yaklaşan felaket: liberal açlık had safhada

8

Click here to load reader

Upload: aalpan

Post on 23-Feb-2018

227 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

7/24/2019 Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

http://slidepdf.com/reader/full/yaklasan-felaket-liberal-aclik-had-safhada 1/8

 27 

YAKLAŞAN FELAKET:

LİBERAL AÇLIK HAD SAFHADA

GALİP MUNZAM

Lenin’in Ekim Devrimi’nden hemen

önce kaleme aldığı çok bilinen,

çok alıntılanan Yaklaşan Felaket  

isimli çalışmasının ilk bölümü"

nün başlığı “Açlık Yaklaşıyor”dur. Lenin, burada tüm sistemin çöküşünden kaynaklı

olarak halkın karşı karşıya kaldığı fzikselaçlıktan bahsetmektedir. 2016’ya baktığımız"da da siyaseten sol adına yeni bir “felaket”in

hazırlandığını, Türkiye’de bir “liberal açlık”ın büyümekte, daha doğrusu büyütülmekte

olduğunu söylemek mümkün.

AKP’ye ve baskı politikaları ile

derinleştirdiği liberal açlığa karşı

örülecek sağlam bir direnç hattıyla

karşılık vermemiz ve başka

bir açlığı pekiştirmemiz,

yaygınlaştırmamızgerekiyor: sosyalist

iktidar açlığı.

Page 2: Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

7/24/2019 Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

http://slidepdf.com/reader/full/yaklasan-felaket-liberal-aclik-had-safhada 2/8

 28

GELENEK 129

GALİP MUNZAM

YAKLAŞAN

FELAKET:

LİBERAL AÇLIK

HAD SAFHADA

Bu açlığı doyurmak üzere de düzen siyaseti!

nin mutfağında birtakım çorbaların önümüz!

deki aylarda servis edilmek üzere kaynatıl!

maya başladığını söylemek yanlış olmaya!

caktır. Şu anda ise AKP kaşıkları dağıtmaklameşgul. Hani malum masaldakine benzer

upuzun kaşıkları… Kaşıklar uzun… Kaşıkları

alanların yemeği kendi kendilerine yeme!lerine imkan vermeyecek kadar uzun. AKP,

açık ki, liberal açlıkla midesi kazınanlarınçorbayı birbirlerine yedirmeyi akıl etmeye!

ceğini çok iyi biliyor. Ama her ihtimale karşı

 bir dizi önlem daha almayı ihmal etmiyor.

Kaşıkların uçları da ağıza girmeyecek kadar

 büyük. Masanın etrafında toplananlar ister

kendi kendilerine çorbadan yemeğe çalışsın!

lar, isterse birbirlerine yedirmeye çalışsınlar

çorba ortalığa saçılacak, ortalık batacak…AKP, çorbayı pişiren hünerli aşçı; yemeğeçalışanlar ise hazır yemeği dahi yemekten

aciz muhalefet görüntüsüne sürüklenecek…

AKP çorbayı pişirirken de kaşıkları dağı!tırken de hesabını, pişirdiği çorbanın herdurumda yenilemeyecek, ama bunun mut!

laka denenecek olması üzerinden yapıyor.

Bunu yaparken de özellikle 2015 yılında orta!

ya çıkarılan liberal açlığa güveniyor. Tabi!i, bir de son kertede sermayenin belli böl!melerini temsil etmesine, bunun yanı sıra

AKP tarafından düzene yedeklenemeyenemekçileri “rehin almak” ile görevli meclis

muhalefetine…

Bunun yanında, hepsi AKP’nin bir hizbi hali!

ne gelmiş olan meclis muhalefetinin iki göre!

vi daha olduğunu söylemek mümkün:

i. Siyaseti iki seçeneğe mahkum etmek, top!

lumun geniş kesimlerini, özellikle de emek!

çileri her ikisi de düzen içinde olan bu “seçe!

nekler”in arkasında toplamak.

ii. Bu nedenle her türlü bağımsız, kendi!sini düzen siyaseti içinde tanımlamayan"# tanım gereği  düzen dışında üçüncü bir

odak oluşturma potansiyeline sahip, düzen

muhalefetinin demagojik şekilde sahiplen!

diği kimi ilerici değerlerin gerçek sahibidevrimci seçeneğe düşmanlık geliştirmek,

 bu düşmanlığı beslemek.

Bugün bu görevler şu şekilde somutlanıyor:

Türkiye’de siyaset giderek anayasa eksenli

 bir kutuplaşmanın içine sokulmak isteniyor,anayasa reformuna karşı mısın, bu reformun

yanında mısın?  

