terör ve avrupa İnsan hakları sözleşmesi - echr.coe.int · tematik bilgi notu – terör ve...

44
1 © T.C. Adalet Bakanlığı, 2015. Bu gayri resmi çeviri, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanlığı tarafından yapılmış olup, Mahkeme'yi bağlamamaktadır. © Republic of Turkey, 2015. Unofficial translation made by the Human Rights Department of the Ministry of Justice Directorate General for International Law and Foreign Relations This translation does not bind the Court. © République de Turquie, 2015. Cette traduction non officielle a été faite par la Direction des Droits de l’Homme de l’Unité des Relations extérieures et juridiques du Ministère de la Justice. Elle ne lie pas la Cour. Tematik Bilgi Notu Terör ve AİHS Mart 2016 İşbu Tematik Bilgi Notu, Mahkeme açısından bağlayıcı değildir ve tüm ayrıntıları içermemektedir . Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesi (olağanüstü hallerde yükümlülükleri askıya alma) şu şekildedir: “Savaş veya ulusun varlığını tehdit eden başka bir genel tehlike halinde her Yüksek Sözleşmeci Taraf, durumun kesinlikle gerektirdiği ölçüde ve uluslararası hukuktan doğan başka yükümlülüklere ters düşmemek koşuluyla, bu Sözleşme’de öngörülen yükümlülüklere aykırı tedbirler alabilir.” Devletin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki bazı yükümlülüklerini belirli istisnai hallerde tek taraflı olarak askıya almasına imkân veren bu hüküm, bazı üye Devletler tarafından terör bağlamında kullanılmıştır 1 . Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu tür istisnaları ele aldığı davalar: Lawless / İrlanda (no. 3) (Mahkemenin bu husustaki ilk kararı) 1 Temmuz 1961 Dava, Kuzey İrlanda ile bağlantılı bir terör eylemi sonrasında 1957 yılında İrlanda tarafından getirilen bir istisnaya ilişkindir. IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) üyesi olduğundan şüphelenilen başvuran, 1957 yılının Temmuz ila Aralık ayları arasında, İrlanda 1 Bk. “Olağanüstü Hallerde Yükümlülüklerin Askıya Alınması” başlıklı tematik bilgi notu

Upload: others

Post on 16-Sep-2019

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

1

© T.C. Adalet Bakanlığı, 2015. Bu gayri resmi çeviri, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk

ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Daire Başkanlığı tarafından yapılmış olup,

Mahkeme'yi bağlamamaktadır.

© Republic of Turkey, 2015. Unofficial translation made by the Human Rights Department of

the Ministry of Justice Directorate General for International Law and Foreign Relations This

translation does not bind the Court.

© République de Turquie, 2015. Cette traduction non officielle a été faite par la Direction des

Droits de l’Homme de l’Unité des Relations extérieures et juridiques du Ministère de la

Justice. Elle ne lie pas la Cour.

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS

Mart 2016

İşbu Tematik Bilgi Notu, Mahkeme açısından bağlayıcı değildir ve tüm ayrıntıları içermemektedir.

Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesi (olağanüstü hallerde

yükümlülükleri askıya alma) şu şekildedir: “Savaş veya ulusun varlığını tehdit eden başka

bir genel tehlike halinde her Yüksek Sözleşmeci Taraf, durumun kesinlikle gerektirdiği

ölçüde ve uluslararası hukuktan doğan başka yükümlülüklere ters düşmemek koşuluyla, bu

Sözleşme’de öngörülen yükümlülüklere aykırı tedbirler alabilir.”

Devletin, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki bazı yükümlülüklerini belirli

istisnai hallerde tek taraflı olarak askıya almasına imkân veren bu hüküm, bazı üye

Devletler tarafından terör bağlamında kullanılmıştır1.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bu tür istisnaları ele aldığı davalar:

Lawless / İrlanda (no. 3) (Mahkemenin bu husustaki ilk kararı)

1 Temmuz 1961

Dava, Kuzey İrlanda ile bağlantılı bir terör eylemi sonrasında 1957 yılında İrlanda

tarafından getirilen bir istisnaya ilişkindir. IRA (İrlanda Cumhuriyet Ordusu) üyesi

olduğundan şüphelenilen başvuran, 1957 yılının Temmuz ila Aralık ayları arasında, İrlanda

1 Bk. “Olağanüstü Hallerde Yükümlülüklerin Askıya Alınması” başlıklı tematik bilgi notu

Page 2: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

2

Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne çıkarılmaksızın

tutulduğunu iddia etmiştir.

İrlanda / Birleşik Krallık (bk. aşağıda sayfa 2)

18 Ocak 1978

Dava, Birleşik Krallık’ın, Kuzey İrlanda üzerindeki hâkimiyetine ilişkin olarak 1970’lerin

başında getirdiği ve sonrasında birkaç kez yenilenen istisnaya ilişkindir.

Brannigan ve McBride / Birleşik Krallık (bk. aşağıda sayfa 20)

26 Mayıs 1993

Dava, Birleşik Krallık’ın Kuzey İrlanda ile ilgili olarak 1989’da getirdiği başka bir istisnaya

ilişkindir.

Aksoy / Türkiye (bk. aşağıda sayfa 2)

18 Aralık 1996

Dava, Türk Hükümetinin, ülkenin güneydoğusunda güvenlik güçleri ile terör örgütü PKK

(Kürdistan İşçi Partisi) arasındaki çatışmalar bağlamında getirdiği istisnalara ilişkindir.

A. ve Diğerleri / Birleşik Krallık (başvuru no. 3455/05) (bk. aşağıda sayfa 19)

19 Şubat 2009 (Büyük Daire Kararı)

Dava, Birleşik Krallık’ın, ABD’de meydana gelen 11 Eylül terör saldırıları sonrasında 2001

yılında getirdiği istisnaya ilişkindir.

Terör (Zanlıları)

Sözleşme’nin 3. maddesi (işkence, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele veya

ceza yasağı) kapsamındaki sorunlar

Tutulma koşulları

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 15. maddesinde (olağanüstü hallerde yükümlülükleri askıya

alma), olağanüstü hal ne olursa olsun, bazı tedbirlerin alınamayacağı açıkça belirtilmektedir.

Örneğin; Sözleşme’nin 3. maddesinde öngörülen hak, sınırlanamayan mutlak bir haktır.

Page 3: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

3

İrlanda / Birleşik Krallık

18 Ocak 1978

Birleşik Krallık makamları, Ağustos 1971 ila Aralık 1975 tarihleri arasında, Kuzey İrlanda’da

bir dizi “yargısız” yakalama, gözaltı ve tutuklama işlemi gerçekleştirmişlerdir. Dava, söz

konusu tedbirlerin kapsamı ve uygulanmasına ve bilhassa terör eylemleriyle bağlantılı olarak

alıkonulanların, önleyici amaçlı tutuldukları esnada psikolojik sorgulama (duvara yaslama,

yüzünü başlıkla kapatma, gürültüye maruz bırakma ve uykudan, yemekten ve sudan mahrum

bırakma gibi) tekniklerine başvurulmasına ilişkin olarak İrlanda Hükümeti tarafından dile

getirilen şikâyete ilişkindir.

Mahkeme, bu davada, başvurulan yöntemlerin ağır fiziksel ve ruhsal sıkıntılara neden olduğu

yönünde tespitte bulunarak, Sözleşme’nin 3. maddesinin (insanlık dışı ve aşağılayıcı

muamele yasağı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, ayrıca, Sözleşme’nin 5 (özgürlük

ve güvenlik hakkı) ve 14. (ayrımcılık yasağı) maddelerinin ihlal edilmediğine hükmetmiştir.

Aksoy / Türkiye

18 Aralık 1996

Başvuran, özellikle, 1992 yılında PKK teröristlerine yardım ve yataklık ettiği şüphesiyle

tutuklanmasının kanuna aykırı olduğu ve işkence gördüğü (“Filistin askısı”, yani çırılçıplak

soyulup ellerin arkadan bağlanması ve kollardan asılma) hususunda şikâyette bulunmuştur.

Mahkeme, bu davada, başvurana yapılan muamelenin ancak işkence olarak tanımlanabilecek

ağırlıkta ve zalimlikte olduğu kanaatine vararak, Sözleşme’nin 3. maddesinin (işkence

yasağı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, ayrıca, Sözleşme’nin 5 (özgürlük ve

güvenlik hakkı) ve 13. (etkili başvuru hakkı) maddelerinin de ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Martinez Sala / İspanya

2 Kasım 2004

Katalan bağımsızlık hareketinin sempatizanları olduklarından şüphelenilen başvuranlar,

Barselona Olimpiyat Oyunları’nın hemen öncesinde, terör suçlarıyla bağlantılı bir soruşturma

kapsamında jandarma (Guardia Civil) görevlileri tarafından yakalanmışlardır. Başvuranlar,

Mahkeme önünde, özellikle de, yakalandıkları ve gözaltında tutuldukları esnada fiziksel ve

ruhsal işkenceye ve insanlık dışı ve aşağılayıcı muameleye maruz bırakıldıklarından şikâyetçi

Page 4: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

4

olmuşlardır. Ayrıca, yerel makamlarca yürütülen soruşturmaların etkin ve kapsamlı

olmadığını ileri sürmüşlerdir.

Mahkeme, bu davada, gözaltında kötü muamele iddiaları bakımından Sözleşme’nin 3.

maddesinin (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) ihlal edilmediğine karar

vermiştir. Ancak, Mahkeme, söz konusu iddialarla ilgili etkin bir resmi soruşturma

yürütülmemesi nedeniyle Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Öcalan / Türkiye

12 Mayıs 2005 (Büyük Daire Kararı)

Dava, Türk topraklarının bir bölümünü Devlet idaresinden ayırmaya yönelik faaliyetlerde

bulunduğu gerekçesiyle idam cezasına çarptırılan yasadışı bir örgüt olan PKK’nın (Kürdistan

İşçi Partisi) eski lideri Abdullah Öcalan’ın Kenya’dan Türkiye’ye getirilme ve daha sonra

İmralı adasında tutulma koşullarına ilişkindir. Başvuran, özellikle de, İmralı Cezaevindeki

tutulma koşullarının insanlık dışı muamele teşkil ettiğinden şikâyetçi olmuştur.

Mahkeme, bu davada, başvuranın İmralı Cezaevindeki tutulma koşulları bakımından

Sözleşme’nin 3. maddesinin (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) ihlal

edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme, başvuranın maruz bırakıldığı göreceli sosyal tecridin

uzun süreli etkilerinin, başvurana Türkiye’deki diğer yüksek güvenlikli cezaevlerinde bulunan

mahkûmlarla aynı imkânların tanınması suretiyle azaltılması gerektiği şeklindeki Avrupa

İşkenceyi Önleme Komitesi tavsiyelerine katılmakla birlikte, başvuranın genel cezaevi

koşullarının, Sözleşme’nin 3. maddesi kapsamında insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele

teşkil edecek asgari ağırlık seviyesine ulaşmadığı sonucuna varmıştır.

Ayrıca bk. aşağıda özet halinde verilen 18 Mart 2014 tarihli Öcalan / Türkiye (no. 2) kararı.

Ramirez Sanchez / Fransa

4 Temmuz 2006 (Büyük Daire Kararı)

Daha çok “Çakal Carlos” olarak bilinen ve 1970’lerde dünyanın en tehlikeli teröristi nazarıyla

bakılan başvuran, terörle bağlantılı suçlardan mahkûm edilmesinin ardından 8 yıl boyunca

hücrede tecrit altında tutulmuş olmasından şikâyet etmiştir.

Mahkeme, bu davada, başvuranın hücrede tecrit altında geçirdiği süre bakımından

Sözleşme’nin 3. maddesinin (insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı) ihlal

Page 5: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

5

edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme, başvuranın maruz bırakıldığı tecrit koşullarının

yaratabileceği uzun süreli etkiler konusunda Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesinin

kaygılarını paylaşmakla birlikte, özellikle de başvuranın karakteri ve arz ettiği tehlikeyi

dikkate alarak, söz konusu süre zarfındaki cezaevi koşullarının, Sözleşme’nin 3. maddesi

kapsamında insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele teşkil edecek asgari ağırlık seviyesine

ulaşmadığı sonucuna varmıştır.

Mahkeme, ayrıca, Fransız hukukunda başvuranın tecrit halinin devamına ilişkin karara itiraz

edebileceği herhangi bir hukuk yolunun bulunmaması nedeniyle, Sözleşme’nin 13.

maddesinin (etkili başvuru hakkı) ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Frérot / Fransa

12 Haziran 2007

“Action Directe” adlı aşırı sol silahlı hareketin eski bir üyesi olan ve 1995 yılında, diğer

suçların yanı sıra terör suçundan 30 yıl hapis cezasına mahkûm edilen başvuran, cezaevinde

tutulduğu dönemde soyularak aranmış olması hususunda şikâyette bulunmuştur.

Mahkeme, bu davada, Sözleşme’nin 3. maddesinin (aşağılayıcı muamele yasağı) ihlal

edildiğine karar vermiştir. Mahkemeye göre, özellikle de keyfilik duygusu ve çoğunlukla

beraberinde getirdiği aşağılık ve endişe duyguları, başka birinin önünde soyunmak ve

anüsünü göstermek zorunda bırakılmanın sonucunda hiç şüphesiz kişinin onuruna yönelik

ciddi bir saldırıda bulunulduğu duygusu ve bunların yanı sıra kişinin soyulması suretiyle

yapılan aramalar kapsamında mahremiyete aşırı derecede müdahale içeren diğer tedbirler,

mahkûmlara uygulanan üst arama işleminin kaçınılmaz olarak beraberinde getirdiğinden daha

yüksek oranda aşağılanma hissinin yaşanmasına neden olmaktadır. Ayrıca, başvuranın

hissettiği aşağılanma duygusu, söz konusu tedbirlere karşı gelme teşebbüsleri sonucunda

disiplin cezası verilerek hücreye kapatılmış olmasıyla daha da artmıştır.

Mahkeme, ayrıca, yetkililerin, Bakanlık Genelgesi’ne dayanarak, mahkûmun mektubunu

başka bir mahkûm arkadaşına iletmemiş olmaları nedeniyle Sözleşme’nin 8. maddesinin

(yazışmaya saygı hakkı); mahkûmun mektuplarının iletilmemesi konusunda itirazda

bulunabilmesini sağlayacak bir iç hukuk yolunun mevcut olmaması nedeniyle de

Sözleşme’nin 13. maddesinin (etkili başvuru hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir.

Page 6: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

6

Öcalan / Türkiye (no. 2)

18 Mart 2014

Yasadışı bir örgüt olan PKK’nın (Kürdistan İşçi Partisi) kurucusu olan başvuran, özellikle,

hakkında verilen müebbet hapis cezasının indirim yapılamayacak mahiyette olmasından ve

İmralı adasındaki cezaevi koşullarından (özellikle de sosyal tecrit koşulları ve aile bireyleri ve

avukatlarıyla haberleşmesine ilişkin kısıtlamalar) şikâyet etmiştir. Ayrıca, telefon

görüşmelerine, yazışmalarına ve akraba ve avukatlarının ziyaretlerine getirilen

kısıtlamalardan şikâyetçi olmuştur.

Mahkeme, bu davada, başvuranın 17 Kasım 2009 tarihinden önceki dönemdeki cezaevi

koşulları bakımından Sözleşme’nin 3. maddesinin (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele

yasağı) ihlal edildiğine, ancak söz konusu tarihten sonraki dönemdeki cezaevi koşulları

bakımından bu madde kapsamında herhangi bir ihlalin bulunmadığına karar vermiştir.

