von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

96
BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFÎ DAĞILIMI Geographical Distribution Of The Bektashi VOISJ HASLUCK ÇEVİRİ v e ÜZ.ENLEME TUSGUT KOCA — A. NEZÎHİ EîtGÎNSOY İSTANBUL — 1991

Upload: ihramcizade

Post on 13-Aug-2015

165 views

Category:

Education


3 download

TRANSCRIPT

Page 1: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFÎ D A Ğ I L I M I

Geographical Distribution Of The Bektashi

VOISJ HASLUCK

Ç E V İ R İ v e

Ü Z . E N L E M E

TUSGUT KOCA — A. NEZÎHİ EîtGÎNSOY

İSTANBUL — 1991

KUTLUG
Typewritten Text
KUTLUG
Typewritten Text
KUTLUG
Typewritten Text
KUTLUG
Typewritten Text
KUTLUG
Typewritten Text
KUTLUG
Typewritten Text
D
Page 2: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy
Page 3: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

İsteme Adresi:Turgut KOCA — Yeniyol, Ufuk Apartmanı Daire 16

Bostancı - İSTANBUL

Basıldığı Yer :Ufuk Matbaası Cağaloğlu - İST. 1991

Page 4: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

Sayfa

5 içindekiler9 Giriş

11 Anadolu’daki Bektaşi Tekyeleri19 İstanbul’daki Bektaşi Tekyeleri2.1 Dicle Fırat arası22 Bulgaristan’daki Bektaşi Tekyeleri23 Romanya’daki Bektaşi Tekyeleri24 Sırbistan’daki Bektaşi Tekyeleri25 Yunanistan’daki Bektaşi Tekyeleri30 Girit’teki Bektaşi Tekyeleri31 Epir’deki Bektaşi Tekyeleri35 Arnavutluk’taki Bektaşi Tekyeleri38 Teselya’daki Bektaşi Tekyeleri39 iki taraflı ziyaret yerleri42 Anadolu’da Bektaşilik ve Hıristiyanlık46 Avrupa’da Bektaşilik ve Hıristiyanlık51 Genel düşünceler54 San Saltuk57 Dip notları78 Açıklamalar*83 Haritalar92 Bektaşi Tekye ve Türbeleri

Page 5: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy
Page 6: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

Ö N S Ö Z

13. yüzyılın sonlarında ve 14. yüzyılın başlarında; Küçük Asya’ya sığmayan Türk kültürü, özellikle batıya, yani Hıristiyan Avrupa’ya ya<- yılmaya bağlamıştı. Bu olay, Osmanlı Devletinin kurulmasıyla birlikte olmuştu. Bu döneme “Fütuhat” dönemi deniliyor (1). Fütuhat dönemi­nin ayrıntılarım incelediğimiz zaman; buradaki etkin gücün Bektaşilik olduğu çok açık görülüyor (2).

Biz, tarih denince, genel olarak harp tarihini sanırız. Çünkü; bize öyle öğrettiler. Biz de çocuklarımıza öyle öğretiyoruz. Bizi kültür tarihi pek ilgilendirmez, Aslında varlîğımızın temeli kültürümüzdür. Uluslar, ancak kültür ile yaşarlar. Yüksek kültür, düşük kültürü her zaman ye- ner. Kendi içinde eritir. Ve o kültürle beraber tarih sahnesinden silinir gider. Bu olay, kanıtlanması çok kolay bir olgudur.

Türk kültürünün bütün birimlerinde etki gösteren itici gücün teme­linde Bektaşilik olduğunu acaba hiç düşündük mü? Bu yolu incelemeğe değer bulduk mu? Biz, Bektaşilik denince, yalnız bir tarikat ve mistik bir düşünce olduğunu sanırız. Onun sosyal ve kültürel yönüne hiç önem ver­meyiz. Bu beyliği, kıl çadırdan çıkarıp, nasıl cihangir bir devlet yapmış ve bu devletin önümde, altı yüzyıl, Avrupa şapkasını çıkarmıştır. Niçin, bu devlet ulusal bir devlet niteliğindedir? Bunu oluşturan koşullar nelerdir? Neden tarihte ilk kez, düzenli ve kışlalarda yatıp kalkan sürekli bir as­kerliğe gereksinme duyuldu? (3). Bütün bunların temelindeki kültür, na­sıl oluşmuştur? Geleneklerimiz, dilimiz, ülkümüz nasıl ve ne ile korun­muştur? Bu olgular araştırılınca, karşımıza tek gerçek çıkar: O da Bek­taşîliktir. Bu gerçeği başka bir biçimde tanımlamağa kalkarsak, kendi­mizi aldatmış oluruz.

Tarih sayfalarım karıştırırsak, Osmanlı Devletinin kuruluşu ile be­raber, Türklerin Avrupa’ya geçişlerinin 16 kez olduğunu görürüz (4). Fakat bunlardan en etkili olan ve ilgimizi üzerinde toplayacak, iki kez geçişten kısaca söz etmek isteriz.

Birincisi, Sara Saltuk’un (5), İkincisi, Kızıl Deli adı ile anılan Seyyid Ali Sultan’m geçişidir (6).

San Sal tuk iki arkadaşı ile birlikte, Sakarya’dan çıkarak, Karade­niz’in serin sularında, seccade üzerinde Kaîikra’ya çıkmışlar. Oradan Ro­

Page 7: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

6 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

manya, Rusya, Polonya ve İsveç'e giderek tekrar geri dönüp, biitün Bal­kanları, Arnavutluk'tı Korfu’ya kadar dolaşıp durmuşlar (Tl). Kuzeydoğu Bulgaristan’da bulunan Göçer evii Tiirkleri alarak, Batı Anadolu’ya ge­tirmişler ve Karesi Beyliğinin kurulmasına neden olmuşlardır.

Hıristiyanlarca her yılbaşı günü, boy boy resimleri duvarlara asd&n ve canlı mankenleri ortalıkta- dolaşan NOEL, BABA dedikleri aziz, mus- lümanlığı şüphe götürmeyen Bektaşi azizlerinden olan SALTUK BABA’ dır. Asıl adı Mühammed’tir. Peygamber soyundan olduğu için “Şerif” , her yere yetiştiği için de “Hızır” adını almıştır. Buji aralı olduğu için de “Buhari” sanı eklenmiş, böylece “Şerif Hızır Muhammed Buhari” veya ■

.“Sarı Sal tuk” adıyla anılan bu aziz, başında Horasani Tac’la, sırtında Türkistan feracesi olan kırmızı binişle ve belindeki kemerle temsil edilir. Acaba hangi Hıristiyan mezhebinde böyle bir papaz giysisi vardır? Bunu temsilen, canlı mankenler üç defa “ HO-HO-HO” derler. Bu (HO) sözcü­ğü hangi dildendir? İncelenirse, bunu» “KU-HU-HU” olduğu anlaşılır. (HU), Tanrı’nm adlar ladandır. Dervişler bunu sık sık tekrarlar.

Seyyid Ali Sııitan ise, Orhan Bey’isı oğlu Süleyman Paşa’nm komu­tanlığı altında kırk arkadaşı ile birlikte Çanakkale’den sallar üzerinde Gelibolu'ya geçmişler, Fütuhatın gerçek çekirdeğini oluşturmuşlardır.

Sarı Saltuk’un geçişi, bir kesif niteliğindedir. Seyyid. AJI Sultan’m ge­çişi ise, fetih niteliği taşır. Bu olay bir askeri harekât değildir. Çünkü Hı­ristiyan Avrupa’da Türk kültürünün yerleşmesini hedeflemiştir. Askeri fetih ise, bunun ardından gelmiştir.

Menkabelere göre: Çanakkale’den Gelibolu’ya geçen bu 40 can’a “Kırklar” denir. Süleyman Paşa da Kırklar’m komutanıdır (8).

Kırklar önce İpsala’yı almış ve ilk selâ burada okunmuştur. O sıra­larda İpsala, bataklık olduğu için, iplerle sallar bağlanıp geçilmiş adı İpsala kalmış. Sonra, ikinci hedef olan yere gelmişler. Fakat orada­ki düşmanlar malların üzerine zehir dökmüşler. Kırklar da buraya, mal karalandı anlamına gelen Malkara demişler. Bu malı karalayanları yaka­ladıkları zaman Süleyman Paşa, Alp Erenlerinden birine “Attan in, düş­manı ez” demiş. Burası da İîiez veya Enez adım almıştır. Süleyman Pa- şa’nın feracesini çalmışlar. Çalanları buldukları yere Ferecik adını tak­mışlar. Ergene ırmağını en taşkın anında geçen Seyyid Ali Sultan’a “Er gene geçti” dedikleri için burası Ergene olmuş. Böylece “hayrı bol” de­mişler Hayrabolu, “Gömül içine” demişler Gümülcîne, bir çınar ağacı dikmişler Dedeağaç olmuş. Böylece Avrupa’yı önce ismen, sonra da cis­men Türkleştirmişlerdir (9).

Avrupa’nın ortalarına kadar dağmık yerlerde bulunan Bektaşi tek- yeleri, fütuhat yönünde ve fütühatın akıncılarını barındıran birer öncü karakollardır (10). Bu koşula, Viyana fethine gidilirken uyulmadığı için, Viyana, Türlder tarafından düşürülememiştir. Hatayı Merzifonlu Kara Mustafa Paşada aramayalım.

Page 8: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 7

Bütün bunlara efsane diyecek olanlara şöyle yanıt veririz: Bu men- kabeler olmasa, acaba tarih olur muydu. Tarih., resmi kayıtlara geçmiş olan, sıra sıra dizilmiş yazılar değildir. Gerçek tarih, halk’ın bilincinde olan, belleğinde yaşayan tarihtir M, buna kültür denir.

İşte bu nedenlerle San Saltuk’un Avrupa’da dağınık olan yedi yerde ve hatta kırk yerde mezarı vardır (11). Seyyid Ali Sultan adı ile anılan Kızıl Deli Sultan, biri Kırcali’de ve biri de Dimetoka’da olmak üzere iki yerde yatır (12).

Bu konularla ilgili olarak, İngiliz gezgini ve yazarı Von Hasluck 1914 yılında bir dizi makale yayınladı. Bu yapıtı topla olarak, bir kitap halinde, 1925 yılında Sağıp Hulusi, Türkçe’ye çevirdi. Ne var ki bu kitap,o zaman yeni yası devrimi olmadığı için, eski harflerimizle ve ağdalı bir dille yayınlanmıştı. Bu kitabın mevcudu yoktur. Ancak Milli Kitaplıklar­da veya özel kişilerin ellerinde bulunmaktadır. S alı af malı olmuştur.

Kardeşimiz Abdurrahman Nezihi Erginsoy ile birlikte bu kitabı ye­niden Türkçe’ye çevirip, yayınlanmasına karar verdik.

Fakat Yon Hasluck, kitabında bu olaylara ön yargılı olarak bakıyor, hatta kiliselerin, günlük kokan dumanlan arasında bocalayıp duruyor.- Bir yerde onayladığını, diğer bir yerde yadsıyor. Bu yüzden gereksiz tek­rarlarla ve bulanık sözlerle kitabı sıkıcı bir duruma getirmiş. Bu böyle yayınlanırsa, okuyucuya usanç verecekti. Bu nedenle, kitaptaki tekrarları özetledik, bazı bölümleri çıkardık. Tek taraflı ithamlarına açıklamalar yaptık. Dil olarak halkın bugün konuştuğu dili seçtik. Kitabı, zevkle oku­nacak ılıman bir duruma getirdik. Bövlece Türk kültürüne kazandırmış olduk. İnsanız, hata yapabiliriz. Fakat niyetimiz temiz ve berraktır.

Turgut KOCA

1991 Bostancı

(1) — Prof. Dr. M. F. Köprülü. Türk Edebiyatında ilk M utasavvıflar, sayfa 253.Hammer Tarihi c. 1, s. 172.

(2) — Z. Danişman, OsmanlI imp. Tarih i s. 68.— Prof. Dr. M. F. Köprülü, Türk Edebiyatında İlk M utasavvıflar s. 197.

(3) — Hamm er Tar. c. 1, s. 8.— Neşri s. 34, A li s. 44.— M. Z. Pakalın, Tarih deyim leri ve te rim le ri, s. 766.

(4) — Hammer Tar. c. 1, s. 167-196.(5) — Z. Danışman. OsmanlI İmp. Tar. c. 1, s. 113.(6 ) — Z. Danışman. OsmanlI imp. Tar. c. 1, s. 116-122.(7) — Prof. Dr, M ichael K iel. B ild irile r, s. 16.(8) — Z. Danışman. Osmanlı İmp. Tar. c. 1, s. 126.(9) — Z. Danışman. Osmanlı imp. Tar. c. 1, s. 128-135.

— Hammer Tar. c. 1, s. 195.(10) — Enver Behman Şapolyo. Mezhepler Tar. s. 525.(11) — Saltukname ve Seyyid A li Sultan vslayetnam eleri.

— Yazma nüshalar.(12) — Turgu t Koca. Bektaşi Nefesleri ve Şairleri. 9. 21.

Page 9: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy
Page 10: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

G İ E î Ş

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI (1)

Bektaşi tarikatının coğrafi dağılımını anlatan, yayınlanmış kaynak­larda dağınık bir düzendeki bilgilerden yararlandım. Eski ve yeni tekye- lerin yerlerini gösteren bu makaleyi hazırlamaya çalıştım (2). Aynea, bu konu.ile ilgili 1914-15 yıllarında Bektaşiler arasında gezilerimden ve araş­tırmalarımdan çıkardığım bilgileri de kattım. Bütün bu bilgiler, Bektaşi kaynaklarından veya Bektaşilerden alınmıştır. Böylece Bektaşiliğin en önemli yerleşme ve çalışma alanı olan Arnavutluk’taki kuruluşlarının ek­siksiz denebilecek bir listesini yaptım.

Bununla birlikte, bugün elimde bulunan, fakat kaynakları yeterince doyurucu olmayan Anadolu bölümü istisna edilirse, bu tarikatın bulun­duğu öteki yerlerde de araştırmaya devam edilmesi için sağlam bir temel oluşturduğum umudundayım..

Bektaşi.kuruluşları, elimizdeki belgelere göre, Kızılbaş diye adlandı­rılan Şii-Batmi Müslüman bölgelerinde .yoğun olarak bulunur. Özellikle Ankara ve Sivas illerinde, ayrıca Tahtacı, adı verilen Şii aşiretlerin bu­lunduğu Anadolu’nun güneybatı yöresindeki Liki’ada olmak üzere iki gu­rupta toplanabilir. Anadolu Şii’lerinin toplu bulundukları yer olan Har- put, Erzurum ve güneydoğu Anadolu illerindeki Bektaşi tekyeleri hak­kında bir bilgi bulamadım. Aslında Kızılbaşlar ile Bektaşiler arasındaki bağ ve ilginin niteliği henüz bilinmiyor. Biz sadece bunların, İsiâmm Şii- Batmi kolunu oluşturduklarını biliyoruz. Anadolu’da geniş bir alana ya­yılmış olan Alevi aşiretlerinin bir çoğu, Hacı Bektaş Çelebilerinin manevi egemenliğini kabul etmişlerdir.

Avrupa’da, oldukça yakın zamanlarda Müslümanlığa girmiş olan Hı­ristiyan halkları ile güney Arnavutluk, Bektaşilerin çoklukta bulunduk­ları tek memlekettir. Son zamanlara kadar, sayılarının bir hayli yoğun bulunduğu' Girit ile Makedonya’nın Kesriye yöresi, bir bakıma Hıristiyan halklara aşılanmış bir Bektaşilik olayını göstermektedir. Bundan başka daha birçok yerlerde, örneğin: Bektaşiliğin Avrupa’da ilk kez görüldü­ğünde, Asya’dan göç etmiş olan yarı cahil göçerevli halk katmanları ara­sında başarılı propaganda izleri olduğu sanılmaktadır. Güney Makedon­

Page 11: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

10 BEKTAŞİLİĞ'İN COĞRAFİ DAĞILIM I

ya’nm, Teselya Konyarileri, Rodop Yürükleri, Dobruca Tatarları hep bu guruptandır. Özeliikie Edirne yöresinde yerleri belirlenmiş tekyelerin sa­yıları göz önüne alınınca, yüzyıllarca Pirdaşlık ettikleri Yeniçerilerle Bek- taşiler arasındaki sıkı bağa dayanarak bir takım askeri merkezlerin misyoner ocaklarını oluşturduğunu düşünmek, kabul edilebilir.

Anadolu, Rumeli ve Arnavutluktaki Eektaşi eviiyalarmm tiplerinde herbirine özgü olmak üzere özel değişiklikler görülebilir (3). Anadolu’da Evliya adı ile anılan azizler, Hacı Bektaş-i Veli ile ilgili bir yönü bulunan birer mürşiddirler. Yaşamları efsaneleştirilmiştir. Balkanlardaki evliya­lar da, Türk egemenliği dönemine ait olmaları nedeniyle, mürşid olmak­tan çok, savaşçı sayılırlar. Bu durum: 16. yüzyıl ve daha sonraki yıllar­daki Yeniçeri-Bektaşi karışımı birliğin altındaki memleketlerde, Bektaşi- liğin gelişmesini göstermektedir.

Arnavutluktaki Bektaşi propagandası, kabul edildiği gibi 18. yüzyıl­da başlar. Evliyaları da tarihi kişilerdir.

Bektaşi tekyelerinin yerleşme yerlerini incelersek :Bektaşiliğin dışındaki sofu tarikatların tekyeleri genellikle büyük

oturma merkezleri içinde veya çevresinde bulunur. Bektaşilerinki kural olarak, ya tüm sapa yerlerde veya köylerin kenarında bulunurlar. Bunun nedeni kuşkusuz biraz propaganda etkilerinin köylüyü hedeflemiş olması, biraz da Sünni hocaların tarafından haklarında çekernemezlik duyguları bulunmasıdır. Pek haklı olarak kabul edebiliriz ki:

1590’da Bektaşilerin, Yeniçeriliği ele geçirdiği tarih ile ve bunların 1826’da ortadan kaldırıldıkları zaman içinde, gerek İstanbul içi ve gerek diğer illerdeki Yeniçeri birliklerinin kışlalarında bir Bektaşi şeyhi ve Bek­taşi tekyesi bulunurdu. Türk iç kalelerinin içinde veya dışında Bektaşi azizlerinin türbelerinin bulunması, Yeniçerilerle bağlantılı Bektaşi kuru­luşlarından arta kalan eserler olması büyük bir olasılık taşır.

Bu başlangıçtan sonra, artık tekyelerin. sıralanmasına geçebiliriz.

Page 12: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

A N A D O .L U

GBTA ANADOLU - Kapadokya

(Şekil: 1)

HACI BEKTAŞ-Î VELİ - Pir evi.

Tarikatın ünlü kurucusu olan-Hacı Bektaş, Anadolu’da, Nevşehir ile Kırşehir arasmda adını taşıyan yerde (bugün ilçe) yatır (5). Mezarın bitişiğinde Pir Evi denilen bir tekye vardır. Bektaşi tarikatının ve ta­rikat mensuplarının genel karargâhı kabul edilir (6). Burada kurucu^ sunun mezarından başka, Balım Sultan adı ile anılan ve tarikatın bö­lünmüş olduğu 4 koldan (Bu 4 kol: Rum Gazileri, Rum Ahileri - Rum Ab­dalları - Rum Bacıları) birinin kurucusu olan bir Bektaşi azizinin me­zarı da bulunmaktadır. Bu mezar tekyenin mücerret adıyla anılan Kut­sal Bekâr dervişlere ayrılmış olan bölümdedir. Ayrıca mühim olmak üzere (Acaba niye mühim) Sünni tarikatlarından Nakşibendi tarika­tına mensup bir şeyh'in imamlık ettiği minareli bir cami de vardır. II. Mafımud zamanında Hacı Bektaş’ı, Nakşibendi Şeyhi olarak göster­me çabasiyle ortaya çıkmış bir yeniliktir (7). Tekye vaktiyle, 362 Bek­taşi köyünün geliriyle geçinirdi. Bu sayı o zamanki Osmaıilı idaresince, 24’e indirilmiştir. Tekyenin 60 bin lira (Altın para) olarak tahmin olu­nan geliri: Ruhani başkanı olan Dede - Baba ile mütevelli başkanı Çe­lebi arasmda bölüşülürdü. Dede-Baba, Hacı Bektaş-i Veli’nin manevi İrşad Halifesi olduğu iddiasındadır. Hacı Bektaş tekyesinde oturur. Bektaşi organizasyonunun üzerinde egemenliğini sürdürür. Örnek ola­rak : Arnavutluk ve Girit Bektaşileri. Dede-Baba:yı en yüksek ruhani başkan olarak tanırlar. Şeyhlerinin atanması bunun tarafından-onaylan­ması gerekir. Tarikatın bu bölümü Arnavutların elinde olduğu sanılmak­tadır. Son Şeyh Feyzi Baba, Arnavut olduğu gibi henüz açık olan ma­kamlar için gösterilen adaylar da Arnavut’tur (8). Dede-Baba’nm buy­ruğu altında daha 8 baba vardır. Herbirinin ayrı konağı olup, tekyede görülen işlerin çeşitli bölümlerine bakarlar. Bundan başka genç Bektaşi, muhiblerinin eğitim işlerini yönetirler.

Page 13: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

12 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

Bölümler sırasiyle :Kiler işlerini Kilerci Baba, fırın işlerini Ekmekçi Baba, mutfak iş­

lerini Aşçı Baba, ahır işlerini Atçı Baba, konuk işlerini Mihmandar Ba­ba, Balım Sultan türbedarlığı ve Balım evi ve bağ islerini, Dede Bağı ve Han Dağı Babaları görürler.

Çelebiler: Cemalettiıı Çelebi, Haci Bektaş’m soyundan geldiğini ve bu nedenle hukuk açısından tarikatın en büyük başkanı olduğunu iddia eder. Bu-görev irsi ise de, veraset, babadan oğula olmayıp, ölen bir çe­lebinin yerine, kardeşi hayatta ise, kardeşi geçer. Kardeşi yoksa, ölenin oğlu bu görevi yüklenir. Çelebi tekye dışında oturur. Ve tekyenin müte­velli işlerine bakar. Çelebiler, Dede-Baba yandaşlarınca itiraza uğramak­tadır. Bunlar, Hacı Bektag’m evli olmadığını ve dolayısiyle çocuğunun da olamıyacağmı söyleyerek, Çelebileri sahtekâr sayarlar. Çelebiler ise, soyunun atası olan kişinin, Hacı Bektaş’m burun kanını içerek gebe ka­lan bir kadından mucize olarak doğduğunu bir efsane ile açıklarlar (9). Meşrutiyetin ilân edildiği 1909 yıllarında, Çelebi, yeni hükümete bir di­lekçe vererek, Çelebiliğin tarikatın en yüksek başkanı olarak tanınması­nı ve eski haklarının geri verilmesini istemiştir. Şimdi yalnız Anadolu Kızılbaş halkları tarafından tanınmaktadır. Ve kendilerine bağlı Alevi Dedeleri, Çelebilerin onayını gerekli sayarlar. Soydan gelme olduğu an­laşılan (10) bu şeyhler (Alevi Dedeleri) ile kendilerine bağlı topluluk, Bektaşi Babalar tarafından az çok hafife alınmakta, bunları Sofu Sü­reği adıyla anmaktadırlar. Organizasyonlarını gevşek, yol ve yöntemle­rini batıl saymaktadırlar.

Rumeli Hisarı tekyesi şeyhinin oğlu, arala.rındaki farkı şöyle açık­lamıştı: Kızılbaşlarm bir nevi İslâm Katolikliğine, hakiki Bektaşilerin ise, Islâm Protestanlığına benzediğini söylemişti.

Robert Kolej’in eski öğretmenlerinden biri tarafından ortaya konan bu tanıklığa göre: Bektaşilerin bir tür devrimci ve yenilikçiliği temsil ettiklerini, diğerlerinin ise, ilkel bir yolda olduklarını anlatmak istemiştir.

Dede-Baba ile Çelebi arasındaki bağ, hiç şüphesiz' gergindir. Fakat Kutsal Bekâr Dervişler, evli şeyhler tarafından saygıyla karşılanır.

Bektagiler, Kızılbaşlarm zıddına, mezheplerinin kurucusunun altıncı İmam Cafer-i Sadık olduğunu, Kızılbaşlar ise, beşinci imam Muhammed Bakır mezhebine “bağlı olduklarını savunurlar. İmam Bakır’dan el adık- larmı ileri sürerler. Bektaşilerde ruhban sınıfını oluşturan dervişlerin çoğu mücerret yani kutsal bekârdırlar (11). Kızılbaşlarm soydan gelen bir ruhban sınıfı da vardır. Yolları soydan gelme olduğu için zorunlu olarak evlidirler.

Çelebiler hakkında en eski belge, 1526-27’de’ ortaya çıkan Derviş ve Türkmen baş kaldınsiyle ilgili- görünüyor (12). Bu baş kaldırmanın çıkışı ve yayıldığı alan, Ankara yöresidir (13). Baş kaldıranın elebaşısı

Page 14: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

Kalenderin Çelebi namını taşıdığı bazı yazarlar tarafından söylenmekte­dir. Fakat bunun neslen Hacı Bektaş-i Veli’ye çıktığı yolunda hepsi bir­leşmez. Bektaşilerle Yeniçeriler arasındaki bağ göz önüne alınırsa, bu olayda Yeniçerilerin, Çelebi üzerine kesinlikle tereddüt göstermemiş ol­duklarını söylemek uygun olur.

Nevşehir çevresi :Burada Seyyid Nureddin (A l) adında bir azizin mezarının bulundu­

ğu söyleniyor.Kırşehir çevresi:Bana, bu bölgede Ahi Evren denilen bir azizin tekyesinin bu­

lunduğunu bir derviş söylemişti (14). Sultan Osman’ın silah arkadaşla­rı arasında aynı adı taşıyan bir azizin de Kırşehir’de yatmakta olduğu­nu Hacı Kalfa bildirmektedir (15). Evliya Çelebi ise, Ahi Evreni Kes- riyeli Ahi Baba adı ile Denizli’de yatmakta olduğundan söz ediyor. Bu üçüncü azizin Türk tabağlarının piri olduğunu söylüyor. Bu menkabe biraz karışık görünüyor. Bu kişi, adını (yabani hayvan) anlamına gelen (Evren)den (A2) almış olduğu anlaşılıyor (16). Ankara’da bir yerde Ak Evren tekyesi vardır. Bu sözcük, halk yakıştırması ile (ahi), (ak) olmuştur. Aslı, Ahi Evren veya Ahi Eren olsa gerektir. Eren, aziz de­mektir. Ahi ise, Arapçada (kardeş) anlamında bir sözcüktür. İbn-i Ba~ tuta, Selçuklular devrinde Ahiliğin Anadolu Türkmenleri arasında çok yaygın bir sosyal birlik (17), oldukça'önemli bir organizasyon (18) ol­duğunu bildiriyor. Ahiliğin fütüvvet kurallarıyla sıkı sıkıya bağlı oldu­ğunu anlatıyor.

Bektaşiler arasında Ahi sözcüğünün Hacı Bektaş tekyesinin şeyhi anlamına geldiğini sanıyorum. Bektaşilerin eskiden Ahiyan-ı Rum yani, Anadolu Kardeşleri denilen (19) ikinci bir kolu vardı. Büyük bir ola­sılıkla söyleyebilirim ki, Bektaşiler eski tarihlerde Türkmen fütüvvet mensuplariyle kaynaşmış veya bunları özümseyerek temsil etmişlerdir.

Mucur :Burada, bir Bektaşi dervişi tarafından beklenen kutsal bir taş var­

dır (20).Yatuk Sultan: Bu aziz Kırşehir yöresinde bir köy tekyesinde yatır.Yozgat :Bu yörede, Mucur denilen yerde bir tekyenin bulunduğu söyleniyor.

Haritamızda gösterilmiştir. Ancak, Kırşehir’deki aynı adlı yerden başka­dır.

Ankara :Ankara'nın doğusunda, Hüseyin Dağ’ı üzerinde, Bektaşiler tarafın­

dan savaşçı bir veli olarak kabul edilen ve Arap soyundan gelen Hüseyin Gazi’nin mezarı vardır. Evliya Çelebi zamanında burada, 100 dervişin bu­lunduğu bir tekye vardı. Her yıl burada, kalabalıkla bir kutsal tören ya-

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ . DAĞILIMI 13

Page 15: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

14 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

parlardı (21). Şimdi, yalnız Bayrami Dervişleri tarafından yönetilen bir türbe vardır (22).

Beypazarı :Bu kasabanın batı tarafında, Sakarya boyunda Emrem Sultan tür­

besi vardır. Burasını cahil bir köylünün sözlerine dayanarak, kızı ve iki oğlu ile birlikte yatan Konyari Sultan olarak, Lejean bildirmektedir (23). Gerçekte, Emrem Yunus, Bektaşilerce kendi tarikatından saydıkları' bir azizdir. Halk tarafından ziyaret edildiği halde, burada bir kuruluş olma­dığı sanılmaktadır (24).

Kalecik :Evliya Çelebi, bu ilçe içinde Koçu Baba adında bir ziyaretgâhtan

söz etmektedir. Hacı Bektaş’m müridlerinden olan bu kişi, adım taşıyan tekyede yatmaktadır. Tekvede başka bina yoktur. Türbede, süslü kandil ve şamdanlar vardır. Azizin davulu, bayrağı, giysileri v e . kılıncı, hayat­ta olduğu gibi durmaktadır. Türkmenlerin bu veliye büyük inançları vardır (25).

Çankırı :Bu ilde, Kızılırmağ'ın kuzeyinde, Ayrak köyünde, Muhammed Şah

Dede’nin türbesi ve tekyesi vardır. Evliya Çelebi, içinde 100 Dervişin bulunduğunu, konuksever olduklarını bildiriyor. Evliya Çelebi’ye göre bu aziz, Horasan’dan Hacı Bektaş ile birlikte gelmiş, Yıldırım Beyazıd’ ın sarayına konuk edilmiştir (26).

Çorum :Çorum’un 10 Km. batısında, yerli bir kaynaktan alınmış, Kipertek

haritasında yeri belirlenen Şeydim Sultan türbesi gösterilmektedir. Ev­liya Çelebi ise, burayı yalın ayak, baş açık Bektaşi dervişlerinin tekyesi olarak tanımlamaktadır (27).

Alaca (Çorum ili) :Arap savaşçılarından Hüseyin Gazi’nin mezarının bulunduğu Şa-

maspur tekyesi de bu tarikata aittir. Şimdi terk edilmiş ve yıkık durum­dadır (28).

Osmancık (Çorum ili) :Burada, Hacı. Bektaş ile birlikte Horasan’dan gelen Koyun Baba’

mn mezarı bulunmaktadır. Evliya Çelebi’ye göre, bu kentin bütün halkı Bektaşi idi (29). Bu tekye şimdi başka ellere geçmiş ve aziz isim değiş­tirerek, Pamuk Baba olmuştur.