Enteresan olmayan bir şekilde düzenin tüm

hizipleri bu anayasal eksen üzerinde uzlaş!

mışa benziyor.

AKP, Tayyip Erdoğan’ın diktatoryal pratikle!

rine ve eğilimlerine yasal zemin oluşturmak,

toplumsal dönüşüm programında geldiği %#facto  düzeyin sağlamasını almak ve yeniadımlara de jure kılıf uydurmak için “anaya!

sal reform” talebinde. 9 Ocak tarihinde bunuşu sözlerle ifade etti Ahmet Davutoğlu:

“Yeni anayasa, bütün siyasi partilerin

birinci gündem maddesi olmalıdır. Bu

konu günübirlik politikalarla tartışıl !masını asla istemediğimiz bir konudur.Bu mesele sadece AK Parti’nin meselesi

de değildir. Türkiye’nin meselesidir, tüm partilerimizin de meselesi olmak duru !

mundadır. Buna bigane kalanlar hem top !lumun huzurunda hem de tarihin huzu !

runda mesul olurlar. Bu milleti hala darbe

anayasalarına, darbe hukukuna mahkûmedenler tarih önünde hesap veremezler.

2019’a kadar önümüzdeki 4 yıllık dönemi,

en erken aşamada yeni bir anayasa iletaçlandırmak konusunda herkesi sami !mi bir gayrete davet ediyorum.” 

“Muhalefet” de geçtiğimiz on küsur yıldanhiçbir şey anlamamış biçimde Tayyip Erdo!

ğan’ın yetkilerinin bir çerçeveye kavuşturul!

ması veya sınırlanması, 1982 Anayasası’nın

ortadan kaldırılması, kah özerklik kah üniteryapının sağlamlaştırılması, parlamentoya

yeniden itibar kazandırılması gibi talepler

ile anayasa tartışmalarının kaçınılmazlığını

teslim ediyor. AKP’nin davetine icabet etmek

için ısınma turları yapıyor.

AKP için de, meclis muhalefeti olmaktan bile çıkan ve AKP’nin “muhalif” hizipleri

Page 3: Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

7/24/2019 Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

http://slidepdf.com/reader/full/yaklasan-felaket-liberal-aclik-had-safhada 3/8

 29

haline gelen partiler için

de anayasa şart görünü!

yor. Daha doğrusu böyle

 bir “şart” halka dayatılı!

yor. Bunun için de şimdi!

den duygusal bir “yıldırı”

politikası devreye sokul!

maya hazırlanılıyor. Bupolitika gereği anayasasorunlar yumağını çöze!

cek bir “sihirli değnek”olarak sunulacak. Ana!

yasa masaya geldiğinde

“insanların ölmesi”nden,

“faşizmden önceki sonçıkış”tan bahsedilecekve masanın meşruiyeti!

nin sorgulanması engel!

lenmeye çalışılacak.

Şu an için “kırmızı” çiz!

giler çekiliyor liberalle!

rimiz ve diğerleri tara!fından.

Kırmızı çizgiyi “Türktipi” başkanlık modelin!

den çekenler var: Mek!

sika, ABD gibi başkan!lık olabilirmiş, olmadı

Fransa gibi yarı başkan!

lık da olurmuş… Sıkın!tı yokmuş. Bunlar tartı!şılabilirmiş, hatta tartı!şılmalıymış. Tıpkı diğer

 başlıklar gibi… Tartışma

sonucunda ne olacak?Her depremden sonradoğrultu atımlı faylarlaeğim atımlı fayların geo!

metrisi ve davranışları konusunda uzman

kesilen, bunları da oblik faylarla mukayese

edebilen, ancak çürük binaların altında kal!maya devam eden halkımız farklı başkan!

lık modellerinden haberdar olacak, bunları

parlamenter sistemin artıları ve eksileri ile

mukayese edecek ve kararını verecek. Milli

irade sandıkta yine vuku bulacak… Açıkça

söylemek gerekir ki bu bir tartışma değil,üçkağıtçılıktır. Zira tartışmanın amacı ger!

çeklerin açığa çıkarılma!

sı, halkın bilinçlendiril!mesi değil; gerçeklerinkarartılarak emekçi hal!

kın rehin tutulduğu kapi!

talist cehennem içindeazap çekmeye devametmesini sağlamaktır.

Bu bağlamda ilk adım,Haziran seçimleri son!

rasında cümle radikalsolcumuzun koalisyonpazarlıklarına yanaşma!

dığı için gönül koydu!ğu MHP’den geldi. MHP,

şaşılmayacak biçimde

AKP stepneliğini kim!seye bırakmamak içinharekete geçti ve müza!

kere masasının ikinci bacağını çaktı. Bahçeli,TBMM Başkanlığı’na bir

mektup göndererek ısın!

ma turlarında bir hayliilerlerdiklerini gösterdi.