Mahkeme, başvuranın sosyal tecridini sona erdirecek iletişim imkânlarının bulunmamasını ve

bunun yanı sıra ziyaretçilerinin cezaevine erişim sağlama konusunda ciddi zorluklar

yaşamaları gibi bazı hususları dikkate alarak, başvuranın 17 Kasım 2009 tarihine kadar olan

dönemde maruz kaldığı cezaevi koşullarının insanlık dışı muamele teşkil ettiği kanaatine

varmıştır. Bununla birlikte, Mahkeme, özellikle de İmralı cezaevine başka mahkûmlarında

nakledilmesini ve ziyaretlerin artmış olmasını göz önünde bulundurarak, başvuranın söz

konusu tarihten sonraki cezaevi koşulları açısından tam tersi bir sonuca varmıştır.

Ayrıca, Mahkeme, başvuranın şartlı salıverilme ihtimali olmaksızın müebbet hapis cezasına

mahkûm edilmiş olması bakımından, Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edildiğine karar

vermiştir. Bu kapsamda, herhangi bir inceleme mekanizması olmaksızın verilen müebbet

hapis cezasının, insanlık dışı muamele teşkil eden “indirim yapılamayacak mahiyette” bir

ceza anlamına geldiğini belirtmiştir. Mahkeme, aynı zamanda, Türk Hükümetinin, başvuranın

dış dünyayla bağlantı kurmasını sağlayacak iletişim araçlarını PKK üyeleriyle irtibata geçmek

maksadıyla kullanabileceği şeklindeki haklı korkusunu dikkate alarak, başvuranın özel ve aile

hayatına saygı hakkına ilişkin kısıtlamaların, kamu düzeninin korunması ve suç işlenmesinin

önlenmesi bakımından gereken seviyeyi aşmadığı kanısına varmıştır. Bu anlamda,

Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal edilmediğine

hükmetmiştir.

Derdest Başvurular

Page 7: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

7

Amin ve Ahmed / Birleşik Kralık (no. 6610/09 ve 326/12)

Başvurular, 10 Temmuz 2012 tarihinde Birleşik Krallık Hükümetine tebliğ edilmiştir

Başvuranlar, 2004 yılında Pakistan’da yakalanarak tutuklanmış ve ardından sınır dışı edilerek

Birleşik Krallık’a gönderilmişlerdir. Terör suçuna iştirak ettikleri gerekçesiyle bu ülkede

yargılanarak mahkûm edilmişlerdir. Başvuranlar, tutuklu bulundukları sırada Pakistanlı

yetkililerden işkence görmüş olmalarından, işkence gördüklerini bilen İngiliz ajanlarının da

işkence suçuna iştirak etmelerinden şikâyetçidirler. Başvuranlar, ayrıca, Birleşik Krallık’ta

haklarında daha sonradan açılan ceza davası kapsamında, duruşma esnasında bazı belgelerin

kamu menfaati gerekçesiyle savunma makamından gizlenmiş olması nedeniyle, söz konusu

davanın adil olmadığından şikâyetçidirler.

Mahkeme, başvuruları Birleşik Krallık Hükümetine tebliğ etmiş ve taraflara Sözleşme’nin 3

(işkence, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı ve etkin bir soruşturmanın

yürütülmemesi) ve 6/1 (adil yargılanma hakkı) maddeleri kapsamında bazı sorular

yöneltmiştir.

Hiç kimseyle görüştürülmeksizin gözaltında tutulma sırasında kötü muamelede

bulunulduğu iddiası

Etxebarria Caballero / İspanya ve Ataun Rojo / İspanya

7 Ekim 2014

Özellikle, ETA terör örgütüne üye oldukları iddiasıyla ilgili olarak yürütülen adli

soruşturmalar bağlamında polis tarafından yakalanan ve gizli olarak gözaltına alınan

başvuranlar, bilhassa, gizli gözaltı sırasında kötü muameleye maruz bırakıldıklarına dair

şikâyetleriyle ilgili olarak İspanya makamları tarafından etkin soruşturma yürütülmediğini

ileri sürmüşlerdir.

Mahkeme, her iki davada da, başvuranların kötü muamele iddialarıyla ilgili olarak etkin bir

soruşturmama yürütülmemesi nedeniyle, Sözleşme’nin 3. maddesinin (insanlık dışı veya

aşağılayıcı muamele yasağı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, özellikle,

başvuranların savunmasız durumda oldukları dikkate alındığında, gerekli olan etkin

soruşturmaların yürütülmediğinin altını çizmiştir. Mahkeme, hiç kimseyle görüştürülmeden

alıkonulan kişilerin sağlık muayenelerinin daha nitelikli hale getirilmesine yönelik tedbirler

alınmasının önemini vurgulamıştır. Mahkeme, aynı zamanda, Avrupa İşkence, İnsanlık Dışı

Page 8: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

8

veya Aşağılayıcı Muamele ya da Cezayı Önleme Komitesi’nin (CPT), bu tür davalarda

sağlanması gereken güvencelerle ve İspanya’da kişinin hiç kimseyle görüştürülmeksizin

alıkonulmasını kuralıyla ilgili tavsiyelerini de kabul etmiştir. Mahkeme, yeterli delil

bulunmaması nedeniyle, birinci başvuranın kötü muamele iddiasıyla ilgili olarak

Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir. Ancak, Mahkeme, kötü

muamele bulunulduğu konusunda “makul şüphenin ötesinde” bir sonuca varılamamasının,

büyük ölçüde, İspanya makamları tarafından derinlemesine ve etkin bir soruşturma

yürütülmemesinden kaynaklandığını belirtmiştir.

Sınır dışı / iade edilme halinde kötü muamele riski

Kişinin başka bir ülkede gerçek anlamda kötü muamele görme riskinin bulunduğu hallerde, kişiyi

söz konusu ülkeye göndermeme yükümlülüğü, mutlak bir yükümlülüktür. Kişinin sınır dışı

edilmesi veya ülkesine iade edilmesi konusunda kamu menfaatine dayalı gerekçelerin, işlenen suç

veya davranış ne olursa olsun, kişinin gönderilmesi halinde maruz kalacağı kötü muamele

riskinden daha ağır bastığı ileri sürülemez.

Chahal / Birleşik Krallık

15 Kasım 1996

Ulusal güvenlik gerekçesiyle sınır dışı edilmesine karar verilen ayrılıkçı Sih davasının

savunucusu olan başvuran, sınır dışı edilerek Hindistan’a gönderilmesi halinde gerçek

anlamda kötü muamele görme riskiyle karşı karşıya kalacağını ileri sürmüştür.

Mahkeme, başvuranın sınır dışı edilerek Hindistan’a gönderilmesine ilişkin kararın infazı

halinde Sözleşme’nin 3. maddesinin (insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı) ihlal

edileceğine karar vermiştir. Mahkeme, Hint Hükümetinin sağladığı güvencelerden tatmin

olmamıştır.

Shamayev ve Diğerleri / Gürcistan ve Rusya

12 Nisan 2005

Bu dava, özellikle, Çeçen kökenli bir Rus vatandaşının, Çeçenistan’daki savaşa katılmış olan

terörist bir isyancı olduğu gerekçesiyle Rusya’ya iade edilmesine ilişkin olarak iki yıl önce

alınan bir kararın infazı halinde kötü muamele riskinin ortaya çıkacak olmasına ilişkindir.

Page 9: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

9

Başvuran hakkında verilen iade kararı askıya alınmıştır, ancak bu karar, başvuranın mülteci

statüsüyle ilgili işlemler sona erdiğinde infaz edilebilecektir.

Mahkeme, başvuranın sınır dışı edilerek Rusya’ya gönderilmesine ilişkin kararın infazı

halinde, Gürcistan’ın, Sözleşme’nin 3. maddesini (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele

yasağı) ihlal edeceğine karar vermiştir. Mahkeme, mevcut belgeleri dikkate alarak,

başvuranın iade edilmesine ilişkin kararın iki yıl önceki dönemde dayandırıldığı

değerlendirmelerin, Sözleşme’de yasaklanan her türlü kötü muamele riskini ortadan

kaldırmak için yeterli olmaktan uzaklaştığı kanısına varmıştır. Mahkeme, özellikle de,

başvuruda bulunmuş olan Çeçen kökenlilerin işkenceye maruz bırakılmaları ve

öldürülmelerinin konu olduğu yeni ortaya çıkan son derece endişe verici olaylara dikkat

çekmiştir.

Saadi / İtalya

28 Şubat 2008 (Büyük Daire Kararı)

Bu dava, başvuranın, 2005 yılında terör örgütüne üyelikten gıyabında 20 yıl hapis cezasına

mahkûm edildiğini iddia ettiği Tunus’a gönderilmesi halinde kötü muamele riskinin ortaya

çıkacak olmasına ilişkindir.

Mahkeme, terör tehlikesini hafife alamayacağını belirtmiş ve Devletlerin, toplumlarını terör

eylemlerine karşı koruma konusunda ciddi zorluklarla karşılaştıklarına dikkat çekmiştir.

Ancak, bu durumun, Sözleşme’nin 3. maddesinin (işkence ve insanlık dışı ya da aşağılayıcı

muamele yasağı) mutlak niteliğinin sorgulanması anlamına gelmemesi gerektiğini ifade

etmiştir. Mahkeme, somut davada, başvuranın, sınır dışı edilerek Tunus’a gönderilmesi

halinde Sözleşme’nin 3. maddesine aykırı bir muamele görme riskinin gerçek anlamda ortaya

çıkacağına dair somut gerekçelerin mevcut olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, Tunuslu yetkililerin,

İtalyan Hükümeti tarafından talep edilen diplomatik güvenceleri sağlamadığına dikkat

çekmiştir. Son olarak, Tunuslu yetkililer bu güvenceleri sağlamış olsa dahi, söz konusu

güvencelerin başvuranı kötü muamele riskine karşı korumada yeterli olup olmayacağının

incelenmesi hususunda Mahkemenin üstlendiği yükümlülüğün ortadan kalkmayacağını

belirtmiştir. Sonuç olarak, Mahkeme, başvuranın sınır dışı edilerek Tunus’a gönderilmesine

ilişkin kararın infazı halinde, Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edileceği kanaatine

varmıştır.

Page 10: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

10

Daoudi / Fransa

3 Aralık 2009

Cezayir vatandaşı olan başvuran, ABD’nin Paris Büyükelçiliğine yönelik bir intihar saldırısı

hazırlığında olduğundan şüphelenilen, El Kaide ile bağlantılı radikal İslamcı bir grubu

dağıtma operasyonu kapsamında Fransa’da yakalanmış ve mahkûm edilmiştir.

Özellikle, gerek terörle bağlantısı olduğundan şüphelenilen gerekse Fransa’da, Cezayir

makamlarınca da bilindiği üzere, ağır suçlardan mahkûm olan başvuranın bu geçmişini

dikkate alan Mahkeme, somut davanın koşulları ışığında, başvuranın sınır dışı edilerek

Cezayir’e gönderilmesi halinde İstihbarat ve Güvenlik Teşkilatının (DRS) hedefi olabileceği

kanaatine varmıştır. Dolayısıyla, başvuranın sınır dışı edilerek Cezayir’e gönderilmesine

ilişkin kararın infazı halinde, Sözleşme’nin 3. maddesinin (insanlık dışı ya da aşağılayıcı

muamele yasağı) ihlal edileceğine hükmetmiştir.

Ayrıca bk. 22 Eylül 2011 tarihli H.R. / Fransa (no. 64780/09) kararı

Beghal / Fransa

6 Eylül 2011 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Fransa’da terör eylemlerinde yer aldığı gerekçesiyle mahkûm edilen başvuran, Cezayir’e iade

edilmesi durumunda kötü muamele riskiyle karşı karşıya kalacağını ileri sürmüştür.

Mahkeme, başvurunun kabul edilemez (açıkça dayanaktan yoksun) olduğuna karar vermiş ve

başvuran hakkında Fransa’da başlatılan ceza yargılamalarının ve başvuranın tutukluluk

halinin devam etmesi nedeniyle, ülkeden sınır dışı edilmesi riskinin yakın veya muhtemel bir

risk olmaktan çıktığını belirtmiştir.

Omar Othman / Birleşik Krallık

17 Ocak 2012

Başvuran Omar Othman (Abu Qatada adıyla da tanınmaktadır), çeşitli terör suçlarından

gıyabında mahkûm edildiği Ürdün’e sınır dışı edilmesi kararına itiraz etmek üzere başvuruda

bulunmuştur.

Mahkeme, başvuranın sınır dışı edilerek Ürdün’e gönderilmesi halinde kötü muamele

riskinin söz konusu olmayacağına ve dolayısıyla Sözleşme’nin 3. maddesinin (insanlık dışı

Page 11: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

11

veya aşağılayıcı muamele yasağı) ihlal edilmeyeceğine hükmetmiştir. Bu anlamda, özellikle

de, başvuranın Ürdün’e gönderilmesi halinde kötü muamele görmemesini sağlamaya yönelik

şeffaf ve kapsamlı güvenceler verilmesi hususunda Birleşik Krallık ve Ürdün Hükümetlerinin

attıkları samimi adımlara dikkat çekmiştir. Ayrıca, güvencelerin, Ürdün’de bulunan bağımsız

bir insan hakları örgütü tarafından takip edileceğini ve bu örgütün, cezaevinde bulunan

başvuranla tam irtibat halinde olacağını belirtmiştir.

Ancak, Mahkeme, başvuranın yeniden yargılanması esnasında işkenceyle alınmış ifadesinin

kabul edilmesi riskinin gerçek anlamda söz konusu olması nedeniyle, başvuranın sınır dışı

edilerek Ürdün’e gönderilmesi halinde Sözleşme’nin 6. maddesinin (adil yargılanma

hakkı) ihlal edileceğine karar vermiştir.2 Bu karar, işkence yoluyla elde edilen delilleri

kullanmanın, kişinin adil bir şekilde yargılanmasını imkânsız hale getirdiği yönündeki

uluslararası düzeydeki görüş birliğini yansıtmaktadır.

Mahkeme, aynı zamanda, bu davada, Sözleşme’nin 13. maddesiyle (etkili başvuru hakkı)

bağlantılı olarak 3. maddesinin ihlal edilmediğine ve başvuranın sınır dışı edilerek

Ürdün’e gönderilmesi halinde Sözleşme’nin 5. maddesinin (özgürlük ve güvenlik hakkı)

ihlalinin söz konusu olmayacağına karar vermiştir.

Babar Ahmad ve Diğerleri / Birleşik Krallık

10 Nisan 2012

Bu dava, uluslararası terörist oldukları iddia edilen, Birleşik Krallık’ta tutuklanan ve Amerika

Birleşik Devletleri’ne iade edilmeyi bekleyen Babar Ahmad, Syed Tahla Ahsan, Mustafa

Kamal Mustafa (daha çok Abu Hamza ismiyle tanınmaktadır), Adel Abdul Bary, Khaled Al-

Fawwaz ve Haroon Rashid Aswat tarafından açılmıştır.

