uluslararasiisamveri.org/pdfdrg/d138879/2004/2004_iznike.pdf · 17 f. cumont, mysteries of mithra,...

31
ULUSLARARASI .. .. . TURK DUNYASI INANÇ . . . MERKEZLERI KONGRESI . . BILDIRILERI 23-27 EYLÜL 2002 ANKARA - 2004

Upload: others

Post on 19-Jun-2021

4 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

ULUSLARARASI .. .. .

TURK DUNYASI INANÇ . . .

MERKEZLERI KONGRESI . .

BILDIRILERI

23-27 EYLÜL 2002

MERSİN

ANKARA - 2004

Page 2: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

ANADOLU'DAKi GiZEMLi IŞIK: lVIİTHRA

Öğr. Gör. Erkan İZNİK

Bu bildirinin amacı, sırlan üzerinde bir çok yorumun yapıldığı, eskiçağ dünyasının önemli tanrılarından biri olan, Hıristiyanlıktan önce ve sonra ge­niş bir kitle tarafından tapınun görmüş ve Anadolu'da yüzyıllarca saklı kal­mış tan..'l .Mithra'nın bu coğrafyadaki inanç merkezlerini ve Anadolu'nun kült üzerindeki etkisini ortaya koyabilrnektir. Böylelikle Anadolu' nun inanç zen­ginliğine bir değer daha kazandırılabileceği hedeflenmektedir. Bildiride yön­tem olarak; arkeolajik malzeme ile birlikte bölge ve tanrı hakkında bilgi ve­ren klasik eserler öncelikli olarak ele alınmış, çağdaş araştırmalarla konu des­teklenmeye çalışılmıştır. Konunun daha rahat anlaşılması için kronolojik bir anlatım izlenmiştir. Zaman sınrrlılığı sebebiyle ve de konunun merkezinden uzaktaşmamak için; teolojik tartışmalar ya da Anadolu dışındaki yayılım alanlan gibi sorunlar irdelenmemiştir.

Sanskrit dilinde Mitra; Pers dilinde Mithra; Grekçe ve Latince'de Mith­ras olarak yazılan sözcük; dost, dostluk, uyum anlamlarını belirtmektedir. ı 'Güneş' ve 'ışık' onun ·en temel sıfatlandır. Kendine inanan askerleri savaş­

larda koruyan, yalanı kendisine düşman edinen, anlaşmalara aykırı davranıl­

masını engelleyen ve adına yemin edilen, dostluk tanrısı olarak kabul gör­müştür.2 Kısaca; "güneş, adalet, savaş ve anlaşma" tanrısı olarak karşımıza çıkmaktadır .3

J. B. N0$5, Man's Religions, New York, 1966, s.l27; M. S. Bilgin, Yazatalar ve Honıa: Aryaıı Mitolojisi, İstanbul, ı 996, s. ı 12. Pauly-Wissowa, XV -2, s.2132.

2 Kaynaklar bu konuda hemen hemen tamamen hemfikirdirler: Bunun için bkz: F. Cumont, The Mysteries ofMilhra, trans. T. J. McCormack, New York, ı956, s.!.; C. Clemen, The Religions of the World, London, 1931 , s.ı42; A. D. Nock, "Developement of Pagani$m in the Roman Empire", Cambridge Ancient History, XII, Cambridge, 1975, s.430.E. Schwert­heim. "Mithras Seine Denkmaler und Sein Kult", Zeit~chrift für Archaeologie und Kulnır­geschichte, Freiburg, 1979, s.13. Yapılan anlaşmalarda bizzat onun adına yemin edildi~ini Xsenophon da belirtmektedir. Eserde Spartalı diplomat ve amiral Lysandros'un sorusunu Pers kralı Cyrus; "Mithra adına yemin ederim ki ... " diye yanıtlar. Xsenophon, Conversati­on of Socrates, trans. R. Waterfield, London, 1990, s.305.

3 H. S. Jones, "Mithraism", Encyclopaedia of Religion and Ethics, VUI, s.752. Bu özellikle-

. 633

Page 3: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

Anadolu'daki olası ve belirli tapınım merkezlerine geçmeden önce, bu

tann çevresinde gelişen inanç üzerinde kısaca duralım. Mithraizm inamşına

göre bir kayadan dogan ışık-tann Mithra, kozmik boğayıkurban ederek dün­

yayı yaratmıştır. Tüm canlılar bu boğanın kanından meydana gelmiştir.4 En

önemli töreni, rnitolojisine bağlı olarak yapılan boğa kurbam (Taurobolium)

törenidir. (Resim 1) Her zaman bir rahibin (magi) yönettiği kurban törenin­

de,5 kendini Mithra'ya adamış kişi sunağa yaldaşmadan önce yıkanarak ve

kendini kırbaçlayarak bir çeşit arındırma töreni yaparken, elinde kutsal dal

demetleri ile sunağa yaldaşırdı.6 Kurban töreninden sonra boğanın kamyla

yıkanılırdı. Bu yıkanma işlemi yeni ve sonsuz yaşamı elde etmek ve ruhu gü­

nahlardan: arındırmak için yapılmaktaydı.7

Taurobolium töreninin yamnda diğer önemli tören kültekabul töreniydi8

ki bunlar oldukça dehşet verici törenlerdi.9 Törenler sırasındaki seremoni-

re iyi ile kötil arasında uzlaştırmacı roiU de eklenebilir. W. Belardi, "Mithra, Arbiter and Rex", Mysteria Mithrae, Leiden, 1970, s.697.

4 M. J. Vennaseren, Mithras, The Seeret God, London, 1963, ss. 56-vd. Mithra ile ilgili mi­toloji .A vrupa'daki çalışmalar sonucu bir çok bölgede kabartmalarda aynntılı olarak ele ge­çirilmiştir. Ancak Anadolu'da şimdiye dek böyle bir kabartma bulunamamıştır. Buna göre mitolojinin ana kaynagını dünyanın yaratılması oluştunnaktadır. Efsaneye göre Güneş Tanrı, Mithra'ya bir kuzgun yollar ve bir boğa kurban etmesini emreder. Mithra, bu emri yerine getirir. Ancak beyaz boğa tam öleceği anda Ay'a dönüşür. Mithra'nın pelerini de parlak gezegenler ve yıldızlarla dolu gökyüzü biçimini alır. Boğanın kuyruğundan ve ka­nından ilk buğday ve üzüm tohumlan etrafa saçılır, yumurtalığından akan kutsal spermler sayesiride yeryüzündeki canlılar oluşur. Ardmdan da gün ve gece farklılaşarak birbirini iz­lemeye koyulur. Ay dönmeye başlar, mevsimler de yıl boyu süren dönüşümlere girerler. Böylece zaman yaratılır. Ama bu sırada birden bire ortaya çıkan ışıkla uyanan karanlığın yaratıklan da yeryüzüne çıkar. Böylece iyi ile kötü arasındaki savaş da başlar ve insanın yazgısı da biçimlenir. Kurban töreninden sonra Mith ra ve Güneş Tanrı birlikte et ve ekmek yer. şarap içerler. Mithra daha sonra Güneş tanrının arabasına binip okyanusu ·aşarak yer­yüzünün öbür ucuna gider ki bu yolculuk insanın bedenden kurtuluşu yani yükselişini sim­gelemektedir. M. W. Meyer, The Ancient Mysteries, New York, 1987, s. 200-vd.

5 Herodot, Historiae, 1;131.

6 F. Cumont, a.g.e. s. 6.

7 F. Cumont, The Oriental Religions in Roman Paganism, New York, 1956, s. 208.

8 A. D. Nock, a.g.e. ss. 429-vd. 9 J. Goldwin, Mystery Religions in the Ancient World, London, 198·1, s. 98. Hıristiyan ya­

zar Tertullian, Mithraizm' e kabul törenine katılaniann değerlendirme testlerine ve çetin bir mücadeleye katlanmak zorunda kaldıklannı, vaftiz edildiklerini veya suyla yıkanıp alınla­rını işarctlediklerini belirtmektedir. Tertullianus, "De Pracscription Haeriticum", 2:1.

634

Page 4: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

lerde kadeh kullanılmakta ı o ve aynı zamanda annmalar, ya da başka bir de­

yişle vaftiz için küçük su havuzlan yer almaktaydı.ı ı Tapınım yerleri mağa­

ralar ya da Mithraeum denilen tapınaklardır.12 (Resim 2) Külte girenler bir­

birlerine kardeş derlerdi 13 ve yalnızca erkekler külte katılabilmekteydi 14 ki kadınlann külte alınmama~ı Mit~raizm için büyük bir dezavantaj olmuştur.

Mithra kültü iledemeli bölümler içermektedir: Kuzgun (Corax), Gelin

ya daPeri (Nymphus, Occult veya Cryphius), Asker (Miles), Aslan (Leo),

Persli (Perses), Güneş Ulağı (Heliodromus) ve Baba (Pater). Bu yedi aşama

arkeolajik delillerle kesin olarak belirlenmiştir. Ruhun yükselişinde Mithra

müridi cennetin yedi kapısı ile ilgili yedi gezegenden geçerek ilerlerlerdi. Her

mürit, Mithra'ya ulaşmak için yedi aşama yı geçmek zorundaydı. 15

Kültün müritleri, tann Mithra'nın bu dünyada yaşadığına inanıyorlardı.

Tann Mithra, insanoğluna ekmeği ve şarabı vererek, kuraklığı ve selleri son­

landırarak mucizeler gerçekleştiriyordu. Mithraizm'in din anlayışı çerçeve­

sinde Pazar günü haftanın, 21 Aralık da yılın en kutsal günüydü. Işık veren

güneşin tann Mithra ile özdeşleşmesinde 21 Aralığın kutsal sayılması çok

doğaldı. Bu zaman, günlerin uzamaya başladığı tarih olduğu için 'güneşin de

10 W. M. Meyer, a.g.e. s. 201. M.S. I. yüzyılda yaşamış Hıristiyan yazar Juslin Marcyr, Mith­ra yandaşlannın tören lerde, ellerine bir ekmek ve Şarapla kanşunlmış bir tas su alıp yemek yiyip bir §eyler içliklerini ve bu arada da bir takım garip sesler çıkardıklarını belirtmekte­dir. J. Martyr, "Firsl Apology", 66. 4.

ı 1 A. D. Nock, a.g.m. s. 428.

1~ M. W. Meyer, a.g.e. s.J99.

13 Pauly-Wissowa, XV-2, s .. 2144.

14 A. D. Nock. a.g.m. s. 429. Zira. Hıristiyanlık. Mithraizm ile mücadelesi sırasında kadın, er­

kek ayı~aksızın tüm insanlan kabul ederek Mithraizm karşısında büyük bir avantaj sag­layacaknr.

15 W. M. Meyer, a.g.e. s. 200. Yöresel farklılıklar olsa da, yedi dereceli bir sistem oldugu kla­sik dönem yazarlannca da dogrulanmaktadır. A.D.Nock, a.g.e. s.429. Merkelbach, bu de­recelerin Roma'da farklı adlar altında kabul gördügünü belirtip, bunlan şöyle açıklar: Co­rax (gezegen tann Merkür), Nymphus (gezegen tannça Venüs), Miles (gezegen tann

Mars), Leo (gezegen tann Jüpiter). Perses (gezegen tannça Luna). Heliodromos (gezegen tann Sol/Helios), Pater (gezegen tann Satum). R. Merkelbach. a.g.m. ss. l28-vd. Mevla­na'da zaman zaman göklerde uçuyor. yedi kal semayı dolaşarak oralarda olup bitenleri gö­rüp geliyordu. Eflaki'den alıntı yapanA. Yaşar Ocak, Alevi ve Bektaşi lnançlanrun islam

Öncesi Temelleri, Istanbul. 2000, s. 236.