Amasya :Burada, Piri Baba’nın kabrinin bulunduğu bir tekye vardır.Merzifon (Amasya ili) :Hacı Bektaş’ın yaranından Piri Baba’nm mezarı buradadır. Evliya

Çelebi, zamanında burada 300 derviş bulunuyor, 368 köyün geliri ile

Page 16: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 15

geçiniyorlardı. Sonra buraya yeni bir hayat geldi. Bunda, Kafkasya göçmenlerinin büyük bir rolü vardır.

Şebinkarahisar :Barikunde (Giresun) :Burada bulunan tekyede, Behlül Semerkandi ile Alçoban’ın (30)

mezarları vardır. Kipertek haritasında, Şebinkarahisar’ın hayli güneyin­de, Erzincan yolunda gösterilen tekye, Emon olduğu sanılmaktadır. Bundan başka Evliya Çelebi de, Açmijraz’ın yöresinde, Mehmed Şah veya Muhammed Şah adında bir Bektaşi tekyesinden söz etmekte-, dir (31).

Sivas :Kentte, sonradan Berut valisi olan Halil Paşa’nın yaptırdığı, Ma­

sumlar tekyesi denilen yeni bir bina vardır. Burada yatan iki masumun mezarım bir dervişin rüya yolu ile bulduğu söylenmektedir.

Söylentiye göre, bu masumlardan biri, beşinci imam Muhammed Bakır’m oğlu Ali Ekber, öteki masum ise, yedinci imam Musa Kâzım’m oğlu Salih olduğu anlaşılıyor. Bu masum çocuklar şehid ■ edilmişler­dir (32), (33). Ayrıca Halil Paşa’nın bir masum çocuğu da burada gö­mülüdür.

Divriği (Sivas ili) :Divriği’den üç saat uzakta Gani Baba adında bilgin bir Bektaşi ta­

rafından yaptırılan ve îndihar tekyesi diye anılan bir zaviye vardır. Yoğun Şii halklarla dolu olan bu il içinde, daha üç tekyenin varlığı­nı (34) Evliya Çelebi söylemektedir. Bunların ilk ikisi her halde Mer­zifon ve Osmancık tekyeleridir.

Şimahi :Bektaşîliğin doğuya doğru genişleyip yayılmasının son noktasıdır.

Evliya Çelebi’nin Baku yöresindeki ziyaret ettiği tekye, Şimahi tekyesi olmalıdır. Burada Pir Mirzat’m kabri bulunmaktadır. 300 köyün geliri ile geçinmektedir (35).

Dersim (Tunceli) :Bu yörede de Hacı Bektaş’ı tanıyanlarca, bir Bektaşi tekyesi oldu­

ğu söylenmektedir (36).Hiç bir Bektaşi tekyesi olmayan Anadolu merkezlerinin, eksik de

olsa, bir listesinin yapılması, gelecekteki araştırmacılar için yararlı olacaktır. Bektaşilerden aldığım bilgilere dayanarak, Bektaşi kuruluşu olmayan illeri şöyle sıralayabiliriz:

Adana, Gaziantep, Beyşehir, Bursa, Kayseri, -Çanakkale, İsparta, Karaman, Konya, Manisa, Maraş (37), Mersin, Nazilli, Birgi, Tarsus, Trabzon.

Bektaşilerin Ankara’da bulunmayışı, Bayrami tarikatının üs­tünlüğü''ile, Konya, Karaman (38) ve Manisa’daki yoklukları - Mevlevi

Page 17: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

16 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM I

tarikatının etkinliği ile açıklanabilir. Adana (39), Aydın, Kayseri (40), Birgi (41) gibi kentler sünni halk ile doludur.

Eskîşehir (Seyyid Gazi) :Eskişehir’in güneyinde bir ilçe olan Seyyid Gazi, adını ilçeye veren

ve tekyede yatan aziz, Arapiar döneminde tanınmış savaşçıların en ün­lüsüdür. Mezarı Selçuklular döneminde bulunmuştur. Bu kuruluş 16. yüzyılda Bektaşi’lerin. eline geçmiştir (42). Tekye hâlâ ayakta ise de vakıf bina harap durumdadır (43). Bunun yanında ve batı tarafında' Şücaaddin’in tekyesi bulunmaktadır. Şücaaddin, Jakop tarafından önem­li bir Bektaşi azizi olarak gösterilmektedir (44). Tekyenin korunmuş olduğu sanılmaktadır. Aynı ilçede Melek Baba, "üryan Baba tekyelerin- den eser • kalmamıştır.

Dumlupmar (Kütahya ili) : -Dumlupmar istasyonunun yakınında ve yeniden onarılmış olan Ca­

fer Baba tekyesi vardır. 1826’da yıkılmış Bektaşi tekyesinin bir bölü­müdür (45).

Balıkesir :B1! il Ssyyid. Csms,! Su.Its.zi y&tTnsIrtsi-dır (4-0). Fâks/t tskys

hakkında bir bilgi alınamamıştır.Çanakkale :Bugün burada hiç bir tekye yoksa da, burada bulunan Yeniçerilerin

sayısı göz önüne alınırsa, 1826’dan önce bir Bektaşi merkezi olduğu açıkça görülür. Rodiuş vadisinde, Sır acık köyünün dışında bir tekye vardır. îçinde yatmakta olan azizin adı inci veya incir Baha’dır (4 A ). Harap durumdadır. Bugün dahi ziyaret edilmektedir (47). Yüzyılımızın ilk yarılarında, Chevalier’in tanıttığı tekye, büyük bir olasılıkla bu- dur (48).

Bursa :Bektaşilerin şimdi burada bir temelleri yoksa d i, önceleri, tarika­

tın büyük merkezlerinden biri olduğunu biliyoruz (49). Şimdi sayaca­ğımız tekyeler, gerçek veya sanal olarak Bektaşi azizlerine aittir:

Abdal Murad; bu azizin adına Sultan Orhan tarafından yaptırıldığı söylenen bir tekye vardır (50). 16. yüzyıl tarihçisi Sadeddin, o devri yaşayanlardan olduğunu söylemektedir. Fakat Abdal Murad’m Bektaşi- likle ilişkisinden söz etmemektedir. Belki bu Şeyh’in- varlığı da şüpheli­dir. Evliya Çelebi ise, Abdal Murad’m, Hacı Bektaş yaranından olduğu­nu bildiriyor (51). Bu tekye ile ilgili 17 ve 18. yüzyılda yazılmış belge­ler vardır (52). Azizin mezarı da korunmuştur (53).

Geyikli Baba :Abdal Murad’m savaş arkadaşlarından kabul edilir. Hacı Bektaş

yaranından ve Ahmed Yesevi halifelerinden sayıiır (54). Hacı Bektaş

Page 18: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM! 17

ile ilişkisi, Abdal Musa’da olduğu gibi sonradan ortaya atılmış bir şey­dir (55).

Bamazan Baba :Evliya Çelebi, Rama,zan Baba’yı Bursa’da lâtif bir çayır ortasında

yapılmış bir Bektaşi tekyesinde yattığım bildiriyor (58). Fakat Esat bunu Nakşibendi’lerden sayıyor (57), (5A).

Şeyh Kili (Kayalı Baba) :Bu azizin mezarı bulunan tekyenin kurulusunu Evliya Çelebi, Sul­

tan Orhan’a bağlıyor (58), (6A).Akbıyık .Sultan :Bu aziz ise, aynı yazar tarafından hem Bayrami (59), hem de Bek­

taşi (60) olarak gösteriliyor.Uşak :Asıl adı Recep olan bu aziz, Hacı Bektaş ardalarından Kolu Açık

Hacım Sultan’dır. Uşak’tan üç saat uzaklıkta yatmaktadır .(61)- Tek- ye şimdi işlememektedir. Fakat bir mütevelli -tarafından yönetilmekte­dir. Önemi yöresel kaldığı anlaşılıyor.

Altıntaş ile ıhsaniye istasyonu arasında Hacı Bektaş ardalarından Resul Ali Sultan veya Resul Baba yatmaktadır (62), ('7A ).

Denizli :Eskiden olduğu gibi, bugünde de Denizli bir Bektaşi merkezi oldu­

ğu anlaşılıyor. Î1 içinde üç tane Bektaşi tekyesi olduğu söyleniyor. İki saatlik bir çevre içinde Teslim Sultan ile Dede Sultan (8A) mezarları bulunmaktadır. Karaağaçta (63). Niyazi Baba veya Niyazi Sultan yat­maktadır (9 A ).

Tavas :Burada Hacı Bektaşi Veli ardalarından Sarı İsmail Sultan yatmak-.

,tadır.Antalya :Tarikatın burada bir tekyesi varsa da o kadar önemli olmadığı sa­

nılmaktadır. Antalya çevresinde :Elmalı :Burada önceleri Haydar Baha’nın (10A) mezarının bulunduğu bir

tekye vardı. 1826’da yıkılan tekyelerden birisidir. Kasaba halkınca Ab­dal Muşa adındaki pek ünlü bir azizin yattığı yer olarak bilinmekte­dir (64). Kasabanın on iki kilometre güney batısında Tekye diye bilinen bir köy vardır. Elmalı; Tahtacıların yaşadığı bir merkezdir. Burada ta­rikatın tekye dışındaki üyeleri, Arnavutluk’ta olduğu gibi, hali vakti yerinde, mal mülk sahipleridir (65).

Forma: 2

Page 19: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

18 BEKTAŞİLİGİN COĞRAFİ DAĞILIMI

Cilveci :Elmalı’nm üç saat kuzeyinde bulunmaktadır. Abdal Musa’nın mü-

ridlerinden Kilerci Baba’mn mezarı ve tekyesi buradadır (66).Finike :Elmalı’nın limanıdır.. Kâfi Baba’mn mezarının bulunduğu bir tekye

vardır. Burası, Peters ve Le Ghamp tarafından gösterilen Limiyra’daki tekye olsa gerektir. 1884’de burada iki derviş vardı (67).

Güîhisar :Tefenni’nin otuz kilometre güney doğusunda bulunan bir ilgenin

kuzeyinde Yaman Ali Baba’nm mezarının bulunduğu bir tekye vardır.Muğla (Yatağan) :Kentin iğinde Kara Oyuk yöresinde, 18. yüzyılın ilk yıllarında Paul

Lukas’m ziyaret ettiği (Jatogunde) Yatağan Baba’mn mezarının bulun­duğu zengin ve önemli bir tekyedir (68). Bu tekye, 1826 yılında yıkılan Bektaşi kuruluşlarından biri idi. Bugün tekye az çok onarılmış görülü­yor. Yatağan Baba, bir söylentiye göre, Abdal Musa’nın piri olduğu sa­nılır. Ayni yerde Abdi Bey Sultan’m mezarı ve tekyesi vardır (11A).

İzmir :Kentin kenarında Kâtipoğlu mahaiiesüıde Haşan Baba’nın mezarının

bulunduğu küçük bir Bektaşi tekyesi vardır. Kalenin bulunduğu tepede­ki Polycamp’m mezarının etrafındaki küçük kabristanda da Bektaşi mezar taşları görülmektedir (69).

Tire :Burada iki tekye vardır. Birinde Horasanlı Ali Baba’nm türbesi

bulunmaktadır.Menemen :Buradaki tekyede Bekri Baba’nın mezarı bulunmaktadır.Manisa :Bektaşilerin 1826’dan beri burada bir tekyesi yoktur. Ancak bura­

daki Bektaşiler, Aynî Ali Baba ile Niyazi Baba’nm kendi tarikatlarına ait olduğunu söylüyorlar.

Page 20: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

İSTANBUL

Bu kentteki tekyelerin listeai bana Rumeli yakasında bulunan Şe- hidler tekyesinde verilmiştir (70).

Anadolu yakası :Merdivenköy dergâhı Bektaşiierin en önemli bir tekyesidir. Kos-

tantin ile savaş eden ve burada mezarı bulunan eski savaş erlerinden Şah Kulu’nun (Asıl adı Şuca’ ) mezarının bulunduğu bir yer olduğu söy­lenir (12A). Tekyenin son kurucusunun adı Mehmed Ali Baba ve şim­diki şeyhin adı ise, Hacı; Ahmed Baha’dır (13A).-Tekyede aynı zaman­da Azbi Çavuş’un mezarı da bulunmaktadır. Bir söylentiye göre bu kişi Mışri Efendiyi sürgüne götüren görevli imiş. Yolda Mısri Efendi tara­fından irşad edilmiştir (71). 1826’da tarikatın kaldırılmasında (72) on dört tekyenin dokuzu yıkılmıştı (73). Yıkılan tekyeler şunlardır: Yedi- kule, Eyüp, Sütlüce, Karaağaç, Şehitlik (74), Çamlıca, Merdivenköy, Öküzlimanı (75), Üsküdar (76), tekyeleridir. Bununla birlikte Bektaşi­ler, 1826’dan sonra, bu tekyelerin yedisini tekrar kurmayı başarmış­lar (77), ayrıca Tcpkapı’da da bir tekye uyandırmışlardır.

İstanbul'daki Bektaşi tekyelerini şöyle sıralayabiliriz:A — Anadolu yakası, Merdivenköy tekyesi.B — Rumeli yakası,Yedikule - Kazlıçeşme, Şeyh Abdullah,Karaaydın (Eyüp sırtları) Şeyh Hafız Baba,Sütlüce, Şeyh Hüseyin Baba,Karaağaç (Kâğıthane) Şeyh Münir Baba,Rümelihisarı Şehidler,Yedikule ve Topkapı tekyeleri mücerret yani kutsal bekâr dervişler

tarafından yönetilir. Rumelihisar dergahı şeyhleri ise, Anadoluludurlar. Makamları babadan oğula geçer. Rumelihisarınm deniz kenarında, hisar burnuna yakın bir yerde bulunan Birinci Ahmed devrinde ölmüş, bir ge­mici aziz olan Durmuş Baba’nm tekyesi de vardır (78). Şimdi Halveti- lerin elindedir.

Ayrıca İstanbul’un kuzeydoğu tepelerinde Istranca tekyesi de var­mış. Trakya’nın (Şekil: 2) bu yöresinde, özellikle Edirne, dolayların­da (79) daha bir çok tekye vardır ki, bunların çoğu, 1826’da yıkılmıştır.

Page 21: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

20 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM I

Gelibolu yarımadası : (80).Kilitbahir (Çanakkale karşısında) Akbaş - Sestcs burası ufak bir

zaviye olup Süleyman Paşa iie Avrupa’ya ilk ayak basan (81) gaziler­den Gazi Fazıl Beyin türbesini bekleyen bir derviş tarafından yöneti­lir (82), (17A ).

Edirne :Bu kent, zamanında Bektaşiliğin en önemli merkezlerinden biri idi.

Edirne’de Hıdırlık denilen bir tepede bulunan bir tekye, daha 1641’de kaldırılmıştır (83). 1826’da bu ilin dolaylarında bulunan en aşağı on altı tekye yıkılmıştır. Eşyaları. da alınmıştır. Kentin batı tarafındaki yörede Anadolu’dan çeşitli tarihlerde göç eden Türk göçmenlerine yıkı­lan tekyelerin arazisi dağıtılmıştır. Fakat bu tekyelerin adları arazisi üzerine kurulan köylere verilmiş, böylece adları korunabilmiştir (84).

Eski Baba (Babaeski) :Kırklareli yöresindeki bu tekye İstanbul - Edirne anayolu üzerin­

dedir. Burada yatan aziz çok tanınmış Bektaşi Evliyalarından Sarı Sal- tuk Baba olduğu kabul edilmektedir.- Türbenin Aya Nikola manastırı olduğu söylenmektedir. Burası gerek Müslüman gerek Hıristiyanlar ta­rafından ziyaret edilir (85), (18A).

Pınarhisar :Kırklareli’nin birkaç mil doğusundadır. (Bugün Erenler Köyü).

1826’da kaldırıldığı sanılıyor. Burada yatan aziz Binbir Oklu Ahmet Ba­ha’nın türbesi son zamanlara kadar Türkler tarafından ziyaret yeri idi. Tekye şimdi çiftlik olmuştur (86).

Slade, İkinci Mahmud’un buyruğu üe bir çok tekyelerin yıkıldığını ve tekyelerin yerlerini bildirmektedir (87).

Ferecik :Köyün yukarısındaki tepede bir tekye yıkıntısı üe beş dervişin me­

zarı vardır. Burada bir de türbe bulunmaktadır. Buranın başkanı Bekta­şi tarikatından İbrahim Baba idi. Beş mil daha ötede Nefes Baba adın­da bir Bektaşi azizinin türbesi vardır (19A). Nefes Baba için Fas me­likinin oğlu olduğunu söylüyorlar (88). Birkaç mil daha ileride Rüstem Gazi veya Rüstem Baba adıyla anılan bir Belitaşi tekyesi daha vardır. Slade, burayı ziyaret etmiştir (89).

Keşan :Bu güzel kentte ufacık bir tekye vardır. Bir Türk baba ile Arna­

vut dervişler tarafından yönetilmektedir.Domuz deresi (Keşan çevresinde) :Burada bulunan tekyede bir şeyh ile dört derviş hizmet etmektedir.

Burası Bektaşilerin fetih olayına güzel bir örnek oluşturur. Eskiden bu­rası Aya Yorgi adında ufacık bir Rum manastırı imiş. Buranın Hıristi­yan halkı salgın bir hastalık sonucunda kimse kalmayınca Bektaşiler

Page 22: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM ! 21

buraya yerleşmişler. Bu olayın aitmiş yıl önce olduğu söyleniyor. Şu hal­de 1838-3S'da (90) ortaya çıkmış olan bu hastalığın anısı hâlâ yaşamak­tadır. Bugün de Aya Yorgi yortusu (Hıdırellez) günü Müslüman ve Hı­ristiyanlarca sosyal amaçlı şenlikler Domuzdere’de kutlanmaktadır. Bu­rada her iki dinin halkları birbirleriyle gereği kadar konuşurlar. Bu Aya Yorgi manastırında bütün bölümler korunmuştur. Derviş ve Şeyhin oturma odaları ve ibadet meydanı ile Hıristiyanlar için de ibadet mey­danlarına dokunulmamış, iki yanında kandil yanan Aya Yorgi’nin tas­viri de korunmuştur. Bunu uzun zaman Trakya’da oturmuş olan ve der­vişlerle arkadaşlık etmiş olan bir İtalyan dostum söylemişti (91).

DİCLE FIRAT ABASI

Dicle ve Fırat ırmaklarının geçtiği Irak topraklarında Şii’lerin kut­sal yerlerinin bulunduğu çevrelerde birçok Bektaşi kuruluşları vardır. Bunların düzenli tekyeler. olmadığı anlaşılıyor. Bu tekyeler Bektaşi zi­yaretçiler için dinlenme yerleridir (92).

Gulgul Baba’nın türbesinin bulunduğu yer ile îmam Musa Kâzım merkadinin bulunduğu yer olan Bağdad; Şiiıer ve Bektaşüer için çok saygın bir bölgedir. Ayrıca Kâzı miye, Ker’oelâ, -Necef, Samire, Şiüerce kutsal bilinen yerlerdendir. Suriye’de, Şam ve Kudüs’te asla bir tekye yoktur. Aslında Şam ve Kudüs’ün halkları dervişlerden hoşlanmazlar.

M I S I S

Kahire :Mukattam’da iç kale yukarısındaki Bektaşi tekyesi. bu tarikatın

tek kuruluşudur. Tekyenin sınırları içinde büyük bir mağara vardır. Bu mağara türbe işini görmektedir. Burada, bu tekyenin kurucusu sayılan Kaygusuz Sultan adıyla tanınan bir Bektaşi azizi yatmaktadır (93). Kaygusuz Sultan, Abdal Musa ardalarından olup, Bekta,şiliği Mısır’a gö­türen aziz olduğu söylenir (94). Rivayete göre, bir uç beyi çocuğudur. Buradaki adı Bey oğlu Gaybi’dir. Bektaşiler arasında büyük bir ünü var­dır. On yedinci yüzyılın ilk yarısında Mukattam. tepesini iyice gözden geçirmiş olan Pococke ve Perry, buradaki tekyeden değil, mağaralardan söz etmektedir. Ve bu mağaralarda kimsenin oturmadığını anlatırlar (95). N ot: (Kaygusuz Sultan, KasrüF Ayn dergâhında oturmuştu. Kendisin­den sonra ilk postnişin Kerem Mustafa Baba’dır. Otuz postnişin sonra, İkinci Mahmud döneminde bu tekye önce Nakşibeııdilerin sonra da Ka- dirilerin eline geçmiştir. Bektaşiler zorunlu olarak Kaygusuz Sultanın mezarı bulunan Mukattam’daki tekyeyi uyandırmışlardır. Mukattam tekyesinin son postnişini Ahmed Sırrı Baha’dır. 1959 yılında bu tekye

Page 23: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

22 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

Atom Araştırma Merkezi haline getirilmiştir). Bu kuruluş belki on se­kizinci yüzyılın son yıllarında Bektaşîliğin yaygınlaşmasıyla ilişkili gö­rünmektedir. Veya o sırada Mısır’da bulunan Arnavut ücretli askerleri ile ilgili bir durum da olabilir. O dönemde Mısır’da Mehmed Ali Paşa bu­lunuyordu. Birçok Bektaşiler, Mehmed Ali Paşa’mn kendi tarikatlarına mensup olduğunu söylerler. Mısır’da bir vakit askerlik yapmış olan Be- rat’lı Ömer Viryoni hakkında da aynı şey söylenmektedir. Aşağıda su­nacağımız belge Mısır’daki Bektaşi kuruluşuna ait elde bulunan en iyi kaynaktır:

Tekye tepe üzerinde görülür. Uzaktan sık yeşil yapraklı ağaçlarla fark edilir. Uzun bir sıra basamaklardan çıkınca, ufacık bir bahçeye ge­çilir. Buradan Hidiv îsmâil (96) ile birkaç prensesin yeniden yaptırmış oldukları Bektaşi tekyesine geçilir (97).

Tekyede Bektaşi kutsal törenlerinin ve şölenlerinin yapılabilmesi için meydan evi ile şeyh ve derviş odaları, görkemli aş evi bölümleri yer alır. Tekyenin üstü açık küçücük avlusu, yetmiş metreden daha fazla kaya içerisine giren bir taş ocağına açılır. Tekye de, parmaklıkla korun­muş ve tabanı hasırlarla döşenmiş bir yol en içerdeki bir odaya kadar gider. Burada Şeyh Abdal Magaravi yani Kaygusuz Abdal yatmaktadır. Kaygusuz Abdal adıyla ün yapmış olan bu aziz, Mısır’a fütüvvet propa­gandası yapmak için görevlendirilmiştir. Kaygusuz Abdal sonra orada yerleşmiş ve Abdallah adım almıştır (98). Bugün Kahire’deki Kaygusuz tekyesi, Mısır ve hatta Kuzey Afrika’da tek Bektaşi zaviyesi olduğu sa­nılıyor.

Tarikatın burada yaşamını sürdürebilmesi Mısır’a akın akın gelen Arnavutlar sayesindedir. Şimdiki şeyhi bir Tosta Arnavut’tur.

Tarikatın evvelce eski Kahire’de Kasriil-Ayn adında bir tekyesi vardı. Esad Efendi burasını bir Nakşibendi kuruluşu saymak istiyor (99). Buralardan en önce Pococke söz etmiş, fakat hangi tarikata mensup ol­duklarını yazmamıştır (10Ö). Wilkinson ise, tekyenin Bektaşiler tarafın­dan kurulmuş olduğunu, İbrahim Paşa tarafından Kadirilere verildiğini söyler (101), (21A).

B U L G A R İ S T A N

Kırcaali :Edirne’nin batısında bir kenttir. Burada Bektaşi azizlerinden Sey-

yid Ali Sultan’m bir türbesi ile tekyesi vardır. (Not: Burası bir makam­dır. Seyyid Ali Sultan’m gerçek mezarı ve tekyesi Dimotoka’dadır. Mü­cerret hilâfet dergâhıdır). Son savaşta tekye yıkılmıştır. Fakat türbeye dokunulmamıştır (24A ).

Page 24: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 23

Hasköy :Sınırla Filibe arasında, Kırcaali’nin birbuçuk günlük yol uzaklığın­

daki kuzey tarafında Mustafa Baha’nın türbesi bulunmaktadır. Tekye, kentten biraz dışarıdadır (102).

Ustumımca :Bu kentte Balkan savaşından önce, İsmail Baba’nın mezarı vardı.

Bu aziz ayağını yere vurarak bir sıcak su çıkarmıştır. Fakat buradaki tekye şimdi yıkılmıştır. (Bu makam yeni smırlara göre Yugoslavya’da kalmıştır (103), (25A).

Razgrad :Burada Pehlivan Haşan Demir Baba’nm mezarının bulunduğu tek

başına bir tekye vardır. Bu evliya dört yüzyıl önce yaşamış ve birçok kerametler göstermiş bir azizdir. Tekye Rusçuk Paşası tarafından yap­tırılmıştır (104). Tekyenin iyi bir tasviri ve içinde yatanın menkıbesi ve tekye ile'çevresinin karakalem bir resmi Kantsi’de vardır (105), (26A).

Jakob da Rusçuk ile Silistre arasında Mustafa Baba adıyla anılan bir tekyeden söz etmektedir (106).

Bundan başka Bulgaristan’da Tım ova kasabasında Slovi’de bir Bek­taşi topluluğu varmış. Bana bu bilgileri veren (107) burada bir tekye olup olmadığım bilmiyor. Görüce Melcan tarafında bir Arnavut dervişi (108) Tırnova’da bir tekye bulunduğunu ve Balkan savaşından önce yıkıldığını söylemişti.

R O M A N Y A

Romanya’nın bugünkü sınırları içerisinde üç tane Bektaşi tekyesi olduğu söylenmektedir.

Babadağ :Burada Sarı Saltuk’un mezarlarından birinin bulunduğu bir Bekta­

şi tekyesi vardı (109).

Kalikra (Veya Kili, Karadeniz kıyısında) :Evliya Çelebi, aynı azizin, Kalikra’da Sarı Saltuk adıyla anılan bir

tekye ye türbesini ziyaret etmiştir (110). Bu tekyenin kısımlarından iz kalmamış olmasına karşın, türbesinin Müslüman ve Hıristiyanlarca zi­yaret edildiğini öğrendim.

Balçak (Betova) :Burada Balkanların en büyük dergâhlarından olan çok önemli bir

tekye vardır. Burada yatan aziz Hafız Baha veya Akyazılı Baha’dır. Hı- ristiyanlar, bu Türk evliyasını Aya Atanas olarak tanırlar (111), (26A).

Page 25: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

24 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM I

S I I S İ S T A N

Yeni Sırbiya dediğimiz Sırp Makedonya’sında aşağıda gösterdiğim yerlerde tekyeler bulunduğunu veya bulunmuş olduğunu öğrendim. Bun­ların çoğu Balkan savaşında veya ondan sonra yıkılmıştır.

Manastır :Burada kent iğinde, 1812-13 tarihinde Hüseyin Eaba adındaki bir

şehidin yattığı küçük bir tekye vardır. 1914 yılma kadar tekyeye bir zarar olmamıştır. Çevresinde Kırçova ve Kanatlar köylerinde de tekye­ler vardır. Yine batı Sırbistan’ın Arnavutluk tarafında Yakova ve Priz- rende (112) de tekyeler vardır.

Üsküp :Burada savaştan önce Mustafa Baba ve Süleyman Baba adlarında

iki tekye vardı. Sonuncusu daha yeni bir kuruluştur.Kalkandelen :Burada Sersem Ali Baba olduğu sanılan bir azizin mezarının fculun-

dugu önemli bir tekye vardır. Bu tskys Al*. Baba um rnesaniıi, ilham yc- lu ile keşfetmiş olan Mahreb veya Mahrem Baba’nm önerisiyle lS32’de Rıza Paşa tarafından yaptırılmıştır (113). Tekye yüksek duvarlarla çev­rili dikdörtgen bir alanda olup her yanında birer kapısı vardır. (Şe­kil: 1). Kentin dışındadır. Tekye binaları, dervişlerin oturdukları iki bö­lüm ile iki meydanı, Sersem Ali Baba, Mahreb Baba ve Rıza Paşa’nm ve başkalarının mezarları, sütunlar üzerinde bir mescidi, konuk odaları, aş evi ve çiftlik binalarından oluşur. Bütün bunlar kurulduğu zamandan beri korunmuş olduğu anlaşılıyor. Büyük bir kısırımın görünüşü güzel, odaların bulunduğu işlemeli tahta binalardır. (Şekil: 1). Dış duvarlar içinde meyve ve çiçek bahçeleri vardır.

Komonova :Komonova ile Üsküp arasında, Aleksandrovo istasyonu arasında

Tekke köyde. Karaca Ahmed’in mezarının bulunduğu bir tekye vardır. Buradaki ibadetler hakkında Evans, geniş bilgi vermiştir (114) . Şimdi burası Hıristiyanlar tarafından işgal edilmiştir (İ15).

İştip ve Köprülü :Buralarda da tekyeler vardı. Yine Ohri gölü üzerindeki Aya Naum

manastırı Bektaşiler tarafından (Sarı Saltuk) olarak ziyaret edilmek­tedir (116).

Bosna :Burada bir Bektaşi tekyesi yoktur. Bununla birlikte Bosna dolayla­

rında Bektaşi toplulukları olduğu için, Arnavutluk’taki şeyhler tarafın­dan buralar ziyaret edilmektedir.

Page 26: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 25

¥ Ü W A N î S T A N

Yunan Makedonyası :Koşu Kavak: Edirne’den Kırcaali ve Gümülcine’ye giden anayolun

çatal noktasında bir tekyenin bulunduğu söyleniyor. Burası Harbiye ne­zaretinin haritasında ve köyün tam kuzeyinde gösterilen, Evhad (Ocak) Baba tekyesi olsa gerektir.Bimetoka :

Esat Efendi (117) bu kazada Kızıl Deli (Seyyid Ali Sultan) tekye- sini, 1828’da yıkılmış olanlar arasında gösteriyor. Bu tekye haritaları­mızda Dimetoka’nm hayli batısında (Demirviran köyünde) gösterilmek­tedir. Seyyid Alı Sultan’ın gerçek mezarı buradadır. Bu tekye Mücerret Hilafet.dergâ,hıdır. (Kırcaali’deki mezar makamdır).

Selanik :Kentin batı kenarında bulunan bir tekye Balkan savaşında yıkıl­

mıştır.KesriyeTekye kentin girişinde ve Florina yolu üzerindedir. Şimdi önemini

yitirmiştir. Bu küçük tekyede bir şeyh bulunmaktadır. 1826’da zarar görmüş bir tekyedir.

' Bu Kesriye tekyesi eskiden en önemli bir Bektaşi merkezi idi. Burada yatan aziz, Türk fütuhat erlerinden olan ünlü Kasım Baba olduğu sanıl­maktadır. Ölümünden sonra da bir çok kerametler gösterdiğine dair yö­resel üııii vardır. Tepeden bir büyük taş atarak kiliseyi yıkmıştır. Biraz acımasız bir biçimde Hıristiyanları Müslümanlığa çevirdiği söyleniyor.