Mahkeme, ilk beş başvuranın ABD’ye iade edilmeleri halinde yerleştirilecekleri ADX

Florence (ABD’de “maksimum güvenlikli” bir cezaevi) cezaevindeki tutulma koşullarının

Sözleşme’nin 3. maddesinin (insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı) ihlaline neden

olmayacağına karar vermiştir. Mahkeme, aynı zamanda, söz konusu beş başvuranın ABD’ye

iade edilmeleri halinde alacakları muhtemel cezaların uzunluğunun Sözleşme’nin 3.

maddesinin ihlali anlamına gelmeyeceğine hükmetmiştir.

2

Mahkemenin, bir sınır dışı etme işleminin Sözleşme’nin 6. maddesini (adil yargılanma hakkı) ihlal

edebileceğine hükmettiği ilk davadır.

Page 12: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

12

Mahkeme, ayrıca, şizofreni hastası olan Aswat tarafından dile getirilen şikâyetlerin

incelenmesini ertelemeye ve söz konusu şikâyetleri daha sonraki bir tarihte yeni bir başvuru

numarası altında incelemeye karar vermiştir (aşağıya bakınız).

Aswat / Birleşik Krallık

16 Nisan 2013 (ayrıca aşağıda bk. 6 Ocak 2015 tarihli kabul edilebilirlik hakkında karar)

Birleşik Krallık’ta tutuklu bulunan başvuran, Amerika Birleşik Devletleri’ne iade edilmesi

halinde kötü muamele durumunun söz konusu olacağı hususunda şikâyette bulunmuş, zira bu

anlamda, özellikle de ABD’de maruz kalacağı tutukluluk koşullarının (muhtemelen uzun bir

tutukluluk süreci yaşaması ve “maksimum güvenlikli” bir cezaevine yerleştirilmesi) paranoid

şizofreni hastalığının kötüleşmesine neden olabileceğini belirtmiştir.

Mahkeme, başvuranın ABD’ye iade edilmesinin Sözleşme’nin 3. maddesinin (insanlık dışı

ve aşağılayıcı muamele yasağı) ihlaline neden olacağına karar vermekle birlikte, bu sonuca

varmasının tek sebebinin, başvuranın ruhsal hastalığının ağırlığı olduğunu ve söz konusu

ülkedeki muhtemel tutukluluk süresinin uzunluğunun bu kararı vermesinde herhangi bir

etkisinin bulunmadığını belirtmiştir.

Aswat / Birleşik Krallık

6 Ocak 2015 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, Nisan 2013’te verdiği bir kararla (yukarıya bakınız),

başvuranın Birleşik Krallık’tan Amerika Birleşik Devletleri’ne iade edilmesinin Sözleşme’nin

3. maddesinin ihlaline neden olacağına hükmetmiştir. Başvuranın yargılama öncesinde ve

muhtemel bir mahkûmiyet kararı sonrasında ABD’de maruz kalacağı tutukluluk koşullarıyla

ilgili olarak ABD Hükümeti tarafından Birleşik Krallık Hükümetine belirli güvenceler

sunulması üzerine, başvuran, Ekim 2014’te ABD’ye iade edilmiştir. Başvuran, ABD

Hükümeti tarafından sunulan güvencelerin, Mahkemenin Nisan 2013 tarihli kararında

belirttiği risklere yanıt vermediği ve dolayısıyla, iadesinin, Sözleşme’nin 3. maddesinin

ihlaline yol açacağı hususunda şikâyette bulunmuştur.

Mahkeme, Nisan 2013 tarihli kararında belirtilen endişelerin, Birleşik Krallık Hükümetinin

ABD Hükümetinden aldığı kapsamlı güvenceler ve ek bilgiler yoluyla doğrudan ele alındığını

tespit etmiştir. Mahkeme, bu nedenle, başvuranın şikâyetinin, Sözleşme’nin 35. maddesi

Page 13: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

13

(kabul edilebilirlik kriterleri) uyarınca açıkça dayanaktan yoksun olduğu kanaatine varmış ve

başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

Mahkemenin, Mahkeme İçtüzüğü’nün 39. maddesinin (geçici tedbirler) uygulanmasına

yönelik kararına rağmen, ilgili Devletin terör zanlılarını iade/sınır dışı ettiği davalar

Mamatkulov ve Askarov / Türkiye

4 Şubat 2005 (Büyük Daire Kararı)

Bu dava, Özbekistan’da gerçekleşen bir bombalama olayına karıştıklarından ve ülkenin

Cumhurbaşkanı’na yönelik bir terör saldırısı girişiminde bulunduklarından şüphelenilen,

Özbekistan’daki muhalefet bir partinin üyesi olan iki kişinin, 1999 yılında Özbekistan’a

iadelerine ilişkindir.

Mahkeme, 18 Mart 1999 tarihinde, Mahkeme İçtüzüğü’nün 39. maddesi (geçici tedbirler)

uyarınca, “tarafların menfaatleri ve Mahkeme önündeki yargılamaların uygun şekilde

yürütülmesi bakımından, 23 Mart’ta gerçekleştirilecek oturumda başvuruyu tekrar inceleme

fırsatı bulunana kadar, başvuranların Özbekistan’a iade edilmemeleri gerektiğini” Türk

Hükümetine bildirmiştir. Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Bakanlar Kurulu, 19 Mart 1999

tarihinde başvuranların iade edilmelerine ilişkin bir kararname çıkarmış ve başvuranlar, 27

Mart 1999 tarihinde Özbek makamlarına teslim edilmişlerdir. Özbekistan Cumhuriyeti Yüksek

Mahkemesi, 28 Haziran 1999 tarihli bir kararla, başvuranlara isnat edilen suçları sabit görmüş

ve birinci başvuranın 20 yıl, ikinci başvuranın ise 11 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına

karar vermiştir.

Mahkeme, mevcut bilgiler ışığında, başvuranların iade edildikleri tarihte, Sözleşme’nin 3.

maddesinde (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) yasaklanan kötü muamele riskiyle

gerçek anlamda karşı karşıya kaldıklarını gösteren somut gerekçelerin mevcut olduğu

kanaatine varamamıştır. Dolayısıyla, Sözleşme’nin 3. maddesi kapsamında herhangi bir

ihlalin söz konusu olmadığına karar vermiştir.

Mahkeme, ayrıca, mevcut bilgileri dikkate alarak, Mahkeme İçtüzüğü’nün 39. maddesi

uyarınca öngörülen geçici tedbirleri uygulamayan Türk Hükümetinin, Sözleşme’nin 34.

maddesi (bireysel başvuru hakkının etkin bir şekilde kullanılması) kapsamındaki

Page 14: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

14

yükümlülüklerini ihlal ettiği kanaatine varmıştır.

Ben Khemais / İtalya

24 Şubat 2009

Tunus’ta terör örgütüne üyelikten gıyaben 10 yıl hapis cezasına mahkûm edilen başvuran, aşırı

İslamcıların faaliyetlerindeki rolü nedeniyle Tunus’a iade edilmiştir. Mahkeme, Mart 2007’de,

Mahkeme İçtüzüğü’nün 39. maddesi (geçici tedbirler) uyarınca, tarafların menfaatleri ve

Mahkeme önündeki yargılamaların sorunsuz şekilde yürütülmesi bakımından, esas hakkında

bir karar verilene kadar, başvuranın sınır dışı edilmesine ilişkin kararın yürütmesinin

durdurulması gerektiğini İtalyan Hükümetine bildirmiştir. Ancak, buna rağmen, başvuran,

Haziran 2008’de sınır dışı edilerek Tunus’a gönderilmiştir.

Mahkeme, başvuranın sınır dışı edilerek Tunus’a gönderilmesi nedeniyle, Sözleşme’nin 3.

maddesinin (işkence ve insanlık dışı ya da kötü muamele yasağı) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Ayrıca, İtalyan Hükümetinin Mahkeme İçtüzüğü’nün 39. maddesi uyarınca

öngörülen tedbiri uygulamamış olması bakımından, Sözleşme’nin 34. maddesi (bireysel

başvuru hakkı) kapsamında bir ihlalin söz konusu olduğuna hükmetmiştir.

Ayrıca bk. 13 Nisan 2010 tarihli Trabelsi / İtalya kararı, 5 Nisan 2011 tarihli Toumi / İtalya

kararı ve 27 Mart 2012 tarihli Mannai / İtalya kararı.

Labsi / Slovakya

15 Mayıs 2012

Bu dava, Fransa’da terör eylemi hazırlığında olmaktan mahkûm edilen Cezayirli bir kişinin,

sığınma talebinin reddedilmesinin ardından Slovakya’dan sınır dışı edilmesine ilişkindir.

Mahkeme, 2008 yılında, İçtüzük’ün 39. maddesi uyarınca, Slovakya Anayasa Mahkemesi

önündeki sığınma davası nihai karara bağlanana kadar başvuranın Cezayir’e gönderilmemesi

şeklinde geçici bir tedbirin uygulanmasını öngörmüş, ancak başvuran, buna rağmen, Nisan

2010’da sınır dışı edilerek Cezayir’e gönderilmiştir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 3 (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı), 13 (etkili başvuru

hakkı) ve 34. (bireysel başvuru hakkı) maddelerinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Mahkeme, özellikle, söz konusu tarihte, terör zanlılarının ciddi anlamda kötü muamele riskiyle

Page 15: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

15

karşı karşıya oldukları ve başvuranın, Mahkeme tarafından öngörülen geçici tedbire aykırı

olarak sınır dışı edilmesinin, şikâyetlerin gerektiği şekilde incelenmesine engel teşkil ettiği

kanaatine varmıştır.

Trabelsi / Belçika

4 Eylül 2014

Bu dava, bir Tunus vatandaşının, Mahkeme tarafından İçtüzük’ün 39. maddesi uyarınca

öngörülen geçici tedbire rağmen, Belçika’dan Amerika Birleşik Devletleri’ne iade edilmesine

ilişkindir. Söz konusu kişi, şu anda ABD’de terör suçundan yargılanmaktadır ve muhtemelen

müebbet hapis cezasına mahkûm edilecektir.

Mahkeme, başvuranın ABD’ye iade edilmesinin, Sözleşme’nin 3. maddesinin (insanlık dışı

veya aşağılayıcı muamele yasağı) ihlaline neden olduğuna karar vermiştir. Mahkeme,

başvuranın ABD’de mahkûm edilebileceği müebbet hapis cezasının indirim yapılamayacak

mahiyette olduğunu, zira ABD hukukunda, bu tür cezaların yeniden incelenmesine imkân

verecek yeterlilikte bir mekanizmanın bulunmadığını ve bu nedenle söz konusu cezanın

Sözleşme’nin 3. maddesi hükümlerine aykırılık teşkil ettiğini belirtmiştir. Mahkeme, ayrıca,

Sözleşme’nin 34. maddesinin (bireysel başvuru hakkı) de ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Mahkemeye göre, Belçika Hükümetinin Mahkeme tarafından bildirilen iade işleminin askıya

alınması kararına uymaması, Sözleşme’nin 3. maddesinde güvence altına alınan ve başvuranın

Mahkemeye başvurarak korumaya çalıştığı hakların korunma düzeyinin geri dönülemez bir

şekilde düşmesine neden olmuş ve başvuranın bireysel başvuruda bulunma hakkına yönelik bir

müdahale teşkil etmiştir.

Gizli “nakil” operasyonları

El-Masri / Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti

13 Aralık 2012 (Büyük Daire Kararı)

Bu dava, Lübnan kökenli bir Alman vatandaşının, gizli bir “nakil” operasyonunun mağduru

olduğuna dair şikâyetlerine ilişkindir. Başvuran, söz konusu operasyon kapsamında

yakalandığını, tecritte tutulduğunu, sorguya çekildiğini, 23 gün boyunca Üsküp’te bir otelde

kötü muameleye maruz bırakıldığını ve ardından Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA)

ajanlarına teslim edildiğini, CIA ajanları tarafından özel bir uçakla Afganistan’da gizli bir

Page 16: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

16

gözaltı merkezine götürüldüğünü ve burada dört aydan daha uzun bir süre boyunca kötü

muameleye maruz bırakıldığını belirtmiştir.

Mahkeme, başvuranın iddialarının “makul şüpheye yer bırakmayacak şekilde” kanıtlandığına

ve başvuranın gerek kendi ülkesinde gerekse yasadışı “nakil” işlemi bağlamında Amerika

Birleşik Devletleri’ne gönderildikten sonra maruz kaldığı işkence ve kötü muameleden, “Eski

Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti’nin” sorumlu olduğuna karar vermiştir.

Mahkeme, başvuranın Üsküp’te bir otelde tutulduğu sırada insanlık dışı ve aşağılayıcı

muameleye maruz bırakılması, Üsküp Havaalanında işkence teşkil edecek şekilde muamele

görmesi, ABD yetkililerine teslim edilmesi ve dolayısıyla Sözleşme’nin 3. maddesine aykırı

muamele görme riskinin tekrar söz konusu olması nedeniyle, Sözleşme’nin 3. maddesinin

(işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Mahkeme, ayrıca, başvuranın kötü muamele iddialarıyla ilgili olarak “Eski Yugoslav

Makedonya Cumhuriyeti” tarafından etkin bir soruşturma yürütülmemiş olması nedeniyle de

Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edildiğine kadar vermiştir.

Mahkeme, aynı zamanda, başvuranın 23 gün boyunca Üsküp’teki otelde alıkonulması ve daha

sonra Afganistan’da esir olarak tutulması ve ayrıca keyfi olarak tutulduğu iddialarına ilişkin

etkin bir soruşturma yürütülmemiş olması nedeniyle Sözleşme’nin 5. maddesinin (özgürlük

ve güvenlik hakkı) ihlal edildiği kanaatine varmıştır.

Mahkeme, son olarak, Sözleşme’nin 8 (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ve 13. (etkili

başvuru hakkı) maddelerinin de ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Al Nashiri / Polonya ve Husayn (Abu Zubaydah) / Polonya

24 Temmuz 2014

Bu iki dava, iki terör zanlısının işkence ve kötü muameleye maruz bırakıldıklarına ve gizli

olarak alıkonulduklarına dair iddialarına ilişkindir. Her iki başvuranda, Polonya’da CIA’e ait

“kara bölgede” tutulduklarını belirtmişlerdir. Başvuranlar, özellikle, CIA tarafından, Stare

Kiejkuty adlı tesiste, gizli bir şekilde, herhangi bir yasal dayanak veya denetim mekanizması

olmaksızın ve aileleriyle hiçbir şekilde görüştürülmeksizin alıkonulmalarına Polonya’nın

bilerek ve isteyerek yardım ettiğini ileri sürmüşlerdir. Birinci başvuran altı, ikinci başvuran

ise dokuz ay boyunca söz konusu tesiste alıkonulduğunu iddia etmiştir. Başvuranlar, gerçek

anlamda kötü muamele görme ve kimseyle görüştürülmeksizin alıkonulma risklerinin

Page 17: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

17

bulunmasına rağmen, Polonya topraklarından, adil bir şekilde yargılanamayacakları bir yetki

alanına gönderilmelerinde Polonya’nın yardımının bulunduğu konusunda şikâyetçi

olmuşlardır. Başvuranlar, son olarak, maruz kaldıkları kötü muamele ve alıkonulma olayları

ve Polonya topraklarından gönderilmeleri ile ilgili olarak, Polonya tarafından etkin bir

soruşturma yürütülmediğinden şikâyet etmişlerdir.

