2018 temmuz-aĞustos İÇİndekİler araŞtirma,...

23
1 AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER Sunuş--------------------------------------------------------------------------------------------------------2 Türkiye Ekonomisinin Döviz Atağına Karşı Aldığı Önlemler ve Sonuçların Değerlendirilmesi----------------------------------------------------------------------------------------3 Erdem ALPTEKİN Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü Raporu---------------------------------------------------------------7 Elif ÇAM Su Ürünleri Sektör Raporu --------------------------------------------------------------------------12 Şebnem BORAN Kişisel Gelişimin Önemli Adımı: Üniversite Eğitimi -------------------------------------------20 Melisa KORKMAZ ARAŞTIRMA, GİRİŞİMCİLİK VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ SEKTÖREL EKONOMİ

Upload: others

Post on 24-May-2020

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2016 OCAK- ŞUBAT- EKONOMİK

1

AR&GE BÜLTEN

2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER

Sunuş--------------------------------------------------------------------------------------------------------2

Türkiye Ekonomisinin Döviz Atağına Karşı Aldığı Önlemler ve Sonuçların Değerlendirilmesi----------------------------------------------------------------------------------------3 Erdem ALPTEKİN

Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü Raporu---------------------------------------------------------------7 Elif ÇAM

Su Ürünleri Sektör Raporu --------------------------------------------------------------------------12 Şebnem BORAN Kişisel Gelişimin Önemli Adımı: Üniversite Eğitimi-------------------------------------------20 Melisa KORKMAZ

ARAŞTIRMA, GİRİŞİMCİLİK VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ

SEKTÖREL

EKONOMİ

Page 2: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - SUNUŞ

2

Değerli Üyelerimiz, Yaz ayları genelde durgun geçer, ticari faaliyetler yavaşlama eğilimine girer. Ancak bu yıl özellikle Ağustos ayı başında Amerikan Doları ve Euro’nun TL karşısında kısa zamanda içerisinde ciddi değer kazanması ve ciddi bir spekülatif atakla karşı karşıya kalınması, ülkemiz ekonomisini zor durumda bıraktı. Bu durum, enflasyon ve faiz oranlarının artmasını da beraberinde getirdi. Döviz kurlarında gerçekleşen artışlara karşılık olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Sermaye Piyasası Kurulu başta olmak üzere tüm kurumların işbirliği, güçlü iletişimi ve etkin koordinasyonu ile süreçten alınması muhtemel hasarın bir kısmı bertaraf edildi. Sonuç olarak; Türkiye ekonomisi Ağustos ayının başında zor bir süreçten geçmiştir. Gelinen noktayı ekonomik temellerle açıklayabilmek mümkün olamamaktadır. Ancak Türkiye ekonomisinin bütçe açığı ve kamu borç stokunun GSYH’ya oranında bir çok AB ülkesine göre daha iyi bir konumda olması, bankacılık sektörünün 2001 krizine göre bir çok üstünlüğe olması gibi avantajlar, Türkiye ekonomisinin daha dirençli kalmasına veya başka bir deyişle zararın bir kısmını geri almasına neden olmuştur. Ancak yine de Türkiye ekonomisinin bu tip saldırılara veya ataklara karşın daha dirençli, güçlü olmak için çalışmalarına devam etmesi gerekmektedir. Odamız Araştırma, Girişimcilik ve Meslekleri Geliştirme Müdürlüğü uzmanları tarafından hazırlanan bültenimizde bu ay ekonomik ve sektörel konulara değindiğimiz;

Türkiye Ekonomisinin Döviz Atağına Karşı Aldığı Önlemler ve Sonuçların Değerlendirilmesi,

Zeytin ve Zeytinyağı Sektörü Raporu,

Su Ürünleri Sektör Raporu,

Kişisel Gelişimin Önemli Adımı: Üniversite Eğitimi

başlıklarındaki yazılarımızı bulabilirsiniz.

AR&GE Bülten’in üyelerimize, kamu otoritelerine ve ilgililere yararlı olacağını umuyor, bol kazançlı günler diliyorum. Mahmut ÖZGENER Yönetim Kurulu Başkanı

Page 3: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN

2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - EKONOMİ

3

Yabancı para birimlerinin TL karşısında çok büyük marjlarda değer kazanması, milli para birimimizi ciddi bir spekülatif atakla karşı karşıya bıraktı.

1 Haziran 2018 günü 4,65 TL olan Amerikan Doları,

16 Temmuz 2018 günü 4,84 TL,

1 Ağustos 2018 günü 4,99 TL,

7 Ağustos 2018 günü 5,25 TL,

13 Ağustos 2018 günü 6,95 TL,

25 Ağustos 2018 günü ise 6,01 TL değerini aldı. Özellikle 7-13 Ağustos 2018 tarihleri arasında yaşanan dalgalanmanın boyutu oldukça fazla. Öyle bir dalgalanma yaşandı ki, sadece 6 günde değer kaybı % 30’un üzerine çıktı. 25 Ağustos 2018 tarihi itibariyle ise bu değer kaybının bir kısmı geri alındı, ama yine de çok ciddi bir artış olduğunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Euro da benzer şekilde TL karşısında çok kısa zamanda ciddi bir değer kazandı. Türkiye, kurdaki spekülatif ataklara karşın Hazine ve Maliye Bakanlığı, Merkez Bankası, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve Sermaye Piyasası Kurulu başta olmak üzere tüm kurumların işbirliği, güçlü iletişimi ve etkin koordinasyonu ile süreçten alması muhtemel hasarın bir kısmını bertaraf etti. BDDK 12 Ağustos 2018 Pazar akşamı geç saatlerde swap işlemlerine sınırlama getirildiğini açıklamıştır. Açıklamada bankaların TL verip döviz aldıkları swap işlemlerinin bankaların en son hesapladıkları yasal özkaynaklarının yüzde 50’nini geçemeyeceği belirtilmiştir. 15 Ağustos 2018 tarihinde yapılan bir diğer açıklamada ise “Bankaların yurtdışı yerleşiklerle yaptıkları bir bacağı döviz diğer bacağı TL olan para swaplarından, işlemin başlangıç tarihinde spotta yurtiçi bankaların TL verip döviz aldıkları swap işlemleri ile yine bu mahiyetteki swap benzeri (spot + vadeli döviz işlemi) işlemler toplamı bankaların en son hesapladıkları yasal özkaynaklarının %25’ini geçemeyecek olup, bu minvalde mevcut aşımlar giderilinceye kadar yeni bir işlem yapılamayacak ve bu mahiyetteki vadesi gelen işlemler yenilenemeyecektir. Söz konusu oran günlük olarak solo ve konsolide bazda hesaplanacaktır.” açıklaması yapılmıştır. Merkez Bankası da 13 Ağustos 2018 Pazartesi sabahında bir takım önlemleri hayata geçirmiştir. Merkez Bankası, ekonomiye yapılan saldırılara karşı önlemler alarak özellikle likidite yönetimi konusunda açıklamalarda bulunmuş, açıklanan 10 maddelik listede, Türk Lirası ve döviz likiditesinde uygulayacağı yeni kurallar açıklanmıştır.

TÜRKİYE EKONOMİSİNİN DÖVİZ ATAĞINA KARŞI ALDIĞI ÖNLEMLER VE SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Erdem ALPTEKİN

Page 4: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - EKONOMİ

4

Türk lirası likidite yönetimi gereğince;

Merkez Bankası tarafından gün içi ve gecelik vadedeki hazır imkânlar çerçevesinde bankalara ihtiyaç duydukları tüm likidite sağlanacaktır.