Topluca :Kışlalar yanında canlı anılarla dolu ikinci bir tekye vardır. Bu tek­

ye içinde yalnız Sancaktar Ali Baba’nın türbe ve mezarı kalmıştır.Çingene mahallesinin dış tarafında Aydın Baba tekyesinin de Bek-

taşiler kendilerinin olduğunu söylerler.Kesriye’nin batısında Angelista- (Katrin dergâhı) panayır yerinin

batısmdadır. Burada Bektaşilerin önemli bir topluluğu vardır. Halk ara­sında bunlara dönme gözü ile bakılır. Bu olay belki yüz elli vıl önce ol­muş. olabilir. Bu Müslümanlar Rumca konuşurlar (118).

Bu ilçedeki bir Bektaşi dergâhı da, Angelika’ya. iki buçuk saatlik ■ bir yer olan Vodorina’da Pindus sıra dağlarının, birinin yamacı üze­rinde bulunan Odra dergâhıdır. Her iki tekye de tarihi bir kişi olan Emin Baba ile ilgilidir. Emin Baba, 1598-99’da Hallac-ı Mansur’un öğ­retisini yaymak töhmetiyle Manastır’da idam edilmiştir (119). Söylentiye göre :

Page 27: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

26 BEKTAŞÎLİĞİM COĞRAFİ DAĞILIMI

Emin Baba, idam edildiği gece, Vodorina’daki kız kardeşinin evinde görünmüştür. Kızkardeşi yemek hazırlıyormuş. Emin Baba da aş pişi­rilmesinde kızkardeşine yardım ediyormuş. Sonra konuklarla birlikte Emin Baba da sofraya oturmuş. Emin Baba’mn yemek yemediğini gö­ren misafirler, yemesi için İsrar etmişler. Emin Baba oruçlu olduğunu söylemiş. Sonunda İsrarlara dayanamayarak yemiş ve konuklara döne­rek: “ Bana bu yemeği yedirmeseydiniz, her gece sizi ziyarete gelecek­tim” diyerek kaybolmuştur (120), (28A).

Vodorîna :Buradaki zaviye, köyün evlerinden birisidir. Şeyhlerin mezarları' bi­

raz ötededir. Mimarlık açısından önemli değildir.. 1826’da esas tekyenin yıkıldığı söyleniyor. Şimdi tek bir şeyh vardır. Bu evin bir odasında Emin Baba’nın hatırasını taşıyan bir laht (sanduka), hırka ve eşyası bulunmaktadır. Bu oda hastalar tarafından şifa için kullanılmaktadır, daha başka mezarlarının Kapişnitsa’da (Viglişta yöresinde) ve Manas- tır’da olduğu söyleniyor (121).

Odra :Buradaki tekye, Vodorina gibi ufak bir kuruluştur. Bir şeyh ile üç

derviş oturmaktadır. Bunların biri Arnavut, diğerleri yerlidir. Bu dağın bir yarığı vardır ki, bir çok ziyaretçiyi çekmektedir. Bu Emin Baba’mn kılmçla dağa vurmasından oluşmuştur. Bunu keramete bağlamaktadır­lar. Yerli Rum geleneği ise, bu yarığın oluşması,' Aya Manas adındaki bir Hıristiyana ait olduğunu ileri sürerler. Emin ile Manas arasındaki söz benzerliği her halde bu işi açıklamaya yeterlidir.

Sarıgöl :Bu ilçede-dört Bektaşi tekyesi bulunmaktadır. İlçe halkı, Anadolu’dan

gelip buraya yerleşmiş göçmenlerdir, Bunlara Konyari de denir. Bu yer­leşme, fütühat ile birlikte olmuştur. Bunlar dil, gelenek ve göreneklerini olduğu gibi korumuşlardır. Çoğunlukla Bektaşi'dirler.

Cama :Küçük bir tepe üzerinde kurulmuş aynı addaki bir tekye vardır.

Onarım gördüğü anlaşılmaktadır. Bir şeyh ile on derviş tarafından yö­netilmektedir. Bitişiğindeki türbede Piri Baba veya Pir Sultan ile Er- bay Baba yatmaktadır. Tekyenin yapılış tarihi bilinmiyor. Fakat türbe iki derviş tarafından. 1830-31’de onarılmıştır. Bu durum tekyenin bir vakfı olduğunu gösterir. Bu ilçe içinde birçok tekyenin aksine Cuma tekyesi bir hayli önemli dini bir merkez olduğu izlenimi veriyor. Bura­da kutsal bir su kaynağı vardır. Kadınlardaki kısırlık illetine şifa dağı­tır. Özellikle en etkin olduğu zaman Mayıs ayıdır. Perşembe ve Cumar­tesi günleri Müslüman. kadınlar tarafından ziyaret edilir. Şeyhin dediği­ne göre, Hıristiyan kadınlar da bu kaynağı, Pazar günü ziyaret ederler ve yararlanırlarmış.

Page 28: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 27

Burada yatan azizlerin türbeleri deliler içiıı inziva yeri olarak kul­lanılmaktadır. Ve türbede bulunan çomak, balta ve diğer eşyalar, çeşit­li hastalıklar için şifa dağıtıcıdır. Türbe tavanında iple asılı bir gülle vardır ki, niyet tutmak için kullanılmaktadır. Niyet sahibi bu gülleyi kendisinden uzağa iter. Gülle eski yerine gelirken niyet edene çarparsa niyeti kabul edilmiş olur.

Sarıgöl ilçesinin öteki tekyeleri şunlardır:Baliğe :Bu tekye, Topçular köyünün yukarısında bulunan bir tepede akar

sular ve ağaçlar arasında çok güzel bir yerdedir (122). Tekyenin binası ise, önemsizdir. _Antepli bir derviş .ve birkaç hizmetçi ile yönetilmekte­dir. Ne kadar eski olduğu bilinmiyor. İçinde Gazi Ali Baba adında bir aziz yatmaktadır, türbe 1915’de onarılmıştır. Çevresinde,- Bektaşi tacı­nı taşıyan birçok mezar vardır.

Bucak :Buradaki tekye, Köseler ile Sofular köyleri arasındadır. Şeyh yok­

tur. Burada Mimi Bey Sultan yatır. Bu tekyede evli dervişler otururlar. Mimi Sultan ile öğünürler.

Göl ilçesi ile Kayalar arasında, İneli’de Gazi Baba’nm bulunduğu bir türbenin olduğu söyleniyor.

Cuma ve Bucak tekyelerinin mülkleri, 1826’da Osmanlı yerel yöne­ticileri tarafından Koçana’lı bir Rum zenginine satılmıştır. Bu Rum’un kutsallığı çiğneyen bu işleminden dolayı işleri hep ters gitmiştir. Bun­dan kırk yıl önce bu arazi Bektaşiler tarafından yeniden satın alınmış ve tekye onarılarak hizmete açılmıştır. Bu kuruluşun aslında Rumlara ait olduğu hakkında Koçana’da Rumlar arasında asılsız ve belirsiz söy­lentiler dolaşmaktadır. Bazıları bütün kilise mallarının fütuhat zama­nında zaptedilmiş ve kiliselerin tekyeye dönüştürüldüğünü söylerler. Bazıları ise, bütün bunların sorumluluğunu Ali Paşa’ya (Tepedelenli Ali Paşa) yüklerler. Manastırların vakfiyeleri üzerinde tartışıp du­rurlar. Cuma tekyesinin Aya Yorgi ve Aya İlyas, Bahçe tekyesinin Aya îliya veya Aya Dimitri, Bucak’m ise, Thtmiel Aya Yorgi gibi kiliselerin yıkıntısı üzerine kurulduğunu bildiren çeşitli söylentiler belirsiz ve te­melsiz iddialar vardır. Bununla beraber bir manastır için uygun olan bir yer, tekye için de uygundur.

Buranın şeyhi, kendi yönetimi altında burada yaptırdığı inşaat ve' onarmalarda ve tarım esnasında Rumların var saydıkları eski kilise ve manastırlardan hiçbir iz ve kalıntının- ortaya çıkmadığım bildirmiştir. Cuma tekyesinden başka diğer Bektaşi kuruluşlarını ve Bektaşi azizle­rini Hıristiyanların da ziyaret ettiklerine dair inandırıcı kanıtlar vardır.

Bu ilçe baştan başa Türk’tür. Balkan Harbinden önce burası Rum­larca tehlikeli bölge sayılırdı.

Page 29: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

28 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

Alasonya :Burada bir Arnavut şeyh tarafından yönetilen ufacık bir tekye var­

dır. Kentin dışmda, Sefice yolunun kenarındadır. Rumların Teselya ile Yunanistan’ı ilhak tarihi olan, 1882’de kurulmuş olduğu söylenir. Fakat tekyedekiler, burayı çok eski bir kuruluş olduğunu iddia ederler. Bura­da gösterişsiz bir türbe içinde Salih Baba adında bir aziz yatır. Tekye­nin birbiri ardınca gelen iki şeyhi de Salih Baba’nm yanında yatmakta­dır. Burada yalnız başına oturan şeyh, bu tekyenin üçüncü şeyhidir. Tür­benin tarihi 1834’tür. Salih Baba ise, çok eski bir tarihe mensup olarak gösteriliyor (123). Tekye, ilk şeyh Necip Baba’nın önerisi ve birkaç Be­yin yardımı ile yapılmıştır. Bu da Bektaşilerin yöresel halk ziyaretgâhı- nı çok iyi yönettiğini kanıtlayan bir belgedir (124).

İhtimale göre, buraya türbedar olarak atanınca türbede yatan Sa­lih Baba’dan rüya yolu ile bir talimat almıştır (125).

Katerin :Şimdi tam olarak bir Rum kıyı ilçesi olan bu bölgede bir Bektaşi

tekyesinin bulunuşu ilk bakışta insanı yadırgatır. Fakat Lea'ke, bu yö­renin ma! sahiplerinin tümiinün Müslüman ve beylerinin Tepedelenli Ali Paşa’mn yakınları olduğunu bildirmektedir (126).

Tekye, Tepedelenli Ali Paşa’nm güvendiği bir uç noktasıydı (127).

T E S E L Y A .

Eldeki bütün belgelere göre, 1882’de Yunanistan’a katılan bu böl­gedeki Bektaşilik propogandası için etkili olan şeyler, Ali Paşa zama­nında da geçerliğini korumuştur. Bu tanıklık çeşitli kaynaklardan gel­mesi dolayısiyle güç kazanmıştır.

Ke'ni :Teselya’da kurulmuş olan tek Bektaşi tekyesidir. Vaiestine ile For-

sala arasındaki Re’ni’dedir (128). 1914 yılında burayı ziyaretim esna­sında tekye, bir Arnavut şeyh ile birkaç muhib tarafından yönetilirken görmüştüm. Arnavut oldukları anlaşılan öteki dervişler buradan ayrıl­mışlardır. Tekyenin yeri çok güzeldir, geliri de yerindedir.

Türk fütuhat döneminin tanınmış savag erlerinden olan ‘Torbalı ve­ya Bürfcali adıyla anılan aziz ile (129) Cafer ve Mustafa Baha’lar ayrı­ca diğer gazilerin türbeleri, büyük tekye kapısmın önünde yer alır. Bü türbeler mimarlık yönünden oldukça ilgi çekicidir. Kökü her halde on yedinci yüzyıla kadar uzanır. Bu türbelerin tekyedeki iddiasız ve olduk­ça yeni olan binalardan çok farklı olduğunu gördüm. Yerli halkın söy­lentisine göre tekye, Aya Yorgi veya Aya Dimitri’ye bağlanan bir lâtin manastırı imiş. On yedinci yüzyılda Konyalı Mevlevi dervişleri buraya yerleşmiş, Ali Faşa ise, burayı Bektaşiîere aktarmıştır. Bununla beraber

Page 30: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 29

bu rivayetin kanıtlanması pek zordur. Bu kuruluş, 1826 yıkımından kur­tulmuştur. Fakat buradan Bektaşiler çıkarıldığı için bir süre haydutla­rın yatağı olmuştu. Bu Yunan işgali devresinde de böyle idi (130),

1888 yılında burada elli dört dervişin bulunduğu bilinmektedir.Bu ilde bundan başka Bektaşi tekyesi yoktur. Fakat yerli halk bu­

rada Ali Paşa tarafından kurulmuş ve 1826’da kaldırılmış tekyelerin olduğunu söylerler.

Tatar :Bu yörede tekye diye tanınan servilerle çevrili zarif bir yer var­

dır (131). Şimdi bu yerin sahibi Y. Apostolides’tir. Burası son zamanla­ra kadar Mevieviler elinde idi (132). Binaların arasında sekiz köşeli bir türbe vardır. Buradaki yatırın adını bana Re’ni de Ballı Baba olarak bildirmişlerdi. Tekyedeki binalar, 1897 savaşında yanmıştır (133).

Köpekliböyii :Bu yörede Şahin Baba’mn mezarının bulunduğu bir türbe vardır.Bu sıraladığım üç tekyenin Türk fütuhat döneminde kurulduğu söy­

lenmektedir.iı.iLİL'ilfCVü j L t f i t b ö l -Cı.£ jk û ü jL 'u f ®

Yerli halk burasını, bu geçitten geçen önemli ticaret yolunu dene­tim altında tutmak için Ali Paşa tarafından kurulduğunu söylerler (134).

Bu aziz, Nakşibendiler tarafından benimsenmekte ise de;' “ Baba” sözcüğü daha çok Bektaşiler tarafından kullanılır. • Ayrıca, Haşan Ba- ba’nın yaşamı daha çok Bektaşi tipine uyar. Çünkü kendisi fütühat sa­vaş erlerinden olarak gösteriliyor. 1805’de Dodwell’in yaptığı bir resim­de, minareli bir cami ile birlikte türbe ve tekye gösterilmektedir. Halbu­ki minare, Bektaşi tekyeierinin bilinen özelliklerinden değildir. E. Lear, ellinci yıllarda burada görev yapan dervişlerin Mevlevi külahı giydikle­rini bildiriyor. Bu da burayı sonradan Mevieviler tarafından işgal edil­diğini kanıtlar. Bilindiği gibi Bektaşiliğin yasaklandığı 1826 senesinden sonra, Mevlevilerin İkinci Mahmud yanında nüfuzları çok artmıştı (135).

Ali Paşa, bütün bu tekyeleri politik amaçla desteklemiştir. Çünkü bu tekyeler, önemli yollar üzerinde veya yakınında seçilmişlerdi.

Ali Paşa’nın tarikatla olan politik ilgisi ve bağı başka bir yerde araştırılacaktır (136).

Teselya’da,, bunlardan başka kurulmuş tekyeler :Tırhal (Trikkale) :Leake, Ali Paşa tarafından yaptırılmış, imar edilmiş büyiik bir tek­

ye bulmuştur (137).Ağla çevresinde :1809’da Ali Paşa tarafından Ayiye Magnisa’nm üç mil kuzey batı­

sında yaptırılmış bir Bektaşi tekyesinden Leake, söz etmektedir (138).

Page 31: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

30 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

Burası Pouqueville’nin bildirdiği Ali Kulu tekyesinin aynı olduğu sanıl­maktadır.

Yenişehir :Larissa kırk azizlerin mezarları şimdi harap olmuş olan Kırklar

tekyesindeki caminin avlusunda bulunmaktadır. Bu Kırk azizleri Bek­taşiler kendilerinden sayarlar (139).

G İ K İ T

Bektaşiler, adanın başlıca üç kenti olan; Kandiye, Resmo ve Han­ya’ya dağılmışlardır. Önceleri Aya Velasyus köyünde bir tekye vardı. Bu tekye Kandiye’nin iki saat güneyinde bulunurdu. Hanya’da bir Bek- taşiden, bu tarikat taraftarlarının, 1897 kargaşasından önceki güçleri hakkında iyi bilgiler edindim. Ö kargaşadan sonra Müslüman Giritliler, Anadolu’ya, Trablus’a, öteki adalara toplu halde göç etmişlerdir. Bu ha­reket aşağıdaki istatistikte görülebilir. Değerler oldukça doğrudur :

Kentler 1897’de Şimdi

Kandiye Resmo Hanya

Kandiye’nin güneyindeki bölge, Müslümanların en güçlü olduğu yer­di. Müslüman Giritliler, adanın fethiyle birlikte Müslümanlığı topluca benimseyen yerli halktır. Adanın merkezi olan Hanya’da, Mevlevilik bu­lunduğu için, Bektaşiler, sayıca çoğalamamıştır. Ayrıca Bingazi’den ge­len göçmenler buraya Rifai’liği getirmişlerdir.

Kandiye :Tekye, kentin üç çeyrek saat güneyindeki ana yol üzerinde bulunan

Knosses ile Fortezza köyü arasındadır (140).Kandiye’nin fetih tarihi olan 1669 yılından önce Horasanlı Ali Ba­

ba adıyla tanınan bir aziz tarafından tekye kurulmuştur. Kuruluş yılı 165Ö’dir (141). Bu tekyede. halife adını almış olan şeyh, Kolanya’lı bir Arnavut’tur. Kendisi kutsal bekâr, fakat kendisinden önceki şeyh evli idi. Bu evli şeyh, ölümünden sonra, yerine kutsal bekâr bir şeyhin geç­mesinin daha uygun olacağını vasiyet etmiştir. Tekyede on iki derviş vardı. Bunların çoğu Arnavut olsa gerektir. Tekye yönetimi iyi, geliri yerinde olduğu görünüyor. Kandiye’nin yeni kapısının dışında Rızık Ba­ba mezarı vardır (Levha: 2). Başlığı üzerinde Bektaşi azizlerine özgü taç görünür. Avlusundaki ağaçlara iliştirilmiş çaput ve bez parçaları vardır. Bu yüzden halk yanında çok saygın olduğunu söyleyebiliriz. Ya­nındaki kulübede türbedarmın mezarı bulunmaktadır.

5000 . 5003000 1000200 70

Page 32: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞİLİĞ'İN COĞRAFİ DAĞILIMI 31

Eesmo :Bu tekyede yalnız Haşan Baba’mn mezarı vardır.Hanya’da, Bektaşilerin göçü dolayışiyle şimdi hiç bir tekye yok­

tur (142). Mustafa Gazi adında bir savaş erine ait açık türbe altında yatan bir aziz bulunmaktadır. Kentin kenarındadır. Başı üzerinde tari­katın simgesi olan bir taç vardır. Bu türbe, 22 Mayıs’ta Trabluslular ta­rafından topluca ziyaret edilmektedir.

E P İ K

40 enlem derecesi güneyindeki bölgede Bektaşilik esaslı durumda kök tutmuş görünüyor. Ali Paşa’nm koruyuculuğu oldıiğu halde (143), Bektaşiliğin merkezlerinden biri olan Yanya’da hiç bir Bektaşi tekyesi yoktur. Bektaşilerin burada görünür eseri Ali Paşa döneminde yaşamış olan Haşan Şeref Baba’mn mezarı ile Ali Paşa’mn kabridir. Bu kabrin sütun başlığında bir Bektaşi tac’ı vardır (144).

Yanya ile Mocovâ arasındaki yol üzerinde bir Bektaşi tekyesi var­dır ki, şimdi boştur. Bu tekyeyi Ali Paşa, Teselya’ya gelen önemli nok­tayı denetim altında tutmak için yaptırmıştır. Savaş taktiği bakımından önemli, bir noktadır (145). Öte yandan, 40 derece enlemin kuzeyindeki bölgede Balkan savaşı sonundaki kargaşaya kadar on dokuzuncu yüzyıl Bektaşîliğinin en güçlü bir kalesi vardır. Şimdi Yunanistan’ın kuzey Epir iliyle Arnavutluk Prensliği arasında yapay sınırla iki parçaya bölünmüş­tür. Bu yörede Toska Arnavut Bektaşiler, Müslüman halkın onda dokü-

- zunu oluşturur. Kuzeydeki Gega Arnavutları ise, tersine nüfusun onda biri kadar olduğu söylenmektedir.

Bektaşiliğin tarihi hakkında Epir’deki yaptığım araştırmalarda, aşağıda anlatacağım olaylar bana yardımcı olmuştur:

a - Bektaşiliğin buraya -gelişi oldukça geç bir tarihtedir.b - Ali .Paşa’nm (1759-1822) Bektaşi tarikatının bir üyesi olması,

Bektaşiliğin burada kök tutmasına neden olmuştur (146).Toskaların Kesriye’deki en eski tekyesi (147), memleketlerinin en

eski kuruluşu Sayılabilir. Fakat bu coğrafya bakımından Makedonya bölgesine düşer. Bu tekyenin tarihi de belli değildir. Balkanların öteki yerlerinde olduğu gibi burada yatan aziz, fütuhat erlerinden sayılır. Bu azizin kişiliği üstün bir insan görünümündedir. Öte yandan, dağların Arnavutluk tarafında bulunan azizlerin yaşamlarının tarihi belli değil­dir. Bu azizler tekyelerinin kurucusu olmaktan başka bir iddia besle­mezler. Ergiri’deki tekyelerin Ali Paşa’dan çok eski olduğu söylenirse de, bunu kanıtlayacak hiç bir belge bulunamaz. Görüce ve Fraşeri’deki tekyeler Ali Paşa dönemindeki kuruluşlar olduğu gibi, diğer tekyelerin de daha sonraki tarihlere bağlanabilmesi mümkündür.

Page 33: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

32 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

Çok az istisnalarla, Arnavutluk dergâhlarında yatan azizlerin önem­leri o kadar büyük değildir. Hayattaki şeyhleri daha çok saygı ve iti­bar görürler. Veya bir yabancıya öyle görünür. Arnavutlar, Bektaşîliğin dini ve hurafevi tarafından daha çok, sosyal örgüt tarafına değer ver­mişlerdir. Bu durum tekyelerin görünüşü ile de onaylanabilir. Buradaki tekyeler, genellikle, sağlam ve sade kır evleri biçimindedir. Kepsi de köylerin başında, seyrek olarak da büyük kentlerin çevresinde bulun­maktadır. Azizlerin türbeleri pek sadedir. Tekye binalarından biraz uzak­tadır. Arnavutluk’taki Bektaşilik, Fransa ihtilalinin de etkisiyle dinin doğma ve biçim yönünden daha çok insanların kardeşliği gibi bir takım bilimsel ve çağdaş düşüncelere yer vermiştir. Fakat bunlar Yeniçeriliğin fetih günlerinde olan İslâmın kılınç ile yayılması ve ilk Bektaşi azizlerini doğa üstü gören düşüncelere ters düşmektedir.

Sultan Mahmud’un 1828’daki girişimi, Arnavutluk Bektaşilerine o kadar etkili olmamıştır. Arnavutluk engebeli bir araziye sahip olduğu için her yer doğal bir sığmak durumundadır.

Güney Arnavutluk’ta Bektaşilerle rekabet etmek isteyen, Sadiye, Halvetiye ve bunun kolu olan Hayatiye (148) diye bilinen sofu tarikat­ları hiç bir zaman etkili olamamıştır. Bu tarikatların Tepedelen, Les- kovik, Görüce, Vigligta, Çankeri, Pruke ve Ghri'de kuruluşları vardı. Bununla birlikte, Tepedelen’deki ve Leskovik’teki tekyeleri yanmış, di­ğerleri harap olmuş veya taraftarlarım kaybetmiştir. Halveti - Hayati tarikatının Arnavutluğa Bektaşilerden sonra, geldiği söylenirse de, Les- kovik’deki yıkılmış Halveti tekyesinin kapısının üzerinde bulunan 1211 Hicri 1796 Milâdi tarihi bunların Arnavutluğa o kadar sonradan girmiş olmadıklarını gösterir.

Sultan Abdülmecid, 1838-1861 Bektaşileri yok edilmekten kurtar­mak, Bektaşilere dokunulmaması için fermanlar yolladığı söyleni­yor (149). Abdüllıamid’in ise, bunlardan şüphelendiği sanılıyor. Bu ne­denle buraya bir görevli göndererek; Bektaşîliğin alanını ve tekyelerinin sayısını araştırmıştır, Fakat bunun sonucunda yok etmeyle ilgili hiç bir eyleminin ortaya çıkmadığı söylenmektedir. Bu kuşkular, Güney Arna­vutluğun Yunanistan’a bırakılması konusu tartışıldığı 1880-82’deki ulu­sal harekete Bektaşîliğin de katılıp katılmadığım araştırmak için olsa gerektir. O sıralarda Arnavutluk halkı, görünüşte Türkiye’nin tehdit edilen illerini kurtârmak, fakat gerçekte bağımsız bir Arnavutluk dev­leti kurmayı amaçlayan Abdül Bey Fraşeri yönetiminde baş kaldırmış­tı. Bektaşi tarikatının Balkan savaşından sonra baş gösteren kargaşalar sırasında kayıpları çok büyük oldu. Birçok tekyeler yerle bir edilmiştir. Kalanlarının da bir çoğunun malları Epir’li başıbozuk askerler tarafın­dan yağma edilmiştir.

Page 34: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM I 33

Ergiri :Bektaşilik buraya yüz elli yıl önce gelip kök saldığı söylenmektedir.

Ali Paşa’nın kız kardeşi burada nüfuzlu bir yerli beyle evlendiği için Bektaşîliğe güç kazandırmıştı (150). Kent çevresinde ufak bir tepe üzerinde bakımlı bir tekye vardır. Bu tekye buradaki biricik kuruluştur. Bu tekye Hacı Süleyman Baba tekyesi diye anılır (Levha: 2). Savaştan önce burada yirmi derviş otururdu. Şimdi yalnız on kişidir. Bunların bir bölümü Arnavutluğun öteki yerlerindeki yıkılmış tekyelerden kaçıp bu­raya gelenlerdir. Tekyenin tarihi yetmig yıl öncesinden öteye götürüle- miyor. Burada bulunan yatırların dört türbesinin tarihi 1862-63’tür. Bu­nunla birlikte burası, Haşan. Baba (151) ve Mustafa Baba adında iki Bektaşi aziz tarafından çok eski bir tarihte ziyaret edilmiştir. İkincisi burada yatmaktadır.

Ergiri’de Ali Baba ve Zeynelâbidüı Baba adıyla anılan iki tekye daha vardı. Bunlardan birincisi bu kentte idi. Ötekisi Hacı Süleyman Baba tekyesi arasında idi.

Ergiri’nin dört saat güney doğusunda, Nitravişka’da, kuruluşu yeni olan bir tekye vardır.

Ali Paşa'nm doğduğu yer olan Tepedelen’de hiç bir zaman bir Bek­taşi tekyesi bulunmamıştır. Halbuki bu kentin köylerinde savaştan ön­ce bir çok tekye vardı. Adları şunlardır :

Kente yanm saat uzaklıkta Duka Tekyesi, Nevrakta Aziz Ali Baba tekyesi, yanm saat uzaklıkta Veliköy tekyesi, bir saat uzaklıkta yetmiş yıllık olduğu söylenen Nemaliye tekyeleri bulunmaktadır.

Ayrıca kente bir buçuk saat mesafede, kuruluşu yüzyıl önce oldu­ğu söylenen Aziz İsmail Baba’mn yattığı Koşudan tekyesi vardır.

Bütün bu tekyeler son kargaşada yıkılmıştır. Leake, Tepelen ırma­ğının geçtiği Trebaşık’ya tepesinin yamaçlarında bulunan dervişler ma­nastırından söz etmektedir (152). Durumundan Bektaşi tekyesi olduğu sanılıyor (153). Halkının dörtte üçü Bektaşi olan Premeti’de kuruluşu elli altmış yıl olduğu söylenen bir tekye vardır. Kentin yukarısındaki tepenin (154) yamacı üzerinde Bektaş Baba’nm mezarı bulunmaktadır. Şimdi (1915) tekye içinde askerler oturmaktadır. Dervişleri ise, kente yerleşmişlerdir.

Ali Basdivan :Bu yörede Ali Baba’nın mezarının bulunduğu bir tekye vardı. 1914’

de yanmıştır.Koniça :Bu ilçe içinde en eski tekye bulunduğu söyleniyor. Bu tekyede Hay­

dar Baba’mn mezarı bulunmaktadır. 1915’de bir zarara uğramamış­tır (155).

Forma: 3

Page 35: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

34 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

Leskovik :Bu bayındır tepe kentinin halkının çoğu Bektaşidir (158). Tekye

kentin dışında Kolonya yolunun yukarısındaki tepe üzerindedir. Tekye- nin otuz beş yıllık olduğu söyleniyor. Abidin Baha’nın mezarı buradadır. Bu tekyede yedi sekiz derviş otururdu. Şimdi yıkıntı halindedir.

Baçka :Bu tekye güney Melcanlı bir kişi tarafından kurulmuştur (157).

Şimdi yıkıktır. Bu ilçe içinde Vrepska’da bir ziyaret yeri vardır.. Fraşeri :Burada savaştan önce Şeyh Nasifoi’nin mezarının bulunduğu ve yir­

mi dervişin yaşadığı büyük ve önemli bir tekye vardı. Ali Paşa’nın çağ­daşlarından olan bu aziz çok saygındı. Asıl adı Muharrem Baba idi. Bu aziz, Hacı Bektag-i Veii’yi ziyaretinde, tekyenin çatal kapısı kendi ken­dine açılmıştır. Tekyenin şeyhi, bu keramet karşısında bu senin nasi­bindir dediği için, adı Nasibi olarak söylenmeye başlanmıştır.

Nasibi ile Şeyh Ali ve Şeyh Subhi, Ali Paga’nın parlak, geleceğini önceden söylemişler, bununla birlikte adaletle hükümet etmediği takdir­de uğrayacağı kötü sonuçları hatırlatmışlardır.

Nasibi’nin tekyesinde mezarının bulunduğu Fraaeri tekyesi, 1314’de yanıp yıkılmıştı. Şimdi içinde birkaç derviş oturmaktadır.

Kolonya :Kolonya ilçesinin Merali yaylasındaki odak özelliğinde kırk sekiz

köyünde, yarı harap durumda, aşağıda sıralayacağım tekyeler bu­lunmaktadır :

Kıraçova Tekyesi :Herseke’nin iki saat kuzeyinde içinde Haşan Baba’nm mezarı bu­

lunmaktadır.Keser&ka veya Kestraka :Bu tekyede Hacı Baba yatmaktadır.Bermaş :Keseraka’nın güneyine düşer. İçinde Süleyman Baba’nm mezarı

vardır. Bu tekye otuz beş yıllıktır. İçinde savaştan önce dört beş derviş vardı.