Mahkeme, mevcut delilleri göz önünde bulundurarak, başvuranların Polonya’da

alıkonulduklarına dair iddialarının yeterince inandırıcı olduğu sonucuna varmıştır. Mahkeme,

CIA’in, Polonya topraklarında nakil, gizli alıkoyma ve sorgulama işlemleri ile ilgili

hazırlıkların yapılması ve bu işlemlerin gerçekleştirilmesi konusunda, Polonya’nın CIA ile

işbirliği yaptığı tespitinde bulunmuştur. Mahkeme, başvuranların Polonya topraklarında

alıkonulması konusunda CIA’e yardım eden Polonya’nın, bu şekilde, başvuranların ciddi

anlamda Sözleşme’ye aykırı şekilde muamele görme riski altına girmelerine neden olduğunu

bilmesi gerektiğini belirtmiştir.

Mahkeme, her iki davada da, Polonya’nın Sözleşme’nin 38. maddesi (soruşturmanın etkin

bir şekilde yürütülmesi için gerekli tüm kolaylıkları sağlama yükümlülüğü) kapsamındaki

yükümlülüğünü yerine getirmediğine hükmetmiştir. Ayrıca, her iki davada da,

Sözleşme’nin 3. maddesinin (işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı)

gerek esas gerekse usul yönünden ihlal edildiğine karar vermiştir. Aynı zamanda,

Sözleşme’nin 5 (özgürlük ve güvenlik hakkı), 8 (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı), 13

(etkili başvuru hakkı) ve 6/1 (adil yargılanma hakkı) maddelerinin de ihlal edildiği

kanaatine varmıştır. Mahkeme, son olarak, birinci başvuran yönünden, Sözleşme’nin 2.

maddesinin (yaşam hakkı) ve Sözleşme’ye Ek 6 No.lu Protokol’ün 1. maddesi (ölüm

cezasının kaldırılması) ile bağlantılı olarak Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edildiğine

hükmetmiştir.

Nasr ve Ghali / İtalya

23 Şubat 20163

Bu dava, Mısırlı bir imam olan Abu Omar’ın “olağandışı nakli”, yani CIA ajanları tarafından

İtalyan makamlarının işbirliğiyle kaçırılması, Mısır’a gönderilmesi ve orada aylar boyunca

gizli bir yerde alıkonulmasına ilişkindir. Başvuran, özellikle, İtalyan makamlarının işbirliğiyle

3

İşbu karar, Sözleşme’nin 44. maddesinin 2. fıkrasında (nihai kararlar) öngörülen koşullar çerçevesinde

kesinleşecektir.

Page 18: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

18

kaçırılmış olmasından, nakli ve alıkonulması sırasında kötü muameleye maruz

bırakılmasından, sorumlu kişilerin Devlet sırlarının söz konusu olduğu gerekçesiyle cezasız

kalmasından ve suçlu bulunan ABD vatandaşlarına verilen cezaların, İtalyan makamlarının

iade talebinde bulunmaması nedeniyle uygulanmamasından şikâyetçi olmuştur. Son olarak,

başvuran ve eşi, yani ikinci başvuran, söz konusu kaçırılma ve alıkonulma olayının beş yıldan

uzun bir süre boyunca mecburen ayrı kalmalarına yol açmış olması nedeniyle, özel ve aile

hayatına saygı haklarının ihlal edildiği hususunda şikâyette bulunmuşlardır.

Mahkeme, birinci başvuran yönünden, Sözleşme’nin 3 (işkence ve insanlık dışı veya

aşağılayıcı muamele yasağı), 5 (özgürlük ve güvenlik hakkı) ve 8. (özel hayata ve aile

hayatına saygı hakkı) maddelerinin ve Sözleşme’nin 3, 5 ve 8. maddeleriyle bağlantılı

olarak 13. maddesinin (etkili başvuru hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme,

ikinci başvuran yönünden ise, Sözleşme’nin 3 (işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı

muamele yasağı) ve 8. (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) maddelerinin ve

Sözleşme’nin 3, 5 ve 8. maddeleriyle bağlantılı olarak 13. maddesinin (etkili başvuru

hakkı) ihlal edildiğine hükmetmiştir. Mahkeme, özellikle, dava dosyasındaki tüm delilleri

dikkate alarak, başvuranın İtalya’da kaçırılması ile başlayan ve yurtdışına gönderilmesi ile

devam eden yasadışı nakil operasyonunun mağduru olduğundan İtalyan makamlarının

haberdar oldukları sonucuna varmıştır. Mahkeme, somut davada, sorumluların işledikleri

fiillerin hesabını vermek zorunda kalmamalarını sağlamak amacıyla İtalyan yürütme makamı

tarafından meşru nitelikteki “Devlet sırları” ilkesinin açıkça uygulandığına karar vermiştir.

Mahkeme, soruşturma ve dava sürecinin, sorumluların cezalandırılmasını sağlayamadığı ve

dolayısıyla cezasız kalmalarına neden olduğu kanaatine varmıştır.

Derdest Başvurular

Al Nashiri / Romanya (no. 33234/12)

Başvuru, 18 Eylül 2012 tarihinde Romanya Hükümetine tebliğ edilmiştir

Bu davadaki başvuran, Al Nashiri/Polonya davasındaki (yukarıya bakınız) başvuranla aynı

kişidir. Başvuran, Mahkemeye yaptığı başvurusunda, nakil programından, Romanya

topraklarında bulunan ve kendisinin alıkonulduğu gizli gözaltı bölgesinden ve kendisinin ve

başkalarının sürecin bir parçası olarak maruz bırakıldıkları işkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı

muameleden Romanya’nın haberdar olduğunu ve olması gerektiğini ileri sürmektedir. Ayrıca,

başvuran, Romanya’nın, CIA tarafından alıkonulmasına bilerek ve isteyerek yardım ettiğini

Page 19: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

19

ve şimdiye kadar herhangi bir suistimalin söz konusu olduğunu kabul etmediğini veya bu

konuda gerektiği şekilde soruşturma yürütülmediğini de iddia etmektedir.

Mahkeme, başvuruyu Romanya Hükümetine tebliğ etmiş ve taraflara, Sözleşme’nin 2. (yaşam

hakkı), 3 (işkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı), 5 (özgürlük ve güvenlik

hakkı), 6 (adil yargılanma hakkı), 8 (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı), 10 (ifade

özgürlüğü) ve 13. (etkili başvuru hakkı) maddeleri ile Sözleşme’ye Ek 6 No.lu Protokol (ölüm

cezasının kaldırılması) kapsamında bazı sorular yöneltmiştir.

Abu Zubaydah / Litvanya (no. 46454/11)

Başvuru, 14 Aralık 2012 tarihinde Litvanya Hükümetine tebliğ edilmiştir

Bu davadaki başvuran, Husayn (Abu Zubaydah)/Polonya davasındaki (yukarıya bakınız)

başvuranla aynı kişidir. Başvuran, Mahkeme önünde, Litvanya topraklarında bulunduğu ve

CIA nakil programı kapsamında işletildiği iddia edilen gizli bir gözaltı merkezinde

alıkonulduğunu ve orada kötü muameleye maruz bırakıldığını ileri sürmektedir.

Mahkeme, başvuruyu Litvanya Hükümetine tebliğ etmiş ve taraflara, Sözleşme’nin 3

(işkence, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele yasağı), 5 (özgürlük ve güvenlik hakkı), 8 (özel

hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ve 13. (etkili başvuru hakkı) maddeleri kapsamında bazı

sorular yöneltmiştir.

Sözleşme’nin 5. maddesi (özgürlük ve güvenlik hakkı) kapsamındaki sorunlar

Makul şüphenin varlığı (Madde 5/1(c))

Sözleşme’nin 5. maddesi (özgürlük ve güvenlik hakkı), bir kimsenin, sadece istihbarat toplamak

amacıyla sorguya çekilmek üzere alıkonulmasına izin vermemektedir (en azından, kural olarak,

suç isnadında bulunmak gibi bir niyetin söz konusu olması gerekmektedir).

Fox, Campbell ve Hartley / Birleşik Krallık

30 Ağustos 1990

Page 20: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

20

Başvuranlar, Kuzey İrlanda’da bir polis memuru tarafından, terör zanlılarını 72 saate kadar

gözaltında tutma yetkisine (bu yetki sonradan kaldırılmıştır) istinaden yakalanmışlardır.

Mahkeme, yakalama işlemlerinin, tarafsız bir şekilde değerlendirildiğinde, “kuvvetli şüphe”

temelinde yapıldığına ilişkin yeterli delil bulunmadığı kanaatine vararak, Sözleşme’nin 5/1

(özgürlük ve güvenlik hakkı) maddesinin ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Murray / Birleşik Krallık

28 Ekim 1994

Birinci başvuran, Geçici İrlanda

Cumhuriyet Ordusu (IRA) adına para

toplama şüphesiyle yakalanmıştır.

O’Hara / Birleşik Krallık

16 Ekim 2001

Sinn Fein’in önde gelen üyelerinden biri

olan başvuran, IRA tarafından işlenen bir

cinayete karıştığı şüphesiyle yakalanmıştır.

Mahkeme, her iki davada da, başvuranların terör suçu işledikleri şüphesiyle yakalanmalarının,

terör faaliyetleriyle ilgili toplanan delil ve istihbarata dayalı önceden planlanmış

operasyonların bir parçası olduğu ve “makul gerekçelere dayalı kuvvetli şüphe” standardına

uygun hareket edildiği kanaatine vararak, Sözleşme’nin 5/1 maddesinin (özgürlük ve

güvenlik hakkı) ihlal edilmediğine hükmetmiştir.

Belirsiz bir süre boyunca alıkoyma

A. ve Diğerleri / Birleşik Krallık (no. 3455/05)

19 Şubat 2009 (Büyük Daire Kararı)

Bu dava kapsamındaki 11 başvuran, Dışişleri Bakanlığı tarafından terör suçuna

karıştıklarından şüphelenildiği kaydedilen yabancıların, yüksek güvenlikli koşullarda belirsiz

bir süre boyunca alıkonulmalarına imkân veren yasal bir program kapsamında alıkonulmuş

olmaları hususunda şikâyette bulunmuşlardır.

Mahkeme, başvuranların alıkonulmalarının, Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edildiğine

hükmedilebilecek derecede insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele teşkil edecek seviyeye

ulaşmadığı kanaatine varmıştır.

Mahkeme, aynı zamanda, Birleşik Krallık’tan ayrılmayı tercih eden iki başvuran dışındaki

tüm başvuranlar yönünden Sözleşme’nin 5/1 maddesinin (özgürlük ve güvenlik hakkı) ihlal

Page 21: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

19

edildiğine karar vermiştir. Zira başvuranlar, sınır dışı edilmek amacıyla alıkonulmamışlardır

ve Lordlar Kamarasının kararında da ifade edildiği üzere, terör şüphesiyle belirsiz bir süre

boyunca alıkonulmalarına imkân veren istisnai tedbirler, ülke vatandaşları ile yabancılar

arasında haksız bir ayrımcılığa yol açmıştır.

Mahkeme, ayrıca, somut davada, başvuranların dördü yönünden, haklarında yöneltilen

iddialara etkin bir şekilde itiraz edememiş olmaları nedeniyle Sözleşme’nin 5/4 maddesinin

(tutulmanın kanuna uygun olup olmadığının incelenmesi için mahkemeye başvurma hakkı)

ihlal edildiğine hükmetmiştir. Birleşik Krallık’tan ayrılmayı tercih eden iki başvuran dışındaki

tüm başvuranlar yönünden ise, bahsi geçen ihlaller karşısında uygulanabilir nitelikte tazminat

talep etme hakkının bulunmaması nedeniyle, Sözleşme’nin 5/5 maddesinin ihlal edildiğine

karar vermiştir.

Derhal bir yargıç veya yasayla adli görev yapmaya yetkili kılınmış sair bir görevlinin

huzuruna çıkarılma hakkı

Yakalanan kişi derhal bir yargıç veya başka bir görevli önüne çıkarılmalıdır; bu gereklilik için

“öngörülen süre”, yakalanma “anından” itibaren işlemeye başlar.

Brogan ve Diğerleri / Birleşik Krallık

29 Kasım 1988

Terör zanlısı dört başvuran, Kuzey İrlanda’da polis tarafından yakalanmış, dört gün altı saat

ila altı gün on altı buçuk saat süren sorguları sonrasında haklarında bir suç isnadı

yapılmaksızın veya yargıç huzuruna çıkarılmaksızın salıverilmişlerdir.

Mahkeme, “ivedilik” şartının, dört gün altı saatlik veya daha uzun bir gecikme halinde yerine

getirilemeyeceği kanaatine vararak, Sözleşme’nin 5/3 maddesinin (özgürlük ve güvenlik

hakkı) ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Brannigan ve McBride / Birleşik Krallık

25 Mayıs 1993

Bu davada, Kuzey İrlanda’da polis tarafından yakalanan IRA şüphelisi iki başvurandan

birincisi altı gün on dört saat otuz dakika, ikincisi ise dört gün altı saat yirmi beş dakika

boyunca gözaltında tutulmuştur. Başvuranların ikisi de, özellikle, derhal yargıç huzuruna

çıkarılmamış olmaları hususunda şikâyette bulunmuşlardır.

Page 22: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

20

Mahkeme, Sözleşme’nin 5/3 maddesinin (özgürlük ve güvenlik hakkı) ihlal edilmediğine

karar vermiştir. Mahkeme, Birleşik Krallık’ın, Sözleşme’nin 15. maddesi kapsamında bir acil

durum istisnası getirdiğini belirterek, başvuranların Brogan ve Diğerleri davasına (yukarıya

bakınız) nazaran daha uzun bir süre boyunca tutulmalarının ihlal teşkil etmediğine

hükmetmiştir (bkz. yukarıda sayfa 1).

Makul bir süre içerisinde yargılanma hakkı (Madde 5/3)

Berasategi / Fransa, Esparza Luri / Fransa, Guimon Ep. Esparza / Fransa, Sagarzazu /

Fransa ve Soria Valderrama / Fransa

26 Ocak 2012

Bu beş dava, ETA terör örgütü üyesi olmakla suçlanan tutukluların, birkaç defa uzatılan

tutukluluk sürelerinin uzunluğuna ilişkindir.

Mahkeme, söz konusu beş davada, Sözleşme’nin 5/3. maddesinin (makul bir süre içerisinde

yargılanma hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, özellikle de, dört yıl sekiz ay

ila beş yıl on ay arasında değişen tutukluluk sürelerinin makul olmadığının anlaşıldığını ve bu

sürelerin makul sayılması için bilhassa zorunlu nedenlerin bulunması gerektiğini dikkate

alarak, mevcut bilgiler ışığında, adli makamların gereken ivedilikte hareket etmedikleri

kanaatine varmıştır.

