vii. ulusal spor fİzyoterapİstlerİ kongresİ sÖzel … · hamstring tendon grefti ile ÖÇb...

39
Türk Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi 24(3) Özel Sayı Turkish Journal of Physiotherapy and Rehabilitation 24(3) Supplement Kongre Özetleri/Congress Abstracts VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL SUNUM VE POSTER ÖZETLERİ VIIth CONGRESS OF NATIONAL SPORTS PHYSIOTHERAPISTS IN TURKEY ABSTRACTS OF ORAL PRESANTATIONS AND POSTERS Hacettepe Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezi Ankara 7-8-9 Kasım 2013 Hacettepe University Congress and Culture Center Ankara 7th to 9th November 2013 DOI 10.7603/s40680-013-0004-3

Upload: buithuan

Post on 20-Mar-2019

230 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

Türk Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Dergisi 24(3) Özel Sayı

Turkish Journal of Physiotherapy and Rehabilitation 24(3) Supplement

Kongre Özetleri/Congress Abstracts

VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİSÖZEL SUNUM VE POSTER ÖZETLERİ

VIIth CONGRESS OF NATIONAL SPORTS PHYSIOTHERAPISTS IN TURKEY

ABSTRACTS OF ORAL PRESANTATIONS AND POSTERS

Hacettepe Üniversitesi Kongre ve Kültür MerkeziAnkara

7-8-9 Kasım 2013

Hacettepe University Congress and Culture CenterAnkara

7th to 9th November 2013

DOI 10.7603/s40680-013-0004-3

Page 2: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS2

Page 3: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S3VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

7 KASIM 2013 / PERŞEMBE

08.00-12.00 KAYIT

09.00-09.30

AÇILIŞDernek Başkanı: Prof.Dr. Nevin ErgunRektör: Prof.Dr. Murat TuncerKongre Başkanı: Prof.Dr. Gül Baltacı

09.30-10.30

Sağlığın Geliştirilmesinde Organizasyonların Sağlıklı Yaşam ve Fiziksel Aktiviteye BakışıOturum Başkanı: Murat Tuncer• Nazan Yardım Türkiye’de ‘Sağlıklı Yaşam’ için yürütülen politikalar• Joeo Breda Türkiye’nin ‘Sağlıklı Yaşam ve Fiziksel Aktivite’ profili• Sumru Kutlu Çocuklarda obezite ve şişmanlık

10.30-11.00 ARA

11.00-12.30

Çocuklarda Fiziksel Aktivite ve Egzersiz ReçetesiOturum Başkanı: Nevin Ergun• Gıyasettin Demirhan Spor yapan çocukta bilişsel gelişim ve farkındalık• Caner Açıkada Hangi yaşta-hangi spor?• Cemil Yıldız Egzersiz sırasında oluşabilecek kas-iskelet problemleri ve riskler • Umut Tugay Egzersiz reçetesi

12.30-14.00 Öğle Yemeği

14.00-15.00

Adelosanlarda Fiziksel Aktivite ve Egzersiz Reçetesi Oturum Başkanı: Orhan Derman• Nuray Kanbur Pubertal gelişim ve spor • Ferhunde Öktem Fiziksel aktivite ve sporun psikososyal boyutları • Cemalettin Aksoy Egzersiz sırasında oluşabilecek kas-iskelet sistemi problemleri• Baran Yosmaoğlu Egzersiz reçetesi

15.00-15.30 ARA

15.30-16.30

Kassal Kuvvet: Performans, Rekreasyon ve Rehabilitasyonda Nasıl Geliştirelim?Oturum Başkanı: Volga Bayrakcı Tunay• Tüzün Fırat Kuvvetin geliştirilmesinde nöromusküler yapıların önemi ve fizyolojik değişiklikler• Alper Aşçı Performansta kuvvetin geliştirilmesi• Dilber Coşkunsu Rekreasyonda kuvvetin geliştirilmesi• Seda Bicici Rehabilitasyonda kuvvetin geliştirilmesi

16.30-18.00 SÖZEL SUNUMLARM Salon: Nihal Gelecek & Baran YosmaoğluR Salon: Nazan Tuğay & İrem Düzgün

S1. Ofis çalışanlarının fiziksel aktivite düzeylerinin; bel ağrısı, yaşam kalitesi, depresyon ve anksiyete seviyesi üzerine etkisi Ahmet Olcay Akman, Onur Aydoğdu, Zehra Betül Öztürk, İlkşan Demirbüken, Zübeyir Sarı, Tuğba Kuru Çolak, Gönül Acar, Saadet

Ufuk Yurdalan, Mine Gülden PolatS2. Tekerlekli sandalye basketbol oyuncularının IWBF sınıflandırma sistemi puanlarının izokinetik kas kuvveti ve pozisyon

duyuları üzerine etkisi-pilot çalışma Bahar Anaforoğlu, Emel Sönmezer, Nevin Ergun, Manolya AcarS3. Akut anterior talofibular bağ yaralanmalarında kinezyo bant ve price tedavi yöntemlerinin karşılaştırılması Ayça Aracı, İnci Yüksel S4. Asemptomatik omuzlarda yuvarlak omuz postürünün skapular kinematik üzerine etkisi. Elif Çamcı, İrem Düzgün, Gül Baltacı, Ayşe Karaduman, Mutlu HayranS5. Patellofemoral ağrı sendromunda ilerleyici nöromusküler egzersiz programının etkinliği Pınar Balcı, Volga Bayrakcı TunayS6. Sağlıklı kadınlarda 16 haftalık step-aerobik programının vücut kompozisyonu, bacak kas kuvveti ve yaşam kalitesine etkisi Şeyda Toprak Çelenay, Derya Özer Kaya, Öznur Büyükturan, Anıl ÖzüdoğruS7. Atış sporcularının omuz eklem pozisyon hissi ve reaksiyon zamanlarının sedanter kişilerle karşılaştırılması Sezen Dincer, Muharrem Dincer, Volga Bayrakcı Tunay, Devrim AksekiS8. İzokinetik dinamometre ile yapılan ölçümlerde omuz ve diz eklemlerine ait izokinetik yüklenme aralığının tespit edilmesi R. Tuğba Durdubaş, Kerem Tuncay Özgünen, Ümüt Adaş, Çiğdem Özdemir, Sanlı Sadi KurdakS9. Amatör bisikletçi ve kaya tırmanıcılarında farklı dirsek pozisyonlarında ölçülen el kavrama kuvvet ve enduranslarının kar-

şılaştırılması Duygu Ercan, Ayşegül Çalışkan, Mehmet Gürhan Karakaya, İlkim Çıtak Karakaya

Page 4: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS4

S10. Basketbolcularda farklı pozisyonlarda atış yüzdesini etkileyen faktörlerin analizi Gözde Gür, Erkan Kılınç, Çiğdem Ayhan, Özgün Uysal, A. Çağatay Sezik, Volga Bayrakcı TunayS11. Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması Bünyamin Haksever, Gül Baltacı S12. Lateral epikondilit’de kuru iğneleme ve extracorporeal şok dalga tedavi (ESWT) etkinliklerinin karşılaştırılması Zeynep Hazar, Hüseyin ArslanS13. Cervical traksiyon kuvvet simülatörü Rafet Irmak, Ahsen Irmak, Osman Yüksel YavuzS14. Farklı eksternal desteklerin arka ayak pronasyonuna etkilerinin pedobarografik yöntemle incelenmesi: Pilot çalışma Banu Karahan, Serkan Taş, Nilgün BekS15. Sağlıklı kadınlarda 16 haftalık aerobik egzersiz programının omurga uygunluğuna etkileri Derya Özer Kaya, Şeyda Toprak ÇelenayS16. Sağlıklı bayanlarda aktivite ile oluşan boyun ağrısının çiğneme kasları üzerine akut etkisi-(pilot çalışma) Hasan Erkan Kılınç, Burak Ulusoy, Nevin ErgunS17. Ulusal spor fizyoterapistleri kongreleri’nde sunulan bildirilerin yayınlanma oranlarının incelenmesi Umut Ziya Koçak, Deniz Bayraktar, Bayram ÜnverS18. Ön çapraz bağ tamiri olan hastalarda postüral stabiliteyi etkileyen faktörlerin belirlenmesi Özge Çınar Medeni, Gül Baltacı, Kezban Bayramlar, Nevin Atalay Güzel, İbrahim YanmışS19. Pelvik organ prolapsusu olan kadınlarda stabilizasyon egzersizleri ile pelvik taban kas eğitiminin karşılaştırılması Nuriye Özengin, Necmiye Ün Yıldırım, Bülent DuranS20. Kinezyolojik bantlamanın elin kavrama kuvveti üzerine etkisi Haşim Saknuk, Onur Aydoğdu, Zübeyir Sarı, Mine Gülden Polat S21. Bedensel engellilerin sportif aktivitelere katılımının demografik açıdan değerlendirilmesi: İstanbul profili Burcu Altun, Kezban Bayramlar, Tülay Bağcı Bosi, Abdülhamit Tayfur, Nevin Ergun

18.30-20.30 KOKTEYLYer: Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyeleri Lokali

8 KASIM 2013 / CUMA

08.30-10.00

Kadın ve EgzersizOturum Başkanı: Bülent Okan Yıldız• Yavuz Yakut Kadında biyomekaniksel özellikler• Funda Demirtürk Aşırı egzersizin etkileri-Sağlıktan yaralanmaya• Türkan Akbayrak Osteoporoz üzerine etkileri• Bülent Okan Yıldız Egzersizin hormonal sistem üzerine etkileri

10.00-10.30 ARA

10.30-12.00

Kas ve Tendon Yaralanmalarında Güncel YaklaşımlarOturum Başkanı: Egemen Turhan• Alp Çetin Klinik değerlendirmede ultrasonun yeri• Sarper Çetinkaya Platelet Rich Plazma (PRP) • İlhan Er PRP ve egzersiz• Gamze Şenbursa Reflex terapi

12.00-13.00 Öğle Yemeği

13.00-13.30 Guy Simoneau The challenge of return to sport for post-ACL: What say literature? TÜBİTAK tarafından desteklenmiştir.

13.30-15.00

Spor Yaralanmalarının Önlenmesinde ve Rehabilitasyonda Egzersiz: Bilimsel kanıtOturum Başkanı: Gül Baltacı• Defne Kaya İzokinetik Egzersizler• Zübeyir Sarı Eksentrik egzersizler• Mesut Selami Plyometrik egzersizler • Mehmet Gürhan Karakaya Gövde stabilizasyonu

15.00-15.30 ARA

15.30-16.30

Tartışmalı oturum: Menisküs Cerrahisinde Transplantasyon mu Tamir mi?Oturum Başkanı: Servet Tunay• Murat Bozkurt Menisküs transplantasyonu• Halit Pınar Menisküs tamiri • Nihal Gelecek Rehabilitasyon: Kim-nasıl ve ne kadar?

Page 5: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S5VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

16.30-18.00

Hangi Egzersizi Verelim?Oturum Başkanı: İnci Yüksel• Derya Özer Kaya Servikal disfonksiyon• İrem Düzgün Skapular instabilite• Cem Türkel Quadriceps kas yırtığı • Baran Yosmaoğlu Ön çapraz bağ rekonstrüksiyonu-12.hafta• Mehmet Şen Futbolcularda hamstring avulsiyonu• Cihan Öksüz Aşil tendinopati• İlhan Er Osteitis pubis

9 KASIM 2013 / CUMARTESİ

09.00-10.30

Spor Sırasında Oluşabilecek Riskler Oturum Başkanı: Ufuk Demirkılıç• Ufuk Demirkılıç Ani ölüm • Ersin Erdoğan Kafa travmaları • Özgen Aras Tehlikeli sporlarda riskler • Numan Demir Dilin geri kaçması

10.30-11.00 ARA

11.00-12.30

Spor Fizyoterapistliği Programında Tamamlanan Doktora Tez Sunumları Oturum Başkanı: Yavuz Yakut• Ayşenur Beşler-2003

Temporomandibular eklem disfonksiyon sendromunda manuel tedavinin etkinliğinin karşılaştırılması• Fatma Ünver-2004

Ayak bileği inversiyon yaralanmalarında proprioseptif eğitimin etkileri• Mehmet Yanardağ-2007

Otistik çocuklarda farklı egzersiz uygulamalarının motor performans ve sterotip davranışlar etkileri üzerine etkileri

• Özgür Sürenkök-2007Sıçanlarda L-Karnitin desteğinin kullanılmamaya bağlı kas atrofisine etkileri

• İrem Düzgün-2008Rotator kılıf tamiri sonrası yavaş ve hızlı rehabilitasyon protokollerinin karşılaştırılması

• H.Baran Yosmaoğlu-2009Ön çapraz bağ cerrahisinde iki farklı fiksasyon tekniğinde rehabilitasyon sonrası fonksiyonel sonuçların karşılaştırılması

• Derya Özer Kaya-2009Farklı kolumna vertebralis bölgelerindeki stabilizasyon eğitimlerinin üst ve alt ekstremite fonksiyonları-na ve dengeye etkileri

• Gül Deniz Yılmaz-2010Patellofemoral ağrı sendromunda postural stabilizasyon egzersizlerinin ağrı ve fonksiyon üzerine etkisi

• Gamze Şenbursa-2011Nörolojik defisiti olmayan lumbal bölge patolojilerinde farklı rehabilitasyon yaklaşımlarının karşılaştırıl-ması

• Rafet Irmak-2012Egzersiz tedavisine dirençli tek taraflı patellofemoral ağrı sendromlu olgularda, diz proprioception ve quadriceps kası yüzeyel emg cevaplarının tıbbi hipnoz altında incelenmesi

• Aydan Aytar-2013Subakromial sıkışma sendromunda skapular mobilizasyonun etkisi

12.30-13.00 • Ödül Töreni-Kapanış KURSLARTemporamandibular (Kraniomandibular) eklem disfonksiyonları ve tedavisi-Ayşenur Tuncer 6 Kasım 2013Fizyoterapistler için radyoloji-Dr. Mehmet Yörübulut9 Kasım 2013POSTERLER

P1. Engelli masa tenisi oyuncularında omuz ağrısı, skapular diskinezi ve fonksiyonellik ilişkisi Kaan Akın, Ece Uysal, Kemal Ergin, Aslıcan Zeybek, Aydan Aytar, Ayça Aytar Tığlı, Nevin ErgunP2. Adölesanlarda vücut kompozisyonu ve fiziksel aktivite düzeyi ilişkisinin incelenmesi Fadime Zeybek, Arzu Genç, Merve Demir

Page 6: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS6

P3. Tekerlekli sandalye basketbol oyuncularının IWBF puanları ile gövde kas kuvveti ve antropometrik ölçümler arasındaki ilişki Bahar Anaforoğlu, Emel Sönmezer, Nevin Ergun, Manolya AcarP4. Mobil cihazlardaki egzersiz uygulamaları Bahar Aras, Özgen ArasP5. Ekstrakorporeal şok dalga tedavi-ESWT kanıt düzeyleri Bahar Aras, Özgen ArasP6. Hiperbarik ortamda insan Özgen Aras, Bahar ArasP7. Bel ağrısının anksiyete, fiziksel aktivite düzeyi ve fonksiyonellik üzerine etkisi Meltem Işıntaş Arık, Hakan AkkanP8. Ön çapraz bağ rekonstrüksiyonu geçiren profesyonel sporcularda kinezyofobinin post operatif erken dönemde diz eklem

hareket açıklığı üzerine etkisi Enes Arıkan, İlkşan Demirbüken, Onur Aydoğdu, Tuğba Çolak Kuru, Zübeyir Sarı, Gönül AcarP9. Sorensen testi: Sonuçlar değerlendirilirken boy dikkate alınmalı mı? Deniz Bayraktar, Seher Özyürek, Arzu GençP10. Sigara kullanan ve kullanmayan amatör futbolcularda çeviklik parametrelerinin incelenmesi: Pilot çalışma Buket Büyükturan, Öznur Büyükturan, Derya Özer KayaP11. Sağlıklı genç kadın ve erkeklerde omuz izokinetik kas kuvvetinin torasik eğri ve mobilite ile ilişkisi Öznur Büyükturan, Derya Özer Kaya, Şeyda Toprak Çelenay, Anıl ÖzüdoğruP12. Osteoporozda fiziksel aktivitenin etkisi Aycan Cakmak, Demet TekinP13. Fizyoterapi öğrencilerinde yaşam alanı ve maddi gelir düzeyinin fiziksel aktivite düzeyi üzerine etkisi Enes Çam, Onur Aydoğdu, Zehra Betül ÖztürkP14. Omuz problemlerinde servikal ağrı ve disabilite: Pilot çalışma Elif Çamcı , Özge Çınar Medeni, İrem Düzgün, O. Ahmet AtayP15. Konsentrik ve eksentrik kontraksiyonlarla yapılan kas hasarı egzersizi sonrası toparlanma sürecinde kas hasarı ve EMG

cevaplarının incelenmesi Tamer Çankaya, Ümid Karlı, Güler Buğdaycı P16. İzometrik, konsentrik ve eksentrik kontraksiyonlarla yapılan tek set maksimum yüklenme direnç egzersizleri sonrası 8

dakikalık toparlanma sürecinde kas EMG cevaplarının incelenmesi Tamer Çankaya, Ümid Karlı, Nuriye Özengin P17. Metabolik sendromu olan ve olmayan olgularda fiziksel aktivite seviyesinin araştırılması Şeyda Toprak Çelenay, Derya Özer Kaya P18. Servikal disfonksiyonu olan ve olmayan kişilerde torakal kifoz ve mobilite: Ağrı ve postür ilişkisi Şeyda Toprak Çelenay, Derya Özer Kaya P19. Spor yapan ve yapmayan üniversite öğrencilerinin yatarak desteksiz ateşli tüfek atışında ön kol açı değişimlerinin incelenmesi Elvan Çetinkaya, Baybars Recep Eynur, Mustafa Sait Erzeybek P20. Sporcu sağlığı stajı deneyiminin bir fizyoterapi ve rehabilitasyon öğrencisi üzerindeki etkisi: Olgu sunumu Mehmet Duman, Derya Özer Kaya, Mesut SelamiP21. Amputelerde futbolun performans üzerine etkilerinin belirlenmesi Zehra Güçhan, Kezban Bayramlar, Nevin ErgunP22. Başüstü spor yapan adölosanlarda omuz internal rotasyon kaybinin akromiohumeral aralığa olan etkisi Hande Güney, Gülcan Harput, H. Erkan Kılınç, Filiz Çolakoğlu, Tunca Kaya, Ugur Toprak, Gül BaltacıP23. Yüzücülerde core stabilizasyon skorlarının incelenmesi Barış Gürpınar, Deniz Bayraktar, Umut Z. Koçak, Nursen İlçin, Ş. Erbil ÜnsalP24. Adölosan voleybol oyuncularında cinsiyet ve üst ekstremite dominansi omuz er:ir oranini etkiler mi? Gülcan Harput, Hande Güney, H. Erkan Kılınç, Filiz Çolakoğlu, Gül BaltacıP25. Adölesan tenis oyuncularında kavrama kuvveti ve kavrama enduransını etkileyen faktörler Zeynep Hazar, İnci YükselP26. Temel kemik palpasyon becerileri için 3 boyutlu yer tanımlama algoritması Rafet Irmak, Ahsen Irmak, Osman Yüksel YavuzP27. Spor fizyoterapistliğinde ınsrumantasyonel elektroterapi eğitimi Rafet Irmak, Ahsen IrmakP28. Hentbol oyuncularında bilateral skapular pozisyon, mobilite ve pektoralis minör kas uzunluğunun karşılaştırılması Tugce Kalaycıoglu, Volga Bayrakcı TunayP29. Adolesanlarda fotoğrafla postür analizinin güvenilirliği Gül Öznur Karabıçak, Zeynep Hazar, S. Fatma UygurP30. Mekanik bel ağrısı olan hastalarda benign eklem hipermobilitesinin fonksiyonel durum, ağrı, omurga postür, mobilite ve

dayanıklılığına etkileri Derya Özer Kaya, Şeyda Toprak Çelenay P31. Skapular kinezyo bant uygulamasının sağlıklı bireylerde postür, skapula, omuz kas kuvveti ve enduransı üzerine akut etkileri Derya Özer Kaya, Şeyda Toprak Çelenay

Page 7: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S7VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

P32. Farklı ayak patolojilerinde tabanlık uygulamasının yürüme mesafesine etkisi Hilal Keklicek, Yasin Tunç, Nilgün Bek, Yavuz Yakut, Fatma UygurP33. Progresif eksentrik egzersiz eğitimi otojen hamstring tendon grefti sonrası erken dönemde yaşam kalitesini etkiler mi? Gizem İrem Kınıklı, İnci Yüksel, Gül Baltacı, Özgür Ahmet Atay, Mahmut Nedim DoralP34. Adeziv kapsülit hastalarında servikal bölge hareket açıklığının omuz hareket açıklığına etkisi: Pilot çalışma Özge Çınar Medeni, Elif Çamcı, İrem DüzgünP35. Futbol oyuncularında dominant ve non-dominant alt ekstremitenin vücut dengesi üzerine etkisinin araştırılması Bayram Kapşigay, Bahar Özgül, Zübeyir Sarı, Mine Gülden Polat P36. Kadınlarda vücut yağ oranı ve abdominal yağlanma ile solunum fonksiyonları arasındaki ilişki Anıl Özüdoğru , Şeyda Toprak Çelenay, Derya Özer KayaP37. Bel ağrısı hikayesi olan adolesanlarda pelvik postürün üç boyutlu değerlendirmesi Seher Özyürek, Arzu Genç, Hayriye Kul Karaali, Candan AlgunP38. Artistik cimnastikçilerde denge değerlendirmesi Ömer Osman Pala, Nuriye Özengin, Necmiye Ün Yıldırım, Ayşe Neriman Narin, Merve YazgaçP39. Tekerlekli sandalye basketbol oyuncularında kavrama kuvvetinin ve üst ekstremite enduranslarının değerlendirilmesi Emel Sönmezer, Bahar Anaforoğlu, Nevin Ergun, Manolya AcarP40. Tekerlekli sandalye kullanıcılarının omuz ağrısının ve mobilite düzeyinin değerlendirilmesi Emel Sönmezer, Bahar Anaforoğlu, Nevin Ergun, Manolya AcarP41. Hamilelerde fiziksel aktivite: Gebelik fiziksel aktivite anketinin (pregnancy physical activity questionnaire) Türkçe versiyo-

nunun geçerlilik ve güvenirliği Yasemin Çırak, Gül Deniz Yılmaz, Yasemin Parlak Demir, Murat Dalkılınç, Semra ŞanP42. Motosikletçilerde vücut pozisyonunun kavrama kuvvetine etkisinin incelenmesi Demet Tekin, Çiğdem Ayhan, Bilsen SirmenP43. Kinezyolojik bantlamanın pozisyon duyusu üzerine etkisi Erhan Tekin, Onur Aydoğdu, Zübeyir Sarı, Mine Gülden PolatP44. Üniversite öğrencilerinde fiziksel aktivite düzeyi ile akademik başarı arasındaki ilişkinin incelenmesi Nazan Tuğay, B. Umut Tuğay, Şahin Çakır, Berkan TaşdemirP45. Journal of Orthopaedic & Sports Physical Therapy Dergisinin değini sıklığı ile ilgili faktörlerin incelenmesi Bayram Ünver, Fatma Ü. Koçak, Mehmet ErduranP46. Atıcılık milli takım sporcularının gövde stabilitelerinin değerlendirilmesi Necmiye Ün Yıldırım, Banu Kabak , Meral Hazır, Nuriye ÖzenginP47. Diz osteoartritinde dizlik, esnek ve rijit bantlama kullanımının etkilerinin ağrı üzerine anlık etkilerinin karşılaştırılması Tezel Yıldırım, Fatih Erbahçeci, Gül BaltacıP48. Londra 2012 paralimpik oyunlara katılan Türk milli takımı sporcularının yaralanma profili Hayri Baran Yosmaoğlu, Nevin ErgunP49. Fizyoterapistlerin yürüme analizine bakış açıları ve kullanım alışkanlıklarının incelenmesi Serkan Taş, Banu Karahan, Zafer Erden

Page 8: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS8

SÖZEL SUNUMLAR / ORAL PRESENTATIONS

Sayfa

S01

Ofis çalışanlarının fiziksel aktivite düzeylerinin; bel ağrısı, yaşam kalitesi, depresyon ve anksiyete seviyesi üzerine etkisiAhmet Olcay Akman, Onur Aydoğdu, Zehra Betül Öztürk, İlkşan Demirbüken, Zübeyir Sarı, Tuğba Kuru Çolak, Gönül Acar, Saadet Ufuk Yurdalan, Mine Gülden Polat

S11

S02Tekerlekli sandalye basketbol oyuncularının IWBF sınıflandırma sistemi puanlarının izokinetik kas kuvveti ve pozisyon duyuları üzerine etkisi-pilot çalışmaBahar Anaforoğlu, Emel Sönmezer, Nevin Ergun, Manolya Acar

S11

S03Akut anterior talofibular bağ yaralanmalarında kinezyo bant ve price tedavi yöntemlerinin karşılaştırılmasıAyça Aracı, İnci Yüksel

S11

S04 Asemptomatik omuzlarda yuvarlak omuz postürünün skapular kinematik üzerine etkisiElif Çamcı, İrem Düzgün, Gül Baltacı, Ayşe Karaduman, Mutlu Hayran S12

S05 Patellofemoral ağrı sendromunda ilerleyici nöromusküler egzersiz programının etkinliğiPınar Balcı, Volga Bayrakcı Tunay, O. Ahmet Atay, Servet Tunay S12

S06Sağlıklı kadınlarda 16 haftalık step-aerobik programının vücut kompozisyonu, bacak kas kuvveti ve yaşam kalitesine etkisiŞeyda Toprak Çelenay, Derya Özer Kaya, Öznur Büyükturan, Anıl Özüdoğru

S13

S07Atış sporcularının omuz eklem pozisyon hissi ve reaksiyon zamanlarının sedanter kişilerle karşılaştırılmasıSezen Dincer, Muharrem Dincer, Volga Bayrakcı Tunay, Devrim Akseki

S13

S08İzokinetik dinamometre ile yapılan ölçümlerde omuz ve diz eklemlerine ait izokinetik yüklenme aralığının tespit edilmesiR. Tuğba Durdubaş, Kerem Tuncay Özgünen, Ümüt Adaş, Çiğdem Özdemir, Sanlı Sadi Kurdak

S14

S09Amatör bisikletçi ve kaya tırmanıcılarında farklı dirsek pozisyonlarında ölçülen el kavrama kuvvet ve enduranslarının karşılaştırılmasıDuygu Ercan, Ayşegül Çalışkan, Mehmet Gürhan Karakaya, İlkim Çıtak Karakaya

S14

S10 Basketbolcularda farklı pozisyonlarda atış yüzdesini etkileyen faktörlerin analizi Gözde Gür, Erkan Kılınç, Çiğdem Ayhan, Özgün Uysal, A. Çağatay Sezik, Volga Bayrakcı Tunay S15

S11Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılmasıBünyamin Haksever, Gül Baltacı

S15

S12Lateral epikondilitde kuru iğneleme ve extracorporeal şok dalga tedavi (ESWT) etkinliklerinin karşılaştırılmasıZeynep Hazar, Hüseyin Arslan

S15

S13 Cervical traksiyon kuvvet similatörüRafet Irmak, Ahsen Irmak, Osman Yüksel Yavuz S16

S14Farklı eksternal desteklerin arka ayak pronasyonuna etkilerinin pedobarografik yöntemle incelenmesi: Pilot çalışmaBanu Karahan, Serkan Taş, Nilgün Bek

S16

S15 Sağlıklı kadınlarda 16 haftalık aerobik egzersiz programının omurga uygunluğuna etkileriDerya Özer Kaya, Şeyda Toprak Çelenay S17

S16Sağlıklı bayanlarda aktivite ile oluşan boyun ağrısının çiğneme kasları üzerine akut etkisi-(pilot çalışma) Hasan Erkan Kılınç, Burak Ulusoy, Nevin Ergun

S17

S17 Ulusal Spor Fizyoterapistleri kongreleri’nde sunulan bildirilerin yayınlanma oranlarının incelenmesiUmut Ziya Koçak, Deniz Bayraktar, Bayram Ünver S17

S18 Ön çapraz bağ tamiri olan hastalarda postüral stabiliteyi etkileyen faktörlerin belirlenmesiÖzge Çınar Medeni, Gül Baltacı, Kezban Bayramlar, Nevin Atalay Güzel, İbrahim Yanmış S18

S19Pelvik organ prolapsusu olan kadınlarda stabilizasyon egzersizleri ile pelvik taban kas eğitiminin karşılaştırılmasıNuriye Özengin, Necmiye Ün Yıldırım, Bülent Duran

S18

S20 Kinezyolojik bantlamanın elin kavrama kuvveti üzerine etkisiHaşim Saknuk, Onur Aydoğdu, Zübeyir Sarı, Mine Gülden Polat S19

S21 Bedensel engellilerin sportif aktivitelere katılımının demografik açıdan değerlendirilmesi: İstanbul profiliBurcu Altun, Kezban Bayramlar, Tülay Bağcı Bosi, Abdülhamit Tayfur, Nevin Ergun S19

Page 9: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S9VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

POSTERLER / POSTERS

Sayfa

P01 Engelli masa tenisi oyuncularında omuz ağrısı, skapular diskinezi ve fonksiyonellik ilişkisi Kaan Akın, Ece Uysal, Kemal Ergin, Aslıcan Zeybek, Aydan Aytar, Ayça Aytar Tığlı, Nevin Ergun S20

P02 Adölesanlarda vücut kompozisyonu ve fiziksel aktivite düzeyi ilişkisinin incelenmesiFadime Zeybek, Arzu Genç, Merve Demir S20

P03Tekerlekli sandalye basketbol oyuncularının IWBF puanları ile gövde kas kuvveti ve antropometrik ölçümler arasındaki ilişki Bahar Anaforoğlu, Emel Sönmezer, Nevin Ergun, Manolya Acar

S20

P04 Mobil cihazlardaki egzersiz uygulamalarıBahar Aras, Özgen Aras S21

P05 Ekstrakorporeal şok dalga tedavi-ESWT kanıt düzeyleriBahar Aras, Özgen Aras S21

P06 Hiperbarik ortamda insanÖzgen Aras, Bahar Aras S21

P07 Bel ağrısının anksiyete, fiziksel aktivite düzeyi ve fonksiyonellik üzerine etkisiMeltem Işıntaş Arık, Hakan Akkan S21

P08Ön çapraz bağ rekonstrüksiyonu geçiren profesyonel sporcularda kinezyofobinin post operatif erken dönemde diz eklem hareket açıklığı üzerine etkisiEnes Arıkan, İlkşan Demirbüken, Onur Aydoğdu, Tuğba Çolak Kuru, Zübeyir Sarı, Gönül Acar

S22

P09 Sorensen Testi: Sonuçlar değerlendirilirken boy dikkate alınmalı mı?Deniz Bayraktar, Seher Özyürek, Arzu Genç S22

P10Sigara kullanan ve kullanmayan amatör futbolcularda çeviklik parametrelerinin incelenmesi: Pilot çalışmaBuket Büyükturan, Öznur Büyükturan, Derya Özer Kaya

S23

P11 Sağlıklı genç kadın ve erkeklerde omuz izokinetik kas kuvvetinin torasik eğri ve mobilite ile ilişkisiÖznur Büyükturan, Derya Özer Kaya, Şeyda Toprak Çelenay, Anıl Özüdoğru S23

P12 Osteoporozda fiziksel aktivitenin etkisiAycan Cakmak, Demet Tekın S24

P13 Fizyoterapi öğrencilerinde yaşam alanı ve maddi gelir düzeyinin fiziksel aktivite düzeyi üzerine etkisiEnes Çam, Onur Aydoğdu, Zehra Betül Öztürk S24

P14 Omuz problemlerinde servikal ağrı ve disabilite: Pilot çalışmaElif Çamcı, Özge Çınar Medeni, İrem Düzgün, O. Ahmet Atay S24

P15Konsentrik ve eksentrik kontraksiyonlarla yapılan kas hasarı egzersizi sonrası toparlanma sürecinde kas hasarı ve emg cevaplarının incelenmesi Tamer Çankaya, Ümid Karlı, Güler Buğdaycı

S25

P16İzometrik, konsentrik ve eksentrik kontraksiyonlarla yapılan tek set maksimum yüklenme direnç egzersizleri sonrası 8 dakikalık toparlanma sürecinde kas EMG cevaplarının incelenmesi Tamer Çankaya, Ümid Karlı, Nuriye Özengin

S25

P17 Metabolik sendromu olan ve olmayan olgularda fiziksel aktivite seviyesinin araştırılmasıŞeyda Toprak Çelenay, Derya Özer Kaya S26

P18 Servikal disfonksiyonu olan ve olmayan kişilerde torakal kifoz ve mobilite: Ağrı ve postür ilişkisi Şeyda Toprak Çelenay, Derya Özer Kaya S26

P19Spor yapan ve yapmayan üniversite öğrencilerinin yatarak desteksiz ateşli tüfek atışında ön kol açı değişimlerinin incelenmesiElvan Çetinkaya , Baybars Recep Eynur, Mustafa Sait Erzeybek

S26

P20Sporcu sağlığı stajı deneyiminin bir fizyoterapi ve rehabilitasyon öğrencisi üzerindeki etkisi: Olgu sunumuMehmet Duman, Derya Özer Kaya, Mesut Selami

S27

P21 Amputelerde futbolun performans üzerine etkilerinin belirlenmesi Zehra Güçhan, Kezban Bayramlar, Nevin Ergun S27

P22 Başüstü spor yapan adölosanlarda omuz internal rotasyon kaybının akromiohumeral aralığa olan etkisiHande Güney, Gülcan Harput, H. Erkan Kılınç, Filiz Çolakoğlu, Tunca Kaya, Ugur Toprak, Gül Baltacı S28

P23 Yüzücülerde core stabilizasyon skorlarının incelenmesiBarış Gürpınar, Deniz Bayraktar, Umut Z. Koçak, Nursen İlçin, Ş. Erbil Ünsal S28

P24 Adölesan voleybol oyuncularında cinsiyet ve üst ekstremite dominansı omuz er:ir oranını etkiler mi?Gülcan Harput, Hande Güney, H. Erkan Kılınç, Filiz Çolakoğlu, Gül Baltacı S28

P25 Adölesan tenis oyuncularında kavrama kuvveti ve kavrama enduransını etkileyen faktörlerZeynep Hazar, İnci Yüksel S29

P26 Temel kemik palpasyon becerileri için 3 boyutlu yer tanımlama algoritmasıRafet Irmak, Ahsen Irmak , Osman Yüksel Yavuz S29

Page 10: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS10

P27 Spor fizyoterapistliğinde instrumantasyonel elektroterapi eğitimiRafet Irmak, Ahsen Irmak S30

P28Hentbol oyuncularında bilateral skapular pozisyon, mobilite ve pektoralis minör kas uzunluğunun karşılaştırılmasıTugce Kalaycıoglu, Volga Bayrakcı Tunay

S30

P29 Adolesanlarda fotoğrafla postür analizinin güvenilirliğiGül Öznur Karabıçak, Zeynep Hazar, S. Fatma Uygur S31

P30Mekanik bel ağrısı olan hastalarda benign eklem hipermobilitesinin fonksiyonel durum, ağrı, omurga postür, mobilite ve dayanıklılığına etkileriDerya Özer Kaya, Şeyda Toprak Çelenay

S31

P31Skapular kinezyobant uygulamasının sağlıklı bireylerde postür, skapula, omuz kas kuvveti ve enduransı üzerine akut etkileri Derya Özer Kaya, Şeyda Toprak Çelenay

S31

P32 Farklı ayak patolojilerinde tabanlık uygulamasının yürüme mesafesine etkisiHilal Keklicek, Yasin Tunç, Nilgün Bek, Yavuz Yakut, Fatma Uygur S32

P33Progresif eksentrik egzersiz eğitimi otojen hamstring tendon grefti sonrası erken dönemde yaşam kalitesini etkiler mi?Gizem İrem Kınıklı, İnci Yüksel, Gül Baltacı, Özgür Ahmet Atay, Mahmut Nedim Doral

S32

P34Adeziv kapsülit hastalarında servikal bölge hareket açıklığının omuz hareket açıklığına etkisi: Pilot çalışmaÖzge Çınar Medeni, Elif Çamcı, İrem Düzgün

S33

P35Futbol oyuncularında dominant ve non-dominant alt ekstremitenin vücut dengesi üzerine etkisinin araştırılmasıBayram Kapşigay, Bahar Özgül, Zübeyir Sarı, Mine Gülden Polat

S33

P36 Kadınlarda vücut yağ oranı ve abdominal yağlanma ile solunum fonksiyonları arasındaki ilişkiAnıl Özüdoğru, Şeyda Toprak Çelenay, Derya Özer Kaya S33

P37 Bel ağrısı hikayesi olan adolesanlarda pelvik postürün üç boyutlu değerlendirmesiSeher Özyürek, Arzu Genç, Hayriye Kul Karaali, Candan Algun S34

P38 Artistik cimnastikçilerde denge değerlendirmesiÖmer Osman Pala, Nuriye Özengin, Necmiye Ün Yıldırım, Ayşe Neriman Narin, Merve Yazgaç S34

P39Tekerlekli sandalye basketbol oyuncularında kavrama kuvvetinin ve üst ekstremite enduranslarının değerlendirilmesi Emel Sönmezer, Bahar Anaforoğlu, Nevin Ergun, Manolya Acar

S34

P40 Tekerlekli sandalye kullanıcılarının omuz ağrısının ve mobilite düzeyinin değerlendirilmesiEmel Sönmezer, Bahar Anaforoğlu, Nevin Ergun, Manolya Acar S35

P41Hamilelerde fiziksel aktivite: Gebelik fiziksel aktivite anketinin (pregnancy physical activity questionnaire) Türkçe versiyonunun geçerlilik ve güvenirliğiYasemin Çırak, Gül Deniz Yılmaz, Yasemin Parlak Demir, Murat Dalkılınç, Semra Şan