Türk lirası işlemler karşılığında alınan teminatların iskonto oranları tür ve vadelerine göre güncellenerek bankalara teminat yönetiminde esneklik tanınacaktır. Söz konusu düzenleme ile bankaların mevcut serbest teminatlarının iskonto edilmiş değerinde yaklaşık 3,8 milyar TL tutarında artış olması öngörülmektedir.

Bankaların Türk lirası işlemleri için kullanabilecekleri teminat döviz depo limitleri 7,2 milyar Euro seviyesinden 20 milyar Euro’ya çıkarılmıştır.

2018 Yılı Para ve Kur Politikası metninde yer aldığı üzere, temel fonlama aracı olan 1 hafta vadeli repo ihalelerine ilave olarak ihtiyaç duyulan günlerde geleneksel yöntemle 91 güne kadar vadeli repo veya depo satım ihalesi açılabilecektir.

Bankacılık sistemi fonlama ihtiyacının yüksek olduğu günlerde vadeleri 6-10 gün arasında olmak kaydıyla farklı vadelerde birden fazla repo ihalesi açılabilecektir.

Bankaların teminat yönetimine esneklik kazandırılması amacıyla, 1 hafta vadeli repo ihalelerinde kazanan tekliflerin bir bölümünün veya tamamının, bankalar tarafından talep edilmesi halinde repo işlemi yerine aynı faiz oranı ve vade ile Bankalararası Para Piyasasında depo işlemi olarak sonuçlandırılmasına imkân tanınacaktır.

Döviz likidite yönetimi gereğince ise;

Bankalar bir hafta vadeye ek olarak bir ay vadeyle de döviz depo imkânından yararlanabileceklerdir.

Merkez Bankası döviz depo piyasasındaki aracılık faaliyetlerine yeniden başlayacaktır. Bu çerçevede, Döviz ve Efektif Piyasaları Uygulama Talimatı ile belirlenen kurallar doğrultusunda döviz depo piyasasında bankalar Merkez Bankası aracılığı ile birbirlerinden borç alıp verebileceklerdir.

Bankaların döviz deposu almak üzere de kullanabilecekleri yaklaşık 50 milyar ABD doları seviyesindeki mevcut limitleri gerektiğinde artırılabilecek ve kullanım şartlarında iyileştirmeye gidilebilecektir.

Bankalar Döviz ve Efektif Piyasalarında kendilerine tanınan limitler dahilinde döviz karşılığı efektif işlemleri yoluyla Merkez Bankasından efektif temin edebileceklerdir.

Merkez Bankasınca piyasa derinliği ve fiyat oluşumları yakından takip edilecektir. Gerekli görülmesi halinde, finansal istikrarı korumaya yönelik ihtiyaç duyulacak önlemler alınacaktır. Ayrıca finansal piyasaların etkin işleyişinin desteklenmesi ve bankalara likidite yönetiminde esneklik sağlanması amacıyla;

Türk lirası zorunlu karşılık oranları tüm vade dilimlerinde 250 baz puan indirilmiştir.

Yabancı para diğer yükümlülükler için aşağıdaki vadelerde zorunlu karşılık oranları 400 baz puan indirilmiştir.

Yabancı para yükümlülükler için azami ortalama tesis imkanı yüzde 8’e çıkarılmıştır.

Rezerv Opsiyonu Mekanizması kapsamında Türk lirası yükümlülükler karşılığında ABD dolarının yanısıra euro cinsinden de zorunlu karşılık tesis edilebilecektir.

Page 5: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - EKONOMİ

5

Değişiklik ile finansal sisteme yaklaşık 10 milyar TL ve 6 milyar ABD doları ile 3 milyar ABD doları tutarında altın cinsinden likidite sağlanmış olacaktır. Merkez Bankası 13 Ağustos 2018 tarihli Finansal Piyasalara İlişkin Basın Duyurusu ile gün içi ve gecelik vadedeki hazır imkânlar çerçevesinde bankalara ihtiyaç duydukları tüm likiditenin sağlanacağını duyurmuştu. Yapılan değerlendirmeler sonucunda, 29 Ağustos 2018 tarihinden itibaren, TCMB bünyesinde faaliyette bulunan Bankalararası Para Piyasası’nda gecelik vadedeki işlemler için bankaların borç alabilme limitlerinin 13 Ağustos 2018 öncesi limitlerin iki katı olarak uygulanmaya başlanmasına karar verilmiştir. Eximbank, döviz kredileri için tahsis ettiği TL limitlerini kredi tahsis tarihindeki kurları dikkate alarak revize etmiştir. Türk Eximbank, son dönemde döviz kurlarında yaşanan ani değişimler nedeniyle TL cinsinden tahsis ettiği kredi limitlerini, ihracatçıların kredi kullanımlarında limit sıkıntısı yaşanmaması için güncel kurları dikkate alarak arttırmıştır. 15 Ağustos 2018 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan “Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve Kurallar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” doğrultusunda, televizyon ile ses ve görüntü sistemleri satışlarında üç ay, bilgisayar, tablet bilgisayar ve cep telefonu satışlarında altı ay olarak uygulanacak olup, perakende işletmelerince kuyum satışlarında ise taksitlendirme yapılamayacaktır. Yönetmelik 1 Eylül 2018 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Yine aynı tarihli Resmi Gazetede yayımlanan “Banka Kartları ve Kredi Kartları Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yönetmelik” gereğince mal veya hizmet alımı sonrası belli bir ücret karşılığı borcun taksitlendirilmesi veya ödemenin ertelendiği dönemler de dâhil olmak üzere, kredi kartları ile gerçekleştirilecek mal ve hizmet alımları ile nakit çekimlerinde taksitlendirme süresi on iki ayı geçemeyecektir. Bu süre; elektronik eşya alımlarında üç ay, bilgisayar alımlarında, kulüp ve derneklere yapılan ödemelerde, havayolları, seyahat acenteleri, taşımacılık ve konaklama ile ilgili harcamalarda altı ay, sağlık ve sosyal hizmetler ile ilgili harcamalarda ve sağlık ürünü alımlarında, vergi ödemelerinde dokuz ay olarak uygulanacaktır. Kredi kartlarıyla gerçekleştirilecek kuyum, telekomünikasyon, doğrudan pazarlama ile ilgili harcamalar, yurt dışında yapılan harcamalar ve yemek, gıda, alkollü içecek, akaryakıt, kozmetik, ofis malzemesi ile hediye kart, hediye çeki ve benzeri şekillerde herhangi somut bir mal veya hizmeti içermeyen ürünlerin alımlarında taksit uygulanamayacaktır. Konut edinmeleri ve konut tadilatı kapsamında konutun 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 684 üncü maddesinde düzenlenen bütünleyici parçası niteliğini haiz olacak şekilde mal veya hizmet alımı amacıyla tüketicilere kullandırılan krediler, konutların finansal kiralama yoluyla tüketicilere kiralanması, diğer gayrimenkul alımı amaçlı krediler, eğitim ve öğrenim ücretinin finansmanı amacıyla kullandırılacak krediler ve kamu kurum ve kuruluşlarına olan borçların finansmanı amacıyla doğrudan ilgili kurum veya kuruluşun hesabına ödeme yapılmak şartıyla kullandırılan krediler ile bu kredilerin yeniden finansmanı amacıyla kullandırılan krediler hariç olmak üzere, tüketici kredilerinin vadesi otuz altı ayı,

