Çukurova Ünİversİtesİ fen bİlİmlerİ enstİtÜsÜ yÜksek ... · iii Öz yÜksek lİsans...
TRANSCRIPT
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Özgün Püren SEYHANLI
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN HAM PETROL BORU HATTI PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
ADANA, 2005
II
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN HAM PETROL BORU HATTI PROJESİ ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME
ÇALIŞMALARINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Özgün Püren SEYHANLI
YÜKSEK LİSANS TEZİ
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
Bu tez 26/12/2005 Tarihinde Aşağıdaki Jüri Üyeleri Tarafından Oybirliği/Oyçokluğu İle Kabul Edilmiştir. İmza............……………………. İmza………..................….….. İmza.......................…………. Yrd. Doç..Dr. Zeliha SELEK Prof. Dr. Ahmet YÜCEER Doç. Dr. Recep YURTAL DANIŞMAN ÜYE ÜYE
Bu tez Enstitümüz Çevre Mühendisliği Anabilim Dalında hazırlanmıştır.
Kod No:
Prof. Dr. Aziz ERTUNÇ Enstitü Müdürü İmza ve Mühür Not: Bu tezde kullanılan özgün ve başka kaynaktan yapılan bildirişlerin, çizelge, şekil ve fotoğrafların kaynak gösterilmeden kullanımı, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunundaki hükümlere tabidir.
III
ÖZ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN HAM PETROL BORU HATTI PROJESİ
ÇEVRESEL ETKİ DEĞERLENDİRME ÇALIŞMALARINDA KARŞILAŞILAN SORUNLAR VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
Özgün Püren SEYHANLI
ÇUKUROVA ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
ÇEVRE MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
Danışman : Yrd. Doç. Dr. Zeliha SELEK
Yıl: 2005, Sayfa: 121
Juri : Yrd. Doç. Dr. Zeliha SELEK
Prof. Ahmet YÜCEER
Doç Dr. Recep YURTAL
Bu çalışmada, Hazar Denizi petrollerinin Azerbeycan, Gürcistan ve Türkiye
Üzerinden taşınarak Avrupa Ülkelerine ihracını amaçlayan Bakü-Tiflis-Ceyhan
ham Petrol Boru Hattı Projesinin LOT-C kısmındaki Çevresel Etki Değerlendirme
çalışmaları incelenmiştir. Projeye temel olan konuları ve çevresel ögelere verilen
değeri açıklayabilmek için çalışma inşaat öncesi, inşaat sırası ve inşaat sonrası
olmak üzere sınıflandırılarak yürütülmüştür. Herbir başlık altında o süreç içerisinde
gerçekleştirilen faaliyetler ayrıntılı olarak anlatılmış ve Çevresel Etki
Değerlendirme raporunda öngörülen uygulama ve koruma detaylarına uygunluğu
değerlendirilmiştir.
Anahtar Kelimeler: ÇED, Bakü-Tiflis-Ceyhan, Boru Hattı, Erozyon Kontrolü,
Biyo-restorasyon
IV
ABSTRACT
MSc THESIS
PROBLEMS ENCOUNTERED AT ENVIRONMENTAL IMPACT ASSESSMENT REPORT OF BAKÜ-TBILISI-CEYHAN CRUDE OIL
PIPELINE PROJECT AND SOLUTION PROPOSALS
Özgün Püren SEYHANLI
DEPARTMENT OF ENVIRONMENTAL ENGINEERING
INSTITUTE OF NATURAL AND APPLIED SCIENCES
UNIVERSITY OF ÇUKUROVA
Supervisor : Ast. Prof. Zeliha SELEK Year: 2005, Pages: 121 Jury : Ast. Prof. Zeliha SELEK
Prof. Ahmet YÜCEER Asc. Prof. Recep YUTAL
In this work, environmental impact assessment report was investigated on
Baku-Tbilisi-Ceyhan crude oil pipeline project, that aims to carry crude oil from
Caraspien sea to Mediterrian sea than to Europian countries. Methodology of this
work is explaining the enviromental works under three parts, before, during and
after construction activities and compairing the details with Environmental Impact
Assessment report.
Key Words: EIA, Baku-Tblisi-Ceyhan, Pipeline, Erosion control, Biorestoration
V
TEŞEKKÜR
Bakü-Tiflis-Ceyhan Ham Petrol Boru Hattı inşaatı esnasında beraber
çalıştığım ve bu çalışmamda bana destek olan ve çalışmamın her safhasında
yakından ilgilenen değerli müdürlerim Yüksek Çevre Mühendisi Hatice ÇINAR ve
Ayagari VENKATARAMANA’ya, beni yönlendiren ve destekleyen danışman
hocam Sayın Yrd. Doç. Dr. Zeliha SELEK’e ve bölüm başkanımız Prof. Dr. Ahmet
YÜCEER’e ve her zaman beni destekleyen değerli aileme teşekkür ederim.
VI
İÇİNDEKİLER SAYFA
ÖZ.................................................................................................................…........III
ABSTRACT...........................................................................................……......... IV
TEŞEKKÜR..................................................………………………………….........V
İÇİNDEKİLER…………………………………………………………………….VI
ÇİZELGELER DİZİNİ…………………………………………………………….XI
ŞEKİLLER DİZİNİ...……...........................……...................................................XII
SİMGELER VE KISALTMALAR......................................................….............XIV
1.GİRİŞ.......................................................................................................................1
1.1. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Tanımı........................................1
1.2. ÇED’in Tarihçesi……………………………………………………….3
1.3. ÇED’in Temel Amacı ……….................................................................8
1.4. ÇED Aşamaları…………………………………………………………9
1.4.1. Hazırlık Çalışmaları ve Problemin Tanımlanması…………..11
1.4.2. Eleme Aşaması………………………………………………13
1.4.3. Kapsam ve Etkilerin Belirlenmesi…………………………...14
1.4.4. Çevrenin Mevcut Durumunun Analizi………………………15
1.4.5. Faaliyetin Uygulanmasından Önceki ve Sonraki Çevresel
Yüklerin Tespiti………...……………………………………16
1.4.6. Proje Alternatiflerinin ve Önerilerin Değerlendirilmesi…….16
1.4.7. ÇED Raporunun Hazırlanması………………………………17
1.4.8. Karar Verme Süreci………………………………………….17
1.4.9. Proje Sonrası Etkilerin İzlenmesi ve Denetimi……………...18
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR.......................................…….....................................19
3. MATERYAL VE METOD...................................................................................22
3.1. Proje Tanımı…………………………………………………………...22
3.1.1. Öngörülen Boru Hattı Güzergahı……………………………19
3.1.2. Boru Hattı……………………………………………………23
3.1.3. Boru Hattı Güzergahı Belirleme Yöntemi…………………..24
3.1.4. Nihai Güzergahın Belirlenmesi……………………………...25
VII
3.1.5. BTC ÇED Sürecinin Aşamaları……………………………..26
3.1. LOT-C Güzergahı……………………………………………………..28
3.2. İnşaat Öncesi Çevresel Faaliyetler ve Olası Etkilerin Belirlenmesi ….30
3.2.1. Olası Çevresel Etkilerin Belirlenmesi……………………….30
3.2.1.1. Toprak Üzerine Olası Etkiler………….………………...30
3.2.1.2. Manzara ve Görsel Ögeler Üzerine Olası Etkiler………..31
3.2.1.3. Yüzey Suları Üzerine Olası Etkiler……….……………..31
3.2.1.4. Yeraltı Suları Üzerine Olası Etkiler……………………..33
3.2.1.5. Atık Depolama Alanları Üzerine Olası Etkiler...…….….34
3.2.1.6. Biyolojik Çevre Üzerine Olası Etkiler……….………….35
3.2.1.7. Hava Kalitesi Üzerine Olası Etkiler……….…………….37
3.2.1.8. Trafik ve Taşıma Üzerine Olası Etkiler………....………38
3.2.1.9. Arkeoloji ve Kültürel Miras Üzerine Olası Etkiler……...40
3.3. Çevresel Açıdan Özelliği Bulunan Alanların Belirlenmesi…………...41
3.3.1. Ekolojik Açıdan Hassas Alanlar…………………………….41
3.3.2. Bitkiler Açısından Önemli Alanlar………………………….41
3.3.3. Eğimli Alanlar……………………………………………….41
3.3.4. Önemli Geçiş alanları………………………………………..42
4. BULGULAR VE TARTIŞMA………………………………………………….43
4.1. Kirlilik Önleme Planı…………………………...……………………..43
4.1.1. Kirlilik Kontrol Planının Yapısı………….………………………..45
4.1.1.1. Genel Kirlilik Önleme ve Kontrol Önlemleri ve
Prosedürleri………...………………………………………45
4.1.1.2. Yakıt Depolama, Taşınması ve Kirletilmiş Alanlar…………...47
4.1.1.2.(1). Yakıt depolama ve Taşınması………….………………..47
4.1.1.2.(2). Mevcut Kirlilik……………..……………………………49
4.1.1.3. Yüzey ve Yer Altı Sularının Korunması………………………50
4.1.1.3.(1). Siltasyonun Önlenmesi…………..………………………53
4.1.1.3.(2). Hidrostatik Test………………….………………………54
4.1.1.3.(3). Drenaj……………….…………………………………...56
4.1.1.3.(4). Suya Yapılacak Deşarjları İçeren Proje Standartları…….56
VIII
4.1.1.4. Boru Hattı Su Yolu Geçişleri…………………………………..58
4.1.1.5. Toz ve Diğer Hava Emisyonlarının Kontrolü………………….59
4.1.1.5.(1). Saha Faaliyetlerinin Kontrolü İçin Alınacak Önlemler….59
4.1.1.5.(2). Egzoz Emisyon Etkilerini Azaltmak İçin Alınması Gereken
Önlemler...……….………………………………………60
4.1.1.6. Gürültü Kontrolü……………………………………………….61
4.1.1.7. Yayılmanın Önlenmesi ve Kontrolü…………………………...61
4.2. Atık Önleme Planı……………………………………………………..63
4.2.1. Planın Kapsamı ve Amacı…………………………………………63
4.2.2. Atık Yönetimi Politikaları ve Prensipleri………………………….64
4.2.2.1. Atık Yönetim Hiyerarşisi……………………………………...64
4.2.2.2. Yakınlık Prensibi………………………………………………64
4.2.2.3. Görev Sorumluluğu……………………………………………65
4.2.3. Atık Yönetim Mevzuatı…………………………………………...65
4.2.4. Güzergah Boyunca Bulunan Atık Bertaraf Sahaları………………65
4.2.4.1. Evsel Nitelikli ve İnert Atıkların Bertarafı…………………….65
4.2.4.2. Tehlikeli atıkların Bertarafı……………………………………67
4.2.4.3. Tıbbi Atıkların Bertarafı………………………………………67
4.2.5. Atık Kaynakları ve Kolları………………………………………...67
4.2.5.1. Boru Hattı ve İlgili Tesislerin İnşaatı Sırasında Oluşan
Atıklar………………………………………...……………...67
4.2.5.2. İnşaat İşçilerinden Kaynaklanan Çöp Tipi Katı Atıklar ve
Atıksular…….………….…………………………………….68
4.2.5.3. İnert İnşaat Atıkları……………………………………………69
4.2.5.4. Tıbbi Atıklar…………………………………………………...70
4.2.5.5. Tehlikeli Atıklar……………………………………………….70
4.2.6. Atık Yönetimi Önlemleri ve Prosedürleri………..………………...71
4.2.6.1. Atık Nakliyatı………………………………………………….73
4.2.6.2. Atık Geri dönüşüm Programları……………………………….73
4.2.6.3. Atıksu Arıtma………………………………………………….73
4.2.6.4. Onaylanmış Tesislerin Kullanımı……………………………..74
IX
4.2.6.5. Atık Yönetim Faaliyetlerinin İzlenmesi……………………….75
4.3. Eski Haline Getirme Planı…………………………………….............75
4.3.1. Toprağın Eski Haline Getirilmesi.………………………………...77
4.3.1.1. Alt Toprağın Eski Haline Getirilmesi…………………...…….78
4.3.1.2. Üst Toprağın Eski haline Getirilmesi………………………….79
4.4. İnşaat Sırasında Alınan Çevresel Önlemler…………………………...79
4.4.1. Üst Toprak Sıyırma ve Depolama…..………...…………………...80
4.4.2. Alt Toprak Kaldırma ve Depolama……..……...………………….83
4.4.3. Geçici erozyon Kontrolü……..…………………...……………….84
4.4.3.1. Eğim Kırıcılar…….……………………………...……………84
4.4.3.2. Hendek İçi Eğim Kırıcılar……………………………………..85
4.4.3.3. Boşaltma Kanalları…………………………………………….86
4.4.3.4. Silt Tutucular…………………………………………………..87
4.4.3.5. Saman Balyası…………………………………………………88
4.4.3.6. Su Tahliyesi……………………………………………………89
4.4.4. Önemli Geçiş Alanları.……………………………………………89
4.4.4.1. Zamantı Nehir Geçişi………………………………………….89
4.4.4.2. Çokak Fay Hattı Geçişi………………………………………..95
4.4.4.3. Hassas Ekolojik Alan Geçişleri………………………………..96
4.4.4.4. Ekstra Kullanım Alanları……………………………………...98
4.5. İnşaat Sonrası Yerine Getirme ve Koruma Faaliyetleri……………….99
4.5.1. İnşaat Sonrası Yerine Getirme Faaliyetleri……….……………….99
4.5.2. Fazla Materyal Kontrolü……...………………………………….101
4.5.3. Kalıcı Erozyon Kontrolü…….…………………………………...101
4.5.3.1. Çimleme……………..…...…………………………………..101
4.5.3.2. Eğim Kırıcılar……………………………………..................102
4.5.3.3. Outlet Yapıları ve Boşaltım Kanalları……………………….103
4.5.3.4. Riprap (outlet yapı) ve Öğütülmüş Kaya Uygulaması
.....................................................................………………...104
4.5.3.5. Hasır Örgü Şiltesi Kullanımı……...………………………….105
4.3. Biyo-restorasyon Çalışmaları………………………………………...106
X
5. SONUÇLAR VE ÖNERİLER................….........................................…...........108
KAYNAKLAR..............................................................….....................................111
ÖZGEÇMİŞ..............................................................................…..........................113
EK-I……………………………………………….………………........................114
EK-II…………………………………………………….………………………..115
EK-III……………………………………………………………………………..118
EK-IV……………………………………………………………………………..119
XI
ÇİZELGELER DİZİNİ SAYFA
Çizelge 4.1. Önceden mevcut olan çevresel kirliliğin tespitine ilişkin
prosedürler……………...……………………………………………49
Çizelge 4.2. Kirlenmiş alan ile mücadele etme yöntemi…………………………..50
Çizelge 4.3. Su deşarjı için proje standartları……………………………………...57
XII
ŞEKİLLER DİZİNİ SAYFA
Şekil 1.1. Bir ÇED çalışmasının aşamaları (Uslu, 1987)…………………………..11
Şekil 1.2. ÇED’de eleme aşamaları (Gökduman, 2000)…………………………...14
Şekil 3.1. Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattı güzergahı……………...……22
Şekil 3.2. BTC projesi Türkiye güzergahı……….………………………………...23
Şekil 3.3. Arkeolojik alan kazısı…………………………………………………...30
Şekil 4.1. Yüzey suları çekilirken uygulanan talimatlar...........................................52
Şekil 4.2. Hidrotest sırasında deşarj sırasında numune alınması..............................56
Şekil 4.3. Atık Yönetim Hiyerarşisi..........................................................................64
Şekil 4.4. Kompost olmuş evsel nitelikli atıklar.......................................................66
Şekil 4.5. Tehlikeli atıkların depolanması................................................................71
Şekil 4.6. İnşaat sırasındaki aktiviteler.....................................................................80
Şekil 4.7. Üst toprak sıyırma vedepolama................................................................81
Şekil 4.8. Üst toprağı sıyırılmış ve depolanmış boru hattı güzergahı.......................82
Şekil 4.9. Hassas ekolojik alanlarda üst toprak depolama........................................82
Şekil 4.10. Hassas ekolojik alanlarda üst toprak koruma uygulaması......................83
Şekil 4.11. Alt toprak depolama ve koruma.............................................................84
Şekil 4.12. Eğimli alanlarda eğim kırıcı uygulaması................................................85
Şekil 4.13. Alt toprak kullanılarak oluşturulmuş hendek içi eğim kırıcı…..………85
Şekil 4.14. Kum çuvalları ile uygulanan hendek içi eğim kırıcı……………….…..86
Şekil 4.15. Boşaltım kanalı uygulaması……………………………………….…...87
Şekil 4.16. Silt tutucu uygulaması…………………………………………….…...87
Şekil 4.17. Mercin nehir geçişi.................................................................................88
Şekil 4.18. Merci nehir geçişinde silt tutucularının uygulanması.............................88
Şekil 4.19. Saman balyası uygulaması……………………………………….….…89
Şekil 4.20. Toplanan soğanların aynı alandan uzaklaştırılan torfun içinde koruma
altına alınması……………...……...……………...………….........…90
Şekil 4.21. Makina geçişi için oluşturulan platform……..………………………...91
Şekil 4.22. Üst toprak koruma yöntemi……………………………………………91
Şekil 4.23. Yerinden kaldırılarak korumaya alınmış üst toprak…………………...92
Şekil 4.24. Silt tutucu uygulaması….……………………………………………...92
XIII
Şekil 4.25. Nehir kenarına uygulanan erozyon önleyici taş duvar hazırlanışı……..93
Şekil 4.26. Uygulamaya hazır erozyon önleyici duvar…………………………….93
Şekil 4.27. Erozyon önleyici duvar…………….…………………………………..94
Şekil 4.28. Torfların yerleştirilmesi………………………………………………..94
Şekil 4.29. Torfların silindirlenerek toprağa tutunmasının sağlanması……………95
Şekil 4.30. Yeniden Eski Haline Getirme çalışmaları ardından Zamantı nehri……95
Şekil 4.31. Çokak fay hattı…………………………………………………………96
Şekil 4.32. Tohumların ayrılması (Hacettepe Üniversitesi)......................................97
Şekil 4.33. Tohumların ayrılması..............................................................................97
Şekil 4.34. Tohumların ekilmesi ve türlerine göre etiketlendirilmesi......................98
Şekil 4.35. Tohumların serada üretilmesi.................................................................98
Şekil 4.36. İnşaat sonrası yerine getirme faaliyetleri………………………..……100
Şekil 4.37. İnşaat sonrası düzenlenmiş boru hattı güzergahı………………..……100
Şekil 4.38. Eğitimli işçiler tarafından yapılan çim ekimi………………………...101
Şekil 4.39. Eğim kırıcı uygulaması……………………………………………….102
Şekil 4.40. Taşlarla örülü eğim kırıcılar………………………………………….102
Şekil 4.41. Eğim kırıcı uygulaması……………………………………………….103
Şekil 4.42. Boşaltım kanalı çıkışı uygulaması…………………………….……..104
Şekil 4.43. Doğal kanal içi outlet yapı uygulaması…………………………..…..104
Şekil 4.44. Riprap uygulaması……………………………………………….…...105
Şekil 4.45. Hasır örgü şiltesi uygulaması…………………………………………106
Şekil 4.46. Hasır örgü şiltesi uygulaması…………………………………………106
XIV
SİMGELER VE KISALTMALAR
BTC : Bakü-Tiflis-Ceyhan
PLL JV: Punj Lloyd-Limak Adi Ortaklığı
CBS : Coğrafi Bilgi Sistemi
ÇED : Çevresel Etki Değerlendirme
EHA : Ekolojik Açıdan Hassas Alan
BM : Birleşmiş Milletler
YÜT : Yer Üstü Tesisleri
STK : Sivil Toplum Kuruluşları
DSİ : Devlet Su İşleri
KÖP : Kirlilik Önleme Planı
SKKY : Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği
HKKY : Hava Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği
ÇYİP : Çevresel Yönetim İzleme Planı
ESHA : Ev Sahibi Hükümet Anlaşması
AYP : Atık Yönetim Planı
MABA: Merkezi Atık Biriktirme Alanı
ATN : Atık Toplama Noktası
KKM : Kişisel Koruyucu Malzeme
AİŞ : Ana İnşaat Şantiyesi
İSŞ : İnşaat Sahası Şantiyesi
ASA : Atıksu Arıtma
GHG : Geçiş Hakkı Güzergahı
EP : Eski Haline Getirme Planı
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
1
1. GİRİŞ
1.1. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Tanımı
Çevre birçok değerin oluşturduğu birbiri ile devamlı ilişki içinde bulunan
kompleks bir sistemdir, bu sistem içinde fiziksel, kimyasal, biyolojik,
sosyoekonomik ve kültürel kaynakları ve değerleri sıralamak mümkündür. Bu
değerlerden biri veya birkaçı herhangi bir nedenle olumsuz yönde etkilenirse
zincirin diğer halkaları da bundan etkilenir. Bu olumsuz yöndeki etki de çevreyi
olumsuz etkiler. Bu olumsuz yöndeki etkiyi çevre kirliliği olarak tanımlanabilir.
Çevre kirliliğine doğal olaylar neden olmaz. Kirliliğin temeldeki nedeni yukarıda
bahsedilen kaynak ve değerlere dışarıdan müdahalede bulunulmasıdır. Bu
müdahalenin sahibi ise insan ve onun faaliyetleridir.
Çok geniş bilimsel ve uygulama alanını kapsayan ‘‘Çevresel Etki
Değerlendirmesi ’’nin ne olduğunu tarif eden ve herkesçe kabul edilen bir tanım
yoktur. Böyle bir tanımı yapmak güç olmakla birlikte aşağıda verilen tanımlar geniş
bir kitle tarafından kabul edilmektedir.
Sürdürülebilir kalkınmanın gereği olarak, faaliyetlerin çevre üzerinde
yaratabileceği olumsuz etkilerin baştan bilinmesi ve bu olumsuzlukların ortaya
çıkmadan önce önlenmesi gerekir. Söz konusu önlemleri saptamak ve böylelikle
doğal ve kültürel varlıkların korunarak kalkınmanın sürdürülebilirliğini sağlamak
son yıllarda doğal kaynak sıkıntısı çekilen dünyamız için önemlidir.
Çevresel Etki Değerlendirme,
Hızlı sanayileşme ve birlikte ortaya çıkan yeni teknolojiler, bunların
karmaşık yan ürünleri ve tüm etmenlerin çevre üzerindeki değişken etkileri,
toplumların yürürlükteki önlem standartlarını ve yöntemlerini etkisiz bırakmaktadır.
Çevresel Etki Değerlendirme bu etkilerin neden olabileceği çevresel etkileri
kapsamlı bir biçimde değerlendirerek önceden kestirmek ve bunlara karşı
önlemlerin geliştirilmesini amaçlayan bir araçtır (Gündüz, 1982).
‘‘Sürdürülebilir Kalkınma’’ hedefi yönünde tahmin-önleme stratejisine
uygun olarak, bilimsel yöntem ve teknikler kullanılarak, resmi kuruluşların,
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
2
yatırımcıların, farklı mesleklerden uzmanların, halkın ve ilgili diğer kuruluşların ve
kişilerin katılımlarıyla uygulanan bir çevre yönetim aracıdır (Brundland,1987).
Kamu politikalarının, kamu ve özel sektör yatırımlarının çevre üzerindeki
kısa ve uzun dönem etkilerini, isteyerek veya istemeden neden olacağı çevresel
değişimleri değerlendirmede önemli bir araçtır (Öztunalı, 1987).
Bir projenin hazırlanmasında ekonomik ve teknolojik unsurların yanı sıra,
planlanan faaliyetin gerçekleştirilmesi ve daha sonraki aşamalarında çevreye
yapacağı her türlü etkilerin ve bu etkilerin olası sonuçlarının önceden kestirilmesi
işlemidir (Uslu ve Türkman, 1987).
Clark’a göre; proje, plan ve politik kararların getireceği çevresel, sosyal ve
ekonomik sonuçların sistematik bir şekilde incelenmesidir. Bu projeden doğabilecek
çevresel etkilerin ve bunlardan kaynaklanacak sosyal etkilerin değerlendirilmesini
sağlayan işlemdir (Kocasoy, 1993).
Çevresel kalitenin korunması ve geliştirilmesi yolunda bugüne kadar
geliştirilmiş en etkili çevresel yönetim, planlama ve karar alma sürecidir (Yaşamiş,
1997).
Çevresel Etki değerlendirmenin tanımlanması ne olursa olsun aşağıdaki
özelliklere sahip olması gerekir:
- Objektif Olması: Verilen bilgilerin tarafsız bir şekilde değerlendirilmiş olması,
- Etkisiz Olması: Tüm etkileri (birinci ve ikinci dereceli) kapsıyor olması (Curi,
1993).
Çevresel Etki Değerlendirme çalışmalarının objektif ve etkisiz olması çok
zor bir işlemdir. Bu nedenle bu tür çalışmalar tek bir şahıs tarafından
yapılmamalıdır. Bu tür uygulamalar, farklı uzmanların birlikte yürütecekleri
bütünleyici yaklaşım ile gerçekleştirilmelidir. Çevresel Etki Değerlendirme, çeşitli
uzmanların uzmanlık alanlarının etkileşimi ile sonuç alınan geniş kapsamlı bir bakış
açısıdır. Bu nedenle izin veya onay verme pozisyonunda bulunan kişilerin çevre
konusunda bilinçlendirilmeleri ve alınan karaların etkilerini daha iyi anlayabilmeleri
için çevresel etki çalışmalarının yapılması şarttır. Gelişmekte olan ülkeler, bir
yandan hızlı gelişmelerini sürdürmek, diğer yandan bu süreç içerisinde ortaya
çıkacak çevresel sorunlara karşı önlem almak durumundadırlar. Bu ise bilinçli bir
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
3
şekilde hazırlanan ve uygulanan çevresel etki çalışmaları ile mümkündür. Çevresel
etki değerlendirmesi bir ‘‘politika’’ veya bir ‘‘amaç’’ değil, karar verme sürecine
yardımcı bir ‘‘araç’’tır (Kocasoy, 1993).
Çevresel etki değerlendirmesi, belirli bir proje veya gelişmenin, çevre
üzerindeki önemli etkilerinin belirlendiği bir süreçtir. Bu süreç, kendi başına bir
karar verme süreci değildir; karar verme süreci ile birlikte gelişen ve onu
destekleyen bir süreçtir. Yeni proje ve gelişmelerin çevreye olabilecek sürekli ve
geçici potansiyel etkilerinin sosyal sonuçlarını ve alternatif çözümlerini de içine
alacak şekilde analizi ve değerlendirilmesidir (Çevre Bakanlığı, 2004).
1.2. ÇED’in Tarihçesi
II. Dünya Savaşının bitimi ile birlikte, Amerika’dan başlayarak sonra Avrupa
ve Japonya’ya yayılan tüketime yönelik ekonomi hız kazanmıştır.
Yeni ekonomik sistem, malların üretim ve satışını yükseltme ve sürekli bir
büyüme üzerine kurulmuş bir sistemdir. Sistem,çevre maliyetini göz önünde
bulundurmadan kaynakların artan bir biçimde sömürülmesi sürecini başlatmıştır.
Açık maden ocakları doğayı tahrip etmiş, maden atıkları göllere, nehirlere karışarak
su ekosistemini bozmaya başlamıştır. Yakılan kömürden çıkan kükürt, asit
yağmurlarına dönüşmüştür.
Üretimde kimyasalların kullanımı giderek artmış, bir çok zehirli kimyasal
korkusuzca ve sonuçları tam olarak bilinmeden kullanılmıştır. Ancak bir süre sonra,
bilim adamları bu kimyasalların çevre üzerindeki kirletici etkilerinin yanı sıra, insan
ve hayvan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin farkına varmışlardır. Bu dönemde
endüstrileşmiş ülkelerde su ve hava kirliliğini önlemek için kanunlar çıkarmaya
başlamışlardır.
Günümüzde sayıları 5000’in üzerinde olan uluslar arası sivil toplum
örgütlerinin bir çoğu 1945 sonrası daha hızlı gelişmeye başlayan toplum ve çevre
bilincinin bir ürünü olarak bu dönem sonrasında kurulmuşlardır. Çevresel
bozulmanın boyutu ve bunun ekolojik sonuçları 1960’lı yıllarda tam olarak
anlaşılmaya başlanmıştır. Bu yıllar, çevrecilik hareketlerinde küreselleşme fikrinin
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
4
yoğunlaştığı yıllar olmuştur. 1962’de Rachel Carson’un ‘‘Silent Spring’’ adı altında
yayınladığı raporu büyük yankı uyandırmıştır. Carson raporunda, kimyasalların
neden olduğu kirlilikten söz etmiş ve pestisitlerin birçok hayvan türü ve insan
sağlığı üzerindeki direkt etkilerini vurgulamıştır. Carson’un araştırma sonuçlarına
göre çok az konsantrasyona sahip bazı kimyasalların (DDT gibi) etkileri oldukça
yoğun bir biçimde görülmüştür. Bu rapor, çevrenin kirleticileri tolere etme
kapasitesinin sanılanın çok altında olduğu fikrini zihinlerde oluşmasını sağlamıştır.
1968 yılında Paul Ehrlich tarafından yayınlanan ‘‘Population Bomb (Nüfus
Patlaması)’’ adlı kitap bu tartışmalara farklı bir boyut kazandırmıştır. Dünya
nüfusunun 4 milyara doğru yaklaştığı bu yıllarda Erhlich, katlanarak büyüyen
nüfusun, çevre, yiyecek üretimi ve insan sağlığı üzerindeki etkilerinden söz etmiştir.
Aynı yıl kurulan Roma Kulübü de endüstriyel üretim, nüfus, çevre bozulması,
yiyecek tüketimi ve doğal kaynak kullanımı arasındaki ilişkilerin analizi üzerinde
çalışmalarına başlamıştır. 1970 dönemi sivil toplum örgütlerinin ulusal ve uluslar
arası düzeyde etkin rol almaya başladıkları dönem olmuştur. Günümüzde dünyaca
ünlü Greenpeace (Yeşil Barış) hareketi ilk kez 1971 yılında bir grup Greenpeace
üyesinin nükleer testleri protestosu ile ciddi olarak başlamıştır.
Çevre ile ilgili olarak uluslar arası işbirliğine ilişkin ilk kapsamlı
düzenlemeler 1970’li yılların başında başlamıştır. 1970 yılında Avrupa Konseyince
düzenlenen çevre koruma ile ilgili konferanslardan biri olan ‘‘Avrupa Koruma Yılı
Konferansı’’ nın ardından aynı yıl Avrupa Ekonomik İşbirliği Konseyi (OECD)
bünyesinde ‘‘Çevre Komitesi’’ kurulmuştur. Bu komite, OECD ülkelerinin
uluslararası ilişkilerinde çevrenin de göz önüne alınması gerektiği, aksi takdirde
farklı çevre politikalarının ekonomik ve ticari ilişkileri olumsuz yönde
etkilenebileceği fikrini ortaya koymuştur. OECD Çevre Komitesi tarafından
onaylanarak yürürlüğe giren ‘‘Uluslar arası Planda Çevre Politikalarının Ekonomik
Boyutlarına İlişkin Temel İlkeler Tavsiye Kararı’’ ile ‘‘Kirleten Öder’’ ilkesi bu
düzenleme ile ilk kez uluslar arası düzeyde uygulamaya konulmuştur (Çevre
Bakanlığı, 1994).
Amerika birleşik devletleri (ABD) dünyada ilk ülke olarak 10 yıllık bir
politika tartışma sürecinin sonunda 1 Ocak 1970 tarihinde yürürlüğe giren Ulusal
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
5
Çevre Politikası Kanunu (National Environmental Politicy Act-NEPA) ile ÇED’i
federal projeler için bir zorunluluk haline getirmiştir. NEPA’nın yanı sıra yürürlüğe
giren ‘‘Temiz Hava Kanunu (Clear Air Act)’’, ‘‘Temiz Su Kanunu (Clear Water
Act)’’, ‘‘Toksik Maddeleri Kontrol Kanunu (Toxic Sunstances Control Act)’’,
ABD’de çevre sorunlarının çözümünde önemli adımların atılmasını sağlamıştır.