S35

P42 Motosikletçilerde vücut pozisyonunun kavrama kuvvetine etkisinin incelenmesiDemet Tekin, Çiğdem Ayhan, Bilsen Sırmen S36

P43 Kinezyolojik bantlamanın pozisyon duyusu üzerine etkisiErhan Tekin, Onur Aydoğdu, Zübeyir Sarı, Mine Gülden Polat S36

P44 Üniversite öğrencilerinde fiziksel aktivite düzeyi ile akademik başarı arasındaki ilişkinin incelenmesiNazan Tuğay, B. Umut Tuğay, Şahin Çakır, Berkan Taşdemir S37

P45Journal of Orthopaedic & Sports Physical Therapy Dergisinin değini sıklığı ile ilgili faktörlerin incelenmesiBayram Ünver, Fatma Ü. Koçak, Mehmet Erduran

S37

P46 Atıcılık milli takım sporcularının gövde stabilitelerinin değerlendirilmesiNecmiye Ün Yıldırım, Banu Kabak , Meral Hazır, Nuriye Özengin S37

P47Diz osteoartritinde dizlik, esnek ve rijit bantlama kullanımının etkilerinin ağrı üzerine anlık etkilerinin karşılaştırılmasıTezel Yıldırım, Fatih Erbahçeci, Gül Baltacı

S38

P48 Londra 2012 paralimpik oyunlara katılan Türk milli takımı sporcularının yaralanma profili Hayri Baran Yosmaoğlu, Nevin Ergun S38

P49 Fizyoterapistlerin yürüme analizine bakış açıları ve kullanım alışkanlıklarının incelenmesiSerkan Taş, Banu Karahan, Zafer Erden S39

Page 11: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S11VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

SÖZEL BİLDİRİLER/ ORAL PRESENTATIONS

S1. Ofis çalışanlarının fiziksel aktivite düzeylerinin; bel ağrısı, yaşam kalitesi, depresyon ve anksiyete seviyesi üzerine etkisiAhmet Olcay Akman, Onur Aydoğdu, Zehra Betül Öztürk, İlkşan Demirbüken, Zübeyir Sarı, Tuğba Kuru Çolak, Gönül Acar, Saadet Ufuk Yurdalan, Mine Gülden PolatMarmara Ü, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Günümüzde yaşam koşulları, insanları daha az hareket eder duruma getirmektedir. Obezite, hipertansiyon, depresyon, osteoporoz ve diğer kronik hastalıklar için de önemli bir risk faktörü olan fiziksel inaktivite, sağlıklı bireyler ve toplumlar oluşmasına engel teşkil etmektedir. Çalışmamızın amacı, masa başı çalışan bireylerdeki fiziksel aktivite düzeylerinin bel ağrısı, yaşam kalitesi, depresyon ve anksiyete seviyesi üzerine etkilerini incelemekti. Yöntemler: Çalışmamız 20 Ocak-15 Nisan 2013 tarihleri arasında Kadıköy Belediyesi ve Ümraniye Eğitim Araştırma Hastanesi’nde, yaşları 17 ila 51 yıl arasında değişen (31.89±6.67) toplam 100 sağlıklı olgu (49 kadın-51 erkek) ile gerçekleştirildi. Çalışmaya katılan olguların demografik bilgileri alındıktan sonra fiziksel aktivite düzeyleri IPAQ, bel ağrı şiddeti VAS, yaşam kaliteleri SF-36, depresyon seviyeleri BECK depresyon anketi, anksiyete seviyeleri ise STAI-1 ve STAI-2 anketi ile ölçüldü. İstatistiksel analizde pearson korelasyon analizi kullanıldı. Anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edildi. Sonuçlar: Çalışmamıza dahil edilen olguların fiziksel aktivite düzeyleri ile ağrı şiddeti, yaşam kalitesi, depresyon ve anksiyete seviyeleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmadı (p<0.05). Tartışma: Literatüre bakıldığında ofis çalışanlarının fiziksel aktivite düzeylerinin çalışmamızda ölçülen sağlık parametreleri ile ilişkisini inceleyen çalışmalarda farklı sonuçlar rapor edilmiştir. Çalışmamızın sonuçları literatürde yer alan bazı çalışmalarla benzerlik göstermektedir. Çalışmamıza katılan olguların, erişkin genç bireylerden oluşması sebebiyle değerlendirilen parametrelerde anlamlı fark bulunamamış olabilir. Sağlıklı olgularda fiziksel aktivite düzeyinin; bel ağrısı şiddeti, yaşam kalitesi, depresyon ve anksiyete seviyeleri üzerine etkilerinin anlaşılabilmesi için, daha fazla olgu sayısına sahip, daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünülmektedir.The effect of physical activity levels on low back pain, quality of life, levels of depression and anxiety in office workersPurpose: Nowadays, life conditions make people more inactive. Physical activity which is a risk factor of obesity, hypertension, depression, osteoporosis and the other chronic diseases, causes block to be healthy individuals and society. The purpose of this study was to investigate the effects of physical activity levels on low back pain, quality of life, levels of depression and anxiety in office workers. Methods: The study who were participated in 100 healthy individuals (49 women, 51 men) aged between 17 and 51 (31.89±6.67) was carried out in municipilaty of kadıköy and ümraniye education and research hospital between January-April 2013. After demographic data had been recorded, physical activity levels was assessed with IPAQ, low back pain was assessed with vas, quality of life was assessed with sf-36, levels of depression was assessed with BECK and anxiety with STAI-I and STAI-II. In statistical analysis of the data, pearson correlation was used. Significance level was accepted p<0.05. Results: there is no statistically significant relationship between physical activity levels and pain intensity, quality of life, level of depression and anxiety (p>0.05). Discussion: On literature, the studies investigating the relationships between the parameters which were measured in this study, and physical activity levels in office workers have been reported as different results. This study’s results are in accordance with a number of studies on literature. There may have not been statistically significant in the parameters evaluated due to the cases which participated in, consist of young adults in the study. It is thought that more comprehensive studies with more cases are needed in order to be understood better the effects of physical activity levels on low back pain, quality of life, level of depression and anxiety in healthy individuals.

S2.Tekerlekli sandalye basketbol oyuncularının IWBF sınıflandırma sistemi puanlarının izokinetik kas kuvveti ve pozisyon duyuları üzerine etkisi-pilot çalışma

Bahar Anaforoğlu¹, Emel Sönmezer¹, Nevin Ergun², Manolya Acar¹¹Başkent Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara²Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Çalışmamızın amacı tekerlekli sandalye basketbol oyuncularının IWBF (international wheelchair basketball federation) sistemine göre aldıkları puanların izokinetik kas kuvveti ve pozisyon duyuları üzerine etkisini araştırmaktır. Yöntemler: Çalışmamızda IWBF sınıflandırma sistemine göre 2.5 puan ve altı 4 sporcu (yaş: 27.50±6.19 yıl, vücut kütle indeksi (VKİ) : 24.83±2.30 kg/m²), 3.0 puan ve üstü 6 sporcu (yaş: 31.00±3.34 yıl, VKİ: 21.76±2.17 kg/m²) bulunan 2 grup yer almaktadır. Sporcuların izokinetik kas kuvveti omuz fleksiyon ve ekstansiyon pozisyonunda 60º/sn ve 180º/sn hızda Cybex izokinetik dinamaometre ile değerlendirildi. Pozisyon hissi değerlendirmek için sporculara gözleri kapalı iken Cybex ile omuz internal rotasyon hareketi gerçekleştirilirken 45 derecede ve eksternal rotasyonunda gerçekleştirilirken 70 derecede işitsel uyarı vererek öğretildi. Oyunculardan aynı açısal açısal değerlerde hareketi tekrar etmeleri istendi. Tekrar sırasındaki açısal sapma kaydedildi. Elde edilen sonuçlar her iki grup arasında karşılaştırıldı. Sonuçlar: Omuz fleksiyon ve ekstansiyon izokinetik kas kuvveti, omuz internal ve eksternal rotasyon pozisyon hissi sonuçlarında yüksek gövde kontrolü olan sporcularda daha iyi skorlar elde edilmesine rağmen gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p≥0.05). Tartışma: Bu sonuçlara göre IWBF sınıflandırma sistemindeki puanların, sporcuların omuz fleksiyon ve ekstansiyon izokinetik kas kuvveti ve omuz internal ve eksternal pozisyon hissi üzerine etkisi olmadığı görülmüştür. Bu konuda üst ekstremitenin diğer kas gruplarını da içeren daha kapsamlı çalışmalar yapılmasını önermekteyiz. The effect of IWBF classification system points on isokinetic muscle strength and position senses of wheelchair basketball players-a pilot study Purpose: The aim of our study was to reserach the effect of IWBF (International Wheelchair Basketball Federation) Classification System points on the isokinetic muscle strength and position senses. Methods: In our study there were two groups that based on the classification system of IWBF. There were four players in 2.5 points and lower classes (age: 27.50±6.19 years, body mass index (BMI): 24.83±2.30 kg/m²), six players in 3.0 points and higher group (age: 31.00±3.34, BMI: 21.76±2.17 kg/m²). Isokinetic muscle strength in shoulder flexion and extension positions at 60º/s and 180º/sec speed was assessed by Cybex isokinetic dynamometer. To evaluate the position sense was taught by visual alert while performing the movement of the shoulder internal rotation 45 degree and external rotation of 70 degrees when their eyes closed. We wanted the players repeat the movement of the same range. The angular deflection was recorded during the repetation. The results are compared between each two groups. Results: Although isokinetic muscle strength of shoulder flexion and extension, the shoulder position sense at internal and external rotation were better in the players who have higher points, there was no statistically significant difference between the groups (p ≥ 0.05). Discussion: According to these results, there are no effect of the points of IWBF classification system on athletes’ shoulder flexion and extension isokinetic muscle strength and shoulder internal and external position sense. We recommend that more extensive studies that contain other muscle groups of the upper limb should be done.

S3. Akut anterior talofibular bağ yaralanmalarında kinezyo bant ve price tedavi töntemlerinin karşılaştırılmasıAyça Aracı1, İnci Yüksel21Fizyosport Center, Antalya2Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Akut anterior talofibular ligament (ATFL) inversiyon yaralanmalarının tedavisinde kinezyo bant uygulaması ile price tedavi sonuçlarını karşılaştırarak her iki yöntemin göreceli etkinliklerini araştırmak. Yöntemler: Çalışmaya 1. ve 2. dereceden akut ATFL yaralanması olan 30 hasta alındı. Hastalar basit rastgele yöntemle 15’er kişilik kinezyo bant ve price yaklaşımlarının uygulandığı 2 gruba

Page 12: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS12

ayrıldı. Ayak bileği eklem hareket açıklığı üniversal gonyometre ile eklem çevresindeki ödem modifiye 8 yöntemi kullanılarak mezura ve ağrı şiddeti, görsel ağrı skalası (GAS) kullanılarak ölçüldü. Alt ekstremite fonksiyonları “alt ekstremite fonksiyonel skalası (AEFS)” ile değerlendirildi. Hastaların bir grubu yalnızca kinezyo bant uygulaması ile diğer grup ise price yöntemi ile toplam 7 gün tedavi edildi. Verilerin grup içi değişimleri “wilcoxon eşleştirilmiş iki örnek testi” ile; gruplar arası karşılaştırmalar ise “mann-whitney u testi” kullanılarak analiz edildi ve α=0.05 olarak belirlendi. Sonuçlar: Hem kinezyo bant hem de price grubunun başlangıç çevre ölçümleri ve ağrı düzeyinin, tedaviye başlandıktan sonraki 3. gün ve 7. gün değerlerine göre anlamlı düzeyde azalma gösterdiği (p<0.05), eklem hareket açıklığının ve AEFS puanlarının ise her iki grupta da anlamlı düzeyde arttığı saptandı (p<0.05). Ancak her iki grubun 7. gündeki AEFS puanları arasında anlamlı fark olup price grubunun puanı, kinezyo bant grubuna göre yüksek bulundu (p<0.05). Tartışma: Akut ATFL inversiyon yaralanmaları sonrası oluşan eklem hareket kısıtlılığı, ödem ve ağrının tedavisinde kinezyo bant yönteminin price uygulaması ile aynı oranda etkin olduğu, ancak price uygulaması ile alt ekstremite fonksiyonlarının daha iyi tedavi edildiği saptandı. The comparison between the kinesio tape and price methods on the injury of anterior talofibular ligament treatmentPurpose: To investigated of the relative effectiveness by comparing the kinesio tape and price methods on the injury of anterior talofibular ligament (ATFL) treatment. Methods: We had 30 patients who had 1st and 2nd degree acute inversion injuries of the anterior talofibular ligament. Patients were randomly separated two groups each consisting 15 patients; namely kinesio taping group and prıce group. The rom of the ankle movement was measured with goniometer and the ankle edema was measured with tape using modified 8 method. Pain intensity was measured using visual pain scale (VAS). Functionality of lower extremities were evaluated using “lower extremity functional scale” (LEFS). One group was treated by using kinesio taping and the other group was treated by using prıce method for 7 days. Intragroup variability of results was analyzed using “paired two sample wilcoxon test” and intergroup comparisons were analyzed using “mann-whitney u test” and found to be α=0.05. Results: Pain intensity levels and the edema of the ankle initial circumference measures were significantly decreased 3rd and 7th days following therapy for both kinesio taping and price groups (p<0.05), and rom of the ankle and the LEFS scores increased significantly for both groups (p<0.05). But there was a significant difference between 7th day scores of the kinesio groups and scores of price groups which was significantly higher than kinesio taping group (p<0.05). Discussion: Kinesio taping had comparable effectiveness with price therapy for the treatment of movement limitation, edema and pain, but it was also found that price therapy would be more effective than kinesio taping in the therapy of lower extremity functions.

S4.Asemptomatik omuzlarda yuvarlak omuz postürünün skapular kinematik üzerine etkisiElif Çamcı1, İrem Düzgün1, Gül Baltacı2, Ayşe Karaduman2, Mutlu Hayran3

1Gazi Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara2Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara3Hacettepe Ü, Tıp Fak, Prevantif Onkoloji ABD, AnkaraAmaç: Bu çalışmanın amacı sağlıklı omuzlarda yuvarlak omuz postürünün skapular kinematik üzerine etkisini araştırmaktır. Yöntemler: Çalışmaya 32 sağlıklı birey (X±SS; yaş: 23.1±1.2 yıl, vücut kütle indeksi (VKİ): 23.2±2.5 kg/cm2) dahil edildi. Herhangi bir nörolojik problemi ve üst ekstremiteye ait ağrı ve yaralanma hikayesi olan bireyler çalışmaya dahil edilmedi. Yuvarlak omuz postürü, birey ayakta duruş pozisyonundayken anterior akromion ile duvar arasındaki mesafe kaliper ile ölçülerek değerlendirildi. Üç boyutlu skapular hareketler (internal-eksternal rotasyon, yukarı-aşağı doğru rotasyon, anterior-posterior tilt) 3-d elektromagnetik sistem kullanılarak değerlendirildi. Açısal veriler üst ekstremitenin sagital, frontal ve skapular düzlemdeki elevasyonu sırasında 30, 60, 90 ve 120 derecelerde toplandı ve uluslararası biyomekani cemiyeti önerilerine göre analiz edildi. İstatistiksel analizde pearson korelasyon katsayısı kullanıldı. Sonuçlar:

Yuvarlak omuz postürü ile skapular anterior-posterior tilt açısı arasında frontal düzlemde 30° (r=-0.409, p=0.02) ve 60° (r=-0.394, p=0.02) elevasyonda, skapular düzlemde ise 30°elevasyonda (r=-0.374, p=0.03) ilişki vardı. Ayrıca, sagital düzlemde 30° elevasyonda yuvarlak omuz postürü ile skapular internal-eksternal rotasyon arasında ilişki bulundu (r=0.408, p=0.21). Elevasyonun araştırılan diğer derecelerinde istatistiksel olarak anlamlı korelasyon bulunmadı (p>0.05). Tartışma: Asemptomatik omuzlarda yuvarlak omuz postürü arttıkça, özellikle elevasyonun erken dönemlerinde (<60°) daha fazla skapular internal rotasyon ve anterior tilt gözlenmiştir. Yuvarlak omuz postürünün skapular pozisyon ve oryantasyonu istirahat ve elevasyonun erken döneminde etkilediği, bu durumun varlığının elevasyon derecesi arttıkça kompanse edildiği görülmüştür. Altta yatan kompansasyon mekanizmaları ve semptomatik omuzlarda meydana gelebilecek değişlikler için ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.Effect of rounded shoulder posture on scapular kinematics in asymptomatic shouldersPurpose: To investigate the effect of rounded shoulder posture on scapular kinematics. Methods: Thirty-two healthy subjects (X±SD; age: 23.1±1.2 years, BMI: 23.2±2.5 kg/cm2) were included to the study. Subjects with any pain related to upper extremities and neurologic disorders were excluded. The distance between anterior acromion and wall was measured by caliper in standing position to assess rounded shoulder posture. Three-dimensional scapular kinematics (internal-external rotation, upward-downward rotation, anterior-posterior tilt) were recorded by electromagnetic system. Angular data were collected at 30°, 60°, 90° and 120° during sagittal, frontal and scapular plane elevation and analyzed according to isb recommendations. Pearson-correlation was used for statistical analysis. Results: There were significant correlations found between rounded shoulder posture and scapular anterior-posterior tilt at 30° (r=-0.409, p=0.02) and 60° elevation (r=-0.394, p=0.02) in frontal plane and 30°elevation (r=-0.374, p=0.03) in scapular plane. Also, in sagittal plane statistical correlation found between rounded shoulder posture and scapular internal-external rotation (r=0.408, p=0.21). There weren’t statistically significant correlation found at other levels of elevation (p>0.05). Discussion: There were increased scapular internal rotation and anterior tilt especially for early degrees of elevation (<60°) observed in asymptomatic shoulders with rounded shoulder posture. It is observed that the posture might affect scapular orientation at early degrees of elevation, but later this situation might be compensated. Further studies with more focus on underlying-mechanism and symptomatic sample are needed.

S5.Patellofemoral ağrı sendromunda ilerleyici nöromusküler egzersiz programının etkinliğiPınar Balcı1, Volga Bayrakcı Tunay1, Ö. Ahmet Atay2, Servet Tunay3

1Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara2Hacettepe Ü, Tıp Fak, Ortopedi ve Travmatoloji ABD, Ankara3GATA, Ortopedi ve Travmatoloji ABD, AnkaraAmaç: Bu çalışma, patellofemoral ağrı sendromu (PFAS)’ nda ilerleyici nöromusküler egzersiz programının ağrı ve fonksiyonel aktivitelerde etkinliğinin araştırılması amacıyla planlandı. Yöntemler: Tek taraflı PFAS (n= 13 kadın, ortalama yaş= 37 yıl, ortalama boy= 164 cm, vücut kitle indeksi= 24.45 kg/cm²) olan bireyler dâhil edildi. Bireylerin vizüel ağrı skalasıyla istirahat, gece ve fonksiyonel aktiviteler sırasındaki ağrıları kaydedildi. Eksentrik basamak testiyle fonksiyonel aktiviteleri değerlendirildi. Bireylere 7 gün/6 hafta boyunca ilerleyici nöromusküler egzersiz programı uygulandı. Tedavi öncesi ve 6 haftalık egzersiz programı sonrasında tüm değerlendirmeler tekrar edildi. Sonuçlar: PFAS’ li kadın bireylerde 6 haftalık nöromusküler egzersiz programı sonrasında merdiven inerken ((X= 3.01, SS= 2.43), t(12)= 4.46, p= 0.001, p<0.005), istirahat boyunca (z=-2.39, p=0.017, p<0.05), gece (z=-2.55, p=0.011, p<0.05) ve çömelme pozisyonundan kalkarken (z=-2.70, p= 0.007, p<0.05) ağrı değerlerinde azalma kaydedildi. Anterior eksentrik basamak (z=2.51, p=0.012, p<0.05) ve lateral eksentrik basamak (z=-2.95, p=0.003, p<0.05) Performanslarında artış kaydedildi. Tartışma: Sonuçlarımız 6 haftalık ilerleyici nöromusküler egzersiz programının PFAS’li bireylerin ağrı ve fonksiyonel aktivitelerinde iyileşme sağladığını göstermektedir.

Page 13: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S13VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

The effects of progressive neuromusculer exercise program in patellofemoral pain syndromePurpose: This study was planned to research the effectiveness of progressive neuromusculer exercise program on pain and functional activity in patellofemoral pain syndrome (PFPS). Methods: Individuals with unilateral pfps (n=13 women, mean age=37 year, mean height=164 cm, body mass index= 24.45 kg/cm²) were included. Pain of individuals were recorded with visual pain score during rest, night and functional activities. Functional activities were evaluated with eccentric stair test. Progressive neuromusculer exercise program was given during 7 day/6 weeks to individuals. All the assessments were repeated before and after 6 weeks exercise program. Results: Decrease in pain scores during stairs descending ((X= 3.01, SD= 2.43), t(12)= 4.46, p= 0.001, p<0.005), during rest (z=-2.39, p=0.017, p<0.05), nigth (z=-2.55, p=0.011, p<0.05) and arise from squat down position (z=-2.70, p=0.007, p<0.05) were recorded after 6 weeks neuromusculer exercise program in women individuals with PFPS. Increase in anterior eccentric stair (z=-2.51, p=0.012, p<0.05.) and lateral eccentric stair (z=-2.95, p=0.003, p<0.05.) Performance were recorded. Discussion: Our results show that 6 weeks progressive neuromuscular exercise program provides improvements on pain and functional activities in individuals with PFPS.

S6.Sağlıklı kadınlarda 16 haftalık step-aerobik programının vücut kompozisyonu, bacak kas kuvveti ve yaşam kalitesine etkisiŞeyda Toprak Çelenay, Derya Özer Kaya, Öznur Büyükturan, Anıl ÖzüdoğruAhi Evran Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, KırşehirAmaç: Çalışmanın amacı, 16 haftalık step-aerobik programının sağlıklı kadınlarda vücut kompozisyonu, bacak kas kuvveti ve yaşam kalitesine etkisini incelemekti. Yöntemler: Çalışmaya 26 sağlıklı kadın (yaş: 35,47±6,37 yıl) katıldı. Olgular 16 hafta boyunca haftada 3 gün step-aerobik programına dahil edildi. Vücut kompozisyonu biyoelektriksel empedans analiziyle (Bodystat 1500, Bodystat ltd., İngiltere), dominant bacak kas kuvveti biodex system 3 izokinetik dinamometreyle (Biodex medical systems, USA), yaşam kalitesi kısa form-36 ile program öncesi (PÖ) ve sonrası (PS) değerlendirildi. Paired student t testi analiz için kullanıldı. Sonuçlar: PÖ ve PS, 60º fleksiyon tepe tork (PÖ: 44.79±19.18; PS: 56.96±16.41 n), 60º ekstansiyon tepe tork (PÖ: 85.09±29.94; PS: 97.33±28.68 n), 60º fleksiyon tepe tork/vücut ağırlığı (PÖ: 57.34±25.93; PS: 68.97±34.79), 60º ekstansiyon tepe tork/vücut ağırlığı (PÖ: 109.16±44.12; PS: 126.83±38.26), 180º fleksiyon tepe tork (PÖ: 29.33±11.86; PS: 36.51±12.44 n), 180º ekstansiyon tepe tork (PÖ: 42.23±16.71; PS: 53.56±17.23 n), 180º fleksiyon tepe tork/vücut ağırlığı (PÖ: 37.87±16.82; PS: 48.81±16.67), 180º ekstansiyon tepe tork/vücut ağırlığı (PÖ:54.53±24.30; PS: 69.80±22.33) ve mental sağlık puanları (PÖ: 45.45±9.28; PS: 49.61±9.04) arasında anlamlı farklar bulundu (p<0.05). Olguların vücut kütle indeksi (PÖ: 30.20±5.79; PS: 31.26±12.01 kg/m²), yağ yüzdesi (PÖ: 35.69±7.34; PS: 36.85±6.61) ve fiziksel sağlık puanlarında (PÖ: 49.47±5.89; PS: 50.20±7.20) fark saptanmadı (p>0.05). Tartışma: 16 haftalık step-aerobik programı kadınlarda bacak kas kuvveti ve mental sağlığı geliştirdi. Ancak, vücut kompozisyonu ve fiziksel sağlığın geliştirilmesi için daha uzun süreli ya da spesifik programlara ihtiyaç olabilir.Effects of 16 weeks of step-aerobic program on body composition, leg muscle strength and life qualityPurpose: The aim was to investigate the effects of 16 weeks of step-aerobic program on body composition, leg muscle strength and life quality on healthy women. Methods: Twenty six healthy women (age: 35.47±6.37years) participated in the study. The subjects were included step-aerobic program 3 days in a week during 16 weeks. Body composition with bioelectrical impedance analysis (Bodystat 1500, Bodystat ltd., England), dominant leg muscle strength with Biodex system 3 isokinetic dynamometer (Biodex medical systems, USA), life quality with short form-36 were evaluated before (BP) and after program (AP). Paired student’s t test was used for analyses. Results: BP and AP, significant differences were found between 60º flexion peak torque (BP: 44.79±19.18; AP: 56.96±16.41 n), 60º extension peak torque (BP: 85.09±29.94; AP: 97.33±28.68 n), 60º flexion peak torque/body weight (BP: 57.34±25.93; AP: 68.97±34.79), 60º extension peak torque/

body weight (BP: 109.16±44.12; AP: 126.83±38.26), 180º flexion peak torque (BP: 29.33±11.86; AP: 36.51±12.44 n), 180º extension peak torque (BP: 42.23±16.71; AP: 53.56±17.23 n), 180º flexion peak torque/body weight (BP: 37.87±16.82; AP: 48.81±16.67), 180º extension peak torque/body weight (BP: 54.53±24.30; AP: 69.80±22.33) and mental health scores (BP: 45.45±9.28; AP: 49.61±9.04) of subjects (p<0.05). Body mass index (BP: 30.20±5.79; AP: 31.26±12.01 kg/m²), fat percentage (BP: 35.69±7.34; AP: 36.85±6.61) and physical health scores (BP: 49.47±5.89; AP: 50.20±7.20) of subjects were not detected any difference (p>0.05). Discussion: A 16 weeks of step-aerobic program improved leg muscle strength and mental health. However, longer duration or specific programs needed to improve body composition and physical health.

S7.Atış sporcularının omuz eklem pozisyon hissi ve reaksiyon zamanlarının sedanter kişilerle karşılaştırılmasıSezen Dincer1, Muharrem Dincer2, Volga Bayrakcı Tunay3, Devrim Akseki41Balıkesir Atatürk Devlet Hastanesi, Fizyoterapi Ünitesi, Balıkesir2Balıkesir Astsubay Meslek YO, Balıkesir3Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara4Balıkesir Ü, Ortopedi ve Travmatoloji ABD, BalıkesirAmaç: Çalışmamızda atış sporcularında, omuz eklem pozisyon hissinin ve reaksiyon zamanlarının sedanter kişilerle farklı olup olmadığını göstermek amaçlandı. Yöntemler: Çalışmaya yaşları 18-23 arasında değişen toplam 90 erkek öğrenci katıldı. Bu öğrencilerden 45’i atış sporcusu 45’i ise değildir. Omuz eklem pozisyon hissi dijital inklinometre ile sırt üstü yatış pozisyonunda, gözler kapalı, omuz 90 abduksiyonda, dirsek 90 fleksiyonda ölçülmüş, internal rotasyon 15°-45° ve eksternal rotasyon 30°-60° de hedef açıya gelmeleri istendi. Ölçümler 3 tekrar ve tekrarların ortalamasına bakılarak yapıldı. Reaksiyon zamanı 30 cm’lik cetvelin yerçekimine bırakılıp baş ve işaret parkları arasında yakalanmasıyla hesaplandı. Ölçümler aynı şekilde 3 tekrar ve tekrarların ortalamasına bakılarak yapıldı. Sonuçlar: Gruplar arası değerlendirme sonuçları karşılaştırıldığında omuz eklem pozisyon hissinin her açısında (internal rotasyon sağ15° p=0.000 internal rotasyon sol15° p=0.000 internal rotasyon sağ45° p=0.000 internal rotasyon sol45° p=0.000 eksternal rotasyon sağ30° p=0.001 eksternal rotasyon sol30° p=0.000 eksternal rotasyon sağ60° p=0.001 eksternal rotasyon sol60° p:0.000) ve reaksiyon zamanlarında (sağ p=0.079 sol p=0.007) atış sporcuları lehine anlamlı sonuçlar bulundu. Tartışma: Atış sporu, el göz koordinasyonunu geliştiren bir spor olmaktadır. Bu bakımdan bizim çalışmamızda omuz eklem pozisyon hissinde ve reaksiyon zamanında sporcuların sedanterlere göre anlamlı farklarının görülmesi literatürü destekler nitelikte olmuştur. Bu çalışmaya ek olarak daha iyi sonuçlara varmak için bu yöndeki çalışmaların arttırılması gerekmektedir.To compare shooting sportmen and sedentary people at shoulder proprioception and reaction timesPurpose: The study is purposed to show if the shoulder prorioception and it’s reactions times are different for sedentary people and shooting sportmen. Methods: total 90 male students whose ages’ are different between 18-23 attended to the study. 45 students of them are shooting sportmen and 45 of them aren’t. Shoulder proprioception was evaluated with dijital inclinometer at lying on their back, closing eyes, the shoulder at 90° abduction, the elbow at 90° flexion internal rotation at 15°-45° and external rotation at 30°-60° so that the target angel was asked to arrive. The measurements were made by looking 3 times and average of repeat. The reaction time was calculated with 30 cm ruler which was released to gravity by catching with between thumb and forefinger. The measurements were made by looking 3 times and average of repeat in the same way. Results: When the results of assesment between two groups are compared at every angle of shoulder proprioception (internal rotation right 15° p=0.000 internal rotation left 15° p=0.000 internal rotation right 45° p=0.000 internal rotation left 45° p=0.000 external rotation right 30° p=0.001 external rotation left 30° p=0.000 external rotation right 60° p= 0.001 external rotation left 60° p=0.000)and at the reaction time (right p=0.079 left p=0.007), significant results were found in support of shooting sportmen. Discussion: The shooting sport, is a kind of sport which

Page 14: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS14

develops to hand-eye coordination. In this regard our study support to the literature by seeing significant differences between sportmen and sedanteries at shoulder proprioception and reaction time. In addition to this study, it needs to increase to this kind of studies in order to arrive better results.

S8.İzokinetik dinamometre ile yapılan ölçümlerde omuz ve diz eklemlerine ait izokinetik yüklenme aralığının tespit edilmesiR. Tuğba Durdubaş1, Kerem Tuncay Özgünen2, Ümüt Adaş3, Çiğdem Özdemir2, Sanlı Sadi Kurdak2

1Acıbadem Ankara Hastanesi, Adana2Çukurova Ü, Tıp Fak, Fizyoloji ABD, Adana3Adana İl Milli Eğitim Müdürlüğü, AdanaAmaç: İzokinetik kontraksiyonda iskelet kasının kasılma hızı sabittir. İzokinetik egzersizde tanım gereği sabit bir hızda yapılan egzersiz anlamına gelmektedir. Fakat izokinetik dinamometre ile yapılan egzersizler sırasında hareket üç ayrı fazda gerçekleşir; 1. İvmelenme fazı: hareketin hızlanma fazıdır. Hareketin başındaki bölümünü temsil eder ve direnç olmadan yapılır. 2. İzokinetik yüklenme fazı: hareketin sabit hızla yapıldığı fazdır. Aletin mekanik yükleme hızı ile kişinin hareket hızı arasındaki eşleşmiş bölüme karşılık gelir. 3. Yavaşlama fazı: hareket tamamlanmadan önce hızın azaldığı fazdır. İzokinetik dinamometreden alınan ham veriler bu üç fazı da içermektedir. Bu nedenle, omuz ve diz eklem hareketlerinin, sabit hızlı izokinetik yüklenme fazının ortaya çıktığı açısal hızların bulunması amaçlandı. Yöntemler: Çalışmaya yaşları 18-24 arasında sağlıklı 10 erkek katıldı. Isınma omuz eklemi için kol ergometresinde diz eklemi için bisiklet ergometresinde 5 dakika çalıştırılarak sağlandı. Konsantrik tepe tork cybex norm dinamometre kullanılarak 30º/sn’den 450º/sn’ye 30º/sn’lik artışlarla ilerleyen onbeş farklı hızda ölçüldü. Omzun ekstensiyon-fleksiyonu, abduksiyon-adduksiyonu ve internal rotasyon-eksternal rotasyon hareketleri ile dizin ekstensiyon ve fleksiyonu değerlendirildi. Ölçümler bilateral yapıldı. İzokinetik dinamometreden alınan ham verilerin türev analizi yapılarak hızın sabit olduğu izokinetik yüklenme aralıkları bulundu. Sonuçlar: Omuz ve dizin eklem hareketlerinin tepe tork değerlerine bakılarak izokinetik yüklenme aralığının mevcut olduğu son açısal hızlar bulundu. İstatiksel farklılıklar anova ile hesaplandı, p<0.05, p<0.01 ve p<0.001 anlamlılıkları kabul edildi. Omuz ekleminin izokinetik yüklenme aralığına sahip olduğu son açısal hızlar; sağ omuz ekstensiyonu için 300º/sn (p<0.01), sol omuz ekstensiyonu için 270º/sn (p<0.05), sağ omuz fleksiyonu için 270º/sn (p<0.05), sol omuz fleksiyonu için 240º/sn (p<0.05), sağ omuz abduksiyonu için 240º/sn (p<0.001), sol omuz abduksiyonu için 240º/sn (p<0.05), sağ omuz adduksiyonu için 270º/sn (p<0.05), sol omuz adduksiyonu için 270º/sn (p<0.05), sağ omuz eksternal rotasyonu için 360º/sn (p<0.05), sol omuz eksternal rotasyonu için 360º/sn (p< 0.05), sağ omuz internal rotasyonu için 360º/sn (p<0.05), sol omuz internal rotasyonu için 360º/sn (p<0.01) dir. Diz ekleminin izokinetik yüklenme aralığına sahip olduğu son açısal hızlar; sağ diz ekstensiyonu için 300º/sn (p<0.05), sol diz ekstensiyonu için 300º/sn (istatiksel anlamlılık yok), sağ diz fleksiyonu için 330º/sn (p < 0.01), sol diz fleksiyonu için 300º/sn (p<0.05) dir. Tartışma: İvmelenme ve yavaşlama fazlarında hız sabit olmadığı için bu aşamada yapılan fiziksel aktiviteyi izokinetik olarak kabul etmek doğru değildir. Sonuçta, türevi alınarak elde edilen verilerin izokinetik dinamometreden alınan ham veriye oranla farklı olduğu görülmüş olup, bu değerlendirme yapılmadan ham verinin kullanılmasıyla önemli yanlışlıkların ortaya çıkabileceği tespit edildi. The determination of isokinetic phase of load range for shoulder and knee joints movement with isokinetic dynamometerPurpose: Skeletal muscle contraction velocity for isokinetic contraction is constant. Isokinetic exercise performed at a constant speed by definition. But during exercises performed with an isokinetic dynamometer, movement involves three phases; 1. Acceleration phase: rate of velocity development, represents the beginning part of the motion and is performed without resistance. 2. Isokinetic load range phase: the movement is made at a constant speed and corresponds to the matching between mechanically imposed velocity and subject’s movement. 3. Decelerasyon phase: movement speed decreased before the end stop. the raw data take from the isokinetic dynamometer includes the these three phases. Therefore, the movements of the

shoulder and knee joints, fixed-speed isokinetic loading phase angular velocities are intended to occur. Methods: The study included 10 healthy male participants between the ages of 18-24. For warm up of the shoulder joint the arm ergometer and for warm up of the knee joint bicycle ergometer was used 5 minutes. Concentric peak torques were measured by a cybex norm dynamometer at angular velocities from 30º/second to 450º/second with 30º/second increments for each set. Shoulder flexion-extension, abduction-adduction, internal rotation-external rotation and knee extension-flexion movements were assessed. measurements were made bilaterally. Isokinetic load range was calculated from raw data of isokinetic dynamometer by derivative analysis. So that the constant speed range was discovered. Results: Shoulder and knee joint movements, looking at the isokinetic peak torque load is present in the range of angular velocities were the last. Statistical differences were calculated by anova, p<0.05, p<0.01 and p<0.001 was considered significancies. To the end of the load range isokinetic angular velocities of the shoulder joint; for the right shoulder extension 300º/sec (p<0.01), for the left shoulder extension 270º/ sec (p<0.05), for the right shoulder flexion to 270 º/sec (p<0.05), for the left shoulder flexion 240°/sec (p<0.05), for the right shoulder abduction 240°/sec (p<0.001), for left shoulder abduction 240°/ sec (p<0.05), for the right shoulder adduction 270°/sec (p<0.05), for left shoulder adduction 270°/sec (p<0.05), for the right shoulder external rotation 360°/ sec (p<0.05) for the left shoulder external rotation 360°/sec (p<0.05), for the right shoulder internal rotation of 360°/sec (p<0.05), and for the left shoulder internal rotation of 360°/sec (p<0.01) is. To the end of the load range isokinetic angular velocities of the knee joint; for the right knee extension 300º/sec (p<0.05), for the left knee extension 300º/sec (statistical significance not shown), for the right knee flexion 330°/sec (p<0.01); and for the left knee flexion 300º/sec (p<0.05) is. Discussion: During the acceleration and deceleration phases of the isokinetic movement, speed is not fixed. Physical activity done at this stage would not be right to accept the isokinetic. Ultimately, the data obtained by differentiating the isokinetic dynamometer is different compared with raw data observed, but the assessment can be made using raw material errors can occur if the data is determined.

