t.c.tez.sdu.edu.tr/tezler/tf02385.pdf · 2020. 8. 20. · bitki doku kültürü; steril artlarda,...
TRANSCRIPT
T.C.
SÜLEYMAN DEMİREL ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
SUSAM BİTKİSİNDE (Sesamum indicum L.) ANTER KÜLTÜRÜ
İLE KALLUS OLUŞTURMA POTANSİYELİNİN
ARAŞTIRILMASI
Mehmet Tolgahan HAKAN
Danışman
Prof. Dr. Kudret KABAR
YÜKSEK LİSANS TEZİ
BİYOLOJİ ANABİLİM DALI
ISPARTA - 2013
© 2013 [Mehmet Tolgahan HAKAN]
TAAHHÜTNAME
Bu tezin akademik ve etik kurallara uygun olarak yazıldığını ve kullanılan tüm
literatür bilgilerinin referans gösterilerek tezde yer aldığını beyan ederim.
Mehmet Tolgahan HAKAN
i
İÇİNDEKİLER
Sayfa
İÇİNDEKİLER........................................................................................................ i
ÖZET....................................................................................................................... ii
ABSTRACT............................................................................................................ iii
TEŞEKKÜR............................................................................................................ iv
ŞEKİLLER DİZİNİ................................................................................................. v
ÇİZELGELER DİZİNİ............................................................................................ vi
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ............................................................ vii
1. GİRİŞ ................................................................................................................... 1
1.1. Anter Kültürü ............................................................................................... 3
1.2. Susam Bitkisi ................................................................................................ 11
2. KAYNAK ÖZETİ ................................................................................................ 13
3. MATERYAL VE METOD .................................................................................. 17
3.1. Materyal ........................................................................................................ 17
3.2. Metod ............................................................................................................ 17
3.2.1. Donör bitkilerin yetiştirilmesi ............................................................ 17
3.2.2. Sitolojik çalışmalar ............................................................................. 17
3.2.2.1. Çiçek tomurcuklarının gruplandırılması ................................ 18
3.2.2.2. Uygun tomurcuk safhasının tespiti ........................................ 19
3.2.3. Anterlere yapılan ön işlem ................................................................. 19
3.2.4. Anterlerin kültüre alınması ................................................................. 20
3.2.5. Kültür ortamının hazırlanışı ............................................................... 21
4. ARAŞTIRMA BULGULARI .............................................................................. 24
4.1. Sitolojik Çalışmalar Sonucu Elde Edilen Bulgular ...................................... 24
4.1.1. Uygun tomurcuk safhasına ilişkin bulgular ....................................... 24
4.2. Kültür Ortamından Elde Edilen Bulgular ......................................................... 28
4.2.1. Kültür ortamına cevap veren anterlerin tespiti ............................................... 28
4.2.2. Bitki çeşidine ve uygulanan önişleme göre kültür ortamına cevap veren ve
kallus meydana getiren anter sayıları ve yüzdeleri ......................................... 29
5. TARTIŞMA VE SONUÇ .................................................................................... 34
7. KAYNAKLAR .................................................................................................... 38
ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................. 41
ii
ÖZET
Yüksek Lisans Tezi
SUSAM BİTKİSİNDE (Semamum indicum L.) ANTER KÜLTÜRÜ İLE
KALLUS OLUŞTURMA POTANSİYELİNİN ARAŞTIRILMASI
Mehmet Tolgahan HAKAN
Süleyman Demirel Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü
Biyoloji Anabilim Dalı
Danışman: Prof. Dr. Kudret KABAR
Bu çalışmada susam bitkisinin (Sesamum indicum L.) 3 farklı genotipi kullanılarak
anter kültür tekniği uygulanmıştır. Bu amaçla Baydar-2001, Muganlı-57 çeşitleri
Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden temin edilmiş, yerel genotip
ise Denizli-Çal bölgesinden temin edilmiştir. Susam tohumları doku kültürü
çalışmaları için Süleyman Demirel Üniversitesi Biyoloji Bölümü Doku Kültürü ve
Biyodozimetri Laboratuvarında yetiştirilmiştir. Bu çalışmalarda her bir genotip için,
morfolojik ve sitolojik çalışmalar yapılarak uygun tomurcuk ve mikrospor safhası
belirlenmiştir. Uygun safhaların belirlenmesinden sonra yetiştirilen donör bitkilerden
alınan anterler, 2 mg/L dicamba ve 1 mg/L kinetin ile modifiye edilmiş MS kültür
ortamına alınmışlardır. Donör bitkiden alınan anterler ikiye ayrılarak bir gruba 24
saat +4oC’de önişlem uygulanmıştır, diğer gruba önişlem uygulanmamıştır.
Böylelikle susam bitkisinde erkek üreme hücrelerinde totipotensi araştırılması
yapılmıştır. Bu araştırma ile totipotensiye genotipin ve önişlem uygulamasının etkisi
ortaya konulmuştur. Kültür ortamına konulan anterlerden kallus meydana getirenler
tespit edilerek kallus oluşum yüzdesi hesaplanmıştır. Böylece soğuk önişlem etkisi
ve genotiplerin anrogenesis yeteneği karşılaştırılmıştır. Buna göre, ön işlem
yapılmayan deneme grubunda totipotensi yeteneği en yüksek olan genotip Denizli-
Çal olarak bulunmuştur. Bunu yaklaşık olarak aynı değerde olan Muganlı-57 ve
Baydar-2001 çeşitleri takip etmiştir. Soğuk önişlem yapılan deneme grubunda ise
Muganlı-57 çeşidi en yüksek totipotensiye sahip çeşit, onun ardından Baydar-2001
ve en düşük totipotensi yeteneği ise yerel genotipte bulunmuştur.
Anahtar Kelimeler: Anter kültürü, Sesamum indicum L., totipotensi, soğuk önişlem.
2013, 41 sayfa
iii
ABSTRACT
M.Sc. Thesis
INVESTIGATION OF THE POTENTIAL OF CALLUS FORMATION ON
SESAME (Sesamum indicum L.)
Mehmet Tolgahan HAKAN
Suleyman Demirel University
Graduate School of Applied and Natural Sciences
Department of Biology
Supervisor: Prof. Dr. Kudret KABAR
In this study, anther culture technique was applied using three different genotypes of
sesame. For this purpose, Baydar-2001, Muganli-57 varieties were supplied from
Suleyman Demirel University, Faculty of Agriculture, local genotype was supplied
from the region of Denizli-Çal. Sesame seeds were grown for tissue culture studies in
Laboratory of Tissue Culture and Biodosimetry at Biology Department, Suleyman
Demirel University. The appropriate bud and microspores stage for each genotype
were determined by performing morphological and cytological studies. After the
determination of the appropriate stages, anthers from donor plants, were transferred
to modified MS culture medium with 2 mg/L dicamba and 1 mg/L kinetin. Anthers
from donor plants were divided into two groups. One of them were applied chilling
pretreatment at +4oC for 24 hours. The other group (control) weren’t applied any
pretreatment. In this manner, on sesame plants, the male reproductive cells’
totipotency was investigated. The eeffects of chilling pretreatment and genotype on
the totipotency were put forward. The percentage of callus formation from the
anthers put into culture medium were calculated. Thus, the effect of chilling
pretreatment and androgenesis ability of genotypes were compared. According to
this, it was found that Denizli-Çal local genotype was the highest totipotency ability
on the trial group without pretreatment. It was followed by Muganlı-57 and Baydar-
2001 which have approximately the similar values. Muganlı-57 type belong to
chilling pretreatment group, was the highest totipotency and Baydar-2001 followed it
and it was found that the local genotype has the lowest totipotency ability.
Keywords: Anther culture, Sesamum indicum L., totipotency, chilling pretreatment.
2013, 41 pages
iv
TEŞEKKÜR
Bu çalışma için beni yönlendiren; düşüncelerini, iyi niyetini, bilgi ve tecrübesini
benden esirgemeyerek karşılaştığım zorluklarda yardımcı olan, tezimin sonuca
ulaşmasını sağlayan danışman hocam Sayın Prof. Dr. Kudret KABAR’a teşekkür
ederim.
Tez çalışmalarımın başlamasında gerekli teorik bilgileri edinmemi sağlayan, çalışma
konumun belirlenmesinde katkıları olan hocam Prof. Dr. Çiğdem SAVAŞKAN’a
teşekkürü borç bilirim.
Tüm çalışmalarım esnasında sonsuz desteklerini yanımda hissettiren, lisans
eğitimimin en başından yüksek lisansımın sonuna kadarki akademik hayatımda
kendilerinden çok şey öğrendiğim ve daha da öğreneceğime inandığım Sayın
hocalarım Dr. Rağbet Ezgi DURAN ve Dr. Yasemin COŞKUN’a teşekkür ederim.
Birlikte olduğumuz uzun zaman diliminde, bana her türlü koşulda sevgisini, bilgisini
ve desteğini sunan, iyi ve zor günlerde her zaman yanımda olan eşim Aliye
KAŞARCI HAKAN’a sonsuz sevgimle teşekkür ederim.
Yüksek lisansım boyunca ihtiyacım olan tüm bilgiyi sabır, ilgi ve tecrübeleriyle bana
aktaran ve her zaman desteklerini gördüğüm Biyoloji Bölümü’ndeki tüm hocalarıma
saygı ve teşekkürlerimi sunarım.
Tezimin süresince maddi manevi desteklerini aldığım aileme de teşekkür ederim.
Mehmet Tolgahan HAKAN
ISPARTA, 2013
v
ŞEKİLLER DİZİNİ
Sayfa
Şekil 1.1. Mikrosporların in vivo ve in vitro koşullarda gösterdikleri alternatif
yollar...................................................................................................... 10
Şekil 1. 2. Susam (Sesamum indicum L.) bitkisinin genel görünümü ..................... 11
Şekil 3. 1. Farklı gelişim evrelerindeki tomurcuk örnekleri .................................... 18 Şekil 3. 2. Soğuk önişlem için hazırlık .................................................................... 19 Şekil 3. 3. Steril kabinde yapılan işlemler ............................................................... 20
Şekil 4. 1. Uygun safhadaki tomurcuk ve mikrosporlar .......................................... 25
Şekil 4. 2. Erken safhadaki tomurcuk ve mikrosporlar. ........................................... 26 Şekil 4. 3. Geç safhadaki tomurcuk ve mikrosporlar. ............................................ 27 Şekil 4. 4. Cevap veren ve vermeyen anter örnekleri .............................................. 28
vi
ÇİZELGELER DİZİNİ
Sayfa
Çizelge 3. 1.Murashige ve Skoog (1962) tarafından geliştirilen MS kültür ortamı
bileşenleri ............................................................................................ 22
Çizelge 4. 1. Denizli-Çal genotipine ait veriler........................................................ 31 Çizelge 4. 2. Muganlı-57 çeşidine ait veriler ........................................................... 31 Çizelge 4. 3. Baydar 2001 çeşidine ait veriler ......................................................... 32
vii
SİMGELER VE KISALTMALAR DİZİNİ
2,4-D 2,4-dikloro fenoksi asetik asit
ABA Absisik asit
BAP Benzil amino pürin
CaCl2 .7H2O Kalsiyum klorür heptahidrat
CoCI2 . 6H2O Kobalt klorür heksahidrat
CuSO4 . 5 H2O Bakır sülfat pentahidrat
DH Double haploid
FeSO4 . 7H2O Demir II sülfat heptahidrat
H3BO3 Borik asit
HCl Hidroklorik asit
IAA İndol-3-asetik asit
KI Potasyum iyodür
KIN Kinetin
KH2PO4 Potasyum dihidrojen fosfat
KNO3 Potasyum nitrat
L Litre
M Molar derişim
Mg Miligram
MgSO4 . 7H2O Magmesyum sülfat heptahidrat
MnSO4 . H2O Mangan II sülfat monohidrat
MS Murashige ve Skoog kültür ortamı
N6 Nitsch ve Nitsch kültür ortamı
Na2EDTA Disodyum etilendiamintetra asetik asit
Na2MoO4 . 2H2O Sodyum molibdat dihidrat
NAA Naftalen asetik asit
NH4NO3 Anomyum nitrat
RFLP Restriction Fragment Length Polymorphism (Restriksiyon
enzimleri kullanılarak DNA'nın farklı büyüklükteki parçalara
ayrılması)
ZnSO4 . 7H2O Çinko sülfat heptahidrat
w/v Ağırlık/Hacim
μM Mikromolar derişim
1
1. GİRİŞ
Bitki doku kültürü önemli bir botanik disiplinidir ve biyoteknolojinin gelişmesinde
bir anahtar olarak kabul edilmektedir (Smith, 1997).