Page 6: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - EKONOMİ

6

taşıt kredileri ile taşıt teminatlı kredilerin vadesi kırk sekiz ayı, cep telefonu, tablet ve bilgisayar alımı amacıyla kullandırılan kredilerin vadesi altı ayı aşamayacaktır. Bu kredilerin yeniden yapılandırılmasında aynı vadeler uygulanacaktır. Hükümet, ekonomiye yönelik saldırıların ardından dolarizasyona önlem almak için de harekete geçmiştir. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, AVM'ler ile gayrimenkullerde dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek için gerekli adımları en kısa sürede atacaklarını ifade etmiştir. Sayın Albayrak, "Bir kısım kredi döviz riskiyle ilişkili olan portföyü ayıracak şekilde çalışıyoruz. Bunu en kısa sürede Meclis'e getireceğiz." diye beyan etmiştir. ABD ürünlerine karşı alınan ek vergi kararını değerlendiren Ticaret Bakanı Pekcan, "ABD'nin haksız işlemleri karşısında Türk firmalarının hakkını korumaktan asla imtina etmeyeceğiz" demiştir. Bakan Pekcan, "ABD'den ithalatta 22 kalemde vergi oranını iki katına çıkardık. Yaptırımlara 533 milyon dolarlık ek vergiyle karşılık verdik" ifadelerini kullanmıştır. Yalnızca kamu kurumları değil, özel sektör de güçlü duruşunu ortaya koymuştur. Çok sayıda bankanın CEO’su endişe edilecek bir durum olmadığını, bankacılık sektörünün 2001‘deki krizden aldığı derslere iyi çalıştığını belirterek piyasaları ve yatırımcılara güven mesajları vermiştir. Bu zor süreçte Avrupa Birliği’nden de Türkiye’ye destek gelmiştir. Başta Almanya ve İtalya olmak üzere ABD’nin Türkiye’ye yönelik tutumunu hoş karşılamadıklarını belirtmişlerdir. Washington'daki Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF), Türk Lirası'nın adil değerinin altında olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, Türk Lirası'ndaki değer kaybıyla ihracattaki artış ve ithalattaki sıkılaşma aracılığıyla Türkiye'nin cari açığının azalacağının altı çizilmiştir. Sonuç olarak; Türkiye ekonomisi Ağustos ayının başında zor bir süreçten geçmiştir. Gelinen noktayı ekonomik temellerle açıklayabilmek mümkün olamamaktadır. Ancak Türkiye ekonomisinin bütçe açığı ve kamu borç stokunun GSYH’ya oranında bir çok AB ülkesine göre çok daha iyi bir konumda olması, bankacılık sektörünün 2001 krizine göre bir çok üstünlüğe olması gibi avantajlar, Türkiye ekonomisinin daha dirençli kalmasına neden olmuştur. Ancak Kurban Bayramı sonrası piyasalar yine kurlarda artış ile açılırken, sektörlerden de vergi indirimi, kredi yeniden yapılandırma, vb. talepler gelmeye başlamıştır. Bu ortamda; Eylül ayı içerisinde açıklanacağı belirtilen Orta Vadeli Programının içeriği önem taşımaktadır. Yaşadığımız döviz hareketlerinin sürdürülebilir olmadığı görülmüştür. Çünkü bir günde yaşanan artışlar, neredeyse bir yıllık artışa denk gelmektedir. Bu nedenle sakin olmanın, panik içerisinde işlem yapmamanın ve yaşanan gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Kaynak

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, www.bddk.org.tr

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, www.tcmb.gov.tr

Türkiye İhracat Kredi Bankası A.Ş., www.eximbank.gov.tr

Sermaye Piyasası Kurulu, www.spk.gov.tr

Page 7: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - SEKTÖREL

7

Kalp damar hastalıkları, obezite ve özelikle kanser hastalarının sayısı tüm dünyada yükselen bir seyir izlemektedir. Bu durum sağlıklı ve dengeli beslenme konusundaki arayış ve farkındalığın hızla artmasına yol açmaktadır.

Sağlıklı ve dengeli beslenme konusunda ön plana çıkan “Akdeniz Tipi Beslenme”nin önemi her geçen gün daha çok anlaşılmaktadır. Bu beslenme türünü sağlık için hayati ve kıymetli kılan en önemli unsur şüphesiz zeytin ve zeytinyağının bu mutfağın baş tacı olmasıdır. Dolayısı ile zeytin ve zeytinyağına olan ilgi ve talep önümüzdeki süreçte de hızla artacaktır.

Grafik 1: Dünyada Zeytin ve Zeytin Yağı Tüketimi(Bin ton)

Kaynak: Uluslararası Zeytin Konseyi,(*Tahmin, ** Öngörü) Ülkemiz coğrafi konumu, iklim ve toprak özellikleri ile zeytin üretiminde dünyanın en şanslı ülkeleri arasında yer almaktadır. Dünya genelinde yaklaşık 9 milyon hektar alanda bulunan 900 milyon zeytin ağacından % 98’ i Akdeniz çanağında bulunmaktadır. Son 5 yılda dünya geneli zeytinyağı üretimi ortalaması yaklaşık 2,85 milyon ton olarak gerçekleşmiştir.

ZEYTİN VE ZEYTİNYAĞI SEKTÖRÜ RAPORU

Elif ÇAM

Page 8: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - SEKTÖREL

8

İspanya, İtalya, Yunanistan, Portekiz, Türkiye, Tunus ve Suriye dünyanın en önemli zeytinyağı üreten ülkelerindendir. Ülkemizde en çok zeytin üretimi gerçekleşen iller Aydın, İzmir, Muğla, Balıkesir, Bursa, Manisa, Çanakkale, Gaziantep ve Mersin şeklinde sıralamaktadır. T.C. Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü tarafından yayınlanan 2017 yılı Zeytin ve Zeytinyağı Raporu’nda;

Ülkemizde 2000’li yılların başında 100 milyon adet olan zeytin ağacı sayısının 2016/17 sezonunda yaklaşık 174 milyon adete yükseldiği,

Son 5 yılın zeytinyağı üretim ortalamasının yaklaşık 159 bin ton, sofralık zeytin üretim ortalamasının 420 bin ton, yağlık zeytin üretiminin ise 1 milyon 300 bin ton olmak üzere 2016/17 yılında toplam zeytin üretimi1 milyon 730 bin ton olarak gerçekleştiği,

Türkiye’ de yaklaşık 320 bin zeytinci aile işletmesi mevcut olduğu belirtilmiştir. Ülkemizin son 5 yıllık zeytin üretimi 2015 yılı haricinde artış eğilimindedir. Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre 2017 yılında 2.1 milyon ton zeytin üretilmiştir. Grafik 2: Türkiye’nin Son 5 Yıllık Zeytin Üretimi (Bin Ton)

Kaynak: T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, Bitkisel Üretim Verileri Zeytin ve zeytinyağı ülkemizin tarımsal ürün ihracatında büyük potansiyele sahiptir. 2017 yılında ülkemiz 323 milyon dolar tutarında zeytin ve zeytinyağı ihracatı gerçekleştirmiştir. Ülkemizin en büyük ihracat pazarları arasında ABD, İspanya ve Almanya başta gelmektedir.

Page 9: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - SEKTÖREL

9

Zeytin ve Zeytin Yağı Sektöründe İzmir Tarımın öncü kenti İzmir, birçok tarım ürününde olduğu gibi zeytin ve zeytinyağı üretimi ve ihracatında da Türkiye ortalamasının üzerinde değerlere sahiptir. Kentimiz ulusal değerimiz zeytin ve zeytinyağı üretim ve ihracatı ile milli gelirimize önemli derecede katkı sağlamaktadır. 2017 yılında kentimizde 233.022.000 TL değerinde sofralık zeytin, 1.044.540.000 TL değerinde zeytinyağı üretimi gerçekleştirilmiştir. İzmir’de 2017 yılında 38.837 ton sofralık zeytin, 298.440 ton yağlık zeytin üretilmiştir.

