y i l d i z l a r a l t i n da s İ n em a

25

Upload: others

Post on 17-Nov-2021

1 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A

3

I N T E R N A T I O N A L U L U S L A R A R A S IK A D I K Ö Y F E S T İ V A L İF E S T I V A L

22 TEMMUZJULY / 28 EYLÜLSEPTEMBER 2019

S İ N E M A22 / 28 TEMMUZ / 2019YILDIZLAR ALTINDA SİNEMAKALAMIŞ PARKI7 GECE / 7 ÜLKE / 7 FİLMSAAT: 21.00

Yıldızlar Altında Sinema haftası, 22 Temmuz Pazartesi, Kalamış Parkı’nda, Chaplin’in Yumurcak(The Kid) filminin orkestra eşliğinde gösterimiyle başlıyor! Gösterimler ücretsizdir ve giriş serbesttir.

The Kid © Roy Export S.A .S Music for The Kid Copyright © Roy Export Company Ltd. and Bourne Co. Tüm hakları saklıdır.

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

4 5

Yıldızlar Altında Sinema

22 Temmuz 2019 Pazartesi Yumurcak / The Kid

(Şef Orçun Orçunsel’in yönetimindekiAvrasya Filarmoni Orkestrası eşliğinde)

23 Temmuz 2019 Salı Zengin Mutfağı

24 Temmuz 2019 Çarşamba Tangolar: Gardel’in Sürgünü / El Exilio de Gardel: Tangos

25 Temmuz 2019 Perşembe Cherbourg Şemsiyeleri / Les Parapluies de Cherbourg

26 Temmuz 2019 Cuma

Aşk Zamanı / Faa yeung nin wa

27 Temmuz 2019 Cumartesi Kadınlar Koğuşu / El Jaida

28 Temmuz 2019 Pazar Cennet Sineması / Nuovo Cinema Paradiso

Filmlerimiz orijinal dilinde, Türkçe altyazı ile gösterilir.

#YıldızlarAltındaSinematek

Aşk Zamanı / Faa yeung nin wa

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

6 7

2019 yazı, Kadıköy’de gerçek anlamda bir festivale dönüşecek, hem de uluslararası bir festivale...22 Temmuz’da başlayan ve 28 Eylül’de sona eren “KADFEST” Uluslararası Kadıköy Festivali, Kadıköylünün beklentisini her yönüyle karşılayacak nitelikte. Sinematek/Sinema Evi birimimizin seçkisiyle 22-28 Temmuz akşamları Kalamış Parkı’nda “Yıldızlar Altında Sinema” keyfi yaşanacak.Bu bağlamda 22 Temmuz akşamı özelde Kadıköylüleri genelde İstanbulluları ve bu tarihlerde kentimizde bulunan herkesi görkemli bir açılışa davet ediyoruz. Açılışta, sinemanın ünlü Şarlo’sunun sessiz filmi Yumurcak (The Kid) Avrasya Filarmoni Orkestrası eşliğinde gösterilecek. 22-27 Ağustos tarihleri arasında yer alan çizgi ve sahaf günleri ise Moda, Caferağa, Yeldeğirmeni ve Hasanpaşa’da renkli, neşeli etkinliklerle kendini gösterecek.Uluslararası saygınlığa ve üne sahip Viyana’daki “Kunst” Karikatür Müzesi Sorumlusu Gusenbauer Gottfried’in de katılacağı, uluslararası nitelikteki ünlü çizerler söyleşi ve sergileriyle Moda’daki İstanbul Kadıköy Lisesi bahçesinde karikatürseverlerle buluşacak. Bahçe ve Belediyeye bağlı birimlerimiz BMKM, Barış Manço Evi, Yeldeğirmeni Sanat Merkezi, Karikatür Evi, Gençlik Sanat Merkezi; ayrıca Bayan Yanı gibi Kadıköylü özel mekânlar hafta boyunca Belediyemiz tarafından atölye, sergi ve söyleşilerle renk ve hareket kazanacak. İstanbul Kadıköy Lisesi bahçesi çizgi roman, manga ve karikatürle ilgili her şeyin merkezi olacağı gibi aynı zamanda uluslararası sahafların söyleşilerine, gün boyu dinleti ve konserlere sahne olacak.Cennet Sineması / Nuovo Cinema Paradiso

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

8 9

Fransız Sarkis ve Mısırlı Abdelvahap el Sayed’in de söyleşilerle katılacağı, mezatların yapılacağı sahaflar ise Moda’daki Kadıköy Anadolu Mesleki ve Teknik Lisesi’nde yer alacak.25-28 Eylül Caz Günleri, Berlinli konuk Jay Jay be ce Caz Orkestrası’yla 25 Eylül’de Kalamış akşamı keyifli bir sonbahar akşamı olacak. Dört gün boyunca Yeldeğirmeni Sanat Merkezi ve Fenerbahçe Parkı çeşitli caz konserleri, caz atölyeleri ve caz ile ilgili filmlerle bu keyfi sürdürecek.KADFEST 28 Eylül akşamı Kerem Görsev ve TRT Caz Orkestrası’nın konseriyle sona erecek ve Kadıköy Belediyesi gelecek yıl Çocuk Sanat ve Müzik, Tiyatro, Klasik Müzik gibi sanat etkinliklerini de ekleyeceği Uluslararası Kadıköy Festivali’nin ikincise doğru yola çıkacak.Bu yaz Kadıköy, uluslararası kültür ve sanat festivalleri kenti olacak ve bundan sonra da olmaya devam edecek. Böylece, Kadıköylülerin uzun yıllardır süren uluslararası festival hayalleri gerçekleşecek.Göreve başlarken, Kadıköy’ümüzün değerlerini öne çıkarmış, bu değerleri sahiplenip yeni değerler yaratmanın uğraşında olacağımızı söylemiş, sözünü vermiştik. Şimdi kent kimliğine ve Kadıköy’ün değerlerine yakışır daha görkemli daha çok etkinlikte buluşmak dileğiyle…