635

Page 5: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

doğum günü' sayılmaktaydı. Mithra'nın o gün insanlara yaşam gücü verdiği­ne inanılırdı.l6 Her insan ancak Mithra'nın yardımıyla zafere ulaşabilir ve ölüm sonrası her insanı bir yargılama beklemektedir. Y argılanrnadan başarıy­

la çıkanlar kurtuluşa ve ölümsüzlüğe kavuşmakta, şanslılar ülkesinde sonsu­za dek yaşamak için göğe yükselmektedir. ı 7

Yazılı olarak ilk kez Boğazköy'de, bir Aryan toplumu olan Mitanniler'in Hititler ile yapmış olduğu anlaşmada karşımıza çıkmaktadır. ı 8 Mitanni dev­

letinde, özellikle devlet kadrolarını işgal eden Hint-Ari kökenli subayların tannları arasında yer alan tanrı Mithra'nın Anadolu'ya ilk girişi Kizzuwat­na'nın (Adana ve civarı) Mitanniler tarafından ele geçirilmesiyle olmuştur. 19

Bundan sonra özellikle Hurri-Mitanni kültürünün etkisinde kalan Kuzey Su­riye bölgesine Hititler egemen olunca, Mitanni tannları Hitit belgelerinde da­ha çok görülmeye başlarruşlardır.20 M.Ö. XV. yıla tarihlenmiş bir Hitit ya­

zıtında Miidraashsriill adlı tanrının Mithra olduğu ve kuzey Mezopotam­ya'dak.i dağlarda yaşayan Mitanniler'in baş tannsı olduğu belirtilmiştir.21

Tanrı Mithra ikinci olarak M.Ö. 1200'lere doğru yazıya geçirildiği

düşünül~n Hintlilerin Veda metinlerinde karşımıza çıkmaktadır. Bu kutsal şi-

l6 Mc N. Bums-, World Civilizations, ~ew York, 1982, s. 70-vd.: H. S. Jones, a.g.m. s. 752. 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132. Bogazköy'deki kayalara oyulan anlaşma yazıunda Mithra

"antlaşma gözlemcisi' olarak yer almaktadır. M.S. Bilgin, a.g.e. s. ı ı 1. En erken olarak Ar­yan panteonunda kendini gösteren wırı Mithra, önceleri daha önemsiz bir tanrı iken za­

manla savaşçı Aryanlar ara~ında yükselen konumuyla büyük bir itibar görmüştür. H. S. Jo­nes, ag.m. s.752.

19 A. Alpman, "Hurriler'de Ulusal Panteon ve Yerel Panteonlar", A.Ü.Dii-Tarih ve Cografya

Fak. Tarih Araş. Der., c. XII, sayı 24'den ayrıbasım, Ankara, 1980, s.l 16-v.d. Ayrıca J.

Garstang- O. R. Gumey, The Geography of the Hittite Empire, London, 1959, s. 53'de şöy­

le belirtmektedir: "Telipinuş'un ölümünden sonra aşagı yukarı iki yüz yıl sonra Hurrilerin

gücünün genişlemesiyle Kizzuwadna'da Hurri Mitanni isimleri kullanılmaya ve bunların tanrıianna tapınılmaya başlandı."

20 F. Kınal, Eski Anadolu Tarihi, Ankara, 1991, s.209. 21 J. B. Noss, a.g.e. s. 466. Arkeotojik bulunuı lar da Mitanni devletinde Mithra tapınımının

olduğunu göstermektedir. Suriye'de M.Ö. XVI ve XV. yüzyıllar arasında inşa edildi~i dü­

şünUlen Mithraeum bunu bize kanıtlamaktadır. Mi tannilerin atalan kabul edilen Hurriler de

kuzey Suriye'de Mithra'ya tapınak yapmışlardır. Bkz. L. Woolley, A Forgotten Kingdom, London. 1953, s. 99.

636

Page 6: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

irierde Mithra'ya Mitannller arasındaki savaşçı özelliğinin yanı sıra yeni sı­

fatlar eklenmiştir. Hintlilerin büyük tannsı Varuna ile müttefık yapılan Mith­

ra, bu tanrıya yardırncı olarak gün boyu evreni gözetip, Varuna'nın yağmur­

lan yağdumasının ardından bitkilerin büyümesine yardım etmektedir. 22

Üçüncü sırada ise İran kay~rfklan karşımıza çıkmaktadır. Kutsal Kitap

Avesta'da kend isinden söz edilen Mithra, MÖ IX. yüzyıldan sonra İran içe­

risinde kendini göstermeye başlamış ve gerek gezgin magi rabipleri aracılığı

ile23 gerekse Pers imparatorluğunun genişlemesi ile M ezopotamya ve Ana­

dolu üzerinden batıya taşınmıştır. Persler arasında Işık Tannsı ve dolayısıyla

karanlığın düşmanı, aynı zamanda kralların koruyucusu, siyasal düzenin ve

imparatorluk ordularının yoldaşı olmuştur24 kiPersler arasında da ciddi an­

lamda yeni sıfatlar kazandığı ve daha politize olduğu açıkça görülmektedir.

Ancak Zerdüştlük ortaya çıktıktan sonra, bu tannyı hem pagan olması hem

de savaşçı karakterinden dolayı reddetmiş, dolayısıyla Mithra İran'da kay­

bolmuştur.

Batıya taşınırken Mithra Mezopotamya'da Kaldelilerin inançlan ile ka­

nşrruş, ve buradaki astroloji Mithra kilitüne yeni bir boyut kazandırmıştır. 25

22 M.S. Bilgin, a.g.e. ss.l20-vd. Hint panteonunda Mithra'nın sıfatlannın artmasıyla birlikte kendisine her türlü işte yardım etmek üzere Aryaman ve Bagha adlı tannlann yardımcı ola­rak verildi~ini de görmekteyiz.

23 Magi rahipleri, Med düşüncelerine bağlı kalarak Akhamenidler döneminde kovuşrurmaya uwatıldıkları zaman bile Mlthra kültünü gittikleri yerlerdeki halkiara benimsetip yayarak .korumuşlardır. Magiler hakkında bkz. E. İznik, "Magi, Magus ya daı Magician: Rahipten Büyücüye", Anadolu Üniversitesi Edebiyat Fıikültesi Dergisi, c.I, S.3, Eskişehir, 2002, ss. 201 -217.

24 H. L. Martin, Hellenistik Religions, Oxford, 1987, s. I 14.

25 Pauly-Wis.sowa, XV -2. s. 2134; F. Cumont, Tlıe Orient al Religions iıı Romatı Paganism, New York, 1956, s. 164; M.J. Vermaseren, a.g.e. s. 21. Burada oldukça gelişmiş olan yıl­dız tapını mı (astrolatry) Persler'in doğa mitleriyle kanşmış. Mith ra, adalet tanrısı Shamash (Güneş) olarak belirlenmiştir. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCor­mack, New York, 1956, s. 10. Güneş tanrı Mithra, a~troloji ile bir bütilnlük sağlayıp siya­sal yaşayışa da kendini yansıtmışur. Kaldeliler'de (Yeni Babilliler'de) astrolojik açıdan gü­neş merkezdeydi ve kader güne.~ ile belirlenmekteydi. Merkezdeki güneş en büyük güçtü ve asla yenilemez olan Mithra bu bağlamda güneş ile bütünleştirilmişti. Güneş tanrı Mith­ra, kraliann kaderini belirleyip onlara zafer saglıyordu. Özellikle Hellenistik dönemde kar­

şımıza çıkan bu anlayışla kut~allıgı olan kral sıradan ölümlünün de üzerindeydi. İskender

637

Page 7: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

Babil'de astrologlann tannsı olarak kabul gören Mithra, zodyak işaretleri ile çevrilmiş, kanatlı ve bir yılanın dolanroış oldugu aslan kafalı tarırı Aion (za­man) olarak betimlenmişfu.26 Böylece, Hint ve Pers kültürlerine göre Me­zopotamya'da daha somut bir hal almıştır. Ancak açıkça görülmektedir ki

tann Mithra bu dönemler içerisinde daha az gelişmiş bir inanç sisteminin

merkezindedir. Aşagtda görecegirniz gibi Hellenistik dönem Anadolusu onun gelişmiş bir inanç sistemi olmasında önemli rol oynayacaktır.

XIX. yüzyılda Mithra üzerine ilk ciddi çalışmaları başlatan Franz Cu­mont, Mithraizm'in M.Ö. m. yüzyıldan önce Anadolu'daki gelişimi konu­sunda pek bilgi sahibi olmadığuruzı ve bu dönem öncesindeki ilkel uygula­maların Mithra ki.iltü hakkında bilgi elde etmemizi engellediğini belirtmekte­

dir.27 Cumont'tan çok sonra Mithra üzerine araştırmalarda bulunan illansey ise köken konusunda kesinlikle Anadolu'nun belirleyici oldugunu ve hatta Mithra gizemciliğinin Anadolu'da doğduğunu yazarak28 yeni bir tartışma

başlatmıştır.

Tann Mithra'nın Anadolu'ya getirilmesi ilk kez magi rahipleri tarafın­dan olmuştur. Magiler, Persler'den çok önce, Mezopotamya'ya geçmiş ve buradan da Anadolu içlerine sızmışlar ve Armenia'da Mithraizm'i yaymaya

selefierinden sonra bu inanış Roma'ya taşınmıştır. Bütün a~trologlar için Güneş, kral yıldı­zı olup seçilmiş birisine hükümdarlık erdemlerini verip onun kral olarak ça~nlma~ını sağ­lamaktadır. Bu bağlamda güneş tann Mithra yandaşları olan krallan uyruklanndan farklı kılarak. onlar üzerinde üstün kılmalarını sağlıyordu. Krallar sürekli başlannda ı.~ın şeklin­

de taç varmış gibi beri!f!leniyorlardı. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 95-vd. Ayrıca bkz. a. g. e. s. 100. Işın ~eklinde taç Selev­kos ve Ptolemaioslar'dan taklit edilerek Roma imparatorlarınca da kullanılmıştır. Nero. bu tacı kendi hükümranlığının bir simgesi olarak benimsemiştir. Bu işaret, politik ve dinsel eğilimiere açık bir sembol olmuştur. Ayrıca bkz. D. Ulansey, "Mithras and the Hypercos­mic Sun". Srudies in Mithraism, Roma, 1994. s. 259-264.

26 R. Graves, a.g.e. s. 220. Mith ra tasvirlerde Zelvan (Kronos) şeklinde her şeyin başını ve sı­nırsız zamanı temsil etmiştir. Aslında tasviri asl:ın başlı (Leontokephalus) olup, vücuduna bir yılan sanlıdır. Elinde rutruğu anahtar gökyüzünün anahtandır. Yılan, güneşin yolunu;

dört kanat. mevsimleri; zodyak ve mevsim amblemleri de gökyüzündeki denetimini simge­lemektedir. Bazı tasvirlerde insan başlı olup, Medusa'ya benzemektedir. 12 Zodyak işare­ti on iki ayı simgelemektedir ve her Mithraeum'da sembolleri vardır.

27 F. Cuınont, The Oriental Religions in Roman Paganism, New York, 1956, s. 143. 28 D. Ulansey, The Origins of the Mithraic Mysteries. Oxford, 1989, ss.8-14.

638

Page 8: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

başlamışlardır. Ünlü coğrafyacı Strabon kendi zamanında Kapadokya'da bir­çok sunağın ateşinin yandığını belirtmektedir. 29 Magiler aynca çok uzak

bölgelerdeki .~ontus, qaıatia, Phrygia içlerinde de kümelenrnişlerdir. Hatta Lydia'da ilk magilerin torunları Cyros'a atfedilen bir törende ilahilerini söy­lemişler ve M.S. V. yüzyıla kadar geleneklerini, tapınım biçimlerini nesilden nesi le aktarmada önemli rol oynamışlardır.30 İç Anadolu' daki B ün yan' da

bulunan bir ateş sunağı üzerindeki kabartmada Magi rahibinin, sırtında pa­dam denilen elbisesi, elinde kutsal baresrnan denilen ve küçük çubuklardan oluşan bir deste ile oldukça net bir şekilde ifade edilmektedir.31 (Resim: 3)

Daskyleioh' daki de benzer özellikler taşır. (Resim: 4)

Anadolu'da Pers egemenliği sırasında magiler, özellikle asıl vatanları olan tran coğrafyasına uygun Kapadokya'da yerleştikten sonra burada Mith­

raizm' i yaşatmışlardır. Ancak ne yazık ki Anadolu'da Pers dönemiyle ilgili çalışmalar konuyu aydınlatacak kadar olumlu ve bol veri sunan araştırmalar değildir. Genelde bir kaç merkez belirlenebilmekte, geriye kalan bir çok böl­

ge olası merkezler şeklinde açık.lanabilmektedir.

