkların üstünde yaşayan parazitleri hatta dişlerinin arasındaki yem artık-ları temizlik yapmakta görevlidirler, doğada çok sayıda balık bu karideslerin yaşadıkları bölgeye gelip ve hareketsiz kalarak hatta yan yatarak bu canlılara kendilerini teslim edip ve parazitlerden kurtulmayı beklerler.

Lysmata amambionensisÜlkemize en fazla ithal edilen ve aynı ismi taşıyan

cleaner shrimptir. İngilizce ismi skunk cleaner olan bu canlı güzellikleri ve davranışları ile tüm tuzlu su akvaristlerin kalbine taht kurmuş canlı-

lardır. Boyları 5-6 cm olur ve renkleri kırmızı be-yazdır. Dayanıklı canlılardır ve gurup halinde ya-şarlar akvaryumda en az 2-3 birey olmak üzere beslenmelidirler.

Lysmata debeliusYine cleaner grubuna ait fire shrimpler, göz alıcı

renklere sahip karideslerdir ve ülkemize çok sa-yıda ithal ediliyor. Tamamen kırmızı olup, beyaz benekleri vardır. Ateş karidesleri çok utangaçtır ve devamlı yuvalarında gizlenirler. Ancak çok sa-yıda alınırsa, gurup halinde ortaya çıkarlar.

Marmoratus complex (saron sp.)Çok güzel bir karides türüdür diğer karides-

lerden biraz daha iridir ve sosyal davranışlar sergilerler,ülkemize pek fazla ithal olmasada be-nim gördüklerim çok hoş ve hareketli canlılardır.gerek renkleri gerek davranışları hobicileri tat-min edici canlılardır. En az, 2 birey alınmalıdır.

Lysmata wurdemanniPeppermint shrimp: Son zamanların en populer

karidesi olan ve aiptasia yeme özelliği olan bu canlılar görsellikten ziyade aiptasia yedikleri için telep alıyorlar ve diğer karideslerden daha faz-la fiyata satılıyorlar. Çok utangaç olan bu canlılar daha çok akşamları aktif oluyorlar ve yeni aldıkla-

lysmata debelius

Marmoratus complex

Page 22: Akvaryum Plus 1

22

Stenopus hispidusBanded coral shrimp: Boxer shrimplerin en po-

puler ve en çok ithal edilen karidesidir. Duruşu ve renkleri çok hoştur. Diğer karideslerden biraz daha büyük gibi görünür. Azda olsa biraz agresif-tir ve akvaryumda karideslerin en fazla yaşayanı-dır. Benim akvaryumda 3 seneden beri hala yaşı-yan boxer karidesim var. Bu guruba ait fazla ka-rides ithal edilmiyor ama yurt dışında gold ban-ded coral shrimp adı altında (Stenopus zanziba-ricus) satılmaktadır. Bir de yerli boxerler var pek piyasası bulunmasa da, akdenizde yaşayan (ste-nopus spinosus) akdeniz boxer karidesi bulun-maktadır. Tropik sıcaklıklara dayanabilirler.

3. Harlequin shrimpHymenocera elegans: Dünyanın en güzel kari-

desleridir. Pek karideslere benzemesede muhte-şem görüntüye sahipler. Karidesler gibi uzun an-tenlere sahip değiller. Kıskaçları yassı ve büyük-tür. En önemli özellikleri sadece deniz yıldızı ile beslenirler. Bakımları ortadır, yani deniz yıldızı bulamazlarsa ölürler. Renkleri beyaz turuncu ve ince şeritli mavidir. Doğada normalde çiftler ha-linde yaşarlar. Deniz yıldızları avlar ve uzun süre onunla beslenirler. Avlama teknikleri önce yıldızı ters çevirip sonra onu yuvalarına taşımaktır. Son-ra kollarından başlayarak deniz yıldızını yemeye başlarlar. Bazı akvaryumlarda Asterina deniz yıl-dızı istilasına uğrarlar. Bu yıldızlar aşırı derecede çoğalır ve coralin algleri yerler. Bu yıldızların aşı-rı üremesini kontrol altına almak için en iyi çö-züm bu güzel karideslerdir. Hem gözümüze hi-tap ederler hemde asrerina’lardan kurtarırlar.

rımızda güzdüz pek ortalıkta dolaşmıyorlar. Hele bol mağaralı büyük akvaryumlarda nadir olarak ortaya çıkıyorlar. Başı aiptasialarla dertte olan ak-varist arkadaşlara tavsiye edilebilir. Renkleri krem üstüne kırmızı şeritler gibidir ve 7 cm kadar bü-yürler. Aiptasialar bittikten sonra bir sorun olo-maz ve yem artıkları ve çeşitli canlı ve kuru yem-lerden beslene bilirler.

Lysmata seticaudataMediterranian cleaner shrimp (akdeniz temiz-

likçi karides): Bizim denizlerimizde bulunan ve peppermintin yakın akrabası olan bu karides pepperminte çok benzer. Hatta satıcılar tarafın-dan bilerek veya bilmeyerek peppermint yeri-ne satılmaktadır. Aslında bunlarda azda olsa kü-çük aiptasialari yerler. Bunlarda çok utangaçtır-lar. Uzun süre göremedikçe öldüğünü bile dü-şüne biliriz ama dayanıklı canlılardır. Soğuk su canlısıdırlar fakat sıcak suya da adapte olabilirler. 18-25ºC derece ideal su ısısıdır. Doğada sürüler halinde yaşarlar.

2. Boxer shrimpler:Yerli ve yabancı bir çok türü bulunmaktadır. Bu ismi

görünüşü dolayısıyla haketmişler, kolları açık bir boksöre benzerler ve diğer karideslere göre biraz agresiftirler. Kıskaçlarıda diğer karideslere göre daha büyük ve daha kalındır. Antenleri çok uzun-dur. Biraz agresif olduklarından eğer başka ka-rideslerle besleyecekseniz, büyük akvaryumlar-da tercih edilmeli, aksi halde kavgalara ve agresif hareketlere şahit olabilirsiniz. Elbette bu bir kural değil. Bizzat nano da besledim ama fazla agresif davranmadı. Yinede tedbiri elden bırakmamalıyız.

Lysmata wurdemanni

Page 23: Akvaryum Plus 1

23

4. Dancing shrimp:Yaptıkları hareketlerden olayı bu ismi almışlar.

Dans edermiş gibi hareket ederler. Doğada bü-yük sürüler halinde, küçük mağaralarda ve oluk-larda yaşarlar. Ülkemize az da olsa ithal edilir. Ör-nek olarak “Durban dancing shrimp”i söyleye bi-liriz.

5. Anemone shrimp:Küçük karideslerdir ve genelde rengsizler. Sürüler

halinde anemonların, tetakullerin arasında ya-şarlar. Bizim denizlerde de bol miktarda bulunur. Örnek olarak Periclimenes brevicarpalis (galass

anemone shrimp). Bu cam karidesler anemon ve bazi uzun polypli sert mercanlar (LPS) tenta-kullerin arasında yaşarlar. Yani anemon ve mer-canları konak olarak kullanıp, ortak yaşam sür-dürürler. Anemone karideslerin başka bir örne-ği Thor amboinsis (sexy anemone shrimp). Rek-leri siyah kırmızı ve beyazdır. Boyları 2-3 cm. yani çok küçüktür. O yüzden nano akvaryumlarda ter-cih edilmeliler.

6. Rock shrimp:Kaya karideslere örnek hepimizin yakından bildiği-

miz ve tüm denizlerimizde bulunan Teke karide-sidir.

Paleomon serratus veya elegans: Kıyılarda ve li-manlarda çok sayıda bulunan dayanıklı ve çok sosyal bir karides türüdür. Su sıcaklığına adapte olur ve akvaryumda rahat bir şekilde yaşar. Ak-varyuma alıştıktan sonra pek gizlenmez. Hatta ele bile gelirler ama büyük balıklardan içgüdüsel olarak korkarlar. Akvaryumda temizlik ekibi ola-rak kullanabiliriz. Normalda satılmaz ama kıyıları-mızda özellikle Marmara denizinden bol miktar-da temin edebiliriz.

7. Pistol shrimp:Alpheus sp.: Daha çok minik bir istakozı andıran

bu karidesler büyük kıskaçlara sahiptir. Bu kıskaç-ların bir tanesi diğerinden daha büyüktür. Bu da bu karideslerin ayırıcı özelliğidir. Çünkü reef lobs-terlere benzerler ama lobsterlerin kıskaçları aynı boydadır. Bu karideslerin başka özellikleri doğa-da kumda yaşayan ”goby”lerle symbiotic yaşam sürerler. Devamlı kum ve taşların altında oluklar açıp yuva yaparlar ve gobylerle beraber bu yuva-larda yaşarlar. Akvaryumda çok hoş bir görüntü oluştururlar. Her cins pistol shrimp kendine has bir gobysi vardır. Pistol karidesleri alanlara goby-siyle beraber almalarını tavsiye ederim.Pistol shrimplere bir kaç örnek: Snapping shrimp, Bullseye snapping shrimp,Tiger snapping shrimp, Japanese snapping shrimp.