A v . Ş e r d i l D a r a O d a b a ş ıK a d ı k ö y B e l e d i y e B a ş k a n ı

Kadınlar Koğuşu / El Jaida

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

10 11

S u n u ş

Çocukken oyuncakçı mağazalarının önünde vitrinlere bakıp bir elektrikli trene ya da bir dört pervaneli uçağa sahip olmak isterdim. Uçağı aldırabildim ama trenim hiç olmadı. Film programları da öyledir. Hayalinizdeki programla gerçekleşen program arasında mutlaka farklar olur. Şu filmin telif ücreti çok yüksektir, bir ötekinin kopyası yoktur… Bu yılki Yıldızlar Altında Sinema Haftamız için şans bizden yana oldu. Çocukluk yıllarımızın Şarlo’su, büyük Charles Spencer Chaplin’in Yumurcak (The Kid,1921) filmini kendi bestesi olan müziği çalacak olan, şef Orçun Orçunsel’in yönetimindeki 46 kişilik Avrasya Filarmoni Orkestrası eşliğinde, Türkiye’de ilk kez açık havada izleyeceğiz. Kalamış Parkı’nda, deniz kıyısında ve yıldızların altında uzun yıllar küçük ve büyük izleyicilerin belleğinde kalacak olan bir gösterim olacağını umuyoruz.Sinema sevgisi, hatta sinema aşkı Giuseppe Tornatore’nin Yabancı Film Oscar’ını kazanan Cennet Sineması (Nuovo Cinema Paradiso, 1988) ile perdeye yansıyacak. Ne internet ne televizyon, filmlerin sadece sinemada izlendiği bir çağda, popüler eğlencenin çıtasını olması gereken bir yere, yani yukarılara taşıyan bir başyapıtı programımıza aldık.Tunus 2011’den beri karşısına çıkan güçlükleri birbiri ardına aşarak modern bir Cumhuriyet olmanın mücadelesini veriyor. Bu başarıda Tunuslu kadınların yeri çok büyük. Son yıllarda ülkenin kadın yönetmenlerinin çevirdikleri filmler kadın haklarının tanınmasında önemli rol oynuyor. Bu yönetmenlerden Salma Baccar, ülkesinde milletvekilliği de yapmış önemli bir isim. Filmi Kadınlar Koğuşu (El Jaïda, 2017) kadın haklarının elde edilmesinin ne kadar güç bir çaba olduğu gözler önüne seriyor.

Zengin Mutfağı

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

12 13

Fransız yönetmen Jacques Demy, dahi film müziği bestecisi Michel Legrand’la birlikte, baştan sona müzikli, bütün sözleri şarkılı biçimde söylenen bir aşk filmi tasarlayıp 1964’te gerçekleştirdiğinde hiç kimse Cherbourg Şemsiyeleri (Les Parapluies de Cherbourg) adlı bu filmin Cannes Festivali’nde Altın Palmiye’yi kazanacağını tahmin etmiyordu. Film bugün sinema tarihinin en büyük müzikli örnekleri arasında sayılıyor. Yeni(ce) filmlerin sinema tarihinin en iyi filmleri arasına girmesi enderdir. Genellikle filmlerin yıllanması, rüştlerini ispat etmesi beklenir bu seçkilere alınmak için. Aşk Zamanı (Faa yeung nin wa / In the Mood for Love) bu teamülün bir istisnası. Wong Kar-wai’ın filmi 2012 yılında Sight and Sound dergisinin yaptığı ankette sinema tarihinin en başarılı 25 filmi arasına girmeyi başarmıştı. Bir aşk hikâyesinin böylesine şaşırtıcı bir entrika ile anlatılması gerçekten de sinemada ilk kez görülüyordu.Fernando Solanas 60’lı yılların sonunda sesini dünyaya duyuran bir Arjantinli sinemacı. 1968’de Octavio Getino ile birlikte çevirdiği Fırınların Saati (La Hora de los hornos) üçüncü dünyanın aktivist sinemasının bir örneği olarak bütün dünyada ses getirmişti. Paris’te geçirdiği yıllarda Yılmaz Güney ile tanışan Solanas, 1988’de çevirdiği Güney (Sur) filmini de sinemacımıza ithaf etmişti. Tangolar: Gardel’in Sürgünü (El Exilio de Gardel : Tangos, 1985) Astor Piazzola’nın müziği eşliğinde, tango tarihinin unutulmaz figürlerinden Carlos Gardel’in yaşamından bir kesiti işliyor.Zengin Mutfağı sinema filmi olmadan önce Vasıf Öngören’in bir tiyatro oyunu. 1989’da Başar Sabuncu tarafından sinemaya uyarlanmış önemli bir eser ve önemli bir film. Şener Şen’in çok başarılı oyunuyla dikkati çekmiş, kaybolup gitmiş Yeşilçam sinemasının yerine gelecek olan yeni bir sinemanın kalıcı örneklerinden. Cumhuriyet tarihinde görülmüş

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

14 15

en büyük işçi hareketi olan 15-16 Haziran 1970 olaylarının zengin bir ailenin mutfağına yansımasıyla köşk çalışanları bunlara kayıtsız kalamayacaklardır. 7 film, 7 ülke, 7 yönetmen… 7 ayrı duyarlılık, 7 özgün yaklaşım. Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi’nin seçkisinin ilginizi çekeceğini umuyor, gösterimlerimizin birine ikisine değil, hepsine bekliyoruz!

İ y i s e y i r l e r !S i n e m a t e k / S i n e m a E v i J a k Ş a l o m

C h a r l i e C h a p l i n™ © B u b b l e s I n c o r p o r a t e d S . A .

