akp İÇİn fetÖ’nÜn “mİladi” - chp · akp İÇİn fetÖ’nÜn “mİladi” 9...

52
AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” (25 Ağustos 2004 Tarih ve 481 Sayılı MGK Kararı Işığında)

Upload: others

Post on 29-May-2020

7 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

(25 Ağustos 2004 Tarih ve 481 Sayılı MGK Kararı Işığında)

Page 2: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

Kasım 2016

Page 3: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN

FETÖ’NÜN “MİLADI”(25 Ağustos 2004 Tarih ve 481 Sayılı MGK Kararı Işığında)

Page 4: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı
Page 5: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

5

İÇİNDEKİLER:

1. ÖZET ....................................................................................................... 7

2. Neden 25 Ağustos 2004 Tarih ve 481 Sayılı MGK Kararı “Milat”? .....................................................13

3. 481 Sayılı MGK Kararı Uygulandı mı Uygulanmadı mı? AKP’lilerin İlginç İtirafl arı ..........................23

4. CHP’nin Tutumu ...............................................................................27

5. AKP Kapatılma Davası’nın, A.Gül’ün Dışişleri Bakanlığı Genelgesi ve FETÖ İle Bağlantısı ............32

6. FETÖ’nün ‘AK’lanması: İrticanın Tehdit Olmaktan Çıkartılması ....................................35

7. Erdoğan ve AKP, Neden 17 – 25 Aralık’ı “Milat” Gösteriyor? ...............................41

8. Erdoğan’ın Gülen ile Diyalog Arayışı: Gazeteci Fehmi Koru’yu Pensilvanya’ya Göndermesi .........46

Page 6: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı
Page 7: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

7

1. ÖZET

Ne muhalefet partilerinin, ne de sıradan vatandaşların, devletin gizli arşiv bilgileri, güvenlik ve istihbarat kuruluşlarının raporlarına ulaşma, dolayısıyla ülkeye yönelik tehditlerin kapsamı ve çapı hakkında derinlemesine bilgi sahibi olma imkanı yoktur. Gerek tehditlerin belirlenmesi, gerekse önlemler alınması ve uygulanması konusunda tek sorumlu ve yetkili kuruluş,

işbaşında olan hükümetlerdir.

AKP iktidara gelmeden önce de Fetullah Gülen Cemaati’nin, bugünkü tanımlamasıyla Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın demokratik, laik

ve sosyal bir hukuk devleti niteliklerini değiştirerek yerine şeriat

düzenini getirmeyi amaçlayan, illegal bir örgütlenme” olduğuna dair 1990’lı yıllardan itibaren güvenlik ve istihbarat kuruluşlarınca pek çok rapor düzenlendiği, hatta Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin (DGM) 2000 yılında bu hususta terör örgütü suçlamasıyla iddianame hazırladığı bilinmektedir.

Kasım 2002’den bu yana iktidarda bulunan AKP Hükümetleri için, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) tehdidine resmi olarak ne zaman vakıf olduklarıyla ilgili siyasi ve hukuki açıdan bir “milat” belirlemek gerekirse 24 Haziran 2004

ve 25 Ağustos 2004 tarihli MGK toplantıları ile 481 Sayılı MGK Kararı’nı

başlangıç almak doğru olacaktır.

24 Haziran 2004 tarihli MGK toplantısında “Türkiye’deki Nurculuk

Faaliyetleri ve Fethullah Gülen” konusu gündeme alınmış ve hem MİT

Müsteşarlığı, hem Genelkurmay Başkanlığı tarafından Gülen Grubu’nun yapılanması, yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerine ilişkin tehdit konusunda kapsamlı sunumlar yapılmıştır. Gülen Grubu’nun faaliyetlerinin izlenmesi ve tasfiye edilmesine ilişkin kararlar alınmış ve tüm kurul üyeleri tarafından imzalanıp 25 Ağustos 2004 tarihli MGK toplantısında “481 Sayılı MGK

Kararı” olarak kayda geçmiştir. Kamuoyu, bu karardan 28 Kasım 2013 tarihli Taraf Gazetesi’nde “Gülen’i Bitirme Kararı 2004’te MGK’da Alındı” manşetiyle ve belgeleriyle yer almasıyla haberdar olmuştur.

Page 8: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

8

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

481 Sayılı MGK Kararı’nda yer alan önemli bir husus, “Dönemin Dışişleri

Bakanı Abdullah Gül imzasıyla 16 Nisan 2003’te, ‘yurt dışındaki Gülen

okullarına ve Milli Görüş’e yardım edilmesi için’ Büyükelçiliklere

gönderilen 3846 ve 3847 sayılı genelgelerin” geri çekilmesinin istenmesidir. Ancak bu genelgeler (20 Mayıs 2014’e kadar) geri çekilmediği gibi, 2008 yılında Yargıtay  Cumhuriyet Başsavcılığı’nın AKP’nin “laikliğe

aykırı fiillerin odağı haline geldiği” gerekçesiyle kapatılması istemiyle hazırladığı iddianamede söz konusu fiiller arasında sayılmıştır.

Bu durum, AKP Hükümeti’ni, hem AKP’nin hem Fetullah Gülen’in

korunması ve irticanın tehdit olmaktan çıkarılması için bu suçlamayla

açılan davaların da önünü almaya yöneltmiştir. 2000 yılında DGM’de “laik  devlet yapısını değiştirerek dini kurallara dayalı bir devlet kurmak” suçlamasıyla  Fetullah Gülen hakkında açılan dava, 5 Mayıs  2006’da

3713 sayılı  Terörle Mücadele Kanunu’nun  “terör tanımı” başlıklı 1.

maddesinde yapılan değişiklik ile terör örgütü tanımına “cürüm işleme

ve silahlı eylem şartı” getirilmesiyle, Gülen’in beraatiyle sonuçlanmıştır. AKP Hükümeti, 22 Kasım 2010 tarihli ve 2010/1116 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla da “irticanın tehdit olmaktan çıkarılması” ve “irticayla mücadele

görevi bulunan Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu

(BUTKK) gibi devlet organlarının tasfiyesini” gerçekleştirerek bu konuda da önlem almıştır.

25 Ağustos 2004 tarihli MGK Kararı’nın 28 Kasım 2013’de Taraf Gazetesi’nde yer almasının ardından AKP’li yetkililer “MGK gündemine

dönemin Cumhurbaşkanı Sezer tarafından getirildiğini, hükümetin

dahli olmadığını ancak kararı yok hükmünde saydıklarını ve

uygulamadıklarını” yandaş medya ise “Hükümet’in kararın içini boşaltıp

uygulamadığını, MGK kararlarının tavsiye niteliğinde olması nedeniyle

hukuken de uygulamak zorunda olmadığını” açıklama çabasına girmiştir.

Bu noktada Erbakan’a 28 Şubat kararlarını imzaladığı için eleştiri yöneltenlerin 481 sayılı MGK kararına karşı idiyseler neden direnmediklerini ve

uygulamayı düşünmedikleri bir karara neden imza attıklarını sormak gerekir. 2004 MGK Kararı’na imza atan 5 askeri yetkiliye karşın AKP

Page 9: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

9

Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı aşikardır.

2004 MGK Kararı “dönemin komutanlarının Hükümet’i sıkıştırma

çabalarına karşı o günü kurtarmak için atılan imzalar” olarak da lanse edilmiş, “2008’de AKP hakkında kapatma davasının eylem planı

uygulanmadığı için açıldığı” gündeme getirilmiştir. Dönemin Başbakanlık Müsteşarı ve Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu

(BUTKK) Başkanı Ömer Dinçer imzasıyla irticai faaliyetler konusunda ilgili kuruluşlara gönderilen yazıların ise “formalite icabı dosyaları kapatmak

için yazıldığı ve hiç kimse hakkında hiçbir bir işlem yapılmadığı” beyan edilmiştir.

Bu açıklamaların, 17-25 Aralık 2013 Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturmalarının

sadece birkaç gün öncesine denk geldiğini, AKP Hükümeti’nin ve havuz medyasının o tarihten sonra aniden sihirli bir değnek dokunmuşcasına Gülen Cemaati’nin önce “paralel yapı” sonra “terör örgütü” olduğunu

fark ettiklerini hatırlatmak gerekir. Böylece MGK literatüründe 30 Ekim 2014’te kullanılan “legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten paralel

yapılanmalar” tanımlamasından zaman içinde “Fetullahçı Terör Örgütü/

Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)”na evrilen bir süreç başlatılmıştır.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY’nin “miladı” olarak 17-25 Aralık 2013’ü açıklamıştır. 17-25 Aralık bir milat olacaksa, ancak “AKP-FETÖ suç ortaklığının bozulmasının

miladı” olabilir.

Çünkü, Erdoğan ve AKP Hükümeti, FETÖ/PDY konusundaki söylem

ve tutumunu ancak ucu Erdoğan, ailesi ve AKP kadrolarına dayanan 17-25 Aralık 2013 Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonları sonrasında kesin olarak değiştirmiştir. Hatta dönemin Başbakanı Erdoğan, 18 Aralık 2013’de Gazeteci-Yazar Fehmi Koru ile görüşmüş ve Pensilvanya’ya gitmesini isteyerek Fetullah Gülen ile diyalog arayışına girmiş, ancak bu arayış sonuç vermemiştir. Dolayısıyla, 17-25 Aralık 2013’ten önceki herhangi bir tarih, AKP Hükümetlerinin toplu olarak siyasi ve hukuki sorumluluklarını gündeme

Page 10: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

10

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

getirecek, 15 Temmuz darbe girişiminin bir türlü ortaya çıkartamadıkları “siyasi uzantılarını” yargı önüne taşıyacaktır. Ayrıca, 17-25 Aralık 2013 Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonlarını da FETÖ/PDY’nin bir kumpası ve bir darbe girişimi olarak göstermek suretiyle, Erdoğan ve ailesi ile AKP üst yönetimine, AKP Hükümet üyelerine uzanan yolsuzluk ve rüşvet çarkının

üstünü örtmek istemektedirler.

