temmuz, ağustos, eylül 2015 sayı 56ymgv.org.tr/filemanager/sm_56.pdf · endüstriyel mineral...

39

Upload: others

Post on 08-Jul-2020

6 views

Category:

Documents


0 download

TRANSCRIPT

Page 1: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen
Page 2: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen
Page 3: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

SEKTÖRMADEN DERGİSİ YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI TARAFINDAN 5680 SAYILI BASIN KANUNUN 9/2 MADDESİ GEREĞİNCE İSTANBUL VALİLİĞİNE BEYAN-NAME VERİLEREK AYNI KANUNUN 9.MADDESİNE GÖRE TANZİM EDİLEN 04.04.2003 TARİHLİ İZİNLE ULUSAL GAYRİ SİYASİ VE YAYGIN SÜRELİ TÜRÜNDE 3 AYDA BİR YAYINLANMAKTADIR. SEKTÖRMADEN DERGİSİ ABONELERİNE DAĞITILMAKTADIR. DERGİYE GÖNDERİLEN YAZILAR VE FOTOĞRAFLAR GERİ İADE EDİLMEZ. YAYINLAN-MASI İSE YAYIMCININ KARARINA BAĞLIDIR. YAYINLANAN YAZI VE FOTOĞRAFLARIN SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR. KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR.

Türkiye’nin İlk Madencilik DergisiTemmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56Yayın Türü: Yaygın Süreli

YÖNETİM İmtiyaz Sahibi: YMGV adına Prof. Dr. Güven ÖNAL

YMGV Yönetim KuruluProf. Dr. Güven Önal (Başkan), Prof. Dr. Işık Özpeker (Bşk. Yrd.), Murat Turan (Genel Sekreter), Alp Gürkan (Muhasip Üye), Dr. Nijat Gürsoy (Üye), Cevdet Özçevik (Üye), Prof. Dr. Erdoğan Yüzer (Üye), İsmet Sivrioğlu (Üye)

Denetim KuruluDr. Dündar Renda, Günaydin Yirmibeşoğlu, Özer Altay

YMGV Mütevelli Heyeti Tüzel KişilerAltın Madencileri Derneği, MTA, Eti Bakır A.Ş., TKİ, Eti Maden, TTK, İTÜ Maden Fakültesi, Tümmer, MİGEM, Tür-kiye Maden İşçileri Sendikası, Maden Müh. Odası, Türkiye Madenciler Derneği

Abdullah MısırlıoğluAli ErguvanlıAli TürkoğluAlp GürkanAntony CaoukiAtılgan SökmenBehçet SüleymanoğluCaner ZanbakCemil ÖktenDündar ErgunalpDündar RendaEkrem YüceEnver ErdoğanErdoğan YüzerGülhan ÖzbayoğluGünaydın YirmibeşoğluGüngör TuncerGüven ÖnalHalil KöseHalim Demirel

Hayrettin ElmasIşık ÖzpekerHalil İbrahim Kırşanİlgin Kurşunİlhami Tezcanİsmail Hakkı Arslanİsmet Kasapoğluİsmet SivrioğluLütfi ÇallıMahir VardarMelih TurhanMetin BalıbeyMevlüt KemalMurat DedemanMurat TuranMustafa SönmezNecati KurmelNijat GürsoyNizamettin ÇobanOktar Kızılsencer

Ömer YenelÖzer AltayRıfat KontSabri KarahanSadrettin AlpanSelahaddin AnaçSelçuk BuyurganSelim ÇiçekSenai SaltoğluSuat SarısoyŞeyda ÇağlayanTaşkın AkdenizTolga YalçınTuğrul ErkinÜmit AkdurYener CanderYüceer GöverZeki DoğanZeki Yavuztürk

YMGV Mütevelli Heyeti Gerçek Kişiler

Yönetim YeriYurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Cumhuriyet Cad.No.179/5, Daire:10 Harbiye –İSTANBULTel.: 0212.246 20 81 Fax: 0212.247 51 11e-posta: [email protected] web: www.ymgv.org.tr

YAYIN YÖNETİM

Yazı İşleri Müdürü: Prof.Dr. Işık ÖzpekerYayın Koordinatörü: Mad. Yük. Müh. Dündar ErgunalpYayın Kurulu: Mad. Yük. Müh. Dündar Ergunalp, Mad. Yük. Müh. Murat TuranReklam Sorumlusu: Gülseren Koçer - [email protected] Tasarım: Özge Öztürkoğlu - [email protected]

BASKI-CİLT

Karakter Color Matbaası A.Ş.100. Yıl Mah. Massit 3. Cadde No: 200 Bağcılar / İstanbulTel: 0 212 432 30 01 Faks: 0 212 628 95 65Sertifika No: 12799

www.sektormadendergisi.com

Dünyadan Haberler

INERMA Zirvesi

Türk madenciler Güney Afrika’da

Kömür memleket meselesi

Teknolojinin Nimetleri

Krom neye yarar?

Endüstriyel Mineral Haberleri

Röportaj: Çayeli Bakır İşletmeleri

Türkiye’den Haberler

Kömür madeninde geçmişe yolculuk

Metal Borsası

8122232364042445054

6656 Röportaj: Granitaş

SANDVIK ÖN KAPAK İÇİ

ANAGOLD MADENCİLİK ARKA KAPAK İÇİ

ETİ BAKIR A.Ş. ARKA KAPAK

HES SU YAP. DENETİM HİZ. LTD. ŞTI. 1

DAMA MÜHENDİSLİK 3

ÇAYELİ BAKIR İŞLETMELERİ A.Ş 4

ECS KİMYA LTD. ŞTİ 6

POLİMETAL MADENCİLİK 7

KUMYOL 21

CİNER GROUP 31

ANT GROUP A.Ş. 35

AYDIN LİNYİT LTD.ŞTİ. 39

PULLUKÇU KÖMÜR 41

REMAS MAKİNA A.Ş. 49

TÜFEKÇİOĞLU KAUÇUK MAK. MAD. 59

TÜPRAG A.Ş. 61

ÜNAL MÜHENDİSLİK 65

MADEN TÜRKİYE FUARI 2016 69

KİREMİTÇİLER MADENCİLİK 71

AKSA MAGNET A.Ş. 72

İçindekiler

4 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Page 4: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

EKİM 2015

PRoF. DR. GüVEN ÖNALYURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFIYÖNETİM KURULU BAŞKANI

Başkandan

Değerli Okuyucular,

Sağlıcakla kalınız

Ülkemizin içine düştüğü durum, Ankara’daki insanlık dışı bombalama ve tır-manan terör olayları, yitirilen canlar gözümün önünde uçuşurken, madenci-likle ilgili yazı yazmanın ne kadar zor olduğunu takdir edersiniz. Her şeye rağmen karamsar olmamak ve ülkemizin birlik, beraberlik içinde geleceği için proje üretmek ve çok çalışmak zorundayız. Bu bağlamda, kalkınmanın lokomotifi olan maden üretiminin arttı-rılması için devlete ve madencilere büyük görev düşmektedir. Bütün olumsuz gelişmelere, maden üretim ve ihra-catının gerilemesine, yatırımların, neredeyse durma noktasına gelmesine neden olan, maden ruhsatları, ruhsat devirleri ve orman izinlerini, Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen yürürlükte kalmasını anlamakta zorlanıyor ve bunu madencinin prangaya vurulması olarak değerlendiriyoruz.

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, amaçları doğrultusundaki faaliyetlerine devam ederek, 4 – 14 Eylül 2015 ta-rihleri arasında Güney Afrika Cumhuriyeti’ne teknik inceleme gezisi düzenledi. Gezide, altın, nikel-bakır, elmas, platin-krom ve kömür madenleri ile Multotec maden makinaları üretim tesisi ziyaret edilerek, geziye katılan 25 madencinin, bilgilerine katkı sağlandı. Ayrıca, 1 – 3 Ekim 2015 tarihleri arasında, İstanbul Hilton Kongre mer-kezinde, dünyada ilk kez “I. Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji” (INERMA) Zirvesi düzenlendi. Yerli ve yabancı 200’ün üzerinde delegenin katıldığı Zirvede, kamu, özel sektör ve bilim adamı üçlüsünün temsilcileri ko-nuşmacı olarak yer aldılar. Zirvenin, gerçekleşmesine olan destek ve katkıları nedeni ile, başta, T.C. Enerji ve Ta-bii Kaynaklar Bakanlığı, İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörlüğü ve Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürlüğü olmak üzere, tüm destekçi ve sponsorlara içten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ülkemize aydınlık yarınlar diliyorum.

Page 5: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen
Page 6: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Eldorado Gold yüzde 95’ine sahip olduğu Yunanistan’daki Olympian ve yüzde 80.5’ine sahip olduğu Batı Roman-ya’daki Certej projelerinin yeniden geliştirilmesinde iler-leme kaydediyor. Daha önce Goldfields’ın sahip olduğu ve madencilik faaliyetlerine başlanmış bulunan projeler bu şirketi satın almasının ardından Eldorado’ya geçmişti.

Eldorado Olympias’ın yeniden geliştirilmesi projesini üç aşamalı olarak yürütüyor. Halihazırda devrede olan bi-rinci aşama daha önce depolanmış atıkların mevcut bir konsantratörde yeniden prosese alınarak altın konsantresi kazanımını içeriyor. Şirket bu aşamanın 2015 yılı sonunda tamamlanmasını öngörüyor. İkinci aşamada daha önce ka-zılan yeraltı operasyonlarının rehabilitasyonu ile birlikte konsantratörün diferansiyel flotasyona dönüştürülerek ayrı ayrı kurşun, çinko ve altın konsantresi üretilmesi planla-nıyor. Tesiste yılda 385.000 ton cevher işlenmesi öngörü-lüyor. İlk dört yılda tesiste üretilecek metal konsantrele-ri ortalama 60,725 oz/yıl altın, 1.1 milyon oz/yıl gümüş, 12,200 ton/yıl kurşun ve 12,900 ton/yıl çinko olacak.

Tesisin tam kapasiteyle çalışmaya başlamasının ardından ilk dört yılda da 60,725 oz/yıl altın, 1.1 million oz/yıl gü-müş, 12,200 ton/yıl kurşun ve 12,900 ton/yıl çinko kon-santresi üretimi öngörülüyor.

İkinci aşamaya hazırlık çalışmaları kapsamında konsant-ratör devre dışı bırakılacak ve üç adet flotasyon devresi kurulacak. Konsantratörün devre dışı bırakılmasından önce, kırma tesislerinin yenilenmesi, thickener ve filtras-yon devrelerinin modifiye edilmesi ve yeni bir bilyalı de-ğirmenin kurulması da dahil bir dizi alanda rehabilitasyon çalışmaları yürütülecek. İkinci aşamanın tamamlanması için 45.6 milyon dolar yatırım yapılması öngörülüyor.

Yeraltı ocağında uygulanacak en verimli yöntem olarak pasta dolgulu kazı yöntemi belirlenmiş. Rehabilitasyon ve geliştirme çalışmaları planlandığı şekilde giderse yeraltı üretimine 2016 yılının ikinci çeyreginde başlanması ve giderek hacmin arttırılması planlanıyor. İkinci aşamanın altı ila sekiz yıl süreceği öngörülüyor.

Dünyadan HaberlerEldorado Yunanistan ve Romanya projelerinde ilerliyor

10 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Wolf Minerals Ltd. İngiltere’nin güneybatısındaki Hemerdon tung-sten-kalay projesinde geçtiğimiz Haziran ayında devreye aldığı cev-her işleme tesisinden ilk konsantre-sini Eylül sonunda almayı bekliyor. Projeye göre 3 milyon ton/yıl cev-her işleme kapasitesine sahip tesiste ayrı konsatreler halinde 3,450 ton/

yıl WO3 ve 460 ton/yıl kalay üre-timi hedefleniyor. Güneybatı İngil-tere’de, Plymouth şehrinin 10 km Kuzeydoğusunda yer alan Hemer-don madeni Britanya’da 45 yıldan bu yana açılan ilk metal madeni. Açık ocak yöntemiyle çıkarılan cevher kırma, eleme, ovalama, ağır ortam seperasyon prosesi, yıkama

ve ağırlık seperasyonu prosesleriyle zenginleştiriliyor. Projenin kanıtlan-mış ve muhtemel rezervi %0.18% WO3 ve %0.03 kalay içerikli 35.7 million ton. Bileşik ölçülmüş, muh-temel, mümkün ve anlaşılmış mine-ral kaynakları ise %0.15 WO3 ve %0.02 kalay içerikli 145.2 milyon ton.Wolf, üreteceği tungstan kon-santresinin yüzde 80’ini GTP Glo-bal Tungsten and Powders Corp. ve Wolfram Bergbau ve Hütten AG’ye satmak üzere anlaşmalarını yap-mış. Kalay konsantresini de global metal ve mineral pazarlama şirketi Traxys’e satacak.

Global WO3 talebi şu anda yaklaşık 90,000 mt/y seviyesinde ve giderek yükseliyor. Hemerdon 2016 yılı için tahmin edilen ünya talebinin yüzde 3.5’ini karşılayacak.

Olympias projesinin üçüncü aşaması için planlamalar şimdiden yapılmaya başlanmış. Buna göre, yeni bir kon-santratör kurulacak ve Olympias cevner yatağının dibi-ne inilecek. Bu aşamada tesisin cevher işleme hacminin 800.000 ton/yıl olması öngörülüyor.

Yakınlarda tamamlanan fizibilite çalışmasına göre, Certej projesinde açık ocak ve yüksek basınçlı oksidasyon tesi-si ile, dore metal olarak ortalama 140,000 oz/yıl altın ve 830,000 oz/yıl gümüş üretimi öngörülüyor. Günlük orta-lama 8.000 ton cevher işlemesi planlanan tesisin ömrünün ise 15 yıl olacağı tahmin ediliyor.

Certej sahasında, 1.69 g/t altın ve 10.9 g/ton gümüş içe-rikli cevher halinde kanıtlanmış ve muhtemel 2.4 million oz altın ve 7 million oz gümüş rezervi bulunuyor. Projenin toplam ilk yatırım maliyeti de 449 milyon dolar olarak hesaplanıyor.

Certej cevherinin refrakter özelliğinin üstesinden gelmek için çeşitli yöntemleri değerlendiren Eldorado sonuçta yüksek basınçlı oksidasyon prosesinin en uygun ve ve-rimli yöntem olduğunda karar kılmış. Şirket, fizibilite ça-lışmaları kapsamında yatırım maliyetini minimize etmek için prosese ilişkin çeşitli optimizasyon ve basitleştirme yollarını da test etmiş.

Certej cevheri kırıcılarda ufalandıktan sonra SAG ve bil-yalı değirmenlerde öğütülecek. Daha sonra altın içerikli sülfid kısmının ana kayaç olan andezitten ayrılması için basit flotasyona tabi tutulacak. Flotasyon konsantresi daha sonra yüksek basınçlı oksidasyon prosesine alınacak ve okside olan katı madde, gümüş kazanımını kolaylaştırmak üzere, yüksek sıcaklıkta kireç ve kireçtaşı ile işlenecek. Son olarak da geleneksel bir değerli metal kazanım yön-temi olarak siyanür liçi, karbon sıyırma ve elektrolitik çı-karma prosesi ile altın ve gümüş kazanılacak.

Wolf Minerals tungsten-kalay tesisinde üretime başlıyor

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 11

Page 7: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Dünya Nükleer Enerji Birliği’nin yayınladığı yeni rapora göre nükle-er enerji üretimi önümüzdeki 20 yıl içinde yüzde 45 artacak ve 2025’ten sonra yeni uranyum kaynaklarının bulunması gerekecek.

Birliğin iki yılda bir yayınladığı Nük-leer Yakıt Raporu 2015’e göre, glo-bal nükleer kapasite, bugünkü dünya elektrik üretiminin yüzde 11’ine denk gelen 379 gigawat seviyesinden 2035 yılında 552 gigawat seviyesine çıka-cak.

Raporda, dünyada nükleer enerjiye bakışın Japonyadaki Fukuşima nük-leer faciasına kadar yükselişte olduğu vurgulanırken, bu facianın yarattığı olumsuzluğa rağmen bugün pek çok ülkenin enerji tedarik stratejilerinde çevre ve güvenliğe özel bir vurgu yaptıklarını bunun da tabii ki nükle-er enerjiyi doğru alternatif olarak öne çıkardığı belirtiliyor.

Çin, Hindistan ve Kore’nin yanı sıra bir dizi AB ve Ortadoğu ülkesinde yapılması planlanan nükleer reaktör-ler nükleer enerjinin geleceği açısın-dan iyiye işaret ancak hali hazırda

nükleer enerji santrallerinin yerleşik olduğu ülkelerde elektrik talebindeki artış yavaş ilerliyor. 1975’te Uran-yum Enstitüsü olarak kurulan Birliğin yöneticisi Agneta Rising “Nükleer enerji üretimi önümüzdeki beş yılda, ardımızda bıraktığımız 20 yıla kıyas-la daha hızlı artacak,” şeklinde ko-nuşuyor. Rapora göre, küresel kapa-sitedeki bu artışı besleyebilmek için 2035 yılında 103.000 ton elemental

uranyuma ihtiyaç duyacağı tahmin ediliyor. 2014 yılı uranyum talebinin 56.250 ton olduğu düşünülürse bu ar-tışın büyüklüğü daha iyi görülüyor.

Raporda, dünya piyasasında ikincil uranyum kaynaklarının rolünün gi-derek azalmakta olduğu fakat yine de 2025 yılına kadar önemini tamamen kaybetmeyeceği belirtiliyor. Dünya-nın bilinen uranyum kaynakları 2035 ve sonrasına ilişkin öngörülen enerji üretimini karşılamaya yetiyor da ar-tıyor bile, fakat uranyum fiyatlarının üzerindeki baskı arama çalışmalarını ve yeni madenlerin açılmasını sekte-ye uğratmış ve kimi aktif madenlerde faaliyeti durdurmuş halde.

Raporun sonuç bölümünde, başta Çin olmak üzere bir dizi ülkede hızla artan uranyum talebine ikincil kaynakların kısıtlılığı da eklenince ilave uranyum üretiminin gerekliliği ortaya çıkıyor.

Yine de, mevcut durumda,2025 yılına kadar talep yeterli seviyede karşıla-nabilir durumda, tabii planlanan ve geliştirme aşamasında olan madenler öngörüldükleri zamanda açılırlarsa. Bununla birlikte, 2025 sonrası için yeni uranyum kaynaklarının devreye girmesi zorunlu görünüyor.

Nükleer enerji tekrar yükselişte

12 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

BHP Biliton 2015 yılı raporunda, devam eden operas-yanlarının net karının 2015 mali yılında yüzde 86.2 azalarak 4.1 milyar dolara düştüğünü açıkladı. Şirket bu dönemde yatırım ve arama harcamalarını yüzde 24 azaltarak 11 milyar dolara indirdi. Bu rakamın 2016 yılında 8.5 milyon dolara kadar gerilemesi bekleniyor.

BHP Biliton’un CEO’su Andrew Mackenzie kısa va-dede Çin’deki ekonomik reformların pazardaki dal-galanmayı arttırmasını beklediklerini ifade ederek uzun vadede gelişmekte olan ülkelerdeki kentleşme ve sanayileşme eğilimine paralel olarak emtia talebi-

nin artacağına olan umutlarını koruduklarını belirtiyor. Mackenzie, Çin’in 2020’lerin ortalarındaki çelik tale-bine ilişkin yaptıkları 985 milyon ton/yıl tahminini 935 milyon olarak revize ettiklerini ve bu düşüşün büyük ölçekli ve dolayısıyla düşük maliyetli üreticilerin işine yarayacağını söylüyor.

Mackenzie, “İşin önemli tarafı, kendimizi büyütmek için geçmişteki kadar yatırım yapmamız gerekmiyor. Verimlilikteki artış sayesinde, üretim hacmimizi art-tırıp maliyetlerimizi düşürmemiz mümkün,” şeklinde konuşuyor.

BHP’nin karı düşüyor

Kömürün kritik önemi kabul edilmeliDünya Kömür Birliği (World Coal Association - WCA) Dünya Bankası’na kömürün gelişmekte olan ülkelerdeki insanlara elektrik sağlamada oynadığı hayati rolü tanıma çağrısında bulundu. Uluslararası Enerji Ajansı’nın (Inter-national Energy Agency - IEA) tahminlerine göre kömür-den enerji üretimi 2040 yılına kadar yüzde 33 artacak. Sa-dece Güneydoğu Asya’da kömüre olan talebin 2035 yılına kadar her yıl yüzde 4.8 artacağı öngörülüyor.

WCA’nın baş yöneticisi Benjamin Sporton kömürün öne-minin artmasının sebebinin karşılanması gereken büyük

enerji ihtiyacı olduğunu belirterek şunları ifade ediyor: “Dünya üzerinde 1.3 milyar insan enerji fakiri. 2.7 milyar insan yemek pişirkem için hala tezek ve odun kullanıyor. Kömür az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki, özel-likle Asya’daki yüz milyonlarca insana ucuz erişilebilir ve güvenilir enerji sağlamada kritik bir öneme sahip. Dünya Bankası, fosil yakıtlara cephe almayı bırakıp 21. Yüzyıl kömür teknolojilerinin yani, kömürden yüksek verimli, düşük emisyonlu, enerji üretimi ve karbon tutulumu, kul-lanımı ve depolanması teknolojilerinin yaygınlaştırılması ve için çalışmalı.”

Page 8: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

YMGV’den Haberler

Enerji hammaddeleri ve enerji konusunda, dünyada ilk defa düzenlenen Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji Zirvesi, 1-3 Ekim 2015 tarihleri arasında, İstanbul Hilton Bosphorus Convention Center’da gerçekleştirildi. Enerji sektöründe dünyanın önde gelen isimleriyle, akade-mi ve iş dünyasını bir araya getirerek ulusal ve uluslarara-

sı ölçekte enerji ve enerji hammaddeleri konularının tüm yönleriyle ele alındığı INERMA Zirvesi Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın himayesinde, İstanbul Teknik Üniversitesi, İTÜ Maden Fakültesi, İTÜ Enerji Enstitü-sü, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı ve Clarion Events Türkiye işbirliği ile gerçekleştirildi.

E nerji Hammaddeleri ve Enerji konusunda, dünyada ilk defa düzenlenen INERMA Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji Zirvesi, enerji sek-töründe dünyanın önde gelen isimleriyle, akademi ve iş dünyasını İstan-

bul’da buluşturdu.

14 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

INERMA Zirvesinin açılışı 1 Ekim günü, Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığından Müsteşar Yardımcısı Dr. Nevzat

Kavaklı’nın yanı sıra kamu, özel sektör ve akademisyen temsilciler ile uluslararası konukların da katılımıyla yapıldı.