Bitki doku kültürü; steril şartlarda, yapay bir besin ortamında, bütün bir bitki, hücre
(meristematik hücreler, süspansiyon veya kallus hücreleri), doku (çeşitli bitki
kısımları=eksplant) veya organ (apikal meristem, kök vb.) gibi bitki kısımlarından
yeni doku, bitki veya bitkisel ürünlerin (metabolitler gibi) üretilmesidir. Eksplant
bitkinin çeşitli kısımlarından alınabilen kültür başlatmada kullanılabilecek bitki
parçalarıdır. Yeni çeşit geliştirmek ve mevcut çeşitlerde genetik çeşitlilik oluşturmak
doku kültürünün temel amaçları arasında sayılabilir. Bu nedenle bitki doku kültürleri
genetiksel iyileştirme çalışmalarında önemli bir rol oynamaktadır. Ayrıca
kaybolmakta olan türlerin korunmasında ve çoğaltılması zor olan türlerin
üretilmesinde, çeşitli doku kültürü yöntemleri yaygın olarak kullanılmaktadır
(Babaoğlu vd., 2001).
Tüm doku kültürlerinin başlangıç noktası eksplant denen bitki dokularıdır. Doku
kültürü bitkilerin kök, gövde, petiyol, yaprak veya çiçek parçalarından olabilmekte
ve başarı oranı türlere ve eksplant tipine göre değişmektedir. Eksplant yüzeyinin tüm
mikrobiyal kontaminasyonlardan arındırılması önemlidir (Çapan, 2006).
Bitki doku kültürü somatik ve gametik çalışmalar olmak üzere iki ana uygulama ile
yapılmaktadır. Bu çalışmalardan somatik uygulamalar, donör bitkinin somatik
dokularından alınan eksplantlarla yürütülmektedir. Bu çalışmaların genel amaçları:
Bitkide mevcut olan genleri koruma amaçlı klonlama
Sentetik tohum üretimi
Sekonder metabolit üretimi
Farklı özellikleri bitkiye eklemek için gen aktarımı olarak sıralanabilir.
Doku kültürü uygulamalarından gametik çalışmalar ise eksplant olarak donör
bitkinin gamet doku ve hücrelerini kullanır. Bu tip çalışmaların genel amaçları ise:
2
Bitkideki mevcut özelliklerin geliştirilmesi
Bitkinin istenilen özelliklerindeki veriminin arttırılmasıdır.
Diğer ifade ile bu uygulama bitki ıslahını temel alan çalışmalarda kullanılabilir.
Günümüzde doku kültürü çalışmalarında, embriyo kültürü, kallus kültürü, anter
kültürü, ovül ve ovaryum kültürleri, meristem kültürü, apikal meristem kültürü,
protoplast kültürü, sürgün kültürü, kök kültürü, süspansiyon kültürler ve çeşitli bitki
organlarına ait kültürler sıklıkla kullanılmaktadır. Bu tez çalışmasında anter kültürü
tekniği kullanılmıştır.
Ülkemizde son yıllarda çeşitli kuruluşlarda, farklı mesleklerden kişiler, doku kültürü
çalışmalar yapmaktadır. Bu kuruluşlar üniversiteler ve üniversitelerin ziraat
fakülteleri ve biyoloji bölümleri, tarımsal amaçlı enstitü ve kuruluşlar ve ticari
amaçlı özel kuruluşlardır. Üzerinde çalışılan bitkiler çoğunlukla tahıl bitkileri,
baklagiller, sebze, meyve türleri, çiçekçilikte kulanılan muhtelif bitkiler, odunsu bitki
ve yağlı tohum türleridir.
Genetik değeri ve verim potansiyeli yüksek genotiplerin üretimde seçilerek
kullanılması tarımda çok önemli bir yer tutmaktadır (Munns ve James, 2003).
Ekonomik önem ve teknik uygunluk çalışılacak bitki türünün seçiminde önemli
kriterlerdir. Buğday, şeker pancarı, pamuk mısır gibi sosyo-ekonomik değeri yüksek
olan türlerin doku kültürünün daha zor olması nedeniyle bu türlerdeki gelişmeler
daha yavaştır. Araştırmalarda daha çok yağ bitkileri, endüstri bitkileri, sebzeler,
meyveler ve tahıllar gibi ekonomik açıdan önemli bitkiere öncelik verilmelidir.
Ayrıca üzerinde hiç doku kültürü çalışması yapılmamış bitkiler de tercih edilen
bitkiler olmuştur. Genetik olarak değiştirilmiş 70’ten fazla bitki türünün hepsin de bir
takım doku kültürü teknikleri uygulanmıştır (Babaoğlu vd., 2001).
Ayrıca günümüzde, doku kültürü çalışmalarını daha ileri düzeye getirmek amacıyla
TÜBİTAK, Tarım ve Köy işleri Bakanlığı, Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı,
Türkiye Tohum Endüstri Derneği, üniversite ve diğer araştırma kuruluşları tarafından
Türkiye’deki biyoteknolojik çalışmaların durumunu, önceliklerini ve stratejilerini
belirlemek ve bu konuda yasal düzenlemeleri oluşturmak için çalışmalar
yapılmaktadır (Babaoğlu vd., 2001).
3
Gerçekleştirilecek biyoteknolojik çalışmalarda önemli bir yere sahip olan doku
kültürü tekniklerinden anter kültürü, bitkilerdeki totipotensinin araştırılması için
temel bir çalışma oluşturmaktadır.
1.1. Anter Kültürü
Bitkilerdeki doku kültürü çalışmalarının temeli, ilk olarak Schwann ve Schleiden’in
1838 yılında totipotensi teorisini öne sürmeleri ile atılmıştır. Genel olarak bitkiler,
hücresel totipotensi için olağanüstü bir potansiyele sahiptir. Aslında, çekirdeğini
muhafaza ettiği sürece herhangi farklılaşmış bir bitki hücresi, embriyogenik şartlara
dönme ve tam olarak yeni bir bitki oluşturma yeteneğindedir. Hücresel totipotensinin
en çarpıcı örneklerinden birisi androgenesis fenomenidir (Arı, 2006).
İlk kez 1953 yılında Tulecke, Ginkgo biloba L. bitkisine ait olgun polenlerin kültür
koşullarında haploid kallus oluşturmak üzere uyarılabileceğini gözlemlemiştir
(Duran, 2007). In vitro kültüre alınan genç anterlerden haploidlerin başarıyla
oluşturulması ilk kez 1964 yılında Datura stramonium bitkisinde Guha ve
Maheshwari tarafından gerçekleştirilmiştir. 1967 yılında Bourgin ve Nitsch’in tütün
bitkisinde anter kültür yoluyla haploid embriyolar elde etmesinden sonra, özellikle
ekonomik önemi fazla olan tahıllar, sebzeler ve şeker pancarı başta olmak üzere
günümüze değin pek çok bitki türünde anter kültürü yoluyla haploid eldesi üzerinde
çalışmalar yapılmış ve 25 familyaya ait 200 bitki türünde in vitro androgenesis
tekniğinden başarılı sonuçlar elde edilmiştir (Ellialtıoğlu, 2000).
Geleneksel metotlar ile karşılaştırıldığında, gametik embriyogenesis homozigot
hatların üretimini ve böyle hatların üretimi için gerekli zamanı kısaltarak tek adımda
heterozigot ebeveynden tam homozigot hatların oluşumunu sağlar. Geleneksel
metotlar ile homozigot hatlar elde etmek, genetik uniformluğa ulaşmada tarımsal
yöntemleri gerektiren ve oldukça zaman alıcı bir işlemdir (Morrison ve Evans, 1987).
Gametik embriyogenesis bitkiler aleminde bulunan embriyogenesisin farklı bir
yoludur ve erkek (mikrospor veya olgunlaşmamış polen taneleri) ya da dişi
gametofitlerin (yumurta hücresi) gametofitik gelişimden sporofitik gelişim yoluna
doğru yönelmelerini sağlar. Genotipin klonal çoğaltımını somaklonal varyasyon
4
olmaksızın sağlayan somatik embriyogenesisten farklı olarak, gametik
embriyogenesis, kendiliğinden ya da indüklenen kromozom katlanması oluşmaksızın
haploid bitki oluşumu ile sonuçlanır (Duran, 2011).
Antere ait bazı somatik dokuların, polenin sporofitik bölünmesinin oluşumunda
önemli bir rol oynadığını ve anter duvarı aracılığı ile besinlerin difüzyonunun
mikrospor embriyogenesisini etkileyen faktörlerden biri olduğunu kabul edilerek
“Duvar Faktörü” kavramını tanımlanmıştır. Polen embriyogenesisinde anter
duvarının rolü üzerine yapılan çok sayıda çalışma, besin akışında bir bariyer görevi
görmesinin yanı sıra yararlı ve inhibitör maddeleri de sağladığını göstermiştir
(Duran, 2011).
Anter kültürü esas olarak; içerisinde olgunlaşmamış polenleri bulunduran anterlerin,
tomurcuklarından ayrılarak in vitro koşullarda yapay besin ortamlarına
yerleştirilmesi ve burada olgunlaşmamış polenlerden haploid embriyolar elde
edilmesi olayına verilen isimdir (Duran, 2007).
Haploid bitkiler, somatik hücrelerindeki kromozom sayısı, ait olduğu bitki türünün
gamet hücrelerinde bulunan kromozom sayısı (n) kadar olan bitkilerdir. Bu bitkiler,
generatif organ ve hücreleri oluşturma yönüne gitmeden önce konsantrasyonu belli
çözeltilerle muamele edildiklerinde n sayıdaki kromozom sayısı iki katına
çıkartılarak normal gamet ve tohum üretimi sağlamaktadır (Savaşkan vd., 1997).
Anter kültürü yapılarak, normal koşullarda iki çekirdekli yapıya dönüşecek olan
polen tanesinin gametik gelişme yönü henüz tek çekirdekli dönemde iken somatik
gelişme yönüne doğru çevrilmekte ve böylece “mikrospor androgenesisi” veya
sadece “androgenesis” olarak adlandırılan oluşum gerçekleşmektedir (Duran, 2007).
Mikrosporların kültür koşulları ve yapılan uygulamaların etkisiyle normal ve sağlıklı
bir çiçek tozu oluşumuyla sona eren gametofitik doğrultudaki gelişme yerine, haploid
embriyo oluşumuyla sona eren sporofitik yöndeki gelişmeye doğru
yönlendirilebilmesi için mutlaka buna uygun gelişme döneminde bulunması
gerekmektedir. Bu dönem, tek çekirdekli (uninucleate) mikrospor gelişme dönemi
veya birinci polen mitozundan hemen önceki dönemdir. Embriyoların oluşumu için
5
geçen süre türe bağlı olarak değişiklik göstermekle birlikte anterlerin dışına çıkıp
çıplak gözle görülebilecek aşamaya gelinceye kadar yaklaşık 3-5 haftalık bir zaman
geçmektedir (Duran, 2007).
Mikrosporlar soğuk ön işlemden sonra ve kültür esnasında farklı yollar
izleyebilmektedirler. Şöyle ki gelişimlerinin durması, olgun bir polen tanesi halini
almaları, çok hücreli kallus benzeri yapı şeklini almaları ya da mikrospordan oluşan
embriyolara dönüşmeleri mümkün olmaktadır (Hosp vd,. 2007; Seguì-Simarro ve
Nuez, 2008). Mikrosporlara soğuk ön işlem uygulaması ile soğuk stres tarafından
gametofitik gelişimlerinin durdurulması sağlanır ve embriyogenik potansiyel
kazandırılır. Böylelikle mikrosporların sitoplazma ve çekirdek içeren tersine
farklılaşmış hücrelerin oluşumu sağlanarak mikrosparlara totipotent durumu
kazandırılır. Totipotensi özelliği kazanan mikrosporlar hücresel genişleme
gösterirler. Genişleme, büyük merkezi bir vakuolün varlığı ve pH’ın daha alkali hale
gelmesi gibi morfolojik ve biyokimyasal değişikliklerle meydana gelmektedir
(Hoekstra vd., 1992; Huang, 1996; Touraev vd., 2001; Maraschin vd., 2003).
Bir sonraki faz, hücre bölünmesi ile ekzin duvarının içerisinde çok hücreli yapıların
oluşumu ile karakterize edilmektedir. Sitolojik ve ultrastrüktürel gözlemler yıldız-
benzeri mikrosporlardan çok hücreli yapıların oluşumunun, ilk bölünme simetrisi ve
yavru hücrelerin yıkımı ile tanımlanan farklı gelişimsel yolları kapsadığını
göstermektedir (Maraschin vd., 2005).
Daha sonraki aşamada, embriyo benzeri yapılar ekzin duvarının dışına çıkmaktadır.