Tablo 1: İzmir İli 2017 Yılı Meyve Alanları, Ağaç Sayıları, Üretimi, Verimi Ve Üretim Değeri

Kapladığı Alan (da.)

Meyve Veren Ağaç Sayısı

Meyve Vermeyen Ağaç Sayısı

Verim (kg/ağaç)

Üretim (ton)

Üretim Değeri ( TL )

Ort.Satış Fiyatı

( Kr/kg )

Zeytin (Sofralık)

106.099 1.652.077 665.533 24 38.837 233.022.000 600

Zeytin (Yağlık) 868.533 15.051.731 2.215.263 20 298.440 1.044.540.000 350

1.277.562.000

Kaynak: İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Meyve Üretim Değerleri, https://izmir.tarim.gov.tr/Menu/88/2017-Yili

İzmir zeytin ve zeytinyağı ihracatında Türkiye’de lider konumdadır. 2017 yılında kentimizin zeytin ve zeytinyağı ihracatı % 215 artarak 157,7 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Böylelikle kentimiz ülkemizin toplam zeytin ve zeytinyağı ihracatının yaklaşık yarısını tek başına sırtlayarak lider konumda yer almıştır.

Tablo 2: 31.12.2017 İhracatçı Firmaların Kanuni Merkezleri Bazında Sektör İhracat Performansı

(1000 $) 1 OCAK - 31 ARALıK

2016 2017 DEĞ.

Zeytin ve Zeytinyağı İZMIR 50.160,04 157.706,84 214,41%

Kaynak: Türkiye İhracatçılar Meclisi http://www.tim.org.tr/tr/ihracat-rakamlari.html

Her geçen gün ihracatımız daha da artmaktadır. İzmir 2018 yılının ilk iki çeyreğinde de ülke genelinde zeytin ve zeytinyağı ihracatındaki liderliğini korumuştur. Kentimiz bir önceki yılın aynı dönemine göre %28,84’lük ihracat artışı ile 107 milyon doların üzerinde ihracat gerçekleştirerek başarılı bir performans sürdürmeye devam etmektedir.

Page 10: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - SEKTÖREL

10

Tablo 3: 30.06.2018 İhracatçı Firmaların Kanuni Merkezleri Bazında Sektör İhracat Performansı (1000 $)

1 OCAK - 30 HAZIRAN

2017 2018 DEĞ.

Zeytin ve Zeytinyağı

İZMIR 83.104,93 107.072,80 28,84%

Kaynak: Türkiye İhracatçılar Meclisi http://www.tim.org.tr/tr/ihracat-rakamlari.html

Zeytin ve Zeytinyağı Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri T.C. Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü’nün 2017 Yılı Zeytin ve Zeytinyağı Raporunda zeytin ve zeytinyağı üretimindeki başlıca sorunlar ve çözüm önerileri özetle; Rekolte tahmin çalışmalarının yalnızca uzmanların tecrübe ve gözlemlerine dayanarak yapılması nedeni ile coğrafi bilgi sistemi ve güvenilir veri tabanı oluşturulamıyor olması: Rekolte çalışmaları uzmanların yanı sıra modern teknolojilerin kullanımı ile gerçekleştirilmelidir. Var yılı yok yılı (periyodisite) etkisinin ülkemizde yüksek olması: Zeytin çeşitleri ıslahı çalışmaları yapılmalı üretim yöntemleri modernize edilmelidir. Örneğin ülkemizde yok yıllarında % 75 rekolte kaybı yaşanırken bu oran İspanya’da % 35- 40 seviyelerinde gerçekleşmektedir. Fidan üretiminde yanlış yönlendirmeler ve tercihler: Fidan üretimi arttırılmalı, ıslah çalışmaları yapılmalı, zeytin fidanı türleri sınıflandırılmalı, sertifikalı fidan kullanımı sağlanmalı ve fidanların genetik haritası çıkarılmalıdır. Yetersiz gübreleme – ilaçlama ve ile yanlış teknik uygulamalar: Yeterli düzeyde ve analize dayalı gübreleme yapılmalı, bölgesel laboratuvarların sayısı arttırılmalıdır. İlaçlama alanları genişletilerek çevre ve insan sağlığına zararsız ilaçların tercih edilmesi sağlanmalıdır. Yetersiz sulama ve erozyon: Zeytin alanlarının %92’si sulanmamakta olup, atıl durumdaki su kaynaklarının kullanımının sağlanarak modern sulama teknikleri uygulanmalıdır. Erozyonun engellenmesi için teraslama çalışmaları hızlandırılmalıdır. Yanlış budama- toplama yöntemleri, fire sorunu, depolama ve düşük verim: İspanya ve İtalya’da ağaç başına verim 45-50 kg’dır., ülkemizde ise verimlilik bu oranların üçte biri kadardır. Budama ve toplama teknikleri gözden geçirilmeli, ağaçların gençleştirilmesi konusunda çalışma yapılmalı, mekanik hasat yaygınlaştırılmalı, depolama tesislerinin sayısı ve kalitesi arttırılmalı ve modernize edilmeli. Zeytinyağı tesislerinin atıkları: Zeytinyağı işletmelerinin zeytin karasuyu atıklarının çevresel zararlarının modern arıtma tesisleri ile ortadan kaldırılması gerekmektedir.

Page 11: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - SEKTÖREL

11

Markalaşmanın ve ambalajlı satışların arttırılması, Türk markalarının uluslararası imajının güçlendirilmesi, yurtiçi tüketimin arttırılması konusunda çalışmalar yapılması, tağşiş ve hileli karışık yağ satışlarının engellenmesi konusunda etkin çalışmalar yapılmalıdır.

Zeytinyağı ayrıca ilaç, alternatif tıp ve kozmetik sektörleri açısından da önemli bir potansiyele sahiptir. Bu alanlara yapılan yatırımın arttırılması ile sektörün yarattığı katma değer çok daha hızlı artacaktır. Zeytin ve zeytinyağı sektörü milli gelirimize sağladığı katkıyı arttırmaya devam etmektedir. Bu katkının sektörel sorunların çözümü, üretimde katma değerin arttırılması ve markalaşma ile çok daha artacağı açıkça görülmektedir.

Kaynaklar:

2017 Yılı Zeytin ve Zeytinyağı Raporu, T.C. Ticaret Bakanlığı Kooperatifçilik Genel Müdürlüğü, 2017

İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü, Meyve Üretim Değerleri, https://izmir.tarim.gov.tr/Menu/88/2017-Yili

Ülke Profilleri-Türkiye, Uluslararası Zeytin Konseyi, http://www.internationaloliveoil.org/estaticos/view/136-country-profiles

Türkiye İhracatçılar Meclisi, http://www.tim.org.tr/tr/ihracat-rakamlari.html

T.C. Tarım ve Orman Bakanlığı, Bitkisel Üretim Verileri, https://www.tarim.gov.tr/sgb/Belgeler/SagMenuVeriler/BUGEM.pdf