Buna göre Pers egemenliği sırasında Daskyleion ve Bünyan'dan sonra olası kült merkezlerinden biri, adı Pteria olarak ilk kez Herodot'ta geçen Ker­

kenes Dağı'ndaki yerleşmedir.32 Burası bir kale olup, Hellenistik dönemde Pontos kralı Mithndates II tarafından inşa ettirilen Mithridation'una yakın bir yerleşme yeri olması33 ve de Akhamenidler'in egemenliği altında Güney

Pontus'da görülen yoğun Persleşme sonucu doğu kültlerinin, Hıristiyanlığın kabulUne kadar bölgede güçlerini korumalan34 sağlam bir Med yerleşmesi

29 Strabon, Geographia XII-31.

30 M. J. Vermaseren, a.g.e. ss. 20-vd.

31 V. Sevin," Anadolu'da Pers Egemenligi", Anadolu Uygarlıklan Ans .. c . Il, Istanbul, 1982,

s. 330. M. S. Bilgin, a.g.e. s. lll.; M. J. Vermaseren, a.g.e. s. 21.

32 Herodoı. Historiae, 1-76.

33 F.-G. Summers. "Kerkenes Dag 1995", XIV.Araştırma Sonuçlan Toplanosı., Ankara.l997.

s. 335.

34 F.-G. Summers, a. g. m .. s. 342. Aslında Kerkenes Dagı'ndaki Herodot tarafından ilk kez belirtilen şehrin Pteria olup olmadıgı bir tamşma konusudur. Bu şehrin Lydialılarla yapı­lan ve M.Ö. 585 yılında sona eren savaştan sonra Pers kralı Medes tarafından yaptınldığı,

fakat şehir inşaatı henüz ramarnlanmamışken M.Ö. 545 yılında Croesus tarafından yıkıldı-

639

Page 9: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

olan merkezin bir Mithra tapınım alanına sahip olabileceği olasılığım arttır­

maktadır.

İkinci olası merkez Eski Foça yakınlarındaki Taş Kule' dir. Burada konu­

muzu doğrudan ilgilendiren buluntu Daskyleion'daki mezar odasının önün­

deki magi rahibini tasvir eden kabartmaya benzer özellikte Taş Kule'de de

bir betimlemenin olmasıdır. Bu kabartma Taş Kule'nin sembolik görünüşü

ve dinsel merkezliği sorularını ortaya çıkarmaktadır.35 (Resim: 5)

Birecik'deki Hacınebi Tepesi kazılarında Akhamenid /Hellenistik yer­

leşmede ele geçen ve başında güneş halesi bulunan tarın figürini de olduk­

ça36 ilginçtir. Özellikle hale, eseri konumuz açısından değerli kılmaktadır. Zira bu hale ile tann Mithra'mn sembolize ediliyor olması büyük olasılıktır.

(Resim: 6)

Pers egemenliği döneminde Lydia bölgesinde yoğun bir Pers etkisi '-

gözlemlenmektedir.37 Tann Mithra'mn bölgeye tam olarak ne zaman geldi-

ği konusu netlik kazanmış olmasa da diğer kültlere bakarak tanrının bölgeye

bu dönemde girmiş olduğu söylenebilir.38 Mithra'nın, bölgeye geldikten

gı sanılmaktadır. Eldeki arkeolajik veriler bu ran ın 'saray' amaçlı yapıldıgını göstermektey­se de, konuyla ilgili henüz bir yazıt bulunamamıştır. lleriki yıllarda burada yapılacak çalış­malar Anadolu'daki Med işgali ve kontrolü ile devamında Akhamenid imparatorlugu hak­kında daha aynnuh bilgiler saglayacaktır. G. D. Summers, "The Identifıcation of the Iron Age City on Kerkenes Dag in Central Anatolia", Journal of Near Eastem Studies., 56 - ll, 1997, s. 94.

35 N. D. Cahill, "Taş Kule: A Tomb Near Eski Foça, Turkey", Il Araştınna Sonuçlan Top­lantısı, lzmir, 1984, ss., 143-144. Yapının önünde bir sahte kapı ve bunun önünde raf şek­

lindeki kesilmiş kaseler lran mezarlannda sık sık görülen Zerdüştliik dinsel törenlerindeki sunakların ateş kaselerini andırmakladır. Sahte kapılar Anadolu'da yaşayan Persler'in ve­ya oldukça güçlü bir şekildePers etkisinde kalmış Anadolular'ın varhgını göstermektedir.

36 G.J.Stein,"l995Excavations atHacınebe Tepe",XVTII. Kazı Sonuçlan Toplantısı,Anka­ra,l997 ,s. 96.

37 Bkz. G. M. A. Hanfmann, "Lydian Relations with Ionia and Persia", Xth. The Proceedings of the International Congress of Classical Arclıaeology, I-III, TTK, Ankara, 1978, s. 25. Hellenistik dönemde bu etki kendini sanatta göstermiştir. Bazı aileler, Pers atalannın so­yundan geldigini iddia ederek Persadlan kullanmışlardır. Hypaipa ve Hierokaesareia'daki Anahita ve Sardis'de ortaya çıkarılan Persli Zeus gibi, yalnızca dinsel kültler Roma dönem­lerinde bile şaşırtıcı bir şekilde sıkı sıkıya konınmuş olarak yaşamışlardır. .

38 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2136. Örne@n; Pers tanrıçalanndan biri olan Anahita, ya da bu­radaki adıyla Diana Persica adına Kyros'un yönetimi altında Hierocaesaeria'da bir tapınak

640

Page 10: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

sonra yerel kültlerle ne şekilde etkileşim içerisine girdiğini söylemek de39 ol­

dukça zordur. Cumont, Mithra-Anahita ikilisinin Lydia'da Sabazios-Anaitis

olduğunu söylese de bu bölgenin yerel tannsı olan Sabazios ile birlikte Ku­

la'daki bir yazıtta görülen Mithra'nın, Sabazios olmasının olasılığı azdır.40 Ancak sorun tam olarak hala çözü!ememiştir.

Lydia bölgesinde tann Mithra'nın varlığına ışık tutabilecek bir diğer bu­

luntu Pactolus (Sart) çayının doğu kısmında bulunan M.Ö. V. yüzyıl sonu­

M.Ö. IV. yüzyıl başlarına tarihlenmiş yazıttır. Yazıt, Lydia valisi tarafından

Zeus Varadates heykelinin dikilmesinden bahsetmektedir. Araştırmalar bu

tanrının yerel Anadolu tannlan; Sabazios; Agdistis ve Ma' nın misterleri ile

herhangi bir bağı olmadığını göstermektedir.41 Yazıtı deşifre eden Louis Ro­

bert de bu konuda, Colophon bölgesindeki Apolion tapınağı kazısında Mith­

ra'ya adanmış bir adak yazıtı bulunduğunu bildirmektedif42 ki bu anlamda

yerel tannlarla ilgili olmayan Zeus Varadetis'in Mithra ile ilişkili olduğunu

düşünmek· yanlış olmayacaktır.

M.Ö. 545 yılında Persler tarafında:iı ele geçirilip iki yüz yıl Pers ege­

menliğinde kalan Lykia bölgesinde de Mithra ile ilgili bir takım izler bulmak

olasıdır. Likya'da, M.Ö. 460 yılından sonra ele geçen sikkelerin bir yüzünde

daha çok hayvan betimlemelerine rastlanırken, diğer yüzlerde hükümdar ad­

larına rastlanz ki bunlar arasında 'Mithrapata' konumuz açısından önem ta­

şımaktadır.43 Ancak tüm araştırınarar sonucunda şimdilik Pers egemenliği

yapunlmışur. Tacitus, Historiae, ID- 62. Demek kiPersler Kyros yönetimi altında bölgede · tapınak yapmaya başlamışlardır.

39 F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 17. 40 Paııly-Wissowa, X.V-2, s. 2136. Sabazios ile Anaitis arasındaki ilişkiye dair buradaki ya­

zıtta şunlar yazmaktaclır: "Tann Sabazios ve Tannça Anemis Anaeti s' in agaçlanru kestim." Mithra, Anahita'nın sevgilisi (bazen kocası) kabul edilmiştir. Burada Mithra'run suf Ana­hita'nın eşi olmasından dolayı baz alınıp, Sabazios ile özdeşleştirmek biraz zorlama dUşün­

cedir. Zira Anahita bölgede oldukça fazla killle etki euniştir. 41 G. M. Hanfmann, "S ard is 1974: Recent Arcaeological Research in Turkey", Anatolian Stu­

dies, XXV, 1975, s. 43. 42 L. Robert, "Claros: Archaeological Summary ofWork", Anatolian Studies., VI, 1956, s. 24. 43 O. Tekin, Antik Numizmatik ve Anadolu, İstanbul, 1992, s. 104-vd. Lymra'daki kazılarda

yukanda sözUnU ettigirniz varlıklı Mithrapata yönetimi alunda Hellenistik döneme ait otuz.

adet sikke bulunurken, bölgede kerarnik buluntu ve yazılı kaynak olmarnası ay kınlık yarat-

641

Page 11: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

dönemindeki Lik:ya bölgesinde doğrudan Mithra tapınımını gösteren somut bir karuta rastlanmarruştır.44

Pers egemenliği sonrasında Hellenistik dünyayı oluşturan sosyopolitik değişimler içerisinde doğu ve batı kültürleri birbirleriyle kaynaşırken, Mith­raizm yeni ve gelişmiş bir din olarak ilk kez bu dönemde ortaya çıkmıştır ki45

aşağıda da göreceğimiz gibi, tann Mithra'nın Hellenistik dönemde belirgin biçimini aldığını söylemek pek yanlış olınayacaktır.46

Hellenistik dönem ile ilgili olarak oluşum sürecinin yanısıra, ikinci söy­lenınesi gereken şey, ilk defa Strabon tarafından kullanılan, yine Mithraizm ile bağlantılı olarak ve sadece Anadolu'da karşımıza çıkan 'Mithridatizm' ol­gusudur.47 Persli unsurların ağır bastığı Hellenistik krallıkların hemen hep-

maktadır. J. Borchhardt, "Bericht der Grabungskampagne Limra 1989", Xli.Kazı Sonuçla­n Toplantısı, II, Ankara, 1990, s. 327. Bu_görüşün tersine Childs, Likya bölgesindeki çalış­malarda Mithrapata adlı Pers valisinin adına yazıtlarda rastlandıgıru ve burada Pers adları­

nın bulunmasının, Persler'in bau Anadolu'da M.Ö IV. yüzyılın ilk yarısındaki etkinlikleri­ni araştırma konusunda degerli kıldıgını belirtmektedir. W.A.P. Childs, "Lycian Relations wiyh Persians and Greeks in the 5th and 4th Centuries Reexamined", Anarolian Studies, XXXI;s. 74.

44 R. Syme, "Studies in Strabo", Anatolica, Oxford, 1995. s.283, n.3.

45 H. L. Martin, a.g.e. s. 90. Mithraizm, onun çağd~ı ve gilnilmüz yarumculan tarafından bir Hellenistik dönem dini olarak ele alınmış, bu bağlamda Oogtı'dan getirilen diger külller gi­bi, Mithraizm, görilnilşe göre karmakanşık dünyanın degişimlerinin üstesinden gelebilme­yi başarmış ilk din olmuştur.