Açılışta önemli mesajlar

İstanbul’da UluslararasıEnerji Hammaddeleri veEnerji Zirvesi

YMGV Başkanı Prof. Dr. Güven Önal Zirvenin açılış konuşmasına, sponsorlara ve destek olan İTÜ, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve diğer kuruluşlara teşek-kür ederek başladı. Zirvenin değerli destekçileri Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşar Yardımcıları Dr. Nevzat Kavaklı ve Zafer Benli ile TKİ Genel Mü-dürü Mustafa Aktaş’a özel teşekkürlerini sunan Önal, kongrenin mutfağında yer alan İTÜ Maden Fakültesi ve Enerji Enstitüsün’nün ve Bilim Kurulunda yer alan bilim insanlarının katkılarının önemini de vurguladı. Prof. Önal, ilki yapılan INERMA Zirvesinin iki yılda bir tekrarlanmasının planlandığını da sözlerine ekledi.

INERMA iki yılda bir tekrarlanacak

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 15

Page 9: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Enerjide sorunlar uluslararası işbirliğiyle çözülürZirvenin yabancı katılımcıları adına kürsüye gelen Avust-ralyalı akademisyen Prof. Dr. Robin J. Batterham ise ko-nuşmasında enerji sektörünün uluslararası alanda yaşadı-ğı ortak sıkıntılara dikkat çekerek uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi açısından bu tür toplantıların önemini vur-guladı. Batterham sektörde yenilik arayışlarının risk al-maya dayalı olduğunu belirterek, Zirvenin amaçlarından birinin bu gelişimde öncü olmak isteyenlerin bir araya getirilmesi, fikir alışverişinde bulunulması ve işbirliğinin geliştirilmesi olduğunu söyledi.

INERMA Zirvesi’nin açılışında Enerji ve Tabii Kay-nakları Bakanlığı’nı temsilen kürsüye gelen Dr. Nevzat Kavaklı ise konuşmasında Enerjinin jeopolitik yanına dikkat çekerek, uluslararası siyasetin en önemli belir-leyenlerinden biri olduğunu ve bu anlamda, bölgemiz-de yaşanan sıkıntıların da en önemli sebebi olduğunu belirtti. Türkiye’nin 14 milyar tonluk linyit, 1.3 milyar tonluk taşkömürü ve 1000 megavatlık jeotermal kay-naklarıyla önemli bir enerji potansiyeline sahip oldu-ğunu ifade eden Kavaklı, ne yazık ki bu kaynaklarımızı yeterince değerlendiremediğimizi belirtti. Dr. Kavaklı Türkiye’de yerli kömürün enerji üretiminde payının giderek azaldığına dikkat çekerek doğalgazla üretilen elektriğin dışa bağımlılık konusunda ciddi bir etkiye sahip olduğunu vurguladı. Kavaklı sözlerini söyle sür-dürdü: “Türkiye olarak enerji ithalatına 55 milyar dolar ödüyoruz. Yerli kaynaklarımızı, özellikle yerli kömürü devreye sokabilirsek bu rakamı çok aşağılara çekmemiz mümkün. Bakanlığımızın enerji arzı planlamalarında 2023’e kadar ülkemizin linyit, taş kömürü, petrol ve do-ğalgaz potansiyelinin tamamının ortaya çıkarılması he-

defleniyor. Elektrik üretiminde yerli kaynakların kulla-nımı temel önceliğimiz. Bunun için kömür üretimini ve kömüre dayalı santral inşaatlarını teşvik ediyoruz. Bu zirvede oluşacak ortak akıl umuyorum ve inanıyorum ki kamuoyunda kömüre karşı oluşan olumsuz algının kırılmasında ve olumluya doğru bir dönüşüm gerçek-leştirmede büyük katkısı olacaktır.

Enerji İthalatımız 55 milyar dolar

İstanbul Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, İTÜ’nün bu organizasyonda aldığı rol sebebiy-le gurur duyduğunu ifade etti. Enerji sorununun 300 yıl-lık bir geçmişe sahip olduğunu bugün de hem ülkemizin hem de dünyanın en önemli sorunu olduğunu söyleyen Karaca, İTÜ’nün gerek 60 yıllık bir geçmişe sahip Ma-den Fakültesi, gerekse de Enerji Enstitüsü ile Türki-ye’nin yaşadığı enerji probleminin çözümüne yönelik çalışmalardaki önemini vurguladı. Karaca, INERMA gibi toplantıların da enerji sorunlarının çözümündeki önemine dikkat çekerek düzenleyicilere teşekkür etti.

Enerji sorunu bilimle çözülecek

200’ü aşkın katılımcı, 60 bildiri

Açık Oturum ve çağrılı bildiriler

3 gün süren Enerji zirvesinde, Dün-yada ve Türkiye’de Enerji ve Enerji Stratejileri, Enerji Hammaddeleri, Kömür ve Enerji, Petrol ve Enerji, Doğalgaz ve Enerji, Kaya Gazı ve Enerji, Hidroelektrik Enerji, Nükle-er Hammadde ve Enerji, Jeotermal Enerji, Biyoyakıt Teknolojileri, Gü-neş ve Rüzgâr Enerjisi gibi pek çok konu uzmanlarca ele alındı. Ayrıca, bakanlık uzmanları ile yerli otorite-lerin katıldığı “Dünya’da ve Türki-ye’de Enerji Projeksiyonu” konulu açık oturumda da, fosil yakıtlar, yeni-lenebilir, nükleer enerji ve biyokütle/biyoyakıt konuları etraflıca ele alındı.Enerji verimliliği ve sürdürülebilirliği gibi ekonomik kalkınmayı yakından ilgilendiren konuların enine boyuna tartışıldığı Enerji zirvesinde ülkemi-zin gerek birincil enerji ihtiyacının gerekse elektrik üretiminin çok bü-yük oranda dışa bağımlılığı en fazla

dillendirilen konu oldu. Bu sorunun çözümü ile ilgili olarak da kömür ve temiz kömür teknolojilerine olan ih-tiyacımız kadar, yenilenebilir enerji, biyokütle ve nükleer enerjinin önemi öne çıktı. Ayrıca, ülkemiz denizlerin-de petrol ve doğalgaz aramaları ile kömürden akaryakıt üretimi konu-sundaki çalışmalar da zirvede özellik-le üzerinde durulan diğer konulardı.

INERMA Zirvesi, ilk defa düzenle-niyor olmasına rağmen önemli bir katılıma sahne oldu. Zirve’ye 10 ül-keden 200’ü aşkın delege katıldı. Ay-rıca 22’si çağrılı bildiri olmak üzere 10 farklı ülkeden toplam 60 bildiri sunuldu. 10’a yakın poster sergilendi. Sunulan bildirilerin yarıya yakınının özel sektörden, diğer yarısının da üniversitelerden olması Zirve’yi ba-şarılı kılan bir diğer faktördü. Gerek Yurt Madenciliğini Geliştirme Vak-

fı’nın bugüne kadar gerçekleştirdiği etkinlikler, gerekse İstanbul Teknik Üniversitesi’nin dünyada ve Türki-ye’deki önemli bilimsel çalışmaları, dünyada ilk defa yapılan, bu etkin-liğin başarısını sağlayan etkenlerdi.Enerji Hammaddeleri ve Enerji Zir-vesi, T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, İTÜ Maden Fakültesi ve İTÜ Enerji Enstitüsü tarafından des-teklenirken TKİ, TP, EÜAŞ, EPDK, BOREN, MTA, TTK ve ETİMADEN İşletmeleri Genel Müdürlüğü de zir-veye katılan kamu kurumlarıydı. TKİ Genel Müdürlüğü, Ciner Grup, Eti Bakır A.Ş., Ercan Şirketler Toplulu-ğu, İmbat Madencilik, Hidro-Gen A.Ş. ve Akköy Enerji A.Ş.’nin ana sponsor olarak desteklediği Inerma Zirvesi’nin diğer sporsorları arasın-da Çelikler Holding A.Ş., Adularya Enerji A.Ş. ve İpek Enerji A.Ş. bunu-luyordu.

INERMA Uluslararası Enerji Ham-maddeleri ve Enerji Zirvesinin en fazla ilgiyle izlenen bölümleri ger-çekleştirilen açık oturum ve çağrılı sunumlar oldu. Oturum başkanlığını

Prof. Dr. Hasancan Okutan’ın yap-tığı “Dünyada ve Türkiye’de Enerji Projeksiyonu” konulu açık oturumda Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlı-ğı’ndan Zafer Demircan, TKİ Genel

Müdürü Mustafa Aktaş, İstanbul bilgi Üniversitesi Mühendislik Fakültesin-den Ali Nezihi Bilge ve DB Agroe-nergy şirketinden Selçuk Borovalı panelist olarak yer aldılar.

Page 10: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Türkiye’de Kömürün Önemi ve TKİ’nin RolüMustafa AKTAŞ,Türkiye Kömür İşletmeleri Genel Müdürü

18 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

• Uluslararası Enerji Ajansı verilerine göre dünya kömür rezervi; 1,05 trilyon ton olup, bunun 769 milyon tonu taş kömürüdür.

• MTA’nın son bulduğu rezervlerle birlikte 15,4 milyar tona ulaşan kömür rezervimizin 14,1 milyar tonu linyit kömürü olup, kalan 1,3 milyar tonu ise taş kömürü nite-liğindedir.

• 1970’li yıllarda 2.234 MW olan Türkiye Elektrik Üreti-mi Kurulu gücü, son 43 yılda tam 32 kat artarak Ağustos 2015 itibariyle 71.908 MW’a ulaşmıştır.

• Ülkemizde 2014 yılında yaklaşık 56,4 milyon ton olarak üretilen kömürlerin, %85’i termik santrallerde, % 7,4’ü sanayide ve % 7,6’sı da konutlarda kullanılmıştır.

• TKİ 1957 yılında 6974 sayılı Kanun ile kurulmuştur. 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname Hükümlerine göre de faaliyet gösteren bir Kamu İktisadi Teşebbüsüdür.

• Türkiye Kömür İşletmeleri Kurumu, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının ilgili kuruluşudur.

• Kurumun sermayesi 1 Milyar TL olup, 800 Milyon TL’si ödenmiştir.

• TKİ, 14,1 milyar tonluk linyit rezervinin 3,7 milyar to-nuna sahiptir.

• Türkiye Kömür İşletmelerinin 2 Müessese Müdürlüğü ve bunlara bağlı 2 adet de İşletme Müdürlüğü vardır. Ay-rıca Genel Müdürlüğe bağlı 5 adet Kontrol Müdürlüğü ile faaliyetlerini sürdürmektedir. TKİ, yaklaşık 5 bin 500 ki-şilik doğrudan personeliyle birlikte, özel sektörden hizmet alım modeliyle de 11 bin kişi olmak üzere toplamda 16 bin 500 kişiye istihdam sağlamaktadır.

• TKİ 2013 yılı rakamlarıyla 2,5 milyar TL ciro ve 178 milyon TL kar gerçekleştirmiştir. Faaliyetlerinin %75’ini özel sektörden hizmet alarak yerine getirmektedir. TKİ, İSO 500 sanayi kuruluşu arasında karlılıkta Kamuda 4’üncü, istihdamda 5’inci, ciroda ise 5’inci sırada yer al-maktadır.

• Ülkemizin enerjide dışa bağımlılığını azaltmak için, 2009 yılında Yüksek Planlama Kurulu Kararı ile uygula-maya konulan “Elektrik Enerjisi Piyasası Arz Güvenliği Strateji Belgesi” ile 2023 yılına kadar, tüm yerli kömür potansiyelimizin ekonomimize kazandırılması kararlaş-tırılmış ve bu kapsamda elektrik enerjisi üretim kapasi-

temizin 100.000 MW’a, yerli kömürden elektrik üretimi kapasitesinin de 30.000 MW’a çıkarılması hedeflenmiştir.

• Bu kapsamda TKİ, elinde bulundurduğu kömür sahala-rını yeni bir yaklaşımla, “kömürden üretilen birim elekt-rik enerjisi üretiminden pay almak (rödövans)” şeklinde özetlenebilecek bir yöntemle, termik santral kurma şartıy-la özel sektör kullanımına açmıştır.

• Yapılan ve yapılacak ihalelerde uygulanan ve yukarıda kısaca “Kömürden üretilen birim elektrik enerjisi üzerin-den pay almak” şeklinde belirtilen bu yeni yöntemde; yatı-rımcının kullanımına verilen kömür sahaları için herhangi bir ücret alınmadan, yatırımcıya santral kurmak şartıyla 6 yıllık bir süre verilecek, bu sürenin sonunda işletmeye alınacak termik santralde üretilecek birim elektrik enerjisi karşılığında (kWh) pay alınacaktır.

• Böylece TKİ Kurumu, mevcut durumda kömür temin etmiş olduğu EÜAŞ’a ait olan 1.719 MW kapasiteli sant-rallere ilave olarak, toplamda 6.200 MW kapasiteli yeni ek ünitelerle birlikte yaklaşık 7.919 MW’lık kapasiteye ulaşacak olan termik santrallere, doğrudan kömür temin etmiş olacaktır.

• Yerli linyit ve asfaltit kömürüne dayalı kurulacak tüm santraller, günümüzün son teknolojisine uygun yani diğer bir ifadeyle emisyon değerleri itibariyle de çevreye duyar-lı olacaktır.

• Dünyada temiz kömür teknolojileri alanında ortaya çı-kan olumlu gelişmeler (kömür yakma teknolojileri, kömür gazlaştırma ve kömür madenciliğindeki teknolojik geliş-meler v.b. gibi) yakından takip edilerek kömür kaynak-larımızın, fosil yakıtlar içinde; “ÖNCELİKLİ OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ ZORUNLU KAYNAK” oldu-ğu gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır. Nitekim ülke-mizin zengin linyit rezervlerine sahip olması ve yapılacak aramalar ile yeni kömür yataklarının bulunup geliştirilme-si fırsatları düşünüldüğünde, gelecekte kömürden elektrik üretiminden azami bir şekilde yararlanılmasının kaçınıl-maz olduğu da görülecektir.

Inerma’da yapılan çağrılı sunumlarTürkiye Enerji Piyasası Serbestleştirme ve GelişmelerErtuğrul Yıldız,Daire Başkanı, EPDK Elektrik Piyasası Daire Başkanlığı

• 40 yıl önce nihai enerji tüketimimizin % 45’ini petrol, % 22’sini kömür oluştururken, bugün petrolün payı % 34’e gerilemiş, kömür yerini koruyarak yaklaşık % 19 olmuş, 1987 yılından itibaren kitlesel olarak kullanılmaya başla-nan doğal gaz ile hidro elektrik %20’şerlik paylara ulaş-mıştır.

• Sanayi tesislerimiz ise, 3 ana enerji kaynağı üzerine ku-rulu bulunmaktadır, kömür, elektrik ve doğal gaz.

• Kömür talebimizin % 55’i ithalatla karşılanmaktadır.

• Türkiye enerji piyasası OECD ülkeleri içinde en hızlı büyüyen piyasa konumunu sürdürmektedir.

• Elektrik ve doğal gazdaki talep artış hızı; Asya-Pasifik bölgesi düzeyinde olup, Avrupa Birliği’nin yaklaşık iki buçuk katı hızla büyümektedir.

• Diğer taraftan, kişi başına enerji tüketimi hâlihazırda Av-rupa Birliği ve OECD’nin çok gerisinde bulunmaktadır.

• Enerji politikamızın esasları şunlardır:

• Yerli ve yenilenebilir enerji payının artırılması

• Enerji verimliliğinin artırılması

• Nükleer enerjinin sisteme dahil edilmesi

• Kaynak ve güzergâh çeşitlendirmesi

• Transit ülke rolümüzün güçlendirilmesi

• Avrupa’nın enerji güvenliğine katkıda bulunulması

• 2014 yılı sonunda, Türkiye’nin (elektrik) toplam kurulu gücü 69.516 MW.

•Kurulu gücün % 30,9’u (21.476 MW), elektrik üretimi-nin ise % 48,7’si doğal gazla karşılanmış.

• EPDK’nın kurulduğu tarihten (19 Kasım 2001) bu yana, devreye giren özel sektör elektrik üretim santralleri içinde, 24 santral ve kurulu güçte % 44,1’lik payla doğal gaz birinci sırada yer alıyor.

• Onu HES’ler ve 3. sırada da ithal kömür santralleri iz-liyor.

• “İthal kömür santrallerinin, 2014 yılı sonunda, kurulu güçlerinin toplamı 6.027 MW’tır.

• Yatırım aşamasındaki ithal kömür santrali projeleri top-lamı 6.176 MW’dır.

• ‘İnceleme değerlendirme’ aşamasındaki 13 adet proje-nin kurulu güç toplamı 9.390 MW, ‘başvuru’ aşamasın-daki 13 projenin kurulu güç toplamı ise 14.332 MW’dir.

• Bu denli yüksek kapasitede ithal kömür santraline ihti-yaç olup olmadığının, ek olarak da, birçok projenin aynı dar sahil şeritlerinde kurulmak istenmesinin yaratacağı sorunların düşünülmesi gerekir.

• %98 dışa bağımlı olduğumuz doğal gaz ve tamamı “it-hal” olan ithal kömür santrallerine, Türkiye’nin mevcut kurulu gücünün %66’sı kadar YENİ lisans vererek, ener-jide dışa bağımlılık ve elektrikte ithal kaynak ağırlığı na-sıl azaltılacak?

Türkiye’de Enerji ve Enerji PolitikalarıNecdet Pamir, TMMOB Petrol Mühendisleri Odası Enerji Politikaları Çalışma Grubu Başkanı, Bilkent Üniversitesi Öğretim Görevlisi

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 19

Page 11: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Türkiye’nin Petrol Üretimi ve Geleceği Besim ŞİŞMAN, Türkiye Petrolleri Genel Müdürü

Kömür ve Dogalgazdan Çevreci Akaryakıt Üretimi Prof. Dr. Badie I. Morsi, Pittsburg Üniversitesi, Kimya ve Petrol Mühendisliği, ABD

Almanya’nın Enerji Politikası ve Uygulamaları Dr. Manfred Rumberger, ER-Consult GmbH, Almanya

Türkiye İçin Yerden Isıtma Tekno-lojileri Prof. Dr. Altuğ Şişman, İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü

Türkiye’nin Enerji Görünümü: Tehditler ve Fırsatlar Düzenleyici bir Perspektif Alparslan Bayrak-tar, International Confederation of Energy Regulators (ICER)

EÜAŞ’ın Elektrik Üretimi ve Ge-lecek Planları Halil Alış, EÜAŞ Genel Müdürü

Türkiye Elektrik Sektöründe Özelleştirme Çalışmaları İbrahim Halil Kırşan, Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkan Yardımcısı

Kanada’da Petrollü Kum Kaynak-larından Petrol Üretimi: Tehditler ve Fırsatlar Prof.Dr. Xenghe Xu, Alberta Üniversitesi Kimya ve Metalürji Fakültesi, Kanada

Türkiye’nin Enerji Güvenliğinde Güneş ve Rüzgâr Enerjilerinin Prof. Dr. Ekrem EkinciT Dinamik Enerji yatırım Şirketi

Kömür Madeninde Güvenlik ve Kömürün Kendiliğinden Yanmasını Önleme Prof.Dr. Ahmet Arısoy, İTÜ Makine Fakültesi

Ufalamada Yeni Aşama, Ultra Ince Kırma Prof. Dr. Robin J. Batterham, Melbourne Üniversitesi, Australia

Nişastalı Tarım Ürünlerinden Etanol Yakıt Üretimi Prof.Dr. James L. Hendrix, Nevada Reno Üniversitesi Maden Mühendisliği Fakültesi, BD

Kömür GazlaştırmaFrancis Lau, Synthesis Energy Systems, ABD

Jeotermal Enerjinin GeleceğiProf.Dr. Rolf Bracke, GZB – Uluslararası Jeotermal Merkezi, Almanya

Bulgaristan Kömür Endüstrisine Bakış Prof. Dr. Ivan Nishkov, St. Ivan Rilski Maden ve Jeoloji Üniversitesi, Bulgaristan

Planlar ve Kritik MetallerProf.Dr. Vladko Panayotov, Maden ve Jeoloji Üniversitesi, Bulgaristan

20 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

INERMA Zirvesinin Bilim Kurulu Başkanı Pof. Dr. Hasancan Okutan Zirve’nin amacı, sonuçları, ve Zirve-de öne çıkan konularla ilgili Sektör-maden’e açıklamalarda bulundu:

“INERMA Enerji Zirvesinin temel amacı, yurt içi ve yurt dışından enerji hammaddeleri ve enerji konularında kamu, özel sektör, sivil toplum ku-ruluşları ve bilim dünyasından bü-rokrat, uzman ve bilim insanlarının bir araya getirilmesi ve dünyada ve Türkiye’ de enerji hammaddeleri ve enerji sektöründeki son gelişmelerin tartışılması idi.”

“Zirvede Türkiye, ABD, Çin, Brezil-ya, Avustralya, Kanada, Fransa, Şili ve Bulgaristan olmak üzere 10 ülke-den 200 ‘ü aşkın katılımcı bir araya geldi. Konularında uzman on biri ya-bancı on biri de Türk olmak üzere yir-mi iki çağrılı konuşmacı başta kömür, petrol, doğal gaz, elektrik üretimi, güneş, rüzgar, jeotermal ve nükleer enerji ,biyokütle ve enerji politikaları olmak üzere enerji hammaddeleri ve enerji konularında en güncel bilgileri içeren sunumlar yaptılar. Türkiye’de ilk defa düzenlenen bu uluslararası toplantıya Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığımız en üst düzeyde destek verirken, TKİ, TPAO, EÜAŞ, MTA, EPDK, TETAŞ, Enerji İşleri Genel Müdürlüğü gibi ülkemizin enerji sek-törünün kamu tarafındaki en önemli

kurumlarının genel müdürleri, diğer üst düzey yönetici ve bürokratla-rı Zirvede bizzat çağrılı sunumlar yaptılar. Zirvede 4 ayrı oturumda 28 sözlü sunum yapılırken, “Dünyada ve Türkiye’de Enerji Projeksiyonu” konulu bir de panel düzenlendi ve fosil yakıtlar, yenilenebilir, nükleer enerji ve biyokütle/biyoyakıt konula-rı etraflıca ele alındı. Ülkemizde ya-şanan ve giderek tırmanan terör olay-ları nedeniyle Zirveye yurtdışından katılım beklentimizin biraz altında olsa da, Zirvede gerek enerji ham-maddeleri gerekse enerji konularının tümü derinlemesine tartışıldı, yapılan çağrılı konuşmaların, sözlü ve poster sunumlarının bilimsel düzeyi ve içe-riği son darace tatmin ediciydi. Bu nedenle Bilim Kurulu Başkanı olarak Zirvenin başarılı bir şekilde hedefle-nen amaçlarına ulaştığını ve beklenti-lerimizi tam olarak karşıladığını söy-leyebilirim.”“Zirvede fosil yakıtlar (kömür, petrol, doğalgaz, kaya gazı) hidro, yenilenebilir (jeotermal, güneş ,rüzgar), nükleer enerji ve biyokütle/biyoyakıtlar olmak üzere tüm enerji türleri ve enerji kaynakları kapsamlı bir şekilde ele alındı, dünyada ve özel-likle Türkiye’de arz güvenliği konusu tartışıldı. INERMA Enerji Zirvesi’n-de ülkemizin gerek birincil enerji ih-tiyacının gerekse elektrik üretiminin çok büyük oranda dışa bağımlılığı ve enerji ithalatının ülkemizin en bü-yük cari açık kalemini oluşturduğu,

bu sebeple de başta elektrik üreti-mi olmak üzere enerji ihtiyacımızın karşılanmasında en önemli kaynağın linyit rezervlerimizin olduğu hususu önce çıkan ve çokça tartışılan konu-ların başında geldi. Zirvede kömürün önemi ve temiz kömür teknolojilerine olan ihtiyacımız kadar, yenilenebilir enerji, biyokütle ve nükleer enerjinin de ülkemiz açısından önemli olduğu, bunların paylarının mutlaka arttırıl-masının gerektiği ve bu konularda teknolojik AR-GE çalışmaları ile beraber ticari ölçek uygulamalarının artmasının gerekliliği hususunda da genel bir kabul oluştu. Ayrıca ülkemi-zin sınırları içinde ve denizlerimizde petrol ve doğalgaz aramalarının öne-mi ile birlikte bitümlü şist rezervle-rimizin sıvı yakıt üretmek üzere de-ğerlendirilmesinin de önemli olduğu konusunda hemfikir olundu.”