Page 12: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - SEKTÖREL

12

Yaşam döngüsü içinde insanların sağlıklı ve dengeli beslenmesi için su ürünleri önemli bir yer tutmaktadır. Yarattığı katma değer ve istihdama katkısı ile stratejik öneme sahip bir sektör olan su ürünleri sektörü, dünyada olduğu gibi ülkemizde ve kentimizde hızla gelişmektedir. Su ürünleri halihazırda ülkemizin en fazla katma değer üreterek ihraç ettiği hayvansal gıdadır. Dolayısıyla cari açığı gideren bir sektör konumundadır. Ülkemizde Su Ürünleri Üretimi Türkiye, dünyadaki konumu ve üç tarafının denizlerle çevrili bir yarımada olması nedeniyle farklı ekolojik özellikteki 8.333 km.lik bir deniz kıyı şeridine, doğal göletlerle birlikte, sayıları her gün artan baraj ve göllere sahiptir. Türkiye’de su ürünleri üretimi 2017 yılında bir önceki yıla göre % 7,2 artarak 630 bin 820 tona yükselmiştir. Üretimin % 42,8’ini deniz balıkları, % 8,3’ünü diğer deniz ürünleri, % 5,1’ini iç su ürünleri ve % 43,8’ini yetiştiricilik ürünleri oluşturmuştur. 2017 yılı üretiminin 354.318 tonu avcılık yoluyla, 276.502 tonu yetiştiricilik yoluyla elde edilmiştir. Deniz ürünleri avcılığı bir önceki yıla göre % 6,9 artarken, iç su ürünleri avcılığı % 5,1 azalmıştır. Tablo 1: Türkiye Su Ürünleri Üretim Miktarı (Ton)

2013 2014 2015 2016 2017

Avcılıkla elde edilen su ürünleri 374.121 302.211,6 431.906,7 335.319,6 354.317,5

Deniz balıkları ve Diğer deniz ürünleri

339.046 266.077,6 397.730,7 301.463,6 322.172,5

Deniz balıkları

295.167 231.058,3 345.765,0 263.724,5 269.676,4

Diğer deniz ürünleri

43.879 35.019,3 51.965,7 37.739,1 52.496,1

İçsu ürünleri 35.074 36.134,0 34.176,0 33.856 32.145

Yetiştiricilik 233.394 235.133,0 240.334,0 253.395 276.502

Toplam 607.515 537.344,6 672.240,7 588.714,6 630.819,5

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu

SU ÜRÜNLERİ SEKTÖR RAPORU

Şebnem BORAN

Page 13: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 MAYIS/HAZİRAN- SEKTÖREL

13

İstatistiklere göre, su ürünleri avcılığında % 5,7’lik bir artış olurken yetiştiricilik üretimi ise % 9,1 artmıştır. Yetiştiricilik üretiminin % 37,6’sı iç sularda, % 62,4’ü denizlerde gerçekleşmiştir. 2017 yılında, deniz ürünleri avcılığı ile yapılan üretimde ilk sırayı % 49’luk oran ile Doğu Karadeniz Bölgesi almıştır. Bu bölgeyi % 24,2 ile Batı Karadeniz, %14,8 ile Ege, % 7,7 ile Marmara ve % 4,3 ile Akdeniz Bölgesi izlemiştir. Artan nüfus, sağlıklı beslenmeye olan ilginin her geçen gün artması ve deniz mahsullerinin sağladığı faydalar ile su ürünlerine olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Su ürünlerine olan talebin artışı, su ürünleri yetiştiriciliğini daha cazip hale getirmektedir. Su ürünleri üretiminde yetiştiriciliğe bakıldığında, 2002 yılından itibaren sürekli bir artış gözlemlenmektedir. 2001-2017 yılları arasındaki süreçte, Türkiye’deki yetiştiricilik 67.244 tondan 276.502 tona ulaşmıştır. Son açıklanan istatistiklerde yetiştiricilikte % 9,1’lik artış bulunmaktadır. Bu da yetiştiricilikteki istikrarlı artışın devam ettiğine işaret etmektedir. Grafik 1:Yıllar İtibariyle Türkiye’de Yetiştiricilik Üretimi (Ton)

Kaynak: Türkiye İstatistik Kurumu

Page 14: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 MAYIS/HAZİRAN- SEKTÖREL

14

Su ürünleri yetiştiriciliği;

Hızla artan su ürünleri talebinin karşılanması,

Dengeli ve sağlıklı beslenme,

Sanayi sektörüne hammadde temini,

Doğal balık stoklarına olan av baskısının azaltılması,

İstihdam yaratması,

Yüksek ihracat imkanı ile döviz girdisi sağlaması,

Kırsal kalkınmaya katkısı,

Doğal kaynakların daha etkin yönetimi sonucunda biyolojik çeşitliliğin muhafazalığını sağlaması

ile önem taşımaktadır. Yetiştiricilikte ekonomik değeri yüksek çeşitler üretilmekte olup, yetiştirilen türler ise ülkelerin tüketim alışkanlıklarına göre değişim göstermektedir. İzmir İli Su Ürünleri Üretimi

İzmir, 629 kilometrelik kıyı şeridi ile su ürünleri üretim açısından önemli bir potansiyele sahiptir. Su ürünleri sektörü ve özellikle yetiştiricilik gerek ülkemiz gerekse ilimiz açısından önemli bir gelir kaynağı durumundadır. 2017 yılında 8.590 ton avcılık, 61.782 ton yetiştiricilik olmak üzere 70.372 ton su ürünleri üretimi yapılmış ve toplam 1,18 Milyar TL üretim değeri elde edilmiştir. İzmir kayıtlı balıkçı teknesi bakımından % 11,9 pay ile 2. sıradadır. Yılda 83.490 ton su ürünleri yetiştiriciliği proje kapasitesi bakımından 2. sıradadır. Ülkemiz su ürünleri ihracatının % 14’ünü İzmir karşılamaktadır. 337 Milyon Dolar ihracat ile İzmir 2. sıradadır.

Page 15: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 MAYIS/HAZİRAN- SEKTÖREL

15

Tablo 2: İzmir İli Su Ürünleri Üretim Miktarı (Ton)

2010 2011 2012 2013 2014 2015 2016 2017

Deniz balıkları 8.106 4.816 1.135 1.156 3.119 1.871 3.651 8.145

Diğer deniz balıkları

1.232 781 95 155 194 146 199 430

İçsu balıkları 31 13 0 0 0 0 7 15

Yetiştiricilik 23.300 21.847 26.838 35.156 41.051 47.713 53.568 61.782

Toplam 32.669

27.457

28.068

36.467

44.364

49.731

57.425

70.372

Kaynak: İzmir Tarım ve Orman İl Müdürlüğü İzmir’de ilk ağ kafeslerde çipura ve levrek balığı üretim tesisi 1985 yılında 200 ton/yıl kapasiteli olarak başlamıştır. Sektörün ekonomiye katkısı göz önünde bulundurularak sektöre gereken önem verilmeli ve mevcut sorunların bir an önce çözüme kavuşturulması sağlanmalıdır. Su Ürünleri Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri Sektörün üretim faaliyetlerini olumsuz etkileyen, çözüm bekleyen sorunları ve çözüm önerileri aşağıda başlıklar halinde sunulmuştur. Kıyı Lojistik Tesisleri ve Su Ürünleri Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi İhtiyaçları Fiziki şartları oldukça zor olan açık deniz alanlarında bulunan balık çiftliklerinin,

Yem depolamak, malzeme, alet vb. donanımı bulundurmak, çalışan personelini barındırmak ve personelin insani ihtiyaçlarını karşılamak için iskeleye bitişik bir noktada konumlanmış lojistik tesise,

Ayrıca, çiftliklerle lojistik tesis arasında günlük faaliyetleri sürdürmek için kullanılan teknelerin mal yükleyebileceği, boşaltabileceği ve barınabileceği uygun boyutta iskeleye veya rıhtıma ihtiyaçları bulunmaktadır.

Balık çiftliklerinde yürütülen faaliyetler benzerlik gösterse de, üretim bölgelerinin coğrafi şartlarının değişik olması, firmaların yapısı, karasal konumu nedeniyle bu faaliyetlerin yürütülmesinde bazı çiftliklerde zorluk ve risk derecesi artmakta, süreç, kullanılan tekne, alet donanım bakımından bazı farklılıklar göstermektedir.