- İstarya :Bu tekye yirmi beş yıllıktır.Görüce :Bu ilçede-dört tekye vardır.Melcaıı Tekyesi: Bu tekye, Meshapolois caddesinin yarım saat sa­

ğında aynı addaki köyün yukarısında yüksek bir yerde bulunmaktadır. Bu tekye, Rum kargaşacılarının yağmasına. uğramıştır. Fakat, sağlam ve kullanışlı binalarına dokunulmamıştır. Tekye, yüz sekiz vıl önce ku­

Page 36: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM I 35

rulduğu söyleniyor. Bu her halde Hüseyin Baba’nm clüm tarihidir. Bu aziz tekyeden biraz uzakta sekiz köşeli bir türbede yatmaktadır. Bu türbenin girişindeki odası ruh hastaları için şifa yeri olarak kullanıl­maktadır. Burada bulunan Şeyh, diğer şeyhlerden üstün olmak itibarı ile Halife makammdadır. Burada ayrıca beş derviş bulunur. Türbe ya­nında bulunan bir oda da mescid olarak ayrılmıştır.

Kanaram :Küçük olmakla beraber yeni olan ter tekyedir (158). Görüce’nin üç

çeyrek saat kadar güneyinde, aynı adı taşıyan köyün birkaç dakika ötesindedir. Yunan saldırısında yağma edilmiş olduğu zamandan beri hiç bir şeyh oturmamıştır. Yalnız bir derviş bekçilik etmektedir.

Turaıı :Bu tekye Görüce’nin yarım saat güneyinde küçük bir kuruluştur.

Melcan’a bağlıdır. İçinde şeyh yoktur. Burada yatan , aziz Ali Baba’dır.Makedonya ile Epir arasındaki bağlantı noktasında Khouteh tek­

yesi vardır. Vigligta’nm yarım saat ötesindedir. Görüce’den Kesriye’ye giden yol üzerindedir. Tekye aynı addaki köyün içerisindedir. Adları ve yaşadıkları dönem bilinmeyen dokuz tane azizin mezarları bulundu­ğu bir köşesi vardir. Kesriye’li bir şeyh bana, Khouteh tekyesinin 1826’ da yok edilmesinden sonra, İbrahim Baba adında biri tarafından kurul­muş olduğunu söylemişti. Baş şeyhi Hafız Baba, bundan sekiz yıl önce ölmüştür. Khouteh tekyesi şimdi bir şeyh ve iki derviş tarafından yö­netilmektedir. Epir’iiîer tarafından yağma edilmiş, fakat yıkılmamıştır.

A R N A V U T L U K

Bugünkü Arnavutluk prensliğinde başlıca Bektaşilik bölgesi; gü­neydeki Malakastra’dır. Daha yukarıda bulunan Gega’larm çoğunun bağnaz fikirlere sahib olması nedeniyle Bektaşiler dağınık bir alana ya­yılmışlardır. Malakastra ve Veyuse, Aous ırmağı ile Berat arasında bu­lunan bir Toska bölgesidir. Buradaki Bektaşilik Tepedeleninkinin de­vamı olup, yapay bir sınırla ayrılmıştır.

Malakastra’da bulunan pek çok Bektaşi tekyesi, şimdi beş vs ha­rap bir durumdadır. Başıbozuk Hıristiyan askerlerin elinden kurtulan­ları ise, Tiranlı Esat Paşa’nm bağnaz Gegaları tarafından yıkılmışlar­dır (159).

Buradaki halkın Bektaşîliği kabul etmesinin tarihi belli değildir. Bunun yakın bir zamanda olduğu sanılıyor. Hatta Rum Arnavutluğunun- kinden de sonradır. Bana en eski tekyeler olmak üzere Glâva ve Kapani tekyelerinden söz edilmişti. Tarihleri yüz otuzbeş yıl önce olmak üze­

Page 37: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

36 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

re gösterilmişti. Propogandalarınm başlangıcı Ali Paşa’ya kadar çıkma­sı büyük bir olasılık taşır. Biraz kuzeyde olan Kroya ve Akçahisar ta­raflarında Bektaşîliğin Ali Paşa’nm etkisiyle yerleştiği sanılmaktadır. Bu harekete Ali Paşa’nm çağdaşlarından Beratlı Ömer Viryoni ile Av- lonyalı Mahmud Bey’in katıldığını biliyoruz (160).

Malakastra bölgesinde aşağıda açıkladığım tekyeler vardı. Fakat bunlarm birçoğunun yerlerini haritada gösteremiyorum.

Glova, Melani, Dabia, Aranitas, Muharrem Baba’nın yattığı Kras, önemli bir tekye olan Prişte, Boyniri, (buradaki üç tekye Epirliler ta­rafından yakılmıştır). Kapani, Kremnar, Komari, Osman Zeza, Marit- za, Greşitsaon, Panorit, Sarı Saltuğun ziyaret ettiği evliya yeri olan Şenet Miran, Patsh, Avlonya’da Bektaşi azizlerinden Koşum veya Ka­sım Baba (161) ve Hekali’de süslü Bektaşi taçlariyle mezarların bulun­duğu bir ziyaret yerinden söz edilmektedir (162).

Malakastra bölgesinin dışında, son zamanlara kadar tekyeler var­dı. Bunların yerleri: Güney Arnavutluk’ta, Berat’ta, Berat’m doğusun­da Denil üzerindeki Diriza’da, Tomoritza’da (163) onun güneyinde Tro- pel’de kuzeyde Mati kaynaklarında, Markneş’te bulunuyordu.

Halkının çoğu sünni olan Kuzey Arnavutluk’ta'da, şu yerlerde Bek­taşi tekyeleri vardır:

Mustafa Baba’nm yattığı Elbasan tekyesi. Bu tekye, son zamanlar­da Gega’lar tarafından yıkılmıştır.

Debre :Buradaki tekyenin Gega’lar tarafından yıkıldığı söyleniyor. Doğra’

nın Sarı Saltuk menkabesi hakkmdaki açıklamasından Draç ve Şiyah da Bektaşi ziyaret yerlerinin olduğu düşünülebilir (164). Aynı yazar, Tiran halkının çoğunlukla Bektaşi ve Rifai olduğunu bildirmektedir (165).

Kroya :Buradaki halkın hemen hepsinin Bektaşi olduğu sanılıyor. Kasaba

içinde ve çevresinde yaşayan gelenekten (166) buraya Bektaşilik on se­kizinci yüzyıl sonlarına doğru Ali Paşa’mn adamlarından Şeyh Memi ta­rafından sokulduğu samlabilir. (Demir Baba’mn çağdaşı olan ve fütü- hat erlerinden olan Memi Sultan başka azizdir).

. Bu kişi, 1807’de Kroya’da bir tekye kurmuştu. Sonra Yanyalı Ali Paşa’mn hısımı olan îşkodra Paşa’sma karşı (167) yerli beylerden Kap­lan Paşa, Toptanı ile el birliği yapmıştı. Fakat Kaplan Paşa’nm Bektaşî­liğe sadakatsizliğinden kuşkulanan şeyh, Kaplan Paşa ile ilgisini kes­mişti. Buna kızan Kaplan Paşa, Kroya’dan çıkmasını Memi’ye bildirmiş­ti. Fakat Kroya’da Şeyh Memi’nin baskısına dayanamıyan Toptani aile­si, Kroya’da daha fazla kalamıyarak Tiran’a göç etmiştir (168). Topta- ni’lerin Bektaşilerle uğraşısını sonradan Esat Paşa sürdürmüştür.

Page 38: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞİLİĞ'İN COĞRAFİ DAĞILIM I 37

Kroya, Bektaşi azizlerinden Sarı Saltuk’un serüvenleriyle ilgili yer­lerden biridir (169). Burada bulunan iki tepeden birisinde Sarı Saltuk’ un mezarı vardır. Öteki tepede ise, yani Faş Kroşta tepesinde de Ali Baba’mn mezarı vardır. Bu sonuncusunu îppen geniş bir biçimde tanı­tımını yapıyor (170).

AVUSTURYA — MACARİSTAN

Budapeşte, Bektaşiliğin en ileri karakoludur. Burada Gül Baba adın­da bir aziz yatır. Fütühat erlerindendir. Macaristan başkentinin temaşa yerlerinden biridir (171).

Page 39: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

TESELYA’NIN BEKTAŞÎ TE SY SLE E İ (172)

Skotosa bölgesindeki İrini ve Reni’nin güney doğusunda çınar, ba­dem, kızılcık ağaçlarının gölgeleri arasında, tepedeki güzel manzaralı bir yerde bir Bektaşi tekyesi vardır. Bu Kuzey Teselya’da ünlü bir ku­ruluştur. Hükümet istatistiklerine göre, burada otuz dokuz ö_erviş otur­maktadır. Fakat 1888’de ziyaretim esnasında burada elli dört kişi var­dı. Çoğu batıl .inançlara inanan calıil kişilerdi. Bununla birlikte araların­da bilgili bir derviş, burasının- eskiden batı kiliselerine bağlı bir manastır olduğunu söylemişti (173). Buradaki eski küisenin Aya Dimitri veya Aya Yorgi kilisesi olabileceğini bildirmişlerdi. Bu tekyede bir süre Kon­ya’daki Kulaklı Baba’ya bağlı Türk dervişleri oturmuşlardı (174-175'!. Toni Tulavii (176) dergisine göre.. Ali Paşa’nm baskılı yönetimi sama­nında burası Bektaşilere verilmiştir. Ali Paşa, kendisinin liberal bir Bek­taşi olduğunu söylemekle acaba din ile alay mı ediyordu?

Bu dönemde Teselya’da bir takım tekyeler kurulmuştur. Bunlar da­ha çok çevredeki halk için politik toplanma odakları idi. Burada dört tekye vardır ki; Askeri amaçlara uygun bir toplanma yeridir. Bunlar­dan biri Rini çevresinde olup, Golos’tan Forsala ve Kandiçe’ye giden yol üzerindedir. Bu tekye Torbalı veya Dürbali Sultan tekyesidir. Diğer tekye Lamiya, Yenişehir ve Forsala’daki yol üzerinde bulunan Tatar kö-. yü dolayında kurulmuş olan Bali Baba tekyesi’dir. Ötekiler ise, Köpekli köyü çevresindeki Şahin Baba ile Yenişehir’den Çökezi’ye giden yol üze­rindeki Tempe Vadisi’ndeki Baba tekyesi’dir. 1826’da Sultan Mahmud Yeniçerileri ortadan kaldırdığı zaman; Bektaşiliğin de ortadan kaldırıl­ması için padişah tarafından çıkarılan emir üzerine Hıristiyan halk, top­luca tekyelere saldırarak Bektaşileri kovmuşlardı. Tatar ve Köpekli’de- ki tekyeler yıkılmıştı. Rini’deki tekyede bulunan dervişlerin direnmesi üzerine tekye bir zarar görmemişti (177).

Boşalan bu tekyeler (178) usun zaman haydutlara, sığınak olmuş­tu. Burada bu boş tekyelerden birinde çöreklenen Bayram Ağa isminde biri elebaşılık ettiği çetesiyle çevre halkını usandırmıştı. Bayram Ağa’ nm sığındığı bu tekye, eskiden Aya Yorgi adına yapılmış bir kilise oldu­ğu sanılmaktadır. Bu tekyelerde yaşayan dervişler sağ kulaklarına kü­pe, boyunlarına da teslim taşı takarlardı (179). Genç Bektaşiler (180) başlarına beyaz bir başlık giyerler ve haftada bir başlarını tıraş eder­lerdi.

Page 40: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

İIÜ TARAFLI ZİYABET YESLEEÎ VE

BEKTAŞÎ PROPAGANDASI (181)

Eski dünyanın tanınmış ibadet yerlerindeki dinsel törenler çoğun­lukla yöresel eski dinlerin kalıntılarını da yansıtırlar. Fakat bu durum yeni dinin katrnalariyle karışarak ve çoğalarak değişime uğrarlar. Artık eskilerin yerine yeniler geçer. Bunu kesin bir belge olarak sunabiliriz. Fatih bir ırk veya bir misyoner örgütünün dinsel üyeleri tarafından ya­bancı ülkelere getirilen bir din inandırma gücü ile yerli dinsel törenler biçim değiştirerek yeni dinin malı olur (182). Eski zaman dinlerinde bu aktarımların eylemse! olarak ne gibi yol ve yöntemlerle yerleştiğine dair bir takım teorilerden fcagka bir şey ortaya konamaz. Konsa da pek seyrek olur.

Bu yazı, çağdaş bir İslâm tarikatı olan Bektaşîliğin kutsal törenleri ve özellikle Hıristiyanlarca saygın olan yerler üzerindeki etkilerinin araştırılmasıdır.

Bektaşîliğin, Hıristiyanlık aleyhine bir yol tuttuğu yerlerdeki du­rumlar araştırılırsa: Zorlama olmaksızın, eski ilahiyatın yenileşmesi ye­ni ile yer değişmesi, saygın kişilerin, eski azizlerin yeni azizlerle belir­lenmesi olayı açık olarak görülür.

Böylece her iki dinin mensupları kutsal yerleri ve saygın kişileri düzenli olarak ziyaret ederler.

Bektaşi Müslümanlığı ve Sümü Müslümanlık :Bektaşilik, daha çok bir derviş tarikatı olarak tanınır. Öteki tari­

katlarda olduğu gibi, tarikatın bireylerini oluşturan canlara Bektaşiler “Muhib” derler (183). Bunlar tarikata ikrar veren insanları oluşturur. Derviş tarikatlarında ibadet edilen yerin adı tekyedir. Tekye duruma göre Baba veya Pir yönetiminde bir miktar dervişin bulunduğu bir Lo- ca’dır. Bu tekyelerde çoğunlukla kurucusunun mezarı ile ibadet için de meydan evi bulunur.

Bektaşi tarikatı hiç bir ulusun sınırları ile sınırlanamaz. Çünkü: Irak’tan Arnavutluğa kadar bütün Osmanlı İmparatorluğunun toprak­ları içine yayılmıştır.

Bektaşilerin dinsel öğretileri bütün zihinlerle bağdaşabilecek ve her türlü düşünceye yanıt verebilecek biçimde düzenlenmiştir. Yolları,

Page 41: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

40 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

insanları kutsal gerçeğe götürecek aşamaları, açtım adım yücelten irşad yöntemlerini içerir. Bu aşamalarda azizlere niyaz etmenin büyük etkisi vardır.

Bektaşîliğin teolojisi; “Vücudun Birliği” temeline dayanır. İnanç ve törenlerinde bir yandan Müslümanlık, diğer yönden kendilerine akraba saydıkları Hıristiyanlık ile ortak noktaları bulunur.

Bektaşi görüşlerinde; zorlama ve şiddet olmadığı gibi, merhamet ve şefkat büyük bir yer tutar. İyi bir Bektaşi, Müslüman veya Müslüman olmayan arasında bir fark görmez. Çünkü temelde insan sevgisi vardır. Tarikata eğer nitelikleri uygun ise, Müslüman olmayanlar da alınabilir. Örnek olarak, geçen yüzyılın ellinci yılında Antonaki Versamis adında bir kişi, Bursa ilinde bir loca’mn başkam idi (184). Mr. Peht yazısında: Arnavutluktaki tekyelerde bulunan elli altmış derviş arasında yaptığı araştırmalarda, bunlardan bir kısmının Hıristiyan Bektaşi olduğunu saptamıştır. Bunlara da, tarikatın sırları Müslüman Bektaşilere açık­landığı biçimde açıklanmıştır. Fakat eski dinlerinde bırakılmıştır (185). Tarikata aday olanlardan Tanrı’ya inanmış, ahlâki nitelikleri uygun ol­ması başlıca koşullardandır.

Bektaşilik babadan oğula geçmez. Babalar çocuklarının tarikat seç­mesinde baskı yapmaz.

Bağnaz olan zahiri Müslümanlar, Bektaşilerin tutum ve gidişlerini yererler. Hitan sünnetini, kadınların örtünmelerini, kayıtsızlıkla karşıla­yan Bektaşıleri asla hoş göremezler. Hele namaz hususunda gevşeklik göstermelerini ve içki içmelerini hiç hazmedemezler.

Bektaşilerin kutsal tören dedikleri ibadetler, meydan evlerinin ka­pısı kapanarak yapılır. Bu törenlere kadın ve erkek canlar katılır. Bu nedenle haklarında kötülük şüphesi doğmaktadır.

Bektaşilik, kendi öğretisine uygun düşen her şeyi özümser.Dinsel görüşlerinin kurbanı, olan 1393-S4’te Timur oğullarınca öl­

dürülen Esterabad’lı Fazlullah’m öğrencileri, İran’dan kaçarak Anadolu’ ya geçmişlerdir. Bunların az bir kısmı is-e, Bektaşi tarikatına girmiştir. Ve Fazlullah’m Cavidan kitabındaki düşünceleri, Bektaşiler arasında yaymışlardır (186). O zamandan beri Bektaşilik bağnazların şimşeklerim üzerine çekmiştir.

1826’da Sultan Mahmud, bir uygulamayla Yeniçerilerle, onların derviş taraftarlarını yok etmeğe girişmiştir. Böylece Yeniçerilik orta­dan kalkmış, ama Bektaşilik sadece sakatlanmıştır. Son yüzyılın ellinci yılında Bektaşilik yeniden geniş olarak canlanmîştır (187). Bugün özel­likle Anadolu’nun merkezi, güney batısı, güney doğusu, ayrıca Balkan ve Arnavutluk’ta bulunan halk arasında kendisine taraftar bulmuş­tur (188). Bu son memlekette sayıları seksen bin nasipli müride ulaş­mıştır (189). Memleketleri dışında da, çoğu kez Arnavut dervişler bu­

Page 42: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 41

lunur. Son zamanlarda Anadolu’yu gezen birisi, Anadolu’nun göbeğinde bulunan Hacı Bektaş tekyesinde dervişlerin çoğunun Arnavut olduğunu bildirmektedir (190). Bunların bir kısmı kuşkusuz kendi memleketlerin­deki tekyelere başkan adayı sayılabilir.

Bektaşilerin Hacı Bektaş tekyesini ziyareti, tarikatlarını benimset­mek için kullandıkları yöntemdir. Bu suretle diğer yerlerdeki ziyaret yerlerini yöneten kişileri de kendi tarikatına çekmeyi amaçlarlar. Bek- taşiİer öteki yörelerdeki azizleri ve aşiret evliyalarını Hacı Bektaş hal­kasından sayarlar (191). Bu bağlantıyı gerçekleştirmek için insanı şa­şırtan esnek menkabeler veya. kerametlerden söz ederler. Sonuçta bü­tün bu j/erlerdeki azizler kendiliğinden Bektaşi örgütüne girmiş olur. Türkiye’nin her yerinde adsız veya hangi taraftan olduğu bilinmeyen azizlerin veya dedelerin mezarları konu olduğu zaman, sorun çok daha basitti. Bu azizlerin mezarları ve meşrepleri ilham ve rüya ile bulunma­sı gerekirdi. Hemen bir Bektaşi dervişi rüya görür, rüyasında azizi be­lirlerdi. Ve zamanla bu azizin yattığı türbenin etrafına Bektaşi derviş­lerinin taçlı kabirleri yer almağa başlar, dolayısiyle o aziz de Bektaşi olmuş olurdu.

Crcwfoot’un, Orta Anadolu’daki Şii - Kızılbaş aşiretler arasındaki yaptığı araştırmalarda (192). Ankara çevresinde bir Şii köyünde yatan Haydari Sultan, bir aşiret azizi iken, Bektaşilerin etkisiyle Hacı Bektaş halkasına sokulmuştur. Hacı Bektaş’m Piri olan Hoca Ahmed Yesevi’- nin müridlerinden Kutbeddin Haydar, Karaca Ahmed ile birlikte Türkis­tan’dan buraya gelmiş olduğu söylentisiyle, bu aşiret (193) azizi, Bekta- şileştirilmiştir (194). Bu tekyenin Bektaşilik için önemli bir yer olduğu­nu söylemeğe gerek yoktur.

Bektaşiler tarafından böyle kendine maietme olayları başka yöre­lerde de görülür. Lukas tarafından bildirilen, Muğla yakınında (195) bulunan Yatağan’da da, iki yüz dervişin barındığı zengin bir tekye. vardır.

Burada, Yatağan denilen bu Müslümamn çürümemiş cesedi önemle korunmaktadır. Bunun büyük kerametleri olduğu söyleniyor (196). Ay­nı yazar, güney batı illerinde yaşayan göçerevli Çaklroğlu aşireti hak- kmdaki hazırladığı listesi, güney batı illerinde sık sık dolaşan Yatağan adında bir kişi gösterilmektedir. Böylece: Yatağan bir aşiret azizi ol­duğu halde Bektaşiler, Haydar Sultan gibi onu da Hacı Bektaş halkası­na bağlamışlar (197). Tekyeyi, bu azizin' yatırının yanma kurmuşlardır.

Türbedarlıkları cahil halkm elinde olan bu gibi aşiret azizlerini Bektaşiler çok kolay kendilerine mal ederler. Ayrıca rakip tarikatların etkisini süpürmek, silmek için de yöntemleri güçlüdür. Çok çabuk ba­şarıya erişirler.. Ama Hacı Bektaş’m kendisi genellikle, sünnüer tarafın­dan Nakşibendi tarikatından olduğunu iddia edilir. (Hace Nakşibendin doğumu 1317 ve tarikatı kurduğu tarih ise, 1357’dir. Bu tarih Hacı Bek-

Page 43: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

42 BEKTAŞİI.İĞİN COĞRAFİ DAĞILIM !

taş-i. Veîi’nin göçümünden çok sonradır. Bu durumda Hacı Bektaş-i Veli nasıl Nakşibendi olabilir).

1826 yılından sonra Sultan Mahmud, curaya minareli bir cami yap­tırmış ve camide dini hizmetlerin yerine getirilmesi için bir Nakşibendi Şeyh atamıştır (198). Buna benzer biçimde Nakşifcendiler, Bursa’daki Ramazan Baha’yı ve Kahire’deki Kasriil-ayn tekyesinde yatan Kaygu- sua’un da Nakşibendi olduğunu iddia ederler (199). (Halbuki Kaygusuz’ un mezarı Mukattam’dadır).

Sultan Malımud’un Bektaşilere karşı açtığı savaşın tarihini yazan Esat Efendi’ye göre: Bektaşiler, Baba ye Abdal adları yalnız Bektaşi azizlerini gösterdiği bahanesiyle Nakşibendi, Kadiri gibi öteki tarikat­lara mensup bütün evliyalarının mescit, tekye ve türbelerini ele geçir­mişlerdir (200).

ANADOLU’DA BEKTAŞİLİK VE HIRİSTİYANLIK

Bundan önceki yazılarımızda Bektaşîliği, aşiret azizlerini ve öteki tarikatların kutsal yerlerini nasıl özümsediklerini belgelerle açıklamış­tık. Şimdi ise, Hıristiyan kiliselerini ve azizlerini özümseme işleminde daha ilgi çekici bir yol yöntem tutmuşlardır.

Bektaşiler, Hıristiyan ziyaret yerlerine ei koydukları gibi, buraların kapılarını da Hıristiyanlara açık bırakmışlardır. En çok ilginç yönü de burasıdır. Türk topraklarında yaşayan -Hıristiyanların, Nakşibendi gibi katı tarikatlara yaklaşması ’ olanaksızdır.

Bektaşilik ile Hıristiyanlık arasındaki ortak noktalar, Jakop tarafın­dan geniş bir biçimde açıklanmıştır (201). Örneğin Jakop. bu konuda ilk tarihi belge olarak Bedreddin olayını gösteriyor. (Oysa Şeyh Bed- reddin bir Bektaşi değildir. Bedreddin önce Mısır’da, Hüseyin Ahlati’ den Halveti oluyor. Anadolu’ya geldikten sonra da Somuncu Baba adıy­la anılan Ebu I-îamid-i Aksarayi’den Melâmet sûluku görüyor. Fakat Bektaşi tarikatına girdiğini kanıtlayacak elde hiç belge yoktur).

Şeyh Bedreddin’ in yapıtları incelenirse, kendisi melâmet ehli olma­sı dolayısiyle dolaylı olarak Bektaşi ve Hurufi neş’esinde’dir.

Bedreddin’in mal mülk ortaklığını da içeren biraz dinsel, biraz da sosyal bir öğretisi, Hıristiyanlar tarafından şevkle karşılanıyor (202). Çünkü Bedreddin, Hıristiyaniarla ^Müslümanlar arasında bir fark olma­dığını söylemektedir. Bir dervişini Sakız adasında bulunan bir keşişe yollayarak, keşişi kendisine bağlamıştı (203). Bu derviş yönetime baş kaldırdığı için çarmıha gerilerek idam edilmişti. (Börükliice Mustafa).

Bektaşiler, işi daha sağlam tutmuşlardır. Müslüman ziyaret yerle­rini Hıristiyan için de elverişli yapmışlar (204). Müslümanlar tarafından saygin olan bir azizi, bulanık bir hikâye ile Hıristiyan izlenimi de ver-

Page 44: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 43

misler veya bir Hıristiyan. azizinin gizlice Müslümanlığı kabul ettiğini ve gizli din tuttuğu söylentisini yaratmışlardır (205). Böylelikle yatır­ları, iki taraflı olarak saygın hale getirmişlerdir. Bu işlerin gerçekleşmesi için üç temel oluşturmuşlardı:

Doğru yolu bulma - özdeşleşme - Gerçekleşme.Örneğin Mevleviler, Konya’daki Eflâtun adındaki belirsiz bir keşişi,

eski Yunan ilâhiyunundan olan Eflâtun ile özdeşleştirerek, saygın duru­ma getirmişlerdir. Böylece eski ve yeni yatırlar hazır manken olarak kullanılmağa başlamıştır. Genellikle orta tip köylü anlayışına yatkın bir biçimde söylentilerle kerametleriyle tanınmış kişilerin türbeleri Müslü­man ve Hıristiyan halkın ziyaret yeri oluyordu (206). Doğru yolu bul­ma, özdeşleştirme ve gerçekleştirme uygulaması, bu olayın doğal temas noktasını güçlendirecek, onu mantıki bir düzeye çıkaracaktır. Bütün

. bunlar, Hıristiyan düşüncesine yabansı ise, Şii - Batıniler arasında çok yaygındır (207). Bektaşilerin elinde bulunan ilk hazır manken Hızır’dır.

Hızır, bütün Müslümanlarca yüceltilmektedir. Bu aziz, Hıristiyan­ların Aya Yorgi’sine benzemektedir. Bu azizin Anadolu Kısılbaşları ara­sında (208) özel bir yeri vardır. Bunların Bektasilerle ilişkileri hem ka­ranlık hem de belgelenmemiştir. Güney doğudaki Aleviler, yerli Hıristi­yanların Serciyus dedikleri azizi Hızır olarak kabul ederler (209). Aziz Cerciyus’a mensup kiliseleri ziyaret veri olarak kullanırlar (210). Fakat batıda Serciyus pek önemli değildir. Rum halk, Müslümanların Hızır’ına karşılık Aya Yorgi veya Aya Alyas’ta önem verirler. Her iki tarafın halklarınca da kutsallaştırılır. Karadeniz kıyısında bulunan Şeylı Elvan türbesinin Aya Teodosyos’un yerine geçtiği anlaşılıyor' (211). Doğu’da bulunan Alevi dedeleri o bölgede bulunan Hıristiyan halkı kendi taraf­larına. çevirmek için, îsa’yı Ali ile, on iki apostolu, on iki imam ile; Pet- rus ve Pavlosu Haşan ve Hüseyin’le özdeşleştirerek, Hıristiyan halkm Alevi olmasını sağlamışlardı (212).

Bektaşîliğin etkisi altında oluşan bu gibi dinsel kaynaşmalara ait örnekler, aşağıda gösterilmektedir.

1 — Kırşehir yöresindeki örnek :

Bektaşi tarikatının merkez tekyesi olan Hacı Bektaş, Hıristiyanlar tarafından da ziyaret edilmektedir. Bu yöredeki Hıristiyan halk burası­nın vaktiyle Ayos Haralambos adıyla, anılan bir Hıristiyan manastırı olduğunu iddia ederler (213). Hıristiyanlar, Hacı Bektaş-i Veli türbesine girerken haç çıkarırlar. Bu mezarın Ayos Haralamfcos’a ait olduğuna inanırlar (214). Halbuki bu azizin Haralambos ile hiç bir ilgisi yoktur Bu yakıştırma, Hacı Bektag’ın buraya geldiği dönemde baş gösterea Taun denilen bir salgın hastalığı, kerametiyle ortadan kaldırması nede­nidir. Bu tip girişimler, Haralarrıbos’un özelliğine çok benzer (215). Baş-

Page 45: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

44 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM !

piskapos Kirillos’un (1815) ise, Hacı Bektaş’ı Eristasyos’a eşit saymak­tadır (216). Symaxaria da, (217) Eristasyos’u Anadolu ile değil, Roma ile ilgili olduğunu söylemektedir. Bu kişinin doğu kiliseleri ile hiç bir ilişiği yoktur. Bütün bu söylentilerin çıkmasına neden şudur (218) :

Güya, boynuzları arasmda bir haç bulunan bir erkek geyik, kendi­sini avlamak isteyen Hıristiyan avcılara, bir insan sesiyle, “Beni niçin avlıyorsunuz, ben Mesih İsa’yım” diye bağırmıştır. Bu Hıristiyan hikâ­yesi gerçekten çok yavandır.

Bununla birlikte, geyik ile dervişlik arasında sıkı bir ilgi vardır. Ve geyiğe sevgi beslerler (219). Bektaşi azizlerinden Kaygusuz Sultan’m da Ayos Eristasyos gibi yaraladığı bir geyik, saygı değer bir dervişe dö­nüşmüştür. Avcıya geyiğin yaralarını kendisi üzerinde göstererek, genç avcıyı imana getirmiştir.

Büyük Türk Evliyası Hacı Bektaş-i Veli’ye Hıristiyanlarca da saygı göstermek ihtiyacı bu hikâyeyi oluşturmuştur.

2 — Ankara yöresindeki, örnek :Kaydari Sultan (22ö) köyünde yatan Hayclari Sultan, Hacı Bektaş

halkasından olan Kutbeddin Haydar veya Hacı Ahmed olduğu söyleni­yor. Hacı Bektaş’m Mene adındaki Hıristiyan eşiyle burada bir süre oturduğu bildiriliyor. (Aslında, Hz. Ali’nin Muhammed Hanefi adındaki çocuğu Kayseri’li bir Rum kızından doğmuştur. Adı Mene veya Mine’dir. Menkabede, Ali, bu kızı Kayseri kalesinden kaçırarak, burada bir müd­det gizlemiştir. Bu yöredeki halk inanışında, Hacı Bektaş ile Ali özdeş olduğu için bu söylenti ortaya çıkmıştır (221). Burası, Alevi olan bu köy halkının denetimi altındadır (222).

3 — Eskişehir yöresindeki örnek :Hiç olmazsa on altıncı yüzyıldan beri (223) Bektaşilerin elinin al­

tında olan bu manastırda Arap kahramanlarından Seyyid Battal Gazi türbesinin bulunduğu iddia edilmektedir. Arkasında da bir Hıristiyan prensesi olan eşi yatmaktadır (224).