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

16 17

YumurcakThe Kid

Gösterim Tarihi: 22.07.2019 Pazartesi 21.00Gösterim Yeri: Kalamış Parkı

YönetmenCharles ChaplinSenaryo ve MüzikCharles ChaplinOyuncularCharles Chaplin, Edna Purviance, Jackie CooganA.B.D.1921İngilizce68 dk.Sessiz (Orçun Orçunsel yönetimindeki Avrasya Filarmoni Orkestrası yorumuyla filme eşlik edecek.)Siyah BeyazTürkçe AltyazılıDCP

Yıldızlar Altında Sinema haftasının açılış gecesinde, sinemanın büyük ustası Charlie Chaplin’in ilk uzun metrajlı filmi Yumurcak, Türkiye’de ilk kez açık havada kurulan beyazperdede, canlı orkestra performansı eşliğinde seyirciyle buluşacak. Yumurcak filminin bizzat Chaplin tarafından bestelenen müziği, Orçun Orçunsel yönetimindeki Avrasya Filarmoni Orkestrasının yorumuyla filme eşlik edecek.Yumurcak filminin Chaplin’in yaşamında ve kariyerinde çok özel bir yeri vardır. Daha ilk filminde bir başyapıta imza atan sinemacı, bu filmi doğumundan üç gün sonra kaybettiği ilk çocuğunun ölümü üzerine bir süredir içinde bulunduğu yaratıcı bunalımı bir anda üzerinden atarak kılı kırk yaran bir özenle çalıştığı uzun bir çalışma sürecinin sonunda ortaya koyar. Komediyle hüznün hayattaki kadar büyük bir doğallıkla bir araya geldiği nadir filmlerden olan Yumurcak, evlilik dışı dünyaya geldiği için annesi tarafından terk edilen bir çocuk ile sokakta bulduğu bu çocuğa gönülsüz de olsa babalık eden Şarlo’nun hikâyesini anlatır. Çocuk 5 yaşına geldiğinde ikili kârlı bir iş ortaklığı kurmuştur bile: Çocuk gidip camları kırar, arkasından gelen ekip arkadaşı bu camları tamir ederek para kazanır. Böylece geçinip giderlerken sosyal hizmetler görevlileri çocuğun devlet himayesinde bakılması gerektiğine karar verir. Şarlo çocuğu onlara vermemek için büyük bir mücadele verecektir.Charlie Chaplin’in bu sahnelerde perdeye yansıttığı acılı, yırtıcı ve son derece duygu yüklü performansta hiç şüphe yok ki, 7 yaşında annesinden koparılarak bir bakımevine yerleştirilen yönetmenin kendi çocukluk anılarının etkisi vardır.Charles Spencer Chaplin 1889’da Londra’da doğar. Babası da annesi de şarkıcılık ve oyunculuk yapan birer sahne sanatçısıdır. Babasının erken yaştaki ölümü ve annesinin

The Kid © Roy Export S.A.S Music for The Kid Copyright © Roy Export Company Ltd. and Bourne Co. All rights reserved

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

18 19

hastalığı nedeniyle Chaplin 10 yaşından itibaren kendi başının çaresine bakmak zorunda kalır. Küçük kardeşi Sydney ile beraber kendileri için en mantıklı yolun aile mesleğini seçmek olduğuna karar verir ve sahneye çıkmaya başlarlar. Charlie kısa sürede step dansçısı olarak isim yapar. İlk ciddi rolünde sahneye çıktığındaysa 12 yaşındadır. O günden itibaren parlak bir vodvil komedyeni olarak kariyer basamaklarını hızla tırmanır ve çok geçmeden ardı ardına bir dizi önemli yapım şirketiyle anlaşmalar yaparak yoğun bir çalışma temposuna gireceği Amerika’ya transfer olur. Hollywood’un ilk büyük yıldızlarından olan ve Şarlo karakteriyle sessiz sinema döneminin ikonlarından birine hayat veren Chaplin’in, Yumurcak, Altına Hücum (1925, The Gold Rush), Sahne Işıkları (1931, The City Lights), Modern Zamanlar (1936, Modern Times), Büyük Diktatör (1940, The Great Dictator) gibi sinema tarihinin hazinelerine imza atacağı yönetmenlik kariyeri de burada başlar. Yıldızlar Altında Sinema haftası programında yer alan ilk uzun metrajlı filmi çoğu hayranı için Charlie Chaplin’in en kişisel ve en mükemmel filmidir.

The Kid © Roy Export S.A.S

YUMURCAK (THE KID) FİLMİNİN MÜZİĞİ1964’te yayınlanan otobiyografisinde şöyle diyordu Chaplin: ‘İnsanın kendi yazdığı müziği 50 kişilik bir orkestradan duyduğu o ilk an kadar heyecan ve macera duygusu uyandıran bir şey olamaz.’Sinemaya sesin gelmesiyle beraber filmlerine diyaloglardan önce müziği dahil eden ve sessiz sinema döneminde çektiği hemen bütün filmlerine sonradan bizzat müzik besteleyen Chaplin bu program kapsamında izleyeceğiniz ilk sessiz filmi Yumurcak’ın müziklerini 1971 yılında besteledi. 1995 yılında Carl Davis tarafından restore edilen ve canlı orkestra performansına uyarlanan müziği ile Yumurcak, yıllardır dünyanın dört bir yanında canlı orkestra müziğiyle en çok gösterilen Chaplin filmlerinden birisi.KADFEST Uluslararası Kadıköy Festivali, Yıldızlar Altında Sinema programı kapsamında Türkiye’de ilk kez açıkhavada orkestra müziği eşliğinde seyirciyle buluşan bu eşsiz filmde Chaplin’in müziğini Şef Orçun Orçunsel yönetimindeki Avrasya Filarmoni Orkestrası yorumluyor.