Yerli kömür ve yenilenebilir kaynaklar öne çıktı

Maden Kaynak ve Rezervlerinin Sınıflandırılmasında UNFC-2009 Sistemi Prof. Dr. Marinela Panayotova, Maden ve Jeoloji Üniversitesi, Bulgaristan

Türkiye’nin Enerji Hammaddeleri PotansiyeliYusuf Ziya Coşar, MTA

Alışılmadık kaynaklardan Ura-nyum Bio-Ekstraksiyonu Luis Sobral, CETEM/MCT, Brezilya

Page 12: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

22 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Zirve’den karelerINERMA Uluslararası Enerji Hamaddeleri ve Enerji Zirvesi pek çok kamu kurumu ve özel kuruluş ile akademi dünyasından isimlerin katkı ve destekleriyle gerçekleşti. Zirvenin hazırlanmasında ve başarıya ulaşmasında bu katkı ve desteklerin öneminin bilincinde olan Zirvenin düzenleyicisi Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, minnettarlığını sunduğu teşekkür plaketleriyle gösterdi.

Page 13: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı tarafından 4-14 Eylül 2015 tarihlerinde Güney Afrika Cum-huriyeti’ne düzenlenen teknik inceleme gezisinde, madenciler bu ülkedeki platin, krom, altın, nikel, elmas ve kömür maden ve tesislerini ziyaret ederek incelemelerde bulundular.

Türk madenciler

Güney Afrika’da

Afrika Kıtasının güney ucunda 1.219.000 kilometrekare yüzölçümüne ve yaklaşık 50 milyon nüfusa sahip Güney Afrika Cumhuriyeti Dünyanın gerek rezerv gerekse de üre-tim bakımından en önemli madencilik ülkelerinden biridir. Dünya altın rezervlerinin yüzde 41’ine sahip olan Güney Afrika dünyanın ikinci büyük altın üreticisi ve en büyük platin üreticisidir. Ülke ayrıca, baz metaller ve kömür üretiminde de önde gelen üreticilerdendir ve bu çerçevede hem dünya üretimi hem de dünya rezervlerinin önemli bir bölümüne sahiptir. Güney Afrika, yüksek kaliteli mineral ve mineral ürünlerin tedarikinde dünya sıralamasında ön sırada yer almaktadır. Ülke, dünyanın en büyük elmas, altın, platin grubu ve manganez cevheri rezervlerine sahip olmakla kalmayıp, aynı zamanda değerli metaller ve mi-

neraller, kromit ve enerji mineralleri, demir dışı metaller ve mineraller, demir mineralleri ve endüstriyel mineral rezervlerine de sahiptir. Güney Afrika’nın yüksek kali-te teknik ve üretim uzmanlığının yanı sıra aynı zamanda kapsamlı araştırma ve geliştirme faaliyetleri bulunmak-tadır. Güney Afrika ayrıca, elmas, altın, platin, karbon çelik, paslanmaz çelik ve alüminyum için dünya çapında birincil işleme tesislerine sahiptir. Son yıllarda, Güney Af-rikalı maden şirketleri küresel madencilik devleri arasına adını yazdırmaya başlamıştır. Bunların içerisinde Anglo Platinum, Anglo Gold, De Beers, Implats ve Iscor bulun-maktadır. Ayrıca, kömür ve doğalgazdan akaryakıt ve pet-rokimya ürünleri üreten Sasol şirketi de ülkenin en önemli kuruluşları arasındadır.

Bir madencilik devi: Güney Afrika Cumhuriyeti

Hazırlayan: Maden Yük. Müh. Engin Doğan

Anglo American Platinum Limited, Anglo American plc Grup’un bir parçasıdır ve dünyanın en büyük platin gru-bu metalleri üreticisidir. Yıllık küresel üretimin yaklaşık %38’ini karşılamaktadır. Şirketin operasyonlarının çoğun-luğu Johannesburg’un kuzeybatısı ve kuzeydoğusunda, özellikle krom, vanadyum, titanlı manyetit ve platin grubu metaller dahil bir dizi mineral ürün içeren Bushveld bölge-sinde gerçekleşmektedir. Şirketin sahip olduğu ve işlettiği 8 adet maden sahası vardır. Bunlar Bathopele, Dishaba, Unki, Mogalakwena, Siphumelele, Thembelani, Tumela and Union mines. Ayrıca, Twickenham Platinyum madeni geliştirme çalışmaları devam etmektedir. Mogalakwena’da açık işletme yöntemi, diğer madenlerde ise yeraltı üretim yöntemleri ile üretim yapılmaktadır.

Kendi ocaklarından üretilen ve dışarıdan satın alınan cevherlerden toplam rafine üretim

Gezi kapsamında ziyaret edilen tesis bir cevher hazırla-ma tesisidir. Bu tesiste platinyum grubu değerli maden-ler flotasyonla zenginleştirilir ve izabe ve rafine işlemleri için başka tesislere gönderilir. Flotasyon grubunun atığı ise yine aynı alanda bulunan krom zenginleştirme tesisine gönderilerek krom konsantresi elde edilir.

Tesisin aylık kapasitesi 450.000 ton tüvenandır. 1 ton tü-venan içeriğinde 2,8-3,2 gr/ton Platinyum, altın, palad-yum, iridyum, nikel, bakır ve rodyum ile %14-16 civarın-da kromit bulunmaktadır. 2,8-3,2 gr/ton’luk değerli metal içeriğinin 1,5 gr/ton’u platinyumdur.

Tesiste kırıcı bulunmamaktadır. Kırma işlemi tesisin dı-şında, cevherin üretildiği madenlerde gerçekleştirilmekte-dir. Cevher tesise kilometrelerce uzunluğunda bant kon-veyörler ile taşınmaktadır. Cevherin tesise girdiği boyut 16 mm altıdır.

Tesise beslenen 16 mm altı tüvenan cevher öncelikle 1. değirmene sonrasında 2. değirmene ve son olarak Isa değirmenine beslenerek %90’ı 75 mikronun altına indi-rilmektedir. 2. değirmen safhasından sonra giren malze-menin %74’ü 75 mikronun altına düşse de bu yeterli gö-rülmemiş 4,5mm seramik bilye kullanan 3. bir değirmen gurubu da sisteme eklenmiştir. %90’ı 75 mikronun altına geçen tüvenan cevher flotasyon selüllerine beslenmekte-dir. Tesiste 44 adet 300 ve 150 m3’lük flotasyon selülü bulunmaktadır. Temizleme devresi için 2 adet 140 m3’lük kolon flotasyonu kullanılmaktadır.

Tüm bu işlemlerden sonra platinyum konsantresi 130-135 gr/ton’a izabe tesisine gönderilmektedir. Tesis verimi %84.25-85,3’tür. Bu şekilde ayda 22.000 Ons platinyum elde edilmektedir. Platinyum ons fiyatı 980 $’dır.

Konsantre tesisinin atığı krom zenginleştirme tesisine beslenmektedir. Krom zenginleştirme tesisi girişinde 1 adet Thickener bulunmaktadır. Thickener üst taşarı flotas-yan tesisine kullanım suyu olarak geri dönmektedir. Alt akım ise ikiye ayrılmaktadır. Krom zenginleştirmede 2 adet 220.000 ton/ay kapasiteli zenginleştirme gurubu bu-lunmaktadır. Her bir gurupta 5 adet siklon 308 ön zengin-leştirme spirali ve 64 adet temizleme spirali bulunmakta-dır. Krom tesisinin verimi %60,57’dir.

Spirallerin orta akımından zenginleşmiş kromit alınırken daha hafif olan silisyum oksit spiral çevre akımından atık olarak alınmaktadır.

2014 2013 2012 2011

Platin (x1000 oz) 1,889.5 2,379.5 2,378.6 2,530.1

Paladyum (x1000 oz) 1,225.4 1,380.8 1,395.9 1,430.7

Rodyum (x1000 oz) 229.4 294.7 310.7 337.6

Altın (x1000 oz) 95.6 100.0 105.2 105.1

PGMs (x1000 oz) 3,734.8 4,564.9 4,640.6 4,887.4

Nikel-Rafine (x1000 ton) 20.5 16.8 17.7 20.3

Nikel Matı (x1000 ton) 7.7 5.8 - -

Bakır–Rafine (x1000ton) 12.5 8.3 11.4 12.8

Bakır Matı (x1000 ton) 6.2 5.8 - -

Krom (x1000 ton) 289.2 399.5 352.4 352.0

Anglo American Platinum Limited Pla-tinyum Grubu Metaller (PGMs) ve Krom (CRP) Tesisleri

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 25

Page 14: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Anglo Gold Limited 1998 yılında kurulmuştur. AngloGold Ashanti, 2004 yılında Anglo Gold Limited (AngloGold) ile Ashanti Goldfields Company Limited (Ashanti)’in birleş-mesi ile oluşmuştur. Dünyanın üçüncü büyük altın üretici-sidir. Şirketin 10 ülkede (Arjantin, Avustralya, Brezilya, Gana, Gine, Mali, Kongo Cumhuriyeti, Güney Afrika, Tan-zanya ve ABD) 20 işletmesi vardır ve arama faaliyetlerine devam etmektedir.

2014 yılında 4.4 milyon ons altın üreten AngloGold Ashan-ti’nin altın rezervi 57.5 milyon ons olup, ayrıca 232 M ton maden kaynağı vardır. 2014 yılında üretimin %28’i Güney Afrika’da, % 72’si diğerlerinde gerçekleştirmiştir. Güney Afrika’daki üretimin % 45’i West Wits, %37’si Vaal River ve %18’i Yerüstü işletmelerinden gerçekleştirilmiştir.

Anglo Gold Ashanti’nin, Güney Afrika’da 5 adet yeraltı madeni ve yerüstü üretim tesislerini içeren faaliyetleri 3 bölgede yapılmaktadır: Vaal River, West Wits ve yerüstü faaliyetleri. Vaal River madencilik faaliyetleri; Johannes-burg’a 170-180 km uzaklıkta bulunan üç ocakta (Great No-ligwa, Kopanang Moab Khotsong) gerçekleşmektedir. Bu üç ocaktan üretilen madenler ortak zenginleştirme tesisleri-ne getirilmektedir. Great Noligwa ocağı ömrünü neredey-se tamamlamak üzeredir. Bitişiğinde Kopanang ve Moab Khotsong ocakları vardır. Moab Khotsong ocağında Maden

ortalama 2100m derinlikten ikiz kuyu sistemi ile üretilmek-tedir. Kopanang ocağında altın öncelikli ürün olarak, uran-yum oksit ise, yan ürün olarak üretilir. Cevher, tek kuyu sistemi ile 2600 m derinden üretilir. Moab Khotsong ise şir-ketin Güney Afrika’daki en yeni altın madenidir. West Wits sahasındaki madencilik faaliyetleri Johannesburg’un güney batısında bulunmaktadır. İki ocakta (Mponeng ve TauTo-na) faaliyet vardır. Mponeng dünyanın en derin altın made-ni ve şirketin en iyi ocağıdır. İkiz kuyu sistemi ile 2400 m ile 3900 m arasındaki derinliklerde üretim yapılmaktadır. Cevher zenginleştirilir ve izabe edilir. TauTona’da sekonder ve tersiyer kuyu açma ile desteklenen üçlü kuyu sistemi ile 1.850 m ile 3.450 m arasındaki derinliklerde üretim yapıl-maktadır.

Yerüstü faaliyetleri kapsamında Vaal River ve West Wits te-sisleri ile yüzeyde bulunan marjinal cevher atıkları ile eski atık barajlarından altın kazanılır. Yerüstü faaliyetleri ayrı-ca, bağımsız olarak işletilen Mine Waste Solution (MWS) ve çeşitli atık depolama tesislerinde oluşan hidrolik çamur malzeme proseslerini de içerir. Uranyum yan ürün olarak, yeraltı madenciliğinde dolgu malzemesi olarak kullanılan malzemeden üretilmektedir.

Gezi kapsamında ziyaret edilen Mponeng madeni 3900 metre derinliği ile dünyanın en derin madenidir. 1981’da kuyu açma çalışmaları başlamış ve ilk olarak 1986 sene-sinde altın dökümü gerçekleştirilmiştir. Tahmini ömrünün 2060 yılına kadar süreceği öngörülmektedir.

Birim 2014 2013 2012

Cevher üretimi Mt 38.4 39.2 22.2

Altın içeriği oz/t 0.239 0.204 0.219

g/t 8.19 7.00 7.50

Altın üretimi 000oz 1,223 1,302 1,212

Anglo Gold Ashanti Altın Madeni ve Tesisi

26 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Johennesburg’un 80 km kadar Batısında bulunan madende 7000 personel çalışmaktadır. Mponeng madeni VCR diye tabir edilen (Ventersdorp Contact Reef) altın damarında ça-lışmaktadır. Damar Kuzey’den Güney’e doğru 27o eğimle dalmaktadır. Altta bulunan CL (Carbon Leader Reef)’de ise henüz çalışma planlanmamıştır. CL damarında daha üst se-viyelerde Tautona madeni çalışmaktadır.

Mponeng madeninin yeryüzü ile 2 adet bağlantısı bulun-maktadır. Madende bulunan tüm kuyular 8 metre çapında-dır. Yeryüzünde ağzı bulunan iki kuyudan 1 tanesi nakliye amaçlı diğeri ise servis ve personel taşıma amaçlıdır. Her iki kuyuda ilk etapta 2200 metre derinliğe ulaşmaktadır. Nakliye kuyusu 4 kompartımana ayrılmış ve her bir kom-partımanda 1’er adet skip bulunmaktadır. Hava girişi de nakliye kuyusundan olmaktadır. Servis kuyusu kesitinin yarısı havalandırma amaçlı kullanılmaktadır. Servis kuyu-sunun başında 2 adet 1500 kW’lık emici havalandırma fanı bulunmaktadır. Servis kuyusunun geri kalan yarısı ise per-sonel taşıma amaçlı iki adet 4 er katlı kafesle donatılmıştır. Her bir kafes katında 25 personel taşınabilmektedir. Tek seferde 100 personel aşağıya inebilmektedir. Kafes hızı 15 m/sn’dir . 2200 metreye personelin taşınma süresi yaklaşık 3 dakikadır.

Mponeng madeninde 8 katta üretim yapılmaktadır. İlk etap-ta 2200 metre seviyesine indirilen yüzey kuyuları, bu sevi-yeden 3 farklı dahili kuyu ile 3900 metre derinliğe kadar ulaşmaktadır. Kuyular cevher damarını kesmektedir. Bu nedenle üst kotlarda cevhere tavan taşından ulaşılırken alt seviyelerde taban taşından ulaşılmaktadır. Cevherin taban taşında volkanikler, tavan taşında ise kuvarsit kayacı bu-lunmaktadır.

Üretim yöntemleri Uzun ayak yönteminin metal madenler-deki uygulamasıdır. Buna göre cevhere Kuzeye doğru ga-leriler sürülerek her 180 metrede bir giriş yapıldıktan sonra bir üst kata başyukarı (fere) ile bağlantı yapılır ve akabinde Doğu-Batı yönlü açılarak üretim gerçekleştirilir. Üretilen boşluklar, kabak direk, domuz damları, çimentolu dolgu ile tahkim edilmektedir. Cevher girişinden Doğu ve Ba-tı’ya doğru 75’er metre üretim yapılmakta ve geride kalan 30 metrenin tamamı topuk olarak bırakılmaktadır. Damar kalınlığı 75 cm’ye kadar düşse de genelde 1,5 metre kalın-lıkta üretim yapılmaktadır. Cevher içerisinde üretim delme patlatma yöntemleri kullanılarak yapılmaktadır. Buna göre ortalama 1,5 metre kalınlığı olan damarlarda uzun ayak kö-mür üretimi gibi sehpalı tabancalar ile arına delikler deline-rek patlatılmak sureti ile üretim sağlanmaktadır. Patlatılan cevher ise scraper denilen halatlı küreyiciler ile ana nakliye yoluna çekilmekte buradan da raylı sistemler kullanılarak kuyulara nakledilmektedir. Damar kalınlığının düşük olma-sı işçiliklerin artmasına sebep olmuştur.

Mponeng madeninin yeraltı üretim kapasitesi 4000 ton/gün-dür. Ortalama altın tenörleri ise 9 gr/ton’dur. Şubat 2014’ten beri yaşanan havalandırma ve sismik problemlerden ötürü yılın ilk 6 ayında üretimleri 237.000 ton olarak gerçekleşti-rilmiştir. Yılın ilk 6 ayındaki ortalama geri kazanımlı tenör-leri 8,34 gr/ton dur. Bu süre içinde 59.000 ons altın üretimi gerçekleştirilmiştir. Ziyaret sırasında 1. Servis kuyusu ile ilk etapta 2200 metre derinliğe daha sonra 2. Servis kuyusunu kullanarak 2500 metre seviyesine kadar inildi. Bu seviyede Mponeng madeninde eğitim amaçlı kullanılan eski üretim yerleri gezildi.

Mponeng madeninin aylık elektrik sarfiyatının 53 Milyon Kw olduğu bilgisi verildi. Toplam kurulu güçlerinin ise kul-lanımın 2 katı yani 106 Milyon Kw olduğu söylendi. Yılda 1.5 Milyon ton üretim yapan Balya madeninin aylık elektrik tüketiminin 7,6 milyon Kw olduğu düşünülürse, aradaki far-kın oldukça büyük olduğu anlaşılacaktır. Madenin sıcaklığı 60oC’yi bulmaktadır. Bu nedenle madeni soğutma ihtiyacı duyulmuştur. Servis kuyusu başında 1 tanesi yedek olmak üzere 3 adet 1500 kW emici fan bulunmaktadır. Hava sıcak-lığı ise 28oC’ye kadar düşürülmektedir. Bunun için yerüstü-ne toplam 9000 kW’lık bir buz üretim tesisi kurulmuştur. 9 üniteden oluşan tesisin her bir ünitesi saatte 30 ton buz ürete-bilmektedir. Tesiste üretilen buz bant konveyörler ile havanın giriş yaptığı nakliye kuyusuna sevk edilmekte, burada bulu-nan 2 adet 50 cm’lik boruya buz dökülmektedir.

Yeraltında belli noktalarda buz barajları oluşturularak, ba-rajlardan alınan soğuk su tüm ocağa borular vasıtası ile da-ğıtılmakta bu su ayrıca tali fanlara verilerek bir serinlik ya-ratılmaktadır. Ayrıca, madene emilen hava da 15o’ye kadar soğutulmaktadır.

Page 15: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Cullinan elmas madeni Johannes-burg’un 100 km Kuzey Doğusu’n-da bulunmaktadır. 2007 yılına kadar Dünyanın en büyük elmas üreticisi De Beers’a ait olan bu tarihi elmas made-ni bu tarihten itibaren Petra Diamonds Cullinan Konsorsiyum çatısı altında faaliyetini sürdürmektedir. Gezide Cullinan elmas madeni müzesi, tesis-ler ve yerüstü kimberlit bacası üretim açıklığı ziyaret edilmiştir.

1903 yılında keşfedilen madenden bugüne kadar 353 Milyon ton tüve-nan kimberlit üretimi yapılmıştır. 110 km derinden gelen magma yüzeye yaklaştığında bir karbon oluşumu ile karşılaşmış, karbonun bir kısmı yük-sek sıcaklık ve basınç altında sıkışa-

rak elmasa dönüşmüştür. Bir volkan kraterine yerleşen kimberlit kayacı ile birlikte hareket eden elmas taneleri yeryüzüne kadar ulaşmıştır.

Madenin ilk keşfinden bir kaç yıl son-ra yüzeyden 9 metre derinde bu güne kadar keşfedilen en büyük elmas par-çasına ulaşılmıştır. Cullinan elması olarak adlandırılan elmasın büyüklüğü 3106 karattır.

100 tonda 10 gr elmas ihtiva eden kim-berlit bacasının üretimi tamamen ye-raltından gerçekleştirilmektedir. Block caving yöntemi kullanılarak üretilen kimberlit yerüstüne kuyu vasıtası ile çıkarılmaktadır. Yeryüzünden 760 metre derinde çalışan madenin hedefi

1050 metreye kadar üretim yapmaktır. Günde 9000 ton tüvenan cevher üreten maden haftada 5 gün çalışarak ayda 180.000 ton tüvenan cevher üretimi yapabilmektedir. Yeraltında şimdiye kadar 487 km tünel açılmıştır.

Yeryüzüne skip ile çıkarılan cevher iki kırıcıdan geçirilerek 6 mm’ye kadar düşürülmektedir. Elmasın yoğunluğu 3,6 gr/cm3 ve kimberlit yoğunluğu ise 2,7 gr/cm3’tür. Bu yoğunluk far-kını kullanarak elmas kazanılmakta-dır. Gravite ayırmasından sonra ince boyut elmas x-ışını sorting ile ayrıl-maktadır. Cullinan madeninde elde edilen elmasın %20’si kuyumculuk sektöründe %80’i ise sanayi amaçlı kullanılmaktadır.