Üzerinde durulması gereken önemli bir husus da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 Ağustos 2016’da Din Şurası’nda yaptığı konuşmada FETÖ/PDY için “aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak gördüğümüz

bu yapı” tanımlamasını kullanarak “AKP ile FETÖ’nün hedef birliği içinde

olduklarını” itiraf etmesidir.

Bu çerçevede, 481 Sayılı MGK Kararı, AKP Hükümeti’nin “yok sayarak uygulamadıklarını” itirafl arıyla ve 14 yıllık iktidarlarında FETÖ’nün devlet içinde stratejik örgütlenmesine bilinçli olarak “izin ve onay veren” icraatlarıyla, 15 Temmuz 2016 darbe girişimine giden sürecin önünü açmaktan

“siyasi ve hukuki açıdan sorumlu” olduklarını ortaya koyan bir belgedir.

Nitekim dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün TBMM Darbe Komisyonu’na yaptığı “FETÖ’ye karşı hükümeti 2004 yılında MGK

kararıyla uyardık. Ancak pek fazla bir şey yapılmadığını gördük”

açıklaması, bunun teyidi niteliğindedir. Aşağıda ayrıntılarıyla anlatılan bu hususlar, aynı zamanda Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın 17-25 Aralık 2013

Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturmalarını “milat” göstermelerinin ve “FETÖ

tarafından kandırıldık” beyanlarının neden doğru olmadığını da ortaya koymaktadır.

Page 11: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

11

SORUYORUZ:

2004 MGK Kararı, Bakanlar Kurulu kararı haline dönüştürülüp

kararlı bir şekilde uygulansaydı; FETÖ, 15 Temmuz darbe

girişimini gerçekleştirecek güce erişebilir miydi?

Page 12: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı
Page 13: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

13

2. Neden 25 Ağustos 2004 Tarih ve 481 Sayılı MGK Kararı “Milat”?

AKP iktidara geldikten sonra ilk kez 24 Haziran 2004 tarihli MGK toplantısında “Türkiye’deki Nurculuk Faaliyetleri ve Fethullah Gülen” konusu gündeme alınmış ve hem MİT Müsteşarlığı, hem Genelkurmay Başkanlığı

tarafından Gülen Grubu’nun yapılanması, yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerine ilişkin tehdit konusunda bu toplantıda kapsamlı sunumlar yapılmıştır. (Ek 1, 2) Gülen Grubu’nun faaliyetlerinin izlenmesi ve tasfiye edilmesine ilişkin kararlar alınmış ve tüm kurul üyeleri tarafından imzalanıp 25 Ağustos 2004

MGK toplantısında “481 Sayılı MGK Kararı” olarak kayda geçmiştir.(Ek 3)

“Tavsiye” niteliğindeki kararı, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakanı Erdoğan’ın yanı sıra Dışişleri Bakanı Abdullah Gül,

Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Adalet Bakanı Cemil Çiçek,

Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ile İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu imzalamıştır. Ayrıca dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök, kuvvet komutanları Özden Örnek, Aytaç Yalman, İbrahim Fırtına ve Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur’un da imzaları bulunmaktadır.

Kamuoyu, bu karardan 28 Kasım 2013 tarihli Taraf Gazetesi’nde “Gülen’i

Bitirme Kararı 2004’te MGK’da Alındı” manşetiyle ve belgeleriyle yer almasıyla haberdar olmuştur.

Page 14: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

14

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

481 Sayılı MGK Kararı, AKP Hükümeti’nden hiçbir yetkilinin daha önce Fetullah Gülen adını duymamış dahi olsa;

• Devletin Milli Güvenlik Siyasetinin tayini, tespiti ve uygulanmasında önemli rolü bulunan MGK gibi bir kurumda, hem askeri hem

istihbari kesimin en üst düzeydeki yetkilileri tarafından bu grubun faaliyetlerinin nasıl bir tehdit oluşturduğuna dair yapılan kapsamlı sunumlarla “resmi” olarak bilgilendirildikleri,

• Bilgilenmekle kalmayıp bu tehdide karşı alınacak önlemlerin altına “Başbakan ve bakanlar düzeyinde” imza attıkları,

• İmza attıklarına göre de bu tehdide ve bertaraf edilmesine “ikna

oldukları” varsayılması gereken,

• Dolayısıyla; bu kararı “yok sayarak uygulamadıklarını” itirafl arıyla ve 14 yıllık iktidarlarında FETÖ’nün devlet içinde stratejik örgütlenmesine bilinçli olarak “izin ve onay veren” icraatlarıyla, 15 Temmuz 2016 darbe

girişimine giden sürecin önünü açmaktan “siyasi ve hukuki açıdan

sorumlu” olduklarını ortaya koyan bir belgedir.

Bu bağlamda, 24 Haziran ve 25 Ağustos 2004 tarihli MGK toplantıları AKP Hükümeti’nin FETÖ tehdidine resmen vakıf olmaları açısından bir “milattır”. MGK kararlarının hukuki açıdan “tavsiye” niteliğinde olması bu gerçeği değiştirmez. Aksine, böyle bir tehdide karşın “kararı yok saydıkları ve

uygulamadıkları” yönündeki beyanları, laik ve demokratik parlamenter sistemi hedef alan tehdidin giderek büyümesinden “o tarihten itibaren

sorumlu” olduklarını ortaya koyar.

Söz konusu kararda, “Bir eylem planı oluşturulmasının” kararlaştırıldığının altı çizilerek, resmi kurumların atacağı adımlar tek tek sıralanmıştır. Bu çerçevede, 481 sayılı MGK Kararı’nda yer alan bazı önemli hususlar şunlardır:

• F. Gülen grubunun yurtiçi ve yurtdışı faaliyetleri, Başbakanlık

Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu (BUTKK) koordinesinde

İçişleri Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, MİT Müsteşarlığı ve ilgili diğer

kurumlar aracılığı ile yakından takip edilmelidir.

Page 15: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

15

• Devletin yurt dışında görevli memurları aracılığı ile F.Gülen grubu yakından takip edilmeli, gerekiyorsa Dışişleri Bakanlığı tarafından

ilave tedbirler geliştirilmelidir.

• F. Gülen grubuna ait özel okulların faaliyetleri, İçişleri Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından incelenmeli ve takibe alınmalıdır. Bu gruba ait okullardaki şüpheli ve yasa dışı faaliyetler, periyodik olarak Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu’na (BUTKK)

rapor edilmelidir.

• F.Gülen grubunun ‘öğrenci evleri’ kapsamında sempatizan ve yandaş edinme gayretleri, İçişleri Bakanlığı nezdinde dikkatle takip edilmelidir. Yasal olmayan yollar kullanılarak din eğitimi veren ve bir nevi dini alet ederek yandaş toplama sistemi olan ‘öğrenci evleri’ uygulamalarına

engel olunmalıdır.

• Yapılan bağışlar ile usulsüz para hareketleri ve kara para uygulamalarının Maliye Bakanlığı-MASAK (Mali Suçlar Araştırma Kurulu) aracılığı ile

takip edilmesi sağlanmalıdır.

• Abdullah Gül’ün, Dışişleri Bakanı sıfatıyla 16 Nisan 2003’de ”Gülen okullarına ve Milli Görüş’e yardım edilmesi için” Büyükelçiliklere gönderdiği 3846 ve 3847 sayılı genelgeler geri çekilmelidir.

2004 MGK’sı sırasında dönemin Genelkurmay Başkanı olan Hilmi Özkök’ün 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra TBMM’de kurulan Darbe Komisyonu’na yaptığı açıklamalar, o dönemde hükümeti FETÖ’ye karşı uyardıklarını ancak hiç bir şey yapılmadığını gördüklerini ortaya koymaktadır. Özkök, 2004 MGK’sı ile ilgili açıklamasında “Bu örgüt çok büyük bir imkan-kabiliyete

kavuştu. İcra planı yapılsın, bu iş takip edilsin diye açıkça söyledik ve

hükümeti kesin olarak bilgilendirdik. Orada icra planı denilen bir karar

alındı. Ne yapılıyor diye izledik, açıkça söyleyeyim pek fazla bir şey

yapıldığını görmedik.” ifadelerini kullanmıştır.

Page 16: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

16

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

Hilmi Özkök (19 Ekim 2016):

“2004 MGK Toplantısı’ndaAKP Hükümeti’ni FETÖ’ye karşı uyardık ama bir şey yapmadılar.”

SORUYORUZ:

2004 MGK Toplantısında; hem MİT, hem Genelkurmay’ın

FETÖ tehdidi ile ilgili “çifte alarm” verdikleri sunumlarına

neden itibar etmediniz? Devletin istihbarat ve güvenlik

kuruluşlarının bilgi ve değerlendirmelerini hiçe sayan bu

yaklaşımın siyasi ve hukuki sorumluluğunu, “Kandırıldık,

Rabbim aff etsin” mazeretine sığınarak ortadan kaldırabilir

misiniz?

Page 17: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

17

Ek 1:

* “Gizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları: Mahrem” , Barış Terkoğlu - Barış Pehlivan, Sayfa 444 - 448

Page 18: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

18

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

Ek 2:

Page 19: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

19

Ek 2:

Page 20: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

20

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

Ek 2:

Page 21: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

21

Ek 2:

Page 22: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

22

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

Ek 3:

Page 23: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

23

3. 481 Sayılı MGK Kararı Uygulandı mı Uygulanmadı mı? AKP’lilerin İlginç İtirafları

481 sayılı MGK Kararı’nın Taraf Gazetesi’nde yayınlanmasının ardından AKP’li yetkililer “kararı yok hükmünde saydıklarını, uygulamadıklarını” yandaş medya ise “Hükümet’in kararın içini boşaltıp uygulamadığını,

MGK kararlarının tavsiye niteliğinde olması nedeniyle hukuken de

uygulamak zorunda olmadığını” açıklama çabasına girmiştir.

