hasanbacanli.files.wordpress.com · web viewÖğrenci kişilik hizmetleri kapsamında yer alan...
TRANSCRIPT
GAZİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİNİN REHBER ÖĞRETMEN ALGILARI
Prof. Dr. Hasan BACANLI
Araş. Gör. Nazife ÜZBE
GİRİŞ
“Bireylere yaşantı yoluyla istendik davranışlar kazandırma” eğitim kavramının
herkesçe üzerinde uzlaştığı ortak bir tanım olarak karşımıza çıkmaktadır. Eğitim en basit
anlamıyla davranış değiştirme sanatıdır. Eğitimin temel amacı, bireylerin sahip olduğu tüm
potansiyelleri en üst düzeyde geliştirmek, onların kendileri ve içinde yaşadıkları toplumun
uyumlu ve üretken bireyleri olmalarına yardımcı olmak, kısaca onları yaşamla baş edebilecek
tüm becerilerle donatmaktır (Kaya, 2005). Gelişen teknoloji ve bunun beraberinde değişen
toplumsal yapının eğitim sistemine yansıması olarak, “öğretim” ve “yönetim” gibi iki temel
boyuttan oluşan klasik eğitim anlayışı eğitimin amacında yer alan becerilerle öğrenciyi
donatmakta yetersiz kalmıştır. Bunun bir sonucu olarak çağdaş eğitim sistemine “öğrenci
kişilik hizmetleri” boyutu eklenmiştir.
Okulda öğrencinin bedensel, ruhsal ve sosyal açıdan uyumlu bireyler olarak
yetişmesini ve okul ortamından en yüksek yararı sağlayabilmesi için gerekli ortamı sağlamak
çağdaş eğitim içerisinde yer alan öğrenci kişilik hizmetlerinin görev ve sorumluluğu
içerisinde yer almaktadır.
Öğrenci kişilik hizmetleri kapsamında yer alan rehberlik ve psikolojik danışma
hizmetleri ile bireylerin kendini tanıması ve anlamasına, gizil güçlerinin farkına varmasına ve
bunları en üst düzeyde geliştirmesine, iç ve dış dünyasıyla uyum içinde olabilmesine, iletişim
ve problem çözme becerilerinin gelişmesine, etkili karar verme ve plan yapabilmesine yardım
edilmeye çalışılır (Aydın, 2007).
Okullarda rehberlik ve psikolojik danışma hizmetleri “Millî Eğitim Bakanlığı
Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği” (MEB, 2001) doğrultusunda
görev yapan rehber öğretmenler tarafından ve/veya koordinatörlüğünde yürütülmektedir. Bu
yönetmeliğe göre Rehber Öğretmen (Psikolojik Danışman): Eğitim-Öğretim kurumlarındaki
rehberlik ve psikolojik danışma servisleri ile rehberlik ve araştırma merkezlerinde öğrencilere
rehberlik ve psikolojik danışma hizmeti veren, üniversitelerin psikolojik danışma ve rehberlik
ile eğitimde psikolojik hizmetler alanında lisans eğitimi almış personeli olarak
tanımlanmaktadır.
Rehberlik hizmetlerinin ilkelerinden biri de, rehberlik hizmetlerinin öğrenci ile ilişki
içerisinde olan tüm unsurların iş birliği içerisinde yürütülmesidir. Yönetmeliğin 45-50.
maddelerinde okul yöneticileri, sınıf öğretmenleri ve diğer öğretmenlerin rehberlik
hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin görev ve sorumlulukları açıkça belirtilmektedir. Rehberlik
hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili kişilerin başında öğretmenler bulunmaktadır. Yönetmelik
çerçevesinde öğretmenlerin rehberlik hizmetlerinin yürütülmesinde aktif bir rol üstlenmeleri
gerekmektedir. Bireysel yada grupla psikolojik danışma hizmetleri gibi bazı rehberlik
hizmetleri sadece bu konuda eğitim almış uzmanlar tarafından verilmesi gerekirken, gerekli
niteliklere sahip oldukları taktirde öğretmenlerin de yerine getirebilecekleri bir çok rehberlik
hizmeti bulunmaktadır (Erkan, 2000). Bu hizmetler arasında olumlu ve sıcak öğretmen
öğrenci ilişkisi kurma, sınıf rehberlik etkinliklerinin planlanması ve uygulanmasında aktif rol
alma sayılabilmektedir.