S9.Amatör bisikletçi ve kaya tırmanıcılarında farklı dirsek pozisyonlarında ölçülen el kavrama kuvvet ve enduranslarının karşılaştırılmasıDuygu Ercan1, Ayşegül Çalışkan2, Mehmet Gürhan Karakaya3, İlkim Çıtak Karakaya3

1İlkyorum Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezi, Nazilli-Aydın2Bor Fizik Tedavi Ve Rehabilitasyon Hastanesi, Niğde3Muğla Sıtkı Koçman Ü, Muğla SYO, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Muğla Amaç: Amatör bisikletçi ve kaya tırmanıcılarında farklı dirsek pozisyonlarında yapılan el kavrama kuvvet ve endurans ölçüm sonuçlarının karşılaştırılması amaçlandı. Yöntemler: Araştırmaya, dahil edilme kriterlerine uyan gönüllü 45 (17 kaya tırmanıcısı, 28 bisikletçi) sporcu ve 33 kontrol olgusu alındı. Sosyodemografik ve fiziksel özellikleri kaydedildi. El kavrama kuvvet ve enduransları dirsek ekstansiyon ve fleksiyon pozisyonlarında jamar el kavrama dinamometresi ile değerlendirildi. Dinamometrenin 1. ve 60. saniye değerlerinin oranlanmasıyla endurans puanı elde edildi. Sonuçlar: Dirsek fleksiyonda iken ölçülen el kavrama kuvveti kontrol grubunda diğerlerine göre en düşük bulunurken (p<0.05), ekstansiyon pozisyonundaki ölçümlerde gruplar arasında fark bulunmadı (p>0.05). Endurans yönünden her iki pozisyonda da bisikletçilerin değerleri daha yüksek bulundu (p<0.05). Tartışma: Amatör bisikletçi ve kaya tırmanıcılarının el kavrama kuvvet ve endurans ölçümlerinin, özellikle yaptıkları spora özgü dirsek açılarında ölçülmesinin uygun olduğu sonucuna varıldı.Comparison of hand grip strength and endurance measured in different elbow positions in amateur bicyclers and rock climbersPurpose: To compare hand grip strength and endurance measured in different elbow positions in amateur bicyclers and rock climbers. Methods: Forty-five volunteer athletes (17 rock climbers, 28 bicyclers) and 33 control subjects who fulfilled the inclusion criteria were included in this study. Their sociodemographic and physical characteristics were recorded. Hand grip strength and endurance

Page 15: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S15VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

were evaluated by jamar hand-grip dynamometer, in elbow flexion and extension positions. Endurance score was obtained by proportioning the 1st and 60th second values of the dynamometer. Results: Hand grip strength measured in elbow flexion position was the lowest for control subjects (p<0.05), whereas in elbow extension position, there was no difference among the groups (p>0.05). In regards to endurance, measurement results of bicyclers were higher than the others in both positions (p<0.05). Discussion: It was concluded that, measurement of hand grip strength and endurance in amateur bicyclers and rock climbers, should be performed in elbow positions which are typical for their sportive activites.

S10.Basketbolcularda farklı pozisyonlarda atış yüzdesini etkileyen faktörlerin analizi Gözde Gür, Erkan Kılınç, Çiğdem Ayhan, Özgün Uysal, A. Çağatay Sezik, Volga Bayrakcı TunayHacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Atış yüzdesi, basketbolda maçın kazanılması açısından önemli rol oynamaktadır. Atış yüzdesini etkileyen faktörleri araştıran çalışmalarda genellikle aynı serbest atış pozisyonu kullanılmıştır. Araştırmamızda amaç, basketbolcularda, farklı pozisyonlardaki atış yüzdesini etkileyen faktörleri araştırmaktı. Yöntemler: Çalışmaya, Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi erkek basketbol takımında oynayan 13 sporcu alındı. Sporcuların dominant eli sağ ve yaş ortalaması 25.4 yıl idi. Değerlendirme kapsamında, üst ekstremite uzunluk ölçümleri, omuz dirsek ve el bileği çevresi kas kuvvet testi, dikey sıçrama mesafesi, dikey sıçrama reaksiyon testi, nelson el reaksiyon testi yer aldı. Sporculara antrenman öncesinde potaya 4.54 m uzaklıkta, birbiriyle 45° açı ile konumlanmış a,b,c,d,e olarak isimlendirilen 5 ayrı noktadan serbest atış yaptırılarak, başarı oranı % cinsinden kaydedildi. Değişkenler arasındaki ilişki pearson korelasyon katsayısı ile analiz edildi. Atış yüzdesini etkileyen bağımsız değişkenlerin katkısını belirlemek amacıyla çoklu doğrusal regresyon analizi yapıldı. Sonuçlar: Sol el reaksiyon zamanının a noktasından atış başarısını %93, sol omuz ekstansör kuvvetinin b noktasından atış başarısını %83, sağ omuz dış rotator kas kuvvetinin c noktasından atış başarısını %74, sol omuz ekstansör kas kuvvetinin e noktasından atış başarısını %64.2 oranında etkilediği bulundu. Tartışma: Çeşitli pozisyonlardan atış başarısı ile yüksek korelasyon gösteren ilgili parametrelerin basketbol antrenmanları sırasında geliştirilmesi ile, sporcunun performansının ve atış yüzdesinin geliştirilebileceğini düşünmekteyiz. Bu konuda, çeşitli açılardan yapılan şutların başarısında etkili olduğunu tespit ettiğimiz, belirli kas gruplarının kuvvetini ve reaksiyon zamanını etkileyen faktörleri inceleyen, daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. Analysis of the factors associated with free throw shooting percentage of basketball players from different positionsPurpose: Free throw shooting has an important role in winning a basketball match. There has been no study to show the relationship of the physical factors to shooting performance from different positions. The aim of this study was to analyze the factors associated with shooting percentage from different positions in basketball players. Methods: Thirteen basketball players in hacettepe university faculty of health sciences were included into the study. All players have right hand dominancy. Mean age was 25.4 year. Assessments included upper extremity length measurements and muscle strength tests, vertical jump distance and reaction test, and nelson hand reaction tests. Shooting positions (a,b,c,d,e) were located at an angle of 45° to each other with a distance of 4.54 m from the basket. The success rate was recorded in percentage. The relationship between variables was analyzed with pearson correlation coefficient. A multiple linear regression analysis was performed in order to determine the contribution of independent variables affecting free throw shooting. Results: The contribution of the independent variables to success rate was; left hand reaction time (93%) from a point; left shoulder extensor strength (83%) from b point; right shoulder external rotator strength (74%) from c point, left shoulder extensor strength contributed (64.2%) from e point. Discussion: Performance and free throw success of the players might be improved by specific training programs, which focus on determinant variables in shooting from different positions. Future studies are warranted to identify the other factors that may play a role in free throw shooting.

S11.Hamstring tendon grefti ile öçb cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılmasıBünyamin Haksever, Gül Baltacı, Hacettee Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Ön çapraz bağ (öçb) cerrahisi sonrası standart rehabilitasyon programı ile wii terapi programının denge, kassal kuvvet üzerine ve yaşam kalitesi üzerine etkilerini karşılaştırmak amacıyla bu çalışma planlandı. Yöntemler: Çalışmaya 43 sağlıklı erkek birey (yaş: 29.5±7.9 yıl, boy uzunluğu: 176.3±5.3 cm, vücut ağırlığı: 79.6±9.3kg, vücut kütle indeksi: 25.6±3.0 kg/cm²) dahil edildi. 21 birey wii terapi (grup 1) programı ile, 22 kişi standart program (grup 2) ile rehabilitasyona alındı. Tüm bireyler 12 hafta boyunca tedaviye alındı. Denge; modifiye star excursion denge testi, kas kuvveti Isomed 2000 izokinetik sistem ile değerlendirildi. Hastaların yaşam kaliteleri ve memnuniyetleri, ön çapraz bağ yaşam kalitesi anketi ile değerlendirildi. Izokinetik kuvvet parametrelerinin istatistiksel analizinde student-t test kullanıldı. Sonuçlar: denge parametrelerinin 4., 8. ve 12. hafta ölçümlerinde iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05). Yaşam kalite anketinin 4 ve 8. hafta ölçümünde iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p=0.03, p=0.02). 12. haftada cerrahi geçirmiş bacağın sağlam bacağa göre yüzdesine bakıldığında, tepe tork fleksiyon ve ekstansiyon değerlerinde 60°/s’de (p=0.363, p=0.852), 180°/s’de (p=0.915, p=0.694), toplam iş fleksiyon ve ekstansiyon değerlerinde 60°/s’de (p=0.706, p=0.891) ve 180°/s’de (p=0.806, p=0.539) iki grup arasında anlamlı fark bulunmadı. Tartışma: Sonuç olarak öçb cerrahisi sonrası wii terapi eğlenceli ve motivasyonel olması nedeniyle standart rehabilitasyonun yerine veya standart rehabilitasyon programı ile kombine halde kullanılabilir. Comparison of wii therapy and standard rehabilitation protocols after acl reconstruction by using hamstring autograftPurpose: The aim of this study was to compare the effects of the wii therapy and conventional rehabilitation on balance, muscle strength and life quality after anterior cruciate ligament (ACL) reconstruction. Methods: 43 healthy men (age:29.5±7.9 yrs, height:176.3±5.3cm, body weight:79.6±9.3kg, bmi:25.6±3.0 kg/cm²) were included into this study. 21 subjects were included in wii therapy programme (group 1), 22 subjects were included in the conventional rehabilitation programme (group 2). All of the subjects went through the rehabilitation protocol for 12 weeks. Balance was evaluated with modified star excursion balance test, muscle strength was assessed by ısomed 2000 isokinetic dynamometer, ACL life quality outcome questionnaire was employed to assess the patients’ life quality and contentment. Student t-test was used for statistical analysis of isokinetic parameters. Mann whitney u test was used for the other all tests. Results: There were no significant difference between groups regarding to results of balance at 4th, 8th, and 12th weeks (p>0.05). There were significant differences between groups in life quality outcome questionnaire at 4th (p=0.03) and 8th

weeks (p=0.02). However, there were no significant difference between the groups regarding to deficit of reconstructed knee according to intact knee in terms of peak torque in flexion and extension at 60°/s (p=0.363, p=0.852), and at 180°/s (p=0.915, p=0.694), total work flexion and extension at 60°/s (p=0.706, p=0.891) and at 180°/s (p=0.806, p=0.539) in the 12thweek. Discussion: This study illustrated that wii therapy might be used instead of / with combination of conventional rehabilitation as it increase the motivation and makes the rehabilitation more fun after ACL reconstruction.

S12.Lateral epikondilitde kuru iğneleme ve extracorporeal şok dalga tedavi (ESWT) etkinliklerinin karşılaştırılmasıZeynep Hazar1 , Hüseyin Arslan2

1Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Enst, Ankara2Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Akupunktur Kliniği, AnkaraAmaç: Bu çalışmanın amacı, lateral epikondilit tanısı konulan hastalarda kuru iğneleme tedavisi ve extracorporeal şok dalga tedavisinin (eswt) etkilerinin karşılaştırılmasıdır. Yöntemler: Çalışmaya 40 lateral epikondilit tanılı hasta (yaş: 39.25±8.5) dahil edildi. Olgular randomizasyon yöntemi ile iki gruba ayrıldı. Birinci gruba (20 hasta) eswt 2000 shockwaves/session of 0.2 mj/mm2 dozunda haftada bir

Page 16: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS16

olmak üzere 3 seans tedavi uygulandı. İkinci gruba (20 hasta) haftada 1 olmak üzere toplam 3 seans kuru iğneleme tedavisi uygulandı. Her iki gruba ev egzersizleri verildi. Tedavi öncesinde ve sonrasında olguların dirsek fonksiyonları hasta puanlamalı tenisçi dirseği değerlendirme formu (Patient rated tennis elbow evaluation-Turkish prtee-t) ile ağrı şiddeti ise vizüel analog skalası ile değerlendirildi. Wilcoxon test ile grup içi fark araştırılırken, mann whitney u test ile gruplar arası farka bakıldı. Sonuçlar: Tedavi sonrası dönemde, grup 1’de ağrı şiddeti ve prtee-t skorunda anlamlı farklar bulunmadı (p>0.05). Grup 2’de ise ağrı şiddeti ve prtee-t skorunda anlamlı farklar bulundu (p<0.05). Gruplar arası farklılığa bakıldığında, prtee-t skoru ve ağrı şiddeti grup 2 yönünden anlamlı olarak farklıdır (p<0.05). Tartışma: Lateral epikondilit’li hastalarda, ağrıyı azaltma ve fonksiyonları geliştirmede kuru iğneleme tedavisi, eswt’ye göre daha etkindir.A comparison of efficacy of dry needling and extracorporeal shock wave therapy (ESWT) in lateral epicondylitisPurpose: The aim of this study was to compare the efficacy of dry needling therapy and extracorporeal shock wave therapy (eswt) in patients with lateral epicondylitis. Methods: Forty subjects (age: 42.28±7.81 years); with lateral epicondylitis were enrolled in the study. Patients were divided into two groups. Group 1 (20 patients) was performed three sessions of eswt (2000 shockwaves/session of 0.2 mj/mm2) at weekly intervals. Group 2 (20 patients) was acupuncture therapy 3 sessions 1 times a week. Both groups were given home exercises. Before and after treatment, elbow functions and pain intensity were evaluated with Turkish version of patient rated tennis elbow evaluation (prtee-t) and visuel analog scale, respectively. Wilcoxon test was used to research the difference in groups and mann-whitney u test was used to research difference between groups. Results: After treatment period, no significant differences for prte-t score, and pain intensity was found in group 1 (p>0.05). While significant differences for prte-t score and pain intensity were found in group 2 (p<0.05). Looking at differences between groups, prte-t score and pain intensity were significantly different in favor of group 2 (p<0.05). Discussion: Dry needling therapy was more effective in reducing pain and improving function in comparison to eswt in patients with lateral epicondylitis.

S13.Cervical traksiyon kuvvet similatörüRafet Irmak1 ,Ahsen Irmak1, Osman Yüksel Yavuz2

1Mevlana Ü, Sağlık Hizmetleri YO, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Konya2Turgut Özal Ü, Tıp Fak, Ortopedi ve Travmatoloji ABD, AnkaraAmaç: Boyun traksiyonu, manuel terapide sık kullanılan bir tedavi yöntemidir. Bu yöntemin uygulanması sırasında, bildirilmiş ölümlü vaka sayısı 167’dir. Riskli veya deneyim gerektiren tıbbi uygulamaların eğitiminde simülatör kullanımı, yaygın başvurulan bir yöntemdir. Çekme kuvvetini uygulayıcıya gösteren bir simülatör manuel terapi uygulamaları için gerekli becerinin kazandırılması ve malpraktis oranının azaltılmasında fayda sağlayabilir. Bu çalışmanın amacı, çekme kuvvetini gösteren ve rotasyona izin veren, manuel terapi traksiyon simülatörünün geliştirilmesidir. Yöntemler: Simülatör, kafa parçası, kuvvet ölçüm sistemi, bağlantı parçaları, rotasyon parçası ve kullanıcıya geribildirim sağlayan birimlerden oluşmaktadır. Kuvvet ölçüm sisteminin tasarımında, hc-c3 s-tipi (Zemic,etten-leur/Netherlands) yük hücresi kullanıldı. Amplifikasyon için, bir instrumantsyonel amplifikatör ve +5v sabit voltaj kaynağı (lm1167 ve lm7805) kullanıldı. Veri kazanım ve kaydı içinse usb-1608fs daq card (Measurement computing, Norton/USA) ve yazılımı kullanıldı. Sistemin kalibrasyonu elektronik dinamaoetre ile (Dikomsan dgc 50, Istanbul/Turkey) yapıldı. Sonuçlar: Traksiyon ve traksiyonda rotasyon sırasında uygulanan maksimum ve ortalama kuvvetleri, birim zamandaki traksiyon kuvvetlerini gösterebilen bir simülatör elde edildi. Tartışma: Boyun traksiyonunda malpraktis kaynaklarından biri olan traksiyon kuvveti ile ilgili bilgi veren bir sistem geliştirilmiştir. Kafa rotasyonunun açısal konumu, uygulanan tork gibi ikincil parametreleri hakkında bilgi veren similatörlerin geliştirilmesi ileri çalışmaların konusu olabilir.Cervical traction similatorPurpose: Cervical traction is a commonly used method in manual therapy. During the implementation of this method, 167 fatal cases were reported. The use of simulator in education of medical practices

that requires experience or education of risky medical practices, is a widespread method. A simulator that shows traction (tensile) force to the practitioner may be helpful for acquiring skills necessary for the application of manual therapy and reducing the rate of malpractice. The purpose of this study is to develop traction simulator, which also allow rotation, with force feedback for manual therapy education. Methods: The simulator consist of cosmetic head unit, force measuring system, fittings, parts for rotation and force feedback unit. In the design of the force measuring system, hc-c3 s-type (Zemic, etten-leur/Netherlands) load cell was used. For amplification, an instrumantsyonel amplifier and +5 v constant voltage source (lm1167 and lm7805) were used. For data acquisition and registration usb-1608fs daq card (Measurement computing, Norton/USA) and the software was used. Calibration of the system was conducted with an electronic dynamometer (Dgc dikomsan 50, Istanbul/Turkey). Results: A simulator was obtained which can demonstrate the applied force during traction and rotation as maximum force, average force and force per unit of time. Discussion: A system has been developed for cervical traction that provides information about traction force which is one of the sources of malpractice. Future studies may focus on, development of advance simulators which can provide information about derivative parameters like; angular position of head rotation and tork applied.

S14.Farklı eksternal desteklerin arka ayak pronasyonuna etkilerinin pedobarografik yöntemle incelenmesi: Pilot çalışmaBanu Karahan1, Serkan Taş1, Nilgün Bek2

1Hacettepe Ü, Erişkin Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabil ABD, Ankara2Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Bu çalışmanın amacı, arka ayağın aşırı pronasyonunu önlemek için yapılan tabanlık, esnek olmayan bantlama ve esnek bantlama uygulamalarının statik ve dinamik olarak ölçülen ayak taban basınçlarına etkilerinin incelenmesi ve karşılaştırılmasıdır. Yöntemler: Çalışmaya arka ayakta aşırı pronasyon tanısı almış, yaş ortalaması 25.30±2.24 olan, 4 erkek 9 kadın olmak üzere 13 birey dahil edildi. Bireyler çıplak ayak, esnek olmayan bantlama, esnek bantlama ve tabanlık ile olmak üzere dört farklı durumda pedobarografik ölçüm (RS Scan-footscan ©) ile dinamik ve statik olarak değerlendirildi. Sonuçlar: Statik pedobarografik değerlendirme ile elde edilen ayak tabanındaki tepe basınçlarda uygulamalar arasında fark olmadığı bulundu (p=0.135). Dinamik pedobarografik değerlendirmeyle elde edilen sonuçlardan ayak tabanının toplam temas yüzeyinin tabanlık uygulamasıyla diğer uygulamalara göre arttığı (p=0.002), diğer uygulamalar arasında ise anlamlı fark olmadığı saptandı (p>0.05). Yürüyüşte orta ayaktaki temas alanının da tabanlık uygulamasıyla diğer uygulamalara göre arttığı (p=0.002), diğer uygulamalar arasında ise anlamlı fark olmadığı tespit edildi (p>0.05). Tartışma: Statik pedobarografik ölçüm verilerinde yapılan farklı uygulamaların ayak taban basınç dağılımını değiştirdiği gözlenmiş, ancak çalışmamızda tepe basınçlar arasında fark olmadığı bulundu. Bu durum, vaka sayısının azlığından kaynaklanmış olabilir. Ayak tabanının toplam temas alanının ve orta ayaktaki temas alanının tabanlıkla artışı, tabanlığın ayak taban basınçlarını diğer uygulamalardan daha fazla dağıtarak belli bölgelerdeki aşırı yüklenmeyi önlediğini göstermektedir. Investigation of effects of different external supports on rearfoot pronation with pedobarographic method: A pilot study.Purpose: The purpose of this study is to investigate and compare of the effects of insole, elastic tape and non-elastic tape used to prevent excessive rearfoot pronation on static and dynamic plantar pressures. Methods: 13 subjects consisting of 4 men and 9 women, mean age 25.30±2.24 and having excessive rearfoot pronation were involved in this study. Subjects were statically and dynamically evaluated with pedobarography (RS Scan-footscan ©) in four different methods consisting of barefoot, insole, elastictape and non-elastic tape. Results: There was no significant difference on peak plantar pressures obtained with static pedobarographic measurement between different applications (p=0.135). It was detected from the results obtained by dynamic pedobarographic that insole application of total plantar contact area was increased to the other applications (p=0.002) and there was no significant difference between other applications (p>0.05). Insole application of midfoot contact area during walking was increased to

Page 17: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S17VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

the other applications (p=0.002) and there was no significant difference between other applications (p>0.05). Discussion: It was observed that different applications applied in static pedobarographic measurement data altered plantar pressure distribution; however, but it was found that there was no significant difference on peak plantar pressures in this study. This can be due to the a few numbers of cases. Increase of the total plantar contact area and midfoot contact area with insole shows that insole prevents overloading of certain areas by distributing plantar pressures more than other applications.

S15.Sağlıklı kadınlarda 16 haftalık aerobik egzersiz programının omurga uygunluğuna etkileriDerya Özer Kaya, Şeyda Toprak ÇelenayAhi Evran Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, KırşehirAmaç: Çalışmanın amacı, 16 haftalık düzenli aerobik egzersiz programının sağlıklı kadınlarda omurga postür, mobilite, postüral dayanıklılık ve toplam uygunluk skoru üzerine etkisini incelemekti. Yöntemler: Çalışmaya 21 sağlıklı kadın (yaş: 35.32±6.39 yıl, vücut kütle indeksi: 30.61±6.08 kg/m2) katıldı. Olgular 16 hafta boyunca haftada 3 gün aerobik egzersiz programına dahil edildi. Omurga postür, mobilite, postüral dayanıklılık ve toplam omurga uygunluk düzeyleri ayakta spinal mouse® cihazı (Idiag, Fehraltorf, Switzerland) ile program öncesi ve sonrasında ölçüldü. Sonuçlar, “0” en kötü ve “100” en iyi arasındaki skorlar ile değerlendirildi. Paired student t testi analiz için kullanıldı. Sonuçlar: Program öncesi omurga postür, mobilite, postüral dayanıklılık ve toplam omurga uygunluk skorları sırasıyla 26.71±14.73; 21.33±13.39; 31.04±14.43 ve 26.66±12.71 ve sonrası sırasıyla 45.04±23.15; 34.95±19.75; 32.33±21.55 ve 35.52±12.67 olarak bulundu. Program sonrası, postüral dayanıklılık dışında tüm skorlarda anlamlı bir gelişme görüldü (p<0.05). Tartışma: 16 haftalık aerobik egzersiz programı kadınlarda omurga sağlığını korumada önemli olabilir. Ancak, postüral dayanıklılığın geliştirilmesi için daha spesifik programlara ihtiyaç vardır.Effects of 16 weeks of aerobic exercise program on spinal fitness on healthy womenPurpose: The aim of the study was to investigate the effects of 16 weeks of aerobic exercise program on spinal posture, mobility, postural competence and total fitness score on healthy women. Methods: Twenty one healthy women (age: 35.32±6.39 years, body mass index: 30.61±6.08 kg/m2) participated in the study. The subjects were included aerobic exercise program 3 days in a week during 16 weeks. Spinal posture, mobility, postural competence and total spinal fitness levels were measured with spinal mouse® device (Idiag, Fehraltorf, Switzerland) in standing position before and after program. Results were assessed with scores between “0” the worst and “100” the best. Paired student’s t test was used for analyses. Results: Before program, spinal posture, mobility, postural competence and total spinal fitness scores were found 26.71±14.73; 21.33±13.39; 31.04±14.43 and 26.66±12.71, respectively, and after program 45.04±23.15; 34.95±19.75; 32.33±21.55 and 35.52±12.67; respectively. At the end of the program, significant improvements were observed for all scores except postural competency (p>0.05). Discussion: A 16 weeks of aerobic exercise program might be important to prevent spine health. However, more specific programs needed in order to improve postural competency.

S16.Sağlıklı bayanlarda aktivite ile oluşan boyun ağrısının çiğneme kasları üzerine akut etkisi-(pilot çalışma) Hasan Erkan Kılınç, Burak Ulusoy, Nevin ErgunHacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Çalışmamızın amacı, yorgunluk ile oluşturulan boyun ağrısının, çiğneme kaslarının ağrı eşiği, enduransı, kuvveti, ağız açma genişliği üzerine akut etkilerini araştırmaktır. Yöntemler: Yaşları 20 ile 25 arasında (ORT±SS: 21.7±1.18) 14 sağlıklı bayan çalışmaya dahil edildi. Olguların öncelikle, eksik dişleri ve bruksizmleri olup olmadığı demografik bilgileri ile birlikte kaydedildi. Yorma protokolü öncesinde olguların dijital algometre ile çiğneme kaslarının ağrı eşiğine, cetvel ile

maksimum ağız açma genişliğine, manuel pinçmetre ile ağız kapama kuvvetlerine, görsel analog skalası ile boyun, baş ve çene ağrılarına dinlenme 5 dakika sakız çiğneme sonrası ise çiğneme kasları yorgunluk seviyelerine bakıldı. Daha sonra olgulardan yüzüstü pozisyonda, 5’er set olmak üzere, kas yorgunluğu modifiye borg skalasından 10 puan alana dek, baş fleksiyon ve ekstansiyon yapması istendi. Daha sonra yorgunluk protokolü öncesinde yapılan testler, tekrarlandı. Sonuçlar: Yorgunluk protokolü sonrası, iki taraf massetter (pr=0.003, pl=0.021), temporomandibular eklem (pr=0.09 pl=0.05) ve sol temporalis (p=0.006) kası ağrı eşiğinde, ağrısız ağız açma genişliğinde anlamlı derecede azalma (p=0.015), çiğneme kasları yorgunluğunda anlamlı derecede artış görüldü (p=0.005). Diğer parametlerde anlamlı bir değişim gözlenmedi (p<0.05). Tartışma: Çalışmamızda boyun ağrısının akut olarak, çiğneme kaslarının çeşitli parametreleri üzerine olumsuz etkileri görülmüştür. Sağlıklı olgularda görülen bu etkileşim, özellikle temporomandibular eklem disfonksiyonu olan kişilerde daha şiddetli şekilde ortaya çıkacaktır. Bu yüzden bu hasta grubunda boyun bölgesi patomekaniği gözden kaçırılmamalı, boyun bölgesini de içine alan daha bütüncül bir fizyoterapi yaklaşımı benimsenmelidir.Acute effects of neck pain appears with activity on mastictory muscles in healty women-(pilot study)Purpose: The aim of study is investigating acute effects of neck pain appears with muscle fatigue, on mastictor muscle pain sensitivity, endurance, force, and maximum width of mouth opening. Methods: 14 healty women ages between 20-25 (Mean±SD: 21.7±1.18) were included to study. Initially lack of teeth and bruxism status and demographic information of cases were recorded. Bofere fatigue protocole, mastictor muscle pain sensivity, width of maximum mouth opening, maximum bite force, neck, head and jaw pain and mastictor muscle fatigue at rest and after 5 minutes chewing gum were measured. After that, patients performed head flexion and extension 5 sets at prone position until take 10 points from modify borg scale. And all the tests were re-performed after fatigue protocole. Results: After fatigue protocole, pain threshold of massetter muscles (pr=0.003, pl=0.021), temporomandibular joints (pr=0.09 pl=0.05) bilaterally and left temporalis muscle (p=0.006), and width of maximum mouth opening (p=0.015) decreased significantly. Mastictor muscle fatigue level (p=0.005) increased (p<0.05) Discussion: In our study, we identified that neck pain affect adversely on the some parameteres of mastictor muscle immediately. This interaction that identified in healty cases, will be appeared strongly in temporomandibular joint disfunctions. So that, pathomechanic of neck region must be considered and more integrated physiotheraphy approach which also include neck region should be adopted in temporomandibular joint disfunction.

S17.Ulusal Spor Fizyoterapistleri Kongreleri’nde sunulan bildirilerin yayınlanma oranlarının incelenmesiUmut Ziya Koçak, Deniz Bayraktar, Bayram ÜnverDokuz Eylül Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil. YO, İzmirAmaç: Kongre sunularının yayınlanma oranlarını irdeleyen yayınlar literaturde artmaktadir ve kongrelerin bilimsel başarı oranlarını yansıtması açısından yaygın olarak kabul görmektedirler. Bu çalışmanın amacı Ulusal Spor Fizyoterapistleri Kongreleri (SFK) bildirilerinin tam metin yayınlanma oranlarının incelenmesidir. Yöntemler: 2001-2011 yılları arasında gerçekleştirilen 6 adet SFK’de sunulan toplam 127 adet bildirinin Türkçe ve İngilizce başlıkları ve yazarlarının isimleri, pubmed, web of science, google scholar ve scopus veri tabanlarında tarandı. Sonuçlar: 2001 yılında (1. SFK) ve 2005 yılında (3. SFK) yapılan kongrelerde bildiri sunulmadığı tespit edildi. Elli üç bildiri sözel, 74 tanesi ise poster idi. Otuz adet (%23.6) bildirinin ulusal ve uluslararası dergilerde tam metin yayınlandığı bulundu. Yayınlanan bildirilerin 16 tanesinin (%53) science citation index (sci) ve sci expended’da yer alan dergilerde basılmış olduğu görüldü. Bildiri ile yayınlanma tarihi arasındaki süre ortalama 2.04 (0-6 yıl) olarak belirlendi. Tartışma: Literatür incelendiğinde kongrelerde sunulan bildirilerin yayınlanma oranı %24 ile %58 arasında verilmektedir. SFK’de sunulan bildirilerin tam metin yayınlanma oranlarının literatürde verilen değerlere yakın olduğu olduğu görülmüştür. Ayrıca son yapılan kongrelerdeki bildirilerin yayınlanma oranı ilk yapılan kongrelere göre daha yüksek ve literatür ile uyumludur. Taranan bildirilerin çoğunun yakın zamanlı kongrelerde

Page 18: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS18

sunulması nedeniyle yayın sürecinde olan bildiriler olması muhtemeldir. Bu bildirilerin de yayına dönüşmesi ile oranların daha da yükseleceğini düşünmekteyiz. Investigating the publication rates of abstracts which was presented in national sports physiotherapists congressesPurpose: The studies which investigating the publication rates of congress presentations got incresed in the literature and widely accepted due to showing scientific success of the congresses. The aim of this study was to investigate the full text publication rates of national sports physiotherapists congresses (SPC) abstracts. Methods: The turkish and english titles and authors’ names of 127 abstracts which were presented in 6 spc in 2001-2011 were searched in pubmed, web of science, google scholar and scopus databases. Results: It was established that no presentations were done in 2001 (1st SPC) and in 2005 (3rd SPC). Fifty-three abstracts were presented as oral and 74 were poster. Thirty abstracts (23.6%) were found as full text in national and international journals. It was seen that 16 (53%) of the articles were published by journals in science citation index (sci) and sci expended. The time between presentation and full text publishment was determined as mean 2.04 (0-6 years). Discussion: In the literature the publishment rates of congress presentations were reported as between 24% and 58%. It was seen that the full text publishment rate of the abstracts that were presented in spcs are close to the this rates. Also the full text publishment rates of recent congresses were found higher than the first ones and compatible with the literature. Also there might be abstracts which are in the publishment process due to most of the abstracts in this study from recent congresses. As the publishment of these studies, we think that the rates will get higher.

S18.Ön çapraz bağ tamiri olan hastalarda postüral stabiliteyi etkileyen faktörlerin belirlenmesiÖzge Çınar Medeni1, Gül Baltacı2, Kezban Bayramlar2, Nevin Atalay Güzel1, İbrahim Yanmış3

1Gazi Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara2Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara3GATA, Ortopedi Ve Travmatologi ABD, AnkaraAmaç: Ön çapraz bağ (öçb) tamiri olan hastalarda azalmış postüral stabilitenin ikinci yaralanma için risk faktörü olduğu bilinmektedir. Amaç, postüral stabiliteyi etkileyen faktörlerin belirlenmesidir. Yöntemler: Çalışmaya öçb ameliyatı olmuş 28 hasta katıldı. Hastalar ameliyattan 16 hafta sonra değerlendirildi. Gözler açık, gözler kapalı ve yumuşak zeminde etkilenen bacak üstünde postüral stabilite değerlendirmesi stabilometreyle yapıldı. Diz eklemi anterior translasyon miktarına artrometre ile bakıldı. Kalça çevresi kas kuvveti izometrik, diz çevresi kas kuvveti izokinetik dinamometre ile değerlendirildi. Olguların gövde enduransları yüzüstü köprü, abdominal endurans, yan köprü testi ve sorenson test ile yapıldı. Korelasyon analizi spearman korelasyon katsayısı ile yapıldı. Sonuçlar: Gözler açık mediolateral salınım indeksi ile sorenson test arasında korelasyon bulundu (r=-0.41, p=0.028). Gözler kapalı anteroposterior stabilite indeksi ile yüzüstü köprü, etkilenen ve sağlam taraf yan köprü testleri arasında korelasyon bulundu (r=-0.49, p=0.035; r=-0.57, p=0.012; r=-0.59, p=0.009). Gözler kapalı anteroposterior salınım indeksi ile etkilenen ve sağlam taraf yan köprü testleri arasında korelasyon bulundu (r=-0.46, p=0.05; r=-0.48, p=0.04). Yumuşak zeminde mediolateral salınım indeksi, anterior translasyon miktarı, diz ekstansör kuvveti ve hamstring/quadriceps kuvvet oranı ile ilişkili bulundu(r=0.54, p=0.006; r=0.41, p=0.04; r=0.42, p=0.03). Tartışma: Gözler açık ve kapalı postüral stabilite skorları gövde endurans parametreleriyle ilişkili bulunurken, yumuşak zeminde diz eklemi anterior translasyonu ve ekstansör kuvveti önem kazanmaktadır.To determine the factors affecting postural stability ın anterior cruciate ligament reconstructed patientsPurpose: It’s known that postural stability is a risc factor for second injury in anterior cruciate ligament (ACL) reconstructed patients. The purpose was to determine the factors affecting postural stability. Methods: 28 ACL reconstructed patiens included in study. Patients evaluated 16 weeks after operation. Postural stablity assesment was done in eyes-open, eyes-closed and on foam-surface condition.

Knee anterior translation was evaluated with arthrometer. Hip muscle strength was evaluated with isometric, knee muscle strength with isokinetic dynomometer. Core endurance was assessed with prone bridge, abdominal endurance, side bridge and sorenson tests. Correlation analysis was done with spearman correlation co-efficient. Results: Mediolateral sway index was correlated with sorenson test in eyes-open condition (r=-0.41, p=0.028). Anteroposterior stability index was correlated with prone bridge, affected and healhty side, side bridge tests in eyes-closed condition (r=-0.41, p=0.028). Anterposterior sway index was correlated with affected and healthy side, side bridge tests (r=-0.46, p=0.05, r=-0.48, p=0.04). Mediolateral sway index was correlated with knee anterior translation, knee extansor strength and hamstring/quadriceps ratio (r=0.54, p=0.006; r=0.41, p=0.04; r=0.42, p=0.03). Discussion: Postural stability parameters in eyes-open and eyes-closed conditions were correlated with core endurance parameters, howevere on foam surface knee anterior translation and extansor strength becomes important.

S19.Pelvik organ prolapsusu olan kadınlarda stabilizasyon egzersizleri ile pelvik taban kas eğitiminin karşılaştırılmasıNuriye Özengin1, Necmiye Ün Yıldırım1, Bülent Duran2

1Abant İzzet Baysal Ü, Kemal Demir Fizik Tedavi ve Rehabil YO, Bolu2Abant İzzet Baysal Ü, Tıp Fak, Kadın Hastalıkları ve Doğum ABD, BoluAmaç: Bu çalışmada, evre 1 ve 2 pelvik organ prolapsusu olan kadınlarda stabilizasyon egzersizleri ile pelvik taban kas eğitiminin etkinliğinin karşılaştırılması amaçlandı. Yöntemler: Yaş ortalaması 45.60 yıl olan 38 pelvik organ prolapsuslu kadının, pelvik taban kas kuvveti elektromyografi ile, prolapsus pelvik organ prolapsus sınıflama sistemi ile, yaşam kalitesi ise prolapsus yaşam kalitesi ölçeği ile değerlendirildikten sonra olgular, stabilizasyon egzersiz (n=19) ve pelvik taban kas eğitim grubu (n=19) olarak ikiye ayrıldı. Stabilizasyon egzersiz grubuna haftada 3 kez 8 hafta eğitim, pelvik taban kas eğitim grubuna ise 8 haftalık ev programı verildi. Her grup eğitim öncesi ve 8 hafta sonrası değerlendirildi. Sonuçlar: Her iki grubun pelvik aktivasyon kas cevabında artış bulundu (p<0.05). Gruplar arası karşılaştırmada fark olmadığı saptandı (p>0.05). Her iki gruptaki olguların aa, ba, c referans noktalarında (p<0.05) ve pelvik taban kas eğitimi grubundaki olguların tvl, ap, bp, d referans noktalarında ilk ve son değerlendirmeleri arasında fark (p<0.05) saptanmasına rağmen, gruplar arasında fark bulunmadı (p>0.05). Her iki gruptaki olguların prolapsus yaşam kalitesi ölçeği prolapsusun etkisi alt parametresinde ve stabilizasyon egzersiz grubundaki olguların genel sağlık algısı alt parametresinde olumlu yönde fark saptandı (p<0.05). Tartışma: Uygulanan her iki tedavi yönteminin de pelvik taban kas kuvvetini artırdığı ve prolapsus evrelerinde gerileme sağladığı tespit edildi. Stabilizasyon egzersizlerinin ev programından farklı olarak genel sağlık algısını da artırması, prolapsusu olan kadınların tedavisinde bu egzersizlerin tedavi programlarına eklenebileceği sonucuna varıldı. A comparison between stabilization exercises and pelvic floor muscle training on women with pelvic organ prolapsePurpose: This study aimed to compare the effectiveness of stabilization exercises and pelvic floor muscle training on women with stage 1 and 2 pelvic organ prolapse. Methods: Totally on 38 women with pelvic organ prolapse whose average age was 45.60 years, pelvic floor muscles were evaluated with electromyography, and prolapse with pelvic organ prolapse quantification system, and the quality of life with prolapse quality of life questionnaire; afterwards, the subjects were divided into two groups; stabilization exercise group (n=19) and pelvic floor muscle training group (n=19). Stabilization exercise group were given training for 8 weeks, 3 times a week. Pelvic floor muscle training group were given eight-week home exercises. Each group was assessed before training and after eight weeks. Results: An increase was found in the pelvic muscle activation response of the 2 groups (p<0.05). There was no difference in emg activity values between groups (p>0.05). According to the before and after pelvic organ prolapse quantification system assessment, a difference was found in the values aa, ba and c in subjects of each group (p<0.05), and the tvl, ap, bp and d values of subjects in pelvic floor muscle training group (p<0.05); however, no difference was found among groups (p>0.05). According to the prolapse quality of life questionnaire, a positive

Page 19: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S19VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

difference was found in the effect of prolapse sub parameter in each of the two groups, and in general health perception sub parameter in subjects of stabilization exercise group (p<0.05). Discussion: It was concluded that both training programs increased the pelvic floor muscle strength, provided a decline in prolapse stages. Stabilization exercise has increased general health perception unlike home training thus these exercises can be add to treatment of women with prolapse.