Sadece federal projeler için ÇED uygulamasını zorunlu kılan NEPA örneğinden
hareketle, ABD’de pek çok eyalet ve bazı büyük belediyeler, benzeri düzenlemeleri
eyalet ve belediyeler düzeyinde yürürlüğe koyarak uygulamaya geçmişlerdir.
ABD’de NEPA’nın yürürlüğe girmesi, pek çok ülke için cesaret verici bir
başlangıç olmuştur. Bu örneği izleyen çeşitli Avrupa ülkeleri ve Kanada 1970’li
yılların başlarında önce çevre sorunları ile ilgilenecek devlet örgütlerini
geliştirmişler ve buna paralel olarak yasal düzenlemelere başlamışlardır. Kurulan bu
yeni örgütlerden bazıları sadece kirlilik kontrolü ile görevlendirilirken, pek çok
ülkede de kaynak kullanımı ve planlama konularında çeşitli kamu kuruluşlarına
dağıtılmış olan yetkilerin tek bir elde toplandığı görülmektedir (Cain, 1994).
1970’li yıllarda uluslararası düzeyde çevre konularının ele alındığı ilk
kapsamlı girişim ‘‘Stockholm Konferansı’’ olmuştur. 1972 yılında Birleşmiş
Milletler (BM) tarafından düzenlenen ‘‘İnsan ve Çevre’’ adlı uluslar arası konferans
113 ülkenin temsilcilerinin katılımı ile gerçekleşmiştir. Bu uluslar arası çevre
konferansının düzenlenmesi fikri gelişmiş ülkelerden geldiği için sonuçta üzerinde
yoğunlaşılan konu endüstrileşmenin getirdiği çevre problemleri olmuştur. 1970’de
yeni gelişmeye başlayan ‘‘küreselleşme’’ kavramının konferansın çatısını
oluşturacağı planlanırken tartışmalar endüstrileşmiş ülkeler ve o dönemde uluslar
arası gündemin önemli bir kısmı ‘‘kirlilik’’ üzerine yoğunlaşmıştır.
Bunun yanı sıra, çevre ve kalkınma problemleri birbirinden ayrı tutulmuş ve
gelişmekte olan ülkelerde endüstrileşmiş olan ülkelerin problemlerinin entegrasyonu
üzerinde durulmuştur. Bu da gelişmekte olan ülkelere bir çok konuda güvensizlik
duyulmasına neden olmuştur.
Bazı gelişmekte olan ülkeler, ‘‘küresel kaynakların yönetimi’’ kavramının,
ulusal kaynakların kontrolünü bu ülkelerden almak üzere geliştirildiği hissine
kapılmışlardır. Bunun yanı sıra, kaynakların paylaşımında büyük pay alan ve
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
6
çevresel kirlenmeden birinci derecede sorumlu olan endüstrileşmiş ülkelerin
yarattıkları bu problemlerin çözüm arayışına katkıda bulunmak için fazla bir sebep
görmediklerini savunmuşlardır.
En önemlisi, Stockholm Konferansı ışığı altında Üçüncü Dünya Ülkelerinin
problemlerinin belirlenmesi süreci yavaşta olsa başlatılmıştır. Üzerinde bulunan
temel nokta, çevre korumanın kalkınmaya zarar verici nitelikte olmadığıdır.
Bütüncül kalkınma planları ve çevre kalkınma arasındaki çatışmayı giderici rasyonel
planlamanın gerekliliği de vurgulanmıştır. Bunun yanı sıra, çevrenin iyileştirilmesi
için kalkınmanın gerekliliği, bunun destekle ve özellikle de çevre koruması için para
ödeyerek ve ihracatta makul fiyatların belirlenmesi ile mümkün olacağı
belirtilmiştir.
Stockholm, çevre ve kalkınma konularının ilişkilendirilmesinin
gerekliliğinin, bu iki konunun birbirleri ile çelişkili değil hatta birbirini destekler
nitelikte oldukları fikrinin ilk kez geniş kapsamlı uluslar arası platformda ele
alındığı bir toplantı olmuştur. Ancak bunun nasıl yapılması gerektiği üzerinde hiç
durulmamıştır.
Konferansın en önemli sonucu, BM Çevre Programının (UNEP) kurulması
olmuştur. 1972 yılındaki bu gelişmeleri takiben 1973 yılında Avrupa ekonomik
Topluluğu ‘‘Birinci Çevre Eylem Programı’’ yürürlüğe girmiştir.
1984 yılında Norveç Başbakanı Gro Harlem BRUNDTLAND başkanlığında
BM tarafından kurulan ‘‘Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’’ daha önceki
çalışmalardaki birçok eksikliği tamamlayarak ‘‘Sürdürülebilir Kalkınma’’ kavramını
uluslar arası politik gündeme güçlü bir şekilde yerleştirmeyi başarmıştır. Komisyon,
sosyal, ekonomik, kültürel, çevresel konuları ve problemleri birbirleri ile
ilişkilendiren ‘‘Ortak geleceğimiz’’ adlı raporun 1987 yılında yayınlanmıştır. Söz
konusu rapor problemleri birbirine bağlayan ve küresel çözüm önerileri için yol
gösteren ilk çalışmadır. Böylece ÇED sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmada
izlenen tahmin-önleme stratejisine uygun olarak kullanılan en önemli çevre yönetim
aracı olma özelliği kazanmıştır.
Sürdürülebilir Kalkınmaya oldukça geniş bir bakış açısı ile yaklaşan rapor,
çevreyi, insan aktiviteleri, ihtiyaçları, istekleri ve politikalardan ayırmanın çok
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
7
büyük bir yanlış olacağını ifade etmekte ve ‘‘çevre’’ ile ‘‘kalkınma’’yı birbirinden
kesinlikle ayırmamaktadır. Brundtland raporunun önsözünde, yalnızca çevre
sorunlarını diğer sorunlardan bağımsız gibi düşünerek ele almanın büyük bir hata
olacağını belirterek bu ilişki şu şekilde açıklanmaktadır. Çevreyi insan kaygıları
dışında savunma girişimleri yüzünden bugün ‘‘çevre’’ kelimesine ziyaretçiler
arasında başka anlamlar yüklenmiştir. ‘‘Kalkınma’’ kelimesi de bazıları tarafından
çok dar bir bakış açısı içine alınmış, yalnızca ‘‘yoksul ülkeler zenginleşmek için
neler yapmalı’’ şeklinde yorumlanmaya başlanmıştır. Bu nedenle kalkınma
konusunun bir takım kalkınma uzmanlarına bırakılma eğilimi doğmuştur. Oysa
‘‘çevre dediğimiz, hepimizin içinde yaşadığı yerdir, ‘‘kalkınma’’ da o yerde
durumumuzu iyileştirmek için hepimizin yaptiği iştir’’(Brundland, 1987).
Çevre ile uyumlu ekonomik kalkınma konusunun küresel ölçekte ilk kez
kapsamlı olarak tartışıldığı 1972 Birleşmiş Milletler (BM) Stockholm
Konferansı’nda BM’nin bu konuda gerçekleştirdiği ikinci büyük konferans olan BM
Çevre ve Kalkınma Konferansına değin geçen 20 yıllık süreçte sorunlara çözüm
arayışlarının yolunun uluslar arası işbirliğinden geçmesi fikri tüm uluslar tarafından
benimsenmiş ve çalışmalar bu yönde yapılmıştır. Ancak bu faaliyetler söz konusu
sorunların giderilmesinde etkili olamamışlardır. Yapılan tüm çalışmalar sorunların
tespiti, mevcut ve olası sonuçların belirlenmesinden öteye gidememişlerdir. Dünya,
küresel ölçekte çözüm yollarının belirlenmesine ihtiyaç duymaktadır.
‘‘Ortak Geleceğimiz’’ raporu ile ilkeleri tanımlanan sürdürülebilir
kalkınmanın nasıl olması gerektiğinin belirlenmesine duyulan ihtiyaç ‘‘Çevre ve
Kalkınma’’ diğer adı ile ‘‘Rio Konferansı’’nın gerçekleşmesini sağlamıştır.
1992 Rio Konferansı sonuçları, teknolojik, bilimsel, çevresel, ekonomik ve
sosyal kaynakların dengeli ve sürekliliklerinin sağlanabileceği bir biçimde ve bir
sistem oluşturacak şekilde dengelemeleri gerektiği fikri temel alınarak
geliştirilmiştir.
Pratikten çok teorik içerikli bu rapor, sürdürülebilir kalkınmanın
uygulanabilirliği ve pratikte taşıdığı anlamın ortaya konulmasını hedefleyen 1992
Birleşmiş Milletler Çevre ve Kalkınma Konferansına giden yolu açan önemli bir
etken olmuştur (Çevre Bakanlığı, 1994).
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
8
1.3. ÇED’in Temel Amacı
ÇED’in en önemli amacı önerilen projenin çevre üzerinde yapabileceği
etkileri proje gerçekleştirilmeden önce kestirmek, söz konusu etkilerin önem ve
şiddetini belirlemek ve olası etkilerin sakıncalarını tümüyle ortadan kaldıran yada en
aza indiren teknik ve teknolojik önlemleri belirlemek ve önermektir. Örneğin; hava
kirleticilerinin önlenmesi için fabrika bacalarını yükseltmek yada bacalara
elektrostatik, siklon yada suyla çalışan filtreler takmak gibi (Yaşamış, 1997).
Gelişmekte olan ülkelerde politik gruplar hızlı bir şekilde endüstrileşme ve
gelişme amacında olduklarından, endüstrileşmenin getirdiği gelişme ile çevrede
oluşan veya oluşabilecek etkiler yeterince tartışılmamaktadır. Çevrede olumsuz
etkiler ve zararlar ortaya çıktıktan sonra alınan önlemler ise, çoğu zaman yetersiz
kalmaktadır. İşte böylesi çıkmazlara saptanmamak ve gelecekteki olumsuz etkileri
ortadan kaldırmak veya en aza indirgemek için çevresel etki değerlendirilmesinin
yapılması istenmektedir.
ÇED yönetmeliğindeki Ek-1, Ek-2’de ÇED veya ÖNÇED gerektiren
faaliyetler bulunabilir. ÖNÇED projenin genel açıklamalarını verirken, kapsamlı
ÇED’de projenin gerekli tüm hesaplamaları ve önlemleri verilir. Eğer Çevre ve
Orman Bakanlığı ÖNÇED’i yetersiz bulur ise daha fazla bilgi ve kapsamlı ÇED
isteyebilir. Bir bölgede sürdürülebilir kalkınma için Stratejik Çevresel
Değerlendirme (SÇD)’ler Çevre Orman Bakanlığı tarafından, yerel halk ve
profesyonellerle idare ettirilir. Bu çerçevede karar verme matrisleri oluşturulur. Bu
matrislerde gerçekleşen faaliyetler satırlarda ve olması muhtemel etki kategorilerde
kolonlarda gösterilir. Faaliyetlerin etkileri, bölgenin hedefleri, zayıf ve güçlü
tarafları dikkate alınıp sınıflandırılarak hesaba katılmalıdır. Bu karar verme
matrisleri büyük ölçekte hazırlanır. Herhangi bir spesifik faaliyetle bağdaştırılamaz.
Bölgede özel bir faaliyet amaçlandığında, bölgesel güçlükleri, zayıflıkları, fırsatları
ve hedefleri yansıtan ÇED’in genel çerçevesini elde etmek için bu matrisler
kullanılır (ESENGİN, 2002).
ÇED’in amacı, ekonomik ve sosyal gelişmeye engel olmaksızın, çevre
değerlerini ekonomik politikalar karşısında korumak, planlanan bir faaliyetin yol
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
9
açabileceği bütün olumsuz çevresel etkilerin önceden tespit edilip, gerekli
tedbirlerin alınmasını sağlamaktır (Çevre Bakanlığı, 2004).
1.4. ÇED Aşamaları
Çevresel Etki Değerlendirmesi çalışmaları, genelde ardışık gerçekleşmekle
birlikte, çalışmanın herhangi bir noktasında geriye dönerek bir önceki
değerlendirmeleri gözden geçirme gereği ortaya çıkabilir.Temel kural olarak
Çevresel Etki Değerlendirme çalışmaları genel olarak beş temel konuyu
kapsamaktadır. Bu konular;
- İnsan Sağlığı,
- Ekolojik koşullar,
- Toplumsal sorunlar,
- Ekonomik durum,
- Kültürel sorunlardır.
Yapılması planlanan faaliyetin inşaat ve işletme aşamasında çevrede yaşanan
insanları olumsuz yönde etkileyecek unsurlar, ekolik değerler, toplumsal çevre ve
toplumsal yapı üzerindeki etkiler, ekonomik ve kültürel yapı inceleme sırasında
değerlendirilmelidir.
ÇED çalışmalarının genel olarak aşağıdaki bilgileri kapsaması
gerekmektedir.
- Yapılması önerilen faaliyet tarif edilmeli ve amacı açıklanmalıdır.
- Etkilenecek olan çevrenin faaliyet yapılmadan önceki ve yakın gelecekteki
durumu anlatılmalıdır. Mevcut fiziksel ve ekolojik özellikler, beşeri faaliyetler,
sosyal imkanlar, çevre kirliliği gibi bilgiler yer almalıdır.
- Önerilen faaliyetin arazi kullanım politikası ve arsa imar planı ile uygunluğu
incelenmelidir.
- Önerilen faaliyetin çevresel etkileri tüm olumlu ve olumsuz etkiler eksiksiz ve
objektif bir şekilde anlatılmalıdır. Raporun bu kısmında etkinin önemi, boyutu,
toplam tesiri, kısa ve uzun süreli etkileri v.s. gibi bilgiler yer almalıdır.
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
10
- Önerilen faaliyetin yerine yapılabilecek alternatif faaliyetler incelenmeli ve
çevresel etkileri değerlendirilmelidir. (söz konusu faaliyeti hiç yapmamanın
çevresel etkisi, aynı amaçla yapılabilecek diğer bazı alternatif faaliyetlerin
çevresel etkilerinin değerlendirilmesi, önerilen faaliyetin olumsuz etkilerini
azaltabilmek için alınabilecek ek tedbirlerin çevresel etkilerinin
değerlendirilmesi).
- Kaçınılmaz olumsuz etkiler açıklanmalıdır.
- Kısa ve uzun süreli etkiler arasındaki ilişkiler belirtilmelidir.
- Telafi edilemeyen veya ortamın tekrar eski haline dönmesine imkan vermeyen
etkiler belirtilmelidir.
ÇED çalışması aşağıdaki aşamalardan oluşur (Şekil 1.1.).
- Hazırlık çalışmaları ve problemin tanımlanması,
- Eleme,
- Kapsam ve etkilerin belirlenmesi,
- Çevrenin mevcut durumunun analizi,
- Faaliyetin uygulanmasından önceki ve sonraki çevresel yüklerin belirlenmesi,
- Proje alternatiflerinin ve önerilerinin değerlendirilmesi,
- ÇED raporunun hazırlanması,
- Karar verme süreci,
- Proje sonrası etkilerin izlenmesi ve denetimi.
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
11
Şekil 1.1. Bir ÇED çalışmasının aşamaları (Uslu, 1987)
1.4.1 Hazırlık Çalışmaları ve Problemin Tanımlanması
ÇED çalışmasının amacına ulaşması için öncelikle bir ön hazırlık çalışması
yapmak gereklidir. Herhangi bir faaliyet için yapılacak olan ÇED ve bunun sonunda
yapılacak olan ÇED raporu çalışmasına geçmeden önce yapılması gereken ve
çalışmaya yön verecek olan hazırlık aşaması genel olarak üç konudan oluşur.
Hazırlık Çalışmaları ve Problemin Tanımlanması
Eleme
Kapsam ve Etkilerin Belirlenmesi
Çevrenin Mevcut Durumunun Analizi
Faaliyetin Uygulanmasından Önceki ve Sonraki Çevresel Yüklerin
Proje Alternatiflerinin ve Önerilerinin Değerlendirilmesi
ÇED Raporunun Hazırlanması
Karar Verme Süreci
Proje Sonrası Etkilerin İzlenmesi ve Denetimi
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
12
- Karar merciinin veya mercilerin belirlenmesi,
- Proje koordinatörünün seçimi,
- Çalışma grubunun kurulması ve iş bölümü,
- Planlanan faaliyetin ve seçeneklerin tanımlanması,
- Konuya ilişkin yasal ve teknik düzenlemelerin belirlenmesi.
Türkiye’de ÇED konusunda karar verici merci Çevre ve Orman
Bakanlığı’dır. Proje sahibinin öncelikle proje özeti ile Çevre ve Orman Bakanlığı’na
başvurması gerekmektedir. Planlanan projenin çok yönlü ve kapsamlı oluşuna göre
faaliyetin yapılabilirlik kararını veren kuruluşlar birden fazla olabilmektedir.
Örneğin; otoyol, liman, havaalanı gibi faaliyetler için ÇED konusunda karar merci
Çevre ve Orman Bakanlığı iken, olumlu bir ÇED raporuna karşın, faaliyetin
gerçekleştirilip gerçekleştirilemeyeceği konusunda kesin karar verecek olan kurum
ise Ulaştırma Bakanlığı’dır. Son kararın hangi kuruluş veya kuruluşlar tarafından
verileceğinin bilinmesi, çalışmaların yönlendirilmesi açısından büyük önem
taşımaktadır. Özellikle önemli, çok yönlü ve boyutlu projeler için pek çok farklı
amaca sahip kuruluşun görüşüne ihtiyaç duyulur.
Değerlendirme çalışmasının doğru olarak yönlendirilmesi için, ÇED
konusunda sonuç kararının hangi kuruluş veya kuruluşlar tarafından verileceğinin
bilinmesi gerekir. Yetki mercilerin fikirlerinin alınmamış olması, tüm çalışmaların
boş yere yapılmış olması sonucunu doğurabilir.
Hazırlık çalışmaları kapsamında yapılması gereken ikinci iş, bir proje
koordinatörünün belirlenmesidir. ÇED raporu hazırlanacak olan projenin veya
faaliyetin türüne göre konunun uzmanı bir koordinatör belirlenir.
Proje koordinatörünün görevi, ÇED’in öngörülen sürede ve öngörülen bütçe
ile tanımlanmasını ve çalışma sonuçlarının karar mesci tarafından kolayca
değerlendirilebilecek bir biçimde takdimini sağlamaktadır. ÇED’in önemli husus,
değişik meslek gruplarından gelen değerlendirmelerin mümkün olduğunca eksiksiz
olmasıdır. Toplanacak bilgi ve verilerin proje hakkında karar vermeyi
kolaylaştıracak bir biçimde sentezlenebilmesi ise ayrı bir bilgi birikimi ve deneyim
gerektirir (Uslu, 1993).
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
13
Koordinatör, incelemenin gereken kapsamda yapılması için ilgili kurumların
uzmanlarını tespit ederek çalışma grubunu kurar. Burada dikkat edilecek husus
koordinatörün ve çalışma grubunun yabancı uzmanlardan oluşturulmayıp, ülkenin
şartlarını iyi bilen kendi uzmanlarından oluşturulmasıdır. Çünkü yabancı uzmanlar
ülkenin önceliklerini, ekonomik durumunu ve yörenin şartlarını yerel uzmanlar
kadar iyi bilmedikleri gibi proje tamamlandıktan sonra proje ve projenin çevreye
olan etkilerini izleyememektedirler. Yabancı uzmanlardan ancak projenin türüne ve
kapsamına göre gerektiğinde danışman veya ortak araştırmacı olarak
yararlanılabilir.
Hazırlık aşamasında gerçekleştirilmesi gereken diğer bir unsur ise planlanan
faaliyetin ve seçeneklerin tanımlanmasıdır. Farklı projelerin çevreye yaptıkları
etkide farklıdır. Bu nedenle planlanan faaliyetin ve seçeneklerin neler olduğu
ayrıntılı ve yanlış anlamalara imkan vermeyecek kesinlikte ortaya konmalıdır.
1.4.2 Eleme Aşaması
Uzman bir kurumun yoğun ve geniş kapsamlı çalışmasını gerektiren ÇED’i
her proje için uygulamadan önce böyle bir değerlendirmeye gerek olup olmadığı
belirlenmelidir. Eleme hem kısıtlı zaman ve finansmanı, hem de uzman personelin
gerekli olmayan bir çalışma için kullanmayı önleyen bir aşamadır. Hangi faaliyet ve
projeler için ÇED isteneceğine ilişkin kararlar, hem faaliyetin gerçekleştirileceği
çevresel-ekolojik ortamı hem de faaliyetin tipi göz önünde bulundurularak
verilmelidir.
Herhangi bir proje için ÇED gerekip gerekmeyeceği Şekil 1.2.’de anlatıldığı
gibi belirlenebilir. Gerçekleştirilmesi düşünülen proje veya faaliyet için öncelikle
ÖNÇED yaklaşımı uygulanır. Eğer yapılan çalışmada daha detaylı bir
değerlendirmeye ihtiyaç duyulmaz ise direkt olarak uygulamaya geçilebilir. Ancak
ÖNÇED değerlendirilmesinde ÇED gerekli sonucuna varılır ise normal ÇED süreci
başlatılır.
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
14
Şekil 1.2. ÇED’de eleme aşamaları (Gökduman, 2000)
1.4.3 Kapsam ve Etkilerin Belirlenmesi
Kapsam ve etkilerin belirlenmesi aşaması, ÇED çalışmasının sınırlarının
çizilmesini amaçlar. Değerlendirilecek proje veya faaliyetin çeşitli alternatiflerinin
çevresel etkilerinin neler olacağı, bu aşamada belirlenir.
ÇED çalışmasının sınırlarının erken belirlenmesi, çalışmanın daha kısa
sürede ve uygun bir bütçe ile tamamlanmasını sağlayan önemli unsurlardan biridir.
Kapsam ve etkilerin belirlenmesinde ilk olarak planlanan faaliyetin çevreye
yapabileceği olası bütün etkiler saptanır.
Farklı faaliyetlerin çevreye etkilerinin farklı olması nedeniyle her faaliyet
için hazırlanacak olası etki listesi de farklı olacaktır. Buna örnek olarak ABD’de
barajlar üzerine hazırlanmış ÇED çalışmalarının genelinde aşağıdaki etkilerin
oluşacağı belirlenmiştir (Ortolana, Hill, 1972).
- Arazi ve üretim kaybının tespiti,
- Mevcut yapıların, arkeolojik ve tarihi sit alanlarının kaybı,
- Estetik kalitedeki değişimler,
- Yer altı suyuna etkiler,
- Baraj su seviyesi değişiminin etkileri,
Eleme
ÖNÇED
ÇED Gereksiz ÇED Gerekli
ÇED
Önlemler
ÖnlemlerÖnlemler
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
15
- Baraj yapısının neden olacağı etkiler,
- Doğal akarsu mecrasının yok olmasının getirdiği sonuçlar,
- Baraj haznesinin neden olacağı su kalite değişimleri,
- Mansaptaki değişimler.
Planlanan faaliyete özgü etki belirlenmesinin yanı sıra, faaliyetin
aşamalarına göre de etki belirlenebilir. Planlama ve projelendirme aşaması, inşaat
aşaması ve üretim aşamasındaki dolaylı ve direkt etkiler belirlenir.
1.4.4. Çevrenin Mevcut Durumunun Analizi
Çevrenin mevcut durumunun analizi, bu alandaki kullanımlar (yerleşim,
tarım, orman, sanayi vb.) ile bunların çevreye etkilerinin belirlenmesi ve etkilerden
zarar görecek çevresel faktörlerin saptanmasını gerektirir. Alanın mevcut
durumunun irdelenmesi, ileride oluşabilecek değişimlerin belirlenmesi ve izlenmesi
için önemlidir.
Çevrenin mevcut durumunu analiz etmek için önce planlama yapılacak alan
sınırlarının belirlenmesi gerekir. Sınır belirlemede yapılan faaliyetin durumu göz
önüne alınarak, hiçbir zaman idari/siyasi sınırlar içerisinde kalınmamalıdır. Mevcut
durumun analizinde ekolojik faktörler mutlaka göz önüne alınmalıdır. Örneğin, bir
yüksek gerilimli elektrik taşıma hattı yapımı planlamasında, hava, su, toprak
kirliliği, gürültü ve koku gibi olumsuz faktörler çok önemli bir rol oynamadığından
idari sınırlarda kalınabilir. Fakat bir gübre veya çimento fabrikasının yarattığı
sorunlardan özellikle hava kirliliği idari sınırları çoktan aşmakta, ekolojik sınırlara
bağlı kalınmaktadır (Yücel, 1996).
Alanda kirletici özelliği bulunan kullanımlar ve bunlardan kaynaklanan
kirletici emisyonların türü ve miktarı, alanın mevcut kirlilik yükünün saptanması
açısından da önemlidir.
Yapılması düşünülen herhangi bir faaliyetin ortama bıraktığı kirleticiler,
konuyla ilgili yasal düzenlemelerde bulunan sınır değerleri aşmayabilir, fakat
ortamda diğer kullanımlardan kaynaklanan kirletici emisyonlarla birlikte
değerlendirildiğinde, alanın kirlilik yükü artabileceği gibi sınır değerleri de
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
16
aşabilecektir. Herhangi bir alanda yapılacak olan bir faaliyet, çevredeki diğer
kullanımlardan bağımsız olarak düşünülüp değerlendirilemez.
1.4.5. Faaliyetin Uygulanmasından Önceki ve Sonraki Çevresel Yüklerin
Tespiti
Herhangi bir alanda, mevcut kullanımların yarattığı olumsuz etkiler sonucu
oluşan bir baskıdan söz etmek mümkündür. Alanda ileride oluşacak olumsuz
gelişmeleri yeni yapılacak faaliyete yüklemek ve faaliyet yapıldıktan sonraki doğal
potansiyele olan baskıyı belirleyebilmek için öncelikle söz konusu faaliyet dikkate
alınmadan çevrenin projeksiyonu yapılmalıdır.
ÇED’in çekirdeğini, faaliyetin uygulanmasından sonraki çevre durumunun
projeksiyonu, yani faaliyetin çevreye yapacağı etkilerin tahmin edilmesi
oluşturmaktadır. Bu projeksiyonların elde edilmesinde aşağıdaki konular dikkate
alınarak araştırmalar ve değerlendirmeler yapılmalıdır.
- Faaliyetin gerçekleşmesi durumunda hangi çevre faktörleri ne oranda zarar
görecektir,
- Bu çevre faktörleri ve kullanımlar projeden oluşacak hangi etkiler sonucu, ne
oranda zarar görecektir,
- Çevre faktörlerinde oluşacak bu etkiler nasıl değerlendirilecektir (Yücel, 1996).
1.4.6. Proje Alternatiflerinin ve Önerilerin Değerlendirilmesi ÇED çalışmasının en önemli aşaması çevresel açıdan tek tek
değerlendirilmiş olan proje alternatiflerinin kıyaslanması ve ortak bir bazda
değerlendirilmesidir. Bu aşamada proje alternatiflerinin tek tek kazançları ve
kayıpları fayda-maliyet analizleriyle birlikte değerlendirilir ve en iyi çözümlerin
bulunmasına çalışılır.
Proje sahibi, ilk proje önerisini yaparken faaliyetin yapımıyla ilgili olarak
gerek kurulacak alan ve gerekse kullanılacak teknoloji konusunda birden fazla
seçenek sunulabilir. Bu tip faaliyetler için yapılacak ÇED çalışmasının tüm
aşamalarında bu seçenekler ayrı ayrı analiz edilir ve birbirleri ile kıyaslanır. Her
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
17
faaliyet için, seçenek bulunmayabilir. Proje sahibinin bazı nedenlerden dolayı
faaliyetini bir tek yerde ve belli teknoloji ile yapması gerekebilir.
Çevresel kazançlar ve kayıplar ekonomik terimlerle (parasal olarak) ifade
edilebiliyorsa bu yaklaşım sonuca ulaşmakta büyük kolaylık sağlar. Proje
alternatiflerinin kıyaslanmasından sonra çalışma grubu karar vericilere sunulmak
üzere önerilerini hazırlarlar.
1.4.7.ÇED Raporunun Hazırlanması
Çeşitli proje alternatifleri kıyaslandıktan ve öneriler oluşturulduktan sonra
sıra, tüm çalışmaların bir rapor şekline getirilmesidir. Bir ÇED raporuna son şekli
verilmeden önce, tartışmaya açılmasında ve bu tartışmasından elde edilen bilgi ve
öneriler ışığında son olarak gözden geçirilip kesinleştirilmesinde yarar vardır. Bu
amaçla nihai raporu temsil eden ön bir rapor hazırlanmalıdır. Bu ön rapor
aşağıdakileri içermelidir.
- Planlanan faaliyetin tanıtılması,
- Faaliyetin amaçları,
- Projenin gerçekleşeceği çevresel ortam,
- Toprak ve arazi kullanımı, imar planı, kalkınma planı ve bölge için geçerli olan
standart ve yönetmeliklerle planlanan faaliyetin ilişkileri,
- Muhtemel çevresel etkilerin belirlenmesi,
- Önlemesi mümkün olmayan çevresel etkilerin saptanması,
- Kullanımı, uzun vadedeki kullanım planı,
- Geri dönüşü mümkün olmayan çevresel etkilerin belirlenmesi,
- Alınması gerekli önlemlerin yaklaşık maliyetlerinin kestirimi.
1.4.8. Karar Verme Süreci
Karar vericiler tarafından görevlendirilen çalışma grubunun raporu
hazırladıktan sonra görevi sona erer. Bundan sonraki aşamada, hazırlanan ÇED
raporu doğrultusunda planlanan faaliyetin gerçekleşip gerçekleştirilemeyeceği karar
vericilere bağlıdır.
1.GİRİŞ Özgün Püren SEYHANLI
18
Pek çok ülkede karar aşamasında son kararın genellikle ÇED raporunun
doğrultusunda verildiği ve raporda çevresel açıdan olumsuz olduğu açıkça belirtilen
proje alternatiflerinin karar vericiler tarafından da kabul edilmediği görülmektedir.
Karar vericiler bazı durumlarda yapılan ÇED çalışmasını yetersiz görebilir ve ek
çalışmalar yapılması için raporu iade edebilir.
1.4.9. Proje Sonrası Etkilerin İzlenmesi ve Denetimi
Faaliyetin tamamlanmasından sonra izleme ve denetleme aşamasında;
- ÇED aşamasında öngörülen etkilerin gerçekten tahmin edilen kapsamda,
şiddette, zamanda ve tahmin edilen istatistiksel yapıda gerçekleşip
gerçekleşmediği,
- ÇED çalışmasında dikkate alınmamış veya gözden kaçmış olan etkilerin var
olup olmadığı,
- Alınmış olan önlemlerin yeterli olup olmadığı gibi konular netleştirilir.
İzleme ve denetim, yatırım kararı alınmasıyla başlar. İnşaat ve inşaat sonrası
işletme süresince devam eder. Bu nedenle ÇED raporu bir izleme ve denetim
programı önerisini de içermeli ve gelecekte bu çalışmaları yapacak olan gruplara
öncülük etmelidir.
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Özgün Püren SEYHANLI
19
2. ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR
ÖNÇED Uygulamasında Karşılaşılan Eksiklik ve Aksaklıkların Tespiti
isimli çalışmada ülkemizde ÇED Yönetmeliği kapsamında uygulanmakta olan
ÖNÇED konusunda çevre Bakanlığı ve Taşra Teşkilatının faaliyetlerini açıklamış
ve uygulamada karşılaşılan sorunları ve çözüm yollarını bulmaya çalışmıştır. Sonuç
olarak ÇED Yönetmeliği’nin nasıl uygulanacağı konusunda bilhassa faaliyet
sahiplerinin yeterince bilgi sahibi olmadıkları, bunun yanı sıra yönetmeliği
uygulayacak birimlerin de yeterince bilgi ve alt yapı donanımına sahip olmadıklarını
tespit etmiştir (Akkaş, 2000).