Türk eğitim sisteminde rehberlik hizmetlerini yürüten 17000‘i aşkın personel
bulunmaktadır. Genç bir meslek olan psikolojik danışma ve rehberliğin hızlı gelişmesiyle
birlikte, alanda çalışanlar henüz tam olarak anlaşılamamış bir mesleğe sahip olmanın getirdiği
sorunlarla karşılaşabilmektedir. Mesleki sorumluluk alanları ve iş tanımları henüz net bir
şekilde belirlenmemiş ve dolayısıyla anlaşılmamış olan rehber öğretmenler çalışma
ortamlarında bazı sorunlarla karşı karşıya kalmaktadırlar: mesai saatleri, ek ders ücretleri,
görev tanımları vb.
Rehberlik hizmetleri ile ilgili sorunların nedenlerinden biri mesleğin sosyal niteliği,
yani insanlara yönelik olmasıdır. Dolayısıyla başkalarının bu konuyla ilgili ne düşündükleri
ve rehber öğretmenleri nasıl algıladıkları, onlarla hizmetlerin yürütülmesi sırasında
kuracakları ilişkide önemli bir faktördür. Çünkü insanlar birileriyle iletişime girerken
zihinlerindeki algılara göre hareket etmektedirler.
Kişilerin zihinlerindeki algıları sosyal psikoloji içerisinde izlenim oluşturma kavramı
ile ifade edilmektedir. İzlenim oluşturma, karşıdaki kişilerin zihinlerinde oluşturdukları
(kişinin kendisi ile ilgili) izlenimlere karşı duyarlı olma ve bu izlenimleri yönlendirme çaba ve
etkinliklerini içerir. Kişinin başkalarının zihnindeki bu izlenimleri, kendisine karşı
gösterilecek olan davranışların belirlenmesinde temel oluşturacaktır. Başka bir ifade ile
insanlar onlara karşı nasıl davranacaklarına karar verirken, zihinlerindeki bu izlenimleri
kullanacaklardır. Bu izlenimler kişilerin başka insanların kişilikleri hakkında bir yargıya
varma ya da nasıl bir kişiliğe sahip oldukları konusunda kestirimlerde bulunmalarını
sağlamaktadır.
İnsanlar izlenim oluştururken az bilgiden hızlı ve çok, genel özellikler çıkarırlar. Bu
çıkarsamada kuşkusuz kişilerin kendi ihtiyaç ve amaçları, kısaca kendi durumları da etkili
olmaktadır. Dolayısıyla, rehber öğretmenlerle doğrudan ve yakın ilişki kurmak durumunda
olan kişilerin rehber öğretmen algıları onların rehber öğretmenlerle ilişkilerini
biçimlendirecektir. Kendi şartları içinde rehber öğretmen algılarını oluşturan sınıf
öğretmenlerinin ve (mesleki formasyonlarının bir gereği olarak) rehberlik dersi almış olan
diğer öğretmenlerin bu algılarının belirlenmesi ve daha önemlisi rehber öğretmenlerin kendi
algıları ile karşılaştırılması konunun anlaşılması için önemli görülmüştür.
Kişi veya imgelerin belirlenmesi amacıyla çeşitli teknikler kullanılmaktadır. Bu
amaçla kendini rapor etme tekniklerinden de yararlanılabilmektedir. Özellikle sıfat listeleri
için kullanılan prototip değerlendirme yönteminin, günümüzde kişilik çalışmaları için oldukça
yaygın bir biçimde kullanılan Beş Faktör kuramına dayalı bir kişilik ölçeği kullanılarak
uygulanması rehber öğretmen algısının belirlenmesi için tercih edilmiştir. Bu tercihin (a) hem
yaygın kişilik kuramının bu konu ile ilgili olarak kullanılmasına olanak vermesi, (b) kendini
rapor etme için kullanılan ölçeklerin birtakım kavram.ve nesnelerin değerlendirilmesinde,
buradaki şekliyle bir kavram veya zihinsel ağının değerlendirilmesinde kullanılma olanağının
değerlendirilmesi gibi arkaplan amaçları da bulunmaktadır. Önceki rehber öğretmen
çalışmaları daha çok sıfatlarla veya rehber öğretmenin görev ve sorumluluklarının
listelenmesiyle oluşturulan soru listeleriyle yapılan çalışmalardan oluşmaktadır. Bu çalışma
bu anlamda farklı bir değerlendirme tekniği kullanmış olmaktadır.