S20.Kinezyolojik bantlamanın elin kavrama kuvveti üzerine etkisiHaşim Saknuk, Onur Aydoğdu, Zübeyir Sarı, Mine Gülden Polat

Marmara Ü, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, İstanbulAmaç: Kavrama kuvveti, kas kuvvet ve gücünü oluşturmada el ve parmakların yeteneğini ifade eder. Sporcularda kavrama kuvveti, spora katılmak için önemli komponentlerden biridir. Çalışmamızın amacı, sağlıklı bireylerde kinezyolojik bantlamanın elin kavrama kuvveti üzerine etkisini araştırmaktı. Yöntemler: Çalışmamız; 01 Şubat-25 Mart 2013 tarihleri arasında Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde yaşları 19 ila 25 yıl arasında değişen (21.51±1.71) toplam 31 sağlıklı olgu (6 kadın, 25 erkek) ile gerçekleştirildi. Çalışmaya katılan olguların demografik bilgileri alındıktan sonra tüm olguların; bant olmadan, kinezyolojik ve plasebo bant uygulandıktan sonra, toplamda üç farklı durumdaki kavrama kuvvetleri jamar el dinamometresi ile ölçüldü. Yorgunluğu önlemek amacıyla ölçümler, beşer dakika arayla ve her olguda farklı bir sıralama ile yapıldı. İstatistiksel analizde, tekrarlanan ölçümlerde varyans analizi kullanıldı. Anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edildi. Sonuçlar: Çalışmamıza dahil edilen olguların bantsız durumdaki ile kinezyolojik ve plasebo bant uygulandıktan sonraki kavrama kuvveti değerleri hiçbir evrede istatistiksel farklılık göstermemiştir (p>0.05). Tartışma: Kinezyolojik bantlamanın, plasebo bantlı ve bantsız duruma göre kavrama kuvveti açısından bir üstünlüğü olmadığı bulundu. Chang ve arkadaşlarının kinezyolojik bantın kavrama kuvveti üzerine etkileri inceledikleri çalışmada da çalışmamızla paralel sonuçlar belirtilmiştir.The effect of kinesiologic taping on handgrip strengthPurpose: Grip strength refers to the ability of the fingers and hand to generate muscle power and force. In athletes, grip strength is an important component of participating in many sports. The purpose of this study was to investigate the effects of kinesiologic taping on handgrip strength in healthy people. Methods: The study who were participated in 31 healthy individuals (6 women, 25 men) aged between 19 and 25 (21.51±1.71) was carried out in Health Sciences Faculty, Marmara University, between February-March 2013. After demographic data had been recorded, grip strength of all cases with no taping, kinesiologic and placebo taping was assessed with a handgrip dynamometer. The measurements were performed with five-minute intervals and a different sort in order to prevent fatigue. In statistical analysis of the data, repetitive measures analysis of variance was used. Significance level was accepted p<0.05. Results: There is no statistically significance at any stage in individuals participated in the study with no taping, kinesiologic and placebo taping (p>0.05). Discussion: It was found that kinesiologic taping was not superior to the condition with placebo taping and without taping. The study investigating the effects of kinesiologic taping on handgrip strength reported same results in accordance with present study.

S21.Bedensel engellilerin sportif aktivitelere katılımının demografik açıdan değerlendirilmesi: İstanbul profili Burcu Altun1, Kezban Bayramlar2, Tülay Bağcı Bosi3, Abdülhamit Tayfur2, Nevin Ergun2

1Kozyatağı Acıbadem Hastanesi, İstanbul2Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara3Hacettepe Ü, Tıp Fak, Halk Sağlığı ABD, AnkaraAmaç: Çalışma bedensel engellilerin sportif aktivitelere katılımını demografik açıdan değerlendirmek amacıyla yapıldı. Yöntemler: Çalışmaya yaşları 18-45 yıl arasında değişen, İstanbul ilinde yaşayan, herhangi bir mental-kognitif bozukluğu olmayan 25’i kadın 75’i erkek toplam 100 bedensel engelli birey dahil edildi. Bireyler profesyonel olarak spor yapanlar, amatör ya da rekreasyonal amaçlı spor yapanlar ve hiç spor yapmayanlar olacak şekilde 3 gruba ayrıldı. Olgulara demografik özellikler ve spora katılımı değerlendiren bir anket uygulandı. Sonuçlar: Çalışmadan elde edilen sonuçlara bakıldığında; kadın bedensel engellilerin spor katılımlarının erkeklere göre daha az olduğu, en yüksek eğitim düzeyinin profesyonel olarak spor yapanlarda olduğu gözlendi (p<0.05). Bireyler engel nedeni açısından incelendiğinde, %79’unun sonradan, % 21’inin ise doğuştan engelli olduğu bulundu. Engel nedenlerine göre gruplar arasındaki farkın anlamlı olduğu gözlendi (p<0.05). Sonradan engele yol açan nedenler yönünden bakıldığında birinci sırada polio sekelinin geldiği, ikinci sırada ise trafik kazalarının yer aldığı görüldü. En çok istek duyulan spor dalının tekerlekli sandalye basketbolu olduğu ve spor yapılacak ortam yetersizliğinin en sık karşılaşılan zorluk olduğu görüldü. Tartışma: Sporun bedensel engelli bireylerin yaşantısındaki olumlu etkisi düşünülerek ülkemizde bedensel engelli bireylerin spora katılımlarını arttırıcı stratejilerin geliştirilmesine ihtiyaç olduğu sonucuna varıldı.Demographical evaluation of the physically disabled to participate in the sportive activities: Istanbul profile Purpose: The study was conducted to evaluate demographically the physically disabled to participate in the sportive activities. Methods: Totally, 100 physically disabled case of 25 females and 75 males aged between 18 to 45 years, living in Istanbul and had not any mental-cognitive impairment were included to the study. The cases were divided into 3 groups as those make sport professionally, with amateur and recreational purposes and do not make any sport. A survey was applied to the cases, evaluating the demographic characteristic and participation in sport. Results: When considering the results obtained from the study; participation of the handicapped females in sportive activities was found less compared to the males and the most educational level was in the professionally sport makers (p<0.05). When investigating the cases regarding to the causes of the handicap, 79% was defined to be acquired and 21% congenitally handicapped. A significant difference was observed between the groups in terms of the cause of disability (p<0.05). When considering the reasons of acquired disability, polio sequela was at the first and the traffic accidents at the second rank. The most desired sports branch was wheelchair basketball and the lack of the environment to do sports was the most encountered difficulty. Discussion: It was concluded that, considering the positive effect of the sport on the life of physically handicapped persons, strategies increasing the participation of the handicapped individuals are necessary in our country.

Page 20: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS20

POSTERLER/ POSTERS

P1.Engelli masa tenisi oyuncularında omuz ağrısı, skapular diskinezi ve fonksiyonellik ilişkisi Kaan Akın1, Ece Uysal1, Kemal Ergin1, Aslıcan Zeybek1, Aydan Aytar1, Ayça Aytar Tığlı2, Nevin Ergun3

1Başkent Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara2Başkent Ü Hastanesi, Fiziksel Tıp ve Rehabil ABD, Ankara3Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Engelli sporcularda diğer spor dallarında da olduğu gibi omuz eklemini zorlayan tekrarlı hareketler çeşitli omuz patolojilerine yol açabilmekte ve oluşan ağrı fonksiyonelliği olumsuz etkilemektedir. Çalışmamızın amacı engelli masa tenisi oyuncularında omuz ağrısı, skapular diskinezi ve fonksiyonellik ilişkisini incelemek idi. Yöntemler: 11 engelli masa tenisi oyuncusu (yaş: X±SS=20.27±2.61 yıl, vücut kitle indeksi: X±SD=19.40±5.04 kg/m2) çalışmamıza dahil edildi. Ağrı şiddeti, görsel analog skala kullanılarak değerlendirildi. Skapular diskineziyi değerlendirmek amacıyla lateral skapular slide test (LSST) kullanıldı. Günlük yaşam aktivitelerinde yaşanan ağrı ve fonksiyonellik düzeyi kol, omuz ve el sorunları anketinin kısa formunun Türkçe versiyonu kullanılarak değerlendirildi. Sonuçlar: Gece hissedilen ağrı şiddeti ile LSST (r=0.670; p=0.024) arasında anlamlı ilişki bulundu. Antreman esnasında hissedilen ağrı şiddeti ile LSST (r=0.606; p=0.048) arasında anlamlı bir ilişki var idi. Fonksiyonellik ve LSST arasında herhangi bir ilişki bulunmadı. (p>0.05) Tartışma: Engelli sporcularda oluşan omuz ağrısı ve scapular diskinezi ilişkisi omuz fonksiyonelliğini olumsuz etkileyebilir. Engelli sporcularda yapılacak değerlendirmelerde skapulanın pozisyonu ve postüral bozukluklar önemsenmeli ve ileride meydana gelebilecek patolojiler için koruyucu rehabilitasyon önerilmelidir. The relationship between shoulder pain, scapular dyskinesia and functinality in disabled table tennis playersPurpose: Recurrent activities in the shoulder joint causes various shoulder patalogies in disabled athletes as well as other sport branches and pain effects functionality negatively. The aim of this study was to investigate the relationship between shoulder pain, scapular dyskinesia and functionality in disabled table tennis players. Methods: 11 disabled table tennis players (age: X±SD=20.27±2.61 year, body mass index; X±SD=19.40±5.04 kg/m2) were included to our study. Pain intensity was evaluated by visual analog scale. Lateral scapular slide test (LSST) was used to evaluate scapular dyskinesia. Pain and functionality level in activities of daily living was assessed using by the Turkish version of short form of the disabilities of the arm, shoulder and hand score. Results: Significant relationship (r=0.670; p=0.024) was found between pain intensity during at night and LSST. There was significant relationship (r=0.606; p=0.048) found between pain intensity during the training and LSST. There was no relationship found between functionality and LSST (p>0.05). Discussion: Shoulder pain and scapular dyskinesia relationship may affect shoulder functionality negatively. Physiotherapists should pay attention to scapular position and postural disorders in the evaluation of disabled athletes and preventive rehabilitation should be recommended for the pathologies that may occur in the future.

P2.Adölesanlarda vücut kompozisyonu ve fiziksel aktivite düzeyi ilişkisinin incelenmesiFadime Zeybek1, Arzu Genç2, Merve Demir3

1Hamiyet Feridun Sözen Huzurevi, Küçükkuyu, Çanakkale2Dokuz Eylül Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, İzmir3Fernur Sözen Ortaokulu, Küçükkuyu, ÇanakkaleAmaç: 11-15 yaş grubu adölesanlarda vücut kompozisyonu ve fiziksel aktivite düzeyi arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Yöntemler: Çalışmamıza yaş ortalaması 12.43±1.15 yıl olan ve ortaokula devam eden 241 (113 kız, 128 erkek) adölesan dahil edildi. Olguların vücut kompozisyonları vücut kitle indeksi (VKİ) ve bel/kalça çevresi oranı (BKO) ölçülerek değerlendirildi. Fiziksel aktivite düzeyinin belirlenmesinde “İlköğretim Öğrencileri İçin Fiziksel Aktivite Soru Formu’’ kullanıldı.

Sonuçlar: Vücut kitle indeksine göre olguların %62.7’sinin normal kilolu, %16.6’sının fazla kilolu ve %18.3’ünün obez olduğu ve BKO’nın ortalama 0.82±0.05 olduğu belirlendi. Aktivite düzeyleri incelendiğinde, olguların %38.2’sinin sedanter, %61.8’inin aktif olduğu saptandı. Fiziksel aktivite düzeyi ile VKİ ve BKO arasında istatistiksel açıdan anlamlı bir ilişki olmadığı bulundu (p>0.05). Tartışma: Bu araştırmada adölesanlarda obezite sıklığının yüksek olduğu ve fiziksel aktivite düzeyinin VKİ ve BKO ile ilişkili olmadığı görülmüştür.The examination of relationship between body composition and the level of physical activity in adolescentsPurpose: It is examined that the relationship between body composition and physical activity level in adolescents aged 11-15. Methods: To this study the mean age was 12.43±1.15 years and 241 (113 girls and 128 boys) secondary school adolescents were included. Body-mass index (BMI) and waist/hip ratio (WHR) of attended were evaluated to be measured. ‘’Physical Activity Questionnaire for Older Children (PAQ-C)’’ was used in determination of the level of physical activity. Results: According to the body mass index (BMI); it is determined that the attended 62.7% were normal weight, 16.6% were overweight and 18.3% were obesity and the mean of WHR was 0.82±0.05. It is determined that the attended 38.2% were sedentary, 61.8% were active when examining the level of activity. To the statistical aspect; the significant correlation wasn’t found between physical activity level and BMI and WHR (p>0.05). Discussion: In this research it was observed that the obesity frequency in adolescents was high and the physical activity level wasn’t relation with BMI and WHR.

P3.Tekerlekli sandalye basketbol oyuncularının IWBF puanları ile gövde kas kuvveti ve antropometrik ölçümler arasındaki ilişki Bahar Anaforoğlu¹, Emel Sönmezer¹, Nevin Ergun², Manolya Acar¹¹Başkent Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bl, Ankara²Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bl, AnkaraAmaç: Çalışmamızın amacı tekerlekli sandalye basketbol sporcularında IWBF (International Wheelchair Basketball Federation) sınıflama sistemindeki puanlara göre gövde kas kuvveti ve yağ ölçümü sonuçları arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Yöntemler: Çalışmamızda, düşük puanı olan (2.5 ve) 7 (yaş=26.14±6.38 yıl, Vücut kitle indeksi (VKİ)= 23.5±2.47 kg/m²), yüksek puanlı olan (3 ve) 7 (yaş=31.00±3.05 yıl, VKİ=22.54±2.84 kg/m²), toplam 14 bayan tekerlekli sandalye basketbol sporcusu dahil edildi. Gövde kas kuvvetini değerlendirmek için abdominal, sağ-sol oblik abdominal, torakal ve lumbal sırt ekstansör kaslarına manuel kas testi yapıldı. Yağ yüzdelerini değerlendirmek için vücudun sağ ve sol midaksillar, abdominal ve suprailiak bölgelerinden skinfold ile ölçüm yapıldı. Bu ölçümler düşük ve yüksek puanlı olan gruplar arasında karşılaştırıldı. Sonuçlar: Gövde kas kuvveti ölçümlerinin sonuçları gruplar arasında karşılaştığında tüm kas testi skorlarında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmasına rağmen (p≤0.05), yağ ölçümlerinde gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı (p≥0.05). Tartışma: Bu sonuçlara göre tekerlekli sandalye basketbol sporcularında gövde kontrolü arttıkça kas kuvvetinin de arttığını fakat yağ ölçüm sonuçlarının değişmediği söylenebilir. Bu konuda yapılacak geniş örneklem gruplu çalışmalara ihtiyaç vardır. The relationship between wheelchair basketball players IWBF points, trunk muscle strength and anthropometric measurements Purpose: The aim of our study is to research of the relationship between trunk muscle strength and the measurement of body fat of wheelchair basketball players’ points according to IWBF (International Wheelchair Basketball Federation) Methods: The lower points (2.5 and) 7 (age= 26.14±6.38 years, body mass index (BMI)= 23.5±2.47 kg/m²), the higher points (3 and) 7 (age= 31.00±3.05 years, BMI= 22.54±2.84 kg/m²), a total of 14 female wheelchair basketball players were included in this study. To evaluate trunk muscle strength, abdominal, right and left oblique abdominal, thoracic and lumbar back extensor manuel muscles test were performed. To evaluate the percentages

Page 21: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S21VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

of body fat, the left and right midaksillar, abdominal and suprailliac parts of body were performed with skinfold measurements. These measurements were compared between groups with low and high points. Results: When the results of measurements of trunk muscle strength test scores compared between in two groups despite there was statistically significant difference between groups (p≤0.05), but there was no statistically significant difference between the groups in measurements of body fat (p≥0.05). Discussion: According to the results, although the classification points increase while muscle strength increasing, the result of body fat assesment did not change. Wide range of sample studies are needed on this subject.

P4. Mobil cihazlardaki egzersiz uygulamalarıBahar Aras, Özgen ArasDumlupınar Ü, Sağlık YO, Fizyoterapi Rehabil Bl, KütahyaAmaç: Bu çalışmanın amacı mobil cihazlara yüklenebilen egzersiz uygulamalarının nitelik ve nicelik yönünden incelenmesidir. Yöntemler: Bu günlerde, mobil cihazlarda (akıllı telefon, tablet vd) kullanılan, iki temel işletim sisteminin ürünlerini içeren ‘Android market’ ve ‘Apple application store’ uygulamaları tarandı. Sonuçlar: Android markette 48 ücretsiz ve 50 ücretli uygulamaya ulaşılabilmektedir. Ücretli uygulamalar 0.99-5.50$ arasında fiyatlandırılmıştır. Apple application store’da 30’un üzerinde uygulama bulunmaktadır. Ücretli uygulamalar çoğunlukla 0.99$ olarak fiyatlandırılmıştır. Her iki sistemde de aplikasyonlar; egzersiz hatırlatıcılarını, bölgesel (boyun, bel vd.) ve genel egzersiz hareketlerini, monitorize edici ve kilo kontrol programlarını içermektedir. Uygulamalardaki egzersiz ve tavsiyelerin güvenirliği ve uygulanabilirliği tartışmalıdır (p<0.05). Tartışma: Gelişmiş ülkelerde nüfusun %60’ının mobil cihazlarında akıllı uygulamaları kullanmakta olduğu rapor edilmiştir. Ülkemizdeki oran %20’lerde olup hızla artmaktadır. Günümüzde inaktivite önemli bir halk sağlığı sorunudur ve teknolojiden bu konuda daha fazla yararlanmak mümkündür. Fizyoterapistlerin rehberliğinde bu teknoloji daha güvenilir ve etkin bir şekilde kullanılabilir.Exercise applications in mobile devicesPurpose: The aim of the study was to investigate the exercise applications that can be downloaded to mobile devices in terms of quality and quantity. Methods: Nowadays, applications containing products of two main operating systems used in mobile devices (smart phone, tablet etc.); the ‘Android market’ and ‘Apple application store’ were reviewed. Results: 48 free and 50 paid applications can be reached in Android market. Paid applications are priced between $0.99 to $5.50. There are more than 30 applications in the Apple application store. Paid applications are often priced at $0.99. In both systems, applications contain exercise reminders, regional (neck, waist, etc.) and general exercise movements, monitorizing and weight control programs. The reliability and feasibility of exercise and recommendations in these applications were controversial (p<0.05) Discussion: It was reported that 60% of the population in developed countries is currently using smart applications in their mobile phones. In our country this ratio is 20% and is increasing rapidly. Inactivity is a major public health problem nowadays and it is possible to take advantage of technology more with regard to this issue. With the guidance of physiotherapist, this technology can be used in more reliable and efficient way.

P5.Ekstrakorporeal şok dalga tedavisi-ESWT kanıt düzeyleriBahar Aras, Özgen Aras.Dumlupınar Ü, Sağlık YO, Fizyoterapi Rehabil Bl, KütahyaAmaç: Bu çalışmanın amacı fizyoterapide kullanılan Ekstrakorporeal şok dalga tedavi (ESWT) uygulamalarının kanıt düzeylerinin incelenmesidir. Yöntemler: Pubmed ve Cochrane veri tabanlarında yer alan ‘ESWT ve fizyoterapi’ çalışmalarının kanıt düzeyleri incelendi. Sonuçlar: İngiliz dilinde Pubmed’de 105 çalışma, Cochrane veri tabanında 3 çalışma saptanmıştır. Tenisçi dirseğinde ağrının azalması ve fonksiyonellikte sınırlı kanıt mevcuttur, steroid injeksiyonlarından daha üstün değildir (p>0.05), bunun yanı sıra tenisçi dirseğinde yan etkiler ağrı ve kızarıklık

olup uzun süreli değildir. Kronik plantar fasciitte orta-yüksek şiddette uygulamalar meta analizde etkili bulundu (p<0.05). Nonunion kırıklarda olumlu etkiler gözlendi (p<0.05). Literatürde farklı tanılarda farklı etkiler gözlenmektedir. Tartışma: ESWT uygulamalarında farklı kanıt düzeylerinde olumlu ve olumsuz sonuçlar saptanmıştır. Evidence level in extracorporeal shockwave therapy-ESWTPurpose: The aim of the study was to investigate the evidence levels of extracorporeal shockwave therapy ESWT applications used in physiotherapy. Methods: The evidence levels of ‘ESWT and physiotherapy’ studies were examined in Pubmed and Cochrane databases. Results: In Pubmed 105 and in Cochrane database 3 studies were identified in English language. In tennis elbow, there is limited evidence with regard to pain reduction and functionality and it is not superior to steroid injections (p>0.05). In chronic plantar fasciities, applications with moderate to high intensity was found to be effective in a meta analysis (p<0.05). In nonunion fractures, positive effects were observed. Discussion: In ESWT applications, positive and negative results were found in different levels of evidence.

P6.Hiperbarik ortamda insanÖzgen Aras, Bahar ArasDumlupınar Ü, Sağlık YO, Fizyoterapi Rehabil Bl, KütahyaAmaç: Bu çalışmanın amacı literatürde, hiperbarik ortamların insan sağlığına etkisinin incelenmesidir. Yöntemler: Veri tabanlarında tarama yapıldı. Sonuçlar: Deniz seviyesinde atmosferik basınç 1 bar iken 40 metrede 5 bar civarındadır. Nefes tutma ve SCUBA ile farklı derinliklere dalış yapmak mümkündür. Daha önceleri askeri ve ticari amaçlı yapılan bu dalışlar bugün daha çok rekreasyon ve turizm amaçlı gerçekleşmektedir. Eğitim, malzeme, dalış süreleri ve yüzeye çıkış hızları primer önem taşımaktadır. Kulak ve vestibuler problemler yanı sıra scuba dalışlarında uzun dönemde kısa dönem hafıza üzerine olumsuz etkiler gözlenmiştir (p<0.05). Tartışma: Rekreasyon amaçlı dalış giderek popüler olmaktadır, bu aktiviteler birtakım riskleri de içermektedir. Bu çalışmada hiperbarik ortamın insan üzerine olumsuz etkileri tartışılmıştır.Human in hyperbaric conditions.Purpose: The aim of the study was to investigate the effects of hyperbaric environment on human health in the literature. Methods: The databases were investigated. Results: While at sea level, the athmospheric pressure is 1 bar, it is 5 bar around 40m. It is possible to dive different depths by holding breath and SCUBA. Previously, dives which were done for military and commercial purposes, are done for recreation and tourism today. Training, material, diving time, surfacing rates have primary importance. As well as ear and vestibular problems, long term negative effects on short term memory was observed in SCUBA diving (p<0.05). Discussion: Recreational diving is becoming more popular, these activities have number of risks. In this study, adverse effects of hyperbaric environment on human health were discussed.

P7.Bel ağrısının anksiyete, fiziksel aktivite düzeyi ve fonksiyonellik üzerine etkisiMeltem Işıntaş Arık, Hakan AkkanDumlupınar Ü, Sağlık YO, Fizyoterapi Rehabil Bl, KütahyaAmaç: Bu çalışma bel ağrısının anksiyete, fiziksel aktivite düzeyi ve alt ekstremitenin fonksiyonelliği üzerine olan etkilerini araştırmak amacıyla yapıldı. Yöntemler: Çalışmaya lomber diskopati tanısı konmuş, fizyoterapi ve rehabilitasyon programına alınan, yaş ortalaması 48.67±13.71 yıl (17-75), vücut kitle indeksi (VKİ) 28.19±6.04 kg/m2 (18.36-41.20) olan 28 kadın ve yaş ortalaması 44±15.55 yıl (33-55), VKİ 24.80 kg/m2 (24.80-24.81) olan 2 erkek hasta dahil edildi. Hastaların bel ağrıları Görsel Analog Skalası (VAS) ve Oswestry Bel Ağrısı Anketi kullanılarak değerlendirildi. Fiziksel aktivite düzeyleri Fiziksel Aktivite Düzeyi Anketi (FADA) kullanılarak belirlendi. Alt ekstremite fonksiyonelliklerini belirlemek için ise Alt Ekstremite Fonksiyonellik Ölçeği (LEFS) kullanıldı. Anksiyete düzeyleri ise Durumluk ve Sürekli Kaygı Ölçeği (STAI I-II) kullanılarak

Page 22: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS22

değerlendirildi. Sonuçlar: Hastaların ortalama 5.65±7.32 (0.0-30) yıl bel ağrısı şikayetleri olduğu belirlendi. Oswestry Bel Ağrısı Anketi sonuçları ortalama 35.28±16.99 (11.10-75.50), VAS sonuçları ise ortalama 6.13±2.06 (2-10) cm olarak bulundu. Fiziksel aktivite düzeyleri ortalama 209.30±97.86 (51.73-474.30) iken alt ekstremite fonksiyonellikleri 55.69±18.67 (6.25-82.50) idi. Durumluk kaygı düzeyleri ortalama 37.46±10.44 (21-60) olarak, sürekli kaygı düzeyleri de ortalama 48.56±8.61 (34-67) olarak bulundu. Oswestry Bel Ağrısı Anketi sonuçları ile LEFS arasında kuvvetli düzeyde negatif bir ilişki bulunurken (p=0.000, r=-0.790), LEFS ile VAS arasında orta düzeyde negatif bir ilişki bulundu (p=0.003, r=-0.524). LEFS ile STAI-I arasında ise düşük düzeyde negatif bir ilişki olduğu gözlendi (p=0.041, r=-0.376). Oswestry bel ağrısı anketi ve VAS sonuçları ile FADA arasında ise bir ilişkiye rastlanmadı (p=0.316, r=-0.189; p=0.557, r=-0.112). Tartışma: Bel ağrısının LEFS ile ilişkisi olduğu halde FADA ile ilişkisinin bulunmaması, FADA’nın aynı zamanda üst ekstremite aktivitelerini de kapsamasından kaynaklanabilir.The effect of low back pain on anxiety, physical activity level and functionalityPurpose: The aim of this study was to investigate the effects of low back pain on anxiety, physical activity and functionality of lower extremity. Methods: Thirty patients with lomberdiscopaty who had attended physiotherapy and rehabilitation sesions. Twenty eight of the patients were female with average age of 48.67±13.71years (17-75), and average body mass index of (BMI): 28.19±6.04 kg/m2 (18.36-41.20). Two male paients’ average age were 44±15.55 years (33-55) and average BMI: 24.80 kg/m2 (24.80-24.81). Patients’ low back pain was evaluated by Visual Analog Scale (VAS) and Oswestry Disability Index. Physical Activity Assessment Questionnaire (PAAQ) was used to evaluate physical activity levels of patients. Lower Extremity Functional Scale was used for identifying lower extremity functionality. Anxiety levels were measured with the State Trait Anxiety Inventory (STAI I-II). Results: The pain complaints of patients has lasted for average 5.65±7.32 (0.08-30) years. While the average score of Oswestry Disability Index was 35.28±16.99 (11.10-75.50), the average score of VAS result was found as average 6.13±2.06 (2-10)cm. The average values of physical activity levels and lower extremity functionality were 209.30±97.86 (51.73-474.30) and 55.69±18.67 (6.25-82.50). The average scores of State and Trait Inventory were 37.46±10.44 (21-60) and 48.56±8.61 (34-67). A significant negative correlation between the Oswestry Diasability scoresand LEFS was found (p=0.000, r=-0.790). A modaretaly negative correlation was determined between LEFS and VAS (p=0.003, r=-0.524). The correlation analyses showed a negative correlation between LEFS and STAI-I (p=0.041, r=-0.376). There was no significant correlation between Oswestry scores and PAAQ (p=0.316, r=-0.189) also VAS and FADA (p=0.557, r=-0.112). Discussion: Although lowback pain has a correlation with LEFS, it has no correlation with FADA and this would result from FADA also includes upper extremity activities.

P8.Ön çapraz bağ rekonstrüksiyonu geçiren profesyonel sporcularda kinezyofobinin post operatif erken dönemde diz eklem hareket açıklığı üzerine etkisiEnes Arıkan, İlkşan Demirbüken, Onur Aydoğdu, Tuğba Çolak Kuru, Zübeyir Sarı, Gönül AcarMarmara Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, İstanbulAmaç: Ön çapraz bağ (öçb) rekonstrüksiyonu geçiren profesyonel sporcularda karşılaşılabilecek olası kinezyofobi derecesi ile rehabilitasyon kısmında önem teşkil eden diz eklem hareket açıklığı arasındaki ilişkiyi incelemekti. Yöntemler: Çalışma Özel Suadiye Ortopedik ve Sportif Rehabilitasyon Merkezi’nde gerçekleştirildi. Çalışmaya, unilateral izole öçb rekontrüksiyonu geçiren ve post-op tedaviye alınan toplam 12 (6 erkek, 6 kadın) lisanslı profesyonel sporcu (yaş ortalaması: 19.5±4.61 yıl; beden ağırlığı ortalaması: 67.5±14.2 kg; boy uzunluğu ortalaması: 178.0±11.3 cm) gönüllü olarak katıldı. Değerlendirmeler post-op erken dönemde 15. gün yapıldı. Sporcuların hareket korkusu Tampa Kinezyofobi Ölçeğiyle değerlendirildi. Eklem hareket açıklığı için aktif ve pasif fleksiyon dereceleri gonyometre ile Kendall-McCreary kriterlerine uygun olarak ölçüldü. Gonyometrik ölçümler üçer kez tekrar edilerek veri analizi için ortalamaları kaydedildi. Kinezyofobi derecesi

ile diz ekleminin aktif ve pasif fleksiyon dereceleri arasındaki ilişki Spearman’s Rho Korelasyon analizi ile test edildi. Sonuçlar: Olguların kinezyofobi dereceleri ile diz eklemi aktif fleksiyon derecesi (r=-0.881, p=0.000) ve pasif fleksiyon derecesi (r=-0.887, p=0.000) arasında negatif yönde anlamlı düzeyde çok güçlü ilişki saptandı. Tartışma: Sporcularda ÖÇB rekonstrüksiyonundan sonra tedavideki en önemli amaçlardan biri sporcunun yaralanma öncesi fonksiyonel seviyesinin yeniden kazandırılması ve herhangi bir hareket kısıtlılığı olmaksızın spora erken geri dönüşün sağlanmasıdır. Çalışmanın sonuçları, post-op erken dönemde oluşan hareket korkusunun diz eklemi aktif ve pasif hareketini olumsuz olarak etkilediğini göstermektedir. ÖÇB rekonstrüksiyonu sonrası kinezyofobinin sorgulanması ve saptanması rehabilitasyon sürecine olumlu katkılar sağlayabilir.The effect of kinesiophobia on range of motion of the knee in professional sportmen at post operative early period following anterior cruciate ligament reconstructionPurpose: To investigate the relationship between range of motion (ROM) of the knee which is an important factor in rehabilitation and a possible kinesiophobia following Anterior Curciate Ligament (ACL) reconstruction in professional sportsmen. Methods: The study was carried out in Private Suadiye Orthopedic and Sportive Rehabilitation Center. Totally 12 certified sportsmen (6 male and 6 female, mean age: 19.5±4.61 years; mean body weight: 67.5±14.2 kg; mean height: 178.0±11.3 cm) who had unilateral ACL reconstruction and started post-op treatment participated in the study voluntarily. All assessments were performed at 15th day following reconstruction. Kinesophobia of the sportsmen were assessed by using Tampa Kinesophobia Scala. Active and passive ROM degrees of knee joint flexion were assessed by goniometer in accordance with Kendall-McCreary’s criteria. All ROM measurements were performed 3 times and mean values of 3 measurements were saved for data analysis. The relationship between active and passive ROM of the knee joint flexion and kinesophobia level of sportsmen were tested by using Spearman’s Rho Correlation analysis. Results: There was a strong negative relationship between the kinesophobia levels and active (r=-0.881, p=0.000) and passive (r=-0.887, p=0.000) ROM degrees of knee flexion. Discussion: One of the important aims of the treatment following ACL reconstruction is regaining functional level before injury and providing an early return to sports without any movement limitation. The results of this study revealed that presence of kinesophonia at post-op early period influenced active and passive range of motion of knee joint negatively. Assessment of the kinesophobia at post-op early period in ACL reconstructions could make a significant contribution to rehabilitation process.

P9.Sorensen Testi: Sonuçlar değerlendirilirken boy dikkate alınmalı mı?Deniz Bayraktar, Seher Özyürek, Arzu GençDokuz Eylül Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, İzmirAmaç: Sorensen Testi, sırt ekstansörlerinin enduransının ölçülmesinde sıklıkla kullanılan ve test pozisyonu kaldıraç modeline dayanan bir değerlendirme yöntemidir. Sorensen Testinin yaş, cinsiyet ve vücut ağırlığı ile olan ilişkisi tanımlansa da boy ile olan ilişkisi hakkında kanıtlar bulunmamaktadır. Bu çalışmanın amacı boy uzunluğunun test sonuçları üzerine etkisini araştırmaktır. Yöntemler: Yaşları 18-29 yıl arasında değişen 175 sağlıklı olgu tarandı. Homojen bir grup oluşturulması açısından Vücut Kitle Indeksi (VKİ) normal değerler arasında olmayan olgular çıkarıldı. Fiziksel aktivite düzeyinin kassal enduransı etkilediği düşünülerek fiziksel aktivite düzeyleri benzer olguların [Uluslar arası Fiziksel Aktivite Anketine (IPAQ Seviye 2)] verileri seçildi. Sorensen Testi olgular tarafından 2 kez uygulandı ve en yüksek değer saniye cinsinden çalışmada kullanıldı. Sonuçlar: Yaş ortalamaları 22.34±2.24 yıl; VKİ’leri 21.55±1.85 kg/m2; IPAQ değerleri 1729.66±910.03 MET-dk/hafta olan 53 (25E, 28K) öğrenci değerlendirildi. Boy uzunluğu ile Sorensen testi arasında negatif yönde anlamlı ilişki (rho=-0.372; p=0.006) saptandı. Tartışma: Sonuçlarımıza göre benzer özellikteki bireylerde boy uzunluğu arttıkça, Sorensen testinde olguların pozisyonlarını koruyabildiği sürenin düştüğü görülmektedir. Moment prensibi göz önüne alındığında boy uzadıkça kaldıraç kolu uzayacağı ve böylece kaslara binen yükün artacağı bilinmektedir. Bulgularımız ışığında Sorensen Test sonuçları üzerinde boy uzunluğunun etkili olduğunu düşünmekteyiz.

Page 23: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S23VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

The Sorensen test: Should height be taken into consideration for evaluating the results?Purpose: The Sorensen Test is a frequently used for measuring back extensors endurance and the test position relies on the Lever Model. It was defined that Sorensen Test is related with age, sex and weight, but there is no evidence about its relationship with height. The aim of this study is to investigate the effect of body height on test results. Methods: One hundred seventy-five healthy subjects aged 18-29 were screened. For gathering a homogenous group, subjects without normal Body Mass Index (BMI) values were excluded. As physical activity effects muscular endurance, the data from the subjects from the same physical activity levels [International Physical Activity Questionnaire (IPAQ level 2)] was chosen. The Sorensen Test was performed twice by subjects and the best result as seconds were used in the study. Results: Fifty-three (25M, 28F) students with mean age 22.34±2.24 years, mean BMI:21.55±1.85 kg/m2, mean IPAQ scores 1729.66±910.03 MET-min/week were evaluated. Negative relationship between body height and Sorensen Test (rho= -0.372; p=0.006) was detected. Discussion: According to our results, as body height increases, the amount of time that subjects can hold their positions in the Sorensen Test decreases amongst the subjects with similar characteristics. When the Principle of Moments is taken into consideration, it is known that body height increments would lengthen the lever arm and thus causes more loading on the muscles. In the light of our results we think that body height affects Sorensen Test results.