Şef Orçun OrçunselMimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi piyano bölümünden mezun olan Orçun Orçunsel, orkestra şefliği çalışmalarına Prof. Gürer Aykal ile Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi yüksek lisans programında başlamış, 2008 ve 2009 yıllarında Cem Mansur yönetimindeki Ulusal Gençlik Senfoni Orkestrası'nın şef yardımcılığını üstlenmiş, 2007 yılından bu yana da Dokuz Eylül Senfoni Orkestrası, CRR Senfoni Orkestrası, İstanbul, İzmir, Antalya, Çukurova Devlet Senfoni Orkestraları, Mersin Akademik Oda Orkestrası, Avrasya Filarmoni ve Budapeşte Radyo Senfoni Orkestrası ile konserler vermiştir.2007 yılında ALV Bursu ile Salzburg yaz akademisine katılarak özellikle düzenleme alanında çalışmalara odaklanan sanatçı birçok uluslararası konser için kompozisyon ve düzenleme yapmakta, film müzikleri bestelemekte, uluslararası yarışmalarda jüri üyesi olarak yer almakta ve aynı zamanda konser piyanisti olarak solistlik kariyerini sürdürmektedir.2008 yılından bu yana, İstanbul’da kurmuş olduğu

Orchestra’Sion ile düzenli konserler veren Orçun Orçunsel, bu orkestranın daimi şefi ve genel sanat yönetmenidir.

Avrasya Filarmoni OrkestrasıTürkiye’nin en seçkin müzisyenlerinden oluşan ve bugüne kadar Fazıl Say, MFÖ, Zuhal Olcay, Derya Köroğlu, İdil Biret, Gülsin Onay, Sarah Brightman, Florin Nicholescu, Gheorghe Zamfir, Andrei Gavrilov gibi birçok önemli isme ve topluluğa eşlik etmiş olan Avrasya Filarmoni Orkestrası, daha önce de Rengim Gökmen, Alexander Rahbari, Oğuzhan Balcı, İbrahim Yazıcı, Oğuzhan Kavru ve,Murat Cem Orhan gibi önemli şefler tarafından yönetilmiştir.

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

20 21

Zengin Mutfağı

Gösterim Tarihi: 23.07.2019 Salı 21.00Gösterim Yeri: Kalamış Parkı

YönetmenBaşar SabuncuSenaryoBaşar Sabuncu (Eser: Vasıf Öngören)OyuncularŞener Şen, Nilüfer Açıkalın, Okday Korunan, Gökhan Mete, Osman GörgenTürkiye1988 81 dk.RenkliTürkçeDVD

Lütfü Usta, zengin bir iş insanı olan Kerim Bey’in evinde aşçıdır. Mutfağının dışında olanlarla ilgilenmez, tek derdi patronunu memnun etmektir. Fakat 15-16 Haziran 1970’teki işçi eylemleri bu zengin mutfağının dinamiklerini değiştirecektir. Eylemler nedeniyle içine korku düşen Kerim Bey eve bir kurt köpeği alır ve Lütfü Usta’yı da köpeğin karnını doyurmakla görevlendirir. Lütfü Usta köpeği zehirlemenin yollarını arayadursun mutfakta kendisine yardımcı olan genç kız, Selim adlı bir gençle nişanlanmıştır. Parasızlık yüzünden çareyi muhbirlik yapmakta bulan Selim yakalanma korkusuyla köşke sığınır. Kerim Bey, Selim’in muhbirliğini tasvip etmekle kalmayıp destekler. Dışarıda süren işçi eylemleri, Selim’in geçirdiği dönüşüm ve nişanlısının ona karşı aldığı tavır en sonunda Lütfü Usta’yı da dönüştürecektir. İstanbul Şehir Tiyatroları’nda Lütfü Usta karakterini ilk kez 1978’de canlandıran Şener Şen’i bugün 40 yıl aradan sonra yine tiyatro sahnesinde aynı rolde izlemek mümkün. Dramaturg, yönetmen ve yazar Vasıf Öngören’in yazıp ilk kez 1977 tarihinde sahneye koyduğu Zengin Mutfağı’nı 1988’de beyazperdeye Başar Sabuncu uyarlamıştır. Tiyatro ve sinema yönetmeni, oyun ve senaryo yazarı, çevirmen, sahne tasarımcısı ve oyuncu Başar Sabuncu (1943-2015) radyoda çalıştığı yılların ardından 12 Mart 1971 Darbesi nedeniyle yurtdışına çıkmış, daha sonra yurda dönerek İstanbul Şehir Tiyatroları’na katılmıştır. 12 Eylül Darbesini takiben 1402 sayılı kanunla tiyatrodaki görevine son verilen Sabuncu bu dönemde Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu’nda oyunlar sahneye koymuş, ilerleyen yıllarda ise sinemaya ağırlık vermiştir. 1985’ten itibaren kendi senaryolarını filme çekmeye başlamış, uluslararası arenada Türkiye’yi temsil etmiştir. 1988’de döndüğü Şehir Tiyatroları’ndan 2004 yılında ayrılmıştır. Sabuncu’nun Yolcu (1994), Kupa Kızı (1986)

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

22 23

ve Asılacak Kadın (1986) gibi yönetmenliğini üstlendiği filmlerin yanı sıra Talihli Amele (1980), Şalvar Davası (1983), Namuslu (1984), Çıplak Vatandaş (1985) gibi filmlerin senaryosunda da imzası bulunmaktadır. Zengin Mutfağı 80’li yıllara hakim olan sinema anlayışı içinde ayrıksı bir yerde durarak çekildiği dönemin atmosferini başarıyla yansıtır. 1980’lerde çöküş içinde olan Yeşilçam sinemasının dışına çıkmaya çalışan Türkiye sineması serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte artan rekabet ve bireycilik, tüketimcilik, köyden kente göç ve yoksullaşmanın yanı sıra sermaye lehine uygulanan siyasal baskıları konu edinmiş, faşizmin tezahürlerine odaklanan toplumsal gerçekçi filmlere bireyi merkeze alan filmler de eklenmiştir. Kır-kent çatışması göç ve kentleşme, zenginlik-yoksulluk ise neoliberal politikalarla bağlantısı üzerinden ele alınmış; dönemin ruhu sayılabilecek kolay yoldan köşeyi dönme en çok işlenen konulardan biri olmuştur.