Bu farklı değerlendirmenin sonuçlarından biri, arada elde edilebilecek olan farkın
oldukça küçük bir miktarla ortaya çıkmasıdır. Yani, kişiler sıfat çalışmalarında var veya yok
olarak ifade edebildikleri özellikleri (burada kullanılan Sıfatlara Dayalı Kişilik Testi (SDKT)
gibi) Likert tipi dereceleme kullanılarak cevaplandırılan ölçeklerde daha küçük birimlerle
ifade etmektedirler. Bu da elde edilecek farkı oldukça küçültmektedir. Ancak bu durum,
onların bu amaçla kullanılabilirliklerini zayıflatacak bir nitelik olmamalıdır.
Bu çalışmanın diğer bir vurgulanması gereken niteliği gerek rehber öğretmen, gerekse
diğer öğretmenler olarak öğretmen adaylarını üzerinde yapılmış olmasıdır. Bu durumun
birinci nedeni ulaşılabilirlik olmakla birlikte, üstün olan bir tarafı da vardır. Öğretmen
adayları henüz somut durumlar içinde somut rehber öğretmenlerle karşılaşmadıkları için,
yaşantılarından çıkardıkları rehber öğretmen algısı ile değil, okulda öğrendikleri veya
çevreden edindikleri soyut rehber öğretmen algısı ile cevap vereceklerdir. Bu algılar şüphesiz
somut yaşantılar içinde doğrulanabilir veya yanlışlanabilir. Ancak ilk izlenim ve algıların
sonraki algıları ve yaşantıları büyük ölçüde yönlendirdiği de bir gerçektir. Dolayısı ile, bu
çalışma kişilerin ilk izlenimleri üzerinde yapılmıştır.
Bu çerçeve içinde, bu çalışmada rehber öğretmen ve diğer öğretmen adaylarının
zihinlerindeki rehber öğretmen algıları Beş Faktör kişilik kuramı çerçevesinde belirlenmiş ve
karşılaştırılmıştır. Öğretmen adaylarının yanısıra rehberlik dersi almamış ve bir anlamda
eğitimle doğrudan ilişkisi olmayan bir grup öğrencinin rehber öğretmen algıları da,
diğerlerinin değerlendirmeleriyle karşılaştırmak amacıyla çalışma grubuna eklenmiştir.
Algılayıcı durumundaki insanların kendi gereksinim ve kişisel amaçları onun
başkalarını nasıl algılayacağı üzerinde etkili olur. Dolayısıyla rehber öğretmenle birebir ilişki
içinde olacaklarla olmayacaklar farklı izlenim oluşturabilirler.
Taylor ve Cocker’a göre (1981) çoğu zaman başkaları hakkındaki bilgileri insanları
tanımlayan (cinsiyet, meslek gibi) kategorilere ilişkin kalıp yargı ve peşin hükümlerimizi
kullanarak işleriz. Bunlar bizim “şemalarımızdır”. Bir şema, nesne hakkında biraz bilgiyi, ona
ilişkin değişik bilişler arasındaki bazı bağlantıları ve bazı örnekleri içeren örgütlü ve
yapılandırılmış bir bilişler takımıdır (Taylor, Peplau ve Sears, 2007).
Mayer, Rapp ve Williams’a göre (1993) kişi şemaları, insanlar hakkındaki yapılardır.
Bireyler için şemalar geliştirmemizin nedeni onlar hakkında bilgi toplamamızda yardımcı
olmaları ve onlarla daha sonraki toplumsal etkileşimlerimize yol göstermeleridir (Taylor,
Peplau ve Sears, 2007).
Bir başka kişi hakkında çıkarsamalar yaparken sık sık şemanın modeline (prototip)
başvururuz. Model (prototip) şemanın soyut bir idealidir (Taylor, Peplau ve Sears, 2007). Bir
kişi için kullanılan prototip kişilerin davranışlarına ilişkin beklentilerin genellenmesinde
kullanılır (Tedeschi, Lindskold ve Rosenfeld, 1985).
