varna muharebesÝ - islam-portal.comislam-portal.com/ansiklopedi/dia/pdf/c42/c420362.pdf ·...

4
527 dikkatini çekti. Bazýlarý bu tarihte nüfusun yaklaþýk yarým milyona ulaþtýðýný, bunla- rýn da hemen hepsinin Bulgarlar’dan mey- dana geldiðini tahmin eder. 2011 yýlý res- mî kayýtlarý þehir nüfusunu 330.486 ola- rak gösterir. Varna’nýn Rum nüfusu Neuilly Antlaþmasý’ndan (1919) sonra göç etmiþ, yahudiler ise çoðunlukla Ýsrail’e gitmiþ (1948-1950), müslümanlarýn oraný giderek azalmýþtýr. Ermeniler ve Gagauzlar hâlâ orada bulunmakla birlikte asimilasyon po- litikasýna tâbidir. Günümüzde Varna, Os- manlý dönemindeki çok dilli ve çok dinli geçmiþinden farklý bir görünüm arzeder. Þehrin son zamanlardaki en önemli özel- liði çok raðbet gören bir turizm merkezi oluþudur. BÝBLÝYOGRAFYA : Neþrî, Cihannümâ (Unat), I, 249-251; Selâni- kî, Târih (Ýpþirli), II, 481-482; M. F. Thielen, Die europaischen Türkey, ein Handwörterbuch für Zeitungsleser, Wien 1828, s. 295-296; Freiherr von Moltke, Der russisch-türkische Feldzug in der europäischen Türkei, 1828 und 1829, Ber- lin 1845, s. 137-207; A. Papadopoulos-Vretos, la Bulgarie ancienne et moderne sous les rap- ports géographique, historique, archéologique, statistique et commercial, St. Petersburg 1856, s. 215-225; N. Mikov, Naselenieto na Turtsiya i Balgaria, Sofia 1915, I, 107; II, 108, 206-207; Z. Cankov, Geografski Re®nik na Balgaria, Sofia 1939, s. 71-73; M. Tayyib Gökbilgin, Rumeli’de Yürükler, Tatarlar ve Evlâd-ý Fâtihân, Ýstanbul 1957, s. 57, 71, 174, 212-217; B. Cvetkova, La bataille mémorable des peuples, le sud-est européen et la conquête ottomane fin XIV e - première moité du XV e siècle, Sofia 1971; H. J. Kornrumpf, Die Territorialverwaltung im östlic- hen Teil der europäischen Türkei (1864-1878), Freiburg 1976, s. 345-346; A. Kuzev, Balgarski srednovekovni gradove i kreposti, Varna 1981, s. 293-310; a.mlf., “Srednovekovnata krepost na grad Varna”, Izvestiya na Varnenskoto Ar- heologi®esko Dru´estvo, XIII, Varna 1962, s. 111- 126; a.mlf., “Korennoto naselenie na grad Var- na ot XIV do nacalnoto na XIX vek”, a.e., XIV (1963), s. 81-91; V. Tonev, Balgarskoto ®ernomo- rie prez Vazra´daneto, Sofia 1995, tür.yer.; A. Išir- kov, “Grad Varna, Kulturno-geografski belezki”, Periodi®esko Spisanie na Balgarskoto Kni´ovno Dru´estvo, sy. 65, Sofia 1904, s. 191-236; Mo- hammed Djinguiz, “l’Islam en Bulgarie”, RMM, V (1908), s. 491; H.-K. Škorpil, “Turskite ukrepleni- ya vav Varna”, Izvestiya na Varnenskoto Arhe- ologi®esko Dru´estvo, II (1909), s. 34-37; P. Mi- yatev, “Les monuments osmanlis en Bulgarie”, RO, XXIII (1959), s. 19-23; A. Zajaczkowki, “Ma- teriali do epigrafiki osmánsko-tureckiej z Bulga- rii”, a.e., XXVI/2 (1962), s. 41-47; Emel Abdulo- va, “Osmanskite epigrafski pametnitsi v Arhe- ologiceski Muzcj vav Varna”, Arheologija, VII/4, Sofia 1965, s. 73-79; St. Dimitrova, “Varna prez Krimskata Vojna / Varna während des Krimkri- eges (1853-1856)”, Izvestiya Narodeniya Muzej Varna, XXVI, Varna 1975, s. 81-96; N. Todorov, “The Urban Population of Varna during the 16 th Century”, a.e., XXVII (1977); V. Beševliev, “Imeto Varna”, a.e., 17 (32) (1981); S. Ivanova, “Grad Varna ot kasnoto srednovekovic do natsional- nata epoha-regionalnata sreštu natsionalnata istorija”, Istori®esko Bade{te, I/2, Sofia 2003, s. 195-229; A. Balevski v.dðr., “Varna”, Kratka Bal- garska Entsiklopediya, Sofia 1963, I, 447-448; Entsiklopedija Balgarija, Sofia 1978, I, 586-589. ÿMachýel Kýel VARNA MUHAREBESÝ Osmanlýlar’la Macarlar’ýn önderliðindeki Haçlý ordusu arasýnda 848 (1444) yýlýnda yapýlan meydan muharebesi. ˜ Osmanlýlar’ýn Balkan topraklarýndaki ge- leceðini tayin eden ve saðlamlaþtýran sa- vaþ Varna þehri yakýnlarýnda cereyan etti- ði için bu adla anýlýr. Balkan daðlarýnýn do- ðu eteklerindeki vadilerden birinin çýkýþýn- da iki dað arasýnda kalan arazide gerçek- leþen savaþ birbirine denk güçlerin müca- delesi bakýmýndan farklý savaþ taktikleriy- le dikkati çeker. Savaþýn sebebi, papalýk ile Bizanslýlar’ýn destek verip teþvik ettiði Ma- carlar’ýn liderliðindeki hýristiyan güçlerin Türkler’i Balkanlar’dan atma, Edirne’ye ka- dar inerek burayý ele geçirme ve Türk teh- didini tamamýyla ortadan kaldýrma ama- cýna dayanýr. kültürlü ve pek çok dilin konuþulduðu bir þehir durumunda kaldý. 1908’de Muhammed Cengiz Varna’da on dört caminin ayakta olduðunu bildirir. Bunlar arasýnda 1835 tarihli Hayriye Ca- mii, 1862 tarihinde inþa edilen Kale, Tek- ke ve Yûsuf Efendi camileriyle sultanlar ta- rafýndan inþa edilen ve isimleri daha son- ra konan Mecidiye ve Aziziye camileridir. Bugün mevcut birkaç camiden biri Ký- rým’dan gelen Tatar göçmenler için 1856 yýlýnda yapýlan, Varna’daki küçük müslü- man cemaatin namaz kýlmaya devam et- tiði camidir. 1860’lý yýllarýn neo-gotik tar- zýnda inþa edilmiþ bir diðer cami Ortaçað’- dan kalma surla çevrili þehrin köþesinde yer almakta, fakat cami olarak kullanýlma- maktadýr. Yine 1860’ta, Bulgarlar’ýn büyük eski Bizans hisarýný bir Osmanlý yapýmý olarak düþündükleri ve deðerli görmedik- leri için yýktýklarý belirtilmektedir. Geriye sadece bazý eski fotoðraflarý ve planlarý kalmýþtýr. 2005 yýlýnda þehrin Asparuhovo semtinde küçük bir cami de inþa edilmiþ- tir. 1934’te Varna’nýn 69.944 nüfusu bulun- maktaydý. Bunlarýn 43.873’ü Bulgar, % 85’lik kýsmý Türk olan 6332 müslüman, 4905 Ermeni, 916 yahudi ve 480 Yunan’- la diðerleriydi. II. Dünya Savaþý esnasýnda Varna geriledi. 1946’da 80.000 kiþilik nüfu- su vardý. 1976’ya kadar bu rakam özellikle civardaki köylerden gelenlerle 262.423’e kadar yükseldi. 2001 yýlý kayýtlarý Varna’- nýn 320.668 nüfusa ulaþtýðýný gösterir. Son sekiz yýl içerisinde yabancý sermaye ile bir- likte pek çok yeni endüstri alanlarý kurul- du (tersane, kimya, giyim ve deri sanayii en önde gelen sanayi kollarýdýr). Bu du- rum Bulgaristan’ýn kuzeydoðu bölgesin- deki köylerden birçok yeni yerleþimcinin VARNA MUHAREBESÝ Varna’nýn Asparuhovo semtinde 2005 yýlýnda inþa edilen bir cami Hayriye Camii – Varna / Bulgaristan