4 — Çorum çevresindeki örnek :Burası Şemspur tekyesidir. Buradaki Müslümanlar, bu Bektaşi tek-

yesinin yerinin eski bir Rum manastın olduğunu söylemektedirler (225). Yatmakta olan aziz Seyyid Battal’m babası Hüseyin Gazi’dir (226). Türk geleneği bunu, Kırşehir yöresinde bir kalenin komutanı olan Bat- tal’m yanında bir çarpışmada şehid düşen Şimas ile bağlı gösteri­yor (227). Bu Seyyid Battal destanındaki bir olayın yorumu olarak ka­bul ediliyor. Amoryum valisi, Şemas kahraman tarafından öldürülmüş­tür (228). Aynı destanda, kahraman Şemas adında bir keşişi İslâm yap­mıştır (229). Tüm bu söylentilerden Kenya’daki Mevlevi tekyesinde ya-

Page 46: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 45

tan keşiş (230) veya piskapos gibi bir Hıristiyan keşişinin Şemspur şekline sokulmuş olduğu hatıra geliyor.

5 — Şile’de (Pontos) yöresindeki örnek :Burada Nasreddin tekyesi vardır. Sivas'ın kırk gehidlerinin de bu­

rada olması nedeniyle bu tekye, Hıristiyanlar tarafından saygı ile ziya­ret edilir. Buraya önceleri Kırklar tekyesi denilirdi. Gregoire’nin yazdı­ğına göre: Bu adm, Hıristiyanlıktan aktarma bir geçmişi vardır (231).- Tekye güçlü bir Şii bölgesi içindedir.

6 — Rum Kale’deki örnek :Burada Saint Nerses adındaki eski kilise on yedinci yüzyılın sonla­

rında Müslümanlar eline geçmiştir. Bunun nedeni Mr. Ever’e göre, adı­na inşa edilmiş olan azizin gizliden Müslümanlığı kabul etmiş olduğu söylentisinin yaygın olmasındandır (232).

Rum Kale, Fırat üzerindedir. Burası Bektaşilerle dinsel bağları bulu­nan Kızılbaş memleketlerinden biraz uzaktadır.

7 — Antalya, yöresindeki örnek :Antalya mescidi.Savery de Breve; Antalya’da içinde bir Hıristiyan münzevisinin me­

zarı ile duvarlarında Hıristiyan resimleri olan mağara durumunda bir mescid bulmuştur. Bu münzevi Hıristiyamn ölüm yatağında Müslüman­lığı kabul etmiş olduğu söylenmektedir. Bu yüzden Müslümanlarca çok saygı görür (233).

Bektaşi tarikatının burada bir kuruluşu yoktur.8 —- İzmir yöresindeki örnek :Ayos Polikarpos mezarı.Buradaki ziyaret yeri başka bir yerde uzun uzun açıklanmıştır (234) .

Ne kadar önceye gidilirse gidilsin bu türbe biçim bakımından Müslü- mandır. Müslüman ülkesinde bulunan Polikarpos türbesine bakan der­vişler, bu azizin Bektaşi olduğunu ortaya çıkarmışlardır. Yanındaki me­zarlar üzerinde görülen Bektaşi Tac’ları ilgi çekicidir. Azizin olduğu sa­nılan bir tac, ziyaretçilere gösterilmektedir (225).

9 — Karadeniz Ereğlisi yöresindeki örnek :Ayos Teodoros türbesi.Ereğli’nin birkaç mil batısındaki Alaplı’nın yukarısında bulunan

bir tepenin üzerinde bir türbe vardır. Bu türbe Aziz Teodoros Stratela- tes (236) sanılarak her yıl Hıristiyanlarca ziyaret edilmektedir. Hıris­tiyan geleneğine göre Licinius zamaninda Ereğlide öldürülmüş ve Euchaita’ya gömülmüştür (237). Türbe ahşap bir bina olduğu sanılır, içerisinde Ayos Teodoros ve çömezi Verru’ya (238) ait olduğu, fakat Türkler tarafından Gazi Mustafa adına bir savaşçının burada gehid edil-

Page 47: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

46 B E K TA Ş İL İĞ İN COĞRAFİ. D A Ğ IL IM I

diği söylenir. Burada. Müslüman görünüşlü iki mezar vardır (238). Bu yerde bir kadın türbedarlık etmektedir. Bu kadın, Müslüman ve Hıristi­yan ziyaretçilerinin bıraktıkları para ve mumları kabul etmektedir (240). Bu iki taraflı ziyaret yerinin Bektaşîlikle ilgisi olmasa bile, yakınında Bitişler adlı bir Bektaşi köyü bulunması insanı düşündürür (241).

10 — Nevşehir yöresindeki örmek :Mamasun ziyaret yeri.Bu ziyaret yeri, son yüzyıl içinde, bir süre keramet olayları nede­

niyle ortaya çıktığı sanılıyor (242). Burası yalnız Türk olan Mamasun köylerinden. birinin ekin ambarı olarak kullanılmakta idi (243). Kuru ekin çabuk ateş alması nedeniyle bina ahır yapılmış, fakat içindeki hay­vanlar birer birer ölmüştür.

Bu binayı böyle tekinsiz yapan tılsımı, bir dervişin öğütleriyle, kut­lu hale getirmek için bina boşaltıldı (244). Kazılarda kaya içine oyulmuş bir Hıristiyan tapmağı ve insan kemikleri bulundu (245).

Bu kilise, bugün iki taraflı ziyaretler için elverişli duruma getiril­miştir. Kilisenin doğu tarafında gezginci keşişlerin dinsel tören yapması için bir kürsü ve Ayos Manas’m bir tasviri vardır. Güney yönünde, kıb­le tarafında, bir Müslüman mihrabı bulunur. Bu ziyaret yeri dervişler tarafından yönetilmektedir (248).

Anadolu’daki iki taraflı bu on ziyafet yerine ait olayların incelen­mesi, şu «

1 — Bunların beşinde (1, 2, 3, 4, 8) Bektagilikle ilgili bağlar vardır. Öteki alanlar ise, Bektaşilik etkileri bulunan alanlar içinde olması ne­deniyle dolaylı olarak Bektaşileri ilgilendirir.

2 ,— Hıristiyan azizlerin, Müslümanlarca gizli din tuttuğu veyahut Müslümanlığı kabul ettiği beş olayda görülmektedir. (5, 6, 7, 8, 10).

.3 — Müslüman azizleri üç olayda açıkça Hıristiyan diye belirlen­miştir. (2, 3, 4) olayda özdeştirme yoluyla Müslümanlaştırılmıştır.

AVKUPA’DA BEKTAŞİLİK VS MÜSLÜMANLIK

Bektaşi propagandasının Avrupa Hıristiyanlarının arasında en etki­li misyoneri Sarı Saltuk’tur (247). Buna ait ayrıntılar Annuel’in son cüdinde açıklanmıştır (248). Sandığıma. göre, bir Türk aşiretinin azizi olan Sarı Saltuk (249), genellikle Aya Nikola’yı temsil eder. Rumeli’nin doğu tarafında, bu kutsal kişi adına, Müslürnanlar ve Hıristiyanlar ta­rafından birçok ziyaret yerleri yapılmıştır. Bunların tümü Sarı Saltuk’ un Avrupa’da sır dolu olaylarıyla ilgilidir. Bu serüvenin sonunda ölüyor..

Sarı Saltuk ölümüyle birlikte, kerametiyle, bir olan vücudu çoğala­rak yedi tane oluyor. Bunların dördü Osmanlı toprağında, üçü de Hıris­

Page 48: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞ İLİ MI 47

tiyan Avrupa’dadır (250). Degrand tarafından Tiran’da bulunan bir yazmada Sarı Saltuk’un kırk cesedi olduğu belirtilmiştir. Yani ölümün­den sonra ortaya kırk cesed çıkmıştır. Bunlardan biri, gerçek, otuz do­kuzu makam-olduğu söyleniyor (251). Bu bir tür kırklar fikrinin kanıt- lalanması anlamına geliyor (252).

Bektaşi propagandasının doğudakine göre, daha sonraki bir tarihte etkili olduğu batı bölgeleri, tarikatın en sağlam kalesini oluşturmuştur. Sarı Saltuk’a Hıristiyanlar Naum, Spyridon, Noel adlarım vermişlerdir. Menkabeier: O tarihlerde Arnavutluk’ta dolaşan Sarı Saituk’u o kadar yüceltiyor ki, bütün Balkanlar bu azizin elinin altında olan bir mülk gibi oluyor. Bu menkabede Saituk bir aralık Akçahisarda görünüyor. Ak- çahisar’da bir ejderhayı yok ediyor. Sonra oradan Korfu adasına geçi­yor. Ve orada ölüyor (2,53). Bu bölümün tarih ve önemi konusuna son­ra döneceğiz.

11 — Bulgaristan'daki Ka-iikra’da ;Sarı Saituk tekyesi.Şimdi yıkık durumda bulunan bu Bektaşi ziyaret yeri, Bulgaristan’

m Kalikra burnu üzerine kurulmuş bir yapıttır. Bu tekyede oturan der­vişler Sarı Saltuk’un ejderha ile savaştığı kalenin ve azizin yattığı yedi yerden birisinin burası olduğunu söylemektedirler (259). Hıristiyan halk Bizans - Selçuk döneminde bu azizin buraya geldiğini, adının Aya Ni- kola olduğunu ve mezarının burada olduğunu kabul etmektedirler. Türk’ lere göre bura,da kutsanan aziz, Hacı Şerif Saituk Baha’dır (255).

12 — Trakya’da, Baba. Eskide'ki tskye.On yedinci yüzyılda burada görevli olan Bektaşiler; bu tekyede ya­

tan azizin kendilerinden ve adının Sarı Saituk olduğunu, Hıristiyanlar ise, Aya Nikolâ sayarlardı (256). Tekye eskiden Hıristiyan kilisesi oldu­ğu söylentisi vardır (257). Bugün dahi Hıristiyanlar da ziyaret etmek­tedir. İçerde Aya Nikola’ya ait bir başlık vardır. Fakat Hıtistiyanlar bu- başlığm Aya Nikola’ya ait olduğuna inanmıyorlar (258).

13 — Pınarhisar’ında Bînbir Oklu tekyesi.Mecintosk, 183S’da Pmarhisarının tam doğusunda (Burasının bu-

giinkf.i adv Eî,sı?lsr .Ajys. scLl̂iel cl&n Üvizzn ki-lisesinin kalıntılarının bulunduğu söylenen bir türbe iie bir kule şeklin­de bina ve göze çarpan bir mezarlık, bulmuştur (259). Boue, bu tekyeyi kuran azizden söz ederken, buranın fatihi olan AJımed Paşa olduğunu söylüyor (260). Rumeli’ndeki bütün Bektaşi azizleri fütühat erlerinden olduğu için Gazi diye adlandırılır. Azizin tam olarak adını, Bektaşi ta­rikatından olduğunu 1847’de burayı ziyaret eden Jochmus tarafından belgelenmiştir (261).

Page 49: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

48 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

Macintosh, Arnavutluk’taki benzerleri gibi burası da Hıristiyan ve Müslümanlarca ziyaret edildiğini bildirmektedir (262).

14 — Romanya’da, Balçık yöresindeki : ■Akyazılı Baba tekyesi:Bu tekye Bektaşilerin yönettiği bir kuruluştur (263). Hiç kuşkusuz

gerçek bir Müslüman olan bu aziz (asıl adı tarihçi Hacı Hafız Halil İb­rahim Akyazılı) dır (269). Hıristiyanlar Aya Atanas adıyla saygın hale getirerek, bir yönünü Hıristiyanlığa açık bırakmak isterler (265).

15 — Trakya’da Silivri’de:Aya Oselya:Buradaki dinsel özümseme olayları Arnavutluk’taki olaylara para­

lellik gösterir (266). Cantimir, tarikatın sağlam etki yeri Trakya’da gö­rülmektedir, diyor. Silivri’de Aya Öfemia’nm bütün kalıntıları korun­muştur. Türkler, buna, kurumuş cesed anlamına gelen “Kadid” adını verirler. Merak içinde bu kadidi ziyaret ederler (267). Cantimir’in söy­lemek istediği şey, Silivri’de (288) Meryem Ana kilisesinde bulunan Mi-' tarlı Aya Xene veya Eusebia adıyla anılan kurumuş cesettir. Eğer ku­ralımız doğru ise, Bektaşiler halk tarafından tanınan bir azizin- kalıntı­larından yararlanarak yeni bir adla onu halka Müslüman olarak takdim ederler. Propaganda gereci olarak kullanılır.

Avrupa Türkiye’sinin de Bektaşiliğin en güçlü kalesi olan ve Arna­vutluğu da içeren batı bölümündeki, bu sıraladıklarımızdan başka daha birçok böyle ziyaret yerleri bulunmaktadır. Arnavutluk Müslümanları başka başka tarihlerde Müslümanlığı kabul etmiş Hıristiyan Arnavut- lardan’ oluşur (269). Arnavut’ların Toska halkı genellikle Şii’dir (270). Arnavut Hıristiyanlar, Bektaşilik propagandası için açık bir hedeftir. Arnavutluğun güney batı yönlerindeki iki taraflı ziyaretler Bektaşi pro­pagandası ile oluştuğu kolayca ispatlanabilir. Buradaki gelişmelerin ta­rihi daha sonra ele alınacaktır.

16 — Teselya’da, Veleshtino yöresinde,Reni’de Ali Sultan tekyesi (271).Burası eski Yunanistan’a kalan Bektaşi tekyesidir. Hıristiyanlar ta­

rafından Aya Yorgi olarak ziyaret edilmektedir. Bu tekye için vaktiyle bir Hıristiyan Manastırı olduğu söylentisi halk arasında dolaşır. Fakat burada bu var sayılan manastıra ait hiç bir kalıntı bulunmamakta­dır .272).

17 — Kalkandelen’de,Sersem Ali tekyesi.Burada yattığı söylenen Bektaşi azizi, yöre Hıristiyanlarınca Aya

Page 50: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 49

İlya veya Aya Elyas olduğu sanılmaktadır. Bunun tek nedeni Ali ile Elyas arasındaki benzerliktir (273).

Bu kuruluşa ait söylenti aşağıda ele alınacaktır.

18 — Üsküp yöresinde,Karaca Ahmed Türbesi:Bugünkü Üsküp ile Komonova arasmda Aleksandrova istasyonu

çevresindeki Bektaşi tekyesi, Evans tarafından, ayrıntılarıyla anlatıl­maktadır.

Bu kişi Türk eğemenliği döneminde burasını Hıristiyanlar tarafın­dan ziyaret ettiklerini (274) yazmaktadır. Karaca Ahmed’i, Aya Yorgi sanmaları Hıristiyan halk arasında o kadar kök salmıştır, ki; Sırpların burasını aldıktan sonra, bu ziyaret yerinin üzerine hemen bir haç koy­muşlardır (275). İçindeki görev yapan dervişleri de zorla çıkarmışlar­dır (276).

19 — Ohri Gölü üzerimde,Aya Naum Manastırı :Slav'ların yedi azizinden biri olduğu iddia edilen aziz Naum bu ma­

nastırda yatır. Çevre Müslümanları bu azizin Sarı Saltuk olduğunu id­dia ederler (277). Sınır komşusu Görüce ilçesindeki Bektaşiler bu tür­beyi ziyaret etmektedirler. Son yüz yılın yirminci yılında burayı gezen Walsek (278), Aya Naum’u Türkler, kendi dinlerine mensup bir evliya olarak tanımladıklarını yazmaktadır. 19’uncu yıllarda Von Mahn, tür­bede Müslümanlar için seccade bulundurduklarına tanık Olmuştur. Bu seccadenin azizden kalan eşyalardan olduğu kabul edilmektedir. Ben, . 1914’de Aya Naum’u ziyaretim esnasında, bu manastır ile Bektaşilerin ilgisini saptamak için manastırda bulunan Rum papazından bilgi almış­tım. Bu papaz baha, Görüce’de bulunan (279) bir Bektaşi şeyhinin an­lattığı bir menkabeden söz etmişti.^ Bu menkabeye göre:

San Saltuk, bu manastıra gelirken bir Hıristiyan papazını da ke- • rametine tanık olmak üzere beraber getirmiş ve Sarı Saltuk,, Ohri gö­lünü bir hasır seccade üzerinde geçmiştir.

Seccade ile su üzerinde yapılmış geziler, derviş menkabelerinde sık tekrarlanan bir motiftir (280). Öhri’nin bu masalı Bektaşiler tarafından kentteki Ayos Klementis’in mezarının benimsenmesine bir belge sayıla­bilir.

20 — Korfo Adasında,Aya Spiridon :Korfo adasında bu azizin Bektaşiler tarafından ünlü evliya Sarı

Saltuk olduğu iddia edilir (281). Aya Spiridon’un cesedinin Leş kili-

Page 51: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

50 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

sesinde korunmakta bulunduğu Korfo’nun Sarı Saltuk menkabesiyle Kroya-Akçahisar çevresine sokulması, bu- işin açıklanmasına yeterli gö­rülür (282). '

Arnavut Bektaşilerin Korfo’daki azizi düzenli olarak ziyaret ettik­leri söyleniyor (283).

Avrupa yakasındaki bu on tane, iki taraflı ziyaret yerlerinin karşı­laştırılması, şu sonuçları ortaya koyuyor.

1 — Sekiz durumda Bektaşîlikle ilgili bağ vardır.(11, 12, 13, 14, 15, 17, 18, 19).

2 — Bektaşi ziyaret yerlerinin beşinde özdeşleştirme ve belirlen­me yoluyla Hıristiyanlar içinde de elverişli hale getirilmiştir.

(13, 14, 16, 17, 18).3 — Dört veya beşinde Hıristiyan ziyaret yerleri Bektaşiier için

de uygun bulunmaktadır.(11, 12, 15, 19, 20).

Şurasını belirtmek gerekir ki: Bektaşilerle Hıristiyanların iki yön­lü ziyaret yerlerine karşı benimsedikleri düşünceler farklıdır. Çünkü; vücudun birliği öğretilerine aşna olan aydın Bektaşiier, Hıristiyan aziz­lerinin kendi azizleriyle özdeşmesini kolay kabul ederler. Bu olaylarda kerametlerinin de etkisi vardır. Yetmez ise, Sarı Saltuk’un Sviti Niko- la (284) giysi menkabesinde olduğu gibi bu tür belgeler aradaki açığı kapamak için kullanılmıştır. Fütuhat döneminde birçok kiliselerin fet- hedildiğine tanık olan Hıristiyanlar, Bektaşi davranışlarının inandırıcı olduğunu kabul etmişlerdir. Müslüman evliyalarının türbelerine törele­re göre niyazlar yapılır. Hıristiyanlar burada yatan azizin er geç bir si­yasal ve sosyal değişiîıliklerle Hıristiyanlar eline geçeceğine inanır­lar (285).

Hıristiyanların Bektaşilere, Bektaşilerin Hıristiyanlara gösterdikleri hoşgörü, ilk bakışta uyumlu ve dengeli gibi görünür. Bu d:ş görüşün içine girersek, Bektaşilerin Hıristiyanları eşit koşullar altında kabul et­mesi değil, ancak Hıristiyanlığı Bektaşilik içinde eritmek ve özümsemek­tir. Aya Naum ve Aya Spiridon gibi kiliselerin kısmen Bektaşilerle be­nimsenmesi, Bektaşilerin özümseme işlemine bir geçiş için ara devre olarak belirlenebilir.

Arnavutluk’ta Ortadoks kiliselerinin yeniden canlanması Bektaşile­rin bu eylemini duraklatmıştır. Babaeski’de buna örnekler görebiüyo- ruz.

Bektaşiier, Anadolu’da tam bir başarı elde etmişler ve kiliselerden hiç bir iz kalmamıştır. Bektaşi menkabeleri, aynı zamanda Türk ulusçulu­ğunun canlı kalmasına neden olduğu kabul edilebilir bir düşüncedir.

Page 52: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

HtİŞTTMOIF̂ T,F,R VS 1 3 shj 3 jICR

Bektaşilik gibi büyük bir îsiâm tarikatının yayılması, o dönemdeki devlet yöneticilerinin desteği ile çok kolaylaşmıştır. Bektaşilik özellik­le bağnaz Müslümanların iftiralarından kendini koruyabilmiştir. Bekta­şîliğin etkisiyle iki yönlü ziyaret yerlerinin batı Arnavutluk’ta meydana çıktığı dönemde,'Osmanlı Paşaları arasında siyasal ayrılıklar baş gös­termişti. Bektaşiliğin Arnavut’lukta yayılması, Yanyalı Ali Paga’nın Bek­taşi misyonerlerine yardımcı olmasından kaynaklandığı sanılır (286).

Ali Paşa’nın doğduğu yer olan Tepedelen’de onun dervişlerle ilişki­sinin tarikatın başarısında etkisi olduğu söylenebilir. Söylentilere bakı­lırsa; babasının da bir derviş olduğu (287) anlaşılmaktadır. Fakat Ali Paşa, dervişlere inanmıyordu. Ali Paşa, henüz çocukluk çağında iken, kendisinin ve anasının yoksulluklarına rağmen evlerine konuk aldıkları bir gezginci derviş kendisinin büyük bir geleceği olduğuna değinmiş ve kendisine bir tılsımlı yüzük vermişti. Ali Paşa, bunu yaşamının sonuna kadar yanında taşımıştır (288). Bir Rum keşişi olan Evangelist Koz­mos da ona daha 1778’de Berat Paşasını yeneceğini, Epir Beyi olacağı­nı, Sultan ile savaşacağını söylemişti. Bunların hepsi zamanla gerçek­leşmiştir (289).

Sonunda Ali Paşa da tarikata girmişti. O, tarikata inanç için değil, siyasal amaçlarına, tarikatı kullanmak için girmişti. 1809’da Hobhause, şöyle yazıyor: O, genç yaşlarında iken, pek de sıkı bir Müslüman değildi. (Olabilir, her insanın gençlik çağı genellikle böyledir). Sonra dindar oldu. Sarayında birçok dervişi besledi (290). Bir Bektaşi şeyhi, Ali’nin tarikata girişi, Şeyh Mimi tarafından, 1809’da olduğunu kesin olarak bil­dirmişti (291). Habhaus’un söylediği bu olsa gerektir.

Yaşamının scsnuna doğru dervişler topluluğuna çok dadandı (292).İbrahim Manzour kendi zamanında Ali Paşa’dan vakıflı tekyeler

veya başka kuruluşları açmak ve kutsamak üzere yediden fazla şeyh sayıyor (293). Ali Paşa, bu tekyeleri düzenli olarak politik amaçları için kullandığı sanılıyor. İstanbul Merdivenköy tekyesinden bir şeyh, yılda' bir kez Yanya’ya geliyordu (294).

İbrahim Manzour, bu Bektaşi şeyhlerinin adlarını tanımladı. Bun­lardan biri de Yahya dışında yatmakta olan Haşan Baba’dır (295). Fa­

Page 53: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

52 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

kat yerli halk, sünni olması dolayısiyle tekyeleri tanımıyordu. Ali Paşa’ nın da tarikata girmiş olduğuna inanmıyorlardı (298).

Yamnda bulunan sünni dervişlerden bir çoğu da Bektaşi tarikatına gizlice girmişlerdi (297). Ali Paşa’mn Bektaşiliği belki de politikti (298) ■ Leake, diyor ki: Hıristiyanlığın Fransa’da gözden düştüğü sırada Ali Paşa’mn elindeki Fransız tutsakları dinle ve ruhun sonsuzluğu ile alay ediyorlardı (299). Ali Paşa’nın Hıristiyanlara olan hoş görüsü Kosmos’ un keşfinin etkisiyle olsa gerektir. Bu keşişin hatırasına bir Ortodoks kilisesi yaptırılmıştı (300 - 301). Birçok kilise yapılmasına da izin ver­mişti (302).

Ali Paşa’nm Bektaşilik bağı hakkmdaki söyliyeeek sözümüz bu ka­dardır (303). Paşa’nın Bektaşilere karşı özel yakınlığını bilen Leake, Epir’e bağlı Teselya, Tırhala, Aydınlı yöresinde Ali Paşa’nın harcama- lariyle birçok tekye yapılmıştır (304 - 305).

îşkodra Paşalığı içinde bulunan Bektaşiliğin en güçlü odak noktası olan Kroya’da Ali Paşa’nm mürşidi Şeyh Mimi bulunuyordu.

Şeyh Mimi’nin Kroya’daki mürşitlik hareketi açıkça çok başarılı idi (306). îşkodra Paşa’sımn bulunduğu yerlere Ali Paşa, göçmen namı altında misyonerler göndermişti (307).

Yanya’mn kuzeyinde Ergiri, Frornet, Leskovik, Kolonya, Görüce gibi ilçelere bağlı Bektaşi olan Toska’ların tarikata girmeleri çok kolay olmuştur (308). Patsek, Berat ilçesinden söz ederken Toska’lann tari­kata girmeleri, Ali- Paşa döneminde olduğunu, Cami ve namaza kayıtsız olduğunu anlatmaktadır (309). 1806’da Aya Naum manastırı onarılmış­tır. Leake, bu onarımda Ali Paşa’nın yardımı olduğunu söylemekte­dir (310 - 311). Konhane manastırı bir Arab’ın korunması altında idi (312). Türklerin Aya Naum’a gösterdikleri saygı Walsh tarafından saptanmıştır (313).

- Sarı Saltuk - Aya Spiridon özdeşmesine gelince, bunu ilk kez Kroya çevresinde yaşayan Sarı Saltuk menkabesinde rastlıyoruz. Bu menkabe, asıl metinden alınarak Şeyh Mimi tarafından halkın isteklerine uygun kılınmıştır. Ali Paşa’nm büyük umutlarından biri îyoniyen adalarının özellikle, Aya Mavro ve Korfu’yu kendi mülküne katmak arzusu idi. Bu­ralar Seyada ve Aya Seranda’nm tam karşılarında idi (314). Aya Mav- ro’yu kısmen almış idi (315). 1817’de ölen Şeyh Ali, Korfo’nun fethinin Ali Paşa tarafından olacağını söylemişti (318). Konu edilen Sarı Saltuk’ un mezarından biri de Korfo’da idi. Hıristiyan Avrupa’da olduğu gibi, Sarı Saltuk’u benimseyenler için çekici bir yer oluşturuyordu (317).

Kalkandelen Tekyesi (318), böyle bir menkabeye örnek gösterile­bilir. Burası Mahrem Baba’nın önerisiyle Rıza Paşa adında bir kişi ta­rafından yapılmıştır. Mahrem Baba’ya İstanbul’da bulunduğu sırada, rüyasında Sersem Ali Baha’nın yattığı yer açıklanmıştı. Şimdi bu Kal-

Page 54: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 53

kandelen tekvesinde Sersem Aii Baba’nın, Rıza Paşa’nm ve Mahrem Ba- ba’nm mezarları bulunmaktadır (319). O zaman buralar baba-oğul pa­şaların yönetimi altında idi. Belki de bu Rıza Paşa onlardan biri idi (320 - 321). .Rumeli’de bulunan bütün Bektaşi tekyeleri, İkinci Mah- mud’un emriyle harap olmuştur (322). Kırcaali’de Seyyid Ali Sultan’m bir makamı olması nedeniyle, o samanın önemli bir Bektaşi odağı idi (323 - 324 - 325, 326).

On sekizinci yüzyılda gerek Avrupa yakası ve gerek Batı Anadolu yakasında bütün gücün birkaç aile elinde toplandığını görüyoruz. Bu ailelerin başlıcaları Karaosmaııoğlu, Ellezoğlu, Çapanoğlu gibi. Karaos- manoğiu’nun odağı Aydın ilini de kuşatan Manisa’da idi. Burada Mevle­vilik Konya’dan sonra, ikinci derecede yer tutar.

Ellezoğulları’nın arazisi Bodrum’a kadar uzanır (327). Çapanoğlu ise, merkezi Yozgat olmak üzere yarı göçebe Türkmen aşiretlerinin ya­şadığı ve Sivas ile Ankara illerindeki merkez Bektaşi tekyelerinin bu­lunduğu geniş alanlarda egemenlik sürüyorlardı (328 - (329).

İkinci Mahmud’un politikası ile sonunda bu memleketlerin pek çok zararına işler yapılmıştı (330).

Bu uyumlu ve hoşgörülü devrelerde Mevlevilik gibi, daha da çok Bektaşilik gibi özgür ve gerçekçi ilkeler taşıyan tarikatların etkisi çok açık olarak görülmektedir.

Page 55: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

Evliya Çelebi’nin on yedinci yüzyılın ortalarında Varna çevresin­deki Kalikra veya Kalyakra (332) tekyesindeki dervişler tarafından kendisine aktarılan ayrıntılı bilgiye dayanarak saptamış olduğu menka- beler dinsel öykülerin gelişmesini gösteren ve değersiz olmayan bir ör­nektir.

Bu söylentinin ana noktaları şunlardır :Adı Muhammed Buhari olup, Sarı Saltuk adı ile de anılır. Hoca Ah-

med Yesevi’nin müridlerinden olup, Hacı Bektaş-i Veli’nin yaranmdan- dır. Bu derviş, 1360’ta Osınanh Beyi Orhan’ın sarayına gelmiş ve Bursa’ mn alınmasından sonra, yetmiş müridi ile Avrupa yakasına gönderilmiş­tir. Bu irgad yolculuğunda Sarı Saltuk, Kırım’ı ve Moskova’yı dolaşmış, Polonya’da dolaşırken Danziğ’de Patrik - Swinti Nikola’yı öldürmüş ve onun giysilerini alıp, bu giysiler içinde birçok Hıristiyanı Müslüman et­mişti.

Dobruca’da, özellikle kralın kızını bir ejderhadan kurtarmıştır. Fa­kat bir Hıristiyan keşişi, bu keramete itiraz ederek, San Saltuk’u sahte­kârlık ve göz bağcılık ile itham etmişti. Sarı Saltuk yalancının ortaya çıkması için, bu papaza, birlikte, ateşe girilmesini teklif etmiş. Bu ateş denemesinde papaz yanmış, Sarı Saltuk yanmamıştı. Bövlece Sari Sal­tuk, haklı çıkmıştı. Bunun üzerine Dobruca Beyi de Müslüman olmuştur.

Sarı Saltuk, ölmeden önce cesedinin yedi sandukaya koymalarını dervişlerine ısmarlâmıştı. Çünkü, yedi kralın o’na sahip olmak için bir- birleriyle tartışmaya gireceklerini söylemişti. Sarı Saltuk’un kalıntısına sahip olan yedi ülke, menkabede, şu sırayla gösterilmektedir:

1 — Moskova; Burada Aya Nikola olarak adlandırılır.2 — Lehistan, Danziğ’de bulunan mezan büyük kalabalıkla ziya­

ret edilir.3 — Bohemya; Burada, Pezzovina’da bir sandukası gösteriliyor.4 — îsveç: Burada, Bivania’da mezarı bulunmaktadır.5 — Edirne çevresinde; Babaeski’de başka bir mezarı vardır.6 -— Moldovya; Buğdan’da, Baba Dağ’ında bir mezarı gösterilmek­

tedir.