8. Deep water shrimp:Bu gurup karidesler derin soğuk ve karanlık sularda

yaşarlar ve çoğu kördür ve akvaryumda beslen-mesleri tercih edilmiyor. Hatta piyasasıda yoktur.

Bu sayımızda en bilinen ve tercih edilen karidesle-ri size tanıtmaya çalıştık umarım yararlı olmuştur,

Canlılarınıza iyi bakın.

Stenopus hispidus

Hymenocera elegans

Hymenocera elegans

Durban dancing

Page 24: Akvaryum Plus 1

petmarket.com.tr

internetten alışverişşimdi

başlıyor

petmarket A3-2.indd 2 6/24/10 7:39:18 PM

Page 25: Akvaryum Plus 1

Cemalpaşa mah. Toros cad. Ziya apt. 39 / B - 2 P.k. 01120 Seyhan / ADANATelefon: 0322. 459 71 84 • Fax : 0322.458 59 89 • e-mail: [email protected]

Petmarket Evcil Hayvan ve Ürünleri Tic. Ltd. Şti.

petmarket.com.tr

KARGO BEDAVA

ve üzeriAlışverişlerinizde

99TL.

petmarket A3-2.indd 3 6/24/10 7:39:43 PM

Page 26: Akvaryum Plus 1

26

ecespareKendi kendini idare edebilen Akvaryumlar

Akvaryum hobisi pek çok kişi tarafından ciddiyeti, ucu bucağı henüz görülememiş, dünyanın en; bilgi, birikim ve yaratıcılık isteyen hobilerinden birisidir. Bu yazımda hobiyi bu şekilde görmeme neden olan doğanın kusursuz yasalarını evimizin bir köşesinde nasıl bulundurduğumuzu ve buna anlayarak nasıl müdahale edilebileceğini bildiklerim sınırında anlatmaya çalışacağım.

Akvaryumlardaki canlı yoğunluğu:Çoğumuz şnorkelle denize dalıp aşağıda neler

olup bittiğine bakmışızdır. Tabandan su yüzeyi-ne büyük bir kesit hacim aldığınızda ne kadar fazla su kütlesine ne kadar az balık kütlesi düş-tüğünü görebilirsiniz. Bu durum akvaryumlarda hiç de doğadaki gibi değildir. 100x30x40 cm3 lük standart metrelik akvaryumdaki 5 tane sarı pren-

Çoğumuzun hayallerinin bir köşesinde kendi ken-dini idare edebilen küçük bir ekosistem vardır. Peki acaba bu ekosistemi kurmak ne derecede mümkün? Bu soruyu cevaplayabilmek için ak-varyumdaki sistemin detaylarına inip sistemi o şekilde incelemek lazım. Bölümlerde o bölümün müdahaleli ve müdahalesiz olarak nasıl işlediği-ni ayrı ayrı ele alacağım.

Refet Ali Yalçın

Page 27: Akvaryum Plus 1

sesi düşünün. Bu akvaryum ve balıklardan olu-şan sistemi 1000 tane arka arkaya, 1000 tane üst üste, 1000 tane de yanyana koyup oluşan ha-cimdeki balık sayısı ile doğalarını kıyaslayalyım. Sanırım durumu gördünüz 1000’er tane koydu-ğumuz hacimde bir su birikintisi olsaydı, balık nedeniyle 10 m önümüzü göremezdik, her taraf sapsarı sarı prenses olurdu. Tabi doğada bu ka-dar canlının hayatta kalması mümkün olmazdı.

Sisteminizde ne kadar az balık olursa, o kadar az atık olur. Akvaryumda doğadan daha yoğun bir şekilde canlı bakmak istiyorsak, bu canlıların atık-larını daha zararsız atıklara indirgeyen bakterileri de daha yoğun bir şekilde tutmalıyız. Bu yüzden eğer tamamen doğal bir akvaryumdan vazgeç-tiysek ve yoğun balık beslemek istiyorsak subs-trat denilen alan/hacim oranı yüksek bakteri ya-taklarını filtrelerimizde kullanmalıyız.

Akvaryumlarda av avcı ilişkisi:Akvaryumda av ve avcıyı bir arada tutmak oldukça

zor. Çünkü akvaryumda av ile avcının karşılaşma olasılığı doğaya göre çok daha sık oluyor. Somut-laştırmak gerekirse. Bir zar atıyorsunuz ve eğer 1 gelirse karşıdaki size ateş ediyor. Eğer 100 kar-deşseniz, her kardeş bu şekilde 20 defa zar atar-sa 2-3 kardeş hayatta kalır. (5/6 üzeri 20 den ih-timalin %2.6 olduğu görülebilir) Hayatta 20 defa

böyle zar atarak türünüzün devamı sağlanabilir ama hem 10 kişiyseniz hem de daimi olarak size zar attırılıyorsa işinizin pek şansa kalmadığı sa-dece olayın kılıfına uydurulduğu söylenebilir. Bu yüzden akvaryumlarda doğal yaşam diyip av ile avcıyı yan yana koymak hatalı bir seçim olacaktır.

Akvaryumun bir diğer dezavantajı da bu ihtimalle-rin bir yönde ağır olarak gittiğinde olayın doğa tarafından kapatılamaması. Örneğin 1000 lira-nız var, siz de karşınızdaki de 1 lira koyuyor, yazı tura atıyorsunuz kazanan ortadaki 2 lirayı alıyor ve oyun böyle devam ediyor. Bir sefer birisi, bir sefer diğeri kazanıyor, bazen birisi 3 defa üstüste kazanıyor, sonra diğeri 2 sefer üstüste kazanıyor vb. ve ortalama olarak ikisi de yaklaşık eşit sayıda kazanacağı için çok fazla oyun oynasalar dahi iki tarafında 1000 liraya yakın parası kalıyor. Belki bi-risinin 1050 birisinin 950 kalır ama neticede ya-kın şekilde devam eder. Ancak eğer 1000 değil de 2 lirayla bu kumara girilirse oyun 10 dakika-da neticelenir ve birisi diğerinin tüm parasını alır oyun biter. Doğada da durum benzer ilerler, di-yelim ki bu şans faktörü avların alehine gelişti ve hepsi avlandı, o bölgeye başka bölgeden avlar gelir ama akvaryumda sizin av eklemeniz gere-kir. Ya da avcılar av yakalayamadı ve açlıktan öldü diyelim. Doğada yan bölgeden buraya avcı ge-lir ama akvaryumda yine siz alırsınız. Üstelik aza-

27

Page 28: Akvaryum Plus 1

28

ca olur.

Azot döngüsü:Balıklar besinlerden proteini aldıklarında boşaltım

sonucu suya amonyak bırakırlar. Sanılanın ak-sine bu amonyak katı dışkı olarak değil, solun-gaçtan suya doğrudan sıvı olarak bırakılır. Ba-lıklar amonyağı doğrudan suya bırakıyorlar. Bu durum nehirler ve göllerde sorun olmuyor an-cak küçük su hacmindeki akvaryumlarda balık için zehirleyici oluyor. Amonyak sudaki oksijenli bakterilerce nitrite, nitrit de nitrata çevriliyor. Nit-rat, amonyaktan daha az zararlı olsa da özellikle yüksek konsantrasyonlarda balığın büyümesine, üremesine, renklenmesine ters etkide bulunan, daha çok arttığında ise kansere ve ölüme götü-ren bir bileşiktir. Müdahale edilen tanklarda suyu değiştirmemizin ana sebebi nitrattır.

Gün olacak uzaklıştırmak için üşene üşene su de-ğiştirdiğimiz nitrat kapalı sistemde ihtiyaç duy-duğumuz şey hatta bu sistemdeki en önemli şey olacak. Nasıl mı?

Sisteme karbondioksiti, oksijeni eklemekte çıkart-makta fazla mesele yok. Azotun aksine bu mad-deler aynen olduğu gibi seviliyor ve havada da bol miktarda bulunduğundan sıkıntı olmuyor. Ancak azot öyle değil. Siz bir sistemi başta kaç canlı ve ne kadar su ile kurduysanız, ve bu can-lıların bünyesinde ve suda ne kadar serbest ol-

lan tür sayısının av-avcı dengesinin bozukluğun-dan mı, şanssızlıktan mı bittiğini anlayamak du-rum dengede gibi görünüyorsa zor olur.