Upload: others

Post on 16-Sep-2019

5 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: VARNA MUHAREBESÝ - islam-portal.comislam-portal.com/ansiklopedi/dia/pdf/c42/c420362.pdf · Beylerbeyi Karaca Bey, Edirne askeriyle Sü-leyman Bey, Fenârîzâde Hasan Paþa, Ev-renosoðlu

527

dikkatini çekti. Bazýlarý bu tarihte nüfusunyaklaþýk yarým milyona ulaþtýðýný, bunla-rýn da hemen hepsinin Bulgarlar’dan mey-dana geldiðini tahmin eder. 2011 yýlý res-mî kayýtlarý þehir nüfusunu 330.486 ola-rak gösterir. Varna’nýn Rum nüfusu NeuillyAntlaþmasý’ndan (1919) sonra göç etmiþ,yahudiler ise çoðunlukla Ýsrail’e gitmiþ(1948-1950), müslümanlarýn oraný giderekazalmýþtýr. Ermeniler ve Gagauzlar hâlâorada bulunmakla birlikte asimilasyon po-litikasýna tâbidir. Günümüzde Varna, Os-manlý dönemindeki çok dilli ve çok dinligeçmiþinden farklý bir görünüm arzeder.Þehrin son zamanlardaki en önemli özel-liði çok raðbet gören bir turizm merkezioluþudur.

BÝBLÝYOGRAFYA :

Neþrî, Cihannümâ (Unat), I, 249-251; Selâni-kî, Târih (Ýpþirli), II, 481-482; M. F. Thielen, Dieeuropaischen Türkey, ein Handwörterbuch fürZeitungsleser, Wien 1828, s. 295-296; Freiherrvon Moltke, Der russisch-türkische Feldzug inder europäischen Türkei, 1828 und 1829, Ber-lin 1845, s. 137-207; A. Papadopoulos-Vretos, laBulgarie ancienne et moderne sous les rap-ports géographique, historique, archéologique,statistique et commercial, St. Petersburg 1856,s. 215-225; N. Mikov, Naselenieto na Turtsiya iBalgaria, Sofia 1915, I, 107; II, 108, 206-207; Z.Cankov, Geografski Re®nik na Balgaria, Sofia1939, s. 71-73; M. Tayyib Gökbilgin, Rumeli’deYürükler, Tatarlar ve Evlâd-ý Fâtihân, Ýstanbul1957, s. 57, 71, 174, 212-217; B. Cvetkova, Labataille mémorable des peuples, le sud-esteuropéen et la conquête ottomane fin XIV e-première moité du XV e siècle, Sofia 1971; H. J.Kornrumpf, Die Territorialverwaltung im östlic-hen Teil der europäischen Türkei (1864-1878),Freiburg 1976, s. 345-346; A. Kuzev, Balgarskisrednovekovni gradove i kreposti, Varna 1981,s. 293-310; a.mlf., “Srednovekovnata krepostna grad Varna”, Izvestiya na Varnenskoto Ar-heologi®esko Dru´estvo, XIII, Varna 1962, s. 111-126; a.mlf., “Korennoto naselenie na grad Var-na ot XIV do nacalnoto na XIX vek”, a.e., XIV(1963), s. 81-91; V. Tonev, Balgarskoto ®ernomo-rie prez Vazra´daneto, Sofia 1995, tür.yer.; A. Išir-kov, “Grad Varna, Kulturno-geografski belezki”,Periodi®esko Spisanie na Balgarskoto Kni´ovno

Dru´estvo, sy. 65, Sofia 1904, s. 191-236; Mo-hammed Djinguiz, “l’Islam en Bulgarie”, RMM, V(1908), s. 491; H.-K. Škorpil, “Turskite ukrepleni-ya vav Varna”, Izvestiya na Varnenskoto Arhe-ologi®esko Dru´estvo, II (1909), s. 34-37; P. Mi-yatev, “Les monuments osmanlis en Bulgarie”,RO, XXIII (1959), s. 19-23; A. Zajaczkowki, “Ma-teriali do epigrafiki osmánsko-tureckiej z Bulga-rii”, a.e., XXVI/2 (1962), s. 41-47; Emel Abdulo-va, “Osmanskite epigrafski pametnitsi v Arhe-ologiceski Muzcj vav Varna”, Arheologija, VII/4,Sofia 1965, s. 73-79; St. Dimitrova, “Varna prezKrimskata Vojna / Varna während des Krimkri-eges (1853-1856)”, Izvestiya Narodeniya MuzejVarna, XXVI, Varna 1975, s. 81-96; N. Todorov,“The Urban Population of Varna during the 16th

Century”, a.e., XXVII (1977); V. Beševliev, “ImetoVarna”, a.e., 17 (32) (1981); S. Ivanova, “GradVarna ot kasnoto srednovekovic do natsional-nata epoha-regionalnata sreštu natsionalnataistorija”, Istori®esko Bade{te, I/2, Sofia 2003, s.195-229; A. Balevski v.dðr., “Varna”, Kratka Bal-garska Entsiklopediya, Sofia 1963, I, 447-448;Entsiklopedija Balgarija, Sofia 1978, I, 586-589.