Tutulmanın kanuna uygunluğuna itirazda bulunmak amacıyla yasal yollara

başvurma hakkı (Madde 5/4)

Sher ve Diğerleri / Birleşik Krallık (aynı zamanda aşağıya bakınız, s. 36)

20 Ekim 2015

Bu dava, Pakistan vatandaşı olan başvuranların, terörle mücadele operasyonu kapsamında

yakalanması ve gözaltına alınmasına ilişkindir. Başvuranlar, 13 gün boyunca gözaltında

tutulmuşlar ve herhangi bir suç isnadında bulunulmadan serbest bırakılmışlardır. Bu sürede,

gözaltı sürelerinin uzatılması yönündeki talepler kabul edilmiş ve bu bağlamda, iki kez

mahkeme huzuruna çıkarılmışlardır. Ardından, göçmenlik bürosunun tutulma merkezine

gönderilmişler ve daha sonra Pakistan’a gönüllü olarak dönüş yapmışlardır. Başvuranlar,

özellikle, gözaltı sürelerinin uzatılması izniyle ilgili olarak gerçekleştirilen duruşmalar

hakkında şikâyette bulunmuşlardır. Başvuranlar, bu bağlamda, gözaltı hallerinin devamı

Page 23: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

21

lehine olan bazı delillerin kendilerinden saklandığını ve bu tür duruşmalardan birinin kapalı

oturumda gerçekleştirildiğini ve çok kısa sürdüğünü ileri sürmüşlerdir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 5/4 maddesinin ihlal edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme,

özellikle, Birleşik Krallık makamlarının yakın zamanda bir terör saldırısının

gerçekleştirileceğinden şüphelendikleri ve bu saldırıyı önlemek amacıyla aşırı derecede

karmaşık bir soruşturma başlattıkları kanaatine varmıştır. Mahkeme, terör suçlarının özel bir

kategoriye girdiğini hatırlatarak, Sözleşme’nin 5/4 maddesinin, kapalı duruşma

gerçekleştirilmesini engelleyecek veya kolluk makamları tarafından terörle mücadeleye

yönelik etkin tedbirler alınması konusunda orantısız güçlükler yaratacak şekilde

uygulanamayacağını belirtmiştir. Mahkeme, başvuranların davasında, gözaltı sürelerinin

uzatılması konusunda çekişmeli yargılanma haklarına kısıtlama getirilmesinin, yakın bir terör

saldırısı tehdidinin mevcut olması ve ulusal güvenlik gibi gerekçelerle haklı kılındığı

sonucuna varmıştır. Mahkeme, ayrıca, gözaltı süresinin uzatılması iznine ilişkin

yargılamalarda, keyfilik riskine karşı, açık ve ayrıntılı usul kurallarının belirtildiği yasal bir

çerçeve kapsamında yeterli güvencelerin sağlandığını belirtmiştir.

Tutulmanın kanuna uygun olup olmadığının ivedilikle incelenmesini sağlamak üzere

mahkemeye başvurma hakkı (Madde 5/4)

M.S. / Belçika (no. 50012/08)

31 Ocak 2012

Bu dava, bilhassa El-Kaide terör örgütüyle bağlantısı olduğundan şüphelenilen ve cezası infaz

edilen bir Irak vatandaşının, Belçika topraklarından sınır dışı edilmek üzere alıkonulduğu

sürenin uzatılmasına ilişkindir. Başvuran, Sözleşme’nin 3. maddesine (işkence ve insanlık dışı

veya aşağılayıcı muamele yasağı) dayanarak, Irak’a geri gönderilmiş olmasından şikâyet

etmiştir. Ayrıca, başvuran, ilk olarak Ekim 2007 ila Mart 2009 tarihleri arasında, ikinci olarak

ise Nisan 2010 tarihinden Irak’a iade edildiği Ekim 2010 tarihine kadar, kapalı bir transit

merkezinde keyfi bir şekilde tutulduğunu ve tutulmasının kanuna uygun olup olmadığı

konusunda ivedi bir şekilde karar verilmediğini ileri sürmüştür.

Mahkeme, ilk tutulma süreciyle ilgili olarak, başvuranın, tutulmasının kanuna uygun olup

olmadığı konusunda ivedi bir şekilde karar verilmesini sağlama hakkından faydalanmadığı

kanaatine varmış ve Sözleşme’nin 5/4 maddesinin ihlal edildiğine hükmetmiştir. Mahkeme,

ayrıca, başvuranın ilk olarak 29 Mayıs 2008 ila 4 Mart 2009 tarihleri arasında kapalı bir

Page 24: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

22

transit merkezinde tutulması, 2 Nisan 2010 tarihinde ikinci kez kapalı bir transit merkezine

yerleştirilmesi ve tutulma süresinin 24 Ağustos 2010 tarihine kadar uzatılmasına yönelik

tedbirler alınması bakımından, Sözleşme’nin 5/1 maddesinin (özgürlük ve güvenlik hakkı)

ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Mahkeme, başvuranın Sözleşme’nin 3. maddesi kapsamındaki şikâyetiyle ilgili olarak, söz

konusu maddede işkence ve insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye ya da cezanın,

mağdurun davranışı ne olursa olsun, terörle mücadele gibi en zor şartlar altında dahi, kesin

suretle yasaklandığını yinelemiştir. Mahkeme, somut davanın koşullarında, başvuranın Irak’a

iade edilmiş olması nedeniyle Sözleşme’nin 3. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Sözleşme’nin 6. maddesi (adil yargılanma hakkı) kapsamındaki sorunlar

Heaney ve McGuinness / İrlanda

21 Aralık 2000

İki başvuran, ağır terör suçuna karıştıkları şüphesiyle yakalanmıştır. Polis, başvuranlara,

sessiz kalma hakkına sahip olduklarını bildirdikten sonra, Devlet Aleyhine İşlenen Suçlar

Kanunu’nun (1939 tarihli) 52. maddesi uyarınca, onlardan, söz konusu suçlar işlendiği sırada

neler yaptıklarını anlatmalarını istemiştir. Başvuranlar, anılan 1939 tarihli Kanun’un 52.

maddesinin sessiz kalma haklarının ihlaline neden olduğunu, kendi aleyhine tanıklık etmeme

haklarına aykırılık teşkil ettiğini ve masumiyet karinesi ilkesiyle bağdaşmadığını ileri

sürmüşlerdir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 6/1 (adil yargılanma hakkı) ve 6/2 (masumiyet karinesi)

maddelerinin ihlal edildiğine karar vermiştir. İrlanda Hükümeti tarafından gerekçe

gösterilen güvenlik ve kamu düzeniyle ilgili kaygıların, başvuranların Sözleşme’nin 6/1.

maddesiyle güvence altına alınan sessiz kalma ve kendi aleyhinde tanıklık etmeme haklarının

özüne halel getiren bir ilkeyi haklı kılamayacağı kanaatine varmıştır. Ayrıca, bu maddede

öngörülen hakların, Sözleşme’nin 6/2 maddesiyle güvence altına alınan masumiyet karinesi

ile yakından ilişkili olduğunu dikkate alan Mahkeme, söz konusu maddenin de ihlal edildiğine

hükmetmiştir.

Salduz / Türkiye

27 Kasım 2008 (Büyük Daire Kararı)

Page 25: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

23

Başvuran, henüz reşit değilken, PKK’nın cezaevindeki liderini desteklemek amacıyla

düzenlenen bir gösteriye katıldığı ve bir köprüye yasadışı afiş astığı gerekçesiyle gözaltına

alınmıştır. Ardından, PKK’ya yardım ve yataklık etmekle suçlanmıştır. Somut dava,

başvuranın yaşa bakılmaksızın devlet güvenlik mahkemelerinin yetki alanına giren bir suçtan

dolayı gözaltında bulunduğu sırada avukata erişim hakkının kısıtlanmış olmasına ilişkindir.

Mahkeme, özellikle, başvuranın gözaltındayken avukat yardımından faydalandırılmamış

olması nedeniyle, Sözleşme’nin 6/1 (adil yargılanma hakkı) maddesi ile bağlantılı olarak

6/3(c) maddesinin (kendi seçeceği müdafiinin yardımından faydalanma hakkı) ihlal

edildiğine karar vermiştir.

El Haski / Belçika

25 Eylül 2012

Bu dava, bir Fas vatandaşının, terörist bir grubun faaliyetlerine iştirak ettiği gerekçesiyle

yakalanması ve mahkûm edilmesine ilişkindir. Başvuran, özellikle, adil yargılanma hakkının

ihlal edildiğini, zira aleyhine delil olarak kullanılan ifadelerden bazılarının, Fas’ta,

Sözleşme’nin 3. maddesine (işkence, insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele yasağı) aykırı bir

muameleye maruz bırakılmak suretiyle alınmış olduğunu ileri sürmüştür.

Mahkeme, Sözleşme’nin 6. maddesinin (adil yargılanma hakkı) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Mahkeme, Belçika mahkemelerinin aksine, ifadelerin alındığı ortamdan dolayı,

asliye ceza mahkemesinin söz konusu ifadeleri delil olarak kabul etmemesi için, başvuranın,

bahsi geçen ifadelerin Sözleşme’nin 3. maddesine aykırı bir muameleye maruz bırakılmak

suretiyle alınmış olduğuna dair “gerçek bir riskin” bulunduğunu kanıtlamasının yeterli

olduğuna kanaat getirmiştir. Bu nedenle, Sözleşme’nin 6. maddesi uyarınca, yerel

mahkemelerin, söz konusu ifadeleri, bu tür yöntemler kullanılarak alınmadığından emin

olmadan delil olarak kabul etmemeleri gerektiğini belirtmiştir. Ancak, Mahkeme tarafından

belirtildiği üzere, İstinaf Mahkemesi, başvuranın söz konusu ifadelerin delil sayılmaması

yönündeki talebini reddederken, sadece başvuranın deliller üzerindeki “makul şüpheyi”

ortadan kaldıracak nitelikte “somut bir kanıt” sunmadığını ifade etmiştir.

Abdulla Ali / Birleşik Krallık

30 Haziran 2015

Bu dava, başvuran hakkında bir hava aracını sıvı bomba kullanarak patlatmak amacıyla terör

suikast planı hazırladığı gerekçesiyle başlatılan ceza yargılamalarının adil olmadığı, zira

Page 26: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

24

medyada bu konuda olumsuz haberlere geniş yer verildiği hususunda dile getirilen şikâyete

ilişkindir. Başvuranın cinayete teşebbüs ettiği gerekçesiyle mahkûm edilmesiyle sonuçlanan

davasının ilk duruşmasının ardından, olay basında geniş yer almış, hatta jüri huzurunda dile

getirilmeyen konularla ilgili dahi haberler yapılmıştır. Daha sonrasında, hava aracının uçuşu

esnasında patlayıcı maddeleri patlatmak suretiyle cinayete teşebbüs etme şeklinde daha

belirgin olarak tanımlanan suçla ilgili olarak, yeniden yargılama yapılmasına karar verilmiştir

(jüri, bu hususta ilk duruşmada herhangi bir karara varamamıştı). Başvuran, medyada yer alan

olumsuz haberlerin etkisi nedeniyle, yeniden yargılamanın adil olamayacağını ileri sürmüştür.

Başvuranın iddiası, yeniden yargılamayı yürüten yargıç tarafından reddedilmiş ve başvuran,

yeniden yargılama sonucunda mahkûm edilmiştir. Başvuranın, asgari 40 yıl süreli müebbet

hapis cezasıyla cezalandırılmasına hükmedilmiştir.

Mahkeme, medyada yer alan olumsuz haberlerin, yargılamaların sonucuna halel getirecek ve

başvuranın adil bir şekilde yargılanmasına engel teşkil edecek şekilde jüriyi etkilediğinin

kanıtlanmadığı kanaatine vararak, Sözleşme’nin 6/1 (adil yargılanma hakkı) maddesinin

ihlal edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme, özellikle, medyada olumsuz haberlerin yer

alması durumunda adil yargılamanın sağlanması konusunda Birleşik Krallık’ta uygulanan

yasal çerçevenin, yeniden yargılamayı yürüten yargıç açısından uygun bir rehber niteliği

taşıdığını gözlemlemiştir. Ayrıca, yargıç tarafından atılan adımların yeterli olduğu kanaatine

varmıştır. Dolayısıyla, yargıç, yeniden yargılama süreci öncesinde olumsuz haberlerin

unutulması için yeterli zamanın geçip geçmediğini değerlendirmiş ve davanın sadece

mahkemede sunulan delillere dayanılarak karara bağlanmasının ve tarafsızlığın önemi

konusunda jüriye dikkatli bir şekilde talimat verilmesi gerektiğini kabul etmiştir. Yargıç,

sonrasında, usule uygun ve açık bir şekilde talimat vermiş ve bu talimatlara başvuran

tarafından herhangi bir itiraz yöneltilmemiştir. Akabinde, jürinin yeniden yargılama sürecinde

birden fazla sanık hakkında farklı hükümler vermiş olması, jürinin muhakeme gücüne sahip

olduğuna güvenilebileceği ve davanın sadece mahkemede sunulan delillere dayanılarak adil

bir şekilde karara bağlanması yönündeki talimatlarına uyulduğu kanaatine varan yargıcın bu

tespitini desteklemiştir.

Derdest başvurular

Ibrahim ve Diğerleri / Birleşik Krallık (no. 50541/08, 50571/08, 50573/08 ve 40351/09)

16 Aralık 2014 - Dava Haziran 2015’te Büyük Daireye gönderilmiştir.

Page 27: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

25

21 Temmuz 2005 tarihinde, Londra’nın toplu taşıma sistemine dört bomba yerleştirilmiş,

ancak söz konusu bombalar patlamamıştır. Olayın failleri olay yerinden kaçmışlar ve polis

tarafından derhal bir inceleme başlatılmıştır. İlk üç başvuran, bombalardan üçünü

yerleştirdikleri şüphesiyle gözaltına alınmıştır. Dördüncü başvuran ise, başlangıçta saldırılarla

ilgili olarak tanık sıfatıyla ifade vermiş, ancak daha sonradan, başarısızlıkla sonuçlanan

saldırının ardından bombacılardan birine yardım ettiği anlaşıldığından, yazılı ifadesi

alındıktan sonra gözaltına alınmıştır. Dört başvuran da suçlu bulunmuştur. Dava,

başvuranların avukata erişimlerinin geçici bir süre geciktirilmesi ve avukatlarının yokluğunda

alınan ifadelerinin yargılamalar sırasında delil olarak kabul edilmesine ilişkindir. İlk üç

başvuran açısından, gözaltına alınmalarının ardından; dördüncü başvuran açısından ise, ceza

gerektiren bir suça iştirak etmiş olabileceğinden şüphelenilmesinin ardından gözaltına

alınması öncesinde avukata erişimin geciktirilmesi durumu söz konusu olmuştur.

Mahkeme, 16 Aralık 2014 tarihinde verdiği kararda, bire karşı altı oyla, Sözleşme’nin 6.

maddesinin 1 ve 3(c) fıkralarının (adil yargılanma ve müdafii yardımından faydalanma

hakkı) ihlal edilmediğine hükmetmiştir. Mahkeme, dört başvuranın ilk kolluk ifadeleri

sırasında, kamu güvenliği açısından son derece ciddi ve yakın bir tehdidin, yani başka

saldırıların da gerçekleştirilme riskinin bulunduğu ve bu tehdit dolayısıyla, başvuranların

avukata erişimlerinin geçici bir süre geciktirilmesini haklı kılan mücbir sebeplerin söz konusu

olduğu kanısına varmıştır. Daire, ayrıca, başvuranların avukata erişim sağlamalarına izin

verilmeden polise verdikleri ifadelerin yargılamalar sırasında kabul edilmesinin, adil

yargılanma haklarına haksız bir şekilde halel getirildiği anlamına gelmediği sonucuna

varmıştır. Daire, başvuranların her birinin davasında uygulanan iç hukuktaki yasal çerçeve

kapsamında öngörülen güvenceleri, ifadelerin alındığı sırada içinde bulunulan koşulları ve

ifadelerin güvenilirliğini, yargılamalarda sağlanan usuli güvenceleri ve özellikle de ifadelere

itiraz imkânının mevcut oluşunu ve iddia makamı tarafından sunulan diğer kuvvetli delilleri

dikkate almıştır. Daire, aynı zamanda, kolluk ifadesinde kendisini suçlayıcı beyanlarda

bulunan dördüncü başvuranın, avukatla görüştüğünde dahi ifadesini geri çekmediğini ve bu

ifadenin yargılamalar sırasında kullanılmaması yönünde bir talepte bulunana kadar,

savunmasında söz konusu ifadeye dayanmaya devam ettiğini vurgulamıştır.