Page 56: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM ! 55

7 — Dobruca’da yedinci mezar olarak Kalikra tekyesi tanımlan­maktadır. Hıristiyan kentlerde Sarı Saltuk, Aya Nikola adı ile pek çok ululanmaktadır. Hıristiyan keşişler, Sarı Saltuk’un ruhaniyeti altına sı­ğınmağa çalışırlar.

Sarı Saltuk’un ünlü yedi mezarından dördü, Osmanlı toprakları için­de, üçü de Hıristiyan Avrupa’dadır. Bu son guruptaki Sarı Saltuk me­zarları, bir belirleme olayına dayandığı için doğruluğu kuşkuludur (333). öteki dört mezarından üçünü de Evliya Çelebi’nin anlattığı menkabeye göre bir bakıma doğru, bir bakıma göre de yanlış sayabiliriz.

Varna’nın kuzeyinde aynı addaki burun üzerinde bulunan tepedeki Kalikra tekyesinde. yatan Saltıık’u, Hıristiyan arap gemiciler Aya Nikola olarak ziyaret ederler (334). Burası bir kıyı tekyesidir. Kalikra kalesi ise, uzun zaman (335) Bizans elinde bulunmuştur.

Babaeski’deki türbe ise, gerek Rumlar, gerekse Türkler tarafından şifa amacı ile ziyaret edilmektedir. Burasının eski bir Aya Nikola kili­sesi olduğu söyleniyor (336). Bu aziz, yerli halkın bazı kesimlerinde Kanbur Dede diye tanınıyor (337).

Avrupa’daki ziyaret geleneğinin çıkış noktası olan Baba Dağı aşa­ğıda incelenecektir.

Sarı Saltuk hikâyesi :

Ya fütuhat veya ticari bir olay veya bir irşad sorunu olarak yorum­lanabilir. Benim şimdi sunacağım sonuçlar bu yolda ortaya konmuş gö­rüşlerden öteye geçemez.

Moldovya’da bulunan Baba Dağı kenti, 1389’da İkinci Beyazıd ta­rafından kurulmuş fakat Tatarlar tarafından imar edilmişti (338).

Her halde burada bulunan eski bir Hıristiyan ziyaret yeri, Müslü- manlar tarafından Islâmlaştırılmıştı. Burada yatan aziz, daha yarım yüz yıl önceden Kırım’da kurduğu Saltuklu çevresindeki kente adını veren Sarı Saltuk adındaki evliya olsa gerektir (339). Bu Baba Saltuk’un Ta­tar onarımcılar tarafından buraya sokulmuş bir aşiret evliyası olduğu­nu düşünebiliriz. (1423’te, yazılmış olan Gelibolulu Ali’ye ait bir kitap, Sarı Saltuk, bir aşiret evliyası değil, Bektaşi tarikatına mensup gösteri­liyor. Bu kitabın içeriği, Paul Wittek tarafından doğrulanmıştır).

Evliya Çelebi’ye göre, Beyazıd’ın Baba Dağı’nda yaptırmış olduğu bu kuruluşun ayrıntıları şöyle idi:

Bir cami, bir imaret, bir medrese, bir hamam, bir han, bir de Sarı Saltuk’un türbe ve tekyesi vardı. Her olasılığa göre bu ziyaret yerine dervişler daha başlangıçtan beri atanmıştı. Bunlar veya sonra gelenler azizi Hacı Bektaş halkasına sokmuşlardı. Yedi türbe ve yedi sanduka bir halk söylentisinden başka bir şey değildir (340). Bu menkabeleriri etkisi ile diğer ziyaret yerleri icad edilmiş olabilir (341).

Page 57: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

56 BEKTASİLİSİN COĞRAFİ DAG iLIM !

Bu menkabe, Osmanlı ülkesi dışında kalan yerlerin fethine aracılık etme amacı ile düzenlenmiştir (342). Bu azizin mezarlarının bulunduğu ülkeler er geç fethedilmesinin gerekli olduğunun zorlayıcı bir etkeni­dir (343). Sarı Saltuk ile Aya Nikola’nın özdeştirilmesi, göksel dinlerin amaçları itibariyle bir olduğu anlatılmak istenmiştir (344).

Sarı Saltuk ile bir Hıristiyan keşişin ateş denemeleri. Müslümanlığın hak, Hıristiyanlığın geçersiz olduğunu kanıtlamak için ortaya atılmıştır.

Kalikra’da, gösterilen ejderha menkabesi, bunun aynı zamanda Aya Yorgi olduğunu ortaya koyuyor. Sarı Saltuk burada önce, ejderin elin­den prensesi kurtarması, sonra, ejderhayı öldürmesi, daha sonra da kra- luı Müslüman olması menkabesi ilgi çekicidir. Bu Bulgar halk söylenti*- sindeki îlyas Peygamberi andırır (345). Hıristiyanlıktan Müslümanlığa geçiş olayı, Kırım ve Balkanlar için mümkün olabilir gözüküyor.

Danzığ’daki Sarı Saltuk’un Swinti Nikola’yı öldürmesi işinde.; bunu' Müslümanlığın Hıristiyanlığa bir zaferi olarak düşünebiliriz. Bu sava dayanarak Moskova, Bohemya ve İsveç’e Türklerin yayılabileceğinin kabulünü sürdürebiliriz.

Sarı Saltuk’un menkabesi daha ileriye giderek Arnavutluğa kadar yayılmıştı. Daha eski dönemlerde yaşamış olan Aya Yorgi tipinde ejder­ha ile savaşması menkabede (348) Kroya’da görünüyor. Bu olay Arna­vutluğun bu yöresinde etkin olan Bektaşîliğin varlığı ile oluşmuştur. Kroya’da bir ejder, gündüzleri bir mağarada, geceleri kilisede yaşıyor­du. Bir_ prenses, Sarı Saltuk tarafından bu ejderin elinden kurtarılmış ve ejderhayı öldürmüştü. Sonra Sarı Saltuk bu mağaraya yerleşmişti. Fa­kat kendisinin bu mağaraya yerleşmesini istemeyen bozguncular, Sarı Saİtuk’a kötü niyet, beslemeye başlamışlar. Bunu haber alan Sarı Saltuk, üç büyük adım ile Korfo adasına gitmiştir. Şimdi Sarı Saltuk’un her adımdaki ayak izlerine bir tekye yapılmış, öldürdüğü ejderhanın leşinin düştüğü kasabaya 3a Leş denilmiştir (347). Bu işi, Hıristiyan söylenti­lerinin ışığı altında incelersek, bu ejder boğan Sarı Saltuk olmayıp, Aya Yorgi olması gerekir.

Gerçek şudur ki; her iki tarafın söylentileri tarih ve bilim bakımın­dan kanıtlanamaz.

Page 58: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

D İ P N O T L A R I

(1) Annual of the British School at athen.Özet olarak (BSA) dergisi XXI cildinde 1914-1916 satır 84-124.

(2) Bektaşiier ve örgütleri hakkında: (BSA) cilt 94 ve devamı.(3) Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Hammer çevirisi. 20 ve devamında

“Türkiye’de bulunan 700 Bektaşi tekyesi Hacı Bektag’ııı 700 mü­ridinin eseridir.”

(4) Bu makaleyi aydınlatmaya yarayan harita Von Hasluck’un hazır­ladığı plândır. Bugünkü koşullara göre yeniden çizilmiştir.

(5) Evliya Çelebi Seyahatnamesi, Hammer çevirisi. 21, Türbe hakkın­da gu bilgileri veriyor.“Hacı Bektaş, Sultan Orhan zamanında ölmüş ve onun huzurunda Kırım’ın başkentine gömülmüştür. Burada bir Tatar Beyinin eşi, mezar üzerine bir anıt yaptırmış, bu yapıt harap olduğundan Sul­tan Süleyman devrinde yenileştirilmiş, Kayseri Beyi olan Şeytan Murat, burasının üstünü kurşunla örterek onarıp yenilemiştir.” Kırşehir yerine Kırım başkenti denilmesi yanlıştır. Her halde Tatar Beyi’nin eşi deyimi bir yanlışlığa neden olmuştur. O kasa­banın görülecek yerlerinden olan Tekye’nin aşevindeki kazan, tek- yeye Tatar Han’ı tarafından verilmiştir. Böylece Orhan ile bir sayılmıştır! (Conkap Revien, Kasım 1913, 695).

(6) Hacı Bektaş tekyesinin tanımı P. Lukas Voyage in Grece. (Amsterdam 1714), 123; Levidis’in ve sonra Guinet, Asie Mineur, 841: Naumann, Vom Goldenen Hornzu dem Quellen des Euphrat, 193 in ve devamı. Pr. White Conkmp, Revien, Kasım 1913, 693’in devamında vardır. Yine BSA X X ’da 102’ye bakınız.

(7) Bu bilgi Guinet’dendir. Yalnız son sayı müstesnadır .ki, yazar bu­nu zamanı için doğru olmak üzere 42 olarak göstermiştir.

(8) Makaleyi yazdıktan sonra, Mes’ut adında birisinin seçilmiş oldu­ğunu duydum.

(9) Guinet, Küçük Asya, 342. Mücerretler kolu tarafından kabul edilen mehkabe ve buna Kadıncık Ana adını veriyor.Bunu îdris Hoca’nın karısı gösteriyor.Başka bir menkabe ise, Hacı Bektaş’m nefes oğlu olmak üzere

Page 59: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

53 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM I

göstermektedir. Bunun için Macaristanîı Georgius’un De Moribus Turcorum’un QV. sonuna, bakmış.Böyle bir mucizeyle bir doğuş, birçok Türk evliyaları hakkında da ileri sürülmektedir, özellikle güney doğulu Kızılbaşlar, İmam Bakır’jn, bal haline gelmiş olan İmam Hüseyin’in başı, bir Erme- ' ni kızma mucizevi olarak ilkah edilmiş ve bu kızın aksırması ile doğduğunu söylerler. (Gregr, Jour X. 1914, 64) Daha başka ör­nekler j.çin Greanard’dın Jour Asiat XV, 1900, II. Skene. Anadol 285’deki yazılarına bakınız.

(10) Crovvfoot, Jer Anthr. Inst. XXX. 308 - 312. (Haydar Sultan ve Hasaıı Dede) Seyyid Battal tekvesinde de kural budur. Ouvre Un mois en Phrygie 94: Radet, Arch. des miss. VI, 1865, 445.

(11) Bu niteliklerle "Bektaşi dervişleri Balım Suîtan’a özel saygı gös­terirler ve ululamada bulunurlar. Bu kişi Hacı Bektaş’tan iki ku­şak sonra gelmiş, Devrimci bir azizdir. -Pir evinde yatmaktadır. Hacı Bektaş ’m evlenmemiş bir kutsal bekâr olduğu kabul edili­yor. Balım Sultan, Bektaşîlikte ikinci pir sayılmaktadır.

(12) Hammer-Hetler tercümesi: Hist. Empr. Otto. V. 95, Leunelavius, Ann. Turc 3. a, 1526 ve Lib. 222’de Mezeray, Mist, oes Turcs 522.

(13) İsyana katılan dört aşiretin adı söylenmektedir. Çiçekçi, Akça Koyunlu, Masatlı ve Bosokiu. Hacı Bektaş tekyesinin kuzey yö­nünde Çiçek Dağ adında bir tepe vardır. Bozoklu da doğusunda bulunmaktadır. Adı geçen aşiretlerden hiç olmazsa ikisi bu yöre ile bağlantılı görünmektedir.

(14) Jacob tarafından (Beitrage 80 ne! 31, 1409-1410’da, Akşehir’de ölmüş olan Halveti azizlerinden bir Ahi Mirim’den söz edilmek­tedir.

(15) Armen çevirisinde Hadgi Ouren. MenasJın Eîhacde Hakhı Guren 12, Hammer HetJer’de Hist. Empr. Otto 248’de Ahi Evren. (Ba­kınız Huart, Konia 112’de). Burada Seyyid Mahmud Hayrani’nin Akşehirde’ki türbesinin resmi görülmektedir.

(16) Seyahatneme, 208: Ahi Baba, Selçuklular döneminde Kesriye’de yaşardı. 116... (İstanbul baskısı, cild 1, 584-85). Bütün tabaklar Ahi Evren’i pir olarak tanır. Adını bazı yazılışlarda Seyren gibi efsanevi bir yaratık anlamına gelen Ah ve sözcüğüyle uyarlandığı- sanılır. (G. White Constentinolp 174).

(17) İbni Batuta, Lee çevirisi: 68 ve devamı, Sanguinelt çevirisi:.26 ve devamı.

(18) Hammet-Hetler, Hist. Empr. Otto. 214 vs Fütüvvet hakkında Karabashek, Zeitsek, Numismetik 1874, 213’de

Page 60: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

(19) Ahiyan-ı Rum, Brovn, Dırırskes 142, bunlara bağlı kolları sırasiy- le şunlardır: Gaziler, Abdallar, Bacıyan. Seamm Orkhanmda 108 (Achi frater) derviş emanetleri arasında, bir türbe olarak gös­teriliyor.

(20 Cholet, Armenie 48.(21) Evliya Seyahatnamesi; 228, yine Hacı Halife, Cihannüma Armen

çevirisi 703.(221 Perrot et Guilianme, Expl. de (a Gulatie, 283.(23) Bull, Soc Geog. XVII. 1869, 63.(24) J.H.S. Andersen 189-9, 70. Emrem Yunus için Gibb. Ottoman

Poetry I64’e bakınız. Ö, bunun tarihini on dördüncü yüzyıl baş­larında olduğunu söylüyor.

(25) Seyahatname 226.(26) Aynı eser (yukarki 25) 236.(27) Seyahatname Hammer çevirisi 223.(28) Hamilton, Asia Minör, 402 ve deva'mı. H. İ. Ross Letlers from the

Eart, 348, Murray’ın Asia Minor'unda Nilson, 76, Trans. Victor- ya İnst. XXXIX,-İ09: Yine B.S.A. xx, 104, Perrou 1881’de burada bir iki Bektaşi dervişi bulmuştur. Souvenrs d’un voyage 418.

(28) Seyahatname 96, yine Jacob Bektascehije 28, Seyahatname 205.(30) Seyahatname 205.(31) Aynı eser 125.(32) Burası Seel-Molyneus’niıı Sivas’taki Haşan’m mezarı olduğunu(33) söylediği yerdir. Güney doğu Alevilerinin ziyaret ettikleri türbenin

bu olduğu sanılır. Haseneyn’in yani Hasan’la Hüseyin’in biribiri- lerine karıştırılmasının nedeni kolay anlaşılmaktadır.

(34) Kipertek haritasında Divriği’nin güneyinde gösterilen (Andahor) Anzagor’d.an.

(35) Seyahatname 60.(36) Taylor’un eserinde, 186’da Arabkir’de bir tekyenin bulunduğu an­

laşılıyor. S.R.G.S. 1868, 28-312.(37) Orada 1826’ya kadar bir Bektaşi tekyesinin bulunduğu söyleniyor.(38) Davis (Life in Asia Minör) 295’te burada bulunan Valde tekye­

sinin Bektaşi tekyesi olduğunu söylüyor. Fakat burası kesin ola­rak bir Mevlevi kuruluşudur.

(39) Nicbuhr, Reisebechreibreng, 1180. Fakat ben bu ilde, Harput’ta (Cebel-i Bereket’te) bilgin bir Bektaşi Baha’sının yatmakta ol­duğunu işittim. Bu, oradaki yerli Türkmen aşiretleri arasında bir propagandanın varlığını gösterir.

(40) Esat Efendi, Destr’de Janissaires, 314-317. Bakınız. Kayseri için Skene, Anadol 59.

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 59

Page 61: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

60 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM!

(41) Esat Efendi, yine aynı yerde, Amasya’da 1826’da aynı surette ta­nınırdı. Ama şimdi bir Bektaşi tekyesi vardır. Keza Tire’de de öy­le bunun için bakınız (Sehlecht a wesserd) Denksch, ürem ake VII, (PHC) 2857, 47.

42) Browne, S.R.A.S., 1907, bu yazı, 46 - 1545’de bir Hurufi dergisin­den kopya edildiği söyleniyor. Yine Menaviıio: Libri cinque cose .Turchsche 1546, 60.

(43) Bu tekyelerin ayrıntılı yazıları için BSA. XIX, 184 ve devamı. Ya­zılara ek olarak, C. Wulzinger, Drei Bektasciıi Claster Phrygiens XX. 103 (Berlin).

(44) Die Bektascehije 28.(45) Elmalı ve Kahire maddesine bakınız.(46) Bu yer Kepsut yöresinde aranmalıdır, Çünkü yakınında Bektaşi

köyleri vardır.(47) Çanakkale’de Mr. Greek’den.(48) Vovage de la propontide 14: Kentin arkasında geniş bir ova uza­

nır. Ortasında çok güzel bağ ve bahçelerle çevrelenmiş bir derviş tekyesi vardır. Bu münzevi dervişler, çok sevimli konukseverlik örneği ile yorgun yolculara meyvelerinin ve odalarının en güzeli­ni verirler. Size temiz bir kalple bu bahçeyi kuran Dev’in 12 met­relik tabutunu gösterirler.

(49) Esat Efendi Desıı des jaııisesaires 302,.1826’da Bektaşilerin Bur- sa’dan sürüldüklerine tanık olmuştur. (Labrde: Asie Mineure 24).

(50) Evliya Çelebi Seyahatnamesi. Hamnıer çevirisi, 8, 24.(51) Seaman’m Orkhan l ’inda, 1, 116.(52) Sestini; Littera Odopodiehe, 117, Von Hammer Reise nach Brusse

58 guinelli Asie Mineure 129.(53) Kandis 153.(54) Evliya Çelebi, Seyahaiütnamesi, 21, 24, Ahmet Yesevi ve bunun •

Bektaşiliğe girmesi hakkında. BSA XX.’e bakınız.(55) Seaman Orkhan...(56) Seyahatname 27, Von Hammer, Reise nach Brussa XX.’ya bakınız.(57) Desh. des Janissaire 300.(58) Evliya Çelebi Seyahatname 8.(59) Evliya Çelebi Seyahatname 8.(60) Evliya Çelebi, burayı bayramiler ve bektaşiler kendilerinden sa­

yarlar.(61) Jacob Bektaschije,(62) Jacob'Bektaschije,(63) Belki de Sarayköy çevresindeki Karaağaç. Kipertek haritası, bu­

rada bir tekye gösteriyor.

Page 62: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 51

(64) Jacob Bektaschije 28. yine Reitrage, 14, 85, aşağıda Kahire mad­desine bakınız.

(65) Von Busehen, Reisen in Lykien 203.(66) Aynı (65).(67) Aynı (65) 204, Finike çevresindeki Hallaç köyünü de söylemeli­

yiz. Bu ad bize burada Bektaşi topluluğu fikrini uyandırır. Hal- lac-ı Mansur: Bektaşilerin büyük azizleri Fazl-ı Yezdam etkileyen kişi ve (Degrand, Maute Albanie 229) tarikatlarının önderi olarak kabul edilir.

(68) Voyage fait en 1714, 171 ve devamı, Jatagundi adıyla anılan bir müslümanın naşı’nm korunduğu bir tekyede çok nefis hizmetler verilmektedir. Cami bölümünde insan, tam huzur bulur. Orada masif gümüşten 60 şamdan, birçok altın gümüş lamba bulunmak­tadır. 20 kişi bu camide hizmet etmektedir. İyi düzenlenmiş bir ki­taplığı. vardır. Bu camiin bölümleri çok geniştir. Konuklara yatak ve yiyecek gereksinmelerine titizlik gösterirler. Konukseverlikleri ile tanınırlar. (BSA XX. 96).

(69) BSA XX, 72. Not 3.(70) Tehudi tarafından Jacob’un Bektaschije’sinde, 51 ve devamında;

Depont, Coppolam tarafından Coufreries Musulmaııes, 53. 53’de buna benzer listeler verilmiştir.

(71) Bravn, Dervishes, 164, on yedinci yüzyılda yaşamış, Bektaşi dü­şüncelerine meyilli bir şair olan Mısri Efendi hakkında: Kantemir, Hist Otto, Jouciıier çevirisi, 218-228 devamında; Hammer-Hetler, Hist. Otto. 235 ve Gibb, Hist. Ottoman Poetry 312.

(72) Rosen, Geschiehte des Turkei, 19.(73) Esat Efendi, dest des Janissaires, 326.(74) Bu tekyenin yıkılmış olduğu, Me Farlane’in Turkey and hev

• Destiny 504’de, Breun ise, (Dervicshes (75) bunu melâmilerdensayıyor.

(75) Evliya Efendi’de, Seyahatname 81, Hammer, Constantinepolis 322(76) Türbesinin halen durduğu sanılan Karaca Ahmed’in kendisi hak­

kında BSA XX, 120 mezarının bulunduğu tekyedir.(77) 1850 tarihlerinde üç Bektaşi tekyesi vardı. (Brovn, Dervishes 530)(78) Evliya. Seyahatname. 26, 70, Bektaşi dervişleri davuTve meş’ale-

ler ile bunu korurlar. Yine Hammer - Heller His. Ernpr. Otto 85.(79) Aynı yerde, 88. Bektaşiler’in bir tekyesi vardır. Burada geyik, sı­

ğır ve karaca etinden padişah için pastırma ya:parlar.(80) Bugün ayrılmış olan bu ilçe, 1826’ya kadar bir dizi tekyeleriyle

Edirne il’ine bağlıydı. Haritalar iki nokta arasında birçok tekye göstermektedir. Bunların çoğunun çiftlik olduğu söylenmektedir.

Page 63: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

62 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM I

(81) E. D. Clarke’in zamanında olduğu gibi. (Travels 86).(82) Bakınız, Seanan Özklıam, 80’de, Saade Burdan aktarma.(83) Jacob, Reitrage 16, yine Ricot Present State of the Turkish.

Erapir, 67; Covel (Jurııel 248) evvelce burada Aya Yorgi adında bir Rum kilisesi olduğunu zanneder.

(84) Hammer-Ketler, Hist. Empr. Otto. 320, (Menemen’den Filibe’ye gönderilen Türkler), bakınız, Baker, Turkey’in Europe 382.

(85) BSA XD£. 205, XX. 108.(86) BSA, XX. 108, burası evvelce çivi yazısına benzeyen eski Süryani

harfleriyle yazılmış bir kitabenin bulunduğu sanılan tekye olacak­tır. Kitabe Daryüs’ün diktirdiği, kitabeli sütun olması sanılır.

■' J. R. G. S. XXIV. (804), 44.Arclı. Auz. 1915, 3 a devamı, bu sütunun tekye köyündeki (Make­donya bölümüne bakınız). Pınarhisar tekyesinde ziyaretçileri çe­kecek taş gibi olduğunu sanıyorum. Bu kitabe, Astır yazılarına da benzemektedir. Irak’taki Şii (ibadet yerlerini gezmiş olan bir der­viş, bu kitabenin eski Süryani dilinde yazılmış olduğunu söylemişti;

(87) Travels, 470.(88) Bu söylentinin, adından alınmış olduğu çok açık olarak görülür.

(Nefes-Rüh).(89) Inoz’un (Enez) bir kenar mahallesinde bulunan Yavaş Baba tek-

yesinin Bektaşi dergâhı olduğu sanılır.(90) Edmurid Spenser, Travels -in European Turkey 378.(91) Daha aşağıya Teselya’ya bakınız.(92). Niebuhr. Voyage en Arabia, 342-344.(93) Kaygusuz’un Bektaşiler arasında (pilav) anlamında kullandıkları

bir sözcük olduğu söyleniyor.(94) Yukarıdaki Elmalı maddesine bakınız.(95) Vien of Lgvant, 234.(96) 1879 - 1863.(97) Baedacker, Egypt. 53, (buradaki yaldızlı bir sandığın Hidiv aile­

sinden bir prensese ait eşyaların korunduğu sandık olduğu söy­lenmektedir) .

(98) Murray, Egypt, (1900), 29.(99) Destruction des Janissaires, 30.

(100) Deseription of the Eatr, 29.(101) Modern Egypt, 287, bakınız. J.R. Asiot Sae 1907, 573, buradaki

tekyenin 1808 tarihine kadar Bektaşilere ait olduğu görülüyor.

Page 64: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 63

(102) Quielet (Vdyage, 149)de yazılan tekye olsa gerektir. Bana bir Arnavut, burada bir tekyenin varlığından haberi olmadığını, fa­kat Bektaşi ailesinden gelen ve henüz Bektaşi tarikatına girme­miş olan Mithat Bey Fraşeri bunun aksini söylemişti.

(103) Melean (Görice)de Usturumcu’da bulunmuş bir Arnavut derviş­ten.

(104) Jireskek, Fürslentum Bulgarien 41.(105) Aynı eser, 298 ve devamı.(106) Deitrage ,17.(107) Mithad Bey Fraşeri.(108) Aynı derviş şimdi Bulgaristan’da hiç bir açık tekye ve Bektaşi

topluluğu olmadığını söylemişti.(109) Evliya, Travels, Hammer çevirisi, 72, yine BSA XIX, 205.(110) Evliya, aynı eser, 72, Hacı Halife, Rumeli, Hammer çevirisi 27.

Arch. Epig Mih. X (1386) 188 ve devamı. BSA XIX. 205, xx, 108.(111) Kanitz, Bulgarien, 211, Arch Epig Mih. X 1886, 182, BSA XX. 108.(112) Bu tekye Brailsförd tarafından belirlenmiştir. Macedonia, 247.(113) BSA, XX. 110-117. Sersem Ali iğin Jacob, Bektaschije, 38.(114) BSA XXI, 202.(115) BSA XXI, 110.(116) BSA XX.(117) Deskuchons des Janissaires, 314, aynı yazar tarafından 325 ve

devamı bu tekyelere ait özel talimatı içeren fermanın metninde bulunmaktadır. Kızıl Deli Sultan için Bruwna bakınız. The Der- vishes 325, Jacob Bektaschije 28.

(118) Valehezes, hakkında Thornpson-Wace, Nomads of the Balkans, 29 ve devamı.

(119) Hicretin dördüncü yüzyılının ilk bölümünde yaşamıştır. Aşırı fi­kirlerinden dolayı şehid. edilmiştir. Hastung: Die of Religion. Hallaç maddesi.

(120) Vodorina Şeyhinden aktarma.(121) Bu aziz Hırka Baba ile karıştırılmaktadır. Bu kişi manastırda

Emin gibi giysileri ile kaybolmuştur. Bu diğer bir tarikata men­sup bir şeyhtir. Giysileri oturduğu kalede korunmaktadır. Bura­daki derenin suyu hastaları ya öldürdüğü veya iyi ettiği söylen­mektedir. -

(122) Bu köy tüm Sünni olduğu halde, komşusu îğneova Bektaşi’dir.(123) Türk Fetih dönemi beş yüz yıl öncedir.(124) BSA XX. .98.(125) Burası, tam olarak yerel bir ziyaret yerinin derviş kuruluşuna

dönüşmesinin örneği gibidir. Kandiye’deki Rızk Baba gibi.(126) N. Greace, 515.

Page 65: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

64 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM I

(127) Daha aşağıya bakınız.(128) BSA XX. 110.(129) Daha sonraki eke bakınız.(130 Daha aşağıya bakınız.(131) Leake tarafından söylenmiştir. Greece 445.(132) 1826’da Bektaşi’lerden Mevlevi'lere geçmiş olabilir.(133) Tekye 8 Mayıs’ta Türk Genel Kurmayı’nm karargâhı idi. Bigham,

Army in Tessely, with the Turkesh. 192.(134) Dodwell; Viens in Greece. 71. Bakınız, Tour 107; Urguhart, spirit

of the Eart, 27, Lear, Albania, 387, chirol, T\vi.xt Greek and Turk 116.

(135) BSA XIX, 216.(136) BSA XX, 113 ayrıca Epir’e bakınız.(137) N. Greece IV. 284. Sonra, Ali Paşa, Tırhala’daki eski Bektaşi tek­

yesinin yerine yenisini yaptırdı. Tekyeyi tezyin edip, yeni derviş­ler kolejini kurdu. Paşa, bir takım eski binaları ortadan kaldır­mış, hanlar, dükkânlar ve evler ile vakıf kurmuştu. Bu vakfa Lethaeue kayıtlarında bulunan tarlaları da eklemişti. Şimdi bu­rada bir şeyhin başkanlığında elli derviş oturmaktadır. Bu şey­hin eşi, Yanya’lıdır. Oturduğu yer ve giydiği giysiler Paşa’daıı farklı değildir. Derviş lojmanları ve konuk evleri vardır.

(138) N. Greece IV. 413. Şimdi Ayamlı’da Ali Paşa, sevdiği Bektaşile- re yeni bir tekye yaptırmaktadır.

(139) Voyage de la Greece, 384. Alikulu Türk kalesi, burası Teseiya’nm en zengin bir tekyesidir. Bektaşi tarikatının bir odağıdır. Şeyhi Ahmed Paugua.

(140) Hail, 75; Bibi. Arek. 1913, 147 ve devamında bu tekye meydanının fotoğrafı ile birlikte anlatılıyor. Spart ise (Grek 80)de. yazmak­tadır.

(141) Kandiye’de bilgin bir Bektaşi, bana bunun belgelerle kanıtlaya­cağını söylemişti. Kandiye’nin uzun kuşatması sırasında Türklerin karargâhı Forkçe’de idi.

(142) Burada görev yapan eski şeyh, Yunan baskısından Bingazi’ye sı ğmmıştı. Her ne kadar Giritli Bektaşiler geri dönmesi için uğraş- tılarsa da; ölümü..engel oldu. Bu şeyh, Rifai ve Sünusi tarikatla­rının taraftarlarının çokluğu nedeniyle Bingazi’de bir tekye ku­ramamıştı.

(143) BSA XX. 216.(144) Bu Wals’m Constan. And the Seven Churehe’indaki mezarı gös­

terilmiştir. Epirli bir ihtiyar, Ali Paşa’nın tarikata bağlılığını ka­nıtlamak için yazılmış olan dergideki resmi görür görmez hatır­lamıştı. Mezarın baş taşı yerinde şimdi ağaçtan bir sütun vardır.

Page 66: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 65

(145) Yukarıdaki Teselya bölümüne bakınız.(146) Bu' düşünce geleneğin tanıklığına dayanılarak ileri sürülmüştür.

Fakat gelenek her .zaman geçerli bir kılavuz olamaz. Çünkü; Ali Paşa’nın otoritesi halkın dimağında geniş bir yer kaplamıştır. Bu nedenle kendisinin olmayan birçok şey ona aitmiş gibi göste­rilmiştir.

(147) Yukarıdaki Makedonya bölümüne bakınız.(148) Bu tarikat hakkında canlı kaynaklarda bilgiler bulabiliyorum.

Bunların Piri Haşan Basri olduğu söyleniyor. Fakat bunların Ricot’un (Present ştate 61) de diğer Halvetilere benzemeyen Hı­ristiyan görüşleriyle karışmış saptırılmış bir tarikat olan Haya­tiler ile aynı olması, biribiriııden çok uzak bir. görüştür.