ARAŞTIRMANIN AMACI
Bu çalışmada insanların kafasında oluşan rehber öğretmen algısının nasıl bir kişilik
profili ortaya koyduğunu belirlemek amaçlanmıştır. Ayrıca “rehberlik” derslerinin kişilerin
zihninde oluşan rehber öğretmen algısı üzerinde bir farklılık yaratıp yaratmadığını sorusuna
cevap aranmaya çalışılmıştır.
Rehber öğretmenlerle doğrudan ilişki içerisinde olması gerektiğini düşündüğümüz
sınıf öğretmenlerinin rehber öğretmen algısının nasıl bir profil oluşturduğunu saptamanın yanı
sıra araştırmaya katılan üniversite öğrencileri içerisinde erkeklerle kızların rehber öğretmen
algılarının farklı olup olmadığı belirlenmeye çalışılmıştır.
ÇALIŞMA GRUBU
Araştırmanın çalışma grubu, Gazi Üniversitesinin çeşitli bölümlerinde okuyan;
yaş ortalaması 21,17 olan (18-24); 112 erkek 329 kız olmak üzere toplam 441 kişiden
oluşmaktadır.
Araştırmanın amacı doğrultusunda çalışma grubu dört farklı kategoride
sınıflandırılmıştır. Sınıflama yapılırken;
Rehberlik ile ilgili lisans eğitimi alanlar,
Rehberlik dersi alan 4. Sınıflar,
Eğitimci olup rehber öğretmenlerle birebir ilişki içerisinde olmak zorunda olanlar,
Rehberlik ve eğitimle herhangi bir ilişkisi olmayan öğrenciler olmak üzere dört farklı
grupla çalışılmıştır.
GRUPLAR n %
PDR 137 31,1
Sınıf Öğretmenliği 102 23,1
Rehberlik dersi alan öğrenciler 103 23,4
Öğretmenlik dışı bölümlerdeki öğrenciler 99 22,4
VERİ TOPLAMA ARAÇLARI
Araştırmada üniversite öğrencilerine rehber öğretmenlerin sahip olması gereken kişilik
özelliklerini düşünerek Bacanlı, İlhan ve Aslan (2009) tarafından geliştirilen SDKT (Sıfatlara
Dayalı Kişilik Testi) uygulanmıştır. Öğrencilerin, yaş, cinsiyet, bölüm ve sınıf düzeylerinin
saptanması için araştırmacılar tarafından hazırlanan kişisel bilgi formu uygulanmıştır.
SDKT
“Sıfatlara Dayalı Kişilik Testi” Bacanlı, İlhan ve Aslan (2009) tarafından kişilik
araştırmalarında kullanılmak üzere kısa ve pratik bir araç sunmak amacıyla geliştirilmiştir.
Geliştirilen ölçek maddeleri birbirine zıt sıfat çiftlerine dayalı 40 maddeden oluşmaktadır.
Kuramsal olarak tanımlanan beş faktör kişilik boyutunu temsil edebilecek ölçek, uygulanacak
kişiden, kendisini her iki uçta yer alan sıfattan hangisine daha yakın görüyorsa ilgili boşluğu
işaretlemesini istemektedir. SDKT, 1-7 arasında değerlendirilen likert tipi bir ölçektir.
Beş faktör kişilik kuramına paralel olarak SDKT’nin puanlanmasından elde edilen
boyutlar;
Duygusal Dengesizlik
Dışa Dönüklük
Deneyime Açıklık
Yumuşak Başlılık
Sorumluluk
Duygusal Denge / Duygusal Tutarlılık (Emotional Stability): Rahat, özgüven
sahibi, sabırlı, eleştiriye açık, strese dayanıklı olma gibi özellikler bu faktörde
açıklanmaktadır. Bu faktörün diğer ucunda; endişeli, gergin, çekingen, güvensiz, kendiyle
barışık olmayan, kaygılı, değişken ve agresif gibi özellikler bulunmaktadır.
Dışadönüklük (Extraversion): Heyecanlı, neşeli, konuşkan, girişken, sevecen,
dinamik, sempatik olma gibi özellikleri içermektedir. Bu faktörün diğer ucunda ise; utangaç,
sessiz, sakin, içe dönük, yalnızlığı tercih eden, konuşmaktan hoşlanmayan gibi özellikler
bulunmaktadır.
