a iretin etnik bir kimlik olarak yeniden n as ş İ ş ıneseozgen.net/wp-content/uploads/24.pdfa...

29
2007, Toplum ve Bilim, no:108, s:239-261. DEVLET, SINIR, A RET: Şİ A iretin Etnik Bir Kimlik Olarak Yeniden n as ş İş ı H. Ne e ÖZGEN, Dr. ş 1 Abstract STATE, BORDER, A RET Şİ : Re-Construction of A iret ş as an Ethnic Identity In this essay, I am going to talk about two koçer (nomadic) Kurdish a iret ş ’s gaining of their ethnic identities and defending themselves via the relations with the PKK and the state. Through their adventures of settlement and becoming an a iret ş since the beginning of the Turkish Republic—perhaps before that—I will point out why and how their Kurdisness and ethnic gloves can be substituted for one another. Thirdly, I want to state that, apart from being nostalgia and taking its base from this very nature, how a iret ş can be accepted as an ethnic arena and whether it can provide the possible grounds for a national identity. Hence, lastly, I can utter the disadvantages of including merely ethnicity under the frame of identity, or in contrast, the perception of ethnicity merely as an identity problem. Consequently, we arrived at the last point of the discussions on the arena chosen by the PKK and The Turkish State as a common area of struggle that is identity based on ethnicity. Henceforth, identity equals to the policy of ethnicity cannot fulfil the lives reviewed above. Even if Kurdishness and ethnicity have become a complementary rhetoric, what will happen to the two sides one of which is the wild other that resists being indigo the other is the one that qualified in being local other (folkloric other) through fulfilling the conditions of museumasing, is ignored not only on the side of the state, but also on the opposite. According to the this process elucidates how limited political subjectivity constructed upon being a Kurd is, how it is dependent on the power balances that seem completely opposite of one another and how significant to cast an eye on the a iret ş so as to see an activity that is janus-faced, double edged and government oriented. Moreover, whom the diverse dimensions and outcomes of the struggle renders visible and invisible, and thus Kurdishnesses exist politically in an area that is fairly different from a iret ş ’s construction of ethnic identity. Keywords: 1 Ege Üni. Ed. Fak. Sosyoloji Böl. Prof. [email protected] , [email protected] 1

Upload: others

Post on 25-Jan-2020

26 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

2007, Toplum ve Bilim, no:108, s:239-261.

DEVLET, SINIR, A RET:Şİ

A iretin Etnik Bir Kimlik Olarak Yeniden n asş İ ş ı

H. Ne e ÖZGEN, Dr.ş 1

AbstractSTATE, BORDER, A RETŞİ :

Re-Construction of A iretş as an Ethnic Identity

In this essay, I am going to talk about two koçer (nomadic) Kurdish a iretş ’s gaining of their ethnic

identities and defending themselves via the relations with the PKK and the state. Through their adventures

of settlement and becoming an a iretş since the beginning of the Turkish Republic—perhaps before that—I

will point out why and how their Kurdisness and ethnic gloves can be substituted for one another. Thirdly, I

want to state that, apart from being nostalgia and taking its base from this very nature, how a iretş can be

accepted as an ethnic arena and whether it can provide the possible grounds for a national identity. Hence,

lastly, I can utter the disadvantages of including merely ethnicity under the frame of identity, or in contrast,

the perception of ethnicity merely as an identity problem.

Consequently, we arrived at the last point of the discussions on the arena chosen by the PKK and

The Turkish State as a common area of struggle that is identity based on ethnicity. Henceforth, identity

equals to the policy of ethnicity cannot fulfil the lives reviewed above. Even if Kurdishness and ethnicity

have become a complementary rhetoric, what will happen to the two sides one of which is the wild other

that resists being indigo the other is the one that qualified in being local other (folkloric other) through

fulfilling the conditions of museumasing, is ignored not only on the side of the state, but also on the

opposite.

According to the this process elucidates how limited political subjectivity constructed upon being

a Kurd is, how it is dependent on the power balances that seem completely opposite of one another and

how significant to cast an eye on the a iretş so as to see an activity that is janus-faced, double edged and

government oriented. Moreover, whom the diverse dimensions and outcomes of the struggle renders visible

and invisible, and thus Kurdishnesses exist politically in an area that is fairly different from a iretş ’s

construction of ethnic identity.

Keywords:

1 Ege Üni. Ed. Fak. Sosyoloji Böl. Prof. [email protected], [email protected]

1

Identity (Ethnic& national), Kurds, A iretş (tribe), nationality, border.

2

Son yirmi y ld r Güneydo u ve/veya Do u Anadolu, Ortado u ve Kürtler üzerineı ı ğ ğ ğ

yazan ve dü ünen; ulus, milliyet, milliyetçilik ve bununla ilgili Türkiye'nin meseleleriş

üzerine kafa yoran, akademisyen, politikac , politik okuyan; üniversite içi veya d yeniı ışı

kuramlar üzerinden politika üreten veya dü ünmeden politika üreten, yöneten ve dahiş

yönetilenlerin tamam ; a iret üzerine bir söz söyleme ihtiyac duymaktad r. Bu sözler deı ş ı ı

genellikle bir tan m yapma ihtiyac yla ba lar ve a iret hakk nda tam bir tan m nı ı ş ş ı ı ı

yap lamayaca na dair kararlarla sürüp gider. Ancak yine de Kürt sorunu üzerinde dahaı ğı

derin saptamalar yapma ihtiyac içinde oldu u anla lan bu grupları ğ şı , her seferinde a iretinş

niteli ine dair baz genellemelerde bulunur ve tan m böylece kavramla t r rlar. Sonğ ı ı ı ş ı ı

dönemin a iret tan m , bütün etnisite ve kimlik meselelerinin ortak kesi me noktas , tekş ı ı ş ı

aç klama arac olarak i liyor. A iretli olmak, Kürt olmak ve mutlaka Kürt kimli iniı ı ş ş ğ

almak olarak addediliyor; hem de tersine yoldan da Kürt olmak, Kürt kimli ini almak dağ

kaç n lmaz olarak a iretli olmak anlam na geliyor. Böylece Kürt olmak, Kürtlük bilinciı ı ş ı

ve a iretlilik kaç n lmaz olarak e de er k l n yor ve en kötüsü bir tür marka (brand)ş ı ı ş ğ ı ı ı

olarak i letiliyor. şBu makalede; iki koçer (göçer) Kürt a iretinin, devlet ve PKK’yle ili kilerş ş

dolay m yla etnik kimliklerini alma ve savunma biçimleri üzerinde konu aca m. Bunuı ı ş ğı

yapabilmek için; bu iki a iretin, Türkiye Cumhuriyet’nin kurulu undan da önce, ilkş ş

olarak a iret olma ve sonra da topra a yerle me serüvenlerini anlataca m ve böylece, buş ğ ş ğı

süreçte göçerlik, asi ve etnik olma kaftanlar n n nas l (ve niçin) birbiri yerineı ı ı

giyilebildi ine i aret edece im. Üçüncü olarak, a iretin, nostaljik gücünün ötesinde, hattağ ş ğ ş

hâlâ bundan beslense de, bir etnik zemin, bir arena olarak kabul görme biçimlerini ve

Kürt milliyetçili i taraf ndan nas l bir zemin olu turmakta kullan lm oldu una dağ ı ı ş ı ış ğ

de inmek istiyorum. Bu sayede son olarak, kimlik ve etnisitenin birbiri içine böyleğ

raptedilmesinin ve birbiriyle bu kadar kolayl kla ikame edilmesinin ciddi sak ncalar n daı ı ı ı

tart abilirim. ışK saca bu çal ma, etnisitenin içeri inin sadece a iretle doldurulmas n n, etnisiteı ış ğ ş ı ı

kavram n ne kadar daraltt n gösterebilmeyi; ötesinde de kimlik tart mas n n tekı ı ığı ı ış ı ı

arac s (ı ı agent) olarak etnisitenin dillendirilmesinin sak ncalar n tart abilmeyi umuyor.ı ı ı ış

Böylece, belki biraz daha ilerleyerek, etniklere önerilen kültürel kimlik zemininin, olası

3

di er kimlik türleri ya da örne in ulusalc /siyasi kimlik tart malar n ne kadarğ ğ ı ış ı ı

geriletebildi ini de tart abiliriz. ğ ışBu çal mada çe itli örnek olaylar (ış ş ı case studies) kullanaca mğı 2. Böylece a ireteş

mensup olman n anlamlar n , a iretin içerisinden, içeriden bir biçimde seslendirmekı ı ı ş

mümkün olabilecek. Zira, bir sosyal yap n n, kendisini etkileyen taleplere içeriden birı ı

tepkiyle cevap vermemesi dü ünülemez. şBeklenilece i üzere, bu çal madaki yer ve ki i adlarğ ış ş ı, görü ülenlerin insanş

haklar n korumak için tamamiyle de i tirilmi tir. Çal ma, Irak s n r nda ad belirsiz birı ı ğ ş ş ış ı ı ı ı

kasaban n (ona ı Bizim diyelim); iki koçer (göçer) a iretiyleş 3 ilgilidir (onlara da s ras ylaı ı

De ti (oval )ş ı ve Ciyai (da l )ğ ı diyelim (zira birisi ovaya di eri da a yerle iktir zaten). Buğ ğ ş

iki koçer yap n n yerle ikli e geçi lerini, mülkiyetin sahiplerinin de i mesi üzerindenı ı ş ğ ş ğ ş

anlataca m. Ama haddimi a arak, sadece mülkiyete de il, art a el koyman n çe itliğı ş ğ ığ ı ş

biçimlerini ve dönemlerini de bu tart maya arac k lmay (ış ı ı ı agent) istiyorum.

Bunlar n hepsini tart aca m ama, imdi, benim okurum, senden ı ış ğı ş Bizim’in ilçe

olma serüvenini sab rla okuman bekliyorum. Zira, bu küçük ilçenin hikayesi, onunı ı

mülkiyetinin hikayesiyle ba lamakta.ş

I. B Z Mİ İ ’DE TAR H VE NÜFUSİBizim’de tarihin kay tlanmas çok eski zamanlara kadar gider (MÖ 3000ler).ı ı

Kasaba, 1930’lar n sonundan itibaren ilçe statüsüne girmi tir. Eski bir Süryaniı ş

yerle i idir. Kilisesinin MS.370’lerde yap ld anlat l r. Yörenin büyük Manast r ’nda,ş ğ ı ığı ı ı ı ı

Bizim’in özel kayd , yeri ve önemi vard r. Kay tlar ve anlat lar bu kasaban n Süryaniı ı ı ı ı

H ristiyanlar ve Müslüman Kürtler aras nda epey çeki meli geçen son 50 y l ndan önceı ı ş ı ı

de önemli bir kültürel ve (tabi mevzii) savunma merkezi oldu unu gösteriyor. ğ

2 Bu çal man n son noktalar , 2001-2003 tarihlerinde Iran, Irak ve Suriye s n rlar nda yap lan ve TÜB TAK' n destekledi i "S n r Kasabalar Sosyolojisi"ış ı ı ı ı ı ı İ ı ğ ı ı ı

ba l kl ara t rman n alan k sm ndan yararlan larak olu turuldu. Ancak, Bizim’i 1996 y l ndan beri gözlemekte ve çal maktay m. Dolay s yla okur, bütünş ı ı ş ı ı ı ı ı ş ı ı ış ı ı ı

makalenin 1996-2004 y l na ait gözlemler ve Sosyoloik –Antropolojik ara t rmalar e li inde derlenmi bir monografiden al nd n dikkate almal d r.ı ı ş ı ş ğ ş ı ığı ı ı ı

2001-2003 y llar nndaki çal malar boyunca Özlem Biner, Alp Bu dayc , ebnem Era , Ferhat Öner hem alan ara t rmas k sm n n tamamlanmas na hemı ı ış ğ ı Ş ş ş ı ı ı ı ı ı

de tart malar n n ekillenmesine büyük destek ve yard mc oldular. Sevgili Özlem Biner’in, metnin tekrar tekrar olu turulmas nda büyük sab r ve eme iış ı ı ş ı ı ş ı ı ğ

vard r. Onlara müte ekkirim. Elbette ad n burada anamad m; ancak hepsi de kendi öykülerini anlatarak bu çal man n kurgusunun temelini olu turanı ş ı ı ığı ış ı ş

tüm görü tüklerime de te ekkürü borç bilirim. Ayr ca düzeltmeler ve ele tirileri için Hasan en’e, Cenk Saraco lu’na te ekkür ederim.ş ş ı ş Ş ğ ş

3 Bloch, feodalite öncesi dönemin birlikle melerindeki tutucu çimentoyu en iyi anlatan eyin ‘kan ba yla ba l l k’ olmad n vurguluyor. Ona göre,ş ş ğı ğ ı ı ığı ı

feodal öncesi dönemin birlikle mesinin en önemli göstergesi, ortak ba lar ‘bir ortakl a susmak’ olan cemaatlerdir. Bkz. Bloch, M., 1995:117. ş ğ ı ığ

4

Bizim’in mülkiyetini izlemenin en kestirme yolu, ilçe ve köy nüfuslar ndakiı

de i melere bakmakt r. lçenin 1900’lü y llardan itibaren son derece çalkant l bir göçğ ş ı İ ı ı ı

tarihi olmu tur. lçenin as l art n yaratan tar msal mülkiyet, köyde Yezidi Kürtler veş İ ı ığı ı ı

kasabadaki H ristiyan Süryanilerden, göçer Müslüman Kürtlere do ru akm , ve bu süreçı ğ ış

1980’lerde tamamlanm t rış ı 4.

Bizim 1940’da 13bin nüfuslu bir yerle imdir ve bunun 1700’e yak n ilçeş ı ı

merkezindedir. lçenin nüfusunu hem tarihsel olarak hem de çe itli kategorilerleİ ş

inceledi imizde; 1940-45 aras ndaki ilçede Süryanilerin, k rsal alandaysa yerle ik veyağ ı ı ş

yar -göçer Kürtlerin a rl kl oldu unu görüyoruz. Bu resim, ı ğı ı ı ğ Bizim’in tüm tarihinde etkili

olan ilk zemini yaratm t r.ış ıÖzellikle s n ra yak n köylerde Süryanilerin 1914'den itibaren ba layan dikeyı ı ı ş

d agöçlerinin ivmesi 1945'lerde artm , 1970'den sonra ise toplu göçler halini alm t r.ış ış ış ı

lçenin merkezinin 1938'de 750 hane oldu u ve nüfusun memur aileleri d nda 1960'aİ ğ ışı

kadar tamamen Süryani oldu u, 1970'de ise 400 hane Süryani kald bilinir. 1970'denğ ığı

itibaren h zl Müslüman Kürt ak n ve nihayet 1977 seçimlerini takiben ı ı ı ı Bizim’in

merkezine göçer a iretlerin yerle tirilmesiyle birlikte, merkezde Müslüman Kürt nüfusuş ş

hakim olmu tur. Bugün merkezde Kilise’ye ba l 8 hanede 11 Süryani, bir köyündeş ğ ı

50-55 hane ve bir di er köyünde ise 20-21 hane Süryani nüfus kalm t rğ ış ı 5. Yezidi Kürt

yerle i i olan 64 haneli bir ba ka köy, namus davas görünümlü bir linç olay ndan sonra,ş ğ ş ı ı

1987’de bir kaç günün içinde tamamen bo alm t r ve yerine bir grup korucuş ış ı

yerle tirilmi tirş ş 6.