(149) Aravantiros (186), 18’de kendi zamanındaki Ergiri halkmm Bek­taşi olduğunu yazmıştır. Ve buna çok hayret etmiştir.

(150) Leake, N. Greeee, 40.(151) Yukrıda Teselya’ya bakınız.(152) N. Greeee, 31.(153) Yukarıya bakınız.(154) Bu tekyeyi, Miss Durham, Burden of the Balkens 228’de tanım­

lanmıştır.(155) Koniçe’de bir bey oğlu 1814’de Hıristiyanlığa döndüğü için

Vrahuri’de işkence edilmişti. (S John the Neomatry of Konitsa).(156) Durham, aynı eser, 217. Savaştan sonra, mal mülk sahibi olan

Müslümanlar canlarını kurtarmak için Yanya’dan kaçmışlardı.(157) Aşağıdaki bölüme bakınız.(158) Görüce’de bulunan bu üç tekye aynı zamanda kurulmuştur. Bunu

bana Melcan’da biri söylemişti. Ivlanurum’da ise, sonuncusunun 35 yıllık olduğunu- bildirdiler. Bu tarihi, o kadar yaşlı olmayan binalar kanıtlamaktadır.

(159) Esat, Mimi’nin katilinin oğludur.(160) Degran, bunlarla çağdaş Kivayeli İbrahim âdındaki birisi Bektaşi

tarikatından olduğunu söylemektedir.(161) Berat, II. aynı yer, 81.(162) Aynı yer.(163) "Bu ilçede Tomori dağındaki (Demir Baba Dağı) bir Bektaşi kut­

lama yeri hakkında bakınız; Bedecei, Geog. Bull. R. Sue. (Roma) 1915, 978...

(164) ~Kaıate Albânie 240.(165). Aynı eser. 194.(166) Aynı eser 221, İppen, Skütari 71, Miss M. Hh. aus Bosnien, 60.

Forma: 5

Page 67: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

66 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

(167) Kaplanın on sekizinci yüzyılın sonunda, Bektaşi azizlerinden Ham- za Baba’ya bir türbe yaptırarak rakibine karşı başarısını görü­yoruz. (îppa, aynı eser 71).

(168) Degran.(169) BSA XIX, 207, XX 106 ve devamı, ben îşkodra ile Yakova arasın­

da Has denilen yerde, şimdiye kadar hiç işitilmedik bir Sarı Sai­tuk mezarının olduğunu duydum.

(170) Ippan, Skutari 36.(171) Bakınız, Browne, Travels (1673) 34, M. Walker, old Tracks 289,

Die Osteich-Lengarische Monarechie in wort und Bild, ungörn 96, J.P. Bronw the Dervishes, 58, Bedaccker Ostereich-Ungorn.

(172) Bu fıkra; Golos’ta çıkan derginin 183 yıl, 55. inci sayısının 442’ deki yazının çevirisidir. Bunu, bana Goloslu Perikles Apostolizes göstermişti. Bu dergi Aynaros papazlarından Zosimas tarafından yayınlanmaktadır.

(173) Bu nokta ile ilgili bilgileri Apostolizes şöyle anlatmıştı: Bana Rini tekyesinde bulunan lâtin harfli bir yazıtın bulunduğu levhanın korunduğunu söylediler. Bu bir Fransisken papazının mezarı ola-- bilir. Makreniyatisya manastırının bir yaldızlı beratına göre bu kuruluşun arazisi Seratsi ve İrini’ye kadar uzanıyordu. Burası lâtinler döneminde Fransiskenler tarafından işgal ve üzerine bir manastır yapılmış olması düşünülebilir.. Her halde üzerinde lâtin harfleri bulunmuş olması işleri karıştırmıştır. .

(174) Aynı yazar 1891’de (Dervişlerin, bugüne kadar, Aya Dimitri’nin bir tasvirini korudukları've önünde kandil yaktıkları yerli halkın dilinde dolaşır). Bunu araştırdım; fakat dervişler resmi görmeme izin vermediler. -

(175) Konya büyük tekyesi, Mevlevi tekyesinden başkası olamaz. Bu­radaki dervişler, külah denilen bir başlık giyerler.

(.176) Öyle sanırım ki; bu yer Golos dergisinde açıklanan (1882-1884) yerdir. Fakat bu yeri ne kadar aradımsa bulamadım.

(177) Yani, Teselya’nın Yunanistan’a katılması 1882’dedir.(178) Bu saçma bir abartmadır. Başlıca koruma düzeni iki çoban kö­

peğidir.(179) Bu Bektaşi tarikatının Kutsal Bekâr dervişlerinin tanınmasını

- sağlayan bir takı’dır. '(180) Bu besbelli Bektaşilerin Teslim Taşı dedikleri şey olacaktır. Bu

genellikle on iki köşelidir.(181> BSA XX. 94 ve devamı.(182) Son olay hakkında en iyi örnek Aselepios’un Atina’daki Amunos

tarafından kabulüdür. (Atlı. Mith. XXI, 307 ve devamı. Kutsch. altiseka Heilgolter und Merbch 12 ve devamı).

Page 68: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 67

(183) Derviş tarikatına katılan bir insana Muhip adı verilir. Muhibb-i Al-i Aba.

(184) Mc Farlane, Turkey and its Destiny 1496, Lady Blunt un People of Turkey, 278’inde sözü edilen kişi de her halde o olacaktır.

(185) Les confreries Musalmanes 17, Mr. Petit’in Bektaşilik hakkında verdiği haber,- Bektaşi bölgesinde yaşayan Sami Bey, Fraşeri’den edindiği için değer taşımaktadır.

(186) Brovne (J.R.) Asiat. sce. 1907, S35lde; G. Jacob Beitrage zun Geseichte des dervisch ordens der Bektasch Hurufiliğin Hacı Bektaş toplumununa eklenmesi konusuna dair dolaşan söylenti­ler hakkında, Degrand, Haute Aibania 228 devamına bakınız. Bektaşiler Hurufi öğretilerinin kendi yollarına temel oluşturdu­ğunu kabul etmezler. Fakat Timur dönemindeki karışıklık sıra­sında birçok Hurufi; Bektaşi ve Mevlevi kıyafeti altında dolaştık­ları bilinmektedir.

(187) Seartotos Byzantios’un kitabında 497’de, İstanbul halkının beşte birini Bektaşiler oluşturduğunu söyler. Aynı zamanda Bektaşi ta­rikatının Batı Anadolu’daki etkisi bölümüne bakınız. Mc Farlane Turkey and its Destiny 497 ve devamı, Bektagiier bu gelişmeyi Sultan Abdülmecid’in (1861-1839) gösterdiği hoşgörüye bağlarlar.

(188) Arnavut’luktaki Bektaşilik için bakınız: Leake,-N. Grece IV, 284, Degrand, Haute. Albâııia 230, Durham, Burden of the Balkans 208, Braileforde Macodenia 249.

(189) Blunt, people of Turkey, 277, Epirde bunu bana doğrulamıştır. 'Bektaşilerin sayısının üç milyon kişi olduğunu söylemişlerdir.'

(190) Prof. White, Contuporary Reiten, 1913-697.(191) Türkiye’de aşiret ziyaret yerleri .menkabelerle' Bektaşileştiriliyör-

du. Aşiretler doğudan batıya akan göçlerini gereği kadar hatır­layamadıkları için, Bektaşiler hayali silsile ile aşiret evliyalarını Hacı Bektaş ile birlikte Horasan’dan göç eden irşad erleri gibi göstermişlerdir.

(192) J.R. Anthr. ins. XXX (1900) 305.(193) Dersim’de Haydarlı adında bir ■ Kızılbaş aşireti bulunmaktadır.

Geog. Jour. XLIV, 1914, 68.Haydar adı gürler arasında çok geçerlilik taşır. Çünkü, Tanrı’tun Arslanı Ali’nin adıdır.

(194) Haydari Sultan, hakkında, aşağıdaki sayfalara bakınız.(195) Arundell, Asie Minör, 50.(196) Voyage dans la Turquie fait in -1714, 171.(197) Yukarıdaki satırlarını yazdıktan sonra, Yatağan tekyesinin İ826’

da yıkılan Bektaşi tekyeleri arasında bulunduğunu araştırdım.

Page 69: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

68 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

.Şimdi Yatağan Baha’ya ait bir türbe varsa da tekye kısmı önem­siz bir yapıdır.

(198) Ben Bektaşi tekyelerinde bir ibadet yeri olan meydan evi ile tsk- yede oturan bir mür'şid buldum. Fakat gereken tesisata sahip bir Cami’ göremedim. Her halde bu Cami’ier yabancı ziyaretçilere hoş görünmek için yapılmış olsa gerektir.

(199) Bu aziz Nakşibendiler tarafından Molla Ayni adında bir kişi ol­duğu iddia edilmektedir. Bektaşiler ise, bu azizin Mukattam Bek­taşi tekyesinde yatan Kaygusuz Sultan’m yaranı olduğunu söy­lemektedirler. (Bakınız Brovne, J. R. Asiat. soc. 1907, 573. Kas- rünayn tekyesinde ise, Wiikinson tarafından Bektaşi olarak gös­terilir. (Modern Egypt 287). Pocoek de bunu dile getirmekte (De­se. of the East, 39), fakat hangi tarikattan olduğunu belirtme­miştir. Burası İbrahim Paşa tarafından Kadiriiere aktarılmış, şim­di Rifailerin elindedir.

"(200) Esad Efendi, Destruction des Janissaires (1837), 300, Arnavut Bektaşileri, Şemsti T'ebrizi, Akşehirli Nasreddin Hoca ve Ankara­l I Hacı Bayram-ı Veli’ye mensup olduğunu iddia eder. (Degrand, Haute Âlbania 270). ' -

(201) Die Bektaschije in ihrem Verhaltnisa zu vervandten Erscheimun- gen (Abh. d.Philos Pilolog Kİasse d.k. Bayr Ak. d. V/iss (1909) Abth. in. 92.

(202) Ducas, B 112, Hammer-Hetler, Hist. Emp. Ott. 181.(203) Metin Ducas tarafından not edilmiştir. Baş kaldıranların Giritli’ye

gönderildiği yazıdan, Macariştanlı Georgi’nin Sakız’da rasladığı Hurufi dervişinin davranışlarını karşılaştırınız.mtrabat eacl esia christianan et signavat se signe cruciz et as- pergabat se .agna benedicta. et dicebat manifesta vestra lex esi ita bona sicut nostra est (XX bölüm, De Ritu Turcorum).

(204) Burkhardt, İslâmm kutsal makamları bölümünde Evliya mezar­larının ve türbelerinin önemini açıklamıştır. Peygamberin Medi­ne’deki kabrinin ziyareti isteğe .bağlı ise de, Mekke’deki Kabe’nin ziyareti zorunludur. Medine halkına Peygamberi ziyaret etmek Mekke’lilerden daha çök etki eder. Mekke halkı Kâbe adına ko­laylıkla yemin ederler. Fakat Ebu. Talib’in mezarı adına edemez­ler. (Arabia 235, 195, 197). /

(205) BSA, XIX, 191.(206) Bu benzetmede dil önemli bir etkendir. Bu andığımız olay bütiin

ırkların Türkçe konuştuğu Orta Anadolu ile bütün din adamları­nın Arnavutça konuştuğu Arnavutluk’ta açık olarak meydana çıkar.

Page 70: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 69

(207) İran Şahı Abbas, Ali ile Aya Yorgi ve Compcstella’daki Ayos Yuaımis’in aynı kişi olduğuna, inanıyorum. (Viaggie P, della, valia 257).

(208) White, Trane, Viet, İnst, XXXIX 1909, 156, yine Jerphanion, Byz, Zeit XX, 493. Nasraniler hakkında aynı şey vardır. (R. Dussannd, Reiigion des Nasairis 128-135).

(209) Grenard, Journ, soc Asiat 1904, 578.(210) Melineux - Seal, Geog. Jeurn. XLIV 1914, 6S.

Ermeniler aziz Sercius ile Georgiusu karıştırdıkları söyleniyor. (Viaggie P. Della Valle 253).

(211) Anderson, Studia Pontica 9. Bakınız, 207, yine Gregoire, Byz. Zait XIX. 59-61, Yorfaninon aynı yerde, XX. 492).

(212) Molineux-seal.(213) Levides’in eseri.(214) Guinet. Asie Mineure 84, tekyeyi ziyaret etmiş olan Tales’li Mr.

Sipirindis’e dayanarak olayı onaylamıştır. Hacı Bektaş ile Hara- lombos’un kişilikleri o kadar kaynamıştır ki: Degrand, Haute Albania, 22S’da Ahmed Rifai’ye karşı Hacı Bektaş’m duvarı yü­rüttüğünü çarpık biçimde anlatır. Anadolu Rumları ise, olayı çok daha çarpıtarak, duvarı Haralambos’un yürüttüğünü söyleyerek Davkinon’u yanütmışlardır.

(215) Bakınız Peliks’in eseri, 22’de ve yine M. Hamilto’un Greek Saints.(216) Bir iyi raslantı olarak, Yunan Arkeoloji derneği kitaplığında bul­

duğum Yunanca, bir eserin yazarı Konya Baş Piskapozu, sonra da (1815-1818') de altıncı Kiritlos adıyla İstanbul Patriği olmuştur.

(217) Eylül 20.(218) Bununla birlikte Ortadokslar kendisi adına Konya’da olduğu gibi r

kiliseler yapmışlardır. (Ramsay, cities of S. Paul, 377).(219) Carnoy, Nicolaides, Tradistion, Populaires des Constantinopoli.(220) Yukarıya ve bu makale sonuna bakınız.(221) Crowfoot, S. R. Ant. Ihst. XXX, 305-320.(222) Bu nokta hakkında White’in, TYam. Victoric ins. XI. (1908),

281’de, Anadolu Kızılbaşlarım, gerçek Bektaşilerin aşağı bir kolu gibi sayar. Bunları hafife alarak Sofu Süreği, derler. Bunların şeyhleri Merkez Bektaşi tekyesinin şeyhi olalı Dede-Baba’dan de­ğil, Çelebi dedikleri esrarengiz bir kişiden el alır. Çelebi, Hacı Bek- taş’m gerçek halefi olma iddiasındadır.

(223) Burada Seyyid BattaPm bozulmamış. cesedinin Selçuk Prensesi ta­rafından bulunduğu söylentisi kabul ediliyorsa da, bu Bektaşiier tarafından bir yakıştırmadır. Burasım Hacı. Bektaş’m ziyaret et­tiği hakkında' bir hikâye anlatırlar. Bunu kanıtlamak için, bina­nın duvarları üzerinde Hacı Bektaş’m parmaklarının ve dişlerinin

Page 71: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

70 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

izlerini gösterirler. Tekyenin Hacı Bektaş ve onun eski müridle- riyle olan bağına ait daha başka menkabeleri Evliya Çelebi’den aktarılarak Jakop tarafından söz edilmektedir. (Bestrage 13).

(224) BSA XIX. 186).(225) Hamilyton, asie Minör, 402; H. S. Ross, Letters from the East,

343, -Murray’ııı Asie Minor’unda, Wilson, prof Vehite, Trans. Vie- tor, ins XXXIX, 159’da tekyeyi tılsımlı bir şifâ yeri olarak gös­termiştir.

(226) Bu sonuncu için bakınız. R. T. A.' XIX, 188.(227) Ainswoh, Travels 157.(228) Ethe, Fahrten des Seyyid Batthal 27.(229) Aynı yerde, Şems araıocada güneş demektir.(230) BSA. XIX. 195).(231) B.C.H., 1909, 25. Bakınız, Ponhca studio 243, Jerphonion Mel.

Fac. Orient. 1911, XXXVIII.(232) Mr. Febvre, Theatre de la Turquie, 1682. 40.(233) Voyage, (Paris 1628) 23, böyle iki taraflı ziyaret için BSA XIX,'

185’e bakınız.(234) BSA XIX, 81.(235) Aşağıda Babaeski’ye bakınız.(236) P. Makriz’in eseri Atina, 1908, 115.(237) Aya Teodoros hikâyesi için Delekaye, Sainte, Milatraires.(238) Warrov, Aya Teororos Ortadoks menkabesinde yoktur. Makris

burada önceleri korunmakta olan eski bir kitabeden söz ediyor. Belki hâlâ yerinde bulunmaktadır.

(239) Makris bunların sarıklar ve teşbihler olabileceğini söylüyor.(240) Jirar Cumont, ayrıntılara girmeden yalnız Aya Teodoros ile Pon- ’

tus’ta Gaghni denilen bir azize ait karma bir ziyaret yerinden söz etmektedir. (Pont: Shit. 143, not 3).

(241) Von Diest, Pırgamon zun Pontus, 81, Botesh, yahut Petesh Bek- taş’m asıl şekli olduğu anlaşılıyor. Malöristone Georde’nin beşin­ci yüzyılın ortalarında yazılmış olan De Turcorum Maribus faul 15’inde Harteseh, Petesth diye bildiriliyor. Adiutorus Peragrina-

’ tionus diye tercüme ediliyor, Bektaşi sözcüğünü göbek ile taş sözcüklerinden türediğini sanarak, büyük bir yanılgıya uğruyor. Leake,. Bektaşilerin bu adı almalarının nedeni, belinde bir taş ta­şıyan Kapodokya’lı bir şeyhe mensup olmalarından ileri gelir. (N. Greece IV, 284).

(242) Baş piskapos Kirillos’un eserinde olmadığı gibi, çoğunlukla yal­nız Müslüman tekyelerini gösteren, 1812 tarihli haritada bile yok­tur.

Page 72: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM! 71

(243) Nikolaides de öyle söylüyor: Kayalara, oyulmuş bir sıra tekyeden biri, halen ambar gibi kullanıldığı Rottun hikâyesinden. anlaşılı­yor.

(244) Bu tür eylem hakkında Polites’in eserinde, 839’da (papaz ile Türk kerametçisi) konusuna bakınız.

(245) Mamasun, Mamas: Bu aziz Kastamonu tarafında Çankırı’da doğ­muş, Kayseri’de işkence çekmiştir. Köyün ada Mamoassos’un bo­zulmuş bir .şekli olduğu sanılır. (Ramsav, Mist, Georg, 285).

(246) Tekinsiz bina geleneği ve ziyaretin başlangıcı hakkmdaki yazıya bakınız. Carnoy ve Nikolaides’in Traditions de Asie Mineure, 193; Kilise Cami hakkında Leirdes’in eseri. 130’da, Pharesopouloş’un kitabı, 74’de bu yazarlarda bulunmayan birinci elden bilgiyi Thales’li Mr. Sirinides’de buldum. H. Rott, Kleinos Denkmater 263’de bu kilise camiini 'Rumların ve Ermenilerin ve Türklerin ziyaret ettiği bildiriliyor.

(247) Hızır’ın Arnavut Bektaşileri arasında önemi çok büyüktür. (Dur- ham, Burden et of the Balkans, 208).

(248) BSA, XIX, 203.(249)-BSA XIX ’da, yalnız bir deneme amacıyla ortaya sürülen bu fikir

aşağıdaki görüşlerden güç almaktadır.

1 — Renk sıfatları (kara, ak, kırmızı, mavi) çoğu zaman aşiretadları olurlar. Bunlar aşiretlerin bölünmüş kollarını simge­lerler.

2 — İbni Batute’nin Sanguinetti çevirisi. 416-445, Kırım’da k e-.ramet ehli bir aziz adına Baba Saltuk adlı bir kasabadan söz ediliyor.. Bektaşi geleneğine Sarı Saltuğun çıkış noktası olan . Baba Dağı’nda Kırım’dan gelen Tatarların' oturduğu düşü­nebilir.

3 — Trakya’nın Babaeski çevresinde Saltıklı adlı bir köy oldu­ğu biliniyor.

4 — Sarı Saltık ile'Bektaş Türkler için büyük bir değeri olduğuhalde, Saltuk ve Bektaş admın Türkçed'e ne anlama geldiği bilinmemektedir.

Sarı Saltuk çevirilerde, şöyle tanımlanır:

Kumral mürgid,..(îppen, Seutari 720), Saint Naum manastırı baş keşişinin açıklamasına göre, Sarı saçlı, sarı benizli, (Bodlien ki­taplığında Ran Linson yazması 799).Ohri beylerinden biri (Sarı Salta) binişinden söz etmişti. Degrand Iiaute Albania, 240’da yerli bir kaynağa göre, salmak mastarın­dan saldık sözünün türebildiğini söylüyor.

Page 73: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

72 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

(250) Bu söylenti on yedinci yüzyılın gezgincisi Evliya Efendi tarafın­dan Kaligra tekyesi dervişlerinin sözlerine dayanarak aktarıl­maktadır. Tiraveli Hammer çevirisi, 7-72.

(251) Degrand Haute Albanie, 240, konu olan yazmanın Hacım Sultan, Velâyetnamesi olduğunu Jacob Söylüyor. (Beitrage 2, not, 4).

(252) Kırklar ziyareti için BSA XIX. 22İ’e bakmız. Kırk kilisedeki Kırklar ziyaretine ve Arnavutluk’taki Aya Seranda (S. Quaran- ta)ya Bektaşiler hak iddia edip sahip çıkmışlardır. Burada, her biri bir azize ayrılmış alan kırk tane yer altı odasından oluşan yıkık bir binanın bulunduğu söyleniyor. Bektaşilik ve Sarı Sal- tuk’la ilgisinden ötürü bu kaleyi Tepedelenli Ali Paşa onarıp ye- nileştirmiştir. (Leake, N. Greeee 11). Fakat orada hiç bir zaman bir Bektaşi tekyesi olmamıştır. Tarikat Yenişehir’deki Kırklar ziyaret yerini kendisine ait saymaktadır.

(253) Degrand, Haute Albanie 207.(254) BSA, XIX, 205.(255) Arch, Epig Mitth, X, 1886, 188’de işaret feneri yanında biri biri­

ne bağlı oturma odaları gibi dört tane ufakça odalar vardır. Alçak bir duvarla çevrili bir köşede Hıristiyanlarca Aya Nikola Türklerce Hacı Sarı Saltuk denilen azizin mezarı bulunur.

(256) BSA, XIX, 205.(257) M. Christoples’in eseri, 1909’da Hıristiyanların hâlâ burayı ziya­

ret ettiğini yazar. '(258) Gerloch, Tagebuch, 571. Buradaki silâhların Türkler Sarı Saltuk’

un silâhlan olduğunu söylemesine karşm, Rumlar Türkler tara­fından buraya asılmış olduğunu iddia ederler.

(259)' Military Tour, 73.,(260) Itinezaires dans la Turquie d’Europe, 132’de: Burası, çiçeklerle

bezenmiş bir yerdir. Ortasında küçük bir mescid, karşısında du­varlarla çevrili dört köşeli bir bina vardır. Mescid burasının fa- tihi’nin ve akrabasının bulunduğu türbeden başka bir şey değil­dir. Türbede namazda kullanılan hasır seccadeler bulunmaktadır.

. Etrafında mezarlık vardır. Tekye, 1826 yıkılmış olduğu sanılır. Şimdi çiftliktir.

(261) J. R. G. S. XXIV, (1854) 46. .(262) 17,, 18 no.Iu yerlere bakınız.(263) Sonradan durumun böyle olduğunu öğrendim.(264) Galiba bir aşiret evliyası idi. Akyazılı adında bir köy daha önce­

leri de vardı. (Arch. Epig. Mitti., X, 1886, 10.1). Bursa ilinde de Akyazı adlı bir köy vardır.

Page 74: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM I 73

(265) Kanitz, Bulgarie, 473; Jireschek Bulgarien 533, bakınız. Mitth. Epig. Arch. X. 1888, 182, X N. Kolaoe’nin eseri (Varna 1892), 248-250, o yörede oturanlardan biri türbe kubbesinin üzerindeki hilai’in yerine bir Bulgar papazı tarafından haç konulduğunu söy­lemişti. Bu ziyaret yerinin, gelişmesi hakkında başka belgeler bulmayı umuyorum.

(266) 19 ve 20 no.lu yerlere bakınız.(267) Empire Ottoman, Janchiere çevirisi 121, şifa için tılsımlı bir san­

dukayı Türkler ve Rumlar din farkı gözetmeden ziyaret edecek­leri doğaldır. Burasının adı bile böyle .bir olaya yatkındır. Von Hammer, (Hist. Emp. Ott. 14), Kadidi mumya diye tercüme edi­yor. Fakat bunu kanıtlayacak bir belge bulamadım.

(268) S. Xene, 24. ocak, Synaxoria’smda görülmektedir. Silivri’deki kadid ceset, daha 1614’de Pietro della Valla tarafından söylen­miştir. (Viaggio 47) ve zamanla Ortadoks hacıları tarafından sık sık ziyaret edilen çekici bir yerdir. Azize ait daha birçok eş­yalar gösterilmektedir. Bu gibi kalıntılar Ortadokslukta çok sey­rek, Müslümanlıkta ise, son derece çoktur.

(269) Arnavutluğun din değiştirmesi konusuna bakınız. T. Arnold the Preaching of İslâm, 152.

(270) İbrahim Manzour, Memories sur l’Albanie, XVII, 1607’de Ali Pa- şa’yı mütemesih yani yalancı Mesihlikle itham eder. (Ambâssode de J. de Gontaat Biron Paris, 1889, 138).

(271) Ayvalı istasyonunun güneyinde Valestina ile Farsa’la arasında,(272) F. W. H.(273) F. W„ H.(274) J. H. S. XXI. 202, Arclıologia XIIX, 110.(275) Karaca Ahmed de Sarı Saituk tipinde bir Bektaşidir.(276) Yörede yaşayan bir Müslüman haberciden (1914)..(277) Bir Bektaşi söylentisine göre, Sarı Saituk giysilerini değiştirip bir

manastıra yerleşmiş, öldürdüğü Hıristiyan keşişin yerine geçip Hıristiyanları Müslümanlığa döndürmüştür. Bu Danzig’teki eski menkabenin daha yatkın bir ikinci söylentisidir.

(278) Constantinople 376’da bakınız. E. Spencer Travels’in Turkey 76.(279) Drin un Wardar, 108).(280) Bu olay, Sarı Saituk menkabesinin ortaya çıkmasıyla oluşur. Sarı

Saituk ve arkadaşları Avrupa’ya bu şekilde geçiyor. Ali Paşa türbesinin şeyhi de Kroya, Korfu çevresinde bana aynı şeyi söy­lemişti, Bu sonuncu hikâyede dervişler kutsal giysileri olan hır­kaları üzerinde seyahat ederler. Hıristiyan ve öteki dinlerin aziz­leri de aynı biçimde dolaşırlar. Saintyves Saint Suceeauxs des Dieux, 254.

Page 75: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

74 BEKTAŞÎLİĞİN' COĞRAFİ DAĞILIM I

(281) Miss Durham bunu Kroya’da işitmiştir. (Burden of the Balkans 304). Ben ise, Üsküp’te güneyli Arnavut olan Reni tekyesi şeyhi ile, Aya Naum manastırı baş keşiğinden işittim.

(282) BSA. XIX. 207. Burada iyi açıklanmıştır.(283) Korfu’nun eski kentlilerinden Mr. Weale adlı bir İngiliz, küçük­

lüğünde, birçok Müslüman Arnavud’un yortu zamanı Aya Sipiri- don’u ziyaret edip, niyaz ettiklerini söylemiştir. Bu Müslüman ziyaretçiler, mum ve kurbanlık koç getirirler. (Sipriden Korfu adasındaki Hıristiyanlar tarafından Sarı Saltuk’a verilen addır). Korfu adasındaki yaptığı araştırmalar bunu iyice doğrulamıştır.

(284) BSA. XIX. 204.(285) 14 ve 18 bakınız.(286) Brailsford, Macodenia 233, Güney Arnavutluk, Bektaşilerinden

genellikle bu düşüncede olduğunu gördüm, Ali. Paşa’nın karşıtla­rından olan Berat’lı Ömer Viruni ile Avlonyalı Mahmud beyi de bu hareketle ilgili gösteriyorlar.

(287) Durham, Budien of the Balkana 239.(288) İbrahim Manzour, memoir sur la Greece et Aîfcanie 271, yazar bir

Müslüman olmuş Fransızdır. Ali Paşa’nın sarayında (1816-1819) yılları arasında bulunmuştur. Ms. Durham’a da Tepedelen’de bu­na benzer bir hikâye anlatmıştır.,

(289) Zatos eserinde '621’de, yine Sothes’in eserinde, 491’de söylemeye değer. Şeyh Mimi, Şeyh Ali, Şeyh Nasibi adlı azizlerin de buna benzer kerametleri söyleniyor.

(290) Travels 124.(291) Aşağıya bakınız. Aravantion Ali Paşa’nm Bektaşîlikle öğündüğü-

nü söylemektedir. Ali Paşa’nm mezar taşında on iki terkli bir taç bulunmaktadır ki: Wersech’in Constantinople and the sucu Churches’indeki resimlerinin birinde gösterilmektedir ‘ Hatırdan silinmeyecek kadar yakın bir zamanda bu mezar taşı kaybol-. muştur.

(292) Leake, N. Greece IV. 285, Yanya dolaylarında bulunan gezginci dervişler ne kadar çok ise de Yunanistan’da da o kadar azdır.

(283) Memoires 211.(294) Aynı eser 291.(295) Öte yandan yalnız şeyh Bursa’lmm izini bulabildim. Bu kişinin

mezarı Preveze’dedir. Bu şeyh, Sofu tarikatlerine mensuptur.(296) İbrahim Manzour’un Memoires XIX. Tepedelenli Ali’nin oğulla-

. rından Muhtar Paşa,’ Al-i Aba bendesi olduğunu açıkça söylüyor­du. Bir Slav eşinden öteki oğlu Selim’in ise, şeyh olduğu-söyleni-

- yor. (North Essay or ancient and modern Greeks.191).

Page 76: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILİMI 75

(297) Bektaşilik ile öteki tarikatlar arasındaki fark o kadar kesin de­ğildir. Başka tarikatlardan olan şeyhlerin Bektaşiliğe geçtiği hak­kında iki olay işittim.

(298) Leake, N. Greese 285, IV. Her ne kadar Fairlov özgürlük ve eşit­lik seven bir adam değilse de Bektaşilerin dinsel öğretilerini ken­disine tamam olarak uygun buluyor. Çünkü, bunları çağdaş top­lumun yücelmesi için yararlı ve gerekli sayıyor. Aynı eser 407).