P10.Sigara kullanan ve kullanmayan amatör futbolcularda çeviklik parametrelerinin incelenmesi: pilot çalışmaBuket Büyükturan, Öznur Büyükturan, Derya Özer KayaAhi Evran Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, KırşehirAmaç: Futbolcular için çeviklik, fiziksel performansın ortaya konulmasında önemlidir. Sigara kullanımının fiziksel performans üzerine olumsuz etkileri bildirilmiştir. Bu çalışma, amatör futbolcularda sigara kullanımıyla çeviklik arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla planlandı. Yöntemler: Çalışmaya haftada en az 1 kez futbol maçı, 2 kez futbol antrenmanı yapan, 18-25 yaş arası 32 gönüllü amatör sporcu (yaş: 22.43±0.80 yıl, vücut kütle indeksi: 22.61±1.38 kg/m²) katıldı. Sporcular sigara kullanım durumlarına göre iki gruba ayrıldı: Grup 1. sigara kullanan (n=13), Grup 2. sigara kullanmayan (n=19). Çeviklik becerilerini test etmek için İllinois Çeviklik Testi (İÇT) kullanıldı. Bu testte; oluşturulan alanı bitirme zamanı saniye olarak kayıt edildi. Sonuçlar: İÇT skorları Grup 1’de 20.31±3.07 sn; Grup 2’de 18.53±1.94 sn olarak tespit edildi. Her iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p=0.075). Tartışma: Bu çalışmada, genç amatör futbolcularda, sigara kullanımının İÇT skorlarını etkilemediği bulundu. Çalışmaya katılan birey sayısının az olması, çevikliği değerlendirmek için sadece İÇT testinin kullanılmış olması çalışmanın eksikleri idi. Olgu sayısının arttırıldığı ve farklı performans parametrelerini kapsayan ileriki çalışmalara ihtiyaç vardır.The investigation of the agility parameters in smoker and non-smoker amateur football players: a pilot studyPurpose: Agility is important to state physical performance for football players. The negative effects of smoking on physical performance were reported. This study was planned to investigate the relationship between smoking and agility in amateur football players. Methods: Thirthy-two voluntary amateur athletes (age: 22.43±0.80 years, body mass index: 22.61±1.38 kg/m²) who had football match at least once in a week and football training twice in a week were participated in the study. Athletes were divided into two groups according to smoking states: Group 1. Smokers (n=13), Group 2. Non-smokers (n= 19). Illinois Agility Test (IAT) was used to test their skills. In this test; finishing time of the established floor were recorded as second. Results: IAT scores were identified in Group 1, 20.31±3.07 sc; in Group 2, 18.53±1.94 sc. No statistically significant difference was found between the two groups (p=0.075). Discussion: It was found that smoking were not affected IAT scores in young amateur football players, in this study. The limitations of this study were the small number of individuals participating in the study and to use only IAT test for evaluating agility. Further studies, increasing the number of case and containing different performance parameters are needed.

P11.Sağlıklı genç kadın ve erkeklerde omuz izokinetik kas kuvvetinin torasik eğri ve mobilite ile ilişkisiÖznur Büyükturan, Derya Özer Kaya, Şeyda Toprak Çelenay, Anıl Özüdoğru

Ahi Evran Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, Kırşehir

Amaç: Çalışmanın amacı, omuz kas kuvvetinin torasik mobilite (TM) ve torasik eğri (TE) ile ilişkisini incelemekti. Yöntemler: Çalışmaya sağlıklı, fiziksel olarak aktif 41 kadın, (yaş: 22.04±1.51 yıl; vücut kütle indeksi: 23.94±3.17 kg/m2) ve 38 erkek (yaş: 22.55±1.46 yıl; vücut kütle indeksi: 22.79±2.93 kg/m2) dahil edildi. Omuz kas kuvveti, oturmada fleksiyon-abduksiyon-external rotasyon (agonist) ve extansiyon-adduksiyon-internal rotasyon (antagonist) paternlerinde Biodex System-4 Pro (Biodex, Inc, Shirley, New York) ile 60°/sn açısal hızda ölçüldü. TE ve TM ayakta Spinal Mouse® cihazı (Idiag, Fehraltorf, Switzerland) ile değerlendirildi. Sonuçlar: Kadınlar ve erkekler için sırasıyla agonist tepe tork 30.45±8.59 ve 55.09±14.45 Nm (p<0.01), tepe tork/vücut ağırlığı 53.17±14.02 ve 78.53±33.36 (p<0.01), akselerasyon 101.05±31.00 ve 207.8±115.55 sn (p<0.01), deselerasyon 331.84±25.95 ve 509.76±336.47 sn (p=0.01); antagonist tepe tork 34.58±9.56 ve 62.04±29.24 Nm (p<0.01), tepe tork/vücut ağırlığı 60.58±15.88 ve 78.53±33.36 (p<0.01), akselerasyon 147.37±187.137 ve 206.34±82.93 sn (p=0.67), deselerasyon 255.79±176.27 ve 407.07±291.79 sn (p<0.01), TE 44.03±10.66 ve 40.52±7.63 derece (p=0.139), TM 25.94±13.58 ve 16.39±17.31 cm (p=0.18) olarak bulundu. Erkeklerde TE ve TM ile kuvvet parametrelerinde korelasyon bulunmadı. Kadınlarda TM ile agonist tepe tork (r= -0.38, p=0.03) ve tepe tork/vücut ağırlığı (r=-0.34, p=0.05) arasında negatif bir korelasyon bulundu. Tartışma: Antagonist akselerasyon dışında omuz kas kuvveti parametreleri erkeklerde üstün idi. Her iki grupta da TE ile kuvvet arasında ilişki gösterilemedi. Kadınlarda TM azaldığında omuz diyagonal kuvvetinin arttığı gözlendi. Proksimal segmentteki değişimlerin distal segmentteki yansımalarını araştıran ileriki çalışmalar sonuçların yorumlanmasına yol gösterebilir.

The relationship between shoulder isokinetic muscle strength and thorasic curve and mobility in healthy young women and men Purpose: The aim of the study was to investigate the correlation between shoulder muscle strength and thoracic mobility (TM) and thoracic curve (TC). Methods: Physically active, healthy 41 women (age: 22.04±1.51 years; body mass index: 23.94±3.17 kg/m2) and 38 men (age:22.55±1.46 years, body mass index:22.79±2.93 kg/m2) were included. Shoulder muscle strength was measured at flexion-abduction-external rotation (agonist) and extension-adduction-internal rotation (antagonist) in sitting with Biodex System-4 Pro (Biodex, Inc, Shirley, New York) at 60°/sn angular velocity. TC and TM were evaluated with Spinal Mouse®(Idiag, Fehraltorf, Switzerland) in standing. Results: For women and men, agonist peak torque 30.45±8.59 and 55.09±14.45 Nm. (p<0.01), peak torque/body weight 53.17±14.02 and 78.53±33.36 (p<0.01), acceleration 101.05±31.00 and 207.8±115.55 sn (p<0.01), deceleration 331.84±253.95 and 509.76±336.47 sn (p=0.01); antagonist peak torque 34.58±9.56 and 62.04±29.24 Nm (p<0.01), peak torque/body weight 60.58±15.88 and 78.53±33.36 (p<0.01), acceleration 147.37±187.137 and 206.34±82.93 sn (p=0.67), deceleration 255.79±176.27 and 407.07±291.79 sn (p<0.01), TC 44.03±10.66 and 40.52±7.63 degree (p=0.139), TM 25.94±13.58 and 16.39±17.31 cm.(p=0.18) were found, respectively. No correlation was found between TC and TM and strength parameters in men. Negative correlation was found between mobility and agonist peak torque (r=-0.38, p=0.03) and peak torque/body weight (r=0.34, p=0.05) in women. Discussion: Shoulder muscle strength parameters, except antagonist acceleration, was superior in men. In both groups, no correlation was showed between TC and strength. It was seen that as the TM decreased, shoulder diagonal strength increased in women. Further studies those investigating the implications of proximal segmental changes to the distal segments may lead to comment the results.

Page 24: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS24

P12.

Osteoporozda fiziksel aktivitenin etkisi

Aycan Cakmak, Demet Tekin

İstanbul Bilgi Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, İstanbul

Amaç: Düzenli fiziksel aktivitenin kronik hastalıkların oluşumunu engellediği veya geciktirdiği düşünülmesine rağmen, bu düşünce henüz netlik kazanmamıştır. Kronik hastalıklar, yasam kalitesi olumsuz yönde etkilemektedir. Çalışmalarda bu hastalıklarda, yaşam kalitesinin fiziksel aktivite ile arttığı bildirilmektedir; ancak bir fikir birliğine varılmamıştır. Günlük yaşam aktivitelerinin kısıtlanmasının ve fonksiyonellik kaybının, özellikle osteoporozlu hastalarda yaşam kalitesini azalttığı dikkat çekmektedir. Çalışmamızda egzersizin, osteoporozlu hastalarda, fonksiyonel durum ve günlük yaşam aktivitelerini yerine getirebilme yeteneği ile olan ilişkisi incelendi. Yöntemler: Çalışmaya, 36’sı düzenli egzersiz (45 dakika, haftada 3 gün, 3 ay) yapan (çalışma grubu), 45’i ise yapmayan (kontrol grubu) toplam 81 osteoporozlu hasta gönüllü olarak katıldı. (Yaş ort: 57.99±6.85, boy ort: 155.59±5.86, VKİ: 28.56±5.40). Her iki gruba da SF-36 (Short Form 36) ve QUALEFFO–41 (Quality-of-Life Questionnaire of the European Foundation for Osteoporosis) anketleri uygulanmış ve egzersiz yapan ve yapmayan grupların verileri karşılaştırıldı. Gruplar arasındaki farkı saptayabilmek için Bağımsız Örneklem T-Test uygulandı. Sonuçlar: Yapılan analizler sonrasında egzersiz yapan grubun SF-36 değeri 62.77±19.47, QUALEFFO–41 değeri 13.94±9.83 iken egzersiz yapmayan grubun SF-36 değeri 52.77±12.59, QUALEFFO–41 değeri 19.67±13.58 olarak bulundu. İki grup karşılaştırmasının sonucunda; egzersiz yapan grupta SF-36 (p=0.007; p≤0.05) ve QUALEFFO–41 (p=0.037; p≤0.05) skalalarının sonucu egzersiz yapmayan gruba göre daha anlamlı bulundu. Tartışma: Egzersiz yapan grupta her iki ölçeğe ait sonuçlar, egzersiz yapamayan gruba göre daha anlamlıdır. Çalışmamızda fiziksel aktivitenin, osteoporozlu olgularda fonksiyonelliği ve günlük yaşam aktivitelerine katılımı arttırarak yaşam kalitesini iyileştirebileceği sonucuna ulaşılmıştır. Osteoporozda yaşam kalitesinin arttırılmasında egzersizin yeri ve önemi büyüktür. Bu alanda, hasta sayısının arttırılarak, uzun yıllar takipli çalışmalar yapılmasını önermekteyiz.

The effects of physical activity on osteoporosis

Purpose: Regular physical-activity prevents or delays the occurrence of chronic-diseases,but, because this idea is not clear. Chronic-diseases adversely affect quality of life. Restriction of activities-of-daily-living and loss of function especially in patients with osteoporosis to reduce the quality of life is remarkable. In our study, exercise, patients with osteoporosis, functional status, and examined the relationship between the ability to perform activities-of-daily-living. Methods: Eigth-one patients with osteoporosis (mean age:57.99±6.85 years, height age:155.59±5.86 cm, body mass index (BMI): 28.56±5.40 kg/m2) voluntarily participated in the study. 36 of them did regular exercise (3 months, 3 days per week, 45 minutes per day) and 45 of them did not do any exercise.SF-36 (Short-Form 36) and QUALEFFO-41 (Quality-of-Life Questionnaire of the European Foundation for Osteoporosis)questionnaires were applied to all groups. Independent-Sample t-test was employed for determing the statical significance between groups. Results: After the analysis, the value of SF-36 as 62.77±19.47, the value of QUALEFFO–41 as 13.94±9.83 were found in exercise-group while the value of SF-36 as 52.77±12.59, the value of QUALEFFO–41 as 19.67±13.58 were found in other-group. As a result of comparison of the two groups, it was found significant differences for exercise group for two scales [SF-36 (p=0.007; p≤0.05) QUALEFFO–41 (p=0.037; p≤0.05)]. Discussion: In the exercise group, results of both scales were found more significant than other group. In our study, we have obtained that physical activity increases the quality of life and functionality and improves the participation to activities of daily living with osteoporosis. Exercise has a great importance for enhancing the quality of life in osteoporosis. We suggest that the number of the studies should be increased by enhancing the number of the patients.

P13.Fizyoterapi öğrencilerinde yaşam alanı ve maddi gelir düzeyinin fiziksel aktivite düzeyi üzerine etkisiEnes Çam, Onur Aydoğdu, Zehra Betül ÖztürkMarmara Ü, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, İstanbulAmaç: Sağlıklı yaşlanmak ve yaşa bağlı oluşabilecek sağlık risklerini çeşitli yöntemlerle en aza indirebilmek için temel etkenlerden biri fiziksel aktivitedir. Çalışmamızın amacı, fizyoterapi öğrencilerinde maddi gelir düzeyi ile yaşam alanının fiziksel aktivite ile ilişkisini araştırmaktı. Yöntemler: Çalışmamıza Aralık 2012-Mart 2013 tarihleri arasında Marmara ve Yeditepe Üniversiteleri Fizyoterapi Rehabilitasyon Bölümlerinde öğrenim görmekte olan, yaşları 18 ila 23 yıl (20.24±1.52) arasında değişen toplam 104 fizyoterapi öğrencisi (63 kadın-41 erkek) dâhil edildi. Çalışmaya katılan olguların maddi gelir düzeyleri ve yaşam alanları değerlendirildi. Olguların maddi gelir düzeyleri, 500 tl altı, 500-750 tl arası ve 750 tl üzeri olmak üzere 3 grupta; yaşam alanları ise yurt, aile evi ve diğer olmak üzere yine 3 farklı grupta incelendi. İstatistiksel analizde veriler arasındaki ilişkinin hesaplanması için pearson korelasyon testi kullanıldı. Sonuçlar: Çalışmamıza dahil edilen olguların maddi gelir düzeyleri ile fiziksel aktivite düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanırken (p<0.05), fizyoterapi öğrencilerinin yaşam alanları ile fiziksel aktivite düzeyleri arasında anlamlı bir ilişkiye rastlanılmadı (p>0.05). Tartışma: Literatüre paralel olarak, çalışmamızda maddi gelir düzeyi ile fiziksel aktivite düzeyi arasında anlamlı fark bulundu. Bunun sebebini; sosyo-ekonomik düzeyin fiziksel aktivite alışkanlıklarını etkilemesine bağladık. Yaşam alanı ile fiziksel aktivite düzeyi arasında anlamlı bir ilişki olmamasını ise çalışmamızın erişkin genç bireyler üzerinde yapılmasına bağlıyoruz. Fizyoretapi öğrencilerinde fiziksel aktivite düzeyinin; maddi gelir düzeyi ve yaşam alanı üzerine etkilerinin anlaşılabilmesi için daha fazla olgu sayısına sahip, kapsamlı çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünülmektedir.The effect of living space and income level on physical activity level in physical therapy studentsPurpose: Physical activity is one of the main factors to have a healthy life and to minimize health risks caused by age via variable methods. The purpose of this study was to investigate relationships between physical activity level and living space, income level in physical therapy students. Methods: The study who were participated in 104 students (63 women, 41 men) aged between 18 and 23 (20.24±1.52) was carried out in Marmara and Yeditepe universities between december 2012 -march 2013. Living space and income level of students were assessed. Living space was classified into three groups which consist of hostel, family life, the others beside, income level was classified into three groups which consist of under 500 tl, 500-750 tl, 750 tl above. In statistical analysis of the data, pearson correlation was used. Significance level was accepted p<0.05. Results: A correlation was found between physical activity level and income level (p<0.05), however physical activity level was not correlated with living space (p>0.05). Discussion: In accordance with literature, there was a correlation between physical activity and income level because socio-economic level affects the physical activity level. There may have not been a correlation between living space and physical activity level due to the cases which participated in, consist of young adults in the study. It is thought that more comprehensive studies with more cases are needed in order to be understood better the effects of physical activity levels on living space and income level in physical therapy students.

P14.Omuz problemlerinde servikal ağrı ve disabilite: Pilot çalışmaElif Çamcı1, Özge Çınar Medeni1, İrem Düzgün1, O. Ahmet Atay2

1Gazi Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara2Hacettepe Ü, Tıp Fak, Ortopedi ve Travmatoloji ABD, AnkaraAmaç: Bu çalışmanın amacı omuz problemlerinde olası servikal ağrı ve disabilite varlığını ve bu durumun omuzu ilgilendiren semptomlar ve disabilite ile ilişkisini araştırmaktır. Yöntemler: Omuz ağrısı olan, vertebral kolonu içeren yaralanma hikayesi veya sistemik herhangi bir hastalığı olmayan 16 hasta (ortalama±SS; aktivite ağrısı 3±2.9 cm, yaş 43.1±14.6 yıl) çalışmaya dahil edildi. Ayrıca, servikal ağrı başlangıcı omuz ağrısı başlangıcından daha önce olanlar çalışmadan çıkarıldı. Omuzda istirahat, aktivite ve gece ağrısı görsel analog skalası (GAS)

Page 25: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S25VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

kullanılarak değerlendirildi. Omuz fleksiyon, abdüksiyon, internal ve eksternal rotasyon hareket açıklığı goniometre ile ölçüldü. Omuz ilişkili disabilite düzeyi Shoulder Pain and Disability Index (SPADI) kullanılarak değerlendirildi. Servikal ağrı şiddeti GAS, boyun ilişkili disabilite düzeyi ise Neck Disability Index (NDI) kullanılarak değerlendirildi. İstatistiksel korelasyonlar Spearman test ile belirlendi. Sonuçlar: Omuz problemi olan hastalarda servikal ağrı şiddeti istirahatte ortalama 0.75±1.3, aktivite esnasında 1.9±2.1, gece ise 0.5±1.4 olarak ve NDI disabilite skoru 18.04±21.79 olarak bulundu. . Servikal disabilite düzeyi ile istatistiksel olarak anlamlı düzeyde korelasyon omuz abdüksiyon açısı (140.6±33.8°; r=-0.50 p=0.04), SPADI-ağrı skoru (r=0.912, p<0.001), SPADI-disabilite skoru (r=0.658, p=0.006) ve toplam SPADI skoru (r=0.781, p<0.001) arasında vardı. Tartışma: Bu çalışma omuz ağrısı bulunan hastalarda herhangi bir yaralanmaya maruz kalmaksızın servikal ağrının gözlenebileceğini göstermiştir. Omuz elevasyon hareket açıklığının ve omuzla ilişkili disabilite düzeyinin servikal ağrı şiddeti ile ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Daha büyük örneklemi içeren ve boyun ağrısının altta yatan nedenlerini araştıran ileri çalışmalara ihtiyaç vardır.Cervical pain and disability in patients with shoulder disorders: Pilot studyPurpose: To investigate the neck pain and disability presence and its relation to shoulder related symptoms and disability status in shoulder disorders. Methods: Sixteen patients with shoulder pain (Mean±Standard Deviation; pain during activity 3±2.9 cm, age 43.1±14.6 years) without any other injury, diagnosis related to spine or systematic disorders were included to the study. Also, the subjects were excluded if existence of neck pain was prior to shoulder pathology. Shoulder pain was assessed with visual analogue scale (VAS) at rest, during activity and at night. Shoulder flexion, abduction, internal and external rotation range of motion were assessed with goniometer. Shoulder Pain and Disability Index (SPADI) was used for scoring disability status related to shoulder. Neck pain severity was also evaluated by using VAS scale and disability related to cervical spine was scored with Neck Disability Index (NDI). Statistical correlations were determined by using the Spearman test. Results: Average severity of neck pain was. 75±1.3 at rest, 1.9±2.1 during activity, 0.5±1.4 at night and NDI disability score was 18.04±21.79 in patients with shoulder disorders. Significant correlations were found between neck disability and shoulder abduction range of motion (140.6±33.8°; r=-0.50 p=0.04), SPADI-pain score (r=0.912, p<0.001), SPADI-disability score (r=0.658, p=0.006) and total SPADI score (r=0.781, p<0.001). Discussion: This study showed that neck pain without any injury would appear in patients with shoulder pain. Shoulder elevation angle and disability would be associated with neck pain. Further research with bigger sample size and with more focus on the underlying mechanism of neck pain are needed.

P15.Konsentrik ve eksentrik kontraksiyonlarla yapılan kas hasarı egzersizi sonrası toparlanma sürecinde kas hasarı ve EMG cevaplarının incelenmesi Tamer Çankaya¹, Ümid Karlı², Güler Buğdaycı³ ¹Abant İzzet Baysal Ü, Kemal Demir Fizik Tedavi ve Rehabil YO, Bolu²Abant İzzet Baysal Ü, Beden Eğitimi ve Spor YO, Bolu³Abant İzzet Baysal Ü, Tıp Fak, Biyokimya ABD, BoluAmaç: Bu araştırmanın amacı konsentrik ve eksentrik kontraksiyonlarla yapılan kas hasarı egzersiz protokolü sonrası toparlanma sürecinde kas hasarı ve EMG cevaplarını incelemektir. Yöntemler: Araştırmaya 15 futbolcu [(X±SS) yaş: 22.4±2.52 yıl; vücut ağırlığı: 70.18±9.43 kg; boy uzunluğu: 173.53±5.30 cm] gönüllü olarak katıldı. Kas hasarı egzersizi sonrası toparlanma sürecinin değerlendirilmesi amacıyla; 1 tekrar maksimumun sırasıyla %70’i ile 2x25 tekrar konsentrik, %100’ü ile 2x25 tekrar eksentrik uygulamalar yapıldı. Egzersiz öncesi, egzersizden hemen sonra ve 24, 48, 72 ve 168. saatlerde aynı kaslardan kaydedilen EMG verileri ve CK, LDH ve miyoglobin değerleri takip edildi. Sonuçlar: Kas hasarı egzersiz protokolü için uygulanan tekrarlı ölçümlerde iki yönlü varyans analizine göre ise M.Rectus Femoris kasının EMG maksimum değerinin zaman içindeki anlamlı (p<0.05) değişimi dışında diğer verilerde herhangi bir istatistiksel fark gözlenmedi (p>0.05). CK, LDH ve Miyoglobin değerleri açısından egzersiz öncesi referans değeri

ile egzersiz sonrası diğer saatler arasında anlamlı fark bulunmadı (p>0.05). Eksentrik ve konsentrik uygulamalar arasında miyoglobin, CK, LDH değerleri bakımından anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05). Tartışma: İstatistiksel olarak anlamlı olmamakla birlikte, eksentrik uygulamalı kas hasarı egzersizi protokolü sonrasında konsentrik uygulamadan farklı olarak miyoglobin ve CK değerlerinin 48’inci saatte yükselmeye başladığı ve 72’nci saatte de pik yaptığı görüldü.Investigation of EMG responses during the recovery period of muscle damage following resistance exercises done with concentric and eccentric contractions Purpose: The aim of this study was to investigate the muscle damage and EMG responses during the recovery period following resistance exercises done with concentric and eccentric contractions. Methods: Fifteen soccer players [(X±SD) age: 22.4±2.52 year; body mass: 70.18±9.43kg; height: 173.53±5.30cm] participated in this study as volunteer. In order to evaluate the recovery period after muscle damage exercise, concentric (70% of 1 repetition maximum) and eccentric (100% of 1 repetition maximum) exercises were performed in a manner of 2x25 repetition. EMG activity, lactatedehidrogenase, creatine kinase and myoglobin values were measured before and immediately after, at 24th, 48th, 72nd, 168th hours following exercise. Results: Two ways ANOVA with repeated measures on EMG values collected from M. Vastus Medialis and M. Rectus Femoris before and after one set maximum loading resistance exercise showed significant main effect for time (p<0.05), however there was no significant main effect for trial by time interactions and for trials. According to the two ways ANOVA with repeated measures, which was conducted for the muscle damage exercise protocol, no significant difference was observed in Myoglobin levels (p>0.05). There isn’t any significant different found after both eccentric and concentric in Myoglobin, CK, LDH level (p>0.05). Discussion: There isn’t any statistically significant result found showing difference between eccentric and concentric contractions, however after eccentric contraction protocols Myoglobin and CK levels started elevating at 48 hours and peaked at 72 hours.

P16.İzometrik, konsentrik ve eksentrik kontraksiyonlarla yapılan tek set maksimum yüklenme direnç egzersizleri sonrası 8 dakikalık toparlanma sürecinde kas EMG cevaplarının incelenmesi Tamer Çankaya¹, Ümid Karlı², Nuriye Özengin¹ ¹Abant İzzet Baysal Ü, Kemal Demir Fizik Tedavi ve Rehabil YO, Bolu²Abant İzzet Baysal Ü, Beden Eğitimi ve Spor YO, BoluAmaç: Bu araştırmanın amacı izometrik, konsentrik ve eksentrik kontraksiyonlarla yapılan tek set maksimum yüklenme direnç egzersizleri sonrası toparlanma sürecinde EMG cevaplarına bakarak setler arası dinlenme sürelerini incelemekti. Yöntemler: Araştırmaya 15 futbolcu [(X±SS) yaş: 22.4±2.52 yıl; vücut ağırlığı: 70.18±9.43 kg; boy uzunluğu: 173.53±5.30 cm] gönüllü olarak katıldı. Araştırmada tek set maksimum yüklenme direnç egzersizi sonrası toparlanma sürecinin değerlendirilmesi amacıyla; 1 tekrar maksimumun sırasıyla %85’i ile 10 tekrarlı konsentrik, %115’i ile 10 tekrarlı eksentrik ve %85’i ile tutabildiği kadar izometrik uygulamalar yapıldı. M.Vastus Medialis ve M.Rectus Femoris kaslarından egzersiz öncesi ile egzersiz sonrası 8 dakika boyunca 1’er dakika arayla EMG aktiviteleri kaydedildi. Sonuçlar: Tek set maksimum yüklenme direnç egzersizi protokolünde M. Vastus Medialis ve M. Rectus Femoris EMG verilerine uygulanan tekrarlı ölçümlerde iki yönlü varyans analizine göre zaman içindeki değişimde istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p<0.05), ancak Uygulama x Zaman etkileşiminde ve uygulamalar arasında anlamlı fark (p>0.05) bulunmadı. Tartışma: Tek set maksimum yüklenme direnç egzersizi sonrasında toparlanma sürecinde; EMG ve kas hasarı cevaplarında zaman içinde değişim kaydedildi. Ancak bu çalışmada kontraksiyon tiplerine göre fark gözlenmedi. EMG değerlerinin egzersiz öncesine göre egzersizin hemen sonrasında belirgin bir azalma gösterip 2’nci 3’üncü ve 4’üncü dakikalarda yükselmeye başlayıp sonrasında bir miktar azaldığı veya sabit bir plato da devam ettiği görüldü.Investigation of EMG responses during the 8 minute recovery period following resistance exercises done with maximum isometric, concentric and eccentric contractionsPurpose: The aim of this study was to investigate the muscle damage

Page 26: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS26

and EMG responses during the recovery period following resistance exercises done with isometric, concentric and eccentric contractions. Methods: Fifteen soccer players [(X±SS) age: 22.4±2.52 year; body mass: 70.18±9.43 kg; height: 173.53±5.30 cm] participated in this study as volunteer. In this study in order to evaluate the recovery period following one set maximum loading resistance exercise, concentric (85% of 1 repetition maximum) and eccentric (115% of 1 repetition maximum) exercises were performed 10 repetition and isometric (85% of 1 repetition maximum) exercises were done as long as the subject maintained the contraction. Pre and post-exercise (8-minute course with one minute intervals) EMG activity was recorded from M.Vastus Medialis and M.Rectus Femoris. Results: Two ways ANOVA with repeated measures on EMG values collected from M. Vastus Medialis and M. Rectus Femoris before and after one set maximum loading resistance exercise showed significant main effect for time (p<0.05), however there was no significant main effect for trial by time interactions and for trials (p>0.05). Discussion: After one set maximum loading resistance exercise changes were recorded over time regarding to EMG and muscle damage responses during the recovery period following intensive resistance exercises. However, no differences were observed among the types of contractions. EMG scores were reduced immediately after exercise according to pre exercise scores and started elevating on 2nd, 3rd and 4th second marks then reduced slightly or maintained scores.

P17.Metabolik sendromu olan ve olmayan olgularda fiziksel aktivite seviyesinin araştırılmasıŞeyda Toprak Çelenay, Derya Özer Kaya Ahi Evran Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, KırşehirAmaç: Çalışmanın amacı, Metabolik Sendrom (MetS) teşhisi alan olgularda fiziksel aktivite seviyesini belirlemek ve sağlıklı kişilerle kıyaslamaktır. Yöntemler: Amerikan Kalp Birliği Ulusal Kolesterol Eğitim Programı tarafından belirlenen kriterlere göre MetS teşhisi alan 21 olgu (yaş: 54.61±11.80 yıl, vücut kütle indeksi: 33.54±3.35 kg/m2) ve MetS teşhisi ekarte edilen 27 olgu (yaş: 49.70±12.17 yıl, vücut kütle indeksi: 30.38±5.91 kg/m2) çalışmaya dahil edildi. Fiziksel aktivite düzeyi Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi kısa formu ile değerlendirildi. Anket skoruna göre olgular inaktif, minimal aktif ve çok aktif olarak kategorize edildi. Ki-kare ve bağımsız gruplarda t testleri analiz için kullanıldı. Sonuçlar: MetS’li olan ve olmayan olguların yaşları benzer iken (p=0.166), vücut kütle indeksleri farklı idi (p=0.034). MetS’li olguların 16’sı (%76.2) inaktif, 5’i (%23.8) minimal aktif; MetS’li olmayan olguların 12’si (%44.4) inaktif, 15’i (%55.6) minimal aktif bulundu. Her iki grupta da çok aktif birey yoktu. MetS’li olan ve olmayan olgular arasında fiziksel aktivite açısından anlamlı bir fark gösterildi (p=0.027). Tartışma: Bu çalışmada, MetS’li olgularda fiziksel aktivite seviyesinde azalma ve vücut kütle indeksinde artma bulundu. Bu sonuçlar, MetS’nin önlenmesi ve tedavisi açısından fiziksel aktivite programlarının önemini desteklemektedir. The determination of physical activity level in subjects with and without metabolic syndromeŞeyda Toprak Çelenay, Derya Özer Kaya Purpose: The purpose of the study was to determine physical activity level of subjects with metabolic syndrome (MetS) and to compare the results to healthy subjects. Methods: Twenty one subjects who diagnosed as MetS according to the criteria of American Heart Association (age: 54.61±11.80 years, body mass index: 33.54±3.35 kg/m2) and 27 subjects whom MetS was excluded (age: 49.70±12.17 years, body mass index: 30.38±5.91 kg/m2) were recruited in the study. Physical activity level was evaluated with International Physical Activity Questionnaire short form. Subjects were categorized as inactive, minimal active and very active according to the score of the questionnaire. Chi-square and independent sample tests were used for analysis. Results: While the ages of subjects with MetS and without MetS were similar (p=0.166), body mass indexes were different (p=0.034). Sixteen (76.2%) of the subjects with MetS were inactive, 5 (23.8%) were minimal active; 12 (44.4%) of subjects without MetS were inactive, 15 (55.6%) were minimal active. There was no very active subject in both groups. Significant difference was found between subjects with and without MetS in terms of physical activity level

(p=0.027). Discussion: In this study, physical activity level decrease and body mass index increase in subjects with MetS were found. These results support the importance of physical activity programs in terms of preventing and treating MetS.

P18.Servikal disfonksiyonu olan ve olmayan kişilerde torakal kifoz ve mobilite: ağrı ve postür ilişkisi Şeyda Toprak Çelenay, Derya Özer Kaya Ahi Evran Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, KırşehirAmaç: Çalışmanın amacı, kronik servikal disfonksiyonu olan hastalarda torakal omurga postür ve mobilitesini araştırmak, ağrı ile ilişkisini incelemek, ve sağlıklı kişilerle karşılaştırmaktı. Yöntemler: Kronik servikal disfonksiyonu olan hastalar (n: 21, yaş: 46.42±12.11 yıl) ve benzer özellikte sağlıklı olgular (n: 21, yaş: 39.66±9.48 yıl) çalışmaya dahil edildi. Sosyo-demografik özellikler kaydedildi. Torakal açı ve mobilite Spinal Mouse® cihazı (Idiag, Fehraltorf, Switzerland) ile ölçüldü. Boyun ağrı şiddeti Görsel Analog Skalası ile değerlendirildi. Student t ve Pearson korelasyon testleri analiz için kullanıldı. Sonuçlar: Servikal disfonksiyonu olan hastaların 15 (%71.4)’i kadın, 6 (%28.6)’sı erkek; sağlıklı olguların 19 (%90.5) kadın, 2 (%9.5)’si erkekti. Torakal açı ve mobilite hastalarda sırasıyla 49.30±10.73 derece, 12.15±6.58 derece; sağlıklı olgularda 32.47±7.89 ve 18.60±10.64 dereceydi (p<0.05). Hastalarda ağrı şiddeti 6.58±2.46 cm bulundu. Ağrı şiddeti ile torakal açı arasında pozitif bir ilişki gösterildi (r=0.464, p=0.034). Ancak, ağrı şiddeti ve torakal mobilite arasında bir ilişki bulunamadı (r=-0.153, p=0.520). Tartışma: Servikal disfonksiyonlu hastalarda sağlıklı kişilere göre torakal açının arttığı, torakal mobilitenin azaldığı ve torakal açı ile ağrı arasına pozitif bir ilişki olduğu gösterildi. Hastaların tedavi programı için torakal bölgenin dikkate alınması gerektiği sonucuna varıldı. The kyphosis and mobility of thoracic spine in subjects with and without cervical dysfunction: pain and posture relationship Purpose: The aims of the study were to investigate the posture and mobility of thoracic spine in patients with chronic cervical dysfunction, analyze the relationship with pain and compare to healthy subjects. Methods: Patients with chronic cervical dysfunction (n:21, age: 46.42±12.11 years) and matched healthy subjects (n: 21, age: 39.66±9.48 years) were recruited in the study. Socio-demographic characteristics were recorded. Thoracic curvature and mobility were evaluated with Spinal Mouse® device (Idiag, Fehraltorf, Switzerland). Neck pain intensity was evaluated with Visual Analog Scale. Student t and Pearson correlation tests were used for analyses. Results: Fifteen (71.4%) of the patients with cervical dysfunction were females, 6 (28.6%) were males; 19 (90.5%) of healthy subjects were females, 2 (9.5%) were males. Thoracic curvature and mobility were 49.30±10.73 degree, 12.15±6.58 degree in patients; 32.47±7.89 and 18.60±10.64 degrees in healthy subjects, respectively (p<0.05). Pain intensity was found 6.58±2.46 cm in patients. A positive relationship between pain intensity and thoracic curvature was shown (r= 0.464, p= 0.034). However, no relationship was found between pain intensity and thoracic mobility (r= -0.153, p= 0.520). Discussion: It was shown that thoracic curvature increase and thoracic mobility decrease in patients with cervical dysfunction in comparison to healthy subjects and there was a positive relationship between pain and thoracic curve. It was concluded that thoracic region should be taken into account for the treatment program of the patients.

P19.Spor yapan ve yapmayan üniversite öğrencilerinin yatarak desteksiz ateşli tüfek atışında ön kol açı değişimlerinin incelenmesiElvan Çetinkaya1 , Baybars Recep Eynur1 , Mustafa Sait Erzeybek2 1Kara Kuvvetleri Komutanlığı Astsubay Meslek YO, Balıkesir2Dumlupınar Ü, Beden Eğitimi ve Spor YO, KütahyaAmaç: Bu çalışmanın amacı spor yapan ve yapmayan üniversite öğrencilerinin yatarak desteksiz ateşli tüfek atışında ön kol açısındaki değişimlerin incelenmesidir. Yöntemler: Araştırmada önkol açı değişimlerinin tespiti amacıyla; açıölçer olarak Dijital inklinometre

Page 27: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S27VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

kullanıldı. Vuruş isabet oranlarını belirlemek için de hedef kağıtlarından yararlanıldı. Araştırmada sontest kontrol gruplu model, araştırma modeli olarak seçildi. Spor yapan ve yapmayan öğrencilerden seçilen rastgele gruplara üç atış hakkı tanındı. Araştırmada Uygulamada atış silahı olarak Türk Silahlı Kuvvetleri kadro silahı olan G-3 otomatik tüfek kullanıldı. araştırmadan elde edilen verilerin istatistiksel olarak değerlendirilmesinde SPSS 20.0 paket programından faydalanılmış ve spor yapan ve yapmayan öğrencilerin önkol açı ve atış puanlarında anlamlı düzeyde bir farklılık olup olmadığını belirlemek için bağımsız örnekler t-testi uygulanmış ve anlamlılık düzeyi (α=0.05) olarak kabul edildi. Sonuçlar: Araştırma sonucunda spor yapan üniversite öğrencilerinin spor yapmayan üniversite öğrencilerine göre hem ön kol açı değişimlerinde 1. atış (t.05=-2.085; p<0.05), 2. atış (t.05=-3.245; p<0.05) ve 3. atış (t.05=-2.464; p<0.05); hem de atış puanlarında 1. atış (t.05=2.061; p<0.05), 2. atış (t.05=3.253; p<0.05) ve 3. atış (t.05=4.092; p<0.05) anlamlı düzeyde bir farklılığın olduğu tespit edildi. Tartışma: Desteksiz yatarak ateşli silahlarla yapılan atışlarda ve diğer atışlarda atışın başarı oranının yüksekliği için ön kol açısının 300 olması temel atış kitaplarında önemle vurgulanmaktadır. Bu doğrultuda yapılan çalışma atışın sadece araç gereç temelli bir beceri olmadığını ortaya koymaktadır. İyi ve sağlıklı birey her toplumda ve her beceri düzeyinde belli bir kuvvet yeterliliğine sahip olarak çalıştırılmalı ve psikomotorik yeterlilik her alanda göz önünde bulundurulmalıdır. To examine university students’s who do/ don’t sport angle of the forearm in defenseless and lying shootingPurpose: The purpose of this study is examine university students’s who do/ don’t sport angle of the forearm in defenseless and lying shooting. Methods: In this study, to determine angle forearm variance, digital inclonometer was used. To determine target hitting, target paper was used. In this study as research method, last test model with control group was selected sampling was selected randomly from do/don’t sport university students and give three shot to each one. In this study, as practice gun, G-3 automatic rifle which listed as permanent gun in TSK, was used. Collected from this study, Datas, was calculated with SPSS 20.0 pocket statistical programme. To determine, between university students’s angle forearm variances and shooting points independent t-test was used. As significant level, (α=0.05) was accepted. Results: In the results of this study, between do/don’t sport university student’s, either angle forearm variance 1. shot (t.05=-2.085; p<0.05), 2. shot (t.05=-3.245; p<0.05) ve 3. shot (t.05=-2.464; p<0.05) or target points 1. shot (t.05=2.061; p<0.05), 2. shot (t.05=3.253; p<0.05) ve 3. shot (t.05=4.092; p<0.05) was seen a significantly level. Discussion: In defenseless lying fire arm shots ve in other shooting variances, the fact that angle forearm is 300,

is considerably emphasized. Therefore this study accepted not only shooting is doing with equipments, but also good person is needed. Physchomotoric proficiency, must be considerable in every field.