Köylerde 1914’teki Ermeni techirinin etkilerini görmek mümkündür. Süryaniler

de bu sürgünden, dolayl da olsa, etkilenmi ler ve zaman zaman kaçak Ermenileri deı ş

bar nd rm lar. Bask n Oran ı ı ış ı da M.K Adl Çocu un Techir An ları ğ ı ı kitab nda böyle birı

olaya de inir. (Oran, B., yay. haz., 2005) 1940-45 aras ndaki nüfus azalmas n nğ ı ı ı

4 lçe nüfusu ve göçler EK.1’dedir. İ

5 2004 y l nda, dönemin Ba bakan , bir Süryani köyünün Koruculardan geri al n p, Süryanilere verilmesi konusunu AB pazarl klar nda kulland . Vali,ı ı ş ı ı ı ı ı ı

Jandarma Komutan , Süryani Kadim Cemaatinin Piskoposu gibi birçok davetlinin önünde, korucular jandarma marifetiyle köyden ç kar ld ve Süryanilereı ı ı ı

temsili bir köy anahtar teslim edildi. Olay Türkiye medyas nda “H ristiyan az nl klar n insan haklar n koruyan ve AB üyesi olmaya böylece hak kazananı ı ı ı ı ı ı ı

Türkiye’nin zaferi” olarak sunuldu. Bkz. www.milliyet.com/2004/08/29; www.tempodergisi.com.tr/toplum_politika-06204/2004/30/08;www.inadina.com/

inadeski/say 10/yaz 8/htmı ı ;www.f21.parsimony.net/forum37811/messages/31945.htm.

6 Bu köy daha sonra 2004 y l nda, dönemin yönetimi taraf ndan korucu aielelerden geri al nd ve Yezidilere verildi. Yine de Yezidilerin u anda dahiı ı ı ı ı ş

köylerine tam olarak yerle ebildikleri söylenemez. Almanya’da bulunana bir kaç aile evlerini yeniden onarmaya ve yerle meye çal yorlar ve hâlâ çokş ş ışı

korkuyorlar.

5

nedenlerini Süryaniler ‘Bu dönemdeki h zl müslümanla t rma e ilimlerinin kendileriniı ı ş ı ğ

d ar ya itti ini’ belirterek aç klamaktad rlar. Kasabalardaki Hristiyan nüfusun bo alttış ı ğ ı ı ş ığı yerlere, bu dönemde köylerden henüz h zl bir yerle im olmamaktayd . Genellikleı ı ş ı

zanaatle geçinen ya da çiftçili in yerle ik ilk a amalar n ba ar yla gerçekle tirenğ ş ş ı ı ş ı ş

Süryanilerin topraklar n n, bu dönemde kasabalardaki yerle ik Müslüman Kürtlerı ı ş

taraf ndan payla ld n görüyoruz.ı şı ığı ı . Ancak k rsal alanlarda ve büyük ço unlukla daı ğ

küçükba hayvanc l kla geçinen ve gene ço unlukla göçer olan Kürtler, henüz mülkiyetinş ı ı ğ

el de i tirmesinin, bu ilk a amas nda de illerdir. 1955-60 aras ndaki azalmay d ar ya ilkğ ş ş ı ğ ı ı ış ı

i çi göçü ve traktörün köylere girmesiyle birlikte tüm Türkiye'de k rsal alanlardanş ı

ba layan yatay göçlerle; 1970-75 aras ndaki azalmay e itim, daha iyi ekonomik artlarş ı ı ğ ş

vb. nedenlerle olu an yatay göçler (ayn olgu yine tüm ülke için geçerlidir) ve Süryaniş ı

nüfusun h zl d göçleriyle; ve 1980 sonras azalmay ise, büyük iddet dönemininı ı ış ı ı ş 7

etkisiyle ba layan iç ve d göçlerle aç klayabiliriz. ş ış ı lçe merkeziİ için ise daha farkl birı

profil çizilebilir: Köylerde 1940-45 döneminde görülen azalma, merkezde 1945-50 y lları ı aras nda cereyan etmektedir. Bunun nedeni H ristiyan nüfusun ilçeyi daha geç terketmesi,ı ı

yurt d göçlerin merkezi bu dönemde etkilemesi ve ülke içi göçlerin köylerden önceışı

merkezde ya anmas yla aç klanabilir. Süryaniler için bu göçün nedeni ‘Varl k Vergisi’ş ı ı ı

uygulamalar d r. 1960-65 dönemindeki tedrici azal iç göç ko ullar yla aç klanabilir.ı ı ış ş ı ı

Merkez 1970-75 döneminde h zla nüfus toplam t r ve bu durum ayn dönemdeı ış ı ı

köylerdeki azal a ba l olarak ilçenin nüfus çekmesiyle aç klanabilir. Burada dikkatış ğ ı ı

çekici bir nokta bu dönemde ilçe merkezinin Süryaniler taraf ndan h zla terkedilmesi veı ı

Müslüman Kürt göçünün yerle ikli inin rakamlarda ay rt edilememesidir. Görü ülenş ğ ı ş

Süryaniler, bu h zl d ar ak n nedeninin, ‘K br s ç kartmas yla birlikte alevlenenı ı ış ı ışı ı ı ı ı

H ristiyan dü manl ’na ba lad lar. 1980 ve sonraki dönem için ise ı ş ığı ğ ı Bizim ilçe merkezi

göçleri için söylenebilecek tek ey, "ilçenin iki kap l bir geçi yeri haline geldi i"dir. Buş ı ı ş ğ

durum Bizim merkezini "yerle ik halk olamayan" bir ilçe konumuna dü ürmektedir. ş ı şBizim’in tam olarak kaç tane köyü ve köy alt yerle iminin bulundu u, Büyükı ş ğ

iddet Dönemi’nde tart ma konusu olmu tu. Çe itli resmi makamlar n say larŞ ış ş ş ı ı ı birbirleriyle alabildi ine çeli mekteydi. Bunda her bir kamu kurulu unun kendiğ ş ş

amaçlar na uygun olarak baz mezra ve komlar da köy olarak saymalar kadar (örne inı ı ı ı ğ

7 1987-1996 aras ndaki PKK kalk mas dönemini böyle adland rmay uygun gördüm.ı ış ı ı ı

6

Milli E itim müdürlükleri için okul olan, Jandarma için karakol olan her yerin köyğ

say lmas ), bo alma ve bo altmalardan sonra yeniden yerle tirmelerin de pay vard r.ı ı ş ş ş ı ı

Di er etkenler; h zla yeni ilçelerin olu turulmas ve baz köylerin bu ilçelere verilmesi,ğ ı ş ı ı

eski ilçelerden baz köylerin al nmas , yeni harita ve s n flamalarda bu köylerinı ı ı ı ı

unutulmas , yaz lmamas ve-ya köylerin Kürtçe adlar yla Türkçe adlar n n hiç bir zamanı ı ı ı ı ı

tam olarak birbirini tutmamas olarak gösterilebilir. Bugün Güneydo u’nun herhangi birı ğ

ilçesinin, içinde ‘teke’, ‘a aç’, ‘kuyu’, ‘tepe’, ‘su’ vb. geçen en az be tane köyü vard r.ğ ş ı

Bizim’ in baz haritalar nda da, Büyük iddet Dönemi’ni takiben, Türkçe ad birbirininı ı Ş ı

ayn köy adlar na rastlan l r veya bunlar kar t r lm t r: Tepe yerine Teke veya Tekke vb.ı ı ı ı ış ı ı ış ı

gibi.

Böylece say lardaki bu karma an n nedenini idari, ki isel, dini, siyasi veyaı ş ı ş

ekonomik nedenlerle, köylerin zaman içinde a)bo almas , b)bo alt lmas , c)yenidenş ı ş ı ı

yerle ime aç lmas , d)yeniden yerle tirme, e)zamanla alt gruplara bölünme vb.ş ı ı ş

hareketlerle aç klayabiliriz. Büyük iddet Dönemi bitip, hayat biraz yat t nda, sonı Ş ış ığı

hesaplara göre Bizim’in 76 köy ve köy alt yerle imi vard r, 16 köyü bo alm , bo alt lmı ş ı ş ış ş ı ış veya terkedilmi tir.ş

Böylece, 1980 sonras göçlere kadar, ilçenin her nüfus çalkant s belirgin birı ı ı

biçimde mülkiyetin el de i tirmesinin sanc lar n ta maktad r. Bu el de i tirmelerinğ ş ı ı ı şı ı ğ ş

analizi için biraz ileride olay anlat lar ndan (ı ı case) yararlanaca m. Görünen o ki, hemenğı

her dönemde, bu el de i tirmeler ve el koymalar, Yezidi Kürtlerin ve H ristiyanlar nğ ş ı ı

arazilerinin Müslüman Kürtlere geçmesiyle sonuçlanm t rış ı 8. Ancak yine de, toprak

8 Bu makalenin hakemi, yukar daki sat rlar için öyle bir ele tiri getiriyor: “Mülkiyet ili kileri, bu makalenin ı ı ş ş ş case’inde bile esasen s n fsal temellereı ı

müteallik bir problematik olmakla birlikte, mâdun etnik ve dini gruplar n bu ili kilerin ma duru oldu u ve sava , etnik temizlik vs. gibi sanc l dönemlerdeı ş ğ ğ ş ı ı

do rudan do ruya bu gruplara dönülerek, zaten “istenmeyenler” olarak kodlanm bu gruplar n varl klar na el konuldu u da bir vak ad r. Salt etnik veğ ğ ış ı ı ı ğ ı ı

dinsel ayr m tezi elbette kullan lamaz, ama bu tür dönemlerde el de i tirmelerin birincil impetusu da ne yaz k ki su götürmez biçimde budur. Bu türı ı ğ ş ı

vesileler olmad kça, bu türden varl k el de i tirmelerini me rula t racak gerekçeler üretmek ve devletin de deste i al narak güç toplamak hayli zor oldu uı ı ğ ş ş ş ı ğ ı ğ

gibi, en az ndan asgari hukuk ko ullar nda bu tür hareketler ve i tahlar “sald rganl k” veya “zorbal k” olarak tasnif edilecektir. Bu “me ruiyet” ancakı ş ı ş ı ı ı ş

“öteki”ye dönük dü manl n aç kça ifade edilebildi i ve hakl say ld zamanlarda ortaya ç kar.” Ele tirisinde, sonuçlar n görünümlerini genellemekş ığı ı ğ ı ı ığı ı ş ı

aç s ndan hakl olmakla birlikte; yine de, kendisini iktidar n el koyma mekanizmalar ndaki en önemli materyal durumun, “merkezi güç oda yla birlikteı ı ı ı ı ğı

hareket ederek kendisini de me rula t rm olan n hareketinin sonuçlar ” üzerinde dü ünmeye davet etmek isterim. Sosyal Bilim insan olarakş ş ı ış ı ı ş ı

sorumluluklar m z, bizi kategorinin içkinli i ve bu kategorilerin tekabül etti i güç (power) ili kilerinin hangi dönü ümlere yol açt üzerinde daha çokı ı ğ ğ ş ş ığı

dü ünmeye zorluyor.. Bu makale Bizim örne ini tart mak amac yla yaz ld ama daha ba ka bir amac da var: Örneklerden de hareket ederek, mâdunş ğ ış ı ı ı ş ı

kimli indeki çe itlenmeleri ve böylece ‘iktidara yak n’ oynayarak, devletle pazarl k mekanizmalar n n getirileri üzerine.tart mak! Buradaki hemen tümğ ş ı ı ı ı ı ış

örnekler, art a el koyma mekanizmalar n n nas l olup ta içlemek/d lamak (inclusive/exclusive) çat malar yla sonuçland üzerine yaz lm t r. Böyleceığ ı ı ı ış ış ı ığı ı ış ı

Süryaniler de, bu karga a içinde örne in, pek çok Ermeni mülkünü üzerlerine geçirebildiler. Bunun tart mas için, yani mâdun’un kendi içinde iktidarş ğ ış ı

mekanizmalar ndan yararlanmas na ili kin bkz Mardin’li Süryanilerin mülk ve güç üzerine pazarl klar ve bunun iki devlette (Türkiye ve Almanya)ı ı ş ı ı

7

mülkiyetinin temellüküne dair aç klama arac olarak, salt dinsel veya etnik ayr mı ı ı ı kullanmak, kan mca ciddi bir hata olacakt r. Yine esas mesele s n fla ilgiliı ı ı ı

gözükmektedir, yaln z art a el koyman n çe itli biçimleri de (Polanyi, K., 1986)ı ığ ı ş

tart lmak zorundad rışı ı 9.