46 Gerçi, Büyük İskender döneminde Mithraizm'in törensel gelenekleri ve dogmaları yayıl­maya başlamışsa da bunlann tam olarak ne zaman ve nerede oldugunu kestirebilmek ol­dukça zordur. Yapılabilecek en ön~roli çalışma, Anadolu'daki magi rahiplerinin getirmiş olduklan dini n kökenini n, hangi bölgelerde, ne şekilde de~şti~ni anlamaya çalışmaktır. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 15.

47 Strabon, Geographia, XII; 66. "Adromyttionlu Ksenokles, Mithridatizın ile suçlandığında senato önünde Asia'yı savunan bir konuşma yapmışn." Mithra'nın yandaşlanna zafer ver­diği inancı, İran monarşisinden sonra lskender'in ve sonra da onun imparatorluğundan çı­kan devletlerin krallannın Mithraizm'i benimsernelerine neden olmuştur. H. S. Jones. a.g.m. s. 754. Büyük krallar belirli bir şekildeMh:hra'ya baglarıır vetann Mithra'nın ken­dilerinin özer koruyucusu olduğuna inanırlardı. Krallar yeminlerinde Mithra'nın tanıklıgı ­

na başvurur ve savaş öncesinde ondan yardım isterlerdi. Hiç sorgusuz, Mithra'yı krallara zafer sa~layaıı bir tann olarak görürler ve onun kutsal ışıgı üzerlerine yollamasıyla kendi­lerinin başantı olacagına inamrlardı. lranh a<öillerin çogu bu gelenegi sUrdürUrken, tannya yönelenlerin (theophorous) çogu adlannı bu yUzden 'Mithra' ile bagd~tırmıştır. Bu da asil­ler arasında Mithra'nın saygınlıgına en iyi kanıttır. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. McConnack, New York, 1956, s.8-vd.

642

Page 12: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

sinde de kralların ya da soyluların kendilerine Mithra'dan türemiş bir ad olan

Mithridates demeleri ve Mithraizm'i tann kral anlayışına uygun bir şekilde

kullanmalan oldukça dikkat çekicidir. Anadolu'da, 'Mithridates'i kendine ad

olarak seçmiş birçok manark buhnaktayız.48 Bu lerallann kendilerine Mith­

ra adını vermeleri hiç de rastlantıs~ olmarnışur. Hintçe'de 'da' eki 'vermek'

demektir ki burada Mithradates, ·rann Mithra'nın verdiği' anlarruna gelmek­

tedir. Bunların yanında Persli askerler arasında da tann Mithra'nın adını ken­

dilerine başarı getirsin diye kullanan yüksek rütbeli askerler varctır.49

Aslında bir bakıma doğunun tann-kral anlayışı için Mithraizrn çok uy­

gun bir din olmuş ve bu anlayış ilk uygularnalarını Anadolu'da göstermiştir. Zira, bu siyaset ile Roma'ya kafa tutmanın yolu da açılmıştıJ ki ilk örneğini

' Pontos kralı Mithndates Eupator uygulayacaktır. İşin ilginç yanı, Pers tann-

sı olması nedeniyle Grekler arasında bir zamanlar düşman olarak göriilen tan­

nya, Roma'nın Anadolu'yu işgal ettiği dönemde kurtarıcı bir tanrı gözüyle

bakılacaktır.

Büyük İskender'in imparatorluğunun dağılmasından sonra Pontus, Ka­

padokya, Armenia, Kornmagene gibi Anadolu'da yeni bir takım krallıklar or­

taya çıkmıştır. Pergarnon ve Antakya'daki Grekkrallarının tersine, bu kiallar

eski geleneklerini dinde ve politikada sürdürmüşler ve Anadolu'nun eski

efendileri olan Pers kralimm taklit ederken Perslere ait tapınaklan korumuş­

lardır. Tann Mithra, bu kralların en büyük tercihleri olmuştur. Böylece, Ar-

48 R. D. Sullivan, "Dynastic Propoganda in Commagene", Xth. The Proceedings of the Inter­national Congress of Classical Archaeology, TTK, Ankara, 1978, s. 298. Anadolu'da özel­likle Hellenistik dönemde kar§ımıza çıkan bu krallan şöyle sıralayabiliriz: Cius'lu Mithra­dates, Crime kralı Mithradates, Kornmagene krallan Mithradates II ve III, Armenia kralı Mithradates, Pontus krallan Mithradates I, II, m, IV, V, VI.

49 Örne!in, Xsenephon, Cyros'un seferini anlatuğı eserinde Mithndates adlı Persli bir komu­tandan söz eder. Xsenephon, The Persian Expedition, trans. R. Wamer, Middlesex, 1949, s. 127. Aynı şekilde Arıianos da, Arınenialı lar'ın Orantes ile Mithraustes adlı askerlerin ko­mu tasında olduklannı belirtmektedir. lskender'in askerlik açısından en esaslı tarihi olan bu eserde, İskender'in tahta çıkışından ölümüne kadar olan tarihi anJaulırken Gaugemela sa­vaşı sonrasıyla ilgili bir olayın belirtildi~ yerde, "aynı suretle Armenia'ya da bir satrap gönderdi. Bu kendisine Sarpes kalesini teslim etmiş olan Mithrenes idi." diye belirtilmek­tedir. Arrianos, lskender'in Anabasis'i, çev. H. Örs, I-11, Istanbul, 1945, s. 133 ve 148. Yi­

ne Pers ordusunda Mithrahobuzanes ve Mithrines adlı komutaniann oldugu bilinmektedir.

S. Yurdkoru. Büyük İskender'in Anadolu Savaşlan, lzmir, 1961, s. 45 ve 49.

643

Page 13: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

taxerxes ve Darius için nasılsa, bumonarklar için de Millıra'ya, zaferi getire­

cek tann gözüyle bakılmıştır.

Hellenisti.k dönernin bir diğer önemli özelliği de bu dönemde Grek sana­

tının Mithraizm'in hizmetinde olmasıdır. Bu sayede Bergama'daki ya da Ati­

na akropolündeki boğa kurbanını betirnleyen heykeller gibi birçok heykel ya­

ratılmıştır. SO Ancak yine de Mithra, Hellenisti.k döneme kadar kıta Yunanis­

tan' daki Grekler arasmda teolojik anlamda tam olarak ilgi görmemiş sadece

sanat alanmda Anadolu'da belirli bir etkilenmeye maruz kalmıştır.

Hellenistik dönemde Millıra'nın varlığını bildiğimiz bölgelerden biri

Arnıenia'drr. Magi rahiplerinin Armenia'daki yoğun faaliyetleri sonucu

Millıra'ya bu bölgede 'Ateş'Tanrısı' veya 'Güneş Tanrısı' olarak tapınıldığı

bilinmektedir. 51 Bölgede aynca Mithra' dan türetiliniş adiara da rastlamak

olasıdır. Örneğin, Polybios, Arınenialı bir prensin adını Mitridatis olarak be­

lirtmektedir.52 mehean, miterean'dan türemiş bir tapınak adıdır. Anlamı

'Mithraistler' olarak karşUIUza çıkar. Yine Armenia şiirinde geçen ve aslan

anl~a gelen mher sözcüğünün de Millıra sözcüğünden ttiretildiği kabul

edilmektedir. Kazılar sırasında Parthia ve Arnıenia'da pişmiş topraktan ya­

pılmış 'birçok ata binmiş Pers elbiseli okçu figürini bulunmuştur. Bu figürin

· birçok Mithra anıtında ele geçirilmiş tU:. Bu iki önemli noktadan başka Arme­

nia' da Mithra farklı şekillerde de ortaya çıkmıştır. Armenia takviminin Me­

hekan denilen yedinci ayı, Akhamenidler zamanından beri Mithrakana şen­

likleri olarak kutlanan dönemden adını almaktadır.53

50 H.S. Jones, a.g.m. s.754. Fakat bunun yanında Mithraizm, Grek topraklannda asla popüler olmamışur. Buna en güzel kanıt Delos'da birçok yabancı külte dair arkeolajik veri bulun­muşken, Mithra Kültü ile ilgili herhangi bir somut kanıta rastlanamamı ştır.

51 Pauly Wissowa, vol. XV-2, s. 2134 ve 2135. ·

52 Polybios, Historiae, XXV-2.

53 J. R. Russell, "On the Armeno-lranian Roots of Mithraism", Studies in Mithraism, Roma, 1994, s. 182-vd. Armenia'da Mithra ile ilgili olarak güneş tapınıını yüzyıhnuzın başlarına kadar sürmüştür. Bunun en güzel ömeg, 1915 yılına kadar Armenia'da yaşayan Arewordik (Güneşin Çocukları) adlı tarikattir. Tarikatın lideri Aziz Nerses Snorhali 'Loys Araric Lu­say' (Işık, Işı!Jn Yapıcısı) adlı bir ilahi yazmışur.

644

Page 14: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

Armenia'nın yanısıra Kapadokya'da bulunan Ararnice yazılmış yazıtlar­da Mithra'ya ait izler somut olarak karşımıza çıkmaktadır.54 Örnegin, Faras­ha'da (Rhodandos) bulunmuş bir adak yazıu metninde bir strategus'dan söz edilmektedir. Yazıt, 'bir Mithra Magus'u olmak' veya 'bir magus olarak Mithra'ya hizmete başlamak' olar~ çevrilmiştir ki bu bizi yazıun bir kabul töreni ile ilgili olduğu düşüncesi.n:e götürmektedir. Fakat burada herhangi bir tapınağa rastlanmarruştır. 55

Aynca, Orta Anadolu' nun en görkemli dağı ve aynı zamanda Hititlerden beri kutsal kabul edilen Erciyes Dağı da tran etkisiyle Kapadokya'ya giren ateş kültü için uygun bir ortam oluşturmuştur. Dağın yüksek oluşu tannnın

göksel niteliğini yansıurken, doruktaki figür çoğu kez ışm saçlı olarak betim­lenrniştir. Erciyes, Roma çağında içinde Mithra'nın da bulunduğıı bir tannlar

bütünü olmuştur. Sikkelerde betimlenen figürlerin ışm başlı oluşları, üstelik kimi sikkelerde Mithra'nın ünlü dört atlı arabasının yer alması ve de burada hem yernin tanrısı, hem de kült heykeli olduğıınun belirtilmesi doğrultusun­da bölgede Mithra tapınıını olma olasılığı oldukça yüksektir.56 (Resim: 7)

Mitchell de yukarıdaki görüşe paralel olarak M.Ö. V. yüzyıldan itibaren Kapadokya'daki Persli magi rahiplerinin ayinlerinin oldukça yayıldığını, bu­

ranm uzun süre tran etkisine uğrayan bir bölge olduğunu ve kendi dillerini konuşup, ateş tapmımında bulunan magi rahiplerinin burada yaşadığını ve de M.S. 370 yıllarına dek magilerin bölgede etkinliklerini sürdürdüklerini yaz­maktadır.57 Cumont, Strabo zamanında (M.Ö. 63- M.S. 21) Kapadokya'da­

ki magilerin sunduğu adakların A vesta dualarındaki özelliklerin izleri oldu­ğunu belirtip; ateşin önünde arp ile yapılan ibadetlerin, kutsal dal demetleri­rı.4ı. süt, yağ ve bal ile yapılan sunu şeklinin, görevli rahibin kutsal ateşin kir­lenmemesi için aldığı önlemlerin aynı olduğıınu belirUnektedir.58

54 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2135. Bu bölgede bulunmuş özellikle Roma dönemi sikkelerinin üzerinde Kutsal dag olarak bilinen Erciyes Dagı ve bir sunak ve bazen de da~n içinde yer alan sunak şeklinde betimlemeler yer almaktadır. R. Bl and, "The Bronze Coinage of Gor­dian III from Caesarea in Cappadocia", Studies in Ancient Coinage from Turkey, s. 50-vd., MHTPOPOLSC KAfCAPfAC yazısı sikkelerin üzerinde genelde MHTPO KAIC(A) ola­rak kısaltılmıştır.