Cullinan Elmas Madeni

28 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Nkomati şirketi, Johannesburg’un 300 km doğusundadır. African Rainbow Minerals (ARM)’i oluşturan Platin bölü-münden biri olan Nkomati’de küçük ve orta büyüklükte baz metal işletmesi, üretim kompleksi, yüksek tenörlü ni-kel, bakır, kobalt ve platin metal rezervleri vardır. 280 Mil-yon Tonluk rezervin içeriğinde %0,35 Ni, %0,13 Cu, %0,02 Co, 0,95 gr/ton Au, Pt, Pd ve %6,38 Cr2O3 bulun-maktadır. 280 Milyon tonluk rezervin 114 Milyon tonu görünür ve muhtemel, 164 Milyon tonu mümkün rezerv-dir. 1972’de keşfedilen maden için ilerleyen yıllarda son-dajlarla desteklenen arama çalışmaları ile birlikte yatırım kararı alınmış ve 2003 yılında ilk Nikel üretimi gerçekleş-tirilmiştir.

Nkomati üretimleri (%50 bazda)

2 adet dikey kuyu ile girilen, ileri mekanize, raysız ekip-man vasıtasıyla 2 büyük düşük tenörlü Ni-Sülfür cevher yatağından ayda 40 bin ton üretim yapılmaktadır. 2,5 km uzunluğunda, 800 m genişliğinde ve 240 m derinliğinde olan ve aylık 640 bin ton üretim yapılan açık ocak, bir gün Güney Afrika’nın en büyüklerinden biri olacaktır.

Nkomati sahasında birkaç cevher oluşumu bulunmaktadır. Ana oluşum sülfür ve cevher kütlesi ve ana mineralizas-yon zonu’dur. Sahada ayrıca, ana mineralizasyon zonuyla karşılaştırıldığında düşük metal konsantrasyonlu kromit ve peridodit-kromit cevherleşmesi bulunmaktadır. MSB cevheri üretilmiş ve bitmiştir. MMZ, PCMZ e göre daha yüksek tenörlere sahiptir. MMZ cevheri yeraltından ve açık ocaktan üretilir. PCMZ cevheri ise MMZ cevherinin hemen üstünde yataklanmıştır. Her iki cevher oluşumu-nun kalınlığı 30-40 metre civarındadır. PCMZ cevherinin krom içeriği %10’un üzerindeyken MMZ cevherinin krom içeriği %2’nin altındadır. Cevher içeriğinde Asbestte bu-lunmaktadır. Üretilen Nikel konsantresi Nikel, Bakır, Ko-balt, Paladium, Platinyum ve Altın içermektedir. Nkomati Nikel madeninde 2000 civarında personel görev yapmak-tadır. PCMZ cevheri sadece açık ocaktan üretilmektedir. Her iki cevher oluşumu için farklı flotasyon tesisleri kurul-muştur. Maden ömrünün 2025 yılına kadar devam edeceği öngörülmektedir.

Satılabilir metal

2011 2010 2009 2008 2007

Nikel (metrik ton) 5,000 1,000 3,005 2,642 2,072

Bakır (metrik ton) 2,000 1,000 1,436 1,347 1,195

Platin (x1000 ons) 19 7 3 5 5

Paladyum (x1000 ons)

6 2 11 13 14

Nkomati Nikel –Bakır Maden ve Tesisi

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 29

Page 16: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Yeraltı Nikel içeriği %0,48’dir. Yeral-tında MZ cevheri üretimi yapılmak-tadır. Üretim oda topuk yöntemi ile yapılmaktadır. Aylık yeraltı üretimi 40.000 ton olarak gerçekleşmektedir. Cevher nakli, personel nakli ve ha-valandırma amaçlı 3 adet kuyu bu-lunmaktadır. Kuyuların derinliği 400 metredir. Cevher yeraltında bulunan çeneli kırıcıda kırılıp 120 mm altına indirildikten sonra yerüstüne nakle-dilmektedir.

Açık ocakta, üst tarafta bulunan PCMZ cevher zonu ve MMZ cevher zonları üretilmektedir. Açık ocağın derinliği 160 metredir. 200 metreye kadar indirilmesi için plan yapılmış-tır. Açık ocak basamak genişlikleri 10 metre olarak belirlenmiştir. Açık ocaktan çıkarılan cevher stok sahasına

getirilmekte ve burada bulunan kırıcı-ya beslenmektedir. MMZ cevheri 170 mm altına düşürülürken PCMZ cev-herleri bu kırıcıda 150 mm altına dü-şürülmektedir. Cevherler, tesise bant konveyörle taşınmaktadır.

Nkomati madeninde iki farklı cevher zenginleştirme tesisi bulunmaktadır. İki farklı cevherin Krom içerikle-ri farklı olduğu için MMZ cevheri zenginleştirme tesisinde ilk etapta otojen öğütme yapılmaktadır. 2 adet 5,2 MW motoru bulunan 5,34x10,5 metre ebatlarında değirmene saatte 580-670 ton arası cevher beslenebil-mektedir. Buradan çıkan cevher ikin-cil bilyeli değirmene beslenmektedir. Bu değirmen 7,01x9,45m ebatlarında 2 adet 5,2 MW motor gücü olan bir değirmendir. %68-75’i 75 mikronun

altına öğütülen cevher flotasyon dev-resine beslenmektedir. Sırası ile kaba flotasyon, süpürme, temizleme ve tek-rar temizleme ünitelerinden geçirilen cevher konsantre olarak elde edilmek-tedir. Flotasyon atık barajına gönderil-mektedir.

PCMZ cevheri tesisinde de otojen öğütme yapılmamaktadır. Stok ala-nından alınan cevher çeneli kırıcı ve konik kırıcıda kırıldıktan sonra, sırası ile 2 farklı bilyeli değirmenden ge-çirilip flotasyon devrelerine beslen-mektedir. Kaba flotasyon atığı krom zenginleştirme tesisine beslenmekte ve burada %42 Cr2O3 içerikli krom konsantresi elde edilmektedir. Tesiste krom kazanım verimi %16-20 civa-rındadır. İki tesisin de Nikel kazanım verimi %78’ler civarındadır. 1 ton nikel konsantresinde %10-11 Nikel, %4-6 Bakır, %0,5-0,6 Kobalt, 4-6 gr/ton Platinyum, 10-16 gr/ton Paladyum ve 0,7-1,1 gr/ton altın bulunmaktadır. Elde edilen konsantreler kara yolu ile limana taşınmakta, buradan da deniz yolu ile ileri işleme tabi tutulmak üze-re Finlandiya ve Botswana’daki tesis-lere gönderilmektedir.

30 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Anglo Amerikan şirketine ait olan kömür madeni Johannes-burg’un 75 km Güneybatısında bulunmaktadır. Açık ocak olarak işletilen New Vaal Colliery madeni, Eskom’un 3 600 MW’lık Lethabo termik santraline kömür sağlamak için kurulmuştur ve yerli enerjide kullanılmak üzere 1985’ler-den beri santrale kömür tedarik etmektedir. New Vaal’da düşük kaliteli buhar kömürü üretilmekte ve Eskom’da ya-kılmaktadır. Bu düşük kalorifik değerli, yüksek kül içerikli kömürün yakılması için, özellikle dizayn edilmiş kazanı olan Lethabo termik santraline gönderilmektedir. Bu haliy-le santral Güney Afrika Cumhuriyetinin elektrik ihtiyacının %10’unu karşılamaktadır. Santral ekonomik yaşını 2030 senesinde dolduracaktır.

Kömür sahası Vereeniging – Sasolburg kömür sahası olarak bilinmektedir. Kömür, 230 milyon yıl önce ve Karoo kum-taşı, silt taşı ve şeyllerinde oluşmuştur Kömür yüzeyden 40 metre sonra başlamaktadır. Sırasıyla ortalama 10 metre, 7 metre ve 6 metre kalınlığında 3 farklı kömür yataklanma-sı mevcuttur. Toplam rezerv 702 Milyon tondur. Rezervin büyük bir kısmı üretilmiş ve 256 Milyon tonluk bir kömür rezervi kalmıştır. 3 farklı kömür damarı da aynı anda üre-tilip santrale beslenmektedir. Yılda 17,8 Milyon ton kömür üretimi yapılmakta ve 17,4 milyon ton kömür santralde ya-kılmaktadır. 3 kömür damarının ortalama kalorifik değeri 3725 kilokaloridir. Kömürler ortalama %10 nem oranına sahiptir. Açık ocak üretiminde kullanılan ekipman arasın-da 3 adet 1570W Bucyrus dragline, 6 adet P&H 2300 ele-ctric face shovels, 3 adet Demag H285 hidrolik shovel, 1 adet CAT 994 FEL, 1 adet KOMATSU PC1000 ve 20 adet Euclid R170 devirme kasalı kamyon filosu ve 1 adet küre-me tekerli ekskavatör bulunmaktadır. Yardımcı filoda ise,

11 adet Komatsu D375 paletli dozer, 3 adet Komatsu WD 600 tekerlekli dozer, 3 adet GD 70 elektrikli yerüstü sondaj makinesi, 3 adet D25K Drilltech kömür sondaj makinası ve çeşitli küçük kazı makinaları bulunmaktadır. Madende toplam 1028 kişi çalışmaktadır.

Kömür hazırlama ve zenginleştirme tesisinde kırma ve ele-me işlemleri yapılmaktadır. Gerektiğinde ise, kömür, 7 m çaplı 2 adet büyük Drewboy’a (Ağır-ortam) gönderilir. Kö-mürün bir kısmı için yıkama tesisi mevcuttur. Toplam üre-tilen kömürün %12’si yıkama ünitesinden geçirilmektedir.

Santralin çevrim verimi %40 civarıdır. Tesisin toplam çalış-ma saati verimliliği ise %78’dir. Kömürün %40 kül içeriği bulunmaktadır.

Anglo American New Vaal Colliery Kömür Madeni

Multotec, 40 yılı aşkın süredir, maden-cilik, cevher hazırlama, petrokimya ve enerji sanayilerinin faaliyetlerini en iyi hale getirmek için, yüksek kaliteli, uygu-lamaya özel proses ekipmanı ve çözüm-ler geliştiren ve üreten bir kuruluştur. Şirketin ürünleri arasında ayırma maki-naları (spiral, siklon, manyetik, wedge wire ve panel elekler), cevher hazırlama ekipmanı, numune alma ekipmanı, yıp-ranma çözümleri, değirmen ve kauçuk astar, katı/sıvı ayrım ekipmanı, karıştır-ma sistemleri ve zırh koruma ürünleri bulunmaktadır. Multotec’e gerçekleşti-rilen ziyaret sırasında üretim süreçleri yerinde incelenmiş ve bilgiler alınmıştır.

Multotec

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 31

Page 17: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Güney Afrika’ya düzenlenen teknik gezi kapsanında, Aslan Parkı, Pilanesberg Safari Parkı, Ümit Burnu ve Masa Dağı’nı da içeren kültürel turlar da gerçekleştirildi.

32 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Abdulkadir Tanrıverdi (Verdi Dış Tic.), Ali Türkistanlı (Esan), Ata Önuçak (AntGrup), Ayşe Koç (YMGV), Cem Güven Önal, Çiğdem Yenel, Emre Soydemir (TKİ), Engin Doğan (Esan), Ercan İpek (TKİ),Erdoğan Karaman

(Aselmak), Ertaç Işık (Yurt Çimen-to), Hayrettin Elmas (Elmas Yapı), İbrahim Uçar (Esan), Kenan Emir-alioğlu (TKİ), Mehmet Bahattin Aydın (Akelsan), Mehmet Tombul (MİGEM), Meltem Kumyol (Kumyol), Mustafa

Kemal Coşkun (CSK Mermer), Mus-tafa Yiğit (TKİ), Neşe Emiralioğlu, Nuray Yalçın (TKİ), Saim Birkan (Pen-ka Mad), Selime Aysun Soydemir, Sevinç Aktaş, Zekeriya Keskin (Park Elektrik).

Prof. Dr. Güven Önal danışmanlığında, Ayşe Koç’un başkanlığında gerçekleştirilen geziye şu isimler katıldı:

Page 18: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Yorum

Kömür memleket meselesiE nerjide Rus doğalgazına bağımlılığımız yalnızca ekonomik bir mesele de-

ğil, aynı zamanda ulusal bağımsızlığımız ve güvenliğimiz açısından da bü-yük bir risk. Bu sorunun çözümü ise belli: Yerli kömür kaynaklarımızın

kullanılması.

Suriye’de yaşanan krize Rusya’nın fiili olarak müdahalesi ve Türkiye ile karşı karşıya gelmesi çok önemli bir gerçeği tüm çıplaklığıyla bir kez daha gösterdi: Enerjide Rus doğalgazına bağımlıyız ve bu durum yalnızca ekono-mik olarak değil, ulusal bağımsızlığımız ve güvenliğimiz açısından da büyük bir risk teşkil ediyor. Bir süredir dillerden düşmeyen “Gaz vanası kapanırsa kışı çıkaramayız” sözü afaki bir öngörü olmaktan çıkıp gerçek ve yakın bir ihtimal olarak dikiliyor karşımıza.

Bilkent Üniversitesi öğretim görevlisi Necdet Pamir’in INERMA Zirvesinde yaptığı sunumda verdiği bilgilere göre, Türkiye elektrik ihtiyacının neredeyse yarısını doğal-gaz santrallerinden karşılıyor. Doğalgazın yüzde % 98’ini ise başta Rusya ve İran gibi sorunlu olduğumuz ülkeler olmak üzere, dışarıdan alıyoruz. Kömür santrallerimizde kullandığımız kömürün de yine önemli bir kısmını ithal ediyoruz. Toplam kömür talebimizin yüzde 55’ini ithalat-la sağlıyoruz. Kurulu elektrik üretim gücümüzün yüzde 66’sını doğalgaz ve ithal kömür santralleri oluşturuyor. Bu tablo tam bir bağımlılık tablosudur. Enerjide dışa bağım-

lılık ise ulusal güvenliğimiz açısından büyük riskler do-ğurmakta, ülkenin elini kolunu bağlamaktadır. Bu hayati sorunun çözümü kuşkusuz kendi enerji kaynaklarımızı kullanmaktan geçiyor. En önemli yerli enerji kaynağımız ise kömür. Yapılan hesaplamalara göre Türkiye’nin kömür rezervleri önümüzdeki 100 yıl boyunca enerji ihtiyacımızı karşılayabilecek düzeyde. Peki, bu zenginliğimizi ekono-miye kazandırmak, kendi kaynaklarımızı devreye almak için gereken şeyleri yapıyor muyuz? Yalnızca kömür ma-denciliğimizin mevcut durumu bile bu konuda ne kadar yetersiz kaldığımızı ortaya koyuyor.

Genelde madencilik sektörümüz özelde de kömür madenciliğimiz çok büyük sorunlarla karşı karşıya. Mev-zuattaki, ruhsatlandırmadaki ve bü-rokrasideki sorun ve engellerin yanı sıra son dönemde yaşanan kazaların ardından oluşan negatif kamuoyu da kömür üreticilerimizin üzerine kâbus gibi çökmüş durumda. Bir de iş güvenliği konusunda getirilen yeni standart ve uygulama zorunlulukları

sektörü neredeyse durma noktası-na getirmiş. Son dönemde çok zor zamanlar geçiren kömür üreticileri sorunlarını gündeme getirmek ve çö-züm aramak için Kömür Üreticileri Derneği adı altında bir sivil toplum örgütü kurdular. Yaklaşık 1 yıl ka-dar önce kurulan dernek Türkiye’nin büyük yeraltı kaynaklarına sahip olmasına rağmen bu alanlarda itha-latçı olduğuna dikkat çekiyor ve öz kaynaktan üretime öncelik vermek gerektiğini savunuyor. Fakat mevcut mevzuat ve uygulamalarla sürdürü-lebilir bir madenciliğin mümkün ol-madığını da ekliyor.

Şu anda madencilik sektörünün yatı-rım yapılabilir durumda olmadığını savunan Derneğin Başkanı Muzaf-fer Polat bir yatırım için tam 26 ayrı yerden izin alınması gerektiğini vur-

gulayarak şunları söylüyor: “Maden sektörünün her noktasında sorunlar vardır. Madencilik yapılacaksa dün-ya ölçeklerinde uygulanabilir, sürdü-rülebilir, ölümlerin olmadığı, işçinin de madencinin de mutlu olduğu bir ortam yaratılması için sadece ma-dencilik faaliyetleri açısından Maden Bakanlığı kurulması gerekmektedir.”

Kömür madenciliğinin diğer maden-cilik faaliyetlerinden ayrılması ge-rektiğini savunan Kömür Üreticileri Derneği, kömür sektörü için, Devle-tin de kömür işçisinin de işverenin de haklarını ve üzerlerine düşen yü-kümlülüklerin ayrıntılı tarif edildiği bir yasanın yapılmasını istiyor ve gelişmiş dünya ülkelerinde, örneğin Avusturalya ve Amerika’da kömür madenciliğinin özel yasalarla takip edildiğini belirtiyor.

Mevcut durumda sürdürülebilir madencilik mümkün değilGrafikler Necdet Pamir’in Uluslararası Enerji Hammaddeleri Zirvesindeki Sunumundan alınmıştır.

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 35

Page 19: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

İş güvenliği ve üretim karşı karşıya gelmemeli

196 kömür madeninin 126’sı kapandı

Kömür Üreticileri Derneği Başkanı Muzaffer Polat, ya-tırımcılar olarak işçi sağlığı ve güvenliği konusunda her şeyi yapmaya hazır olduklarını dile getiriyor ve yasa ve yönetmeliklerin Türkiye’de uygulanabilir olmasının en önemli talepleri olduğunu ifade ediyor. Maden işçileri-nin daha fazla maddi kazanç sağlamasını istediklerini söyleyen Polat, “İşçi ve sendikalar torba yasa avantajıyla birçok şey istiyor. Günlük altı saat mesai ile bir ocak ça-lışmaz. Maden işçisi diğer işçilerden fazla kazanmalı. Bu bir meslek. Doğru, riski var ama her alanda risk vardır. Bunun yanı sıra müfettişler iki ay önce yaptıkları teftişten sorumlu tutulabiliyorlar ancak madende işler on dakika

içerisinde değişebilir. Bu yüzden müfettişler, mahkeme-ye verilme korkusuyla birçok madeni kapatma yönünde karar alabiliyor. Ancak şu unutulmamalı ki müfettişler daimi denetçi olarak algılanmamalıdır” diye konuşuyor.

Öte yandan, Enerji ve Tabii Kaynaklar eski Bakanı Ta-ner Yıldız da “Madencilikte yaşanan kazaların ardından aldığımız bir kısım sıkı tedbirlerin üretimi etkilediğini biliyoruz. Madencilikte iş sağlığı ve iş güvenliği üreti-min önüne geçti. Hem işveren hem de işçilerin çıkarlarını dengeleyecek bir yapının kurulması gerek,” şeklinde ko-nuşmuştu.

Dernek, enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için yer-li kömürün desteklenmesi gerektiğini belirterek şunları ifade ediyor: “Döviz ödenerek alınan ithal kömürle, üre-tilen enerji ile yerli madenlerimizden istihdam yarata-rak, katma değer yaratılarak üretilen enerji, aynı kefeye konmamalıdır. Yerli kömürden üretilen enerji için teşvik verilmeli, alım garantisi getirilmelidir. Yerli madenlerin içinden drene edilecek her türlü gazla ve yer altında işlem yapılarak üretilecek enerjiye en yüksek fiyattan alım ga-rantisi getirildiğinde, iş kazalarının önüne geçilmiş olacak ve ekonomiye kazandırılacaktır.”

Maden Türkiye Fuarı, 2014 yılında ortaya koyduğu başarılı per-

formans sonrasında kapsa-mına eklenen tünelcilik ile güçlenerek tüm katılımcıla-rının yeni ürünlerini sergile-yebilecekleri ve genişleyen ziyaretçi profili ile yeni iş bağlantıları kurabilecekleri uluslararası bir organizasyon olmaya 2016 yılında da de-vam edecektir.

Polat, AB Parlayıcı ve Patlayıcı Ortamlarda Güvenlik Ser-tifikası (ATEX) alma zorunluluğunun çok kısa sürede uy-gulamaya geçtiğini, ancak sektörün buna hazır olmadığını belirtiyor.

ATEX standardının uygulanabilmesi için tüm sistemin değişmesi gerektiğini savunan Polat, “En basit örnek ola-rak; kullandığımız kabloların ve motorların bu standarda uygun olması gerekiyor. Bunun için de neredeyse tüm sistem değişmeli. Biz Çin malı anti-grizu damgalı ürün-

leri getirdik ama kabul edilmiyor. Doğu Avrupa’dan 4-5 misli ücretle ithal etmemiz gerekiyor” diyor. Polat, “Biz ‘bu standardı uygulamayız, yapmayız’ demiyoruz ancak olabilecek şeylerin istenmesini rica ediyoruz. İngiltere, ATEX’in uygulanması için 9 senelik geçiş süresini kabul ettirmişken bizim direkt uygulamaya geçmemiz bekleni-yor. Bu durum nedeniyle Soma maden faciasından bugüne kadar 192 yeraltı kömür işletmesinden yaklaşık 126 tanesi kapalı durumda ve 40 tanesi de rölantide çalışıyor” şek-linde konuşuyor.

Page 20: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Koehler Aydınlatma tarafından üretilen WHEAT Gen II kablosuz baş lam-bası madencilerin görüş kapasitesini arttırarak iş ortamındaki nesne ve risklerin daha iyi farkedilmesini sağlıyor. Bu yanıyla iş güvenliğine katkı sağlayan ürün sadece 0.14 kg ağırlığıyla da madencilere yük olmuyor. Tam şarj ile kesintisiz 15 saat aydınlatma sağlayabilen WHEAT Gen II’de tek butonla yüksek (%100) ve düşük (%25) ışık seçim özelliği bulunuyor. Şarj seviyesi belli bir sınırın altına indiğinde kendiliğinden düşük ışık moduna geçen sistem ayrıca dakikada bir defa yanıp sönerek kullanıcıyı uyarıyor. 65 lumenlik lamba azami 6.000 kandela ışık yoğunluğu ile 140 metreye kadar aydınlatma menziline sahip.

Northern Light Technologies’in ikinci kuşak kablosuz baş lambası Genesis batarya ve lam-bayı aynı cihazda birleştirmesinin yanı sıra mevcut madenci takip etiketlerini de ihtiva edebiliyor. Firmanın bir önceki modeli Polaris’in modern tasarımını temel alan ve onun gibi bütün NLT lambalarıyla uyumlu olan Genesis grünüm olarak da Polaris’e benziyor

fakat muhafazası takip etiketini de taşıyacak şekilde biraz daha derinleştirilmiş. Lambaya entegre edilebilen çok çeşitli RFID veya Wi-Fi tabanlı takip etiketleri de aynı bataryadan

güç alıyor. Genesis’in özellikleri arasında, 10 saatlik şarj süresi, tek şarjla ana LED ile 12 saatin üzerinde ve yardımcı led ile de 40 saatten fazla aydınlatma, acil durumlar için beş sani-

yede bir yanıp sönme, en az 4000 ve ortalama 5500 lux ışık gücü bulunuyor. Genesis’in koruma standardı IP65 seviyesinde.