Bu açıklamaların, 17-25 Aralık 2013 Rüşvet ve Yolsuzluk Soruşturmalarının

hemen öncesine denk geldiğini, AKP Hükümeti’nin ve havuz medyasının o tarihten sonra aniden sihirli bir değnek dokunmuşcasına Gülen Cemaati’nin

önce “paralel yapı” sonra “terör örgütü” olduğunu fark ettiklerini hatırlatmak gerekir.

• Dönemin Başbakan Başdanışmanı, AKP milletvekili Yalçın Akdoğan

(28 Kasım 2013): “2004’teki MGK kararı Hükümet tarafından yok hükmünde kabul edilmiş, hiçbir Bakanlar Kurulu kararı alınmamış, hiçbir işlem yapılmamıştır”

• Dönemin Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin (30 Kasım 2013): “Bu kararla ilgili tek bir adım atmadık”

• Dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç (28 Kasım2013): “Varsayılan konuların hiçbiri gerçekleşmedi. Tavsiyeydi. Uygulanmadı”

• Dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ (30 Kasım 2013): “MGK’nın gündemine bu konu hükümetimiz tarafından getirilmemiştir ve dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Sezer gündemi oluşturmuş, orada bir değerlendirme yapılmıştır. Birincisi, sanki gündeme AKP Hükümeti

getirmiş gibi bir değerlendirme yapılıyor fevkalade yanlıştır. İkincisi MGK kararını hayata geçirme yönünde hükümetimiz döneminde

Page 24: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

24

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

herhangi bir Bakanlar Kurulu kararı alınmamıştır, herhangi bir adım

atılmamıştır. Tarih bunun şahididir, kayıtlar bunun şahididir.”

• Dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Salih Kapusuz (30 Kasım

2013): “Bırakın bu MGK kararlarının uygulanmasını, bunun tam tersine

uygulamaların yapıldığı gerekçesiyle AK Parti hakkında ‘kapatma

davası’ açılmıştır. Fitne ve fesat üretenlere itibar etmeyelim, Gün; bir ve beraber olma günüdür.”

• Dönemin Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler (CHP Milletvekillerinin

soru önergelerine 23 Aralık 2013 ve 20 Ocak 2014’de verdiği cevap):

“Önergede bahsedilen konu, Milli Güvenlik Kurulu’nun gündemine

hükümetimiz tarafından getirilmemiştir. Ayrıca söz konusu Milli

Güvenlik Kurulu kararını hayata geçirme yönünde hükümetimiz

döneminde herhangi bir Bakanlar Kurulu kararı alınmamıştır,

herhangi bir adım atılmamıştır.”

Dönemin AKP yetkililerinin, 30 Kasım 2013 tarihli Taraf Gazetesi’nde yer alan 481 Sayılı MGK Kararı’nın uygulandığına ilişkin haberle ilgili açıklamaları ise şöyledir:

Ömer Dinçer:

2004 MGK Kararı o günün komutanlarının hükümeti köşeye sıkıştırma çabasıydı. O kararla ilgili Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu bir işlem yürütmemiştir. İrticayla mücadele için yazdığımız yazıları dosyayı kapatmak için formaliteden yazdık. Cemaati korumak için baskıları ben göğüsledim.

• Dönemin AKP Milletvekili Ömer Dinçer (30 Kasım-2 Aralık 2013):

“MGK kararı aslında o tarihlerde her ne kadar kapsamı itibariyle

cemaate yönelik bir takım tedbirler öngörüyor olsa da, esas

stratejik tavrı itibariyle hükümeti köşeye sıkıştırma çabasıydı.  O

Page 25: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

25

günün komutanları arka planda ve gayri hukuki olarak, gayri meşru

olarak darbe hazırlıkları yaparlarken görünürde de hükümeti zor

duruma düşürecek bir takım teşebbüslerde bulunuyorlardı.  Ve o

teşebbüslerden birisi de MGK kararıydı.

• Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu’nun yazışmaları ile 25 Ağustos 2004 MGK’sında alınan tavsiye kararı birbirinden farklı konular. Çünkü, 2004’teki MGK tavsiyesi, bir Bakanlar Kurulu kararı ile ayrı mevzuata dönüşmemiş, dosyasına kaldırılmıştır. O kararla ilgili

Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu bir işlem

yürütmemiştir. Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu, 28 Şubat sürecinde alınan MGK kararının akabinde oluşturulan bir kurul. Örneğin; Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon

Kurulu’nda, askerler Gazeteciler Yazarlar Vakfı’nın kapatılmasına

ilişkin teklifte bulundu, bunu uygulamadığım için beni cemaatçilikle

suçladılar. Biz bu tür konuları kimsenin başının ağrımayacağı şekilde hallettik, baskıları da ben göğüsledim.

• Yazdığımız yazılar formaliteden yazıldı. Bu tip yazışmalar dosyayı

kapatmak için yapılan çalışmalardır. Aslında o dönemde bizim o

insanları koruduğumuzu fark etmiş olmaları gerekirdi. Dosya açık

kalsaydı başkalarının yeniden işlem yapması için fırsat verilirdi. O tarihlerde hiçbir kişi mağdur edilmedi. İnsanları koruduk, taviz vermedik. O yazışmalar üzerinden bana suçlama yöneltenler aslında, kendilerine

yönelik dosyaları kapatmak üzere o gün yazdığım yazıları suçlama malzemesi olarak kullanıyor. (MGK kararlarını uyguladığı iddiası üzerine Fethullah Gülen’in “kolum kanadım kırıldı” ifadelerini de yorumlayarak) Kolu kanadı kırılmış birisini görmek istiyorsa gelip bana baksın.”

Dönemin Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ (30 Kasım 2013): “Ömer Dinçer’in imzası olan evrak 2004 yılı MGK’da alınan karar doğrultusunda yazılmış bir evrak değildir. Bu daha önce Başbakanlık Uygulama Takip ve Koordinasyon Merkezi olarak bilinen 28 Şubat sürecinde kurulmuş bir yapı vardı, 2010’da hükümet olarak bu yapıyı kaldırdık. Bu yapının rutin işleridir, bu kararla hiçbir alakası yoktur.

Page 26: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

26

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

• Zaman  zaman hizmet grubuna yakınlığımız ve onları

desteklediğimizden dolayı bizi eleştirenler oldu. Türkiye’de pek çok özel üniversite kuruldu, vakıf üniversitesi ve bunların içerisinde pek çoğu

da yine hizmete ait üniversiteler. Eğer AK Parti Hükümeti’nin böyle

bir düşüncesi değerlendirmesi olmuş olsaydı, bu üniversiteleri

kuran kanunları TBMM’den çıkarmazdı. Onun için bu söylenen sözlerin tamamı hükümetimizi yıpratmak maksatlı söylenmektedir. Biz memleketimizde iyi hizmet eden, milletimizin yararına çalışan herkesin hem duacısı, hem destekçisi olduk. Onların aleyhine bir iş ve işlem

yapmadık, yapılmasına da asla izin vermedik. AK Parti’yi kapatma

davasına baktığımız zaman bizim bu noktadaki tutumumuzdan

dolayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı bizim kapatılmamız için pek

çok delil sundu.”

Dönemin Başbakan Başdanışmanı, AKP milletvekili Yalçın Akdoğan

(30 Kasım2013): “Bahsi geçen haberlerin bu MGK kararıyla hiçbir ilgisi yok. Bunlar 2001 yılında yani AK Parti’den önce belirlenmiş olan irticai eylem planı veya mücadele planı gibi daha önceki dönemlerde yapılan çalışmalar ve Başbakanlık Takip Kurulu’nun kendi rutin işlemlerini sanki bu MGK

kararları gibi takdim etme anlayışı var. Bu MGK kararı yok hükmünde olmuştur. AK Parti bununla ilgili hiçbir adım atmamıştır...”

SORUYORUZ:

2004 MGK Kararı’nın “yok hükmünde sayılması” talimatını

kim/kimler ve hangi gerekçeyle vermiştir, haklarında bir işlem

yapacak mısınız? Uygulamayacağınız bir belgeye neden imza

attınız?

Page 27: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

27

4. CHP’nin Tutumu

Cumhuriyet Halk Partisi, MGK Kararı’nın medyaya yansımasından hemen sonra gerek Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarıyla gerek milletvekillerinin verdikleri soru önergeleriyle tutumunu ortaya koyarak, konunun üzerinde durmuştur.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu 2004 MGK Belgesi Hakkında Ne Demiş?

“Bugün yayınlanan MGK belgesi var. O belge iktidarın ikiyüzlü politika

izlediğini gösteriyor. Düne kadar neler söylüyordu. Meğer neler yapmış. Bunu görüyoruz. Bir siyasetçinin temel kuralı halkına yalan söylememek olmalı. Siyasetçi doğruların arkasından gitmek durumundadır. Gidip o

belgeye imza atacaksınız, ama dönüp başka şeyler söyleyeceksiniz. Siyasette ikiyüzlüye bu halkın prim vermemesi lazım.”

CHP Milletvekilleri Metin Lütfi Baydar ve Sezgin Tanrıkulu’nun “2004

MGK kararları uygulanmış mıdır?” şeklindeki soru önergelerine Başbakan

Yardımcısı Emrullah İşler şu cevabı vermiştir:*

* Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, M. Lütfi Baydar’ın 6 Aralık 2013’deki soru önergesine 23 Aralık 2013’de, Sezgin Tanrıkulu’nun 26 Aralık 2013’deki soru önergesine ise 20 Ocak 2014’de yukarıda yer alan cevabı vermiştir.