Polenin ekzin yapısı içinde oluşan çok hücreli yapı generatif bölgede kırılma noktası
ile polen porunun karşı tarafına yerleşmektedir (Seguì-Simarro ve Nuez, 2008).
Embriyo benzeri yapılar etrafındaki hücrelerin periklinal bölünmesi sonradan
meydana gelmekte ve epidermis farklılaşmasına neden olmaktadır (Telmer vd., 1995;
Yeung vd., 1996). Epidermis farklılaşması görülen anterlerde, beyaz- sarı renkte
kalluslar şekillenmeye başlamaktadırlar.
Belirlenen aşamadaki anterleri bulunduran çiçek tomurcukları yüzeysel
dezenfeksiyon işlemine tabi tutulduktan sonra steril koşullarda tomurcukların
içerisinden çıkartılan anterler, önceden hazırlanmış ve otoklavlanarak steril hale
6
getirilmiş besin ortamlarının üzerine yerleştirilmektedir. Çoğunlukla petri kutularına,
agarla katılaştırılmış besin ortamlarına yerleştirilen anterlerin yerleştirme işlemi
tamamlandıktan sonra petri kutularının kenarları bir film şeritle kapatılarak herhangi
bir enfeksiyona karşı dış ortamdaki atmosferle olan ilişki kesilmektedir. Petri kutuları
içerisindeki anterler inkübasyon için değişik koşullara alınabilmekte, tütün gibi anter
kültürüne son derece olumlu yanıt veren bitkilerde 24-28oC sıcaklıkta ve
fotoperiyodik olarak aydınlatılan bir iklim dolabında yapılan inkübasyon yeterli
olurken; patlıcan, biber, lahana grubu sebzelerde kültürün ilk günlerinde yüksek
sıcaklık şoklarına gereksinim duyulabilmektedir (Ellialtıoğlu, 2000).
Haploid bitkilerin; genetik, moleküler biyoloji, fizyoloji gibi temel bilimler veya
bitki yetiştirme ve bitki ıslahı gibi uygulamalı bilimlerde sağlamış oldukları
avantajları aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:
a. Haploidleri kullanmanın en başta gelen avantajı tam homozigot bir karakteri çok
kısa bir sürede elde etme olanağını sunmasıdır. Dihaploid (DH) hatların
kullanılmasıyla genetik ve ıslah çalışmalarını yapmak kolaylaşmakta ve sonuca daha
çabuk ulaşılabilmektedir. Yabancı döllenen türlerde heterozigotluk oranı çok yüksek
olduğundan bunlarda homozigot hatların elde edilmesi için 8 – 10 generasyon
boyunca kendilemeler yapmak gerekmekte ve kendidöllek türlerde bile aynı amaçla
5 – 7 generasyon kendileme işlemine gereksinim duyulmaktadır. Dihaploidizasyon
yöntemi devreye girdiğinde homozigot hatlara bir generasyonda ulaşmak olasıdır.
b. Haploidizasyon, resesif mutasyonların açığa çıkartılmasında başvurulan en etkin
yöntemdir. Haploid bitkilerde resesif genler dominant genler tarafından
örtülemeyeceğinden, mutlak homozigot özelliğe sahip olan dihaploid hatlarda
genetik açılımı izlemek mümkün hale gelebilmektedir.
c. Haploidler ve bunların katlanması ile geliştirilen dihaploidler sitolojik, fizyolojik
ve genetik açıdan önemli deneysel materyallerdir.
d. Islah etkinliğinin artırılması haploidizasyonun sağladığı en önemli avantajlar
arasındadır. Bu etkinlik artışı iki şekilde açıklanmaktadır:
7
- Dihaploid bitkilerin döllerinde bir açılım olmadığı için genotipler arasında çok iyi
bir eliminasyonun yapılması,
- Dominansi etkisinin kalkması ve eklemeli gen etkisinin ikiye katlanması
e. Yonca ve patates gibi tetraploidlerin bulunduğu türlerde haploidizasyon, diploid
bitkilerin üretiminde kullanılabilmektedir. Elde edilen diploidler ticari olarak ilginç
olabileceği gibi, bu yolla bazı tetraploid ürünlerde yabani türler ile kültür çeşitleri
arasında diploid seviyede melezleme yaparak kombinasyon yoluna gidilebilmektedir.
f. Dihaploid hatların güncel uygulamalarından biri de gen haritalarının
çıkartılmasında kullanımlarıdır. Doubled haploid genotipler içerisinde barındırdıkları
gerek dominant gerekse resesif genleri homozigot olarak ifade ettiklerinden
restriksiyon enzimleriyle kesilen DNA parçalarında genleri tanımlayan bazların
başlangıç ve bitiş bölgeleri belirgin ve nettir. Bu da güvenli genomik analiz
çalışmaları yapılmasını sağlar. Bu nedenle fenotipik işaretleyicilerin (marker)
tanımlanması çok daha etkin olabilmektedir. Dihaploid hatlarda herhangi bir gen
ister bitki isterse marker seviyesinde olsun genellikle RFLP ile belirlenmektedir. Bu
durum özellikle poligenik olarak kontrol edilen bir karakterin haritasıın
çıkartılmasında önem taşımakta ve kolaylık sağlamaktadır.
g. F1 hibrit çeşitlerin geliştirilmesinde ‘’homozigot hatlar arasında üstün
kombinasyon yeteneği verenlerin belirlenmesi’’ yöntemi kullanıldığından,
haploidinin hibrit çeşit ıslahında özel bir önemi bulunmaktadır. Dihaploid bitkilerden
elde edilen saf hatlar F1 hibrit çeşit ıslahında ebeveyn olarak kullanılabilirler.
h. Melezleme teknikleri ile sonuca çok kısa sürede ulaşmayı sağlayan haploidlik
sayesinde, F1 kademesindeki melez bitkilerden haploidliği çekerek farklı
genotiplerde bulunan ve tek bir genotipte toplanması arzu edilen özelliklere sahip
bitkiler kazanmak mümkündür.
i. Haploid bitkiler farklı patojenler ve patojenlerin fizyolojik ırklarına karşı in vitro
seviyede seçime olanak vermekte, hastalıklara dayanıklılık çalışmalarında zaman,
yer ve maddi kazanç sağlamaktadır.
8
j. Dioik türlerde veya kendileme depresyonu nedeniyle klasik yöntemlerle homozigot
karakterlere ulaşmanın zor olduğu lahana ve çilek gibi türlerde, dihaploidizasyon
yöntemi kullanılarak bu sorun bir generasyonda çözülebilir.
k. Çok yıllık meyve ağaçları ve orman bitkileri gibi tohumdan çiçeklenmeye kadar
oldukça uzun bir gençlik dönemi olan türlerde de haploidizasyon önem
kazanmaktadır. Bu türlerde kendilemeler mümkün olsa bile, homozigot özelliğin elde
edilmesi oldukça uzun bir sürede gerçekleşmektedir.
l. Haploid bitkiler somatik hibridizasyon işleminin diploid protoplastlara göre daha
kolay yapılabilmesine olanak tanımaktadır. Ayrıca iki haploid protoplastın
birleşmesinin sonucu ‘diploid’ olacağından; protoplast kültürü kullanılarak yapılan
somatik hibridizasyon tekniğinin bilinen dezavantajlarının büyük bir kısmı böylece
ortadan kalkacaktır.
m. Kendilemenin olanaksız olduğu bazı dioik türlerde haploid uyartımı ve bunu takip
eden kromozom katlanmasıyla saf erkek bitkiler elde etmek mümkündür.
Kuşkonmaz (Asparagus officinalis) bu uygulama için iyi bir örnektir. Kuşkonmaz
bitkisinde, erkek bireyler dişi bireylerden daha erkenci ve daha yüksek verimlidirler.
Dişi (XX) ve erkek (XY) bitkiler melezlendiğinde %50 dişi, %50 erkek kuşkonmaz
bitkiler elde edilir. Erkek kuşkonmazların anterlerinden çekilen haploidlerde (X ve
Y) kromozom katlanması sonucu süper erkek (YY) bitkiler elde edilir ve bunlar
vegetatif olarak çoğaltılabilir. Dişi bitkiler (XX) süper erkek bitkilerle
melezlendiğinde de sadece erkek bitkiler (XY) oluşur (Coşkun, 2006).
Mikrospor kültür tekniğinde her bir mikrosporu kültür ortamında kullanırken
taşıdıkları genetik varyasyonu birer birer rejenerant bitki olarak alma olasılığı vardır.
Bu rejenerant bitkilerin hücrelerinde kromozom sayısı haploiddir (n). Yani normalde
vücut hücrelerinde taşımaları gereken kromozom sayısının yarısına eşittir. Oysa fertil
bitkilerin hücrelerinde diploid sayıda kromozomları olması gerekir. Bunun için
mikrosporlarla üretilen haploid bitkilere, döl almaşında bitkinin generatif evresine
ulaşmadan örneğin monokotillerde başaklanma evresi öncesi kromozom sayısını iki
katına çıkartıcı işlem yapılmalıdır. Bu işlemin temel özelliği hücre bölünmesinde iğ
ipliklerini etkilemek, böylece kromozom sayısını ikiye katlamaktır. İğ ipliklerini
9
etkileyerek kromozomların kutuplara dağılmasını engelleyen kolhisin gibi kimyasal
maddeler vardır. Bu maddeler belirli bir konsantrasyonda bir süre için kullanılır.
Böylece her mikrospora mayoz sonunda dağılmış olan genetik bilgi, varyasyonu
oluşturan genler ister resesif isterse dominant olsun, tam olarak ikiye katlandığından
homozigot olacak ve fenotipte kendini gösterebilecektir. Buna doubled haploid
sistem denir. Bu sistem sayesinde doubled haploid bitkilerde kromozom sayısı
diploid seviyeye ulaştığından morfolojik karakterlerde değişiklikler fertil olarak
izlenebilecek, kantitatif özellikte olanları sayısal olarak ve ölçümlerle
hesaplanabilecek, kalitatif özelliklerin ise analizleri yapılabilecektir (Savaşkan vd.,
2001; Savaşkan vd., 2003).
Maluszynski vd., (2003) mikrosporların in vivo ve in vitro koşullarda alternatif yollar
gösterebildiklerini bildirmişler ve bu yolları Şekil 1.1.’deki şematize etmişlerdir:
10
Şekil 1. 1. Mikrosporların in vivo ve in vitro koşullarda gösterdikleri alternatif yollar
(Maluszynski vd., 2003).
11
1.2. Susam Bitkisi
Susam (Sesamum indicum L.) (Şekil 1.1), Orta Afrika’dan dünyaya yayılmış olup
yaklaşık 4000 yıldır tarımı yapılan en eski yağ bitkilerinden birisidir (Koca, 2007).
Çok eski bir kültür bitkisi olmasına rağmen orijin merkezi kesin olarak
bilinmemektedir. Değişik araştırıcılar susam türlerinin üçte ikisinin Afrika’da yer
almasına ve ekonomik olarak susamın bu kıtada baskın olmasına dayanarak, bu
bitkinin orijinini Afrika olarak göstermişlerdir.
Şekil 1. 2. Susam (Sesamum indicum L.) bitkisinin genel görünümü a-b) Çiçek, c)
Kapsül, d) Açılmış kapsül içerisindeki tohumlar (Waynes Word, 2011).
Susam bitkisi ortalama bitki boyu 60-120 cm olan tek yıllık bir bitkidir. Kazık köklü
bir bitki olup kazık kök 1,0-1,5 m derinlere kadar inebilmektedir. Yapraklar polimorf
yapıdadır. Alt boğumlarda büyük ve geniş, üst boğumlarda dar ve uzundur. Bitkide
çiçekler çeşidine göre yaprak koltuğunda 1 ya da 3 adet olabilir. İki karpelli
a b
c d
12
susamların çiçek yapısı bellidir (en dışta 5 adet çanak yaprak, iç kısımda taç yaprak
ve biri dumura uğramış 4 adet erkek organ ve 1 adet dişi organ). Dişi organın
stigması iki parçalıdır. Çanak yapraklar dip kısımda birleşmişlerdir. Taç yaprakların
birleşmesi ile çiçek, bir çan şeklini almıştır. Dört karpelli susamlarda, erkek
organların sayısı farklı olup, 10’a kadar çıkabilmektedir. Stigma ise 4 parçalıdır.
Susam kendine döllenen bir bitkidir.
Susam; tropikal savana, kuru tropikal, step alanları, nemli subtropikal ve kuru
subtropikal (Akdeniz Bölgesi vb.) bölgelerde yetişebilen bir bitkidir (Koca, 2007).