P20.Sporcu sağlığı stajı deneyiminin bir fizyoterapi ve rehabilitasyon öğrencisi üzerindeki etkisi: Olgu sunumuMehmet Duman1, Derya Özer Kaya1, Mesut Selami21Ahi Evran Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, Kırşehir2Acıbadem Fulya Hastanesi Sporcu Sağlığı Merkezi, İstanbulAmaç: Çalışmanın amacı, bir Fizyoterapi ve Rehabilitasyon öğrencinin Sporcu Sağlığı alanında çalışan bir kurumda staj yaptıktan sonraki kazanımlarını incelemekti. Yöntemler: Üçüncü sınıf yaz stajını, dış merkez olarak “Acıbadem Fulya Hastanesi Sporcu Sağlığı Merkezi”nde Ağustos-2013 döneminde yapan Ahi Evran Üniversitesi öğrencisinin (yaş:21 yıl, staj süresi:3 hafta) kazanımları ve deneyimleri bir anket ile sorgulandı. Sorulara verilen cevaplar 10 cm’lik Görsel Analog Skalasına göre ve açık uçlu açıklamalar ile değerlendirildi. Sonuçlar: Staj yerinin fiziksel koşulları ve olanakları 10 olarak puanlandı. Merkez, FIFA tarafından dünya genelinde 26 Merkeze verilen “Mükemmeliyet Merkezi” sertifikasına sahipti. Kurum, staj yapan öğrencilerin sigorta giderlerini karşılayıp, staj yapılan iş günü başına “10 lira” ödemekteydi. Ulaşım için personel servislerinin kullanımı sağlandı. Kurumun hasta profili ve çeşitliliği 9.5 olarak değerlendirdi. Stajın mesleki olarak bıraktığı genel etki 9.5 puandı. Öğrenci, bu stajın spor fizyoterapistliğine ve geleceğe bakış açısını değiştirdiğini, ufkunu geliştirdiğini belirtti. Süpervizörün mesleki bakışına katkısı, desteği ve yol göstericiliği 9, stajın teorik

bilgisine katkısı 8.5, pratik ve klinik karar verme sürecine katkısı 7 idi. Ayrıca, farklı branştaki sporculara farklı ve ihtiyaca göre yaklaşabilme ve hastaya özgü egzersizin modifikasyonunu öğrendiğini belirtti. Derste öğrendiklerinin staja katkısı 7.5, gördüğü yeni uygulamaların miktarı 9.5, staj amaçlarının karşılanmasını 9.5 olarak puanladı. Tartışma: Sporcu Sağlığı alanında çalışmak isteyen fizyoterapist adaylarının alana özel, olanakları iyi olan merkezlerde, uzman fizyoterapistlerin süpervizörlüğünde staj yapmalarının eğitimlerine ve farkındalıklarının artmasına katkısı önemlidir. Öğrencilerin öncelikli staj alanı ve yeri olarak bu tip kurumlara yönlendirilmesi Spor Fizyoterapistliği alanındaki başarıları arttırabilir.Effects of Sports Medicine internship experience on a physiotherapy and rehabilitation student: Case report Purpose: The purpose of the study was to investigate the gains of a physiotherapy and rehabilitation student after having internship in an institution working on Sport Medicine. Methods: The gains and experience of the student (mean age: 21 years, internship duration: 3 weeks) from Ahi Evran University who had third year summer internship in “Acıbadem Fulya Hospital, Sports Medicine Center” in the period of August-2013 were asked with a questionnaire. The answers those were given to the questions were assessed by the 10-cm Visual Analog Scale and open-ended comments. Results: The physical conditions and opportunities of the internship place was scored as 10. The center had a “Medical Center of Excellence” certificate which given to 26 centers by FIFA all over the world. The center covered the students’ insurance costs, paid “10 liras” to the intern per working day. The usage of staff service was provided for transportation. Patient profile and diversity was assessed as 9.5. The overall effect of internship to the professionalism was 9.5 points. The student explained that this internship modulated the way of looking to the sports physiotherapist and future, improved his horizons. Contribution of supervisor to the professionalism, support and guiding was 9, gains of internship for theoretical knowledge was 8.5, assistance to practical and clinical decision making was 7. Moreover, he declared he had learned different approaches for different sports and necessity, and modification of exercise according to patient. Assistance of lecture gains to the internship was 7.5, amount of new applications was 9.5, satisfying the aims of internship was graded as 9.5. Discussion: Having internship in field-specific places with good conditions with the supervision of a master physiotherapist has great importance for the education and awareness for the candidates of physiotherapists who like to work on Sports Health. To lead the students towards such sort of establishments as the preferential internship scope and place might increase the success of Sports Physiotherapy field.

P21.Amputelerde futbolun performans üzerine etkilerinin belirlenmesi Zehra Güçhan, Kezban Bayramlar, Nevin ErgunHacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Çalışma, ampute futbolcularda performans düzeyini saptamak ve performansı etkileyen faktörleri belirlemek amacıyla yapıldı. Yöntemler: Çalışmaya, yaşları 18-45 yıl arasında değişen 12 ampute futbolcu ve 13 sedanter ampute dahil edildi. Bireyler, vücut kompozisyonu, kassal kuvvet ve endurans, aerobik güç, anaerobik güç, esneklik, denge, hız-çeviklik, mobilite ve yaşam kalitesi yönünden değerlendirildi. Sonuçlar: Vücut kütle indeksi, vücut yağ yüzdesi ve bel çevre sonuçları futbolcular lehine farklı bulundu (p<0.05). Futbolcu grubun daha yüksek kassal kuvvet ve enduransa sahip olduğu belirlendi (p<0.05). 12 Dakika Cooper Koş-Yürü testi ve dikey sıçrama testi sonuçları ampute futbolcularda istatistiksel olarak daha anlamlı bulundu (p<0.05). Esneklik, otur-uzan testine göre futbolcu grupta daha anlamlı bulunurken (p<0.05), Modifiye Thomas testine göre her iki grupta benzerlik gösterdi (p>0.05). Berg Denge Skalası’na göre futbolcu grubun dengesinin daha iyi olduğu görüldü (p<0.05). L testi ve 8 şekilli yürüme testini (The Figure-of-8 Walk Test-F8W) tamamlama süreleri, ampute futbolcularda anlamlı düzeyde daha düşüktü (p<0.05). F8W testi süresince alınan adımların gruplar arasında istatistiksel olarak farklı olmadığı gözlendi (p>0.05). Yaşam kalitesi ampute futbolularda daha yüksek bulundu (p<0.05). Tartışma: Sonuç olarak, ampute futbolcuların fiziksel uygunluklarının daha iyi olduğu, buna bağlı performans ve yaşam kalitelerinin daha yüksek olduğu gözlendi.

Page 28: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS28

Determination of the effects of amputee soccer on performancePurpose: To determine the performance level and specify the factors affecting the performance in amputee soccer players. Methods: 12 soccer amputee players and 13 sedentary amputees, whose ages ranged between 18 and 45 years, were included in the study. Subjects were assessed in terms of body composition, muscular strength and endurance, aerobic power, anaerobic power, flexibility, balance, speed-agility, mobility, and the quality of life. Results: The findings of the body mass index, the percentage of body fat and the waist circumstance were different in favour of amputee soccer players (p<0.05). The soccer group had higher muscular strength and endurance (p<0.05). The results acquired in the 12 Minute Cooper Run-Walk test and the Vertical Jump test were found statistically higher in the amputee soccer players (p<0.05). Flexibility was found higher in the soccer group according to the Sit and Reach test (p<0.05), whereas the results of the Modified Thomas test were similar in both groups (p>0.05). According to the Berg Balance Scale, balance was found higher in the soccer group (p<0.05). The completion period of the L test and Figure-of-8 Walk (F8W) test was significantly lower in the amputee soccer players (p<0.05). No significant difference between the groups was observed in the numbers of steps measured during the F8W test (p>0.05). The quality of life was higher in the amputee soccer players (p<0.05). Discussion: As a result, amputee soccer players had higher levels of physical fitness components so the performance and quality of life of them was observed higher.

P22.Başüstü spor yapan adölosanlarda omuz internal rotasyon kaybının akromiohumeral aralığa olan etkisiHande Güney1, Gülcan Harput1, H. Erkan Kılınç1, Filiz Çolakoğlu2, Tunca Kaya3, Ugur Toprak3, Gül Baltacı11Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara2Gazi Ü, Beden Eğitimi ve Spor Bil YO, Ankara3Ankara Numune Hast, Radyoloji Bl, AnkaraAmaç: Adölosan başüstü spor yapanlarda dominant taraf İnternal Rotasyon (IR) kaybının akromiohumeral mesafeye (AHM) olan etkisini araştırmaktır. Yöntemler: Elliüç sağlıklı adölosan voleybol (n=37) ve basketbol (n=16) oyuncusu (Erkek: 36, Kadın:17) çalışmaya dahil edildi. Dominant ve diğer taraf omuz IR normal eklem hareketi (NEH) dijital inklinometre ile değerlendirildi. Oyuncular her iki taraf IR NEH farkı 18°üzerinde olanlar ve olmayanlar olmak üzere iki gruba ayrıldı. AHM ölçümü omuz 60˚abduksiyon pozisyonunda ultrasonografi ile radyolog tarafından yapıldı. İstatistiksel analizde Univariate Analysis of Variance (ANCOVA) kullanıldı, cinsiyet ve spor dalı covariate olarak alındı. Sonuçlar: Cinsiyetin (F(1,51)=0.16, p=0.68), farklı spor dallarının (F(1,51)=2.68, p=0.11) ve IR NEH kaybının (F(1,51)=1.57, p=0.26) AHM üzerine olan etkisi istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p>0.05). Tartışma: Bu çalışmanın sonucunda baş üstü spor yapan oyuncularda omuz AHM cinsiyet ve spor dalları farklılığından etkilenmediği görüldü. Bununla birlikte IR NEH kaybı AHM’yi etkilememektedir. Effects of glenohumeral internal rotation deficiency on acromiohumeral distance in adolescent overhead athletesPurpose: The aim of this study was to investigate the effects of Glenohumeral Internal Rotation Deficiency (GIRD) on the Acromiohumeral distance (AHD). Methods: Fifty-three healthy adolescent volleyball (n=37) and basketball (n=16) player were (male: 36, female: 17) included in the study. Digital inclinometer was used to measure the Glenohumeral internal rotation range of motion (ROM) on dominant and non-dominant side of the shoulder. Athletes were divided into two groups in which, the first group consisted of the ones who had GIRD over 18° and the second group consisted of the ones who had GIRD below 18°. Ultrasound imaging was used to measure the AHD during 60˚ shoulder abduction. Univariate Analysis of Variances (ANCOVA) was used for statistical analysis. Results: The effect of gender (F(1,51)=0.16, p=0.68) and different sport types (F(1,51)=2.68, p=0.11) on AHD was not found significant. There is no significant GIRD effect was found on AHD (F(1,51)=1.57, p=0.26). Discussion: This study showed that gender and different sport types were not effecting the distance between acromion and humerus. In addition, GIRD had no adverse effect on AHD.

P23.Yüzücülerde core stabilizasyon skorlarının incelenmesiBarış Gürpınar1, Deniz Bayraktar1 Umut Z. Koçak1, Nursen İlçin1, Ş. Erbil Ünsal21Dokuz Eylül Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, İzmir2Dokuz Eylül Ü, Tıp Fak, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ABD, Çocuk Romatolojisi BD, İzmirAmaç: Core stabilizasyonun çeşitli spor dallarında enerjinin verimli kullanımı, yaralanmaların engellenmesi ve ekstremitelerde güç oluşturmadaki rolü çalışmalarla gösterilmiştir. Bu çalışmanın amacı yüzücülerde core stabilizasyon değerlerinin ölçülmesi ve birbiriyle karşılaştırılmasıdır. Yöntemler: Yaş ortalaması 12.6±1.3 yıl ve beden kütle indeksi ortalamaları 20.8±2.7 kg/m2 olan 24 (6 kız, 16 erkek)yüzücü çalışmaya alındı. Yüzücüler ortalama 3.2±2.4 yıldır yüzme sporuna devam etmekteydi. Mc Gill tarafından tanımlanan core stabilizasyon testleri (ekstansör, fleksör, lateral fleksörler) 2 defa uygulandı ve en yüksek değer saniye cinsinden kaydedildi. Sonuçlar: Yüzücülerde core stabilizasyon değerleri ortalamaları gövde fleksiyon testi 228.75±83.35 sn, gövde ekstensiyon testi 161.04±46.55 sn ve lateral fleksiyon 100.41±39.18 sn saniye olarak ölçüldü. Tartışma: Sağlıklı popülasyonlarda yapılan core stabilizasyon çalışmalarında ektensör kas enduransının fleksör gruba oranla daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Çalışmamızda yüzücü grupta bu oranın bildirilen değerlere göre farklı olduğu bulundu. Konuyla ilgili yapılacak daha geniş serilerde yapılacak daha yeni çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Analyzing core stabilization scores of swimmersPurpose: Studies reported the role of core stabilization in efficient usage of energy, prevention of injuries and generation of power in various sports. The aim of this study is measuring and comparing the core stabilization scores of swimmers. Methods: 24 (6 female, 16 male) swimmers with the average age 12.6±1.3 yrs and body mass index 20.8±2.7 kg/m2 were included to the study. Swimmers were practicing for 3.2±2.4 years in average. Core stabilization tests (extension, flexion and lateral flexion), defined by Mc Gill, were used twice and the highest scores were recorded in seconds. Results: The mean of core stabilization scores in swimmers were measured as 228.75±83.35 sec for trunk flexion test, 161.04±46.55 sec for trunk extension test and 100.41±39.18 sec for lateral flexion. Discussion: It is reported in the studies of core stabilization scores in healthy population that extensor muscle endurance scores were higher than flexor group. In our study we found different results than reported findings. Studies in swimmers about this topic included broader series were required.

P24.Adölosan voleybol oyuncularinda cinsiyet ve üst ekstremite dominansı omuz ER:İR oranını etkiler mi?Gülcan Harput1, Hande Güney1, H. Erkan Kılınç1, Filiz Çolakoğlu2, Gül Baltacı11Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara2Gazi Ü, Beden Eğitimi ve Spor Bil YO, AnkaraAmaç: Adölosan voleybol oyuncularında cinsiyet ve üst ektremite dominansının omuz External Rotator (ER): Internal Rotator (IR) oranına olan etkisini araştırmaktır. Yöntemler: 45 sağlıklı adölason voleybol oyuncusu (Erkek: 23, Kadın: 17) çalışmaya dahil edildi. İzokinetik dinamometre ile her iki omuzun IR ve ER konsentik, eksentrik ve izometrik kas kuvvetleri, omuz 90˚ abdüksiyon ve 90˚ external rotasyon poziyonunda ölçüldü. Vücut ağırlığına göre normalize edilmiş tepe tork (Nm/kg) değerleri oran hesaplamasında kullandı. Konsentrik ER: IR= Oran 1, Egzentrik ER: Konsentrik IR= Oran 2, İzometrik ER: IR= Oran 3 olacak şekilde hesaplandı. İstatistiksel analizde Multivariate Analysis of Variance (MANOVA) kullanıldı. Sonuçlar: Cinsiyetin Oran 1 ve Oran 2 üzerine etkisi anlamlı bulundu (Oran1: F(1,74)=4.56, p=0.03, Oran2: F(1,74)=4.38, p=0.04). Kadınların ER: IR oranı erkeklerden daha fazlaydı. (Oran1, Kadın:0.51±0.20-Erkek:0.4 1±0.17; Oran2, Kadın:0.70±0.29-Erkek:0.58±0.21) Ekstremite dominansının kuvvet oranları üzerinde etkisi anlamlı bulunmadı (p>0.05). Tartışma: Başüstü sporlarla uğraşan oyuncularda omuz ER:IR oranının 1’den düşük olmasının üst ekstremite yaralanmaları açısıdan riskli olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada adölosan erkek voleybol oyuncularının kuvvet oranları kadınlardan

Page 29: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S29VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

düşük bulunmuş olsa da her iki grup yaralanma riski taşımaktadır. Bu nedenle omuz external rotatörlerinin kuvvetlendirilmesi ve her iki rotatör kas arasındaki kuvvet dengesinin sağlanması ileride oluşabilecek yaralanmalardan korunma açısından önem taşımaktadır. Ekstremite dominansının kuvvet oranı üzerinde etkili bulunmaması, analizin voleybol oyuncuların pozisyonuna (Libero, smaçör vs.) göre yapılmamasına bağlanabilir. Do gender and extremity dominance affect shoulder ER:IR ratio in adolescent volleyball players?Purpose: To investigate the effect of gender and extremity dominance on External Rotator (ER): Internal Rotator (IR) ratio in adolescent volleyball players. Methods: 45 healthy adolescent volleyball player (Male: 23, Female: 17) were included in this study. Shoulder ER and IR strengths such as concentric, eccentric and isometric strength were measured by isokinetic dynamometer with the position for shoulder at 90˚ abduction and 90˚ external rotation. Peak torque values which were normalized to body weight (Nm/kg) were used for calculating the strength ratios. The ratios were calculated as Concentric ER: IR= Ratio 1, Eccentric ER: Concentric IR= Ratio 2 and Isometric ER: IR = Ratio 3. Multivariate analysis of Variance (MANOVA) was used for statistical analysis. Results: The effect of gender on Ratio 1 and Ratio 2 was found significant (Ratio 1: F(1,74)=4.56, p=0.03, Ratio 2: F(1,74) =4.38, p=0.04). The ratios of females were greater than males’ (Ratio 1, Female: 0.51±0.20-Males: 0.41±0.17; Ratio 2, Female: 0.70±0.29-Males: 0.58±0.21). There is no significant extremity dominance effect on strength ratios (p>0.05). Discussion: That shoulder ER: IR ratio is lower than 1.0 is thought to be a risk factor for upper extremity injuries in overhead athletes. Although males showed lower strength ratios than females in this study, both genders have an injury risk. Therefore, strengthening the external rotators and providing the balance between two rotator muscles are very important to prevent possible injuries. On the other hand, as the analyses were performed without thinking of the playing position of the athletes as a covariate, we might not find a significant effect of extremity dominance on strength ratios.

P25.Adölesan tenis oyuncularında kavrama kuvveti ve kavrama enduransını etkileyen faktörlerZeynep Hazar1, İnci Yüksel21Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Enst, Ankara2Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Kavrama kuvveti ve enduransı tenis sporunda performansın önemli göstergelerindendir. Bu çalışma adölesan tenis oyuncularında maksimal izometrik kavrama kuvveti ile enduransını değerlendirmek ve kavrama kuvveti ile enduransı etkileyen demografik ve antropometrik faktörleri araştırmak amacıyla planlandı. Yöntemler: Çalışmaya yaşları 10 ile 19 (ortalama 12.27±1.85 yıl) arasında değişen 36’sı kız, 62‘si erkek toplam 98 tenis oyuncusu dahil edildi. Boy uzunluğu, vücut ağırlığı ölçüldü ve vücut kitle indeksi (VKİ kg/m2) hesaplandı. Ayrıca, sporcuların maksimal izometrik kavrama kuvveti ve kavrama enduransı değerlendirildi. Maksimal kavrama kuvveti ve kavrama enduransı bilgisayarla monitorize dijital kavrama analiz cihazı (MIE Medical Research Ltd.) ile değerlendirildi. Sonuçlar: Ortalama kavrama kuvveti ve enduransı 19.8 Kg (95% güven aralığı: 18.5 ile 21.1) ve 22.5 Kg (95% güven aralığı: 20.9 ile 24.1) ölçüldü. Çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre, boy uzunluğu kavrama kuvvetini etkileyen birincil faktördür (R²=0.44, P<0.01). Vücut ağırlığı ise kavrama enduransını etkileyen en önemli faktör olarak bulundu (R²=0.48, p<0.01). Tartışma: Yapılan bu çalışmanın sonucunda kavrama kuvveti ve kavrama enduransının antropometrik faktörlerden etkilendiği bulundu. Bu sonuç, adölesanların tenis sporuna yönlendirilmesinde, performansın arttırılmasında ve tenis sporu ile ilgili yaralanmaların önlenmesinde yol gösterici olabilir.Predicting factors grip strength and grip endurance in adolescent tennis playersPurpose: Grip strength and endurance is an important indicators of performance in tennis sport. The aim of this study was to evaluate maximal isometric handgrip strength and endurance in adolescent tennis players and to explore the demographic and anthropometric predictors of grip strength and endurance. Methods: The study included 98 tennis players (62 boys, 38 girls) aged 10-19 years (mean

12.27±1.85 years). Height, body weight were measured and body mass index (BMI kg/m2) was calculated. The players were further assessed for maximal isometric grip strength and endurance. A computerised handgrip analyser (MIE Medical Research Ltd.) was used to measure the maximal grip strength and endurance. Results: The mean of maximum grip strength and endurance were 19.8 Kg (95% CI: 18.5 to 21.1) and 22.5 Kg (95% CI: 20.9 to 24.1), respectively. A stepwise forward multiple regression analysis revealed that, height was the primary independent correlate of grip strength (R²=0.44, P<0.01). Body weight was found to be the most important factor predicting grip endurance (R²=0.48, p<0.01). Discussion: As a result of this study, grip strength and grip endurance were influenced by anthropometric factors. This result may lead the way to direct adolescent in the tennis sport, increasing performance and prevention of sports releated injuries.

P26.Temel kemik palpasyon becerileri için 3 boyutlu yer tanımlama algoritmasıRafet Irmak1, Ahsen Irmak1, Osman Yüksel Yavuz2

1Mevlana Ü, Sağlık Hizmetleri YO, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Konya2Turgut Özal Ü, Tıp Fak, Ortopedi ABD, AnkaraAmaç: Palpasyon becerileri, fizyoterapi eğitimin temel bir parçasıdır. Bu beceriler özellikle ortopedi ve spor fizyoterapistliği ile ilgili klinik uygulamalarda önemli bir yere sahiptir. Palpasyon becerileri eğitiminde; hedef yapının, tanımı, yeri ve palpasyon özelliklerinin öğretilmesi hedeflenmektedir. Kemik yer işaretleri, palpasyon beceri eğitiminde diğer yapıların bulunması içinde yol gösterici olması nedeniyle ayrı bir öneme sahiptir. İnsan vücudunun üç boyutlu doğası nedeniyle, öğrenciler tarafından kemik yapıların yerlerinin bulunmasında çeşitli zorluklar yaşanabilmektedir. Yapılan literatür incelemesinde bu zorlukların çözümü amacı ile kullanılabilecek bir yer tanımlama algoritmasına rastlanmamıştır. Bu çalışmanın amacı, yer tariflerinin, 3 boyutlu olarak görselleştirilebilmesi için bir yer tanımlama algoritmasının geliştirilmesidir. Yöntemler: Birinci aşamada, Hoppenfeld, Muscolini ve Cyriax’ın tanımlamaları esas alınarak palpe edilebilir temel kemik yapılar belirlendi. İkinci aşamada kemik yer işaretlerine en yakın noktalardan geçen sagittal ve axial kesitler 0.33 mm kalınlığında alındı. Bu kesitler için National Library of Medicine’ının izni ile Visible Human Projet©, Visible Male Data Set’i kullanıldı. Üçüncü aşamada bu kesitler orta ve ileri detaya sahip 3 boyutlu kemik modeller üzerine giydirildi. Sonuçlar: Temel palpasyon becerileri için öngörülen, palpe edilebilir kemik yapıların yaklaşık %80’i tanımlanan algoritmaya göre 3 boyutlu olarak gösterilebilmiştir. Tartışma: Çalışmada kullanılan veri seti, lateks dolgu ile cyromakrotome’da işlenerek hazırlanmıştır. Bu yöntem ön kol, el ve ayakta pozisyon uyumsuzluğuna neden olmaktadır. Bu nedenle palpe edilebilir kemik yapıların tamamının 3 boyutlu görselleştirilmesi mümkün olmamıştır. Pozisyon uyumsuzluğunun sayısal olarak düzeltilmesi ve kemik model detaylarının artırılması ileri çalışmaların konusu olabilir.A 3-dimensional position definition algorithm for fundamental bony land mark palpation skillsPurpose: Palpation skills are fundamental part of physiotherapy education. These skills especially have an important place in clinical applications of orthopedics and sports physical therapy. In palpation skills training the aim is teaching the; description, location and palpation characteristics of the target structure. Bone landmarks have a special importance in palpation skills training, due to being a guide for other structures. Due to the three-dimensional nature of the human body, various difficulties may be encountered by students in finding places of bony structures. It couldn’t be succeed to find any algorithm in the literature that can be used to solve these difficulties.The purpose of this study is to develop an algorithm for three-dimensional visualization of localization descriptions. Methods: In the first stage, fundamental palpable bony structures were defined according to; Hoppenfeld, Muscoline and Cyriax’s definitions.In the second stage, sagittal and axial sections with 0.33 mm thickness were taken at the closest point of bony landmarks. For these cross-sections, the Visible Human Project ©_Visible Male Data Set was used under the permission of National Library of Medicine. In the third stage these sections are rendered on 3-D bone models with intermediate and advanced details. Results:

Page 30: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS30

According to the developed algorithm, approximately 80% of palpable bony structures prescribed for the fundamental palpation skills have been demonstrated in 3-D. Discussion: Data set used in this study, was prepared by cyromacrotome using latex filler. This method causes mismatch position of forearms, hands and feet. For this reason, all three-dimensional visualization of palpable bony structures have not been succeeded. Future studies may focus on, digital techniques for position mismatch correction and to increase bone model details.

P27.Spor fizyoterapistliğinde instrumantasyonel elektroterapi eğitimiRafet Irmak, Ahsen IrmakMevlana Ü, Sağlık Hizmetleri YO, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, KonyaAmaç: Elektroterapi, spor fizyoterapistliği uygulamalarında kendisine yer bulan temel terapi yöntemlerinden biridir. Günümüzde, klasik yaklaşımlardan farklı olarak; spor ve sporcuya özgü protokolleri içerdiği iddia edilen elektroterapi cihazları pazarda kendilerini göstermektedir. Kanıta dayalı spor fizyoterapistliği uygulamaları için, bu protokol ve cihazların etkinliğinin incelenmesi temel bir klinik problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Klinik araştırma aşamasına geçmeden önce, bir tedavi sinyalinin hedef doku üzerindeki olası etkisinin belirlenmesi instrumantasyonel incelemelerle mümkündür. İnstrumantasyonel yöntemler, elektroterapi alanında ilk kez Alex Walt tarafından ele alındı. Bu çalışmanın amacı WALT tarafından ele alınan, yöntemin eğitim etkinliğinin incelenmesidir. Yöntemler: Çalışmanın demonstrasyon kısmında Fluke 123 20 MHZ Osiloskop, AA4TECH AWG1010 sinyal jeneratörü, Chattonoga Intelect Advance elektroterapi cihazı kullanıldı. Çalışmada spor fizyoterapistliğinde yaygın kullanılan, Russian, IFC ve TENS akımları için instrumantasyonel eğitim verildi. Eğitim yöntemlerinin ortalamaları arasındaki farkın anlamlılığına eşleştirilmiş t testi ile bakıldı. Çalışma üç aşamadan oluşmaktadır. Birinci aşamada tedavi sinyali ile ilgili bilgiler klasik eğitim metoduna göre verildi. İkinci aşamada simülasyon programları kullanılarak tedavi sinyalinin özellikleri incelendi. Üçüncü aşamada ise, klasik metoda göre uygulama dersi verilmiş ve osiloskop ile tedavi sinyalinin özellikleri gösterildi. Son aşamada da eğitim etkinliği anketi uygulandı. Sonuçlar: n=22 anket geçerli kabul edildi. Hem simülasyon (t=2.98, p<0.05) hem de osiloskop kullanımının (t=2.47, p<0.05) klasik ders anlatımına göre uygulamalı konuların anlaşılmasına olan katkısı istatistiksel olarak anlamlı bulundu. Tartışma: İnstrumantasyonel yöntemin doz ayarı, hedef doku üzerindeki olası etki gibi uygulamalı konuların anlaşılmasında katkısı olduğu görüldü. İnstrumantasyonel yöntemin eğitim uygulamalarının geliştirilmesi için ileri çalışmalara ihtiyaç vardır. Instrumentational electrotherapy education in sports physical therapyPurpose: Electrotherapy is one of the basic treatment method, which have applications in sports physical therapy. Nowadays, unlike classical approaches; electrotherapy devices which allegedly contained sports and athlete-specific protocols, are seen in the market. For evidence-based sports physical therapy applications, assessment of effectiveness of these protocols and devices emerges as a major clinical problem. Before clinical trials, it is possible to determine the possible effect of a therapeutic signal on the target tissue by instrumentation methods. Instrumentation methods have been used in the field of electrotherapy by Alex Walt for the first time. The purpose of this study is to investigate the educational effectiveness of the WALT’s method. Methods: In the demonstration part of the study Fluke 123 20 MHz Oscilloscope, AA4TECH AWG1010 signal generator, Chattonoga Intelect Advance electrotherapy equipment was used. Instrumentation education was given on, Russian, IFC and TENS currents which are widely used in sports physical therapy. Statistical significance between the means of training method scores was examined by paired sample t test. The study consists of three stages. In the first stage, information about the therapeutic signal was given by classical education method. In the second stage, properties of therapeutic signal were investigated.by using simulation programs. In the third stage, courses were given by the application of traditional methods and characteristics of signal were demonstrated with an oscilloscope. At last, the training effectiveness questionnaire was applied. Results: n=22 questionnaires were considered valid. The superior contribution, to the understanding

of the issues, of both simulation as well as instrumentation method over classical lectures was found to be statistically significant. Discussion: The contribution of instrumentation method on understanding of the issues, such practical topics like dose adjustment, potential impact on the target tissue was observed. Further studies are needed for the development of educational applications of instrumentation method.

P28.Hentbol oyuncularında bilateral skapular pozisyon, mobilite ve pektoralis minör kas uzunluğunun karşılaştırılmasıTugce Kalaycıoğlu, Volga Bayrakcı TunayHacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Omuz yaralanması olmayan hentbol oyuncularında dominant ve nondominant taraf skapular pozisyon, skapular mobilite ve pektoralis minor kas uzunluğunun karşılaştırılmasıdır. Yöntemler: Çalışmaya 18-32 yaş aralığında (ortalama yaş (X±SS): 26.6±4.5 yıl) Türkiye süper liginde profesyonel olarak hentbol oynayan toplam 27 kişi alındı. “Lateral Scapular Slide Test” (LSST) ile omuz nötral, 45˚, 90˚ abduksiyon pozisyonunda skapular pozisyon değerlendirildi. Skapular mobilite, omuz aktif internal ve eksternal rotasyon paternine bakılarak değerlendirildi. Pektoralis minor kas uzunluk ölçümü; kişi sırtüstü dirsek 90˚ fleksiyon omuz hafif internal rotasyon abdomen üstünde iken, posterior akromiyon ile tedavi masası arasındaki mesafe ölçülerek değerlendirildi. Testler 3 kez tekrarlandı Sonuçlar: Omuz internal rotasyon mobilitesinde, dominant ve nondominant taraflar arasında anlamlı fark bulundu (p<0.05). Nondominant tarafın omuz internal rotasyon mobilitesi daha fazla bulundu. Pektoralis minor kas uzunluğunda dominant ve nondominant taraflar arasında anlamlı fark görüldü (p<0.05). Dominant taraf pektoralis minor kas uzunluğu nondominant tarafa göre daha kısa bulundu. LSST ve omuz eksternal rotasyon mobilitesinde taraflar arasında anlamlı fark gözlenmedi (p>0.05). Tartışma: Hentbol oyuncularında özellikle başüzeri aktivitelerde ve topun ileri doğru fırlatılması fazında ortaya konulan omuz ve skapula hareketleri hem sporcuların performansını hem de omuza ait yaralanma insidanslarını önemli ölçüde etkilemektedir. Bu nedenle sporcuların antrenman programları içerisinde özellikle dominant taraf pektoralis minor kasına ve omuz internal rotatorlerine yönelik germe egzersizlerinin yer almasının ileride oluşabilecek yaralanmaları azaltmada ve performansı artırmada etkili olacağını düşünmekteyiz. The comparison of bilateral scapular position, mobility and pectoralis muscle lenght in handball playersPurpose: To compare measurements of dominant and nondominant side scapular position, scapular mobility and pectoralis minor muscle lenght in handball player without shoulder impairments. Methods: Twenty-seven super league professional handball players between 18-32 years (mean age (X±SD): 26.6±4.5 yrs) participated to this study. For evulate scapular position using by lateral scapular slide test (LSST) at neutral, 45˚ abduction and 90˚ abduction of shoulder position. Scapular mobility was assesed by active internal and external rotation patern of shoulder joint. For pectoralis minor muscle lenght test athletes were placed on supine position with 90˚flexion of elbow and arms by their sides and resting against lateral wall of the abdomen with little shoulder internal rotation. In this position the linear distance from the treatment table to the posterior aspect of the acromion was measured. All tests was repeated 3 times. Results: There was statistically significant difference in shoulder internal rotation mobility between dominant and non-dominant side (p<0.05). Nondominant side internal rotation mobility values of athletes are significantly higher (p<0.05). It was found a significant diffirence between dominant and nondominant side of pectoralis minor muscle lenght (p<0.05). The length of pectoralis minor muscle of dominant side was shorter than nondominant side. There was no difference in LSST and shoulder external rotation mobility between sides (p>0.05). Discussion: Shoulder and scapula movements significantly effect both performance of athletes and the insidance of shoulder injuries especially overhead activity of handball players and throwing the ball phase on handball. In this reason, we suppose that it might be effective to add training program dominant side streching exercises of pectoralis minor muscle and shoulder internal rotation can be decreased of injuries of shoulder and increased performance of handball players.

Page 31: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S31VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

P29.Adolesanlarda fotoğrafla postür analizinin güvenilirliğiGül Öznur Karabıçak1, Zeynep Hazar1, S. Fatma Uygur2

1Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Enst, Ankara2Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Ergenlik döneminde görülen postural hatalar adolesanların ileri dönem kas iskelet sistemi sağlığını etkilediği için doğru değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Fotoğrafla postür analizi literatürde sıklıkla kullanılan bir yöntemdir. Yapılan çalışmanın amacı, geniş katılımlı çalışmalarda birden fazla gözlemci güvenilirliği için fotoğrafla postür analizinin sagital düzlemde kişiler arası güvenilirliğini araştırılmasıdır. Yöntemler: Bu çalışmaya 15 kız 15 erkek olmak üzere toplam 30 adölesan dahil edildi (yaş; 16.40±0.49 yıl, boy; 166.32±6.79 cm, kilo; 63.85±15.17 kg). Sagital düzlemde fotoğraflanan olguların postürleri 2 gözlemci tarafından açısal olarak değerlendirildi. 5 ayrı açının (kranio horizontal, kranio vertebral, gövde açısı, lumbal açı, sway açı) güvenilirliğinin araştırılmasında test retest güvenilirlik ve ICC ile hesaplandı. Sonuçlar: Test-retest güvenilirliğin tüm değişkenlerde mükemmel korelasyon bulundu. (Kranio horizontal %99, kranio vertebral %99, gövde açıs %78, lumbal açı %96, sway açı %87)(p<0.001). Tartışma: Bu çalışmada, postürün değerlendirilmesinde kullanılan açıların güvenilir olduğu bulundu. Bu açılar daha geniş çaplı epidemiyoljik çalışmalarda kullanılabilir.Reliability of photographic posture assessment in adolescentsPurpose: Postural faults seen in teenage can reflect the musculoskeletal health of adolescents so, to measure it accurately is very important. Photographic posture assessment is a frequent used method in the literature. The aim of this study is to assess the intertester reliability of photographic posture assessments in sagittal plane in large sample studies with multiple raters. Methods: 15 girls and 15 boys, totally 30 adolescent voluntarily participated in this study (age; 16.40±0.49 years, height 166.32±6.79 cm, weight 63.85±15.17 kg). 30 adolescents posture were photoraphed in sagittal plane and assessed by 2 observers by using angles. To assess the reliability of 5 different angles (cranio horizontal, cranio vertebral, trunk angle, lumbal agle, sway angle) test retest reliability and ICC was used. Results: Inter rater reliability was excellent for all variables (Cranio horizontal 99%, Cranio vertebral 99%, trunk angle 78%, lumbal angle 96%, sway angle 87%)(p<0.001). Discussion: This study shows these angles to assess the posture has a good reliability. These angles can be used in larger sample epidemiologic studies.

P30.Mekanik bel ağrısı olan hastalarda benign eklem hipermobilitesinin fonksiyonel durum, ağrı, omurga postür, mobilite ve dayanıklılığına etkileriDerya Özer Kaya, Şeyda Toprak Çelenay Ahi Evran Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, KırşehirAmaç: Çalışmanın amacı, mekanik bel ağrısı olan hastalarda benign eklem hipermobilitesini araştırmak, hipermobilitesi olan ve olmayan olguların fonksiyonel durum, ağrı şiddeti, omurga postür, mobilite ve dayanıklılığını karşılaştırmaktı. Yöntemler: Mekanik bel ağrısı olan hastalarında hipermobilite varlığı Beighton klasifikasyonuyla analiz edildi. Hipermobite olan 20 hasta (yaş: 55.2±12.87 yıl, vücut kitle indeksi: 31.45±4.48 kg/m2) ve hipermobilite olmayan 20 hasta (yaş: 49.05±12.07 yıl, vücut kitle indeksi: 31.65±4.91 kg/m2) çalışmaya dahil edildi. Fonksiyonel durum Oswestry Özür Anketi (OÖA) ile, ağrı şiddeti Visual Analog Skalası ile değerlendirildi. Omurga postür, mobilite ve dayanıklılık skorları Spinal Mouse® cihazı (Idiag, Fehraltorf, Switzerland) ile ölçüldü. Sonuçlar, “0” en kötü ve “100” en iyi arasındaki skorlar ile değerlendirildi. Student t testi analiz için kullanıldı. Sonuçlar: Hipermobilitesi olan ve olmayan hastaların sırasıyla OÖA puanı: 21.15±5.05 ve 23.75±12.63 (p>0.05); ağrı şiddeti: 2.8±2.19 cm ve 5.3±2.74 cm (p<0.05); omurga postür skoru: 43.85±15.64 ve 45.00±15.62; mobilite ile dayanıklılık skorları; 32.5±12.20 ve 33.75±16.23 ile 30.5±18.10 ve 34.5±13.55 (p>0.05) bulundu. Tartışma: Benign eklem hipermobilitesi mekanik bel ağrılı hastalarda fonksiyonellik, omurga postür, mobilite ve dayanıklılığı açısından herhangi bir avantaj veya dezavantaj oluşturmamıştır. Ancak, hipermobilitenin ağrı şiddeti açısından avantaj yaratabileceği gözlendi.