Page 28: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

28

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

CHP’li milletvekillerinin, henüz bu karar medyaya yansımadan önce, 26. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un cezaevinde ziyaret eden milletvekilerine yargılandığı dava ile verdiği 3 sayfalık bilgi notundan yola çıkarak verdikleri soru önergeleri de, MGK karar ve ek eylem planlarının

kumpas davalarla ilişkilerini ortaya koymaktadır. 29 Ağustos 2012’de dönemin milletvekili Ali Özgündüz’ün verdiği “28 Ekim 2004 tarihli ‘İrticai

Faaliyetlere Karşı Yürütülecek Mücadele Stratejisi’ne Ek Eylem Planı” konulu soru önergesiBaşbakanlık tarafından cevaplanmamıştır. 1

İşin ilginç bir boyutu da, MGK Kararı’nın medyaya yansımasından hemen sonra AKP yetkilerinin ardı ardına verdikleri “uygulamadık” beyanlarının yanı sıra CHP’yi suçlama kampanyasının başlatılmış olmasıdır. CHP’nin 9 Mart

2005’te TBMM Başkanlığı’na verdiği ve o dönem altında İstanbul milletvekili olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun da imzasının bulunduğu “Fetullah Gülen

okulları, yurtları ve dershaneleri” konusunda Meclis Araştırma

Önergesi (Ek 4), gizli ve ortaya yeni çıkmış bir belge gibi sunularak “CHP’den

‘Gülen’i Bitirin’ Önergesi” manşetiyle yandaş medyada yer almıştır.

Akit Gazetesi’nin haberinde,

“Aralarında Kemal Kılıçdaroğlu’nun bulunduğu 72 kişinin imzasının bulunduğu araştırma önergesinde, Fetullah Gülen tarikatının okullarında

militanlar yetiştirilerek devlette kadrolaşmayı amaçladığı iddia ediliyor

2004 MGK kararı sonrasına denk gelen 2005 tarihli araştırma komisyonu önergesi CHP tarafından TBMM’ye verilirken; AK Parti, söz konusu

araştırma önergesini gündeme dahi almadı ve önerge görüşülmeden

kadük hale geldi. Araştırma önergesinin işleme alınmaması, Fethullah Gülen Cemaati’nin, ‘2004 MGK kararları AK Parti tarafından hayata geçirildi’

1 İlker Başbuğ’un da yargılandığı İnternet Andıcı davasında (Ergenekon davasına dahil edilen dava) Taraf’ın yayımladığı 2004 MGK belgesinin sözü edilmiştir. Mahkeme sanıklara “40’a yakın internet sitesini niye işletiyorsunuz?” diye sorduğunda özetle şu cevabı almıştır: “2004’te MGK’da alınan tavsiye kararından sonra Başbakanlık tarafından hazırlanıp bize gönderilen ‘irtica ile mücadele stratejisine’ ek eylem planına göre biz bu siteleri açtık, dolayısıyla hepsinin yasal dayanağı vardı”. Bunun üzerine soruşturmayı yöneten başsavcılık bu iddiayı Genelkurmay Başkanlığı’na sormuş, Genelkurmay belgeleri 26 Ekim 2010’da tarih ve sayısını belirterek mahkemeye cevap yazmış, ancak devlet sırrı niteliği taşıdığı için içeriklerini göndermemiştir.. Burada 28 Ekim 2004 tarihli ek planın adı da geçmektedir. Liste şöyledir: 1997-98-99-2000-2004-2005-2006 MGK kararları ve bunlara göre hazırlanan eylem planları. Aynı zamanda Genelkurmay, yine savcılığın isteği üzerine yazdığı yazıda ‘İrtica ile eylem planları’ olduğunu kabul etmiş ama planları mahkemeye göndermemiştir. Bunun üstüne sanık vekillerinin talepleri üzerine mahkeme aynı soruyu Başbakanlık’a sormuştur. Başbakanlık Şubat 2011 tarihli cevabında sadece 2002 tarihine kadar olan planları göndermiş, kendi hükümeti dönemindeki belgeleri göndermeyerek mahkemeden belge saklamıştır.

Page 29: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

29

şeklindeki iddialarının aksine, hükümetin cemaatin arkasında durduğu

gerçeğini de belgeliyor...” ifadelerine yer verilmiştir.

CHP, hem FETÖ ile mücadele, hem darbe karşıtlığı konusundaki net tavrını 15 Temmuz Darbe girişiminin ardından da sürdürmüştür. Genel Başkan Kılıçdaroğlu, CHP’nin tutumunu “Ne dikta ne darbe, yaşasın tam

demokrasi” sözleriyle özetlemektedir.

TBMM’de kurulan 15 Temmuz Darbesini Araştırma Komisyonu’nun üyeleri Aytun Çıray ve Sezgin Tanrıkulu’nun 20 Ekim 2016’da düzenledikleri ortak basın toplantısındaki açıklamaları da bu açıdan büyük önem taşımaktadır.

Page 30: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

30

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

Aytun Çıray ve Sezgin Tanrıkulu’nun 20 Ekim 2016’da düzenledikleri

ortak basın toplantısındaki açıklamaları:

“Hilmi Özkök’ün komisyonumuza yaptığı açıklamalar, Türkiye’nin AKP İktidarları tarafından adım adım bir darbeye doğru götürüldüğünün açık kanıtıdır. Aslında iç içe geçtikleri bu şebekeyle yaptıkları ve yapmadıkları ile darbe için gerekli gücü elde etmesinin ve harekete geçmesinin koşullarını sağlamışlardır.

Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye’de bilinçli ve planlı şekilde adeta bir

darbe ortamı hazırlanmıştır. Sayın Özkök’ün sözleri, darbenin ana

sorumlularının 2004 MGK kararını yok sayan AKP yönetimleri

olduğunu açıkça ortaya koymuştur. Bu darbe girişiminin saray ve hükümet tarafından önceden haber alındığı ama zamanında müdahale edilmediği konusundaki görüşler çeşitli yönleriyle artık inandırıcılık taşımaya başlamıştır. Bu tür kanıtları Sayın Özkök’ün komisyonumuza yaptığı açıklamalarla birleştirdiğimizde söz konusu iddialardaki kontrollü darbe girişimini ne yazık ki mümkün kılmaya başlıyor. “

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun TBMM Grup Toplantılarında (25 Ekim 2016) ve röportajlarında (28 Ekim 2016) yaptığı şu açıklamalar ise, “kontrollü darbe” kavramına ve hedefine açıklık getirmektedir:

• Başbakan Binali Yıldırım “Başkanlığın kapısı 15 Temmuz gecesi

açılmıştır” açıklamasıyla, darbe girişimi gecesi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu bize Allah’ın bir lütfu, sonu iyi olacak” derken neyi kastettiğini ortaya koymaktadır.

• Türkiye bilinerek ve bilinçli şekilde darbe ortamına hazırlanmıştır.

Mehmet Dişli; TSK’da görevini, kara görevini, kıta görevini

tamamlamadan Genelkurmay Merkeze getirilir. Kimin iradesiyle?

Siyasi iradeyle. Özel bir daire oluşturulur orada kalması için, sonra terfi eder. Terfi edince o daireden ayrılması ve kıtaya gitmesi lazım. Tekrar değiştirilir, terfi ine uygun daire tekrar orada tutulur. Sırf Genelkurmay Karargahı’nda kalsın diye. Mehmet Dişli bu darbeyi yöneten kişidir. Mehmet Dişli’yi Genelkurmay Karargahı’nda tutan siyasi irade

ise, Türkiye’yi darbeye bilinçli olarak hazırlayan iradedir.

Page 31: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

31

Ek 4:

Page 32: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

32

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

5. AKP Kapatılma Davası’nın, A.Gül’ün Dışişleri Bakanlığı Genelgesi ve FETÖ İle Bağlantısı

Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül imzasıyla 16 Nisan 2003’te

Büyükelçiliklere 3846 sayı ile Milli Görüş, 3847 sayı ile de yurtdışındaki

Gülen okullarının desteklenmesine ilişkin genelgeler gönderilmiştir. 3847 sayılı genelge ile “cemaat okullarının Milli Eğitim Bakanlığı’nca 

desteklendiği”  belirtilerek, Büyükelçiliklerden “Gülen Cemaati ile temas

ve işbirliğinde bulunmaları” istenmiş, “Gülen Cemaati okullarının

Türkiye Kurumu olarak tanıtılması ve okulları ziyaret edecek olan resmi

heyetlere refakat edilmesi” talimatı verilmiştir.

Genelgelerin medyaya yansımasından sonra;

• Dönemin Başbakanı Erdoğan (20 Nisan 2003): “Teröre bulaşmadıktan, bir fi ili eylemin içerisinde olmadıktan sonra ülke hassasiyetlerini koruyan derneklerle, vakıfl arla niçin bizim büyükelçiliklerimiz iletişim içinde olmasın.”