II. ÇATI MA ODAKLARI: ŞA iretli olman n, Kürtlük ve asilik terimlerinin birbiri yerine ve hepsinin deş ı

kimlik için kullan lmaya ba lamas epey zaman alm t r. Bu süreci izleyebilmenin tekı ş ı ış ı

yolu, kan mca isyan n çe itli anlat mlar n takip edebilmek. Dahas isyanc l n ifresiniı ı ş ı ı ı ı ı ığı ş

çözmeden, mülkiyetin çe itli düzenlerini de anlamak güç olacakt r.ş ı

Bizim’in tarihinde, devletten yana olup olmamay , asili i anlatan en önemli ifreı ğ ş

“Dağî olmak”t r. ı Dağî olmak, (da l l k), üç ana dönemde üç farkl biçimde aç klan r:ğ ı ı ı ı ı

Devlete kar veya ondan tarafta olman n stresinin ilk göstergeleri, Dek uri veya Haverkişı ı ş

olmakt r. Bununla ‘ı Dübendi’ denilen, çe itli alt a iretleri toplayan iki konfederasyondanş ş

sözedilir: Haverkiler ve Dek uriler. lk dönemler için da l l k, Haverkan olmakt r.ş İ ğ ı ı ı

Bruinessen, Haverki a iretinin 24 a iretli-baz lar Süryani ve Yezidi de olan-büyük birş ş ı ı

konfederasyon oldu undan bahseder. 1860'larda Haco A a’yla beliren bu siyasi-a iriğ ğ ş

örgütlenme yani Haverki/Dek uri ayr m , 1950’li y llara kadar süregelmi tir (Bruinessen,ş ı ı ı ş

van M., 1992a:126-131; Bruinessen, van M., 2003:166). Cumhuriyetin ilk y llar ndaı ı

önceleri ‘Cumhuriyetten yana olup olmama’, sonra ‘ ngiliz ve-ya Frans zlarla ittifak edipİ ı

etmeme’yle, daha sonralar da ‘Dersim syan ’na i tirak ve Hoybun Örgütü’ne verilenı İ ı ş

desteklerle’ birlikte söylencelenerek beslenen bu çeli ki; yani ş Dübendi denilen iki

bendden birisine ait olmak çeli kisi, azalarak da olsa zaman zaman belirmekte veş

varl n sürdürmektedir.ığı ıkinci çat ma ifresi olan ‘göçebelik ve yerle iklik’ ba ka bir çat ma aks nİ ış ş ş ş ış ı ı

anlat r: ı Koçer (göçebe) ya da Demanen (yerle ik) olmak, bir sosyal yap n n neredeyseş ı ı

tüm özelliklerini belirleyen en önemli unsur ve en önemli çat ma noktas say lmaktad r.ış ı ı ı

mülkiyet pazarl klar üzerine Armbruster, H., 2001: 17-33.ı ı

9 Bizim’de nüfusun % 50’si maa lar ve ücretlerle geçinmektedir. Bu grubun y ll k ortalama geliri 1500 ile 6500 $ aras ndad r. Nüfusun di er a rl klş ı ı ı ı ğ ğı ı ı

geçimi tar m ve tar m i çili idir, % 43.4. Bu grubun geliri ise 500 ile 4000$ aras nda degi ir. Esnafl k ve tüccarl kta orta düzeyin geliri 4000 ile 32000$ı ı ş ğ ı ş ı ı

aras ndad r. En üst SES grubunu olu turan ‘Petrol tankeri sahipli i’ grubunda y ll k gelir 44000$ civar ndad r. Türkiye ortalamas n n 2003 için 3380$ı ı ş ğ ı ı ı ı ı ı

oldu unu dikkate al n rsa, Bizim’deki a r yoksulluk artlar n daha da a rla t ran en önemli durumun, gelir e itsizli inin büyüklü ü oldu unuğ ı ı ğı ş ı ı ğı ş ı ş ğ ğ ğ

söyleyebiliriz.

8

Hâlâ da, yeri geldi inde, bu ayk r l k da öne sürülmekte, geçerli ini korumakta olsa da;ğ ı ı ı ğ

yerle ik veya ş koçer olman n as l çeli ki ve çat ma yaratt dönemler 1950 ile 1980ı ı ş ış ığı

aras ndad r. Bu dönemlerde, göçebe a iretlerin yerle ik toprak sahibi olmalar devletçeı ı ş ş ı

maniple edilmi oldu undan (bundan ilerideki sayfalarda daha geni olarakş ğ ş

bahsedece im), as l çeli ki ‘toprak mülkiyetine sahip olup olmama’ dolay m ylağ ı ş ı ı

anlat lmaktayd . Böylece bu dönemde; yani 1950-1980 aras nda, asi olman n, karı ı ı ı şı olman n yani ı dağî olman n göstergesi, göçer a iretten olmak, yerle meyi reddetmek yaniı ş ş

koçerliktir.

Üçüncü dönem yani son yirmi y l içindeyse ı dağîlik bazen PKK’den yana olmak,

bazen devletten yana olmamak, bazen de devlete isyan için da a ç kmak anlam nağ ı ı

gelmektedir. Bunlar n hepsi birbiri yerine de kullan labilmektedir. Bu metaforlar içindeı ı

hepsi geçerliklerini duruma göre sürdürse de, en sonuncusu, yani ‘da a gitmek’ğ

di erlerinden daha çok kullan l p üretilmektedir. Bu üçüncü gerilimin katmanlar hayliğ ı ı ı

karma kt r ve büyük ölçüde mistifiye edilmi bir gelenek üzerinden anlat l rşı ı ş ı ı 10. Üstelik,

da a gitme metaforunun etraf nda, bunu tan mlayan metonimlerğ ı ı 11 yani ifrelerş

çözümlenmeden, yeni mülkiyet düzenlerinin ve art a el koyma mekanizmalar n nığ ı ı

anla lmas son derece zordur. şı ılginç olan durum udur: “Da a ç kma”, “da da”, “da l l k vb.” metaforlar n nİ ş ğ ı ğ ğ ı ı ı ı

ço u devletin yereldeki temsilcileri kadar, merkezin retori inde de ayn anlamlar ifadeğ ğ ı ı

etmektedir. Öyle ki, dağî olman n hiç bir dönemde, Büyük iddet Dönemi’ndeki kadarı Ş

ortak bir kabulle metaforla mad nş ığı ı12 söyleyebiliriz. Belki de ilk kez, devletin retori i,ğ

ona kar t olsun olmas n vatanda n n retori iyle ayn la m , ayn terim ayn yollaşı ı şı ı ğ ı ş ış ı ı

kavramla t r lm t r. Askeri ve militer bir kavram olarak ş ı ı ış ı dağ, hem devletin hem TSK’n nı

hem de isyan edenin dilinde “Kürt” ve “etnik” terimlerini “isyanc ”yla e le tirmi tir. ı ş ş şBöylece devlet ve a iretin çe itli dönemlerde birbirleriyle gerilimlerini, çe itliş ş ş

örnek olaylar kullanarak anlamaya ba layabiliriz. ı ş10 Yalç n-Heckmann da Dahak mitinin imdilerde nas l da l l k ve devlete kar gelmeyi birle tirdi ini anlat r (2002); Izady, Kürtler için da lar n öneminiı ş ı ğ ı ı şı ş ğ ı ğ ı

vurgular. “Bir Kürt için da , tanr n n cisimle mi halinden daha az bir ey de ildir da onun annesi, s na , koruyucusu, evi, çiftli i, pazar , dostu ve tekğ ı ı ş ş ş ğ ğ ığı ğı ğ ı

arkada d r,” (2004: 328) diyerek, da n milliyetçi bir metaforla mas n hem anlat r hem de buna katk da bulunur. şı ı ğı ş ı ı ı ı

11 Metafor, dilin paradigmik eksenini, yani birbiriyle ikame edilen terimler ili kisini, metonim ise sentagmatik eksenini yani birbiriyle yanyana bulunanş

terimler ili kisini ifade eder. Metafor benzerli e dayan r ve dikey ili kiye gönderir, metonim ise yak nl a dayan r ve yatay ili kiye gönderir, bkz. Bilgin,ş ğ ı ş ı ığ ı ş

N., 2003, Metafor Maddesi.

12 Ricoeur, metaforu ayakta tutan eyin tam da bu oldu una dikkat çekiyor. Ona göre, ‘Metaforik ifadede gerilim olarak iki kelime aras nda beliren bir eyş ğ ı ş

de il, ifadenin kar t yorumlar aras nda beliren bir eydir. Metaforu ayakta tutan, bu iki yorum aras ndaki çeli kidir.”, Ricoeur, P., 2005: 24. ğ şı ı ı ş ı ş

9

A. B R NC GER L M- YEN B R DEVLETE KAR I TAVIR:İ İ İ İ İ İ İ Ş

HAVERKAN DEK UR YAN MESELES : Ş İ İA iretin göstergelerinden ilkini ş Dübendi üzerinden aktaraca m: ki büyükğı İ

bendten birisinden yana olmak, Haverkan veya Dek uran olmak, Cumhuriyet’in kurulmaş

döneminde, merkezi otoriteyle ili kilere önemli bir damga vurmaktad rş ı 13. Örne inğ

Ciyailer, ilk dönemlerini Haverkan olman n, yani devlete kar ç km olman n onuruylaı şı ı ış ı

anmaktalar. Ciyai a ireti, kavgac bir a iret olupş ı ş 14 1900'lerin ba nda Hac Halit ve Hacşı ı ı Mecit (a iretin iki reisi) Ayd n'da uzun süre sürgün tutulmu (23 y l); ancakş ı ş ı

Cumhuriyet’in ilan yla tekrar Diyarbak r-Kulp kazas ı ı ı Ciyai köyüne dönmü lerdir. Buş

tarihlerde yeniden iskan yap lan bu a iretin reisi Hac A a, konma yeri olarak imdikiı ı ş ı ğ ş

köyü, göçme yolu olarak Siirt-Pervari yoluyla Beyder köyü ve son konak olarak da Van-

Çatak-Bahçesaray-Geva taraflar n seçmi tir. imdilerde Suriye’de 3000 hane, Siirt’teş ı ı ş Ş

3000 hane, Diyarbak r’da 5000 hane, Erci ’te 70 hane, Tatvan’da 1000 haneden sözı ş

edilmektedir. Ancak bu grup büyük ço unlukta, imdiki a alar Medet A a'ya de il,ğ ş ğ ı ğ ğ

kendi a al klar na ba l olan a iret mensuplar d r. imdiki köylerinde 3500 nüfus vard r. ğ ı ı ğ ı ş ı ı Ş ıKöyün ilk yerle imi 1962'dir. O tarihten önce buras n n k lak oldu u biliniyor.ş ı ı ış ğ

K lak zamanlar ndan kalma tek ev, a iretin a as Hac Mirza’n n evidir. Upuzun birış ı ş ğ ı ı ı

tünele benzeyen ve iki tarafl ba ms z odalardan olu mu bu eski ta evin mimarisinde,ı ğı ı ş ş ş

Ermeni köy evlerinin izi vard r. Köyün Kürtçe ad nda da, burada geçmi te Ermeniı ı ş

yerle iminin olabilece ine dair izler vard r. Geçmi te a iretin yaylak yollar ndaki hemenş ğ ı ş ş ı

tüm a iretlerle zaman zaman kavgalar olmu tur. Kendi anlat lar yla, ş ı ş ı ı “Bizimkiler

süvariydi. Evler oldu, mertlik bozuldu…40 gün gidilirdi. Bütün yol üstü köylerle kavga

ederdik.” diyorlar. “Silahla gidilirdi, günde 10-15 kilometre gidilirdi. Çocuklar için ..’de

(ilçede) bir okul vard sadece. … ( l merkezi)’nde bir lise vard . Nisan 15’te yaylayaı İ ı

ç k l rd . 20 konak vard . 5 ay yaylada durulup gelinirdi. Ekim’de dönülüyordu. 29ı ı ı ı ı

Ekim’de …’den(ilçeden) geçiyorduk. Döner dönmez ekime ba lan yordu. Hazineyiş ı

Milliye’den biz bu köyü kiralard k. Sonradan devlet bu köyü bize verdi”.ı 15

13 Haverkan-Dek uran gerilimi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin bu gerilimdeki rolü için bir tart ma olarak Bkz, Özgen, H.N., 2006. ş ış

14 Bu a iret 1700 ile 1900 aras nda Diyarbekr-Rakka aras nda sürekli sürgüne tabi k l nm t r. Ayr nt için Halaço lu, Y., 1997. ş ı ı ı ı ış ı ı ı ğ

15 Ciyai köyü ve De tilerle görü meler, Ocak 1998; Temmuz 1999; Temmuz 2000; Eylül-Ekim 2001 ve Temmuz-Eylül 2002; Ekim 2004’de yap lm t r.ş ş ı ış ı

Ciyailerle köyde uzun dönemler kal narak yap lan görü meler yap ld ; De tilerle ise iki kez köylerinde kal narak ve kasabada evlerde görü meler yap ld ,ı ı ş ı ı ş ı ş ı ı

kaydedildi. Pek çok köylü, kasabal ayr ca Medet A a, M ko A a, Asaf Ba kan ve Ferman A a da bize evlerini açt lar ve misafir ettiler. Kendilerineı ı ğ ı ğ ş ğ ı

10

Ciyailerin en övündükleri halleri, s n rdan hayvan geçirmektirı ı . “Ortak hayvan

geçirirdik. Beraber giderdik” diyorlar. S n rdan hayvan kaçakç l 1964’e kadar devamı ı ı ığı

etmi . 1953-54’de s n ra may n dö enince, Ciyai a ireti, da l l k ve vatanl olmak (ş ı ı ı ş ş ğ ı ı ı welat)

aras ndaki ili kiyi öyle anlat yor: ı ş ş ı “Ova Suriye’nindi, da bize kalm tğ ış ı”.

Ciyailer, bu dönemin di er bir çat ma unsuru olarak da Haverkan-Dek uranğ ış ş

ayr m n anlatmaktad rlar. Haverki olmak devlete kar olmakla, Dek urilik de devletı ı ı ı şı ş

yanl s olmakla adland r l r. Haverkan’lar n ba Haco A a ile Dek urilerin ba olanı ı ı ı ı ı şı ğ ş şı

Süleyman Çelebi’nin babas n n, Saruhan A a’n n çat mas anlat larak öyle deniyorı ı ğ ı ış ı ı ş : “O

vakitten beridir Çelebiler devlet yanl s d rlar”ı ı ı 16.