Ülkemizde tescilli çeşit olarak Gölmarmara (beyaz susam), Muganlı 57 (sarı susam)
ve Özberk 82 (sarı susam) çeşitleri bulunmaktadır. Bunlara ilaveten, 1999 yılında ana
ve ikinci ürün koşullarına uygun, bol dallanan, uzun boylu, bol kapsüllü ve yüksek
verimli 5 adet beyaz susam çeşidi; Kepsut 99, Cumhuriyet 99, Osmanlı 99, Tan 99 ve
Orhangazi 99 Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından, sarı susam grubunda
Baydar 2001 çeşidi ise Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü tarafından tescil
ettirilmiştir (Tan, 2007).
Bu tez çalışmada ekonomik öneme sahip susam bitkilerinde çok az literatürün
bulunduğu anter kültürü konusu araştırılarak bilimsel araştırmalara mütevazi bir
katkı amaçlanmıştır. Bu çalışma için 3 susam genotipinin (Baydar-2001, Muganlı-57
ve Denizli-Çal yerel) erkek üreme hücrelerinde totipotensi yeteneği ele alınmıştır.
Çalışma için bu genotiplerden alınan anterler ile doku kültürü çalışmaları yapılmıştır.
Bu teze konu olan bitkide anter kültürü çalışmalarının yürütülebilmesi için öncelikle
donör bitkilerin yetiştirilmesi ile uygun tomurcuk ve mikrospor safhaları belirlenmesi
çalışmaları yapılmıştır. Uygun safha belirlenmesi çalışmalarının ardından yetiştirilen
donör bitkilerden alınan anterlerin totipotensi yetenekleri genotip ve anterlere
uygulanan soğuk önişleme göre değerlendirilmiş ve bu iki etkene göre susam bitkisi
anterlerindeki kallus oluşturma potansiyelinin belirlenmesine çalışılmıştır.
13
2. KAYNAK ÖZETİ
Kim vd. (1987), çalışmalarında susam bitkisinden doku kültürü için alınacak uygun
eksplantın ve büyüme düzenleyicilerinin bulunmasını amaçlamışlardır. Susam
bitkisinden aldıkları hipokotil ve kök eksplantlarını çalışmalarında kullanmışlardır.
Hazırladıkları kültür ortamına iki farklı konsantrasyonda 2,4-D (2,4-
diklorofenoksiasetik asit), ve ayrıca Kinetin eklemişlerdir. 2,4-D ile yürüttükleri
çalışmalarında her iki eksplantın da hazırladıkları kültür ortamında kallus oluşturma
potansiyelleri için fark gözlenmediğini ancak 2,4-D ile birlikte kinetin
uyguladıklarında kallus oluşmadığını belirtmişlerdir.
Lee vd. (1988), dört yerel susam çeşidinde (Sesamum indicum L. var. Kwangsan,
Pungnyeon, Danbaeg ve Hongsam) anter kültür denemeleri üzerine büyüme
düzenleyicilerin, soğuk önişlemin ve genotipin etkisini araştırmışlardır. Kültür
ortamı olarak modifiye MS (Murashige ve Skoog) kültür ortamı kullanmışlardır.
Kültür ortamına 2mg/L 2.4-D, 1mg/L NAA(naftalenasetikasit) ve 2mg/L of kinetin
ekleyerek modifiye ortamı hazırlamışlardır. Çalışmalarında kullandıkları çeşitlere
10oC’de 6 günlük süre ile soğuk önişlem uyguladıklarında ortalama kallus yüzdesini
%80 olarak bulmuşlardır. Gerçekleştirdikleri bu çalışmada Pungnyeon çeşidinin
hazırladıkları kültür ortamına en iyi cevap veren çeşit olduğunu belirtmişlerdir.
Ram vd. (1990), çalışmalarında pamuk, ayçiçeği ve susam gibi yağ bitkilerinin
geliştirilmesinde yeni tekniklerin kullanılmasının öneminden bahsetmişlerdir. Doku
kültürü çalışmalarının bu bitkilerde yapılmasının, özellikle zengin oleik asit,
antioksidan ve uzun zincirli yağ asitleri içeriği ile özel bir kimya marketi olarak
niteledikleri susam bitkisine uygulanmasının değerinden bahsetmişlerdir.
Ranaweera vd. (1992), susam bitkisi anterlerini kullanarak bir doku kültürü çalışması
yapmışlardır. Çalışmalarında MS kültür ortamına ilave ettikleri, farklı
konsantrasyonlarda hazırlanmış 2,4-D, IAA (3-indolasetik asit) ve BAP (6-
benzilaminopürin) büyüme düzenleyicileri kullanmışlardır. Eksplant olarak
kullanacakları anterleri, çiçekler tam olarak açmadan önce alarak haploid bitki
üretimi için oldukça önemli bir aşama olan soğuk ön işleme almışlar ve bu işlemi
anterleri 8oC’de 24 saat karanlık bir ortamda tutarak gerçekleştirmişlerdir.
14
Araştırmacılar farklı kombinasyonda ve konsantrasyonda hazırladıkları 5 farklı
kültür ortamını, meydana gelen kallus yüzdelerini hesaplayarak kallus oluşumu için
en uygun büyüme düzenleyici kombinasyonu ve konsantrasyonunu araştırmışlar ve
bu ortamlardan hangisinin en iyi sonucu verdiğini bulmaya çalışmışlardır. Elde
ettikleri sonuçlara göre 10mg/L 2,4-D, 2mg/L IAA ve 2mg/L BAP düzenleyicileri ile
hazırlanan kültür ortamının en iyi sonuç verdiğini belirtmişlerdir.
Kwon vd. (1993), Sesamum indicum ve Sesamum orientale çeşitlerinde hipokotil ve
kotiledon eksplantları kullanarak kallus üretimini araştırmışlardır. Çalışmalarında
NAA, 2,4-D, BAP ve IAA’nın farklı konsantrasyonları ile modifiye edilmiş MS
kültür ortamı kullanmışlardır. Çalışmalarındaki amaç farklı çeşitlerden alınan
eksplantların üzerine büyüme düzenleyicilerinin etkisini ortaya koymak olmuştur.
Elde ettikileri sonuçlar göre 1-2mg/L NAA ve 0,2-0,6 mg/L BAP’ın
kombinasyonunda hazırlanan kültür ortamındaki hipokotil ve kotiledon
eksplantlarının kallus oluşturma kapasitelerinin en yüksek olduğunu belitmişlerdir.
Takebayashi vd. (1994), 35oC’de kültürünü yaptıkları susam fidelerinin bazı
bölümlerinden aldıkları eksplantları modifiye MS ortamına aktararak susamda
bulunan anti-oksidanlar (sesamol ve α-tokoferol) üzerine bir çalışma
gerçekleştirmişlerdir. Kültür ortamını modifiye ederken sitokinin olarak BAP ya da
kinetin ile oksin olarak ise 2-4D ya da IAA’nın farklı konsantrasyonlarını
kullanmışlardır. Araştırmacılar kallus üretimi için 1x10-5M BAP ve 1x10-5M NAA
ile modifiye edilmiş kültür ortamı kullandıklarını belirtmişlerdir
Tütün (Nicotiana tabacum L.) anter kültüründe genotip ve besi ortamının haploid
bitki oluşumuna etkisini saptamak amacıyla sürdürdüğü çalışmasında Sakin (1994),
Türkiye’nin farklı bölgelerinde toplanan 20 genotipten alınan anterleri iki farklı besin
ortamında (MS ve N6 (Nitsch ve Nitsch)) kültüre almış ve araştırmaları sonucunda
reaksiyon gösteren anter oranı ve rejenerasyon oranının büyük ölçüde genotipik etki
altında olduğunu bulmuştur. Ayrıca çalışmaları sonucunda reaksiyon gösteren anter
oranı açısından MS ortamının N6 ortamına göre daha üstün olduğunu, rejenerasyon
açısından ise ortamlar arasında istatistiksek olarak önemli bir farklılık olmadığını
belirtmiştir.
15
Susamla çalışan Baskaran ve Jayabalan (2006), hipokotil ve kotiledon eksplantları ile
somatik doku kültürü çalışması yapmışlardır. Çalışmalarında kültür ortamı olarak,
MS kültür ortamına çeşitli konsantrasyonlarda eklenmiş büyüme regülatörlerini
kullanmışlardır. Çalışmada 2.4-D, NAA, BAP ve kinetin kombinasyonlarını
eksplantlara uygulayarak, eksplantlardan kallus meydana gelme miktarını
belirlemişlerdir. Ayrıca sürgünlerin NAA içerisinde köklenmesini sağlanmışlardır.
Araştırmacılar bu çalışmalarında susamdan aldıkları eksplantların hangi koşullarda
en iyi bitki rejenerasyonu yapabildiklerini bulmaya çalışmışlardır. Araştırmacılar
çalışmalrı sonucunda hipokotil eksplantlarının kallus üretimi için en iyi eksplant
olduğunu belitmişler ve 2.2–22.6 μM 2,4-D ve 2.6–26.8 μM NAA konsantrasyon
aralıklarında kültür ortamına ilave edilen büyüme düzenleyicilerinin kallus üretimi
için en uygun olduğunu belirtmişlerdir.
Ferrie (2007), endüstriyel olarak birçok alanda kullanımları olan Caryophyllaceae ve
Apiaceae (Umbelliferae) familyaları ile St. John’s wort (Hypericum perforatum L.),
Keten (Linum usitatissimum L.), Zencefil (Zingiber officinale Rosc.) ve Susam
(Sesamum indicum L.) gibi türlerin üzerine yapılmış olan haploid bitki üretimi,
embriyogenezis çalışmaları ve mikrospor kültürü üzerine araştırmaları derlemiştir.
Bu derlemede susam bitkisi ile yapılan mikrospor kültürü çalışmalarında modifiye
MS kültür ortamının kullanıldığına dikkat çekmiştir. Ferrie, kültür ortamının
modofiyesi için kullanılan yüksek konsantrasyondaki kinetinin kallus üretimi için
olumlu etki yaptığını oysa düşük konsantrasyonda kinetine ilaveten yüksek
konsantrasyonda IAA’nın da kullanılmasının kallus üretimini inhibe ettiğini
belirtmiştir.
Ahmed vd. (2008), susam tohumlarını doku kültürü ortamına alarak tohumlardan
(embriyolardan) meydana gelecek bitki rejenerasyonunu gözlemlemişlerdir. Doku
kültür ortamı olarak MS ortamı kullanmışlar ve bu ortama ekledikleri kinetin, BAP
ya da NAA’nın kombinasyonları ile bitki rejenerasyonu için optimum koşulu
bulmaya çalışmışlardır. Ayrıca buldukları bu optimum kültür ortamını farklı
genotiplerdeki susam tohumlarına uygulayarak bitki rejenerasyon yüzdesini
hesaplamışlardır. Araştırmacılar çalışmadan elde ettikleri sayısal verilerin
analizlerini çeşitli istatistik metodlarıyla değerlendirerek en güvenilir sonuca
ulaşmaya çalışmışlardır. Elde ettikleri veriler sonucunda BAP ekledikleri ortamın
16
kinetin ilave edilen artamdan daha iyi olduğunu belitmişler ve en iyi sonuca 1 mg/L
BAP ilave edilmiş kültür ortamında ulaşmışlardır. Çalışmalarında kullandıkları 3
büyüme düzenleyicisi birlikte kullandıklarında ise elde ettikleri sonucun oldukça
yetersiz olduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca araştırıcılar çalışmaları sonucunda kültür
ortamına eklenen yüksek konsantrasyondaki sitokininlerin kallus ve sürgün
oluşumunu engelleyici etkisinin önemini de belirtmişlerdir.
Chakraborti ve Ghosh (2010), farklı genotipe sahip susamlarda kök-sürgün
tomurcuklarından kallus üretimi ile tohum kabuğu kalınlığı arasındaki ilişkiyi
incelemişlerdir. Bu araştırmalarında önceden depolanmış olan farklı renklerdeki ve
farklı tohum kabuğu kalınlığına sahip tohumların ekimi ile elde ettikleri taze donör
bitkilerinden eksplant olarak kök-sürgün tomurcuklarını alarak modifiye B5 ortamına
aktarmışlardır. Bu somatik çalışma sonrasında normal şartlar altında depolanmış
tohumlardan elde edilen eksplantların kallus başarısının tohum kabuğu kalınlığı ile
ters orantılı olduğunu bulmuşlardır.