MHP, demokratikleşme!

nin, toplumsal bütün!

leşmenin sağlanması ve

üniter yapının korunma!

sı gibi üç noktayı vurgu!

luyor ve yeni anayasa!

"# %#&'#()*+)& ,-,+)(ile kuvvetler ayrılığının

güçlendirilmesi gereği!ni öne sürüyor.1 Kısaca!

sı, AKP’ye “bende her yol

var” mesajı veriyor.

MHP’nin demokratikleş!me, parlamenter sistemi güçlendirme vur!

guları yaptığı bir ortamda CHP ve HDP’nin

tartışmaya balıklama atlayacaklarını tahmin

etmek çok da yanlış olmayacaktır.

1 1. “Bahçeli, TBMM Başkanı’nın mektubuna cevap

verdi”, Ortadoğu Gazetesi, 13 Ocak 2016, http://

goo.gl/1a3CgU.

AKP için de, meclis

muhalefeti olmaktanbile çıkan ve AKP’nin“muhalif” hizipleri

haline gelen partileriçin de anayasa şart

görünüyor. Daha doğrusuböyle bir “şart” halkadayatılıyor. Bunun içinde şimdiden duygusalbir “yıldırı” politikası

devreye sokulmayahazırlanılıyor. Bu politikagereği anayasa sorunlar

yumağını çözecek bir“sihirli değnek” olarak

sunulacak. Anayasamasaya geldiğinde

“insanların ölmesi”nden,“faşizmden önceki son

çıkış”tan bahsedilecek vemasanın meşruiyetininsorgulanmasıengellenmeye

çalışılacak.

Page 4: Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

7/24/2019 Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

http://slidepdf.com/reader/full/yaklasan-felaket-liberal-aclik-had-safhada 4/8

 30 

GELENEK 129

GALİP MUNZAM

YAKLAŞAN

FELAKET:

LİBERAL AÇLIK

HAD SAFHADA

Bir önceki dönem CHP’den milletvekili olanve HDP tarafından kendisine cumhurbaşkan!

lığı adaylığı için teklif götürülen eski AİHMyargıcı Rıza Türmen geçtiğimiz günlerde

şöyle yazdı:2 

2016 yılında yeni anayasa konusu Türki !ye’nin siyasal gündeminin başına oturdu.

1982 anayasasının sakıncaları, yeni biranayasaya duyulan gereksinme yanın!

da bugün yeni bir anayasanın öneminive aciliyetini arttıran başka nedenlervar. Türkiye, Güneydoğu’da büyük bir iççatışmanın içine girmiş bulunmakta.Şiddetin dozu arttıkça ve süresi uza !dıkça Kürt sorununa barışçı bir çözümbulmaktan uzaklaşıyoruz. O nedenle,

derhal çatışmanın durdurulması ve soru !

nun bir görüşme sürecine sokulmasıönem taşıyor. Kürt sorununun çözümüise kaçınılmaz bir biçimde yeni bir ana !yasadan geçiyor. (...) Yeni anayasanınyapılma yöntemi, anayasanın kendisikadar önemli. Ancak katılımcı, toplumun

her kesiminin içinde olduğu bir yöntem!

le demokratik bir anayasa yapılabilir, birtoplumsal uzlaşma sağlanabilir.

Türmen’e teşekkür etmek lazım. Tartışma!larda kullanılan bir argüman setini kırmızı

çizgileri olabildiğince net şekilde ifade ettiğiiçin... Diğer taraftan, bir argüman seti dahamevcut. O da “öz yönetim” cephesinden geli!yor. Demokratik Toplum Kongresi’nin (DTK)27 Aralık’ta yaptığı on dört maddelik öz yöne!

tim açıklamasında sekiz kez yeni demokra!tik anayasaya gönderme yapılıyor. Metninsonuç kısmında da şöyle deniyor:

Demokratik özyönetimlerin Türkiye’nindemokratik birliği ve halkların ortakgeleceği temelinde gerçekleşmesini vebu nitelikte demokrasiyi ve özgürlük !leri güvence altına alacak demokratikbir anayasa yapılması zorunludur. Böy !le bir anayasa tüm toplumsal kesimler,

2 Rıza Türmen, ‘Yeni Bir Anayasaya Doğru’, T24, 1Ocak 2016, http://goo.gl/UcIlf4.

farklı etnisiteler ve inanç topluluklarının

özgür ve demokratik yaşama kavuşmasıaçısından da vazgeçilemez önemdedir.Yalnızca bir halkın, bir kesimin, bir top !

luluğun özgür ve demokratik yaşamınısağlayan ama diğerlerine hak tanımayan

bir anayasa, siyasal ve toplumsal bir sis !tem düşünülemez.