Dübendi, bir etnik veya dinsel türde lik ve birörneklik (ş uniformity and unity)

anlam na gelmez. Örne in Haverkiler içinde Yezidiler ve Süryaniler de bar nabiliyorlar,ı ğ ı

ancak Dek uriler içinde hiç Yezidi veya Süryaniye rast gelmedim. Dek uriler içinş ş

söyleyebilece im, iki ey var: Birincisi Araplar n ço unlukla, Mahelmilerinğ ş ı ğ 17 ise

tamamen Dek uriler içinde yer almas d r. kincisi ise ilginç bir olay: Geçti imiz y llarda,ş ı ı İ ğ ı

bo alt lm ve korucu yerle tirilmi olan köylerine devlet izniyle geri dönü yapanş ı ış ş ş ş

Süryaniler; “Eskiden Haverki’ydik ama imdi Dek uri’yizş ş ” demi ti. Böylece, ş bendlerden

birisinden olmak daha çok iradi olarak seçilebilecek bir durum gibi de görülebilir. Ancak

yine de Haverkan ya da Dek uran olmak, a iret reislerinin günübirlik verebilece i birş ş ğ

karar de ildirğ 18.

te ekkür borçluyum. ş

16 Haco A a son dönemlerinde Hoybun’un önde gelen üyelerinden birisi olmu ve A r syan ’n n büyük bir bölümünü örgütlemi tir. Bkz. Alakom, R.,ğ ş ğ ı İ ı ı ş

1998; Van Bruinessen, van M., 1992a, s:128-131. Haco syan ’yla ilgili bir de erlendirme için Bkz, Özgen, H.N., 2006. Çat man n temel unurlar , esasİ ı ğ ış ı ı

olarak a ireti besleyebilirse, tekrar belirmektedir. Örne in Temmuz 1997'de Bizim’in bir köyünde ç kan a iret çat mas , asl nda siyasi parti çeki mesiş ğ ı ş ış ı ı ş

görünümlü olup, eski bir güç dengesinin yeniden gündeme getirilmesidir. Olay, Haverkilerin güç gösterisi olarak nitelenebilir. Benzer olarak A ustosğ

1997'de X'de bir dü ünde ç kan olayda-bir el bombas n n patlamas ve çok say da ölüm ve yaralanma olay -asl nda, ilit bendine mensup aileler içindeğ ı ı ı ı ı ı ı Ş

eski kan davas n n yeniden gündeme gelmesidir. ilit a eras olay üzerine toplanm ve De tiler kan bedelini ve gerekli sürgün cezas n üstlenmi lerdir.ı ı Ş ş ı ış ş ı ı ş

Böylece Dübendi tekrar devreye girerek, kan ba l l klar üzerinden kendi kurgusunu (basement) peki tirme ans n da yakalam t r. ğ ı ı ı ş ş ı ı ış ı

17 Mehelmi’ler (M helmiler, Mahhallemiler) kimi kay klara göre Süryani Müslümanlar kimi kay tlar için ise Arap kökenli bir halkt r. Sülale (familya)ı ı ı ı

organizasyonuna sahip olarak, Midyat çevresinde bulunan ve yöre diliyle Izya - l Mihellemiyye (Mehlemi köyleri) olarak nitelenen Ac rl (Derizbin),ğ ı ı ı

Gelinkaya (Kefer Huvar), Sö ütlü (K nderip), enköy (Ep n) gibi köylerle, Mardin merkez, Ömerli, Savur ve Midyat’ n bir semti olan Estel’de yo unğ ı Ş şı ı ğ

olarak ya arlar. Dilleri Süryaniceyle kar k bir Arapçad r. Haklar nda en dikkate de er görü , bunlar n 1209’da Selçuklulardan korkarak, din de i tirmiş ışı ı ı ğ ş ı ğ ş ş

olan Süryaniler oldu udur. Bkz. Hollerweger, H., 1999:17-55; Katip Çelebi, Cihannüma, 1732:438. Katip Çelebi bask s zmir Mili Kütüphane’denğ ı ı İ

al nm t r. Çeviri için E.Ü. Tarih Bölümü Ö retim Üyesi say n Dr. Hilal Ortaç Gürp narl ’ya te ekkür ederim. ı ış ı ğ ı ı ı ş

18 Yalç n-Heckmann a iretlerin daha üst boyutlar n n çat malar ve elbette pazarl klar için en elveri li biçimler oldu unu iddia ediyor. Hakkariı ş ı ı ış ı ş ğ

a iretlerinden örnekler verirken, sa ve sol kanatlardan bahsediyor ve bunlar n nas l bir konfederasyon içinde bloklar halinde ayr t n ve yeri geldikçeş ğ ı ı ış ığı ı

siyaseten çat ma ve pazarl klarda birbirlerine kar t ve yan nda olduklar n belirtiyor. Yalç n-Heckman, L., 2002: 138. Ziya Gökalp de çal mas nda da solış ı şı ı ı ı ı ış ı

ve sa kanat a iretlerden bahseder. Gökalp, 1992:90. Elinizdeki ara t rmada da, a iretlerin ve konfederasyonlar n sa ve sol kanatlar nda bulunman n;ğ ş ş ı ş ı ğ ı ı

11

B. K NC GER L M- TOPRAKTA MÜLK YET N EL DE T RMESİ İ İ İ İ İ İ ĞİŞ İ İ VE SONRASI: KOÇERLER VE DÜMAN STRES :İ İ

Bizim’in, 1950’den itibaren topraktaki mülkiyetinin müslüman Kürtler aras ndakiı

el de i tirmelerini en iyi anlatan gerilim; yerle iklerin (ğ ş ş dümani-demanen) koçerlere,

göçerlerin de yerle iklere duydu u nefret-benzeri-yo un-d lama duygusudur. ş ğ ğ ışKoçerlerin tarihçesi pek eskiye kay tl de ildir. Daha do rusu, kay tlar yeniı ı ğ ğ ı

tutulmaya ba lanm t r denebilir. imdiye dek a iretlerle ilgili çal ma yapan sosyalş ış ı Ş ş ış

bilimcilerin inceledikleri gruplar, tarihsel olarak önemli ve büyük parçalard . Benim eleı

alaca m iki ğı koçer a iret ise, fazlaca tarihi önemleri olmayan, aksine belki de kendiş

kasabalar n n d nda, kendilerine atfettikleri tarihsel ehemmiyetin d ar lara ta mad ikiı ı ışı ış ı ş ığı

küçük parças d r. Ancak, bu durum her ikisinin de, kendilerini tarihsel olarak Türkiye’ninı ı

belki de en mühim parçalar olarak görmelerine engel de ildir. Yukar da, köylerinı ğ ı

adlar na dair söylenenler (yani ad de i tirmeler ya da adlar n ve böylece yerle imlerinı ğ ş ı ş

kaybolmalar ), kasaban n devlet kat ndaki yerini/önemini gösteriyor. Aksine bu küçücükı ı ı

ilçede, hayat, onu ya ayan insanlar için bir tek kez ya anmaktad r ve son dereceş ş ı

hakikidir. Böylece hem De tiler hem de Ciyailer, kendi a iretlerinin en kalabal k ve enş ş ı

önemli oldu unu kan tlayabilecek tarihsel kan tlar bulmaya, yok ise de yaratmaya veğ ı ı ı

göstermeye çal rlar. Buradaki önem meselesi, mühim bir meseledir: Hemen herışı

dönemde önemin içeri i de i mektedir ve zaten makalenin konusu da bu de i meninğ ğ ş ğ ş

ideolojisini, materyal durum üzerinden tart makt r.ış ıZira asl nda, hayat n bizim için akan k sm nda, De ti ve Ciyailerin merkezı ı ı ı ş

otoriteyle giri tikleri her pazarl k, en az onlar için oldu u kadar, bizim için de insanş ı ğ

olman n bir parças d r ve bu nedenle de hakikidir. Bu küçük parçada, Türkiye’ninı ı ı

Cumhuriyet’ten itibaren vatanda l k serüveninin aslş ı î bir parças vard rı ı 19.

1950’lerden itibaren, Bizim’in aslen Süryani olan nüfusu, Varl k Vergisiı

uygulamalar ve ek olarak k rsal alandaki Müslüman Kürtlerin ilçe merkezine göçı ı

etmesiyle, ciddi olarak de i mi tir. Süryanilerin kasabay h zla terketmesi, stanbul veğ ş ş ı ı İ geçmi te devletle ili kilere girmeyi ve pazarl k gücünü ne çok etkileyebildi ini gördüm. Böylece yak nl k/uzakl k unsurlar iç/d anlay larş ş ı ğ ı ı ı ı ış ış ı

(inclusive/exclusive), örne in Tapper, Swath ve Barth gibi sosyal bilimcilerin göçerlik çal malar yla benzer özellikler göstermektedir. Barth, F., 2001;ğ ış ı

Tapper, R., 2004; Benzer olarak, Gökalp de bu meselenin örne in Mahlemi f rkas için sa Be i/Kadir Be i çat mas na, Silvan’da Mil ve Zil bentlerineğ ı ı İ ğ ğ ış ı

büründü ünü söyler. Gökalp, Z., 1992:90. ğ

19 Benzer bir tarih anlay ve vatanda l k co rafyam zdaki izler için Bkz. Özgen, H.N., 2003. ışı ş ı ğ ı

12

Avrupa ehirlerine kaç sonunda, ilçe merkezinde ş ışı Dümani (yerle ik) Müslüman Kürtş

nüfusu a rl k kazanmaya ba lam t r. Bu durum, 1980’e kadar artarak devam etmi tirğı ı ş ış ı ş

ama, daha sonra, daha a a da örneklerde anlataca m biçimlerde, ilçe merkezindeş ğı ğı

topra n mülkiyeti ğı koçerlerin eline geçmeye ba lam t r.ş ış ılçe içinde, göçerler sürekli a a lanan bir gruptur. “Sillikli peynir” ve “siyahİ ş ğı

kofi” bu a a laman n iki metonimidir. Peynir, ş ğı ı koçerlerin az kaynat lm sütten yap p,ı ış ı

Van civar ndan toplad klar sarm sak otuyla (ı ı ı ı sillik-silik) kard klar özel, keskin kokulu birı ı

peynirdir ve ilçede yayg n olan brucella’n n ba l ca suçlusu say lmaktad r. Siyah kofi,ı ı ş ı ı ı

erkeklerin ba lar na sard klar büyük bir ald r ve k rm z s devletten yana olmak ya daş ı ı ı ş ı ı ı ı ı

‘politikayla u ra mamak’, siyah ise ‘devlete isyana kalkmak’ anlam na gelir ve sonğ ş ı ı

dönemlerde ‘devlet kar tl ’n n önemli bir simgesidir. Böylece, şı ığı ı koçerlik ‘sas kokulu,ı

fenni olmayan peynirleri kâr h rs yla satan, üstelik devlete de kar olan bir tür asiı ı şı

ayaktak m ’nı ı ı20 i aret etmektedir. şKoçerler ise, kendi eski göçer ya ant lar n , en güzel özgürlük dönemleri olarakş ı ı ı

an yorları 21. Bunu bn-i Haldun, “E er iki taraf say ca ve kuvvetçe e itse, göçebe ya amaİ ğ ı ş ş

daha al k n olan zaferi elde eder. Göçebe asker do mu bir kimsedir. Gündelikış ı ğ ş

olanaklar yla, yani at , teçhizat ve yedek yiyece iyle sefere ç kmaya her zaman haz rd r.ı ı ı ğ ı ı ı

Ayn zamanda yerle iklerin tamamen yabanc s oldu u bir mekan duygusuı ş ı ı ğ (abç)onun

hizmetindedir” diye anlat r. (Bloch 1995: 64.) Buradaki mekandan kas t tam da De tilerinı ı ş

20 Göçerli in içinde, feodal pek çok unsur da bar nmaktad r. Örne in, bütün koçer anlat lar nda, risk ortakl diyebilece imiz ‘kü tar’ s k s kğ ı ı ğ ı ı ığı ğ ş ı ı

an lmaktayd . Ciyailer bunu son be -alt y ld r uygulamad klar n , De tiler ise 1980’lerde b rat klar n söylediler. Kü tar, yayla yolu üzerinde harcanan tümı ı ş ı ı ı ı ı ı ş ı ı ı ı ş

miktar n (rü vetler, masraf, meran n kiras , çat malar sonucu koyun ve mal kay plar , ikramlar ve hastal k ilh.), yayla dönü ünde payla lmas d r.ı ş ı ı ış ı ı ı ş şı ı ı

Göçerlikleri daha askeri dönemlerde olan a iretlerde kü tar, hane (mal, xane) say s na bölünürken; yar -göçer ve ovadaki göçer a iretlerde risk ortaklş ş ı ı ı ş ığı

daha çok koyun say s na göre bölünüyordu. Buna ek olarak De tiler süd dedikleri bir adetten bahsettiler: Süd, beride (merada) y lda bir gün a a içinı ı ş ı ğ

sa lan sütün ad d r. Ayr ca bir di er zorunluluk, Serâne de, y lda bir kere koyunun k rk lan yününden 1/10 pay ve her koyun sat ld nda bir payğı ı ı ı ğ ı ı ı ı ı ığı

anlam na geliyor. Her sürüden de bir kuzu veriliyor. Di er bir deyi le, koçerler, yar yerle ik dönemleri olsun olmas n, mülkiyette bir feodaliteı ğ ş ı ş ı

gelene inden söz etmekteydiler. ğ

21 Özellikle kad nlarda, göçebelik dönemlerine çok özlem vard r. “Kad nlar o vakit her eydi, erke in bir gücü yoktu. Her ey kad ndan sorulurdu”ı ı ı ş ğ ş ı

diyorlar. “Nehirlere beraber girer y kan rd k, bir tek kat elbisemiz vard . Y kar, o kururken biz de ç plak girerdik” diyorlar. Kad n ve erke in cinsellikleriniı ı ı ı ı ı ı ğ

sade bir ekilde ifadesinin izlerini, imdi de Bizim’de görmek mümkün. Koçer adetlerinin belki de en iyi yanlar ndan birisi, kad nlar n kendilerini Dümaniş ş ı ı ı

kad nlar ndan daha çok ve rahat ifade edebilmeleri. Be ikçi de kad n erkek e itli ine dair ayn saptamalarda bulunuyor. (Be ikçi, ., 1992); Erhan ise,ı ı ş ı ş ğ ı ş İ

Beritanli a ireti çal mas nda kad n n yerinin Be ikçi’nin anlatt gibi olmad n , kendi gözlemlerinin bunun tam tersi oldu unu savunur (Erhan, S.,ş ış ı ı ı ş ığı ığı ı ğ

1992: 271). Her iki örne in de feodal öncesi yap la r n gözlemleri oldu unu ak lda tutmal y z. Ancak Be ikçi bu yap y ‘Kürtle tirmek’ ad na yüceltirken,ğ ı ı ı ğ ı ı ı ş ı ı ş ı

Erhan da ‘feodalitenin kal nt s ve modern d ’ olarak küçümseme e ilimindedir. ı ı ı ışı ğ

13

anlatt ığı dağîliktir. Yani, özgürlükle e de er tutulan bir ş ğ serbestî hali, dahas bu halinı

onaylanmas ve yüceltilmesiı 22.