ÿMachýel Kýel

– —VARNA MUHAREBESÝ

Osmanlýlar’laMacarlar’ýn önderliðindeki

Haçlý ordusu arasýnda848 (1444) yýlýnda yapýlan

meydan muharebesi.˜ ™

Osmanlýlar’ýn Balkan topraklarýndaki ge-leceðini tayin eden ve saðlamlaþtýran sa-vaþ Varna þehri yakýnlarýnda cereyan etti-ði için bu adla anýlýr. Balkan daðlarýnýn do-ðu eteklerindeki vadilerden birinin çýkýþýn-da iki dað arasýnda kalan arazide gerçek-leþen savaþ birbirine denk güçlerin müca-delesi bakýmýndan farklý savaþ taktikleriy-le dikkati çeker. Savaþýn sebebi, papalýk ileBizanslýlar’ýn destek verip teþvik ettiði Ma-carlar’ýn liderliðindeki hýristiyan güçlerinTürkler’i Balkanlar’dan atma, Edirne’ye ka-dar inerek burayý ele geçirme ve Türk teh-didini tamamýyla ortadan kaldýrma ama-cýna dayanýr.

kültürlü ve pek çok dilin konuþulduðu birþehir durumunda kaldý.

1908’de Muhammed Cengiz Varna’daon dört caminin ayakta olduðunu bildirir.Bunlar arasýnda 1835 tarihli Hayriye Ca-mii, 1862 tarihinde inþa edilen Kale, Tek-ke ve Yûsuf Efendi camileriyle sultanlar ta-rafýndan inþa edilen ve isimleri daha son-ra konan Mecidiye ve Aziziye camileridir.Bugün mevcut birkaç camiden biri Ký-rým’dan gelen Tatar göçmenler için 1856yýlýnda yapýlan, Varna’daki küçük müslü-man cemaatin namaz kýlmaya devam et-tiði camidir. 1860’lý yýllarýn neo-gotik tar-zýnda inþa edilmiþ bir diðer cami Ortaçað’-dan kalma surla çevrili þehrin köþesindeyer almakta, fakat cami olarak kullanýlma-maktadýr. Yine 1860’ta, Bulgarlar’ýn büyükeski Bizans hisarýný bir Osmanlý yapýmýolarak düþündükleri ve deðerli görmedik-leri için yýktýklarý belirtilmektedir. Geriyesadece bazý eski fotoðraflarý ve planlarýkalmýþtýr. 2005 yýlýnda þehrin Asparuhovosemtinde küçük bir cami de inþa edilmiþ-tir.

1934’te Varna’nýn 69.944 nüfusu bulun-maktaydý. Bunlarýn 43.873’ü Bulgar, %85’lik kýsmý Türk olan 6332 müslüman,4905 Ermeni, 916 yahudi ve 480 Yunan’-la diðerleriydi. II. Dünya Savaþý esnasýndaVarna geriledi. 1946’da 80.000 kiþilik nüfu-su vardý. 1976’ya kadar bu rakam özelliklecivardaki köylerden gelenlerle 262.423’ekadar yükseldi. 2001 yýlý kayýtlarý Varna’-nýn 320.668 nüfusa ulaþtýðýný gösterir. Sonsekiz yýl içerisinde yabancý sermaye ile bir-likte pek çok yeni endüstri alanlarý kurul-du (tersane, kimya, giyim ve deri sanayiien önde gelen sanayi kollarýdýr). Bu du-rum Bulgaristan’ýn kuzeydoðu bölgesin-deki köylerden birçok yeni yerleþimcinin

VARNA MUHAREBESÝ

Varna’nýn

Asparuhovo

semtinde

2005 yýlýnda

inþa edilen

bir cami

Hayriye Camii – Varna / Bulgaristan

Page 2: VARNA MUHAREBESÝ - islam-portal.comislam-portal.com/ansiklopedi/dia/pdf/c42/c420362.pdf · Beylerbeyi Karaca Bey, Edirne askeriyle Sü-leyman Bey, Fenârîzâde Hasan Paþa, Ev-renosoðlu

528

VARNA MUHAREBESÝ

la Segedin’de bir antlaþma imzalandý. Ger-çek anlamda bir barýþ mý yoksa geçici birateþkes mi olduðu, bizzat Macar kralýnýnbunu yeminle tasdik edip etmediði konu-su tartýþmalý olan antlaþma, papanýn tem-silcisi Kardinal Cesarini ve Bizans impara-torunun devreye girmesiyle hükümsüz kal-dý. Zira bu sýrada papalýk Haçlý seferi içingereken hazýrlýklarý yapmýþ; bir müttefikhýristiyan donanmasý karadan hareket ede-cek ordularla buluþmak, Osmanlý birlikle-rinin Boðazlar’dan geçiþini önlemek içinÇanakkale Boðazý’na doðru gitmeye baþ-lamýþtý. Sekizini papanýn, beþini Venedik’in,dördünü Burgondiya’nýn, ikisini Raguza’-nýn desteklediði filo Gelibolu’ya vardýðýn-da içinden sekiz tanesi veya daha fazlasýKaradeniz’e açýlacak, Niðbolu’ya kadar gir-mek üzere Tuna aðzýna ulaþacak ve Ma-car ordusuyla baðlantý kuracaktý. Arada-ki anlaþmaya raðmen Macar kralý, Kardi-nal Cesarini’nin yönlendirmesiyle 4 Aðus-tos 1444’te bir beyannâme yayýmlayaraksavaþ ilânýný kesinleþtirdi. Ordunun aðýrlý-ðýný Macarlar oluþturuyordu, Sýrplar ve Ef-lak askerleriyle Hýrvat-Bosna birlikleri on-lara katýlacaktý.