• Dönemin Dışişleri Bakanı Abdullah Gül (20 Nisan 2003): “Bunlar her zaman hazırlanan rutin genelgeler. Yurtdışındaki insanlarımızın Türkiye’nin çıkarları için katkı sağlamasına yönelik bir uygulama.”

açıklamalarında bulunarak, genelgelerin arkasında durmuşlardır.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Siyasi Partiler Soruşturma Bürosu, bu haberleri ihbar kabul ederek inceleme başlatmış ve 21 Nisan 2003’de Dışişleri Bakanlığı İstihbarat ve Araştırma Genel Müdürlüğü’ne gönderilen “Milli Görüş ve Fetullah Gülen Okulları” başlıklı yazı ile genelgelerin örneklerinin Başsavcılığa gönderilmesi istenmiştir. Gizlilik dereceli olduğu gerekçesiyle

gönderilmeyen ancak görevli Savcı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun

Bakanlıkta incelemesine izin verilen genelgeler konusunda tutanak düzenlenmiştir. 27 Mayıs 2003’te Dışişlerine gönderilen yazıyla da Gülen Grubu ile ilgili Genelkurmay ve Emniyet raporlarına, DGM’nin 2000 yılında açtığı davaya değinilerek, laik rejimi yıkma amacında olduğu vurgulanmıştır.

Page 33: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

33

Kasım 2013’de medyaya yansıyan 25 Ağustos 2004 tarih ve 481 sayılı

MGK Kararı’na göre; Fetullah Gülen Grubu’na yönelik alınması istenen tedbirler arasında “Devletin yurt dışında görevli memurları aracılığı ile F.Gülen Grubu’nun yakından takip edilmesi, gerekiyorsa Dışişleri Bakanlığı tarafından ilave tedbirler geliştirilmesi, 16 Nisan 2003 tarihli 3846 ve

3847 sayılı genelgelerin geri çekilmesi” de bulunmaktadır. Ancak bu genelgeler kaldırılmadığı gibi 2004 yılından sonra da bu genelgeler uyarınca, büyükelçilikler “resepsiyon, davet, yemek gibi çeşitli etkinliklerine

Cemaat’e yakın kurum ve kuruluşların temsilcilerini” çağırmayı sürdürmüş, bakanların ve milletvekillerinin bu ülkelerdeki programlarında,  “Cemaat

okullarının ziyaret edilmesi” süreklilik kazanmıştır.

2008 yılında  Yargıtay  Cumhuriyet Başsavcısı  Abdurrahman Yalçınkaya’nın, AKP’nin “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği”  gerekçesiyle kapatılması istemiyle hazırladığı iddianamede,2 “Gül’ün Dışişleri Bakanlığı dönemindeki laik devlet ilkesine aykırı eylem ve demeçleri” ile ilgili bölümde, 3846 ve 3847 sayılı Dışişleri Bakanlığı genelgelerine de yer verilmiştir. İddianamede “Laik devlet yapısını değiştirerek yerine dini kurallara

dayalı bir devlet kurmak amacıyla yasadışı örgüt kurmak suçundan

hakkında dava açılan Fetullah Gülen isimli tarikat liderinin yurt

dışında kurduğu okullar ticari şirket olarak değerlendirilip temas ve

işbirliği yapılması, Abdullah Gül’ün Dışişleri Bakanı olduğu dönemde

Bakanlığın genelgesi ile Büyükelçiliklerimizden istenmiştir” ifadesi kullanılmıştır.

AKP’nin savunmasında; “Tarafsız Cumhurbaşkanı siyasi parti

davasına dâhil edilemez”  başlığı altında, Gül’ün artık Cumhurbaşkanı olduğu,  “vatana ihanet”  dışında yargılanamayacağı hatırlatıldıktan sonra, dönemin Dışişleri Bakanı Gül imzalı genelge ile Büyükelçilere talimat verilmediği, sadece temas ve işbirliğinde bulunma konusunun “misyon

şefl erimizin takdir yetkisi içinde bulunduğunun hatırlatıldığı” öne sürülmüş, ayrıca Cemaat’le temasını meşrulaştırmak için kendisinden önceki iktidarlardan da örnekler sunulmuştur.

2 Anayasa Mahkemesi, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı tarafından hazırlanan ve 14Mart 2008’de sunulan iddianameyi 31 Mart 2008 günü kabul etmiştir. AKP, 16 Haziran 2008’de esas hakkındaki savunmasını vermiş, 30 Temmuz 2008’de kamuoyuna yapılan açıklama ile “partinin temelli kapatılmaması, fakat hazine yardımının belirli bir oranda kesilmesi” kararına varıldığı bildirilmiştir. 6 üye kapatılması, 5 üye kapatılmaması yönünde oy kullanmışken, hazine yardımının kesilmesi hakkındaki oylamada 11 üyenin 10’u kesilmesi yönünde oy kullanmıştır

Page 34: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

34

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

Anayasa Mahkemesi’nin AKP’nin kapatılmaması kararının kritik bir çoğunlukla (6 üye kapatılmaması, 5 üye kapatılması yönünde) alınmış olması, hazine yardımının kesilmesi hakkındaki oylamada ise 11 üyenin 10’unun kesilmesi yönünde oy kullanmış olması, bir anlamda “AKP’nin laikliğe

aykırı fiillerin odağı haline geldiğinin kabulü ancak kapatma yerine

mali bir cezalandırmaya gitme” konusunda görüş birliği oluştuğunu göstermektedir.

Kapatma davasında AKP’nin laikliğe aykırı fiilleri arasında Gülen Cemaatine destek konusunun da sayılması ve Gül’ün imzaladığı 3846 ve 3847 sayılı Dışişleri Bakanlığı genelgeleri ile örneklendirilmesi, AKP’yi bir daha böyle bir durumla karşılaşmamak için önlemler almaya yöneltmiştir. Aşağıda açıklandığı üzere “irticanın tehdit olmaktan çıkarılması” bu önlemlerin başlıcalarındandır. Böylece, hem AKP, hem Gülen Cemaati korunmuş olacaktır. Nitekim, AKP Hükümeti 2010 yılında devletin resmi belge ve kurumlarında irticayı bir tehdit olmaktan çıkartan kararlar alır.

Ancak 17-25 Aralık 2013 sonrası Gülen Cemaati ile yolları ayrılan AKP’nin; MGK kararı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesine rağmen geri çekmediği bu genelgeye artık ihtiyacı kalmamış ve 20 Mayıs 2014 tarihinde yürürlükten kaldırmıştır. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah

Gül, genelgeler yürürlükten kaldırılmadan henüz iki ay önce dahi (20 Mart 2014’de) Gülen Cemaati’ne ait Türk okulları ile ilgili çağrıları nasıl karşıladığının sorulması üzerine şunları söylemiştir: “Yurtdışındaki okulları ayrı tutmak

gerekir. Yurtdışındaki okulları karıştırmamalı. Ben de bazılarını gidip

gördüm. Güzel faaliyetler yapıyorlar.”

SORUYORUZ:

Dışişleri Bakanlığı’nın 16 Nisan 2003 tarih, 3846 ve 3847 sayılı

genelgelerinin tam olarak içeriği nedir? Bu genelgeleri, 2004

MGK Kararı’nda geri çekmeniz istendiği ve 2008’de AKP Kapatma

Davası’na konu olduğu halde, 2014 yılına dek neden yürürlükten

kaldırmadınız?

Page 35: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

35

6. FETÖ’nün ‘AK’lanması: İrticanın Tehdit Olmaktan Çıkartılması

Erdoğan FETÖ’yü

“aynı menzile giden farklı

yollardan biri olarak

gördüğümüz bu yapı”

şeklinde tanımlıyor. - 3 Ağustos 2016

Üzerinde durulması gereken önemli bir husus da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 3 Ağustos 2016’da Din Şurası’nda yaptığı konuşmada FETÖ/PDY için “aynı menzile giden farklı yollardan biri olarak gördüğümüz

bu yapı” tanımlamasını kullanarak “hedef birliği” içinde olduklarını itiraf etmesidir.

AKP iktidarı bu menzile varmak, nihai aşamada demokratik laik parlamenter sistemi değiştirecek Anayasal değişikliklerin önünü açmak için FETÖ/PDY ile uzun yıllar suç ortaklığı yaptıkları ve her adımını “askeri vesayetin sona

erdirilmesi ve demokratikleşme” olarak tanımladıkları aşamalı bir plan uygulamaya koymuştur. Aşağıda anlatıldığı üzere, devlet belgelerinde ve kurumlarında “irticanın tehdit olmaktan çıkarılması” bunun önemli bir adımı olmuştur.

AKP’nin iktidarda olduğu Kasım 2002’den bugüne dek geçen 14 yıllık süreçte “irticai faaliyetler” kavramı kullanılarak, konunun ele alındığı bildirilen tek

MGK toplantısı (tüm MGK basın açıklamaları incelendiğinde) 24 Haziran 2004 tarihli MGK toplantısıdır. 24 Haziran 2004 Toplantısıyla ilgili yapılan MGK Basın Açıklaması’nda “Ülke genelindeki güvenlik ve asayiş durumu ile irticai ve bölücü faaliyetler gözden geçirilmiştir” ifadesi kullanılmıştır. 25 Ağustos 2004 tarih ve 481 sayılı MGK Kararı’nın 28 Kasım 2013’te medyada yer almasıyla da bu toplantıda kastedilen “irticai faaliyetlerin” Fetullah Gülen Grubu ile ilgili olduğu öğrenilmiştir.

Page 36: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

36

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

AKP Hükümetleri’nin 481 sayılı MGK Kararı’nı izleyen süreçte; başlangıçta irtica kavramıyla ilgili kamuoyuna karşı sessiz bir tutum izlemeyi tercih ettikleri görülmüştür. Ancak, Ergenekon, Balyoz benzeri kumpas davalar ile AKP’nin kapatılması davasından sonra konuyu, MGK’nın “rejim aleyhtarı irticai faaliyetlere karşı alınması gereken tedbirleri” içeren 28 Şubat 1997

tarih ve 406 sayılı kararı ile de ilişkilendirerek “irtica” kavramının “dindar

kesim” için “siyasi bir suçlama aracı” olarak kullanıldığı yönünde bir algı

operasyonuna giriştikleri ve özellikle türban tartışmalarında istismar ettikleri gözlenmiştir. 3

Gülen, 2000’de DGM’de “Laik devlet

yapısını değiştirerek dini kurallara dayalı

bir devlet kurmak” suçlamasıyla açılan davadan, AKP Hükümeti’nin 2006’da Terörle Mücadele Kanunu’nda “Terör Tanımını”

değiştirmesiyle 2007’de beraat etmiştir.