Yani av ile avcıyı mümkün olduğunca doğadaki şartlarda buluşturmak lazım. Bunun için koca-man bir akvaryum ve az sayıda ve küçük boylu avcı gerekir. Avcıları küçük balıklardan seçmenin (örneğin cüce cichlidler) bir diğer avantajı avcı-nın açlıktan ölmesini engellemektir. Bunu dışın-da tabi avlara bitkilerle çok iyi saklanma yerleri sağlanmalıdır. Bu sorunu aşmak için avcının gire-meyeceği avın rahatlıkla çoğalabileceği sığınak-ların olması iyi olur.

Yukarıda av avcı olarak anlattık ancak bir besin pi-ramidi olduğunu ve bu ilişkinin pek çok canlı-lar arasında olabileceğini unutmamak lazım. Ör-neğin yaprak balığı avcı kardinal tetra avdır, aynı zamanda da kardinal tetra avcı, su piresi avdır. Yukarıdaki paragraflarda bahsettiğim denge-nin tüm bu av-avcı ilişkilerinde korunması gere-kir. Tetralar su pirelerini tüketirse açlıktan ölürler, sonra yaprak balığı da açlıktan ölür.

Son olarak bu bölümde belirtmek istediğim konu av-avcı seçimi. Örneğin böyle bir akvaryumda zor üreyen kardinal tetrayı seçmek yerine siste-min kolay işlemesi için kolay üreyen ve kardi-nal tetra ile benzer boy ve beslenme yapısında-ki asya balığı barbus titeyayı seçmek daha akıllı-

Page 29: Akvaryum Plus 1

29

Çünkü buharlaşan sudaki mineral miktarı yok denecek kadar azdır, bizim sistemimizde de azot sayısı belirli olduğu için canlılar aşırı artış göste-remiyor örneğin bu yüzden salyangozlar aşırı ar-tıp minerali kullanamıyor. Bu yüzden eğer bu-harlaşan su normal su ile tamamlanırsa su ka-palı havza gölleri gibi (ör Tanganyika) zaman-la çok sert olur. Bu göllerde de suyun tek gidiş yönü buharlaşmadır, nehirlerle beslenir ama bir nehirle kendini dışarıya veremez ve su mineral-

lerce aşırı zengin olur. Bu da çoğu bitkilnin fazla sevdiği bir durum değildir. Buharlaşan suyun ye-rinin r/o ile tamamlanması önemlidir.

Canlı rekabeti:Canlılar tipine göre; daha çok ışığı, daha çok besini,

daha çok yeri alabilmek için birbiriyle mücadele edeceklerdir. Örneğin bu tür bir akvaryumda bir-den fazla bitki türü genellikle en iyi yayılabilen bitkinin yaşamını sürdürmesiyle son bulur. Diğer bitki ya kıyıda köşede cılız olarak yaşar ya da ta-mamen ölür. Benzer şekilde bitkili bir akvaryu-mu bırakıp tatile giderseniz de baskın hızlı uza-yan bitki üstü kapatır ve ışığı keser. Tabi budama yapılırsa, uygun türler seçilirse, yayılımcı bir bit-kinin ulaşmasının çok zor olduğu bir yere diğer bitki konulursa veya 2. bitki olarak javamoss gibi diğer bitkilerin arasında yaşayan gölge bitkisi ko-nulursa fazla sayıda bitki bakılabilir. Ancak bitki

mayan azot atomu varsa o sistemde 1 yıl sonra da aşağı yukarı o kadar azot atomu vardır ve bu önemsenmeyecek miktarda azalıp artabilir an-cak neticede yaklaşık olarak başladığımız kadar azotla gideriz. Bu ne demek? Bu demek ki bitki sayısı artıyorsa, bitkilere gelen azot, ölen bir ba-lığın bünyesindeki azottur. Bu bitkinin bir şekil-de örneğin çürükçül bitki yiyen gammarus tara-fından yenip, onun da balık tarafından yenip tek-rar balığa geçmesi gerekir. Ya da bitkiler bozulup da gammaruslarca yenmiş ve sayısı oldukça azal-mışsa bu azotlar artık gammarusta ve suda nitrat halindedir, bu bitkisiz durum da sistemin üret-kenliğini düşürür. Bu gibi durumlar genelde ken-dini kurtarır, fazla gammaruslar yem olur, avcı sa-yısı çok artar, gammaruslar azalınca av yetene-ği ve şansı az olandan başlamak üzere avcılar aç-lıktan ölür, ardından bu ölülerin azotları ile suda-ki diğer şartlar, ışık vb. de bitkiler için uygunsa bitkiler yine ürer. Ama denge bitkiler lehine aşırı

geliştiğinde durum genelde kendini kurtaramaz. Besin piramidinin üzerinden başlayarak canlılar ölür. Gammarus, salyangoz gibi küçük canlılar ve bitki kalır.

Azot açısından bitki budaması ve canlı ekleme çı-karması çok önemlidir. Bir bitkiyi budarken ve ölü balığı çıkarırken sistemin azotunu alıp canlı kütlesini düşürdüğünüzü, bitki ve canlı eklerken de arttırdığınızı bilmekte fayda var. Son olarak da bir canlının aşırı miktarda üremesi ve böylelikle azotu bünyesine alması kesinlikle sistemin deva-mı için müdahale gerektirdiğini gösterir aksi tak-tirde canlı çeşidi azalmış bir halde yeni bir den-ge kurulacaktır.

Su ve mineral içeriği:Su zamanla buharlaşacak. Eğer istenen düşük ve

orta pHlı bir sistemse su eklemek sorun olacak.

Page 30: Akvaryum Plus 1

30

C6H12O6 + 9 adet O2 ---> 6 adet CO2 + 6 adet H2O . Evet 1 molekül şekeri yakmak için 9 mo-lekül oksijen kullandık ve enerjinin yanında 6’şar molekül karbondioksit ve su çıktı. Bu şeker hüc-renin içinde karbondioksit ve suya parçalanır ve en basit oksijenli bakteriden, insana kadar tüm oksijenli ortam canlılarında bu olay gerçekleşir ve en temel enerji kaynağıdır.

Canlılar hareket etmek, sistemlerini, hücrelerini ça-lıştırmak, iş yapmak için enerjiye ihtiyaç duyarlar. Bu enerji de üst paragraftaki işlem sonucu sağ-lanır. Normal akvaryumda veriyoruz yemi, alıyor-lar yemdeki şekeri her şey güzel ama kapalı sis-temde iş öyle değil. Bu enerji, üreticilerde siste-me alınır ve besin piramidini alttan üste doğru harcanarak dolaşmaya başlar, bu yüzden besin piramidindeki birey sayıları da tepedeki en avcı olana doğru çıktıkça azalır. Akvaryuma bu ener-jiyi getiren yegane yerler bitkiler ve yosunlar gibi fotosentetik canlılardır. Ne nitrifikasyon bakteri-leri, ne çürükçül canlılar üretim yapabilir, bu işi fotosentetik canlılar yapar. Enerji üretirler lafı ha-talı olur, enerji değil şeker üretirler, enerjiyi siste-me kazandırırlar. Bunu da şu şekilde yaparlar: 6 adet CO2 + 6 adet H2O ---> C6H12O6 + 9 adet O2 Evet yukarıdaki işlemin tersi Yukarıda bu işle-

budamanın sistemden azot götürdüğünü unut-mamak gerek.

Hayvanlar da birbiriyle rekabet halinde olacaktır. Örneğin salyangozlar en çok yosunu, artığı, çü-rümüş canlıları yiyerek, sayılarını çok arttırarak kendi ile rekabet eden gammarusun soyunu tü-ketebilir. Bu yüzden bu canlıların birinin domi-nantlığını engellemek için sayılarını kısıtlayıcı ön-lemler, avcılar almak gerekir.

Aynı tür arası rekabet güçlü olanın hayatta kalması açısından güzel olsa da, türler arası rekabet bah-settiğim gibi ciddi sorunlara ve canlı çeşidinin azalmasına yol açacaktır.

Enerji dengesi:Enerjinin pek çok ayrı sınıflandırması vardır. Bi-

zim ilgilendiğimiz konu akvaryum canlılarında-ki enerjinin sisteme getirilmesi, tüketimi ve ak-tarımıdır.