Bu geliþmeler sýrasýnda Osmanlý tara-fýnda II. Murad, Macarlar karþýsýnda geriçekilmenin getirdiði sýkýntýlar, büyük oð-lu Alâeddin’i kaybetmenin verdiði üzüntüve uç beyleriyle olan anlaþmazlýklar sebe-biyle hadiseleri biraz dýþarýdan izlemekiçin, ayrýca Karamanlýlar ve Macarlar’layaptýðý antlaþmalarýn sükûneti saðladýðý-ný düþünerek tahttan çekilme kararý almýþ,yerini küçük yaþtaki oðlu II. Mehmed’e bý-rakmýþtý. Fakat olaylar hiç de ümit ettiðigibi geliþmedi. Müttefik hýristiyan ordusu-nun aradaki barýþa raðmen harekete geç-mesi büyük bir telâþa yol açtý, Edirne’nintahkimi için hazýrlýklar yapýlmaya baþlandý.Bunun üzerine ordunun baþýna geçmekzorunda kalan II. Murad, Gelibolu’nun hý-ristiyan donanmasý tarafýndan tutulduðu-nu haber alýnca ekim ayý sonlarýnda Ce-neviz tüccar gemilerini kiralayarak Ýstan-bul Boðazý’ndan karþý yakaya geçti. Edir-ne’ye gidip oðlu Mehmed’i muhafazadabýraktý ve topladýðý kuvvetlerle Varna isti-kametine yöneldi.

Macar ordusu 15.000 atlý ve bundan bi-raz daha az sayýda piyadeyle 3 Ekim’deTuna’yý aþýp Orþova’dan sonra altý gündeVidin’e ulaþtý. Orduda 2000 kadar arabavardý, çoðu mühimmat, erzak ve eþya ta-þýyor, bir bölümünde tüfekli askerler bu-lunuyordu. Eflak Prensi Vlad Drakula 4000dolayýnda askeriyle Niðbolu’da Hunyadi’-nin kuvvetleriyle birleþti. Macarlar ve müt-

tefikleri Bulgar topraklarýnda ilerlemeyebaþladý; bu arada bölgedeki hýristiyan köy-lerine saldýrýyor, kiliseleri bile tahrip edi-yor ve her taraf yaðmalanýyordu. Mütte-fikler Þumnu’ya ulaþýp burayý kolayca elegeçirdiler ve içindeki küçük Osmanlý mu-hafýz birliðini tamamen imha ettiler. Pra-vadi’de direniþle karþýlaþýnca burada faz-la oyalanmayýp Petriç Hisarý’na yöneldiler.Orayý da ele geçirip Varna’ya ulaþtýlar; böl-gedeki Varna dahil Kavarna, Makropolis,Kalliakra ve Galata’yý zaptettiler; Varna ön-lerinde ordugâh kurup Haçlý donanmasýnýbeklemeye baþladýlar. Öte yandan II. Mu-rad 40.000 civarýnda bir ordu toplayarakYanbolu’ya vardý ve Alakilise denen yerdeordunun alacaðý düzeni belirledi.

Ýki ordu 28 Receb 848 (10 Kasým 1444)Çarþamba (takvim hesabýna göre Salý) gü-nü sabahleyin karþý karþýya geldi. Macarkomuta heyeti, daha önceki savaþ tecrü-belerine güvenip araba üzerine yerleþtiri-len tüfekli askerlerin Osmanlýlar karþýsýn-daki seri baþarýsýný göz önüne alarak hü-cuma geçilmesini, eðer bu hücum baþa-rýsýzlýkla sonuçlanýrsa arabalardan meyda-na gelen hatta çekilmeyi, top ve tüfekleOsmanlý askerlerini daðýtmayý planlamýþtý.Ordunun arka safýna arabalar ve aðýr top-lar yerleþtirildi; ortada ikinci safta 500 ki-þilik Macar ve Leh kýtalarýyla kral yer aldý;bataklýk kesimden Varna’ya doðru uzananhat ise ön saflarca tutuldu. Þehre yakýnsað tarafa arazinin açýk olmasý ve tehlikearzetmesi sebebiyle en güçlü birlikler ko-nuþlandý. Burada önde Frankó Tallóci ida-resinde büyük siyah Macar kraliyet bay-raðý altýnda Macarlar, ardýnda Eðri (Eger)Piskoposu Simon Rozgonyi, Slavonya ba-ný ve Kardinal Cesarini’nin Haçlý askerlerisýralanmýþtý. Bunlarýn yedek birlikleri devardý. Bataklýða yakýn tepelerin korudu-ðu sol kanadýn yerleþtiði yer daha az teh-likeli görüldüðünden beþ Macar birliðin-ce tutuldu. Hunyadi, emrindeki 4000 Eflakbirliðini serbest hareket etmesi için her-hangi bir kanada koymadý. Osmanlý tara-fýnda ise padiþahýn sað yanýnda AnadoluBeylerbeyi Karaca Bey, Edirne askeriyle Sü-leyman Bey, Fenârîzâde Hasan Paþa, Ev-renosoðlu Îsâ; sol yanýnda Rumeli Beyler-beyi Þehâbeddin Þahin Paþa atlýlarý ile Dâ-vud Bey’in yayalarý ve Fîruz / Ferizbeyoð-lu’nun birlikleri yer alýyordu. II. Murad ar-kada yedi saf halinde sýralanmýþ kapýkulu,yeniçeri ve azeble ilerliyordu.

Ýki ordu karþý karþýya gelince üç saat ka-dar birbirini kontrol etti. Ýlk hareket Os-manlý tarafýndan geldi, 6000 kiþilik bir si-pahi birliði sað kanattaki Macarlar’ý ok atý-

II. Murad’ýn, Osmanlý tahtýna geçip Fet-ret devrinin meselelerine belirli bir çözümgetirdikten sonra 1420’li yýllardan itibarenTuna hattýnda Macar sýnýrlarýna, Sýrbis-tan’a ve Eflak kesimine yönelmesi, özel-likle Osmanlý uç beylerinin sert akýnlarýMacarlar için rahatsýzlýk verici yeni bir sü-reç baþlatmýþtý. Aslýnda Niðbolu Savaþý’n-dan bu yana Macarlar’la iliþkilerde sýnýrçarpýþmalarý olaðan hale gelmiþti. Fakather iki tarafýn Sýrp Despotluðu ve Eflak Voy-vodalýðý üzerindeki siyasî çekiþmesi büyükbir mücadelenin kývýlcýmlarýný ateþlemek-te gecikmedi. 1440’ta Osmanlýlar’ýn Ma-carlar’ýn kontrolündeki Belgrad Kalesi’nimuhasara etmesine kadar geçen zaman-da büyük mücadelenin kapýlarýný aralayanhadiseler meydana geldi. 1439’da II. Mu-rad Sýrbistan’a girerken papalýk vasýtasýy-la hýristiyan dünyasýnýn birleþerek ve ara-larýndaki dinî meseleleri hallederek Türk-ler’e karþý yeni bir Haçlý savaþý baþlatmaçabalarý hýz kazanmýþ bulunuyordu. Aynýyýl Ortodokslar ve Katolikler arasýnda Flo-ransa’da sürdürülen görüþmeler sonundakiliselerin birleþtirilmesi kararý alýnmýþ, ay-rýca siyasî açýdan Türkler’in Avrupa top-raklarýndan sökülüp atýlmasýna ve Bizansimparatoruna yardým edilmesine dair mu-tabakat saðlanmýþtý. Ertesi yýl II. Murad’ýnbaþarýsýz Belgrad kuþatmasý ve hemen ar-dýndan Macarlar’ýn Osmanlýlar üzerine ye-ni bir askerî harekâta giriþmesi Haçlý se-feri için ümit verici geliþmeler olarak se-vinçle karþýlanmýþtý.