Koçer-Dümani stresini anlatmak için iki vak’a sunmak istiyorum: lki Ciyailerin,İ

s n r kaçakç l n erkeksi ö elerle yüceltmelerinin devletle ili kilerine yans mas üzerine;ı ı ı ığı ı ğ ş ı ı

ikincisi de, De tilerin, devlet eliyle, kasabaya yerle -tiril-meleri üzerine. ş şCiyai anlat s , erkeklik ö elerini s ralamakla ba l yor: En önemli ögelerden birisiı ı ğ ı ş ı

olarak ‘mertlik’, örne in, ‘s n rda ölen koyunun paras n kaçakç n n ailesine getirmek,ğ ı ı ı ı ı ı

onun paras n iç etmemek’ anlam na geliyor. kinci erkeksi ö e, ‘ı ı ı İ ğ ci eri büyük olmak’ğ ,

yani bir solukta çok uzun yol yürümek, da larda dayan kl olmak anlam na geliyor. Bunağ ı ı ı

örnek olarak da hşı a giden bir çoban n öyküsü mistifiye ediliyorı 23. 1938-55 aras ndakiı

dönemde, her iki a iretin de en çok övündükleri özellikleri, s n rdan topluca hayvanş ı ı

geçirmeleri. Zira, bu dönemde hayvan kaçakç l yla daha çok ı ığı koçerler u ra maktalar.ğ ş

Böylece ‘kaçakç olmak, s n r a mak, may nla bo u mak, erkek olmak’ı ı ı ı ş ı ğ ş hemen hepsi

Koçer ve a iretli olmay tan mlayan ö eler olmu . ş ı ı ğ şCiyailer, 1953’te imdiki yerle tikleri arazideş ş 24, kendi a eralar n n bir alt koluş ı ı

olan grupla, önemli bir kan davas ya am lar. Meralar n ihalesi yüzünden ba layanı ş ış ı ş

kavga, toplam 82 ki inin ölümüyle sonuçlanm . 1965’te bir bar t rma gayreti olmu saş ış ış ı ş

da, Ciyailere göre, “yemini bozanlar hep kar taraf olmuşı ş”. Bu kavga, Ciyailerin o

dönemki güçlü reisi olan M ko A a’n n 1978’de 36 y la mahkum olmas yla sonuçlanm .ı ğ ı ı ı ış

2003’te konu tu um reis, sayg n, a rba l ve son derece ak ll bir liderdi. Toplam 29 y lş ğ ı ğı ş ı ı ı ı

sürmü olan hapisten yeni ç km t . Bedel olarak 4000 koyun verildi ini, 1978’deki sonş ı ış ı ğ

olayda her iki taraftan 18 ki inin öldü ünü söyledi. Ancak bu mesele, Ciyailerin yönetimş ğ

çizgisini tamamen de i tirmi . Özellikle de 1965’deki ikinci önemli olay oldu unda.ğ ş ş ğOlay u: 1965’de Ciyai a ireti, silah orluklar na, ş ş ş ı rezanlar na ve ‘ci erlerine’ı ğ

güvenerek, bertil vermeden, destur25 almadan, s n r geçebileceklerine inanm lar. Devamı ı ı ış

22 Mehmed Hur îd Pa a, Seyahatnâme-i Hudûd’ta, Basra’yla Ba dat aras nda, Dicle üzerinde sal çeken baz göçer a iretlerin, elbiselerini kirletmemekş ş ğ ı ı ş

bahanesiyle, kad n erkek demeyip ç rç plak soyunmalar na hayret eder. (s:270). Pa a, modernist bir devlet adam olarak, mellahlar n böyle donsuz, sal nı ı ı ı ş ı ı ı

ipine yap malar n ho görmemi . Pa a’n n anlatt klar a iretler, san r m, benimkilerdir.ış ı ı ş ş ş ı ı ı ş ı ı

23 “Çoban h’a bir haber götürmek için 300 km ye yak n bir yolu iki günde yürüyüp gelmi !” Bu anlat dayan kl l k, adanma ve da larda bar nman nŞı ı ş ı ı ı ı ğ ı ı

cesaretini göstermek aç s ndan çok ilginçti. ı ı

24 Bu cümleyi ‘H ristiyan nüfusun bo altt klar topraklar n payla lmas s ras nda’olarak okumak gerekiyor.ı ş ı ı ı şı ı ı ı

25 Rezan, 1950-1980 aras ndaki dönemde, Suriye ve Irak s n r ndan kaçakç l k yapanlara yol gösteren, mal toplayan, may n söken, patika açan, askerle veı ı ı ı ı ı ı ı

a ayla anla an gözüpek s n r rehberlerinin ad d r; Bertil gece geçi i için s n r karakoluna verilen rü vet, Destur geçi için iznin onaylanmas . Bkz. Özgen,ğ ş ı ı ı ı ş ı ı ş ş ı

H.N., 2005.

14

eden kan davas na kar a iretin gücünü kan tlamaya çal an, gözükara bir o ulunı şı ş ı ış ğ

(Mirza’n n) önderli inde; rivayete göre ı ğ “belki 1500 belki de 20.000” koyunu bir gece

s n rdan geçirmek isteyince, jandarmayla girilen çat mada be ki i ölmü . Ayr ca, sürüı ı ış ş ş ş ı

neredeyse bütünüyle telef olmu ve a iretin mal varl ciddi olarak sars lm . Ancak as lş ş ığı ı ış ı

kay p, dönemin reisinin ba a geçmesi beklenilen o lunun, Mirza’n n ölümü olmu .ı ş ğ ı ş

Mirza’n n ölümü çok büyük bir kay p olarak anlat l yor: ı ı ı ı “22-23 ya ndayd , Mirza’danşı ı

sonra kaçaktan vazgeçtik. Tövbe ettik. Çok ac d k. Ben günahkar oldum, ba ma toprakı ı şı

saçt m. Kendimi kaybettim”… “Adildi, sakindi cesurdu. Belki sa kalsayd , a iretinı ğ ı ş

ba na o geçecekti”şı diyorlar.

Bu olaydan hemen sonra, kan davas ndan a iretin as l reisini de kaybetmesiyle,ı ş ı

Ciyailerin ba na, a iretin di er kolundan olan Medet A a geçer. 1992’de güvenlikşı ş ğ ğ

gerekçesiyle meralar kullanmak yasaklan nca, köyde oturakalan Ciyailer köyün etrafı ı

arazilerine de sahip olamam lard r. A iret topraktan ve çiftçilikten anlamamaktad r,ış ı ş ı

imdi ak llarda kalan en önemli savunu, meralara ve topra a sahip ç kabilmek içinş ı ğ ı

söylenceler yaratmak, a iretli olmaya ve eski güzel günleri yüceltmeye s nmakt r.ş ığı ı 26

kinci olay ise De tilerin yerle me öyküsü. De tiler, Karaba ’dan gelen Rusİ ş ş ş ğ

kökenli Kürtlerden say lmaktad rlar. K laklar Halep’te, yaylaklar Bingölı ı ış ı ı

civar ndaym . De tiler de s n rdan hayvan kaça yapan, bununla geçinen ve ö ünen, tekı ış ş ı ı ğı ğ

mülkleri de imdi s n rda kalm küçük bir köy olan bir göçer a irettir. ş ı ı ış ş1975’e kadar hayvan kaçakç l na devam eden a iret, 1974’de kasabayaı ığı ş

yerle tirilir. Bu yerle tirme, 1950-1980 aras nda, merkezi otoritenin vatanda ylaş ş ı şı

ili kisinde bir tür himayeci birli i yeniden canland rma iste inin, a a dan cevap bulmasş ğ ı ğ ş ğı ı olarak görülebilir27. Toplam 544 haneye toplu konutlar yap lm , 1978’de bu konutlar 900ı ış

bin TL.ye28; (en son 2004’te bitirilenler de 1 milyar 300 milyon TL.ye), 20 y lda ödemeliı

ve faizsiz olarak, Köy Hizmetleri l Müdürlü ü taraf ndan Dünya Bankas kredisiyleİ ğ ı ı

De tilere verilmi tir. De tiler, böylece, as l ç k yerleri oldu unu iddia ettikleri köyüş ş ş ı ı ış ğ

tamamen terketmi lerdir. A iretin bir k sm (200 hane) kom u ilçe topraklar nda, birş ş ı ı ş ı

26 Meralar ve toprak mülkiyetinin hakl la t r lmas için bkz. Yalç n-Heckman, L., 2002: 139. ı ş ı ı ı ı

27 Devlet ve vatanda ili kilerinde patron-mü teri (patron-client) ili kileri için bkz. Finkel, A. ve Sirman, N., 1990: 1-21. Hale’den al nt larlaş ş ş ş ı ı

aktarabilece imiz bu savununun odak noktas , esas olarak devletin üçüncü dünya ülkelerinde, modernist bir a amaya geçemedi i ve mü terivariğ ı ş ğ ş

(clientalistic) ili kilerle siyasal yap n n i letildi i üzerinedir, Yalç n-Heckman bu dikotomik ayr ma kar ç k yor. Ne a iretin homojen bir birlik ne deş ı ı ş ğ ı ı şı ı ı ş

siyasetin bu kadar düz (flat) olmad n savunuyor Yalç n-Heckman, L., 1990 :289-311.ığı ı ı

28 1978 için a a yukar 1000$, 2004 için de yakla k 1000$ş ğı ı şı

15

di er k s m da Suriye’dedir. Bu durumda ğ ı ı Bizim’e ta nan grubun, a iret liderinin yak nşı ş ı

akrabalar ve kendi ı taifesi oldu unu söylemek yanl olmaz. ğ ış1974 y l n takiben, ı ı ı Bizim’de önemli bir de i me gerçekle ir: lçenin üç dönemğ ş ş İ

üst üste belediye ba kanl n yapan Süryani ba kan , 1977 seçimlerini (kasabadakiş ığı ı ş ı

H ristiyan ve yerli Kürt nüfusu azalm ve koçer Kürt nüfusu bask n olmu oldu undan)ı ış ı ş ğ

kaybetmi ; belediye ş koçerlerin eline geçmi tir. Art k ‘Ba kan’ olarak an lan a iret reisiş ı ş ı ş

(Asaf A a), da t lan ev parsellerinden dört tanesini kendisine alarak bir ev yeri çevirmi ,ğ ğı ı ş

sonra ilçe içine geçmi tir. ki e lidir ve her iki e i de çevre ş İ ş ş koçer a iretlerinin k zlar d r.ş ı ı ı

Erkek çocuklar n n hepsi üniversiteyi bitirir ve ilçeye yerle irler. Hepsi bir meslekı ı ş

sahibidir ve mesleklerini ilçe içinde de yaparlar. Gelinler, yine çevre koçer a iretlerdenş

al nmaktad r. ı ılçenin önce arka sokaklar nda, sonra yeni yerle ime aç lan iki caddesindeİ ı ş ı

De tiler manifatura, zirai ilaçlar, kaçak mallar satan dükkanlar açmaktad rlar. 1980’lerinş ı

sonuna gelindi indeyse, ilk korucu olanlar aras nda olmasalar da, Ba kan her seçimde birğ ı ş

parti de i tirerek, merkez sa partilerin s rayla hepsinden aday ve belediye ba kanğ ş ğ ı ş ı olmu tur. 3000 oyu vard r ve a iretinin akraba grubunun tamam n ilçeye ta m , hepsiniş ı ş ı ı şı ış

bir dönüm içinde birer ev sahibi yapm t rış ı 29.

Bizim bu dönemde ad n PKK’ye en fazla destek vermi olan ilçeler aras ndaı ı ş ı

duyurmaktad r ve Hizbullah gibi bir de sorunu vard r. Hizbullah, Yat l Bölge Okulu’ndaı ı ı ı

ö rencilere sald rm , ilçedeki Süryanilerğ ı ış 30 h zla ilçeyi terketmeye ba lam lard r.ı ş ış ı

1992’de Mihail B. olay , ilçenin politik yönünü de önemli ölçüde belirlemi tir. Mihail B.,ı ş

PKK’ye kuryelik yapt iddia edilen bir Süryanidir, ba ka bir anlat ya göre yörede birığı ş ı

Kürtçe gazetenin sat c s d r, esnaft r ve 1992’de Hizbullah taraf ndan öldürülür. PKK, buı ı ı ı ı ı

olay üzerine ‘halklar n karde li i’ slogan yla, Süryani-Kürt karde li ini (ancak asl ndaı ş ğ ı ş ğ ı

H ristiyan-Müslüman karde li ini) vurgular ve ilçe halk , daha önce hiç içineı ş ğ ı

girmedikleri Kiliseye gelerek, taziyede bulunurlar. Bu meselenin PKK’nin Hizbullah’a

bir tür cihad aç n n ba lang c oldu u savunulur. ışı ı ş ı ı ğ

29 A iret reisinin sözünün a rl na dair hemen tüm ara t rmac lar, ayn duruma i aret ederler: Köylü her zaman reisinin sözüne riayet etmez! Bkz Be ikçiş ğı ığı ş ı ı ı ş ş

., 1992: 290; Bruinessen,van M., 1992a. Ancak hangi zamanlarda riayet edildi i meselesinin, son derece karma k oldu u belirtilir. Bu örnekte, Asaf a a,İ ğ şı ğ ğ

geçmi te hakiki ve seçilen bir reis olmamas na ra men, oy verme konusunda sözüne riayet edilen bir reistir. Zira köylüsünün ilçe içindeki varl na önemliş ı ğ ığı

katk lar vard r. Ancak, ilçe d ndaki De tilerde ayn durumdan söz edilemez. Zira reis kendi akrabal k grubunu kendisiyle beraber ilçenin içine alm t r.ı ı ı ışı ş ı ı ış ı

Öte yandan, De tilerin çok önemli bir bölümü, daha önce de söz etti imiz gibi, zaten Bizim’in d nda ya amaktad r. ş ğ ışı ş ı

30 Zira Süryaniler bu dönemde, hem PKK’edestek vermekle suçlanarak hem de H ristiyan olduklar ndan, Hizbullah’ n hedefi haline gelmi lerdi. ı ı ı ş

16

Bu olaydan iki y l sonra,1994’de, ilçenin eski Belediye ba kan olan Süryani .T.ı ş ı Ş

de ‘görgü tan olmaks z n’ığı ı ı öldürülünce, Süryaniler ilçeyi bir kaç ay içinde h zlaı

bo alt rlar. Ayn anda da bo alan köylerin h zla kasabaya ve ülke içine göçüş ı ı ş ı

ba lamaktad r. Körfez Sava ve Pe merge göçünü izleyen dönemlerde, ilçede veş ı şı ş

köylerinde de çok kanl , çok ac l günler ya anmaya ba lam t r. ı ı ı ş ş ış ı

C. SON GER L M- A RET N ETN K B R K ML K OLARAK SONİ İ Şİ İ İ İ İ İ

N ASI: Vah i Öteki (İ Ş ş Real Other) Ve Folklorik Öteki (Folkloric Other)