Deneyime/Gelişime Açıklık (Openness): Yaratıcı, analitik düşünen, duyarlı, meraklı,
bağımsız, yenilikçi, açık fikirli, ifade yeteneği güçlü gibi özellikler yer almaktadır. Bu
faktörün diğer ucunda ise; geleneksel, tutucu, ilgisiz ve sıradan gibi özelliklere yer
verilmektedir.
Yumuşak Başlılık (Agreeableness): Saygılı, güvenilir, cana yakın, esnek, kibar,
merhametli, uyumlu, alçak gönüllü olma gibi özellikleri içermektedir. Bu faktörün diğer
ucunda ise; saldırgan, düşmanca davranma, hırçınlık, huysuzluk, inatçı, dik başlı ve şüpheci
olma gibi özellikler yer almaktadır.
Öz Denetim / Sorumluluk (Conscientiousness): Düzenli, tedbirli, azimli, hırslı,
titiz, göreve bağlı, başarı odaklı, sistemli, sorumlu ve uyumlu olma gibi özellikleri
içermektedir. Bu faktörün diğer ucunda ise; plansız, düzensiz, dikkati kolay dağılan ve
erteleyen gibi özellikler bulunmaktadır.
SDKT’nin güvenirliğini sınamak adına test tekrar test yapılmış ve iç tutarlılık katsayısı
hesaplanmıştır. Boyutlar için test tekrar test puanları.68 ile .86 aralığında değişmektedir.
Boyutlarının iç tutarlık katsayıları ise .73 ile .89 aralığında değişmektedir.
SDKT’nin geçerliğini sınamak için yapılan faktör analizi sonuçlarına dayanarak 50
sıfat çiftinden 40 çift belirlenmiş ve maddeler üzerinde yapılan faktör analizinde beş boyutun
SDKT’ye ait varyansın % 52.6’sını açıkladığı bulunmuştur. Dış geçerlik kapsamında yapılan
uygulamalar sonucunda kişilik boyutlarının kullanılan ölçeklerle anlamlı düzeyde ilişkili
olduğu görülmüştür.
BULGULAR VE YORUM
1. Üniversite öğrencilerinin rehber öğretmen algıları Beş Faktör kişilik özellikleri açısından
nasıl bir kişilik örüntüsü göstermektedir?
Gazi Üniversitesi’nin çeşitli fakültelerinde öğrenim gören öğrencilerin rehber
öğretmen algıları yukarıdaki gibi bir profil sergilemektedir. Genel örüntüye bakıldığında
öğrenciler duygusal dengesizlik boyutunun rehber öğretmenlere ait olmayan bir kişilik
özelliği olduğu görüşündeler; buna karşın rehber öğretmenin yumuşak başlı olması
gerektiğine daha fazla vurgu yapmıştırlar
2. PDR bölümünde rehberik eğitimi gören öğrencilerin rehber öğretmen algısı nasıl bir örüntü
göstermektedir?
3. Sınıf öğretmenliği bölümü öğrencilerinin rehber öğretmen algısı nasıl bir örüntü
göstermektedir?
4. Rehberlik dersi alan üniversite öğrencilerinin rehber öğretmen algısı nasıl bir örüntü
göstermektedir?
5. Rehberlik dersi almayan üniversite öğrencilerinin rehber öğretmen algısı nasıl bir örüntü
göstermektedir?
6. Çeşitli bölümlerde okuyan üniversite öğrencilerinin rehber öğretmen algıları arasında
anlamlı farklılıklar var mıdır?
Araştırmada sınıflandırılmış grupların rehber öğretmen algılarının oluşturduğu kişilik
profillerine baktığımızda hemen hemen aynı örüntü karşımıza çıkmaktadır. Ancak bu
örüntüler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olup olmadığı sorusu araştırmanın
temel amaçları arasındadır.
Araştırmada Beş Faktör Kişilik Alt Boyutlarına yönelik rehber öğretmen algılarının
araştırmaya katılan öğrenci grupları açısından farklılaşıp farklılaşmadığını görmek için
yapılan ANOVA analizi sonucunda .05 anlamlılık düzeyinde;
Duygusal Dengesizlik(Neurotism) F(3,437)=5.109 / p= .002
Dışa Dönüklük (Extraversion) F(3,437)=3.339 / p= .019
Deneyime Açıklık (Openness) F(3,437)=7.427 / p= .000
Yumuşak Başlılık (Agreeableness) F(3,437)=7.398 / p= .000 alt boyutları için
anlamlı bir farklılık varken;
Sorumluluk (Conscientiousness) F(3,437)=2.259 / p= .081 alt boyutu için
anlamlı bir farklılık çıkmamıştır.