Enerji, besinlerin moleküllerinin arasındaki bağ-larda saklanıyor. Örnek vermek gerekirse bir şe-ker molekülünü (C6H12O6), bizim enzimleri-miz oksijen (O2) yardımı ile parçalarına ayırıyor. Hem de bizim çok iyi bildiğimiz parçalara. 1 adet

Page 31: Akvaryum Plus 1

min tersini yapıp işlemden enerji kazanıp harca-mıştık. Bu işlemde ise bunlar arasında bağ oluş-turmak için bize enerji lazım. Bu enerji ise siste-me nereden gelebilir? Tabi ki ışıktan. Işıktan elde edilen enerji ile karbondioksit ve su birleştirilip şeker yapılır ve oksijen açığa çıkar. Bu üretilen şe-kerlerin bir kısmı bitki tarafından yaşamsal faali-yetler için kullanılır, kalan kısmı ise nişasta yapıla-rak depolanır. Bu enerji, nişasta vasıtası ile bitki-yi yiyen canlıya aktarılır. Burada önemli olan bir nokta var. Eğer bitkinin çürümüş yapraklarının örneğin gammarusca yenmesini ve bunu yiyen canlıların avcılarca yenerek enerjinin besini pira-midin üstüne taşıması bekleniyorsa sistemde so-run vardır. Çünkü bitki çürüdüğünde bu enerji-nin pek çoğu çürükçül bakteriler tarafından alı-nır, karbondioksit ve suya dönüşüp enerji işle-mi yukarılara tırmanmadan hemen yine baştan başlar. Çürükçül bakteriler sistem için önemlidir fakat bu kadar erken devreye girmeleri sistem için iyi olmaz. Bu yüzden bitkilerin olabildiği ka-darıyla sağlam şekilde yenmesi gerekir. Bunu yi-yen canlı (ör. gammarus) içindeki şekeri doğru-dan alamaz çünkü şeker nişasta halinde depola-nır. Yiyen canlı bu nişastanın bir kısmını midesin-de şekere parçalayıp, şekeri de hücrelerine ener-ji kullanmak için alır, bu nişastanın bir kısmını ise alamadan bağırsaklarından dışkı olarak atılır. Bize çürükçül bakteriler bu dışkılar için lazımdır ve devreye girerler.

Neticede bu canlı şekerleri glikojen olarak depo-lar, lazım olduğunda şekere çevirip kullanır. Ar-dından gammarusu yiyen avcı balık vücüdun-da et olarak, kan olarak, karaciğer olarak vb. de-polanan bu enerjiyi midesine indirir. Mide ve ba-ğırsaktan geçerken büyük kısmını yakalar, yaka-layamadığı kısım dışkı olarak atılır ve çürükçüller devreye girer.

Bu konu başlığından bakıldığında bir sistem için üretcinin (bitkinin ve yosunun) ne kadar önem-li olduğu ve besin zincirinin ne kadar dikkatli ve özenli ayarlanması gerektiği görülebilir. Harca-nan enerji kadar besini sisteme getirmeliyiz, ka-kadu yüzerken harcadığı enerjinin temelinin bi-zim ışıktan geldiğini bilmeli, bu enerjinin bitki-den alınıp, birazının harcanıp birazının gamma-rusa geçerek, onun da birazının harcanıp, bira-zının kakaduya geldiğini bilip sisteme hakim ol-mayız.

Son bir not: Havada bol karbondioksit, akvaryum-da da bol su var, bu bitkiler kocaman olur kontrol edilemez diye düşünülebilir. Ancak biz olayı par-çalara böldük ve olayları mümkün olduğunca bağımsız inceliyoruz. Bitki, karbondioksit ve su ile şekeri üretir ancak, azot döngüsünde hatırla-yacağımız gibi; protein yapımı için su ve karbon-dioksit yanında azota ihtiyacı var, bunu da nitrat, amonyak gibi azotlu bileşiklerden alır. Yeni yap-raklar için protein, protein için azot lazım, o da bölüm 3’den hatırlayacağımız üzere kısıtlı.

Kumun Bakım İhtiyacıBir bardağa kumu tepeleme doldurtuktan son-

ra üzerine ciddi bir hacimde su eklesek de taş-ma gözlemlemeyiz. Nedeni kumların arasında-ki boşluktur. Akvaryumda da bu boşluklar su ile dolar ve derinlere indikçe bu suyun yüzeyle ilişi-ği kesilir. Üstteki kısım difüzyonla değişim ger-çekleştirse de alttaki su aynen kalır. Bunu engel-lemek için, taban ısıtması, minare salyangozu, yer yer kumun en dibine gömülmüş, bir timer vasıtası ile 3-4 günde bir, 1 dakika kadar çalışan minik hava taşları gibi çeşitli opsiyonlar kullanıla-bilir. Eğer bu yöntemlerin hiçbiri seçilmezse bü-yük ihtimal bitkilerin kökleri nefes alamaz ve çü-rür, dipte ciddi bir H2S gazı oluşumu başlar, bu az az da olsa difüzyonla akvaryum suyuna karışır, az miktarı zehirlemese de rahatsız eder.

TortuAkvaryumdaki bitkilerin ve kumun üzerinde oluşa-

cak tortular zamanla görüntü kirliliği yaratacaktır. Bununla ilgili önemli 2 nokta; rahatsız olunma-ması gerektiği ve bunun doğal olduğunun ha-tırlanmasıdır. Pek çok bakteri bu tortuların üze-

31

Page 32: Akvaryum Plus 1

32

gede yorum yapabilelim. Hatta biz üstün körü yorum yapabiliriz. Biyoloji bilmini detaylı okumuş kimseler uzun süreler gözlemleyip yorum yapabi-lir. Bunun dışında kurması çok kolay olan denge ise şudur. Siz su piresi, ka-rides, balık, su mercimeği ıvır zıvırı bı-rakırsınız. Yaşayan yaşar, ölen ölür ve elinde sonunda bir denge kurulur. Ama içinde sizin istediğiniz balık ve bitkilerin kalacağına dair bir şey di-yemem :) Odanızda uçuşan böcekler, sudaki garip küçük böcekler, yosun-lar ve basit yapılı bitkiler olmak üze-re, o şartlara uygun canlılar gelip ora-da dengeyi kurarlar.

Biyolojik sistemlerden bilgisayar gibi bahsedemeyiz. Pentium 4-2000 MHz, 512 ram, 128 mb ekran kartı ile bu oyun çalışır deriz ama, doğa ola-yı bambaşka, bölümlerde belirttiğim gibi çok fazla değişken var, bunlar bir-birlerini etkiliyor, şans faktörü var vb. Olur ya da olmaz diye kestirip atama-

yız. Daha önceki belirttiğim gibi hazırlanan bir sistemde büyük avcılar ölür ve bu sistem içinde basit yosun olan, salyangoz veya karides olan bir sisteme dönüşür diye. 2000 yılında aldığım Pet Magazin dergisinde 1 karides 1 yosun ve gerçek-leşen hayaller adlı bir yazı vardı. Oradan yola çı-karak internette yaptığım araştırma neticesin-de bu 2 siteyi buldum. http://www.exhibitione-cospheres.com/ http://www.eco-sphere.com/home.htm Burada kapalı cam küre içinde yaşa-yan karides ve yosunlu sistemler satıyorlar. De-diklerine göre 10 sene yaşayan sistem varmış, 2 sene de garantisini veriyorlar. Küçük ve basit bir şekilde bu denge sağlanır ama canlılar büyüdük-çe sayı arttıkça yaşam alanı da büyümedikçe iş çok zorlaşıyor.

İnsan müdahalesi konusunda da net bir şey dene-mez. Yani sistemi görüp kötüye gidişlere müda-hale edilirse olmaması için bir sebep yok ama ben bir sistem kurayım, hiç ellemeyeyim doğal seyrinde gelişsin derseniz başlıklarda belirttiğim pek çok sorunu çözmek için muhteşem bir ayar yapmalısınız veya basit canlılar seçmelisiniz.

Ucun, bucağın ve koşulsuz doğrunun olmadığı ak-varyum hobisinin bu yeni dergisine hoş geldiniz.

rinde yaşayacak, karides, yavru balık gibi küçük canlılar da buraları av ve saklanma mekanı ola-rak çok seveceklerdir. Eşin dostun aa ne pis ak-varyum, değiştirsene suyunu lafına karşılık su-num niteliğinde bir cevap yerine, derslerim çok yoğun gibi kısa bir cevap verilmeye alışılmalıdır.