Yerle ik olmaman n, da dan da a gezmenin, meralara gitmeninş ı ğ ğ 31, devlet kat ndaı

mutlaka PKK’yle temas etmi olmak anlam na geldi i bir dönem ya anmaktad r. Yar -ş ı ğ ş ı ıgöçerler ilçe s n rlar boyunca kovalanarak, yerle ikli e zorlanmaktad r. Meralara ç kı ı ı ş ğ ı ı ış yasaklanm t r ve ilçenin bütün ekonomisi, Habur kap s ndan kaçak mazot getirilmesineış ı ı ı

izin verilmesiyle de i mi tir. Bu dönemde, Habur’dan mazot ve petrol ta mak için Irak’ağ ş ş şı

geçen kamyonlar n ta yabildikleri kadar mazotu getirip, kendi hesaplar na satmayaı şı ı

ba lad klar n görüyoruz. Henüz bu ticaretin ad konmam , henüz bu i i yapanlar çokş ı ı ı ı ış ş

yayg nla mam ken; Türkiye’nin en uzak kö elerine kadar hemen hemen her yerde,ı ş ış ş

giderek artan say da ‘ucuz’ mazot ilanlar n n sebebi bu ticarettir. “Ucuz” mazot, vergisiz,ı ı ı

yani kaçak getirilmesine göz yumulan mazottur ve Irak’tan petrol getiren tankerlerin

alt ndaki depolarda veya yanlar na ek yap lm teneke depolarda ta n p sat lmaktad r. “ı ı ı ış şı ı ı ı O

zaman Bizim’in durumu imdiden iyiydi. 2000 lt. serbestti, karpuz, çimento, yard m içinş ı

götürüp, 2 tonluk depoyla gidilip 10 tonla geliyorduk” diyor bir mazotçu. Yine 1992’de

yo un bir kaçak et giri inden sözediliyor. Elbette a iretin her mensubunun birer kamyonuğ ş ş

olmas mümkün de ildir. Bu dönemde, a al k sisteminin içindeki köylerde ve güçlüı ğ ğ ı

a iret a alar n n tanker filolar belirmeye ba lam t rş ğ ı ı ı ş ış ı 32. 1985-94 aras nda De tilerin reisi,ı ş

imdiki belediye ba kan Asaf A a’n n örne in, mazot ta yan tankeri filolar olmayaş ş ı ğ ı ğ şı ı

ba lam t r. Böylece s n r n bir rant olarak kaçak mazot, bu art n el koyma sürecininş ış ı ı ı ı ı ığı

üzerindeki bütün güç odaklar yla, örne in küresel kapitalizmin petrol gelirleri, savaı ğ ş rantiyeriyle vb. temas içinde bir yeni s n f, yeni bir rantiye grubu yaratm t r. ı ı ış ı31 Di er bir deyi le özgür olman n, serbestçe, kay ts z, izlenemeden hareket etmenin, yani ‘da i olman n’. Son dönemlerde da a ç kmak metaforunuğ ş ı ı ı ğ ı ğ ı

e kiyal k ve devlete kar olan romantik feodaller üzerinden anlatan metafora, milliyetçi baz katk lar yap lmaktad r. Bkz. K z lkaya, M., 1999. Öteş ı şı ı ı ı ı ı ı

yandan, Barkey, K., (1999), e kiyal k-da a ç kmak ve da îlik ve e kiyal n yüceltilen de erlerden uzak bir hal oldu u; e kiyal n ve da l l n esasş ı ğ ı ğ ş ığı ğ ğ ş ığı ğ ı ığı

olarak devletle pazarl k etme kapasitesiyle ilgili oldu unu anlatmaktadir.ı ğ

32 1996’da bütün Güneydo u Anadolu Bölgesinde, Irak’tan kaçak mazot ve k smen izinli petrol ta yan 80.000 tanker ve kamyondan söz ediliyordu. ğ ı şı

17

i. Ciyailerin Modernlik Denemeleri ve Vah i Öteki (ş Real Other)

Yukar da, da da ise durum o kadar iyi de ildir. Ciyailer, kesinlikle PKK yanl sı ğ ğ ı ı olmakla suçlanmaktad rlar. Koruculu u reddetmi olmalar , da larda hâlâ hayvanc l kı ğ ş ı ğ ı ı

yapmakta srar etmeleri, onlar devletin gözünde negatif konuma dü ürmü tü; üzerindeı ı ş ş

bulunduklar köyün ev arazilerinin d nda toprak mülkleri yoktu. Tam bu dönemde güçlüı ışı

bir liderli e ihtiyaç duymaktayd lar ama a alar Medet, üçüncü kez evlenmekleğ ı ğ ı

me guldu. Burada Güler’in hikayesini, köyün moderniteyle tan mas n n bir göstergesiş ış ı ı

olarak anlataca m. ğıGüler, 45 ya ndaki Medet A a’ya üçüncü e olarak 27 ya nda gelin gelmi . Birşı ğ ş şı ş

Meslek Yüksek Okulu mezunu oldu u söyleniliyor. Geçmi inden ve o ya a kadar nedenğ ş ş

evlenmedi inden hiç söz edilmese de, Güler’i esas yücelten ve sözünü dinlenir k lan,ğ ı

konu malar n aras ndan ta an siyasal bilincidir. Bu konuda spekülasyona gidecekş ı ı ş

tespitlerden kaç narak, Güler’in di er özelliklerine geçmekte fayda var: Güler, ak ll (veı ğ ı ı

okumu ) bir ehir kad n olarak, ilk i kocas n n ilk iki e ini evden yollam , onlar nş ş ı ı ş ı ı ş ış ı

çocuklar n kendi çat s alt na toplam ve özellikle de büyük o lan n e itimiyle kendisiı ı ı ı ı ış ğ ı ğ

ilgilenmeye ba lam t . Köyün kad nlar na a a kar l yaparak, onlar giyimş ış ı ı ı ğ ı ığı ı

ku amlar ndan konu ma ve davran lar na kadar ele tiriyor, küçümsüyor ve düzeltiyordu.ş ı ş ış ı ş

Dü ünde tak lanlar sat p iki minibüs alm ve köyle ilçe aras nda çal t rmaya ba lam t .ğ ı ı ı ış ı ış ı ş ış ı Kendine ait bir de sürüsü vard . Kentsel davran kal plar na tamamiyle sahipti veı ış ı ı

bunlar n ço u da tüketim kal plar yla bezeliydi. Böylece Medet A a da koyunlar satarak,ı ğ ı ı ğ ı

köyün etraf ndaki topraklar almaya ba ladı ı ş ı33.

1998 ise Medet A a için bir dönüm noktas oldu: Koruculu u kabul etti, uydurukğ ı ğ

bir silah ve korucu elbisesini ald , ayn y l köyün nüfusu da kay tlarda birden artt veı ı ı ı ı

böylece belde olmaya hak kazand lar. Köyün etraf ndaki 30bin kadar dönüm, köye verildiı ı

33 Bu Medet’in, a al n n ba lang c say labilir. Ama zaten PKK da, Ocak 1995 Kongresi’nde, ‘de i en dünya düzenine ba l olarak yeniden yap lanmağ ığı ı ş ı ı ı ğ ş ğ ı ı

politikalar ’ ilan etmi ti. Bu politikalar n temelinde ‘PKK’nin bir insanl k hareketi olmakla birlikte, serbest [pazar n] geli im ihtiyac n n ilkesel olarakı ş ı ı ı ş ı ı

kabul etmesi’ vard r. Böylece PKK, eski komünist sloganlar n, sembollerin siyasal dinozorlar oldu unu fark ederek, bayra ndaki orak-çekiç amblemini deı ı ğ ğı

ç kartt . Izady, M., 2004: 382. ı ı

18

ve as l önemlisi, Güler’i sabah köylülerle yüzyüze gelmekten ve hizmet etmektenı

kurtaracak bir Belediye ba kanl binas yap ldş ığı ı ı ı34. Güler ve Medet’in uzaktan akrabası Ra ik ile bir iki ki i daha, belediye memuru olarak maa almaya ba lad lar. Köye, Dünyaş ş ş ş ı

Bankas kredisiyle bir ilkö retim okulu yap lmaya ba land ve ö retmen lojman n ,ı ğ ı ş ı ğ ı ı A a’n n ikinci kar s na oturmas için ‘tahsis ettiler’. Tam bu s rada, Güler do urdu, neğ ı ı ı ı ı ğ

yaz k ki ilk çocu u, A a’n n ilk e lerinin statülerini dü üremeyecek bir k z oldu. Köyeı ğ ğ ı ş ş ı

bir mezarl k icat edildi ve eskiden kalma ancak yaz s z ve ta s z mezarlar topland ,ı ı ı ş ı ı

düzenlendi. Böylece hepsi ayn anda olup bitti: Aile çekirdekle ti, köy büyüdü ve önceı ş

paar ekonomisi ard ndan h zla tüketim eknomisiyle beraber, kentsel baz de erler boyı ı ı ğ

göstermeye ba lad . ş ılçenin İ Dümani (yerle ik) sakinleri aras nda, Güler’in üçüncü e olmay kabulş ı ş ı

etmesi, bir feodalite belirtisi, ayr ca Ciyailerin ‘zaten ı koçer ve zaten devlete kar yanişı

da iğ ’ olduklar n aç klayan, peki tiren bir olay olarak kabul edilmekteydi. Daha sonra buı ı ı ş

durum, Medet A a’n n, a iret reisli inden a iretin a al na terfisinin bir kan t olarak dağ ı ş ğ ş ğ ığı ı ı

kabul edilmeye ba land . Medet A a, kendisine, Belediye Ba kanl binas na biti ik birş ı ğ ş ığı ı ş

ev yapt ve evin etraf n giderek yükselen duvarlarla kapatmaya ba lad . Yeni belediyeı ı ı ş ı

seçimlerinde, Medet A a, beklenildi i üzere a a olarak davranarak, kendisini de il değ ğ ğ ğ

korumas ve akrabas Ra ik’i aday olarak gösterdi. Bu durum, a iret reisli inden a al aı ı ş ş ğ ğ ığ

geçi in kan t say labilir. Zira, devletin yapt r mlar n kar lama i ini; a alar daha çok birş ı ı ı ı ı ı ı şı ş ğ

yak nlar n belediye ba kan veya muhtar seçtirerek yapt r rlar ve böylece devlete kar daı ı ı ş ı ı ı şı

kendi yüzlerini eskitmemi olurlar. Ancak, ayn y l a iretin esas lideri, M ko A aş ı ı ş ı ğ

hapishaneden ç k p geldi ve seçimleri de Onun o lu Kadri A a kazand . Böylece, a iretı ı ğ ğ ı ş

30 y l önceki liderli ine geri dönmü oldu. ı ğ şPKK 1995’te sosyalist görünümlü s n fsal politikalardan vazgeçip, etnik milliyetçiı ı

bir politikay benimsemeye ve böylece talepleri de kültürel ve siyasal kimliklerinı

liberalizasyonuna yönelik olarak yükselmeye ba lad nda; K rmanc olmak da s n fsal birş ığı ı ı ı

kimlik olmaktan etnik bir kökene dayanmaya do ru dönü tü. Bunun ilk göstergelerindenğ ş

birisi KÜRT tan m n n de i mesi oldu. Daha eski zamanlarda, Kürt olmay tan mlayanı ı ı ğ ş ı ı

34 Barth, Kürtlerde ‘dumanalt oda’ diye bir meclis tarif ediyor. Bu oda, r spî’nin (aksakall lar) önemli bir ça r da olmaks z n, günün aksama ve sabahaı ı ı ğ ı ı ı

rastlayan anlar nda, a an n veya liderin etraf nda toplanmas d r. Bu önemli oda, a iret liderinin misafir odas d r. A irete dayanmayan örgütlenmeye sahipı ğ ı ı ı ı ş ı ı ş

köylerde bu adet daha ileriye ta nm t r, köyün ileri gelenlerini a rlayan bu odalar, reisin evinin içinden d ar ya, ba kalar n n açt klar odalaraşı ış ı ğı ış ı ş ı ı ı ı

ta nabilir. Bkz. Barth, F., 2001a:136-37. şı

19

kriterlerden birisi olarak K rmanc’ n anlam ve içeri i de i ti. K rmanc, topraks z veı ı ı ğ ğ ş ı ı

ba ts z köylü, yani ğı ı misken anlam na geliyordu. Bu yüzden K rmanc’ n PKK taraf ndanı ı ı ı

1980lerden sonra ve 90larda desteklenmesinin sosyalist bir içeri i de vard . Ancakğ ı

politikan n de i mesiyle birlikte, K rmanc olman n tarifi de i tirildi, toplumun enı ğ ş ı ı ğ ş

alt ndakiyle e itle tirici i levinden s yr ld . K rmanc olmak her eyden önce Zaza, Guranı ş ş ş ı ı ı ı ş

ve Sorani yani di er Kürdî kavimlerden olmamak, Kurmanci (lehçesiyle) konu mak,ğ ş

Bohtanl olmak ve afii olmakla birle erek, milliyetçi bir Kürtlük idealinin yerini ald .ı Ş ş ı (Özgen, H.N., 2003; Bruinessen, van B.,1992b: 59). Böylece de Zizek’in deyi iyle,ş

“Günümüzde modernli in ba lar ndaki ulus in a etme sürecinin tersi bir süreçle karğ ş ı ş şı kar yay z: Etnik olan n ulusla t r lmas şı ı ı ş ı ı ı “…-etnik olan n etnikli inden ar nd r larakı ğ ı ı ı

‘a larak’ (şı aufhebung) ulusal olana dönü türülmesi- yerine, “etnik kökler” aray n n (yaş ışı ı

da yeniden in as n n) yenilendi i, “ulusal olan n etnikle tirilmesi” süreciyle karş ı ı ğ ı ş şı kar yay z. (Zizek,S., 2002:279).şı ı

Burada, durup gerçekten a iret üzerinde dü ünmek gerekiyor: ‘A iret’i tamamenş ş ş

modern bir süreç, her dönemde yeniden yarat lm bir kavram olarak adland rmak yanlı ış ı ış olacak. A iret bir icat, modern bir süreç de ildir. ş ğ Burada, Fardon’un kabilenin “Yaln zcaı

ve yaln zca sömürgeci ve ulusal devletin kurulumundan itibaren olu mu ” bir terimı ş ş

oldu u sav na kat lmak pek mümkün de il. (Fardon, 1978: 181’den akt. Eriksen, T.,ğ ı ı ğ

1993: 89). Örne in Sami Zübeyda, ‘a iretçili in genellikle her ikisi de saf olmayanğ ş ğ

akrabal k ve bölge ba lar ndan olu mu bir kar m oldu unu ve özellikle da l k içı ğ ı ş ş ışı ğ ğ ı

bölgelerde a iret duygusunun daima kuvvetli oldu unu bildirir’ (Zübeyda, S., 1992 :16;ş ğ