Yeni bir anayasa yapılacak ve sihirli biranahtar olan bu yeni anayasa sayesindedemokrasi, özgürlükler güvence altına alına!

cak, tüm toplumsal kesimler, farklı etnisitelerve -olmazsa olmaz şekilde vurgulanan- inançtoplulukları özgür ve demokratik bir yaşamakavuşacak.

Hem Türmen’in, hem de DTK’nın anayasayıgerekçelendirirken işaret ettikleri ortak birnokta daha var: Avrupa Konseyi . Rıza Tür!men, anayasanın yazımı sürecinde tıkanmayaşanırsa Venedik Komisyonu’na başvurul!ması gerektiğini söylerken DTK da yaptığıaçıklamada Avrupa Konseyi Yerel YönetimlerÖzerklik Şartı’na Türkiye’nin düştüğü şerhle!rin kaldırılması gerektiğini söylüyor. AvrupaKonseyi’nin gözetiminde yahut ilkeleri çer!çevesinde yazılacak bir anayasa ülkemizicennete çevirecek!

DTK’nın “öz yönetim” açıklamasının ardın!

dan AKP’nin halka dönük saldırılarını artır!ması, HDP’yi kapatma tehdidinde bulunma!

sı ve HDP’li belediye başkanlarını “ihtimal”sebebiyle tutuklamaya başlaması Kürt SiyasiHareketi’nin (KSH) tavrını pek de değiştirmi!şe benzemiyor. Özgür Politika ’da Heval Tahaimzasıyla 12 Ocak 2016 tarihinde yayımlananyazı şöyle başlıyor:#

Ahmet Davutoğlu’nun meclis başkanı!nın öncülüğünde başlattığı yeni anayasaçalışmaları tarihi bir dönemeç olabilir.Bu potansiyel mevcut. Bu yüzden birönceki dönem anayasa yapım sürecini

3 Heval Taha, “Uçurumdan önce son çıkış yenianayasa...”, Yeni Özgür Politika, 12 Ocak 2016,http://goo.gl/BzfrQg.

Page 5: Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

7/24/2019 Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

http://slidepdf.com/reader/full/yaklasan-felaket-liberal-aclik-had-safhada 5/8

 31

sabote edenlerin bu sefer daha dikkatli

olmaları gerek. Fakat halihazırda AKP

iktidarı ve Saray hegemonyasının yak !laşımları bu anlamda en ufak bir umut

dahi barındırmıyor.

Yazının geri kalanında AKP’nin Kürt halkına,Rojava’ya dönük tahammülsüzlüğü, anti-de!mokratik ve militer politikaları edebi bir dilleanlatıldıktan sonra, sonunda tekrar şu nok!

taya dönülüyor:

Oysa yeni anayasa tartışmaları buanlamda çok önemli bir fırsat olarakortada duruyor. Çözüm isteyenler için14 maddelik DTK bildirisi Kürt sorunu !

nun çözümüne katkı sunabilecek sivil

bir anayasanın omurgası niteliğinde. Budikkate alınmalı.

Şaşırtıcı mı, bilmiyorum. Uzun bir listesiyapılan AKP’nin baskıcı ve milliyetçi pra!

tikleri, neden onunla siyasi bir zeminin pay!laşılmaması gerektiğinin değil de acilenanayasa eksenli bir masa etrafında buluşul!ması gerektiğinin gerekçesi haline geliyor.Görünüşe bakılırsa, bildiğimiz masal yeni!den anlatılıyor ve bu masalla “uçurumdanönceki son çıkış” olan anayasa söylemiyleuçurumu kazan AKP’nin anayasa hamlesine

zemin kazandırılıyor.

Ancak önemli bir sorun var. O sorun daAKP’nin rüya anayasası ile muhalefetinsihirli değneğinin -benzer bir zeminde yük!

seliyor olsalar dahi- birbiri ile örtüşmeme!sinden kaynaklanıyor. Durum böyle oluncaönemli bir ihtiyaç ortaya çıkıyor: Bu vizyon!

ların buluşturulması için Lenin’in “liberalsimsarlar” dediği kişiler devreye giriyor ve“yeni” masallar icat ediyorlar. İki taraf arasın!

da aracılık yapacak, bundan da “komisyon”alacak liberal simsarlar ellerini ovuşturma!

ya başladı bile.