Koehler WHEAT Gen II Baş Lambası:

NLT Genesis Baş Lambası:

Teknolojinin Nimetleri

Streamlight el fenerleri

Streamlight’ın 3C Propolymer HAZ-LO ürünü, üç adet C pil ile çalışan, güvenli ve yüksek performanslı led lambalar ile yüksek aydınlatma sağlıyor. Gövdesi, darbeye dayanıklı, anti statik, yalıtkan ve hafif polimer malzemeden mamul 150 lumenlik lamba maksimum 7.000

kandela ışık üretebiliyor ve aydınlatma menzili de 167 metreye kadar çıkabiliyor. Hafif pürüzlü parabolik reflektörü sayesinde yumuşak, düzenli ışığı ile optimum çevresel aydınlatma sağlıyor. Yüksek görünürlükteki sarı ve turuncu renklerde üreti-

len lambanın gövdesi 24 cm uzunluğunda ve 3.7 cm çapında, ağırlığı ise 193 gr.

Streamlight Kalınkafa HAZ-LO ise, 360 derece dönebilen eklemli kafası ile, hafif, şarj edilebilir ve güvenli bir el feneri. Güvenli bir şekilde taşıma için kuvvetli bir mıknatısla

donatılmış bu lambanın diğer özellikleri arasında LED teknolojisi, mikroişlemci kontrollü yüksek ve düşük ışık modu, acil durum flash kullanımı ve ayışığı modu da bulunuyor. Spot ve sürekli ışık modellerinde ayrıca entegre asma kancası veya klips bulunuyor. 135 lb çekme kuvvetine sahip çıkarılabilir mıknatısı değiştirilebilir lastik bir muhafaza içinde bulunuyor. Lambanın darbeye dayanıklı nylon malzemeden üretilmiş gövdesi, tabanı ve batarya muhafazası yüksek daya-nıklılık sağlarken, bütün açılır kapanır bölümleri de hava geçirmez contalarla izole edilmiş.

Kişisel ışıklandırmada yenilikler

38 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Merkezi Avustralya’da bulunan Smith Light şirketi tarafından sunulan açılabilir portatif ışıklandırma üniteleri sonderece dayanıklı ABS747 malzemesinden mamul ve kendinden emniyetli olarak sınıflandırılı-yor. Darbe emici lastik bir tabana sahip EX90L T2/T4 ışıklandırma ünitesi kapağındaki koruyucu sıkı lastik conta ile de IP65 UV koru-ma standardında ve tuzlu suya dayanıklı olarak sınıflandırılıyor.

3.5 kilogram ağırlığındaki ünite öne ve arkaya 60° eğilebilen çift ta-raflı lambaya sahip. Ayrıca lambanın ısı üretiminin sıfıra yakın olma-sı da rahat bir çalışma ortamı sağlıyor. EX90L T2/T4’ün yüksekliği açıldığında 888 mm, kapalı halde ise 600 mm. 334 mm. genişlik ve 220 mm derinliğindeki ünite 230-240V veya 12V enerji ile çalışıyor. Maksimum çalışma süresi ise 12 saat.

Bayco Products tarafından üretilen NightStick serisi kalem tipi fener, el feneri ve baş lambaları sağlam, güvenli ve güçlü aydınlatma sağlıyor. NightStick XPP-5410G şarj

edilemez kalem tipi fener küçük ve ince yapısının aksine dar alanlarda kuvvetli bir aydın-latma sağlıyor. AAA pille çalışan fener tek set pil ile 18 saat kullanım sunuyor. 30 lumen-

lik fenerin aydınlatma menzili 40 metreye kadar çıkabiliyor. Fenerin kimyasal maddelere dayanıklı ve kaymaz malzemeden yapılmış gövdesinde kemere veya cebe takmak için bir klips de bulunuyor.

Bayco’nun Nightstick XPP-5422B/G el feneri de şarj edilemez AA pille çalışıyor. Fenerin led lambası 140 lumen ışık üretirken

derin parabolik reflektör sayesinde aydınlat-ma menzili 180 metreye kadar çıkabili-

yor. Sürekli, yanıp sönen ve karma ışık fonksiyonları gövdede bulunan tek bu-

tondan kontrol erilebiliyor.

XPP-5458G baş lambası, çift huzme modunda 175 lumen, spot modunda 100 lumen ve kızıl ışık modunda 18 lumen ışık üretiyor. Üç adet şarj edilemez AA pil ile çalışan baş lambası tek set pil ile 18 saate kadar kullanım sunuyor.

IP-X7 koruma standardına sahip lamba, ratchet tilt bağlantısı ve kaymaz lastik bantlar ile baret üzerinde de kullanılabiliyor.

NightStick’ten güvenli aydınlatma çözümleri

Kablosuz ve son derece hafif olan Flare-XM-1’in son teknoloji lityum batarya ile bes-lenen LED lambaları normal aydınlatma ve acil durum aydınlatması olmak üzere iki

moda ayarlanabiliyor. 3500 lux’un üzerinde ışık çıkışı sağlayan Flare-XM-1, darbe-şe ve suya dayanıklı yapısıyla hemen bütün madencilik faliyetlerine uygun. Lam-banın özellikleri arasında, iki kademeli (normal kullanım ve acil durum kullanı-mı) buton, döner baret bağlantısı, geliştirilmiş spot lambası, radyo dalgalarından etkilenmeme, değiştirilebilir güç anahtarı ve geliştirilmiş şarj sistemi bulunuyor.

7 saatin altında bir sürede tam şarj edilebilen lamba tek şarjla normal kullanımda 14, acil durum kullanımında 36 saatten uzun süre çalışabiliyor. Xerebrus Flare-XM-1

sadece 130 gram ağırlığında.

Xerebrus Flare-XM-1 Baş Lambası:

Portatif ışık kaynağı

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 39

Page 21: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Australyalı Roobuck firmasının ürettiği ayarlanabilir baş lambası bağalantı braketi saye-sinde barete sabit bir lamba yönü ayarlanabilir bir ışık kaynağına dönüşüyor, böylelikle kullanıcılar lambayı baretten çıkarmadan yönünü istedikleri şekilde ayarlayabiliyorlar. Barete sabit baş lambalarında ışığın yönü baş hareketi olmaksızın değiştirilemezken, Ro-obuck Baş Lambası Bağlantı Braketi sayesinde kullanıcılar lambayı başlarından çıkarma-dan, bağlantı braketinden yukarı-aşağı hareket ettirerek ışığı yerdeki veya yüksekteki bir noktaya çevirebiliyorlar. Braketin ayar mesafesi, kullanıcının gövdesine paralel olarak yere çevirilebilecek kadar geniş. İhtiyaç duyulmadığında braket katlanarak normal bir sa-bit baş lambası bağlantısına dönüşüyor. Şirket ürününe o kadar güveniyor ki, talep edilen iş yerlerine ücretsiz deneme imkanı sağlıyor.

Madencilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan birisi su kullanımıyla ilgilidir. Erişimi ister kolay ister zor olsun, yeni suyu şartlandırmak ve kullanılmış suyu tekrar kullanılabilir hale getirmek hayli maliyetlidir. Suyun geri kazanılması prosesi genellikle büyük thickenerlerin, ve çeşit çeşit pompa sistemlerinin kullanılmasını gerektirir. Peristaltik hortum pompa da bu prosesin vazgeçil-mezlerinden biridir.

Flowrox şirketi suyun transferi, dozajlaması ve ölçümünde kullanılan bu peristaltik pompaları üretiyor. Şirketin iddiasına göre ürettikleri peristaltik pompalar içeriğinde yüzde 60-80 oranında katı madde bulunduran çamurla-rı bile pompalayabiliyor. Normal bir sanrifüj pompasının en fazla yüzde 30 katı içerikli çamurları pompalayabildiği düşünüldüğünde bu madenciler için önemli bir avantaj. Peristaltik pompaların bir diğer avantajı da bu pompalar-da sadece tek bir hortumun pompalanan çürütücü ve aşındırıcı malzemeyle temasa girmesi.

Yenilerde İsveç’teki bir demir cevheri madeninde kullanılmaya başlanan 100 mm’lik peristaltik pompanın thickener altından gelen yüzde 60 katı çamuru so-runsuz bir şekilde pompaladığı belirtiliyor ki daha önce kullanılan santrifüj pompa yalnızca yüzde 35 katı maddeli çamuru pompalayabiliyordu. Meksika’daki yeni bir tesiste de bir eğimsiz pasta thickenerine üç adet 65 mm’lik Flowrox Peristaltik Hortum Pompa bağlanmış ve sorunsuz çalışıyor. Onarım gerektiren tek parçası hortumu olan pompalar yüzde 70 katı içerikli pastayı pompalıyor.

Q6000 Serisi Yakıt Bulaşması Ölçüm Cihazı (Fuel Dilution Meter - FDM) gerek laboratuvarda gerekse de sahada motor yağına yakıt bulaşması seviyesini hızlı ve güvenilir bir şekilde ölçü-

lebiliyor. Bilindiği üzere, yağlama yağına yakıt karışması ciddi motor arızalarına neden olabiliyor. Örneğin dizel motor karterinde, yağa yakıt karışması rölantide aşırı uzun çalışma, hasarlı enjektörler veya gevşek bağlantılardan kaynaklanabiliyor. Q6000 ‘azı dişi’ benzeri bir tasarımı kullanan bir numune alma metodu kullanıyor. Numune alma, yüzde 15 yakıt içeriğine kadar <+5% RSD yinelenebilirliğe sahip bir üst kat-man sistemi kullanılarak gerçekleşiyor. Üstkatman buhardan numune alma sistemi solvent kullanımı gerektirmiyor ve yakıt bulaşmış yağın ısıtılması ihtiyacını ortadan kaldırıyor.

Roobuck’tan ayarlanabilir bağlantı braketi:

Peristaltic Hortum Pompa ile su tasarrufu

Portatif yakıt bulaşması ölçüm cihazı

Page 22: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Makale

Krom neye yarar?Şüphesiz bu soruya hemen herkes paslanmaz çelik diyecektir, ki krom üretiminin %85 i bu amaçla kullanıldığı düşünülürse cevap da yanlış sayılmaz. Bu yazının konusu ise kromun az bilinen diğer kullanımları.

Dündar ERGUNALP / Maden Yüksek Mühendisi

1798 de Fransız kimyacı Vauquelin ilk krom metalini elde ederken, kromun bileşenlerinin oluşturduğu renk-lerin etkisiyle olsa gerek, bu metale Yunanca renk anlamına gelen “chroma” adını vermiş.Krom bazlı malzemelerin canlı renkleri bugüne kadar in-

sanları etkileyegelmiş. ABD deki okul otobüsleri, ya da neredeyse dünyanın heryerindeki posta arabaları, taksiler, iş makinaları kurşun kromat (PbCrO4) kullanılan sarı boya ile boyanmakta.Bu bo-yaların tercih edilme sebebi ise kolay kolay solmamasından ve kolay farkedilir olmasın-dan kaynaklanıyor olsa gerek.

Aluminyum oksit minerali olan korundun Al3+ iyonlarının yerine iz miktarda Cr3+ yerleştirilince

kristal yakut kırmızısı rengini alır.Korundun bu rengi vermesi Cr3+ iyonlarını çevreleyen elek-tronların gelen ışığın mor ve sarı-yeşil renklerini tutup, sadece kırmızı ve birazda mavi ışığı

geçirmesinden kaynaklanıyor.İyonların yer değiştirmesi doğal olarak olabileceği gibi, sen-tetik olarak laboratuarda da gerçekleştirilebiliyor. 1960 da gerçekleştirilen ilk lazer için de böyle bir kristalin içindeki krom iyonlarının fotonları kullanıldı.

Kırmızı, turuncu ve sarı renklere ilaveten, krom oksitleri cam ve

seramik üretiminde yeşil renkler elde etmek için de kullanılır. Askeri

araçları, uçakları görünmez yapan da, kızılötesi ışığı yansıtmada yeşil yapraklarla aynı

özelliğe sahip olan bu boyalar havadaki oksijen metal yüzeyinde, spinel yapısında ve birkaç atom kalınlığın-da bir tabaka oluşturarak kromu pasifleştirir. Bu tabaka

oksijenin metalin daha derinlerine nüfuz etmesini önler, hatta demir ve nikelin aksine kromun hidrojen tarafın-dan parçalanmasına mani olur. Hepimizin bildiği parlak otomobil tamponları işte kromun bu özelliği sayesinde yapılabiliyor. En gözalıcı uygulamasını belki de Har-ley Davidson motorsikletlerinin egsoz ve motorlarında görmek mümkün. Kromu sadece motorsikletin metal kaplamasında değil arkadaki deri çantalarında bulmak da mümkün. Krom tuzları deri dabaklamada kullanılır.

42 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Deri, krom tuzu içeren sıvıya batırıldığı zaman, Cr3+ iyonları kolajen lifleriyle birleşir, derinin moleküler yapısını istikrarlı hale getirir, atmosferik etkilere karşı daha dayanıklı yapar ve elastik bir yapıya kavuşmasını sağlar. Bu şekilde dabaklanmış bir deri %4-5 kadar krom içerir.

Krom kaplama modernizm işareti olarak algılansa da Çin’de bulunan, 2000 yıl öncesine ait Kin krallığının mezarlarındaki Terracota askerlerin silahlarında da krom kaplama görmek mümkün. Ancak bunun bilinçli olarak kullanılan bir üretim tekniğinden ziyade metal yapımında kullanılan cevherden geldiğini düşünmek doğru olur.

Kromun en çok karşılaşılan şekli üç değerlikli Cr3+ ve altı değerlikli Cr6+ . İnsan açısından ikisinin arasında-ki fark ölümle hayat arasındaki fark gibi. Üç değerlikli krom insan için zararsız görünüyor. Her ne kadar Avrupa Gıda Güvenliği kurumu 2014 de kromu insan için ger-ekli temel elementler listesinden çıkardıysa da, bazıları hala kromun diabet, kilo kaybı, kanda lipit düşüklüğüne iyi geldiğinde ısrarlı. Kromun altı değerlikli formu ise kesinlikle ölümcül. Kana karıştığı zaman karaciğer ve böbreklerde kanamaya sebep oluyor. Kromun sebep oduğu en büyük zehirlenme vakası ABD de Pacific

Gas ve Electric firmasına karşı açılan ve 1996 da 333 milyon dolarlık bir anlaşmayla sonuçlanan davada görüldü. Kaliforniya, Hinkley’de doğal gaz sıvılaştırma tesisine sahip firma, gazın basınç altında sıkıştırılması sırasında ortaya çıkan ısıyı suyla düşürmek ve ekip-manlarda paslanmayı önlemek amacıyla 1952 ve 1966 yılları arasında suya altı değerlikli krom karıştırır. Takip eden yıllarda çevreyi temizlemek için 700 mily-on dolar harcanmasına rağmen, 2013 yılında kromun 10 km uzağa kadar yayıldığı ve bölgenin yaşam için yeniden güvenli hale gelmesinin 40 yıl süreceği an-laşıldı. Bunu duyunca Özal döneminde Elazığ’da ku-rulan, hiç çalıştırılmayıp kaderine terkedilen bikromat tesisini hatırlamadan edemiyor insan.

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 43

Page 23: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Endüstriyel Mineral HaberleriHazırlayan: Mad. Yük. Müh. Dündar ERGUNALP

6 Ağustos’ta 146 yıllık Süveyş Kanalının kapasitesi %100 arttı. Kanalda iki yönlü tra-fik mümkün hale geldi. Kanal sadece geniş-letilmekle kalmadı, derinliği de 24m oldu. Mısır önümüzdeki yıllarda bugünkü 46 gemi/gün olan geçiş adedinin 97 olacağını öngörüyor. Geçiş için bekleme saatlerinin de 11’den 3’e düşeceği tahmin ediliyor. Ge-çen yıl kanaldan 33,1 milyon ton cevher ve metal, 18,4 milyon ton gübre, 18,7 milyon ton kimyasal geçişi olmuş. Artan kapasite ile Uzakdoğu’dan Avrupa’ya hammadde it-halatı artacağı gibi, geri dönüşe yük arayan hatların Uzakdoğu’ya navlunları aşağı çek-mesi de bekleniyor.

Süveyş Kanalı kapasitesini ikiye katladı

Forntarnauite: Yeni mineral9 Eylül’den Cahit Helvacı ve Barselona Üniversitesinden Federico Orti önderliğindeki araştırmacılar potasyum ve kalsiyum içeren bir çifte sodyum ve stron-siyum tuzu keşfetti. 2007 de vefat eden Ramon Fontarnau’ya ithafen adı Fon-tarnauite konan mineral bugüne kadar keşfedilen sekizinci sulfat-borat minera-li. Renksiz ve hafif kahverengi kristalle-ri olan yeni mineral Doğanlar’dan elde edilen sondaj karotlarında bulundu.

31, Mayıs, 2018 de yürürlüğe girecek olan Reach yönetmeliğinin üçüncü kademe-sinde her firmadan yılda 1 tonun üzerinde kullandığı kimyasalları sicile kay-dettirmesi isteniyor Bugüne kadar yılda 1 ile 100 ton arasında tüketilen 1000 kadar kimyasal kayda geçti. 2018 yılına kadar 25.000 kimyasal için 70.000 kayıt yaptırılması bekleniyor.

2010 ve 2013 yılındaki ilk iki kademede yıllık 1.000 ve 100 ton tüketimlerin kayda geçirilmesi istenmişti. İthal ettikleri mineralleri Avrupa’da rafine eden, kimyasallarla işleyen pek çok işletmenin 2018 de işlerini Avrupa dışına taşı-ma ihtimali fazla. Doğal hali kimyasal olarak değiştirilmeyen mineraller Reach kapsamına girmiyor

REACH

Tek bir bakteri hücresinden 24 saatten az bir sürede 8 milyondan fazla hücre içeren bir koloni oluşabiliyor. Her sene kuş gribi, domuz gribi, ebola, E. coli gibi bakteri-lerle ilgili haberler eksik olmuyor. Sağlık kuruluşları da bize bakterilerden korunmak için sürekli ellerimizi yıkamamızı tavsi-ye ediyor. 17 yaşında iki Çinli genç nihayet pratik bir çözüm sundu. Geçen yıl Pitts-burgh Bilim ve Mühendislik fuarında bu-luşları için 1500 Dolarlık ödülü kazanan gençlerin buluşlarına insanların tuvalet kapılarını tutmak istememelerini farketmeleri sebep olmuş. Gençler aktif Titanyum dioksitin bakterileri %99,8 oranında öldürdüğünü tespit etmiş.Yaptıkları şeffaf silindirik kapı kulpunun içine mor ötesi ışığı veren iki LED ampul yerleştiren genç mucitler, bunların enerjisini kapının açılması sırasında oluşan mekanik enerjiden elde ediyorlar.

Titanyum bakterilere geçit vermiyor

Latin Resources şirketi kuzey Peru’daki 15 milyon ton/yıl kapasiteli andalu-sit yatırımına devam ediyor. Mücevher taşı olarak da bilinen bu alumino sili-kat minerali son zamanlarda döküm kumu olarak tercih edilmeye başlandı.Ergime derecesi 1850oC olan mineral döküm kumu uygulamasında olivin ve kromite rakip olacak gibi gözüküyor. Mineral bazı kaynaklarda Kerphalit olarak da anılıyor.Güney Afrika global üretimin %64 ünü gerçekleştiriyor.Fransa, Çin ve G.Afrika’daki operasyonlarıyla Dünya pazarının %67 isini de Imerys elinde tutuyor.

Andalusit

Gilsonit ya da Uintaite, namıdiğer AsfaltitPetrol sondajı kuyularında betonlama yaparken yoğunluk düşürmek için içi boş boncuklar kullanılır. American Gilsonit firmasının yeni çalışmaları gilsonitin bu işi %20 daha hesaplı yapabileceğini gösteriyor. Betonlama ku-

yuyu terk ederken kullanıldığı gibi sondaj sırasında da kuyuyu istenmeyen yeraltı akışkanlarından korumak, sirkülasyon

kaybını önlemek gibi amaçlar için de kullanılmakta.

Iran Gilsonit firması ise ürünlerinin daha çok yol inşaatında kullanıldığını ifade ediyor. Gilsonit ayrıca basım ve kalıp işlerinde de kullanılmakta. Iran Gilso-nit yılda 100.000 ton 45 mikrona kadar değişik bo-yutlarda öğütülmüş ürünler satmakta. Halen gilsonit fiyatları 150 $/T ile 375 $/T arasında değişmekte.

• Fluorspar 2015 / 6 - 8 Ekim 2015 / Four Seasons Resort / Marakeş, Fas

• 5th Asian Bauxite & Alumina Conference / 22 - 23 Ekim 2015 / Singapur Marriott Tang Plaza Hotel / Singapur

• 5th Graphite & Graphene Conference / 8 - 9 Aralık 2015 / Waldorf Hilton / Londra, İngiltere

• Industrial Minerals International Congress and Exhibition 2016 / 1 - 3 Nisan 2016 / İstanbul, Türkiye

Yapılacak endüstriyel mineral toplantıları

Page 24: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Röportaj

Çayeli Bakır İşletmeleri:İş güvenliği ve çevreye yatırım üretim artışı olarak geri dönüyor

ülkemizin en önemli bakır üreticisi olan Çayeli Bakır İşletmeleri 1994 yılından beri faaliyetlerini sürdürüyor. 2013 yı-

lından bu yana First Quantum Minerals çatısı altında bulunan ve bugün ülkenin bakır madeni üretiminin üçte birini tek başına gerçekleştiren Çaye-li Bakır gerek üretim rakamları gerekse de iş güvenliği ve çevre konusundaki uygulamalarıyla madencilik sek-törümüzün öncü kuruluşlarından biri. Şirketin Genel Müdürü Iain Anderson 2001 yılından bu yana Türkiye madencilik sektöründe çalışıyor. Kendisiyle yaptığı-mız söyleşide Çayeli Bakır, Türkiye’de madenciliğin so-runları ve çözüm yolları, çevre ve iş güvenliği sorunları gibi pek çok konuyu konuştuk…

Öncelikle kendinizi tanıtır mısınız?

Adım Iain Anderson. Avusturalya doğumluyum ve mekanik mühendisi-yim. Türkiye’ye ilk kez 2001 yılında Bergama’daki Ovacık Altın Made-ni’nin kurulum aşamasında geldim ve bir süre orada çalıştım. 2009 yılında Çayeli Bakır İşletmeleri’nde çalışma-ya başladım ve şu anki Genel Mü-dürlük görevimi ise 2010 yılınından beri yürütüyorum. Rize’de yaşayıp bu doğayı tanıdığım ve bölgenin güzel-liğini yaşadığım için kendimi şanslı hissediyorum. Yakın zamanda Türk vatandaşı oldum ve gerçekten burayı kendi ülkem olarak benimsediğimi söyleyebilirim.

Çayeli Bakır İşletmeleri hakkında bilgi verir misiniz?