Bu sýrada Macar tahtýnda 1439’da ölenII. Albert’in yerine geçen, ayný zamandaLeh kralý olan Vladislav (Lehistan Kralý III.Wladyslav, Macar Kralý I. Ulászló) bulunu-yordu. Macarlar, Belgrad önlerinde baþa-rýsýzlýða uðrayan Osmanlýlar’a karþý hare-kâta giriþti. Güney Macaristan ve Belgradbaþkumandanlýðýna getirilen Erdel voyvo-dasý ve Týmýþvar kontu János Hunyadi, Ey-lül 1442’de Rumeli Beylerbeyi ÞehâbeddinÞahin Paþa idaresindeki Osmanlý saldýrýsý-ný önledi. Ardýndan 1443-1444’te Tuna’yýaþýp Osmanlý topraklarýna girdi ve karþý-sýna çýkan Osmanlý birliklerini yenilgiye uð-rattý. II. Murad, Macar birliklerini Sofya ileFilibe arasýndaki dar geçitlerde durdur-maya çalýþtý ve sonunda Zlatitsa (Ýzlâdi)geçidinde bunu zorlukla baþardý. Macar-lar’ýn bu uzun seferi ve kazandýklarý baþa-rýlar bütün hýristiyan dünyasýnda büyükbir sevinçle karþýlandý ve Türkler’in artýkBalkanlar’dan çýkarýlacaðýnýn ilk önemliiþareti sayýldý. II. Murad bu zor durum kar-þýsýnda barýþ görüþmeleri baþlattý, SýrpDespotu Georg Brankovi®’in de aracýlýðýy-

Page 3: VARNA MUHAREBESÝ - islam-portal.comislam-portal.com/ansiklopedi/dia/pdf/c42/c420362.pdf · Beylerbeyi Karaca Bey, Edirne askeriyle Sü-leyman Bey, Fenârîzâde Hasan Paþa, Ev-renosoðlu

529

tahtta bulunan II. Mehmed’in tuðrasýný ta-þýr. II. Murad’ýn adýný taþýyan bir baþka fe-tihnâme ise Karakoyunlu Cihan Þah’a yol-lanmýþtý. Ancak bu fetihnâmelerde savaþ-lar hakkýnda fazla ayrýntý bulunmamakta-dýr. Yalnýz Edirne’nin hedef alýndýðý açýkçabelirtilir. II. Murad’a ait fetihnâmedeki enönemli bilgi, Macar kralýnýn kolu kýrýlmýþhalde yaralý olarak tutulduðu ve ordugâ-ha getirilip boynunun vurulduðudur ki bubilgi dönemin kaynaklarýnda belirtilenler-le çeliþir.

Varna Muharebesi yeni Macar savaþ tak-tiklerinin tam anlamýyla öðrenilmesine ve-sile olmuþ, özellikle savaþ arabalarý kullaný-larak yapýlan harekâtlar karþýsýnda Osman-lýlar uzun seferlerdeki muharebelerde ka-zandýklarý tecrübeyle son derece dikkatlidavranmýþtýr. Ancak bu savaþta Macar-lar’ýn savaþ arabalarýnýn etkili kullanýldý-ðýna dair bir iþaret yoktur. Yalnýz Osmanlýsaldýrýsý karþýsýnda çekilip yük arabalarý-nýn arkasýna girenlerin küçük top ve tü-fekler kullandýklarý bilinmektedir. Öte yan-dan bazý Batýlý tarihçiler, Osmanlýlar’ýn sa-yýca üstünlüklerini savaþý kazanmalarýnýnen önemli sebebi diye göstermiþlerdir. Busayý üstünlüðü yanýnda Kral Vladislav’ýndüþüncesizce saldýrýsý yüzünden hayatýnýkaybetmesinin Macarlar arasýnda yýkýcý biretki yaptýðý ve yenilgide bunun da önemlirolünün bulunduðu üzerinde durulur. Os-manlý süvarilerinin geri çekilmesi ve ar-dýndan yeniden toparlanmasýnda II. Mu-rad’ýn yerinden ayrýlmamasýnýn olumlu et-kisinden bahsedilir.

Osmanlý ordusunun uyguladýðý taktiðinsahte ricat olup olmadýðý ise tartýþmalýdýr.Kaynaklarda topluca ve alenî bir sahte ri-cattan söz edilmez. Üstelik Hunyadi, Türk-ler’in bu taktiðini çok iyi bildiði için ordu-sunu bunu önleyecek biçimde yerleþtirmiþolmalýdýr. Nitekim taktiði uygulayacak si-pahilerin ön saldýrýlarý bu niyetin bir gös-tergesi ise de savaþýn görgü þahitlerininanlattýklarý birliklerin karþý karþýya geldiði-ni, bu durumda söz konusu taktiðin ale-nen uygulanmasýnýn güçleþtiðini düþün-dürür. Fakat burada, özellikle yeniçeri bir-likleri tarafýndan esaslý þekilde korunanmerkeze yapýlan saldýrý sýrasýnda yaya ye-niçerilerin yanlara çekilip saldýran birlikle-ri hendeklerin önüne getirmeleri ve ardýn-dan toplanarak yanlardan saldýrmalarý sözkonusudur. Bu yan saldýrý muhtemelenok atýþlarýnýn daha etkili bir þekilde isabe-tini saðlamýþtýr. Dikkat edilmesi gerekenbir baþka husus, bozulan süvari birlikleri-nin padiþahýn bulunduðu merkezin arka-sýnda yeniden toparlanmak üzere saflar

kurmaya baþlamasýdýr. Bu sahte ricattanbiraz farklý ve yaya askerine dayalý bir Os-manlý taktiði olarak görülebilir.