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

24 25

Kadınlar Koğuşu El Jaïda

Gösterim Tarihi: 24.07.2019 Çarşamba 21.00Gösterim Yeri: Kalamış Parkı

YönetmenSelma BaccarSenaryoSelma BaccarOyuncularWajiha Jendoubi, Souhir Ben Amara, Fatma Ben Saidane, Salma Mahjoubi, Najoua Zouhair, Bilel El Beji, Khaled Houissa, Taoufik El Ayeb, Semia Rhayem, Raouf Ben AmorTunus2017 110 dk.RenkliArapça, FransızcaTürkçe AltyazılıDCP* Selma Baccar’ın katılımıyla

Tunus’un 1956’da Fransa’dan bağımsızlığını kazanmasından önceki dönemlerde kadınlar eşlerine itaatsizlik ettikleri gerekçesiyle Dar Joued adlı bir kadın hapishanesine gönderilebilmektedir. Toplumun farklı kesimlerinden gelen ve El Jaïda adı verilen bir gardiyan gözetiminde tutsak tutulan kadınlar, burada yer yer çatışıp yer yer dayanışarak birbirlerinin hikâyelerine dahil olurlar. Kimi üst sınıf orta yaşlı aydın, kimi yaşlı bir erkekle evlendirilmiş genç, kimi soylu bir aileden gelen öğrenci, kimi kayınvalidesiyle anlaşamayan bu kadınların ortak noktası, erkekler tarafından hapisle tehdit edilmelerine karşın boyun eğmemeleridir. Kadın haklarını merkezine alan filmin yönetmeni Selma Baccar (d. 1945) aynı zamanda Tunus’un uzun metrajlı film (Fatma 75, 1976) yöneten ilk kadın yönetmeni. 1966’da başladığı sinema hayatı boyunca kadının özgürleşme mücadelesi odaklı eserler veren ve kendi yapım şirketi de bulunan Baccar, kadın hakları için verdiği mücadeleyi siyaset alanına taşımış, 2014’te Demokratlar grubuna başkan seçilerek Tunus’ta bir parlamento grubuna başkanlık eden ilk ve tek kadın olmuştur. Baccar’ın diğer uzun metrajlı filmleri Tunuslu şarkıcı Habiba M’sika’nın hayatını anlattığı Ateşle Dans (La Danse du Feu, 1995) ve evliliğinde yaşadığı mutsuzluk nedeniyle çözümü kendini uyuşturmakta bulan bir kadının hikâyesini anlattığı Khochkhach’tır (2006). Altyapı sorunları ve az sayıda film üretilmesine karşın Tunus sineması bugün ticari formüllerden uzak duran ve tabu sayılan konuları cesurca işleyen bir çizgi izliyor. Özellikle yönetmen koltuğunda oturan kadınların toplumsal cinsiyet rollerini sorunsallaştıran ilerici yaklaşımları bu sinemayı daha da değerli kılıyor. Fransa’dan bağımsızlığını seküler milliyetçi lider Habib Burgiba önderliğinde elde eden

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

26 27

Tunus’ta, Zeynel Abidin Bin Ali demokrasi vaadiyle 1987’de yönetime geçmiş fakat zamanla otoriterleşen lider, Arap Baharı olarak anılan protestolar sonucunda 2011’de ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştır. Bu tarihsel bağlamda, Tunus sineması, ilk yerli yapımın tarihi 1920’lere uzanmasına karşın ancak ülke bağımsızlığını kazandıktan sonra varlık göstermeye başlar. Bölgenin en önemli festivallerinden Kartaca Film Festivali’ne ev sahipliği yapan ülke bugün Kuzey Afrika’nın en gelişmiş sinemalarından birine sahiptir.

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

28 29

Cherbourg Şemsiyeleri Les Parapluies de Cherbourg

Gösterim Tarihi: 25.07.2019 Perşembe 21.00 Gösterim Yeri: Kalamış Parkı

YönetmenJacques DemySenaryoJacques DemyOyuncularCatherine Deneuve, Nino Castelnuovo, Anne Vernon, Marc Michel, Ellen Farner, Mireille PerreyFransa, Batı Almanya 1964 91 dk. RenkliFransızcaTürkçe AltyazılıDCP

Müziklerini efsanevi besteci Michel Legrand’ın yaptığı, Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye ödülü kazanan Cherbourg Şemsiyeleri, gündelik diyalogların bile şarkı olarak söylendiği masalsı bir müzikal. Madame Emery ve kızı Geneviève, Cherbourg adlı bir sahil kentinde küçük bir şemsiye dükkânına sahiptir. Geneviève ve genç otomobil tamircisi Guy evlenme hayalleri kursalar da Geneviève’in annesi bu ilişkiyi onaylamaz. Bir gün Guy bağımsızlık savaşına girişmiş olan Cezayir’e gönderilmek üzere askere alınır. Guy’in yokluğunda Geneviève hamile olduğunu öğrenir. Genç âşıkları zor zamanlar beklemektedir.İkinci Dünya Savaşı sırasında işgal altındaki Fransa’da, sinemasever bir ailede yetişen ve sinemaya ilgisi henüz çocukken başlayan yönetmen Jacques Demy (1931-1990), en çok Amerikan müzikallerinden etkilenmiş ve kendi filmlerinde de bu tür üzerine inşa ettiği büyülü dünyalar kurmuştur. Demy ilk uzun metrajlı filmi Lola’nın (1961) ardından Melekler Körfezi’ni (La Baie des Anges, 1963) çeker. Müzikalin altın çağının bittiği gerekçesiyle yapımcı bulmakta bir hayli zorlansa da Cherbourg Şemsiyeleri (1964) ile adını duyurur. Amerikan müzikallerine saygı duruşunu Rochefort’un Genç Kızları (Les Demoiselles de Rochefort, 1967) ile sürdüren Demy, geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz yönetmen Agnès Varda’nın da eşidir. 1950’lerin sonunda geleneksel sinemaya tepki olarak yükselen Fransız Yeni Dalgası, kendilerini filmin başlıca yaratıcısı kabul eden yönetmenlerin damgasını vurduğu, profesyonel oyuncularla çalışmaktan kaçınan, senaryo ve oyunculuğa doğaçlama dokunuşlarda bulunan, stüdyolardan ziyade gerçek mekânlarda, doğal ışık ve ses kullanmayı tercih eden sinemacıların yön verdiği bir akımdı. En belirgin özelliklerinden biri ise güncel kültürel meseleleri, gündelik