Çevresel Etki Değerlendirme Raporları Mevzuat, Ulusal ve Yerel Ölçekte
Sorunlar, Çevresel Parametrelerin Oluşturulmasında Geliştirilen Öneriler isimli
çalışmada, Avrupa Birliğine Üye ve çeşitli ülkelerde mevzuat uygulamalarına bakıp
ülkemizdeki ÇED mevzuatı, Bakanlık ve pilot bölge seçilen Kocaeli’nde o güne
kadar verilen ÇED kararlarını değerlendirmiştir. Türkiye,de uygulanmakta olan
ÇED sisteminin bir araç olmaktan kurtarılması ve yatırım izni sürecinin gereksiz ve
yararsız bir başka yeni bürokrasi halkası olarak görünmekten uzaklaştırılması,
Türkiye’de çevre envanteri oluşturulup alıcı ortam standartlarının belirlenmesi
sonucuna varmıştır (Yıldız, 2000).
ÇED Sürecindeki başarısızlıkların ve bunun nedenlerinin araştırılması; bu
sürece toplumsal faktörlerin eşit düzeyde ve bilgili olarak katılmalarının yanında,
çevre sorunlarının çözülmesinde ve çevre hakkının yaşama geçirilmesinde
sağlayacağı yararın ortaya çıkarılması amacıyla Ekin (1999), Türkiye’de
Uygulanmakta Olan Çevre Etki Değerlendirme Raporlarının Aksayan Yönleri ve
Alınabilecek Önlemler isimli bir çalışma yapmıştır. Sonuç olarak ülkemizde ÇED’in
henüz tüm kamu yönetimi tarafından yeterince tanınmadığı ve anlaşılmadığı,
bugüne kadar hazırlanan ÇED raporlarının hemen hemen hepsinin yüzeysel ve
gerçek anlamda uzmanlık bilgisi içermeyen görüşlerden ve genel eğilimli
tahminlerden oluştuğu ÇED Raporlarını hazırlayan kurum ve kişilerin uzmanlık
düzeylerinin yetersizlikleri yanında özellikle ülkemizde çevresel
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Özgün Püren SEYHANLI
20
bilgi/veri/envanter/izleme sistemlerinin yokluğu ve tüm bunların faaliyetlerin
olumsuz sonuçlarının irdelenmesi olanağını ortadan kaldırdığını belirtmiştir.
KOÇAK (1999), Çevre Etki Değerlendirme Metotları ve Uluslar arası
Uygulamalar üzerine bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada Çevresel Etki
Değerlendirme raporlarının hazırlanış şekilleri, prosedürün irdelenmesi ve buna
bağlı olarak ÇED metotlarının incelenmesi ve bu çalışmaların çevre üzerinde
yapacağı olumlu etkilerin belirlenmesini amaçlamıştır. ÇED raporlarının daha kısa
sürede daha düşük maliyetle yapılabilmesi için Çevre Bakanlığı tarafından ülke
genelinde çevre ile ilgili bilgiler içeren bir bilgi bankası kurulması, prosedürün
basitleştirilmesi için Bakanlıklar arası bir üst düzey komisyon oluşturulması, ÇED
Raporlarının hazırlanması için gerekli finansmanın temininin kolaylaştırılması,
Bakanlığa bağlı teknik personelin eğitimine ağırlık verilerek yurt dışı
deneyimlerinin arttırılması, faaliyetlerinin her aşamasında izlenebilmesi ve
denetlenebilmesi amacıyla izleme ve ölçüm sistemleri altyapısının oluşturulması
sonucuna varmıştır.
Avrupa Topluluğu ve Türk Çevre Mevzuatlarında Hava, su, Gürültü ve ÇED
Konularının Karşılaştırılması isimli çalışmada ise ÇELİK (1998), Türkiye’de
bulunabilen Avrupa Topluluğu Çevre Mevzuatları ile ilgili olarak ‘‘Offical Journal
Of The European Comunities’’ler Avrupa Birliği Ankara Temsilciliği
Kütüphanesindeki mikroçiplerden tarama yapmış ve incelemiştir. Diğer taraftan
hava, su gürültü kirliliği ve ÇED konularında, Türk hukuk sistemindeki kaynaklar
tarayarak ilgili mevzuatları incelemiştir. Bu çalışmalar sürerken aynı anda taranan
Türk Çevre Mevzuatında yer alan her konu ile ilgili hükümleri, Avrupa
Topluluğu’nun çevre konusunda uygulanmakta olduğu kurallar ve standartlar ile
karşılaştırmıştır.
ÇED’in hukuki boyutu, ÇED’in uluslar arası alandaki yapılanma biçimi,
çeşitli belgelerdeki görünümü ve bu uluslar arası alandaki normların bağlayıcı
gücünü araştırmak ve Türk hukukundaki ÇED Sürecinin yerini belirlemek amacıyla
YANCI (1997) bir çalışma yapmıştır. ÇED’in dayanağını aldığı anayasal, yasal ve
yönetsel düzenlemeleri ortaya koyarak bu çerçevede ÇED Yükümlülüğüne
aykırılığın farklı hukuk disiplinlerinde doğuracağı sorumlulukları incelemiştir.
2.ÖNCEKİ ÇALIŞMALAR Özgün Püren SEYHANLI
21
ÇED’in etkin bir şekilde uygulanmasında en önemli rolü hukukun oynayacağı bu
nedenle hukuki düzenlemelerin yeniden gözden geçirilerek gerekli revizyona tabi
tutulması gerektiği, özellikle sorumluluk ve yaptırım konularında etkili ve caydırıcı
düzenlemelerin getirilmesi sonucuna varmıştır.
Çevresel Etki Değerlendirme Sürecinde Katılım isimli bir çalışmada çevre
sorunlarının giderimi ve çevrenin korunup geliştirilmesi amacıyla oluşturulan çevre
yönetim modellerinin temel uygulama aracı olan ÇED Sürecini irdeleyerek bu
süreçte rol alan toplumsal faktörlerin eşit düzeyde ve bilinçli olarak katılımlarının
çevre yönetiminin başarılı olmasındaki etkileri incelenmiştir. ÇED Yönetmeliği’ni
nasıl uygulanacağı konusunda bilhassa faaliyet sahiplerinin yeterince bilgi sahibi
olmadıkları, bunun yanı sıra yönetmeliği uygulayacak birimlerin de yeterince bilgi
ve altyapı donanımına sahip olmadıklarını tespit etmiştir (GÜVEN, 1996).
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
22
3. MATERYAL ve METOD
3.1. Proje Tanımı
Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Projesi, Hazar Denizi havzasında yer alan petrol
sahalarından çıkarılacak ham petrolü, Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden
Türkiye’nin Akdeniz kıyısında bulunan Ceyhan’da inşa edilen ham petrol depolama
ve ihraç terminaline taşıyacak bir boru hattı yapımını kapsamaktadır (Şekil 3.1.).
Şekil 3.1. Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattı güzergahı
3.1. 1. Öngörülen Boru Hattı Güzergahı
Öngörülen BTC Boru Hattı, Bakü yakınlarındaki mevcut Sangachal
Terminali’nden başlayıp ve toplam uzunluğu 1.760 km’dir. BTC Boru Hattı Türkiye
kesimi yaklaşık 1.076 km (BTC Deniz Terminali'nde tank depo alanından iskeleye
kadar olan yaklaşık 6 km’lik mesafe hariç tutularak) uzunluğunda olup, Gürcistan-
Türkiye sınırındaki Türkgözü’nden Akdeniz kıyısında İskenderun Körfezi’nde yer
alan Ceyhan’a kadar uzanmaktır.
Boru hattının Türkiye sınırlarında kalan kısmı üç bölüme ayrılarak inşaat
aşamasına başlanmıştır. Boru hattı Gürcistan sınırından itibaren Ardahan, Kars,
Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Sivas, Kayseri, Kahramanmaraş, Osmaniye ve
Adana il sınırlarından geçmektedir. Hattın LOT_C olarak tanımlanan güney bölümü
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
23
Adana, Osmaniye, Kahramanmaraş, Kayseri ve Sivas ilinin bir bölümünü
kapsamaktadır. Önerilen boru hattının Türkiye Cumhuriyeti topraklarında yer alan
güzergahı Şekil 3.2.’de verilmektedir.
Şekil 3.2. BTC projesi Türkiye güzergahı
3.1.2. Boru Hattı
Öngörülen BTC Boru Hattı Türkiye Kesimi boyunca borular, yer üstü tesislerle,
bağlantı noktaları dışında toprak altında gömülü olacaktır. Boru hattında, işletmeden
kaynaklanan sorunların derhal tespit edilmesi ve çevresel olayların oluşma
olasılığının en aza indirilmesi için kontrol ve sızıntı tespit sistemleri de dahil olmak
üzere işletimin izlenmesi amacıyla en son teknolojiler kullanılmıştır. Güzergah
boyunca her noktada kaplama sistemleri, et kalınlığı, katodik koruma, gömme
derinliği ve diğer bazı konular gibi belli başlı tasarım konuları, projenin halihazırda
devam etmekte olan Detay Mühendislik Aşaması’nda ele alınmıştır. Gerektiğinde,
nehir ve fay geçişleri ile heyelan bölgeleri için özel tasarımlar uygulanmış olup, bu
sayede boru hattını ve çevresini korumaya yönelik olarak tüm hassas noktalarda akılcı
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
24
ve uluslararası kabul görmüş teknolojik önlemler alınmıştır. Boru hattı sürekli olarak
işletilecek ve ancak bakım dönemlerinde devre dışı kalacaktır.
3.1.3. Boru Hattı Güzergahı Belirleme Yöntemi
Boru hattı güzergah seçimi, bir boru hattı taşıma sistemi ile birbirlerine
bağlanacak iki veya daha fazla nokta arasındaki en uygun bağlantının
tanımlanmasıdır. BTC projesinde güzergah belirlemede genel olarak ‘‘Güzergah
Daraltma Yöntemi’’ uygulanmıştır. Boru hattı güzergahının belirlenmesi için iki
aşamalı bir yöntem uygulanmıştır. İlk aşama, 100 km’lik bir genişlik içerisinde,
1:2.000.000 ve 1:500.000 ölçekli haritaların imkan verdiği ölçüde olası güzergah
koridorlarının belirlenmesini kapsamıştır. İkinci aşama, 1:200.000 ölçekli haritalar
temel alınarak 20 km genişlikte olası güzergah koridorlarının belirlenmesini
kapsamıştır.
Bu çalışmalar sırasında çevresel bakımdan özelliği bulunan aşağıdaki alanlar
da belirlenmiştir:
- Koruma alanları
- Sulak alanlar
- Ormanlar
- Jeomorfolojik arazi şekilleri
- Sismik risk bölgeleri
- Ani gerçekleşen taşkın olaylarına meyilli bölgeler
- Jeo-teknik sınıflandırmalar ve
- Kültürel miras eserleri bulunan alanlar
Potansiyel güzergah koridorlarının belirlenmesi sırasında Coğrafi Bilgi
Sistemi (CBS) kullanılmıştır.
20 km genişliğindeki olası güzergah belirlemesinin ardından Temel
Mühendislik çalışmaları da göz önüne alınarak hat genişliği 10 km’ye indirilerek
‘İlgilenilen Koridor’ tayin edilmiştir. Hat inşaatının teknik çalışmalarını içeren Temel
Mühendislik aşamasında daha önce tespit edilen ‘‘İlgilenilen Koridor’’ mevcut
çevresel durum verilerinin belirlenmesi ve bunu takiben, koridorun 500 m
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
25
genişliğindeki ‘Tercih Edilen Güzergah Koridoru’na daraltılması için kesinleştirme
ve rötuş faaliyetlerine tabi tutulmuştur.
Güzergah daraltma süreci sırasında göz önünde bulundurulan başlıca kriterler
şunlardır:
- Topoğrafya (örn. yükseltiler, eğimler, vb)
- Çevresel faktörler (örn. koruma altındaki veya hassas alanlar)
- Sosyal faktörler (örn. yerleşim alanlarından, okullardan, mezarlıklardan
geçişin önlenmesi)
- Heyelan alanları ve karstik alanlar
- Faylar ve potansiyel sıvılaşma riski olan alanlar
- Arkeolojik alanlar
- Hidroloji
- Meteoroloji
- Teknik faktörler (örn. inşa edilebilirlik)
- Üçüncü taraf ve Devlet Makamlarının kısıtlamaları (örn. altyapı planlaması ve
kalkınma)
3.1.4. Nihai Güzergahın Belirlenmesi
Detay Mühendislik aşamasında koridorun üç kere daraltılmasıyla üç adet
temel güzergah tayini aşaması bulunmaktadır. Bu aşamalar şu şekilde tanımlanmıştır:
500 m ‘‘Tercih Edilen Koridor’’, 100 m ‘‘Belirlenen Koridor’’ ve 28 m ‘‘İnşaat
Koridoru’’ (Orman arazilerinde 22 m ve hassas çevresel bölgelerde daha az ya da eşit
genişlikte belirlenmiştir). Üç adet temel güzergah tayini aşamasında göz önünde
bulundurulan temel etmenler şunlardır;
-Mühendislik konusunda;
• Jeolojik risk kısıtlamaları
• İnşaa edilebilirlik hususları
• Optimizasyon hususları
-Çevresel ve Sosyal konularda;
• Toplumsal etkiler
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
26
• Ekolojik olarak hassas alanlar
• Arkeolojik kısıtlar
-Arazi edinimi ve Atanmış Devlet Kuruluşu (ADK),
• Arazi sahipleri ile ilgili hususlar
• Devlet Makamları kısıtlamaları
‘‘Nihai İnşaat Koridoru’’nun belirlenmesi sürecinde, inşaatın standart çalışma
genişliği (28 m), azaltılmış çalışma genişliği (orman ve ekoloik açıdan hassas
alanlarda 22 m) ve genişletilmiş çalışma genişliği (karayolu ve nehir geçişlerinde 35
m) belirlenmiştir. Boru hattı inşaatı için 28 m’lik standart çalışma genişliğinin
kullanılması aşağıda belirtilen noktalar açısından belirgin avantajlar sağlamıştır;
- İnşaat çalışma genişliğinde yürütülen tüm çalışmaların güvenli bir şekilde
gerçekleştirilmesi
- İnşaat müteahhitinin, arazi sahipleri ile anlaşıp gerekli tazminatları ödemeksizin
çalışma alanının dışına çıkma risklerinin en aza indirilmesi
- Acil durum, güvenlik, bakım ve temin araçlarının inşaat çalışma şeridi vasıtasıyla
sahaya kesintisiz ulaştırılması (tek şeritli geçiş yoluna olan ihtiyacı ortadan
kaldırmaktadır.)
- Sıyrılmış üst toprak ile çıkarılan alt toprağın karışmasının önlenmesi
- Standart boru hattı inşaatı yöntemlerinin kullanılması.
3.1.5. BTC ÇED Sürecinin Aşamaları
BTC Projesi’nin Türkiye Kesimi için uygulanan ÇED süreci özet olarak,
aşağıda verildiği gibi birbiriyle örtüşen ve süregelen bir dizi faaliyetten oluşmaktadır:
• Proje’nin Tanımlanması: Bu faaliyet; proje kavramı, boru hattı
güzergahı seçenekleri, YÜT’ler ve BTC Deniz Terminali için yer seçimi,
proses teknolojileri ve etki azaltma seçenekleri ile ilgili olarak proje
alternatiflerinin değerlendirilmesini kapsamaktadır.
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
27
• Kapsam Belirleme: Bu faaliyet, ÇED süreci boyunca devam etmiş olup,
ilgili tarafların tanımlanması ve ön istişare, Proje için çevresel ve
sosyoekonomik kapsamın belirlenmesi ve ön etki tanımlanması da dahil
olmak üzere, çeşitli faaliyetleri kapsamaktadır.
• İstişare: Bu, hem proje ile ilgili bilgilerin başlıca ilgili taraflara (örn.,
yetkililer, Sivil Toplum Kuruluşları (STK’ler) ile yerel ve ulusal basın)
dağıtılmasını, hem de karşılıklı toplantı ve atölye çalışmalarıyla projenin
olası etkilerinin daha ayrıntılı tanımlanması işlerini kapsamaktadır. İstişare
faaliyetleri ve diyalog, inşaat ve işletme süresince de devam edecek önemli
bir faaliyettir.
• Mevcut Durum Veri Toplama: Bu faaliyet, mevcut verilerin incelenmesi
ile çevre ve yerleşimler üzerine araştırmalar yapmak suretiyle, çevresel ve
sosyoekonomik mevcut durum koşulları ve Proje ile ilgili tutumun
tanımlanmasını kapsamaktadır.
• Değerlendirme: Bu faaliyet, inşaat ve işletmenin tüm olası etkilerinin
tanımlanması ve ardından değerlendirilmesi ile bu etkilerin önem
derecelerinin tespit edilmesini kapsamaktadır. Tüm olası olumsuz etkilerin
azaltılmasına ve öngörülen gelişmenin sağlayacağı yararların arttırılmasına
yönelik önlemlerin araştırılması ve geliştirilmesi konuları da gene bu
faaliyete dahil edilmiştir.
• Halkın Bilgilendirilmesi: Halkın bilgilendirilmesi faaliyetleri taslak
ÇED Raporu’nun ve halkı bilgilendirme broşürleri, TOÖ, internet sitesi ve
benzeri bazı halkı bilgilendirme malzemesinin halka sunulmasıyla
başlatılmıştır. 60 günlük halkın bilgilendirilmesi faaliyeti boyunca çeşitli
ilgi grupları ile toplantılar düzenlenmiştir. Halkın bilgilendirilmesi sürecinin
amacı iki yönlüdür:
- Öngörülen Proje’nin çevresel ve sosyal etkilerinin ve bunlarla ilgili
olarak yerine getirilecek etki azaltıcı önlemlerin tam olarak
kavramasına yardımcı olacak gerekli bilginin sağlanması.
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
28
- Önerilen etki azaltıcı önlemlerle ilgili olarak tartışmaların ve görüş
verilmesinin teşvik edilmesi. Halkın bilgilendirilmesi süreci boyunca
gelen görüşler gözden geçirilerek gerekli görülen yerlerde bu ÇED
Raporu’na dahil edilmiştir.
Bu ÇED Raporu, halkın bilgilendirilmesi sürecine kadar ve bu süreç de dahil
olmak üzere ÇED sürecinin bulgularını ve önerilerini sunmaktadır; çevresel ve sosyal
hususların öngörülen Proje’nin gerçekleştirilme aşamalarına yansıtılması, süreklilik
arz eden dinamik bir yönetim faaliyetidir. Çevre yönetimi araştırma ve kontrolünün
elde edilmesi için önemli bir araç, ÇED Raporu’nun bütünleyici bir parçası olan ve
Ek C’de yer alan Yönetim ve İzleme Planları’dır.
Yönetim ve İzleme Planları, projenin inşaat ve işletme sürecinde ilgili tüm
faaliyetlerin yönetilmesi amacını taşıyan Çevre Yönetim Sistemi’nin geliştirilmesi ve
gerçekleştirilmesi için teknik bir zemin sunmaktadır. Bu şekilde, Yönetim ve İzleme
Planları, boru hattı ve ilgili tesislerin inşaatı ilerledikçe gelişimini sürdürmüştür.
3.2. LOT-C Güzergahı
BTC Projesinin, Türkiye kesimi toplam 1.076 km olup, üç Lota (Lot A, Lot B,
Lot C) bölünmüştür.
• Lot A: Gürcistan Türkiye sınırından PT2 ( KP 0-278)
• Lot B: PT2-PT4 (KP 278-744)
• Lot C: PT4- BTC Deniz Terminali (KP 744-1076)
Lot C, 332 km olup, BOTAŞ kontrolünde PUNJ LLOYD-LİMAK Adi
Ortaklığı işin müteahhitliğini üstlenmiştir. Bu çalışmada, Lot C’ nin, Çevresel
Yönetim Planı kapsamında olan üç ana konu incelenmiştir. Bunlar;
1. Kirlilik Önleme Yönetim Planı
2. Atık Yönetim Planı
3. Yeniden Eski Haline Getirme Yönetim Planı
BTC projesinde Ardahan’ın Posof ilçesinden Gürcistan sınırına bağlanacak
olan boru hattının Türkiye için başlangıç noktası bu sınır bölgesi kabul edilmiş ve 1.
km ile ölçülendirme başlatılmıştır. Buna göre inceleme konumuz olan projenin güney
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
29
bölümü 744. km’den başlayıp Ceyhan Deniz Terminali’nde (yeni adıyla Haydar
Aliyev Deniz Terminali’nde) 1076. km’de son bulmaktadır. Toplam 332 km boru
hattı uzunluğunu içeren bu bölüm 5 il ve bu illere bağlı 8 ilçe ve 119 köyden
geçmektedir.
LOT-C olarak adlandırılan güney kısımda 2002 yılının ortalarında sörvey
çalışmaları ile inşaat faaliyetleri fiilen başlamıştır. Sörvey sırasında inşaat ekibinden,
çevre ekibinden ve halkla ilişkiler ekibinden görevliler hattı baştan sona gezerek
kendi konularıyla ilgili veri toplamışlardır. Bu çalışmalar esnasında toplam 19 adet
ekolojik açıdan hassas olarak belirlenen alanda uygulanacak inşaat ve koruma
yöntemleri belirlenmiş, çevrede yaşayan halkın sosyo-ekonomik yapıları incelenmiş
ve hatla ilgili bilgilendirme için izlenecek yöntemler tespit edilmiş, çeşitli hassas
noktalarda (fay hattı, önemli nehir geçişleri, arkeolojik alanlar, orman alanları gibi)
incelemeler yapılarak inşaat sırasında alınacak koruma önlemleri belirlenmiştir.
Sörvey çalışmalarından sonra ve yine inşaat öncesi veri toplama aşamasında
332 km içerisinde arkeolojik açıdan önemli bulunan 24 alandan 13 tanesinde
güzergah değişikliği uygulanmıştır. Diğerlerinde ise sadece bazı kalıntılara rastlanmış
ve tüm parçalar toplanarak ilgili Müze Müdürlüklerine teslim edilmiştir.Örneğin
Kahramanmaraş ili Andırın İlçesi Geben beldesinde yeralan Meryemçil kalesinin alt
kısmında inşaat öncesinde bulunan hamam kalıntıları neticesinde kazı yapılmış ve
ortaya çıkan ören yeri nedeniyle (Şekil 3.3.) daha önceden belirlenen ‘500 m Tercih
Edilen Koridor’ içerisinde güzergah değişikliği yapılmıştır. Böylece çevresel ve
sosyal açıdan aynı özelliğe sahip 500 m içerisinde çevresel açıdan inşaatı
engelleyecek yeni bir durumla karşılaşılmamış ve aynı yöntemler uygulanabilmiş,
sosyal açıdan ise arazi edinimi ve arsa sahibi bilgilendirmesi için ayrı bir çaba
harcanmamıştır.
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
30
Şekil 3.3. Arkeolojik alan kazısı
3.3. İnşaat Öncesi Çevresel Faaliyetler ve Olası Etkilerin Belirlenmesi
3.3.1 Olası Çevresel Etkilerin Belirlenmesi
3.3.1.1 Toprak üzerine olası etkiler
Toprakta meydana gelebilecek en önemli değişiklik erozyon ya da sıkıştırılma
sonucu oluşan yapısal değişiklikler ve toprak kalitesinin düşmesidir. Toprağın ne
seviyede erozyon ya da sıkışmaya maruz kalacağı, yapısal özelliklerine bağlıdır.
Şüphesiz, farklı topraklar farklı bakıma ihtiyaç duyacaktır ve etki azaltmanın önemi,
bozunma, mevsimler, yamaç vb. gibi faktörlerin yanısıra toprak çeşidine göre de
değişecektir.
Toprak sıyırma ve diğer inşaat faaliyetleri sırasında olumsuz olarak
etkilenecek toprakları asgari seviyeye indirmek için kullanılacak ve uygun olarak
teknik açıklamalarla çalışma uygulamaları içine dahil edilecek önlemler ayrıntılı
olarak belirlenmiştir. Buna göre üst toprak için uygulanması öngörülen koruma
yöntemleri şunlardır;
- Genellikle, üst toprak minimum 150 mm (15 cm)’den maksimum 300 mm (30 cm)
derinliğe kadar sıyrılacaktır
- Toprak sıyırma sırasında uygun makinalar ve/veya koruyucu yapılar kullanılacaktır
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
31
- Alttaki toprağın ağırlıktan ötürü sıkışmasını önlemek için, toprak stokları
maksimum 2 m yüksekliğe kadar sınırlandırılacaktır
- Yamaç eğimleri 45ºC’den küçük açık hendeklerle drene olan stok alanlarında
toplanacaktır.
- Yığının üstü yağışın içeri işlemesini azaltacak ama havasız (anaerop) koşulların
gelişimini engelleyecek düzeyde hafifçe sıkıştırılacaktır.
Alt toprağın kaldırılması ve depolanması esnasında uygulanması öngörülen
koruma önlemlerinde amaç alt toprağın aşırı erozyona neden olmayacak ve
erozyondan etkilenmeyecek biçimde yönetilmesidir.
- Alt toprak, araç geçişinden ve tesislerden etkilenmeyecek şekilde depolanmıştır
- Alt toprak yığınları serbest drenajı güvenceye alacak biçimde yerleştirilmiştir
- Yığının üstü, yağışın içeri işlemesini azaltacak, ama havasız (anaerop) koşulların
gelişimini engelleyecek düzeyde, hafifçe sıkıştırılmıştır.
3.3.1.2 Manzara ve görsel ögeler üzerine olası etkiler
Boru hattı inşaatından kaynaklanacak manzara ve görsel ögeler üzerine olası
etkiler, büyük ölçüde boru hattının geçeceği arazideki fiziksel değişiklikler ve proje
alanında yaşayanların ve çevredeki diğer kişilerin görsel çevresini etkileyen
faktörlerdir.
Belirlenen etki azaltıcı önlemler şunlardır;
-Saha dışı inşaat faaliyetleri en kısa uygulama süresi ile sınırlandırılması
-Çalışmaların tamamlanması üzerine tüm geçici yapılar, atıklar ve fazla malzeme
tamamen kaldırılması.
3.3.1.3. Yüzey suları üzerine olası etkiler
Boru hattı güzergahı boyunca yüzey sularının kirlenmesini önlemek için
gereken bütün önlemler alınacaktır. Temel bir gereklilik olarak, bütün akarsu geçişleri
için Devlet Su İşleri (DSİ) ile protokoller imzalanması ve her büyük akarsu geçişi için
detaylı çalışma methodları BOTAŞ’ın gözetiminde müteahhit tarafından hazırlanıp
DSİ’nin onayına sunulması, normal ve küçük nehir geçişleri için genel bir çalışma
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
32
methodu hazırlanması öngörülmüştür. Bu methodu oluşturan planlar ve prosedürler
kirleticilerin suya ve karaya (yer altı suları dahil) yayılmalarını kapsayacaktır. Bu
bağlamda büyük ya da küçük tüm kazalar rapor edilecek ve gelecekte ufak tefek
kazaların ya da olabilecek bir yayılmanın tekrar görülmesi olasılığını önlemek üzere
önlemler alınacaktır.
Bütün geçişler için ayrıntılı bir zaman çizelgesi hazırlanacak böylece bazı
nehirlerdeki ekolojik kaynakların mevsimsel hassasiyetlerine ilişkin hususlar
belirlenmiş olacaktır.
Geçiş sırasında uygulanması öngörülen etki azaltıcı önlemler şöyledir;
- Araçların ve mekanik ekipmanın suya doğrudan ulaşımı asgari seviyede tutulacaktır
-Araçların suya girişinin zorunlu olduğu durumlar önceden kontrol edilip,
araçların/ekipmanların herhangi bir sulu ortama girmeden önce yakıt/ yağ
sızdırmalarını önlemek için iyileştirici önlemler alınacaktır
- Bir nehir veya kanalın 30 m. yakınında teçhizatların veya makinaların yakıt
doldurma, yıkama ve bakım faaliyetleri engellenecektir
- Mühendislik koşullarının imkan verdiği derecede nehir yatağı geçişleri nehir
kanalına dik olacak şekilde gerçekleştirilecektir
- Akarsu geçişinden önce geçici köprü yapıları kurulacaktır. Köprüler nehire toprak
karışımını önleyecek şekilde korunacaktır
- Çalışmalar esnasında etraftaki toprağın suya karuşması engellenecek bunun için
koruyucu ekipmanlar kullanılacaktır
- Geçiş öncesi yörede survey yapılarak suyun kullanım amaçları belirlenecektir. Balık
çiftliklerinin bulunması veya suyun insanlar tarafından kullanılması ve /veya göçen
ya da üreyen balıklar için önemli bir nehrin geçildiği yerde çökelti kontrol
önlemlerine özel bir önem gösterilecek ve gerek duyulduğunda acil iyileştirme eylemi
gerçekleştimek üzere dikkatli bir şekilde etkinliği izlenecektir
- Akarsuyun sel kaldırma kapasitesi inşaat sona erdikten sonra eski haline
getirilecektir
- Mevcut drenaj sistemlerinin eski haline getirilmesine ek olarak inşaat sırasında
gerekli olan yerlere geçici drenaj sistemleri kurulacaktır. Bu drenaj sistemleri boru
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
33
hattı, eski haline getirme işlemi bittikten sonra yüzey ve yer altı sularının hareketine
bir etkisi veya engellemesi olmayacak şekilde tasarlanacaktır
- Tehlikeli kimyasallar, yakıtlar ve yağlar depolanmayacak ve yakıt doldurma ve
beton hazırlama faaliyetleri nehire 30 metreden daha yakında gerçekleşmeyecektir.
Harcın ve çimentonun kullanımı sırasında nehire karışması riskini azaltmak üzere
kontrol edilecektir
- Mekanik tamamlama sırasında, boru hattında sızma olmadığından emin olmak için
hidrostatik basınç testi yapılacaktır.
3.3.1.4. Yeraltı suları üzerine olası etkiler
Yer altı suları inşaattan etkilenebileceği gibi inşaat üzerinde etkiye yol
açabilecek çevresel bir faktördür. Örneğin yer altı sularının toprak yüzeyine yakın
olduğu alanlarda, çalışmanın devam edebilmesi için kanallardaki suyun boşaltılması
gerekmektedir. Kontaminasyonun yer altı suyu kalitesi üzerinde olumsuz etkilere yol
açma olasılığı çok fazladır. Serbest akiferler, olası bir kirlenme durumunda (örn.
sahadaki bir yayılım sonucunda) etkilenebilecek en hassas yeraltı sularıdır. Basınçlı
akiferler muhtemelen etkiye maruz kalabilirler. Ancak bu durum, özellikle akiferin
geri dolum bölgelerinde yapılan faaaliyetler sonucu oluşabilir.
Belirlenen olası etkilere göre etki azaltıcı önlemler aşağıdaki gibi öngörülmüştür;
- Yer altı suyu kaynakları boru hattına hidrotest suyu temin etmek amacıyla
kullanılmayacaktır
- Mevcut drenaj sistemlerinin eski haline getirilmesine ek olarak inşaat sırasında
gerekli olan yerlere geçici drenaj sistemleri kurulacaktır. Bu sistemler boru hattı, eski
haline getirme işlemi bittikten sonra yüzey ve yer altı sularının hareketine bir etkisi
veya engellemesi olmayacak şekilde tasarlanacaktır
- Boru hattı kanal suyunun boşaltılması yüksek su tablası bulunan yerlerde
yürütülecektir
- Atık su arıtma tesisinden gelen atık sular dahil bütün deşarjlar Dünya Bankası ve
Türk Su Deşarjı Standartlarını karşılayacaktır
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
34
- Yakıtlar ve diğer yağlar 1. Sınıf serbest akiferlerin olduğu alanlarda
depolanmayacaktır. Eğer bu gibi alanlarda yakıt vb. depolamak gerekli ise,su
geçirmez tabanlı şeritli alanlarda depolanacak ve stoklar kullanışlı minimum bir
seviyede tutulacaktır
- İnşaat şantiyeleri ve diğer geçici tesisler 1. sınıf serbest akifer bulunan alanlar
üzerine yerleştirilmeyecektir ve bu gibi yerlerde arıtılmış atıkların imhasında bir araç
olarak sızıntı çukurları kullanılmayacaktır
- Membalar ve kuyuların 50 m yakınında geçici tesisler (şantiyeler, genel ve boru
depo alanları, yakıt depo alanları gibi) olmayacaktır
- Bir akarsu ya da kanalın içinde, yakınında veya üzerinde veya yüksek seviyede yer
altı suyu ya da serbest akiferlerin baskın olduğu yerlerdeki alanlarda teçhizatlara,
makinelere yakıt doldurma, yıkama veya bakım yapılmayacaktır.