Dava, 1 Haziran 2015 tarihinde başvuranlardan ikisinin (Omar (no. 50573/08) ve

Abdurahman (no. 40351/09)) talebi üzerine Büyük Daireye gönderilmiştir.

Page 28: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

26

Mahkeme, 25 Kasım 2015 tarihinde, bu dava kapsamında bir Büyük Daire duruşması

gerçekleştirmiştir.

Gulamhussein ve Tariq / Birleşik Krallık (no. 46538/11 ve 3960/12)

Başvurular, 7 Mart 2012 tarihinde Birleşik Krallık Hükümetine tebliğ edilmiştir

Başvuranlar, terör faaliyetlerine karıştıkları şüphesiyle İçişleri Bakanlığındaki görevlerinden

alınmışlardır. Görevden alınma kararına karşı açtıkları itiraz davalarında, çok az açıklamada

bulunulmuş ve ikinci başvuranın davasında, İş Mahkemesi tarafından özel bir müdafaa usulü

uygulanmıştır. Başvuranlar, özellikle, silahların eşitliği ilkesinin ve duruşmaya katılma ve

gerekçeli karar haklarının ihlal edildiğinden şikâyetçidirler.

Mahkeme, başvuruları Birleşik Krallık Hükümetine tebliğ etmiş ve taraflara Sözleşme’nin 6/1

maddesi (adil yargılanma hakkı) kapsamında bazı sorular yöneltmiştir.

Sözleşme’nin 7. maddesi (kanunsuz ceza olmaz) kapsamındaki sorunlar

Del Río Prada / İspanya

21 Ekim 2013 (Büyük Daire Kararı)

Bu dava, terör suçundan mahkûm edilen bir kişinin, hakkında ceza hükmü verildikten sonra,

İspanya Yüksek Mahkemesi tarafından kabul edilen “Parot doktrini” olarak bilinen yeni bir

yaklaşıma dayalı olarak nihai tahliyesinin ertelenmiş olmasına ilişkindir. Başvuran, Yüksek

Mahkemenin, ceza affıyla ilgili içtihadında bir değişiklik yaparak, söz konusu doktrini,

hakkında ceza hükmü verildikten sonra geriye yürür şekilde uyguladığı hususunda şikâyette

bulunmuştur. Ayrıca, “kanuna uygunluk” ve “kanunla öngörülen bir usul” şartlarına aykırı

şekilde alıkonulduğunu ileri sürmüştür.

Mahkeme, Sözleşme’nin 7. maddesinin (kanunsuz ceza olmaz) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Ayrıca, başvuranın, 3 Temmuz 2008 tarihinden bu yana cezaevinde tutulmaya

devam etmesinin, kanuna ve Sözleşme’nin 5/1 maddesine (özgürlük ve güvenlik hakkı)

aykırı olduğu kanaatine varmıştır. Son olarak, Sözleşme’nin 46. maddesine (kararların

bağlayıcılığı ve infazı) dayanarak, İspanya’nın, başvuranın en kısa zamanda serbest

bırakılmasını sağlaması gerektiğine hükmetmiştir.

Page 29: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

27

Mahkeme, başvuranın İspanya Yüksek Mahkemesi’nin Şubat 2006’da kabul ettiği eski

içtihadında değişiklik yapacağını veya bu yaklaşım değişikliğinin kendisini de etkileyeceğini

ve tahliyesinin 2 Temmuz 2008 tarihinden 27 Haziran 2017 tarihine erteleneceğini (yani

neredeyse dokuz yıllık bir erteleme) öngörmesinin mümkün olmadığı kanaatine varmıştır. Bu

nedenle, başvuranın, hakkında mahkûmiyet kararı verildiği tarihte yürürlükte olan İspanya

hukuk sistemi uyarınca olması gerekenden daha uzun süre boyunca cezaevinde kaldığını

belirtmiştir. Dolayısıyla, başvuranın en kısa zamanda serbest bırakılmasını sağlama

yükümlülüğünün İspanya makamlarına ait olduğunu ifade etmiştir.

Sözleşme’nin 8. maddesi (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) kapsamındaki

sorunlar

Sabanchiyeva ve Diğerleri / Rusya

6 Haziran 2013

Bu dava, Rus makamlarının, Çeçen isyancıların cesetlerini ailelerine teslim etmemelerine

ilişkindir. Başvuranlar, özellikle, terör yasası uyarınca, yakınlarının cesetlerinin yetkili

makamlar tarafından kendilerine teslim edilmemesinden şikâyetçi olmuşlardır.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ve bu

maddeyle bağlantılı olarak 13. maddesinin (etkili başvuru hakkı) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Cesetlerin, ailelerine teslim edilmesinin doğrudan reddedilmesi neticesinde, defin

işlemleri sırasında meydana gelebilecek kargaşanın önlenmesi ve terör kurbanlarının

yakınlarının duygularının zedelenmesine engel olunması şeklindeki haklı amaç ile

başvuranların, yakınlarını bir cenaze töreniyle veya mezarlıkta son yolculuklarına uğurlama

hakları arasında adil bir denge kurulamamıştır. Mahkeme, Devletin terör konusunda yaşadığı

zorlukları tamamen kabul etmekle birlikte, cesetlerin teslim edilmesinin doğrudan reddedilmiş

olmasının, makamların ölen her bireyin ve aile fertlerinin kişisel durumunu gerektiği şekilde

dikkate alma yükümlülükleriyle bağdaşmadığı kanaatine varmıştır. Mahkemeye göre, bu

şekilde bireyselleştirilmiş bir yaklaşımda bulunulmamış olması nedeniyle, uygulanan tedbir,

ölen kişilerin işledikleri terör suçunun başvuranlara yüklenmesine yol açmıştır.

Mahkeme, ayrıca, başvuranların yakınlarının cesetlerinin teşhis edilmek üzere saklanma

koşulları bakımından Sözleşme’nin 3. maddesinin (insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele)

ihlal edilmediğine karar vermiştir. Aynı zamanda, Sözleşme’nin 38/1(a) (davanın

Page 30: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

28

incelenmesi için gerekli tüm kolaylıkları sağlama yükümlülüğü) maddesi kapsamında da

herhangi bir ihlalin söz konusu olmadığına hükmetmiştir.

Ayrıca bk. 16 Ocak 2014 tarihli Abdulayeva / Rusya, Kushtova ve Diğerleri / Rusya,

Arkhestov ve Diğerleri / Rusya ve Zalov ve Khakulova / Rusya kararları

Terör Mağdurları

Devletler, yetki alanlarında bulunan herkesin terör eylemleri karşısında temel haklarını korumak

için gerekli tedbirleri almakla yükümlüdürler.4

Sözleşme’nin 2. maddesi (yaşam hakkı) kapsamındaki sorunlar

Finogenov ve Diğerleri / Rusya

20 Aralık 2011

Bu dava, Moskova’da bulunan “Dubrovka” tiyatrosunun Ekim 2002’de ayrılıkçı Çeçenler

tarafından ele geçirilmesi ve gaz kullanmak suretiyle teröristlerin bertaraf edilmesi ve

rehinelerin kurtarılması kararına ilişkindir.

Mahkeme, rehine krizini güç ve gaz kullanarak çözüme kavuşturma kararı bakımından

Sözleşme’nin 2. maddesinin (yaşam hakkı) ihlal edilmediğine karar vermiştir. Ayrıca,

kurtarma operasyonunun yeterince planlanmadan uygulanması bakımından ve yetkili

mercilerin rehine operasyonunun planlanması ve uygulanmasında ihmallerinin bulunduğu ve

rehinelere tıbbi destek sağlanmadığı iddiaları ile ilgili olarak, Sözleşmenin 2. maddesinin

ihlal edildiğine hükmetmiştir.

Derdest Başvurular

Tagayeva ve Diğerleri / Rusya (no. 26562/07 ve altı diğer başvuru)

9 Haziran 2015 tarihinde, davanın kısmen kabul edilebilir, kısmen kabul edilemez olduğuna, kısmen de kayıttan

düşürülmesine karar verilmiştir.

Bu dava, Kuzey Osetya’nın (Rusya) Beslan kasabasındaki bir okulda Eylül 2004’te

gerçekleştirilen ve 180’i çocuk 330 sivilin hayatını kaybettiği bir terör saldırısına ilişkindir.

Başvuranlar, özellikle, Devletin, mağdurları yaşamlarıyla ilgili bilinen risklerden koruma

yükümlülüğünü yerine getirmediğini, olaylarla ilgili etkin bir soruşturma yürütülmediğini, 4 Bk. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından 11 Temmuz 2002 (I) tarihinde kabul edilen “İnsan Hakları

ve Terörle Mücadele Hakkında Kılavuz İlkeler”

Page 31: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

29

görüşmelerin ve kurtarma operasyonunun planlanması ve denetiminin pek çok açıdan yetersiz

olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bazı başvuralar, ayrıca, meydana gelen ölümlerin, yetkililerin

orantısız güç kullanımından kaynaklandığını iddia etmişlerdir.

Mahkeme, 12 Nisan 2012 tarihinde, başvuruları Rus Hükümetine tebliğ etmiş ve Hükümete,

Sözleşme’nin 2 (yaşam hakkı), 3 (işkence, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele yasağı), 6

(adil yargılanma hakkı), 8 (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı), 10 (ifade özgürlüğü) ve

13. (etkili başvuru hakkı) maddeleri kapsamında bazı sorular yöneltmiştir.

Mahkeme, 14 Ekim 2014 tarihinde, bu dava kapsamında bir Daire duruşması

gerçekleştirmiştir.

Mahkeme, 9 Haziran 2015 tarihinde verdiği kararda, dört kişiyi başvuru listesinden çıkarmış

ve 51 başvuran tarafından Sözleşme’nin 2 ve 13. maddeleri kapsamında yapılan başvuruları

kabul edilemez bulmuştur. Ayrıca, esasa halel getirmeksizin, diğer başvuranların

Sözleşme’nin 2 (esas ve usule ilişkin yükümlülükler) ve 13. maddeleri kapsamında dile

getirdikleri şikâyetlerin kabul edilebilir olduğuna5 ve bazı başvuranların Sözleşme’nin 3, 6, 8

ve 10. maddeleri kapsamındaki şikâyetlerinin ise kabul edilemez olduğuna karar vermiştir.

Sözleşme’nin 6. maddesi (adil yargılanma hakkı) kapsamındaki sorunlar

Association SOS Attentats ve de Boërv / Fransa

4 Ekim 2006 (Büyük Daire Kararı – kabul edilebilirlik hakkında karar)

Birinci başvuran, üyeleri terör kurbanı olan bir örgüttür. İkinci başvuranın kız kardeşi,

1989’da düzenlenen bir terör saldırısında, Fransız UTA Havayollarına ait bir uçağın Tenere

çölü üzerinde seyrederken havada infilak etmesi sonucu hayatını kaybeden, aralarında pek

çok Fransız vatandaşının yer aldığı 170 mağdurdan biridir. Başvuranlar, özellikle

Sözleşme’nin 6/1. (adil yargılanma hakkı) maddesine dayanarak, diğer hususların yanı sıra,

Fransız Yargıtay’ının, Albay Kaddafi’nin yargı dokunulmazlığı bulunduğu yönündeki

kararının, mahkemeye erişim haklarının ihlaline neden olduğunu ileri sürmüşlerdir. Başvuru

yapıldıktan sonra, yeni bir husus Mahkemenin dikkatine sunulmuştur. 9 Ocak 2004 tarihinde,

Kaddafi Uluslararası Yardım Vakfı, mağdurların aileleri ve Resmi Mevduat Bankası arasında,

170 mağdurun ailelerinin, “uçağın infilak etmesiyle ilgili olarak herhangi bir Fransız

5 Kabul edilebilir olduğuna karar verilen bu şikâyetler, daha sonraki bir aşamada karara bağlanacaktır

Page 32: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

30

mahkemesinde veya uluslararası bir mahkemede ceza davası açma haklarından feragat

etmeleri” karşılığında bir milyon Amerikan doları alacaklarına dair bir anlaşma imzalanmıştır.

Mahkeme, Fransız Hükümeti tarafından ileri sürüldüğü gibi, 2004 yılında imzalanan söz

konusu anlaşmanın, Sözleşme’nin 37/1 (kayıttan düşme) maddesi uyarınca, başvurunun

kayıttan düşürülmesine karar vermeyi gerektirip gerektirmediğini tespit etmeye çalışmıştır.

Mahkeme, 2004 yılında imzalanan anlaşmanın sonucunu ve şartlarını ve bunlarla birlikte,

ikinci başvuranın, altı Libyalı yetkilinin sorumluluğunun bulunup bulunmadığı konusunda bir

karar verilmesini sağlamış olduğunu dikkate alarak, başvurunun, Sözleşme’nin 37/1(c)

maddesi kapsamında incelenmeye devam edilmesini haklı kılan bir gerekçenin

bulunmadığı kanaatine varmıştır. Mahkeme, Sözleşme ile güvence altına alınan insan

haklarına saygı ilkesi bağlamında başvurunun incelenmeye devam edilmesini gerektiren

herhangi bir özel durum bulunmadığı gerekçesiyle, başvurunun kayıttan düşürülmesine

karar vermiştir.

Terörün Önlenmesi

Devletler tarafından terörle mücadele konusunda alınan tüm tedbirlerde insan hakları ve hukukun

üstünlüğü gözetilmeli; hiçbir keyfiliğe, ayrımcı veya ırkçı muameleye yer verilmemelidir ve bu

tedbirler gerektiği gibi denetlenmelidir.6

Yaşam hakkı ve nefsi veya başkasını müdafaa amacıyla güç kullanımı

Sözleşme’nin 2/2 maddesinde (yaşam hakkı), meşru müdafaa halinde güç kullanımının, ancak

“mutlak zorunlu” olması durumunda haklı kılınacağı belirtilmektedir.

McCann ve Diğerleri / Birleşik Krallık

27 Eylül 1995

Üzerlerinde uzaktan kumandalı bomba infilak düzeneği bulunduğundan şüphelenilen Geçici

IRA üyesi üç kişi, Cebelitarık’ta Özel Hava Kuvvetleri askerleri tarafından vurularak

öldürülmüştür. Söz konusu kişilerin mülklerinin temsilcileri olan başvuranlar, bu kişilerin

güvenlik güçleri tarafından öldürülmesinin, Sözleşme’nin 2. maddesi (yaşam hakkı)

anlamında bir ihlal teşkil ettiğini ileri sürmüşlerdir.

6 Bk. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından 11 Temmuz 2002 (II) tarihinde kabul edilen “İnsan Hakları

ve Terörle Mücadele Hakkında Kılavuz İlkeler”

Page 33: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

31

Mahkeme, operasyonun şüphelilerin ölümüyle neticelenmeyecek biçimde planlanmasının ve

yürütülmesinin mümkün olduğu kanaatine vararak, Sözleşme’nin 2. maddesinin (yaşam

hakkı) ihlal edildiğine karar vermiştir.