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

30 31

hayatı ve sıradan karakterleri konu etmesiydi. Bu akımın içinden gelen Jacques Demy’nin filmleri, Fransız Yeni Dalgası’nın birçok özelliğini taşımasına karşın uzlaşmaz görünen sinemasal yaklaşımları bir araya getiriyordu. Örneğin gündelik hayatları içindeki sıradan insanları anlatan ve gerçek mekânlarda çekilen Cherbourg Şemsiyeleri’nde bu gibi gerçekçilik unsurları teferruatlı, renkli ve gösterişli yapım tasarımıyla bir arada yer alır. Demy’nin müzikalleri Amerikan müzikali ile Fransız sinemasını birleştirmiş, gerçekliğin sınırlarını zorlamış, Amerikan sinemasındaki kimi klişelere meydan okumuştur. Demy’nin, Yeni Dalga’nın Amerikan hayranlığı ile kendisinin Fransız geleneğine duyduğu sevgiyi birleştirmesi gibi Michel Legrand’ın film müziği de Fransız operası ile Amerikan cazının muhteşem bir birleşimidir.

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

32 33

Tangolar: Gardel’in SürgünüEl exilio de Gardel: Tangos

Gösterim Tarihi: 26.07.2019 Cuma 21.00 Gösterim Yeri: Kalamış Parkı

YönetmenFernando E. SolanasSenaryoFernando E. SolanasOyuncularMarie Laforêt, Philippe Léotard, Miguel Ángel SoláArjantin, Fransa1985İspanyolca, Fransızca119 dk.RenkliTürkçe AltyazılıBluray

Tangolar: Gardel’in Sürgünü, çoğunluğu Arjantinli ve Uruguaylı göçmenlerden oluşan ve Paris’te sürgün hayatı yaşayan bir grup insanın hikâyesini anlatır. Filmin ana karakteri Juan Dos, insanın sürgün olduktan önceki ve sonraki deneyimini ele alan ve tango, komedi ve trajedinin birleşiminden oluşan müzikal bir oyun sahneye koymak ister. Filmde bize hikâyeyi María anlatır. Sürgün bir kadının kızı olan María, Juan Dos’un yazdığı bu oyunda başroldedir. Arjantin’in tango yıldızı Carlos Gardel’e adanan oyunu sahneye koymaya girişen gruptaki her karakter sürgün hayatının bir başka yüzünü temsil eder. Her biri sürgün deneyimi ile sarsılan benliğini farklı bir şekilde yeniden kurmaya çalışmaktadır. Geçmişleriyle bağ kurmalarına olanak sağlayan bu oyun hepsini bir noktada birleştirir. Kendisi de sürgün yaşamış olan yönetmenin otobiyografik özellikler taşıyan filmi, yer yer hüzünlü yer yer komik anlar içeren politik bir filmdir. Bazen nostalji bazen acıyla şarkı söyleyip dans eden ve zaman zaman Arjantin tarihinden önemli kişilerin hayaletleriyle ilişki kuran karakterleriyle gerçeküstü bir yönü de vardır. Bu tarihi kişiler arasında 1800’lü yıllarda Arjantin’in bağımsızlığı için savaşan ve sonunda Fransa’da ölen San Martin ve bizzat yönetmen tarafından canlandırılan tango yıldızı Gardel ile de karşılaşırız.1983’te Arjantin’in demokrasiye geçişiyle beraber ülkenin karanlık geçmişini dünyaya anlatan filmlerin yapılmaya başladığı bir dönemde çekilen Tangolar: Gardel’in Sürgünü, gerek Arjantin sinemasında gerekse Solanas’ın kariyerinde önemli bir yerde durur.1936 Buenos Aires doğumlu senaryo yazarı ve yönetmen Fernando E. Solanas, 60’lı ve 70’li yıllar boyunca Arjantin sinemasının evriminde ve genel olarak politik sinemanın gelişiminde büyük rol oynamıştır. Özgür Sinema Grubu ile bir araya gelerek Octavio Getino ile birlikte gerçekleştirdiği, üç bölümden oluşan, dört

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

34 35

saat uzunluğundaki Fırınların Saati (La Hora de los Hornos, 1968) belgeseli, sinemada devrimci bir yaklaşımı savunan ve pasif seyirciyi politik adaletsizliklere karşı harekete geçirmeyi amaçlayan Üçüncü Sinema akımını başlatan filmdir. Tiyatro, müzik ve hukuk eğitiminin ardından gazetecilik ve reklamcılık yapan, 1962’de sinemaya başlayan yönetmen, 1976 yılında politik nedenlerle ülkesini terk etmek zorunda kalır ve ancak 1983 yılında Arjantin’e dönebilir. Paris’te geçirdiği sürgün yıllarındaki deneyimlerinden yola çıkarak 1985’te çektiği Tangolar: Gardel’in Sürgünü filmi Venedik’te Jüri Özel Ödülü’nü kazanır. 1988’de Yılmaz Güney’e adadığı Güney (Sur) filmiyle Cannes’da En İyi Yönetmen Ödülü’nü alır. Yolculuk (El viaje, 1992), Bulut (La nube, 1998), Yağma Anıları (Memoria del saqueo, 2004)ve ardından gelen bir dizi belgeselle sinema yolculuğunu sürdüren sinemacı 2004’te Berlin Film Festivali’nde özel bir ödülle onurlandırılmıştır.