Hastaların tedavi programı içinde esneklik eğitiminin yer almasının ağrının azaltılmasında önemli olabileceği sonucuna varıldı. The effects of benign joint hypermobility on functional status, pain, spine posture, mobility and competency in patients with mechanical low back pain Purpose: The aims of the study were to investigate benign joint hypermobility in patients with mechanical low back pain, compare to functional state, pain intensity, spinal posture, mobility and competency of subjects with and without hypermobility. Methods: The existence of hypermobility in the mechanical low back pain patients was analyzed with Beighton classification. Twenty patients with hypermobility (age: 55.2±12.87 years, body mass index: 31.45±4.48 kg/m2) and 20 patients without hypermobility (age: 49.05±12.07 years, body mass index: 31.65±4.91 kg/m2) were recruited in the study. Functional status was evaluated with Oswestry Disability Questionnaire (ODQ), pain intensity was assessed with Visual Analog Scale. Spinal posture, mobility and competency scores were measured with Spinal Mouse ® device (Idiag, Fehraltorf, Switzerland). Results were assessed with scores between “0” the worst and “100” the best. Student t test was used for analysis. Results: The following results were found for the patients with and without hypermobility, respectively, ODQ score 21.15±5.05 and 23.75±12.63 (p>0.05); pain intensity 2.8±2.19 and 5.3±2.74 (p<0.05), spinal posture score 43.85±15.64 and 45.00±15.62 (p>0.05); mobility and competency scores 32.5±12.20 and 33.75±16.23, and 30.5±18.10 and 34.5±13.55 (p>0.05). Discussion: Benign joint hypermobility has no advantage or disadvantage for functionality, spinal posture, mobility and competency in mechanical low back pain patients. However, hypermobility may create advantage for pain intensity. It was concluded that it might be important to include flexibility training in the treatment of the patients for pain decrease.

P31.Skapular kinezyobant uygulamasının sağlıklı bireylerde postür, skapula, omuz kas kuvveti ve enduransı üzerine akut etkileri Derya Özer Kaya, Şeyda Toprak ÇelenayAhi Evran Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, KırşehirAmaç: Çalışmanın amacı skapular kinezyobant uygulamasının sağlıklı bireylerde postür, skapular ve omuz kas kuvveti ve enduransı üzerine akut etkilerini araştırmaktı. Yöntemler: Çalışmaya 40 sağlıklı birey (yaş: 21.80±1.60 yıl, vücut kütle indeksi: 23.18±1.89 kg/m2) dahil edildi. Skapular pozisyonlama için Kinezyobant olguların dominant tarafına akromion ile T10 vertebra arasına yapıldı. Uygulama öncesi (UÖ) ve sonrası (US), skapular kas enduransı ve yuvarlak omuz sırasıyla skapula retraksiyonunu sürdürebilme süresi ve akromion duvar mesafesi ile değerlendirildi. Omuz kas kuvveti Biodex System 3 izokinetik dinamometre (Biodex Medical Systems, USA) ile diyagonal olarak değerlendirildi. Student’s t testi analiz için kullanıldı. Sonuçlar: UÖ ve US, skapula kas enduransı (UÖ: 174.97±105.25; US: 187.52±93.67 sn) ve yuvarlak omuz ölçümleri (UÖ: 98.95±13.00; US: 96.25±11.85 cm) arasında anlamlı farklar bulundu (p<0.05). Olguların 60º fleksiyon tepe tork (UÖ: 40.93±18.98; US: 45.61±23.80 N), 60º ekstansiyon tepe tork (UÖ: 40.46±21.81; US: 46.94±24.78 N), 60º fleksiyon tepe tork/vücut ağırlığı (UÖ: 60.38±27.47; US: 68.97±34.79), 60º ekstansiyon tepe tork/vücut ağırlığı (UÖ: 59.40±31.48; US: 68.17±36.67), 180º fleksiyon tepe tork (UÖ: 44.47±23.98; US: 42.42±19.70 N), 180º ekstansiyon tepe tork (UÖ: 37.21±17.28; US: 41.65±20.43 N), 180º fleksiyon tepe tork/vücut ağırlığı (UÖ: 61.74±27.92; US: 61.48±29.13), 180º ekstansiyon tepe tork/vücut ağırlığı (UÖ: 53.23±19.98; US: 58.69±27.11), 60º agonist/antagonist oranı (UÖ: 102.74±41.52; US: 104.20±38.15) ve 180º agonist/antagonist oranında (UÖ: 117.46±49.27; US: 108.45±42.09) kinezyotape uygulama sonrası fark saptanmadı (p>0.05). Tartışma: Skapular Kinezyobant uygulaması omuz kas kuvveti üzerinde herhangi bir etki oluşturmamıştır, ancak skapular kasların enduransını ve postürü geliştirmiştir. The acute effects of scapular kinesiotaping application on posture, scapula, shoulder muscle strength and endurance in heathy subjectsPurpose: The aim of the study was to investigate the acute effects of scapular kinesiotaping application on posture, scapula and shoulder muscle strength and endurance in healthy subjects. Methods: 40 healthy subjects (age: 21.80±1.60 years, body mass index: 23.18±1.89 kg/m2)

Page 32: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS32

were recruited. Kinesiotaping for scapular positioning were applied on dominant side of subjects between acromion and T10 vertebra. Before (BA) and after application (AA), scapular muscle endurance and rounded shoulder were assessed with sustained duration of scapular retraction and with distance between acromion and wall, respectively. Shoulder muscle strength was evaluated with Biodex System 3 isokinetic dynamometer diagonally (Biodex Medical Systems, USA). Student’s t was used for analysis. Results: BA and AA, significant differences were found between scapula muscle endurance (BA: 174.97±105.25; AA: 187.52±93.67 s), and rounded shoulder measurements (BA: 98.95±13.00; AA: 96.25±11.85 cm) (p<0.05). 60º flexion peak torque (BA: 40.93±18.98; AA: 45.61±23.80 N), 60º extension peak torque (BA: 40.46±21.81; AA: 46.94±24.78 N), 60º flexion peak torque/bodyweight (BA: 60.38±27.47; AA: 68.97±34.79), 60º extension peak torque/bodyweight (BA: 59.40±31.48; AA: 68.17±36.67), 180º flexion peak torque (BA: 44.47±23.98; AA: 42.42±19.70 N), 180º extension peak torque (BA: 37.21±17.28; AA: 41.65±20.43 N), 180º flexion peak torque/bodyweight (BA: 61.74±27.92; AA: 61.48±29.13), 180º extension peak torque/bodyweight (BA: 53.23±19.98; AA: 58.69±27.11), 60º agonist/antagonist ratio (BA: 102.74±41.52; AA: 104.20±38.15), 180º agonist/antagonist ratio (BA: 117.46±49.27; AA: 108.45±42.09) of subjects were not detected difference after kinesiotaping application (p>0.05). Discussion: Scapular kinesiotaping application did not have any effect on shoulder muscle strength, however it improved scapular muscle endurance and posture.

P32.Farklı ayak patolojilerinde tabanlık uygulamasının yürüme mesafesine etkisiHilal Keklicek, Yasin Tunç, Nilgün Bek, Yavuz Yakut, Fatma UygurHacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ortez-Biyomekanik Ün, AnkaraAmaç: Farklı ayak problemleri olan olgularda problemlerine özel tabanlık uygulamalarının yürüme mesafesi üzerine akut etkisini araştırmaktı. Yöntemler: Çalışmaya, 12 romatoid ayak, 7 plantar fasiit, 5 kalkaneal varus, 2 bağ lezyonu, 1 aşil tendinit, 14 pesplanus, 6 pesplanovalgus tanılı, 27 kadın, 20 erkek olmak üzere 47 hasta (yaş±SD) dahil edildi. Toplam 94 ayak incelendi. Olguların yaş, vücut ağırlığı (VA), boy, dominant yön (DY) gibi demografik bilgileri, hipermobilite varlığı, ayak fonksiyon indeksi (FFI), topuk-metatars uzunluğu, ağırlıklı ve ağırlıksız naviküler yükseklik (NY) ve metatarsal genişlik (MG) değerleri her iki ayaktan kaydedildi. Olgulara ortez uygulaması öncesinde ve hemen sonra 6 dakika yürüme mesafesi kaydedildi. Sonuçlar: Toplanan verilerin analizleri sonucunda; Yaş: 23.25±15.86 yıl, boy: 156.79±22.85 cm, VA: 58.51±25.38 kg, DY: %98.24 sağ, hipermobilite puanı:3.65±3.63, FFI: 45.37±14.34 mm, topuk-metetars uzunluğu sağ: 22.95±2.76 cm ve sol: 23.01±2.76 cm, NY sağ ağırlıksız: 27.00±10.41 mm ve ağırlıklı: 20.41±9.82 cm, NY sol ağırlıksız 25.52±9.69 mm ve ağırlıklı: 20.66±10.53 mm, MG sağ ağırlıksız: 77.65±20.39 mm ve ağırlıklı: 81.73±20.43 mm, MG sol ağırlıksız: 77.47±20.25 mm ve ağılıklı 80.95±20.65 mm olarak saptandı. Ortezsiz yürüme mesafesi 513.56±100.28 m, ortezli yürüyüş mesafesi 553.63+/-108.2 m ölçüldü (p<0.001). Tartışma: Farklı ayak problemleri olan olgularda kullanılan tabanlıklar, akut olarak yürüme mesafesini arttırmıştır. Olguların sorununa özel tasarlanmış tabanlık uygulamasının ağrı gibi semptomları ve biyomekanik sapmaları azalttığı böylece yürünen mesafeyi arttırdığı. gösterilmiştir. Homojen hasta gruplarında kullanılan tabanlıkların uzun dönem etkilerinin araştırılması önerilmektedir.Effect of foot insert on walk distance in persons who have different foot pathologiesPurpose: To investigate the effect of foot insert on walk distance in persons who have different foot pathologies. Methods: The study include 47 patients (27 female, 20 male=94 feet) who have rhomatoid foot (12), plantar fasciitis (7), calcaneal varus (5), ligament injury (2), achilles tendinitis (1), pesplanus (14) or pesplanovalgus (6) deformity. Demographic characterictics {age, body weight (BW), body lenght (BL), dominant side (DS)}, hipermobility score (HS), foot function index score (FFI), heel-metatars head lenght (HML), navicular height with loading (NHL) and unloading (NH), metatarsal width with loading (MWL) and unloading (MW) of feet have recorded. Walk distance section of 6 minutes walk test have done before and immediately after orthoses

application. Results: Descriptive analyles show that Age:23.25±15.86 yıl, BL:156.79±22.85 cm, BW:58.51±25.38 kg, DS:%98.24 right, HS:3.65±3.63, FFI:45.37±14.34 mm, HML of right foot:22.95±2.76 cm and left foot:23.01±2.76 cm, NH of right foot:27.00±10.41 mm and NHL of right foot:20.41±9.82 cm, NH of left foot:25.52±9.69 mm and NHL of left foot:20.66±10.53 mm, MW of right foot:77.65±20.39 mm MWL of right foot:81.73±20.43 mm, MW of left foot:77.47±20.25 mm and MWL of left foot: 80.95±20.65 mm. Walking distance without orthoses is 513.56±100.28 m and with orthoses is 553.63+/-108.2 m. Comparison of walking distances were statistically different (p<0.001). Discussion: The study investigate that customized foot insert using in persons who have different foot pathologies improved walking distance by decreasing pain and biomechanical diversions. It is recommended that to investigation of long time effects of customized foot inserts on homogen patients group.

P33.

Progresif eksentrik egzersiz eğitimi otojen hamstring tendon grefti sonrası erken dönemde yaşam kalitesini etkiler mi?

Gizem İrem Kınıklı1, İnci Yüksel1, Gül Baltacı1, Özgür Ahmet Atay2, Mahmut Nedim Doral2

1 Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara2 Hacettepe Ü, Tıp Fak, Ortopedi ve Travmatoloji ABD, Ankara

Amaç: Bu çalışmanın amacı, otojen hamstring tendon grefti sonrası standart rehabilitasyona ek olarak, erken dönemde progresif eksentrik egzersiz eğitiminin sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi üzerine etkilerini incelemektir. Yöntemler: Otojen hamstring tendon grefti sonrası 33 birey randomize olarak standart rehabilitasyon programı veya standart rehabilitasyona ek olarak progresif eksentrik egzersiz eğitimi gruplarına atandı. Gruplara cerrahi sonrası, 3. haftadan başlanarak 12 hafta süreyle standart ön çapraz bağ rehabilitasyon protokolü verildi. Progresif eksentrik egzersiz eğitimi ise, Monitörize Fonksiyonel Squat Sistem’de oluşturulan protokole göre verildi. Sağlıkla ilişkili yaşam kalitesi, Ön Çapraz Bağ Yaşam Kalite Ölçeği ile (ACL-QOL) cerrahi öncesi ve tedavi sonrası 16. haftada değerlendirildi. Sonuçlar: Sağlıkla ilişkili yaşam kalite skorları, preoperatif skorlarla karşılaştırıldığında her iki grupta da 16. haftada istatistiksel olarak anlamlı fark vardı (p<0.05). Tartışma: Progresif eksentrik egzersiz eğitiminin standart ön çapraz bağ rehabilitasyon protokollerine erken eklenmesi, otojen hamstring tendon grefti sonrası 12 hafta boyunca fizyoterapi ve rehabilitasyon alan bireylerin sağlıkla ilişkili yaşam kalitesini anlamlı yönde etkilemektedir.

Does progressive eccentric exercise training effect quality of life early after autogene hamstring tendon graft?

Purpose: The purpose of the study is to evaluate the early effects of progressive eccentric exercise training which is added to standard rehabilitation protocol on health related quality of life. Methods: 33 anterior cruciate ligament reconstructed volunteers with autogene hamstring tendon graft participated randomly to standard rehabilitation protocol group or progressive eccentric exercise training added to standard rehabilitation protocol group. Both groups practiced the same standard anterior cruciate ligament rehabilitation protocol from the beginning of postoperative 3rd weeks for 12 weeks. Progressive eccentric training was practiced based on a protocol via Monitorized Functional Squat System. Health related quality of life were evaluated via Anterior Cruciate Ligament Quality of Life Scale (ACL-QOL) preoperative and after 16 weeks postoperatively. Results: Health related quality of life scores obtained from both groups were statistically significant at 16th weeks than preoperative scores (p<0.05). Discussion: Early progressive eccentric exercise training which is added to standard rehabilitation protocol provides significant improvement on health related quality of life for individuals with autogene hamstring tendon graft following 12 weeks physiotherapy and rehabilitation.

Page 33: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S33VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

P34.Adeziv kapsülit hastalarında servikal bölge hareket açıklığının omuz hareket açıklığına etkisi: Pilot çalışmaÖzge Çınar Medeni, Elif Çamcı, İrem DüzgünGazi Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Bu çalışmanın amacı adeziv kapsülitli hastalarda, servikal bölge hareket açıklığının omuz eklem hareket açıklığına etkisini araştırmaktır. Yöntemler: Sekiz adeziv kapsülit hastası çalışmaya dahil edildi. Hastalarda servikal bölgeye ait patoloji teşhis edilmedi. Aktif ve pasif omuz fleksiyon, abdüksiyon, internal ve eksternal rotasyon hareket açıklığı ve aktif total elevasyon gonyometre ile değerlendirildi. Oturma pozisyonunda aktif internal rotasyon 5. torakal spinöz çıkıntı ile başparmak arasındaki mesafe ölçülerek değerlendirildi. Aktif servikal fleksiyon, ekstansiyon etkilenen ve sağlam tarafa lateral fleksiyon hareket açıklığı gonyometre ile değerlendirildi. Servikal bölge ve omuz eklemi eklem hareket açıklığı arasındaki ilişkiye Spearman korelasyon katsayısı kullanılarak bakıldı. Sonuçlar: Etkilenen tarafa servikal lateral fleksiyon hareket açıklığı ile omuz aktif ve pasif fleksiyonu, pasif eksternal rotasyonu ve aktif ve pasif internal rotasyonu arasında pozitif korelasyon bulunmuştur (r=0.71, p=0.04; r=.73, p=0.03; r=0.70, p=0.05; r=0.95, p<0.001; r=0.85, p=0.007). Oturma pozisyonunda aktif internal rotasyon ve aktif total elevasyon ölçümleri de etkilenen taraf servikal lateral fleksiyon ile korelasyon gösterdi (r=0.90, p=0.002; r=0.77). Diğer yönlerdeki servikal hareket haçıklığı ile omuz eklem hareket açıklığı arasında korelasyon bulunmadı (p>0.05). Tartışma: Etkilenen taraf servikal lateral fleksiyonun azalmasının omuz hareketlerini bütün yönlerde kısıtladığı görülmüştür. Bu ilişki donuk omuzu olan hastalarda servikal bölgenin değerlendirilmesi ve tedavi edilmesi gerektiğini düşündürmektedir.The effect of cervical range of motion on shoulder joint range of motion in adhesive capsulitis patients: A pilot studyPurpose: The study goal is to investigate the effect of cervical range of motion on shoulder joint range of motion in adhesive capsulitis patients. Methods: Eight adhesive capsulitis patients included in study. Patients did’nt have any cervical region diagnosis. Active and passive shoulder flexion, abduction, internal rotation and external rotation range of motions (ROM) and active total elevation were assessed with goniometer. In sitting position active internal rotation was assessed measuring the distance between fifth toracal processus spinosus and thumb. Active cervical flexion, extension and lateral flexion ROM to affected and healthy side were evaluated with goniometer. The relationship between cervical and shoulder ROM was analyzed by using SpearmZan Correlation co-efficient. Results: There were positive relationships between affected side cervical lateral flexion and, active and passive shoulder flexion range, passive external rotation, active and passive internal rotation ROM, respectively (r=0.71, p=0.04; r=.73, p=0.03; r=0.70, p=0.05; r=0.95, p<0.001; r=0.85, p=0.007). Active internal rotation in sitting position and active total elevation were correlated with affected side cervical lateral flexion, respectively (r=0.90, p=0.002; r=0.77, p=0.02). Cervical ROM in other directions did not correlate with shoulder range of motion (p>0.05). Discussion: Decreased affected side cervical lateral flexion decreases shoulder ROM in all directions. This relationship leads to evaluate and treat cervical region in adhesive capsulitis patients.

P35.Futbol oyuncularında dominant ve non-dominant alt ekstremitenin vücut dengesi üzerine etkisinin araştırılmasıBayram Kapşigay, Bahar Özgül, Zübeyir Sarı, Mine Gülden Polat Marmara Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, İstanbulAmaç: Çalışmamızda, futbol oyuncularında dominant ve nondominant alt ekstremitenin vücut dengesine etkisinin araştılması amaçlandı. Yöntemler: İstanbul İdealtepe Spor Kulübü’nde oynayan, 15 -22 yaş aralığında yer alan, 4’ü forvet 7’si defans, 7’si orta saha ve 2’si kaleci, oyuncusu olmak üzere toplam 20 lisanslı futbol oyuncusu değerlendirildi. Olguların demografik bilgileri kaydedildikten sonra Stance Stork (gözler açık ve kapalı), Y-Balance ve Flamingo Denge Testleri uygulandı. Olguların dominant ve nondominant alt ekstremitelerine ait test verilerinin karsılastırılması için Mann Whitney U Testi kullanıldı ve anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edildi. Sonuçlar: Yapılan

istatistiksel analizler sonucunda Flamingo Denge Testi’nde non-dominant ekstremiteye ait skorun dominant ekstemiteye göre anlamlı düzeyde daha düşük olduğu saptandı (p=0.037). Stance Stork Testi’nde (gözler açık: p=0.310, gözler kapalı: p=0.124) ve Y-Balance Denge Testi’nde (p=0.323) iki ekstremite arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanmadı. Tartışma: Stance Stork ve Y-Balance denge testlerde ekstremiteler arasında denge yönünden anlamlı bir fark saptanmazken, Flamingo denge testinde nondominant ektremitede dominant ekstremiteye göre daha iyi bir denge skoru belirlenmiştir. Nondominant ekstremitede elde edilen bu anlamlı skor, oyun esnasında çoğunlukla dominant ekstremite ile topa vurulduğu pozisyonlarda, nondominant ekstremite üzerinde stabilizasyonun sağlanmasından kaynaklanıyor olabilir. Gelecekte özellikle aynı mevkiide oynayan daha fazla olgunun dahil edildiği benzer çalışmaların yapılmasının uygun olacağı düşünüldü.The investigation of effect of dominant and non-dominant extremity over body balance in the football players Purpose: The investigation of effect of dominant and non-dominant extremity over body balance in the football players was purposed in the study. Methods: 4 midfielders, 7 defenders, 7 strikers and 2 goalkeepers, for a total of 20 licensed football players in the age range of 15-22, who played in İstanbul İdealtepe Sport Club, were evaluated in the study. Stance Stork (eyes open and closed), Y-Balance and Flamingo Balance Tests were applied after recording demographic information of subjects. Mann Whitney U Test was used to compare balance test data of dominant and non-dominant lower extremities of subjects and statistical significance was analyzed at p<0.05. Results: As a result of the statistical analysis; it was determined that the score of non-dominant extremity was lower than the score of dominant extremity in the Flamingo Balance Test (p=0.037). There was no statistically significant difference between the extremities in the Stance Stork Test (eyes open, p=0.310, eyes closed, p=0.124) and Y-Balance Test (p=0.323). Discussion: While there was no statistically significant difference between the extremities in the Stance Stork Test and Y-Balance Test, Flamingo Balance Test score of non-dominant extremity was better than dominant extremity. That significant score in the non-dominant extremity may be due to provision of stabilization over mostly the non-dominant extremity in the positions which the football players hit the ball by the dominant extremity. It was thought that; performing similar studies which are included more subjects, especially playing in the same position, in the future.

P36.Kadınlarda vücut yağ oranı ve abdominal yağlanma ile solunum fonksiyonları arasındaki ilişkiAnıl Özüdoğru , Şeyda Toprak Çelenay, Derya Özer KayaAhi Evran Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, KırşehirAmaç: Bu araştırmanın amacı kadınlarda, vücut yağ oranı ve abdominal yağlanma ile solunum fonksiyonları arasındaki ilişkinin belirlenmesi idi. Yöntemler: Araştırmaya Kırşehir ilinde yaşayan 18-70 yaş arası 174 gönüllü kadın (yaş: 38.57±9.88 yıl) katıldı. Tüm kadınların sosyo-demografik bilgileri kaydedildi. Katılımcıların vücut yağ oranı biyoelektrik empedans (Bodystat 1500) analiz yöntemiyle belirlendi. Abdominal yağlanma için bel/kalça oranı ölçüldü. Solunum fonksiyonları spirometre (MiniSpir) ile değerlendirildi. Analiz için korelasyon testi kullanıldı. Sonuçlar: Katılımcıların vücut yağ oranı ortalaması % 38.00±7.28; bel/kalça oranı ise 0.83±0.06 olarak bulundu. Kadınların FEV1 ve FVC ortalaması 2.71±0.69 ve 3.64±0.75 litre olarak belirlendi. Kadınların vücut yağ oranı ile FEV1 ve FVC değerleri arasında negatif yönde anlamlı ilişki olduğu görüldü (p<0.05, r=-0.42; p<0.05, r=-0.31). Abdominal yağlanma ile FEV1 ve FVC değerleri arasında negatif yönde anlamlı ilişki bulundu (p<0.05, r=-0.27; p<0.05, r=-0.27). Tartışma: Sonuç olarak, vücut yağ oranı ve abdominal yağlanma kadınlarda solunum fonksiyonlarını olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle vücut yağ oranı ve abdominal yağlanma egzersiz ve pulmoner rehabilitasyon uygulamalarında fizyoterapistlerce göz önünde bulundurulmalıdır. The association between body fat ratio and abdominal adiposity with pulmonary functions in womenPurpose: The purpose of this study was to investigate the association between body fat ratio and abdominal adiposity with pulmonary functions in women. Methods: One hundred and seventy four

Page 34: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS34

voluntary women (age: 38.57±9.88 years) who live in Kırşehir were included into the study. Socio-demographic data of all women were recorded. Participants body fat ratio was determined by bioelectrical impedance (Bodystat 1500) analysis method. Abdominal adiposity was measured for waist/hip ratio. Pulmonary function was assessed by spirometry (Minispir). Correlation test was used for analyses. Results: The mean body fat ratio of the participants was found 38.00±7.28% and the waist/hip ratio was found as 0.83±0.06. The mean FEV1 and FVC of women were determined as 2.71±0.69 and 3.64±0.75 liters. Negative significant differences were seen between women’s body fat ratio and FEV1, FVC values (p<0.05, r=-0.42; p<0.05, r=-0.31). Negative significant differences were found between women’s abdominal adiposity and FEV1, FVC values (p<0.05, r=-0.27; p<0.05, r=-0.27). Discussion: As a result, body fat ratio and abdominal adiposity affects pulmonary functions negatively in women. Therefore, body fat and abdominal adiposity should be considered in exercise and pulmonary rehabilitation interventions by physiotherapists.

P37.Bel ağrısı hikayesi olan adolesanlarda pelvik postürün üç boyutlu değerlendirmesiSeher Özyürek1, Arzu Genç1, Hayriye Kul Karaali2, Candan Algun3

1Dokuz Eylül Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil, YO, İzmir2Celal Bayar Ü, Sağlık YO, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Manisa3Medipol Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, İstanbulAmaç: Bu çalışmanın amacı bel ağrısı hikayesi olan ve olmayan adolesanlarda pelvisin postural yer değişimlerini karşılaştırmaktı. Yöntemler: Çalışmaya 32 adolesan öğrenci (yaş ortalaması: 13.94±1.83 yıl) alındı. Öğrencilere bel ağrısı anketi uygulandı. Öğrenciler, bel ağrısı hikayesi olan grup (Grup 1) ve bel ağrısı hikayesi olmayan grup (Grup 2) olarak iki gruba ayrıldı. Postürün üç boyutlu değerlendirmesi için 3 dijital fotoğraf (anteroposterior, sol-sağ lateral) elde edildi ve fotoğraflar PosturePrint internet tabanlı bilgisayar sistemi ile analiz edildi. Pelvisin postural yer değişimleri rotasyonel olarak (Rx, Ry, Rz) derece ve translasyonel olarak (Tx, Tz) mm cinsinden hesaplandı. Postür indeksi (total postural yer değişim skoru) hesaplandı. Sonuçlar: Bel ağrısı anketi sonuçlarına göre öğrencilerin %40.6’sı (n=13, Grup 1) bel ağrısı hikayesine sahipken %59.4’nün (n=19, Grup 2) bel ağrısı hikayesi bulunmamaktaydı. Adolesanların %12.5’i (n=4) hafif derecede, %68.8’i (n=22) önemli derecede, %18.7’i (n=6) orta derecede etkilenmiş postüre sahipti. Gruplar arasında pelvisin (p değerleri; Rx:0.922, Ry:0.646, Rz:0.791, Tx:0.769, Tz:0.409) postural değişimleri açısından anlamlı fark bulunmadı. Postür indeksi skoru gruplar arasında benzerdi. Tartışma: Adolesanların %40.6’sı bel ağrısı hikayesi bildirmişti ve bununla birlikte öğrencilerin büyük çoğunluğu önemli derecede etkilenmiş postüre sahipti. Bu sonuçlar adolesanlarda bel ağrısının ciddi bir sağlık sorunu olabileceğini düşündürmektedir. İleriki çalışmalar bu populasyonda ilişkili risk faktörlerini ve postural değişiklikleri daha kapsamlı şekilde incelemelidir.Three dimensional evaluation of pelvic posture in adolescents with a history of low back pain Purpose: The aim of this study was to compare the postural displacements of pelvis in adolescents with and without a history of low back pain (LBP). Methods: Thirty two adolescent students (mean age:13.94±1.83 years) were participated in the study. LBP questionnaire was applied to participants. Students were divided into two groups as a group with a past history of LBP (Group 1) and without a history of LBP (Group 2). For three dimensional evaluation of posture, 3 digital photographs were obtained (antero-posterior, left-right lateral) and were analyzed through the PosturePrint internet-based computer system. Postural displacements of pelvis were calculated as rotations (Rx, Ry, Rz) in degrees and translations (Tx, Tz) in millimeters. The Posture index (total postural displacements score) was calculated. Results: As a result of LBP history questionnaire 40.6% of students (n=13, Group 1) reported low back pain while 59.4% of students (n=19, Group 2) had no history of LBP. 12.5% (n=4) of the adolescents had slight, 68.8% (n=22) had significant and 18.7% (n=6) had moderate displacement in their posture. There were no significant differences in postural displacements of pelvis (p values; Rx:0.922, Ry:0.646, Rz:0.791, Tx:0.769, Tz:0.409) between the groups. The Posture Index score was similar between the groups. Discussion:

Overall, 40.6% of the adolescents reported history of LBP and also the majority of students had significantly displaced posture. These results suggest that LBP in adolescents may be a serious health problem. Future research in this population should analyze the associated risk factors and postural changes more comprehensively.

P38.Artistik cimnastikçilerde denge değerlendirmesiÖmer Osman Pala, Nuriye Özengin, Necmiye Ün Yıldırım, Ayşe Neriman Narin, Merve YazgaçAbant İzzet Baysal Ü, Kemal Demir Fizik Tedavi ve Rehabil YO, BoluAmaç: Bu çalışma, cimnastiğin önemli komponentlerinden biri olduğu bilinen dengenin, artistik cimnastikçilerde değerlendirilmesi amacıyla yapıldı. Yöntemler: Çalışmaya 14’ü bayan 18’i erkek toplam 32 artistik cimnastikçi katıldı. Sporcuların demografik bilgilerinin ve spora dair hikayelerinin yer aldığı kişisel bilgi formu dolduruldu. Denge değerlendirilmesi için Biodex Balance Sistemde bulunan “Clinical Test for Sensory Integration of Balance” ve “Postural Stability Test” prosedürleri kullanıldı. “Clinical Test for Sensory Integration of Balance” prosedürü gözler açık sert zemin, gözler kapalı sert zemin, gözler açık yumuşak zemin, gözler kapalı yumuşak zemin olmak üzere 4 testten oluşmaktadır. “Postural Stability Test” prosedüründe ise zemin “4” seviyesine ayarlanarak denge dinamik olarak değerlendirildi. Sonuçlar: Sporcuların yaş ortalaması 10.12 yıl, spor yaşları ise 4.40 yıl idi. Cimnastikçilerin genel postural stabilite test ortalaması 0.50, anterior-posterior salınımı 0.37, medial lateral salınımı 0.25 olarak bulundu. Artistik cimnastikçilerin gözler açık sert zemin, gözler kapalı sert zemin, gözler açık yumuşak zemin, gözler kapalı yumuşak zemin test sonuçları 0.95, 1.15, 1.42, 2.75 idi. Tartışma: Yapılan bu pilot çalışma ile ülkemizde jimnastik sporunda objektif bir değerlendirme yöntemi ile denge ile ilgili kanıta dayalı veriler oluşturmak ve bu sonuçları dünyada kullanılan normlarla karşılaştırmak hedeflenmektedir. Balance assessment in artistic gymnasts Purpose: This study aimed to assess the balance, which is the one of major components of gymnastic, in artistic gymnasts. Methods: It was included 32 artistic gymnasts; 14 female and 18 male. Athletes’ demographic and information. “Clinical Test for Sensory Integration of Balance” and “Postural Stability Test” procedures in Biodex Balance System were used for balance assessment. Procedure of Clinical Test for Sensory Integration of Balance was consisted 4 tests; eyes open firm surface, eyes closed firm surface, eyes open foam surface, eyes closed foam surface. In the “Postural Stability Test” procedure, it was evaluated as dynamic balance with the surface level difficulty adjusted level 4. Results: Athletes mean age was years 10.12, sport years 4.40. Gymnasts general postural stability tests mean scores was found 0.50, anterior-posterior sways 0.37, medio-lateral sways 0.25. Artistic Gymnasts test result found eyes open firm surface scores 0.95, eyes closed firm surface scores 1.15, eyes open foam surface scores 1.42, eyes closed foam surface scores 2.75. Discussion: This pilot study’s aim is to find evidence based data regarding gymnastic and balance and comparing result with other norms with an objective perspective.

P39.Tekerlekli sandalye basketbol oyuncularında kavrama kuvvetinin ve üst ekstremite enduranslarının değerlendirilmesi Emel Sönmezer¹, Bahar Anaforoğlu¹, Nevin Ergun², Manolya Acar¹¹Başkent Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara²Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Çalışma tekerlekli sandalye basketbol oyuncularının kavrama kuvveti, izotonik ve izometrik enduransını değerlendirmek amacıyla yapıldı. Yöntemler: Çalışmaya 14 bayan (yaş= 28.57±5.43 yıl, vücut kitle indeksi (vki)= 23.02±2.60 kg/m²) tekerlekli sandalye basketbol oyuncusu dahil edildi. Kavrama kuvveti el dinanometresi ve pinchmetre ile değerlendirildi. Ayrıca tekerlekli sandalye basketbol oyuncularının üst ekstremite izometrik ve izotonik enduransları değerlendirildi. Sonuçlar: Sporcuların el kavrama kuvveti ortalamaları, dirsek fleksiyonda ve pronasyon pozisyonunda sağ taraf için 30.66±6.51 kg, sol taraf için 26.90±3.14 kg, supinasyon pozisyonunda sağ taraf için 33.09±4.50 kg, sol taraf için 30.44±3.21 kg, orta pozisyonda sağ taraf için 32.68±4.68

Page 35: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S35VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

kg, sol taraf için 30.67±4.04 kg, dirsek ekstansiyonda ve pronasyon pozisyonunda sağ taraf için 30.00±4.28 kg, sol taraf için 29.28±3.36 kg, supinasyon pozisyonunda sağ taraf için 31.72±6.00 kg, sol taraf için 29.14±4.58 kg, orta pozisyonda sağ taraf için 32.10±4.21 kg, sol taraf için 30.01±2.74 kg bulundu. Parmaklar için ikili tutuş kuvveti sağ el için 13.98±4.14, sol el için 13.05±3.21 kg, üçlü tutuş kuvveti sağ el için 16.45±5.73 kg, sol el için 14.35±3.30 kg, anahtar tutuş kuvveti sağ el için 16.53±2.63 kg, sol el için 15.65±2.47 kg idi. İzometrik endurans sağ üst ekstremite için 16.64±9.18, sol üst ekstremite için 20.03±10.66 sn idi. İzotonik endurans sağ üst ekstremite için 18.71±10.92, sol üst ekstremite için 20.71±15.95 tekrar idi. Tartışma: Tekerlekli sandalye basketbol oyuncularında kavrama kuvveti, izometrik ve izotonik enduransın değerlendirilmesinin sporcuların antrenman programlarının düzenlenmesinde yararlı olacağını düşünmekteyiz. Bu değerlendirmeler sonucunda sporcularla ilgili nominal değerleri belirleyebilmek için geniş örneklem gruplu çalışmaların gerçekleştirilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.Assessment of grip strength and upper limb endurance on wheelchair basketball players Purpose: The study was performed to evaluate grip strength, isotonic and isometric endurance of wheelchair basketball players. Methods:14 female wheelchair basketball athletes (Age=28.57±5.43 years, body mass index (BMI)=23.2±2.60 kg/m²) were included in the study. Their grip strength were evaluated with pinchmetre and hand grip dynamometre.We were also evaluated upper limb isometric and isotonic endurance. Results: The mean hand grip strength of players, while the elbow is in flexed and pronated, for right hand 30.66±6.51kg, for left hand 26.90±3.14kg, in supination for right hand 33.09±4.50kg, for left hand 30.44±3.21kg, in mid position for right hand 32.68±4.68kg, for left hand 30.67±4.04kg, while the elbow was extended pronated, for right hand 30.00±4.28kg, for left hand 29.28±3.36kg, in supination for right hand 31.72±6.00kg, for left hand 29.14±4.58kg, in the mid position for right hand 32.10±4.21kg, for left hand 30.01±2.74kg were found. Binary grip force of the right and left hand were 13.98±4.14, 5.13±3.21kg respectively. Triple pinchmetre force of the right and the left hand were 16.45±5.73, 14.35±3.30kg respectively. Switch grip force of the right and left hand were 16.53±2.63, 15.65±2.47kg respectively. Isometric endurance of the right and left upper extremity were 16.64±9.18, 20.03±10.66 sec respectively, the right upper extremity isotonic endurance was 18.71±10.92, the left upper extremity isotonic endurance was 20.71±15.95 repetition. Discussion: We considered that assessment of grip strength and upper limb isometric and isotonic endurance of wheelchair basketball players would be useful in regulating of training programs of athletes.As a result of these assessments, a large sample group of studies are needed to determine the nominal values of athletes.