55 F. Cumont, The Oriental Religions in Roman Paganism, New York, 1956, s. 262, n. 16.

56 N. Baydur, Anadolu'daki Kutsal Dağlar, Dağ-Tannlar, !stanbul, 1994, s. 73, 74, 77 ve 78. 57 S. Mitchell, Anatolia: Land, Men and Gods in Asia Minor, I, Oxford, 1993, s. 173.

58 F. Cumonı, The Mysteries ofMithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 26.

645

Page 15: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

Konumuz açısından üçüncü bölge Pontos'dur. Buradaki önemli merkez­

lerden biri ve belki de Anadolu'daki tek Mithraeum'a sahip yer Trabzon' dur.

Cu mo nt' a göre burası sonradan kiliseye çevrilmiştir ve bu Mithraeum dışın­

da başka da Anadolu'da Mithraeum yoktur.59

Pontos bölgesinde, bu tapınak dışında önemli bir buluntu tipi de sikke­

lerdir. Buradaki kentlerin çoğu Pontos kralı Mithridates Eupator zamanında

(M.Ö.120-63) sikke basmaya başlamıştır ki bunlar arasında Mithra'nın be­

timlemesi karşımıza çıkrnaktadır.60 Bu sikkelerde tanrı Mithra, tüm Anado­

lu'da saygı gören ay tanrısı Men gibi at sırtında betimlenmiştir. Diğer yerler­

de ise uzun, dar kesimli pantalonu ile resimlenmiştir. 61 Pontos krallannın taç

giyme törenlerinde yemin tanrısı olarak görülen tanrı Men62, Trapezus'da

(Trabzon) bulunmuş paralarda Mithra ile birlikte betirnlenmişfu.63 · (Resim:

8) Jones, daha da kesin bir ifadeyle, bu iki tanrı arasında güçlü farklılıklar ol­

sa da, Mithra'nın Pontus'da tanrı Men'in şeklini aldığını belirtmektedir.64

59 F. Cu.mont, a.g.e. s. 143.

60 M. T. Göktürk- S. S. Cebesoy, "Kabadüz Definesi", Anadolu Medeniyetleri Müzesi 1993 Yıllığı , Ankara, 1994, s. 54, 55 ve 75.

61 F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 17. Ay tanrısı Men, M.Ö.Ill binyıldan beri ibadet edilen eski bir Anadolu tannsıdır. Frygler'io Anadolu'ya göçünden sonra onlar tarafından benimsenerek ulusal bir karakter kazanmıştır. Bu nedenle Men, Antik kaynaklarda ve çagtmız araştırmacılan için bir Fryg tannsı olarak kabul edilmiştir. Men, arkeolajik bulgularda Fryg kıyafeti olarak kabul edilen külah, yük­sek kemerli gömlek, manto.ve tozluk giymiş olarak görünür. Omuzları üzerinde hilal, sa­ğında bir asaya dayanmış, ve sol elinde bir çam kozalaği vardır. Genelde sol ayağı bir bo­ğa üzerindedir. Bazen yanında bir horoz bulunur. Daima sakalsız, genellikle omuzlarına ka­dar uzun saçlı genç bir adam olarak gösterilmiştir. Bir gök tannsı olan Men, aynı zamanda mezarların koruyucusu, sağlık ve kehanet tanrısıdır. A.Erzen, "Ay Tannsı Men'in adı ve Menşei Hakkında", Belleten,VJll,l953, s.l- 14.

62 Strabon, Geographi~. XII-3 1. Strabon'un yemin,ranrısı olma özelliği ile Tann Men 'i, Milh­ra ile özdeş tutmasına karşın Erzen 'in belirttiğine göre Men'in sı fallan arasında yemin tan­rısı olma özelliği yoktur. Bu yüzden Strabon'un tanrı Mithra'nın özelliklerini bölgede es­kiden beri egemen olan Men' e arfetmesi ve bu konuda hata yapmış olması büyük olasılık­tır. A. Erzen, a.g.m. ss. 1-14.

63 Pauly-Wisso:va. XV-2, s. 2135.

64 H. S. Jones, a.g.m. s. 754.

646

Page 16: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

Anadolu'da Mithra adını kullanan kraliann tannlık niteliklerine de ina­

nılınıştır ki bunun en güzel örneği yine Pontos'da karşıımza çıkmaktadır. Pontos kralı Mithridates'in (M.Ö. IV. yüzyıl) bu niteliğinden ötürü zehiriere

karşı bağışıldığı olduğuna inarulrruştır.65

Bildiğimiz kadarıyla Mitlfra kültü, Pontus'da olduğu gibi nüfus bakı­mından güçlü kalmış Persli unsurlann olduğu Anadolu'nun Kilikya gibi çe­şitli bölümlerinde de ortaya çıkrnıştır.66 Mithraizm'in önemli bölgelerinden biri buranın başkenti ve en önemli korsan yerleşmesi67 Tarsus olmuştur. Tar­sus'un, özellikle Suriye ve Anadolu arasında batıya doğru olan ticaret yolla­rının üz~rinde kozmopolit bir ticaret şehri olması bu anlamda önernlidir.68

Aslında daha eskilere gidersek Tarsus'un, Hititlerden Rornalılara kadar her

65 F. Cumont, The Oriental Religions in Roman Paganism, New York, 1956, s. 190 ve 280, n.73. Çagdaş heltimlikteki zehir bagışıklıgı onun adına türerilen ' mitridatizm' adıyla anı­lır. Bu kralın icad ettigine inanılan tiryak adlı ilaca da 'mitridal' denilmektedir. Roma dün­yasında büyü etltin bir şekilde uygulanrnaktaydı. Persli büyüciller özellikle venefıcas artes (büyü sanatı) ile bu bölgede tanınıyorlardı. Mithridates'in toxikolojisi (zehir bilimi) bura­

lara kadar uzanmaktadır.

66 A. D. Nock, a.g.m. s. 428. Düziçi ilçe merkezinin dört kilometre kadar batısındaki Göller

köyünde bir evde zıvanalı bir mezar stelinin incelenmesi sonucu, Çukurova'da Pers ege­menliginin bir belgesi olıın ve M.Ö. V. veya IV. yüzyıla tarihleneo Arami yazıttı bir stel bulunmuştur. Bkz. M. H. Sayar "Kilikya'da Epigrafı ve Tarihi Cografya Araştırmalan 1993", XII. Araştırma Sonuçlan Toplantısı, Ankara, 1995, s. 41.

67 Plutarchos, Pompeus'un, M.Ö. 67 yılında Kilikyalı korsanlar üzerine yapogı saldınlan an­lattıgı eserinde, Kilikya ve Girit'te üslenen korsanlann; kıyılardaki şehirleri ele geçirerek, kıyılan yagmalayarak, yüksek memurlan veya zengin vatandaşlan kaçırarak ve deniz yol­larını kontrol ederek, denizde ve karada tam bir terör ortamı yarattıklarını belirtmektedir. Pompeus'un yaşamı adlı ltitabın 24. bölümü korsanların çalışmalarını ve Mithra yandaşı bu korsaniann Mithra misterlerini Roma dünyasına tanıştırmalarını anlatır. W. M. Meyer, The Ancient Mysteries, New York, 1987, s. 204. Plutarchos bu konu hakkında şöyle yazar: "Bu­radalti korsanlar bir takım ya~aklanrnış gizli kabul törenleri uygulamaktaydılar. Bu tören­lerden, ilkin onlar tarafından keşfedilip tanıtılan Mithra tapını mı da buraya kadar devam et­tirilir .. Bu korsanlar, tann Mithra'ya dinsel ayinler yaparlar ve onun misterleri kutladıklan kendilerine ait Olympos dağında garip adaklar yaparlardı. lık kez korsanlarca gerçekleşti­rilen Mithra ilgili törenler bu gün hala kutlanmaktadır." Plutarchos, Vita Pompeü. 24. 1-8. Ciares'da yapılan kazılar bu savaşlar sonucu korsan yerleşmelerinin ortadan kaldınldıgını göstermektedir. J. Geniere,"Claros, 1992 Bilan Provisoire des Fouilles dans le Sancruaire

d'Apollon". XV. Kazı Sonuçlan Toplantısı, ll, Ankara, 1995, s. 64.

68 H. L. Martin, a.g.e. s. 119. Tarsus aynı zamanda Hıristiyanlıgın en önemli kişilerinden olan Aziz Paul'ün de yaşadıgı ve ilk Hıristiyanlık ögt"etilerini yaydıgı şehir olnıası açısından ay­

n bir tarihsel öneme sahiptir.

647

Page 17: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

dönemde. önemli bir şehir olduğunu görürüz. Ulansey, Hellenistik dönemde Stoa felsefesinin önemli bir merkezi olan Tarsus' da, Stoa düşüncesi ile için­

de yıldız tapınıını barındıran din anlayışının kaynaşarak geliştiğini ve bu gö­rüş çerçevesinde Mithra tapınıını içerisinde yer alan boğa kurban töreni ile yıldız tapınımının burada birleştiği görüşünü öne sürmektedir. Özellikle Tar­suslu Stoacılar bu duruma çok uygun olan şehirlerinin tanrısına bir takım ast­ronornik özellikler vererek bu gelişimi hızlandırrruşlardır. Mithraizmin orta­ya çıktığı dönemde Akdeniz kültürü içinde astrolojinin yaygınlaştığını ve ka­derin yıldızlar tarafından belidendiği inancının giderek toplumun daha geniş kesimlerini kapladığını vu~gularrıak gerekir. Örneğin, Stoacılar astrai inanç­ları kendi felsefelerine adapte etmiş ve bunu evrende her olgunun birbiriyle

bağlantılı olduğu şeklindeki geleneksel felsefeleriyle uyumlu hale ~etirmiş­lerdir. Kaderci astrologların yayılması ve yıldıztarla ilgili ölümsüzlük doktri­ninin yükselişi kültürel anlamda Mithra'nın kutsallığının çekiciliğini artır­mıştır. Özellikle Tanrı Mithra'nın yıldızlar üzerindeki gücü onun temel ka­

rakteri olarak bu işlemi hızlandırmıştır.69 (Resim:9)

Tarsus, aym zamanda Perseus'un tapımldığı merkezdir ve Mithra ile Perseus arasında, Mithra bölgeye geldikten sonra önemli bir bağ oluşmuştur.

Zira, tanrı Mithra, Perseus takımyıldızını temsil etmekte ve buradaki boğa kurbanı fıgürü de bunu anlatrnaktadır. Yani, Mithra ile Perseus Tarsus' da bir­leştirilmişlerdir. Bu birleşmeden kazançlı çıkan, yeni bir inanç olarak ortaya çıkan Mithra kültü olmuştur. Tarsus'da Mithra ile Perseus arasındaki bir di­ğer ortak özellik sikkelerde yer alan boğaya saldıran aslan figürüdür. Burada­ki aslan-boğa tüm eski Yakın Doğu'da savaşçı sembolü olarak karşımıza çık-

69 D. Ulansey, The Origins of the Mithraic Mysteries, Oxford, 1989, ss.68-vd. Cumont, Hel­lenistik dönemde düşünsel anlamda Mithraizm ile en çok etkileşime giren akımın Stoa fel­sefesi olduğunu ve özellikle Mithraizm'in biçimlenmesinde bir başka deyişle batıya uyar­lanmasında oldukça-etkin rol oynadığını yazmaktadır. F. Cumont, The Mysteries of Mith­ra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, S< 95. Temelde Mithraizm şu bağlamda Stoa felsefesi ile benzeşmekteydi. Mithra her şeyi yaratır ve yok eder. Evreni oluşturan dört ele­mentİn ustası ve efendisidir. Erdemli bir şekilde bütün iyilik güçlerini kişiliğinde birleşti­rir. Bazen kader ile, bazen ilk ışık ve ilk ateş ile özdeşleşlirilir. Ona atfedilen bu iki özelli­ği ile Stoacılar'ın 'yaratıcı güç' kavramı benzeştirilmiştir. Stoacılara göre ateş (ısı) her şe­yin içine dolarak bütün her şeyi şekillendirir ki bu şekillendirmede kaderi (eimarmenh) be­lirler. Başka bir deyişle Stoacılar, 'yaratıcı güç' olan ateşi tann Mithra ile özdeşleştirmiş­lerdir.