Denge kurmak hem çok zor hem de çok kolay. Şöyle ki bu şekilde iri canlılarla (balık) küçük bir yerde (akvaryum) müdahalesiz denge kurmak çok zordur ve sanmıyorum ki 1-2 yıllık sonuçla-rını görmeden hiçbirimiz buna tamam bu den-

Page 33: Akvaryum Plus 1

Adı, Soyadı:

ABONE FORMU

Ünvanı:

Abdullah Alper TÜLEK / Garanti Bankası / IBAN : TR27 0006 2000 1810 0006 6939 79

A. Alper TÜLEK 0532. 620 49 [email protected]

www.akvaryumplus.com

Adresi:

Telefon:

GSM:

e-mail:

Banka Havalesi için hesap numarası:

Bilgi içinN

6 sayı1 Yıllk

TL24

Page 34: Akvaryum Plus 1

34

Işık nedirBölüm 1

Evimdeki Resif

Işık, doğrusal dalgalar halinde yayılan elektroman-yetik dalgalara verilen isimdir. Bir enerji formu-dur ve foton denilen kütlesiz ve yüksüz atomal-tı parçacıklardan oluşur. Tüm parçacıklar gibi fo-tonlar da dalga özelliği gösterirler. Bir dalga boy-ları ve bir frekansları vardır. Işığı oluşturan parça-cıkların yani fotonların kütlesi yoktur. Onlar sade-ce enerjidirler. Işık bir doğru şeklinde yayılır. Işı-ğın bir doğru biçiminde yayılması ışık ışınları sa-yesinde oluşur. Işık ışınları da fotonların ilerler-ken aldıkları yoldan başka birşey değildirler. Fo-tonlar kaynaklarından çıktıktan sonra -eğer önle-rinde hiç bir engel yoksa- düz doğrultuda ve hiç sapmadan yayılırlar. Herhangi bir cisme çarpın-ca da cismin şeffaf olup olmamasına göre yan-sır veya kırılırlar.

Gökçe Ali Göktan

Merhaba sevgili tuzlu su dostla-rı. Bundan böyle yeni dergimizin bu köşesinde sizlerle birlikte olacağım. Beni bu göreve layık gördükleri için tüm arkadaşlarıma huzurunuzda te-şekkür ederim. İlk yazımda biraz da kendimi tanıtmak isterim. Pek çok ar-kadaşım gibi uzun yıllar tatlı su hobi-siyle uğraştıktan sonra 2000 yılı son-larında tuzlu su hobisiyle tanıştım. Gördüklerim beni inanılmaz derece-de etkilemişti ve bu hobiyi yapmak zorunda olduğumu hissettim. Yakla-şık 2 yılım okuyup, öğrenmekle geçti. 2002 yılında cesaretimi topladım ve 300 litrelik bir karışık resif tankı kur-dum. Bu tank ile edindiğim tecrübe-ler, beni balıklardan çok mercanla-ra doğru itti. Akabinde 2004 yılında 1100 litrelik karışık resif tankımı kur-dum. Bu tanktaki hacim pek çok mer-cana ev sahipliği yapabilmeme im-kan verdi. Bu sıralarda SPS (kısa polip-li sert mercanlar) türlerine karşı me-rakım arttı ve 2008 yılında taşınma dolayısıyla ömrü kısa süren 800 litre-lik bir SPS tankım oldu. Şimdilerde ise fotosentetik olmayan türlere ev sa-hipliği yapacağım 350 litrelik bir resif kuruyorum.

Bu köşede sizlere, evimizde misafir ettiğimiz bu güzel canlıların doğal ortamlarındaki ihtiyaçlarından ve bu ihtiyaçlara tanklarımızda nasıl cevap verebileceğimizden bahsetmeye ça-lışacağım. Yazacaklarım; kendi tecrü-belerim, araştırmalarım, pek çok kay-naktan yaptığım derleme, çeviri ve alıntılardan oluşmaktadır.

© Ki

pp Ba

ker

Resif akvaryumları kurarken hepimizin üzerinde en çok kafa yor-duğu konulardan biridir ışık seçimi. Hem fotosentetik mercanla-rın enerji ihtiyaçlarının büyük bölümünü ışıktan almaları, hem de ışıklandırma armatürlerinin diğer ekipmanlara göre daha pahalı olması, karar vermeden önce iyice düşünmemize sebep olur. Eli-mizin altındaki alternatifler de çoğaldıkça seçim yapmak daha da güçleşebilir. Peki ışık neden bu kadar önemli ? Niye bu işe bu ka-dar kafa yoruyoruz? Birkaç yazıdan oluşan bu dizide, bu soruların cevaplarını sizleri sıkmadan anlatmaya çalışacağım.

Page 35: Akvaryum Plus 1

Işığın ne olduğunu anlayabilmemiz için elektro-manyetik spektrumun ne olduğunu bilmemiz gerekir. Herhangi bir cismin elektromanyetik spektrumu, o cisim tarafından çevresine yayılan karakteristik net elektromanyetik radyasyonu ta-bir eder. Bu figurde de görüldüğü üzere, elektro-manyetik spektrum geniş aralıkta dalgaboyları-nı ve foton enerjilerini kapsamaktadır. Görülebi-lir ışık, insan gözünün ışık veya renk olarak algı-ladığı aralığa denk gelen elektromanyetik enerji-dir. Beyaz ışık bir prizmadan geçirildiğinde, bile-şenleri olan diğer dalgaboylarına ayrılabilir. Her dalgaboyu farklı bir frekansa sahiptir ve göz tara-fından farklı bir renk olarak algılanır.

Dalgaboyu: Basitçe ifade etmek gerekirse ışık bir dalga gibi yol alır. Yarattığı iki dalganın tepe nok-taları arasındaki mesafe de dalgaboyu olarak ta-nımlanır. Bir mesafeyi tanımladığı ve çok küçük olduğu için, bir uzaklık ölçüsü birimi olan nano-metre ile ifade edilir ve ölçülür. Dalgaboyu fre-kans ile ters orantılıdır, dolayısıyla dalgaboyu uzadıkça frekans azalır. 400 - 780 nm dalga boy-ları arası gözle görülebilir. Çok enteresan bir te-sadüftür ki, fotosentez de bu dalga boylarında-ki ışık sayesinde gerçekleşir. Bu dalgaboyları ara-lığındaki radyasyonun birleşik etkisi insan gözü-ne beyaz ışık olarak görünür. İşte bu noktada ışı-ğın bizim için önemi ortaya çıkmaktadır.

400 nm altındaki radyasyon ultraviyole (UV) rad-yasyon olarak tanımlanır ve 3 segmentten olu-şur. UV-A (400-315 nm), UV-B (315-280 nm) ve UV-C (280-100 nm). UV radyasyon gözle görü-lemez ama insanlar için zararlıdır. Güneş ışığın-dan gelen en zararlı segment UV-B segmenti-dir. UV-C daha zararlıdır ama atmosferde emildi-ği için dünyanın yüzeyine ulaşamaz.

Frekans: Uzayda belirli bir zaman aralığı boyunca belirli bir noktadan geçen dalgaların sayısı ışığın frekansını verir. Normalde saniye birimiyle ölçül-se de, biz Hertz (Hz) birimini kullanırız. 1 Hz = 1 dalga/saniye dir.

Frekans dalgaboyu ile ters orantılıdır, insan gözü bu özelliği renk olarak algılar. Dalganın dalgabo-yu azaldıkça, dalganın frekansı artar. Bütün dal-galar aynı hızda (ışık hızı) yol alırlar. Matematiksel formulü aşağıdaki gibidir;

Enerji: Daha önce de belirttiğim gibi ışık bir ener-ji formudur ve en küçük parçacığı fotondur. Gö-rünür ışık değişik dalga boylarında birçok foto-nun karışımıdır. Fotonlar yansıtılır ve çeşitli yü-zeyler tarafından emilir. Gözümüze ulaştığında, renk ve parlaklık algılamalarını yaratır. Bu foton-

Renk DalgaboyuMor 400 to 440 nmMavi 440 to 490 nmYeşil 490 to 540 nmSarı 540 to 590 nmTuruncu 600 to 650 nmKırmızı 650 to 700 nm

Dalgaboyu = hız (ışık hızı)/frekans λ = c/ν λ = dalgaboyu ν = frekans c = hız (ışık hızı)

500 nm

400 nm

600 nm

700 nm

1000 MHz

FMVHV2.6

VHV7-13

UHV

500 MHz

100 MHz

50 MHz

Dalga

Boyu

Freka

s (Hz

)

Morötesi

Görünür ışık

X-ışını

Gama ışını

Kızılötesi

Mikrodalga

Radyo -TV

Uzun dalga

1019

1018

1017

1016

1015

1014

1013

1012

1011

1010

109

108

107

106

1000 m

10 m

10 cm

1 mm

1 ųm

1000 ųm

100 ųm

10 ųm

1000 nm

100 nm

10 nm

1 nm

0.1 nm1 A

0.1 A

1 cm

1 m

100 m

Elek

tron

ik T

ayf

(Spe

ktru

m)

Elektromanyetik radyasyonun 3 temel özelliği vardır. Dalgaboyu, frekans ve enerji.