Shashidhara vd. (2011), Sesamum indicum ve Sesamum mulayanum türlerinden
alınan hipokotil eksplantları ile yaptıkları çalışmalarında, MS kültür ortamına
ekledikleri farklı kombinasyon ve konsantrasyonlardaki NAA, 2,4-D, kinetin,
AgNO3 ve BAP için kallus üretim başarısını bulmaya çalışmışlardır. MS kültür
ortamına 0.5 mg/L NAA, 1.5 mg/L kinetin ve 1.5 mg/L BAP konbinasyonu ve
konsantrasyonunda ilave ettikleri büyüme düzenleyicileri ile en etkili kallus üretim
başarısına ulaşmışlardır.
17
3. MATERYAL VE METOT
3.1. Materyal
Bu tezde çalışılan susam bitkisinin (Sesamum indicum L.) Baydar-2001 ve Muganlı-
57 çeşitlerinin tohumları Süleyman Demirel Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim
Üyesi Sayın Prof. Dr. Hasan BAYDAR’dan ve yerel genotip olarak çalışılan diğer
tohumlar ise Denizli’nin Çal ilçesinin Akkent kasabası’nda uzun yıllardır ekimi
yapılan susam bitkilerinden alınmıştır.
3.2. Metot
3.2.1. Donör bitkilerin yetiştirilmesi
Tohumların ekimi yapılacak toprak 2:1 oranında 2 kısım torf toprağı ve 1 kısım kum
olacak şekilde hazırlandı. Susam tohumları, çeşitlerine göre gruplandırılarak her
saksıda 6’şar adet olacak şekilde ekildi, ekilen tohumlardan uygun donör bitkinin
alınabilmesi için saksılar 24oC ± 2oC’de, 16/8 saat gündüz/gece ışık rejimine ayarlı
bitki büyüme odasına yerleştirilmiştir.
Susam bitkisi, gelişme boyunca ardışık olarak çiçek oluşturduğundan dolayı çiçek
tomurcukları her gün takip edilerek uygun zamana gelmiş tomurcuklar, anterleri
kullanılmak üzere donör bitkiden alındı. Susam bitkisi üzerinde anter kültürü metodu
ile yapılan çalışmaların hem sayıda az olması hem de mevcut olan çalışmalarda
uygun zamana gelmiş anterlerin hangi safhadaki tomurcuklarda bulunduğu bilgisi
bulunmadığı için uygun tomurcuk safhası sitolojik çalışmalarla belirlenmiştir.
Uygun duruma gelmiş çiçek tomurcukları donör bitkiden toplandıktan sonra, ön
işleme tabi tutularak ya da ön işlemsiz olarak anterleri alındı ve hazırlanan uygun
kültür ortamına ekimleri yapıldı.
3.2.2. Sitolojik çalışmalar
In vitro androgenesisin başarıyla uyartılmasında etkili olan en önemli faktörlerden
birisi, anterlerin donör bitkiden izole edildiği anda mikrosporların içinde
18
bulundukları gelişme dönemidir. Çoğu bitki türünün mikrospor kültürlerindeki en iyi
sonuçlar, tek çekirdekli mikrospor döneminin orta-geç safhasındaki mikrosporları
içeren anterlerden alınmaktadır (Rudolf vd., 1999; Zheng, 2003).
Mikrosporlar içerisinde nişasta depolanmaya başladıktan sonra, gelişmeyi sporofitik
yöne kaydırmak ve haploid embriyo elde etmek için yapılacak uyarılar etkili
olamamaktadır. Anterlerdeki mikrosporların gelişme dönemini tespit etmek amacıyla
sitolojik gözlemler yapmak gerekmektedir (Reynolds, 1993).
Doğru aşamadaki mikrosporları bulunduran anterlerin ve tomurcukların morfolojik
özellikleri de tanımlandığında, mikrospor kültürü için tomurcuk toplama daha kolay
bir işlem haline gelmektedir (Coşkun, 2011).
3.2.2.1. Çiçek tomurcuklarının gruplandırılması
Çalışmalarda kullanılacak olan susam bitkisinin tomurcukları içerisindeki
mikrosporların gelişim safhalarını belirlemek ve uygun tomurcuk tanımı yapabilmek
için farklı gelişim safhasındaki tomurcuklar gruplandırılarak (Şekil 3.1), her bir
safhadaki mikrospor gelişmesi takip edildi. Tomurcukların safhalara göre
gruplandırılması sepal ve petallerin durumları göz önüne alınarak yapılmıştır.
Şekil 3. 1. Farklı gelişim evrelerindeki tomurcuk örnekleri.
19
3.2.2.2. Uygun tomurcuk safhasının tespiti
Uygun tomurcuk safhasının tespiti çalışmalarında genel kabul gören tek çekirdekli
mikrosporları içeren tomurcuklar belirlenmeye çalışıldı. Bunun işlem için safhalarına
göre önceden gruplandırılan tomurcuklardan anterler alınarak asetokarmin ile tespit
edilmiş ve mikroskop altında incelendi.
Asetokarmin ile Boyama: Tek çekirdekli mikrospor safhasını tespit etmek amacıyla
kullanılan yöntemler arasında en pratik yöntem olarak bilinen bu yöntemde, farklı
büyüklükteki canlı tomurcuklardan alınan anterler lam üzerine yerleştirildi ve bisturi
ucu yardımıyla anterlerin içerisindeki mikrosporlar serbest hale getirildi. Üzerine 1-
2 damla asetokarmin damlatıldıktan sonra üstü lamelle kapatılan ezme preparatlar
ışık mikroskobunda incelendi.
Asetokarmin Hazırlanışı: 55 ml saf su içerisine 45 ml glasiyal asetik asit ilave
edilerek kaynatıldı ve sonra bu karışıma 1 g karmin eklenerek filtre edildi.
3.2.3. Anterlere yapılan soğuk ön işlem uygulaması
Bu çalışmaya materyal olan susam bitkisi tomurcukları üzerinde, ön işlem
optimizasyonu hakkında, uygun bir çalışmaya literatürde rastlanmadığı için,
denemeler; ön işlemsiz (kontrol grubu) tomurcuklar ile +4oC’de 24 saat soğuk
önişlem uygulanmış tomurcuklar (Şekil 3.2 a,b) ile gerçekleştirildi. Böylelikle bu
çalışma ile de susam bitkisi üzerine yapılacak olan anter kültürü çalışmaları için
soğuk ön işlemin etkisi tespit edilmeye çalışıldı.
Şekil 3. 2. Soğuk önişlem için hazırlık. a) tomurcukların petri kabına konulması b)
soğuk ön işlem için hazırlanan petri kabının kapatılıp işaretlenmesi.
a b
20
Donör bitkiden alınan ve yüzey sterilizasyonu yapılmış olan tomurcuklar çeşitlerine
göre, 9 cm’lik steril petri kaplarına alındı. Bu petri kabına, tomurcuklar
yerleştirilmeden önce, içinde saf su bulunan ağzı açık 3cm’lik petri kabı konuldu.
Daha sonra da 9cm’lik petri kabının kapağı kapatılarak etrafı sıkıca parafilm ile
kapatıldı ve kabın üzerine gerekli olan bilgiler yazılarak +4oC’deki buzdolabına
yerleştirildi.
3.2.4. Anterlerin kültüre alınması
Uygun safhada olduğu belirlenen tomurcuklar donör bitkiden toplanıp (Şekil 3.3 c)
çeşitlerine göre ayrı ayrı petri kaplarına alındı. Petrilere alınan tomurcuklar yüzey
sterilizasyonu için %70’lik alkolle muamele edildi (Şekil 3.3 d). Sterilizasyonu
yapılmış tomurcuklardaki anterler, steril kabinde tek tek tomurcuklarından ayrılarak
yine çeşitlerine göre aynı kültür ortamında, farklı petrilere alındı (Şekil 3.3 e,f). Bu
işlemleri tamamı steril odada, çalışma başlamadan önce yüzey ve hava sterilizasyonu
yapılmış steril kabin (Şekil 3.3 a,b) içerisinde yapıldı.
Şekil 3. 3. Steril kabinde yapılan işlemler. a) çalışmaların yapıldığı steril kabin b)
steril kabinin sterilizasyonu c) uygun tomurcukların donör bitkiden
alınması d) tomurcukların sterilizasyonu.
a b
d c
21
Şekil 3.3. (devam) e-f) tomurcuklardan anterin alınarak kültür ortamına
yerleştirilmesi.
3.2.5. Kültür ortamının hazırlanışı
Kültür için Murashige ve Skoog (1962) tarafından geliştirilen MS ortamı (Çizelge
3.1) kullanıldı. Bu kültür ortamı seçilirken literatür taraması sonucunda elde edilen
bilgilerden yararlanıldı (Ranaweera, vd., 1992; Kwon, vd., 1993). MS kültür
ortamında kullanılan bileşenler hassas terazide ölçülerek ağırlık/hacim (w/v) esasına
göre hazırlandı. Standart MS kültür ortamı hazırlanırken, kültür ortamı bileşenleri
kendi gruplarında (makro-mikro elementler vb.) stok çözeltiler şekilde hazırlandı.
Stok çözelti hazırlanması tartım kolaylığı getirmesi sebebiyle, küçük miktarlardaki
tartımların çalışmacıdan kaynaklanan tartım hatasının en aza indirilmesi için gerekli
bir işlemdir. Bu sebeple gerekli hesaplamaların ardından makro elementler 10 kat
yoğunlukta (10x), Na2EDTA, FeSO4.7H2O çözeltileri, mikro elementler ve
vitaminler ayrı ayrı 100 kat yoğunlukta (100x) olacak şekilde stok çözeltiler şeklinde
hazırlandı.
Bu çalışma için gerekli olan 1 L’lik kültür ortamı önceden hazırlanmış olan stok
çözeltilerin uygun miktarları karıştırılarak hazırlandı. Bu işlem sırasında şu yöntem
takip edildi:
Öncelikle makro ve mikro elementler ile vitaminler, karışımlarının yapılacağı bir
erlen içerisine stok çözeltinin derişimine uygun olarak alınarak, aynı çözelti içerisine
agar haricindeki organik bileşenler de eklenerek, toplam hacmin 450 ml olacak
şekilde karışmaları sağlandı. Daha sonra MS kültür ortamı için belirtilen agar miktarı
e f
22
toplam hacim 500 ml olacak şekilde saf suda bir erlen içerisinde çözüldü. Son olarak
da bu iki çözelti birlikte karıştırılarak 121oC’de 20 dakika boyunca otoklavlanmak
suretiyle sterilize edildi.
Çizelge 3. 1. Murashige ve Skoog (1962) tarafından geliştirilen MS kültür ortamı
bileşenleri.
Makro Elementler Konsantrasyon (mg/L)
NH4NO3 1650
KNO3 1900
CaCl2 . 7H2O 440
MgSO4 . 7H2O 370
KH2PO4 170
Demir Kaynağı
Na2EDTA 37.3
FeSO4 . 7H2O 27.8
Mikro Elementler
KI 0.830
MnSO4 . H2O 22.30
Na2MoO4 . 2 H2O 0.250
CoCI2 . 6 H2O 0.025
H3BO3 6.200
ZnSO4 . 7 H2O 8.600
CuSO4 . 5 H2O 0.025
Vitaminler
Pridoksin- HCI 0.5
Nikotinik asit 0.5
Tiamin- HCI 0.1
Organik Bileşenler
Sükroz 30 g/L
Glisin 2
Bakto-agar 7 g/L
myo-Inositol 100
23
Bu çalışmada standart MS kültür ortamına kallus üretimini desteklemek için bazı
bitki büyüme maddeleri (2mg/L dikamba ve 1mg/L kinetin) eklendi. Bu bitki
büyüme maddelerinin çeşidi ve miktarları gerek ön denemelerden gerekse de literatür
taramalarında karşılaşılan çeşit ve miktarlardan yola çıkılarak hesaplandı
(Ranaweera, vd., 1992; Kwon, vd., 1993; Ahmed, vd., 2008). Kültür ortamına
eklenecek olan bu bitki büyüme maddelerinin diğer kültür ortamı bileşenleri gibi stok
çözeltileri hazırlanarak kültür ortamına aktarıldı. Bu stok çözelti için 100 mg
dikamba, 70-80 ml % 96’lık etil alkol içerisinde, 100 mg kinetin ise 70-80 ml HCl
içerisinde çözüldükten sonra hacim distile su ile 100 ml olacak şekilde tamamlandı.
Böylece son hacimde 1,0 mg/ml’lik dikamba ve kinetin stok solüsyonları hazırlandı.
Bu stok solüsyonundan 2ml dikamba ve 1ml kinetin alınarak son hacim 50 ml olacak
şekilde çözelti hazırlandı. Bu bitki büyüme maddelerinin steril kültür ortamına
aktarılmadan önce sterlizasyonuun yapılması gerekmektedir. Bunun için bitki
büyüme maddeleri çözeltisi vakum pompası yardımıyla mikro filtreden geçirilerek
çözeltinin sterlizasyonu sağlandı.