Savaþýn siyasî sonuçlarý da çok önemli-dir. II. Murad’a iç politikada yeniden güçkazandýran bu zafer Osmanlýlar’ýn Avru-pa’dan çýkarýlabileceði inancýný tamamensarsmýþtýr. Bilhassa ortak düþmana karþýhýristiyan prenslerin bir araya gelme þev-ki ve heyecaný zayýflamýþ, Batý dünyasýn-da genel bir karamsarlýða yol açmýþtýr. XIX.yüzyýlýn romantik tarihçiliðinin temsilcisiZinkeisen, biraz da abartýlý bir ifadeyle, Var-na’da yaþanan maðlûbiyet haberinin Tan-rý’nýn bir cezasý olarak bütün ülkelerdeduyulmaya baþlandýðýný, Segedin’de Ýncilüzerine yapýlan yeminin dine saygýsýzlýkderecesinde bozulduðunun hatýrlandýðýný,hatta sefer baþladýðýnda yerin bile sallan-dýðýndan bahsedildiðini, Tanrý’nýn açýk þe-kilde ortaya çýkan cezasýna karþý duyulankorkunun uzun süre insanlarýn cesareti-ni kýrdýðýný yazar (Geschichte, I, 704-705).Öte yandan bu yenilgi, halkýn çoðunun vebazý önde gelen din adamlarýnýn büyüktepkiyle karþýladýklarý dinî birleþmeyi, bü-yük bir tehdit algýlamasýyla biraz da zora-ki þekilde gerçekleþtirmiþ olan Bizans’ýnümitlerini bütünüyle boþa çýkarmýþtýr. An-cak yenilgiye raðmen Bizanslýlar henüzkarasularýnda bulunan Haçlý donanmasý-nýn faaliyetinden ümit kesmemiþti. Fakatbu Haçlý filosunun da bir etkisi görülme-di. Ümidini kaybetmeyen ve ýsrarla müca-deleyi sürdürme eðiliminde ve gücündeolan tek kiþi János Hunyadi idi. Çok geç-meden birlikleriyle Tuna hattýnda yeni birharekâta giriþecek ve rövanþý almak içinhazýrlýklara baþlayacaktý (bk. KOSOVA SA-VAÞLARI). Varna Muharebesi’yle ilgili çað-daþ kaynaklarda yer alan bilgiler bir arayagetirilerek yayýmlanmýþtýr (C. Imber, Var-na Savaþý [trc. Ayda Arel], Ýstanbul 2007).

BÝBLÝYOGRAFYA :

Âþýkpaþazâde, Târih (Atsýz), s. 184; Dukas, Tarih:Anadolu ve Rumeli, 1326-1462 (trc. Bilge Umar),Ýstanbul 2008, s. 193-197; Chalkokondyles, His-toire de la décadence de l’empire grec, et éstab-lissement de celuy des turcs (trc. B. de Vigene-re), Rouen 1660, s. 124-132; Oruç Beð Tarihi: Gi-riþ, Metin, Kronoloji, Dizin, Týpkýbasým (nþr. Nec-det Öztürk), Ýstanbul 2008, s. 65-66; Kâþifî’ninGazânâme-i Rûm Adlý Farsça Eseri ve Türkçe’-ye Tercüme ve Tahlili (haz. M. Ebrahim Moham-mad Esmai, yüksek lisans tezi, 2005), Mimar Si-nan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal BilimlerEnstitüsü, metin: vr. 18b-41a-b; Neþrî, Cihannü-mâ (Unat), II, 649; Gelibolulu Zaîfî, Gazavât-ý Sul-tân Murâd Hân: Ýnceleme, Metin-Sözlük (haz.Mehmet Sarý, doktora tezi, 1994), ÝÜ Sosyal Bi-limler Enstitüsü; Gazavât-ý Sultân Murâd b. Me-hemmed Hân (nþr. Halil Ýnalcýk – Mevlûd Oðuz),Ankara 1978, tür.yer.; Anonim Tevârîh-i Âl-i Os-

þýyla tâciz etmeye baþladý. Atlýlarýn ovayainmesiyle de Franko Tallóci saldýrý emriniverdi. Bu saldýrý Anadolu kolu üzerine ol-du ve Macarlar üstünlük saðladý. Ardýn-dan Rumeli kolunda Þehâbeddin Paþa’nýnatlýlarý Hunyadi’nin saldýrýsýný karþýladý; ge-ri çekilir gibi yapan Dâvud Bey ansýzýn dö-nüp üzerine gelen Nagyvárád piskoposu-nun alayýný imha etti. Fakat Anadolu koluiyice çökmüþ, Karaca Bey çarpýþýrken ha-yatýný kaybetmiþti. Rumeli birliklerinde dedaðýlma emareleri baþladý; bunun üzeri-ne II. Murad kendi kuvvetlerini hareketegeçirdi, ancak onlar da pek etkili olamadýve daðýldý, padiþahýn yanýnda ise çok az ye-niçeri ve azeb kaldý. Bu durum karþýsýndaII. Murad çekilme tekliflerini kabul edergöründüyse de özellikle Dayý Karaca Bey’incesaretlendirmesiyle savaþ meydanýndakaldý. Bu hareket çarpýþmalarýn gidiþinibirden deðiþtirdi. Padiþah yeniçeriler ta-rafýndan koruma altýna alýndý; tam bu sý-rada Macar kralý yanýndaki 500 atlýsýylaonlarýn üzerine saldýrdý. Ancak iyi korunanOsmanlý ordugâhýný aþamadý ve oradakihendeði göremediði için atý buraya düþ-tü, etrafýný çeviren yeniçeriler tarafýndanöldürüldü, yanýndaki birlik de imha edil-di. Bu durum Macar ordusunda umumibir paniðe yol açtý; çekilen Osmanlý birlik-lerinin tekrar toplanýp saldýrýya geçmesimüttefik ordusunun yenilgisini hýzlandýr-dý. Kaçan Macar ordusunun bir bölümüarka saftaki arabalardan oluþan barikatasýðýndý, buradan top ve tüfek atýþlarýylaOsmanlý saldýrýsýna karþý koymaya çalýþtý.Ancak bu, bazý Macar birliklerine geri çe-kilmek için zaman kazandýrmaktan baþkabir iþe yaramadý. Daha sonra onlar da tes-lim oldu. Kralýn ölüm haberini alan Hun-yadi durumun kötüye gittiðini görünce Ef-lak tarafýna çekildi. Panik halindeki kaçýþsýrasýnda Kardinal Cesarini aldýðý yarala-rýn tesiriyle hayatýný kaybetti. Savaþ mey-danýnda kalan Macarlar’ýn sayýsý 7-8000dolayýndadýr; Osmanlý kaybý da buna ya-kýndý. Þehid olan beylerin içinde AnadoluBeylerbeyi Karaca Bey’in yaný sýra Fenârî-zâde Hasan Paþa ile Vardar Yenicesi Ka-dýsý Bedreddin ve Su Þeyh de vardý.