Page 16: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 MAYIS/HAZİRAN- SEKTÖREL

16

Bu nedenle lojistik alan ve iskele ihtiyacı ve bunun karşılanması konusunda her bölgenin kendi içerisinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer önemli bir hususta, lojistik tesislerin ve iskelelerin mümkün olduğunca balık çiftliklerine en yakın noktada bulunmasıdır (azami 5 km. civarında olması). Acil durumlarda müdahale edebilmek, maliyetleri makul seviyede tutabilmek, çiftliğin güvenliğini sağlamak, bunlardan daha da önemlisi personelin can güvenliği içerisinde çiftliğe ulaşılmasını temin etmek için bu önemli ve gereklidir. Hasat edilen balıklar, hasat aşamasında sağlanan soğuk zincir kırılmadan işleme ve/veya paketleme tesislerine ulaşmakta, ulusal ve uluslararası kalite ve standartlara sahip bu tesislerde değerlendirilerek pazara sunulmaktadır. Ülkemizde balık tüketimi ağırlıklı olarak taze soğutulmuş şekildedir. Avrupa’da ve diğer gelişmiş ülkelerde ise, hemen tüketime elverişli şekilde fileto olarak veya diğer balıketi şeklinde işlenmiş, dondurulmuş veya marine edilmiş, soslanmış, sebze garnitürlü halde balık ürünleri yaygın olarak tüketilmektedir. Ülkemizde de yakın bir zamanda bu yönde üretimin yaygın hale geleceği ve buna bağlı olarak balık işleme tesislerinin de çoğalacağı beklenmektedir. Ülkemiz kültür balıkçılığında sağlanan gelişmeye paralel olarak, sektörün belli faaliyetlerini ve yan faaliyet dallarını (balık İşleme, paketleme tesisleri, yem üretim ve depolama, balık unu ve yapı tesisleri, ambalaj, soğuk hava ve buz üretim tesisleri, aşı ve laboratuvar, çekek yeri ve tersane, ağ imalat bakım ve üretim tesisleri, yemleme sistemleri, kafes donanımı, kuluçkahane, gümrükleme ve muhafaza, antrepo, kontrol ve denetim ile görevli resmi kurumlar, otel, sosyal tesisler vb.) kapsayacak, barındıracak bir yapıda Organize Sanayi Bölgesi kurulmasına ihtiyaç vardır. İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) tarafından hazırlatılan “İzmir Su Ürünleri Sektörü Stratejisi (İzmir, 2013)” belgesinde su ürünleri sektöründe Fiziksel Altyapının Geliştirilmesi stratejik önceliğinde sektör içi ve sektörler arası entegrasyon planlarının yapılması hedefi konulmuş; bu kapsamda Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi'nin Kurulması eylem planında yer almıştır. Yine anılan strateji belgesinde Fiziksel Altyapının Geliştirilmesi stratejik önceliğinde Kıyı lojistik tesisleri ve kıyı yapılarının yapılması hedeflenmiştir. Bu tesislerin yapılabilmesi için:

Yetiştiricilik tesislerinin ihtiyacı olan iskele alanlarının belirlenmesi, oluşturulması ve kullanımı için mevzuatta değişikliler yapılması,

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından lojistik alanlarla ilgili tip projeler hazırlanması ve bu projelerin Çevre Düzeni Planlarında yer alması,

Balık çiftliklerinin karadaki depo ve yaşam alanları gibi tesislerinin yasal hale getirilmesi

eylem planı olarak belirlenmiştir.

Page 17: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 MAYIS/HAZİRAN- SEKTÖREL

17

Su Ürünleri İhtisas Organize Sanayi Bölgesi Projesinin hayata geçirilmesi ile sektör daha kurumsal ve organize bir yapıda faaliyet sürdüreceği gibi şüphesiz bazı mali avantajları da yakalayacaktır. Bu avantajlar kısaca aşağıdaki şekilde belirtebilir:

Sektörün kurumsal ve organize bir yapıda faaliyet göstermesinin kamuoyunda yaratacağı olumlu imaj,

Ortak altyapı yatırım, kullanım, bakım ve onarım maliyet avantajı,

Sektörün ihtiyaçlarının en kısa sürede, tek elden depolama ve nakliye avantajı ile temin edebilmesi,

Çevresel açıdan, ulusal ve uluslararası standartlarda daha örgütlü bir yapıda denetlenebilir ve kontrol edilebilir şekilde faaliyetini sürdürmesi,

Sektörle ilgili ulusal ve uluslararası olabilecek yatırımlar için cazip olması. İzmir’de Su Ürünleri konulu TDİOSB kurulması yönünde Odamızın çalışma ve girişimleri olmuş, Yönetmeliğe özellikle su ürünlerinin eklenmesi Odamızın girişimleri neticesinde gerçekleştirilmiştir. Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi kurulması halinde balık işleme, paketleme tesisleri, soğuk hava depoları, ağ bakım ve yıkama tesisleri, strafor tesisleri, yem tesisleri gibi sektörle ilgili tüm tesisler bir arada olacak ve bu sayede verimlilik sağlanırken firmaların maliyetleri düşürülerek ihracatta rekabet avantajı sağlanacaktır. Ayrıca bürokrasi azalacak, ortak sosyal tesisler kurulacak, müşterek arıtma tesisleri ile çevre kirlilik önlenecek, denetimler kolaylaşacaktır. Balık Tüketiminin Arttırılması Dünyada kişi başına düşen balık tüketimi ise 19,2 kg iken Türkiye’de ortalama kişi başına tüketim 5,4 kg olup dünya ortalamasının yarısına bile karşılık gelmemektedir. Bu nedenle balık tüketiminin arttırılmasına yönelik olarak, belirli noktalarda fast food mağazaları gibi balık satış noktaları arttırılmalıdır. Ege Bölgesinde Omega-3 bakımından oldukça zengin olan sardalyanın çocuklarımızın gelişimi için okullarımızda yedirilmesi sağlanmalıdır. Yazılı ve görsel basında tanıtımları arttırarak insanların balık tüketimine yönlendirilmesi sağlanmalı ve Üniversite ile birlikte iş birliği kurulmalıdır. Güzelbahçe’den Bostanlıya kadar olan sahil şeridinde Belediye’nin planlayacağı aralıklarla halkımızın balık ekmek yiyebileceği denizi ve balığı çağrıştıran özgün mimarili küçük yerler inşa edilmelidir. Gıda Mühendisliği Fakülteleriyle ortak ar-ge çalışması yürüterek döner, köfte vs. gibi balığın yeni tüketim biçimleri geliştirilmelidir.