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

36 37

Aşk ZamanıFaa yeung nin wa

Gösterim Tarihi: 27.07.2019 Cumartesi 21.00Gösterim Yeri: Kalamış Parkı

YönetmenWong Kar-Wai SenaryoWong Kar-WaiOyuncularTony Chiu-Wai Leung, Maggie Cheung, Ping Lam Siu.Hong Kong, Çin2000 Kantonca, Şanghayca98 dkRenkli Türkçe Altyazılı Bluray

1962’de Hong Kong’ta geçen filmde, Chow Mo-wan adında bir adamla Su Li-zhen adında bir kadın aynı gün aynı binaya taşınır, kapı komşusu olurlar. Her ikisi de evlidir ve eşleri iş nedeniyle çoğunlukla uzakta oldukları için yalnızdırlar. Chow ve Su eve gidip gelirken sokaklarda, koridorlarda sık sık karşılaşır. İkisi de eşlerinin evlilik dışı bir ilişkileri olduğundan şüphelenmektedir. Çok geçmeden eşlerinin birbiriyle beraber olduğunu fark ederler. Bu gerçekle yüzleşmekten doğan utanç ve öfkeyle baş etmeye çalışırken aralarında bir yakınlık doğar. Eşlerinin nasıl tanıştığını ve aralarındaki ilişkinin nasıl başlamış olabileceğini tahmin etmeye çalışırken birbirlerine karşı güçlü duygular beslemeye başlar ve sonunda aşık olurlar. Ancak vicdanî, ahlakî ve sosyal kaygılar bir araya gelmelerine izin vermemektedir.Şanghay’da doğan ancak 5 yaşından itibaren Hong Kong’da yaşayan ve filmlerinin çoğunu da orada çeken Wong Kar-Wai, 1980’lerde aksiyon ve komedi ağırlıklı ana akım Çin sinemasına karşı gelişen ve sanatsal kaygıları ön planda tutarak geleneksel sinemaya meydan okuyan bir sinema anlayışını temsil eden Hong Kong İkinci Yeni Dalgası’nın en önemli sinemacılarından biridir. Geleneksel hikâye örgüsünden çok atmosferi ve hisleri merkeze alan tarzı, renkleri cesurca kullandığı son derece özgün ve stilize görsel estetiğiyle dikkat çeken Chungking Express (Chung Hing sam lam, 1994), Happy Together (Chun gwong cha sit, 1997), Aşk Zamanı (2000), 2046 (2004) gibi filmleriyle yalnızca kendi ülkesinde değil uluslararası planda ilgi ve takdir görmüştür ve bugün modern sinemanın önde gelen yönetmenleri arasında anılmaktadır. Wong Kar-Wai bütün dünyada büyük övgülerle karşılanan, ödüller kazanan ve bugün bütün zamanların en iyi filmleri arasında yer alan filmi Aşk Zamanı’nı 15 ayda çekmiştir. Başrol

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

38 39

oyuncuları Cheung ile Leung’u tükenmenin eşiğine getirdiği söylenen filmde kullandığı malzemenin 30 katı kadar çekim yapan yönetmen filmin kurgusunu Cannes Film Festivali’ndeki galasından yalnızca bir gün önce bitirir. Film, Cannes’da başrol oyuncusu Tony Leung’a en iyi erkek oyuncu ödülünü kazandırır. Görüntüyle müziği az bulunur bir mükemmellikte bir araya getiren Aşk Zamanı, Çin kültürüne özgü değerlerin etkisindeki iki ana karakteri arasında gelişen sıradışı ilişkiyi valsi andıran bir zarafet ve ritmle perdeye yansıtır. Adı üstünde öncelikle aşk üzerine bir filmdir, ama aynı zamanda ihanet, kayıp, kaçırılan fırsatlar, hafıza, acımasızca geçen zaman ve yalnızlık üzerine benzersiz bir anlatıdır. Yönetmen, 1990 yapımı filmi Days of Being Wild’ın (Ah fei zing zyun) devamı olarak düşündüğü Aşk Zamanı’ndan dört yıl sonra 2004’te bu filmdeki hikâyenin devamı niteliğindeki filmi 2046’yı çeker.

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

40 41

Cennet SinemasıNuovo Cinema Paradiso

Gösterim Tarihi: 28.07.2019 Pazar 21.00 Gösterim Yeri: Kalamış Parkı

YönetmenGiuseppe TornatoreSenaryo Giuseppe Tornatore OyuncularPhilippe Noiret, Enzo Cannavale, Antonella Attili, Jacques Perrinİtalya, Fransa1988 İtalyanca155 dk RenkliTürkçe AltyazılıBluray

Sinemaya yazılmış son derece duygusal ve etkileyici bir aşk mektubudur adeta Cennet Sineması. Giuseppe Tornatore’nin filmi küçük bir çocukken sinemanın büyüsüne kapılan Salvatore Di Vita’nın yıllara uzanan hikâyesini anlatır.Salvatore Di Vita, Roma’da yaşayan başarılı bir yönetmendir. Arkadaşı Alfredo’nun ölüm haberini alınca 30 yıl sonra Sicilya’ya, doğduğu kasabaya döner. Çocukluğundaki lakabıyla Totò, 1940’lı yılların sonunda bu kasabadaki Cennet Sineması’nda hayatının en mutlu günlerini geçirmiştir. Ona sinema sevgisini aşılayan, bu sinemanın makinisti Alfredo hem iyi bir dost hem de ilgisi ve şefkatiyle hep özlemini çektiği baba figürü olarak Totò’nun hayatında çok önemli rol oynamıştır. Alfredo’nun ölümü üzerine çocukluk anıları arasında nostaljik bir yolculuğa çıkan Salvatore, Roma’ya Alfredo’nun ona bıraktığı çok değerli bir hediye ile dönecektir.Cennet Sineması’nın yönetmeni Giuseppe Tornatore, tıpkı filmin kahramanı Totò gibi Sicilya’da doğmuştur. İlk gençlik yıllarından itibaren tiyatroyla ve fotoğraf sanatıyla uğraşmış, sinemaya başlamadan önce bir dönem televizyon için belgesel ve kurmaca filmler çekmiştir. İlk uzun metrajlı sinema filmi Il Camorrista (1986) bir mafya hikâyesidir. Otobiyografik özellikler taşıyan ikinci filmi Cennet Sineması dünya çapında büyük bir başarı elde eder. 1989 Cannes Film Festivali’ndeki Jüri Büyük Ödülü ve 1990 En İyi Yabancı Film Oscar’ının yanı sıra sayısız ödüle layık görülen, seyirciden büyük bir ilgi gören, eleştirmenlerden övgü toplayan ve çok geçmeden sinefillerin en sevdikleri filmler arasında sarsılmaz bir yer edinen film, daha sonra yazar ve yönetmen olarak Herkesin Keyfi Yerinde (Stanno tutti bene, 1990), 1900 Efsanesi (1998, The Legend of 1900), Malèna (2000) ve La migliore offerta (2013) gibi filmlerle sinema yolculuğunu sürdüren