Ahmet İnsel bir örnek olabilir. İnsel, 12 Eylül2010 referandumundan önce “Yetmez amaevet” kampanyasının bayrak sallayanların!

dan biri olarak şöyle demişti: “Paketin hiç! bir maddesinin demokrasi açısından bizi

daha geri bir noktaya götürdüğünü söyle!

mek mümkün değil… Öküzün altında buzağıaramayalım...” Aynı Ahmet İnsel geçtiğimizgünlerde, 5 Ocak tarihinde Cumhuriyet  gaze!

tesinde “Teşkilatı Mahsusa Ruh Hali” başlıklıyazısında ise şunları söyledi: “Gücün mutlak bölünmezliği inancıyla perçinlenmiş, İslam!

cı muhafazakâr bir halaskâr beklentisiylepekiştirilmiş bir otoriter tahakküm arzusugiderek daha açık biçimde sergileniyor. Buise toplumsal muhalefeti her reform adımıarkasında bir başka kasıt aramaya itiyor.Çoğu zaman da gerçekten çıkıyor.”4

 

Buzağıyı bulmuş, daha doğrusu aranan buzağıyı elleriyle doğurtanlardan birisi olanAhmet İnsel, “yurttaş haysiyeti” meselesini

özellikle öne çıkarıyor. Bir süredir dikkatçektiği yurttaşlık mefhumundan anayasatartışmalarına zıplamak kendisi için zorolmayacaktır. İnsel, ısınma egzersizlerine

 başlamış görünüyor.

Daha açık ve oyuna daha hızlı dahil olanlarmevcut. Bu hızlı oyuncular, sürecin önünde!

ki taşların kestirme yoldan nasıl temizlene!ceği derdinde. Bu noktada, mesela, AKP’ninanayasa “vizyon”u ile KSH’nın anayasa “viz!yon”unun buluşturulması önem kazanıyor.Örneğin, Cuma Çiçek, Birikim’in internet

sitesinde yazmış olduğu “Hem BaşkanlıkHem Özerklik: Uzlaşı Mümkün mü?” başlıklıyazısında şunları söylüyor:5 

Göründüğü kadarıyla her iki aktörün de

bir rejim değişikliği talebi var. AK Parti

bu değişikliği başkanlık sistemi etrafın!

da dile getiriyor. Öte yanda, HDP/DBP’nintemsil ettiği anaakım Kürt hareketi ise

özerklik/özyönetim talebinde bulunuyor.Temel mesele bu iki vizyonun ne kadar

uyuşabileceği. AK Parti başkanlık siste !

mi modelini “tek adamlaşma”, “otoriter !

4 Ahmet İnsel, “Teşkilatı Mahsusa Ruh Hali”, Cum!

huriyet, erişim 13 Ocak 2016,http://goo.gl/DwcRmZ.

5 Cuma Çiçek, “Hem Başkanlık Hem Özerklik:Uzlaşı Mümkün mü?”, Birikim, 08 Ocak 2016,http://goo.gl/Ofv1m1.

Page 6: Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

7/24/2019 Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

http://slidepdf.com/reader/full/yaklasan-felaket-liberal-aclik-had-safhada 6/8

 32

GELENEK 129

GALİP MUNZAM

YAKLAŞAN

FELAKET:

LİBERAL AÇLIK

HAD SAFHADA

leşme”, “denge ve denetleme mekaniz !

malarının ortadan kalkması” gibi kay !gıları gidererek, Kürtlerin özyönetim/ 

özerklik taleplerini yerel ya da bölgesel

ölçekte kapsamlı bir adem-i merkezileş !

meyi içerecek şekilde revize edebilir mi?Öte yanda, anaakım Kürt hareketi çok-öl !çekli ve çok-aktörlü denge ve denetleme

mekanizmalarına dayalı, demokratik

normları gözeten bir başkanlık sistemini,kapsamlı bir yerel ya da bölgesel adem-

i merkezileşmeyi içermesi durumunda

kabul edebilir mi? Bu noktada, belki Öca !lan’ın konuşması bir anlam kazanabilir.

Zira, barış/çözüm sürecinin iki mimarın!

dan biri olan Öcalan’ın bu gidişat hakkın!

da ne düşündüğünü bilmiyoruz.

Şimdilik çözüm sürecinin ikinci mimarınınkim olduğu sorusunu bir kenara bırakalım.Türkiye halklarının üzerine çökmüş bir pro!

 jenin “mimarların suçu olup olmadığı” soru!sunu da. Burada önemli olan, yazının işaretettiği politik sonuç ve liberal simsarlarınmisyonunu açığa çıkaran karakteri.