Armani da Silva / Birleşik Krallık

30 Mart 2016 (Büyük Daire)

Bu dava, polis tarafından bir intihar bombacısıyla karıştırılarak vurulan bir Brezilya vatandaşı

ile ilgilidir. Ölen kişinin kuzeni olan başvuran, kuzeninin ölümüne ilişkin olarak yürütülen

soruşturma sonunda herhangi bir kişi hakkında kovuşturma başlatılmasına yer olmadığına

karar verilmiş olması nedeniyle, Devletin, kuzeninin ölümü konusunda, Devlet görevlilerinin

hesap vermelerini sağlama yükümlülüğünü yerine getirmediği hususunda şikâyette

bulunmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’nin 2. maddesinin (yaşam hakkı – soruşturma) ihlal edilmediğine

karar vermiştir. Mahkeme, yargılamaları bir bütün olarak değerlendirerek, Birleşik Krallık

makamlarının, Sözleşme’nin 2. maddesi kapsamında, başvuranın kuzeninin vurulması olayına

ilişkin olarak, sorumluların tespit edilmesini ve gerekirse cezalandırılmasını sağlayacak

nitelikte etkin bir soruşturma yürütülmesini sağlama yükümlülüklerini yerine

getirmediklerinin söylenemeyeceği kanaatine varmıştır. Mahkeme, özellikle, yetkililerin söz

konusu olaydaki sorumluluklarıyla ilgili olarak her açıdan son derece kapsamlı bir soruşturma

yürütüldüğünü vurgulamıştır. Gerek olayla ilgisi bulunan polis memurlarının şahsi

sorumlulukları gerekse emniyet teşkilatının kurumsal sorumluluğuyla ilgili olarak, tahkikat

sırasında, Bağımsız Polis Şikâyet Komisyonu, Kraliyet Savcılık Teşkilatı, Asliye Ceza

Mahkemesi ve sorgu yargıcı ve jüri tarafından derinlemesine inceleme yapılmıştır. Herhangi

bir kişi hakkında kovuşturma başlatılmasına yer olmadığına dair karar, soruşturma

kapsamındaki herhangi bir aksaklık sebebiyle verilmemiştir veya Devletin kanuna aykırı

fiilleri örtbas ettiği veya bunlara müsamaha gösterdiği anlamına gelmemektedir. Kapsamlı bir

soruşturmanın ardından, savcı tarafından dava konusu tüm olayların değerlendirilmesi ve

herhangi bir kişi hakkında soruşturma başlatılabilmesi için yeterli delilin bulunmadığı

kanaatine varılması neticesinde böyle bir karar verilmiştir.

Kişinin özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı hakkına müdahale

teşkil eden tedbirler

Klass ve Diğerleri / Birleşik Krallık

Page 34: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

32

6 Eylül 1978

Bu davada, beş Alman avukat, yetkili mercilere, yazışmalarını ve telefon görüşmelerini

sonradan kendilerine haklarında alınan bu tedbirlere ilişkin bilgi vermeksizin takip etme

yetkisi tanıyan Alman mevzuatıyla ilgili şikâyette bulunmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal

edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme, son derece gelişmiş casusluk ve terör yöntemlerine

dikkat çekerek, gizli teknik takibin yapılmasına imkân veren mevzuatın, istisnai koşullarda,

ulusal güvenlik gerekçesiyle ve/veya kargaşa ya da suçun önlenmesi açısından “demokratik

bir toplumda gereklilik arz ettiği” kanaatine varmıştır.

İçyer / Türkiye

12 Ocak 2006 (kabul edilebilirlik hakkında karar)

Bu dava, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’la

kurulan komisyona başvuru yolunun etkin olup olmadığına ilişkindir. Başvuran, özellikle

Sözleşme’nin 8. maddesine (özel hayata ve aile hayatına ve konuta saygı hakkı) ve 1 No.lu

Protokol’ün 1. maddesine (mülkiyetin korunması) dayanarak, Türk makamlarının, bölgedeki

terör faaliyetleri nedeniyle 1994 yılında ayrılmak zorunda bırakıldığı köyüne geri dönmesine

izin vermemiş olmaları hususunda şikâyette bulunmuştur.

Mahkeme, başvuranın şu an köyüne dönmesine mani hiçbir durumun olmadığını kaydederek,

başvurunun kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Ayrıca, başvuranın, mülküne erişimine

yetkililerce izin verilmemiş olması nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararla ilgili olarak, 27

Temmuz 2004 tarihli yeni Tazminat Kanunu uyarınca, ilgili tazminat komisyonuna

başvurarak tazminat talep etme hakkının bulunduğu anlaşılmıştır.

Ayrıca bk. kabul edilebilirlik hakkında, 28 Haziran 2011 tarihli Akbayır ve Diğerleri /

Türkiye, Fidanten ve Diğerleri / Türkiye, Bingölbalı ve 54 diğer başvuru / Türkiye ve

Boğuş ve 91 diğer başvuru / Türkiye kararları.

Gillan ve Quinton / Birleşik Krallık

12 Ocak 2010

Bu dava, Birleşik Krallık’ta, 2000 tarihli Terör Yasasının 44-47. maddeleri gereğince polise

verilmiş olan, bir kişiyi makul suç şüphesi olmaksızın durdurma ve arama yetkisine ilişkindir.

Page 35: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

33

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ihlal

edildiğine hükmetmiştir. 2000 tarihli Yasa’nın 44 ve 45. maddelerinde tanımlanan izin ve

onay verme yetkilerinin ve durdurma ve arama yetkilerinin sınırlarının yeterince

belirlenmediği ve bu yetkilerin kötüye kullanılmasına karşı yeterli yasal güvencenin

sağlanmadığı kanaatine varmıştır. Bu nedenle, söz konusu yetkilerin, “kanuna uygun

olmadığına” karar vermiştir.

Nada / İsviçre

12 Eylül 2012 (Büyük Daire Kararı)

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları uyarınca, İsviçre Federal Taliban Yönetmeliği

çıkarılmıştır. Bu kapsamda, Mısır vatandaşı olan başvuranın, Birleşmiş Milletler Yaptırım

Komitesi tarafından hazırlanan, Taliban ve El Kaide ile bağlantısı olduğundan şüphelenilen

kişilerin belirtildiği listeye alınmış olması nedeniyle, İsviçre’ye girişi ve İsviçre’den geçişi

yasaklanmıştır. Başvuran, etrafı İsviçre’nin Ticino Kantonu ile çevrili olan ve İtalya’nın geri

kalan kısmından bir göl ile ayrılan, 1.6 km2 yüzölçümüne sahip bir yerleşim bölgesinde

yaşamını sürdürmektedir. Başvuran, getirilen kısıtlama nedeniyle, yaşadığı bölgeden

ayrılmasının ve dolayısıyla arkadaşları ve ailesiyle görüşmesinin zorlaştığını ve yaşadığı

sağlık sorunlarıyla ilgili tedavi imkânlarından yeterince faydalanamaması neticesinde sıkıntı

yaşadığını ileri sürmüştür. Ayrıca, üzerine atılı suçlamaların asılsız olduğunun, İsviçreli

soruşturma görevlileri tarafından tespit edilmiş olmasına rağmen, isminin listeden

çıkarılmasını sağlamakta zorluk yaşadığını belirtmiştir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata ve aile hayatına saygı hakkı) ve bu

maddeyle bağlantılı olarak 13. maddesinin (etkili başvuru hakkı) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Mahkeme, özellikle, İsviçre’nin, sadece Güvenlik Konseyi kararlarının

bağlayıcılığına itimat etmektense, kendi takdir yetkisi çerçevesinde, söz konusu yaptırım

yöntemini başvuranın kişisel durumuna uyarlayacak şekilde, muhtemel tüm tedbirleri alması

gerektiği kanaatine varmıştır. Ayrıca, Mahkeme, başvuranın isminin listeden çıkarılması için

etkin bir yöntemin sunulmadığını ve dolayısıyla haklarının ihlal edilmesiyle ilgili olarak

başvurabileceği herhangi bir hukuk yolunun bulunmadığını belirtmiştir. Mahkeme, son

olarak, İsviçre Federal Mahkemesi gibi, başvuranın, İsviçre’ye girişinin ve İsviçre’den

geçişinin yasaklanması nedeniyle, Sözleşme’nin 5/1 maddesi anlamı dahilinde

“özgürlüğünden yoksun bırakılmadığı” kanaatine vararak, Sözleşme’nin 5. maddesi

Page 36: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

34

(özgürlük ve güvenlik hakkı) kapsamında dile getirilen şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna

karar vermiştir.

Sher ve Diğerleri / Birleşik Krallık (aynı zamanda yukarıya bakınız, s. 22)

20 Ekim 2015

Bu dava, Pakistan vatandaşı olan başvuranların, terörle mücadele operasyonu kapsamında

yakalanması ve gözaltına alınmasına ilişkindir. Başvuranlar, özellikle, gözaltı sırasında

evlerinde yapılan aramalar konusunda şikâyette bulunmuşlardır.

Mahkeme, Sözleşme’nin 8. maddesinin (özel hayata, aile hayatına ve konuta saygı hakkı)

ihlal edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme, özellikle, terörle mücadele kapsamında ve

durumun aciliyeti gereği, nispeten geniş kapsamlı olarak çıkarılan bir arama kararı uyarınca

başvuranların evlerinde arama yapılmasının haklı gerekçelere dayandığı kanaatine varmıştır.

Mahkeme, ayrıca, yargıç tarafından çıkarılan arama kararlarıyla ilgili olarak, başvuranların

söz konusu kararların makul gerekçelere dayanmadığı yönünde bir beyanda bulunmalarına

imkân tanınmamış olmasına rağmen, bu hususta keyfilik riskine karşı yeterli güvencelerin

sağlandığı sonucuna varmıştır.

Szabó ve Vissy / Macaristan

12 Ocak 20167

Bu dava, 2011 yılında kabul edilen, terörle mücadele kapsamında gizli takip yapılmasına

ilişkin Macar mevzuatına ilişkindir. Başvuranlar, özellikle, Macaristan’da uygulanan gizli

takibe ilişkin yasal çerçeve kapsamında (yani, Madde 7/E(3) – Takip), ulusal güvenlik

gerekçesiyle, haklarına müdahale teşkil eden haksız ve orantısız tedbirlere maruz

bırakılabilecekleri hususunda şikâyette bulunmuşlardır. Başvuranlar, bilhassa, söz konusu

yasal çerçevenin, özellikle de adli kontrol imkânının bulunmaması sebebiyle, suistimale açık

olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Mahkeme, bu davada, Sözleşme’nin 8. maddesinin ihlal edildiğine karar vermiştir.

Mahkeme, yakın zamanda meydana geleceğine dair istihbarat alınan olaylarda, hükümetler

tarafından iletişimin geniş çaplı olarak takibinin de aralarında yer aldığı son teknoloji

yöntemlere başvurulmasının, günümüzde yaşanan terör olaylarının çeşitlerinin doğal bir

sonucu olduğunu kabul etmiştir. Ancak, Mahkeme, söz konusu mevzuatta suistimali

7 İşbu karar, Sözleşme’nin 44. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen koşullar çerçevesinde kesinleşecektir.

Page 37: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

35

önlemeye yönelik yeterli güvencelerin bulunduğu konusunda ikna olmamıştır. Mahkeme,

özellikle de, operasyonun asıl kapsamı dışında bulunan kişilerle dahi ilgili olsa büyük çapta

veri elde edilmesini sağlayabilecek yeni teknolojiler sayesinde, uygulanan tedbirlerin,

Macaristan’da bulunan hemen herkesi kapsayabileceğini belirtmiştir. Mahkeme, ayrıca, bu tür

tedbirlerle ilgili karar verme yetkisinin tamamen yürütme organlarının elinde olduğunu ve bu

tür kararların, iletişimin takip edilmesine mutlak suretle gerek olup olmadığına dair

değerlendirme yapılmaksızın ve adli önlemler bir yana, düzeltici önlemler dahi alınmaksızın

verildiğini belirtmiştir. Mahkeme, aynı zamanda, Sözleşme’nin 13. maddesinin, iç hukukun

durumuyla ilgili olarak başvurulabilecek bir hukuk yolunun mevcut olmasını gerektirdiği

şeklinde yorumlanamayacağını hatırlatarak, 8. maddeyle birlikte değerlendirildiğinde 13.

maddenin (etkili başvuru hakkı) ihlal edilmediğine karar vermiştir.

Din özgürlüğüne yönelik müdahaleler

Güler ve Uğur / Türkiye

2 Aralık 2014

Bu dava, başvuranların, güvenlik güçleri tarafından öldürülen yasadışı bir örgütün (PKK) üç

üyesi anısına bir siyasi parti binasında düzenlenen dini bir törene katılmış olmaları nedeniyle,

terör örgütü lehine propaganda yaptıkları gerekçesiyle mahkûm edilmelerine ilişkindir.

Başvuranlar, haklarında verilen mahkûmiyet kararının, sadece dini adetlerinin aleni olarak

yerine getirilmesinden ibaret olan dini bir törene katılmış olmalarına dayandığını ileri

sürmüşlerdir. Ayrıca, Terörle Mücadele Kanunu’nun lafzına dayanarak, mahkûmiyetlerinin

yeterince öngörülebilir olmadığını belirtmişlerdir.

Mahkeme, anısına tören düzenlenen kişilerin yasadışı bir örgütün üyeleri olduğuna ve törenin,

yasadışı örgütün sembollerinin bulunduğu siyasi bir parti binasında düzenlenmiş olduğunu

dikkate almaksızın, başvuranlara verilen hapis cezasının, dinlerini açıklama özgürlüklerine

yönelik bir müdahale anlamına geldiği kanısına varmıştır. Mahkeme, somut davada, söz

konusu müdahalenin “yasayla öngörülmediği”, zira müdahalenin dayandırıldığı iç hukuk

hükmünün açıklık ve öngörülebilirlik koşullarını karşılamadığı kanısına vararak,

Sözleşme’nin 9. maddesinin (düşünce, vicdan ve din özgürlüğü) ihlal edildiğine

hükmetmiştir.

İfade özgürlüğüyle ilgili sorunlar

Purcell ve Diğerleri / İrlanda

Page 38: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

36

16 Nisan 1991 (Avrupa İnsan Hakları Komisyonu8 kararı)

Brind / Birleşik Krallık

9 Mayıs 1994 (Komisyon kararı)

Bu davalarda, başvuranlar, Sözleşme’nin 10. maddesine (ifade özgürlüğü) dayanarak, IRA

gibi terör örgütlerini temsil eden veya destekleyen kişilerle ilgili röportajlara/haberlere veya

bu kişilerin söyleyecekleri her türlü söze kısıtlama getiren kararlar/tebliğler ile ilgili şikâyette

bulunmuşlardır.

Komisyon, söz konusu iki davanın kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Komisyon, ilk

davada, şikâyete konu kararın ulusal güvenliğin korunması, suç ve kargaşanın önlenmesi

amacına uygun olduğu; ikinci davada ise röportajların seslendirilmesinde bir oyuncunun

sesinin kullanılması şartının sınırlı bir müdahale teşkil ettiği ve başvuranların ifade

özgürlüğüne yönelik müdahalenin, ulaşılmak istenen amaçla orantısız olduğunun

söylenemeyeceği kanaatine varmıştır.

Ekin Derneği / Fransa

17 Temmuz 2001

Bu dava, Bask kültürü hakkında bir kitabın dağıtımına yasak getirilmesine ilişkindir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal edildiğine karar vermiştir.