3.3.1.5. Atık depolama alanları üzerine olası etkiler
Boru Hattının ve ilgili tesislerinin inşaatı ve işletimi sırasında, çeşitli katı
atıklar üretilecek ve bunların uygun bir şekilde yönetilmesi gerekecektir. Atıkların
uygun olmayan bir şekilde yönetilmesi aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli
olası etkilere yol açabilir:
- Toprağın kirlenmesi
- Yüzey ve yer altı sularının kirlenmesi
- Çöp ve döküntü nedeniyle görsel ve estetik etkiler
- İnsanlar, hayvanlar ve yaban hayatın maruz kalabileceği sağlık ve güvenlik
tehlikeleri
- Uygun olmayan yakma sonucunda hava kalitesi üzerindeki etkiler
- Mevcut atık yönetimi kapasitesi üzerindeki baskılar
İnşaat ve işletme aşamaları için bir Atık Yönetimi Planı geliştirilmiştir. Söz
konusu planının amacı yukarıda sözü geçen etkilerin önlenmesi ya da bu etkilerin
kabul edilebilir bir düzeye (düşük seviye) indirilmesidir. Plan öncelikle bir yönetim
hiyerarşisini esas almaktadır. Bu kapsamda öncelik sıralaması aşağıda belirtilen
şekilde olacaktır:
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
35
- Öncelikle atıkların ortaya çıkmasının önlenmesi
- Ortaya çıkan miktarın asgari düzeye indirilmesi
- Yeniden kazanım ve kullanım ile atıkların yeniden kazanılması
- Toprak, su kaynakları ve hava kalitesi üzerinde ikincil etkiler oluşturmadan atıkların
arıtılması ve işlenmesi
- Mevcut atık yönetim kapasitesini tehlikeye atmadan, atıkların kontrollü bir şekilde
bertaraf edilmesi (başka bir deyişle lisanslı bir tesise gönderilmesi).
Katı atık yönetimi Türkiye’de bir kaç hukuki belge ile kontrol edilmektedir;
- Katı Atık Yönetmeliği
- Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği
- Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği
Atık Yönetimi Planı Türk mevzuatının gerekliklerine tamamıyla uygun bir
şekilde uygulanacaktır. Atık Yönetimi Planının tamamen uygulanması, olası etkilerin
düşük düzeyde seyretmesini sağlayacaktır. Ancak, ortaya çıkacak atık hacmi ve
mevcut atık yönetimi tesislerinin bu hacmi kabul edebilme kapasitesiyle ilgili olarak
çözümlenmeyi bekleyen belirsizlikler mevcuttur.
Bu konunun ele alınması için inşaat işleri başlamadan önce Atık Yönetim
Planını tamamlayacak ve bu kapsamda aşağıda belirtilen hususlar özellikle dikkate
alınacaktır:
- Atık hacimlerinin miktarı, türüne ve oranına göre belirlenecektir
- Atıkların üretilmemesi, geri dönüşüm ve yeniden kullanımı için gerekli önlemleri
azami düzeyde uygulayacağını ortaya koyacaktır.
- Saha dışındaki atık bertaraf tesislerinin kullanımının sürdürülebilirliği belirlenerek,
kapasiteyi tehlikeye atmayacak ve diğer kullanıcılarla herhangi bir anlaşmazlığa yol
açmayacaktır.
3.3.1.6. Biyolojik çevre üzerine olası etkiler
Önemi olan saha ve habitatlar üzerinde boru hattı inşasının potansiyel etkileri
değerlendirilmiştir. Etkilerin bazılarının ne kadar uzun vadeli olacağı (5-10 yıldan
fazla), toprak yapısının, kimyasının ve drenaj özelliklerinin ve muhtemelen mikro
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
36
topoğrafya gibi fiziksel faktörlerin eski haline getirilmesi başarısına bağlıdır. Bunlar
ekolojik populasyonların doğal olarak ya da tohum ekme-bitki dikimi yardımıyla eski
haline gelme başarısında temel oluşturacaktır.
Bütün Hassas Ekolojik Alanlarda (HEA) uygulanacak özgün bir etki azaltıcı
önlem inşaat koridoru içinde ve potansiyel olarak inşaat faaliyetlerinden
etkilenebilecek çevredeki alanlarda bulunan tehdit altındaki türleri tanımlayacak ve
yerlerini belirleyecek ayrıca uygun botanik uzmanlar tarafından yürütülecek inşaat
öncesi araştırmaların yapılmasıdır. Bu araştırmaların sonuçlarına dayanarak uygun
ilave etki azaltıcı önlemler belirlenecektir. Tehdit altında olan,korunan türler ya da
ekolojik özellikler üzerindeki olumsuz etkilerin gerçekleşmesi olasılığını en aza
indirmeyi sağlamak için özel önlemler belirlenmiştir.
- Mümkün olan yerlerde hassas türleri etkileme olasılığı olan patlatma gibi inşaat
faaliyetlerinden kaçınılacak ya da inşaat faaliyetleri, personelin yönetimi ve uygun
çalışma çizelgeleri ile en aza indirilecektir
- Danışmanlar koruma altında türler için gözlemler yapacak ve uygun olarak araziyi
temizleme, ekolojik koruma ve eski haline getirme teknikleri üzerine alana özgü
tavsiyelerde bulunacaktır
- Ana ulaşım yolları inşaat faaliyetleri başlamadan önce belirlenecek ve çevresel
yönetim sürecinin bir parçası olarak ele alınacaktır .Yeni yolların inşaatına ihtiyaç
duyulmasını engellemek için mümkün olan yerlerde mevcut ıslah edilebilir yollar
kulanılacaktır.Ulaşım yolları hassas ekolojik alanlardan geçişi engellemek ve
erozyonu asgari düzeye indirmek üzere seçilecek ve fiziksel arazi kullanımını
sınırlayacak şekilde tasarlanacaktır. Yöredeki halk faydalanmadığı sürece,
kullanımına artık ihtiyaç duyulmayan geçici yollar kaldırılacak ve arazi eski haline
getirilecektir
- Bütün inşaat personeline alandaki çevresel hassasiyetlerle ilgili bilgi verilecektir
- Doğa koruma değeri olan alanlarda çalışma genişliği daraltılacaktır.(örneğih
EHA’lar ve orman alanlarında çalışma genişliği 22 metre ile sınırlandırılmıştır)
- Habitatın devamının sağlanması için arazi mümkün olduğunca eski haline
getirilecektir
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
37
- Mevcut drenaj sistemlerinin eski haline getirilmesine ek olarak inşaat sırasında
gerekli olan yerlere geçici drenaj sistemleri kurulacaktır Boru hattı, eski haline
getirme işlemi bittikten sonra yüzey ve yer altı sularının hareketine bir etkisi veya
engellemesi olmayacak şekilde tasarlanacaktır
- Mümkün olan yerlerde hassas türleri etkileme olasılığı olan patlatma gibi inşaat
faaliyetlerinden kaçınılacaktır
- İnşaat çalışanlarının avlanması, balık tutması ve ateşli silah taşıması kesinlikle
yasaklanacaktır
- Gürültü, toz, su kirliliği vb. gibi etkilerin asgari düzeye indirilmesine yönelik
önlemlerin uygulamasıyla flora ve fauna üzerindeki etkilerin asgari düzeye
indirilmesi sağlanacaktır
3.3.1.7. Hava kalitesi üzerine olası etkiler
İnşaat sırasında hava kalitesinin korunması amacıyla araç emisyonları
genel mühendislik yaklaşımı (uygun bakım, gezinme konusundaki kısıtlamalar da
dahil) ve uygulanabilir yerlerde araç güzergahının yerleşim birimlerinden uzakta
olması ilkesi benimsenerek olası etkiler minimum seviyeye indirilmesi esas
alınmıştır. İnşaat sırasında tozun oluşma olasılığı büyük ölçüde araçların çalışma
alanı boyunca hareketi ve hızları, toprak sıyırma, kanal kazma, geri doldurma ve eski
haline getirme gibi saha faaliyetlerinin türüne bağlı olacaktır. Rüzgar hızı ve rüzgarın
partikülleri hassas alıcılara taşımaları, etkilerin oluşabileceği frekansları ve sürelerini
belirleyen önemli faktörlerdir. Toz emisyonları kuru hava ve yüksek rüzgar hızları
sonucunda artar ve toprak ve/veya ortam koşullarının nemli olması durumunda sıfıra
kadar düşer.
Yerel halk tarafından ortaya konan endişelere müteakip olarak bir ziraat
mühendisi tarafından tozun olası etkileriyle ilgili bir çalışma yapılmıştır. Bu çalışma
‘Hava Kalitesi Kontrol Yönetmeliğinde’ desteklenen protokolleri takip etmiştir ve
yerel halkın başlıca endişesi olan sürülebilir bitkiler ve arıcılık üzerindeki muhtemel
etkilerin saptanmasını hedeflemiştir. Bu çalışmaya göre geniş yapraklı bitkiler
(pamuk ve asma gibi) potansiyel olarak en fazla risk altında olacaktır. Ancak, toz
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
38
emisyon hızı, tahmini birikme hızı ve toz oluşturan faaliyetlerin geçici doğası (her bir
lokasyonda yalnızca bir kaç hafta) nedeniyle, etkiye maruz kalma seviyelerinin kabul
edilebilir sınırlar içinde olması tahmin edilmektedir.
Bu kriterlere göre alınması öngörülen etki azaltıcı önlemler şöyle
sıralanmıştır;
- Rüzgarla uçan malzeme ve toz riskini en aza indirmek için artık malzeme, üst/ alt
toprak ve malzemelerin istiflenmesi ve tutulması dikkatli bir şekilde kontrol altında
tutulacaktır. Örneğin uygun bir örtü malzemesi kullanılacaktır
- Kuru rüzgarlı hava koşullarında araç hareketlerini kontrol için ek önlemler
alınacaktır.Üzerinde trafik akışı olacak çalışma genişliğinin bölümleri şartlar
elverdiği ölçüde ve alıcı ortamlar risk altında olduğunda kontrollü su spreylerinin
uygulanmasıyla ıslak tutulacaktır
- Toz kontrolünü sağlayan katkı maddeleri toksik olmayan, biyolojik olarak
bozunabilir maddeler olacak ve kullanılmadan önce BOTAŞ’ ın onayı alınacaktır
- Sert zeminli alanlar düzenli olarak kontrol edilip çamurlu ve tozlu malzemeden
temizlenmiş bir durumda korunacaktır
- Saha içinde inşaat faaliyetleri sonucu ortaya çıkan atıklar yakılmayacaktır
- Toz yaratabilecek inşaat malzemelerinin araçlarla taşınması sırasında araçların
üstleri kapatılacaktır
- Kuru havalarda uçabilecek büyük miktarlarda silt ve ince kum taneciklerini içeren
toprağın bulunduğu yerlerde, toprağın sıkıştırılması konusunda gerekli dikkat
gösterilecektir
- Sahadan halkın kullandığı karayollarına ve yollara toz, çamur taşınmasını önlemek
için etki azaltıcı önlemler uygulanacaktır
- Yerleşim yerlerine ve ekili tarlalara yakın yerlerde toprak yolları kullanılabilir hale
getirerek toz etkisini azaltmak için yol üzerine malzeme dökülecektir.
3.3.1.8. Trafik ve taşıma üzerine olası etkiler
İnşaat ekipmanlarının inşaat sahasına taşınmasının gerekli olduğu
zamanlarda, inşaat araçlarındaki hareketlilikte büyük bir artış görülecektir. Bu
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
39
ekipmanlar, ağır, orta ağırlıkta ve hafif inşaat ekipmanlarından ve otobüsler,
kamyonetler ve dört çeker taşıtlar gibi araçlardan oluşacaktır. Aşırı ağır ekipmanlar,
geçiş hakkı güzergahı temizlenene kadar taşınmayacaklardır. Böylece ekipmanlar,
geçiş hakkı güzergahı boyunca, tekrar kamu yoluna girmek zorunda olmadan hareket
edebileceklerdir (su ve demiryolu geçitlerinde kamu yolunu kullanmak zorunda
kalabileceklerdir). Hareket edemeyen ekipmanların tümü inşaat sahalarına, mevcut
anayol üzerinden taşınacaklardır.
Boru hattının inşaatı sırasında ihtiyaç duyulacak en önemli taşıma, 12 m
uzunluğundaki çelik boru parçalarının temin edildikleri noktadan geçici indirme
alanlarına taşınması olacaktır. Bu noktalardan, çalışma koridoru boyunca asıl inşaat
sahasına taşınmaları da gerekecektir. Malzemelerin inşaat sahalarına taşınmasında
etkili bir araç olarak demiryollarını kullanımını azami seviyede tutma konusunda
sorumludur. Bu strateji önlenebilir yol tıkanıklığı, trafik kazaları potansiyelini ve sera
gazı emisyonlarını asgari seviyeye indirecektir.
Trafik üzerine olası etkiler için öngörülen etki azaltıcı önlemler şöyledir;
- Ulaşım yolları ve çalışma alanlarının inşaatı ile ilgili önemli çevresel etkilerin
görülme olasılığı vardır. Ana ulaşım güzergahları, inşaat faaliyetleri başlamadan önce
belirlenerek ve çevresel sürecin bir parçası olarak ele alınacaktır
- İnşaat araçlarının yaya kaldırımları üzerine ve çalışma genişliği yakınında bulunan
halkın kullandığı karayolları üzerinde yanyana park etmesi yasaklanacaktır
- İnşaat trafiği güzergahı ilgili yetkililerle birlikte önceden belirlenecek ve yol
kapatma ile ilgili uyarılar yapılacaktır
- Ana yollar ve demiryollarının geçişi kapalı yarma teknikleri (saplama oyma, boru
çakma ve burguyla delme dahil) ile yapılacaktır. Açık yarmantekniği yapılan yol ve
patika geçişleri mümkün olan en kısa zaman aralığında yapılacak şekilde
hızlandırılacaktır. Bütün yol ve demiryolu geçişleri için planlar onay ve izin için
yetkililere sunulacaktır
- Halkla İlişkiler ekipleri tarafından proje trafiğinden etkilenecek yerleşim
birimlerinde oluşacak trafik yoğunluğu ve alınan güvenlik önlemleriyle ilgili
eğitimler verilmesi öngörülmüştür.
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
40
3.3.1.9. Arkeoloji ve kültürel miras üzerine olası etkiler
Arkeolojik kaynaklar üzerindeki doğrudan fiziksel etkiler zemin
bozulmalarının oluştuğu yerlerde ortaya çıkabilir. Bu durum ya kısmen ya da
tamamen alanların veya kalıntıların kaldırılması potansiyeline sahiptir. Çalışma
koridorunda araçların kullanılması için üst toprağın sıyrılması ve toprak örtüsü ile
korunmuş hassas arkeolojik kalıntılara sıkıştırma ve tekerlek izleri ile önemli zararlar
verebilir. Boru hattı güzergahının belirlenmesi, bilinen bir kaç önemli arkeolojik
kaynağın varlığını göz önüne almıştır. Etki azaltıcı önlemler, Kültür Bakanlığı,
Erzurum, Kayseri ve Adana Koruma Kurulları ile bugüne kadar yapılan istişarelerle
geliştirilmiştir.
İnşaat öncesi yapılacak detaylı arkeolojik araştırmalar, fiziksel müdahale, vb.
bilinmeyenleri en aza indirmek, inşaat sırasında tanımlanan arkeolojik alanlar ve
önemli arkeolojik öğeler için kurtarma kazılarını yönetmek amacıyla
gerçekleştirilecektir. Bu gibi araştırmaların alandaki arkeolojinin anlaşılması, ve bu
sayede halkın bilinçlendirilmesi ve yerel kayıtlara katkıda bulunulması gibi olumlu
etkiler yaratacağını belirtmek gerekmektedir.
Alınacak etki azaltıcı önlemler;
- Arkeolojik kalıntılarla karşılaşıldığı zaman bunlar için kazı çalışması yapılacaktır
- İnşaat faaliyetlerinin izlenmesi ve kanal açma ile açığa çıkan özelliklerin kaydı
arkeoloji çalışma ekipleri tarafından (arkeolojik izleme talimatı) yürütülecektir
- Arkeolojik buluntuların keşfedildiği yerde, ilgili müze yetkilisinin talimatıyla
arkeolojik kayıt çalışmalarının güvenli bir şekilde yapılması için çalışma genişliği
alanının sınırları belirlenebilir. Bu, normal inşaat programı içinde yapılacaktır. Bazı
alanlarda, bu durum inşaat alanının sınırlanmasını gerektirebilir
- Normal program içinde kaydedilemeyecek önemli buluntular olduğunda, ilgili müze
yetkilisinin talimatıyla bataklık şiltesi veya taş yollar sağlaması gerekebilir
- Arkeolojik açıdan hassas alanlarda çalışan tüm inşaat personeline arkeoloji ile ilgili
brifingler verilecektir.
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
41
3.4. Çevresel Açıdan Özelliği Bulunan Alanların Belirlenmesi
3.4.1. Ekolojik açıdan hassas alanlar
Hat üzerinde bitki türleri bakımından önemli sayılan alanlar ‘Ekolojik Açıdan
Hassas Alanlar’ (EHA) olarak tanımlanmış ve veri toplama aşamasında kaydedilen
bilgilere göre numaralandırılarak kolay algılanması sağlanmıştır. Buna göre
belirlenen EHA’lar, bulundukları km noktaları ve üzerlerinde bulunan bitki türleri
Çizelge 1’deki gibidir.
EHA’lar önemli ekolojik alanlar olarak ayrı bir sınıflandırma grubuna tabi
tutulup farklı methodlarla koruma altına alınmıştır. Tüm EHA’larda çalışma koridoru
22 m ile sınırlandırılarak yakın çevresi olası tehlikelerden korunmuştur. EHA
üzerinde bulunan ağaç, çalı ya da çiçek türleri ile ilgili olarak yapılan çalışma bu
türlerin inşaat sonrasında yeniden doğaya kazandırılabilmeleri için üretim teknikleri
geliştirmek olmuştur. İnşaat öncesinde bulunabilen türlerin tohumları toplanarak ya
da çelikleri alınarak Osmaniye Orman Fidanlık Müdürlüğü’nde ve Hacettepe
Üniversitesi serasında koruma ve üretimi yapılmıştır. Bu çalışma ile doğada doğal
olarak varolan tür ya da varyetelerin devamı amaçlanmıştır.
3.4.2. Bitkiler açısından önemli alanlar
BTC projesi başlamadan önce Ekolojik Açıdan Önemli Alanlar içerisinde
endemik türlere rastlanan alanlar ayrı bir sınıflandırma ile ‘Bitkiler açısından önemli
alanlar’ olarak değerlendirilmiştir. Bu bölgelerde yeralan endemik türler inşaat
sonrasında tekrar aynı bölgede varlıklarını sürdürebilmeleri için büyük ölçüde
koruma altına alınmıştır. Endemik türlerin Hacettepe Üniversitesi serasında
tohumdan ve çelikle üretimleri yapılmıştır.
3.4.3. Eğimli alanlar
Borunun eğimli alanlardan özel işlemlerle geçirilmesinin nedeni inşaattan
sonra boru hattının üzerindeki örtü kalınlığının azalma riskini ortadan kaldırmak,
çalışma sahası dışında kirlenme ve sedimantasyon riski çok düşük oranda tutmak,
3.MATERYAL ve METOD Özgün Püren SEYHANLI
42
yeniden düzenleme sırasında tohum ve bitkilerin yıkanıp uzaklaştırılması nedeniyle
biyo-restorasyon çalışmalarının zarar görme riskini azaltmaktır. Böylece inşaat
nedeniyle çıplak kalan sahalarda toprak erozyonu engellenmiş olacaktır.
Bu nedenle inşaat faaliyetleri nedeniyle tahrip olma olasılığı bulunan eğimli
alanlarda erozyon stabilizasyonu yöntemleri uygulanmasına karar verilmiştir. Yüzey
akışını kontrol etmek amacıyla eğimli yüzey boyunca ve eğime dik yönde inşa
edilecek kanallar olacaktır. Bu kanllar sayesinde çalışma bölgesinde metdana gelecek
yüzey akışı alandan uzaklaştırılacak ve duruma göre doğal kanal ya da su yüzeylerine
deşarj edilecektir.
Eğimli alanlarda koruma çalışmaları hem inşaat sırasında hem de sonrasında
alınacak önlemlerle devam edecektir.
3.4.4. Önemli geçiş alanları
Sörvey sırasında toplanan verilere göre yol, nehir ve kanal bulunan bölgeler
noktasal olarak belirlenmiş ve herbiri kendi içinde önem derecesine göre
sınıflandırılmıştır. Buna göre yollar, genişliklerine, kullanılma yoğunluklarına ve
asfalt ya da stabilize oluşuna göre, nehirler boru hattı ile kesiştiği noktadaki
genişliğine, debisine, çevredeki flora ve fauna varlığına, kanallar ise su taşıma
kapasitesine, genişliğine ve doğal ya da beton yapım oluşuna göre sınıflandırılıp
önem derecelendirmesi yapılmıştır.
Bu derecelendirmenin amacı inşaat sırasında uygulanacak inşaat metodu ve
çevresel koruma yöntemlerinin uygun şekilde geliştirilmesidir. Herbir özel geçiş alanı
için çalışma öncesinde uygulama yöntemi raporu hazırlanarak Botaş’ın onayına
sunulmuş ve en uygun yöntemle geçiş sağlanmıştır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
43
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA
4.1. Kirlilik Önleme Planı
Kirlilik Önleme Planı (KÖP), BTC Boru Hattı Projesi’nin özellikle
uygulama aşamasında, toprak, hava ve su kirliliğine neden olan çevresel etkilerinin
önlenmesine yönelik yönetim planlarını açıklamaktadır. Ayrıca, acil durumlarda
uygulanacak planları ve müdahale prosedürlerini de özetlemektedir. Bu Planda
özetlenen önlemler özellikle BTC Boru Hattı Projesi’nin inşaat aşamasına
yöneliktir. Bu dokümanda belirtildiği şekliyle projenin en önemli yapı bileşenleri
aşağıda verilmiştir:
• boru hattı inşası ve boru hattıyla ilgili geçici ve sürekli olarak kullanılacak
olan, yollar, şantiyeler, boru depolama alanları, indirme ve diğer ara
alanları içeren ancak bunlarla sınırlı olmayan altyapının inşası;
• yer üstü tesisleri (pompa istasyonları, basınç düşürme istasyonu ve blok
vanalar) ve bu alanlarla ilgili geçici ve sürekli olarak kullanılacak olan
altyapının inşası;
• BTC Deniz Terminali’nin kıyı tesislerinin ve terminal sahasıyla ilgili geçici
ve sürekli olarak kullanılacak olan altyapının kıyıdaki inşası;
• BTC Deniz Terminali iskelesi ve iskeleyle ilgili geçici ve sürekli olarak
kullanılacak olan altyapının inşası.
Türk mevzuatı ve yönetmeliklerinin gereklerine ek olarak, aşağıdaki
kuruluşların kriterleri ve standartları da BTC Boru Hattı Projesi’nde de
uygulanacaktır:
• Dünya Bankası kılavuz hüküm ve standartları; ve
• Avrupa Birliği Direktifleri, kılavuz hüküm ve standartları
Türk çevre mevzuatını oluşturan temel öğe, Ağustos 1983 tarihli Çevre
Kanunu’dur. Çevre Kanunu ile ilişkili ve proje kapsamında kirliliğin önlenmesi ve
kontrolü ile ilgili, başlıca yönetmelikler aşağıda sıralanmıştır:
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
44
• Çevre Kirliliğini Önleme Fonu Yönetmeliği (17 Mayıs 1985 tarih ve 18757
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır);
• Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliği (HKKY) (2 Kasım 1986 tarih ve
19269 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır);
• Gürültü Kontrol Yönetmeliği (11 Aralık 1986 tarih ve 19308 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır);
• Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (SKKY) (4 Eylül 1988 tarih ve 19919
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır);
• Toprak Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği (10 Aralık 2001 tarih ve 24609
sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır).
Çevre Kanunu ile ilişkili olan ve yukarıda sıralanan yönetmeliklere ek
olarak, proje faaliyetlerinde uygulanabilecek diğer bazı yasa ve yönetmelikler
aşağıda verilmiştir:
• Umumi Hıfzıssıhha Kanunu (Kanun No. 1593);
• Gayri Sıhhi Müesseseler Yönetmeliği (26 Eylül 1995 tarih ve 22415 sayılı
Resmi Gazete’de yayımlanmıştır);
• Su Ürünleri Kanunu (Kanun No. 1380);
• Su Ürünleri Yönetmeliği (10 Mart 1995 tarih ve 22223 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanmıştır);
• Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu (Kanun No. 2863);
• Milli Parklar Kanunu (Kanun No. 2873);
• Kıyı Kanunu (Kanun No.3621); ve
• Zararlı Kimyasal Madde ve Ürünlerin Kontrolü Yönetmeliği (11 Temmuz
1993 tarih ve 21634 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
45
Ev Sahibi Hükümet Anlaşması (ESHA) ile bir çelişki olmadığı sürece
yukarıdakileri kapsayan ancak bunlarla sınırlı olmayan tüm uygulanabilir Türk yasa
ve yönetmelikleri ile uyum sağlanmıştır.
4.1.1. Kirlilik Kontrol Planının Yapısı
Bu planın geri kalan kısmı proje kapsamındaki bütün inşaat faaliyeti için
uygulanmış olan en uygun önlemleri aşağıdaki başlıklar altında ortaya koymaktadır:
- Genel Kirlilik Önleme ve Kontrol Önlemleri ve Prosedürleri;
- Yakıt Depolama ve Taşınması;
- Yüzey ve Yer Altı Sularının Korunması;
- Boru Hattı Su Geçişleri;
- Havadaki Toz ve Diğer Emisyonların Kontrolü;
- Gürültü Kontrolü;
- Yayılım Önleme ve Kontrolü.
4.1.1.1. Genel Kirlilik Önleme ve Kontrol Önlemleri ve Prosedürleri
Kirlilik önleme ve kontrolüne ilişkin özel görev ve sorumluluklar aşağıda
verilmiştir:
BOTAŞ’ın sorumlu olduğu konular şunlardır:
• Projenin inşaat aşamasına ait olması nedeniyle, bu dokümanda ortaya
konan gereklerin, sözleşmede yazılı olan gerekleri tamamen karşılamasının
sağlanması;
• ÇED raporunda ve bu KÖP’de verilen taahhütlerin projenin tüm
hususlarında tamamen yerine getirildiğini garantilemek amacıyla, projenin
tüm aşamalarında bir çevre denetleme, izleme ve raporlama programı
uygulanması;
• Bu proje kapsamlı KÖP’ün, işletme aşamasında tüm proje konularını
kapsayan, kullanıma hazır bir KÖP haline gelmesi için geliştirilmesi;
• İşletmeye yönelik KÖP’ün uygulanması ve işletme aşamasına ait olan bu
KÖP’ün gereklerinin yerine getirilmesi
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
46
• Emisyonların azaltılması, su kaynaklarının korunması ve atık yönetimi gibi
çevre koruma önlemlerine yönelik kriterlerin ve işletme prosedürlerinin
geliştirilmesi; ve
• Çevreye yönelik her türlü olay veya kazaların takip edilmesi ve
çözümlenmesine ilişkin bir programın uygulanması.
Müteahhitlerin sorumlu olduğu konular şunlardır:
• projeye özel KÖP ve prosedürlerinin geliştirilmesi;
• bu KÖP ve müteahhitlere ait projeye özel KÖP ve prosedürlerde ortaya
konan tüm gereklerin ve etki azaltıcı önlemlerin yerine getirilmesi;
• bu KÖP ve müteahhitlere ait projeye özel KÖP ve prosedürlere bağlı olarak
tüm taşeronların katılımı;
• ilgili tüm proje standartlarına, yasal gereklere, izin ve ruhsat koşullarına
uyulması
• uygulanabilir tüm izin ve ruhsatların güvence altına alınması.
Çevre Eğitim Programı’nın bir parçası olarak, sahada gerçekleştirilen
faaliyetlere katılacak tüm personeline KÖP’ün gereklerini anlamaya yönelik ilgili
eğitimler verilmiştir. Bu eğitim programları, sahada gerçekleştirilecek faaliyetlere
katılacak tüm personelin aşağıda belirtilen konuları anlamaları sağlanmıştır:
• kirlilik önleme ve kontrolüne yönelik gerekler ve bunların sahada ne
şekilde uygulanacağı;
• yayılma veya diğer bir kirlilik olayında takip edilecek prosedürler ve
uygulanacak etki azaltıcı önlemler
• kirlilik önleme ve kontrolü ile ilgili olarak müteahhit kadrosunun ve
BOTAŞ temsilcilerinin şahsi görevlerinin bilincinde oldukları.
Genel eğitim konularına ilave olarak, personelin, sahada yüklenecekleri
görevlere özel, eğitim almalarını da sağlanmıştır. Bu eğitimler, aşağıda listelenen
konuları kapsamış olup, ancak bunlarla sınırlı kalınmamıştır:
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
47
• çevresel inceleme;
• yakıt dolum ve alım prosedürleri ve zararlı kimyasalların kontrol edilmesi;
• kirlilik müdahale yönetimi;
• kirlilik müdahale ekipmanının kullanımı;
• hava, gürültü, su,vb. örnekleme prosedürleri ve örnekleme ekipmanının
kullanımı;
• araçların bakımları ile ilgili gerekler;
• toz kontrolü;
• gürültü kontrolü;
• su yolları geçişlerindeki gerekler; ve
• siltasyonu önlemek için önlemler.
KÖP ve müteahhite ait projeye özel KÖP’lerde ve prosedürlerde ortaya
konan çevresel etki azaltıcı önlemlerin etkili bir şekilde uygulanmasını sağlamak
amacıyla, ÇYİP’nda belirtilen şartlar doğrultusunda bir denetleme, inceleme ve
izleme programı uygulanmıştır. Ayrıca bu program, çevre sorunlarının erken bir
aşamada belirlenmesini ve bunlara müdahale edilmesini mümkün kılmıştır.
4.1.1.2. Yakıt Depolama, Taşınması ve Kirletilmiş Alanlar
4.1.1.2.(1). Yakıt Depolama ve Taşıması
Yakıt depolama veya taşıma sahalarının civarındaki toprak, yüzey ve yeraltı
sularının kirlenmesini önlemek amacıyla, sahadaki tüm yakıt ve kayganlaştırıcı
yağların güvenli depolanmasına ve taşınmasına yönelik gerekli önlemler alınmıştır.
Bu önlemler, özellikle aşağıdaki şartları içermektedir:
• Tüm merkezi yakıt, yağ ve kimyasal depoları, geçirgen olmayan bir taşkın
haznesi içindeki geçirgen olmayan bir taban üzerine yerleştirilecektir.
Taşkın önleme haznesi en büyük tank hacminin %110’unu içerecek
kapasiteye sahip olması.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
48
• Taşkın önleme haznesine sahip merkezi bir depoda depolanmayan yakıtlar,
yağlar ve kimyasallar, çevreye risk oluşturmayacak şekilde depolanmıştır.
Bu depolama işleminde asgari olarak damlatma tepsileri kullanılmıştır,
ancak maddenin niteliğine veya alıcı çevrenin hassaslığına bağlı olarak
BOTAŞ tarafından gerekli görüldüğü takdirde, ilave önlemler de
alınmıştır.
• Kullanıma kabul edilmeden önce tüm araçlar, teçhizat ve donanım, yakıt ve
yağ sızıntılarına karşı kontrol edilip ve daha sonra kirlenme riskinin en aza
indirilmesi amacıyla düzenli bakımları yapılmıştır.
• Sığ yer altı suyuna veya serbest akifer koşullarına sahip yerlerde yakıt
depolama ve taşıma işlemleri gerçekleştirilmemiştir (yol göstermesi için
ÇED Raporunun mevcut çevresel durum haritalarına başvurulmuştur).