648

Page 18: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

maleta olup, bu form Mithra'nın boğa kurbanı töreni içerisinde gelişmiş.tir.

Tarsus şehrindeki buluntularda astronomi ile ilgili metinlerde sıkça bu boğa­

nın ölümü sembolünün yer alması ve aslan ile boğanın şehrin amblemi ola­

rak kullanılması Mithraizm'in Anadolu'daki kökenierinin bu şehirde aran­

ması için önemli nedenlerdirJO ,

Mithra ve Perseus Tarsus'da birliktelik kazanmalarına rağmen, Tar­

sus'da her ikisinin adı da kullanılmaya devam edilmiştir. Bu durum çağdaş

araştırmalar için sorunlara yol açsa da ve bir sorun gibi dursa da her iki tan­

rını adının kullanılmasının nedenleri vardır. Perseus adının kullanılmasının

nedenleri arasında öncelikle, Mithraizm'deki gizliliğin çok önemli olması

yatmaktadır ki bu sayede kültün bir güç ve değer kazandığına inanılmaktadır.

İkinci olarak da Tarsus uzun yıllar Pers egemenliğinde kalması ve bu neden­

le kalabalık bir Pers nüfusu içermesini gösterebiliriz. Mithra, adının kullanıl­

maya başlanmasının nedeni ise çok daha farklıdır. Bilindiği gibi M.Ö. I. yüz­

yılda Anadolu'nun büyük bir kısmı Pontos kralı Mithridates Eupator VI'nın

denetimine geçmiştir. Pers asil sınıfından gelen Mithridates, en son ve en bü­

yük Pontos kralı olup, Roma'ya karşı yaptığı savaşlarda Kilikyalı korsanlar­

la güçlü bir ittifak yapmıştır. Hatta bu korsanları ilk organize eden de Mith­

ndates olmuştur. Bu ilişki içerisinde Kilikyalı korsanlar, adım lran tanrısı

Mithra'dan alan bir _krala karşı oldukça bağımlı kalmışlardır. Kral, paralara

resmini Perseus biçiminde bastırmıştır. Bu dönemde, kral ile korsanlar ara­

sındaki ilişki sırasında, Perseus ve Mithra arasındaki ilişki nedeniyle ve kra­

lın adından dolayı yeni kült Mithra olarak adlandırılmıştır.71

Mithra, Tarsus' da basılan sikkeler üzerinde, Hellos ya da Sol olarak da

adlandırılan ışık tann Apollo ile de betimlenmiştir. Helios; Mithra dininin

içerdiği boğa töreni, kutsal yemek ve cennete yükselme (rniraç) olaylannın

çoğunda etkin rol oynamıştır. Bu yüzden, Mithra kültünde, Apolion tapınınu­

nın özel bir yeri vardır. Buradaki anahtar etmen onun Güneş Tann olmasıdır.

Tarsus'da Apollon, Güneş tann olarak sikkelerde belirtilmese de, Mithraizm

70 D. Ulansey,a.g.e ss. 43-vd. 71 D. Ulansey, a.g.e. s. 89. Appianos, Mithridates'in korsantarla olan ilişkisini şöyle açıklar:

Mithridates iyi bir donanma hazırlamaları için yardım etmiştir. Yenirip, Pontos'a çekilme­sinden sonra da bu korsanlar Ege kıyısmdaki şehirleri yagtna etmişlerdir. Bkz. Appianos, Historia Romana, ed. H. White, London, 1955, s. 121.

649

Page 19: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

bu tannyı astronomi ile ilgisi nedeniyle adapte etmiş ve Apoila'yu güneş bi­

çiminde benimsemiştir.72 Aslında Tann Mithra'nın Apoila ile ilişkisi sade­

ce Kilikya'da değil Kornmagene'de de karşımıza çıkmaktadır.

Kilikya bölgesinde konuyla ilgili olarak başka yerleşmelerde de kimi ya­

zıtlar ele geçirilmiştir. Örneğin, Yeniyurt Kale yapılan araştırmalar sonucu

M.Ö I. yüzyıl ortalanna tarihleneo bir adak yazıtından civardaki kutsal bir

alanda rabiplik görevini üstlenmiş olan Mithridates adlı bir kişinin varlığı an­

laşılmaktadır.73 Yine Anazarbos (Anazarva)' da bulunan bir yazıtta, Marcus

Aurelinus adındaki biri, J\.nazarbos'u rahip ve "Zeus-Helios ile Mi_tlmı'nın

babası" diye onurlandırarak kutsamaktadır. Tarsus'dan önce Kilikya'da ol­

dukça önemli bir yere sahip olan şehrin adının Persçe'deki 'nabarza-invictus'

sözcüğünden gelmiş olma olasılığı çok yüksektir. Bu da Mithra ile ilgili ya­

zıtlarda çok sık karşımıza çıkan ve onun ünvanıanndan biri olmuş sözcük­

tür.74 Kilikya bölgesinde bir diğer yazıt Kadirli ilçe merkezinde Zeus Soter

onuruna yapılmış bir adak yazıtıdır. M.Ö. 'V. yüzyıla tarihlenmiş Ararnice ya­

zılmış bu stelde mezar yazıtında rastlanılan Zeus Soter; tann Mithra ve Ze­us'un birleştirilmesiyle oluşturulmuş Zeus Oromasdes'in Grekçe adıdır.75

Bergama'da konumuzia ilgili merkez Kapıkaya'dır. (Resim: 10) Bir bü­

yük alan içinde podyum ve her iki tarafta kültten izler yer almaktadır. Pod­

yumun altındaki odalarda dahi Mithra'nın izlerini bulmak olasıdır. Her ne ka­

dar Kapıkaya'da araştırılamayan mağaralar yer alsa da, kültün her bir parça­

sının buralarda saklanma olasılığı vardır. Podyumun bir kenarda bırakılınası

özellikle düşünülmüştür. Mistik topluluk arasındaki kutsal yemeklerde ve ta­

bii ki tann Mithra huzurunda masaya gelindiğinde yemek yenmesi işlevini bu

podyum üstlenmiştir. Podyumun altındaki odalar, bulaşıkların ve yemeklerio

korunması içindir. Btırada Mithra'oın yemek öğünleri de yazılmıştır. Roma

döneminde de kullanılan yerleşmede bir takım değişiklikler olmuştur. Mith-

72 . D. Ulansey, a.g.e. ss. 42-vd.

73 M. H. Sayar, "Kilikya'da Epigrafı ve Tarihi Coğrafya Araştırmalan", XIV. Araştırma So­nuçlan Toplantısı, I, Ankara, 1997, ss. 1 18-vd. Eser eksik olduğu için Mithridates'in gö­revli olduğu kutsal alanın yeri tespit edilememiştir.

74 M. Gough, "Anazarbus", Anatolian Studies, II, 1952, s. 85 ve 92.

75 M. H. Sayar- P. Siewert-, "Doğu Kilikya'da Epigrafi ve Tarihi CogTafya Araştırmalan 1991", X. Araştırma Sonuçlan Toplantısı, Ankara, 1993, s. 180.

650

Page 20: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

ra'nın odası güneydoğuda olup, açık bir terasla merdivene ulaşılmaktadır.

Kapıkaya'da Mithra kilitünün ne zaman sonlandığı tam olarak belirleneme­

mişse de M.S. IV. yüzyılın ikinci yarısında burada yaşayan Iulianos Appsta­

te adlı biri kendini 11ithra olar~ tarutmıştır ki bu da bölgede bu döneme dek kültün canlılığını koruduğunu göştermektedir.76

Tanrı Mithra, Phrygia'da özellikle Attis ile özdeşleşti.rilmiş,77 bunun

yanında Mithraizm, Cybele kültü ile Pers imparatorluğu içersinde dost toplu­

luklar şeklinde yaşamıştır. Phrygli rahiplerle uyum içinde olan Mithra rahip­

leri, resmi kurum desteğini elde etmiş ve devlet tarafından korunma garanti­

si altına girmişlerdir. Üstelik en azından batıda, Pers liturjisinin gizli seremo­

nilerine Phrygialı erkekler katılabilmişlerdir. Kadınların killte kabul edilme­

si yasak olduğundan, Mithraist toplumdaki kadınları da Cybele kültü kabul

etmiştir. Bu dostça birlik önemli sonuçlan beraberinde getirmiştir ki Pessinus

dini, yeni ve şimdiye kadar görülmemiş farklı bir anlam kazanmıştır.78 Phrygia bölgesinde, Gordion' daki bir Pers kapısı ve iç kısırnda geniş açık bir

alanın kuzeyinde bir Peİs ateş sunağı bulunmuştur. Tapınağın iç kısmının merkezi geniş dairesel bir alanla çevrilidir ki burası ateş alanının merkezidir.

Bu merkez buranın bir kült yeri olduğunu göstermektedir.19

Mithra tapınırnı Kornmagene krallığında M.S. I. yüzyıl sonlarına dek

varlığını sürdürmüşrur:so (Resim 11-12) Nemrut Dağı'ndaki büyük tanrı heykelleri arasında Mithra, Zeus-Ahura Mazda, Hermes, Apollo-Helios ve

76 W. Radt, "Kapıkaya B ei Pergamon-Ein Landliches Heiligtum der Göttermutter Kybele und ·Des Sonnengottes Mithras", Xth. The Proceedings of the International Congress of Classi­cal Archaeology, TI, TIK, Ankara, 1978, s. 3-vd.

77 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2135. Attis. efsaneye göre Phryglerin Ana Tannçası Cybele'nin sevgilisi ve o~ludur.

78 F. Cumont. The Oriental Religions in Roman Paganism, New York, 1956, s. 65-vd. Hatta Cumont biraz daha ileri giderek. I. yüzyılm yansından sonra burada ortaya çıkan Magna Mater törenindeki boga kurbantnın, büyük olasılıkla bu etkileşimle ilgili oldugunu açıkla­maktadır ki taurobolium sorunu araştırmacılar ara~ında hala netlik kazanmamış konulardan biridir.

79 R. Young, "Gordion: Archaeological Summary of Work", Analotian Studies, VI, 1956, s. 18-vd.

80 W. Liebeschuetz, "The Expansion of Mithrai.~m Among the Relgious Cults of the Second Century", Studies in Mithraism, Roma, 1994, s. 347.

651

Page 21: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

Herkül-Verethranga gibi tanrılada birlikte önemli bir yere sahip olmuştur. 8 ı Burada kral ile yanyana olan diğer kaidede bulunan tann Mithra dexiosisi bu­

nu bize açıkca göstermektedir. (Resim: 13)

Hellenistik dönemdeki dinsel ve politik kanşım bölgede ele geçen bir

yazına açıkça belli olduğu gibi tann Millıra'nın adı da rahatlıkla okunmakta­

dır: " ... bağışlayıcı Zeus-Oromasdes yoldaş olsun, onun yanında yardımcı olarak Hem Teleia, buna ilaveten, Artagnes-Herakles ve Apollon olan Mith­ras, ve tanrılardan en güçlü sesli sözcü olan Helios ve Hermes. "82 Burada

kral, diğer tannlar yanında . Mithra'dan da iyilikler aldığını göstermektedir.83

Aslında, Kornmagene kralı Antioclms'un Nemrut Dağı'na diktirdiği anıt

Hellenistik dönemi ifade eden ya da başka bir deyişle, farklı doğu ve batı kül­türlerin kanşmasının en güzel örneği olmuş ve kültürler kanşırken, ·dinlerin

kaynaşması da Zeus Oromasdes, Mithra-Apollon-Helios gibi doğıı-batı tan­

nlannın da birleşmesini (synkretismus) beraberinde getirrnişfu.84

Dörner, Arsameia'daki kazılara ilişkin yayınlarında, Hellenistik tekniği­

nin bu olağanüstü eserinin Mithras teolijisine ait olduğunu kanıtlamaya çalış­

tığını belirtip, şimdiye kadar bu tesisin anlam ve amacına ilişkin elinde yazı­

lı belge bulunmadığından, var olan bilgilerin genişletilmesinin daha da ge­

rekli olduğu söylemektedir. Antiochus I, Nemrut Dağı'ndaki yazıtında, kral­

lığın sınırlan içinde her yerde, kraliyet kültü için kutsal yerler yaptırdığını

belirtmektedir. Dörner, bunlardan bazılannın yerini belirlediğini söyleyip,

81 M. S. Bilgin, a.g.e. s. 1 13~ 82 F. K. Dömer, a.g.e. ss. 159-vd. Dikkati çeken nokta, tann Mithra'nın, Greklerin güneş tan­

nsı Hel i os ile değil de. on lan n savaşçı tannsı Apolion ile özdeşleştirilmesidir. Zaten, aslın­da savaşçılığm tanrı Mithra'nın önemli özelliklerinden birisi olduğu da unutulmamalıdır. Yukarıda da değindiğimiz gibi, Kilikya'da güneş olma özelliğinden dolayı Mithra ile Apoi­lo arasında bir ilişki kurulurken, Kommagene'de her iki tannnın savaşçı olma özelli~ or­tak olarak alınmışnr ..