Bu çalışmada kullanılacak büyüme maddeleri ile modifiye edilmiş MS kültür
ortamını hazırlamak için, otoklavdan çıkarılan makro ve mikro elementleri,
vitaminleri ve organik maddeleri içeren 950 ml’lik çözelti ile son hazırlanan 50ml’lik
steril bitki büyüme maddesi çözeltisi iyice karıştırılarak 1L’lik modifiye MS kültür
ortamı hazırlandı. Hazırlanan bu çözelti katılaşmadan önce kültür ortamı olarak
kullanılacak önceden sterilize edilmiş petri kaplarına steril kabinde yeterli miktarda
konularak yine steril kabinde katılaşmaya bırakıldı.
24
4. ARAŞTIRMA BULGULARI
4.1. Sitolojik Çalışmalar Sonucu Elde Edilen Bulgular
4.1.1. Uygun tomurcuk safhasına ilişkin bulgular
Bu çalışma sonucunda en uygun tomurcuk safhası, tomurcuk gruplandırılması
yapılmış olan tomurcuklardan Şekil 4.1 deki a ve b görüntülerindeki safha olduğu
bulunmuştur. Bu safha belirlenirken daha önce de değinildiği üzere tomurcuğu
oluşturan sepal ve petallerin durumları göz önüne alınmıştır. Uygun tomurcuk safhası
olarak belirlenen tomurcukların sepal ve petal durumları şöyle açıklanabilir:
Sepaller tomurcuk üzerine bitişik, uç kısımları ayrılmamış, petal oluşumu sepallerin
arasından gözle görülebilir ve tomurcuktaki sepal ve petaller yaklaşık olarak aynı
boydadır (Şekil 4.1).
Doku kültürü çalışmaları için uygun safha olarak tanımlanan bu tomurcuklardaki
anterlerin mikrosporları tek çekirdekli safhadadırlar (Şekil 4.1 f,g) ve ekzin yapıları
tam olgunlaşmamıştır (Şekil 4.1 c,d,e,f,g). Mikrosporlar erkek gametofitin başlangıç
aşamasıdır. Diğer bir deyişle olgunlaşmamış polen taneleridir ve bir bitkiyi
oluşturmak için yeterli tüm genetik bilgiyi taşımaktadırlar.
25
Şekil 4. 1. Uygun safhadaki tomurcuk ve mikrosporlar. a-b) uygun safhada anter
içeren tomurcuk örnekleric-d-e) uygun safhada bulunan mikrospor
örnekleri f-g) tek çekirdekli mikrospor safhasının görüntüsü.
a b
c d
f
e
g
26
Donör bitkiden alınan tomurcuklardaki petallerin boyu, uygun safhada olarak
tanımlanmış tomurcukların aksine, sepallerin boyuna ulaşmamış ise bu tomurcuklar
erken safhadaki tomurcuklar olarak tanımlanabilir (Şekil 4.2 a,b). Bu tomurcuklarda
bulunan anterlerin mikrosporları tek çekirdekli safhaya henüz geçmemiş ve tetrat
durumundadırlar (Şekil 4.2 c,d). Eğer donör bitkiden alınan tomurcuklardaki
petallerin boyu, sepallerin boyunu geçmiş ise (Şekil 4.3 a,b), bu tomurcuklardaki
anterlerin mikrosporları geç safhadadırlar yani tek çekirdekli safhaya aşmış ve ekzin
yapıları olgunlaşmıştır (Şekil 4.3. c,d). Bu iki tipteki mikrosporlar da doku kültürü
çalışmaları için uygun değillerdir.
Şekil 4. 2. Erken safhadaki tomurcuk ve mikrosporlar. a-b) Erken safhadaki
tomurcuklar c-d) Erken safhadaki tetrat durumunda mikrosporlar.
a
d c
b
27
Şekil 4. 3. Geç safhadaki tomurcuk ve mikrosporlar. a-b) Geç safhadaki
tomurcuklar c-d) Geç safhadaki mikrosporlar.
a b
c d
28
4.2. Kültür Ortamından Elde Edilen Bulgular
4.2.1. Kültür ortamına cevap veren anterlerin tespiti
Uygun safhada oldukları belirlenen anterlerin steril ortamda hazırlanan kültür
ortamlarına alınmalarından sonra anterlerin konuldukları ortamdaki durumları takip
edilmiştir. Şekil 4.4’de görülen ortama konulmamış, donör bitkiden henüz alınmış
anterler (Şekil 4.4 a) ve kültür ortamında bir süre inkübe edilmiş anterler (Şekil 4.4
b,c,d) karşılaştırılarak, kültür ortamına cevap vererek kallus oluşumuna yönelen
anterler (Şekil 4.4 c,d) tespit edilmiştir.
Kültür ortamına aktarılan anterlerin cevap verip vermeme durumları donör bitkinin
genotipine ve anterlere ön işlem uygalanması ya da uygulanmamasına göre farklılık
görtermektedir. Bu farklılığı ortaya çıkarmak için tespit çalışmalarında anterler stero
mikroskop altında incelenmiş ve daha önce verilen kallus tanımına uygun anterler
cevap veren anterler olarak sayılmıştır.
Şekil 4. 4. Cevap veren ve vermeyen anter örnekleri a) yeni alınan anter görüntüsü
b) kültür ortamında inkübe edilmiş ancak cevap vermeyen anter örneği c-
d) kallus meydana getiren anter örnekleri.
d c
b a
29
4.2.2. Bitki çeşidine ve soğuk önişlem uygulaması göre kültür ortamına cevap
veren ve kallus meydana getiren anter sayıları ve yüzdeleri
İnkübasyon sonucunda, hazırlanan kültür ortamına cevap veren anter sayısı
bulunarak totipotensi yeteneğindeki anter yüzdeleri tespit edilmiştir.
Çizelge 4.1., 4.2. ve 4.3.’de verilen bilgilere bakılacak olursa genotiplerin aynı kültür
ortamına verdiği tepkilerin farklı olduğu açıkça görülebilmektedir. Kallus meydana
getiren anter yüzdelerine baktığımızda, Denizli-Çal yerel genotipi ile soğuk önişlem
uygulamadan yapılan anter kültürü çalışması sonunda, bu çeşidin toplam 82
anterden, %50,642 gibi bir değerde kallus oluşturma yüzdesine sahip olduğu ve
Muganlı-57 ve Baydar-2001 çeşitlerinin kallus meydana getirme yüzdeleri ise
sırasıyla toplam 129 ve 251 anterden, %18,694 ve %18.388 olduğu hesaplanmıştır.
Bu duruma göre soğuk önişlem uygulaması yapılmadan gerçekleştirilecek bir anter
kültürü için Denizli-Çal yerel genotipinin diğer genotiplere göre anter kültürü
çalışmalarına daha uygun olduğu söylenebilir. Ancak bu çeşidin soğuk önişlem
olmadan yapılan çalışmalarda kallus veriminin yüksek olmasına rağmen, her bir
yaprak koltuğundan çıkan tomurcuk sayısının 1 olması ve dolayısıyla anter sayısı
verimliliğinin de diğer çeşitlere göre düşük olması sebebiyle anter kültürü
çalışmalarını olumsuz etkilemektedir. Yerel genotip ile yapılacak olan 24 saat soğuk
önişlem uygulamalı anter kültürü çalışmalarında, soğuk önişlemin, toplam 51
anterden, kallus yüzdesini %60,880 değerine yükselttiği hesaplanmıştır. Ancak soğuk
önişlemin kallus yüzdesine olan etkisi diğer çeşitlerde daha fazla gözlemlendiği için
soğuk önişlemle yapılacak olan anter kültürü çalışmalarında diğer genotipler daha
değerlidir. Ayrıca yerel genotip tohumlarından elde edilen donör bitkilerin, diğer
çeşitlerle aynı şartlarda yetiştirilmelerine rağmen, bitkilerin genel durumları diğer iki
çeşide göre cılız kalmakta dolayısıyla sağlıklı çiçek tomurcuklarının sayısının da
düşük olmasına sebep olmaktadır. Bu da Denizli-Çal yerel genotipinin diğer çeşitlere
göre anter kültürü çalışmalarını olumsuz etkilemektedir.
Muganlı-57 ve Baydar-2001 çeşitlerine baktığımızda, soğuk önişlem olmadan
yapılacak anter kültürü çalışmalarında, bu çeşitlerin yerel genotipe göre düşük kallus
verimliliklerinin olduğu bulunmuştur. Ancak 24 saat soğuk önişlem uygulamalı anter
kültürü çalışmalarının bu iki çeşidin kallus verimliliğini oldukça yüksek değerlere
30
çıkardığı bulunmuştur. Bu değerler sırasıyla toplam 90 ve 181 anterden, %77,661 ve
%63,161 olarak hesaplanmıştır. Bu hesaplamalar ışığında kallus verimliliğinin soğuk
önişlem uygulaması ile önemli derecede arttırıldığı söylenebilir. Buna göre soğuk
önişlem uygulaması ile gerçekleştirilecek olan bir anter kültürü çalışması için, ele
alınan bu üç genotip yeterli verimliliğe sahiptir. Ancak soğuk önişlem uygulanan
anter kültürü çalışmalarında da genotipin kallus verimliliği üzerine olan etkisi net bir
şekilde görülmektedir. Bu durumda Muganlı-57 çeşidinin 24 saat soğuk önişlem
uygulamalı anter kültürü çalışmaları için daha değerli olduğu söylenebilir. Ayrıca
Muganlı-57 ve Baydar-2001 çeşitlerinin her bir yaprak koltuğundan 2 hatta bazen 3
adet tomurcuk çıkışının olması ve bu çeşitlerin aynı şartlar altında yetiştirilmelerine
rağmen, yerel genotipe göre, daha sağlıklı tomurcuklar meydana getirmesiyle anter
kültürü çalışmaları daha rahat yürütülmektedir.
31
Çizelge 4. 1. Denizli-Çal (Yerel Çeşit) genotipine ait veriler.
Çizelge 4. 3. Muganlı-57 çeşidine ait veriler
Çiz
elg
e 4
. 2
. D
eniz
li-Ç
al g
eno
tip
ine
ait
ver
iler
GE
NO
TİP
Ön
İşl
em
(saat)
An
terl
erin
Kon
uld
uğu
Pet
ri
nu
mara
sı
Ort
am
a
Kon
an
An
ter
Sayıs
ı
(n)
Cev
ap
Ver
en
An
ter
Sayıs
ı
(n)
Cev
ap
Ver
en
An
ter
Yü
zdes
i
(%)
Kall
us
Mey
dan
a
Get
iren
An
ter
Sayıs
ı
(n)
Kall
us
Mey
dan
a
Get
iren
An
ter
Yü
zdes
i
(%)
Den
izli
– Ç
al
0
1
11
1
9,0
91
2
18,1
82
2
29
2
6,8
97
16
55,1
73
3
42
4
9,5
24
33
78,5
72
24
1
27
4
14,8
15
16
59,2
59
2
24
2
8,3
33
15
62,5
00
32
Çizelge 4. 5. Baydar 2001 çeşidine ait veriler.
Çiz
elg
e 4
. 4
.Mugan
lı-5
7 ç
eşid
ine
ait
ver
iler
ÇE
ŞİT
Ön
İşl
em
(saat)
An
terl
erin
Kon
uld
uğu
Pet
ri
nu
mara
sı
Ort
am
a
Kon
an
An
ter
Sayıs
ı
(n)
Cev
ap
Ver
en
An
ter
Sayıs
ı
(n)
Cev
ap
Ver
en
An
ter
Yü
zdes
i
(%)
Kall
us
Mey
dan
a
Get
iren
An
ter
Sayıs
ı
(n)
Kall
us
Mey
dan
a
Get
iren
An
ter
Yü
zdes
i
(%)
Mu
gan
lı-5
7
0
1
28
2
7,1
43
11
39,2
86
2
28
3
10
,714
6
21,4
29
3
35
3
8,5
71
4
11,4
29
4
38
5
13
,158
1
2,6
32
24
1
28
4
14
,286
20
71,4
29
2
28
1
3,5
71
23
82,1
43
3
34
1
2,9
41
27
79,4
12
33
Çiz
elg
e 4
. 6
. B
ayd
ar 2
00
1 ç
eşid
ine
ait
ver
iler
ÇE
ŞİT
Ön
İşl
em
(saat)
An
terl
erin
Kon
uld
uğu
Pet
ri
nu
mara
sı
Ort
am
a
Kon
an
An
ter
Sayıs
ı
(n)
Cev
ap
Ver
en
An
ter
Sayıs
ı
(n)
Cev
ap
Ver
en
An
ter
Yü
zdes
i
(%)
Kall
us
Mey
dan
a
Get
iren
An
ter
Sayıs
ı
(n)
Kall
us
Mey
dan
a
Get
iren
An
ter
Yü
zdes
i
(%)
Bayd
ar
- 2001
0
1
32
1
3,1
25
12
37,5
00
2
25
2
8,0
00
4
16,0
00
3
27
3
11,1
11
12
44,4
44
4
33
0
0
0
0
5
34
0
0
7
20,5
88
6
35
1
2,8
57
10
28,5
71
7
31
0
0
0
0
8
34
0
0
0
0
24
1
31
2
6,4
52
24
77,4
19
2
25
5
20,0
00
16
64,0
00
3
37
4
10,8
11
25
67,5
68
4
44
2
4,5
45
27
61,3
64
5
44
1
2,2
73
20
45,4
55
34
5. TARTIŞMA VE SONUÇ
Anter kültür tekniği yeni genotip oluşturmada ve haploid bitki üretiminde, ıslah
programlarında yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu çalışmada susam bitkisinin 3
farklı genotipinin anter kültürüne kabiliyeti soğuk önişlem koşullarının uygulaması
ya da hiçbir önişlem uygulanmaması ile araştırılmıştır.