• Dolum ve yeniden dolum faaliyetleri sıkı bir şekilde kontrol edilerek, bu
faaliyetler ve depolama tankları, çevresel açıdan duyarlı alıcılardan uzak
bölgelerde yapılmıştır. Özellikle:
- sabit ve hareketli teçhizat ve araçlara yakıt dolumu, dren, su yolu ve
sulak alanlardan en az 30 m uzakta bulunan (Sınıf I ve Sınıf II olarak
sınıflandırılan suların civarında 50 m) ve tercihen geçirgen olmayan bir
yüzeye sahip belirlenmiş alanlarda gerçekleştirilmesi
- küçük sızıntılar ile başa çıkabilmek için yakıt dolum noktalarında
uygun emici (absorbe edici) malzemelerden yeterli miktarda bulunması
- yakıt dolumu ya da akıtma vanasındaki sıkışma sırasında araçlar hiçbir
zaman gözetimsiz bırakılmaması
- yıpranma belirtileri için musluklar ve vanalar düzenli olarak kontrol
edilecek ve kullanılmadığı zamanlar kapatılmaları ve kilitlenerek
emniyet altına alınmasına dikkat edilmiştir.
• Jeneratör ve pompa gibi ekipmanlardan kaynaklanan sızıntıları toplamak
amacıyla damlatma tepsileri yerleştirilmiştir. Damlatma tepsilerinin bakımı
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
49
yapılarak ve her zaman yağmur suyundan arınmış olarak korunması
sağlanmıştır.
• Yağ depolama ve taşıma alanlarındaki drenaj sistemine yağ ayırıcılar
kurulmuştur.
• Geçiş hakkı güzergahında ve tüm inşaat sahalarında görev alan bütün
ekipler yayılma durumunda temizlik için uygun ekipmanlara sahip olmak
zorundadır.
Tüm donanım ve depolama tesisleri güvenli çitlerle uygun şekilde korunarak,
şiddet ve hırsızlık nedeniyle oluşabilecek kirlilik olaylarını önlemek amacıyla
geçişler kilitlenmiştir.
4.1.1.2.(2). Mevcut Kirlilik
Kirlenmiş alan ile ilgili olarak takip edilecek yöntem Çizelge 4.1. ve Çizelge
4.2.’de özetlenmiştir. Bu yöntem genellikle, İngiltere’de kabul görmüş olan
yaklaşımı izlemektedir ancak, ABD ve Avrupa’nın çeşitli yerlerinde uygulanan
yaklaşımlara da benzerlik göstermekte ve kabul görmüş uluslararası en iyi
uygulamaları yansıtmaktadır.
Çizelge 4.1. Önceden Mevcut Olan Çevresel Kirliliğin Tespitine İlişkin Prosedürler
Bu form, boru hattı projesinin inşaat aşaması sırasında çevresel olarak kirlenmiş olan alanların tespit edilmesi durumunda izlenecek olan prosedürleri belirtmektedir. Varlığından şüphe edilen çevresel koşulların inşaat aşaması öncesinde mevcut olduğunu belgelemek ve doğrulamak açısından bu prosedürlerin izlenmesi zorunludur.
1. Belirtilen telefon numarası ile bağlantı kurmak [ilgili proje firmasının çevre
ile ilgili temsilci ve yasal temsilcisi]. 2. İnşaat alanın resimlerinin çekilmesi. Hem doğruluğundan şüphe edilen
çevresel kirliliğin hem de tespit sırasında kullanılan ekipmanın resimlerinin birlikte sunulduğuna emin olmak.
3. Çevresel kirliliğinin tespit edilmesi sırasında orada bulunan kişilerin
isimlerinin alınması.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
50
4. Mevcut bulunan her kişinin ifadesinin alınması. Çevresel kirliliğin tespit edildiği sırada ne yaptıklarının belirlenmesi. Çevresel kirliliğin nasıl tespit edildiğinin kişiler tarafından anlatılması. Ne görmüşler? Ne duymuşlar?
5. Bağımsız bir görgü tanığı olabilecek herhangi bir kişiden ifade alındığının
garanti edilmesi. Bu kişilere madde 4’te yer alan soruların sorulması. 6. Alanın mümkün olduğu kadar korunması. Çevresel kirliliğin tespit edildiği
alan yakınlarındaki arazinin örtülmesi ya da değişmesi için herhangi birşey yapılmaması. Tereddüt edildiği durumlarda Madde 1’de belirtilen numaradan yardım istenmesi [çevresel/yasal temsilci]
7. Hemen hükümetin BTC Sahipleri temsilcisi ve Çevre Bakanlığı temsilcisi ile
bağlantı kurulması [1. maddede bahsi geçen çevresel/yasal temsilcinin bu konuda sorumlu olmasını sağlamak.] Hükümetin tespit edilen kirli alanı incelemeye fırsat bulana kadar bu alanın korunmasını temin etmek.
Çizelge 4.2. Kirlenmiş Alan ile Mücadele Etme Yöntemi
Boru hattı ve ilgili tesislerin inşaatı sırasında kirlenmiş bir alan ile karşılaşılması durumunda bu problem ile başa çıkmak için risk bazlı bir yaklaşım benimsenecektir. Metodoloji, İngiltere Çevre Kuruluşu’nun hem kirlenmiş toprak hem de yeraltı suyu için uyguladıkları Risk Bazlı Düzeltici Çalışmalarda izledikleri yaklaşıma uygun olacaktır (Toprak ve Yeraltı Suyu ve Su Kaynaklarını Korumak İçin Düzeltici Hedeflerin Türetilmesi Metodolojisi başlıklı yayın no:20). Değerlendirme, aşağıda belirtilen Derece Yaklaşımını kullanmaktadır: • Derece 1 değerlendirme, alıcı ortam hedef konsantrasyonuna eş değer bir
düzeltici hedef konsantrasyonu belirleyecektir. • Derece 2 alıcı ortam hedef konsantrasyonunu bir seyreltme faktörü ile
çarpar. • Derece 3 alıcı ortam hedef konsantrasyonu hem seyreltme ile hem de
atenüasyon faktörü ile çarpar. (analitik yollardan sağlanan). • Derece 4 alıcı hedef konsantrasyonunu daha karışık sayısal modelleme
teknikleri ile elde edilen seyreltme ve atenüasyon faktörleri ile çarpar.
4.1.1.3. Yüzey ve Yer altı Sularının Korunması
Boru hattı geçiş hakkı güzergahı boyunca olan ve tüm inşaat sahalarının
civarında bulunan yüzey suları ve yer altı su kaynaklarının kirlenmesini önlemek
için gerekli tüm tedbirler alınmıştır. Bu amaçla PLL JV, BOTAŞ, Çevre Bakanlığı
ve Devlet Su İşleri’nin onayına sunulmak üzere ilgili inşaat faaliyetlerinin kontrol
yöntemlerine dair teknik açıklamalar/prosedürleri belirlemiştir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
51
Yüzey ve yer altı suları üzerindeki muhtemel olumsuz etkileri en aza
indirmek amacıyla, inşaatın her bölümünde aşağıdaki genel önlemler
benimsenmiştir:
• Yağ/yakıt sızıntılarından kaynaklanan kirlenmeden kaçınmak için, araçların
ve mekanik teçhizatın su yollarına doğrudan erişimi en az seviyede
tutularak ve herhangi bir araç/teçhizat bir su yoluna girmeden önce
denetlenmesi.
• Hareketli teçhizatlar, üreticinin önerdiği şekilde düzenli bakıma tabi
tutularak, tüm ekip, temizlik ekipmanını kullanabilecek şekilde eğitilerek
ve araçlarında emici pedler taşınması sağlanması.
• Dren veya suyollarının içinde, üst kısımlarında ya da civarında veya sığ
yeraltı suyuna sahip ya da serbest akifer koşullarının hüküm sürdüğü
yerlerde, teçhizat veya makina aksamının yakıt dolumu, yıkama ya da
bakımının yapılmasının engellenmesi.
• Her araç yıkama tesisi, taşmayı önleyecek bir dolaşım sistemi kullanılarak
güvenli bir şekilde inşa edilen ve sıvı atıkların uygun arıtma ve bertaraf
için toplanması.
• Herhangi bir kanala veya su yoluna, silt, yağ ya da diğer malzemelerin
girmesini önlemek için saha yollarında ve suyolları geçişlerine yaklaşırken
birikintiler bulundurulmaması.
• Boru hattı hendeklerindeki su boşaltma çalışmaları su tablasının yüksek
olduğu yerlerde gerçekleştirilmiş. Bu suyun boşaltımı, ilgili Türk Su
Kalitesi Mevzuatı ve Dünya Bankası kriterlerine göz önüne alınmıştır.
• Islak beton ve çimentonun herhangi bir su yoluna ya da yakınına
konulması, su yoluna akma riskini en aza indirmek amacıyla kontrol
altında tutulması.
• Boru hattının hidroteste tabi tutulması ile açığa çıkan test suyunun deşarjını
da içeren, sahayla ilgili su deşarjları için gerekli onaylar alınarak ve
kirliliği önlemek için, deşarj öncesi izleme, çökme lagünleri, çim arazileri
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
52
ya da sediman filtre sistemlerinin kurulması gibi gerekli hazırlıkların
yapılması.
• Atık su arıtma tesislerinden kaynaklanan sıvı atıkların deşarjını da içeren
yüzey ve yeraltı sularına yapılacak her türlü deşarjlar, hem Dünya Bankası,
hem de Türk Mevzuatı su deşarj standartlarına uygun olması (EK-I).
• Yüzey suları çekilirken (örn. boru hattının teste tabi tutulması, şantiyelerde
ve diğer inşaat faaliyetlerinde su kullanımı), PLL JV Şekil 4.1.’de verilen
basamakları takip etmiştir.
Su çekimi için önerilen zaman velokasyonda ortamın gerçek
debisinin ölçüm yoluylasaptanması
Çekim oranı ortam debisinin%10’unun altında tutulabilecek mi?
Evet Hayır
İlerle
Su çekme noktası ve mansabyönünde bir sonraki nehir
kolu arasında bir kullanıcı(yerleşim yeri, sulama, doğal
sulak alan) bulunuyor mu?
Akış ve çekim oranlarınıizlenmesi
Hayır Evet
İlerle Halkla istişarede bulunaraketkilerin değerlendirilmesi,
alternatiflerin araştırılmasıgibi faaliyetlerin yürütülmesi
ü ü ü ??
Şekil 4.1. Yüzey Suları Çekilirken Uyulanan Talimatlar
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
53
4.1.1.3.(1). Siltasyonun Önlenmesi
Pompalama:
• Kanal ya da inşa sahasının sudan arındırılması işlemlerinden kaynaklanan
siltli ya da bulanık suyun herhangi bir dren, su kütlesi ya da sulak alana
boşaltılmasına izin verilmemiştir. Tek istisna, dren ya da su kütlesinin kuru
ve bitki örtüsü ile kaplı olmasıdır.
• Pompalama işlemleri sırasında taban siltinin çekilmesini önlemek için tüm
su boşaltım hortumlarının girişleri kanal tabanından yukarı yükseltilmiştir.
• Su boşaltma işlemlerinde, su yollarına yapılacak drenaj dikkatle
yürütülmüştir.
Boşaltma suları duruma uygun boyutlarda pompalar kullanılarak ve nehir
yatağında tahribata yol açmayacak hızla pompalanmıştır.
Kazılar:
• Kazılara yüzey sularının girmesini engellemek için, yarma çukurları, kuyu
başı noktasının susuzlaştırılması ya da yer altı suyu girişini önlemek için
kesme duvarlar kullanılmıştır.
• Bir kazı alanının köşesi, herhangi bir personel ya da teçhizat tarafından
tahrip edilmeden pompa karterleri olarak kullanılmış.
• Nehir kanallarında çalışılırken, nehir suyunun çalışma alanına girmemesi
için uygun metodlar kullanılmıştır.
• Tüm siltli sular, atıksu yönetimi ile ilgili yerel yetkililerin şartlarına uygun
şekilde tahliye edilmiştir.
Sediman Filtreleri ve Tutucu Düzenekler:
Yüzey akışının durdurulması ve herhangi bir su yoluna girmeden önce
sedimanların kaldırılması için sediman filtreleri ve tutucu düzenekler kurulmuştur.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
54
Sediman filtrelerinin ve tutucu düzeneklerin kullanılması ile ilgili detaylar, projenin
Eski Haline Getirme Planı’nda yer almaktadır.
4.1.1.3.(2). Hidrostatik Test
Boru hattı ve depolama tankları, sızıntıya karşı hidrostatik basınç testlerine
tabi tutulmuştur. Bütün hidrotest suyu çekme ve deşarj işlemleri test öncesinde
belirlenerek ve izin gereklerine sağlanarak ruhsatlandırılmıştır.
Test suyu çekme ve deşarj işlemleri ile ilgili çevresel etkiler aşağıda verilen
etki azaltıcı önlemlerle en aza indirilmasi sağlammıştır:
• Hidrotest suyunda, korozyon önleyen kimyasallar, oksijen emiciler ya da
biyosidler sadece BOTAŞ ve ilgili düzenleyici makamlardan alınacak
izinlerle kullanılması
• İşletmeye alma öncesinde kaynaklar %100 ultrasonik ya da radyografik
incelemeye, boru hattı bölümleri ise hidrostatik testlere tabi tutulaması.
• Su geçişlerindeki tüm borular ön testlere tabi tutulması.
• Deney manifoldları sulak alanlardan ve dere kenarından mümkün
olduğunca uzak yerlere yerleştirilmesi.
• Hidrotest suyu çekme ve deşarj işlemleri Türk Mevzuatı ve Dünya Bankası
deşarj standartlarına uygun olması.
• En az boşaltma devresinin başında, ortasında ve sonunda olmak üzere,
deşarj edilen test suyundan su örnekleri alınmıştır. Akış, süre, askıda katı
maddeler, yağ ve gres, demir, toplam artık klor (eğer klorlu su
kullanıldıysa), çözünmüş oksijen ve pH değerlerinin izlenmesi (Şekil 4.2).
• Balık girişini önlemek için, su çekilen girişlere filtre konulması.
• Herhangi bir su çekme işlemi, sucul yaşamı korumak, bütün su
kullanımlarını sağlamak ve resmi yetkililer tarafından tavsiye edildiği
şekilde mevcut kullanıcıların mansabdan su çekmesini sağlayarak mansab
yönündeki yeterli akıntı hızlarını koruyacak bir oranda olması.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
55
• Tahliye borusu güvenlik için sıkıca tutturulması.
• Test suyunun deşarjı, bitki örtüsünün yoğun olduğu bir alandan geçerek
uygun bir alıcı su kütlesine verilerek ya da yağmur olukları veya sediman
taşkın önleme hazneleri gibi erozyon kontrol bariyerleri ile ya da bir filtre
torbası yardımıyla filtreden geçirilmesi.
• Test suyunun tahliyesi, akışı havalandırmak, yavaşlatmak ve dağıtmak için
bir sıçrama plakası ya da herhangi bir enerji dağıtıcı aygıt üzerinden
yapılması.
• Tahliye hızı, sel ya da erozyonu önleyecek şekilde düzenlenmesi.
PLL JV, ihtiyaç duyulan hidrostatik test suyunun miktarı ve kalitesi ile
önerilen kimyasal katkılar hakkında bilgi veren ve önerilen su çekme noktalarında
mevcut su kaynaklarının değerlendirildiği kapsamlı bir Hidrostatik Test Uygulama
Planı ve ayrıca ESHA uyarınca bir deşarj önerisi hazırlamıştır. Bu plan, uygulama
prosedürleriyle beraber hidrotest suyu çekme noktalarını ve su miktarlarını
belirlemede dikkate alınacak kriterler için bir taslak olarak kullanılmıştır. Bu
bakımdan, boru hattı tarafından geçilen ana nehirlerin (RVX-1) değerlendirilmesi
için aşağıda belirtilen kriterler göz önünde bulundurulmuştur.
• Yasal Çerçeve
• Hassasiyet
• Debi
• Sosyo-ekonomik değer (yerel kullanım)
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
56
Şekil 4.2. Hidrotest sırasında deşarj suyundan numune alınması
4.1.1.3.(3). Drenaj
Mevcut drenaj sistemlerinin olağan eski haline getirme çalışmalarına ek
olarak inşaat sırasında geçici bir drenaj sistemi kurulmuştur. Eski haline getirme
çalışmaları tamamlandıktan sonra, boru hattının yüzey veya yer altı suyu üzerinde
belirgin hiçbir etkisi olmayarak, ya da yüzey veya yer altı suyunun hareketini
engellenmesi ortadan kaldırılmıştır.
4.1.1.3.(4). Suya Yapılacak Deşarjları İçeren Proje Standartları
Suya yapılacak deşarjları içeren proje standartları, Çizelge 4.3.’te özetlenmektedir.
Projenin inşaat faaliyetlerine bağlı tüm su deşarjları, bu standartlara uyumlu
kalınmıştır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
57
Çizelge 4.3 Su Deşarjı için Proje Standartları
Parametre Su Ürünleri Yönetmeliği
Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği
Kıyıda Gerçekleştirilen
Petrol ve Gaz Üretimi için DB
Kriterleri (1) Kompozit
örnek (2 saat)Kompozit örnek
(24 saat)
PH 5-9 6-9 6-9 6-9 (1) (2)
BOİ, mg/L 50 (evsel) 75 (endüstriyel) 100 50 BOİ5: 50 (1) (2)
KOİ, mg/L 170 (evsel) 255 (endüstriyel) 160 100 250 (1)
Yağ ve Gres, mg/L 30 (evsel) 10 (endüstriyel) 20 10 10 (1), 20 (2)
Toplam AKM, mg/L 200 50 200 50 (1) (2) Ağır metaller, Toplam, mg/L 10 - 10 (1)
Toplam toksik metaller 5 (2) (4)
Hegzavalent krom, mg/L 0,5 0,5 0,1 (1)
Toplam krom, mg/L 0,5 2 1 0,5 (1) Kurşun, mg/L 0,5 2 1 0,1 (1)
Siyanür, mg/L Toplam: 0,3 Serbest: 0,06 1 0,5 Toplam: 1
Serbest: 0,1 (1) Kadmiyum, ng/L 0,05 0,1 0,1 (1) Demir, mg/L 10 3,5 (1) Florür, mg/L 20 15 20 (1) Bakır, mg/L 0,5 3 0,5(1) Çinko, mg/L 2,0 5 2,0 (1) Civa, mg/L 0,01 0,05 0,01 (1) Nikel, mg/L 0,5 0,5 (1) Arsenik, mg/L 0,5 0,1 (1) Nitrat Nitrojen, mg/L 5,0 Amonyak Nitrojen, mg/L 0,02
Amonyak, mg/l 10 (1) Klor, mg/L 0,5 (Serbest) 0,2 (1) Toplam sülfür, mg/L 1,0 Total Fosfor, mg/L 0,02 2 (1) Fenoller, mg/L 5,0 0,5 (1), 1 (2) Sülfat 1 (1) (2) Koliform bakteri 400 EOS/100ml (1)
Fekal koliform 10 EOS/100ml(5) Sıcaklık artışı, °C <3 <3 (3) Balıkların Biyolojik Analizi
28 saat içinde %20 ölüm oranı
(1) Kirlilik Önleme ve Azaltma el kitabı 1998 – Daha Temiz Üretime Doğru (2) Kirlilik Önleme ve Azaltma el kitabı 1998 – Daha Temiz Üretime Doğru – Petrol ve gaz
gelişimi (Kıyıda) sayfa 359 (3) Sıvı atıklar, ilk karışma ve seyrelmenin gerçekleştiği bölgenin kenarında 3°C’den daha
yüksek bir sıcaklık artışına neden olmamalıdır (bu nokta genellikle, yüzey altına doğru gerçekleştirilen bir deşarj olması durumunda, sıvı atığın yüzeye ulaştığı yerdir. Bölgenin tanımlanmadığı yerlerde, deşarj noktasından itibaren 100 m kullanılır).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
58
(4) Toksik metaller; antimon, arsenik, berilyum, kadmiyum, krom, bakır, kurşun, civa, nikel, selenyum, gümüş, talyum, vanadyum ve çinkoyu kapsamaktadır.
(5) Bu değer en hassas su ürünleri geçerlidir ve Su Ürünleri Yönetmeliği’nde (10 Mart 1995) belirtilen belirli koşullar altında aşılabilir.
4.1.1.4. Boru Hattı Su Yolu Geçişleri
Her geniş (>30 m) ve orta genişlikteki (5-30 m) su yolu geçişi için sahaya
özel çalışma yöntemleri ve inşaat çizimleri geliştirilmiştir. Bu dokümanlar, BOTAŞ
ve DSİ’nin onayına sunulmak üzere PLL JV tarafından hazırlanmıştır. Bu
yöntemler, su yolunun kirlenmeye karşı korunması, sedimantasyonun en aza
indirilmesi, su yolu kenarlarındaki bitki örtüsü üzerindeki etkilerin en aza
indirilmesi ve su yollarının inşaat öncesi durumuna göre eski haline getirilmesinin
sağlanması ile ilgili prosedürleri kapsamaktadır. İnşaat çizimleri, sahaya özel inşaat
yöntemlerinin gerçekleştirilmesine yönelik ve PLL JV tarafından belirlenen çalışma
alanlarını kapsamaktadır.
Önemsiz su yolu geçişlerinin (genişliği 5 m’den az) geçişleri için, genel
çalışma tekniği açıklamaları hazırlanmıştır. Bu teknik açıklamalar, su yolunun
kirlenmeye karşı korunması, sedimantasyonun en aza indirilmesi, su yolu
kenarlarındaki bitki örtüsü üzerindeki etkilerin en aza indirilmesi ve su yollarının
inşaat öncesi durumuna göre eski haline getirilmesinin sağlanması ile ilgili
prosedürleri kapsamaktadır.
PLL JV, su yolu geçişleri sırasında aşağıdaki önlemleri alarak su yolu
geçişlerini koruyarak ve muhtemel olumsuz etkileri en aza indirgemiştir:
• Su yolu geçişlerindeki inşaat faaliyetleri, sınırlı bir zaman diliminde,ve
güvenli ve verimli çalışmak için gerekli en az ekipmanla
gerçekleştirilmesi.
• Nehir/akıntı kenarlarındaki bitkilerin kesilmesi en az seviyede tutulup ve
gerekli yerlerde yıllanmış ağaçlara dokunulmaması.
• Mühendislik açısından uygun olan ve güzergah durumunun izin verdiği
yerlerde su yolu geçişleri nehir kanalı eksenine dik olarak inşa edilmesi.
• Mansab yönlü ortam akış hızlarının korunması.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
59
• Nehirde yükselen sediman yükü en aza indirilmiştir. Mansab yönünde
çiftlik haline getirilmiş balık üreme alanlarının işletildiği ya da yerel
topluluklarca kullanılan balık üreme alanlarının olduğu yerlerde, sediman
kontrolü için özel dikkat edilip ve ayrıca daha fazla seviyede denetleme ve
izleme faaliyeti uygulamaya konulmuştur.
• Balıkların her zaman mansab ve memba yönünde geçişlerini sağlamak için
uygun yön değiştirici aygıtlar yerleştirilmiştir.
• İnşaat bittikten sonra su yolundaki her türlü inşaat malzemesi ve yapıları
kaldırılması.
• Nehir kanalları, nehir yatakları ve nehir kenarlarının ilk hallerine
dönmeleri sağlanarak ve gerekli yerlerde iyileştirme önlemleri alınmıştır.
• Son düzleştirme işlemlerinin hemen sonrasında, nehir kenarları ve bitişik
yüksek araziler stabilize edilmiştir.
• İnşaat sırasında ve sonrasında, geçiş hakkı güzergahı, düzenli bir esasa
göre denetlenerek ve gerektiğinde erozyon kontrol önlemlerine göre
onarılıp ve/veya restore edilmiştir.
4.1.1.5. Toz ve Diğer Hava Emisyonlarının Kontrolü
4.1.1.5.(1). Saha Faaliyetlerinin Kontrolü İçin Alınacak Önlemler
• Rüzgarın etkisiyle havalanan malzeme ve tozun riskini en aza indirmek
için karayolu nakliyesi ve malzeme stokları dikkatle yönetilmiştir (örn.
uygun örtü malzemesi kullanılması).
• Çalışma genişliği ya da inşaat sahasının aşırı trafiğe maruz kalan
bölümleri, koşulların gerektirdiği şekilde su spreylerinin (örn. su pompası
ile) kontrollü uygulanması ile nemlendirilmiştir.
• Kuru hava koşullarında, yerleşim alanlarının ya da müstakil meskenlerin
500 m yakınında çalışılırken, çalışma genişliğinde veya inşaat sahalarında
toz hareketinin önlenmesine özel olarak önem verilmiştir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
60
• Ağır araçların park edebileceği sert zeminli alanlar düzenli olarak
denetlenerek ve çamurlu ve tozlu tüm malzemelerden arındırılmıştır.
• Sahaya tozlu yapı malzemeleri getiren ya da inşaat atıklarını götüren tüm
araçlar, tozun saçılmasını engellemek için çevrilerek ve kaplanmıştır.
• Kuru hava koşullarında saçılmaya eğilimli silt ve ince kumdan yüksek
miktarlarda içeren toprakların olduğu alanlarda, toz hareketinin
bastırılmasına özellikle önem verilmiştir.
4.1.1.5.(2). Egzoz Emisyon Etkilerini Azaltmak İçin Alınması Gereken
Önlemler
• Yakıt depolanması, motor ve mobil fırınlardan ve diğer geçici
donanımlardan kaynaklanan yanma emisyonlarını azaltmak için en iyi
kontrol teknolojisi benimsenmiştir.
• Motorlar gereksiz yere çalışır durumda bırakılması engellenmiştir.
• Tüm araç ya da donanım motorları ve egzoz sistemleri, ilgili araç/donanım
tipine ve işlem tarzına göre belirlenmiş olan, Türk yasal egzoz emisyon
sınırlarını ihlal etmeyecektir, ve bu araç ve donanımların bakımları üretici
firmanın önerilerine uygun olarak yapılmıştır.
• İnşaat sahasındaki motorların egzozları, egzoz emisyonlarının dağılmasını
sağlayacak yeterli yüksekliğe konumlandırılmıştır.
• Tüm araçlardan kaynaklanan gürültüler ve egzoz emisyonları, çalışanlara
veya yerel halka rahatsızlık yaratmaması için gerekli bakıma tabi
tutulmuştur.
• Araç güvenliğini sağlamak amacıyla, araç bakımları düzenli olarak
yapılarak ve dizel motorlardaki yakıt enjektörlerinin temizlenmesi gibi
yöntemlerle emisyon ve gürültü asgari düzeye indirilmiştir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
61
4.1.1.6. Gürültü Kontrolü
Yerleşim bölgeleri, okullar ve hassas ekolojik alanlar gibi gürültüye duyarlı
alıcıların civarında, tüm inşaat faaliyetleri kapsamında olumsuz gürültü etkilerinden
kaçınılmasını sağlamak amacıyla, aşağıdaki bölümlerde tanımlanan etki azaltıcı
önlemler uygulanmıştır.
4.1.1.7. Yayılmanın Önlenmesi ve Kontrolü
Yayılmanın önlenmesi ve kontrolü prosedürlerinin amacı, proje sahalarında
kullanılan veya depolanan tehlikeli malzemelerin yayılmasına bağlı olarak sağlık,
emniyet ve çevresel risklerin en aza indirilmesi ve kontrol edilmesidir. Meydana
gelebilecek yayılmalar aşağıda verilenleri kapsamaktadır:
• dizel ve diğer yakıtlar;
• yağlayıcı madde ve hidrolik sıvılar;
• solventler ve kimyasallar;
• tehlikeli atıklar;
• kirlenmiş su;
• içeriği bilinmeyen varil ve/veya tanklar (ki iyi bir yönetim, sahalarda
tutulacak maddelerin etiketsiz tutulmayacağını bilmekte ve bunu
sağlamaktadır).
Bu maddeler saha faaliyetleri sırasında aşağıda belirtilen olaylar neticesinde
yayılabilir veya boşalabilir:
• taşıma veya yakıt alma sırasındaki kazalar;
• uygun olmayan paketleme uygulamaları;
• tankların, varillerin veya diğer depolama konteynerlerinin hasar görmesi
• tehlikeli maddelerin uygun olmayan şekilde yüklenmesi ve/veya
boşaltılması
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
62
• uygun olmayan kullanım; ve
• kullanım sırasındaki kazalar.
Yayılmaların ve sızıntıların önlenmesi veya kısıtlandırılması yöntemleri
aşağıda belirtilen maddeleri kapsamaktadır:
• depolama tanklarının ve tankerlerin sadece belirlenen amaçlar için
kullanılması;
• sızıntı tespit donanımının tesis edilmesi (uygun olan yerlerde) ve
kullanılması için personelin eğitilmesi;
• yayılmanın kontrol altına alınması için gerekli donanımın tesis edilmesi ve
kullanılması için personelin eğitilmesi;
• bir alanın hortumla temizlenmesi yerine, mümkün olan yerlerde
yayılmanın kalıntıları derinlemesine temizlenmesi;
• tankların ve konteynerlerin bütünlüğünü sağlanacak ve her zaman taşkın
önleme hazneli alanlarda depolanması;
• uygulanabilir olan yerlerde taşkın önleme haznesine sahip alanlarda
gerçekleştirilmesi gereken tüm tehlikeli maddelerin dolumlarının,
tahliyelerinin ve taşınmalarının kontrol altına alınması;
• tüm hortum ve contaların, yakıtların ve diğer sıvıların alınması ve
dağıtılması öncesinde uygun bir şekilde yerleştirilmesi;
• yayılmanın sınırlanması amacıyla tank veya depolama alanlarının
çevresine ikinci bir çevrili alanı tesis edilmesi;
• sızıntı yapabilecek donanım birleşme yerlerinin altına damlatma tepsileri
tesis edilerek bakımının yapılması;
• hareketli veya taşınabilir petrol depolama tanklarından kaynaklanabilecek
yayılmaların doğal akıntılara veya göllere ulaşmadan önce önlenmesi
sağlanacak şekilde yerleştirilmesi veya konumlandırılması;
• hortum bağlantıları (özellikle kam kilitli levyeler) sağlamlaştırılması.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
63
Yayılmanın gerçekleşmesi durumunda bir araştırma yürütülerek ve gelecekte
meydana gelebilecek olayları önlemek amacıyla önerilerde bulunularak ve takip
edecek işlemler belirlenmiştir.
4.2. Atık Önleme Planı
4.2.1. Planın Kapsamı ve Amacı
AYP, BTC Boru Hattı Projesi’nin inşası sırasında oluşması muhtemel
atıkları tanımlar ve bunların biriktirilmesi, depolanması, arıtılması ve/veya bertaraf
edilmesi için uygun atık yönetim faaliyetlerini içermektedir. AYP, inşaat ve ilgili
faaliyetler sonucu oluşmuş atıkları kapsamaktadır.
AYP kapsamında yer alan atıklar aşağıda sıralan BOTAŞ BTC Boru Hattı
Proje Direktörlüğü, iyi bir çevre yönetimi uygulamasıyla, projenin çevre üzerinde
oluşturabileceği tüm olumsuzlukların önlenmesi veya uygun biçimde etkilerinin
azaltılması sorumluluğunun bilincindedir.
Bu nedenle, tüm çalışma; çevre koruması, korunması ve güzelleştirilmesini
destekleyen bir tarzda, ilgili çevre kanun ve yönetmeliklerinin yanı sıra, uluslararası
petrol endüstrisinde genel kabul gören standart ve uygulamalar çerçevesinde
yönetilmiştir. Bu amaca ulaşmak için BOTAŞ BTC Boru Hattı Proje Direktörlüğü;
• Proje Kalite Yönetim Sisteminin yaşamsal bir parçasını oluşturacak ISO
14001: 1996’ya uygun bir Çevre Yönetim Sistemi oluşturup uygulamıştır;
• Politikalara, prosedürlere ve çevre mevzuatına uyulduğundan emin olmak
için, üst yönetimin yıllık gözden geçirme toplantılarını gerçekleştirilmiştir;
• Kirliliğin önlenmesi ve atıkların en aza indirilmesi için gereken yapılarak,
proje detaylarını belirlenip ve ilgili etkinlikler yürütülürken bu prensiplerin
dahil edilmesi konularındaki sorumluluğunu sürdürmüştür;
• Muhtemel olumsuz çevresel etkilerin azaltılması için çevresel riskleri
tanımlayarak, dikkate alınıp ve yönetilip, uygulamaya yönelik rakamlarla
ifade edilebilen hedeflerini ve amaçlarını ortaya koyup incelenmiştir;
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
64
• Çevre sorunları için yenilikçi ve ekonomik çözümlerin geliştirilmesi ve
pekiştirilmesi amacıyla kamu kuruluşları, bilim çevreleri ve halkla iletişim
halinde olunmuştur;
• Çevre Yönetim Sistemi’ni sürekli geliştirmek için çalışmalarda
bulunulmuştur.