83 R. D. Sullivan, a.g.m. s. 297.

84 Pauly-Wissowa, XY-2, s. 2135. Aslında Selevkid devletinin parçalanması sonucu ayrılıp yeni krallıklar kuran diğer bütün Selevkid krallan gibi Kornmagene krallığım kuran Anti­ochus I' da kendi soyunu üç yüz yıl önceki lskender soyuna dayandırmaya çalıştırmak için anıtlar yaptırmıştır. R. D. Sullivan, "Dynastic Propoganda in Commagene", Xth. The Pro­ceedings of the International Congress of Classical Archaeology, TIK, Ankara, 1978, s. 297.

652

Page 22: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

başka yerlere götürülen anıtların ise henüz belirlenemeyen bazı yerleri işaret

ettiğini yazmaktadır. Jörg Wagner'in Besni civarındaki Sofraz köyünde bul­

duğu dexiosiş bunlar arasındadır. Bu anıt herkesi şaşırtmış ve Koınmage­

ne'deki Mithras sorununa ilişkin t~tışmaya yeni boyutlar kazandırmıştır.85

(Resim: 14)

Bu arkeolajik malzeme yanında yine bir Kommageneli, Samosatalı Lu­

dan da (M.S. II. yy.) eserinde, özel olarak kutlanan her ayın on altıncı günü­

nün yalnızca kralın doğumu değil, aynı zamanda Mithra'ya adanmış gün ol­

duğunu l;ıelirtmektedif.86

Hellenistik dönemde Lykia bölgesinde konumuzia ilgili olarak en önem­

li merkez bölgedeki volkanikdağ olan Olympos Dağı' dır. Plutarchos, eserin­

de bölgedeki korsanların bazı garip kurban adaklan yaptığını ve bunların da­

ha sonradan Mithra kül tü içindeki uygulamalarda Roma' da varolduğunu yaz­

maktadır.87 Bölgede Patara'daki Leto tapınağında, Apolion'un annesi ve

kızkardeşine adanan eşyalar yanında bir de Zeus Soter heykeli bulunmuş­

tur.&& Buradaki Zeus Soter, tanrı Mithra ve Zeus'un birleştirilmesiyle oluştu­

rulmuş olan Zeus Oromasdes'in Grekçe adıdır.89

Mithra kültü, Hellenistik dönemde Anadolu'nun diğer yerlerinde gördü­

ğü ilgiyi Bithynia, ve Batı Anadolu'da tam olarak görmemiştir. Bunun ne­

denleri arasında en başta bu bölgelerdeki tüccarın ticarete tamamen egemen

olması ve sonuçta da doğulu tüccann bunu bilmesi nedeniyle buralara pek

fazla ilgi gösterınemesi yatmaktadır. Bu bağlamda, Asyalı tüccar kendisi için

çekici olmayan bölgeyerağbet etmiyordu. Roma egemenlig-inde de, V espasi­

an döneminden itibaren buralara gerek savunma gerekse elde tutmak için lej­

yonlar yollanrnarnış ve dolayısıyla Roma'nın diğer bölgelerinde karşımıza

çıkan askerlerin kendi dinlerini taşımalan burada söz konusu olmamıştır. Ay-

85 F. K. Dömer, a. g. e., s. 197-vd. 86 Lucian, Mennipus, VI: 1-9.

87 P1uıarchos, Vita Pompeii, 24. 1-8.

88 F. Işık, "Paıara, Dünü, Bugünü ve Ge1ecegi", Türk Arkeoloji Dergisi, XXIX, Ankara, 1991, s. 45.

89 M. H. Sayar-P. Siewert-, "Doğu Kilikya'da Epigrafi ve Tarihi Coırafya Araştırmaları 1991 ",X. Araştırma Sonuçları Toplantısı, Ankara, 1993, s. 180.

653

Page 23: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

nca, Mithra yandaşı askerlerin buralara gelmemesi ve kölelerin bölgede, di­

ğer yerlere göre az olması bölgede Millıra'nın yayılmasını engelleyen sebep­

lerden bir diğeri olmuştur.90

Roma M.Ö. IV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren genişlemeye baş­

lamış; M.Ö. 200 yılında Batı Akdeniz'e egemen olmuş, M.Ö 146 yılında Batı'da Kartaca'yı, Doğu'da da Korinthos'u tahrip ettikten sonra M.Ö. 44 yılında Anadolu'ya yerleşmiştir. Bu fetihler ve Anadolu ile Suriye'de toprak

kazanımları sonucu Batı'da Mitbra inancının propogandası başlamıştır. Tan­n Mithra'nın Roma'ya götürülmesinde ise; Kilikyalı korsanlar91 başta ol­

mak üzere, askerler92, memurlar93 ve köleler94 başlıca rolü oynamışlar-

90 F. Cumonı, The Mysteries ofMithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 79.

91 Pluıarchos, Vita Pompeii, 24. 1-8.

92 W, Liebeschuetz, "The Expansion of Mithraism Among the Religious Cults of the Second Century", Studies in Mithraism., Roma, 1994, s. 208-vd. Roma ordusunda Asyaltiara yer verilmesi ve herhangi bir isyaru engellemek için bunlann imparatorluk içerisinde dagıul­malan, Miıhraizm'in yayılmasını kolaylaşurmıştır. Kapadokya, Ponnıs ve Kilikya'daki ye­rel askerler arasında oldukça yaygın olan Mithraizm, Avrupa'ya ilk kez Kornmagene ve Kapadokyadan gelen askerler tarafından getirilmiştir. Kapadokya'daki yerel ordu, yukan­da da dell;indill;imiz gibi buradan imparatorlugun politikasına uygun bir şekilde Tuna'ya transfer edilmiştir. Böylelikle o zamana kadar bilinmeyen Pers tanıısının adı ilk kez Alp­ler'in kuzey bölgesine taşınmıştır. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 40-vd. Arkeolajik deliller doğruirosunda Mithraizm'in ordu aracılıll;ı ile oldukça geniş bir alana yayıldığı rahatlıkla göriilmektedir. Örneğin, 13. Legio komutanı Valerius Maximianus bugünkü Yugoslavya'da üç Mithraeum yaptırmışllr. Her ne kadar tüm rütbelerdeki askerler tann Mithra'yı sava~çı karakterinden dolayı benim­seseler de, Mithra özellikle okçular ve süvariler ara~ında önemli bir yere sahiptir. Çünkü kendisi de bir okçudur. Efsaneye göre kayaya ok atarak yaşam için çok önemli olan suyun çıkma~ını sağlamıştır. Aynca Miıhra, bulunan figürinlerde de görüldüğü gibi süvaridir. Du­ra Europos'da, Avrupa'nın çeşitli yerlerinde böyle bir çok kabartma ele geçirilmiştir. M. J. Vermaseren, Mithras, The Seeret God, London, 1963, s. 30-vd. Askerlerin inşa ettikleri Mithraeumlar için bkz. a. g. e., s. 31 -vd.

93 Roma imparatorluğunun bütün eyaJetlerinde imparatorluk hizmetinde bulunan memurlar da en az asker, tüccar ve köleler kadar yabancı dinlerin yayılmasında önemli rol oynamış­lardır. Merkezi gücün bu memurlan, bölgesel farklılıklara aykın olarak imparatorluğun si­yasal birliğinin temsilcileri ve aynı zamanda yöresel ki.iltlere karşı ulusal dinin misyoner­leriydiler. Askerler gibi onlar da Asya ülkelerinden alınmaktaydılar ve yine askerler gibi terfi olduklarında yerlerini dell;iştiriyorlardı. Lejyonerlerinki gibi bu memurlann bürolannın li~teleri de bütün uluslann bireylerini kapsıyordu. Böylelikle imparatorluk yönetimi bir hükümetten diğerine transfer olurken, Mith ra ile ilgili misterler de memurların

654

Page 24: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

dır.95 İşin ilginç yani Romalılarla birlikte Mithra ikinci kez Anadolu'ya gir­

miştir. Anadolu' da tamştıklan bu gizemli tann Romalılar arasıoda hızla

yayılarak, imparatorluk içeıjsinde geniş bir alanda tapınım görmüştür.

Roma'da Sol Invictus (Yenilme~ Güneş) ile özdeşleştirilrniş ve imparatorlar

arasında saygın bir yer edinrniştir ... M.S. Il. yüzyıl ise Mithra için altın bir çağ

olmuştur.

Constantinos I'in Hııistiyanlığı kabul etmesinden sonra Mithra kültü

hızla gerilemişse de bu yüzyılda da tann Mithra'ya adanmış anıtlar yapıl­

maya devam edilmiştir. Ama artık tann Mithra tek başına değil, eski dinin

ceşitli taılnlan ile yer almaya başlarnıştır.96 391 yılındaki bir fermanla im-• .... paratarluk içerisindeki tüm putperest tapımınlar yasaklanmış ve hemen bir yıl

sonra, 392 yılındaki ferman ile Mithraizm gibi diğer bütün putperest tapınım­

lar cezalandırılarak sonları hazırlanmıştır. Mithraizm, dağınık vaziyette im-

yardımcılan ve yazmanlan ile imparatorluk içersinde taşıruyordu. Kapadokya'da Roma döneminden kalma bir yazıtta bu dunımu somut olarak belgeleyecek bir yazıt ele geçmiş­

tir. Caesarea'da büyük olasılıkla yerel kökenli imparatorluk hazinesi katibi bir köle, tann Mithra'ya çok iyi bir Latince ile ithaf edilmektedir. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T. C. McCormack, ~ew York, 1956, s. 75-vd.

94 Anadolu'dan imparat6rlu.ğun batısına Mithraizm'in taşınmasında önemli bir .yere sahip olan köleler, imparatorluğun bu kısmında bu inanışa ait ilk tapınaklan da inşa etmişlerdir. Köle satıcılan (mangones), köleleri Kapadokya ve· Pontus'un da dahil olduğu bölgeden. başka bir deyişle doğudan alıp batıya satıyorlardı. Köleler de beraberlerinde kendi inanış­lan nı gittikleri yerlere götiirüyorlardı. Mithra'nın taşınmasında aracı rolündeki köleler, bu .inanışla beraber kültün tapırum yerlerini de (spalea) inşa ediyorlardı. Böylelikle Alpler'in giineyinde olduğu gibi, kuzeyinde de doğulu köleler Mithra dininin misyonerleri gibi çalışıyorlardı. Bkz. F. Cumont, The Mysteries of Mithra, trans. T.C. McCormack, New York, 1956, ss. 63 ve 78.