Çayeli Bakır İşletmeleri, Rize’nin Çayeli ilçesi Madenli Beldesi’nde 1994 yılından bu yana operasyon-larını sürdürüyor. Yaklaşık 20 yıldır bakır ve çinko cevheri üreten işlet-memiz, yılda 1.3 milyon ton cevher üretme ve işleme kapasitesine sahip. Türkiye’nin bakır madeni üretiminin yaklaşık üçte birini karşılayan Çaye-li Bakır, 25,2 milyon dolar vergi ile Türkiye’de en çok kurumlar vergisi ödeyen firmalar sıralamasında 57’nci sırada. 2014 yılı itibarıyla 219 milyon dolar ihracatla madencilik sektörü ih-racat sıralamasında 2. konumdadır.

Varsa yeni projeleriniz ile rezerv geliştirme çalışmalarınızdan bah-seder misiniz?

Çayeli Bakır İşletmeleri olarak önce-likli hedefimiz, güvenli bir şekilde fa-aliyetlerimizi devam ettirmek ve var olan üretim oranlarımızı korumak. Diğer bir önceliğimiz ise madenimi-zin ömrünü 2019’un ötesine taşımak. Çabalarımızla birlikte Türkiye’nin 2023 stratejik hedefleri arasında yer alan “500 milyar dolar ihracat hede-fi”ne katkı sağlamayı umuyoruz.

Madencilikte esas katma değerin topraktan çıkarılan ürünün işle-nerek ara veya son ürüne dönüş-türülmesiyle yaratıldığı hepimizin malumu. Şirketinizin bu konudaki durumunu anlatır mısınız? Türki-ye madenciliğinin daha yüksek artı değer üretir hale gelmesi, yani çıka-rılan cevherin son ürüne kadar iş-lenmesi hususunda gerek sektörün gerekse de devletin yapması gere-kenler sizce nelerdir?

Çayeli Bakır ürettiği bütün konsantre-leri ihraç etmektedir ve bu durum, ge-nel olarak algılananın aksine, ülkeye katma değer sağlamadığımız anlamı-na gelmez. Çayeli Bakır’ın kazancı-nın %70’e yakını royalti, vergi, yerel tedarik, sosyal fonlar ve diğer başka harcamalar ile Türkiye ekonomisine eklenmektedir. Bununla birlikte, Ça-yeli Bakır bünyesinde yıllar içinde yetiştirilen, eğitilen ve geliştirilen çok sayıda çalışan başka şirketlerde üst düzey konumlarda görevlendirildi ve

bu sayede gerçekleşen bilgi transferi kişilere, sektörümüze ve Türkiye’ye fayda sağladı. İhtiyaçlarımızı karşı-lamak ve Rize’de katma değerli ürün üretebilmek için Türkiye’de izabe ocağı inşa etmek amacıyla yakın za-manda bir araştırma yaptık. İzabe ve arıtma işlerinin oldukça rekabetçi ve bu sektördeki kar marjlarının düşük olduğunu ve ürün fiyat dalgalanmala-rıyla karşı karşıya kaldığını anladık. Yapılan herhangi bir yatırımın 20 yı-lın üzerinde bir zaman dilimi boyun-ca herhangi bir getiri sağlayabilmesi için şu andaki maden kapasitemizin 5 katı büyüklüğünde bir izabe ocağı inşa etmemiz gerekiyor. Tabi ki de ül-kede hâlihazırda var olan daha küçük bir izabe ocağı inşa etmek mümkün olmasına rağmen yatırım getirisi ya-ratmak için devlet desteği olmadan özel sektörün bu tip tesisleri inşa etme riskine girip girmeyeceği belirsizdir.

Şu anda işletilen izabe ocaklarının yıllık üretim kapasitesi 100.000 ton metalin üzerindedir. Türkiye’de hala daha büyük bir izabe ocağının inşa edilebileceğini düşünmeme rağmen bunun benzer kapasitedeki büyük bir maden tarafından desteklenmesi gerektiği veya yatırımı teşvik etmek üzere verilen devlet desteğine ihtiya-cı olduğunu düşünmekteyim. Devlet teşvikleri, ülkenin kaynakları üzeri-ne yapılan masraflardır ve artı değer üretmezler. Benim geliştireceğim strateji, şirketleri kaynaklar vasıtasıy-la teşvik ederek ve bu tip bir kaynak için uzman görüşü sunarak büyük çaplı bir madencilik projesinin oluş-turulması ve geliştirilmesi oldurdu. Maden aramalarıyla ilgili geniş çaplı bir yatırımın teşvik edilmesi konu-sunda benim stratejim, maden arama lisanslarının güçlendirilmesi ve dev-letin jeoloji alanındaki bilgilerine eri-şimin kolaylaştırılması oldurdu.

Keşifle ilgili geniş çaplı bir yatırımın teşvik edilmesi konusun-da benim stratejim, keşif lisanslarının güçlendirilmesi ve dev-letin jeolojik bilgilerine erişimin kolaylaştırılması oldurdu.

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 47

Iain Anderson

Page 25: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Madencilik sektörünün gelişmesinde kamu otoritesi-nin yaklaşımı, mevzuat ve uygulamaları da belirleyici bir önem arz ediyor. Başka ülkelerdeki deneyimleri de bilen bir kişi ve şirket olarak Türkiye’deki durumu nasıl değerlendiriyorsunuz? Tespit ettiğiniz aksaklık-lar ve çözüm önerileriniz nelerdir?

Madencilik endüstrisinin Türkiye’de genel olarak negatif olarak algılandığını söyleyebiliriz. Bu, sektörümüzün ge-lişiminin önündeki en büyük engellerden biridir. Geçen sene sektör olarak oldukça acı deneyimler yaşadık. Çayeli Bakır olarak, bu bağlamda oluşabilecek riskler doğrultu-sunda kararlar alınmasının ve özellikle kendimizi sadece yasal gereksinimlerle sınırlamadan hareket etmenin çok önemli olduğunu düşünüyoruz. Bu ifade, mevcut mevzu-atın yetersiz olduğu anlamına gelmemektedir. Madenci-lik sektöründe öngörülemeyen risklerin var olması ve her maden sahasının kendine özgü riskler taşıması sebebiyle bu yaklaşımı benimsiyoruz.

Madencilik, üçüncü dünya ülkelerine ait ve uzun vadeli çevresel zarara neden olan düşük teknolojili bir endüst-ri olarak görülmektedir. Aslında madencilik, inanılandan çok daha teknolojiktir. Madencilik birçok profesyonel di-siplinin bir ekip olarak bir arada çalışmasını gerektiren bir sektör olup, madencilik sektöründe bilgisayar, otomasyon ve artan bir şekilde robot teknolojisi kullanılmaktadır.

Güvenlik ve çevreye ilişkin endişeler gerçek birer olgu-dur, sektörümüzün bunlara cevap vermesi ve bu sorun-ların üzerine gitme konusunda daha iyiye gitmesi gerek-mektedir. Madencilik sektörünü geliştiren temel nedenin hammaddeye olan talep olduğunu ve telefonlarımızda, bilgisayarlarımızda ve televizyonlarımızda kullanılan ba-kırın aslında Çayeli Bakır gibi bir madenden çıkarıldığını ve hayat kalitemizi arttıran birçok unsur için madencili-ğin gerekli olduğunu anlamamız gerekir. Madenciliğin çevresel etkilerinin olduğu konusunda herhangi bir şüphe olmamasına rağmen iyi maden şirketleri, madenin işletil-mesi sırasında ve maden kapatıldıktan sonra bu etkileri azalmak veya ortadan kaldırmak için gereken çevresel yükümlülüklerini yerine getirmektedir. Maden şirketleri-nin çevresel mükemmelliği hedeflemesi, şirket dışı taraf-ların denetimlerine açık olması ve madenin işletiminden önce maddi anlamda eksiksiz bir biçimde desteklenmiş bir maden kapatma ve rehabilitasyon planının olması ge-rekmektedir.

Madencilikte teknoloji kullanımı gerek verimlilik ge-rekse de iş ve çevre güvenliği bakımından belirleyici önemde. Bu konuda Çayeli Bakır İşletmelerini ben-zerlerinden ayıran şeyler nelerdir?

Çayeli Bakır, birçok kuruma benzer bir şekilde teknoloji-den faydalanmaktadır. Çayeli Bakır’ı diğer kuruluşlardan ayıran unsurun yaptığımız şeyi sürekli geliştirme çabası olduğunu düşünüyorum. Şirketimizin çalışmaya başladı-ğı ilk günden itibaren sürekli gelişim kültürü şirketimizin DNA’sına işlenmiştir. Çayeli Bakır’ın faaliyetlerini yürüt-tüğü 20 yıl içerisinde kullandığımız teknoloji belirgin bir biçimde gelişme kaydetmiştir. Şu anda, şirket ilk kurul-duğunda mevcut olmayan yazılım ve ekipmanları kullan-maktayız.

Yeni şeyler keşfetmeye ve öğrenmeye her zaman açığız ve sektördeki son teknolojik ilerlemeleri araştırıyoruz. Ancak, Çayeli Bakır kullanacağı teknolojiyi titizlikle seçmekte ve teknolojiyi sadece var olduğu için kullanma-maktadır. Örneğin yakın zamanda sadece, güvenliği ve üretkenliği geliştirmek için ekipman operatörleri için si-mülatörlerin kullanımına baktık. Bir mühendis olarak aşı-rı derecede uygulamaya koymak istediğim ilginç bir tek-noloji olmasına rağmen madenin geriye kalan kullanım ömründe bu yatırımın herhangi bir getirisinin olmayaca-ğını düşündük. Çayeli Bakır’ın tüm gelişim çabalarının olumlu bir sonucunun ve bir getirisinin olması gerekir.

Şirketinizin iş güvenliği konusundaki standartları ile öne çıktığını biliyoruz. Bu konudaki uygulamaları-

Çayeli Bakır, birçok kuruma benzer bir şekilde teknolojiden faydalanmaktadır. Çayeli Bakır’ı diğer kuruluşlardan ayıran unsurun yaptığımız şeyi sürekli geliştirme çabası olduğunu düşünüyorum. Şirketimi-zin çalışmaya başladığı ilk günden itibaren sürekli gelişim kültürü şirketimizin DNA’sı-na işlenmiştir.

Madencilik ileri teknoloji gerektiren bir faaliyettir

nızdan bahseder misiniz? Örnek bir kurum olarak, iş güvenliği standartlarının yükseltilmesi konusunda sektördeki diğer kuruluşlara ne gibi önerilerde bulu-nursunuz?

Teşekkür ederim ancak örnek bir kurum olarak etiketlen-mekten pek hoşlanmıyorum çünkü kendini beğenme ve rehavet gibi duygulara neden olabilir. Çayeli Bakır ve çalışanları kusursuz değildir ve biz de hata yaparız. Yakın zamanda, oldukça zor zemin şartlarında çalışılan bir ye-raltı madeninde ‘Kayıp Zamanlı’ kaza olmadan 570’den fazla gün geçirdik. Çalışanların ölmesine ve yaralanma-sına neden olabilecek tehlikelerin her zaman var olduğu koşullarda bu performansı sürdürmek için gerçekçi olmak ve dikkatimizi sürdürmek zorundayız. Çayeli Bakır’ın sağlık ve güvenlik programına yaklaşı-mı oldukça basittir ve felsefelerimiz başka yerlerde de uygulamaya konulabilir. İş güvenliği programımız yıllar içinde gelişti. Başlangıçta sadece düzenlemelere uymaya odaklanmıştık ve daha sonra program, belirlenen riskle-rin ve tehlikeli koşulları kapsayacak şekilde geliştirildi. Yaklaşık 5 sene önce kaza oranlarımızın durağan bir nok-taya geldiğini anladık ve kaza oranlarımızın olabilecek en düşük seviyeye indirgenmesi için farklı bir yaklaşım geliştirmemiz gerekmekteydi. En büyük tehlikeler belir-lendikten, ortadan kaldırıldıktan veya kontrol altına alın-dıktan sonra kaynaklarımızın, zamanımızın ve çabamızın daha fazlasını çalışanlarımızı buna uygun bir şekilde dav-

ranmaya teşvik etmek amacıyla kullandık. Çayeli Bakır, ekip çalışmasının ve iş güvenliğiyle ilgili daha işbirlikçi bir yaklaşımın teşvik edilmesi için havacılık sektöründeki teknikleri benimsemektedir. Bu, çalışanların sorgulama-sını ve katılımcılığını teşvik etmek için liderlerin yeni bir yaklaşımı benimsemesini gerektirmektedir.

Bir kuruluşun yönetim veya lider kadrosu, işyerinde uy-gun davranışların tanıtılmasında çok önemli bir rol oynar. Yöneticilerin nasıl iletişim kurduğu, davrandığı ve verdi-ği kararlar çalışanlar tarafından yorumlanır. Yöneticilerin söyledikleri ve davranışları arasındaki herhangi bir tutar-sızlık, çalışanlar tarafından iş güvenliği uygulamalarımı-za bağlılık eksikliği olarak yorumlanır ve çalışanlarımız bizim gerçekten iş güvenliği kurallarımıza bağlı olmadı-ğımıza inanırsa kaza ve yaralanma oranlarını arttıracak şekilde davranmaya başlarlar. Yöneticilerin iş güvenliği uygulama ve prosedürlerine uymadığı veya istediği za-man bunların değişmesine izin vermesi halinde çalışanla-rın bunlara uygun davranmasını nasıl bekleyebiliriz? Sa-dece sonuca odaklanıp ekipman, sistem ve insan üzerinde yatırım yapmadan çalışanlarımızın güvenli çalışmasını nasıl bekleyebiliriz?

Bazı işyerlerinde yönetim kadroları çalışanlarıyla çok az iletişim kurar veya iletişim kurduklarında genellikle per-formanslarının yeterli olmadığını, üretim hedeflerine ula-şılmadığını ve maliyetlerin çok yüksek olduğunu söyler-ler. Çayeli Bakır yönetimi, çalışanlarla sık bir şekilde yüz

Çalışanlarımızı aktif bir şekilde bizimle yakın ilişki kurmaları ve bize meydan okumaları konusunda aktif olarak teşvik ederiz. “Gü-venliğin sağlanamadığı du-rumda üretim yapmayız” gibi kimi yol gösterici felse-felerimiz vardır ve çalışan-larımıza kendilerine farkın-da olmadan verilen tehlikeli işleri reddetme zorunluluk-ları olduğunu söyleriz. Bu bir sorumluluktan öte bir zorunluluktur.

İş sağlığı ve güvenliği kurumsal kültürün bir parçasıdır

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 49

Page 26: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

yüze iletişim kurar ve bu etkileşimlerin büyük bir kısmı-nın sebebi iş güvenliğinin arttırılması konusudur. Çalışan-larımızı aktif bir şekilde bizimle yakın iletişim kurmaları ve bize meydan okumaları konusunda aktif olarak teşvik ederiz. “İş güvenliğinin sağlanamadığı durumda üretim yapmayız” gibi kimi yol gösterici felsefelerimiz vardır ve çalışanlarımıza kendilerine farkında olmadan verilen tehli-keli işleri reddetme yükümlülükleri olduğunu söyleriz. Bu bir sorumluluktan öte bir zorunluluktur. Çalışanlarımız, devam etmenin güvenli olmadığına inandıkları herhangi bir üretim sürecini herhangi bir anda durdurmak konusun-da kendilerini yetkili hissederler. Yönetim olarak üretim sürecini durdurdukları için çalışanlarımızı cezalandırmak veya onları azarlamak yerine bunun tam tersini yapmak-tayız. Güvenli olmayan işleri durdurdukları için çalışanla-rımıza veya yüklenicilerimize ufak ödüller verdiğimiz bir çok durum vardır. Çayeli Bakır’da iş güvenliği, sadece İş Güvenliği Departmanının veya İSG uzmanlarımızın değil Çayeli Bakır ailesinin her üyesinin sorumluluğudur. Tabi ki yönetim ve liderlik konularında daha geleneksel bir

yaklaşımı benimseyen yöneticiler, çalışanların verdikleri kararlara meydan okumasından veya üretim sürecini dur-durmasından rahatsızlık duyabilirler. Asıl liderler egola-rını bir kenara koyarak çalışanlara kendilerinin normalde erişemeyecekleri sonuçlara ulaşmalarına izin verecek şe-kilde ilham verirler. Dürüst olmak gerekirse, bazı işyeri sahibi ve yöneticilerin neden iş güvenliği meselelerine daha fazla zaman ve çaba sarf etmediklerini anlamıyorum. İş güvenliği konusunda Çayeli Bakır’da yapılan herhangi bir yatırımın karşılığını defalarca aldık. Son 5 sene içeri-sinde madenimiz her bir sene rekor üretim oranlarına ulaş-tı ve bu dönem boyunca çalışanlarımız kendilerini daha önce olmadığı kadar güvenli ve mutlu hissetti.

Madenciliğin doğal ve toplumsal çevreye etkileri son dönem sıkça gündeme gelen konular. Gerek doğal çev-renin korunması gerekse de toplumsal çevreye katkı ve sosyal sorumluluk noktalarında, şirketinizin poli-tikası, uygulamaları ve varsa bunların sonuçlarından bahseder misiniz?

Yerel kalkınmaya özen gösteren bir firma olarak, mavi yaka çalışanlarımızın yaklaşık yüzde 95’ini, beyaz yaka çalışanların yüzde 65’ini bulunduğumuz yöreden istihdam ediyoruz. Ayrıca her yıl 10-20 işsiz gence temel madenci-lik eğitimi vererek bölgenin mesleki kapasitesinin gelişi-mine katkıda bulunuyoruz.

Firmamızın sosyal fonlarının geniş kesimlerin yararına harcanması sürecinde daha katılımcı bir yönetişim mo-deli geliştirilmek amacıyla 2011 yılında Toplum Danışma Kurulu ve bir Bağış Değerlendirme Komitesi oluşturduk. Bu komiteler kadın temsilcisi, kaymakamlık, belediye, STK’lar gibi grupları temsil eden 8 üyeden oluşuyor. Tüm bağış talepleri Bağış Değerlendirme Komitesi’ne sunulu-yor, sosyal fonların nereye harcanacağına onlar karar ve-riyor. Bu komitede Çayeli Bakır’dan ise sadece bir üye bulunuyor. Böylece yörenin kalkınmasını destekleyecek çok sayıda projeye destek veriyoruz.

Sağlık tesisleri, sağlık ekipmanları, eğitim araç ve ekip-manları, burs programları, gelir getirici kırsal kalkınma projeleri bu kapsamdaki çalışmalar arasında yer alıyor. Bir diğer çalışmamız ise Toplum Kapasitesi Geliştirme Programı adı altında verdiğimiz mesleki eğitimler proje-si. Bu çalışma sadece Rize için değil ülkemiz madencilik sektörü için de oldukça değerli bir proje. Her yıl madenci-lik hakkında temel eğitimler ve 4 farklı operatörlük lisansı alan yaklaşık 20 kursiyer gördükleri 3 aylık teorik ve iş başı uygulamalı eğitimde başarı göstererek sertifika sahi-bi oluyor. Bu eğitimi alan kursiyerlerin madencilik alanı dışında, diğer ağır sanayi sektörlerinde de iş bulabildiğini zaman zaman duyuyor ve mutlu oluyoruz.

Dürüst olmak gerekirse, bazı işyeri sahibi ve yöneticilerin neden güvenlik meseleleri-ne daha fazla zaman ve çaba sarf etmedik-lerini anlamıyorum. Güvenlik konularında Çayeli Bakır’da yapılan herhangi bir yatırı-mın karşılığını çok defalar aldık. Son 5 sene içerisinde madenimiz her bir sene rekor üretim oranlarına ulaştı ve bu dönem bo-yunca çalışanlarımız kendilerini daha önce olmadığı kadar güvenli ve mutlu hissetti.

50 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Page 27: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun Kömür Üretici-leri Derneği temsilcileriyle yaptığı görüşmede sektörü yakından ilgilen-diren konularla ilgili önemli açıkla-malarda bulundu. Madencilikte yerli kaynakların yalnızca yüzde 12’sinin kullanıldığını, elektrik üretiminde ise doğalgazın oranının azaltılması ge-rektiğini söyleyen Bakan Alaboyun, iş sağlığı ve güvenliğinin de öne çıka-rıldığı yeni bir madencilik yasası için çalışmalara başlanacağını dile getir-di. Alaboyun, yerli kömür kaynakla-rından elektrik üretiminin artırılması-nın daha doğru olduğunu, madenlere

yapılacak yatırımların artırılması için de teşviklerin gerekli olduğunu ifade etti.

Bakan Alaboyun ile yapılan görüşme-de sektörün sorunlarını dile getiren Kömür Üreticileri Derneği Başkanı Muzaffer Polat da “Madencilik ya-pılacaksa dünya ölçeklerinde uygu-lanabilir, sürdürülebilir, ölümlerin olmadığı, işçinin de madencinin de mutlu olduğu bir ortam yaratılması için sadece madencilik faaliyetleri ile ilgilenen bir Maden Bakanlığı kurul-malı” şeklinde konuştu.

Polat, denetimlerin bir merkezde ya-pılması gerektiğini belirterek, maden işletmecisinin işlerini sürdürebilmek için 26 ayrı yerden izin almak zorun-da kalabildiğini anlattı. Madencilik yasası yeniden yapılırken, sektörün görüşlerinin de alınması gerektiğini kaydeden Polat, şunları söyledi:

“Bir çalışma ekibi oluşturulmalı ve bu ekipte sivil toplum örgütleri tem-

silcilerinden mevzuatı uygulayanlara, madencilikte tecrübeli firma temsil-cilerinden onları denetleyen teftiş ekiplerine, öğretim üyelerinden yurt dışında madencilik sektöründe marka olmuş Türk vatandaşlarına kadar ge-niş bir katılım olmalı.”

TMMOB Maden Mühendisleri Oda-sı tarafından düzenlenecek olan 6. Delme-Patlatma Sempozyumu 19-20 Kasım 2015 tarihlerinde İstanbul Steigenberger Hotel Maslak’ta ger-çekleştirilecek.

İki gün sürecek ve bilimsel oturum-lar ile sergilerin yer alacağı Sem-pozyumda, madencilik ve inşaat sektörlerinde yaygın uygulaması bulunan delme ve patlatma konusu tüm yönleriyle ayrıntılı olarak uy-

gulayıcıları ve uzmanları tarafından tartışılacak. Bu sempozyum, bilgi birikimini artırmayı, yeni yaklaşım ve teknolojileri tanıtmayı ve tartış-malarla çözüm önerileri getirmeyi hedefliyor.

Kömür Üreticileri Derneği Baş-kanı Muzaffer Polat, kömür ma-denciliğinin diğer madencilik fa-aliyetlerinden ayrı olduğunu, bu nedenle devletin de kömür işçisi-nin de işverenin de hak ve yüküm-lülüklerini ayrıntılı olarak tarif eden bir düzenlemenin gereğini vurgulayarak Avustralya ve Ame-rika’da kömür madenciliğinin ayrı bir yasa ile düzenlendiğine dikkat çekti. Polat, yerli kömürden enerji üretiminin teşvik edilmesi ve alım garantisi verilmesi gerektiğini de dile getirdi.