4.2.2. Atık Yönetimi Politikaları ve Prensipleri
4.2.2.1. Atık Yönetim Hiyerarşisi
Bu hiyerarşik yapı temel olarak; atığın kaynağında önlenmesi ve oluşan
atığın miktarı ve tehlikelerinin asgari seviyeye indirilmesinin öncelikle tercih
edilmesi gereken uygulamalar olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca, atığın
arıtılmasından sonra yeniden kullanımı, geri kazanım ve geri dönüşümün tercih
edilmesi ve bertaraf etmenin son seçenek olması gerektiğini de ifade etmektedir
(Şekil 4.3.).
Şekil 4.3. Atık Yönetimi Hiyerarşisi
4.2.2.2. Yakınlık Prensibi
Yakınlık prensibi basitçe atıkların kaynağına en yakın yerlerde (atık
yönetimi politikaları ve prensiplerini dikkate alarak) yönetileceğini açıklamaktadır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
65
4.2.2.3. Görev Sorumluluğu
Görev sorumluluğu prensibi; atık üreticisinin (tehlikeli veya tehlikeli
olmayan atıklar olmasına bakılmaksızın) atıkların üçüncü bir tarafa
ulaştırılmasından sonra bile doğru şekilde yönetildiğini garantilemesinin bir görev
olduğunu ifade etmektedir.
4.2.3. Atık Yönetim Mevzuatı
Aşağıda belirtilmiş olan Türk mevzuatı öğeleri, boru hattı yapımı sırasında
oluşacak atıkların yönetimi ile yakından ilişkilidir ve mutlaka bu mevzuatlara
uyulmuştur.
• 14 Mart 1991 tarihli Katı Atıkların Kontrolü Yönetmeliği (3 Nisan 1991’de
yeniden düzenlendiği şekliyle);
• 27 Ağustos 1995 tarihli Tehlikeli Atıkların Kontrolü Yönetmeliği;
• 20 Mayıs 1993 tarihli Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği;
• 5 Ocak 2002 tarihli Çevre Denetimi Yönetmeliği.
Her türlü atığın sınır dışı taşınımı, Basel Sözleşmesi’nin “Atıkların Sınır dışı
Taşınımı” kurallarını yerine getirmelidir. PLL JV, atık yönetimine gelindiğinde AB
standartları ile uyumlu kalmıştır. Türk ve AB standartları farklı olduğunda, daha katı
olan standartlar uygulanmıştır.
4.2.4. Güzergah Boyunca Bulunan Atık Bertaraf Sahaları
4.2.4.1. Evsel Nitelikli ve İnert Atıkların Bertarafı
BTC Boru Hattı Projesi’nin inşaat aşamasında meydana gelecek evsel
nitelikli atıklar aşağıda belirtilen seçenekler kullanılarak bertaraf edilmiştir:
• Yakma;
• Düzenli depolama;
• Geri kullanım / geri dönüşüm;
• Kompostlama (çürüyebilen kısmı).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
66
Saha gezilerinden ve belediyeler ve Çevre Bakanlığı yetkilileri ile yapılan
görüşmelerden elde edilen bilgiler doğrultusunda, BTC boru hattı güzergahının
yakın çevresinde lisanslı atık bertaraf tesisinin bulunmadığı belirlenmiştir.
Güzergah boyunca belediyelere ait evsel nitelikli atıklar, genellikle uygun
jeomorfolojiye (örneğin, vadiler, vb.) sahip alanlardaki çorak arazilerde bertaraf
edilmektedir. Bazı alanlarda atıkların bertarafı aktif bir şekilde yönetilmekte ve
atıklar periyodik olarak toprak malzeme ile örtülmektedir. Diğer alanlarda ise
sahanın atık depolama kapasitesi ile ilgili hiçbir sınırlama getirilmeden
gerçekleştirilen kontrolsüz çöp dökme uygulanmaktadır.
PLL JV evsel nitelikli atıklar için yeni kompostlama tesisi kurmuştur. Bu
tesis ile ilgili olarak, bu tesislerin atık toplama noktaları ve merkezi atık biriktirme
alanları (kapasite dikkate alınmaksızın) ile birlikte 6 Mart 2002 tarihli, değiştirilmiş
ÇED Yönetmeliği’nin 2. Ek’i uyarınca “Ön ÇED Çalışmaları”na tabi olduğu dikkate
alınarak Ön ÇED raporu hazırlanmıştır ve gerekli izinler alınmıştır. Kompost olan
atıklar analiz edilerek daha sonra biyorestorasyon sırasında gübre olarak
kullanılmıştır (Şekil 4.4.).
Şekil 4.4. Kompost olmuş evsel nitelikli atıklar
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
67
4.2.4.2. Tehlikeli Atıkların Bertarafı
BTC boru hattı güzergahı boyunca lisanslı tehlikeli atık bertaraf alanı
bulunmamaktadır. Kocaeli ilinde bulunan İzmit Atık ve Artıkları Arıtma, Yakma ve
Değerlendirme A.Ş. (İZAYDAŞ), Türkiye’de tehlikeli atıkları işleten az sayıdaki
tesislerden biridir. Lisanslı geri dönüşüm tesisleri ve atık ihracatı yapan şirketlerle
anlaşmalar yapılarak bertaraf edilmiştir.
4.2.4.3. Tıbbi Atıkların Bertarafı
TAKY uyarınca, tıbbi atıklar evsel nitelikli atıklardan ayrı bir şekilde
toplanır, depolanır, taşınır ve bertaraf edilir. Ayrıca, patojen atıklar sterilize
edildikten sonra diğer enfekte atıklarla beraber TAKY’de özellikleri belirtilen özel
plastik kırmızı torbalara konularak hiçbir sıkıştırmaya maruz bırakılmaksızın
toplanır. BTC boru hattı güzergahı çevresinde lisanslı tıbbi atık işleme tesisi
bulunmamaktadır. Tıbbi atıklar lisanslı İZAYDAŞ’ta tıbbi atık işleme yakma
ünitelerine gönderilmiştir.
4.2.5. Atık Kaynakları ve Kolları
4.2.5.1. Boru Hattı ve İlgili Tesislerin İnşaatı Sırasında Oluşan Atıklar
Tanımlanmış atıklar, aşağıdaki ana atık grupları altında toplanmaktadır:
• inşaat işçilerinden kaynaklanan çöp tipi katı atıklar;
• inşaat işçilerinden kaynaklanan atıksular;
• inert inşaat atıkları;
• tıbbi türdeki atıklar;
• tehlikeli atıklar.
Hazırlanan ön atık envanteri EK-II’de verilmiştir. 52 blok vana istasyonu ve
beş büyük YÜT içeren yaklaşık 1.076 km uzunluğundaki boru hattı boyunca oluşan
inşaat atıklarının toplam miktarı yılda yaklaşık 1,3 milyon ton olması
beklenmektedir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
68
4.2.5.2. İnşaat İşçilerinden Kaynaklanan Çöp Tipi Katı Atıklar
Bu maddeler için atık yönetim seçenekleri aşağıda verilmiştir:
• yakma;
• düzenli depolama;
• geri kazanım/geri dönüşüm;
• kompostlaştırma (çürüyebilir bölümler).
Aşağıda verilen atıklar ise KAKY’ye uygun şekilde, çöp tipi atıklardan ayrı
tutulmuştur:
• kullanılmış piller;
• kullanılmamış fazla farmasötikler;
• saha klinikleri/ameliyathaneleri/revirlerinden kaynaklanan tıbbi atıklar.
Yakma: Katı çöp tipi atıkların yakılmasından kazanılacak avantajlar mevcuttur. Bunlar:
• düzenli depolanması gerekli atıkların hacminde belirgin azalmalar (%80 - %90);
• koku ve bulaşıcı hastalık riskinin azalması;
• daha kolay yönetim ve kontrol;
• daha az saha bakım sonrası problemi;
• yakma ünitelerinin düzenli depolamaya uygun olmayan diğer atıkların
yönetiminde de kullanılabilmesi.
Yakmanın başlıca dezavantajları, artan ilk sermaye maliyeti ve artan izleme
faaliyetleridir. Ayrıca, yakma üniteleri kabul edilebilir hava emisyonlarını
sağlayacak bir standarda göre tasarlanmalı, işletilmeli ve bakımı yapılmalıdır.
Dezavantajlara ek olarak, yakma artıkları düzenli depolama faaliyetleri de
gerektirmektedir.
Düzenli Depolama: Tüm çöp tipi katı atıklar kompostlaştırma işleminden
geçirilemeyeceği ve yakmaya uygun bir şekilde bertaraf edilmesi gereken
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
69
artıklardan oluştuğu için, atıklar yakılsa da, kompostlaştırma işleminden de geçirilse
düzenli bir depolama hacmi kaçınılmazdır. Kirletici sızıntı oluşumlarının en aza
indirilmesine ve oluşan kirletici sızıntıların çevresel anlamda güvenilir bir yöntemle
toplanmasına, arıtılmasına ve bertaraf edilmesine özel itina gösterilecektir
Geri Kazanım/Geri Dönüşüm: Öncelikli geri dönüşüme tabi tutulabilecek maddeler
(örn., kağıt, karton, plastikler, cam, metaller), uygun olduğu ölçüde geri
kazanım/geri dönüşüm için evsel nitelikteki katı atıklardan ayrılmıştır.
Kompostlaştırma: Şantiye yemekhanelerinden kaynaklanan çürüyebilir atıkların
yönetimi için kompostlaştırma kullanılmıştır.
AİŞ ve İSŞ’nin yerleştirildiği yerler belediyeye ait atıksu altyapısına makul
uzaklıklarda ise atıksu ve gri sular ( temizlik, duş, yıkama suları) ile ilgili yetkililer
onayladığı takdirde, belediyeye ait tesislere tankerlerle taşınabilir.
Aksi takdirde, ÇED raporuna göre AİŞ/İSŞ için aktif çamur arıtma sistemi
kullanılacaktır. Bu sistemler sonradan bertaraf etme işlemi gerektiren arıtma
çamurlarına neden olmaktadır. Atıklar, Türk Mevzuatı ve Dünya Bankası Atık Su
Deşarj Standartlarına uygun şekilde arıtılacaktır. PLL JV’de paket aktif çamur
arıtma tesisleri kullanılmıştır.
4.2.5.3. İnert İnşaat Atıkları
Büyük miktarlarda hafriyat malzemesinin olacağı ve bu atıkların %90'ının
proje tarafından kullanılacağı ya da üçüncü şahıslara tekrar kullanım için
nakledileceği tahmin edilmektedir. Bertaraf gerektiren tüm artık malzeme ise ilgili
yetkililerce onaylanmış alanlarda bertaraf edilmiştir. Bu tip atıklar inert atık düzenli
depolama işlemi ile de bertaraf edilmiştir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
70
4.2.5.4. Tıbbi Atıklar
Klinikler, muayenehaneler, ilk yardım odalarından ve benzeri yerlerden
kaynaklanan tıbbi atıklar çöp tipi katı atıklardan ayrıştırılmış olarak bulundurularak
ve kendilerine özel ayrılmış konteynerlerde bertaraf edilene dek güvenli bir şekilde
bekletilmiştir. Konteynerler içeriklerine göre renkli kodlandırılmış olup, plastik
yanıcı malzemelerden üretilmiştir.
4.2.5.5. Tehlikeli Atıklar
Boru hattı inşaatı sırasında az miktarda tehlikeli atıklar oluşmuştur ve
bunların tahmini miktarları ÇED raporunda aşağıdaki gibi verilmiştir;
• kuru pil bataryalar (5 ton);
• asitler, yapıştırıcılar, glikoller, çözücüler, boya artıkları gibi kimyasal atıklar (75
ton);
• kirlenmiş toprak (tanımlanamayan miktarlarda);
• kirlenmiş su (tanımlanamayan miktarlarda);
• varil yıkama atıkları (2800 ton);
• dizel/yakıt artıkları/yağ atıkları/yağ filtreleri (200 ton);
• flüoresan tüpler (1 ton);
• tıbbi atıklar (3 ton);
• atıksu çamuru (425 ton);
• transformatör yağı (tanımlanamayan miktarlarda).
PLL JV, tehlikeli atıkları atık depolama tesisinde her bir atık için ayrı
geçirimsiz konteynırlar içinde ve her bir konteynırdaki atıkların özellikleri üzerinde
belirtilerek ve diğer atıklardan ayrı bir drenaj sistemi oluşturularak depolanmıştir
(Şekil 4.5). Atık depolanma tesisinde çalışan işçilere tehlikeli atık ile ilgili özel
eğitimler verilmiştir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
71
Şekil 4.5. Tehlikeli atıkların depolanması
4.2.6. Atık Yönetimi Önlemleri ve Prosedürleri
Atık oluşumunu önlemek, hem oluşan atıkların miktarını hem de bu atıkların
tehlikelerini en aza indirmek için makul olan tüm tedbirler alınmıştır. Projenin tüm
ömrü boyunca sadece onaylanan malzeme ve kimyasallar kullanılmış, BOTAŞ
tarafından bildirilen onaylanmamış malzemeler ve kimyasallar kullanılmıştır.
Atıklar, toplama ve MABA'na nakilden önce, atıkların oluşum yerlerindeki
Atık Toplama Noktaları’nda (ATN) güvenli ve çevreye duyarlı bir usulle toplanıp
ve geçici olarak depolanmıştır. Güvenli ve çevreye duyarlı geçici depolanmanın
kolaylaştırılması için atık oluşum noktalarında uygun atık konteynerleri
sağlanmıştır. Tüm konteynerler, içeriklerine göre açık bir şekilde işaretlenmiştir.
ATN'ler önemli geri dönüşebilen malzemeler (plastik, cam, demirli ve
demirsiz metaller) için ayrı depolama konteynerleri; yağlar, kimyasallar ve piller
gibi ayrıştırma gerektiren diğer atıklar için ayrı konteynerler mevcuttur. Herhangi
bir kimyasal reaksiyonu engellemek için kimyasalların ayrı kaplarda tutulmasına
özen gösterilmiştir.
Merkezi atık biriktirme alanı (MABA), atıkların arıtılması ve/veya bertaraf
edilmesinden ya da üçüncü şahıslara geri kazanım, arıtma ve/veya bertaraf edilmek
üzere nakillerinden önce merkezi olarak toplanacakları alanı ifade eder. MABA'ları
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
72
atıkları arıtma ya da bertaraf etme kapasitesine de sahiptir. Tipik bir MABA
aşağıdakilerden oluşacaktır:
• güvenli bir arazi;
• araç ulaşım yolları, dönüş alanı ve atık boşaltma alanı;
• atık depolanması için konteynerler;
• bidon indirme/depolama alanı;
• varil yıkayıcısı, varil sıkıştırıcı;
• plastik/ kağıt balya yapıcısı;
• ampul ve teneke kutu parçalayıcısı;
• ofis ve değişken tesisler;
• KKM deposu;
• göz yıkama ve acil durum duşları;
• yangınla mücadele donanımı içeren acil yardım ekipmanları;
• sızdıran konteynerleri/yayılmaları önlemek için emiciler ve muhafaza
konteynerleri;
• yakıt deposu;
• yakma ünitesi.
MABA'lar yayılma kontrol bordürleri ve karterleri içeren beton hatlı, ayrı bir
drenaj ile donatılmıştır. Tehlikeli atık deposunun kendine ait bir yayılma kontrol
taşkın önleme haznesi mevcuttur.
Her zaman uygun atık ayrıştırılması sağlanacak, karşılıklı uyuşmayan
atıkların ayrıştırılmasının sağlanması için ayrı depolama alanları/konteynerler
sağlanmıştır.
• MABA'lar tehlikeli atıkların depolandıkları ara tesisler olduklarından, TAY'ne
tabidirler ve ilgili valilik tarafından yayımlanmış izin alınmıştır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
73
4.2.6.1. Atık Nakliyatı
Atıklar, atık oluşum yerlerinden/geçici depolardan MABA'ya bu amaç (atık
nakli) için Çevre Bakanlığı tarafından lisans verilen müteahhide ait araçlar ile
nakledilmiştir. ATN'lerde atıkların aşırı birikmesini engellemek için toplama işlemi
gerekli olduğu kadar sık programlanmıştır.
4.2.6.2. Atık Geri Dönüşüm Programları
Kağıt ve Karton Geri Dönüşümü: Ana inşaat şantiyesindeki ofisler ve evsel nitelikli
kaynaklardan gelen kağıt ve karton atıklar mümkün olduğu ölçüde ayrıştırılarak
üçüncü şahıslar tarafından geri dönüştürülmeleri için gönderilmiştir.
Plastik Geri Dönüşümü: ÇED raporuna göre plastik atıklar olabildiğince
ayrıştırılacak veya tedarikçilere geri verilecek ya da üçüncü şahıslara geri dönüşüm
için yollanacaktır. Bu işlemi kolaylaştırmak amacıyla, ATN'nda farklı plastik atıklar
ayrı konteynerlerde toplanarak ve atıkların geri dönüşümünü yapacak olan firmalara
nakli için balyalanacağı MABA’na taşınmıştır
Metal Geri Dönüşümü: Metal atıklar geri dönüşüm için olabildiğince ayrıştırılmıştır.
MABA'ya karara bağlanmamış nakillerine kadar atıkların geçici olarak depolanması
için ATN’nda ayrı konteynerler sağlanmıştır. Atıklar geri dönüştürücülere
MABA'dan gönderilmiştir.
Yağ Atıklar: Yağ atıklar ya atık yakma ünitelerinde yakıt olarak kullanılacak ya da
uygun lisanslı üçüncü şahıslara geri dönüşüm için yollanacaktır.
4.2.6.3. Atıksu Arıtma
AİŞ ve İSŞ'nın atıksuyun boşaltabileceği belediyeye ait atıksu sistemine çok
uzak olduğu yerlerde, bu şantiyelerin her birinde ASA sistemleri çalıştırılacaktır.
ASAlar aktif çamur arıtma sistemleri olup, evsel nitelikli atıksu ile MABA'lardaki
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
74
varil yıkama ve sulu atıkların arıtılmasından kaynaklanan atıksuları (gerektiğinde ön
işlem görmüş) arıtacaktır.
4.2.6.4. Onaylanmış Tesislerin Kullanımı
Atıklar kullanım, arıtma ve/veya bertaraf için üçüncü taraflara nakledilmiştir.
Atıklar sadece çevre için emin, güvenli şekilde idare, kullanma, geri kazanım, geri
dönüşüm, arıtma ve/veya bertaraf edebilme kapasitelerine sahip uygun izinli/lisanslı
tesisleri olan üçüncü taraflara nakledilmiştir. Üçüncü taraflara ait bu tesislerin
uygunluklarını ve daha önceden/halen nakledilen atıkların uygun bir şekilde
yönetilip yönetilmediğini belirlemek için düzenli aralıklarla denetlemeler
yapılmıştır.
Atıkların üçüncü taraflara transferi Atık Taşıma Formlarında tam olarak
belgelenmeli ve aşağıdaki bilgiler her durumda kaydedilmiştir:
• nakledilen atık tip(ler)i;
• atık(lar)ın fiziksel/kimyasal özellikleri ve bağıl oranları da dahil tanımları;
• her tip konteynerin sayısını da içerecek şekilde nakledilen atık miktarı;
• özel atık idare prosedürleri;
• atığın güncel sahibi olan kuruluşun adı ve adresi;
• atıkların nakledildiği kuruluşun adı ve adresi;
• atıkların nereden nakledildiği;
• atıkların nereye nakledildiği;
• nakliye tarihi ve zamanı;
• mevcut sahibin temsilcisinin adı ve imzası;
• nakliyeyi üstlenen kuruluşun temsilcisinin adı ve imzası.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
75
4.2.6.5. Atık Yönetim Faaliyetlerinin İzlenmesi
Oluştuğu sahada yeniden kullanılan atıkların kaydedilmesine ya da resmi
olarak nakledilmesine gerek yoktur; GHG üzerinde üretilen ve GHG boyunca
umumi yollar kullanılmadan nakledilen atıkları kapsar.
Atıkların ATN'ndan MABA'na olan hareketleri PLL JV tarafından
belgelenerek ve izlenip, aşağıdaki bilgiler kaydedilmiştir:
• ATN'nın tanımlanması;
• toplanma tarihi;
• toplanma zamanı;
• atık tip(ler)i;
• atıkların fiziksel/kimyasal özellikleri ve bağıl oranlarını gerektiği kadar içerecek
tanımları;
• miktar(lar)ı;
• özel atık idare prosedürleri;
• araç kontrolü;
• yük güvenliği kontrolü;
• ATN şefinin adı ve imzası;
• MABA varış yerinin tanımlanması;
• teslim tarihi;
• teslim zamanı;
• atık tip(ler)i ve hacmi/hacimleri arasındaki farkın kontrolü;
• MABA şefinin adı ve imzası;
• araç sürücüsünün adı ve imzası.
4.3. Eski Haline Getirme Planı
Eski Haline Getirme Planı’nın (EP) amacı, belirlenen erozyon performans
kriterlerinin ve tahrip edilen yüzeylerin bitkilendirilmesi (Biyo-restorasyon)
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
76
ihtiyaçlarının gerektirdiği zaman kısıtlamaları dahilinde çevreye uyum sağlayan bir
bitki örtüsünün tekrar yetiştirilmesidir.
Erozyon önleme ile ilgili olarak, erozyonla mücadelede en etkin yol bitki
örtüsünün yetiştirilmesidir. Bu, EP’nin başlıca hedefidir ve bu planda önerilen
mühendislik ve biyo-mühendislik metotlarının uygulanmasıyla bu hedefe
ulaşılmıştır.
EP, BTC Projesi’nin topografik değişimi, erozyon kontrolü ve tahrip edilen
yüzeylerin bitkilendirilmesi (biyo-restorasyon) için minimum teknik şartları
belirlemektedir. EP, arazi parçasının BTC Boru Hattı Projesi Geçiş Hakkı
Güzergahının (GHG) inşaatı sırasında ve sonrasında arazinin stabilizasyonu için
uygulanabilir özelliktedir. Ayrıca bu plandaki hükümler ulaşım yolları/patikalar, yer
üstü tesisleri (YÜT), depolama alanları, BOTAŞ Boru Hattı Projesi’nin inşaatı
sırasında yararlanılan diğer ek alanlar gibi kalıcı ve geçici tesislere de
uygulanmıştır.
EP; inşaat çalışması sırasında tahrip olan ve proje kapsamında daimi
kullanıma alınmayacak alanların eski haline getirilmesi faaliyetlerini
tanımlamaktadır. EP; BTC-GHG’sini ve şantiye alanlarını; boru depolama alanları,
bakım alanları, yollar ve diğer nakliye tesisleri gibi inşaat destek alanlarını; ve atık
yönetimi ile bertaraf alanlarını kapsamakla beraber bunlarla sınırlı kalmamıştır.
Ayrıca, belirtilen alanların geçici ve kalıcı erozyon kontrolü ve ilgili önlemlerin
uygulanmasına ilişkin şartları da açıklamaktadır.
EP, kazılan üst toprağın, alt toprağın ve kayaların uzaklaştırılması,
depolanması ve yerine yenisinin koyulmasında ve bu malzemelerin eski haline
getirilmesi gerekmeyen bölümün bertaraf edilmesinde kullanılacak yöntemleri
tanımlamaktadır. EP ayrıca kazma ve patlatma sırasında uygulanacak yöntemlerin
seçimi işlemlerini de tanımlamaktadır. Yöntemlerin seçimi, eski haline getirilecek
veya bertaraf edilecek alt toprak/kayanın miktarı ve özellikleri üzerinde önemli
etkiye sahiptir.
EP, eski haline getirme ve restorasyon faaliyetleri ile ilgili aşağıdaki tipik
çizimlere bağlı kalınarak tamamlanmıştır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
77
• Eğim Kırıcının Tipik Çizimi (ILF-DRG-EPL-PLG-855);
• Eğim Kırıcının Çıkış Yerinin Tipik Çizimi (ILF_DRG-EPL-PLG-856);
• Eğim Kırıcının Kesitinin Tipik Çizimi (ILF-DRG-EPL-PLG-857);
• Bitkilendirilmiş/Kaplama Oluklarının Tipik Çizimi (ILF-DRG-EPL-PLG-
858);
• Kanal Suyu Bertarafının Tipik Çizimi (ILF-DRG-EPL-PLG-859);
• Silt Çitleri ve Saman Balyalarının Tipik Çizimi (ILF-DRG-EPL-PLG-861);
• Ahşap İstinat Parmaklıklarının Tipik Çizimi (ILF-DRG-EPL-PLG-862);
• Erozyon Şiltesinin Yerleştirilmesine İlişkin Tipik Çizim (ILF-DRG-EPL-
PLG-863);
• Gabion Yerleşim Planının Tipik Çizimi (ILF-DRG-EPL-PLG-864);
• Karık Kırıcıların Tipik Çizimi (ILF-DRG-EPL-PLG-885);
• Karık Kırıcıların Tipik Çizimi (ILF-DRG-EPL-PLG-886);
4.3.1. Toprağın Eski Haline Getirilmesi
BTC GHG, etkilenen alanın proje öncesindeki kullanımına ve üretkenliğine
geri dönüşünü sağlayacak şekilde, yeterli düzeyde eski haline getirilmiştir. Bu
amaca ulaşmak için, tüm toprağın uygun biçimde bakımı ve yönetimi gerekli
olmuştur.
Genel anlamda eski haline getirme faaliyetleri şunları sağlayacaktır:
• Tüm alanın en üst yüzeyinin, çevredeki el sürülmemiş zeminden en fazla
100 mm yüksek olması ve var olan konturlarla uyum içinde olması (kanal
destekleri dışında).
• Nihai bitkilendirmenin bu plan uyarınca yapılması. Boru hattının nihai
GHG’sinde gerçekleştirilen yeniden bitkilendirme faaliyetlerinin BOTAŞ
tarafından onaylanması.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
78
• Çıplak alanlarda yarı-doğal bir görünüm gerekli olduğundan kayaların veya
işlemden geçmiş kayaların en üstteki yüzeyin üzerine, el sürülmemiş
komşu kayaların tane boyu dağılımına benzer biçimde dağıtılması.
• Eğer varsa, erozyon kontrol yöntemlerinin görünür biçimde kalabilmesi.
4.3.1.1. Alt Toprağın Eski Haline Getirilmesi
Burada standart ve özel eski haline getirme çalışmaları olarak iki durum
dikkate alınmaktadır.
Standart Eski Haline Getirme Çalışmaları: Alt toprağın hendeğe geri konması
sırasında, bu toprak komşu bozulmamış arazilerdeki sıkışma oranına yakın bir
düzeyde sıkıştırılmıştır. Alt toprağın yerleştirildikten sonraki yüksekliği, çevredeki
zeminin düzeyinden yüksek olmamasına dikkat edilmiştir. Alt toprak yerleştirilip
arazi düzlendikten sonra, alt toprak 350 - 400 mm derinliğe kadar gevşek ve
çalışılabilir bir duruma getirilerek ve el sürülmemiş komşu arazilere uyumlu bir
kontur verilmiştir. Hem PLL JV, hem de BOTAŞ Çevre Denetçileri, alt toprağın
kaldırılmasını, sıkıştırılmasını ve konturlanmasını düzenli bir şekilde izlemiştir.
Özel Eski Haline Getirme Çalışmaları: Özel eski haline getirme işlemi; boru
döşemek üzere tepe yamacında bir bank açılmasının gerekli olduğu yerlerde
uygulanmaktadır; burada önem verilen husus, bankın doldurularak orijinal eğimin
restore edilmesi ve böylece manzarada herhangi bir iz kalmasının önlenmesidir.
Yamaç hafriyatları sırasında alandaki üst toprak sıyrılıp alınarak ve yığılmıştır. Üst
ve alt toprak ayrı ayrı depolanmıştır. Yamaçtaki kesmenin orijinal konturlarla
uyumlu olması için, kenar eğim kesimi olabildiğince yeniden düzenlenmiştir. Alt
toprak katmanları, dış kenarların eğimi orijinal (zemin) düzeyine getirecek biçimde
etkin olarak düzenlenerek, hiçbir biçimde alt toprağın eğim çizgisi orijinal eğim
düzeyini aşmayacak veya orijinal eğimden dik olan bir eğim yaratılmıştır. Alt
toprağın sıkıştırılmasından sonra, üst toprak alana yayılıp, tırmıklanarak ve yeniden
tohum ekilmiştir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
79
4.3.1.2. Üst Toprağın Eski Haline Getirilmesi
Üst toprak ayrılıp ve yerine yeniden konmadan önce veya bu sırada atık
malzemesiyle karıştırılmamıştır. Yalnızca üst toprak ayrılarak ve yeniden yüzeye
yayılmıştır. Üst toprak, hendeklerin doldurulmasında yatak malzemesi olarak
kullanılması veya sıyrılmayan/el sürülmeyen alanlardaki üst toprak, civardaki
bozulmuş alanların üzerini örtmede kullanılmamıştır. Üst toprağa, aşırı ıslak
koşullarda veya zemin ya da üst toprak donduğunda ilişilmemiştir.
Bozulmuş alanların eğimi yeniden verilip sıkıştırıldığında, üst toprak
depolandığı yerden alınarak, tüm bozulmuş alan yüzeyine yayılmıştır.
Üst toprağın yeniden yayılması sonrasında bozulmuş alanların stabilitesinin
korunmasına yardımcı olarak, engebeli bir zemine sahip olmasını sağlamak üzere
tohumlama öncesinde önlemler alınmıştır. Tırmıklama ve benzeri işlemlerin
uygulanamadığı yerlerde (örneğin dik eğim, kayalık alanlar vb), zemin eğime dik
yönde dozerle bastırılarak, veya üst toprak yerleştirildikten sonra uygun bir
engebeye sahip olacak şekilde bırakılmıştır.
Üst toprak BTC GHG’nin üzerine yayıldıktan sonra, bitki gelişimini
kolaylaştırmak üzere hafif pürüzlü, gevşek bastırılmış bir yapı sağlanmıştır.
4.4. İnşaat Sırasında Alınan Çevresel Önlemler
İnşaat sırasında güzergah üzerinde yapılan aktiviteler Şekil 4.6’ deki gibidir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
80
Şekil 4.6. İnşaat sırasındaki aktiviteler
4.4.1. Üst Toprak Sıyırma ve Depolama
Boru hattı güzergahı üzerinde bulunan üst toprak tüm derinliği boyunca ve
dikkatlice sıyrılarak depolanmıştır (Şekil 4.7.).Üst toprak çalışmalar esnasında
makina ve insan gücünün sıkıştırmaması veya kirletmeye maruz bırakmaması için
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
81
borunun gömüleceği hendeğin karşı tarafına, kayıplarını ve/veya bozulmasını en
düşük düzeyde tutacak koşullarda depolanmıştır (Şekil 4.8.).
Sıyrılan üst toprağın depolamasında kullanılacak yerlerde üst toprak
sıyrılmamıştır ve verim düşüklüğüne fırsat vermemek için üst toprağın alt toprakla
karıştırılmaması amacıyla bazı bölgelerde jeotekstil yayılması gibi uygulamalar
yapılmıştır (Şekil 4.9.).
Üst toprak depolama işlemerinde dikkete alınan hususlar şunlardır:
- Üst toprak kendi özelliklerine ve bulunduğu alanın özelliklerine göre derinliğinin
tamamı gözönüne alınarak minimum 150 mm (15 cm)’den maksimum 300 mm (30
cm) derinliğe kadar sıyrılmıştır.