Özellikle, kitabın içeriğinde şiddete veya bölücülüğe teşvik eden herhangi bir unsurun

bulunmadığı kanaatine varan Mahkeme, başvuranın ifade özgürlüğüne yönelik bu

müdahalenin “demokratik bir toplumda gerekli” olmadığına hükmetmiştir.

Falakaoğlu ve Saygılı / Türkiye

19 Aralık 2006

Bu davada, başvuranlar, Devlet görevlilerini terör örgütlerine hedef gösteren yazılar

yayımladıkları gerekçesiyle Terörle Mücadele Kanunu’na dayanılarak mahkûm edilmeleri

konusunda şikâyette bulunmuşlardır.

8 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesiyle birlikte, Temmuz 1954 ila Ekim

1999 tarihleri arasında Strazburg’da görev yapan Avrupa İnsan Hakları Komisyonu, Sözleşmeci Devletlerin

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerini denetlemiştir. 1

Kasım 1998 tarihinde Mahkemenin daimi olarak göreve başlamasıyla birlikte Komisyonun işlevi sona ermiştir.

Page 39: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

37

Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal edildiğine karar vermiştir.

Türk mahkemeleri tarafından gösterilen gerekçelerin, başvuranların ifade özgürlüğü haklarına

yönelik müdahaleyi haklı kılmak için tek başına yeterli olmadığı kanaatine varan Mahkeme,

başvuranların mahkûmiyetlerinin, ulaşılmak istenen amaçlarla orantısız olduğuna ve

dolayısıyla “demokratik bir toplumda gerekli” olmadığına hükmetmiştir.

Ayrıca bk: 27 Kasım 2012 tarihli Bayar ve Gürbüz / Türkiye kararı; 13 Temmuz 2013 tarihli

Belek ve Özkurt / Türkiye kararı; 17 Haziran 2014 tarihli Belek ve Özkurt / Türkiye (no. 2),

Belek ve Özkurt / Türkiye (no. 3), Belek ve Özkurt / Türkiye (no. 4), Belek ve Özkurt /

Türkiye, Belek ve Özkurt / Türkiye (no. 6) ve Belek ve Özkurt / Türkiye (no. 7) kararları.

Leroy / Fransa

2 Ekim 2008

Karikatür sanatçısı olan başvuran, 11 Eylül 2001 saldırıları üzerine çizdiği bir resimle terörü

hoş gösterdiği gerekçesiyle mahkûm edilmesinden şikâyetçi olmuştur.

Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal edilmediğine karar

vermiştir. Mahkeme, başvurana verilen para cezasının çok düşük oluşunu ve şikâyet konusu

resmin yayınlandığı bağlamı dikkate alarak, başvurana uygulanan tedbirin ulaşılmak istenen

meşru amaçla orantısız olduğunun söylenemeyeceği kanaatine varmıştır.

Ürper ve Diğerleri / Türkiye

20 Ekim 2009

Bu davada, başvuranlar, terör örgütünün propagandasını yaptıkları gerekçesiyle, gazetelerinin

yayın ve dağıtımının durdurulmasından şikâyetçi olmuşlardır.

Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü) ihlal edildiğine karar vermiştir.

Özellikle, Türk makamlarınca, gazetelerin bazı sayılarına el konulması veya bazı yazıların

yayınlanmasına kısıtlama getirilmesi gibi daha hafif tedbirlerin alınabileceğini belirtmiştir.

Ancak, yetkili makamların, kısa süreliğine dahi olsa, yayınların tamamını durdurmakla,

basının demokratik bir toplumdaki kamu bekçiliği rolünü haksız bir şekilde kısıtladıkları

sonucuna varılmıştır.

Page 40: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

38

Ayrıca bk: 15 Haziran 2010 tarihli Turgay ve Diğerleri / Türkiye kararı; 6 Temmuz 2010

tarihli Gözel ve Özer / Türkiye kararı; 17 Haziran 2014 tarihli Aslan ve Sezen / Türkiye ve

Aslan ve Sezen / Türkiye (no. 2) kararları.

Belek ve Velioğlu / Türkiye

6 Ekim 2015

Bu dava, başvuranların, günlük bir gazetede, yasadışı silahlı bir örgütün açıklamasını içeren

bir yazı yayınladıkları gerekçesiyle mahkûm edilmelerine ilişkindir. Başvuranlar, özellikle,

haklarında verilen ceza hükmünün ve gazeteye yayın yasağı getirilmesinin, ifade özgürlüğü

haklarının ihlaline neden olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü hakkı) ihlal edildiğine karar

vermiştir. Mahkeme, özellikle söz konusu yazıda kullanılan dili ve yayının içeriğini dikkate

alarak ve terörle mücadeleye bağlı zorlukları göz önünde bulundurarak, bahsi geçen metnin,

bir bütün olarak değerlendirildiğinde, şiddete, silahlı direnişe veya isyana teşvik eden

herhangi bir ifade içermediği kanaatine varmıştır. Mahkeme, söz konusu yazıda, dikkate

alınması gereken en önemli unsur olan herhangi bir nefret söyleminin de kullanılmadığını

tespit etmiştir. Mahkeme, başvuranların mahkûm edilme gerekçelerini incelemiş ve söz

konusu gerekçelerin, başvuranların ifade özgürlüğü haklarına yönelik müdahaleyi haklı

kılmaya yeterli olamayacağı sonucuna varmıştır.

Müdür Duman / Türkiye

6 Ekim 2015

Bu davada, bir siyasi partinin ilçe başkanı, partisinin bir şubesinde ele geçirilen yasadışı

fotoğraf ve yayınlar sebebiyle mahkûm edilmesinin, ifade özgürlüğü hakkına yönelik haksız

bir müdahale teşkil ettiği hususunda şikâyetçi olmuştur.

Mahkeme, başvuranın mahkûm edilmesinin, ulaşılmak istenen amaçlarla, yani kamu

düzeninin korunması ve terörle mücadele kapsamında suçun önlenmesi gibi amaçlarla orantılı

olmadığı kanaatine vararak, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü hakkı) ihlal

edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, özellikle, başvuranın parti şubesinde ele geçirilen

eşyalar hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını söylemesine rağmen, mahkûm

edilmesinin Sözleşme’nin 10. maddesi kapsamındaki haklarına yönelik bir müdahale teşkil

Page 41: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

39

ettiğine dikkat çekmiştir. Mahkeme, ayrıca, Türk mahkemelerinin başvuranın mahkûm

edilmesi ve cezalandırılması konusunda dayandıkları gerekçelerin, başvuranın ifade

özgürlüğüne yönelik müdahaleyi haklı kılacak ölçüde ilgili ve yeterli olmadığı sonucuna

varmıştır. Mahkeme, özellikle, başvuranın davranışlarının yasadışı fiillere destek verdiği

şeklinde yorumlanamayacağını ve ele geçirilen söz konusu eşyaların, şiddete, silahlı direnişe

veya isyana teşvik içerdiğine dair herhangi bir delilin bulunmadığını belirtmiştir.

Bidart / Fransa

12 Kasım 2015

Bu dava, Iparretarrak adlı Basque ayrılıkçı örgütünün eski lideri olan başvurana, şartlı

tahliyesi kapsamında, mahkûm edildiği suçlarla ilgili olarak kaleme aldığı veya alınmasına

yardımcı olduğu herhangi bir çalışma ve görsel-işitsel yayını dağıtmama ve söz konusu suçlar

hakkında alenen herhangi bir konuşma yapmama yükümlülüğü yüklenmiş olmasına ilişkindir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 10. maddesinin (ifade özgürlüğü hakkı) ihlal edilmediğine karar

vermiştir. Mahkeme, özellikle, şikâyet konusu tedbirin süresinin sınırlı olduğunu ve sadece

başvuran tarafından işlenen suçlara ilişkin olduğunu belirtmiştir. Mahkeme, ayrıca,

başvuranın, söz konusu tedbirin mahkemelerce gözden geçirilmesini sağlayabildiğine de

dikkat çekmiştir. Mahkeme, bu nedenle, Fransız mahkemelerinin, başvurana, şartlı tahliyesi

kapsamında, kısmen veya bütünüyle mahkûm edildiği suçlarla ilgili olarak kaleme aldığı veya

alınmasına yardımcı olduğu herhangi bir çalışma ve görsel-işitsel yayını dağıtmama ve söz

konusu suçlar hakkında alenen herhangi bir konuşma yapmama yükümlülüğü yüklemekle,

takdir yetkilerinin kapsamını aşmadıkları kanaatine varmıştır.

Toplanma ve Dernek Kurma Özgürlüğüne İlişkin Sorunlar

Türkiye Birleşik Komünist Partisi ve Diğerleri / Türkiye

30 Ocak 1998

Bu dava, Türkiye Birleşik Komünist Partisinin (“TBKP”) kapatılması ve parti liderlerinin

başka herhangi bir siyasi partide benzer görevlerde bulunmalarının yasaklanmasına ilişkindir.

Page 42: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

40

Mahkeme, Sözleşme’nin 11. maddesinin (toplantı ve dernek kurma özgürlüğü) ihlal

edildiğine karar vermiştir. Özellikle, TBKP’nin Türkiye’deki terör sorunlarından sorumlu

olduğuna ilişkin herhangi bir delil bulunmadığından bahisle, partinin kapatılmasının

“demokratik bir toplumda gerekli” olmadığı kanaatine varmıştır.

Ayrıca bk: 25 Mayıs 1998 tarihli Sosyalist Parti ve Diğerleri / Türkiye kararı; 8 Aralık 1999

tarihli Özgürlük ve Demokrasi Partisi (ÖZDEP) / Türkiye kararı [Büyük Daire]; 9 Nisan

2002 tarihli Yazar ve Diğerleri / Türkiye kararı.

Herri Batasuna ve Batasuna / İspanya

30 Haziran 2009

Bu dava, “Herri Batasuna” ve “Batasuna” adlı siyasi partilerin kapatılmasına ilişkindir.

Başvuranlar, İspanya Parlamentosu tarafından 2002 yılında çıkarılan Siyasi Partiler Temel

Kanunu’nun erişilebilir veya öngörülebilir nitelikte olmadığını, geriye yürür şekilde

uygulandığını ve meşru bir amacının bulunmadığını ileri sürmüşlerdir. Ayrıca, uygulanan

tedbirin, demokratik bir toplumda gereklilik arz ettiğinin ve orantılılık ilkesine uygun

olduğunun söylenemeyeceğini belirtmişlerdir.

Mahkeme, başvuranların projelerinin “demokratik toplum” kavramıyla bağdaşmadığını ve

İspanya demokrasisi açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu belirtmiştir.

Mahkeme, Sözleşme’nin 11. maddesinin (toplantı ve dernek kurma özgürlüğü) ihlal

edilmediğine karar vermiştir. Mahkeme, özellikle de kapatma tedbirinin orantılılığını,

başvuranların projelerinin “demokratik toplum” kavramıyla bağdaşmadığını ve İspanya

demokrasisi açısından ciddi bir tehdit oluşturduğunu dikkate alarak, başvuranlara uygulanan

yaptırımın, Sözleşme’nin 11/2 maddesi çerçevesinde ulaşılmak istenen amaçla orantılı olduğu

kanaatine varmıştır.

Gülcü / Türkiye

19 Ocak 20169

Bu dava, özellikle, 18 yaşından küçük bir çocuğun, Diyarbakır’da 2008 yılı Temmuz ayında

gerçekleştirilen bir gösteriye katılmasının ve polis memurlarına taş atmasının ardından,

9 İşbu karar, Sözleşme’nin 44. maddesinin 2. fıkrasında öngörülen koşullar çerçevesinde kesinleşecektir.

Page 43: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

41

yasadışı silahlı bir örgüt olan PKK’ya (Kürdistan İşçi Partisi) üye olduğu gerekçesiyle

mahkûm edilmesi ve iki yıl boyunca tutuklu kalmasına ilişkindir. Başvuran, ayrıca, terör

örgütü lehine propaganda yapmaktan ve polise karşı direnmekten suçlu bulunmuştur.

Başvuran, gösteriye katılması nedeniyle mahkûm edilmesinden şikâyetçi olmuş ve hakkında

hükmedilen birleştirilmiş cezanın orantısız olduğunu ileri sürmüştür.

Mahkeme, Sözleşme’nin 11. maddesinin (toplanma ve dernek kurma özgürlüğü) ihlal

edildiğine karar vermiştir. Mahkeme, öncelikle, başvuranın polis memurlarına karşı şiddet

eyleminde bulunmaktan dolayı mahkûm edilmiş olsa dahi, gösteriye katıldığında herhangi bir

şiddet eyleminde bulunma niyeti taşımadığı kanaatine varmıştır. Mahkeme, ayrıca, başvuranın

PKK üyesi olmaktan veya terör örgütü lehine propaganda yapmaktan dolayı mahkûm

edilmesi konusunda ulusal mahkemelerce herhangi bir gerekçe sunulmamasını doğru

bulmamıştır. Mahkeme, aynı zamanda, olay tarihinde sadece 15 yaşında olan başvurana

verilen cezanın (yedi yıl sekiz ay hapis cezası) aşırı ağır nitelikte olduğuna ve yaklaşık dört

aylık tutukluluk süresinin ardından, söz konusu cezanın bir yıl sekiz aylık bölümünün kısmen

infaz edildiğine dikkat çekmiştir. Mahkeme, bu nedenle, başvuranın yaşının küçüklüğünü göz

önüne alarak, verilen cezanın ağırlığının, düzenin korunması, suçun önlenmesi ve başkalarının

hak ve özgürlüklerinin korunmasına ilişkin meşru amaçlarla orantılı olmadığı sonucuna

varmıştır.

Serbest Seçim Hakkına İlişkin Sorunlar

Etzeberria ve Diğerleri / İspanya ve Herritarren Zerrenda / İspanya

30 Haziran 2009

Bu davalar, başvuranlara, yasadışı ilan edilerek kapatılan siyasi partilerdeki faaliyetleri

nedeniyle, seçimlerde aday olma yasağı getirilmesine ilişkindir. İlk davada, başvuranlar,

özellikle, Navarre Parlamentosu seçimlerinde aday olma ve seçmenleri temsil etme

haklarından yoksun bırakıldıklarını ve bu durumun, yasama organının seçilmesinde halkın

düşüncesini özgürce açıklamasına engel teşkil ettiğini ileri sürmüşlerdir. İkinci davada,

başvuran, özellikle, Avrupa Parlamentosu seçimlerinde aday olmaktan men edilmesinden ve

Avrupa Parlamentosu seçimlerine katılarak seçmenleri temsil etme hakkından yoksun

bırakılmasından şikâyetçi olmuştur.

Mahkeme, her iki davada, şikâyet konusu kısıtlamaların ulaşılmak istenen amaçla orantılı

olduğu, herhangi bir keyfiliğin söz konusu olmadığı ve getirilen kısıtlamaların, halkın

Page 44: Terör ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi - echr.coe.int · Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi 2 Cumhuriyeti topraklarında bir askeri tutukevinde mahkeme önüne

Tematik Bilgi Notu – Terör ve AİHS Basın Birimi

42

düşüncesini özgürce açıklama hakkını ihlal etmediği kanaatine vararak, Sözleşme’ye Ek 1.

No.lu Protokol’ün 3. maddesinin (serbest seçim hakkı) ihlal edilmediğine karar vermiştir.

Ayrıca, her iki davada, Sözleşme’nin 10 (ifade özgürlüğü) ve 13. (etkili başvuru hakkı)

maddelerinin de ihlal edilmediğine hükmetmiştir.