AKP Hükümetleri döneminde, daha önce 21 Mart 1999’da yurtdışına çıkan ve bir daha dönmeyen Fetullah Gülen’in korunması ve irticanın tehdit

olmaktan çıkarılması için bu suçlamayla açılan davaların da önünü

almak gerekmiştir.

Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde 22 Ağustos 2000’de Fetullah Gülen aleyhine (2000/124 esas 10.3.2003 tarih ve 2003/20 karar sayısı ile) açılan davanın iddianamesinde; “Bu yöntem ve yapılanma ile 10 yıl içinde TSK içerisinde söz sahibi

olacağı bir konuma gelmeyi planlamaktadır” tespiti yapılmıştır.

Bilindiği üzere, 1999 yılında Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma neticesinde, 22

3 Burada değ n lmes gereken b r husus da, Fetullah Gülen’ n rt cayla mücadele çeren 28 Şubat 1997 MGK Kararı’nı TSK’yı s yasete müdahale etmek ve muhtıra vermekle eleşt renlere karşı “Asker demokrat k yollarla sorunların çözümünü sted ” ifadelerini kullanması ve dönemin Başbakan’ı Necmettin Erbakan’ı eleştirenler arasında yer almasıdır. Ancak aynı

Fetullah Gülen, Kasım 2004 MGK Kararı’nın irticayla mücadele hedefi nde doğrudan “Fetullah Gülen Grubu’nun Faal yetler ” olup dönem n Başbakanı Erdoğan tarafından mzalandığı ortaya çıkınca Kasım 2013’de “kolum kanadım kırıldı” fadeler n kullanmıştır.

Page 37: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

37

Ağustos 2000 tarihinde Fethullah Gülen aleyhine (2000/124 esas 10.3.2003 tarih ve 2003/20 karar sayısı ile Terörle Mücadele Yasası’nın 7. Maddesi kapsamında) “laik  devlet yapısını değiştirerek dini kurallara dayalı bir devlet kurmak” suçlamasıyla  dava açılarak, 10 yıla kadar ağır hapis istemi ile yargılama başlatılmış ve gıyabi tutuklama kararı alınmıştır.  İddianamede “Bu yöntem ve yapılanma ile 10 yıl içinde TSK içerisinde söz sahibi

olacağı bir konuma gelmeyi planlamaktadır” tespiti yapılmıştır. Ancak, 5

Mayıs 2006’da 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun “terör tanımı”

başlıklı 1. maddesinde yapılan değişiklik ile terör örgütü tanımına “cürüm

işleme ve silahlı eylem şartı” getirilmesiyle Gülen’in yeniden yargılanarak bu davadan kurtulmasının yolu bulunmuştur. Emniyet Müdürlüğü’nden gelen raporda “Gülen’in  cebir  ve  şiddet  içeren bir suça katılmadığının” bildirilmesiyle, Gülen  Mart 2007’de beraat  etmiş ve beraati Haziran

2008’de Yargıtay Genel Kurulu tarafından onaylanmıştır. 4 

Fetullah Gülen’in “Gerekiyorsa ölülerinizi mezardan kaldırın

ve oy kullanmalarını sağlayın” mesajını  verdiği 12 Eylül 2010 Referandumu’ndan sonra AKP Hükümeti, 22 Kasım 2010 tarihli ve 2010/1116 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla “irticanın tehdit olmaktan

çıkarılması” ve “irticayla mücadele görevi bulunan devlet

organlarının tasfiyesi” yönünde adımlar atmıştır. Bu bağlamda, kamuoyunda “kırmızı kitap” olarak bilinen Milli Güvenlik Siyaset

Belgesi (MGSB) değiştirilerek “irtica iç tehdit olmaktan çıkartılmış”, Başbakanlık Uygulamayı Takip ve Koordinasyon Kurulu (BUTKK)

feshedilmiştir. Başbakanlığın 14 Aralık 2010 tarih ve 2010/27 Sayılı

Genelgesi ile 1997-1999 yıllarında çıkarılan ve 28 Şubat ürünü olarak adlandırdıkları 7 adet talimat ve genelge yürürlükten kaldırılmıştır. Abdülkadir Selvi bir köşe yazısında bu durumu şöyle ifade etmiştir: “Kırmızı Kitaplarda tehdit olanlar, gün geldi Kırmızı Kitapları

değiştirecek güce ulaştı.”

4 Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Emniyet Müdürlüğü’nden istediği raporda Fethullah Gülen’in cebir ve şiddet içeren bir suça karışmadığı bildirilmiştir. Mahkeme, af nedeniyle daha önce 5 seneliğine ertelenmiş olan ve tekrar görülen davada  Terörle Mücadele Yasası  gereğince suçun oluşmadığı hükmüne vararak sanığın beraatine karar vermiştir. Mart 2007’de Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği karar Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından onaylanmıştır. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin TMK kapsamında verdiği beraat kararına, davanın TMK kapsamında değil 765 sayılı TCK’nın 313/2-4 maddesine göre “cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak”  suçuna göre bakılması yönünde itiraz etmişse de sonuç alamamış, Haziran 2008 de Yargıtay Genel Kurulu tarafından Gülen’in oybirliğiyle beraati onanmıştır.

Page 38: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

38

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

Elbette, yukarıda sıralanan hususlar, 17 -25 Aralık 2013 öncesi AKP ve FETÖ’nün kolkola oldukları dönemi içeriyor. Dönemin Başbakanı Erdoğan ve AKP Hükümeti, 16 Aralık 2013 akşamına kadar “Fetullah Hoca Efendi” diyerek toz kondurmadıkları şahsın ve “ne istediniz de vermedik” dedikleri “Hizmet Hareketi”nin 17 Aralık 2013 sabahı aniden Türkiye için “tehdit” olduğunu fark edince, yalnız söylemde değil mevzuatta da buna uygun değişiklikler yapmak gerekir. Ancak, irticayı dindarlıkla eşanlamlı lanse edip artık tehdit olmaktan resmen çıkardıkları için, yıllarca irticai tehdit olarak

devlet kayıtlarında yer alan bu grubun oluşturduğu tehdidi şimdi nasıl

tanımlayacaklardır?

Böylece, MGK literatüründe “legal görünüm altında illegal faaliyet

yürüten paralel yapılanmalar” tanımlamasından zaman içinde “Fetullahçı

Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY)”na evrilen bir süreç başlatılır. Kasım 2004 kararını uygulamadığını, formaliteden yazışmalar yaparak “Fetullah Gülen ve Hizmet Hareketini” koruduklarını iddia eden AKP Hükümeti ve Erdoğan, iktidarlarının ilk 11 yılı fark etmedikleri

tehdidi bir gece de öyle güçlü şekilde fark etmiştir ki, bu tehdit 30 Ekim

2014’ten günümüze yapılan tüm MGK toplantılarının artık değişmez

gündem maddesi haline gelir. Kasım 2010’da irticai faaliyetlerin tehdit olmaktan çıkartılması ile MGSB dışında kalan Fetullah Gülen Grubu, 5 yıl sonra bu kez “İllegal Paralel Devlet Yapılanması (PDY)” adı altında bir

tehdit olarak yeniden Kırmızı Kitapta yer alır.

Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra ilk kez 30 Ekim 2014 tarihli MGK toplantısının basın açıklamasında “legal görünüm altında

illegal faaliyet yürüten paralel yapılanma” tanımı kullanılır. MGK’nın 29 Haziran 2015’teki toplantısında “seçilmiş hükümetler veya millet

iradesine dayalı iktidarları, istikrarı bozacak şekilde devirmeye

yönelik teşebbüslerin” hepsini kapsayacak şekilde bir hedef çizilerek “paralel yapı ile mücadele için önlemler alınmasını” içeren tavsiye kararı,  Bakanlar Kurulu’nca onaylanarak “Bakanlar Kurulu Kararı”na dönüştürülür.

Page 39: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

39

21 Ekim 2015 tarihli toplantıda “terör örgütleriyle işbirliği içerisinde

hareket eden paralel devlet yapılanması” denilerek, bu yapılanmanın “terör örgütleriyle işbirliğine” de vurgu yapılır. 26 Mayıs 2016 tarihli toplantının basın açıklamasında ise ilk kez “bir terör örgütü olan

paralel devlet yapılanması” ifadesine yer verilir.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından yapılan iki MGK toplantısının açıklamasında bu tanımlar giderek daha da geliştirilip, netleştirilir: 20 Temmuz 2016 MGK: “Fetullahçı Terör Örgütü adı verilen bir ihanet

çetesi”, 28 Eylül 2016 MGK: “Terör örgütleriyle iş birliği yapan,

ülkesine ihanet eden Fetullahçı Terör Örgütü / Paralel Devlet

Yapılanması (FETÖ/PDY). Terör örgütü kategorisine alınmasıyla, örgüte yardım ve yataklık yapanların da terörle mücadele yasası kapsamında işlem görebilmesinin önü açılır.

17-25 Aralık 2013 Rüşvet ve Yolsuzluk operasyonlarının hemen ardından başlatılan Paralel Yapı Operasyonları ve bu kapsamda hazırlanan

iddianameler, aslında MGK literatüründeki Fetullah Gülen Grubu tanımlarının gelişimlerine öncülük eder.