- Üst toprak, 2 m‘den yüksek olmayan
- Yamaç eğimleri 45C’den küçük
- Açık hendeklerle su drenajı sağlanmış yığınlar halinde ve
- Yığının üstü, yağışın içeri işlemesini azaltacak, ama havasız (anaerop) koşulların
gelişimini engelleyecek düzeyde, hafifçe sıkıştırılmıştır.
Ekolojik açıdan hassas alanlarda ve bitkiler açısından önemli alanlarda, üst
toprak sıyrılmadan önce bu alanda bulunan önemli bitki türlerinin tohumları üretim
için alınmış olmasının yanı sıra bazı dayanıklı türlerin kendileri özenle yerinden
alınarak üst toprak sıyrıldıktan sonra üzerine dikilmiştir. Bu çalışma ile türlerin tüm
imkanlar çerçevesinde korunması ve devamının sağlanması amaçlanmıştır.
Şekil 4.7. Üst toprak sıyırma ve depolama
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
82
Şekil 4.8. Üst toprağı sıyırılmış ve depolanmış boru hattı güzergahı
Üst toprak sıyırma işlemi sırasında daha önceden belirlenmiş ve işaretlenmiş
güzergah sınırının dışına çıkılmamış ve böylece hat dışındaki arazilere zarar
verilmemiştir.
Şekil 4.9. Hassas ekolojik alanlarda üst toprak depolama
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
83
Hassas Ekolojik Alanlar hat üzerinde fakat kapladıkları alan çok sınırlı
olduğu için özellikleri yakın çevresine göre farklılıklar göstermektedir. Bu üzden üst
toprağın diğer özellikteki topraklarla karışmasını engellemek için depolama alanının
altına jeotekstil serilmiştir. Ayrıca özellikle eğimli alanlarda yağış suyunun drene
edilebilmesi için üst toprağı yığmadan önce drenaj boruları kullanılmıştır.
Şekil 4.10. Hassas ekolojik alanlarda üst toprak koruma uygulaması
Hassas Ekolojik Alanlarda üst toprağın korunması için jeotekstil kullanma
gibi ek koruma yöntemleri uygulanmıştır (Şekil 4.10.).
4.4.2. Alt Toprak Kaldırma ve Depolama
Alt toprak borunun gömüleceği hendekten ya da eğimli alanlardaki
kazılardan çıkarılmıştır. Alt toprak kaldırma ve depolama çalışmalarında amaç, alt
toprağın aşırı erozyona neden olmayacak ve erozyondan etkilenmeyecek biçimde
depolanarak inşaat sonrasına kadar muhafazasını sağlamaktır.
Yerinden kaldırılan alt toprak, araç hareketlerinden ve çalışmalardan
etkilenmeyecek şekilde depolanmıştır. Alt toprak yığınları serbest drenajı güvenceye
alacak biçimde yerleştirilmiş ve yığının üstü, yağışın içeri işlemesini azaltacak, ama
havasız (anaerop) koşulların gelişimini engelleyecek düzeyde, hafifçe
sıkıştırılmıştır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
84
Alt toprak hendekten çıkarıldıktan sonra güzergahın hendek tarafına
depolanmıştır ancak özellikle eğimli bölgelerde alt toprağın erozyona maruz
kalmaması için jeotekstil ile bulunduğu alan sınırlandırılmıştır (Şekil 4.11.).
Şekil 4.11. Alt toprak depolama ve koruma
4.4.3. Geçici Erozyon Kontrolü
4.4.3.1. Eğim kırıcılar
İnşaat çalışmaları başlamadan önce eğimli alanlarda rüzgar, yağış ve makina
hareketlerinden doğabilecek titreşimden dolayı oluşacak erozyonu engellemek
amacı ile alanın eğimine göre belirli aralıklarla eğim kırıcı hendekler açılmıştır
(Şekil 4.12.). Bu hendekler sayesinde üst toprağı sıyrılmış ve üzerindeki makina
hareketleri nedeniyle tutucu özelliğine nispeten kaybetmiş olan toprağın rüzgar ya
da yağış nedeniyle kayarak yerini değiştirmesi engellenmiştir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
85
Şekil 4.12. Eğimli alanlarda eğim kırıcı uygulaması
4.4.3.2. Hendek içi eğim kırıcılar
BTC projesinin güney ayağında iki farklı ebatta boru kullanılmıştır.
Topoğrafya ve akacak petrolün oluşturacağı basınç dikkate alınarak 34 ve 42 inç
çaplarında olan borular yine topoğrafya ve arazinin toprak özellikleri dikkate
alınarak 2.5 ila 3.5 metre derinliğindeki hendeklere gömülmüşlerdir (Şekil 4.13).
Şekil 4.13. Alt toprak kullanılarak oluşturulmuş hendek içi eğim kırıcı
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
86
Borunun gömüleceği hendek açıldıktan sonra çalışmalar devam ederken
oluşabilecek toprak kaymalarını engellemek amacıyla yine hendekten çıkarılan alt
toprak kullanılarak ya da kum çuvalları ile eğim kırıcı setler oluşturulmuştur (Şekil
4.14).Bu çalışmanın amacı hem çevresel özelliklerin korunması hem de şahıs ve
makinaların güvenle çalışmasının sağlanması olmuştur.
Şekil 4.14. Kum çuvalları ile uygulanan hendek içi eğim kırıcı
4.4.3.3. Boşaltım kanalları
Güzergah üzerinden yağış sularını uzaklaştırarak eğimli alanlardaki
erozyonu engellemek amacıyla güzergahı dik kesen çevrim kanalları açılmış ve bu
kanallar güzergaha paralel, eğimli alan boyunca uzanan boşaltım kanalı ile
birleştirilmiştir. Böylece çevrim kanalı ile toplanan su başaltım kanalı ile çalışma
alanından uzaklaştırılmıştır.
Bu uygulamanın yapıldığı alanlarda boşaltım kanalının ağzı en yakındaki
dere yatağına ya da doğal su arkına verilmiştir. Böylece çevredeki verimli arazilerin
etkilenmesi ya da diğer alanların özelliklerinin bozulması engellenmiştir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
87
Şekil 4.15. Boşaltım kanalı uygulaması
4.4.3.4. Silt tutucular
Özellikle dere kenarlarında çalışırken çevredeki malzemelerin veya toprağın
kayarak dere suyuna karışmasını engellemek amacıyla kullanılmıştır. Silt tutucular;
rüzgar, yağış ya da makina hareketlerinden kaynaklanabilecek kaymaları önlemek
amacıyla basit olarak tahta şeritler arasına çakılarak tutturulan jeotekstilli çitlerdir.
Bazı zor bölgeler için şeritler arasına kafes tel geçirildikten sonra jeotekstil
uygulanmıştır. Silt tutucuları zemine kum çuvalları yardımıyla sabitlenmiştir (Şekil
4.16., Şekil 4.17., Şekil 4.18.).
Şekil 4.16. Silt tutucu uygulaması
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
88
Şekil 4.17. Mercin nehir geçişi
Şekil 4.18. Mercin nehir geçişinde silt tutucularının uygulanması
4.4.3.5. Saman balyası
Dere geçişleri sırasında derelerin üzerinden makina geçişini sağlamak üzere
öncelikle beton büz ya da demir (keson) borularla su akışı sağlanıp üzeri
doldurularak güzergah açılmıştır. Büz ya da demir boru ile dolgu malzemesinin
arasına kum çuvalları yerleştirilerek su akışını sağlayan borunun zarar görmesi ve
dolgu malzemesinin kayması engellenmiştir.
Geçiş bölgesinin her iki tarafına da şaşırtmalı olarak zemine kazıklarla
çakılan saman balyaları ile çalışma esnasında bulanan, içine yabancı madde karışmış
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
89
suyun temizlenmesi amaçlanmıştır. Saman balyası kullanılmasının nedeni samanın
suyu bulandıran maddeleri absorbe ederek suyu temizlemesidir (Şekil 4.19.).
Şekil 4.19. Saman balyası uygulaması
4.4.3.6. Su tahliyesi
Yeraltı su seviyesinin yüksek olduğu alanlarda kimi zaman zor şartlarda
çalışılmak durumunda kalınmıştır. Kazı yaparken sürekli yükselen ve hendeği
dolduran yeraltı suyu etraftaki toprağın hendeğe kaymasına neden olarak çalışma
emniyetini de etkilemiştir. Bu gibi alanlarda su alandan uzaklaştırılarak uygun bir
dere yatağına ya da su kanalına deşarj edilmiştir.
4.4.4. Önemli Geçiş Alanları
4.4.4.1. Zamantı Nehir Geçişi
Toroslardan doğarak Seyhan nehri ile birleşip Akdeniz’e dökülen Zamantı
nehri BTC boru hattı ile Kayseri ilinin Pınarbaşı ilçesi Üçpınar köyünde
kesişmektedir. Zamantı nehri barındırdığı flora ve fauna varlığı ve gösterdiği ıslak
çayır özelliği ile LOT-C inşaatının ekolojik açıdan hassas bölgeleri arasında en
önemlisidir.
Zamantı geçişi için yapılan uzun etüdler sonunda en uygun zamanın mart ve
ağustos ayları olduğu belirlenmiştir. İnşaat faaliyetleri de bu aylarda iki aşamalı
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
90
olarak yapılmak suretiyle nehirde ve çevresinde barınan ve özellikle üreme için bu
bölgeyi kullanan kuş, balık ve bitki türlerine zarar vermemek hedeflenmiştir.
2004 yılının mart ayında başlayan birinci aşama çalışmanın en zor olduğu
dönemdir çünkü karasal iklimin getirmiş olduğu ağır kış şartları içinde çalışmak ve
ilk etabı yirmibir günde tamamlamak için büyük gayretler sarfedilmiştir. İnşaat
çalışmaları başlamadan önce çalışma alanında bulunan bitki soğanları özenle
toplanarak koruma altına alınmış ve üretilebilir nitelikte olanlar biyorestorasyon
aşamasında kullanılmak üzere çoğaltılmıştır (Şekil 4.20.).
Şekil 4.20. Toplanan soğanların aynı alandan uzaklaştırılan torfun içinde koruma altına alınması
Mevsim itibariyle henüz ıslak ve yumuşak olan üst toprağı korumak için bazı
teknikler uygulanmıştır. Makina geçişi için üst toprağın üzerine jeotekstil serildikten
sonar kütüklerle platform oluşturularak üst toprağa olacak etkiyi en az seviyede
tutmak hedeflenmiştir (Şekil 4.21.).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
91
Şekil 4.21. Makina geçişi için oluşturulan platform
Makinaların girmeyeceği kısımlarda ise üst toprağın üzeri jeotekstil ile
kapatılmıştır (Şekil 4.22.).
Şekil 4.22. Üst toprak koruma yöntemi
Çalışmanın yoğun olacağı bölgelerde üst toprak tamamen kaldırılarak
korunmuştur (Şekil 4.23.).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
92
Şekil 4.23. Yerinden kaldırılarak korumaya alınmış üst toprak
İnşaat öncesi alınan bir diğer önlem nehir suyu üzerine olası etkileri
azaltmak için uygulanan silt tutucular olmuştur. Bu amaçla suyun akış yönünde
belirli aralıklarla jeotekstil ile setler yapılarak inşaat esnasında yabancı maddelerin
suya karışması engellenmiştir (Şekil 4.24.).
Şekil 4.24. Silt tutucu uygulaması
Tüm gerekli çevresel koruma önlemleri alındıktan sonra inşaat başlatılmış ve
kaynak yapılmış borular nehri tamamen geçecek şekilde karşı tarafa ulaştırılmış ve
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
93
bu arada biten çalışma dönemi nedeniyle yarım kalan karşı taraf ağustos ayına
bırakılmıştır.
Ağustos ayında yapılan ikinci aşamada da aynı şekilde üst toprak koruma
altına alındıktan sonra hat güzergahı açılmış ve kaynatılmış borular mart ayında
nehri geçen diğer borularla birleştirilmiştir.
Gerek birinci gerekse ikinci aşamada inşaat tamamlandıktan sonra üst toprak
serilmeden önce uygulanan taş duvar örme işlemiyle nehrin kenarlarının suya
kaymasını engellemek hedeflenmiştir. Bu uygulamada tel kafesler içine kaya
yerleştirilerek hazırlanan duvar kalıp halinde makinalar yardımıyla kaldırılarak nehir
kenarına yerleştirilmiştir (Şekil 4.25., Şekil 4.26.ve Şekil 4.27.).
Şekil 4.25. Nehir kenarına uygulanan erozyon önleyici taş duvar hazırlanışı
Şekil 4.26. Uygulamaya hazır erozyon önleyici duvar
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
94
Şekil 4.27. Erozyon önleyici duvar
Taş duvar uygulamasından sonra makina hat içerisine makina girişi
olmayacağı için tesviye işlemi tamamlanmış ve torfların yerleştirilmesi için uygun
alan yaratılmıştır (Şekil 4.28.).
Şekil 4.28. Torfların yerleştirilmesi
İnşaat öncesi özenle kaldırılıp koruma altına alınan torflar tesviye işleminden
sonra alana getirilerek yerlerine yerleştirilmiştir. Tüm bu çalışmalar işin başından
beri çalışmış, alanı tanıyan, özelliğini ve önemini bilen işçiler yardımıyla
yürütülmüştür. Yerleştirilen torfların üzerine doğal hayvan gübresi serilerek kısa
zamanda eski verimliliğine kavuşması sağlanmış ve silindir yardımıyla sıkıştırılarak
alana tutunmaları kolaylaştırılmıştır (Şekil 4.29.).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
95
Şekil 4.29. Torfların silindirlenerek toprağa tutunmasının sağlanması
Tüm bu işlemler sonrasında yüzey temizliği yapılan üst toprak üzerine bitki
soğanları dikilerek inşaat öncesi konumuna kavuşturulmuştur (Şekil 4.30.).
Şekil 4.30. Yeniden Eski Haline Getirme çalışmaları ardından Zamantı nehri
4.4.4.2. Çokak fay hattı geçişi
B sınıfı bir faydır (Holosen aktivitesinin belirtilerini gösteren fay;
muhtemelen yer değiştirmeler santimetreden metreye kadar değişmektedir). Bu fay,
Toros Dağları’ndaki sadece kısmen anlaşılmış olan kompleks fay sistemlerinin bir
parçasıdır. Ters/sağ-atımlı ve 3 km uzunluğa sahip bu fayın Kızıloluk fayı ile
birleştiği, bu nedenle de yaklaşık 15-20 km uzunlukta bir yapı oluşturduğu
düşünülmektedir. Fay boyunca meydana gelecek yerdeğiştirme miktarı 0,7 m olarak
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
96
tahmin edilmektedir. Atımın x, y ve z bileşenlerinin ise sırasıyla 0,19 m, 0,43 m ve
0,52 m olduğu tahmin edilmektedir. Fayın bulunduğu alanda, silttaşı, kiltaşı ve
marndan oluşan Tersiyer yaşlı klastik kayaçlar ve bu birimin üzerinde alüvyal
çökeller bulunmaktadır.
Çokak fay hattının bulunduğu bölge karaçam (Pinus nigra) ve Doğu Kayını
(Fagus orientalis) ormanıdır. Bu bölgede çalışmalar esnasında fay zonunun, ağır
makinaların yaratacakları titreşimlerden etkilenmemesi için, makinalar herbirinin
kalınlığı 5cm olan 4 katlı izolasyon malzemelerinden oluşan bir platformda
yürütülmüştür.
Normalde 1.5 metre genişliğinde olan boru hendeği bu bölgede 7 metre
olarak açılmış ve hendeğin içi olası bir sarsıntı esnasında borunun salınımına olanak
verecek şekilde çakıl malzeme ile doldurulmuştur. Ayrıca inşaat sonrasında fay hattı
geçişinin yapıldığı bölüm kafes örgü ile çevirilerek burayı kullanacak olan yerel
halkın verebileceği olası zararlar engellenmiştir (Şekil 4.31.).
Şekil 4.31. Çokak fay hattı
4.4.4.3. Hassas ekolojik alan geçişleri
Hassas ekolojik alanlarda inşaat çalışmaları başlamadan önce endemik ve
diğer türlerin soğanı, tohumu ve bitkinin kendisi olmak üzere üretilmeye uygun
bölümleri toplanmıştır. LOT-C’de toplam 18 ekolojik alan olup bu alanlarla ilgili
bilgiler EK-III’te,bitkilerin özellikleri, ekim şekli ve zamanları EK-IV’te verilmiştir.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
97
Toplama işleminde projenin çevre bölümünde görevli ekologlar ve Hacettepe
Üniversitesi Biyoloji bölümü öğretim görevlileri rol aldı. Endemik türler Hacettepe
Üniversitesine bağlı seralarda koruma altına alınarak üretilmiştir (Şekil 4.32., Şekil
4.33., Şekil 4.34. ve Şekil 4.35.).
Hassas ekolojik alan geçişlerinde diğer alalara göre uygulanan ek bir faaliyet
üst ve alt toprağın ek tedbirlerle koruma altına alınması olmuştur. Endemik türler
dışındaki türler korumaya alınan üst toprak üzerine tekrar dikilerek doğal ortamında
korunmuştur. Tüm inşaat faaliyetler tamamlandıktan sonra 2004 yılı ekim ayı sonu
ile kasım ayı başlarında doğal alanlarına dikilmiştir.
Şekil 4.32. Tohumların ayrılması (Hacettepe Üniversitesi)
Şekil 4.33. Tohumların ayrılması
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
98
Şekil 4.34. Tohumların ekilmesi ve türlerine göre etiketlendirilmesi
Şekil 4.35. Tohumların serada üretilmesi
4.4.4.4. Ekstra Kullanım Alanları
LOT-C kapsamında proje başından beri sayısı 2000’in üzerine çıkan
çalışanın barındığı 4 şantiyede oluşan organik atıkları (yemek atıkları)
değerlendirmek amacıyla kompostlama alanı oluşturulmuştur. Bu alan merkez
kampa yakın bir köyde yapılan araştırma ve görüşmeler neticesinde, köy
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
99
yerleşiminden yaklaşık 1 km uzaklıkta seçilmiştir. Alanın seçiminde gözönünde
bulundurulan en önemli kriter rüzgar yönü olmuştur böylece oluşabilecek kokunun
çevre halkına zarar vermemesi amaçlanmıştır. Bu yönde alınan bir diğer tedbir ise
çevre bitkilendirmesinde büyük yapraklı ağaç seçimi yapılarak kokunun dağılmasını
engellemek olmuştur. Bu nedenle bir yılda 4-6 metre boy vererek hızlı büyüme ve
geniş yaprakları ile hava kirliliğini önleme özelliklerine sahip olan nedeniyle
Paulownia türü tercih edilmiştir. Kompostlama alanının çevresi tamamen
Paulownia imperialis ile kapatılmış iç kısımlar ise Nerium oleander, Hibiscus rosa
sinensis bitkileri ve Lolium perenne % 15, Festuca arundiacea % 15, Trifolium
repens % 10, Dactylis repens % 20, Agropyron cristatum % 20 ve Bromus inermis
% 20 ‘den oluşan çim tohumu karışımı ile bitkilendirilmiştir.
Bir diğer ekstra kullanım alanı ise hendek kazısı sırasında çıkan fazla
malzemenin depolandığı kiralık alanlardır. Çoğunlukla eğimli alanlarda, kayalık
bölgelerde ya da alt malzemenin fazla çıkması beklenen yol-nehir geçişi
bölgelerinde bu alanlara ihtiyaç duyulmuş ve bu yüzden inşaat koridoru dışında
depo alanları kiralanmıştır. Kiralanan her alan için arazi sahibine kira bedeli ve
varsa üzerindeki ürünün bedeli ödenmiştir. Depo alanlarında yine üst toprak sıyırma
ve koruma işlemine tabi tutulmuştur.
4.5. İnşaat Sonrası Yerine Getirme ve Koruma Faaliyetleri
İnşaat sonrası koruma aktivileri genel olarak inşaat esnasında oluşan çevresel
etkileri minumum düzeye indirgeyerek çalışma alanlarının doğal yapısına dönmesini
sağlamaktır. Bu bağlamda inşaat esnasında alınan koruma önlemlerinin devamı
niteliğinde çalışmalar yapılmıştır.
4.5.1. İnşaat Sonrası Yerine Getirme Faaliyetleri
Boru kaynak ve hendeğe indirme faaliyetleri tamamlandıktan sonra kazı
sırasında çıkarılan alt toprak borunun üzerini kapatacak şekilde hendeğe
doldurulmuştur. Alt toprağın yerine konması esnasında çalışma alanının yakın
çevresinin yüzey seviyesi baz alınmıştır. Taşlık alanlarda çıkan alt malzeme yerine
serilirken bu malzemenin ileride tarım faaliyetlerine zarar vermemesi için derin
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
100
bölgelere serilmesine özen gösterilmiştir. Böylece üst toprağın hemen altına
gelmeyecek olan taşlar ekim-dikim esnasında kullanılacak makinelere ve bitki
köklerine zarar vermeyecek derinliğe gömülmüştür. Arta kalan alt toprak uygun
şekilde çalışma alanından uzaklaştırılmıştır.
İnşaat öncesi büyük bir titizlikle sıyrılıp depolanan üst toprak boru hendeği
doldurulduktan sonra hattın içine serilmiştir. Bu işlemde inşaat öncesi üst toprakla
ilgili olarak tutulan kayıtlar uyarınca üst toprak kalınlığı tüm hatta eşit olacak
şekilde uygun makinelerle serme işlemi yapılmıştır. Serimden sonra traktörlerle
sürülen üst toprağın havalanması sağlanmıştır (Şekil 4.36.ve Şekil 4.37.).
Şekil 4.36. İnşaat sonrası yerine getirme faaliyetleri
Şekil 4.37. İnşaat sonrası düzenlenmiş boru hattı güzergahı
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
101
4.5.2. Fazla Materyal Kontrolü
Borunun gömülmesi sonrası üzerini kapatmak için kullanılan alt toprağın
fazlası çalışma alanından uygun yöntemlerle uzaklaştırılmıştır.
Bu malzeme halkla ilişkiler ekibine yerel halktan gelen istekler
doğrultusunda çoğunlukla köylerde alt yapı sistemlerinin iyileştirilmesi için
kullanılmıştır. Kayıt edilen kişisel ya da genel istekler doğrultusunda yol
iyileştirmesi, ortak kullanım alanlarının düzenlenmesi, çukur alanların doldurarak
tarla olarak kullanıma açılması gibi amaçlarla değerlendirilmiştir.
Boru stok alanları ve şantiye gibi atık malzemesi oldukça fazla olan
alanlardan çıkan malzemeler ise kişisel istekleri karşılamanın yanı sıra ileride yol
iyileştirmesi gibi amaçlarda kullanılmak üzere belediyelere ya da köylere izin
karşılığında teslim edilmiştir.
4.5.3. Kalıcı Erozyon Kontrolü
4.5.3.1. Çimleme
Özellikle dik eğimli alanlarda inşaat aktiviteleri bittikten sonra acil erozyon
önlemi olarak çim ekimi yapılmıştır. Böylece yağış gibi olumsuz etki yapacak
herhangi bir olaydan önce boru hattı koridoru üst toprak serilerek düzeltildikten
sonra sürülüp çim ekimine hazır hale getirilmiştir. Çevre ekibi tarafından eğitilen
işçiler yardımıyla serpme yöntemi uygulanarak tohumlar ekilmiştir (Şekil 4.38.).
Şekil 4.38. Eğitimli işçiler tarafından yapılan çim ekimi
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
102
4.5.3.2. Eğim kırıcılar
Alt ve üst toprağı yerine konmuş dik eğimli alanda eğim derecesine göre
sıklığı ve genişliği belirlenen eğim kırıcı hendekler hazırlanmıştır. Böylece inşaat
süresince oynanmış ve bağlayıcı özelliği azalmış olan toprağın herhangi bir etken
nedeniyle kaymasını engellenmiştir (Şekil 4.39.).
Şekil 4.39. Eğim kırıcı uygulaması
Eğimi çok dik olan ve özel uygulama yapılmasına karar verilen alanlarda
eğim kırıcılar dışarıdan getirilen uygun taş malzemelerle örülmüştür. Bu alanlarda
yağış sularını toplaması da amaçlanan eğim kırıcıların yine arazideki eğim
derecesine göre sıklığı ve genişliği belirlenmiştir (Şekil 4.40. ve Şekil 4.41.).
Şekil 4.40. Taşlarla örülü eğim kırıcılar ve hasır örgü çalışmaları
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
103
Şekil 4.41. Eğim kırıcı uygulaması
4.5.3.3. Outlet yapıları ve boşaltım kanalları
Arazilerde doğal olarak bulunan kanallar, inşaattan sonra erozyona neden
olmamak için kayalarla örülerek kanalın boru hattı içinde kalan kısmı koruma altına
alınmıştır (Şekil 4.42. ve Şekil 4.43.).
Şekil 4.42. Boşaltım kanalı çıkışı uygulaması
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
104
Şekil 4.43. Doğal kanal içi outlet yapı uygulaması
Bu uygulamayı tarım faaliyetlerine engel olur görüşüyle kabul etmeyen tarla
sahiplerine uygulamanın önemi konunun uzmanları tarafından açıklanmıştır.
4.5.3.4. Riprap (outlet yapı) ve öğütülmüş kaya uygulaması
Dere ve daha büyük nehir yatakları kenarlarına tüm inşaat faaliyetleri
bittikten sonra kalıcı bir erozyon önleme yöntemi olarak riprap uygulanmıştır.
Uygulamanın yöntemi, dışarıdan getirilen taşlarla dere ya da nehir yatağının
çevresine bent oluşturmak suretiyle erozyonu engellemektir (Şekil 4.44.).
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
105
Şekil 4.44. Riprap uygulaması
4.5.3.5. Hasır örgü şiltesi kullanımı
Kalıcı erozyon kontrolü çalışmalarında büyük oranda kullanılan hasır örgü
şiltesi ya da erozyon şiltesi arazide uygulaması yapıldıktan sonra 1 yıl içinde erime
özelliği olan ve altındaki çim tohumuna nemli ortam sağlayarak gelişimini
destekleyen bir malzemedir. Şilte uygulamasında görev alan işçiler malzemenin
özellikleri konusunda eğitilmişlerdir çünkü malzemenin araziye uygulanmadan önce
gerekli boyutlara kesilerek parçaların birbirine dikilmesi ve böylece uygulamaya
hazır hale getirilerek alana götürülmesi gerekmektedir. Eğimli arazide yapılan çim
tohumu atımından sonra şilteler küçük ahşap kazıklar yardımıyla toprağa
sabitlenmiştir (Şekil 4.45. ve Şekil 4.46.).
Kullanılan çim tohumu karışımı Akdeniz ikliminin etkili olduğu bölgelerde
Lolium perenne % 25, Festuca arundinacea % 35, Dactiylis glomerata % 15,
Phleum pratense % 15, Cynodon dactylon % 10 karışımı; Karasal iklimin etkili
olduğu alanlar da ise Lolium perenne % 25, Festuca arundinacea % 40, Dactylis
glomerata % 15, Phleum pretense % 15, Trifolium repens % 5 karışımı
kullanılmıştır.
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
106
Şekil 4.45. Hasır örgü şiltesi uygulaması
Şekil 4.46. Hasır örgü şiltesi uygulaması
4.6. Biyo-restorasyon Çalışmaları
Biyo-restorasyon çalışmaları boru hattı güzergahı üzerinde yapılacak tüm
bitkilendirme faaliyetlerini içermektedir. Bu faaliyetlerin içinde kalıcı erozyon
önleme aşamasında uygulanan çimleme de yeralmaktadır.
İnşaat öncesi tutulan dataların neticesinde gerekli olacak tür ve miktarda
bitki üretimi için Osmaniye İl Çevre ve Orman Fidanlık Müdürlüğü ile bağlantı
sağlanmış ve bu bağlamda toplam 38 bin adet fidan üretimi inşaatla beraber
4. ARAŞTIRMA BULGULARI ve TARTIŞMA Özgün Püren SEYHANLI
107
başlamıştır. Böylece biyo-restorasyon aşamasına gelmeden bitkilerin hazır olması
hedeflenmiştir. Bu bitkiler ağaç, çalı ve yerörtücü türleridir.
İnşaat çalışmalarının bitişi ve yarım kalan basınçlı su testi faaliyetleri
nedeniyle 2005 yılı baharına bırakılan ağaç dikimi yerine 2004 kasım ve aralık
aylarında özellikle Kahramanmaraş bölgesinde tarla arazileri dışında kalan makilik
ya da orman özelliği gösteren alanlarda palamut dikimi yapılmıştır. Seçilen bölgeler
erozyona maruz kalabilecek maki alanları ile meşe ağaçlarının tespit edilmiş olduğu
orman alanlarıdır. Palamutlar aynı iklimsel özellikleri taşıyan Tekir ve Andırın
bölgelerinden toplanmış ve bir çukura 3 adet olacak şekilde inşaat öncesi sayısına
denk getirilerek dikilmiştir.
Yapılan bir diğer çalışma da özellikle Osmaniye bölgesinde hava
koşullarının iyi gitmesi neticesinde çelik alınarak yapılan çalı dikimi olmuştur.
Aralık ayında yapılan bu çalışma daha çok bölgede yoğun olarak bulunan böğürtlen
bitkisi ile uygulanmıştır. Amaç doğal olarak bulunan fakat hattın kesmesi nedeniyle
bozulmuş olan çalı çitlerinin hat üzerinde yeniden oluşturulmasını sağlamak
olmuştur. En az üç göz içeren çeliklerin alınması ve aynı anda aynı bölgeye
aktarılması ile başarıya ulaşılmıştır. Böylece tarla sınırları ve dere kenarları eski
durumuna getirilmiştir. Şubat ayından sonra aynı işlem kavak ve söğüt bitkileri için
uygulanacaktır.
Biyo-restorasyon çalışmalarından önce halkla ilişkiler ekibi tarafından
yerleşim birimlerinde yapılan toplantılarda bitkilendirme çalışmalarının toprak
erozyonunu önlemek adına ne kadar önemli olduğu anlatılarak vatandaşların
bitkilerin korumasında aktif rol almaları istenmiştir.
Yapılan bu çalışmalar borunun üzerine denk gelen 8 metrelik kamulaştırma
alanı dışında uygulanarak bitkiler geliştikten sonra köklerinin borulara zarar
vermemesi hedeflenmiştir.
Tüm çalışmalar bittikten sonra borunun üzerinde yaklaşık 1.5 metre toprak
olduğu için arazi sahiplerinin yeniden zirai faaliyetlere imkan tanınmıştır. Ancak
yine boruları korumak amacıyla 8 metrelik kamulaştırma koridoruna köklü bitki
dikimi ve aynı alanda inşaat faaliyetinin yapılmasını yasaklamıştır.
5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER Özgün Püren SEYHANLI
108
5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER
Türkiye’de hazırlanan ÇED raporlarının hemen hemen hepsinde yüzeysel
kalınmış ve gerçek anlamda gereklilikleri tam olarak yerine getirilmediği için ÇED
raporları amaçlarına ulaşamamıştır. Bunun sebebi ise ÇED yaklaşımının yeterince
kavranamamasından kaynaklanmaktadır. Genel olarak diğer faaliyetler için ÇED
raporları bir formaliteden öteye gidememiş olup, ÇED raporunda belirtilen
taahhütler yerine getirilmemiştir. Bunun sebebi, ÇED onayı alındıktan sonra gerekli
denetimlerin yapılmaması ve taahhütlerin yerine getirilmemesi durumunda herhangi
bir zorlayıcı yaptırımlarının olmamasından kaynaklanmaktadır.
BTC Ham Petrol Boru Hattı Projesindeki temel sorun, ÇED raporundaki
eksikliklerden ziyade ÇED’te verilen taahhütlerin uygulanması sırasında ortaya
çıkmıştır. BTC Ham Petrol Boru Hattı Projesinin ÇED raporu Avrupa standartları ve
Türk Çevre Mevzuatları göz önüne alınarak hazırlanmıştır. PLL JV, inşaat
aktiviteleri sırasında çevreye olacak etkileri önlemek veya en aza indirmek için ÇED
raporunda belirtilen bütün kurallara bağlı kalarak ÇED’in eksik kaldığı kısımlarda
prosedür, plan ve raporlar hazırlayarak ÇED’e destek sağlamıştır. Bu bakımdan
BTC Ham Petrol Hattı Projesi, ÇED’in taahhütlerinin yerine getirilmesi, düzenli
olarak yapılan yaptırıma yönelik denetimler açısından Türkiye’de bir ilk olarak
kabul edilebilir.