Bu bulguya dayanarak bütün grupların rehber öğretmen algılarında sorumluluk boyutu
için benzer örüntüler oluşturduğu sonucuna varmak mümkün olmaktadır. Yani araştırmaya
katılan tüm öğrenciler rehber öğretmenin, düzenli, tedbirli, azimli, hırslı, titiz, göreve bağlı,
başarı odaklı, sistemli, sorumlu ve uyumlu olması gerektiği konusunda hem fikirlerdir.
Diğer kişilik boyutlarında oluşan farklılıkların hangi gruplardan kaynaklandığını
belirlemek amacıyla yapılan Scheffe testinin sonuçlarına bakıldığında;
Duygusal Dengesizlik (Neurotism) alt boyutu için; PDR grubu ( =1.99) ile
Öğretmenlik Dışı/Rehberlik dersi almayan grubu ( =2.365) arasında anlamlı bir farklılık
bulunmuştur. Rehberlik dersi almayan öğrencilerinin PDR öğrencilerine göre rehber
öğretmenin kişilik prototipi olarak daha fazla nevrotik özellik atfettiği sonucuna
ulaşılabilmektedir.
Dışa Dönüklük (Extraversion) alt boyutu için; PDR grubu ( =6.131) ile
Öğretmenlik Dışı/Rehberlik dersi almayan grubu ( =5.826) arasında anlamlı bir farklılık
bulunmuştur. PDR öğrencilerinin Rehberlik dersi almayan öğrencilere göre kişilik prototipi
olarak ideal rehber öğretmeni daha fazla dışa dönük olarak algıladığı sonucuna
ulaşılabilmektedir.
Deneyime açıklık (Openness) alt boyutu için; PDR grubu ( =6.331) ile Sınıf
Öğretmenliği grubu ( =5.949) arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. PDR
öğrencilerinin Sınıf Öğretmenliği öğrencilerine göre algıladıkları rehber öğretmen prototipine
daha fazla deneyime açıklık özelliği atfettikleri görülmektedir.
Deneyime açıklık (Openness) alt boyutu için; PDR grubu ( =6.331) ile
Öğretmenlik Dışı/Rehberlik dersi almayan grubu ( =5.953) arasında anlamlı bir farklılık
bulunmuştur. PDR öğrencilerinin Öğretmenlik Dışı/Rehberlik dersi almayan gruptaki
öğrencilerine göre algıladıkları rehber öğretmen prototipine daha fazla deneyime açıklık
özelliği atfettikleri görülmektedir.
Yumuşak Başlılık (Agreeableness) alt boyutu için; PDR grubu ( =6.400) ile
Sınıf Öğretmenliği grubu ( =6.099) arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. PDR
öğrencilerinin Sınıf Öğretmenliği öğrencilerine göre algıladıkları rehber öğretmen prototipine
daha fazla deneyime yumuşak başlılık özelliği atfettikleri görülmektedir.
PDR grubu ( =6.400) ile Öğretmenlik Dışı/Rehberlik dersi almayan grubu (
=5.992) arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. PDR öğrencilerinin Öğretmenlik
Dışı/Rehberlik dersi almayan gruptaki öğrencilerine göre algıladıkları rehber öğretmen
prototipine daha fazla yumuşak başlılık özelliği atfettikleri görülmektedir.
Rehberlik dersi alan grup ( =6.366) ile Öğretmenlik Dışı/Rehberlik dersi almayan
grubu ( =5.992) arasında anlamlı bir farklılık bulunmuştur. Rehberlik dersi alan dördüncü
sınıf öğrencilerinin Öğretmenlik Dışı/Rehberlik dersi almayan gruptaki öğrencilerine göre
algıladıkları rehber öğretmen prototipine daha fazla yumuşak başlılık özelliği atfettikleri
görülmektedir.
Araştırma sonuçlarına bakıldığında, gruplar arası farkların hangi gruplardan
kaynaklandığını incelediğimizde hiçbir boyut için, PDR öğrencileri ile Rehberlik dersi alan
öğrenciler arasında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır.