Yalç n-Heckman, L., 2000). ıBurada, kimi zaman kuram ve yorumun, kaynaklar anlamaya yarayanı

kategorilere içkin kalmas n da göze alarak (Tapper, R., 2004: 18), yani betimsel veı ı

çözümsel kategorileri öne ç kartmaya çal arak; ancak yine de Antropoloji’nin enindeı ış

sonunda bir kar la t rma bilimi oldu unu da kabul ederek (Wolf, J., 1998) hareketşı ş ı ğ

edece imğ 35. Gelenekler içinde a iret ve önderli i elbette mevcuttur. Elbette buradakiş ğ

mesele, hem a iretin d ar ya kar ittifak ve sava lar n yorumlamak hem de içş ış ı şı ş ı ı

anla mazl klar n halledilme biçimlerini birbirinden ay rmakta yatmaktad r. Buş ı ı ı ı

35 Bu yaz n n hakeminin gayet isabetle vurgulad gibi: “... ı ı ığı tribe kavram n n cihan ümullü üne kar bir kavramsal sefer ba latmak, bunun için de bütünı ı ş ğ şı ş

a iretli dünyada var olan nüanslar ifade edecek ve ili kileri bu ba lamda yeniden in a edecek, bu arada a iretli olu un “do al haline” de il onunş ı ş ğ ş ş ş ğ ğ

siyasall na ve iktisadî ba lamlar na a rl k verecek yeni bir kavramsal düzeye s çramak gerekmektedir”. Bu katk dan dolay te ekkür ederim. ığı ğ ı ğı ı ı ı ı ş

20

pozisyonlar, hem sürekli yenilenmekte hem de gelenek sorgulanmaktad r. Örne in Barth,ı ğ

küçük bir az nl k d nda herkesin sürekli olarak her bir basit kaideyi sorgulad n , neyinı ı ışı ığı ı

geleneksel oldu una dair birbiriyle çeli en pek çok yorumun da ayn anda yap labildi iniğ ş ı ı ğ

belirtir (2001a: 67). Ama, Ciyailer için hayat öyle kolay de il. Liderlerinin, kendileriniğ

eski güzel günlere ta yabilece ine dair inançlar , Medet A a taraf ndan söndürüldü.şı ğ ı ğ ı

imdi, daha eski bir kültürel ba kimliklerinin çimentosu olarak kullanabilecekler mi,Ş ğı

bunu tart yorlar. ışıÖzetle, koçerlerin ‘örgüte’ verdikleri desteklerin, salt bir politik i levsellikş

ta mad n , a iretin alt gruplar ndan birisinin yak nl vb. basit ç kar hesaplar ndanşı ığı ı ş ı ı ığı ı ı

daha önemli bir içtenlik ta d n da görmezden gelemeyizşı ığı ı 36. Böylece yine Zizek’e

dönebiliriz: “Bu ‘gerileme’ dünya piyasas n n evrensel boyutuna verilen tepkidir-buı ı

haliyle de, onun topraklar nda, onun fonunda ortaya ç kar. Bu nedenle, bu olgularda karı ı şı kar ya oldu umuz ey, bir gerileme de il, onun tam tersinin görünü biçimidir: Bir türşı ğ ş ğ ş

olumsuzlaman n olumsuzlanmas yla, tam da “birincil özde le menin” ı ı ş ş (primordial

identification) bu ekilde yeniden öne ç karak, organik-tözel (ş ı substantial) birli inğ

kayb n n son kertesine varm oldu una i aret eder” (Zizek, S., 2002:280). ı ı ış ğ ş Seçimi kaybedip, a iret liderli ini de elinden kapt ran Medet A a, Güler’in ikinciş ğ ı ğ

hamileli ini bahane ederek Mersin’e yerle ti ve a iretin gözünde Güler’in simgeledi iğ ş ş ğ

modern dönem bitti. Ciyailer, ‘Güler’in dönemi’nde hayvanc l n öldü ünü,ı ığı ğ

koruculu un kabul edildi ini, belediye olundu unu ancak bunun Medet A a’n n bir ikiğ ğ ğ ğ ı

yak n yla Güler d nda kimseye faydas olmam oldu unu söylüyorlar. Bütün ilçeyiı ı ışı ı ış ğ

besleyen mazot ticaretine, Ciyailer, A alar d nda entegre olamam lar, zira bunun içinğ ı ışı ış

paray toplayamam lar. Medet A a’n n s n rl say daki tankeri de, bütün köye ek gelirı ış ğ ı ı ı ı ı

sa layabilmek için yeterli miktar kazand rm yordu ( öförlük vb. gibi). Böylece, Ra ikğ ı ı ı ş ş

belediye seçimlerinde yenilince de, hem Medet A a’n n yüzü eskimemi oldu hem değ ı ş

a iret eski ‘ş koçer’ günlerine dair bir nostaljiyi yeniden gündeme getirme ans nş ı ı yakalam oldu. Ancak bütün köy, geçinmek için yeni yollar bulunmas gerekti ininış ı ğ

fark nda ve devletle ili kilerinde hâlâ birbirlerine mesafeliler. Bu arada ı ş koçer yani gerçek

Kürt say lmak ayr cal n , yani isyanc olarak onurlar yla durma ayr cal n daı ı ığı ı ı ı ı ığı ı

kaybettiler. Bu da bir di er mesele!.ğ

36 Bu tart ma için bkz. Eriksen, T., 1993: 54-58: Bu tart may geli tirmeme yard mc oldu u için Özlem Biner”e te ekkür ederim.ış ış ı ş ı ı ğ ş

21

zady, PKK’nin herhangi bir siyasi parti gibi uzun vadede, hakim sosyal ak mlarlaİ ı

ayn kulvarda kald n belirtir: “PKK imdilerde ‘ilerici’ a iret liderlerini ‘gerici’ı ığı ı ş ş

olanlardan ay rmaktad r ve göründü ü kadar bu ayr m, PKK’ye destek verilmesi veyaı ı ğ ı

verilmemesi kriterine göre yap lmaktad r” diyor ( zady, M., 2004: 380; Bruinessen, vanı ı İ

B., 2003: 165-184). Yalç n-Heckman daha üstü kapal ekilde, a iret mekanizmalar n nı ı ş ş ı ı

varl n sürdürmesinin nedenini, bölgedeki siyasal ve askeri çat malar n keskinli indeığı ı ış ı ğ

ar yor. Ona göre de a iret ba lar , etnik hareketin genel çerçevesine uydu u süreceı ş ğ ı ğ

varl n sürdürecektir. (Yalç n-Heckman, L., 2000: 187) ığı ı ıBenim tart mak istedi im as l mesele ise, buradan itibaren ba l yor: Etnikış ğ ı ş ı

hareketin ittifaka girdi i a ireti tan m , daha çok ‘romantik, pastoral, da l l k’ terimleriyleğ ş ı ı ğ ı ı

ilerletiliyor. Di er bir deyi le, PKK’nin ittifak n alan a iretler a al k sistemininğ ş ı ı ş ğ ı

a a lanan modernist kal plar yla adland r lmaktan kurtuluyor ve daha çok ‘da ilik veş ğı ı ı ı ı ğ

koçerlik’ retori iyle yüceltiliyorlar. Edebiyatta ve di er anlat larda da dan olmak,ğ ğ ı ğ

erkeklik, e kiyal k vb. tariflerin hepsi eski bir geçmi e at fla kullan l yor. Eski at flardaş ı ş ı ı ı ı

örne in, Kalman da, Abdülhalik Renda’n n raporunu aktararak, nüfusun çoklu undanğ ı ğ

dem vururken, Kürt nüfusun Türklerden ne kadar fazla oldu unu öyle anlat yor: “Onlarğ ş ı

da dahil edildi inde bu rakam kasabal lar n aleyhine ve Kürtlerin lehine çok artar”ğ ı ı

Buradaki kasabal lar n Türkler oldu unu belirmek gereksiz. Kürtler de anla laca gibiı ı ğ şı ğı

köylü ve da l lard r (Kalman, M., 1996: 16). Ziya Gökalp de, yar -göçerli in koçer veğ ı ı ı ğ

ekinciler olarak ikiye ayr ld n bildirerek; “Fakat erefli olanlar koçerlerdir. Ekinciler,ı ığı ı ş

nazarlar nda dûn bir mevkidedirler. Çünkü silah ötekinin elindedir” diyor. (Gökalp, Z.,ı

1992: 43). zady, Kürtlerin oval lara hiç güvenmediklerini, aksine onlar potansiyelİ ı ı

olarak ‘cahş’37 olarak dü ündüklerini söylüyor. ş Cahş yani tatl su paral askeri olmak için,ı ı

oval olup, kahraman erkeklik özelliklerini kaybetmi olmak yeterlidir, diyor.( zady,M.,ı ş İ

2004: 329). imdilerde K z lkaya’n n eski zaman e kiyalar üzerine yazd klar nda daŞ ı ı ı ş ı ı ı

(K z lkaya, M., 1999), Buldan’ n PKK ve gerilla üzerine yazd klar nda da da , gerillaı ı ı ı ı ğ

olmak ve vatan metaforlar iç içe geçmi tir ve ı ş bu metaforu yeniden üretir (Buldan, N.,

1998: 26, 38, 42, 50, 60 vd.). PKK taraf ndan kaç r lan iki gazeteci de, örgütün da l l kı ı ı ğ ı ı

ve yürüyü üzerine geli tirmi oldu u erkeklik söylemlerine dair ilginç gözlemlerş ş ş ğ

yaz yorlar. (Gürsel, K., 1999)ı

37 Kürtçe ‘s pa’, PKK sözlü ünde ‘hain, devletle i birli i yapan, vatan haini.’ ı ğ ş ğ

22

ii. De tiş ler ve Folklorik Öteki’ nin (Folkoric Other) n asİ ş ı

Öte yandan, Bizim’in belediye ba kan n n ba na ba ka bir i geldi: Askeriş ı ı şı ş ş

kanattan ve a iretin as l reisi olmas n herkesin daha çok benimseyece i amcasş ı ı ı ğ ı Ferman’ n büyük o lu Mizgin, büyük ehirde ba lad hem de oldukça önemliı ğ ş ş ığı

üniversiteyi yar m b rakarak, ‘da a gitti’. Böyle önemli bir okulu b rak p gitti i için, yaniı ı ğ ı ı ğ

asl nda parlak bir gelece i idealleri u runa feda etti i için de, ad adeta bayrakla t .ı ğ ğ ğ ı ş ı Üzerinde tart mak ve bunlar aç klamak, hâlâ pek çok insan için,ış ı ı insan haklar aç s ndan,ı ı ı

hakikaten sorun yaratacak olan süreci burada anlatmayaca m, ama özetle unuğı ş

söyleyeyim: Mizgin bir kaç y l sonra ç k p geldi inde, ona ‘Geçirdi i Süreyi BM Barı ı ı ğ ğ ış Gönüllüsü Olarak Tamamlad na Dair’bir vesika sa land ve kendisi dahil kimse fazlaığı ğ ı

zarara u ramadan mesele kapand . ğ ıMizgin’in babas Ferman A a, geçmi te a iretin s n r kaça i lerini organizeı ğ ş ş ı ı ğı ş

eden önemli bir Rezan, ak ll , uslu, adil, cesur ve becerikli bir s n r kaçakç s ydı ı ı ı ı ı ı. Yurtsever ö eler ta yorduğ şı 38, belki de bu yüzden, a iretin ş Bizim’e yerle tirilmesi sürecininş

pazarl onunla yap lmam t r. Ferman A a, ilçeye yerle me sürecinde arkadaığı ı ış ı ğ ş

b rakt r lm t . Mizgin’in da da oldu u dönemlerde, Ferman, gere ini yaparak o lunuı ı ı ış ı ğ ğ ğ ğ

ihbar etmedi i için, önce kendi ailesinden sonra da güvenlik güçlerinden büyük eziyetğ

gördü. Aileyi, ve elbette da a gidenleri de, koruman n bir yolu olarak aileler da a ç kanğ ı ğ ı

çocuklar n hemen ihbar ediyorlard . Bunun bir nedeni, hem gideni onaylamad klar nı ı ı ı ı ı belirterek ailenin di er çocuklar n korumak hem de gidenin kimli ini, ‘yukar ya’ aç kçağ ı ı ğ ı ı

duyurmak ve sorumlulu u onlara vermekti. Ferman, bunu yapmad , o lunu ‘ğ ı ğ eski onur’la

korudu. Yani Ferman o lunu sadece ‘kay p’ olarak karakola bildirdi. Ancak buğ ı

durumun, beklenilenin aksine kendisinden ba ka kimseye zarar olmad . De ti a as Asafş ı ı ş ğ ı

Ba kanş , ‘da da bir ye eni olmas n n bütün bedelini ödeyen ve halk için ikili çal an’ğ ğ ı ı ı ış

rolünü ba ar yla oynad . Özellikle, iddetin eski havas geçtikten sonra evine yap lanş ı ı ş ı ı

birkaç uygun bask n ve ‘örgüte yard m ettikleri’ne dair ç kart lm baz dedikodularaı ı ı ı ış ı

ra men, bu kez de di er merkez sa partiden aday olarak seçimleri kazand . Bir kaç y lğ ğ ğ ı ı

sonra, Mizgin ç k p gelince, Asaf Ba kan, Mizgin için bir belge buldurdu ve böyleceı ı ş

Mizgin yar m b rakt e itimini özel bir afla tamamlayarak mesle ini yapmaya da hakı ı ığı ğ ğ

38 PKK sözlü ünde, örgüte duygusal olarak yak n olmak anlam na geliyor. ğ ı ı

23

kazanm oldu. Ba kan, iki büyük ehirde birer ev ald , o ullar n n birkaç n orayaış ş ş ı ğ ı ı ı ı

yerle tirdi ve milletvekili olmak için haz rlanmaya ba lad . Di er bir deyi le, ş ı ş ı ğ ş Kürtlük

kaftanın a iretin içine kar bir çimento, etraf n sa lamla t racak bir malzeme olarakı ş şı ı ı ğ ş ı

giyerken; d na, yani Türkiye kamuoyuna göstermekten art k vazgeçti. Ferman ise, buışı ı

olayla a iret reisli i iddias ndan tamamen vazgeçti ve belediyede bir i e girerek,ş ğ ı ş

emeklili ini beklemeye ba lad . ğ ş ıAsaf Ba kan, 2003 y l nda ilçenin önemli tanker filolar ndan birisine sahipti,ş ı ı ı

devletle Habur Kap s ’ndan geçirilen mazotun payla m ve vergilendirme yollar üzerindeı ı şı ı

pazarl a giri ebilen say l i adamlar ndan da birisiydi. Ama ayn zamanda, da da adığ ş ı ı ş ı ı ğ ı bilinen bir ye ene sahip olarak da ‘ğ koçer ve Kürt olma’n n yan na, ı ı Cah ş olmamayı eklemi ve böylece etnik kimli in, folklorik (ş ğ folkloric) bir öteki’nin, yerel (local) bir

öteki’nin (Zizek, S., 2002) olu mas için elzem bütün göstergelerini de toplamş ı ış bulunuyordu.