Yazının işaret ettiği ve Suriyeleşme gibi tes!pitlerin eşlik ettiği6 politik sonuç, yenişeme!yen taraarın mevcut pozisyonlarından tavizvererek “bir orta noktada buluşmaları”dır. Bu

 buluşma elbette Çiçek, vb. simsarların kata!lizörlüğünde gerçekleşecektir. Niçin? Elbet!te ki sistemin sürebilmesi, mevcut çarkın

 bozulmadan dönmesi ama aynı zamanda busimsarların ayrıcalıklı siyasi ve “entelektüel”konumlarının tahkimi için. Yine geçtiğimiz"#$%&'(& Birikim’in müdürü Ömer Laçiner’inPKK’ye çatmasının arkasındaki gerekçe de budur: Son dönem izlenen politika, liberalleresimsarlık pratiklerini gerçekleştirme şansıvermemektedir. Masa kalmayınca, pazarlık

6 Çiçek, aynı makalede ağzındaki baklayı çıkar!madan şöyle diyor: “Son beş ayda yaşadıkları!mız çoktan Suriye yoluna girdiğimizi gösteriyor.İnsanlar kent merkezlerinde tankla, topla, roket!lerle süren savaşın ne zaman biteceğini bıkıpusanmadan sorarken, taraarın açıklamaları veeylemleri daha da kötü günlerin bizi beklediğinigösteriyor.”

olmayınca yahut masa onların ulaşabildiğin!den başka bir zemine ötelendiğinde simsa!

rın da işi bitmektedir. Laçiner’in feryadınınnedeni budur. Simsarlık yapılacak zemin

ortadan kalkmıştır. O halde masa acilen yeni!den kurulmalıdır. Neticede sürüngen bilerızkına koşuyor.

Yazının başında tarif ettiğimiz liberal açlığın bir diğer özelliği ise belli bir düzeyden sonrasürekli artacak olmasıdır. Bu nedenle şundanemin olmak gerekiyor: Üçüncü geleneksel“Yetmez ama evet” (YAE) şenlikleri yaklaşı!yor. İsteyen ikinci diye kendisini kandırabilir,yahut kendisinin de bu şenliklerin birinde“yetmez ama…” dediğini gizlemeye çalışabilirancak gelen üçüncü YAE’ci dalgadır.7 Bugün

yapılması gereken, anayasa tartışmaları ileAKP’ye meşruiyet kazandıracak, hareketsahasını genişletecek en ufak adım atılma!

dan, yeni bir yetmez ama evet dalgasına karşı bir hat örmektir. Emekçi halkın öncülerininolabildiğince geniş kesimlerinin mücadele!

ye kazanılmasını sağlamak, anayasa tartış!maları esnasında yaratılacak sahte ikiliklerüzerinden yeniden düzene yedeklenmeleriniengellemek için en önemli adımlardan biri

 bu hattın sağlam örülmesidir.

Konumuz madem “açlık” oradan devam ede!

lim ve biraz klasiklere dönelim. Direniş hat!tını kurarken yapacağımız önemli işlerden biri, bir yandan düzenin kendisiyle müca!

deleyi sürdürmek, bir yandan da bu sah!

te ikilikleri ortaya çıkaranları “yemek”tir.Lenin’in deyişi ile “Kadet-yemek” asli işle!rimizden biridir. Kadet-yeme konusunu birmiktar açalım.

7 Önceki iki YAE kampanyasından kastımız, 2010referandumundaki orijinal kampanyaya ek ola!rak “tatava yapma”lı yerel seçimden başlayarak

Demirtaşlı cumhurbaşkanlığı seçimlerine, ora!dan da 2015 seçimlerine kadar uzanan süreçtir.

İkinci YAE kampanyasının bir bölümüne eklem!lenenler tıpkı orijinal YAE’ciler gibi AKP düze!ninin değirmenine su taşıdıklarını, bu esnadadevrimci bir direnç hattı kurmaya çalışanları“politika bilmezlik” ile suçladıklarını gizlemeyeuğraşarak yaklaşmakta olan ve sezdikleri yeniYAE’ci dalgayı “ikinci” olarak adlandırıyorlar.

Page 7: Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

7/24/2019 Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

http://slidepdf.com/reader/full/yaklasan-felaket-liberal-aclik-had-safhada 7/8

 33

Kadetler, yani Anayasal Demokrat Parti, Rus!

ya’da burjuvazinin reformist-liberal tem!

silcileridir. İki devrim arasındaki süreçteyaşamış olan bu burjuva liberal parti, burju!

va demokrasisinin yerleşmesini ve bununiçin reformlar yapılmasını siyasi bir önce!

lik hale getirmiş ve bu süreçte Rus siyasalyaşantısına ağırlık koymuştur. O derece ki,1905 - 1917 arasında pek çok veçhede Russiyaseti iki kutuplu bir görüntü çizmektedir.