Dalga yüksekliği(Güç)

Bir Tam Devir(Frekans = 1 Saniyede devir sayısı)

Dalgaboyu (λ)

Zaman

35

Page 36: Akvaryum Plus 1

lar doğrudan bitki ve mercan fotosentezine sebep olur-lar. Fotonlardan gelen enerji, fotosentez sırasında mer-canlar içinde yaşayan fotosentetik endosimbiyotik zoo-xanthellae için birincil enerji kaynağı olan karbondiok-siti (CO2) şekere dönüştürmek için kullanılır. Enerji jou-le cinsinden ölçülür. Radyasyonun frekansı arttıkça, her bir fotonun içindeki enerji de artar. Kullandığımız diğer bir terim de Watt tır. Watt ise güç ölçüm birimidir. 1 Watt = 1 Joule/saniye dir.

Tavsiye: Buraya kadar olan bölümde ışığın ne olduğunu ve kullanılan çeşitli genel terimleri açıklamaya çalıştım. Işık aslında matematiksel olgular çerçevesinde ele alınmalı ve bu doğrultuda hesap kitap yapılarak kullanılmalıdır. Resif akvaryumlarımız için ışıklandırma düzenekleri ku-rarken gelişi güzel ve kulaktan dolma bilgilerle değil, bi-limin ışığında alternatifler üreterek ve aralarından canlı-larımızın ihtiyacı doğrultusunda tercihler yapmamız ge-rekmektedir. Işığı salt görsel bir araç olarak görmek son derece yanlış olur.

Resiflerin olağanüstü güzellikleri gözünüzden, yanınızdan ve kalbinizden eksik olmasın.

Bahçekapı Mah. 2464. Sokak No: 4/1 (Doğukaradeniz Binası İçi) Şaşmaz / AnkaraTel: 0312. 278 73 42 (pbx) Fax: 0321. 278 75 43 e-mail: [email protected]

DOĞU KARADENİZKURULUŞUDUR

ekstremakvaryum.com.tr

Dünyanın en kaliteli kumlarını üreten firmasından

Aragalive ve Ocean Direct serisi canlı deniz kumları

Instant Aquarium ve Eco-Complate serisi gibi tatlı su ve bitki akvaryumu canlı ve ölü kumları

Purple up, AragaMilk, AragaMight gibi katkı maddeleri reaktör malzemeleri ve ilaçları

Page 37: Akvaryum Plus 1

Ankara Panora’da dev akvaryumMerhaba akvaristler dergimizin bu ilk sayısının ilk röportajını Ankara Panora da bulunan dev akvaryumların bakımını gerçekleştiren Kortan Arca ile yaptık.

Sistemin kuruluş tarihi ve ilk canlı koyma süre-nizde neler yaşadığınızı kısaca anlatabilir misi-niz?Panora alış veriş merkezinin proje aşamasında dü-

şünülen akvaryumların imalatına 2006 yılında başlanmıştır. Binanın yapımında tüm statik he-saplamaları yapılırken akvaryumlar da göz önün-de bulundurulmuştur. Ve bunun içinde özel be-ton ve özel yalıtım malzemeleri kullanılmıştır. Yaklaşık 2.000.000 dolara mal olan sistem yan-lış hatırlamıyorsam 26.01.2008 tarihinde görüşe açılmıştır. İlk dolumu Çeşme ve Saroz körfezin-den tankerlerle su getirilerek yapılmış ancak şu an su değişimlerinde sentetik deniz suyu kullan-maktayız.

Merhabalar öncelikle bize sistemlerin genel özelliklerini kısaca anlatır mısınız?Elbette, toplamda150 ton kapasiteye sahip köpek

balığı ve mercan biyotoplarından oluşan iki adet deniz akvaryumumuz bulunmaktadır. Her biri 3,7 m yükseklikte ve 16,5 cm kalınlığa sahiptir. Bu ak-rilik akvaryumların ön panelleri Amerika’dan geti-rilmiş ve sistemin projelendirilmesi ise tamamen Türk firmaları tarafından yapılmıştır.

Neden akvaryumlarda akriliği tercih ettiniz?Akrilik kullanılmasının nedeni ışık geçirgenliğinin

fazla olması, dolayısıyla renklerin doğal görün-mesi, ayrıca cam gibi kırılgan olmamasından do-layı da güvenlik faktörünün yüksek olması diyebi-liriz. Biraz uzun ve karışık bir cümle oldu sanırım

37

Page 38: Akvaryum Plus 1

38

lı mercan türlerinin ve mercan resiflerinde bu-lunan canlıların oluşturduğu bir konsepttir. De-nizden özel olarak çıkartılmış 10 ton kaya bloğu gerekli kürleme işleminin ardından, mercanların gelişebileceği şekilde akvaryuma yerleştirilmiştir. Gerekli ak ntı simülasyonu için tuzlu suya uygun 14 adet pompadan faydalanıyoruz. Yine suyun canlılar için uygun olan 25–26 oC tutulabilmesi soğutucuları bu tank içinde kullanıyoruz.

Şu anki su değerlerimiz; Sıcaklık 25 ºC, Tuzluluk 1024, Ca 440, Mg 1380, KH 10, PH 8.1, PO4 0, Nit-rat 2-5

Tanklardaki aydınlatmayı nasıl sağlıyorsunuz? Sanırım gün ışığından faydalanmıyorsunuz.Evet Ankara da gün ışığını kullanmak çok yararlı ol-

mayacağı için uygun dalga boylarına sahip MH kullanılıyoruz ve toplam aydınlatma gücümüz 15.000 watt.

Sanırım bizim evlerimizdeki tanklarımıza kar-şın sizin büyük sistemlerde yaşadığınız zorluk-lar vardır. Bunlar arasında en çok yaşadığınız zorluklar nelerdir?Evdeki tanklarla bu tarz büyük tankları pek karşı-

laştırmamak gerekiyor. Sistemin büyük olmasın-dan kaynaklı canlıları takip etmek bizim için ger-çekten çok zor oluyor. Büyüklükten kaynaklı sis-tem çok daha karmaşık. Bundan dolayı da kont-rol altına almak uzun süreli oluyor. En büyük zor-luğumuzu sanırım giderlerin çok yüksek olması diyebilirim. Ayrıca temizlik ve bakım işlemlerinin mecburen dalışla gerçekleştiriyoruz. Buda olduk-ça yorucu oluyor.

Sanırım daha çok köpek balığı akvaryumunuz ilgi çekiyor bu akvaryumunuzun genel özellik-leri nelerdir? Çoğu insan mercan akvaryumuz da ki canlıları fark

etmeyip doğrudan bu tanka yöneliyorlar. Kıkır-daklı balıkların ağırlıkta olduğu tropik derin su konseptini yaratmaya çalıştığımız bir akvaryum-dur genel olarak aktif avcı canlılar yer almakta-dır. Köpek balığı akvaryumlarımızda dekor ger-çek mercan ve kayalardan kalıp alınarak özel harç karışımı ile hazırlanmıştır. Gerekli akıntı simülas-yonu için tuzlu suya uygun 7 adet pompa kul-lanıyoruz. Ayrıca suyun canlılar için uygun olan 25–26 ºC tutulabilmesi için soğutucu kullanılıyo-ruz. Şu anki su parametrelerimiz; Sıcaklık 26 ºC, Tuzluluk 1024, PH 8.1, Nitrat 35-40.

Peki mercan akvaryumlarınızın genel özellikle-ri nelerdir?Diğer köpek balığı tankımızdan biraz daha farklı

bir yapı ve su değerleri taşıyor. Bu tankımız can-

Page 39: Akvaryum Plus 1

Peki bu zorluklara karşın büyük sistemlerin ko-laylıkları da var mı?Elbette ki var. Sistem büyük olduğu için su para-

metrelerindeki dalgalanmalar minimum seviye-de oluyor. Ve kendi içerisindeki biyosistem ken-di aksaklıklarını kendi kendine giderebiliyor. Do-layısıyla ekosistemde oluşan aksaklıklarda tole-rans çok daha fazla oluyor. Yani sistemlerin tol ere gücü çok daha yüksek diyebiliriz.

Tankın bakımını nasıl sağlıyorsunuz? Tanklarda barındırdığımız canlıların doğal ortamla-

rına en yakın koşullarda yaşamlarının devamlılı-ğı için getirildikleri ortamlarındaki doğal yapının, sıcaklığın ve akıntıların akvaryum içersinde yara-tılması gerekiyor. Bunun içinde düzenli olarak su değişimleri yapıyoruz. Özellikle mercanların geli-şimi için gerekli olan Ca, Mg, CO3 gibi elementler ve iz elementler için düzenli yapılan test sonuçla-rı yorumlanarak gerekli ilaveler yapıyoruz. Su pa-rametrelerinin yanında motor, filtre ve elektronik cihazların rutin bakım ve kontrollerini de periyo-dik olarak yapıyoruz. Sistemimizde dev protein toplayıcılar da bize yardımcı oluyorlar. Günlük or-talama 2 saatlik dalışla iç bakım gerçekleştiriliyo-ruz. Ayrıca canlıların sağlık durumlarının kontro-lünü de sürekli gözlemleyip notlar alıyoruz. Yoksa bu kadar canlıyı hatırlamak kimi zaman zor olu-yor.