SONUÇ OLARAK

Bizim’in kendi mütevaz tarihi, devletle giri ilen pazarl k ve gerilimlerin böyleı ş ı

hikayeleriyle dolu. Bu hikayelerin zeminini yine art a ve mülkiyete el koymaığ

olu turuyor, ancak bu el koyman n aktörleri ve pazarl k mekanizmalar , her dönemde sonş ı ı ı

derece dikkatle izlenmelidir.

Burada, mülkiyet ve art k mekanizmalar n n kökten bir biçimde de i ti i üçı ı ı ğ ş ğ

döneme ve bu dönemlerin aktörlerine, bu aktörlerin devletle pazarl k ve çat maı ış

biçimlerine bak ld . K saca söylemek gerekirse, a iretin Cumhuriyet’le giri ti i ve dahaı ı ı ş ş ğ

büyük konfederasyonlara (Haverki ve Dek uri) s n larak yap lan pazarl klar nş ığı ı ı ı ı

temelindeki mülkiyet ve s n flar çat mas n n nedenleriyle; yerle iklerin (ı ı ış ı ı ş Dümani)

koçerlere kar geli tirdi i nefret-benzeri kimlik çat malar n n nedeni ayn s n flar nşı ş ğ ış ı ı ı ı ı ı

çat malar na dayanmaz. Benzer olarak her iki çat man n üzerine oynad art k miktarış ı ış ı ığı ı ı ve kapasitesi de farkl d r. T pk ı ı ı ı Bizim’in ba kan n n kendi ş ı ı koçerlerini ilçeye

yerle tirirkenki art n miktar ve niteli iyle, daha sonra mazot kaçakç l üzerindenş ığı ı ğ ı ığı

yurtverli in hangi tarafa i letilece inin pazarl n yaparkenki mülkiyet ve art kğ ş ğ ığı ı ı

mekanizmalar n n ayn olmamas gibi. ı ı ı ı

24

Bu sayede, Kürt ve politik olman n, her dönemde ba ka bir ifadeyle yenidenı ş

in as n n da nas l mümkün oldu unu, a iret ve Kürt olman n birbiri yerine hangiş ı ı ı ğ ş ı

pazarl klar sonucu kullan labildi ini de, i te bu mülkiyet ve art k mekanizmalar n nı ı ğ ş ı ı ı

asimetrik bir yans mas olarak adland rabiliriz. ı ı ıBöylece PKK ve devlet taraf ndan ortak çat ma alan olarak seçilen arenan n,ı ış ı ı

yani etnisiteye dayal kimlik üzerine tart malar n en doygun noktas na gelinmi oldu.ı ış ı ı ş

Art k, kimlik e ittir etniklik politikas yukar da özeti ç km hayatlara bir cevapı ş ı ı ı ış

veremiyor. Kürtlük ve etniklik birbirini ‘tamamlay c retorik’ olduktan sonra bileı ı 39, yerli

(Indian-folk) olmakta direnen vah i öteki’yle (yani bu örnekte Ciyailerle), müzele meninş ş

(museumasing) ko ullar n yerine getirerek folklorik öteki, (ş ı ı folkloric-local other)

(De tiler) olmaya hak kazanan iki taraf’ n ne olacaklar da, hem devlet kat nda hem deş ı ı ı

kar t nda politik olarak mevcut de il,şı ı ğ görmezden geliniyor.

Ara t rmac aç s ndan ise, bu süreç; asl nda Kürtlük üzerinden kurulan politikş ı ı ı ı ı

öznelli in ne kadar parçal bir ey oldu unu, ayn anda biribirine tamamen z t görünenğ ı ş ğ ı ı

güç çat malar n n diyalektik dengesine nas l ba ml oldu unu ve böylesine ikircikliış ı ı ı ğı ı ğ

(janus-faced) ve iki yüzlü, iktidar odakl (ı double-edge, power oriented) ya anan birş

etnikli in görülebilmesi için a irete bakman n ne kadar önemli oldu unu da anlat yor.ğ ş ı ğ ı

Hem de çat man n farkl boyutlar n n ve getirilerinin asl nda kimi görünür kimiış ı ı ı ı ı

görünmez yapt n , dolay s yla a iretin etnik kimlik in as ndan çok farkl bir alanda,ığı ı ı ı ş ş ı ı

Kürtlüklerin politik olarak varl n tart yor. ığı ı ışı

39 Burada Jabar, ve Dawood’un, a iret-devleti, a iret kimli i ve modernite süreci üzerine yapt klar enfes tart malar da anmak gerekir, bkz. Jabar, A.F.,ş ş ğ ı ı ış ı

2003: 69-110; Dawood, H., 2003: 111-136.

25

KAYNAKÇA:

ALAKOM , R., 1998, Hoybun Örgütü ve A r Ayaklanmağ ı sı, Avesta Yay., stanbul. İANDREWS, P. A., 1989, Ethnic Groups in the Republic of Turkey, Weisbaden.

ARFA, H veBO S, T., (der.), 1991, İ Kürtler Üzerine, Öz-Ge Yay., Ankara.

ARMBRUSTER, H., 2001, “Homes in Crisis: Syrian Orthodox Chiristians in Turkey and

Germany”, (in) Al-Ali, Nadje and Koser, Khalid, (eds.) New Aprroaches to Migration?

Transnational Communities and the Transformation of Home, Routledge, London, U.K.,

s: 17-33.

BARKEY, K., 1999, E kiyalar ve Devletş , Tarih Vakf Yurt Yay., stanbul. ı İBARTH, F., 2001a, Kürdistan'da Toplumsal Örgütlenmenin lkeleriİ , Avesta Yay.,

stanbul.İBARTH, F., 2001b (der.) Etnik Gruplar ve S n rlar ,ı ı ı Ba lam Yay. stanbul. ğ İBARTH, F., 2001c, “Pathan Kimli i”, ğ Etnik Gruplar ve S n rlar ,ı ı ı der. F.Barth, Ba lamğ

Yay., stanbul.İBE KÇ , ., 1992, Şİ İ İ Do u Anadolu’nun Düzeni, Sosyo-Ekonomik ve Etnik Temeller,ğ Yurt

Yay., Ankara.

B LG N, N., 2003, İ İ Sosyal Psikoloji Sözlü ü, Kavramlar, Yakla mlarğ şı , Ba lam Yay.,ğ

stanbul, Metafor Maddesi. İBLOCH- M., 1995, Feodal Toplum, Gece Yay., Ankara.

BULDAN, N., 1998, Yasakl Topraklar,ı Aram Yay., stanbul. İBRUINESSEN,.van M., 1992a, A a, eyh, Devletğ Ş , Öz-ge Yay., stanbul.İBRUINESSEN, van M., 1992b, “Kürt Toplumu, Ulusçuluk ve Mülteci Sorunlar ”,ı

Kürtler: Güncel Bir Ara t rmaş ı , Kreyenbroek-Sperl (der.), Cep Yay., stanbul, s 38-72.İBRUINESSEN, van M., 1995, Kürdistan Üzerine Yaz lar,ı leti im, stanbul.İ ş İBRUINESSEN,.van M., 2003, “Kurds, States and Tribes”, Tribes and Power:

Nationalism and Ethnicity in the Middle East, Faleh Abdul-Jabar- Hosham Dawod (der.),

Saqi Publ. s 165-184.

26

DAWOOD, H., 2003, “ The ‘State-ization’ of the Tribe and the Tribalization of the State:

The Case of Iraq”(in) Tribes and Power: Nationalism and Ethnicity in the Middle East,

Faleh Abdul-Jabar and Hosham Dawood, Saqi Publs, p: 11-136.

ERHAN, S., 1992 Identity Formation and Political Organization Among Anatolian

Nomads: The Beritanl Case,ı Unpublshd. Ph.D Thesis, The University of Texas, Austin.

ER KSEN, T. H., 1993, İ Ethnicity and Nationalism: Anthropological Perspectives, Pluto

Press, NewYork and London.

FINKEL, A ve S RMAN, N., 1990 “Introduction”, (içinde)İ Turkish State and Turkish

Society, A.Finkel ve N.Sirman (der), Routledge, NewYork, s: 1-21.

GÖKALP, Z., 1992, Kürt A iretleri Hakk nda Sosyolojik Tetkiklerş ı , Sosyal Yay., stanbul.İGÜRSEL, K., 1999, Da dakiler: Ba ok’tan Gabar’a 26 Gün,ğ ğ Metis Güncel, Siyahbeyaz

Dizisi, stanbul. İHALAÇO LU, Y., 1997, Ğ XVIII.Yüzy lda Osmanl mparatorlu'nun skan Siyaseti Veı ı İ İ

A iretlerin Yerle tirilmesi,ş ş Türk Tarih Kurumu Bas mevi, Ankara.ıHOLLERWEGER, H., 1999, Turabdin; Living Cultural Heritage-Canl Kültür Miras ,ı ı

Linz, Österreich.

IZADY, M. R., 2004, Bir El Kitab ; Kürtlerı , Doz Yay., stanbul. İJABAR, A., F., 2003, “ Sheikhs and Ideologues: Deconstruction and Reconstruction of

Tribes under Patrimonial Totalitarianism in Iraq, 1968-1998” (in) Tribes and Power:

Nationalism and Ethnicity in the Middle East, Faleh Abdul-Jabar and Hosham Dawood,

Saqi Publs, p: 69-110.

KALMAN, M., 1996, ngiliz ve Türk Belgelerinde Botan Direni leri, 1925-1938İ ş , Med

Yay., stanbul. İMARX, K. ve ENGELS- F., 1997, Kapitalizm Öncesi Ekonomi Biçimleri, Sol Yay.,

Ankara.

KAT P ÇELEB , 11421(732), İ İ Cihannüma, (ed.) brahim Müteferrika- stanbul. İ İKIZILKAYA, M., 1999 Eski Zaman E kiyalarş ı, Sel Yay., stanbul.İM HOTUL , S., 1992, İ İ Arya Uygarl klar ndan Kürtlereı ı , Koral Yay., stanbul.İM NORSKY, Vİ ., slam Ansiklopedisiİ , Kürtler Maddesi, s: 1089-1114.

ORAN, B., 2005, M.K.Adl Çocu un Techir An lar , 1915 ve Sonrası ğ ı ı ı, leti im Yay.İ ş

stanbul. İ

27

ÖZGEN, H., N., 2003, Van-Özalp ve 33 Kur un Olay , Toplumsal Haf zan n Hat rlamaş ı ı ı ı

ve Unutma Biçimleri, TÜSTAV Yay., stanbul. İÖZGEN, H., N., 2005, “S n r n ktisadi Antropolojisi: Suriye ve Irak S n rlar nda kiı ı ı İ ı ı ı İ

Kasaba”, (içinde) Gelenekten Gelece e Antropoloji, ğ Belkis Kümbeto lu veğ Hande

Birkalan-Gedik (der.), Epsilon Yay., stanbul, s: 100-129.İÖZGEN, H., N., 2006, “Vatan n Çerçevesi Olarak S n rlar: Haco A a ve Alakamı ı ı ğ ış Katliam Örne i- Haco ı ğ Axa û mînaka qetlîama Alakamişé” , Tiroj, Eylül-Ekim-Sn r Özelı

Say s , s: 14-21.ı ıPOLANY , K., (1986) Büyük Dönü üm, Alan Yay. stanbul. İ ş İRICOEUR, P., 2005,: “Metafor Teorisi”, S n rdı ı a, say : 1, s: 21-25.ıTAPPER, R., 2004, ran’ n S n r Boylar nda Göçebeler: ahsevenlerin Toplumsal veİ ı ı ı ı Ş

Politik Tarihi, mge Yay., Ankara.İWOLF, J., 1998 "Küresel ve Özgül: Çat ma Kültürü Kurumlar n n Uzla t r lmas "ış ı ı ş ı ı ı

(içinde) A.D.King (ed.) Kültür, Küreselle me ve Dünya Sistemi,ş Bilim ve Sanat Yay.,

Ankara.

YALÇIN-HECKMANN, L., 1990, "Kurdish Tribal Organization and Local Political

Processes", (içinde)Turkish State and Turkish Society, A.Finkel ve N.Sirman (der),

Routledge, NewYork., s: 289-311.

YALÇIN-HECKMANN, L., 2000, “Kürt A iretleri, A iret Liderleri ve Global Süreçler:ş ş

Hakkari’de Oramarî Örne i”, ğ Toplum ve Bilim,Bahar, 2000: 84, s:172-188.

YALÇIN-HECKMANN, L., 2002, Kürtlerde A iret ve Akrabal k li kileri, leti im Yay.,ş ı İ ş İ ş

stanbul. İZÜBEYDA, S., 1992, “Giri ”, ş Kürtler: Güncel Bir Ara t rmaş ı , Kreyenbroek-Sperl (der.),

Cep Yay., stanbul, s: 5-14.İZ ZEK, S., 2002, “Çokkültürcülük ya da Çokuluslu Kpitalizmin Kültürel Mant ”,İ ığı

K r lgan Teması ı , Metis Yay., stanbul, s:259-292. İwww.milliyet.com/2004/08/29.

www.tempodergisi.com.tr/toplum_politika-06204/2004/30/08.

www.inadina.com/inadeski/say 10/yaz 8/htmı ı .

www.f21.parsimony.net/forum37811/messages/31945.htm.

28

EK.1. Nüfus yap s 1) Say 2) Önceki y la göre art h z %ı ı ı ı ış ı ıKÖYLER-

1 2

LÇE MERKEZİ İ1 2

TOPLAM

1940 11916 1674 135731945 10925 -0.91 1344 0.84 122691950 11953 10.93 1081 -0.85 130341960 19265 14.22 1694 14.54 209591970 25718 11.17 2624 12.44 283241980 30072 11.02 6202 12.76 362741990 31159 -0.94 12905 15.23 440641997 33198 10.65 12591 -0.97 461492000 40870 27.12 19123 39.32 59993

(D E verileriyle birlikte, ilçenin ve ilin nüfus istatistiklerinden derlenmi tir) İ ş

29