Nitekim, ilk olarak İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nin 19 Aralık 2014 tarihli kararı ile “Silahlı Terör Örgütü Kurma veya Yönetmek ve Paralel Devlet

Yapılanması” oluşturmak suçlamalarından Fethullah Gülen  hakkında yakalama kararı çıkarılır. 1 Aralık 2015’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla aralarında  Fethullah Gülen  ve  Gülen Hareketi  mensuplarının da bulunduğu, iddianamede geçen adıyla  “Fethullahçı Terör Örgütü/

Paralel Devlet Yapılanmasına” yönelik  Türkiye  genelinde operasyonlar başlatılır. Adana 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin, “FETÖ Silahlı Örgütü” iddiası ve bu örgüte üye olma suçlamasıyla 9 sanık hakkında yürütülen soruşturma sonunda hazırlanan telekulak iddianamesini kabul etmesiyle paralel yapılanmaya yönelik ilk dava açılır.

Page 40: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

40

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

Erzincan Ağır Ceza Mahkemesi’nin, 16 Haziran 2016’da verdiği “Ergenekon” davasının gizli tanıklarının hapis cezasına çaptırılmasına hükmeden kararının gerekçesinde, “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet

Yapılanması’nın (FETÖ/PDY) silahlı terör örgütü olduğunun kabul

edilmesi gerektiğine” yer verilmesiyle de FETÖ/PDY’nin silahlı terör örgütü olduğu ilk kez bir mahkeme kararına girmiş olur.

SORUYORUZ:

AKP’nin FETÖ/PDY ile “ortak menzili” nedir? İrticayı tehdit

olmaktan çıkarmanızın bu menzille ilgisi var mıdır? FETÖ’den

başka, farklı yollarla aynı menzile gittiğiniz yapılar hangileridir?

Page 41: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

41

7. Erdoğan ve AKP Neden 17 – 25 Aralık’ı “Milat” Gösteriyor?

Daha 15 Haziran 2012’de katıldığı Türkçe Olimpiyatları’nda “Bitsin artık bu hasret” diyerek Gülen’e “Türkiye’ye dön” çağrısı yapan, 17 Aralık 2013’ten bir gün sonra dahi Gülen ile uzlaşma arayışında bulunan Erdoğan, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin ardından FETÖ/PDY’nin “miladı” olarak 17-25 Aralık 2013’ü açıklamıştır.

Başbakan Binali Yıldırım ise, 23 Ekim 2016’da yaptığı açıklamada:

• “Eski bir Genelkurmay başkanı (Hilmi Özkök) çıkıp diyor ki ‘Biz 2004’te

uyardık.’ Ne uyardınız kardeşim, karara bakıyoruz ‘Nur cemaati ve hizmet hareketi izlenmelidir.’ diyor. Ne zamandan beri cemaatler terör örgütü oldu. Bizim için kırmızı çizgi, terör faaliyetinin başladığı

gündür, o da 17 Aralık’tır.

• Hiç kimse eline silah almadıkça, insanları öldürmedikçe terör örgütü muamelesi göremez. Bu örgüt devletle bilek güreşine 17 Aralık’ta

başlamıştır.”

ifadelerini kullanmıştır.

Başbakan Yıldırım’ın bu beyanlarındaki çelişkilere açıklık getirecek olursak;

• 2004 MGK Kararı’nda, doğrudan “Fetullah Gülen Grubu” ismi

geçmektedir ancak Başbakan Yıldırım bunu gizlemeye çalışmaktadır.

• Dönemin Genelkurmay Başkanı Özkök’ün “2004’te Hükümeti uyardık”

açıklamasına karşı çıkmaktadır. Bu çalışmanın EK’indeki 1, 2 ve 3 no’lu belgeler ise Başbakan’ı yalanlamaktadır.

• Başbakan, “Bu örgüt devletle bilek güreşine 17 Aralık’ta başlamıştır” demek suretiyle, bir yapının terör örgütü olup olmadığına, devlet aleyhine çalışıp çalışmadığına devletin güvenlik raporlarına bakarak değil, AKP ile olan ilişki durumuna bakarak karar vermektedir.

Page 42: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

42

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

• “Hiç kimse eline silah almadıkça, insanları öldürmedikçe terör örgütü muamelesi göremez. Terör faaliyetinin başladığı gün 17 Aralık’tır” ifadesi ise maalesef trajikomiktir. Ne 17 Aralık ne de 25 Aralık, silahlı bir eylem

değildi, kimsenin elinde bir silah yoktu. Peki ne vardı? Ayakkabı

kutularından çıkan dolarlar, çikolata kutularında giden rüşvetler,

700 bin liralık kol saati, evdeki para kasaları, para sayma makineleri,

bir türlü sıfırlanamayan milyonlarca dolar ve euro vardı…

Peki, neden bu tarihi “milat” olarak gösteriyorlar? Çünkü;

• Erdoğan ve AKP Hükümeti, FETÖ/PDY konusundaki söylem ve

tutumunu ancak ucu Erdoğan, ailesi ve AKP kadrolarına dayanan 17 Aralık ve hatta kesin olarak 25 Aralık 2013 Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonları sonrasında değiştirmiştir. 17-25 Aralık bir milat olacaksa, ancak “AKP-FETÖ suç ortaklığının bozulmasının miladı” olabilir. 17-25 Aralık 2013’ten önceki herhangi bir tarih ise, toplu olarak siyasi

ve hukuki sorumluluklarını gündeme getirecek, 15 Temmuz darbe girişiminin bir türlü ortaya çıkartamadıkları “siyasi uzantılarını” yargı önüne taşıyacaktır.

• 17-25 Aralık 2013 Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonlarını da FETÖ/PDY’nin bir kumpası ve bir darbe girişimi olarak göstermek suretiyle Erdoğan ve ailesi ile AKP üst yönetimine, AKP Hükümet üyelerine uzanan yolsuzluk ve rüşvet çarkının üstünü örtmek istemektedirler.

• 14 yıllık iktidarlarının 12 yılında örgüte verdikleri her türlü destek, devletin stratejik kurumlarına kendi elleriyle bilinçli olarak yerleştirmeleri ve suç ortaklığı yaptıkları kumpas davalar dahil hukuka aykırı işlemlerdeki sorumluluktan kurtulmayı hedefl emektedirler.

• Terörle mücadele de dahil olmak üzere “iç ve dış dış politikadaki

yanlışlarının ve suistimallerinin tüm sorumluluğunu” FETÖ’ye yüklemek istemektedirler.

Page 43: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

43

Konuyu biraz daha etrafl ıca incelemek gerekirse;

FETÖ/PDY, aynı sosyal ve siyasal tabandan beslendiği AKP’nin iktidara gelmesiyle beraber hedefl erine ulaşmak için çok önemli bir zemin elde etmiştir. Gülenciler, bu dönemde AKP iktidarına verdikleri destek karşılığında, başta güvenlik ve yargı olmak üzere bürokraside stratejik bir örgütlenme içinde olmuştur. Öyle ki, Yasama, Yürütme ve Yargı erklerinin yanı sıra dördüncü ve tümüyle bunlarla içiçe bir “Cemaat  erki” nden söz edilmeye başlanmıştır.

FETÖ - AKP ittifakı, özellikle Genelkurmay’ın muhtıra olarak nitelendirilen 27 Nisan 2007 tarihli laiklik açıklamasının ardından bir iktidar ortaklığına dönüşmüştür. Bu ittifak, 2007 seçimlerinden sonra Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk, Poyrazköy, Amirallere Suikast, Atabeyler, Odatv gibi “TSK’yı pasifize etmek, itibarsızlaştırmak ve muhalif olabilecekleri değerlendirilen aydın kesim ve medyayı devre dışı bırakmak” suretiyle, hedefl edikleri “Yeni Türkiye’yi” yaratmak için Hükümet-FETÖ/PDY işbirliğiyle kurgulanan “kumpas davalar” zincirinde zirveye ulaşmıştır.

15 Temmuz darbe girişimi ve kalkışmasının ortaya koyduğu üzere, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın YAŞ kararlarında terfi etmelerine

imza koydukları TSK’daki amiral ve generallerin neredeyse yarısı FETÖ yanlılarından oluşmuştur. Dönemin İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın açıklamasına göre; 17-25 Aralık sonrası göreve geldiğinde 81 ilin Emniyet Müdürlerinden 74’ü FETÖ’cüdür. TSK, emniyet ve yargıdaki örgütlü gücüyle kontrgerilla yöntemleri uygulayan FETÖ ile AKP Hükümeti, bu süreçte suç ortaklığı içinde olmuştur. Bu ortaklık sonucu, Türkiye’de hukuk devleti, bir “parti

devleti / polis devleti/ istihbarat devleti” görünümüne kavuşmuştur.

AKP yetkilileri bu dönemde FETÖ/PDY ile öylesine özdeşleşmişler ve sahip çıkmaktadırlar ki; Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, 24 Mart 2011’de TBMM Genel Kurulu’nda Fetullah Gülen’e “çete” diyen muhalefet vekillerine şu sözlerle tepkisini ortaya koymaktadır: “Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymettir. Seversiniz sevmezsiniz ama değerli bir insandır, bilge bir insandır. Bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı nesillerin

Page 44: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

44

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şey de açık. Devletin denetimi

- gözetimi altında, açık. Her şeyi göz önünde olan, hakkında savcılık

kararı olmayan birine çete derseniz ona haksızlık edersiniz.”

Bekir Bozdağ (24 Mart 2011):

“Fethullah Gülen bu ülkenin yetiştirdiği değerli bir kıymet, bilge bir insandır. Bu ülkenin milli ve manevi değerlerine bağlı nesillerin yetişmesi için hizmetini yapıyor. Her şey de açık. Devletin denetimi - gözetimi altında, açık. Her şeyi göz önünde olan, hakkında savcılık kararı olmayan birine çete derseniz ona haksızlık edersiniz.”