Bizim bakacağımız 1912 uğrağında siyasetin bir yanında merkezinde Kadetler tarafından

temsil edilen liberal demokratların durduğu

ve bolşevikler dışında “sol” güçlerin toplan!

dığı bir geniş “anayasacı”

cephe, diğer yanında Çar!

lığı savunan siyasal güç!

ler bulunmaktadır.

Kadetler canhıraş birşekilde bu reformisthattın etrafında anti!monarşist ve sol güçleri"#$%&'%(%)% +, -.)%-,".

kutuplardan birinin ken!

dileri olduğu iki kutuplu bir zemine sıkıştırmayaçalışmaktadır. Lenin’inüzerine en fazla mesaiharcadığı meselelerden

 biri, bahse konu sah!te ikiliği bolşeviklerinnasıl olup da dağıtaca!

ğı ve bağımsız, üçüncü bir siyasi hattı nasıl tesis

edeceği olmuştur.

Lenin, söz konusu süreçte bu konuda ikiönemli makale kaleme almış ve konuyailişkin bolşevik bakış açısını gözler önünesermiştir. Nevskaya Zvezda ’da (Neva Yıldı!zı) Haziran ayında yayımlanan “LiberallereKarşı Polemiklerimizin Önemi ve Doğası”8 

 başlıklı makalede Lenin, öncelikle birliksorununun liberaller tarafından “politik bir

8 Vladimir İ. Lenin, “The Nature and Signicanceof Our Polemics Against the Liberals”, MarxistInternet Archive, 19 Haziran 1912, https://goo.gl/C0v6t1.

sorun olarak değil, bir çöpçatanlık  faaliyeti”olarak ele alınmasına itiraz eder. Lenin’e göre

sorun politik bir sorundur ve burjuva-liberal!

ler bunu bir çöpçatanlık faaliyeti olarak ele

alıp, siyasi birlik ya da işbirliği değil tabiyettalep etmektedir. Zira liberaller, destek talep

ettikleri siyasal hatların politik programla!

rındaki “derin farklar”ı kabul etmekte, ancak

yine de kendi politik hatlarını tartışmasızşekilde üstün bir pozisyona yerleştirmekteve bu bakış açısıyla bir cephe önermektedir!ler. Lenin için bu durum kabul edilemezdir.Ancak daha kabul edilemez olan, Kadetleriher eleştirdiğinde Lenin’e dönen karşı eleş!

tiri oklardır. Bu oklarınortak özelliği, Kadetle!

ri eleştirmenin zama!

nı olmadığıdır. Soru!lan soru şudur: Sağcıla!

rı eleştirmek dururkenneden burjuva demok!

ratlar hedef alınmakta!

dır? Lenin’in yanıtı nettir:

Kadetler karşı-devrimci!dir, milliyetçidir, emper!yalisttir, kitle hareketle!

rinden korkmaktadır veeski düzeni temsil edenkimi kurumlarla birlik!

te hareket etmektedir.

Buna ek olarak bolşevik!

ler, liberallere yönelttik!

leri her tür suçlamayı çokdaha kuvvetli bir şekilde

sağcılara yöneltmekte!

dir. Lenin’e göre './,&%'!

lere karşı verilen kavga monarşistlere kar !

şı verilen kavgadan içerik açısından daha

derin, daha tutarlı ve daha zengindir .

Söz konusu makale çok gürültü kopardığın!

dan Lenin bir makale daha yazma gerek!

sinimi hissetmiş ve bolşeviklere yönelti!len “Kadet-yeme” eleştirisine açıklık getir!

miştir.9 Öncelikle Lenin’e göre soldan gelen

9 Vladimir İ. Lenin, “A Talk on ‘Cadet-Eating’”,Marxist Internet Archive, 26 Ağustos 1912, htt!

ps://goo.gl/SUO2YQ.

Direniş hattını kurarkenyapacağımız önemli

işlerden biri, bir yandandüzenin kendisiyle

mücadeleyi sürdürmek,bir yandan da bu

sahte ikilikleri ortayaçıkaranları “yemek”tir.

Lenin’in deyişi ile

“Kadet-yemek” asliişlerimizden biridir.

Page 8: Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

7/24/2019 Yaklaşan Felaket: Liberal Açlık Had Safhada

http://slidepdf.com/reader/full/yaklasan-felaket-liberal-aclik-had-safhada 8/8

 34

GELENEK 129

GALİP MUNZAM

YAKLAŞAN

FELAKET:

LİBERAL AÇLIK

HAD SAFHADA

“Kadet-yeme” eleştirilerinin temelinde par!ti krine dair kafa karışıklığı vardır ve bu

eleştiriler likidatörler tarafından dile geti!

rilmektedir.