95 Roma'ya Mitbra'run götürölmesinde Arınenialı prens Tiridates' de dalaylı olarak rolü var­dır ki bu sayede tanrı imparatorluğun merkezine doğrudn ulaşmıştır. Tiridates'in Roma 'ya gelip imparator Nero'ya bağlılık yeminini Cassius Dio şöyle anlatır: "Mithra'ya saygı gös­terdiğim gibi, tanrım olarak sana da saygı göstermek üzere huzuruna geldim." Cassius Dio, Historia Romana, LXIU- I O

96 H. S. Jones, "Mithraism", Encyclopaedia of Religion and Ethics, VIII, s. 756. Her ne kadar MS. IV. yüzyıl ortalannda yaşayan ve Mithra kültünü uygulayan son imparator Iulianus, kültün yeniden canlanması için çok çaba sarfettiyse de, onun ölümüyle batıda Mithraizm ·in uzun yürüyüşü sona ermiştir. N. Baydur, lmparator lulianus, Istanbul Üniv. Edeb. Fak. Yay., istanbul, 1982, ss.l24-vd.

655

Page 25: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

paratorluğun çeşitli bölgelerinde rağbet görmeye devam etse de, Hıristiyan­

lık karşısında fazla tutunamamıştır.22_

Roma döneminde Anadolu'daki olası merkezlerden biri Kilikya böl­

gesindeki Alahan'dır. Buradaki bir kilise içerisinde bulunan boğa tasviri,

Jupiter Dolichenus'un atribütü mü yoksa Anadalulu Ma veya Mithra'nın

boğa töreniDini mi sembolize etmektedir henüz belirlenememiştir. Bu sorunu

çözmek çok zor olsa da bilinen gerçek pu.ta taparlığın hala burada Hıristiyan­

lık ile birlikte, bir şekilde devam ettiğidir. 98

Kapadokya bölgesinde de Mithra'nın izlerini sürmek olasıdır. Ves­

pasian, askerlerini bölgeye getirene kadar, buradaki yerel halktan asker top­

lamış ve daha sonra bunları XII.legioya eklemiştir.99 Roma mezarında bulu­

nan ve Mezarda Severus Alexander adına basılrruş (M.S. lll) sikkenin arka

yüzünde dört atın koşulu olduğu bir araba üzerinde bir savaşçı, bu betim­

lemenin üstünde de küçük Argaios (Erciyes) görülmektedir100 ki buradaki

betimleme büyük olasılıkla tanrı Mithra'dır.

Diğer bir merkez, Roma döneminde Kapadokya'ına kutsal kenti sayılan

Comana Cappadoccia (Adana/Şar) yerleşmesidir. Buradaki bir yazıtta 'Mith-

97 M. J. Vermaseren, Mithras, The Seeret God, London, 1963, s. 191-vd.

98 M. Gough, 'The Church of the Evangelists at Alahan", Anatelian Studies., Xll, 1962, s. 180-vd. Bölgedeki bir diger merkez şimdilik somut bir bulunru olmasa da Kilikya'daki Klaudiopolis (Mut civan) yerle.~mesidir.Burada bulunan süvari kabartmalı bir mezar stelinin yazltında Parth süvari birliğinden bahsedilmektedir. Kilikya'da varlıgı ilk kez bu yazıt ile saptanan süvari birliklerinin M. S. III. yüzyılın ilk yarısındaki Parth sava~lan sıra~ında Parth ordusundan kaçarak Roma ordusunda aux.iliarii (yardımcı birlik) sınıfında kullanılmaya başladıklan bilinmektedir. M. H. Sayar, "Kilikya'da Epigrafı ve Tarihi Cog­rafya Ara~urmalan 1995", XIV. Araştırma Sonuçlan Toplantısı, I, Ankara, 1997, s. 119. Bu dönemde Parth ordusundan Roma ordusuna geçişlerde büyük olasılıkla dinsel inanç­Iann da beraberinde getirildigi ve lran inançlarının Roma içerilerine sızdıgı söylenebilir. Russell'in açıklaılıalan bunu destekler niteliktedir. Russell, birçok Kilikyalı askerin M.S. 11-TII. yüzyıllarda Roma imparatorlugunun uzak yerlerinde; Mısır, Dalmaçya, Numidya, Pannonia"a görev yaptığını ve bunların da mezar yazıtlanndan anlaşıldıgırıı belirtmek­tedir. J. Rusell, "Cilicia-Nulrix Virorum: Cilicians Abroad in Peace and W ar During Hel­lenistic and Roman Times", de Anatolia Antiqua, I, XXXII, Paris, 1991, s. 285.

99 E. E. Schneider, "Ciassical Sites in Anatolia: 1994 Archaeological Survey in Cap­padocia", XIII Araştırma Sonuçlan Toplanlls, I, s. 16.

100 H. Kodan- C. Günbattı, "Tontar Roma Mezarı", Türk Arkeoloji Dergisi, XXX, s. 87.

656

Page 26: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

ras' (mitra) sözcüğü açıkça okunmaktadır. lulius Antius adlı valinin adının yanında Mitras olarak karşımıza çıkan sözcük valiyi onudandırmak için kul­lanılmıştır. Taş yazıtta karşımıza çıkan Cataonia baş rabibinin adı da 'Mith­ratochmes' (baş rahip) şeklinde yazılmıştır. Burada ki 'Mithra' sözcüğü de bu rahibe, diğer rahiplere göre hiyerarşik anlamda bir üstünlük sağlamak-tadır. lO! .·

Fırat boylarında Romalı komutanların Partları ordularına aldığını ve böylelikle Romalıların Mithra dini ile doğnıdan taruştı.klannı 102 göz önünde tutarsak Antik çağda Akdeniz ile Mezopotamya arasında Fırat üzerindeki başlıca geçiş noktası olan Zeugma ve onun hemen karşısındaki Apameia'nın

da önemli birer ·merkez olduğunu varsayabiliriz. Burada bulunan diğer

mağaralar için aynı şey söylenemese de, uzun süre Part egemenliğinde kalan Apameia'da bulunan kaya lçabartmasının yer aldığı mağaranın (Resim: 15) kült amaçlı kullanıldığı büyük bir olasılıktır. 103

Gaziantep'deki Doliche (Dülük Köyü) antik yerleşmesi de yukarıdakine

benzer bir örnektir. Zira burada yapılan çalışmalar, Pers döneminden itibaren gelen birtakım uygulamaların Roma döneminde de hala sürdüğünü göster­miştir. Pers kültürü ve dininin etkisiyle gelişen yeraltı tapınakları ve tapınak

mezarlan ile Gaziantep çevresinde, Hellenistik dönemden itibaren oluşan an­tik kültür öğelerinin de yoğunlaşmasıyla yaygın olarak kullanılan kayaya oyulmuş mezar odaları, özellikle Roma döneminde güç ve zenginliğin sirn­gesi sayıldığından çok kullanılmış ve çevre kültürlerinin de etkisiyle değişik biçimler gösteren mezar odalanna sahip olmuştur.104 Buradaki yeraltı

mağaraları, Mithra yandaşı askerlerce tapınak olarak kullanılmıştır. (Resim: 16)

101 R. P. Harper, "Tituli Comanarum Cappadociae", Anatalien Studies, XVIII. 1968, s. 93. 96 ve 101.

102 F. Cumont, The Mysteries of Miı.hra, trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 47.

103 C. A. Reynal, "1995 Zeugma ve Apameia Yüzey Araştırmaları", XlV. Araşnrma Sonuç­lan Toplantısı., I, Ankara, 1997, s. 3.

104 R. Ergeç, "1993-1994 Deliche Nekropolli Kazılan", IV. Müze Kurtarma Kazılan Semineri, Ankara, 1996, s. 347. Gervers, çöllük ya da dağlık alanlarda bulunan ve zemin şartlannın uygun oldugu yerlerin önce Miı.hra yandaşlannca ve sonra da Hıristiyanlarca kullanıldığını. bu tür yerlerin Anadolu'da özellikle Frigya, Kapadokya ve Armenia'da ol­duğunu belirtmektedir. M. Gervers, "The Iconography of the Cave in Christian and Miı.h­nıic Tradition", Mysteria Mithrae,Leiden, 1979, s. 593.

657

Page 27: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

Bu bölgelerin dışında, Kırşehir'de ele geçen, M.S. I. yüzyıla tarihlenmiş yazıt, tapınak sermayesini yanlış (ya da kendi çıkarı için) kullananlara verilecek cezaları anlatırlOS ki bu yazıtın üçüncü satınnda tann Mithra geç­mektedir. Ancak yazıtta değinilen tapınağın ne tür bir tapınak olduğu belli değildir.

Sonuçta, şimdiye kadar elde edilen bulgular ışığında Anadolu' daki konumunu belirlemeye çalıştığırruz tann Mithra, her ne kadar Anadolu'nun dışından gelen bir tann olsa da bu coğrafyada önemli bir tann olarak kar­şıımza çıkmaktadır. Hellenistik döneme kadar hakkında pek ayrıntılı bilgiye sahip olmadığımız ve bu y'üzden de daha az gelişmiş bir inanç gibi gözüken

Mithra tapınımı, bu dönemde Anadolu• da biçimlenerek, yeni ve daha geliş­miş bir din şekline getirilerek batıya taşınmıştır. Roma, ilk kez An~dolu'da tanıştığı bu gizemli inancı kısa sürede imparatorluk içerisinde yayarken daha gelişmiş bir inanç şekline de dönüştürmüştür.

Anadolu'daki Pers dönemi ile ilgili merkezler daha çok 'olası' bölgeler

şeklinde karşıımza çıkarken, Hellenistik dönem ve Roma döneminde beliren merkezler daha somut bulunttılar vermektedir. Mithraizm'in biçimlerrmesin­de hem· doğu kültürü (Pers ve Mezopotamya) hem de batı kültürü (Grek)

·-... önemli bir rol oynamıştır. Anadolu'nun en büyük etkisi de bu noktada, yani iki farklı kültürü birleştirme -uzlaştırma- aşamasında olmuştur. Anadolu ile ilgili en büyük eksiklik, Avrupa' daki kadar çalışma yapılmadığı için, kült hakkında fazla bilgi sağlayamamasıdır. Kültür ve inanç zenginlikleriyle dolu Anadolu; bu gizemli tanrının sırlanm saklamaya devam etmektedir. Bu nok­tada şu unutulmamalıdır ki, M.S. IV. yüzyıla kadar bu coğrafyada varlığını sürdürmüş olduğunu bildiğimiz tanrı Mithra üzerine ilerde yapılacak çalış­

malar, Anadolu'daki gizemli ışık Mithra sorununa daha farklı yorumlar getirecektir.

105 S. Mitchell, Regional Epigraphic Catalogu~s of Asia Minor II: The Ankara District, The Inscriptions of North Galatia, Oxford, 1982, s. 306-vd.

658

Page 28: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

Resim 2: (Roma, bazilika alu, Antike Welt, 57)

Resim 1: (Vatikan Müzesi, Cumont, 23)

Resim 4: (Daskyleion, İstanbul Ark.

Resim 3: (Bünyan, İstanbul Ark. Müz.) M üz.)

659

Page 29: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

Resim 5: (Taş Kule, Cahill, 151) Resim 6: (Birecik, Stein, 112)'

Resim 7: (Baydur, Kat. No: 19, 186, 187)

Resim 8: (Men ile Mithra, Cumont, 18)

Resim 9: (Tarsus, Antike Welt, 20)

Resim 10: (Kapıkaya, Radt, 7)

660

Page 30: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

Resim ll: (Milhra steli Arsemeia,

Dömer, 107)

Resim 13: (Milhra ile Antiochos, I, A.

Welt, 17

Resim 12: (Arseınia, Dömer, 161)

Resim 14: (Sofraz Köy, Antike Welt, 20)

661

Page 31: ULUSLARARASIisamveri.org/pdfdrg/D138879/2004/2004_IZNIKE.pdf · 17 F. Cumont, Mysteries of Mithra, , trans. T. C. McCormack, New York, 1956, s. 68-vd 18 Pauly-Wissowa, XV-2, s. 2132

Resim 15: (Apamaeia, Reynal, 120)

Resim 16: (Dülük, Ergeç, 347)

662