Bakan da hemfikir: Madencilik Bakanlığı kurulmalı

Kömür diğer madenlerden ayrılmalı

Delme Patlatma Sempozyumu

Türkiye’den HaberlerEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Ali Rıza Alaboyun, Türkiye’de madenciliğin geliştirilmesi için Maden Bakanlığı ya da Başbakanlığa bağlı konuyla ilgili bir müsteşarlık kurulması gerektiğini söyledi.

Maden Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen Türkiye V. Uluslararası Maden Makinaları Sempozyumu ve Sergisi 1-2 Ekim 2015 tarihlerinde Es-kişehir‘de gerçekleştirildi. Sempozyu-mu düzenleyen Maden Mühendisleri Odası’nın Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Yüksel açılışta bir konuşma yaptı. Yüksel, konuşmasında ülke olarak zor bir dönemden geçtiğimizi belirterek, madenciler olarak bu zor-lukların aşılmasında ellerinden gelen katkıyı yapmaya hazır olduklarını ifa-de etti. Ekonominin, kalkınmanın ve sanayinin tüm insanlık için olduğunu vurgulayan Ayhan Yüksel, madencile-rin de bir parçası olduğu bu faaliyet-lerin doğayla ve insanlıkla barışık bir

şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade etti. Bu faaliyetlerin yaratacağı refah ve mutluluğun da tüm insanlıkça pay-laşılması gerektiğini söyleyen Yüksel, “Sanayileşme tek başına bir amaç ola-maz. Sanayileşme; toplumun tüm ke-simlerini kucaklayan, ama öncelikle çalışanların sağlık, eğitim, barınma, kültür gibi temel gereksinimlerini sağlamak üzere ileri teknolojileri iş-sizliği de ortadan kaldıracak biçimde kullanarak gerçekleştirilen toplumsal gönencin bir aracı olarak algılanmalı-dır,” şeklinde konuştu. Bu çerçevede, madencilik sektörü için üretim faali-yetleri sırasında gelişmiş teknolojik ekipmanların kullanımının önemine dikkat çeken Ayhan Yüksel, ülkemizin

bu konuda maalesef istenen düzeyde olmadığını söyledi. Yüksel verimlilik ve iş kazaları konusunda yaşadığımız sorunları hatırlatarak “Bu iki sorunun çözülebilmesi için özellikle yeraltı madenciliğinde gelişmiş teknolojik ekipmanların kullanımı bir zorunlu-luktur,” dedi.

V. Uluslararası Maden Makinaları Sempozyumu

TMMOB Maden Mühendisleri Odası Isparta, Antalya ve Burdur İl Temsilciliklerinin İşbirliği ile düzenlenecek olan 5. Madencilik ve Çevre Sempozyumu 26-27 Ka-sım 2015 tarihlerinde Antalya’da gerçekleştirilecek.

İlk dördü farklı yerlerde gerçek-

leştirilen Madencilik ve Çevre Sempozyumu, sanayi ve üniver-site çevresinden artan bir ilgiye paralel olarak geleneksel hale ge-tirildi. Sempozyum kapsamında, sanayiden gelen katılımcılarla ve sektörde gerçekleştirilmiş olan araştırma sonuçlarının sunumları ile yararlı bir bilgi ve fikir pay-

laşımı sağlanması hedefleniyor. Sempozyum, sektör içerisinde yer alan kişi ve kuruluşların, ça-lışmalarını sergilemek, sorunlara çözüm bulmak ve bu ortamı sek-tör çalışanları ve bilim insanları ile paylaşmak isteyen tüm sektör paydaşlarının buluşacağı bir plat-form olacak.

Maden Mühendislerinden Madencilik ve Çevre Sempozyumu

Natural Stone 2015 global oyuncuları buluşturuyor

CNR Fuarcılık tarafından İstanbul Maden İhracatçıları Birliği (İMİB) ve KOSGEB desteğinde düzenlenen “Natural Stone – 12.Uluslararası Mer-mer, Doğal Taş Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı” dünya doğaltaş sektörü-nün üretici ve yatırımcılarını İstanbul’da buluşturuyor.

CNR EXPO Yeşilköy’de 4-7 Kasım 2015 tarihlerinde düzenlenecek fuarda ülkemizin dört bir yanında üretilen doğal taş ürünlerinin yanı sıra sektöre yönelik makine, ekipman ve teknolojiler de ziyaretçilerle buluşacak. Uzun soluklu uluslararası iş bağlantılarına ev sahipliği yapacak Natural Stone 2015 Fuarına Çinli yatırımcıların damga vurması bekleniyor. İMİB Başka-nı Ali Kahyaoğlu, “Natural Stone Fuarı’nda en büyük pazarımız Çin’den çok sayıda profesyonel alıcıyı ağırlayacağız. Organizasyon aracılığıyla Çin’e ihracatımızın yeniden yükselmesi için çalışacağız” dedi.

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 53

Page 28: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

TMMOB Maden Mühendisleri Oda-sı Zonguldak Şubesi’nin düzenledi-ği Türkiye 20. Kömür Kongresi 4-6 Mayıs 2016 tarihlerinde, Zonguldak ta gerçekleştirilecek. Kongre süre-since ayrıca, sektördeki teknolojik gelişmelerin sergileneceği “Maden Makinaları ve Donanımı Sergisi” de düzenlenecek.

1978 yılından beri iki yılda bir düzen-lenen Türkiye Kömür Kongresi ulusal bir toplantı olarak başlamış olmasına

rağmen kömür madenciliğinin hemen hemen her yönü ile ilgilenen ve dün-yanın her yerinden madencilerin ka-tıldığı uluslararası bir organizasyona dönüşürken, başlangıcından bu güne kadar kömür kongrelerinde 730 adet yerli, 97 adet yabancı bildiri sunuldu.

Kömür Kongresi’ne ev sahipliği ya-pan Zonguldak, ülkemizin taşkömürü rezervlerine sahip tek şehri ve burada-ki kömür madenciliğinin geçmişi 170 yıl öncesine dayanıyor.

Dünyadaki bor rezervlerinin yüzde 75’ine sahip olan Türkiye’nin dünya pazarındaki payı 2014 sonu itibarıyla yüzde 50’ye yükselirken, ülkemizde-ki tek üretici olan Eti Maden İşletme-leri 2023’te bor kimyasalları üretim

kapasitesini 5.5 milyon ton, ihracatını da 2.5 milyar dolar seviyesine çıkar-ma hedefi ile faaliyetlerine devam ediyor.

Eti Maden İşletmeleri Genel Müdü-rü Recep Akgündüz konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu bilgileri verdi: “Geçen yıl dünya bor tüketimi 4.2 milyon ton seviyesinde gerçekleşti. Kuruluşumuz 2.1 milyon ton ürün satışı gerçekleştirerek pazar payını yüzde 50’ye çıkardı. 2014 yılı bor ihracat tutarı 871 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu yılın ilk 6 ayında 974 bin ton bor kimyasalı üretimi yapar-ken, 414 milyon dolarlık satış hasıla-tı gerçekleştirdik. Yılsonu itibarıyla 880 milyon dolar ihracat olmak üzere

toplam 910 milyon dolar bor satış ha-sılatı hedefliyoruz.”

Eti Maden İşletmeleri’nin geçen yılki ihracatının yüzde 57’sinin Asya ülke-lerine, yüzde 23.7’sinin Avrupa’ya ve yüzde 17.5’inin de Amerika’ya ya-pıldığı bilgisini paylaşan Akgündüz, Asya bölgesine yapılan ihracatın yüz-de 45’ini Çin’in oluşturduğunu vurgu-ladı. Akgündüz, Güney Amerika’ya tarım sektöründe gübre amacıyla kul-lanılmak üzere ürünler göndermeye başladıklarını ve Afrika’dan da özel gübre ürünleri talep edildiğini belirtti. “Güney Amerika ve Afrika bizim için yeni pazarlar” diyen Akgündüz, bu pazarlarda özellikle gübre sektöründe önlerinin açık olduğunu dile getirdi.

Geçtiğimiz yıl Mehmet Hamdi Yıldı-rım’dan boşalan Maden İşleri Genel Müdürlüğü’ne (MİGEM) daha önce MTA Ege Bölge Müdürü olarak görev yapan Maden Mühendisi Murat Topa-loğlu atandı. 1963 Erzurum Merkez doğumlu olan Murat Topaloğlu 1986 yılında Hacet-tepe Üniversitesi Zonguldak Mühen-dislik Fakültesi Maden Mühendisliği bölümünden mezun oldu. 1986-1987 yılları arasında Türkiye Taşkömürü Kurumunda Maden Mühendisi, 1989-

2003 yılları arasında MTA Genel Mü-dürlüğü Orta Anadolu (Sivas) Böl-ge Müdürlüğü’nde Başmühendis ve 2003-2010 yılları arasında MTA Ge-nel Müdürlüğü Orta Anadolu (Sivas) Bölge Müdürü olarak görev yapan Topaloğlu, 2010-2015 yılları arasında da MTA Genel Müdürlüğü Ege (İzmir) Bölge Müdürü olarak çalıştı. 16 Tem-muz 2015 tarihinde de MİGEM’de Genel Müdürlük görevine getirildi.Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı ve Sektörmaden dergisi olarak, yeni

Genel Müdürümüz Murat Topaloğ-lu’nu tebrik ediyor, ülkemiz maden-ciliğine katkı sunacak çalışmalarında başarılar diliyoruz.

Eti Maden’in bor ihracat hedefi 2.5 milyar dolar

MİGEM’e yeni Genel Müdür

Zonguldak’ta Kömür Kongresi

54 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

3-4 Ekim tarihleri arasında Afyonkarahisar’da Afyon Ko-catepe Üniversitesi ile Mühendislik Fakültesi Maden Mü-hendisliği Bölümü tarafından “Maden Hukuku Sempoz-yumu” düzenlendi. Prof. Dr. Ali Şafak Balı ile Prof. Dr. Bahri Ersoy’un düzenlemesini yaptığı sempozyumda 100 civarında katılımcı vardı. Çoğunluğunu hukukçuların oluş-turduğu katılımcıların arasında Afyonlu mermercilerin ha-ricinde sektörden pek az madenci vardı.

Açılış, “Madencilik ve tarihsel gelişimi” konulu oturumla, Melih Turhan’ın Türkiye ve diğer ülkelerin maden hukuku-nu mukayese ettiği tebliğ ile başladı. İkinci oturum başlığı “Madencilik Kanunundaki güncel gelişmelerdi. Bu bölüm-de Mehmet Tombul’un Maden Kanunundaki son gelişme-lerin gerekçelerini anlattığı, Prof. Dr. Yasin Dursun Sarı’nın Madenlerde ILO sözleşmelerinin uygulamalarını anlattığı ve Yrd. Doç. Dr. Hakan Akçın’ın madencilikte nitelikli harita yapmanın önemini irdelediği bildiriler ilgi çekti. İlk gün “Madencilik tekniği ve rödövans sözleşmeleri” başlık-lı oturumla son buldu. Bu bölümde Prof. Dr. Mustafa To-paloğlu’nun rödövans sözleşmelerindeki değişiklikler ve yasaklamaları aktardığı bildiri, B. Kayar’ın sunduğu rödö-vans sözleşmelerinin maden hukuku açısından önemi, Mad. Müh. Av. Mustafa Kula’nın Agrega işletmeciliğinin hukuk sistemindeki yerini anlattığı bildiriler dikkat çekti.

“Madenciliğin temel sorunları ve çevre” ikinci günün ilk oturum başlığıydı. Bu bölümde ilk konuşmacı Oğuz Gü-ner’in ÇED uygulamalarını, ikinci konuşmacı Mad. Müh. Ersan Değerli’nin yeterlik belgesi almış kuruluşların rolü-nü, Prof. Dr. Mesut Anıl’ın Zeytin yasasının madenciliğe etkisini yorumlayan konuşmaları ilgi topladı. İkinci otu-rumda “İş sağlığı ve güvenliği” konusu işlendi. Prof. Dr. Bahtiyar Ünver’in Soma kazasını ele aldığı bildiri, Prof. Dr. Ataç Başçetin’in yeraltı iş kazalarına karşı alınabile-cek önlemleri ve Yrd. Doç. Dr. Erkan Özkan’ın iş güven-liğinde sanal gerçeklik uygulamalarını anlattığı bildiriler dikkat çekti. Öğleden sonra ilk oturumun konusu “Kamu hukuku açısından madencilik” oldu. Bu bölümde Nilüfer Özdemir’in maden kanunu kapsamındaki para cezalarını, Erhan Egemen’in 2012/15 sayılı başbakanlık genelgesini, Yrd. Doç. Dr. Fethi Kılıç’ın maden kazalarında olası kasıt ve bilinçli taksir konularını işlediği bildiriler ilgiyle dinlen-di. “Özel hukuk açısından madencilik” konusunun işlendiği son oturumda Huriye Kubilay’ın zorunlu ferdi kaza sigor-tası, Halil Yılmaz’ın maden kazalarında işverenin hukuksal sorumluluğunu anlatan bildirileri oldukça bilgilendiriciydi.Kapanışta, madencilikte hukuksal uygulamaların sorunlu olduğu ve sorunların aşılması için ileriki yıllarda toplantıla-ra daha da geniş katılımla devam edilmesine ihtiyaç oldu-ğunda hemen herkes hemfikirdi.

Haber: Dündar Ergunalp

Afyon’da Maden Hukuku Sempozyumu yapıldı

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 55

Page 29: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Geçmiş sayılarımızdan birinde Po-lonya’daki Wieliczka Tuz Madeni ile ilgili bir haber yayınlamıştık. Yüzyıl-lar boyunca kullanılmış bir madenin ekonomik ömrünü doldurduktan son-

ra nasıl rerehabilite edilebileceğinin muhteşem örneklerinden biri idi. Bu konuda bir örnek de Amerika’dan geliyor. Kömür ocaklarıyla ünlü Pit-tsburg’un kuzeybatısında bulunan

Tour-Ed Kömür Madeni Müzesi zi-yaretçilerini madencilik dünyasının geçmişine doğru etkileyici bir yolcu-luğa çıkarıyor. Üretime 1850’lerde başlanan bu yeraltı madeni 1960’la-

Kömür madeninde geçmişe yolculuk:

56 SEKTÖRMADEN 2014 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Kömür madeninde geçmişe yolculuk:

Tour-Ed Maden Müzesi1850’lerde maden nasıl çıkarılırdı, hangi aletler kullanılırdı, kazılan kömür

nasıl taşınırdı, maden işçileri ne yer, ne içer, nasıl yaşarlardı gibi soruların yanıtlarını ziyaretçiler otantik bir mekanda, orijinal eşya, alet ve gereçleri

görerek, onlara dokunarak, kullanarak, o havayı soluyarak öğreniyorlar.

rın ortalarına kadar kömür vermiş. Rezervin tükenmesiyle ekonomik ömrünü tamamlayan maden kapısına beton dökülüp kaderine terk edilmek yerine bir maden tarihi müzesine dö-nüştürülmüş ve 1970’te kapılarını tekrar açmış. O tarihten beri de öğ-retmenleriyle gelen ilkokul çocukla-rından yabancı turistlere, madencilik öğrencilerinden gezginlere kadar binlerce ziyaretçi ağırlarken, hem toplumda madencilikle ilgili bilinç ve farkındalığın yükseltilmesine katkıda bulunuyor, hem de ekonomik ömrünü tamamlamış madenlerin nasıl rehabi-lite edilip tekrar işlevli hale getirebi-leceğine dair güzel bir örnek sunuyor.Tour-Ed Maden müzesinin ana te-

ması, “1850’lerde madencilik nasıl yapılıyordu?” olarak belirlenmiş. O dönemlerde maden nasıl çıkarılırdı, hangi aletler kullanılırdı, kazılan kö-mür nasıl taşınırdı, maden işçileri ne yer, ne içer, nasıl yaşarlardı gibi so-ruların yanıtlarını ziyaretçiler otan-tik bir mekanda orijinal eşya, alet ve gereçleri görerek, onlara dokunarak, kullanarak, o havayı soluyarak dene-yimliyorlar. Müze aslını o kadar iyi yansıtıyor ki o yıllarda kömür vagon-larını çekmekte kullanılan katırlar, hatta madenlerde gaz sensörü olarak kullanılan kanaryalar bile unutulma-mış.

Tour-Ed Kömür Madeni Müzesinde

yerin 50 metre altına kadar inen ve uzunluğu 800 metreyi bulan galeri-lerde yapılan turlara kendileri de tec-rübeli kömür madencileri olan reh-berler eşlik ediyor. Müzenin girişinde otantik madencilik gereçlerinin sergi-lendiği bir alan ve kazmadan barete, tişörtten madenci fenerine ve hatta kömürden yapılmış heykelciklerine kadar pek çok ürünün satıldığı bir de hediyelik eşya mağazası yer alıyor.,

Yolumuz oralara düşer mi bilinmez, ama bizim ülkemizde de böyle şeyler yapmak çok zor olmasa gerek. Ma-denciliğimizi yeni kuşaklara doğru anlatmak istiyoruz ya, bundan iyi ta-nıtım mı olur?...

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 57

Page 30: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Röportaj

Granitsektörününlideri:Granitaş1989’da bir Borusan Grubu şirketi olarak kurulan, 1998’den beri de faaliyetlerini bağımsız olarak sürdüren Grani-taş bugün ülkemizin en büyük granit ve doğaltaş üreticilerinden biri ola-rak doğal kaynaklarımıza değer katmaya ve ekonomik değer yaratmaya devam ediyor. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Suat Sarısoy ile kurulu-şundan bu yana emek verdiği Granitaş ve madencilik üzerine konuştuk...

Kendinizi tanıtabilir misiniz?

67 yaşındayım. Toplamda 42 yıla ulaşan iş hayatımın iki bölüme ayı-rıyorum: Borusan grubunda 25 yıllık profesyonel hayatım ve Borusan’dan sonra kendi işimle olan 17 yıllık ha-yatım. İki oğlum var, eşim ve oğulla-rımla beraber çalışıyoruz. Aile üyele-ri ve profesyonel ekip arkadaşlarımla, hep birlikte işimizi iyi yapmaya, ül-kemize, çalışanlarımıza katkıda bu-lunmaya çalışıyoruz.

Granitaş hakkında bilgi verebilir misiniz?

Granitaş 1989 yılında Borusan gru-bu tarafından doğal taş sektöründe iyi işler yapılması amacıyla kurul-du. Ancak ileriki yıllarda doğal taşın kendine has özelliği nedeniyle büyük holdinglerin işi olmadığı, daha farklı yönetilmesi gerektiği gerçeği ortaya çıkınca, 1998’den itibaren ise bizler aile şirketimiz olarak yönetimi ve şirket sahipliğini üstlendik. Halen 6 ildeki ocaklarımızda hammade üretip madencilik faaliyetlerimizi sürdürü-yoruz. Bu hammadelerimizi Avrupa standartlarında üretim yapan Bilecik ve Kırşehir’deki fabrikalarımızda ürün haline dönüştürüyoruz. Ayrıca ocaklarımızın içinde de ocak artan-larını işleyip, artıkları minimize ede-cek önlemler aldık. Ülkemizin renk skalasında yetersiz kaldığı yerlerde de ithalat yapıyoruz. Son yıllardaki

gelişmelere göre bazen bitmiş ürün ithalatına da girmek zorunda kalıyo-ruz. Şirket olarak 450 çalışanımız var. Yıllık satışlarımız 2 milyon metreka-reye kadar ulaşıyor. 2014 yılı ciromuz da 160 milyon liranın üzerinde oluş-muştur.

Yeni rezerv ve ürün geliştirme pro-jeleriniz var mı?

Yeni rezerv geliştirme için daima koşturuyoruz. Ocakçılık ve maden arama faaliyetlerimiz hep sürer. Bit-miş üründe de özel ürün için bir pro-jeye başladık, devam ediyor. İnşallah gelecek yılın ilk aylarında sonuçlarını alacağız. Yeni bir ürün taşla ilgili, ülkemiz için yeni olacak. Gelecek yıl piyasaya koymuş olacağız.

Mermer ve doğaltaş rezerv, üretim ve ticaretinin Dünyada ve Türki-ye’deki durumu hakkında bilgi ve-rebilir misiniz?

Mermer konusunda konuşmam doğru olmaz, bizim mermer faaliyetlerimiz sınırlıdır. Granit için konuşmak ge-rekirse, granitte ürünleri ekonomik ürünler ve vasıflı ürünler olmak üzere ikiye ayırıyoruz. Ekonomik ürünlerde Çin, Vietnam gibi Uzakdoğu ülkeleri tahmin edileceği gibi oldukça etkin ve yüksek miktarlarda çalışıyorlar, on-larla baş edilmesi çok kolay olmuyor. Yaptıkları işler dünyaca biliniyor. Bir de vasıflı rengiyle, dokusuyla üst pro-jelerde kullanılan ürün grubu var. Biz her iki alanda da çalışma peşindeyiz.

Yani her müşteri kesitine verebilecek ürün bulunduruyoruz. Vasıflı ürünleri kendimiz işliyoruz, ekonomik ürünle-ri ise çoğunlukla ithal ediyoruz.

Başta doğaltaş olmak sektörü ol-mak üzere, ülkemiz madenciliğinin daha ilerilere taşınmasında kamu otoritesinin tutumu, yasal mevzuat ve uygulamalarne kadar önemli? ülkemizdeki durumu nasıl değer-lendirirsiniz? Yapılması gerekenler nelerdir?

Devletimiz sanayicisini korumak için yakın bir işbirliği içinde çalışı-yor. Bizim 8 yıl önceki müracaatımız kabul edildi ve Çin ürünlerine karşı anti damping uygulaması başlatıldı. Birinci süreç bitip ikinci süreç baş-ladıktan sonra da damping miktarını arttırarak devletimiz yanımızda oldu. Şimdi bazı meslektaşlarımız Viet-nam ürünleri için de başvuru yaptı-lar, o da inceleme safhasında. Onun da yakın zamanda sonuçlanacağını umut ediyoruz. Teşvikler elbette her madencilik ve sanayi faaliyeti için önemlidir. Teşviklerin kullanımı aşırı formalitelere bağlandığı için doğrusu fazla üstünde durmuyoruz, kolay kul-lanılanlardan bazen istifade ettiğimiz oluyor. Şu anda madencilerimizin en büyük sıkıntısı Başbakanlık Genelge-

En büyük sıkıntı Başbakanlıkgenelgesi

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 59

Suat Sarısoy

Page 31: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

sidir. Başbakanlık Genelgesinde ufacık şeylerden koca-man şeylere her şeyin Başbakanlık’a bağlanması bakan-lıkların işlevini boşa çıkardı. Bir nevi onları yok sayıyor. Bunun hepimiz karşısındayız ama maalesef adım atılamı-yor. Devletin bu konuda anlam veremediğimiz aşırı bir duyarlılığı var. Çok engelleyici faktör var. Hepimizin elini ayağını bağlayan, sektörün geleceğini tehlikeye düşüren uygulama hala sürüyor. Bugünün şartlarında da ne zaman kalkar, nasıl kalkar, kim kaldırır tarzı soruları sormayı bı-raktık, hiç ümit kalmadı. Bu konuda oldukça üzüntülüyüz.