Gerek kamplardaki atıksu deşarjı gerek hidrotest suyu deşarjı veya diğer su
tahliyeleri sırasında ÇED’de belirtildiği gibi numuneler alınarak analizler yapılmıştır
ve proje standartlarına uygunluğu incelenmiştir fakat ÇED raporunda proje
standartlarının tutmaması durumunda ne gibi önlemler alınması gerekildiği
belirtilmemiştir. Bu kapsamda PLL JV, Acil Önlem Planını hazırlayarak BOTAŞ’ın
onayı alınmıştır. Bu plana göre, kamplarda bulunan atıksu arıtma tesislerinden her
hafta düzenli olarak alınan numunelerin, standartları tutmaması durumunda, atıksu
arıtma tesislerinde deşarj hemen durdurularak atıksular, BOTAŞ tarafından onaylı
tesisler olan Adana Organize Sanayi veya Kayseri KASKİ arıtma tesislerine,
numune sonuçları proje standartlarını sağlayana kadar gönderilmiştir ve her bir sefer
için atık transfer formları kullanılarak kayıtlar tutulmuştur. Bu tesisler Su Kirliliği
5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER Özgün Püren SEYHANLI
109
Kontrol Yönetmeliğinde belirtilen deşarj standartlarına tabi tutulduğu için proje
standartlarıyla uyuşmamaktadır (EK-I’de standartlar verilmiştir). Ayrıca atıksuların
taşınması hiçte azımsanmayacak ek maliyetlere neden olmuştur, bu bakımdan ÇED
amacına ulaşamamıştır.
Hidrotest sırasında boru içinde yüksek basınç uygulanıp stabilite
sağlandıktan sonra boru içindeki suyun deşarjına başlanmıştır. Hidrotest Planına
göre deşarjın direkt yapılabilmesi için askıda katı madde, yağ ve gres, demir, klorlu
su kullanılıyorsa toplam artık klor, çözünmüş oksijen ve pH değerlerinin proje
standartlarını sağlaması gerekmektedir, ancak sahada yağ ve gres tayininin
yapılması mümkün olmamıştır. Proje standartlarının tutmaması durumunda ise Acil
Önlem Planı uygulanmaya alınmış fakat bu birtakım sorunları da beraberinde
getirmiştir. Basınçlı suyu uzun süre boru içerisinde tutmak ve suların tamamının
tankerlerle onaylı tesislere göndermek mümkün olmamıştır. Bu durumda PLL JV,
çevreye verilecek olan zararı minimuma indirgemek için hidrotest deşarj suyu
bekletme tankları ve portatif kum tutuculardan geçirilerek ön arıtmaya tabi
tutulmuştur. Ayrıca deşarj noktasında silt tutucu ve saman balyaları kullanılarak,
siltasyonun minimum seviyeye indirilmesi sağlanmış ve hidrotest sırasında numune
alımı sıklaştırılarak deşarj suyu kalitesindeki zamana bağlı değişimler izlenmiştir.
BTC projesi ÇED raporunda, katı atıklar ayrıştırıldıktan sonra geri
dönüşümünün yapılması için gönderilecek olan tesislerin mutlaka geri dönüşüm
lisanslarının olması şartını koymuştur. Fakat günümüzde, Türkiye’de çoğu tesislerin
geri dönüşüm lisanslarının bulunmadığı dikkate alınmamış olup ve bunun çok büyük
bir ek maliyete neden olacağı düşünülmemiştir.
ÇED raporuna göre nehir geçişlerinden önce, inşaat sırasında ve inşaat
tamamlandıktan 1 hafta sonra numuneler alınmasını ve bu sonuçlara göre suda
siltasyonu önlemek için gerekli önlemlerin alınması gerektiği vurgulanmaktadır.
Ancak inşaat sırasında özellikle büyük nehir geçişlerinde, siltasyonu azaltmak için
kullanılan silt tutucular ve saman balyaları, bu nehirlerdeki yüksek debilerden dolayı
amaçlarına ulaşamamıştır.
ÇED raporuna göre, ekolojik hassas alanlarda (EHA) inşaat aktiviteleri (eski
haline getirme çalışmaları dahil olmak üzere) 21 gün içinde tamamlanması
5. SONUÇLAR ve ÖNERİLER Özgün Püren SEYHANLI
110
gerekmektedir. Ancak bu alanlardaki biyorestorasyon çalışmaları toplanan endemik
tür tohumlarının dikim zamanına denk gelmediği için geç kalınmıştır. Hacettepe
Üniversitesinde bulunan tohumlar uzun süre muhafaza edilemediği için seralarda
yetiştirilerek yeniden bu endemik türlerin tohumları elde edilmiştir. Yanlış
planlamadan kaynaklanan bu sorunda maliyetin artmasına ve zaman kaybına neden
olmuştur.
111
KAYNAKLAR BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN Ham Petrol Boru Hattı Projesi, 2002. Çevresel Etki
Değerlendirme Raporu, Cilt 1 Bölüm 1.
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN Ham Petrol Boru Hattı Projesi, 2002. Çevresel Etki
Değerlendirme Raporu, Cilt 1 Bölüm 6.
BAKÜ-TİFLİS-CEYHAN Ham Petrol Boru Hattı Projesi, 2002. Teknik Olmayan
Özeti
BRUNDLAND, G.H., 1987. Ortak Geleceğimiz Dünya ve Çevre Kalkınma
Komisyonu, Ankara.
CAIN, E.J., 1994. Çevresel etki Değerlendirmesi Eğitim Programı Konuşması,
Çevre Vakfı Yayını, Ankara.
CURI, C., 1993. Boğaziçi Üniversitesi Çevre Bilimleri Enstitüsü ÇED Kursu (Ders
Notları), İstanbul.
ÇEVRE BAKANIĞI, 2004. Çevresel Etki Değerlendirmesi Yönetmeliği, Ankara.
DUINKER PN ve BEANLANDS, 1986. Çevresel Etkilerin Önemi, Kavram
Araştırması (The significance of environmental impacts, an exploration of
the concept).
Dünya Bankası Ülke Raporları, 2000
ENVY. 2001. Mevcut Durum Raporu (Kirletilmiş arazi de dahil) Rev.1 (Dok.No.
PLE-REP-LHS-GEN-002).
ENVY. 2001. A Summary of Archaeological Studies Conducted up to Date Rev. A
(Dok.No.ENV-TNO-ENS-GEN-001).
ENVY. 2002. Phase II Habitat Survey Report Rev.0 (Dok.No.ENV-REP-ENS-
GEN-002).
ESENGİN, E., 2002. Integration of Geographic İnformation Systems with
Environmental Impact Assessment: A case Study on Çamlı Dam, A Thessis
Submitted to the Graduate school of Natural and Applied Sciences Middle
east Technical University, Ankara.
ESER (2001)Nehir Geçişlerinin Hidorlojik ve Hidrolik Analizlerinin
Doğrulanması.
112
GÜNDÜZ, O., 1982. Gelişim Sürecinde Çevresel Etkilerin Denetimi. Sanayileşme
sürecinde Çevresel Etkiler. Güneydoğu Avrupa Ülkeleri Mühendisleri
Sürekli Konferansı, Başbakanlık Çevre Müsteşarlığı, Ankara.
ORTALONA, L., HILL, W.W., 1972. An Analysis of Environmental Statements
for Crops of Engineers Water Projects, Report No: 72-3, U.s. army
engineers Institute for Water Resources, Alexandria.
ESA 36 and ZAMANTI RIVER CROSSING (PLL-MST-ENS-PLC-020, REV 1)-
Special Area Reinstatement Method Statement, 2004.
Türk Toprak Kirliliği Kontrol Yönetmeliği, 12 Aralık 2001 tarihli Resmi Gazete
Türkiye Çevre Vakfı. 1998. Türkiye’nin Çevre Sorunları 1999. Yayın No. 131,
Türkiye. ISBN: 975-7250-47-7.
USLU, O., 1987. ÇED Uygulamasından Örnekler, Türkiye Çevre Sorunları Vakfı,
Ankara.
USLU, O., 1993. Çevresel Etki Değerlendirmesi. Türkiye Çevre Sorunları Vakfı,
Önder Matbaa, Ankara.
WISCHMEIER, W.H. ve SMITH, D.D. 1978. Yağmur erozyonundan kaynaklanan
kaybın tahmini: koruma planlamasına yörelik kılavuz. ABD Tarım
Departmanı. Tarım El Kitabı No. 537. Washington DC.
YAŞAMIŞ, F.D., 1997. Çevresel Etki Değerlendirmesi Kuram, Teknik ve
Yöntemler, TAKAV Matbaacılık ve Yayımcılık, Ankara.
YÜCEL, M., 1988. Türkiye’de Çevresel Etki Değerlendirmesi. Çevre ve İnsan,
Başbakanlık Çevre Genel Müdürlüğü, Ankara.
2001. Devlet Makamları ile Yapılan Yazışmalar
113
ÖZGEÇMİŞ
Osmaniye’de 1979 yılında doğdu, İlk, orta, lise öğrenimini Osmaniye’de
tamamladı. 1998 yılında girdiği Çukurova Üniversitesi Mühendislik Mimarlık
Fakültesi Çevre Mühendisliği’nden 2002 yılınında Çevre Mühendisi ünvanıyla
mezun oldu. Eylül 2002 tarihinde Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Çevre Mühendisliği Anabilim Dalı’nda Yüksek Lisans öğrenimine başladı.
EK-I BTC Ham Petrol Boru Hattı Deşarj Standartları
114
Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği
Parametre Su Ürünleri Yönetmeliği (6)
Kompozit numune (2
saat)
Kompozit numune (24
saat)
DB(1) ve Kıyıda Gerçekleştirilen Petrol ve Gaz Üretimi Kriterleri(2)
AB Standartları
Proje Standartları
PH 5-9 6-9 6-9 6-9 (1) (2) 6-9 BOİ, mg/l 50 (evsel)
75 (endüstriyel)100 50 BOİ5: 50 (1) (2) 25 25
KOİ, mg/l 170 (evsel) 255 (endüstriyel)
160 100 250 (1) 125 125
Yağ ve Gres, mg/l 30 (evsel) 10 (endüstriyel)
20 10 10 (1), 20 (2) 10
AKM, mg/l 200 200 100 50 (1) (2) 35 35 Toplam ağır metaller, mg/l
10 (1) 10
Toplam toksik metaller
5 (2) (4) 5
Total metals, except Barium
10
Hekzavalent krom, mg/l
0.5 0.5 0.1 (1) 0.1
Toplam krom, mg/l 0.5 2 1 0.5 (1) 0.5
Kurşun, mg/l 0.5 2 1 0.1 (1) 0.1 Siyanür, mg/l Toplam 0.3
Serbest 0.06 1 0.5 Toplam: 1
Serbest: 0.1 (1) Toplaml 0.3
Serbest: 0.06Kadmiyum, mg/l 0.05 0.1 0.1 (1) 0.05 Demir, mg/l 10 3.5 (1) 3.5
Florür, mg/l 20 15 20 (1) 15 Bakır, mg/l 0.5 3 0.5 (1) 0.5 Çinko, mg/l 2.0 5 2.0 (1) 2.0 Civa, mg/l 0.01 0.05 0.01 (1) 0.01 Nikel, mg/l 0.5 0.5 (1) 0.5 Arsenik, mg/l 0.5 0.1 (1) 0.1 Nitrat Nitrojen, mg/l 5 5
Amonyak Nitrojen, mg/l
0.2 0.2
Amonyak, mg/l 10 Klor mg/l 0.5 (Serbest) 0.2 (1) 0.2 Toplam Sülfür, mg/l 1.0 1 Toplam Fosfor, mg/l 1.0 2 (1) 1.0
Fenoller, mg/l 5.0 0.5 (1), 1 (2) 0.5 Sülfat, mg/l 1 (1) (2) 1
Koliform bakteri 400 EMS/100ml (1)
<400 EMS/100ml
Fekal Koliform 10 EMS/ 100 ml (5)
10 EMS/ 100 ml (5)
Sıcaklık artışı, °C <3 (3) <3
115
EK-II Geçiş Hakkı Güzergahı (GHG) için Geçici Atık Envanteri
ATIK KOLLARI KAYNAKLAR TİP (İ, T veya K)* YÖNETİM SEÇENEĞİ
LOT-C
İnşaat
Aktif Karbon Filtrasyon sisteminden kullanılmış ince taneler
T/K Düzenli depolama 7
Aerosol kutuları İnşaat sırasında kişisel deodorant ve bazı kimyasalların kullanımından kaynaklanan boş kutular
T Mekanik olarak parçalama ve geri dönüşüm
2
Alüminyum kutular
Çoğunlukla boş içecek kutuları K Sıkıştırma ve geri dönüşüm 67
Yaş Bataryalar Makine ve araçlarda kullanılan bitmiş piller
T Geri dönüşüm 4
Kuru Bataryalar Kişisel radyo ve fener gibi diğer portatif eşyalarda kullanılıp bitmiş piller
T Geri dönüşüm 1
Bitüm Yol yapım artıkları. (Çoğunlukla sahalarda yol yapımı için yeniden kullanılır.)
T Yakma 99
Siyah su (Tuvaletlerden gelen atıksu)
45735
Patlatma molozları
Jeolojik yapının patlatma gerektirdiği bölgeler
K Belirlenmiş ıskarta bertaraf sahalarına boşaltma (lokasyonlar sağlanacaktır); veya uygun olan yerlerde ikinci bir seçenek olarak-kırma ve bina harcı olarak kullanma
Be
Tuğlalar ve inşaat malzemeleri
İ Düzenli depolama 21
Kablolar/bakır Tesislerin ve geçici şantiyelerin inşaatından ve ayrıca işletmeye kapatma aşamasında kaldırılanlardan arta kalanlar
T Geri dönüşüm <1
Çimento tozu Düzenli depolama 1 Kimyasallar
Asitler
Yapıştırıcılar
Genel
Kimyasallar
Yangın Köpüğü
Glikoller
Çözücüler
Boru kaplanması gibi tüm proje fazlarında kullanılan kimyasallar ve artıkları; ağartıcılar ve endüstriyel temizleyiciler
T Fiziksel/Kimyasal arıtma; varillerde buharlaştırma; artıkları düzenli depolama Fiziksel/Kimyasal arıtma; artıkları düzenli depolama Yakma Özel arıtma-uygun lisanslı bir tesiste bertaraf Varillerde buharlaştırma; artıkları düzenli depolama Varillerde buharlaştırma; artıkları düzenli depolama Varillerde buharlaştırma; artıkları düzenli depolama
Be
Be
<1
13 1 6 1
Beton / temel Sahanın restorasyonu ve eski haline döndürülmesi için tesislerin yıkılması
İ Ufalama ve bina harcı olarak kullanma
39
Konteynerler (büyük ebatta)
Boş çelik variller K Geri Dönüşüm Be
Konteynerler (diğer)
Değişik ebatlarda boş çelik ve plastik konteynerler
K Düzenli depolama Be
Kirlenmiş toprak Çoğunlukla yayılmalar ve diğer kazara meydana gelen boşaltmalar
T Yıkama, tamir malzemesi ve harç olarak kullanma
Be
Kirlenmiş su Yakıt tankı depolama taşkın önleme haznesinde biriken yağmur suyu
T Özel arıtma-uygun lisanslı bir tesiste bertaraf
Be
Varil temizleme atıkları
Çelik varillerin diğer uygulamalarda kullanılabilmesi için artık malzemeden temizlenmesi
T Özel arıtma-uygun lisanslı bir tesiste bertaraf
879
116
ATIK KOLLARI KAYNAKLAR TİP (İ, T veya K)* YÖNETİM SEÇENEĞİ
LOT-C
İnşaat
Elektrik/Elektronik bileşenler
K Düzenli depolama <1
Elektrik (örn. şalter tesisatı)
T/K Düzenli depolama <1
Egzoz katalizörleri
Düzenli depolama <1
Filtreler hava/yağ Makine ve araçların kullanılmış filtreleri T Yakma 1 Filtreler (su) K Yakma 3 Yiyecek Kırıntılar ve diğer organik atıklar K Yakma 332 Dizel, benzin ve petrol atıkları Dizel Dizel jeneratör motor yağı Çeşitli yağlar, Araç ve ekipman motor yağı
Yağ emiciler, tutucu parçacıklar, tanecikler
T T T T T
Yakma Yakma Yakma Yakma Yakma
Be 11 29 3
15
Cam Çoğunlukla evsel kullanım kaynaklı boş şişeler
İ Geri dönüşüm 398
Glikol çamuru T Yakma <1 Gres Yağlama ürünlerin artıkları ve bazı
evsel gresler K/T Yakma Be
Gri su (Temizlik, duş, yıkanma suları)
106714
Hidrotest suyu Boru hattının hidrostatik tesislerindeki boşaltmalar (biosit ve oksijen tutucuları gibi kimyasallar içerebilir)
S ÇB tarafından onaylanan bir sahaya kontrollü bir hızda boşaltma öncesi test etme
24075
Yakma Ünitesi külleri
T/K Düzenli depolama 435
Yalıtım Boru sistemleri ve tesis için izolasyon malzemelerinin tesisatından arta kalanlar
T Düzenli depolama 1
Ampuller Kullanılmış akkor ve flüoresan ampuller
T Geri dönüşüm (flüoresan ampuller eğer çok fazla miktarlarda ise özel arıtma gerektirir)
<1
Tıbbi Keskin cisimler, iğne ve pamuklu çubuklar gibi
T Yakma 1
Paketleme malzemeleri
Plastik, kağıt, karton, ve benzeri K Geri dönüşüm Be
Boya artıkları T Yakma 1 Boya kapları ve fırçalar
İnşaat ve bakım faaliyetlerinden kaynaklanan her ikisi de su ve yağ bazlı kalıntılar ve ıskartaya çıkmış atıklar
T Yakma <1
Kağıt ve karton Ofis ve evsel kullanım atıkları K Geri dönüşüm / Yakma 334 Boru bantları ve kör tapalar
Boru dizgisi ve bükme K Geri dönüşüm (metal ve plastik) 15
Boru makine yağı Boru hattı yapım kalıntıları T Yakma Be Boru hattı kaplama kimyasalları
Toz ve çakıl
Katı asfalt-üretan
İnşaat sırasında boru hattı kaplamasından kaynaklanan püskürtülmüş kalıntılar Açık aşındırıcı çakıl balastları Otomatik (makine) ve elle yapılan püskürtme
T
K
K/T
Kimyasal bileşene göre özel yönetim seçeneği Atık malzeme, tozu önlemek için paketlenmelidir. Uygun lisansa sahip atık tesislerinde bertaraf edilmelidir. Az miktarda polyol ve izosiyanat karıştırılır ve katılaşmasına izin verilir. Katılar, katı atık olarak,
18
Be
Be
117
ATIK KOLLARI KAYNAKLAR TİP (İ, T veya K)* YÖNETİM SEÇENEĞİ
LOT-C
İnşaat
Katı üreten
Metilen klorür/diklorometa
n
Ksilen
Sıvı malzemelerin elle uygulanması (fırça, mala ya da ıspatula ile) Otomatik (makine) ve elle yapılan püskürtme Çakıl balastlamadan önce, kalıntıdan yağ ve gres depozitlerinin, özellikle çelik temizlenmesi sonucu
K/T
T
T
herhangi bir sıvı atık ise tehlikeli atık olarak bertaraf edilir. Az miktarda polyol ve izosiyanat karıştırılır ve katılaşmasına izin verilir. Katılar ve Polyol atıkları katı atık olarak ve izosiyanat atıkları tehlikeli atık olarak bertaraf edilir. Boş variller kapatılmadan önce buharlaşmaya izin verilir. Tehlikeli sıvı atıklar uygun lisanslı tesislerde bertaraf edilir. Boş variller kapatılmadan önce buharlaşmaya izin verilir. Tehlikeli sıvı atıklar uygun lisanslı tesislerde bertaraf edilir.
Be
Be
Be
Plastik şişeler Bazıları endüstriyel olan, çoğunlukla atılmış su kapları ve diğer evsel malzemeler;
K Geri dönüşüm 334
Plastik ‘epoksi’ varilleri
T/K Yakma 38
Polistiren Gövde koruyucu kapaklar gibi nesneler K Yakma 13 KKM ve giysi Atılmış personel koruyucu giysileri,
tulumlar, botlar, paçavralar, vb. T/K Yakma 11
Radyoaktif T Malzemeyi sağlayana iade <1 Çaputlar ve yağ emiciler
T Yakma 36
Çöp tipi atıklar K Yakma Atıksu İnşaat şantiyelerinden ve geçici
tesislerden kaynaklanan atıksu S Atığın birincil arıtılması sahada
yapılır, arıtılmış atık yerel su yetkilisi tarafından onaylanmış atık yönetim müteahhidi tarafından bertaraf edilir.
Be
Atıksu çamuru Atıksu arıtma tesislerinden zehirli kalıntılar
T/K Özel arıtım-uygun izne sahip tesislerde bertaraf
133
Saha Drenaj suyu Yağmur suyu birikmesi ve boru hendeklerine sızan yeraltı suyu
S ÇB’nın gerekliliklerine uygun süzme/çökeltme teknikleri kullanılarak yan taraftaki hendeğe pompalanması
Be
Toprak ve çakıl Arta kalan kazılmış toprak ve getirilmiş doldurma malzemesi
K Harç olarak kullanma Be
Çözücüler İnşaat ve bakım faaliyetlerinden kalıntılar
T Varillerde buharlaştırma; kalıntılar yakma
Be
Çelik Tesislerin ve geçici şantiyelerinin inşaatından ve ayrıca işletmeye kapatma aşamasında kaldırılanlardan arta kalanlar
K Yararlı bileşenleri gelecek işler için yeniden kullanma-depolama ve kalanı için geri dönüşüm
603
Taş/çit/kapılar/geçişler
Geçici taş yollar; geçici çitler, kapılar, geçişler, vb.
İ Eğer mümkünse arazi içinde yeniden kullanma
Be
Artan toprak ve kaya
Doldurma ve düzleme faaliyetleri K
Mümkünse yeniden kullanma/lisanslı bir atık bertaraf tesisine verme
346326
Tank çamuru Tankların tabanındaki tortular T Yakma Be Transformatör yağları
Transformatörlerde kullanılmış yağlar T Yakma Be
Lastikler Aşınmış araç lastikleri İ Geri dönüşüm 15 Yıkama suyu Araçların, tesislerin yıkanmasından ve
diğer yıkama faaliyetlerinden yüzey akışı
T Özel arıtma-uygun izne sahip tesislerde bertaraf
296118
Kaynak malzemeleri
Kullanılmış kaynak elektrotları, öğütme tekerleri, vizörler, kumlama atığı
K Geri dönüşüm 6
Tahta: Kasalar, şilteler, traversler ve benzeri destek malzemeleri
Be
118
EK-III LOT-C’deki Ekolojik Hassas Alanlar
S. No. Saha Kodu
Alanın Özelliği Hat Üzerindeki Yeri
1. EHA 35 Önemli Bitki Türleri: Bornmuellera cappadocica, Crocus kotschyanus ssp. Cappadocicus 756.23 – 757.50
2. EHA 52 Önemli Bitki Türleri: Dianthus zederbaueri 761.91 – 762.47
3. EHA 53 Önemli Bitki Türleri: Paronychia cataonica ve Campanula strigillosa 778.22 - 779.17
4. EHA 36 Zamanti Nehir Geçişi + Önemli Bitki Türleri: Orchis palustris 796.36 – 797.02
5. EHA 37 Önemli Bitki Türleri: Campanula strigillosa 797.84 – 798.38
6. EHA 54 Önemli Bitki Türleri: Allium tauricola, Pimpinella anisetum 836.02 – 841.92
7. EHA 38 Önemli Bitki Türleri: Asyneuma linifolium ssp. eximium, Phryna ortegioides, Silene caryophylloides ssp. stentoria, Cerastium saccardoanum, Minuartia rimarum var. multiflora, Minuartia dianthifolia ssp. cataonica, Senecio jurineifolius, Centaurea derderiifolia, Doronicum haussknechtii, Isatis huber-morathii, Salvia eriophora, Isatis aucheri, Crocus kotschyanus ssp. cappadocicus, Thlaspi densiflorum, Graellsia davisiana, Muscari microstomum, Hyacinthella acutiloba ve Fritillaria aurea
841.95 – 847.58
8. EHA 55 Önemli Bitki Türleri: Pimpinella anisetum 862.09 – 862.67
9. EHA 39 Önemli Bitki Türleri: Verbascum meliltenense 886.81 – 887.33
10. EHA 40 Önemli Bitki Türleri: Thlaspi densiflorum, Allium glumaceum, Arabis aubrietioides, Paracaryum reuteri, Onobrychis sulphurea var. sulphurea (muhtemelen Galium cornigerum)
894.88 – 896.83
11. EHA 41 Önemli Bitki Türleri: Hedysarum candidissimum, Astragalus elbistanicus, Dactylorhiza osmanica var. anatolica, Arabis aubrietioides, Allium tauricola, Centaurea holtzii, Verbascum leianthoides, Paracaryum reuteri, Achillea magnifica, Phlomis brunneogaleata, Onobrychis sulphurea var. sulphurea
901.90 – 909.69
12. EHA 42 Önemli Bitki Türleri: Gentiana boissieri 936.77 – 938.54
13. EHA 43 Önemli Bitki Türleri: Verbascum luridifolium, Alkanna cappadocia, Tanacetum haradjanii, Allium tauricola, Gentiana boisseri, Helianthemum antitauricum, Erodium micropetalutum ve Galium antitaurica
940.00 – 943.81
14. EHA 44 Önemli Bitki Türleri: Thlaspi cilicicum, Centaurea antitauri, Cephalanthera kotschyana, Corydalis solida ssp. tauricola, Johrenia silenoides, Cyclamen pseudo-ibericum, Chionodoxa forbesii ve Bupleurum zoharii
955.91 – 961.01
15. EHA 45 Önemli Bitki Türleri: Grammosciadium confertum ( Helianthemum antitauricum, Tanacetum haradjanii/)
962.09 – 964.27
16. EHA 46 Önemli Bitki Türleri: Lamium garganicum ssp. nepetifolium, Verbascum hadschinense, Kundmannia syriaca, Corydalis solida ssp. tauricola, Sideritis cilicica, Chionodoxa forbesii, Bupleurum zoharii, Trifolium rousseanum, Silene inclinata, Cephalanthera kotschyana, Micromeria cremnophila ssp. Amana, Allium tchihatschewii
974.54 – 981.65
17. EHA 47 Önemli Bitki Türleri: Ophrys reinholdii ssp. Leucotaenia 994.29 – 997.74
18. EHA 48 Önemli Bitki Türleri: Ophrys transhyrcana ssp. amanensis, Centaurea calcitrapa ssp. cilicica, Centaurea lycopifolia, Anthemis pungens
1026.47 – 1028.54
119
Dikim Bitkinin Latince Adı
AĞAÇLAR Bitkinin Türkçe
Adı Maksimum
Boy Yaş Boy (cm) Üretim Şekli
AmbalajŞekli
Çiçek Rengi
Çiçeklenme Zamanı
Ailanthus altissima Kokar ağaç 20-25 2-4 100 Çelik Tohum Tüplü Yeşilimsi
Sarı Temmuz
Arbutus andrachne Sandal ağacı,Hartlap 4-5 2-3 90 Çelik Tüplü Beyaz İlkbahar
Cercis siliquastrum Erguvan 3-5 3-4 100 Çelik Tüplü Morumsu Pembe
Erken İlkbahar
Eribotrya japonica Malta eriği 6-7 2-3 80 Tüplü Beyaz Sonbahar Eucalyptus camaldulensis Okaliptus 30-40 2-3 110 Çelik Tüplü Açık sarı Aralık Şubat
Ficus carica İncir ağacı 10 2-3 100 Tüplü Juglans regia Adi ceviz 25-30 2-3 50 Tüplü Yeşilimsi Mayıs
Olea europaera Zeytin 10 2-3 80 Beyaz Sarı Bahar sonu
Phillyrea latifolia Akça kesme 5 1-2 70 Tüplü Yeşilimsi Beyaz
İlkbahar sonu
Platanus orientalis Doğu çınarı 25-35 2-3 100 Çelik Tüplü Tenekeli
Quercus ilex Pırnal meşesi 12-15
Qercus cerris Türk meşesi 25-30 2-3 80 Gri yeşil Mayıs Salix alba Aksöğüt 25-30 1-2 150 Çelik Tüplü Sarı-kırmızı Mart Nisan
Populus alba Akkavak 30-40 1-2 110 Çelik Tüplü Tenekeli Kırmızı Mart
Celtis australis Adi çitlenbik 20-25 2-3 90 Tüplü Beyaz Mayıs Haziran
119
Morus alba Akdut 15 Beyaz Mayıs
EK
-IV G
üzergahında Tespit Edilen Bitki Türleri ve D
ikim Zam
anları
120
Dikim Bitkinin Latince Adı ÇALILAR
Bitkinin Türkçe Adı
Maksimum Boy Yaş Boy
(cm)
Üretim Şekli
Ambalaj Şekli
Çiçek Rengi
ÇiçeklenmeZamanı
Yayılış Alanı
Artibus unedo Adi kocayemiş 4 0-2 70
Beyaz Açık
Pembe Eylül Aralık
Akdeniz Ege
Marmara Batı
Karadeniz
Erica maniputiflora Funda,Püren 4 0-2 70 Pembe Sonbahar Akdeniz, Batı ve Güney
Myrtus communis Mersin,Murt 5 1-2 70 Beyaz İlkbahar sonu
Akdeniz bölgesi
Nerium oleander Zakkum 2-5 1-2 70 Pembe Kırmızı
Haziran Eylül
Akdeniz Ege
Marmara
Calicotome villosa Keçi boğan 3 0-2 70 Sarı Erken İlkbahar
Akdeniz Ege
Marmara
Paliurus aculeatus Kara çalı 2-3 0-2 70 Sarı İlkbahar Akdeniz Marmara
Pistacia terabinthuss Menengiç 3-6 0-2 70 Morumsu Yeşil Mart Nisan Akdeniz
Marmara
Quercus coccifera Kesmes meşesi 2-3 1-2 70 Sarımsı Nisan
Mayıs
Ege Akdeniz Marmara
Rubus fruticosus Adi Böğürtlen 1-2 0-2 70 Beyaz
Pembe Temmuz Ağustos
Marmara Akdeniz
Ege İç Anadolu
120
Cotinus coggyria Boyacı sumağı 5 0-2 70 Kahverengi Ağustos
Eylül Maki
Alanları
121
Dikim Bitkinin Latince Adı
ÇALILAR Bitkinin
Türkçe Adı Maksimum
Boy Yaş Boy (cm)
Üretim Şekli
Ambalaj Şekli
Çiçek Rengi
ÇiçeklenmeZamanı
Yayılış Alanı
Spartium junceum Katırtırnağı 1-3 0-2 70 Sarı Temmuz Eylül
Batı, Güney Kuzey
Styrax officinalis Tespih çalısı 2-6 1-2 70 Beyaz Temmuz Ağustos
Akdeniz Marmara
Tamarix parviflora Küçük çiçekli ılgın 3-5 0-2 70 Pembe Mart
Haziran Anadolu Trakya
Vitex agnus Hayıt 3-5 0-2 70 Mavimsi
veya mor Mayıs
Haziran
Güney ve Batı
Anadolu
121 Zizyphus jujuba Hünnap 8-9 2-3 70 Sarı Batı ve Güney
Anadolu
Rhus coriaria Derici sumağı 3 0-2 70 Yeşilimsi
Beyaz Ağustos
Eylül
Akdeniz Marmara Karadeniz
Phragmites australis Sazlık 4
Nymphaea helvola Nilüfer 10-15 Sarı Haziran Eylül
Akdeniz Ege
Marmara