Lenin bu makalede kendi eleştirilerinin özü!

nü de netleştirmiştir. Lenin’in yaptığı tartış!

manın özünü siyasetin liberaller tarafındaniki cenaha sıkıştırılması meselesi oluştur!

maktadır ve Kadetizme dönük tüm bu eleş!tiriler, aynı zamanda sorunların sunuluşu

itibariyle gericiliğe, sağcılara dönük eleşti!

rilerdir. Lenin’e göre “anayasa yandaşlığı vekarşıtlığı” biçiminde formüle edilen ve ger!çek bir taraaşma oluşturabilecek üçüncü

cenahları boğan bu iki kutuplu siyasal alankavrayışı, liberallerin sınıfsal aidiyetleri ile

ilgilidir.

İktisadi bir bakış açısıyla liberaller, burjuva!

zinin iktisadi çıkarlarını savunma amacınıtaşıdıklarından, halk hareketini sınırlamaklamükelleftirler. Bunu sınırlamanın yolu, hal!kı sahte ikiliklerin içine çekmekten geçer.Dolayısıyla, liberallerin siyaseti iki kam!

pa sıkıştırmalarının ardında aslında kendi

iktisadi çıkarlarını hedef alacak üçüncü birodağın ortaya çıkmasını engellemek isteyen burjuvazinin mücadelesi yatmaktadır. Bir demeselenin siyasal boyutu vardır. Lenin bu

 boyutu şöyle anlatır:

“Siyasal bakış açısından liberalizmin

sınıf doğası nedir? Aynı toplumsal öğe !

lerin hareketinden korkmaktır, zira buhareket, burjuvazinin kıymet verdi !ği siyasal ayrıcalıkların altını oymaya

muktedir bir harekettir. Bu politik ayrı!

calıkların herhangi bir parçasını elde tut !

mak için üçüncü cenahın bağımsızlığını

engellemek, tüm muhalefeti herhangi

bir yerde değil fakat “anayasaya taraf ya

da karşıt” formülüyle ifade edilen hatta

toplamak bir zorunluluktur.” 

Bolşevikler ve menşevikler arasındaki önem!

li farklardan biri de burada ortaya çıkmak!

tadır. Zira, Menşevik Martov için işçilerinanayasal rejim ile mutlakiyetçi rejim arasın!

daki çelişkiyi kavramaları “"#$#%&'('% ”. Lenin, buna şiddetle itiraz eder ki meselenin can

alıcı noktasını da burası oluşturmaktadır.Menşevikler, işçi sınıfına ve sınıfın çıkarla!

rına liberallerin inşa etmeye söz verdikleri

Rusya çerçevesinden yaklaşmaktadır, işçisınıfının inşa edeceği Rusya perspektinden

değil. Lenin’in ise yaklaşımı tamamen fark!

lıdır: “Henüz ortada yeni bir Rusya yoktur.

İnşa edilmelidir.”

Yaklaşan üçüncü yetmez ama evet şenlikle!rine bizim yaklaşımımızın özünü de işte bu

nokta oluşturmaktadır. Sol liberaller yukarıdada anlattığımız gibi AKP ile buluşulan bir orta

noktada inşa edecektir, yahut Avrupa Komis!yonu’nun kriterleri çerçevesinde oluşturula!

cak bir Türkiye perspektinden emekçi halkınçıkarlarına yaklaşmakta ve o çerçevenin dışı!na çıkılmaması için kalın duvarlar örmekte!dirler. Bütün çabaları AKP ile girmiş olduklarıHacivat-Karagöz oyununun, kayıkçı kavgası!nın bozulmasını engellemektir. Bu çabanın

arkasında da hangi anadili konuştuğununbir önem teşkil etmediği patronların kendi

düzenlerini sürdürme isteği ve gayreti vardır. 

Dediğimiz gibi sahte ikiliklere, işçi sınıfının

rehin alınmasına karşı bir direnç hattı örül!melidir. Şimdiden... Gecikmeden… Bu hat

aynı zamanda inşa edilecek yeni ülke için

mücadele hattıdır da.

Bu direnç ve mücadele hattının en önemli

çıktılarından biri bizim cenahta liberal açlığı bastırıp, başka bir açlığı pekiştirmek olma!

lıdır. “Kadet-yeme,” bizim ve emekçi halkınöncülerinin yepyeni bir açlık hissetmesi içinhayati önemdedir:

Sosyalist iktidar açlığı!

Bu hattın başarısının ölçütü ve çıktısı bu

açlıkla “kıvranan” yeni kadroların ve giderekkitlelerin açığa çıkması olacaktır.