Dünya piyasalarında rekabet edebilmek için yalnızca sahip olunan rezervleri çıkarıp uygun fiyata satmak yeterli midir yoksa yapılacak başka şeylerde var mı-dır?

Burada bütün meslektaşlarımızla her zaman, her yerde ifade ettiğimiz gibi ürünlerimize değer katmamız şarttır. Ürünlere değer katılması, ürünlerin değerinin yükseltil-mesi için her firma kendince bir şeyler yapmaya gayret ediyor. Bazı meslektaşlarımız düşük katma değerli ihraca-tı sürdürüyorlar, belki haklı yanları da vardır, fakat önünde sonunda Türkiye sahip olduğu bu değeri daha iyi işletmek, daha çok katma değer yaratmak zorundadır.

Madencilikte teknoloji kullanımı gerek verimlilik gerekse de iş ve çevre güvenliği açısından belirleyici önemde. Bu konuda Granitaş’ın durumu nedir?

İş güvenliğinde yapmaya uğraştığımız şey sadece yasal prosedürleri uygulamak değil, yasanın emrettiklerininde ötesinde, işyerinde hiçbir arkadaşımızın, hiçbir yeri in-cinmesin diye elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Gü-cümüzün yettiği ölçüde iş güvenliği eğitimleri yapılıyor. Allaha şükür önemli bir iş kazasıyla da muhattap olmadık. Yakın zamanda maalesef bir işçi arkadaşımızın hatasıy-la önemli bir iş kazası oldu ama arkadaşlarımız o kadar eğitime rağmen bazen göz göre göre hata yapabiliyorlar. İş kazalarında her şeyin işverene yüklenmesi doğru değil. İşçi de, işveren de herkes üstüne düşen sorumluluğu yeri-

ne getirmeli. İş kazaları sadece işverenin önlem almasıyla engellenmez, işçi arkadaşlarımıza da iş güvenliği bilincini vermek zorundayız. Bunun için uğraş veriyoruz.

Madencilikte doğal ve toplumsal çevreye duyarlılık en önemli konular arasında. Bu anlamda çevre ve sosyal sorumluluk alanında Granitaş’ın durumu nedir?

Madencilik sektörünün zaman zaman çevreye ilişkin sı-kıntılara sebep olduğu bir gerçek. Fakat öte yandan çev-reye müdahale etmeden de o maden çıkmıyor. O maden çıktıktan sonra orayı düzeltiyor musunuz, özenli çalışıyor musunuz, etrafı perişan etmek yerine düzgün çalışıyor musunuz soruları önemli. Bu konuda biz de meslektaşla-rımız da gereken özen ve duyarlılığı gösteriyor, ben buna inanıyorum. Çocuklarımıza güzel, düzgün, tahrip olma-mış müreffeh bir ülke bırakmak istiyoruz. Burada denge-nin bulunması lazım, çevre korunacak diye madenciliğin yapılmamasında anlam yok, tam tersi olarak madencilik yapılacak diye çevreyi mahvetmenin anlamı yok. Maden-cilik yapılır ve çevre rehabilite edilir. Bunun yol ve yön-temleri de var. Bir çok yerde yapılmaya başlandı bile. Bu bilinç yerleşecek.

Sosyal sorumluluk konusunda da, bizim mesleğimizde mermer ustalığı, mermercilik diye bir esnaflık, sanatkar-lık bölümü vardır. Biz bunun eğitimini veren kurumlara mümkün olan desteği vermeye gayret ediyoruz. Makine ithal edip kredili makine sattık. Çocukların eğitimi için katkıda bulunuyoruz. Ihtiyacı olanlar bize müracaat etti-ğinde, ustaların ve işçilerin çocukları, bilhassa yukarı doğ-ru eğitimlerde, lise sonrasında çok destek vermeye gayret ediyoruz. Bir vakıf kurma niyetimiz de var, taş çalışanla-rının sosyal ihtiyaçlarına destek verecek bir vakıf. Hem eğitim hem sosyal alanda sorumluluk taşıyacak bir vakıf olmasını hedefliyoruz.

Şirketinizin gelecek vizyonu nedir ve son olarak ekle-mek istediğiniz bir şey var mı?

Şirketimiz sektörünün lideridir. Lider kalmak, lider ol-mak kadar zordur. Liderliğimizi sürdüreceğiz. Biz tüm çalışanlarımızla, müşterilerimizle, tedarikçilerimizle, yani tüm paydaşlarımızla uyum içinde çalışan, her tarafta iti-barlı olan, adı anılınca itibarı söylenen bir şirket olmak için çabaladık hep. Bunu da başardığımızı düşünüyorum. Bundan sonra da bu itibarımızı sürdürmek, daha da yük-seklere taşımak için ne gerekiyorsa yapacağız.

Çevreyi de feda edemeyiz madeni de

60 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Page 32: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen
Page 33: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

2015 Türkiye Kulüplerarası Şampiyonası 22-27 Ağustos 2015 tarihlerinde Trabzon’da yapıldı. 64 takımın katılımıyla başlayan turnuvada grup ve nakavt maçlarının ardından sıralama şöyle gelişti.

Patton takımlar Turnuvasının sonuçları :

1. YILANKIRAN: Süleyman Kolata – Salim Yılankıran – Mehmet Sırıklıoğlu – Merter Boybek – Cengiz Şeker – Fikret Ak

2. VURGUN: Tahsin Vurgun – Kutluhan Ünal – Orkunt Kesikbaş – Duran Bağlı – Neşe Serin – Mesut Tekin

3. AYLAN KURDİ: Mehmet Karkin – Mehmet Aksu – Halil Tacir – Serhun İnal – Ali Çelik – Seyfettin Aknar

1. ÇAYYoLU BRİÇ SPoR KULüBü:Süleyman Kolata – İsmail Kandemir – Nafiz Zorlu– Ali Uçar – Levent Özgül – Tayfun Özbey – Özgür Göksel – Alpay Özalp

2. MERSİN BüYüKŞEHİR BELEDİYE SPoR: Ahmet Kahraman – Zafer Şengüler – Karol Diyab – Tevfik Gürkan – Tuğbars Bozkurt – Serhan Antalyalı – Tony Rusev – Kalin Karaivanov – Hristo Hristov

3. VEFA SPoR KULüBü:Hakan Ziya Atilla - Mehmet Şakirler – Orhan Ekinci – Osman Özcan – Enver Köksoy – Yalçın Atabey – Emre Kaya – Yusuf Kahyaoğlu – Orhan AkerKulüplerarası Şampiyonu ÇAYYOLU Takımı

Patton Takımlar 1.si Yılankıran

31. Mersin Briç Festivali 9-13 Eylül 2015 tarihlerinde Mersin Macit Özcan Spor Tesislerinde gerçekleştirildi. Türki-ye’nin en geniş katılımlı festivallerinden olan ve 31’si düzenlenen turnuva patton takımlar turnuvası ve ikili turnuva şeklinde gerçekleşti. Patton Takımlar turnuvasına 46 takım katılırken ikili turnuvaya 156 çift katıldı.

64 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

İlk elimiz Anahim’de yapılan Kuzey Amerika Şampi-yonası’ndan

D-B zondaDağıtan : Güney

İkinci elimiz Eddie Kantar’dan bir el

D-B ZondaDağıtan: Batı

♠ D3♥ 97♦ 62♣ AR107542

♠ A107♥ R1043♦ AR108♣ D6

♠ R864♥ V52♦ 9754♣ V9

♠ V952♥ AD86♦ DV3♣ 83

K

G

B D

♠ R96♥ 10♦ -♣ -

♠ AV♥ -♦ -♣ 7

♠ 75♥ 86♦ -♣ -

♠ D108♥ V♦ -♣ -

K

G

B D

♠ D♥ 97♦ 62♣ 2

♠ 107♥ R♦ AR10♣ -

♠ 86♥ V5♦ 97♣ -

♠ V9♥ A♦ DV3♣ -

K

G

B D

♠ R96♥ D107♦ 987♣ R642

♠ AV3♥ A♦ 106♣ ADV10975

♠ 75♥ R862♦ ADV5432♣ -

♠ D10842♥ V9543♦ R♣ 83

K

G

B D

1. Zafer Şengüler - Fikret Aydoğdu %63,342. Turgay Sesyılmaz - Murat Molva %59,053. Başak Kütük - Ömer Kızılok %58,33

8. Pamukkale Briç Şenlikleri 5-6 Eylül 2015 tarihlerinde Pamukkale’de yapıldı.9. Akçakoca Palamut Briç Festivali 17-18 Ekim tarihle-rinde yapılacaktır.Ayrıca 2015 Cumhuriyet İkili Turnuvası 31 Ekim – 1 Ka-sım tarihlerinde yapılması planlanırken, genel seçim ne-deniyle 24-25 Ekim Tarihlerinde İstanbul’da yapılacaktır.

İkili turnuvanın sonuçları :

Batı Kuzey Doğu Güney

-PasPas

-3SA

-Pas

1SAPas

Batı Kuzey Doğu Güney

PasKontur

Pas

Pas3♠Pas

1♦3♥Pas

2♣5♣

Batı pik 2lisini çı-kar, yerden ufak, Doğu rua, asla alan dekleran bütün tref-lerini çeker. Son trefli çekmeden önce durum şöy-leydi :

Kontrat emniyette, fakat güney fazla lövelerin peşinde, takı-mına birkaç imp kazandırmaya çalışıyor.

Yerden son trefli oynandığında Doğu pik verirken güney kör ruasını atar. Sıra batıda , pik atamıyor ve karoları tutmak zo-runda, kör asını veriyor mecburen, ama bu kez de deklerana kör lövesi görünüyor. Batı triple squeeze ( üç renkte sıkışma ) oluyor. Böylece güney 12 löve topluyor.

Batı karo ruasını çıkar, doğu as ile alır, dam ve vale karoyu da çeker. Üçüncü karoyu kestiniz ve trefl asını çektiniz. İkinci ve üçüncü karolara batı bir küçük kör ve bir küçük pik attı. İlk trefle de doğu uymadı ve karo attı. Önce elleri saymamız gere-kiyor. Doğunun 7 tane karosu vardır, treflisi yoktur. Eğer körü 5li olsaydı bu kadar çabuk pes etmezdi. Bu durumda 2.4.7.0 eli olması gerekiyor. Ayrıca kör ruası da elinde olmalı. Böyle-ce batıda 5-5 majör olduğu ve majörlerden bir miktar kuvveti olduğu ortaya çıkıyor. Aksi halde negatif konturu uygulaya-mazdı. Bir koz daha çekip, kör asını da çekelim ve yerden kör damını oynayalım. Batı ruasını oturacaktır, kesin ve bütün kozlarınızı çekin. Son kozu çekmeden önce durum şöyledir:

Son koz üzerine batı mecburen pik atacaktır ve pik damının nerede olduğunu aramamıza gerek kalmayacaktır. Böylelikle basit squeze gerçekleşmiştir.

İkili Turnuva 1.leri Zafer Şengüler – Fikret Aydoğdu

{Temmuz, Ağustos, Eylül} 2015 SEKTÖRMADEN 65

Page 34: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

MİNERAL TİP/KALİTE ÖZELLİKLER FİYAT

ALUMİNA Kalsine Öğütülmüş, %98.5-99.5 Al2O3, Dökme, Fob ABD 755-850 $/t

ANTİMUAN Trioksit %99,5 Sb2O3, 5 Tonluk Lotlar, Cif Antwerp 6500-6600$/t

BARİT

Sondajlık OCMA/API, s.g.4.20, Torbalı, Fob Türkiye 152-157 $/t

Sondajlık OCMA/API, s.g.4.10, Dökme, Fob Çin 115-125 $/t

Kimyasal Kalite Çin Menşeli, Cif Meksika körfezi 161-180 $/t

BOKSİTRefrakter Çin Menşeli, 0-25mm, 85 Al2O3/1,8 Fe2O3,Fob Xingang 320-335 $/t

Aşındırıcı Çin Menşeli, Fob Zhanjiang 335-350 $/t

BENTONİTIOP Ham, Dökme, Wyoming İşletmede 50-65 $ /t

Ocma/Döküm Ham, Kurutulmuş, Dökme, Fob Milos 60-80 €/t

BORLAR

Kolemanit 40–42 B2O3, Ögütülmüş, Torbalı, Fob Arjantin, 630-690 $/t

Uleksit %46–48 B2O3, Fob Lima 675-720 $/t

Borik Asit Fob Buenos Aires 620-1000 $/t

KALSİT3 mikron Fob ABD 188-205 $/t

1 mikron Stearat Kaplı, Fob ABD 300-441 $/t

SELESTİT Konsantre Asgari %96 Sr2SO4, Fob İskenderun 90-100 $/t

KROMİT

Kimyasal %46 Cr2O3 , Dökme, Fob G.Afrika 140-210 $/t

Refrakter %46 Cr2O3, Dökme, Fob G.Afrika 270-300 $/t

Metalürjik %40 konsantre, Fob G.Afrika 125-150 $/t

DİATOMİT Kalsine Filtrasyon Kalitesi, ABD Tesiste 635-670 $/t

Na-FELSPATHam - 10mm Dökme, Fob Güllük 22-23 $/t

Flote -150 Mikron, Torbalı, Fob Güllük 53-55 $/t

FLORİTAsit Çin Menşeli, Yaş, Fob Çin 260-280 $/t

Metalürjik Çin Menşeli, Asgari %85 CaF2, Cif Rotterdam 290-310 $/t

GRAFİTAmorf Toz, %80-85 C, Çin Menşeli, Avrupa’da Teslim 400-430 $/t

Kristal %85-87 C,100-80 Meş, Cif Avrupa Limanı 650-700 $/t

İLMENİT Konsantre Asgari %54 TiO2, Dökme, Fob Avustralya 100-120 $/t

İYODİN Kristal Asgari %99,5 Varilde, Spot 29-32 $/kg

DEMİR OKSİT Kızıl tip 130 % 90 Fe2O3, Torbalı, Fob Çin 1435-1640 $/t

KAOLİN Kağıt kaplama 1 no, Georgia Tesiste 137-190 $/t

KYANİT Ham %54-56 Al2O3, ABD Fabrikada Teslim 224-320 $/t

LİTYUMKonsantre %56,5-57,5 LiOH, Çin Menşeli, Torbalı, Avrupa’da Teslim 7,2-8 $/kg

Spodumen %5 Li2O Konsantre, Cif Avrupa 450-500 $/t

MANYEZİT

“Dead-Burned” Parça, %90 MgO, Fob Çin 220-250 $/t

Kalsine % 90-92% MgO, Parça, Fob Çin 200-220 $/t

Ergimiş %96 MgO, Parça, Fob Çin 420-500 $/t

MİKA Öğütülmüş Hint Menşeli, Yaş, Cif Avrupa 600-900 $/t

OLİVİN Refrakter Dökme, ABD Tesiste 75-150 $/t

PERLİT Ham Kırılmış, Dökme, Fob Türkiye 85-90 $/t

NADİR TOPRAK

MİNERALLERİ

Cerium oksit Asgari %99, Fob Çin 2-2.5 $/kg

Europium oksit Asgari %99, Fob Çin 200-225 $/kg

Neodimiyum oksit Asgari %99, Fob Çin 41-46 $/kg

RUTİL Konsantre Asgari % 95, Fob Avustralya 800-840 $/t

SİLİS KUMU Cam Konteynerde, ABD Tesiste 27-30 $/t

Endüstriyel Mineral Fiyatları

66 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül} {Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 67

Page 35: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Londra Metal Borsası

Page 36: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

70 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

EKİM 2015

• 5thAsianBauxite&AluminaConference 22 - 23 Ekim 2015 Singapore Marriott Tang Plaza Hotel Singapur

• 29thAMMStainless&ItsAlloys 27 - 28 Ekim 2015 Sheraton O’Hare Hotel Chicago, ABD

KASIM 2015

• NaturalStone2015,12.UluslararasıMermer,doğalTaşÜrünleriveTeknolojileriFuarı04-07 Kasım2015 CNR Expo, İstanbul

• 31stInternationalFerro-alloysConference 8 - 10 Kasım 2015 Hilton Bomonti İstanbul, Türkiye

• 3rdDRI&Mini-millsConference 11 - 12 Kasım 2015 Hyatt Regency O’Hare Chicago, ABD

• 9thSteelScrapConference11 - 12 Kasım 2015 Hyatt Regency O’Hare Chicago, ABD

• 23rdInternationalRecycledAluminiumConference 16 - 18 Kasım 2015 Melia Madrid Princesa Hotel Madrid, İspanya

• 11thAsiaCopperConference 17 - 19 Kasım 2015 Grand Hyatt Shanghai / Çin

• VIII.Delme-PatlatmaSempozyumu 19-20 Kasım 2015, Steigenberger Hotel Maslak, İstanbul

• 5.MadencilikveÇevreSempozyumu 26- 27. Kasım-2015 Antalya

ARALIK 2015

• 19thMiddleEastIron&SteelConference14 - 16 Aralık 2015 Atlantis, The Palm Dubai, B.A.E.

• AMM’s21stMexicanSteelForum 27 - 29 Ocak 2016 InterContinental Cancun, Meksika

OCAK 2016

• AMM’s21stMexicanSteelForum27 - 29 Ocak 2016 InterContinental Cancun, Meksika

MART 2016

• AMM’s9thSteelTube+PipeConference 8 - 10 Mart 2016 Doubletree Houston Greenway Plaza Ho-tel Houston, ABD

• 8thWorldLeadConference 28 - 30 Mart 2016 Hilton Grand Place Brüksel, Belçika

MAYIS 2016

• Türkiye20.KömürKongresi 04-06 Mayıs 2016 Zonguldak - Türkiye

HAZİRAN 2016

• SteelSuccessStrategiesXXXI 13 - 15 Haziran 2016 Sheraton New York Times Square Hotel New York, ABD

AndaçAndaçAjanda

EKİM 2015

KASIM 2015

ARALIK 2015

OCAK 2016

MART 2016

MAYIS 2016

HAZİRAN 2016

Page 37: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen

Cevap

- 10) Talka benzer, ısıtınca yapraksı genleşmesinden dolayı, adı Yunanca “pyros” (ateş) ve “phyllos” (yaprak) kelimelerinden türe-tilmiş aluminasilikat - 12) Kum tanesi boyutlarında ve yeşil renkli olduğundan yeşil kum olarak da adlandırılan, tarımda potasyum kaynağı olarak kullanılan filosilikat - 14) Adını ilk bulunduğu İs-kocya’daki Strontian kasabasından alan karbonatlı mineral - 17) Bazı çeşitlerinin benzerliğinden dolayı adını latince “pomum gra-natum” dan alan, mü-cevher taşı veya aşın-dırıcı olarak kullanılan çeşitleri olan silikat gru-bu - 19) Ani ısıtmayla suyunu attığından adı Yunaca kaynatma taşı anlamına gelen ve gaz filtrasyonu, su saflaş-tırma gibi uygulamaları olan aluminasilikat - 20) Yeşil renkli bakır karbo-nat minerali - 23) Ülke-mizde de bol bulunan, adı zeytin yeşili rengin-den gelen, magnezyum-lu demir silikat

SoldanSağa4) Volkanik cam- 7) Linyitin oksidasyon ürünüdür ve son-daj, tarım, hümik asit üretimin-de kullanılır. - 9) Adını İskoc-ya’da Mull adasından alan ve porselen yapımında kullanılan aluminasilikat - 11) Bir adı da gilsonit olan, daha ziyade yol yüzeyini kaplamada kullanı-lan, karbon - 13) Adını Latince beyaz kurşun anlamına gelen “cerussa”dan alan mineral - 15) Adını Meksika’da San Cristo-bal’den alan amorf kuarz - 16) Adını Yunanca lacivert anlamı-na gelen Kuonos’dan alan ve refrakter yapımında kullanılan aluminasilikat - 18) Avrupa’ya 17. yüzyılda Türkler tarafın-dan tanıtıldığından adını Fran-sızca “turques” kelimesinden alan yarı kıymetli yeşil mavi takı taşı - 21) Adını 2006 da Sırbistan’da bulunduğu Jadar vadisinden alan ve çizgi kahra-manı Supermene gücünü veren kriptonite benzerliği ile büyük medya ilgisi ceken lityumlu bor minerali - 22) Lityum elde edi-len piroksen minerali - 24) Adı-nı İspanya’nın bir bölgesinden alan, seramik ve refrakter yapı-mında, bazen de mücevher taşı olarak kullanılan aluminasilikat - 25) Mor ötesi ışıkta parlayan Baryum karbonat minerali

YukarıdanAsağıya1) Adını Fransız jeolog Dolo-mieu’dan alan, ve güney Alple-re ismini veren magnezyumlu kalsiyum karbonat - 2) Yaygın Antimuan minerali - 3) Adını Almanca “kurt kaymağı” anla-mına gelen sözcükten alan ve Uludağ’da madeni de bulunan metal - 5) Adını Ceres gezege-ninden alan, en bol bulunan na-dir toprak elemanı - 6) Demir de içeren en yaygın kükürtlü nikel minerali - 8) Adını kendini keş-feden Alman kimyacı Ulex’den alan kalsiyumlu bor minerali

1 2 3

4 5

6

7

8

9

10 11

12

13

14

15

16 17

18 19

20

21 22

23

24

25

123

45

6

7

8

9

1011

12

13

14

15

1617

1819

20

2122

23

24

25

KY

OLIVIN

K

A

I

STRONSIYANIT

I

I

E

S

T

J

R

T

MALAKIT

GLAKONIT

D

N

T

B

A

D

S

A

R

A

DOLOMIT

E

L

I

L

B

PIROFILIT

T

U

SERYUM

U

T

U

Z

I

U

Z

R

I

D

ULEKSIT

K

T

Y

L

T

U

S

E

L

I

A

P

N

PENTLANDIT

ZEOLIT

O

S

D

STIBNIT

F

U

A

A

M

VOLFRAM

L

E

D

T

GRANAT

I

I

T

T

Cevap

Hazırlayan: Maden Yük. Müh. Dündar ERGUNALP

72 SEKTÖRMADEN 2015 {Temmuz, Ağustos, Eylül}

Page 38: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen
Page 39: Temmuz, Ağustos, Eylül 2015 Sayı 56ymgv.org.tr/FileManager/sm_56.pdf · Endüstriyel Mineral Haberleri ... Başbakanlık iznine bağlayan 2012 Haziran tarihli genelgenin, halen