Page 18: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 MAYIS/HAZİRAN- SEKTÖREL

18

Deniz ve balık sevgisinin küçük yaşlarda öğretilebilmesi için Belediye tarafından oyun parklarına deniz canlılarından esinlenerek üretilen oyuncaklar konmalıdır. İlçelerimizde balığın daha hijyenik koşullar ve görselliğinin daha öne çıkarılabileceği küçük balık pazarları inşa edilmelidir. Sektör Girdilerinde İndirim Sağlanması Su ürünleri yetiştiriciliğinin temel girdisi yem ve enerjidir. Yem hammaddelerinin önemli bir kısmı yurt dışından ithal edilmekte ve yüksek gümrük ve KDV oranları uygulanmaktadır. Bu oranlar düşürülmelidir. Ayrıca başta elektrik enerjisi olmak üzere, enerji tedarikinde sektöre özel indirimler ve muafiyetler getirilmelidir. Yeni Pazar İmkanları AB’ye ihraç edebildiğimiz tek hayvansal ürün olan su ürünleri için yeni dış pazarlar bulunması desteklenerek sektörün önü açılmalıdır. Komşu ülke pazarları potansiyelinden yararlanmak için ikili ve bölgesel ticari anlaşmalar yapılmalıdır. Su Ürünleri Sektöründe Ruhsat Düzenlemesi Tarım ve Orman Bakanlığımızca yeniden ruhsat düzenlemesi yapılmalı, hem denizlerimizdeki yoğunluğu azaltmak hem de yasak ve kaçak balıkçılığı önlemek için ruhsatların birleştirilmesi gerekmektedir. Ruhsatlar büyük balıkçı teknelerini açık deniz avcılığına elverişli hale gelebilmesi ve yurtdışındaki rakipleriyle mücadele edebilmesi için makine desteği, ağ desteği, soğuk hava, buz makinaları gibi araç gereçler desteklenmelidir. Denizlerde Çalışan İşçilerin Sigorta Yaptırılmasının Sağlanması Sektörün en önemli genel sorunu denizde çalışan işçilerimizin, hiçbir sosyal güvencelerinin olmamasından dolayı, maddi ve manevi büyük ölçüde sıkıntı yaşamalarıdır. Nitekim her yıl maalesef ölümcül kazalarla karşılaşılmaktadır. Denizde çalışan personelin bedel karşılığında sigorta yaptırılması sağlanmalıdır. Diğer Beklentiler

Avcılık balıklarında uygulanan KDV Oranlarının %1’e indirilmesi,

Balıkları boşaltacak Balıkçı limanlarının yapılması,

Orkinos balığının Türkiye içinde tüketilmesi için kota verilmesi,

Sektörün tek bir yasal çatı altında toplanması,

1380 Sayılı Su Ürünleri Kanunu yerine, sektörün hızla değişen ihtiyaçlarına cevap verebilecek Avrupa Birliği'ne uyumlu, sektörün görüş ve önerileri dikkate alınarak yeni bir Kanun Taslağı hazırlanması

sektörün talep ve beklentileri arasındadır.

Page 19: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 MAYIS/HAZİRAN- SEKTÖREL

19

Sonuç Gerek yarattığı katma değer gerekse de istihdama katkısı ile stratejik öneme sahip olan su ürünleri üretiminde 2017 yılında %7,2 oranında bir artış yaşanmıştır. Su ürünleri yetiştiriciliğinin devamlılık arz etmesi ülkemiz su kaynaklarının yeterli, temiz ve planlı bir şekilde kullanımına bağlıdır. Ülkemiz sahip olduğu potansiyeli su kaynaklarımızın korunması ve planlı kullanımının sağlanması ile sürdürebilecektir. Su ürünleri sektöründe artan üretimin devam etmesinde bu noktanın göz ardı edilmemesi gerekmektedir. Türkiye’de su ürünleri sektöründeki gelişmeler, su ürünlerinde önemli bir yere sahip olan İzmir’i etkilemektedir. Bu nedenle, sektörün sorunlarına çözüm önerilerinin çok geçmeden uygulamaya konulması sektörün gelişimi ve su ürünlerinden sağlanan katma değerin arttırılması açısından önem taşımaktadır. Sektörün 2023 hedefi; AB pazarında % 25 olan pazar payını % 35’e yükseltmek, su ürünleri ihracatı yapılan 70 ülkedeki Pazar payını ürün çeşitlemesiyle 3 kat arttırmak, ihracatı 3 milyar dolara çıkartmak ve ülkemizde kişi başı tüketimi en az 15 kg/yıla yükseltmektir. Sorunların çözümüne yönelik önerilerin gerçekleşmesi durumunda sektörün önemli bir ivme kazanacağı düşüncesindeyiz. Ekonomik açıdan önemli bir yer tutan sektörün gelişimi ve hedeflerine ulaşması açısından sektör desteklenmeye devam etmelidir. Kaynakça

AB ve İş Dünyası: Balıkçılık Sektörü, İktisadi Kalkınma Vakfı, Eylül 2011.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürlüğü, Su Ürünleri İstatistikleri, 2016.

İzmir Tarım ve Gıda Zirvesi Sonuç Rapporu, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı İzmir İl Müdürlüğü, 14 Haziran 2013

Selçuk Yaşar, Kültür Balıkçılığı Türkiye’nin Ekonomik Zenginliğidir, Haziran 2007.

Selçuk Yaşar, “Su Ürünleri Sektörü’nün Türkiye için Önemi”, Temmuz 2011.

Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Üreticileri Birliği Su Ürünleri Sektör Raporu, 2014.

Su Ürünleri İhtisas Organize Sanayi Bölgesinin Kurulması Hazırlık Dosyası, İzmir Ticaret Odası, İzmir Su Ürünleri Yetiştiricileri ve Üreticileri Birliği, 2014.

“Su Ürünleri Sektörünün Sorunları ve Çözüm Önerileri”, İzmir Ticaret Odası, 2011.

Türkiye İstatistik Kurumu Su Ürünleri İstatistikleri Raporu, 2015.

Balıkçılık ve Su Ürünleri Çalıştayı Notları, 09.08.2018.

Page 20: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS-SEKTÖREL

20

Bilgi, teknolojinin baş döndüren bir hızla ilerlediği günümüz dünyasında insanların ve toplumların değişimleri anlamaları, değişimlere uyum sağlamaları, değişimlerin olumsuz etkilerinden korunabilmelerini sağlayan önemli bir hazinedir. Güç dengeleri artık bilgiyi elinde tutanlardan yana doğru kaymaktadır. Bilgiyi üretemeyen ve erişemeyenler, bunu yapabilenler karşısında zayıf ve korunmasız durumdadır. Bilgiye erişebilmek, bilgiyi uygulayabilmek ve bilgi üretebilecek yeterliğe sahip olmak eğitim ile mümkün olabilmektedir. Bu çerçevede, ülkenin ve bölgenin gelişimi bireyin iyi bir eğitim alması ile yakından ilgilidir. Eğitim yeni yetişen kuşakları yaşama hazırlamak amacı ile onların gerekli bilgi, beceri, anlayış kazanmalarına ve kişiliklerini geliştirmelerine yardım eden bir süreçtir. Günümüzde bir üniversite mezunu için bilgi, beceri ve bilimsel yaklaşımların yanında ahlaki değerler ve küresel gereksinimler de önemli kavramlar haline gelmiştir. Bunun yanında küresel düzeyde nitelikli işgücünün önemi giderek artmaktadır. Ülkelerin üretim süreçlerinde yeni teknolojileri kullanmaya başlaması ile birlikte çalışacak kişilerin aldıkları eğitimin kalitesi daha da önemli hale gelmiştir. Eğitimin kalitesinin ve işgücünün niteliğinin yükselmesi, ülkelerin ve bireylerin ekonomik gelişmişliğini yakından etkilemektedir. Kaliteli bir üniversite eğitimi ile bilimsel araştırma yapan, yüksek nitelikli insan gücü yetiştirilebilir. Geleceğin insan kaynaklarını ve liderlerini yetiştiren saygın kurumlar olan üniversiteler, toplum refahının önemli kaynaklarıdırlar. Üniversitelerin hedefi, bağımsız düşünebilen, yaratıcı, araştıran, sorgulayan içinde bulunduğu topluma ve insanlığa faydalı olabilecek bilgi, beceri ve davranışlarla donatılmış aydın ve çağdaş bireyler yetiştirmektir. Bu özelliklere sahip bireylerin yetiştirilmesi ancak araştırma-geliştirme faaliyetleri yaparak, düşünmeyi ve fikir üretmeyi özendirerek, bu tür etkinlikleri tüm boyutları ile destekleyerek mümkündür.