Erdoğan 2010 Referandumu’nda alınan sonuçtan sonra, iktidarını sağlamlaştırmak ve hedefl erine ulaşabilmek için destek sağlayan, işbirliğine girdiği-toplumsal algıyı yönetmekte kullandığı aktörlere artık ihtiyaç ve bağımlılığının kalmadığı düşüncesinden hareketle, iktidarın gücünü ve imkanlarını bu aktörlerle paylaşmak istememiştir. FETÖ ile giderek yolların ayrılması, bu düşüncenin ürünüdür.

Erdoğan’ın dershanelerin kapatılması söylemleri ve Mavi Marmara olayında Fetullah Gülen ile ters düşmesi, ilişkilerin bozulduğuna işaret etse de; 7 Şubat 2012 MİT krizi FETÖ ile yol ayrımına gelindiğini ortaya koymuş, 17-25 Aralık 2013 Rüşvet ve Yolsuzluk Operasyonları ise aralarında ölümüne bir mücadelenin başladığı tarih olmuştur.

Page 45: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

45

Erdoğan’ın 17-25 Aralık’tan sonra “bunlar devlet içinde devlet olmuşlar” ve “ne istediniz de vermedik” sözleri, her ne kadar suçlama ve sitem içerse de, aynı zamanda o tarihe dek verdikleri desteğin itirafı niteliğindedir.

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve AKP milletvekili Burhan Kuzu’nun 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında yaptığı açıklamalar da, bu desteğin

gerekçesini ve CHP’nin FETÖ/PDY konusunda uyarı ve önergelerini neden dikkate almadıklarını ortaya koymaktadır: “CHP cemaat yapılanmasının

devletteki yerinin araştırılması için önergeler sundu, AKP bunu reddetti.

Tamam yanlış yaptı. Ama mecburdu. Köşeye sıkışmıştık iktidarda

kalabilmek için FETÖ’yü kullandık” (8 Ağustos 2016, Habertürk TV)

Burhan Kuzu (8 Ağustos 2016):

“CHP cemaat yapılanmasının devletteki yerinin araştırılması için önergeler sundu, AKP bunu reddetti. Tamam yanlış yaptı. Ama mecburdu. Köşeye sıkışmıştık

iktidarda kalabilmek için FETÖ’yü

kullandık”

SORUYORUZ:

CHP’nin FETÖ ile ilgili meclis araştırma önergelerini reddetmeye

ve soru önergelerini karşılıksız bırakmaya mecbur kaldıklarını,

iktidarda kalabilmek için FETÖ’yü kullandıklarını itiraf eden AKP

Hükümeti’nin; FETÖ’nün siyasi uzantılarını ortaya çıkartacağına

inanabilir miyiz?

Page 46: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

46

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

8. Erdoğan’ın Gülen ile Diyalog Arayışı: Gazeteci Fehmi Koru’yu Pensilvanya’ya Göndermesi

17 Aralık 2013 Operasyonu’nun hemen ardından yaşanan ilginç bir gelişme; Erdoğan’ın, dört bakan, üç bakan oğlu, bazı bürokratlar ve işadamları ile Rıza Sarraf’ı içeren operasyonun ertesi günü, “Gülen ile önce mücadeleye

değil diyalog arayışına” girmesidir. Nitekim Erdoğan, Gazeteci-Yazar

Fehmi Koru’yu nabız yoklaması amacıyla Fetullah Gülen ile görüşmek

üzere Pensilvanya’ya göndermiştir.

Ben Böyle Gördüm” adıyla yazdığı kitapta (Alfa Yayıncılık, 2016)) ve 3

Nisan 2016’da Hürriyet Gazetesi’nde yayınlanan röportajında Fehmi

Koru; Dönemin Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakanı Erdoğan’ın, 18 Aralık

2013’te kendisini çağırarak “17 Aralık Operasyonları Cemaat dayanışması içinde mi yoksa bazı kişilerin kendi başlarına yaptıkları bir şey mi” diye öğrenmesi için Pensilvanya’ya gitmesini istediklerini açıklamıştır.  “Karşı

tarafın bu işlerle gerçekten ilgisi var mı” diye bakmam için gönderdiler diyen Fehmi Koru, kitabında “Henüz parlamamış yangını söndürmek için

yollara düştüm. Ankara, İstanbul, Pensilvanya arasında gidip geldim,

başaramadım. Başarmama izin vermediler” ifadelerini kullanmıştır.

Dönemin Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan’ı Erdoğan, 18 Aralık 2013’de Gazeteci - Yazar Fehmi Koru’yu çağırarak “17 Aralık operasyonu

Cemaat dayanışması içinde mi

yoksa bazı kişilerin kendi başlarına

yaptıkları bir şey mi” diye öğrenmesi için Pensilvanya’ya gitmesini istediler.

Page 47: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

47

Pensilvanya ziyaretinde Gülen’in “Bizim o işlerle hiçbir alakamız yok

Fehmi Bey” dediğini aktaran Koru, “Dershanelerin kapatılmasına yol

açacak yasal girişim, Gülen’i çok rahatsız ediyordu. Bu girişimin ortadan kaldırılması durumunda, siyasetin gördüğü bütün yanlışlıkların ortadan kaldırılmasını düşündüklerini ifade etmişti” demiştir.

Koru, Gülen’in Erdoğan’a “dershaneler kanununu pazarlık konusu

yapan” bir mektubu göndermesinin ardından, 25 Aralık’ta Erdoğan

ile tekrar görüşmüştür. Bu görüşmede Erdoğan’ı “madem böyle

bir mektup yazıldı, madem barış aranıyor, acaba bu iş burada

durdurulabilir mi” diye bir iyimserlik içinde gördüğünü ileri süren Koru, partinin ‘Bu siyasete darbe girişimidir’ başlığıyla bir rapor hazırladığını, Erdoğan’ın bu raporu benimsemesiyle “savaş sürecine” girildiğini söylemiştir. Nitekim, Savcı Muammer Akkaş’ın 25 Aralık’ta söz konusu soruşturma kapsamında Başbakan  Erdoğan’ın oğlu  Bilal Erdoğan’ı

‘şüpheli’ sıfatıyla ifadeye çağırmak üzere bir belge hazırlamasıyla, gerçekten de AKP ile FETÖ arasında tam bir iktidar savaşı başlamıştır.

AKP-FETÖ Savaşı’nın, 17-25 Aralık yolsuzluk tapeleri gibi “basit” bir nedeni olamayacağı görüşünde olan Fehmi Koru, kendi değerlendirmesiyle “Dershaneler, yurtiçi ve dışı okullar, Türkçe

olimpiyatları ve yeni nesil yetiştirme gayretleri...” diğer bir deyişle “FETÖ okulları ile TÜRGEV kavgasından” kaynaklandığını açıklamıştır.

SORUYORUZ:

Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu bakan ve bürokratlarla

sınırlı kalıp, 25 Aralık’ta oğlu Bilal Erdoğan’a uzanmasaydı,

Pensilvanya’ya gönderdiğiniz Fehmi Koru’nun çabaları sonuç

verseydi; FETÖ-AKP ilişkilerinde bir uzlaşma sağlanıp suç

ortaklıkları bugün de devam eder miydi?

Page 48: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

48

AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI”

Fehmi Koru’nun yazdığı kitap ve Hürriyet Gazetesi’ne verdiği röportajda dikkat çeken bazı görüşleri şunlardır:

• “Ne istedilerse verdik” sözü gerçeği yansıtıyor, çünkü iktidar

2012 başına kadar Gülen Cemaati’ni desteklenmesi gereken bir

hareket olarak gördü. Gazetecilerle yapılan toplantılar bittiğinde, Erdoğan ile Zaman’ın o dönemki Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı her seferinde başka bir odada baş başa görüşürdü. Mesaj iletme amaçlı görüşmelerdi. ‘Ne istedilerse verdik’ şeklinde özetlenenler, o görüşmelerde dile getirilen taleplerle yürütüldü. 

Örneğin, Cemaat’e ait 17 üniversite kurulmuş ve hepsinin

kuruluş izninin altında Tayyip Erdoğan’ın imzası var.

• AK Parti’nin İstanbul’dan bir Belediye Başkanı’nın söylediğine göre; “Bu dönemlerde iktidarın Cemaat’e ‘cüzi bir fi yata ya da

bedava satışını yaptığı’ arazilerin değeri beş trilyon liraymış.” Bülent Arınç’ın ‘peşkeş çekilen araziler’ olarak kastettiği; okullara, dershanelere, yurtlara, üniversitelere tahsis edilen yerler… Bunun

karşılığı olarak Cemaat siyasi destek verme ihtiyacı hissetti.

Karşılıklı alışveriş halinde yürüdü. 

• AK Parti, askeri vesayetin kaldırılmasında bütün sivil güçlerin kullanılması gerektiğine inanıyordu. İşleri bütün cemaatlerle birlikte yürütmenin yararına inandığını ama özellikle Oslo olayı sonrası tavır değiştirdiğini düşünüyorum.

• Cemaat kendi gücünü doğru değerlendiremedi. Devlet içindeki gücünü siyasete karşı kullanma ihtiyacı duydu.

• İlişkilerin bozulmasından iki taraf da zarar gördü. AK Parti, hareketin özellikle yurtdışındaki faaliyetlerinden yararlanamaz hale geldi. Cemaat ise, iktidarın ona sağladığı hareket alanından mahrum kaldı.

Page 49: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

NOTLAR

Page 50: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı

NOTLAR

Page 51: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı
Page 52: AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” - CHP · AKP İÇİN FETÖ’NÜN “MİLADI” 9 Hükümeti’nin 7 sivil üyesi bulunmaktayken, karşı çıkmaları halinde bu kararın çıkmayacağı