PDR lisans öğrencileri ile Rehberlik dersi alan öğretmenlik bölümü öğrencilerin ideal
rehber öğretmenin sahip olması gereken kişilik örüntüsünü benzer şekilde ifade etmeleri,
rehberlik dersinin rehber öğretmen algısı üzerinde gerçekçi bir etki yarattığı sonucunu göz
önüne sergilemektedir.
Gruplar arası farklara bakıldığında, rehberlik dersi almayan öğretmenlik dışı
bölümlerde okuyan öğrencilerin, rehberlik dersi alan diğer öğrencilere göre rehber öğretmen
algısına daha olumsuz özellikler atfetmeleri rehberlik dersi almamalarından, rehberlik süreci,
hizmetleri ve rehber öğretmenlerin görev ve sorumluluklarını öğrenemediklerinden
kaynaklanabilmektedir.
Gruplar arası farklara bakıldığında Sınıf Öğretmenliği bölümünde öğrenim gören ve
rehberlik dersi almayan öğrencilerin ideal rehber öğretmenin sahip olması gereken kişilik
özelliklerine daha fazla olumsuz atıfta bulundukları gözlenmektedir.
7. Erkek ve kız üniversite öğrencilerinin rehber öğretmen algısı Beş Faktör kişilik özellikleri
açısından nasıl bir örüntü göstermektedir?
Beş faktörlü kişilik özelliklerine göre rehber öğretmen algısının cinsiyete göre anlamlı
bir şekilde farklılaşıp farklılaşmadığını görmek üzere t-testi analizi sonucunda .05
anlamlılık düzeyind
e:
Duygusal Dengesizlik(Neurotism), Dışa Dönüklük (Extraversion), Deneyime Açıklık
(Openness), Yumuşak Başlılık (Agreeableness) alt boyutları için anlamlı bir farklılık varken;
Sorumluluk (Conscientiousness) alt boyutu için anlamlı bir farklılık çıkmamıştır.
TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER
SDKT gibi kişilik testlerinin genel kullanım alanı self-report diye tanımlanan kişinin
kendi kişiliğini tanımlamasıdır. Bunun dışında nadir olarak kullanılsa da SDKT,
Kişi gruplarının tanımlanması (A tipi, B tipi),
Sosyal stereotiplerin tanımlanması (azınlık gruplar)
Tarihi figürlerin tanımlanması (tarihteki ünlü kişiler)
Hipotetik kişilerin tanımlanması***(ideal benlik, ideal eş)
Kişileştirilmiş kavramların tanımlanması (şehirler)
Bu araştırmayı yöntem olarak diğer kişilik araştırmalarından ayıran en önemli özellik
SDKT (Sıfatlara Dayalı Kişilik Testi) nin kişilik testi olarak birey olarak kendini tanımlama
amacıyla kullanılmayıp, hipotetik kişilerin tanımlanması (ideal rehber öğretmen) amacıyla
çalışma grubuna uygulanmasıdır.
Bu araştırmayı diğer kişilik araştırmalarından ayıran bir başka özelliği ise üniversite
öğrencileri üzerinde yapılmasıdır. Bu öğrenciler mezun olup alana atandıklarında rehber
öğretmenlerle ilişki kuracak eğitimciler olacaktır. Ancak bu çalışmayı alanda çalışan
öğretmenlere uygulasaydık kendi karşılaştıkları rehber öğretmenler onların algıları üzerinde
değişikliğe sebep olacaktır. Örneğin, “Öğretmen ve öğrencilerin rehber öğretmeni
algılamalarına ilişkin bir durum çalışması” (Ünal, 2010) adlı çalışmada bir okulda öğretmen
ve öğrencilerin o okuldaki rehber öğretmene yönelik algılamaları üzerine bir metafor
çalışması yapmıştır. Bu çalışmanın sonucu olarak rehber öğretmeni anne, karınca, arı vb. gibi
bazı metaforları kullanarak açıklamışlardır. Ancak bu sadece araştırmanın yapıldığı okuldaki
rehber öğretmen için geçerli bir durumdur. Genellenme özelliği söz konusu değildir. Çünkü
bireylerin algılarına ilişki içerisinde bulundukları rehber öğretmenin etkisi söz konusu
olmuştur.