KİŞİSEL GELİŞİMİN ÖNEMLİ ADIMI: ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ

Melisa KORKMAZ

Page 21: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - SEKTÖREL

21

Bu nedenle üniversiteler bilimsel, idari ve mali özerkliğe sahip olmalı ve bu özerkliklerinden ödün vermemelidirler. Özerklik, bilimsel araştırmanın önünü açan akademik rekabet için ve üniversitelerin geleceği için son derece önemlidir. Pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizin de en önemli sorunlarından biri işsizliktir. Diğer taraftan iş dünyası da nitelikli işgücü ihtiyacı bulunmaktadır. Nitelikli işgücünde arz talep dengesizliği sorunu ancak iyi bir üniversite eğitimi ile çözümlenebilir. Uygun nitelikte işgücü yetiştirerek işgücü piyasasındaki ihtiyaç karşılanabilir. Diğer taraftan üniversiteler, bulundukları bölgenin ve ülkenin ekonomisine değer katması beklenen kurumlardır. Öncelik bölgesinde olmakla birlikte üniversiteler evrenselliği yitirmeden kardan ve paradan çok bilimi, eğitimi, araştırmayı, topluma değer katmayı amaç edinmiş kurumlar olmalıdır. Bunun nedeni bölge üretimini arttıracak, ekonomi için nitelikli işgücü yetiştirecek etkin kurumlara ihtiyaç duyulmasıdır. Üniversite eğitiminin başlıca iki amacı, öğrencilere eğitim verilen alanda temel bilgileri vermek ve o alanda öğrencileri iş yaşamına hazırlamaktır. Bu nedenle iş dünyasıyla birlikte yürütülen derslere özel önem verilmelidir. Öğrencilerin, eğitimlerine devam ederken, eğitim aldıkları konu ile ilgili olarak iş hayatındaki uygulamayı görmeleri, ancak bu dersler ile mümkün olabilmektedir. Üniversiteler, öğrencilerin kurumlarını tercih etmelerini sağlamak amacıyla daha iyi eğitim hizmeti vermeyi amaçlamalıdır. Bu doğrultuda üniversiteler, eğitim kadroları, eğitimin programlarının içeriği ve araştırma potansiyelleri açısından rekabetçi bir yaklaşımı benimsemelidir. Üniversite ilk önceliğini bölgesine vermeli, bulunduğu bölgeyi kalkındırmayı amaçlamalıdır. Bu nedenle üniversiteler, toplumla, bulundukları yöreyle bütünleşerek bulundukları yörenin ihtiyaçları doğrultusunda programlarını değiştirebilmeli, sürekli eğitim anlayışını benimsemeli, sanayi kesimleri ve sivil toplum örgütleriyle işbirliği yapmalı, yurtdışı bağlantıları ile öğrenci ve öğretim görevlilerinin bilgilerinin güncelliğini korumasını sağlamalı, yerel araştırmalara ve toplumsal değişime katkıda bulunmalıdırlar. Dikkat edilmesi gereken bir diğer unsur da dünyada yaşanan önemli değişimlere ayak uydurulmasıdır. İçinde bulunduğumuz temel olarak bilişim teknolojileri ile endüstriyi bir araya getirmeyi hedefleyen Endüstri 4.0 dönemine uyum sağlanması son derece önemlidir.

Page 22: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ/AĞUSTOS - SEKTÖREL

22

Değişen rekabet koşullarında rekabet üstünlüğünün sürdürülebilmesi değişen teknolojiye uyum sağlayabilmiş nitelikli işgücü ile mümkündür. Önümüzdeki dönemde içinde bulunduğumuz değişime ve teknolojik gelişmelere paralel olarak farklı ve yeni meslekler gündeme gelecektir. Bu farklı mesleklerde nitelikli işgücü ihtiyacının yetiştirilmesinde yine üniversitelere önemli görevler düşmektedir. Üniversiteler yakın gelecekte karşımıza çıkacak olan iş zekası uzmanlığı, veri madenciliği uzmanlığı, veritabanı yöneticiliği, dijital pazarlama uzmanlığı, rüzgar enerjisi uzmanlığı, yeşil (ekolojik) turizm/tatil uzmanlığı, yeşil insan kaynakları yönetmenliği, sosyal medya uzmanlığı gibi konularda eğitim programlarını geliştirmelidir. Genel olarak değerlendirildiğinde kaliteli bir üniversite eğitimi ve bu doğrultuda başarıyı yakalayabilmek için üniversitelerin sahip olması gereken özellikler aşağıdaki şekilde sıralanabilmektedir.

Temel bilimsel araştırmalara öncelik verilmelidir,

Disiplinlerarası ve disiplinlerötesi araştırma ve geliştirme faaliyetlerine odaklanılmalıdır,

Farklı kurumlarla çok ortaklı işbirliği yapılmalı, ortak projelere imza atılmalıdır,

Üretim ve ürün tasarımı da yapabilmeli, ekonomik etkinlikleri yürütebilmelidir,

Gerçekleştirdiği projelerle iş dünyası ile yakın işbirliği olmalıdır.

Girişimci bir yapı benimsenmelidir,

Üniversitenin işleyişi uluslararası ve rekabetçi yükseköğretim piyasasına göre belirlenmelidir,

Yaratıcılık ve yenilikçilik desteklenmelidir,

Üniversiteler kozmopolit bir yapıya kavuşmalıdır,

Üniversiteler bilgiyi kullanma, bilgiden yararlanmanın yanında bilginin topluma aktarılmasında da aktif bir rol üstlenmelidir,

Teknoloji Transfer Ofisleri ve Teknoparklar aracılığıyla kuramsal çalışmaları aşan ve ticarileşebilen ürünler için bir ekosistem oluşturmalıdır,

Sanayi 4.0 ve Nesnelerin Interneti (IoT) gibi teknolojik gelişmeleri sadece izlemekle kalmayıp bu gelişmelerin bir parçası olabilen, bu gelişimi yönlendirebilen ve yeni teknolojiler yaratan kurumlar olmalıdır.

Ancak kaliteli bir üniversite eğitimi ile evrensel bilime nitelikli ve özgün katkılarda bulunulabilir. Ülkemizin entelektüel, teknolojik, ekonomik ve sosyal alanlardaki başarısı ve gelişimi nitelikli bir üniversite eğitimi ile mümkündür.

Page 23: 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS İÇİNDEKİLER ARAŞTIRMA, …izto.org.tr/demo_betanix/uploads/cms/yonetim.ieu.edu.tr/6027_1536304023.pdf · dövizle kiralama ve satışın önüne geçmek

AR&GE BÜLTEN 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS

23

SORULARINIZ, YORUMLARINIZ VE

İSTEKLERİNİZ İÇİN

ARAŞTIRMA, GİRİŞİMCİLİK VE MESLEKLERİ GELİŞTİRME MÜDÜRLÜĞÜ 2018 TEMMUZ-AĞUSTOS BÜLTEN EKİBİ

Birol EFE Tel: 498 42 36 E-Mail: [email protected]

Erdem ALPTEKİN Tel: 498 41 44 E-Mail: [email protected]

Şebnem BORAN Tel: 498 43 05 E-Mail: [email protected]

Melisa KORKMAZ Tel: 498 41 03 E-Mail: [email protected]

Elif ÇAM Tel: 498 43 36 E-mail: [email protected]

WEB

http://www.izto.org.tr/tr/guncel-ar-ge-bulteni

FAX

+90 (232) 498 46 35

E-MAIL

[email protected]