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

42 43

Tornatore’nin hâlâ en sevilen filmidir. Filmin müzikleri, yönetmenin daha sonra birçok filminde birlikte çalıştığı Ennio Morricone’ye aittir.Başlangıcından bu yana sinema sanatına yön veren eserler ortaya koyan İtalyan sinemasının sanatsal değeri düşük komedi ve seks filmlerine teslim olduğu, kimi tekil örneklere rağmen sanat kaygısıyla üretilen filmlerin hızla azaldığı ve popüler sinemadan tamamen soyutlandığı bir kriz döneminde çekilmişti Cennet Sineması. Filmin, eleştirmenleri, ödül çevrelerini ve seyirciyi yıllar sonra aynı noktada buluşturan büyük bir coşkuyla karşılanması darboğazdaki İtalyan sinemasına nefes aldıran bir başarıydı. Giuseppe Tornatore’nin filmi, 80’li yıllar sona ererken Ermanno Olmi, Bernardo Bertolucci, Gabriele Salvatores, Nanni Moretti ve Roberto Benigni gibi çağdaşı yönetmenlerin eserleriyle beraber İtalyan sinemasının seyirciyle barışmasında ve kaybettiği itibarı kazanmasında çok önemli rol oynadı.

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

44 45

Yıldızlar Altında Sinema Gösterim Programı

Tarih / Seans Film Yıl Süre Dil

22 Temmuz 2019 Yumurcak 1921 60’ İngilizce Pazartesi / 21:00 The Kid (Orkestra eşliğinde)

23 Temmuz 2019 Zengin Mutfağı 1988 81’ Türkçe Salı / 21:00

24 Temmuz 2019 Tangolar, Gardel’in Sürgünü 1985 119’ İspanyolca,Çarşamba / 21:00 Tangos, El Exilio de Gardel Fransızca

25 Temmuz 2019 Cherbourg Şemsiyeleri 1964 91’ FransızcaPerşembe / 21:00 Les Parapluies de Cherbourg

26 Temmuz 2019 Aşk Zamanı 2000 98’ Çince Cuma / 21:00 In the Mood for Love

27 Temmuz 2019 Kadınlar Koğuşu 2017 110’ ArapçaCumartesi/ 21:00 El Jaida

28 Temmuz 2019 Cennet Sineması 1988 125’ İtalyanca Pazar / 21:00 Nuovo Cinema Paradiso

S i n e m a t e k / S i n e m a E v i i ş b i r l i ğ i i l e 1 6 - 2 1 T e m m u z 2 0 1 9 a r a s ı n d aS a k ı p S a b a n c ı M ü z e s i ’ n d e A ç ı k H a v a G ö s t e r i m l e r i y a p ı l a c a k t ı r .

Gösterimler ücretsizdir.Filmlerimiz orijinal dilinde, Türkçe altyazı ile gösterilir. Filmlerde ara yoktur. Yıldızlar Altında Sinema programı dahilindeki film gösterimlerimiz, Kalamış sahilinde yapılacaktır.Sinematek/Sinema Evi programda değişiklik yapma hakkına sahiptir, program değişikliğiyle ilgili duyurular Sinematek/Sinema Evi sosyal medya hesaplarından yapılır.7163 sayılı Kanun’un 7. Maddesi gereğince sınıflandırılmamış filmler 18+ kabul edildiğinden, Yıldızlar Altında Sinema film gösterimlerine, 18 yaş altı sinemaseverlerimiz katılamaz.

İ l e t i ş i m b i l g i l e r i :0 2 1 6 5 4 2 5 0 0 0 - 1 5 9 4s i n e m a t e k @ k a d i k o y . b e l . t r ’ y e

B i z i s o s y a l m e d y a d a n t a k i p e d i n : f a c e b o o k . c o m / S i n e m a t e k S i n e m a E v i i n s t a g r a m . c o m / S i n e m a t e k S i n e m a E v ih i i p : / / s i n e m a t e k . k a d i k o y . b e l . t r

Y I L D I Z L A R A L T I N D A S İ N E M A7 Ü L K E 7 F İ L M

46 47

Kadıköy Belediyesi

Tunus Başkonsolosluğu

Arjantin Başkonsolosluğu

Fransız Kültür Merkezi

Erler Film

işbirliğiyle,

K A D F E S T T a s a r ı m u y g u l a m a : m u s t e c a b i / o l g a m u s t

C h a r l i e C h a p l i n™ © B u b b l e s I n c o r p o r a t e d S . A .

Turquie

7 Ü L K E 7 F İ L M

48

I N T E R N A T I O N A L U L U S L A R A R A S IK A D I K Ö Y F E S T İ V A L İF E S T I V A L

22 TEMMUZJULY / 28 EYLÜLSEPTEMBER 2019

C h a r l i e C h a p l i n™ © B u b b l e s I n c o r p o r a t e d S . A .