Araştırmada çalışma grubu sınıflandırılırken, rehberlik dersi alan ve rehberlik dersi
almayan iki grubun olması araştırmanın amacı doğrultusunda Rehberlik dersinin öğrencilerin
zihinlerinde oluşan rehber öğretmen algısına etki edip etmeyeceğini saptamaktır. Sonuç olarak
rehberlik dersi almanın rehber öğretmen algısı üzerindeki etkisi neredeyse PDR lisans
öğrencilerinin algılarıyla eşit düzeyde çıkmıştır. Bu sonuç da rehberlik dersi almanın
insanların rehber öğretmen algılarını etkilediğini, daha gerçekçi algılamalarına yardımcı
olduğu sonucuna ulaşılabilmektedir.
Çalışma grubunda sınıf öğretmenlerinin ayrı bir sınıf olarak tanımlanmasının en büyük
nedeni, rehberlik hizmetlerinin hazırlanması, yürütülmesi ve değerlendirilmesi sürecinde sınıf
öğretmenlerinin aktif bir şekilde rol alması gerekliliğinden kaynaklanmaktadır. Rehberlik
hizmetleri yönetmeliğine bakıldığında, sınıf öğretmenleri ilk okullarda rehberlik hizmetlerinin
yürütücüsü konumundadırlar. Dolayısıyla rehber öğretmenlerle birebir ilişki içerisinde olmak
zorundadırlar. Araştırma sonuçlarına bakıldığında sınıf öğretmenlerin rehber öğretmenlere
yönelik algıları diğer öğrencilere göre olumsuz olduğu görülmektedir.
Rehberlik dersi almanın öğrencilerin rehber öğretmen algısı üzerinde daha gerçekçi
algılamaları konusunda etkili olduğu varsayıldığına göre, sınıf öğretmenliği lisans eğitiminde
rehberlik dersi bir formasyon dersi olarak koyulmanın yanı sıra rehberlik hizmetlerinin
yürütülmesi, ilköğretimde rehberlik hizmetleri ile ilgili daha fazla dersin sınıf öğretmenliği
lisans programına eklenmesi faydalı olacaktır.
Rehber öğretmen algısı yada rehber öğretmenin sahip olması gereken kişilik özellikleri
üzerinde literatür taraması yapıldığında alanda çok fazla araştırma bulunmamaktadır. Ancak
kişilerarası ilişkilerde algılarımızla harekete geçtiğimiz için bu tür araştırmalara ve gerçekçi
algılama konusunda yapılacak uygulamalara ağırlık verilmesi gerekmektedir.
Rehber öğretmenlerin okulda diğer öğretmenler, idareciler, okul personeli, veliler ve
öğrencilerle sürekli ve etkili bir ilişki içerisinde olması gerekliliği düşünülürse, okulda ilişki
içerisinde bulunması gereken kişilerin rehber öğretmenlere yönelik algıları oldukça önemlidir.
İleride yapılacak çalışmalarda okul yöneticilerinin rehber öğretmen algıları ile ilgili bir
araştırma yapılabilir.
(eklenecek öneriler var mı???)
KAYNAKÇA
ABACI, R. (2008). Psikolojik Danışma ve Rehberlik. İstanbul: Okutan Yayıncılık.
AYDIN, B. (2007). Rehberlik. Ankara: Pegem Akademi Yayıncılık.
ERKAN, S. (2000). Rehberlik Nedir?. Ankara: Nobel Yayıncılık
KAYA, A. (2005). Psikolojik Danışma ve Rehberlik. Ankara: Anı Yayıncılık.
KUZGUN, Y. (2000). İlköğretimde Rehberlik. Ankara: Nobel Yayıncılık.
MEB (2006). Özel Eğitim Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Genel
Müdürlüğü tarafından yayınlanan İlköğretim ve Ortaöğretim
Rehberlik Programı, www.orgm.meb.gov.tr.
TAYLOR, S. E., PEPLAU, L. A. ve SEARS, D. O. (2007). Sosyal Psikoloji.
Ankara: İmge Kitabevi
TEDESCHİ,J. T., LİNDSKOLD, S. & ROSENFELD, P. (1985). Introduction To
Social Psychology. Minnesota: WEST Publishing.
T. C. Resmi Gazete (2001). 17 Nisan 2011 tarih, 24376 sayılı Resmi gazetede
yayınlanan MEB Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği.
.