(299) Aynı eser, aynı yerde.(300) Zotos, aynı yerde.(301) Berüchâmp, vie d’Ali Pacha, 181.(302) Juchereau, Empire Ottornan 165.(303) Miller, Otoman Empire, 64. Fakat bu söz düzeltilmelidir. Bakınız

Helland, Travelş, 417. Leake, N. Greece 152.(304) Beauchamp, aynı eser, aynı yer.(305) N. Greece IV, 284, 453. Bakınız. Peuqucville, Voyaj dela

Grece 384.(306) Degraııd, Heute Albanie 209, 240.(307) Ippen, Scutari, 36.(308) Bu -yönü gerek Hıristiyanlar, gerek Bektaşiler kabul etmişlerdir.(309) Das Sand Schak Berat.(310) Alb. Mitth. 1902, 442.(311) N. Greece IV, 149.(312) Drin und Wardar, 108.(313) Constantinople, 376.(314) Beauchamp, Vie d’Ali Pacha, 163, 194, Hollana Travels, 405, 450.(315) Leake, N. Greece, 13, Leake zamanında Aya Mavro karşısındaki

düzlükte bulunan tekye denilen bir kale, bir derviş zaviyesiydi.(316) İbrahim Manzour, aynı eser, 234, Şeyh Ali’yi Bektaşiler, kendile­

rinden sayıyordu.(317) BSA. XIX, 206.(318) Yukarıda no. 17’ye balanız.(319) Jacob, Bektaschie, 27.(320) Grisebach, Reise clurch Rumelien, 1830, 230.(321) Jireshek, Furskutumi-Bulgarien 911, Kani tz, Bulgarien 535 tek­

ye, menkabesine ait resimler vardır. Pehlivan Baba’mn çağdaş tarikatinde'(Gesek, des osm. Reiches.V. Jorga, 190’da) söz edil­mekte olup, menkabede tekyenin azizine ait hayali hikâyede pek karışık bir rolü gözükmektedir.

(322) Kantz, aym eser.(323). Pazvandoğlu hakkında bakınız; Ranka Silvia'487, Jorga.(324) Bu dönemde politik ve dini teşkilât ilişkileri için bakınız. BSA.

XXX. 716.

Page 77: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

76 BEKTAŞÎLİĞİM COĞRAFİ DAĞILIMI

(325) Son zamanlarda Kırcah’da gezi yapanların çoğu haydutların Kır- calı ve Edirne ve öteki yerlerdeki yaptıkları kötülüklerden söz ederler.

(326) F.W.H. Seyyid Ali’nin mezarı. Pazvaııd oğlu zamanında bir der­vişin rüya yoluyla bulunduğuna hayret etmemeliyiz.

(327) Garnett, Weman of Turkey. 438. Manisa, 1826’va kadar Bektaşi­lik için güçlü bir kaledir.

(328) Spcetateul Oriental No. 297 (1887).(329) Keppel Journey acress the Balcan 3’22.(330) Times, 14 Kasım, 1808. Jücherau his. Emp. Ott. 247.(331) BSA. XIX: 203. ' -(332) Travels, Hammer çevirisi, 70, yine 20, 21, 231. Kalikra çevresinin

bir özeti Degrand tarafından (Haute Albanie 240). Arnavutluk’ ta Tiran’da bulunan bir yazmadan aktarılarak bildirilmiştir. Jacob (Beit zun Bektaschi 2 not, 4). Bu yazının Hacim Sultan Velâyetnamesi olduğunu söylüyor. Bu Vidin civarında' yattığı söylenen bir Bektaşi Velisidir. Browne S. R. Asiat scc. 1907, 561.

(333) Bu aziz kuşkusuz Sarı Saltuk tarafından fethedilen yerlerde bu­lunan ziyaret yerleri Sarı Saltuk - Aya Nikola propagandasının yapıldığı ülkelerde, yani Rusya ve Bulgaristan’da halk tarafından son derece tanınmıştır. (Slade Travele II. baskı, 344).

(334) Ziyaret yeri şimdi de iki taraflıdır. Çünkü Türkler Hacı Saltuk Baba adında bir azize niyaz etmektedirler. (Arch. Epig. Mitt. 1886, 189), bu burun bazı yeni haritalarda Aya Nikola olarak gös­terilmektedir. Orta zamanda düzenlenmiş deniz haritalarında ise, Kalikra veya bunun bozulmuş bir şeklini yazmaktadırlar.

(335) Bakmız. Aeta Patdi 95, 528 (1370). .(336) J. Covel, Diaries, 186. Bu Aya Nikola kilisesi olarak korunmuş­

tur. Fakat biraz küçüktür. Kubbesi Ayaso,fya. - kubbesi gibi çok güzeldir. Bu binanın yalnız dış duvarı oyulmuştur. Bakınız: Po- cock, Öese, of the*East, 140. Hammer Hetler çevirisi: Hist. Emp. Ott. 250, Hristoules’in eseri, 47, Babaeski, daha 1553’de aynı ad altında ve aynı tarzda bir ziyaret yeri olarak tanımlanmıştı. Verautus, Jirecek’in Hurstrasse 167’de.

(337) Hammer Hetler, Hist. Emp. Ott. 250, 1867, çevresinde Saituklu köyünün bulunuşu Sarı Saltuk ile aynı sayılmasında etken olmuş olabilir.

(338) Hacı Halife, Rumeli, Hammer in çevirisi. 28, Hammer Hetler, His, Emp. Ott. 247, yine Vasıf Efendi 1769, 74, savaşı 281.

(339) îbni Batuta, Sanguinetti çevirisi ise, 416, Saltuk Buhari ile Tür­kistan Han’ı Saltuk Buğra (944-1038) arasında bir geçiş olayı konu olabilir. Bu Saltuk Buğra, ilk kez İslâmlığı kabul etmiş bir

Page 78: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILİMI 77

Türk hükümdarıdır. Hayati yarı efsanedir. (Grenard, Jour. Asia. ISOO). Güney doğu halk söylentilerinde Sarı Saltuk adlı bir dervişten söz edilmektedir. (Jabe, Recuneil de. Recite kurdes 194). Sarı Saltuk efsanesinin batıya geçişinde bir köprü oluşturur. Ya­hut da sadece Bektaşilerin güney doğudaki propagandalarının eseri olabilir.

(340) Digenes Akrites hakkında (politis’in eseri, 131’de). Buna ben?,er bir menkabeye bakınız. Sebep ve sonucu ayırmak güçtür. Çünkü bu tip bir menkabelerde kahramanlarının kalıntılarının tartışması bir sonuç veremez. Değrand’m Sarı Saltuk hakkmdaki sözlerinde sandukaların yani tabutların sayısı, Sarı Saltuk’un Arnavutluk ve öteki yerlerdeki tanınmış mezarları üe birlikte kırka çıkmaktadır.

(341) Bunları Baba denilen bütün azizlerin kendilerinden olduğunu id­dia ederler (Esat Efendi, Dest. des. Janissaires, 303).

(342) Yeniçerilerle olan bağları herkesçe bilinir.(343) Bununla birlikte Hıristiyanlıkta bulunan üç mezar hikâyesi de

sadece yedi sırrını tamamlamak için icad edilmiştir.(344) L. Shishmanova, Legendes, Religienses Bulgaries 87, ejderi öldür­

düğü yer olaıı deniz k ciis..'-1 Ki e, i ılî ra değil, Babadağ olduğunu gös­teriyor. Fakat olasıdır ki: Her ikisi de Arnavutluk’taki Kroya , (Akçahisar) veya Alesyo (Aliş) gibi söylentiye eklenmiştir. Var­na’daki Aya Yorgi menkabesine bakınız. (Poîitis’in eseri, 234).

(345) Bunun dünyevi biçimi için bakımz. Von Hahn, Alban, Studien 167, Himare bölgesinde Ayos Donatos menkabesinde (M. Hamilton, Grek Saint, 32).

(346) Degram. Haute Albanie, 236).(347) W. Wey, itinerairres .(1462) 119, Sarı Saltuk ejderhayı öldürdük­

ten sonra, leşini attığı yer olan Leş kasabasıdır. Leş: Türkçe ve Arnavutça’da murdar cesed demektir. (Degrand, aynı eser, '240, yine Von Hehn, aynı yerde 137).

Page 79: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

A Ç I K L A M A L A R

(1 A ) Nurettin adıyla tanınan azizin asıl adı “Seyyid- Nureddin”dir. Şeyh Ebul Vefa halifelerindendir. Bektaşîlikte Kadıncık Ana olarak tanıklanan Fatma Nuri’ye bu azizin kızıdır. Fatma Nu­riye’yi “Kutlu Melek” adıyla da anarlar. İdris Hoca’nın eşidir.

(2 A) Evren ejderha anlamına gelir. Bununla birlikte evren eski yazı­da Oran diye de okunabilir. Bu durumda Ahi Evren, “Evrensel kardeşlik” anlamını da taşır.

(3 A) Kanuni Süleyman’ın .Mahidevran’dan doğan oğlu Şehzade Beya- zıd; Hürrem Sultan’ın entrikalarıyla, hakkında isyan töhmetiyle

•koğuşturma açılmıştı.- Bu nedenle Şehzade Beyazıd, iki oğluyla birlikte İran Hükümdarı Şah Tahmaseb’e sığınmıştı. Fakat Tah- maseb, Tebriz’i geri almak ümidiyle, 10 Muharrem 986 (20 ey­lül 1561) de matem günü Şehzade Beyazıd’ı ve iki oğlunu öldür- terek, kesik başlarını bal tulumuna, koyarak Kanuni’ye gönder­mişti. Kanuni, bu kesik başların, Sivas Masumlar tekyesine gö­mülmesini emretmiştir.

(4 A) Burası bugün İnci Baba tekyesi adıyla -anılır.(5 A) Ramazan Baba tekyesi, Bursa’nın Işıklar semtindedir. Işık de­

yimi, halkı irşad için gönderilmiş derviş anlamına gelir. (Geniş bilgi edinebilmek için Sunüllah Gaybi’nin Sohbetnamesine bakı­nız) . Burası Askeri lise olarak kullanılmıştır.

(6 A) Geyikli Baba, Kayalı Baba, Dolu Baba, Ulu Baba gibi azizler, Babalılar baş kaldırışına katılmadığı halde korkudan Uludağ yöresinde saklanmışlardı. Hacı Bektaşi Veli, bunları koruyucu kanatları altına almış, yaşamlarını korumuştur. Bununla birlik­te bu azizler, Sultan Orhan’ın Bursa fethine katılmışlar, büyük yararlıklar sağlamışlardır. Bu sözünü ettiğimiz- azizler, -Orhan Gazi tarafından mükâfatlandırılmışlar ve tekye kurmalarına izin verilmiştir.

(7 A) Bu azizin asıl adı Baba İshak’tır.(8 A) Bu aziz Teslim Sultan’dır. Dördüncü Murad ile birlikte. Bağdad

seferine katılmıştır. Yeniçeriliğin 66. ortasında “Büyük Baba Efendi” makamında bulunuyordu.

Page 80: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 79

(9 A) Denizli dağları arasında mezarı ve tekyesi bulunan Kazak Abdal, Bektaşi azizlerindendir.

(10 A) Haydar Baba veya Haydar Gazi veya Haydar Sultan adıyla anı­lan aziz, Yesevi dervişlerindendir. Ve Abdal Musa’nın atasıdır.

(11 A) Yatağan Baba, Hacı Bektaş halifelerindendir. Abdal Musa’ya rehberlik- ettiği söylenmektedir.

(12 A) Merdivenköyü’nde yatan gah Kulu Sultan’m asıl adı Şuca’dır.' Evliya Çelebi, yılan zehirlenmesinden öldüğünü yazıyor.'Yaşa­

mına dair çarpık bilgiler veriyor. Evliya Çelebi’ye göre Harun Reşid döneminin insanidir. Fakat tarihçiler Sultan Orhan dev­resinde Maltepe savaşma katıldığında birleşirler. Otman Baba

' Velâyetnamesinae de Şah Kulu Şuçav Baba diye amlır.(13 A) Bu tekye Bizans döneminde Bizans sarayına ait bir av köşkü idi.

Maltepe Muharebesinden sonra, Antlaşma burada imza edilmişti. Bu muharebede bulunan, Gözcü Baba, Kartal Baba, .Mansur Baba, Buhur Baba burayı beğenmişler. " Bunun üzerine Orhan Bey, bu köşkü dervişlere vermiştir. Burası Şah Kulu Sul­tan tekyesi olarak anılır, ikinci Mahmud, Orhan’ın yaptırdığı kış .meydanı dışında kaiaıı bütün yapıtiarı, yastırmıştı. Sonra Sultaıi Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Sultan tarafından onartılmışt.ır. Daha sonra Mehmed Ali Hilmi Baba döneminde Baş mabeyinci Avlonyalı Haşan Tahsin Paşa tarafından yeniden yaptırılmıştır. Mimarı Giritli Mehmed Ali Bey’dir.

(14 A) Azbi Çavuş, Mısri Niyazi’yi Linini adasına götüren görevlidir;- Bunünla birlikte Mısri Niyazi’den el alarak Halveti olmuştur. Daha sonra Bektaşi tarikatından nasib ve icazet almış, Şah Kulu tekyesi postunda oturmuştur. -Kabir taşında kabartma bir Elif harfi vardır. -

(15 A) Durmuş Baba tekyesi deniz kenarındadır. Rumeli Hisar tekyesi, Şehidler tekyesi olarak anılır.

(16 A) Kazlıçeşme tekyesi şeyhi Abdullah Baba’ya Bektaşiler Küçük Abdullah Baba derler. Küçük Abdullah Baba’nın mezarı, Mecidi- yeköyündedir. Çanakk&leli Abdullah Baba ve Yaşar Baba ile bir­likte yan yana gömülüdürler. Kazlı Çeşme tekyesinde Eryek ve­ya Erikli Baba adında bir aziz yatır. Bu nedenle buraya Erikli Baba dergâhı derler.

(17 A) Eski Topkapı dergâhı Necik Baba tekyesi ile anılırdı. İkinci Mah­mud -döneminde yşrle bir edilmişti. Ancak bü’ tekyenin üç kilo­metre kuzey batısında İkinci Abdülhamid devresinde, bir tekye yapılmış, bu tekye de Topkapı tekyesi olarak anılmıştır. Abdul­lah Nur Baba tarafından kurulmuştur. Son postnişini Bektaş Baba idi. Şimdi bu kuruluş yerle bir edilmiş, kabirler Kazlıçeş-

Page 81: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

80 BEKTAŞİUĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

me tekyesine taşınmış ve tekye arazisi üstüne General Elektrik Fabrikası yapılmıştır.Hafız Baba: ikinci Abdülhamid’in şehzadelik döneminde Saray Baş imamı idi. Abdüitıamid hükümdar olunca, saraydan ayrıl­mış ve Bektaşi tarikatına girmiştir. Asıl adı Salih’tir. 1884 yılın­da Karyağdı Baba tekyesi postuna oturmuş, 1913 yılında ölmüş ve Karyağdı Baba tekyesinde toprağa verilmiştir. Bu tekye Pi- yer Loti kahvesinin -biraz ilersindedir. Son postnişini Zakir Ya-

■ şar Baba idi. Yaşar Baba, Mecidiyeköy mezarlığında Abdullah. Baba’ların yanında gömülüdür.Şeyh Hüseyin Baba: Karaağaç tekyesi postnişini olan Hüseyin Zeki Baba’dır. Hasip Baba’mn torunudur. Bektaşiler tarafından bir aziz olarak kabul edilir. Karağaç’taki bu kuruluşa Teberli Baba dergâhı denir.Şeyh Münir Baba: Sütlüce’de bulunan Cafer Abad tekyesinin son postnişini’dir. Akbaş Baba Tekyesi, Çanakkale Eceabad’dadır. Bu tekyede Akbaş Baba, Gazi Fadıl Bey, Ece Bey de yatmakta­dır, Sultan Orhan devrinde Süleyman Pâga ile Rumeli fütühat hareketinde bulunmuşlardır. Son postnişini Abdullah Baha’dır. Bu Abdullah Baba da Mecidiyeköyü mezarlığında gömülüdür.

(18 A) Bu azize Selçuklular döneminde yaşadığı için Eski Baba da der­ler. Asıl adı Şerif Hızır Muhammed Buhari’dir. Daha çok Sarı Saltuk olarak tanınır.

(19 A) Nefes Baba’yı Yıldırım’m kayıp oğlu Şehzade Mustafa olduğunu söyleyenler de vardır.

(20 A) Burada Erşen ve Evhad Baba tekyesi adında iki kuruluş daha vardır.

(21) A) Bu tekye Sultan Mahmud tarafından Kadiri’le're verilmiştir.(22 A) Gulgul Baba’nm asıl adı Mustafa’dır. Dergâhında gerek aş pi­

şirilirken, gerek aydınlatma işlerinde tekyenin bahçesindeki ça­murlar kullanılırmış. Bu çamurların sonradan petrol olduğu an­laşılmıştır. Türbesini Kanuni Süleyman yaptırmıştır.

(23 A) Mısır’da. (Kahire’de) Kaygusuz Sultan’a ait dört adet kuruluş vardır. Azaplar Hanı yanında Haşan Baba tekyesi, Nil kenarın-

' da Kasrül-ayn tekyesi,' Ensari tekyesi ve Kaygusuz Abdal’ın yatırının bulunduğu Mukattara tekyesi.

(24 A) Burası Seyyid Ali adına kurulmuş bir makamdır. Buraya Yalı tekyesi de derler, Seyyid Ali’nin yatırının bulunduğu tekye, Di- metoka’da Demirviran köyündedir.

(25 A) Hasköy’de (Haskova) da bulunan Mustafa Baba tekyesinde, 883 H. yılında göçen Hüsam Otman Baba yatırı vardır.

(26 A) Demir Baba, Razgra’da yakın olan Rusçuk’ta türbesi olan Hacı

Page 82: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM I 81

Ali Baba’nm oğludur. Annesi Kovancılar’lı Zahide Dürdane Ba- cı’dır. Demir Baba’nm asıl adı Hasan’dır. Bir süre pehlivanlıkta yapmıştır. Hattâ Edirne’deki Pehlivanlar tekyesini de Demir Baba kurmuştur.

(27 A) Akyazılı Sultan’m asıl adı, Halil İbrahim Sani’dir. Hafız ve ta­rihçidir. Otman Baha’nın ölümünden 18 yıl sonra, kutüblük aşa­masına geçtiğini, Faziletname sahibi Yemini bildirmektedir.

(28 A) Kalkandelen tekyesi Harabati dergâhı olarak anılır. Sersem Ali Baba, Hacı Bektaş Merkez tekyesinde yatır. Buradaki Sersem Ali Baba mezarı kuşkusuz bir makamdır.

(29 A) Odra tekyesi, kayalar oyularak yapılmış bir kuruluştur. Burada hiç bir yatır yoktur. Bu tekyenin son postnişini Hüseyin Baba idi.

Forma: 6

Page 83: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BU

LG

AR

İST

AN

KIB

RIS

Page 84: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

MA

RM

AR

A-

TR

AK

YA

Page 85: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

a i

Page 86: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

Rusçıık

EGE

DE

SİZİ

Page 87: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy
Page 88: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

YUGOSLAVYA

BU1 GARİSTAB

Vodina

fi Sarıgöl

.. Katerin

iÇirmen

j m(il r 1t1'p=«Bimetoka>

Y9,ic SHİÖhaîafflffl' 'Süm ta^neB^SiArecil

^JDedeagaç Malcriv

Meçöve Alasorya ®

Tim Bab&ı

T fflfY e h e h ir ) La:ri8sa,ş^j.

mForsala„^*' D E ÎT î Z İ

HKİYE

Page 89: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

MA

CA

KİST

A2Î

Page 90: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy
Page 91: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

LÂYİHALAR (Bektaşi Tekye ve Türbeleri)

A N A D O L U

HACI BEKTAŞ İLÇESİ :Pir Evi Tekyesi. Hacı Bektaş-i Veli ve Balım Sultan yatırları.

NEVŞEHİR :Seyyid Nureddin adında bir.azizin mezarı.

KIRŞEHİR :Ahi Evren Tekyesi. Yöredeki bir köy tekyesinde Yatuk Sultan yatırı.

ANKARA :Hüseyin Gazi Türbesi.

BEYPA ZARI:Sakarya boyunda Emrem Sultan (Emrem Yunus) türbesi.

KALECİK :Hacı Bektaş müridlerinden Koçu" Baba Tekyesi. (Türbede davulu, kılıcı, giysileri ve sancağı vardır).

ÇANKIRI :Kızılırmağın kuzeyindeki Ayrak köyünde Muhammed Şah Dede’nin türbesi.

ÇORUM :10 Km. batıda Şeydim Sultan türbesi.

ALACA (Çorum ili) : -Hüseyin Gazi’nin mezarının bulunduğu Şamaspur Tekyesi.

OSMANCIK (Çorum ili):Koyun Baba yatırı. (Şimdi ismi Pamuk Baba olarak anılıyor).

AMASYA :Piri Baba Tekyesi.

MERZİFON (Amasya ili) :(Piri Baba kabri).

ŞEBİNKARAHİSAR (Barikunde - Giresun). :Behlül Semerkandi ve Alçoban’m kabirleri. Mehmed veya Muham­med Şah tekyesi.

SİVAS :Masumlar Tekyesi. (Muhammed Bakır’m oğlu Ali Ekber, Musa-i Kâzım oğlu Salih’in kabirleri).

Page 92: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

92 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

DİVRİĞİ (Sivas ili) :3 saat kadar uzaklıkta Gani Baba’nm yaptırdığı İndihar Tekyesi diye anılan zaviye.

ŞÎMAHİ :Bektaşîliğin doğudaki sınırı. Pir Mirzat’ın kabri.

ESKİŞEHİR :Seyyid Gazi ilçesinde, Seyyid Gazi Tekyesi, Melek Baba ve Üryan Baba yatırları. Yanında ve batısında Şücaaddin Tekyesi.

BUMLUPINAR (Kütahya) :Dumlupmar istasyonu yakınlarında Cafer Baba Tekyesi.

BALIKESİR :Seyyid Cemal Sultan.

ÇANAKKALE :Rodius vadisinde, Sıracık köyünde İnci veya İncir Baba tekyesi.

BURSA :Abdal Murad Tekyesi. Geyikli Baba, Ramazan Baba, Şeyh Kili (Kayalı Baba), Akbıyık Sultan.

UŞAK :3 saat kadar uzaklıktaki tekyede, asıl adı Recep olan Kolu Açık Hacım Sultan yatırı.

BEŞKARIŞ (Afyon ili) :Altıntaş ile İhsaniye istasyonları arasında, H. B. Veli ardalarından Resul Ali Sultan veya Resul Baba yatır.

DENİZLİ :Teslim Sultan, Dede Sultan kabirleri. Karaağaçta Niyazi Baba ya­tırı.

TAVAS (Denizli ili) :H. B. Veli ardalarından Sarı İsmail Sultan.

ANTALYA Çevresi :Elmalı’da: Haydar Baba Tekyesi ve kabri. Abdal Musa Tekyesi.. Cilveci’de:-Elmalı’mn 3 saat kadar kuzeyinde Abdal Musa müridle- rinden Kilerci Baba Tekyesi.Finike’de: Kâfi Baba Tekyesi.

GÖLHİSAR (Burdur ili) :Yaman Ali Baba Tekyesi.

YATAĞAN (Muğla ili) :Yatağan Baba Tekyesi. Aynı yerde Abdi Bey Sultan kabri.

İZMİR :Kâtipoğlu Mahallesinde, Haşan Baba yatırı.

TİRE (İzmir ili) :Horasan’lı Ali Baba Türbesi.

Page 93: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIM I 93

MENEMEN (İzmir ili) :' Bekri Baba kabri.

MANİSA :Aynî Ali Baba ve Niyazi Baba kabirleri.

T R A K Y A

İSTANBUL :a — Anadolu yakası : Merdivenköy dergâhı. Şah Kulu Şüca Sul­

tan yatırı. Azbi Çavu§’un mezarı, b — Rumeli yakası : Yedikule - Kazlıçeşme, Topkapı - Şeyh Ab­

dullah, Karaaydm (Eyüp sırtları) - Şeyh Hafız Baba, Sütlüce - Şeyh Hüseyin Baba, Karaağaç (Kâğıthane) - Şeyh Münir Ba- Baba, Rumelihisarı - Şehidler.

KİLİTBAHİK (Çanakkale ili) :Akbaş Dergâhı. Gazi Fazıl Bey Türbesi.

EDİRNE :Anadolu’dan göç eden Türk göçmenler, yıkılan tekyelerin arazisine mesken edilip köyler kurulmuş. Bu köylere tekyelerin isimleri veri­lerek, ad ve sanları korunmuştur.

BABAESKİ (Kırklareli ili) :Eski Baba Tekyesi. (İst. - Edirne karayolu üzerinde).Bu aziz, Sarı Saltuk Baha’dır.

PINAKHİSAK (Kırklareli ili) :Erenler köyünde, Binbir Oklu Ahmed Baba Türbesi.

KEŞAN':Şehir içinde ufak bir tekye vardır.Domıızderesi mevkii : Burada, eskiden Aya Yorgi adı ile anılan kü­çük bir manastır varmış. Bir salgın hastalık nedeni ile halkı helak olunca, Bektaşiler buraya yerleşmişler. 1836-39 yıllarında olan bu hadisenin anısı hâlâ yaşamaktadır. Aya Yorgi yortusu (Hıdırellez) denilen gün, Domuzderesi’nde, her iki din’in halkı tarafından şen­liklerle kütlanır.

A R A B İ S T A N

BAĞDAT (Irak) :Gulgul Baba Türbesi.

KAHİRE (Mısır) :Mukattam dağında, tekye sınırları içinde bir mağara vardır. Bu tekyenin kurucusu sayılan Kaygusuz Sultan burada yatır.Eski Kahire’de de, Kasrül-ayn Tekyesi vardır.

Page 94: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

94 BEKTAŞİLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

B U L G A R İ S T A N

KIRCAAIİ :Seyyid Ali Sultan tekye ve türbesi. (Burası bir makamdır. Esas kabir Dimetoka’dadır.

HASKÖY :Mustafa Ba.ba Tekyesi.

USTRUMCA :İsmail Baba’nın kabri. (Bu aziz, ayağını yere vurmak suretiyle, sı­cak su çıkarmış). Burası makamdır ve yeni sınırlara göre Yug'os-. lavya’dadır.

RAZGRAD :Pehlivan Haşan Demir Baba tekyesi.

VARNA :Saçlı ve Koçlu Baba’lar.

KALİKRA (Kili) :Sarı Saltuk’un makamlarından biri.

BALÇIK (Betova) :Hafız Halil Baba veya Akyazılı Baba. Bu azizi Hıristiyanlar, Aya Atanas olarak tanırlar.

R O M A N Y ABABADAĞ :

Bugünkü Romanya’da bulunan yegâne mezardır. Sarı Saltuk’un mezarlarından birinin bulunduğu bir tekyedir.

S. S. C. B.UKRAYNA BÖLGESİ :

Sümbül Baba yatırı.

M A C A R İ S T A NBUDAPEŞTE :

Gül Baba Türbesi.

S I R B İ S T A NMANASTIR :

Hüseyin Baba adında bir şehidin yattığı küçük bir tekye vardır. Çevresinde bulunan Kırçova ve Kanatlar köyünde tekyeler yardır.

ÜSKÜP :Mustafa ve Süleyman Baba’larm tekyeleri vardır.

Page 95: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI 95

KALKANDELEN :Sersem Ali Baba Tekyesi. Ayrıca, Sersem Ali Baba’nm mezarını il­ham yolu ile keşfeden Mahreb veya Mahrem Baba ile Rıza Paşa’nm yatırları.

KOMONOVA :Tekke köyde Karaca Ahmed yatırı ve tekyesi.

Y U N A N İ S T A N

KOŞU KAVAK :Evhad (Ocak) Baba Tekyesi.

BİMETOKA :Demirviran köyünde Kızıl Deli (Seyyid Ali Sultan) tekyesi. Azizin gerçek mezarı burasıdır. Diğerleri makamdır.

KESKİYİ; :Fütuhat erlerinden Kasım Baba’nm yatırı.

TOPLUCA :Sancaktar Ali Baba Türbesi. Çingene mahallesi dışında Aydın Baba. Kesriyenin batısında bulunan Angelika’da Katrin dergâhı. Vodo- rina’da Pindus dağları yamacında Odra dergâhı. Her iki tekye de Emin Baba ile ilgilidir.

VODOKİNA :Bir zaviye vardır. Emin Baba’nın hatırasını taşıyan bir sanduka, hırka ve eşyası vardır. Azizin diğer mezarlarının Kapiştinsa ve Viglişta yörelerinde olduğu söyleniyor.

ODEA :Ufak bir tekye vardır. Tekyenin bulunduğu dağda bir yarık vardır ki, çok ziyaretçi çeker. Bu yarık, EminJBaba’nın kılıcıyla dağa vur­masından oluşmuştur, kerametine bağlanır. Rum geleneği ise bunu, Aya Manas adındaki azizine bağlar. E-min ile Manas arasındaki söz benzerliğinden olsa gerek.

CUMA :Cuma Tekyesi. Yanındaki türbede, Piri Baba veya Pir Sultan ile Erbay Baba yatır.

BAHÇE (Sarıgöi ilçesi) :Gazi Ali Baba yatırı.

BUCAK (Sarıgöl ilçesi) :Mimi Bey Sultan yatırı.

ÎNEJ1İ !Göl ilçesi ile Kayalar arasındaki bu yerde, Gazi Baba Türbesi vardır.

AIASONYA :Salih Baba yatırı.

Page 96: Von hasluck-bektaşiliğin-coğrafi-dağılımı-ceviri-ve-duzenleme-turgut-koca-a-nezihi-erginsoy

96 BEKTAŞÎLİĞİN COĞRAFİ DAĞILIMI

T E S E L Y ARE’Nİ (Valestina ile Fors ala arasındadır) :

Fütuhat erlerinden Torbalı veya Dürbali Baba, Cafer Baba, Musta­fa Baba türbeleri. Bu azizler, tekye kapısının önündeki kabirlerinde yatırlar.

TATAR :Sekiz köşeli türbede Ballı Baba yatır.

KÖPEKTİ KÖYÜ :Şahin Baba’mn kabri.

TEMPE BOĞAZI :Haşan Baba Tekyesi.

LARİSSA (Yenişehir) :Kırk Azizlerin mezarları.

G İ R İ T ve E P İ RKANDlYE :

Tekye Horasanlı Ali Baba tarafından kurulmuş. Tekye kapısının dışında Rızık Baba yatır.

RESMO :Haşan Baba mezarı.

HANYA :Mustafa Gazi adında bir, savaş erinin taçlı bir mezarı vardır. Her yıl 22 Mayıs’ta Trabluslular tarafından topluca ziyaret edilir.

YANYA :Hasaıi Şeref Baba ve Ali Paşa’mn kabirleri.

ERGİRİ :Hacı Süleyman Baba Tekyesi. Mustafa Baba yatın. Ali Baba Tek­yesi. Zeynel-Abidin Baba Tekyesi.

KONİÇA :Haydar Baba yatırı.

LESKOVtK :Abidin Baba yatırı.

FRAŞERİ :,Şeyh Nasibi yatırı. (Asıl adı Muharrem Baba’dır). -

KIRAÇOVA (Baçk&’mn Kolonya ilçesinde) :Kıraçova Tekyesi. Bu tekyede Haşan Baba yatır.

KESERAKA veya KESTRAKA :Bu tekyede Hacı Baba yatır.

BERMAŞ : .Bu tekyede Süleyman Baba yatır.