Anter kültüründe başarı, çok büyük bir oranda anterlerin alındığı bitkilerin
genotipine bağlıdır (Duran, 2007). Yapılan bu çalışmada genotipler arasındaki, kültür
ortamına cevap veren anter sayısı ve yüzdesindeki farklılık soğuk önişlemin
uygulamasında ya da ön işlem uygulanmamasında açıkça görünmektedir. Elde edilen
bu sonuç daha önce yapılan anter kültürü çalışmaları ile paralellik göstermektedir.
Donör bitkinin genotipi kültür tekniğine oldukça uygun olsa da, mikrosporlardan in
vitro koşullarda haploid embriyo uyarımını başarabilmek için bu bitkilerin
yetiştirildiği ortam koşulları da oldukça önemlidir. Bitkilerin yetiştirildiği dönemdeki
ışık yoğunluğu ve kalitesi, günlük ışıklanma süresi, sıcaklık, havadaki CO2
konsantrasyonu ve bitkinin beslenme koşulları başta olmak üzere tüm çevresel
faktörler, o bitkilerden alınan mikrosporlardan elde edilecek başarı üzerinde etkili
olabilmektedir (Zheng, 2003).
Tekniği etkileyen diğer bir faktör mikrosporların konulduğu kültür ortamıdır. Bitki
türlerinin çoğuna cevap verebilecek bir mikrospor kültür ortamı geliştirmek kolay
değildir. Çünkü mikrospor cevabının aynı türdeki farklı genotipler arasında bile
farklılık gösterdiği bir olayda, ortak bir besin ortamı kullanmak çok zordur. Bu
yüzden, kültüre alınacak çeşidin mikrosporlarını embriyogenesise teşvik eden kültür
ortamındaki karbohidratlar, bitki büyüme düzenleyicileri, mineraller ve vitaminler
gibi besin maddeleri, ozmolarite ve ortamın yoğunluğu oldukça önemli olmaktadır
(Zheng vd., 2001).
Ferrie, (2007)’deki çalışmasında yüksek kinetin ilavesi ile hazırlanmış MS kültür
ortamının susam bitkisindeki kültür çalışmalarında başarının oldukça iyi olduğunu
kaydetmiştir. Ancak hazırlanacak kültür ortamına ilave edilen büyüme
düzenleyicilerinin yüksek konsantrasyonlarının kallus oluşumunda olumsuz etkisi
35
bilinmektedir (Kim vd.,1987; Baskaran ve Jayabalan, 2006 ve Ahmed vd., 2008). Bu
sebeple yapılacak olan kültür çalışmalarında en yüksek etkiye sahip en düşük
büyüme düzenleyicisi konsantrasyonu bulunmaya çalışılmalıdır.
Literatürde yer alan çalışmalara bakıldığında doku kültürü çalışmaları için hazırlanan
kültür ortamlarında farklı büyüme düzenleyicilerinin çok farklı kombinasyonlarının
ve konsantrasyonlarının kullanıldığı görülmektedir. Bu da yapılacak olan çalışmalar
için en iyi ortamın geliştirilmesine yönelik çalışmaların halen devam ettiğini
göstermektedir.
Şüphesiz ki, doku kültürü çalışmalarında genotipin kallus üretim başarısında kültür
ortamının etkisi de oldukça fazladır. Ancak her genotipe uygun kültür ortamının ayrı
ayrı çalışmaya dahil edilmesi sonuçların karşılaştırılması için uygun
olmayacağından, genotipler için uygun olacak en iyi kültür ortamı belirlenmiştir.
Bunun için bazı ön denemelerin yanı sıra literatürde önceki çalışmalarda belirtilen
MS kültür ortamı kullanılmıştır.
İn vitro androgenesisin başarıyla uyartılmasında etkili olan en önemli faktörlerden
birisi, anterlerin donör bitkiden izole edildiği anda mikrosporların içinde
bulundukları gelişme dönemidir. Çoğu bitki türünün anter kültürlerinde en iyi
sonuçlar, tek çekirdekli mikrospor döneminin erken veya geç aşamasındaki
mikrosporları içeren anterlerden alınmaktadır (Duran, 2007). Bu tek çekirdekli
mikrosporların bulunduğu dönem sitolojik çalışmalarda belirtilen yöntem ile
belirlenerek çalışmanın başarısının arttırılması sağlanmıştır.
Soğuk ön işlem uygulamaları, mikrosporların metabolizmasını yavaşlatmakta,
böylece mikrosporların normal sıcaklıklarda (25-28°C) kültüre alınıncaya kadar
tekrar mitoz bölünmeye devam etmesi için hücre döngüsünü durdurmaktadır. Ayrıca
önişlem sırasında zayıf ve yaşama gücü olmayan mikrosporlar hemen
kahverengileşip ölmekte, böylece güçlü mikrosporlar kültüre alınmakta ve in vitro
koşullarda yüksek oranda rejenere olabilmektedir (Zheng, 2003).
Anter kültüründe kallus ve bitkiye dönüşüm üzerine soğuk uygulamalarının olumlu
etki yapmasına neden olan mekanizma henüz açıklığa kavuşmamış olmakla birlikte;
36
bu uygulamaların etkisini açıklamaya yönelik bazı görüşler bulunmaktadır. Nişasta
birikiminin bloke edilmesi, tek çekirdekli mikrospor döneminde tutuklanan
mikrospor sayısının artırılması, anter duvarının yaşlanmasının geciktirilmesi ve
absisik asit (ABA) gibi bazı engelleyici büyüme maddelerinin etkisinin azaltılması
bunlardan bazılarını oluşturmaktadır (Ellialtıoğlu, 2000).
Birinci polen mitozunu geçirdikten sonra mikrosporlarda nişasta birikimi artmakta ve
artık bu aşamaya gelmiş olan mikrosporları embriyo oluşturmak üzere sporofitik
gelişmeye yönlendirme şansı kalmamaktadır. Düşük sıcaklıklarda birinci polen
mitozu aşamasında tutulan mikrospor sayısında artış olmakta ve nişasta üretimi bloke
edilmektedir. Nişasta içeriği düşük tek çekirdekli mikrosporlar, kültür koşullarında
embriyo oluşturmak üzere sporofitik gelişmeye doğru daha kolay
yönlendirilebilmektedir (Foroughi-Wehr ve Wenzel, 1993).
Çiçek tomurcuklarına yapılan bazı ön uygulamalar mikrosporların kültür sırasındaki
gelişmesi üzerinde olumlu etki yapmaktadır. Anter kültüründe en etkili ön uygulama,
tomurcuklara yapılan soğuk şoklarıdır. 4-10oC’ler arasında, 72 saat ile 4 hafta
arasında uygun bir süre tutulan tomurcuklar arpa, patates, mısır, buğday ve biber gibi
bazı türlerde polen rejenerasyonu bakımından olumlu yanıtlar vermiştir (Ellialtıoğlu,
2000).
Soğun ön işlemin anter kültür çalışmalarında çiçek tomurcuklarına uygulanmasıyla
da anter kültüründeki başarıyı arttırdığı bilinmektedir. Özellikle anterlere
uygulanacak soğuk stres, birinci polen mitozu aşamasında tutulan mikrospor sayısını
arttırmakta ve nişasta üretimi bloke edilmektedir. Bilindiği gibi nişasta içeriği düşük
tek çekirdekli mikrosporlar, kültür koşullarında embriyo oluşturmak üzere sporofitik
gelişmeye doğru daha kolay yönlendirilebilmektedir (Foroughi-Wehr ve Wenzel,
1993). Öte yandan soğuk uygulama, tohum dormansisinin kırılmasındakine benzer
şekilde anterlerde de hücre bölünmesini teşvik eden sitokinin gibi hormonların
sentezini ve içsel miktarını artırırken ABA gibi engelleyici hormonların içsel
miktarını azaltabilir (Khan, 1977). Soğuk ön işlemi, anterlerin gametofitik yerine
sporofitik yönde gelişimini sağlamaktadır (Touraev vd., 1997; Reynolds, 1997; Hu
ve Kahsa, 1999). Baskaran ve Jayabalan (2006) ile Ranaweera ve Pathirana, R.,
(1992), çalışmalarında susam bitkisi tomurcuklarına soğuk ön işlem uygulayarak,
37
soğuk önişlemin anter kültür çalışmalarındaki olumlu etkisini susam anterlerinde de
gösterdiğini kanıtlamışlardır.
Sonuç olarak; susam bitkisinin (Sesamum indicum L.) Muganlı-57, Baydar-2001 ve
Denizli-Çal yerel genotipleri, uygun şartlardaki bitki büyüme odasında kontrollü
koşullar altında ekimleri yapılarak yetiştirilmiştir. Yetiştirilen bitkilerden, uygun
mikrospor safhasına sahip olan tomurcuklar ve anterler morfolojik ve sitolojik
çalışmalar ile belirlenmiştir. Donör olarak yetiştirilen bitkilerden toplanan anterler
yüzey sterilizasyonları yapılarak bir kısmı +4oC 24 saat soğuk önişlem uygulandıktan
sonra kültür ortamına aktarılmış diğer kısmı ise önişlem uygulanmadan kültür
ortamına aktarılmıştır. Bu çalışmalar ışığında Susam bitkisinin üç genotipinde de
erkek üreme hücrelerinin totipotensi verimliliği, uygulanan soğuk önişlemin ve
genotipin etkisi altında olduğu açıkça görülmektedir. Her genotip için kallus
meydana getiren anter yüzdesi, önişlem uygulananlarla uygulanmayanlara göre
belirgin bir artış göstermiştir. Ayrıca genotiplerin anter kültürü çalışmalarına olan
yatkınlıkları kallus meydana getiren anter yüzdesinde faklılaşmaları ortaya
çıkarmıştır. Bu iki etkenin, susam bitkisinin (Sesamum indicum L.) erkek üreme
hücrelerindeki totipotensi yeteneğini önemli ölçüde değiştirdiği sonucuna varılmıştır.
38
7. KAYNAKLAR
Ahmed, M. M. M., Abdellatef, E., Khalafalla, M. M., 2008. In vitro Multiple Shoot
Induction and Plant Regeneration in Elite Sudanese Sesame Cultivars
(Seasmum indicum L). American-Eurasian Journal of Sustainable
Agriculture, 2 (3), 308-314.
Arı, E., 2006. Türkiye’de Doğal Olarak Yetişen Anemone coronaria var.
coccinea’da Anter Kültürü Çalışmaları. Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü Bahçe Bitkileri Anabilim Dalı Doktora Tezi, 180, Adana.
Babaoğlu M., Gürel E., Özcan S., 2001. “Bitki Biyoteknolojisi Doku Kültürü ve
Uygulamaları” Selçuk Üniversitesi Vakfı Yayınları, Konya, 374 sayfa.
Baskaran, P. ve Jayabalan, N., 2006. In Vitro Mass Propagation and Diverse Callus
Orientation on Sesamum indicum L.-an Important Oil Plant. Journal of
Agricultural Technology, 2(2), 259-269.
Chakraborti, P. ve Ghosh, A., 2010. Variation In Callus Induction and Root-Shoot
Bud Formation Depend On Seed Coat Of Sesame Genptypes. Research
Journal Of Botany 5(1): 14-19.
Coşkun, Y., 2006. Farklı Kültür Ortamlarının ve Oksinlerin Tetraploid Buğdayda
(Triticum durum Desf.) Haploid Embriyo Üretimine ve Bitki
Regenerasyonuna Etkisi. T.C. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri
Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 62, Isparta.