Peki mercan tankınızdaki mevcut türler neler-dir?Resif tankımızda tang türleri, elden yem yiyen chel-

mon, chromisler, damsel türleri ve wrasse türleri gibi resif uyumlu balıklarımız mevcut.

Mercan olarak ta; ağırlıklı olarak soft mercanlar bulunmakta ileriki zamanla da sps türlerini de düşünüyoruz. Hatta 1-2 tür deneme amaçlı tan-kımızda var ve şu an için herhangi bir olumsuz tepki almadık.

Köpek balığı tankınızda hangi balıklar bulunu-yor?Köpek balığı türlerinden siyah yüzgeçli resif köpek

balığı, cat shark ve sandbar köpek balığımız bu-lunuyor. Şu anda 2.5-3 yaşındalar ve ortalama boyları 1m civarlarında. Bu akvaryumda bir bu-çuk metreye ulaşmaları ve 35-40 kiloyu bulmala-rını bekliyoruz. Bunlardan başka mono, vatoz, ke-man vatoz, müren, golden jack, batfish ve dev çi-puralarda bulunuyor.

Köpek balıklarını nasıl ve nelerle besliyorsunuz ayrıca beslerken zorluklar yaşıyor musunuz?Köpek balıklarını uskumru fileto, kolyoz, tüp kala-

mar ve jumbo boy karidesle besliyoruz. Kendi güvenliğimiz için çelik örgülü eldiven ve kalın dalış elbisesi kullanıyoruz. Yemleme sırasında sal-dırganlaşan köpek balıklarından korunmak için mümkün olduğu kadar toplu şekilde duruyor ve canlıları sürekli gözle takip ediyoruz.

Ziyaretçilerden aldığınız yorumlar nelerdir?Genelde dalgıçlarımızı robot zannediyorlar ve san-

ki tankın içinden dışarıyı görmüyormuşuz gibi il-ginç davranışlar sergiliyorlar. Bezen “Köpek balığı saldırsa da seyretsek” gibi acı ama ilginç yorum-larda duyuyoruz.Mercan tankındaki balıklarımıza “bizim orda da var ”( Antalya, Adana İzmir gibi sa-hil kentlerinde de olduğunu ima etmeleri) gibi yorumlarda bulunuyor.

Ankara ya ve tüm Türkiye ye yaşattığınız bu görsel ziyafetin yanında başka çalışmalarınız-da var mı?Evet şu an bazı planlarımız var. Ankara Üniversite-

si Su Ürünleri mühendisliği bölümü ile ortak ya-pılacak projeler üzerinde çalışılmaktayız ve dü-şüncemize göre yakın çevredeki ilk ve orta öğre-tim okullarından gelen öğrencilere akvaryumda-ki mevcut canlılar hakkında bilgi verilerek eğitim amacıyla da yararlanmayı düşünüyoruz.

39

Page 40: Akvaryum Plus 1

44

Su ürünleri yetiştiriciliğinde kullanılan

genel mikroalg türleri

Mikro alg yetiştiriciliğinde ortam şartları (sıcaklık, tuzluluk, aydınlatma vb.) ve su kalitesi

Kuluçkahanelerde canlı yem ünitelerinde çeşitli algler üretilebilmektedir. Bu türlerin çeşitli sıcak-lık, ışık, tuzluluk ve diğer ortam şartlarına ihtiya-cı vardır. Üretilen her tür için farklı ortam şartları oluşturmak maliyet ve işgücünü artıracaktır. Bu-nun için stok olarak tutulan mikroalg kültürleri buna göre seçilmelidir. Yine de kuluçkahaneler-de yaygın olarak kullanılan kültürler birbirlerine yakın ortam şartlarında tutulabilirler.

Class Genus

Bacillariophyceae Skeletonema

Thalassiosira

Phaeodactylum

Chaetoceros

Cylindrotheca

Bellerochea

Actinocyclus

Nitzchia

Cyclotella

Haptophyceae Isochrysis

Pseudoisochrysis

Dicrateria

Chrysophyceae Monochrysis (Pavlova)

Prasinophyceae Tetraselmis (Platymonas)

Pyramimonas

Micromonas

Cryptophyceae Chroomonas

Cryptomonas

Rhodomonas

Cryptophyceae Chlamydomonas Chlorococcum

Xanthophyceae Olisthodiscus

Chlorophyceae Carteria

Dunaliella

Cyanophyceae Spirulina

İsa Aydın

Page 41: Akvaryum Plus 1

45

Kültürlerin muhafazasında dikkat edilecek konu-lardan biriside su kalitesidir. Kuluçkahanelerde üretim sırasında kontaminasyon riskine karşın su olabildiğince iyi filtre edilmelidir. Canlı yem ünitelerinde özellikle alg ünitelerinde filtrasyon çok önemlidir. Bu ünitelerde kullanılacak suyun mümkünse 1 mikronluk filtrelerle süzülmesi ge-rekir. Böylelikle zooplankton ve siliatların geçişi engellenmiş olur.

Saf (stok) kültürler mikroalg üretimhanelerinin can damarıdır. Saf kültürde kullanılacak ekipmanlar ve su, otoklav ve etüv yardımıyla sterilize edilir.

Saf kültür çalışmalarında kullanılan malzemelerGerekli olan malzemeler düşünüldüğünde yine saf

kültür ve yoğun kültür olmak üzere bir ayrım ya-pılmaktadır. Saf kültür çalışmaları yoğun kültü-re göre oldukça düşük hacimlerde yapılmaktadır ve buna uygun malzemeler farklıdır.

Otoklav ve/veya kuru etüv strelizatörüKimyasallar için cam dolap20 ml’lik tüpler250 - 500 ml’lil erlenler1-5- 10-25 ml’lik pipetler, pipet kaplarıAşılama sırasında kullanılan bunzen bek

2 lt’lik erlenler5 lt’lik balon jojeler

60 lt’lik torbalar350 lt’lik sepet torbalarÇeşitli hacimlerde tanklar (1, 2, 5, 1 ve 25 m3)

Mikro alglerin sayım yöntemleriFitoplankton kültürlerinde gelişmenin izlenebil-

mesi için ml’deki hücre sayısının bilinmesi yararlı olur. Bu amaçla çeşitli sayma kamaraları kullanılır. Bunlardan en yaygını Neubauer, Thoma ve Bür-ker sayma kamaralarıdır. Kalın bir lam şeklinde olan bu sayma kamaraları ancak mikroskop al-tında görülebilen ayrıntılı çizgilerle çizilmişlerdir.

Temel hesaplama yöntemi1 ml’deki alg sayısı = ( X · 1000 mm3 ) / ( Y · w² · d)X = sayımı yapılan alg hücreleriY = sayılan en küçük karelerd = sayma kamarasının derinliğiw = bir karenin uzunluğu

Alg yetiştiriciliğinde kullanılan besi yerleri ve kimyasal yapıları, hazırlanışı ve kullanımı

Alg kültürünün sürekliliğini sağlayabilmek için de-vamlı olarak kültürlerin yenilenmesi gereklidir. Besin ortamlarında kullanılan maddeler temel besin elementleri (azot, fosfor ve potasyum içe-ren maddeler), iz elementler ve vitaminlerdir.

Parametreler Aralık Optimum

Sıcaklık (ºC) 16-27 18-24

Tuzluluk (gr/lt) 12-40 20-24

Işık yoğunluğu (lüx) 1000-10000 2500-5000

Fotoperiyot(ışık: karanlık saat)

16:8(minimum)

24:0(maksimum)

PH 7-9 8.2-8.7

Türü Izgara tipi Derinlik

En küçük karenin uzunlu-ğu

Izgaranın şekli (en küçük kare kırmızı işaretlenmiştir)

A Thoma 0.02 mm 0.05 mm

B Neubauer improved

0.1 mm 0.05 mm

C Bürker 0.1 mm 0.05 mm

Page 42: Akvaryum Plus 1

46

Vitamin SolusyonlarıAna Solüsyonlar: B 12 100 mg Biotine 100 mg Thiamine 10 gr

Bu vitaminlerden her biri ayrı ayrı daha önceden etüvde steril edilerek soğutulmuş birer litrelik distile su içinde eritilir. İz element solüsyonunda olduğu gibi vitamin solüsyonunda da ana solüs-yonlardan çalışma solüsyonu hazırlanır.

Çalışma Solüsyonu: B12 10 cc Biotine 10 cc Thiamine 10 cc

Daha önceden etüvde steril edilerek soğutulmuş 1 litre distile suya eklenir. Bütün vitamin solüsyon-larının buzdolabında saklanması gerekir.