Savaþýn ardýndan komþu Ýslâm memle-ketlerine kazanýlan zaferi bildiren fetihnâ-meler / zafernâmeler kaleme alýnmýþ, birrivayete göre Macar Kralý Vladislav’ýn kesikbaþý zafer niþanesi olarak Edirne ve Bur-sa’ya yollanmýþ, oradan da alýnan bazý esir-lerle birlikte hediye olarak Mýsýr sultanýnagönderilmiþti. Fetihnâmelerden Þâhruh’a,Karamanoðlu Ýbrâhim Bey’e ve MemlükSultaný Çakmak’a gönderilenler o sýrada

VARNA MUHAREBESÝ

42. CÝLT 6. FASÝKÜL (263) 4. Forma / 2. Kontrol18 Nisan 2012

Page 4: VARNA MUHAREBESÝ - islam-portal.comislam-portal.com/ansiklopedi/dia/pdf/c42/c420362.pdf · Beylerbeyi Karaca Bey, Edirne askeriyle Sü-leyman Bey, Fenârîzâde Hasan Paþa, Ev-renosoðlu

530

VARNA MUHAREBESÝ

yaptýðý avlara iþtirak ettiði gibi zaman za-man padiþahýn hatt-ý hümâyunlarýný ilgilikimselere ulaþtýrdý. Dönüþ yolunda padi-þah kendisini doðancýlýkla Hazine Odasý’-na aldý. Ýstanbul’a gelindiðinde sipahilikletaþra hizmetine çýktý (1031/1622) ve Þam’agitti. Burada iken bir isyan neticesinde II.Osman’ýn öldürülüp I. Mustafa’nýn tekrartahta çýkarýldýðýný haber alýnca Ýstanbul’adöndü. Ýsyanda sipahilerin rolü olduðunuöðrenince sipahilikten ayrýldý. I. Mustafatarafýndan kendisine 50 akçe vazife tayinedildi. Bir müddet Mýsýr’daki yeniçerilerinaðalýðý görevinde bulundu. Mýsýr’dan Ýs-tanbul’a dönünce kendisine atmacacýba-þýlýk tevcih edildi. IV. Murad’ýn cülûsundansonra bir süre daha vazifesini sürdürüpavlarda padiþahýn maiyetinde yer aldý. Ar-dýndan þahincibaþýlýða getirildi ve dört yýlbu görevde kaldý. 1038’de (1629) IV. Mu-rad tarafýndan sipah aðalýðýna tayin edil-di. Vezîriâzam Hüsrev Paþa’nýn maiyetin-de Baðdat seferine iþtirak etti. Ordu ilebirlikte Halep’ten Diyarbekir’e geçerkenHüsrev Paþa kendisini aðalýktan azletti (Kâ-tip Çelebi, s. 797-798). Ordu Þehrizor’daiken, Safevîler’in Mihribân’a saldýracakla-rý haberinin gelmesi ve yardým talep edil-mesi üzerine serdarýn buraya gönderdiðitakviye birliklerine katýldý, Mihribân zafe-rine tanýk oldu. Hüsrev Paþa’nýn kuman-dasýnda Hemedan ve Dergezîn’e yönelikharekâta iþtirak etti. Bir sonuç alýnama-yan Baðdat muhasarasýndan dönüþte Mu-sul’da 1040’ta (1630-31) Kýbrýs beylerbeyi-liðine tayin edildi.

Varvar Ali Paþa, yalnýzca altý ay sürenbu görevinin ardýndan 1 Rebîülâhir 1042’-ye (16 Ekim 1632) kadar Adana ve bu ta-rihten 11 Receb 1043’e (11 Ocak 1634) ka-dar ikinci defa Kýbrýs beylerbeyiliðinde bu-lundu (BA, KK, nr. 266, s. 68-69). Daha son-ra Diyarbekir’e gönderildiyse de Vezîriâ-zam Tabanýyassý Mehmed Paþa’nýn iste-ðiyle Maraþ’a nakledildi. Bu pâye ile Re-van seferine iþtirak edip dümdarlýk vazi-fesini üstlendi. Yolda üç defa Safevîler’insaldýrýsýna uðradý, fakat bunlarý savuþtur-mayý baþardý. Revan’ýn fethinden sonraTebriz’e ilerleyen orduda çarhacýlýk ve otak-çýbaþýlýk yaptý. IV. Murad seferden döner-ken Van’da Varvar Ali Paþa’yý üçüncü defaKýbrýs beylerbeyiliðine tayin etti (Rebîülev-vel 1045 / Aðustos 1635). Bir yýllýk görevinardýndan 23 Cemâziyelâhir 1046’da (22 Ka-sým 1636) Anadolu beylerbeyi oldu (BA, KK,nr. 266, s. 49).

Baðdat seferine çýkan IV. Murad’ý Mu-harrem 1048’de (Haziran 1638) Bolvadin’-de karþýladý ve orduya katýldý. Ancak meh-

dîlik iddiasýndaki Sakarya þeyhinin cezalan-dýrýlmasý görevinde baþarýsýz kalýnca Kon-ya yakýnlarýndaki Karizbaþý menzilinde 4Safer 1048’de (17 Haziran 1638) azledildive Bolu sancaðý kendisine arpalýk olarakverildi (BA, KK, nr. 266, s. 51). Baðdat mu-hasarasýnýn ikinci gününde baþýndan ya-ralandý ve padiþahýn gönderdiði cerrah ta-rafýndan tedavi edildi. Þehrin fethindensonra 28 Þâban 1048’de (4 Ocak 1639) Bo-lu mutasarrýflýðýndan Rumeli beylerbeyi-liðine getirildi (BA, KK, nr. 266, s. 25). IV.Murad’ýn Baðdat’tan ayrýlmasýnýn ardýn-dan Safevîler’i barýþa zorlamak için Vezî-riâzam Kemankeþ Mustafa Paþa kuman-dasýnda gerçekleþtirilen harekâta katýldý.Kasrýþîrin Antlaþmasý’nýn imzalanmasýndahazýr bulundu. Barýþýn kurulmasýyla Diyar-bekir’e dönen Serdar Mustafa Paþa 4 Re-bîülâhir 1049’da (4 Aðustos 1639) VarvarAli Paþa’nýn buradan eyaletine gitmesineizin verdi.