Coşkun, Y., 2011. Mikrospor Kültürü ile Makarnalık Buğday Bitkisinde (Triticum
durum Desf.) Ebritki Rejenerasyonu. T.C. Süleyman Demirel Üniversitesi
Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı Doktora Tezi, 127, Isparta.
Çapan, S., 2006. Cucurbita pepo L. (Kabak) Bitkisi Embriyo Kültürlerinde
Kromozom Sayısı ve Mitoz Aktivitesinin İncelenmesi. T.C. Trakya
Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans
Tezi, 74, Edirne.
Duran, R.E., 2007. Tuzlu Koşullar İçin Geliştirilebilecek Buğday Genotiplerinin
Anter Kültür Tekniğine Uyumu. T.C. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen
Bilimleri Enstitüsü Biyoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi, 60, Isparta.
Duran, R.E., 2011. Tuzlu (NaCl) Koşullarda Kalsiyum ve Prolinin Makarnalık
Buğday (Triticum durum Desf.) Genotiplerinde Haploid Bitki Üretimi
Üzerine Etkileri. T.C. Süleyman Demirel Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü
Biyoloji Anabilim Dalı Doktora Tezi, 133, Isparta.
Ellialtıoğlu, Ş., Sarı, N., Abak, K. 2000. Haploid Bitki Üretimi. (Bitki
Biyoteknolojisi Cilt:I, Ed: Babaoğlu, M., Özcan, S., Gürel, E.) 40 s.
Ferrie, A. M. R., 2007. Doubled Haploid Production in Nutraceutical Species: A
Review. Euphytica 158:347–357.
Foroughi-Wehr, B., Wezel, G., 1993. Andro and Parthenogenesis. Plant Breeding:
Principles and Prospects. Chapman&Hall, 261-277.
Hoekstra, S., van Zijderveld, M.H., Louwerse, J.D., Heidekamp, F., van der Mark,
F., 1992. Anther and microspore culture of Hordeum vulgare L. cv Igri. Plant
Science, 86, 89-96.
Hosp, J., Maraschin, S.F., Touraev, A., Boutilier, K., 2007. Functional Genomics of
Microspore Embryogenesis. Euphytica, 158, 275-285.
Hu, T. ve Kahsa, K., 1999. A Cytological Study of Pretreatments Used to Improve
Isolated Microspore Cultures of Wheat (Triticum aestivum L.) cv. Chris.
Genome, 42, 432-441.
39
Huang, B., 1996. Gametoclonal Variation in Crop Improvement. In Vitro Haploid
Production in Higher Plants. (Jain, S.M., Sopory, S.K., Veilleux, R.E., -eds.)
Kluwer, pp. 73-91, Dordrecht.
Khan, A.A., 1977. Physiology and Biochemistry of Seed Dormancy and
Germination. North-Holland Publishing Co, 447, Amsterdam.
Kim, M. K., Park, S. K., Chae, Y. A., 1987. Selection In Vitro For Herbicide
Tolerant Cell Lines of Sesamum indicum, L; Effect of Explant and Hormonal
Combination on Callus Indiction. Korean Journal of Breeading. V. 19(1) p.
70-74
Koca, H., 2007. Tuz Stresinin Farklı Susam lerinin Fizyolojik ve Biyokimyasal
Özellikleri Üzerine Etkisi. Ege Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Doktora
Tezi, 148, Bornova-İzmir.
Kwon, T. H., Abe, T., Sasahara, T., 1993. Efficient Callus Incuction and Plant
Regeneration In Sesamum Species. Plant Tissue Culture Letters, 10(3), 260-
266.
Lee, S. Y., Kim, H. S., Lee, Y. T., Park, C. H., (1988), Research Reports Of The
Rural Development Administration Biotechnology, 30-45.
Maluszynski, M., Kahsa, K.J., Szarejko, I., 2003. Published Double Haploid
Protocols in Plant Species. In: Wheat Anther Culture: A Manual. (Tuvesson,
S., von Post, R., Ljungberg, A.,-eds.) Kluwer, pp. 71-77, Dordrecht.
Maraschin, S.D., Lamers, G.E.M., de Pater, B.S., Spaink, H.P., Wang, M., 2003. 14-
3-3 Isoforms and Pattern Formation During Barley Microspore
Embryogenesis. Journal of Experimental Botany, 54, 1033-1104.
Maraschin, S.F., de Priester, W., Spaink, H.P., Wang, M., 2005. Androgenics Witch:
an Example of Plant Embryogenesis from The Male Gametophyte
Perspective. Journal of Experimental Botany, 56 (417), 1711-1726.
Morrison, R.A., Evans, D.A., 1987. Gametoclonal Variation. Plant Breeding
Reviews, 5, 359-391.
Munns, R., James, R.A., 2003. Screening Methods for Salt Tolerance: A Case Study
With Tetraploid Wheat. Plant Soil, 253, 239-250.
Ram, R., Catlin, D., Romero, J., and Cowley, C., 1990. Sesame: New Approaches for
Crop Improvement. In: J. Janick and JE Simon (eds.), Advances in New
Crops. Kereste basın, Portland, OR. Timber Press, Portland, OR. p. 225-228.
225-228.
Ranaweera, K. K., D. S. ve Pathirana, R., 1992. Optimization of Media and
Conditions for Callus Induction from Anthers of Sesame Cultivar MI3.
Journal of the National Science Council of Sri Lanka, 20(2), 309-316.
Reynolds, T.L., 1993. A Cytological Analysis of Microspores of Triticum aestivum
(Poaceae) During Normal Ontogeny and Induced Embryogenic Development.
American Journal of Botany, 80 (5), 569-576.
Reynolds, T. L., 1997. Polen Embriyogenesis. Plant Mol. Biol, 33(1), 1-10.
Rudolf, K., Bohanec, B., Hansen, M., 1999. Microspore Culture of White Cabbabe,
Brassica oleracea var. capitata L.: Genetic Improvement of Non-responsive
Cultivars and Effect of Genome Doubling Agents. Plant Breeding, 118, 237-
241.
Sakin, M. A., 1994. Tütün (Nicotiana Tabacum L.) Anter Kültüründe Genotip ve
Besi Ortamının Haploid Bitki Oluşumuna Etkileri Üzerine Araştırmalar.
Çukurova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Anabilim Dalı
Yüksek Lisans Tezi, 56, Adana.
40
Savaşkan, Ç., Ellerbrook, C., Fish, L.J., Snape, J.W., 1997. Doubled Haploid
Production in Turkish Durum Wheats Using Crosses With Maize. Plant
Breeding, 116, 299-301.
Savaşkan, Ç., Şenay, A., Denli, E., 2001. Yerli Makarnalık Buğday Çeşitlerimizden
Üretilen Katlanmış Diploid Hatların Kışlık Ekimle Kalitatif ve Kantitatif
Özelliklerinin Araştırılması. IV. Tarla Bitkileri Kongresi, 17-21 Eylül,
Tekirdağ, 13-16.
Savaşkan, Ç., Akinci, C., Donmez, E., Keser, M., Yalvac, K., 2003. The
Relationships Between The Grain Characters of Anatolian Durum Wheat
Genotypes. Tenth International Wheat Genetics Symposium, 1-6 September,
Italy, 81-84.
Seguı`-Simarro, J.M., Nuez, F., 2008. How Microspores Transform into Haploid
Embryos: Changes Associated With Embryogenesis Induction and
Microspore Derived Embryogenesis. Physiologia Plantarum, 134, 1-12.
Shashidhara, N., Ravikumar, H., Ashoka, N., Santosh D.T., Pawar, P., Lokesha, R.
and Janagoudar, B.S., 2011. Callus Induction and Sub-culturing In Sesame
(Sesamum indicum L.) : A Basic Strategy. Int. Jr. of Agril., Env. and Biotech.
Vol. 4, No. 2 : June 2011 : 153-156.
Smith, Roberta A., 1997. “Plant Tissue Culture Studies, Plant Tissue Culture (BS
332). Virginia, 164 sayfa.
Takebayashi, K., Mimura, A., Ichikawa, A., Niwano, M., Takahara, Y. ve Osawa, T.,
1994. Cultivation Of Sesamum indicum L. Callus Cells At 35oC. Plant Tissue
Culture Letters, 11(2), 129-133.
Tan, Ş., 2007. Susam Tarımı. T.C. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Tarımsal
Araştırmalar Genel Müdürlüğü Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü Çiftçi
Broşürü No: 135.
Telmer, C.A., Newcomb, W., Simmonds, D.H., 1995. Cellular Changes During Heat
Shock Induction and Embryo Development of Cultured Microspores of
Brassica napus cv. Topas. Protoplasma, 185, 106-112.
Touraev, A., Indrianto, I., Vicente, Herberle-Bors, E., 1997. Initation of Microspore
Embryogenesis by Stres. Trends Plant Sci. Rev, 2(8), 297-302.
Touraev, A., Pfosser, M., Heberle-Bors, E., 2001. The Microspore: A Haploid
Multipurpose Cell. Advances in Botonical Research, 35, 53-109.
Wayne’s word, 2011. On-line textbook. Erişim Tarihi: 09.05.2011.
http://waynesword.palomar.edu/ecoph44.htm.
Yeung, E.C., Rahman, M.H., Thorpe, T.A., 1996. Comparative Development of
Zygotic and Microspore-derived Embryos in Brassica napus L. cv.Topas. I.
Histodifferentiation. International Journal of Plant Sciences, 157, 27-39.
Zheng, M.Y., Liu, W., Weng, Y., Polle, E., Konzak, C.F., 2001. Culture of Freshly
Isolated Wheat (Triticum aestivum L.) Microspores Treated With Inducer
Chemicals. Plant Cell Reports, 20, 685-690.
Zheng, M.Y., 2003. Microspore Culture in Wheat (Triticum aestivum L.) – Doubled
Haploid Production via Induced Embryogenesis. Plant Cell, Tissue and Organ
Culture, 3, 213-230.
41
ÖZGEÇMİŞ
Adı Soyadı : Mehmet Tolgahan HAKAN
Doğum Yeri ve Yılı : Uşak, 1986
Medeni Hali : Evli
Yabancı Dili : İngilizce
E-posta : [email protected]
Eğitim Durumu
Lise : Uşak Orhan Dengiz Anadolu Lisesi, 2004
Lisans : SDÜ, Fen Edebiyat Fakültesi, Biyoloji Bölümü
Yüksek Lisans: SDÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Biyoloji A.B.D. (Devam
Ediyor)
Mesleki Deneyim
Arş. Gör. Hitit Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi 2011-………(halen)
Yayınları
Coskun, Y.,Duran, RE., Savaskan, C., Demirci, T., Hakan, MT., 2012. Efficient
Plant Regeneration with Arabinogalactan-proteins on Various Ploidy Levels
of Cereal.Journal of Integrative Agriculture.
Duran, R.E., Coşkun, Y., Savaşkan, Ç., Hakan, M.T., Demirci, T. 2010. "Tuzlu
Koşulların Makarnalık Buğday Bitkisinde Bazı Kantitatif ve Kalitatif
Karakterlere Etkisi". 20. Ulusal Biyoloji Kongresi (Uluslararası Katılımlı),
21-25 Haziran, Denizli, 376.
Coşkun, Y., Duran, R.E., Savaşkan, Ç., Demirci, T., Hakan, M.T., 2010. "Farklı
Miktarlardaki Arabinogalaktan-Proteinlerinin Buğday (Triticum sp. L.) ve
Arpa (Hordeum sp. L.) Bitki Rejenerasyonuna Etkisi". 20. Ulusal Biyoloji
Kongresi (Uluslararası Katılımlı), 21-25 Haziran, Denizli, 510.
Kaşarcı, A., Köse, D.A., Alp Avcı, G., Hakan, M.T., 2012. Cu(II), Ni(II), Co(II) ve
Zn(II) Metal İyonlarının Glisin ve Lösin Aminoasitleriyle Yaptığı
Komplekslerin Sentezi, Yapısal Karakterizasyonu ve Biyolojik Aktiviteleri,
26. Ulusal Kimya Kongresi, 1-6 Ekim, Muğla, 283.
Kaşarcı, A., Köse, D.A., Avcı, E., Hakan, M.T., 2012. Cu(II), Ni(II), Co(II) ve Zn(II)
Metal İyonlarının Triptofan, Arjinin ve Fenilalanin Aminoasitleriyle Yaptığı
Komplekslerin Sentezi, Yapısal Karakterizasyonu ve Biyolojik Aktiviteleri,
26. Ulusal Kimya Kongresi, 1-6 Ekim, Muğla, 66-67.