Ortama alg ekimi yapılmadan önce bu 3 solüsyon-dan (mineral madde, iz element ve vitamin so-lüsyonu) 1 litre deniz suyuna 1 ml gelecek şekil-de ilave edilir.

2. Guillard’s F/2 medium

Mineral Madde Solüsyonu 75 g NaNO3 5 g NaH2PO41 litre distile suda eritilir. Steril hale getirilir.

Silikat Solüsyonu 30 g Na2SiO3 1 litre distile suda eritilir.

İz element solüsyonu 10.0 g CoCl2, 9.8 g CuSO4, 180 g MnCl2, 6.3 g Na2MoO4, 22.0 g ZnSO4

Tüm bu maddelerin her biri ayrı ayrı 1 litre distile suda eritilip sterilize edilir.

Her bir solüsyondan 1 ml + 4.35 g Na2C10H14O8N2 + 3.15 g FeCl3 olacak şekilde 1 litre distile suda eritilip sterilize edilir.

Alg yetiştiriciliğinde kullanılan alg türlerinin izolas-yonu çeşitli araştırmacılar tarafından yapılmıştır. Araştırıcılar bu türlerin izolasyonu ve besin ihti-yaçları üzerinde çeşitli besin ortamları formüle etmişlerdir.

Kuluçkahanelerde sıklıkla kullanılan besi ortamla-rı Walne ve Guillard’s F/2 ortamlarıdır. Bu iki besi yeri zamanla modifiye edilmişlerdir. Aynı isimle hazırlansa bile kuluçkahaneler arasında farklılık-lar görülebilmektedir.

Bu ortam 3 ana grup solüsyondan oluşmaktadır. 1.Walne kültür ortamı

Mineral Tuz Solüsyonu NaNO3 300 gr KH2PO4 30 gr NH4Cl 20 gr

Bu maddeler 1 lt distile su içerisinde etüvde veya otoklavda eritilerek 170 oC’de 4 saat süre ile ste-ril edilir.

İz Element Solüsyonu Ana Solüsyonlar: Solüsyon A : ZnSO4. H2O 30 gr CuSO4.5H2O 25 gr CoSO4.7H2O 30 gr MnSO4.H2O 20 gr

Solüsyon B: FeCl.6H2O 50 gr

Solüsyon C: Na2MoO4.2H2O 25 gr

Solüsyon D: NaEDTA.2H2O 50 gr

Her bir solüsyona ait maddeler birer litre distile su içerisinde eritilerek etüvde 170 ºC’de 4 saat süre ile steril edilir. Bunlar soğuduktan sonra çalışma solüsyonu hazırlanır.

Çalışma solüsyonu Solüsyon D : 100 cc Solüsyon A : 10 cc Solüsyon B : 10 cc Solüsyon C : 10 cc

Solüsyonun hacmi distile su ile 1 litreye tamamla-nır.(870 ml.) etüvde 4 saat süre ile steril edilir. So-ğuduktan sonra kullanıma hazır hale gelir.

Page 43: Akvaryum Plus 1

47

Vitamin SolusyonuStok solüsyon 20 g thiamin HCl 0.1 g biotin 0.1 g B12 Tüm bu vitaminler 1 litre distile suda eritilip steri-

lize edilir.

5 ml stok solüsyon 1 litreye tamamlanarak çalışma solüsyonu hazırlanır.

Hazırlanan stok solüsyonlardan 1 litreye 1 ml gele-cek şekilde ilave edilir.

Alg yetiştiriciliğinde kültür sistemleri ve birbirlerine olan avantaj ve dezavantajları

1.Süreksiz kültürler – Kesikli kültürlerKültür sabit hacimdedir ve hücre sayısındaki artış

ortamdaki besin maddeleri tükeninceye kadar devam eder. Hücre yoğunluğu belli yoğunluğa ulaşmış olan kültürlerden hasat yapılarak orta-ma deniz suyu ve besin eklenir. Belli bir süre son-ra (mikroskobik yöntemlerle sayılarak) hücre yo-ğunluğu aynı miktara ulaşır ve hasat edilir.

2. Yarı kesikli kültürler

Bu üretim tekniğinde başlangıçta aynı kesikli kül-türlerde olduğu gibi hücre sayısındaki artışın or-tamdaki besin maddeleri tükeninceye kadar de-vam etmesine müsaade edilir. Belli bir hücre yo-ğunluğuna ulaşan kültür hacminin tamamı ye-nilenmektense uygun görülen bir miktar hasat edilir –kültür hacmim yarısından fazlası bile ola-billir– kalan kültürün üzerine su ve besleyici or-tam eklenir.

250 ml 2 lt ~350 lt~50 lt

15 gün

7 gün

7 gün

7 gün

30 gün

5 ltTüpler~ 10 ml

Bu kültür yöntemi kesikli kültürlerle sürekli kültür sistemleri arasında geçiş oluşturur.

3. Sürekli kültürler

Bu tip kültürlerde ortamın besini azaldıkça ortama besin girilmektedir. Iyi bir takip yapılarak sistem-den belirli miktarda hasat yapılır ve tam kont-rol altında hücre yoğunluğunda diğer sistemler-le kıyaslanamayacak kadar yüksek yoğunluklara ulaşılır. Bu sistemde daha sık aralıklarla hasat ve besin girişi esastır.

Avantaj çizelgesi

Yöntem KarıştırmaIşık

kullanımıTür

kontrolüSterilite

Kesikli kültür yeterli yeterli Kolay Zor

Yarı kesikli kültür yeterli yeteli Zor Zor

Sürekli kültürler mükemmel mükemmel Çok zor Çok zor

Page 44: Akvaryum Plus 1

48

1

2

3

4

5

6

7

8

9

10

11

ÖdüllüBulmacaSoldan Sağa:1 – Deniz akvaryumlarında kullanılan bir çeşit kum – Bir nota (A). 2- Bir uzunluk ölçüsü birimi – Afrika kıtasında bir nehir. 3- Tam dairesel olmayan yuvarlak şekil – Cömert karşıtı. 4- Arapçada ekmek – Un, su, tuz ve maya ile yapılan temel beslenme öğemiz.. 5- Yüzyılın kısaltması - Işığın değişik dal-ga boylarının gözün retinasına ulaşması ile ortaya çıkan bir algılaması. 6- Avrupa futbol birliğinin kı-saltılması – İnsanın tıpatıp benzeri ama o insanın kendisi olmama hali. 7- Maden tetkik arama ens-titüsü kısaltması – Defterlerin sayfalarının kırışma-sını engelleyen nesne – Bir nota (C). 8 – Pomato-midae familyasından ekonomik değeri yüksek bir balık türü – Genellikle halk arasında adı Neslihan olan kişilerin kısaltılarak seslenme sözü. 9- Adıya-manda bulunan Altınsu – Böceklerin larvadan ye-tişkin hale geçirdikleri evre. 10 - Katı maddelerin büyük parçası, küme, yığın. 11 - Hediye, armağan: içinde dua bulunan kitap - Námo ‘nun kardeşi, ha-yallerin ve rüyaların efendisiydi.

Yukarıdan Aşağı :1 - Akvaryumumuzda çeşitli nedenlerle oluşan canlılar için çok zehirli madde – Dişi ceylan yav-rusu. 2- Bir olay, bir haber veya sözü nakletme. 3- Düz, açık ve geniş yer, meydan, saha - Ceza olarak ayak tabanlarına vurmakta kullanılan, ayakları uy-gun bir durumda sıkıştırıp tutan, kalınca bir sopa ile bunun iki ucuna bağlı bir ipi olan cezalandırma aracı. 4- Eski dilde su - Asmanın taze veya kuru ola-rak yenilen ve salkım durumunda bulunan mey-vesi. 5- Dokuzdan sonra gelen sayının adı. - Çeşitli doğa olaylarının sebep olduğu yıkım. 6- İngilizce-de takma isim – Terlemiş olan. 7- Bilim – Utanma, utanç duyma – Rütbesiz asker. 8 – Edirne’ den ge-çen bir ırmak . 9- Bir cinsiyet – Resimdeki balığın halk diline yerleşmiş adı. 10- Ne yapayım anlamın-da söylenen bir söz. 11- Fazla karşıtı –Atmosferin bir tabakası (Termosfer in sona erdiği termopoz düzeyinin üstünde kalan atmosfer bölümüdür).

Bulmacayı çözün, anahtar kelimeyiisim, adres ve telefon numaranızla birlikte

31 Temmuz 2010 tarihine [email protected] adresine gönderin

yapılacak çekilişle PETMARKET’ten 100 TL’lik hediye çeki kazanın

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 111

3

2

4

5

7

6

8

Anahtar Kelime

Hazırlayan: İl Bilge Aslıhan Okumuş

1 2 3 4 5 6 7 8

Page 45: Akvaryum Plus 1