P40.Tekerlekli sandalye kullanıcılarının omuz ağrısının ve mobilite düzeyinin değerlendirilmesiEmel Sönmezer¹, Bahar Anaforoğlu¹, Nevin Ergun², Manolya Acar¹¹Başkent Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara²Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Çalışma tekerlekli sandalyeye bağımlı tekerlekli sandalye basketbol oyuncularının omuz ağrısı ve mobilite düzeyinin belirlenmesi amacıyla yapıldı. Yöntemler: Çalışmaya 7 bayan (yaş= 26.14±6.38, vki= 23.50±2.47 kg/m²) tekerlekli sandalye basketbol oyuncusu dahil edilmiştir. IWBF sınıflama sistemine göre 3 sporcu (%42.9) 2.5, 1 sporcu (%14.3) 2.0, 2 sporcu (%28.6) 1.5, 1 kişi (%14.3) 1.0 puan idi. Tüm olguların ambulasyon aracı tekerlekli sandalye idi. Omuz ağrısı, Tekerlekli Sandalye Kullanıcılarında Omuz Ağrısı Anketi (WUSPİ) ile, mobilite düzeyi Tekerlekli Sandalye Öz Yeterlilik Mobilite Skalası (SEWM) ile değerlendirildi. Sonuçlar: Wuspi anketi için tek tek soruların ortalamaları; Wuspi1 4.11±3.84, Wuspi2 4.48±4.47, Wuspi3 4.51±4.61, Wuspi4 1.89±3.25, Wuspi5 4.67±4.70, Wuspi6 5.28±3.28, Wuspi7 5.16±3.70, Wuspi8 3.61±4.33, Wuspi9 3.79±4.38, Wuspi10 3.81±4.36, Wuspi11 2.64±2.29, Wuspi12 3.64±3.93, Wuspi13 2.84±4.23, Wuspi14 4.55±3.93, Wuspi15 3.11±3.40 ve Wuspi toplam skor için 58.15±51.87 olarak bulundu. Sporcuların SEWM skoru ortalamaları ise 33.85±5.27 idi. Tartışma: Çalışmamızın sonuçları, günlük yaşamında ambulasyonunu tekerlekli sandalye ile sağlayan sporcuların mobilite düzeyleri literatürle

karşılaştırıldığında daha düşük, omuz ağrı düzeylerinin ise mobilizasyon ile ilgili aktivitelerde daha yüksek olduğunu göstermektedir. Bu konuda yapılacak geniş örneklemli çalışmalara ihtiyaç vardır. The assessment of the level of mobility and shoulder pain on wheelchair users Purpose: The study was performed to determine the level of shoulder pain and mobility on dependent wheelchair basketball players. Methods: 7 female wheelchair basketball players (Age=26.14±6.38 years, BMI=23.50±2.47 kg/m²) were included in the study. Their classification points according to IWBF, 3 athletes (42.9%) were 2.5,1 athlete (14.3%) was 2.0, 2 athletes were (28.6%) 1.5, 1 athlete was (14.3%) 1.0 points. Ambulation tool of all cases were wheelchair. Shoulder pain was evaluated with Wheelchair Users Shoulder Pain Questionnaire (WUSPI), the level of mobility was evaluated with Wheelchair Self Efficacy Mobility Scale (SEWM). Results: Averages of the each questions on the survey Wuspi; Wuspi1 4.11±3.84, Wuspi2 4.48±4.47, Wuspi3 4.51±4.61, Wuspi4 1.89±3.25, Wuspi5 4.67±4.70, Wuspi6 5.28±3.28, Wuspi7 5.16±3.70, Wuspi8 3.61±4.33, Wuspi9 3.79±4.38, Wuspi10 3.81±4:36, Wuspi11 2.64±2.29, Wuspi12 3.64±3.93, Wuspi13 2.84±4.23, Wuspi14 3.93±4.55, Wuspi15 11.03±3.40 and Wuspi total score 58.15±51.87 were found. The SEWM mean score was 33.85±5.27. Discussion: The results of our study show that mobility level of athletes that provide their ambulation with wheelchair in daily life were lower when compared to the literature, the level of shoulder pain is higher during mobilization activity. Wide range of sample studies are needed on this subject.

P41.Hamilelerde fiziksel aktivite: Gebelik fiziksel aktivite anketinin (pregnancy physical activity questionnaire) türkçe versiyonunun geçerlilik ve güvenirliğiYasemin Çırak, Gül Deniz Yılmaz, Yasemin Parlak Demir, Murat Dalkılınç, Semra ŞanTurgut Özal Ü, Fizik Tedavi Ve Rehabil YO, AnkaraAmaç: Hamilelik süresinde yapılan fiziksel aktivitelerin hamilelik sırasında gelişebilecek komplikasyonları azalttığı gösterilmiştir. Gebelik döneminde fiziksel aktiviteyi değerlendiren Türkçe bir anket bulunmamaktadır ve genel fiziksel aktivite anketleri hamilelik dönemi fiziksel aktivite düzeyini doğru bir şekilde değerlendirememektedir. Bu çalışmanın amacı, Gebelerde Fiziksel Aktivite Anketinin (PPAQ) uluslararası kılavuzlara göre Türkçe uyarlaması ve kültürel adaptasyonu yapıp istatistiksel olarak ölçeğin geçerliği ve güvenirliğini belirlemektir ve gebelerin fiziksel aktivite düzeyini ortaya koymaktır. Yöntemler: Çalışmaya 18-40 yaşları arasında gönüllü, sağlıklı 114 hamile dahil edildi. Anketin çevirisi ve kültürel adaptasyonu yapıldı. İç tutarlılık Cronbach alfa katsayısı (madde çıkarılırsa değişim dahil) ile, test-tekrar test güvenirliği ise sınıf içi korelasyon katsayısı ile değerlendirildi. Test-tekrar test güvenirliği için anket aynı hafta içinde 50 olguda tekrar edildi. Geçerlik, PPAQ’ın Uluslar arası Fiziksel Aktivite Anketinin (IPAQ) Uzun formu ile olan ilişkisi kullanılarak değerlendirildi. Sonuçlar: Cronbach alfa katsayısı PPAQ için 0.74 olarak bulundu. Ölçekte sorunlu maddeler olan 14, 18, 19 ve 27. maddeler çıkarıldı. Test-tekrar test güvenirliği için sınıf içi korelasyon katsayısı 0.83 idi. Kriter geçerliğinde ise; IPAQ’ın iş, ulaşım, ev işleri ve boş-vakit egzersiz alt bölümleri toplam puanları ile sırasıyla PPAQ’ın iş, ulaşım, ev işleri ve spor/egzersiz alt bölümleri toplam puanları arasındaki ilişki sırasıyla r=0.664 (iyi, p<0.001), r=0.300 (orta, p<0.001), r=0.315 (orta, p<0.001) ve r=0.353 (orta, p<0.001) olarak bulundu. Gebelerin orta yoğunlukta fiziksel aktivite ortalaması 113.24±55.58 (4.37-226) idi. Tartışma: Gebelerde Fiziksel Aktivite anketinin Türkçe versiyonu gebelerde fiziksel aktivite düzeyini belirlemede geçerli ve güvenilirdir. Özellikle sağlıklı gebelerin, günlük toplam 30 dakika veya daha fazla orta yoğunlukta fiziksel aktivite yapmaları önerilmektedir. Ancak katılımcı gebelerin çok az bir kısmı sağlığı koruyacak düzeyde fiziksel aktivite yapmaktadır.Physical activity in pregnancy: the reliability and validity of Turkish version of pregnancy physical activity questionnaire Purpose: The physical activity during pregnancy that reduce complications related pregnancy was shown. There is no Turkish questionnaire assesing physical activitiy during pregnancy and general physical activity questionnaires fail to assess properly level of physical activity during pregnancy. This study aims to translate and make

Page 36: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS36

cultural adaptation of PPAQ into Turkish according to international guidelines, to statistically evaluate its validity and reliability and to determine physical activity level of Turkish pregnant women. Methods: 114 healthy and voluntary pregnant women aged between 18-40 were included in this study. Translation and cultural adaptation of the questionnaire were performed. The internal consistency was assessed through Cronbach’s alpha (including if item was deleted), test-retest reliability was assessed through the intraclass correlation coefficient. For the test-retest reliability, PPAQ was performed 2 times in the same week to 50 pregnant. Validity was examined by correlation of PPAQ with International Physical Activity Questionnaire (IPAQ) –Long Form. Results: Cronbach’s alfa values were 0.74 for the PPAQ. The problematic items including 14, 18, 19 ve 27 th items were excluded. Intraclass correlation coefficient score for test-retest reliability was 0.83 for PPAQ score. For criterion validity, the relation between occupational, transfer, household and leisure-time exercise subscales of PPAQ and occupational, transfer, household/caregiving and sports/exercises subscales of IPAQ was r=0.664 (good; p<0.001), r=0.300 (moderate; p<0.001), r=0.315 (moderate; p<0.001) and r=0.353 (moderate; p<0.001), respectively. The mean of moderate activity intensity of pregnants was 113.24±55.58 (4.37-226). Discussion: The Turkish version of Pregnancy Physical Activity Questionnaire is reliable and valid to determinate physical activity level of pregnant women. Specifically, healthy pregnant women are advised to accumulate 30 min or more of moderate intensity activity per day. But limited number of pregnant participate a physical activity to promoting health.

P42.Motosikletçilerde vücut pozisyonunun kavrama kuvvetine etkisinin incelenmesiDemet Tekin1, Çiğdem Ayhan2, Bilsen Sirmen1

1İstanbul Bilgi Ü, Sağlık Bilimleri, Fizyoterapi ve Rehabil Depart, İstanbul2Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizik Tedavi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Motosiklet sporları son yıllarda popülerliği artan bir spor dalıdır. Teknik becerilerin yanı sıra, kişilerin fiziksel özellikleri de performansı önemli ölçüde etkilemektedir. Motosiklet sürerken el barını kavramak, sıkmak ve yön vermek gibi aktivitelerin yorulmadan yapılabilmesi için kavrama kuvveti önem kazanmaktadır. Birçok çalışmada vücut pozisyonunun kavrama kuvveti performansını etkilediği belirtilmektedir. Çalışmamızın amacı, motosiklet kullanırken sürücülerin almış olduğu pozisyonun kavrama kuvvetine etkisini araştırmaktır. Yöntemler: Çalışmaya 13-15 Nisan 2012 tarihleri arasında düzenlenen Türkiye Pist Şampiyonası 1. Ayak yarışına katılan 64 erkek motosiklet yarışçısı alındı. Yarışçıların yaş ortalaması 34.30±6.18 yıl idi. Sağ ve sol el kavrama kuvveti, iki farklı pozisyonda değerlendirildi. Birinci pozisyon için Amerikan El Terapistleri Derneğinin standardize test pozisyonu kullanıldı. İkinci pozisyonu ise yarışçıların motosiklet sürerken almış olduğu pozisyon olan gövde kalçayla 135˚ açıda, 45˚ omuz abduksiyonu ve fleksiyonu, 90˚ omuz internal rotasyonu, 0-100 dirsek fleksiyonu oluşturdu. Sonuçlar: Yarışçıların birinci pozisyonda sağ el kavrama kuvveti 102.8 kg sol el kavrama kuvveti 97.8 kg iken, ikinci pozisyonda sağ el 99.8 kg sol el 95.6 kg olduğu kaydedildi. Birinci ve ikinci pozisyon karşılaştırıldığı zaman, birinci pozisyondaki sağ (p=0.006) ve sol (p=0.046) el kavrama kuvvetinin ikinci pozisyona göre daha fazla olduğu saptandı. Tartışma: Çalışmamızda vücut pozisyonunun kavrama kuvvetini önemli ölçüde etkilediği gösterilmiştir. Özellikle uzun mesafe sürüşlerinde yorgunluğa bağlı sekonder problemlere neden olması bakımından performansı olumsuz yönde etkileyeceği düşünülmektedir. To investigate the effect of the position taken by the drivers using motorcycle on the grip strength Purpose: Motorcycle sports is a sports branch which is increasingly popular in recent years. Physical properties as well as technical skills affect the performance of individuals significantly. Grip strength becomes more of an issue with respect to performing activities such as grasping and squeezing the hand bar and giving directions tirelessly. In many studies, it is mentioned that the position of the body affects the performance of the grip strength. The aim of our study is to investigate the effect of the position taken by the drivers using motorcycle on the grip strength. Methods: A total of 64 motorcycle racer (mean age 34.30±6.18 yrs) who joined the 1. Leg of the Turkey Track Championship that took place between 13 and 15 April 2012,

voluntarily participated in the study. Right and left hand grip strenght was evaluated for two different positions. For the first position the standardized test position of American Society of Hand Therapists was used. For the second position, the position hich riders have taken is used: 135˚ body flexion, 45˚ shoulder abduction and flexion, 90˚ shoulder internal rotation, 0-10˚ elbow flexion created. Results: It is recorded that for the first position of the riders, right hand grip strength was 102.8 kg, left hand grip strength was 97.8 kg while for the second position, right hand grip strength was 99.8 kg left hand grip strength was 95.6 kg. Comparison of the first and second positions reveals that in the first position of right (p=0.006) and left (p=0.046) grip strength was higher than those in the second position. Discussion: In our study, it is shown that the body position effects the hand grip strength significantly. Especially when driving long distances the body position is thought to effect the performance negatively due to the seconder problems based on fatigue.

P43.

Kinezyolojik bantlamanın pozisyon duyusu üzerine etkisi

Erhan Tekin, Onur Aydoğdu, Zübeyir Sarı, Mine Gülden Polat

Marmara Ü, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, İstanbul

Amaç: Çalışmamızın amacı, sağlıklı bireylerde kinezyolojik bantlamanın diz ekleminin pozisyon duyusu üzerine etkilerini incelemekti. Yöntemler: Çalışmamız 05 Mart-10 Nisan 2013 tarihleri arasında Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde yaşları 21 ila 26 yıl arasında değişen 19 sağlıklı ve gönüllü erkek olgu üzerinde gerçekleştirildi. Çalışmaya katılan tüm olguların diz eklemi pozisyon hisleri sırasıyla 150-300-600-90o iken ölçüldü. Ölçümün ardından diz eklemine kinezyolojik bantlama uygulandı ve ölçüm diz eklemi bantlı iken tekrarlandı. Bağımlı gruplarda tedavi öncesi ve sonrası verilerin karşılaştırılması için Wilcoxon işaretli sıra testi kullanıldı. Anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edildi. Sonuçlar: Çalışmamıza dahil edilen yaş ortalamaları 22.78±2.56 yıl olan olguların yalnız 900 lik eklem pozisyon hissi ölçümlerinde kinezyolojik bantlama ile proprioseptif duyu arasında anlamlı bir ilişki olduğu saptandı (p<0.05). Tartışma: Kinezyolojik bantlamanın proprioseptif duyu üzerine anlamlı bir etkisi olmadığı bulundu. Eklem pozisyon hissi testinde değerlendirdiğimiz açılardan (150, 300, 600, 900) sadece 900’lik açıda kinezyolojik bantlama ile proprioseptif duyu arasında anlamlı bir ilişki bulmamızı ise dizin 900’lik açıda, diğer açılara nazaran daha kolay konumlandırılabilmesine bağladık. Kinezyolojik bantlamanın pozisyon duyusu üzerine etkilerinin daha iyi anlaşılabilmesi için, proprioseptif duyu hasarı yaşamış bireyler üzerinde daha fazla olgu sayısına sahip, daha kapsamlı çalışmalara ihtiyaç olduğu düşünüldü.

To investigate the effect of kinesiologic taping on knee joint position sense

Purpose: The purpose of our study was to investigate the effect of kinesiologic taping on knee joint position sense. Methods: The study who were participated in 19 healthy and volunteer individuals aged between 21 and 26 (22.78±2.56) was carried out in Health Sciences Faculty, Marmara University between march-april 2013. Knee joint position sense of all cases participated in study were assessed when the knee flexed 150-300-600-90o, respectively. After measurements, kinesiologic taping was applied on knee joint. Then, the measurements were repeated on knee joint with taping. In statistical analysis in order to compare of position sense data before-and after taping, Wilcoxon signed-rank test was used. Significance level was accepted p<0.05. Results: When compared before and after kinesiologic taping, there was a significant relationship in the measurements of only 900

knee joint position sense of the cases included in the study (p<0.05). Discussion: It is found that there is no effect of kinesiologic taping on knee joint position sense. No significance relationship among degrees of 150, 300, 600 compared before and after taping may be interpreted as the knee can be positioned in 900 easier than the others. It was thought that more comprehensive studies with more cases who experienced proprioception injuries are needed in order to be understood better the effects of kinesiologic taping on knee joint position sense.

Page 37: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S37VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

P44.Üniversite öğrencilerinde fiziksel aktivite düzeyi ile akademik başarı arasındaki ilişkinin incelenmesiNazan Tuğay1, B. Umut Tuğay1, Şahin Çakır2, Berkan Taşdemir3

1 Muğla Sıtkı Koçman Ü, Muğla Sağlık YO, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Muğla2 Sevgi Fizik Tedavi Merkezi, Malatya 3 Diyarbakır Askeri Hastanesi, DiyarbakırAmaç: Üniversite öğrencilerinin fiziksel aktivite düzeyi ile akademik başarıları arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Yöntemler: Çalışmaya 270 öğrenci alındı. Olguların sosyodemografik bilgileri kaydedildi ve fiziksel aktivite düzeylerini belirlemek için Uluslararası Fiziksel Aktivite Anketi-kısa form (UFAA) kullanıldı. Akademik başarı için dönem ve genel not ortalamaları sorgulandı. Sonuçlar: Çalışmaya katılan öğrencilerin yaş ortalaması 21.55±2.01 yıl idi. UFAA’dan elde edilen sonuçlara göre olguların %10.7’inin fiziksel olarak aktif olmadığı, %59.3’ unun fiziksel aktivite düzeyinin düşük olduğu ve %30’unun fiziksel aktivite düzeyinin sağlığı korumak için yeterli olduğu ve haftalık enerji tüketiminin ortalama 2365.10±1563.02 MET-dk/hafta olduğu saptandı. Olguların 2010-2011 eğitim öğretim yılı güz yarıyılı itibariyle genel not ortalamaları 2.43±0.66; dönem not ortalamaları 2.46±0.71 olarak bulundu. Öğrencilerin fiziksel aktivite düzeyleri ile akademik başarıları arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki olmadığı görüldü (p>0.05). Tartışma: Sonuçlar üniversite öğrencilerinin fiziksel aktivite düzeylerinin belirgin oranda düşük olduğunu ve fiziksel aktivite düzeyi ile akademik başarı arasında bir ilişki olmadığını göstermiştir. Üniversite öğrencilerinde fiziksel aktivite düzeyinin akademik başarıyı etkileyen faktörlerden biri olup olmadığını araştıran daha fazla sayıda olgunun incelendiği çalışmalara ihtiyaç vardır. Analysis of the relationship between academic achievement and physical activity level in the university studentsPurpose: To investigate the relation between physical activity level and academic achievement in the university students. Methods: 270 students participated in this study. Sociodemographic information of the students was recorded and to determine the physical activity levels, International Physical Activity Questionnaire Short Form (IPAQ) was used. The semester and cumulative grade point average for academic achievement was questioned. Results: Mean age of the students was 21.55±2.01 years. IPAQ results showed that, students’ mean weekly energy consumption was 2365.10±1563.02 MET-min/wk. 10.7% of the students were not physically active. Physical activity levels were low in 59.3% of the students and 30 % had sufficient level of physical activity. The students’ grade point average and semester grade point average mean of were 2.43±0.66, 2.46±0.71 respectively in the end of the fall semester of the 2010-2011 academic year. Physical activity levels and academic achievement wasn’t correlated in our study population (p>0.05). Discussion: The results of the study showed that physical activity levels of the university students were insufficient but it is not related with academic achievement. Further studies are necessary on larger groups to investigate the effect of physical activity on academic achievement of university students.

P45.Journal of Orthopaedic & Sports Physical Therapy Dergisinin değini sıklığı ile ilgili faktörlerin incelenmesiBayram Ünver1, Fatma Ü. Koçak2, Mehmet Erduran3

1Dokuz Eylül Ü, Fizik Tedavi ve Rehabil YO, Ortopedik Fizyoterapi ABD, İzmir2 Pamukkale Ü, Spor Bilimleri ve Teknolojisi YO, Denizli3 Dokuz Eylül Ü, Tıp Fak, Ortopedi ABD, İzmirAmaç: Etki faktörü en yüksek olan fizyoterapi dergisinde (Journal of Orthopaedic & Sports Physical Therapy [JOSPT]) makalelerin yayınlandıktan sonraki beş yıllık süre içindeki aldıkları değinilerle ilişkili faktörleri belirlemek için bu çalışmayı gerçekleştirdik. Yöntemler: 2006 yılında (12 sayı) JOSPT’de yayınlanan tüm özgün makalelerin değini sayısını inceledik. Değini sayısıyla ilişkili faktörleri belirlemek için lojistik regresyon analizi kullanıldı. Sonuçlar: JOSPT’de yayınlanmış 76 adet özgün makale belirledik. Bu makalelere yayınlandıktan sonraki beş yıl içinde toplam 878 değini vardı. Yayınlandıktan sonra ilk değini alma

zamanı 1 ile 49 ay (ortalama 17.2 ay) arasında idi. Yayınlandıktan sonra aldıkları değini sayısı 0 ile 53 değini (ortalama 11.5 değini) arasında idi. Yayınlanan makalelerin 4 tanesi (%5.3) 31 Aralık 2011 tarihine kadar hiç değini almamıştır. Değini sıklığı ile ilişkili faktörler; makalenin tipi (p=0.004), katılımcıların tipi (p=0.006), kanıt düzeyi (p=0.004) ve yazar sayısıydı (p=0.018). Araştırma makaleleri, güncel derlemeler, asemptomatik yetişkinlerle yapılmış çalışmalar, hiçbir katılımcısı olmayan çalışmalar, düzey A çalışmalar, çok merkezli çalışmalar ve çok yazarlı makaleler daha fazla değini yapılanlardı. Tartışma: Değini sıklığı ile makale ve katılımcıların tipi, kanıt düzeyi ve yazar sayısı arasında anlamlı bir korelasyon olduğunu bulduk. Bu bilgilerin JOSPT okuyucularına, yazarlarına, hakemlerine, kütüphanecilere, ödül komitelerine makalelerin planlanmasında, değerlendirilmesinde ve analiz edilmesinde yardımcı olabileceğini düşünmekteyiz. Factors related to the frequency of citation of the Journal of Orthopaedic & Sports Physical Therapy Purpose: We conducted a review of the highest impact physical therapy journal [Journal of Orthopaedic & Sports Physical Therapy (JOSPT)] to determine the factors associated with subsequent citations within five years of publication. Methods: We conducted the citation counts for all the original articles published in JOSPT 2006 (12 issues). We used a logistic regression analysis to identify the factors associated with the citation counts. Results: We identified 76 original articles in the JOSPT. There were 878 subsequent citations within five years of publication of these articles. The first citation time after the publication ranged from 1 to 49 months (mean 17.2). The number of the citations after the publication ranged from 0 to 53 (mean 11.5); of these, 4 articles (5.3%) had received no citations up to December 31, 2011. The type of the article (p=0.004) and the participant (p=0.006), the level of evidence (p=0.004) and the number of the authors (p=0.018) were the variables associated with the subsequent citation rate. The research reports, the topical reviews, the studies made with the asymptomatic adults, the studies not including any participants, the level A studies, the multi-centered articles and those with more authors articles are citated more. Discussion: We found significant correlations between the citation rates and the type of the article and the participant, the level of evidence, and the number of the authors. We consider that this information may help the readers of the JOSPT, the authors, the reviewers, the librarians and the promotion committees to plan their studies, and also to analyze and evaluate the articles.

P46.Atıcılık Milli Takım sporcularının gövde stabilitelerinin değerlendirilmesiNecmiye Ün Yıldırım1, Banu Kabak2 , Meral Hazır2 , Nuriye Özengin1

1Abant İzzet Baysal Ü, Kemal Demir Fizik Tedavi ve Rehabil YO, Bolu2Gençlik ve Spor Bakanlığı Sağlık İşleri Daire Başk, AnkaraAmaç: Bu çalışma, Atıcılık Milli Takım sporcularının gövde stabilitelerini endurans testleri ile değerlendirmek ve atıcılık milli takımının durum tespitini yapmak amacı ile yapıldı. Yöntemler: Çalışmaya 6’sı kadın, 11’i erkek toplam 17 atıcılık milli takım sporcuları gönüllü olarak katıldı. Sporcuların gövde stabiliteleri; statik gövde fleksiyon, statik gövde ekstansiyon ve lateral köprü endurans testleri ile değerlendirildi. Sonuçlar saniye cinsinden kaydedildi. Sonuçlar: Kadınlar ve erkeklerin gövde endurans test sonuçları arasında fark olmadığı tespit edildi (p>0.05). Kadınların statik gövde fleksiyon, statik gövde ekstansiyon ve lateral köprü endurans test sonuçları sırasıyla; 169.28±140.22; 116.00±63.93; 92.88±52.18; 100.33±39.34 saniye; erkeklerin ise 96.57±40.57; 117.38±30.64; 89.76±26.54; 95.41±36.22 saniye olarak ölçüldü. Tartışma: Atıcılık sporu yapanlarda kor stabilizasyon, tüfeğin vücutla dengelenerek sabit tutulabilmesinde önemlidir. Atıcılarda egzersiz programının belirlenmesinde gövde endurans testleri yol gösterici olacaktır.The evaluation of Turkish shooting athletes’ trunk stabilityPurpose: The objective of this study was to evaluate Turkish shooting athletes’ trunk stability with endurance tests and to determine the situation of Turkish shooting team. Methods: 17 Turkish shooting athletes including 6 women and 11 men took part in this study voluntarily. Trunk stability of the athletes were evaluated through static trunk flexion, static back extension and side bridge endurance

Page 38: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

TÜRK FİZYOTERAPİ VE REHABİLİTASYON DERGİSİ 2013 / 24(3) ÖZEL SAYIS38

tests. The results were recorded as second. Results: It was determined that there was no difference between the endurance test results of women and men (p>0.05). The results of women’ static trunk flexion, static back extension and side bridge endurance tests were measured as 169.28±140.22; 116.00±63.93; 92.88±52.18; 100.33±39.34 seconds respectively and 96.57±40.57; 117.38±30.64; 89.76±26.54; 95.41±36.22 seconds was measured for men. Discussion: Core stabilization is important for shooting athletes to make the gun stable by balancing it with the body. Trunk endurance tests will be directive to determine training program of shooting athletes.

P47.Diz osteoartritinde dizlik, esnek ve rijit bantlama kullanımının etkilerinin ağrı üzerine anlık etkilerinin karşılaştırılmasıTezel Yıldırım¹, Fatih Erbahçeci², Gül Baltacı2

¹Hacettepe Ü, Fiziksel Tıp ve Rehabil ABD, Ankara²Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Bu çalışma diz osteoartritli (OA) bireylerde dizlik, esnek ve rijit bant kullanımının ağrı üzerine anlık etkilerini karşılaştırmak amacıyla yapıldı. Yöntemler: Çalışmaya 40-65 yaş arası, klinik ve radyolojik incelemeler sonucunda Amerika Romatoloji Birliği (ACR) kriterlerine göre bilateral Evre 2 diz OA tanısı konmuş 21 kadın birey dahil edildi. Bu çalışmada diz OA’lı bireylere esnek, rijit bantlama ve dizlik uygulaması yapıldı. Uygulamalar sırasında herhangi bir sıra gözetilmedi. Bireylerin ağrı düzeyleri Vizüel Analog Skala (VAS) ile uygulamalardan önce ve sonra 4 kez değerlendirildi. Değerlendirme sonuçları Friedman Varyans Analizi kullanılarak karşılaştırıldı. Fark bulunduğunda farklılığı yaratan grubu bulabilmek için Wilcoxon Testi kullanıldı. Sonuçlar: Bireylerin ağrı düzeyleri ortalama değerlerinde istatistiksel olarak anlamlı fark bulundu (p<0.05). Her üç uygulama sonuçlarının ilk değerlendirme sonuçlarından daha iyi sonuçlar ortaya çıkardığı saptandı. Post-hoc testler sonrasında esnek bant ve dizliğin ağrı üzerinde etkili olduğu saptandı (pesnek=0.005, prijit=0.014, pdizlik=0.003). Tartışma: Bu çalışmanın sonuçları her 3 uygulamanın da ağrıyı azalttığını gösterdi. Esnek, rijit bantlama ve dizlik uygulamalarının diz OA’da iyileşme meydana getirdiği ve bireyleri olumlu yönde etkilediği görüldü. Comparison immediate effects on pain among elastic taping, rigid taping and brace in patients with knee osteoarthritisPurpose: The aim of this study was to compare immediate effects on pain among elastic, rigid taping and brace in patients with knee osteoarthritis. Methods: The subjects were 21 women patients with an age range of 40-65 who were diagnosed as having bilateral stage 2 knee OA according to the American College of Rheumatology (ACR) criteria and radiological findings. Subjects with knee OA randomly received elastic, rigid taping and brace with one-day interval. Pain scores of individuals were evaluated with visual analog scale (VAS) before and after practice for each 4 times. The results of assessments were compared with Friedman Variance Analysis. When the difference was found, Wilcoxon Test was used to find out the different group. Results: Average pain scores of individuals were statistically significant differences between before and after assessments. It was found that assessments of all 3 applications were better than initial assessment. The difference was found that results of the initial assessments (p<0.05). After post-hoc tests it was determined that elastic and brace were efficient on pain (pelastic=0.005, prigid=0.014, pbrace=0.003). Discussion: The results of this study indicated that the patients were addressed the reduced pain after all three applications. Elastic, rigid taping and brace applications comprised progression in knee osteoarthritis and indicated that affected individuals on positive way.

P48.Londra 2012 Paralimpik oyunlara katılan Türk Milli Takımı sporcularının yaralanma profili Hayri Baran Yosmaoğlu1, Nevin Ergun2

1Başkent Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, Ankara2Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizik Tedavi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Spor yaralanması kayıtlarının düzenli bir şekilde tutulması, yaralanma mekanizmasının belirlenmesi açısından çok önemlidir. Bu

çalışmanın amacı Londra 2012 Paralimpik Oyunlarına katılan Türk Milli Takımı sporcularının yaralanma kayıtlarını değerlendirmek, yaralanma nedenlerini anlayarak önlenmesine katkıda bulunmaktır. Yöntemler: Spor fizyoterapistlerinden oluşan sağlık ekibi, müsabakalar boyunca sporcuların karşılaştığı sağlık sorunlarının tedavisini gerçekleştirdi. Yapılan tedaviler ve fizyoterapi seansları günü gününe kaydedilerek yaralanma envanteri çıkarıldı. Yaralanmaların bölgelere göre dağılımı ve yaralanma tipleri tanımlayıcı istatistiksel analizler ile hesaplandı. Sonuçlar: 37 sporcu, 7 antrenör ve 3 idari personel tedaviye alındı. Toplam 141 fizyoterapi seansı yapıldı. 11 sporcu (%23) omuz yaralanması nedeniyle, 7 sporcu (%15) dirsek eklemi, 6 sporcu (%13) diz eklemi, 5 sporcu (%10) servikal bölge, 5 sporcu (%10) ayak-ayak bileği, 4 sporcu (%8) kalça eklemi, 3 sporcu (%6) lumbal bölge, 2 sporcu (%4) torakal bölge, 2 sporcu (%4) el-el bileği, 1 sporcu (%2) ise temporomandibular eklem yaralanması nedeniyle tedavi edildi. Meydana gelen toplam 46 yaralanmanın 14 tanesinin (%30) akut yaralanma olduğu, 32 yaralanmanın ise (%70) aşırı kullanım nedeniyle oluştuğu tespit edildi. Aşırı kullanım yaralanmalarının 6 tanesi (%18) fazla kullanıma bağlı yeni ortaya çıkan yaralanma iken, 26 tanesi (%82) önceden var olan problemin tekrarı şeklinde oluştu. Tartışma: Milli takımımızın paralimpik seviye sporcularının en çok aşırı kullanım nedeniyle yaralanma geçirdikleri görülmektedir. Aşırı kullanım yaralanmaları genellikle turnuva öncesi aşırı yüklenme, semptomların erken dönemdeyken göz ardı edilmesi ya da tam tedavi edilememesi nedeniyle ortaya çıkmaktadır. Bu konuda sporcuların ve antrenörlerin turnuva öncesi dönemde bilinçlendirilmesi ve sağlık ekibinin daha dikkatli ve sorgulayıcı olması, sporcuların turnuva başarılarının arttırılmasında önemli rol oynayabilir.Injury profile of the Turkish national team attending London 2012 paralympic gamesPurpose: The injury records are very important to determine the mechanism of sport injuries. The aim of this study was to evaluate injury records of Turkish National Team participating London 2012 Paralympic Games and to contribute injury prevention. Methods: A medical team consisting of sport physiotherapists intervened athletes’ health problems. Physiotherapy sessions were recorded on a daily basis to develop inventory of injury. The types and the regional distribution of injuries were determined using descriptive statistical analyze. Results: Thirty-seven athletes, seven coaches and three administrative staff were treated. 141 physiotherapy sessions were performed. 11 athletes (23%) were treated due to shoulder injury. 7 athletes (15%) for elbow, 6 athletes (13%) for knee, 5 athletes (10%) for cervical spine, 5 athletes (10%) for ankle-foot, 4 athletes (8%) for hip, 3 athletes (6%), for lumbar spine, 2 athletes (4%) for thoracic spine, 2 athletes (4%) for hand-wrist and one athlete (2%) for temporomandibular joint injury were treated. 14 of 46 injuries (30%) were acute and 32 (70%) of them were overuse injury. In overuse injuries, 6 of them (18%) were new injury while 26 of them (82%) were recurrence of pre-existing problem. Discussion: The overuse was found the most common type of injury in paralympic athletes. Overuse injuries often occur due to overload, ignoring early symptoms or incomplete treatment before the tournament. Raising awareness of athletes, coaches, and the health care team can play an important role in increasing the success of athletes in tournaments.

P49.Fizyoterapistlerin yürüme analizine bakış açıları ve kullanım alışkanlıklarının incelenmesiSerkan Taş1, Banu Karahan2, Zafer Erden3

1Hacettepe Ü, Tıp Fak, Fiziksel Tıp ve Rehabil ABD, Ankara 2Hacettepe Ü, Tıp Fak, Fiziksel Tıp ve Rehabil ABD, Ankara3Hacettepe Ü, Sağlık Bilimleri Fak, Fizyoterapi ve Rehabil Bl, AnkaraAmaç: Bu çalışmanın amacı, hazırladığımız bir anket ile fizyoterapistlerin kullandıkları yürüme analizi (YA) yöntemlerini, kullandıkları YA yöntemleri hakkında kendilerini ne kadar yeterli gördüklerini ve bu yöntemlerin kullanım sıklığını ortaya koymaktır. Yöntemler: 23 sorudan oluşan bu anket çalışması, 93 lisans mezunu, 31 yüksek lisans mezunu ve 22 doktora mezunu olmak üzere 147 fizyoterapistin katılımıyla gerçekleşti. Ankete katılan fizyoterapistlerin 55’i 0-5 yıl, 54’ü 5-10 yıl, 22’si 10-20 yıl ve 16’sı 20 ve üstü yıl mesleki tecrübeye sahipti. Sonuçlar: Çalışmaya katılan fizyoterapistlerin 139’u YA’nın klinik değerlendirmenin bir parçası olması gerektiğine inanıyordu. 137

Page 39: VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ SÖZEL … · Hamstring tendon grefti ile ÖÇB cerrahisi sonrası wii terapi ile standart rehabilitasyon protokolünün karşılaştırılması

S39VII. ULUSAL SPOR FİZYOTERAPİSTLERİ KONGRESİ

fizyoterapist klinikte gözlemsel YA’ı kullanırken 21’i diğer yöntemleri kullandığını bildirdi. Katılımcıların 86’sı yürüme ve YA konusunda yeterli bilgiye sahip olduğunu bildirirken, 38’i ise bu konuda kararsız kaldı. Katılımcıların 86’sı gözlemsel YA’nın klinik kullanımda güvenli ve geçerli bir yöntem olduğunu düşünürken, 50’si bu konuda kararsızdı. Doktora mezunları ve 10 yıl üstü mesleki tecrübeye sahip fizyoterapistler YA konusunda diğer fizyoterapistlere göre daha yüksek oranda yeterli bilgiye sahip olduklarını düşünüyorlardı (p<0.005). Doktora mezunu olan fizyoterapistlerin mesleki tecrübenin YA’yı etkileyeceği kanısına katılım oranları diğer gruplara göre daha fazlaydı (p=0.005). Tartışma: Bu çalışma, fizyoterapistlerin YA’yı sıklıkla kullandığını, eğitim düzeyi ve mesleki tecrübe arttıkça YA konusunda kendilerine güvenlerinin arttığını göstermektedir. Fizyoterapistlerin birçok soruda kararsız olma oranlarının yüksek olması YA konusunun lisans ve sonrasındaki eğitimlerde daha fazla yer alması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Investigating viewpoints on gait analysis and usage habits of physiotherapistsPurpose: The purpose of this study is to present gait analysis (GA) methods physiotherapists use, how much they see themselves as satisfying about GA methods they use through and rate of these methods’ usage a questionnaire we prepared. Methods: Composed of 23 questions, this questionnaire was done by attendance of

147 physiotherapists; 93 of them have bachelor, 31 master and 22 doctorate degree. 55 of physiotherapists attending this questionnaire have 0-5, 54 have 5-10, 22 have 10-20 and 16 have 20 and more years of experience. Results: 139 of physiotherapists attending this study believed that GA needs to be a part of clinical assessment. While 137 physiotherapists were using observational GA in clinic, 21 stated using other methods. While 86 of participants stated having sufficient information about gait and GA, 38 was doubtful about that. While 86 of participants thought observational GA was a reliable and valid method for clinical usage, 50 were doubtful about that. Physiotherapists with doctorate degree and above 10 years of professional experience thought they had higher rate of sufficient information about GA than others (p<0.005). Participation rates of the view that physiotherapists with doctorate degree thought professional experience would affect GA were more than other groups (p=0.005). Discussion: This study indicates physiotherapists frequently use GA and their self-confidence increases as their professional experience and education levels increase. High rates of physiotherapists being doubtful about many questions present that the subject of GA needs to take part more in bachelor’s degree and ongoing educations.