Rumeli’ye hem beylerbeyi hem müfet-tiþ tayin edilen Ali Paþa, Ýlbasan’da isyançýkarýp bazý kadýlarý öldüren Arnavut eþ-kýyasýný daðýttý. Bu vazifesinde MustafaPaþa’dan yardým görmediðine dair Makå-lât’ýnda yer alan sitemi vezîriâzamla ara-larýndaki soðukluðun bir tezahürüdür (Gö-kalp, sy. 22 [2006], s. 133). Sultan Ýbrâ-him’in cülûsunu müteakip 5 Zilkade 1049’-da (27 Þubat 1640) Rumeli beylerbeyiliðin-den azledilince Ýstanbul’a geldi. 26 Receb1050’de (11 Kasým 1640) Saruhan (Mani-sa) sancaðý arpalýk olarak tevcih edildi. 20Zilhicce 1050’de (2 Nisan 1641) tayin edil-diði Van beylerbeyiliðinde bir buçuk yýl ka-lýp Ýstanbul’a döndü (BA, KK, nr. 266, s.25, 50, 97). Nasuhpaþazâde Hüseyin Paþavak‘asýndaki hizmetleri dolayýsýyla 1053’-te (1643) Çiftelerli Osman Paþa’nýn yerineAnadolu beylerbeyiliðine getirildi. Ayný yýlbu görevinden azledilerek ikinci defa Ada-na beylerbeyiliðine tayin edildi. 13 Safer1054’te (21 Nisan 1644) kendisine Bolusancaðý verildi. Birkaç ay sonra VezîriâzamSultanzâde Mehmed Paþa’nýn aracýlýðýylaBolu mutasarrýflýðýndan Bosna’ya nakledi-lip küçük yaþta ayrýldýðý memleketine bey-lerbeyi sýfatýyla gitti. 2 Ramazan 1055’te(22 Ekim 1645) dördüncü defa Kýbrýs bey-lerbeyiliðine getirildi, 7 Receb 1056’ya (19Aðustos 1646) kadar bu vazifede kaldý (BA,KK, nr. 258, s. 16, 50, 76; BA, A.RSK, nr.1517, s. 46, 89).

Varvar Ali Paþa’yý tarihte öne çýkaran ha-dise 1647’de tayin edildiði Sivas beylerbe-yiliði esnasýnda çýkardýðý büyük isyandýr.Ali Paþa, Ramazan 1057’de (Ekim 1647)Ýstanbul’dan bayram harçlýðý adý altýnda

man (nþr. F. Giese, haz. Nihat Azamat), Ýstanbul1992, s. 73; Zinkeisen, Geschichte, I, 684-705;G. Koehler, Die schlachten von Nicopoli undWarna, Brasleu 1882, tür.yer.; L. Elekes, Hunya-di János, Budapest 1952, tür.yer.; Halil Ýnalcýk,Fatih Devri Üzerinde Tetkikler ve Vesikalar I,Ankara 1954, tür.yer.; O. Halecki, The Crusadeof Varna: A Discussion of Controversial Problems,New York 1943; 16. Asýrda Yazýlmýþ Grekçe Ano-nim Osmanlý Tarihi: 1373-1512 (nþr. Þerif Baþ-tav), Ankara 1973, s. 131; B. Cvetkova, A varnaicsata, Budapest 1988, s. 195-209; E. Potkowski,Warna 1444, Warsaw 1990 (2004); Bir Yeniçeri-nin Hatýratý (trc. Kemal Beydilli), Ýstanbul 2003,s. 43-50; C. Imber, Varna Savaþý (trc. Ayda Arel),Ýstanbul 2007, s. 69-146; J. J. Jefferson, The HolyWars of King Wladislas and Sultan Murad: TheOttoman-Christian Conflict from 1438-1444 (dok-tora tezi, 2010), Universität Mainz; Gy. Miskolczy,“Hunyadi János török hadjáratai”, Hadtörténel-mi Közlemények, XIV, Budapest 1913, s. 347-369, 545-583; O. Székely, “Hunyadi Janos elsõtörök hadjáratai (1441-1444)”, HadtörténelmiKözlemények, XX-XXII (1919-22), s. 1-62; Fr. Ba-binger, “Von Amurath zu Amurath, vor-undnachspiel der Schlacht bei Varna (1444)”, Ori-ens, III/2 (1950), s. 233-244; F. Szakály, “Phasesof Turco-Hungarian Warfare Before the Battle ofMohacs (1365-1526)”, AO, XXXIII (1979), s. 65-111; Hicran Akýn, “XV. Yüzyýl Latince Macar Kro-niði Chronica Hungarorum’un Türk Tarihi Baký-mýndan Deðeri”, TTK Belleten, LI/200 (1987), s.694-698, 730-734; P. Engel, “Janos Hunyadi andthe Peace of Szeged 1444”, AO, XLVII (1994),s. 241-257; S. Papp, “Der ungarische-türkischeFriedensvertrag im Jahre 1444”, Chronica: An-nual of Institute of History University of Sze-ged, I, Szeged 2001, s. 67-78; Gürol Pehlivan,“Varna Savaþý ve Bir Tarih Kaynaðý Olarak Ga-zâvatnâmeler”, Turkish Studies, III/4 (2008), s.598-617.

ÿFeridun Emecen

– —VARVAR ALÝ PAÞA

(ö. 1058/1648)

Osmanlý devlet adamý, þair.˜ ™

Bosnalý olup Dalmaçya yöresindeki Pro-zor kazasýnýn Varvar köyünde doðdu (Gö-kalp, sy. 22 [2006], s. 112). Kaleme aldýðýMakålât’ýna göre fakir bir babanýn oðluolarak gelecek endiþesiyle yaþarken acemioðlaný toplamak üzere köyüne gelen gö-revliler tarafýndan 1008 (1599-1600) yýlýn-da devþirildi. Ýstanbul’da Galata Sarayý’nayerleþtirildi ve 2 akçe vazifeyle dört yýl bu-rada kaldý. I. Ahmed’in tahta geçmesiy-le (Aralýk 1603) Topkapý Sarayý’na BüyükOda’ya alýndý. Burada on yýl eðitim gördü,ardýndan doðancý oldu. I. Ahmed’in maiye-tinde iki defa Edirne’ye gitti ve padiþahýnavlarýnda hazýr bulundu. I. Mustafa’nýn ilksaltanatýnda da görevini sürdürdü.

Daha sonra II. Osman’ýn yakýn çevresin-de yer aldý. Hotin seferine yine doðancý sý-fatýyla katýldý. II. Osman’ýn sefer yolunda